Windows un hali hazirda boyle bir sistemi oldugunu dusunmuyorum. Belki yazilimsal olarak bu basarilabilinir ancak o da ne derece mantikli tartisilir. Zira devamli statik ip uzerinden calismasi gerekecek, onu da nasi her modemde kullanirsin bilmiyorum, yani ayarlanabilirse..
Kolay gelsin simdiden

3g'e gerek yok -bence-.
Uydunet ve ADSL için iki ethernet kartı kullanın, ikisi için de sabit ip alın, bilgisayara teamviewer ya da radmin kurun, istediğiniz zaman bağlanın -iki ip adresinden birden denemeniz gerekecektir-

Ha illaki profesyonel bir iş isterim, illaki olacak diyorsanız, bir sunucu kiralamanız herkesin hayrına olacaktır. =]

Hem ADSL hem de 3G modemler duymuştum. ADSL kesilince 3G'ye geçiyordu otomatikman ama emin değilim.

cisco packet tracer ile sanal cisco router-switch oluşturup trafiği kesildiğinde öbüründen akacak şekilde yönlendirebilirsin sanırım. bu saatte pek net düşünemiyorum ama bu yöntem en temizi olabilir. bunun için cisco ürün konfigürasyonunu bilmek gerekiyor.

veya network load balancing ile de olabilir sanırım. bunun için de server lazım. ücretsiz olarak dreamspark ile edinebilirsin. ikisinden biri olur gibi.

yapılabilir şeyler bunlar. mikrotik i bir araştırın. 2 bağlantıyı birleştirip kullanmayı falan sağlayan donanım seviyesinde çalışan bir cihaz ihtiyacınız var. cisco ile de yola çıkılabilir ama daha pahalı çözümdür.

@turcino @ozdek:
naptınız abi adam ikisini aynı anda kullanmak istemiyor ki? sizin dediğiniz load balancing aynı anda bir networkü farklı bağlantılar üzerinden götürüp hızı dengelemek için. dial on deman tarzı bir şey arkadaşın istediği. onu da genelde şirket ortamlarında ISDN ile yapıyorlar ama pahalı bir yöntem çünkü dial-up bağlantı kullanıyor yani pratik olarak bağlandığın süre boyunca telefon faturası da yazıyor.

@werderweremem:
sana tavsiyem yapacağın işe göre ya bir hosting alman, ya da çok komplike, dosyalarını kimse göremesin katiyen vb. gibi isteklerin olacaksa kur kendine bir server, bir tane datacenter'a götür, barındırma ücreti ödersin. %100 uplink garantisi veriyorlar genelde böyle yerler.

cevaplar için teşekkürler.Sistemi anlatayım.Bir mağaza için kapalı devre müzik yayını vereceğim.Ana Bilgisayar elimin altında olması lazım.Hızlı bir şekilde veritabanına müzik ekleyebileyim, yayın akışını kontrol edebileyim.Ana bilgisayardan streaming ile mağazalara yayılacak yayın.

@sivrisinek;
ana pc'nin elimin altında olması gerekiyor.Reklam giriş-çıkışları, arşiv güncellemeleri için mağazaya gitmek yorucu olur...Uzak masaüstü ile bunları yapmak zor olacak ama şöyle birşey düşündüm.

Bilgisayar; ttnet'e ethernetten bağlıyken, uydunete kablosuzla bağlı kalacak.İkisi arasında otomatik seçim yapabiliyor sanırım.Cevaplar için teşekkürler

Kesin çözüm

Bu bilgisayarları bir router ile ağa bağla, bu ağ da internete bağlı olsun. Sonra tümüne Logmein sitesinden üye olarak bu programı kur. Böylece internete bağlı oldukları sürece fizandan bile rahatlıkla giriş yapabilirsin. Browser üzerinden çalışıyor bilgisayarları dolaşmana bile gerek yok.

Logmein

cevap için teşekkürler fakat olaya kablolar hiçbir şekilde dahil olmamalı. bu 12 pc'nin arkasında konteyner büyüklüğünde makineler var ve fabrika ortamı. amaç kablosuz bir çözüm üretmek.

hepsine internet bağlantısı sağlayın ve hepsine teamviewer kurun. yaklaşmaya bile gerek kalmadan herhangi birine girebilirsiniz.

internet için bile kablo olmayacaksa her birine kablosuz adaptör takıp bir tane de wireless modem alıp halledebilirsiniz.

biz de fabrika ortamında kablolarla yapıyoruz o dediğin işi. her makine ana switch'e bağlı. bir de dilersen kablosuz, dilersen kablo ile bağlı bir laptop ile makineleri yönetebilirsin (sen laptop ddin diye laptop dedim, yoksa masaüstü de olur yani).

bizim yönetimimiz biraz farklı çalışıyor, o ayrı. ama kablolardan korkma. hele üretim yapıyorsanız fiziksel bağlantı şart birtakım şeylerin aksamaması için. kablosuz bağlantı ortamına ve şartlara göre çok sık kopmalar yaşatabilir. sonra gelsin karın ağrısı, gelsin her kopmada tekrar bağlanma işkencesi. kablosuz sistemi kurmak için boşa harcanan o kadar para da cabası.

naçizane önerim; heryere oluklardan, mazgallardan, tepeden ya da artık nereden uygun olacaksa kablo döşemeniz. ana bir switche bağlamanız. sonra gerisi kolay zaten. kolay gelsin.

not: uzaktan bağlantı için de hangi programı isterseniz kullanbilirsiniz. ama aynı networke bağlı olacaksanız hiç logmein kasmayın bence. makina önce internete çıkıp, logmein üzerinden tekrar sizin ağdaki bilgisayara bağlanana kadar, siz lokalden çalışan bir programla 5 kere bağlanırsınız o bilgisayara.

Evet fabrika tarzı bir ortamda kablosuz ağlarda verim alamayabilirsiniz bence de. Bu arada, siz bu bilgisayarlarda ne işlem yaptıracaksınız ? Öneri veriyoruz ama belki farklı bir çözüm de mümkün olabilir..

öncelikle 50 dereceyse ortam o pc lere çok sağlam bir fan lazım, artık su sogutma mı yapilir ne yapilir o ayrı is.

kablosuz istediginiz icin ve 500 m^2 dediginz icin de, pc lerin yerlesim sekillerine gore hesabi yapilip ara ara repeaterlar vb. kurmaniz gerekiyor. ag kurma isi bir sey degil zaten, hepsi ayni aga bagli olacak.

laptopta o aga bagli olacak. tum PC lere bir ip numarasi atanacak, üstüne de yazarsınız, laptopta yanına gittiginde uzak masaustu ile baglanir isinizi gorursunuz. teamviewer ile uzaktan erisimde rahatlar arkadaslar ondan soylemistir muhtemelen, bir de guzel ozellikleri var, o da olur yani.

ancak bu sistem yerine daha mantikli bir sistem olusturulabilir, su sekilde:

bu sistemde yanina gitmek bir hareket gerektiriyor, ve ekstra baglanti gerekiyor. onun yerine (gerci bu sistemin nasil islediginden bihaber olarak yapiyorum bu yorumu) ana bir program yapilir, o programin X makinesine hükmetmesi söylenir, zaten aynı ag icerisinde olunacagi icin o islem otomatik yapilir. yani bu isi yazilimsal olarak halledebilirsiniz aslinda donanimla ugrasacaginiza ama secim meselesi :)

yanına gitmekten gocunmuyorsanız cihazların. iki tane ethernet kablosu bir tane router işinizi görür hocam. router dediğim de çıkma adsl modem bile olur. dhcp'den ip versin yeter. her seferinde takarsınız iki kabloyu bilgisayarlara olur biter.

arkadaşlar yanıtlar için teşekkürler. sorunu şöyle çözdük;
12 pc'ye birer adet airlive wl1700 taktık (5dbi anten)
tavana da bir adet airlive airmax2 taktık (10dbi anten)

yarım günde kurulumu bitirdik, en ufak bir kesinti olmadan istenen makineye uzak masaüstü bağlantısı kurulabiliyor ve müşteri çok memnun kaldı. tek sıkıntıyı uzak masaüstünde dos tabanlı programı tam ekran çalıştıramayarak yaşadık ama ufak bi yazılımla onu da çözdük. fikir veren herkese teşekkürler.

direkt gidebilirsin. aynısını ben de sormuştum, aynı zamanda denedim de, oldu.

makina nedir? özellikleri neler?

ubuntu
unRaid

bunları dene bir de istersen. FreeNAS en iyisidir aslında, redhat yüzünden vazgeçmen kötü olmuş baya.

Hazır NAS satın al diyeceğim en sorunsuz olarak da masraf tabii.

normal gitarı al (elektro, akustik, vb.), en alt 2 telini at (genel olarak 4 telli bass gitarlar için konuşuyorum) ve 1 oktav kalına çek. al sana bas gitar. başka da farkı yok. müzikal açıdan yani...

Fa anahtarıyla da çalışıldığını biliyorsunuzdur sanırım.

(bkz: yeni başlayanlar için bas gitar)

7-zip

7-zip rules. kullanmaya başladığımdan beri crack falan unuttum zip için.

windoz ortamında 7zip. ya da hıc ugrasma bunlarla, kur total commander i baska herangi bi konuda biseye ıhtıyacın kalmaz.

bence değil. mantıklı da değil zaten. senin My Documents kısmına erişim için can atanlar falan var mı bilgisayarın civarında?

ya öyle şüphelendiğim biri olsa zaten merak etmezdim ama şifrenin kaybolması garip geldi bi anda.XP den her şey beklenir diye düşünüyorum ama yine de kafam karıştı.

dinleti?

dinleti direkt konserin karşılığı gibi. dinlenilen her türlü eser gibi de düşünülebilir ama kullanılabilir sanırım. daha spesifik terim var mı?

yani anlattığın ortamdan sanki akustik bir mini konser havası sezdim aslında. akustik dinleti denebilir belki, ya da unplugged da denebilir bir ihtimal.

daha da bended öneri çıkmaz, kelime dağarcığım bu kadarmış bu konuda, bunu farkettim:)

oda orkestrası denir bildiğim kadar, oda konseri filan.

begenmemissiniz ama dinleti deniyo genelde.

mini konser?

performans?

farklı kullanıcılar için yapman lazım o ayarı zaten. sen admin olarak kendine yapsan bir anlamı kalmaz :)

bunun için de bilgisayarı farklı kullanızıların, farklı hesaplarla kullanmaları lazım. öyle bir ortamın yoksa zaten bir işe yaramaz o deny.

laptopların yanında gelen kurtarma cd'leri var. onlar içinde markanın yüklediği ekstra programlar gelmez, sonradan kurmanız gerekir farklı klasörlerden. o şekilde denemeniz en mantıklısı bence.

yok yanında cd çıkmadıysa da mutlaka bilgisayar ilk açılırken F9 F10 gibi bir tuşa basıldığında System Recovery moduna geçip yine windows kurulumunu otomatik olarak gerçekleştirir.

@loveinaflipbook laptopların kurtama cd'leri genellikle firmaların abidik gubidik programlarını yeniden yüklüyor. o cd'ler(neredeyse hepsi) bilgisayar sıfır geldiğinde içinde ne varsa onları tekrar kurar bilgisayara.

@skutsk işletim sistemi ve versiyonu aynı olmak şartıyla başka bir cd'den yükleme yapıp şifrenizi kullanabilirsiniz. örneğin windows 7 home şifreniz windows 7 prof. için işe yaramaz fakat windows 7 home için işe yarar.

internete erişimi olanın bir adet daha network bağlantısı olabilir mi acaba?

ya da, farklı bir senaryo:
domain ortamında oluyorsa bu olay, izinlerle alakalı da olabilir pek tabii.

vpn'e girdikten sonra, o vpn'in internet erişimini kullanırsın. diğer 2 makinenin proxy ayarları vs o vpn ile girdiğin network'e uygun değildir, diğerinde ayarlar otomatiktir vs...

Gateway Metric, Interface Metric bu kelimelerle arama yap.

HP Color LaserJet CP1515n

fena değildir.

ya ne ugraşıyon yazıcıyla boşver zaten fotokopi çok ucuz adamlar kagıt fiyatına çekiyo nerdeyse ben geçen çektirdim siyah beyaz 500 sayfa 10 tl verdim adreside konur sokak 9/4 kızılay tel 418 18 82 hemde hiç ugraşmıyon

Winamp, windows media player, aimp2, foobar'da yeterli gelmediyse, hiçbir şey kesmez seni.

jet audio

itunes var bir de.

mediamonkey
songbird

tonerler öyle dolmakalemler gibi mürekkebi tak arkasına, sık dolsun şeklinde bir şey değiller malesef.

alet edevat olmadan doldurabileceğinizi sanmıyorum. hatta bazı tonerler sadece doldurulunca da çalışmamakta, tonerin çipinin/sayacının resetlenmesi de gerekmekte. bunları yapabilirseniz buyrun doldurun.

ben bi kaç kişiden duymuştumda sende doldurursun bişey yok şeklinde :)

şunları bir oku istersen

www.hardwaremania.com
12188.html

www.maxicep.com

inkjet doldurmak kolay ve mümkün ama toner zahmetli ve masraflı toner ile (inkjet) kartuşu karıştırmayalım.

çok tartıştığımız bi konu arkadaşlarla :D

sabit hızla gidiyorsa araç, yine eline düşer. Ancak araç ivmeli hareket ediyorsa, örneğin hızlanıyorsa biraz daha arkana düşer.

eline düşer. paranın ilk hızı senin ilk hızına eşit çünkü. yani o da göreceli olarak otobüsün hızı oluyor.

galiba eline düşer,eylemsizlik prensibine göre olamsı lazım ama başka şeyler de işin içine giriyor olabilir.

daima eline düser. otobusun icindeki havada otobüsle beraber hareket ettiği icin paranın otobuse gore hızı 0 dır. ama elini camdan dısarı cıkarıp da parayı at bakalım eline düser mi ? asla ( cok yukarıya atmadıysan belki ) cunku daima yatay yönde yavaslayan hareket yapar.

yani paranın hızı otobüsün hızına eşitmidir? hava da bile olsa?

otobusun icinde otobuse esittir paranın hızı

eşittir ama havada kalkma süresi arttıkça yavaşlar bu bir.

iki, para havadayken otobüs keskin bir şekilde ivmelenirse arkaya düşer.

edit: yavaşlamaz demiş olabiliriz daha önce çünkü yavaşlamasına sebep olacak bir sürtünme faktörü yok, otobüs içerisindeki hava da aynı hızda olduğu için. evet yavaşlamayabilir durum bu. ikinci seçenek hala geçerli.


edit2:
durumu biraz açıyorum. şimdi biz biz otobüsteyiz. otobüse göre sabit olduğumuza göre otobüsle aynı hız ve ivme değerlerine sahibiz. yani otobüsün hızı neyse bizim hızımız da o. zaten eylemsizlik faktörüne karşı koymak için otobüsün ve oturduğumuz koltuğun bize uyguladığı baskı, yani otobüsün benzin yakmasına sebep olan şey bize bu hızı kazandıran.

para elimizde. para bize göre sabit. otobüs hız kazanırken paranın bize uyguladığı eylemsizlik oldukça küçük, bu yüzden bunu bariz hissetmedik. ama para da bizle aynı hız ve ivme değerlerine sahip şu an sonuç olarak.

şimdi. parayı havaya attık. eğer otobüsün bir ivmesi var ise hızı sabit kalmaz zaten, ama önemli de değil. çünkü aynı ivme değerine para da sahip. dolayısıyla otobüs paranın havada kaldığı süre boyunca ne kadar hareket etmişse, para da o kadar hareket etmiştir. elimiz de o kadar hareket ettiği için çat diye elimize geri düşer.

dikkat edilmesi gereken nokta, otobüsün ivmesinin sabit olmasının gerekliliği. çünkü para havadayken otobüsün ivmesi artmaya devam eder ama paranın ivmesi yeterince artmaz. neden? çünkü hava gaz halinde bir madde olduğu için paraya yeterli baskıyı uygulayamaz. işte o zaman sorun çıkar.

yani tek koşulumuz var: para atıldığı an otobüsün ivmesi para düşene kadar sabit olarak kalacak.

bu arada paranın ivmesinin havada niye düşmediğini de belirtelim, çünkü bir kuvvet yok. ivmenin artıp azalması için net kuvvete ihtiyacımız var. hava sürtünmesi normalde paranın ivmesini düşürürdü(açık havada), ama otobüsün içerisindeki hava otobüsle beraber hareket ediyor ve aynı ivmeye sahip.

ikinci sebep eylemsizlikten kaynaklanıyor heralde. ani bir fren yaparsa da öne düşer.

peki otobüsün içinde uçan sinek normalden daha fazla enerji mi harcıyordur? buyur burdan yak

hava ortamı olayı doğru değğildir.otobüsün içi uzay boşluğu da olsa yine elinize düşer.
ancak otobüse göre hızın 0 olduğu bir gerçektir.
şunu da unutmamak lazım siz havaya attıınızda aslında otobüsün ilerleme yönüne göre 90 km hızla iler doğru da atmış oluyorsunuzi
dolayısıyla yerdeki bir gözlemciye göre hem ileri hemde havaya atılmış oluyor. ama otobüs içinde göreli hız sıfır old için sadece havaya atılmış gibidir.

@kelimeyounu bence daha fazla harcamaz. bu konuda cok emin değilim ama otobusun icindeyken otobus durmus ya da hareket etmis onemli değil. fakat su turist otobusleri vardır ustu acık onlar icin gecerli olabilir.

sinek olayını gözlemledim .sinek araç hızında değil içinde bulunduğu hava kütlesine göre hareket ediyordu.(hava kütlesi araç hızında dır ancak çevresel şartlar etkili)kapı açılınça hava kütlesi hareket edince sinekte eylemsiz olarak kütleyle beraber yer değiştiriyor.veya çukura girince araç ,sinek hava kütlesinin içinde bir miktar yükseliyor gibi geliyor .

www.ingbank.com.tr

3 ay boyunca geçerli o faiz. sonra normale dönecek. ona göre hesap yapıp tl de duruyorsa değerlendirmesi iyi olur.

- aksi belirtilmediği sürece faizlerle ilgili her şey brüt belirtilir. bu da brüt 9.50

- "stopajdan dolayı haftalık yok kar yok" saçma bir cümle. 1 gün faiz kazansan da stopaj bunun %15'i, 1 yıl kalsa da... alacagın her faizin %15'i devletin... sırf 0.85 ile çarptın diye getiri çok düşükse; stopajsız hali de baya düşük demektir.

- turuncu hesapta faiz günlük işliyor. istersen gün aşırı çek yatır tekrar. fleksibıl. lakin yüksek hoşgeldin faizi sadece ilk 90 gün geçerli. para koymasanız bile bu süre işliyor. 91. günden itibaren daha düşük alacagınız için bu sürenin tamamında parayı turuncuda tutmak iyi olur.

- ING'de online EFT limiti düşük. gerektiğinde şubeden havale veya elden teslim almanız gerekecek bunu bilerek girişin.

2. modem yerine bir access point kullansanız, sorununuz çözülür.

ipleri kontrol etmen lazım, bir de loop oluyorsa hayvani trafikten hub kafayı yiyor da olabilir. kablosuz modeme giren kabloyu çıkart, esas modemi kapat-aç, masaüstünün de ağ bağdaştırıcısını devre dışı bırak-etkinleştir. sonra dene bir süre, bakalım olacak mı...

2. Modem'e web girişi yap

192.168.1.1 yada
192.168.2.1 dir.

yeni modem ise şifresi

admin
ttnet

olabilir.

ayarlardan modem'i kapat. Access Point'i aç. gelen interneti switch hesabı dağıtır.

2. modemin dhcp özelliğini kapat. aynı sistemi cimri herifin tekine kurdum, airties wireless modemi router olarak kullanıyorum. dhcp açık olunca her bilgisayara kendisi ip vermeye çalıştığından trafiği pert ediyor (ana modemin de ip dağıttığını söylememe gerek yok sanırım).

bence kendiniz yapacaksanız kesin işe yaramaz. işi bilen birinin sizin için yapmasını isteyin ve size söylemesin hangi yöntemle yaptığını.

sözlükteki kafa izni olayını da yaptıktan sonra siz isteseniz de değiştiremiyorsunuz sonuçta, katlanıyosunuz süre bitene kadar.

www.skullcrusher.org

şimdi ben anlatıcaktım ama site çok güzel anlatmış dedim ekmeğini elinden almıyayım :)

windows/system32/drivers/etc klasöründeki hosts (uzantısı yok) dosyasını not defteri ile açın.

yasaklayacağınız site google.com ise:
127.0.0.1 google.com
127.0.0.1 www.google.com

şeklinde ekleyin. sağ tarafa yasaklayacağınız site sol tarafa ise bu rakamları yazın. hiçbir şekilde girilmez. (ip girmek dışında)

tam emin edğilim ama hatırladığım kadarıyla Word'de sadece sayfa numaralarının kaçıncı sayfadan başlayacağını seçebiliyordun.

senin istediğin şeyi en kolay şekilde 3 farklı Word dokümanı oluşturarak elde edebilirsin. index.doc, önsöz.doc, içerik.doc gibi mesela. herbirine istediğin formatta sayfa numarası atarsın, sonra da baskılarını alırsın.

ben bunu kapağı ayrı, indeksi ayrı, gövdeyi ayrı üc dosya yaparak çözmüştüm.

bastan itibaren 3. sayfanin sonuna, 13. sayfanin sonunca (roma rakamli son sayfa) bolum sonu kesmesi atman gerekli bu da word 2007 ve 2010 sayfa duzeni sekmesindeki sayfa yapısı bolumde "kesmeler" basligi altindan yapiliyor (daha onceki office surumleri icin dogrudan ekle menusunden).

1. oncelikle tum belgeye sayfa numarasi ekle (sayfanin ustune ekledin varsayiyorum)
2. sonra 2. ve 3. ve 4. sayfalarda üst bilgiye cift tikla ve "oncekine bagla" secenegini iptal et. ve sayfa numaralarini tiklayarak sil.
3. simdi 4. sayfanin oldugu yerden yeniden sayfa numarasi ver (roma rakami olanlar)
4. normal rakamla baslayacak ilk sayfaya git ve 2. maddedekinin bu sefer sadece son 1 numarali sayfanin ust bilgisi icin yap.
5. tekrardan 1 den baslayarak numara ver.

olmaz ise mesaj ile e-posta adresini gonder.

arkadaşlar yardımlarınız için teşekkürler.
helenart'ın dediği şekilde yaptım ve oldu saatlerdir uğraşıyordum helenart harika bir insansınız teşekkürler.

küçücük bir sorun daha var ama...
eski model office programlarından birisi var herhalde 2003... bölümün son sayfasından sonraki sayfa diyerek kesme ekleyince (insert-> break-> next page) edince bütün yeni bölümü bir satır aşağıya kaydırıyor. bunu nasıl önleriz acaba?

asp ms nın digeri public olması lazım web için kullanılan dilleri.

daha önce bir programlama geçmişin olmamış gibi görünüyor. ikisi de ayrı bir dünya.
ben php biliyorum. objektif olamam. ama php öğrenmek kolaydır.

asp.net ten söz ediyorsak, asp bir framework, php ise tam teşekküllü bir programlama dili. asp.net kullanacaksan c# ya da visual basic öğrenebilirsin. bu açıdan php daha zor sanırım.

asp demode oldu artık. php sürekli gelişiyor ve yardımcı kaynağı daha bol. ayrıca php'de yapmak istediklerinin çoğunu internette yapılmış hallerini bulup üzerinde değişiklik yapmak suretiyle kendine uyarlayabiliyorsun. tabi bunun için önce php'yi öğrenmen lazım.

bir başka açıdan bakarsak da php hakkında materyal bulması asp'ye göre daha kolay. asp.net'den bahsetmiyorum tabii ki.

bir de kanıt iliştireyim google'dan:

php - About 4,420,000,000 results
asp - About 1,250,000,000 results (ki bu asp araması içinde asp.net de beraber çıkmıştır, üstüne bir de içinde asp geçen diğer anlamlı kelimeler de cabası; wasp, grasp, aspen, vb.)

:)

php öğrenin. dünyadaki web serverların %70'i apache. %17'si ise iis.

Apache'nin asp ya da asp.net çalıştıramadığını, sadece PHP çalıştırabildiğini;

IIS'in ise asp ve asp.net gibi php de çalıştırabildiğini ve internette sık kullanılan yazılımların php ile yazıldığı gerçeğini göz ardı etmeyin.

bu gerçeklere inat tüm eğitim kurumları ve üniversiteler asp.net eğitimi vermekte ısrar ediyorlar.

(bkz: php vs asp.net)
(bkz: asp'nin php'den üstün yönleri)
(bkz: php'nin asp'den üstün yönleri)

asp programcılığa yeni merak salmış kişiler için yararlı olabilir. uzun vadede asp.net ya da farklı platformlarla yola devam edilmesi gerekir. iis denen lanet sistem üzerinde çalışması benim tercih etmeme nedenimdir.

php diğer arkadaşların dediği gibi öğrenilmesi kolay ve zevklidir. apache üzerinde çalışır. ceviz.net forumlarında çok hızlı yardım alabilirsin, açık kaynak ve özgür yazılımdır.

en güzeli asp.net (c#) ve php öğrenmek, geliştireceğin projeye göre ikisinden birini seçmek olur. bu konularda fanatizm yapmak gereksiz.

not: baştan söylüyorum asp'yi apache üzerinde, php'yi iis üzerinde çalıştırabilirsin diye artistlik yapacakları üzerim.

asp mi kaldı artık. dünyanın en sikindirik dilidir o dil. bi kere dynamic include yok. Bunu yapmak için <% if (a=a)%><!--#include bilmem_ne.asp --><% end if%> php ise <?php
if ($a==$a)
include "bilmem_ne.php";
?>
Error reporting leş gibi. Scriptin bir yerinde hata olur interval error 500 hatası verir nerde hata yaptığımı bulamıyorum. Arkaik bir dildir. Abartısız söylüyorum ham php ile 10 dk da yaptığını asp ile anca 3-4 saate yapıyorsun. Hele birde php framework kullanmayı öğrendikten sonra 20 aspcin 20 günde yazdığı kodu sen 20 günde yazarsın. Asp sadece geberik işletim sistemi windowsta çalışır php ise heryerde çalışır. Boku bokuna mis gibi linux işletim sistemi dururken git microsoftun leş işletim sistemine, veritabanına visual studio'ya para ver. Ne gerek var. Microsoft php ile baş edemeyeceini öğrenince .NET denen ayrı bir işlevsiz bir framework çıkardı ortaya. Tabi .NET normal asp'ye göre çok daha ve donanımlı ama kanımca yine php ile çarpışamaz. Efendim .NET ile masaüstü programlar, cep telefonu applikasyonları yazabiliyoruz php ile yazamıyoruz diyenler var. Buyurun babalar gibi python. Birde apache sunucuya mod_python yükledinmi hem masaüstü hem cep telefonu aplikasyonu hemde web aplikasyonları geliştirebilirsin. Üstelik herşey beleş. Geniş döküman olanağı. Daha ne olsun

(bkz: yer çekimi)

hacim bkz'i verip kacmissin da, olayida aciklayaydin bizahmet. bende soruyorum iste neden diye. o verdigin bkz'da bisey yazmiyor.

ateş aldığı anda uyguladığı basıncı en aza indirmek için sonuçta tabancanın kabzasından tutuyorsunuz. kabza altta olduğu için herhalde ters tarafa tepki veriyordur(geriye ve yukarı doğru).
tabancanın kabzası üste gelecek şekilde ters tutulup ateş edilirse herhalde bu seferde tepme olayı geriye ve aşağı doğru olurdu. yani kabzanın tam tersi tarafına olur gibi geliyor. tabancası olan varsa bi denesin.
anlatmaya çalıştım ama umarım anlatabilmişimdir.

silahın kabzası eline oturdugu sekliyle yukarı harekete daha musait ondan yukarı gidiyor.yukarı degıl aslında tam geriye ancak bi tek yukarıya olan kısmını dengeleyemıyorsun. obuslerde vs tam geriyedır mısal.

silahın agırlık merkezı de etken, namlu hızasının altında kaldıgından agırlık merkezı etrafında donmeye meyıllı oluyor. sag sol ıse simetriden saglanabiliyordur.

silah aslında geri tepiyor tam olarak. ama şöyle düşün; silah elinde, ya ayakta ya da çömeliyorsun ve vücudunun dikey olarak oynar noktası da belin. basit mantıkla belin bir menteşe gibi işliyor konumuzda ve silah geri teptiğinde sen geri gitme eğilimi ile beline yüklenince, menteşe de vücudunu arka tarafa doğru eğiyor. kolların da sabit kaldığından, geri kaykılan vücudundan ötürü silah yukarı doğru kalkıyor.

aynı durumda yerdeki sürtünme kuvveti 0 olmuş olsaydı, silah yukarı doğru tepmezdi, sen direkt geri doğru kayardın.

olayda bir sürü etken var yani anlayacağın, ama basitçe açıklama böyle.

kabzayi yan tutarsan saga ve sola (tuttugun yone dogru) ters tutarsan asagi teper.

şimdilik işini görebilir yaptığın, ancak sonraları farklı sorunlar yaşayabilirsin. şöyle anlatmaya çalışayım:

pedal dizilim sırası vardır analog setlerde. mesela delayi hep en sona koymalısın, öteki türlü sesde sapıtmalar yaşarsın. distortionu kullanırken bu sıralama ile alakalı sorunlar yaşaman muhtemel diye düşünüyorum.

ama dersen ki distortionu da Garageband'den kullanırım, o zaman pek sorun olacağını sanmıyorum.

bir de naçizane önerim: alabiliyorsa pedal al bir adet güzelinden. programla çalışmak dert doğurabilir çoğu zaman.



edit: örnek bir sıralama buldum senin için, Delay en sonda değilmiş bu arada:) ama Distortion ortalarda.

Guitar > Wah > Octave > Noise Gate > Compressor > Overdrive/Distortion > EQ > Modulation effects > Delay > Reverb

@loveinaflipbook
çok teşekkürler öneri için. aslında distorşın'ı kullanmayacağım, sadece o sinyal yükseltme olayını yapsın diye koydum. yani sadece bilgisayara pratik bir şekilde bağlayabilmek için, herhangi bir pedal/efekt kullanmayı düşünmüyorum arada (gitar&bilgisayar arasında). hatta programda da kullanmayacağım. sadece güzel ses alabilmek için sinyali yükseltmeye çalışıyorum.

bu yaptığım o işi yapar mı? (pedal bağlayıp açmamak. basmamak yani.) yoksa ben yine de bir preamp alayım mı?

bir de, pedal almak neden?

bence bu düzenek şimdilik işini görür rahatlıkla. sonradan sesten tatmin olmazsan ya da daha yeni arayışlara girersen (efekt, simülasyon vb.) o zaman pedal düşünebilirsin.

bu arada yanlış anlaşılmış da olabilir, benim pedaldan kastım aslında processor idi. ama analog olarak da set hazırlayabilirsin tabii.

processorü de herşeyi tek bir aletle halledebileceğin için önermiştim. preamplar, efektler, simülatörler vs. herşey tek bir pakette sunuluyor ve çalarken ayakla kontrol ettiğin için de büyük kolaylık. yoksa mouse la efekt değiştir, vs ölüm gibi gelir bir süre sonra.

ama zaten efekt kullanmayacaksan sorun yok; bu şekilde devam edebilirsin rahatlıkla :)

Distortion pedalının orada gördüğü görev impedance matching . Kapalıyken gitarın çıkışını yükseltmese de sesi daha güzel yapma sebebi bu bahsettiğim matching.

Ses kartın ne? Düzgün bir ses kartın yoksa üstünde preamp'i olan bir ses kartı alabilirsin. Line 6 'in gitaristler için tasarladıkları böyle aletler de var, çok pahalı da değiller.

Garageband gibi Amplitube serisi, guitar rig vs gibi diğer software gitar çözümlerine de göz atmalısın. Çok güzel şeyler var.

@skatheist
macbook pro var, sanırım intel'in onboard ses kartını kullanıyor.
external ses kartı alabilir miyim preamp'li? yoksa direk preamp alsam mı daha iyi?

bir de, bu yaptığımı (pedal bağlamak) yapmaktan ne farkı olur?

grps mi, edge mi, 3g mi bağlantı?

Ayrıca bu ay vodafone herkese ücretsiz yaptı interneti. Acayip kasılmalar mevcut bu yoğunluktan dolayı ve balayı.

telefonun modem hızına da bağlı bir şey bu internet hızı bu arada. telefonun desteklediği hızın üstüne çıkamazsın. onu da bir kontrol et istersen.

www.eksiduyuru.com

önce 3g di hız s/5-11 kb dı. sonra 3g iptal ettim şimdi s/7-11 kb indiryor. şu an ocak ayı olduğu için bedava giriyorum ama normalde aylık 8tl sınırsız giriyorum her 2side aynı hızda indiryor. ayrıca videolar çok takılıyor nasıl hızlandırabilirim ?

zaten kabloluyla giriyorum ama 3g daha yavaş ayrıca bunlar pek fark ettirmiyo en fazla 1kb etkiliyo etkili fikirleri olan paylaşsın lütfen

silik değil ki normal :S

sen monitör yüzünden gördüğün silikliği ekran görüntüsü alarak gösteremezsin ki. olay monitöründe. contrast ve brightness ayarlarıyla oynamayı dene bir.

silik yahu. brightness ayarları ile falan oynadım, üstelik hepsi eski ayarda, farklılık yok. üstelik simge durumuna küçültme, ekranı kapama tuşları da küçüldü. bakın;

img194.imageshack.us

fotoğraf çekmeyi denesen.

aldığın ekran görüntüsüne de aynı monitörde baktığın için sana o da silik görünüyor da biz buradan her şeyi normal görüyoruz.

sorun monitör ayarlarında. ekran görüntüsüyle olmayacak. fotoğraf çekebilirsen o olur ama.

yatay yada dikey bir çizgi halindeyse tipik lcd arızası. daha önce tamir edildiyse, kapatırken yapılan hatadan oluyor hep bunlar.

arkadaşların dediği gibi, arıza monitörde.

edit; bi' dakka ya, çözünürlüğü değiştirmeyi dene. auto tuşu genelde sorun çıkarmaz ama bir terbiyesizlik etmiş demek ki. eski çözünürlüğünü bulmaya çalış.

arkadaşlar evden geldim baktım. vallahi anlamamışsınız ne dediğimi. gıcıksınız hıh.

renk kalitesini kontrol et. 32 bit olması lazım.

tam anlamadım, satın almak mı istiyorsun?

eğer öyleyse bulabileceğini pek sanmıyorum. genelde fabrikadan 5er 10ar km.lik makaralarla kablo döşeme hizmeti veren şirketlere ya da ISP lere satılır çünkü. öyle tekno marketlerde ya da kablocularda falan bulunmaz.

evet satın almak istiyorum. hepsiburada.com'da satılanlar gibi 2-3 metrelik kablolardan bahsediyorum. küçük çaplı.

vox'u bilmiyorum ancak önerebileceğim iki marka olacak sana.

-digitech
-boss

bu ikisinden tercih yaparsan pişman olacağını sanmıyorum. güncel modelleri bilmiyorum malesef, istediğin özelliklere göre araştır bence.

benim onerim; bilgisayar uzerinden kur sistemini.

guzel bir ses karti. guitar rig tarzi bir program. ve iki adet kaliteli monitor.

benimde önerim line 6

çok fazla kullanıcısı ve çok fazla memnun olan insanlar var.

www.heidi.ie

your uninstaller'ın bu özelliği var. parça pincik ediyor. istediğin kadar da yaz sil yaz sil yaptırabiliyorsun.

IIS ile uğraşınız mecburiyetten mi? yoksa diğer sunucu servislerini sevmediğinizden mi?

IIS ile ilgili doküman evde olması lazım, akşama unutmazsam biryerlere upload edebilirim.

bir de yanlış anlamayın ama sadece tercihen IIS kullanıyorsanız bence başka şeyleri denemelisiniz.
(bkz: Apache)

benim de hep basima gelir ama anlattigin kadar siddetli degil. agzimi doldururum havayla burnumu tikayip kulaklarima basarim. dengelenir basinc. eger ameliyattan kalma biseyse ki mumkundur bence musait bir zamanda git bir sor doktora.

iç kulak yolların daralmış olabilir. bu nedenle de dış ve iç basıncı dengelemekte senin yaptığın gibi ekstra bir zorlamaya ihtiyaç duyuyor olabilirsin.

15 saatlik bir uçak yolculuğundan sonra orta kulak iltahabı başlangıç tanısı koyulmuş birisi olarak uçağa binerken ağzınızda kocaman bi ciklet olsun efenim.

öyle durumlarda nefesini tutarak yutkun geçer

genelde piyasadaki modemlerin menzili aynıdır benzer teknoloji kullandıklarından:

açık alanda 300mt, kapalı alanda 100mt olarak geçer teoride.

tabi bu pratikte pek tutmaz ve hemen hemen hepsinde birtakım farklı sorunlar çıkabilir. siz yine de garanti olsun diye anteni upgrade edilebilir bir model seçerseniz, sonradan antenini daha yüksek db'li olanla değiştirebilirsiniz sorunla karşılaştığınızda.

ya da araya bir access point atarsanız da sorun yaşamazsınız.

airties ın mesh diye bir olayı vardı, airties teknik servisini arayarak detaylı bilgi alabilirsiniz.

üstte söylendiği gibi kuvvetli antenle bu sorun aşılabilir ancak duvarlar çoksa genelde tek antenle çözülmez araya access point koymanız gerekebilir.

arada duvarların olduğu bilgisayarlara ulaşmak için geçilecek kısım yaklaşık 50m ve arada 4 duvar bulunuyor.

paylaştıraman. wi-fi hotspot özelliği olması lazım telefonda, ki ipad de bağlanabilsin. ama yok dimi?

Wifisi var telefonun

hangi operatoru kullanıyorsun bilmiyorum ama vodafone blackberry'nin internet paketini başka bir apn üzerinden paylaştırılırsa ayrıca ücretlendiriyor.

www.vodafone.com.tr

İlgili Blackberry cihazının bilgisayara bağlanarak modem olarak kullanılmasından, WAP ve diğer APN'ler üzerinden gerçekleştirilen data kullanımlarından ve ayrıca yurt dışındaki data kullanımları abonelerin bulunduğu tarife üzerinden ayrıca ücretlendirilecektir

wi-fi var blackberryde, evet. ama benim kastettiğim wi-fi hotspot özelliği farklı bir şey:

atıyorum, BB üzerinde 3G ile bağlandın, bu bağlantıyı diğer cihazlar ile paylaşabilmek için BB'de wi-fi hotspot özelliği var ise, elindeki BB sanki bir kablosuz modemmiş gibi davranıp, wi-fi üzerinden 3G bağlantısını diğer cihazlarla paylaşıyor.

ama senin BB'de yok bu özellik malesef. yeni çıkan android telefonlarda falan var, nexus one, htc desire gibi...

bir de yeni çıkan BB'lerde tethering özelliği mevcut. sendekinde var mı bilmiyorum ama bu şekilde de bağlantı usb üzerinden paylaşılıyor ne yazık ki :) ipad'de usb girişi olyadı keşke...

www.junefabrics.com bunun iphone için olanı kullanıyorum, gayet memnunum..

Evet usb den blackberry desktop manager programı ile interneti paylaştırabiliyorum fakat usb çıkışını bırakın os işletim sistemi program kurmana izin vermiyor. apple store daki programları ancak kurabiliyorsun. Nokia telefonda bu telefonu wifi modem yapabiliyorum fakat blackberryde yapamadık. Sanırım blackberrydeki hattı micro sim haline getirip ipade takacağım böylecek 3g internete çıkabilirim. fakat blackberry takınca hattı normal hale getirmem gerekcek bu da ayrı bir risk.

evet paylaşabilirsin. ben jokuspot diye bir yazılım kullanıyorum. vodafone'dan aldığım neti kablosuz modem gibi paylaştırmama olanak sağlıyor. şifreleme ve modem adı belirleme gibi özellikleri de cabası.

sanırım ikisine de cevap olacak bu, bildiğim kadarıyla rengin üzerine başka bir renk yapamıyorlar. eski dövmeyi kapattıklarında da kızılderilinin sacının içine filan yerleştiriyorlar benim gördüğüm örneklerde. gizleme diyelim o yüzden hatta.

google images'a girip "cover tattoo" diye arat, bir sürü örnek çıkar, kafanda bir fikir belirir.

Genelde eski dövmeyi bozarak üstüne yeni figür yapılıyor, koyu renk üzerine yeni boya atılırsa sonuç ne olur bilemem, hatırlatırsan yarın dövmeci arkadaşa sorarım, yanına uğrayacağım zaten.

cover-up dövmelerde mantıken önceki dövmenin renginden daha koyu bir renk seçmek zorunda dövme sanatçısı, yoksa alttan merhaba diyor çünkü eski dövme. dolayısı ile siyahsa, üstünü kaplayacak kadar siyah bir dövme lazım. artık şeklini senin eski dövme belirler.

html + asp + javascript

ms cms de ms ajansın yazmış olduğu bir cms anladığım kadaıyla.

anladigim kadari ile cms kendilerine ait. Kendileri yazmislar yani.

Benim tavsiyem joomla ile geliştirebilirsiniz. ama bu dediğiniz templateleri giydiremezsiniz eğer teknik bilginiz yoksa.

petula clark, downtown

ben klasik samsung alarmıyla uyanıyorum.
iyi uyandırıyor gerçekten.
ayrıca www.rainymood.com buradaki mp3 ü indirip alarm olarak ayarlayabilirsin de.
bu arada "inek obasıııııııııı" mp3'ünü istiyorum söyliyeyim ((:

lou reed - perfect day

yımşak yımşak, mutlu mutlu uyanırsın.

disco partizani benim alarm müziğim.

itiraf ediyorum, o kıpır kıpır şarkıdan artık nefret ediyorum :P

edit: inek obasını ben de istiyorum!

enigma sadeness

dedeler soundtrackle uyaniyorum ben.

bu arada, inek obasi'ni paylasabilir misin panpa?

efenim, sabahları uyanmak için "yımışak" tonlar yanlış bir seçim. olabildiğince sert ve sizi nefretle yerinizden kaldıracak birşeyler deneyiniz. ayrıca telefona yattığınız yerden ulaşabiliyorsanız uyanmanız zorlaşır. uyku sersemi otomatik bir davranışla alarmı kapatıp uykuya devam edebilirsiniz. en azından yerinizden doğrulacak kadar uzağa koyun telefonunuzu. (bkz: ben yaptım oldu)

tripgj9

gule eglene uyanirsin.

inek obası isteyenler bana maillerini atsınlar.. ben de onunla uyanıyorum :)

hocam malın dağıtıcısı benim araya girip iş bozmayalım :))))))

disco partizani ile bi' dönem uyandım artık istemiyorum sağolun:)

@trawmatolog ; sabahları zaten yeterince bet oluyorum o yüzden yımşak bişeler lazım paşam:)


mailleri alayım göndereyim akşama:)

bu arada tavsiye edilenlerde uyan bişey bulamadım ben:) böyle nası' diyeyim jay jay johanson' ın eğlencelisini arıyorum diyeyim:) " feel good music"
:)

ben bir ara guns n roses'ın don't cry şarkısıyla uyanıyordum. istediğiniz tarzda, yumuşak ama rock.
alarm oldugu için şarkıdan nefret etmeye başlayacağımı hisstttiğim anda değiştirdim. şimdi mikanın rain şarkısını kullanıyorum.

bir ara da eski telefonuma yüklü gelen ama kimin söylediğini bilmediğim şu güzel parça ile uyanıyordum: www.tudou.com

karar verdim do not worry be happy denicem:).
şarkı olarak klasik tabi ki, önemli olan uyanmam üzerindeki olumlu etkisi:)

olcak gibi sanki:)

o yeşil çizgi, bir anlık düzelse de ekranı sallayınca falan, zaman geçtikçe artıyor ve yeşil çizgiler haline geliyor..bir şey yapmadan düzelmeyecek yani. eski laptobunum başına gelmişti.
bununla ilgili duyuru açılmıştı, ara kısmından denersen ulaşabilirsin sanırım..

bende de aynı problem var. teknik servise sordum ekrarnın değişmesi laızm dedi. fiyatıda 180 tl imiş.

laptopun ekranı ölme sinyalleri vermeye başlamış. garantisi hala devam ediyor anladığım kadarıyla. ekranını değiştirsinler, ancak o zaman düzelir. yoksa öyle parmaklamayla falan düzeleceğini sanmıyorum.

hemen aklıma eye of the tiger geldi.

foo fighters the pretender

rammstein-engel iyi bir başlangıç olabilir. Aslında gayet iyi bir playlistim var spor yaparken kullandığım ama güvenmediğim insanlarla paylaşmıyorum.

another day in paradise remixlerinden herhangi biri.

ben motorhead tercih ediyorum.

www.muscleandfitness.com

(bkz: spor yaparken dinlenecek şarkılar)

tik tok

its not right but its ok-whitney houston ama remixi

ağır sporsa korn un gratest hits albümünü ya da metalllica nın son albumünü koy...sonuna kadar güç verio;)

ölü piksel değil başka bir şey açınca altta kalıyor. masaüstünde var sadece

duvar kağıdını değiştirmeyi deneyin. yerse?

yemiyor. sadece düz renklere değiştiriyor. resim koyamıyorum.

ekran kartınız ATI değil mi?

Nvidia

tüh, bende ATI varken oluyodu öyle. ama tam en sol en üst köşeye yerleşik şekildeydi bendeki kutucuk. bir zararını görmedim gözüm takılınca uyuz etmesi dışında.

life is a miracle

emir kusturica filmi olmayacak ama

gadjo dilo

fatih akın filmleri olabilir. im juli, solino, soul kitchen filan. diğerleri de bir miktar.

tony gatlif filmlerine bakabilirsin.

gadjo dilo yazacaktım ki yazılmış... kesinlikle istediğiniz film bu :)

wristcutters

mubi olabilir

flixster

www.filmaffinity.com

GetGlue.com ve jinni.com var ?

şu da işini görebilir:

www.filimadami.com

tabi sadece internet (hatta inci) jargonu değil de, böyle daha dile yerleşmeye yüz tutanlar mesela? eskilerin moruk, kanka gibi laflarının muadilleri yani...

yeni jargon demeyelim de isterseniz bu jargonun yaygınlaşması diyelim eskiden kötü abiler/çocuklar kahvede filan konuşurlardı bu tip jargonla ve ayıptı şimdi ise yaygın popüler vs olumlanan bir durum... lümpenin meşrulaşması diyorum ben buna...
yazar olunca yazacağım bunları :))))

kızlar "ssseyy" diyorlar sürekli (S ile) şey yerine, uyuz oluyorum. oracıkta ağzını dağıtasım geliyor, ki o zaman istese de doğrusunu söyleyemesin.

bir de bunun "mmm ssseyy" versiyonu var, o da ayrı...

kimse söylememiş hayret...hacı var çokça kullanılan. güncel hayata da bir bakarsak, yerleşmeye yüz tutması kesin...

anan zaaa xd

"damam" var bir de akıllara zarar.

hacı, hocam, hafız, atarlı, gider yapmak.

hitap olarak her türlü şey geçerli artık neredeyse. baba, müdür, patron,kaptan, ortak, doktor, yargıç, daha gider.

hitaplardan ayrı olarak da -zannedersem umut sarıkaya'nın kazandırdığı- "tırt" var.

şey var, karşı taraf bi şey anlatıyor mesela. anladığını belli etmek için diğer taraf da ''ğeee'' diyor. hmmmm'ın denişik versiyonu.

trabzonda gadam derler.

'10 numara' tabiri de sıkça kullanılıyor.

hacı hafız biraz eskidi galiba... yukarıdakilerden "atar yapmak" ve "gideri var" yerleşiyor gibi... "her türlü" de şimdi aklıma geldi bak...

gideri var'ın bir alt seviyesi olan yoklukta gider var mesela.

sen bilirsin yerine sen biliyosun. uyuz oluyorum.

argo evrim geçiriyor. normal yani.

el aleme fotoğraf olmak, alçıya almak, atar yapmak, angaje olmak. bir sürü tabir var. ama panpa dediğin şey tamamen sanala özgü bir kullanım. mesela !!!!11bir var. bir de random gülüş var. ki ikisine da ayar oluyorum:)

emeğe saygı, rep!!!

kaktırmak
yardırmak
ege argosu :)

''ben onların hepsine gider yaptım.'' : ''onların hepsine verdim.''

hitap şekli olarak aga var. bir de ''yapmıştım, gitmiştim, demiştim'' gibi mıştımlı kelimelerdeki ş'leri s şeklinde söylemek.

"çakma" lafı baya kabul gördü sanırım. 5-10 sene önce kullanmıyorduk böyle bir kelime diye hatırlıyorum ben?

kasıyorum: proje kasıyorum, ödev kasıyorum gibi.

x kafası: vize kafası, konser kafası vs.

liseli piçler var bi de.

sanal alem için ve sağda solda da bir kac kere rastladığım ağızını burnunu yolmak istediğim kızlardan geliyor.

her cümlenin sonunda hıhı.evet demek.

ahhhhhhh!

tv de çok oynadı ama izlemediysen melekler şehri.

Win a Date with Tad Hamilton!, The Proposal, He's Just Not That Into You , Definitely, Maybe, The Girl Next Door, Wedding Crashers, 17 Again, Yes Man

buradaki filmlerin çoğu tarafımca izlenmiştir. başka önerilere halen açığım

sevginin bağladıkları
tesadüf
50 ilk öpücük
hep seni aradım

conversations with other women
in the mood for love
Wristcutters a love story

definitely maybe

ben de şu 2 filmi önereyim..

(bkz: say anything)
www.imdb.com

(bkz: starter for 10)
www.imdb.com

muhtemelen izlenmistir ama; notebook, love actually, time traveller's wife, ugly truth.

tabi ki bin jip.

the secretary

bir software aracılığı ile kendiniz yapmayı düşünmez misiniz? bu iş için geliştirilmiş mass mailer'lar var.

Düşündük ama spam olayını çözemedik.

Ne tür eğitimler veriyotsunuz ve hangi ilde diye sorsam...

Dünyada çok tercih edilen mailchimpi tavsiye edebilirim.
bit.ly

Ücretsiz hesaba 1000 kişi ve ayda 6000 gönderim veriyor. Dilerseniz farklı paketleride var. Spam olayı için sizi newsletter hazırlık aşamasında yönlendiriyor. Yapmanız ve yapmamanız gerekenleri de şu makalede bit.ly anlatmışlar çok güzel. İstatistikleri de oldukça detaylı..Google Analystics , Wordpress entegre olayı da var.

Kendi içinde hazır temaları var ama daha kaliteli bir şey düşünürseniz de şuraya göz atabilirsiniz.

bit.ly

bilgisayarı kapatın. sonra enerji kablosunu falan sökün. harddisklerin aynı bağlantıya sahip olduğundan emin olun, yani bilgisayara bağlandıkçarı kablo birbirinin aynısıysa diğer PCye takabilirsiniz hddyi.
HDDleri değiştirecekseniz sorun olmaz. ama diğerine ikincil harddisk olarak takacaksanız ikinci hdd için de hablo ve giriş lazım anakartınızda. anakartınızın ve harddiskinizin modeline göre master slave ayarlarını yapmalısınız ayrıca, donanımınızı bilmiyorum ne yazık ki.

Donanımı ben de bilmiyorum ne yazık ki. Ama ikisi de 6-7 senelik makineler. 2. Hdisk olarak değil, sadece birininkini çıkarıp ötekine takicam.

çıkaracapınız harddiskin imajını alın, sonra öteki harddiske o imajı çakın. sonra da fiziksel olarak harddiskleri çıkarıp takın.

verizon farkli bir donanim istiyor. verizon networkune bagli olmak icin o sistemi destekleyen bir telefon gerekiyor, o yuzden ona uygun versiyonlari da yapiliyor.

Standart networkler GSM/HSPA chipset isterken baseband bolumunde, verizon CDMA Mobile Station Modem (MSM) istiyormus.

peki ben de soayım madem farklı konu olmasın. verizon için bi telefon alırsak normal gsmler için kullanamıyor muyuz kesin? toksa son çıkan verizon olduğundan, ikisini de mi destekliyor?

bildigim kadariyla hayir, cdma cipsetli bir telefon gsm uzerinde calismiyor. sanirim t-mobile da verizon gibiymis bu arada, cdma kullaniyormus.

teşeşkkür ederim bilgi için, araya girdim kusura bakma wessago :)

komple internete, hiç bir siteye bağlanmıyor.. atıyorum google.com'a..
yani belirli bir adres değil..

chrome'un önbelleğini temizlemeyi deneyin. sorunun kaynağı bana önbellek gibi geldi sanki.

her ihtimale karşı az önce önbelleği bile temizlemiş olsam da bir işe yaramadı..
zaten chrome'u bu bilgisayara yeni indirdim..
about:blank bana bakıyor, ben ona..

sorunu çözdüm gibi,
şu an bu aşamadayım;
(git: 211626)

off to work iş için dışarıda gibi birşey bildiğim kadarıyla.

"what about you" senden ne haber ise "how about you" sende durumlar nasıl'dır. nüans farkı sadece.

off to work - işe gitmek için yola koyulmak

"what about you" ile "how about you" arasında kullanış farkı olduğunu sanmıyorum. birini çıkarıp diğerini aynı cümleye koyunca anlam bozulmuyor. ancak "nasıl?" sorusunu özellikle vurgulayan sorular için belki "how about you" tercih edilebilir.

- ben bunu yapacağım, şuraya gideceğim... what about you?
- şöyle hissediyorum, bunu severim... how about you?

bu şekilde kullanırdım ben olsam.

"how about you"'yu "peki ya sen?" diye düşünürsen daha iyi oturabilir.

(bkz: world of goo)

senin istediğin oyun değil tabi öylesine bir oyun.

vikings vardı.

vikingsi nasıl bulacam??

the lost vikings

emulatör ile birlikte oynayabilirsin. SNES olarak bulunuyordu sanırsam.

bir yazılım şirketinde black-box tester ve proje kordinatörü olup coderlardan bol bol küfür yiyebilirsin projenin şurası niye bitmedi hala falan filan diyerek (iyi anlamda ama). hazır proje organizasyon vs. tecrübeliymişin. mümkün gibi.

-bu arada helloworldü anca yazarak nası mezun oldun yahu?

bence hiç kod yazma işine girme, işletme master' ı yap, iş geliştirme alanında iş ara derim, bir de analistlik de yapabilirsin ama ben tavsiye etmem çok çalışıp az para kazanıyorlar.

yazılım mühendisliği okuyup nasıl program geliştirme konusunda bilgi sahibi değilsin? derslere katılım mı göstermedin, yoksa okul müfredatı ile mi alakalı?

bir yazılım kursuna başlarsın, kendini biraz ilerlettikten sonra bir yere junior olarak başvurabilirsin. okuldan mezun olduğun halinle programlama bilgin olmadığını çaktırmayacak kadar öğrenebilirsen kursta, gelişirsin zamanla.

mesleki program kurslarına git derim öğrencilere indirimlidirde. işte program kriterlerine göre....daha sonra stajer olarak bu bildiklerini geliştir ve güncelle...ama yazılım mühendisi olup bişey bilmemen garip...yoksa benmi yanlış anladım

programlama adına hiç birşey bilmiyorum derken tam anlamıyla bilmiyorum ancak yazılım muhendisi olarak az cok birikime sahibim sanki.ne bileyim proje yönetimi dökümantasyon ve bunun gibi muhendislik ile alakalı kısımlarda fena değilim. ama asıl sorun programlamaya karsı hiç ama hiç ilgi duymam . arkadaş sende salakmısın nıye okudun dıyebılırsınız ama öyle oldu işte 17 yaşında ismi güzel görünen bu bölümü seçtim ailemi kırmamak için de bitiriyorum. nasıl 4 e kadar geldin derseniz hani sadece gecebilecek kadar çalıştım yeri geldi ezberledim kopya cektim ama hiç öğrenmedim..

Ben wireless modemlerin açık alanda max. 300 m'lik alanı kapsayabildiğini duymuştum. O da teorik olarak yani.

araya access point koyarsan belki yapabilirsin ama tek modemin kapsama alanıyla olacağını hiç sanmıyorum.

anteni değiştirip sinyali daie şeklinde değilde doğru şeklinde yönledirenler var nette. bir araştırın

birisini suçlayacaksan elinde delilin olması lazım.
kimde olduğunu bilmiyorsun.
gidip tehdit edersen sen suçlu duruma düşersin herhangi bir yasal işlemde.

okul çıkışında yakalayabilirsin mesela.

bu arada "tehtit" değil "tehdit"

harddiski çaldıysa, kim olursa olsun (acil) ihtiyacı olduğu için çalmıştır. gitmiştir çoktan o anlayacağın. babanın dükkandan çıktığı aynı dakika içinde formatı yemiştir, 15 dk içinde de başka bilgisayar içinde o dükkandan gitmiştir hatta.

ama adam salaksa ya da çırağa verdiyse yapsın diye, geri takmayı unutmuş da olabilirler tabii ki:) onu da düşünmek lazım.

iki dükkana birden babanla beraber bir gidin bence, belki babanı tanıyıp "vay abicim senin harddiski takmayı unutmuşuz, kusura bakma" falan der birisi.

iki dukkana da gidin once normal yoldan ya bizim hdd yok icinde cırak falan mı unuttu tarzı bi şeyler soyleyin. verdiklere cevaba göre sert cıkarsınız ya da hdd nize kavuşursunuz en kötü ikisinden birinden aynı boyutta hdd alırsınız giden gider.

bariz çalınmış. güzel laftan mı anlayacak bu lavuklar. git direkt tehdit et. o hdd gelmezse polise, zabıtaya gidicem. nette bütün forumlarda dükkanızın adınızı vericem de. yerlerse...