tekrar update edin :/ kdsjg farkli bir kaynaktan paketi indirip deneyin isterseniz. ya da o siteler cache'den donuyorsa skirti olabilir.

openssl version -a yapınca built on tarihi önemli. 7 nisandan sonrası olması lazım. ben centos sistemde "yum update openssl" ile update edip apache'yi baştan başlattım sorun çözüldü.

sağlam durmaz.

sızdırmaz olmaz

sızdırmaz olmasına ya da çok sağlam olmasına ihtiyacım yok aslında, benim için önemli olan çok uğraşmadan takıp çıkarabilir miyim.

hayır, birbirinin içine girmezler.

ısıtıcı hem dişi hem erkek tarafı ısıtıp birbirnini içine girerken sıkı sıkıyada yapışmalarını sağlar.

yani ısıtılmamış-eritilmemiş borunun atıyorum dış çapı 50 mm iken içine girdiği dişi boru 45 mm gibi. ikisi eriyince sıkı sıkıya sokuyorsun zorlayarak.

kolayca takılabileceğini zannetmiyorum. ısıtılsa bile çok kuvvet uyguluyor ustalar yapışsın diye.

tamamen aynı durumu benq marka monitörümde yaşadım. bir süre sonra o açılış süresi uzamaya başladı. en sonunda 100+ kez açma düğmesine basmam gerekmeye başladı sonra da nasılsa eskidi diye yeni monitör aldım. şuan hala kenarda duruyor ve açıldığında benq yazısı gitmeden kapanıyor en fazla 1-2 saniye açık kalıyor. ne kadar denersem deneyeyim normal çalışmıyor.

tamiri ne kadar tutar sorun nedir bilemem de o sorun ilerleyebiliyor onu söyleyeyim dedim.

bir lcd tv de bu sorunu monitörün arkasındaki kapasitörlerden birinin şişmiş, akmış vaziyette olduğunu ekşisözlükte birisi anlatmıştı. monitörün kartına bak. şişmiş ya da akmış kapasitör varsa o değişcek demektir. 5 tl bir şey zaten o...

evet kapasitör. florosanları besleyen devredeki kapasitör(ler) şişmiştir zaten açınca gözükür. değiştirince yenisi gibi olur.

hata çıkartacak kodların başına @ işareti konmuşsa hata çıkmaz ama başka çözümü nedir bilemedim

php ile ilgili bir sorun olmayabilir, apache error log'da ne yazıyor acaba. dosya/klasör ownerları ayarlayıp, chmod 755 yapıp denemek lazım.

500 vermesi daha iyi aslında, diğer türlü bir hata olduğunda sunucunun dizin yapısı ya da veritabanı yapısı hakkında bilgileri açık edebilirsin istemeden. yapman gereken php error log'una tail tarzı bir programla erişmek ve hataları oradan gözlemek.

gözün kapalı al.aslanlar gibi site.ve aşırı hızlı.akakçe yorumlarını okuyabilirsin.benzei sitelere 3-5 yorum yapılmışken adamların yüzlerce olumlu yorumu var.

iki kere alışveriş yaptım, geldi güzel. sorun yok.

süper site bence de. hem fiyatları çok uygun hem de çok hızlı gönderiyorlar.

6-7 sene olmuştur uğraşmayalı ama sanırım camera selector isimli bir master plugin vardı.
www.youtube.com

Oldu, teşekkür ederim. Peki arasındaki geçişi yumuşak yapmak istesem?=)

onu montajda halletmek lazım; lightwave ile zor.

arapça font yükleyip öyle kopyala yapıştır yapmayı denedin mi?

sistemde arapça font olmadan word'de nasıl gösterebilir ki? :)

sen bir dene. arapça font yükle saçma sapan dafonttan falan. öyle bir yapıştır.

20 ye yakın arapça font var sistemde. soruya tekrar bakarsanız arapça karakter göstermeme sorunu değil bahsettiğim. var olan arapça harfleri bambaşka arapça harflere dönüştürmesi.

olayın arapça fontla hiç bir alakası yok. Aynı sorunu biz de iş yerinde yaşadık. (arapça olarak yapıştırıyor fakat, harf harf ayırıyordu) adobe nin bunun için hiç bir eklenti paketi yok. Sorunun tek çözümü arapça versiyon CS6 indirmen gerekiyor. Multlanguage olarak aratırsan bulabilirsin.

not : (photoshop için çözüm vardı ama illistrator için ne yazık ki)

Indesign varsa elinizin altinda calismayi orada yapin.

@janavarorion lisanssız programla çalışmak hem sorun, hem de o yöntem hayli vakit alacak bir çözüm ihtimali. ben menüleri dahil arapça illistrator üzerinden daha da beter sorun yaşarım.
@sfist indesign fontlar konusunda illistrator'den daha sıkıntılı bir yazılım. ha, denemiştim. fos. :)

illustrator middle eastern version diye farklı bir versiyon var. menüler vs. program dili ingilizce fakat text ile ilgili tüm araçlar arapça destekliyor. başka bir yolu yok malesef.

evet normalde bir 6 kanal giriş bir de stereo rca girişi var. ikisini de aynı anda bağlarsan, ikisinin de sesini alman lazım. bir ihtimal 6 kanal girişe bir sensör koydularsa ve 6 kanal girişe jak takıldığında diğer rca girişi iptal ediyorsa o zaman mümkün olmayabilir. ama bence bu çok çok düşük bir ihtimal, hiç sanmıyorum öyle bir şey yaptıklarını.

kaynamış soğumuş su.

bir litre kaynatılıp soğutulmuş suya bir çay kaşığı tuz.

tukuruk bile olur

sabahla en garantisi, hem çıkarman gerekmez hem de lensle yatmazsın.
1 gece yat demeyeceğim ne olur ne olmaz sorumluluk almak istemem ama günlük lensleri bile haftalarca aralıksız takanlar oluyor pek sorun yaşamadan. ben güvenip tekrar takmam lens solüsyonunda durmadıktan sonra. çıkarırsam atarım öyle bir durumda.

suya koyup bırakırsan ertesi gün mutlaka solüsyonun içinde 4 saat bekletip sonrasında solüsyonla güzelce yıkayıp ovalamalısın. zaten normal su solüsyonun verdiği kaygan yapıyı vermiyor. onu geç enfeksiyon kaçınılmaz olur eğer bunu yapmazsan

herkese teşekkür ederim.
su kaynattım, soğumasını bekliyorum
@spagetti lensler şuan bile batıyor, mecburum çıkarmaya.

iyice soğuduğundan emin olmadan atma içine aman diyim :) yamulmasın lensler

en iyisi burada sağlıkla ilgili sorular sormamak valla. aptalın biri tükürük demiş ya. o tükürüğün içinde kaç çeşit bakteri var biliyor musun? neye dayanarak, neye güvenerek yazıyorsun oraya tükürük olur diye? ya ciddiye alıp tükürüğün içinde bekletse o lensleri, sonra da enfeksiyon kapsa, gözünü kaybetse? ne olacak o zaman? ne sorumsuz insanlar var ya sinir oldum gece gece.

tatlı şeyler atölyesi

tatlı şeyler atölyesi.
şehir içi hatları vapurlarında ve metrobüs duraklarındaki büfelerde var.
belki bir ihtimal bazı merkezi halk ekmekçilerde olabilir.

carrefourların tatlı croissant falan bir reyonu var ya hani orada var.

bağdat caddesi sahilde tüm BELTUR larda var

www.youtube.com

Bach, Toccata and Fugue in D minor değil arkadaşlar. Bunun olmadığını ilk başta yazsamıydım diyordum. Bu farklı bir melodi. Belki Bach'ın başka bir eseridir

galadnikov'un gönderdiği linkte 2:50'de başlayan kısım işte?

maalesef değil arkadaşlar, benzetiyorsunuz.

bu toccata and fugue üzerine yazılmış modern bir eser. eser oldukça yeni rock tarzında yazılmış, bir kısmında da bach melodisi kullanılmış

yaptığınız işten para kazanıyor ve kazancınızı beyan etmiyor ve de vergisini vermiyorsanız evet suç. evde de yapsanız suç, başka yerde de yapsanız suç. ruhsat falan değil ama bunlar ticari faaliyet yürütüyor burada diye ihbar edebilir.

ama toplanıp orada ticari olmayan bir faaliyet yapıyorsanız; ne bileyim ders çalışıyorsanız ya da oyun provası yapıyorsanız, gitsin nereye şikayet ediyorsa etsin.

daire olan bi yerde ticari iş yapmak için butun dairelerden tek tek imza almanız gerekiyor.

aleni biçimde herhanhi birşey almıyor veya satmıyorsanız. müşteri gelip gitmiyorsa hiçbirşey ispat edemezler.

ticari olarak zaten ruhsat değil bir şahıs firması vs. kurmanız gerekiyor. ruhsat kafe türü yerler için geçerli bir belge size lazım değil.

bu bahsettiğiniz durumlarda tek değişen S/p bağlantı tipi değil. Bağlantıyı yöneten, süren devreler de değişti. Yani bir byte verinin iletimi paralelde seriden hızlı bile olsa, veriyi alan/gönderen işleyen birimlerde sonuç değişmiştir.

iletişimin teknolojisi değişti. eski paralel kablolar single ended denen gürültüye oldukça duyarlı bir sistem kullanırlardı.

şimdiki sata, usb 2-3 vs. bunlar diferansiyel iletişim hatlarını kullandıklaır için çok yüksek hızlarda seri iletişim yapıp oluşabilecek gürültü bozulmalarını engelliyorlar. tam olarak bilmemekle birlikte alıcı ve gönderici tarafta daha gelişmiş hata düzeltme ayıklama algoritmalarıda olduğunu düşünüyorum.

seri(yavaş) - paralel(hızlı) olayı teorik olarak var ama pratikte doğru değil. paralel iletimde ekstradan kanalları birbiriyle senkronize tutmak gerekiyor. bu da yüksek hızlarda mümkün olmuyor. tek kanaldan iki ucu birbirine senkronize edip çok yüksek saat hızında tutmak teknolojik olarak daha kolay ve daha mümkün. paralel olunca buna bir de her bir kanalın birbiriyle senkronizasyonu ekleniyor, hatalar çoğalıyor, imkansız hale geliyor.

bilen birine yaptırın bence.yoksa sorun halletmek yerine daha büyük sorun çıkabilir.

hocam deleceğin duvara metal bir cisimle ufak ufak vur tok beton sesiyle boş sesi ayırt edersin herdalde ona göre del işte yıllardır babadan oğula böyle yapılır bu tür işlerde çok lafa bakma

hiç dokunmayın, bilene yaptırın. matkabı da süs diye duvara asacaksınız artık :(

priz,anahtar v.s elektrik boruları inşaat sırasında çapraz atılır genelde bu yüzden priz,anahtar'a yakın yerleri delerken dikkat edin,bir buat,priz açıp kablolar ne tarafa doğru gidiyor diye bakabilirsin.sigorta kutusunu açıp kablolar ne taraftan dağıtılmış bakabilirsin.

su tesisatını delme olasılığın yeni bina ise çok çok düşüktür,eski binalarda apartman içinden atıksu giderleri v.s geçirmiş olabiliyorlar.

korkmayın o kadar bişi olmaz.. elektrik düğmesi, priz, lamba ve şu tavana yakın yerdeki kapakların hepsinin birbirine bağlayan düz çizgiler hayal edin oraları delmeyin işte.. eski ahşap, taş, alçıpan karışımı evimde her yeri deldim daha bir şeye denk gelmedi.
ha plastik eldiven giyseniz olur yine de.. ölürseniz ben duyurumu siler kaçarım.

Delerken sigortayı kapatmak nası fikir? Kabloya denk gelsekte en azından ölmeyiz.Yanlış mı düşünüyorum:)

çok endişeleniyorsan radyoasyon ölçüyo diye satılan zımbırtılar var tornavidalı olanı da var düğmesine basıyosun mesela televizyona yaklaşınca ışığı yanıyo, aynı şekilde elektrik geçen kabloları bulabilirsin duvarda. ama gerek yok yani ben hayatım boyunca duvar deldim hiç kabloya falan denk gelmedi. sadece kolon ve kirişleri delmemeye özen göster çünkü inşaat demirine denk gelirsen matkap kırılır, boşu boşuna duvarında delik açmış olursun.

www.pinigo.com

yapı marketlerde aleti var bunun. duvara dayıyorsun arkada tesisat geçiyorsa uyarı veriyor.

duvardaki buvat (şu beyaz kapaklar), priz ve anahtarların arasına hayali düz çizgiler çek. bu çizgilerin dışında istediğin yeri delebilirsin.

delmeden önce sigortaları kapat diyen arkadaş da bambaşkaymış :)

bunların kaynağı burası:
www.graphicriver.net
mock up diye aratınca çıkıyor yüzlerce

1- c'ye yakın bir sonuç alırsın.

2- e : 7979 portu açıksa standart bir response döner ama server programın kapalı olduğu için bir şey elde edebileceğini sanmıyorum. amacının ne olduğuna bağlı :)

3- hemen hemen 2 ile aynı olacağını düşünüyorum.

bu cevapların senaryona göre değişebileceğini ve cevap veren adamın pek telnet bilgisinin olmadığını da eklerim. umarım yardımcı olmuştur :)

1. a veya c.
2. yine a veya c. port açık olsa bile, listen eden bir program çalışmadıkça o porttan response alamaz.
3. çalışan program telnet protokolünü destekliyorsa response verip bağlantıyı açık tutar. desteklemiyorsa b olur.

Ben bir 7979 portuna telnet çekiyorum.
En az 5 dk bekliyor.
Soran diyor ki
Connection closed by foreign host.

Ya arada firewall var. NAT in ayarını mı yapamadım. Server mı çalışmıyor. Ne oluyor bilmedim.

eger 7979/tcp'den dinliyorsa yukarida denilenler dogru, eger 7979/udp'den dinliyorsa ya da sen 7979/udp'den gonderiyorsan:

1- f) baglanmis/mesaji gondermis zanneder (mesaj yerine ulasmaz tabi) hicbirsey olmaz
2- 7979/tcp'de kimse dinlemiyorsa b olur
3- 2 ile ayni.

5k bekleme suresince senden protokole uygun birseyler bekliyordur, birsey demen lazim ki cevap versin. yoksa bekler o. illa kendini tanitmak mecburiyeti yok :)

ya da direk #various1 yerine,

# içine öyle bir değer gireyim ki, tüm sayıları 1'den sonsuza kadar seçsin.

nasıl yapabilirim acaba bunu?

$("[id*='various']")

window.close() 'u
alert('alert verilen data');
satırının hemen altına koymayı denedin mi ?

@vadrigar yok o şekilde olmadı.

greybox' un source js dosyası varya, orayı kurcalasan diyorum, orada close class lıbir td tagı var. js dosyasında close classlı elemana tıklayınca neler olduguna bir bak orada nasıl kapatmıs ogren. sonra diger tarafta uygula istersen.

parent.parent.GB_hide();

@sahteyeazar çok teşekkür ederim...

lensal.com var bir de. oradaki fiyatları da kontrol edin isterseniz. site güvenilir. bir çok kez alışveriş yaptım, bir sorun yaşamadım.

sağlık home

Lensal diyecektim ki denmis zaten. Guvenirligi konusunda ben de kefilim.

www.farmasaglik.com

kemerin deliğinden geçen o ince uzun demir parçası var ya, işte o demir parçasını da o zımbırtıdan geçiriyorsun. böylece pantolonunun ön kısmı da düşmemiş oluyor...

+ kemerin toka kısmını pantolonla aynı hizada tutmaya yarıyor yani.

jquery değil. o yüzden yardımcı olamıyorum. ckeditor tavsiye ederim. türkçesi de var. dökümantasyonu da iyidir.

yardımcı olucam ama ne istediğinizi anlayamadım; hangi submit butonundan bahsediyorsunuz?

www.nicedit.com burda ana sayfada editörün bi kopyası var, orda html butonuna basınca altta submit query tuşu çıkıyor, ben bu dalganın arayüzünü tamamen türkçeye çevirmek istiyorum o yüzden giriştim.

tarayıcıyla alakalı olmasının sebebi o input oluşturulurken değer verilmemiş, nasıl değer veririz onu merak ediyorum ben de, veyahut güzel temiz ve türkçeye çevrilebilir bir text editörü önerebilirseniz o da makbule geçer

tamam şimdi gördüm.
bir kere öncelikle bu tarz kodda değişiklik yapacağınız zaman sitesinden uncompressed versiyonunu çekin ki üzerinde rahat çalışabilin. değiştirmeniz gereken kısım da uncompressed olanda 988. satırda. Normalde şu kod var orda:

new bkElement('input').setAttributes({'type' : 'submit'}).setStyle({backgroundColor : '#efefef',border : '1px solid #ccc', margin : '3px 0', 'float' : 'left', 'clear' : 'both'}).appendTo(this.form);

buradaki {'type' : 'submit'} bloğunu {'type' : 'submit' , 'value' : 'gönder'} şeklinde değiştirmeniz yeterli.

-Son bir haftadır gazetelere çarşaf çarşaf verilen bir ilan var. Yeni bir alışveriş merkezi açılacakmış Kadıköy’de, adı da “New World Alışveriş Merkezi”. “Artık başka bir yere gitmeye ihtiyacınız kalmayacak” yazmışlar altına da. “Aradığınız her şey burada.” Yasin’e ilanı gösterip, “Bak, aradığımız her şey buradaymış” diyorum. “Oğlum biz daha ne aradığımızı bilmiyoruz ki,” diye cevap veriyor. 27 dakikamız sona erdiğinde, iskele verilmeden vapurdan atlayıp, üniversiteye doğru yürümeye başlıyoruz. -
burada üzerinde durduğun 27 dakikayı biraz doldurabilirsin. yani sadece arkadşına gösterdiğin ilan ve onun yorumu değil de, biraz gözlem ekleyabilirsin. vapurda dikkatini çeken bir yolcu hakkında 1-2 cümle ekleyebilirisin. o 27 dakkalık yolculuk için çok az buldum ayrıntıyı.

bir de genel olarak, ...amfiye giriyoruz, ....arkadaşıma ilanı gösteriyorum, ...şunları bunları diyor, şeklinde şimdiki zaman değil de, gittik, gösterdim, gibi geçmiş zaman kullan bence. bu şekilde beni rahatsız etti nedense.

okudukça eklerim oryumlarımı.

yarısına kadar falan okudum, buraya kadarki yorumlarımı yazayım.

öykünün içine serpilmiş çok fazla dikkat dağıtıcı minik öyküler var. sanki "geçen aklıma bir şey gelmişti onu da yazayım" denip yazılmış gibi; öyküdeki ana konuya hizmet etmiyor, bütünlüğü bozuyor.

eğer tanınmış, okuyucuda kredisi olan bir yazar değilseniz okuyucuyu bağlamak için kısa bir süreniz var. detaylarla, minik hikayelerle başlama lüksünüz yok maalesef. hemen ortaya bir çatışma, bir merak unsuru atmak zorundasınız ki okuyucu okumaya devam etmek istesin.

bağlaç kullanmama gibi bir takıntınız mı var? cümleler telgraf mesajları gibi; gitmek için ayağa kalktım -stop- o sırada birisi geldi -stop- kafamı kaldırıp baktım -stop-... bazen bu tarz bir anlatım etkili olabilir ama sayfalarca böyle kesik kesik kısa cümleler akıcılığı öldürüyor. bunun tam tersi bir paragraflık cümleler de kötü ama. ortasını bulmak lazım.

üşenmedim tamamını okudum. okurken aldığım notları yazıyorum.
- konu içinde konular ve konudan konuya atlayışlar biraz yoruyor. bunun yerine, hikaye içindeki hikayeleri parçalamanızı tavsiye edebilirim. yani esas adamla leylanın ilişkisi aralara serpiştirilen konu olsun ama diğer konular ayrı başlıklar halinde ele alınsın gibi bir tavır denenebilir.
- kısa cümle sorunsalı. kısa kısa cümleler iyi hoş bazen, ama okuyucuyu çok kolay konudan koparabilir. biraz daha cümleleri toplamaya yoğunlaşabilirsiniz.
- ben olaylara bakışınızı beğendim. yani güzel çıkarımlar, önermeler buldum konular içinde. bence onların üzerine daha fazla gidebilirsiniz. intihara meyilli mühendis, eskinin solcu ebeveyinleri vb. gibi. bence kesinlikle çok daha iyisini yapabilirsiniz.
- solcu üniversiteli gençlik konularında ise, benim tavsiyem, biraz daha uzaktan bakan yorumlarla olayı çekici hale getirebilirsiniz. yani marx, lenin espirilerinin size sevimli gelmediğini hissettim ama sizi bu espirilerin de içinde gördüm. yazarın eleştirdiği şeyi sevimli göstermesi beni iter. sevimli/acınası gösterebilirsiniz mesela.
- kesinlikle ve kesinlikle virgül kullanmalısınız. evet virgül var yazıda, ama olması gereken yerlerin çoğunda virgül yok. ben, yazabilmenin ilk kuralının imladan geçtiğine inanıyorum. emin olun daha okunur hale gelecek. paragraf kullanın sonra, bölümleri ayrı gösterin. yani bir kitaba yazıyormuş gibi yazın. yazdıklarınıza önem verin ki, başkaları da önemsesin.
- bazı yerlerde sıkıldığınızı hissettim. yani bu konuyu tekrar açmayalım, hızlı geçelim gibi bir his var. onu yok etmeniz lazım. işte bölümler halinde yazmak bunu yok edebilir diye düşünüyorum.

tekrar okuyacağım. yine yazarım.
kesinlikle daha iyi bir hale dönüştürebileceğinize eminim. çünkü güzel noktalar var. eminim okuyunca siz de onları hissediyorsunuz. onları bulun ve ortaya çıkarın. o zaman alır, yürür hikayeler.
başarılar.

good old fashioned lover boy
breakthru
headlong
it's a hard life

somebody to love

@sahte; ilk bakışta tanımadım ama bunlar bildiğim şarkılar hocam, queen olmasın mümkünse.
@chemical; aynı şekilde ^^

last.fm e de elindeki şarkıyı yazarak arayıp benzer parçalar kısmından benzer tarzda bulabilirsin. geniş çaplı olur hem de.

Abi geç bu digiturk bayilerini tuttuğunu öpmeye çalışırlar :) Git teknomarketlerden 1.3 mt güzel altın uçlu bi hdmi al çık :) Ömür boyu garanti diyorda 2 sene sonra kapatır dükkanı gider garanti maranti kalmaz. Hem kabloda ne garantisi allasen?

yok abi çok uçuk bi fark olmaz. 1.3 metreden uzun tutma yeter. En iyi kalite 1.3'lerde alıyorsun kablo uzadıkça görüntü kalitesi düşüyor. İşin içinden biri olarak söylüyorum güvenme o digiturk bayilerine.

dijital görüntü aktarımında "görüntü aktarım kalitesi" diye birşey YOKTUR!

alabileceğin en ucuz hdmi kabloyu al. türleri var: 1.3a , 1.3b falan.

"altın uçlu" tamamen bir satış stratejisi. dediğim gibi görüntü aktarımında herhangi bir fark yoktur. görüntü ya gider ya gitmez.

neden fiyatları pahalı?

birincisi tüketici yanıltma
ikincisi kablo malzeme olarak daha dayanıklı olabilir. eğilip, bükülmelerde, ezilmelerde daha dayanıklı olabilir. bunlara bir şey demiyorum.

karaköy'e yolun düşersa gel ben sana 7-10 lira arası fiyata vereyim

eski component, s-video, composite vs. analog bağlantı türlerinde kablo kalitesi önemliydi. bu altın uç hikayesi falan o zamandan kalma. hdmi dijital bir bağlantıdır ve bağlantı ya vardır ya da yoktur; kalitelisi kalitesizi olmaz. altın uçlu hdmi bir keriz avlama metodudur. ha ama kablosu, konnektörü kaliteli, kalitesiz olan kablolar olabilir ama bunlar sadece kablonun fiziksel ömrünü etkiler, görüntü kalitesini değil.

en güzel türk kahvesini, yeni çekilmiş haliyle eminönü kurukahveci mehmet efendi de bulursunuz.

kurukahveci mehmet efendi 5.sınıf küflü ve kurtlu çekirdeklerden yapılmış kahve satıyor.
önce şunu okuyun: (bkz: #16738913)
eğer mükemmel bir türk kahvesi içmek/hediye etmek istiyorsanız da
www.baristasepeti.com adresinden taze kavrulmuş costa rica ya da brezilya kahvesi (çekirdek) ve sözen marka el değirmeni satın alın. pişireceğiniz kadar kahveyi değirmenle öğütüp için. sonra da ben yıllardır türk kahvesi diye ne içiyormuşum deyin.

Daha önce Dealextreme'den alışveriş yaptım.
Ürünlerin orijinalliği konusunda umutlu olma. Tezgahta bir şeyler satan zenci gibi düşün Dealextreme'i.

ürünü ve yorumları inceledim, almayı düşünüyorsanız öneririm. ihtiyacım olsaydı ben de alırdım.

Teşekkürler.
Bir soru daha sorabilirim o zaman.
Dealextreme'den hangi ürünleri Türkiye'ye getirtemem?
Daha önce cep telefonu getirtilemeyeceğini okumuştum.
Bu konuda bilginiz var mı?

75 eur dan fazla olan ürünleri almayın.
dealextremeden yüzlerce dolarlık ıvır zıvır almışımdır. deneyimlerime göre mümkün olduğu kadar çok pakette göndertmek en iyisi çünkü kargolar takip edilemezse kayboluyor. sonra belli bir limit üstüne tracking bedava yaptılar ama tracking no olmasına rağmen paketlenmesi unutulan ve çinden hiç ayrılmayan ürünlerim oldu :)
yaklaşık 1 ay bekleyin diyorlar. bekledikten sonra kafaları basarsa yenisini gönderiyorlar. yine de dx iyidir.

genel olarak yurtdışından bazı ürünler gelmiyor. net olarak bilmiyorum hangileri bunlar ama başlıcaları telefon, ilaçlar, protein hapları, parfüm vs.

ürünleri orjinal olmuyor muadil yada fason satıyorlar, olmadı refurbished cıkar yada açarsın çalışmaz bozuk olabilir adam diyor ki Türkiye de zaten itiraz edemez hele de gumrukte takilirsan kabusa döner.

yazın plajda dinlemek icin migrostan 50 liraya sunny aldım canavar.

tahminime göre ürün bu cihazın orjinalini üreten firma aslında ama sadece üstünde microsoft logosu yok. kullanıcı fotoğraflarına bakınca arayüzde aynı çünkü ibneler arayüzünü aynı yapamazlardı yoksa.

çakma değil refurbished o zune'lar. yalnız epey şikayet vardı gelen zune'lar sorunlu diye, ben de almaktan vazgeçmiştim.

normal görünüyor. fotoğrafını çekebilirsen daha yararlı olur.

o sorun kablodan oluyor; daha kısa ve daha kaliteli bir kabloyla değişirse düzelir. ekran kartı, monitör arası vga kablosundan bahsediyorum. ha bu arada bağlantı dvi olsa bu sorun hiç olmaz.

meyve sebzeyi mutfakta yıkamayacaksan nerede yıkayacaksın? banyoda mı?

lavabodan kastınız ne, evyenin tabanına koymak mı tavuğu, balığı? yoksa bir kap içinde filan olunca da tiksinyo musunuz?

sen normalsin bence doğrudan lavaboya atılmaz bir kabın içinde lavaboya konur öyle yıkanır ne yıkanacaksa

aynen ben de sevmiyorum öyle şeyleri. sonuçta orada bulaşıkta yıkanıyor. lakin yemeğe karşı zaafım var. her halükarda yiyorum.

bildiğim kadarıyla mutfak lavabosunun kullanım alanlarından biri de o. süzgeçli kapta falan yıkarsın işte sebzeyi. orda gıda yıkayana değil de, ağzını çalkalayana dişini fırçalayana veya (yemek dışında bir şeyle kirlenmiş) elini yıkayana kızman gerek ?

aşırı titizliğe girmez, ben de nefret ediyorum bundan. mutfak lavabosu diye temiz olduğu düşünülüyor ki çok saçma.

sorum gayet açık anlamayan arkadaşlar için tekrar ediyorum 'mutfak lavabosunda' yıkamak. kapta değil öyle olsa niye iğreneyim.

delirmişsin sen

Bende cok igrenirim direkt lavobanın içinde yıkanıyorsa.Aşırı titizliğe girmiyor ama mide kaldırmıyor.

Lavabolar pistir, haklısınız ama lokantalara da giden biriyseniz arkadaşlarınızı üzmeyin bu konuda.

direk lavaboya konup yıkanıyosa bence iğrenmekte haklısın. ilk kez duyuyorum böyle bişiyi valla.

Aşırı titizlik değil gerçekten. Benim de aynı durumda midem bulanır.

@cosmicstring öyle diyorsun da restoranlar benim müdahale edebileceğim alanlar değil öyle olsa önceliği güney afrikadan bir muz kabuğuyla gelen canlılara ayırırdım ;)

O sizin müdahale edemediğiniz lokantaların çoğunun mutfağını bok götürüyor. Arkadaşına "böyle yaparsan yemem" diyebilen birinin o konuda da hassas olmasını beklerim.

lavaboyu her kullanımdan sonra sabunlu süngerle temizlemediğimize göre bence de gayet iğrenç bir hareket. bu iş için olan lavabolar farklı ayrıca, ana lavabodan ayrı olarak yıkama teknesi oluyor süzgeçli.
antalya'da bir turistin umumi tuvalet lavabosuna naylon torbanın içinden koca bir salkım üzümü boca ettiğini, lavabonun içinde evire çevire yıkadığını, sonra da önce salkımı sonra da taneleri tek tek geri toplayıp afiyetle yediğini gördüm :) o lavabonun içinde ip ip giden balgamlar, yıkamak için sokulan peynir kokulu, mantarlı ayaklar gelmişti gözümün önüne de midemin bulantısından gözümden yaş gelmişti.

ben de tiksiniyorum. bazen yemekteyizde de görüyorum böyle doğal bi şekilde yapıyorlar iyyyy. hemsebze meyveyi direkt evyeye atıp yıkayan hem de tüm kabuğuydu çöpüydü oraya atan insanlar var. koy bi yanına poşet içine soy di mi ama. koy derin bir kasenin içine güzel güzel yıka. offff çok dertliyim ben de bu konuda...

Lavabo var, lavabo var şimdi. Bazısı pırıl pırıl, geniş, her bulaşıktan sonra bal dök yala kıvamında oluyor, bazısı sağı solu çizik, paslı küflü oluyor. Ben bokunu çıkarmadıkları sürece iğrenmem ama kalkıp "ben bunu yemem" diye ev sahibine de söyleyemem herhalde (kankam değilse).

ben de iğrenirim. insan direkt lavabonun içine koyacağına, temiz bir kap koyar lavaboya, onun içinde yıkar.

ben olsam "öyle yıkarsan yiyemem" demezdim de, "kızım/olum naapıyosun la. lavaboda mı yıkanır? bırak, bırak allasen" diye gülüp şakaya vuraraktan ben geçerdim lavabo başına. ben yıkardım bi kap filan çıkarıp, onun içine koyup.

öbür türlü direkt söylenince, alınabilir, kırılabilir insanlar. rencide edebilkecek bi ifade çünkü o... "ne pis insanmışsın sen" der gibi...

cosmicstring yahu konuyu nereye getirdin :) bırak şimdi lokantaları :)ama bu böyle olmayacak merakını gidereyim lokantaya gitmiyorum :) arkadaşım veya akrabamda bu konuda hiç kusura bakmasın kırılanı da görmedim şu ana kadar merak etme:)
sahteyazar iyimiş :) o yabancılarda çözemediğimiz bir lavabo sevdası var zaten kurgusal mı bilemeyeceğim ama bir çok filmde sürekli umumi tuvaletlerde lavabolara dokunup iç geçirmeler düşüncelere dalmalar v.s aileden biri gibi :D
kakao onlar ayrı bir alem zaten adam yerlere bir şeyler dökülüyor gidiyor onları eliyle topluyor sonra ellerini lavaboda yıkıyor üstüne de sebzeleri döküp orada yıkıyor e uğraşmasaydın ayrı ayrı diyesim geliyor :))onlar tam bomba :D

Hiç lokantaya gitmeyen bir insandan böyle bir lâf gelirse katlanılır o zaman :)

iğrenç, bi kere bi salata yemek zorunda kalmıştım. bütün malzemeleri şak diye lavabonun içine atmıştı ev sahibi. ikaz edemem bi de ben.

kesinlikle bir kap kullanılmalı,
annem yapsa hemen ikaz ederim onu böyle yapma diye.
çok mu zor arkadaş bir şeyin içine koyup yıkamak anlamam ki.

lavabonun nasıl kullanıldığına bağlı.
normalde mutfak lavabolarında, eviyede el yıkanmaz, gıda dışında kirletilmez vs.
sadece gıda yıkamak vb. işler için kullanılıyorsa gayet de olabilir. ama kimin nasıl kullandığından emin olamayız. kullanım kültürle alakalı biraz da.
celeron 300a nın da dediği gibi gıda dışında bir şeyler yıkayana falan kızmalıyız aslında...

ben mutfak lavabosunda gerekli olduğu zamanlarda sebze ya da balık yıkarım. ama bunu yapmadan önce mutlaka çamaşır suyu ile lavaboyu yıkarım. eve misafir gelecekse, gelmeden hemen önce lavaboyu çamaşır suyu ile yıkayıp kullanıma hazır ederim. sonuçta bir fırça ve çamaşır suyu ile lavaboyu temizlemek 2 dakikalık iş
ama iyice durulamayı unutmamak gerek, yoksa yiyeceklere geçer...
belki sizin şahit olduğunuz kişiler de böyle yapıyorlardır?
kaldı ki benim evimde mutfak lavabosu sadece mutfak kullanımı içindir. temizlik bezi, el, diş...vb. yıkamak için kullanılmaz. büyük ihtimalle sizin çevrenizdekiler için de böyledir.

aşırı titizlik değil bence. kesinlikle lavaboyla temas halinde yıkanmasını istemem. eğer bişey yıkarken yanlışlıkla lavaboya düşerse ya iyice çitileyerek yıkarım yada çöpe atarım küçük bi şeyse (kiraz,üzüm vs tanesi gibi.)

samsung'larda sık görülen bir sorun. monitörün güç ünitesindeki kondansatörler bozuluyor. eğer eliniz yatkınsa, havya vs. kullanabiliyorsanız içini açıp kendiniz yapabilirsiniz. 3 tane kondansatör var içinde, zaten tepeleri şişmiş oluyor, onlar değişecek ve sorun çözülecek. kondansatörler de standart zaten her elektronikçide bulunabilecek kondansatörler.
boşuna kablo, priz uğraşmayın onlarla alakası yok.

live concert'daki until the last moment'dır muhtemelen.
youtu.be

www.pdfmerge.com

www.eksisozluk.com

bu tip işleri arada bir proxy ile debug etmeden yapmak zor tabi, önce bir debug proxy kurulur bilgisayara (charles veya fiddler olabilir). sonra oradan bakılır x.php mi yavaş response veriyor yoksa sayfa mı x.php'ye 5 saniye sonra request mi gönderiyor diye. x.php yavaş response veriyosa mysql işleminde yavaşlık vardır, o araştırılır. jquery hemen göndermiyorsa o araştırılır; ajax requestte async:false kullanılıyor mu mesela falan filan...

neden onblur yerine onchange kullanmıyorsunuz?

386 dx, alışkanlıktan abi. onchange select ile kullanılır kalmış kafada bir kez. text inputta onkeyup gibi çalışacak sanıyorum.

mrtksn, kurulu firebug zaten ama burada belirttiği süre response süresi olsa, ki 22 saniye diyor utanmaz, yine bu gecikme x.php deki mysql sorgusundan mı yoksa gidiş dönüşteki jquery script ten mi onu anlayamadım.

x.php de mysql sorgusu başarıyla çalışırsa mesela:

echo "<div id=\"uyaridivi\">".$hangisi." kaydedildi...</div>";
echo "
<script>
$('table#yeni').attr('name', 'mni".$yeniid."').attr('id', 'mni".$yeniid."');
<script>
";

a.php de bunu çağıran da:

function(data) {$('#uyarianasi').html(data);}

gibi bir koddu. yani a.php de jquery post ile x.php de bir mysql sorgusu ertesinde başka bir jquery scripti çalıştırıyordu.

bunları toparladım x.php sadece id çıktısı veriyorum extra bir jquery scripti çalışmıyor şimdi ve düzeldi gibi. çok teşekkürler.

malum yerlerden bulabilirsen adobe un bi 10gb lık font seysı var.

www.acidfonts.com
new.myfonts.com bunlar var

orası burası
www.fontsquirrel.com

bu kilo muhabbeti coktan donuyor ama ben size soyle soyleyeyim 30 kilodan az farklarda hicbir sey olmaz. 30 kilo farklarda bile ne oldugu degiskenlik gosterirken...

1.71 boy için alt sınır 57 kg. ki elverişsiz olmak için bunun 10 kg altında olmak gerekiyor. yani askerliğe gayet elverişlisiniz bu durumda, hava değişimi vs söz konusu değil.
hava değişimi olayı da şöyle, askere gitmeden önceki muayenenizde kilonuzun sınırlar içinde olup askerlik başladıktan sonraki bir muayenede sınırın dışında olması gerekiyor. yani askerlik başlamadan hava değişimi diye bir şey söz konusu değil. bu durumda genelde 2 kere 3 ay bir kere de 6 ay olmak üzere toplamda bir sene sürüyor bu durum. eğer kilonuz aynıysa çürük raporu alıyorsunuz ama kilonuz eğer elverişli hale gelirse hava değişiminin max. 45 günü askerlikten sayılıyor. eğer askerlik başlamadan önceki muayenede kilonuz sınırların dışındaysa o zaman süreç birkaç yıla uzuyor; belirli periyodlarda kontrole gitmeniz gerekiyor.

hava değişimini unut.
kilodan falan hava değişimi vermezler bence.
inanılmaz zayıf olman lazım.

1.72 - 47 kg
45 gün aldım

bu soruya verebileceğim en iyi cevap sözlükte kahvedelisi'ne sorun olur. kahve konusunda uzman ve ayrıca çok süper bir insandır kendisi.

çok sallıyorum... ama pirinçle jkarıştırmak olur mu_ sonra da elersin? hani pirinç emiyor ya nemi. aklıma ilk o geldi valla.

bak bu kullanılmışları bile kurutup tekrar kullanıyorlarmış: groundtoground.org

Görmeden anlamak zor tabi ama taze çekilmiş kahvenin nemli gibi olması normaldir, sadece yağlıdır, nemli değildir büyük ihtimalle. Çekilmiş kahvenin iyi saklanması gerekir çünkü kuruyunca tadı kalmaz :)

Sorun espresso makinesinde olabilir, basıncı düşüktür, bir yeri bozuktur belki. Belki de kahveyi olması gerekenden fazla koyuyorsunuzdur. Dediğim gibi görmeden anlamak zor, ama kahveyi kurutmaya çalışmayın, sorun o değildir :)

ya çok ince öğüttürmüşsünüzdür, ya da çok fazla sıkıştırıyorsunuzdur. espresso ayarında çok ince öğütme bizim ev tipi espresso makinelerine ince geliyor. yani suyun basıncı mı az geliyor nedir. bir dahaki sefere orta veya kalın öğüttürün. elinizdeki bitene kadar da filtreye koyduğunuz kahveyi sadece düzleyin. sıkıştırmayın.

en iyisini kahvedelisi bilir yine. zamanında çok sordum kendisine, hiç öyle kahve kurutmak gibi bir şeyden bahsetmedi.ortamın nemine göre bunun değişebileceğini söyledi.

Korkulacak bir sey yok desem cok mu antipatik olurum. Diger konulardaki tecrubelerine dayanarak korkacak hic bisi yok diyorum konu hakkinda fikrim olmamasina ragmen. Neler var korkulacsk neler.. bunlar ne ki.

Yeni moda burjuva eğlencesi :) Orada her şeyinizi verirler veya satarlar, merak etmeyin; tatlı, küçük bir heyecan işte :)

(bkz: ay kızlar çok yediiik) :)

hee ev yapımı çikolata, tazecik. hazır çikolata küvertürünü ya da dropunu eritip tekrar dondurmaya çikolata yapımı demişler bir de kursunu veriyorlar demek.
korkulcak bir şey olmadığını anlamışsınızdır umarım :)

Bu birimler 2 nin üstleri/kuvvetleri(katları değil üstleri) şeklinde gidiyor.Nedeni de bilgisayarların binary yani ikilik düzende hesaplama yapması(1 ve 0 yani)
Dolayısıyla gerçekten 2 tblık yapamazsınız.2 tb demek yerine 1.8tb demek,belki bir ihtimal mantıklı ama başlangıçtan beri nasıl 1kb diyince mantıken 1000 byte anlıyorsak ama aslında o 1024 ise ve ona 1.024 byte demiyorsak bu da böyle.
Yani adam skmek değil,tamamen ölçü birimi ile alakalı.
Bu arada 1024 2 nin 10. kuvvetidir.

of puf sadece wd de değil bu.
yazılım sektörü 1 mb'ı 1024 kb, hdd sektörü 1 mb'ı 1000 kb sayıyor. durum bundan ibaret. bunun nedeni ise donanım üreticileri (disk üreticileri) IBM'ın hazırladığı terminoloji sözlüğünü kullanıyor. burada da iletişim ve saklama kapasitelerinde 1 mb = 1.000.000 yazıyor. o nedenle böyle kullanılıyor.

www-01.ibm.com

adam sikmek ama kanıksandırılmış artık millete.

Enn eski zamanlarda bile 1e1 tutmazdı zaten, kanıksamaktan ziyade teknik gerçek bu. Tam 1tb tutsun diye komik küsüratlı bir rakam üstünden reklam gerekirdi, bu da hem hoş hem de pratik olmazdı. Düşünsenize "Yeni süper hızlı ultra guardlı wifi transfer özellikli 1.175tb kapasiteli hard disk"

Nası yaa derler adama :)

sadece samsung diskte gördüm. disk üzerinde 4.3GB yazıyordu. windows altında da tam olarak 4GB gözüküyordu. yine yapılabilir bence.

belki 2tb lık bedelden 20 lira daha ucuza satıyolardır.

@afush: peki ölçü birimleriyle alakalı ise 2 tb denilip 1.8 tb olan harddiskin bir tık üstü ne oluyor? 250, 320, 500, 750 gb, 1, 1.5, 2 tb diye gidiyor. yani 250 ve 320 gb yapılabildiğine göre 2 tb yapmak isteyen adam onu 2.3 trilyon byte falan yapsa, böylece 2 terabyte'a denk getirse olmuyor mu? özelliklerden bakınca 2 trilyon byte yerine 2.3 trilyon byte = 2 tb gözükse?

hah bak sutlu nescafe demiş. onun gibi. madem 2 tb yapıcan, 2 trilyon bytelık yapınca daha düşük oluyor kuvvet hedesinden dolayı. o zaman 2 trilyon yapma da 2.3 trilyon yap anasını satim, 2 tb gözüksün (sayıları salladım, belki 2.3 değil de 2.4 yapmak gerekiyordur, olabilir. farz-ı misal diyorum ben)

daha ucuza satmasın. bana ihtiyacımı satsın, gerekiyorsa da fiyata eklesin. ben tam 2 tb bir şey yüklemeyi planlarken 200 gb eksik çıkmasın. tam çıksın, gerekiyorsa pahalı olsun.

değil abicim değil. şimdi bu birimler, mesela kilo, tamı tamına 1000 demek. yani kilogram dediğin zaman, kilometre dediğin zaman tamı tamına 1000 gram,metre anlamına gelir. haliyle kilobyte'ın da 1000 byte olması aslında normalidir. ama bilgisayar dünyasında 10'un değil 2'nin katları geçerli olduğu için bizde kilo=1024 olsun :/ demişler. zaten artık standartlar oturmaya başladı, kilobyte=1000 byte, kibibyte=1024 byte şeklinde yaptılar. bundan sonra böyle.

en.wikipedia.org

ben varım! 319 KD.
ağaçlı falan güzel bir yer, havaalanına da yakın. yalnız acemilikten sonrası biraz sıkıntılı; acemiliği bitenlerin büyük bölümü eğitim çavuşu oluyor. eğitim çavuşluğu da epey zor bir iş, bir kaç ayrı dönemin acemiliği esnasında görev yapıp onlara acemi eğitimi veriliyor. epey sorumluluğu ve iş yükü olan bir görev. bir kısım askeri de askeri hastane ve askerlik şubesine dağıtıyorlar; onlar nispeten daha rahat.

neden basit bir döngüyle tek tek baktırmıyorsunuz hücrelere? kaçırdığım bir şey mi var?

simdi ben size aklinizdan bir sayi dizisi tutun diyorum. Bu sayi dizisi 1 den baslayacak ve 65536 ya kadar sizin sectiginiz bir sayiyla son bulacak. Diyelim ki tuttugunuz sayi 4104. Nasil en kolay sekilde bulurum. 1-1 arasi mi 1-2 arasi mi 1-3 arasi mi ..... 1-4104 arasi mi diye tek tek sorarak mi? Boyle yaparsam size 4104 soru sormam gerekir.

Benim istedigim ise toplamda en az soruyla bu isi cozmek. 65536 tuttugunuz dizinin icinde bir rakam mi? Hayir. 32768? Hayir ..... 8192? Hayir. 4096? Evet. 4096 dizinin son rakami mi peki? hayir. O zaman dizinin son rakami 4096 ile 8192 arasinda. 4096 + 2048 serinin icinde mi? Hayir. 4096+1024?= Hayir ..... 4096+8? Evet. Serinin son rakami 4104 mu? Evet.

Bingo!

önce 65536. satırı sorgulatın boşsa yarısını alıp (32768) onu sorgulatın, boşsa onun yarısı vs.; değise bu sefer 65636 ile 32768'in ortasından başlayarak devam edin... bilmem anlatabildim mi?

@restless: Hocam bir onceki yorumumda bu dediginizi yazmistim. Sorumda da belirttigim gibi kod nasil olursa en az kaynagi kullanmis oluruz?

@layer26: Diyelim ki 4104 degil de 65.000 i ariyoruz. 50'ser 50'ser 3250 kere dongu yaptirmamak isteniyor ve bu yuzden ikinci algoritma ile yapilacak fonksiyon.

vlookup kullanmalisin ama nasil yaparsin bilmiyorum.

c2ye =if((vlookup(b2;a2:a109;1;TRUE)=b2;TRUE;FALSE) yazin. alta kadar cekin. olmasi lazim. fakat müşteri noları küçükten büyüğe sort edilmiş olacak.

vlookup çok uygun değil bu duruma zira hücrelerde numerik bilgi olduğu zaman, bulamadığında en büyük değeri döndürmek gibi bir huyu var; hem de verilerin sıralı olmasını istiyor.
tam istediğiniz şekilde olması için işte formül:

=IF(ISNA(MATCH(B2;$A$2:$A$109;0));"NO";"OK")

bunu C2'ye yazıp aşağı doğru çoğaltabilirsiniz.

@manfool ve @sanforized: A2:A109 aralığını sabitlemeniz gerekir ki aşağı doğru çoğaltıldığında A3:A110 şeklinde giderek kaymasın. $A$2:$A$109 şeklinde yazılmalı.

Selam tekrardan. Tesekkurler.

Her iki formulde de lookup value kisminda (b2'yi highlight ediyor) hata veriyor formul. Numaralari siralayip falan da denedim. Anlamadim ben de.

ben formülü test ettikten sonra yazdım, çalışması lazım yani. hatanın ne olduğunu bilmediğim için yardımcı olabilmem pek mümkün değil. dosyayı ya da başka bir örnek dosya yapıp onu gönderebilirseniz yardımcı olmaya çalışırım.

b2'yi highlight ediyorsa muhtemelen noktalı virgül - virgül sorunu vardır. bölgesel ayarlara göre onların kullanımı değişiyor. bir de noktalı virgüllerin hepsini virgül yapıp deneyin.

@sahteyazar
haklisin. ayrica ISNA ve MATCH'i bilmiyordum bu vesile ile ogrenmis oldum cok makbule geçti.

@ sahteyazar dediğin doğru sabitleme + işaretlerini unutmuşum aceleden.Ama vlookup fonksiyonunda en son adıma 1 değil de 0 yazarsan en yakın değere gitmez sadece okuduğu değeri arar.

@sahteyazar - ben de sifirdan ornek yapip tekrar denedim ama yine olmadı.

@galadnikov - Evet bolgesel ayarlardan olabilir belki. Pazartesi tekrar deneyecegim. Calisiyor olmasi lazim cunku.

Herkese tekrardan cok tesekkurler.

el yapımı bu. kırık bir tornacı bulursan uygun fiyata yaptırabilirsin.

www.hardcorehalloween.com burda var, ebayde de var mini cannon diye aratınca çıkıyor.

videodaki görüntüler bana biraz fizik kurallarına aykırıymış gibi geldi. o şiddette bir atış karşılığında ona denk bir tepme olması lazım. top max. 40-50 gram gibi duruyor, ateşlendiği anda büyük bir hızla geri uçması lazım. büyük ve gerçek toplarda da topun arkasında toprağın içine kazıklanan parça olur metrelerce geri fırlamasın diye.

saglam bir cnc ile bırazda CAD/CAM bilgisiyle yapabilirsin.
@sahte yazar, çok guzel dusunmuşsun ama kütle momentumu diye bişey var ombusun kutlesiyle topun kutlesi kıyaslandıgında tepme normal ayrıca dıkkatli bakarsan agırlıklar var sagdece namlu yok.

Yanılmıyorsam Grease'de geçiyordu o şarkı; elbet OST'unda da vardır.

en.wikipedia.org:_The_Original_Soundtrack_from_the_Motion_Picture#Track_listing

www.youtube.com

Jim Jacobs and Warren Casey - We Go Together

@uyku inadim inat: eyvallah ama bu diil benim dediğim ya. böyle daha abuk bişeydi benim dediğim. kalın bi erkek sesi bambidibambidi diye tekrarlıyodu sonra arkadan kadın vokaller giriyodu huu huuu huuu diye.
komedi dans üçlüsü de kullanıyodu bunu yanlış hatırlamıyosam.

bilgisayardan bilgisayara baglarken normal, bilgisayardan modeme icin croos baglanıyodu sanıırm. ben de denemiştm olmamıştı.

mesele o değil crossda gerekli pinlerin yeri değiştirilerek renk düzeninie uymadan yapılabilir.. gibi geliyor bana...

İki ucun da aynı sıralamaya sahip olması durumunda veri akışı gerçekleşir; sorun yok. Yazdığınız sıralama -bir standart daha vardı ama hatırlamıyorum- diğerlerine nazaran daha hızlı çalışıyor. Ben lisede öğretmenimle beraber test etmiştim.

Bir de cross var ki, o daha farklı.

crosstalk diye bir olay var; kablodan geçen sinyalin diğer kablodaki sinyallere olumsuz etki etmesi şeklinde özetlenebilir. bunu en aza indirgemek için ethernet kablolarında farkettiyseniz kablolar çiftler halinde burgular şeklindedir. bu burgular da sadece doğru sıralamayla kablolandığında işe yarıyor. kafanıza göre bir sıralamayı her iki uca da doğru uyguladığınızda tabi ki çalışacaktır, fakat sinyalin bozulmaması için alınmış önlemlerden istifade edemeyeceksiniz.

renk muhabbeti diye bahsedilen olay aslında noise önleme amaçlıdır, siz 10 katlı 15 katlı bir yere hepsini kendi kafanıza sıralarsanız belki problem çıkmaz ancak ölçek büyüdükçe ve yakında fabrika ve benzeri bir noise kaynağı varsa o kablolar hepsini aynı şekilde bağlasanız da çalışmaz. sıralamaya uyunuz uymayanları uyarınız. o kabloların burgu şekli size birşey anlatıyor, sinüs dalgasını hiç görmüş müydünüz ?

@drip nick i zaten kullanilmakta: ben de onu anlatmaya çalıştım ama soruyu soran arkadaş nedense cevabı beğenmeyip yanlış bilgi içeren cevaba tik koymuş. aynı rengin çizgili ve düz renk olan kablolarında, aynı sinyalin düz ve çevrilmiş halleri gider ki buna (bkz: balanced) denir. bu iki kablo da birbiriyle burgu yapılır ki diğer çiftlerden etkilenmesin. öyle sadece standart olsun diye herkes aynısını yapsın diye değil o renkler.

şimdi en ince detayına kadar anlatırdım sana ama gerek yok çünkü giremezsin daha bu sene üni.ye falan. çünkü artık 3 aşamalı ve ilk aşama 27 martta yani birkaç hafta sonra. onun da başvuruları geçen ay bitti hatta daha fazla oldu. bu 27 marttakinin adı ygs ve ygs' ye girmeden diğer 2 aşamaya giremiyosun yani geçti artık senin için. seneye için anlatırdım ama seneye illa ki tekrar değiştirirler

seneye gireceğim zaten. mevcut sistemi merak ediyorum.

şimdi önce bi mart ayında ygs var, eskinin öss birinci bölümü, daha da eskinin öss'si. bunda barajı geçiyorsunuz -ki çok düşük bi puan- sonra haziran'da lys'lere yani eskinin öss ikinci bölümü, daha da eskinin öys'si. ama tercih yapmak için puanlar hesaplanırken %40 oranunda ygs %60 oranında lys puanları etkili oluyor.

mühendislikler falan için ygs'den sonra lys matematik ve lys fen bilimleri sınavlarına girmeniz gerekiyor. bu sınavlarda tüm lise müfredatından çıkıyor sorular, yani matematiğinde türev integral falan olanlar bunlar.

genel bi kaç şey daha ekleyeyim sadece 9. sınıf ve ilkokul konuları olan ygs 160 soru, türkçe-sosyal-matematik-fen. lys'ler matematik 50 soru, geometri 30 soru, fizik-kimya-biyoloji 30ar soru. matematik-geometri bir oturumda, fen bilimleri bir sonraki hafta başka bi oturumda yapılıyor. mühendislik falan için gerekli olan mf4 puanını geometri-fizik inanılmaz etkileyip biyolojinin pek bi etkisi olmuyor gibi şeyler de var.

soruya kaynak yapıcam, peki eskisi gibi lisenin hangi bölümünden (mat, tm falan?) mezun olunduğu önem arzediyor mu hala? tm mezunu bi insan mesela mühendisliğe kasarsa katsayılardan falan puanı düşüyor mu?

@sahte yazar hala etkisi var ama eskisi gibi değil. çok küçük 0,4 gibi bi fark. geçen sene sayısal öğrencisi olup da uluslararası ilişkilere falan giren birçok arkadaşım var.

@galadnikov mühendislik istiyorsan mart ayında ygs ye girmen -%35 etkileyecek ortalamanı- sonra haziran ayında 1 hafta aralıkla mat-geo ve fen sınavlarına girmen lazım

şöyle bişi var belki ilgini çeker

nethaberci.com

müziğin şan kısmı dışında kalan unsurlar. davul ritmi, gitar ve bas partisyonları gibi gibi.

ya şimdi iş teyze'nin içeriğine göre değişir. eğer harbiden teyzeyse * bi bilgisi yoktur ve muhabiri geçiştirmek için cevap vermiştir . yani bugüne kadar tv'de gördüğüm teyzeler o şekildeydi.o cıstaklı kısımdan bahsetmeye çalışıyo olabilir altyapı derken :)

(bkz: beat)

usb'den firewire'a çvirici taksan bile usb hızında çalışacağından, firewire nimetlerinden yararlanamazsın. çin'liler mutlaka yapmışlardır böyle birşey, vardır yani dealextreme'de falan.

pcmci firewire kartı alman gerek tam kapasite kullanabilmek için. ve bu da garantiyi bozmayacaktır.

gerçekten garantisi bozmayacak mıdır?

peki laptopa o parçayı kendim mi takmalıyım yoksa servise falan mı taktırmalıyım? çünkü bu bilgisayar kasalarının veya laptop iç kapaklarına böyle bant gibi bir şey koyuyorlar. eğer yırtılırsa önceden açılmıştır garanti geçersizdir diye.

eğer garantiyi gerçekten bozmayacaksa almak isterim, herhangi bir sitede ürünün kendisi var mı? ya da direk vatan computera gidip alırım.

şunu alabilirsin:
www.dealextreme.com
yalnız bir aya yakın sürüyor gelmesi.
bir de bu şekilde pcmcia kartı alırsan garantiye falan bir şey olmaz zaten aletin içini açmıyorsun direkt yandaki slota sokuyorsun.

yandaki slot demişsin de laptopumda böyle bir slot göremedim ben :S Dell Inspiron 15R kullanıyorum. böyle donanım işlerinden pek anlamam, anca masaüstü pc'ye powersupply, cd rom, ram falan takmışlığım var. onu da zar zor yaptım zaten.

yani benim salaklığım olabilir tabi ama nereye takıcaz tam olarak :)

evet yokmuş o modelde pcmcia. onun dışında bir yöntem de yok zaten, içini açıp kart takma diye bir olay yok laptopta; laptopa bağlamayı unut.
özellikle gigabyte marka anakartlarda kendiliğinden oluyor firewire girişi, bir arkadaş ya da tandıktan falan bakacaksın artık.

anladım. öyle yapıcaz artık napalım.

masaüstü bilgisayar da var gerçi. ama onun da hard diski pek küçük. ona bağlanır mı acaba? masaüstleri için de aynı modeli mi kullanıcaz bu verdiğini mi?

masaüstü bilgisayarda bakacaksın firewire girişi var mı diye; varsa ne ala. yoksa da şöyle bir şey alman gerekiyor:
www.netsiparis.com

kendimi enayi gibi hissederek bu soruya cevap vermek istiyorum.

öncelikle yazdığın laptop modelinde (dell inspiron 15r) pcmcia girişi olmadığını söylemiştim. Bu yüzden firewire kartı alıp takman mümkün değil. ayrıca laptopa pcmcia girişi taktırman (laptop'un uygun olduğunu var sayıyorum) garantiyi bozmaz, bunu zaten servis yapar.ancak pcmcia girişi taktırmak çok manasız ve pahalı olacaktır.
ancak laptop'lara "firwwire" kartı gibi PCI kartlar TAKILAMAZ. çünkü bunun için uygun yerleri olmaz. bu nedenle "taktırsam garanti bozulur" gibi bir düşünce de tamamen yanlış. çünkü TAKILAMAZ.
madem bir şeyler almak istiyorsun zaten var olduğunu söylediğin masaüstü pcye 100-110 tlye 320 veya 500'lük disk al. böylece yine söylemiş olduğun yer yok sorununu da çözmüş olursun.
eğer modelini verdiğin (dell inspiron 15r) laptopta buna benzer bir yer varsa:
www.notebookreview.com o zaman pcmcia firewire kartı alabilirsin. o zaman da mini dv kameran ile istediğini yaparsın.
ki önceki sorunda buna bakıp "hayır giriş görünmüyor. pcmcia kart takamazsın" demiştim...

masa üstü pc için firewire kartı ise
www.tripodfoto.com
Burada 30 tl dese de sokağa çıkıp ararsan 15-20 tlye de bulursun. ben 2 yıl önce 10 tlye aldım adana'da. sorunsuz da kullanıyorum sürekli..

ayrıca belki işine yarar şöyle bir de duyuru ve cevap zinciri buldum ne garip ki...
www.eksiduyuru.com

f1 = f2 > f3

zira 3.kaptaki kütlenin bir kısmı, kabın duvarları tarafından karşılanmakta.

cevap F2 > F1 > F3 diyor

kap içindeki kütleler eşitse, pistonlara binen ağırlığa bakmak gerekir. 3 kapta da sıvı ağırlıkları m.g olur. 3.kapta bu m.g, kabın yan duvarları tarafından azaltılır. diğer iki kapta ise doğrudan f kuvvetleriyle karşılanır.

cevabımda bir yanlış göremedim ama diğer cevapları bekleyelim bakalım.

peki şunu diyebilir miyiz?
F2 deki yan yüzey sıvıyı aşağıya doğru itiyor. oyüzden F2 en büyük olmak zorunda.

yoksa 2.de yan yüzeyin etkisi yok mu?

sürtünmeden yola çıkmadım. duvarların pozisyonlarına göre binen bir yük var. sanırım gözden kaçırdığım bir kısım olmuş. kaplardaki sıvılar(özellikle 2. kaptaki), temas ettikleri tüm duvarlara basınç uyguluyorsa, sıralama F2 > F1 > F3 olur.

3. kap için şu şekli çizdim oi52.tinypic.com buna göre (m.g = F3 + 2Fx), yani (F3 = m.g - 2Fx) olur

2. kap için şeklin tam tersini düşünürsek (m.g + 2Fx = F2) olur

1. kapta ise (m.g = F1) olur.

not: ikinci kaptaki sıvının duvarlara basınç yapması için sıvının üzerindeki kısımda gaz basıncı olmalı. boşluk kabul edemeyiz. bu durumda eşitlikleri kabul edemeyiz. ama o kısım göz önüne alınmıyor sanırım.

piston alanlarına göre sıralanır.

jangara dogru ama eksik soylemis. ben yukari dogru kuvvet uyguladigimdan F2'nin yanal yuzeylerine de kuvvet uyguluyorum. F1'de bu durum yok, suyun butun agirligi dikey sekilde hareket edebilir. F3'de ise suyun agirligi'nin bir kismi yanal yuzeyler tarafindan karsilandigindan, yukari dogru daha az kuvvet uygulayacagim. Dolayisiyla, cevap:

F2>F1>F3 tur.


ya da daha kolayi, sivilarin basinc kuvveti, asagidan uygulanan kuvvete esit olacaktir. Yani, pistonlarin yuzey alanlarina gore siralanir.

burada basinctan yola cikmak gerekiyor bence. basinc kuvvet/kuvvetin uygulandigi yuzeyin alani diyelim. sonra da su basinci = hdg = hg, yani su yuksekligi * g oldugunu dusunelim. kutlelerden yola cikip yukseklikle ilgili bir sey soyleyebilirsek f1 f2 f3'u bulabiliriz bu sekilde. yuzey alanindan bagimsiz bir sekilde olur bu da, cunku suyun yuksekligi*g = F

piston alanına göre cevaplanır diyenlere soruyorum nereden biliyorsunuz piston alanlarını?
aşağıdaki resmin ikisi de olabilir. ikisinde de kütle eşit.
oi53.tinypic.com

ya bi de bunun driver cd sini taktım makinaya ama yükleyemedi. windows 7le uyumsuz sanırım. windows7 ile uyumlu bir driverını biliyor musunuz? durduk yere sinir bastı gece gece.

ilink dediği şey (bkz: firewire). usb çıkışı yoksa bir adet firewire kablosuna ve bilgisayarda bir firewire girişine ihtiyacın var.

laptop var bende anakarta heralde takamam o dalgayı. nasıl olucak ne olucak bi bok anlamadım açıkçası şuan yauuu.

toz ice tea. zamanında tang gibi paketlerde satılanları vardı çok kötü degil ama çok başarılıda degil.

şeftali aromalı ice tea. toz şeklinde, suya karıştırıp içiyorsunuz. 12-13 sene önce türkiye'de de vardı bunun sade olanından, mavi kapaklıydı.

www.amazon.com
www.amazon.com

değildir. bugün gittim, cumartesi olmasına rağmen 1-2 yer açıktı sadece pasajda.