Merkezde istediğin bi yerden denize girebilirsin, şezlong olmayan halk plajları da var.

Yok gardaş. Kürt şezglongcuya para vermeden denize girmek yassak bu topraklarda.

Merkezde halk plajı var ama oradansa içmeler dolmuşuyla ulaşacağınız eskiden maliye kampı diye geçen bir alan tamamen halk plajı olarak, direkt sadece kum, kullanılıyor denizi daha güzeldir, onun yakınında da belediyeye ait şezlonglar da var çok cüzi bi miktardı ücreti. (geçen sene 2 kişi şezlong + şemsiye 200 gibi bir şeydi yanlış hatırlamıyorsam.)

www.unitturkiye.com

fluke gibi ömür boyu garantili bir markaya bakarsanız fiyatlar yüksektir ama marka size ömür boyu garanti sunar. zaten bu sebeple ikinci elleri bile pahalıdır. hatta az kullanılmışları sıfır fiyatına yakın denebilir.

ama daha az hassasiyete ve sınırlı garantiye sahip olan markaları tercih edebilirsiniz ki zaten benden önce tavsiye veren olmuş.

1-2 sene önce perpa'dan 70 liraya almıştım hala is görüyor :)

Tesla'nın orijinal Mobile Connector cihazı ve Blue Adaptor'ü 10-11.000₺'ye geliyordu. Fiyat farkı yokken orijinal ürün kullanmak daha mantıklı.

Garajdaki elektrik altyapısı blue adaptor ile 32A akımı destekleyecek şekilde mi? Standart prizler 16A oluyor ve sürekli 16A akım çekmeye pek uygun değiller. Araç şarjı gibi sürekli maksimum akımı çekecek sistemler için elektrik saatinden doğrudan özel bir hat çekilmesi öneriliyor, saat uzaksa bu da ekstra masraf demek.

Şarj hızları da blue adaptor ile 7kW, standart ev tipi priz ile maks 3kW civarında oluyor.

9 aydır elektrikli kullanıyorum. O tür alete ihtiyaç hemen hemen hiç olmadı. İş icabı günde 150-180 km'yi ard arda 4-5 gün yapınca, normal şarj kablosuyla 10 saat şarj etmek yetmeyebiliyor.
Normal kablosu ile saatte yaklaşık %3,3'ünü şarj edebilirsiniz. Akşam 15 saat evde durabilecekse %50'sini her gün şadj edebilirsiniz,bu da her gün 150-180km yapabilirsiniz demek olur.

@mrmlq,

anladım. 32 ampere uygunmuş, ama genelde 16amper ile kullanacağım elektrikçiye danıştım.

direkt teslanın cihazları da birebir aynı fiyatsa, ordan alırım öyleyse. hiçbir fiyat bilgisi paylaşmadıkları için bilemedim de.

@abba,

sanırım artık normal adaptör vermiyorlar bildiğim kadarıyla. haliyle mutlaka bir cihaz almak gerekiyor.

@tchuck

Tesla, Türkiye'de artık mobile connector vermiyor. Sadece Type-2 kablo veriyor. Mobile Connector almak için önce bir Tesla araca sahip olmak gerekiyor, sonra Tesla mobil uygulamasından servis isteği oluşturarak sipariş vermek gerekiyor. Araç henüz teslim edilmediyse Tesla sahibi bir tanıdık üzerinden sipariş vermek de diğer bir çözüm.

öyleyse tesladan mobile connecctor ve blue adaptör alacağım garajda şarj için. ve elektrikçi de gerekli şalter altyapısını kuracak garaja doğruyum demi? işin özeti budur.

Abi bilmem kaç milyon verdiğin arabaya üreticisi belli olmayan, satışı sadece Türkiye'de olan, ismi Google'da aratınca aksesuar, cam kavanoz falan çıkan bir firmanın üç kuruşluk ürününü mü alacaksın? Kullanilacak kaçak koruma bile no name gibi.

Çalıştığım firma araç şarj cihazı da üretiyor. Çok kompleks bir ürün değil yalan yok, üretimini fabrikada gördüm. Ama bu ürün bir arıza sebebiyle sıkıntı çıkarırsa ne yapacaksin? Bu bana arabaya billurlar petrolden benzin koymak gibi geldi.
1.5-2 milyonluk arabaya biraz daha para harcasan daha mantıklı olacak gibi.

Öncelikle buna hala bir çözüm bulamayan Apple’ın %#$€$>?!?%#

Ayarlarda mesaj ayarlarında bilinmeyen kişilerden gelen mesajların ayrı klasörlennesine yönelik bir ayar var ama ne kadar sağlıklı çalışır bilmiyorum. Bankadan, operatörden, 3D güvenlik falan smslerini ayıklayabilecek mi belirsiz.

Özetle; yok.

Bazı göndericiler için iPhone'un engeli işe yaramıyor. Ben spam sms'ler için Junkman'i, spam aramalar için de Begone'u kullanıyorum. Spam SMS'ler %100 engelleniyor, aramalar da %90 engellendi diyebilirim. Bu uygulamaların geliştiricisi bir Türk, güvenle kullanıyorum.

aramızda amcası teyzesi bir şekilde apple üst yönetimine ulaşabilen olsa keşke.

Sorun olmaz sistemden çıkışını yapıyorlar.

Şu anda 3-4 iş gününce sonuçlanıyor.

Randevu almak için formu doldurmak şart, randevuların hepsi full dolu. Belirli aralıklarla yeni randevu açılıyor, açıldığında Kosmos'un Instagram hesabından story ile duyuruluyor. Story atıldıktan birkaç dakika sonra tüm randevular doluyor.

Formu istediğin gibi doldurabilirsin, randevu bulduktan sonra başvuruya gitmeden önce formu değiştirebiliyorsun.

Eğer mevzuatta, paketin üstünde üretim yeri, dolum yeri, üretim tarihi gibi bilgiler bulunması zorunluysa olmaz. Paketin üzerine migros yazamazsin, Migros paketinde yazan üreticinin de adresini yazamazsin çünkü o sana doldurmadı.

İşletme kayıt numarası ve gıda üretim izni alarak kurallara uygun bir tesiste paketleyip satabilirsin. Ambalajında işletme kayıt numarası, şirket bilgileri ve o ürünün mevzuatındaki etiket yönetmeliğine uygun ibareler yer aldıktan sonra her şey tamam.

paketleme yapmak için bile belli izinlerinizin olması gerekiyor. bu izinleriniz tamamsa, istediğiniz gibi satarsınız. kim ne diyecek?

İşletmemin tüm resmi ve hukuksal işlemlerinin tamam olduğunu düşünelim. Soru o değil soru başka bi ürünü alıp direkt kendi markamızla satmak. Mesela doritos'u kendi paketinden çıkarıp bizimkine koymak gibi, marmara birlik zeytini kendi kutusundan çıkarıp bizimkine koymak gibi.

Belki halley gibi cips gibi ürünler sorun çıkartabilir ama tuz, şeker, zeytin, peynir gibi ürünler nasıl saptansın. Aynı şeyler kozmetik ürünler için de geçerli, yüz maskesi, ruj, şampuan gibi ürünleri pazarlama yeteneğime daha çok güvendiğim için kendim satmak istesem kim ne diyebilir, nasıl fark edilir?

(Öyle bi şey yapacağımdan değil de bir tartışmada elli tane farklı fikir çıkınca belki bi bilen vardır diye buraya sormak istedim)

bildiğim kadarı ile faturası olduktan sonra aldığınız bir ürünü satabilirsiniz. bunun yapılmamasının sebebi, toptan almadıkça siz zaten piyasa fiyatına alacaksınız.

yani burada kendi markanız ile satmanın size pek bir avantajı olmuyor, hali hazırda kendini kanıtlamış markanın adı ile satmak daha mantıklı değil mi ?

ha tamamen varsayımsal bir soru ise emin değilim. patentli lisanslı bir ürün ise sıkıntı olur.

doritos gibi bir cipsi ya da şampuanı neden çok daha pahalıya üstüne onlarca farklı masraf eklenmiş şekilde perakende zincirinden alıyorsun ?

herhangi bir kozmetik fabrikası sana istediğin formulde, parfümde şampuanı varil bazında üretir. hatta sen uğraşma diye senin etiketinle istediğin şişeye koyar.

cips için de aynısı geçerli. onlarca cips, şekerleme vs. fabrikası var gidersin birine mısır cipsi olacak, aroması bu, baharatları bu siparişi verirsin. senin markanla paketler teslim ederler.

aynı migrosun yaptığı gibi. migrosun kendine ait bir gıda tesisi yok. tedarikçileri var. kuruyemişinden, şekerine migros markalı ürünleri dışarıda yaptırıyor.

nasıl tespit edileceği sadece fiziksel numuneye bağlı değil. satış zinciri içinde hareketlerden de bu saptanır. şahitler dinlenir, ispat edilebilir. ticari bir dava konusu olabilir. tamamen firmanın satış politikasına bağlı. zaten davadan vs. çok önce tespit edildiği anda mal satmayı durdururlar.

bizim şirket bunu yapıyor çay ve peynirde. yasal olarak yapılıyor ama ayrıntısı nasıl bilmiyorum. yani imkansız değil.

@orpheus sana soruyu pek anlatamamışım ben. Mevzu kâr zarar olayı değil, belki manyağım parayı sokağa atmak istiyorum. Mevzu cips ya da şampuan veya onu taşeron ürettirmek de değil. Belki niş bi ürün buldum ve bunu daha kârlı satmanın bi yolunu fark ettim. Belki başka bi amacım var. Burada merak ettiğim herhangi bir markanın ürününü olduğu gibi kendi ambalajından çıkartıp bizim ambalaja koyarak yasal bir sorun çıkmadan satıp satamayacağımız.

@elorelia güzel örnek vermiş. Mesela ben kiloluk doğuş çay alıp demlik poşete koyarak satmak istiyorum, doğuş çay'ın demlik poşet ürünü olup olmaması önemli değil belki hazır müşterim var. Ya da pınar kiloluk peynir alıp parmak şeklinde kesip paketleyip kendi markamla pastane zincirlerine, restoranlara satmak istiyorum. Bu bana yasal sorun çıkarır mı çıkarmaz mı asıl soru bu

diyelim ki, ürünü parekende olarak aldın 1LT lik şişelerde, küçük şişelere koyacaksın ve satacaksın, üreticisi sen değilsin, üretici o ürünü senin adına üretmedi, dolayısı ile ürüne kendi markanı basamazsın, marka sahibinin de öyle bir paketi yok dolayısı ile "sahte ürün" muamelesi görürsün.

paketleme tesisin ve/veya iznin de olmadığı için hijyen konuları devreye girer.

örn: 1kg tuz aldın, minik restoran paketlerine böleceksin, 1gr olarak satacaksın. iyide nasıl yapacaksın bunu? elinle huniyle mi? (öyle olsa dahi aşağıdakiler geçerli) bir makine aldın diyelim bu makinenin bu işi gıdaya uygun yapabilme becerisi varmı? paketlerken belki içine makine yağı karışacak kenarlardan falan? ortamın paketlemeye uygun mu? mealen: tavanındaki sıva dökülüyor mu? içine tuz ile beraber toz/pislik girer mi? cart curt.

her ürün için çeşitli kabul edilebilir kirlenme durumları var, senin paketleme yaptığın yer bu durumları aşacak potansiyele sahip mi?

mealen paketleme için izin almalısın. (önce devletten, sonra marka sahibinden)

yapan yerler yok mu? elbette var, ben elektronik sigara için malzeme alıyorum ve çok büyük ihtimalle bir depoda varille alınmış ürün, küçük şişelere aktarılıyor, o şişeler nasıl üretildi, nasıl saklandı, nasıl şişelendi bilmiyorum, çok büyük ihtimalle bir varile takılan musluk gibi bişi ile doldurup satıyorlar. hijyenik mi? sanmıyorum.

kıssadan hisse, yasal olarak yapamazsın, yasal olmayan şekilde her türlü şeyi yapabilirsin kim tutar seni, başına ne gelir kısmı çetrefilli, senelerce yaparsın bişi olmaz, senelerce yaparsın minik minik para cezaları gelir, 3 ay yaparsın seni örnek olsun diye bu güne kadar uymadığın/esnettiğin ne kadar şey varsa hepsini ortaya döküp 200 yıl ile yargılarlar. biraz şans işi diyelim.

Dekant parfüm satışı tam olarak bu şekilde yapılmıyor mu, demek ki bi sorun olmuyor.

Bu sorunun cevabını ben de merak ettim, bütün gün cevap gelmedi.
Siz denerseniz sonucu söyler misiniz?

Ben de bu soruya takıldım kaldım, ChatGPT'ye sordum önce soruyu anlamadı sonra bir şekilde anlaştık ve çalışacağını söyledi. Anlattıklarına bakılırsa bence de çalışmaması için bir sebep yok.

Hayır izleyemezsin. Türkiye sunuculu VPN kullanarak izleyebilirsin, örneğin Windscribe

Beinconnectten kastınız TOD TV ise, ben TR'de TR hattımla 1 yıllık abonelik satın aldım. Şimdi Hollanda'da Hollanda hattım takılıyken dahi sorunsuz izleyebiliyorum Süper Lig maçlarını. VPN'e de gerek yok üstelik. Ama mesela Bundesliga, Premier Lig gibi diğer ligler için VPN dahi açsam izlemek mümkün olmuyor.

Evet yapabilirsin. Arama ve hücresel veri için hangi hattın kullanılacağını seçebiliyorsun. iPhone’da çift hat kullanmak -bence- pil tüketimini çok arttırıyor.

support.apple.com

Bu makaledeki adımları takip edip tüm fotoğraf ve videoları indirebilirsin.

Gezilir Tunus güvenli bir ülke. Şehir içi ulaşım için uygulama üzerinden taksi kolay, şehirlerarası biraz zor olabilir özel araç haricini deneyimlemedim. Merkezi olmayan yerlerde erkekler yabancı kadınlara biraz fazla bakıyor. Bu durumu azaltmak için daha kapalı kıfayetler tercih edilebilir. Birkaç kez gittim ve yanımda kadınlar vardı, gözlemlerim bu şekilde.

tek kadın olarak çocukla ülkeyi kuzeyden güneye gezdim, tamamen güvenilir ve internetteki yorumların aksine muhteşem bir ülke. ayrıca tüm o kuzey afrika ülkeleri içinde tr’ye en çok benzeyen seküler ülke de kendisidir, erkekler 4 kadınla evlenemez ve çocuklar arasında miras paylaşımı eşittir vs. ilk fırsatta tekrar gitmek isterdim.

@dear, ulaşımı neyle sagladin

uçakla gittim. yakın bölgeler için de getyourguide’dan tur satın aldım. tunis (şehir) ve djerba’yı merkez olarak belirlemiştim. sfax şehrinde hiçbir şey yok, oraya neden gittim bilmiyorum şehirde turist yoktu zaten. orası vakit kaybı olmuştu.

abuzer, +şehir içi uber değil benzer bir uygulama kullanıyorlar, onu kullandım ama normalde hiç gerek yoktu çünkü çoğu yer yürüme mesafesinde. oğlum 2 yaşında olduğu için ve bebek arabası taşımak yorduğu için taksi tutuyordum arada.

uygulamada yazan ücrette kazıklayamıyorlar (normalden bi tık daha yüksek) ama tunus’ta birçok yerde yabancıysanız yüksek fiyat veriyorlar tr’dr olduğu gibi. taksiler de aynı.

Bolt uygulamasini diyosun sanirim

Bu söylediklerinizin tamamını yapabilirsiniz (Yansıtma tarafını hiç denemedim, fakat büyük ihtimalle yapar çünkü küçük bir mac'tan hiçbir farkı yok, özellikle de ipad prolarda usb-c de olduğu için thunderbolt ile bağlantının sınırı yok) fakat kolay değil. Ben slides değil de sheets'te iş yapıyorum, yani yanınızda pc yok ise tamam iş görür, ama sıfırdan iş yapayım derseniz sizi yorar. Kalem de bir heves, bu işler için değil daha çok grafik tasarımcıların veya not alan öğrenci vb.lerin işine yarayan bir aksesuar. Ben zaman zaman notlarımı tutuyorum ama sıktığı oluyor, daha çok kitap okurken kelimelerin anlamlarına bakmak veya pdf'lerde falan altını çizmek, highlight yapmak için parmakla yapmaktan daha kolay, o kadar.

Bilgisayarda bu dediklerinizi hızlı yapan biriyseniz iPad sizi tatmin etmeyecektir. MacBook'da trackpad ile mouse kullanmadan 1 dakikada yaptığım iş iPad'de en az 3-4 dakika sürüyor. Günlük çalışmayı düşününce ciddi yavaş kalıyor. Bence en iyisi Apple Store'a gidip iPad ile biraz vakit geçirin. Keynote ile 1-2 sayfa sunum hazırlayın sorularınızın cevabını alacaksınız.

Google slides’ı bilmiyorum ama ben PowerPoint ile denedim, çok zor. Eğer 3-4'den fazla sekme arasında geçiş yapacaksanız, tam bir kaos oluyor. Masaüstü gibi bir sistem olmaması dosya yönetimini çok zorlaştırıyor. Basit bir kopyala yapıştır işi bile çileye dönüyor. Bilgisayardaki gibi her şeyi rahatça kopyalayamıyor. Biraz ipadın problemi biraz da PowerPoint in problemi tabii.

El yazısını metine çevirebiliyor, ama öyle takır takır işleyen bir sistem değil. Bir kelime yazıyorsunuz, 2-3 saniye bekliyorsunuz, sonra metine çeviriyor. iPad Scribble diye aratın örneğini görürsünüz. Fakat bence hiç kullanışlı değil, ben direkt kapattım. Bu özellik, tableti kalemle kullanmayı kıstılıyor. Mesela kalemle google aramasına tıkladınız, klavye açılmıyor kalemle yazmanız gerekiyor. Belki tam istediğiniz gibi bir özellik amaaa klavye ile 2-3 saniyede yapabileceğiniz şey 10-15 saniye oluyor. Cümle yazacaksanız zaten hiççç pratik değil.

Eğer öğrenci gibi not almayacaksanız ya da çizim yapmayacaksanız kalem heves +1.
Ben öğrenciyim ders dışında kalemi bir kere daha kullandığımı hatırlamıyorum. Epub okurken bile elle highlight yapıyorum.

2.5 yıldır iPad kullanan bir öğrenci olarak söylemem gerekir ki, iPad şu an da bilgisayarın yerini sittin sene tutmaz. Slayt hazırlamak, word de belge hazırlamak hiç rahat değil. Üstelik çoğu özelliğide yok. Çok basit kalıyor. Bi footnote ekleyim deseniz eyvah. Her şey bir anda kayıyor falan.

Ama not alma, PDF okuma işinde üstüne yok. Hiçbir kitap götürmüyorum üniversiteye. Tüm yılların notları, kitapları elimin altında.

ipad'de stage manager diye bir olay var, apple bunla biraz bilgisayarlaştırmaya çalıştı. Ama gördüğüm en rezil özelliği olabilir. Masaüstündeki gibi pencereleri istediğinz yere koyamıyorsunuz, istediğiniz gibi bouyutunu ayarlayamıyorsunuz. Kendilerince özgün olalım farklı bir şey yapalım istemişler, ama sonuç felaket. O kadar kullanışsız ki, o kadar...

at cöpe gitsin derim her seyi.
küf dedigin sey bakteri degil mi? sicak suyla falan olmaz. klorlu kimyasal kullanman lazim. sonra da acik havada bekletmen. havlu ve mayoyu da at derim.

edit: mantarmis küf.

Çamaşır suyu işe yarar mı acep?

Beyaz sirkeli su ve çamaşır sulu suda bekletebilirsin, ama bu ikisi de silikonun yapısını bozabilir.

decathlonda 65 lira yenisi. manevi değeri yoksa uğraşmayın. atın yenisini alın.

karbonat

Lysol Çamaşırlar Için Antibakteriyel Hijyen Sağlayıcı 1200 ml
app.hb.biz

Önce bir kapta bir ölçü bundan suyla karıştır ve yarım saat beklet. Sonra da yine makinede bu ürünü kullanarak yıka. Bir de durulama programı çalıştır ekstradan. Tertemiz.

karbonat bildiğim en iyi koku giderici. kuru vaziyette içine dök beklet birkaç gün.

Ölçüm araç kapalıyken mi yapıldı çalışırken mi? Çalışırken 13,5 civarı görmesi gerekir. O değilde ben akü şarjına 500 lira alınmasına takıldım. Zaten araç düzgün sarj etmiyorsa iki gün sonra yine boşalacak sebebi belli olmayan bir problemi aküyü şarj etmekle çözülmez ki. Ona 500 vereceğinize linkini paylaştığım benzeri bir şarjı cihazı alın en azından sonra da kullanılabilir. Örnek olsun diye gönderdim ben black&decker kullanıyorum. amzn.eu

akünün dolmasını sağlayan akü kömürü müdür nedir bir şey varmış. Babamın eski model arabasında akü sorunları oluyordu, sorun aküden değil onu dolduran sistemde çıktı ve bu kömür mü neyse o şey değişince düzeldi.

Ek olarak, evde akü doldurmaya yarayan cihazlar var artı olarak akü jump starter diye ilk marşı veren powerbank tarzı cihazlar var. Bilginiz olsun.

nhk ni youkosu'nun dediği kömürler şarj dinamosunda (alternatör) bulunur ve özelliğini yitirmeye başlayınca araçtaki gerilimi düşürür ve şarj problemleri olur. bunun en güzel testini şöyle yapabilirsiniz, aracı çalıştırdıktan sonra akü kutup başlarını sökün, birbirine ve başka iletken bir yere temas etmemesine dikkat edin. zaten sökerken veya söktükten sonra araç durursa bilin ki problem şarj dinamosundadır.

Akünün ömrü bitmiş görünüyor. 10.6 değeri boş bir akü demek. 12.0’ın altına inmesi akü sağlığı açısından sakıncalı.
Ben aracımda akü voltajı gösteren çakmaklık şarj aleti kullanıyorum. Böylelikle hem araç kapalıyken şarj seviyesini görüyorum hem de araç çalışırken alternatörün çalıştığından emin oluyorum, tavsiye ederim.

araç çalışırken yapıldı o değer. garantiye tekrar mı götürsem ,benden kaynaklı olabilir mi yani garanti değiştirir mi sizce


yeni akü 3 bin civarı. bu akü ilk marşı aldıktan sonra sıkıntı olmuyor yani jump starter gibi bir şey alsam bir kaç sene idare eder gibi. mesela çakmaktan giren bu olur mu sizce bin lira

www.amazon.com.tr

veya böyle bir şey

www.amazon.com.tr


ama önce garantiyi tekrar zorlayayım diyorum

ilk linkteki ürün araç aküleri için değil vidalama, matkap gibi el aletlerini şarj etmek için.

ikinci ürün boştaki bir aküyü şarj etmek için uygun ancak ilk marş için takviye olarak kullanamazsınız. aynısından bende de var maalesef marş esnasında 12 voltun altına düşüyor.

en kısa sürede bir servise gidin. akü ve alternatörü kontrol ettirin. sorun çözülür.

ayrıca çakmaktan gelen enerji zaten aküden sağlanıyor. yani sistem kendi kendini mi şarj edecek anlamadım?

anladığım kadarıyla araç çakmak girişinden aküyü şarj ediyor bu ilk linkteki.

Zor da olsa v ile baslayan bu marka degistirdi. akude sorun varmis cunku. antalya varta bayisi cok ugrastirdi. bizden alsaydin boyle olmazdi vs gibi seyler dedi. gerekli sikayetleri yapacagim ve ifsalari

geçmiş olsun hocam, ben de opel astra h'de aynı marka aküyü 3. senede ele almıştım. bendeki durumu sana 72 lazımmış 60 almışsın diye açıklamışlardı. ilk orijinal GM de 60A'ydı ama belki de doğrudur. sonuç, artık o markayı kullanmıyorum.

Keyifli bir ada, Uzo'su ile de meşhurdur. 2 farklı büyük Uzo markasının fabrikası burada. Gezip tadım yapılıyor tavsiye ederim.

Adanın Doğu'sundaki iç denizin Kuzey kıyısında deniz manzaralı termal havuzlu bir tesis var. Saatlik rezervasyon yapıp giriliyor onu da tavsiye ederim güzel deneyim.
Lezzetli birkaç restorant için Skala Kallonis'i tavsiye ederim (Batı'daki iç denizin olduğu bölge)
Genel olarak ulaşım için araç veya motor kiralamak gerekli.
Deniz tatili için bence plajları muhteşem değil.

yunan adalarının en tırt olanı.sıkıcı.

Ben son gittiğimde çok rahat bir ortam vardı, hiçbir şey sormadılar. Sadece kapıda vize için bir ücret ve pul gibi bir şey alınıyor, ona bakıyorlardı.
Ben her zaman ilk gün için mutlaka rezervasyon yapıyorum. Tavsiyem de bu şekilde olur.

İyi tatiller!

Selamlar, gunler ile ilgili soru sormamissiniz ama jakarta da bi cacik yok, sade trafik kalabalik ve kirlilik. 3 gun fazla olur diye dusunuyorum. 12 gun de bali icin belki cok olabilir, orasi cennet gibi, illa vakit gecirilir ama ben olsam 1, bilemedin 2 gece jakarta (sirf o farkli ortami gormek icin o da), sonra 3 gece Jogjakarta, sonra da geri kalanini Bali de gecirirdim. Balide gunler yine fazla gelirse Lombok adasina vapurla geciliyor diye gormustum, oraya da gecebilirsiniz.
Giriste rezervasyon vs sallayan yok, sadece ayak ustu yalandan soruyorlar, jakartaya mi geldin, sonra nereye gideceksin Bali mi vs diye, o da biraz muhabbet olsun diye gibi geliyor bana.
Iyi tatiller

16 Pro, 15 Pro ile aynı fiyattan çıkacak diye tahmin ediyorum. Uzun zamandır hep aynı fiyattan çıkıyor. Tabii yeni model çıkınca bir önceki modelin fiyatı düşüyor.

16 Pro'nun çıkış tarihine kadar döviz artmazsa ve ek bir vergi gelmezse benzer fiyatlarda olacaktır, ben olsam 16 serisini beklerdim. Özellikle AI için optimize edilmiş bir donanımı olacağını düşünüyorum.

1 ay kalmış 16 yı bekle

16 yı bekle. Iphone'da geriden gelinmez.

korkum 16 çıktıktan sonra 15 pro bulabilir miyim, bir de dolar artışı, apple ın yeni modeller şerefine zam yapması vs.

16 pro çıkınca 15 proların satıştan kaldırılacağını okumuştum bir yerde. Ne kadar doğru bilmiyorum.

2 yıldır yeni model çıkınca önceki nesle zam geliyor bu arada.

geçen sene ben şöyle bir durum yaşamıştım:

13 ve 14 pro arasında fazla fark yoktu. ben de 14 pro almaya karar verdim ama yeni model tanıtımına az kalmıştı. bu sebeple 15'in tanıtımını ve ön siparişini bekledim ki 14 fiyatları düşer de alırım diye. sonra 15 çıktı, 14 pro'lar apple mağazalarından kaldırıldı, hepsiburada ve diğer platformlarda satıcılar 14 pro'yu daha da zamlı fiyaa satmaya başladı ve ben de 15 plus almak zorunda kaldım.

hatta önce şöyle bir duyuru da açmıştım:
www.eksiduyuru.com

@m e b teşekkür ederim aradığım cevap bunun gibi bir şeydi :)

Afrika üstünden aşağıya doğru sol tarafa iner.

Güney-Güney Batı istikametine gider. Aşağı ve sol diyebiliriz.

güneybatıya giderdi sanırım, evet. ama türkiye'den arjantin'e direk uçak yok sanırım, o yüzden kanıt sunamıyorum.

brezilyaya giden uçağı burdan izleyebilirsin:
www.flightradar24.com

@king lizard Turk havayollarıyla direk ucuyormus hocam.

Sol aşağı. Şu link'te thy'nin farkli Amerika kitasi rotalarini gosteren bir resim var, Buenos Aires havalimani (EZE) dahil:
aviacionline.com

Surda direkt ucus rotasi var:
www.flightroutes.com


Sağa neden olsun ki? Cok daha uzun bir yol ve pasifik okyanusun'dan gecmek zorunda kalir. Uzun, riskli ve maliyetli. Ucaklar pasifik okyanusu rotasini mumkun oldugunca yapmamaya calisir. ABD ve Avustralya/Yeni Zelanda arasi icin pasifik okyanusu rotasi oluyor mesela. Daha kisa diye

@zetnikov, @ermanen

valla ben direk uçuş bulamadım türkiye'den arjantin'e, gidiyor da brezilya aktarmalı gidiyor bulduklarım :)

bulduysanız bana da gönderin.

@king lizard

Google var diyor ama bilet sitesinden bakinca aktarmali sadece var gozukuyor sanirim yokmus dedigin gibi google amca neden var yazdi anlamadim niye boyle.

Evet veriyorlar. Hesap özetini ıslak imzalı almayı ve şubenin imza sirkülerini istemeyi unutmayın. Bazı ülkeler bu şekilde istiyor. Bazı ülkeler de e-imzayı kabul ediyor. Çoğu banka müşteri hizmetlerini arayınca e-imzalı hesap özetini e-mail ile iletiyor.

Pek çok bankanın hazır şablonu var. Toplam varlık gösteren İngilizce döküm alabilirsin. Ama kamu bankaları şüpheliyim

verirler tabi ki. imza sirküleri lazım mı değil mi öğrenin+1. istemiyorlarsa boşa almayın zaten bir sürü evrak kalabalığı oluyor.

kamu bankalarından da kaç defa ingilizce olarak aldım. vize için diyince hangi dilde olsun diye soruyorlar zaten.

o değil de elit vize nasıl bir şey, yeniyor mu?

ulasim.muttas.com.tr

Var var, otobüs bile var.

Havaş ve Muttaş var ikisi de Marmaris Otogar’a gidiyor.

Bugün SGK'ya gidip aynı soruyu sordum, yapılandırma, taksit veya faiz silme yok dediler.

Smyrna marka bir tane aldım iki sene önce, çok güzel, hem bir sürü renk çeşidi var hem vegan (öyle iddia ediyor en azından :))

trendyoldan vs. niye almıyorsunuz? gidip almaya değmez yerinden

Victoria's Secret ve zaman zaman Desa'da oluyor.

Roarcraft marka el yapımı deri ürünler satan bi marka var, onunkinden almıştım hediye olarak. Çok şık duruyor

Çok sık seyahat eden birisi olarak kendi kullandığım pasaport kılıfını tavsiye ederim.

Yıllardır kullanıyorum hiç üzmedi, içine pasaport + 4-5 kart + nakit para + boarding pass'i rahatlıkla koyuyorum. İçine lazerle isim de yazdırmıştım.

Link: www.peevv.com.tr

Kullanıyorum. Bir seyahat acentasından rica etmiştim, hediye etmişlerdi. Gördüğünüz büyük acentalara sorabilirsiniz.

Ben Tchibo’dan aldım birkaç hafta önce.

Eğer fiyat açısından sorununuz yoksa, kaç para olursa olsun sıkıntı yok diyorsanız etsy'de çok güzel pasaport kılıfları gördüm. Henüz yurtdışına çıkma durumum yok diye masraf yapmadım ama yurtdışı durumumum olduğu anda mutlaka alıcam birini :)

bazı atm ler döviz verir, bazısı sadece euro bazısı dolar verir günlük limit 500 euro civarı yapıkredi de ekstra ücret yok
edit: bana hep 50 yada 100 şeklinde verdi

Atm’lerde bozuk dövize hiç denk gelmedim. Şubeden çekince varsa bozuk veriyorlar. Ayrıca döviz büroları da bozabilir, sanırım bozuk paralardan kurtulmak istiyorlar. Geçen hafta istedim 20 tane 1$, istediğim kadar 5, 10 ve 20 verdiler.

www.parkopedia.nl

Otopark fiyatları ve konumları sitede var, buradan bakabilirsin.

Faaliyet belgesi sistemden elektronik imzalı alınıyor, o yeterli.

İmza Sirküleri ve Ticaret Sicil Gazetesi'nin fotokopileri yeterli.

Ben içiyorum ama ailemde benim haricimde kimse içmiyor. Artık işyerlerinde falan da çok kimsenin içmediğini görüyorum.

İçmiyorum. 18 sene içtim ve epeydir içmiyorum. İçenleri engelli olarak görüyorum. Evimde arabamda yanımda içirmem. İçilen ortamda bulunmam. Dışarda içilmesinden çok irite oluyorum. Yolda ya da bir şey sırasında içen biriyle bir gün çok kötü şeyler yaşayacağım diye korkuyorum. Tahammül sınırlarımın sonundayım.

Bugün toplu ulaşımda kulaklıksız video izleyenlere karşı da tahammül sınırlarımın sonunda olduğumu farkettim. Son zamanların modası bir rezillik bu.

3 hafta sonra 42 olacam.
hic icmedim, herkesin yaptigini yapmak bana hep ters gelmistir.

Ama sanırım hala Avrupa ortalamasının üstündeyiz. O taraftan gelen eksiksiz herkes "Türkler çok sigara içiyor." diyor.

Azaldı aslında epey, gençlerde de daha az sigara. En azından benim çevremde.
Ben 10 sene kadar içtim bırakalı 10 seneyi geçti.

Yorumlara şaşırdım. Herkes içiyor dışarı çıktığımda. En olmadık yerlerde. Otobüs durakları, atm kuyrukları, kapalı mekanlar. Yürürken nefes alamıyorum.

Arkadaşlarım ve akrabalarım da çoğunlukla içiyor. Sadece otlanarak bile sigara içicisi olabilirim.

Ben uzun süredir arada bir kaç tane içer sonra bırakırdım. Asla bağımlı olmadım, keyif içicisiydim. Son bi kaç aydır bi kaç paket almaya başladım, bi de ikram edilirse geri Çevirmez oldum. O kadar çok sigara içiliyor ki, bŞkasının dumanındansa kendi dumanımı çekerim diyorum

İçmiyorum. Etrafımda içen çok olduğu için kokusundan nefret ediyorum. Belli bir yaşı sigara içmeyerek atlatınca kurtarıyorsun.

içiyorum. hatta 22 yaşında başlayarak eşine az rastlanır bir denyoluğa imza attım. şu an 30'um. arada toplam iki yıla yakın içmemiştim. bu yaz tekrar deneyeceğim bırakmayı.

eskiye kıyasla daha az içiliyor ama hem biraz algıda seçicilik hem de rahatsızlık kaynaklı olabilir diye düşünüyorum. yani mesela otobüs durağında sadece bir kişi bile sigara yaksa rahatsızlık oluşabilir, durakta 10 kişi varken birisi sigara içiyorsa bile sigara içmeyen ve doğal olarak kokusundan rahatsız olan biri "her yerde içiliyor" diye düşünebilir. neticede bu hesapta içen yüzde 10 oluyor ama gittiğin her yerde görüyorsun.

İçmiyorum ama arkadaş çevremde sigara içmeyen yok. Genelde her ortamda tek içmeyen ben oluyorum.

sevilen progressive türkücü -1
Ben pandemiye kadar paket taşımayan, dışarıya çıkınca otlanarak takılan sosyal içiciyken 3-4 senedir düz içici oldum.

Çok uzun zamandır (yaklaşık 12 senedir falan) sosyal iciciyim. Alkolle ve arkadaslarla icerim. Dönem dönem artış oldugunda bıçak gibi kesiyorum (ornek ailem geldiğinde 3 hafta fazla icildi. Ardindan 1 ay içmedim). En son sigarayi 1 hafta önce ictim, haftaya içeceğim alkol alacagimdan.

Geçen doktor kontrolünde doktor bile "aman keşke herkes sizin gibi yapabilse" dedi. Yalan yok çok bagimlilik yapıcı ama bağımlılık yaptigini düşündüğüm her şeye yaklasimim aynı (çok alkol alirsam da keserim uzun dönem)

"sola dosis facit venenum" her şey ilaçtır zehiri ilaçtan ayıran dozu ve maruz kalma sıklığıdır.
"kullanma" terimi yanlıştır.
savaşa gideceksem yanıma kesin opioid, yani morfin eroin vs. klasından bir şey alırım acil durum olursa acıdan kıvranıp kalmak yerine hastaneye yürüyerek giderim.

sigara da öyle, eğer dindililemez öfke ya da aşırı öğrenme zorluğu çektiğim bir gün ise, ki ortalama 2 ayda bir oluyor, dopaminerjik olduğundan dolayı odağı hemen arttırıp konuyu öğrenir, öfkeden duvarı yumruklamak yerine serinlerim ki bu onu ilaç yapar.
ha ben orgasm olurkenki dopamin salınımını da bir şeyler öğrenirken kullanıyorum, böylece o bilgi beynime kazınıyor. sigara ilacı da aynı ama düzenli kullanımda etkisi tam tersine dönüyor. yani düzensiz, ayda yılda bir kullanıldığında etkili sadece.

nikotin ilaçtır, ona kara propaganda yapılmasının sebebi kullanmayı bilmeyen toplumdur.

@bruce Sosyal içicilik de dediğime dahil.

İcmiyorum.

İçmiyorum.

Icmiyorum.

içmek istiyorum ama çok sıkıldığım için içesim gelmiyor, yanlışlıkla bıraktım galiba. nasıl başlayabilirim bilen yardım etsin.

İçmiyorum.

içmem ve içilen ortamda durmaya da dayanamıyorum. müzik etkinlikleri seviyorum mesela ama oralarda çok sigara içen oluyor. içlerinde duramıyorum.

bazen bazı içen kişilere tahammul edebiliyorum. çok sigara kokmuyor bazıları nedense içtikleri halde. ve yanımda içmiyor mesela.

İçmiyorum.

31 yaşındayım, hiç içmedim:)

Ben şimdiye kadar hiç içmedim.

33, hic icmedim.

20 kusur sene içtim 2 hafta oldu bırakalı çevremdekilerden binlerce kere özür diledim ve teşekkür ettim üstümün başımın ağzımın kokusuna onca zaman katlandıkları için ve kendime çok kızdım neden kendime bu işkenceyi senelerce yapmışım diye... Herkesin bu aydınlanmayı yaşamasını dilerim.

içmiyorum. hiç içmedim. pasif içici olmayı hep reddettim. gerekirse evime giderim ama kimsenin ziftini solumam.

13 yaşımdayken bir ay kadar içtim. Başka hiç içmedim.

Bu kadar icmiyorum gorunce nedense mutlu oldum.

8-9 yaslarinda mahalledeki abilerin dayatmasi ile bir dal icmistim o kadar. Isin garibi benim cevremde de ya bir ya iki kisidir icmeyen. Nasil ben de icmiyorum garip.

Ben de hiç içmedim ve asla içmem. İş arkadaşlarımın hepsi içerdi, mümkün olduğunca yanlarında durmamaya çalışırdım ama bazen mecbur kalıyordum. Saçıma, üstüme başıma sinerdi. Hatta bir dönem inatçı bir öksürük olmuştu bende aylar boyunca geçmeyen onu da ona bağlıyorum. İçen arkadaşlardan özür dilerim ama bazen gerçekten çok bencilce davranabiliyorsunuz. Linçlerinize hazırım :))

Lisede denedim o zamandan beri hiç içmiyorum. Kokusundan rahatsız oluyorum. Mesela alt komşu hep camda içiyor, duman direkt yukarı gelip bizim eve giriyor öğürüyorum.

13 sene olacak icmiyorum, icen birini gorunce, dumanina maruz kalinca falan ciddi anlamda midem bulaniyor.

çalıştığım oda da 5 kişi var 5ide içmiyor.

Eski iş yerimde mavi yaka personel için bunun listesini yaptırmıştım. 300 kadar işçi çalışıyordu ve sigara içme oranı %70-75 civarındaydı.

Benim gördüğüm yetişkin insanlarda sigara içenler içmeyenlerden daha fazla.

Ben içmiyorum. 2011'de bıraktım.

Çok sıcakken koyduysanız buhar içeride basınç yapmıştır. Biraz soğumasını bekleyip koyun

Trendyol urunleri sahte ve taklit olabiliyor, dusuk yildizli yorumlara bakin benzer sorunu yasayanlar var mi? Orijinal mi diye de soruşturabilirsiniz.

buna benzer bir termosu amazonda almıştım. onda da tuş kısmında sızıntı vardı ve plastik tadı alıyordum hatta birçok kullanıcı benzer sorunlardan bahsediyordu. bazı stanley modellerinde böyle sorunlar olabiliyor. kimi çok takmadan öyle kullanıyor kimisi iade ediyor sanırım.

ben çakma stanley üretiliyor mu emin değilim. ama içinize kuşku düştüyse kutupayisi sitesinden barkodu girerek kontrol edebilirsiniz.

stanley olması, başka marka olması, orijinal olması veya sahte olması fizik kurallarını değiştirmez.

sıcak içecek termosta basınç yapar, düğmeye bastığında da benzetmenizdeki "düdüklü tencere" gibi olmasa da bi miktar gaz çıkışı olur. eğer deliklerin orada sıvı varsa da sıvı fışkırır. sen termosu fazla doldurduysan veya düğmeye önce termosu tam dik konumda tutarken basıp basıncı boşaltmadıysan kullanıcı hatasıdır.

termosu dik tutarken düğmeye basıp sonra dökmek veya içmek için eğeceksin. eğik termosun düğmesine basmayacaksın.

bende contigo var ve bu konuda uyarı bulunuyor üründe mesela i.imgur.com

Benzer sorunu yaşadım ve Kutupayısı ile iletişime geçtim, benden video istediler gönderdim. Hemen ücretsiz olarak yeni bir kapak gönderdiler ve sorun çözüldü. Yine de bu tür modelleri kullanırken çok fazla doldurmamak ve aşırı sıcak içecek koymamakta fayda var.

Hiç rezervasyon yapıp binmedim gidip bilet basıp oturdum.yoğunluk saatleri durum nasıl oluyor bilemedim

@basond bilet basmak ne demek? ödeme kredi kartı ile yapılmıyor mu?

Akbil kabul ediyordu bir aralar akbil bastığımı hatırlıyorum kredi kartını da kullandım vvodafone red ile ücretsiz qr kodu ile de bindiğimi hatırlıyorum

Rezervasyon sistemi yok, bazı hatlarda bazen sıra oluyor sıraya girip beklemek gerekiyor (Beylikdüzü vs.)
Kredi kartı ile ödeme yapılıyor.

Geçen hafta İstanbul'a uçakla gelen biri olarak cevap vereyim :) direkt otobüse binebilirsin, dolunca kalkıyor diyeyim ama zaten çok beklemiyorsun. Nakit olarak otobüsün içinde odeyebilirsin, kredi kartıyla ödemek isteyen iki kişi otobüsten inip ofiste ödeyip geldi. Bir kişi sanırım akbil bastı, sesini duydum çünkü, benim zaten abonman olduğu ve o kadar para akbilde yüklü olmadığı için nakit ödemem gerekti.

otobüsün saatleri var dolunca kalkmıyor. otobüsün duracağı yerde sıra oluşturuluyor. genelde 1 otobüslük sıra olduğunda otobüs gelmiş oluyor. bilet satan gişeler var ya da otobüs şoförü binmeden kredi kartıyla ödeme alıyor. vodafone vs nin de indirimli ulaşım imkanları olabiliyor.

gideceğin konuma göre online bilet de düzenleyebilirsin. onu okutuyorsun.

Bende sorun yok. Uygulamayı baştan yükle.

bende de her seferinde şifre soruyor. iphonespor

Aynı problemden dolayı İBB’ye mail atmıştım ve aşağıdaki yanıt gelmişti:

“Başvurunuz incelenmiş olup, telefon ayarlarınızdan İstanbulkart kısmına girerek face ıd özelliğinizin açık olduğundan ve uygulamanızı silip tekrar yükleyerek uygulamanızın güncel olduğundan emin olmanızı rica ederiz. Bilgilerinize sunar, iyi günler dileriz.“

Sonra yeni güncelleme gelince sorun düzelmişti.

Not: ios

Doğrudur her ikisini de kullanabilirsiniz.Basit bir açıklama gerekiyordu ama sorun etmiyorlardı sanırım.ne açıklama yazdığımı bile hatırlamıyorum.

@cakmayazar
Teşekkür ederim.

Uygulama değişmediyse, aynı anda sadece bir tanesini kullanabiliyorsunuz. Diğeri idarede kalıyor. Hangisini verirseniz diğerini alıyorsunuz.

Yani pasaportları eskiden emniyet düzenlerken böyleydi. Diğer pasaport emniyette kalıyordu. Şimdi de nüfus müdürlüğünde mi emanete alınıyor, bilmiyorum.

Bir sure vizeden dolayi cift pasaport gezdim, pasaporta basilan vize pasaportun iptal olma tarihini geciyordu ve uzatma sansim yoktu.

Oyle bir durumda eski pasaportu deliyorlar, yani gecersiz oluyor. Ama ustundeki vizeyi, yeni pasaportla beraber kullanabiliyordun. Ama bunlar eski (cipsiz) pasaportlar zamanindaydi. Yeni prosedur ne bilmiyorum.

Eski uygulama yok, iki pasaport da sende kalıyor.

Ben uzun süredir kullanıyorum, birinde israil vizesi diğerinde arabistan vizesi var. Vizede sorun olmasın diye iki pasaport aldım

şu an ben de aktif iki pasaport kullanıyorum. sık sık seyahat ettiğinizi ve vize başvuru süreçlerinin uzun olmasından dolayı pasaportunuzun herhangi bir ülkenin vize servisinde uzun süre beklemesi gerektiğini, bu esnadaki yurtdışı seyahatlarinizi gerçekleştiremediğinizi belirten bir dilekçe ile başvurabilirsiniz.

Geçen ay İstanbul Bakırköy İlçe Nüfus Müdürlüğü’nden 2. Pasaport başvurusu yaptım, 2 gün sonra geldi.

Gerekenler:
başvuru için pasaport randevusu almak,
Harç ve defter bedelini ödemek,
1 adet güncel biyometrik fotoğraf.

Bana neden 2. Pasaportu istediğimle alakalı hiçbir soru sormadılar, ellerinde hazır olan bir dilekçe vardı onu imzalattılar sadece. (Dilekçede “vize başvurularından dolayı pasaportum konsolosluklarda uzun süre kalıyor bu yüzden 2. Pasaporta ihtiyacım var” minvalinde bir yazı yazıyordu.)

Tüm işlem 5-6 dk sürdü.

İnternette okuduğum yorumlara göre bazı nüfus müdürlükleri 2. Pasaport konusunu iyi bilmedikleri için ya işlemi yapamıyor ya da zorlaştırıyorlarmış. Ben bu sebeple merkezi bir nüfus müdürlüğünü tercih ettim.

2. Pasaportunuz da sizde kalıyor, ikisini de süreleri bitene kadar bağımsız olarak kullanabilirsiniz.

@mrmlq

Detaylı yanıtınız için teşekkür ederim.

tulum peyniri verirler genelde onlardan deneyebilirsiniz marka marka.

tam yağlı sert ezine, şarküteri ya da pazardaki peynircilere bak

markette paketli peynirler yerine açık zeytin peynir kısmında da vardır

www.migros.com.tr
aradığınız peynir bu olabilir.

@kobuzchu kiz

sabah kahvaltıda bu peynirden yedim. bu değil.

şarküteri olarak da yine aynı noktaya geliyoruz şarküteri var şarküteri var. 1000 tane marka var, hangisi?

Valla o kadar beğensem mutfağa gidip abi bi ambalajın fotosunu çekebilir miyim derim. Ne utanır ne de çekinirim. Genelde de geri çevrilmez bu istekler.

%99.9 ezine peyniri, başka alternatifi olamaz. Bolca tuzlu. İçtikçe içirir.

Genelde tam yağlı keçi peyniri veya keçi koyun karışık peynir servis ediyorlar. Doğruluk markasını öneririm.

www.macrocenter.com.tr
www.macrocenter.com.tr

Muhtemelen bunları denersen istediğin tarzda peyniri bulursun.

Mrmiq+1 dogruluk peynirleri denemelisin. Hatta migros marka alırsan bu peynirleri onların da üreteni doğruluktur. Çok daha ucuza mal edebilirsin. Afiyet olsun.

Turkcell daha iyi.

vodafone malum, herkes köylerde bayırlarda iyi çekiyor diyor ama geçen bursanın hiç de ücra olmayan bir kaç köyünde hiç çekmedi.

Turkcell bu piyasaya ilk girdiği için en verimli frekansları kapatmış. Atıyorum vodafone ve tt'nin iki baz istasyonu ile kapsadığı alanı tek istasyon ile kapsayabiliyormuş o frekans sayesinde. O yüzden Türkiye'de istisna yerler hariç en iyi çeken Turkcell. Bunu tt'de çalışan mühendis birinden dinlemiştim

Kötünün iyisi Turkcell, ayrıca @nundu’nun dediği gibi devlet ihalelerinden en çok frekans tahsisi alan operatör Turkcell.

Bence değer ve evet yurt dışı izlenimi veriyor tabii ki. Biraz yürüyerek yüzebileceğin plajlara gidebilirsin. Günlük küçük bir scooter kiralayıp gezmek de iyi bir alternatif, tavsiye ederim.

Feribot iskelesi dalgakıranla kapalı bir körfezcikte olduğu için orada denize girilmez ama yürüyerek gidebileceğiniz en yakın plaj şurası: goo.gl

Özellikle adanın batı tarafında daha güzel plajlar var ama gitmek için illaki taşıt gerekiyor.

Merkezden ve sahilden uzaklaşıp adanın içlerine girince daha bir yurt dışı ve keyifli oluyor. Merkez bir Çeşme'den, bir Marmaris'ten çok farklı değil bence ama deniz mahsulü seviyorsanız yemekler sizi çok mutlu eder. Scooter ya da araç kiralarsanız (scooterla ne kadar kolay olur emin değilim) sakız müzesine, Pirgi ve Mesta köylerine gidin mutlaka (Mesta merkeze arabayla 45 dakika mesafede, Pirgi yol üstünde, sakız müzesi de yol üstü ama ana yoldan biraz içeride).

Direk liman gerçekten çeşme merkez'den çok farklı değil. Tavsiye etmem. Ama birazcık uzaklaştığın anda farkı hissediyorsun, o köylere gidersen hepsinin kendine has bir havası var. Orada herhangi bir kafede oturup bişeyler içip etrafa baktığında nerede olduğunu şaşırıyorsun. Güzel plajlar güneyde ve batıda. kuzey'i gezmedim ama doğu tarafındaki plajlar çok güzel değildi, normaldi. Bizim genelde batı tarafında gezdiğimiz plajlar hep bomboştu Ağustos başında istersen külçe altın koy alan olmaz çünkü kimse yok. Araç imkanı varsa kesinlikle tavsiye ederim ama yoksa çok tavsiye etmem sanırım. Bildiğim kadarıyla toplu taşıma adına pek bir hizmet yok.

kobuzchu kiz +1
bence değer mis gibi kokuyor ada, hatta bir kaç hafta önce arkadaşım oradaydı o da bayılmıştı ama yazıldığı üzere bence de daha adanın iç kısımlarına gidip keşfederseniz daha çok keyif alırsınız. Esnaf zaten Türkçe laf atıyor hem bilindik hem de yeni bir yer gibi hissedebileceğiniz bir lokasyon bence.

ivd.gib.gov.tr Harç ve Değerli Kağıt Bedeli başlığından ödeniyor. ek bir şeye gerek yok ama bazen memur homurdanıyor. o yüzden öncesinde ödeme makbuzunu telefona kaydedip gösteriyorum.

Ben GİB mobil uygulamasından ödüyorum. Harç puluna fiziki olarak ihtiyacınız yok, ödendiğinde sistemden görüyorlar. Sadece bir kere memur dekont görmek istedi, telefondan gösterdim ama doğru düzgün bakmadı bile. Uygulamadan veya internetten ödeyince dekontu veriyor zaten, telefona ekran görüntüsü alsanız yeterli olur.

Hollanda'da yaşıyorum, arkadaşıma davetiye gönderdim. VIP başvuru yaptı Ankara'dan, tek giriş 1 ay vize verdiler ama çok geç verdikleri için uçuşuna yetişmedi.

Sonrasında kardeşime davetiye gönderdim. Ona da eylül ayına kadar bekleyin, yoğunluk var demişler.

İkisi de Türkiye'de işi olan, yeterli mevduatı olan kişiler. Buradaki WhatsApp gruplarından gördüğüm kadarıyla genelde yaşlılara ve işsizlere ret geliyor davetiyeye rağmen. Sebep: dönmek için yeterli neden olmaması.

Son zamanlarda red alan çok kişi gördüm. Son 10 yılın açık ara en fazla red verilen dönemi diyebilirim. Bu redler içinde daha önce vizesi olan şirket sahipleri ve memurlar da var.

Çevremde üç kişi başvurdu Almanya üzerinden. İkisine 6 ay ve 1 sene verdiler. Diğerinin süreci henüz bitmedi. Bekliyor halen

son zamanlar derken ne kadar son zaman bilemedim ama yazayım; haziran ayının başında plan yapmıştık yunanistan için. haftasonu kaçamağı için yeterli paramız gani gani olmasına rağmen paranız yetersiz denilerek reddedildi.

Alamadim ben italyaya

bu sene başında 2 senelik almanya vizemi attım çantaya, öbür yandan bilmem kaçıncı şengen'im olarak hemen almanya öncesi, yunanistan tek giriş vize verdi aralıkta.

gimbal deniyor, alt tarafına 3 ayak eklenip tripod haline getirilmiş halleri de var şunun gibi

youtu.be
youtu.be

tripodlu gimbal diye arat

www.klasfoto.com.tr

Linkte bulunan kategorideki ürünlere bakabilirsiniz.

Sırasıyla: Booking, AirBnb, Hotels, Trivago, Agoda
Booking’den Türkiye içinden Türkiye’ye rezervasyon yapmak için VPN gerekiyor. Onun için de ben “1.1.1.1” isimli uygulamayı kullanıyorum.

Facebook’da bir grupta gördüm, evet farkı yatırmasını istemişler.

9 gecesi saat gece 12den 10 dk sonra.

9'u 10'a bağlayan gece saat 12'yi 10 geçe kalkıyor. 9'u pazar akşamından havaalanında ol.

9’u 10’a bağlayan gece

Ay çok mersi

Bizzat deneyimlemedim ama tls’nin sitesinde bu ek hizmet için ödeme sadece başvuru merkezinde kredi kartı ile yapılır diyor. Dolayısıyla ben randevu günü gittiğinizde bu hizmeti satın alabilirsiniz gibi anlıyorum ama en temizi arayıp sorun bence.

Ben başvuru sırasında TLS’ye sordum, bana “biz pasaportları konsolosluğa göndermiyoruz burada tutuyoruz, eğer ihtiyacınız olursa gelin ekstra ödeme yaparak pasaportunuzu buradan alabilirsiniz, şimdi hizmeti almanız şart değil” demişlerdi. Bu olay da bu yıl Ocak ayında yaşandı.

Siz yine de başvuru sırasında bu bilgiyi yeniden teyit edin bence.

bu çarşambaya randevu aldıysanız vize sonucu ve pasaportunuz en geç 26 temmuzda elinizde olur. ağustos'a kalmaz. 1800'e de değmez ben olsam vermez beklerdim, sıkıntı olursa 1800i verip alırdım. ayrıca sitelerinde yazan tarihten geç gelmiyor vizeler bilginiz olsun. yani max 3 hafta yazıp 19. iş gününe falan kalmaz. 15. iş günü alırsınız

Rüzgardan yana şu an için bir problem görünmüyor. Yağmur Göcek’de bir yağar bir açar bence sorun olmaz. Göcek her mevsim ayrı güzeldir keyfini çıkartın :)

Önceden doldurup giderseniz orada rahat edersiniz. Ben hep bilgisayardan doldurup çıktı alıyorum. Formun kutucukları küçük olduğu için elle yazmak zor olabiliyor.

Ben böyle durumlarda vize formunu 1. seyahat planıma göre dolduruyorum. 2. ve diğer planlarım için ilgili konsolosluğa bir dilekçe yazarak evrak arasına ekliyorum. Hiç problem yaşamadım ve her seferinde 2. seyahatimi de kapsayacak şekilde vize verdiler. (Fransa, İtalya, Macaristan ve Yunanistan'dan aldım)

Ben de memlq gibi yaptım hep ama faydası olması şimdiye kadar. (Avusturya ve hollanda)

Var,

Örneğin: "Electrolux ESF2400OS 6 Programlı Tezgâh Üstü Bulaşık Makinesi"

Mesela;

www.hepsiburada.com

www.akakce.com

Var ama hem satın alırken hem de kullanırken pek ucuza gelmiyor.
Bazı bulaşık makinelerinde "yarım dolu" modu var. Onu tercih edersiniz belki.

Rezervasyon gerekmiyor. Hem Havaş hem de Muttaş aynı yerden kalkıyor. Fiyatları ve saatleri aynı.
Muttaş belediyenin, arayarak çok kolay ulaşabilirsiniz.

Datçadan kos adası 14-15 km uzaklıkta neticede atinaya gitmiyorlar doğrudan, bir şekilde kendilerini adalara atmaya çalışıyorlar, e bunu önlemek için de yunanistan devriye atıyor, radar, gece görüşü, ısı görüşü kullanıyorlardır

adim atmamalari gerekiyor, o yuzden denizde durduruyorlar, botlarini batiriyorlar. adim atarlarsa o bota geri bindirip gonderemiyorlar cunku. multeci statusu kazaniyorlar ve yillarca o ulkedeler artik. o yuzden boyle ada ulkelerinin en buyuk amaci hic karaya cikmamalaridir multecilerin. karaya ayak bastiklari an game over.

Hocam ilk olarak açık deniz. Koca denizde nasıl görüyorlar diye düşünme. Orman değil ki bu ağaçların arkasına saklana saklana gitsin. İkinci olarak radarların çalışma prensibi elektronik tesisatı tespit etmeye yönelik değil. Radar bi dalga gönderir. Dalga cisme çarpıp geri geliyorsa "Bir cisim yaklaşıyor efendim" diye uyarır. O cismin ne olduğu önemli değil. Radarın gönderdiği dalgayı sönümleyecek bir yüzeye sahip değilse (hayalet uçakların olayı bu) belli bir boyutun üzerindeki her türlü cismi tespit eder.

Sivil havacılıkta kullanılan radarlar daha farklı. Örneğin kuleden uçağa bir sinyal gönderilir. Uçak bu sinyali alıp cevap döner. Eğer uçağın güç ünitesi tamamen devre dışı kalırsa o zaman bu sinyali dönemeyebilir. Gerçi büyük uçakları çoğunda RAT sistemi oluyor. Ram Air Turbine yani. Bu da uçağın tüm elektrik sistemi bozulursa uçağın altından çıkıp elektrik üreten bir pervane gibi bir şey. Bu sayede uçağın kara ile iletişimi ve haliyle radara cevap dönme işlemi bir şekilde hallolur. O da bozulduysa o zaman sivil havacılık radarı bu uçağı tespit edemez.

Askeri radarlar ilk söylediğim mantıkta çalışır. Uçağın veya başka bir gök cisminin cevap dönmesini beklemez. Dalgayı gönderir. Cisimden seken dalgayı toplayıp konuma ulaşır.

Fas'tan İspanya'ya geçmeye çalışanların belgeselini izlemiştim. Kameralarda kabak gibi gözüküyorlar. Siz de bulup izleyin.

bence yakalananlar, geçenlerin küçük bir kısmı.

Büyük ihtimalle arada bir kısmını yakalıyorlar.

Mülteci kaçakçılığı için yakın lokasyonları tercih ediyorlar. Ege Denizi'nin hava şartları ve küçük bir bota kapasitesinin çok üstünde kişi alındığı düşünülürse öyle çok uzak yollar gitmeleri mümkün değil. Yunan Sahil Güvenlik ekipleri de bu geçiş lokasyonlarında sürekli devriye geziyor. Devriye teknelerinde radar + gece görüş kamerası + termal kamera gibi donanımlar bulunuyor. Radar ve termal kamera yakalamak için en çok kullandıkları ekipmanlar.

Kaçakçılar dalgasız ve sakin havalarda gitmek zorundalar, bu havalarda radar görüşü çok yüksek. Sahil güvenlik rahatlıkla yakalayabilir.

Daha da teknik düşünürsek, radar sinyallerini iyi yansıtmayan, ısı izi bırakmayan tekne imalat teknolojileri de var. Böyle bir tekneyle Yunan sularında seyir yapınca Sahil Güvenlik doğrudan gelip inceleme yapıyor.

Kısacası istedikleri taktirde kuş uçurtmayabilirler. Ama Yunanistan gibi üzerinde yerleşim olan 220'ye yakın adaya sahip bir ülkenin binlerce mil karasuları oluyor. Tamamını korumak çok maliyetli.

botla çok uzun mesafe gidemezsin ve çok açılamazsın. yakıt kapasitesi sınırlı, ağır bir bot hızlı gidemez ve akıntıya karşı direnci de hiç yoktur. akıntı botu alır götürür. bu yüzden ancak belli kısa noktalar arasında kullanılabilir. bu rotaları da sahil güvenlik biliyor ve sürekli devriye atıyor.

ayrıca üzerinde 7-8 kişi olan bir bot radarda görünür veya termal kameraya yakalanır.

Hergün binlerce kişi ege denizinden ve Edirne'den Yunanistan'a geçiyor o yakalananlar buzdağının görünen kısmı o kadar yoğun göç var ki hangi birini yakalasınlar? Ayrıca yakaladılar ne olacak Yunanistan Türkiye gibi mülteci kabul etmiyor göçmenlerin hedefi kendilerine iltica ve ikamet hakkı veren batı Avrupa ülkeleri bu yüzden yakaladıkları göçmenleri kanunsuz ve insan haklarına hiçe sayarak açık denize terk ediyorlar

zojirushi Diyorum. Aynı stanley’den var, ama zojirushi’nin yanından geçemez. Fakat bu markadan alacaksanız dikkat edin, daha önce dilimi damağımı felaket yaktım gerçekten soğumuyor içecekler.

Zwilling'in bir sürü ürününü mutfağımda kullanıyorum. Gerçekten çok kaliteli ama termos gibi bir ürünü ilk kez gördüm. küçük mutfak aletleri şeklinde olanların çeliği kaliteli.

Yıllardır Stanley Trigger Action modelini kullanıyorum. Tuşunun yanından sızdırmaya başladı; distribütörü aradım, benden sorunun videosunu istediler çekip gönderdim. Hemen ücretsiz olarak yeni bir kapak gönderdiler ve problemim çözüldü. Gerçekten de bu markanın ürünleri ömür boyu garantiliymiş, deneyimlemiş oldum. Fatura vs. hiçbir şey istemediler, ürünü bile göndermedim.

Ürüne gelince, ben memnuniyetle kullanıyorum. Sadece içmek için basılan tuş biraz sert, kadınların biraz zorlandığını gördüm.

Zojirushi kesinlikle. Son dönem Stanley yorumları kötü bayağı, üretim Amerika dışında yapılmaya başlanınca kalite gerileme olmuş sanırım.

Bana da burda tavsiye etmişlerdi, parasını sonuna kadar hak ediyor. Sm-ta60 modelini kullanıyorum ertesi güne sıcak kalıyor içindeki malzeme. Her model aynı performansla değil ama sm-yaf modelinde aynı performansı göremedim.

Tavsiyem kafanızdaki termosları satın alıp aynı anda akşamdan içine kaynar su doldurup sabahına kontrol etmeniz. Memnun kalmadığınızı iade edersiniz.

Nwnd+1 elimde ABD üretimi ve ABD dışı üretimi var ve cok fark var arada. Bir ara şok tan contigo almıştım o da çok iyi çıktı.

Yunanistan Schengen vizesi Kosmos’dan alınıyor yetkili aracı firma kendileri. İnternet sitesinden form doldurduktan sonra randevu alınıyor.

2017de de kosmostan aliniyordu. o zamandan beri de oyle, ben hic vfsyi hatirlamiyorum yunanistan icin.

yanıtlarınız için çoook teşekkür ederim. :)