benimki default olarak öyle hiç bi iş yapmadım sürümü yenile istersen.

alt + 0 hepsini topla
alt + shift + 0 hepsini aç
view menüsünde.

yahudi != musevi. yahudi lafı bir topluluğu temsil ediyor. o insanlar insanlardaki yahudi düşmanlığından faydalanarak ateistlere karşı kullanmaya çalışıyorlar.

uydunetin net master modemi vardı bende memnundum yani. emin değilim her modem oluyor muymuş şaşırdım bak oluyorsa airties al ama. netmasterın firewall unu kapatmadan çalışmıyordu doğru düzgün.

Uydunet modeminde her modemi kullanamazsınız. Uydunet kablo tv yapısı üzerinden verilen bir internet ve modem girişi farklı. Uydu girişinden modeme bağlanıyor. O yüzden uydunet'ten modem almaya mecbursunuz. O girişe sahip başka modem bulamayabilirsiniz. Uydunet'in kablolu modemi mevcutsa eğer onu alıp wireless router'dan dağıtabilirsiniz ama az da olsa bir hız kaybı yaşanır.

Uydunet modemini alırsanız ayarlarının nasıl yapılacağı internette var, o ayarları yapınca sorun kalmıyor.

netmaster modemler çok kötü. bulabilirseniz motorola modem alın. ya da benim gibi yapın, en küçük modemi var netmaster'ın, onu alıp, güçlü bir kablosuz routera bağlayın.

www.facebook.com
bu grupta bol bol modem satılıyordu. panoya mesaj atarsan sana ulaşırlar.

www.youtube.com

(bkz: morph) deniyor 3d dünyada kastettiğiniz şeye sanırım.

adobe after effect için twixtor diye bi plug in var, bi ara türk kliplerinde kullanılıyodu, aynı açıdan çekilmiş görüntülerde şarkıcının değişik yerlerde durarak şarkı söylediği kısımlar dönüşerek değişiyordu.

benzer görüntülerin birbirine geçişlerinde kullanılıyor. araları kendi oluşturuyor. yararlı bir şey.

abide-i hürriyet var abide-i hürriyet var neresine gideceğin önemli, çünkü çok uzun bir cadde. Yalnız şu yardımcı olur belki, tam karşındaki Ermeni Mezarlığının solundan dümdüz yürü karşına çıkan cadde bir nevi abide-i hürriyet caddesi başlangıcı.

5-7 dk arası. Bahsettıgın cadde çok uzun, neresine gideceksin bilmem ama Cevahır'i arkana alırsan, sola gidip, ilk sağa dönersen Abide-i Hürriyet'e kavuşan sokağa girmiş olursun.

www.atamerhukuk.com buraya gidicem.

maps.google.com

mumkun
ama bazi linuxa ozel(esasinda standard c kodu diyelim) komutlar calismayabilir.

tabii ki; win32 projesi yaratmanız lazım.

sanırım problemim başkaymış, debug ederken Error while trying to run project: Unable to start program. Cannot find the file specified uyarısı veriyor ve compile etmiyor :(

mümkün,
öncelikle boş bir win32 console application oluştur daha sonra sol tarafta file explorerdı galiba orada oluşturduğun dosyayı göreceksin. uzantısı .cpp (c p lus p lus) olan dosyanın uzantısını el ile .c yap. artık c ile çalışabilirsin.
compile ederken hata ile karşılaşırsan .c dosyasını sources klasöründe oluşturmayı ve diğer tüm dosyaları (.c, .cpp) kaldırmayı dene.

hepsini yapıyordum zaten hocam, project ayarlarda problem varmış ondan debug yapmıyordu ben de c'yi çalıştırmıyor sanıyordum halettim sağolun.

26 Ocak'taki varışınız sırasında dosyanızın tamamlanmış olması gerekiyor. Ama o gün cumartesi ve sekreterliğin kapalı olması sebebiyle, görevlinin pasaportunuzu yerleşimden önce alması gerekliymiş.

not: fransızca'dan değil, google'la italyanca'ya çevirip ordan çevirdim. doğru olmayabilir ama aynı aileden oldukları için google translate oldukça isabetli oluyor.

cepeuc +1
fransızca biliyorum.

Çalışma saati diye bir şey yok. 3 saatlik tanıtım işi de olabilir, sabah 7den akşam 12ye kadar kalacağın organizasyon işi de olabilir. Kazanç ajansa göre değişir ama ortalama günde 40-70 lira civarıdır. Kimi yerler fiks 100tl veriyor mesela ama hepsi değil. Tercüme işlerinde (simultane olmaya tercüme) daha da çıkar bu rakam. Sömürme sistemi esastır. Devam zorunluluğu olmayan üniversite öğrencileri için güzel bir gelir kapısı. Ben de bir süre çalıştım ama kesinlikle kendinden ve haklarından ödün verme, kendini ezdirme 3 kuruş için (verecekleri gerçekten o yorgunluğun yanında 3 kuruş kalıyor çünkü). Benim dilim olduğundan fuarlarda vs tercüme işleri geliyordu, o yüzden nazım geçiyor sesim çıkıyordu. Ama kendini tanrı sanan spvlerin altında ezilen çok kişi gördüm. Ha tempoyu ve çevre genişletmeyi sevdiklerinden memnun çok insan da tanıdım bunların yanında. Olup olmayacağı kişiliğine bağlı biraz, kimi kaldırır kimi kaldıramaz.

Bir de kimi ajanslar da sigorta yapmaya başladı, diğer işinde sigortan varsa o işi konuş önceden.

Farklı kişilerden de birkaç bilgi daha alabilir miyim lütfen?

orange coffee önemli bütün noktaları söylemiş, ben de tecrübemi paylaşayım:
bu tip ajanslarda genelde bir piramid durumu var, çalıştıkça daha çok kazanıyorsunuz, bir de adam getirirseniz onların üzerinden size para veren şirketler de var. kimi işler keyifli olur, yorulursunuz ama bi torba eşantiyonla falan dönersiniz. kimisinde de saatlerce ayakta durup bolca eşya taşırsınız.

bana mesaj atarsan yardımcı olabilirim.
google open accessory framework diye aratabilirsin.

(bkz: arduino)
arduino'yu android cihazlara bağlamak mümkün.

köpük kullanıyorum ben. mak3 ile tek sefer. ama o tek seferde bir yeri en az 2 kere alıyorum. düzden almaya çalışıyorum çoğunlukla ama sakal kalan bir yer varsa ters de giriyorum oraya. traş sonrası da krem sürüyorum.

zenigt yazınca aklıma geldi; duştan sonra tıraş oluyorum ben de.

jel kullanıyorum ben. bir kere iyice köpürtüyorum sonra mach3 ile tek bir defa ters oluyorum.

duşta oluyorum. önce sıcak bir duş alıyorum iyice yumşatıyorum sonra köpük sürüp ustura ile 2.perde düz bir şekilde alıyorum.

traştan sonra arko traş kolanyası.

duş haricinde başka bir yerde olamam bağımlısı oldum valla.

edit: duşluğun duvarına ayna astım.

haftada bir tıraş oluyorum. köpük kullanıyorum, bir düz bir ters iki defa. sonrasında krem sürüyorum krem kullanmazsam derim pul pul dökülüyor.

makinayla 1e vurup köpük+ustura, tek geçiş. fazlası cildimi mahvediyor. traş sonrası kremi de kullanıyorum.

duş sonrası hakikaten süper oluyor. ayrıca ben de sormuştum.
(git: 531480)
ayrıca: (bkz: nivea balsam)

banyodan sonra oluyorum, sıcak su gözenekleri açtığı için daha rahat tral oluyorsun. daha sonra köpük kullanarak tek perde traş oluyorum. 2 perde olursan cildine zarar verirmiş (berber demişti) ama hergün traş oluyorsan makina almanı önerimrim. 3 başlı olanlardan.

once makinayla inceltiyorum sonra sag sol capraz asagi yukari duz ters kafama gore takiliyorum dort bicakli ile, jeli kopurtup suratimda.

hafta içi her gün traş oluyorum. Sadece köpük ve tek perde alıyorum, jiletle. Mecburen düzden alıyorum yoksa yüzüm sucuk gibi kızarıp kabarıyor. arada bir traş losyonu sürüyorum o kadar.

tıraş köpüğü kullanıyorum. iki perde yaparım. birinci perde düz, ikinci perde yanaklar yandan, çene altı tersten. tıraştan sonra soğuk suyla bol bol yüzümü yıkıyorum sadece.

Abi ben kose gibi bisey oldugum icin bi bok kullanmiyorum dustan sonra direk derby ile daliyorum, cok az kestim yuzumu, trastan sonra da axe in aftershave ni suruyorum hissini sevdigim icin yoksa aftershavelik olay yok.

Özellikle duştan sonra arko krem ve fırçayla köpürttüğüm surata veya kafaya Gilette Blue 3 (mak 3 çok can yakıyor sakallarımda. Blue 3 ise rahat ve 1 aya yakın gidiyor teki) ile girerek. Suratta düz kafada ters alıyorum. Sakalı gerekirse önce inceltiyorum makinayla. Sonrasında da bazen Old Spice aftershave.

haftada bir traş oluyorum, kullan at gilette 3 bıçaklı ile ve jel kullanmayı daha çok seviyorum. sanki o daha iyi nüfuz ediyo cilde :) tek perde de hallediyorum. yüz kısmını aşagı dogru, çene altınıda yukarı dogru alıyorum. Benim için bir çile tıraş olmak. Çünkü alt taraf feci kabarıyo. byeee

Philips traş makinesi ile kısaltıyorum.

köpük - mach3 - 2 sefer. ters girmem hiç, düz düz. kolonya kullanıyorum.

301 redirect var çünkü. doğru adres şu:
www.idefix.com
muhtemelen dizgisini yapan melek dural'ı yazar diye yazmışlar ilk girişte. sonra düzeltmişler url aynı kalmış.
ek: hatta, aradaki yazının hiç bir önemi yok, sadece seo için var. misal bu aynı yere gider: www.idefix.com

bu arada phpci değilim ama 8. satırda şöyle bir şey var:
ini_get('safe_mode' == 'Off')
bu ini_get(false) a çözümlenmiyor mu? şöyle olması lazım sanki: ini_get('safe_mode') == 'Off'

hah, şimdi anladım sıkıntıyı çok sağol ya.
şu curl ile redirectleri de halledebileceğim bir kod bulayım bari.

sonucu da yazıyorum:

function cek($url)
{ $ch = curl_init();

curl_setopt($ch,CURLOPT_URL,$url);
curl_setopt($ch,CURLOPT_HEADER,true);
curl_setopt($ch,CURLOPT_RETURNTRANSFER,1);
curl_setopt($ch,CURLOPT_REFERER,"www.google.com");
curl_setopt($ch,CURLOPT_USERAGENT,"googlebot");
curl_setopt($ch, CURLOPT_FOLLOWLOCATION, true);
$data = curl_exec($ch);

curl_close($ch);
return $data;
}

bu basit kod ile halledebiliyoruz sıkıntıyı.

Hayır bir sorun teşkil etmez.

ben de tutacak kısmı mıknatıslı deri bir kılıf kullanıyorum, ekrana zarar verme riskini şimdi bunu okuyunca ilk kez düşündüm biliyor musun, bendekinin de mıknatısı bayağı kuvvetli ama zarar vermiyormuş demek ki, rahatlıkla kullanabilirsin bir şey olmuyor.

alkol sonuçta sterilizasyon için kullanılıyo,hacim olarak ayırmışlardır yoktur fark

paketlenmesinde farklılık olabilir mi?

ben de geçenlerde etil alkol nereden bulabilirim diye başlık açmıştım ama cevap çıkmadı. onun cevabını da buradan alabilirim belki :)

sizin sorunuza gelince etil alkol araştırmalarım esnasında söyle bir durumla karşılaştım. daha önceden büyük migrosların raflarında bulabiliniyordu. fakat birkaç ay önce raflardan kaldırdıklarını yazı geldiğini falan söylediler. sonra bir eczaneye gittim bi yere yönlendirdiler falan filan orada varmış fakat dediğiniz gibi tıbbi amaçlı kullanım içinmiş. etil alkol satışını rte efendi yasaklamış meğerse. bundan sonra yalnız tıbbi amaçlı satılabilecekmiş. bu nedenle 1 litrelik şişe bu yasaktan önce basılmış olabilir. ben plastik şişede sattıklarından eczanedekini almadım, fazla 'tıbbi' duruyodu. bence etil alkol ise ikiside bir sıkıntı olmaz.

formatı değişiktir.

m3u dosyası dediğimiz çok basit bir yazı dosyası.
şarkıcı - şarkı ismi - dosya konumu
şeklinde girdilerden oluşan bir listedir. eğer dosya adreslerinde sorun çıkaracak bir değer varsa bu sorun olabilir. yerindeyken rölatif kaydedilmiştir adresler, aynı sorun oluşmuyordur. dosyayı notepad'de açmayı deneyip bakabilirisiniz.

(bkz: metro grossmarket)

3M, 5M Migros'larda vardı en son, kaldırılmadıysa.
Metro Gross'larda da var diye hatırlıyorum.

migros ve macrocenter'ların büyüklerinde var. Nerede yaşıyorsun?

Ümraniye

caddebostan migros'ta ve kalamış macrocenter'da var ama sana biraz ters kalabilir. kadıköy balık pazarında bak istersen.

Ümraniye'de Metro var, oraya bir bakacağım. Olmadı balık pazarını deneyeceğim.

kadıköyde şüttede de var.

Goethe İnstitut. Gs lisesi yanında.

real ler de de oluyor (istanbulda varmı bilmiyorum ama)

steam inventory'nize baktınız mı? belki hediye olarak oraya düşmüştür.

kontörlü için konuşuyorum, bir seferde 30 tl yüklerseniz 1 aylık 1000 mesaj kafadan veriyor. onun üstüne nar150 yapıyorum ben, ayda 30tlye kafi oluyor.

metrobüse yakınsanız metrobüsle mecidiyeköy, oradan otobüsle etfal 10dk.

metrobüsle mecidiyeköy, mecidiyeköy'de viyadük altından (taksim yönü) giden herhangi bir otobüse binip şişli etfal durağında inilebilir. durağın karşısından sokağa girip dooooğru gidilecek. mecidiyeköy'de binilebilecekler 74, 74a, 69a falan ilk aklıma gelenler.

hepsinin flac olması 2 seneden daha uzun sürer. ama cidden, dinleyince anlamıyorsan boşver.

bir de picard vb programlarla tagleme işini gör, onlar yazıyor hakiki kbps'sini.

adobe audition gibi bir programda spektrum analizi yapmak gerek. kesilme noktası(cut-off point) ne kadar yüksekse o kadar özgündür kayıt. bitrate düştükçe yüksek ve düşük frekanstaki verileri kesiyor codec.
bestfiction.livejournal.com

selam,

güzel bir merak olmuş ben de zamanında benzer şeyi düşünmüştüm. en anlaşılabilir biçimde açıklamaya çalışayım.

öncelikle 64kbps bir mp3 ile 128 kbps arasındaki farkı algılayabiliyorsundur umarım, 128 ile 320 arasında bu kadar majör bir fark olmasa da oldukça fark var. özellikle yüksek frekanslara yani tiz seslere dikkat edebilirsin. daha bi güzel cızlar, ses haşırdamaz bozulmaz diyeyim.

bir de talemon'un dediği gibi spectrum analyzer olayı var, hani medya oynatıcılarında yukarıdan müzik çaldıkça ritme göre inip kalkan görsel çubuklar vardır yaa işte onların aslında bir amacı var. sol taraftaki çubuklar bass sesleri ortadakiler mid sesleri sağdakiler de tiz sesleri gösteriyor. audio cd veya flac dinlerken bu çubukların müzikle beraber kendinden geçtiğini görebilirsin. daha yükseğe vururlar ve hatta sağ ve sol tarafta hiç hareket etmeyen çubukların da hareket ettiğini görebilirsin.

işte mp3leri sıkıştırırken bu çubuklar da sıkıştırılıyor, hatta sağdan soldan bastırılıp biraz da tepeden eziliyor desek açıklayıcı olur umarım. abartarak anlatırsam; yani müzik çaldığında çatır çatır oynaması tepinmesi gereken çubuklar cansız bir şekilde oynuyorlar. bu da ne oluyor normalde duyulması gereken frekansın daha az duyulmasına hatta duyulmamasına sebebiyet veriyor. işte insan kulağı da her frekansı duyup seçemez ya da dikkat etmez diye mp3 teknolojisinde bu hassas frekanslar kısılıyor sadece rahatlıkla duyulabilir frekanslara yer veriliyor. mp3ün kalitesi düştükçe de benim söylediğim olay daha da bi coşuyor, frekanslar iyice kuşa çevirilip lezzetsiz bir ses çıkıyor ortaya(abartıyorum demiştim)g Güzel bir player ile foobar öneririm bu spectrum analyzer olayını açıp frekansları gözleyebilirsin, 320 kbps mp3 dinlerken hareket eden çubuklar daha yükseğe vurduğu hatta uçtaki frekanslarda düşük kalitedeyken hiç hareket olmazken yüksek kalitede hareket olduğunu görebilirsin.

yanlışım varsa düzeltin.

hepsinin flac olması yakın zamanda biraz zor.. ayrıca bir flac 50 mb panpalar.. boyutunu geçtim bazı eski şarkıların mp3lerini bile bulmak mümkün olmuyorken flaclarını bulmak imkansız gibi..

ayrıca 90 yaşında değilim panpalar elbette iyi kötü ayırt edebiliyorum ben sadece profesyonel yardım istedim.. :)) zaten kulaklıkla müzik dinlerken bazı şarkıların aşırı derece kalitesiz olduğunu farketmemle giriştim bu işe.. tabii 4000'e yakın mp3 nasıl düzeltilecek ne kadar zamanda yapılacak hiç fikrim yok.. allahtan bir çoğunun kalitesi 192'nin üstünde..

neyse talemon'un ve cisegu'nun verdiği ayrıntılı bilgiler ışığında bir çalışma yapıcam..

thank youuuu.. :)

küçük bir php scripti yazabilirsiniz. str_replace ve preg_match_all fonksiyonlarına göz atın.

diğer türlü de 12 hamlede silebilirsiniz;

not defterini açıp önce ( karakterini boşluk ile replace edin,
sonra ) karakterini,
sonra da rakamları.

spesifik rakamlari nasil tek tek replace edeyim? istedigim sey tek yontemle replace all yapmak. editpad, notepad plus'la calisiyorum.

notepad++ ile find & replace'de search mode olarak regular expression seçerseniz, aramaya [ ]*\([0-9]*\) yazar, replace'e de hiç bir şey yazmazsanız silecektir.
bu parantezden önceki boşlukları da siler, onu istemezseniz ifade \([0-9]*\) olacak.

excelle formul yazarak yapabbilirsin
=PARÇAAL(A2;1;BUL(" (";A2;1)-1)

Öyle birşey mümkün. Modemin otomatik güncelleme özelliği de olabilir tabii.

netmaster modemlerde backdoor var. kullanıcı ismi: mso şifre: changeme

talemon başgan yemedi user pass

(bkz: serbest meslek makbuzu)

Önceden gider pusulası kestiriyordum. Şimdi fatura kesiyorum. Gider pusulasını da çok sık kestirmemek lazım.

evet, tanışma kaynaşma için değişik yolları var. Farklı milletlerden olabiliyorlar. Sana çok yakın ve arkadaşça davranıyorlar, sosyal etkinliklerine davet ediyorlar. Sonrasında kilise ve ayin davetleri gelir. Küçük gruplar halinde dolaşırlar, yolda merhaba diyerek bile tanışabilirler, cinsiyet ayrımı yaparlar, yani misyoner bir kız, aralarına almak istediği başka bir kızla ilgilenir. Kız-erkek teması olmuyor. Türkiye gibi bir ülkede boşa çaba olarak değerlendiriyorum bu faaliyetlerini.

katolik veya protestandırlar. Çünkü Ortodokslukta misyonerlik yoktur.

ben de istedim zamanında. senden tepki gelmeyince vazgeçerler :)

yehova'nın şahitlerinden misyonerler var istanbulda.

Katolik degiller, Sokaklarda bile Incil dagitan protestan ve yehova sahitleri

antibiyotiği kafanıza göre değil doktor tavsiyesine göre alırsanız doğru antibiyotiği doğru dozda alırsınız. nükset ihtimali de azalır

doktor tavsiyesiyle alınmış bir ilaç zaten.

antibiyotiğin işlevi vücudunuza giren yabancı organizmanın palazlanma yollarını tıkamaktır. günün sonunda onu yenecek olan yine sizin bağışıklık sisteminizdir. kendinize iyi bakmadıysanız, bağışıklık sisteminiz hastalığı yenecek kadar kuvvetli değilse hastalık nüksedebilir. bu durumda daha güçlü bir antibiyotik almış olmanız gerek.

ayrıca, antibiyotiği dozunda almazsanız ya da yetersiz gelirse patojen ilaca bağışıklık göstermeye başlayabilir, direnç geliştirip güçlenebilir.

haklısın talemon tamda dediğin tanıma uyuyor herşey,bikaç gece uykusuz kalmıştım vs. ve bir doz atlamıştım en son ondan sonra tekrar nüksetti.teşekkürler

bakteri direnci ya da doğru verilmemiş bir antibiyotik olabilir.

hastalık yapan bakteriler ölsün diye antibiyotik veriyoruz. yarıda bırakınca kalan bakteriler o antibiyotiğe karşı direnç kazanıyor ve bir daha aldığında o antibiyotik artık etkisiz oluyor o bakterilere diye çok kabaca anlatabiliriz. yarıda bırakmasan da çok kullanımlarda direnç görülebiliyor. ya da zaten dirençli bir türe maruz kalmış olabilirsin.. değişkenler çok.

peki bu durumda mevcut ilacın alımı zarar verirmi ?

Winamp.

Önce tüm mp3'leri bilgisayara at. Bunun için i-funbox programını kullanabilirsin. Tamam kullanacağım nasıl dersen anlatırım.

Daha sonra bu mp3'lerin hepsini aynı anda winamp'ta çalıştır. Sonra id tag'lerini değiştirmek istediklerini seç (topluca da seçebilirsin ctrl ile) sağ tıkla, Gönder(Send) / Otomatik etiketle (Auto-tag) seçenepine bas. İnternet bağlantısı sayesinde hepsinin etiketlerini otomatik bulacaktır.

Daha sonra müzikleri cihaza gönder. iTunes'daki listede hepsini seç sağ tıkla id taglerini 2.4'e güncelle.

süper. winamp'ta çoklu seçim olduğunu bilmiyordum.
artık herşey daha kolay olacak, teşekkürler.

musicbrainz.org

www.mp3tag.de

J.River Media Center v17.0.140

edit: windows 7nin kendi tag düzenleyicisi var. daha pratik ve hızlı.

Media Monkey

www.google.com.tr

olan 3-5 fotoğraf burada... Ama bence "Ara Güler fotoğrafçılık eğitim ve sanat vakfı" bunun adresini bul ve oraya posta,mesaj hatta yüz yüze gidip iste :)

kimin çektiğini bilmiyorum ama burada bir sürü fotoğraf var: picasaweb.google.com

kaç gayme bu dieseller?

deriden'den oxs alın, 5-6 sene rahat giyersiniz.

mario'nun bir bölümünde böyle bir olaya giriyorduk.

flinstones

megaman x - flame mammoth adlı bossun mekanı.

metal slug olabilir

(bkz: icy tower)

snow bros

Gameboy'daki Wario Oyunu. Mario'nun asabi ikizi. Lavlı bölümden geçmek o zamanlar benim işin dehşetli bir şeydi.

worms1'de sudden death olunca alevde solucan izgara oluyordu.

www.forceforgood.co.uk

tekniği geliştirmek lazım. youtube'da bir sürü videosu var, onları izleyebilirsiniz. zamanla alışıyor insan. sabunda maksat yüzü gevşetmek, vaktiniz varsa sıcak havlu olayına girebilirsiniz, faydası olur. traş sonrası mutlaka nemlendirici bir krem sürün, ben nivea'nın traş sonrası balsamını kullanıyorum. bir de kanama oluyorsa durdurmak için kantaşı alın.

ben de ustura ile traş oluyorum. bir süre sonra alışıyor insan, alıştıktan sonra 35 lik rakı içip traş olmuşluğum var, sabah sordu eş dost "kedi ile çuvala mı girdin, ne bu surat" diye ama onun konuyla ilgisi yok. Mentollü traş köpükleri var onları tavsiye ederim, traş sonrası da arko nun nemlendirici traş kreminin üzerini daha görmedim.

zamanında epey deneyimim oldu.
*belki de en önemli kural (bence) aynaya bakmadan traş olmak. yani usturayı belirli bir yöne ilerletirken aynaya bakarsan ters bir hamle yapabiliyorsun.
*ikinci kural ise kesinlikle sakalları iyice yumuşatmak. bol köpük ve sıcak su lazım. en az 2-3 dakika sakalları köpükle masaj yap.
*usturayı tutan elin sabunlu olmasın yıka sık sık. her an kayıp afili bir faça sahibi olabilirsin.
*acele etme yavaş yavaş yap

elin kaymasın istiyorsan berber malzemeleri satan bir yerden şap taşı al

www.samsung.com bunlardan birini arayıp sorarsanız en net cevabı alırsınız.

son birkaç yıldır turhost kullanıyorum, şikayetim yok, tavsiye ederim.

sınırsız hizmet verenlerden kaç derim. sadece hosting'e de bir bak bence. yıllardır kullanıyorum, onların destek ve ciddiyetini başka hiçbir şirkette görmedim.

öncelikle biletix konser düzenlemiyor sadece bilet satışına aracılık yapıyor.
bir de gideceğin konserin yapılacağı yerin gişesinde biletlerin satılması gerekir diye biliyorum.

internetten aldığın bileti konser günü kapıda kimlikle kredi kartını gösterip bastırıyorsun.

bileti ancak ve ancak aldığın kredi kartının üzerinde yazan isme teslim ediyorlar ve bu konuda ne kadar dil dökülürse dökülsün taviz vermiyorlar. bu da aklınızda bulunsun.

bilet alırken kargoyla gönderme seçeneği de var. 6 liraya ertesi gün kapıda oluyor.

biletix'in olmadığı bir şehirde sadece biletix'ten bilet satılır mı yahu kimse gidemez o zaman konsere :) anadoluda bir şehirse genelde gözde kafelerinde ve gişelerde satılıyo biletler.

www.grooveshark.com

ex.fm

chrome kullanıcısıysanız bir last.fm eklentisi var, şarkıları bir yerden bulup getirip çalıyor. onu kullanabilirsiniz.
chrome.google.com

jango.com

Gnoosic diye bir site var. Kitap, film, müzik hepsi için hoş şeyler sıralıyor.

çok spesifik bilgi veremeyeceğim ama orada uzun süre yaşamış biri olarak tarif edeyim, kimse bir şey demezse işinize yarar:
Metrobüsle gidiyorsanız, zeytinburnu durağında inip merter tarafına doğru çıkarsanız yukarı doğru bir cadde gider. Bu caddeye bakabilirsiniz. yukarı çıkınca merterin meşhur bir camisi vardır, o caminin önünde bir meydan var. o meydanda cami solunuzdayken sağınızda kalacak 2 cadde ve onların üstündeki sokaklarda pek çok toptancı var. çoğu perakende de satıyor.

toptan alacaksan laleliyi de önerebilirim.
ama cok sahte ürün var orada dikkat et,

ekmek kızartmak dışında hepsini yapar.

ama nasıl yapılacağını bilmen lazım. mesela su veya süt ısıtabilirsin. mikrodalganın içinde uduran su veya süt öyle mal gibi durur. anaa hiç kaynamamış diye eline alıp hafifçe çalkaladığın anda höförörşş diye kaynamaya başlayabilir. taşıp elini yakabilir. yumurtayı uygun şekilde pişirmezsen öyle güzel patlar ki günlerce mikrodalganın içinden yumurta temizlersin. delik mi açmak lazımdır, bişeye mi sarmak gerekliydi hatırlamıyorum ama var yöntemleri.

buna uygun kupa edinirsen (stoneware) herhangi bir sorun yaşamadan su ve süt ısıtabilirsin. kaynayınca taşmaması için üzerine porselen gibi bişey kapattığın sürece süre ve sıcaklığı kendin bulmalısın.

zira, mikrodalgalar watt üzerinden kontrol edildiği için, verim de sabit olmadığı için süreyi net söylemek mümkün değil, ama bir tabak yemekten farklı değil.

yumurta patlıyormuş, youtube.da videosunu gördüm.

kahve yapmak için suyu ısıtmam kaç derece dk olmalı?
kupama koyuyorum suyu fırına öyle atıyorum. porselen bardakla koymak doğru olan dimi?

eksi: cevabınızı, yazıkdıktan sonra gördüm.

benimkinde bir bardak su 1 dk'da yeterince ısınmış oluyor.

mikrodalgada nefis mantar pişiriliyor. mantarları soy, yık, tuzla, azıcık margarin falan sür üstlerine, istersen kaşar rendele tepelerine ve ver mikrodalgaya. pişince ekmeği al, suyuna ban falan. nefis ;)

kumpir yapılıyor mesela, patatese bi kaç delik aç ve pişir. pişince eldeki malzemeleri koy içine ve ye.

konserve yemekler var, onlar ısıtılınca gayet güzel oluyor.

dondurulmuş pizza, şnitzel falan bok gibi oluyor.

genel olarak, suyu buharlaşıp kauçuk gibi olabilecek şeyler mikrodalgada pek olmuyor.

çeşitli yemekler, çeşitli yollarla pişirilebiliyor makinada, ama nasıl yapıldığını öğrenmen lazım.

www.wikihow.com

bence şu link ilgini çekebilir..(bkz: http://www.hafiftarif.com/mikrodalgada-5-dakikada-kek-tarifi/)

Yumurtayı göz göz kırarsan patlar, ama çırparsan bir şey olmaz. Ben fırın poşetinde tavul yapıyorum, pek güzel oluyor. Mikrodalga'da çikolatalı ıslak kek yapmışlığım vardır. Yemek pişireceğin zaman ya fırın poşetinin içinde olsun ya da carrefour'da filan mikrodalga kapağı satıyorlar, onu kapat üzerine. Çünkü çok yağlı yemeklerin yağları sıçrıyor, pilav ısıtsan pirinç patlağın oluyor. Kahve için suyu MD'da ısıtma, koy cezveye öyle ısıt, daha ucuza gelir.

patlamış mısır, yarım çay bardağı tane mısıra 1 yemek kaşığı sıvıya koy karıştır sonra fırın torbasının içine koy. torbanın ağzını en ucundan iple bağla(torbanın pakedinden çıkan bağlarla bağlama çünkü onların içinde metal olabiliyor), fırının içine koy ve üste kalan kısmına bir iki tane ufacık delik aç(dişinle falan). 3 dakikada falan on numara oluyor ama dikkat et eğer fazla kaçırırsan ısınan mısırlar torbayı yakabiliyor.

o balık değildir bence deniz dinozorudur

Bence yenir, ölmezsin. Şöyle bir yazı buldum nette;

"Deep-freeze”lerde saklama süreleri; hamsi, sardalya gibi küçük balıklar için 3 ay, 3 ila 4 adedi bir kilo gelen çipura, lüfer gibi balıklar için 5 ila 6 ay. Her biri 1 kilodan büyük balıklar için ise 6 ila 8 aydır. 25 derecelik “deep-freeze”lerde ise bu süre yaklaşık yüzde 50 artar."

-18 gibi derin-dondurma yapılmışsa, konduğunda tazeydiyse ve arada hiç çözülmediyse sağlıklıdır. yoksa kısfmet.

yenir ama tadı garipse yeme.

yeme, ne için hangi riski alıyorsun diye sorarım.

-20 lerde oldugunu varsayarak yenir diyorum. ölmeyeceksin.

o kadar açmısın hocam. gel ben sana yemek ısmarlarım ankaradaysan :))

palamudun tanesi 5 tl iken değer mi lan...

bilgisayarınıza fiziksel olarak erişim imkanına sahipse hiç kasmayın 5 gün falan, 500 tl'yi masasına bırakın. eğer bu şansı yoksa yolladığı, paylaştığı mp3'ü, resmi, linki bile tıklamayın.

bilgisayarıma fiziki olarak erişemez...

size daha once yedirdiyse zararli bir dosyayi, evet olabilir.

Bilgisayarınızın açılışına hatta biosunuzun açılışına da şifre koyun.

facebookta da, gmail'de de 2 kademeli güvenlik var. Bunları açarsanız cep telefonunuza gelecek mesajdaki kodu girmeden şifrenizi bilse bile login olamaz. Bunlar yeterli olacaktır. Bi biramı isterim ;)

ya hacı , facebook için kullandığın mail adresinin ve facebookun şifresini değiştir. bu eleman iddia ediyosa bunu kesin biliyodur şifreni filan. yoksa kimsenin şifresini ele geçiremezsin bodoz gidip onun gonderdıgı bir dosyayı açmadıysan..

pc'deki şifre hatırlatmayı kaldır .. çerezleri de sil.. sittin sene erişemez hesaplarına..

daha önceden sızmış bilgisayarınıza , bu kadar emin olmazdı yoksa. geçmiş olsun şimdiden.

bu 5 günlük süre zarfında facebooka hiç girmemek de bir önlem olabilir.

hacıt fiziksel olarak pcne erişemiyosa hiç sıkıntı yok, o parayı alabileceğin garanti ise önce pcne bi format at, facebookunun şifresini 86 haneli bişey yap, sonra da 5 gün hiç dokunma pcne, gez toz.

500 lirayı alınca da sözlükten bana mesaj at

format at, windows 8 kur makineye (eldeki cdleri kullanma yenisini kullan). Facebooka gir ve şifreyi 86 haneli hayvani birşey yap. Bunu yaparken ekran klavyesi kullan. Elemanın yolladığı, ya da ondan gelebilecek her türlü maili o makinede açma, hatta hiç login bile olma. 5 gün FB kullanma.

Öyle FB kırmak filan kolay değil, muhtemelen sana birşeyler yollamış ona güveniyor artiz

kapayın bilgisayarı, 5 gun kullanmayın.
bir internet kafeden de email ve facebook şifreni değiştirdiniz mi bişi olmaz hehe
500 lira iyi para yani hehehe

ehe
kolay mı yav şifre kırmak , iyi öyleyse çalalım herkesin şifreyi.
1) facebook'a kayıt olduğun email adresinin şifresini ve gizli sorunu değiştir ( gizli soruya cevabın saçma sapan bişey olsun )
2) git fb şifreni değiştir.
bi bok olmaz.
eğer bilgisayarına keylogger bir exe vs atmadıysa çocuk, hiç bişey olmaz.

Farkındaysan internetteki neredeyse tüm hesaplara ulaşım için bir backdoor konuluyor. Şifrelerini unutan insanlar hesaplarına ulaşabilsin diye bazı güvenlik soruları soruluyor.

Eğer bu adam Facebook'unda ekliyse ya da hayatın hakkında bilgi alabilecek bir durumdaysa senin şifreni ya da güvenlik soruna cevabını tahmin ederek e-posta ya da Fb'de giriş sağlayabilir.
www.cracked.com
sanfrancisco.cbslocal.com

Bunun yanında şöyle bir "lamerlık" da var, bazı siteler belli sayıda yanlış şifreli giriş yapılmaya çalışıldığında hesabı bir süreliğine kilitliyorlar. Eski bir şey bu ama hala böyle bir şey varsa panikleme, hesaba o da girememiş demektir.

Adamın bilgisayarını kullanma, kendi bilgisayarını ona kullandırtma, usb takma, e-posta açma, bilgisayarındaki çerezleri baştan sona sil ve şifrelerinin tarayıcında kayıtlı kalmasına izin verme. Bundan sonra şifrelerini elden geçir, karmaşık ama aklında bulunabilecek bir şeyler yap. Şifre gireceğin zaman o siteye private mode ile giriş yap (son dönem tarayıcılarının hepsinde var bu), ve her zaman, HER ZAMAN, site adresini kontrol et.

Atıyorum bu adam sana [email protected] adresinden hesabına farklı bir yerden giriş yapıldığına dair e-posta gönderir, sen de iddianın gazıyla orada verilen wrongpassword.hotmaill.com adresine girersin. Sitenin dizaynı hotmail ile aynıdır sen de şifreni girersin ve şifre doğrudan arkadaşına gönderilir.

Bilgisayarını antivirüsler değil, sen korursun ve bunun için de dikkatli olman gerek. Bunun yanında adam Facebook'u hackleyebiliyorsa gitsin orada güvenlik elemanı olarak çalışsın it.

ortak wireless kullanma.
hey gidi Cain hey, ne eğlenirdik.

o kadr kolay değil bu işler.

kesin biliyo bence senin şifreni bence de.

senin şifreni zaten biliyor olabilir, bu birinci ihtimal.

ikincisi de senin gizli sorularını kurcalayacaktır. ortalama internet kullanıcısı 'ilk köpeğinin adı' tarzı sorulara ne lan bu deyip direkt doğru cevabı yazar, yakın bir arkadaşınsa onun cevabını bulur direkt, alır hesabını.

bunlar dışında bilgisayarı kapalı bırak, takılsın :)

Ne oldu içkiler? :P

şifremi kabul etmiyor. giremiyorum ben de.

izmirden bildiriyorum:

Unable to Complete Request

You can go to the home page or try again.

siteye girilemiyor .. ben de saga sola bkatım bi sorun mu var diye ama kaynak ta bulamadım.. iyi oldu yazdığın

malesef ben de bağlanamadım.

www.downforeveryoneorjustme.com

dosyaların boyutları çok değilse ve sunucuda komut çalıştırabilecek erişiminiz varsa scriptlerle yapılabilir. linux tabanlıysa tar yardımıyla, windows tabanlıysa 7zipin komut satırı versiyonuyla birkaç satırda çözülür.

linki mesaj attım kendisine.

Buyrun?

spreyler var, basıp burnun içine çekiosun astım ilacı kullanırmış gibi anında geçiriyor,eczanelerden bulursun

sinus rinse. hiçbir şey kalmaz.

otrivine var ama 2 günden uzun süre kullanmamanız gerektiğini bilin.

Bence insana gore degisiyor. benim icin akintiyi aninda kesen ilac: (bkz: xyzal)
digerinde (bkz: clarinase) veya nasalfort vs olabilir

3-4 tl falan galiba

iş bankası hesabına iş bankası atm'sinden havale yapmak fix 3 lira olması lazım. meblağına bakmıyor.

kartsız işlem yapacaksın sanırım,4 lira
kartın olsaydı 3 lira

Karşı taraf gerekli ayarı yapmışsa, kartsız işlemde masraf alınmıyor. Sormanda fayda var. Karşıdaki sana gerekli bilgileri veriyor ve ücret alınmıyor.

(bkz: qos)
interneti dağıtan neyse, oradan çözülebilir bu ancak. eğer bir modeme bağlanıyorsa bilgisayarlar, o modemin yazılımından yapılabilir bu. yoksa da yönetimli switchler var bu işler için, onların yardımıyla yapılır.

netlimiter

@talemon : switch'den nasıl oluyor bu ? ipucu verir misin ?

@empati kuramayan psikolog : net limiter sınırsız kullanımı var mı? trial kullanımında sorun cıkıyor diye biliyorum ...

torrentz'da aratırsanız kolaylıkla full sürümü bulabilirsiniz.

@empati kuramayan psikolog : Teşekkürler, Yalnız Sorun Çıkmaz Değil mi O Şekil Sürümlerde ?

php bilmem ama hızlı bi google'ladığımda şöyle yapabilirsin gibi geldi:
<script>
function git(){
document.myForm.submit();
}
</script>
<form id="myForm" action="bilmemnere" method="POST">
<li id = "hede" onClick="git();">öyle</li>
</form>

bilmemnere'ye gittiğin zaman da GET'le değil POST'la alman lazım tabi.

@altikereyedi

eğer her linkim aynı yere gidiyo olsaydı haklıydın ama benim her linkim başka adrese gidiyor

o zaman benim sayısını bilmediğim kadar form açıp kapamam gerekecek bu da çok fazla satır yazmam demek. bu kadar form açıp kapatmak istemediğimden daha basit bir yolu var mı onu öğrenmek istiyorum

yine de teşekkür ederim : )

@altikereyedi

zaten çalışmadı : )

arkadaşımın verdiği cevap:
"onclick event e $('#formAdı').submit() ekleyebilir veya veya :) yine onclick event e
$.post(url, {parametreler}); ile gönderme yapabilir"
özetle, (bkz: jquery)

@talemon
sana ve arkadaşına teşekkür ederim ama çalışmadı
muhtemelen ben bir yerlerde hata yapıyorumdur. gerçi kafam da yorulmaya başladı epey yabancı olduğum bi konu, neyse
get methoduyla gayet normal çalışıyor bu şekilde devam edecem ama yine de adres çubuğunda görünmeseydi iyiydi : )

jquery kullanırsan javascript'te hep rahat edersin
<script src="ajax.googleapis.com"></script>
<form id="myForm" action="bilmemnere" method="POST">
<input id="idval" type="hidden" name="id" value="1" />
<ul>
<li onclick="$("form#myForm").attr("action","bilmemnere1");$("form#myForm input#idval").attr("value","1");$("form#myForm").submit();>öyle</li>
<li onclick="$("form#myForm").attr("action","bilmemnere2");$("form#myForm input#idval").attr("value","2");$("form#myForm").submit();>öyle</li>
<li onclick="$("form#myForm").attr("action","bilmemnere3");$("form#myForm input#idval").attr("value","3");$("form#myForm").submit();>öyle</li>li>
<li></li>
</ul>
</form>

şu şekilde yapabilirsin ama aslında daha kolay fonksiyonlar yapabilirsin jquery ile mesela class'ına hede verdiğin li'lere sayfa ve deger diye iki yeni attribute atayıp tıklandığında içinde bulundukları form'ların derğerlerini değiştirip post'lamasını sağlayacak tek bir fonksiyon yazıp aşağıdaki şekilde kullanabilirsin biraz araştır jquery'i

<form id="myForm" action="bilmemnere" method="POST">
<input id="idval" type="hidden" name="id" value="1" />
<ul>
<li class="hede" gonder="bilmemne1" deger="1">öyle</li>
<li class="hede" gonder="bilmemne2" deger="2">böyle</li>
</ul>
</form>

@yuto öncelikle yardımın için teşekkür ederim
evet haklısın sanırım jquery öğrenmem gerekecek
fakat bu örnek aslında benim tam yapmak istediğim şeye karşılık değil
solda aşağı doğru inen bir menüm var ve bu bir include ile çağrılan php dosyası

bu soldaki
li lerle hazırladığım listede birine tıklandığında hepsi ayrı sayfalar çağırıyor
sanırım senin verdiğin örnek hep aynı sayfayı çağırıyor ama farklı değerler yollayabiliyor böylece
neyse benim amacım hangi li ye tıklandığını anlayıp onu css ile hazırlanmış active class ı çağırmak (böylece yeni sayfa geldiğinde bu listeden seçili olan li görüntü olarak seçilmiş gibi gözüküyor)

haliyle benim bir şekilde hangisinin tıklandığını anlamam lazım. bunu da
<li id="mgri"><a class="<? if (isset($_GET['bak']) && $_GET['bak']=='profile'){ echo ("active"); } ?>" href="profile?bak=profile">PROFILE</a></li>

yazıp çözüyorum.
tabi böyle yaptığım zaman adres çubuğunda profile?bak=profile gibi bir durum çıkıyor. aslında bu iş tamamen işimi görüyor ama sadece ?bak=profile görünmese daha hoş bir durum olur diye bunu istedim. o zaman aklıma post metodu geldi
biraz kurcukladım ama iş jquery e gidiyor ve benim zerre bilgim olmadığı için anca netteki ve burdaki örnekleri deneyerek durumu çözmeye çalışıyorum, e bilgi olmadığı için de bir yerlerde hata yapıyorsam da çözümü göremiyorum

eldeki mevcut bilgi bu durumu kurtarmadığı için sanırım bir süre böyle kullanıp işi çözünce düzeltme yoluna giderim : )

@kumdan kale
onclick="$("form#myForm").attr("action","bilmemnere1");$("form#myForm input#idval").attr("value","1");$("form#myForm").submit();>öyle</li>

attr("action","bilmemnere1"); satırı gönderilecek sayfayı belirliyor;
input#idval").attr("value","1"); ise gönderilecek değeri. yani ikisini de kullanabilirsin.

ayrıca

<li id="mgri"><a class="<? if (isset($_POST['bak']) && $_POST['bak']=='profile'){ echo ("active"); } ?>">PROFILE</a></li>

şeklinde olayı get yerine post'a uygulayabilirsin.
bir de demin yazdığım kodda form'a method="post" eklemeyi unutmuşum onu da eklemen lazım

@yuto ilgin için tekrar teşekkür ederim şimdi ortaya şöyle bir şey çıktı

<form id="myForm" method="POST">
<ul>


<li id="mgri" onclick="$('form#myForm').attr('action','profile');$('form#myForm input#idval').attr('id','profile');$('form#myForm').submit();" ><a class="<? if (isset($_POST['id']) && $_POST['id']=='profile'){ echo ('active'); } ?> ">PROFILE</a></li>

</ul>
</form>

attr('action','profile') profile yazan yer tıklanınca gitmesini istediğim sayfa
$('form#myForm input#idval').attr('id','profile'); değişkenin adı id, içerği profile olacak, en azından öyle olmasını umarak yazdım input#idval kısmına dokunmadım : )

ne oldu diye sorarsan
herhangi bir hata gelmedi ama çalışmadı bende gittim en tepeye
<?
if (isset($_POST['id']))
{

echo ('<script>alert("'. $_POST['id'] .'");</script>');
}
?>

yazdım ki eğer değer falan varsa bişi olsun
ama sanırım id diye bir değişken vermiyor bana

ilgin için tekrar teşekkür ederim

pastebin.com

idval'in gizli input olarak orda durması gerekiyor bir de "id" şeysi de idval'in name attribute'unda.

yani gönderilecek verinin başlığı
$("form#myForm input#idval").attr("name");

değeri ise
$("form#myForm input#idval").attr("value");

@yuto

valla ne diyceğimi bilmiyorum çok teşekkür ederim, çatır çatır çalışıyor : )

ayrıca bu jquery konularına sıfırdan başlamak için verebileceğiniz kaynak varsa çok sevinirim

valla ben jquery'i netten yapmak istediğim şeyleri yazarak öğrenmiştim. hala da her şeyi ezbere bilmiyorum. atıyorum input'un değerini değiştircem gogula "jquery change input value" yazıyorum çıkıyor bir sürü şey. jquery.com'daki kaynaklar genelde iyi bu arada.

jquery kullanmadan da yapabilirsin. Üstteki cevapları okuyamadım tekrar yazdıysam kusura bakmayın.
<script type="text/javascript">
function submitci(str)
{
document.sayfaci.action='www.urlm.com'+str+'' ;
document.sayfaci.submit();
return true;
}
</script>

<form name="sayfaci" id="sayfaci" method="post">
<input type="hidden" name="blabla" value="1" />
<a href="#" onClick="submitci('');return false">Link</a>
</form>

@creepy
ilgin için teşekkürler ama doğru anladıysam bu örnekte tek adrese gitme durumu söz konusu

gerçi durumu çözdük ama yine de teşekkürler : )

(bkz: sünger pizza )

Güzelden kastınızın ne olduğuna bağlı. Dr. No var mesela, çok güzel hamburger yapıyor. www.drnoburger.com
Leman var yine yemekleri güzel, ortamı güzel. Terası da var, manzarası güzel.

cookshop
vespa

netmaster'ın modemleri kötü. yazılımları kötü yapılmış, pek çok hatası var. ben de benzer sıkıntıları çektim, aynı şekilde yaptım. bir bilgisayar mühendisi olarak anlamlı bir zafiyet oluşturmaz kanaatindeyim.

Konuya dahil oluyorum :) bahsi geçen modem bu mu img.cimri.com ? bende benzer sorunları yasıyorum. web sayfaları geç açılıyor bazen internet erişimi var gözüküyor ancak gene açılmıyor.bunları yapsak geçer mi ?

Sayın Kullanıcımız,

Güvenlik duvarı alanındaki seçenekleri devre dışı bırakmak herhangi bir güvenlik zaafiyetini yol açmaz, dışarıdan kimse bilgisayarınıza ya da modeminize erişemez. Bu alanlar, web sayfalarında gezinirken aniden ortaya çıkan çerezleri, ActiveX’leri, Popup, Proxzy ve Java Applet’leri engellemek ya da bunlara izin vermek için kullanılır.

NetMASTER cihazlarınızla ilgili herhangi bir soru ya da sorununuz olursa, her zaman NetMASTER Destek Merkezi'nden teknik yardım alabilirsiniz. Destek merkezimiz her gün 08:00 - 22:00 arası hizmet vermektedir.
0216 366 66 96
[email protected]

Saygılarımızla,

Ben epik fantastik severim.

Diğer yanıt; fantastikte yeni tür diye bir kavram yok gibime geliyor. Çünkü zaten fantastik kesin sınırları olan bir tür değil. Nedir fantastik, sorusunun genel geçer bir karşılığı yok. Bir yerde okumuştum: "Bir yerden bir yere veri / kütle gönderimini büyüyle yapıyorsan fantastik, elektrik aksamla yapıyorsan bilim-kurgu'dur" diye. Bana da sorsan fantastik budur. Yani, daha açmaya çalıştığın her özellik bir şekilde elinde kalır.

Irk, mekan, dil yaratımına gelince. Zaten çok değişik ırklar yaratamıyorlar. Belli bir iyi, kötü, vs. ırk tasarımları var Tolkien referansında, onları kullanıyorlar genelde. Tolkien'in Ork'larıyla Jordan'ın Trolloc'ları yahut Eddings'in Angarak'ları -Malloryon kıtasındakiler hâriç- arasında ben pek bir fark göremedim. Bu ırkların yaratılması zorunlu değilse de önemli; çünkü fantastik genel itibarla iyi ile kötünün son savaşıdır ve iyi-kötü çizgisini de kesin olarak verir. Salvatore'nin Drizzt'ı gibi bu duruma ters düşen (iyilik sever kara-elf) karakterler enderdir. Genelinde ork kötüdür. Öldürme içgüdüsü vardır ve kendi ırklarını bile yerler. Elfler ise tam zıttıdır. İşte bu bilinen basitlikte olayların gelişmesi, detaylandırılması, mekanın yaratısı yazarın zekâsıdır.

Ne yazdığımı ben zor anladım. Kısası: Yeni şey denenir müdürüm. Ama apayrı bir arkaplan üzerinde bir kurgu yeni değildir bence. Bence yeni olan bilinen arkaplana (ork, elf, tanrı) heyecanlı detaylar eklemektir.

Fantazi bence bir form. O yüzden çok tuhaf gelmiyor bazı unsurların benzemesi. Sonuçta önemli olan anlatılan hikaye, verilmek istenen mesaj. Bu açıdan bazı kitaplar güzelken bazıları grind tadında oluyor. Ursula K. LeGuin okudum bu aralar mesela, yerdeniz öyküleri oldukça güzel. İlk bakışta klişe unsurlar varsa da, aslında anlatılan insan hikayeleri.

normal dünyada geçen fantastik kurgular da var.

ama fantastik sonuçta, birileri mutlaka uçacak kaçacak firaball atacak. haliyle bunu yapanlar yeni bir ırk olacak. insan şeklinde de olabilir, orc şeklinde de.

sıcak su termosifon, hergün duş alırım, bulaşıkları elde sıcak suyla yıkarım. mutfak tüp, bilgisayarım ve tv'm 24 saat hep açıktır. 100 geliyor babow bir tüplede ortalama 3 ay idare edebiliyorum. oda çalıştığım ve sadece akşamları kullandığım için. bu arada zaman zaman annem gelip 1 2 ay kaldığındada 100 geliyor. değişmiyor meret.

ısıtma merkezi sistem doğalgazlı, bunun dışında bir çok insan mutfak ve banyo için doğalgaz çektiler.

su da ocak da elektrikli, 2 kişi bilgisayarlı falan, 150 civarı geliyor. gerçi bizim aydınlatma biraz değişik, fazla yakıyor olabilir.

Her gün duşum ve sıcak su ile bulaşık işim oluyor. 3-4 ayda d mutfak tüpü bitiyor. elektrik ayda (yaz-kış) ortalama 80-100 lira arası. 24 saat açık bilgisayar, nofrost dolap, sürekli açık 87ekran tv dahil bunlara.
benim hesabıma göre kapıma gelmiş doğal gazı tesisat döşetip işler hale getirtirsem 5 yıllık harcama farkını bir seferde vermem gerekiyor. evde çoluk çocuk olsa farklı olurdu ama tek tabanca için pahallı bir yatırım şu an.

ben aksini soyleyeyim, sen ordan hesap et. tek basima yasiyorum, sadece ocak ve sofben dogalgazli. haftada 4 kere banyo yapiyorumdur, ocak da her gun en fazla 10 dakika yaniyordur, 3 ayda 10 lira dogalgaz faturasi oduyorum. doğrulamak için yazıyorum; 2 ay fatura gelmiyor düşük kullanımdan dolayı, 3üncü ay 10 lira fatura geliyor.

elektriğin bundan daha maaliyetli olacağını düşünüyorum açıkcası.

edit: elektrik kullanımını da yazayım.

her gün 5-6 saat yanan tasarruflu ampul ve laptop, ayda en fazla 20 saat kullanılan plazma tv ve masaüstü bilgisayar, A+ buzdolabı, haftada 2-3 kere 1er saatlik çamaşır makinası, bazı bazı elektrik süpürgesi, keetle falan filan derken elektrik faturası da 30-35 gibi geliyor.

o degil de orayi aktif kullanip ne yapiyorsunuz? ben gecen bi hesap aldim, 3-5 tanidikla eklestik. gruplari falan henuz kesfedemedim. ise yarayacak bir sekilde ama cozemedim.

artısı herkesin profiline bakabiliyorsunuz, herkese mesaj atabiliyorsunuz bir de profilinize kim bakmış tam olarak görebiliyorsunuz.
@elxa: iş teklifleri gelebiliyor. ya da eleman arayabiliyorsunuz.

Ben bugüne kadar en güzel iş tekliflerini hep LinkedIn'den aldım. Doğru kullanırsanız, az buçuk da çevreniz varsa çok işe yarıyor.

Soruya gelince, hesabınızı yükseltmenizi tavsiye etmem. Mesaj gönderecekseniz zaten request olarak gönderebiliyorsnuz. Profile bakan herkesi görmeseniz de olur bence.

cygwin indirin ve kurun - www.cygwin.com
cygwin bir shell emülatörü. elinizdeki .sh dosyasını windows komut satırında çalıştıramazsınız. cygwin ile aynı klasöre gidip ./sobol_dataset.sh yazarsanız komut çalışır.
Cygwin'i kurarken gcc'yi de kurmayı unutmayın.
cygwinde bir windows sürücüsüne gitmek isterseniz sürücüler cygdrive klasöründe c/d/e gibi klasörlerde duruyor.

linux ortamında aslında olay basit. bu iki dosyayı bi klasöre atıp sh dosyaını çalıştırman yeterli. sana direk compile edip executable bi hale getirecektir.

Windows da ise sh la hiç uğraşma. www.codeblocks.org bunu yükle cpp dosyasını bunla aç ve compile et.

Bu cygwin i kurarken mi soracak gcc yi kurayim mi diye. Yoksa onu da baska bir yerden mi kurmam gerekyor

cygwin'i kurarken modül seçme ekranı var. gcc de orada çıkıyor development kısmında.