bir konuya ya da birine çok fazla odaklanmak, ona çok enerji yüklemek demektir.
yani kanser olursam diye korkmakla, kanser olmamak için buzdolabının üzerinde katkı maddesi notlarıyla yaşamak aynı etkiyi yaratıyor.
benim bir arkadaşım adını anmamak için kanser demez, kötü hastalık derdi.
üç saniye güneşte kalmış pet şişeden su içtiğimde, "kanser yapar" diye uyarırdı.
salam, sucuk, sosis tarzı işlenmiş gıdaları kanser yapıyor diye tüketmezdi.
kendini kansere karşı koruduğunu zannederken, aslında kanserle yaşıyor, ama farkında değil.
allah korusun, ama doğru fiziksel, psikolojik ve ruhsal ortam oluştuğunda ortaya çıkma ihtimali normalin çok üstünde.
çünkü sürekli kanser kavramı var kafasında.
konu aslında biraz da bundan ibaret.
siz hayatınızı yaşayacaksınız, bunun da varlığını kabul edeceksiniz, ama hayatınızda var etmeyeceksiniz.
yani hastalıktan korkmak ya da hastalığı dışlamak da doğru bir yaklaşım olmaz.
varlığını kabul etmemiz lazım.
ama hastalıklar düşman değildir, genelde bir şey anlatmaya çalışırlar.
bu konularda uzman sayılan biri, bir kitabında şunu yazmış:
"kişi geçmişiyle, hayatına girmiş (çıkmış ve/veya kalmış) insanlarla, ailesiyle gerçek anlamda barışık olur, hayatında kendine uygun bir konum bulur ve kendini doğru ifade ederse, köpek maması da yese sağlığı bundan çok etkilenmez."
burada yazılan kişi olmak, zaten birçok şeyi aşmış olmayı gerektiriyor, o yüzden gerçekten böyle birine dönüşebilmek çok ciddi bir süreç.
anlatılmak istenen asıl şey, "kendini ve enerjini bloke etmezsen, enerjinin akışını sağlar, hayatın içinde de akarak ilerleyebilirsen, o zaman zaten hasta olmazsın".
çünkü insan bedeni hasta olmak değil, olmamak için yaratılmış, birçok mucizeyle ve detayla dolu olan bir mekanizma.
hastalanması, senin bir yerde yaptığın yanlışı ya da doğru işlemeyen bir şeyi sana göstermeye çalıştığı anlamına geliyor.
ki zaten bu birbirini destekleyen bir döngü.
her gün aşırı sağlıksız denecek seviyede, rezil şekilde beslenen biri, zaten hayata bu şekilde bakamaz.
ya çok yerseniz psikolojiniz bozulur ya da psikolojiniz bozulduğu için çok yersiniz.
elbette yediğinin, içtiğinin sadece sağlığına değil, psikolojine bile gözle görülür, direkt etkisi var.
ama sadece iyi beslenmek ve spor yapmak değil bunun çözümü.
bütün olabilmek de bir o kadar, hatta bence kısmen daha fazla önemli.
"yani beş kilo fazlanızın olması/arada bir sevdiğiniz fast food'u tüketmeniz/kırmızı et yemeniz/arada bir alkol tüketmeniz vs. mi sağlığınız için daha tehlikeli, yoksa çocukluk travmalarınızı atlatamayıp, onlarla yaşamaya(?!) devam etmeniz mi?" diye sorulsa, ben travmaların beden ve genel sağlık üzerinde daha baskıcı ve yıkıcı etkileri olduğunu söylerim.
o yüzden daha çok bunlara odaklanmaya çalışıyorum.
0