işletme hem kontenjanı fazla, hem hemen hemen her üniversitede olan bir bölüm olduğu için tezsiz yüksek lisans da üniversitelerin para gelsin mantığıyla ales-dil koşulunu sağlayan herkesi aldığı bir program olduğu için olasılığın gayet yüksek.

tezsiz yüksek lisansın giriş şartları her üniversitenin kendine özgü ama tezli kadar zorlamıyorlar. rahat rahat yaparsın.

tezsiz yüksek lisans bölümlerinin çoğunda lisansa önem vermiyorlar.
İstanbul üniversitesi ve Marmara da böyle en azından.
Son yüksek lisans yönetmeliğinden sonra ise zaten bu bölümler sadece mesleki yetkinlik kazandırmaya yönelik oldu.
Akademik kariyer ile alakası kalmadı.
Diyeceğim şu ki; hangi alanda uzmanlaşmak istiyorsanız, yukarıda belirttiğiniz bölümlerin ders içeriklerine bakarak buna daha kolay karar verebilirsiniz.

Meyve suyu, muz.

ameliyattan sonra, hapşırmaması için antihistaminik verirler. arkadaşınızın çiçeğe alerjisi yoksa, bir şey olmaz.

sushi gotur

parfüm alsanız?

şaka şaka, meyve sepeti idealdir

www.bonnyfood.com

1.si koku alamıyor olacak, keza burnundan nefes alamayacak zaten, nefes alamayacağı için hapşurtmaz diye düşünüyorum ama belli olmaz riske atma. çiçeği hastaneye göndereceksen zaten artık birçok hastane canlı çiçek kabul etmiyor odaya, boşuna kapı önünde oturur öyle çiçeğin. sert yiyecekleri de ameliyat sonrası ısıramıyor olacak o nedenle bence onu da alma. eğer ki büyük bir ameliyatsa örneğin birkaç gün evden çıkamayacaksa onu oyalayacak film gibi bir şey daha güzel olur. onun dışında pipetli termos gibi bardaklar oluyor öyle bir şey gönderebilirsen ameliyatlıyken çok kullanışlı olur kendisi için

Burun ameliyatı olmuş hastanın odasında bekletilmez muhtemelen o çiçekler. Ama hatun kişisiyse o çiçekler onu epeyce mutlu edecektir. Çiçek muadili bir hediye de yok bence.

asıl hediyen farklı olsun.
çiçek götürmek istiyorsan da tek bir tane götür demet değil.

Hos bir el aynasi al, malum amelyat sonrasi alisana kadar bol bol burnuna bakmak isteyecek.

yurt disi ogretmenlikte meb gonderiyo. turk cocuklari icin. iki maas 5 yil calisiliyo. buysa gitsin. istifa edip ozel gidip ortmenlik yapacaksa onu bilemem.

beş yıllık devlet memurluğundan sonra, yeterli koşulları sağladığında takdirde gidebiliyorsun.
hem türkiye hem de gittiğin ülke maaş veriyor, çift maaş.
onun dışında başka bir şeyse ben de bilmek isterim, zira 2 sene daha çalışmam gerek o mertebeye erişmek için

(bkz: celta )

Kast ettiği meb eliyle değil kendisi istifa edip gidecek. Sıkıntı o zaten.

Bence Trabzon'dan sonrası, yani Rize ya da Artvin. Karadeniz'in anlamı biraz daha bu kentlerde, internet taraması ile çeşitli otellere ulaşabilirsin. spesifik bir ilçe ya da otel önerisi yapmayayım, kendin beğen.

ayder hasimoglu otel
www.hasimogluotel.com

edit: kisin dogu karadenizde bi cok yer kapalidir, yaylalar , oteller vs. ya uzungol ya ayder derim. ama kisin ayder ayri bir guzel olur. hasimoglu da yaz kis acik. hem ayderde kucuk bi kaplica da var. (kadin erkek ayri havuzlar yalniz) bi kayak tesisi yapiliyordu bittiyse kayak sansiniz da olur. zaten 2 gunluk haftasonu icin cok bi yer gezme sansiniz olmaz.

moyy mini otel - çamlıhemşin rize'de tek geçerim.

Götünüz donar diyerek, Rize-Çamlıhemşin. Çıkabilirseniz yaylalara da çıkarsınız tabii, ama çıkamazsınız bence :D

bu zamanlarda karadeniz pek doğru bir tercih olmayabilir. ama yine de ayder yaylası tercih edilebilir.

sümela manastırı. altındaki apart evlerde kalın.

olmaz

bir şekilde üye olsak peki?

üye olursan da o sunumu indirip offline oalrak açabilirsin diye biliyorum, yine de swf'ye dönüştürme olmuyo yani

flash şeklinde iniyor zaten onlar. adam izinleri kurcalamadıysa indirebilirsin.

O kişi sana dowloand linki göndermeli

piccolo mondo. yemekleri çok güzel, sahipleri çok ilgili, odalar zaten çok güzel kesinlikle tavsiye ederim.

Mümkünse Ağva'ya gitmeyin derim. Normal zamanlarda bile fiyat performans çok çok düşük ki bayramda hiç gidilmez. En son 3 gün önce gittim ve bir daha uzun süre gideceğimi sanmıyorum. Tabii biraz beklenti ile de alakalı olabilir. O fiyatları duyunca ben beklentimi yüksek tuttum ama facia bir hizmet anlayışı ile karşılaştım.

Not: Turizmciyim ve uzun yıllar 4 ve 5 yıldızlı otellerde departman müdürlüğü ve genel müdürlük yaptım.

+1 piccolo mondo

ama bence de ağvaya gitmeyin

Meyve

çekirdekli olduğu için meyve sınıfına giriyor.

sebze

Botanik olarak cekirdekleriyle falan meyve turunden sayiliyor. Ama icerigindeki seker miktari cok az oldugundan, meyve degil sebze olarak goruluyor. Kabak falan da aynen boyle.

Teoride meyve, pratikte sebze

sebze.

TDK;
meyve; 1. isim, bitki bilimi Bitkilerde çiçeğin döllenmesinden sonra yumurtalığın gelişmesiyle oluşan tohumları taşıyan, genellikle yenebilen organ, yemiş
sebze, isim Genellikle pişirilerek yenen bitkiler veya bunların taneleri, göveri, göverti, sebzevat, zerzevat

Yani domates meyvedir çünkü döllenmeyle oluşur, tohum taşır.

İnkim hotel, hotel z var İlica da ortalamadan uygun.

sele veya direksiyonda sorun olabilir, bilen bir bisikletçiye gidin; ayarlasın..

hayır,öyle bir kaide yok.

pozisyonun, koltuğun, bisikletin, pedalların. Bunların herhangi biri yalnışsa bile bel ağrısı olması normal.

Koltuğun mümkün olduğunac yüksek, fakat savrulmalarda vs ayağını yere koyabileceğin kadar alçak olacak. yani pedal alt konumdayken ayağın yetiştiği pozisyondan bir kaç cm daha aşağıda olacak.

düzgün bi sele alacaksın. pedalların dandik olmayacak. bisikletin kadrosu da boyuna uygun olacak.

bel kasları normalden fazla çalıştığı için ağrıması normal. günlük hayatta bisikletteki kadar çok kullanılmıyorlar çünkü.
hamlıktan sebep büyük ihtimalle, 2-3 haftaya geçer.

Öyle bir kaide yok, sele yüksekliği ve duruş bozukluğu ile alakalı.

Ayni sorulara katilmakla beraber bu sinav icin ayrıca bir kayıt işleminde bulunuluyor mu?

ayrıca bir kayıt işleminde bulunmak gerekmiyor, yüksek lisans için başvururken sınava gireceğinizi söyleyin. sınav zordu diye hatırlıyorum 58,5 almıştım gramer çalışıp.

beyazıtta copylerde y.l.sınav soruları var geçmiş yılların ona bakarak çalışırsanız aşırı fayda sağlar.

Eskiden yapılan kpds'ye benzer bir sınav yapıyorlardı. Muhtemelen şimdi de abartıp Yds ile yarışıyorlardır. Öyle kendini bilmezler.

3.

hatta ben de bmx'imle ona katılırdım.

3

Tebrik ve takdir ederdim. Düşüncem 3 numaraya en yakını olurdu ama parayla çok da bir ilgisi yok bence olay ego ile alakalı. Komplekssiz olduğu için takdir ederdim.

4)ben nasıl danimarka'ya geldim lan!?

çok güzel bence,bisiklete binmesi

hem spor yaptığı hem doğaya zarar vermediği hem de genel yargılardan sıyrılabilmiş olduğu için takdir ederdim.
bir arkadaşımın diş hekimi babası da öyleydi.
diyenler olmuş zaten evet avrupa'da öyledir. ilk görüşte şaşar insan ciddi kıyafetli kadınları adamları öyle görünce. oysa ne güzeldir.

Koşullara göre. Bisikleti kullanabileceği adam gibi bir yol varsa, çok yokuş değilse, bisikletle geldiği için şirkete ulaştığında terlemiş olmuyorsa, ev-iş arası çok uzak değilse yorumum 3 olurdu. Bunlar ters olursa 1.

öncelikle 3

istanbul'da bisikletli görsem yadırgarım ama. malum her yer yokuş bayır ıvır zıvır ayrıca nemden dolayı terli terli işe gidecek vs. ama vespa tipi motorluları görünce nasıl özeniyorum bir bilsennn. trafiğe girmiyor, püfür püfür gidiyor ne güzel =)

3.

ter sorunu duş ile hallolur. adam patron, bir duş yaptıramayacak değil iş yerine.

2

3 derim.

hatta bilkent işletmenin eski dekanı da bisikletle gelirdi, öğrencileri olarak takdir ediyorduk ve bence cool bir şey.

3 kere 3!

takdir ederdim çevreye zarar vermediği ve egolarından kurtulduğu için

4) bisikletten indirir pervasızca kucaklardım. zira böyle insanlar kolay bulunmuyor.

4) helal olsun, sağlığını önemseyen dinamik bir adam derdim.

para ile bisiklete binmek arasındaki bağlantıyı da kuramadım doğrusu?

belki adam 5bin euroluk bisiklete biniyor, o kadar önemli mi!!!

cevaplatiniz icin teşekkürler. cevaplarinizdan cikan sonuç şu ki eksiduyuru turk toplumunun homojen bir alt kumesi degildir:) zira yıllardır bisiklet sürüyorum ve trafikte bana saygı gosreren, benim de bir taşıt kullandigimi ve bisiklet yolu olmayan yerde bir seriti tek basima kullanacagima inanan sürücü sayisi pek fazla değil.

arabalar üstüne üstüne sürer,bisikletçilerin :(

vurabiliyor.
artık yüksek lisans yapmadan da doktoraya başvuruluyor...

teoride evet. pratikte hayır.

www.resmigazete.gov.tr
eğer 06.02.2013 tarihinden önce kayıtlı bir tezsiz yüksek lisans öğrencisi isen bu seni etkilemiyor. Ancak bu dönem tezsiz yüksek lisansa başlarım mezun olur doktora yaparım, hayal !
lisans derecesi ile yüksek lisans oldukça zor ve şartları ağırdır. genelde min 3/4 ortalama istenir. ALES >85 gibi. üniversiteye göre şartlar biraz sertleşir.

(bkz: bütünleşik doktora)

teoride mümkünse de pratikte zor dedikleri gibi.

hocalar doktora giriş sınavında seni pek ciddiye almazlar. diğer öğrencilere göre işin çok zor olur.

en son yayınlanan yüksek lisans yönetmeliğinden sonra tezsiz yüksek lisans a başlayanlar doktoraya geçiş hakkına sahip değiller.

şayet tezsiz yüksek lisans ile başlayıp tezli yüksek lisans için gereken koşulları sağlayıp tezliye geçtiğiniz takdirde doktoraya geçebilirsiniz.

şehirfırsatı.com'da baya uygun fiyata çeşme ve alaçatı'da tatil fırsatları var

İnkim_ z

fringe, breaking bad, modern family

Doktor who ile ilgisiz de olsa: house m.d.

Doktor var bunda da:p

the wire.

hannibal bir sezon bitti. kaliteli bir dizi.
özellikle battlestar galactica; hangisi önce hangisi sonraya düşmemek için (bkz: battlestar galactica seyir rehberi) bilim kurgu seven sevmeyen herkes için izlenebilir mükemmel bir dizi. 4 sezon. ara sezonlar ve bir iki de filmi var.
shameless (us) komedi olarak.
rome; spartacus gibi fakat daha ciddi daha gerçekçi. iki sezon toplamda.
bunların dışında vikings olabilir, walking dead olabilir. bir de bittabi dexter.

person of interest

Braking bad , Walking dead

şirince.

didim, foça,urla,seferihisar,özdere..

karaburun mordağan ıldır foça seferihisar urla

ılıca'ya git; çeşme plus hotel.

Breaking Bad ve person of interest izleyin. dexter sarmayabilir.

breaking bad biraz yavaş gidiyor ama çok kral dizidir. dexter daha aksiyonlu ama ikisi arasında tercih yapamayacağım ikisi de çok iyi diziler bence.

breaking bad ağır gelebilir yavaş tempolu bir dizi ama denemekten zarar gelmez tabi. flashforward ilgini çekebilir, lost'un yapımcısından, lost'tan bazı oyuncular var.

breaking bad'e başla ki tüm bölümleri bitirmen son sezonun başlangıcına denk gelsin. konunun yavaş aktığını göz önüne al ama.

Ben Dexter'i daha cok sevdim. Ama BB'de izlenmeli kesinlikle.

üç diziyi de severek takip eden birisi olarak söylüyorum. bence de person of interest'e başla önce. yalnızca 2 sezonu var zaten bitirirsin hemen.

BB iyidir

Breaking bad derim.

Dexter en iyisi, basladin mi birakamazsin, zaten son sezonu basladi su an. O bitene kadar sen de digerlerini izlemis olursun. Cok yabanci dizi izlerim, dexter gibisini gormedim arkadas.

breaking bad bayaaaaaa yavaş bir dizi, ama oyunculuklar iyi. Dexter da iste oyunculuklar ortalama üstü de olsa üst düzey değil ama konu ve işleyiş daha hoş ve daha hızlı.

dexter'a şimdi başlarsan hem final sezonunun sonunu yakalarsın çok hoş olur.

Dexter

zaman sur.

buz koy.

acile gidin bi gösterin bacağınız kopabilir.

öpiyim geçer belki?

Lasonil sür ayrıca bence hayal et sevgilim

Ordu-> Boztepe ve batıdaki sahil ilçeleri.
Giresun-> Kale, kümbet-bektaş-kulakkaya(pek yaylacı değilimdir), imkânlarını zorla adaya git derim.

Ne adası? Giresun'daki o garip ada mı? Başka öneriler?

Karadeniz derken?
Batısı ortası doğusu!
Bartın, Amasra'yı görmeden gelme bu taraflara..
Sonra Sinop kıyıları ve tarihi..
Samsun'da muhakkak kalıp kumsalda kamp kurup huzurlu olabilirsin.
Ordu, Giresun, Trabzon, Rize de ise yaylalara çıkıp dağlarda huzuru bulabilirsin.
Trabzon Uzungöl ve Sümela yı görmeden zaten geçmemelisin.
Rize'de Anzer, Ayder, Kavron, Çat ve pekçok yayla görülmeye değer. Ama en kapitalist yer Ayderdir :) Konaklama açısından daha doğru bir tercih olabilir fakat kafa dinleme açısından ıssız bölge aranman gerekebilir.
Artvin'e geçmeden, Batum'u, Gürcistan'ı görmeden de dönmezsin artık :))

"o garip ada" kovalasın seni...

Bol giyinseler araya hava girer ve hizlarini yavaslatir. Bu sebeple.

aerodinamik

(bkz: bisiklet taytı)
(bkz: arabaya inanmak)

bisikletçiler eş cinsel de o yüzden.hayır ne bekliyordun ki.
neyse hava alıyo,ped sayesinde koruma sağlıyor

yüzücüler neden vücut kıllarını traş ediyorsa o yüzden.

bende cok bok atardim ama bol seyler zincire filan da takilabiliyo, seleye, tekerlege etc.

kıçı acımasın diye (o taytlar pedli, belki bilinmiyordur)
rahat hareket edebilsin diye
seksi görünüyor diye

olmaz.

Bir daha olanı ziksinler.

(bkz: Jerry Seinfeld)

olsaydı iyiydi.

iki tarafın da birbirine karşı aşka dair duyguları kalmadıysa gayette güzel dost olunur.

taraflardan birisi diğerine karşı bir nebze de olsa bir şey hissediyorsa, bir cacık olmaz.

olmaz..

olmaz.

net olarak ne sevgili ne dost olur. ileri seviye tecrübe ile sabittir.

olmaz

çok ta güzel olur

@tiny penny NAH OLUR

evlenip boşanmışsan çocuk varsa arada mecburen zoraki görüşülebilir. o da dostluk sayılmaz ama. onun dışında arkadaş dost kanka hiç bişi olunmaz.

olmaz. olmayın

yazılan inch değeri tekerlek çapı.

www.mersinbisikletdernegi.com şuna bir göz at .. uzun olsa da yardımı olur.

Şu siteyi ve tabloyu incelemeniz cevap için yeterli olacaktır sanırım.(git:cyclingtr.com )

Denemeden alma.

Gaza gelip alma, bisikletin kadro boyu mühimdir, teker çapı uygun ols

A da bisiklet kişiye uymayabilir

kargn zamanlaman mukemmel. 3 sene onceki soruya simdi cevap vermis olman? asdadf

Otobüse bin.

otobüse bin. terleme.
zaman önemliyse:
maps.google.com

metrobüs ile kore şehitleri arası mesafe. 8 dakikacık aslında.

Olum 5-10 dk ya..

bisikletturlari.blogspot.com

Biz sorduk kaldığımız otelde pek fazla bir yer yok dedilerdi :/

(bkz: bandana)

bandana?

bandana ağıza sarılıyor abi burda ağızamı sarılmış

buff

tiyatro, sinema, konser gibi şeyler yapmayın. konuşacakları ortam yaratmaya bakın.

yemeli icmeli bir ortam dusunun.

kahvaltı organizasyonu ile başlayın, sonrası doğal olarak gelişir zaten.

güzel bi yerde yemek yiyin.

olmaz.

olmaz.

sydney için konuşuyorum.

vali olmaz dedi ya

yumoş - lilyum ve lotus çiçeği

Eğer erkeksen Yumoş - Gardenya Menekşe tavsiye ederim. Parfüm sıkmana bile gerek kalmıyor, içinde erkek parfümü esansları varmış ;)

yumoş extra

bingo lovely kırmızı kapaklı.harika bi kokusu var.tavsiye ederim.

Yumoş Extra, Yabani Orkide-Yasemin bir efsane olduğunu söylemeliyim.

bi yumoş ekstra da benden :)

emin oluyoruz?"a kadar okudum ve o kadar düşünceli insan kalmadı demek istiyorum.

Hepimiz birer tercih olarak duruyoruz aslında. Konuyu tersten okursak, tercih ettiğimiz kişiyle, tercih ettiğimiz şeyleri, tercih ettiğimiz zamanı ayırarak yaşıyoruz. Bu kadar çok yazında kelime bi garip göründü.

Hayatına sokmak mevzusu biraz fazla romantik.

iyi de bu durum zorunluluk değil ki karşı taraf kendi kendine ''ben bu insandan daha iyisini hak ediyorum'' demedikçe bizim kendimize ''bence sen daha iyisine layıksın'' dememiz kendimizi değersiz görmemizle açıklanabilir, eğer karşı taraf bizden daha iyi birini hak ettiği fikrini kendine söylüyorsa bizle olan ilişkisini bitirebilir, sevgililer tamamen özgür, evliler ise hukuk sayesinde bizden daha iyilerine sahip olma hakkına sahipler, yani ortada sürekli ''ben ilişki yaşadığım insanın daha iyi insanlarla tanışmasına engel oluyorum'' gibi şizofreni belirtisi soruları sormak gereksiz.

sonuç yerine sürece odaklanınca; süreçten karşılıklı keyif alındığı sürece insan "acaba daha iyisi var mıydı" diye takmaz.. sonuçta bu kafayla kimseyle eş olmayıp kendini en iyi sevgili olacağın insandan mahrum etmen de haksızlık olmaz mı??

gittiğin yol keyifliyse, en iyi yol olması önemli değil.

İliski yasadiginiz kisinin belki siz hayatina girmeseniz daha iyi bir hayati olacakti, e belki olacaktı. Ama ben iyi bir eş/sevgiliysem. Derdinde sıkıntısında yanındaysam, benimle herşeyini paylaşabiliyorsa, ben ona sürekli sorun çıkartmıyor ,dırdır etmiyorsam. Memnunsa yani kısacası, vicdanım rahat olur.
emin olamam ama vicdanım rahatsa da bu konuyu sıkıntı etmem.
Memunun değilse de bitirebilir, bitirsindir.

belkilerle acabalarla kafamızı yormadan sevişerek mutlu olmalıyız. gerisi teferruat diyebiliriz ismail.

karşımızdaki eşya olmadığına göre hayatına iyi veya kötü gelecek şeyleri seçebilecek zeka düzeyinde olduğu önyargısından yola çıkıyoruz. kafasına taş düşmüş gibi avallaştıracak mentalist becerilerin varsa bilemem, buradakilere de öğret. nitekim 'ben senin gibi sevgiliyi..' diyip gidebiliyor çıkabiliyor hayatınızdan aynı kişiler, kim kimin hayatına giriyor ayrıca? :) ha tabi bi de sen o kişiye bilinçli olarak zarar vermiyorsan. bi de zaten buna tam bir seçim de denilemez, eldekiler üzerine kurulu bir durum. kaç kişiyle tanışıp arkadaş olabilirsin sonuçta? himym da böyle bir bölüm vardı, denizde çok balık var fikrini istatistiksel hesaba vurunca uygun adayların sayısı epey azalıyodu :)

O zaman ben sunu anliyorum, "sahip oldugunu kaybetme, nasilsa daha iyisi var mi veya sahip olabilecegimden emin degilim. memnunsan devam et."

Belki de en buyuk sebebi zaman kaybetmek istememek. bunu ugruna risk aliyoruz. Yine once kendimizi dusunuyoruz iste. Bencillik var

[bu cevabım evlilik bağlamından ziyade daha genel ilişki bağlamı düşünülerek yazılmıştır]

"Bunu bilmeyerek iliskiye devam ederek nasil bu bencilligi yapabiliyoruz? kendimizin diger kisi icin en iyi tercih oldugu konusunda nasil emin oluyoruz?"

valla ben de merak ediyordum, direk ona sordum. aldığım cevap beni tatmin etti (ciddiyim).

onun dışında, ilişkiyi yaşadığımız insan da zaten aynı şeyleri düşünüyor -- yani evet, belki "en iyi tercih" olup olmamanın kesin bir cevabı yok, ama o sorunun bir cevabı olup olmaması da sizinle ya da karşınızdaki insan ile alakalı değil. karşınızda kim olsa bu sorular sorulacak. evrensel bir argümanla "neden ben" sorusuna kesin bir çözümleme getiremiyoruz. ama birbirimize duyduğumuz halihazırdaki hisler, güven ve sağduyu o istediğimiz huzuru bize sağlıyor.

sonuçta ilişkiler tercihle alakalı. elbette ki her zaman "daha" güzeli, "daha" zengini bulunabilir. ama bunu düşünerek ilişki yaşanamaz.

ben olmasam "daha" iyi bir hayatı olacaktı, belki yurtdışında yaşayacak, gece gündüz çalışıp "daha" çok para kazanacak gibi düşünülmez ilişkide. her zaman bir şeylerden fedakarlık etmek gerekir çünkü. ilişkide taraflar da birlikte olmak için fedakarlıklar yaparlar büyük ya da küçük.

eminim hayatındaki kişi de bunların farkındadır. ama senin yanında olmayı seçmişse, sen de bu fedakarlıkların farkındaysan yapabileceğin tek şey onu daha da çok sevmek olmalı. bunları düşünüp hayatınızı ve ilişkinizi berbat etmeye gerek yok.

alıntıdır.

Kierkegaard çok sevdiği nişanlısı Regine Olsen'i terk etti, çok sevdiği için. Ömrü boyunca hep acı çekti bu yüzden ama soranlara da yaptığının doğru olduğunu söyleyip durdu. O kadar çok seviyordu ki Regine'i ve o kadar nefret ediyordu ki kendisinden, evlenip onun kendisine 'maruz kalmasına' izin veremezdi!..

Belki hayatına dahil olduğun insanı en çok mutlu edecek kişi de sensindir. Ya da seni de en çok mutlu edebilecek insan odur.

İnsanlar bir ilişkiye başladığında nedense hep "daha iyisi" kavramı etrafında dönüyor. Karşındaki insanı en iyi kılmak da senin elinde, bir de bu açıdan bak.

Evlilik nadiren secimdir daha cok ihtiyactan dogar bikac ust duyurudaki arkaadasin maslow ile ilgili paylastigi semayi inceleybilirsin bunun icin. 2.si oyle dusunceli insanlar hakkaten yok artik. Metrobuse binerken ezildiler.

uzaktan eğitim'i istanbul üniversitesi hocaları yapıyor, uzaktan olması ve tartışmaya kapalı olması dışında bence yeterince iyi.

normal okulda okuyanin acikögretim okumasi vizyonsuzluktur.

degmez, bosuna para ve zaman kaybedersin.

finallerini istanbul'da oluyorsun. onu hesaba kat.

48N'ye bin, en hızlı onunla gidersin ama Kağıthhane merkez ise tabii,

kendi sorumu kendim cevaplayayım, öğrendim çünkü:

48, 48H, 48N nolu otobüslerle.

Akademisyen olmayın. "Lisansta üniversitem iyiydi" diye akademisyen olunmaz. Bilimle uğraşacaksanız olun. Üniversite bilim için vardır, başka bir amacı da yoktur.

"üniversite de" devam etme bence sen.

tabiki üniversiteyi seçersem bilimle uğraşmam gerektiğinin farkındayım.zaten lisansı bitirmeden önce yazdığımız tez epeyce yüksek lisans tezi gibiydi. seviyorum araştırma yapmayı..
artık kendime bir rota çizip o yöne yoğunlaşmalıyım.yardım istiyorum

meb, para derdin olmaz.

akademik kariyer.

sizce "neden" olduğunu da sorsam, karar için daha faydalı olurdu.

meb bence..akademık kariyerde onun bunun şeyini öpersin sürekli...mebte al paranı keyfine bak..doktorasıyla yüksek lisansı ile uğraşma.

sen öğretmen ol.

neden;

akademik kariyer şuursuzların işidir. gelecekle ilgili planların olmaz çoğu zaman. evet sürekli sınavların kitapların vs vs işlerin olur ama asla paran olmaz. çekirdek aile için aranan bileşen olmazsın çünkü toplum seni "sarsak bu be" diye tanımlar. sabah akşam ders çalışıp dirhemle ilerlediğin için ve bu ilerleyişin o çevre açısından bir ehemmiyeti olmadığı için.

kilo alıp verirsin sürekli, sürekli sivilce çıkarırsın gözler çoğu zaman mordur, genelde depresif olursun. hele hele hocaların işlerini bak yazmadım bile. "şu masanın bi tozunu al" diyen hocaya hem gülümseyerek hemde hemen bir toz bezi yaratıp toz almaya başlaman gerekir.

ha paran yoktur söylemiş miydim? otobüs bileti bile çoğu zaman sıkıntıdır. babadan para isteye isteye ülser olursun.

bak daha ne tez dedim ne makale dedim ne sınav kağıdı okuma angaryası dedim. daha hiç bişe demedim.

buralara yazıp sorlacak soru değil. akademik kariyeri şuursuz bi şekilde istersin. ve yaparsın. bütün bu olumsuzluğa rağmen hiç kimse seni taktir etmezken kendi kendine mutlu olursun bi gün profesör olup bilim ürettiğin günleri hayal ederek.

paran asla olmaz. ve bir ailende.

ya işte meb rahat ancak hayat çok durağan, olduğun gibi kalıyorsun hatta köreliyorsun.aslında meb'de çalışırken aynı zamanda da kariyer yapmak mümkün olabilir ancak başka illere git gel sürekli çok yorucu olabilir.

meb. sporuna gidersin, kendine vakit ayırırsın, daha stressiz hayatın olur, daha geç yaşlanırsın, maddi olarak daha rahat olursun, vücudun daha şekilli olur.
ha mebde kafana göre çok arkadaşın olmayabilir ama işte spordan falan arkadaş bulursun. daha farklı şeyler istiyorsan triatlonlara ver kendini.
edit: akademik kariyer daha prestijli ama yok yere hürmet görüyorsun

çok güzel ve kendine bakan akademisyenlerde var ama:)
çoğunluk MEB diyo...

akademık kariyerde doktorayı yapana kadar çok zorluk çekersin..32-33 yaşına kadar rahat edemezsin.

bu memlekette bir yerde akademik birşeyler yapacaksan özellikle özel ünilerde (belki odtü itü gibi kaliteli yerlerde girebilir.Yurt dışıda olabilir) mutlaka bu tarz yerler olsun.(NOT:kaideler istisnayı bozmaz).Yoksa bilmem hangi ilin köyünde ben akademik kariyer yapacam hoca olacam üstünede doktora yapacam prof olacam dersen seni yaşatmazlar.Zira bizim buralarda hoca olmanın öncelikli seçeneği babanın akrabanın prof yada hiç değilse üni çalışanı olması gerekir.Zira senin yaptığın tezi 3-5 matematik öğrendikten sonra herkes yazabilir.Yazamasada babasına yazdırır.(Fen bilimleri tarzı bir öğretmenlik okuduğunu ve mühendisliğe yakın olduğunu zannedip , mühendislik için söylüyorum nede olsa matematik temelli olmasından,)ki çok absürt yerlerde yüksek lisans yapıp akrabasının eşinin dostunun yanına hatta boşalttığı koltuğunada geçenlerde var.Eğer biraz tez okumuşsan göreceksin ki memlekette akademik kariyer bitmiştir, bitmeye yakındır(yine mühendislik için konuşuyorum).Zira her doktora (doktora sayılmayabilir hala doktora ÖĞRENCİSİ diyebildiğimizden)doç , yrd.doç tarzi bir çok adam hala aynı tezleri yenileyip yenileyip yazmakta.(herkes üstüne alınmasın)Yeni birşey gibi ortaya koymakta yada daha önce yazılmış 1940 dan kalma dili türkçe olan bir kitabın sadece 2-3 harfini yeniden değiştirip yeni cümleler kurup kitaptaki matematik formülünün 2 satır daha açıp integrali türevini alıp yazmış kitaplar fazlasıyla piyasada bulunmakta.ee tabi böyle hocalık olmaz.Bu nedenle bu memlekette "hoca" olmak için ya üstteki saydığım üniversitelere gideceksin yada baban akraban hoca ise gayet rahatlıkla dünya umrunda olmayıp maaşını alıp yaşayacaksın..

MEB hakkında bir şey diyemem ama gayet rahat çalışma şartları olduğunu ZANNEDİYORUM.

Diğer bir düşünce ise çok kaliteli bir özel yerlerde çalışman sana gerçek huzuru getirebilir.Evet eğer KPPS A ya girip müfettiş yardımcılığından başlamanda sana huzur getirebilir (kurum prestijli ise).Tabiiki böyle bir yerde başlayıp (özellikle devlette) yüksek lisans,doktora yapmana izin vermemezlikte etmezler diye düşünüyorum yada bunlara izin verecek bir yere geçmende mantıklı olabilir.Zira doktora yapana kadar problem olmaz diye düşünüyorum.Daha sonra zaten ne yapacağına karar verirsin.Hem akademik kariyere devam edersin hemde devlette yada özeldeki işine.Birde bu açıdan bakabilirsin.

çok teşekkür ederim. aslında çok haklısın ve mantıklı olanda doktoraya kadar meb'de çalışmaya devam etmek. akademik hayatın içinde gibisin, yaşadığım ile yakın olan herhangi bir üniversiteyi kullansam, doktoradan sonra işe yaramaz mı acaba devamı için. yoksa doktoraya kadar gelebildikten sonra farketmezmi, şansım olur mu ki kabul görmek için.yani illa da iyi üni.lerde mi yapmak lazım yükseği falan...

maaş zaten kademeye göre belirlendiği için, az da olsa etki ediyor.

ben de lisedeki hazırlık ve tezsiz yüksek lisans (formasyon) sayesinde 2 kademe aldım.

... müdürlüğüne;

... tarihinde okuduğum ingilizce hazırlık ve ... tarihinde mezun olduğum formasyon programlarının memuriyet kadememe eklenmesi hususunda gereğinin yapılmasını bilgilerinize arz ederim.

böyle bişey işini görür.

ben bu dilekçeyi okula yazıp memura verdim, onlar üst yazı yazıp ilçe milli eğitim'e yolladılar. senin şirket falan da varmış. cümle içine yedir işte onu dilekçede. anneye anlatır gibi anlat yani.

bildiğim kadarı ile sadece 3 numaralı şartın kademe atlamana yardımcı oluyor, yani ingilizce hazırlık okumuş olman, o da sadece maaşına yansır.

metrobüsle ayvansaray durağına kadar gelip, oradan taksiyle gidebilirsin

önce bir doktora gidin bence. mantıklı düşünebilmek için.

herseyi bilen adam niye taksimde falci olsun?

herşeyden bahseden adam vardı taksim delisi olarak diye de geçer. onla da kontak kurabilirsin.

kadıköy olmaz mı?
taksimde bi yer biliyorum ama adına hiç bakmadım o yüzden tarifi zor

www.mekanist.net randevulu çalışıyorlar, benim gördüğüm en sağlam falcıdır oradaki arkadaş :)

gençler zevkine yau , direk laps düz olarak anlayan arkadaşlar helal olsun size :D muhabbeti güzel , memnun kaldığınız , eğlenebileceğimiz ,aynı zamanda öğrenebileceğimiz :P bir gayfeci falcı bakıyoz :D selametle

aynılar işte ama şirinevler'den yürümesi daha kolay gibi.

ataköy metro durağı tarafı daha yakın

şirinevler metrobüs

www.fotokritik.com

deviant-art
500px
pinterest

nasıl yani?
şu anda meb tüm okullara seçmeli okutulacak derslerin listesini yolladı. bu liste tüm velilere sunulacak ve velilerin tercihine göre ilk kez dersler açılacak. okullara bu derslerden anlayan öğretmenler alınacak.

tamam iste ayni bu sekilde de secmeli arapca dersi oldugu gibi secmeli kürtce dersi olmasi. tabi ki cok cook gec kalinmis bir olay bu.. ben mesela almanya da okudum okudugum okulda cok sayida italyanlar ve türkler vardi. ve bizim haftada bir ders türkce italyanlarinda italyanca dersleri vardi, amac azinliklarin kültürünü unutmamasi, tabi simdi söylenebilir türkler almanya da bölücülük yapmiyor ama bence azinliklar hakki ile bölücük ayri iki mesele. diyelim ki 50 lerde 60 larda böyle bir yönteme baslanilsaydi terör felan dogarmiydi??

ah abicim/ablacim, gencecik körpecik oldugun ne kadar da belli. bu ülkede cok degil 20 sene önce kürtce konusuyor diye yaşli haminnelere bok yedirdi asker, diz cöktürdü insanlara. kafalarina silahi dayadi ve bildigin insan bokunu yedirdi. kürtce sarki dinleyen ögrencinin evini polis basti, toplayip götürdü. cocuguna kürtce isim koymak isteyenler mahkeme kapilarindan döndüler. iyi bir adim, devlet isterse, devlet istedigince, devlet aksini isteyinceye kadar atilir.

@atmacaged

ee tmm da aga (yasim 26) bu anlattiklarin soruma cevap degil ki, sen gecmiste olmus kötü olaylardan dem vurmussun, zamaninda yapilmis bu olaylarin yanlis oldugunda hem fikiriz sanirim? evet gecmiste igrenc seyler yapilmis, benim bilmek istedigim bu yukarda yazdigim gibi bir durum olsaydi terör bu duruma gelirmiydi?zamaninda türk askeri öyle aptaliklar yapmasi benim savundugum durum yanlistir anlaminami geliyor??

o işler o kadar kolay degil demeye getiriyorum kocyigidim. mesele bu kadar basit olaydi keşke, bir secmeli ders ile cözülecek bir mesele ise bu mesele, binlerce insanin ölümünü, milyon dolarlik silah ve kacakcilik ekonomisini, kördügüm ortadogu politikalarini nasil aciklayacagiz diyorum. daha düne kadar sokakta kürtce konusani iceri atiyordu polis, sen neden okullarda okutulmuyor ki ne zarari var diyorsun? sence de cok naif bir soru degil mi?

bunlar daha önce olmuş olsaydı, terör bu hale gelir miydi ne demektir ya?
hangi dünyanın insanısın?
sanki tek dertleri konuşmak istedikleri dilleri imiş gibi bir de?
ben de bilgi veriyorum akıllı akıllı..
o kadar canı yanmış insan varken, kır bileğini indir ekranını.

Diyelim ki sene 1950 de menderes zamaninda bir genelge yayimlansaydi

(mesela ispanya da kati franco dikatorlugunden(!) sonra 1978 de katulunya bölgesi kendini dilini konusma hakki ve okullarda egitme hakki, özerklik verilmis)

dogu illerinde halk kendi dilini konusabilir, okullarda secmeli hafta da bir iki ders olmak zarureti ile kürtce derde olabilir denilseydi simdi ispanya da gibi bizde de terör sorunu ve terörü mali kaynak yaratmak icin dogan saydigin bütün diger sorunlar dogmadan cözülmüs olmaz mi idi? terör ispanya dada vardi ama gecen sene silah eta silah birakti, katulunya özerk oldu sorun felan kalmadi ispanya harita da hala tek bir ulus devlet olarak duruyor. kürt milliyetciliginin yukselecegi öngurusu olusup bu adimlar zamaninda erken atilsaydi su anda terör mu konusuyorduk?

spotçulara bak, masko var istanbul avrupa yakası'nda bana orayı tavsiye ettilerdi.

ikea, tekzen, koçtaş tarzı yerlerde var. ben çok tatlı kırmızı bir kanepe aldım 400 liraya koçtaştan.

İkinci ellere bak. Sıfır ayarında, birkaç aylık setler yok fiyatına gidiyor.

The Pursuit of Happyness , tam aradığın şey.

goo.gl sağ tarafında onlarcası daha..

The Pursuit of Happyness izlenilmiştir daha once

(bkz: the terminal)

3 idiots.

hep izlediğim filmler bunlar terminal izlenildi

The Pursuit of Happyness +1

onun dışında:
la vita e bella
stand and deliver
good will hunting
the blind side
hotel rwanda

bonus: "inspirational movies" diye aratarak da listelere göz atabilirsin.

limitless.

wristcutters: a love story derim. her izlediğimde şahlanıyorum.

arkadaşım kesinlikle işaretleyeceğini söyledi.

ben işaretlemedim atandım, şanslı olan kısımdayım.
yıllarca atanamayacağımı bilsem bile, ki zaten çok da umursadığım bir şey değildir atanma durumu, işaretlemezdim.
üzgünüm ama dışardan göründüğü kadar kolay değil öyle allahın bir dağında öğretmenlik yapmak, hiç bilmediğin bir kültüre uyum sağlamak, hava şartlarına alışmak; o yüzden akıl sağlığına ve bedenine güveniyorsan işaretle tabiii.

bir arkadaşım işaretledi şırnak uludere çıktı kendisine iyi düşün.

istanbul üniversitesi ve atatürk üniversitesi

farkları nedir? istanbul daha mı pahalı ne?

istanbul üniversitesinin sınavları anadolu üniversitesi gibi ülke geneli değil açık ve uzaktan eğitim fakültesinde oluyor sanırım.

ne farkı olduğunu bilmiyorum. üniversitelerin sitelerinde fiyatları ve eğitimin nerede yapıldığına dair bilgiler mevcut.

eelbetteki 3 idiots

3 idiots

3 idiots

o kadar cevap gelmesine rağmen yine de yazıyorum 3 idiots.

düzenli olmayabilir ama arada katılmak isterim.

facebookta eksipedal diye bi grup var bu tarz etkinlikler duzenlenio arada, oraya bir bak istersen

@b w n s p: ekşi pedalda son 4 ay içersinde toplamda 3 etkinlik olmuş
anlayacağın çorak yani :S

facebookta eksi pedal grubu var, orda biseyler organize ediliyor.

ayrica (bkz: critical mass)

edit: ne gada yavasmiyim ya ben.
eksi pedal grubunun adminine (adini hatirlayamadim, facebookum su anda kapali oldugu icin de bakamiyorum) mesaj atarsaniz o sizi yönlendirir.

ben varım, gregory var. bi kaç tane daha isim hatırlıyorum. facebookta bisikletliler derneğine üye olursan istanbul'da güzel turlar var gece gündüz. hele ramazanda dolu vardı bu turlardan.

ben de katılırım

ben de gelirim.

ben gelirim :)

hafta içi akşamları 7-10 km lik küçük turlar, pazar sabahları da 50-60 km lik büyük turlar yapıyorum. genelde tek bazen de iki kişi çıkıyoruz. önümüzdeki pazar 3-4 kişi toplu bir tur düzenleyebiliriz katılım olursa.

4. levent'teyim

haftaya cumartesi ya da pazar beşiktaşta iskelede toplanıp sarıyer + vapurla poyrazköy plajı
diye bi fikir ortaya atıyorum

H&M'de belki bulabilirsin.

istiklal caddesinde pek çok pasajın içerisinde bu türden tişörtler satan dükkanlar var. anzavur pasajında falan köstebek var. bakabilirsiniz.

üniversitelerin web sitelerine bak, ama özel üniversiteler dışında devletlerin çoğu başvurularını ve kabullerini gerçekleştirmiş dışında diye de biliyorum.

gazi üniversitesi devam ediyoru sanırım. 31'i son

kalıcı bir mutluluk yok zaten bence hayatta. yaşamın akışı içinde yakaladığımız kısa anlar var elimize geçen mutlu olmak için... bunların sayısını ne kadar arttırırsak yanımıza kar kalır ölürken. aslında o yüzden de diploma, kariyer, evlilik, aile gibi kavramlardan daha mutlu eder insanı sistemi reddetip, başına buyruk yaşamak.

Düşündüğüm anlar olmasından çok netleşti o düşünce sanki zihnimde, stabil yani. :)

şu an tam öyle bir haldeyim evet. dinleyiniz: www.youtube.com

(bkz: mutsuzsuzluk)

yok öyle bir şey.
önce haline bir şükretmek lazım mutlu olmak için. ayrıca mutlu olamayacağım diye kasarsan mutlu da olamazsın haliyle.
hani pozitif düşün derler ya hep... sen de negatif düşüneceğine pozitif düşün. ne kaybedersin?

1 dil 2 bavul

Les Choristes

dead poets society

yazdıklarının hiçbirini izlememişim gerçi ama bu da var;

(bkz: 3 idiots)

187

Kokuhaku

@mrv teşekkürler.ancak konusu ilgimi çekmiyor.

@japon askeri deads poet society adlı filmi izledim.kitabı ile kıyaslarsak beğendiğim söylenemez.ama teşekkürler.

@ruhibirbanyo 3 idiots filmini izledim.çok da severim.favori filmlerimden.yine de teşekkürler.

ölü ozanlar derneği

@unalbey dead poets society(ölü ozanlar derneği) hakkında yorumumu belirttim.

"bir grup serseriyi adam eden idealist öğretmen" konulu filmleri seviyorsan;

(bkz: Freedom Writers)

her hollywood filminde olduğu gibi "holokost" da içeriyor.

yapıştırıyorum:

-cracks (okulda göstermekse amaç bu olmaz gerçi)
-entre les murs (türkçesi "sınıf")

(bkz: rushmore)

election

black ve 3 idiots en iyileri

bang bang you're dead.

taare zameen par

@denlar onu da izledim.yine de sağolun.

something the lord made belki
red like the sky

yurtdisinda Londra olabilir mesela.

ingiltere o kadar da yağmurlu değilmiş diyolla.
?

Londra'nin yagmurlari meshurdur diye biliyorum ben de..Sahiden yagmur istiyorsan Isvicre'nin herhangi bir sehrine (ozellikle La Chaux-de-Fonds) tasinabilirsin zira yilin 12 ayi yagmurlu, karli bir ulke.Ha ben tavsiye eder miyim?Etmem..

vancouver

kuzey kaliforniyadaki kiyi kasabalari, orta ve dogu karadenizdeki sehirler

muğla.

vancouver ın namını çok duydum, evet. şimdilik sıralamada 1. sırada.
isviçre uyum açısından mı zor olur ? o yüzden mi tercih edilmemeli ?

yurtdışında mesela İrlanda

Türkiye'de mi ? Samsun. Hem sürekli yağmurlu, hem de diğer yağmurlu ve normal şehirlerden büyük ve gelişmiş. ( normal şehirler; istanbul, bursa, izmir, ankara vs. olmayan şehirler.)

edit : vancouver'ın tropikal yağmurlarını ben de duydum.

Uyum acisindan sorun yasayacagini sanmiyorum,sonucta dagdan kalkip gitmiyorsundur ama 7 milyon nufusu olan,sikici bir ulke yahu ne isin var?Ben sevemedim pek.Dogasina,yagmuruna,karina diyecek bir sey yok o ayri..

Seattle, yağmurun başkentidir.

Türkiye'de karadeniz illerinden sonra en yağış alan yer Muğla.

ama yaşanılmaz.(bodrum-fethiye-marmaris olursa yaşanır.)

edit:muğlada öğrenciyim.1,5 ay kaldım.bıktım.1 ay sonra gene gidiyorum.içime fenalık basıyor.

dogu karadeniz kiyilari

rize. arada istisna yapıp yağmadığı oluyor ama bir iki gün geçince telafi ediyor tabii.

www.rainymood.com

rize

Sürekli yağıyor yağıyor da yaşanılır yer değildir öyle Rize.
Samsun güzeldir ama oraya da sürekli yağmaz.
Zaten sürekli yağmur yağan yerlerde yaşayan insanlarda depresif, bunalım, hayattan bıkmış oluyorlar.

şuradan seçebilirsiniz:
en.wikipedia.org

ordu

ne kadar alacaklarını bilmek lazım hocam. hele bir kılavuz yayınlansın. umarım olur.

ne kadar alacakları önemli, bir de puanın kaç?

puan 78,5

hayır yapar hem de paşa paşa.amcam boğaziçi elektrik-elektronik mezunuydu.uzun dönem yaptı.hem de kars sarıkamışta -30 derecede.


edit:@sparkle kiddle boyla ilgisi yok hocam.amcam 1,70 ten kısa.

yapar hem de elektrik elektronik mezunu hem de kısa dönem seçti. boyu uzundu ama ondan diye düşündük. arkadaşımdır. allah hepsinin yardımcısı olsun.

Uzunda çıkabiliyor.Mesela doktorlar 12 ay yaparlar.Psikologlar,Pdrclerde 12 ay çogunluktadır.Mühendis ihtiyacı varsa onlarda 12 ay yaparlar.

komando asteğmen?
arkadaşım da bilmiyor

(bkz: sikmeseler bari)

boşuna demıyorlar askerlikte mantık aranmaz diye

4 yıllık fakülte mezunlarına uzun-kısa dönem askerlik mezun olunan bölüme ve/veya başvurulan döneme göre uzun/kısa dönem ihtimali değişiyor olsa gerek.

örneğin, iktisat mezunu bir arkadaşım nisan celbinde gitti ve uzun dönem komando olarak askerliğini yapıyor. 5-6 kadar iktisat mezunu arkadaşım ise aralık celbinde gitti ve hepsine kısa dönem çıktı.

evet yapabilir ama komando eğitimleri başlamadan sağlık muayenesi yapılıyor. bu muayenede komando olamaz raporu alırsa başka bi eğitim birliğine gidip ordaki düzene katılır. yani asteğmenlik değişmez ama komando olmayabilir. komando olmak istemediğini varsayarsak o sağlık testi çok hızlı gelişiyor onu söyleyeyim. ben o teste ısparta'daki dağ komando okulunda girdim ve takribi 10 dakika sürdü o da sıra beklemekten. dahiliye, ortopedi, psikoloji, hariciye, göz ve hatırlayamadığım 2 tane daha alan var. bize yapılan sağlık testi çok siktiriboktandı onu baştan söyliyim. mesela ortopediye gidiyosun sorun var mı diyo düz tabanım diyosun bişey olmaz diyip komando olabilir damgasını basıyo. şimdi bu dallardan en az bir tanesinden komando olamaz raporu alırsan komando olmuyosun. zaten o muayene başlayınca herkes milyon tane rapor çıkartıcak. en çok elenen grup gözlüklüler. gözlüğü olup komando olabilir raporu alan olmadı bizde. ya bu taktikler falan forumlarda kesin vardır. eğer olmak istemiyosa bi okusun internetten hala vakit var gitmesine.

Yapar. Hudutçu olup sınırda komandoluk da yapar üstelik ama maaşlı işçi gibi hesabına para da yatar.

arkadaşlar bakın açıklayayım elimden geldiğince.

1- "Kısa dönem işaretlemiştim ama uzun çıktı, uzun işaretlemiştim ama kısa çıktı" gibi serzenişler biraz garip. Çünkü ordu öncelikle ihtiyacını karşılıyor. Eğer uzun dönem ihtiyaç açığı varsa, siz kısa dönem işaretlemiş olsanız bile ŞAK diye uzun döneme alırlar.
2- En az askerlik başvurusu Nisan döneminde olur. Bunda da uzun dönem çıkma şansınız artar.
3- Bazı okul/fakülte mezunlarının uzun dönem yapma şansları yüksektir hatta kesindir. Diş hekimleri, doktorlar, psikologlar filan banko uzun dönem yaparlar. Ordu, asteğmen ihtiyacını mühendislik fakültesi mezunlarıyla karşılıyor. O yüzden siz kısa dönem işaretlemiş olsanız da açık varsa alıverirler uzun döneme..
4- İktisatçı da uzun dönem yapar, veteriner de, mühendis de.. En başta dediğim gibi başvuru sayısı önemli ama öncelik mühendislik fakültelerinindir.
5- 4 yıllık mezunlarının %100 kısa dönem askerlik yaparlar gibi bir kuralları, kaideleri yoktur.

Ha bu arada, siz kısa dönemi tercih edersiniz, sıralamada biraz daha geriye düşersiniz uzun dönem için. Ama ihtiyaç ihtiyaç ihtiyaç...

Yapar belli bölüm mezunlarının uzun dönemi zaten banko gibi bir şeydir TSK'nın adam çalıştırma prensibi itibari ile:

- Eşim doktor 12 ay yaptı.
- Kardeşimin eşi boğaziçi bilgisayar mezunu, 12 ay yaptı.
- Eşimin kardeşi, makine mühendisi 12 ay yaptı.

@bilmemkacincinick:

tıp doktoru yüzde 100 asteğmen ama diş hekimi yüzde 100 değil.

diş hekimlerinin çalıştığı koltuk yani ünit sayısı sınırlı. o nedenle çok çok azı, yüzde 5 kadarı kısa dönem yapıyor. bizzat biliyorum. bir de adamın memur olmaya engel (yüz kızartıcı suç vs vs) varsa o tabi nerden mezun olursa olsun asteğmen olamaz. kısa dönem de olamıyor sanki, doğrudan er oluyor.

bu durumdaki tıp doktorları, bazen er olarak hasta bakıyorlar.

kaşelerinde:

tabip er

yazıyor.

bunu da bizzat biliyorum.

bir de bedellinin 1-2 ay olduğu geçmiş dönemlerde de, tabip er olarak hasta bakmış doktorlar. orada da tabip er yazıyor.

(bkz: tabip er)

yedek subay olur ama komando;

h-e-r a-s-k-e-r k-o-m-a-n-d-o o-l-a-m-a-z !