birak cikartsinlar, sonra da dava ac. iyi tazminat cikar.

aga şirket de haklı, nerden bilsin kız arkadaşının ticari bilgileri senin aracılığınla rakip firmaya vermeyeceğini. ulan ne acayip dünyalar var ya, heheh, olay bombaymış gerçekten. kolay gelsin kardeşim ama keşke düşünseydin böyle bir ihtimali.

hakikaten olay bombaymış. rekabet yasağıyla ilgili enteresan davalar oluyor böyle böyle.

çıkarırlarsa ve delilleri yoksa tazminatlarınızı alırsınız.

tamam da rakip firmada çalışan insanlar arkadaş olmayacak diye bir kanun mu var? sevgili değil arkadaş veya kardeş bile olabilirim. böyle manyaklık olur mu ya.

kızdan ayrıldım de.

Ne pezevenk firmaymis yahu, problem olmasin diye ayriliyorsun, adamlar yine ariza cikariyor. Kiz arkadasin is baksin bence, cekilecek cile degil boyle yerde calismak. Bu surecte isten cikarilirsa evet, dava acsin.

en yakın arkadaşım benim yurt dışı satış müdürü olduğum firmanın en büyük rakibinin muhasebe müdürü. iki firma da durumu biliyor, bunda yadırganacak bir durum yok bence, tabii ki firmanın müşterilerini sırlarını oturup konuşmuyoruz yani sevgilin olmasa da firmanı satmaya niyetin varsa para karşılığında da satabilirsin. eğer bu mevzuda bağlayıcı bir sözleşme yoksa çıkarsınlar işten, tazminat fikrine katılıyorum.

laf pek duymadim da, dikdik bakma, elle taciz, celme takma falan oldu.

erkeeem

bana bi kere yavruuum demişti elinide popoma değdirmişti pislik herif ıyy hiç bi erkeğe laf atmadım ama bi kaç kez gözle taciz etmişliğim var

birisi yanımdan geçerken 'sen çok güzelsin' demişti. ben de ona 'biliyorum gerizekalı, sen de çok çirkinsin' demiştim.
bir kere de otobüs bekliyorum yaşlı bir amca yanımda durdu, elimi işaret etti. ben elime bişey mi olmuş diye baktım sorun yok. bana' senin gibi güzel kızların parmağında yüzük olmuyor, beğenmiyor musunuz kimseyi?' dedi. beni ya oğluna ya kendine düşündü galiba. umarım 1. sidir.

Genelde "off, aşık oldum, güzelliğe bak, çok tatlısın" gibi şeyler.

Ya da gerçekten kuvvetli bi can-ciğer fetişizmi oluyo. "Canını yediğim, ciğerini yerim, ölürüm kız sana" gibi.

Gaza gelip şiir, mani, gazel okuyanlar da var.

Geçen hafta birisi "ömrümü veririm" dedi içli bi şekilde :D üzüldüm :D

Iki gün önce kaslı bi abi, bana bankamatiğin kapısını açmak istedi. Ters yöne itiyodu, ben de olması gereken yöne ittim çıktım. O kaslarına karşı ayıp oldu :D "Böyle kızlar kaldı mı yaa" dedi, neye istinaden dedi bilmiyorum :D

Dün de bisiklet sürerken yanımdan geçen scooterlı çocuk "heeey bebekk!" dedi diye eve gelene kadar güldüm :D hey bebek ne ya sanki California'dayız :D

Bunlar komik olanlar, cinsiyet temalılar sanırım daha çok ergenlikte başa geliyo. Çünkü Türk halkının çoğu sübyancı. Bu tespitime inanın.

Edit: taciz kısmını çıkarttım. Prim vermeyelim. Çocuklarınızı, kardeşlerinizi koruyun.

Tam yanımdan gecerken kulagıma dogru cok guzelsın denmıstı bır kere.

Bırkac kere nereye gıdıyosun dedı tanımadıgım bırılerı.

Bır kere ıkı kız gece eve donerken, ıkı genc kırmızı ayakkabılı guzel demıstı. (Isın aslı trollemeye calıstılar sanırım, cunku ıkımızde de kırmızı ayakkabı hatta uzerımızde kırmızı hıcbır sey yoktu hfjka)

Islık otturuyolar bazen de.

Beni de yala

evet dondurma yiyodum

- niyetli olmasam o tırnaklarını ben yerdim.

this is wrong on so many levels :/

Hic laf atmadim ama bir gün kitapcida cok güzel bir kiz görmüstüm... Kitaplari incelerken ona okudugum bir kitabi uzattim ve tavsiye ettigimi söyledim. Bunun üzerine bir de;

- Simdi de siz bana bir kitap tavsiye edin seklinde devam ettim.

Saka maka kiz da bana bir kitap uzatti. Hersey o kadar mükemmel gitti ki büyü bozulmasin diye ismini dahi ögrenemeden ordan uzaklasmistim...

Parkta kosarken de carsafli bi teyze, yavrum bi bakar misin diyerek durdurdu, kosma yavas yürü , memelerin benim bile hosmuma gitti demisti

Şiişt yakışıklı tarzı şeyler,kağıtlara telefon numarası yazan da çok

peki burada çirkinler nerede?

@solem, güzellik çirkinlikle alakası yok. O tıynetteki adam için meme niyetine kat kat montunun üstünde azıcık yükselti olsa yine yeter. Gülerek ayıp mı ettik bilmiyorum, yoksa dünyanın en leş halidir. Özellikle çocuklukta.

metroda sokakta merhaba ıle de baslayabılıyor bak.

sahafta fılan. ohoo

Solem; Guzellik cirkinlik degil fantezi dunyasiyla ilgili.
Sporcu sutyeni ustune body ustune kapson varken memeyi nerden gordun sen?
ya da kupadaki dondurmayi kasikla yerken dilim bile gorunmuyordu, ama nasi bi cipa atili beyninde sen dusun.

bunca yıllık şoförüm böyle kasa görmedim diyorum ben genelde.

gözüyle kesen çok. bir iki kez de telefon vermişlikleri var. ya da bir şekilde telefon numaramı buluyorlar.

hayatımda bir kere laf yedim. onda da üniversite bire gidiyordum, gece eve dönerken adamın biri gel seni evime götüreyim dedi. döndüm adama hayırdır abi niye dedim. adamla 15 dakika falan bir banka oturup konuştuk, sigara içtik. pasifmiş. hayatını anlattı. epey ısrar etti, numarasını falan verdi. sonuç olarak gitmedim ama eğlenceli bir an yaşamıştım hayatımda.

yerim senin fındık poponu demişti biri. kibarlığından ben utandım

Ahahaha ya elbette güzellik-cirkinlik burdaki asil mesele. Sunu bi anlayamadiniz ya. O konuda bi sıkıntınız yok çünkü. Bana niye laf atilmiyor hic??

@solem merabaa

Takside amcanın, elektikçide de genç bir abinin sözlü tacizine uğramıştım erkek halimle. Adamlar yerine ben utanıp kızarmıştım. Normalde de laf atan olmuyor öyle dışarıdan. Dik dik bakanlar çok oluyor.

benim -en en en- çok bozulduğum laf; senin erkek arkadaşın olsam/senin gibi sevgilim olsa 1 dakika yalnız bırakmam.
leen niye sevgilim bile yok o zaman ? -demiyorum bunu adamlara tabi de, bu laf koyuyor bna evet
onun dışındakiler, her kadının duyduğu sıradan laflar. ha bi de beni turist zanneden izmir, istanbul vs. esnafından/gençlerinden laf değil de yabancı olduğumu sanarak yapılan konuşmalar var onlar eğlenceli.

Genelde üstteki bir giysi parçasının yerine geçmek üzerine şeyler olabiliyor, "Eteğin olayım" tarzı. Etek, pantolon gibi alt giyecekler en revaçta olanlar.

Bir de yemekli olanlar. Birkaç kere "kadınbudu köfte, yerim" dendiğini duydum farklı insanlar tarafından. Öyle düzgün butlarım da yok, acep nedendir.

En çok anlamsız şeyler çıkıyor. Tam cümle olmayan, yansıma sesleri içeren, gak guk gibi bir şeyler.

Genel olarak yanımdan geçerken off, yavrum, güzelim şeklinde nidalar oluyor.

Arabalılar saçma sapan şeyler söylüyolar genelde. ‘’Bırakalım mı? Hadi atla, yürüme güzelim gel bin…’’

Elimde uğraştığım bişeyler varsa onlara da laf atılıyor. ‘’Telefonunu yerim, bağcığını yerim’’, tokam düşse ‘’tokan olayım’’ gibi.

Bi kere sevgilimi bekliyodum bi köşede, önümden geçen bi tip ‘’Bunu da bekleten hıyarlar var vay a.mna koyim’’ demişti.

Bi kere de iki kız yürüyoruz, arkadaşım da uzun boylu baya yanımızdan geçen çocuklardan biri ''Allah boy vermiş gerisini koyvermiş'' dedi. Ben duydum arkadaşıma sordum duydun mu diye. Duymadım dedi. Bal gibi de duydu da işte işine gelmemişti :)

vapurda, 4 kız, kalçalarıma bakarak "nasıl taş, nasıl taşş" bi de takip ettiler.

genelde tek kız laf atmıyor, bir kaç kız birleşince hani saçma bir şekilde kıkır kıkır olur ya, eğleniyoruz, kız kıza oley! onların birbirlerinden gaz alması.

"Ahh, off" gibi unlemler ic cekmeler cok guzelsin gibi laflar. bir kere karsidan karsiya gecmeye calisirken bi araba yol verip senin icin degil bir dakika bir omur beklerim demisti o gulumsetmisti.onun disinda kimse dememis sasirdim sarki soylemeye baslayan cok oluyo kimsenin basina gelmiyo mu acaba ben kendi uzerime mi aliniyorum insanlarin sarki soyleyesi mi geliyo anlamadim :D

"ice tean olayım iç beni" not: erkeğim :(

Ahahaha pastörizesüt, aynen benim gazel dediğim oydu :D

bayram sokaktan geçerken yukardan bi kız, rapunzeeel gelsene diye bağırdı. haberim yoktu o sokaktan. bi daha da geçmedim. erkeğim :(

Her yerini yalarım demişti biri. Kadınım.

Külodun olayım osur osur yırt beni :(

Sarki soylemeye baslayanlarin suratina istemsiz guluyorum. Ama ah beee diyenlere pis bakis. Bi de sen çok iyisin duydum adam kisilik analizimi yaptı heralde ayakustu, tesekkur edicektim.

gözler de iimiş.

3 kere falan benzerini duymuşumdur..

32 m ist

Off be off! diye bagirdi biri yanimdan gecerken korkudan birden hopladim, kikirdiyarak uzaklastilar arkadasiyla. Buna benzer birkac tane. Ama oyle yaratici brseyler duymuslugum yok.

i can believe dat diyorum vallaha...o da ınanılmayacak kadar guzel olanlara :))

"ramazan'ın son günlerinden biri olduğu rivayet ediliyor, alimler ölçmüşlür biçmişler "ha bu gün olması lazım" demişler." diye duymuştum.

Benim bildiğim, insanlar ibadeti son on geceye yaysınlar diye. Yani tek bir geceye yoğunlaşmadan son günlerin uhrevi bir hava içinde geçirilmesi için.

ramazan içinde bir günde gizli, belirli özellikleri olduğu söyleniyor netekim.

+1 saatgeceninonikisi

valla ben de ilkkez öğrendim. buradan güzel şeyler öğreniyoruz, aferin bize.

gencler sorumun cevabini alamadim hala..

tamam ibadet yayilsin denmistir de, gununun gizli kalmasinin sebebi ibadetin yayilmasini saglamak icin midir? yoksa bilinmedigi icin oyle bi sey mi dusunmusler/uyarlamislar?

eger boyleyse neden ozel bi gunun gizlenmesi saglanmistir? sonucta ozel bir gundur. o gun ozeldir yani.

kaldi ki diyanet isleri baskanligi bi gun belirlemistir yani bilinmemesine ragmen. madem oyle belirlemesin mesela? son 3 gun - son 5 gun ozel gunler diye ilan edebilirdi pek tabiki?

www.dinimizislam.com

haci abi, verdigin linkte soyle bir sey de yaziyor:

"Allahü teâlâ, Kadir gecesini gizlemiş, yani Ramazan ayının çeşitli günlerine koymaktadır. Bu sene Ramazanın birine koyarsa öteki sene Ramazanın yedisine koyabilir, Kadir gecesi o gece olur. Diğer geceler gibi falanca ayın belli bir günü yapmamış, bu geceyi gizlemiştir. Bu gecenin aylarla ilgisi yok, gece ile ilgisi var. Kadir gecesi Ramazanın 27. gecesinde Kur'an-ı kerim inmiş ise, bu sene de Kadir gecesi Ramazanın üçüne alınmış olabilir. Demek ki bu mübarek gece Ramazanın üçüne geldi. "

WTF?! Kuran 27'sinde inmisse bile, kadir gecesi ayin 3'une alinmis olabilir falan diyor. kafam yandi.

gizlenme sebebi, sevap gecesi olması.

günahların affedildiği geceler gizlenmemiştir ama fazladan sevap verilen günler gizlenmiştir ki fazladan sevabı hak edesin.

www.yadicemil.com

çünkü din matematik işi değildir. yani günde 80 defa yatıp kalkayım, yılda 30 gün belli saatlerde yiyeyim, bi gece de 80 yıllık namaz kıldım mı hop cennete gideyim diye bişey yok.

ütopik olan kişinin rabbinin rızasını kazanmak istemesidir. bunun için de her an tetikte olur. yanlış bişey düşünmekten bile çekinir. birini incitmekten o kişi de Allahın bi kulu(ya da yarattığı bi canlı) olduğu için çekinir. fiillerini insanlar onu sevsin/saygı duysun diye değil rabbi sevsin diye yapar. cennet ise rabbinin hediyesi olur.
şey gibi düşün; kadın kocasını çok seviyo, onun da kendini çok sevmesini istiyo. onu mutlu edecek şeyler yapıyo hep. ama arada hediye aldığı zaman da çok mutlu oluyo. ama hiç bişeyi hediye alsın diye yapmıyo.

yani önemli olan kuranın ne zaman indirildiği falan değil. o gün yaptığın ameller katlanıyor eyvallah. ama önemli olan o fırsatı kovalamak değil peygamber tavsiyesine uymak. son on günde sırf 'ay sevabım artsın lazım olur öbür dünyada' diye ibadet edenle, kadir gecesine denk gelmese bile o günün sevabından çok sırf peygamber tavsiyesi olduğu için ibadet eden aynı kefede değildir.

bir hadis vardı 'Allah 5 şeyi 5 şeyde gizlemiştir; duaların kabul olacağı vakti cuma gününde, kadiri ramazanda, eceli ömürde, veli kullarını insanlar arasında, kıyameti dünyanın ömründe'

insanlar o kadar çakal ki, cuma günü saat 11.00 ile 11.05 arası dualar kabul olur desen hiç üşenmezler dolar artsın, mango %70 indirime girsin, sevgilimin eski sevgilisi öldün diye bile dua ederler.
ya da kadir gecesi belli bir günde olsa her şeyi o güne yığıp diğer günler bir rahatlama gelir -iyi ya bu sene de günahları temizledik, ölsem cennete giderim ha vesveseleri yalnız bırakmaz.
ya da ecellerinin ne zaman olduğu bilseler hemen hesap yaparlar 'günde 5 günlük kaza yapsam 50 yıldan hmm 55 yaşında namaza başlasam yeter'.

direk olarak dua etmeye, allahtan istemeye gocunup 4444 tefriciye ile istediklerinin olacağını zanneden insanlar var yaw. tanrıya lamba cini muamelesi yapıp istedikleri olmayınca küsen insanlar var.

böyle insanlara belirli gün-saat-sayı verilmez. Allah rızasını arıyolarsa her an arasınlar. hem sevaplar 1e 1 değil ki. dün geceyi huşu içinde geçiren biri, bugün gerçek kadir gecesi olsa bile bugün ibadet edenlerden daha fazla sevap alabilir. zaten sorun sevap pointte değil. önemli olan Allah hangisini daha çok sever?

kadir gecesi bir tür günahların affı için bahanedir, sevap points için fırsat değildir. bırak her ibadetin kabul olunmasını bazı namazlar yüzümüze çarpılacak hesap verirken. o yüzden her geleni hızır her geceyi kadir bil.

bi de şöyle bişey denirdi; eskiden insanlar uzun yaşarmış, daha çok sevapları varmış, yeni nesil naapsınmış.
o fark kadir gecesiyle kapanmış.

80 yıllık emekle bir gecelik emek aynı olmadığı için insanların o günü aramasının fairplay olacağından da olabilir.

ama dediğim gibi matematiksel değil üstteki yorumum gibi düşünüyorum. onu da ne uzatmışım be! ama iki satırda da anlatamazdım :/

Buhari ve Müslim’in kaydettiği, Hz. Aişe’ye (ra) isnad edilen ve Alak suresinde nakledilen bir hadiste Hz. Peygamber’e (s.a.v.) ilk vahyin Ramazan’ın 27. gecesinde geldiği bildirilmiş; bundan dolayı Kadir gecesinin Ramazan’ın 27. gecesi olduğu yönünde genel bir kanaat oluşmuştur.

(bkz: ) www.blog.namazsitesi.com

bakaya kalcaksin, ustelik dava acilacak, bi de dava dusecek?

yoo dostum yoo

yurtdışında yaptığın yl devletin affedersin s.kınde bile olmaz gibime geliyor oradaki üni.nin yökü bilgilendireceğini sanmıyorum. bakaya kalıp dava para cezasını ödeyip yl yapanları duydum, internetten araştır varlar.

-Hak yok.
-Haberi olur, okuduğun zaman olmasa da döndüğünde kesin olur.
-Dava düşmez ceza ödersin.
-Ettiremiyoruz.
-Öğren(ebil)ir.

ozman soyle de sorayim:
yuksek lisansi bitirdim, su anda da yurtdisinda calisiyorum, askerlik tecil ettirilmis durumda calistigimdan
simdi donsem, yuksek lisansa baslasam, bi tecil de oyle cakabilir miyim?

zor o iş
bir kere yüksek lisans yaparken vizenizi nasıl aldınız? ilk tecil erteletmeyi nasıl yaptınız?
Denklik içi başvurduğunda başına sorun açabilir. En temizi doktoraya başlamak.

Bu arada yaş sınırı 35, yani en fazla 35'e kadar tecil alabilirsin, yaşını bilmiyorum ama bunu da düşün

ayni hacim/miktar kas, yagdan daha agirdir. incelsen bile kilo almis olman normal.

Bu kadar uzun süre istikrarlı bir şekidle kiloyu koruduktan sonra 2 haftada 3,5 kilo almış olamazsınız.

Tartının kalibrasyonu, vücudun su tutması vb. geçici değişkenler etkili olmuştur.

Tartılınan zaman da önemli. Sabah tuvalet sonrası aç karna tartılın bir de. Antrenman öncesi sonrası da farkeder. Antrenman sonrası tartılmanız terlemeniz yüzünden 1-2 kilo düşük çıkabilir.

Ctrl+v'ye alacağım artık bunları :p

Kürk Mantolu Madonna
Tutunamayanlar
Anayurt Oteli'ndeki Zebercet de içine hapsolmuş ve yalnızlaşmış bir adam.

Edit: Raif Efendi, evet.
Tutunamayanlar'daki Turgut Özben ve Selim Işık. Selim topluma kabul edilme mücadelesini kaybeder, Turgut ise Selim'in gittiği yolların üzerinden geçer.

tehlikeli oyunlar

karakterlerin isimleri nelerdi?
kürk mantolu madonna'daki raif efendi idi yanlış hatırlamıyorsam. tutunamayanlardaki turgut özben miydi?

tehlikeli oyunlardaki kim lüzumsuz adam mansur'a ya da aylak adam C.ye denk düşen?

raif efendi denilen pısırık ve döneğin önde gidenini karıştırmayın diğerleriyle.

"kurk mantolu madonna" cok guzeldir ama dedigin minvale "icimizdeki seytan" daha yakin.

tehlikeli oyunlar'daki karakter hikmet

Dediğiniz kişilere "protagonist" adı veriliyor.
Adalet ağaoğlunun aysel'i, attila ilhan-sokaktaki adam'daki hasan mesela.
Daha var aslında ama şimdi yazılmamış bunlar geldi aklıma

Oğuz Atay tüm kitapları.
Peyami Safa, Yalnızız
Hakan Günday, Kinyas ve Kayra
Ahmet Hamdi, SAE ve Huzur

Kürt Mantolu Madonna ve Anayurt Oteli önerilerine +1 koyuyorum.

kredi kartında komisyon falan yok ya. nakitten her halükarda daha az risksizdir.

Yaninizda nakit olsun, banka karti olsun. Mesela amsterdamda kredi kartiyla dogru duzgun bisi alamadim. Kahveciye giriyorum, visa kabul etmiyoruz diyor adam.

Kredi kartı azıcık riskli. Şehir şehir bile kredi kartı kullanım oranı farklılaşıyor. Bazı yerlerde birçok yerde kredi kartı kullanabilirken, bazı yerlerde sadece büyük marketlerde kredi kartı bulabiliyorsunuz. Bulundurabiliyorsanız nakit bulundurun, en kötü kredi kartı ile ödeyip elinizdeki nakit ile kredi kartını kapatırsınız.

kredi kartı şöyle hesaplıyor:

harcama yaptığın tutar önce dolara çevrilir sonra tl'ye. euro -> dolar - > tl.
hepsi için banka gişe kuru kullanılır. 2 kez çaktı. yapı kredi üstüne komisyon almıyor. ama işbank alıyor.

bankayı arayıp konuşursan kartın biraz iyiyse harcamalarını euro olarak görme şansına ve ödeme şansına sahipsin. ama o kartların da yıllık masrafı falanı filanı var. baktım değmiyor bile... vazgeçtim.

debit kartlarda da % bilmem kaç komisyon alır. benim hesaplarıma göre kur farkı ve komisyon toplamı %5e falan denk geliyordu. kredi kartı az bişi daha insaflı geldi bana.

kısacası yunanistan'da euro kullanılır, at cebine euroyu gez. bankayı zengin etme.

debit hiç denemedim ama yurtdışına giderken hem kredi kartı hem de nakit para götürmenizi tavsiye ederim. kredi kartınızdan çekemezler, banka bir nedenden dolayı bloke eder, nakit paranız olmazsa sıkıntı çekebilirsiniz. ben hatta iki farklı kredi kartı götürüyorum. bir kredi kartı, pasaport ve biraz parayı otelde kasaya bırakıyorum. diğer kredi kartı ve kalan parayı yanıma alıyorum. güya riski azaltmaya çalışıyorum.

harcamalar için ne kadar nakit size bağlı. kaç gün kalınacak, kaç kişi gidiliyor vs. 3-4 gün için tek kişi gidecek olsam 1000-1500 euro alırdım yanıma.

Turla gittiğimizden otel parası ödendi. Tura dahil olmayan 150 Euro kadar ek harcama var, bir kısmına gitmeyeceğim (tavernaya 50 Euro vereceğime gider ufak bi bar bulup iki bira içerim, ilginç bi kafe bulup çay içerim daha iyi). Geriye günlük harcamalar kalıyor.

İki kişiyiz. 4 gece, Selanik, Athena, Kavala.

300 euro alın yanınıza, tamamdır.

debit karttan para çekecekseniz, miktarına bakmaksızın her çekimden ayrı ayrı komisyon+masraf aldığından, ihtiyacınız olacak parayı hesaplayıp tümünü tek seferde çekmeye gayret edin.

cok sık ucak ile sehat etmedim gidis gelis toplam 6 kere bindim ucaga. kisa ucuslarda gerci ama hafif kulak tikanikligi disinda bir problem yasamadim. korkan insanlarinda neden korktugu anlamiyorum acikcasi.

pasiflora kullanan arkadasim var ama babasi eczaci. kafasina gore kullanmiyor.

pskolog ile gorusseniz daha saglikli olmaz mi.

Binişim 70'i geçmiştir, 100'e varıyordur, hepsinde korkmuyorum. Bazen korkasım tutuyor. Ne zaman olacağını tahmin edemiyorum.

stresli olabilir misiniz?

ben 300'den fazla binmisimdir ucaga. son 6 ayda ben de ayni seyleri yasiyorum. halbuki cok severdim ucakla yolculuk etmeyi. strese bagladim ben.

psikoterapi ama dinamik psikoterapi ile hallolur. derinlerde başka bişiy ve belki de bi suçluluk var. bu şekilde tezahür ediyo.

bende de bi ara oldu ve sonra telkinle yendim kendi kendime. hatta türbülans sırasında en çok eğlenen iki kişiden biriydim.

kırmızı şarap da iyi gelir.

Belki de guncel ucak kazasi haberleri ile ilgilidir. Binmeden once yakin zamanda boyle haberlere denk geliyorsaniz etkiliyor olabilir.

Depremde oluyo bana onun gibi bir sey. Kucuk deprem olunca (deprem olayi guncellik kazaninca) olur olmaz sallanti hissediyorum.

çare iki bira.

uçak yolculuğunun en tehlikeli yanı, havaalanına gitmek ve havaalanından dönmek için bindiğin taksidir yazacam, küfredecen şindi bana. ''ööle olduğunu sanki biz bilmiyoz mu dallama?'' diyecen.

@f_d Bu yeni olan bir şey değil, en az 8-10 yıllık bir şey. Tabii kaza haberlerinin ve Uçak Kazası Raporu belgesellerinin iyi etkilediğini söyleyemem

@ursa major İçki biraz olamaz gibi, indikten sonra arabaya geçeceğim. Tehlikeli hale gelmeyeyim.

@compadrito Yukarılarda iken "Evden daha güvenli, evden daha güvenli, evden daha güvenli" diye sayıkladığım doğru. Bu yüzden küfretmeyeceğim, ama dediğimi (dediğini) bir de algılayabilsem.

bu korkunun başka bir ''şey''in tezahürü, su yüzüne çıkması olduğu önkabulüyle işe başlayabilirsin. o ''şey''in ne olabileceğini bulmanda, dinamik psikoterapi yol gösterir. bu şey, derinlerde kalmış bir suçluluk duygusu olabilir mesela. çünkü üst beyin ve alt beyin çatışmasını açık olarak görebiliyoruz. üst beyin diyo kine, evden daha güvenli, evden daha güvenli ama alt beyin onu dinlememekte direniyo.

alt beyin ne zaman ihtilal yapar, işler o zaman boka sarar.
üst beyin ne kadar iktidarda kalır, işler hep düzgün gider.

okumadıysan, Duygusal Zekâ - Daniel Goleman'ı listeye yaz.

eğer psikoterapi için, zaman, para, istek yoksa, bu işin üstesinden gelecek merci cerebrum dominant hemisfer prefrontal cortex'tir. hürmetlerimi sunuyorum kendilerine.

@blossom Geride pek kimseyi bırakmıyorum. Daha doğrusu geride koca koca insanlar bırakıyorum, onlar da özleniyor, ediliyor ama kendine bakacak insanlar, öyle bir "Boyunlarını bükük bıraktım" gibi bir durum yok, öyle bir suçluluk yok. O duyguyu başka bir zamanda sadece bir kere hissettim, tanımadığım bir şey değil ama o konuda tanıdığım en rahat insanlardan biriyim. Ama şu var, adrenalin sevmiyorum; adrenalinli şeyler zevk aldığım şeyler değil. Örneğin, biri dese ki "Sen şu köşeden çıkınca aniden önüne fırlayıp seni korkutacağım", onu bilsem bile korkarım. Aniden bir şey olması yeter, uzun uzun süreli gerilimden ve gerginlikten çok etkilenmem ama ani şeyler basit bile olsa etkilenirim.

@compadrito Daniel Goleman'ı okudum maalesef. Şurada da durumu anlatmıştım.
www.eksiduyuru.com
Kişisel olarak zaman zaman abarttığını düşünsem ve ara ara "Yok, artık" desem bile Nusret Kaya ekolüne daha yakınım. O da bir "Alt beynine kulak ver, üst beynini at gitsin. Sonra da o alt beyni eğit" insanı.

üst beyni at gitsin olur mu bea? hem de senin üst beynini?!?
orda bi yannış annama var.
onun adı alt beynine kulak ver diil, içindeki sese, sezgilerine, içgüdülerine, önsezilerine kulak ver olabilir.

Ben anlatamamışımdır adamın dediğini. Üst beyni komple atmıyorsun da, beyni haşlanmış yumurta gibi ele alıyor işte. "Üstün düzgün olabilmesi için önce içeriden, alttan başlayacaksın. Yoksa, içi cıvık şey dışı katı olsa ne olur" gibilerinden şeyler söylüyor. O daha düzgün anlatıyor tabii.

advanced systemcare'in var boyle bi yan programi. malum yerlerde var.

1-2 kullandim ama ne kadar saglikli bilmiyorum.

+1 she was my baby

Bahsedilen programın adı Driver Booster Free, ücretsizdir ve işinizi görür.

iobit advanced systemcare ultimate ile antivirüs-malware-cleaner-uninstaller-driver booster beraber geliyor. uygun keyle minimum 1 yillik deneme acarsiniz. sonra bakarsiniz. keyler illegal degil dergilerden vs verilmis nete düsmüs lisanslar. ben 6 setupindan kurup lisansi etkinlestirip 7ye güncelliyordum. iyidir yani.

onun haricinde laptop ise hpnin kendi driver kontrol eden support appleri var. ayni sekilde lenovo ve toshibada da var.

bir de nvidia kullaniyorsaniz garanti olarak nvidia geforce experience kurun, en cok degisen grafik sürücüsü zaten. bu birinci parti yazilim cok temiz yapiyor güncelleme isini.

(bkz: #42576068)

edit: ya da soyle yapalim, siradan oku eksisozluk.com

eksiduyu.ru

Aşk ve diğer öbür cinler.

monte kristo kontu (idefix'te indirimde yarı yarıyaydı fiyatı ondan aldım. ama şimdi geçmiş.)
öteki ben - dostoyevski

Osman Şahin- Sonuncu İz, Mahşer, Ağız İçinde Dil Gibi/Acı Duman
Jean Rhys- Dalda Duran Kuşlar
Tahsin Yücel- Sonuncu, Golyan Devrimi
Peride Celal- Mektup

Hepsini Can'ın 5 lira kampanyasından aldım, çok sevinçliyim.

Ha bi de yazmadan geçmeyeyim tok oldugumuz halde yaftalar yiyoruz bana Pulbiber Mahallesi'ni hediye etti. Daha okumaya başlamadım:(

Not: Aşk ve Öbür Cinler çok güzel bir kitaptır.

Gündüz Vassaf - Cehenneme Övgü
Tahsin Yücel - Peygamberin Son Beş Günü

en son aldigim j.r.tolkien - bos kolduk. d&r'da 5 tela idi aldim.

edit: lan yanlis yazmisim denne uyardi :)

j.k.rowling olcak :D

o degil de, idefix'te 30 tela imis la indirimli, yuh. www.idefix.com

edit 2:

ciltlisiymis o, ciltsizi 10 tela imis puuuu www.idefix.com

hayri domaniç - ticaret hukukunun genel esasları. legal kitapevinde kelepir bölümü vardı, 5 liraya aldım. 2 ay önce falan.

Her gece bodrum

Böğürtlen Şarabı - Joanne Harris

artık kitapları internetten indirip telefondan okuyorum ama en son para verip aldım kitap; samsun'dan önce bilinmeyen 6 ay - alev coşkun.

Kiyamet kitabi - connie willis

the silkworm

deliduman-emrah serbes

(bkz: gizliajans) (alper canıgüz)

Beynine bir kez hava degmeye gorsun. - Dr. Frank vertosick jr.

@sonsuz sevgilerimle
Internetten siparis verdim, istersen gonderirim sana okuduktan sonra.

gabriel garcia marquez - kırmızı pazartesi
emrah serbes - erken kaybedenler

20. yy siyasi tarihi
metamorphosis and others stories of kafka
the god that failed (andre gide)
steps (j. kosinski)
animal farm (g. orwell)
shakespeare (benedetto croce)

uzun çarşının uluları
anayurt oteli

the great gatsby - scott fitzgerald (iletişim yayınları'nın çevirisi ama)

deliduman

kipadan aldım 5 tlye.

karamazov kardeşler
budala
diriliş
monte kristo kontu

eisntein - bilim ve felsefe üzerine

tüfek, mikrop ve çelik - jared diamond

ikisi de bitmedi

En sonkitap fuarindan aldıklarını.
1.çavdar tarlasında çocuklar
2.galiz kahraman
3.sineklerin tanrısı
4.kırmızı pazartesi
5.kuyucakli yusuf
6.ruhi mücerret

Şu ana kadar son üçünü okudum .

deliduman emrah serbes

knut hamsun - açlık
herman hesse - sidarta

şuraya da bakabilirsin:
(bkz: sözlük yazarlarının satın aldıkları son kitap)

Almanca sözlük

İrrasyonel - Stuart Sutherland

Atilla Yayla - Hangi Liberalizm?
Murray N. Rothbard - Ekonomiyi Anlamak
Stephen King - Yazma Sanatı

savaş ve barış - tolstoy
okudum mu? hayır, okuyacak mıyım? belki çok vaktim olursa, karakterler ve olaylar fazla karışık olduğundan kısa kısa okuyunca akılda bir şey kalmıyor.

yüzyıllık yalnızlık

Alber camus - yabanci
Yusuf atilgan -aylak adam
Sabahattin Ali -icimizdeki seytan

deliduman
engeregin gozu
beyaz zanbaklar ulkesinde

1984

Lale müldür toplu şiirler I, II
Umay umay- orospu kırmızı
Defne sandalcı- ah

En son geçen sene okuma kitabı olarak hobbit ve taht oyunlarını almıştım. Ondan sonra kütüphanede ya da malum yerlerde takıldım.

@delifaruk, o kitabı nereden buldun, baskısı kalmamış dendi, epey bir araştırdım ama ulaşamadım. sahaflarda bile.

José Mauro de Vasconcelos- Güneşi Uyandıralım

kitap satın almam. ablam alır okur ben de ondan alırım :)

En son bana düşen kitap : böğürtlen kışı

kör baykuş- sadık hidayet
kafka seviyorsan mutlaka oku!

kendimi düşünürken soruyu cevaplamayı ihmal etmişim. gecikmeli de olsa söyleyim.

osmanlı kadın hareketi sıkıcı olma riskini göze alarak almıştım. bu kadar zevkli bir kitap olması şaşırtıcı. serpil çakır iyi bir yazar.

ondan önce,
leyla navaro'nun haset ve rekabet. zaten sıkı hatundur navaro, yine çaba harcamış epeyce. dura dura okunuyor.

7 ölümcül günah ilk üç kitabı
şehvet kibir kıskançlık
robin wasserman

bi kac yil calistiktan sonra yap derim ben. cogu kisi oyle der hatta.

bahçeşehir mezunuysanız ancak yüksek lisans yaparak sektörde tutunabilirsiniz zaten keza sizin gibi binlerce elektronik mezunu aynı anda sektöre atılıyor.

Eğer işletme yüksek lisansı yapacaksanız mezuniyet sonrası olabilir ama MBA düşünüyorsanız, bu işten sektörel beklentileriniz varsa önce birkaç sene çalışmak önerilir hep.

MBA ya da işletme yüksek lisansı yapmak arasında ne gibi bir fark var , işletme yerine kesinlikle MBA yap denecek bir durum var mı?

executive mba ile karistirmis arkadas. arasinda fark yok.

İşletme yüksek lisansı dediğim MS (master of science), daha akademik içerikli diyebilirim kabaca. MBA dediğimiz ise tezsiz (tez gibi paper yazdırabilirler), sektöre yönelik, şartları arasında genelde tecrübe aranan bir program ki executive MBA diye bir şey var mesela sadece yönetici pozisyonundan katılımcı kabul edilen. Sektöre yönelik beklentileriniz varsa işletme yüksek lisansı yapmak gerekli mi? Bence değil ama fazla ünvan da göz çıkarmıyor :)

Arkadaşlar MBA ile MS arasında fark var diye bir kere daha söylüyorum :)

catalog.bilkent.edu.tr

Sayfanın sonuna doğru bakar mısınız bir zahmet?

MBA ücretli bir program olduğu için karşılamak konusunda bir sıkıntım olabilir , bunun dışında işletme veya elektrik elektronik üzerinden yüksek lisans yapmanın getirisi ne olacaktır?

kanka artık kestiler bağlantıyı. giderse bir şekilde takımda kalacaktı.

kanser gibi düşün.

ama yakıştı mı ? hayır.

bkz: hakan şükür fatih terim hsan şaş bizde adet oldu m k

ben de onu diyorum iste. kampa gitmesi engel degildi takimdan kesilmesine. amator takim olsa, masraf cikmasin diye goturmediler derdim ama.. koskoca gs'ye yakismadi bence.

fenerbahceliyim bu arada.

Götürmesinin mantığı neydi, önce onu cevaplamak lazım.

adamin daha 1 yil sozlesmesi var mesela ve takim kaptanin. bu sene degisir kaptanlik orasi kesin de. kaptan iste suan adam.

amator takim olsa parayla ilgilidir diyecegim de, degil iste onu diyorum.

goturmesinin mantigi da: butun futbolcular gider boyle kamplara benim bildigim.

Sabri azmiyle son maçlarda çok formdaydı ve hoca da ilk maçları izlediyse, hem bu arada terlik ve atletli göbekli falan karşılamış hocayı, ilk izlenim de negatif olmuş.

prandelli şunu demiş:

"bu mu koskoca galatasaray takımının kaptanı?"

kaptan dediğin göbekli olmaz, bayrak adamdır. üçlü çektirmez, liderlik yapar. takıma önderlik etmeli, yönlendirmelidir. kaptan steven gerrard gibi olur, sabri gibi olmaz.

bence sabri kendine çeki düzen versin diye almadı kampa. iyi de oldu. takımın kaptanı değil de maskotu gibi. kendine baksın biraz. çocuk değil ki.

kimse hesap sormuyor anasisatiyim ne alaka.

soru demis ki kos koca galatasaray bir ucak bileti fazla alamamis mi. bu yani.

cevabida veriyim sakat,cezali veya gözden cikarilmis oyuncu kampa goturulmuyor turkiye de.

ama cogu yerde gozden cikarilan oyuncular kampa goturulur. hazirlik maclarinda oynatilir vitrin gibi sergilenir. biz de tam tersi.

sabri'ye yanlış yapıldığı konusunda hemfikiriz sanırım ama "göbekli adamdan kaptan mı olur" demiş prandelli. bana sorarsan sabri en kötü yedek olarak kalmalıydı gs'de. tarık transferi olmazsa veysel'e kalacak gs sağ beki ve eboue'nin de gideceğini varsayarsak hamit dışında veysel'i yedekleyecek bi isim yok. sabri düşünülebilirdi bu açıdan. ben olsam kesinlikle bırakmazdım sabri'yi. ne zaman ihtiyacın olursa oynatabilirsin sabri'yi. yedek kalmayı da bu saatten sonra pek problem etmez, etmedi de.

fb: not.

sabrı takım bulsun dıye goturmedıler, ona kolaylık sagladılar bı bakıma. kampa goturup ıstanbula geldıklerınde kovsalardı daha mı ıyıydı? bana kalırsa sezon bıtınce hemen soylemelerı lazımdı, ayrıca sabrıyı ıstemeyen de prandellı degıl unal aysal. kendısı her ne kadar kurumsalız falan dese de aga babası gıbı yonetıyor takımı. ha bana sorarsan cok da ıyı yonetıyor orası ayrı.

Not gs

öncelikle şöyle bir teori var: eksisozluk.com

bence yönetim galatasaray kaptanına internette dalga malzemesi olmasını yakıştıramıyordu. ve bu saatten sonra kaptanlığını alıp da sırf yabancı kuralından dolayı elden çıkaramayıp kulübede oturturlarsa takımda bir yerden sonra huzursuzluk çıkacağını düşünüp yeni hocaya anlattılar durumu o da en azından kampa almamayı, kendisi hakkındaki kararı ise daha sonra vermeyi kabul etti.

bence bundan sonra olacak olan; sağ beke transfer yapılırsa veya hamit - veysel yeterli derse hoca, sabri gönderilir. bunlar olmazsa da kaptanlığı alınıp yola devam edilir.

ayrıca, fiziksel olarak sabri takımda göbekli olacak en son adamdır. senenin son haftasında bile enerjisi ve isteği hiç bitmeyen biri varsa o da sabri'dir.
kıyafetini, duruşunu beğenmedi iddialarına ise prandelli gibi görmüş geçirmiş bir adamın insanları giyim kuşamına göre yargılayabileceğini zannetmiyorum.

bunun prandelli kaynaklı olduğunu düşünenler yanılır.

ünal aysal listeyi çoktan hazırlamış. kimse gelir gelmez 10 oyuncuyu kampa almamazlık yapmaz.

aysal reyis bazı isimlerin silinmsini istedi ve oldu

Evet mümkün. Fakat her halükarda bir uygulamayı yüklemesi / yüklemen gerekiyor. Uygulama, uygulamalar arasında görünmez. Dolayısıyla farketmesi çok olası değil. Fakat dediğim gibi uygulamanın bir şekilde yüklenmesi gerekiyor tabi ki.

ayni internet agina erisim varsa, donuna kadar okursun.

edit:

mesaj geldi. kastettigim sey ag uzerinden gidip gelen data. yani aktivite. gecmise yonelik bir sey degil. tabi o da mumkundur bi sekilde, baska yontemle.

ağ üzerinden gidip gelen datayı da öyle ha diyince nasıl okuyacaksın ki. paket analizi falan ok, ya vatsap mesajları enkript ediyorsa? ya da adam 3g üzerinden yazıyorsa mesajları, o iletişimi nasıl dinlemeyi düşünüyorsun?

gozlerimle gordum yapilisini ve yapildigini. ayni ag derken 3g'yi kastetmedim zaten. sifreleme baska. vadzap sifrelemiyor mesela.

@she was my baby

telefon ile whatsapp server'ı arasındaki data şifreli...

www.whatsapp.com

abi adam doğru ve mantıklı cevap verenleri tiklememiş, duymak istediklerini tiklemiş. ondan sonra akpnin iktidar olmasına şaşırıyoruz.

fark ettiysen doğru ve mantıklı cevaplar değil, soruma cevap olmayanları tiklemedim. karşılıklı tartışmanızı neden tikleyeyim? boş boş konuşuyorsun.

bati yakasi 10 saat, dogu yakasi 7 saat geri. geri kalan her sey icin matematik.

universite hazirlikta phrasal verb ile ilgili ayri bi kitabimiz vardi. (koc universitesi)

guzel kitaplar var. bi bak derim.

benim ayrı küçük şirin bir defterim vardı sadece phrasal verblerle dolu, anlamını, benimle alakalı birkaç örnek cümleyi yazardım. sürekli yanımda taşırdım bunu. çok etkili.

aldigi parayi sonuna kadar hak eden baska bi uygulama yoktur heralde.

sordugun butun sorularin cevabi olumlu. :) turkce arsiv o kadar genis degil sadece. zamanla oturcak o da.

1) yeterli, bazi sanatcilar ozellikle acmiyor spotify'a albumlerini. mesela black keys'in son 2 albumu yok.
2) hayir
3) hic yasamadim, tr'ye geldigi aydan beri kullaniyorum. en kotu ihtimalle kapat ac duzeliyor.
4) android, iphone ve 2 ayri macbook'ta kullandim ben. tabii ayni anda sadece 2 cihazda kullanabiliyosun sanirim, 1 tane alip 50 kisiye kullandirmayi engellemek amaciyla.
5) iste black keys'in albumleri eksik :((
6) evek

- çok underground gruplar kendileri yüklemedikçe yoklar.
- ben ücretsiz üyeyim. sen de bir süre istersen ücretsiz takıl. 5-6 şarkıda bir reklam giriyor. ve offline dinleyemiyorsun o kadar.
-benim bilgisayarımdan kaynaklanması dışında hiç hata vermedi.
-evet her yerden kullanabilirsin üyeliğini. yeni üyeliğe gerek yok.

benim para verdiğim ilk uygulama fakat türkçe müzik anlamında çok çok çok zayıf.

turkcell olmadigi kesin. avea olsa gerek.

ptt 14

Avea bayağı ucuz. Ptt/Bim fiyatlarını bilmiyorum. Onlar daha ucuz olabilir.

Tarifeleriyle birlikte yazarsaniz daha guzel olur aslinda.

ptt nin hangi tarifesi bilmiyorum ama arkadaşım sınırsız internetli olanı kullanıyor.

500 dk
5000 sms
2 GB internet

25 TL. (avea kontörlü)

İphone kullanıyorsan appstore da dergiler var, belki bulabilirsin.

The scientist, american science (buna benzer bir seydi) gibi bilim dergileri guzel oluyor. Toefl icin ben oyle yapiyorum.

issuu.com'a bak, çok güzel dergiler var.

akademik makaleler arıyorsan eğer, www.academia.edu şu linkteki kişilerin paylaşımlarını filan okuyabilirsin. ingilizce üzerine ingilizce okumalar filan. :) baya eğlenceli bir konu sociolinguistics.

pandora kitabevine falan gidip universite kitaplarina bakabilirsin. mesela sosyoloji kitaplari falan var. okurken cok zevk aliyordum. cok ilgimi cekiyordu.

yok dersen, internetten ieee spectrum dergisini alabilirsin. 3-4 dolar birsey. teknolojiyle ilgili gelismeler vs. guzeldir.

flipboard ve zite indir ios android falan kullanıyorsan. oradan ilgi alanına göre bir kaç bir şey seç sonra oku oku bitmez zaten.

aşır bi gün ya... sorarlarsa (ki sormuyolar hiç) koltukta bıraktım filan dersin :D

abi öyle değil işte bi ton yerde ve şehirde gittim hiçbirinde yok bu ama buradaki yavşaklar tam kapının önünde durup ellerinde bir şeyler gözlüğü içine bırakmanı talep ediyorlar gerçi bayadır gitmemiştim burada o zamanlar hiç aklıma gelmemişti olum biz buna para verdik lan demek de net öğrenmek istedim sitedeki sss kısmında da net açıklayıcı bi şey yok, şu var ama tam olarak bir şey ifade etmiyor.

3D filmler için gözlüğümü nereden, nasıl teslim alacağım?
3D filmler için satın almış olduğunuz biletinizi gişeden teslim alırken gözlüğünüzü de ek olarak satın alabilirsiniz. Gözlüğünüz var ise yeniden gözlük almanıza gerek kalmaz. Eğer LG IMAX 3D film izlyecekseniz gözlük ücreti bilete dahildir.

Ben aldım geldim evde 7-8 gözlük var. Fişte ne yazdığına bak, bazisinda kiralama bedeli yazıyor bazisinda gözlük yazıyor. Gözlük diyorsa al gel.

al gel ya. ben bırakmıyorum hiç.

sorarsa koltuğa bıraktım çık al dersin. çık getir derse ne çıkcam lan git sen al der kaçarsın.

kiralama diyosa da al ya ne bakıyosun. kıçı kırık bi gözlük yani al geç verdiğin paradan daha ucuza mal edilmiş bi şey zaten... için de ferah olsun. salonda bıraktım git ordan al dersin kapıdaki herife de

hah ağzımdan almış ^

şu edit olarak sorduğum şeyle ilgili bilgisi olan var mı?

Acilin sahibi geldi.
Sinemaciyim cinemaximumun sattigi gozlugun aynisini satiyoruz ve musteri birakmaz ya da geri vermezse asla almiyoruz. Geri aldigimiz gozlukleri satmiyoruz parasi olmayan ogrenciler olunca onlara veriyoruz.

Cinemaximum cevahir toplamiyor geri. Xpand ise toplarlar onlar pahali ama dandik plastik gozluklerse onlara gelisi 2 tl bile degil. Vermeyin geri x sinemada toplamiyorlar vermiyorum ben de diyin ya da koltukta diyin.

Editine cevap: yok oyle bir sey. Gereksiz bi masrafa girmez sinema salonlari onun icin.

Edit olarak sordugun sorunun cevabi hayir. Eger imax degilse yani o plastik gozluklerden veriyolarsa zaten pilli gozluk degilse oyle bir sey yok. Zilyon cesit gozluk geldi bize plastik. Hic bir farki yok. Ama aktif yani pilli gozlukse. Pasif ise yok oyle bisey verme para gozlugun varsa

Gözlük senindir. Geri verme. Her türlü gider yapabilirsin.

anakartinin destekledigi maksimum ram onemli. 1gb'tan yuksek desteklemiyorsa alman bosuna olur. ona bi bak.

diger bir husus yine anakartinin destekledigi frekansta calisir ramler. oyle gosteriyomusla falan ilgisi yok.

çok absürt bir laptop değilse muhtemelen en az 4gb'a kadar ram destekliyordur. Benim tavsiyem 2*2gb pc6400 800mhz ram alıp slotlara yerleştirin.

hızlı bir usb stick readyboost olarak işe yarayabilir

900 ile baslayanlar reklam oluyor genelde.

Yanlış bilgi vermeyelim.
900 ile başlayanlar Superonline fiber üzerinden telefon hattı almış numaralar oluyor. Çoğu firma ucuz ve kolay olduğundan bu numaralardan alıyor..
(Ev numaram da 900 ile başlıyor.)

Var mi bilmiyorum ama, gecenlerde gittim, hayalkirikligi yasadim desem yeridir. Hic begenmedim.

mordoğanda benden başka sözlükçü mü varmış?

mordoganda degilim gaziemirdeyim, o tarafta bir yazlik edindik sayilir ondan soruyorum :)

ben soruma cevap alamadım..

Koyden hallice diyorum, cevap alamadim diyorsun.

ama böyle bi cevap kabul edilemez. köyden hallice olup olmaması orda bir kortun var olmasına engel teşkil etmez.

kort gördüysen "gördüm" demen, görmediysen hiçbir şey dememen gerek. aksi halde cevap kalabalığı olur.

ben netleştireyim o halde cevabı: üzgünüm ama kort yok. ilkokulun basket sahası var biz oraya gideridik vaktiyle. onun dışında sportif aktivite yok benim bildiğim kadarıyla mordoğanda. köpeklerin dostluğuyla koşmak ya da pancar motorun ezgisiyle balığa çıkmak spordan sayılırsa bilemem.

tenis oynayanları bulabilirsek belediyeden isteriz eşek değillerse yaparlar. :)

Ise yaramiyordu zaten, benden de gitti. Umrumda degil.

I think, normal hava sicakliginda bekletsen it would be nice.
microwave ovens boyle sulu sepken yapabiliyor.

good luck.

bu arada derin dondurucu diye bisi var.

bana her türlü hamur olup yapış yapış olacak gibi geliyor ama, bence de just leave it alone.

bir de in case it is parça parça, bence su böreği değil tava böreği yap.

in case it is parça parça, fırında kurutulup sosla falan silori tarzı bir şey de yapılabilir.
silori için her memlekette başka kelime kullanılıyor, kafanıza göre takılın artık:)

you should belki de try deep dish.

Ayarlar/Mesajlar/Sms olarak gonder

ayarlardan imessage ı kapayın en temizi

internetini kapatip gonder? :)

YaZı üzerine basılı tutup mesaj olarak gönderi işaretle

internetin kapalı durumda olması yeterli

mesajı yaz gönder e bas. sonra mesajın üstüne basılı tut. "mesaj olarak gönder" yazar

zor anlaşılıyor. ondan daha zoru avustralya aksanı.

ablam bayılıyor, ben nefret ederim.

www.youtube.com

Sir Antony Hopkins dışındaki insanlardan duyduğumda hoşuma gitmiyor. British podcast, audiobook dinleyesim gelmiyor.

şimdiye kadar en beğendiğim aksanlardan biri şu:

www.youtube.com

kızın sesi heyecandan titriyor, arada bir mikrofonu P'lerle patlatıyor. Onlara takılmadan dinleyin. Zeki Müren'in Türkçe konuştuğu gibi İngilizce konuşuyor kız.

bence amerikan aksanından daha anlaşılır. kelimeler daha net geliyor kulağıma. amerikan ingilizcesi böyle ağızda çok yuvarlanıyor gibi. bildiğin seviyorum ingiliz aksanını. bazı dizi-filmlerde sırf aksan yüzünden aynı diyaloğu döndür dolaş dinlediğim oluyor.

bunun kırsal kesim ağzı (nasıl tanımlasam bilemedim) çok kötü geliyor kulağa
the selfish giant filmini izleyenler bilir. filmi altyazısız izlemeye kalksan bir şey anlayamıyorsun konuştuklarından.

@compadrito, ellen page zaten kanadali degil mi? standart amerikan aksani iste zaten bu.

soruya cevap: ingiliz aksani hobi olarak guzel de... amerikan aksani iyidir. ingiliz aksani 3 saniye lag'li yasatiyor insani.

bazilari cok net ama yaptiklari vurgulardan bir sey anlayamayabiliyorum, en buyuk sikayetim bu. standart ingiliz veya standart amerikan anlasiliyor ama ingilizin de amarigalinin diger memleketlerin de koylusunun dediginden hic bir sey anlasilmiyor asil problem o. bir tane ingiliz aksani yok onlarca yuzlerce farkli ingiliz aksani var. insan gibi olanlarla cok problemim yok.

she was my baby

Şimdiye kadar etrafımda gördüğüm ve dinlediğim doğma büyüme Amerikalıların 1-2'si dışında böyle konuşabilene rastlamadım. Çok güzel konuşuyor İngilizceyi. Ne iş yapar bu apla? Müzisyen, tiyatrocu filan mı? Müthiş bir kulağı ve o kulağın duyduklarını en pürüzsüz şekilde telaffuz eden bir dili, boğazı, ses telleri, gırtlağı, ciğeri, burnu, diyaframı ve bütün bunları yöneten beyni, beyinciği var.

@compadrito, oyuncu Ellen Page.

Ben İngilizi de severim Amerikanı da severim. Mesela Emma Watson'ın şu videosuna göz atabilirsiniz, çok seksi konuşuyor.

www.youtube.com

şunu da dinleyince ve Kanadalı olduğunu şimdi öğrendikten sonra, neden bu kadar beğendiğimi anladım:

www.youtube.com

bozulmamış, dejenere olmamış, steril kalmış bir İngilizce.

severim, sırf bu yüzden sezon sezon dizi izlemişliğim var

o kadar beğeniyorum ki anlatamam. emma watson'ın video'sunu izliyordum şimdi. ya böyle bir şey yok. şiir gibi. ve çok büyük bir kıskançlık hissediyorum, hiçbir zaman böyle konuşamayacağım çünkü :( taklit maklit belki. ama yani tam olarak böyle olmayacak.

Bayılıyorum

sevmeye severim de kolay kolay anlayamıyorum ingiliz ingilizcesini. amerikan daha bi anlaşılır sanki. haa geçen gün david beckham'ı dinledim. dünya kupası için röportaj yapmışlar. baya ana dili gibi konuşuyomuş david abi (: konuştuğunun büyük kısmını anladım ingiliz aksanı olmasına rağmen. mesela ingiliz spikerleri falan pek anlayamıyorum ben ama kulağa çok hoş geliyor.

hayranım. saatlerce dinlerim. ağızlarına düşerim.
kuzeye gidildikçe hayranlığım artıyor.

Çok seviyorum.

Güzel ama ben hep İngilizlerin ibnelik olsun diye bu şekilde konuştuklarını düşünüyorum.

Yozlaştım ben, onlar "çağğmink(*)" dedikçe yastıkla vurasım geliyor ağızlarına ağızlarına ama azıcık kuzeye gidince İskoç aksanı var ki "Awa' an bile yer heid (**)" deseler bile "Yirim ben seni, eski Vikinglerden kim kaldı" diyesim, korsan oup denizlere açılasım, ne dediğini anlamadan bütün gün oturup dinleyesim, "Eee, sonra" diye cevap veresim geliyor.

Avusturalya aksanı hiç anlaşılmıyor ama elf gibi fıtı fıtı, pısır pısır diye konuşuyorlar, çok tatlı geliyor o. Uzun saçlıysa konuşan, saçlarını öresim geliyor.

(*) Charming
(**) İngilizce çevirisi "Away and boil your head" olup, Türkçe'de "De get" dediğimiz şey.

@compadrito hocam aslinda cok da bozulmamis degil zira dendigi gibi halis muhlis nova scotiali abla ama about u tam bir amerikan gibi okudu dikkat ederseniz. Kanada aksanini birakmis Amerika'da uzun sure bulundugu icin sanirim.

@lionel andres hocam david beckham ingiliz degil mi zaten yav?

tane tane, kulağa masaj yapıyor. hayranıyız

muzik konusunda pek deneyimim yok ama sarj konusunda evet.

bu iki kritere bakılarak onlarca telefon alabilirsin.
fiyat performans açısından lg g2 güzel evet.
ama internet de çok dolasışıyorsanız ekranı büyük telefon note 2 ya da note 3 daha zevkli olabiliyor.
müzik açısından da aynı şekil. play müzük ve kendi çalarının arayüzü şık.

Farklı bi kulaklık alırsanız gayet yeterli :)

dunya kupasi haberi sahte mi bilmiyorum ama kuzey koredeki durumu dusununce gercek olma ihtimali bir hayli yuksek. televizyon'da yalnizca devlet yayini gosteriliyor, internet'i de yalnizca devlet isleri icin falan kullaniyorlar, ozel izin gerekiyor falan, her isteyen istedigini google'layamiyor yani.

Kupa haberini gordum ama gercek mi bilmiyorum ben de. Ve evet yasak internet falan. Disariya baglantilari kapali. Kendi ulkelerinin cok iyi bir durumda oldugunu, diger ulkelerde yasamadiklari icin sukur ettiklerini falan duymustum. Baskanlarini da asiri seviyorlarmis. Cok ilginc ya. Ha bir de daha once yasaga uymayip baglanti kuran bazi insanlarin idam edildigini okumustum bir yerde.

nagadar komik dimi, ama gercek maalesef. cin'de facebook vs yasak mesela. diktatorlukle yonetilen kuzey korede neler neler. gizlice fotograf makinasi sokmustu biri cekim yapmisti. youtube'da izlemistim, baksam bulurum belki. cok ilginc.

adamlarin isyan etmemesi icin de en iyi biziz mesaji gomuluyor topluma.

edit: aha buldum www.youtube.com

Dünya kupası haberi sahte. Geyik olsun diye yapılmış.

Dış dünyaya kapalı olma durumu ise abartılıyor. Kırsalda yaşayan halk belki Barack Obama ismini duymamış olabilir ama şehirdeki mühendisler iphone'un çakmasını Kuzey Kore icadı diye üretebilecek seviyedeler. Şehirdeki insanların dış dünyaya kapalı olması mümkün değil.

Celebialper kuzey kore diye bir arat gugilda. Adam gidip gezmis gizli gizli fotolar falan cekmis. Bahsediyor oradaki yasamdan.

sirf surayi okudum ve oha cektim www.celebialper.com

cok iyiymis.

O video güney korenin bir parodisiymiş.

haber doğru mu bilmiyorum ama ülkede internet var o yüzden inanmasalar bile inanmış gibi yaparlar sadece

Olay sahte çünkü ülkede maçlar 24 saat sonra yayınlanıyor ama yukarıda denildiği gibi parodi

valla bir arkadaşım geçenlerde 2-3 hafta kaldı kuzey kore'de, hergün facebook'a fotoğraflar videolar koydu. metrodan, meydanlardan, restaurantlardan vs.. kapalı ülke oldukları doğru ama yapılan haberlerin çoğu doğru değil, atlamamak gerekiyor "adam napmış amk yine askdjaskd" diye.

www.youtube.com

bu mu acep

ali bicim uydurmus sozleri bence.

uydurma değil de michael jackson şarkısından parodi yapmış sanırım bi zenci çocuk, ali biçim de bu zenciden remake yapmış.

hereto olabilir mi? matematikle alakam yok ama ergo deyince o geldi aklıma.

QED / Quod erat demonstrandum ?

ikisi de degil ne yazik ki
kafayi yemek uzereyim

therefore hence?

yok o kadar mainstream degildi sanki

Calculus'un nerdeyse bütün ispatları hence ile bitiyor. O olmasın.

ergo'yu biliyorum, ondan baska bir kelimeydi. internette de baktim yok hicbir yerde, yanlis hatirliyorum herhalde.

thus

metal müzik adına WACKEN var..

rock werchter

en iyi 5 muzik festivali:

1) Coachella, LA
2) Glastonbury
3) Sziget
4) Fuji Rock
5) Rockwerchter

wacken.

t in the park
reading
lollapalooza

Müzik festivali dersen Rock Werchter, festival dersen Sziget.

valla ben de geçen yaptırdım ve para verdim. sorduğum birkaç yer de hep para var dedi.

BTK bunu belli bi sure icin ucretsiz yapti, yanilmiyorsam 1 yildi.

son tarih 1 ekim 2013'tu. artik ucretli.

aha bu da yazi: tuketici.btk.gov.tr
aha bu da belge: btk.gov.tr

bir TIM ile konustugumda agustos gibi ucretsiz olabilecegi soylendi, ne kadar dogru bilemiyorum ama

Yok la izleme. Kadınlar tenisi falan olsa izlemem ben. Spartacus hiç izlenmez.

Ramazanda benim çarem yerli dizi oluyor.

meraktan bir google da baktım da, sen yine iyisin "porno izlemek orucu bozar mı" türünden sorular mevcut. okumadım da cevapları izlerken ya da izledikten sonra boşalma mevzusu bile var, vay yavrum vay. velhasılıkelam elin tetikte olsun göt-baş çıkınca sardır derim rahat olmak için.

genelde bozmaz ama normalde de günah, yapmayın falan denmiş: www.mumsema.com
tabi olaylar başka yerlere kayıyorsa iş sakat. yok kendime hakim olurum diyorsan, normalde de böyle şeyler izlediğine göre (not that there is anything wrong with that) orucun sevabını azaltma vs. eğlence karşılaştırmasını yapacaksın. kısaca başka dizi yoksa izle (günahı boynuna).

kadina bakarken bosalmak orucu bozmaz demisti biri gecenlerde asdasdasdjn

www.radikal.com.tr

izlenmez hocam yazık etmeyin güzelim orucunuza. 15 gün daha sabredebilirsiniz. kablolu kanallardan uzak durun derim. içinde o tür sahne barındırmayan güzel diziler de bulursunuz rahatlıkla. birkaç örnek vereyim:
-breaking bad
-sherlock
-the walking dead
- lost, prison break izlemişsinizdir heralde, izlemediyseniz bunlar iyidir.
-person of interest
-luther

bu ara suits izliyorum, tavsiye ederim

orucu bozan şeyler yemek, içmek ve cinsel ilişkidir. kuran'da açıkça yazar. yok ben kuran'a güvenmiyorum diyorsan izleme.

olm ne adamsınız ya saçmalamayın. izleyin doya doya, kafayı mı yediniz?

www.dinimizislam.com
www.dinimizislam.com
www.dinimizislam.com

izleme.

Sadece izlersen bozulmaz.


Ama oructan bagimsiz olarak. Ciplak kadinlara hatta belki adamlara bakmak gunah puani olarak hanene yaziliyor.

kisisine gore degisir tabiki.

adam gibi konus lan göt" de.
daha samimi.

direk sarhoş musun değil de iyi misin bi garip konuşuyorsun falan diyebilirsin.

sarhoşsa olmaz da değilse ayıp olur

niye ayıp olsun ki o.O ben diyorum, çok saygı çerçevesinde resmi bi konuşma değilse göze batmaz bence. Bana dese tanımadığım biri gülerdim

Neyin var bir sorun var bu gece sende de. O zaten söyler söylemezse de

2 hafta falan.

ohaa 10 seneye yakındır.

3 sene kadar olmuştur sanırım.

2 ay önce otobüs çorumda mola vermişti o zaman yedim sanırım.

bikaç ay olmuştur.

1saat önce. Cerezin dibindekileri sayarsak

2 sene oldu herhalde. hiç sevmem zaten.

1 ay önce, zayıflatıyomuş

2 hafta önce.

1 sene önce falan Çorum'da bi programda almıştım.

ev kiralama olayina hic girme bence. depozito vs ugrasmak zorunda kalabilirsin. araba kiralarsin zaten. otellerde kala kala gezersiniz. guzel motel zincirleri falan da var. uygun bi sekilde ayarlarsin. bi de www.booking.com

O kadar kisa surelere ev bulmak daha zahmetli.cocukta var,evin aksilikleriyle ugrasacagina elbbete otelde kal.

Birde bu sehirlerden yanyanaymis gibi bahsetmisin ama florida newyorktan sanirim 1600 km uzakta.bostondan 2000 km vardir asagi yukari.cocuk bildigin tukenir bu tempoda.

airbnb.com tam aradığınız sistem.

oteller çok ucuz değil ama en garanti o gibi gözüküyor.

airbnb

booking'den apart tarzı yerler kiralayabilirsiniz. ilk ny'ye gittiğimde 2 odalı bi evde kalmıştık, fena değildi. ikinci gittiğimizde oda tuttuk, başkasına vermişler suite çevirdiler, süperdi.

bütçe ile alakalı biraz sizin durumunuz sanırım. ny, boston, florida ve o hat arasında doğuyu görmüş birisi olarak, boston'u muhakkak görün derim. hazır gitmişken niagara'ya çıkın tabii. florida iyidir, ama orada direk deniz tatili moduna girmeniz lazım. orlando'ya gitmedim, ama eğlence parkları şahane diyorlar. baltimore'de bi cacık yok, philedelphia'yı çok sevdim. washington'da sıkıcı biraz ama muhakkak görmek gerekli deniyor. müzeleri iyiymiş, onun müzelerini görmedim tabii :)

booking işin özü :)

her ulkede ayni isliyor. magazadan tax free formu isteyip dolduruyorsunuz, ulkeden cikarken, havaalaninda vergi iade bolumune gidip vergi iadesini istiyorsunuz.

1. Goods have to be bought in stores that are part of a unified European system of tax-free shopping. Tax-free shops are usually marked with a distinguishing sign ;
2. A special receipt should be issued on the purchased goods subject to presentation to customs officials at departure;
3. The receipt should be stamped at the customs border which is compulsory in order to receive a VAT refund.

asagida bi duruyuda daha yazdim, senin miydi bilmiyorum da, san francisco'da buyuk magazalardan birinde pasaportu gosterdigimde %10 indirim yapmislardi. yani tax free olayina girmeden direkt indirmislerdi. benim vergi iademi de magaza aldi muhtemelen. musteriye kolaylik. sormak lazim magazada.

2- ABD'de odediginiz sey VAT (KDV) degil sales tax, benzer olsa da kategori olarak farkli. Bu vergide tax free diye birsey yok, dukkandan alinan urunlerde illa satis vergisi odemek zorundasiniz. Federal devlet degil eyalet tarafindan toplaniyor. Internet uzerinden eyalet disindan yapilan alisverislerde (belirli sartlar dahilinde, zincir dukkanlarda gecerli olmuyor genelde) "sales tax" kesilmiyor, bir de ebaydeki saticilar kesmiyor. Kimi eyaletlerde "tax free" gunleri oldugunu okumustum, okul acilma sezonunda alisverisi tesvik etmek icin yapiliyormus. Ama hic denk gelmedim.

Pasaportla %10 indirim yapan yer Macy's, baska dukkanlar yapmiyor, vergi ile ilgili degil sirkete ozel bir uygulama. (Once pasaportla gidip "Gift wrap" ofisinden ziyaretci karti cikartmak gerekiyor, sonra o kartin barkodu alisverislerde okutuluyor...)

alırken form doldurulmuş olması lazım bence tax free için. onu hallettin mi ki?

tax free yok..ben yapamadım belkı..

buyuk magazalarda pasaport gosterince %10 indirim olabiliyor. saat almistim san francisco'dan.

(bkz: esrar/@compadrito)

(bkz: #39825150)

@divit, her buldugu seyi tutturen insanlarin oyle olmasi normal.

edit:

ha bunun lobisi elbette vardir. bugun helyum yasak olsa, serbest birakilmasiyla para kazanmayi amaclayanlar lobi olusturacaklar elbette.

amerikada kanser hastalarının psikolojisini rahatlatmak için esrar veriyorlar biraz. Kanserde moral yüksek olunca iyileşme şansı daha fazla. Kansere doğrudan yararı yok yani, ölme ihtimali yüksek insanlara kafayı çok takmasınlar, mutlu olsun diye veriliyor.

sigara alkol esrar arasında en masumu esrar. ama türkiye buna hazır değil.

alkol de bugün icat edilse net yasak olurdu.

ben hepsinin zararlı olduğunu düşünüyorum. sigaranın da alkolün de uyuşturucunun her çeşidinin de. çok sevdiğim arkadaşımı esrardan kaybettim ben. çok sık kullanmazmış, ona rağmen. tabi bunları sonra ailesinden öğrendik. haberimiz bile yoktu. ve cehalet işte hiç farketmiş de değildik hani aklımıza bile gelmezdi. tek farkettiğimiz olay ders başarısındaki düşüştü onu da kız meselesine bağlamıştık.

zararlı kardeşim bence. hem kendini tehlikeye atmak hem de seni sevenleri üzmek hoş değil.

sigaranın daha masum olduğunu düşünüyorum. ama ne demek yalan söyleyeyim birkaç defa ictim sigara öyle arkadaşlar arasında ve bende kafa yaptı. beynimi uyuşturdu resmen. içmem bi daha yani. o yüzden sigaranın da çok masum olduğunu düşünmüyorum.

burada herkes yeşilaycı olduğu için tarafsız yorum yapamazlar. buna en iyi yorumu yapacak adamın sigaranın da esrarın da dibine vurmuş ve ikisini de eşit seven bir adam olduğunu düşünüyorum.

alkol ve ickiye gore daha "masum" forums.steroid.com

benim bir arkadaşım vardı. çok iyi çocuktu lisede, sonra ayrıldık falan tatilde memlekete dönünce görüşmeye başladık. en son görüştüğüm zaman, bulunduğu şehirde her türlü pisliğe batmış şekilde buldum ve bunun başlangıcı esrar kullanmaya başlamasaydı. kendi kendine konuşuyor, anlamlı cümle kuramıyor, hareketlerini kontrol edemiyordu ve adamla anlamlı bir şekilde sohbet edemiyordu. adamın bütün hayatı bu olmuştu. adam yürüyerek şehrin diğer ucundan bunu almaya gidiyodu. 3 senedir üstüne yeni kıyafet alamıyordu buna para vermekten. yaşattığı psikolojik buhranları ve sürekli farklı şeyler denemeye başlatmasını saymıyorum bile...

benim etrafımda içenlerin hepsi patates kafa olup çıktı. adamlarla koptuk, adamlaın çevresi it kopuk doldu, soyutladılar kendilerini, ailelerini ve yakınlarına çok büyük üzüntüler yaşattılar.

neyse işte, yeşilaycı değilim. benim karşımdaki portre bu. 18 yaşından büyük adama iç, içme sağlıklı sağlıksız diyemem. herkesin kendi tercihi. fakat ben kullanmamanız taraftarıyım.

o öyle değil, çok üstün körü bir araştırma yapmışsın, uyuşturucu tarihi ile ilgili biraz daha araştırmanı tavsiye ederim.

masum mu değil mi tartışması gereksiz, suyun bile fazlası adamı zehirliyor, her gün ot içen adamında beyni sünger oluyor (hakketen oluyor), ama 3/5 defa takılmış birisinin hayatında o kadar büyük etkisi olmuyor.

Bu kişinin kendi karakteri ile ilgili bişi benim gibi obsesif bir yapınız varsa çaya'da kahveyede, meyve suyunuda (suyu sevmiyorum) hatta meyveye bile bağımlı hale gelebiliyorsunuz.

doktor diyor ki her gün bir kadeh şarap iç damarlara iyi gelir, bu demek değildir ki alkol yada şarap bir ilaçtır, çok içersen adamı yere yığar.

birde esrar kansere iyi gelmiyor, kanser hastaları veya sürekli ağrısı olanlar ağrı kesici gibi kullanıyorlar, bir tedavi değil aman böyle şeyler söyleyip insanları yanlış yönlendirme. bilimsel olarka esrar kansere iyi gelir diye bişi yok.

o aslında birazda komplo teorisi, hippi kampında ot içtiler bunların hepsi uyuşturucu müptelası aman çocuklarınızı uzak tutun kampanyası.

sistem karşıtlarının ot kullanıyor olması diye de bişi yok, hatta kimi gathering'lerde yanında otla falan yakalanırsan seni hemen sepetliyorlar. hippi diyince akla türk filmlerinde ot içip sallanarak dans eden tipler geliyor insanların aklına bu yüzden, öyle bişi yok. fb'dan vs. den özenti tiplerin grupların götünden sallama şeylerine kanma. araştırmanı tam yap.

Tabii birde uyumsuz'ların şehirde sıkışması ve kaçacak yer aramasının etraftaki uyuşturucu satıcılarının eline düşmesi ile de ilgili.

Yasaklanması saçma sebeblerden dolayı oldu ama bu gün gerçekden pek çok uyuşturucuya geçiş olarak görülüyor, serbest bırakılması da bambaşka sorunlara yol açabilir, ancak yasaklı oluşu da bir çok sorunu getiriyor.

sigara zararlı, esrar zararlı.

hollanda'da serbest. adamlar avrupa ve hatta dünya devi. biz götümüzü avuçluyoruz. hatta orada serbest, ama hollandalılar içmiyor bile, çünkü zaten legal olunca, sürekli elinin altında olunca, kırk yılda bir keyif için içiyorsun.

dog whisperer man videolarında vardı bu.

köpeği tasma ile dışarı çıkartıp sürekli diğer köpeklerin olduğu ortama sokuyor ve o havladıkça tasmayı kendisine doğru çekip, karnına ''çok hafifçe'' vurarak göz teması kurup , kızıyordu. bu şekilde otorite kurduktan sonra ileriki aşamada sadece tasmayı çekmesi köpeğin sakinleşmesine neden oluyordu.

en sonunda diğer köpeklere ses çıkarmamayı öğretiyordu filan.

daha dun national geographic'te dog whisperer programinda bu dedigin konuyu gosterdi. tekrari vardir yine bu hafta. yakalayabilirsen izle, yoksa nette bulursun zaten.

Tamam çok teşekürler

+1500 yardımcı olanlara tüm haftalığımı veririm

olmasin ya gecti gitti yaz.

abi millet oruçlu. hadi ben yiyeyim dicem ama tüm temmuz'u nereme sığdırıcam. en iyisi biz daha sonra ağustos'u yiyelim.

tatil bitiyo olum öyle naptın :(

Cuzi bi ucret karşılığı sizi hergün iğneyle uyutur, zaman kavramınızı yokedip, tenha saatlerde yemek vs işlerini halletmenizi sağlarım. Günlük ücret kişi başı 50 tl olur. Girişimci adamım vesselam

Hayiiiirrr agustosu yiyemeyiz, agustos bana lazim. Idareli kullanmam lazim hem agustosu, onu paylasamam.

agustosun ilk haftasini da pas gecersek olur.

yok, vallahi sardırmam bu temmuzu. en önemli zamanlarımdan biri olacak kendisi. mümkünü yok izin vermem.

Ben kalanın hepsini alır, kendime 20 gün fazladan Temmuz eklerim. Mis gibi bir tatil yaparım.

hepimiz aynı anda yüklenirsek yunanistan'a iteleyebiliriz bence.

he hacı yiyek bitirek. bitsin bu mısınagoduğumunun sıccahlarıı.
abi fakir fukaranın ısınma derdi olmasa hep kış olsun diyecem.
zorla isveçli yapacak beni bu sıcahlar.
ben aslında sarışınım la.

cekimle ilgili. 70mm film kullanilir 35mm'nin aksine.

normal 3d ile imax 3d cekim teknigi de farkli. o yuzden hayir.

423digital.wordpress.com

son sorun da evet, dogal olarak.

IMAX'in kamerası'ndan itibaren her şeyi farklı.

Bunun haricinde bazen filmleri ham halde alıp bilgisayarla 3d'leştirirler. Ama 5-6 senedir artık bunu yapmayıp direk 3d kamerayla çekiyorlar.

Hollywood stüdyoları genellikle direk IMAX ile çekiyor aksiyonlu filmleri. Bu bir standart değil, filme, yönetmene ve stüdyoya bağlı bir şey.

ekstra bi belgeye gerek yok. ama tipini begenmezlerse almayabilirler.

Bir dakika civarında 1 sayfa okuyorum. 50-55 sayfa okuyorumdur bir saatte.

50-60 arasi genelde.

konuya gore 40-70 arasi degisiyor.

ortalama bi puntoda 30 sayfa az. bir sayfaya iki dakika düşüyor? biraz hızlanabilirsin. ben tutmadıma ama 60 sayfa civarıdır.

60-70 arasıdır.

Kitaba gore degisiyor, 20 ile 60 arasinda. Bu arada her kitabi 60 sayfa hizla okuyanlari tebrik ediyorum, Ulyssesi de cin aliyi de ayni hizda anliyorlar demek ki.

@sadakatsiz
öyle sadece çok satanları okumuyorum, klasikler veya bana bir şeyleri aşılayacak kitapları okuyorum en çok. klasiklerde bile okuma hızım düştü. eskiden böyle değildim, bir kitabı maksimum 2-3 günde bekletirdim elimde. hem bu kadar kısa sürede okur, hem de içeriğini özümserdim. ama nedense şimdilerde öyle değilim, canım sıkılıyor bu duruma.

tok karna midenizin dolu olduğu zamanı işaret eder. sizin nasıl hissettiğiniz değil. ilacın mideden geçiş ve sindirileceği yer/zaman ile ilgili bi rşey.

Hissiyat meselesi değil.

İlacı almadan önce bir şey yemiş olmaktan bahsediyor "tok karnına" denilince.

mide bos degilken demek, yoksa ilac siker atar mideni demek.

Bir de şöyle bir not düşeyim. Aç karna ilaç içmek demek de açım saatlerdir yemedim ilacı içtim ilacı içtikten 10 dk sonra yemek yiyebilirim demek değil. Aç karına içilmesi demek, yemek yemeden önceki 1 saati ve sonrasındaki 2-2.5 saati ilacı içmemek demek.

--kopyala yapistir mode on--
The number of molecules of a reactant taking part in a reaction is known as Stoichiometric coefficient.

For example:
Consider the following equation:
aA + bB ⇌ cC + dD

In this equation, a, b, c and d are called as Stoichiometric coefficients of the A, B, C and D respectively.
--kopyala yapistir mode off--

stokiyometrik katsayı.

kimyasal tepkimeleri gösteren formüllerde kullanılan katsayıları ifade ediyor.

genel olarak tepkimedeki katsayıları ifade eder. harcananlar için eksi, oluşanlar için artıdır. sınırlayıcı reaktana göre durum değişebilir.

birliğine gitmeden olmaz. birliğine gidip bu raporu göstermen ve görev kağıdı alman gerek.

özel hastanede de ameliyat olabilirsin ama bu raporu askeri hastaneye onaylatman gerek. yani iş oradaki doktorların insafına kalmış.

geçmiş olsun kardeşim.

izinde de olsan suan askersin ve eger yasadigin yerde askeri hastane/revir ya da birlik varsa (buna askerlik subesi de dahil) oncelikle oraya gitmen gerekiyor. onlar seni ya tedavi (ameliyat) ediyor ya da seni sevk ediyorlar. prosedur bu sekilde. kafana gore gidip tedavi olamiyorsun. olursan basin agrir.

kaynak: askerde yaziciydim + burun ameliyati oldum.

tekrar cevab : yıllık izninde özel/devlet hastanesine gidip tedavi olabilirsin. zaten statün "resmi" olarak geçer. ameliyatlık bir durumda birliğinle irtibata geçmen gerek. durumun ehemmiyetine göre karar verilir. muhtemelen birliğine gelip tedavine burda devam etmeni isteyeceklerdi.

ex. idari işler çavuşu wide bildirdi.

birliğine değil yakınındaki askeri hastahaneye gidiyorsun öncelikle. orada durumu izah edersen uygun bir şekilde seni sivil hastahaneye sevk ederler. sevk etmedikleri hasta ya ciddi durumda değildir ya da hsatalığı sivil hastahaneyi gerektirmiyordur.
bunun dışında, sivil hastahaneden aldığın raporu askeri hastahaneden onaylatman gerekir. eğer aldığın rapor çok abartılı değilse de kolayca onay alırsın.

not: (yazıcılığı ve idari işler çavuşluğunu görüyor ve artırıyorum) sıhhiye çavuş buzkran bildirdi.