nutku tutulmak? veya işte bişeyi göz göre göre yapmak filan olmaz mı bunlar.

bu arada bile bile lades atasözü değil bir deyimdir. ama demek istediğim o deyimle aynı anlama gelen atasözü var mıdır?

Balık baştan kokar geldi aklıma ama, o da tam karşılamıyor sanırım.Düşünüyorum hala :)

Edit: Kendini ateşe atmak vardı bi de.(Bilerek zor ve tehlikeli bir işe girişmek anlamına geliyormuş, deyim)

Maalesef Türkçenin de tıkandığı bir noktaya geldik sanırım. Aklıma Kaybedenler Kulübünden bir replik geldi. Orhan Kemal ne demiş? ne bileyim bu konu hakkında da elbet bir şey demiştir. Demiş demiş ama ne demiş atalarımız bu konu hakkında...

canim kardesim hem atasozu sormussun, hem de yazindaki dilbilgisi hak getire? de'ler ki'ler falan?

ayrica "deyimle ayni anlama gelen atasozu" enteresan bir tanim olmus. teorik olarak bu dedigin mumkun degil? deyim bir durumu daha iyi nitelemek, karsindakine daha iyi anlatabilmek icin kullanilirken, atasozu genelde ya bir yargi ya da bir ogut vs barindirir.

yamalıklı böğrüm, neler ister gönlüm. yani olmaz ama hadi istemeye devam edeyim gibi. bu saatte aklıma gelmiyor ama konuya uygun bir atasözu muhakkak vardır.

(bkz: bilirsin kıçının huyunu ne içersin kuyu suyunu) :)

kırmızı hap.

üzgünüm ama gerçek hayata hoş geldiniz. her çalışanın sıkıntısı o sıradanlık.
yine de yaratabildiğin tüm boş zamanlarında zevk aldığın şeyleri yap!
kaçış yok yani zevk almanın yollarini bul!

O zaman müzik yap arkadaş. Hayat bu yani.

Ya da çok sağlam bi yere gireceksin, kafana göre takılacaksın. Şu an staj yaptığım yerde işe saat 11'den geç olmamak kaydıyla istediğin an gelebiliyorsun, istediin zaman çıkabiliyorsun, işler bitmiş olsun yeter. Firma da bayaa taşaklı yani ona rağmen düşün.

Niye tersliyosunuz yeaa :( insan azıcık şefkatle yaklaşır.

aga birebir aynı dertten muzdaribim. arada iş çıkışı bira içmek biraz faydalı geliyor. biraz ayıltıyor insanı. onun dışında bi bok yapamıyorum.

o kadar da kötü değil bence. 3 yıldır sabah 9 akşam 6 bir işte çalışıyorum. ilk sene bende ot gibi yaşamaya başlamıştım. ama zamanla bu tempoya ayak uyduruyorsun. Tabi her gece bir etkinlik olamaz. bitersin. cuma mübarek gündür benim için. hem ben akşam işten çıkıp eve gidip tekrar hazırlanıp dışarı çıktığım çok hafta içi bilirim. şunu da unutmamak lazım ki paran olmazsa vakit ayırmana gerek kalacak aktivitelerde bulunamazsın zaten. Kısıtlı zaman+para>bol zaman+ kısıtlı para. budur denklem hocam! önemli olan neyle tatmin olduğun. ben para dolayısıyla kariyerle tatmin olanlardanım. sen hayalinin peşinden giderek bu hayatı daha çekilir kılacağına inanıyorsan öyle yap.

benzer durumdayım, devrim gerek :))

bağların yoksa araya yurtdışı falan sokmayı deneyebilirsin, staj falan deyip kaçmakta fayda var bence. arada bir nefes almış olursun belki.

Şu 8 5'i ne kadar abartıyorlar yahu. Ben ilk defa geçen yaz çalışmıştım 3.5 aylığına. Sabah 10 da başlayıp gece 1 bazen 2 de biten ve çalışırken değil oturamadığın arkana yaslanamadığın bir işti. O günlerde ileride yapacağım daimi işleri düşündüm de abi 8-5 nedir ya. Ofiste çalışyosan gün boyu oturuyosun zaten.
Bir ben mi böyle iyimserim bilmiyorum tabi.

@redd

anlatmak istediğimi bir kalıba uydurmak amacıyla öyle dedim. temsili olarak... yoksa sekizi çıkar onu koy, beşi çıkar gece on ikiyi koy.

öğrencilik güzel sorası boktan, alıştır buna kendini.. işte kazandığın parayla da bayramlarda filan tatile gidersin, o kadar, bu arada biz 8-6 çalışıyoz :)

aynı durumdayım seninle. zaten biliyordum iş hayatının böyle bişey olduğunu ama stajda bir aylığına da olsa yaşamak apayrıydı, hayattan soğudum yeminle. ya buna katlanacaksın, ya proje bazlı/freelance falan bişeyler bulacaksın ya da roket adamın dediği gibi bir yer olacak ama türkiyede öyle bi yer bulma ihtimalin bence çok düşük. sana böyle seçenekleri yazdım ama ben ne bok yiyeceğim hiç bilmiyorum:)

eskiden günde 10-11 saat calisirdim eve gelirdim dus alirdim sonra disari cikardim gezer tozar icer yerdim az biraz uyurdum sonra sabah cap canli ise giderdim. tabi o zamanlar spor da yapiyordum, spor yapiyorum dedigim haftada bir iki kez hali sahada top oynardim.

neyse zaman gecti su bu derken hem baska ise basladim hem de günde 8 saat calismaya basladim ama hayvan gibi yorgun geliyorum eve. doktor bir arkadasa sordum bu ne lan dedim, dedi ki abi hep ayni kaslarini kullaniyorsun, vücudun dinc degil, 8 saat sadece otursan bile oturmaktan yorulursun dedi, az biraz spor yap yavas yavas düzelirsin dedi, ben de kendimi kastim hayvan gibi yorgun olmama ragmen eve geldigimde biraz agirlik calistim 5-10 dakika en fazla. ama farkli kaslarimi kullaniyordum (belkide sadece psikolojiktir bu).

aradan yine zaman gecti geldik simdiye; günde 8 saat calisiyorum bazen 8 saat ayakta geciyor bazen 1-2 saati otururarak geciyor ama en az 6 saat kosturuyorum mutfagin icinde (asciyim).

eve geliyorum aksam 6 da ve daha önümde kocaman gün var diyorum.

özet; spor yap.

kendi hayatını başka biri gibi yaşamak isterken zaman tükenip gidecek ve işin ironik tarafı, geriye dönüp baktığında, yaşadığın hayatın zaten sana ait olmadığını görmek olacak. hep kendinden eksik, hep tam olarak kendin gibi olamadığın bir hayat yaşayıp sonuçta aslında herkes gibi yaşadığını gördüğünde amınakoyayımbenböyleişin deyip balığa çıkacaksın. rastgele.

Yurtdışında staj yap diyen arkadaşa, ben de yurtdışında staj yapıyorum ama rahatlama diye bir olay yok. Evet saat 10'da işe gidebiliyorum ama akşam 9.30'da işten çıktığım da çok oldu :)

Rahatlamak istiyorsan erasmus yap derim :)

bu daha başlangıçç

özelde az zamanın ama çok paran, kamuda az paran ama çok zamanın olur. bende bu konuyu zamanında çok düşünmüş olup, hele ki özel sektörde çalışan bazı arkadaşlarımdan duyduğum kadarıyla akşam kasayı kapatıp işten çıkmamız 10'u buluyor. özel hayat diye bir şey kalmadı. işten eve evden işe bir pazarımız kaldı onda da evde dinlenerek geçiriyoruz derlerdi ve bende iyice hezeyana kapılırdım. maslow'unda dediği gibi insanı güdülemek için bazı nedenler olması lazım ki bu sabah 9 akşam 6 hayatı çekilir kılınsın. bu ofis ortamıysa ofisteki güzel bayanlar olur, ne bileyim her ay sonu hesabına yatan yeşil yeşil tllerin çokluğu ve çekiciliği olur bunun gibi şeyler. işini sevmek önemlidir bu noktada. günün yarısından fazlasını işinde geçiriyorsun, veya geçireceksin. en iyi ihtimalle özel sektörde mesai bitimi 6 olan bir iş bulsan bile saat 6'dan sonra kendine 4-5 saat kalıyor. eğer yaptığın işini sevmezsen ve ayakların her gün geri geri gidiyorsa sokakta şarapçı ol daha hayırlı olur senin için çünkü mutlu olursun.

bir gün 2001 yılından sonra ilk defa amerikadan kuzenim geldi ve onunla muhabbet ettikten sonra bir parça rahatladım. sordum bir günü amerikalılar nasıl geçiriyor diye? burada hafta içi hiç aktivite olmaz. harfta içi herkes işinde gücündedir. adamın altında ferrariyle işine gider ama sadece işine gitmek için arabayı kullanır. bizim türkiye'de apaçi kültüründekiler gibi kıytırık bir doblo veya hafif süslenmiş tipo ile aynı caddede 10 defa tur atmaz ki adamın altında ferrari olmasına rağmen dedi. herkes hafta sonu eğlenir onda da amerikalıların pazar eğlencesi şöyledir. sabah kiliseye gidiş ondan sonrada ya beyzbol, ya amerikan futbolu izleyim çimlerde barbekü yapmaktır dedi. benim için burada sihirli kelime ''hafta içi full business, hafta sonu eğlence'' kısmı oldu.

işte seni bilmem ama benim için bu güdülenme olayı şunlar olmalıdır ki bünyemi artık gerçek hayata alıştırıp matrixten çıkayım.

1-paranın cazibeliği olur. ilk iş hayatımda aldığım ilk maaşın hazzı ap ayrıydı. hakikaten harcamaya kıyamayıp o parayı ay sonu elimde gördüğümde bütün ayın o yorgunluğu, sniri, stresi uçup gitmişti. işte bu noktada da 650 tl maaş insanda pek güdüleme yapamayabilir. ha alırsan 3.5oo tl roket etkisi yapar ama onun da maliyetleri olur. bütün yaz çalışırsın yazın 15 günlük tatilinde her sene ya 1 hafta alanyaya giderim, ya da bazı tanıdıklarımın yaptığı üzere her yaz ispanya, ingiltere, fransa, hırvatistan, rusya gibi çeşitli ülkelere giderek yılın stresini tatille ve o parayla atmaya çalışırım.
2-ölümü görüp sıtmaya razı olarak güdülenme. ölümü görüp sıtmaya razı olmayı istememk sıtmadan pansumanla kurtulmak pek olası değil. bu yüzden bizzat abimin çalıştığı tv ve dizi sektöründe gece 2-3'te gelip 4 saat uyuyup tekrar 7'de sete giderk bir çalışma temposuna şahit olup cumartesi yarım günlü 8.30-18.30'lu işe razı olmak.
3-insanın hayatını devam ettirmesi için gereken 1. hiyerarşik ihtiyaçlardan olan barınma, yemek içmek, ve cinsellikle aşk ihtiyaçlarını doyurmak. barınma ve yemek içme kolay ve geriye kalan sosyalleşme ile cilveleşme işini de şöyle halletmek. evlenip bir yuva kurarak akşam işten çıktığında barlarda cafelerde aşk peşinde koşacağına evde eşinle yemekten sonra oynaşır, cilveleşir ve cinsellik ihtiyacını da doyurduğunda yaşam daha zevkli hale gelebilir.
4- son olarakta pollyanna güdülenmesi. öyle enerjik ve atom karınca misali insanlar tanıyorum ki adamın akşam mesaiden kaçta çıktığına hiç takmıyor. full sosyal hayatına ve sosyalleşmeye devam ediyor. hafta içi işten çıkıp her akşam ayrı bir aktiviteye katılıp danslara gitmek, eğlencelere cafelere barlara gidip gecelere kadar takılmak. akşamda 12-1de eve gelip uyuyup sabah 7de kalkıp tekrar işe giden ama genede mutlu olan insanlara nominal çapa atmak.

son olarak benim bünyeme de iş ve çalışmak ters olduğu için büyük konuşmam ama aylık 2.5oo tl maaşa karşılık kendime daha az sosyal hayat ayırarak bir yaşam mı yoksa memur kafası yaşayarak sabah 8- akşam 5 de çıkıp kendime daha çok sosyal zaman ayırıp daha az parayla ama daha mutlu bir yaşam mı tercih ederim? sanırım ben büyük denizde küçük balık olmaktansa küçük denizde büyük balık olmayı yeğlerim. az param ama daha çok sosyal hayatım olsun...

aslında var ama kimse takmıyor. Tavsiyem gitmen çünkü 70-80 sayfa dan oluşan 3 kitap yerine sana kursta çıkma ihtimali yüksek soruları söylüyorlar.

ben bildim bileli o stajer ehliyet şakası vardı ezelden beri. farkındaysan şaka dedim çünkü aynı muhabbet 5 yıldan beri sürüyor. kursta da devamsızlığı kimse takmıyor.

stajyer ehliyet uygulaması kursların uydurduğu bir saçmalık, her seferinde stajyer ehliyet uygulaması gelecek, ehliyet almak zorlaşacak, son fırsat diyerek milleti kandırıyorlar.

devamlılık konusunda kursların sürekli denetim altında olduğu söylenir ama hikaye tabi, çalışıyorum filan de kursa yazılırken gelemem dersin, onların zaten canına minnet, kimseyle uğraşmadan para kazanmak işlerine geliyor.

Timeline olabilir mi?

filmi çok iyi hatırlıyorum ama ismi aklıma gelmiyor. hatta gençlerden birisi geçmişte kalıyordu.

herhalde timeline idi. sağolasın.

twittera gireli 1 hafta olmuş. adı da geçmiyo ya bu ara, işte twitterına nası takipçi toplayacak? ona buna laf atarak. işte önce zuhal olcay meseleleriyle başladı, sonra şehrazata sardırdı şimdi de sözlüklere. heralde millet follow ediyor bunu aaaa acaba şimdi ne bomba patlatıcak falan diye... dün okan'da izlerken delirtti beni.

alkislarlayasiyorum.com Vecihi Erol Köse bu sefer başka türlü geliyor Allah korusun! =))

erol köse'nin hesabının sahte olmasından kıllanmıyor değilim.

yooo dün gayet söyledi ekranda benim twitterım 6 gündür twitterdayım zart zurt konuşuyodu.

tabii ki de erol köse. nihat sempatiklik abidesi kaliyor yaninda

şahsi görüşüm; samuray siker.

Duz ovadaysa ve birbirlerine yakinlarsa samurai.

Bi odanin evin icindeyse mesela ninja.

samuray ninja kadar donanımlı değil.tabi ki de ninjaaaa

ninjalar Assassin kültüründne geldikleri için kaçak dövüşüyorlarmış. ve hepsi zehir ustasıymışlar. mesela bir gölün içinde saatlerce saklanıp düşmanı zehirli okla vururlarmış ama açık alanda hilesiz hurdasız bir karşılaşmada samuray bir oturtturursa ninjayı tarumar edermiş. bire bir dövüşte samuray ama gece dövüşü ve dar alanda ninja.

samuray siker dayı.

bit.ly

benim bildiğim samuray asil dövüşçü dediğin gibi kutsal şeyleri, sarayı, halkı korur vs. ancak ninja özel öğretilerle yetişir ve bir nevi zihinötesi hallere geçebilir, görünmez olmak, uçmak gibi. samuraysa özel yetişmiş savaşçı gibi, komando gibi bişi gibi sanki. www.youtube.com

Katana darbesiyle yaralanan adam ölür. Bu kadar net bir şey var mesela. Katana = Ölüm.

Öyle aksiyon filmlerindeki gibi 15 dakika sürmeyen, maksimum 3. hamlede biten dövüşlerden bahsediyoruz. Tabi ki birebir dövüşte Samuray yenecektir. Odanın içinde samuray diyenler olmuş; fakat unutuyorlar, odanın içinde ninjanın kaçacağı yerler pek azdır. Eninde sonunda bushidoyu izleyen onu yakalayacaktır.

Ninja yener diyorum ama ninjalar da çeşit çeşit. Mesela videodaki ninjayı samuray 78 parçaya ayırır.

www.youtube.com

cCc yakuza cCc

unutmayın ki her canlının 2 liralık canı var.

kaynak : mkek.gov.tr

duruma göre değişkenlik gösterir. kavgadan kasıt ne? ikisini de eline birer katana verip kapıştırırsan elbette samuray ikiye böler. samuray dövüşleri filmlerdeki gibi öyle yaldır yaldır kılıç çarpışması şeklinde olmaz. 3 hamleyi geçen dövüşler ancak iki acemi arasında olur diye değerlendirilir. ninja dediğin mezhebi geniş adamın olayı sinsilik marifetiyle adam öldürmektir. bir samurayla açık kılıç dövüşüne sokarsan dişle soyulmuş salataya döner. ancak verirsen ekipmanı adam zaten açık dövüşe girmez. yıldız atar, piçak atar mançıka atar, ayakkabısının tekini atar. atarlı kimselerdir nincalar.

fikir vermesi açısından bir de örnek vereyim. (bkz: miyamoto musaşi)

musashi reyiz artık adam kesmekten sıkılıp kendini edebiyata şiire vermiş bir abimiz. ortamda kokoreç doğrar gibi adam doğrayan bu abimizin karşısına hiç çıkmamış mıdır ninja denen sırtlan tapir kırmalarından? çıkmıştır muhakkak diye tahmin ediyorum.

Ninja alır bence. Klasik siyah giysili bir ninja ve kırmızı renk zırhı ve kaskıyla bir samuray düşünüyorsak üzerindeki ağırlıklar sebebiyle hareketleri kısıtlanacaktır. Kaldı ki ninjalar yanlarında genelde uzak mesafe silahı taşırlar. Ve yine şöyle bir şey var bu adamlar genelde teke tek kalmazlar çoktan rakiplerini öldürmüş olurlar. Hadi diyelim teke tek kaldılar. Ben derim ki ninja ilk kılıç darbesini atlatacaktır. Ve sonrasında samurayın hiç şansı yok. Şunu da ekleyeyim ninjalar da katana kullanır. (bkz: wakizashi)

@vexations ; müdür, soru bir ninja samuraya suikast düzenleyebilir mi değil; ikisi kapışsa ne olur. yani soruya göre ikisi karşı karşıya gelse durumundan bahsediyoruz. yoksa çalıların arasından göte zehirli iğne atmak bir karşılaşma olmuyor. burada da değişkenler devreye giriyor. mesela sadece kılıçla mı kapışacaklar, defoult edevatları ile mi girişecekler yoksa her ikisine de kıspet giydirip çayırda mı güreştireceğiz gibi. ama her durumda soruya göre zaten bir karşı karşıya gelmiş olma şartı mevcut.

bu arada samuraylar o elbiseleri sadece bayramlarda ve 30 ağustos zafer bayramı resmi geçitlerinde giyiyorlar. yoksa standart kıyafetleri gayet rahat, efil efil adamların. ayrıca öyle ilk kılıç darbesini atlatırız sonra şampanya patlatırız demekle olmuyor. neye dayanarak ?

Usta o kılıcın mesafesi bellidir çok yakına girerse ninja adam etkisiz kalacak sonra da işi biter zaten. Yani samuray'ın ilk savuruşunda ninjayı yaralaması lazım yoksa ölür derim ben. Kısacası durum çok muğlak.

ms visio da o şekilleri yapabilrsin.

uml diagram var.
onu çizen herhangi bir şey olabilir.

sağolun babuşlar.

algoritma şekillerinin hepsi word 2007 de var.

Benzer bir şey ararken yEd diye bir şey buldum, ona da bakabilirsiniz.

Ve tabii ki TeX için olan TikZ ama öğrenimi zaman alıyor.

çok akıllı işi denemez.

deli işidir.

deli işidir.
bizzat dahil olduğum grup.

edit: duygular daha yoğun olur, buluşmalar falan.

Öpersin, tat gelir. Bildiğin şeker tadı. Denedim.

size bağlıdır. zaman zaman gidip görebilirsiniz, gördükçe mutlu olursunuz falan. deneyin bence.
bende aralarında bulunuyorum bunların ve hiç bi problem yok gayet güzel gidiyor. görüşme fırsatımız vs. oluyor yani.

Evet deli işidir. Deli işi yea bu diyerek vazgeçen görmedim, umarım ilk sen olursun.

yorucu yahu.. her yönden yorucu, yıpratıcı.

bi de uzak dediğim fr-tr

öyle hadi dedin mi gitme şansın yok yani.

O zman sana neden birliktesin diye sorarlar.

ancak işin içinde olanların anlayabileceği bi durum gibime geliyor. eğer bi gün (meçhul tarih değil 2 sene-3 sene vs vs) kavuşacaksanız neden olmasın?

buna deli işi değilde daha çok sivri zekalıların işi diyelim. benimde kız arkadaşım değil aynı il sınırı içinde olmak aynı ülkede bile değliz ama buluşmamıza az kaldı. eğer seviyorsan uzak mesafe ilişkisi -sık görüşmediğiniz için-daha tatlı geliyor insana. sevmiyorsan eğer aynı mahalle dışında ki kıza bile uzak mesafe diyebilirsin. hem ben ne yakın ilişkler gördüm aynı şehirde olup sık görüşemedikten sonra.

bunu sorguluyorsanız yeteri kadar sevmiyorsunuz demektir yoksa seven için düyanın öbür ucu olsa nedir...

yeteri kadar sevmek nedir? en son lisede aşık olmuştum sanırım. bu devirde kim kimi 1-2 yıl bekler ki? -ki yanlış anlamayın beklemekten kastım birileriyle yatmaması değil-
mantıklı iki insan gibi ortak bir hayat kurma çabasından bahsediyorum...

sıkma canını seviyorsan ''gönder gelsin''. uk mesafe ilşkilerinde maksimum bekleme süresi 2+1 yıl desek. her yıl en az 1-2 defa görüşebilirseniz eğer neden olmasın. hem ileride birleşebiliriz diyorsun. o kız senin dostum almadan gelme =)

süreye bağlı.
amaca bağlı. (gideyim hayatım kurtulsun)
ama o kadar da değil. iki taraf da bunu kabullenirse sorun yok. 10 yıl da beklenmez ama.

uzun süreli görüşememin verdiği özlem ile birlikte buluşmalar hep dolu dolu geçer, harika olur ama o döndüğünde beraber aldığınız o haz yerini yine özleme bırakacak, o güzel bir şey değil. uzun süreli görüşme olmazsa, eninde sonunda biriniz mutlaka sıkılacaksınız ve başkasıyla yatacaksınız. içinde sevgi olan her şey gibi uzak mesafe ilişki de çok güzel ama normal bir ilişkiye göre bitme süresi o "mesafe" yüzünden kısalıyor. bir şekilde bitiyor, yürümüyor.

sen aldırma kimseye usta. bence devam ettir problem yok. az görüşürsünüz ama çok görüşenlerden daha iyi olur bu görüşmeleriniz. daha güzel geçer, gittiği zaman ya da senin geri geldiğin zaman her neyse anıları anlatıcaksınız gülüceksiniz bence süper olucak.

Sorunun cevabı hepsi-bir-arada şu değişkenlere bağlı:

Ne kadar seviyorsun?
Zaten, en fazla ne kadar sevebilirsin? Aşka inanıyor musun?
Haliyle, değer mi?
Bir de tabii, mutlu sona ulaşma ihtimali var mıdır, ve olası ise, olma uzaklığı nedir?

Avantajlar, dezavantajlardan ağır basmalı ki bir iş yürüsün. "Muhteşem bir insansın uzak mesafe sevgilisi, bunun uğruna yakınımdaki, daha orta karar bir insanla yaşayacağımın yirmi katı dert tasa yaşamaya hazırım", diyebilirseniz, deli işi değildir.

Tabii bunu diyebilmek için, elde edilebilecek ortalama bir sevgilinin gerçekten yirmi katı iyi olması gerekiyor uzaktaki insanın.

Ama yirmi kat bir yana, ufak tefek şüpheleriniz, acabalarınız, ya şu ufak noktadan bir şeyler patlayabilir gibi geliyor bana, gibi düşünceleriniz varsa, deli işi değil zırdeli işidir.

Tabii bir de bu hisler düşünceler karşılıklı olacak da... Bu en zoru zaten, o yuzden illa ki bir taraf daha cok uzulur aci ceker.

İstatistiksel olarak, "Bu devirde aşık olan insan mı kaldı" ve "Muhteşem insanlar haliyle toplumda çok çok az görülüyorlar, onlar da kendileri gibi olanlara bakıyorlar haliyle" verilerine bakacak olursak, evet deli işidir.

dönüşü belliyse sürdürülebilir ilişki,
değilse deli işi bencede duygu törpüsü durum.

deli işi değilse de mal işidir.

Kesinlikle hiç gerek yok.

beklemeye, özlemeye ve sevmeye değecek biri ise gerisinin önemi yok. çok feci halde tecrübe konuşuyor.

Çok çok sevmiyorsan bulaşma hiç.

olmaz birşey.
içinde mantarıyla 2 yıl bekletirsen olabilir ama.

eyvallah panpa. ben süzdüm zatende arkadaşın içi rahat etsin diye sordum. zaten iki kadeh de biter o şişe şimdi.

Ben tribuson olmayınca icine düşürüyorum hep mantarı birsey De olmadı şimdilik

değil, ama kırıntısı gibi şeyi dibine çökmüş olabilir parçalandıysa. dibinin içimi kötüleşmiş olabilir.

kırıntı genelde dibe çökmez ki. yüzmez mi ya la?

@ in vino veritas; valla böyle dibinde böyle tortu gibi kalabiliyor deneyimlerime göre.

gerçi nicki gördükten s0nra, sustum.

mediko'ya bırakmışlardır belki. konser alanının hemen yanındaki bina.

eyvallah hocam şimdi gidip bir bakayım. içinde de sadece ders notları var ha alanın da işine yaramaz.umarım insaflı olan medikoya bırakmıştır. mavi adidas bir çantaydı yandan asılanlardan.

ana girişteki güvenlik şube müdürlüğünde kayıp bürosu var, güvenlik tarafından bulunduysa veya iletildiyse oradadır.
bir ihtimal çöpçüler bulmuştur, o zamanda kısmet değilmiş dersiniz zaten.
durum nedir birde merak ettim?

evet ana girişin orda ki ana büroya gittim kayıp eşya bürosuna. ordaymış buldum aldım çantayı. dedim zaten izmir de korkmam arkadaş.insaflı milletiz bulan oraya teslim etmiş gittim aldım bende.

Bahtsız bedeviyi çölde kutup ayısı kovalarmış durumuna benzemiş seninki. Hava değişebilir. Türkiye burası, Ağustos ayında izmirde bugün çok sıcak dışarı çıkmayın dedikleri havada yumruk boyutunda dolu yağdığını bilirim..

Hava durumu raporlarına bulunduğunuz günden en fazla üç gün sonrasına kadar güvenin, mesela bugün ayın 11'i, 12, 13, bir ihtimale de 14'ünün raporları güvenilirdir. Sonrası kesin değil, çok çok tahmini şeyler verir.

ben o siteye her gün eskişehir için bakıyorum. oraya kalsa allahın her günü sağanak yağmur var. kaç gündür günlük güneşlik geçti. bugün kapattı biraz.

fethiye benim memleketim =) boşver babuş hiçbir ilin havası izmir havası kadar değişken olamaz. sabah yağmur yağıyordu bak şimdi güneş açtı. fethiye'de ingilizler daha nisandan denize girmeye başladıkları için sizde çok rahat tatil yapabilirsiniz.

www.accuweather.com
gönül rahatlığıyla tatiline hazırlanmaya başlayabilirsin. DMİ çok güzel tahmin yapamıyor. Yabancı bazı siteleri takip edebilirsin önemli organizasyonlarda. accuweather da bunlardan bir tanesi.

olimpos için baktık biz de gelmeden 2 gün kapalı 1 gün yağmurlu diyodu. ama bildiğin sıcacık hava var.

sallıyolar galiba :)

bazı kişisel gelişim kitaplarında, herhangi bir eşya belirleyip günün belli saatlerinde tüm konstantrasyonunu toplayarak o eşyaya bakmaktan bahsediliyordu. egzersiz gibi. deneyebilirsin.

aynı sorundan bende muzdaribim. bildiğime göre bu duruma yani misal ders çalışırken konuyu okurken bir anda düşüncelere dalıyorsun ve düşünürken bile bir hayalin bitmeden başka birisine geçme olayına fikir kaçışı deniliyordu galiba. prof. çözümü için psikolog şart gibi ama kendi kendine insan bu durumu aşabilir mi bilgim yok ama umarım aşarız.

önce bir doktora danışmanızı öneririm tabi ama;

wellbutrin

işte 2 avantajım var. sevgilisi aynı şehirde değil kızın. ve ikincisi tablo ve çerçeve işi 1 güne yetişmez tahminim bende 1 gün sonrasında bu sürprizi yaparak yanına gideceğim.

panpa sen bu kiza asiksin, aslinda kiz diger cocukla seni aldatiyor.

evet ilişkimiz fuckbuddylik ama aşık değilim. maksat show yaparak gövde gösterisi yapmak. maksat show olsun gösteriş olsun yaza da bağlayayım. projesini yiyeyim bana doğru zaman değil gelme dedi diye ben gelmem mi tabi ki gelirim.

ilişkinin yasak tarafını anladım da "çarpık" tarafı ne acaba?

o da fuckbuddylik işte birde arada hatrı sayılır bir yaş farkı var.

elorelia'nın dediğinden yola çıkarak threesome olur diyorum.

agalar sonuçta fuckbuddylik müessesinde de olaya filiz sevişelim mi babında giremezsin. amaçlar farklı olsa ve 2 tarafta bunu bilse bile en basitinden karşı cinse bir yavşama ve bir tutam romantiklikle başlar bu işler. one night standlerle karıştırmayalım durumu.

ya sevgilisi gelirse eve senin gibi düşünüp? anahtarı mı var sende nasıl yapıcan bunları?

İyice aşığa bağla, çok büyük bir sürpriz yap. Göreceksin hatun bi daha senin yüzüne bile bakmayacak. Alooo! Fuckbuddysin oğlum sen.

bu durumu nasıl kaldırabiliyorsunuz? hem onunla olsun hem seninle. kız da kendini bişi sanıyordur. böö.

panpa ne yaptin, gittin mi, dayagi yedin mi?

bidibidi sen de hemen kiskanmissin iki tane sevgilin yok diye

@nawres doğru der.

kartı bi kenara kaldırıp şifresini almaz ve kullanmazsanız iptal ettirmiş kadar olursunuz. Telefonda iptal ettirmek filan istediğinizde bin dereden su getiriyorlar..

hata yaptım kuryeden o kartı almakla. iş yerime geldi bugün kart keşke bu adres de öyle biri yok deyip almasaydım kartı. hiç kullanmayacağım bende ama hiç kullanmamana rağmen her ay genede belli bir miktar ödediğin için yarın iptal işlemi istiyorum. bu konularda biraz çirkef olduğum için savaşta çıkarsalar, bin dereden suda getirseler sorun değil.

hiç dokunmazsanız o parayı ödemiyorsunuz işte.. Aynı kartla aynı iş benim de başıma geldi. Telefon ettiğimde böyle söylemişlerdi. Yine de aklımda kalmasın derseniz telefon etmeniz yeterli olacaktır..

en basitinden kartı kaybettim ve yeni kart istemiyorum de. kartı kaybettiğin için iptal etmek zorunda kalıyorlar o kartı ve sen onay vermeden de yeni kart basamıyorlar.

basketbol amatör değil tabi ki. ayrıca mesela bazı spor dallarında prof. olma gibi şeyler de var. karışık baya. prof. basketbolcu da var amatör de. ama sen genel olarak soruyorsun, basketbol ve voleybol amatör değil.

türkiye de spor demek eşittir futbol ve yürüyüş demek manasında düşünüldüğü için büyük bir sorunsaldır. tabi ki basketbol ve voleybol amatör branş değildir. spora bakış açısından kaynaklanıyor bu.

amatör branşlardan kasıt, özellikle büyük kulüplerin (beşiktaş, fenerbahçe, galatasaray vs.) futbol dışındaki branşlara daha az yatırım yapmasıdır. basketbol artık çıkmıştır mesela amatörlükten. ama örneğin hentbol amatör branştır. zira kulüpler oyunculara maaş bile ödemeyecek neredeyse.

(bkz: beşiktaş hentbol takımı)

nat geo. discovery bostancı oto sanayi olarak devam ediyor son 3-4 yıldır. ama discovery science varsa, o başka.

haklısın. national'da köpeklere fısıldayan adamın programı çok güzel. ve genel itibariyle national daha fazla hayvan belgeseli yayınlıyor. discovery'de ise chop shop güzel.

En çok NG.

discovery channel tek bir kana değil artık. animal planet var, discovery science var, discovery world var. ama nat geo yu tercih ederim.

(bkz: abi seviyorsan git konuş bence)

(bkz: abi seviyorsan git konuş bence)

bir gün yürürken bir şeyler içmeyi teklif et. mutlaka kabul edecektir. o anda kabul etmese bile sonrası için randevulaşırsınız. buluşmada rahat takıl. sonlara doğru numarasını al işte. basit şeyler bunlar kasma kendini.

3 iyi. yürüme olur, bir cafe vs ye davet olur. hemen açılmak zorunda değilsin. bir kaç kez birlikte bu şekilde takılıp, havadan sudan vs konuşursanız tel i de alırsın, derdini de anlatırsın zamanla.

takılalımmı de ne çiçeği lan takılmaktan kastım bişeler içmeye götürmek falan. orda da bol bol güldür

önceliğiniz hemen teklif olmasın. birlikte vakit geçirin öyle çiçek göndermeler telefonunu buldurmalar fln noluyor? muhabbetiniz ilerledikçe ya senin bende telefonun yok versene dersin. hiç olmadı ayrılırken "bu arada sana ulaşmam için hangi numaraları tuşlamam gerekiyo ihihihi" gibi bi laf edersin filan.. telefonla muhabbetler mesajlar günlük görüşmeler derken her şey kendiliğinden gelir. daha telefonunu alamadığın bir kişiye çat diye ilişki teklif etmek garip değil mi sence de?

mevzuyu disardan kapat.

@hepburn ah be kardeşim. o yürüyüşte yanımızda bir kız arkadaş daha vardı. o lafı gediğine koymak istedim ama olmadı. baş başa olsaydık iyiydi. orda olay biterdi doğru diyorsun.

@ogzi haklısın zaten benimde amacım liseli ergen gibi daha ilk günden ölüyorum sana aşığım muhabbeti yapmak değil. bu abes olur.daha ilk günden aşk omaz tabi. zaten benimde amacım teklif etmekten çok ilişkiyi bir sonra ki levela atlatmaya çabalamak. ve bir yerlere davet ettikten sonra işi fört aşamasıa getirmek. elbet flörtten sonra uyuşursak ilişkiye döner. sadece teklif etmekten ziyade ufukta ki amacımı da anlasın. niyetimi belli edeyim gayem bu =)

birinci kural heyecan yapmıyorsun, daha ilk günden iş yerine çiçek göndermek olmaz, o sonraki aşamalarda olur. çıkışlarda beraber yürüme imkanını sık sık yaratabiliyorsan şayet, bir yerlerde çay kahve içme teklifini at ortaya elbet kabul edecektir bir gün. ve ve asıl önemli olan ise asla kızın karşısına çıkıp zınk diye seni seviyorum beni sev tadında şeyler söyleme, zoraki olmasın, birbirinizle vakit geçirmekten keyif aldığınızı hissetmesi lazım hatun kişinin zaten o zaman istiyorsa o da sana daha yakın davranmaya başlar, eşek değilsen bunuda sen anlarsın anlatırsın durumu. unutma ilişkiyi erkek başlatır, kadın isterse ilişkiyi sürdürür, istemiyorsa fazla zorlamadan başka denizlere yelken aç.

bence yürümek ve hemen açılmak. ama ki "bir kaç yürüyüş sonrası kredim daha da artar" tarzı bir düşüncen, kendine güvenin ve kendini bilmen söz konusuysa yine yürümek diyorum ama ilkinde değil de 3. 4. seferlerin birinde açılmak diyorum... yani işte "ben tanıdıkça sevilecek insanımdır" diyorsan ertele... yoksa direkt bitir. sonuçta olmayacaksa erkenden bunu öğrenmiş, uzun süre üzülmemiş olursun. çok arabeske bağlama ayrıca. neşe içerikli olsun. öncesinde ya da o esnada tatlı birşeyler kaşıklıyor da olabilirsiniz. güzel kokular, güzel tatlar, soğuktan korunan sıcak bir yerde mayışmak gibi dış etkiler motive edecektir her iki tarafı da.. mesela "erkek arkadaşım yok demiştin di mi ehiehi" diye sırıtarak söze başlayabilirsin... eğer ertelemeci davranacaksan da ilk yürüyüşte esprili ima tarzı olsun, sonrakilerde mizah düşerken ciddiyet yükselsin kademe kademe...

saat 4:30-5:00 'i bulur.

3de showlar başlıyor ilk yarışma da 3.30da başlar smaç en son oluyor onunda saai 5i falan bulur.

kimler var smaç yarışmasında?

smaç yarışmasında billups-earl boykins-chris paul-carlos arroyo var.

bir galatasaray sweat shirt.ü, üzerinde ali sami yen'in sözlerinin yazdığı, altıma da bi yandan cepli kanvas filan düşünüyorum..

siyah elbise giyeceğim. yaka kartsız olacağım.

o gece de takım elbise kasmaya gerek yok. tarzınıza göre kot pantolon+ceket kombinasyonu olur. veya şık dar kesim düz renk bir gömlek artı cekette iyi olur ama ben o geceye gitseydim eğer kot üstümde beyaz sweet onun üstüne syah blazzer tarzı ceket giyip giderdim.

uzun askılı gece mavisi bir gece elbisesi üzerine de sarı şal. ayağımda da topuklu ayakkabılar.

eşofman

flash oyun oyna.
manyak zevkli.

metal slug anthology indir. 1, 2,3,4 ve X süper süper... yıllar öncesinde olmasına rağmen göreslliği muhteşemdir. Basittir. Atarilerde basit değildi kesinlikle. Ölüp ölüp dirildiğin için salla bombaları ilerle. Kesinlikle tavsiye edilir.

Bir de Quake 3 var. Hiç bir strateji vs geliştirmeden direk gırav gırav. Her yer silah kaynıyo zaten, mermi bitcek derdi yok bişe yok, bi de seviyeyi düşür, playlistte iyi bir liste hazırla ver son sesi, bir yandan şarkı bir yandan oyunun sesleri iyice havaya gir. Sinir bozucu bir günün ardından bunu uyguladığında stres falan kalmıyor valla.

maksat spor olsun ter atalım diyorsan pes 2011 nba 2k10, simulasyon olsun uzun yol şoförlüğü yapayım diyorsan euro truck simulatör ve türkçe ve otobüs yamasıyla birlikte hard trcuk haulin, biraz meydan savaşı yapayım diyorsan medieval total war 2 kingdoms. oyunları da ben %99.9'unu fulloyun.com dan indiriyorum tavsiyedir.

(bkz: zuma)
(bkz: world of goo)

crimsonland

25 şubat diye biliyorum. Ancak yinede bağlı bulunduğun şubeye telefon ederek teyid ettirebilirsin. Yardımcı oluyorlar.

her şubenin ve kütüğünün bağlı bulunduğu ilin askere alım süresi farkldıır? celp dönemi ile göre değişiyor. bu sorunun için en temiz ve doğru cevabı bağlı bulunduğun askeri şube verir. oraya başvur istersen.

seni almazlar şampiyon.

Asteriks ve Oburiks Sezar'a Karşı :)

The messenger var, Jean D'arc'i anlatiyordu sanırım.. Ingiliz - Fransız.

gladiator

aslında bir kaynak buldum. topluma yararımız olsun bari. tr.wikipedia.org

Waterloo.

call of duty-modern warfare 2/black ops.

mafia 2 diyorlar.

ben nba 2k11 e sardm bu aralar.. Sımulasyon seversen bus driver euro truck sımulator fln. ama diosanki bana en baba oyunu soyle world of warcraft oyna derim

company of heroes online. tamamen beleş ve dünyanın bir numaralı stratejisini online oynama zevki. yarı tatil için fazlasıyla güzel bir hediye.

www.companyofheroes.com

call of duty-modern warfare 2/black ops
just cause 2
call of duty 2- xfire ile multiplayer
blur
pes
flash olarak da kongregate.com

sağlam konulu , grafikleri güzel, sıkmayan akıcı bir oyun;
(bkz: prototype)

maksat spor olsun ter atalım diyorsan pes 2011 nba 2k10, simulasyon olsun uzun yol şoförlüğü yapayım diyorsan euro truck simulatör ve türkçe ve otobüs yamasıyla birlikte hard trcuk haulin, biraz meydan savaşı yapayım diyorsan medieval total war 2 kingdoms.

bende özet geçeyim: imkansız.
ayrıca arada yaş farkı yok öyle derken ?

malesef be adamım, ortam müsait değil. sizin ilişkiniz zaten direk öğrenci-öğretmen olarak başlar ve öyle gider. ama hani işyerinde falan olsa neyse.

Aslında şöyle bir şey var. hocadan ziyade orada çalışan sekreter yani. bugün kursta acaba bana pas veriyorda ben mi pası yanlış anladım anlamadım.

senden büyükse kaybettin.
ama aynı yaş falansa mevzu şu:
ders arasında veya dersler bitince yanına gidersin
"hocam şurayı bi anlatsan kısaca"
sonrası senin becerin.

hocaydı sekreter oldu nasıl iş bu anlamadım...

kurs bitince yap hamleni. bence yani. hoca şu anda sen öğrenci konumundayken bir karşılık göstermez zaten.

eğer dediğin gibi sana karşı bir ilgisi varsa illaki bir şekilde sana gösterecektir. geçtiğimiz haftalarda kurstaki hocam topluca dışarı çıkılan bir gecenin sonunda bir kahve için davet etti, ve ilgisini açıkladı. maalesef bende bir karşılığı olmadığı için olmadı, yani bazen erkek olarak senin bir şey yapman gerekmiyor, istemeden oluyor. iyi şanslar.

lafmacun'a bir bak istersen...

abi o kadar toplu alım yapıldı sözlük bitmedi de kendini az da olsa ispatlayarak kondüktörler tarafından alınan yazarlar yüzünden mi bitecek sözlük?

vampircik

tabii ki yok. gitsen bile iki güne dönersin.

öncelikle moralini yüksek tut. borçları kapama konusunda çalışıp para kazanmak için meslek seçmeden hem elden birebir firmalara,cafelerdir,bürolardır,barlardır,şirketlerdir onlara cvler verip hergün ve aralıksız kariyer.net yenibiris.com secretcv.com sitelerini hatim etmeni öneririm. bana oradan neredeyse abartısız her gün iş randevusu geliyor. artık ben şirket seçiyorum o haddeye geldim. sana da o siteler iş bulmada baya yardımcı olur umarım.

ik sitelerini yeterince hatim ettim zaten...soylediklerinizi yaptim yani, aylardir yapiyorum. bilmem anlatabildim mi bilmiyorum ama.

pc den anlarmısın ne kadar anlarsın

ajanslara başvur palyaçoluk yap günlük 50 tl

@asadas1999

pc'den ne kadar anladigimi söyleyeyim.

kasayi actigimda bütün donanimlari tanirim. söküp takılması kısmını da yaparim.
pentium 233'den beri bilgisayar kullaniyorum. yazılımsal olarak da sorunların giderilmesi konusunda çözüm üretirim.

yazilim kisminda zaten programlama dili bilmedigin sürece bilgin belli bi düzeyde kaliyor.

yani kabaca hatiri sayilir bi bilgisayar bilgim var.

valla senle aynı durumdayım tamamen. bu ayı da atlattık zar zor bi dahaki ay kirayı nasıl vercem nasıl geçincem bilmiyorum. bende marmara elektrik öğretmenliğindeyim bu arada. okuldamı bi cenabetlik vardır nedir. umarım düzelir bu durumumuz yakın zamanda.

@kanan

okuyup bi yorum yapsaydin keske.

kaç günde bir gelecek o iş ? maaşlı bir iş benim aradigim.

@ritu vs asas

cenabetlik tamamen okulda bence de.

ya da basvurdugumuz islerdeki beklentilerin ya çok altindayız, ya da çok üstünde.

umarim düzelir, artik kafayi siyirdim neredeyse.

çıkmış soruları beyne atıyosun beyin bedava !

ben ön lisanstan dgs ile direk 3'e geçtim geçen sene işletmeye. 2 sene kaldım bu sene gene dgs ile gene 3. sınıf iktisata geçtim. ama hemen telaşlanma ben 2 sene de hiç çalışmadan girmiştim. sınava 2 gün kala baktım. bu sefer işi sağlama alıp kursa gideceğim. aöf'nin en zor bölümü hep 3. sınıf derler 4. sınıf rahatmış.

arkadaşım bitirdi. arşiv yani çıkmış sorulardan bayaaa soru çıkıyormuş bazen. her dönem 1-2 dersin zor olduğunu söylüyor...

1-2 zor,3-4 kolay.hele ki 3.

çok şaşırdım. uçan adamın entryleri siliniyor mu hakkaten.

peki hiç uçurulan insanların "entry'lerimi silin ulan" demiş olabileceği aklınıza geldi mi?

uçan adamın entrylerimi silin demesi gerçekten etik değil. şimdi sen sözlükte bir sürü şey yazıp çizmişsin. hani cevap entry girmek yanlış bir şey ise de bu her zaman mümkün olmuyor ve bir üsttekinin bakış açısını bazen yansıtarak söze başlandığı ya da alıntı yapılduığı oluyor. şimdi entrymi silin diyen adam hiç düşünmüyor mu bir sürü diğer girdi nin havada kalacağını. hani bir söz var ya

"sebebini bilmiyorsanız sebebi odur" diye. bu entrymi sil diyen adamın uçması da belki müstehak.

hayır o zaman alın yazarlık hakkınızı verin entrylerimi durumu olsa bile bana gönderilen işte yedekleriniz mailinde baktığım üzere tüm entrylerim gelmemiş. yedekler eksik ve kalan tüm entrylerimin yedeklerini nasıl alabilirim?

@esenboga

hiç alakası yok. entrylerimi silin filan demeden gidiyor entryler hep. hem de 1 saniye sürüyor. şaka gibi.

ben çok adam tanıyorum uçtuktan sonra "entry'lerimi silin çünkü benim üzerimden sözlük gelir sağlıyor" diyen. işin bir de böyle bir etik kısmı var ki bence çok mantıklı. ayrıca o cevap entry dediğin şey baştan aşağı yanlış ve sözlük formatına aykırı. kaldı ki zaten sözlüğün mantığı bu; "başlıkta sadece senin entry'in olsa bile başlığı biraz olsun tanımlamış olmak"

benim bildiğim, hatırladığım, bir kısım uçurulmuş sözlükçülerin böyle bir talepte bulunması ve bunun adet haline gelmesi sonucunda sözlükte teamülen her yazılanın silindiği. zaten silinip de tamamen ortadan kaybolmuyor, uçan yazara entry'leri mail olarak gidiyor.

kullanim haklariyla ilgili olmali. yazar uctugu zaman, sozlugun o yazarin entry'lerini gosterme hakki kalmiyor. entry'ler de yazarin bir parcasi olarak siliniyorlar.

fakat yazar kendi hesabini silerken, entrylerni istekli olarak birakabiliyor.

evet ne yazık ki binlerce kişinin okuyup belki de faydalandğı entrylerde siliniyor.sana entrylerinin backup ını yolluyor.bakıp bakıp iç çeksin diye heralde :). bi de mail de backuplardan sorumlu backup imparatoru ahmet backup diye ironik bi nickle yolluyolar.ama bende soğudum ekşiden gerçekten.

bu konudan ben de rahatsızım, ekşi anket'e sormuştum ve büyük çoğunluk entrylerin silinmemesinden yana; sites.eksiduyuru.com

zamanında şöyle bir şey de yapılmak istenmiş ancak tutmamış anlaşılan; www.eksisozluk.com

yahu ne yaptınız. adı üstünde uçurmak. yazarlar "entry'lerimi de sil" dedi diye sonradan oluşmuş bir teamül değil bu. baştan beri uçanın entryleri de uçurulurdu. sonradan sonradan bazı yazarlar uçurulmasına rağmen entry'leri bâki kaldı misal zenci. teilf hakkı ile de hiç alakası olduğunu zannetmiyorum. ama en nihayetin de bence de uçanların entry'leri kalsın. hatta uçma diye bir kavram olmasın.

çok mu zor bir soru oldu ya? cevaplayabilecek kimse yok mu?

dostum biz burdan ne desek boş açıkçası. çünkü her askerlik şubesi kafasına göre iş yapıyor. sen en doğru ve sağlam bilgiyi bağlı olduğun askerlik şubesinden öğren olmadı telefon et kenilikle yardımcı olacaklardır.

teşekkür ederim üstat. nette herhalde online girip bakacağımız tecil sorgulama sistemi yok sanırsam. e-devlet bile yetersiz.

toplam 7 seneden sonra uzamıyor.

sorunun cevabı belli oldu mu ?