hiçbir şey olmaz aslında, hele kitap ve sinema kısmı tek başına daha zevkli. tek başına kalamayan insanları pek anlayamam, kendine yetemeyenler gibi gelir.
önemli olan o an kendi içine gömülmek mi istiyorsun yoksa paylaşım mı.

Başkalarına muhtaç olan, bu dediklerini yapacak kimseyi bulamayınca evde tıkılanları anlayamadım hiç. Yalnızca kendim iken dolaşmak, hayatımda önemli bir yer tutar. Tek değilsin.

Son 1 aydır bu dediklerini yapıyorum. Öncesinde de yapardım, hiç zararını görmedim. Yalnızlık neden kaçınılan bir şey anlamıyorum çok kıymetli bence.

iptal ettirdiyseniz neden harcama itirazında bulundunuz ki? 2-3 gün sonra o provizyon kalkacak yani hiç kesinti olmayacaktı zaten.

provizyon kalkacaktı +1

iptal ettirdikten sonra oluşan provizyondu çünkü.

İspanya al devam et.

Hangi ülkede en çok kalacaksan oradan. Yakınsa gün sayıları, ilk ülkeden. Bir de Almanya daha zor sanırım.

@necrolyte
ispanya 10, almanya 30. şimdi başvuru sırasında kalınacak yer vs. birçok soru soruluyor. ben almanya konsolosluğundan vize alırken ispanyada kalacağım yerleri falan göstermek zorunda mıyım başka ülke için nasıl vize verebilirler çok aklım almadı.

Evet tüm planını göstermelisin, yoksa Almanya'ya gideceğin günden başlatırlar vizeni sanırım. Ben de Macaristan, İtalya, Yunanistan turu için başvurdum ve hepsi için uçak, otel çıktılarını istediler.

bildiğim kadarıyla ilk giriş yapacağın yerden almalısın yoksa sorun olabiliyor denildi bana. ne tip sorun bilmem.
eşim için yeni aldık biz de almanyadan. sonra paris yapcaz. diğer ülkeyle ilgili evraklar da yardımcı olur sürenin uzaması için.

30 gün kalacağın için almanya'dan alman gerekiyor.

Abi düzgün bir yerde staj yapıyorsun, düzgün bir okulda güzel bir bölüm okuyorsun, adamlar isterse hiç para vermesin, yemeğini cebinden ver, yol paranı cebinden ver. Attığın taş ürküttüğün kuşa değmiş mi hiç ?

personele gerekli bilgi verilmemiş.haftalık çalışma saati 45 saattir ve 45 saat çalışınca (9x5 yada 6x7.5 saat )hafta sonu size ücretli verilir.Eksik giderseniz ücretli hafta sonu tatili olmaz.(özel sözleşme hariç tabii).yazıyı bilemediğim için üslüb konusuna bir şey diyemiyeceğim.Özel şartlar olduğunda sözleşme yapmak en iyisidir.

@kimlanbu asgari ucrete muhendis mi calisir muhabbeti donuyor ya hani arada sozlukte, bu kafa sayesinde iste hep bunlar.

Uslup yanlis derken yazdigin bir seye mi takildilar yoksa hakkini ariyorsun diye mi cemkiriyorlar o onemli. uygun bir dille hesap nasil yapiliyor ogrenmeye calis.

Uslubun muhtemelen yanlis. Ozellikle iyi okulda okumus yeni mezunlarda bu cok gorulur.

Senin de yanlis hesaplamis olabilecegini dusunerek -ki muhtemelen oyle, bir ton mevzuati vardir konunun- konusacaksin ve durumu konusarak cozeceksin.

üniversite stajerlerine ücret ödemek zorunda değil şirketler. sadece lise stajerlerine ücret ödeme mecburiyetleri var. veriyorlarsa tamamen iyi niyettendir şirket prensibidir. hiç de vermeyebilirler ik'yı kızdırma :p

büyük bir şirketin (sabancı şirketlerinden biri) ik'sında 3 aydır staj yapan biri olarak söylüyorum: üslubunun yanlış olduğuna adım gibi eminim. iyi bir üniversitede okuyup iş hayatına yeni giren tip...

müdürüne şikayet ettiklerine göre hesaplamada bir hata yok. bu maaş hesaplama olayı tahmin ettiğinden daha da karışık. mesela günlük ücret maaş/30 hesaplanıyor. maaş/iş günü değil. mesela senin 900 tl maaşın varsa günlük ücretin 30 tl oluyor. haftada 3 gün gelirsen de haftalık 90 tl alırsın. tam zamanlı gelmediğin sürece bu şekilde.

şirketlerin politikası farklı olur. bizde de mesela tam zamanlı gelmediğin sürece maaş/30 oluyor aldığın para. 3 gün gelsen de aynı 4 gün gelsen de. çünkü bunun takibiyle uğraşamaz kimse. bence iyi niyetli bir mail atsan açıklamasını güzel bir şekilde alırdın. ik'daki insanlar çok gıcık da olabilir, o yüzden ters düşme derim.q

ya bu mail olayına da hastayım, bir 5 dakika girip insan gibi anlatsaydın derdini tamamdı bu iş

Para onemli değil, yani ufak hesap yapmaya gerek duymuyorum. Ilk basta bana anlatilan ile gerçek arasında fark oldugu icin mail ile bunu açıklayıp bu konu hakkinda aydinlatabilir misiniz deyip teşekkür ettim. Müdür de beni hakli bulup, ik cilarla sen ugrasma ben hallederim dedi son olarak. Mail nasil atilir biliyorum pek tabii, yalnizca ik cilar gibi sonuna "sevgiyle " yazmayip rasyonel verilerden bahsettim. Evet @ack300 burasinin da dediginiz gibi politikası.

Al iste, ogren diye yazmisiz hala burnundan kil aldirmiyorsun. Bulundugun konuma gore cok tipik bir davranis. Uslubun belli ki hatali. Uslup demek rasyonel veriler kullanmamak demek degildir. Uslup onemlidir.

Eşim üst sınıflardan ders alarak yarım dönem erken bitirmişti..

olabiliyor, mümkün. bu yıl arkadaşımın arkadaşı bu şekilde bitirdi.
dönem içinde kredi yettiği sürece üstten ders alırsan, ona rağmen bitmiyorsa yaz okulunda üstten almaya devam edersen bitiyor.

bir yıl değil de, yarım döenm olabilir. yazz okulunda ve ortalamn tuttuğy sürece üstten ders alırsan sürekli yarım dönem kısalabilir.

kolay olması bölümüne göre değişir mi peki? mesela iibf bölümlerinde bunu yapmak kolay mı?

yaz okulu varsa üni.de daha kolay olur, bizim okulda yok ne yazık ki. üstten ders de aldırmıyorlar nedense...

dönemlerde bir iki ders fazladan alarak iktisat bölümünü yarım dönem erken bitirdim.

elbet bazı sıkıntılar olur ancak çok büyük bir zorlanma yaşayacağını zannetmem. birbirine bağlı dersler varsa ister istemez yaz okulu ihtimali artıyor.

üstte belirttiğim bunu yapan arkadaş inşaat mühendisi kendisi. yine bir arkadaş var o yarım dönem önce bitirecek ama mükemmel bir ortalamayla elektrik elektronik, bu arada elektrikçinin bitireceği üniversitede 4 yılda bile bitirmek başarı sayılıyor.

velhasıl kelam iş sende biter. iibf'de neden olmasın gayet mümkün. ortalaman elveriyorsa alabildiğin kadar üstten al, yaz okulu yoksa bile diğer üniversitelerin yaz okuluna git. istediğin sürece imkanı sen yaratırsın ama sosyal hayatın sekteye uğrar mı uğrar.

torpil?

4 ortalama ile bitirip yüksek yapmadan doktoraya başladı kendileri. Adam 2. olmuştu öss'de, öyle bir tip. Olabiliyor yani.

Vay be analar ne evlatlar dogurmus...
Neyse
Evet, ustten ders alarak erken bitirebilirsin

Başlangıç aşamasında bulabildiğiniz deneyimli bir kişiden/kurumdan kurs almanızı öneriyorum. Yanlış öğrenmekten de kaçınmış olursunuz ve öğrenme süreci hızlanır. Birşeyler oluyor hissi her gün elinize gitarı alıp parmak çalışması yaptığınızda 1 ayda bile gelebiliyor, fakat yetenek ve isteğinizle alakalı daha çok.

bir yandan da basit akorlara bakin. duz nota bayabilir. dinlediginiz sarkilarin tab'larini bulun ordan yapabileceginiz yerlerini calisin. misal metallica one, fade to black girisleri ya da nothing else matters'in en basi. sarki calismaniz sizi motive eder.

tablar ile bir kaç parça öğrenip hevesinizi arttırabilirsiniz.

asla vazgeçme hacı ağbiy, asla! hiç olmazsa günde 15 dakka çalış ama her gün çalış.

26 yaşındayım, 7 aydır keman 1 yıldır da piyanoyla uğraşıyorum, bir şeyler oluyor çalışmaya devam et bence, sonra çok iyi geliyor, kendini seviyorsun yeni bir parçayı çaldıkça vs.

müzik ve müzik enstrumanı çalmak, uzaktan görüldüğü gibi kolay ve eğlenceli değildir arkadaşlar. öncelikle mantık olarak yanlışı düzeltmek isterim.
eğer basit bir şey olsaydı zaten notayı matematikçi icat etmezdi sanırım...
öncelikle çalmak istediğiniz enstruman, her mutlaka zaman ayırabileceğiniz, hiç sıkılmadan, usanmadan büyük bir sabırla saatlerinizi geçirebileceğiniz bir enstruman olmalı.
yani, o daha kolay onu çalarım, o zaten gıy gıy sorun yok dediğiniz noktada yanılıyorsunuz.
ayrıca bir enstrumanı en iyi öğrenebilmenin yolu, birebir ders almaktan geçer.
bunda da eve alışveriş yaparken nasıl bozuk tavuk/et, tarihi geçmiş meşrubat veya coca cola yerine rc cola almıyorsanız aynı mantıkta iyi bir hocadan edinmelisiniz dersi. zira, ortalıkta hoca olduğunu iddia eden tonla soytarı var.
hocayı isim soyisim eidnip araştırdıktan sonjra bakın bakalım nerelerde ne çalmış, eğitimi neymiş vs. ud öğrenip keman dersi veren tiple tanıştım ben internette...
son söz olarak, enstrumanı evde tek başına, internetle ve kitapla vs öğrenmek yakın gelecekte hezeyana yol açabilir, hayli risklidir.
bilginize...

@jeanluc+1 ben de ders alarak ilerleme kaydettim bir hocan olmazsa o disiplin gelmiyor hiç, aletlerde kenarda atıl durumda kalıyor. 4 yıldır piyanom var aslında hocamdan ders alana kadar hiç ilerleyemedim.

pratik şart, ders şart

saati 3 biradan ders veririz hocam

6 gün, bir antrenmanım 1 saat sürüyor en az.

3 gün antrenman 1 gün yüzme sonra yine 3 gün antrenman diye yapıyorum

bir gün arayla gidiyorum. kardiyo yapmıyorum, sadece 5 dakika yürüyüş. ardından 1 saat civarı ağırlık.

5 gun 1,5 saat en az. 2 gun kardiyo 3 gun agirlik oluyor. bazen kardiyo gunlerinde de agirlik calisabiliyorum. +1 gun hali saha var. toplamda 6 gun spor yapmis oluyorum

@GibsonRules; www.youtube.com valla bunlardan farkın olmadığını düşünüyordum da az önce kanıtlamış olduk.

profesyonelleşene kadar kaslarınıza dinlenme payı vermeniz gerekir. bunun için de maksimum 2 gün üst üste gitmelisiniz. ama o da zorunlu olmadıkça yapmamanız gereken bir şey.

4 gün.
3 günü ağırlık programı, 75 dk.
1 gün kardiyo, 50 dk.

3 gün spor salonunda birer saat ağırlık antrenmanı
2 gün evde ya da hava güzelse sokakta kardiyo/koşu antrenmanları ya da tenis/halı saha 30dk-1 saat
1 gün de yine evde yoga,pilates falan. 1 saat

toplam 6 gün.

haftada bi gidiyorum. beş dakika sonra yorulup geri dönüyorum.

haftada 3 ya da 4 gün. ağırlık çalışıyorum. kardiyodan sayılmaz ama çalışmadan önce ortalama 1 km falan koşup ısınıyorum.

Haftada 4 gün gidiyorum.

Kardiyo ile başlayıp agirliklara geçiyorum bu da minimum 2 saat sürüyor. Haftada min 8 saat salondayim yani.

5 akşam ağırlık X 2-3 saat.
1 sabah koşu + yüzme 1 saat.
1 sabah koşu + speed work 1 saat.

çevremdeki çoğu kişi. nickimi sadece kardeşlerim ve yeğenler biliyor.

Abim eşim ve birkaç arkadasım biliyor

arkadaşlarım, yakın kuzenlerim biliyor. ama nikimi sadece en yakın arkadaşım ve sevgilim biliyor. şimdiki aklım olsa belki onlara bile söylemezdim ama :)

ekşide yazar olduğumu bilen bir çok, ekşideki nickimi bilen sadece 3 kişi var.

sözlükte gördüğüm şeyleri sağda solda arkadaşlarıma gösteririm. dört ay önce muhabbeti açıldı, işyerindeki kekolardan biri çaylak mı ne olmuş bana sordu "nikin ne" diye. "ug tek" dedim, hıyar hemen yarım saat sonra ortamdaki diğer arkadaşa e-posta atmış "bak bak X neler yazmış sözlüğe" diye. baya baya millete yedirdim.

yazar olduğumu bilenler nikimi bilmiyorlar, bazı yakın arkadaşlarım nikimi biliyor ama onlar da sözlükçü zaten.

3 kişi. Yazar olduğumu biliyorlar ama nickimi bilmiyorlarlar.

bir kaç yakın arkadaş. eski sevgilim de nickimi bilen tek kişi.

Yazar olduğumu arkadaşlarımdan hocalarımdan bilenler var, nickimi sadece 2 arkadaşım biliyor, bir de sözlükte de badim olan bi hocam

yakın sayılabilecek çevremde babam hariç herkes biliyor. hatta söylemese bile o da biliyordur eminim, okuyor çünkü sözlük mözlük. kendim kimseye söylemedim nick'imi. yakın arkadaşlarımdan birisi de, annem de okuyarak buldu. çok fazla yazdığım, gerçek hayatımdaki çoğu kilit şeyi paylaştığım, o zamanki okul arkadaşlarımla yaptığımız organizasyonlar (masa tenisi turnuvası olurdu mesela komikli şakalı yavşak kural listesini ben yazardım) için de bir şeyler yazdığım için tanımaları çok kolay oldu sözlükte takılınca.

başta sorun etmedim hatta annem okumasına rağmen ayak fetişisti olduğumuu falan söyleyebildiğim için bi dönem kendimle gurur duydum.

ama artık gerçekten sözlüğe bir şey katmadığını, bilgi/komik/hoş bir şey içermediğini düşündüğüm her şeyi teker teker siliyorum. özel ilgi alanlarım (dota, buz hokeyi, futbol vs.) haricinde de çok yazmamaya, polemiğe girmemeye özen gösteriyorum.

çocuk aklımla sözlüğü çok ciddiye almışım. i have a dream diye gezdim ortalarda yıllarca, HALKIN SESİ DER MEİSTER. GENÇ VE DİKBAŞLI, DELİKANLI DER MEİSTER diye. yarrak gibi işler yapmışım yeni yeni fark ediyorum. sözlükte bunca tacizle karşılaşmak yerine çok daha güzel şeyler yapabilirdim. hala geç değil ama, problem değil.

zamanında liseden(oeh 8 sene olmuş mezun olalı) yazar olan bir çok arkadaşım biliyordu hatta bir şekilde denk geliyorduk nick vs de biliyorduk çoğu artık yazmıyor.
özellikle konusu geçmedikçe yazarlık muhabbeti yapmak çok saçma. sorduklarında vs cevaplanır.
annem mesela nickimi de biliyor, arada bakıyor takip ediyor. teknik konularda bana ulaşamadığında sozluk üzerinden bakınıyor entry'lere filan.

öyle bir saklama gizlilik modunda değilim. mal ortada neysek oyuz işte.

herkes biliyo twitter'dan falan da paylaşıyorum. saklı gizli bi şey yok.

Hickimse bilmiyor. Sozlukte duyuruda cok fazla takildigimi goruyorlar ama nickimi kimse bilmiyor ii.

benden başka hiçkimse.

ailemdeki yazarlar ve annem biliyor. gerci pek yazmiyorum ama yazsam sorun olmaz. annemin kendi basligi var, onu kendisi bulmus mesela. arada sozluge bakiyor.

edit: ailemdeki yazarlardan kastim 2 kuzenim.

ya ben anlamadım nasıl aileler varmış arkadaş cevap verenlerin yarısının ailesi biliyor hatta bir de takip falan ediyor hele ailesinde yazar olan da varmış ya ne desem bilemiyorum :)

ben de sözlüğü kuzenimden öğrenmiştim yıllar önce ama nick falan hakgetire sözlükle ilgili en ailevi şeyim anca bu benim.

3 arkadaşım biliyor, üçü de birbirini tanımıyor.

biri çok yakın, ikisi de zaten yazar olan arkadaşlarım ve eski sevgilim olmak üzere 4 kişi.

Yazar olduğumu saklamıyorum fakat nikimi sadece bir kişi biliyor.

Yazar olduğumu yakın arkadaşlarım, nickimi eski manyak sevgilim biliyor. O yüzden burda takılıyorum, sözlükte de sadece anket dolduruyorum artık.

kardeşim annem bazı arkadaşlarım biliyor yazdığımı. o arkadaşlardan da bir kısmına söylemiştim nicki ama alakaları olmadığı için hepsi eminim unutmuştur. şu an sadece 2 kişi biliyor. 2si de yazar biriyle sözlük sayesinde tanışmıştık.

kardeşim ve 3-5 arkadaşım.

Sadece bir arkadaşım biliyor. Bir de sözlükten tanıştığım çok samimi olduğum 3 kişi haliyle bilyor.

Yazar olduğmu yakın çevrem biliyor ama.

yaşadığım çevrede kimse. sözlükte tanıdığım 1 kişi, onun dışında duyuruda tanıdığım 1 kişi daha gerçek kimliğimi biliyor. onun dışında bi sapık falan varsa peşimde bilmiyorum.

Sozluk vasitasiyla tanistigim insanlar haric kimse bilmiyor.

kardesim ve eski sevgilim biliyor nickimi. onun disinda arkadaslarim falan yazar oldugumu biliyorlar sadece muhabbet ederken gectiginden oturu

eksi ve itü'de yazar olduğumu çevremdeki arkadaşlarım biliyor. babam ve kardeşim de biliyor sözlüklerde takıldığımı. yazar olduğumu gizlemiyorum da reklam da etmiyorum.

nick'imi bilen iki arkadaşım var, biri zaten yazar. diğeri de nickimi farklı bi kaç sitede daha kullandığım için biliyor. eski kız arkadaşlarım biliyorlardı. onun dışında nickimi bilen yok. ama rahatlıkla bulunabilir nick'im. o yüzden artık pek yazmadığım gibi eski entrylerimin bir kısmını da temizledim.

mutluyuz kanka, bi üzgün sensin

mutsuz olduğumu nerden çıkardın kardeşim

konuşsanıza lan şurda iki dedikodu yapacağız son bi kez

mutsuzum, parayı çuvalla kaldırıp sağlığıma kavusurken yine de mutsuzum. napalım?

kendimi bok gibi hissediyom, o kadar ki insanlar şöyle geçerken aa ilerde bişi var diyolar tam iki adım atcaklar koku geliyo burunlarına kaç kaç diyolar, ahanda öyleyim.

niye gidiyon? olmadı mı senin iş?

stabil. ee ne oldu, oldu mu yoksa o iş? anlatsana biraz, o kadar okuduk yazdık :)

Var var. eşek kadar yaşında ergen gibi, bağımlı gibi aşk acısı çeken var. Tiksinmeyle soğumayla karışık bir bağımlılık gibi. Hastalık gibi. darısı başıma diyorum. Ne mutlu sana..

olup olmadığı belli değil de, ben sıkıldım artık, netleşti derken bu yani. bu konuda kafa patlatmayı bıraktım, işimdeyim gücümdeyim. işte en son pansumana gittiğimde "çok kötü zamanlarda geliyosun, senle ilgilenemiyorum" falan dedi.
şöyle netleşti: bu konuyla ilgilenmeyi bıraktım. bu.

@selam, yemin ederim içimi kararttın, senle bi hafta sonu içek, bir şeyin kalmaz.

squat tam anlamıyla bunun için yaratılmış. bu arada ne popoymuş öyle ya :O:O:O:O

ekleme: yalnız bu arkadaşın beli de bayağı ince. öyle böyle değil. o da kalçayı gözümüze sokuyor.

daha önce bana squat bacak çalıştıran hareket demişlerdi yani popoya da faydası varmış ama asıl amacı bacak çalıştırmakmış benim bacaklarım yeterince kaslı yapıya sahip olduğu için kalınlaştırmak istemiyorum. sadece popo hedefli hareketler var mı bildiğiniz?

squat. squat . squat.

Benim de idealim kendisi, evet olmasına olunuyor squata abansam böyle olurum kum saati gibi, ama quadlar da belirginleşiyor ona bi çözüm bulamadım. Bacağı kalınlaştırmadan yapması çok zor, izole bir hareket değil çünkü. (bkz: insan gerçekten hayret ediyor)

yaa o kız squat yapmıyor dostlar squat öylee olmaaaz. instagram ne kadar yalan bi dünya böyle.

pilates yaptığım zamanlarda büyümüştü biraz ama bu ablanınki çok enteresan bişey. çekiciyle itici arasındaki çizgide ama götü çizgiden büyük olduğu için biraz itici. karikatür gibi. yani otobüste yolda falan poponu milletin ağzına niye sokasın ki? bide biraz araştırdım squat yapacaksan önce bi yerlerden biraz öğrensen iyi olurmuş

iğrenç lan böyle götüm olsa ekmek almaya bile çıkmam. bide gerine gerine foto paylaşmış.

squat falan bilmem de makasla falan sıkılaşıyor işte. bu kadar olur mu bilmem. genetiktir bununki halasınınki falan da büyüktür.

2 yaşımdan beri squat yaparım bu da ispatı:
apacheathlete.files.wordpress.com

poposu zaten güzelmiş üstüne squata abanmış. bu arada biraz da kalf çalışsa ya benim için biri mesaj atsın söylesin :3

bulamadım şimdi, en geç yarın akşama bir şey paylaşacağım ben de squat ve sporun bopoya faydaları konusunda.

bana biraz inanılmaz geldi acikcasi özellikle 2010 yilindaki fotosuna gore. sadece sporla bu kadar buyumez sanki.

Büyür. Oraya özel izolasyon yaparsan uzun süreler, vücut illa ki tepki verecektir.

@arnold oraya ozel izolasyon derken?

sevgili butt severler;
sanırım bu kızın poposu gerçek değilmiş, implant diyorlar :/ burnu da estetikmiş zaten, "brazilian butt implant" diye araştırınca benzer örnekler çıkıyor karşınıza.

şurada elemanlar tartışmışlar gerçekte görenler falan var, anladığım kadarıyla çoğu fake diyor:
forum.bodybuilding.com

ulan bi tane kafası çalışan adam yok şurada hakkaten.

squatla göt öyle olmaz. senin götün hiç bi zaman öyle olmaz. istersen 25 yıl boyunca squat yap. genlerinde yoksa yoktur. sporla bi şeyler katarsın da fark edilecek bir şey olmaz, en fazla küçülür götün ufacık kalır.

düz götlülere de her zaman talip vardır. üzme kendini.

pampa taam vurma ya. fotolara kandık kız 4 senede ne göt yapmış dedik affet.

hayvan(hayvan mı o?) dağ dolusu altının içinde yatıyor da kurduğu iki üç cümle mi görmemişlik geldi sana:D

Peter Jackson bok yemesi. özet bu. evet.

hobbit zaten çocuklar için yazılmış bir roman ama sinemaya bu şekilde uyarlanması komik olmuş cidden

filmi daha izlemedim ama mal mal aksiyon ve karizma katmaya çalışmaktansa masalsılığını ön plana çıkaran şeyleri tercih ederim. Senin yazdığın kısım da hoşuma gitti hatta.
Ayrıca mayaa da iyi demiş, dağ dolusu altının üzerine kuruluyor ejderha, 3 tane troll şiirsel bir aptallıkla cüceleri ellerinden kaçırıyor, smeagol bilmeceler soruyor. Hobbit bir masal kitabı, filmi de masal kitabının film uyarlaması olarak değerlendirmek gerekir bence.

evet. kalanını da avans olarak kullanabilirsiniz. ücretsiz avansmil yani. sonra bir sene boyunca kazandığınız millerden kapatıyorsunuz borcu yine aynı mil kazanma şartları geçerli olacak şekilde.
ayrıntıları şurada: www.maximiles.com.tr

telefonla derken maximilesın anlaşmalı olduğu firmayı kastettiğinizi varsaydım.

Çok teşekkür ederim :)

insanity'de var bu hareket. hızlı ve çok yaparsan etkili evet.

bacağını ve poponu çalıştırmak istiyorsan squat yapacaksın. açık ve net. istersen bunu da yapabilirsin ama number 1 olan squat.

bu hareket karın kaslarını çalıştırır en çok. ve aynı zamanda kardiyo tabii. harika bir hareket. kesinlikle antrenmana eklenmesi gereken bir hareket.

antremana ısınma hareketi olarak kullanılır genelde. asıl düzgünleştiren squat+1

zor bir şey istiyorsan deadlift verelim abi.

ver abim :)

kullanmasan da olur tabi. tuz'u eksik etme. vücut aşırı su kaybettiği için, tuz suyu vücutta tutar.

supplement kullanma yeni başladıysan. gece uyumadan önce yapman bazı kaynaklara göre sabah daha dinç kalkmanı sağlıyormuş.

supplement kullanma diyenler p90xi,body building sporuyla kıyaslayanlar,daha önce p90xi yapmamış ve hatta görmemiş olanlar.
tony abi her videonun sonunda recovery drinkten bahsediyor,farkettiysen.
kullanman tabii ki şart değil fakat programdan tam anlamıyla verim almak istiyorsan kullanmalısın.
şuraları araştırırsan buradan aldığın bilgiden çok daha fazlasını bulabilirsin.
www.p90xtr.com
p90xturkiye.blogspot.com

düzenli bir beslenme programı oluşturduktan sonra p90x için takviye gıdalar bence gereksiz. gece antremanlarınada gelirsek, p90x programı kardiyovesküler çalışmalardan oluştuğundan ve nabız sürekli tavan yaptığı için gündüz vakti dinç ve enerjik bir biçimde yapılması bence daha uygun olur.

yatmadan 1-2 saat spor önce olmaz. sporu yaptıktan sonra 1-2 saat içinde yemek yemen lazım. sen spordan 1-2 saat sonra yatıyorum diyorsan -gece 11-12 gibi yattığını düşünürsek- yemek yer yemez yatıyorsun demektir. bu da yanlış bir şey. akşam yemeğini en geç 7'de yemek gerekiyor.
bu arada en uygun spor saati 11:00-15:00 arası.

supplement olayı nasıl vücut istediğine bağlı. evde çalışarak elde edemeyeceğin vücutlar var ki bir de supplement almayacağım diyorsun. kısacası evde vücut yapılmaz diyeyim ben sana uzun uzun anlatmayayım(1,5 yıl salon tecrübesi, p90x, insanity.. bunları yapmış biri olarak konuşuyorum)
şunu unutma: evde vücut yapılmaz evde spor yapılır.


tavsiyelerim; beslenme düzenini oturt. bu sporun en önemli ayağı. sporu aksatma(bu bir şekilde olur) güzel ve verimli dinlen.


daha anlatacak çok şey var da saat geç oldu yatacağım. detaylı bilgi için mesaj at, yardımcı olurum.

@papillon7

evde vücut yapılmaz mı ? www.google.com.tr

Evde vücut yapılmaz mı? Ahah

@kendihalindekiyaratık, sen sordun mu tony horton o vücudu evde mi yapmış? sana anlattığı derslere iyi bak bakayım background da neler var. o boş alan aslında ne? o boş alan aslında onların spor salonu. bildiğin bench presslerin, leg presslerin, lat pul downların olduğu salon orası.

sen o dersleri sana anlatıyor diye o vücudu o programla mı yaptı sanıyorsun? öyle vücudu evde yapmanın imkanı yok. hele supplementsiz? imkanı yok'un karesi diyeyim ben sana.

tekrar ediyorum: "evde vücut yapılmaz!"

ha nasıl yaparsın? evin bir odasına kurarsın ufak çaplı bir spor salonu, yapabildiğin kadar olur. ama salon yüzü görmemiş adamın bu ortamda bile vücut yapması çok çok zor. internetten öğreneceğin bilgilerle olmuyor bazı şeyler. illa salona gidip deneme-yanılma yöntemini yaşaman gerkeriyor.


dediğim gibi anlatması kolay şeyler değil bunlar, bu konu hakkında binlerce satır yazabilirim. tevekkeli değil alacağın eldiven için bile binlerce makalenin olması.

adonis kolay ortaya çıkan bir kas değil.. farklı hareketlerle çok uzun bir süreçte çıkar. antrenmandan sonra kaslar ciddi şekilde belirginleşir. kendini kasmaya gerek kalmadan.. antrenman sonrası damarlar vs şişer..

kaslarını sıktığında doğal olarak daha da belirginleşir. ama bu demek değildir kinormal de dümdüz bir karın olacak. gün içerisinde sıradan insana göre kaslı yapı apaçık ortadadır.

antreman sonrası daha da belirginleşir ancak normal zamanda da belli oluyor uzun zamandır çalışınca, 2. yılın sonunda anca normal zamanda da görünmeye başladı bende mesela. kol çalışmadan ölçülmeli, sıktığında en kalın yerden, omuz da keza en dış kısımdan ölçülür. bel ince kısımdan.

1. kişisine göre değişir. kimisinde her halükarda gözükür, kimisinde sıktığında gözükür. her halükarda gözüken adamların yağ oranı diğerlerine oranla daha düşüktür, istenen seviyedir denilebilir. ama o dergilerde(muscle fitness, men's health v.b.) gördüğünüz adamların hiçbiri soğuk fotoğraf çektirmiyor, sıcak fotoğraflar hepsi. ağır bir idman yapıp hemen kamera karşısına geçiyorlar. bilmeyenler "ulan ne vücut var adamda" diyor fakat 2-3 saat sonra ki vücut ile antrenman sonrası vücut bir olmadığı için vücut biraz daha salıyor kendini. yalnız yiğidi öldürüp hakkını yemeyelim. adamlarda bir potansiyel var ve idmanla nirvanaya ulaşıyor bu potansiyel. hani vücudu şekilsiz bir adamın alacağı hal değil.

2.belli bölgeler var. özellikle mr. olimpia için.

Fırsat sitelerine bakabilirsiniz, güvenilir oluyor.

chill out diye bi yer var istiklalin sonunda, tünelden aşağı inince. chill out pera olabilir adı eğer yanlış hatırlamıyorsam. kız arkadaşınızla kalabilirsiniz ama çok bişey beklemeyin.

Bence de yok.

çok zor

olmaz öyle saçma şey.. insanın hemen kendisini izole etmesi en iyisi..

Olmuyo. Denedim. Birini sevmiştim, aşık değildim. Varlığından rahatsız değildim. Ota boka trip atıp laf sokmalar... Bi ilişki durumu değiştirdim facebook ta, arada yaptığım bişiydi olsa da olmasa da. Bu bi tavır aldı akıllara zarar. Bisürü destansı mesaj. Neymiş benimle konuşurken hayatına birini almıyomuş ben niye almışım falan. Durumu kısaca anlattım sen değişmişsin eskiden böyle değildin falan demeye başladı. Tabi saat gecenin bi körü. Uyuyakaldım.

Msn, facebook, twitter falan hepsinden silmiş.
Çocuk gibi.
Sonra kapıma köpek oldu arkadaş olalım diyerekten istemedim. Çok yıprattı çok.

Her insanı yıpratır.
Bunu güzel bi şarkı sözüyle bağlayayım


«dost kalmayı bilen, hiç aşık olmuş mu?»

Yoh.

yok canım olmaz öyle şey deli divane sevsen bile bittiyse bitmiştir. sosyal medyadan sil. hayatından çıkar.

Olmaz aga yok böyle bi dünya. Anca şöyle olur, vazgeçemiyrcek kadar aşıksındır, için yanarak arkadaş kalmayı kabul edersinki buda ısınmak için ateşe sarılmak gibi olur. Unutmak unutturmak en güzeli.

başıma geldi, kaldım. senede bi kere yokluyo ama.

İmkansız.

olmuyor lan olmuyor. kendimi bıçaklıyormuşum gibi geliyor bazen.

o beni çok seviyorsa kalırım da ben seviyorsam kalmam.
ben seviyosam o beni terketmiş demektir-ne diye arkadas kalıyım.
2 mizdfe seviyosak niye ayrılalım..
öfff amann oruc başım...

bağrına taş basıyosun. olmak zorunda oluyo. yeri geliyo sadece rüyalarında yaşıyo. aylarca adını bile anmasan rüyalardan çıkmıyo zalımlar!

ha böyle olunca noluyo sinirden kendini yiyip bitiriyosun.

insan kendini bir kere bıçakladıtan sonra tekrar bıçaklayamaz. arkadaş kalmak iki kere bıçaklamak gibi kendini, çok fena.

yok.. var diyen olursa da yalan dünyasında yaşıyor.. düşünsene ya yarın bir gün sevgilisini alıp karşına çıkıyor.. arkadaşım naber? öyle bir batar ki bir ömür çıkaramazsın...

evde geçirin. yılbaşı sonrası haberlerdeki iğrençlikleri izlediğinizde bana teşekkür edersiniz.

çok açık konuşuyorum canım; taksim'e git-me-yin. isterseniz sultanbeyli'ye falan gidin ama yine de taksim'e gitmeyin. çünkü herhangi bi cumartesi akşamında gördüğün kalabalığın 3 katı olacak. ben olsam kadıköy civarına giderim, kadıköy her zaman iyidir.

yılbaşında kapasitesinin en az %50sini aşmak mekanlarda eğlenmek, normalde 100 TL ile çıkabileceğiniz yerlerden 300 TL vererek çıkmak ve madem bu kadar para verdik eğlenelim bari mantığı ile zorla eğlenmeye çalışan insanlarla birlikte eğlenmek istiyorsanız dışarı çıkın..

Taksim olmaz rezalet zaten. Ev konusunda yurtta kalıyoruz ve gunluk evler 5-6 kat fiyat çekiyor :/ kadikoy olabilir :)

Erkek eğer yüzü tombiş değilse kısa saç daha iyi oluyor.

yüz hatların nasıl?
tipin neye benziyor?
saçının yapısı ne?
bu eksik bilgiler varken işine yarar cevap alman zor.

lakin her koşulda git ense tüylerini aldır.

Siz de ben gibi ergenlik sonrası bolca jöle, sprey ve wax ile saçınızın anasını ağlattıysanız saç size küser, çok yavaş uzar, haliyle ayda bir kuaföre gidersiniz. Sakal ise tam arsızdır, küsmez-darılmaz, sürekli (en geç) iki haftada bir "kes veya kısalt, ama bana makas değsin" der.

3 ya da 2 numara kesiyorum, sonra uzatıyorum bir kaç ay, sonra tekrar 2 ya da 3. çok eğlenceli.

biyolojik olarak kısıtlayıcı bir faktör olmayacağını düşünüyorum. kayganlıkla ilgili problem olabilir. efor sarfetmesine gerek olmadığından sürekli sevişebilir. ama başı ağrırsa olmaz...

Dokuya zarar vereceğinden belli bir sınırı vardır.Kişiden kişiye değişir, doku hassasiyeti.

ben 5 yaptıktan sonra yakın bir kız arkadasının maceralarından bahsederken onun erkek arkadası 8 yapıyormus deyip beni gaza getirmeye calisiyordu. bence gücü yettiğince sevişebilir. 5ten sonra artık kan geliyordu benden yani olacak iş değil.

valla karaköy'de deniz diye bi kadın var, rahat 30 kişiyle birlikte oluyodur bir gün içinde. en az o da..

kendini tamamen birakmadikca, o kadar da uzun surmez. islaklik sorun olur; bu da var.

edit: 400 kişi bakmış hala doğru düzgün bi cevap yok vay arkadaş..

İTÜ Endüstrinin olanakları üst seviyededir, gerek dersleri, gerek klüp ve etkinlikleri ile oldukça iyi hazırlarlar okul sonrasına.Yöneticilik istiyorsanız bir de Boğaziçinden mezun olduğunuz için sizi direk gel yönetici yapalim demeyeceklerdir öyle düşünmeyin hele ki inşaat sektöründe.

Egitimi daha iyidir ya da kotudur diyemem ama is dunyasinda Bogazici'nin sayginligi daha yuksektir. Bir de Ingilizce egitim avantaji var tabi.

siz olsanız ne yapardınız?

ben olsam itü endüstriye giderdim ama yönetici olmak diye bir uğraş, bir hedef olmaz. felsefe bile okusan çalışmaya başladığın yerde başarılı olursan yönetici olursun, okuduğun bölümle pek bir alakası yok.

Boğaziçi İnşaat. Staj imkanların çok olacaktır Boğaziçi etiketiyle. Yöneticiliğe dair çok fazla konferans, sertifika programı vs. de oluyor.

yöneticilik eğitim dışında başka özellikler de gerektirir. örneğin yaratıcılık, sezgi, hitabet yeteneği vs.

bu arada yöneticilik hedefine göre bölüm seçilmez. yazdığın alanlar tamamen farklı. yok "ben iki alanda da çalışmıycam bankada yönetici olucam" diyosan. bü etiketi daha ağır basar tabii. ama itü endüstriden okursan iş alternatifin daha fazla olur bence.

Siz olsanız ne yapardınız?Boğaziçi bilgisayar müh. yerine İTÜ elektronik müh. yazdım geçen sene yöneticilik dersen inşaat düşündürdü beni senin sorduğunda.Bu senin ne istediğinle alakalı biraz da, ikisi de en iyi okullardan ama ince farklılıklar var.Tek yöneticilik olarak bakma, mesleğini ve beş sene geçireceğin okulu seçeceksin sonuçta.

itü endüstri. hem okul hem de kulüp etkinlikleri bakımından ve derslerin kalitesi açısından okul bittiği zaman, kendini geliştirme imkanını da bulursan eğer güzel bir yere girersin. illa boğaziçinde inşaat okuyacağım diyorsan da yapma, inşaat itü'de okunur. :)

bogazici insaat, kesinlikle.

kesinlikle boğaziçi inşaat. hem iş dünyasındaki saygınlığı, hem verdiği dil eğitimi, hem de inşaat sektörünün türkiyedeki öneminden dolayı.

hiç düşünmeden boğaziçi

yerini değiştirmen sorun olmaz ama o yumurtalara bi kez dahi olsun dokunursan o yumurtaları balkondan aşağı atar. insanın dokunduğunu anlıyorlar.

dokunursanız bir daha gelmiyorlar :/ bizimde mutfak camına yuva yapmıştı ışığı açmaya korkar olmuştuk. az daha idare edin bence. kolay gelsin şimdiden.

Eliniz değerse bir daha gelmez diye hatırlıyorum, ayrıca yumurtadan çıkınca da onlar yuvada duracak daha ayrılamazlar, yavrulara dokununca da gelmiyor çünkü bir daha.Aynı balkonun farklı bir köşesine koyarsanız olur sanırım.

Yuvanın yakınlarına hergün ekmek ve su koyarak anneyi kendinize alıştırabilirsiniz zamanla, böylece ürkmez. Ama tabi bu dediğim gibi biraz vakit alır.

Yuvayı anne yem bulmaya gittiğinde taşıyabilirsiniz. Yalnız çok farklı bir yere koyarsanız yadırgayıp yumurtanın üzerine oturmayabilir. işte, 1-2 metre ileriye falan koyabilirsiniz. Ama yavruya ve de yuvanın kendisine hiç dokunmayın saksıyı biraz ileri itin o kadar.

Benim de bu yaz balkonumda misafirlerim var. Anne şu an 4. kez kuluçkada, hatta bu nedenle balkonu gözden çıkardım. Yavru yumurtadan çıktıktan sonra ikinci kez yumurtlamadan önce yuvayı taşımak da ayrı bir seçenek olabilir. Yumurtayı tehlikeye atmamış olursunuz hem.

yarımşar metre ilerleyerek bi kaç günde uzaklaştırın bence. sonra annesi gelip 2 metre uzaktaki yuvaya bu benim diildi yav diyebilir.

korkup kaçtığında balkona çıkıp yumurtalara değmeden saksıyı 2-3 metre öteye götürdüm. sonra fark ettim ki korkunca çok da uzağa kaçmamış. balkon demirinden beni izliyor. göstere göstere yeni yerine koydum. yanına su da koydum bu sıcakta bulamaz belki. iki dakika sonra geldi tekrar üstüne oturdu. neyse kurtardık galiba.

benim de var öyle bir misafirim :)
1 hafta önce tatilden geldiğimde, balkondaki boş saksıya yumurtlamıştı, ama saksı tam kapının önünde, mecburen ileri ittim, dert etmedi, geldi yine, birkaç gün sonra da saksıyı tekrar çekip yere gazeteler serdim ki kakaları fazla sorun olmasın, ilk zamanalr gazeteye basmakta tereddüt etti, hatta tüh dedim kendi kendime, yanlış yaptım galiba, ama sonra alıştı,
şimdi alıştık ikimizde, hatta bazen -eğer yavaş hareket edersem- balkona çıkmama bile aldırmıyor.

Yem su ve sevgi vermeye devam ettiğin sürece oradaki güvercin nesli çoğalacak da çoğalacak. Köyden akrabaları, alamanyadan kuzenleri gelicek, hep beraber her yere sıçıcaklar.

Öyle bir yuva kurup gitmece huyu yok bunların.

(bkz: flying rat)

cevap verirler ama cevabın olumlu olacağı konusunda bir şey diyemem. twitter'dan bile yazsan cevap veriyorlar..

Hmm düzgün bir yazı hazırlayıp atayım o zaman.

Kurs şart değildir, internette video olarak dersler var.Tanıdığım bir eleman 19'unda başladı elektro gitara daha önce hiç gitar çalmamasına rağmen, şuan baya akıcı çalıyor.Ama her yeni şey gibi emek ister, öğrenme aşamasında sııkılmamanız lazım.

enstrüman çalmak tamamen içindeki isteğin boyutlarına ve kalıcılığına bağlı. bu doğrultuda yeterince tırmalar, uğraşırsan tatmin olacak şekilde çalabilirsin tabi. ama hevesin geçiciyse, "bu ne lan of bunla mı uğraşcam" falan dersen gerek yok. üniversitenin ilk senesinde başlayıp, kurs falan alıp şu an belli bi seviyede olan arkadaşım var, ki yaklaşık 2 sene geçmiş durumda.

yeni bir şeylere başlamak için hiçbir zaman geç değil. yaşım neredeyse 28 oldu daha doğru düzgün yüzmeyi bu yaz öğrendim.

Ben 19 yaşımda başladım kendi kendime, kursa gitme imkanım yoktu. Şu an 21 yaşımdayım kendime yetecek derecede gitar çalıyorum. Güncel şarkıları, eski şarkıları rahatlıkla çalıyorum. Sıfırdan başlayacaksan Öner Yavuz'un seti var sanırım 40 tl internetten alabilirsin. Derslerin bir kısmı youtube da mevcut oradan da başlangıç yapabilirsin. Nota ile boğmadan ve çok güzel anlatıyor. O seti bitirirsen Selim Işık'ın internette videolu dersleri var ücretsiz olarak 100 ders. Buradan da nota, gam, armoni bilgilerini edinebilirsin. Profesyonel olarak çalmayı düşünüyorsan kursa git ama hobi amaçlı düşünüyorsan vakit ayırarak kendin de öğrenebilirsin.

20 yaş ne ki! Kesinlikle geç kalmamıştır.
1. Önce hangi tür gitar çalmak istediğinize karar verin. Klasikle başlamak zorunda değilsiniz, elektrogitar istiyorsanız onunla başlayın.
2. Size doğru tutuşu filan öğretecek bir hocayı, bir arkadaşınızı ayarlayın.
3. O kişiyle beraber gidip gitar alın.
4. Bir-iki derste doğru tutuş, başlangıç alıştırmalarını çalışın
5. Diğer arkadaşların söylediği yerlerdeki derslerle kendinizi geliştirin.

İyi bir mühendis olmak istiyorsanız ODTÜ ve İTÜ'den başka yer seçmeyin. ODTÜ'nün diploması yurtdışında daha tanınmıştır ama İTÜ'nünki de prestijlidir. ODTÜ 9'sa, İTÜ 7'dir diyelim. Yurtdışına çıkmak, okumak, çalışmak hayal değil, hatta çok çalışkan biriyseniz Türkiye'de olmanızdan daha kolay.

Notlarınızı çok yüksek tutacaksınız, İngilizceniz çok çok iyi olacak ve akademik projelerde görev alacaksınız. Yurtdışının anahtarları bunlar.

iki çok yakın arkadaşım odtü ee mezunu, ikisi de çok zeki olmakla birlikte ortala öğrenciydiler. biri seattle'da microsoft'ta, diğeri ingiltere'de broadcom'da çalışıyor. bölümdeki diğer arkadaşların çoğu da yl, doktora filan yaptı yurtdışında. mikroçipten yazılıma her şeyi yaparsınız mezun olunca. elektronik tutuyorsa hiç düşünmeden yazın.

Çok teşekkür ederim, cevaplarınız kafamdaki karışıklığı çözdü.