Bodler.
e açık, r'de bir Fransız aksan var tabii..

bodler diye biliyorum.

bodöler

sondaki r genizden. ö'sünü de çok vurgulama bi ö var orda.

bodler?

Bodöleğ

bodler diyorum bu ne amk.

(git:tr.forvo.com )
(git:tr.forvo.com )

brutus'e cevap kapital'den geliyor :

tr.forvo.com

bu gibiler atma türkü derlemeleridir çoğu zaman, belirli bir öyküye dayanmaz, sözleri anonim sayılabilir.

www.mertonair.com

o değil bu ses..

en kötü doktor kemiksiz 10 bin indiriyor cebe. fakat kesmiyor. o yüzden ayaklanıyorlar.

aslında işin temelinde daha çok para, daha az çalışma isteği var. bu net.

hakedip haketmedikleri konusunda yorum yapmayayım. ama istedikleri bu. tüm çalışan kesimlerin istediği gibi.

performans yasası ile ne kadar cok hasta o kadar cok puan sistemine karsıyız..olayın görünen yüzü zaten gösterilmek istenen.10000 tl alıyor dedikleriniz zaten kelli felli adamlar, biz ve istediklerimiz madalyonun görünmeyen yüzü.daha dün bi kaymakam bi bayan doktoru dövdü tekme tokat evine gelip hastasına bakmıyor diye, olası mı değil, olmalı mı hayır..ama halkı düşman ettiler maalesef

%20 lik kısımdan bahsediyosun

hayır içinde oldugum %80lik kısımdan bahsediyorum maalesef

ihtiyacı olan hastaya belki kendi cebinden verip yardımını yapan doktorlar biliyorum.. ayda 20 bin liradan aşağı kazanmıyorlardır. uyumuyorlar, hakikaten köpek gibi çalışıyorlar.

ve o para biraz daha eşit dağıtılsın amaçlı en küçük bir değişiklik yapıldığında insanlıktan çıkıyorlar.. artık ekonomik-politik güç olmanın getirdiği bir şey mi bilmiyorum.. ama önce belki kazançları asgari ücret düzeyine indirilip insanlığa yeniden kazandırılmaları gerekiyor olabilir.

recep akdağ isimli adam hangi suretle olursa olsun bu doktorları insanlığa geri döndürebilirse, yaptıklarıyla birlikte memleket tarihinin en mühim adamlarından biri olur.

öncelikle, çok para kazandıklarından filan ayaklanmıyorlar. halkın geri kalanının yaşam standardının düşük olmasının da doktorların iyi kazanmasıyla alaksı yok. bu tamamen vatandaşına hiçbir sosyal güvence sağlamayan ve yaşam standartlarını yükseltmeyi geçtim sürekli düşüren hükümetin/hükümetlerin suçudur. ha, ayrıca avrupada ya da amerikada bir doktor çok daha fazla kazanır emin olun. zaten anlayamadığım şey, millet "ben neden bu kadar az maaş alıyorum?" diye sormuyor ama doktor lafı edildiğinde "ne biçim kazanıyo ibneler!!11birbir" şeklinde tepki veriyor. iyi doktorlar da beş kuruş maaşa çalışsın herkes mutlu olsun anasını satayım.

gelelim doktorların neden isyan ettiğine. bu isyanın sebebi akp'nin çıkardığı yasalarla son yıllardaki süreçte doktorların iyice tüccar yerine konumuş olmasıdır. parası olmayan sağlık hizzmeti alamaz hale geldi, özel hastaneler patladı vs vs. en son performans sistemi bardağı taşıran son damla oldu. maaşın bakılan hasta sayısı üzerinden alınması demek hastaları çabuk tektiklerle geçiştirmek demek. senin, doktorun fazla kazanması uğruna doğru düzgün sağlık hizmeti alamaman demek. yani sen diyorsan ki "doktor bana 10 dakika bakacağına 5 dakika baksın muayenede, bişey kaçırırsa da ölürüm artık" o zaman sorun yok.

kısacası adamlar paradan ziyade doktorluğun ticarete dökülmemesi ve senin benim sağlığımla oynanmaması derdinde.

hastalar müşteri olmasın istiyorlar.

dur bak tik atacağın bi cevap yazayım hemen:

sırf para istiyolar, yattıkları yerden 20000 lira kazanmak istiyolar şerefsizler!

@vi3e , akciğer kanseri babana migren teshisi koyup ilaç yazdırmak için diyosun ya bunun neresinde sen haklısın da karsıdaki ibne oluo , git Allah aşkına ya

@mavibalık: akciğer kanseri olduğunu bilmediğimiz adamı teşhis etsinler tedavi söylesinler diye hastaneye götürüyoruz, hastane odasında suratımıza baksın diye de avcuna 100 TL sıkıştırılıyor. bizim hastalığın ne olduğu hakkında bir fikrimiz yok, hastanın şikayeti baş ağrısı. sonuç: 100 TL karşılığında kasabın yaptığı, ağrıyan başa bakarak migren teşhisi koymak. halbuki ceviz büyüklüğünde tümör var o başın içinde.

geçenlerde fatih altaylıyla teketek özel e çıktı iki hekim ben orada bu olayın çok özet olarak anlatıldığına şahit oldum dileyen araştırıp yeniden izleyebilir ama ben ilgili bölümü özet geçiyorum:
1-)"bakılan" hasta sayısı üzerinden para veriliyor yani 100 hastaya bakınca doktor 100 hasta parası alıyor 90 tanesi öldü diyelim bunu sikine takan yok. bu durumda koruyucu hekimlik (yani insanlar hasta olmadan önlem almak-gıda ve su güvenliği gibi- inanın çok daha ekonomiktir) çöküyor çünkü hastanelerin para kazanması için daha çok insanın hastalanması gerekiyor...
2-)sağlık hizmeti bütündür.yani başhekimin hata yapması nasıl felaket getirirse, temizlik ekibininde hatası felaket getirir(araştırınız: hastane enfeksiyonları) mevcut sistemde hekimler ve diğer sağlık çalışanları arasında ücret uçurumu oluşmuş durumda(bazen 8-10 kat ücret farkı oluyor) bu durum iş barışını bozup yığınla mağduriyet doğuruyor...
3-)insanların hastaneye daha kolay ulaşması demek daha kaliteli sağlık hizmeti aldıkları anlamına gelmez.özel hastanelerin kapısına saçını sarıya boyatmış iki tane güzel kız koymak kolaydır ama bu,orada çok iyi ameliyat yapıldığını göstermez ki son dönemde özel hastanelerde yaşanan skandallar bunu kanıtlar nitelikte...

d3 ileymiş:
mbostock.github.com

vi3e'nin dedigi gibi d3 diye bir javascript kutuphanes varmis (sayfa kodundan baktim ben de). bildigin javascript kodu. dairenin ustune mouse'la geldiginde (onmouseover) split fonksiyonunu farkli parametrelerle calistiriyor. mesela bir dairenin kodu:

<circle class="c_12_3_4" cx="400" cy="112" r="16" fill="rgb(239,239,239)" fill-opacity="1" onmouseover="split(12,3,4)"></circle>

javascript'ten anlamam, sadece biraz kurcalayinca gorduklerimi aktariyorum :)

o değil de benim gibi manyaklar varsa içinizde, uğraşmayın ben yaptım (:
i55.tinypic.com

birkaç tane kalmış :D

css ile:
height:auto;overflow:auto;

adamın azaptan sonra cennete gireceğine dair bi kesinlik var mı? bence yok. bilemeyiz. bunların hiçbiri insana kesin bildirilmemiştir diye biliyorum ben.

şimdi buralar "bu dünyada yaşadıklarımız bir sınav. en kötü şeylere de katlanıp sabretmeliyiz yaşadığımız her kötü olay bir sınav ve sabredip dayananlar elbet mükafatlandırılacaktır." diyenlerle dolacak ama mantıklı bi açıklama gelmeyecek..

"...âhirette intihar cezasını çektikten sonra, Cennet girmeye hak kazanacaktır."

www.sorularlaislamiyet.com

edit- islamda çoğu konu cahil insanların birbirini dinden ürkütmek adına ilaveleriyle yanlış bilgilerle dolmuş durumda... bugün islam hakkında hiçbir fikri olmayıp birsürü safsatayla uğraşanlar ben inanmıyorum vs diye dolananlar asıl cezayı herşey elinin altındayken araştırıp ögrenmedikleri için alacaklar... kızıl saçlı mavi gözlü hatunun resmini ismini 5 dk bulurken islamın hurafeleri yüzünden soguyup uzaklaşan zeki insanlara üzülüyorum gerçekten...

üstelik intihar yasağı insanı kuzuya çevirip haksızlığa boyun eğmesine sebep olmaz. intihar sikene verilecek büyük bir hediye iken, islam elinle dilinle gözünle evinle arabanla canınla hasılı her zerrenle haksızlığa karşı dur diyor, can dediğin işte bu yolda zamanı gelince kullanacağın emanettir diyor. onun için siktiriboktan ergen psikolojisine girmek haramdır.

@want2die cüz-i irade... istesen şuan intihar edebilirsin ama etmeyebilirsin de...

her insanın yaratılışı, kişisel özellikleri ve bunları oluşturan genetik veya çevresel etmenleri farklı olduğu için bazılarında fazladan bulunan depresyona eğilim (dolayısıyla intihara eğilim) konusu noluyor peki? daha hafif cezalı mı yani? gerçi bunu nerden bilebiliriz bilmiyorum da sormak istedim

cennet cehannem diye birşeyin varlığı ne kadar garanti. bırakın bu ilkçağ zırvalarını bakın dalganıza.afyona ihtiyacınız varsa gelin vereyim.dinden afyon olmaz

depresyona eğilimli olması olmaması neyi değiştirir ki... kimisi çok parası olup amaçsızlığından intihar eder kimisi yoksullugundan... intihar etmek icin sebep çok yani... herşey bi sınav ya vs gibisinden şeyler söylenmiş ya... soktugumunun devletine ya da bi şirkete girmek için girmediğin mülakat kalmıyor hepsine boyun eğiliyor da yaşadığın olayların senin nefsini, iradeni bir test amacı taşımasına neden hiç ihtimal veremiyorsunuz? insan nasıl başıboş yaratılır? evrim vs.. yaratılışın bir parçası olamaz mı? ayrıca burada acaip basit hayata dair şeyleri sorguluyoruz -yok kız kuyruk sallıyor mu? lens nasıl takılır? kedim neden kötü bakıyo? bunlara ben de dahil oluyorum tabii ki seve seve... ama biz daha bunlarla uğraşırken "göz" dedigin nesneden görmeni sağlayan şey ne? ters açı iris falan demiyorum onlar araç.. aynaya bakınca gördüğün etten giysi içindeki şeyin varoluşu nasıl tesadüfle açıklanır? bunu sağlayan kaynak ne... bizim depresyon eğilimimiz az ve kıçımız rahat dolayısıyla şuan bişey düşünmemize gerek yok...

kurana göre sonsuz olan tek şey allahın kendisi zaten. sonsuz cehennem ya da sonsuz cennet diye bir tasvir yok yani.

en.wikipedia.org
* Sons:
* Muhammad (b. 1970)
* Saif al-Islam (b. 1972)
* Al-Saadi (b. 1973)
* Hannibal (b. 1976)
* Moatessem-Billal (b. 1977)
* Saif al-Arab (b. 1982)
* Khamis (1983–2011?)
* Daughters:
* Ayesha (b. 1976)
* Hannah (1981 or 1982-1986)

sadece kendine ve çok iyi tanıdıklarına....
bu bir süreç ve hiç bir şey eskisinden güzel olmayacak, her geçen gün daha kötü, can sıkıcı haberler duymaya devam edeceğiz. işin kötü yanı seçeneğimiz, kurtarıcı umudumuz yok.
göreceğimiz güzel gün bugün, yarın daha kötü olacak.
(yaşım: 29)

Valla pek ilgi alanim degil ama populer aktivizm bakimindan bununla ciddi ilgilenen arkadaslarin eserlerini izleyebilirsin. Mesela, Zeitgeist serisi, V for Vendetta, Fahrenheit 451, Earthlings...

Kimseye inanma, kimseye güvenme, sadece kendi çıkarların ve (eğer seni ilgilendiriyorsa) ülkenin çıkarları için en uygun gördüğün grup, kişi, oluşum vs. nin yanında ol. Ama İnanma ve güvenme.

zaten amerikanın kurduğu örgüt olan ergenekon amerika ya kafa tutmaya kalkınca ,örgüt tümüyle deşifre oldu.tayyip in falan bişey yaptığı yok.emir amerikadan.yani havaya giriyo ya ben çeteleri bitirecem falan.hepsi amerikanın emri.tayyip ve fetullah ın ipi de işleri bitince çekilecek.tıpkı saddam gibi.
illa ki birine güvenmek zorunda değilsin.yüreğine vicdanına gençliğine güven.yetmez mi?

gazetelere, televizyonlara ve bilhassa kitaplara inanma. iyi niyetinden kuşku duymadığın insanlara güvenmeye devam et.

Hiç kimseye güvenme.
Kendi çıkarların için herşeyi yap, gerekirse onlar gibi görün.
Yoksa bu memlekette yaşama şansın yok, bak ergenekon yalanıyla binlerce insanı suçsuz yere 3 yıldır hapishanelerde tutuyorlar. Sırf kendilerine tehdit gördükleri için, aynı fikirleri paylaşmadıkları için...

Referandum zamanında ne dedi Başbakan? "taraf olmayan, bertaraf olur." Tüsiad yola geldi bu sözle...

Fikirlerini söylemekten çekinme, aşırıya kaçma. Cemaatten olan insanlarla tartışmaya girme, zaten ne dersen de onlar inandıklarından vazgeçmiyorlar boşuna nefes tüketirsin.

acaip şeyler oluyor memlekette ve gidişat hiç iyi değil. kendi adıma ortada güvenilecek hiç bir kurum ve kişi kalmadığını düşünüyorum.

16 nisan'da

ogrenci akbili mi? eger oyle ise dedigi gibi karakoy'e gondermislerdir. daha once orneklerini duydum. yetkisi var mi sorusunu sorana kadar, benim paylasma hakkim var miydi sorusunu sormaniz daha yerinde olacaktir.

öğrenci akbiliyse evet olan bir uygulama. kart kime aitse o kullanır kartı yoksa mesela öğrenci çıkartsın kartı, babası kullansın öğrenci tarifesinden. haksızlık durumu oluyor yani. oradaki güvenlik görevlilerinin görevlerinden biri de bu. cezası da vardı bunun yani karaköyde sadece nasihat dinleyeceğinizi sanmıyorum bir de para cezası ödeyeceksiniz.

öğrenci kartı ise o kart iett'ye ait başkasına devredilemez. senin adına el koymuşlar ve hak sahibinin alması için karaköye göndermişler.

kız arkadaşınızın da halihazırda bir öğrenci akbili var da, o bitti diye veya başka bir nedenle sizinkini kullandıysa sorun olmaz. gider alırsınız. ama kız arkadaşınız öğrenci olmamasına rğamen sizin öğrenci akbilinizi kullandıysa adamlar baya mırın kırın yaparlar, akbilinizi öyle verirler. ama yaptırım uygulama hakları var diye biliyorum. çağrı merkezini arayın iett'nin.

tamam öyle bi uygulama var da metrobüste yakalanıldığını hiç görmedim.otobüste olsa neyse dicem şöför yakındır görmüştür de metrobüsteki görevli milletin resimlerine didik didik bakcak kadar yakın olmuyor aslında.yıllardır yapıyoruz daha yakalanmamıştık demekki daha dikkatli olcaz.

yetkisi var!

hem illegal is yapiyorsun hem de isini dogru yapan adama kufur ediyorsun.

(bkz: hem fakir hem siki büyük)

senın yaptıgın yasal degil bi kere. hıc atarlanma oyle. sahtecilik fln diye geciyor o işler.

akbilini almaya benim akbilimle gitmişti. bunları söylerim. zaten incelerlerse görürler ki sanmıyorum.

adam gelince, cebine 100tl koysam alır. kimse bana inandıramaz dürüst ayaklarını. orasını bi geçelim. bu olayı milyon kişi yapıyordur, herkesi karaköye mi gönderiyorlar? yine diyorum yine, sikerler aga.

niye, bu adam benim karşıma çıkıp orada benden para isterse taksiyle geldim buraya deyip taksi paramı düşürtürüm. gerekirse taksi fişi alır yine sokarım götlerine. hukuksa hukuk, haksa hak. akbilimi almış adam, karaköye çağırıyor. benim nerede oturduğumu nerden biliyor.

yahu sahtecilikte, elle tutulur bişey yok. lütfen ben hukuk okuyan adamım. atarlandım derdimi anlatamıyorum. yani para cezasıymış, yok başka bişeymiş, bi yaptırım uygulanamaz. ismini bile almamışlar kız arkadaşımın. hadi ispatlasınlar?


o kızın benim akbilimi yerde bulmadığı ne malum lan? nasıl salıyosun o kızı, o kadar yaptırımın cartın curtun varsa, işini doğru yapıyorsan, insan bi isim alır, kimlik alır.


en kısacası, adamın yaptığı iş iş değil. benim götüme soksun o akbili 100tl ile, bassın cezayı, helal derim. keşke öyle bi sistemimiz olsa. ama yok. beni mi buldu bunlar şimdi.

Orada duran o güvenlikçi bana kimlik sormaya kalksa yeğenim bi bakayım hele senin akbile dese çok net küfür eder dönüp giderim bi de 50TL ceza demiş arkadaşlar.yurdum insanın geliştirdiği çok güzide bir el hareketimiz var halk arasında adına kısaca 'NAH' diyorlar.Böyle o 50 TL isteyen adama da karta bakmak isteyen güvenlikçiye de yaparım.Bu kadarda düz adamım evet.

gelmiş bazı orospu çocukları kafalarından kural yapmışlar, uydurmuşlar, yazıp çizmişler. yazılı bi tutanak olmadan, makbuz olmadan benden 50 tl veya 70 tl ceza kesicekler.

sikerler aga.

sigarayla bile yakalanınca kesiyorlar makbuzunu, ceza öderken mutlu mesut ödüyorsun.

ben biraz zaman sonra gidip, çaldırdım diyeceğim. o salak güvenlik de işini yapıyorsa düzgün yapsın, kullanan kişinin adını soyadını alsın. gerçekten bir hırsızı bile sahibine söyle gelsin alsın diyerek gönderebilir.

muhakkak sikerler bence de.. makbuzlu sikerler, belki idrakine bir yararı dokunur böylece..

git damardan gir bence şöyleydi böyleydi falan. kurtarabilirsin.

ya tek ben olsam, olayı yırtarım. ama bi sürü koyun gidip ödemiştir onu. herkese böyle deyip kestirip atabilirler. ondan sonra dava filan uğraş dur. zaten alayı cemaatçi bunların. yakalayan adamlar da akbil basına para alıyormuş 2 3 lira gibi. kralcı olmaya devam edin bazılarınız. sanki her yasaya, kanuna, kurala uyuyosunuz mk. gelip burda ahkam kesmek kolay. sanki hiç baskasının akbiliyle binmediniz. hiç öğrenci olmadınız sanki.

iettnin yaptığı bir uygulama bu, yasal bir dayanağı var mı bilemiyorum. benzer durumlarda iett çalışanları aynı şeyi yapıyor. kaptırdığınız akbili 50tl ceza karşılığında alıyorsunuz. yenisini çıkartmak isterseniz yine 50tl verip alıyorsunuz. diyelim ki akbilinizi çaldırdınız ve karakoldan bir belge aldınız, ancak bu belge ile böyle bir durumda 50tlden yırtabilirsiniz.

düşürdüm, çaldırdım diye karakola git. sonra yeni kart çıkarıcam çalındı de tutanağı göster. ama yakaladı diye de adama küfretme yani. kopya çekip hocaya "sana ne lan" demek gibi bişey yani.

"hiç bi yasal olayı olamaz." yasal "olayı" olabilir. siz ne hakla öğrenci olmayan arkadaşınıza kendi öğrenci kartınızı veriyorsunuz? o öğrenci olsa bile eğer o indirimli bileti/kartı almaya hak kazanmamış veya almamış ise paşa paşa tam bilet ücretini ödeyecek tabii ki. ödeyenler enayi mi?

hukuk okuyor ve şimdiden sahtecilik yapıyorsunuz. vay türkiye türkiye'nin geleceği... vay yargı sistemi.. tam abd gibi olduk. en büyük hırsızlar ve yalancılar .. avukatlar.

yazdıklarını okuyunca hak verdim panpa. kız arkadaşın güvenlikçinin adını alaydı iyiydi.

ben de eminönü tramvay durağında akbilimi düşürdüm, daha doğrusu koltukların üzerinde unuttum. kabataşa gelince aklıma geldi. söyledim güvenliğe, hemen anons yapayım arkadaşlar alsın getirsin dedi. anons yaptı, adamlar burada yok dedi. ama ben eminim. dedim o zaman biri aldı yolculardan, kamera görüntüleerine bakalım. ne dese beğenirsin? kameralar kayıt yapmıyor ki, çoğu istasyonda görtüntü olsun diye var.

hepiniz kanun adamları oldunuz.. kızın binecek mercedesi vardı da sevgilisinin akbilini mi kullandı da metrobüste kaptırdı?

te allam ya.. yok demek ki parası pulu veya yola ekstra harcayacak parası? ulaşım bedava desek üst üste çıkarsınız, doğrucusunuz hepiniz..

Sen nasıl verirsin lan akbilini elin kızına! Sahtekar! Pis riyakar! Adi düzenbaz seniii! Senin gibileri pipisinden tavana asmak lazım! O kızın da kafası kesmeli! Sinirden kuduruyorum mnskym! Nasıl yaparsınız lan böyle bişeyi?! Nasıl nasıl nasıl!

O güvenlik gelse mesela, benim görevim bu deyip anamı sikse, buyur abi derim. Hatta işini bitirince abi babam da içerde, içeri buyurmaz mıydın derim! Yaparım bunu! Güvenlik sonuçta! İETT yazdıysa bir yerlere güvenlik adamın anasını sikebilir diye, sikebilir abi.

Yüzsün utanmaz pezevenk, bir de gelmiş soru moru açıyo! Siktir git lann!! Zaten bi de otobüse bilmemneye biniyomuşsunuz! Pis fakirler!

Akbil ne bu arada?

eskiden kart kırıyolardı. dua et kırmamışlar gelsin alsın demişler.

Sizin yapacağınız akbilimi kaybettim diyip 10 liraya bu işi bitirmek. Gidip öyle nasihat dinleyip falan alamassınız. Umarım içinde çok para yoktur.

bugün gidemedim, yarın ilk iş karakola giderim. ama çalıntı deyince olay dallanıp budaklanmaz mı? kayıp için gitsem tutanak tutarlar mı? eğer dediğiniz gibiyse böyle bişey yapayım.

artık olay paradan çıktı, çok saçma bi uygulama. karın/kocan bile olsa adamlar ceza uyguluyorlar. böyle saçma bişey olabilir mi? sanki bedavaya biniyoruz.

iett'nin neredeyse tüm şoförleri vergisiz ayda 1000tl kazanırken biletten, gelip benim kartımı alıyor. daha kendi vatandasından otoüse biletsiz biniyor diye normalin 200kurus üstünde para alıyorsa, nerede bu adillik, adalet?

lütfen gelip şurda sistemi, kuralları, kanunları övmeyin, arkasında olmayın.

hepimiz canlı varlıklarız, cansız kurallara her daim uyamayız. herşeyi kontrol edemeyiz hayatta. insanız ulan.

4 yıldır istanbuldayım, ilk defa basıma geliyor.

4. levent e geçip oradan 500t olabilir. trafik yoksa oradan yarım saatten biraz fazla sürer belki.

metrobüs ile uzunçayır. oradan gebze-harem minibüslerini kullan. e-5 üzerinde.

251'e bin

tinyurl.com

link çalışıyor dostum sağol. yalnız dosya uzantısı nedir diye sormadım. printerların firmwareinde yer alan .hd formatta dosyalar ne ile açılır diye sordum?

novaya zemlya

bir ekran görüntüsü koysanız? bi de klasör şifreleyen bir şeyler mi kullandınız? kullanıp kaldırdıysanız o şifrelemiş ve öyle bırakmış olabilir. o programı geri kurun ve eski ayarları getirin. sonra korumayı kaldırıp ondan sonra programı kaldırın.

şimdi bilgisayarı kullanan arkadaşa göre sadece firefox kurmuşlar. başka da bir şey yapmadık diyor.ama firefox'un buna sebep olma ihtimali yok gibi geliyor bana.

img23.imageshack.us

firefox diye virüs indirip kurmuşlardır.. antivirüs kurup taratın bi derim ama pek umutlu değilim.
system restore belki işe yarayabilir.

bir program kurulmuş ve tüm dosya türleri o programla açılacak şekilde ayarlanmış.. simge o programın simgesi işte her ne ise.. onu kaldırdıktan sonra dosyalar eski programları ile eşleşir mi bilemiyorum ama yapmanız gereken ilk iş o.

trojan yemiş, muhtemelen bi yerde txt file vardır, bilmem kaç $ verin dosyalarınızı geri alın tarzında birşey de yazıyordur. format en doğru çözüm olabilir dosyalar çok önemli değilse.

sistem geri yükleme, ya da format bir ,işe yaramaz çünkü tüm dosyalar bozulmuş. bence de kesin trojan soktular bilgisayara yoksa firefox falan bunu yapmaz.

hangi ssg? www.google.com

edit: demek istedigim, "ssg nicki"ni kullanan da baska bir cok kisi/grup/vs. oldugu.

ssg nicki denildigine gore, tabiki eksisozlukteki ssg'yi kastediyorum.

öyle olaydı türkiye'nin yarısı içeride olurdu. şöyle olabilir ama. ssg nin soner yalçın la zilyon tane acaip görüşmeleri, şifreli yazışmaları falan olur.. ama hürriyet gazetesi "nickinin yazılı olduğu kağıt çekmeceden çıktı, iki kere de ekşisözlüğe girmiş hepsi bu" diye haber yapar.. biz de öyle sanardık.

ssg fethullah'ın polis ve mit içindeki yada ordudaki yapılanması hakkında açıklayacak belgelere ve bu belgeleri açıklama isteğine iye olsaydı; evet, ssg'yi de göz altına alır, tutuklar, mahkeme sonuçlanana kadar yıllarca hapiste çürütürlerdi elbet.

umarım yoktur elinde belge falan...
çünkü henüz orada burada kendi halinde konuşup küfür eden insanların tutuklanacağı bir gestapo politikası izlenmiyor..
şimdilik yırtar belge yoksa.

nato'dayiz evet?

insani amaçlarla orada gemilerimiz demiş davutoğlu.. silah ambargosunun kontrolü de kağıt üzerindeki görevleri.. fransa nın rol çalması telaşa düşürmüş gibi hükümeti.. acayip yanlış bi yere kaydılar bu yüzden, zemin kayıyo altlarından..

burada asıl kafa karıştıran şey şu: birleşmiş milletler barış ve demokrasi sağlamak amacıyla kalkışıyor bu işe, nato dediğimiz örgütte zaten birleşmiş milletlerin bir nevi askeri kanadıdır. dolayısıyla sanki üçüncü dünya harbi çıkmış gibi bir netice çıkıyor ortaya. bütün kuvvetler topyekün libyaya saldırıyor gibi. natonun amacı tamamen askeri harekattır fakat barışgücü olarak geçer.

tamam nato ortak karar almis, ona uyuluyor da benim anlamadigim kisim su; donanmaya en buyuk katilim turkiye'den oluyor, bunlar hala nasil 'boyle bir operasyonda yer almayiz' diyorlar.

seçim öncesi bak bak müslüman ülkeye saldırıyoruz diye dile düşmek istemiyorlar sadece.

Nasıl Afganistan'a, Kore'ye asker göndermek zorundaysak, buraya da göndermek zorundayız. NATO üyesi olduğumuz için. Ancak arada şöyle bir fark var, Türkiye Müslüman ülkelere karşı silah kullanmamayı tercih ediyor. Açıkçası Türkiye'nin NATO kapsamındaki geçmişten bugüne politikalarını beğeniyorum. Kore hariç.

kacari yok. mactan once iyi giderken macla beraber insanlarin feryatlari tum orta dunyayi salliyor.

sozlukteki basligindan ornekleri gorebilirsiniz.

yurtışındayım, bu bir şeyi değiştirir mi?

ihtimal çok yüksek. ama kesin bir şey demek mümkün değil. bazen site toptan çöküyor, yayını bırak.

o zaman tam tersi bir durum olusuyor. y.disindan baglananlar memnun. yine ilgili basliktan gorebilirsiniz.

kendi sistemleri çöküyor di mi, kullanıcının bağlantı hızıyla falan alakası yok.

Ya ben de bu akşamki maç için satın almayı düşünüyordum ama şüpheliyim. Hiç de evden çıkasım yok. :(

Ay sevgilim çağır məni
Gəlim sizə qonaq olum
Əsim səhər yeli kimi
Saçında daraq olum

Çağlayım yaz seli kimi
Durulumda gölü kimi
Əsim səhər yeli kimi
Saçında daraq olum

Sevgilim, küsmə gəl
Nədir günahım mənim
Ümidimi üzmə gəl
Qolum qanadim mənim

Sevgilim sevirəm
Sənsən həyatım mənim
Ümidimi üzmə gəl
Sənsən həyatım mənim

Qələm olsam varağım ol
Susuz olsam bulağım ol
Sən evim ol, otağım ol
Mən yanan çırağ olum.

Sevgilim, küsmə gəl
De bir nədir günahım
Ümidimi üzmə gəl
Təkcə sənsən pənahım

Sevgilim, sevirəm
Sənsən qanadım mənim
Sevgilim, sevirəm
Sənsən həyatım mənim

naciyem'di o galiba. ben de hatırlıyorum.

en kısa şöyle olur: mecidiyeköy'e geçip, sami yen'in arkasındaki otoparkın yanında bulunan otobüs duraklarından kalkan 121a'ya binersin. körfez durağında inersin. ters yönde giden kadıköy veya üsküdar otobüs veya dolmuşuna biner bir kaç durak sonra tam önünde inersin.

Sabah gidecekseniz trafikten olabildiğince uzak durun.
Taksim-füniküler-Kabataş-motor(var diye hatırlıyorum)-Üsküdar-otobüs-Hisar

beşiktaştan üsküdara geçsem üsküdardan hangi otobüslere binsem oraya gidebilirim?

üsküdar'dan kalkan beykoz, tokatköy, dereseki, soğuksu otobüsleri geçiyor önünden.

90 çok 30 az.
1 saat önce orada ol.
yurt içi,dışı değişir birde.

izmire gidicem

check in uçuşa yarım saat kala kapanır.online check in yaptırman yararına olacaktır tabi yine de sen bilirsin.
bavul olup olmaması bir şey değiştirmez.15 kiloya kadar (firmadan firmaya birkaç kg farkeder) alıyorlar.
sen hiç riske atma kendini.online check in yaptırsan bile en geç 45 dk önceden orada ol.uçuş kartını al,rahat rahat hallet işlerini.
yolda bir sorun olur,güvenlik kontrollerinde sıra olur,bişeyler olur yani.1 saat erken gitmen kontrollü olur,45 dk ideal,yarım saat tehlike demek tavsiye etmem.
iyi yolculuklar.

2 gün önce bavulum yokken ve online check-in yaptırmışken, uçağın kalkış saatine 2 dakika kala kapıda olabildim, bindim ve uçak kalktı, şans tabii. Online check-in bavulsuz kombosu ile kapı kapanana kadar vaktin oluyor.

e-10 a bindim kozyatağından, çok dolaşıyor, 1 saatte zor gitti. e-3 pazar günü olduğu için ters saatlerde sana uymaz. 8:35'teki 16S ile çok rahat gidersin gibi.

kesin bir tarih saptanması zor çünki bildiğim 1800'lerin ikinci yarısında mektuplar falan yazılıyo bu alfabe ile. işte dinin, dilin, kıyafetin herşeyin batılılaştırılmasından yana bir akım var, belki ittihat terakki'nin de zeminini oluşturan. 2. mahmut sonrasıdır büyük ihtimal, 2. abdülhamit dönemi olabilir.

servet-i fünun dergisinin sayılarında filan da latin harfli kısımlar var. 1860'tan sonraya denk geliyor yani. sanırım osmanlı'da yaşayan batılılar düşünülerek yapılmış.

direk aklıma gelen anlamı ile
acı dert gibi kavramlar geliyor.
yani bir günüme yüz bin acı sıkıntı gibi.
parçanın anlam bütünlüğüde o yöne itiyor.

birde şurası var:
ctrl+f ile zar yazar aratırsan göreceksin.

www.turkdilidergisi.com

zar değil de zâr, farsça: ah, inleme, ağlama.

öleceğini bildiğini nerden çıkardın_? ben hz muhammed'in öleceğini bildiğini ilk senden duydum. bilmiyorsa ben yakından ölürüm ya deyip bir veda hutbesi okutmuş olamaz mı_?

benim haciannanem var annemin annanesi 90 küsür yaşında. bundan 2 sene önce ben ölürüm diyoru çok hastalandı falan. torunlar çocuklar toplandı. helalleşildi. hiçbir şey olmadı. 3 ay önce bir daha hastalandı gene toplanıldı. şimdi yine turp gibi.

birinin ölmedi diye kendini öldürmesi saçmalık değil mi sence_? bence saçmalık.

www.sorularlaislamiyet.com

veda hutbesinin ilk cümlesi:

"Ey insanlar!
Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım."

herkes eceli yaklaşınca öleceğini sezebilir. yaşlandığını, az ömrünün kaldığını anlayabilir. bu kesin bilgi değil ama. peygamber de allah ın kuludur ve öleceğini kesin bilgiyle bilmiyordu. bilmediğini hiç bir işarete, imaya, tevile, uydurma hadise, ayet çarpıtmaya yer bırakmadan belirtmiş.

kimse bilemez veya o bilemez diye yanlış bilgi vermeyelim. o istediği an istediği kuluna bunu bildirebilir. ha bırak benim gibi adama bu bilgiyi vermeyi, 3 sn sonrasını bildirmez.

teorik olarak allah ın istediği kişiye bildirebileceği el hak doğrudur. ama külli şeyin kaadir dairesi sünnetullahla çakışamaz. rabb oturup benimle iki kadeh bişey içebilir. cenneti lağvedebilir. rububiyyetinin bir kısmını bana, uluhiyyetinin bir kısmını akrabalarıma dağıtabilir. o her şeye kaadir olandır. öte taraftan yapmayacaktır, zira; allah zulmetmez, o va'dini yerine getirendir. allah (mutlak) gaybını kimselere bildirmez.

Veda hutbesi tek bir seferde verilen bir konuşma değildir. Peygamberimizn son zamanlarında verdiği hitabeler birleştirilerek bir Veda hutbesi metni oluşturulmuştur.

Hatta bazı kaynaklarda sadece "veda hutbesi" değil "veda hutbeleri" olarak ta geçmektedir.

Kaynak ve veda hutbesinin tamamı: www.namazsitesi.com

dns değişikliği için hosting almana gerek yok. godaddy domain kontrol panelinde dns le ilgili vardır bişeyler muhakkak.

eğer ateist bakış açısından istersen altay var.

edit: durduk yere ateist dedik adama. okursa özrümü kabul etsin.

(bkz: avasas)

(bkz: aklidengebikusurdur)

sirkencubin vardı.. mustafa mahir var.. poturgilinpotur var.. manzikert şaman - islam - alevilik karışık yazıyor.. ezoterik drkosmos var..

o efsane de idrisi muhtefi olsa gerek..

<IFRAME SRC="sayfa.html" NAME="frame" WIDTH="500" HEIGHT="500" SCROLLING="auto" FRAMEBORDER="1"> </IFRAME>

aradığın bu değil ama bir de

eğer frontpafe kullanıyorsan. Ekle-Satır içi çerçeve... başlangıç sayfası ayarla dan linki ver. çerçeveye sağ tıklayıp satıriçi çerçeve özelliklerinden kenarlıkları, kaydırma çubuğunu,..... düzenleyebilir veya kaldırabilirsin...

jquery load fonksiyonuyla yapabilirsin. $('#dolacakdivid').load('dolsuracaksayfaadi.html'); gibi..

detaylar için: api.jquery.com

jquery istediğini yapacaktır. zilyon tane örnek de bulabilirsin.

hatta write less do more'a alışır kalırsın :D

3 defa gitmis olmasindan baska bir sebebi var oldugunu sanmasam da cok dusuk ihtimal araplarin bu tur kisilere pek sicak bakmiyor olmasi da etkili olabilir.

hac 1 defa farz olan bir seydir nihayetinde. bir defa gittin mi tamamdir. tekrari dolayli yollardan israfa bile girer. asil ben bu cokca hacca gidip, ardindan onlarca defa umreye gidenlere ifrit oluyorum.

@ nrn verdiğin linkteki resimlerin hiç birinde haca gittiğine dair bir kanıt yok. eski püskü bir kaç resim!

Suudi Arabistan yasalarına göre tarikat&cemaat kurmanın cezası idammış...
O sebepten gidemiyormuş diye duydum.

(bkz: küçük dünyam)

suudiler vahhabidir, cemaate değil tarikate karşıdırlar ama nihayetinde müslümanlar, öyle tarikatçı cemaatçi gelmesin deme gibi bi durumları yok. evet, nihayetinde 3 kez gittiği ve sağlık durumu kötü olduğu için gitmiyor. bir de resimler eski, çünki eskiden gitmiş adam, allah kabul etsin..

benilk gidişini biliyorum oda bi kurayla oldu yani bi kafileye hoca olarak gönderilmişti ilk kez diğerlerini bilemem + bir kerede gidersin bin kerede bu tamamen zevk meselesi şöyleki sen gittiğin tatil yerinden çok büyük zevk alırısn seneyede gidersin buda öyle bişey bu adamda bundan zevk alıyorsa gidebilir büyütmeye gerenk yok xD ama tabi etrafınada zaten yardım ediyo öğrencilere oraya gitceğine 3 defa yardım etsin diyosanız ...

en rahatı en iyisi taksi olmazsa eminönü- üsküdar vapuru üsküdardan dolmuş o da olmadı üsküdar'dan 15 numara

edirnekapıdan 500 t gibi fsm köprüsünü kullanan otobüslere bin..kavacık kavşağında in..üst yola çık beykoz minübüslerine bin..o kadar...daha hızlı olur..rahat olur mu bilmem..

eğer hala gitmediysen metrobüsle mecidiyeköye ulaş..ordan gs stadının arka tarafındaki otoparkın yanından 128'ler geçer..beykoz arabasıdır direk gider..

128 geçmez ne Çubuklu'dan ne Beykoz'dan.
121A olacak doğrusu.

@vi3e - evet haklısın 128 üst bostancıydı galiba doğru ya.. aklımda o kalmış düzeltmen için tşk.

1.de : olmaması lazım gibi geldi bana.

2.de nokta yok doğru.

edit: bence.

Hamit dedi ki: "Ya sen ya hiç!".

gerek yok bence. ama istisna falan filan lkjfs yok ya gerek yok.

hayır yok. yani tdk nin sitesindeki yazılandan anladığım kadarı ile nokta konmaması lazım.

www.tdk.gov.tr linkdeki tırnak işareti başlığının 1. kuralına giriyor sizin yazdığınız ve nokta konulmuyor. sizin yazdığınıza benzer bir örnek de verilmiş.

hamit dediden sonra da iki nokta olmamalı.

evet tdk'nın sitesine bakmıştım zaten. bilerek nazım örneği koymuşlar gibi geldi bana. ikinci örneğe göre şu da doğrudur:

ya
sen
....... ya!
hiç

ama tdk'yı referans alıyoruz tabi, yapıcak bişey yok.

vadi-üs seyl savaşı diye okumuşluğum vardı sanki. bir vadi söz konusu sanırım.

seyl de sel demekmiş, taşlar yerine oturuyor.
www.nisanyansozluk.com
edit: kasr-ül kebir, vadi-üs seyl ovasında bir mevki imiş. her iki adlandırma da lokasyona atfen.

tüm insanlık benzer şeyleri yaşamış olmalı ki; "papaza kızıp oruç bozmak" diye veciz ifadeler var. en sonunda en inatçısı bile hac yolcusu kıvamına geliyo aşağı yukarı, ha allah o kadar ömür verirse tabii.

hayırlısı olsun, nasip, kısmet gibi kelimeleri sahtekarca buluyorum manevi anlamları dışında.dediğin gibi konu iş olsun okul olsun bunun gibi gündelik şeylerden konuşurken konuşmayı noktalamak için kullanılıyor ve söylenirken kullanan kişinin yüzüne bakarsanız pek "hayırlı" bir hal almıyor daha çok acımayla karışık bir yüz ifadesi oluşuyor.

insanların haksızlığa uğradıkları zaman bunların hesabının diğer dünyada sorulacağı, zor zamanlarda tanrıya sığınmaları akıl sağlıklarını yitirmemeleri için bir sigorta görevini üstleniyor diye düşünüyorum.

Ben de çok sinir olurum bu laflara. İnsanları boşa teselli etmekten ya da insanların kendini kandırmasından başka bir şey değil.

bu "her işte bir hayır vardır" iddiasıyla ilgili daha 2 gün önce bir şey yaşadım. bir sürü para verip yeni bir kulaklık aldım. aldıktan 10 dakika sonra kulaklığın kılıfı yolda bir yerlerde cebimden düşmüş. metroya binince fark ettim. sonra arkadaşa söyledim bunu. "her şeyde bir hayır vardır. şimdi onu düşürmesen belki ilerde içinde kulaklık varken düşürecektin. boşver" gibisinden bir şeyler dedi. öyle değil işte. bırakın bu gereksiz tesellileri. ben salaklık yapmayıp güzel korusaydım eşyamı şu an kullanıyor olacaktım. içine ettiğimiz, başaramadığımız ya da gerçekleşmeyen her şey için "hayırlısı olsun" lafını duymayı sevmiyorum. gerçekçi insanlar candır.

bunun allahla dinle ilgisi yok ki. big bangle ve olay ufku ile ilgisi var :)
ayrıca hayırlısı olmuştur demekten başka elinden ancak bi dahaki sefere şöyle yapsam belki daha iyi olur demek gelir, geçmişteki bir durum için.

Bu bi inanç meselesi zaten. "Olanda, hayır vardır." motto bu. Hayır olsaydı bunalımda olmayacağını söylüyosun. Ya hayır bunalımda olmansa? Hayır nedir? Fayda mıdır? Mutluluk mudur? Nedir? Hayrın ne olduğunu ya da ne kastedildiğini anlamakla ilgili bir sorunun var. Bi nevi felsefi bi anlayış bu da. Katılırsın katılmazsın sonuçta paşa gönlünün bileceği şey.

Daha önce benzer olmasa da anlattığın tarzda şeyler yaşadım, üzülmenin, sıkılmanın yanında "bunda da bi hayır vardır" dedim. Pişman olmadım henüz. Halen daha her olayda aynı şeyi söylerim.

İnsanların bir de psikolojik ve motivasyonal durumları vardır. Yaşamak zor zanaat. Herkes bir house değil ve dizilerde yaşamıyoruz. Eğer nerdic nihilist ve soğuk bir hayat yaşamak istiyor ve karanlık bir pencereden bakmak istiyorsan hayata kimseyi teselli etme, kimseye herhangi bir konuda ümit verme hayatın ne kadar acımasız olduğundan dem vur sürekli. Böyle bir düşünce döneminden geçebilir insan, ben de geçtim. Ama bu seni "bir şeylerin farkına varmış" bir insan yapmıyor. İlerde, değer verdiğin birini çok istediğin halde teselli edemediğini gördüğünde başından aşağı kaynar sular dökülebilir o zaman aklına gelmezse bu kelimeler kafanı taşlara vurabilirsin. Hayatta kendine hep doğruları mı söylüyorsun, kendini hiç kandırmıyor musun, bunu düşün? Hayatın absurdlüğüyle ve trajedisiyle başa çıkabilmemize yarayan kelimeler vardır, bunun dinle alakası yok. Hayırlısı, sağlık olsun, umarım, geçmiş olsun bunlardan bir kaçı sadece.

muhtemelen yapmissinizdir ama yine de sorayim. kullanici adini veritabani ile iliskilendirdiniz mi?

k.adi ile user aynı şey değil mi? database adı ve database user olması lazım, dalgınlık olabilir mi?

izinleri verdin mi veritabanına. yani user'ı veritabanına atadın mı=

bi de şöyle olacak

user_kadi
user_user
password

çözdüm gecenin bir körü sonunda. windows sunucularda çalışınca böyle oluyor.

@serafettinn o user ön eklerim eksikmiş.

anayasaya aykırı degil mı bu yav ?

anayasa'ya aykırı değil, olamaz da zaten. yaşadıkları bölgelere, şehirlere göre, ırklar, etnik kökenler, dinleri hata mezhepleri bir şekilde bulma, görme istatistik çıkarmak gibi bir şey yani.

türkiye de etnik gruplar - peter andrews ın kitabı, veriler oldukça eski ama bunu temel alarak derleyebilirsiniz.

www.aleviforum.com buradan alevilere
www.kadirkalemci.com buradan lazlara
www.petsiye.net çerkesler
www.bosnakdunyasi.com boşnaklar
www.chveneburi.net gürcüler
www.haldeh.com araplar

nisanyanmap.com da da az sayıda olmakla birlikte, köy nüfusunun etnik yapısı yer alıyor.

@vi3e çok teşekkürler. geriye ihtiyacım kalan yahudiler, ermeniler, rumlar, ve kürtler var aslında bunları kesiştikleri özelliklere göre kümelemem de lazım.

garyrımüslimler kentli olduklarından ve hiç bir yerde o mahallin çoğunluğunu oluşturmadıkların ve toplu olarak yerleşme eğilimi de göstermediklerinden faal ibadethaneler üzerinden fikir edinebilirsiniz. belki bu konuda araştırmalar da vardır.

alevicanlar.azbuz.ekolay.net

www.aleviforum.com sitesinde alevi zaza ve kürtlerle ilgili bilgi bulabilirsiniz.

tr.wikipedia.org:Orta_Anadolu_K%C3%BCrtleri%27nin_ya%C5%9Fad%C4%B1klar%C4%B1_b%C3%B6lgeler
members.boardhost.com
www.akkavak.com
tr.wikipedia.org

www.ilemi.com
www.livetv.ru

trgoals.net

@iconv("ISO-8859-9//TRANSLIT", "UTF-8//TRANSLIT", $degisken) gibi bir şeyle hallolur.

recode_string ya da iconv deneyebilirsin.

iconv() ve recode_string(), ikisi de yine undefined hatası veriyor.

php 4.4.9, normalde çalışması lazım, muhtemelen aktif edilmemiş gibi, php.ini'de yapabileceğim bir şey var mı acaba veya kendi dönüştürme fonksiyonumu yazsam olur mu?

sadece türkçe karakterlerde sorun çıkıyor zaten, basit bir harf değiştirme ile kurtaramam mı acaba?

utf8_encode?

bu kadar basit olmamalıydı, teşekkürler.

ayın dünya çevresindeki dönüşünü esas alıyor.bugün kullandığımız takvimle 11 gün fark var.

www.eksisozluk.com

tr.wikipedia.org

11 gun farklı. o nedenle ramazan kurban fln her sene farklı tarihlere gelir.

la adam onu sormuyor. hemen 11 günü yapıştırın. ayın bir yıldaki dönüş süresi ile hicri takvimin 354 günü arasında ne kadar fark diyor. atıyorum ayın dünyayı 12 kere dönmesi için gerekli sürü 354 gün 3 dakikadır. ama takvim 354 gündür. o 3 dakika gibi bir fark varmıdır onu soruyor. onu soruyorsun dimi_?

bahsettiğiniz hicri kameri takvim; gün için güneşi, ay ve yıl hesabı için de ayı esas alıyor. bir ay, ayın dünya etrafındaki dönüşüdür. hilalle başlıyor, zira oruca ramazan hilali göründüğünde başlanır ve 1 ramazan denir. hilal bir sonra göründüğünde de ramazan bitti sayılır ve oruca son verilir. 12 hilalle yıl tamam oluyor. bu hilaller arası bazen 29 bazen 30 gün oluyor zira ay dünyanın etrafındaki dönüşünü 29.53 günde tamamlıyormuş. bir ayda hata payı 44 dakika imiş. 44x12=528 dakika yılda. 2.73 yılda da tam 1 gün artıyor. 30 yılda yaklaşık 11 gün. 30 yıllık dönemde 2, 5, 7, 10, 13, 15, 18, 21, 24, 26 ve 29 yılları 355 gün, diğer yıllar ise 354 gün çekmekteymiş.

gragoryen takvime göre düşünürsek hata payı 10-12 gün arasında değişiyor. ama bu güneşle ilgili olan bir hata payı.

hicri takvim aya göre hesaplandığı için ay döngüsüne göre hata payı yaklaşık 1 gün oluyor.

en.wikipedia.org
"The average calendrical month, which is 1/12 of a year, is about 30.44 days, while the Moon's phase (synodic) cycle repeats every 29.53 days."

küçük ekran oynattığı ile büyük ekran oynattığında dpi farkı var, o yüzden baştan büyük ekran açmalısınız.

240 dp e çekersen olmaz öyle bişi. ama vidyo kalitesiz olur.

üye girişi yaptıktan sonra sağ üstteki kullanıcı adınıza oradan account a girin. soldaki menüden palyback setup a tıklayıp sağda açılan seçeneklerden "I have a slow connection. Never play higher-quality video." olanını seçin, böyle kaydedin.

$tarih = date('Y-m-d H:i:s'); olması lazım.

sql sorgusu icerisinde NOW() kullanabilirsin. ornek: select now(); baska bir ornek: update hede set hodo=now() where hebe=1;

entryleriniz gözden geçirilmiş, bir veya birkaç tanesi hatalı bulunup silinmiştir.

hemen alttaki açıklama kısmında da : "girmeniz gereken tüm entry'leri girdiniz. entry'leriniz mümkün olan en kısa sürede incelenecektir" yazıyor. hiçbiri silinmemiş entrylerin.

hem "henüz 10 entry'yi tamamlamadığınızdan onay sırasında değilsiniz." olan kısım hem de "girmeniz gereken tüm entry'leri girdiniz. entry'leriniz mümkün olan en kısa sürede incelenecektir" yazan kısım görünecek şekilde bir screenshot alıp buraya link verirseniz moderatörlere iletelim.

oi52.tinypic.com
halen aynı şekilde, değişiklik olmamış.

sübhanallah kardeş ibretlik bir paylaşım olmuş.

kondüktörlerden birine sormak gerek. ama onlar da nick göremiyor gerçi.

bu sorunu ben de yaşamaktayım. hatta girmiş olduğum entry'ler 11 olarak gözüküyor. lakin, "henüz 10 entry'yi tamamlamadığınızdan onay sırasında değilsiniz." ibaresiyle ben de karşı karşıya kalıyorum.

edit: sorunu hallettim, iki entry silip, tekrardan entry girince onay sıra listesi gözüktü. 88264 yazıyor, seneler sonra ancak yazar olabilirim sanırım. :)

basmaneden trene(motoray da deniliyor, modern bişey) binilir, selçukta inilir. tren istasyonuna yakın olan semt garajına gidilip, şirince dolmuşlarına binilir. yalnız şaşırmayınız, para şirinceye varınca, araçtan inince veriliyor şöföre :)

otogar dolmuşlarına binin. otogar'da inin. selçuk otobüsüne binin. muavine şirinceye gideceğinizi belirtin. şirince'nin yol ayrımında inin. şirince minibüslerine binin. şirince'de inin. benden selam söyleyin.

Önce selçuk'a gideceksiniz. izmir otobüs terminalinden selçuk minibüsleri var: 8 tl idi yakın zaman önce. selçuk garaj denen yerde inip, aynı yerden şirince minibüsüne bineceksiniz: ederi 2,5 tl olması lazım onun da.

metroport

tesekkurler. 2 ucus arasi biraz vakit var da, av mevsimini memlekette izleyelim bar :D

flyin var daha yakın

dünya avm var en yakın. yanlış olmasın. ama sineması yok.

metroport'dan daha yakın olanı var: Airport avm. yenibosna metrobus durağında inip ulaşılabilir.

fly inn camınnın önünden ucak kalkıyor daha ne. cok da kalitelidir.
gitmişken birkaç futbolcu da görürsünüzz..

Airport var. metroya bin havaalaninda in. 5 dakika.

Kendi metro istasyonlu olan Metroport, 2 durak sonra orasi ama.

şu kitapta: www.amazon.com

evet bunu ben de okumuştum. hanefi fıkhında alkol mutlak haramdır diyenler de iyi okusun. yok öyle değil şöyle diyorsanız orada burada hanefiyim diye gezinmeyin. başka bir şey deyin. imam-ı azam bu, boru değil. mezhebin bir önemi yok diyebiliriz, kabul. ya da ben hanefi değilim de diyebilirsiniz, ona da kabul. ama içki zinhar haram sayılır deyip ondan sonra ben hanefiyim deyince biraz gülünç oluyor.

o sözü bilmem ama kapı gibi peygamberimizin sözü var, çoğu sarhoş eden şeyin azı da haramdır diye.

Haram olan: "Çoğu sarhoş eden herşeyin azı da haramdır" genel prensibi çerçevesinde değerlendirildiğinde hububat, meyva vb. şeylerden elde edilen sarhoş edici içkiler, ister pişirilerek, isterse pişirilmeden imal edilsin haramdır. Bu, üzüm, buğday, arpa, arı sütü, vb. şeylerden elde edilen bütün içkiler için aynıdır. Sahabi, Tabiîn ve sonraki âlimlerden oluşan cumhurun görüşü budur.

Âlimler bu konuda karar verirken, Resulullah (s.a.s)'in koymuş olduğu "sarhoş eden her içki haramdır" hükmünden hareket etmişlerdir. Hz. Âişe (r.anha)'dan rivayet edilen bir hadiste Resulullah (s.a.s)'in şöyle söylediği rivayet edilmektedir: "Resulullah (s.a.s)'den Yemenlilerin baldan elde ettikleri "bit'ı" adlı iş sorduklarında o; "sarhoş eden her içki haramdır" cevabım vermişti" (Buhârî, Eşribe, 4; Müslim, Eşribe, 68, 69).

Ve yine Ebû Mûsa el-Eş'arî (r.a)'dan nakledilen diğer bir hadiste de şöyle buyurulur: "Resulullah'a, ey Allah'ın Resulü, bize Yemen'de imal edip, içmekte olduğumuz iki çeşit şarap hakkında fetva ver! Bu içkilerin biri balın suda köpürene kadar bekletilmesiyle elde edilen bit'ı, diğeri de buğday ve arpa suyunun köpürtülmesiyle elde edilen "mizr" (bira) adındaki içkidir, dedim. Resulullah; Namazdan meneden her sarhoşluk veren içki haramdır" buyurdu (Buhârî, Meğâzî, 60; Edep, 80; Müslim, Eşribe, 70, 71). Ömer (r.a)'dan nakledilen diğer hadiste de; "Sarhoş edici her şey şaraptır (hamr) ve her sarhoş edici şey de haramdır". Diğer bir rivayette; "Sarhoş edici her şey şaraptır (hamr) ve her çeşit şarap da haramdır" şeklindedir (Müslim, Esribe, III; Nesâî, Eşribe, 25; İbn Mace, Eşribe, 10). Bir hadiste de; "Bir ferak miktarı içildiğinde sarhoş eden içkiden, bir avuç içmekte haramdır" denilmektedir (Ahmed b. Hanbel, VI, 71, 72,13,I) (bir Ferak yaklaşık olarak 7,5 gramdır).

her iki diziyi ve tam olarak ne yapmak istediğini o diziler üzerinden yazsan?

normal şartlarda array_intersect ile karşılaştıramazsınız zaten 2 boyutlu ile tek boyutlu dizileri. boş döner sonuç. iç içe for ile karşılaştırabilirsin aslında. boyut sayısının belli olmadığı durumlar için recursive bi foreach fonksiyonu yazıp, döndürüp kontrol edebilirsin. hatta her elemanı döndürmek yerine recursive foreach ile array_intersect'i de birleştirebilirsin performans açısından. sen girdi elemanlarını ver, çıktı da böyle olacak de uygun işlemi yazalım sana.

içerik dizisinde google dan gelen description var..içerik_dizi de ise description ın kelimeleri diziye atıldı. sozcukler dizisinde ise aranılacak kelimeler tutuluyor.
eşleme puanı ise description ın içinde kaç tane eşleşen eleman olduğunu tutuyor. aşağıdakini iç içe for kullanarakta yaptım ama if içinde sozcukler icerik_dizi ye eşit mi diye baktım olmadı.

for ($i=0;$i<10;$i++) {
$icerik_dizi= array();
$icerik_dizi[$i] = explode( " ", $icerik[$i] ); //
$length = count ($icerik_dizi[$i]);
print_r($icerik_dizi);
print_r($sozcukler);
$temp = array ();
$temp = array_intersect($sozcukler, $icerik_dizi);
print_r($temp);
$esleme_puani = count ($temp);
}

img704.imageshack.us

burda sayfanın kaynağı var..bunlar içerik_dizi si..birde sozcukler dizim var. o da atatürk yılında doğmuştur elemanlarından oluşan 3 elemanlı dizi.

ikisini karşılaştırıp ortak olanların sayısını bulmak istiyorum..

doğru anladıysam şöyle bişey?

for($i=0;$i<count($icerik);$i++) {

$icerik_dizi = explode( " ", $icerik[$i] ); //

for($z=0;$z<count($icerik_dizi);$z++) {
echo count(array_intersect($sozcukler, $icerik_dizi))
}
}

vi3e'nin cevabı çözmüş sanırım sorunu ama substr_count, str_word_count ve array_count_values fonksiyonlarına da bir göz at derim manual'den. konuyla çok yakından alakalı bunlar. aklında bulunsun yani.

hard disk koruma programları vardır üreticininişletim sistemlerine dahil olarak verdiği.

bu yazılımlar dizüstü bilgsiayarınızı oynattığınızda, darbe aldığında vs. donanımınızın zarar görmemesi ve verilerinizin korunması için bilgisayarınızı kaptabiliyor/uykuya alabiliyor.

belki o en hassas ayarındadır. onu cihaza fazla dokunmadan-oynatmadan kaldırın yeniden başlatıp deneyin. :)

değildur, format atıp xp kurmuştum zaten işletim sistemi ile ilgili olma ihtimali kalmasın diye.

aşağıda yazdıklarımı oku bundan iyi öneri bulamazsın:

doktora git

zamanım yok maalesef :(

allah vermeye akciğer kanserine işaret eden bir kitleden mütevellitse bu ağrı, geç teşhiste kemoterapi ve radyoterapi için günlerce haftalarca hastaneye taşınacağın zamandan tasarruf ediyormuş gibi git doktora.

zaman her zaman olur. gece acile git en azından. uyuyamıyorum çok ağrıyo falan dersin. en azından bir iki tahlil yaparlar.

html kodları değiştirebiliyorsanız:

<div id="header" class="header section">

yazan kısmı

<div id="header" class="header section" onClick="window.location.href='geekncute.blogspot.com'" style="cursor:pointer">

şeklinde değiştirin.

tam olarak dediğiniz şekilde değil html kodunda, ama şöyle bişi var, doğru yer mi bilemedim?

<div id='header-wrapper'>
<b:section class='header' id='header' maxwidgets='1' showaddelement='no'>
<b:widget id='Header1' locked='true' title='Geek&apos;n Cute (Header)' type='Header'/>
</b:section>
</div>

hah evet, yazdığınızın ilk satırını, yani:

<div id='header-wrapper'>

kısmını,

<div id="header-wrapper" onClick="window.location.href='geekncute.blogspot.com'" style="cursor:pointer">

şeklinde değiştirin.

baydım biliyorum ama dediğiniz şekilde yerleştirip kaydettim, üzerine gelince cursor değişiyor fakat yönlenmiyor hiç bir yere :(
kaydedince alet çift tırnakları kesme işaretine, kesme işaretini de &apos; şekline değiştiriyor, ondan mı olmadı acaba?

<div id='header-wrapper' onClick='window.location.href=&apos;geekncute.blogspot.com&apos;' style='cursor:pointer'>
<b:section class='header' id='header' maxwidgets='1' showaddelement='no'>
<b:widget id='Header1' locked='true' title='Geek&apos;n Cute (Header)' type='Header'/>
</b:section>
</div>

yazdığınız editör değiştiriyor demek evet, şunu deneyebilirsiniz:

<div id='header-wrapper' onClick='window.location.href="geekncute.blogspot.com"' style='cursor:pointer'>

oldu sonunda teşekkürler =)

www.kurandaara.com

hayır, ön yargılı yaklaşımda da bulunmamak gerekiyor aslında @tedirginlik hucresi... farkındayım; mütevazi davranışlar karşıdaki kişi-kişilerde (egoyla da ilgili olarak) mütevazi yaklaşımda bulunanı alt seviyede görme ya da ona üstünlük taslama gibi sonuçları getirebiliyor.

"kurbanla ilgili yeterli bilgiye sahibim ve araştırma da yaptım" diyebilirim net olarak ve buradaki sorum da bu araştırmanın bir paçası olabilir galiba, ha?

cevap olarak beklediğim şeyler; "yoktur", "vardır ve şu yüzden", "vardır; ama islam'la olan alakasını ben de kuramıyorum"... gibi basit cevaplar ve bu cevaplara ekleyecekleri yorumlar aslında. oof of!

vardır elbette, nedenini allah bilir, biz ancak gördüğümüz bildiğimiz faydalarını sayarız:

- sosya/sosyopsikolojik boyutu var, gelir dağılımdaki eşitsizliğin doğurduğu birtakım farkları mümkün mertebe ümmet -kurumsal- bilincini de sağlamlaştırarak giderir, sosyalleştirir, yardımseverlik aşılar..
- ekonomik boyutu var, gözle görülebilir zaten..
- psikolojik boyutu var gibi, kan dökmeye/görmeye alıştırır, kan dökme ihtiyacını tatmin eder.. insanın değerini göreli olarak yükseltir..

var oğlu var..

"islamı yargılayacak değilim" deme bence.yargılamalısın ve bundan da çekinmemelisin.

yargılamayacaksan soru da sormayacaksın.
sorgulamak bir yerde yargılamaktır.
her şey yargılanabilir.

bilmem bilir misin ancak kurban hz. ibrahim'in oğlu hz. ismail'i allah için kurban etmeye çalışmasıyla başlar.
peygamber olan hz. ibrahim'e allah, sadakatini, bağlılığını vs ölçmesi için oğlu ismail'i kendisi için kurban etmesini söyler. çok zor olsada hz. ibrahim bu emri yerine getirmek için işe koyulur. (zaten oğlu ismail'de bu konuda kendini teşvik etmiştir)
tam oğlunu öldürmek üzereyken allah tarafından bir melek tarafından bir koç gönderilir.
hani "sınavı geçtin, oğlunu kurban etmeye gerek yok, onun yerine bu koç'u kurban et" manasında...
"kurban" ondan beridir vardır islamda.

sağolun...

@etna aynen öyle, "islam'da hz. ibrahim'den beri var";ama aslında öyle de değil. habil ve kabilin allaha kurban verdiğini biliyoruz yani islamda hep vardı. yalnız kabilin sunduğu meyve-sebzeler de kuranda kurban olarak geçiyor. yoksa kurban konusunu yanlış mı biliyoruz hepimiz?

(@josephinebrunsvik al yargıladım :) ki aslında bu ön yarılı kişiler konunun dışına çıkamasın diye "islam'ı yargılayacak değilim..." dedim; ama nafile.

hz. muhammed döneminde (ya da vefatından sonra) kurban kesme var, peki hz. muhammet de kesmiş-kestirmiş midir ki?

tabi ki kullanıcı id'si ile tek bir tabloda tutmak. hatta kullanicibilgileri, mesajlar, kisiseltakvim, ayarlar vb. başka işler için kullanılmıyor sadece kullanıcıya has bir arayüz vbde kullanılıyorsa tüm veriler de tek bir tabloda tutulabilir.

her kullanıcı içi ayrı veritabanı (veritabanı değil de tablolar demek istemişsiniz sanırım)
açmak çok mantıksız olur.

kullanıcı tablonuz şöyle olabilir.
UserId
UserName
gerekiyor ise DepartmentId vs. de eklenebilir, bir departman tanım tablosu olduğunu varsayarsak.

mesaj kişisel takvim gibi tablolara UserId i referans verebilirsiniz.

olay en basit hali ile bu.

her kullanıcı için o kullanıcıya özel bilgilerin tutulacağı 20'şer tablo var.. ayrı tablolar dersek, sadece 10 kullanıcıda 200 tablo yapar.. bir tabloda da tek kullanıcıya ait 2000 satır var, yine kullanıcı için bile 20 bin satır yapacak..

ayrı veritabanı demek istemiştim gerçekten.. yukarıdakilerin ikisi de optimum çözüm gibi gelmiyo bana, üçüncü bir yol yok mu bu iş için gerçekten?

eğer kullanıcı bilgileri tekrar kullanılabilir bilgiler ise, yani başka bir kullanıcı için de kullanılabiliyorsa;

kullanici tablosu: kullanici_id / kullanici_ismi
kullanicibilgi tablosu : bilgi_id / bilgi_aciklama
kullanicibilgi_kullanici tablosu: kullanici_id / bilgi_id

yani bahsettiğim bir ara tablo.

yok tekrar kullanılamaz ise o zaman kullanici_id ile referanslayarak tumalısınız.
aynı tip bilgileri aynı tabloda tutmanız daha mantıklı kanımca.
ayrı veritabanları kullanılması duruma göre ileri de performansı düşürebilir. bakım maliyetini yükseltir.

kullanicibilgileri tablosunda her kullanıcı için unique bir alan olacak.
bu kullanıcı ile
mesajlar, kisiseltakvim, ayarlar vb tablolara yeni satır girerken o kullanıcının unique id'sini foreign key olarak satırdaki user_id alanına yazacaksın.

Bu şekilde, kisiseltakvim ve diğer tablolarınıza sınırsız kişiyle ilişkili her kişi içinde teoride sınırsız kayıt açabilirsiniz.
Örnek olarak

kullanıc bilgileri
id|isim
1 ali
2 mehmet

takvim
kullanici_id | takvim_id | detay | tarih
1 1 text 01.01.01
1 2 text 02.01.01
2 3 text 02.01.01
1 4 text 02.02.01
2 5 text 03.02.01

Gördüğün gibi bir tablo üzerinde aynı veya farklı kişiler için birçok girdi yapabiliyorsun.
Senin söylemek istediğinde bu zaten.
Kısacası söylediğin yol gayet jenerik. Üçüncü bir yol araman için neden yok.

@the piano has been drinking'in yaptığı normalizasyonda bazı durumlarda hayat kurtarıcı olabilir.