Ekşi Duyuru

szimpla kert ve instant'e gidin kesin.Kafayı kırmak istiyorsanız palinka shot ve unicom içebilirsiniz. Bir de szechenyi bath efsane!

Silip tekrar yüklemeyi denediniz mi?

evet,
2-3 defa yeniden yükledim, güncelledim vs ama çözüm olmadı.
instagram'ın da mail atıp dert anlatacak bir mail adresi filan da yok.
help center da sık sorulan sorulardan oluşuyor ve hiç biri işe yaramıyor.

Kaplıca olarak Szechenyi'ye gitmiştik, tavsiye ederim, mimarisi de efsane. Yarım gün harcadık orada.
Merkeze yakın bir airbnb evinde kaldık, evimiz de çok iyiydi isterseniz link atabilirim.
Gece eğlencesi için ruin pub'lara gidebilirsiniz, ilginç dekorasyonlu ve orjinal mekanlar, bölüm bölüm oluyor ve her bölümde farklı tarzda müzikler çalıyor.
Yemek için street food karavan diye bir yer var, sıra sıra karavanlarda birçok çeşit yemek-tatlı-alkol vs satıyorlar, mutlaka gidin derim, güzel bir atmosferi var, yemekleri de başarılı, biz çoğu gün orada yedik. Bir de güzel bir açık büfe restoran bulmuştuk, gayet başarılıydı, ismini unuttum hatırlayınca yazarım.

Şehirdeki en iyi gulaş, frici papa. Konaklama olarak sessiz sakin bir yer bakıyorsanız buda tarafındaki otellere bakın, tramvay-metro bağlantısı ile peşte tarafına kolaylıkla geçebilirsiniz.

ben christmas zamani gitmistim. adi aklima gelmiyor ama turkcesi kahramanlar meydani olan mi ne kocaman bir meydanin kenardin kocaman bir buz pisti vardi. cok iyiydi. aksam acildiginda girmek icin 20-25dk sira beklemistim ama degmisti. kocaman alan ve iyi ayakkabilari vardi. fiyati uygundu.

çok klasik olacak ama çocuk kulübü güzel gibi

Çocukça şeyler, olabilir mi? Biz küçükken abur cubur'a çocukça şeyler derdik.

zıbar var atatürk bulvarında biraz tuzlu gelebilir ama en optimal yer orası. bi de leman kültür var çark caddesinin başında daha nezih ama daha pahalı.

** Şirince yerine Kuşadası konaklama bence daha iyi olur. Şirince 2-3 gecelik için bence daha güzel. Yine de siz bilirsiniz tabii.

** Efes Antik Kenti
** Apollon Tapınağı
** Kleopatra Plajı / Sedir Adası (Sedir Adası Giriş Ücretli)
** İztuzu Plajı (yolları biraz zordur ama deniz enfes)

Ölüdeniz'den Saklıkent, Kayaköy ve Yakapark kesinlikle gidilip görülmeli.

özellikle çocuk da varsa hırvatistan gibi bir lokasyonda deniz kenarı bir ev kiralayabilirsiniz airbnb üzerinden, daha önce deneyen çok memnun kalan arkadaşlarım var.

Ispanya'da bizim 5 yildizli tatil koyu stayla tatil baya yaygin ama fiyatlari bilemiyorum

Ispanya ya da tunus olabilir.

Koy/ciftlik tatili icinse avusturya.. Cocuklara yonelik o kadar cok sey var ki avusturyada.. Ama tuzlu olur tabi.

mallorca veya yunan adaları hocam.

halkidiki, tasos, sithonia. kuzey yunanistan.

kotor var karadağda. vize falan da yok. yonge'nin dediği gibi burada bir ev kiralayıp evin bahçesinden denize girme keyfini yaşayabilirsiniz. biz yaptık arkadaşlarla bu yaz. linki atmıyorum ki talep artmasın. geceliği kişi başı 60 liraya falan geliyor ve evin bahçesinden körfeze giriyorsun. yanı başında dağlar falan. çok sevdik uzatalım dedik ev sahibi isviçre'den gelecekler var sonrasında da bir ay doluyum dedi.

Köy tatili dediniz, hemen şunu buraya bırakayım usulca; www.wwoof.net

Dünya'nın her yerindeki(Türkiye için TaTuTa) organik çiftliklere konuk oluyorsunuz, onlar size yatacak yer ve yemek sağlarken siz de çiftlikteki işlere yardım ediyorsunuz gönüllü olarak.
Bu size yorucu gelirse çiftlik sahibiyle görüşüp belirli bir ücret karşılığı daha çok dinlenmeli bir çiftlik tatili deneyimleyebilirsiniz sanıyorum. Yani Türkiye'deki organizasyonda böyle bir opsiyon var. Buna dayanarak böyle bir tahmin yürüttüm.

Sabancı Müzesi iyidir

Baltalimanı kemik hastanesinin karşısında Japon bahçesi var, hoş bir yer ama içinde büfe var mı bilmiyorum, öyle dolaşmalık güzel park işte. Sahilden yaklaşık 10 dakikalık yürüyüş mesafesinde emirgan çay bahçeleri var, Sütiş oldukça kazık ve kalabalıktır ama onun sol tarafındaki sokakta güzel çay bahçeleri var. Onun dışında biraz daha ileride Emirgan korusu da var, orada da bir köşk ve Beltur vardı sanırım, emin değilim.

genel olarak kazıktır o civar. arnavutköy de polis sosyal tesisleri ile yine arnavutköyde ibb nin sosyal tesisleri var. buralarda hem görece ekonomik hem de boğaza nazır kahvaltı yapabilirsiniz. yetmez ama evetse, emirgan koruya çıkıp pembe köşkte şahane bir açık büfe kahvaltı da yapılabilir. sonrasında koruda yürüyüş vs..

www.hepsiburada.com

koltuk buna benzer muhtemelen. bu tiplerde yapabileceğiniz, baş/gövde aralığındaki kırmızı kısımdan kemeri geçirip çocuk otururken çocuğun üzerinden kemeri bağlamak. isofix gibi bir sabitlik sağlayamazsınız maalesef araçta isofix yoksa. Kemer'e güvenmelisiniz.

sözleşmenin sağlamlığının bir etkisi olmaz. seni istedikleri zaman işten çıkartabillirler. tazminatını alırsın, artı ispetlarsan şehir değiştirmeden kaynaklanan masraflarını alabilirsin.

zaten sözleşmenin amacı o. projeye bir bedel konulup, haksız yere çıkartmada o proje bedelinin yarısını tazminat olarak talep edebilecek şekilde kendimi korumaya alacağım bir sözleşme yapmak istiyorum.
teknik direktör sözleşmeleri gibi düşün, galibiyette pirim alırlar. ama kovulurlarsa tazminat alırlar. ben de kazandırdığım üzerinden prim ve kovulma tazminatı için sözleşme yapacağım.

ekime kadar filan devam bence. ki yılbaşında da vittoria'nın açık olduğunu gördüm sanırım -yanılmıyorsam.

Otogar > Tekirova otobüslerine bineceksiniz. Aktarma yaparım diyorsanız Kemer otobüslerine binip, Kemer'den Kemer - Tekirova çalışan otobüslere binebilirsiniz.

daha doğru düzgün oyun yok ps4'e, en yakın 27 mayıs'ya watch dogs var. o zamana kadar orta kalite bazı oyunlar var.

resogun'ı sevdim ben arcade marcade.

Infamous var. Daha ne olsun.

infamous +1

Battlefield 4.

Flash Player güncellemeyi denediniz mi acaba ?

get.adobe.com

denedim ama chrome'da yerleşik olarak zaten yüklü diye uyarıyor maalesef olmuyor.

hortlatıcam ama ben de izleyemiyorum. flash da yükledim. safariyi kapadım açtım olmadı.

önce güzel bir analizini yap. hangi tuş ne işi yapmalı, kaç tuş olmalı, tuşlar ne tarz olmalı, kaç gösterge olmalı... karaköy'deki elektronikçilerden birine danış böyle bir projeyi kaça yapabilirsiniz diye. bir kaç yerden fiyat al. sonra yapacakları devrenin boyutuna göre marangozda masasını falan yaptırabilirsin. geri kalan süslemeyi kendiniz halledebilirsiniz.

karaköy'de panocular var. buna benzer ısmarlama ürün yapıyorlar: www.datekelk.com

siz planlarınızı hazırlayın, panocu esnafa sorun, yardımcı olurlar sanırım.

** akraba reklamı: www.bicanpano.com.tr **

Saraçoğlunun yayınına katıldığı programların izleyici analizlerini bulup sonucu düşündüğünüz bölgeyle kıyaslayın derim.

ürünlerin kar marjı nedir? yaklaşık olarak 110.000tl ne kadar süre'de geri kazanılabilir?

bunlara dikkat etmek lazım. ayrıca bence üşenmeyip, bu tarz iş yapan bir dükkan bulup samimi bir şekilde muhabbeti sağlayabilirseniz, getirisi neymiş görebiliriz.

bu aralar evet çok moda, bitkisel ilaçlar, gündüz kuşağında sürekli dönüyor tv reklamları, programları ama insanların bu ürünlere satın alma eğilimi nedir? bunu öğrenmek lazım bence.

önümüzde kriz varsa patlayabilir bu yatırım. gerçi patlasa da florya ahalisi batmaz batarsa esenyurt batar küçükçekmece batar..

hayır, hiç girmeyin derim. marka hakkı için 30.000 tl zaten başlı başına hayır dememe yetiyor. ürünleri bilmiyorum ancak zaten bitkisel ürünlere merakı olan insanlar aktarlardan alışveriş yapıyor.

saraçoğlu'nun izleyici kitlesi emekliler ve ev hanımları değil mi? onlar zaten çarşıyı pazarı çok iyi biliyor. ayrıca gidip saraçoğlu markasına para vereceklerini düşünmüyorum.

tabi bu sadece benim fikrim.

saracoglu isim hakki 30 bin lira etmez diye dusunuyorum arti gidin bir saracoglu magazanin yakinina butun gun takilin geleni gideni gorun giren kac kisi birsey alip cikiyor bunlari gozlemleyin en az bir haftaici bir de haftasonu tam gun izleyin eger mumkunse dukkan sahibiyle gorusun. 150 bin e yakin bir yatirim bedeli var bu isin acikcasi ben bu ise girmezdim ki ben ne islere para yatirdim :) neyse fastfood sektorunde daha cok aliyorsun koydugunu ona da bakabilirsiniz.

Oğlunuzun adı Şafak olduğu için, şafaklı bir dövme mi yaptıracaksınz??? Çok yüzeysel olmaz mı?

bunlar şafaktan ziyade gün batımına benziyor, söyleyeyim istedim.

Bizim arkadasin adi da safak. İskambil kagitlarinin arasina şafuck yazdirmisti. Serseri iste. Aklima grldi siz sorunca

evet bunlar gün batımı, sadece yaratıcı bir fikre sebep olabilir diye koydum, yoksa direk bu tarz bir şey düşünmüyorum.

hangi şehir.

istanbul

bence güzel bi fontla şafak yazdırın sadece.
ya da yanında illa bi görsel olacaksa da belki el izi fln yaptırılabilir ufak.
www.babynametattoos.com

name tattoo diye aratırsanız örnekler cıkar.

şafak yeni bir gün demek yenilik demek olduğu için yenilik temalı şeyler de düşünebilirsin. ya da düşünmez misin?

techbotol.net
s3-media1.ak.yelpcdn.com
sonuncusu iyi olmamıs da ben konsepti itibariyle paylaşayım dedim:)
bunlar da olabilir.

Bildiğim kadarıyla güneşin kendi gözükmediği halde gökyüzünü aydınlatması durumuna şafak deniyor.
Bu durumda az aydınlanmış herhangi bir gökyüzü görüntüsü şafak algısı yaratacaktır ancak renkleri dövme için uygun değil. (siyah beyaz tercih ederim)

Ayrıca yine "Şafak" herhangi bir cismi tasvir etmediği için obje bazlı bir dövme bence gereksiz. Bence direkt "Şafak" yazdırın. Tabii öyle Times New Roman - 12pt olmasın, güzel süslü çizim-yazılar yapın derim.

Bir de ek olarak, daha önce görmüş olduğum bir şey var onu aktarayım: (Görsel aradım ancak bulamadım)
Bir baba, çocuğunun kağıda çizdiği resmi dövme olarak yaptırmıştı.
Siz de çocuğunuzdan sizin, kendisinin veya ailenizin resmini yapmasını isteyebilirsiniz. O acemice ve çarpık çizgilerle çizilmiş resim bence dövme olarak çok tatlı durabilir.

'koray karagözler'in yaptığı dövmeler geldi hemen aklıma. bir incelemenizi tavsiye ederim. fikir verebilir.

vakit geçtiği için taşıyamazsın. düşmesini bekle tekrar 9 dolara alırsın

Yenileme bu kadar pahalı olmamalı?

valla ben de şaşırdım ama telefonla teyit ettim.

markum'dan kaçarak uzaklaşın. arkanıza bile bakmadan hem de. çok kötü tecrüblerimiz var bu şirket ile, bilginiz olsun.

Abicim sitesini biraz inceleyin illaki bir fiyat yazmışlardır. o bilgiyi referans kullanarak ucuza yenilersiniz. Çünkü 9 dolarlık com net domainin yenılemesi yine 9 dolardır hatta bazı firmalarda daha da uygun fiyatlıdır sizi cahil bulup geçirmeyi düşünmüşler.

sheratonda sahile otelde kalmayanlar da gelebiliyor o yüzden belki de radisson blu daha iyi olur. açık büfesinden de memnun kalmamıştım geçen sene.

Sheratonin karsisinda cok kral bi pideci var acikinca birkac pide gomup kendinize gelirsiniz..bence sheraton

Single, tek kişi.
Double, iki kişi.

Odalar genelde iki kişilik olduğundan, single olduğunuzda 2 kişi kalmaya göre daha pahalıdır.. (300 euro vs 400 euro, double da kişi başı 200 euroya gelirken, tek kalınca 300 euro görüldüğü üzere.)

Ek olarak , 0.5 kişi için bazı yerler ücret almaz, bazıları alır.. Onu sormanız gerekiyor..

Siz iki kişi gitseydiniz 400(200+200) euro verecektiniz toplam geceliğine ama tek kişi gidince adam aynı odadan fazla zarar etmemek için 300 euro alıyor. Ek yatak ve çocuk ücretlerini araştırın çift kişi seçip ek bir ufak ücret ödemeniz lazım.

Barajı geçerse açıköğretime kayıt olabilir diye biliyorum.

bazı mado'larda oluyor. siparişi verirken haşlanmış istediğinizi belirtmeniz gerek.

edit: ben ankara'daki şubelerinden yiyorum, fena değil bence. istanbul eşrafı neden mado'dan alma dedi bilmiyorum.

superfreshin vardı, migrosta görmüştüm.

Sanki büyük marketlerin meze reyonlarında bulursun gibi. Market işi süper değildir herhalde ama berbat da değildir.

mado'dan alma.

madodan alma + 1 bir de marketlerin meze reyonlarında haşlama olmaz kızartılmış olur.taksimde haşlama olarak taze yapan bir seyyar amca var galatasaray lisesinin çaprazında.yolun düşerse oradan almanı öneririm.

otantik diye bir restoranlar zinciri var, orda olması yüksek ihtimal.

1-hangi yabancı dil sana ilgi çekici geliyorsa ona yönelmelisin. burda yazılan şuna yönel buna yönel diyenlere bakma. en işine yarayacak olanları rusca, farsca ve fransızcadır.

2- ToT

rusça fransızca (farsça ? hı ? ) vs vs'yi ticaret hayatında kullanıp verim almak için, ortalama bir rusa "of be harikasın ingilizce konuşacağımıza rusça konuşuyorsun benimle, bana benim dilimden hitap ettin, özüme indin, ruhumu okudun artık senden başkası ile iş yapmam" dedirtmek için kaç sene emek harcamanız lazım ?

tekrar edeyim, konu rusça fransızca bir iki selam merhaba değil, konu bu dillerle ticaret yapmak.

bazen 2 türk türkçe konuşurken adamla ticaret yaparken insan geriliyor, anlaşamıyor.

bizzat örneklerim var sıfırdan rusça fransızca için yıllarca kasıp da hala iki lafı bir araya getiremeyen.

bence onca emeği tekrar ingilizceye harcayın ve 10 kat karşılığını alın.

türk insanının rusça fransızca (farsça hı ?) gibi dilleri ticaret hayatında sihirli dokunuş muhteşem icat süper olay sanması da ayrı olay.

ha nedir rusça bir merhaba demek ticaret hayatında kapıları açacaksa gidin öğrenin madem.

ingilizce bilene almanca kolay geliyor. bence almancaya başla hem fransızcaya ispanyolca italyanca rusçaya nazaran daha kolay

ingilizce bilene almanca kolay gelmez de, almanca bilene ingilizce kolay gelir.
zira almanca ingilizceden kat kat daha zor bir dildir.

ha tabii gidip orada konuşmayı öğrenmekten bahsetmiyorum.
dilbilgisiyle, edebiyatıyla vb. öğrenmekten bahsediyorum.

yani "dil bilmek" kavramının sizin için ne ifade ettiği çok önemli.

aynı şey her yabancı dil için geçerli.

o zaman şöyle düzelteyim, ingilizce bilene almanca diğer dillere nazaran daha kolay gelir.

konu dış ticaretse rusça çok işe yarar diye düşünüyorum. hem baya sarıyor, garip bi dil.

1. soru için konuşuyorum; dış ticaret için fransızca geçerli bir dil, sadece fransa ile değil sömürgeleriyle de rahat iletişim kurarsınız, cezayir falan iyi pazarlar.

ama ben özellikle ispanyolca öğrenmenizi tavsiye ederim. popülasyona bakarsanız, ulaşabileceğiniz ülkeler çok fazla ve kalabalık (aşağı yukarı tüm latin amerika, ispanya, meksika, amerika'da da ispanyolca bilen büyük bir kesim var). önümüzdeki 20 yıl içerisinde amerika'da anadili ispanyolca olanların sayısı amerikan ingilizcesi olanları geçecekmiş.

yaptığınız işe de bağlı tabii ki. mesela ben gıda makineleri satıyorum, daha çok un değirmenlerinde kullanılan makineler. dolayısıyla arapça bilsem benim için büyük şans olurdu, katığın bol olmadığı yerlerde ekmek ve dolayısıyla un önem kazanır, afrika'da da genelde insanların yabancı dili arapça'dır. yine de ispanyolca öğrenmeye çalışıyorum, çünkü latin amerika'da ekonomi çok kötü, isim yapmış avrupa makineleri yerine daha mütevazı fiyatlara bizim makineleri tercih ediyorlar, ayrıca benim ürün gamım oradaki tarımsal faaliyetlere çok uygun.

dilforum adlı komedi sitesinde de vardır böyle tavsiyeler.

"ispanyolca dünya dili" "farsça süper oğlum" "korece bilmeyeni adamdan saymamak lazım" "çince dünyanın anasını ağlatıyor"

1. hem bu dillerin işlevinin sıfır olduğunu (bu dilleri konuşan YOK demiyorum işlevi sıfır. yani pizza yapmak için italyanca sumo güreşi için japonca öğrenmek gibi)

2. hem de kursu az pratiği zor filmi az şarkısı az vs vs. unutmanız kesin.

3. bu var mesela: www.zaytung.com

4. fransızca almanca rusça kursa giden heves eden ispanyolca takılan milyon insan gördüm de 2 lafı bir araya getirebilen göremedim. ben bunu dile saygımdan dolayı yazıyorum yoksa amacınız "merhaba selam" demekse 10 dil öğrenin ziyan değil.

5. anlamayanlar için tekrar edeyim, iki ülkenin ticareti ayrıdır, o iki ülkenin o dili arasında kullanması veya o dilin o ticarette etkili olması ayrıdır.

6. ve yine yukarda yazdığım gibi, bir iranlıya rusa ispanyola "lan bizim adam var kjswbdlkjfdlkj adında bir türk, adam bizim dilin anasını ağlatmış, siktiret ingilizce aracılığı ile ticaret yapanları ben bu adamdan şaşma be" dedirtin, yıllarınızı harcayın, ilk önce ben tebrik edicem.

7. zaten bu korece fince farsça vs vs türkiye'de çok değerli ve süper ve o nedenle iş ilanlarında 7-8 sonuç ancak çıkıyor. bunun da hemen hepsi "ingilizce yanında bu dili de bilse iyi olur" tadında ilanlar.

8. amacınız antalya'da dönerci açıp ruslara "merhaba abi gel buyur" demekse zaten sorun yok da ticarette kullanacaksanız diye diyorum. sıkıldım aynı lafı anlatmaktan. daha da çarpıcı örnekler verirdim de kolay gelsin.

ida hotel olması lazım edremit taraflarında.

biraz tuzlu olabilir ama yedigölleri kesinlikle tavsiye ederim. aracınızın altının yüksek olması lazım yoksa üzülebilirsiniz..

Linke bakamadım 1 mi 2 mi bilmiyorum ama İnnovia siteleri genelde günlük kiralık daireler ve yabancı uyruklu kadın dolu. 2 nisbetten 1e göre daha iyi. İnnovia 1 eskiden resmen fuhuş mekaniydi ama düzeldi. Su an 2 fuhuş yeri o da düzelecek umarım. Metrobüs vs yapıldı ama bu iki siteye de ozellikle 2de ulaşım cidden cok zor toplu tasıma yok neredeyse gece bu sitelere yürümek de biraz got ister sakat yerde esenyurtta. Ve inşaat dolu cevresi. Ama iki site de gercekten cok guzel ona laf yok.

öyle devam etmeyecek. velhasıl kelam izlediğin diğer dizilerdeki ay sürekli bi aksiyon olsun şeysi yok breaking bad'de, koydu mu direk oturtuyo ama.

ilk 3 bölümü sevmediysen devamında da sıkılırsın. ilk bölüm bence dizinin en iyi bölümlerinden biriydi mesela. yavan geldiyse yapacak bir şey yok. genel olarak aynı tempoda devam edecek zaten dram ağırlıklı bir diziden bahsediyoruz sonuçta.

sürekli bi aksiyon bekleme, mesela yayınlanan son bölümde ilk 30 dakka öf pöf hıı tamam iyimiş diyosun son 15 dakkaya gelince yaşadığım heyecanı ifade edemem yani best bölümüm oldu şimdiye kadarki. önceki sezonlarda da böyle bölümler olacak, yavaş yavaş gidip bombayı patlatıyolar, bizi de mest ediyolar.

ben de 4. sezon a kadar bekledim durağan giden yapısı var arada heycan yapsa da:)ama izlemeni tavsiye ederim.

tempo hemen hemen aynı devam ediyor ama bazı yerlerde tempo çok artıyor bazı yerlerde iyice durağanlaşıyor. izlediğin dizilerden çok farklı bir yapısı var breaking bad'in çok daha vurucu aslında ama bunu sürekli aksiyonla sağlamıyorlar. mad men veya six feet under'ı izlediysen o ayarda bir dizi.

Sürekli gerilim ve aksiyon olan bir dizi Breaking Bad.
Daha hızlı ve/ya heycanlı hale gelebileceği bir senaryo düşünemiyorum.
Bu konuda resmen olayı çözmüş durumda. İnsan doğasıyla kimyasal deneyler yapan bir senaryosu var. Bence senin klasik aksiyon anlayışına uymamış, yoksa ilk bölümden 5. sezonun yayınlanan son bölümüne kadar heyecanlandırmada çok, çok iyi.
Lost'a çok benziyor ritmi. Ritim olarak Lost'a en yakın bulduğum dizi hatta.
Heroes berbat bir senaryoya sahipti.
House'u bilinçli olarak izlemiyorum, sevmeyeceğimi biliyorum.
Game of Thrones tamamen farklı bir olay örüntüsüne sahip ve çok iyi bir dizi. Ama temposu çok daha düşük Breaking Bad ve Lost'tan, eğer kriterin bu ise yani; yoksa ben böyle değerlendirmiyorum.
The Walking Dead'e başlama isteğim yok, sıcak gelmiyor. Sherlock'a başka nedenlerle soğuk duruyorum, çekmiyor.
Spartacus'ü bilmiyorum ama Rome iyiydi.

kendi isinizi kurmanin daha stressiz olacagi fikrine nereden kapildiniz?

paraya ihtiyaç yok sadece işleyen demir işıldar yok gideceğim yer belli olsun tarzı bir düşüncedeyseniz "kuruyemişçi". ama sabahları börek poğaça satanlar da çok kazanıyor. sabah 3-4 saat çalışıp akşama kadar yatış sonra 2000 civarı para kazanıyorlar. valla ben bile düşünüyorum ara ara seyyar börekçiliği. evde kendim yapıp satmayı. ya da akşamları tavuklu pilav satmak.

orcu ya katılıyorum kendi isinizi kurmak bilakis daha streslidir.ama kimseyi yanınızda calıstırmayacagınız tek basına veya ailecek yapacagınız bir isse sıkıntı yok.diger turlu calısanlarla ugrasmak calısan olmaktan daha zor.

afrikaya ihracat yapardim ozellikle orta ve bati afrikada ihracat oldukca karli cinliler simdiden zaten oralari domine etmisler bile. musluman afrika ulkelerine ayyildizli seccade yaptirip satardim turkiyenin ismi artik dunyada biliniyor eskisis gibi silik degil oizellikle sudanda misirda bu dedigim olabilir

ayrica congo tarim icin mukemmel bir ulke ve hukumet tesvik veriyor orada tarim yapabilirsiniz bol gunes ve su var topraklarda adam gibi tarim yapilmadigi icin de topraklar olu degil

5 senedir kendi işini yapan biri olarak bu işin daha stresli olduğunu söyleyebilirim. Tüm sorumluluğu siz alıyorsunuz. Herşeyden sorumlu olan sizsiniz ve bu da daha çok düşünmenizi, kafa yormanızı, başarısızlık halinde daha fazla stress yapmanızı sağlıyor. İş önerisine gelince, hem elmam dursun, hem karnım doysun tarzı bir iş ne yazık ki yok. Para kazanmak risk almak demektir. Bu her işte böyle. Risk de doğal olarak stress demektir. Bilmediğimiz bir sektör muhakkak vardır. Bu dediklerimin haricinde bir iş bulursunuz umarım. Bulduğunuzda bana da haber verirseniz sevinirim.

eğer kendi işinizi kuracaksanız asla relaks olamazsınız. bunun bağkuru var, evrakları var, çalışanı var; aslında yine bir firma kuracaksınız ve gelirleriniz daha yüksek olma ihtimali olacak.

bunun dışında aristokrasiye geçmek istiyorum tarzında bir hevesiniz var ise, ev sahipliği diyebilirim. daire alıp, kiralatmak. kirayla geçinmek. kiracı ararken, ve doğru düzgün bir kiracı bulurken dertli, gerisinde çok yorucu değil. evrak doldurma işlemleri var, bunu da çoğu emlakçı yapıyor zaten. belası yok mu ? var, ödemeyeni, ödenmeyen aidatları vs. başınıza bir çok şey gelebilir.

Bir söz vardı tam hatırlayamadım fakat şuna benzer;

"Bir yerde çalışıyorsan bir patronun olur, kendi işini yapıyorsan her müşterin patronundur."

Zor işler bunlar.

genelde kendi işini kurmanın stresi daha fazla şeklinde yorumlar alıyorum. haklı olabilirsiniz. ama takdir edersiniz ki yaşamadan da bilmek zor.

geçen ay yanlış bir ithalat işlemi yüzünden (benim dikkatsizliğim) şirketim 220.000 tl ceza yedi. devletle uyuşmazlığımız yüzünden kimi davalık kimi yazışma aşamalarında olan 4 milyon tl'ye yakın işlerim var. 20 den fazla kişiyi yönetiyorum. her birinin hatası benim sorumluluğumda. aylık 20 milyon tl gibi bir nakite hükmediyorum.

sanırım bir kahveci açıp kahve satmak beni biraz daha uzun yaşatır.

benim aklımda hep bir tatil beldesinde falan ice bar açma fikri vardı. marmaris bodrum falan bir deneyin şansınızı.

tahmin ediyorum iyi bir yalıtım ile güzel bir işiniz olur. tutarsa iş ara bir gelir gireriz içeri bedavadan.

ben anlıyorum seni bir ara medikal firmada çalışmıştım ithalat biriminde gümrük derya deniz ve stres sıkıntı bir iş
tek bişey satan bir yemek işletmesi düşünebilirsin köfteci olur, kumpirci olur öyle birşey
Bi ara da OSTİM (ankara)da bir kalite laboratuvarında çalışıyordum yaz günü bile sabahları poğca kuyruğu emekli kuyruğu gibi oluyordu el kadar dükkanda adam dünyanın cirosunu yapıyordu. Böyle güzel bir yer biliyorsan etrafında yemek, turizm, eğlence gibi sektörler her zaman iş yapar.

Kahveci gibi işler daha sakin olur tabi. Yazdıklarından gene çalıştığın sektörde devam edecekmişsin gibi bir izlenim oluşmuştu bende.

Eğer geçimden öte kar gibi dertlerin peşine düşmeyeceksen, hayat standartlarını da daha minimal seviyelere çekmeyi başarırsan her türlü küçük iş seni mutlu eder. Ama burada kilit nokta hayat standartlarının ve lükslerinin sana olan maliyeti.

bu işi iyi yapıyorsanız stresi azaltın. bakış açınızı değiştirmeyi öğrenin.

çoğu zaman stres sizin işe bakış açınızla alakalıdır. yani çok relax bir iş bile gergin bir insan için gene stres kaynağı olacaktır.

iPhone'un IMEI numarasını bulabilirsin. iTunes ile yedekleme yaptıysan oradan kolayca çıkar. iTunes'dan;

Düzen -> Tercihler -> Aygıtlar

kısmından yedeğini aldığın cihazın isminin üzerine mouse ile gelip beklediğinde cihazı IMEI nosu çıkıyor.

Geçmiş olsun.

sabah sabah sen uyurken hırsız giriyor, sadece bilgisayar ve telefonu alıp çıkıyor öyle mi?

icloud kullanıyorsan iphone bulabilirsin.

www.icloud.com - apple id ile gir ve find my iphone'a tıkla.

@disfircasiyimben

hırsız kerizin ta kendisi. ip numarası belli olan bir bilgisayar ve ime ve seri numarası belli olan bir iphone4 çalarak da bunu belli etti. bilişim suçları 15 gün içinde elinizde olur dedi. ama benim için bilgisayarın içindeki bilgiler silinmeden bulunması önemli.

bunu bilemezsin. hırsız keriz olabilir ancak sattığı kişiler keriz olmayabilir. iphone'u ve bilgisayarı parçalayıp yedek parça yapabilirler. el değiştire değiştire size geri ulaşması aylar alabilir. malesef bu işin bir garantisi yok.

@bugunneetsem

yok, cüzdanımdaki parayı, araba anahtarımı ve evrak çantamı da almış, ama onlar pek önemli değil. önemli olan bilgisayar.

araba duruyor mu bari?

adami bi dovmediginiz kalmis. gecmis olsun. makine ele gecince, silinmis olsa dahi hdd de ki bilgileri geri getirme sansiniz var.

aynı şekilde evimden 2 bilgisayar ve ipod çalındı; seri numarası imei'si her şeyi verdik, sonuç çıkmadı; çıkanı da görmedim duymadım.

Benim çalınan telefonum bulunmuştu ama iki sene sonra.

arabayı kurtardık şükür

bence ikisini de bulmak zor. laptopun ip numarası ne alaka onu anlamadım? iphoneuda sim kart takıp kullanmazlar zaten ya imesi kırılıp değiştirilir ya yedek parça. bilmiyorum ama imkansız geri gelmesi. ip numarası laptopun modem üzerinden aldığı bir numara, sonuç olarak başka bir yerde bağlanınca başka bir modemden farklı bir ip alacak. ha statik bir ip niz olsa bile bu o hat için geçerlidir laptop için değil.

@andy belki mac numarasıdır bahsettikleri.

değiştirilir abi mac numarasıda. donanımsal ufak değişikliklerle. ha inşallah bulunur ama.

ben bilmiyorum ama var. hatta cok memnun olanlar var. ben cok duydum ama tabi gerekmedigi icin hangi sirket falan sormadim. bence teyzeden daha iyi bir opsiyon, gavurlar daha disiplinli oluyor, cocuk simarik olmuyor. ama egitimine dikkat edin en cok bence... hatta simdi hatirladim bunlarin garantileri falan oldugunu soylemislerdi yani mesela birini gonderdiler evet baslasin dediniz ama sonra anlasamadiniz yeni nir tane yilluyorlar tabi bir ay mi ne bir sure icersinde olursa ucretsiz oluyor ikinci aracilik.

(bkz: yabanci bakici)
(bkz: moldovali hizmetci)

bir de ogrencimsi hani bizde de ingiltere'ye falan gidiyorlar cocuk bakiyorlar (au bir seydi hatirlayamadim adini) o turden olaylar var.

bu tur seylerde dile getirilen rakamlar, calisma sartlari vs. hepsi modern koleligin resmi bence.

edit: (bkz: au pair)

stockholm?

viyana.

bütün iskandinav ülkelerinin refah seviyesi gayet yüksek olduğu için insanları da insandır ama... oralarda yaşayan çok arkadaşım ve akrabam var hepsi türklere karşı biraz önyargılı olduklarını söylerler. ama orda referans arkadaşın varsa herşey daha kolay olur.

ayrıca singapure, bir avrupa şehrinden daha avrupa asya ülkesidir. suç oranı nerdeyse yok ve işçi açığı var. tek kusuru küçük bir yer olması. ayrıca asyada en düzgün ingilizce burda konuşuluyor.

montreal (kanada) da yaşayan arkadaşım var. öncesinde almanya da sonrasında rusyada çalıştı bir süre. burda rahatım hacı diyor ama nedir ne değildir pek bilmiyorum.

benden bu kadar : )

kesinkile prag. 1 sene yaşadığım ve fırsat olursa ömür boyu yaşamak isteyeceğim bir şehir. istanbul'a kıyasla hem daha güvenli hem daha ucuz hem daha eğlenceli çekçe bilmemek sorun değil genelde herkes ingilizce konuşuyor.

stuttgart.

Cape Town / G. Afrika

o kullanıcı adını nasıl aklında tutuyorsun ya (:

melbourne.

Tamamından emin değilim ama yılda bir ay Japonya. Herşeyden uzaklaşıp huzur bulmak için iyi bir seçenek olurdu bence.

neden bilmiyorum ama yaşamaya imkanım olsa Birmingham'da yaşardım.

Porto

1-sıcaktan dışarı çıkamazsın doğru.
2-ama crystal cove'da 3 kez kaldım;orada gayet eğlenirsiniz bence,bahcesi,plajı oyun alanı,hamaklar falan baya eğlenceli.casino da siz büyükler için var.parasının hakkını veren bir otel,müşteri memnuniyeti ön planda ama casinosu para tuzağı bence,daha çok kazandıran casinolarda oynadım kıbrısta.
3-kıbrısa eylül ortası de gittiğimde bile yanmıştım düşün ağustostaki halini.

yani bebekli bir aile olarak sıcaklığa eksi not verebilirim.. gündüz dışarı çıkamadıktan sonra ne yapacağım bebekle otel odasında? dimi?

ya otelin kendi çevresi var,güzel kamelyalar vs otel bahçesinin ortasnda.gayet rahat yerler,türk kahvesi falan içmek güzel oluodu yemekten sonra. ama kıbrısta ne biliyim şehir merkezini gezelim gelmişken ailecek" durumları sakat,adam bayılır o sıcakta 1 saat sonra falan hele ağustosta..

amaç gideceğiniz yere varmaksa, tercih etmenizde hiç bi sakınca yok.

ben bir kez kullandım, sene 2007 idi. istanbul - adana. gayet gittim. halen tek vücut halinde devam ediyorum yaşamıma. başka seçeneğin yoksa kullan bence. ne olabilir ki en fazla? şirketten hisse satın almıyosun sonuçta. 1 saat havada gideceksin alt tarafı.

haklısınız tek parça gitmek önemli tabii de sözlükteki yorumlara bakıyorum, 6 saat rötar, 3 saat rötar, gidişte rötar gelişte rötar.. diz mesafeleri cücük kadar diyen var. şimdi bebekli bir aile olarak seyahat edeceğimiz için bunlar önemli..

pgs'nin atatürk'ten uçuşları var diye biliyorum ben. yanılmıyorsam. ben pegasus'u çok seviyorum bide :D

onur un cücük kadar koltuk mesafesi vardır evet, sonuçta 1 saatlik yol, yukarıdakilere katılıyorum.
sen burada düşünürken o bilet 99 tl olacak...

Digerleriyle pek bi farki yok. Bakma sen eksicilere. Ben sik kullaniyorum ucak yolunu. Hangisi uygunsa onla ucuyorum. Onurla 20 kez uctuysam 2-3 dur rotar. Hepside havanin durumundan dolayiydi. Tabi sans...

360'ın fiyatları haftada 2-3 gün bigchefs, midpoint gibi yerlerde yiyen bir insana çok uçuk ve aşırı gelmeyecektir. sadece "biraz" daha fazla diyebiliriz.

20:00-23:00 arası çok bunaltıcı bir kalabalık olmaz diye tahmin ediyorum. 23:00'ten sonra kalabalık artar ve ortam hızlanır.

sana bir şey olmaz :). ben gittiğimde hiç öyle abartı bi kalabalık görmedim bunalmazsınız ya, çok sakin olması da iyi değil insan asıl o zaman bunalıyor.

çok hoş bir otel...

ben çok memnun ayrılmıştım otelden.

arama.hurriyet.com.tr

çok sevindim, umarım biz de memnun kalırız.

hizmet süperdi ben gittiğimde single malttan guinesse herşey vardı

ben şahsen banka uygulamalarını kullanmıyorum jb li telefondan bu crackli bi windowstan bankaya girmekle aynı şey ama windows cracklerken en azından sadece serial değiştirip vs giriliyor bunda kompil siste baştan değişiyor nereye kime bilgi gönderdiği pek takip edilemez gibi geliyor bana, o yüzden ben bankaları tavsiye etmem pek.

Böyle birşey olsa kokusu çabuk çıkardı bence. Böyle komplo teorileriyle yaşanmaz hocam :) Ben giriyorum jb'li telefonumdan bankalara.

Not:Ha dersen hesabımda 5 trilyon var o zmn girme tabi o zmn jb'te yapma :)

paralı programları beleş almaktan ziyade telefonun performansını artırıcı ürünlerin beni cezbetmesinden dolayı kırdırdım. bir de apple store'dan satın alıp da bozuk çıkan programlara son aylarda 100lerce dolar ödedim. (yorum okumadan indirmenin zararları) o yüzden indirip kullanayım rahatça diye de bir avantajı oldu. şimdi de durup dururken endişeliyim ama layer26'nın da dediği gibi tüm dünyanın yaptırdığı bir işlem olduğu için kokusu çıkardı mutlaka dimi?

burada kalmadım ama sheratonda kalmıştım. Ufaklık 3 yaşındaydı. çeşme'de en büyük problem rüzgar. Aya yorgi dışındaki bütün koylar sert rüzgar alıyor genelde, malum Alaçatı sörf merkezi. küçük çocukla deniz kenarında durmak çok zor oluyor.

ben kalmıştım. güzel, sakin bir yerdi. yalnız rüzgar vardı spankenstein'ın dediği gibi.

para var huzur varsa al.

öyle de. elimde patlamasın yani, başka markaların başka modelleri de var. veya o paraya hem çamaşır, hem kurutma makinesi alabilirim ayrı ayrı. iyi midir sence?

kesinlikle kurutmayı ayrı, çamaşır mak. ayrı almanızı tavsiye ederim.
nasıl ki cep telefonunuzla çektiğiniz fotoğraflar pro. bir foto mak. ile çekilmişlere nazaran daha az tatmin edicidir, çift işlevli pek çok makine için de bu böyledir.

ben yıllarca linkteki makineyi kullandım. çok da memnundum.

www.siemens-home.com

çamaşırı kurutmasının yanında hemen kapak altındaki mikro filtreye topladığı kumaş tozları alerjimi neredeyse bitirdi.
çamaşır yumuşatıcısı kullanmadan çamaşır yıkamaya başladım. minimum kimyasal teması... üstelik artık sertleştiği ya da kumaşı bozulduğu için kullanamayacağımı düşündüğüm yedi senelik havlularım, penyelerim, çoraplarım ilk günkü yumuşacık haline döndü.

hem çamaşırı 12 kg yıkadıktan sonra ıslak ıslak çıkaracak; ikiye bölecek, iki saat sepetin içinde o halde bir partiyi kurutmasını mı bekleyeceksiniz?
kurutma makinesinin başında nöbet tutacaksanız bu işin pratikliği nerede kaldı? gün oluyor uyku geliyor, misafir geliyor...bir şey çıkıyor makinede kalıyor çamaşırlar. yarısı kurutmada, yarısı ıslak şekilde dışarıda... bana pek pratik gelmedi.

@balik kraker tavsiyen için teşekkürler, halihazırda 7 kglik makinem bana yetiyor. yani makine büyük diye 12 kilo doldurup ikiye bölmek yerine 7 kg koyar hem yıkar hem kurularım hem de yer tasarrufu yaparım diye düşünüyordum ama sanırım haklısın. senin makine kuru temizleme yapıyor mu?

beyaz eşya bayilerinin tamamı kombo makinelerden uzak durun tavsiyesinde bulundukları için ayrı kurutma makinesi aldım ben bosch, çok memnunum , komboların performansı bir yana, tezgah altı kullanılmaları uygun değil, her iki yanından da en az 30 cm açık alan bırakmalıymışsınız kurarken, bu da aklınızda bulunsun.

@ok by
beğendiğim model: Samsung WD7122CKC Ag+ 12kg 1100rpm Kurutmalı Çamaşır Makinesi

elmas kazan, seramik rezistans ve kuru temizleme özelliği beni cezbetti. ama aklım karışık, kime sorsam ayrı ayrı al diyor, ama iyi yer tasarrufu sağlıyor bu şekilde. ve 12 kilo sağlam bir kapasite. ama benim kafamda 7 kilo yıkayıp aynen kurutma var. çamaşırı bölmek zor olur.

en son 4-5 ay önce saturn'de 2500 tl civarında idi.

bütçe ne kadar? düşük bütçeli olarak egge otel daha düşük dersen delmar otel, yüksek bütçe dersen radisson öneririm. gezecek yerler de alaçatı'ya gidin, port alaçatı var aynı zamanda alaçatı'da, orda bi ferdi baba'ya gidin okyanus böreği yiyin(fiyatlar düşük değil burda), sonraa çeşme marina'ya gidin, aya yorgi koyu'na gidin beach club'lar var aya yorgi'de genelde, onların arasında da denizi güzel olan sole mare var marakesh'i merak bile etmeyin, başka da bir şey yok zaten.

ek not: ben de geçen sene ramazan'da gittim haftasonları haricinde hakkaten tenhaydı, istek tenha olmasıysa başarılı bir tercih.

bütçe sıkıntısı yok, sadece bebek de olduğu için tenhalık ve sessizlik daha iyi. o yüzden ramazanı seçtik. fikirler için sağol hepsini araştıracağım şimdi

kız arkadaşım şu an ladin otel dedi. pek merkezi değilmiş ama araba olacaksa çok rahat iş görür, zira arabasız çeşme pek çekilmez.

denize sıfır az biraz gezmeli görmeli bir yer istiyorsanız ılıca'dan bakın, güzeldir. nezih mekandır bebekle gidilir.