Ekşi Duyuru

benim bildiğim evi ipotek ettirip kredi alabilirsiniz de o zaman da ipotekli evin devri sorun olur, parayı almadan ipotek kalkmaz, tapuyu almadan da parayı vermez adam problem büyük.

arada bir emlakçı ya da yerel inşaat firması filan varsa onlar daha bir halledebiliyor bunu. biz de bunu düşünürken ev bulmuş, evi yapan adama bizim evi vermiş, üzerini tamamlamıştık, o da satmıştı alıcı bulduğunda, 1 ay içinde filan.

ayrıca bankadan alınan kredilerde her ay ödenen tutarın bir kısmı faiz bir kısmı anaparadır ya, borç ilk aylarda ya da ilk yılda kapatıldığında faiz ödeme miktarı çok çok azalır. sallıyorum, 10 yıllık 10bin kredi çekmiş ol, borcu ilk sene kapatırsan toplamda 11bin ödersin, ama 9. sene kapatırsan toplamda 16bin ödersin gibi.

amma karışık yazmışım..

borcu vadesinden önce ödeyecem dersen, bankalar onun için ayrı çarpıyorlar söyleyeyim.

evet hacı abi. yeni nesil çok iri.

harbiden öyle lan geçen bi halı saha yaptım kocaman kocaman herifler. sütlerinde falan bi şey var

evet gibi.

yok lan, ben o nesildenim ama çok tıfılım. sorun bende mi acaba? :/

O bunalımı bende yaşıyorum. Bizim burda lise var bazen cıkışına denk geliyorum başım önde önümü ilikleyip geçiyorum bebelerin yanlarından 1.80 boy sakallı gdo lu elemanlar hepsi. Kızlar desen hepsi afet

1950'lerdeki tavuklarla 2000'lerdeki tavuklar arasında 3 misli fark var. hayvanlara gdo'lu besinleri yedire yedire şişirdiler.

biz köyden gelen sütlerle büyüdük. yüzeyinde yağ yüzüyordu. kokusundan içemezdik. yeni nesil süt manyağı. su niyetine süt içiyorlar. gel gör ki içtikleri-yedikleri her şey entegre tesislerde gelişimi hızlandırılmış canlıların ürünleri. asla düdüklü tencerede pişmiş köy tavuğu yiyemeyecekler. karnı tümör dolu tavuklarla beslenen bir nesil. boy 1.90 olsa ne olur??

gdo'lu mısır yiyen tavuklarla, yeni neslin çocuklarının hiçbir farkı yok. iriler ama senden benden daha sağlıksızlar. hastalıklara daha dirençisler. 20 yıl sonra hastalıklar arttığında bunu daha net göreceğiz. şimdilik yazı bu kadar :)

aynen amk. koca koca götleri var abi diyolar bi garip oluyo.

88 li kızlarında memeleri büyük oluyor..onlarla idare edin işte ehehehe dwarf'lar sizi.

91liler olarak baya küçük gösteriyoruz. 93-94lüler ise dediğin gibi kalıplı ve büyük gösteriyorlar.

sizden 4-5 yaş ufak olan biri olarak cevabım, evet...

Özellikle zengin muhitlerde yeni nesil almış başını gitmiş, bıraksak nba draftına katılacak ipneler:) Hep bu fast food beslenme tarzının sonucu bence, bizim zamanımızda daha yeni yeni filizleniyordu bu sektör ülkemizde.

hormonlu yiyen radyasyondan etkilenen bir neslin çocukları onlar

92 - 93'ten itibaren bir irilik var evet. kızlarda da aynısı geçerli diyebilirim.

biZ daha uzun yasicaz ama

1.65imle sikip atıyorum olayı.

tanıdığım 88li 89luların çoğundan iriyim ama bu 94lüler harbiden coştu :D
92liyim

aga bizden sonrakilerin beyni küçülüp bünyeleri büyüyor.

Bildigim tek bisey var, pek emin degilim yine de ama, tecilini sadece tecilini yaptiran yer bozabiliyor. Bu baglamda haberleri olmama ihtimali var. Gecenlerde de sorulmustu boyle bi soru arat istersen.

şimdi özel durumun niteliğine göre cevap değişir. özel durumu bilsem ona göre daha detaylı bir cevap yazabilirim.

eylül'de yüksek lisansa başlasan ve 31 ekim'e kadar okul sevk tehirini iptal yazısını Askeralma Bölge Başkanlığına ulaştırabilirse ve başka bir kurumdan tecilli değilsen askere gidebilirsin.

yani ben askerken yüksek lisansta tez aşamasında öğrenciydim. ama başka bir nedenden dolayı tecilli değildim.

kurum koordineli değil diyorsun ama şimdi diyelim ki a üniversitesi senin için tecil yazısı gönderdi. 6 ay sonra ise b üniversitesi gönderdi. bu gibi durumlarda hemen 2 üniversiteye de yazı yazılıp "hem a üniversitesinden hem b üniversitesinden tecil talebi geldi. bu arkadaş ne ayak acaba" diye yazı yazılıyor. yani sandığınızdan daha koordineli bir çalışma söz konusu.

ek soruya cevap : bilmiyorum ve emin de değilim ama duyduğum kadarıyla fatih üniversitesi ucuz diyorlar. ama dediğim gibi ne araştırdım ne de başka bir şey. yüksek lisans yapan bir kaç arkadaştan duydum o kadar.

Benzer bir sorunda bende var tezsiz yl ogrencisiyim normalde 2015 e kadar tecilliyim, haziranda bitrme projesi icin savunmaya girecegim fakat mezuniyetim haziran sonuna yani agustos celbi icin son basvuruya yetismeyecek acaba ben de lisans diplomamla basvursam gidermiyim iye dusunuyordum

USB'ye sakın ama sakın yeni dosya eklemeyin. Üstüne yazar, kurtarılabilir olanı da bozar. Sonra Başlat > Çalıştır yapın, cmd yazıp Enter'a basın. Sonra belleğin bulunduğu klasörü değiştirin. Yani ATTRIB -S -H *.* /S /D yazıp Enter'a basın. Klasörün görüntülenmesini bekleyin ve "exit" yazıp belleğinizi açın.

İşlem karışık gelirse www.piriform.com adresindeki yazılımı deneyin, işinizi görecektir.

bıçakla keser gibi kesiyorum.

o yönde devam ediyorum valla ben. keyfim ne istiyorsa ona gidiyorum.

cecilia +1

düsüncelerimi dagitcak bisey yaparim, baska bisey düsünmeye zorlarim kendimi.

hayatta en çok haz aldığım şey beni ele geçiren özelliklerden kurtulmak. oruç tutmak çok büyük haz veriyor o yüzden. çok istediğim bir şeyi sakıncası olmadığı halde yapmam mesela bazen. kendine hükmettiğini hissediyorsun.

not: çok sapık gibi falan değilim normal insanım aslında.

o an imkanım varsa bulaşık yıkıyorum. kendiliğinden geçiyor sonra.

Yahu aynı dert bende de var. Kime sorsam "borç ödemeye alışmak lazım" diyor.
Kredi kartımın ekstresi geldiğinde, daha telefona sms düşmeden internet bankacılığından ödüyorum. Hatta kendim girip, kesim tarihinden önce borç kapatıyorum.
Taksit deyince tüylerim diken diken oluyor.
Nasıl ev kredisine şuna buna giricem hiç bi fikrim yok.

bence en iyisi. ben de kıl oluyorum taksit olayına. birşey bir seferde alabileceğimden pahalıysa almamam gerektiğine işaret benim için. şu ana dek baba zoruyla onun kredi kartıyla yeni bir çamaşır makinesi aldım,ona da borcumu ödeyene dek akla karayı seçtim, bana kalsa ikinci el birşey bakardım mesela. taksit yaptığım ve taksit yapmanın mantıklı geldiği tek yer kitapçım. 4-5 kallavi akademik kitap alıp 20 lira olarak aylık böldürünce süper oluyor.

hiphoplife.com.tr

toz deterjan atarsanız köpürür. havuzun büyüklüğe göre miktar da artacak tabii.

bulaşık deterjanı da güzel köpürtür.
bi de şampuan

banyo köpüğü atsanıza çok fazla köpürür

porno indiriyor ve online izliyorum. müzikleri genelde youtube'dan dinlerim. 480p'nin altına düşmem, %30 da hd izlerim. asla kısmam kotamı. ve standart kullanımla 120-130 gb. kotalı almasın işkence oluyor. "hmm şu filmlere bi bakayım" "yeni oyunlar çıkmış bi bakalım" dersem o ay 200ü rahat geçiyor.

tamamen bitmiş dizilerin bölümlerini izliyorum günde 4 5 tane çünkü boş oturuorum
100 gbı geçtim geçen ay annem bi ton bağırdı :(

120 130 gb. İnternette her şeyi indiriyorum, geçen torrentten 450 gb'lik bir dosya indirdim.

ben kotalı kullanıyorum gb başına 3 tl.

fazla vidyo izlemiyorum ama izlediğim oluyor.baya kullanıyorum.genelde sözlüklere giriyorum,haber sitelerine giriyorum.bazen bloglara nadiren de flaş oyun oynarım.bi ayda 3-4 kere falan.ayın 1 inden beri 6.5 gb kullanmışım.tabi bu ay zarara girdim 1 tl :)sınırsız 29 tl idi.ben 7 gb kullanırsam totalde 30 tl ödüyorum.ama denemeden bilemezsiniz.kullanım ve tarife geçiş olaylarına bakın.başta kotalı deneyin.baktınız olmuyor sınırsıza geçersiniz.ben bütün gün evdeyim sınava hazırlanıyorum dershane falan yok o yüzden giriyorum baya.ama iş/okul vb. bi olayınız varsa kotalı düşünülebilir.fakat dediğim gibi mesela benim tarifede 3 ay sonra sınırsıza geçebilme hakkın var.siz ona bi bakın.başta kotalı alın olmazsa sınırsız yaparsınız.

oyun falan indiririm. 150 gb'yi geçiyorum.

yurtta kalıyoruz, terabaytı buluyor toplamda..

ortalama 200 gb.

50 gb adil kullanım kotam var her ay aştım onu. film indirme/izleme, online radyo, online oyun, haber siteleri, sosyal paylaşım siteleri falan da var tabi..

adil kullanım varken 120gb falan gidiyodu, süperonline kaldırdı saolsun, yardırıyoruz şimdi her boku full hd izleyecez diye, 200-300 allah ne verdiyse artık.

50 gb kota var, o bitiyor zaten, 20-30 da üzerine çıkıyorum.

youtube'dan video izliyorum, internetten yazı okuyorum, stumbleupon'da takılıyorum. günde ortalama 1-2 saat. ayda 4 gb.

Bu kampanya anlaşmalı sinema salonlarında Pazartesi ve Perşembe günleri 10:00-23:59 saatleri arasında başlayan tüm seanslarda geçerli olup, bayram tatilleri, ilk ve orta öğretim sömestr tatil dönemleri kampanyaya dahil değildir.

demiş. yani geçerli değil.

vodafone unki gecerli ama.

virüs dosyaları gizlemiştir, gizli dosyaları görünür yapıp öyle bakın.

www.saatvesaat.com.tr

şu adamlar satıyor, tek çekimi de pahalı dediğin yerden.

www.saatvesaat.com

bu adresten de anadolu yakası şubelerine bakabilirsin, hatta şubeye gitmeden şu model var mı diye sordurabilirsin.

diğer sorularının cevabını bilmem de saate bayıldım. güle güle kullansın..

Elden almak için nette satış yapan yerlerin adreslerine bakın. En kötü ihtimalle bir telefon konuşmasıyla stok teyidi alıp, garantiye alırsınız işi.

Hızlısaat genelde en iyi fiyatı veriyor. Alakası olmasa da Hızlıal sitesinde de bazen iyi indirimler oluyor. Şu modeli (Swatch Touch) Hızlıal'da 200'ün altına bulabilmiştim;

3.bp.blogspot.com

Ondan sonra en iyi fiyat Hızlısaat'teydi.

kardo ayrıntı bişeyini görmedim ama elvin beşikçioğlununun gençliğine benzettim ben naalakaysa.

yani çirkin demek yanlış olur ama normal işte. güzel değil yani.

www.citroen.com.tr

citroen ds modelleri çok daha şık.

Fluencin yandan yemişi, pek bir fark yok.

Profesyonel fotoğraflara aldanmayın.

güzel bile değil. ortalama güzel...

Gayet güzel.

çok farklı sınıflarda ama bu da var bu dünyada...
gas2.org
www.chevrolet.com


citroen'in tasarım kötü değil ama çok farklı da değil, sıradan geldi. ikinci kez dönüp baktıracak, kendini farkettirecek bir araba değil.

bunu sevdiyseniz peugeot 301 e de bakın tasarım aynı ufak detaylarla ayrılıyor iki araç.

Peugeot 301'in çift yumurta ikizi. B+ diyebileceğimiz bir sınıfta, C diyenler de var. B diyen de var tabi. Donanım Haber başta olmak üzere birçok yerde kullanıcısı var, fiyatları nispeten uygun. Oralara uğramanda fayda var. Tüketim, kalite, fonksiyonellik, kronik arıza gibi şeyleri kolayca öğrenebilirsin.

Nesi güzel ben anlamadım. Gerçekten çok sıradan duruyor.

ne bu, bmw çakması.

netten öğrenme ihtimalin yok. ama sana en yakon şubeye gidip/arayıp öğrenebilirsin. dersin takip numaram yok diye isimden bakarlar en azından oraya gelip gelmediğini öğrenmiş olursun.

edit: ayrıca aldığın siteye kişiye mesaj at sana takip numarasını göndersinler ebaydan aldıysan satıcılar hem kargo şirketini hem takip numarasını istersen gönderiyolar. yurtiçine girince de pttnin sitesinden takip edebiliyorsun

ptt onu yemis olabilir veya geri gonderilmis olabilir, ptt olunca cok fantastik yolculuklar yapabiliyor paketler...

UPİM'e ulaşabilirsen sorabilirsin ama kolay kolay telefonlara bakmazlar. Zaten kayıtsız kargoyla çinden alışveriş yaptıysan daha en az 15 gün beklemen lazım. China post'un kayıtlı paketleri bile bir aydan önce gelmiyor.

@10lion, abi adam daha alırken dedi tracking number yok diye. eyvallah dedik, takip numarası yok.

28 aralıkta sipariş vermiştim hong kong dan 3 gün önce geldi. 30 aralıkta sipariş verdiğimden haber yok henüz.

bugün dx den sipariş ettim 14 ila 30 iş günü arasında gelir diye mail geldi.

takip kodsuz kaybolma riski çok fazla, o yüzden takip kodsuz alışveriş yapmayın

@bonjurkes, 30 günde gelmeyince her türlü refund ya da resend alabiliyorum, problem o değil.

Müzdaripim ama kurtulmuyorum. İnsanların yüzde 90 ının gerçek manada degeri yok.

asla küfür etmemen gereken bi ortamda edersen çok zor durumda kalırsın.ben de küfür ediyorum ama çok çok seyrek,müptelası değilim :)

Bende çalıştığım ortamda çok fazla etmeye başladım. Buda dışarıya yansımaya başladı.
Şimdi kendi kendimi tenkit ediyorum sürekli.
Biraz azalmaya başladı gibi.

ben de kendimi zor dizginliyorum ama çok sinirlenirsem kafayı hafif yana çevirip başka şeylere bakarak yarım ağız bi şekilde "amına koduğumun çocuğu" diyorum. çok rahatlatıyor bu beni.

ben de ediyorum. kufur eden adam samimidir. durma, devam et.

hiç geri vitesin olmasın, kay herkese ve her şeye.

ben kurtulanı görmedim

Türk Ceza Kanunu

İbadethanelere ve mezarlıklara zarar verme
MADDE 153. - (1) İbadethanelere, bunların eklentilerine, buralardaki eşyaya, mezarlara, bunların üzerindeki yapılara, mezarlıklardaki tesislere, mezarlıkların korunmasına yönelik olarak yapılan yapılara yıkmak, bozmak veya kırmak suretiyle zarar veren kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Birinci fıkrada belirtilen yerleri ve yapıları kirleten kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Birinci ve ikinci fıkralardaki fiillerin, ilgili dinî inanışı benimseyen toplum kesimini tahkir maksadıyla işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır.

yahu bizim kabirden cingene cocuklar cicek agac ne bulursa caliyorlar, demirle ceviricez yakinda, parasi pulu degil de, insanin insanliga dair butun umudu kayboluyor. yani pratik olarak bunun cevabi, nasil ispat edicen?

ben de yangında dumanı tahliye için zannederdim. zira normalde çalışmıyor bu fanlar.

sürekli çalışması gereksiz bir enerji sarfiyatı yaratır. muhakkak bir sensörü vardır. tünelin içi havasız kaldığında, karbonmonoksit oranı arttığında otomatik çalışıyorlardır.

tünel içinde durağan hava olması istenmez. hava akımı yaratmak için. bir çok sebebi var. bernoulli etkisini güçlendirmek için, egzoz gazları için, yanmamış gazların tahliyesi için, camı açık araçlar için, belli bir basınç için vs.

akan trafikte tünel içinde bir hava sirkülasyon olur zaten. bu yüzden gerek yoktur çalışmasına fakat durağan bir trafikte tünelin içinde egzoz gazının birikmesi zehirlenmelere yol açabilir. bu durumda bu fanlar devreye girerek hava sirkülasyonunu devam ettirirler.

bununla ilgili bi belgesel vardı nat geo'da. adamlar bi yerde tünel yaparkene zaten akıyor trafik hava değişiyor diye takmamışlar. bi gün içerde kaza olmuş trafik kitlenmiş, çat zehirlenen zehirlenene. önemi orada anlaşılmış fln filan.

www.dr.com.tr burdan yarın sabah arasan sipariş numarasıyla durumu anlattığında iadeye alırlar muhtemelen. bankanın işlemesine bağlı olarakta engeç 10 iş günü içinde kartınızın ekstresine +harcadığın tutar olarak geçer.yani şuan para çekildi ama sana hiç göndermeden iade olarak geçebilirler bence.

soğuk ılık arası, o sıcaklık derecesini tutturunca sütün tadı güzelleşiyor yemin ederim.
-şekersiz
-sek

yıllar sonra ilk defa biraz önce içtim ılık sıcak arası ve ballı.

lisedeyken sabah kahvaltısı niyetine sıcak ve ballı içiyordum, 6-7 senedir süt içmiyorum.

şekersiz soğuk.

soğuk şekersiz sek.

0,5'lik kutuyu açıp kafaya dikiyorum, genelde soğuk oluyor

soğuk olarak muzlu süt/çilekli milkshake
sıcak olarak nescafe veya nesquikle

sade içemiyorum

1.kahvaltıda ılık ama atıştırırken soğuk
2.şekersiz
3.sek

soğuk ılık arası, şekersiz, sek. aslında yanında kurabiyeyle falan içerim hep o yüzden sek sayılır mı bilemedim.

soğuk
şekersiz
protein tozuyla

hepsini içerim ama sıcaksa şeker atarım,tabi en sevdiğim sade ve soğuk olanıdır ayrıca tatlandırmaya falan ihtiyaç duymam kendisine zaten bayılıyorum...

soğuk şekersiz sek

bazen de kahve ile.

1. Soğuk
(Küçükken sütü hiç sevmezdim. Karnımı ağrıtırdı çünkü. Bir gün soğuk içtim ve fark ettim ki, karnımı ağrıtan sıcak sütmüş. O günden beri en sevdiğim içecek süttür. Ek olarak: hala sütü sıcak içtiğimde karın ağrısı yapar.)

2. Şekersiz

3. Sek
(Bazen canım çikolatalı süt ister. O zaman Alpella'nın çikolatalı sütünü tercih ederim.

1. soğuk
2. şekersiz
3. gevrekle veya protein tozuyla/muzla karıştırarak.

yazın soğuk, kışın da biraz ılıtıyorum. şekersiz ve sek içiyorum.

Soğuk, şekersiz, sek.

1. soğuk (ılığı daha çok seviyorum ama genelde dolaptan çıktığı gibi içiyorum)
2. şekersiz, hatta yağsız.
3. sek. bazen yulaf ezmesi, kuru üzüm ve toz kakao ile.

not: kahve veya kakao ile içersem sıcak (üstü kaymak tutmayacak kadar ısıtıp), şimdilik tatlandırıcı ile (1 sb için 30mg canderel). ama tatlandırıcıyı da bırakmayı planlıyorum.

sıcak
ballı
sek

Bir dönem vazgeçilmez kahvaltım olan, 1 adet muz, 0,5 litre süt, bir çorba kaşığı bal, hepsini blenderda karıştırıp, bir güzel içer idim.

1.Daima soğuk
2.Bal dışında tatlandırıcı koymam
3.Genel olarak sek, imkanlar dahilinde blenderda (muzlu,çilekli, bebe püskevitli, aklınıza gelmeyek değişik çeşitlerini yaparım)

İmza: Haftada 10 litre süt içen adam.

bazen soğuk şekersiz sek.
bazen soğuk şekersiz nesqué.

maşallah herkes sek içiyormuş ama pınarın sütü de fena değil bence.

kesinlikle soğuk, şekersiz ve sek.

paket sütleri eliyorum öncelikle. köy sütü yanı açık sütü süt diye içerim zira paket sütten süt tadı almıyorum ben. köy sütünü kaynattıktan sonra biraz ılınıp şekerli içerim. dolaptan çıkmış buz gibi sütü de severim. süt yağlı ise şekersiz sıcağa yakın içerim. ama en lezzetli süt çocukluğumun tikveşli tombul şişe sütüydü.

Soğuk, şekersiz, nesquikli..

soğuk nesquick

sıcak nescafe

10 yıl sonunda paranın tamamını alamıyorsun bunu öncelikle belirteyim. ikinci olarak %7 aylık değil yıllık faiz oranı.

10 yıl sonunda toplam birikimin, yılda 1800 tl + 450 tl devlet katkısı, yıllık %7 faiz oranıyla 31.087,01 tl oluyor.

bu tutardan emeklilik şirketinin kesintilerini düşmen gerekiyor.

@douchebag, tamamını alamama olayı şöyle; %5 gibi bir kesintiye uğruyor sanırım trik para tamamını almak istediğinde. işte 31100 değil de 29500 gibi..

zaten gözüm asıl faizde değil, devlet desteğinde. annem tam 46 yaşında, parayı alabilmek için gerekli olan 56 yaş ve min. 10 yıl muhabbetini tastamam yerine getirmiş oluyor 10 yılın sonunda. bu yüzden soruyorum :)

hocam tamamını almak için 56 yaşına gelmen gerekiyor. %5 stopaj her türlü yapılıyor zaten.

Sistem’de Bulunduğunuz Süre / Devlet Katkısının ne kadarına hak kazanılır?
3 yıldan az %0
3<=Süre<6 yıl %15
6<=Süre<10 yıl %35
10 yıl ve daha fazla (56 yaşından önce) %60
10 yıl ve daha fazla (56 yaşından sonra) %100

tamam abi bu yüzden 46 yaş + 10 yıl =56 diyorum ben de.. o zamana kadar 120 ay ve daha fazla zamandır sistemde olduğumuz için de hesapta yanlış yok bence, %100'ünü hakediyoruz desteğin?

evet, o kısmını okumamışım, my bad.

tam annene göre bu sistem, takdir ettim. yapabiliyorsanız şöyle yapın. ayda 1000 tl'ye kadar yatırabilirseniz devlet desteği yılda 3000 tl olur, yıllık asgari ücret toplamının %25'i kadarını destek olarak alabiliyorsunuz. bunun için aylık asgari ücrete kadar yatırın, destekten sonuna kadar faydalanın derim ben.

yılda max destek kişi başı 2800 gibi bi rakam, (2800*4)/12 yaptığımızda da, olayın optimal karı ayda 933 lira civarı yatırdığımızda olacak gibi görünüyor. çok haklısın.

ama ben türkiyede böyle şeylerin kanunlarının/kurallarının bi gecede değiştiğini çokça dinlemiş bi insan olarak, asgariden fazla yatırmanın çok da güvenilir olmayacağını düşünüyorum. zira, bilen bilir, devlet bi gece çıkıp da, "kaybolun la bu destek fonu benim" de diyebilir, 90larda kesilen konut yardımı hikayesi gibi :) değerli fikirlerin için çok teşekkür ederim.

vay amk. madem devlet benim paranın üstüne çökebilir mafya gibi, e bu kadar insan neye güvenip ödüyor ki?

ben düşünüyordum vazgeçtim şimdi mesela..

var mı bir yorumu olan? :(

@4530 merkez, dayı güncel fonun üzerine yatabilirler. ya da bu %60 %100 muhabbetini falan tak diye değiştirebilirler. senin parana+faizine bişey olmaz. yani en kötü ihtimalle vadeli mevduatla kafa kafaya olur alacağın.

Şu anda 30bin tl güzel bir para gibi görünüyor ama 10 sene sonra değeri ne olacak belirsiz, özellikle Türkiye gibi bir ülkede.

Enflasyonun % 10 olarak seyrettiğini varsayarsan bugünkü 100 lira 10 sene sonraki 259 liraya denk oluyor.

@hope ender eyvallah hacı abi..

not: enflasyon oranı yüzde 10 olması durumunda reel zararın oluyor :)

@cakabo, ama abi ödemeler sabit değil. yani bu sene asgari 150 öderken atıyorum seneye 150*1,10 falan ödeyeceksin.. faizle enflasyon birbirini götürse(ki götürmez, götürse zaten faizin bi muhabbeti kalmaz) senede yatırdığın her 4 lira 5 lira olarak dönüyor sana geri. bence güzel..

@yapma volkan adamı kurtarmak için vapur hareket etti diye bir şey yok. suyla oynayan çocuklar bile bilir o motorun gücünün adamı aşağı çekeceğini. bunu en azından kaptanın bilip o işi yapmaması gerekti.

edit: biz bu işleri bırakalım ama sen de yazdığını silip bi de üste çıkma çabalarını bırak volkan yapma demiyorum hobi olarak yine yap...

ben de değişik bir açıdan yaklaşayım. o adamın çoluğu var çocuğu var muhtemelen karısı-anası var. yayınlamayın kardeşim şöyle görüntüleri. adamın içi parçalanıyor.

@2 düşündüm düşündüm sana ne deyim diye ama belki kafası felan güzeldir dedim yok o da kar etmedi...

üstteki arkadaşları okudum da ben hala insanım. şu hayattan soğumuş halimle bile. orda can simidini atabilmek kurtarabilirdi. yalnız haberleri izlediyseniz böyle ortamlarda bulunmama refleksi oluşturmaya yönelikti neredeyse. sonuçta orda bir panik var ve adamın biri ipi dubaya bağlıyor mesela bir anahaber de diyorki oraya bağlayınca gerildi gerilince adamı üstünden attı ip. adamında suratını gösteriyorlar. katil zanlısı oluyorsun. diğerinde can simidini gittikten sonra attı diyorlar falan. hayat çok çok acayip.

ben bunu entry olarak da girecektim aslında. hindistan'da falan olsaydı hemen ertesi gün millet ayağa kalkardı. bir haftaya kalmaz bütün vapurlar yenileriyle değiştirilir ve bu tip riskler ortadan kalkardı. avrupa'da zaten bu riskler olmadığı için böyle bir durum hiç yaşanmazdı. geri kalan üçüncü dünya ülkeleri falan da işte bizim gibi aynı.

adam zincire tutunamadı değil. orda halatı bağlamaya çalıştılar felan sonra birden halat gerginlikten kurtulunca adamı savurdu. amk adam dalgın olabilir, mal olabilir ne olursa olsun giden bi canın arkasından bu kadar rahat olunmaz. hepimizin sevdikleri var.

eminönü kadıköy hattında yeni vapurlar var. onlarda sürgü iskele sistemi otomatik. açılıyor ve hiç boşluk olmaksızın inebiliyorsunuz vapurdan. zamanında bu vapur hatları belediyeye devredildiğinde hepsini yenileyelim kampanyası yapılmıştı da bazı solcu kesim tepki göstermişti ne gerek var kardeşim, yine yandaşlara para akıtacaksınız diye. umarım bu 40-50 yıllık(abartmıyorum) vapurları bir an önce yenileriyle değiştirirler.

ayağı kaymış adamın. görevlilerin de acemilikleri var tabi ama vefat eden amcanın arkasından sik sik konuşmak biraz orospu çocukluğuna giriyor.

haber.mynet.com/denize-dusen-adamin-son-anlari-kamerada-673152-yasam/


video burada. o kaptan bunun eğitimini almamış mı allah cezasını versin diyorum.

tüylerim ürperdi, içim acıdı, hatta hüngür hüngür ağladım haberi izlerken.

adamın ortadan atlaması yanlış, evet ve malesef bunu -hatta daha kötüsünü- bi sürü insan yapıyor.

sonrası gerçekten korku filmi gibi... geri alıp izleyemedim bile. ailesinden biri olsam heralde şunu izleyip kafayı oynatırdım.

eventi bırak, ekşide başlığı bile yok rahmetli abinin. herkes onu vapurdan düşen adam olarak biliyor. (bkz: haydar kayır)

bu soruyu gorup, daha yeni izledim videoyu. keske izlemeseymisim. adam icin, ailesi icin cidden cok uzuldum amk.

adam dalginliktan dusmus ve oradaki gorevlilerde cahilliklerinden oldurmusler adami. bu kadar basit ve aci siktigimini mevzusu. bir de kamil mamil falan denilmis adam icin.

yazik amk. insanin hic degeri yok turkiye'de, cok yazik.

%95 ido'nun ve çalışanlarının hatası. ne olursa olsun çalışanların araya birinin düşme ihtimaline karşı eğitilmesi lazımdı. tamamen doğaçlama müdahale ediliyor. hiç bir plan yok. milletçe acil durumlarda ne yapılacağını bilmiyoruz hadi, firmalarda mı bilmiyor.

Motor gücü değil aslında halatın birden boşalması vidyoyu iyi izleyin adam halat boşalıp esneyince düşüyor sonra motor gücüyle haliyle alttaki girdap çekiyor adamı halatı bağlamaya çalışan elemanın bir anlık hatası ve bende eğitim şart diyorum

hindistanda bi kız tecavüze uğradı öldürüldü bütün memleket ayağa kalktı. bizde noldu, hergün olmaya devam ediyor daha da beterleri. bizim memleketten bi cacık olmaz.

her ne kadar ortada bir hata olsa da öyle toplanalım, şikayet edelim olaylarına girişmek mallık. o adamın zaten ailesi, yakını vardır bu işi bırakmaz. ilaveten ihmali olan varsa da pek üstüne gitmemek gerek. adamlar elinden geleni yapmış. hergün bu olayla karşılaşmadıkları için acemice davranmışlar.

niye mallık olsun kardeşim. sustukça sıra diğerlerine geliyor farkında değil misin? 3. yüzyıldan kalma yöntemlerle vapura inip biniyoruz 21. yy istanbulunda hala! bıraksak kürek de çektirirler.

Arkadaş hasta mısınız ruhsuz mu?
Her gün karşılaşmadıkları için acemice davranmışlar vb. Nerede acil durum eğitimi? Atıyorum bir uçakta arıza çıksa, her gün arıza çıkmıyor diye düşmesini doğal mı göreceğiz? Can taşıyorsun sen orda. Kaptan yer açmak için yapmış olabilir, ama fazla yüklendiği de kesin. O kadar su akımına nasıl dayansın o adam? İkinci mevzu ordaki görevlilerin can simidi atılmaması, aradan dikey bir şekilde ver adam kendi geçirsin kafasına beline.

Özetle, cezayı hak ediyorlar. Sadece vapurun kaptanı değil, kaptanları ve elemanları eğitime almadan çalıştırmaya başlayan tüm yetkililer

Gel gör ki bu ülkede yalan bu iş. Avm inşaatında çadırda yatarken yangından ölen kaç işçi vardı, hangi yetkili ne kadar ceza aldı? Yıllardır maden işçileri ölüyor, kim ceza aldı? Tersane işçileri? Kot taşlama işçileri?

Umut dolu konuşmak isterdim ama gerçekçiliği tercih ederim.

o iskeleden milyon tane insan geçiyor. ilkel, yada eski olabilir; ama tehlikeli değil. iskele atıldıktan sonra düşen kişi, kendi hata veya acelesinin kurbanı olmuştur. ha düştükten sonrası için haklısın.

ilaveten, ben ruhsuz değilim. sadece orada iskele atan görevlililere pek yüklenmemek gerektiğini düşünüyorum. acil durum eğitiminden bahsedecek olursak, yanıbaşındaki meslektaşın yada hizmet verdiğin vatandaşın kafasına avize düşmesi ihtimaline karşı senin de alman gerek. bunu söylüyorum; çünkü ceza çekmeleri için bir neden arıyorsunuz o neden de 1acil durum eğitimi1.

Adamın hatası olduğu da bir gerçek dediğin gibi. Ama görüldüğü üzere hava yağmurlu, yerler ıslak. Hatası olanı hatasıyla bırakacaksak bunları tartışmanın anlamı yok. Herkes başının çaresine baksın kaza vs.
Görevlilerin çekmesi için yükleniyoruz, çünkü bu olay bir değil iki değil. Oradaki adamların tek görevi o iskeleyi kurmak olmamalı. Ha tek görevleri iskeleyi kurmak olsa bile, yaşanan bu kadar olaydan sonra görev tanımları değişmiyorsa birileri cezayı hak ediyor. Yanımdaki adam için de benim acil eğitim bilmem gerekir ama benim işim böyle bir tehlikeyi barındırmıyor. Arada çok büyük fark var. O adamlar yolcuların can güvenliği için iskeleyi kurmakla yükümlü, direk işleri bununla alakalı yani.
Birilerinin ceza çekmesini istiyorsak da stres atmak için değil, şu ülkede bir şeylerin sorumluluğu alınsın diye.
Bulgaristan'da bir feribot kazasında 10 kişi öldü diye ulaşım bakanının istifa ettiğini, imrendiğimi hatırlarım. Birilerinin ceza almasına değil, sorumluluk almasına imrendiğimi.

aslında pek farklı düşünmüyoruz. acil durum eğitimi, çalışan herkes için verilmeli. kamu hizmeti yapan kişiler için daha önemli, ama böyle münferit olaylardan sonra da, bu durumu ceza almaları için bir neden olarak görmek yanlış. ortada korkunç bir ihmalden ziyade şanssızlık var. hapislerde süründürmek yerine musibet diye adlandırıp en kötü ihtimale karşı daha hazırlıklı olarak geçiştirmek daha insani. sen bir yetkili, görevli olsan senin de aklına gelmez birinin düşüp öleceği.

Bu olayın münferit olduğunu düşünmüyorum. Kaçıncı kez okuduğumu unutacak kadar yaşanıyor malesef. Ben yetkili olsam da aklıma gelir, gelmeseydi bile önceki vakalardan sonra gelirdi. İnip binerken düşme ihtimali vapuru kullanan her insanın aklına gelmiştir bence. Bir insanın hayatını kaybettiyse verilecek cezanın da geçiştirilecek cinsten olmasını tercih etmem.
Neyse, ilk cevabımda da belirttiğim gibi hiçbir şey olmayacak muhtemelen. Bir sonraki kaza haberinde görüşmek üzere.

kadın taksim metrosunda raylara atladı ve öldü. 3 saatte çıkardılar. üstelik trafik aksadı kaç saat.

var mı bir önlem? bir daha olmaması için? mesela iç kapı yapılsın diye bir hareket başlatılabilir. (şahsen mail atmıştım)

bu olayda da, vapurun kıyıya sıfır olacak şekilde olması sağlanabilir. bazılarında öyle. zaten onlarda vapurun kapısı bile açılmıyor yanaşmadan. (bir de yanaşmadan atlayanlar var ya)

yani kurtarmayı bilmiyorsun madem önlemeyi bari bil.

Dr

yansitiyo bence. avusturya, almanyada mesela türkiyeye cok benzer bi sigara tüketimi var.

türkiyede icmeyen bir kesim var ondan dolayi normal gibi geliyo bana.

mesela ben agzima koymaadim sigara su ana kadar. türkiyedeki arkadaslarimdan nerdeyse hicbiri icmiyor.

o değil de almanya'da gördüğüm kadarıyla sigara içmeme bilinci başta genç kuşak olmak üzere başlamış.

bizde üniversitede ders arası olunca fakülte önünde sigara içen onlarca insan oluyor. orda çok zordu sigara içene rastlamak.

cigarayı da hesaba katsalar birinci sırada oluruz.

çoğu ülkeden az sigara içiyor olmamıza rağmen onlardan daha çok etkiliyoruz.

adamlar bir sistem oturtmuşlar. içen içmeyeni rahatsız etmiyor. japonya da yürüyerek sigara içmek yasak mesela..

japonlar içiyor ama bizim gibi içmiyorlar,onların sigarasında 0,1 lik nikotin oranı var,bizde 1 den başlıyor nikotin oranı

yıldız tilbe
bir de zerrin özer

kesinlikle duman ve athena.

grup 84'ün yorumunu haftalardır dinliyorum ben, şahane

athena

duman ve grup84 tabiki de

Duman

yıldız tilbe.

Yıldız Tilbe ve Zara. (Bi de Tarkan:)

rafet el roman - beni biraz anlasaydın

Duman - Gönül.

1. emeklilik sistemini bankalardan başlatabilirsiniz. Garanti bankasının garanti emeklilik, akbank için avivasa, işbankası için anadolu hayat ...Bankada hesabınızın olmasına da gerek yok.

2. senin ödediğin parayla sistem otomatik fon alıyor bu fonlar ne kadar değerlenirse senin paran da o kadar değerliniyor. Ha fon seçimini kendim yaparım dersen sen de senede belli sayıda fon değişimi yapabiliyorsun. örnek olarak 2012 içinde hisse senetleri fonları %50 kazandırırıken B tipi fonlar %6 kazandırdı. Hisse senedi fonları riskli fonlar %50 kazanabileceğin gibi kaybedebilirsin de. B tipi fonlar düşük getirili fonlar.

3.Senin ödediğin miktarın toplamı ne ise onun %25 ini kazanacaksın.

4.Seçimi sen yapıyorsun. Bana tüm birikmişlerimi şimdi ver diyebilirsin. Bana 5 yıl içinde 60 ayda ödeme yap da diyebilirsin.


5.Öyle birşey yok. Yanlız devletin verdiği %25 kazancının bir maximum sınırı var. Bunda da aylık yaklaşık 3-4 bin ödemen lazım.

5. devletin yıllık katkısı max. yıllık brüt askeri ücretin %25'ine kadar. yani ayda 975TL'ye kadar yatırırsan, her ay bunun %25'ini devlet senin adına yatırıyor: yani max. ayda 244 TL gibi bir rakama kadar çıkıyor.

Buyrun, yardımcı olayım?

- ihbar alamazsın.
- evet öyle bir durum var ancak tazminatımı istiyorum diyebilirsin.
- ara- kıdem tazminatı hesaplama.
- yes.

- ihbar taz. ne ki peki?
- e o zaman istemiyorum dersem ben askerdeyken de primim yatacak mı? istememenin mantığı nedir yani?
- onu aradım taradım zaten ama bak 3. maddede soru soruyorum
-eyvalla

prim gününe bağlı olarak çalışma süren var. ya o süre boyunca çalışırsın yada parasını alırsın ihbar budur.

prim yatmaz geri döndüğünde kaldığın yerden başlarsın.

net üzerinden de hesaplarsın brüt üzerindende sonuçta eline geçecek para aynı.

edit: heri değil geri.

tamam anladım. varsalayım ki prim günüme bağlı olarak ihbar sürem 1 ay. 1 ay önce bildirdim işten çıkacağımı, bu durumda yani ihbarımı yaptığım için kıdem tazminatına ek olarak bu parayı da alıyorum. doğru mudur?

aynen ama şirket ihbar süreni çalışacaksın diyebilir.

1- kıdem alabiliyorsun, ihbar alamıyorsun.
2- sana parayı vermeyeceklerse ücretsiz izin verebilirler. geldiğinde kaldığın yerden devam edebilirsin. ama bu tamamen senin isteğine bağlı olarak gelişir. sen benaskerlik nedniyle istifa ediyorum diyip kağıdını ik'ya verdiğinde sike sike tazminatı ödemek zorundalar. bastırırlarsa da abi dünya hali ne olacağı belli olmaz. hem benim bu süreçte paraya ihtiyacım olacak, mecburum kusura bakmayın. ama gelince ben de çalışmak isterim dersin.
3- son brüt maaş üzerinden hesaplanır. hatta siteler var verginetin falan, otomatik olarak hesaplıyor.
4- tazminatlarda farklı vergi kesintileri olabiliyor hangi ayda olduğuna ve vergi dilimine girmiş olmana göre. dolayısıyla yine net-brüt hesaplama sitelerine girerek brütünü öğrenip yine bu brüt üzerinden tazminatını hesaplaman daha doğru olur.
5- ihbar tazminatı, iş sözleşmelerinin sigortasıdır. karşılıklıdır. sen iş gücünü satıp arşılığında bir ücret alıyorsun. her iki taraftan biri bu sözleşmeyi iptal etmek isterlerse eğer, diğer tarafa yine önceden belirlenmiş süreler dahilinde bu fesih tarihini bildirmek durumundadır, herhangi bir zarara mahal vermemek adına. yani sen işten ayrılmak istiyorsan da, seni işten çıkartıyorlarsa da 2-4-6-8 haftalık süreler(o işte çalışmış olma süresine göre değişir) dahilinde karşı tarafı bilgilendirmek durumundadır. ancak bunu yapmaz, hemen çıkartmak isterse eğer bu süreçteki mali yükümlülükleri sana ödemek zorundadır. seni işten çıkartır, ihbar süren 4 haftadır. işten çıkarttım, yarın gelme diyecekse eğer çatır çatır 4 haftayı sana öder. seni çıkartıyorum ama 4 hafta daha burada çalışacaksın, 4 hafta sonra çıkartacağım önceden haber veriyorum derse ihbar tazminatı ödemek zorunda değildir.

1. sadece kıdem tazminatı alabilirsin. (en az bir senelik kıdemin varsa tabii)
2. askerlik nedeni ile istifa ediyorsan hayır, böyle bir hak yok. kıdem tazminatına hak kazandıran bir koşuldur askerlik nedeniyle istifa.
3. kıdem tazminatı fesih tarihi itibariyle mevcut brüt maaş üzerinden hesaplanır.
4. kıdem tazminatından sadece damga vergisi kesilir.(binde 7,59 şu anda) ihbar tazminatından gelir vergisi de kesilir.
5. ihbartazminati.nedir.com

izlenmediği için kalktı sanırım, pek övgü de almadı zaten. yakında çıkar dvd'si.

bütçen ne kadar?

nereden alacağınız bütçeyle direk olarak ilgili.
vakko, beymen vb. gibi mağazalardan alabilecek durumunuz varsa oralara bakın.

gri değil de, füme tonları olabilir belki.
biraz da giyip, ten renginize uygun olanı seçmeniz lazım.
askıda kötü görünen üstünüzde güzel durabilir.

kığılı da güzel takımlar var. italyan kesim, dar kesim falan gayet şıklar. birde gri güzel bence. siyah olanlarda da güzel oluyor ama kumaşı çok önemli, çünkü bazı siyah kumaşlar parıl parıl parlıyo. grinin altına siyah gömek ve kravat bence hoş ve şık olur

öyle bi bütçe belirlemedim de iyi bişey almak istiyorum.

madem belirlemedin ucu açık bir bütçen var ben network derim. beden yapına uymazsa cacharel'de bir alternatif olabilir.

sarardan alabilirsin
onların genç serisi var, italyan kesim diyorlar o darlara.

ramsey de olabilir. dar kesim yapıyorlar genelde.

tween

Tween+1.

sarar veya kığılı da bulabilirsin geçen bi arkadaş bakındı güzel takımlar var hele de italyan kesimi kaldıracak vücut varsa pek bi güzel olur.ayrıca mahmut tuncer ne yaa:)parlak grilerden almazsan öyle durmaz grinin bin çeşit tonu var güzelini bulabilirsin.

tween+1
olmadı, zara.

uyurken rahatlık önemli tabii. uyurken soğuktan kasılıp gevşemiş uyanmak zor olsa gerek. sıkı sıkı giyinin hocam.

valla ben sıcak ortamlarda uyuyunca verim alamıyorum uyumayı başarsam bile sabah dinlenmiş hissetmiyorum. hafif soğuk ortamda daha az da uyusam çok daha verimli oluyor herkesin vücudu farkı demek ki

joe +1, ben de soğukta yatmayı seviyorum. Yorganın altına girdimmi 10 dakikada ısınırım. Bence sıkı giyin, başını da üşütme, üstünü açmamaya çalış, sıcakta yatmaktan daha iyidir.

Vücut sıcaklığını yükseltebilmek için enerji harcayacak ve yorgun uyanacaksın mümkündür. Ama çok sıcak olursa da uyuyamazsın ya da verimsiz uyursun yine.

şu mantikla düşünürsek, mesela ben uyurken bir yerim yorganin disinda kalip üşüyünce, sabah kalkinca oram tutulmus gibi oluyor böyle. Senin neredeyse bütün vücudun yorganin disinda oluyor.........

donanimhaber.com'da aratırsan bu dediğini yapanlar varmış sanırım ama ben hiç gözlerimle görmedim. Bilgisayarı normal alıp ürünleri hiç kullanmayıp tüketici hakem heyetine mi ne dilekçe veriyormuşsun. Bişeyler bişeyler. Orda aratmanı tavsiye ederim.

boşver sen onları. git toplama bilgisayar yap kendine. içine ne yüklemek istersen kendin yüklersin. hem ciddi biçimde ucuza gelir.

internette alışveriş yap onlar freedos satıyo hepsiburada vb.

bende dün notebooklarla ilgili bir soru sormuştum. orada monster notebook u önermişlerdi. sitesini incelediğim kadarıyla; işletim sistemsiz, özelliklerini kendin seçebildiğin ve yüksek seviye laptoplar üreten bir marka. markayı ve sitesini incelemeni öneririm.

www.monsternotebook.com.tr

beyler peki linux'lu alıp, ona çakma win7 yüklesem nasıl olur? 200 lira fark var lan win8'li ve linuxlu arasında.

ben bir laptop alacaktım. fiyatı 2-3 yıl önce 600 liraydı. işletim sistemsizi 650 liraydı. yav orjin xp m var daha ucuza gelse olmaz mı falan dedim ama olmamıştı. bazen absürd işler yapıyorlar.

ebru gündeş'in ameliyatına giren doktor

kesinlikle ve kesinlikle aybars akkor

ivet, ama heryerde bulursun o ayrı

geçen haberde diyordu. kaynak götüm değil yanlış anlaşılmasın. başbakanımızı dinlemişler ya o haberler işte

yassah hemşerim

ben mi yazdığınızı yanlış anladım bilmiyorum ama 29 yaşına kadar askere gitmezse askerlikten muaf olunmuyor. tam tersine 29 yaşına kadar okumana izin var. eğer 29 yaşında askere gitmemek için tek bahane okul kaldıysa gel önce şu askerliği yap ondan sonra okula devam edersin diyorlar. ha 22 yaşındaysa şu an okusun 4 yıllık bi bölüm kısa dönem yapsın. hem belki o zamana kadar başka gelişmeler olur.

29 yaşında isterse TÜBİTAK 1.si olsun s.ke s.ke askere alıyorlar, iyi de yapıyorlar.

Erken gitsin yoksa yaş 30a dayanmış tuvalet temizlemek patates soymak filan ağır gelir.

işin sonunda kendinden 5-10 yaş küçük biri tarafından tokatlanmak filanda var yani

ya seve seve ya sike sike.

ben mi gideyim ?

Sinema önlerindeki makinelerinden alırsan ücret yok diye hatırlıyorum. Ama kaç gün sonrasına kadar izin veriyor bilmiyorum.

dayı sinemaya kadar gittikten sonra gişeden alırım zaten..

1.5 tl alıyorlar hizmet bedeli olarak. PAra vermek istemiyorsan sinemaya git bileti oradan satın al 1-2 gün önceden.

Minibüse binmek istiyorum ama para vermek istemiyorum gibi olmuş dediğin.

teknik olarak mümkün değil, bakkaldan bedava ekmek istemek gibi bir şey bu.

sonuçta mybilet bu işi hayrına yapmıyor.

ama dediğin gibi 3 lira fazla olabilir filan o ayrı bir konu ki ben de genelde sinema bileti almıyorum buradan.

fakat dt ile anlaşmaları var, ondan hizmet bedeli almıyorlar, günler öncesinden tiyatro bileti almak için kullanıyorum ben.

sen bilet ücretini bana ver. ben sana ücretsiz gider alırım bileti. posta ile gönderirim..




















(yersen)

3. bildiğim kadarıyla mahkeme sonucunu 1 yıl yanında taşıman gerekiyor sorun çıkmaması açısından. (yani taşımasan da olur ama taşıman sorun yaşamanı önlüyor.)

ben tam tersini yapıp 2 ismimden birini sildirmiştim.Yaklaşık 1 yıl sürüyor.Daha sonra da banka,devlet daireleri gibi yerlere mahkeme kararını göstererek isim değişikliğini yapıyorsun.

1) dilekçe yazıp asliye hukuk mah. veriyorsun.
2) dezavantaj olmuyor. tc kimlik no, isimden önemli bir hale gelmiş durumda :) okula bankaya filan bildirmen gerekir, eline gelen mahkeme şerhi çoğalttırıp verirsin gereken yerlere. sorun değil de vaktini alır.
3) mahkeme şerhi
4) bulunduğun yerin yoğunluğuna göre maksimum 1 sene sürer.

bu arada mahkemeye 1 adet şahit ile gitmen gerekiyor.

tek bir öneride bulunacağım. daha öncede yazmışımdır. tavsiye edeceğim şu oyuna mutlaka git.

seyyar sahne. tehlikeli oyunlar - oğuz atay
seyyarsahne.com

miminor.net

bence anormal bir durum değil. tiyatrodaki tiyatral tavır-ki bazılarında olmaz- çoğu kişinin hoşlanmadığı bir şeydir.

tiyatro konusunda sonuna kadar katılıyorum. bana yapay ve abartılı geliyor.

yazmamışsın ama, şiir konusunda da öneri istersen eğer, cemal süreya derim başka bir şey demem.

senin durumun istisna

geceleri çalıştığın takdirde bu erken kalkma olayından mübah sayıldığını bilmen gerek. zaten dinimiz sabah erken kalkmakta hayır olduğunu söylediği gibi çalışan, üretken olan insanlar içinde bir çok hayır vardır buyuruyor.

o zaman kapitalizmin bu kadar baskın çıkıp geceleri bile insanları çalıştırabileceğini düşünmemişler. haa sorsan senin için geçerli değil der. çıkarlar işin içinden.

geceleri çalıştığın takdirde bu erken kalkma olayından mübah sayıldığını bilmen gerek. zaten dinimiz sabah erken kalkmakta hayır olduğunu söylediği gibi çalışan, üretken olan insanlar içinde bir çok hayır vardır buyuruyor.

erken kalkmanın faydası ise insanı tembellik etmekten alı koymasındandır. bu sebeplede en hayırlı olan namaz sabah namazıdır.

@zenigt

adam zaten gece boyu çalışmıs tembellik etmemiş. erken kalkmanın hayrı insanı tembellikten alı koymasıdır.

(bkz: melatonin )

evet maalesef doğru :( Bir düzene sokamadım ben de uykumu.Ama dinlerde kastedilen bu hormon değil tabi ki.Elektriğin falan olmadığı bir ortamda insanların %99'u hava kararınca yatarlardı ve güneşin doğmasıyla işe başlarlardı.Geç uyanırsan hayata geç başlıyordun doğal olarak ve tembel oluyordun.Şimdiki gibi gece vardiyası falan yoktu.

edit:doğru dediğim erken kalkmanın daha sağlıklı olduğu bu arada.

işlergüçler@ tamam işte tüm zamanlara hitap eden bir din bunu düşünmeliydi diyorum bende yani sadece sabah uyanmanın değilde sadece ne vakit olursa olsun çalışmak hayırlıdır daha mantıklı gibi olabilirdi.

evet melatonin de çok doğru.

melatonin+1

din kısmı beni ilgilendirmez ama bir melatonin gerçeği var.

hatta gece çalışan insanlarla ilgili yapılmış araştırmalar da var.

@zenigt

dünya üzerindeki insanların %90 ı halen gunduz çalışmakta. buda dinimizin tum zamanlarda gecerli olduğunu ve olacağını gösteriyor. ayrıca kişi çalışmasa bile erken kalkmak onu icin daha hayırlıdır.

din zaten geç kalkarsan ya da gündüz uyursan günahkar olursun demiyor canım kardeşim. erken kalkmanın faydalarından bahsediyor. dinin emirlerini yerine getirip sonra bu tür şeylere eğilmek daha mantıklı. yani dine karşı bi ilgin varsa konuya erken kalkmaktan değil, emir ve yasakları öğrenmekten ve uygulamaktan başlamak daha mantıklı.

bununla ilgili bir başlık vardı sanki. o uluslararası güvenlik kuralı olarak mecburi olarak konulan bir şey. ayak ayakkabı paça vs sıkışmasın diye bir "uzaklaştırma" tedbiri.

ben ayakkabının tozunu aldıttırıyorum onlara.

ben onlarla ayakkabılarımı fırçalıyorum. işe de yarıyor. lastiklerinde biriken çamurları söküp atıyor namıssız :)

bazı yerli laptopların altında model numaraları yazıyor. bu model numarasını google'da aratınca asıl üretici markasıyla çıkıyor. asıl üreticinin ismi ve modeliyle pili araştırabilirsin.

bazı bilgisayarcıların yaptığı şey pil şoklama. benim kulaktan dolma bilgim: o işlem nadiren işe yarıyormuş.

aküye kablo atmak gibi bir şey sanırım. uzun vadeli bir çözüm olmasa gerek.

bazı bilgisayarcıların yaptığı bir şey senin işini görmez. bataryanın iç yüzünde batarya modeli vardır onu aratırsan sorun olmaz.

Yakaza?

Resmen sokakta tanıdığımı görmüş gibi gülümsedim.Bi ben mi görüyorum diyodum.2 senedir telefon kulübesindeki kısa saçlı şişko karıyı görüyorum birader.

harbiye, haseki ve laleli civarında da bol miktarda var.

hayat kadınlarına "pis kadın" yakıştırması ilgiç geldi bana, ayrıca her sabah işim gereği saatlerce o dediğin yerde mal mal dikilen birsiyim ama hiç böyle bir olaya rastlamadım, ama uzakdoğulu kadınlar çok ciddi pazarlanıyor bunu söyleyebilirm,14şb otobüs hattı genelde çekmeköydeki genelevlerden ( çok fazla var ) sabahları yüzlerce asyalı hayat kadınlarını kadıköye getirir götürür. Sende asyalıları kastedyorsan o ayrı, ama türklerde bir soruna rastlamadım, yarın daha iyi dikkat ederim, fiyat falan sorarım uygundur belki :)

(bkz: #19085230)

2 gün öncesinin gecesinde hafiften kıllandğm fakat böyle bi sonuca varmadğm motor iskelesinin önünde bekleme hadisem.15dk falan bekledim ve o süre içerisnde telefon kulubesinin içinde, bulundğm süre zarfında orda bulunan,cep telefonu ile konuşan sürekli etrafı kesen bi kadın...

e bulmuşsun işte.
ebay'den alabilirsin.

@kayranın kedisi, i said beklemek no dedim

bunlar bakkallarda satiliyordu eskiden. bizi gerilere goturdun hope :)

yedekleme değil de sync edersen bilgisayardaki adres defterine görebilirsin. ayarlara dikkat et yalnız, bilgisayarın adres defterini boş görünce telefondakileri de silmeye karar verebilir.

telefonun garantisi doldu ise ve böyle işlerden az çok anlıyorsan yapabilirsin. htc hd2 yi izleyerek ekranını değiştirmişliğimiz var ekranı ebay'dan sipariş ver çok daha ucuza almış olursun

ben hiç bulaşamam diyorsan yine ekranı ebaydan al git bir telefoncuda taktır o kadar çok para istemiyorlar takmak için

kredi kartı sahibi olmakla, bankada hesap sahibi olmak ayrı bir şeydir.
kredi kartıyla atm'den sadece kart bilgilerini görürsünüz.
hesaplar için dediğiniz gibi atm kartı çıkarttırmanız lazım.
normal şartlarda yarın başvursanız 1 hafta içinde geliyor, öyle zor bir şey değil.

o hesabı karta bağlamak gerekiyor. normalde kredi kartına vadesiz hesap bağlanabiliyor. İnternet bankacılığında karta hesap bağlamaya bakın ya da telefon bankacılığından halledin

bonjurkes'in dedigi gibi, kredi kartina baglattiginiz zaman olur. yabanci atm'lerden hesabiniza zaten erismiyorsaniz (ki masrafli) atm kartina ihtiyac yok, varligina ya da yaninizda tasimaniza gerek yok. hesaplara bagladiktan sonra teb kredi karti ile (yalnizca) teb atm'lerinden banka hesaplariniza ulasabilirsiniz.

bence atm kartını ayrı çıkarttırmak daha iyi, çünkü bazen kredi kartından değil, hesaptan çekilmesini istediğiniz bir alışveriş, ödeme vb. yapabilirsiniz.
öyle durumlarda karışıklık olabiliyor.

fotoğrafını çekip google görsellerde falan aratıp eşleşme şu bu var mı bakabilirsiniz. ya da bir elektrikçi tanıdığı olan birine mail atar sorarsınız. aklıma bir bu geldi.

üzerinde hiç mi bişey yazmıyor ? Belki model numarası falan bi fikir verbilir.

C25 C16 gibi bir şey yazmalı.
örnekteki sigorta 10A lik bir sigorta C10
www.shop-net24.de

olabilir. sigorta tahminen 25 amperlik olabilir, 40 amperlik taktırın bir elektrikçiye.

bu arada saatlerin bulunduğu ana panodaki şalter mi? ev içi şalter mi? aslında pek farketmez, atanın yerine yüksek değerden bir şey bağlatın.

apartmanın bi şalter dolabı var hocam böyle 70 80 tane şalter var içinde. bizimki 2 tane (ikisini birden kaldırmak gerekiyor atınca)

siemens markası ama kaç amper olduğunu bilmiyorum. 40 amperlik alırsam hangi marka alayım, düzgün bişey olsun. ne kadardır fiyatı?

sen alma, elektrikçi çağır, kendisi baksın kendisi taksın.belki evdeki aletlere, kombiye bakıp, elktrik hattında kısa devre, kablo yanığı yada başka bi problem bulacak.

elektrikten yangın bile çıkabilir, en iyisi elektrikçi çağırmak.

köpeğin ... su kaçırmışlar

esasinda her aletin baska bir aletle etkilesimi vardir.
bu eterasan olayin iki uc okestra ile yapildigi oluyor. hepsi de boing boing caliyor. bi olay yok. anlam yuklememek lazim.

edip cansever'e küfür etmişler.

Dadaizme dadanmışlar.

"müzikli şiir" (evet terimsel olarak bilmiyorum adı nedir) yapmışlar. güzel örnekleri çok var bu olayın ama burada aniden o kadar çok anlam yüklemişler ki, aceleden yük ağır gelmiş ve pek anlamsızlaşmış yapılan iş.