mymemory.co.uk gerçi türkiyeye de gönderiyorlar ama en azından fiatlar hakkında bilgin olar.

koçtaş, bauhaus, tekzen bilimum yapı markette ucuza bulursun.

bimde 2 kişilik otomatik çadır var.alanlar çok övüyor.tanesi 40 liraya falan geliyor.her bim'de bulma imkanın yok maalesef.

migrosta 5 kişilik çadır 50 tl.

ev ataşehirde'yse kozyatağı bauhaus'a ya da optimum koçtaş'a git. fiyatlarını bilmiyorum ama çok seçenek oluyor.

karaköyde bir sürü av malzemeleri satan yer var. cok magaza ve aynı bolgede. ben göz at derim. st benoit yanı ve bir alt sokaginda epey var.

real de 49 liraya gördüm geçen gün.

www.decathlon.com.tr

şöyle birşey var. decathlon da 60 liraymış. onun dışında her türlü çadır çeşidini bu mağazada bulursunuz sanırım. ben henüz gitmedimn ama forum istanbul'da devasa bir şubesi açıldı.

elini sallasan avmye çarpıyor istanbulda, altında araba da var...
git herhangi bir carrefoura, migrosa...

bu konuyla ilgili bircok teori olabilir tabi. ama bunlardan sacma olmayan bir tanesi, idam edilmesi durumunda kahraman olup pkk icinde daha da onemli ve kuvvetli bir sembol haline gelmesidir. bu istenmedigi icin idam edilmez, hapiste surundurulur.

ab istedi, üstü kapalı bir şekilde idam ederseniz ab'ye almayız dediler.

türkiye bu veya şu şekilde dünya ile entegre olduğundan idam edemez. aksi halde bir sürü ekonomik ve siyasi yaptırımla baş etmek zorunda kalabilir.

neden ve nasıl yakalanabildi sorusuna gelince, o zamanki iç ve dış siyasetin gereği sam amcanın da oluru sonucunda ele geçti ve ağzımıza bir parmak bal çalındı yoksa daha sittin sene yakalanmazdı.

yönettiği falan da yok. apo'nun bizzat kendisi piyondur.

adamın doğum günü, yakalanış yıldönümü, ilk suçiçeceği geçirdiği gün'lerde bile memleketin mına koyuyorlar.idam edilse gtümüzden kan alırlar..

evet gençler, göreceğiniz üzere , kolluk kuvvetleri(tsk dahil) ve hükümeti beceriksizlikle itham ediyorum.

sonuçta adam bir örgütün lideri. lideri öldürürseniz, örgüt içinde parçalanmalar olur, biçok adam yanına birilerini alır, artık pkk benim der ve büssürü yeni örgütçük çıkar. tabi siz bunları birbirine düşürtüp, kendi kendilerini kırdırabilirsiniz ama biz o işi biraz zor yaparız.
ne olduğu belli olmayan birkaç terör örgütü ve yeni liderler yerine, hiç değilse az çok ne olduğu, ne yapacağı bilinen, kimler tarafından nasıl kullanıldığı bilinen bir apo daha yeğdir.

madagaskar +1. odası daraltıldı diye karakollar basılıyor ve siz nasıl idam edilemez diye soruyorsunuz.

o zaman ben de mahmut diye bir aşiret kurayım, 20 sene boyunca sayımı 15 milyona dayayayım, sonra istediğim şeyler olmayınca sorun çıkartayım, herkes benden korksun. memleket bu kadar mı aciz? eğer acizse bu acizlik nasıl çözülebilir?

idam cezası kesinleşince öcalanın avukatları AİHM (avrupa insan hakları mahkemesi ne gittiler. bu süreçte cezanın infazı zaten uluslaraası hukuk etiği açısından mnümkün değildi, ki türkiye'de 20 yıldır infaz edilmiş bir idam cezası da yoktu, bu ceza verilmiş ve veriliyor olsa dahi.
AİHM türkiyeyi insan hakları sözleşmesinin 3. ve 6. maddelerinden hak ihlali yaptığı için mahkum etti. söz konusu maddeler işkence yasağını ve adil yargılanma hakkını düzenliyor. sözleşmeye göre, bir insanın ölüm cezasıyla yargılanması bile manevi işkence kapsamında yer alıyor. bu nedenle 3. madde ihlali kararı çıktı. adil yargılanma hakkına göre insanın tamamen tarafsız ve objektif bir mahkeme tarafından ve savunma hakkı da tanınarak yargılanması gerek. ancak o dönem itibariyle var olan devlet güvenlik mahkemesinde askeri hakim bulunuyordu. ve askerin de öcalan ve pkk konusunda tarafsız olamayacağı ön kabulüyle 6. maddenin ihlali kararı da çıktı.

buna istinaden türkiyede yapılan yasal değişikliklerle önce idam cezası kaldırıldı, sonra dgm'lerdeki asker üye çıkarıldı ve öcalanın yargılaması yenilendi. yani dosya açıldı yeniden sivil mahkeme karar verdi ve yeniden kapattı, cezası da ağırlaştırılmış müebbet hapise çevrildi.
budur.

1.kağıt sıkışması dışında diğerleri doğru.
2.drum değiştirilmiyor diye bişi yok.her lazer'in drum'ı değişir.kimisinde drum ayrı toner ayrıdır.10-15 toner değişiminde drum değişir.kiminde drum, tonere bağlıdır.toner değiştikçe drum değişir.çakal satıcılar, işine geleni avantaj olarak sunarlar.markaya göre ikiside birbirinden pahalı olabiliyor.1610 yarım toner gelir.normalde 1500 sayfa ama 700 sayfa gelir.
3.xerox 3117 en ucuzudur ama bulunur mu bilmem.veya hp 1005 olabilirdi.
4.hp, samsung.

orjinal toner alıcam diyorsan xerox.
dolum yapıcam diyosan hp veya canon(canonlar, hp ile aynı toneri kullanır)

hp'lerin tonerleri %10 dolu oluyor diye biliyorum.

yanlış

@madagaskar peki xerox 3117'de drum ne durumdadır? tonerle bütünleşik midir? yani drum'ın değişmesi gerekince toneri de mi değiştireceğiz o durumda?

ayrı.muadillerine nazaran yüzde 200 avantajlıdır.

çünkü, muadilleri olan hp, canon, samsung, lexmark vs..700 sayfa demo tonerle gelir ve full dolu 1500 basar.ama 3117 3000 sayfa tam dolu gelir ve 3000 sayfa basar.biraz eski bir konu ama okursan sende kendi tonerini kendin doldurabilirsin

forum.donanimhaber.com

Samsung ML-1640 ı tavsiye ederim. yarım tonerle geliyor. 700 sayfa basarsın,kağıt sıkışma sorunu yok.

toner dolum ücreti 10-15 TL arasında değişiyor. tek dezavantajı 2100 sayfa da bir çip resetlemen gerekiyor. o da çocuk oyuncağı. aşağıda nasıl resetlmen gerektiğini gösteren resim var.

normal şartlarda 1500 sayfayı gık demeden basar. buna ek olarak 10 kere dolum yapmama rağmen henüz drum sorunu yaşamadım. (15000 sayfada hiç sorun yok. az değil)

bunlara ek olarak üniversitede çıktı almak için kullanıyorum... ortalama günde ortalama 300-400 çıktı alıyorum.
www.juni.us
servisendiriprinterlasermu.files.wordpress.com

300 entry cok bir sey sayilmaz. elle alabilirsiniz pekala. hayvan aradan (ki her sozluk klonunda var) kendinizi aratip tek tek ayri pencerelerde acip kopyala yapistir, kopyala yapistir yaparsiniz olur biter.

ya kafadan salladım 300 dedim ama şimdi kontrol ettim 22 sayfa olmuş entreylerim..her sayfada 30 entry olsa.700 tane falan ediyor..başka çaresi yok mudur bunun?

diger yontemlerin hepsi oldukca ugrastirici olur. basit bir program yazayim bile desen (bildigini varsayiyorum) bir muddet oturup ugrasman gerek. dedigim yol sayet sitede hazir yapilmisi yoksa en kisa surede, en az ugrasi ile entrylerini yedeklemeni saglar.

yok bu kadar ugrasamam dersen burada tekrardan bir baslik ac. soyle bir program ihtiyacim var, su kadar para verebilirim diyerek ilan ver. birileri oturup senin icin ya yedek alir (tek tek) ya da oturur basit yoldan bir program (veya kod) yazar :)

yok

dosyaları yedeklemene gerek yok zaten dvd'yi takıp kurmak istediğinde windows kurulu sürücüyü seçersen Windows.old klasörüne eski sürücündeki tüm bilgileri atıyor. partitionla ayrılmış sürücü bölümlerine bir şey olmaz zaten. fakat programlar elbette ki gidecek.

sb settings yükleyin.ardından ekranın en üst tarafındaki kısmından(saat ve tarihin olduğu üst bar) parmakla kaydırın ki menü çıksın.menü çıkınca ilgili kısma gelip(çalışan/engellelen servisler) programlardan operatorün programını(veya edge/3g hangi sistemi kullanıyorsa ise) disable yapıp wireless'ı aktif hale getirin.

ilgili ekran için ; carltonbale.com

rocket dock gibi bir program vardı google'da aratırsanız bulursunuz sanırım.

aman diyim hocam fazla fantezi peşinde koşma.o tarz programlar xp'de falan iyiyde de windows 7'yi aptallaştırıyor.sadece alt menü falan istiyorsan ok.radikal değişikler yaptığında 3 ay geçmeden format atmak zorunda kalırsın.vazgeç bu sevdadan.yinede nolcak yaa dersen;

star dock
rocket dock
object dock

adamların elinde imzalı senedin varken neyi nasıl iddia edecen? keşke o zaman senedi imha işini onlara bırakmasaydın da kendin gidip senedini alsaydın :/

inşallah bir çıkış yolu vardır. belki anlaşma yoluna gitsen de 1500'e falan bağlasan...

senette tarih varmıydı ? eğer var ise tam vaktini bilmiyorum ama belli bir süre içinde protesto edilmesi lazım.

bu konuyu bir avukata danışmanı öneririm. ama şahsi fikrim boş atıp dolu tutturmaya çalışıyorlar.

ayrıca şu siteye bakabilir yada üye olup sorunu buraya tekrar sorabilirsin. ekşiduyurudan daha sağlıklı bilgiler gelecektir.

www.hukuki.net

senet üzerinde "malen" ibaresi var ise bu durumda itiraz edebilir ve karşılığında kurs eğitimi verilmediğini iddia edebilirsin. eğer yok ise yine itiraz edebilirsin ancak ispat yükü sana düşecektir. ispat konusu ise; senedin bir mal veya hizmet karşılığı verildiği ve, bu mal veya hizmeti almadığın hususudur.
bu arada tecrübelerime dayanarak söylüyorum,sadece telefonla aramalarına dayanarak ödeme yapmayın. bu borca itiraz edeceğinizi belirtin. o dershaneye gitmediğinizi ve zaten bununla ilgili hem maliyede hem de MEB kayıtlarında isminizin geçmediğini fatura ve öğrenci kayıt bilgilerinde eksiklik olduğunu da ekleyin. Yine o sıralar başka bir dershaneye gitmişseniz diğer yerle ilgili belgeleri de ibraz edeceğinizi söyleyin.hadi bakalım..

baba, benzer şeyler başıma gelmişti.sinir, stresten çıldıracaktım..özellikle bu bilgisayar kursçuları kadar şerefsiz, namussuz kurumlar görmedim..sikayetvar.com / sikayetim.com gibi sitelere bakarsan yada google'a kurs iptali diye yazarsan aynı derdi paylaşan ne kadar çok insan olduğunu görürsün.bende 1 milyar ödemiştim.6 ay taksit olarak.fakat 6.ay geçmesine rağmen yeterli öğrenci bulunamadığı için kurs açılmıyordu.iptal edicem dediğimde imkansız diyorlardı..hakem heyeti, avukat mavukat hepsine gittim sonuç alamadım.en sonunda kaymakam'a ççıktım..bana verdiği cvp aynen şöyleydi.

git onlara söyle kursunu iptal etsinler.
iptal etmezlerse?
eşşek gibi edecekler!
tabii size danıştığımı söyledikten sonra dimi?
evet..

sonra gittim.kem küm ettiler ama sike sike kabul ettiler.sonrada ama kimseye söylemeyin sadece size özel ypıyoruz dediler.oturma hacı, kaymakama git, başbakana söyle, cumhurbaşkanına dilekçe yaz gerekirse obama'ya çık paranı yedirme bu orospuçocuklarına.

mehtemelen senette malen ibaresi yoktur.
senette tarih yoktur büyük olasılıkla.
önce adınıza yapılmış bir icra takibi var mı onu öğrenin, e-devlet vs. yardımı ile öğrenilebiliyor.
açılmışsa gidip itiraz edin.
bunun dışında ilçe milli eğitim müdürlüğüne söz konusu dersaneyi şikayet edin, şikayetinizi dinlemezlerse (verdiğiniz şikayet dilekçesini almak istemezlerse) il milli eğitime gidin ve hem ilçe milli eğitimden hem de dersaneden şikayetçi olun.
eğitim merkezinin ismini burası da dahil olmak üzere yazın, ifşa edin.
şikayetvar.com vs. gibi yerlere de şikayet edin.
tüketiciyi koruma derneğine üye olun, cüzi bir aidatı var ve o aidatı ödeyince işin dava kısmıyla falan ilgileniyorlar.
bir soru sorup yardım istediğinizde, size yardımcı olanların cevaplarının yanındaki kutucuğu tikleyin.

karşınızdaki ticari bir kurum. yaptığınız ödeme (burada senet oluyor) karşılığında bir fatura kesmiş olmalı. eğer böyle bir fatura yoksa vergi kaçakçılığı yapıyor demektir. bunu ispat ederseniz muhattabınız zor durumda kalacaktır.

amazon?

bestbuy.com
target.com
amazon.com

amazon, trkiyeye elektronik göndermiyor.muhtemelen diğerleri de..

amazon, trkiyeye elektronik göndermiyor.muhtemelen diğerleri de..

img651.imageshack.us

almanyadan gelen dayı,
ahahaha.

ya neyse ne. dede olsun torun olsun. çoh mu önemli

kusura bakmayın,
almanyadan gelen dayı kavramı hoşuma gitti =)

orange cıfee, eline ayağına sağlık.görmemiştim bunu süpermiş:)))

orange cıfee, eline ayağına sağlık.görmemiştim bunu süpermiş:)))

ha 3 halamın oğlu hakkari de yaptı ama amcamın oğlu ankara da yaptı mesela.. ne yapayım ya, kısa dönemdir bir şey olmaz düstruna mı yaslayayım arkamı..

eminim bu başlığa, 'sen nasıl vatan evladısın.vatanını korumuyorsun' diyen ve çanakkaledeki bilmem nerdeki atalarımızı emsal gösteren karamuratlar çıkacaktır.hem onlara cevap hemde senin soruna ufak çaplı cevap mahiyetinde şunu söyliyim.

şu an doğuya gidenler askerlik yapmaya değil ölmeye gidiyor.yapılan şey bir savaş değil boku bokuna niyazi olmaktır.genelkurmay bile, 2 gün önce saldırılar artacak diyor ve 2 gün sonra bu kadar şehit veriliyor...önceki saldırılarda ihbar, istihbarat bilgileri havada uçuşuyor ama kimsenin çükünde olmadığı için gene şehit veriliyor.

@madagaskar, ama abi ben kısa dönem gidicem ne kadar riski vardır ki? kısa dönemleri sürüyolar mı öyle düşman üsütne? veya karakol baskınında ölen kısa dönem oluyor mu ki? şehitlerin kaçı kısa dönem? hiç bilmiyorum valla.. ben genelde geride duruyorlar diye biliroyum..

@kalim, kusura bakma sabahki haberler yüzünden duyurunu pek okumadan yorum yazdım.dediğin gibi kısa dönemler pek suya sabuna karışmaz ama her zaman öyle oluyor diye bir kaide yok.

@adslmodem, abi askerlik tecilli derim o sorun olmaz da, bir kısa dönem olarak diyarbakır a düşsem ne derece tehlike altındayım onu merak ediyorum..

en büyük asker bizim asker.

ortalık en az 10 sene boyle olacak.

ortalık en az 10 sene böyle olacak demek çok çok komik. sanki siyasal konjüktürü arkadas belirliyor. ben 2003-05 arasında askerlik yaptım. o dönem bölgede tek çatışma yoktu nerdeyse. herneyse askerliği mümkün olduğu kadar erken aradan çıkart kafan rahat olsun. askere gidince bilgisayar biliyorum dersin elim hızlı dersin seni verirler yazı işlerine operasyona falan çıkmazsın, çoğu yerde yazıcı nobet bile tutmaz ama biras stresli bir işin olur.

havalar soğuyunca durulur ortam derlerdi eskiden ama?

Ne demek "şehitler falan veriliyor", falan ne?
İnsanin hissiyati vardir, sen de var mi?
Götünü kurtarmak için sorduğun soruya bak; ki senin götün lazim degil bu vatana.

@kalim ben de aynı durumdayım, bi soru sorayım yeri degil ama. agustos celbi icin basvuru suresi gecmşs sanırım? erken sevkle mi gitmeyi dusunuyosuN? ben celp süresinin haziran sonu oldugunu sanıyorum, haziran sonu olan erken sevk icindir. ben artık karar verdim yarın sabah gidiyorum. bi sekilde zaten engel hayata. aradan cıkarmak kesin sart. en hayırlısı neyse o olsun diyorum.

kitap.tepelere koşup tırmandığınızda mis gibi manzaraya karşı uzanıp kitap okumak güzel olur.

MP3 çalar. Koşarak ya da bisikletle adanın arka tarafına dolaşıp kayalıklarda uzanmak, biraz kestirmek, müzik dinlemek süper olur.

Ama erzak diyorsan eğer, sandviç falan olabilir de zaten orda bir sürü market manav şu bu var. Ordan da her türlü ihtiyacını temin edebilirsin. Mümkün mertebe yük etme o tip şeyleri bence. Hele su falan hiç etme.

siyah kuru üzüm. belki bi tane çikolata. yedek çorap, tişört filan. güneş için krem ve şapka.

çikolata erir de meyve suyu gibi bişey al, kartonda değil plastik şişede, kuru üzüm iyi fikir, yanına fındık veya ceviz de olabilir

erzak bilemem de, yanına bir şort - erkek olduğunu varsayıyorum - bir de havlu al.

geçen yaz ben de adalara gittim koşturmaca, pedal çevirmece derken o sıcakta üstümdekilerle serin denize atlayasım geldi. çok sote yerler var, spordan sonra iki dalıp çıkarsın.

şiddetle tavsiye ederim...

boşver mp3ü kitabı etrafına bak kuşları insanları dinle martıları izle.

kuru dut

en hızlı alternoyu söylüyorum.

levent metro + m.köy metrobüs + incirlide inip otopüz yada minipüsle gitmek.

gidilecek yola gore iki yolda hizli sayilabilir. 4. leventten taksime gecip dolmusa binmek sayet aksam saati degilse daha hizli ulastirir sizi. dolmustan indikten sonra meydandan asagi yuruyeceksiniz. istanbul caddesine ciktiktan sonra saginizda kalacak. kime sorsaniz -dogal olarak- gosterir.

metropüz(zincirlikuyu) + sarıyer minübüs veya otobüsleri. metropüzden sonra yarım saat içinde gidersin.

ya da metrobüsten mecidyeköyde inin, m1 metroya binin itü ayazağa durağı=maslak durağıdır.

yetenek sınavları için ygs barajını aşması yeterli

hocam görmüyor musun adamların 10 parmağında 10 marifet var:)

bilgisayar, web tasarım, solidworks, ingilizce, almanca, fransızca, kpss, aöf, dgs , muhasebe her bişeyi öğretiyorlar.acaba cebime 1000 lira koyup bale öğretir misiniz desem nne cevap verirler??

bence bunlar işin komisyonculuğunu yapıyorlar.. ne kadar insanı kurslara yönlendirirlerse o kadar para kazanıyolar.. o kadar çok alanda faaliyet göstermesi çok zor iş..

normal

90 a bağlarsın.

sen hesapla, sadece hamallar 50-100 arası çalışır.sen arabayıda ayarlamışsın.gerçi ne kadar yük var orasıda önemli ama yine iyi fiyat.sen öğrencisin gene de üstteki arkadaşın dediği gibi damardan girip pazarlığı eksik etme.

ya bu pazarlık yapılmış hali. 4. kata çıkartılacak 2 tane hamal olcak. 50, 50, 10 lira da araba için işte...

bence anlaş.

4. katsa eşya az bile olsa hakkıdır hamalların ya. Umarım parayı hamallara direkt siz vereceksinizdir.

tamamdır o iş.

hamalları da düşün.

10 lira araba denmiş ama o arabanın kontağını 50 den aşağı çevirmezler.. mesafenin bi önemi yok.

bence yolda duran bi kamyonet sahibiyle konuş, hamalları al yanına.. 2 dklık iş dersin, adamada bi 20-25 lira verirsin hallolur. (yaptım)

tamamdır, hallettim 100 liraya anlaşcam galiba, 2 hamal ve taşıma ücretiyle, iyi kapatıyorum sanırım, teşekkürler herkese.

Apptrackr.org dan cekiyosun sonra ifunbox diye programi indirip aciosun orada /var/mobile/downloads. Klasorune Atiyosun sonra iphoneda installousta gorursun kurarsin

/var/mobile/downloads a mi yoksa /var/mobile/documents/insatllous/downloads mı?

bir de apptracker da zipli appler var, onları da mı direk atıyorum zipli halde?

var'la mobile'le downloads'la mowloadsla uraşma.direkt applesync yükle.sonra indirdiğin app'leri itunes'a sürükle bu kadar.

@hubble installousun yeni versiyonu varsa ikinci, eskisi varsa ilk yazdığın dizine atıyorsun. sonra normal kurar gibi. zaten bitane installoustan indirip silmeden bırakırsın onun yanına yapıştırırsın kesin olur.

Mendelssohn - Midsummer nights dream

www.dailymotion.com

mozart piyano konçertosu 21 numara. gerçi bunu ben yapıcam. eheh.

kullanıcı az oldugundan daha az error veriyordur.

direk kullanıcıyı domaltmaya yönelik bir zımbırtı olduğu için olabiler.yada avrupalılar daha klas bir teknoloji kullanıyordur.bu ülkede başarılı şeylerin olacağına veya herahngi bir alanda ecnebilerden daha başarılı olacağımıza inanasım gelmiyor.

Avrupa'da çok yerde gprs yokken Telsim edge kuruyordu mesela.

Bazı GSM teknolojilerinde Türkiye nadir de olsa dünyadan daha ileride. O da cebe çok meraklı olduğumuzdan, bu örnekte de internet ülkede çok büyük pazar payı oluşturduğundan. Aslında ihaleler 1 yıl gecikti, yoksa çok daha iyi pozisyonda olabilirdik.

yea simdi bu kısma inanmadım ben, hspda denen 3g teknolojısı yıllardır isvecte sunulan bir hizmet. yıl basından beri de 4g kullanmaya basladılar ve yayılıyor. bu mu ilericilik ?

bir de soyle olaiblir, isvecte 4g kullanılırken adam romanyada 2g yı zor kullanıyorsa ab ortalaması elbette dusuk cıkacak.

avrupaya gore cok daha gec 3g ye gectigimiz icin kullanilan aletler daha yeni oluyor. dolayisiyla cok daha iyi bir hizmet alinabiliyor. ayrica kullanici sayisi da daha dusuk. ve gercekten turkcell'in kalitesi cogu avrupa ve amerika gsm sirketinden daha iyi.

benim sorum:
protokole, devlet çalışanlarının yakınlarına kaç adet bilet ayrıldı, bu salonların yüzde kaçına denk gelmektedir?

koskoca avrupa yakasında 1 tane tanıtım afişi gördüm.ne bi reklam ne bi afiş..basketbolla haşır neşir olmayan birçok insanın bu organizasyonun türkiye'de yapılacağına dair haberi bile yok.rüyalarımıza girerek mi tanıtım yapmayı düşünüyorlar acaba?

yusuf kaya
boş işler müdürü

adamlar mangir mangir duyurdu her yerde... koskoca organizasyonu turkiye'ye getirmisler yine de yaranamamislar...

ben olsam maliyet ve olasi getiriler uzerine konusurdum...

gerek tanıtım sorusunu, protokol,sponsor sorusunu ve özellikle ekonomik kriz döneminde maliyet sorusunu not aldım :)

www.teknofiyat.com
www.akakce.com

sinbo adlı markanın her ürünü uygun oluyor tavsiye ederim

sinbo iyidir, king de iyidir. arzum'a tefal'e para verme boş yere.

sinbo veya king al daha pahalıya alacağın ürünlerden bir farkı yoktur zaten kettle dediğinde plastik kab içinde bir rezistans'dan ibaret.

sinbo ve king olabilir ama ne marka alırsan al gizli rezistans al.

sinbo ve king gayet dandik bence, herhalde 5 tane sinbo kettle eskitmisimdir. uyduruk bir sey alip 5-6 ayda bir degistirmektense kaliteli bir sey alip yillarca kullanmak daha mantikli geliyor artik.
mediamarkt'ta 60 liraya gizli rezistansli kettle gordum gecenlerde, oraya bakabilirsin.

bugün limango'da mehtap marka kettle 50'den 29a düşmüş e hem de internetten satış.

Ayrıca sinbonun hiç bi ürününde sorun yaşamadım şimdiye kadar.

bi adidas, nike, puma yada devasa spor mağazalarından alsanız daha iyi olmaz mı?

elinizle tutmadan karar vermeyin.

www.yuxel.com.tr bu web sitesinden aldım. Yeşilyurt Spor Kulübünde kendi mağazalarıda var güvenilir. Sürekli alışveriş yaptığım biryer

şimdi max payne diyeceğim ama, oynamışsındır onu heralde?

gta'ların tamamı.. eğer oynamadıysan vice city, san andreas oyna.. bioshock çok sağlamdı.. bioshock 2'yi oynamadım ama garanti veriyorum ki onun hikayesi de çok sağlamdır..

max payne,hl2 çok güzel oyunlar bunlar ama defalarca oynadım yeni birşeyler lazım artık.

@buzzlightyear evet gta serisi süper. bioshock 2'yi oynamadım ama ilki çok güzeldi evet.

broken sword serisi.

(git: 119242)
cevaplardaki oyunlardan ilk ikisini ve sanitarium'u oynadım. sanitarium çok eski kaçar gibi geldi sana sanki. senaryosu filan iyidir tabi de. yine de oynanması lazım aslında. bence cevaplardan ilk ikisini daha çok seversin. diğerlerini bilmiyorum. yani gerçi age of filan var cevaplarda da öyle bişey aramıyosun zaten.

tepedeki psychedelic adam'ın cevabındaki link sözlüğe yönleniyor.. doğrusu: www.eksiduyuru.com

çernobilin gölgesinde 10 numero .

heavy rain baya konuluymuş diyorlar

metal gear solid
grim fandango
the longest journey
portal
bioshock

o değilde konusuz oyun var mı?

hepsinin konusu var ama aptal yarış oyunları anlamsız düz aksiyon oyunlarının dışında olanları kastettim konulu derken.

dragon age-origins... konusu ayrı süper oynanabilirliği ve karakterleri ayrı süper...

vivaldi'nin eseri.ama hangi eseri bilmiyom.

eminem'in when i'm gone ı olabilir mi?
tamamen attım ama belki tutar

kadının kaçırdığı versiyonu için

the cranberries - animal instinct
aynı dönemlerdi.

mecidiyekoy gibi pahali ve merkezi bir semtte oturulabilecek en ucuz semttir. profilo alisveris merkezine uzak sayilmaz. ogrenci populasyonuda az degildir fiyatlar uygun oldugu icin. geceleri cok guvenli denemez ama sadece orasi degil mecidiyekoy icin gecerli. kapindaki arabanin sabah orda olacaginin hic bir zaman garantisi yoktur.

gule gule oturun

daha oturmuyorum ama araştırma yapıyorum. kapımdaki arabanın orda olacağının garantisi olsun isterim ben o kadar da değil. kafam karıştı açıkçası.

belalı bi yer diye biliyorum.metalci ve moğolistanlı bir arkadaşım orada oturuyodu mahallenin apaçileri sudan bir sebepten çocuğun önünü kesip ağız burun dağıtmışlardı.yamulmuyorsam genelde bekar evleri var oralarda.

Merkeze ortalama bir hızla 10 dk. yürüme mesafesinde. Gece bile hareketlidir. Sokaklar pek tekin değil, semtçilik var. "buranın adamıyız halleri" Ama bunu söylerken kendi halinde biri için de sorun olacağını sanmıyorum. Birkaç yıl oturdum, eski ev arkadaşlarım halen orada. Sonuç olarak ev için söylüyorsanız bence istanbul'un en en merkezi yerinde olması çok önemli.

merkezi bir yer ama canımız da önemli yani birilerinin ağzımı burnumu dağıtmasını istemem nacizane..

sorunu netliğe kavuşturalım önce.sen üni'nin bağlantısını sömürmeye mi karar verdin yoksa kendi wirelessına mı bağlanamıyosun?

sömürmeye karar verdim :) ne fark eder okulda da giremiyorum nete herkes kullanıyor okulunkini internete benden başka para veren yok sömürme olarak almayalım kullanılmamasını isteseler şifre konulur okulun netine şifresiz olduğu için problem de yok

usb'den bağlanan wireless adaptörler var, çekim alanı en iyi olanlardan seç, harici antenli falan bir şey olsun.

eğer bilgisayarında wireless varsa ve ağı görebiliyorsan bilgisayarınla bağlanırsın. ya da etrata kullananlar nasılını nedirini sorsan rahat etsen.

laptop mu kullanıyorsun?
eğer öyleyse imtermete giren birine söyle senin makineyi bağlasın ve o ağı kaydetsin. sonra ne zaman çekim alanına girsen otomatik bağlanır.

@kimlanbu peki iyi bir marka biliyorsan söyler misin
@tulkas pcimde wireless olup olmadığını bilmiyorum ama bağlanmadığına göre yok.
@etna evet laptop kullanıyorum şöyle ki ben yurt dışındayım ve kimse kimseye kullandığını söylemiyor nedenini hala kavramış değilim ama öyle bunun için bir türk olarak ben de söylemeyi düşünmüyorum bazen lazım oluyor başka odaya gitmek gerekiyor mecbur küçücük odada kalakalıyorum şöyle bişey daha var ki bazen okula götürmek istiyorum ders araları baya uzun oluyor ee yine götüremiyorum bunun içinde lazım:)

tdkterim.gov.tr

tr.wikipedia.org'deki_kolluk_kuvvetleri

tr.wikipedia.org:T%C3%BCrkiye'deki_kolluk_kuvvetleri

www.zargan.com

www.stratejikboyut.com


Jandarma Teşkilat ve Görevleri Yönetmeliğinin (17.12.1983 R.G.18254) 3 ncü maddesi ile Genelkurmay Başkanlığı MT 145-3 Toplumsal Olaylarda Askeri Birliklerin Kullanılması Talimnamesinin 3 ncü maddesinde “Emniyet; Devlete, topluma, kişilere, mal ve eşyalara yönelik; sabotaj, tehlike ve kazaları önlemek için alınan hukuki önemlerin tümünü ve bu önlemlerin alınmış olduğu hali belirtir.” “Asayiş; Hukuka uygun ve gerekli önlemlerin alınması sonucu; Devlete, topluma, kişilere, mal ve eşyalara yönelik tehlike, kaza ve sabotajların söz konusu olmadığı bir ortamı; düzensizlik ve karışıklıkların önlendiği hayatın normal akışının sağlandığı hali, dirlik ve düzenin varlığı konusunda kamuda yaratılan yerleşik ve yaygın inancı ifade eder.” “Genel Kolluk; Emniyet ve asayiş ile kamu düzeninin korunmasını sağlayan, diğer kanun ve nizamların verdiği görevleri yerine getiren ve silahlı bir kuvvet olan Jandarma ve polisi ifade eder.” (J. Teşk. Görev ve Yetkileri Yönetmeliği) MT 145-3 Talimnamesinin 3 ncü maddesinde ise “Genel Kolluk Kuvveti:İl içinde görevli veya o ilde geçici olarak görevlendirilmiş polis ve mülki teşkilata tabi Jandarma ve İç Güvenliklerini ifade eder.” yer almıştır. Aynı talimnamede; “Askeri Birlik: Kara, Deniz ve Hava Kuvvet Komutanlıklarına bağlı birlikler, mülki teşkilata tabi olmayan Jandarma İç Güvenlik Birlikleri ile diğer Jandarma Birliklerini ve Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı birlikleri ifade eder.” tanımı bulunmaktadır. MS 76-3 Türk Silahlı Kuvvetleri Müşterek Askeri Terimler Sözlüğünde ise “İç Güvenlik Harekatı: Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ve anayasal düzenini ortadan kaldırmayı amaçlayan, örtülü ve açık her türlü hareketlerle, bozulmuş istikrarı yeniden tesis etmek maksadıyla, istikrarı bozan her türlü silahlı eylemi önlemek veya bastırmak için icra edilen askeri, yarı askeri, siyasi, ekonomik, psikolojik ve sosyolojik faaliyetlerdir.” tanımı yapılmıştır.



dolayisiyla armed forces'tan gelmiyor. Armed Forces askeri birligin karsiligi. Kolluk kuvvetleri ise law-enforcement officers.

kolluk daha çok savunma ve güvenlik anlamlıdır.

kolluk, (kollık)

Kola giyilen zırh, kolçak


armed forces ise silahlı kuvvetlerin tam karşılığı.
bakış açısındaki 180 derecelik değişim yani.

(bu tamamen benim yorumum ona göre değerlendir) :)

eveet bugünkü merakımı da bu şekilde giderdiğiniz için siz çok sevgili sözlükçülere teşekkürlerimi sunmak istiyorum :)

compadritoynan, kediebesini aynı duyuru altında buluşturursan tabii merakın giderilir.

excel hakikaten kendi içinde bir dünya.. her ne kadar çok iyi kullanamasamda her yeni özelliği öğrendikçe insan şaşırıyor.... net bir cevap olmadı ama... olsn dimi gönüller bir olsun :)

office.microsoft.com
Tamamlanamadı hala türkçesi ama baya tips & tricks var...
Bunun dışında www.bilenlerbilmeyenlerebilgisayarogretiyor.net bu projeden bedavaya eğitim alabilirsin

ismek'in beleş kursları var orada 100 küsür saat microsoft office göstereyola

hayır ne yazık ki

geçmiş olsun.

mail servis sağlayıcına bağlı.
ama imkansız, geçmiş olsun.

mail bomber/flooder var hacı..mail boxunu binlerce maille doldurursun o'da görmez.iyi birşey değil tabii ama seçim senin

Ya nasıl bir insaım ben ya yurt dışında okuyorum bi ödevimiz vardı herkes aynı ödevi gönderekti hocaya bana da arkadaş gönderecekti mail adresim türkçe açamamış falan direk dosyayı gönderdi dedi ki sen gnder ben de hiç bakmadan gönderdim dedi bi bakayım ne yazmış diye başta kocaman harflerle onun adı ve fakülte numarası yazıyor şoklardayım

ya bahane bulacaksın, kıvıracaksın başka yolu yok, kafanı çalıştır bişi bul.

imgur.com

exchange server'a bağlı bir outlook kullanılıyorsa (2 kişi de) mümkündür.

Yanımda yok, deneyip teyit edemiyorum fakat Maxthon internet tarayıcısı alabiliyordu sanıyorum

print diyim pdf seçersen pdf olarak kaydedebilirsin tüm sayfayı.

halletmiş bulunmaktayım, sağolunuz :)

belki ihtiyacı olan vardır.tüm web sayfanın ss'ni almak içün; fast stone diye bi program var.ama 5 versiyonunu yükleyceksniniz.yeni versiyonunda n'alakaysa kaldırmışlar o özelliğ.

belki ihtiyacı olan olursa firefox'un eklentileri var, program kurmanıza gerek yok. mesela screenshotpimp, fireshot vb.

(bkz: abduction/#15957121)

abduction
sozluk.sourtimes.org

daha iyisi yok

firefox'taki screengrab! eklentisi böyle durumlarda iş görür.

3/5 gün sürer.heyet meyet olayları var.tarihler değişiyo mu bilmem ama bizim buradaki devlet hastenisnde.sağlık kurulu müracatları pxrtesi,çrşmb ve cuma oluyor.sonucu da pazartesi veriyorlar.hastanede tanıdık olması süreci azaltır.

tam teşeküllü devlet hastanesinden alınana para vermiyorduk sanki. esas maliyeti harcanan zaman ve artan sinir katsayısı. sakın ola hac'dan önce gitmeyin.

haseki'de büyük bi odada, bankolardaki doktorlara bi kağıt imzalatıyorsun. "bi hastalığın var mı" diye soruyorlar o kadar. ondan sonra sağlık kurulu ne zaman toplanıyorsa (genelde çarşamba) o gün imzalanıp veriliyor.

tanıdık olmasının avantajı, büyük salonda doktoru kaçırırsanız (15 dakika yarım saat kalıp gidiyorlar keza) tanıdık vasıtasıyla sonra imzayı tamamlarsınız.

kolay gelsin :)

aradığın şeyi bulduğun dükkandan al.tavsiyeyi netçen? hemen hemen hepsinde var.

- Hepsine girip bakmanızı tavsiye ederim.
- Birden fazla kitap alırsanız pazarlık edin.

Konsolosluk çıkışında çıkışa doğru solda Lokman abi var, elinde temiz sıfır kitaplar da oluyor.

sanmıyorum bro..f1'de bile şifre koydular.

mymemory co.uk'den cx550 al.

elmasepeti tabi ki orjinal ordan alıcaksanız öyle bir şüpheniz olmasın.

getir.net burdan da alabilirsiniz türkiye ye gonderiyolar ve orjinal ürün satıyorlar.

cx 400 ii şu an bu sınıftaki en iyi kulaklardan biri. tabi shure falan alınmıycaksa.

www.elmasepeti.com bu da mükemmeldir o kadar para vericekseniz.

@runouni: o kadar bütçe ayırmayı düşünmüyorum. ileride belki:) aslında en iyisi tek tek hepsini denemek ama nerede bu imkanı bulabilirim bilmiyorum. teknosa'ya filan baksam?

Ben Tschibo'da görmüştüm spor için kulaklık, fiyatını tam hatırlamıyorum ama kampanya ürünü olduğu için 15 civarı idi sanırım. Etrafta Tschibo varsa bir sorun.

teknosa falan denettirmez. ancak media markt veya electro world lerde bu secenegi bulursunuz orda da çok fazla model olmuyo genelde. ben cx serisinin hepsini denedim nerdeyse(yazdıklarını denedi en azından) cx 400 ii diyorum kesinlikle. şu an bende de ondan var benim icin tek kötü yanı kablosunun simetrik olması.

sennheiser cx 400 ii

mymemory den al

çıkış hedesiyle (kulaklık veya speaker) orantılıdır..eğer çıkış hedesi kötü birşeyse, ses kartın ne kadar iyi olursa olsun ses kötü çıkar.hem ses kartın hemde çıkış üniten iyiyse tabii farkeder.ama bu kpbs olaylarına fazla takmamak gerek..bazen 128 k'lık mp3 ler 320'lerden çok daha iyi ses verebiliyor.

iyi bir ses kartı (m-audio) ve ses sistemi ikilisinde mp3 ve müzik cd'si arasında dağlar kadar fark gördüm aynı şarkıda. hatta böyle sistemde mp3 dinlemek kulak törpüsü olabiliyor. iyi ses için sesin de iyi işlenmesi gerek. yani ses kartı da çok önemli bir kriter. ne kadar iyi sistem olursa olsun iyi bir ses kartı olmayınca sistemde ses mükemmele yakın çıkmaz.

"128 k'lık mp3 ler 320'lerden çok daha iyi ses verebiliyor." eğer o mp3ler çok saçma bir kaynaktan 320kpbs yapılmadıysa böyle bir şey imkansız, ses seviyesi 128 de daha yüksek olabilir ama bu onun daha iyi bir ses verdiği anlamına gelmez. arka plandaki seslerin çoğunun kayboldugu anlamına gelir daha çok.

yani simdi bi v-moda vibe kulaklik ve ucuzundan sound blaster live ses karti alsam 320kbps MP3 ile FLAC arasindaki farki hissedebilir miyim?

Benim ses kartım onboard ve dandik, realtek Asus üzerinde. Ve 4+1 destekliyor, bende Logitech 5+1 var. Ona rağmen fark ettim. Bir de ipod ile çok daha belirgin oluyor. Pc'de fark etmediğim kalite bile orada barizleşiyor.

taksimde kurabiye sokakta öyle bir tezgah var.
ayrıca yıne taksımde pandora'nın oralarda sahaflar var.

beyoğlu sahaflar çarşısı.

@madagaskar

tam olarak nerdedir beyoğlu sahaflar çarşısı ?

galatasaray lısesının karsı sokagındakı pasajda.

İngiliz Konsolosluğu'nun karşısında "Kitap için" diye bir yer vardı, hala var mı bilmiyorum. Orada ucuz kitaplar vardı. Beyoğlu sahaf cennetlerinden biridir, onlara da uğramadan geçmeyin.

gs lisesi karsisinda neron cafe var onun yanindaki pasaj
sonra tramvayla giderken istanbul universitesi karsisinda 4 katli bi bina var en ustunde kirmizi yaziyla KITAPCILAR yazar ona gir, onun 2-3 yanindaki binada ozbek carsisi var ona da git.

Bize ulaşmak için : [email protected] adresimizi kullanabilirsiniz.

yazıyor festival sayfasında. boşu boşuna biletix'e mail atıp harbiden bilet satış ile ilgili destek almak isteyenleri de engellemeyin. biletix sadece organizasyonun biletlerini satar. organizasyona en ufak bir müdahelesi yoktur, olamaz.

dvk'ylan alakası yok..dvk forumlarında unirock yöneticileri var sadece.ayrıca üye alımı yapılmıyor.

siyabend süvari orada aktif bir kullanıcı. kendisine rahatça ulaşılabilir.

Yine de yapacağınız en iyi şey yukarıda e-mail adresine yazmaktır. Siz de takdir edersiniz ki, epey faal olan bir forum başlığında, bu yoğunlukta tüm yazıları okumayabilir Siyabend Süvari. Ya da bunu isteyen kitlenin çoğunluğunun farkına varmayabilir. Ve evet, DVK hala üye alımı yapmıyor sanırsam.

hangi zeytinli?
orijinal i mi? çakması mı?

orijinali foça'daydı heralde
çakması aynı yerde devam ediyor.

ben de merak ettim. sitesinde 35tl yazıyor ücret. 1 haftalık ücret mi bu? bilgi veren olursa sevinirim. gruplar da açıklanmış. www.zeytinlirock.net

Biletix'te ne yazıyorsa doğrudur. -Ki zaten Zeytinli etkinliklerinde (Poem'in yaptığı) çok fazla artırımlar olmuyordu biletlerde. Belediyenin yapacağı bu seneki Zeytinli de aynı mantıkla yürüyecektir.

Şimdi alırsanız daha ucuza alma şansınız vardır, olmazsa da 10 TL gibi bir fark ödersiniz.

www.biletix.com

fark 10tl gibi olacaksa sorun yok. ben öyle 40-50 tl gibi bir artış olabileceğini duymuştum.

4,5 yıl olacak komaya gireli. 50 kg. imiş.

muhteşem ve insanı hayretlere sevkeden beden ve ruha sahip olduğunu düşünmüyorsun herhalde onun da her insan gibi. ya da muhteşem ve insanı hayretlere sevkeden beden ve ruha sahip olduğu için 70 yılın yeterli olmayacağını düşünmüş ve biraz daha zorluyordur belki de.

@conrad moricand : sanırım haklısın
@tepedeki psychedelic adam : güzel yerden geldi kroşe :D tebrikler:) tabi ki sağlıklı olan her insan muhteşemdir ve sistemi beni her zaman hayrete sevketmiştir.
o muhteşem beyni zulmetmek için kullanan insan sadece kendisine zarar verir.insan ve onu yaratan,yine muhteşem olmaya devam edecektir.
70 yılın yeterli olup olmayacağına karar verebilecek gücü olsaydı emin ol 4.5 yıl önce öldürürdü kendini.

allahın sopası yok işte

conrad, hangi kültürümüz? hani, katledip, yakıp, yıkıp, asıp ama genede kötü sözler söylemeyen kültürümüz mü? tabii okullarda okutulan ütopik tarihe bakarsak 10 numero bir tarihimiz var.neyse, bunun kültürle alakası yok.humanist saçmalıklarda umrumda değil.gebersin gitsin.bu mantığa da akıl sır erdiremem.adamın ne bk olduğu ortada; ama gene de hkkında kötü konuşma..niye? incinecek mi?

adamın ne mal olduğu ortada.olayı, her sevmediğinin ölmesini istersek boyutlarına indirgemen bu yüzden yanlış.elbette her sevmediğim kişinin ölmesini isteyecek kadar salak değilim.

hâlâ kültürle, insanlık tarihiyle bağdaştırıyorsun.arkadaşım madem ki o dediğin olay yok..o savaşları, katliamları, soykırımları, asmaları, kesmeleri uzaylılar mı yaptı?

(bkz: ecayip heyvanlara benziyirsen)

haha yok yahu o degil bu bildigin halk turkusu gibi bir sey..

(bkz: bu gala daşlı gala) o programdaki bu muydu bilmiyorum ama.

daha hareketli bir şeydi
eller şaklatılıp oynanılan bir şey..

biliyorum dövüceksiniz ama :p

aman avcı (tsm)
eziz dostum (thm)

ikiside trt repertuarındadır.

bu değil belki ama arzu gızım demek istiyorum.

çok neşeli bir şarkı yaa, bu gönderdikleriniz çok ağlamaklı :p

dağlar kızı reyhan mı acaba.

atabarı'nı söylemişlerdi bir ara ama bildiğim kadarıyla o artvin yöresine ait.

gel ey seher geldi benim aklıma da

Ayrılık şarkının adı hatta Zara da seslendirmişti sözlerinin bi kısmı
Fikrinden geceler yatabilmirem, bu fikrim aklımdan atabilmirem

oynak şarkı arıyorum :p ama bunlardan hiçbiri değil..

saolun varolun..

o iş olur ama oluruna bırak. sen boncuğu dağıt, bırak o toplasın sana geri getirsin :) bu sırada da endişeye, sıkıntıya, üzüntüye kapılma. uzaktan sevmenin mümkün olduğunca keyfini çıkar. :) ne demiş sanatçımız
seni uzaktan seeevvmeek aşkların een güüüzeli
nasılsa vakti gelince, hayırlısıysa vuslata erersin kardeşim dert etme :)

he bu arada hoşuna giden şeyleri keşfedip, onu rahat ettirecek, mutlu edecek bişiler yaparsan tabi çok hoşuna gider iyi olur. bu da sana taktik olsun ;) mesela dertli görürsen derdini dinle, başı sıkışık görürsen, işini hafifletecek çözümler bul, aç görürsen krakerini paylaş ne bileyim :)
ekstra duygusallıklara, romantik tuhaflıklara kapılma. normal insan gibi ol yeter. :)

he bi de zaten kimse bunu anlamıyor ama isteğini illa "seninle çıkmak, sevgili olmak isterim" diyerek dile getirmezsin normal hayatta :) bunlar çocuklukta kalan şeyler. karşılıklı ilgi duyarsın, bu ilginin gereklerini yerine getirirsin, sonra bir bakarsın ki sevgili olmuşsun. o yüzden ne yapsam da fark etse diye çok kasma. ilgini fark ediyordur zaten, ya da sen gösterdikçe fark edecektir, ama tabi ki temkinli yaklaşacaktır. güven kazanmak sana kalmış. bu güveni de politikacı gibi lafla vaatle değil, var oluşunla, yaptıklarınla, duruşunla, hayatınla kazanırsın. of hindi gibi baba laflar ediyorum, paçamı indirmeleri yakındır hehehe. neyse daha gevezelik etmiim.

"o iş olur" modunda fazla ümit bağlama sonra hayalkırıklığın büyük olur. muhabbet etmeyi sürdür biraz ilerlet sonra zaten anlarsın olur mu olmaz mı

kızlar biraz daha duygusal olur.şartlar ne olursa olsun romantizmin keyfini çıkarmak ister.bkz; kediebesi:) oysa biz öylemiyiz.

olursa olur diyerekten arayı da fazla açma..her fırsatta kızla beraber olmaya çalış.tabii sıkmadan.bunaltmadan.

uzak dur, sakın aşık filan olma. o seninle ilgilensin sen tınlama bile. şimdi ondan hoşlandığın için her hareketini kendince yorumlarsın aman diyim boşver.

cevaplar kararsız ben kararsız nereye gidecek bu işin sonu.

niye kararsızsın? beklentin nedir?
reddedilme korkusundan mı?
peki bu reddedişin ne kadarı seninle ilgili olacak? ya da ne kaybedeceksin reddedilsen? ki bugüne kadar bir reddetme davranışı da göstermemiş.
olur bu iş dememin nedeni seni merak edip sorması. hayalimden uydurmadım. romantiklik işine gelince de romantik ol, romantikliği taklit etme. gidip ona bi boka yaramıycak peluş bi ayı almak yerine, güzel kokulu, minik saksılı bi çiçek ver, görüp kokladıkça içi açılsın. (peluş ayıcıklara bayılıyosa tabi peluş ayı ver) laflarımı dümdüz algılama :P ya da mesela kaktüs hediye et, manyetik alanı emiyomuş, bilgisayarının yanına koy de. al bu da romantik. ama dikenli kaktüs. :) umarım anlatabilmişimdir.
sevgili olamasanız bile dost kazanmış olursun bunu unutma.

bir de; başkalarının senin için karar vermesine izin verme. kendin düşün. yoksa sen olmaktan çıkarsın.

arayı açma yeter...

onunla ilgilenirken kız bunun farkında olmazsa (ki farkındadır şu an zaten ama soğuduğunu, vazgeçtiğini falan düşünebilir bi yanlış yaparsan) bi gün bakarsın başka bir erkek var yanında ona yazan aman diyeyim hiç çekemezsin.

...ha, azcık da duygusala bağlayalım: senin için doğru kişi O ise, evlenir falan ederseniz geçmişte böyle bi haltın olması seni delirtebilir düşündükçe. arayı açma, cool görünme adına yüz vermeme, "kendi egonu tatmin edeyim peşimden koşsun o da" durumlarına falan kalkma derim.

şöyle olması en güzeli galiba,
senin ondan çok hoşlandığını hatta aşık olduğunu biliyor, hissediyor; ama sağlam karakterinden ya da abaza olmamandan (ne halt sebepse işte) dolayı işi doğal akışına bırakmışsın, acele etmiyorsun...(gibi gibi).

hem sen de hak verirsin şu an yaşadığın heyecanlanmalar, ufak sıkıntılar, endişeler vs. çoğu ilişkinin (maalesef) en tatlı, en hatıra dolu anları zaten...keyfine bakmaya, tadını çıkarmaya çalış derim.

öncelikle hayırlı olsun ama lütfen şu hayatımın kadını olayını abartmayın, ne kadar yüksekten uçarsanız, o kadar sert çakılırsınız haberiniz olsun.

aradaki konum farkı yüzünden hareketlerinize çok dikkat etmeniz lazım. neticede eğer siz üst bir pozisyonda bulunuyorsanız bu bile bazı kadınlar için çekici gelebilir ve karşınızdaki kişinin gerçekten size mi yoksa mevkinize mi paranıza mı değer verdiğini anlamanız zorlaşır.

bence ufak ufak maillerle başlayın, yemek konusunu açın. bilmemneye bayılırım filan deyin (mütevazı şeyler olsun) o da ben de şunu severim dediğinde, "aaa bildiğim bir yer var bir gün gidelim" filan dersiniz.

böyle ufaktan takılın yahu daha 2 hafta olmuş. sevgilisi var mı yok mu ona bi emin olun. eğer yoksa öğle yemekleri, sonra kediebesi'nin de dediği hoşuna gidecek iki üç şey(nefis bence kaktüs fikri de dahil:), ardından ne bileyim sinema akşam yemeğine geçiş daha çok zaman geçirme hali de beraberinde gelir. ama şunu söyliyim, ilk işe girdiğimde çok yalnız hissediyordum kendimi, benim de yemeğe çıktığım arkadaşlarım vardı sinema muhabbetleri müzik muhabbetleri yapardık ama bir şey hissetmiyordum ki, arkadaşçaydı, şimdi direk duyguları açıklayıp çakılmak da var, belki arkadaş olarak görüyordur, onun yerine zaman vermek lazım. hem gerçekten bunlar güzel zamanlar, heyecanlanmalar vs. sonra o heyecan ne zaman olacak ki? zaman verin.

christine'e kulak ver. daha çok erken. :) yavaş tut işleri. devlet su işleri.

ya bir şekilde bağlarsın madem kız boş değil sana karşı ama birde şunu düşün onunla çıkıyorsun ve hergün aynı iş yerindesin. sabahtan akşama kadar beraber iş çıkışı beraber. hiç iyi sonuçlar getirmez bence ama yine de sen bilen hacı.

Hamfendi oltayı atmış, ucuna da "dün seni göremedim" yemini takmış :)

Kendinizi kaptırmadan siz de kendi oyununuzu oynayın.

kesinlikle birşey söyleme. şimdi bir kadın yeni işe başladığında mutlaka o iş yerinde hemen yazan tipler çıkar karşısına. dolayısıyla kendini korumaya alan kadın hepsinin niyetinin kötü olduğunu düşünür ve olumlu cevap verme ihtimali azalır. birşey söylersen risk alırsın. ama sen mesafeyi koruyarak sohbet etmeye, yukarıda söylendiği gibi boncuk dağıtmaya devam edersen kız kendisi sana gelir. en azından 4-5 hafta süreyi bekle derim ben sana. ufak tefek şirinlikler yapmayı, çok nadiren iltifat etmeyi de unutma :)

dışarıda da buluşun.

geçen sene yeni bölümler açıldı.feslefe, tarih edebiyat neyim vardı.onlardan birini oku.eğer sözel istiyorsan 4 yıl boyunca sadece sözel dersler okutan 2 yeni bölüm var.

1.felsefe
2.türk dili edebiyatı

madagaskar; o iki bölümde çok çetrefilli değil mi? felsefe'yi kafa kaldırır mı, ezber gerekmez mi? keza türk dili de öyle, osmanlıca falan..

valla meraklı değilsen felsefe biraz kanırtır hacı.türk dil ve edebiyatında da bazı tırt dersler olduğunu hatırlıyorum.uygurca bilmem neyce gibi..paso ezber..aslında yeni açılanlardan fotoğrafçılık ve kameramanlık güzel bir bölüm, dersleride kolay ama maalesef 2 yıllık.

aradım ama bulamadım, halkla ilişkiler yok mu şimdi 4 yıllık?

halka ilişkiler de 4 yıllık değil. lisans olarak bi ara sadece iktisad, işletme vardı yeni bolumler eklendi son senelerde. ingilizce öğretmenliğine acık ogretimde olsa dil puanıyla giriyosun zaten barajı geçen gidemiyo yani ingilizce ogretmenliğine. zaten öyle olsa her yer ingilizce öğretmeni olurdu herhalde.

halkla ilişkilere kayıt olayım ben öyleyse 2 sene, ondan sonra da DGS ile kolay bi yere geçmeye çalışayım. en mantıklısı bu mudur? bu arada 2 sene sonra o arada askere almazlar değil mi :)

2 yıllık okuyup geçiş yapmak en iyisi bence. ben de öyle örgüne geçtim hatta. ama çalışmayı düşünüyorsanız 2 yıllık okuyup sınava girmeden ve sene kaybetmeden 4 yıllığa geçiş yapıp devam edebiliyorsunuz. ama o zaman geçiş yapılacak bölümler sınırlı oluyor. geçiş yapılabilecek bölümlere de bakabilirsiniz.

tanıtıcı, açık renkli, ciddi görünen ama soğuk olmayan bir vesikalık.
mesela
www.iccommunity.com

bide ornek iyi bi cv rica etsem varsa eger :)

office.microsoft.com

sektörden sektöre değişir tabi ama mesela görüntünüzün işiniz olmadığı sektörlerde (bkz.bankacılık) cv'ye fotograf konmaz.

koyana da amatör muamelesi yaparlar.

İK'da calısan biri olarak söylemeliyim ki asla ve asla vesikalık dısında bir fotograf koymayın. eğer vesikalık fotograf yoksa hiç koymayın. yani bir iş yemeğinde çekilen takım elbiseli fotografınızı kesip biçim "vesikalık fotograf"MIŞ gibi koymanız çok itici duruyor.

çok tesekkürler, vesikalık koyuyorum zaten peki sizce objective / kariyer hedefi yazılmalı mı?

eğer ön yazı "özellikle" isteniyorsa oraya yazılabilir. onun dışında çok gerekli olduğunu düşünmüyorum. çünkü ön yazı kısmı çok kritik bir şey doğru cümleleri seçmeniz önemli. yani zorunlu tutulmadıysa gerek yok bence.

koyma.

jonnotie.nl

teb insan kaynaklarında staj yapan yakın bir arkadaşıma ilk söyledikleri "öyle facebook profil fotoğrafı gibi fotoğraflı cvleri okuluna bile bakmadan ele" olmuş. vesikalık iyidir. ne çok ciddi ne çok laubali.

üstte bazı arkadaşlar foto koyma demiş de, dünyanın en büyük şirketlerinden birinde staj yapmıştı arkadaşım. oranın insan kaynakları müdürü, cv'sinde fotoğraf olmayanları direkt eliyoruz demiş.
aklınızda bulunsun.

fotoğrafsız cv olmaz. mutlaka bir vesikalık koy. öyle "yaa biraz değişik bi foto koy ilgi çeker" diyenlere de kulak asma kesinlikle.

mesela ?

hayir

ayrica cogu (tamami?) scam

mesela, duyuruya ilan veren kuruluş.

hayır. tamamiyle tefecilik yöntemi. asla güvenmeyin

eğer şansınız varsa bireysel kredi almayı deneyin

eski erkek arkadaşımın sonradan bu işi yaptığını öğrenmiştim, o yüzden sistemi anlatayım:

şimdi diyelim sizin 5000tl kk borcunuz var. Bunlar gidiyor, o parayı yatırıyorlar kk hesabınıza. sonra size 7000tl'ye bir mal satmış gibi "gösteriyor" ve kartınızdan taksitle 7000tl çekiyorlar. aradaki 2000 tl kendilerine komisyon, faiz olarak kalıyor. ama sonuçta siz borcunuzu, biraz daha fazla olarak, aylık takside böldürmüş oluyorsunuz(mesela 10 ay 700tl ödemek gibi). Böylece kk gecikme faizi, limit sorunu, kara listeye girme ve benzeri şeylerden kurtuluyorsunuz.
banka da bir nevi tefecilik aslında. o bile öyleyken, bu vatandaşlara da "krizi fırsata dönüştüren" teknolojik tefeci demek yanlış olmaz tabii.


not: oranları kafadan salladım.

acıtmadan sikertiyorlar. taksit taksit

inanç ve inançsızlık kişinin kendi seçimi ve kanaatidir. başkalarıyla tartışmak zaten akılsızlıktır. bu şekilde davrandığın sürece mesela ateistlerin "din insanları savaşa iter" görüşünü de körüklemiş olursun. en başından saçma yani. inancını inançsızlığını kendine sakla ve başkalarınınkine de saygı göster. yeterlidir.
ateizmin temelleri de sırtını bişeylere (bilim dışı inançlara, kadere, yaratıcı kavramına, kutsal düzen kavramına vs) dayamamaktan kaynaklanır, mesela budizm de tanrısız bir din olduğundan ateizme yakındır aslında ama yine de inançtır, inançsızlık değildir. ateistler gözüynen görmediği, bilimle kanıtlamadığı hiç bir kavram ve mite inanmaz. din de ise bu kavram ve mitler tümüyle "gerçek" olarak değerlendirilir. temel bu şekilde kurulur, bina bunun üstüne çıkılır. ateizm bu temelleri en başından yadsır. evrim teorisi en büyük silahlarıdır.

bir de teizm vardır (yanılıyor olabilirim- heh işte deizm miş) dinlere karşıdır ancak tanrı, yaratıcı, bizim aklımızın ermediği özel bir düzen inancı vardır.

@kediebesi: deizm o.

çoğu bilmiyor ve bilmemesi de daha iyi.
kimseyle uğraşmaya gerek yok, tartışmalar döner dolaşır sonuca ulaşmaz çünkü. aklı başında adamlarla konuştuğunuza inanırsanız konuşabilirsiniz tabi.
kolaya kaçma olayı kişiden kişiye değişir. başkalarına göre namaz kılmamak, oruç tutmamak kolaycılık olarak görülse de, bir çok olayın sonucunda "allah bunların cezasını verecek, onlar öbür dünyada görecek günlerini" diye kendini huzura erdiremiyorsun.

Benim hikayem şöyle;

Köken olarak alevi bir insanım, ve evdekiler hiçbir zaman dini olarak bir telkinde bulunmadılar, dedikleri tek şey "evladım biz aleviyiz bunu bil" oldu. Bunu bilirken malum okulda sünni islam öğretildi. Önceleri bunu pek sorgulamazken lise ile beraber ait olduğum kültüre dair merak hasıl oldu ve alevi külliyatına daldım. Malum o zamana kadar da sünni islama dair bayağı birşey öğretilmişti. Ve alevilik ile sünnilik arasındaki anlayış farklarını görünce bende diğer alternatifleri araştırma sevdası başladı. Gittim önce kuran tefsiri okudum, üstüne incil okudum fekat tevratı bulamadım.

Bunları okudukça ve bilgilendikçe birşey görmeye başladım ki oradakiler beni tatmin etmeyi bir kenara bırak, çelişkili geliyor. O zaman kadar kendimi ateist ya da agnostik olarak tanımlamıyordum. Ta ki bakunin'in tanrı ve devletini okuyana kadar. Daha ilk sayfada bakunin şunu soruyordu. Kutsal kitapta sonsuz iyiliğin kaynağı olarak gösterilen tanrı nasıl olur da şeytan insanın önünde eğilmeyi reddettiğinde birden hiddetlenir ve onu sonsuza kadar lanetler. Sonra başka bir soru soruyordu. Bu hikayedeki iyi ve kötü karakterler aslında kim? İnsana herşeyi verip bilgi ağacının meyvesini yasaklayan, onu bilinçsiz bir kukla olarak bırakan, tanrı mı? yoksa insana bilinç kazandıran ilk isyankar şeytan mı? Sanırım bu iki soru yeterli oldu benim tüm din kavramının saçmalığını kavramamda.

Etrafımdaki herkes, ailem dahil, ateist olduğumu biliyor. Çoğu ortama ve aileye kıyasla gayet demokratik bir ortamda bulunduğum için herhangi bir sorunla karşılaşmadım şimdiye kadar. Kimseden de saklama gereği duymadığım gibi bazıları gibi bağıra çağıra duyurma ihtiyacı da hissetmedim.

ölümü ise kafana takma ölünce bir bok olmayacağını bilmek hayatın güzelliğini görmene engel olmamalı.

Ateizim inanç değildir!

bende lise de başlamıştı. üç beş kitap okuyup kendimce kesin bir karara varmıştım.

ailem bilmesede arkadaşlarımın çoğu biliyor. arkadaşlarıma söylediğimde eyvallah hacı insanlık hali dediler. oturup tartıştığım(iyi anlamdan) arkadaşlarımda oldu. ne ben onun dini inancına bir şey dedim ne o bana. işin özüde orda sen adama "lan saçma salak şeylere inanıyorsun mal mısın" demediğin sürece bir sorun olmaz.

bir kaç seneye üniversiteye gittiğinde bu düşüncen tam oturmuş olur. şu an, acaba ergenlikten mi diye sorgulamana gerek yok.

ölünce bir yere gitmek istiyorsan yol yakınken dön yolundan :)

binlerce kulak değiştirmiş dini mitlerdeki algılarımızın kanıksayamadığı bazı bilgileri anlamsız bulmak nedeniyle geliştirilmiş ateistlik, inançsızlık ve dinsizlik tam bir gerzeklik doğrusu. :)
ateistler bir de tabi doğal olarak ruha da inanmaz. yani sen bedeninden ibaretsindir, içinde bir "can" yoktur tanrıdan gelen. ölünce de solucan yemi olursun.
ateist olacağını düşüneceğiniz çoğu bilimadamı bile bu konulara bu kadar keskinlikle yaklaşmaz. olayın özü dini baskılara bir karşılıktır. başka bir tutar tarafı da yoktur.
dünya dinleri, inanışları genel olarak değerlendirildiğinde durumun anlamsızlığı da pekişir. müslümanlık, hıristiyanlık, musevilik baskısı altındakilerde inançsızlık daha sık rastlanan bir durum. bu tarz baskıcı olmayan düşünce sistemlerinde ise tepki doğmadığından ateizm durumu da bulunmaz.

ateizm inançtır tam anlamıyla ve çok da dandiktir ve özentiliktir hehehe :P kafanın almadığı bir konuyu kafanın almadığı ama sana daha yakın gelen bir başka konu ile değiştirmektir.

eheheh hem tartışmak gerzekliktir diyip hem de tartışıyorum di mi
gerzeklikte de eğlenceli bir taraf mevcut netekim.

he bir de şunu diyeyim
inanca mantık ile ulaşamazsın.

çatışmak açısından değilde tanıdığım bütün insanlara olmadığım biri gibi davranmak çok zoruma gidiyor.

@lpgli tosbaga kitabı not aldım bulup okuycam başka var mı faydalı olabileceğini düşündüğün?

@I'mNotDone tamam zaten bizde aksini idda etmedik niye gaza geldin ki birden?

sen ne kadar ateist olursan ol sonun belli 50 de tövbe edersin 60 a kadar para biriktirir 60 da bi hac olay tamamdır cennet garanti. onun için sen bu işlere fazla takılma boşver zaman herşeyin ilacı.

22 yaşlarında oldum.ailem ultra muhafazakâr.yaptıkları bütün kötülükler din'e aykırı geldiği için dinden soğumaya başlamıştım.gerçek islam ne diyor diyip açıp kuran'ı okumaya koyulmuştum ki yarısına gelmeden okumaya bırakmıştım..ilahi bir kudretin eserinden ziyade bağnaz bir arabın elinden çıkmışa benziyordu.

şu an 25 yaşındayım.ailem hâlâ ultra muhafazakar.her ramazan oruç tutmadığım için yada bayram namazına gitmediğim için tartışma oluyor...çevrem hâlâ dindar insanlarla dolu.kimseye ateist olduğumu söylemeye cesaret edemiyorum.ilişkilerin bozulacağına adım gibi eminim.

sizce bende arkadaşlarıma söylemelimiyim? nasıl karşılayacakları hakkında hiçbir fikrim yok. adapazarındayım unutmayın.

ateist düşüncelere sahip olduğu için vicdan azabı çekmek de bence ahmaklık :) ne var yani inanmıyosan inanmıyosun, ama neye inanmadığını iyi bil. kitaba mı, peygambere mi, allaha mı? o şu bu dine mi? yoksa hepsine mi? nedir?

soran olursa söylersin fikrini. sormayana afişe etmene gerek yok. ya da o sana ben şuna inanıyorum dediğinde iyiymiş der susarsın. fikrini kendine saklarsın. o insanı bozup ezmeye veya kurtarmaya çalışmaya ne gerek var?

sadece kendıne yakın buldugun, her konuda rahatlıkla tartışabileceğine inandığın birisine söyle. yoksa beyler ben ateistim diye ortaya çıkmana gerek yok. lisede hele ülkücü abilerimizin yığıldı bir lisede böyle ünlenmek istemezsin emin ol.

@kediebesi,burasının tarrışma platformu olmadığını biliyorsun ve adam ateistlere sormuş.senin yaptığın karmarulez'in cevap almasını engellemkten başka bişey değil.

soruya geleyim.ben tam kararımı 17 yaşında verdım.lise 3 e gidiyordum.aslında bundan 1-2 sene önceye kadar sartre,camus,nietzche,orwell gibi ateist yazarların kitaplarını okuyup etkileniyordum ama kendime asla ateist demiyordum.korkudan.din benim için oldukça kalın bir kabuktu ve benim bu kabuğu kırmam çok zamanımı aldı.sonra sokağa çıkıp bağırmadım tabi ben ateist oldum diye,ateizm tişörtleri filan da giymedim.yavaş yavaş konu açıldıkça arkadaş çevresi ve ailede rengimi belli etmeye başladım.ailem saygı duydular,arkadaşlarımda saygı duydu.(gerçi samimi arkadaşlarım atesitdi ama diğerlerinden de aşırı bir tepki almadım).


şimdi 23 yaşındaym ve görüşlerim değişmedi.ama ben 17imde bu kararı aldığımda da ergenlik hevesi olmadığını biliyordum.yani anlıyacağın herkes içinde anlar heves olup olmadıını.eğer hezse bir yıla kalmaz başka bir hevese tutulur ve unutursun ateizmi değilsede devam eder.

gerekli olmadığı takdirde sakın kimseyle paylaşma.nasıl bir toplumda yaşadığımızı biliyorsun.yaşın gereği, ateizm'in karizmasından faydalanma olasılığın yüksek.hiç girme o triplere.orası sana kalsın.


@kediebesi ; bu saçma sapan tespit ve önyargılarınla saygınlığını yitiriyorsun.

yarın bi arkadasıma belki soylerim rahatlarim biraz o zaman. @kediebesi ateist oldugum icin degil yalan soyledigim icin boyle hissediyorum. @jpsartre isin karizmasinda degilim zaten ama burda karizmayi birak afedersin s.kerler adami.

valla aynı yollardan 40 kere gidip gelmiş biri olarak ben de fikirlerimi yazdım. şu an inançsız olmamam geçmişte düştüğüm şüpheleri yok etmiyor sonuçta. :) üstelik inanç veya inançsızlığın belli dini kalıplarla değerlendirilmesi de bir şart değil. taraf tutmak zorunda değil kimse, bu baskılar olmasa. ayrıca cevaplarım karmarulez un soruları ve şüpheleri için gayet de uygun cevaplardır diye düşünüyorum, izin ver de buna kendisi karar versin e mi jpsartre?

saygın olmak gibi bir kaygım olduğuna ne ara karar verdiniz? böyle bir kaygım olsa "ulen ben de tartışıyorum kek gibi, amma gerzekliktir bu" der miyim sizce?

ayrıca günde karşıma en az 50 adet ateist sitesi 50 adet de karşıt site geliyor. ikisinde de yazılanları, tüm bu tartışmaları çok ahmakça buluyorum. dindarların savaşlarını yeren ateistler de dindarlara büyük savaşlar açıyor. mantıken bile ters durumlar hehehe

üstelik niçe ateist değildir. kader inancı vardır. amor fati gibi bir kavramı savunmuştur. naziler gibi ateistler de düşüncelerini kendine yontmuştur. tanrı öldü demek ile tanrının öldüğünü değil, insandaki tanrı inancının öldüğünü anlatır. tanrının varlığını değil, insanın tanrıya bakışını irdeler.

ateist miyim bilmiyorum da etrafımızda görüp bildiğimiz dinlere pek inanasım gelmiyor, fazlaca hayal ürünü ve çelişkili, bir o kadar da basit görünüyorlar bana. nasıl dinden çıktım anlatayım, zaten lisede dinle pek alakam yoktu ama yetiştiğim küçük yerde ateist falan hak getire, yoktu öyle şeyler, bilmezdik nedir ne değildir falan ama yine de din bana alttan alta saçma görünürdü. zamanla din kuralları ile yasalar, insan hakları, modern hayat, özgürlük vs gibi pek çok şeyin çeliştiğini gördüm, biraz kutsal kitaba merak sardım neden sonra, belki türkçesini okumaya başladığımdan mıdır bilmiyorum "bu ne lan? ahahah" deyip kapattım. kimisi tefsir lazım falan diyor, o zaman "allah bu kitabı olduğu gibi herkes anlasın diye gönderdi" diyen ayetleri ne yapacağız? bir de ekşi'de dindeki saçmalıkları ortaya döken bir sürü yazar var, onların da biraz etkisi var sanırım. 1 sene önce falan tamam dedim, çıktım ben dinden. artk daha mutluyum, allahın da köküne kibrit suyu.

benim etrafımdaki insanlar anlayışlı tipler hep, düşündüklerimi açıkladığımda annem babam eheheh deyip bizi karıştırma naparsan yap dediler. arkadaşlarım da zaten benim gibi genelde. açık açık müslümanım ben ccc allah peygamber ccc diyen tiplerden de uzak durmaya çalışıyorum. ha bir de şunu söyleyeyim, allah'a inanmayanların sayısı düşündüğünden daha fazla.

duyduklarına inanasın gelmiyorsa ama inançsızlık da zor geliyorsa sana iki önerim var biri budizm, diğeri de felsefe. :) kolay gelsin.

zaten o olum korkusu cikardi bu dinleri basimiza :)
o endise baslarda bende de vardi, ama okudum ogrendim simdi cok daha huzurluyum.

zaten o olum korkusu cikardi bu dinleri basimiza :)
o endise baslarda bende de vardi, ama okudum ogrendim simdi cok daha huzurluyum.

ateist olduğunuzu lütfen saklamayın. gerektiği yerde yüksek sesle söyleyin. herkes birbirinin inançlı ya da inançsız olmasına saygı duymak zorunda. inancın kendisine değil, o inanca sahip olan ya da olmayan İNSANa saygıdan bahsediyorum.

@karmarulez sözkonusu kitabın sorularına cevap vereceğini sanmıyorum zira o kitap tanrının varlığı ya da yokluğunu sorgulama gibi bir konu içermiyor. Kitabın konusu tanrı kavramının otorite devlet, tarafından nasıl kullanıldığı. Bakunin okuyarak da tanrıya dair soruların cevaplarını bulmaz anca anarşist olursun :).

Tahminim öncesinde tanrının varlığından şüphe duyduğun gibi şimdi de yokluğundan şüphe duyuyorsun ve teknik olarak ateist değil agnostiksin. Eğer asıl önemli soruya yani "neden tanrıya inanıyoruz" sorusuna cevap arıyorsan şu anda aklıma gelen ve tavsiye edebileceğim Daniel Dennet amcamızdır.

edit: ingilizce biliyorsan şu sunumu bir izle derim www.youtube.com

kimseye birsey soylemek zorunda degilsin. son zamanlardaki bir kisim ateistlerin ateist olduklarini dile getirme ihtiyacinin, dinle tasak gecme ihtiyaclarinin, inanan kisilerin icindeki cihad duygusundan, hatta bir kisminin iclerindeki magra adamlarindan assagi kalir olmadigini goruyorum. yani "o kadar insanla ugrasip hala akil sagliginizi yerinde tutmak" artik cift tarafli bir durum. ateist insan mantikli bulmadigi icin inanmamayi secer. o yuzden mantigini dinle ve senin mantigini, mantikli bulmayacak kisilerle tartismaya girme. sakla demiyorum, sorarlarsa soyle ama uzatma. bu memlekette herkes birbirinin inanclarina ancak bu sekilde tahamul edebiliyor. muhabbetini etmeyerek. inanclara saygi da bundan ote bir sey degil.

bir de lise de ateist oldugunun yayilmasi sagligin icin hic iyi olmaz. hem de adapazari gibi bir yerde.. 23, 24 yasina kadar idare et.

@lpgli tosbaga evet araştırdım biraz dediğin doğru teknik olarak agnostik oluyorum. bana saçma gelen yaratıcı kavramı değil, bu üç büyük dinler.

üç büyük dinler derken bursaspor'u da unutmayalım.

Benim de senin gibi ergenlik döneminde başlamıştı kuşkularım. Eğer çalışan soran sorgulayan bir kafaya sahipsen zaten bu zamanlarda ateizmle tanışman çok normal. Üniversite de öğrendiğin bilgilerle de düşünlerinin altını doldurabilirsen için de rahatlamış olur. Ha yok hala isyankar ergen triplerine devam edip huzursuz bir birey gibi kendini onaylatmaya çalışıyorsan anlarsın ki ateist falan değilsin aslında. Demek istediğim insanlar ölüme ve hayata bir anlam verememenin boşluğundan kurtulmak için dine inanca ihtiyaç duyar sen güçlü akıllı bir bireysen bunlara ihtiyaç duymadan hayatın tadını çıkararak sorup sorgulayıp araştırarak edinirsin değerlerini. Tebrik ediyorum seni böyle aydın bir genç olduğundan dolayı.

Ailene de söylemene gerek yok bence, ben söylemedim ama onlar da zorlamazlar beni inancımı beyan etmem için. Kafa dengi, senin gibi kafası çalışan arkadaşların varsa onlar da anlayacaktır seni zaten. Benim de korkuya kapılıp boşluğa düştüğüm zamanlar olmuştur. bir de senin gibi 3-5 ateist arkadaşla bir araya gelince inançlılar kakadır öcüdür aptaldır gibi tavırlar sergilemek ergenliğin yan etkisidir aklında bulunsun grup psikolojisine kapılmamanı tavsiye ederim.

başka bir yere açıldı.yerini tam hatırlamıyorum; ama kemal tanca'nın oralardaki bir sokakta açıldı.

prime timeda yayınlanıyor illa ki izleniyordur

akraba çocuklarının çoğu adanalıyı izliyor.ana-babalarıda bu diziyi izliyor.bizimkilerde bir ara izliyordu.herkesin espri anlayışı farklı.ordaki osman aga ve yanar döner taksici rolündeki adamı bizim pederle valide seviyordu...80-90larda istanbula göç etmiş asosyal olan her türk ailesi büyüğünün espri anlayışı bu yönde..bende levent kırca'ya tahammül edemiyorum.

yayınlandığı günün birinci o dizi.

valla karşısına reklam koyanlar utansın, reklam yerine açtım; şimdi ben de bakınıyorum.

kız vuruldu hesapta ama kan görmedim hiç. babası motorla ön kaldırdı falan böyle garip bir şey ama karşısında izleyebilecek bir şey yok, bir şeyler yerken, dinlenirken, bakınırken.

survivor reklamdan çıksın ona bakarız.

daha ziyade burada izleyen ve sebebini aciklicak olan var mi? yoksa izleniyodur tabi. ama gerekcesi ne? bagiris, cagiris, sacmalik...

evet izleyen var.

Ben izliyorum arkadaş gülüyorum da yani.

ciddi seviyorum.. dısardaysam kosarak eve gidiyorum... cünkü o kadar saçma ki tüm sorunları unutuyorum cidden güzel bence :) acıtasyon yok en önemlisi...

@artikbenimdebirvolvomvar; bi kac soru sorabilir miyim ozel olmazsa?
denk geldiginde mi izliyosunuz, takipcisi misiniz?
ba$ka hangi dizileri izliyosunuz?

ben de sıkılmadan 3 dakikadan fazla izleyebilenlere şaşıranlardanım.

ben de aşagılanmıs hissediyorum bunu izlerken ama itiraf ediyorum evdekiler izliyor. biri levent kırca yazmıs o da cok ust duzey olmamakla beraber bana kendime hakaret ettirmişim gibi gelmiyor, bir mesajı var ve onu her kesime ulastırmak için basitleştirmişler gibi. ama akasya du.. ay tamamlayamacagım beni cıldırtıyorrrrrrrr

babannem seviyor. oldukça stres atıcı buluyor.

o bile abukluğun farkında ama "eğlenceli işte" diyor.

çiçek taksi'yi hiç kaçırmazdım ama bu dizi o kadar itici geliyor ki ben de reklamlarını bile değişiyorum. ha hiç izlemişliğim de yok ama acaip antipatik geliyor.

@chieko

denk geldiğimde izliyorum. elimde kolam cipsim bunun başlamasını beklemiyorum elbet.

gun and the bullet in his gullet arkadaşımızın dediği gibi herkesin beğenisi farklı abi. ben de kurtlar vadisi sevmiyorum ama aşk-ı memnu'yu izlerim. Bunun dışında da bir kaç yabancı dizi hariç hiç birini seyretmiyorum.

Ben şahsen reklamını gördüğüm an televizyonun sesini kapatıyorum. Ama bu kadar yayınlandığı ve inatla bu kadar reklamı döndüğüne göre sağlam reytingi olmalı. Konusuz dizi sevenler için ideal olabilir. Gayet sığ, dertsiz.. Hayat onlara güzel be arkadaşım.

@komnoktatere i$te bunu anlamiyorum ama, dizi ba$tan sona bagri$ cagri$ ve kavga, yani sakin bi mod da degil, herkes birbirini dovuyor, bagiriyor, o oburunu yanli$ anliyor, laz aksani konu$up surekli bagiran o adami gormeye bile tahammul edemiyorum.

izleyen tabi var da hani bi sozluk yazari-okuru izler mi merak etmi$tim.

sanırım insanlar bir özdeşlik kuruyor. eşi taksi şöförü olan bir iş arkadaşıma sevmiyorum izlemiyorum çok özensiz ve saçma şeyler deyince e ama taksicileri anlatıyor ne güzel demişti. hayatıyla özdeşlik kuruyor konu ne kadar saçma da olsa.. bir de tabii alışmış insanlar düşünmeden izleyip geçmeye, onun da etkisi büyük.

ciddi bir dizi değil. yani ciddi olmak amacı taşımıyor. konu bütünlüğü, mantık bütünlüğü, olay örgüsü taşımıyor, böyle de bir amacı ve iddiası yok. bir ezel'de, bir aşk-ı memnu'da aynı cıvıklığı yapsalar kimse izlemez. zaten amacı bağırış çağırışla komiklik yapan bir dizi. geniş aile'den, türk malı'ndan ne farkı var ki. onlarda da saçma konuşmalar, bağırıl çağırışla komiklik yapılıp izleniyor. bu da öyle. üstelik birçok tiyatrocu var, her bölümde dğeişik konu, kendi çapında bir heyecan var.

dizilerde kalite arayan ve ciddi eleştirmen gözüyle dizi izleyen biri olarak takip etmesem de rastladıkça ben de izliyorum.

geçen hafta tüm kişilerde 7.4 rating 21.4 share ile 2. sırayı almış (şamp. ligi finaline rağmen). AB grubunda ise 4.8 rating 14.7 share ile 5. sırayı almış.

önceki hafta 7.0 / 21.4 ile 3. sırada (özeti 5. sırada). AB'de ise 4. sırayı almış.

bu işin teknik kısmıydı şimdi geçelim halk gözüyle bakmaya. o saatte karşısında ne var: küçük kadınlar, adanalı, survivor. bu ülkede ortalama 4.5 saat televizyon izlediği gerçeğini de göz önüne katarsak, haftasonu izleyici kitlesine hemen hemen aynı programlar dayatılıyor, çoğu da olmasa da olur şeklinde ekrana sürülüyor zaten. izleyenleri savunmuyorum ama tv yöneticilerinin de haftasonuna biraz daha özen göstermeleri gerektiğini düşünüyorum.

Annem, babam izliyor. Eve gittikçe onlarla ben de izliyorum, onlarla kapalı televizyonu bile izlerim.