"salçasız hazırlanmış bulgur pilavını nasıl kurtarabiliriz? eldeki tek malzeme domates." seklindeki soruya "biz x'liyiz, bulgur pilavini soyle yeriz.." seklinde bir cevap ne kadar alakali ve mantikli tabi once onu sorgulamak lazim.

bence kendi mantığını sorgula ya da başkaları sorgulasın ikimizinkini de. kim şaşmış ben de merak ettim.polemik olacak o zaman da.
neyse asssert
"polemiğe girmem siler geçerim" demek de bir tercih

basindan beri diyoruz ki "soruya cevap niteligi tasimayan seyler silinir" daha ne diyelim?

salçasız değil sadece tereyağlı bulgurun da pek çok kere tadan ve tattıran biri olarak önerilmesi bir cevap olarak nitelikli değil mi?
pişir sonra da dök kavrulmuş tereyağını?
salçasız
ki benden sonra verilen cevapta aynı şekilde.
korkarım, memleket söylemem ve bir şiirden örnek vermem mi cevabın niteliksel değerini yok ediyor diye düşüneceğim. hayır, öyleyse de bileyim yani yadırgamam. değilse de bileyim. son günlerde ister istemez başucu kitabı olacak bir felsefe kitabını okuyorum, sokrat bölümünü yeni geçtim. çok feci soru sorarım bu aralar.

@assert h nin dediği gibi silinmeye gerekçe olacak bir durum. daha önceden kural olarak belirtilmiş gayet te uygun bir kural ama her zaman herkeze ker konu için uygulanmıyor yada uygulanamıyor buda bir gerçek. @karluk arkadaşımında sanırım tuhafına gide durumlardan biride budur ki benim içinde tuhaftır zaten. daha önceden benzer bir duyuru açmış biri olarak ilgili arkadaşlardan "hepsini göremeyebiliyoruz dolayısıyla arada kaçabiliyor" gibi bir cevap alınacağını bildiğimden artık bu tarz duyurular açmıyorum. ama bende böyle durumlarda herkez için aynı şeyin yapılmamasından rahatsızım fazlasıyla (herkesten kasıt [i] ve [es] olan arkadaşlar)

moderasyonun yemek zevkine uymamıstır muhtemelen.

şu beyaz saç istiyorum duyurusuna verilen çorumdaki kuaför tarifleri komik olabilir tabi ama onlar da alakasız diil mi? hatta karluk'unkinden de alakasız.

evet ispiyonladım bi nevi di mi :) cevabı silinen arkadaşlardan burdan özür diliyorum hehe, benim rekorum 14 :)
ayrıca
@poseidon,
buradaki @ işareti bizim dilimizde 'e halini karşılar. yani yukarıda yazdığım gibi poseidon'a dersin giriş cümleni yazarsın. her nick yazdığında @ koyduğunda şaşırtıcı oluyor. yani mantıken diyorum, ukalalık olsun diye değil. correcting people :)

haklısın kediebesi :)) el alışkanlığı diyip yırtmam mümkünmüdür acep :)

1--3. çok güvendiğim seagate 1tb lik(3.5 inç) haricim dün masadan düşme sonucu harddiskler cennetine uçmuş durumda.. 6 aydır tık demeden çalışıodu..ya bi düşmeyle bozulur mu ya gitti tüm yedeklerim arşivlerim filmlerim oyunlarım :(((((((((.. 1 yıldır gayet de hor kullandığım 2.5 inçlik ufak codegen diye bi diskim daha var. o kadar düştü açıldı kutusu hala çalışıyo.. 3.5inçlikler zaten hayvan gibi büyük oluyo taşımak anlamsız, onlar sabit. 2.5liklerde ise taşımak, titreşim her zaman risk aslında. dangıl dungul davranmamak lazım. efendi efendi kullandıktan sora bişi olmaz.

2. 3.5'luklardan alacaksanız aman ha iyice biyere sabitleyin.. kablosuna kordonuna takılırsanız iş sakat.. düşer müşer..

2.5' wd passport 250gb kullaniom. sehir disina ciktigim her zaman yanima aliyorum. gerektiginde okula da goturuyorum. tek sorunu eger kendi kablosunu kullanmazsam bazen bilgisayr gormekte zorlaniyor. bu durumda diskten degil bilgisayarin yeterli gucu saglayamamasi(bazi anakartlar standartlara uygun usb portu koymayabiliyor) yada kablonun kalitesiz olmasindan dolayi. o kadar dustu etti bisey olmadi. hareket halinde de kullandim. 1,5 sene oldu. yetersiz geldigi icin dun aynisinin 320gb liginden daha aldim.

3.5' ler zaten tasima amacli olmayip yedekleme unitesi olarak kullanildigindan en ufak bir darbede bozulma egilimleri vardir.

taşınabilirlik konusu biraz güçle de alakalı. yani diskin yanında bir de kocaman adaptör taşımak hoş olmuyor. taşınabilirliği düşürüyor haliyle. eğer bahsettiğiniz disk >500 gb ise adaptörü yüksek ihtimalle olacaktır. marka konusunda ise western digital' i tek geçerim.

3.5luk alıp da sorun yaşamayan neredeyse yok.
ben 2.5luk samsung aldım, görünüşü ve dışındaki malzemenin kalitesi piyasadaki hemen her markadan güzel. 6 aydır kullanıyorum, hiç dikkat etmiyorum bozulur falan diye, dan dun atıyorum, çantada unutup, çantaya yere atıyorum sesi duyunca alıma geliyor, ama hala canavar gibi çalışıyor.
bir de; hangi markayı alırsan al mutlaka tera copy yükle bilgisayarına, daha verimli çalışacak hdd.

1. 2 adet wd home edition 3.5 inç kullanıyorum. 750 ve 1000'lik.
2. sürekli taşımak istesem 2.5 inç alabilirdim birini. arada bir taşıyorum ama çoğunlukla masaüstünde duruyor.
3. birisi yaklaşık 2 yıldır, diğeri de yaklaşık 6 aydır çalışıyor.

1,5 yıldır WD 320 lik kullanıyorum 2,5" henüz bir problem yaşatmadı. şimdi olsa yine alırım aynı marka ama 500 Gb.

1- Ofiste 3.5" Seagate Freeagent 500gb 7200rpm, Maxtor one touch 1tb, ve Western Digital my book 1tb kullandım. Kendimde de bir adet 2.5" western digital passport 250gb var.
2- Ofiste kullandıklarımdan sadece western 1tb'ı oraya buraya götürüyordum. wd passport 250gb sürekli yanımda geziyor. Seagate freeagent zaten taşımaya müsait bir alet değil, maxtor da çok ağırdı diğerlerine göre.
3- 3.5 seagate ve 3.5 western ve 2.5 western'i 9-10 ay boyunca hiç sorun çıkmadan kullandım. Maxtor'un tepki süreleri çok uzun olduğu için ilk günden ısınamamıştım.
4- hiçbiri ile sorun yaşamadım ama dediğim gibi maxtordan hiç memnun değildim.

seagate, maxtor ve wd 2.5'u hd tune ile test etmiştim. (wd 3.5'u sonradan aldım test yapmadım)
lightclub.info

yalnız burada seagate firewire, maxtor ve 2.5luk western usb ile bağlı makineye. kıyaslama yapabilmek için makinede kullandığım şekliyle 2 adet sata2 250gb seagate harddisk ile yaptığım raid0'ın benchmark'ı da ekledim. firewire ile kullanılan seagate usb ile kullanılan diğerlerine saniyede 5mb takıyor.

Göreceğin gibi 2.5 ile 3.5 arasında usb'den kullandığın sürece -biri 5400rpm diğeri 7200rpm olduğu halde fazla bir performans farkı yok. Var diyenin alnını karışlarım. taşınabilir diskten performans almak için firewire (ya da e-sata) ile kullanmak lazım.

sonuç: masaüstüne 3.5" firewire (ya da e-sata) bir seagate. taşıma amaçlı da wd passport 2.5 iyidir, güzeldir.

1. iki tan philips var bende. biri 750, biri 250 gb
2. biri ufak taşınabilir, diğeri adaptörlü masada.
3. büyüğü alalı 1 yılı geçti ama tam bilmiyorum süreyi. ufaksa ancak 1. yılı doldurmak üzere.
4. sorun yok.

1- Philips 160 gb
2-taşınabilir (usb kablosu kendi etrafina dolanarak sabitleniyor)şık bir dizaynı var ve tek parça halinde taşıyabiliyorsunuz.
3- 3 yıl oldu alalı henüz sorun yaşamadım.
4- teknoloji sağolsun 160 gb çok az gelmeye başladı. tb ler çıktığından beri sorunluyum kapasite konusunda:))

1. wd 1 tb
2. yararlanıyorum
3. 6-7 aydır sorun çıkarmadı
4. yok

seagate expansion 2.5" 320 kullanıyorum, taşınabilirliğinden nadiren yararlanıyorum(tatilde eve götürüyorum, diğer zamanlar sandisk cruzer var)
bildiğim en hızlı usb ler Lacie tarafından üretilir ama firewire kullanabilirseniz tabi seagate freeagentlar var. eğer amacınız beim gibi arşivleme değilse ve günlük kullanacaksanız mutlaka lacie ya da firewire desteği olan bir 2.5" lik ürn almanız, eğer benim bilgisayarda firedwire desteği yok diyorsanız bir daha bilgisayar aldığınızda firewire var mı diye sorun.

direkt uçağa git. bagajın varsa "bagaj teslim bankosu"ndan bagajı vermeyi unutma. başka bir işlem yok.

çıktı almana bile gerek yok aslında kontuar da kimlik gösteriyorsun yeterli oluyor.

@pposeidon1,

cikti almana gerek var, eger direkt ucaga gideceksen. o senin binis kartin. ama dedigin gibi binis kartini kontuardan da alabiliyorsun. yine de printer varsa bas binis kartini da bi daha ugrasma kontuarla :)

browser'dan geri deseydin? backspace'e aban filan bir..

yok geriye bassan da gelmez. o soru yok artık. böyle uzun yazınca bi kopyalyıp sonra göndere bas bundan sonra.

mutfağa git su olacak oralarda iç onu.

tekrar olmaması için ; addons.mozilla.org

önce word de filan yaz sonra kopyala yapıştır

Uzun sürüp, bu durum yaşandığında, tekrar kullanıcı adı ve şifre isteyip, kaydetmeliler.

el bagajında olmayacaksa kılıç filan bile taşınabiliyor ne olacak ki.

Bagaja vermek sorun olmaz da o bilgisayar ordan saglam cikar mi, ondan suphe duymak lazim.

onu bi sigortası filan oluyordu galiba uygun bi ücret karşılığında bide böle streç naylona filan sarıyorlar bi güzel üzerinede kırılacak filan yazarsın olur. havaalanında sor istersen

Harddiskleri söküp yanına al bence, sarsıntı riskine karşı. Ne olur ne olmaz...

alıyorum tabi. içinde bıraksam sağ çıkmaz.

1) ankara'da bi bok yapilmaz :( ben cok sikiliyorum. (noktalar yok lutfen :p)
2) servisler kaldirildi ama bazi saatler arasi izin veriliyor. yanilmiyorsam 00:00-06:00 arasi. emin degilim ama.
3) hava nane molla onun icun indoor aktvite onerecem mesrebinize gore secin:
- muze gezmesi (anitkabir, anadolu medeniyetleri, arkeoloji muzesi ~ozellikle anadolu medeniyetleri ama)
- avm gezmesi, ki favori ankarali aktivitesidir. asti'nin dibindeki armada, yine eskisehir yolu uzerindeki cepa, metro ve minibus erisimli ankamall.
- sinema ~ butun avm'lerde mevcut.

sokaklarda gezebilirsiniz, melih gokcek'in muhtesem eserlerini de gorebilirsiniz. hava duzelirse parklardan segmen, kugulu, papazin bagi ve botanik bahcesi gezilebilir. bunlar birbirine yakindir. papazin bagi daha yukardadir ama. genclik parki da yeni acildi ama nasil bi$i gormedim.

ekleme: resmi tatil di mi, tuh.. muzeler yatti zannedersem :)

tunalı hilmi ve arjantin cd. gidebilirsin idare eder oralar yada armada da takılabilirsin ama belli bi saate kadar ancak. bende pek sevmem Ankarayı...

servis yoksa bile taksi 15 lira filan yazar en çok sanırım.

Bu akşam için "şöyle güzel altenatif müzik dinleyeyim iki bira içeyim, ama kafam da şişmesin. ayrıca aştiye kolay ulaşayım" diyeceğim mekan tavsiyesi var mıdır? Biraz araştırma yaptım. Nefes Bar diye bir yer çıktı karşıma. Tavsiye edilir mi?

tunus caddesinde (akay kavşağına yakın) zodyak veya james cook'ta oturabilirsin. kızılay'a yakındır. biraz daha pahalı bi yer istersen cafe bien vardır bülten sokak mı orası? yine tunus'a yakın..
illa kızılay'da takılacaksan da sakarya'da blues'a git. tunalı'da çok yer var ama... kıtır var, sekans var sakal var var oğlu var.

santrale olan uzaklıkla alakalı sanırım bağlantı kalitesi.

hıımm benimki baya yakın 200-300 metre heralde. bu iyi bişey o zaman öle mi.

santrale yakınsanız ve kablolar iyi durumdaysa veriyorlar. gündüzleri rapid den download 500-600 arası seyrediyor geceleri ise 700-850 arası oluyor. upload 799 olarak gözüküyor modemde. upload pek tatmin edici değil yani.

dediklerine göre onlar 8 mbit veriyorlar ama hız size gelen hattın durumuna ve santrale uzaklığaq göre değişiyormuş. meali şu oluyor biz veriyoruz bunu ama döşediğimiz hatlar bu hıza erişmenize olanak vermeyeck kadar kalitesiz olduğundan santral, hat gibi bahaneler ile kısace nah alırsınız bu hızı demeye getiriyorlar. net 8 alabilen yoktur sanıyorum en azından ben duymadım malesef.

@pposeidon1: ben alıyorum valla santrale 2 km falan uzaktayım.

maşallah diyim kardeşim benim 6 küsürlerde geziyor hep.

Santral e yakınsa hızlar güzel gercekten 820-830 dl 100kb/s civarıda upload yapırsınız cok rahat bunu telekom yapabiliyor:)
YAkınınızda telekom bayi falan varsa onlarada sorarsanız soyluyolar ortalama size verebilecekleri hızı.

8 Mbit kullanıyorum ve santale olan uzaklığım 1,5 km... mesela torrent indirirken ortaklar ve eşler durumu iyiyse 850 kbps ile indiriyorum...

upload ise 70-80 Kbps hep. o da hız tanımları 8192/800 olarak yapıldığı için genellikle..yani 8192/1024 vermiyor ttnet genellikle...

100kb upload yapamayabilirsiniz. santralin içinden bile bağlansanız upload hızlarını 800kb/s'e çekmişlerdi bir ara. 1mbit upload tamamen kalktı sanırım.

ben denedim olmadı. ancak hattım 4 mb destekliyor. hatta onda bile habire kopuyor. deneme yanılma oluyor biraz..

teşekkür ediyorum cevaplar için arkadaşlar. demekki sorup denemek lazım. olabiliyormuş.

Yok normal gripten cok farkli degil. Olenler numara yapiyor, biz bakmiyorken islerine donuyorlar.

bence de abartılıyor fakat bunlar hep abartma,komplo teorisi diyip de geçmemeliyiz.sonuçta sağlık söz konusu olan her türlü siyasi oyun a yada bireysel siyasete gelmez.İlerleyen aylarda bakacağız sandıkları kadar büyük bir salgın mı değil mi...

@wpi ben yalan hikayeden bir hastalık demiyorum sadece fazla abartılmıyormu diyorum normal griptende ölen insanlar var bilmem bilgi sahibimisin? o yüzden çokta farklı değil dedim

bizim ülkemiz gibi hijyene hiç önem verilmeyen, temizliğin ikinci plana atıldığı, insanların kendinden başkasını düşünmediği bir yerde bence az bile yaygara. insanların ne kadar sağlıksız koşullarda yaşadığını, ve ne kadar düzgün beslendiklerini düşünürsen türkiyede olası bir salgının nasıl sonuçlanacağını tahmin etmen pek de zor olmaz.

zannetmiyorum kar amaçlı olduğunu. KArar onların elindeydi zira, gayet de yakın bir kurum ile getirip piyasaya çatır çatır satabilirlerdi.

Ancak domuz giribi ile ilgili en önemli konu tedavi değil kontrol altında tutmak. Yani yapılanlar, korkutma yolu ile karantina uygulamak, olası hastalık kaynaklarını izole etmeye çalışmak kendi içinde mantıklı bir hareket. Zaten tehdit altında yaşamaya alışkın bir halk olduğu için söz konusu olan, bunun etik tarafı da kimseyi ilgilendirmiyor elbette.

Yani, evet fazla abartılıyor, zira fazla abartmak bununla mücadele etme planının bir parçası. Çok da seçenekleri yok hani; aşının etkinliği bile tartışılır durumda şu an.

"h1n1 normal gripten çok farklı değil, ölenler numara yapıyor" noktasına gelince. En büyük farkı, normal gripten çok daha kolay bulaşması. Ve bu hastalığa salgın özelliği kazandırıyor. Ancak bunun ötesinde, daha yüksek ateş üretmesi dışında fevkalade ölümcül ve dehşetle izlenecek bir hastalık değil hayır. "Ölenler numara yapıyor" benzeri pasif agresif davranışlar, çok da faydalı değil bu noktada. bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmanın bir örneği daha çok.

normal grip diye andığımız hastalıktan ölenlerin sayısı, h1n1'den dolayı ölenlerin sayısından çok daha fazla.

Son verilere göre kayıtlı h1n1 vakalarından (540071), 6768'i ölüm ile sonuçlanmış (1.25%). Dünya genelinde bu rakamlar. www.flucount.org

Grip tarafında ise sadece Amerika'da yıllık 40.000 grip nedenli ölüm yaşanıyor. (buna net istatistik bulmak biraz daha zor, rakamlar büyüdükçe kayıt altında tutmak zorlaşıyor)

Domuz giribini tehlikeli yapan şey, aslında ölümcül bir hastalık olmasından ziyade, bir salgın olması ve virüsün bir sonraki formunun çok daha etkin bir hal alabilmesi ihtimali. diğer grip tüğrlerinden daha ağır geçirilen bir hastalık, özellikle ateş 1 ila 1.5 derece kadar yükselebiliyor. Elbette kuş giribi (h5n1) kadar ölümcül bir hastalık değil(kuş giribi çok daha ağır bir hastalık ancak bulaşıcılığı oldukça düşük), ancak bu ileride virüsün form değiştirmeyeceğini göstermiyor, özellikle bu kadar yayıldığı düşünülürse.

lutfen paranoyak olmayin abd de calisan bir doktor olarak soyluyorum. ortada bir komplo falan yok. asiyi lutfen olun. hatta burda asi tukendi limitli o nedenle sadece saglik personeline simdilik. o nedenle turkiyedekiler daha sansli. asinin riski digerlerinden farkli degil. beyinsiz gazetecilere uymayin. uygun bir zamanda konuyla ilgili bir entry girmeyi dusunuyorum zaten.

bi ara antivirüs programlarının virüs yazıp piyasaya yaydığı efsaneleri dolaşırdı.
bu hastalık ve aşısı hakkındaki düşüncelerim de böyle.

benim bi tanıdık var o demisti, sırf turkleri hasta edecek h1nt virusu yapmıslar, oldurmuyor surunduruyormus, iste onun asısı bize sattıkları.

öyle hemen içip ilişkiye gireyim tarzı bir ilacı ben bilmiyorum. eğer doğum kontrol hapı kullanacaksanız bir kaç ay düzenli kullanmanız lazım etki etmesi için.

arkadaşın dediği gibi doğum kontrol hapı en az bir ay önceden kullanılmaya başlanmalı. çok kısa vadeli bir çözüm olarak ertesi gün hapı var ama onuda çok uzun süre kullanamazsın sadece kazaları önlemek içindir kendisi. 1 ay kadar hap kullanın erkek olduğunu varsayarak sende içeri boşalma bu sürede sonra rahat rahat devam edersin...

bir doktora görünseniz daha faydalı olmaz mı?
kafaya göre hap almak kimi zaman sıkıntılı ve geri dönüşü olmayan durumları ortaya çıkarabiliyor.
devletin aile planlaması merkezleri var, istanbul'daysanız belediyenin kadin sağlığı merkezleri var. Buralara gidip danışabilirsiniz.
tabi bu konunun bu kadar aciliyet içermesi de ayrı tabi.

evet aciliyeti ilginc..herkesin dedigi gibi en az 1 aylik duzenli kullanim gerektiriyor bu ilaclar.genellikle butun saglik ocaklari ve hastanelerin aile planlamasi servislerinden kolayca alinabiliyor bu ilaclar ucretsiz olarak.isim istiyorsaniz microgynon 21 adli ilaci onerebilirim yan etkisini kullanan hicbir arkada$imdan da duymadim..genellikle bu ilaci veriyorlar hastanelerde de.ama surekli ve duzenli kullanim $arttir tekrar hatirlatirim.

Çok teşekkürler en mantıklısı kondom sanırsam şimdilik.

(bkz: spiral)

sabah sabah yanlış anlamadıysam siz filtreleme yapmak istiyorsunuz. ilgili tabloda araç çubuğundan "veri" yi ve oradan da "filtre" yi tıklayın, başlık hücreleriniz dropdown menü haline gelecek oradan filtreleme yapabilirsiniz..

soruya cevap veremeyeceğim malesef ama @karga tdi verdiği cevap yanlış filtreleme ile yapılabilecek bişi değil o

gayet de yapılır..

Filtrenin içine "contains *hotmail*" örneğin..

Bende Ingilizce Office 2003 var. 65000 dediğine göre muhtemelen sendeki de yeni sürüm değil. Daha kolay yolu var mıdır bilmiyorum ama bildiğim kadarıyla anlatcam ben.

O ilk sütundaki 65000 hücreyi bir yere kopyala önce. etrafı boş olsun. Rahat çalışalım :)

Sonra Data -> Text to Columns'u seç.
Original data type olarak delimited seçili geliyor. Next deyip bir sonraki adıma geç.
Oradaki delimiters menüsünde Tab işaretli olarak geliyor. Onu kaldır. Other kısmına @ işaretini koy. Altta preview var. Hücreler @ işaretinden itibaren ikiye bölünmüş olarak gözüküyor olmalı orda. Eğer öyleyse next-finish diyip çık o menüden. Şimdi onlar iki ayrı sütünda gözüküyor olmalı. b sütununu (yahoo.com, hotmail.com gibi hücreler olmalı) tamamen seçip sırala. A/Z tarzı bir tuş var. Ya da data -> sort diyebilirsin. Sonra bir uyarı vercek sana "diğer sütunları da uydurayım mı bu sorting'e?" falan diye. ona da evet de. mail uzantılarına göre dizcek onları. Şimdi de tekrardan ortalarına @ işareti koymak gerekiyor.

B sütununu tekrar komple seçip sağ klik ile oraya yeni bir sütun ekle (insert). O sütundaki hücreleri boydan boya @ işaretiyle doldur. Yapacağımız şey, a-b-c sütunlarını tek sütunda birleştirmek olacak. Bunun için de concatenate formülünü kullanacağız.

a-b-c sütunundaki hücreler sırayla 123-@-hotmail gibi verilerle dolu olmalı. d1 hücresini seçip oradayken concatenate formülünü uygula. fx tuşuyla, veya formül ekranını açarak seçebilirsin. text1-text2 gibi şeyler çıkacak. text1 seçiliyken a1 hücresini, text2 seçiliyken b1 hücresini, text3 seçiliyken de c1 hücresini tıkla. Sonra formülü onayla. birleşmiş bir vaziyette d1 hücresinde olmalı o veriler. Eğer öyleyse o hücreyi d sütunun son hücresine kadar kopyala. Olmuş olması lazım şimdi. Şimdi üç (veya daha fazla) mail adresi gruplanmış bir şekilde alt alta olmalı. kopyalaması daha kolay oldu. Geri kalan 65.000 için de aynı şeyi yapman gerekiyor.

Bu anlattığım yol işini görür ama gayet uzun. Kısayolunu bulmaya çaliş daha önce :)
Mesela ben bilmiyorum ama hücredeki karakterleri tersine çeviren bir formül varsa işine yarayabilir o. moc.oohay@321 gibi editleyebilirsen hücreleri, sort dediğin zaman yine istediğin şekilde dizer hücreleri. sonra formülü tersine çevirebilirsin.

Üf çok uzun yazdım. Kısayolu vardır umarım :)

arkadaslar hepinize cok tesekurler ellerinize saglik
filtreleme secenegindeki custom ile (contains i secerek "hotmail" yazdigimizda) "karga tdi ve reeper redeemer" arkadaslarimizin dedigi gibi kolayca yapilabilmektedir. tumunu secip istediginiz yere yapistir yapabilirsiniz.

uzumlerin gazabi arkadasimizda gayet guzel aciklamis ayrica kendisine de tesekur ederim, biraz uzun yollu gibi gozukse de cok basit yontem ve sonuc mukemmel.. fakat ben consolidate i yapamadim fx ile de birlestiremedim bu konuda biraz daha detay soyleyebilirseniz ben ve tum arkadaslarimizin bilgilenmesi daha iyi olacak..
HEPINIZIN ELLERINE SAGLIK. TESEKUR EDERIM.

Consolidate diye de bir fonksiyon var ama benim bahsettiğim concatenate. Bağlamak gibi bir anlamı var. fx diye bahsettiğim de formül tablolarını açan tuş, insert -> function yani. O liste içinde, text kategorisinde var bu dediğim concatenate formülü. Onu dediğim gibi uygulayınca oluyor.

Ama kısayolu varmış tabi :)

Bir önerim de, eğer çok büyük verilerle çalışıyorsan Office 2007 kullanman daha iyi olur. 65000 sınırı yok Excel 2007'de.

Kolay gelsin.

text kategorisinde dediğin concatenate formülünu gordum ben de consolidate ile ugrasip duruyordum olmuyordu ... hata bende..
yardimlarin icin cok tesekur ederim simdi cok guzel, tum emailler grup sekilde belirgin oldu.
ellerine ve ellerinize saglik emegi gecen tum arkadaslara..
hepinize basarilar ve sagliklar...

feeling so real-moby

eye of the tiger

three days grace - animal i have become
lostprophets - wake up
nice disturbed şarkıları

london elektricity - just one second (apex remix)
sash - raindrops (kindervater remix)
vinylshakerz - hypnotic tango
the prodigy - first warning (mustang)

Ratm - Killing in the name of (Koşarken uçuşa geçirir)

push the tempo

50 kere soruldu ellincide de aynını söylüyorum;
hilite tribe- free tibet youtube da videosu da var.

Iron Maiden - Run to the Hills

böyle ajan filmlerinin soundtrack'leri (umarım doğru yazdım) vardır. 007 olsun, görevimiz tehlike olsun. bir de ben şeye hastayım matt damon un ajan filmlerine o filmlerin klişe olmuş bi müziği var. moby - extreme ways bu fena gaza getirir beni, içimde gizli bi ajan mı yatar yoksa çabuk mu gaza gelirim ya da özenti miyim ne..

www.bodytr.com
bana niye söylemiyonuz
yoksa ben tipsiz miyim ha?

Kanımca salt kelime ezberlemek pek fazla yararlı olmaz, nitekim bir süre sonra unutursunuz ezberlediğiniz kelimeleri. Onun için gramer seviyenize göre ne kadar fazla kitap okursanız o kadar çok kelime öğrenmiş olursunuz.

ingilizceden ingilizceye sözlük okumak yararlıdır kanaatindeyim. kelimenin anlamını ingilizce kelimeler okuyarak öğreniyorsunuz, bağlantısı hazır kurulu olduğu için akılda daha kolay kalıyor. aralarında yine bilmediğiniz kelimeler olacak elbette, onları da öğrenmeye çalışırken bir de bakıyorsunuz ki bi sürü kelime öğrenmişsiniz.

ben şahsen ingilizceden ingilizceye sözlük okumaktan çok keyif alırım tavsiye ediyorum.

bak reklamlarda gördüm Hürriyet 33 kupona bi alet veriyormuş kelime ezberlemek için ilk kupon yarın diyor :)
daha kısa vadede bir çözüm arıyorsan küçük kağıt parçaları kes bir tarafına kelimenin ingilizcesini diğer tarafına türkçesini yaz bir torbaya at tüm kağıtları tombala gibi çek ingç tarafı gelirse türkçesini tahmin et türkçesi gelirse ingilizcesini

kelime ezberleme, öğren. yoksa unutursun.

lisede dil bölümündeydim, yds için vocabulary geliştirmeye çalışıyordum, üniversite mezuniyeti zamanında da toefl için. bir üniversitenin ing. öğretmenliği bölümü başkanlığını yapan değerli bir hocanın bir tavsiyesi olmuştu bana ve muhteşem işe yaramıtşı. umarım sende de işe yarar. olay şu;
a4 kağıdı 4 parçaya bölüyorsun, siyah-kırmızı-siyah-kırmızı-siyah olarak 5 kelimeyi altalta yazıyorsun. bir tarafa ing-türkçe. arka tarafa ise türkçe-ing. sonra bu kağıtları evde ya da iş yerinde gözünün en çok takıldığı yerlere yapıştırıyorsun. mesela tuvalette karşı duvara, elektrik anahtarlarının altına, üstüne, yatak odanın kapısının karşısındaki duvara vs. oturup okumana gerek yok, görerek görsel hafızaya alıyorsun, siyah kırmızı sırayla yazmış olman da renk çağrışımı yapıyor, üstteki kelimenin karşılığını belleğe aldığında alttakini de almış oluyorsun. 1-2 hafta sonra kağıtların arkasını çeviriyorsun ve aynı muhabbet. dediğim gibi, ben hayvani sayıda kelime öğrendim bu şekilde, denemekte yarar var.

buna bir bakın. pc başında çok vakit geçiriyorsanız gerçekten işe yarıyor

www.internetteyim.net

Zamlara periyodik olarak af geliyor diye biliyorum. Durum böyle ise kendinizi kasmayın bidahaki afta halledersiniz.

2010 ekimde başlamıyo mu 1 sene var yani.hem o zaten taksitlere bölünmüş vaziyette değil mi

bildiğim kadarıyla ayın 12 sine kadar başvurup borcun tamamını ödersen gecikme faizinin %75 ini siliyorlar senin dediğin taksitlendirme olayı ayın 30 una kadar devam ediyor benim bildiğim ama gecikme faizinde bir indirim olmuyor.

geçti artık, bir sonrakini bekleyin artık ya da benim gibi yıllarca ödememe deneyi yapın. 10 yıldır ödemeyen adam var bildiğim, bakıyorum ona bir şey olmazsa ödemeyeceğim.

artık yemezler, vakti geçmiş. benim okul biteli 4-5 yıl oldu ilk defa böyle bir af çıkıyor. yani bir sonrakini beklemeyin geç çıkabilir. zaten af sadece faize geliyor ana parada bir değişiklik yok. en iyisi ufak ufak ödeyin ne kadar ödeyebilirseniz. hiç ödenmeyince sonradan çok acıtıyor...

biraz ödedikten sonra 1-2 yıl kadar geciktirdim, vergi dairesine yazı gitmiş. çok afedersiniz ama o parayı kanırta kanırta alacaklar gibi...

nero uygundur...

total video converter kullanıyorum memnunum.

burnaware candır.

nero portable

bu arada ocakta, elektrikli ocakta var, yani 3 tane tüplü, 1 tane de elektrikli. ve o çalışıyor, en azından 1 tencere suyu kaynatabilmişti gecen gün..
söylemeyi unutmuşum.. balık ucuz ve taze olmalı, karaköyden alayım değil mi? daha ucuzdur beyoğluna göre

alimunyum folyoda balık yap. Şimdi ya somon alabilirsin, kılçıksız parçalar şeklinde, ya da balıkçıya fırınlık balık istiyorum diyip onun önereceği parçaları alabilirsin. Sonuçta elinde kılçıksız balık parçaları olacak böyle bonfile gibimsi.

Kişi başı bir parça şeklinde bu balıkları, halka halka doğradığın bir soğanı ve gene halka halak dilimlediğin bir ya da iki pataesi alimunyum folyo kağıdın üzerine yerleştir. üzerine biraz zeytinyağı, evde varsa kekiktir, fesleğendir kafana göre baharat, bir kaşık kadar da tuz koy. alimunyum folyoyu böyle paket yapar gibi kenarlarından kıvır katla. bunu tavaya koy böyle paket gbi, kapağını da kapat.

30 dakikada filan müthiş güzel bir buğulama olacak, arada bir kağıdın arasından patatesler yumuşmış mı diye bakabilirsin yumuşayınca pişmiş oluyor genelde. Bu yöntemle hem balık kokusuyla, hem yağ çekmesiyle, hem de etraf battı yağ oldu derdiyle uğraşmazsın.

Karaköy daha ucuz, ama tecrübeme bakılırsa balıkçıyla tanış olmamışsan ve de şanssızsan az bayat da çıkabiliyor. Siz 1-2 lira fazla verip Balıkpazarı'ndan alın. Kızartma ve buğulama iki çeşit yapın, kızartmayla da ilgileneceklerdir.

Hamsi alın, (kılçığını da) ayıklatın. Teflon (yayvan) tencere veya tavaya, önce halka doğranmış soğan dizin, üstüne domates ve maydanoz yerleştirin. Ocakta 15 dakikada olur. Pek makbul sayılmasa da, çeşit olarak palamut alın, ekmek dilimi şeklinde doğratın, yıkadıktan sonra peçeteyle suyunu alıp mısır unu+tuz+karabiber karışımına bulayıp az yağda teflon tavada kızartın.

Bunlardan önce salata malzemesini temizleyip doğrayın, balıklar pişer pişmez salatanın sosunu ekleyin. Bu arada sofrayı hazırlayacak arkadaş da varsa, afiyet olsun.

somon al. fırın ın ızgarasının üzerine diz yada olmadı doğrudan tepsiye diz yağ filan koyma hiç. yaklaşık 15-20 dk kadar pişir sonra servis et yanına roka limon vs. koyabilirsin daha janjanlı pişirme yöntemleride var ama boşver en kestirmesi bu. somon iyidir beğenirler.

bilmiyorum istanbul da kipa vs. gibi bir yer var mı. eğer varsa kültür balıkları oluyor mesela çipuranın tanesi 2,5 lira falan(bir tanesi 300-350 gr) bir de alabalıklar satılıyor tanesi 1 lira ama alabalık tatlı su balığıdır ondan kasman lazım lezzetlendirmek için. sonra hani elektrikli ekmek kızartma makinaları var kapaklı olanalardan(arçelik falan işte) onla bir atraksiyona girebilirsin ama nasıl olur bilemiyorum.

bir izmirli olarak balığın 30 çeşitini gördüm ve pişirmesinide az buçuk bilirim ama senin durumda harbiden zor. yani kızlar bir cins apartmanda olman handikap ayrıca fırın bozuk. aklıma sadece ekmek kızartma makinası geliyor baya ızgara yapar bence. olmadı ocak ateşinde kullanılan ekmek kızartma aletlerindne kullan o da işe yarar. yanına tere roka falan işte türk usulü bir salata harika olur.

edit: alabalık 1,50 tl olmuş.
www.kipa.com.tr

normalde kredi ödemeleri mezun olunduktan iki yıl sonra başlar ve 3 er aylık dönemlerde 6 eşit taksite bölünerek toplam 18 ayda tamamlanır.

eğer ödemeleriniz başlamış ise ki hala dersiniz varmış mezun değilsiniz dolayısı ile başlamamış olmalı diye düşünüyorum, eğer başlamış ise çalışmadığınızı belgelemek sadece faiz işletilmesini durdurur. taksitler başlar ama faiz işlemez (eğer bi değişiklik yapmadılarsa sistemde böyle olmalı)

ekstradan taksitlerin başlamasını engelleyebilirmisiniz onu bilmiyorum malesef...

kyk nin sitesinde dilekçe örnekği var 1 yıl erteleme için. eğer daha başlamadıysa ödemen dilekçeyi doldurup kyk ya gönder. detayı kyk.gov.tr de.

aynen bende kobuzchu kız ın durumundayım. çatır çatır ödetiyorlar valla öğrenciyseniz bile.

e-bay amazon türkiyeye yolluyorlar ama kargo ücreti 25-40 dolar arası bişi oluyor bunuda göz önünde tut

ingilizce öğren...

birde üniversite kalmadıda hindistanamı gideceksin üni için...okumak için hindistan tercih edeni duymamıştım hiç imkanın varsa git avrupada oku ingiltere filan...

yaa benim kuzenim orda okuyor,o yüzden oraya gidicem avrupa ülkelerine gitmek istemiyorum...Hindistana gidersem kaç ayda ingilizce ögrenebilirim?

gitmeden önce çat pat konuşacak derdini, istediğni anlatacak kadar öğren sonra git bence yoksa kuzene muhtaç kalırsın habire "ne diyo ne diyo " diye çıldırtırsın kuzi yi :)
3 ay da adam akllı kelime ezbelrsen bir kurs ile birlikte gittiğinde çok büyük sıkıntı olmaz sanırım zaten hindistandakilerde sende daha iyi konuşuyor olmayacaklardır tahminim tarzanca anlaşırsınız...

burdan ingilizce düzeyin düşük olarak veya 0 bir halde gidersen orada da ögrenmen çok çok zaman alabilir çünkü onlarda pek ingilizce bilmiyorlar.yani hiç ingilizce bilmeden bir avrupa ülkesine gitsen işin daha kolay olur ancak hindistanda daha da zorlaşır.

Yerinde olsam Hindistan'a gitmezdim.

Ha illa gidicem diyorsan, eğitimi İngilizce verdiklerine ve yurtdışından öğrenci kabul ettiklerine göre bir hazırlık programları vardır. Ona katılıp öğrenirsin.

hımmm...herhalde ögrenirim yaa

orada niye zorlansın ki? ingilizce resmi dil hindistan'da..

Bu adreste üniversitelerin listesi var. İstediğiniz alan göre ilgili okulların sitelerine girip koşullarına bakacak derecede İngilizce bilen bir yakınınızla birlikte inceleseniz, diyorum:

www.webindia123.com

resmi dilleri olarak gözükmesine rağmen orta seviyenin altında bir seviyeleri var.hiç ingilizce bilmeyen bir insan için zorluk yaratabilecek bir durum bence.

hindistan'da yüksek eğitim hakkında hiçbir bilgim yok, ancak burda hindistan'a gitme diyenleri hindistan'ın h'sinden bile anladıklarını sanmıyorum.

ben neden olmasın diyorum. ancak gideceğin okul iyi bir okul olsun. araştır. saygın bir okul her yerde geçerli diploma sağlar sana.

avrupa'da gideceğin her hangi bir okulun hindistan'daki iyi bir okuldan iyi olacağı ne malum???

bende de olmuştu aynısı yaklaşık 10-15 gün önce theraflu fort aldım 1 hafta akşamlarıda thylolhot çaktım bişi kalmadı...

Theraflu bu gibi durumlarda çok işe yarıyo,hem başlamadan önce ilk hissedildiğinde hem de devamında kullanılabiliyo.bi de limonlu çay,ıhlamur gibi şeyler de faydalı bu dönemlerde.ama boğazınızda başladığına göre faranjit de olabilir ozaman bi antibiyotik kullanmanız gerekebilir(ben öyle yapıyorum) ama antibiyotik konusunda bi bilene danışmakta fayda var..

bence c vitaminli suda eriyen aspirinlerden al birkaç gün. günde 2 ya da 3 defa alsan yeterli olur sanırım. geçmiş olsun.

fazla ilaca bulasma derim bkz doktor ve eczaci butun arkadaslarimin soyledigi sey: ilac zehirdir.

taze meyve ve sebze yemeni siddetle tavsiye ederim. hasta olacagimi hissettigim zmnlar yemeklerde salata ve ara ogun olarak da meyve yemeye gayret gosteririm ve hasta olmam.

umca isimli bir damla var. özellikle önlem olarak öneriliyor. eczanelerde satılıyor ancak sardunya kökünden elde ediliyor. bağışıklık sistemini destekliyor.

sana şöyle diyeyim yok öyle birşey. başıma geldi. evlilik cüzdanı soruyorlar altıparmak denen yerde oteller ve bir 6-7 tanesine sorduk almadılar. bir tane turistik otel vardı o da 120 liradan 100 liraya indirmişti fiyatı..

gerçi baştan sorarak iyi etmişsin olur da bir tane çıkarsa şansına artık, biz bulamamıştık.

Mudanya, tirilye tarafındaki otelleri bir dene istersen orası fiyat olarak daha uygun olur tahminimce tabi evlilik cüzdanı soruyorlarmı bilmiyorum. ama turistik otel statüsündeki otellerde kanunen sorulmuyor diye biliyorum ki çoğu turistik statüde otellerin. resepsiyon veya otel sahibinin kıllığı olur ancak sorulma sebebi tahminimce

santral garajda central hotel diye bi yer var. çok pahalı olacağını ve nüfus cüzdanı(??oha) soracaklarını sanmam.

safranotel.com
burası tam aradığınız gibi bence.

bursa da kalınacak en hesaplı yer muradiye deki uygulama oteli.
iki kişi 60 lira, kahvaltı dahil.
oteller ya cok pahalı, ya da evlılık muhabbetı soruyorlar.

soru yok ortada sanırsam ama olsa olsa neden böyle sıskalaştırıldı bu adam diye sormuşsundur=)

şimdi güçlü kuvvetli birinin o özellikleri kazanıp daha da kuvvetlenmesi pek çekici değil. yani sinema filminde peter'ı 2 metre adam oynasa toplum ona bakarken "aa uu" der zaten. görmek istedikleri halktan birisi, sokakta yanından geçerken "ah zavallı" diyebilecekleri, acıyacakları ve kendilerinden zayıf birisini görmek. bu tarz bir insan spider'ın özellikleri kazanınca "aaa uuu ooo" diyor izleyenler. bunu sağlamak için. yapıcak bi şi yok taygır..

Burdaki durum aslında şudur sanırım; genelde çizgifilm, kitap vs. den uyarlama filmlerde gereksiz yere senarist veya onun gibi tipler karakterler ile çok oynuyor yahu zaten çizgi film, kitap ve her ne zıkkımsa tutmuş yani millet okumuş seyretmiş beğenmiş ne halt etmeye oynarlar bunların tipleriyle karakterleriyle. uyuz olduğum bir durumdur. @karluk a katılıyorum Peter Parker aslında filmdeki gibi sönük bir tip değildir ayrıca boylu posludur maşallah marvel bu duruma neden el atmadıki :)

yaw bu adamın çizgi filmde gözlüğü filanda yoktu galiba yanılıyormuyum... filmde dörtgözün teki oluyorda kendisi..

örümcek adam filmlerinden nefret etmemin yegane sebebi budur. hitap ettiği gençliğe benzer sipsi gibi bi oğlan yaratmışlardır. ama çizgiromanda da çizgifilmde de peter parker biri kızıl biri sarışın(hem de zengin) iki kızın gözbebeğidir. author mübarek.

oh be!
yazın siz yazdıkça ben rahatlıyorum ooohh karşılık da veriyormuş bu "şark bülbülü"
ya sanırım ilk çıkan bir iki sayıda peter parker böyle uyuz bi tip miymiş neymiş ama öyle olsa bile sonrasında adam kendini bulmuş di mi öne lülesini düşürmüş iki tane kısssssrak gibi kızı peşinde deli divane etmiş. örümcek adam olmadan önce de tipi yerinde vücudu üçgen biçiminde.
lütfen marvel, satıyon kendi hikayelerini bari bozmadan sat ulen!

1- abartı olmayan fiyat nedir senin için?
2- istanbulun neresinde kalmayı düşünüyorsun?

www.hostelbookers.com
www.hostelworld.com

60 80 arası semt farketmez pek

o kontratlı fiyat. 24 ay boyunca kim ödeyecek kalan kısmı?

hmm, 199 dolar dışında nasıl bir para ödüyoruz ki? işin aslı kendime getirmeyeceğim. bir arkadaş danıştı, bilen vardır diye araştırmadım pek.

www.wireless.att.com

199 dolar olan AT&T anlaşmalı oluyor onu sanıyorumki getirtmen zor (sim kilit hikayesi veya benzeri bişi varmı bilmiyorum). uygun fiyatlı amerikadan nokia nın kendi sitesinden 629 dolara alsın arkadaşın gelirken getirsin yada birine versin yollasın bence daha zahmetsiz olur...

bazı storelarda ikinci eller bulunuyor.. ancak oralardan 150 200 dolar arasına alabilirsin. digeri icin kontrat iptali 240 dolar gibi bir sey istiyorlar 70 dolar gibi orda apple storeda fazladan istiyorlar 500 doları geciyor.

tabi internet sitelerini de arastırabilirsin. benim arkadasım 130 dolara almıstı, 4 ay oldu hala bir sorun cıkarmadı

Craigslist gibi sitelerde ikinci el ya da sıfır satanlar oluyor. 500-600 dolar civarında fiyatı var. Arkadaşınız uğraşabilecekse denenebilir.

çöpe

kasetlerdeki videolar eğer önemliyse senin için vhs den cd ye yazan aletler var onlardan edinip cd olarak saklayabilirsin yok benim için önemli değil dersen kimse almaz onları diye düşünüyorum bence at gitsin yada ver çocukların eline oynasınlar :)

niye çöpe layn manyak mısınız, atacaksanız 4-5 tanesine talibim ben. hala daşş gibi çalışan bir vhs videom var, kullanıyorum hala.

pardon ben "boş" kısmını okumamışım yada okumuşta sallamamaışsım ondan dır :)

@kibritsuyu hepsini 15 liraya bırakayım sana. Ya da bana bi Sensei kulaklık al helalleşelim ahuahau :)

[es] etiketli arkadaşların cevaplarını sildim diye kaç kere gereksiz tartışmalara girdiğimi ben bilirim. aynı şekilde, buranın moderatörleri de insan olduklarından, 7/24 "kim hatalı cevap yazmış" diye kontrol etmeleri imkansız. yine kaç kere daha [i] kullanıcılarının absürd cevaplarını haftalar sonra fark edip sildiğimi ben biliyorum. [i] olsun, [es] olsun hatalı gördüğümü siliyorum ben, ve biliyorum ki diğer moderatör arkadaşlar da aynı şekilde yapıyor.

fakat... şöyle bir durum var;

[es] kullanıcısı bellidir. ekşi sözlük'ün yazarıdır ve burada bir kimliği vardır. [i] kullanıcısı gibi bağımsız değildir. her ne kadar burası sözlük'ten bağımsız bir yer olsa da, [es] kullanıcıları buradaki hareketleriyle ekşi sözlük'teki hareketleri arasında uçurumlar oluşmasına izin vermiyorlar (ki bu da tamamen, sözlük'te belli bir format dahilinde yazıyor olmanın verdiği alışkanlık, otokontrol). fakat internet kullanıcıları bağımsız oldukları için, nereden geldikleri belli değil. kimisi oldukça laubali cevaplar yazabilirken, kimisi ana bacı küfredip, hesabını direkt sildirebiliyor. seçim zamanı anket yapmak için musallat olan kullanıcıyı hiçbir moderatör unutmamıştır mesela.

dediğim gibi, o kadar saçma internet kullanıcıları oluyor ki, şahsen benim genel toleransımı düşürüyor hem [i] hem [es] kullanıcılarına karşı. aksi halde dingonun ahırına dönerdi burası. gün geliyor tüm moderatörler aynı zaman aralığında yoğun oluyor. o zaman hakikaten saçma sapan yorumlar birikiyor burada.

sonuçta adam internet kullanıcısı. bir [i] kullanıcısının bir başka [i] kullanıcısını savunması da bana çok saçma geliyor. [es] gibi aynı komünitenin insanı değiller ki? yani tamam, ekşi duyuru'nun [es] ve [i] olmak üzere iki farklı üye grubu var, fakat [i] de kendi içinde sonsuz gruba ayrılıyor.

umarım anlatabilmişimdir derdimi.

(soru formatına ben çevirdim cevap yazabilmek için)

pposeidona katılıyorum, deckard'ın açıklamasını da konudan biraz uzak buluyorum, etrafında dolanmışsın ama en sonunda "aynı komunitenin insanı değil ki..." diyerek esas konuya değinebilmişsin.

benim de bu duyuruyu açan arkadaş gibi düşünmeme neden olan şeyler oldu.

bir mesaj vardır, neyse odur. aynı tarzda tipte bi mesajı bi başkası yazınca silinmiyorsa bence burada bu arkadaş haklıdır.

beşer şaşar efenim ben pek takmıyorum, söz hakkımıza fazla müdahale edildiğini düşünürsek de gideriz zaten ne bize meraklı bu site ne biz bu siteye el mahkum göt gardiyan... sevelim sevilelim diyoruz. ama bu arkadaşa da şahsen hak veriyorum.

tamam ne olduğu belli olmayan biri bi duyuru asınca kimliksizdir diye o duyurusu itibar görmeyebilir, eyvellah ama yorum farklarına yapılan uygulamalarda standardın sawed-off shotgununu gördüm. bi kere de değil.

kabul edin daha iyi bence lafı uzatmaya gerek yok.

tşk. ederim ilgilendiğin için. gayet iyi anlatabildin emin olabilirsin. tabiki anlatmış anlatabilmiş olman durumu pek değiştirmiyor malesef. umarım daha sistemli bir çalışma yapılırda sıkıntısını duyduğum konu dahah hızlı ve kesin bir çözüme ulaşır.

iyiki parantez içinde açıklama yapmışsın nedenini. yoksa içimden bişiler geçecekti duyurumu soru yapan arkadaş için :) (içimden bişi geçmedi vallahi)

@karluk, oha, gayet açık yazdım. özet geçeyim o halde (illa gerekiyorsa);

böyle bir şey yok. bir cevap hatalıysa siliyoruz. arada gözden kaçırdıklarımız oluyor sadece.

gözden kaçırma deyin bak o tutar ki ben de inanırım zaten. ama onun dışında bi soruya bi duyuruya katkısı olmayan nice mesaj durup durabiliyorken, bir başka i'nin mesajı (mesela i. melih gökçek kaydolsa) anında uçabiliyor. yani neye göre bu? (ki ben de ilk üye olduğumda duyuruya katkısı olmayan mesaj yazmıyım diyordum sonra baktım arada sırada yazmak iyi oluyor böyle, yani buna karşı değilim bilakis memnunum bu durumdam çok bayağı olmadığı sürece biraz espri ya da biraz sertlik ya da biraz şefkat her zaman iyidir...)

moderatörün takdirine göre, takdirler de öznel olduğuna göre bi yerde mutlaka?
e "size ne lan biz seçici konumdayız kafamıza göre takılıyoruz" da denebilir ancak bu hem haksızlık barındırıp hem tepki çekeceğinden ve zaten benim sizlere de yakıştıramayacağım bi davranış olduğu için bu denmiyor, ama bu zaman zaman oluyor düşüncesindeyim.

konuyla ilgili başka düşüncelerim de var yani hangi mesajlara nasıl yaklaşılıyor gibi. ama bahsetmeye gerek yok bence, fakat moderatörlerin tutumunda tutarlılık (takdirler kurallar çerçevesinde olmasına rağmen kuralların bir şekilde kapsamadığı durumlarda da) olursa yani bu ortamdaki düzenden sorumlu arkadaşlar da (moderatör) takdir yetkilerini daha benzer kullanırlarsa bazılarımız da küçük emrah gibi hissetmez. pposedion bu küçük emrah sana diil sen şimdi alınır malınırsın alimallah

EK: "çok bayağı olmadığı sürece biraz espri her zaman iyidir" demişim, işte yeri gelmişken bundan da bahsedeyim:
galiz bir mesajda elbette bir nezaket bir incelik bulamayız, burda sadece kelimeler anlaşılmasın, sert ağır kelimelerle de incelik yapılabilir diye düşünüyorum.

şuna değineceğim;
espri anlayışları farklıdır
üstüne üstlük bir de aynı kişi farklı zamanlarda bir cümleyi espri olarak beğenir ya da beğenmez, buna ruh hali de deriz
yani işte bana göre benim beğenmediğim bazı durumların oluşmasında bu durum etkilidir.

onun için düzenden sorumlu arkadaşlar daha kolektif düşünebilmeli ve kişisel beğenilerinden iyice arınmalıdırlar kanaatindeyim, belirli bir seviyenin üstündeki her şey beğendikleri mesajlar gibi yerinde kalmalı.

alınmadım @karluk rahatça yaz sen :) bu arada şöyle bir önerim olurki rabet görürmü bilmem [i] arkadaşların duyuru, yorum ve cevapları hatalı ise silinebiliyor yada tamamen üyelikten atılıyor tespit edildiğinde zaten başkada yapılabilcek bişi yok sanırım bu da yeterli bir ceza.

[es] arkadaşlarda kendilerine verilen bazı ayrıcalıkları yanlış kullandıklarında suistimal ettiklerinde onlarında er geç tespitinde kendilerine verilen haklar belli bir süre veya tamamen alınabilir duruma göre bunun içinde sayfaya (ihbar et) gibi bir bölüm eklenebilir. vs. vs. vs. biraz daha oto kontrol sağlar gibi sanki zira moderatörlerde insan, kaçırabiliyorlar bazı yazıları açık açık.

moderatörlerin tutumlarında bi tutarsızlık yok zaten. karluk'un inatla sürdürdüğü bu tartışmada ben tartışılacak bir şey de görmüyorum. ilk mesajımda açık açık yazdım. bundan sonrası aynı şeyleri tartışmak gibi olacak.

sonuçta bizim amacımız [i]'leri buradan uzak tutmak değil ki? öle olsaydı baştan hiç açık olmazdı. ayrıca bilmem inanır mısınız ama 1 sene boyunca duyuru'ya [i] olarak yazdım. hiç de böyle şikayet edecek bir şey bulamıyordum. diyorum ya, otokontrol ile ilgili.

edit: yeni cevap yazmaktansa ekleme yapmayı uygun buldum. çözüm bulunacak bir şey yok bunda. hatalı olanlar siliniyor. gözden kaçanlar da olabiliyor. bu bu yani. bi tek benim cevap veriyor olmam da, muhtemelen tek online moderatörün ben olmasından veya benimi cümlelerime katılıyor olmalarındandır. birçok yerde kendi deneyimlerimi yazmamın sebebi, hem [i] hem ekşi duyuru moderatörü gözünden bakabiliyor olmam ve kendimden örnek vermem istememdendir. olayı kişiselleştiren yok ki yahu?

sonuç olarak; [i]'leri ezip, [es]'leri kayırdığımız düşüncesi yanlış olduğundan dolayı, bu konuyla ilgili ortada bi sorun yok. gerekçelerini yukarıdaki mesajlarda açıkladım.

"[es] arkadaşlarda kendilerine verilen bazı ayrıcalıkları yanlış kullandıklarında suistimal ettiklerinde onlarında er geç tespitinde kendilerine verilen haklar belli bir süre veya tamamen alınabilir"

zaten var böyle bir şey?

ben tartışmıyorum, "inatla" hiç tartışmıyorum. bu sözünü de diyaloğun sanal ortamda olmasına ve senin yanlış anlamana (okuduğunu anlamamak değil, karşı tarafın tutumunu yanlış) bağlıyorum çünkü iletişimin yüzde bilmem kaçı esasında görsel ve işitselmiş sözlere pek az şey kalıyor.

ben konuyla ilgili görüşlerimi dile getirdim. tartışsam valla tartışıyorum derim.

burada bir münakaşa ortamından çok münazara ortamı olmalı sanırım. ben, ve sanırım @karluk ta aynı görüşü paylaşacaktır benimle, kesinlikle @deckard ın şahsına yönelik birşey söylemiyoruz şu an sadece üyesi bulunduğu [es] grubundan bizi sallayan cevap veren (ki tşk bunun için) tek kişi olması sebebiyle sanki öyleymiş gibi durabilir ama kesinlikle değildir.

@deckard; bir yıl kadar [i] olarak yazmışsın inanırım ben tabikide inanılmayacak bişi yok zaten konunun seninlede doğrudan ilgisi yok sadece seninde üyesi olduğun grupla veya o grubun bazı üyeleri ile ilgili bişi bu. bu konudan rahatsız [i] arkadaşların sayısının az olmadığını tahmin ettiğim gibi [es] arkadaşlarında az olmadığını tahmin ediyorum.

herne kadar bir tartışma ortamı olmasını istemesemde çözüm bulabilmek adına yada çözüm bulunabilirmi veya bulunan çözümler uygulanabilirmi bilmiyorum, sonradan soru haline gelen bu duyuru bir müddet üsste tutulabilirmi acabaa?? şansımı zorluyorum. biliyorum.

üste alınıp bir münazara ortamı yaratılamayacaksada ricam artık kimse yazmasın. gerçekten tattışma gibi oldu bu hoş olmadı benim için tüm okuyan yazan arkadaşlara tşk ederim...

6300 kesinlikle...

ben de nokia 5130 xpressmusic kullanıyorum.gayet memnunum.şimdi fiyatı 280 civarlarında olması lazım. bir göz atın bence.

6300 yerine 6303 daha iyi bence.

"6300 kesinlikle" derken soruyu max. 300 tl. bir telefon istersin diye düşündüm eğer biraz aşsamda sorun değil dersen 6303 te gayet iyi bir tercih tabikide. hepsiburda.com da 335 TL. KDV dahil fiyat verilmiş (Havale ile)

6303 www.hepsiburada.com

6300 www.hepsiburada.com

"6300 kesinlikle" ALMA. bende vardı hor kullanmadım. ne oldu?
bozuldu. Nokia Kom. garantisi vardı yolladım ne oldu ?
tamir ettik diye yolladılar yine bozuk. tekrar yolladım ne oldu?
telefon şuan serviste ve tamir olacağını zannetmiyorum. ama 3. kez yollayınca yeni bir telefon verirler gibi bir söylentiden dolayı hala umudum var.

(bkz: nokia 3120)'ye de bi bak.
tecrübelerime göre bataryası 6300'a göre daha uzun gidiyor.

www.hepsiburada.com

ufak tefek hatalar olabilir ama şöyle bişi olacak sanırım..

- Terminal magstripe reader ı başlatamıyor/kullanamıyor/vb...

-Terminal, terminale ait parametreleri ve terminal tarafından reddedilen son işleme ait bilgileri tedarik edebilir/sağlayabilir/vb..

"bağlantı *magstripe okuyucuyu kullanmak için komut istemiyor."
* = magnetic stripe. o da sanal disk birimi olarak çevirilebilir. yani manyetik sanal disk birimi.


"bağlantı, bağlantı uygulama parametrelerini ( değişken) ve işlem çevirimdışıyken
bağlantının reddettiği son işlem verisini sağlayabilir."

www.eksiduyuru.com

"ankara'da korsan taksi var mi?" seklindeki bir sorunun altina "bak bu güzel dalgaymış valla :D korsanları enselemek için iyi dümen olur bu :D allahtan emniyet teşkilatı pek kullanmıyor burayı (kullanmıyormu len?)" yazarsan silinir mesela.

"Sorunun cevabi olmayan 'tesekkur ederim, eki eki' gibi alakasiz cevaplarin tamami" (git: 6274)

Anlaşılmıştır tşk ederim. fakat şunuda eklemeliyim sorulan soruların yanıtı olmayan duyuru ile alakasız olup hatta kel alaka olan bir dünya cevabın silinmediğinide biliyorum bilginize...

her soruyu her an okuma sansimiz olmadigi icin kaliyor olmasi muhtemel.

2 ye kadar uyumaman ve 7 de kalkman mı gerekli yani? pek de sağlıklı olduğunu düşünmüyorum. idare edebiliyorum demişsin ama açıkça edemiyorsun işte. gece 11-12 de vücudun sinyalleri vermiş.

illa uyumayayım diyorsan kahve-redbull filan iç ama geçici çözümler bunlar. vücudun uyumak istiyor.

her bünyenin belli bi uyku katsayısı var. şöyle mesela. benimki 3 ve 3ün katları şeklinde uyuduğumda zinde ve saate ihtiyaç duymadan kalkıyorum siz de kendi vücut saatinizi bulup ona göre uyuyabilirsiniz. 11de yatıp sabah 5te kalkıp çalışmaya devam edebilirsiniz mesela.

fakat bu çözüm değilse gelen uykuyu gidermek için ense kökünüzü ve şakaklarınızı arada bir soğuk suyla ovalarsanız açılırsınız.

vitamin hapları uyku açmaz gün içinde zindelik verir.

arkadaşın dediğine ek olarak kahve+kola önerebilrim (kolanın asidini al yoksa köpürüyor meret)

ben uykum varken duşa girince 2-3 saat uyuyamam. sen de 11 gibi duşa girsen 2'ye kadar tutar belki. akşam bi dene.

espresso iç, soğuk duş al.

(bkz: modiodal)

Kardeşim belki oyunda bozukluk vardır birde şurdan indirip dene az önce yaptım oldu maşallah :)
www.indiroyunu.com

(bkz: dosbox) kullanmayı deneyin

ulusta itfaye pazarımı ne öle bişi vardı ordan bulursun...

sahibinden.com da aklınızda olsun.

itfaiye meydanına gidin ama iyi pazarlık yapın
100 den satılanı 20 den alabilirsiniz

pes

bomberman ;)

(bkz: street fighter 2)

(bkz: top spin)
(bkz: nba 2k9)
(bkz: need for speed 2)

teşekkürler. ama düşük bi sistemim var. kardeşimle oynayacağım. kardeşim de kız. zihnimizi biraz daha tarayalım. lütfen :)

colin mc rae rally 2.0 eski olmasına rağmen hala güzel bir oyundur. kız erkek herkes oynayabilir :)

pirates of the caribbean- legend of jack sparrow kız arkadaşımla oynardık, benim sistemimde çok rahat çalışıyordu.

sistemim:

p4 1.7ghz
geforce fx5200 128mb
1gb ram

Vudin

Kardeşim ben o oyunu arıyorum yana yana nerden buldun nerden bulurum nerden buluruz...
dua ederim bak :)

@pposeidon1 : rapidde veya torrentte bulunur bi şekilde, tam bilemiyorum. bende vardı bi ara ama eski bilgisayarımda sanırım. eski bilgisayar da çook çok uzaklarda maalesef :)

@vudin
tşk ederim.

a4 tech x750bf fiyat 50 ytl civarı.
2 tuş ve tekerlek değil sadece tuşları onun dışında tüm isteklerine uyar. 2 seneye yakın süredir kullanıyorum herhalde çatır çatır çalışıyor.

baş parmak altında 2 tuş var, ki gelen küçük bir programcık ile her tuşa istediğin komutu atayabiliyorsun, örneği ben ctrl+c ve ctrl+v atadım onlara çok işe yarar.

LOGITECH
V220 CORDLESS OPTİCAL NB MOUSE

ben bunu kullanıyorum gayet iyi çokta memnunum. birz daha paraya kıyarsan laser mouse alırsın onun taraması daha iyidir. ama ne alırsan al kesinlikle Logitech al. başkasına bakma bile derim.

a4 tech isterim dersen:
www.a4tech.com op-620 tavsiye ederim kaç senedir kullanıyorum tık demedi.

ben evde aşağıda linki bulunan klavye ve mouse u kullanıyorum. ikisi de süper valla, uzaya roket atmıyorum diyorsan tavsiye ederim.

www.vatanbilgisayar.com

www.hepsiburada.com

5 seneden fazla kullandım bu fareyi. solda ve sağda ileri geri tuşları var ve çok kullanışlı. bi bak derim. fiyatı da 15 lira kadar sadece.

edit: ufak bi hatırlatma yapayım. benim söylediğim fare usb değil. bir de normal farelere göre biraz daha büyük. çok ufak ellerin varsa direk ele benim fareyi. ellerin biraz büyükse cuk oturur. şöyle elini açtığında karışın 20cm civarıysa başka fare bakma.

aradigin fare bu:

www.hepsiburada.com

a4 tech x750-bf ve x750-f kullandım ikiside aynı aşağı yukarı ve memnunum.

co2s2'nin verdiği linkteki mouse'un beyazı var bende ve yaklaşık 3 yıldır kullanıyorum. gayet güzel, rahat. ele oturuyor.

microsoft, 6 senedir kullanıyorum görünüşe göre bir 6 sene daha kullanırım ben bunu

şimdiye kadar aldığım tüm bilgisayarlarda seagate' i tercih ettim. seagate yüzümü hiç kara çıkarmadı. wd' de iyidir fakat, tercih yapacaksam seagate' i seçerdim.

bozulma ihtimaline karşı 2x500 tercih ederdim.

linkteki seagate aynısınden bende var kesinlikle al bence memnun kalırsın...

Not: para mühim değil dersen 3 katı fiyatına yeni çıkan 2 TB SATA3 HDD ler var onlardan al 470 lira filan sanırım...

wd derim. ama seagate'e de kötü demem.

seagate'i tek geçerim.

power supply al tabikide yok ama kasadan da sıkıldım daha jan janlı bişi alaım diyorsan kasa al ama maliyet diyorsan sadece power supply işini görür. birde kaç watt lık bişi arıyorsun sen?

Power supply al tabiki. Kasalardan çıkan power supply'lere ben bilgisayarımı emanet etmem, sen de etme.

Eğer üzerinde iyi bir power supply olan bir kasa bulursan (thermaltake, coolermaster gibi) olabilir. Ancak benim tavsiyem kasandan memnunsan sadece power supply alman. Bu işe ne kadar bütçe ayırabilirsin?
Ben neredeyse 3 yıldır piyasadaki orta kalitede sayılabilecek markalardan olan glacialpower'ın 550 watt'lık bir güç kaynağını kullanıyorum, hiçbir sorun yaşamadım şu ana kadar. Fiyatı herhalde 50-60 dolar civarındadır şu anda.

öncelikle extreme.outervision.com adresinden ne kadar güce ihtiyacın var onu hesapla, sonra ileride yapacağın donanım takviyesini düşün, ona göre bir psu al, psu yanında ups al. bu sayede bir daha psu yakmazsın. tunçmatik 650v yeterli olur.

(bkz: serial ata)

eğer anakartın destekliyorsa sata al. anakartın üstündeki sata girişleri şunlara benzer:

www.thgtr.com (sağdaki kırmızı-siyah olanlar.)
img112.imageshack.us (kırmızı olanlar)

eğer kasayı açıp bakamıcaksan anakartın modelini yazarsan burdan söyleriz destekleyip desteklemediğini.

anakartına bağlı. Bazı anakartlarda tek ide çıkışı oluyor onu da çoğunlukla cd-dvd kullanıyor. gerçi aynı çıkışa harddiskte takılabilir ama ikisi aynı anda çalışırken bilgisayar yavaşlar.
muhtemeln bilgisayarında sata çıkışı vardır. ama sata harddisklerle xp pek uyumlu değil. sata harddisklere sistem kurmak bazı anakartlarda sorun çıkarır, hatta bazı markalarda kansere neden olur (hp kanser etme konusunda rakipsiz). en iyi çözüm bilgisayarı aldığın yere danışıp o olmuyorsa anakartın türkiye distribütöründen teknik destek alarak sata seçmek (idelerden daha hızlı çünkü). ya da yavaşlık benim için önemli değil deyip ide seçmek

ide hep ide ama SATA öylemi yaa bak SATA 2 vardı sonra NCQ çıktı en son 3 bile çıktı maşallah yav :)

bence hiçbiri kalmasın, ambar denilen bir olay var ucuza taşıyorlar her şeyi. eşyalarınız pek süper değilse ambara taşıtın. pek özenli taşınmıyor ama ucuza taşınıyor. bilgisayarı da kendiniz götürüverirsiniz travegoyla.

taşıncak eşyalar çok önemsiz değilse ambarı tavsiye etmem. nakliye de epey tuzlu olur. bence istanbul'dan al. demirkapı var, eyüp'ün yukarısında. bu dediğin şeyleri ordan ucuza temin edebilirsin.

yaa adam tv pc filan diyor :) ambar olmaz kesinlikle içine ederler o eşyaların propontis in dediği gibi bi haftasonu varsa bir panelvan olan arkadaşını ayarla istanbula gidin birlikte bide ona rakı balık ısmarlarsın boğazda oda memnun kalır hemde uygun yollu halledersin işi. baktın ki yok nakliye firmalarına dayanacaksın onlarda biraz iteleyecek tabi haliyle.

bu "ambar" dediğiniz şey nedir, koltuk takımını masayı falan onlara veririm hiç olmadı, hassas aletleri de kendim götürürüm?

panel van olayı benim de aklımda, öyle bi arkadaş bulunca uygulatırım :)

Bu ambarlar genelde o firmadan bu firmaya mal filan taşırlar ama arada böle işleride alırlar google da izmir nakliye ambarları yaz bi ton yer çıkıyor bak onlardan uygun olana ver eşyaları...

everyhit.com işe yarayabilir.

çok pis sallıyorum,
toni braxton - unbreak my heart

@humin zararlısı- listeye 1997 yaklaşık 50 parça çıktı tek tek hepsine baktım ama bulamadım.

@wg- tutturamadın..

nasıl bulacam ben bunu yahu.

aklıma gelen bi bu var. 1997 galiba.
(bkz: i'll be missing you)
burdan da dinle
www.youtube.com
özlemişim... iyi geldi gece gece.

aqua - barbie girl

şarkı nasıl bişi klibini filan hatırlıyormusun içinde geçen sözler nakarat filan varsa hatırladığın söyle ona göre çıkar bişi bence böyle zor valla

Taksim de TRT nin orada Revan REstaurant var sanırım kişi başı 45-60 gibi bi rakam verirler tabi alkollü alkolsüz rakam değişir. bir ara konuş istersen.

Küçükçekmecede Paşa Garden diye bir yer var. Aslında bahçesi daha güzel ama düğününüzün kış olması itibariyle mevcut olan kapalı kısmından faydalanabilirsiniz. 150-200 kişilik bir düğün vardı burada ve gayet güzeldi, yemekleri falan çok süper hatta. Fiyat olarak bir fikrim yok ama birçok menüsü var ve fiyat da buna göre değişiyordur muhtemelen. Bir arayın sorun derim.
www.pasagarden.com

ben hep fransa'yi gezmek istemisimdir. tur sirketleriyle bir gorusmek gerekir balayi icin.

çok salakça gelebilir ama öle aklıma geldi bian flash flash flash çakarak :) bi fabrika resmi koy + ana kucağında bir bebek resmi koy ok çıkar :D üst üste paralar filan olan bi resim koy. fabrika resminin yanına mesela 5 deste para koy oktan sonraki resimdede 7 deste olsun mesela. :) ana kucağından güvenli yer yok ya o manada yatırmınız güvenli bir yerde gibi bilmem kafana yattmı yada ihtiyacına ışık oldumu :D

akşamdan fasulyeleri suya ıslarız, yarın olunca büyüyen ve şişen fasulyeleri afiyet ve zevkle yeriz ya ?. hah işte öyle bir şey.

ters açılmış bi şemsiyenin içine bozuk para yağsın.

0 ekleme olayını ctrl+h (bul ve değiştir) ile yapabilirsin.. 0'ların görünmesi için hücreleri metin olarak biçimlendirmen gerekir tabi..

edit: hepsinde 123456789 yazıyormuş gibi yazmışsın.. neyse şöyle bir yol var..

sayıların hepsi tek sütundaysa sol tarafına bir sütun ekle, 0 olsun her hücrede, sonra sayıların sağındaki sütunun ilk satırına =A1&B1 formülünü girip aşağı çekip ilk iki sütundan kurtul.. daha kolay yol varsa da ben bilmiyorum..

"&" hücre birleştirme sorununu da çözüyor bu arada.. kolay gelsin..

iyi ama altalta değişik rakamlar var tek seferde nasıl bul ve değiştir yapacam ki ?

=A1&B1 formülünü önce "0" ile 112345678 rakamını birleştirmek için sonrada birleştirilen rakamı 1234 ile birleştirmek için iki kere kullanırsa sorun çözülür sanıyorum. tabi resimdekine göre konuşuyorum araya bir sütun açıp sadece sıfır koy.

ekleme: denedim gayet güzel oluyormuş :) örnek A Sütunu:1234 B Sütunu: 0 C: "12345678
Şimdi D sütununa =b1&c1 yazarsın aşağı kadar kopyalarsın E sütununa =a1&d1 yazarsın ve aşağı kopyalarsın tüm rakamlar dediğin gibi birleşir kardeşim.

Gerçi cevap verilmiş ama resimden anladığım yapmak istediğinizin a hücresiyle b hücresinin arasına 0 koyarak birleştirmk ve sonuna da c hücresini eklemek. Eğer sorunuzu doğru anladıysam en basit çözümü şu şekildedir:

Örneğin d1 hücresine yazacağınız formül =A1&0&B1&C1 şeklinde olursa basitçe çözmüş olursunuz. Daha sonra da aşağıya doğru kopyalarsınız.

Bi hatırlatma: sayıların başındaki sıfırların matematiksel olarak değerleri olmadığı için excel çoğu zaman görmezden gelir.

kart gelince telefonla iptal ettirirsin, gitmene gerek yok hiçbir yere..

para vermeden iptal edilebliyor. amma da ibnelik yapmışlar bu arada.

banda gelmişti o kartlardan istemeden müşteri hizmetlerini aradım iptal ettirdim alo garanti şifreside istemediler. belki müşteri numarası isteyebilirler ama emin değilim. kısacası müşt. hizm. ararsan iptal ediyorlar yanlışlama kullanayım deme sanırım 50 tl en az yıllık aidatları var ben iptal gerekçesi olarak özellikle bunu yazdırtmıştım...

kimliğinizle gidip şube gişesinden çekebilirsiniz para maaş hesabından
shop and miles'lar yeni uygulama, bi kartı iptal edip 2 tane yolluyolar şubenize gidip iptal ettirebilirsiniz parasız olarak ama gidip ettirin ki kullanmadığınız karta ekstre gelmesin "kart ücreti" deyü
maaş kartınızı da dedikleri gibi 15 gün içinde alabilirsiniz yine şubenizden

garanti'de staj yaparken hergün ortalama 10 müşteri geliyordu aynı şikayetlerle..

yani şunu mu yabiim zarfını dahi açmadan kartı şubeye gidip iptal ettiriim diosunuz sanırım. peki ööle yapiim ama herhangi bi şubeden olur mu yoksa illa hesabımın olduu şubeden mi yapmam lazm?

@rentts1
zarfı açıyorsun, kart numarasıyla bankayı arıyorsun, müşteri temsilcisine kartı iptal etmek istediğini belirtiyorsun (istersen başına gelenleri de anlat) kartını iptal ediyorlar.. şubeye gitmene gerek olmadığını belirteyim yine..

kart gelince ara ben bu kartı istemiyorum de, kapatırlar. yok olmazsa sonra bir daha ara ben bunu kaybettim de ve yenisini istemiyorum de, mecbur kapatırlar. sonra da bddk ya şikayet edebilirsin. siz talep etmeden kredi kartı veremezler.
konuyla ilgili olarak (git: 69618).

belki en ucuz değil ama en pratik yolu, kadıköyden denizotobüsü ile bakırköye geçmek, ordan yürüyerek gidilir sanırım

sahilden yürüyerek çok uzak olur, taksiyle geçmek daha mantıklı veya metrobüsle incirli durağında inip buradan yürüyerek (5-10 dakika kadar) gidilebilir.

deniz otobüsüyle geçip taksi yöntemini denedim, gidiş-dönüş hem deniz otobüsü hem taksi baya tuzlu oluyo..metrobüsü deniyim bari bi de..inşallah çok yürümem:)

şimdi farkettim "zuhuratbaba'da" demişsin.

bakırköy adalet sarayı incirli durağına yakın ama zuhuratbaba'da değil. bu yüzden zuhuratbaba'ya yürümek için ataköy durağında inmek daha avantajlı gibi sanki. yalnış hatırlamıyorsam zuhuratbaba'da tutukevi falan vardı ama adliye olup olmadığını bilmiyorum.

dostum bakırköy adliyesi zuharatbaba'da değil. eğer gitmek istediğin yer bakırköy adliyesi ise, metrobüsle incirli durağında iniyorsun çok yakın. yok zurahatbabaya gidicem diyorsan, gene incirlide inip minibüsle 4 dakika içerisinde orda oluyorsun.

ya metrobus(incirli) ve minibüs(zuhuratbaba)
ya da deniz otobüsü ve yürüyüş(yaklaşık 15dk) aksi takdirde cumhuriyet meydanından minibüslerde var ama mesafe yakın yürürsün gençsin açılırsın.

zuhuratbaba'daki adliye binasında sadece icra daireleri var.
kadıköy'den metrobüs, incirli durağında inip bakırköy'e giden otobüslere binmece, zuhuratbaba durağında inip biraz yürümece.
bir diğer yol, kadıköyden eminönü'ne vapur, sirkeci'den tren, bakırköy istasyondan taksi veya yürümece. 5-6 dakika yürüme mesafesi.
ikinci yol daha pratik gibi.

hacı metrobüse bin edirnekapıya kadar git orda in avcılar metrobüsüne bin aynı yerden ömür durağında in ordan kime sorsan gösterir 10 dk yürürsün

usb girişi olan kameralar dijitaldir genelde. dijital kameralardaki fotoğrafları silmek için de bilgisayara ihtiyacının olmaması lazım. kameradan silemiyo musun direkt? bilgisayara bağlamadan?

3000 foto var 1500 ü silinecek tek tek çook uzun iş bea :(

cevapları yine de bekliyorum daha 1 hafta burdayım yine gelmek zorundayım teşekkür ederim :)

terliks bakınıcam sağa sola evet haklısın..

kartı formatla diye bir seçenek olması lazım makinenin menüsünde toplu silmek için

dijital makinelerde delete all diye bir seçenek olmaswı gerek sanıyorum en azından bendekinde var ...

çengelköy'de erbap. süper boğaz manzarası, kişi başı açık büfe kahvaltı 20-22 liraydı galiba. kadıköyden 15f ile gidebilirsin.

sahilde dragosun sosyal tesisleri vardı, ramazanda yemeğe gitmiştim ama kahvaltı verirler mi bilmiyorum. daha da denize yakın olsun diyorsan;
1- bilemedim şu an
2- deniz kenarları çok ucuz olmaz

çok ucuz derken 10 liralık ye değil zaten hani bi kahvaltıya 50 60 kağıt almasınlar :) 20-25 iyidir :)

o bütçe ile araba almak istesem sanırım temiz bir Golf 4 arardım buluncada servise götürür adam gibi bi ekspertize sokar sonra alırdım 18-20 arası fiyatları var sanıyorum. yada bu 20 bin kredi çekmeden varsa elinde üzerine durumun müsaitse 6-7 daha ekle yada kredi çek 2006 Golf al. fikir tabi :)

yahu işe girdim derken öyle yüksek ücretler almıyorum:) maksimum 23.000'e çıkabilirim.:S

2006-2007 model civari honda jazz alabilirsin. az yakiyor, bagaji ve ic hacmi genis.

Ben de ayni butceyle sifir otomatik vites chevrolet aveo hatchback se almayi dusunuyorum bu hafta. 2. el biraz sakat ismis gibi geliyor arabadan anlamayanlar icin. İlk sen kullanacagin icin cok sorunu da olmaz. Bakmak istersen link; www.chevrolet.com.tr

ikinci elden ağzı çook fena yanmış birisi olarak, araba aldığında belli bir miktar harcama yapacağın gerçeği ile yüzleşmen gerekli ilk önce. eğer tertemiz bir araba bulursan harcama yapmayabilirsin ama genel olarak ek masraf çıkacak aklında bulunsun ve arabayı üzerine geçirmek için de bir miktar harcayacaksın. bunları bütçeni hazırlaman amaçlı söyledim.

şimdi gelelim araba konusuna. öncelikle arabayı sahibinden satın alacaksanız sahibinin söylediklerine, galeriden alacaksanız galericinin söylediklerine katiyen inanmayın. kendileri kazasız, hasarsız, sorunsuz vs. olarak tanıttıkları araba size pek çok sıkıntı çıkartabilir. bunun için hakikaten sağlam bir ustaya referanslı oalrak gitmeniz veya sağlam bir ekspertize sokmakta fayda var. bir arkadaşıma, kendisinin yakın arkadaşı olan galericinin hasarsız diye sattığı araba takla atmış çıkmıştı, eğer arabalardan anlamıyorsanız bu tarz şeylerle karşılaşmanız olası. şimdi ufak bir aletle arabada boya olup olmadığı rahatlıkla anlaşılıyor, istanbul'daki her arabada az çok boya vardır ama ağır kaza yapmış bir arabadan kesinlikle uzun durun.

ikincisi alacağınız arabanın düşük kilometrede olması önemli. bana göre 50 bin üzerindeki arabayı almayın ama belki biraz daha üstü düşünülebilir. 50 binden sonra ağır bakımlar gerekebiliyor zira.

üçüncü olarak, alacağınız arabanın piyasasının olmasına dikkat edin. yoksa arabayı elinizden çıkarmanız gerektiğinde düşük fiyatla satıp, zarar edebilirsiniz. honda, toyota, vw falan iyidir. yedek parçaları biraz daha pahalıdır, tamam bayağı pahalıdır ama sonuçta arabaya hayatınızı emanet ediyorsunuz sağlam olmasında fayda var. hyundai vs. gibi markaların ikinci elleri hareketli, yedek parçaları da uygun ama ben kendim için şahsen tercih etmemiştim, güvenli gelmiyor bana.

az yakması önemli. hondalar benzinliler içinde en iyi, dizel alırsanız onlar da az yakıyor. bence lpg düşünmeyin, biraz fazla yaksın ama arkanızda patlarsa parçanızı bırakmayacak bir şey taşımayın. bu benim fikrim tabii. arabaların forumları vardır, orada ne kadar yaktıklarını görebilirsiniz.

uzun lafın kısası, araba rahatlıktır, güzelliktir ancak eğer sorunlu bir ikinci ele denk gelirseniz canınızı fena yakar. bu nedenle kolay elden çıkartabileceğiniz, düşük km.li, mümkünse kaza yapmamış (çizik ufak boyalardan bahsetmiyorum), çok iyi ustaya gösterilmiş (ki onlar dahi her sorunu göremeyebilirler, test sürüşüne çıkın, şanzıman, motor, beyin ve yürüyen aksamlara çok iyi baktırın, ekspertiz raporunu isteyin, biraz para tutabilir ama emin olun arabayı aldıktan sonra kapının önüne çektiğinizde ikinci seferde çalışmamasından iyidir) ve çok dikkatli olun.

içinizi karartmak istemedim, umarım güle güle kullanırsınız.

son olarak jazz kullanıyorum, tavsiye ederim. sorunsuz araç, az yakar vs.

eğer dış görünüşü le ilgili bir problemin yoksa (bmw falan dediğin için böyle söylüyorum) kesinlikle jazz al. 3-5 sene kullanır, sonra satar daha beğendiğin bir şey alırsın.

ben (git: 45425) burada sormuştum zamanında benzer bir soruyu. tabii aradan baya zaman geçti değişik faktörler devreye girdi ve 1.5 mazda2 aldım (çek memnunum) ama hem bahsettiğin fiyat aralığından biraz yukarıda (temiz ikinci el 25 falan olsa gerek) , hem de ne bileyim bagajı biraz dar belki sana hitap etmeyebilir.

kamu tarifesine geçebilirsen 1500 dk her yöne 45 tl konuşabilirsin. unutmadan, olurda geçersen mesaj filan atayım deme :) yada mesaj kullanacaksan mesaj paketlerinden birini al

kamu tarifesi de ilginç. turkcell sitesinden sürekli kontrol ederek kullanıyorum, orada görülen kullanım oranı 20 lira mesela, fatura geliyor 55 lira. yani nasılsa kotayı doldurmadım deyip ALlah ne verdiyse konuşmamak lazım. mesaj olayını ise unutmak lazım.

arkadaşlar şöyle bir uyarıda bulunmak üstiyorum...zira bugün faturayı ödemeyi gittiğimde öğrendim.turkcell gizli kapaklı kamu tarifesinin şeklini değiştirmiş ve hiçbir telefonada mesaj atmamış...
değişiklik şu artık her yöne 1500 dk değil...sabit hatları aramak 500 dk,turkcelliyi aramak 500 dk. ve diğer operatörleri aramak 500 dk. gibi 3 e bölüm yapmn,ış..
ilk fırsatımı bulup bu olayı şikayet edicem çünkü ben bunu rastgele öğrendim ve bu sınırları aşmış olup yüksek fatura ödüyor olabilirdim...

turkcell faturaliya gecme bence. ben faturali kamu hatti kullaniyordum 2 aydir neredeyse 200 liraya yakin fatura geliyor ki normalde maksimum 60-70 gelirdi. sikayetim.com gibi sitelere baktim nedir ne degildir diye ve turkcellin 1500 dakikayi 500 sabit hat, 500 diger operatorler, 500 turkcell ici yaptigi ve bunu asinca da babalar gibi faturalarin geldigini gormus oldum.

vodafone'a geciyorum bir turkcellsever olarak. her yone paketi gayet uygun, sinirsiz sms paketiyle beraber ayda 70 lira ediyor.

500er dakikanın bölünmesi tam bir saçmalık olmuş.sabit hatları hiç aramıyorum desem yeridir.500 dakikam direkt yanıyor.mesaj da atmıyorum o sorun değil ama bu 500lerin bölünmesi kötü.

bu arada kovaladığım tarife kamu değil illaki başka mantıklı tarifelerde olabilir.onlara da açığım önerisi olan beri gelsin:)

lustral adlı antidepresan geciktirici olarak kullanılabiliyor.

durexin geciktiricili condomları var marketlerde dahi var

Anestol Krem kullanabilirsin geciktirici niyetine kullanılıyor bazen 1.5-2 tl filan olması lazım 15-20 dk önce sürersin.

deva olacak diye her bulduğunuzu sürmeyin pipinize, düşer müşer..

antidepresan?? yok artık. aman diyeyim.

geciktiricili kuşakabin kullanın, ok ürünleri olur durex olur farketmez, içlerinde madde vardır, fakat alerji yapabilir, genelde yapmaz ama dikkatli olmak gerek.

anestol gibi pomad tarzı da olabilir ama abartmamak lazım.

aithra haklı, her bulduğunu her duyduğunu yapma. antidepresan falan mazallah.

ilk cevabı sildim kısaca şöyle düşün. geçen tvde vardı. adamın biri açıklıyodu bunu. şuna benzer birşey diyordu;

"yani siz hayatınızda iki erkekten hamile kalmış bir kadın duydunuz mu? yeryüzünde böyle bir olay var mı? iki babası olan bir çocuk olabilir mi? olamaz tabiki. ama 2 ayrı kadından sürüyle çocuğu olan bir baba olabilir. erkek 3 değil 5 değil. allah ne verdiyse, isteyen her kadından çocuk sahibi olabilir. bu da erkeklerin tek eşli olmadığının kanıtıdır"

kısaca böyle. genelde iyiyiz hoşuz ama, bazı konular sakıncalı tabi...adam güsel açıklamıştı ama:)

onun için güzel gitmiyo olabilir?

'Catir catir' sevismek icin.

yasak olanı yapmanın heyecanı üzerine cinsellik sosu

1. o ilişki düzgün gitmiyordur zaten, bir taraf hep bir şeylerin eksikliğini gizlemiş, diğer taraf ise farketmemiştir. bitmesi gerekiyordur, bitsindir.

2. bir taraf hep bir şeylerin ispatındadır. gitmiştir, arkasından bakılmaz, bitsindir.

3. daha iyisini bulmuştur. üzülünmez, bitsindir.

tek bi açıklaması var, kalanların hepsi laga luga; gerçekten aşık değildir.

CUNKİ DOGASI BOYLE.

sevmiyordur.

sevmekle sevmemekle alakası yok, dogasına genlerıne uyuyor sadece.

sori bryan ama ben bu doğasında var, genleri öyle, içgüdüsü böyle mantığını çözemiyom. meseleyi bireyin tutumundan bağımsızlaştırarak onu masum kılma amacı niye? hırsızın hiç mi suçu yok? evrime göre tecavüz de var insanın doğasında, onu napcaz. ben bu sorunun cevabının karakter bozukluğu olduğunu düşünüyorum.

her genelleme yaptığınızda, bir yerlerde, dünyalar tatlısı bir yavru kedinin öldüğünü biliyor muydunuz?

genetik bilgiler anne ile aktarılır. yani aslında bir kadının çok eşli olması genetik çeşitlilik açısından daha faydalıdır, erkeğin değil. tabi bu durum sadece birden fazla kadınla olmayı açıklar. birini bırakıp diğerine gider serial monogamy yapar adam.
aldatmak çok daha farklı bir şey.
madem diğer kızlardan hoşlanıyor erkekler, doyumsuz bir nevi, neden elindekinden vazgeçmez? yani işin doğasıydı, cartı curtuydu bir tarafa arkadaşlar. insanız sonuçta. sevmiyorsan ayrılırsın, zor mu? aldatmak neden? bence tamamen işine gelmeme durumu. duygusal konularla yüzleşmekten kaçış.

çünkü (aldatan erkekler için söylüyorum) evlenecek kız sayısı eğlenecek kızlara oranla inanılmaz düşük. eee ne oluyor o zaman zaten erkekler yapı olarak meğilli çabucak aklı çeliniyor veee tataaa tek gecelik heyecan dolu bir ilişki ama tilkinin dönüp dolaşacağı yeri hepimiz biliyoruz yani :)

ben dogası boyledır cevabından hıc tatmın olamıyorum ama bır secenek tabıı

hormonlar

sirf aldatmak istedigi icin.

ne kadın ne de erkek tek esli deigldir ki, gayet olagan bisey bu.

cunku nefsine hakim olamiyor.

biz onu denedik, olmadı.

@weeping guitar

Nasıl yani ?

bir cihaza beynin yorumladığı görüntüleri bire bir gönderme gibi bir lüksümüz yok şu an için ama uyku öncesi izlenen görüntüler, dinlenen sesler gün içinde yapılan aynı eylemlerden daha kalıcı oluyor. ayrıca uyurken dinlenen sesler de bilinçaltına yerleşebiliyor. olay teoride işler ama pratik de teknoloji o kadar gelişmiş değil.

fazla fringe izliyorsun.

o senin dediğin "I know kungfu" durumu :) matrix te oluyor şimdilik :DD