will smith in oynadığı bi film olabilir mi?

ya da tek yumurta ikizi konusunda yanıldığını düşünüp -faceoff- dicem ama?

yok will smith yoktu :/

face off a baktın mı?

yok o da değil

sırt üstü yüz. sırt üstü seviş. yok lan nasıl sevişirsen seviş.

Yerdeki kalemi al doğrul, al doğrul...

Uzun yuruyusler (bir saatlik, iki saatlik). Su sirada bel fitigi durumu varsa, bel kendini biraz toparladiktan sonra yurunmesi tavsiye olunur.

beta.eksisozluk.com

yüzme en yararlı şeydir. pilateste de bel kaslarını geliştirici hareketler işe yarar ama belinde bir problem varsa çalıştıran kişiyi özellikle iyi seçmen lazım.

benim aklıma da önce pilates geldi.

herhangi bir sporu düzenli yapmak da kasların hamlamasını engellediğinden, vücudun çoğu bölgesinde görülen ağrıları görmezsiniz.

örneğin, haftada 2 gün basketbol oynayın. halı saha yapın. tenis oynayın.
haftada 4 gün yürüyün vb. bunlar da sırt/bel/omuz ağrılarını oldukça azaltır, hatta keser.

pilates ve yüzme +11111

www.bodybuilding.com

istediğin kısma tıkla, o bölgedeki kas grubunu çalıştıran hareketleri göstersin. Hatta spesifik olarak harekete tıklarsan tekrar hangi kas liflerine etki ettiğini görebilirsin.

Lakin böyle lokal bir kas grubunu çalıştırmanı tavsiye etmem. Komple girmek hem daha sağlıklı hem daha verimli olur.

kendi başıma geleni anlatayım;

spor salonuna gittiğim dönemde taktığım şeylerden birisi sıfır yağ olan bel idi.
bana (adı back extention idi sanırım) şu alette, aynı pozisyonda eller altında yuvarlak ağırlık olacak şekilde 3x(12 miydi hatırlamıyorum) verdiler.

prep4tm.com


aynı alette yan durarak yapılan setler de vardı (ilgili foto aradım ama bulamadım). bir süre sonra (yan obliklerle birlikte) belimdeki kasların ciddi şekilde geliştiğini fark ettim. kendini öyle bir hissettiriyor ki, fark etmemek mümkün değil zaten. sürekli aynı pozisyonda oturmalarda normalde bir süre sonra belim ağrımaya başlıyordu ama bu kaslar geliştikten sonra dayanıklılık arttı.

yani gerçekten inanılmaz geliştirdi ve güçlendirdi.
bir yandan bu hareketleri ısrarla öneriyorum ama yine de bir spor uzmanı veya doktordan bilgi alınırsa daha iyi olur.

çünkü, belki o tür hareketleri yapmaya engel bazı sağlık durumları vardır? bunları da biz buradan bilemeyiz.

****
ek:
şunu eklemeyi unutmuşum;
wellnessu.files.wordpress.com

Sadece "seni seviyorum, benimle evlenir misin" demek bence en güzel teklif olacaktır.

o 500-700 tl'nin bir kismi ile istanbul'a gidis donus ucak biletlerinizi ayarlasan, geri kalani ile istanbul'da guzel bir yer bulsan en superi olur bence. sen bilirsin de yani ben ankara'da hic oyle "oha tam evlenme teklif etmelik mekan" diyebilecegim bir yer gormedim.

@sendelemeden,

evlenme teklifi için uçakla ankara'dan istanbul'a gidip tekliften sonra uçakla geri ankara'ya dönmek nedir ya. bu nasıl bir istanbul sempatizanlığıdır arkadaş?

@lanlanlan,

kardeşim istanbul'u falan siktiret. sizin için anısı olan bir yer düşün, ilklerinizin olduğu yerler falan. bu tarz yerleri manipülasyonlarla teklife uygun hale getirebilirsin. sürprizli falan bi şeyler olur hem.

kadin olsam omur boyunca hatirlayacagim bir olayin sik gibi bir sehirde gecmesini istemezdim. erkek olarak da burda hayatta oyle bir bok yemem. (evet ben de ankara'dayim.) bunun istanbul manyakligi ile alakasi yok, ankara cok boktan.

onemli olan mekan degil, olayin kendisi falan diyorsan, o zaman da 500-700 liraya gerek yok. aoc'nde kokorec yerken de gayet samimi bir ortam oluyor valla.

kadın olsam hayatım boyunca hatırlayacağım bir olayın huzurlu bir yerde olmasını isterim, her metrekaresini 3 kişiyle paylaşmak zorunda olduğum bir şehirde değil. ankara sik gibiyse istanbul amcık gibi şehir, üzülerek söylüyorum ki ben de istanbul'dayım. ortasından deniz geçen şehir mi olur amk? götümün kenarı kadar yüzölçümünde avustralya ile aynı sayıda insan yaşamasının nasıl çekici bir tarafı olabilir? bırak yaşamayı düşünmeye yer yok koduğumun memleketinde. ama uzaktan bakınca "aa ankara çok boktan." istanbul'da yaşamayı ankara'da yaşamaya tercih eden adamın aklına tüküreyim ben.

cevap: tavacı recep usta'da teklif et amk.

valla türkiye'nin en uzun sokağı ankara'da: başçavuş sokak. bi başından başlayıp diğer başına kadar yürüyebilirsiniz beraber. yol boyunca türlü değişik süprizler şakalar hazırlayabilirsin arkadaşlarınla falan(kemanlar-akordeonlar, elma şekerleri, pamuk helvalar, çiçekler[saksısında olsun lütfen, çiçek saksıda güzel], aklına ne gelirse). sokağın sonunda da bi araba bekler sizi ve arabaya bindiğinizde yüzüğü çıkarır "en uzun sokağı yürüdük en uzun yolda benle var mısın" minvalinden küçük bi konuşmayla yüzüğü verir teklifini edersin. sonrasında sıhhıye köprüsünün altında 2buçuk liraya tavuk döner(ayran bedava) de yedirsen sıkıntı olmaz gibime geliyor.

mutluluklar

lins

hafız,

iyi dinle. çok güzel olacak çok.

1) önceden kankanızı ayarlıyorsunuz. bütün düzenlemeleri vb. o ayarlayacak.
2) bir kemancı ile anlaşıyorsunuz. iyi para veriyorsunuz ki, 3-4 saatini ayırsın size.
3) hem sizin hem de kankanızın altında araba oluyor.
4) bir şişe çok iyisinden şarap alıyorsunuz. kankanıza veriyorsunuz. 2 tane de kadeh ve tirbüşonla birlikte tabii ki.
5) kankanı da alarak cumartesi günü sabahtan eymire gidiyorsunuz. kayıkhane'ye gidip oradaki adamla konuşup özel bir planınızın olduğundan bahsedip, kolaylık sağlamasını rica ediyorsunuz.

sonra şöyle ilerliyor. kankanız sizden 1 saat önce eymir'e gidiyor kemancı'yı da alarak(tercihen cumartesi ve havanın açık olduğu bir gün). kemancıya bir kayık ayarlıyor, kendisine de ayarlıyor. sonra siz evlenme teklif edilecek kişi ile eymir'e gidiyorsunuz. kayığınızı kiralıyorsunuz.

açılıyorsunuz biraz. sonra kankanız kayığıyla sizin kayığın yanına geliyor. şarap servis ediyor. ve şarabı bırakıyor sizin kayığınızda.

1 kadeh içtikten sonra siz(15-20 dakika içindE), bu sefer kemancı kayığıyla geliyor sizin kayığın yanına. başlıyor güzel şeyler çalmaya.

o arada gölün ortasında, evlenme teklifinizi ediyorsunuz.

siz de o da çok mutlu oluyor. hem de kayıkta olduğunuz için kaçma şansı yok :)

sonra eymir'de güzel bir restoranda yemeğinizi yiyip eve dönüyorsunuz.

not1: alkollü araç kullanmak size ve çevrenizdekilere ve muhtemelen bize zarar verebilir.

not2: alkolü abartmadığınız sürece hiç bir problem çıkmaz gibi gözüküyor.

not3: cumartesi ve açık hava diye belirtmemin sebebi, hem çok sıra olmasın, hem de kayıkları çıkartmanıza izin versinler diyedir.

detayları konuşmak için yazabilirsin sözlükten.

Eymir gölüne gidiyosun hacım. Havalar nasıl oralarda bilmiyorum ama bir de kar yağıyorsa daha ne istersin ki?

PS: İstanbul'un amına koyayım.

@freekara, mesele istanbul meselesi degil, ankara olmamasi meselesi.

Ya Ankara'da evlilik teklifi mi olur? Gel Boğaz'a. Kemana felan gerek kalmaz :D..
Şaka bi yana Allah mesud etsin şimdiden.

o kadar yoğumum ki anca bakabildim duyuruya

@yatagants: yaşını bilmiyorum ama yok öyle sevi seviyorum, benimle evlenir misin, çıta o kadar yükseldi ki, kapının önüne koyuverirler valla

@sendelemeden: sen devam et abi

@robin crusoe, @freekara, @diyojenimtırak, @sentinus teşekkür ederim teker teker

@saygilarefendim afedersin ama, bunu yaparsak, bunun kız istemesi var, nişanı ve düğünü var ev dizmesi var, beklentiler ne olur sen biliyor musun :)

mekanı ayarladım, incek'te yonca isimli bir mekan, ilk defa bu işleri konuşmak için gittim, ultra loş, kırmızı ve romantik bir mekan, şöminesi de var, zaten iş adamları metreslerini getiriyorlarmış, fiyatlarda kol gibi (merak edip gitmek isteyen olursa diye söyledim).

şömine yanındaki masayı yemek için bize ayıracaklar

Neyse yemek + şarap yaparken gül yapraklarını göstere göstere dökerek bir odaya doğru yol yapacaklar, hatun anlamaz tabi, jest felan sanır, sevinir kendi kendine (o gün bizim aynı zamanda tanışma yıl dönümümüz)

yaprakların gittiği oda bize özel, odanın ortasında görkemli beyaz bir masa var, masa ve yerler gül yaprağı ile dolu, masanın etrafında kallavi miktarda tealight ile kalp çizili durumda, özel bir pasta yaptırıyorum, yüzükte gül dallarının arasında kutusunda masada bekliyor, ayrıca odada şu dev maytaplardan var, düğmesine basınca patlayan cinsinden,

amaç zirve noktası geçince hatunu mutluluktan ağlatmaktan geçiyor, o yüzden morali iyice düşürmem lazım, bunun için,

gül yapraklarından yol yapılmasından sonra bu ne biçim servis, ne biçim yemek diyerek sinirlenip, söylenip, müdürünüzle görüşmek istiyorum diyerek masadan kalkıp içeriye gideceğim, bu sırada odada ki mumları yakacaklar, varsa diğer hazırlıkları tamamlayacaklar,

yeterince tepki gösterebilirsem, surat düşer zaten, kolundan tutup sanki gidiyormuşuz gibi hızlı ve sinirlice çekip çıkaracağım,

odaya girince maytapları patlacaklar tabi zafer göz yaşlarından geçiyor,

planı becerebilirsem, 10 dakika kadar sarılmayı, diğer romantik attraksiyonların gerçekleşmesini bekliyorum, ondan sonra odada dilek notu yazılı yanan türk kahvesi içeceğiz,

bahçede birde dilek balonu uçurup, seramoniyi sonlandıracağız.

gerisi kısmet :)

ucu çivili çekiçler var özel cam kırmak için.

buji tükürüyolardı ama tam nasıl hatırlayamadım

otobuslerdeki çivili çkiçler sanırım araba ön camını kırmaz

olm taşlan sopaylan kırmamız lazım lan, ama ses çıkmaması lazım, apartmanın arka bahçesinde geçecek olay, apartmanın huzurunu sikmeyelim istiyoruz.

yine geldim. arabanın camını çekimden önce sahte cam ile değiştireceksiniz. sahte cam nedir; 'breakable fake glass for movies' şeklinde arama yapılırsa ulaşılabilir. hani filmlerde kafada şişe falan kırarlar ya, o cam madde işte.

www.ehow.com

orjinal cam çatlar ama parçalanmaz. çatlatmak yeter dersen bir naylon ser, üzerine battaniye at bir iki, sonra çivili sopa, çekiç vs ne varsa vur.

kimsede sormamış Bu arabasının camını kırdıran koçyiğit kim diye?

neyse lazerle falanda kesebilirsiniz ajan misali.

işinize yarayacak biçimde olur mu görsel açıdan bilemiyorum ama, koli bandıyla kaplayarak kırabilirsiniz.

cami ic kisimdan yapiskan seffaf folyo veya koli bandiyla kaplarsaniz, hem cam tuzla buz olmaz ama kirilir hem de ses cikmaz öyle aman aman. lakin kisa film olacak da millet demeyecek mi hic ses yok, koca cam kirildi? sonradan mi ekleyeceksiniz sesi?

www.youtube.com

After effects'ile yapsanız? Kırmaya da gerek kalmaz.

ogleden once aldiktan sonra gece 11'de alip o sekilde devam ederseniz sorun olmaz.

arada 24 saatten fazla süre bırakmazsanız problem olmaz yani.

cümle temiz hocam.

cumlede bir terslik var ama cozemedim. bir neytiv icin cok temiz gorunuyor.

When I start my Journalism,

buraya kadar zaten bir sorun yok.


the two places I want to travel to the most
bu 10 kelimelik şey, virgülden sonraki kısmın öznesi. burada travel'dan sonra gelen "to" biraz kafa karıştırıyor gibi duruyor. hemen sözlükten baktığımızda, travel'dan sonra bir ülke vs. adı gelecekse to kullanıldığını görüyoruz.

are India and Turkey.

burada da en çok seyahat etmek istediği yerlerin hindistan ve türkiye olduğu belirtilmiş, sıkıntı yok.

cümlesi grammer bakımından doğru olmadığında bile -ki burda doğru- süphelenmeden önce şöyle düşünün ama bence; türk ve doğma büyüme buralı olanlar da konuşurken düşük ve yanlış cümle kurabiliyor ^^

traveldan sonraki toyu at. aslında the da atılabilrmiş gibi geliyor. bence amerikalı adam cümleyi böyle kurmaz. yani normalde kelime yutarler eklemezler.

sanki dizilimi hatalı. BU cümle sanki türkçe düşünülüp sonra yazılmış gibi . özellikle ikinci kısımda. aşağıdaki gibi olabilir bence;
In the beginning of my journalism career, India and Turkey were the two places I wanted to travel most.

"my journalism" kulağıma doğru gelmiyor benim. direk journalism desen daha hoş gibi.

"When I start Journalism, the two places I want to travel most are Indıa and Turkey." derdim ben olsam.

arkadaşlar yapmayın dizilimi falan temiz cümlenin. bana da başta my journalism biraz tuhaf geldi ama yanlış bir şey yok cümlede.

herkese teşekkürler. "my journalism" bana da tuhaf geldi ama böyle bir yerel veya kişiye özgü kullanım olabilir diye fazla kıllanmadım, "the" kelimesini hem "two places" dan önce hem de "to travel" den sonra iki kez kullanması ayrıca etrafa bolca serpiştirilmiş "to" lar kafamı karıştırmıştı.

cümlede hata yok. "özenli" yazılmışlık var, o da senin native olmadığını bildiğindendir.

the two places (that) / i want to travel to / the most / are / india and turkey

gibi böl kafanda her şeyin ne fazla ne de yanlış, gereklive doğru olduğunu göreceksin.

muhteşem oluyorlar, ordan.

@susu ama şöyle abuk bir durum var, boğa burcu olduğumu öğrenince çok acayip tepkiler geliyor. o kadar önemli bir durum mu ya, hiç ilgilenmedim astrolojiyle bu güne kadar.

@susu, sana akrep öneriyorum. daha görücek çok yolun var.

o yollardan geçtikten sonraki kanaatim bu hope. akreplerle çok iyi arkadaş oluyoruz.

boğa erkeği ....her kadının renkli rüyası
www.eksisozluk.com

şimdi ufak bir araştırma yaptım, birtakım özellikler uyuyor evet. vay canına neymişiz lan biz

@salomentol şimdi bana kızabilirsin ama vallaha isabetli tespitler yapmışsın. hep vakit kaybı olarak görürdüm bunları. şaşırtıcı

boğa burcu toprak grubudur, iyidir falan da vay arkadaş, kimse de yengece bir şey dememiş.

bir balık burcu kadını olarak, tüm hemburçlarıma sdjsdkjfjd bu erkekleri tavsiye ediyorum.

yok hocam 700 kb izin veriyor zaten benim yüklediklerim 20 kb falan uzantıları da uyumlu. başkasının resmini de denedim olmadı o da twitter yeminli beni delirtecek iş inada bindi artık :)

farklı bir tarayıcı deneyin?

bazen değiştiriyor, ama bu değişikliği anında yansıtmıyor. bi süre geçmesi gerekiyor üzerinden. öyle olmuş olabilir.

@arafa opera, explorer, chrome sonuç vermedi.

@susu dün geceden bu yana uğraşıyorum değiştirseydi herhalde şimdiye kadar değişirdi. problem var deyip duruyor.

Allah o twitterin belasını versin. ömrümü yedi ömrümü. bir resim ve arka plan değiştirmek için 30 dk uğraştırılır mı arkadaş?

1 günden fazla aldığı olmuştu benim.

@arşivci, @susu genel bir sorundan bahsediyoruz o halde? Boşuna uğraşmayayım ben.

fotoğraf telefonda varsa bi de ordan yüklemeyi deneyebilirsin aslında.

status.twitter.com

Hoba kökten kayboldu resim yeri i.imgur.com çok uğraşıp bozduk herhalde :)

Edit: @olgu açıklama için sağ ol.

Başka kapıya kardeş. bu konudan muhabbet falan çıkmaz.

Sevgilinle dansa git, onunla bu konuyu tartışma bile.

Valla hacı bir türk için disko karı düşürme mekanıdır her daim, diğer amaçla gitmek sıkıcı gelir yani, ben de benzer düşünüyom.
O nedenle sevgiline güveniyorsan ve/veya sevgilim başkasına kaçsa umursamam diyorsan onla gitme. ama sahip çıkmam gerek, diskoda millet bişi yapmasa bari diyosan git.

her hafta diskoya mı gidilir la, bayar hakkaten yaa...

Haftada 3-4 saatini sevgilinin sevdiği bir şeye ayırmak olarak bakarsan olaya belki katlanması daha kolay olur.

ortak ilgi alanınız değilmiş demek ki.. zevk almayarak gidiceksen gitme bence.

ayda 1 eşlik et. beraber her ikinizin de hoşlanacağı aktiviteler yaparsınız.

hayata bi kere geliyoruz. oyun oynamak istiyotrsan oyun oyna o vakitlerde..

sen gitmezen başkasıyla gider ve zamanla kızı elinden kaparlar. ki bu o kadar uzun bi zaman sürmez zaten. sevgilinede sakın fazla güvenme bu konularda. bu tip kızlar kendileri gibi yaşayan, eğlenen sevgili isterler. kimseyi avutmayı sevmezler, canları dans etmek istedimi kendilerini evde tutmaya çalışan erkeklerden zamanla soğurlar. madem ayrı dünyaların insanlarısınız o zaman ya ayrılacaksın ya da seviyorsan mecburen ona ayak uyduracaksın. zira ona ayak uydurmazsan zamanla senin yerine kendi kafasında birisini bulur ve senin kıçına tekmeyi basar. zaten kendin söylemişsin yalnız bırakınca etrafı hemen erkeklerle doluyor diye, görünen köy kılavuz istemez misali.

@blackmail: Kız hakkında tek bildiğin dans etmeyi seviyor oluşu. Sırf bundan bu kadar yargıya varışın müthiş, insan sarrafısın herhalde. Kız dansçı bu arada, dans etmeyi seviyor oluşu şaşırtıcı değil. Etrafının erkeklerle dolmasının sebebi ise güzel olması. Öyle olunca da beni yanına çağırıyor ötekileri def etmek için. Herneyse, niye açıklıyorsam ki...

Diğer herkese teşekkürler. Muhtemelen kızla konuşurum bir bu konuyu. Belki ara sıra yalnız gitmesini söylerim, ara sıra da ben eşlik ederim ona. Yani yapacak işim olduğunda ya da hiç gitmek istemediğimde evde otururum ben.

@long live rock n roll

sensiz gitmesine ne diyeceksin peki? sen yokken o erkekler etrafını sarmıyorlar mı sanıyorsun. her gelene yok benim sevgilim var mı diyor sence? ee alkolde var ortamda, neyi tartışıyoruzki daha?

öğrenci günleri yok mu o mekanın? hani fiyatların 1 pounda gerilediği günler. varsa en azından o günler gitmeye çalışın.

sinirlenmeyi birak ve blackmail'e ses var, adam tamamen dogrulari soylemis.

sen o kizla 2 kere diskoya gitme bak 3.de ayakta nasil yiyip, yutuyorlar o kizi. tartismasina hic girmeyecegim, her hafta yaptigim ve etrafimdaki kiz/erkeklerin yaptigi bir olay bu. diskoya sadece dans icin degil, seks icin de gidilir. 1 kere olmaz, 2 kere olmaz, 3.de sevgilini kaparlar. dans+alkol+ingiltere, bundan rahat bir olay yok.

disko kulturum iyidir, italyadayim, her hafta cikarim, olaylari, isin picligini iyi bilirim. sen ya kiza ayak uydur ya da birak.

ozet: senin kizi yakinda alirlar. sen ona buna catmaya devam et. o kizin sen yokken hic biriyle diskoda yiyismedigini saniyorsan hakikatten buyuk sorunlarin var.

sen fm oyna. kız arkadaşın partiye gitsin. gece sana gelsin. sevişmeden uyumayın.

evde içip git

Bahçelievler'de 7. caddenin sonuna doğru sokak arasında Shine dans stüdyosu var. Hem ulaşımı kolay, hem eğitmenler çok iyi. Gittim, pişman değilim.

latino. tunus caddesinde.

yok canım ben öyle güzel değilim falan demeyin sizin de taş olduğunuzdam eminim gidin konuşun açılın :)

birinin bunu yapması gerekiyordu beyler sizin için bütün davayı sırtladım

ahahha farabi görebileceğin en realist insanlardan biriyim panpa, yerimi bilir kapı önunde beklerim:)

yazmayı bırak. işte sıkıntı olur bea.

ha ille yazarım kurtuluşu yok diyorsan; yaz ama yazmıyor gibi görün. göster ama vermez gibi dur :)) kafayı yesin ikisi de.

bıyıklı ve panpa kategorisindeysen olmuyodur belki (:

cecilia cok pis yazasım var.

diğer kızlar guzelse işin zor.. çunkı erkeklerin mantık düz mantık

@eja garip olan, 1. adamımız bana yazıyor gibi baya. hani mantıken olmaz diyorum ama kafamı her cevirdigimde bana bakıyor. tabi bundan tatmin olan kezbanlardan değilim, hedef nasıl şaştı anlamadım. 2.adamımızın da diger kızlarla yazıs ilişkisi hiç yok. normal muhabbet, geyik var ama benle onu yapmıyor. bu toplum icinde sallamama bi savunma mekanizması olabilir mi acaba? cunku daha önce aynı ofisten baska bi hatunla cıkmıs, bi daha aynı yolda gorunmek istemiyor olabilir. bu durumda şansımı merak ediyorum acıkcası

lazurim o zaman hemen başla.
adam olsunlar da tongaya düşmesinler.
ikisine de yaz. ikisi de kendini bulunmaz bursa kumaşı sanana kadar durma.
cilveleş falan

ha bu arada işten olursan başıma ekşime o kadar söylüyorum

hepiniz birbirinize verin kurtulun

yaş büyüdükçe, küçükken geçerli olan şeyler olmuyor, insanlar olgunlaşıyor sanıyordum ben. görüyorum ki alakası yok. yani 4s kuralı eskiden geçerliyse, hep geçerli olacaktır.

denemekten zarar gelmez ama sonrasını düşünmen gerek aynı ortamda çalışıcaksan ve işler kotuye giderse çekilmez bir yer olur orası sonra dedikodu dedikodu boşuna canın sıkılır sen bekle ilk adım ondan gelsin

başkalarının yanında itin götüne sokması iyi bir işaret de olabilir. sana takılmaya çalışıyor olabilir muhabbet kurmaya çalışıyor olabilir.

@ruhadam, hagaten ya ne pis ortamımız var di mi:)
@cecilia 1. adama yazsam benden kesin sogur, 2. adama zaten yazıyorum da o sallamıyor.
@susu, sana yemin iş ortamı üniversiteden cook daha fazla liseye benziyor.
@bunlarolmaz, itin dötüne sallamamasıyla sokuyor ya, bi laf soktugu yok. adam baskalarının yanında beni görmezden geliyor, kimsenin olmadıgı bi ortamda denk geldiğimizde bi sıcaklık bi sıcaklık. dengemi bozdu yavşak

O sorumlu adam azicik profesyonelse ucunuzu de isten cikartir.

Ha isten cikarttiktan sonra iletisimi koparmaz size referans olayim, tanidiklarim var ayagina gene isini halleder de ayni is yerindeyken yapilmamasi lazim oyle seylerin.

@crown, o kadar abartılı bi durum yok naptın hemen.

kilo ver abla, adam sporcuymuş senin fazlalığın var :D

aaa bak aklıma geldi, adam gidip "siz spor yapıyomuşunuz x bey, bende başlicam, salondan memnun musunuz?" diyebilirsiniz.

taş kızlar, hoşlar yazılmalar falan milletin iş ortamına bak piyuuu. duyuruyu okuyup iki arkadaşada aynı soruyu sordum biri hadi olm bitir şunuda age atalım dedi. diğeri herifciogluna bak gelmis iki atraksiyon icin koskoca framework projeye dahil ediliyor mu diyor o..cocugu bunlar yaa dedi. bizim ortama bak lanet olsun :/

bence hepsine yazıl aralarında rekabet oluşsun, akşam yemeğe davet et zile basıldığı zaman kapıyı açma yavşaklar hayvan herifler !!11!

@olurnedenolmasin, biz de iş yapıyoz yahu elde kadeh gezmiyoruz:)

@fatihdr iyi fikir de, bi utangaçlık geliyo bana ki sorma.

sevismemek lazim ayni isyerinde.profesyonelce degil.

ne güzel işyeri yaa, ben de öyle biyer istiyorum ilerde, giyinir süslenir giderim.
başkasının yanında sizi bozan adamdan fayda gelmez, size bakana bakın.

@pinkin of you, seni bize transfer edelim meslek nedir? bol bol yeticek erkek var ahaha

haha dur okul bitsin de gelirim :)

ne muhabbet donmus arkadas :)) durun ben de CV birakmak istiyorum xD

xerox'da mı çalışıyon kardeş? o ona yazıyo, ötekisi onun yazdığına yazıyo gibi ama aslında berikiye yazılana yazıyo. ne çok yazdınız be. ne ara çalışıyosunuz peki?

ortam tren yapmaya oldukca elverişli şansal.

İş ortamınız brezilya dizilerine taş çıkartıyor maşallah.Hayatta basit davranmak esastır.Hoşlanıyorsan belirtirsin ya da olmadı açılırsın.4s kuralı falan hikaye , hele 25-30 yaş arası ben şahsen kimsenin tafrasını çekemiyorum.Son olarak içinizdeki "liseli"yi öldürün , çocuğu değil.

1- İkinci adam senin kendisine yazdığını anlamış g.tü kalkmış, acilen ayarını ver
2- Birinci adam şöyle düşünüyor "diğer ikisi bana bitiyor, ama neden lazuri DE bana hayran değil", biraz pas versen ondan da yersin ayarı
3- 25-30 yaş skalasında da böyle muhabbet olur
4- Dışarıdan birini bul, hepsinin feleği şaşsın, oradaki ortamdan sana yarar adam çıkmaz.

evliyim,bir sorun olur mu demek istemiş bence.

çünkü düşününce,eğer rahatsız olmuş olsaydı daha ilk baştan seni terslerdi.

haa bu arada bu tip dolandırıcıklar da olabiliyor.

yok canım dolandırıcılık olacağını sanmam. ama dikkatli olmakta fayda var tabi haklısın :)

evliyim sıkıntı olur mu demiş

dolandırıcı olsaydı "evliyim" neden desin. yeterince takdir edilmeyen bir hatun sanırım. hoşuna gitmiş olabilir. ufak bir heyecan yaşamak istemiş olabilir. kötü bişey ama kocası varken..

ahahaha, porno film senaryosu resmen

fordlamayarak ayıp etmişsin. bunu anlatmak istemiş bence.

oynaşmış işte seninle, sende ona göre tepki verip muhabbeti biraz uzatsaydın konuşma devam ederdi.

kar geliyor diyolar ama hava çok soğuk değil şu an. ama sıcak yerden geliosan her şekil en sıkı kıyafetlerini al sen. -22den sonra bana her gün hava sıcakmış gibi geliyorç

GOP'tayım, yağmur çiseliyor şu an. eskisi gibi soğuk değil ama her türlü yağışlı olacak. su geçirmeyen ayakkabı filan getir mutlaka.

GOP'tayım kar başladı. Allah belasını versin!

kestir. nası rahatlıycaksın gör bak. hatta kendinden falan sıkıldıysan, direk kısa kestir. yüzün gözün açılsın. bambaşka bi adam ol. Walla.

uzun sac nedir hocam, vurdur 3 numaraya kralsin

uzun saç kaldı mı ya? kestir bence de.

aynı aha senin gibiydim bir gün bunalıma girdim hatun tribi saçımı kestiricem dedim. o günden beri her öyle bir fotograf gördüğümde "anam ne pis bir işkenceymiş" diyorum rahatlık. aynı zamanda kısa saçla hafiften seksi hissetmeye bile başladım kendimi o kadar yani (degilimde işte öyle hissediyorum)

çok kısa saç da iyi değil amele styla olursun; orta karar bir şey yaptır.

sakın kestirme ya. asla asla asla....

Sırf duş sonrası kurutma derdi için bile kestirilebilir.

uzattığın hata.

belindeki saçı kestirmiş biri olarak söyleyeyim, johnny depp vari "boşvermiş karizması"na sahip bir model yapabiliyosan yap. 1.sınıf mühendislik öğrencisi gibi çok dağınık ve kuruyosa, hele hele dökülme miktarı kelleşme tehditi taşıyosa kestir gitsin. sonradan özlüyosun, uzun saçın havası ayrı ama düzgün kesimli kısa saç dağınık papaz gibi saçtan çok daha yakışıklı gösterir.

arkadaslar onerileriniz icin cok tesekkur ederim. artik uzun sacsiz bir insanim :) boyle daha iyi sanki.

kız faktöründe de artış olmazsa insan değilim.

yazık olmuş.

Senin yüz tipine bağlı,hangisinin daha çok yakışıp yakışmadığını sen bilebilirsin.biz ne dersek boş.

murat menteş tarzı olsa daha da iyi olur.

kızılaydaki pasajlarda var.

Ankara'da optikler genelde Meşrutiyet Cad. başında Kök Çarşısı alt katta; Kızılay Meydanda Ziya Gökalp Caddesi başında Soysal İş Hanında ve Atatürk Bulvarı'nda Gama Güriş merkezinde bulunur. Bilginize.

pasaj ismi söyler misniz, optikçilerde yok. kızılay'da.

pasaj derken yanlış kullandım aslında, şeylerden bahsediyorum, hani konur dolaylarında bir sürü dükkanımsı var ya. yani kaldırımda da standları oluyor, içeride de birçok stand oluyor. işte oralarda gözlük de satılıyor, istediğiniz gibi de görmüştüm. oralara bir bakın.

etkilemez.
cookie'deki anahtar malzeme terayağı ve onu koyuş şekli.

sıvıyağla yapacaktım yaa :/

kesinlikle tereyağı.

cookie ile kurabiyenin farki nedir?

*hayir, sizi alcak vatan hainleri anadilinizi neden konusmuyorsunuz diye yargilamak amacli sormuyorum, ciddiyim

bi de cookie diyince böyle baya ince dümzdüz bir şey gelirken kurabiye deyince daha kabaruk bir şey geliyor gözüme.

paloma faith - upside down olmalı.

-değişmediyse- sözel puan şöyle hesaplanıyordu; türkçe netleri x 0.7 + mat1 netleri x 0.2 + mat2 netleri x 0.1
yani evet, az da olsa matematiğin sözle puana etkisi oluyor.

bu aleste tarih coğrafya falan var mı

Gaviscon? Omeprol? Lansor? Talcid?

Bal? Karbonat? Süt? Rennie?

kusarsan rahatlarsın, bir dene.

gece yastığını yüksek tut.

düzenli olarak kefir içmenin baya işe yaradığını duydum.

yatmadan once en az 4 saat bir sey yemeyin.
yüksek yastikta yatin, hep bir açı olsun.
sabahlari ac karna lansor alin ve 40 dakika bisey yemeyin aldiktan sonra.

bunun disinda baharattan, acıdan, ekşiden, domatesten, cikolatadan, kahveden, sicak ve soguk icecek ve yiyeceklerden, asitli her turlu icecek ve yiyecekten, portakal mandalinadan uzak durun.


ha bunlari yaparsam zaten öleyim diyosaniz,
siz de haklisiniz.

: (
imza reflülüler dernegi daimi üyesi

reflü yastığı var, işe yarıyor.

bir yastık cevabı da bende. yüksek yastık ilaç hikaye

laktoza duyarlılığın var mı diye bir test yaptır. reflü krizlerinin çoğu süt ve süt ürünleri (bisküviler dahil) tüketmekten dolayı azıyor olabilir. bu durumda sadece yoğurt serbest olur.

ben çift yastıkta yatıyorum mesela faydsı oluyor bence, ve dedikleri gibi malesef nereyse hiçbişe yememen lazım ne yesen dokunuyo :/ özellikle çikolata ve içinde kakao bulunan şeyler ve de acı reflünün düşmanı. mükemmel bi iradeniz varsa belki kurtulabilirsiniz bu illetten :)

Yüksek yastık gerçekten fark ettiriyor, ama boynumve sırt ağrılarım kronikleşti, eski dümdüz yastıklarımı çok özlüyorum. Bir de benim midemi en kötü yapan şey uzun süre boş kalması, ara öğünlere dikkat o yüzden.

Cevap yazan arkadaşlara çok teşekkür ederim.Hepsini tek tek deneyecem inşallah...

bir soru daha sorayim.. ben bu durumun sebebini, facebook mühendislerinden, yetkililerinden veya her kimse ondan, rapor olarak alabilir miyim.. böyle bir şey yapıyorlar mı?
feci sinir bozucu bir durum!!
kötü şeylere sebebiyet verecek!!!

çok ciddi!!

bu olayları bilen birisi lütfen yardım edebilir mi?

cik bir gez hava al bence. kendine gel.
yazilimdir bug olur, olabilir.
rapor vermezler.

hayır, normal zamanda olsa gülüp geçerim, yazılımdır, bug'dur derim..
ama öyle bir zamanda oldu ki, tam anlamıyla kendimi ağustos sıcağında sahra çölünde gezerken azgın bir kutup ayısı ile karşı karşıya kalmış bedevi gibi hissediyorum..

2 gün önce milyarı geçkin para harcayarak oluşturduğum bir işi, facebook'un bir bugu mahvetti.. ve papaz olduk adamlarla.. kimse birbirini anlamıyor..

bug'u tutacak zamandı.. hay bug'una, bug'unun zamanlamasına tüküreyim!!!

sit-com senaryosu yaa...
yemin ederim fıkra gibi..
sinirden kahkaha atıyorum şu anda.. kendimi mikicem sinirden!!

sen 2 aydır uğraş.. paralar dök.. hazırlan her şeye..
facebook'un bir bug'u gelsin, ortalığı dağıtsın..

bedeviyim ben bedevi!!

Olabilir hocam, neden olmasın. Örneklerini de gördüm.

böyle bir şey bana oldu. sakin olun yani.

(bkz: fischerspooner)

@susu: gruptan sıkı gördüğün birkaç örnek de versen, baksaydım bi :)

James horner - The new world & avatar

Mike oldfield - Songs of the distant earth

Tres lunas

melankolik müzikleri dinleersem dikkatim dağılıyor, yanlış yola sapıyorum, arabaların önüne falan atlıyorum. o yüzden gaz veya neşeli şarkılar tercihimdir. hem yürümemi hızlandırıyor :)
noisettes - never forget you
iced earth - i died for you
death - spirit crusher
pearl jam - jeremy
gibi gibi...
(biliyorum, çok alakasız şarkılar ama...)

edit: bi daha düşündüm de, daft punk, massive attack vs. de iyi gidiyor :)

bob marley
sinatra

ney dinleyip insanların o çabalarını uğraşlarını izlemek hoşuma gider (tacizci değilim)

hell march

cake'in ritmik şarkılarıyla pek güzel yürünüyor =)

Morcheeba bazen Bond

country müzik çaldığı sürece herşekilde eğlenceli olabilir yürüyüşler...

tavsiyem son zamanların favorisi olan Brad Paisley

başka bir tavsiyem ise eski rock müzik dinleyicilerinden biriyim dersen Supernatural adlı dizinin soundtrack lerini indir.

ya da gençlik dizilerindeki gidişhata göre çalan paçalar vardır. aşk sahnelerinde en iyi slowlar, action da dönemim en iyi rock veya pop-rock parçaları için Smallville in soundtrack albümünü indir.

2 senem üniversiteye yarım saatte giden dolmuşta smallville ve brad paisley in albümlerini dinleyerek geçti.

@yam: ney dinleme olayını ben de yapıyorum. acemkürdî eşliğinde otobüs bekleyen insanlara bakmak, süper bi şey :)

birsürü şarkı ismi yazasım geldi ama tembellik ağır bastığı için sadece bir tane yazacağım. bu şarkıyı yolda yürürken dinlediğim zaman acayip havalara giriyorum, hani böyle klip çekerken havalara girerler ya salak salak... hah işte öyle :) ritimleri normal yürüyüş için süper ama spor amaçlı yürümek için uygun mu, emin değilim.

www.youtube.com

aranılan yanıt degil ama, dinlemeyi degil de soylemeyi tercih ediyorum. Bahsettiginiz hissiyat boyle de vuku buluyor.

ya valla en meşhuru emerge benim bildiğim, çok kral şarkıdır. onun dışında never win var mis gibi, just let go var. çok var çok, bi dene sen .)

muse

sirkeci, sultanahmet'te adım başı var onlardan.

chill out olabilir mi?

chill out hostel?

edit: adeta geç kalmışım.

genelde gol attıktan sonra olduğu için ticari bir nedeni olduğunu düşünüyorum..örneğin,

x kişisi golünü atıyor.bütün kameralar onu çekiyor o ise formayı çıkarıyor.formada reklamı olan sponsor doğal olarak rahatsız oluyor..tahminim bu yönde.

evet birtakım şakalar, komiklikler olmuş.

madagaskar, evet ya mümkün. ama ne bileyim en fazla 1dk sürer gol sevinci diye düşündüm. hem sadece golü atan çıkarıyor, ama sevgi kelebeği olup sarıldığı, dansettiği arkadaşlarının formaları yerinde kalıyor, sponsor yine reklamını yapıyor. ama bunlar benim düşüncem tabiy.

eğer senin dedğin nedendense sponsorlar ayıb etmiş bence. küçük hesapların adamlarıymış ahah.

genelde fotolar yazılar oluyor.bu iş "isa" ya kadar gitti.dini yöne kaydı siyasete kaydı aşka meşke kaydı.amaç bunları durdurma.tabi diyebilirsiniz alta hiç birşey yoksa ne olacak.kökten çözüm olsun diye sonra hakem gidip alta birşey varmıydı yokmuydu bakmak zorunda kalmasın.

forma; çizgi, top, kale direği, korner bayrağı gibi oyunun devamını sağlar. bunun eksikliğinde oyun durur. hakem futbolcunun forma numarasını her daim görmek zorunda. kurallar gereği de forma maç boyunca çıkarılamaz (yırtılma nedeniyle değiştirme falan olmadıkça).
formayı çıkarmak bu nedenle kale direğini yamultmaktan farksız. ondan yani.

Herkes kafasına göre soyunup durmasın diye veya forma kişilerin mensubu bulundukları takımları bir bakışta anlayabilmek için kullanıldığından görüntüsel ve anlayışsal düzeni bozmamak için olabilir.

@uykulu_fb, ya ben hep çocuğunun adını yazanları filan gördüğüm için "ne zararı var yea, eğlensin çocuklar" kafasındaydım işte. ama eed, siyasi, dini işler filan girerse işin içine, sıçızlayabilir.

@numbernine, evet kural bu, onu anladım. sadece altında yatan nedenleri merak etmiştim; misal bi zamana kadar kart görmüyordu oyuncular formayı çıkarınca, ama oyunu top, kale direği vs. olmadan oynamak en başından beri olmayan bi durumdu. neden sonradan çıktı böyle bi şey diye merak ediyordum ama madagaskar, uykulu_fb'nin dedikleri ve sizin "hakem futbolcunun forma numarasını her daim görmek zorunda" açıkmanız soruma cevap oldu.

tensyuverimor.

forma sponsorlugu için firmalar çok büyük paralar dökmekte. sözleşmeye göre, oyuncuların maç boyunca giydikleri formaların belirtilen kısmında, ilgili firmanın ismi vs. yer almalı. forma çıkarma ritueli bu kurala aykırı oldugu için, yurtdısında sponsorluk yapan firmalar tarafından kulübe açılmış davalar bulunmakta. kulüpleri bu yükümlülükten kurtarmak için federasyonlar tarafından getirilmiş bir kural diye okumustum bir yerde.

sepp blatter'in 2004'te yumurtladığı bir kural. wiki'de (en.wikipedia.org ) ise gerekçe olarak futbolun global bir spor olduğu ve muhafazakar izleyicilerin hassasiyetlerine saygı duyulması gerekliliğinin gösterildiği yazıyor.

Eskiden formasi sorttan cikan oyuncuyu da uyarirdi hakem. Formasini sortun icine geri sokturturdu. Oyunun duzeniyle, oyuna olan saygiyla ilgili bi durumdu bu sanirim. Simdilerde oyle bir uyari durumu yok ama formayi cikarana sari kart gostermek yine formayi sort icine sokturtan sebeptir diye dusunuyorum.

haha. göğüsteki markaların görünmemesiyle alakası yok. bu kadar da sallanmaz yahu. 10 saniye göğüsteki marka görünmeyince firma zarar mı edecek?

rakip taraftar tahrik olmasın, düzen bozulmasın, disiplin elden gitmesin kökenlidir sebebi.

2) fatih üniversitesi sizin dediklerinize uyuyor. fakat biraz uzak kalıyo

(bkz: istanbul bilgi üniversitesi)

ben bilkent mezunuyum. girerken hiç istememiştim etraftan sıkça duyulan tipik bilkent öğrencisi muhabbetleri yüzünden. ama okula gidince hiç de öyle bir durum olmadığını gördüm. her türlü insan var. yani 3. kısımda dedikleriniz açısından içiniz rahat olsun, kendine göre insan çok rahat bulur. 4. için de aynı şeyi söyleyebilirim, bulur. 2 için de gayet uygun bilkent. 1. kısma gelirsek; bilkent psikolojide burslu okuyan bir arkadaşım var, gayet memnun olduğunu biliyorum.

kendi bölümüm diye söylüyorum, bilkent psikoloji candır. diğer üniversitelerdeki psikoloji eğitiminden azıcık farklıdır (olumlu veya olumsuz olması kişiye kalmış) ama bana sorarsanız gayet başarılı. susu'nun dediği gibi ben de bilkent'te epey önyargıyla gelmiştim ama şimdi eser yok. herkes kendi arkadaş çevresini oluşturuyor sonuçta, "bilkent sarısı" denen insanlar arabaya ben otobüse bindiğimden karşılaşmıyoruz bile.

edit: istanbul kısmını görmemişim, pardon.

maltepe üniversitesi. benim kuzeni de seninkilere benzer sebeble oranın pdr bölümüne gönderdiler. ona birşeyler katacak arkadaşları olduğunu sanmıyorum ama öyle yuvarlanıp gidiyor işte çocuk. moral vermek gerekirse görece zekası bile arttı diyebilirim

kıbrıs'takilere bakın derim. her koşulu aşağı yukarı karşılıyor. derslere asılıp buradaki devlet okullarına da geçebilir, çok kişiye rastladım bu şekilde yatay geçiş yapan da.

1-)o zman yeditepe'yi hiç tercih etmesin çünkü en son pdr deki hocaları bırakmış okulu.
2-)yeditepede üniversite ortamını tadabilir iyi bir kampüsü ve olanakları var
4-) kültür konusunda birşey diyemeyeceğim bu okul için

Yazılmış ve tekrar ediliyor : İstanbul Bilgi Üniversitesi.

istanbul + özel + psikoloji gibi spesifik bir eğitimden bahsediyorsak seçenekler görece köklü ve diğerlerine göre kesinlikle iyi eğitimiyle bilgi görünüyor.

Üniversitelilik duygusunu 7 yıl öğrencilik geçmişimde istanbul da özel okul öğrencisi olarak göremedim, istanbul üniversitesinin kantinindeyse kendimi gayet iyi hissediyordum, demem o ki özel okullar da öğrenci profili gerekçesiyle bunu öngöremiyorum kaldı ki siz de şahitsinizdir.

Şundan eminim o okul -bölüm var mı bilmiyorum- Beykent, Aydın, Arel, Ticaret değil :)

sicak suya bal ve limon ekleyip guzelce karistirip iciyorsun ara ara.

o isi yaptim aslinda. balli süt, bal limon, ıhlamur limon vs. ama hiç geçirmiyor çok ilginç alerjik gibi kuru kuru öksürüyorum azizim.

sıcak süte ekle o balı. sıcak süt iyidir. :)

edit: ballı süt yaptım demişsin ama belki soğuktur diye dedim. :)

hevipeyra: cok sicakda farenjit yapiyor, dagliyor bogazimi hafif sicak bi sute caldim bali, ictim mictim.. simdi gerci biraz daha iyiyim ama yine umarsizca oksurebiliyorum :)

adacayi yav!! bal-limon falan da kat

iğrenç demeden bi dene bence. çünkü ben de demiştim ve hiç de beklediğim gibi iğrenç çıkmamıştı tadı. ayrıca her seferinde de işe yaradı.

şimdi söyle oluyor; bi kuru soğanı alıp 4-5 parçaya bölüyorsun. bunu bi kaseye koyup üzerine de birkaç yemek kaşığı bal koyuyorsun. bi gece kalıyor ve sulanıyor, ertesi gün içiyorsun birkaç kaşık. sonra tekrar bal konup tekrar bekletilip içilebilir. ama soğan pörsüyünce değiştirmekte fayda var tabi. hoş, buna gerek kalmadan kesildi benim öksürüğüm hep.

geçmiş ola.

susu: valla ilginçmiş, deneyeceğim. iğrenmem ben :) yeter ki geçsin.

çok teşekkürler hepinize.

4 ölçü ıhlamur
1 ölçü nane
1 ölçü papatya
1 ölçü çuha çiçeği veya ebegümeci çiçeği

bunların kurutulmuuşunu al, karıştır, üzerine kaynamış suyu döküp ağzını kapatıp 3-5 dakika demlenmeye bırak(ağzını kesin kapat ama) ardından hazırladığın çaya bal ekleyip soğutmadan yudum yudum (boğazınla temasını mümkün mertebe uzun tutmaya çalışarak) iç. günde 2-3 kere kullanabilirsin.

Tadı çok çirkin ama zencefil+bal+karabiber. Hep geçirmiştir. Bir de yüksek yastıkta yatın.

healthfieldmedicare.suite101.com

ben de hep temkinli yaklasmısımdır lazer olayına, ama bir gun yeterince param olursa ne dunya goze ugrarım ne baska bi yere sinan göker'e ulasırım.

arkadaşım ben lazer ameliyatı oldum. sen ameliyat olsan para kazanacak ya da mutlu olacak değilim. sana iki şey yazıyorum:

1. lazer ameliyatı olduğunda neden şimdiye kadar "dayandığına" anlam veremeyeceksin. lazer ameliyatı benim hayatımda kendime yaptığım açık ara en büyük iyiliktir.
2. dünya göz'e gidip aklından geçen 1 milyon soruyu sorup, her birine tek tek cevap alabilirsin. sana objektif ve doğru bir şekilde, açık açık tüm riskleri ve gerçekleri sayacaklar.

tabi ki karar sizin ama ben 2 sene önce oldum, hiçbir sorunla karşılaşmadım. ilk hafta biraz dikkat etmek gerekiyo ki iyi bi doktor bulduğunuz taktirde size ne yapmanız gerektiğini zaten düzgün bi şekilde anlatıyo. gözlük, lens vs. kullanamıyorsanız (ben kullanamıyodum), kesinlikle tavsiye ederim. ama iyi bir doktor araştırması yapın önce.

desdinova'nın dediği şekilde dünya göz etilere gittim yeter lan çizin bu gözü dedim. epeyce incelediler son noktada doktor sana lazer uygun değil biri yaparım derse de inanma dedi. takdir ettim.

sozluk.sourtimes.org

ilkokul 3'den beri gözlerim bozuktu. derecelerim de büyüktü, 6 ve 5.75 (hipermetrop). lisede lens kullanmaya başladım, o dönem "lens ooo ne harika lan" düşünceleri içindeydim ama gözlerimin içine etti. annemle babam sürekli ameliyat ol diyip duruyorlardı, ben korkuyordum. üniversite bitince -ki tekrar gözlüğe geçmiştim artık- ameliyat olmaya karar verdim. ankara'da dünya göz'e gittik. muayeneler yapıldı. uygun olduğu anlaşılınca ameliyata aldılar. 20 dakika filan sürdü. eve gittikten sonra 1-2 saat çok sızladı -ama bunu yaşamayan tanıdıklarım da var-, sonra geçti. damlalar var, düzgün aralıklarla damlatılması gereken. bi de ilk bi hafta mümkün olduğunca tozdan uzak durdum, hatta yüzümü bile nadir yıkadım her ihtimale karşı.

size şunu söyleyeyim, numaranız da büyükse eğer, hakikaten "bu zamana kadar neden yaptırmamışım" dedirtiyor (bkz: dedirten) insana lazer. ameliyatın ertesi günü normal hayatınıza devam edebilirsiniz diyorlar ama o biraz abartılı olmuş. bi de ben biraz fazla pimpirikliyim. buna rağmen, tam bi haftada tamamen sağlıklı gözlere kavuştum.

demem o ki, iyi bi yere yaptırıyorsanız zaten ince eleyip sık dokuyarak karar veriyorlar ameliyata uygun olup olmadığınıza. o bakımdan bi korkunuz olmasın.

yok yok, hayat boyu değil tabi. 3 damla verildi, 2si yaklaşık 2 hafta filan kullanıldı, 3.sü ise suni göz yaşı, onu bi 3 ay boyunca kullandırtıyorlar.

sakin yarın farketmiceksin onları :)

Yüksek miyop yanında astigmatım da düşük olmadığı için (20 yıl önce) takmaya başladığım lenslerin sert olduğunu ve 24 saat içinde uyum sağladığımı söyleyeyim de ölçün:) Dikkatinizi gözlerinizden, lenslerinizden uzaklaştırın, ciddi bir bünyesel reddetme olmazsa gerçekten saatler içinde alışırsınız.

Yeni taktığın için o şekilde. Unutursun gözünde lens olduğunu bir süre sonra.

ben de hic gecmedi bahsettiginiz rahatsizlik. 3 ay kullandiktan sonra tekrar doktora gittim yapay gozyasi kullandim ama nafile. sanirim benim gozlerim lense cok uyumlu degil ya da ben uyumlu olanini bulamadim. sonucta tekrar gozluge geri dondum. ama umarim doktora gidip detayli bir muayneden sonra almissinizdir lenslerinizi.

muhtemelen ilk sefer olmasından dolayı ama ters takmış da olabilirsiniz

bi süre sonra alışması lazım gözünüzün. o bi süre kişiye gre değişebilir tabi ama çok uzamamalı. ne bileyim, bi-iki güne rahatlamanız lazım. olmazsa yukarıda da söylendiği gibi suni gözyaşı kullandırabiliyor doktorlar, veya lens markanızı değiştirmek gibi bi çözüm önerebiliyorlar.
umarım düzelir sizinki bi-iki güne.

Devam ederse ters takıp takmadığınızdan emin olun. Ters olmadığından eminseniz doktora gidin.

galatasaray universitesinde cillop 1 yillik tezsiz master programlari var.

madem kimse cevap yazmiyor ben devam edeyim :)
isletme uzerine mba yapmak bana futboldaki cok iyi saglam kuvvetli on liberolari hatirlatiyor hakkaten olmazsa olmaz isine gonulden bagli adamlar gibi. ama biraz daha son zamanlarda moda olup yapilan iyi bir isle cok daha hizli yukselme olanagi saglayan daha spesifik bir iste ugrasmak aynen dediginiz gibi marka yoneyimi mesela daha klas bir kanat oyuncusu gibi geliyor. en guzel hareketleri yapan, begenilen adam gibi. acikcasi bu iki tercih arasinda yanlis veya dogru yok kendinizi hangisine daha yakin hissettiginizle alakali bence.

işletme okuyan birinin mba yapması saçmadır, aynı şeyleri tekrar edip bayarsınız. dediğiniz gibi spesifik alanlarda y.l. yapın bence.

peki bahçeşehir mi futboldan cok anlamayan ve fanatik olmayan bir fenerbahceli olarak galatasaray mı? sanırım CV de galatarsay daha şık duracaktır. aslında şu anda da imkb top30 da olan bir sirkette yaşıma ve eğitimime göre iyi bir pozisyondayım ancak pepsinin de dediği gibi daha fazlasını isteyenlerden olabilmek için yapmam gerekiyor. bir de maslowun ihtiyaçlar hiyerarşisine göre de bu basamağa çıkmam gerekebilir sanirim.

işletme üzerine mba dünyanın en büyük zaman kayıplarından biridir. evet abartıyorum. ama hiç gerek yok. gerçekten. illaki işletmeyle alakalı master istiyorsanız dediğiniz gibi daha spesifik şeylere yönelin.

yargıcı'da sanki vardı o tarz bişey mi ne?

ankamall polo garage'da orjinal deri olmayan çok şık modeller vardı en son, fiyatları 150-170 civarıydı yanılmıyorsam.. zara'da da yine o tarz var ama çeşit kalmamıştı.. colins'te vardı bir de 2 ay önce görmüştüm 100 tl idi ve hoştu daha sportif bir şeydi..

c&a'e baktınız mı? bahar sezonu başladığından hem ucuz hem güzel modeller var..

www.on5yirmi5.com

ortadaki ayarında bir şey arıyorsanız Desa'dan almıştım, yalnız deriydi ve biraz tuzluydu.

anlattığınıza benzer bi tane stradivarius'dan aldım ben, 100 küsür liraydı ve % 100 deriydi. oraya bakabilirsiniz overdose'un da söylediği gibi.

Mango outlet varsa bulunduğunuz yerlerde(ya da Ankara'da var mı bilmiyorum ama.), 100-150ytl ye %100 hakiki deri olanından bulabilirsiniz.
Adına oduncu ceketi deniyor yanlış bilmiyorsam.

kardeşim ve birkaç arkadaşı deldirmişti vakti zamanında bi türlü iyileşmedi delikleri ben de en sonunda kızıp çıkarttırmıştım.ama takıpta hiç sorun yaşamayanlar da var. çözemedim olayı net olarak ama uzunca bir süre sorun yaşamanız muhtemel gibi.

olduğun gibi güzelsin, hiç bozma...

bende vardı. 3 ay dayanabilmiştim. burnunda bir şey olduğu hissinden kesinlikle kurtulamıyorsun çünkü küpenin iğnesini hissediyorsun. burnun sürekli tıkalıymış gibi geliyor. yaptıralı 7 sene oldu hala izinin kalması da cabası. bütün bu saydıklarıma rağmen hala takanların imaj delisi olmasından başka diyecek söz bulamıyorum.

Tunalı Ertuğ Pasajında Hayri var dövmeci. Yaptıracaksan piercing için de burayı tavsiye ederim sana...

bestekar'da, şençam köfte'nin üst katında mustafa'ya deldirmiştim burnumu. en ufak bi sorun çıkarmadı. tavsiye edebilirim.