Mevzuat dediğin devletin bir yaratımı. Devlet çıkıp da "el koydum mevduata" derse elbette bunu da kılıfına uydurur (ohal khk vb). bu anlamda bu ülkede hiçbir şeye %100 güvenli damgası vuramazsınız.

Ha nedir? tarihte örneği yok. hiçbir zaman mevduata el konulmamış. yapılan şeyler şunlar olmuş:
1. batan bankalardaki mevduatlar çok geç ödenmiş.
2. hiperenflasyon nedeniyle mevduatların alım gücü düşmüş (bu da bir tür vergi)
3. faizlere baskı yapılmış, halk dövize yönlendirilmiş.

Yılbaşı kurundan döviz bozmak gibi bir şey pratikte mümkün değil. kuru sabitler, döviz alım-satımını yasaklar, istediği kısıtlara göre mevduatları tıraşlar veya el koyar. olabilecek pratik yöntem bu.

Peki bu durumda banka hesabında döviz biriktirmek güvenli midir?

Güven göreceli bir kavram. Devlet müdahale etmediği sürece güvenli. Tarihte de hiç el koyma yapmamış. Bundan sonra yapmayacağının bir garantisi var mı? Yok.

bankacılık sisteminin temeli güvene dayanır. bakın siz böyle böyle bir söylenti var denildiğinde bile heyecanlanıp bunun ardını araştırmaya başlamışsınız. devletin böyle bir müdahalede bulunması halinde müdahale sonrasındaki süreçte kim bankaya para yatırır? müdahale sonrası bankacılık sistemi ne hale düşer? bankacılık sistemine olan güven artsın diye bireysel mevduatlara 100 000 tl ye kadar güvence veren devlet sizce böyle bir şey yapar mı? ben hiç sanmıyorum ama kanuna göre bir güvence almanın manası da yok ( türkiye için ) çünkü kanun dediğin şeyin değişmesi 5 dk sürüyor.

www.tmsf.org.tr

Bankasya'da paran olmuş olsaydı güvenli olur muydu?

Bankaların aq. yastık altı en güvenli yöntem, altın yap sakla kimseyle işin olmasın.

neden hrv? uygun fiyatlı suv mu arıyorsun?

piyasada çok derli toplusunu bulman zor, 10 küsür yaşında araç olduğundan epey masraf açabilir başına, 4 çeker istiyorsan daha yüksek model japon alternatifleri değerlendir derim.

zaten japon arıyorum. önceki arabam civic'di. 4x4 aradığımdan değil. suv aradığımdan da değil. otomatik vites 30-35 bin arası getz, micra, clio gibi araçlardan geçilmiyor. onları alacağıma bundan alayım diyorum ama km leri yüksek.

şimdi civic kullanmış bir adamsan at tan binip eşşeğe binmek gibi gelir sana hrv, zaten çok donanımlı bir araç olmadığı gibi temizini de bulman zor. artı otomatik 4 çeker yani sen belirleyemiyorsun çekiş sistemini, bence vazgeç illa biraz yüksek bir araç istiyorsan, şöyle motor ya da şase sinde sorun olmayan bir crv al kapı, bagaj boya moya bakma direk al gitsin.

enez e git

Kabatepede pek cok kez kamp yapmis biri olarak oneririm. Ormandan hemen denize ve plaja erisim imkani mevcut. A blokta yer bulabilirseniz en guzeli. Eceabat yakin otostopla bile gidip ihtiyaclari karsilayabilirsiniz, kapisindan minibus de kalkiyor. Gokceadaya gecmek isterseniz iskele kampin dibinde. Tek sorun tuvaletler belli saatlerde temiz, ki tum cadir kamplarinin kronik sorunu bu.

bence gitmeyin. yeteri kadar içine edildi.

keah sağol öneri için ama kabatepe bu yıl kamp sezonunu açmamış, orasını eledim.

beyaz zambak ve mezar ne demek istedin tam anlamadım ama çişimi söylemeye başladığımdan beri orman, bayır, dağ gezer, kamp yapar, doğada ve toplum içinde nasıl hareket edeceğimi bilirim.

içine etmek ten maksadın olan kastını, yanlış zamanlamalar ile kullanma. küfür geliyordu, bu kadar normalleştirebildim sen de helal et.

gökçetepe'ye kesinlikle gitmeyin, tuvaletler çok kötü ve çadırlar yolun kenarında. Danışment için iyi diyorlar.

evimin önündeki açık alanda bu yaz gördüklerim: pet şişe, naylon torba, yemek artıkları, şişe, kullanılmış çocuk bezi, ped. nasıl biri olduğunuzu bilmiyorum ama bence 1 kişinin daha çadırını kapıp gelmesi saros'a zarar. ha dediğiniz gibi bir insansanız zaten keyif almaz, rahat edemezsiniz bu pislik içinde. nerdeyse her yeri böyle.

Arkadaşlar buralar elediklerim zaten, başka alternatif bilen varsa diye şey ediyorum.

Enez +1

www.fragrantica.com

www.fragrantica.com
www.fragrantica.com
www.fragrantica.com
www.fragrantica.com
www.fragrantica.com

Armani Code Sport.

fuel for life

Bence hemen veterinere götürün. İç parazit sonrası ateş, halsizlik falan çok normal da sizinki cidden biraz daha ağır bir durum gibi gozukuyor. Sanırım parazit döküyor, parazitlerde toksik ürettikleri için bi zehirlenme durumu olabilir. İshal var mı?

veterinere götürdüm bu sabah. tahlil için kan alamadılar hayvandan, pıhtılaşmış gibiydi sanki.! Zorla 2 ünite kan aldı "hiç beğenmedim, zehirlenmiş olabilir" dedi. tahlil sonuçlarını bekliyorum şu an.

Kedi ilacı tolere edemiyor veya aşırı doz da olabilir. Sokakta zehirli bir şey yemiş olabilir.

veterinerde müşahade altında hala,dışkısı kanlı ishal şeklinde, serum veriyorlar ve sadece su içiyor şu an, 1-2 gün daha kalacak sanırım. durumu hala aynı sayılır, bugün testlere devam edecekler umarım atlatır :(

konserve mama yemeye başlamış, dün biraz daha iyiceydi, sanırım dışkısı da bir miktar düzelme göstermiş artık.

Ama "testlerde bağışıklığı çok düşük çıktı, kedin lösemi olabilir" dedi veteriner. Çok canım sıkıldı neye üzülsem neye sevinsem karar veremedim.

geçmiş olsun umarım bir an önce sağlığına kavuşur.

para vermezsin diye bir şey yok, parasız sağlık hizmeti yok amk yalan söylüyor :) doktora git ama.

bakmak lazım.

Arveles de ağrı kesicidir bak. Ama yine de doktora git ya da ecz sor

varles verdi eczaci. daha yeni daha iyiymis. hadi bakalim.

yazın arazide motosikletten düştüm, kırık çıkık yok ancak road rash vardı, bendeki baya geniş diye pansumana gitmiştim acile, bactroban verdiler (antibiyotikli krem) günde iki kez sürüyordum.

daha çok kâr getiriyor demek istemiş o eczacı :D

Iman zikirdedir :)

Ben de ceker yada sallarim ozellikle de keyfim olmadigi zamanlarda stressimi azaltiyo.

Tesbih cook eski bir gelenek ha elinde telefon metroda oyun oynuyon ha tesbih cekiyon/salliyon bisi degismiyor

İşte dedelerimizden alışkanlık, mahalle köşelerinde çekirdek kola tayfası, vakti zamanında boş beleş abilerinden, kahvelerde bir baltaya sap olamamış ama gözünde adam gibi görünen kişilerden öğreniyorlar, sonra da alışkanlık yapıyor. elinde tesbih asıp dolaşan adamla ne türlü bir muhabbete girebilirsin ki ? Sen düşün gerisini.

Yaş meselesi değil, bi yerde aksesuar. Misal benim tesbih koleksiyonum var. Lakin ben oyle imameden tutup sallamam çekerim tesbihi ya da parmaklar arası sıra atlattiririm.
Stres için sözde kullaniyorum ama pek stresini aldığı söylenemez ya da stresim tesbiihle gecmiyir.

sallıyorsa artistliktendir, imanla, zikirle alakası yok. Tespih islam nişanı değildir, sembol de değildir, bildiğin boncuk tuvalete de girebiliyorsun elindeyken.

ezik karakterli ve çirkin insanların bir tür delikanlılık gösterisi işte.

babam da yapıyor ve çıkan o sesten tiksiniyorum. sigarayı bıraktıktan sonra başladı, onunla ilgisi olduğunu söylüyor. özellikle genç erkeklerde görünce çok gülüyorum. askerde acemilikte kültürlü, seviyeli, mantıklı arkadaşlarım usta birliğinde uzun dönemlerle bi araya gelince bi anda tespih sallamaya başladı. anladım ki bu bi delikanlılık, ağır abilik, erkeklik göstergesi.

Ülkü ocaklarında ilk hafta oryantasyonda öğretiyorlar sanırım. Tabii böyle "bıçkın delikanlı imajı" ya da kurtlar vadisicilik için çevirenler de vardır.

Sigarayı bırakanlarda çekirdek falana dadanmamak için el alışkanlığına yönelik olarak sallayan da gördüm.

Bir de mesela ortada tespih görürsem ben de 1-2 çevirebilirim ama tespihim falan yok, olsa da alıp sokakta çevirmem.

false

Dizel araç devirli kullanılmaz, zaten devir aralığı benzinliye göre daha düşüktür.

Aracında turbo varsa, turbonun açtığı devirden torkun düşmeye başladığı devire kadar olan aralıkta kullanırsan performanslı ve keyifli bir sürüş elde edersin.

Dizel aracı devirli kullanmak ancak yakıt sarfiyatına sebep olur. Dizel motorun devir aralığı araca göre değîşmekle birlikte bellidir bu aralıkta kullanmak îdeale yakın bir kullanım sağlar

kullanım kılavuzunda yazıyor ideal devirler, bizimki 1700 mesela. ama kullanırken çok düşük devirde kullanıyormuş hissi veriyor.

yanlış.

şehir efsanesidir.
öyle olsaydı bugün 6 ileri otomatik şanzıman bir araba, eğer sert sürüş yapmıyorsanız 60-70km saat hızla 6ncı vitese ekonomi için kendi atıyor. turbonun icadından önce uydurulmuş şeyler, şu an yalanın kuyruklusu yani.

kim demişse yanlış demiş. dizel yüksek devir için tasarlanmış bir motor değil. kaldı ki yüksek devirde yeterli hava alamamak, yakıt hava karışımının ideal olamaması gibi bir takım teknik sınırlayıcıları var. bu yüzden turbo dizeller üretildi. ottolara kıyasla düşük ve yüksek devirler arasındaki tork değişimi daha az ve torku yüksektir. beygir gucu kıyaslamasında ise düşük devirlerde ottoya nazaran yüksek beygir gücü üretirken belirli bir devirden sonra ottolar daha yüksek beygir gücü üretmeye devam etmelerine rağmen dizel güçten düşmeye başlar. bu da zaten yakıt hava oranındaki dengesizlikten ve yanmayla ilgili bi takım kompleks olumsuzlardan meydana gelmekte. dolayısıyla yüksek devirde kullanmak iyidir diyen adam motoru bağırtmayı seven bi adam olsa gerek. bilgi yanlış. ottolarda ise tork nispeten daha yüksek devirlerde hızla artış gösterir devir daha da yükseldikçe tork yeninden belirgin biçimde düşüşe geçer ancak beygir gücündeki artış yüksek devirlerde dizele nazaran daha uzun süre artış eğilimi gösterir. bu sebeple ottolar dizele kıyasla daha yüksek devirlerde kullanılabilirler. ancak ottolarda dahi yüksek devirde kullanmak iyidir diyemeyiz. her motorun optimum bir devir yük oranı vardır. en ideali o devirde kullanmaktır.

2000 deviri geçince vites değiştiriyorum ben. değiştirmezsem yakıt tüketimim artıyor

mazda3 alabilirdim.2.eli fiestadan kötüdür ama.

c4
ceed
swift
i30
fiesta
mazda

1- hyundai
2- kia
3- ford
4- mazda
5- citroen
6- suzuki

Swift
Mazda 3
Ceed
İ30
Fiesta
C4

citröen c4 alırdım. hele ki dolu paketini bulursam, kaçırmam.

c4, diğerlerinden bir segment üstte bir araba. mesela fiesta ile c3 aynı segmentin arabaları, ama c4 onlardan yukarıda kalıyor.

hele ki f1 şanzuman alırsanız, tadından yenmez. ikinci elinin pek iyi olmamasından faydalanın, km düşük de bulabilirsiniz.

1. ceed
2. citroen c4
3. ford fiesta
4. mazda 3
5. hyundai i30
6. suzuki swift

otomatikse iş değişir.

mazda 3
suzuki swift
hyundai i30
kia ceed
citroen c4
ford fiaesta

cvt tercih etmeni tavsiye ederim, yarı otomatikler son tercihin olsun.

Listede 'araba' göremedim. 30 bin e yazık.

paspas sapıyla filan dürtükleyip çıkartacaksınız. psikolojisi yok. çıkmaz oradan o siz çağırdınız diye. çıkmasını istiyorsanız dürtükleyin.

mamalardan yol yapın hansel ve gretel tarzı belki yolunu bulur çıkar

laser pointer.

başka bir kediyi getirip pazarlık yapmasını sağlayın.

su dökün üstüne. kaçar hemen. ama sora kurulayın yavruysa. yazıktır hasta olmasın. ben mutfağa girip çıkmak istemeyen kedime hep bu yolu uyguluyorum.

ton balığını saklandığı yerin önüne koyun ve yanında bekleyin, yavaş yavaş gelecektir. sakın ilk çıktığında yakalamaya çalışmayın, bırakın yemeye odaklansın, sonra hızlıca -ama acıtıp sıkmadan- tutun kediyi.

siz kediye gitmeyin, o size gelsin diye bekleyin. el kol uzatmayın, o merakından gelip size yaklaşır kendisi. kapıya mama koyun, koklaya koklaya gelir, çıkar ortaya. peşinden gitmeyin, kaçar saklanır yine.

arkadaşlar bu çok uyanık, herifi(kız da olabilir) sopayla falan çıkarabileceğimiz bir durum yok, bütün dükkanı boşaltmam lazım. bu bodruma inmiş, merdivenler yüksek, bir kat üste çıkamayabilir kendi, karnı aç en son dun sabah bir adet sosis aldım verdim, aç hayvan diye, bekliyorum kendi çıksın diye, sadece su koydum bir tasa, ondan içiyor, açlıktan kendi çıkar mı? yoksa ölür mü?

Çıktığında üzerine atmak için battaniye-hırka gibi bişey ayarlayın. Böylece kolayca yakalarsınız.

Dusunuyorum

Canim istiyo

düşünmüyorum, kafama göre birini bulacam da, bu yaştan sonra evlenicem de...

duyurudan birine teklif ettim. kabul ederse evlencem.

düşünüyorum. kimse yalnız ölmek istemez ve birileriyle güzel anılar paylaşmak ister.

istemiyorum, önce okul bitsin sonra askere gidelim.

kafamda kurduğum evlilik fikri/müessesesi çok güzel. o kadar güzel ki, benden başka bir insanın ayak uyduramayacağı kadar güzel. o yüzden evlenmek istiyorum ama benimle evlenmeyi kimse istemeyeceği için yalnızlığa alıştırmaya çalışıyorum kendimi.

şimdilik zaten erken benim için, sevişsem çocuğum olur ama yine de evlilik düşünmek için küçüğüm.

hem evet hem hayır..

evet: çünkü bi düzenim olsun istiyorum.. şuanda işim gereği tek kalıyorum ailem yanımda değil.. tek olmak manevi ve maddi olarak zorluyor.. bi sıkıntı olduğunda yanında güveneceğin birinin olmaması tarifsiz zor..

hayır: yalnız yaşamaya alıştım.. bazen ailemin yanında susmaya devam ediyorum küstüm sanıyorlar.. ama ben evde sakin olmaya alıştım.. fazla karışan eden gürültülü ortamlara gelemiyorum bunalıyorum.. yemek temizlik bulaşık kafama göre takılıyorum.. rahatlık büyük.. bu durum da kalabalık evde fevri olmama sebep oluyor.. birden patlıyorum.. o da kötü.. etrafta evlenip mutsuz olan bi dolu arkadaş var.. yanlış karar vermiş olmak beni yıkar..

bu iki cevaptan hangisi ağır basarsa o olacak..ama kafam karışık..

İstiyorum ama düşünmüyorum.

yok ki.

Ben istemiyorum, iki insanın 30 sene aynı evde yaşaması fikri saçma geliyor bana. Gel gelelim annem tam tersini düşünüyor :(

hayir cünkü iyi böyle.

Düşünmüyorum. Meme mevzularindan dolayı. Cunku yatinca dumduz oluyor. Esimin baska kadinlarin memelerine bakip onları arzulamasini istemiyorum, dayanamam cunku.

~cinselligin evlilikte önemsiz olduğunu da kimse soylemesin.

iş bulursam, evlenmeyi düşünüyorum.

Düşünüyorum. Su anda da erkek arkadasimla birlikte yasiyorum zaten, bir imza cok fark yaratmayacak iliskimizde. En azindan aile ve cevreye karşı daha rahat olurum, malum turkiyede yaşıyoruz.

ne gerek var?

isterdim ama evlenebileceğimi sanmıyorum. yalnız öleceğime inancım çok sağlam.

gerçekten isterdim ama. sabaha kadar oturup kahve içip sohbet edelim mesela. birbirimizi anlayalım, kavga ettiğimiz zaman ikimiz için de haklı olmaktan çok bir an önce barışmak önemli olsun. birbirimizden bir şey saklamak zorunda kalmayalım, her şeyi anlatabilelim birbirimize. beraber dünyayı dolaşalım. evimizin her yerinde dünyanın dört bi yanında çekildiğimiz fotoğraflar olsun. paramız çok olmasa da sırt çantamızı alıp havaalanlarında sabahlayarak gezelim farklı ülkeleri, şehirleri. beraber sarhoş olalım, ne bileyim dans edelim. birbirimize bir şeyler katalım, bir şeyler öğretelim birbirimzie hep. kalıplara girmeyelim. bir gün maç izleyip hakeme küfür edelim, sonraki gün gidip sıkıcı bi sanat filmi izleyip vermek istediği mesajları tartışalım. falan filan.

evleneceğimi düşünmüyorum, çünkü hayalini kurduğum evliliği yaşayabileceğim bir kadının yaşadığını sanmıyorum. yaşıyorsa da koca dünyada birbirimizi bulma ihtimalimiz milyonda bir bile değil.

dusunmuyorum. anca hayatimin aski diyecegim biri cikarsa. oteki turlu bir kadinla 30-40 yil ayni evde yasama fikri cok korkunc.

istemiyorum. çünkü sorumluluk almak istemiyorum.Evliliğin hayallerimi gerçekleştirmede bir ayak bağı olacağını düşünüyorum, özgürlüğümü kısıtlamak istemiyorum. Çocukları çok sevdiğim için baba olmak istemiyorum.

bugunku antremanda goz dolduran futbolcu +1

söylediklerine katılıyorum.. özellikle kavgada kim haklı diye uğraşmaktansa hemen nasıl barışabiliriz diye düşünebilmek mühim..

ben de böyle bi erkek bulabileceğime inanmıyorum.. o sbeeple bendeki hayır cevabı ağır basıyor...

evde kaldık duyuru ahalisi..

İstiyorum. Duyurum bile var bu konuda.

25 erkek tanışmak isteyen yürüsün özelden.

Defnex ve göz dolduran futbolcu birbirinizi arıyomuşsunuz işte :)

Haklısınız insanlar zor.

şimdi hayatımda olan adamla birkaç yıl sonra isterim. çok güzel bir evimiz olur, boyasını ıvır zıvırını kendimiz yaparız, kampa gideriz, ortak planlarımız olur, okuruz, yazarız, en önemlisi de akşam eve gittiğimizde bir arada oluruz. aşığım, hayattan beklentilerimiz ve görüşlerimiz aynı, yaşamımı birleştirmek istemekten doğal ne olabilir?

olaylı ayrılıp sonunda ne evlenmesi arkadaş da diyebilirim tabii, zaman gösterir, ama şu an hissettiklerim böyle.

istiyorum ama sadece istemekle olmuyor tabi en az 2 yılı var. neden istiyorum ? adamı seviyorum her anım onla geçsin istiyorum

düşünüyorum ama kimseyi bulamayacağım için zaten istesemde olmaz. piyasa bir sürü yakısıklı erkek kaynıyor, bu saaten sonra hiç bir kızın standartları daha aşağıya inmez bana bakacak kadar. çoğu tipi iyi adamlarla cıkıyor.

Hiç istemiyodum ama çok tatlı bir ilişkim var şu an. O yüzden istiyorum.
Aslında zaten beraber yaşıyoruz ve imza benim için önemli değil ama işte aileler falan filan.

babanın yaptığını yap, rahat edersin.

Dusunmuyorum. Cunku birine bagli yasamak istemem. Bana mantiksiz geliyor. Bir kisi var, herseyin ona bagli. Biryere gideceksin ona bagli, evi degistireceksi ona bagli, tatile gideceksin yine kafana gore karar veremezsin, canin her istediginde single ya da arkadaslarinla takilamayabilirsin. Parani da istedigin gibi harcayamazsin herseyi hesab etmen lazim, cilginlik yapma luksun yok. Hem uzerine ne kadar dusunursem dusuneyim, bir insanla anlasip hayatin boyunca onunla olup onunla yatip kalkmak yedigin ictigin butun hayatini birlestirmek cok mantiksiz geliyor. Ne zorum var, niye kendi elimle ozgurlugumu teslim edeyim? Birde hadi diyelim bir insanla butun omrunu birlestirmeye ozgurlugunu ortak kullanmaya karar verdin, (ki boyle bir karar vermem)bu insani nasil seciyorsun? Biriyle evlenmeye karar verenleri merak ederim hep, karsisindaki insanin omru boyunca beraber olacagi insan olmasina nasil karar verirler? 3 yil tani, 5 yil tani, ne kadar tanirsan tani. Ben yine de boyle cesur bir karar veremezdim, benim hayatim onemli cunku ondan bir tane var. Evli olan arkadaslarimin istisnasiz hepsi soylenip duruyor, bekar olsam soyleydi boyledi, ben bekar olsaydim, evli insan icin zor, falanda filan. Ben mi dedim size ozgurlugunuzden feragat edin gidin evlenin coluk cocuga karisin diye? Bakiyorumda o kadar cok seyden mahrumlar ki.. Evliligin nimetlerinin -her ne iseler- hicbirini ben arzulamiyorum ama gordugum evli erkekler bekarligin nimetlerini siddetle arzuluyorlar. (Hemen akliniza one-night-stand turunden nimetler gelmesin olay sadece bu degil.) Sonuc olarak gordugum evli erkeklerin bekarliga ozlem duymalari (bircogu evliliginden ve esinden memnun ama yine de ozlem duyup feci sekilde dert yaniyor) beni ilgilendirmiyor. Bunlari gorsem de gormesemde yukarida bahsettigim gibi benim dusuncem. 35 sene sonra ayni insanla hala iyi gidecegininden onceden emin olmam icin kahin olmam lazim, bana mantiksiz geliyor. Aslinda ben de bir omur cekilecek insan olmayabilirim. Deney yapma firsatim olmadi.

düşünmüyorum sanırım. ürkütücü geliyor onca sorumluluk. ben kendime zor bakıyorum daha.

yaşça bayaaaa küçük biri olarak (23) evliyim. evlenmeden çok zor diye düşünürdüm. oluyormuş, birbirini buluyormuşsun. bazen çok zor geliyor ama çok memnunum. hiç bozulmasın inşallah, amin!

ölü yatırım. dunya capında evlenenlerin yüzde 50si bosanıyor. yuzde 50 risk

uzunca bir zamandır ilişkileri uzaktan gözlemleyen biri olarak erkeklerin bir çeşit esir olarak yaşadığını farkettiğimden beri ürpertim daha arttı. baktığım yerlerde erkekler hep kızı memnun etmeye çalışan ve bunun için çeşitli maymunluklar yapan adamlar olarak gözüküyorlar. ya da benim gözlerim onları özel mi seçiyor bilemedim. işte sadece bu fikir bile beni ürkütmeye yetiyor.

diğer taraftan evlenmek isteyebilirim diye düşünmüyor da değilim.

çevremdekilerin teker teker nişanlanıp, evlenmesinden sonra imrendim. 2 yıl önce hayatta evlenmem diyordum. sevmek sevilmek güzel şey galibası.

kısmetse inşallah:)

çünkü aşığım. evlilik kısmı tamamen mahalle baskısı sonucu, bana kalsa imam nikahı yeterli.

düşünüyorum.
tek başına maliyetler hayallerimi gerçekleştirmeme imkan vermiyor.
hayat tek başına zor. yaşlılığı var.
limitsiz istediğin zaman seks.

evlilik diyincei kalkan biriydim. geçen sene anneannemi kaybettim. sonra fark ettim bigün annemi de kaybedeceğim. babamı da, ablamı da... göt gibi kalıcam yani ortada. ailemi kaybettikten aonra yaşamaya devam edebilmem için o sevgiyi ve bağı yönlendireceğim biri/birileri olmalı. 28 yaşındayım ve evlenmenin ve çocuk sahibi olmanın benim gibi bir insan için gerekli olduğunu düşünmeye başladım. ha evlenecek misin dersen, zor.

@bambum,
Cinsellik evlilikte önemli ama cinsellik memeden ibaret değil.çok takıyorsun sen memeye ?

düşünüyorum. nedeniyse tamamen inat. hayatımın içine etmiş olan kişi bir çuval tuzu alıp ciğerine basıp otursun diye, sırf ondan kurtulabileyim diye, hiçbir hazırlığım ve niyetim olmamasına rağmen 1 hafta içinde evleneceğim.
burdan duyurunun -benim gibi- aklı başında olmayan beylerine selam ederim.

Istiyorum. Gecen seneye kadar hic aklimdan gecirmemistim ama son zamanlarda sik sik dusunuyorum. Onunla ortak bir yasam guzel. Askerden donunce sevgilime teklifimi sunacagim :p

bir seneyi aşkın süredir sevgilimle aynı evde yaşıyoruz. bazen düşünüyorum ama yok yani, iyi bir şeymiş gibi gelmiyor bana. böyle iyiyiz bence ki onun da aksini düşündüğünü sanmıyorum.

evet, istememek için bir sebebim yok. ailemin içi rahat olacak en azından evlenince. mutsuz olmayacaklar, ben de huzurlu olacağım. sevgilopu seviyorum bayağı, mutluyum. imza atıp mutlu oluruz ilerde ne var yani.

düşünüyorum ya. sevgililiğin falan artık dinamiklerine kafam basmıyor zor geliyor. insanlar ilişkleri iyice karmaşıklaştırma derdinde hep.

Elinde plaka ve ruhsatın aslı olmadan zor.
savcılığa başvurup aracın çalındığını söylersen belki o zaman olabilir.

bu arada tebrik ederim, 10 sene ödedin demek ha.

dostlar; aslında araç halamın oğlunun üzerine, aracı alacağım gün işim var dı, benim yerime, "yabancı değil" diye "sen git al üstüne sonra change yaparız" dediydim. vergiler ödenmeyince uzun zamandır, kendisine haciz kağıdı geldi vergi dairesinden. Araç ta benim, mecbur birikmiş bütün borcu taksitlendirip, ben ödedim. insaniyetimden değil yani.

Bizde de var aynı durum. Ve yapılacak bir şey yok.

şaka bi yana, bizim bi arkadaşın aracı hurda bir şekilde duruyordu. bu salak arabayı bulamadı, hurdacılar kaldırmış sanırım. halen trafikte görünüyordu araç. trafik tescil'e gidip orada detaylı bilgi aldı. senin işi ancak trafik tescil çözer. sigorta yapılmamış olması avantaj sanırım, çünkü bizim elemana bunu sormuşlardı. sigortası yeni yapıldığı için aracı perte çıkartamadı. senin bir şansın olabilir belki.

çalıntı ihbarı yapma sakın, başın belaya girer.

önce ruhsatı kaybettim de yenisini çıkart, sonrada plakalarımı çalmışlar de yenilet.

arasına biraz zaman kat, sonrada gidip trafikten düşür.

bunları tecrübe etmedim, sadece fikir.

en güzeli trafik tescil büroya gidip memurdan şifahen öğrenmek.

hem yasal yolu hem de bu konularda yapılan işlemleri ipucu verir.

çalındı diye polise başvurun. herhalde çalıntı aracın vergileri ödenmiyordur. sonra adam bulununca şikayetçi olmazsınız falan bir şekilde hallolur.

Bence de polise başvurun. Arasın bulsunlar, işleri bu. Belki alan adam da başkasına satmıştır. O arabayla Allah korusun ölümlü bir kaza olsa, hırsızlık olsa siz yanarsınız. Burada söylediklerinize de polis inanmaz.

hahaha, ayni sey benim basimda var. 12 yildir araba 1 tane cevirmeye girmez mi? yok. polis sozde ariyor ama karakolda soyledikleri "bulunmasi coook zor"

mantıklı bir çok yol denedim, şikayet kanalıyla işi çözemiyoruz. Parasını da arabasını da geçtim, bu işten yırtmam lazım.! plaka, ruhsat ikilisini yeniden çıkararak bu işi çözebilirmiyiz acaba? yok mu işten anlayan a dostlar.?

olabilir mi? www.dogaltedavi.net

köri

Tuzot da olabilir.

tavuk varsa köri de olur.

dragos sahil resturant var. ama sen neredesin bilemedim.

bir de vesta var www.vestarestaurant.com.tr

(bkz: yıldız teknik üniversitesi hisar tesisleri)

ahah, başlığı bile açılmamış. o kadar gözden ırak, manzaralı.

hatta www.yildizhisar.com

yıldız tesislerine 2 hafta önce düğün merasimine gitmiştim. güzel de bir yer ben avrupa yakasında başakşehir deyim. teşekkür ederim alaka gösterdiniz.

tekniği geliştirmek lazım. youtube'da bir sürü videosu var, onları izleyebilirsiniz. zamanla alışıyor insan. sabunda maksat yüzü gevşetmek, vaktiniz varsa sıcak havlu olayına girebilirsiniz, faydası olur. traş sonrası mutlaka nemlendirici bir krem sürün, ben nivea'nın traş sonrası balsamını kullanıyorum. bir de kanama oluyorsa durdurmak için kantaşı alın.

ben de ustura ile traş oluyorum. bir süre sonra alışıyor insan, alıştıktan sonra 35 lik rakı içip traş olmuşluğum var, sabah sordu eş dost "kedi ile çuvala mı girdin, ne bu surat" diye ama onun konuyla ilgisi yok. Mentollü traş köpükleri var onları tavsiye ederim, traş sonrası da arko nun nemlendirici traş kreminin üzerini daha görmedim.

zamanında epey deneyimim oldu.
*belki de en önemli kural (bence) aynaya bakmadan traş olmak. yani usturayı belirli bir yöne ilerletirken aynaya bakarsan ters bir hamle yapabiliyorsun.
*ikinci kural ise kesinlikle sakalları iyice yumuşatmak. bol köpük ve sıcak su lazım. en az 2-3 dakika sakalları köpükle masaj yap.
*usturayı tutan elin sabunlu olmasın yıka sık sık. her an kayıp afili bir faça sahibi olabilirsin.
*acele etme yavaş yavaş yap

elin kaymasın istiyorsan berber malzemeleri satan bir yerden şap taşı al

cep ten mesajlaşırdım. daha sonra şikayetçi olurdum. sürünsün it.

yaptiklarini esine haber verirdim. ya da bunu adama söylerdim, esi ayrildiginda yüklü bi tazminatla ayrilir cünkü.

adamın bana yazdığı şiirler falan var, bi de çiçek üstünde ki not vs ama mesajları hep sildim erkek arkadaşım bilse adamı öldürürdü çünkü!

iş mahkemelerine başvur hemen.

sms'ler 2 yada 3 yıl süre ile tutuluyor sanırım. siz şikayetçi olduğunuz zaman o sms'leri istiyorlar döküm halinde onu iyi bir öğrenin. ama şikayetçi olun asla pasif kalmayın yoksa daha çok üstünüze gelir. gerekirse erkek arkadasınıza söyleyin kırsın kemiklerini yoksa daha çok uzar siz böyle sesiz durdukça o it oda istiyor naza çekiyor diye düşünüyordur.

Şirket müdürünün üstünde patron gibi birisi var mı? Ona şikayet etseniz.

bence adamın elindesin şu anda sen farkında olmasan da. pasif kalıp hiçbir şey yapamıyorsun (paraya ihtiyaç, erkek arkadaşa söyleyememe, vb). o da farkında, bil ki fırsat kolluyor. bu şekilde giderse istemediğin şeyler olma ihtimali yüksek. bekara karı boşamak kolay ama sana tavsiyem en temizi işi bırak. rahatsız ederse de şikayetçi olacağını söyle.

Kaynak: hemcins.

şikayet edin ve mobbing davası açın. işten kovup tekrar alması "istediklerimi yapmazsan ..." şeklinde bir göz korkutmadır. iyi bir tazminat alırsınız.

kesinlikle olay mobbing'e giriyor aynı zamanda bu bir çeşit taciz ben de aynı fikirdeyim. iş yerinden bir arkadaşım olayları biliyor ancak adam bir başkasının yanında ser verip sır vermiyor. üstelik evini evimin yanına taşıyacak kadar da terbiyesiz. bir dönem arabamı kontrol edip ışığımı gözetliyordu evde yoktun falan diye. erkek arkadaşımın rahatsız olduğunu falan söyledim bir ara utanmadan (eski)erkek arkadaşımla da aynı ortamda bulunmak istedi. bu sırada erkek arkadaşımla ayrıldık ancak şirkette kimse ayrıldığımı bilmiyor.

adama dışarıda bir gün randevu ver, karısına ulaş durumu anlat buluşma yerine karısını gönder.

Bence aile faciasına yol acmaya gerek yok. Ben olsam mesajlar vs. olayı belgeler sonra da büyük bir şirketse insan kaynaklarıyla görüşüp söz konusu sebepten dolayı kıdem tazminatı ve diğer yan haklarımla ayrılmak istediğimi; çıkışımı söz konusu şekilde vermeyeceklerse de iş mahkemesine gideceğimi söylerdim ki yapardım da. Olayın savcılıkla bir ilgisi olduğunu düşünmüyorum.

Alo 170 Mobbing hattından yasal haklarınla ilgili detaylı bilgi edinebilirsin.

kıdem tazminatı için 1 tam yıl çalışmış olmak gerektiğini biliyorum ancak 11 ay oldu.

O zaman en mantıklısı İş Mahkemesi ama bi Alo Mobbing i ara. İlla bi tazminat olayı vardır, kendi isteğinle ayrılmıyorsun sonuçta.

şimdi herkes şöyle yap böyle yap demiş de ben başka açıdan yaklaşayım zira sorunuzdan bunu çıkaramadım.

siz adama istemediğinizi, böyle bir şey düşünmediğinizi açık açık söylediniz mi? "karşılık alamadığı için" kısmını açar mısınız? adam sürekli bir şeyler yapıyor siz de sadece karşılık mı vermiyorsunuz, yoksa reddediyorsunuz da o mu ısrar ediyor?

tabii ki adama böyle bir şey olamayacağını söyledim o da bu durumda işime son vermeyi tercih etti -ki ben zaten iş arıyorum iş bulmadan da ayrılmam mümkün değil.

Durumunuz bence mobbing değil. Doğrudan cinsel taciz. Şahit ve delillerle direk savcılığa başvurun. Evini sizin evinizin yanına taşıyacak kadar gözü kararmış evli bir adamın size daha fazlasını yapması (tecavüz gibi) an meselesi. Bu durumda değil bir ay iki gün beklenilmez. Yapmanız gereken hemen savcılığa başvurmak, lütfen ihmal etmeyin. Yeni bir üçüncü sayfa haberi okumak istemiyoruz çünkü.

- etraf hala tam olarak oturmadı, ulaşım dahil. kayaşehire hiç gittin mi? ömrün yollarda geçer uyandırayım...! çok mecbur kalmadıysan bu fikrinden vazgeç derim.

m.köy'e var: www.iett.gov.tr

aksaray'a yok ama yenibosna metroya var. oradan metroyla gidebilirsin. iett'nin sitesinden bak.

otobüs 2 saatte gidiyordur muhtemelen. başakşehir ve halkalı otobüsleri 1-1,5 saatte gidiyor. ben de uzak dur derim.

aksaraya da var. 79t aksaraydan geçiyor. otobüsleri çift katlı ve ekspres. ve tek biletle biniliyor. sitelerin içine kadar giriyor ve akşam 23 gibi eve giderken niye sorun olsun?

ordan ev kiralanmaz.

cevatpaşa da fidanlık bilmiyorum, varsa kesin buralardadır.

maps.google.com

@tayfalarsaisyanlarda, o bölge mezarlık aslında ama belki arka tarafları fidanlık diye anılıyordur. bir sorayım bakalım oralarda.

haritada isaretli yerlerde yok, fidanlik olan yer eski askeriye alani olmasi lazim, orasida o millet caddesinin assagi tarafina kaliyor. arkadasin b ile isaretledigi yrein assagi tarafi, kiyi sokak civarlari. A'da zaten muhtarlik var. oraya sor en guzeli. D ile C zaten cevatpasa diil. 100. yil caddesinin ust tarafi cevatpasa. 100. yil caddesi ile millet caddesinin kesistigi yeri gectikten sonra caliskan sokagin hizasinda in bence. orasi en yakin yer olmali.

@lutah, şurayı diyorsun sanırım. ufak ağaçlık da var. evet, orası olması mümkün.

harita.yandex.com.tr

evet oralar askeriyeye bagliydi eskiden, fidanlik olmaya en musait ve cevatpasaya bagli olan yerler oralar

Seçenekleri siz değerlendirin derim ; www.sapancarehberi.com

Son gittiğimde lale otelden memnun kaldığımı söyleyebilirim.

wishes'in bir bildiği var sanırım.

Ah haklısın çok pardon :) Rica ederim daha da yardımcı olmak isterdim.

lisko soruyu soran benim wishes memnun kalmamış :) teşekkür ederim tavsiyeleriniz için. İlginç birşeyler çıkmasını bekliyorum :)

göl kenarındaki her yer oldukça uygundur..canınız hangisini çekerse oraya gidin..richmond hariç tabi :)
muhteşem göl manzarası size nasıl iyi gelecektir anlatamam..
'kıyı' tavsiyemdir.

oo epey birikim var teşekkür ederim alakanız için...

daha once kullanmıs mıydı ilk kez mi yoksa?

@little miss sunshinee : ilk kez kullanıyor

yıka orayı salla dokunmamayı hayvana alerji yapmış işte. bizimkinin de tüylerini komple döktü o bölgeden.

benim kopegim var hep kullanıyorum, kullanan kedilerde gordum
kopegime damlattıgımızda pek sorun cıkartmıyor acıkcası ama alısık olmadıgı için belki huylanmıs veya alerji yapmıs olabilir,sonucta bi ilac damlatılıyor kokusu rahatsız etmiştir belki ama veterinere bir telefon acın yınede aklınızda kalmasın o daha iyi yonlendirir.
ama bu damlalar en iyi yontem alıstıktan sonra cok iyi olucaktır, yinede bir sorun dedigim gibi telefonla kotu bi reaksyon olmasın

Bencede yıkayın hayvan rahat etsin, yarın tekrar götürüp gösterin ama mutlaka veterinerinize.

huylanmanın ötesinde acı çekme halinde kendini paralıyor, dolayısıyla sanırım yıkamaktan başka çare kalmadı bana. ayrıca veterinerin numarasını da bilmiyorum...

allah korusun felç falan olur, belirtiler hoş değil

acımaz ki? huylanmış o çünkü çok sinir bir ilaç pestisid gibi, haklı hayvan. silmeyin ellemeyin ilaçlı yeri. yakıcı bişi diil o. siyamlar öyle huysuz olur ki zaten. :) normal bişi. belki alerjisi vardır ama bunu öyle koşturmasından anlayamazsınız. alerjisi varsa derisi kabarıp kızarabilir veya boğazı şişer nefes darlığı çeker. koşturup yakınan hayvan gayet sağlıklı ve cingöz demektir.

aşı yapsanız üç gün topallar bu. :P

felç diyen ellerinizi öpiim beyav, dalga mı geçiyosunuz, ciddi misiniz anlamak mümkün değil.

kediler acı çektiğinde bir yere oturur, guruldar. o zaman da mutlu zannedersiniz kesin. hulen hiç bilmiyosunuz ha hayvanları, ne zaman ne yaptıklarını filan. nası besliyosunuz onu da ben anlamıyorum :) böyle endişeler, kuruntular, kişisel hurafeler. hehehe allah kolaylık versin ne diyim.

acı çektiği fikrine siz kapılmışsınız efenim, buz torbası filan koyarsanız daha da koşturur, bırakın hayvanı kendi haline, ellememeyi öğrenin, endişe etmeyin.

böyle gece boyu endişelenip kendinizi üzüp, paraladınız yani bi tatlı canı olan şımarık kedi yüzünden oh valla :) tüyleri yapıştı da temizleyemiyor, kokusunu çıkaramıyor.

bir de bu kediler kokuyu koşarak geride bırakabileceklerini zanneder, böyle salak bir yanılgıları vardır. :) koşması da bundan. koşar koşar, kendini koklar ıyyy der, biraz daha koşar. tepinip sürünmesi de kokuyu bastırmaya çalışmak için. toprak olsa toprağa bulanır, halı olsa halıya sürtünür. derdi o pis şeyi ense kökünden çıkarmak. acıdığı filan yok. yakıcı bişi olsa elime değdiğinde beni de yakardı. ilaçladığımız her kedi aynı tepkiyi verirdi.

benim kedi köpeğin umurunda bile olmuyor ilaç, ne tatlı canı var la sizin kedilerin hayvanların. insan diil bunlar beyav kedi. siz de ana değilsiniz, kedi dostusunuz. hehehe ay kime ne anlatıyorum allah müstahakımı versin.

Eğer pire sorunun varsa bir önerim olabilir, bir ara benimde başıma gelmişti. Kedimi sürekli dısarı salmamdan dolayı özellikle kızıştığı dönemlerde pirelenip gelmiş bir gün behlül üm :) gittim veterinere danıstım. Kedine benzeyen bir peluş oyuncak bul, bir çarşafın içine koy üzerine bi kutu deodorant sık ve odayı terk et bütün pireler peluş kedinin üzerine gidecekler sonra çarşafı topla ve yak kolay gelsin....

az önce veterinere götürdüm, alerjiden dolayı aşırı yanma yapmış ve derisi kıpkırmızı olmuş..yıkamakla iyi ettiğimi söyledi ve bir daha aynı marka pire damlasından kullanmamamı istedi.
böyleyken böyle :) cevaplar için teşekkürler...

bunun nedeni genelde hergün aynı ayakkabıyı giymen. büyük ayakkabı mağzalarında ayakkabı için spreyler var onlar edinirsen sorun kalmaz.

not: havalandırıyor olman bakterilerinde uçupgideceği anlamına gelmiyor. uçan sadece koku :)

boyner mağazalarında satılan bir ayakkabı deo markası var. onu kullanın sonra ayakkabıyı ertesi gün giymeyin. sonraki kullanımlarınızda bu süreyi kısaltabilirsiniz. ama yaz aylarında arayı uzun tutmakta fayda var.

10 gün önce aldıydım fiyatı 10 lira idi.

janavaroion;
Bana internet üzerinden bulabileceğim bir marka söyler misin?

yurdum insani;
Çorum'dayım boyner yok. :)

Ayrıca normal takım elbise altına giydiğim ayakkabılarda bu tarz sıkıntı yaşamıyorum.
Spor ayakkabı da yaşamamın sebebi nedir?

Ya da pamuklu veyahut havlu çorap giysem teri emeceği için koku sorunu ortadan kalkabilir mi?

birde hepsiburada da şöyle birşey var;
www.hepsiburada.com

bu ürün hakkında fikri olan var mi?

Yine en sağlıklısı bir gün giyip, bir gün giymemen...

arama.gittigidiyor.com

ayakların/ayakkabı nemliyken ya da ıslakken giymiş olabilirsin birkaç kez. düşün bakalım yıkadın mı hiç.. ya da cuma namazı cenaze namazı falan oldu mu yakınlarda? ıslak ayakkabı felaket kokar.. ayak da kokmaz da böyle leşimsi bir şey kokar...

adidasın modelleri kolay kolay kokmaz. her gün aynı ayakkabıyı ve aynı çorabı giymediğin müddetçe. ben bu şekilde giyiyorum 5-6 yıllık adidas ayakkabılarım var. asla kokmaz.

ama iki tane klasik puma basketim var. ikisi de 3 ayda koktu. akşam ayakkabıyı çıkarınca sanki sultanahmette garsonluk yapmışım gibi hissediyorum.

kullanım önemli. ama biraz da ayakkabıyla ilgili...

lule:
ya bir kaç kez cuma namazından dolayı çorap hafif ıslakken giymiş olabilirim.
onun dışında çorapsız asla giymedim.
ayakkabıyı yıkamadım da henüz ama yıkamayı düşünüyorum açıkcası :)
ewet iğrenç bir kokusu var, ayak kokusunu tercih ederim :\

peki çözüm hakkında fikriniz var mi? :)

atmosphere;
ayakkabı mı hergün giyiyorum ama dediğim gibi her sabah duş alır her akşam da ayaklarımı yıkarım.
Çoraplarımı da günlük değiştiririm.
ayrıca ayakkabıyı barcin.com'dan aldim.
Peki sorun ayakkabıyla ilgiliyse çözüm için öneriniz var mi?

çözüm: ayakkabılarını çamaşır makinasının elde yıkama programında yıka, mümkün olan en kısa sürede kurumalarını sağla, giymek için iyice kurumasını bekle, kuruduktan sonra koku kalmayacaktır. sakın nemliyken giyme.. Ama bundan sonra ayakların nemliyken de giyme... Bu arada abi değil, abla belki....

çok afedersiniz.
cümlemi düzeltiyorum

ben hiç denk gelmedim satan bir yere ama AKM' de çeşitli ulusların, ülkelerini hediyelik eşya vb. şeyler satarak tanıttıkları satandlar vardı bi ara.. her sene bir zaman geliyorlar.. o zaman ben macaristan standında duran bir çocuktan satın almıştım ama satmıyorlar normalde benim aldığım da zaten çocuğun kendi içeçeği şişeymiş. belki o tarz bi etkinliğe denk gelirseniz, bi sorun bence..

Birkaç gün önce vardı kayısılı zorla içtim, keşke haberim olaydı bir tekirdağa değişirdim seninle :) çok satılan birşey değil pongiyen in dediği gibi barların bol oldugu sokaklardanda bulabilirsin sanırım biraz araman lazım....

Evet 140mmlik malzeme bağlayabilirsin en fazla. 140mm büyük malzeme bağlayabilmek için aynayı değiştirmen gerekir.

en.wikipedia.org

hımhım eminiz değil mi? :)
wiki fena değil ama daha geniş daha ayrıntılı bir kaynak arıyorum. bu arada bunlar benim bulduğum linkler:

www.mini-lathe.com
web.mit.edu
rapidleak.com

aynayı değiştirseniz de, tornalayabileceğiniz çap (tornalama çapı), ayna merkezi ile kızak mesafesi oranıyla ilgili. mil delik çapını yazmamışlar, kalem bağlayıcı tek yön mü, çift yön mü belli değil. bence bulaşmayın. nette saatçi tornası diye aratın. daha fazla veri bulursunuz. meslek ve çıraklık eğitim okullarının ders kitaplarını araştırın, kırtasıiye ve eski kitapçılarda. hayli kaynak bulursunuz sanırım.

herhangi bir oto sanayiye gidin tornacı sorun ve istediğiniz kadar bilgi alın. emin olun tatmin olacaksınız.

www.quantum-machines.com

ekte daha fazla bilgi var.

esasen ne tür uğraşlar için kullanmayı düşündüğünüzü de belirtirseniz, anlayanlar daha fazla yardımcı olabilir.
örneğin, iki pirinç/alimiyum boruya iç dış vida açıp birleştireyim ki, abajur borularımın boyuyla da oynayabileyim diyorsanız ayna iç çapı çoğunda olduğu gibi 11 mm, ki işinizi görmez :)
gül dallarından ağazlık, kalem yaparım; alimuyum/pirinç şamdanlar yaparım diyorsanız yeter de artar;)
bir benzeri için altta videosu da var.
www.toreci.com.tr

çin mallarından uzak durmanı tavsiye edebilirim...

törecidekin fiyatı 1900 tl çin malı. bu quantum sanırım alman firmasının. gerçi ikisi aynı bile olabilir. model yapımında kullanacağım, alüminyum ve pirinç işlemek istiyorum. yapacağım parçaları çizmiştim hatta bir kaç tanesini resim olarak ekledim. bu aletle bu parçaları çıkarabilir miyim? burada görünen 1.5-2-3 mmlik deliklere ve 1.5-2 mmlik pirinç tellere de diş açmak istiyorum aslında, bu işimi de görür mü. 3mm kalınlığında O110 mmlik pleksiye de 100lük çok ince kanal açmak gibi işler.

ben görüntüleri yeni farkettim, özür :) işinizi görür elbette. ama, o çaptaki parçalara diş açmak için, kılavuz ve pafta kullanmanız yeterli. bu çaptaki yumuşak malzemeleri kalemle işlemeye kalktığınızda dalma yapar, hatta; kılavuz, pafta takımı ve bir mengene işinizi zâten görür. ama çap indirme, özel profil işleme diş gerekiyorsa torna işi şart tabiyi :) hem kalem bilemek için taş almanız da gerekiyor zâten.

yapacakbirseyyok'un da dediği gibi 1.5-2-3 mmlik deliklere klavuz, 1.5-2 mmlik pirinç tellere de diş açmak için pafta kullnmanız gerek.

şahsen ben ne tür işler yapacağınızı pek anlayamadım. hangi çapta, hangi boyda malzmeler işleyeceksiniz biraz daha bilgi verrseniz iyi olur.

model yapımı için işlemek istediğim parçaları linke koydum. işleyeceğim malzeme de alüminyum, pirinç ve pleksiglas. sanırım bu torna işimi görecek gibi. cevaplar için teşekkürler.

yfrog.com
yfrog.com
yfrog.com
yfrog.com
yfrog.com

bu torna işini görür. tornaya hakimiyetini bilmiyorum ama son 2 parça tornaya bağlanıp işlenmesi açısından ustalık isteyen işler. ayrıca parçalardaki delikler çok büyük değiller. alacağın matkap uçlarıyla delebilirsin. delik içi katerine falan ihtiyacın yok. tabi alacağın işlenmemiş malzemeyi bilmiyorum.

sonuçta bu torna işini görür.

cevaplar için tekrar teşekkürler. artık kafasını gözünü yara yara yapacağız.