micra mı 5 kişilik? ben sığmıyorum ona be. o ruhsatı veren de polis zaten bir nevi merak etmeyin birşeycikler olmaz.

istiap haddi başlığında yer alan, (bkz: #11293575) nolu entryde solak diyor ki:

mesela standart otomobillerin istiap haddi 4'tür; öne 1 kişi arkaya 3 kişi ve sürücü toplam 5 kişi şeklindedir.

motosikletlerinki 1'dir; 1 yolcu, 1 sürücü toplam 2 kişi şeklindedir.

hülasa, istiap haddi; "aracı kullanan kişi hariç" olarak belirtilmiştir.

motosikletlerin ruhsatında istiap haddi 1 kişi yazıyor diye, arkada yolcu taşıyanlara ceza kesmeye yeltenen trafik polisleri var. cezayı imzalamayıp, şikayette bulunabilirsiniz, sonuç almak çok kısa sürüyor.

sanırım entry yeterince açıklıyor herşeyi. korkulacak bir şey yok :)

bu arada abimin motorunun ruhsatında da istiap haddi 4 kişi yazıyor. sanırım marka bmw olunca direk araba sanıp yazmışlar. şimdi 5 kişi binsen motora polis ceza yazsa geçerli olur mu, olmaz mı acayip merak ederim.

yakın bir abimizin nüfus cüzdanında 31 şubat 1946 doğumlu yazıyordu. devlet memuru olunca normal karşılamak lazım.

kıymetli kahvegibi, mesleki hassasiyetinin hastasıyım, götten sallamanın ustasıyım. kişisine göre değişir diyerek yeni açılımlar getirmek istiyorum. hatta keçibaşı olarak da baktırmak lazım der, selam ederim. (bkz: mardin'e uçakla keçi götürmek)

not: sen bir de utanmadan silersin bunu. emeğe saygı +rep isterim.

gittigidiyor.com
sahibinden.com
konser günü kapı önü..

gittigidiyorda bulacağınızı sanmam. Zira karaborsaya gireceği için müsade etmeyebilirler.

gittigidiyor tarzı sitelerde kalem anahtarlık gibi ürünlerin bilet fiyatına satılıp yanında hediye olarak bahsi geçen biletlerin hediye edilmesi gibi bir cinlik vardı en son fb-gs maç biletlerinde eğer önlem alınmadıysa hala devam ediyor olabilir bakın derim.

bileti aldığı fiyattan satmak isteyene hayır demiyorlar diye biliyorum.

eğer şu ayda 3-4 bin ytl kazanın ilanlarıysa hiç ama hiç sanmıyorum. şekere doymamış çocuk falan bulursan belki.

yeri çok önemli .işlek bir alısverıs merkezınde 3-4 bın ytl cok komık rakam olur .
edit:oha abartmısım ama guzel paralar kazananlar var bu isten ...

İlk ağızdan aldığım yanıtı iletiyorum: "hayır, kazandırmıyor."

arkadaşım bu işi yaptı.. her bir makineye gidip operasyonu yapacak, bunun için de çok para almayacak adam lazım. derdi çok, getirisi az bir iş. eleman 1 yıl denedi bekledigi kadar kazanmayınca sattı gitti.

ayda 4740 ytl kesin, gerisini bilemem; dermişim.
google reklamlarına inanmıyoruz arkadaşlar. hadi hayırlı işler.

klozete, helaya işemek niye zor geldi onu anlamadım ben. klozet kapağını kaldırma üşengeçliği ise pisuvar alacağınıza kapağı kapatmayın bence (hatta komple sökün böle pisuvar gibi oluyor o zaman).

ankara için ulus rüzgarlı sokak'taki inşaat malzemecilerinde vardır pisuvar. bir de fayansları kırmam diyorsanız pisuvarın montaj edildiği yerden pis su giderine bir boru, klozetin kıç yıkama ve rezervuar doldurma yerinin duvar çıkış yerlerinden de temiz su borusu hattı çekilerek montaj edilebilir. ortalıkta biraz boru dolaşır. sadece sıvı transferi sözkonusu olduğundan zor değildir montajı ve tesisatı.

evde pisuvar olur mu ya? sen şimdi diyosun bunlar ortaya işeyecekler falan ama inan pisuvar temizliği daha zor bir konudur. askerde çok temizletmiş biri olarak düzgün kullanılmazsa pisuvarın zararı yararından çoktur diyebilirim. misal tuvalet kağıdı denen nesne pisuvarın içine sıçar! bir tıkanır sonra elikolu sokup açmaya çabalarsın. tavsiye etmiyorum. şişeye işet onları egoları ezilmesin diye de 5 litrelik damacana ver ellerine. şimdi 1 lt lik coca cola şişesi verirsin bozulurlar bu ufak diye.

modern banyo dekorasyonunda pisuvar gayet de normal bir şekilde kataloglara girebiliyor artık. evine taktıran hiç görmedim ama. bir de "asma klozet" diye adı geçen nesne varya, hah işte o bildiğin pisuvar =)
ben öylesine bir araştırma yaptım ve bunu buldum:
www.batiteknik.com.tr
vitra, artema, toprak gibi önde gelen firmalarda araştırma yapılırsa çok daha ayrıntılı sonuç çıkacaktır.

klozete, helaya işemekten daha rahattır, yapımı mümkündür.. bir arkadaşımın yazlığında görmüşlüğüm vardır, 6 erkek içerek geçirdiğimiz o yılbaşında kullanımı oldukça yoğundu..

kısmet olur da param olursa ve kendime güzel bir ev yaptırabilirsem kesin taktırıcam.. tavsiye ederim.. ama bayanların hoşuna gitmiyor, evde iki tuvalet var ise alafranga olan yere değil de (ki genelde banyoda olur) alaturka tuvaletin olduğu yere yapılabilir..

eve sonradan takılacaksa, tesisatı da biraz kır-dök'ten ibarettir diye tahmin ediyorum.. sıfırdan yapılacaksa sadecen projede belirtilir ona göre hazırlanır..

history'i temizlemen gerek

ahahahaaksdljfasjd :)) araçlar/internet seçenekleri/genel tabındaki sil butonuyla ulaştığın pencereden her şeyi sildiysen ve o adres hala ordaysa, hele o adrese daha önce hiç girmediysen adware, spy vs bulaşmış gibi görünüyor. ad aware tarzı bir programla sistemini taratmanı öneririm.

eğer virüs falan yoksa araştırırım tekrar, ayrıca güzel siteymiş :P

history falan her şeyi sildim. siteye daha önce girilmiş. büyük ihtimal bir şey bulaştı.

ccleaner işe ayramadı bu arada. umarım kötüye işaret değildir.

o adrese gider gibi yapıp delete tuşuna basınca silinmiyor mu?

yok onu da denedim o da olmadı. arkadaşın bilgisayarı zaten. söylerim bir virüs taraması falan yapsın.

regedit aç, "amatör" arat. buldugu her entriyi/başlığı uçur. save.

geçen pazarki sınavın giriş belgesini perşembe günü getirdi postacı. bilmem yararı olur mu ama ben cuma farkettim.

heyecan yapmayın cuma günü gelmesi muhtemeldir. geçen üds için cuma gelmişti ben dahil çoğu arkadaşıma...

aynı dertten muzdaribim, bugün üsküdar'daki ösym'ye gittim.
"perşembeye kadar gelmezse gelin" dediler. devlet sistemi en erken o gün açıyormuş.
perşembe, cuma, cumartesi olarak üç gün kalıyor öyle bir durumda.
umarım gelir o güne kadar, yoksa üç gün demek ösym kapılarında feci bi yığılma demek.

nod32.

Avira tum testlerde nod32'yi geride birakmistir. o yuzden lisansli nod32 yi sallayarak avira kullanan biriyim: www.free-av.com

Mart ayı anti virüs test raporu: www.sunbelt-software.com

kaspersky.

(git: 25233)
(git: 23035)

işbu yanıtı verdiğim bilgisayarda avira kuruludur...

avast kullanın ev kullanımı için bedava.

kaspersky kullanmayı düşünenler için bir uyarı, program işleyişi gereği dosyalara bir ilinti kuruyor. daha sonraki taramlarda işini kolaylaştırsın diye. lakin bu bir süre sonra inanılmaz bir şişkinlik yaratıyor. hatta uninsatall ederken bunları siliyim mi gibi bir soru soruyor eğer hayır derseniz o dosyalar program olmadığı halde diskinizde kalmaya devam ediyor. kaspersky çok kasar diyenler yalan söylemiyorlar yani.

benim tavsiyem avast. ev kullanıcıları için ücretsiz key alabiliyorsunuz sitesinden.

(bkz: #13105479) faithless arkadaşın ekşide yazdığı gibi
license.avira.com adresinde avira premium personal için 6 aylık bedava key veriliyor. Onu da kullanabilirsiniz...

Bu arada bu entry yi bana göstererek benim de key almama vesile olmuş baldur a da teşekkürü bir borç bilirim ;)

www.av-comparatives.org

kaspersky.

www.av-comparatives.org daki sonuclara gore sampiyon AntiVir olmus galiba, ben mi yanlis yere bakiyorum?

geçen sene taksim kadıköy'de tezgahlardan alıyordum ben drum'u,ama golden virginia'yı bilmiyorum.

izmirde amerikan pasajı denen yerde her dukkan satar . istanbulda bu tarz yerlerın olmamasınaa imkan yok , ama ben bilmiyorum.

www.atu.com.tr şu adrestekiler gibi mi?

Bu site şahaneymiş ama online satış yok.(freeshop'da kendisi) Mecburen uçakla bir yerlere gidip gelmeniz lazım. Hesapladım çok pahalıya geliyor...

Burada birisi sormustu (Golden Virginia) ve cok ucuza bir yerlerde bulmustu.Bi arattırın isterseniz,hatta ben bu mesajı yazınca kendim de arattırırım,bulursam yazarım.

Buldum. gozupek isimli yazar sormus ve en sonunda soyle yazmıs:

"şöyle ki, beyazıt'ta buldum, tonlarca var ;)"

bi ona sorun isterseniz

ben salı gidip cumartesi dönüyorum. limitleri bilmiyorum ama ciddi alıcılar ulaşabilir konuşuruz.

Tahtakale, Telekom'un orası. Orada durup "Tütün!" demeniz yeterli. Birkaç kişi size yardımcı olmaya çalışacaktır.

ben de golden virginia arıyorum ancak arkadaşların cevapları üzerine beyazıt-aksaray arasındaki her büfeye sorduğum halde bulamadım. biraz daha detaylı bilgilendirebilirseniz seviniriz :)

Büfelerde değil, ara sokaklardaki seyyar satıcılarda var. Eminönünde caminin hemen arkasındaki ilk ara sokaktan almıştım bir ay önce.

ziraat i bilmiyorum ama yapıkredi ve anadolubankla çalışıyorduk, ikisinde para çekmeden önce haber veriyorduk.

ziraat bankasindan hem de ögleden sonra saat 3 te 3 milyar para istemistim. ama simdi veremeyiz durun bri bakalim cikacak mi demislerdi. 45 dakika sonra alabilmistim. sube ile alakali anlayacaginiz.

Özellikle Taşra Şubelerinde ve küçük şubelerde sorun olabiliyor.

çok dağınbaşında bir şube değilse sorun olacağını sanmıyorum. yine de arayıp sormakta/haber vermekte fayda var. bir şekilde parayı bulurlar ama gereksiz yere beklememiş olursunuz. bir de şu var, siz şubeye girmeden 10dk önce birisi gelip 100bin ytl çekmiş olabilir. ne kadar merkezi/büyük bir şube olursa olsun sıkıntı yaşayabilirler.

10.000 ytl. bir adet 100 ytl'lik deste yapar ki her bankada bu kadar para vardır zannediyorum. haber vermeden sorun olmaz. bir banka için çok para değil.

5 bin ytl ustu cekimler icin onceden bankayi (subeyi) arayip bilgi vermeniz gerekmektedir.

Çekmek istediğiniz saate göre de değişir o, haber vermeden akşamüstü almak isterseniz hayatta vermezler, çünkü şubeler gece ellerinde para bırakırlarsa gecelik faiz kadar şube zararına yazılır. Siz saatinizi ve istediğiniz miktarı haber verin.

ararsan sen rahat edersin. aramazsan seni rahatsız ederler. :)

arayıp haber verirsen para çekmeye gittiğinde beklemezsin. aksi takdirde o anda kasada o kadar nakit olmayabilir, doğaldır, beklemen icap edebilir.

trimpot'un dedigi gibi degil, ben 2 ay once sabah 10'da gidip (kadikoy subesi) 7.000 ytl cekim yaptim toplam 5-6 dakika surdu tek formalite imzami tutturmam gerekiyordu o birkac denemeden sonra oldu.

haber vermende büyük fayda var, sorun çıkartılabilir.

YA ALAKASIZ OLACAK BELKİ AMA metro da schaub lorenz 50 inç (127 ekran) hd ready plazma 2.250 ytl :) kaçırma derim. evet hdmi si tek falan ama 50 inç plazma düşünüyorsan hiç kaçmaz. hdmi mesela ps3 den ya da blueray den digital çıktı almak için kullanılan bir arabirimdir. ne kadar çok olsa o kadar iyidir ama gelecekte tabi :) daha hdmi destekli bi ps3 var olmazsa olmaz bildiğim. (bi de xbox360). ama zorlarsan olur mesela ben htpc kurdum çıkışını hdmi dan alıyorum hdmi girişine takıyorum :)

teşekkürler, aynı fiyata bu 127 ekran da insanı kışkırtmıyor değil. yalnız plazma ve 127 ekran olduğu için (lcd'ye kıyasla) deli gibi elektrik tüketebilir. bir de 102 ekran yeterli olabilir sanırım en fazla 4 metre mesafeden izliyebilicez. ve bir de marka sorunu var.

hdmi girisi high definition goruntuyu alman icin gerekli sokettir. dolayisiyla ps3 ve hd tv yayini ayni anda kullanmak istiyorsan en az 2 hdmi girisine ihtiyacin var. bir de tv alirkan kontrast oranina bak derim en az 10000:1 olsun o zaman siyahlari cok daha iyi gorursun... tabi bu arada 720p ve 1080p ikisi de hd dir ama 1080p daha iyidir haliyle. bunu da gozen kacirma...

lcd yi duvara monte etmek mumkun zayen cogunun arkasinda yeri var. eger disarida satilan duvara monte setlerinden alirsan sen de yapabilirisin...

lcd paneli olarak zaten ayirt etmen mumkun degil zira paneller samsung fabrikasinda uretiliyor ve ureticiler panelleri samsung'dan aliyor. sony bir sure once ortak oldu fabrikaya ama farkli panel ise bilemicem. ayni oldugunu du$unursek eger geriye kiyaslanacak birkac nokta kaliyor; goruntu i$lemi, giri$-ciki$lar ve tasarim.

goruntu i$lemciler de muhakkak fark vardir sanirim, onu bi ara$tir derim. sonucta yayin kalitesi yetersiz oldugu zaman bu i$lemciler belli algoritmalara gore pixel olu$turuyor. i$lemcinin kalitesi goruntuyu bok gibi olmaktan kurtaracaktir tabi ama kalitesiz yayini da nereye kadar kurtarir orasi tarti$ilir. ayrica samsung'un dinamik, standart ve sinema modlari var ve gayet ba$arili, sony'de bu modlar var mi ve ya ba$arili mi pek bilemicem, deneyimim olmadi. ama mesela samsung'da siyah renk gayet ba$arili. eski tuplu televizyonda siyah diye baktigimiz rengin aslinda koyu gri oldugunu samsung sayesinde anlami$ olduk :)

samsung'un giri$-ciki$lari cogu modelde yeterli sayida oluyor. Fakat bildigim kadariyla 81B serilerinde 2 adet HDMI giri$ var. 88B modellerde 3 adet bulunuyor. onu bi gozden gecirin derim. ayrica kullanacaginiz hdmi ciki$li cihazlari iyi du$unun ve buna gore karar verin. bu arada 88B modellerde karasal yayin icin tuner dahili olarak geliyor, karasal yayin icin tuner'a para harcamaya gerek kalmiyor ama karasal yayin turkiye'de ne zaman yayginla$ir bilinmez.

tasarim olarak samsung'lar daha $ik, albenisi olan taraf oluyor fakat sony de sade tasarim sevenlerin pek bi ho$una gidiyor acikcasi. bu noktada sizin begeni kriterleriniz rol oynayacak. piano black malzeme sevmiyorsaniz ve uzerinde parmak izi gordugunuz zaman aklinizi kaciracak kadar takintili iseniz samsung yerine sony tercih edilebilir.

ben de samsung ve sony arasinda kaldim ama ozellik ve fiyat olarak samsung bana daha cazip geldi. LE32R81B ve LE3781B arasinda kalmi$tim izleme mesafesinden dolayi zira 3 metre gibi bir mesafe soz konusuydu. 81B yerine o donem kampanya sebebiyle ayni fiyattan satilan LE3788B modelini aldim. uzerinde 3 hdmi giri$ mevcut ve yine kampanya sebebiyle duvar aski aparati hediye geldi.
ben 37" ekran ile 3 metreden anca rahat izliyorum hatta bi yarim metreye daha ihtiyac duyuldugunu soyleyebilirim tabi bu tamamen digiturk'un yayinindan dolayi da olabilir cunku kaliteli bi uydu receiver ile deneme $ansim olmadi. eger imkaniniz varsa deneyin hatta sonucu bana da bildirin :)

Bu arada internetten almak yerine bence bayilere gidip goru$un derim zira bayilerde saglam pazarlik yapabilirsiniz. internette 2400 lira olan urunu iyi pazarlikla 2000-2100 liraya vade farksiz 12 taksit ile alabilirsiniz mesela. tabi bu durum sony bayilerinde gecerli degil cunku adamlarin butun bayi fiyatlari sabit ve indirim yapmiyorlar. sadece eger alirsaniz sehpalarda kampanya ayagina %50 civari indirim oluyor.

kendi aldigim samsung'dan memnunum ben ve tavsiye edebilirim. ama sony'de durum nedir bilemem. bayilere gidip orada gordugunuz goruntu kalitesine aldanmayin zira herifler dayiyor HD yayini ve cam gibi goruntu cikiyor ortaya. genelde animasyon film oynatiyorlar ve renk cumbu$u $ahane geliyor insana. imkan bulursaniz tv kanali yayini ile test edin derim.

not: aski aparati ile duvara asinca kablolar tv'den a$agi dogru sarkiyor. bence goruntu olarak cirkin bi hal aliyor. eger imkaniniz varsa guzel bi sehpa alin derim.

bildiklerim bu kadar. umarim i$ine yarar.

teşekkürler çok yararlı oldu bu yazı. haklısınız, bayilere uğramadan karar vermiyim. mecidiyeköy'de istanbul bilişim adındaki yere de bir bakıcam en kısa zamanda.

bankayla muhatap olun direk. banka size bunun garantisini verecektir. adamın sözüyle iş yapmayın bedavadan evi üstüne verme durumu falan olmasın.

(bkz: bloke cek)

konut kredisi ile doğrudan ilgili değil ama işe yarayabilir.

ziraat bankası böylebir teminat, taahhüt falan vermiyormuş satıcıya. aynen "bu tamamen sizin aranızdaki mesele" dedi görevli. tek yolu alıcı, satıcı ve banka görevlisinin tapu dairesinde buluşması, satış yapıldığı anda bankanın ipoteği de koyması, sonra da birlikte bankaya dönülüp meblağın satıcıya ödenmesi şeklinde olabiliyormuş. vekalet veriyorsak tamamen alıcının insafına kalmış durumdayız yani. en iyisi bizzat gitmek.

Bu dediğin durum, kredili olmasa bile her satışta yaşanıyor.
Benim böyle bir durumum olmadı ama çevrede defalarca gördüm ki benzer durumlarda bloke çek kullanılıyor.

ben derdimi bloke çek ile halletmiştim. bankadan bloke çek vermesini iste. bu işler için sıkça kullanılan bir yöntemdir.

bloke çek üzerinde bankanın ismi yazar. yani banka alıcının parasına el koyar, sana çeki verir. sen evi sattığın an çeki öder.

alıcının parası yok ki. kredi alıyor işte. banka da krediyi evin ipotek edilmesi karşılığında veriyor. evin ipotek edilebilmesi için de önce satışın yapılması gerekiyor. alıcının hazırda bir parası olsa, banka da ona bloke koyup bize çek verir, doğru. şu aşamada bankanın yapacağı tek şey "şu ada şu parseldeki şu evin satışı şu kişiye yapıldığında satıcı x'e şu kadar bedel ödenecektir" diye antetli kağıda yazı vermesidir. yani banka ödemeyi taahhüt etmelidir. iş bankası bunu yapıyormu ama ziraat bankasına yani alıcının kredi aldığı banka yapmıyormuş böyle bir şey.

konuyu araba icin yasadigim sekliyle anlatayim. benzeri ev icinde gecerli olacaktir saniyorum.

kesinlikle siz adama vekalet vermeyeceksiniz. adam size (tapu sahibin disinda birisi) vekalet verecek ve vekalet ile birlikte bankadan evin eski tapu sahibinin hesap numarasini vererek aldigi rehin kagidi gonderecek. bu hesap ayni bankada olursa sanirim bir nebze kolaylasir isler. siz devir islemi sirasinda evi bankanin uzerine rehin ettireceksiniz. bu sayede adamin krediyi almadan evin sahibi olmasi durumu engellenmis oluyor. banka da hic bir durumda parayi adama odemeyecek ve dogrudan sizin hesabiniza para gelecek. bu durumda evin kredilendirilmeyen kisminin nasil odenecegi konusunu cozemedim zira ben bunu elden teslim etmistim.

o gittigidiyordaki paranin havuza du$me meselesini, bankalar taahhut mektubu denen olayla hallediyorlar.

telefonla başvurabiliyorsun artık.

444 0 375 i arıyorsun.

Aynı soruyu 5-6 ay önce sordum. Telefonla asla olmuyordu, sadece burada bilen arkadaşlar değil, bir ihtimal deyip aradığım 4440375'ten çıkan kız da aynı şeyi söyledi. İlla bağlı bulunduğun Türk Telekom Müdürlüğüne gidip, bizzat ıslak imzalı dilekçe vermen gerekiyordu. Fax, ya da birisiyle gönderme falan kabul edilmiyordu.

Artık telefonla yapılabildiği kesin mi beyler?

valla zamaninda 512k'lar 1mbit olacakken herkes mersin'e ben tersine diyerek 256k kotasiza gecmi$tim. net uzerinden form doldurmu$tum. 3 gun icinde kotasiz yapmi$lardi. lakin daha sonradan 1mbit kotasizdan kotaliya gecmek istedigimizde turk telekom'a bir ugrayin demi$lerdi form doldurmak icin. siz sirasiyla internetten, telefon ile ve en son bizzat ba$vuruyu deneyin bence ;)

3-4 ay once telefon ile yapmistim. o zamandan bugune degisen bir sey olmadiysa oluyordur hala.

olacaksan hemen ol, ayın başı iyidir.

telefonla anında değişiyor (hız düşürüldüğünde evlat acısı gibi koyuyor modemin arayüzünde yeni hızı görmek) zaten menüde sayıyor "tarife değişikliği için" diye ama hat kimin üstüneyse o arasın, ahiretlik sorular soruyorlar banka gibi.

sınırlıdan sınırsıza geçmek istiyorsan boşuna uğraşma zaten kotayı geçsende maksimum sınırsız paketin ücretini ödüyorsun. bakarsın es kaza kotayı geçmeyecek kadar interneti kullanırsın öyle durumlarda az ödersin.

telefon ile geci$ yapilabiliyor, hat sahibinin adi soyadi, dogum tarihi, dogum yeri, anne kizlik soy adi, baba adi, son faturanin tutari onaylanmasina muteakip size gecmek istediginiz dogrulatan soruyu sorgulayip gecirtiyorlar, 1 gun sonrada degisme gerceklesiyor, bir gun once denenip onaylanmi$tir.

eğer denemediyseniz windows movie maker. çevirin wmv ye her türlü opsiyonu da sunuyor size zaten. kafanızı bu kadar kurcaladığınıza değmez.

e elinde premiere var işte. onunla küçült bence. dvd veya vcd çözünürlüğüne getirmen yeterli olacaktır diye düşünüyorum.

movie maker da boyut belirtip otomatik çevir kardeş diyebiliyorsun.

sorenson squezze programını kullanarak flv formatında 1mbps encoderını kullanın. ya da ulead ile pal dvd mpg'e çevirip onu upload edebilirsiniz.

bizde her uçağa overbooking yapıldığı için böyle bir yanıla yakıla yolcu arama telaşı olmuyor. bir kere yedek bindim normal bilet parasını ödedim.

Soruna cevap değil ama alakalı olarak şunu söylyebilirim ki Haziran başı gibi Iphone 2 çıkıyor o yüzden biraz daha bekle. İster yenisini alırsın ister yenisi çıktığı için fiyatı düşen birinci nesilden alırsın...

muhtemelen ya 1.1.3 ya da 1.1.4 gelir amerikadan su an aldigin cihaz.

1.1.3 gelirse, 4e yukseltirsin itunes ile sonra da kirarsin. 4 gelirse de bisi yapmazsin direk kirarsin

kirma islemlerinin hepsini (3tane) 4-5 dakkada yapan program var. ben de dahil olmak uzre 3 tane getirttik, hicbi sorun yasamadan kullaniyoruz su an. alirsaniz mesajlasiriz.

ama yazi bekleyip daha ucuza ve daha yeni cikacak versiyonunu da alabilirsiniz crownun dedigi gibi.

istediğin sürüm olabilir farketmez yani. ama haziranda çıkacak gerçekten, beklemek mantıklı. fiyat düşüşü kesin olacak diye konuşuluyor.

www.traction-software.co.uk
count-words-in-pdf-file.safe-install.com

işini görmezse "orjinal" yapmak için biraz daha uğraşırız :)

bunun üzerine bi de ben soru sorayım? bu pdf sözcük sayımı resim formatı şeklinde olanlar için geçerli oluyor mu? yoksa sadece metin olanlar için mi geçerli?

pdf den resim şeklinde olan sözcükleri sayamazsın. onun tek yolu var abbyy fine reader kullanıp ocr vasıtasıyla word e aktaracaksın oradan sayacaksın. text pdf ise bunu daha hızlı yapabilen programlar da var ama abbyy her ortamda kesin çözümdür. ayrıca word e atmak çevirirken de kolaylık sağlar.

tazeleme orani sorunu yol lcdlerde ama uzun sure kullanildiginda goz tembelligine yol acabilecegi iddia ediliyor.

açıkçası tv nin ya da diğer ekranların gözü bozduğunu düşünmüyorum. gözü yorarlar sadece. tüplüler deli gibi yorarken lcd ile günde 8-10 saat direk çalışabiliyorum misal.

depresyonda değilsiniz ki antidepresan kullanasınız. ağustos'a kadar farklı insanlarla günlerinizi olabildiğince dolu geçirmeye çalışın, sıkıldığınızda ve üzüldüğünüzde sevgilinize telefon açın.

biraz pistir ama işini görür: maraş otu.

Webcam + mikrofon.

çikolata ye sürekli. guy lian tercih ederim ben mesela. normal çikolata da olur tabi ama bitter yerine sütlü dene. blue olduğunda at ağzına bir parça bak ne oluyor. bir de long distance relationship zor oluyor ona bir çözüm getirmeye çalış. bazen bu çözüm ayrılmak bile oluyor.

- doktor degilim doktora sorun aslında-

antidepresanların cogu zaten 2-3 hafta kullandiktan sonra etki gosteriyo. olmaz yani diyorum.

sürekli uykulu, uykuda ve uyuşuk gezmek istiyorsan git depresan al..
ya da mary jane al :p ( manyak mısınız yahu :))

spor + çikolata + b12

şunca yıllık hayatımda tek bir arkadaşımda bile görmedim, satan yer de görmedim. Bulabileceğinden de pek ümitli değilim, en azından işler vaziyette :) Sanırım sadece amerikaya özgü.

param çok dersen ebayde vardır kesin.

ailede ki bir ufaklık tutturdu gönlünü yapmaya çalışacağım bende :)

küçükken bi arkadaşta vardı. binmiştim bende baya hatırlıyorum. şu alışveriş merkezlerinde ki oyuncakcılarda bi şansınızı deneyin derim.

toys'r'us'ta vardı en son.

çok tehlikeli görünüyor?

bende var istiyorsan satarım :)
0 km pardon 0 Zıplama...

ayni $ubede bulunan hesaplarda havale ucreti yok diye biliyorum ben. farkli $ubelerde oldugu surece (ozel bir anla$ma vs. yoksa) tum bankalar havale ucreti aliyor olmali.

denizbank için söylüyorum: internetten aynı bankaya yapılan havale veya başka bankalara yapılan eft işlemleri için hiç bir ücret almıyorlar. mis gibi!

peki yurt dışından gelecek para için ek ücret alıyorlar mı?

Yurt dışından gelecek para için swift masrafı alıyor buradaki banka da benim bildiğim.

Havale trafiği için en şahane yol bir adet internet bankacılığı edinmektir oficim yavrum.

finansbank da almıyordu ama yıllık 20+20 (en az) gibi bir hesap işletim ücreti mevcut. denizbank'ta da benzerdir mutlaka.

halkbankası internetten yapılan işlemlerde ücret almıyor. eft'den dahi.

film için istediğini falan düşünerek cevap veriyorum
www.divxevi.com var , dizileri falan veriyorlar netload da çoğu zaman ,ayrıca netload gerçekten çok iyi hız her zaman maksimumda oluyor bende,google da aradığın bişeyi yazıp + netload yazarsan da bişeyler bulabilirsin,ben assassins creed i arayıp öyle indirmiştim,hoş tabi

bunun* gibi bir kaç site daha var, ancak rapidden başkasını bulmak zor oluyor. Adamlar tekel gibi mübarek...

hangi dizi için arıyorsun? torrent kullanın arkadaşım uğraşmayın böyle şeylerle. paylaşım diyoruz evet.

@ozdek:

zaten torrent kullanıyorum ama bu aradıklarımı hiçbir torrent sitesinde bulamamamdan kelli bu tür şeylere yöneldim

torrentte bulunamayip rapidde veya netloadda bulunacak sey sayisi azdir.

zamunda.net ve arenabg.com'a da bakin derim. olmadi demonoid ve mininova.

netload ın ilk entrysini yazan kişi olarka, dizi için arıyorsanız,
tv-rapidsharelinks.blogspot.com adresine göz gezdirmenizi tavsiye ederim. ben o vasıta ile tanışmıştım.

film için arıyorsanız, sharebus ta bir çok netload linkine denk geldim ve bu linkler bir ya da iki parça oluyor genelde. gerçi bir aydır falan netload kullanmadım, nasıldır şimdilerde bilemem. isim yaptıkça hızlarda düşüşler başlayabilir yogunluktan ötürü.

geç oldu ama ben de yeni buldum:
www.netloaded.org

yani?

özellikle apple'ın macbook pro ürünlerine bahsettiğiniz "tv gibi açma" olayına bayağı yaklaşıldı diyebilirim kendi gözlemlerim sonucu. ortalama ram kapasitesi ve leopard işletim sistemiyle gerçekten iyi sonuç elde edilebiliyor.

bilgisayarı sürekli açıp kapatma ihtiyacın mı var ki? laptopda standby a alıyorum böyle durumlarda valla tv gibi açılıyor. evde vista kurulu htpc var 30 sn de falan boot edebiliyor ekstra bişi yapmadan ki günde en fazla 1 kere açtığım düşünülünce 30 sn değil 130 sn olsa kaç yazar? açıkçası şu hızlı açılma konusundaki fantazileri hiç anlamıyorum. oyunları hızlı oynayalım, nette hızlı sörf yapalım falan daha mantıklı istekler gibi. bir de fragmantasyon yaşamayan hdd istiyorum mümkünse.

ne kadar gelecek?
Misal benim olmasını istediğim; bionik çipler. Yapıldığında adları bionik çip mi olur bilemem elbet ama şöyle bir şey olacak. Bu meretler bizim vücudumuza takılacak. hatta bu teknolojiden önce şu an çalışması yapılan akıllı zımbırtı türünde bir şeyler var. Bunlar o an neye ihtiyaç varsa; ram, işlemci tampon belleği ya da işlemci yükünde; hem ana işlemci hem video işlemci olabilen, eldeki kaynağı ihtiyaca göre yönlendirebilen, yani her iş için ayrı kart mart yok, tek ve bütün bir sistem mevcut, o an ne gerekli ise ağırlığı oraya veriyor(bir nevi beyin). Bu bahsettiğim şeyin işini beynimize yaptırabilek bir çip gibi bir şey yapabilirlerse, bu meretler sayesinde matrixe girer gibi internete gireceğiz... (kablosuz olacak elbette)
(bkz: i have a dream)

@özdek
sanırım tek fantezimin pc nin hızlı açılması olduğunu sanmışsınız. zira öyle değil şöyle;
istediğim şey herşeyin süper hızlı olması hani eskiden bi siteyi açmak için baya bi beklerdik ama şimdi tak die açılıyo ya, bunun gibi. istiyorum ki bilgisayarlar çok hızlı işlem yapabilsin, mesela render için saatlerce beklemeyelim, çok hızlı kopyalamalar olsun, internet hızlı olsun, oyunları kurması da oynaması da açması da hızlı olsun, hayat bayram olsun. ayrıca bilgisayarımın hep açık durmasını istemem niye hep açık dursun ki eğer bi iş yapmıyosa? boşa elektrik yakmasın kapatayım tv gibi başında olmadığım zamanlar. sanırım bilgisayarları çoğumuz açılması uzun sürer diye açıp yatana kadar kapatmıyoruz.(kimilerimiz -interneti download edenler- yatınca bile kapatmıyo ama o ayrı) derdim budur yane.

evet kesinlikle hdd'lerin hizlanmasi gerekiyor.. mesela ben sunu merak ediyorum, yazma & okuma hizi baglanilan internet hizindan dusuk olan harddiskler oldugu surece, 3634 mbit internet baglantisinin ne anlami olacak?
ayni sey isletim sistemi ve kullanilan programlarla da ilgili. diger donanimlar da bu bilesenlere dahil. donanim & yazilim & isletim sistemi & internet vs arasinda bir orantisizlik var. (ozellikle windows sistemlerinde)
su ana kadar 8 islemciyi de kullanip 10 kat daha hizli render yapan bir program gordum (3d max) onun disinda her islemciyi kullanip da isini super hizli yapan bi proram gormedim (ya da henuz goremedim..)

harddiskler zaten mekanik aksam olarak en az gelişen bilgisayar parçası. dönme hızı ve bağlantı arayüzü dışında pek bir gelişme olmuyor harddisklerde. oysa ramler olsun, işlemciler olsun, ekran kartları vs çoştukca çoşuyor.

SSD harddisklerin gelecekte yaygınlaşacağını söylemek için müneccim olmaya gerek yok. Intel ve Micron gibi firmalar şu an piyasada olan SSD disklerden 5 kat hızlı olduğunu iddia ettikleri diskleri piyasaya sürmek üzereler. Gelişmenin sonu yok ama düğmesine basılınca açılan PC de biraz zor gibi çünkü her yeni işletim sistemi öncekinden daha yeni teknolojiler gerektiriyor maalesef.

donanım hızlansa da içine beklletme süresi koyar yine yavaşlatırlar. cep tel.ine bakarsak ilk çıktılarında şak diye açılıyordu şimdi benim pc daha hızlı açılıyor yani teknolojiden çok firmalara bağlı bence.

evet internet 2 ile birlikte hdd lerin şuanki hızlarının download için yetersiz kalacağı konuşuluyor..

cep telefonu adıyla satmıyorlar mı onları?

:) ama cep telefonunda gereksiz birçok teçhizat var. yok efendim hafızadır, ses birimidir (mp3, radyo filan)... ben en yalın halini arıyorum. kendi telefonumu yapıcam (yok artık).

alibaba.com 'da olmasi lazim.

açtığın başlıklara bakılırsa gsm kontrollü bomba yapacaksın (yok artık). alibaba.com'da bulabilirsin. internette biraz eşinirsen de devre şemasını bulur bi elektronikçiye kendin yaptırırsın.

eheh, bomba yapmayacağım yahu. fizikçiyim ben (6. sene, mezun değilim henüz). o yüzden ilgileniyorum böyle elektromanyetik şeylerle.

sagra ya devlet el koyduktan sonra birer birer kapandi bu magazalar. sozlukteki bir entry'e gore erenkoy civarlarinda varmis. (bkz: sagra special)
eskiden bakirkoyde de vardi ama bildigim kapandi.

Kocamustafapaşa'da da var hâlâ.

eskisehir'den siparis edilen o sarelle gelene kadar biterse durum yine zora girecek ama. krizi gecici olarak koliyle aldigim brownie'lerle idare ederek gecistirmeye calisiyorum ama bugun-yarin bitecek onlar da.

madem oylesi bir krizdesiniz;
02624146566 aradiginiz bilgi bu telefonda.

(sagra special in genel merkezi gibi bişi)

capa da var sagra ama cesmesi var mi bilmem yarin bakarim

uskudarda hala var bildigim kadarıyla.nerede diye soruyorsan sana soyle anlatayım:kanaat lokantasının oldugu caddeyi biliyon?iste oradan yukarı cıkarken iki durak arasında kalıyor.ilk ogretim okuluna gelmeden beride hemen karsısında cami vardı galiba

nutella al fiyatları ucuzladı. daha da kaliteli.

sales tax eklenmistir muhtemelen

arkadaşının adresi nj ny falansa %8 falan vergi alırlar. vergi alınmayan bir state de olması lazım arkadaşının (her state de bi arkadaşın olamayacağına göre vazgeç bu sevdadan). bilgi için apple dan iphone aldım 40 küsür dolar vergi ödedim. ben napiyim yani senin bu durumunda :)

yöneticiye yakalanmazsanız yok. yakalanırsanız da "insaf be abi hamallar koca dolabı 10 kat sırtında nasıl indirsin, yazık adama" falan diye acındırın. o dışarıdan asansörler de 10 kat yüksekliğinden indiremezler tahminimce. 8 katlı işhanımızda çıkan yandından sonra itfaiyenin merdiveni bile yetişemesi 8. kata kadar. düşün sen. hem yetişecek, hem dolabı alıp indirecek. kule vinç gibi bişey lazım ona. ama teknoloji geliştiyse bilmiyorum.

Yük asansörü olmayan apartmanlarda asansör kullanmak yasak ama bu yasağın bir yaptırımı yok, sadece 50-60YTL asansör kullanım bedeli/cezası ödüyorsunuz. BU miktar her apartmanda farklı. Yöneticiye yakalanmama gibi bi olay zor çünkü kapıcı anında görür. Bunun dışında balkona yanaşan konveyör sistemleri de var fakat bunlar asansör parası ödemekten daha pahalıya gelir....

balkona dayanıp kiralanan asansörler 150-200 lira

ama çok sık ev taşımış birisi olarak naçizane tavsiyem o asansörü kiralayın

1- ilk günden komşularla papaz olmazsını
2- (asıl önemli olan da bu) eşyalarınız kırılmaz , çarpılmaz debelenmez ve asansörler hallolcak zamanın yarısında hallolur işleriniz


asansörle halledin , değicek

ya tabi o yasak değil de asansörün bozulma riski var. asansör bozulur falan derlerse tamir parasını ben öderim diyin susacaktır. :) 10 kat harbi asansörsüz nereye çıkarcan indircen..

ps2'nin hd bağlantısı olmadığından standart bağlantı ile hdtv'ye bağladınız. haliyle görüntü aynı çözünürlükte daha büyük ekrana yansıyınca kalite kaybı oluştu. eğer hdmi bağlantıyı sorunsuz yaptıysanız ps3'ün görüntüsü çok daha iyi olacaktır.

hdtv almışsınız iyi güzel de türkiye deki yayınlar zaten daha hdtv diil ki? yani hdtv almanın o kadar para dökmenin çok da bi mantığı yok bu yüzden. tv için umutlanmayın bi süre daha yani. bu da işin başka bi yönü.

HD yayin yakinda Turkiye'de basliyor. Ne diye bosuna para olsun ki?

ben şöyle söyleyeyim wii için 480p bağlantı alabiliyorsunuz component kablo ile, yoksa standart yayında kullanıyorsunuz kompozit kablo ile.

hd ready samsung tv'de deli gibi bir fark var aralarında.

ps3 gibi wii x100 grafik sahibi bir alette (wii ps2'den biraz daha iyidir sanırım grafikleri ve sadece 480p) 1080p yada 1080i ayarlarda çoşacaksınızdır.

yakında başlıyor olabilir ama bu hemen sonuç alınacağını göstermez ki. türk televizyonları ona hemen adapte olamaz.

Her şey hdtv yayın değil ki? Bunun hdripi var bluray ripi var 720p dizisi var var oğlu var internet yüksek kalite arayanlar için çok geniş içerik sunuyor.

televizyonu daha kaliteli ps3 oynamak için aldım ama paralar öncelikle tvye gittiği için ps3 gecikecek biraz. ondan ps2 oynuyorum boş zamanlarımda elim mahkum olarak =)

yani tvyi alma amacım HD yayından ziyade ps3 tü.. ps2 de nispeten kötü bi görüntü görünce merak etmiştim. cevabımı aldım, tesekkür ederim..

ps2 nin yüksek çözünürlük desteği yok.
wii yi komponnt kablosu ile kullanırsanız cillop görüntü alırsınız.
xbox 360 yada ps3 e de transfer olabilirsiniz ps2 nedir yani.

1. Evet, yapiliyor.
2. Giris cikis evet, ama bir yandan da oturma/calisma izni olmasi lazim o sure boyunca.
3. Sorun cikma ihtimali sifira yakin. Yalniz kesin donus yapacaksan, bunu normal sartlar altinda askerlik bitip, yabanci ulkene dondukten sonra yapman gerek. Bu sebeple, kesin gerekli olmasa da askerlikten sonra en azindan bir kere yurt disinda cikmayi oneriyorlar askerde yaptiklari konferanslarda.

3. sorun çıkması imkansızdır. yapıp dönmüş olan tonla adam biliyorum zaten öyle kesin orda yaşayanlara tanınan bir hak değil 3 sene çalışana diyor adamlar.

simdi olay su sekilde:

bedelli askerlik yapmak icin yurtdisinda calisirken bulundugun ulkeye gore 6 ayda yada senede bir bulundugun ulkede kosolosluga gidp calismakta oldugun isyeri ile yaptigin sozlesmeyi ve kalmakta oldugun ulkeden almis oldugun oturma ve calisma izinlerini goturup askerligini tecil ettirmen gerek. hadi ben ciktim 3 sene takildim sonra geldim dersen olmaz o is. tecil ettirmediysen arada tr'ye gelirsen, o arada asker kacagi durumuna dusmus olacagin icin geri cikamazsin direk gidersin askere.

Okul yapmıyorsa bir öğrenci belgesi veya varsa "askerlik durum belgesi" gibi bir şeyi şubeye göndermek yetiyor sanırım.

bence ettirmiştir.. ben başladıktan iki ay falan sonra bi kağıt imzalattırmışlardı, bak tecil ettirdik die, sonra o kağıdı şubeye geri gönderiyorlarmış. bence yine bir sorun öğrenci işlerine ama birşey olmaz yani...

önce şubeye çağırıp askerlik kararı aldırdıktan sonra bakaya kalmaktan korkman lazım. şu an sadece asker kaçağı konumunda karakola davet edilirsin (kavramları karıştırıp yürek hoplatmaca oynadım). öğrenciyim dersin bırakırlar zaten. korkma yani.

okul halleder o isleri tirsma sen.

normalde okul hallediyor ama bende olmamıştı sonra şubeyi aradım okulun gönderdiği tarihte gün yokmuş o yüzden olmamış günü söyledim oldu

istanbul'da olmayan şeyi izmir'de uyguluyorlar. bence bırak isteyen istediği gibi konuşsun. hiç bir şey olmaz otobüse. ki zaten telefonunu kimse kapatmıyor da.

izmir halkı ve eshot şoförleri bu konuda niyeyse çok hassas.denk gelmişsinizdir otobüslerde bi ara gazete küpürleri bile asılıydı "açık cep telefonu kaza yaptırdı" fln diye.ayrıca frenler ve cep telefonu ilşikisinin tamamen bir şehir efsanesi olduğuna dair bir çok açıklama var..şahsen ben otobüste ciyak ciyak "aa kapasana kardişim telefonu,kaza yeptirceksinn" diye bağıranlara kafa atmak istiyorum.ayrıca sözlükte şöle bişey var (bkz: abs ve cep telefonu)

valla bildiğim kadarıyla otobüslerdeki fren sistemlerinin cep telefonu sinyallerinden küçük de olsa etkilenme riski varmış. tabi koca otobüste bir kişi telefonla konuşsa bu mevzu o denli etkili olmuyormuş keza zaten bir kişinin sinyali de o sistemi ciddi anlamda etkileyecek ölçüde etkili değilmiş fakat tüm otobüs aynı anda cep telefonuyla konuşursa cihaz(otobüs)içinde oluşacak muhtemel sinyalin şiddeti fren sistemini bariz bi şekilde etkileyip kontrolden çıkmasına neden olabiliyormuş. tabi, şimdi çıkıp da "10 kişiden fazla kişinin konuşması yasaktır" diyemezsin. işbu sebepten tümden yasaklamışlar ne olur ne olmaz diye. kaldı ki şöyle bi durum da söz konusu; adamlar sıfır otobüsü satıyorlar sonrasını iplemiyorlar, elektronik aksamda bi arıza olduğunda onu bizim elekronik teknisyenleri kontrolsüzce, kendi yaklaşımlarıyla hallediyorlarmış. tabi bu müdahaleden sonra elektronik sistem, manyetik bi etkiye maruz kaldığında eskisine nazaran daha çabuk etkileniyorlamış. e şimdi adam bunu bildiği için(önceki tecrübelerinden) diyo ki sen yasakla kardeşim, ne olur ne olmaz.

haa, izmir'de (pek çok kişi aldırış etmese de) komple yasak. o da herhalde izmirlilerin kurallara az-çok riayet eden, örnek vatandaş modeline biraz daha yakın olduğundan mıdır nedir artık bilmiyorum, "biz yasaklayalım da n'olur ne olmaz" mevzusundan mı ileri gelir tartılışılır.

valla yıllardır açık tutarım telefonu otobüste bir şey olmadı bugüne kadar. bir sorun olacağını zannetmiyorum yalnız güne giden teyzelere dikkat etmek lazım çok laf sokuyorlar.

bununla ilgili anlatılan hikayelerden biri de şudur. mercedes e mail atılır. durum anlatılır. mercedes de bizim otobüslerimize bir şey olmaz böyle bir şeyin aslı astarı yoktur der. mail eshot a gönderilir. eshot şu şekilde cevap verir: yasak olmasının asıl sebebi yolcuların rahatsız olmaması.

sadece klimalı otobüslerde telefona yasak koyuyorlar diye gördüm ben. yoksa bütün belediye otobüsleri zaten otomatik şanzuman, elektronikle alakası yok onun da

şehir dışı otobüslerdede ön koltuk haricinde cep telefonu kullanılıyor.fakat ne hikmetse adamlar açtırmıyor telefonları fln.hem o kadar hassas bişey olsa maavin ve şöfer de telefonlarını kapatırdı.lakin biliyosunuz artık çifter çifter kullanılıyo cep telefonları.

eger etkileniyor olsaydi otobusun yanindan gectigi telefonla konusan kisilerden yada baz istyasyonlardan da etkilenmesi gerekirdi.

mercedes-benz fabrikasında çalışan bir arkadaş merak edip sormuştum konuyu otobüslerdeki uyarının sadece insanların konuşmadan rahatsız olmaması için konduğunu söylemişti yani herhangi bir abs etkilenme vs. durumu yok zaten türkiye dışına üretilen otobüslere de herhangi bir uyarı , sticker konmuyormuş.

ben izmir' de yaşamıyorum, ancak ben kapatacağım zaman muavin ve şoförün de kapatmasını talep ediyorum, aksi durumda kapatamayacağımı savunuyorum. şöför ve muavininde cep telefonu açık ise, bu sefer yolcular şöför ve muavine kükrüyor ve gergin bir havada yolculuk sürüyor.

ha zararı var mı? yok.

ya arkadaşım,
sen toplu taşıma yapılan bir araçta türkiye gibi bir ülkede cep telefonuyla serbest konuşma yaptırırsan ne olur bilmiyor musun? otobüste 100 kişinin de aynı anda cep telefonuyla konuştuğunu bir düşün istersen. sürekli çalan cep telefonlarını saymıyorum bile ki melodileri lambada'dan tut "açsana kardeşim"den bebek ağlamasına(!) kadar değişen ve arabesk şarkılar bile konan bir ülkedeyiz. şahsen ben otobüste, minibüste, uçakta başkasının konuşmalarını zorla dinlemek istemiyorum. zaten ben de illa açmam gerekmiyorsa kapatıyorum ki özel hayatımı tanımadığım insanlara afişe etmeyeyim. ortalama telefon görüşmelerinin iş içinse 20 dakika falan sürdüğünü de hatırlarsanız olayın vehameti ortadadır. iyi ki yasaklar var.

ya ayrıca istanbul'da uyarı olmadığını nerden biliyorsun? bütün yeşil otobüslerde eşek kadar cep telefonu simgesi ve üstünde bir çizgi mevcut. bunun anlamı nedir sence? ayrıca izmirli teyzelerin bir tersliği yok istanbulda amcalar da bağırıyor hatta kavga falan ediyorsun.

otobüse binen yaşlı amcaların,teyzelerin kalp pilleri var bunlar etkilenmesin diye kapatıyoruz. istanbuldaki yasak afişlerinin altında türk kalp vakfı yazar.

kapatmakta yarar vardir, uc dort sene kadar once karsiyaka-buca seferinin son otobusune binmistim ki otobus duraktan bir turlu kalkamayip stop etmeye basladi.sofor cep telefonlari kapatilmazsa bu otobus gitmez, bi daha stop ederse ben de gitmem deyince bir suru lavuk cep telefonlarini kapatmisti... sonra da pasa pasa gittik yolumuza. yine cep telefonundan kaynaklandigi rivayet edilir ki koruklulerinden bir otobus yanmisti ikicesmelikte...

ben de bir kere denk geldim; mercedes marka olan otobüslerden biri durakta durduktan sonra kalkerken iki üç kere stop etti. sonra söför ikaz etti cep telefonlarınızı kapatın diye, sonra normal devam etmiştik. belki cep telefonuyla ilgisi yoktur ama ben ona bağlamıştım bilemiyorum. hem izmir de ki bazı otobüslerde yok o stickerlardan. konuşulabiliyor yani.

kutsal bilgi kaynagindaki ba$likta bu konuyu tarti$mak daha saglikli:

(bkz: cep telefonuyla konusulan otobus kitlenir efsanesi)

Ne yazık :( İstanbul bu yüzden yaşanmaz halde. Her defasında çekip gitmek istiyor insan ama zorunluluklar da kıskıvrak yakalayıveriyor. Herkesin polisi kendi vicdanı ,o arkadaşa tutanak da tutsan ,ceza da kessen aynı davranışı başka bir yerde, başka bir şekilde de olsa tekrarlayacağına adım gibi eminim. Kaba kuvvet de çözüm değil. Olmuyor,olamıyor nihayetinde. Biraz konu dışına kaydım,affola.

adamı akşam evine girip öldürüp parçalarını çöp poşetlerine toplayarak, kalamış marinasından alacağın taşlarla birlikte teknenle açılacağın marmara denizinin dibine at. (2 haftadır dexter izlemekteyim çok mu etkilendim nedir)

su bir iki sene icerisinde polisle alakali o kadar trajikomik bi iki sey yasadim ki, polisin gelmesi tutanak tutmasi size yardim etmesi vs. gibi seyler yuzumde sadece bir tebessum olusturdu, hepsi bu.

ben mi negatifim bu ara yoksa cok mu vahim durumdayiz bilemedim.

kaldırmın yakınlarında "duraklamak veya park etmek yasaktır" levhası vardıysa adama ceza kestirebilirdin, hatta aracını çektirebilirdin. Yoksa yapacak bişi yok, adamın insafsızlığı...

yaya geçidi olsa adama ceza yazdırırsın da o eğimli yerlerin kanunda bir yeri yoktu son baktığımda. ama park yapılmaz, yay geçidi (yola beyaz çizili olanlardan) gibi yerlerde park edilmişse 50 ytl gibi bir ceza kesilebilir. 156 yı arayıp haber vermek gerekir tabi onlar da gelir mi bilmem. trafik vakfı aranıp aracın çektirilmesi sağlanabilir şikayet üstüne çalışıyorlar çünkü.

üç kuruş park cezasını ödeyen insanları öyle mahrum edebilecekler yani. yok arkadaşlar, yapıcılık da buraya kadarmış, en makul çözüm cesedi parçalara ayırıp denize atma muhabbeti. hem kişi başına düşen milli gelir de artar memlekete bir hizmetimiz olur

öyle bir şey yazmıyor emniyetin sayfasında. www.iem.gov.tr

2 kez kaybettikten sonra ucuncusunu almak icin Ankara'ya disisleri'ne gitmek gerekiyor diye duymuslugum var.( Turkiye'de ikamet edenler icin gecerli tabii ki mantiken) sanirim bu cuma gitcem pasaport polisine, yarim aklim unutmazsa sorayim bi.

manyetik bisiklet var da koşu bandı nasıl oluyor bakalım. muhtemelen kendi gücünle bandı hareket ettirmen gerekiyordur. ama bandın yürüme gücüyle hareket etmesi konusu biraz sakat sürekliliği sağlayamayabilirsin. motorlu koşu bandı öneriyorum. link var mı link?

www.hepsiburada.com

bence motorlu bir model al. çalışma prensibini tam bilemiyorum gösterdiğin cihazın ama vücudu daha çok yoracağı üzerinde kanaatim oluştu.

bilindikleri tercih etmekte fayda var, yoksa Allah korusun, nickin gibi wounded bir walker olmayasın.

manyetik koşu bandı kullanışlı değil malesef.
en az 2hp elektrikli motoru olan bir band almak akıllıca. bunun için de 1 tekliği gözden çıkarmak gerekiyor.

ne yönden kullanışlı değil pain bey?:)

format placeholder ile ulaşılabiliyor. daha çok ön tanımlı fill effectleri vardır. ayrıca foto falan da koyabilirsin.bu resimdeki bir fill efekte benziyor foto olsa daha attraksiyonlu olurdu.pp içinde hazır fotolar var onlar bir fikir verecektir.

text to speech için aksanına kadar seçebildiğin acayip programlar var. speech to text ise hiç duymadım, sanmıyorum olduğunu.

ibm viavoice diye bir program vardı. ben sene 1998 gibi denemiştim ama o zamanlar aksanım tam türk olduğu için işe yaramamıştı.

en.wikipedia.org

buradan bir bakmak lazım..

hatta az önce kontrol ettim, malum sitelerde yer alıyor..

programlar var doğrudur ama o programlar o mantıkla çalışmaz ayrı ayrı train etmek gerekir ve başarı yüzdesi %60-80 arasında gider gelir. İyi bir şekilde train edilir de hep aynı tarzda konuşulursa %90 başarı da yaşatır adama.
ama filmden falan direk yazı/alt yazı fantazisi varsa uğraşmayın değmez. ha var böyle bir teknoloji şu an(muhtemelen) ama bizim kullanabilmemize daha bir 5-10 sene var.

askerde nedir ne değildir bilmiyorum ama askeri lise mülakatlarında detaylıca inceliyorlar.

sünnet olayını soruyorsan hayır bakılmıyor. zira askerlik türk vatandaşlarının yapması gereken bir görev. müslüman olma şartı yok ki sünnete baksınlar. türk vatandaşı olup da hristiyan olduğu için sünnetsiz olan bir kişi pekala da olabilir.

etek traşı kontrolünü soruyorsan bu bize yapıldı. dalgayı açtırmadılar ama gözükmeyecek şekilde tutturarak üstündeki kılları kontrol ettiler.

yok oyle bisey.

sünnetsizsen askeri liselere almıyorlar.. mülakatta eleniyorsun..

$ehir efsanesi değildir, ilk katılımda birebir kontrol ediliyor.

acemi birligine ilk katıldıgınızda kontrol ediliyor,yani benim basıma geldi,genis bir cember olusturuldu,baslar yukarı donlar asagı demisti hatta komutan,sonra doktordur sanırım beyaz onluklu bir baska rutbeli tek tek kontrol etmisti.

ilk kez duyuyorum da sunu merak ettim. bu olayin mantigi nedir peki? aklima gelen tek neden, transseksuel ya da kadin olup olunmadigini kontrol etmek.. bu mudur?

2005 te gittim.
acemi birliğinde toplu halde muayene esnasında, doktor sırayla bakıyodu.

evet bakıyorlar..
korkmuşlardı hatta.

Revirde başhekim bi güzel indirin donları kapayın gözleri diye emrini verdi. Sonra bi dolu küfretti "pis herifler" diye. Etek traşı oranı azdı herhalde :)))

bir de su acidan bakiniz: erlerin cogu, hayatlarinda doktora cinsel herhangi bir nedenden dolayi gitmemis oluyorlar, ve haliyle Turkiyenin her yerinden insan geliyor askere. Hayatinda bir kere olsun, kontrol edilmis oluyorsun, anormal bir durum oldugunda utancindan veya bilgisizliginden baktirmamis olmuyorsun boylece. Askere gidenlerin erlerin hepsinin 18 yas civarinda olduklarinin ve ergenliklerini tamamladiklarini da dusunursek bence olmasi iyi bir sey. (Tabii sadece etek trasina bakiyorlarsa ve doktor bakmiyorsa bu onlarin ayibi, doktor bakmisti en azindan 1 kere benim bulundugum boluge)

denizci olarak yaptım ve bakmadılar. bölükten bölüğe bile değişebilen bir olgu.

öncelikle sorunu anlamadım. resimler ise çok karışık olmuş kafanda önce çözmen gerekirdi.
her veri için tek dosya mı tutuyosun yoksa ayrı ayrı mı? yani satır sayın sürekli değişmeyecekse öteki sayfada ne varsa aynen başka sayfaya kopyalatman mümkün bunun için kopyalatacağın hücrede + tuşuna basıp kopyalanacak hücreyi seçmen yeterli. ama bence sorun bu kadar basit değil. eğer daha karmaşıksa vlookup ile birşeyler yapılabilir ama önce sorununu anlamak şart. bu resimlere güvenme pek ben hiç anlamadım.

assays tabındaki from sütunundaki hücreye = koy, sonra enter'a basmadan log tabına girip from sütununun ilk hücresine tıklayıp enter yap. diğersütunların ilk hücreleri için de aynısını yap. sonra assays tabına gidip formüllü satırları istediğin kadar kopyala.

edit: aha galadnikov'un yaptığı da buymuş zaten.

gereksiz bilgi editi: aynı yöntemle başka bir excel dosyasından bile bilgi alabileceğinizi biliyor muydunuz?

lastiğin sürtünme sesi olması lazım. yağmurlu ve karlı yolda basınca çıkmıyor çünkü ;)

tekerin yola sürtünmesinden dolayı tekerden gelen ses o. çünkü fren anında balatalar kilitleniyor ve herhangi bir şekilde sürtünme olmuyor; dolayısı ile ses çıkmaz gibime geliyor.

baskı balatadan gelmektedir o ses. genelde taksilerde rastlanır. çok fazla fren kullandıkları için.
baskı balatalar sorunludur hep taksilerde.

lastiklerden gelir o ses. lastikler kilitlenince daha da cok cikar. ayni sesi hizli sekilde viraja girdiginizde kayma yasayinca da duyarsiniz.

elbetteki balatalar ve fren diski arasindaki surtunmeden de ses cikar ama duyulmaz. cok ani ve guclu frende balatalar fren diskine kilitlenir ve o nedenle de lastikler kilitlenir dogal olarak. ama her frende balatalar fren diskine kilitlenir diye bisey de yok, normal frenlerde balatalar fren diskini sikistirir ama fren diski ve lastikler donmeye devam eder, surtunme vasitasiyla yavaslariz. bu nedenle balatalar ve fren diskleri belirli araliklarda degistirilir cunku asinirlar.

balatalar genelde lastiği kilitlediğinden (o sesi çıkaracak ortam bu şekilde oluşuyor sanırsam) lastiğin yere sürtmesi ile çıkar o ses hatta yanlarken felan da çıkar

balatanın diske sürtme sesi daha ince ve ıslıkvari bir tondadır.

bazen çok nadir de olsa, hızla giden bir bisiklet bile durmaya çalıştığında, böyle bir ses çıkarabiliyor. sanırım tekerleğinden geliyor o ses...

@likeaprayer: baskı balata debriyaj balatası içün kullanılan bir tabirimiz olup konuyla pek alakalı değildir. =)

evet, bu ses lastiğin asfaltla sürtünmesinden kaynaklanır. toprak yolda böyle bir sese rastlamadığımıza dikkat ediniz. fren disklerinden de gelmez bu ses, çünkü evet, ani fren esnasında lastikler kilitlenir, fren mekanizması herhangi bir sürtünmeye maruz değildir.

ses mes yok arkadaşım tıkır tıkır işliyor..
çıksa da biri lastiğin sürtünme sesi diğeri de ya yıpranmış ya da yepyeni balatadan gelir..
İki ayrı ses yani onlar..

ihihihi sesi abs'li arabalardan çıkar. abs yoksa tekerlekler kilitlenir ve kızaklama başlar. bu sefer o acı fren sesi diye tabir ediler iiiiiiiiyk diye düz bir ses çıkar.

abs ise tekerleklerin kilitli kalmasını engeller ve belli aralıklarla hızlı bir şekilde fren gücü azaltır ve arttırır.
işte bu yüzden fren sesi kesik kesiktir. kesinlikle lastikle yol arasından gelir bu ses.

ucuz ve rahat olmasi onemli bence.

ayrica garsonlar akilli insanlar olmali. servis onemli. hizi, kalitesi, yemek varsa lezzeti onemli. simdilik aklima gelenler bunlar.

ha bi de wireless

müşteri çağırmadan garson gidip kafasına göre 'bir arzunuz var mı' gibi sorular sormamalı, yani adam bir kahve içerek 10 saat o masayı işgal edebilmeli ve kimse ses etmemeli ki son yıllarda gelen dünya cafe zincirleri bunu prensip edinmişlerdir.

ayrıca internet. ve türkiye gibi genç nüfusu falza olan ülkede, çalışma masası (beşiktaş starbaks ta var).

dizaynda çok önemli.

cesiti bol olsun ve en az 1 urunde uzman olsun.
mesela kahve de uzmansa butun dunya kahveleri bulunsun. çayda uzmansa yine ayni sekilde.
aman fal bakmasin, baktirmasin!!

yaratilan atmosfer onemli. benimseyebileceginiz, rahat hissedebileceginiz bir ortam yaratilmis olmali.

muzik olmali ama abarti degil, gayet dinlendirici muzikler. hafif jazz gibi olabilir, ne bileyim kafe muzikleri iste. arka tonda keyif verecek muzikler.

yediğin içtiğin şeyin standardının olması çok önemli. bir gün yeyip ohannes negzel dediğin şey bir başka gün sipariş verdiğine pişman etmemeli. dahası mekanın aşçısı bir şeyi güzel yapıyorsa ve adamın bu meziyeti sayesinde mekana gelen giden oluyorsa adama emeğinin hakkını versinler bir de. çünkü türkiye kafe işletmeciliğinde gelenek gibi, bir süre sonra sevdiğin şeylerin vasatlaştığına şahit oluyorsun sebebi onu hakkıyla yapan şef orda durmuyor patron efendi paracıklarına kıyamıyor diye...

rahat koltukları ve sandalyeleri olmalı. beleş wifi olmalı. fiyatları uygun olmalı mesela bir çay 5 ytl, bir kahve 7 ytl olmamalı. oluyorsa da çay ajda bardak x 3, kahve 300 ml olmalı.

sagda solda, kenarda yanda "gardaaass naabiyim palmiye kafede takiliyok sen naabiyon" gibi konusan tipler olmasin da gerisi muhim degil

kamera koymayin, cok rahatsiz edici. gerekirse kapiya bir eleman koyun, begenmedigini iceri almasin

müzik çok önemli bir etken. benim çok sevdiğim müzik tarzını bir başkası hiç sevmez ve o mekanı sevmeyebilir. mükemmel kafe oldu sana mükemmel olmayan kafe. kişisel beğeniler değil de genel düşünürsek, kafeyi güzel yapan garsonlarıdır. ne müşteriyi ilgiye boğacak ne de ilgisizlikten çıldırtacak. ortadan gidecek.

burda yazılanlar uygulanacaksa ankara'da olsun bizim olsun!

bi de askıda kahve uygulaması olsun:)

fiyatlar ve tabakta gelen yemek miktarı arasında bir orantı olsun. mesela 20 ytl vericeksem bile en azından "oha çatlıcam birazdan, 3 gün bişi yemem" demeli insan.
garsonlar kararsız müşteriye tavsiye verebilicek kadar bilgili olsun menüyle ilgili.
menüde çok fazla seçenek olunca da insanın karar vermesi çok zor oluyo
ayrıca müzik çok yüksek olmasın
koltuk falan olcaksa deri olmasın, insan terliyo, koltuğa yapışıp kalıyo...
ortalıkta 80 tane garson olduğu halde bir şey isteyebileceğim bir garson bulamamak da çok gıcık oluyor. bazı kafelerde bir bakıyosun 3 tane garson var, ama her biri 10 masaya bakıyo ve çok da güzel yetişiyorlar.
ayrıca starbuckstaki gibi kendi aralarından espri yapıp eğlenen çalışanlar insanı güldürüyo, mutlu ediyo falan...
ayrıca mesela bazı kafelerde olduğu gibi "hayalinizdeki salata vs" uygulaması da güzel olabilir.

Sevdiklerinle gidip, mutlu olduğun yerdir...

kapidan girdiginiz anda apayri bir yerde oldugunuzu hissetmelisiniz. canalici nokta mesela varoslarin icinde bile olsa kapidan girdiginizde paris'te italya'da nisantasi'nda oldugunuzu hayal edebilmenizdir. (sehir ve semt temiz, nezih olmalari acisindan ornek secilmistir, yoksa onyargi kotu bisi) gerek dekorasyonu gerek muzigi gerek hizmeti ile insan rahat etmelidir. sokakta ne olup bittigi ile ilgilenmemelidir. o kafe kacis noktasi olmalidir. insanin kendini kendinde bulabilecegi bir yer olmalidir. nasil olacaksa artik, siz sordunuz valla..

garsonlar guleryuzlu olmalidir ama bunu icraate dokmelidirler. misal gelen musteriye hal hatir sorulmalidir. mumkunse kisa gundelik ama pozitif sohbetler edilmelidir. ne olacak memleketin bu halinden ziyade kazaginiz hos durmus olabilir. yapmacik olmamalidir tabii bunlar. halk alisik degil bana sarkti manyak mi bu tarzi bakislar ve yorumlar duyulabilir.

yukarida yazilanlar bu tarz bir hizmet goruldugu icin aktarilmistir. hayal urunu degildir.

İçki kesinlikle olmalı. Fakat hadi ver bi bira votka limon getir şeklinde içkiler değil daha çok kokteyller ve farklı tatlarda içkiler bulunmalı. Ortamın çok aydınlık olmasını tavsiye etmem loş ışıkta insanlar daha rahat oluyorlar.
Garsonlar rahatsız etmemeliler. fakat müşteri ilişkileri her zaman iyi olmalı. Özellikle kalabalık olan gruplara karşı sanki sürekli o mekanda takılıyormuş ve çok iyi birisiymiş gibi hal hatır sorup müşteriyi memnun etmeliler.
Duvar renkleri çok açık renkler olmamalı.
Marjinallik adına her cafe de bulunan resimler konulmamalı.
Mümkünse garsonlar tek tip kıyafet giymemeli spor olmalı rahat davranmalılar.
Patron herkesle kanka ayağında olmalı(oraya gelecek müşteriyi en azından 10 ile katlar)
kendin çal kendin eğlen tadında duvarda bir iki gitar bağlama türevi enstrümanlar olmalı bu tip şeyler samimiyeti arttırıcı unsurlardır ve cafenin daimi müşterileri oluşur.
Menü kesinlikle yemek ve içki menüsü olarak ayrılmalı
Çok ucuz olmamalı insanların aklına başka sorular gelecektir.
çiftler ve gruplar için özel 2 bölme olmalı
nargile olmamalı zira bütün o koku eğer önlenemezse hoş olmaktan çıkıyor
Wireless vazgeçilmezdir. Kesinlikle olmalıdır.

Malesef ki menülerde özenti bile olsa ing. çok yer vermelisiniz başka türlü ilgi çekemiyorsunuz.


vs vs vs..

çalan hoş müzik, çalışan insanların müşteriye samimiyet/saygı arasındaki tutumları,siparişin geç gelmemesi, siparişin verilen paraya değmesi, müşteriyi memnun etmesi. ortamda televizyon vs. izlenmemesi, kafenin çatı katına sahip olması, rahat ve kasmayan ev ortamı havasındaki dekorasyon, farklı odaların olması vs.

dekorasyon önemli bişey. şu, duvar boyunca devam eden, sıra gibi koltuklar olmamalı. kimse tanımadığı bi insanla yan yana oturmak zorunda kalmamalı. bi de bence hafif kapalı mekanlar daha sıcak oluyor. cephesi tamamen cam olan yerler biraz rahatsız ediyor, sokakta gibi hissediyor insan kendini. bence içerde yumuşak ve sıcak renkler kullanılmalı, çok aydınlık ya da çok parlak, yanarlı dönerli olmamalı ortam. kesinlikle yüksek müzik olmamalı. bi de insanlar bi mekanın pahalı olup olmadığına genelde çay ve kahve gibi basit şeylerin fiyatını değerlendirerek karar verir. bu gibi temel şeyleri pahalı yapmayın derim.

bir kahve icmeye gelen insanla, butun gun orada kalmak isteyen insana farkli politika uygulamali. Insan elinde kitabiyla, dokumanlariyla, veya baska bir seyiyle en son ne zaman bir sey siparis verdigini dusunmemeli.

kaç kişi tarafından oynandığına göre değişir tabi de, imkansız gibi bir şey 5 tutturan çıkmaması.

her şeyin ihtimalinin %50 olmasından dolayı evet 5 bilmeyenin de çıkma ihtimali var. atıyorum o hafta 1 2 3 4 5 6 gelir kimse bilemez falan filan. ha 1 2 3 4 5 6 ya oynayan yok mudur vardır ama istatistiklere bakınca öyle oynamak için salak olmak lazım.

1 2 3 4 5 6 çıkarsa sayısal loto tarihinin en düşük ikramiyesini verir. 5-6 sene önce internetten sonuçları otomatik alabilen, sistem oynayabilen, oynanan kuponları kontrol edebilen, kupon yazdırabilen... bir prog. yazmıştım. geçmiş senelerin sonuçlarına baktığımda 5 bilinmeyen hafta yoktu. Sonradan da olduğunu zannetmiyorum.

forum oldu ama, @ozdek:
1 2 3 4 5 6 oynamakla 4 7 12 22 36 45 oynamak arasında hiçbir fark yok. 1 2 3 4 5 6 hiç çıkmadı diyorsanız muhtemelen 4 7 12 22 36 45 de hiç çıkmamıştır.

vdubmod'da yapilabiliyor bildigim kadariyla. yalniz her format kisminda sicabilir.

media player classic bunu yapabilir. frame by frame advance diye kısa yolu var. options dan istenen kısayollar atanır ve süper bir şekilde ortama atılır.

yanlış hatırlamıyorsam gomplayer'da "f" tuşuna basınca frame frame ilerleyebiliyorsun.

hemen kim değiştiriyor ki onlar değiştirsin? önce servise gönderilir kullanıcı hatası mevcut değilse değiştirilir. kanunda 30 gün süre verilmiş sonuçta kullanırlar sonuna kadar.

carrefour anında para iadesi yapıyor 15 gün içinde gelen malda. (ürün değiştirmeyi bilemeyecem, ben iade etmiştim)

ruhsat adresine gider de kanuna göre adresiniz değiştikten 10 gün içinde ruhsat adresini de değiştirtmeniz gerekiyor diye biliyorum. ha kim yapıyor orası ayrı.

Ve evet, polis o cezayı kesmişse üşenmeyip, çatır çatır 2 ceza ödeyeceksin; çünkü 2 ayrı trafik suçu söz konusu...
Bose-Einstein yoğuşması söz konusu değilse şayet..

ben sormuştum birkaç kişiye, şöyle bir şey önerdiler.25 YTL civarında bir şey.
www.hepsiburada.com

SMARTNET ARCW4BR WIRELESS 4 PORT BROABDAND ROUTER PRO EDITION

Bu alet güzele benziyor da stokta görünmüyor, yorumlara da baktım. Neyse bulunur herhalde piyasada. Teşekkürler supergirl =)

Divit, teşekkürler de bilmiyorum 25 ytl civarında wireless modem var mı :S Ama bana hem normal hem de wireless modem ikisi aynı anda lazım zaten =)

var öyle çözümler ben kullanıyorum mesela. kablo modemle de kullandım adsl modemle de. tek dezavantajı 2 alet de fişe bağlı oluyor.

500 ytl eder bence. 700 ytlye daha iyi aletlerin hem de kullanılmamış olduğunu düşününce fazla bile geliyor.

500-60 arasina satilabilir gibi geliyor bana. belki isinize yarar;
www.google.com.tr

biz de, 350 liraya satarız diye düşündüğümüz bir bilgisayarı koymuştuk gittigidiyora ve bir baktık ki, fiyatı 800 küsür olmuş. Sonrasında 700'e bir arkadaşımıza sattık.
bence gittigidiyora da ilan verebilirsin...

hayır. izleyemezsin. htpc kurabilirsin salona.

720 x ___ den yüksek çözünürlükteki filmler izlenemiyor divx player'larla.

normal dvd playerda kesin olmazda hdmi çıkışlı dvd playerlar var belki olabilir onlarda.

soru seklinde acmadigimdan msjla yanit geldi ekliyim istedim.

1- now playing modda ortaya tıklarsanız sarkıyı ileri geri almak icin çizgi cıkar onun sagında solunda iki işaret vardır sagındaki shuffle(karıstır) soldaki repeat.

3- garantiye gondermeden once restore edeceksiniz hiçbir şey olmuyacak :)


thanks to rurouni

2nin cevabini istiyorum bir de.

installerda source eklemen gerekiyor.

repo.ispazio.net

eklediginde install kisminda ispazio games altinda bulabilirsin. calisip calismadigini test edemedim. zamaninda kurarken bi sorun olmustu benim telefonla alakali sonra da denemedim bi daha. hangi firmware icin gecerli oldugunu da bilmiyorum.

installer'dan telefona program yuklerken secici olmak lazim. bazen siz kapatsaniz dahi sinsice arka planda calismaya devam eden programlar denk geliyor, hem telefonu yavaslatiyorlar hem de pili yiyip bitiriyorlar.

şunu da ekleyeyim:
1. mail otomatik kontrolün iptali
2. sadece yahoo maillerde bulunan push mail in kapatılması.
3. bluetooth un kapatılması
4. ekran parlaklığının düşürülmesi
5.telefon kullanımda değilken kitlenmesi (1 dak. oto kilit en iyisi) kilitli durumdayken tel falan gelmezse neredeyse %5 şarj düşmeden 8 saat geçirebiliyorsun.
bunlar da pil ömrünü arttıracaktır.

Erkeklerde de idrar yolu enfeksiyonu oluyor diye biliyorum, jilet ya da cam kırığı çıkar gibi bir his olduğu da söylenir, direkt tecrübe etmediğim için bilemem gerçi, ama kadınların bir kısmı, klimalı bir ortamda biraz fazla kalınca dahi sistit olabiliyor (erkeklerdeki sistem daha "kapalı" olduğu için o kadar hassas olduğunu sanmıyorum--tıpçı görüşleri değil yine de).

Bol su içmen çok mühim. Yaban mersini suyu (cranberry juice) içmek kadınlarda işe yarıyor ama sizi bilemem :)

bende böbrek taşı vardı, düşmesine yakın zamanlarda baya bi ağrı yapmıştı idrar yollarında.

özellikle böbrekler bölgesinde soğuğa maruz kaldınız mı? eğer evetse doktorar görünün.

bisürü nedeni olabilir, NGU dan mesane taslarina kadar, bir an önce bir ürologa görünüp TİT yaptir. Erkeklerde de sistit görülür bu arada. Erteleme bence, zira idrar yollarindaki herhangi bir enfeksiyon böbreklere sicrayarak komplikasyon yapabilir

bende birkaç gün boyunca fazla miktarda kola içince de oluyo bu meret. normalde bişi yok? bira iç, olmassa sütlü çay iç geçer :p (tabi olabildiğince de kola içme ;)

kafana takılan kolon mu? Adam gibi bir iki firmayla konuşun da güçlendirme tekliflerini alın(en az 3 teklif alın ki kazık yeme ihtimali azalsın-referanslarını da kontrol edin). Güçlendirme dediğin iş öyle kalfa hesabı şunu şunu güçlendir tamamdır usta gibi yapılmaz. bu işi alelade biri de yapmamalı o yüzden firmalarla görüşün. fiyatı bilemiyorum sektörde olmama rağmen güçlendirme işlerine yabancıyım.

1- benim bildigim, suan itibariyle kayit icin gittiginiz tarihten en fazla 1 ay icinde giris yapmis biri lazim. (yamuluyor olabilirim)

2- sadece pasaport yeterli, bir de imei numarasi istenecek ki iphone'un arkasinda yaziyor.

3-telefonu eger yeni aldiysaniz icindeki sürüme bagli olarak, iPlus 2.0b tavsiye ediyorum, 1.1.4te telefona hic zarar vermeden (ZiPhone en son kalici bir hasar birakiyordu) sadece max.10-15 dakikada unlock islemini tamamliyor.

4- outlookta hepsini toplayip iphone a atmak en guzeli, sim karttan kopyalama programlari pratik degil, pratik olanlar ise freeware degil.

5- internette arama yapinca servis hizmeti veren yerlerle karsilasiyorsunuz ama ben kesinlikle güvenmiyorum. ayrica amerikada da adamlar tamirle ugrasmiyor. (arkadasim pilinin yenilenmesi icin gönderdi, onun yerine yeni telefon yolladilar.)

---
not: unlock isleminde cuma veya cumartesi günleri taksim, besiktas, kadiköy civarlarinda laptop ile gelerek yardimci olabilirim..

pasaport olayı 1 senelik arkadaşlar. pasaport başına senede bir defa, bir cihaz kayıt edilebiliyor. şu anda cihazı kaydetmeniz için 2008 içinde y.dışına çıkıp gelmiş birini bulmanız yeterlidir. bir ay veya altı ay gibi bir sınırlama söz konusu değildi ben kayıt ettirirken.

son bilgi 2008 mart tan sonra 2 yılda 1 telefon kaydedilebilecekmiş. ben daha yeni kaydettirdim oradan biliyorum. gerçi girişim çıkışım çoktur sorun olmadı. hatta 2007 hakkım da varmış öyle dediler.