Giriş
(6)

Türkiyede sıfırdan bir şehir kurulabilir mi?

messina123
Her detayıyla baştan aşağı kurgulanmış sıfırdan bir şehir. Özellikle iç anadolu’da bomboş topraklar var. Hong kong veya singapur gibi tüm yatırımı bu şehire aktaracaksın. Sanayiyi falan komple bu bölgeye taşıyacaksın. Nüfusu ne olursa olsun trafik vs sorunu olmayacak. Bu mümkün mü
Her detayıyla baştan aşağı kurgulanmış sıfırdan bir şehir. Özellikle iç anadolu’da bomboş topraklar var. Hong kong veya singapur gibi tüm yatırımı bu şehire aktaracaksın. Sanayiyi falan komple bu bölgeye taşıyacaksın. Nüfusu ne olursa olsun trafik vs sorunu olmayacak. Bu mümkün mü
0
messina123
(06.12.25)
Artvinin yusufeli ilcesi baraj yapimi dolayisiyla sular altinda kalacagi icin sehri yeni bastan bir tepeye kurdular. Fyi
+1
üğpoıuy
(06.12.25)
Kurulur kurulmasına da tam olarak amaç ne?
Kalkınmaysa devlet dış yatırımı özendirmek için isterse yurtdışından firmalara istediği yerde imtiyaz sağlıyor: Arazi, vergi indirimi, vb. veriyor zaten. Kaldı ki şehir dediğimiz şey bağlantılarıyla var; mesela Sinagpur veya Hong Kong bulundukları nokta itibariyle ticari açıdan avantajlı konumdalar. Denize, hammaddeye, uluslararası ticaret yollarına vb. erişimi olmayan şehrin pek bir kıymeti yok.

Amaç insanların rahatıysa daha da saçma; ülke 80 milyondan fazla vatandaşa sahip, bu şehirde yaşayacakların özelliği ne de diğer şehirlerde çekilen çilelerden azadeler?
0
salihdt
(06.12.25)
Bu kadar boşa giden paraya ve kaynağa bakıldığında her türlü kurulur.
Ancelikle amacı belirlemek lazım.
Bu arada işin uluslararası boyutuna göre dışarıdan da destek gelir.

Bomboş topraklara kurulacak bir şehir yerine biraz hazırdan örnek verecek olursak şu sıralar İstanbul'un ilerleyen zamanlarda finans merkezi olabileceği de konuşuluyor.
Bu ne demek ? Aslında çok şeyin değişmesi demek ama özelde kısmi bir tanım yaparsak,
sadece savaş sebebiyle zor durumda kalan fakirlerin değil zenginlerin de mal varlıklarıyla göç etmesi demek
0
diyecevaplandı
(06.12.25)
Şehir değil, köye de razıyım ben, kurulsun gider otururum valla.
0
antihero
(06.12.25)
belarus üzerinden örnek vereyim ;-) sen bir ülkenin başkanı olsan, bolluk içinde yaşasan, kapında milyonlar kuyruk olsa bu tarz şeyleri mi düşünürsün yoksa iktidarda kalmak için o milyonları açlık sınırında yaşatıp futbol siyaset gibi şeylerle hayatlarını mesgul edip olan düzeni mi devam ettirirsin?

kurulacaksa da para eden yerlerde %1lik kesimi zengin edecek şekilde kurulur.
+2
plastic_angel
(06.12.25)
para varsa her şey kurulur.
0
mikahakkinen
(06.12.25)
(2)

İstanbulda yaşayan mersinliler

messina123
Beraber tantuni yiyelim mi bir gün?
Beraber tantuni yiyelim mi bir gün?
0
messina123
(02.12.25)
yiyin tabi afiyet olsun ama lütfen güzel bir yerde yiyin. halk tv de tantuniden bugün şu kadar insan zehirlendi gibi bir haber görmek istmeiyorum.
0
Fodera
(02.12.25)
Bence birinizin evinde yapın tantuniyi. Yurtdışında yaşarken ailecek en lezzetli tantunileri yaptık yedik evde yokluktan. Tantuni partisi, ne güzel.
0
va
(02.12.25)
(7)

1 milyar sperm arasından yarışı nasıl kazandık?

messina123
şu an yaşayan tüm insanlar 1 milyar spermle yarıştı ve kazandı. bazen aklım almıyor. Ki babalarımız allah bilir bu yarıştan kaç tane yaptırdı. Belki 100’lercesinde bir yarış dahi olmadı. Öyle olduğunda sayı trilyonda 1’lere iniyor. Dünyaya bugün uzaylı bir ırk gelip tüm insanlığı yarıştırsa hepi top
şu an yaşayan tüm insanlar 1 milyar spermle yarıştı ve kazandı. bazen aklım almıyor. Ki babalarımız allah bilir bu yarıştan kaç tane yaptırdı. Belki 100’lercesinde bir yarış dahi olmadı. Öyle olduğunda sayı trilyonda 1’lere iniyor.

Dünyaya bugün uzaylı bir ırk gelip tüm insanlığı yarıştırsa hepi topu koca dünyada 6-7 kişi kazanacak.
-2
messina123
(30.11.25)
çelme taktım.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(30.11.25)
tamamen tesadüf.
+1
orpheus
(30.11.25)
içerde tanıdık vardı (anne) ona torpil yaptırdık
+1
f02561
(30.11.25)
Yarışa pol pozisyonundan başladık. Başka bir şey değil. Geriden gelip bir milyar spermi geçmek diye bir şey yok. Yani bu işler sırayla.
+1
gabe h coud
(30.11.25)
Asıl kazanç ahirette diye bakıyorum.
Her türlü bu hayatın sonunda ölüm var .
Geçmişte alim birinin dediği gibi :
Bu dünyaya geldik ya, yakayı ele verdik .

Hal böyleyken , görünen o ki kazançlı görünmenin yanında aslında borçluyuz.
-1
diyecevaplandı
(30.11.25)
diğer spermler de bizdik be abi. baba aynıysa çocuk da aynı.
+1
yurtsuz john
(30.11.25)
Bence ben tuzak kurdum.
Kalanlar arasında da bir katakulli ile kazandım.
Sonuçta onlardan daha akıllıydım, sonuç normal.
0
baldan kaymak
(01.12.25)
(7)

Benzin niye çaydan daha ucuz

messina123
1 bardak benzin 10 lira, 1 bardak çay 20 lira. Buradaki mantık ne?
1 bardak benzin 10 lira, 1 bardak çay 20 lira. Buradaki mantık ne?
+1
messina123
(29.11.25)
Benzini bardakla ya da çayı galonla almıyorsun.
+4
osssy
(29.11.25)
Çünkü benzin, sizi çay içmeye mekana götüren bir araçtır.

biri kilometre yaptırır, diğeri dedikodu yaptırır :)
+1
Rondak
(29.11.25)
Arz/talep dengesi. O çayı 5 liraya da satabilirler. Ama o zaman maksimum kâr elde edilemez. 50 yaparsa bu sefer talep düşer. Yine kâr maksimize edilemez. Çayı piyasa fiyatı (satıldığı yerin bulunduğu konum, verilen hizmet, çayın lezzeti, bardağın şekli vs. gibi faktörler de düşünüldüğünde) elde edilebilecek maksimum kâra göre belirlenir.

Benzin de benzer mantık. Bir ara sırf Rusya'ya girsin diye Araplar hayvan gibi petrol üretimini artırdı. O kadar talep yokken arzı artırırsan (ürün piyasada fazlalaşmış olur) piyasa fiyatı düşer. Benzinin fiyatı da arza bağlı olarak değişiyor. Talep genelde çok oynak değil. Fiyatı arz üzerinden belirliyor petrol üreten ülkeler.
0
himmet dayi
(29.11.25)
Arz talep +1

Ayrıca kim benzinin çaydan daha değerli olduğunu söyledi ki.
Buna ek, 1 bardak benzinle en fazla ne yapabilirsiniz? 2-3km anca götürür herhalde.
0
substituent
(29.11.25)
Çaydaki maliyet kullanılan toz çay, şeker vs değil ki. Personel, kira, patrona kalacak para falan bir süzgeçten geçip çay fiyatı olarak yansıyor. Bir nevi orada oturma parası, ayağına çayın gelmesi parası vs.
0
mbond
(30.11.25)
AI ya göre 1 bardak çayın maliyeti 75 kuruş. Ki bence fazla hesapladı.
+1
ground
(30.11.25)
Mantik su: cay luks tuketim urunu. gerekli degil. cay olmazsa baskabir sey icersiniz.

Benzin oyle degil. Benzin gerekli. Dunya benzinle donuyor. Benzinle ise gidip geliyorsunuz, benzinle ucuyorsunuz... pahali da olsa aliyorsunzu. Ucuz da olsa aliyorsunuz.

Benzinin daha pahali olmasi lazim. Cay dedigin basit bir tarim urunu, islenmesi, transport edilmesi basit. Iscisine verilen ucret belli.

Benzin oyle degil, dunya kadar maliyeti var. Karmasik kimyasal islemlerden gecirilmesi gerek. Ben rezervuar muhendisiyim. Sadece benim yillik maliyetim $200.000 dolardan fazla. Herhangi bir cay isleme surecinde calisanin bu sekilde bir maliyeti oldugunu sanmiyorum...

Cay belki sadece belirli bolgelerde yetistigi icin degerli olabilir. Benzin de cogu yerde devlet tarafindan subvanse edildigi icin pompada daha ucuz olabilir.

Bardak cay yukarida yazildigi gibi isletme giderleri yuzunden pahali olabilir ama benzin caydan daha onemlidir :)
0
thetruenorthstrongandfree1
(30.11.25)
(5)

görebildiğiniz black friday indirimleri neler?

messina123
var mı şöyle dişe dokunur bir şeyler?
var mı şöyle dişe dokunur bir şeyler?
0
messina123
(28.11.25)
mavi'nin indirimi gerçek.
yves rorcher yalan sanırım. bildiğim iki ürüne baktım, net yüzde otuz indirim filan yoktu.
zara da gerçek diyorlar.
0
elorelia
(28.11.25)
adidas ek %25 yapmış onu bi gördüm başka adam gibi indirim yok gördüğüm takip ettiğim
+1
eja
(28.11.25)
hepsiburada yalan. önce fiyat artışı sonra indirimle eskisinden de pahalı her şey.
+1
gabe h coud
(28.11.25)
zara'da %40 indirim ve gerçek.
0
koela
(28.11.25)
İnditex grubu gerçek. Yves rocher iki gün önce gerçekti bugün yalan olmuş.
0
ekimoloji
(28.11.25)
(14)

İnsanlar neden sürekli dışarıda?

messina123
Türkiye’de insanlar neden artık sürekli dışarıda? Gece 12’de 1’de insanlar dışarıda ne yapıyorlar? Avrupa’da akşam 7’de sokaklar bomboş. Çocuklar neden geç saatlere kadar uyumuyorlar ve hatta sokaktalar? Eskiden 9’da 10’da yatağımızda olurduk. Annemiz babamız kızardı. Eskiden dediğim de çok değil 15
Türkiye’de insanlar neden artık sürekli dışarıda? Gece 12’de 1’de insanlar dışarıda ne yapıyorlar? Avrupa’da akşam 7’de sokaklar bomboş. Çocuklar neden geç saatlere kadar uyumuyorlar ve hatta sokaktalar? Eskiden 9’da 10’da yatağımızda olurduk. Annemiz babamız kızardı. Eskiden dediğim de çok değil 15-20 sene öncesi.

Neden herkes sürekli para harcıyor? Kahvenin hayvan gibi pahalı olduğunu hepimiz bilmemize rağmen neden gidip o kahveye para ödüyoruz? Neden kimse para biriktirmiyor?

Gece 10’dan sonra biz nasıl evimize sipariş verebiliyoruz ve bu neden yasal? 7/24 çalışan işletmeleri devletin denetleyemediği gün gibi ortadayken neden buna izin veriyorlar?

Kapitalizmin başkenti amerika falan değil türkiye oldu farkında mısınız bilmiyorum ama 3-5 ay para harcamasak o çakal esnaf 200 liralık kahveyi 20 liraya düşürecek.
+3
messina123
(26.11.25)
Ulaşamıyoruz, birçok tatmin dışarı çıkılarak çözülmüş oluyor. Temelinde de sosyal medyada hypelanan şeyler var bence. Misal çok lüks bir hesaba bakıp iç geçiriyoruz ama yapabileceğimiz hiçbir şey yok, napıcaz kafeye pub’a gidip kısa vadeli bir rahatlama yaşıyoruz.
+1
olaylar olaylar
(26.11.25)
abi kapitalizme ürettiğin çözüm vatandaşın kahve içmemesi mi? kapitalizm zaten tam olarak bizi kahve içmenin lüks sayıldığı, insanların lezzetli veya farklı yemek (ne kadar iyi hazırlandığı ve kurallara uygun olduğu şüpheli onun da) yemesinin ayıplandığı yere getirenin ta kendisi. eleştirdiğin nokta tam olarak nedir, onu anlamadım. eğer kapitalizmse bunu örgütlenerek, çok güçlü ve en küçükten başlayıp yerel ağlar kurarak aşma şansımız olabilir. üç ay kahve içmeyip en fazla küçük dükkanları batırırız, kapitali olan onların parsayı da toplar. işleyişe kökünden müdahale edemedikten sonra bireysel olarak pek bir şey yapmak mümkün değil. kaldı ki günde 10 saat çalışıp lüksü "kahve içebilmek" olan adamdan böyle bir adanmışlık beklemek de çok gerçekçi değil bana sorarsan.

insanların sürekli sokakta olması da eksik veya yetersiz gözlem olabilir. sonuçta nerede yaşadığını, sokakta kaç kişi gördüğünü, bunun saat kaçta gerçekleştiğini vs. bilmiyoruz. normalden çok daha tenha bir gün senin canın sıkkın olduğu, kalabalığın içinde kaldığın için rahatsız edici görünebilir. yahut 5 bin kişinin yaşadığı bir mahalledeki bir park veya kafede 20 kişi "fazla" gelebilir ama istatistiksel olarak dünyanın en normal olayıdır.

"kriz varsa her şey nasıl satılıyor" demek gibi olmuş bu değerlendirme biraz... 85 milyon insanın içinde 1-2 milyonunun lüks tüketim ürünlerine erişebiliyor olması o toplumda işlerin yolunda olduğunun göstergesi değil. şu veya bu semtte sokakta oynayan çocuklar, geç saatte dışarıda olan insanların olması da gece gezildiğinin göstergesi olamaz. kaldı ki bu durum tek başına hiçbir şeye işaret etmiyor bence, biz temelde barınma & güvenlik ihtiyacımız için korunaklı yapılara ihtiyaç duyarız. bu yönde endişemiz veya kapalı alanda bulunmak için spesifik sebebimiz yoksa "dışarıda" oluruz zaten bunda garip olan bir şey yok ki.

garip olan artık sokakta bulunmanın, gezip dolaşmanın hatta boş vakit değerlendirmenin bile "parasal" aktiviteye dönüştürülmüş ve bunun kanıksanmış olması dersen onu anlarım ama işte o noktada da çözüm önerisi bence yetersiz. kapitalizmin tekerine kahve içmeyerek çomak sokamayız. kişisel olarak güzel bir aksiyon olabilir ama toplumsal düzeyde uzun vadeli etkisi, mevcut sistemin işleyişine teması vs. olmaz yani.
+1
der meister
(26.11.25)
??????????

2000li yillarin baslarinda, cocukken eve 12de gelmem gerekiyordu. herkes de boyleydi ve akilli uslu cocuklar denilen gruptuk.

avrupa'da her yer 7de bombos ama 9da geri aciliyor her yer.


diger sorulara cevap vermeye tenezzul etmeyecegim. o kadar yazi arasinda degindiginiz tek mantikli sey var, o da ucretsiz vakit gecirilecek yer olmamasi.

eskiden meydanlarda banklar, parklar, cesmeler vs. vardi. akp doneminde hepsi temizlendi. para harcamadan oturulabilecek yer birakilmadi. son 3 4 senedir chpli belediyeler bu tarz alanlari hizli bir sekilde tekrar diriltiyor ama.
+2
aguen
(26.11.25)
dışarda sürekli bi yerlere giden insanların %80’i minimum harcamayla sadece dışarıda vakit geçiriyor. öyle çılgın bir harcama yok biçok insanda. nüfus kalabalık (istanbul) ve harcayan azınlık insanların gözüne görünüyor.

kahveye para veriyoruz çünkü birçok insanın başka hiçbir hobisi yok. 150 liraya kahve alıp 3-4 saat oturabiliyorsun, 150 liraya başka şekilde böyle zaman geçiremezsin.
+2
asap raki
(27.11.25)
bunlari balkonda beyaz atletinle sigara icerken karsindaki ogrenci cafesine bakarken yazmadin ins
0
ala09
(27.11.25)
Nufus farki da var, buyuk avrupa sehirlerinin cogu 2-3 milyon, en kalabalik olanlarin bile 2-2,5 kati insan var istanbul’da. Eskiden ozellikle geceleri trafiksiz olurdu, artik gece 1’de bile kopru trafigi oluyor mesela.
0
lallala
(27.11.25)
yahu bu konuda avrupa niye kistas olsun, ezik misiniz? avrupalilar oyle seviyormus, biz de boyle seviyormusuz.
0
ghilleinthemist
(27.11.25)
aklı selim birkaç cevabı ayrı tutarak söylüyorum. siz bu kafayla devam edin kazandığınız 3 kuruşla esnafı zengin ediyorsunuz. 18-35 yaş arası çoğu insanın ruh hali bozuk ve pek çoğu farkında bile değil
-3
🌸messina123
(27.11.25)
Benim gördüğüm bu 2000 ve sonrası doğan nesil dünya genelinde bile bize göre daha sosyal bir nesil ve son derece haklı sebeplere dayanarak da umutsuz bir nesil.
Genel olarak sürekli bir şeyler yapma ve bunu paylaşma takıntısı oluştu, eskiden cep telefonları internete bu derece bağlı değilken bizim kuşak da geceleri sabaha kadar evde bilgisayar başındaydı, şimdiki kuşak da aynısını telefonu alıp, dışarıda yapıyor.
Ha mekanlar dolu olayı bence de yanlış bir örnek evet avrupada belli bir saatten sonra sokaklar boş çünkü evet 4'den sonra işletmeler kapatıyor. Fakat genç nüfus az, şehirlerde bölge kavramı var, şehirler daha az nüfuslu, yatay yerleşimli. Akşam 8-9'dan sonra gayet de gençlere hizmet eden mekanlar doluyor
0
denizgonen
(27.11.25)
nüfusun %10-20 seviyesinde dışarı çıkması tüm mekanların dolup taşmasına sebep oluyor bunu gören insanlarda baksana herkes ne güzel yaşıyor herkeste para var diye imreniyor. yani ortalama 10milyon insan, dışarılarda geziyor sadece. diğerleri yine evlerinde dizilerdeki hayaller ile yaşıyor.

bizim gibi gelir adaletsizliği fazla olan ve fakir olan ülkelerde ev, araba gibi şeyler lüks sınıfına giriyor. bir kesimde bunlara hiç ulaşamayacağı için ve yüksek enflasyondan dolayı bir aldığını bir daha aynı fiyata almayacağı için son kuruşuna kadar harcıyor birde üstüne borçlanıyor.

avrupa da araba alıyorsun 300 euro taksitle. telefon alıyorsun 50 euro taksitle. ev alıyorsun 1500euro taksitle. çöpçüysen zaten 2000 euro maaş alıyorsun mühendissen 2500-3000 euro yani arada uçurumlarda yok. ve herkes böylece rahat şekilde yaşayabiliyor. bu sayade insanlar dışarıya da gerçek anlamda sosyalleşmek için çıkıyor. orda görünüp hava yada story atmak için değil.
+2
gercekdunya
(27.11.25)
Akşam eve 90 dakikada giden bir sürü insan yaşıyor istanbul'da.

Hadi spora falan gitmedin desen bile 7'de evde olmak imkansız. Bir çok kişi zaten akşam 19:00'da işten çıkıyor. eve varması zaten 20:00 - 20:30 gibi oluyor.

İstanbul malesef bu kalabalıgı kaldırmıyor. Anadolu şehirlerinde sizin dediginize örnekler görüyorum. Akşam 19:00 olmasa da 22:00 sonrası epey sakin oluyor kış aylarında.
+3
liberal
(27.11.25)
çünkü gürültü yapmaya aşık olmuş, yapmasa ölecek hastalığına kapılmış milyonlarla bir arada yaşıyoruz. çoğu parazit kümesi gibi yaşıyor. parası olup da bunları yapması dünyanın en doğal şeyi, yapılması gerekeni yapıyor denilen kesime özenen diğer kesim ve hatta bunlara da özenen başka kesimler de var. üç beş kuruş eline geçince gidip bir yerlerde bir şeyler içmese ölecek hastalığına yakalanmış gibiler adeta. şimdi şöyle diyecekler; bir şeyler içmesin de ölsün mü yaşamasın mı?

ayağını yorganına göre uzatmak denilen kavram çoktan unutulmuş. toplum yozlaşmış, sevgisiz. çok iyi arkadaş grubuymuş gibi kafelerde boy gösterip sarmaş dolaş olanlar bir gün bile bir evde, bir balkonda beraber bir şeyler hazırlayıp bir araya gelebilmiş insanlar değil.

herifin biri gece 03:00'te motoruna atlayıp mahalle arasında son ses gaza basıyor umurunda değil dünya, hasta mı var, çocuk mu uyuyor, çünkü ona ne? paşam sosyalleşiyor. ne yani parası var motoru var evde mi otursun? bunu bir de it sürüsü gibi yapanlar var. pazar sabahı inşaata başlayanlar, mahalle arasında düğün yapıp şikayet gelene kadar devam edenler, hatta polis gidince tekrar başlayanlar, inatla. bu tarz tipler evinde veya herhangi bir yerde duramazlar g.tlerinde kurt var bunların, dışarıda olmaları gerek.

iktidarın tasarruf edin deyip de itibardan asla tasarruf etmediği bir durumda millet de zaten iyice zıvanadan çıkar, imam cemaat ilişkisi hiç şaşmaz. bu durumda iş ailede bitiyor ama aile kavramının da artık eskisi gibi olmadığını düşünüyorum. belki de hiç yoktu, biz her aileyi kendi ailemiz gibi sanmışız. ölseler de mirasa konsak kafasında aile birliği mi olur. kendi kurdukları ailede de hiçbir halt olmayınca atıyor insanlar kendini dışarı. yanlış evlilikler, kavgalar gürültüler. evde olup yapamadığı kavgayı dışarıda yapıyor çoğu, genelin psikolojisi bozuk. yoksa bu kadar hır gür, kavga dövüş, öldürme yaralama haberi olmazdı. ülkede herhangi bir sistem olmayınca çok normal, adalet bitik, caydırıcı bir ceza sistemi yok, serbest piyasanın aşırı serbest mallarıyız hepimiz. bazılarımız çok gezen ayağa b.k bulaşır düsturunu şiar edinmişiz o kadar.
+3
Improbable
(27.11.25)
cocuklarin gece 12'lere kadar sokakta olmasi gayet dogru ve hakli bir serzenis. cocuk dedigin yasina göre 7 ile 10 arasi bir saatte yatakta olmali ama türkiye'de cocuk yetistirmek cogu zaman kendi hayatinda hicbir seyden feragat etmeden ve cocuk gelisimi hakkinda zerre bir sey bilmeden cocugu kendi boktan hayatina adapte etmeye calismak oldugu icin o saatte sokakta cocuk olmasina sasirilmamasi normal. insanlar cocugun önüne günde üc ögün yemek koyduklari icin büyük fedakarliklar yaptiklarini zannediyorlar.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(27.11.25)
istanbul özelinde konuşacaksak ne kadar yakın yer olursa olsun işe gitmek için çok erken kalkıp gidiyorsun, günün ve mevsimin en güzel saatlerini/günlerini sevmediğin bir işte belki de sevmediğin kişilerle çalışarak geçiriyorsun, çalışma saatleri çok uzun, ekonomik özgürlüğün olmadığı veya çok kısıtlı olduğu bir ülkedeyiz ve doğal olarak ailenle birlikte yaşıyorsun, özgürlüğün sıfıra yakın. evde "rahatça kitabımı okuyayım, kahvemi içeyim, kafamı dinlendireyim" ortamı oluşmuyor. e benim bu kafayı nasıl dağıtmam lazım? kendimi nasıl deşarj edeceğim? kıytırık americano 150-180 tl olamaz ama ne yapayım? ya kendi başıma ya da arkadaşlarımla tabii ki o kıytırık kahveyi içeceğim. amaç kahve değil, zorunlu veya kaçınılmaz kısıtlamalardan azıcık da olsa sıyrılmak. bunun neresi yanlış?
+1
m e b
(27.11.25)
(8)

Apple yapay zeka işine neden girmedi sizce?

messina123
Yapay zekanın yapabildikleri inanılmaz. Koskoca apple neden bu sektöre girmedi? İşi bu değil demeyin çünkü google’ın da işi bu değil.
Yapay zekanın yapabildikleri inanılmaz. Koskoca apple neden bu sektöre girmedi? İşi bu değil demeyin çünkü google’ın da işi bu değil.
-1
messina123
(26.11.25)
Apple Intelligence sayılmaz mı?
0
kizil karga
(26.11.25)
Çünkü Apple "her elimde hıyar var diyene tuz alıp koşmayayım" mantığıyla hareket ediyor yıllardır. Yeni bir teknoloji/özellik çıkar ve Apple bunu yıllar sonra, ilk ortaya çıkarandan çok daha iyi bir şekilde entegre eder ürünlerine. Yapay zeka gibi bir sektöre de girmemesi düşünülemez bence. Muhtemelen bir gün bir şekilde entegre edecek ve yine herkes "Apple yine yaptı" diyecektir.
+2
anatomik
(26.11.25)
giremedi fail oldu o konuda. mecbur başkasınınkini kullanacak. chatgpt ile anlaşması vardı bu konuda
siri hala gerizekalı mesela
+1
jelly bear
(26.11.25)
geç kaldılar. rakibi google kadar elinde data da olmadığı için şu an 'bari geç kaldım, iyi bir şeyle çıkayım' diye düşünüyorlardır muhtemelen.

vr olayında da bu kafayla gittiler, nanay oldular. apple o eski apple değil. trendi belirlemiyor, yetişmeye çalışıyor.
0
brkylmz
(26.11.25)
google'in da isi degildi ama girdi diyerek karsilastirma yapmissiniz ama google'in isi yapay zeka sektorune girmesi icin cok uygun. zaten hazir olan pek cok sey var. veri var, veri merkezleri var, veriyi isleyecek altyapi var, olceklendirme kapasitesi var. fakat apple temelde bir donanim sirketi.

ikincisi emin olmamakla birlikte yapay zeka yerine cip mi demek istediniz acaba diye dusundum. cunku google cip sektorune girecegini acikladi, meta ise google'in ciplerini kullacagini acikladi iki gun once. kisacasi apple, yapay zekadan ziyade cip isine girmeli bence.
+3
Sour
(26.11.25)
bence tam gaz geliyordur
-1
neira
(26.11.25)
yz kendi üzerine çökecek ortalama bir dil modelinden öte değil. apple mantıklı davranıp spekülatif çöpe para yatırmadı. bunların eşek gibi ihtiyacı olan gpu/cpu'nun modellerini tmcs'ye 2020'den beri ürettiriyor. çok iyi hamle. kimse senin 200 litre suyun anasını sikip ürettirdiğin kız arkadaşınla ghibli fotoğrafını merak etmiyor
-2
sanal hayvan
(26.11.25)
Bruce
(26.11.25)
(5)

200 kişiyi abone etmek ne kadar zor?

messina123
bu işlere uzak olduğum için soruyorum. para karşılığı (ör aylık 12 dolar) 200 kişiyi kendi uygulamana, youtube kanalına, instagram hseabına veya herhangi bir şeye abone etmek ne kadar zor?
bu işlere uzak olduğum için soruyorum. para karşılığı (ör aylık 12 dolar) 200 kişiyi kendi uygulamana, youtube kanalına, instagram hseabına veya herhangi bir şeye abone etmek ne kadar zor?
+1
messina123
(24.11.25)
ne vadettiğin ve ne kadar güvenilir olduğuna bağlı. en kolay yolu onlyfans türü cinsel içerik olur herhalde. onun dışında borsa/ekonomi tavsiyeleri, iddia kuponları vs için baya abone oluyor millet ama dediğim gibi bir güvenilirlik, bilinirlik sağlamak lazım öncesinde. çok spesifik bir konuda tek sayfa olunca insanlar rağbet gösterebilir ama konu ne kadar nişse talibi de o oranda az olacağı için yine beklenen abone sayısını karşılamayabilir.
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(24.11.25)
aslında zor olan 12 doalr verdirtmek değil, 1 peni verdirtmek.

bence epey zor.

(bkz: chris anderson)
+1
liberal
(24.11.25)
12 Dolar ortalama bir platform aboneliği neredeyse... Yani Prime, Spotify, Netflix vb. platformların sağladığı içeriğe bakarsan oldukça zor. Özellikle de insanların genel olarak aboneliklerden sıkılmaya başladıkları bir dönemde olduğumuzu düşünürsek.
+1
salihdt
(24.11.25)
ingilizce bir içerik/aplikasyon üretsek hedef kitlemiz 1 milyar. bunun yüz binde 1'i bizim hedef kitlemiz olsa 10 bin kişi. bu 10 binin %2'si aslında fazlasıyla işimizi görür. böyle düşününce olmayacak şey değil gibi geliyor.
0
🌸messina123
(24.11.25)
Aylık 3 Euro’ya IPTV üyeliği aldım. Ömrüm boyunca TV izlesem yine tüm kanalları izleyemem, o kadar çok kanal var. Siz aylık 12 dolar karşılığında hem nicelik hem de nitelik bakımından nasıl bir hizmet/içerik vaat ediyorsunuz? IPTV korsan tamam ama adamlar Telegram üzerinden büyük müşteri hizmetleri kurmuş sorun çözüyorlar.

Sosyal platformların paralı abonelik sistemleri bence özü itibarıyla kelek zira abone olunan, hiçbir şey taahhüt etmiyor. Etse de hesabı sorulamıyor. Bu durumda ben havadaki kuşa bakmaktansa somut içeriklere para vermeyi tercih ederim.

Sosyal medyada paralı üyelik için tek istisnam var: Sürekli takip ettiğim bir kanaldır ve kendimce destek olmak istiyorumdur. Bu tip kemik kitlesi olan çok fazla YouTube kanalı var (Teknoseyir, Evrim Ağacı, Medyascope vs). Ancak bunun için uzun zaman geçirip kenik kitle oluşturmak zorunlu.
0
10551037
(25.11.25)
(14)

Şu video hakkında ne düşünüyorsunuz?

messina123
Bana maymunluk gibi geliyor. Manitayı şöyle rezil duruma düşürmemAnkara Metrosu'nda şarkı söyleyen müzisyene eşlik genç çift:https://x.com/bosunatiklama/status/1991807966920708114?s=46
Bana maymunluk gibi geliyor. Manitayı şöyle rezil duruma düşürmem

Ankara Metrosu'nda şarkı söyleyen müzisyene eşlik genç çift:

x.com
0
messina123
(22.11.25)
insan aşık olunca böyle şeyler yapabiliyor (herkes bunu yapmak zorunda değil tabi)

Orada olsam vay be gençlik işte deyip gençler adına mutlu olurum
0
grimavi
(22.11.25)
Ben hayatta yapmam ama yapani da yadirgamam. Ortada garip bir durum yok.
0
bosver nicki
(22.11.25)
orada bir maymunluk varsa solda memnuniyetsiz teyze gibi olanlardır.
-3
jepa
(22.11.25)
Mutlu gibiler. Değil mi? Çok yadırgadım doğrusu. Olmamalılar.

Şaka bir yana. Çoğumuzda öyle bir gen var sanırım. Hazetmiyoruz mutlu insan görmekten.
-1
Mirket
(22.11.25)
maymunluk yapmak bilinçli bir tercihtir. buradaki düşük iq'luluk. dekart bunları görseydi düşünmeden de var olunabildiğini görür, tövbe ederdi. içimizdeki robotların bu sürümünde sınırlı sayıda nöron var, özgür iradeleriyle çiftleşme dansı bile yapmaya kabil değiller. bunlar tek bir beacon'dan kontrol ediliyor, güncelleştirmelerini elektromanyetik radyasyonla alıyorlar. milletin npc diye dalga geçtiği tipler tam olarak budur. bu tiplere güya şaşıracakları bir şey yapın, size filmlerden öğrendikleri şu pozlarla karşılık verirler: img.freepik.com
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(22.11.25)
Kendi adıma, dans eden insanlardan rahatsız olmam. Mutlular işte. Bana da bir zararları yok. Mal gibi kameraya alıp sosyal medyada paylaşılmasını doğru bulmuyorum.

Ulaşım aracı içinde müzik yapılmasına karşıyım. Orada oturan insanların sizin seçtiğiniz/sevdiğiniz tarzda gürültülere maruz kalmaya hakları yok.

Sokak ve metro durağı müzisyenliğine karşı değilim. İsteyen bekler, dinler. İsteyen katılır, eşlik eder. İsteyen çeker gider. Kimseye zorla dinletmiyorlar.

Dans etmenin de rezillik veya maymunluk olduğunu düşünmüyorum. Velev ki öyle olsun, insanlar kimseyi rahatsız etmeden rezillik ve maymunluk da yapabilir. Çocukların gelişimini olumsuz etkileyecek, aile ve toplum değerlerine, genel ahlaka mugayir şeyler olmamak kaydıyla tabii.

Bırakın gençler mutlu olsun.
0
yadigar
(22.11.25)
maymunluk, rezillik derken? dans ediyor ya insanlar.

ha ulaşım aracında müzik gürültü falan olmamalı bence o ayrı.
+1
robokot
(22.11.25)
sağır insanlar dans edenleri deli sanar diye enfes bir söz vardır.
+1
galahad reloaded
(22.11.25)
ben yapmam. ama farklılıklarada bu kadar kapalı değilim. ülke muhafazakar sapkın grupların elinde. onları görmektense bunları görmeyi tercih ederim.
-1
mikahakkinen
(22.11.25)
Ben de zannettim ki rezillik var. Zaten ülkece mutsuzuz, keyfi yerinde gençler görelim işte ne güzel.
(Toplu taşımada müziğe maruz bırakılmayı ben de sevmiyorum, o ayrı.)
0
kobuzchu kiz
(22.11.25)
teklif kadından gelmiştir derim.
erkek kalıp da "haydi dans edelim :)" sanmıyorum desin.
-2
WithWorth
(22.11.25)
maymunluk değil tabi ki. ama bu kadar dar ve insan olan bir ortamda çok da abartılı hareketler yaparak dans edemem. ben irrite olmadım. insan aşık olunca böyle şeyler yapabiliyor. ayrıca bazı erkekler kadınlardan daha dans etmeye yatkın olabiliyor.
-1
sevilen progressive türkücü
(22.11.25)
koca bir saçmalık.

www.youtube.com
0
gurur
(22.11.25)
İçlerinden gelmiş, dans etmişler, mutlular, hoşuma gitti, ha bu bir akıma dönüp tabelada fotoğraf çektirmek gibi sırf paylaşmış olmak için başkaları tarafından tekrarlanırsa o zaman irite olurum.
0
(23.11.25)
(6)

Aracıma taksi çarptı

messina123
Aracıma taksi çarptı. Taksici elinde telefonla görüntülü konuşuyordu bana çarptığında. Yasal olarak yapabileceğim bir şey var mı? Fiziksel olarak görünürde 1 tane çizik var ama elemana aşırı kuruldum. Özür dilemek bir yana kameram var demesem camı bile açmayıp gidecekti.https://x.com/mertkwk/status/
Aracıma taksi çarptı. Taksici elinde telefonla görüntülü konuşuyordu bana çarptığında. Yasal olarak yapabileceğim bir şey var mı? Fiziksel olarak görünürde 1 tane çizik var ama elemana aşırı kuruldum. Özür dilemek bir yana kameram var demesem camı bile açmayıp gidecekti.

x.com
0
messina123
(14.11.25)
Böyle şeyler hele ki istanbul trafiğinde gayet olağan ya çok da takma bence.

Ben de 3 gün önce koca mercedes'i arkadan gümlettim telefonla oynarken :)

indik baktık bir hasar yoktu tokalaşıp devam ettik.
-12
msb
(14.11.25)
ankara'da benzer bir şey yaşadım geçen sene, taksici ile. özürü geçtim üstüne bir de küfür etti. polis ile falan uğraşasım gelmediğinden orman kanunları ile çözmek zorunda kaldım.
+2
hold the door
(14.11.25)
bunda bir şey yok ya.
taksici belki gerçekten farketmedi bile.
çizik önceden vardır belki.
taksici vurdu kaçtı diye ayar olmuşsunuz ama vurmalık vurmalık bir durum yok. kaçtı diyebilirsiniz belki.

taksicinin sorumsuzluğu insanı çileden çıkarıyor tabi, sinirlenmekte haklısınız ama uğraşmaya değecek bir şey değil.
+3
biseysorcaktim
(14.11.25)
bisey yok yaw oynat devam.
nezaketen ozur dilese iyi olurmus o kadar.
+3
cooperr
(14.11.25)
Bunda bir şey yok . Çok düşünmeyin.
+2
diyecevaplandı
(14.11.25)
Ben dururken arkamdaki bundan daha sert bir şekilde telefona bakmaktan bana çarptı; dörtlüyü yakıp araçtan inmesem “bişey yok ki” modunda takılacaktı. Mecbur inip özür diledi ben de ok dedim yolumuza devam ettik; hasar yoktu zaten ama çarpıp gidene de hiçbir şey olmadı diye ses etmeyecek değilim elbette.
Sizin durumunuzda da bence taksici alkollü bile olabilir çünkü defalarca kornaya basmanıza rağmen kaydırıyor, bana normal gelmedi. Ben ne olursa olsun karşı tarafın ehliyetinin fotoğrafını çekiyorum hemen. Şu saatten sonra bir şey yapmaya gerek yok ama bir dahakine nolur nolmaz mutlaka ehliyet fotoğrafını çekin kafanıza yatmazsa olay yerinden ayrılmayıp trafik polisini arayın.
+1
titanic kemancısı
(15.11.25)
(22)

Oturduğunuz bina kaç yaşında?

messina123
Bizimki 35
Bizimki 35
0
messina123
(13.11.25)
75 yıllık.
0
elektr10
(13.11.25)
10 yıllık.
0
unalub
(13.11.25)
9 ya da 10 yıllık bizimki de
0
matilda
(13.11.25)
10 15 arası.
0
mikahakkinen
(13.11.25)
4
0
gabe h coud
(13.11.25)
8-10 yıllık.
0
inheritance
(13.11.25)
16
0
co2s2
(13.11.25)
8
0
lemmiwinks
(13.11.25)
10 ay
0
artıküyeolmakistiyorum
(13.11.25)
12 yıllık
0
my fault
(13.11.25)
26 Yıllık
0
onyx
(13.11.25)
70
0
gurur
(13.11.25)
6
0
nothing in my way
(13.11.25)
1953'te insa edilmis. 72 yasinda.
2 katli. kismen ahsap. deprem kusagi degil. daglik bölgede.
o sebeple bir korkum yok.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(13.11.25)
5
0
kullanicadi
(13.11.25)
99 yapımı 26 yaşında. güvenilirliği test edildi, zemini de sağlam.
0
orpheus
(13.11.25)
10 olmak üzere.
0
m e b
(13.11.25)
59 yapımı.
0
denizgonen
(13.11.25)
Bizim burada 1800lü yıllarda yapılmış binalar var dimdik ayakta
0
suicides underground
(13.11.25)
8
ailemin 14
eşimin ailesinin 35+
0
biravekahve
(14.11.25)
villa 15 yıllık
0
hold the door
(14.11.25)
5 yasinda, onceki 1970 modeldi kentsel donusumden yikip bastan yaptilar.
istanbulda yuksek riskli bolgedeyiz.
yeni yapilana da guvenmiyorum.
0
cooperr
(14.11.25)
(9)

Milyon liralık arabalarda neden dahili kamera yok?

messina123
Hız, koordinat gibi verilerin kaydını tutan sürüşü kaydeden kamera neden dahili olarak yok? En kalitelisini koysalar ekstra 20k üzerine eklenir
Hız, koordinat gibi verilerin kaydını tutan sürüşü kaydeden kamera neden dahili olarak yok? En kalitelisini koysalar ekstra 20k üzerine eklenir
+1
messina123
(13.11.25)
Çünkü suistimale çok açık. Arabanın teknik verisini saklamak başka bir şey, araba içindeki insanların hayatı başka bir şey. Ama şöyle bir şey yapılabilir: araba fabrika çıkışında altyapı olarak kamera kullanımına uygun şekilde teslim edilebilir. İsteyen kamera tskabilsin.
0
yankee jumping
(13.11.25)
bu durum zamanında uçaklar için bile çok tartışılmış. Hatta kara kutu sadece üretici firma tarafından açılabilsin gibi durumlar olmuş. Özellikle yeni teknolojilerin sıklıkla denendiği bir otomotiv sektöründe kamera bazı skandalların ortaya çıkmasına imkan verebilir.
0
farifdemiryol
(13.11.25)
youtu.be

Burada 10. dakikadan itibaren bu konudan bahsediliyor. Sıkıntı büyük oradan bu görüntülere kimlerin ne amaçla ulaşabileceği.
0
reactionic
(13.11.25)
Yeni nesil araçlar özellikle elektrikli olanların uzaktan erişime açık olduğu söyleniyor, bu tip entegre kameralar da sistemin parçası olacağı için hack yoluyla ulaşılabilir oluyor sanırım, bu bir risk.
0
kizil karga
(13.11.25)
teslada var. hız koordinat yok ama aslında kaydediliyor talep edilince ulaşabiliyorsun. iç kamera olmasa da dış kamera her araçta olmalı bence.
+1
jelly bear
(13.11.25)
1- gizlilik. yeni arabaların büyük bir kısmı internete bağlanıyor. birinin bu kameraya uzaktan bağlanıp arabanın içini canlı izlememesini kim garantileyecek?

2- kaydedilen bilgilere erişim kimin izni ile olacak? her polis, her mahkeme bu verilere erişebilecek mi? normalde böyle bir bilgiye erişebilmek için mahkemeden müzekkere yazılması lazım. o da çok uzun iş. bu da bizi bir sonraki maddeye götürüyor.

3- bilgileri görüntüleri ne kadar saklayabileceksiniz? normalde araç kameraları son 1-2 günü tutuyor hafızasında. 1-2 günlük bilgi kime yetecek?

4- aynı bilgiler, araçların üretim ya da tasarım hatalarını kanıtlamak için de kullanılabilir. bu yüzden hiç bir araç üreticisi kendi ayağına sıkmaz. kolay kolay böyle bir şey koymazlar.

5- bir araca bir özellik eklemek, zannettiğiniz kadar kolay bir şey değil. sistemlerin hepsi birbirleri ile uyum içinde çalışmak zorunda. kafanıza göre, "buraya da bir kamera koyalım" diyemiyorsunuz. bu işin uzun bir ar-ge'si olacaktır.

6- bu işin bir standardı yok, herkes kafasına göre yaparsa yine kullanışsız bir hale gelir. herkesin aynı standardda yapması lazım.

7- öyle bir cihaz olması gerekiyor ki, kimse bilgiyi sonradan değiştiremesin. şu andaki teknoloji ile böyle bir şey mümkün değil. verinin doğruluğunu garantilemek teoride ve pratikte mümkün değil. (uçaklardaki kara kutularda ya da gemilerdeki vdr'larda da teorik olarak veriyi değiştirmek mümkündür ancak pratikte kimse uğraşmaz uğraşamaz.)
0
co2s2
(13.11.25)
tesla'da uzaktan bağlanıp aracın içi dahil kameraları görüntüleyebiliyorsun. hacklenme, suistimal her konuda var. bu gelişime engel olmamalı ki yapan var ve tercih ediliyor.
0
gabe h coud
(13.11.25)
hacklenme vs konularından bahsetmişsiniz. kamerayı wifi erişimine kapalı yaparsınız. bir sd kart ile manuel olarak çıkartır kullanırsınız gerektiğinde. elektronik mühendisiyim bu öyle çok zor bir şey değil.

diğer konu sd kart kapasitesi ne kadarsa kayıt süresini o kadar arttırırsınız. hatta git 2 tb ssd koy içine 2 ay kayıt yaparsın. bu da çok basitçe çözülür.

işin argesi hiçbir işe yaramayan start-stop sisteminden daha kolay entegre edilir. yapmak isteseler hiç öyle kompleks bir iş değil aslında.
0
🌸messina123
(13.11.25)
Düşünememişler demek ki.
0
kizil karga
(13.11.25)
(3)

Semt resmi bir şey mi?

messina123
Ben değil diye biliyorum ama e devlette bile semt adı girmemizi istiyor. İl, ilçe, mahalle, sokak, apartman değil mi bu sıralama büyükten küçüğe doğru, semt bunun neresinde kalıyor?
Ben değil diye biliyorum ama e devlette bile semt adı girmemizi istiyor. İl, ilçe, mahalle, sokak, apartman değil mi bu sıralama büyükten küçüğe doğru, semt bunun neresinde kalıyor?
+2
messina123
(10.11.25)
ilçe ve mahalle arasında kalıyor ama semt yazmadım hiç. resmi olduğunu ve yazılması gerektiğini düşünmüyorum. halk arasındaki isimlendirme gibi daha çok bence.
0
art cat chocolate
(10.11.25)
500 bin konut başvurusunda semt adı da istiyor e devlette
0
🌸messina123
(10.11.25)
Sanırsam bazı yerler semt olarak geçiyor, mahalle olarak değil. Kadıköy'e bağlı olan Moda semt. Mesela benim mahallemin bir semti yok, varsa ben cahilim.

İstanbul - Üsküdar - Acıbadem Mahallesi - Acibadem Caddesi. Gerçi caddesinin yarısı ve haliyle mahallenin yarısı Kadıköy'e bağlı. Bence komple bir ilçeye bağlasınlar.
0
put it in your appropriate place
(10.11.25)
(3)

Kredi kartı limitim niye böyle saçma oldu?

messina123
Benim 1 kart maaşın 11 katı, diğeri de maaşın yarısı. Niye böyle anormal yükseltti bunlar?
Benim 1 kart maaşın 11 katı, diğeri de maaşın yarısı. Niye böyle anormal yükseltti bunlar?
0
messina123
(04.11.25)
benim de öyle normal. tüm kartlarım maaşımın 37 katı falan şu an.
0
jelly bear
(04.11.25)
Önce iki bilgiyi ileteyim.
1. Bankadan kredi çekmek istediğinizde, banka sizin "kredi çekme kapasitenizi" hesaplarken kredi ve kredi kartını bir arada toplar. Diyelim ki 50.000 lira maaşınız var, kredi çekme kapasitesi de ortalama maaşınızın 10 katı kadardır. O durumda bankalar gözünde siz 500.000 lira kredi çekebilir bir insansınızdır.

2. Kredi kartlarında limitler 50.000 lirayı geçince asgari ödeme tutarı %20'den %40'a çıkar. Yüksek limitli kartlarda bankalar borcunu daha yüksek şekilde hızlıca toplayabilirler.

Bu bilgiler ışığında,

* Bankalar hem, başka bankalardan kredi çekmeye kalktığınızda, rakiplerden yüksek miktarda kredi çekemesinler, ortadaki limitin çoğu benim bankamın ürünlerinde olsun ve az kredi çıksın da müşterim çalınmasın diye sizin bankasındaki limitlerini yüksek tutmak isterler. Kendi bankanızdan kredi çekmek istediğinizde arka planda çaktırmadan kredi kartınızın limitini düşürüp, bunu krediye kaydırırlar.
* Kredi kartının ilk taksitinde bile %40'ını ödeyeceğiniz için bu iyi bir tahsilat yüzdesidir. Tahsilat edilemeyen borçlar ortalama %1,5 %2 oranlarıyla satılır başka şirketlere. Buna göre siz iki üç ay yüksek limitli kartınızın asgarisini ödediyseniz zaten banka için artık kârlı müşterisisiniz demektir.
* Kredi kartı limitleri otomatik olarak artabilir, ama otomatik olarak azaltılamaz. Limit azaltma yerleri de menülerin en dip, en tenha yerlerindedir. Arama satırında arattığınızda da ne tesadüftür ki çıkmaz. Ayrıca insanlar "banka limitimi arttırmış, ama neyse ben bunu düşürmeyeyim. Yarın bir gün ameliyat olur bir şey olur yüklü para gerekir, kolayca buradan çekerim. O gün ihtiyacım olursa, banka parayı ödemez falan, bu burada kalsın" diye limitini düşürmez genelde. Fakat insanoğlu bu, harcama iştahı hiç bitmez. O acil durum paranızı bir bakmışsınız efsane cumalarda, yılbaşı süslerinde, arkadaşınızın doğum günü yemeğinde harcamış olursunuz. Haliyle borçlar yükselir, kasa hep kazanır.

Velhasıl bankacılık işleri kumarhane gibidir. Çok disiplinli ve uyanık hareket etmelisiniz. Bu açından da bir kaç taktik vereyim size.

1. Kredili mevduat hesabı, ek hesap, avantajlı hesap gibi, ana hesabınızı eksiye düşüren her tür hesabı mutlaka ama mutlaka ilk fırsatta kapatın. En yüksek faizli ve en zor kapanan borç odur. Asla açtırmayın, açtırınca da mutlaka kapatın.
2. Kredi kartınızın asgarisini ödedikten sonra 1000 lira da olsa mutlaka limitini düşürün. Her ay kredi kartı limitinizi düşürmek kredi puanınızı da iyileştirir, sizin de borcunuzu azar azar da olsa kapatmanızı sağlar.
3. Kredi kartınızın limitini ilk fırsatta 50.000 lira altına düşürmeye çalışın. Bunu yaparsanız %40'lık dilimden %20'lik dilime düşeceğiniz için ödeme takviminiz çok rahatlar. Örneğin 51.000 lira kredi kartı limitiniz varsa, asgari ödemeniz 20.250 civarı gelir. Ama 49.000 lira kredi kartı limitiniz varsa, asgari ödemeniz 9.800 civarı gelir. Bu baraja dikkat edin.
4. Bir kaç ay boyunca asgarilerini ödeyerek bir türlü limitini indiremediğiniz kredi kartınız varsa, tebrikler iflasa doğru gidiyorsunuz demektir. Acil yapmanız gereken bir tüketici kredisi çekmek olmalıdır. Kendi bankanızdan veya diğer bankalardan 12 aydan az olmayacak şekilde kredi kartı borcunuzun %10 fazlası kadar kredi çekmeniz şarttır. Bunu çekerken gerekirse arabanızı, evinizi garanti gösterin veya aile üyenizi kefil gösterin. Size kredi vermekten kaçınacaklardır, almakta ısrarcı olun, tanıdık bankacı bulmaya çalışın. Bazen getir finans da iyi kredi verebilir bu konuda. Yani bir şekilde o krediyi çekin. Faizi ne olursa olsun, faizini gözünüz görmesin, zaten faizini ödemeyeceksiniz (anlatacağım nedenini). Krediyi çeker çekmez ilk önce o gece boyunca o paraya dokunmayım. Gece 12'den sonra (takvim değişince) o parayla o çektiğiniz kredinin ilk taksitini erkenden ödeyin. Evet daha 29 gün vardır ödeme tarihine ama mutlaka ilk taksitini erken ödeyin. Böylece faizsiz şekilde o taksiti ödemiş olursunuz ve erken ödediğiniz için de kredi puanınızı yükseltirsiniz. Zaten ihtiyacınızın %10 fazlasını çektiğiniz için içinden dosya masrafları çekilse de, kredi kartı borcunuzu kapatacak miktarda para hesabınızda duruyordur, şimdi o parayla kredi kartınızın (borcu değil, limiti tutarında) parayı kredi kartınıza yatırın. Ardından limitinizi 10.000 liraya çekin ve müşteri limitiniz olarak ayarlanmasını sağlayın.
- Ardından kredi kartınızın limit artış ayarlarından otomatik limitimi arttır özelliğini kapatın. Bankanız her fırsatta sizi "abi yalvarırım limitini arttırayım" diye taciz edecektir. Bildirim gönderir, sms atar, mobil uygulamasında karşılama mesajı çıkarır... yok sakın. Siz kredinizi ödemeye odaklanın ve kredi kartınızın limitini asla arttırmayın.
- Kredi taksitlerinizi de her ayki maaşınızla bir ay önceden erken erken ödeyeceğiniz için krediniz için faiz de ödememiş olacaksınız. Kredi kartı borcunuzu ödediğiniz için ve kredi taksitlerini erken kapattığınız için ve borç yükünüzü hafiflettiğiniz için de uysal bir müşteri olarak gözükecek ve kredi puanınızı da yükseltmiş olacaksınız. Borcunuzu da ödemiş olacaksınız.
- Ve daima 1 bankayla çalışmaya çalışın. Bu banka İş Bankası veya Garanti olsun. Devlet ile ilgili işleriniz varsa veya anne babanız ile çok para trafiğiniz varsa, onunla aynı bankanızın olması da uygundur tabi. Ama tek bankaya düşemiyorsanız da mutlaka tek kredi kartına düşün. Bir bankadan iki ayrı kredi kartı da almayın (biri Visa, diğer Amerikan Express gibi seçeneği de boşverin)

Bu şekilde en geç 6 ay içinde hesabınızda artık paranız kalmaya başlayacak, borçlarınız azalacak ve artıya geçeceksiniz.

Yaşanmış bir hikayeden alıntıdır :)
+4
sinematematikci
(04.11.25)
Bende de öyle. Muhtemelen Yurtdışına gidecegim zaman boşaltıp öyle gidecegim. Kendileri bilir
0
limonlu eksi
(05.11.25)
(5)

kktc araç kiralama

messina123
önerdiğiniz firma var mı havalimanından?
önerdiğiniz firma var mı havalimanından?
0
messina123
(04.11.25)
eylulde burdan kiraladim www.figorentacar.com araclar bizdeki/ya da buyuk kurumsal firmalardaki kadar yeni degil ama fiyat uygundu isimi gordu. calisanlar falan da gayet ilgili ve yardimseverdi bir sorun yasamadim. online olarak da yapabilirsiniz rez ya da dogrudan odeme.
0
bay b
(04.11.25)
bu firmayı gördüm ama güvenememiştim. ama benim de tercihim olacaklar gibi inşallah sorunsuz atlatırız.
0
🌸messina123
(04.11.25)
valla ben google mapste yorumlarina falan baktim baya icime sinmisti, dedigim gibi fiyati da uygundu tavsiye ederim yani :) bu arada onceden online oderseniz kismi bir indirim oluyor bilginize.
0
bay b
(04.11.25)
İdil rent a car. Çok iyiydi 2 hafta önce oradaydık, sıkıntısızdı.
0
deepest
(04.11.25)
Sun Rent a Car Dan uzak dur. Arabayi iade ederken masraf çıkarmaya calisiyorlar. Pacific o konuda iyi. Arabayı alırken vurduğunu kırığını videoya çekmeyi ihmal etme.
0
buenas
(04.11.25)
(8)

temu'nun aliexpressten ne farkı var?

messina123
Bu siteden bir şey aldınız mı? çer çöp dolu. saçma sapan ürünler var. insan bunlara neden para verir ki?
Bu siteden bir şey aldınız mı? çer çöp dolu. saçma sapan ürünler var. insan bunlara neden para verir ki?
-2
messina123
(04.11.25)
ne alırsan o geliyor aslında yani çöp alırsan çöp gelmesi normal. çok iyi şeyler aldığım da oldu. oyuncak, çakma lego, takı (evet kanserojen biliyorum, çanta, maket...

kargo ücreti yok bir de. aliexpresste var bildiğim kadarı ile.
0
elorelia
(04.11.25)
Bence hicbir farki yok. Hatta Almanyada bu urunlerden kaynaklanan kaza ve yaralanmalari sigortalar karsilamayi reddediyor. Ama insanlar yine de aliyor. Bilmiyorum :)
0
truf
(04.11.25)
ali'de olmayan şey temu'da olabiliyor. ali'de pahalı olan temu'da ucuz olabiliyor mesela. ayrıca sana göre saçmasapan olan şey bana göre ilginç ve güzel olabilir. kime göre, neye göre saçma?
0
yazar yazmaz yazan yazar
(04.11.25)
Son saçma sapan gümrük vergisi oranlarına rağmen bazı şeyler daha ucuza geliyor. Mesela kozmetikler için masaüstü düzenleyici gibi bir şey bakıyordum, Temu'daki ürünün aynısı (fotoğrafları bile aynı) Trendyol'da 2,5 katı fiyata satılıyor. Dikiş makinesi aksesuarı bakıyorum, aynı Çin malı şeyler burada 2-3 katı fiyata satılıyor.

En uç örneği, tela yapmak için bir alet var, dört ayrı boyda. Ben dördüne birden gümrük vergisi dahil 300 liradan az verip Temu'dan alırken burada aynısının bir tanesini 600-700 liraya satan site vardı.

Zaten burada üretilmeyen ve Çin'den getirtilip satılan şeyler için gayet makul olabiliyor. Çok güzel bir kumaş makası, plastik riga cetvel takımı, giysi etiketi, kediye ilaç içirme şırıngası (burada tanesi 130-150 lira, ben aynı fiyata 4 tane aldım), gözlük pabucu, çanta sapı gibi bir sürü şey aldık, ben ara sıra yine bir şeyler alıyorum.
0
kobuzchu kiz
(04.11.25)
farkı yok temuda şu güzellik var gümrükten geçmeyecek ürün alamıyorsun kargo vergi her şey içinde oluyor.

aliexpresste kargoya ayrı para ve bazen vergiyi kapıda ödemek gerekebiliyor.

çok gerekli şeyler de satılıyor aslında. ve trden ucuz çoğu şey. arabanın tüm aksesuarlarını burdan aldım hiçbiri de çöp değildi.
0
jelly bear
(04.11.25)
daha dün akşam birkaç şey sipariş verdim, keşke vermeseydim dedim sonradan.
araç içi multimedyayı kablolu carplay/android auto'yu kablosuza çeviren aparat aldım iki tane. benimki kablosuz ama belki daha da hızlandırır diye düşündüm.

sonra bagaj rafının plastik vida/kopçasından aldım.

bir de anahtarlık kılıfı.


vergiler dahil 2000 tl ödemiş oldum ama yurt içinden alsaydım daha ucuza gelirdi sanki. 150-200 tl kardayım sadece. ha, değer miydi? zerre değmezdi bana kalırsa ama deneyim olsun diye ilk kez alışveriş yaptım oradan.
0
m e b
(04.11.25)
Bir kaç saat önce aras kargo aldığım ekskavatörü getirdi.kedi kumuyla hafriyat yaptım evin içinde.arada ortağımı aradım geldi beraber oynadık sonra onada bir damperli kamyon siparişi verdik.pil bitince buraya geldim duyurunu gördüm.

9000 liraya lavabo bataryası almıştım,aynısı 1200 lira.legonun amcasının oglu setler var bedava.sepette duran kaçakçı çantası var,çadır var,yılbaşı süsleri,ledler.bşr sürü şey alıyorum,sonra onları çevremdekilere dağıtıyorum.adama tornavida seti verdim çocuk gibi sevindi.

Beni çok eğlendiriyor.
+2
duptıs
(04.11.25)
Geçenlerde temu'dan gerçek deri bir fotoğraf makinesi çantası aldım. öyle 100-200 liralık bir şey değil. Ama iddia ediyorum, o fiyata o kalitede bir çantayı başka hiçbir yerden bulamazsın. Temu sadece çer çöp yeri değil. Çer çöp de var, ilgilenirsen. Mesela özel üretim vidalar var lavabo vs. montajı için. Her yerde bir tanesi 300-500 liradan satılıyor, saçma sapan fiyatlar. Temu'da 10-15 lira.
0
himmet dayi
(04.11.25)
(17)

Telefonunuzun kapasitesi kaç gb ve yetiyor mu?

messina123
128gbYetiyor
128gb
Yetiyor
0
messina123
(03.11.25)
128 gb
Yaklaşık altı yıllık telefon
Artık asla yetmiyor, sürekli uygulama kaldır sil yükle yapmak zorundayım
0
egerbiryolcu
(03.11.25)
256 gb, yetiyor.

telefon kullanmadığım uygulamaların hepsini silmiş bir ara kendi kendine.
0
co2s2
(03.11.25)
256 gb ve yetmiyor. şu an 255,5 gb dolu durumda.

1 tb almak istiyorum. oyun oynamayı ve uygulama kullanmayı seven biriyim. 759837593 tane fotoğraf ve video çekmeyi de severim. silmek istemem hiçbir şeyi.
0
art cat chocolate
(03.11.25)
128 yetmediği için 512ye geçtim. icloud kullanmıyorum.
241 gb dolu. 256 gb alsaydım o da yetmeyecekti demek.
0
jelly bear
(03.11.25)
256 gb yarisi dolu.
+ 200gb icloud var
0
cooperr
(03.11.25)
128, yetiyor.
istifçiliği bıraktım whatsapp geçmişlerimi düzenli temizliyorum, eski video, fotoğraf vs. pek tutmuyorum.
0
mutekebbir
(03.11.25)
Makineden çok telefonu kullanmaya başladığımdan beri 256'yı dolduruyordum, hem yedek hem de ek alan yüzünden 100gb bulutum var, oraya yedekliyorum çektiğim fotoları.
Sonraki telefonumda 512ye geçtim, şu an 203 gb dolu diyor.
0
Bruce
(03.11.25)
16. yetiyor.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(03.11.25)
256 GB ilginc bir sekilde yarisi dolu, daha bos olmasini beklerdim. Yetiyor.
0
mbond
(03.11.25)
16 gb ile yaşam savaşı veriyorum:)
0
nothing in my way
(03.11.25)
256 ve 200 cloud.
0
gabe h coud
(03.11.25)
256 gb kendi hafızası. Daha bir sene doldu ya da dolmadı hafıza uyarısı vermeye başlayınca el mahkum 200 GB iCloud üyeliği almak zorunda kaldım :(

Sene olmuş 2026, hala 128-256 GB telefon üretiyor aç köpekler. Zaten 8-10 GB işletim sistemine, 10-20 GB da varsayılan uygulamalara gidiyor.
-1
m e b
(03.11.25)
128gb, yetiyor. seneye yenilerim ama telefonu.
0
lemmiwinks
(03.11.25)
512 gb olsa da icloud 2 tb aldım çünkü hem bilgisayar hem tablet ile senkronize olmasını istiyorum tüm içeriklerimin :)
0
cemallamec
(03.11.25)
256 yetiyor. Hatta 195 gb’si boş.
0
yadigar
(04.11.25)
64 bile yeter google photos kullanıyorum.

ama 512gb telefonum, yetiyor tabii ki.
0
ananiyimioguz
(04.11.25)
1tb, fazla fazla yetiyor.
0
inheritance
(04.11.25)
(15)

Türk insanı neden böyle

messina123
insanların ahlaksızlığını aklım almıyor artık. Hep mi böylelerdi?Olay şu, dün az sayıda kahve makinesi 20 bin liradan 9900’e düştü. Alıp ürün gelmeden sahibindene 2 katına yüklemişler.https://x.com/neonatalog/status/1985057198381121598?s=46
insanların ahlaksızlığını aklım almıyor artık. Hep mi böylelerdi?

Olay şu, dün az sayıda kahve makinesi 20 bin liradan 9900’e düştü. Alıp ürün gelmeden sahibindene 2 katına yüklemişler.

x.com
-1
messina123
(03.11.25)
Türk insanı hep böyleydi. Böyle olmasa başımızdakiler kafalarına göre vergi alamazlardı, Türk insanı kimliğiyle bütünleşen bir halk değil maalesef, bana dokunmayan yılan bin yaşasın modunda, inanır mısınız bu hep böyleymiş ben de fark edince şaşırmıştım.
+4
olaylar olaylar
(03.11.25)
yapilani onaylamasam da burada bir ahlaksizlik goremedim ben, kimseye ozel kontenjan acilip hak yenmemis. insanlar da kendi capinda firsat degerlendiriyor. turk insani diye genellemek asil ahlaksizlik.
-2
gule gule
(03.11.25)
Serbest piyasa. Almak zorunda değilsin, kimse değil.
-5
michael harddd
(03.11.25)
fırsat görmüşler para kazanıyorlar. dünyada tüm milletler bunu yapıyor. evet, hoş değil ama ahlaksızlık demek de istemem. en azından yalan söylemiyorlar.

bence asıl ahlaksızlık her yeri çarık çürük kazalı boyalı arabayı "nokta hata yok, her yeri oporijinal" diye satmak.
0
co2s2
(03.11.25)
burada bir ahlaksızlık göremedim ben, ahlaksızlık havaalanı saldırısından sonra taksi ücretlerini katlamaktır, pandemide dezenfektan/maske fiyatlarını katlamaktır, depremden sonra çadır satmaktır.
+6
mutekebbir
(03.11.25)
bu tarz durumlarin serbest piyasa arkasina saklanmasina da bayiliyorum. bu bir aklama mi ki? sokakta yasayan bir evsiz de, is bulamayip intihar eden genc de, hastane veya ilac masraflarini karsilayamayip olen kisi de serbest piyasa kurbani. ne diyelim? serbest piyasa abi, cok da takma, normaldir falan mi diyelim? biraz ne soylediklerinizi anlamya calisin yahu, oturun bir uzun uzun dusunun fikir beyan etmeden once. yapilan ahlaksizlara, icler acisi durumlara kendi capinizda "entelektuel" bir kilif bulmaya calismayin. cok sey gozukuyorsunuz...

edit:
(bkz: ahi evran)
(bkz: ahilik)
+6
Sour
(03.11.25)
Değerlendirme yaparken bu arkadaşların bu işlemi yaparken risk aldığını fark ediyoruz değil mi? Örneğin satamayabilir de. Ya da yeni bir ürün piyasaya çıkabilir. Ya da ürünün fiyatı düşebilir...
0
osssy
(03.11.25)
Yapılan serbest piyasa koşullarında normalleştirilse de etik değil. Bu bağlamda Alev Alatlı’nın bir konuşması tam da bu tür (ufak ya da büyük) olaylara çok güzel bir örnek. Kendisinin verdiği tüm örnekler buradaki arkadaşlara göre de hiç sorun teşkil etmiyor o zaman. Ne de olsa özgür irade, serbest piyasa, ekonomik şartlar vs vs diye her şeyi aklayabiliriz.

youtu.be
-1
m e b
(03.11.25)
türk insanının ahlaksızlıgı normalleştirdiği verilen cevaplardan belli.

bu yapılan ahlaksızlıktır, serbest piyasa ile ilişkilendirilemez. bu yapılan karaborsacılıktır. karaborsacılık suçtur. serbest piyasada yeri yoktur. karaborsacının risk alması bu ahlaksızlığı ve suçu ortadan kaldırmaz. duyuruya verilen bu cevaplar akıl tutulması ve insanımızın ahlaksızlığı normalleştirdiğinin apaçık kanıtı
0
abelardo
(03.11.25)
ben ahlaksızlık olarak değerlendirmedim. ucuza almış, istediği fiyata satabilir, alan kişiyi bağlar, satamazsa elinde patlar.

şu ahlaksızlık olabilir, devrilen bir tırdaki domatesleri sahibinin rızası olmadan alıp satmak ya da kullanmak ahlaksızlık. birinin zor durumundan fayda çıkartmak büyük ahlaksızlık.

philips latte go yüklü tır devriliyor, sen şoföre yardım etmeyi bırakıp, 112 yı aramayı es geçip üç beş kahve makinesi alıp çok ucuz bir fiyata satarsan bu ahlakızlık...
0
exlibris
(03.11.25)
bunun etik olup olmadigi o anlik duruma ve urunun ne olduguna gore degisir.

pandeminin en cilgin attigi donemlerde islak mendil kalmamisti piyasada, bir komsu nerden bulduysa bir kamyon dolusu alip stoklamis, internet uzerinden sacma sapan fiyatlara satti. bu bence etik degildi, zira insanlarin ihtiyaci olan bir seyi alip stoklayip karaborsaya sokuyorsun.

obur taraftan bu adamlar hayati onem tasimayan bir urunu ucuza denk getirmis, 2 tane almis, birini kendi kullanacak oburunu satacak, kendi makinasinin parasini cikartacak diyelim. buna ben en fazla "uyaniklik" derim gecerim. cunku ne kahve makinasina kiran girdi, ne kahve icmese olecek durumdayiz, ne de kahve makinalari karaborsaya dustu.

son olarak, karaborsa her ulkede ve millette var. her dandik seyi donup dolasip kendi irkina baglamak da herhalde sadece bizde olan garip bir hastalik.
+1
cooperr
(04.11.25)
Bu karaborsa değil arkadaşlar. İçinde bulunduğumuz sistemi iyi tanıyalım. Yasadışı piyasalar karaborsa oluyor.
0
osssy
(04.11.25)
bunun adi stokculuk ve ahlaksizligin dik alasi. adam ister bir tane alir, ister 300 tane ama amaci belli: indirimdeki ürünü zamani gelince yüksek fiyata satmak.
bu esnada indirimdeki ürün stogunu azalttigi icin insanlar indirimden faydalanamiyorlar.
adam ticaret yapiyor ve risk ticarette hep vardir. riskinin olmasi yapilanin ahlaksizca oldugu gercegini degistirmiyor.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(04.11.25)
bunların hepsi yoksulluktan. normalde 8-10 tane kahve makinası alacak sermayeyi toparlamak bizim ülkemizdeki kadar uzun sürmemeliydi. insanlar 10 bin liraya 10 gün çalıştıkları için buradaki fırsatı gole çevirmek zorunda hissediyor olabilirler.

1 seansı minimum 3-4 bin TL olan , 1 günde en az 10-15 bin TL kazanan bir psikolog , bir hukuk müşaviri, yada işletmesi saniye başı para basan bir tacir bu işlere tenezzül etmez zaten. yada bu kadar survival modda yaşanmayan bir sosyal devlete tabi olsaydık, bu kadar çok "maddi garanti" yaratma çabamız da olmazdı diye düşünüyorum.

ticari şirketler bu hareketlerin çok daha büyüklerini kapı arkasından yapıyor zaten, yani binlerce kahve makinasını belki de perakende satış fiyatının 3'te 1'ine kadar düşürüp toptan bir şirkete satabiliyor. Onlar da ilk perakende fiyatın takribi yarısına düşürüp satışa icap ediyor. vatandaş da bunu toplayıp %20 fiyat kırarak satmaya çalışıyor. Belki de yıl başında makinanın yenisi tanıtılacak ve mağazalardan kaldırılacak ürünler bile olabilir. 20.000 TL'ye yepyeni özelliklerle donatılmış bir kahve makinası tanıtıldığında zaten diğerleri 18 bin TL'den satılabilirliğini kaybedektir.
0
loch ness
(04.11.25)
aç gözlülük başka bir şey değil.
0
Başka
(04.11.25)
(4)

İngiltere vizesi schengenden kolay diyorlar doğru mu?

messina123
Hem randevu almak kolaymış hem de uzun süreli çıkıyormuş doğru mu?
Hem randevu almak kolaymış hem de uzun süreli çıkıyormuş doğru mu?
0
messina123
(02.11.25)
Randevu almak kolay. Yer bulamama olayı şimdilik yok.
6aylık veya 2 yıllık veya daha fazla başvurabiliyorsun. Başvurduğun süre kadar çıkıyor ya da çıkmıyor.
0
nickini vermek istemeyen uye
(02.11.25)
randevu kolay alınıyor. en önemli kısım finansal durumunuz. izahatı mümkün ve anlaşılır olmalı.

süre kısmını siz seçiyorsunuz başvururken.

Kısa vadeli (6 aya kadar, tek veya çok girişli) 176 USD
Uzun vadeli (2 yıla kadar geçerli) 659 USD
Uzun vadeli (5 yıla kadar geçerli) 1176 USD
Uzun vadeli (10 yıla kadar geçerli) 1468 USD
0
brkylmz
(02.11.25)
doru süreç daha kolay. belgeleri online yüklüyorsun en azından.
0
jelly bear
(02.11.25)
Daha yeni aldım ben de. Hem randevusu kolay hem belge yükleme vs süreci. Finansal durumu iyi gösterirseniz ve belgeler tamsa çıkmama ihtimali yok gibi bişiy. Şu an benim çevremde 10kişiden 8i shengen i pas geçip ing vizesi aldı. Finansal durumunuza güveniyorsanız mantıklı.
0
chanandler bong
(02.11.25)
(7)

sjw tayfa bu zamana kadar mühendisliğe nasıl bulaşmadı

messina123
Konnektör ve headerlar dişi erkek olarak adlandırılır. Erkek sokan, dişi sokulan konnektörtür özetle.Haberleşme protokollerinde bir master vardır. Ve o master’ın slave’leri vardır. Efendi sormadan köleler cevap veremez ve efendi sorduğunda köleler cevap vermek zorundadır gibi açıklayabilirim bunu da
Konnektör ve headerlar dişi erkek olarak adlandırılır. Erkek sokan, dişi sokulan konnektörtür özetle.

Haberleşme protokollerinde bir master vardır. Ve o master’ın slave’leri vardır. Efendi sormadan köleler cevap veremez ve efendi sorduğunda köleler cevap vermek zorundadır gibi açıklayabilirim bunu da.

Bu adlandırmalar evrensel. sjw tayfa şimdiye kadar nasıl olay çıkartmadı bu adlandırmalara merak ediyorum.
+4
messina123
(01.11.25)
Bulaştı, tam söyledigin master slave mevzularinda.
Koca github'da master yerine main var artık default olarak.
+4
WithWorth
(01.11.25)
Dışarıyı bilemeyeceğim, ama bizde mühendislik fakülteleri dünyanın en entelektüel yerleri değil. Yani buralar doğrudan apış arası kokusu esprilerinin gırla gittiği, erkek başına kaç kadın düştüğünün hesabının yapıldığı yerler hocam. Alanın genel esprileri hep bu tarz muhabbetler üstüne kurulu. Fakülteden olgun bir müho olarak mezun olan birçok yağız delikanlı da soluğu şantiyelerde, fabrikalarda, sanayide alıyor. Buraların durumu mühendislik fakültelerinden daha da ötede. Nedeni çok gizli olmasa gerek sanırım.
+2
akhenaten
(01.11.25)
@WithWorth hocam i2c ve spi haberleşmeleri tamamen master slave üzerine kurulu.
+2
🌸messina123
(01.11.25)
derin teknik alanlar erkek dominasyonunda. benim yöneldiğim alanda kadın oranı %5 gibi bir şey.
+2
hold the door
(01.11.25)
ben tam da bu konuya değincektim. evet master-slave terminolojisini bırakmak istiyorlardı bazı tepkilerden dolayı ve bıraktılar da. bunu yapan tek yer github değil sanırım başka programlama dillerinde de master-slave'i kaldırdılar.
+1
false pretension
(01.11.25)
merhaba. sayısalcı değilim ama konuya benzer bir cümle okumuştum aklımda kalmış "duş alma fikri bugün ortaya çıksa, karşı çıkan milyonlar olacaktı" paylaşayım istedim. xe/xem/xyr.

not: mr cihazına "bunları rent a car la mı aldılar" diyen adama tapan milyonlarla beraber yaşayan insanlarız sjw, political correctness bize uzak diyarlar.
0
libertine
(02.11.25)
sjw'lerin çoğu kafasız olduğu için mühendislik türü dallardan haberleri yok, oradaki terimleri hiçbir yerde duymuyorlar.
0
tchuck
(02.11.25)
(5)

Dondurulmuş yemeğin bir sakıncası var mı?

messina123
File’de katkısız be içindekileri okuyunca zararlı hiçbir şeyin olmadığı lahmacun, hamburger köftesi, pizza, kebap falan satılıyor. Fiyatı da gayet makul. Dışarıdan yemenin çeyreğine falan geliyor. Lezzetini de ben beğeniyorum şahsen. Sürekli değil tabi haftaiçi 2-3 gün akşamları dışarıdan yemek söyl
File’de katkısız be içindekileri okuyunca zararlı hiçbir şeyin olmadığı lahmacun, hamburger köftesi, pizza, kebap falan satılıyor. Fiyatı da gayet makul. Dışarıdan yemenin çeyreğine falan geliyor. Lezzetini de ben beğeniyorum şahsen. Sürekli değil tabi haftaiçi 2-3 gün akşamları dışarıdan yemek söylemektense bunları yiyorum. Evde yapacak enerjimiz olsa yaparız tabi o konuya hiç girmeyin. Bunları yemenin yine de sağlığa zararı var mıdır?

Ben aksine faydası olduğunu düşünüyorum. Mis gibi et
0
messina123
(01.11.25)
sagliklidan kastiniz icinde katki ve koruyucu madde olmamasiysa sagliksizdir diyemeyiz.
ancak yag kalitesi nasildir, hayvan nerede otlamis ve nerede kesilmistir gibi daha detayli seylere girecekseniz saglikli olmaktan cok uzak olduguna garanti verebilirim.
0
alice in potatoland
(01.11.25)
Haftada 2–3 akşam bu tür “katkısız” hazır ürünleri yemek, genel olarak sağlıklı bir bireyde belirgin bir zarar oluşturmaz. Ancak bu, diğer öğünlerin dengeli ve aktif bir yaşam tarzının sürmesi koşuluyla geçerli.
0
anathemamen666
(01.11.25)
köfte, kebap gibi şeylerin donmamış olanları hem daha ucuz, hem de daha lezzetli oluyorlar. ama ben de yıllardır buzlukta bir miktar donmuş pizza tutarım, acil durumlarda işe yarıyor.
0
co2s2
(01.11.25)
Pizza dediğiniz şeyin hamurunun üzerinde sağlıklı ve katkı maddesiz diyebileceğiniz ne var ki, donmuşunun donmamışa nazaran sağlıklılığını irdeliyorsunuz, onu anlamadım ben.

Lahmacunun üzerindeki, hamburgerin içindeki kıymalı karışımda ne oranda et vardır sizce?
0
Mirket
(01.11.25)
filedeki kucuk lahmacunu hiç beğenmedim ben :/
gideri var sadece
pastaları donuk olan cheesecakeler baya başarılı
0
eja
(01.11.25)
(5)

Karadağ’ı işgal etsek

messina123
Max ne olur? https://x.com/haskologlu/status/1984288324027097459?s=46
Max ne olur?

x.com
-2
messina123
(31.10.25)
Karadağ çok dağlık, işgali zor. Osmanlı'nın yükselme ve duraklama döneminde Karadağ bizde görünüyor haritalarda ama onlara sorsan tam bir kontrol sağlayamamış Osmanlı aslında, onlar boyun eğmezmiş falan.

Malum artık işgal etme işleri 100 yıldır falan pek olmuyor. Olsa da uluslararası anlamda kabul görmüyor. II. Dünya Savaşı sonrası mı karar verildi tam bilmiyorum. Birkaç istisnası var tabii, İsrail bir örnek sayılır, detayları karışık tabii kime sorsan farklı şeyler söyler, bir de ABD demokrasi getiriyordu eskiden, onu bile bıraktılar, artık yerel taşeronlarla falan hallediyorlar işlerini, ya da şu anki gibi tehditle falan.

Soruya cevap vereyim, işgal etmeye gücümüz yeter ama direk tepemize binerler. Zaten her ülke kendi gücüyle var olsa Macaristan'a kadar kayda değer bir güç yok önümüzde, Yunanistan kağıt üstünde epey teçhizata sahip ama gene de bize karşı çok dayanamazlar.
+1
mbond
(31.10.25)
uzak. lojistik ciddi problem.

faydası yok. karadağ'ı niye işgal edesin? herhangi bir devletin/hükümetin üç beş tane vatandaşını umursadığını mı zannediyorsun? abd'nin öyle şov yapması filan da tamamen batı propagandası. hiçbir yerleşmiş güç/iktidar, şu ya da bu vatandaşı için uğraşmaz.
0
der meister
(01.11.25)
vize lazım, zor.
+5
duyurukullanıcısı
(01.11.25)
bağcılar karadağ'ı teke tekte yenebilir.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(01.11.25)
Zamanında Osmanlı fethedememiş. Aşiret liderlerini haraca bağlayabilmiş, onlar da sürekli isyan etmiş.

Şu anda nato üyesi oldu zaten işgal etsek ne olur etmesek ne olur
0
Hallegadola
(02.11.25)
(17)

Mükemmel yumurta yemek için çaba harcıyor musunuz?

messina123
Süre tutmak gibi mesela. Yoksa allah ne verdiyse pişirip yiyor musunuz
Süre tutmak gibi mesela. Yoksa allah ne verdiyse pişirip yiyor musunuz
0
messina123
(31.10.25)
yani mükemmel yumurta yemek gibi bir idealim yok ama mesela haşlıyorsam sarısının çok katılaşmasını sevmiyorum o yüzden süre tutuyorum kaynadıktan sonra 3-4 dk. gibi.
+1
king lizard
(31.10.25)
Ben hafif sulu kayısı kıvamı sevdiğim için tutuyordum ise yariyordu. Su kaynadıktan sonra 180 saniye tutuyordum. Fakat sayı 200 e çıktı. Sonra da 200 üstüne. Bı yerde hata yapmaya başladim galiba artık zor tutturuyorum ama yine de hep bu şekilde deniyorum.
0
egerbiryolcu
(31.10.25)
çaba mı alışkanlık mı bilmiyorum ama haftaiçi işe geç kalmamak için yumurtamı haşlarım. sürem ve ısı derecem hep aynıdır (gazlı ocakta) ve hep kayısı olarak yerim.

hafta sonları da en az 1 kere menemen yaparım ve beyazı ile sarısını ayırır en son sarılarını atarım ki daha sulu kıvamda olsun.
0
elektr10
(31.10.25)
@egerbiryolcu yumurtalar büyümeye başladı.
+2
king lizard
(31.10.25)
Evet zamanlayıcı tutarım. Kaynamaya başladıktan hemen sonra 2 dakika 15 saniye zamanlayıcı başlar. İstediğim kıvamda kayisi yumurtayı yerim. Marketten yumurta almam.
0
ırene adler
(31.10.25)
kısık ateşte ilk kaynama anından itibaren altı dakika kaynatirim. yoksa cıvık oluyor, iğrenç.
+1
tabudeviren
(31.10.25)
allah ne verdiyse diye yumurta haşlandığını da ilk defa duydum. Sahanda Karışık yumurtanın pişme derecesi biraz tabii hissiyat da yumurta haşlamak süreli.

Mikemmel kayısı tarifi, yumurtayı fokur fokur kaynayan suya atıyoruz 7-8 dk, süre bitiminde ya önceden hazırladığınız soğuk(buzlu) suyun içine yada benim gibi direkt musluğun altında soğuk suya maruz bırakıp daha fazla pişmesini önlüyoruz. Kesin çözüm.
0
wallcan
(31.10.25)
Adet hakine getirdiğim birkaç şey var. Yumurtaları yıkayıp peçeteyle kurutuyorum. Haşlama suyuna soğuktan tuz ekliyorum. Renk değiştiren yumurta zamanlayıcım var. Onu da her seferinde yumurtalarla beraber kaynatıyorum. Üzmüyor beni.

Kayısı kıvam severim ve tuttururum. Azıcık daha pişmiş, azıcık daha rafadan olursa kafaya takmam.
0
yadigar
(31.10.25)
bir yumurta ne kadar mükemmel olabilir ki? hani birkaç malzemeden oluşan yemekten bahsetsek anlarım da yumurta yani bu, suda belli bir süre kaynat, ye gitsin.

sarısı fazla pişmiş ya da neredeyse hiç pişmemiş olanları değil de kayısı gibi sarı olunca güzel ama bunun için de taktik, süre, saniye tutacaksak işimiz yaş valla :)
0
m e b
(31.10.25)
haşlamak için belli bir kural gerekiyor, "koyayım suya pişsin, olmuştur ya şimdi çıkarayım" ile olmuyor. ya yumurta çatlar, ya içi çiğ kalır.

ocağın şiddeti ve yumurtanın türüne göre de değişiyor bu, illa saniyesine kadar süre tutmak ya da termometre ile su sıcaklığını ölçmek gerekmiyor ama bir dikkat etmek lazım yine de.
0
biseysorcaktim
(31.10.25)
rafadan yemeği çok severim. kaydatıktan sonra 100 saniye sayar alırım. bazen unutuyorum bu sefer de kayısı olma riskinden ötürü (hiç sevmem) lop olana kadar kaynatıyorum yaklaşık 4 dakika o da.
0
neira
(31.10.25)
Haşlama için kısık ateşte kaynadıktan sonra 3-4 dakika.

Kavurması ise kesinlikle köydeki gezen veya koşan tavuk yumurtasından olmalı .
0
diyecevaplandı
(31.10.25)
Çocuğum için pişirdiğim için evet sevdiği gibi olması için çabalıyorum
0
basond
(31.10.25)
Evet basinda bekliorm kaynadiktan sonra 2 dk kayisi gibi organik yumurtacidan aliorm h sonu 1 yumurta keyfim var bi tane
0
eja
(31.10.25)
Yumurta pişirici kullanıyorum, hep aynı ayarda pişiriyor. Bu tarz bir takıntınız varsa öneririm.
0
akhenaten
(31.10.25)
ben haşlanmış yumurtayı uzun süre tutmayı seviyorum akmasın dökülmesin löp löp yiyeyim diye. o yüzden hiç ayar tutturma kaygım olmadı, garanti olsun diye 10-11 dakika tuttuğum bile olur. farklı yemek istesem muhtemelen zaten beceremezdim, onunla uğraşamam.
0
der meister
(31.10.25)
Çaba gerekmiyor çünkü her şey gözümün önünde oluyor. Hep sahanda yaparım. Öğrencilik zamanımda rafadan yaparken saat tutardım ama.
0
mikro patlama
(31.10.25)
(8)

neden reklamlarda oyunculara dünyanın parasını veriyorlar

messina123
mesela x bir oyuncuya 5 saniye reklamında oynasın diye 100 milyon lira ödedi gibi haberler çıkıyor. bunun yerine ürünlerine 100 milyon tl'lik indirim yapsalar. mesela ürettikleri gofret 10 lira diyelim. bu gofretleri 100 milyon liralık kontenjan kadarını 1 liraya satsalar daha büyük reklam olmaz mı?
mesela x bir oyuncuya 5 saniye reklamında oynasın diye 100 milyon lira ödedi gibi haberler çıkıyor. bunun yerine ürünlerine 100 milyon tl'lik indirim yapsalar. mesela ürettikleri gofret 10 lira diyelim. bu gofretleri 100 milyon liralık kontenjan kadarını 1 liraya satsalar daha büyük reklam olmaz mı?
+2
messina123
(31.10.25)
Stokçuluk yaparlar. o bir liralık ürün tüketiciye gitmeden marketler stoklar kampanyasız fiyata satarlar, bunun önüne geçemezsin.
0
duyuruuser
(31.10.25)
urunun fiyati karar verirken tek etken degil. hatta bazen urun ucuz diye tercih edilmez, marka musteri uzerindeki imajini kaybeder. ornegin apple urunleri mesela iphone her zaman emsallerine gore daha pahalidir. bir anda digerlerinden ucuz olsa ilk basta satislar artar ama bir sure sonra satislar duser cunku siradan bir urun haline gelir. o urunun talep gormesinin nedeni daha pahali olmasi.

ek olarak, bir urunu pahali alan insan o urunun kusurlarini kapatmaya daha yatkindir.

hatta belli bir musteri kitlesi vardir ki, bu kitle ortalama bir musteriye gore cok daha fazla tuketim odaklidir, bir urunun fiyatina bakar, ama pahali ve daha zor erisilebilir olursa o markayi tercih eder. kullanilan urunler, markalar insanlarin diger insanlardan ayrisma aracidir.

x oyuncular da bu stratejiler arasinda markalarin belli kesime yonelik konumlanmasi icin kullanilir. o oyuncunun temsil ettigi imaj marka ile eslesir, ve marka o sekilde konumlanir. ornegin rafael nadalin reklamlarinda oynadigi bir tenis t-shirt urununu ve markasi ile hulya avsarin reklamlarinda oynadigi t-shirt ve marka farkli kitle, gelir grubu ve fiyata hitap eder. o nedenle o unlu hitap ettigi kitle, ve imajina paralel olarak reklamlardan gelir elde eder.
+2
emrahday
(31.10.25)
olmaz. bir şey ucuzladıkça, onun kalitesine dair inancımız azalıyor. fiyatı belli bir seviyenin üstündeyse, otomatikman bu kaliteli bir ürün ve ederi bu gibi bir algımız oluyor. o yüzden 100 milyon lirayı indirim tarzı kampanyalara dağıtsalar, marka adı açısından intihar olabilir. (mantıklı demiyorum bu arada, olan sadece)

o 5 saniyede oynayan oyuncu, ne bileyim beren saat ya da kıvanç falan; aslında bir persona'yı temsil ediyor. cool onlar. mavi kot giyiyor mesela. mavi kot giymenin modayı yakalayan ve cool bir şey olduğunu ve kıvanç gibi harika insanların da onu tercih ettiği izlenimi edindiriliyor.

branding ve marketing 101 gibi bir şey. fiyatı ucuz yapma. ürünü kuul gösterecek sözler (just do it) ve reklam yüzleri (kıvanç) gibi enstürmanlar kullan. hatta sık sık stok bitsin (zara) ki talep çok ve ürün az izlenimi olsun (yoksa fabrika'da işçi mi yok da sürekli zara'da ürün bitiyor) gibi gibi
+2
gitdaddy
(31.10.25)
öncelikle reklamın kötüsü olmaz. sonralıkla ünlüye para yedirebilen şirket daha zengindir, daha itibarlıdır.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(31.10.25)
ucuza satılırsa satışlar düşer, değeri azalır, tüketici kitlesi değişir. çoğu marka bunu istemez. bazıları bazı markaları sadece "pahalı" diye tercih ediyor. ötesi berisi yok, tek sebebi bu. herkesin kullandığı şeyi kullanmayayım, biraz özel olayım istiyorlar. bu düşünce sadece lüks tüketim değil, detarjandan pantalona kadar yayılıyor.

ünlüye para verme işini pek anlamıyorum ben.
bende aksi bir reklam oluşturuyor açıkçası, o markayı almak istemiyorum bile.
çünkü mesela aldığım pantalonun yarı parası o markanın yüzü olan kişiye gidiyor.
o zaman bin liraya değil, 500 liraya daha kalitelisini alabilirim.
ben neden o adamı finanse ediyorum ki.

ama çoğu kişi böyle düşünmüyor. güzel ve ünlü adam/kadın koyuyorlar marka yüzü olarak. iki türlü kazanç sağlıyorlar:
1 - o kişi o ürünü kullandığı için başarılı/güzel/zengin diye kodlanıyır zihnine
2 - o kişiyi gördüğün her yerde yine o ürün aklına geliyor. bu durumda 30 saniyelik tv reklamından çok daha geniş bir alana yaymış oluyorsun markanı.
0
biseysorcaktim
(31.10.25)
çünkü dünyanın en iyi ürününü üretmek para kazandırmıyor. Kalitesi ne olursa olsun ürünü satmak para kazandırıyor.
0
wallcan
(31.10.25)
@wallcan cidden durum dediğin gibi
0
🌸messina123
(31.10.25)
Reklam seti gunu oyuncuyla daha cok vakit gecirebilmek icin genelde sure belirtilip sozlesme yapiyorlar. Sure ne kadar uzunsa kase de o kadar artiyor. Pazarlamaci dostlarin da unlulu storyleri odeniyor.
0
klassno
(31.10.25)
(4)

çekilişlere katılıyor musunuz?

messina123
mesela akbank bir çekiliş yapıyor diyelim. katılıyor musunuz?
mesela akbank bir çekiliş yapıyor diyelim. katılıyor musunuz?
0
messina123
(31.10.25)
katılmıyorum
+1
deartheodosia
(31.10.25)
katılıyorum. genellikle nescafe ve magnum çekilişlerine katılıyorum.
0
nothing in my way
(31.10.25)
banka uygulamasında katıl butonuna basmam 2 sn ise katılıyorum.
kod göndermeleri de yapardım öğrenciyken.
+1
unalub
(31.10.25)
Hayır. Olasılığı çok düşük olan bir şey için zaman harcamak istemiyorum.
0
truf
(31.10.25)
(6)

mersin ve adana hakkında ne düşünüyorsunuz?

messina123
bu iki şehirde yaşamak ister miydiniz? mersin ve adana denilince aklınızda ne canlanıyor? hiç gittiniz mi gitmediyseniz ön yargılarınız var mı?
bu iki şehirde yaşamak ister miydiniz? mersin ve adana denilince aklınızda ne canlanıyor? hiç gittiniz mi gitmediyseniz ön yargılarınız var mı?
0
messina123
(30.10.25)
Adana mersin deyince aklıma sıcak ve nem geliyor, kültürel özelliklerinden çok ben bu iklimde yaşayabilir miyim diye düşünürdüm
0
grimavi
(30.10.25)
Ikisine de hic gitmedim. Ilk aklima gelen asiri sicak olmalari. Adana'nin cok farkli yerleri vardir eminim ama kafamda hep pek tekin olmayabilir seklinde bir algi kalmis. Cok cesitli nufusu var gibi geliyor. Daha dogulardan gocenler, turk, cingene vs.
Mersin guvenli bir yer olarak kalmis aklimda, hic buyuk olay duymadim. Merkez haric (ya da sadece merkezdi sanirim) cok kurt gocu almis diye biliyorum. Bu negatif bir anlama gelmek zorunda degil tabii.
Ikisinin de denize kiyilari olmalarina ragmen neden pek yaz tatili/deniz kum gunes tatili denince akla gelmediklerini hep merak etmisimdir.
0
mbond
(30.10.25)
daha önce nerelerde yaşadınız bilmiyorum ama "istanbul geceleri" dışında bir hayatınız varsa mersin kesinlikle türkiyenin yaşanacak az sayıdaki şehrinden biri.

adana da güzel ama adana'nın gidilecek güzel semtleri ve mekan alternatifi bir tık daha kısıtlı mersin'e göre.

gerçi özellikle istanbulluysanız adana-mersin arası asya-avrupa arası gibi bir mesafe, bir ayağın her zaman diğerinde olabilir. bu da bu şehirlerin güzel avantajlarından bir tanesi. hem sosyal çevre hem aktivite hem de alışveriş anlamında birbirlerini besliyorlar, aslında 1 büyük kent yerine 2sinde birden yaşıyormuşsunuz gibi.

ekstra merak ettiğiniz bir şey varsa sorabilirsiniz.
0
patronaj1
(30.10.25)
mersin merkezde çok vakit geçirmedim ama ilçelerinde çok vakit geçirdim. Adana'nın hem merkezinde, hem de ilçelerinde vakit geçirdim. istanbul ve çanakkale ile karşılaştırayım:

istanbul : dünya şehri
adana : bölgenin merkezi
mersin ve çanakkale : kendi hallerinde şehirler.

istanbul pahalı, çanakkale çok daha ucuz, adana daha da ucuz, mersin daha daha ucuz.

istanbul genel olarak çok keşmekeş, adana biraz daha derli toplu, mersin daha sessiz sakin, çanakkale hepten sessiz sakin.

istanbul'da trafik var. Adana fena değil, mersin daha iyi. çanakkale'de araba kullanmanıza gerek yok.

istanbul'da iş imkanı var. Adana'da eh, Mersin'de daha da düşük, Çanakkale'de yok.

istanbul'da her mevsim var. adana yazları çok sıcak oluyor, Mersin de sıcak oluyor. çanakkale çok ideal bir iklim. (rüzgarı hariç)

istanbul'un sosyal ve kültürel hayatı hiç birinde yok.
+1
co2s2
(30.10.25)
ben herhangi bir anadolu şehrinde mecbur değilsem yaşamayı tercih etmem. çünkü böyle yerlerde dedikodu vs çok oluyo. insanlar genel hayat mücadelesini bırakıp birbirlerinin ne yaptıklarına daha çok odaklanmış oluyolar. adana da şiddet kültürünün çok yüksek bir şekilde nesiller arası aktarıldığı bir yer bu yönü ile yaşanılası bir yer değil bana sorarsan.

adanada yaşarken lisenin çıkış saatinde parkta oturamazsın mesela. liseli çocuklar hayal dünyamızı aşan nitelikte yaratıcı binbir türlü küfrü birbirlerine bağırarak söylerler ve bunun utanılacak bir şey olduğunu düşünmezler. aileleri de bu durumu yadırgamaz. ben olsam mecbur değilsem orada yaşamayı tercih etmem. mersinde yaşamadım bilmiyorum orayı ama adana kadar sıcak, adananın sadece adı çıkmış bu konuda.
-1
Sadece soruyorum
(30.10.25)
Mersin'den bikdiriyorum;
Sıcak çok sıcak... Sıcak daha da sıcak olacak.... Bu geceeee... Yarın sabah.... Öğlen daha fena....

Şaka bir yana ben ilçedeyim. Ankara'lı bir bozkır bebesi olarak klima ile ısınıp/soğuma kısmına hala alışamadım. Nem beni mahvediyor. Yazları genellikle akşam 8e kadar kendimi bilmez şekilde yaşıyorum.
Ama deniz kenarında yaşamaktan, içime mayomu giyip canımın istediği yerde ve anda suya atlamaktan, balık tutmaktan, toroslarda kamp yapmak için sadece 5 dakika gitmenin yeterli olmasından, toprağın bereketinden... Çok memnunum.
0
strawberry first
(31.10.25)
(4)

katılımevim-eminevim vs banka

messina123
yani bu şirketler daha avantajlı geliyor bana. buradan araba alan çok kişiyi gördüm. sizce hangisi ve neden?
yani bu şirketler daha avantajlı geliyor bana. buradan araba alan çok kişiyi gördüm. sizce hangisi ve neden?
0
messina123
(30.10.25)
bu ay sinpaş yts'den araç aldı iş arkadaşım. kendisi de diğer firmalarla görüşüp sinpaşı tercih etmiş. diğer firmalarda parayı alabilmek için yüzde ellisini ödeme şartı varken sinpaşta bu oran yüzde kırkmış.
0
elorelia
(30.10.25)
bunların alayı muhafazakar yatırımları. hiç biri güvenilmez. ama alacaksan sinpaşınki var, o daha bilinen bir firma gibi.
0
mikahakkinen
(30.10.25)
Bunlarla ikinci el araba almak zor olur diye düşünüyorum.
Kendini satıcı yerine koy, önce imzayı atıp arabayı devredecekmişim sonra firma ödeme yapacakmış.
Ben bu sebeple istediğin arabayı alamayacağını düşünüyorum. Ben olsam satmazdım arabamı.

Belki yanlış biliyorumdur ama o işe bir baksana nasıl oluyor diye.
0
michael_knight
(31.10.25)
@michael'in bahsettiği konuyu şurada anlattım;
eksisozluk.com
0
elorelia
(31.10.25)
(4)

Güneş paneli kurup elektrik üretmek

messina123
Bir akdeniz şehrinde güneş paneli kurup elektrik üretmek ne derece mantıklı? Öncelikle evde çatı değil dam olduğu için panellerden maksimum performansı alabileceğinizi düşünün. Örneğin 5 kwp santral kurmanın maliyeti 180-250 bin tl civarı. 2022 verilerine göre bu üretimi yapan kişiler ortalama aylık
Bir akdeniz şehrinde güneş paneli kurup elektrik üretmek ne derece mantıklı? Öncelikle evde çatı değil dam olduğu için panellerden maksimum performansı alabileceğinizi düşünün. Örneğin 5 kwp santral kurmanın maliyeti 180-250 bin tl civarı. 2022 verilerine göre bu üretimi yapan kişiler ortalama aylık 1700 lira şebekeden ödeme almışlar. 25 yıl garantili olduğu da söyleniyor.

Hem elektrik bedava olacak hem de şebekeye elektrik satacaksınız. Yarın bir gün elektrikli araba alınsa yakıt da bedava olacak.

Ne dersiniz girilir mi bu işe?
+1
messina123
(29.10.25)
bunun hesabini yapmak icin su sekilde yol izleyebilirsiniz. oncelikle 4 mevsim icin ayri ayri evinizin elektrik tuketimini hesaplayin. bunun icin elektrik faturaniza bakabilirsiniz.

5kwp gunes panellerinizin maksumum uretim miktari. yani gunun her saati, senenin her ayinda bu uretime erisemeyeceksiniz. ama bu hesabi yaptirmak icin chatgpt gibi araclara "5kwp uretim yapan gunes panelim var, turkiyede X sehrinde 0 derece egimle yerlestirilmis durumda. her ay icin ayri ayri elektrik uretimini hesapla" diyebilirsin. bu verilere gore bir tahmin tablosu cikaracaktir.

tabi bazi aylarda, ozellikle kis aylarinda uretiminiz tuketiminizi karsilamayabilir. gunes panelleri de omurleri boyunca maksimum verimlilikle calismayacaktir. iste bu durumda da gece/gunduz, bulutlu/bulutsuz, yaz/kis dengesini saglamak icin depolama sisteminiz onemli hale geliyor. duruma gore bir 5kwh depolama ihtiyaciniz olabilir.

ayrica tum bu sistem icin inverter ihtiyaciniz var. ilerde elektrikli araba dusunuyorsaniz araba da bir cesit depolama unitesi aslinda. ama inverteriniz akilli sekilde elektrigi arabaya yonlendirmeli. buna uygun inverter almalisiniz.

tum bu maliyetlerinizi ust use koyun, sebekeye elektrik satacaksaniz elektrik saglayiciniz ile sartlari konusun, daha sonra maliyet/getiri analizi yapin. yani ROI, buna gore eger yaptiginiz yatirim kendini 10 yilda geri donduruyorsa, cok da mantikli degil. ama 5 yilda veya daha kisa surede geri donduruyorsa cok cok mantikli diyebiliriz.
+3
emrahday
(29.10.25)
emrahday, her seyi tum detayiyla yazmis. Ben de bir ornek birakayim buraya. Lokasyon Kuzey Amerika.

Yanlis hatirlamiyorsam evimin uzerindeki sistem 16kw. Mikro inverterlerle yaklasik $35000 gibi bir maliyeti vardi. $15000 devlet karsiladi. Sistemde pil yok. Uretilen elektrik elektrik agina geri gidiyor. Bana ucret odenmiyor, onun yerine kredi veriliyor.

Evim elektrikle isiniyor. Normal ev aletleri disinda 4 klima 7/24 calisiyor, air exchanger var surekli calisan, washer dryer var commercial, TV, isiklar, sauna, hot tub, 8 araclik buyuk bir garaj var.

Bu senaryoda bu sistemle tek yapabildigim soguk 4 ay isinma faturasi odemiyorum. Komik rakamlar oduyorum aylik $20-$30 gibi... Ondan sonra elektrik faturasi aylik tekrar $400-$600 aralarinda seyrediyor.
+1
thetruenorthstrongandfree1
(29.10.25)
Panelcilere güvenip bu işe girme. Yeni lisansız üretime 1,5 senedir teiaş kapasite vermiyor. Elektriği üretiyorsun fakat yerel iletimci ürettiğin elektriği almıyor.

www.teias.gov.tr
Buradaki aylık lisansız üretim duyurularını ve kapasite tablolarını takip et, ne zaman bulunduğun il/ilçeye kapasite çıkarsa, yerel iletimci kimse git onunla görüş ve ne kadar boşluk kaldığını öğren ona gören kendine yol haritası çizersin.

Yeni yatırım yapanlar Seracısından, fabrikacısına, sitesinden avm sine tüm Türkiye 2024 şubattan beri kapasite açılsın diye bekliyor. Bir çok ilde dağ gibi başvuru dosyası yığını var kapasite açılmasını bekleyen. Milyon dolarlar çatılarda ölü yatırım olarak şuan duruyor.
+1
krtkartal
(29.10.25)
youtube'da bu işi yapıp sürekli anlatan bir abi var onun kanalında detaylı bilgiler mevcut oraya bakabilirsin. senin dediklerini sanırım bi 5-6 yıldır yapıyor.

www.youtube.com
0
duyulmasi gerektigi kadar
(30.10.25)
(13)

Fenerbahçe ve Beşiktaş neden tüm enerjisini masabaşına harcıyor

messina123
Günlerdir hakemlerin bahis oynaması üzerine ikisi de Galatasaray’a yüklendiler (ne alakaysa). Ancak gelinen noktada görüyoruz ki Galatasaray’ın 2021 şampiyonluğu elinden alınmış.
Günlerdir hakemlerin bahis oynaması üzerine ikisi de Galatasaray’a yüklendiler (ne alakaysa). Ancak gelinen noktada görüyoruz ki Galatasaray’ın 2021 şampiyonluğu elinden alınmış.
-5
messina123
(29.10.25)
encrypted-tbn0.gstatic.com

Bu verileri takım ismi vermeden, iskoçya liginde böyle bir durum var normal mi desem herkes burada açıkça bir kollanma görür de ondan
-1
grimavi
(29.10.25)
Beşiktaş bitik onu geçelim de FB'nin GS'ye yüklenmesi çok doğal zira en çok şampiyonluğu GS kazandı. Bu tabii ki mantıklı bir yüklenme değil mesela var kararları çok konuşuluyor oysa yabancı var geldikten sonra gs lehine daha çok karar verilmeye başlandı. ya da zorbay'dan en fazla puan alan takımın fb olması vs...
-3
eisberg
(29.10.25)
Cunku turkiye'de hicbir sey sadece calisarak kazanilmiyor. Besiktas ve fenerbahce de aptalca yonetildikleri icin masa basi oyunlari disinda ellerinde koz yok. Galatasaray nispeten daha iyi yonetiliyor ama genellikle gunu kurtaran hamleler yapiliyor.

Kisacasi ne turkiye ligi ne de turkiye ligindeki herhangi bir takim ben cok temizim diyebilir. Akli basinda herkes bunu gorebilir aslinda ama aptal olmak ya da sucu disarda aramak her zaman daha kolay.

@grimavi'nin paylastigi istatistik ise komik tum bunlarin bir ornegi gibi. Iskoc liginde bu istatistigi paylassan bu tabloyu hangi matematik bilmez hazirladi diye sorarlar adama. Kaynaksiz olduguna adim gibi eminim ustelik.
-3
bosver nicki
(29.10.25)
başarısızlıklarına kılıf bulmak için masabaşı oyunlara enerji harcıyorlar.
masabaşı oyunlara enerji harcadıkça daha da başarısız oluyorlar.
her iki klup de kısır döngüye girdi, çıkmaları zor.
fenerbahçe uzun yıllar ali koçta ısrar etmeseydi belki çıkardı bu döngüden ama artık çok geç. çoluk çocuk galatasaraylı oldu.
-4
abelardo
(29.10.25)
simdi paylasilan gorselde galatasaray 37 faulde bir kart goruyor. super ligda genelde mac basina bir takimin yaptigi faul miktari 10-20 arasinda oluyor. yani bu gorsele gore galatasaray iki macta bir kart goruyor demektir. ama gercekte bu sene galatasaray 10 macta 20 ye yakin kart gordu, diger takimlarla aradaki fark da ciddi oranda degil. hele gorseldeki gibi yaklasik 8 kat fark yok.

ama cok rahat bir sekilde bu gorselin kaynaksiz ve dayaniksiz oldugunu internette cesitli, kendi guvendiginiz, bircok farkli kaynaklardan gorebilirsiniz. internet herkesin elinin altinda, gorsel hazirlayarak inandirici olmuyor bazi seyler.

www.transfermarkt.com.tr
0
emrahday
(29.10.25)
Kart sayılarıyla ilgili şu da var. Galatasaray gördüğü kırmızıyı derbinin 34. dakikasında görmüş. Yani direkt skora etki edecek şekilde görmüş.

Fenerbahçe 85. dakikada üstelik rakip de 10 kişiyken yani 11’e 10 oynanırken kırmızı görmüş.

Beşiktaş aynı şekilde rakibinin 10 kişi mücadele ettiği maçta 90+8’de kırmızı görmüş.

Her kulvarda rezil rüsva oluyorlar. Amaç şu biz başarısızız Galatasaray başarılı. Biz başarılı olamıyoruz o halde Galatasaray’ı da kendi çöplüğümüze çekelim. Kafa yapısı bu yani
-3
🌸messina123
(29.10.25)
bu iş siyaset gibi. başarısızsan dış etkenlere bağlarsın. kılıçdaroğlu bir kere olsun hatasını kabul etti mi? kollama ayrı konu ama gs takım kalitesi ve istikrar olarak son 5 senedir fb ve bjkdan daha başarılı. dış etkenlere gelirsek kollama 4 büyük takım ve anadolu takımları arasında oluyor. türk futbolunda bir tane temiz takım yok varım diyorsa net yalandır.
+1
mikahakkinen
(29.10.25)
dün bugün çıkan hakemlerin bahis oynama meselesi çok yüksek ihtimalle gs lobisi tarafından ortaya atılmıştır. tamamen bir cambaza bak durumudur.

gs, formasına yasa dışı bahis sitesi reklamı almıştır. aynı yasa dışı bahis sitesinin sahibinin çocukları gs maç önü seremonisine çıkmıştır. söz konusu bahis sitesi sahibi, hasta gs taraftarıdır.

bu yasa dışı bahis baronlarının hakemlere para verdikleri biliniyor. asıl hikaye burada. burası biraz eşelenirse gs'nin çok canı sıkılır.
0
co2s2
(29.10.25)
fetö'ye platin sponsor olup, fetöcü topçuyu senelerce kaptanı ve efsanesi ilan eden, tesislerinde fetö savcılarına çift kale maç yaptıranın senelerdir fetööö diye bağırması gibi, bahis şirket sahibi olan adamı apar topar başkanı ilan edip şirketten sahipliğinin düşürülmesi telaşına giren takımın yine başkalarını bahisle suçlaması. ve bunları yaparken de türkiye ve avrupa'da şike denince akla gelen ilk takım olması.

kısacası birtakım komiklikler, şakalar, vapurlar.
+1
lifeisopeth
(29.10.25)
cooperr
(29.10.25)
AKP ve cemaatin hukum surdugu son 25 yilda basarili olmus, zenginlesmis, isleri tikirinda kim varsa istisnasiz yargilanmalidir. GS maalesef sicili en kabarik kulup olarak goze carpiyor. Ben gs taraftari olsam bu kadar basaridan, dominasyondan rahatsiz olurdum sahsen. Arada da yandas Trabzon ve akraba Gumusdag'in takimina sampiyonluk verilmis:) Guler misin , aglar misin? Bursa'yi da unutmayalim cemaatin altin yillarinda genelkurmay baskanini dahi iceri aldiklari yillarda tum Turkiye'nin cemaatci ertugrul olarak bildigi adamin takimi sampiyon oluyor, tesadufe bakin:) Ama GS taraftari cok baska kafada, 20-25 hafta bu sene gene feneri sampiyon yapacaklar, fener ayarlamis, ligi fener dizayn ediyor diye ciddi ciddi konusurlar:) Hadi eskiden Hincal vardi ilgi cekmek, kufur yemek, cok konusulmak icin boyle seyler ortaya atardi, o degil akli basinda bir tane mi gs taraftari olmaz ya:) Sorsan hep magdurdur, ama kupadan yer kalmamis muzede:) Nasil oluyor, hep size kumpas, herkes size karsi ama en sonda hep siz kazaniyorsunuz, Allah misiniz siz?
-1
speedy
(29.10.25)
@speedy

90-00 arasinda 6 gs sampiyonlugu var, fenerin tek sampiyonlugu var. ortada akp yok.

hadi onu gectik..

00-10 arasinda 3 gs sampiyonlugu, 4 fener sampiyonlugu var.
yani akp'nin ilk 10 senesi fenere mi yaradi diyecez?

ben cimbomlu olarak bu dominasyondan rahatsizim evet, cunku ortada rakip kalmadi... ic kavgalariniz dedikodunuz bitse de artik bir odaklansaniz, bir iki sene sampiyon olsaniz cok isterim ki biz de biraz hirslanalim.
0
cooperr
(29.10.25)
@cooperr: 90-00 arasinda akp yok belki ama donemin Agar, mesut yilmaz gibi baska guc odaklari vardi ne tesaduf ki onlara da yanasmissiniz, onlar da sizdendi ki Agar etkisi hala daha suruyordur, adam godfather'daki Marlon Brando'dan daha guclu halen Turkiye'de. Gs'in her seferinde Anadolu'dan bu derece kayipsiz, sorunsuz cikmasi hayret verici. Fenerbahce ise dusmancasina muamele goruyor her sehirde. Herkes en cok Fener'i yenmek istiyor. Gs yeni yeni derbi galibiyeti gormeye basladi, sampiyonluklarinin yuzde 80'i falan Anadolu'dan gelen puanlar ve Fener'e anadolu'dan gelen celmeler sayesindedir. O yuzden zaten getirelim play-off'u dendiginde Gslilar ofkeden deliye donuyor. Play off'da da biz sampiyon olduk derler ama o sampiyonlugun nasil ikina ikina guc bela geldigini en iyi kendileri bilirler.

AKP'nin ilk yillarinda nasil soft oldugunu bilmeyen yok, 9 16 kulerini traslamadi, darildim ben seviyesindeydi akp o ara. zaten o arada aldik o sampiyonluklari. Turkiye'nin en buyuk winnerini en buyuk loseri yapti AKP. Kadikoy, Fenerbahce denince kizli erkekli, laik, bogaza karsi viski yudumlayan, din, ahlak dusmani, chpli olarak kodlanmisiz biz akp'nin kafasinda. Sizse tam tersi. Tum mesele o zaten.
+1
speedy
(29.10.25)
(2)

bu nasıl olay ya?

messina123
65 yaşındaki bir kadın 17 ekim'de iş kazası geçiren torununu kaybetmiş. 23 ekim'de aynı arabadaki 3 oğlu ölmüş bugün de kalp krizi geçirip kendi ölmüş.10 günde paramparça olan hayatlar. dert ettiğimiz ne kadar boş şeyler var hayatta.
65 yaşındaki bir kadın 17 ekim'de iş kazası geçiren torununu kaybetmiş. 23 ekim'de aynı arabadaki 3 oğlu ölmüş bugün de kalp krizi geçirip kendi ölmüş.

10 günde paramparça olan hayatlar. dert ettiğimiz ne kadar boş şeyler var hayatta.
0
messina123
(28.10.25)
Nerede okudun? Ben bu olaylara çok üzülüyorum.
0
Kahvedesu
(28.10.25)
🌸messina123
(28.10.25)
(2)

Bir dondurmayı fıstıklı diye satmanın koşulu var mı?

messina123
Mesela altta videodaki dondurmayı adam fıstıklı diye satacak. Bunun bir limiti var mı? Mesela bir dondurmaya fıstıklı diyebilmesi için %10’unun fıstıktan oluşması gibi?https://x.com/newsturkic/status/1982357040078237993?s=46
Mesela altta videodaki dondurmayı adam fıstıklı diye satacak. Bunun bir limiti var mı? Mesela bir dondurmaya fıstıklı diyebilmesi için %10’unun fıstıktan oluşması gibi?

x.com
0
messina123
(27.10.25)
Türk gıda kodeksinde mutlaka bununla ilgili bir madde vardır.
0
Mirket
(27.10.25)
dondurmadan bağımsız, hani bim'in muzlu bir gofreti vardı, binde 1 oranda muz koyuyorlardı bu muzlu yazmak için yeterli oluyordu, çikolatalı pudinglerde de benzer durum var danettenin, onlarda da binde 2 çikolata var mesela çikolatalı oluyor.
Bu arada bu video'daki için fıstıklı diye satıyorsa bimden de betermiş :)

türkiye'de günümüzdeki en büyük sorunlardan biri gıda güvenliği ama kimsenin umrunda değil, bir kaç şirketin insafına bırakılmış halde, sağlığımızla oynanmasına izin verilip onların maksimum karları için yaşıyoruz.
+1
atom karincanin torunu
(27.10.25)
(13)

Chemtrail olayı

messina123
Uçaklar sprey sıkıyormuş yağmur yağmıyormuş. Ne düşünüyorsunuz bu konu hakkında
Uçaklar sprey sıkıyormuş yağmur yağmıyormuş. Ne düşünüyorsunuz bu konu hakkında
-12
messina123
(24.10.25)
duz dunyacilarin dandik palavralarindan biri
+3
cooperr
(24.10.25)
Buna inanan kitleyle "aşıya çip taküyürler" diyen kitle aynı.
Mesela 2 yıl kadar önce chemtrail olayına inanan bir tanıdık dayı "3 ay içinde vampir virüsünü salacaklar gençler dikkatli olun, virüs bulaşan kafayı yiyecek çevresindekilere saldırmaya başlayacak, mesela bir polise bulaştı diyelim çekip tarayacak milleti" falan diyordu. Aradan 2 sene geçti şimdi de "farklı pazarlıklar yaptılar, rafa kaldırdılar ama yapacaklar" diyor.
+3
anatomik
(24.10.25)
Kayınvalidem bu.
Maalesef hanım çok üzülüyor annesinin kafayı yemesine. Gerçekten çok iyi kadın ama tv falan açıksa ya da ağzından buna yorulacak şeyler çıkarsa chemtrail'den covid kısır yapıyora, oradan her şeyi bigpharma yönetiyora, abd'de seçimler çalındıya, Avrupa'da seçimler çalınıyora falan filan peheey kafa açıyor.
Bu tarz şeyleri diyenlerin olayi misal bunu yazıp altına bu olmazsa beni cümle alem öpsün diyemiyorlar, tutmayinca bahaneleri hep var. Bizim kayınvalidenin de tutmadığı ici sürekli bahanesi var.

Kısacası kafayı yemiş ve komplonun ne kadar zor olduğunu anlamamis kitlenin ürünü. Chemtrail ile zehirliyorlar. Peki kendi tanıdıkları? Yok onlara hap verip sağlıklı tutuyorlar. Peki bu uçağı yapan üretici, uçağı uçuran pilot, uçak firması, uçak firması teknisyeni ve bunlarin aileleri hep bu işin içinde mi? O noktada kafa yanıyor.
+3
logisticsmanager
(24.10.25)
Komplo teorilerinin en dandik olanlarından biri. Neyse ki yakın çevremde bu zırvalara inanan kimse yok.

Laf anlatmaya çalışmakla kendinizi yormayın, hem boşa zaman harcarsınız hem de dalaşma riskiniz var.
+2
10551037
(24.10.25)
Önerme o kadar saçma ki (üstüne alınma) soruyu anlamadım ilk okuduğumda 😅
+1
truf
(24.10.25)
düz dünyacılarla kanki bunlar. gerçekten çevremde ne kadar zar zor okul bitiren adam varsa bunlara inanıyor. amk 3 harfli marketlerden her türlü hazır şeyi alıp corona aşıları bizi kısır etti diyen adamların çoğu chemtrailci. her türlü kanserojen gıdayı ye sonra bizi havadan gazlıyolar.
+1
mikahakkinen
(24.10.25)
uçağın arkasından çıkan beyaz dumanı gören fizik bilmez, bilim bilmez, aklında sürekli bir komplo ya uğradığı teorisiyle gezen adamların yakıştırması işte.

biri uydurdu uçaklar bizi spreyliyor diye, biri de chemtrail diye isim taktı. sen istediğin kadar bilimsel açıklamasını yap inandıramazsın kimseyi. "haaa demek öyleymiş" demezler.
+2
kibritsuyu
(25.10.25)
Komplo teorisi doğru orada atılan kimyasal bizzat arkadaşım.

Sadece yağmuru değil beyin gelişiminide engelliyor insanların bunu komplo teorisi olduğuna inandırıyorjfncmmdöf

Palavradan ibaret sadece insanlar nasıl kolayca inanır kanıtı için uydurulmuş bir goygoy bile olabilir
+2
basond
(25.10.25)
böyle bir şey yapmak yerine şehrin su şebekesine 2 gram civa damlatmaları daha az maliyetli olmaz mı?
+1
duster
(25.10.25)
Komplo teorilerini çok severim okurum bazılarına da inanırım da bu chemtrail kadar sikko bir şey yok.
0
Hallegadola
(25.10.25)
merhaba. birds aren't real a kadar giden bir delilik hali bu. keşke ülkemize de gelse. biz büyük oyun yeğen ile cin, evliya, hızır mızır oralara sıkıştık kaldık.
0
libertine
(25.10.25)
@libertine

Öyle deme, son 23 senede Türkiye çok gelişti ve komplo teorisinin her türlüsü ülkemize geldi.

Aşı karşıtlığı pandemiden önce de vardı, sadece bu kadar bilinen ve yaygın bir şey değildi. Ben aşı karşıtlığı denen zırvayı ilk kez 2015 sonu gibi Zeynep Casalini'den duymuştum. O tarihte pek önemsememiştim elbette.

Anti psikiyatri diye bir şey var, bunların kendilerince platformları bir araya geldikleri mecralar YouTube kanalları falan var.

Meşhur ufolog Haktan Akdoğan'ımız var yıllardır.

Düz dünyacı var mıdır bilmiyorum, birini gösteremem ama olmaması imkansız.

Bilimden uzaklaşılan alanı komplo teorileri ve üfürükçülük akıl almaz bir hızla doldurur. Komplo teoriler ve üfürükçülük ayrılmaz bir ikili ve birbirlerini çok iyi tamamlayan bir saçmalıklar bütünüdür. Bu nedenle ben üfürükçülüğü, komplo teorilerinden ayırmıyorum kavramsal olarak. Bu nedenle şehirli beyaz yakanın itibar ettiği bir dünya postmodern cinci hocaların cinci hocacılık (spiritüel tatavalar, enerjiler, kuantumlar, aile dizimleri, her gün yeni adlarla karşımıza çıkan sikko terapileri, bilinç altı temizlikleri vs) faaliyetlerinin tamamı chemtrails gibi komplo teorilerinin mütemmim cüzüdür.
+2
10551037
(25.10.25)
düzdünya, aşı karşıtlığı, topuk kanı karşıtlığı, chemtrails'ler, q-anon, aya inilmedi, 5g'ler zararlı, reptilianlar, kanserin tedavisi var ama saklanıyor....

böyle bir sürü komplo teorisi var.
hepsi için demiyorum ama komplo teorilerinin bazılarında haklılık payı var.
var olan bir gerçeği örtmeye çalışmak yerine içine onlarca saçmalık eklenir, artık onda bir'lik o doğruyu bile görmezden gelirsin. bknz: "bir gerçeği yok etmek istiyorsan iyi saldırma, kötü savun" meselesi.

bazı komplo teorileri eğlence amaçlı ortaya koyulurken (q-anon mesela) bazıları da gerçekleri aptallıkla örtmek için üretilir.

neyin zırvalık olduğunu, neyin az da olsa haklılık payı var olduğunu kaçırdık artık.
0
biseysorcaktim
(25.10.25)
(7)

500 bin konut projesi

messina123
İnanıyor musunuz?Ne tesadüf ki ilk teslim tarihi tam da seçim zamanıymış :D
İnanıyor musunuz?

Ne tesadüf ki ilk teslim tarihi tam da seçim zamanıymış :D
0
messina123
(24.10.25)
Seçim ne zamanmış?? Yine mi kaçırdım ya.

Ben çok yanlış buluyorum bu projeyi. Şimdiye kadarki yapılarda o kadar dandik işçilikler ve malzemeler kullanıldı ki bunlarda zerre iyi bir şey beklemediğim gibi büyük bir fiyasko olacağından şüphem de yok.
0
muhayyer divan
(24.10.25)
Seçim 2027 değil mi? İlk teslim mart 2027 diye gördüm
0
🌸messina123
(24.10.25)
%100 destekliyorum. umarım daha da fazlasını yapar.

ülkede imara açılmayan bir ton arsa var, umarım hepsi bedava gibi fiyatlara imara açılıp şu evsizlik krizi sona erer. şuan 4 milyon maliyetli bir dairenin maliyetinin %60-70'i arsa bedeli.

devlet elindeki tüm arsaları acilen ev üreitmi için kullanmalı. her yer bomboş duruyor.

yapabilirler mi yapamazlar mı bilmiyorum ama umarım yaparlar. umarım 500bin değil, 5 milyon konut yaparlar. bu ülkede arsanın para etmemesi gerekiyor en kısa zamanda.
-1
tchuck
(24.10.25)
hocam aslında bu yeni değil önce 100 bin konut,daha sonra 2022 de 250 bin konut projesi vardı ben kendim de 250 bin konutta hak sahibiyim evler 2026 da teslim olacak kısmetse. Genelde tarihler tutmuyor ama geç de olsa teslim ediliyor. Bence avantajlı bir kampanya kriterler tutuyorsa başvurun.
0
biravekahve
(24.10.25)
annecağızım çok heveslendi ama benim hiç umudum yok. türkiye'de (hatta dünya genelinde) sistem zengini daha da zenginleştirmek, fakiri oyalamak üzerine kurulu. haberlerde 500 bin konut dediler, 81 il dediler, 100 bin tanesi istanbul'daymış... lol. biz istanbul'da yaşamıyoruz ama büyük bir şehirdeyiz. 80 ile 400 bin konut demek bu. burada 2 milyondan fazla insan yaşıyoruz. kaç konut düşecek?

vatandaşı oyalamaktan, soytarılıktan başka bir şey değil. milyonlarca sefile karşı bir avuç zengin var. bunlar arada yemliyor, garibanların içinde yüzde 5-10'unun yüzü gülüyor belki, sonra aynı tas aynı hamam.

yapılan şeyin sadaka kültüründen farkı yok. sistem değişmediği sürece hiçbir şeyin düzeleceğine inanmıyorum. ev sahibi olabilmek devletin keyfine, kuraya, şansa bağlı bir şey olmamalı. sosyal devlet olmayacağım diyorsan insanlardan çok az vergi alıp kazandığını cebinde tutmasını sağlayacaksın. yok sosyal devlet olacağım diyorsan da vatandaşın temel ihtiyaçlarına çözüm üreteceksin.

kiraların 20-25 bin olduğu yerde ben bir ay çalışıp 20 bin lira kazanayım. sonra bin kişinin içinden iki tanesi ev sahibi olsun diye alkış tutalım. yok ya. hikaye abi. bir bok olmaz. türkiye'de sanki ev yok. zenginler hepsini topladı, sklerinin keyfine göre kira belirleyip vatandaşın kazandığının üstüne konuyorlar. millet kirada oturmaktan zaten kazandığı parayı eve filan da yatıramıyor.

ama halk da eşşoleşşek işte hala sendikayla uğraşıyorlar, akp-chp kavgası yapıyorlar, zenginleri savunuyorlar. bi b*k olmaz bu coğrafyadan. kendini kurtarabilene tebrik edip başarılar diliyorum şahsen, ben sadece etrafımdakiler travma yaşamasın perişan olmasın diye yaşıyorum. evi geçtim külüstür bi arabam olacağına dahi inanmıyorum. olursa onun da motorunu skeyim.
+1
der meister
(24.10.25)
Mesele inanıp inanmamak değil. 2002’den beri Türkiye genelinde 1.7M sosyal konut yapılmış. Bunun 300bini şubat depremi bölgelerinde ve son 2.5 yılda. Bu resmi bir veri. Hatta bizim akrabalardan da bu evlerden son dönemde yapılanlarında oturanlar var hem de azılı bir muhalif olmalarına rağmen. Başvurdular ve çıktı. Öngörülenden 6 ay gecikmeli şekilde yerleşebildiler. Evin kalitesinden gayet memnunlar.

Bu sosyal konut işlerinde aksama-gecikme olsa da nihayetinde anahtar teslim ediliyor. Eğer büyükşehir değilse bu aksama işlerinin olmama ihtimali daha yüksek.

Esasen ideolojik olarak tamamen liberteryen piyasacı ve anarko-kapitalist bir görüşe sahip olsam da bizdeki bu emlak balonu olduğu müddetçe devletin sosyal konut üretimini durmaksızın hatta arttırarak gerçekleştirmesi gerektiğine inanıyorum.
0
ezkaza
(24.10.25)
@ezkaza, abi iyi hoş da türkiye'de şu an ev sahipliği oranı nedir? kiralar ne durumdadır, maaşlar ne durumdadır? kaç insanın maaşının yüzde kaçı kiraya gidiyor? bunları da düşünmek lazım. liberteryen piyasa ve anarko-kapitalist görüş dediğin şey tam olarak buraya getirir işte mevzuyu. denetimsiz ortamda gücü eline alan virüs gibi yayılır ve söz sahibi olur. 2025 yılındayız. savaşta mıyız? çimento mu yok, demir mi yok, inşaat yapacak adam mı yok, arazi mi yok? hepsinden fazla fazla var. millet can çekişiyor. niye? şu anki piyasanın ben fazlasıyla liberteryen ve anarko-kapitalist olduğunu düşünüyorum açıkçası. sermaye sahibi şov yapıyor, emeğini satan köle gibi yaşıyor. böyle bir düzenin her şeyi kontrol eden bir kaymak tabaka oluşturması kaçınılmaz.

dediğim gibi ülkede 50 milyon fakir varsa bunların 500 bin tanesinin şans eseri ev sahibi olması genel tabloyu değiştirmiyor. ben böyle bir plan/proje yok demiyorum zaten. olur. geçmişte de oldu evet. ama yetersiz ve anlamsız. türkiye bugün her vatandaşına başını sokabileceği bir ev sağlayabilecek güçtedir ama siz de haklısınız tabii milletin yatından, katından, içeceği milyonluk şaraptan kısmak olmaz.
+2
der meister
(24.10.25)
(7)

okurken ders işlemeyen öğretmeniniz var mıydı

messina123
ben gayet iyi bir anadolu lisesinde eğitim gördüm. bizim zamanımızda bir ingilizce öğretmeni vardı. 1 dönem dersime girdi. koca dönem 1 dakika ders işlemedi. tahtaya a bile yazmadı. o zamanlar böyle yapması müthiş geliyordu. haftada 4 ders yatıştı sonuçta. kimseye şikayet falan etmedik haliyle. bu k
ben gayet iyi bir anadolu lisesinde eğitim gördüm. bizim zamanımızda bir ingilizce öğretmeni vardı. 1 dönem dersime girdi. koca dönem 1 dakika ders işlemedi. tahtaya a bile yazmadı. o zamanlar böyle yapması müthiş geliyordu. haftada 4 ders yatıştı sonuçta. kimseye şikayet falan etmedik haliyle. bu kişi hala öğretmen ve hala devletten maaş alıyor. aradan 12-13 sene geçti. muhtemelen hala aynıdır. sizin okullarınızda da böyle öğretmenleriniz var mıydı?
+2
messina123
(24.10.25)
Sınıf dandikse kendini yorduğuna değmez. Zaten koca sınıfla ders nasıl işlenir ki sene olmuş 2025!
Sınıf iyiyse fen lisesi ayarındaysa mis gibi ders yapılır.
Yani uğraştığına deymeli. Yeni neslin
Üniversite dahil eğitim talebi yok.
Çoğu öğretmen ders işliyomuş gibi yapıp çocuk oyalıyor.
-1
luluki
(24.10.25)
Ankara'da merkezi ve bilinen bir devlet lisesinde okudum. Ders yapılan saat sayısı sınırlıydı. Hocalar ya öğrenci kaosunu dizginlemeyi beceremiyor ya da uğraşmıyordu. Terör estiren ya da saygı duyulan bir kaç hoca dışında ders işlenmez yahut yapılana ders denmezdi.
Derste kafayı masaya koyup uyuyan başka bir gün ek ders ücreti hakkımızdır gibi bir rozet takan hoca bile gördü bu gözler.
+1
anon1m
(24.10.25)
Maalesef vardı rezalet
0
arbre
(24.10.25)
bizde ders işlemeyen yoktu hani okulun son günleri falan hariç ama ilgili dersin öğretmeni uzun zaman yoksa yerine derse giren hocalar ders yaptırmazdı. açın en son haftayı tekrar edin derlerdi veya gelir yoklama alır. ses çıkarmadan oturun derler giderlerdi.
0
Fodera
(24.10.25)
benim lisedeki edebiyat öğretmeni ders işlemezdi. girip boş boş oturup giderdi.

şimdi de çevremden duyuyorum. hiç ders işlemeyen öğretmenler var. proje okulu gibi okullarda idare çok izin vermez belki ama o da kişisine göre değişiyor. kimi insanlara dokunamıyor idare. en iyi okullarda yatan tipler var.

ama meslek liselerinde falan bazı öğretmenler resmen ense yapıyor. ay başı maaş cukka. bence çok büyük ahlaksızlık. o öğrencilerin eğitim hakkını elinden alıyorlar.
0
santimantal
(24.10.25)
öğretmenim. Merkezi yerlerde genelde emekliliğe yakın yaşlı öğretmenler oluyor. bunları çalıştırmak çok zor. genelde her şeyi salıyorlar bir şikayet, soruşturma olsa emekli olur geçerim diyorlar.

Bir de meslek liseleri gerçeği var buralarda sınıflar kalabalık ve öğrenciler isteksiz öğretmen ders anlatsa da dinleme çabasına giren yok bu da demotive edici olabilir.
0
biravekahve
(24.10.25)
almanca derslerimiz boş geçerdi çünkü o ders müdür yardımcımızındı. sadece sınavlara gelir, atıyorum geçer not 60 ise bize 70 puanlık cevapları kendisi verir, gerisini de bildiğimiz kadar bizim yazmamızı/sallamamızı isterdi :) sanırım sadece bir dönem almancamıza gerçekten bir almanca öğretmeni geldi, orada da bizim sınıf ayaklandı, kadına dünyayı dar etmiştik maalesef. rahata alıştıktan sonra kimse istememişti zaten taş çatlasa b1 seviyesine ulaşacak bir almanca için uğraşmayı. almanca derslerinde bahçeye çıkar dop oynardık.
0
der meister
(24.10.25)
(7)

altın fonu mu fiziksel altın mı?

messina123
chatgpt altın fonu olarak al dedi. sizce yatırım yaparken fiziksel altın mı fon mu?
chatgpt altın fonu olarak al dedi. sizce yatırım yaparken fiziksel altın mı fon mu?
0
messina123
(24.10.25)
Altın fonu ile fiziksel arasındaki farkı biliyor musun? Önce bunu bi öğren hoca
-7
avatar is back
(24.10.25)
chatgbt ye güven o ne diyosa onu al
-1
Başka
(24.10.25)
Fizikseli güvenli saklama imkanın varsa; fiziksel.
0
kumandanim
(24.10.25)
fizikisi varken neden sanalını alıyorsun ki?
-1
co2s2
(24.10.25)
@avatar is back bilsem niye sorayım bilader?
+1
🌸messina123
(24.10.25)
kazanç/kayıp olarak pek farkı yok. fiziksel altını saklaması büyük dert. Mesela hırsız girse alır götürür. deprem,afet olsa kaybolup gidiyor.
altın fonunda şöyle bir sıkıntı va. mesela şuan para lazım olsa fizikseli hemen götürüp nakite çevirebilirsin. fakat fonda satış emri verdikten birkaç gün sonra hesabına para geçiyor. artı ve eksilerini kıyaslayıp ona göre tercihte bulunmak lazım
0
limonlu eksi
(24.10.25)
cevabi bilmiyorum ama chatgpt'ye asla guvenme. ona chatgbt diyen birini kaale bile alma.
0
buenosdias
(24.10.25)
(4)

Hollandalılar ingiliz özentisi mi?

messina123
Yabancı bir forumda gördüm. Hollanda’da çocuklara ingiliz isimleri vermek çok yaygınmış. Go ahead eagles gibi ingilizce adlandırılmış futbol kulüpleri var. Hollandalılar ingiliz özentisi bir halktır diyebilir miyiz?
Yabancı bir forumda gördüm. Hollanda’da çocuklara ingiliz isimleri vermek çok yaygınmış. Go ahead eagles gibi ingilizce adlandırılmış futbol kulüpleri var. Hollandalılar ingiliz özentisi bir halktır diyebilir miyiz?
0
messina123
(24.10.25)
ingilizce isim ama nasil ingilizce? julia, anna, hanna gibi mi? Öyleyse bunlarin zaten cogu ya ibranice, ya latince ya da cermen kökenlidir. iki dil de bati cermen subgrubuna ait oldgu icin sasirtici degil isimlerin benzemesi.
hollandali arkadasimin dedigine göre hollandada cocuklara farkli milletlerden isim vermek yayginmis. kendisi, kizinin ikinci adini nesrin koydu. türkiye ve türklükle ile baglari sifir. sadece hoslarina gitmis.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(24.10.25)
Hollanda ingilizceyi ingilizlerden sonra en iyi konuşan ırk. Bir bölümü kendini alman olarak görse de gayet kendi içlerinde kendilerini dutch olarak ayırırlar. İsveçle arası iyidir. Volvo önceden Hollanda İsveç ortaklığı bir firmaydı. Genel olarak kapitalist bir ülke olan Hollandanın ingiliz özentisi olduğunu düşünmüyorum. Şu an ünlü kişilerinden bir olan Max Emilian Verstappen. İsminin pek ingiliz olma olasılığı yok.
-1
mikahakkinen
(24.10.25)
Hollandalılar İspanyol ve Portekiz sömürgeciliği yapılırken kendi bağımsızlığını ilan edip gemicilik seferlerine başlamışlar (kendileri de sömürgecilik yapmış tabi). Hatta bu küçük ülke dayanamaz deseler de bayağı gemi ticaretine yüklenmişler ve o dönemde de gemi ticareti yapanlar mecburen çok iyi dil konuşuyorlardı. Bir süre sonra çok iyi tüccarlıkları ile tanınmış olmuşlar. Özellikle orta çağda özgür düşünce ortamı yaratması ve kilise idamından kaçan pek çok bilim adamı ve sanatçının Hollanda’ya sığınması da bu kültürel etkileşimi artırmış. Özentilikten dolayı değil bu ticari ve kültürel etkileşimden dolayı olabilir.
0
titanic kemancısı
(24.10.25)
Epeydir Hollanda'da yaşıyorum özenti vs olduklarını hiç sanmıyorum. Kendi kültürlerini çok seviyorlar bana kalırsa. İngilizceyle fazla haşır neşirler sebebi biraz bu söylediğiniz şeylerin. Çok iyi İngilizce eğitim veriyorlar, dilleri çok yakın, seyahat etme imkanları fazla. TV'de vs İngilizce bir şey yayınlandığında çeviri-dublaj kullanmıyorlar mesela. İş hayatında çok fazla international şirket var. Böyle olunca da İngilizce günlük hayatın bir parçası oluyor. Bu sebeple anadili İngilizce olmayan ülkeler arasında İngilizce seviyesi en yüksek olan ülke Hollanda.
0
but that was just a dream
(24.10.25)
(12)

sokaklara isim yerine numara vermek her şehirde yaygın mı?

messina123
mersinde saçma sapan şekilde sokakların isim yerine numaraları var. illa ismi olan sokaklar da vardır ama geneli numaralı. mesela 103658 sokak, 74985 sokak gibi. sokağımın numarasını hep unuttuğumdan telefon rehberime sokak diye kayıt açtım. sizin şehrinizde de bu numara verme işi yaygın mı?
mersinde saçma sapan şekilde sokakların isim yerine numaraları var. illa ismi olan sokaklar da vardır ama geneli numaralı. mesela 103658 sokak, 74985 sokak gibi. sokağımın numarasını hep unuttuğumdan telefon rehberime sokak diye kayıt açtım. sizin şehrinizde de bu numara verme işi yaygın mı?
+1
messina123
(23.10.25)
Hayır değil.
Mersin'de bu durum benim de dikkatimi çekmişti. Doğuya doğru gittikçe bu durum daha da artıyor diye biliyorum. Bitlis vs
0
artıküyeolmakistiyorum
(23.10.25)
var ama isim de çok var. hangisi daha fazla bilemedim yani.
0
jelly bear
(23.10.25)
İstanbul'un bazı yerlerinde de bu olay var, bu sokak 1000. sokaksa bir alttaki sokak 1010.sokak diye geçiyor, belli bir düzene göre gitmiyor. Eskiden problem olabilirdi ama şimdi GPS var, sokak ismi ne olursa olsun çok da problem değil bence.
0
lamborcini
(23.10.25)
benim oturduğum yerde de sokak isimleri böyle ama böyle 5-6 haneli değil 4 haneli bizdeki bence 4ten fazlası akılda zor tutulur gerçekten de.
0
matilda
(23.10.25)
Ankara'da 4 haneli sokaklar var ama 6 haneli neymiş öyle.
0
anatomik
(23.10.25)
Benim en çok yaygın gördügüm bu olayın izmirde daha çok olması belli başlı caddeler isimden oluşuyor fakat geri kalanın çogungu 4 haneli numaradan oluşuyor
0
limonlu eksi
(23.10.25)
İzmir'in belli semtleri hep numaralı sokaklardan oluşuyor. Ama izmirde benim yaşadığım ilçede sokakların isimleri normal kelimelerdi.

Denizli'de iki sene yaşadım, orada da numaralı sokaklar yaygın.
0
nundu
(23.10.25)
istanbul'da da böyle uygulama var ama ilçe bazlı alışkanlık filan herhalde. tabii bunlarda da sözcük bazlı sokak/caddeler de var, sadece numara/sayı yok.

esenyurt, sultangazi, esenler, bağcılar, arnavutköy filan aklıma gelenler.
0
m e b
(23.10.25)
Muğla, benim bulunduğum mahalle tamamen numaralı sokak ama merkezi ve eski mahalleler hep isim, çiçek adı ya da kişi adı filan.
Sanırım birden yerleşime geçip patır patır sokak açılan yerleri numaralamış geçmişler.
0
subcomponent
(23.10.25)
yurtdisinda yaygin olan ulkeler var.
benim nefret ettigim uygulamalardan biri.
0
cooperr
(23.10.25)
görece yeni yerleşim yerlerinde sokaklara numara verilir. bir yaşanmışlık yok, tarihi bir bağ yok. biri çıkıp şuradan isim söyle yazayım demiyor, sıradan numara veriyorlar. sonradan bu numaralı sokaklardan isim verilenleri oluyor.
0
late viper
(24.10.25)
izmirin tarihi sokaklar hariç nerdeyse tamamı numaralı sistem. hatta bazılarında 7854/45 gibi durumlar da var. sistemi zamanında iyi kurmuşlar. sıralı gidiyor ve amerkan sistemi gibi kendi içinde bir düzeni var.
-skati ! 17. caddeye gidiyoruz. yeni bir ceset bulunmuş:)))
0
ground
(24.10.25)
(14)

pastil son zamanlarda mı popüler oldu

messina123
ben geçen seneye kadar pastili ağrı kesici gibi bir şey sanıyordum ki 29 yaşındayım. şimdi herkesin ağzında bir pastil. bu niye bu kadar popüler oldu? bir işe yaradığını da sanmıyorum saçma sapan bir şey.
ben geçen seneye kadar pastili ağrı kesici gibi bir şey sanıyordum ki 29 yaşındayım. şimdi herkesin ağzında bir pastil. bu niye bu kadar popüler oldu? bir işe yaradığını da sanmıyorum saçma sapan bir şey.
0
messina123
(21.10.25)
doğrudan tedavi edici bi şey değil ama tedaviye yardımcı bi takviye diyebiliriz. boğazı rahatlattığı için öksürüğü ve doğal olarak tahrişi azaltarak boğazın iyileşmesine katkı sağlıyor. eczacı arkadaşım böyle söylemişti.
0
elorelia
(21.10.25)
Yeni popüler olmadı, yıllardır kullanılır ve bilinir...Ben de yıllardır kullanırım ben de işe yarıyor.
0
gadlemler
(21.10.25)
ben yaklaşık 10 yıldır çok duyuyorum. öncesinde varsa çok dikkat etmemişim. yukarıda denilen gibi ufak bir takviye, rahatlatıcı etkisi var. belki de plasebo etkisi tam bilmiyorum ama benim de boğazım ağrıdığında hastalığım ilerlememişse öksürüğümü hafiflettiği oluyor. onun dışında tedavi amaçlı değil.
0
cisimcik golgi
(21.10.25)
eskiden de popülerdi.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(21.10.25)
çoğunun içeriğine bakın saçma sapan şey dolu, ancak çevremde de bağımlısı çok ; iyi geldiğini söylüyorlar.
+1
sweetoffice
(21.10.25)
Phyto Relief diye bir pastil var üüfff biraz yaksada inanıllmaz iyi geliyor boğaza, bazı markalar gerçekten şeker gibi ama bu işe yarayan cinsten
0
eja
(21.10.25)
40 yaşındayım 25 senedir kullanırım. hiç popüler olduğunu duymadım. airfry mı bu?
0
mikahakkinen
(21.10.25)
80 li yıllarda hastaken annem hep pastil sıkıştırırdı ağzıma. o zaman böyle jelibon gibi üzeri toz şeker kaplı olanları falan da vardı. dikkat et eczanelerde her zaman kasa yanında baş köşede durur. ağrı kesici etkisi olanlar da var diye biliyorum ben de.
0
Fodera
(21.10.25)
eskiden de kullanılıyordu ama son birkaç senedir marketlerde satışı arttı. hatta ülker bile şeker gibi pastik çıkardı. o yüzden yaygınlaştı, popülerleşti demek çok da yanlış olmaz.
0
shadowfollower
(21.10.25)
eskiden marketlerde satılmıyordu ya da bana hiç denk gelmedi.
pastil markalı pastilleri ülker üretiyor, migros'larda şok'larda bir çok markette var.
temini kolay olduğu için göze çarpıyordur.

şeker gibi bir şey.
işe yararlığı tartışılır ama çok hafif bir boğaz tahrişi varken iyi geliyor. evde olmasında mahsur görmüyorum. şeker niyetine arada bir alıyorum bir-iki tane hasta olacağımı hissedersem.
0
biseysorcaktim
(21.10.25)
yoo çocukluktan beri kullanıyoruz valla
0
ihsanlı
(21.10.25)
Eskiden daha popülerdi. Hatta 90'larda (çocukken) onları görünce şeker sanıyordum. Sonra bir ara yine popüler oldu ve reklamları dönmeye başladı. Ondan sonra bir daha adını da pek duymadım, kendisini de pek görmedim. Bu aralar benim ömrümdeki 3. popüler olduğu dönem sanırım.
0
nawar
(21.10.25)
80'lerde bile vardı. o zamankiler daha iyiydi. şimdi iyice bonibon'a döndü. hey gidi günler.
0
co2s2
(21.10.25)
kanzuk bile eski bir pastil markası. hatta şu yukarıda bahsedilen toz şeker kaplı jelibon gibinin ta kendisi.

vardı yani uzun zamandır.
0
kibritsuyu
(21.10.25)
(6)

bu fiyat nasıl mümkün olabiliyor?

messina123
Kasap Dana Kıyma (Köftelik) 1 kg x 1 adetKasap Dana Kuşbaşı Orta Yağlı 1 kg x 1 adetGurme Dana Sucuk 250 g x 1 adetmarka adı vermeyeyim ama herkesin bildiği bir markanın online sitesi üzerindeki fiyat 1103 tl. bunu görünce oha ne kadar ucuzmuş dedim. sepete ekleyince fiyat 757 liraya düştü. bunun 70
Kasap Dana Kıyma (Köftelik) 1 kg x 1 adet
Kasap Dana Kuşbaşı Orta Yağlı 1 kg x 1 adet
Gurme Dana Sucuk 250 g x 1 adet

marka adı vermeyeyim ama herkesin bildiği bir markanın online sitesi üzerindeki fiyat 1103 tl. bunu görünce oha ne kadar ucuzmuş dedim. sepete ekleyince fiyat 757 liraya düştü. bunun 70 tl'si de teslimat ücreti olarak gözüküyor. nasıl oluyor bu? niye bu kadar ucuz?
0
messina123
(20.10.25)
url'yi görmeden bir şey söyleyemeyiz.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(20.10.25)
çok şüpheli, bizim kasapta şu an kıyma 800 tl. köfte yapılırken için sadece et değil ekmek içi filan da konuluyor ama yine de tutmuyor sizin hesap
0
Sadece soruyorum
(20.10.25)
migrossa kendi kıymaları kötü ya.

arada indirimler oluyor ama.
0
jelly bear
(20.10.25)
Köftelik kıyma genel olarak kötü bir şey. Bir de zaten bol yağlı bir şey olduğu için fiyatı daha düşük. Aslında seçtiğiniz eti ya da etleri makineden çektirip almanız gerekiyor. Kuşbaşı da tıpkı kıyma gibi bir et değil kesim çeşidi. Haliyle onu da neyi kuşbaşı yaptıklarına göre değişir. Günün sonunda bu ikisini çok ucuza ama lezzetsiz ya da çok pahalıya da bulabilirsiniz. Markadan çok hangi hayvanı ve hayvanın neresini kullandıkları önemli. Tabii fiyatta marka da büyük etken.
0
nawar
(20.10.25)
www.istanbulperder.org.tr

et ve süt kurumu sübvanse ediyor. kim marketlerde yemeklik(yağlı) kıyma 550 tl falan.
0
biravekahve
(20.10.25)
1500 tl alt limiti vardı. 2 kg kıyma 2 kg kuşbaşı 2 de sucuk aldım fiyat 1650 lira. Mesajdan soranlara link atabilirim
0
🌸messina123
(20.10.25)
(5)

derin dondurucudan anlayanlar

messina123
şu ürün nasıl sizce? annemlere alacam. küçük mü büyük mü kaliteli mi dandik mi hiçbir fikrim yok.https://www.hepsiburada.com/dijitsu-dsd100-100-lt-sandik-tipi-derin-dondurucu-f-enerji-sinifi-genis-ic-hacim-ve-pratik-kullanim-pm-HBC0000450IGJ
şu ürün nasıl sizce? annemlere alacam. küçük mü büyük mü kaliteli mi dandik mi hiçbir fikrim yok.

www.hepsiburada.com
0
messina123
(20.10.25)
Ürün kalitelerini bilmiyorum, anlamıyorum da ama bizde vardı bundan kullanması zor. Hele de en altta unutulan ürünler senelerce kalıyor, görünmediği için. Raflı dikey modellere baksan biraz daha kolay oluyor.
0
etna
(20.10.25)
anne babaniza alacaginiz icin bence kullanimi zor, egilmeleri filan bizimkilerin en azindan ciddi problem, cekmeceli modeller daha iyi olacaktir.
0
kassiopeia
(20.10.25)
raflı olanlardan al bence. buzdolabı gibi olanlardan.
0
jelly bear
(20.10.25)
Derin dondurucuda tek marka var o da Uğur. Coca colasındab tut pepsisine tüm beyaz eşya markaları uğurdan alır her şeyi.
0
mikahakkinen
(20.10.25)
No frost yerine statik soğutmalı bir model alırsanız, 6 ayda bir komple buzluğu boşaltıp çözdürme işlemi yapmanız gerekir. Bütçe dahilinde ise no frost olanlara bakın derim.
0
physcos physcos
(20.10.25)
(7)

Hayatınızda en dibi gördünüz mü?

messina123
Üniversite sonrası istanbula taşınıp işe başladığım ilk 2-3 aylık dönem hayatımın en dibiydi. Evimde 1 tane eşya yoktu. Bodrum katında bir evdi. Çamaşırlarımı valize doldurup 1 saat yürüyerek yıkamacıya götürür yıkatırdım. Ev 1+0’dı. Sadece pencereye yakın yerinde telefon çekerdi. Doğalgazı geçtim ş
Üniversite sonrası istanbula taşınıp işe başladığım ilk 2-3 aylık dönem hayatımın en dibiydi. Evimde 1 tane eşya yoktu. Bodrum katında bir evdi. Çamaşırlarımı valize doldurup 1 saat yürüyerek yıkamacıya götürür yıkatırdım. Ev 1+0’dı. Sadece pencereye yakın yerinde telefon çekerdi. Doğalgazı geçtim şofbenim bile yoktu o yaz tamamen soğuk suyla duş aldım. İstanbul’a ilk kez geldiğim için 1 tane arkadaşım yoktu. Ailem 1000 küsür km uzaktaydı. Aksi gibi bilgisayarım üninin son günlerinde anakartı yanmıştı. Bilgisayarım, buzdolabım falan hiçbir şey yoktu evde. Sadece ikinci el yayları belime batan bir yatak vardı. İlk maaşımla a101’de o dönem bayağı ucıza xbox gelmişti xbox almıştım. Bir de ufak bir tv. Sonra internet bağlattım. Buzdolabım yoktu ama xboxum vardı. Böyle de vizyonerdik işte. İlk koltuğumu 1.5 sene sonra almıştım mesela. Aklıma gelince yazmak istedim. Bodrum kattaki evi bir kez su basmıştı. 1 sene sonra kaçtım oradan çatı katına gittim. Orada da çatıdan su basmıştı evi :d

O günlerden şimdiye 6.5 sene oldu. Arabam bile var artık. Aklıma gelince yazmak istedim. Karı kız işlerini beceremedim ama biz de bir şeyler başardık hayatta.

Sizin var mı böyle dibi gördüğünüz bir hikayeniz?
+2
messina123
(20.10.25)
sizinki kadar kötü olmasa da istanbul'a ilk geldiğim dönem. ev eşyalarını ailem almıştı. maaşın yarısı kiraya gidiyordu. o sırada alınan eşyaların bazılarını 15 yıl geçti halen kullanıyorum.
0
inheritance
(20.10.25)
Var, 5-6 yıl kadar sürdü.
En dip noktası şuydu sanırım. Hafta sonu paraya sıkışmıştım. Ama öyle böyle değil. Marmaray'la Üsküdar'a gittim. Annemin bir arkadaşı Beşiktaş'tan oraya geçip elden para verecek bana. Kadın beni vapur tutacak gibi, karşıya geçemiyorum demez mi. Orada kaldım; ne karşıya geçebiliyorum, ne eve dönebiliyorum. Kimseden benim için Akbil basmasını da isteyemedim. Bir arkadaşımdan rica etmiştim gel beni al buradan diye. Çok kötü zamanlardı.
0
auroraaurora
(20.10.25)
Konu çok ilgi çekici, tebrik ederim :)

İlaveten herkesin bir istanbula geliş hikayesi var evet, benimkini de paylaşayım.

En dip olduğum dönem üniversite tezini tek derse bırakmam ve sürecin uzamasıyla dibe vurduğum dönem diye düşünüyordum ki askerliğin daha sarsıcı dibiyle yüzleştim. 5 kuruşum yoktu diyebilirim, hala aileme kızgın olduğum dönemlerden biridir bu. Arkadaşlarımla çarşı iznine çıktığımda bahane yapar işim var der onlardan kopardım, onlar yerken, eğlenirken ben ücra köşelerde bekleşirdim askerliğin son dönemlerinde.

İstanbula gelişim dudullu otogarında inişimle başladı. Bir arkadaşım konaklamamda yardımcı oldu onun yanında kaldım sağolsun 2-3 ay kadar. Askerlik sonrası da devam etti yani dip durumu. Sonra bir iş bulup ufaktan çarkı döndürdük falan...

Özetle sanırım askerlik sonları hatırladığım en dip dönemdi, çok oldu ama aklımda kalan o sanırım askerliğin ilave sıkıntılı atmosferi ile birleşince.
0
va
(20.10.25)
Evet lise döneminde sadece ben değil ailem ile birlikte dibi görmüştük. Babam ödenmeyen çekler nedeniyle batmıştı ve bir sürü yerden icralık olmuştuk. Şirketi de yoktu tüm borcu malı mülkü satarak anca ödedik. O ara tabi ki haciz için gelindi gidildi. Şuanki gibi de değildi durum çatır çatır malları kaldırıyorlardı.

Neyse ben de öncesinde babamın işleri iyi olduğundan özel bir lisede okuyordum. Tabi ki yarı dönemde okulu değiştirmek zorunda kaldım ve üniversite sınavlarına o şekilde hazırlandım. Test kitabı masrafı olmasın diye iddia oynayarak kitap aldığımı bilirim. Bambaşka bir ortamdı lise o yüzden halen hiç sevmiyorum ve hatırlamak istemiyorum lise yıllarını.

Sonunda babamın borçlar bitti tabi babasından kalan mallar da gitti. Ben üni okudum evlendim ve kendimize göre düzen de kurduk. Ama o yılları hatırlamak istemiyorum halen.
0
drako
(20.10.25)
herkesin en dibi kendine tabii ki ama ben sanırım şu aralar kendi dibimi yaşıyorum. işimden kovuldum, maddi sıkıntılarım var. babam 2 haftadır hastanede. boşandım bir kaç ay önce, oğlumu 2-3 haftada bir görebiliyorum başka şehirde olduğu için.
0
co2s2
(20.10.25)
Herkesin dibi kendine sanırım. Hayat dipsiz bir kuyu gibi, kovanın ne kadar düştüğüne ve çıktığına bağlı. İçinin ne kadar dolduğu, yaşadığın tecrübelerle alakalı. Kimisi savaşın ortasında hayatta kalmaya çalışıyor, kimisi yatalak/felç kalıyor, kimisi ölümcül bir hastalıkla boğuşuyor. ve bir bakmışsın, ölmüşsün, toprağın dibindesin. en dip burası.

bu arada hikaye çok var da (hem maddi hem manevi), ben mutlu olanları inşa etmeye çalışıyorum, diptekileri dibe gömmek için.
0
ermanen
(20.10.25)
Tahminen Fransa'ya ilk geldiğimde bulduğum ilk işe "başka iş bulamam" diye atlamam ve Fransa'nın kuzeyinde kendimi bulmam. Bu noktada geçici kontrat sebebiyle ancak 1+0 bir ev bulabilmem, banyo giderinin sürekli tıkanması, bulaşık makinesi olmadığı için elle döndürülen bir makine almak ve evde görsel olarak bırakılan eski bir taş duvarda nemden siyah küf cikmasi, onlari temizlemek falan vs vs 4 ay sürdü toplam macera. Düşündüğüm zaman gerçekten daha düşük olmadı. Isin stresi sebebiyle uyuyamamak da vardi. Gerçekten orada isi bırakıp kendime yeni is arama karari almak yaptığım en mantıklı şeydi.
0
logisticsmanager
(20.10.25)
(3)

Denizlideki uranyum olayı gerçek mi

messina123
Vali filminde recep yazıcıoğlunun son günleri anlatılıyor. Filmde valinin adı recep yazıcıoğlu değil tabi. Denizlide amerikalı bir mermer şirketi uranyuma çökmeye çalışmış. Vali uranyumu amerikalılara yedirmiyor. Devletin mühendisleri bir bir şüpheli şekilde öldürülüyor. Ve en son vali elinde belgel
Vali filminde recep yazıcıoğlunun son günleri anlatılıyor. Filmde valinin adı recep yazıcıoğlu değil tabi. Denizlide amerikalı bir mermer şirketi uranyuma çökmeye çalışmış. Vali uranyumu amerikalılara yedirmiyor. Devletin mühendisleri bir bir şüpheli şekilde öldürülüyor. Ve en son vali elinde belgelerle ankaraya giderken trafik kazası suikastine uğruyor. Belgeler de yok ediliyor. Şimdi soru şu. Filmdeki valinin recep yazıcıoğlu olduğu söyleniyor ki zamanlama tamamen doğru. Peki bu uranyum konusu gerçek mi komplo mu?
0
messina123
(15.10.25)
Bilenin doğru bildiğinden nasıl emin olacaksın?
0
muhayyer divan
(15.10.25)
benim bildiğim uranyum değil toryum. vali değil mühendisler bir uçak kazası ile öldürülüyorlar. Atlasjet'in 4203 sefer sayılı uçuşu diye inceleyebilrisin.
0
gercekdunya
(16.10.25)
denizliliyim toryum olayını bilmiyorum ama düz ankara yolunda kaza yapıp valinin ölmesi çok garipti.
0
mikahakkinen
(16.10.25)
(7)

uzayda yaşam bulduk diyelim

messina123
biz o gezegende kiminle iletişime geçeceğiz? kim akıllı kim değil nereden ayırt edeceğiz? belki uzaylılar dünyaya geldi ve bir ormana indi. baktılar orman devasa, dediler bu canlı bu gezegenin hakimi. ağaçla iletişim kurmaya çalışıp kuramadılar. veya bir eşeğin yanına gidip ona dertlerini anlatmaya
biz o gezegende kiminle iletişime geçeceğiz? kim akıllı kim değil nereden ayırt edeceğiz? belki uzaylılar dünyaya geldi ve bir ormana indi. baktılar orman devasa, dediler bu canlı bu gezegenin hakimi. ağaçla iletişim kurmaya çalışıp kuramadılar. veya bir eşeğin yanına gidip ona dertlerini anlatmaya çalıştılar. sonra da bunlar mal deyip yollarına devam ettiler belki de.

bu sorunu çözmemiz lazım.
-1
messina123
(14.10.25)
Bunlar güzel beyin cimnastiği fakat mantık olarak galaksiler arası seyahat edebilecek bilim ve teknolojiye sahip canlılar ağaç ve insanı ayırabilecek yetkinliğe de sahiptir

Neil de grasse tyson ın şöyle bir benzetmesi de var, biz otobanda aracı kenara çekip yol kenarındaki bir solucanla iletişim kurmaya çalışmıyorsak belki de evrende rahatça dolaşabilen gelişmiş uzaylılar da bizimle iletişim kurmaya gerek görmüyor
+4
grimavi
(14.10.25)
dünyaya gelebilecek ve fark edilmeyecek gelişmişlikte bir uzaylının böyle bir şey yaşaması mümkün değil. dünyadaki ve hatta galaksideki her şeyden haberi olur.

uzayda akıllı yaşam bulmak şu anki teknolojiyle zor. galaksi ve evren aklımızın alamayacağı kadar büyük. bizden daha gelişmiş olanlar bile bizi bulamıyor olabilir.

bunun dışında, uzay araçları ve istasyonları iletişimi için radyo sinyalleri kullanılıyor. yaşam veya yaşanabilme olasılığı olan başka gezegenleri ve diğer gök cisimlerini bulmak için özel uydular kullanılıyor. Mesela TESS ve CoRoT gibi:
science.nasa.gov
www.esa.int
scienceinschool.org
+1
ermanen
(14.10.25)
Akıllı, zeki, gelişmiş vs gibi tüm sıfatlarda referans alınan şey insan. zeka diye tanımladığın şey senin algıladığından çok daha farklı olabilir.

Şöyle örnekleyeyim; evde oturmuş netflix'den interstellar açmış izliyorsun. O sırada televizyonun önünden geçen karınca ne görüyor? Gözünün önündeki ışık ve renkler karmaşasında ne filmi, ne oyunculuğu, ne olayları algılayabiliyor. Muhtemeldir ki biz de evrene baktığımızda o karıncanın gördüğünü görüyoruz.
+3
thracia
(14.10.25)
uzayda yasam bakteri de olabilir. su an esas olarak aranan da bu.
akilli yasam bulursak zaten vay onlarin haline. akilli yasam bizi bulursa vay bizim halimize. kardashev ölcegi, karanlik orman hipotezi ve fermi paradoksu güzel bakis acilari buna.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(14.10.25)
Bir yerde okumuştum, dünya benzeri bir ekosistemde canlıların bizim dünyadaki canlılarla epey benzeyeceği yazıyordu.

Canlılar evrimleşirken daima yukarı doğru evrimleşiyor. Yani bir canlı, kendisine zarar verecek bir yapı oluşturmaz. Oluşturursa üreyemez, elenir zaten. Yani, vücudumuzda yen, bir yapı çıkıyorsa, bu yapının en azından canlıya zarar vermemesi lazım. Yani evrim daima yukarı yönlü çalışıyor.

O yüzden dünyaya benzer gezegende yabancılık çekmeyiz, bilinç bir canlı varsa. Bize epey benzemeleri olası.

Voynich el yazması var mesela. 1600 yıllardan kalmak 200 sayfalık bir kitap. Bilmediğimiz bir dille yazılmış. Dünyada o dile bir kere bile rastlanmamış. Ve o elyazması hala çevirilemedi/çözülemedi.
Kimisi tamamiyle saçmalık, o yıllarda birisi trollüğe başlamış diyor.
Kimisi uzaylılardan kalma diyor :)
Bu arada bilim insanları saçmalık olduğunu düşünmüyor, çünkü filoloji açısından incelendiğinde belirli bir kurala göre yazılmış, diğer dillerdeki gibi bir yapısı varmış. Yani trollük fazla gerçekçi.
0
substituent
(14.10.25)
ben çok merak etmiyorum bu durumu. ya köle yapmaya ya da savaşmaya gönderecekler bizi oralara.
0
Hallegadola
(15.10.25)
Sene 1998. Atmosferin üst katmanlarında insan duyularının çok ötesinde bir hareketlilik başladı.

Zetalar gelmişti.

Zeta ırkı çok gelişmiş, bizden yüzbinlerce yıl ileride varlıklardı. Maddesel formları bizim gözlerimizle görülemiyor, sesleri duyulamıyor, herhangi bir cihazla tespit edilemiyorlardı. Bizim teknolojimiz ve yaşam formumuz onlar için o kadar geriydi ki, onlar için dünya bir çamur tabakası ile kaplı görünüyordu. İnsanların iletişimi, onlar için ilkel titreşimler ve ışık yansımalarından ibaretti, anlam veremiyorlardı. Zetalılar, bir türlü bu ilkel sistemlerle çalışmanın bir yolunu bulamadılar. Bizim teknolojimiz, Zeta ırkının ışık hızının ötesindeki algılarına taş sopa gibi geliyordu.

Merakla dünyayı izlediler, onları kimse fark etmedi ama bu tek taraflı gözlem bir süre sonra sıkıcı hale geldi ve vakit kaybetmeden gitmeye karar verdiler. Tam ayrılırken içlerinden birisi duraksadı. Bir anomali tespit etmişti. İstanbul’un batısında, Trakya’da, Tekirdağ adı verilen yerde titreşimsel olarak olağanüstü, her duyu için müthiş bir senfoni içeren bir sıvının stoklarını buldular. Bu üzümün ve anasonun evrensel yasalarla dans ettiği, yoğunlaştırılmış bir kozmik denge sıvısıydı. Bir Zeta, “Hayır olamaz, bu galaksimizin Yüce Yasa’sı tarafından yasaklanan, en büyük günah ilan edilen madde! Anasonun ruhani esansı ile kararlılaştırılmış o anlık, mükemmel sükunet. Bu bizim sonsuz arayışımızı ve gelişmemizi durdurur. Evrenin mutlak düzenini bozar.” dedi. Diğer bir Zeta ise “Bir karar vermemiz lazım, ben bu sıvının verdiği huzuru bir kez olsun tadmak istiyorum. Sonsuz gelişim yolculuğumuzu tamamlamadan önce, bu mükemmel süküneti bir kez olsun deneyimlemeliyiz. Evrende, Tekirdağ’daki bu kimyasal birleşimden daha zarif bir şey yok. Bir hatıra alalım” diyerek itiraz etti.

Görünmez gemileri, Tekirdağ’da fabrikanın üzerinde sessizce süzüldü. Kimse fark etmedi. Ne alarm çaldı, ne bekçiler gördü. Maddeyi bükebildikleri gelişmiş alan teknolojilerini kullanarak, fabrikanın deposundaki en özel, en güzel şişeleri topladılar. Kainatın derinliklerine, yanlarındaki beyaz altınla algılanamaz bir hızla yol aldılar.

Fabrika yetkilileri, durumu yıllarca açıklayamadılar. Resmi raporlarda durum “kayıt dışı, açıklanamayan, yüksek tonajlı stok kaybı” olarak yer aldı. Yıllar sonra Tekirdağ’ın bir köyünde bir masada Hüseyin Emmi, “Epten kafayı yediniz gündöndü kafalılar, uzaylılar geldiler en ballı rakımızı aldılar gittiler beyaaa, siz hala uyuyun” dedi.

(Az önce yazdım)
0
co2s2
(15.10.25)
(3)

trt teletekstin son çalışanı

messina123
acaba nasıl biri.
acaba nasıl biri.
0
messina123
(14.10.25)
yakışıklı, işinin ehli bir ağabeyimiz.
+1
yazar yazmaz yazan yazar
(14.10.25)
TRT TELEGUN hala aktif, muhtemelen sorumlu calisan hala vardir (veri entegrasyonu kurulmadiysa tabi)
0
admin
(14.10.25)
şöyle haberlere konu olan ilginç biri www.zaytung.com
0
Improbable
(14.10.25)

1 sene içinde türkiye’nin globalde en fazla ses getiren mobil oyununu yapacağım

messina123
Seneye görüşürüz oyunum her telefona girecek ve bu oyunun bir türk tarafından yapıldığının gururunu yaşayacağız. Ben de hayatımı kurtaracam. Bu duyuru da burada kalsın.
Seneye görüşürüz oyunum her telefona girecek ve bu oyunun bir türk tarafından yapıldığının gururunu yaşayacağız. Ben de hayatımı kurtaracam. Bu duyuru da burada kalsın.
+13
messina123
(10.10.25)
(12)

Pilotluk gereksiz abartılmıyor mu sizce de?

messina123
Şakasız söylüyorum 12 saat istanbul adana seferi yapan otobüs şoförünün yaptığının daha zor olduğunu düşünüyorum. Evet saygımız her mesleğe olduğu gibi pilotlara da var ama meslekleri saygı sırasına göre sıralayacak olsam doktor>mühendis>mimar>hemşire>boyacı>öğretmen>otobüs şoförü>zabıta>pilot>berbe
Şakasız söylüyorum 12 saat istanbul adana seferi yapan otobüs şoförünün yaptığının daha zor olduğunu düşünüyorum. Evet saygımız her mesleğe olduğu gibi pilotlara da var ama meslekleri saygı sırasına göre sıralayacak olsam doktor>mühendis>mimar>hemşire>boyacı>öğretmen>otobüs şoförü>zabıta>pilot>berber>eczacı=manav=kasap>bankacı>araştırma görevlisi=muhtar>kasiyer>kadın kuaförü>diyetisyen gibi bir sıralama yaparım
0
messina123
(09.10.25)
Hosteslerde çaycı zaten. Özel sektörde çalışsalar asgari ücret olacaklar.

Ama asgari ücret verdiğin birini, müşterilere karşı gülümsetemezsin. Her zaman alttan alan kişinin sen olacağına ikna edemezsin.

Ona yüksek maaş teklif edersin, hele yolculara gülümsemesin bakalım, direkt işten atarlar.

Uçak dediğin milyonlarca dolarlık taşıt. İçinde yüzlerce insan var. Hata yapma ihtimalin düşük değil hiç olmamalı. Pilotu tam olarak işe kendisini verebilmesi için büyük bir motivasyon gerek. Oda maaş işte.

Kapitalizm bu. Hatta bir araştırma vardı, insanların maaşı arttıkça verimliliği de artıyordu, işleri daha çabuk bitiriyorlardı. Kişi aynı işi yapmasına, aynı pozisyonda olmasına rağmen.

Şunu da ekleyeyim; pilot hata yaparsa, yaptığı hatayı düzeltemez. Velev ki uçağı düşürdü, paramparça etti. Firma ne yapacak milyon dolarlık uçağın faturasını pilota mı kesecek? Kesse pilot ödeyebilir mi? Mahkemeyle pilotun hayatını mahvedersin, ama uçak paramparça olduğuyla kalır.

Diğer yandan otobüs şoförünün yaptığı kazanın bedelini ödemesi daha olabilir bir şey. Otobüs şoförünün hata yapması kabul edilebilir yani
0
substituent
(09.10.25)
Aslında insanları mesleklerine göre değil de o meslekteki yetkinliklerine göre değerlendirmek lazım.
Benim için en “kutsal” meslek öğretmenlik, birini eğitiyorsun bunun kıymeti o kadar büyük ki belki ancak doktorlukla falan yarışabilir.
Ama işinde kötü olan öğretmenler yok mu vardır işte bilemiyorsun.

Pilotluk da cool bir meslek, bir de “üniforma etkisi” diye bir gerçek var, havalılar, yoksa iş olarak bilemedim şimdi.
0
mutekebbir
(09.10.25)
Birinde sorun çıkarsa uyglulanacak yönergeler kitabı tuğla kalınlığında.

Diğerinde bir satır: Sağa çek Stop et.
0
Mirket
(09.10.25)
Öeh. En zor mesleklerden biri.
0
arbre
(09.10.25)
pilotlara önyargılıyım çünkü casanova edalarında çoğu. kesinlikle abartılıyorlar. maaşları yüksek olduğu için bi grup tapıyor ve “avlamaya” çalışıyor, durum bundan ibaret.
0
deartheodosia
(09.10.25)
Hayır abartılmıyor bence.

Pilotların sürekli girmek zorunda olduğu testler ve sağlık süreçleri var. Öncesinde aldıkları eğitim birkaç sene sürüyor ki başarısız olma ihtimalleri var. Koskoca uçağı kaldırmak ve indirmek kolay değil. İşin içine çeşitli risk faktörleri de var ayrıca.

Son birkaç senedir sıklıkla yurtdışına gidebilme fırsatım oldu. Bu süreçte fark ettim; Kabin memurların da işi zor. Pilot yolcuyla pek muhattap olmuyor iş gereği. Kabin memurları iş gereği sürekli yolcuyla muhattap olmak zorunda ve yüzlerce kişiden bahsediyoruz. Hem giderken hem dönerken.

Herkes siz biz gibi anlayışlı ve yapıcı insanlar değil ki. Saçma sapan bitmeyen istekleri olan, kural tanımayan, saçma sapan garip garip nedenlerden dolayı sorun problem çıkartan nice yolcu var. Sürekli muhattap oluyorsun bu tür cins insanlarla.
0
put it in your appropriate place
(09.10.25)
"Pay to play" bir iş haline geldi.
0
runaway
(09.10.25)
Ben pilotluğun değil de havayolu sektör kurallarının artık çok gereksiz abartıldığını düşünüyorum. Yani sene 2025 oldu her sektör gelişti. Yani neden 3 saat önce havalimanında olmak zorundayız ya. Artık şartlar gelişti yani.
0
mikahakkinen
(09.10.25)
evet haklısın abartılıyor. zannedildiği kadar zor bir iş de değil ayrıca. evet dikkat gerektiriyor ve hatayı affetmiyor. bin kere en zor şartlarda uçağa indirir, ölümden döndürürsün insanları, ama bir kaza her şeyi bitirir.

türkiye'de maaşlı çalışılabilecek en yüksek getirili işlerden biri. amerika'da millet 18 yaşında girince uçuş okuluna girip pilot alıyor.

savaş pilotu olsa neyse de yolcu uçağı pilotu olmak ve bunu sürdürmek çok zor bir iş değil.
0
tabudeviren
(10.10.25)
Bazı açılardan evet abartı kısımlar var ama buna sebep gene pilotlar kimisi pilot olunca dünya kendi çevresinde dönüyor sanıyor. Lakin kurallar katı eğitimler sürekli ve sıkı başarısız olma lüksün yok.

her iş zor ama insan olan yerde her türlü saçmalık oluyor maalesef.
0
basond
(10.10.25)
otobüs şöförü daha yorucu bir iş yapıyor, o açıdan daha zorlu. pilotlar bu anlamda yorulmuyor. otopilot denen bir şey var, sürekli direksiyon sallamıyorlar.

ANCAK

1- ben bugün bir otobüsün koltuğuna oturayım, iyi kötü kullanırım. konforlu bir yolculuk olmaz, ya da çok yavaş giderim, manevra zor yaparım ama otobüsü hareket ettirmek için teorik bilgiye sahibim. her gün bindiğim arabadan hallice bir araç. ama uçak öyle değil, kokpite girdiğimizde 1500 tane düğme var, mal gibi bakarız.

2- otobüste bir problem olsa, tehlikeli bir durum olsa, frene basıyorsun duruyor. motor patlasa, kendi kendine duruyor. acil durum prosedürleri yok gibi bir şey. "frene bas, dur, araçtan in." ya da dikkatsizlik yaptığında sonuçları çok büyük olmuyor. ama uçak öyle mi? en ufak bir hatada bir kaç yüz kişi ölebilir. "frene basarsın, durur" gibi bir durum yok. karmaşık sistemlerle, ani karar vermen gerekiyor. bu yüzden herkes pilot olamıyor, bu yüzden uçaklar ticari olarak kullanılana kadar 10 yıl testten geçiyor.
+1
co2s2
(10.10.25)
Abartıldığını düşünenlerdenim.

İnsanlar kullanmayı bilmedikleri kompleks bir cihaz gördüklerinde onu anlamlandıramayınca yapılan şeyin ekstrem zor bir iş olduğu algısına düşüyorlar. 2 sene boyunca eğitimini aldığın herhangi bir aracı geri zekalı değilsen ve motor becerilerin yerindeyse kullanabilirsin. Bir de şu "sürekli eğitim alıyorlar. sürekli sınava" giriyorlar diye savunan kitle var. İyi bir mühendisin kendini güncel tutabilmesi için kendini sürekli eğitmesi ve durmadan öğrenmesi gerekiyor. Sürekli teste giriyor olmak, sürekli öğrenmek bir kriter değil. Aldıkları ücretler tamamen arz talep dengesizliğinden dolayı yüksek. Ücretli çalıştığınız kapitalist sistemde kimse sizin yetkinlikleriniz ve aldığınız sorumluluklarla ilgilenmez. Daha fazla kişi pilotluğa ilgi duysun ve arz fazlası oluşsun, bak bakalım o aldıkları ücretler ne oluyor.

Bu işin benim için tek görünen zorluğu düzensiz çalışma saatleri. Gece uykumdan uyanıp saçma saatlerde işe gitmeyi istemem şahsen. Sürekli o hayatı sürdürmek çok yorucu.
0
synesthesia
(10.10.25)
(5)

google drive aboneliği yenilemezsek herşeyi siliyor mu?

messina123
fotoğraflar videolar ne varsa siliniyor mu?
fotoğraflar videolar ne varsa siliniyor mu?
0
messina123
(08.10.25)
orient blue
(08.10.25)
evet ilk önce erişimi kısıtlıyor hala ödeme yapılmazsa verilerin kurtarılamayacağını bildiren bir e posta gönderiyor ardından belirtilen süre sonunda hala işlem yapılmazsa veriler kalıcı olarak siliniyor.
0
bravoteam
(08.10.25)
Evet siliniyor, acımasızlar ya 400 liradan 2000 lira yapılır mı :/
0
eja
(08.10.25)
buradaki fotoları topluca indirmek için bir öneriniz var mıdır?
0
vampir akrep
(08.10.25)
topluca indirmek için : takeout.google.com
0
brkylmz
(08.10.25)
(5)

Kombi bakımı gerekli mi?

messina123
3 yıl önce takıldı hiç bakım görmedi. Bakım yaptırmak gerekir mi?
3 yıl önce takıldı hiç bakım görmedi. Bakım yaptırmak gerekir mi?
0
messina123
(04.10.25)
her yıl düzenli bakım yaptırıyorum. yetkili servis geliyor yalandan bakıyor, ön kapağı söküyor, fırçayla toz falan alıyor,süpürge istiyor tozları çekiyor, bezle siliyor, genleşme tankı vs bir sıvı boşaltıyor. sana ek ürün hizzmetler satmaya çalışıyor. yok petek koruyucu bilmem ne sıvısı, yok ıvır zıvır. biraz yalandan yani. ama siz yine de bir bakım yaptırın.

daha önemlisi garantisi bitmek üzereyse garantisini uzatın çünkü arada arıza yapıyor parça değişmesi gerekebiliyor. garanti uzatırsanız işçilik ve parça garantisi oluyor.

benim cihaz demirdöküm 4 senelik bir cihaz. ilk garantisi bitince ek garanti uzattım. birer tane de ücretsiz bakım hakkı veriyor. yalandan bakıyorlar işte.
0
exlibris
(04.10.25)
Bana bi kombi servisi arıza için geldiğimde bakımı sormuştum. Yoğuşmalılara gerek yok, senden bir bez bir kova isteyip tozunu alıp giderler demişti. Daha önce de bakımda aynen onu yaptılar 🤣
0
jülsezar
(04.10.25)
neredeyse 20 yıldır kombili evlerde kiracıyım. hiç bakım gerekmedi. bir iki defa e.c.a arızalandı garantisi vardı.
demirdöküm'de hiç arıza görmedim. vailant gibi markaların parçası gereksiz pahalı. onlardan varsa kesin yaptır, ablamın kombisi sürekli bozulduğundan yıllık bakım ve uzatılmış garantili daha ucuza geliyordu.
0
denemeyanilma
(04.10.25)
arıza olmadıkça bakım yaptırmıyorum.
en son 2020'de yaptırmıştım, çekişte sorun vardı meğerse hortum yırtılmış.

ondan öncekinde ise basınç göstergesi bozuktu.
0
tabudeviren
(05.10.25)
Filtreyi kendiniz mutlaka temizleyin başka şeye gerek yok
0
topkapiaksaray
(05.10.25)
(9)

Doğalgaz açık mı

messina123
Benim kapalı. Çarşafla üşüdüm yorganı çıkarttım sıcaktan daraldım. Pencereyi açtım. Pencere+yorgan çok güzel oldu aslında ama manasız gelince kapattım. Vücudumun yarısını yorganın dışında yarısını içinde tuttum o da olmadı. Çarşafı geri aldım sonra yine üşüdüm. İkinci çarşafı da aldım iki kat çarşaf
Benim kapalı. Çarşafla üşüdüm yorganı çıkarttım sıcaktan daraldım. Pencereyi açtım. Pencere+yorgan çok güzel oldu aslında ama manasız gelince kapattım. Vücudumun yarısını yorganın dışında yarısını içinde tuttum o da olmadı. Çarşafı geri aldım sonra yine üşüdüm. İkinci çarşafı da aldım iki kat çarşafla yatıyorum şu an en ideal ayarı buldum sanırım. Sabaha karşı üşüyebilirim ama. Lokasyon istanbul
0
messina123
(03.10.25)
Neredeyse hafta basindan beri kisik da olsa yaniyor. Lokasyon istanbul- esenyurt
0
matilda
(04.10.25)
battaniye ile uyuyorum. evde atlet şortla geziyorum. anca ay sonu açarım heralde. ankara
0
jelly bear
(04.10.25)
açık.
0
gurur
(04.10.25)
jelly bear +1

soğuk memleketliler için daha kış gelmedi :d

tişört ve şortla geziyorum ve pencere de açık. ama battaniye ile uyuyorum.

benim lokasyon da istanbul ama memleketim eskişehir. oranın ayazından sonra burada üşümüyorum.
0
art cat chocolate
(04.10.25)
kapalı, çünkü oda sıcaklığı şu anda 23 derecelerde ve şort tişörtle geziyorum evde. oda sıcaklığı 20'nin altına düşmedikçe doğalgaz açmıyorum.
0
king lizard
(04.10.25)
istanbul.
henüzaçık değil kombi ama pike üzeri polar battaniye şimdilik yeterli oluyor. kasım başı gibi kombileri ateşleriz diye düşünüyorum.
0
exlibris
(04.10.25)
kapalı camlar yarım aralık içerisi 24 derece.
0
orpheus
(04.10.25)
ev termostatı 21 dereceye ayarlı
termostat 22 derece gösteriyordu
yakında otomatik devreye girer kombi
nisana kadar da yanar
mekan cluj-napoca
evde şort tshirt üstüne polarla duruyorum
dışarısı 9 derece olmakla beraber, gece 3-4'lere kadar iniyor
battaniye sevmem, yorgan sevmem, hala pike var
0
rain when i die
(04.10.25)
dışarı sıcaklığı hergün 12 derece altına düşmüyorsa kapalıdır. askerde kaloriferci başıydım(şaka tabi)
0
denemeyanilma
(04.10.25)
(3)

Dana gibi odada zıplayan üst komşu

messina123
Saat gecenin 12’si. Psikolojisi bozuk birileri var üstte zıplıyor mu napıyor yatağımın kenarındaki masanın titremesiyle uyandım. Çok tuhaf hallerini gördüm ama bu kez bambaşka bir seviyede. Teşekkürler
Saat gecenin 12’si. Psikolojisi bozuk birileri var üstte zıplıyor mu napıyor yatağımın kenarındaki masanın titremesiyle uyandım. Çok tuhaf hallerini gördüm ama bu kez bambaşka bir seviyede. Teşekkürler
0
messina123
(03.10.25)
Rica ederiz.
0
anon1m
(03.10.25)
Biziİmkileerini n ayaginda matkap var yururken yeri deliyolar oyle bi yurumek😂😂 yeeeetwweerrr diyew bagiriyorum evin cicinde bazen😂😂
0
sey mi dostum
(03.10.25)
Güncelleme: goooll diye bağırdı sanırım fm oynuyor haspam
0
🌸messina123
(03.10.25)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.