Giriş
(12)

Müzik aleti çalıyor musunuz?

pembediken
Ne çalıyorsunuz? Ben bir süre çalıp bıraktım gitarı.
Ne çalıyorsunuz? Ben bir süre çalıp bıraktım gitarı.
0
pembediken
(11 saat)
Hevesle ukulele almıştım 3-4 tıngırtıdan sonra 4 sene kenrada yattı. Geçenlerde 5 yaşındakı yeğenime verdim.
0
Amaranta ursula
(11 saat)
16 yıl boyunca piyano. Ankara’nın en sevdiğim binası olan eski sergi evi’nde bir gösteride çaldım ve sonra zirvede(!) bıraktım. başarılı bir öğrenci değildim.
+2
eileengray
(11 saat)
Gitar çalıyorum ama bana yılın bu zamanları bodhran çalma isteği gelir
youtu.be

Arada ingilteredeki arkadaşıma söylesem oralardan bulur deyip masraftan dolayı vazgeçiyorum
0
grimavi
(10 saat)
tin whistle ım var. arada sevdiğim soundtrackleri çalışıp onları çalıyorum
0
lüzumsuz adam
(10 saat)
bağlamada 5-6 parça ezberimde var dönüp dönüp onları çalıyorum. piyanoda tak tuk. bunun için org almayı düşündüm ama ondan önce solfej işini halletmem lazım.
-2
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(10 saat)
Arp ilgimi çekiyor ama Türkiye'de pek yaygın değil.
0
🌸pembediken
(10 saat)
Kendi çapımda ney üflüyorum. (Başarısız küçük gitar ve piyano denemelerim oldu. Serileşemedim, sebat edemedim) On yıldır da alto saksofon alıp çalmayı öğreneceğim...
0
yadigar
(10 saat)
Gitar, bateri, akordeon biraz da keyboard.
+1
Bruce
(10 saat)
Gitar terk ama bir şeyi doğru düzgün öğrenmek istiyorum
0
arbre
(10 saat)
Bir ortamda, rahmetli annemin çok sevdiği bir parçayı basit notalarla baştan sona çalabilecek kadar bağlama öğrenebileceğime dair iddialaşıtık.

Öğrendim, çaldım, bıraktım.
0
Mirket
(10 saat)
Alto saksafon çalıyordum az çok. Pandemi dönemi girdi araya ve hocam da başka şehire taşınınca maalesef devam edemedim. Çevremde başka düzgün de hoca bulamayınca hevesim kırıldı. Şimdi de klarnete ve trompete heves ediyorum.
+1
mermaidd
(10 saat)
Enstrüman öğrenmek yetenek değil, pratik ve zaman ayırma işi. Yetenek sadece süreyi hızlandırıyor. Genelde insanlar hevesle başlayıp hemen bir şeyler çalabilmek istiyor, olmayınca da vazgeçiyor. Halbuki enstrüman çalmayı öğrenmek de tıpkı dil öğrenmek gibi. Nasıl ki hiç bilmediğiniz bir dili 2 ayda öğrenemezseniz, enstrümana da hakim olamazsınız. Ama günde sadece yarım saat ayırabilseniz ne kadar gelişeceğinize inanamazsınız. Buradaki tüm olay süreklilik.

Bir dönem hayatımı müzisyenlikle kazanırdım. Ana enstrüman bas gitar ama telli enstrümanların çoğunu -kimini çok az kimini fena olmayan bir seviyede- çalabilirim. Bas gitar mantık olarak gitardan çok vurmalılara yakın olduğu için davul haricindeki pek çok perküsyon aletini de belli bir seviyede çalabiliyorum. Ama çok istememe rağmen nefesli denemelerim hüsranla sonuçlandı. Yaylılara ise cesaret bile edemedim. Şimdi bir piyano aldım, onu öğrenmeye çalışıyorum. Piyano armoni bilgisini pekiştirmek için de şahane bir enstrüman tabi, her şey gözünüzün önünde. Ama bilmek başka şey yapabilmek ise bambaşka.
+1
thracia
(1 saat)
(16)

Durabiliyor musunuz?

sekizdokuzon
Birkaç saat hiçbir şey yapmadan, yapacaklarınızı düşünmeden, kaygılanmadan öylece durabiliyor musunuz?Teşekkürler.
Birkaç saat hiçbir şey yapmadan, yapacaklarınızı düşünmeden, kaygılanmadan öylece durabiliyor musunuz?

Teşekkürler.
+1
sekizdokuzon
(19 saat)
Hayır tam bir fomocuyum
0
grimavi
(18 saat)
Duramıyorum. Aşırı bir kaygı hali yaşamıyorum. Ama hiçbir şey yapmadığım zamanlarda dahi yapmam gerekip yapmadığım şeyler zihnimi meşgul eder.
0
dediysem dedim
(18 saat)
Evet, mükemmel bir kafa boşaltma ve dinlenme oluyor ama süre daha az.
0
kisa
(18 saat)
Duramıyorum. Acaba yapmam gereken ama yapmadığım bir şey var mı diye de düşünüyorum.
+1
rock n roll
(18 saat)
Hayır, belki müzik dinleyip yürürken bir tık sakinleşip uzaklaşabiliyorum ama bomboş duramam.
0
mutekebbir
(18 saat)
evet zaten o kadar fazla yapiyorum ki bunu herhangi is yapmak cok zor geliyor
0
ala09
(18 saat)
maalesef duramıyorum. yani kaygılanma veya endişe vs yok ama olmuş bitmiş, artık değiştiremeyeceğim şeyler hakkında hep bir düşünme, hep bir pişmanlık ve kendine sinir olma durumu yaşıyorum. hiçbir şey düşünmesem bile beş dakika, geçen hafta, geçen sene, 5 sene, 10 sene önceki utanç verici anlarım aklıma geliyor. keşke susmak istediğimizde çenemizi kapatabildiğimiz gibi düşünmek istemediğimizde de beynimize es verebilsek...
0
m e b
(18 saat)
Duramıyorum. Hatta ağırlık çalışırken başka şeyler düşünmekten sayamıyorum diye duyurum var. Kafam hep dolu.
0
gnosis
(18 saat)
hiçbir şey yapmadan ve hiçbir şey düşünmeden durabiliyorum.
0
koela
(18 saat)
Yapamıyorum. Sesli kitap açıyorum
0
yadigar
(17 saat)
güzel soru.
kaygı hiç yok ama duramam. bazı geceler 1 saat kuran dinleyebiliyorum. hastanelerde bekleyemem. mutfakta soğanın kavrulmasını dahi bekleyemem.
-3
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(17 saat)
hayır ne yazık ki. kafamın içi çoğunlukla saat 17:00-19:00 arası zincirlikuyu metrobüs durağı tadında
0
lüzumsuz adam
(17 saat)
durabildiğim zamanlarda megabaytlarım yükseliyor, daha zeki bir adam oluyorum resmen. keşke durdurma butonum olsa.
0
loch ness
(16 saat)
öylece duramam ama heyecanlı-hareketli bir iş yapıyorsam unutabilirim. örneğin yelken, motosiklet gibi aktiviteler.
0
orpheus
(16 saat)
durabiliyorum. genelde bir fon muzigi caliyor kafamda ve ne dusunmek istiyorsam onu dusunuyorum.

senelerce meditasyonun da bir sey hakkinda cok derin dusunme oldugunu dusunmustum. meger benim default state'mis.
0
cilgin fantezilerin adami
(15 saat)
Birkaç saat full odaklanarak endişelenmeden çalışabiliyorum ama hiçbir şey yapmadan imkanı yok :) Yani endişeler başka bir düşünceye ya da eyleme yönlendirilmezse bu dediğinin imkanı yok bence :)
0
truf
(14 saat)
(13)

hastalıklar, zorluklar...

art cat chocolate
sevgili duyuru arkadaşlarım. aranızda hastalar var mı? kronik falan yani... ne tür hastalıklarınız var? ne çektiniz, çekiyorsunuz?benimkiler:mitral yetmezlik, astım, alerjik rinit, pcos, gastrit, romatizma, miyop, dirsekte sinir sıkışmasıbir de şu an diş teli kullanıyorum çift çene ameliyatı olacağı
sevgili duyuru arkadaşlarım. aranızda hastalar var mı? kronik falan yani... ne tür hastalıklarınız var? ne çektiniz, çekiyorsunuz?

benimkiler:

mitral yetmezlik, astım, alerjik rinit, pcos, gastrit, romatizma, miyop, dirsekte sinir sıkışması

bir de şu an diş teli kullanıyorum çift çene ameliyatı olacağım seneye :')

11 yıl önce de apandist ameliyatı olmuştum. anksiyete, panik atak ve depresyon kombosunu atlattım geçtiğimiz yıllarda da...

her şey 5 yaşımdaki romatizma teşhisimle başladı. 29 yaşındayım şu an. şu mitral yetmezlik yüzünden lisede her ay penisilin/deposilin vurulmuştum. şu sıralar astım beni öldürmeye ant içti. pcos yüzünden regl olamıyorum bazı aylar ve ilaçla ancak olabiliyorum. falan filan. yani tabii beterinden korunalım buna da şükür. sadece sinir bozuyor arada :')
+3
art cat chocolate
(22 saat)
2022'de insomnia olmuştum. doktorlar, ilaçlar, psikoterapiler işe yaramadı. ancak bu sene başında kendim çözdüm.
0
gabe h coud
(22 saat)
hipertriodi, ilaç tedavisini bıraktık sonra tekrar nüksetti tekrar ilaç tedavisine başladık ama düzeleceğini sanmıyorum. atom tedavisi kesin çözüm olacak da doktor erteliyor, ilacı tekrar deneyelim diyor. diyemiyorum ki stressiz bir yaşama geçersek belki düzelir.

geçmiş olsun.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(22 saat)
Yüksek tansiyonum var, küçüğü 8 yerine bende 10 standart, dikkat etmeye çalışıyorum, hayatımdan tuzlu şeyleri çıkardım, turşu zeytin cips aynı şekilde şekerli şeylerle kan şekerimi de dalgalandırmamaya çalışıyorum
0
grimavi
(22 saat)
migren teşhisim 2001 yılında konuldu. o gün bugündür hayat kalitemi bazı dönemler çok ama çok ciddi şekilde düşürüyor. istediğim kadar önleyici şeyler yapayım, hava durumundan dahi tetiklenebildiği için o veya bu nedenle atak geçiriyorum. ben gündelik yaşam pratiklerimden kopmamak için direniyorum ama mesela yaş aldıkça bu direncim ve dayanıklılığım düşüşe geçti, psikolojik ve fiziksel olarak eskisine göre daha hızlı/fazla çöküyorum atak geldiyse. hele auralı bir atak geçiriyorsam kafadan 10 günümü kilitliyor. amerikada yapılan araştırmalar işsizlik oranının migren hastalarında 3 katı daha fazla olduğunu gösteriyor. migren ilaçları devletin uyguladığı bu kur sabitlemeleri nedeniyle dönem dönem bulunamıyor, korkumdan evde, laptop çantamda, ofiste, arabada, her yerde relpax vb. stokluyorum. bir ara 1,5 yıl bulunamadı, o süreyi nasıl geçirdim hatırlamak dahi istemiyorum. bu ilaçları yazdırmak da maalesef oldukça meşakkatli, o nedenle reçetesiz alıyorum, bu da ciddi bir maddi külfet demek. ha bu ilaçların da ayrıca handikapları var, mesela dün holter takıldı çünkü bu ilaçlar çarpıntı, taşikardi vb. yapıyor. bulantı, kısmi görme ve işitme kaybı vb. başka ilave sorunlarda yaşıyorum ataklar esnasında.

başka ufak tefek kronik sorunlarım da var ama hiç biri migren gibi majör bir sorun değil.
0
Phoebe
(22 saat)
had safhada kedi, polen, toz alerjisi. çiftçi bir ailenin evladı olarak yuvadan uçmadan önce ilkbahar ve yazları bağda geçirmek çok zordu. astıma dönmeye de başladı. hayat kalitesini bir hayli düşürüyor. yeni nesil antihistaminiklerle idare ediyorum ama ciddi alerjene maruz kaldığımda fayda etmiyor.

şeytanla falan anlaşma yapma fırsatım olsa ömrümden 2-3 yılımı verip bu sinir bozucu durumdan kurtulmak isterdim galiba. acizlik ve kısıtlanmışlık hissi çok can sıkıcı.
0
lüzumsuz adam
(21 saat)
Bende senin gibi pcos'tan muzdaribim. Ayrıca şeker hastasıyım ve aileden gelen mide problemlerinden dolayı çok ufak yaşlardan beri ülserim var. Arada ülser atağı yaşıyorum 2 ay suya hasret yaşıyorum resmen.
Başta sen olmak üzere burada hastalıklarını paylaşan tüm duyuru arkadaşlarına geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.
0
mermaidd
(21 saat)
herkese çok geçmiş olsunnn... daha kötülerini görmeyiz umarım
+2
🌸art cat chocolate
(21 saat)
skolyoz, kifoz. skolyozu gören doktor ameliyat gerekebilir diyor, profesörüne gidiyorum ameliyata gerek yok diyor. skolyozdan dolayı kalça ve omuzlarda yamukluk var, sağdaki ve soldaki aynı seviyede değil.

en alttaki bel omuru (l5) ile kuyruk sokumu (s1) doğuştan birbirine kaynakmış. (sakralizasyon)

sinüste osteom ve retansiyon kisti de varmış yeni öğrendim.

boyun ve bel fıtığı da varmış. bir ay önce kadar gece uyuyamaz durumdaydım. şimdi fizik tedavi ve egzersiz ile daha iyiyim.
0
inheritance
(21 saat)
Von Willebrand hastalığı ve faktör 8 eksikliği, sonucunda da kolay kolay durmayan kanamalar ve demir eksikliği. Ben de 29 yaşındayım ve yaşlandıkça çıkmasını beklediğim başka genetik rahatsızlıklar da var.
0
gnosis
(18 saat)
sol bacakta siyatik, 10 senedir cekiyorum. spor yaptirmiyor, surekli rahatsiz ediyor.
norolojik sikintilarda tip caresiz neredeyse, ilac deniyorlar uzerinde sadece.
6-7 defa MR cekildi, nerde sinir sikismasi var hala bulamadilar.
0
cooperr
(14 saat)
Gastrit ve böbrek taşı, geçen yıl 12mm taş yüzünden ameliyat oldum hatta.
0
devorgilla the gunslinger
(14 saat)
Anksiyete, miyopi ve demir eksikliğim var ama artık bunları hastalık olarak görmüyorum.

Otoimmün bir rahatsızlığım var 3 sene önce teşhis kondu, bunun yanında hormonlarımın düzgün salgılanmamasından ötürü 25 yaşından beri osteoporoz tedavisi görüyorum.

Listeme başka hastalık eklenmemesini diliyor ve umut ediyorum :)
0
truf
(14 saat)
6 yıldır MS hastasıyım. Allah kimseye vermesin.. bazen MS olacağıma ölseydim daha iyiydi diye düşünüyorum. Anlatılmaz yaşanır bir hastalık.
+1
suicides underground
(13 saat)
(3)

Mahşerin atlıları...

gnosis
Şunları son zamanda biz de konuşur olduk: doğum oranlarının azalması ve yaşlanan nüfus. Bunlarla paralel olarak orta yaş ve üzeri boşanma oranlarında da artış olduğunu biliyor muydunuz? Japonya hakkında bir yazıda gördüm, benim etrafımda da böyle çiftler var. Yıllarını birlikte geçirmiş, çocukları b
Şunları son zamanda biz de konuşur olduk: doğum oranlarının azalması ve yaşlanan nüfus. Bunlarla paralel olarak orta yaş ve üzeri boşanma oranlarında da artış olduğunu biliyor muydunuz? Japonya hakkında bir yazıda gördüm, benim etrafımda da böyle çiftler var. Yıllarını birlikte geçirmiş, çocukları büyümüş, evlenmiş, evden ayrılmış insanlar neden boşanıyor?
-1
gnosis
(22 saat)
"Yıllarını birlikte geçirmiş, çocukları büyümüş, evlenmiş, evden ayrılmış insanlar neden boşanıyor?"

Çünkü insanlar bu işlevsiz evliliğe çocuklar yüzünden katlanıyor, sonrasında imkan varsa, çocuklardan da destek görürlerse boşanıyorlar, çünkü evlilik bir yandan işlevsizken bile boşanmak bizim anne babalarımızın kuşağı için bir tabu
+6
grimavi
(22 saat)
grimavi'ye ek olarak, bircok insanin hem cocuk büyütüp hem tek maasla ev gecindirebilecek durumu olmuyor.
sadece cocuklarin iyiligi icin degil, ekonomik sartlardan ötürü de katlaniyorlar.
ne zaman cocuklari kendi paralarini kazaniyor, hatta belki aileye maddi destek olabiliyor, ebeveynler kendi istedikleri hayati yasayabilmeye basliyorlar. aci ama gercek.
+6
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(21 saat)
değişime tanıklık ediyoruz. toplum, aile kavramına yüklenmiş kutsallık terk ediliyor. birey güçleniyor, kadın güçleniyor. ebeveynlerinin mutsuzluğuna tanıklık eden çocuklar büyüyor. değişim araçlarının çoğunluğuna sahip olan kitle daraldı, ekonomi öngörülemez, idare edilemez bir hal almaya başladı. göç arttı. seçenekler arttı. 90+ doğumlulular bir şeyleri kaçırıyorum hissiyle apar topar kendi hayatını yaşamak istiyor. hayatta kalırsak 30-40 yıl sonra öncekilerden çok başka yaşlılar olacağız.
0
lüzumsuz adam
(20 saat)
(14)

Mutfakta çalışırken düzenli misiniz, yoksa dağınık mı olursunuz?

Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
Yemek yaparken kullandığınız malzemeleri anında yerine koyar mısınız, yoksa tezgâhın üzerinde bırakıp işiniz bitince mi toplarsınız?
Yemek yaparken kullandığınız malzemeleri anında yerine koyar mısınız, yoksa tezgâhın üzerinde bırakıp işiniz bitince mi toplarsınız?
-2
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(22 saat)
Sonra toplarım çünkü yemekle uğraşırken ellere bir şeyler bulaşıyor, en basiti ıslak oluyor, bu ellerle un kavanozunu tutup yerine kaldırsam ona da bulaşıyor, en son her şeyi temizler siler toplarım
+3
grimavi
(22 saat)
Dağınık.
Bir çeşit yemek yapsam mutfak savaş alanına dönüyor. Yemek yapma işi bitince mutlaka toparlar, temizlerim bırakmam öyle. Artık yaparken aynı zamanda toparlamaya çalışıyorum ama.
0
rock n roll
(22 saat)
toplayarak çalışırım. dağınık çalışılmasından da nefret ederim. lavaboya kirli bulaşık vs biriktirilmesinden hiç hoşlanmam. yani bir şeyi lavabonun içine koymaktansa onu gerekliyse sudan geçirip bulaşık makinesine koymak zaman açısından neredeyse farksız. travmalarım tetikleniyor şu an.
+2
elorelia
(22 saat)
düzenli. bulaşık makinesi boş olur. kullandığımı sudan geçirip koyarım.
tezgahım geniş. rahat rahat çalışırım. çok keyiflidir düzenli mutfakta yemek yapmak.
+2
gabe h coud
(22 saat)
Yemek yerken bile, arada boşalan tabak olursa, onu sudan geçirip, bulaşık makinesine koyup yemeğime öyle devam ederim. O derece.
Eviyede herhangi bir an, bulaşık tabak görürsem o evde yemek yemem (OKB)
+1
Mirket
(22 saat)
rahat ve hızlı çalışabilmek için eş zamanlı toparlarım ama içinde bulunulan ruh hali bazen bu ritmi bozabiliyor :v
+1
lüzumsuz adam
(21 saat)
Bulaşık makinem yok o nedenle kirli bulaşıkları günün sonuna kadar lavaboda biriktirip toplu yıkarım ama onun dışında yemek yaparken yaparken bir yandan toparlarım.
0
peki madem
(21 saat)
ben yemek yaparken mutfağım savaş alanına döner. yemek pişerken toplarım.
+1
art cat chocolate
(21 saat)
Toplaya toplaya çalışırım, dağınık mutfakta çalışamam hatta.
+1
muhayyer divan
(20 saat)
Bu konudaki uygulama farklılığımızdan dolayı eşimle sıkça tartışırız. Ben toplu olmayı severim, dağınık ortamda çalışmam, yemeğe birşey koymuşsam ondan geriye hiçbirşey kalmamalı tezgahta, sonra sırası ile giderim ki hiç biriken birşey olmaz geride. Ancak eşim önce yemekleri yapar çok hızlı ama arkası savaş alanı gibi kalır, sonra toplamaya da enerjisi kalmayınca mutfak berbat. Ama o da bana diyor ki sen hazırlayana kadar açlıktan ölürüz. Bilemedim...
+3
va
(19 saat)
Toplu çalışırım. Bulaşık makinem yok o yüzden işi biten şeyi yıkayıp kaldırırım, dolaba koyarım hemen.
+1
black holes in the sky
(19 saat)
Dağınık çalışırım, çok fazla şey kullanıp bir sürü bulaşık çıkarırım. İşim tamamen bittikten sonra toparlarım.
+1
mutekebbir
(18 saat)
Düzenliyimdir. Labdan alışkanlık belki.
+1
truf
(14 saat)
Truf +1
Bunu hiç düşünmemiştim ama ben de çok uzun süre labda ve ilaç sektöründe (aşırı steril) çalıştığım için baya temiz düzenli çalışıyorum,
+2
a perfect lie
(13 saat)
(10)

yasam sevincimi kaybettim gibi bir sey oldu ama bakmam gereken cocuk var

warrior princess
boyle haftalik yemegimi yapip buzluga atardim sonra rahat ederdim falan son bir kac aydir ciddi manada evde yemek dogru durust pismiyor. bir kac kez sebze alip hic pisirmeyip atip yerine yenisini geldi sonra o da oyle oldu falan. su an sebzelik bos. cocuk var tabii. ya disaridan fast food soyluyorum
boyle haftalik yemegimi yapip buzluga atardim sonra rahat ederdim falan son bir kac aydir ciddi manada evde yemek dogru durust pismiyor. bir kac kez sebze alip hic pisirmeyip atip yerine yenisini geldi sonra o da oyle oldu falan. su an sebzelik bos. cocuk var tabii. ya disaridan fast food soyluyorum -ki fast food insani degiliz veya yapabilecegim en kolay seyle idare ediyorum. dun aksam sadece cocuk yesin diye kofte ve pilav yaptim oyle zor geldi ki. asiri bir yorgun ve yilgin hissediyorum. ise geliyorum, yarim gun burada destekle ayakta duran manken pozu. .eve gidince sanki bu boyle bir deri ve ben onu ustumden cikarinca yigilip kaliyorum. neyse buralara terapi lazim belli ama yemek konusuna cozum bulalim acilen. isin garibi yemek pisirecek birini ise alabilirim ama onunla konusmak ayarlamalari yapmak o kadar zor geliyor ki. ne diyordum yemek, cocuk yiyecek. bana bir yasama zevki asisi.
+1
warrior princess
(12.11.25)
açılın yemek sorusu, hocam köfte zaten zor bir yemek. basit bir köfteymiş onda bile yoruldum gibi yazmışsınız ya. bence köfte yapabilen tam hatundur.
neyse ne diyorduk. eve yardımcı almayın da mesela bir kadınla anlaşın, o kadar çoklar ki, eminim bulursunuz. becerisini de gösteren ikramlar sunsun size. bizim burda var sizde arayın bulursunuz gibi.

ona malzemeleri sizden lahana ve yaprak sardırın, birer pişirimlik dondurucya atın.

mesela bu hanıma yine ıspanak doğratın ve saklama kabına koyun. bozulmdan 1 hafta duruyor. ordan alın tavada yumuşatıp üzerine yumurta kırın.

mesela et yahut tavuk buduyla yapılan sebzeli haşlamalar dünyanın en kolay işi.

yine hazır köfteler satılıyor ramiz usta'nın, ben onunla pideli köfte dahi yapıyorum.

ve yine döner satılıyor sadece ısıtıyorsunuz. hepsi bu. hazır lavaşlar satılıyor onlarla yiyin ya da ekmek arası. oo dha neler var. bir çalışan hanım olarak yemek işini çözdüm maalesef pratik olmalıyız. biraz hazır ve dondurucudan gidiyoruz ama olsun. karnımız doyuyor ya.

buzluk köftesi de yaptırın. iç harcı ne seversiniz. size düşen sadece fırına sürmek ve yemek.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(12.11.25)
bi kan değerlerinize mi baktırsanız acaba?
+3
elorelia
(12.11.25)
stoklamak için humus, püre gibi eğlenceli ve pratik seçenekleri de düşünebilirsiniz; pancar, kereviz, pırasa, balkabağı vb de kullanarak. mevsim de müsait. haftada iki akşam 30 dk ayırarak 6-7 günlük sağlıklı mezeler, atıştırmalıklar çıkarılabilir.
+1
lüzumsuz adam
(12.11.25)
ay bu aralar ben de böyleyim. bundan 1 - 1,5 ay kadar önce iş yerinde yaşadığım olumsuzluklar sonucunda yaşama sevincim koşarak uzaklaştı. zaten benim yaşama sevincim koşarak uzaklaşmaya hemen hazır konumda bekler. neyse ben yemek işini saldım bir iki hafta boyunca dışardan yedik. hatta bir gün kalkıp kahvaltı bile hazırlayacak mecalim yoktu kahvaltıda pizza söyledim düşün artık. neyse sonra kendime tutunacak bir dal bulur gibi oldum 2 hafta pazar günleri dolabı yemekle doldurdum. hafta içi onları yedik. geçen hafta da eşim biriyle konuşurken beni sormuşlar, o da yemek falan yapıyor 1 hafta yiyoruz vs bişeyler demiş. biri de dalga geçmiş zehirlenirsiniz diye. o günden beri yaşama sevincim yine koşarak uzaklaştı ve o günden beri yine dışarda yiyoruz veya buzluk stoklarını tüketiyoruz. sonum iyi değil.

yani ya kendimi ikna edip birilerinin söylediklerini takmamayı deneyeceğim. ya da pskiyatriye gidip ilaç alacağım. başka türlü ne olacak bilmiyorum.

bence sizin sıkıntınız sadece yemekle ilgili değil genel bir bıkkınlık usanmışlık hali. eğer yapabiliyorsanız bir tatile çıkın önce. ve bu ruh halinden kurtulmak için terapi almaya başlayın veya psikiyatriye gidin. daha sonra yine mümkünse etrafınızdaki akraba anne, teyze gibi kişilerden yemek konusunda destek isteyin. mesela siz ona malzeme alırsınız o da yemek yaparken fazla yapar kavanoza koyar, siz geçerken alırsınız ya da pazar günü yapıp kavanoza koyar, siz hafta içi onları yersiniz. ya da komşunuz varsa komşunuzdan da yardım isyetebilirsiniz, ben çocuk bakmakta zorlanıyorum işte de yoruluyorum sana ücretini ödersem veya malzeme alırsam bana da fazladan yemek yapar mısın diye.

yine en kötü ihtimalle bir sıcak elin dediği gibi sarma, dolma, icli köfte yapıp satan instagram anneleri var onlardan topluca yaptırıp buzluğa atıp onları çıkarabilirsiniz.

kendim de bir şeyler yapayım derseniz yine bir sıcak elin dediği gibi donuk köfteler vs çok mantıklı, hazır mantı alıp haşlamak, hazır lahmacun bile var markette. bunları yapabilirsiniz.

ama ben olsam yaşama sevincimi geri kazanmak istiyosam basit tatlılar yapmakla başlarım. mesela evde süt irmik ve şeker varsa veya un. hemen bu akşam helva yaparak başlanılabilir. veya marketten petibörle dr ötker puding alıp bisküvili pasta yapabilirsin. tatlı yapmak ve yemek insana bi mutluluk verir.

bu yolda başarılar dilerim. kendine değer ver sen değerlisin ve emeğin değerli, hiçbir şey yapmasan da sevilmeye değersin illa yemek yapmana gerek yok.
+1
Sadece soruyorum
(12.11.25)
Turkiye'de olsak cok kolay olurdu. Iki hafta kadar is toplantisi icin oradaydik ve gitmeden hemen instagramdaki hesaplardan birinden siparis vermistim ve rahat ettik (yoksa babam yanliz oldugundan ben gidince ben yapiyorum herseyi). Dediginiz gibi marketlerde saglikli atistirmaliklar dahil yemek pisirmeyi gerektirmeyecek cok secenek var.

Ama burada oyle degil. Hersey sifirdan alinip hazirlanmali. Dunku koftede gecen ay falan guc bulup hazirlayip, dolaba attiklarimdan kalmisti, eski kendimi alnindan optum cok makbule gecti cunku :/
+1
🌸warrior princess
(12.11.25)
eve aşçı alabilecek sosyoekonomik durumda birinin anhedoni yaşamasını ben baya şımarıklık buluyorum. hani spesifik dert, tasa olsa apayrı da böyle ortada hiçbir şey yokken ayh bittimler beni geriyor. soru ne bu arada?
-3
kiyiya vuran dildolar
(12.11.25)
Bulunduğunuz yerin gümrük mevzuatı gönderilmesine müsaade ediyorsa, türkiye'den gelen varsa, ya da orada kargolayan türk marketi varsa mantı, tarhana gibi hemen hazırlanabilen gıdalardan eve stoklayın.

Orası neresiyse oranın kültüründe de muhtemelen vardır böyle çabuk hazırlanan yöresel seçenekler. Onları araştırıp alabilirsiniz.

Makarna, hazır çorba gibi şeyler varsa onlar da hemen hazırlanır. Biraz yağ biraz peynir, sosa bilengwreknkalmaz. Yahut hazır makarna sosları kullanırsınız varsa.

Et eğer temin edebiliyorsanız uyguna, güvenilir; parça et (stake türevleri bonfile, antrikot gibi) tavada yüksek ısıda hemen pişer.

Yeşil sebzeler uğraştırabilir ama patates, havuç gibileri hemen doğranıp haşlanabilir yahut yemeğe katılabilir.

Sipariş vereceğiniz fastfood dışı mutfaklar varsa dışarıdan da sipariş verebilirsiniz farklı şeyler. Değişiklik olur.

İsterseniz yemek pişirme olayını daha eğlenceli, albenili, ritüelimsi hale sokmayı deneyebilirsiniz. Hazırlarken yüksek sesle şarkı söylemek, pişmesini/ısınmasını beklerken dans etmek gibi... Yine hazırlarken sevdiğiniz şarkılar, sesli kitap gibi şeyler dinleyebilirsiniz.

İnternetten daha önce denemediğiniz, merak ettiğiniz tarifleri yapmaya çalışmak işe yarayabilir. Rutin mecburiyet gibi değil, macera/aktivite oluyor o zaman.

Kendinize hedef, ödül koyabilirsiniz. "Bu hafta 4 gün yemek yaparsam kendime şunu alacağım, belirlenen süre içinde yemek yaparsam bana helal olsun, vs." gibi. Hatta ilk hedefiniz bugün yahut yarın için güzel bir sofra hazırlayıp, bu duyuruya "evet, bugün yemek yaptım" gibi bir güncelleme girmek olabilir. Tebrik ederiz biz de o zaman, alkışlarız...

Motivasyonunuz neredeyse sıfıra inmiş. Sizi çok iyi anlıyorum. Bazen dolaptaki yemeği ısıtmaktan, saklama kabının kapağını açmaktan aciz olduğum, günlerce dürüm sipariş ettiğim oluyor. Küçük de olsa motive edecek şeyler lazım. Bu da geçecek, pes etmeyin. Allah yardımcınız olsun.
+1
yadigar
(12.11.25)
@kiyiya vuran dildolar

Anhedoni varsa bile bu bende ogrenci ve bes parasizken de vardi, hayati her zaman gereksiz buldum zaten. ayrica Turkiye'de degilim, bulundugum yerde ortalama bir yasam suruyorum ama kultur bu, ev icinde birden fazla yardimci calistirmak cok yaygin ve kolay. ben buna direnenlerdenim cunku haksizlik etmek istemem. su an bir calisanim var, onun yaptiklarina da minnetarim ama gelmisim 44 yasina, isimi onemseyerek calisiyorum, bunu ve daha fazlasini karsilayabilecek olmaktan utanacak degilim.
+2
🌸warrior princess
(12.11.25)
sabah kahvaltisinda
yumurtayi eksik etmeyin,
uykunuzu iyi alın,

-nohut,fasulye,asurelik buğday haşla,buzluga at,

+nohut+asurelik bugday+yogurt ile guzel bir yemek olur,

+nohut+salca+sogan ile guzel bir yemek olur,

-fasulye-pismis yumurta-sogan-zeytin yag ile iyi bir yemek olur,
0
designer
(12.11.25)
kan değerlerinize baktırıp psikiyatriye muayene olsanız iyi olur bence depresyon gibi görünüyor dışardan. ayrıca kendinize yüklenmeyin çocuğun karnı doyuyor mu doyuyor, o hissiyata rağmen doyuruyorsunuz, bi şikayeti de yoktur bence fast food yediği için gayet mutludur. böyle dönemler olabilir bazen, kendinizi iyi hissettiğinizde telafi edersiniz, tepesine dikilirsiniz o sebzeler yenecek diye :) yemekle ilgili önerilerden ben de yararlanacağım, ben de kendini bu konuda çok yetersiz hisseden bi ebeveynim, herkese çok teşekkürler
0
mezzosprite
(13.11.25)
(13)

Tefecilik neden kötü?

michael_knight
Neden yasal olmadığını anlıyorum, devletten alınmış bankacılık lisansı, vergileri vs. yok. Ama halk tarafından neden nefret ediliyor?Elbette kredi çekemeyen riskli kişiye daha yüksek faizle borç verilecek ve o para geri ödenmezse elinden gelen yasal ve yasadışı her yolu kullanacak tefeci. Ama borcu
Neden yasal olmadığını anlıyorum, devletten alınmış bankacılık lisansı, vergileri vs. yok.
Ama halk tarafından neden nefret ediliyor?

Elbette kredi çekemeyen riskli kişiye daha yüksek faizle borç verilecek ve o para geri ödenmezse elinden gelen yasal ve yasadışı her yolu kullanacak tefeci. Ama borcu alan kişi bunu bilerek alıyor zaten.
Zor durumda, çaresiz kalmış ama geri ödeyebileceğine inanan bir insana böyle bir fırsat sağlayan tefecilere daha iyi gözle bakmak gerekmez miydi?
-3
michael_knight
(12.11.25)
www.youtube.com
Edit: Cevabım beğenilmemiş yahut anlaşılmamış. Linkini verdiğim şiir hakkında:
aya.org.tr
0
yadigar
(12.11.25)
bankalar da dediğin gibi yasal tefeci. biraz geçmişten kalan bir alışkanlık galiba, tefeci ile münasebetin sonu tebligatla değil de morgla bitebildiği için. günümüzde geçmişe oranla bir iyileşme vardır herhalde bir nebze de olsa. gerçi banka borcundan kendisini asanlar da çok. distopyanın dibine dibine vuruyoruz.
+1
lüzumsuz adam
(12.11.25)
Tefecilik dediğimiz şey geri ödememe riski çok yüksek olan bireylere çok çok yüksek faizle borç vermek. Geri ödememe riskinin çok yüksek olması demek kişinin düzenli bir geliri yok, mevcut borç stoğu çok yüksek ve toplam mal varlığı borcunu ödeyebilecek kapasitede değil demek. Eğer tefeci bu riski sadece yüksek faiz karşılığında alsaydı bu yasal olabilirdi, zaten bunun yasal örnekleri belli ölçülerde çeşitli ülkelerde "Pay day loan" vb. isimler altında var, buna "Predatory Lending" deniyor. Bunlarda genelde tutar görece çok düşük ve faiz çok yüksek.

Ancak tefecinin çok yüksek riskle birine para vermesinin arkasında kaba kuvvetle alacağını tahsil edeceği varsayımı var. Eh faiz oranlarından ve riskten bağımsız bu tabi ki yasal değil. Yani siz mal sattığınız ama sonrasında senedinin vadesi geldiğinde ödemesini yapmayan esnafa çek senet mafyasını tahsilat için yollarsanız bu da yasal değil. Banka da alacağına istinaden aynısını yapsa illegal olurdu.

Diğer yandan sosyal devletin vatandaşlarını bu tür durumlara karşı ticaret serbestisini de zedelemeden koruma görevi var. O yüzden bazı ülkelerde yukarda örneğini verdiğim "Pay day loan" servisleri ya yasak ya da maksimum bir faiz oranıyla regüle ediliyor. Zira 500 lira parayı %250 faizle alacak adamın daha derin finansal sorunları vardır, o finansal sorunlar da 500 lirayla çözülmez, olsa olsa o 500 liralık borç ve üstündeki faiz adamın üzerine bir kürek daha toprak atar.
+5
salihdt
(12.11.25)
nasıl yasal değil? bankalar, leasing adındaki firmalar, yatırım ayağı altında bu işleri yapan herkes tefeci. buna türk tarihindeki geçmişine bakara karar vermek lazım. Anadolu'da toprak ağaları zorda kalanlara borç verip karşılığında adamın karısına kızına el koymuş. Daha sonra bu işler ccumhuriyet döneminde banker, mafya vb. zenginlere kalmış. Mesela anadoluda çoğu kuyumcu bu tarz tefeciliği halen yapar. parayı sana verip 2 katını almaya zorlayan bir tefeci ve sistemi neden sevilsin. bu işler hep yasal yapılmamış ki.
0
mikahakkinen
(12.11.25)
Kanka insanları istismar eden her kurum kuruluş kötüdür ve sevilmez ama mesela banka da seni istismar ediyor ama bankanın sana yapacakları belirli yasal sınırlar içinde kalıyor ama tefeci dediğin adam sen borcunu ödemeyince mesela senin karını kızını evden aldırıp tecavüz etmekle tehdit ediyor, yani cezai müeyyidesinin sınırı yok, bu da hem yasal hem de insani olarak etik değil, bunları bilerek borç almak da bunları meşrulaştırıp sevilmesine bir neden olmuyor.
+4
kizil karga
(12.11.25)
Mesele 3 alıp 5 vermek değil, paran yokken sana, ailene zarar vermekle tehdit eden paran varken neden yapmasın? Borcunu tamamen ödediğinde, hayır daha bitmedi derse kime gideceksin?
+1
duyuruuser
(12.11.25)
şöyle tahmin ediyorum, bankadan kredi çektin ödemedin ne yapar? icra uygular, evine hacze gelir ama icra iflas kanununn öngördüğü sınırlar içinde hareket eder, örneğin lüzumlu eşya dediğimiz ev eşyalarını haczedemez. senin mülkiyetindeki evini satışa çıkarsa bile yine bunu senin yasal hakların kapsamında yapar, örneğin evin değeri bağımsız bilirkişiler tarafından belirlenir, senin mahkemede itiraz hakkın bulunur vs.

ama mahallenin tefecisi senin zor durumundan faydalanarak sana çok yüksek faizle para verir ve geri alırken yasa masa yoktur. direkt canınla ailenle tehdit ederek geri alır. burada sen evet kendin baştan kabul ederek alıyor olabilirsin ama normal bir ruh halinde değilsin o anda. acil paraya ihtiyacın var çocuğun ameliyat olacak mesela. bu ruh haliyle hareket eden biri tefeciden borç aldığında "e baştan kabul ettin kardeşim" demek o kişi için haksızlık.

kanunlar yapılırken de güçlü ve güçsüz konumda olan tarafların eşitliği gözetilerek yapılır. örneğin tüketicinin korunmasına dair kanun çıkarılırken tüketicinin satıcıya göre daha güçsüz konumda olduğu bilindiği için ona bazı avantajlar sağlanır, mesela kanunda der ki tüketici hakem heyetine başvururken tüketici ücret ödemez veya dava açtığında kaybetse bile harçlardan sorumlu olmaz. ama satıcının açtığı davalarda öyle değil satıcı tüm harçlardan sorumlu olur. çünkü devlet güçsüz konumda olanın haklarını gözetmek eşitliği sağlamakla yükümlüdür.

kira işlerinde de şu örneği verebilirim, tahliye taahhütnamesi diye bi şey var mesela. kanun diyor ki kiralayan adam zaten sıkıntılı bi durumda, zar zor bütçesine uygun bir ev bulmuş, sen o anda adama ne imzalatırsan imzalat o kabul edecek çünkü en temel ihtiyacımız olan barınma ihtiyacını karşılamak için uğraşıyor. sen bu adama kira sözleşmesiyle aynı tarihte tahliye taahhütnamesi düzenleyip imzalatamazsın.

tefeciden para alan adam da o an kimbilir hangi ihtiyacını karşılamak için para arıyor, sen bu adamın zor durumundan faydalanıyorsun, adam 1000 tl alsa gelecek ay 5000 geri vereceksin diyorsun, adam belki çocuğuna ilaç alacak seninle pazarlık yapma şansı yok ki ne desen tamam diyor. bu nedenle bence iyi gözle bakılmıyor.
+5
Sadece soruyorum
(12.11.25)
Besim Tibuk'un da böyle bir açıklaması vardı. Tefeciler sayesinde ticaret dönüyor diye.

Bizim insanımızda, yaptığının sonuçlarına katlanma gibi bir durum olmadığı için tefeciler kötü olmuş.

Şimdi şöyle bir yöntemi var. 1000 tl istiyorsun diyor ki bunun aylık faizi 100 tl. Sen bu adama ay ay 100 veriyorsun. Tüm parayı verene kadar aylık 100'ü ödemek zorundasın. Anlaşma böyle. 10 ay geçiyor, sen 1000 tl ödemiş oluyorsun. Diyorsun ki borcum bitti. İnsafsız adam 1000 verdik daha benden 1000 daha mı istiyorsun diyorsun. Ama 10.ayda borcunu kapatmaya söz verdiysen 10.ayda ödeyeceğin para 2000 tl. Öyle anlaşmıştınız. 1000'i ödeyince borcum bitti sanıyorsun.
0
nickini vermek istemeyen uye
(12.11.25)
tefeciler iyidir hocam cek %200 faizli bir kredi.
0
koela
(12.11.25)
çok ilginç bir yaklaşm valla. tefecilere imkan sunduğu için iyi gözle bakmak ha?

tefeci başkasının çaresizliğinden yararlanarak 1-2 birim kazanabileceği bir işten 5-6 birim kazanmaya çalışan birisi. sana tam olarak nerede özverili davranıyormuş gibi geldi?
+1
kiyiya vuran dildolar
(12.11.25)
@kiyiya vuran,
Ailesinden, arkadaşlarından, iş yaptıklarından, bankacılık sisteminden hiçbir yerden borç para bulamayan insana borç para bulma imkanı sağlıyor.

Ama ekmek almak için gibi düşünme bu parayı.
Çok uyduruk bir örnek veriyorum ama diyelim ki börekçi dükkanın var ve iflas etmek üzeresin ama diyorsun ki dükkana bir kahve makinesi alsam gidişatı değiştirebilirim fakat yüz bin liralık kahve makinesini almak için para lazım ve işler kötü gittiği için hiçbir yerden bulamıyorsun.

Tefeci seçeneği olmasa iflas edeceğin kesin ama belki de kahve makinesini bu sayede alıp dükkanı kâra geçirebiliyorsun.

Tüm çözümleri tüketen kişiye bir çözüm daha yaratıyor tefeci.
-1
🌸michael_knight
(12.11.25)
olm yaratıyo da kara kaşının, kara gözünün hayrına mı yaratıyor sanki?
+1
kiyiya vuran dildolar
(12.11.25)
Hocam, o mantıkla haksızlık ettiğimiz meslekler:
Eskortluk: Aslında cinsel ihtiyaçları olanlara imkan sağlıyor.
Sahte içki satıcıları: Vergilerden beli kırılan içicilere ycuz alternatif sunuyor.
Torbacılık: Madde kullanan insanların işini görüyor.
Çek Senet Mafyası: Alacağını tahsil edemeyen mağdurlara yardımcı oluyor, sevap işliyorlar.
Konsomatrislik: Eşlerinden şefkat göremeyen mutsuz erkeklere bir kucak, adeta bir psikolog oluyorlar.
Dolandırıcılık: Doğal seçilime katkıda bulunuyor, uzun vadede insanların ders alıp gözünün açılmasına yardım ediyorlar.
Kiralık katillik: Kişinin kendisinin gücünün, cesaretinin veya uzmanlığının yetmemesi durumunda elini kana bulamadan düşmanını yok etmesine yardımcı oluyorlar.

Şimdi şu bir gerçek: Yukarıda saydığım meslekler gerçekten de var. Ve talep olmasa olmazlar. Yani iş görüyorlar ki, halen mevcutlar.

Ama iş görmesi bir meslek grubunu namuslu yapmaz, temize çıkarmaz.

Tefecilik de gözümde en aşağılık meslek gruplarından biridir. Çünkü insanın en çaresiz ve zor durumundan istifade ederler. Paralarını bu şekil kazanırlar.

Hayatımdan gereksiz bir ayrıntı ekleyeyim:

Fi tarihinde işten yeni ayrılmışım. Bir arkadaşım vesilesiyle bana yeni kurulacak ortadoğu sermayeli bir ödeme/cüzdan uygulamasının tüm teknik altyapısını kurup yönetmem teklif edildi. Ekipman, yazılımcılar, kullanılacak teknolojiler vs. hepsini ben seçip belirleyeceğim. Sınırsız yetki, kaynak ve çok sağlam bir maaş ile. Benim için adeta rüya gibi bir teklifti. Balıklama atladım. Adamlarla görüşmeden önce hali hazırda "varlık yönetimi şirketleri" olduğunu öğrendim. Bu tür şirketler, banka, telekom gibi firmalardan alacaklarını satın alıp, borçluların üstüne kabus gibi çöküp, bundan para kazanan firmalar. Sadece ama sadece o sebeple teklifi tereddütsüz reddettim. Boğazımdan geçecek bir lokmanın başka insanların âhı olacak olması gerçeğini midem kaldırmadı.

Tefecilik dünyanın en aşağılık mesleklerinden.

Ekleme:
Bir de "tüm çözümleri tüketen kişi" zaten çaresizlikten illegal ve kötü çözümlere teveccüh eder genelde. Zaten bundan da bir sonraki "çözüm" genelde intihar oluyor. Zaten makbul şeyler "son çare" olarak denenmez.
+1
yadigar
(13.11.25)
(15)

İstanbul'u yürüyorum, ciddi ciddi

silverleaf
Duyuru sakinleri, her sene günlük adım ortalamamı en az 10 bin adım yapmaya çalışırken bu sene kafayı kırarak bunu en az 15 bin adıma çekmeye çalışıyorum. Bunun için de İstanbul'u yürüyorum sokak sokak, semt semt. Şu an tek endişem bunun bir sağlık problemine yol açıp açmayacağı? Kadınlarda orta yaş
Duyuru sakinleri, her sene günlük adım ortalamamı en az 10 bin adım yapmaya çalışırken bu sene kafayı kırarak bunu en az 15 bin adıma çekmeye çalışıyorum. Bunun için de İstanbul'u yürüyorum sokak sokak, semt semt. Şu an tek endişem bunun bir sağlık problemine yol açıp açmayacağı? Kadınlarda orta yaşlarda osteoporoz oluşturduğuna dair bir şeyler okudum ama emin değilim. Annem dizlerine zarar veriyorsun diyor. Bunlar geçerli şeyler midir? Yürümekten zarar gören oldu mu hiç?
0
silverleaf
(11.11.25)
Yürümek kemik sağlığı için faydalı. Direnç egzersizi kabul ediliyor yanlış hatırlamıyorsam.
Osteoporoz yaşla değil, menopozda estradiolün düşmesi ile ilgili.
Günde 7.500 civarı adım atmak öneriliyor. Fazlasının zararı olur mu, bilmiyorum maalesef.
+1
auroraaurora
(11.11.25)
Amaç önemli. Amaç ne? Kilo vermek mi? Çok sağlıklı olduğunu düşünmüyorum açıkçası. Eklemler zorlanır.
-1
arbre
(11.11.25)
15 bin adımın zarar vereceğini sanmıyorum. altı ustu 10 km falan yapar. kaç yaşında insanlar yarı maraton vs. koşuyorlar. iyi bir ayakkabı ile yuruyorsanız bir şey olmaz gibi geldi bana. aksine faydalı olur.
+1
fyodor fyodorovic
(11.11.25)
kilolu olduğu için yürümek yasak demişler komşuma, 10 dakika yürüyor günlük ve evin işine dahi üşeniyor. bu kadın nasıl güçlenecek.
+1
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(11.11.25)
@arbre Amaç kilo vermek değil, çok kilolu bir insan değilim. Hareket halinde olmaktan ve yeni bir şeyler keşfetmekten genel olarak çok mutlu oluyorum, amaç da bu aslında.
+1
🌸silverleaf
(11.11.25)
Burada sanırım Kaleci söylemişti böyle bir duyuruda, genel sağlık için 6000-7000 arası adım ideal, üstüne çıkmak sağlığa ekstra bir katkı vermiyor, 10 bin adım olayı da Japonların bi reklam senaryosu ile ortaya çıkmış bir şey bilimsel bir geçerliliği yok.
0
kizil karga
(11.11.25)
70 yaşında anam geçen italyaya gitti, günlük ortalama yürüdüğü adım 20-25 bin adım.
sana ban bişey olmaz.
yürü
0
erty_ksk
(11.11.25)
Mutlu oluyorsan yürü tabii.
Ama iyi bir yürüyüş ayakkabın, ayakkabıyla uyumlu ve ter emen çorapların olsun. Kıyafet seçimin de teri dışarı atan cinsten ve mevsim şartlarına uygun olmalı.
Bir akıllı saat veya bilekliğin yoksa edinsen, nabzını 90'larda tutsan ama aralarda ikişer üçer dakikalık nabız atakları yapacak şekilde koşsan, hatta interval çalışma neymiş, nasıl yapılırmış diye birkaç bişeyler okusan ve uygulasan, dönüşte yorgunluk durumuna göre 5-20 dakika arası bir streching mobility çalışması yapsan, bunun için de youtube'dan istifade etsen, inan tadından yenmezdi.
Ancak bu merak, ev, iş, okul, medeni hal değişimi, çoluk çocuğa karışma vs nedenle bir gün geçtiğinde, aldığın kaloriyi antrenman kalorisi miktarında paldır küldür azaltmadığın taktirde, bu durumun sana göbüş olarak, basen olarak karkısı olacağını da bilmelisin.
0
Mirket
(11.11.25)
Ayakkabın iyiyse bir şey olmaz.
0
ketcapli dondurma
(11.11.25)
Çok iyi yapıyorsun, devam et böyle, ben bunu Avrupa'yı gezerken her zaman yaparım, günde 20 km yürürüm, İstanbul'da da eskiden yapardım ama İst'da artık yapınca sinir katsayım fırlıyor.
0
blue rebel motorcycle club
(12.11.25)
koşmak, ağır kaldırmak gibi şeyler eklemlere en fazla yük bindiren şeyler ama bunları bile yıllarca düzenli yaptığınızda olumsuz etkisi görülebiliyor o etki de kişiden kişiye değişiyor tabi. yürümek bunların yanında çok daha masum. günlük 15k adım da biraz abartı geldi. özel bir amacınız yoksa sırf 15k'ya ulaşmak için kendinizi çok zorlamayın derim ben ama zorlanmadan yürüyorum diyorsanız sorun olmaz. sadece vücudunuzu dinlemeyi ihmal etmeyin.
+1
semaforo de medianoche
(12.11.25)
3 yıllık mesafe ortalamam 6.3 km günlük. dizlerim, bacaklarım cillop gibi. devam bence.

ama arada dinlenme yapmak şart.
0
lüzumsuz adam
(12.11.25)
yürüyüş diyince aklıma sören kierkegaard gelir . sözlüğe geçen senelerde eklediğim bir alıntısını iletiyorum

(git:eksisozluk.com)
0
devilone
(12.11.25)
hiç bir mahsuru olmaz.
ayağınızda iyi bir spor ayakkabı olsun yeter.

dize zarar verir durumu bayırlardan kaynaklı. istanbul'da çok yokuş var. özellikle yokuşlardan inerken dize ekstra güç uygulanıyor. bir de sert zeminde koşmanın dize zararı var, o yüzden parklardaki koşu yerleri yumuşak zemin oluyor.

10bin adım muhabbeti zamanında adım sayar satmak için atılmış.
şimdi 8bin adım yeterli diyorlar mesela.
ama siz onbeş adım'la mutlu oluyorsanız öyle yapın. yokuş ve koşmak konusu dışında yürümenin zararı olmaz ama şahsi fikrim her gün illa yapıcam diye kasmamak, arada bir aksadığı olur muhakkak. aksadı diye ritminizi bozmayın, aradaki boşluklarla beraber güzel bir rutin.

bir de sık sık şu ve benzeri videoları görüyorum.
ilginizi çeker belki
www.youtube.com

yürümenin yararları > yürümenin potansiyel zararları
0
biseysorcaktim
(12.11.25)
Bunu sorabileceğiniz en doğru insanlardan biri sözlükteki oric.
0
cosmicstring
(12.11.25)
(12)

Son zamanlardaki favori üçlünüz

sekizdokuzon
Benimki; şarap, cips, Sopranos.Taşındığım yeni evde televizyon var, aşırı mutluyum.Sizin favori trioları alalim. Teşekkürler.
Benimki; şarap, cips, Sopranos.

Taşındığım yeni evde televizyon var, aşırı mutluyum.

Sizin favori trioları alalim.

Teşekkürler.
-1
sekizdokuzon
(10.11.25)
Bill evans, thelonious monk, chet baker
Bütün kışı sadece üçünü dinleyerek geçirebilirim
0
grimavi
(10.11.25)
duyuru, duyuru, duyuru. kurtulamadım şu bok çukurundan.
+1
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(10.11.25)
Bir süredir azalttigim müzik dinleme rutinimi son üç gündür tekrar canlandırdım.
Şu an çok keyifli ve karışık şeyler çalıyor, tertemiz ses, bir yandan da arkadaşımla WhatsApp sohbeti.
Müzik goygoy duyuru diyeyim bari
(hayır alkol yok)
0
kisa
(10.11.25)
defter, kalem, müzik

çizmeyi çok özlemişim.
0
lüzumsuz adam
(10.11.25)
fuse tea mango, ruffles, kedi.

(kediyi yemiyorum merak etmeyin)
+1
false pretension
(10.11.25)
golden elma
yapay zeka ürünü psychedelic rock türküler
tuzsuz fıstık ile sade soda kombinasyonu.
0
lazpalle
(10.11.25)
İskender/et döner/ patates kızartması / kola
bira/füme et/rus salatası
şarap / çikolata / ezine peyniri
0
tabudeviren
(10.11.25)
çekirdek, kola, true crime.
0
deartheodosia
(10.11.25)
Xrv750
Cbr1100xx
Vw type3
0
mirty
(10.11.25)
Yazmak
İçmek
Gecenin dördünde amaçsızca yürümek.
0
rakicandir
(11.11.25)
Karabuğday patlağı, fıstık ezmesi, filtre kahve
0
sadakatsiz
(11.11.25)
şarap, seks, müzik
0
sweetoffice
(12.11.25)
(19)

Erkek parfümü önerisi

mermaidd
Özellikle kullanıp sevdiğiniz ve kalıcılığına güvendiğiniz parfümler neler? Duyuru kadınları sizde "ya şu koku erkeklere çok yakışıyor." dedikleriniz varsa önerebilirsiniz. Hediye almak için soruyorum, bütçe sınırım max 6-7k
Özellikle kullanıp sevdiğiniz ve kalıcılığına güvendiğiniz parfümler neler? Duyuru kadınları sizde "ya şu koku erkeklere çok yakışıyor." dedikleriniz varsa önerebilirsiniz. Hediye almak için soruyorum, bütçe sınırım max 6-7k
0
mermaidd
(09.11.25)
(bkz: acqua di gio)
0
chicha_v2
(09.11.25)
Edt pişmanlıktır onu söyleyeyim. Dior kullanıyorum ama kalıcı değil Edt aldığım için. Kalıcılık istiyorsanız kesinlikle Edp ya da Elixir olmalı.
-1
arbre
(09.11.25)
Givenchy Gentlemen Boisee Edp
0
Cesario
(09.11.25)
terre d'hermes ya da grey flanel
0
co2s2
(09.11.25)
@arbre haklısın, kendime alırken de kesinlikle edt parfüm tercih etmiyorum.
0
🌸mermaidd
(09.11.25)
Abi yanlış anlama ama parfüm seçerken kriterinin "kalıcı" olması çok anlamsız, yani sen kişisel olarak paçuli mi seversin ambroksan mı seversin vetiver mi seversin ozonik kokuları mı seversin bunlar önemli çünkü parfümün ana karakterini bunlar belirliyor; terre d'hermes vetiver kökenli ve kalıcı dior sauvage da ambroksan kaynaklı o da kalıcı ama birbiriyle alakası olmayan kokular, yani kalıcılıktan ziyade sen ne seviyorsun o önemli. Vetiver böyle kuru toprak gibi kokar paçuli ıslak toprak gibi kokar ambroksan tuhaf bir nota temiz bir ten kokusu gibi kokar ozanik kokular diğer içeriklere bağlı olarak deniz gibi de kokar yosun gibi de tutar, araştırmanı buna göre yapsan bence daha net yol alırsın.
+1
kizil karga
(09.11.25)
@kizil karga ben kadınım ve bi erkek arkadaşıma doğum günü için almak istiyorum parfümü yani kendim kullanmak için sormadım bu soruyu. Eğer öyle sormuş olsaydım dediğinde haklısın sevmiş olduğum notaları belirtmem gerekirdi.
Ayrıca kalıcı olmasını istemem bana anlamlı geliyor bazı parfümler var ki 1-2 saate uçup gidiyor.
0
🌸mermaidd
(09.11.25)
Arkadaşına seçiyorsan daha kötü, yani yine sen bilirsin ben tartışıyormış gibi olmayayım ama arkadaşının zevklerini bilmeden parfüm seçmek gerçekten büyük risk.
0
kizil karga
(09.11.25)
@kizil karga hayır neden tartışıyor gibi olalım. Daha önceden kendisine parfüm almıştım bu arada, çok parfümden anlayan biri değil genelde watsons gibi yerlerden alır. Aldığımı severek kullanmıştı. Şimdi yeniden almak istedim ama farklı bi parfüm olsun istedim ondan sordum. Önerilenleri sephora'da deneyip tarzına uyacağını düşündüğümü alacağım.
Bu arada sephora'dan hediye alırken yanına bi sample koyduruyorum. Deneyip, beğenmezse değiştirme şansı olsun diye.
0
🌸mermaidd
(09.11.25)
Cartier Declaration
0
lüzumsuz adam
(09.11.25)
O zaman ben sana genel beğeniye uygun kimsenin "lan bu neymiş" demeyeceği parfümlere yönelmeni öneririm, yani parfümlerle biraz zaman geçirmiş biri pek tercih etmeyebilir ama parfümden çok anlamıyorsa bleu de chanel, dior sauvage, stronger with you (bu zaten dünyanın en çok kullanılan erkek parfümü olabilir) versace eros, le male gibi parfümler herkes tarafından beğenilen çok uç özellikleri olmayan her mevsim kullanılabilen parfümlerdir.
0
kizil karga
(09.11.25)
Her koku herkese olmuyor, bunu hep söylüyorum parfüm duyurularında. Bir insanın görünüşü ve tarzıyla kokusu birbirini tutmalı. Kıyafet almaktan farksız aslında.

Örneğin minyon, yumuşak huylu güleç biri ağır baharatlı parfümle ortalıkta dolaşırsa olmaz, başka yerden üstüne bulaşmış gibi kokar.

Örneğin iri yarı, insan azmanı, sert mizaçlı birisi buram buram vanilya koksa uymaz. Birisi şaka yapmak için üstüne fısfıslamış gibi kokar.

Bence siz gidin arkadaşınızın görüntüsünü kafanızdan çıkarmadan testerları birer birer deneyin. Bu olur dediğinizi alın. En güzeli, en doğrusu bu.
0
akhenaten
(09.11.25)
Fragrantica'nin direkt listesi var bunun için;
www.fragrantica.com

Bu arada edt, edp vs bunlar kişinin tenine bağlı şeyler. Her edt kötüdür her edp iyidir oldukça basit bir yaklaşım. Buna bakarak parfüm almayin.

Neyse illa tek ama tek bir parfüm seçecek olsam Terre d'Hermès olurdu. Ama iyi ki tek parfüme kalmak zorunda değilim.
0
logisticsmanager
(09.11.25)
@akhenaten Haklısınız, buradakilerle birlikte benim de aklımda olan bir kaç koku var. Hepsini gidip koklayacağım ondan sonra bi karar vereceğim.
0
🌸mermaidd
(09.11.25)
Bu arada sevgiliniz değilse bu kadar para vermenize gerek yok, pahalı olması=güzel olması değil kesinlikle. Siz bilirsiniz ama çok yazılan parfümlerin büyük bir kısmı vayy dedirtmiyor. Zara'dan daha ucuz iki parfüm almak da bir seçenek.
-1
arbre
(09.11.25)
@arbre haklısınız, sevgilim değil ama o da doğum günümde pahaca yüksek bir şey almıştı. Mahçup olmamak adına böyle bi tercihte bulunayım dedim aklıma alacak pek bir şey gelmedi. İhtiyacı olan bir şey yok çünkü laf arasında ağzını aramıştım.
0
🌸mermaidd
(09.11.25)
tom ford noir. kokusu bilemem de kalici
0
ala09
(09.11.25)
Armani eau de cedre'yi bi bakın sephora'da derim. Süper kalıcı değil ve süper yayılmıyor; diğer yandan sedir, çay, limon karışık notaları. Kimseyi rahatsız etmiyor ve beğeniliyor.

ya da ikinci opsiyon olarak Tom Ford Beau de Jour. Denemeden almayın ama.

***BÜTÇEYİ AŞAN ÖNERİ***
He derseniz ki benim sevdiğim kendini vladimir putin gibi hissetsin ortamlarda. Yani büyüleyici bir enerji yayılsın hani, bu imajın parfüm haline getirilip şişeye koyulmuş hali bence şudur: www.beymen.com
***BÜTÇEYİ AŞAN ÖNERİ***
0
vedatchilipeppers
(09.11.25)
@vedatchilipeppers Tabii ki denemeden almam. Bu arada almayacak olsam bile bütçeyi açan kokuyu da aşırı merak ettim gidip onu da deneyeceğim sanırım. Çok teşekkür ederim tavsiyeleriniz için.
+1
🌸mermaidd
(09.11.25)
(6)

Dikkat sürem yerlerde sürünüyor, HELP!!

kullanicadi
Odaklanmamı arttırmak için günlük sosyal medya kullanımımı azaltmam gerektiğine karar verdim. Eskisi gibi kitap okuyamadığımı fark etmemle başladı her şey. Bir süredir zaten reels izlemeyi bırakmıştım. Beni karadelik gibi içine çekiyordu o içerikler. Şimdi size sorum şu:En verimli dijital detoks nas
Odaklanmamı arttırmak için günlük sosyal medya kullanımımı azaltmam gerektiğine karar verdim. Eskisi gibi kitap okuyamadığımı fark etmemle başladı her şey. Bir süredir zaten reels izlemeyi bırakmıştım. Beni karadelik gibi içine çekiyordu o içerikler.

Şimdi size sorum şu:
En verimli dijital detoks nasıl yapılır?

Belirli bir saat kuralı mı koyuyorsunuz?
Bazı uygulamaları tamamen silmeli miyim?
Bu iş için kullandığınız bir app var mı? Varsa hangisi?

Deneyimlerinizi gönderin gelsin <3
0
kullanicadi
(08.11.25)
Benim ruhuma paslı bir çakıyı çaktılar ve sonra her şeyi ama her şeyi yok saydım.
0
rakicandir
(08.11.25)
Ben çok yoğun bir şekilde Instagram kullanıyordum. Bir buçuk yıl önce dondurdum ve büyük bir rahatlama geldi. En azından vaktimi boşa harcadigim büyük bir şeyden kurtulmuş oldum. Çok yoğun kullandığımız fakat bize aslında olumlu bir katkısı olmayan uygulamaları ne kadar hayatımızdan çikarsak kâr.

YouTube'da da Instagram'da ki içerikler karşıma çıkabiliyor fakat kim kiminle nerede ne yapmiş diye zihnimi gereksiz meşgul edecek stalk durumu olmuyor veya nokta atışı faydalı içerikler secebiliyoruz.

Whatsapp arkadaş gruplarına da çok baglanmiyorum artık. Çünkü o da bir takip gerektirebiliyor alıngan insanlardan dolayi. Huzursuz hissettiğim bir grup varsa artık bulunmamaya çalisiyorum. Bu da bayağı bir zamandan tasarruf sağlıyor.

Bir de kendim de uygulamayı deneyeceğim. Kitap okuyamama durumu bende de var. Her ne olursa olsun gece uyumadan önce en az beş-alti sayfa veya on sayfa her gece kitap okumayı prensip edineceğim. Bu şekilde hem belki zamanla dikkat surem artar hem de uyumadan önce telefonu bırakmış olacağım için uyku kslitem de artabilir diye düşünüyorum.
+1
egerbiryolcu
(08.11.25)
Benim instagram ve twitter'ım yok ama youtube'ta çok fazla shorts izlediğimi fark edince mobilden sildim bayağı:D
Müzik için zaten spotify kullanıyorum acil bir şey gerekince de tarayıcıdan bakıyorum. Onun dışında bir şeye odaklanmam gerektiğinde ise pomodoro'yu deniyorum hala.
+1
Amaranta ursula
(08.11.25)
İnstegram yok. X'den sadece gündemi takip ediyorum. Youtube'da asla short izlemem. Gündem ve belgesel nitelikli videolar için sık kullanıyorum.

WhatsApp'da bissürü grup üyeliğim var. Akraba, eş dost'un gündeminden kopmamak için günü gününe takip eder, dünya kadar paylaşım içinde boğulurdum. Odaklanamama, okuyamama sorunu bende de başladı. Bütün grupları sessize aldım. Kırk yılda bir bakıyorum, Bin in üzerine çıkınca paylaşımları direkt siliyorum okumadan.

Zevk alarak peşpeşe okuduğum iki kitap, okuyamama sorunumu bir anda silip süpürdü. Normale döndüm.

Ciddi sosyal medya ve ekran orucu şart ve anladığım kadarıyla tek çözüm.
+1
Mirket
(09.11.25)
kural düşünmek yerine beklemeden aksiyon almak gerekiyor bence. kitap okumaksa eğer istediğiniz, mazeret üretmeden okumaya başlayın. sevdiğiniz bir genre olsun ki kolay kapılabilin. App ler ya da kurallar motivasyonu iyi beslemiyor. Bir süre işe yarayacaktır belki evet ama kalıcı olacağını sanmıyorum. ne yapmak istediğinize karar verip, vakit kaybetmeden içine atlamak en iyisi.
0
lüzumsuz adam
(09.11.25)
Ben uygulama silmek yerine bildirimleri tamamen kapattım. Artık telefon sessizde, ben huzurluyum :) Kitap okuma sürem otomatik arttı. Instagram'ı da 2-3 sene önce kapattım.
0
gabe h coud
(09.11.25)
(5)

Nereden tarhana

yuvarlanantencereninkapagi
Nereden alicaz tarhanayi, Deneyip memnun kaldığınız var mı?
Nereden alicaz tarhanayi, Deneyip memnun kaldığınız var mı?
0
yuvarlanantencereninkapagi
(07.11.25)
www.instagram.com
ben buradan yarım acılı yarım normal alıp karıştırarak pişiriyorum.
0
neira
(07.11.25)
www.instagram.com

Buranın da ürünleri genel olarak başarılı
0
lüzumsuz adam
(07.11.25)
hocam tarhana her yörede farklı yapılıyor. ilk önce hangi yörenin tarhanasından istediğinden emin ol da. başka yörenin çok güzel olan tarhanasını bile bu neymiş lan böyle deyip çöpe atabilirsin.


mesela içinde buğday olan akşamdan suya yatırılan pişirilirken içine yoğurt falan konan çeşitleri bile var.

benim bildiğim tarhana nedir. abi yarım saat önceden ıslatırsın bi karıştırırsın erir kısık ateşte pişirir yersin. hafif ekşi olur zehir gibi ekşi olmaz vb. trakya tarhanası
0
Fodera
(07.11.25)
Kendiniz yapmayi ögrenin, zor degil sadece biraz takip süreci gerektiriyor. Tövbe estagfurullah ama tanimadigim kimsenin salcasini, tarhanasini yemem.
Köyde yapani gördüm, camasir legenine basmislar salcayi üstünde ne bir cibinlik ne baska sey gündüz atsinegi gece fare geziyor üstünde. Farenin gezdigini gözümle gördüm, sabah kadin kasikla ayak izlerini düzeltti.
Müge Anli'da öldürdügü adami kiyma makinesinden gecirip, sonra o aletle yaptigi salcalari millete sattiklari hikayesi cikali daha cok olmadi.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(07.11.25)
tarhana dedin mi usak tarhanasini tek cekerim. uzun zamandir aliyorum. arkadaslara tavsiye ettim onlar da aliyor.

www.instagram.com
0
buenosdias
(07.11.25)
(15)

Üstüme polisiye dizi atın.

mikahakkinen
İzlediklerim: fargo, true detective, broen, the killing(danish), trapped,sherlock,mindhunter, the wire, breaking bad,babylon berlin,dept. q izledim. bu seviyeye yakın öneri var mıdır?dexterı yarıda bıraktım, behzat ç. izledim.
İzlediklerim: fargo, true detective, broen, the killing(danish), trapped,sherlock,mindhunter, the wire, breaking bad,babylon berlin,dept. q izledim. bu seviyeye yakın öneri var mıdır?
dexterı yarıda bıraktım, behzat ç. izledim.
0
mikahakkinen
(30.10.25)
Arka sokaklar
+7
artıküyeolmakistiyorum
(30.10.25)
the sopranos

yazarken bile iç çektirdi, muhteşem bi yapım. saf polisiye denemez tabi :m
0
lüzumsuz adam
(30.10.25)
mare of easttown
+1
eileengray
(30.10.25)
line of duty. efsane ötesi bişi.
0
greenshadow
(30.10.25)
@lüzumsuz adam yazmaya gerek duymadım. benim için tüm zamanların en iyisi.
@greenshadow izlemiştim.
0
🌸mikahakkinen
(30.10.25)
thunder thunder thunder thundercats
(30.10.25)
TASK, Dept Q, Cross, black rabbit, night manager. Yazılmış ama Mare of Easttown da çok iyiydi
0
deepness
(30.10.25)
Endeavour
0
duyulmasi gerektigi kadar
(30.10.25)
Bunların paşası 24'tür.
Plase: person of interest
0
etna
(30.10.25)
yazmayı unuttum debt q. izledim.
0
🌸mikahakkinen
(31.10.25)
@artıküyeolmakistiyorum çiçek taksi de olur.
0
🌸mikahakkinen
(31.10.25)
the rookie, netflix’te var. ciddili bi dizi değil ama beklentilerine uygun ve izle unut, gerçek hayattan uzaklaş gibi bi dizi işte.
0
deartheodosia
(31.10.25)
lincoln lawyer, high potential
0
65 derece
(31.10.25)
Luther, Bosch, Broadchurch, The Investigation
0
?
(31.10.25)
blacklist
netflix' te.
0
galahad reloaded
(31.10.25)
(8)

Omuzdaki sorun ne olabilir

egerbiryolcu
Geçen yıl genel omuz sırt agrilarim için doktora gitmiştim. Film çekildim fibromiyalji teşhisi koydu doktor. Gerçekten sıklıkla durduk yere (ağir kaldirmasam vücudumu yormasam da) şiddetli daha doğrusu hayattan soğutan ağrılar oluyor.Fakat mesela geçen gün markete gittim iki elimde aynı agirliklarda
Geçen yıl genel omuz sırt agrilarim için doktora gitmiştim. Film çekildim fibromiyalji teşhisi koydu doktor. Gerçekten sıklıkla durduk yere (ağir kaldirmasam vücudumu yormasam da) şiddetli daha doğrusu hayattan soğutan ağrılar oluyor.
Fakat mesela geçen gün markete gittim iki elimde aynı agirliklarda poşet tasidim. Şimdi sağ omuzum bastırınca baya aciyor ama sol taraf çok küçük bir alan azıcık ağrı oluyo. Bazen sırt tarafımda da dokununca hissettigim ağrılı bi bolge oluyordu. Bu dokununca bir şey varmış gibi hissedilen ağrılar ağırlık taşımaktan mi fibromiyaljiden mi yoksa daha farklı bir soruna işaret eder mi filmde belli olmaz miydi?

Çok ağır şeyler taşımasam da demek ki ince bir omuz askılı çanta bile belki beni etkiliyor ve anlamsız bulduğum ağrıların sebebi burdaki sorun mudur. Muhtemelen tekrar doktora gideceğim ama benzer durumda olan varsa merak ettim.
0
egerbiryolcu
(26.10.25)
Çok geçmiş olsun.

Röntgen romatolojik kas sorunlarını göstermiyor maalesef. Fibromiyalji ise romatizmal bir sendrom (hastalık olup olmadığının kararını verdiler mi bilemiyorum), bildiğim kadarıyla görüntüleme teknolojileriyle görüntülenen bir şey de değil. Doktorun vücudundaki çeşitli noktalara bası yapıp şikayetlerini değerlendirerek teşhis koyduğu bir şey.

Ben de fibromiyalji teşhisi konmuş biriyim, kendi tecrübem de böyle, ağrımıyor sandığım noktalara doktor hafif basıverince ağrıdan zıplamıştım. Çok saçma sapan yerleri ağrıtan bir sendrom bu. Ne zaman neren ağrır bilemezsin. Durduk yere bir elimin yan tarafının ağrıdığını, bir parmağımın ucunun ağrıdığını bilirim mesela.

Yanlış anlamıyorsam vücuttaki d vitamini ve magnezyum eksikliği fibromiyalji oluşumuna çok etkili oluyor. Ben de d vitamini, magnezyum ve omega 3 beraber kullanıyorum, ayrıca bir de beslenmemdeki şeker ve beyaz un yükünü hiç değilse yarı yarıya azaltınca ağrıların çoğundan kurtuluyorum. Bi denemekten zarar gelmeyeceğini düşünüyorum, balığa alerjiniz yoksa omega 3 ve diğerlerini kullanın derim.
0
muhayyer divan
(26.10.25)
Yatış pozisyonu, yayılarak sağa sola meyilli oturma, sırt omuz boyun kas güçsüzlüğü gibi çok faktör olabilir. Düzenli spor ya da en azından gün içinde yarım saatlik ısınma, açma-germe antremanları kesinlikle iyi gelecektir. Tabi en doğrusu, daha kötüye gidiyorsa başka bir ortopedi uzmanına görünmek
0
lüzumsuz adam
(26.10.25)
@muhayyer divan teşekkür ederim o zaman mr çektirmem gerekebilir. Belki de sadece dediğimiz gibi fibromiyaljidendir. Bazen öyle ağrıyla uyanıyorum ki o günüm zehir oluyo. Şeker ve un nasıl azaltirim bilmiyorum şeker bağımlısıyım diyebilirim;(
0
🌸egerbiryolcu
(26.10.25)
@egerbiryolcu

Şeker evet bağımlılık yapar ve narkoz etkisi olan bir maddedir. İki yüz yıl önce ameliyatlarda hastaların çok yüksek yoğunluklu şeker verilerek uyutulduklarını öğrenmiştim. Şekerli şeyler yediğinde uykun gelir tansiyonun oynar. Aynı şey unlu gıdalar için de geçerli. Yaptığı tek şey vücudu çürütmek, çöp oluşturmak, enerji metabolizmanızı bozmak. Belli bir seviyeden sonrası dümdüz böyle çalışıyor.

Ama beyin plastisite özelliği olan bir şey, kendini niyetler ederek ve bunları tekrar ederek şekerli gıdadan uzaklaştırabilirsin, %80 soğutabilirsin mesela. Bunu ben yaşadığım için söylüyorum, bizim evdeki şeker bağımlılığı ve şeker hastalığını bilen bilir, buna rağmen zaman içinde yaşadığım soğuma açık ve net. Niyetler edip bol bol tekrar et, bilgi edin, oku, bilgi olmayınca zihin ikna olmaz çünkü, bilgi en önemli araç. Oku, her yerden bilgi almaya çalış, kendini anla, metabolizmayı anla... ne yapman gerektiğini daha iyi göreceksin. Doktora da git elbette.
0
muhayyer divan
(26.10.25)
annemde rotator kaf yirtigi olusmus. doktorlarin tani koymasi 20 sene sürdü.
0.8 cm. gectigimiz baharda ameliyat oldu. kadina o agriyi 20 sene cektirdiler. belki 20 tane doktor gezdi bu esnada. bir de ukalalik yapiyordu doktorlar ve fizyoterapistler, kadin kolumun burasi agriyor, kolumu öyle yukari kaldiramiyorum diyor, elini tam olarak agriyan yere koyup gösteriyor, fizyoterapist denen agzimi bozmak istemedigim yasam formu, yok sen bilmiyorsun buranin agrisi o, diye bambaska yerlere ve hic uygulamamasi gereken fizyoterapiyi uyguluyordu. kadin, omzumun burasi agriyor diyor, isaret ediyor, yasam formu kürek kemiginin altina fizyoterapi uyguluyor. hastasini dinleyecek beyni olsa, ben ne yapiyorum amk, derdi bir.
ben artik söylüyorum, mr cektirin, film degil. filmde bir halt gözükmüyor.
cok gecmis olsun.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(26.10.25)
@konusma ben konusuyorum daha bitirmedim,
Rotator cuff yırtığı, donuk omuz sendromuna dönüşmeden 20 sene sürer mi? 20 sene de, donuk omuzla idare edilebilir mi konularında benim tereddütüm var. Aralarda doğru tedavilerle sorun çözülüyor da daha sonra tekrar nüks oluşuyorsa bilemem de Bildiğim kadarıyla bir şeylerde bir yanlış anlaşılma var gibi geldi bana.
0
Mirket
(26.10.25)
bir yalis anlasilma yok maalesef. 20 sene tani konulamamis bir hasta var cünkü mr'a gerek yok diyip gönderiyorlardi. donuk omuz sendromu olusmadi. baharda ameliyat olduktan 6 hafta sonra fizyoterapi basladi ve uzun süre fizyoterapi gördü, fizyoterapi bittiginden beri her gün yüzüyor, sikayetleri bitti.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(26.10.25)
geçmiş olsun. çok çok yakın bir arkadaşım nedeniyle muhatap olmuştum bu durumla.

tam anlaşılabilen bir şey olmadığı için yanlış tanı konma ihtimali çok yüksek. yokken var diyebiliyorlar, varken de yok diyebiliyorlar. mümkünse uzmanlığı bu konu olan başka bir doktora daha gidip konuyu teyit etmenizde fayda var gibi.

bir de şekeri, daha doğrusu genel olarak karbonhidratı bu durumunuzdan bağımsız bırakın zaten. hayat kalitenizi inanılmaz yukarı taşırsınız. nasıl yaparsınız bilmiyorum. bekara karı boşamak kolay, ben tatlı zaten sevmiyorum. ekmek de yemiyorum. arada sadece annemlere uğradığımda, annecim kendi elleriyle poğaça, börek, çörek yaptıysa onları yiyorum.
+1
co2s2
(27.10.25)
(9)

Nefret ve aşk ikilemi

mermaidd
İlişki içerisindeyken kör kütük aşık olup ayrıldığınızda karşı taraftan nefret mi ediyorsunuz yoksa arkadaş kalabiliyor musunuz? Ben ayrıldığım kişiyi hatırlatacak nesneleri bile görmek istemiyorum. Aşkla nefret doğru orantılı mı sizce?
İlişki içerisindeyken kör kütük aşık olup ayrıldığınızda karşı taraftan nefret mi ediyorsunuz yoksa arkadaş kalabiliyor musunuz? Ben ayrıldığım kişiyi hatırlatacak nesneleri bile görmek istemiyorum. Aşkla nefret doğru orantılı mı sizce?
0
mermaidd
(22.10.25)
Yıkıcıyım bu konuda.
-2
arbre
(22.10.25)
İlişkinin nasıl bittiğine bağlı cidden.

Terk edildiğim ilişkiler oldu, hala severken arkadaş kalamam, zaten yeterince arkadaşım da var. Gereksiz drama. Nefret de etmedim, döndüm hayatıma baktım.

Terk ettiğim ilişkilerim de oldu, bu durumda zaten bende biten bitmiş. Arkadaş kalalım vs. demedim, diyen oldu olur dedim ama onlar da zaten azalarak bitti.

Sönüp biten ilişki de yaşadım, burada zaten arkadaş kalmışız, kalmamışız bir önemi yoktu. Kimsenin kafa yorduğunu sanmıyorum buna.

Ben genel olarak arkadaş kalma olayına çok karşıyım. Her şeyi çok karıştırıyor. İyilik desen alakası yok, faydalı desen faydalı değil. Hele terk edilen biri için çok büyük pranga. Safi zarar.

Ama nefretlik bir durum da yok. Seçenekler biraz sınırlı kalmış sanki.
0
akhenaten
(22.10.25)
Hiç arkadaş olarak kalamadım ama "iyi olsun, mutlu olsun" dedim arkalarından. Sadece tek bir kişi var ki evet zamanında nefret etmiştim. Ama neredeyse 15 sene geçmiş üzerinden, artık o kadar güçlü bir duygu beslemiyorum ona karşı. O yüzden nefret falan da kalmadı

İlk başlarda hatırlatacak şeyleri görmek istememen normal. Zamanla unutulmayacak şey yok, biraz zaman geçince hissizleşiyor insan
0
kullanicadi
(22.10.25)
Nefret ile aşk birbirine bir hayli benziyor bence karakteristik olarak. Nefret de tutku içeriyor. En temizi bir şey hissetmeyebilmek.
0
lüzumsuz adam
(22.10.25)
Aşk başka nefret başka.
aşık olmadığım kişiden nefret etmeyebilirim mesela, ya da tam tersi.
Fakat şu sıralar her şeyden ve herkesten nefret edebilme potansiyelim yüksek .
0
rakicandir
(22.10.25)
@rakicandir aslında ne kadar aşık olursak sonucunda o kadar nefret mi ediyoruz açısından sormuştum. Bende son zamanlarda her şeyden nefret etmeye başladım hadi hayırlısı diyorum
0
🌸mermaidd
(22.10.25)
Ayrılış sürecine göre değişir. Hiç tanıyamayacağım birine dönüşmüşse, nefret olmasa da kötü anmak olabilir.
0
gabe h coud
(22.10.25)
Hiç bir eski sevgilimi kötü duygularla anmadım. Sadece bir tanesinin ciddi mal olduğunu düşünüyordum ama isimlerini bile unutmuşum çoğunun. Ne nefret edeceğim yani işim gücüm yok.
0
Gradient_tabanlı_mor
(23.10.25)
kimseden nefret etmem. bittiyse bitmiştir.
0
koela
(23.10.25)
(4)

Kindle

ırene adler
Bir kindle almak istiyorum. Daha önce hic kullanmadim. İkinci elde olabilir. Her sene yeni model cikiyor mu? Başlangıç için hangi modeli alayım?Jailbreak olayı varmış galiba, her modelde oluyor mu?
Bir kindle almak istiyorum. Daha önce hic kullanmadim. İkinci elde olabilir. Her sene yeni model cikiyor mu? Başlangıç için hangi modeli alayım?Jailbreak olayı varmış galiba, her modelde oluyor mu?
-1
ırene adler
(20.10.25)
Markada kararlı değilseniz Kobo Clara ya da göz atabilirsiniz. Jailbreak e gerek duymadan tık tık içerik yüklenebiliyor.
+1
lüzumsuz adam
(20.10.25)
kindle paperwhite serisi uygun. ben 2 yıl önce buluşup cihazı inceleyerek 2. el paperwhite 4 almıştım. sonra kindle taşıma konforunu o kadar çok beğendim ki aydınlarticaret'ten alarak bi üst sıfır modele (paperwhite 5) geçip elimdekini kardeşime verdim. burada püf nokta 2. ele vereceğiniz para ile sıfıra vereceğiniz para arasında tercih yapmakta. satan kişide manyetik kılıf var mı yok mu ona dikkat edin.

onca kitap okudum jailbreak'lik hiçbir şeye ihtiyaç duymadım.

eğer yabancı yazarların kült serilerini veya bilinen romanları/kitapları okuyacaksanız türkçelerinin epub/mobi formatları her yerde bulunuyor. ama yerli yazarların bulması zor pdf'lerini vs okuyacaksanız bir ihtimal kobo daha avantajlı olabilir (hiç kullanmadım onu da kullananlar yazsın) ama ben kindle'da k2pdfopt programıyla pdf de çok rahat okuyabiliyorum bunu da not edeyim.
+1
beatbox yapan metalci
(20.10.25)
3 senedir Paperwhite kullanıyorum. Ben aldıktan sonra benim aldığım modelin yenileri çıktı. İhtiyacına göre olanı alıp kullanmaya devam edebilirsiniz. Şimdi renkli ekran versiyonu çıkmış. Bir de üzerine not alınabilenenleri var. Çizgi Roman okumuyorsan renkli almaya gerek yok bence. Üzerine notları kalemle alıp bir şeyler çizmediğim için onu da almadım. Paperwhite güzel.

Jailbreak konusuna girmedim hiç.
+1
nawar
(20.10.25)
cok cok eski bir versiyonunu kullaniyorum, yani 10 yildan uzun zaman oldu. ilk gunku gibi calisiyor, acikcasi su anda yaptigimdan daha fazla ne sunabilir yenisi bilemiyorum. dolayisiyla butcenize gore uygun birini alin. jailbreak hic gerek yok, kac kitab okudum bilmiyorum hic gerek duymadim.
+1
kassiopeia
(20.10.25)
(17)

Pazar neşesi olarak okült/cadılık/wicca temalı dizi ve filmler

kullanicadi
Bu konuda zaten yeterli olan külliyatımı daha da genişletebilir miyim diye bir merak içerisindeyim:p kenarda köşede izlemediğim bişi kalmasın istedim (:Ana karakterin cadı olduğu ya da okült ritüel ve gizli tarikat içeren tüm filmler kabulüm. Önereceklerinizin büyük kısmını izlemiş olabilirim ama bi
Bu konuda zaten yeterli olan külliyatımı daha da genişletebilir miyim diye bir merak içerisindeyim:p kenarda köşede izlemediğim bişi kalmasın istedim (:

Ana karakterin cadı olduğu ya da okült ritüel ve gizli tarikat içeren tüm filmler kabulüm. Önereceklerinizin büyük kısmını izlemiş olabilirim ama birkaç tane güzel ve bilmediğim tavsiye bile alsam çok mutlu olurum.

İzlediklerimden kabaca aklıma ilk gelenleri sıralayayım yine de. American horror story coven sezonunu çoktan izledim. Marianne, archive 81, the chilling adventures of Sabrina gibi dizileri ayıla bayıla izledim.

The vvitch, häxan, stardust, the ninth gate, hereditary, a dark song, suspiria, practical magic, the craft, the autopsy of jane doe beni içerik olarak tatmin eden filmler. Blair witch serisini sevemiyorum. Romantik komedi janrında cadı içeren filmleri nadiren beğeniyorum.

Teşekkürler şimdiden<3
+4
kullanicadi
(12.10.25)
Sodomun 120 günü
-3
thesomberlain
(12.10.25)
Tam o frekansta olmasa da "Gülün Adı" belki aradığın şeylerden biri olabilir.
0
rakicandir
(12.10.25)
yenilerden weapons. modern bir cadı uyarlaması.

aklıma gelen diğer filmler:

oddity
skeleton key
drag me to hell

içinde cadı yok ama okült dediğin için:

kill list
the ritual
+2
sir gawain
(12.10.25)
"Rosemary’s baby" okült/tarikat temasının atalarından

Yenilerden "Midsommar" var, yine okült/ritüel temalı

The Ritual +1
+2
ermanen
(12.10.25)
Dizi olarak, cadı temalı, yenilerden ve eğlenceli:
Agatha All Along
+1
ermanen
(12.10.25)
Midnight Mass

Tam olarak istediğin gibi olmayabilir ama işin içinde bir tarikat var. Ben sevmiştim.
+1
nhk ni youkosu
(12.10.25)
Muhtemelen biliyorsunuzdur ama yazmamışsınız diye yazayım dedim. Salem (2014) diye bir dizi var. Püriten, cadı kavgaları temalı.
+1
akhenaten
(12.10.25)
çok film izlediğim için aklıma geldikçe yazıyorum.

The Wicker Man var yine, ritüel/folk horror filmlerinin atalarından

uzakdoğu yapımı:
The Wailing (Gokseong)
incantation (Zhou)

yine tarikatlı ritüelli, acayip mindfuck'lı, fantastik ve gore:
Mandy

ritüel/tarikat temasına girebilecek ama spoiler vermeyim, akla zor gelebilecek iki film:
Martyrs
The Cabin in the Woods
+1
ermanen
(12.10.25)
Türün bu kadar içinde olduğuna göre (: izlemiş olma ihtimalin yüksek gerçi ama:

angel heart (1987)
0
lüzumsuz adam
(12.10.25)
Salem diye bir dizi var 2014 tarihli
Bir de kesin biliyorsundur ama the crucible var film hatıtladığım. Çok iyidir winona ryder başrolde.
0
neira
(12.10.25)
tarikat veya ritüel temasından izlediğim başka iyi filmler:

get out
the invitation
the endless
children of the corn
mother!
silent hill (ana teması tarikat değil tabii ama kilit nokta tarikat var, neyse spoiler vermeyim çok, oyundan uyarlama olarak iyi korku filmlerinden)

izlemediğim ama izlemek istediğim önerilmiş iyi filmler:

dagon
apostle
the empty man
faults
the other lamb
sound of my voice
Martha Marcy Mae Marlene

bilindik ama pek beğenmediğim:
eyes wide shut
0
ermanen
(12.10.25)
Aklıma ilk Bedknobs and broomsticks geldi.
Buffy the vampire slayer var.
The Magicians var.
0
yadigar
(12.10.25)
Yenilerden A Discovery of Witches var
0
sertac akin
(12.10.25)
ben farkli bir türde cadili film önermeye geldim: kiki's delivery service

rosemary's baby +1
cocuk filmi olarak Halloweentown vardi, cocukken izlemistim.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(12.10.25)
Çok eskiden tvde dublajla falan izlemiştim, iyi mi değil mi değerlendiremem ama, Kasabanın Cadıları var, 87 yapımıymış. m.imdb.com
0
(12.10.25)
the endless +1 (gizli tarikatlı) - sevdim
heretic (okült ritüel + gizli tarikatımsı) - sevdim
weapons (cadılı ve okült ritüelli) -fena değil
bring her back (okült ritüelli) - sevdim
together (gizli tarikatlı okült ritüelli ama romantik komedi bi tarafı da var) -fena değil
the love witch (cadılı) -fena değil
late night with the devil (cadılı okültlü) - sevdim
infinity pool (tarikatlı) - sevdim
hereditary (tarikatlı) -fena değil
the menu (tarikatlı) -fena değil
+1
semaforo de medianoche
(12.10.25)
Salem (2014)
0
tekdir ile uslanmayan kiz
(18.11.25)
(14)

Sonbahara hazır mısınız?

sekizdokuzon
Bugün fark ettim, ben hazır değilmişim. Güneşi özlüyorum. Sizde durumlar nasıl?Teşekkürler
Bugün fark ettim, ben hazır değilmişim. Güneşi özlüyorum.

Sizde durumlar nasıl?

Teşekkürler
0
sekizdokuzon
(29.09.25)
Birazdan mont bakacağım, bulursam son bahara da kısa da hazırım
0
kisa
(29.09.25)
benim yasadigim yerde yaklasik üc hafta önce basladi sonbahar. hazir degildim ama mecbur hazir oldum.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(29.09.25)
Dün ben şort, tişört, sandaletle Bostanlı sahilde güneşlendim.
Bugün salona eşofmanla gittim. Dönerken de şemsiye yoksunluğu yaşadım :/
0
Mirket
(29.09.25)
Hazırım. Yerde kuru (özellikle çınar) yapraklarını günlerdir görmek ayrı bir his veriyor.
0
diyecevaplandı
(29.09.25)
Ben bir sweatshirt, kapalı ve yağmurlu hava insanıyım. Aşşırı hazırım o yüzden. Yapış yapış yaz bittiğine göre let the game begin!
0
mor oje
(29.09.25)
Güneşi özlüyorum +1
Ama yağmuru da özlüyorum.
0
muhayyer divan
(29.09.25)
Fazlasıyla hazırım, hep hazırım. Yapış yapış, leş gibi sıcaklar ayarlarımı bozuyor.
0
lüzumsuz adam
(29.09.25)
hayır

cumartesini pazara bağlayan gece 6'da eve döndüm.

telefonda gördüğüm sıcaklık 5 dereceydi.

dumur oldum.

tshirt üstüne polar üstüne siyah ince deri ceket vardı.

2 hafta önce sıcaktan pişiyordum oysa.
0
rain when i die
(29.09.25)
Hiç hazır değilim ama bugün yağmur yağmasına o kadar çok sevindim ki sonbahar geldi diye üzülemedim. Keşke hep ilkbahar/yaz olsa ama arada sırada havayı soğutmadan yağmur da yağsa.
0
kobuzchu kiz
(29.09.25)
Gelecegi belli olduğu ve her sene geldiği için, evet.
0
encokbenisevinnolur
(29.09.25)
Bu sene yaz çok hızlı geçti ve çok kısa bir süre sıcak oldu. Güneşe doyamadım.
Şimdi ise sabah işe giderken ve akşam işten dönerken üşüyorum. Şimdi balkonun kapısı açık buz gibi hava giriyor içeri. Yaz hızlı ve kısa geçti, soğuk havalar erken geldi.
Güneşi ve onun getirdiği sıcaklığı özleyeceğim. Önümüzde Sekiz ay kadar bir süre var.
Belki Aralık Ocak gibi Güney yarım kürede bir yere giderim.
0
tabudeviren
(29.09.25)
Kış hariç her mevsime her zaman hazırım.
Bir “yazcı” olarak bu yaz çok darlandım iyi geldi bana bu hava.
0
mutekebbir
(29.09.25)
Bana hala yaz ama hazırım da.
0
gabe h coud
(29.09.25)
en sevdiğim mevsim.

aylardan kasımdı üşüyorduk her köşe başında öpüşüyorduk
0
Hallegadola
(30.09.25)
(14)

Tek başına Prag

fraise
Daha önce iyi bildiğim ülkelerde / şehirlerde yalnız başıma tatil yapmışlığım var ama Prag'ı hiç bilmiyorum. Ekim sonunda, bir kadın olarak iki günlüğüne gitsem nasıl olur? Merkezi bir otelde kalsam, gece çok geç saate kalmasam; güvenilir midir? Ne gibi sorunlarla karşılaşabilirim? Açıkçası tek kal
Daha önce iyi bildiğim ülkelerde / şehirlerde yalnız başıma tatil yapmışlığım var ama Prag'ı hiç bilmiyorum. Ekim sonunda, bir kadın olarak iki günlüğüne gitsem nasıl olur? Merkezi bir otelde kalsam, gece çok geç saate kalmasam; güvenilir midir? Ne gibi sorunlarla karşılaşabilirim?

Açıkçası tek kalmayı da çok severim ama güvenlikten çekiniyorum. Belki buradaki cevaplardan cesaret alabilirim diye düşündüm.

Herkese şimdiden çok teşekkür ederim.
0
fraise
(22.09.25)
Prag ya bu. Afganistan degil.
Abartilacak herhangi bir sey yok. Bu soruyu sormak bile garip.
Türkiye‘nin hali ortadayken prag‘a gidilir mi diye sormak cidden garip.

Seneler önce tek gittim. Tek tehlike dondurmama saldiran arilardi.
0
sonsuz
(22.09.25)
Tek başına gitmiş biri olarak, gidilir. Bir sorunla karşılaşmazsınız. Güvenilir şehirler arasında.
0
hain kostokk
(22.09.25)
Sonsuz, Türkiye'de yaşamıyorum zaten; fazlaca güvenli bir Avrupa ülkesindeyim.
0
🌸fraise
(22.09.25)
Prag iyidir güvenlidir ya, yıllar önce üniversitede bi arkadaşımla kız başımıza (!) gitmiştik, hatta hostelde kalmıştık ve gayet de iyi geçmişti :) Güzel bence, git tadını çıkar. Hatta benim de tekrar gidesim var, şimdi senden ilham aldım bak.
0
bloodymoon
(22.09.25)
cek cumhuriyeti de son derece güvenli bir avrupa ülkesi abla.
bil bakalim soru sordugun platformdakilerin cogu nerede yasiyor? cok da güvenli olmayan bir avrupa ülkesinde :)
0
sonsuz
(22.09.25)
honest guide diye biri var youtube'da, onun prag videolarini gitmeden izlemeni siddetle tavsiye ederim. www.youtube.com
adam resmen pelerinsiz süper kahraman.

bence solo gidebilirsin elbette ama nerede para degistirebilirsin, hangi restoranlar turist tuzagi, nerede kalmamali gibi videolari izleyerek gezi öncesi biraz hazirlanmak can sikintisinin ve gereksiz para kaybinin ciddi anlamda önüne gecer.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(22.09.25)
Tek başıma gittiğim ilk şehirdir Prag. İlk 2018 senesinde gittimişti, ikinciye 2024'te. Bu sene de gidebilirim üçüncüye.

Gece 12'te otel dönmüşlüğüm var Strip Bardan çıkıp.

Honest guide diye biri var youtube'da, onun prag videolarini gitmeden siddetle tavsiye ederim. +1
0
put it in your appropriate place
(22.09.25)
Geçen arkadaşımın pragda otelde saatlerinin çalındığını farketti ve hiçbir işlem yapılmadı. Tabii turist olmasinin etkisi var mi onu bilmiyorum, ya da sigorta vs, otelin değerli eşya kapsamı vb. vatandas olsaydi muamele farkli olurdu belki. Oldu mu oluyor da bu tür şeyler de bir yere gitmeye engel mi, zannetmiyorum.

Güvensiz bilinen bir ülkede de başına hiç acayip olaylar gelmemiş birilerini bulabilirsin, ama iste istisnalar kaideler meselesi bu güvenlik işleri.
0
encokbenisevinnolur
(22.09.25)
Hiç sorun yaşayacağını zannetmiyorum. Çok keyifli bir şehir. Hatta aşırı kıskandım şu an :D iyi eğlenceler gitmeye karar verirseniz.
0
lüzumsuz adam
(23.09.25)
Gidilir muhtemelen.

Honest Guide + 1
0
kumandanim
(23.09.25)
amsterdam, paris, barcelona, roma gibi şehirlerde kalabilen insanların prag, budapeşte, krakow gibi yerlerde güvenlikten çekinmesi beni şaşırtıyor. benim arkadaşlarım da var böyle, 3 kez amsterdam’a gitmiş ama doğu avrupa’da güvenlik zaafiyeti olduğuna dair reelsler bulup bana atıyor, gülüp geçiyorum. çok az göçmen nüfusu olan, göçmenlerin de genelde expatlar olduğu, sakinlerinin genelde kendi halinde insanlar olduğu gayet huzurlu ülkeler, şehirler bunlar. polonya’nın 8 şehrini gezdim, prag, budapeşte hakeza, hiçbirinde güvenlik endişesi yaşamadım.

şu eleman aslen hollandalı ama avrupayı geziyor (kız arkadaşı türk), adam üstüne basa basa avrupa’nın en güvenli ülkeleri olarak ab üyesi olan doğu avrupa ve baltık ülkelerini gösteriyor:

www.instagram.com
0
phoarbix
(23.09.25)
Dogu Avrupa her zaman Bati Avrupa'dan daha guvenilirdir.Insanlarin halen Bati Avrupa'yi daha guvenilir sanmasina sasiriyorum.Tek cekinceniz soguk hava ve kaziklamaya calisan bazi doviz burolari olsun.DOviz bozduracaksaniz bozduracaginiz yeri iyi arastirin
0
turkuaz
(23.09.25)
Girisken olmayan, kendi halinde, etliye sutluye karismaz bir arkadasim son birkac yildir pragda. Ailesi de gece bi yere ciksa elli kere arayan insanlardi dune kadar. Onlar da memnun. Bence guvenlidir :)
0
Kittie
(23.09.25)
Bence de hiç sıkıntı olmaz, çok da keyifli olur. Kız kıza gitmiştik geç saatlerde bile hiç sıkıntı yaşamadık. merkezde konaklarsınız sıkıntı olmaz.
0
aquarium
(24.09.25)
(8)

aktivizm türkiyede neden bu kadar geri kalıyor?

ala09
artık bunu da hükümet politikalarına bağlayamayacağım. ülkede sansür de yok ki, görmediğimiz şiddet kalmıyor. hayvanlara yapılanlar, doğaya yapılanlar, kadınlara, çocuklara. bunca şeyin üstüne bir de fail aklama/faille empati çıktı. şimdi bunlar sadece duyarlı* insanların başına gelmiyor hepimiz şah
artık bunu da hükümet politikalarına bağlayamayacağım. ülkede sansür de yok ki, görmediğimiz şiddet kalmıyor. hayvanlara yapılanlar, doğaya yapılanlar, kadınlara, çocuklara. bunca şeyin üstüne bir de fail aklama/faille empati çıktı. şimdi bunlar sadece duyarlı* insanların başına gelmiyor hepimiz şahidiz ya. belki fail aklayan "kadınlar"ın da başına geldi ya bu tacizler. nasıl oluyor? üstelik muhafazakar&gurbetçi kültüründen geliyorum. görece esnek davranırım ama hala her seferinde şaşırıyorum
0
ala09
(28.08.25)
Bizde aktivistlik veya stk'lık işler daha siyasi halde.
Sorunun ele alınışı ve çözüme odaklanmaktan çok meselenin kime yaracağına bakılıyor.
Samimi şekilde bu konularla
ilgili olanlar da arada kaybolup
göz ardı ediliyor sanırım.

STK denilen bazı yapıların ve
haber kurumlarının dışarıdan
fonlanması da ayrı konu.

Problemimiz çok. Çözüm adına öne sürülen şeyler, uygulamada bir araçtaki gaza ve frene aynı anda basmaktan ibaret etki yapıyor.
0
diyecevaplandı
(28.08.25)
probleminiz yok onun farkındayım da nasıl? diye anlamaya çalışıyorum. konfor alanı zart zurtun ötesinde bir anlam arıyorum. illa faaliyete dökülen işler için değil, düşünce aşamasında bile olmayan şeyler için. son gündem üzerinden örnek vereceğim, hiçbir taciz skandalında herhangi bir huzursuzluk yaşamazken yarı ünlü bir erkek bilmem kaç kişiyi taciz etti diye işten atılınca herkesin dertlenmesi. hukuksal bir yaptrım bile yok belki rahatlıkla başka bir iş yapacak deli bi mağduriyetten bahsetmiyorum. hukuksal olarak kanıtlansa dahi iş hayatında var olabilir. buradaki beklenti "tacizcilere lütfen bir şey yapmayın bir anlık şeytana uymuştur" çığlığı dersek, kadınlara ne oluyor?
0
🌸ala09
(28.08.25)
kültürümüzde ekstremizm olarak görülüyor ya da karıştırılıyor.
0
gabe h coud
(28.08.25)
türkiye'deki insanlar en marjinaller bile çok konservatif bir hayat yaşıyor. o sebeple herhangi bir normal dışı eylem burada çok daha az yer alıyor.
0
dedim dedim de kime dedim
(28.08.25)
omurgasızlık. kültürün de tabi tuzu biberi azımsanmaz.

sahip olduklarından - siyasi, ahlaki, maddi, manevi - memnun olan kesim terazide ağır bastığı sürece de etkili bir aktivizm göremeyeceğimizi düşünüyorum. sorun bireysel gibi görünüyor ama toplumsal. çoğu ailede çocuklar halen tabularla, “aman yavrum” larla, “olaylara karışmayın” larla, “sus” larla ; haksızlığın karşısında, yanlışın karşısında bir duruşu olmadan yetiştiriliyor. ardına bakılmaksızın güç kavramı pohpohlanıyor. güçlü olanın ayıbı örtülüyor.
0
lüzumsuz adam
(28.08.25)
Aktivizm hicbir yerde dogal gelisen bir sey degil ki, aktivizm = para harcamak demek. epstein listelerine karsi kim ne yapti mesela? Turkiye’de aktivizmi fonlayan/yonlendirenlerin odagi sizin ilgilendiginiz konular degil, sebebi bu.
0
ghilleinthemist
(28.08.25)
Etrafında inşa edilmiş kalıp kimlikler var çünkü, bu da karşılık bulma kabul görme ihtimalini azaltıyor.

Bir de bu işlerde öncü olan olmaya çalışanlar kahramancilik oynamayı çok seviyor, boyle katolik isa kültü gibi hareket eden tipler var. oturup zamana yayılmış stratejik planlamalar yapacak soğukkanlılıga sahip bir aktivist hayal etmek pek zor.
0
encokbenisevinnolur
(28.08.25)
Bunun açıklaması bu ya, uzun uzun düşünmeye gerek yok.


guldum.net
0
herp
(28.08.25)
(11)

meditasyon enerji olumlama manifest vs vs

yuvarlanantencereninkapagi
bunlara inanıyor musunuz? manifeste falan inanmıyorum ama insanın kendine odaklanması ve kendiyle ilgilenmesinin verdiği olumlu auraya ve olumsuz durumları kendine çekmediğine inanıyorum.hayatımın en kötü 2 yılını yaşıyor olabilirim.( umarım) başıma asla gelmeyeceğini düşündüğüm seyler geldi. biri
bunlara inanıyor musunuz? manifeste falan inanmıyorum ama insanın kendine odaklanması ve kendiyle ilgilenmesinin verdiği olumlu auraya ve olumsuz durumları kendine çekmediğine inanıyorum.

hayatımın en kötü 2 yılını yaşıyor olabilirim.( umarım) başıma asla gelmeyeceğini düşündüğüm seyler geldi. biri bana sunları sunları yapacaksın, sunları yasayacaksın dese inanmayacagım seyler. ekside yazsam unutulmaz entrylerden olur. artık benden kaynaklı herhalde diye düşünmeye başladım ve bu tip şeylere sarmak üzereyim. insanın kendine odaklanmasının kendiyle ilgilenmesinin psikolojik bir temeli var elbette, " önce kendin iyi ol" gibi.

özsevgi ve özdeğer eksikliği olan biriyim. yaklasık 2 yıldır her hafta terapiye gidiyorum. spor yapıyorum. seramik yapıyorum. çok sosyal biri değilim, arkadaş çevrem evli çocuklu bu aktivitelerimi kısıtlıyor bir miktar. daha başka ne yapayım? meditasyon olumlama nefes egzersizi falan artık ne derseniz deyin, önerdiğiniz bir şey mı? takip edilecek biri, video.....

kendime odaklı olmadığım doğru. ilişki konularında cok sorun oluyor bu. kendimi kaptırıyorum. ilişkim olsun diye delirmiyorum ama yaş ilerledikçe yalnızlık dürtüsüyle böyle saçma davrandığımı düşünüyorum. her zaman aşksal mevzularda yüksek duygulu, durağan olmayan biri olmusumdur ama bu artık zarar vermeye başladı.

kısaca böyle, tavsiyelerinizi bekliyorum.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(06.08.25)
Böyle şeylere inanmıyorum bunlara inanan ve hayatlarını yönetirken bunların etkisinde kalan insanlarla cinlere büyülere fala inanıp düz dünya teorisini ve aşı karşıtlığını savunan insanları aynı kategoriye koyuyorum, bahsettiğin sıkıntılar yaşamını olumsuz yönde etkiliyorsa bunun çözümü nedir ben bilemem tabii ama bunlar olmadığına eminim.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(06.08.25)
Manifeste inanmıyorum ama odaklanma ile hedefe giden çabaya inanıyorum. Manifest eğer kişinin odaklanmasına yardımcı oluyorsa bir yöntemdir ama çabasız işe yaramaz. Mesela aynı şey dua etmek gibi de düşünebilir yani kişinin içsel motivasyonunu besleyen yöntemler gibi düşünebiliriz. Ama beyin kimyası bozulmuşsa manifestle, meditasyonla düzelmez elbette. Dopamin dengesi gibi şeyler bozulmuşsa istediğin kadar o adama olumlama yaptır düzelmez, profesyonel destek alması gerekebiliyor bunun detayını doktorlar daha iyi bilir elbette. Ya da bakıyorsun hormon dengesi bozulmuş; beynine ciddi anlamda enerji/oksijen az gidiyor. Yani vücudun önce fiziksel olarak iyi çalışacak ki mentali de düzeltebilsin. Ancak olumlu bakış açısının işe yaradığını, “coping skills” denilen baş etmeye yöntemlerini desteklediğini düşünüyorum. Bir kitapta okudum hoşuma gitmişti” sürekli iyi hissetme ihtiyacımız, çektiğimiz acı, öfke ve korkuyu bastırma ihtiyacımızdan doğar” diye. Kötü duygulardan korkmamayı, bastırmamayı öğrenmek ve bunlar ile yüzleşip yönetmeyi öğrenmek gerekiyor. Bunları kimse öğretmiyor doğuştan çünkü ebeveynler de öğrenmemiş oluyor; aslında onlar da genelde ne yapacağını bilmeyen insanların çocuk sahibi olmuş versiyonu. Budistlerin acı çemberinden geçmek dedikleri olaya benziyor biraz; tüm kötü duyguları tanıyıp, yüzleşmek, tüm tepkilerinin sebebini fark etmek ve iyileşmeye başladığında da onlara selam verip gidebilmek. Bence terapistinizle ilerleme sağlamadığınızı düşünüyorsanız bunu söyleyin ya da terapist değiştirebilirsiniz; çünkü her terapi yöntemi herkeste işlemiyor çeşitleri oluyor. Psikologlar daha iyi bilir detayını, yönlendirirler. Bir de bu tarz şeyler kötü psikolojik dönemlerde daha tehlikeli; hali hazırda şizofrenik duygulara yatkın bir bireyse ciddi anlamda psikoza sokabilir. Meditasyonun bir zararı olduğunu düşünmüyorum ama gerçek hayattan çok fazla soyutlanma ihtiyacı duyuluyorsa orada sıkıntı olabilir, örneğin eve gelir gelmez sürekli meditatif halde an’dan soyutlanmak gibi. Bu tarz şeylerde dengeyi kurmakta zorlanıyorsanız çakra filan gibi yönlendirmelere girmeyen yoga videoları, meditasyon videoları yardımıyla yapabilirsiniz. Telkin içermeyen sadece nefes egzersizleri gibi. Bir de 4k yürüyüş videoları çok güzel oluyor, ormanda yürüyüş videoları filan sıkıldığınızda iyi gelebilir.
0
titanic kemancısı
(06.08.25)
iyi hissetmek için tabi ki denenebilir ama bu gibi uygulamaların çözüm olduğuna inanmıyorum. ben de çok uzun zamandır bir keşmekeşin içerisinde gibiyim, kötü hissediyorum. çözüm galiba kendini tanımak ve yaşananları kabullenmek; hayatı da sonrası için bu şekilde kurmak. geç kalmışlık hissi çok sinir bozucu ama hayatın kısa ve tek olması da iyi bir gaza getirici.
0
lüzumsuz adam
(06.08.25)
hocam bu sordugunuz tum seylerin temelinde yatan ve sizi donup dolasip getirecegi sey su, kendi icinize bakmak zorundasiniz. neden? jung cok guzel aciklamis, omrumuzun ilk 40 yili (ortalama farkindaligi olan bir insan icin) bir iluzyon icinde geciyor, cocukluktan gelen travmalarin yarattigi 'gozluklerle' ve inanclar ile ya da sosyal sartlanmalardan gelen inanclar ile kendinize bir hayat yaratiyorsunuz. Bu inanclar hem kendinize iliskin hem de yasamin nasil olmasi gerektigine iliskin. Bakin kendiniz de soylemissiniz, degersizlik hissim var demissiniz. Siz kabul etseniz de etmeseniz de bu 'inanclarinizin' ne kadar guclu olduguna bagli olarak, butun hayatiniz bu 'gozlukler'/inancla sekilleniyor. Cunku bilincaltimiz ve egomuz (burada kastedilen ego kisinin gerceklikle basa cikma, dengeleme ve uyum saglama islevini yerine getiren kismi) manyak bir sekilde calisiyor. Bunlarin tek amaci hayatta kalmaniz icin kendilerini dogrulamak. Dolayisiyla tum yasam deneyiminiz ornegin, siz kabul etmeseniz de, bu inanclarinizi dogrulamak uzerine kuruluyor. Ayrica, asla unutmayin ki yasaminizdaki tek degismez degisken sizsiniz, yani 'basiniza gelen insanlarin/olaylarin' ortak noktasi sizsiniz. Dolayisiyla kendi sorumlulugunuzu almak zorundasiniz. Siz bunu fark edene kadar da bu boyle gidiyor. Cunku yasamda olan her sey, ama her sey, notr, olan biten her seye anlamini biz yukluyoruz. Ve sizin "gozlukleriniz" neyse, siz o olayi oyle yasiyorsunuz, insanlarin dediklerini de o gozluklerle algiliyorsunuz, alinganlik falan hep bundan geliyor.
Jung buna 'shadow' golge yanlarimiz diyor. Hatta muhtesem bir sozu var, duymussunuzdur "Until you make the unconscious conscious, it will direct your life and you will call it fate". Ancak tum bu sartlanmalarin ve inanclarin altinda yatan kisi, oz aslinda farkli biri. Ve yapmaniz gereken bu golge yanlarinizi fark edip (ki bu cok kolay bir sey degil, cunku sogan kabugu gibi, soydukca soyuluyor) bunlarin sadece birer inanc oldugunu ve dogru olmadiklarini icsellestirmek. Size ait olmayan inanclarinizdan kurtulmaya basladikca, ic huzuru bulmaya, yasama farkli bir gozle bakmaya ve farkli bir yerden yasamaya basliyorsunuz. Sevgi cicegi olmak demek degil bu, kendini bilip, kendi merkezinden yasamak ve insanlara (ve topluma) gerektigi yerde sinir koymak, toplumun dayattigi 'isteklerle' 'yasam standartlari' ile degil kendi merkezinizden gelen isteklerle yasamak.

Bu oze donus yolculuguna da, kimisi bir yas sureci ile basliyor, kimisi agir bir depresyon ile basliyor, kimisi bir seyi 'manifest' etmek istedigi icin basliyor. Istediginiz kadar olumlama yapin, cok agir ve kirilmaz bir degersizlik inanciniz varsa, hayalinizdeki insanla tanissaniz ve iliskiye baslasaniz bile onu sabote edeceksiniz, ya da mutsuz olacaksiniz, cunku o degersizlik hissini yaratan sizsiniz, hayalinizdeki isi bulsaniz bile mutsuz olacaksiniz. Insanlar anlamiyor bile ama hepsi donup dolasip sizi ayni yere getiriyor. Hatta ileri gidip diyebilirim ki, yasamin tum amaci dunyayi gercek benligimiz ile deneyimlemek ve oze donmek. Gercekten kim oldugunuzu hatirlamak.
0
kassiopeia
(06.08.25)
ve eklemek isterim, bu golge yanlar/inanclar, sadece kendimiz ile sinirli degil,
mesela paraya iliskin inanclariniz neler? cok para kazanmak icin cok calismak gerekir, cok parasi olanlar hirsizdir, cok parasi olanlar yalancidir, kaynaklar sinirlidir, para sinirlidir, para sadece belli insanlara gider, hicbir zaman guvende degilim, sadece cok param olursa guvende olurum vs. bunlar tanidik mi?
ya da iliskilere olan inanclariniz neler? sevilmek icin cok caba gostermem gerekir, herkes aldatir, kadinlar/erkekler paragozdur, kendim olursam sevilmem vs.
saglik ile ilgili inanclar? bedeniniz ile ilgili inanclariniz? aile iliskileri ile ilgili inanclariniz?
yani her konuda ama her konuda inanclarimiz var, internette cok guzel kaynaklar bulabilirsiniz.
0
kassiopeia
(06.08.25)
@kassiopeia bunların cok farkındayım. psikanalitik psikoterapiye başlama sürecim de bu sebepleydi. terapistim cok profesyonel biri ve işinde iyi, eğitimli biri oldugunu düşünüyorum. bu anlamda fayda göreceğimi düşünmüştüm, elbette sadece terapiyle olmaz ama ne sekilde olacağını da bilmiyorum. o şablonları nasıl değiştireceğimi bilmiyorum. yanlışların farkındayım aslında fakat çözümü bulamıyorum.


gerçek çözüm bu değil ama aslında bu soruyu sorarken de merak ettiğim şuydu,bu tip şeyleri ( olumlama manifes vs herneyse) destekleyen kişiler beynimiz ne söylersek ona inanır'dan yola cıkıyor hep. acaba bu durumu, bu değişimi kolaylastırır ve hızlandırır mı?
0
🌸yuvarlanantencereninkapagi
(06.08.25)
bir de son olarak, meditasyona inanip inanmamak diye bir sey yok. meditasyon binlerce yildir kullanilan bir arac. 'batili' medeniyetler uzun yillar boyunca kendilerini daha medeni ve gelismis gordukleri icin, meditasyonu gormezden geldiler. kapitalist sistem insanlari bunlarin sacmalik olduguna inandirdi. simdi bu sistemin ve yasantinin surdurulebilir olmadigi cok sukur ki milyonlarca insan tarafindan fark edildigi icin, bizler haberdar olduk. hatta Isa'nin yasaminin bir bolumunu hindistan'da gecirdigine ve oradaki yogik ogretileri ile birlikte incil'i yazdigina dair teoriler var, onlar baska bir tartismanin konusu. meditasyonun da b.kunu cikarmaya calisiyorlar ve bir tuketim olgusu haline getirmeye calisiyorlar.

meditasyonun amaci uyudugunuzda bile hic susmayan ic sesinizden sizi biraz olsun uzaklastiracak bir alan yaratip, o sesin size ait olmadigini, sadece gelip gecen bulutlar gibi dusunceler oldugunu ve neye inanip neye inanmayip, neyi yesertip neyi yesertmeyeceginizi secebileceginizi gosteren, sizi rahatlatan, odaginizi nereye yonlendirebileceginizi gosteren bir arac. gunumuzde ise yaradigi tartismasiz. farkli teknikler var, yeterince derinlere inerseniz satori deneyimleri vs. de yasayabiliyorsunuz.

sorunuza iliskin olarak, evet kolaylastirir ancak elbette once o inancinizin farkina varmaniz lazim ve odaginiz, dusunce sarmaliniz oraya gittigi anda fark edip kendinizi telkin etmeniz gerekiyor. ben - kendi adima - oturup 100 kere ben degerliyim demenin bir seyi degistirecegini dusunmmuyorum, bu da bir inanc, ancak mesela ayna calismasi ile cok ilerleyen var. Ancak basiniza bir sey geldigi anda tepki vermeden once kendinize sormaniz gerekiyor, ne oldu, buna iliskin ne hissediyorum, bedenimin neresinde hissediyorum (gogsumde, karin boslugumda), bu dogru mu (self inquiry) ve kendinizi yakalayip somatik olarak, ornegin elinizi gogsunuze digerini karin boslugunuza koyarak, guvendeyim, degerliyim vs. gibi telkinler verebilirsiniz. dusunceleri ve inanclari degistirmek her zaman mumkun, ancak somatik calismanin cok onemli olduguna inaniyorum, zira sinir sistemimiz de inanilmaz etkili. sinir sistemini de somatik calismalarla regule ediyoruz. ki bu da bir tur meditasyon. duygular dusunceler inanclar ve sinir sistemi birbirinden kopuk degil. Bir anlamda "Beyin yikamanin" da mumkun oldugunu dusunuyorum, ne dinleyip ne izleyebilecegimizi secebiliyoruz, dikkatinizi nereye verirseniz enerjinizi de oraya veriyosunuz. neuroplasticity de zaten kasitli olarak degisebilecegimizi gosteriyor.
0
kassiopeia
(06.08.25)
Bunlar bir inanç sistemi değil. Yoga yapıyorum ve yoga bittikten sonra 10 dakika süren bir meditasyon oluyor. Gözünü kapatiyorsun, uzanıyorsun yere,gündelik sıkıntılarını düşünmemeye çalışıyorsun, kendine dönüyorsun. Bu faydalı bir şey. Bir öz bakım aslında. Kendine zaman ayırmak, kendini dinlemek, rahatlamak.

Diğerleri de güzel şeyler. Kendini iyi hissetmek için, kendini telkin etmek güzel bir şey. Düşüncelerimiz olumlu olursa daha güçlü hissederiz, moralimiz yüksek olur. Bunların zararı yok.
0
rock n roll
(06.08.25)
Kassiopeia çok iyi ifade etmiş +1

Hayatımın en kötü yılı benim için dönüm noktası oldu. Kötü deneyimler iyi bir şekilde idare edilebilirse hayat dönüştürücü etkiye sahip oluyor. "the wound is the place where the light enters you" bu alıntı benim için geçerli oldu, umarım sende de benzer değişim ve dönüşümler yaşanır bundan sonra.

Her zaman kendine odaklanmalısın zaten ama kendine odaklandığında auran güçlenecek olumsuz durumlar başına gelmeyecek diye bişi yok. Her zaman her şey olabilir garantisi yok. Ama sen bunlardan etkilenmeyecek, aynı duruma düşmeyecek, idare edebilecek kuvvette olacaksın. Sen kendini sevmeyi öğrenince aşksal mevzular sana zarar veremiyor. Kendini ön plana koyuyorsun, senin değerini başkası belirlemiyor.


Bu arada yoga benim için bir spor, ötesi değil. Ve özellikle ashtanga için konuşuyorum, vücudu çok iyi çalıştıran bir disiplin. Yin yoga da muazzam bir esneklik sağlıyor, fasyal rahatlama veriyor. Bu gerçeklerin ötesinde anlamlar aramıyorum. Bir süre bu new age akımlara fazla dahil oldum. Kimilerinin aşırılığı beni bunalttı resmen tiksindim , hiçbir ekole hiçbir sosyal medya figürüne takılmadan ilgilenmeyi tercih ediyorum artık. Aç YouTube dan ashtanga yoga primary series, yap evde kendin mis gibi. Olumlu düşünmekten de zarar gelmez, karalar mı bağlayalım yani illa? Sen yine olumlu düşün ama nolur hiçbir yere 777 vs sayılar yazma:p
0
kullanicadi
(06.08.25)
İnanmıyorum. Kendini modern diye tanımlayan insanın bedevi inancı saydığı İslam'dan uzaklaşması için batı temalı ama doğu/hint kökenli rahatlama ritüelleri.
New religion movements diye adlandırılırlar.
Yoga, Reiki ve daha bir çoğu bunların içindedir.
Esasen kürselcilerin bu uygulamaları destekleme ihtimali de çok yüksek.
Parçala böl yönet kuralı sadece devletler için değil toplum ve halklar için de geçerli. Bu manada
"Bireysel tercihler"imiz önümüze sunulanlarla sınırlı.

Herkes takip ediyor diye hiç tanımadığınız birilerini takip ediyoruz. Bize gösterilen taraf sanattan ibaret ama ünlü kişinin neyi temsil ettiğini sonraki zamanlarda ifadesi ile tanıyor olduk.
Dünyada genel durum böyledir.
Çok tanınan kimseler aniden piyasadan çekildi ise arka taraftaki kimselerle anlaşamaması sebebiyledir.
Herkes yapıyor diye spor,kişisel gelişim, iç dengeyi sağlama adına reklamlarla bir şeyler yapmaya başlar olduk.
Toplum dokumuza asla uymayan şeyler.
Bu gibi uygulamaların önce tarihsel seyri, kimler tarafından temsil edildiğini incelemek lazım.
0
diyecevaplandı
(06.08.25)
Ben böyle zamanlarda çok basic ihtiyaçlara cevap vermeye çalışıyorum. İyi besleniyor muyum, yeterince hareket ediyor muyum, temiz uyuyor muyum? Önce bunları halletmeye uğraşırım. Yoga, meditasyonla ilgilenmek bana da her zaman çok iyi gelir. Manifesto konusunu bilemiyorum yani diyelim binlerce insan aynı anda binlerce farklı manifest yaptığında benim manifestimle başkasının manifesti mutlaka celisecek. O durumda evren kimin manifestini gerçekleştirecek, e bence kendine ve topluma en az zarar veren kolektif olarak herkesin faydasına olanı diye akıl yürüttüm. Dolayısıyla benim yaşayışım da kendimle ve başka insanlarla, canlılarla, hayatla herkesin ve her şeyin iyiliğine mutlak bir uyum içinde olmalı, herkesi ve her şeyi sağaltmali. İstediğim o çok para ve zenginlik başkasını yoksullastiracaksa ya da benim başarım, aynı başarıyı benden daha çok hak eden birini safdisi edecekse bütün bunları istememeliyim.
0
sekizdokuzon
(06.08.25)
(12)

Ağırlık çalışırken en çok

kizil karga
Nereyi çalışmayı seviyorsunuz, motivasyonunuzu hangisi yükseltiyor?
Nereyi çalışmayı seviyorsunuz, motivasyonunuzu hangisi yükseltiyor?
0
kizil karga
(29.07.25)
Ben spor salonuna hiç yüksek motivasyonla gittiğimi hatırlamıyorum ama çalışmayı daha çok sevdiğim çekiş/sırt antrenmanları.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(29.07.25)
dürüst olmak gerekirse hicbir yeri. motivasyonumu sadece hedefledigim vücuda ulasinca yapacagim kombin hayalleri yükseltiyor.

kulakligi takiyorum. podcast dinliyorum. bitmesini bekliyorum.
0
sonsuz
(29.07.25)
dönemsel değişiyor. bench ve overhead press sevdiğimden genelde oralar fav. ama bazen de niyeyse onları değil sırt merkezli hareketleri canım daha çok çekiyor.

sadece biceps ve karın sevemiyorum.
0
patronaj1
(29.07.25)
Sırt ve bacak resmen testesteron bastığımı hissediyorum
0
apocalipy
(29.07.25)
bölge olarak çok net bir tercihim yok ama bench press ve deadlift ayrı bölgeler de olsa en sevdiğim iki hareket.
0
awlmi
(29.07.25)
Daha rahat çalışabildiğim için bacak çalışmayı seviyorum. Sonra kalça, sırt geliyor. Aşırı güçsüz bölgeler olan kol ve karın çalışmaktan hiç hoşlanmıyorum.
0
sekizdokuzon
(29.07.25)
Bacak, sirt
0
yuvarlanantencereninkapagi
(29.07.25)
bacak çok zevkli. en büyük kaslara yukleniyorum.

ayni zamanda sırt ve biceps çalışmayı da seviyorum.
0
tabudeviren
(30.07.25)
bulgarian split squat ve decline pushup en sevdigim hareketler. gune 100 tane decline push up ile baslayinca gerisi iyi gidiyor.
0
antikadimag
(30.07.25)
valla ben de bolge olarak hicbirini sevmiyorum, sadece kuvvetli oldugum hareketlerde agirlik arttirmak motive ediyor beni onlar da squat ve deadlift. presslerim onlara gore kotu mesela ve onlara uyuz oluyorum.
0
bay b
(30.07.25)
birden fazla kas grubunun çalıştığı egzersizleri seviyorum. favorim snatch.
0
lüzumsuz adam
(30.07.25)
ağırlık çalışırken bunu keyif alarak yapmıyorum ama bir tercihim olsa göğüs hareketleri daha kolay geliyor.
0
biravekahve
(30.07.25)
(3)

istanbul bar canlı müzik

lüzumsuz adam
led zeppelin, pearl jam ile sınırları az çok çizmiş olayım. insan kalabalığından boğulmayacağım, canlı müzik icra edilen hangi barları önerirsiniz? bilgi dolu güncel bir sosyal medya sayfası da çok iyi olur.
led zeppelin, pearl jam ile sınırları az çok çizmiş olayım. insan kalabalığından boğulmayacağım, canlı müzik icra edilen hangi barları önerirsiniz? bilgi dolu güncel bir sosyal medya sayfası da çok iyi olur.
0
lüzumsuz adam
(17.07.25)
Hem canlı müzik ariyosun hem dinleyecek kimse olmasın istiyorsun. YouTube var Live konserleri oradan takip edebilirsin
0
koela
(17.07.25)
dinleyecek kimse olmasın demiyorum. bilmiyorum yanlış mı ifade ettim, yalnızca sıkış tepiş olmayan sevdiğim türde canlı müzik dinleyebileceğim görece ufak bir bar arıyorum.
0
🌸lüzumsuz adam
(17.07.25)
Yok. Çünkü sevdiğin tarz çoğunlukla köreltildi ve belirli başlı niş yerlere kaldı. Dolayısıyla oralar da kalabalık.

Not: Bu gece senin için pearl jam'den immortality çalmıyoruz.
0
new day new life
(18.07.25)
(15)

Hayatın gerçekliğinden kaçmak için yaptığımız şeyler

sekizdokuzon
Astrolojiye sarmak mesela. Sorunun kaynağını o kadar da uzaktan aramak? Bilemedim. Yapıyor muyum, sonuna kadar. Çünkü gerçeklikle mücadele konusunda herkes kadar zorlanıyorum.Sizin aklınıza neler geliyor?Teşekkürler.
Astrolojiye sarmak mesela. Sorunun kaynağını o kadar da uzaktan aramak? Bilemedim. Yapıyor muyum, sonuna kadar. Çünkü gerçeklikle mücadele konusunda herkes kadar zorlanıyorum.

Sizin aklınıza neler geliyor?

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(15.07.25)
Dizi izlemek
Koşmak
Başkalarının dertlerini çözmeye çalışmak
0
gabe h coud
(15.07.25)
Kendi sorunlarımı çözemeden dünya sorunlarını çözmeye çalışmak
0
grimavi
(15.07.25)
Random flört. Arbre reise selam olsun.
0
🌸sekizdokuzon
(15.07.25)
Nanik yapıyorum.
0
encokbenisevinnolur
(15.07.25)
@edmond +1500
0
🌸sekizdokuzon
(15.07.25)
İtimle dolaşmak, adı Shepard. Ve arkadaşlarla fifa, cs, aoe.
0
Shepard
(15.07.25)
uzun sezonlu diziye başlayıp bütün boş zamanlarda bölümleri art arda izlemek.
sevilen diziyi/filmi tekrar tekrar izlemek.
harry potter okumak.
0
goge bakan
(15.07.25)
arabaya binip kendini yola vurmak.
bir ara vaktim olsa motor ehliyeti alip aynisini motorla yapmak istiyorum, basip gideceksin uzaklara.. mis gibi..
0
cooperr
(15.07.25)
fantastik edebiyat
0
lüzumsuz adam
(15.07.25)
iyi bir yazarın kitaplarını sömürmek. stanislav lem'e sardım bu ara.
masterchef izliyom dondurma yiyom çay içiyom sonra aa bi gün daha bitmiş.
0
potsdamer
(16.07.25)
biseyleri scrollamak. insta, reddit, tiktok, feys, ne olursa. 3 saniyelik seylere dikkatimi verince odaklanma kabiliyetim zayifliyor, boylece hayatin gerceklerine de odaklanamiyorum sonra.

ama daha temizi dikkat dagitmak. birileriyle disari cikmak, gezmek, yemek icmek, baskalarinin dertlerini dinlemek.
0
taurina
(16.07.25)
bu aralar felsefi sorgulamalarla ilgileniyorum pelin dilaranın kitap kulübünü takip etmeye çalışıyorum olduğu kadar
0
turuncu tonlarda
(16.07.25)
@edmond honda+1

Buradaki soru- cevaplar ve bazi kullanıcılar ben de "vaay be böyle hayatlar bu denli hayatsızlar varmış" dedirtiyor. Kafamı açıyor bazen okuyunca:D
Bunun yanı sıra burçlara inanmıyorum ama arada açıp Hande Kazanova'nın haftalık burç yorumlarını dinliyorum:/
0
Amaranta ursula
(16.07.25)
Standartlarımı Youtube'da İngiliz pembe dizisi videoları izlemeye kadar düşürdüm. Mevcut gerçekliğimizden kaçabilmek için radikal çözümler lazım :D
0
peki madem
(16.07.25)
xbox
0
orpheus
(17.07.25)
(6)

Son zamanlarda dinlediğiniz en etkileyici türkü

sekizdokuzon
Tam olarak türkü sayılır mı bilmiyorum, Musa Eroğlu söylediği için herhalde türküdür diye düşünüyorum ama sanırım tam o formatta degerlendiremiyoruz ama benim için şu: https://open.spotify.com/track/2aGoWbWXBRewaf6mo9UEOA?si=dgf_hlbdQNiELvX0bMsLZA
Tam olarak türkü sayılır mı bilmiyorum, Musa Eroğlu söylediği için herhalde türküdür diye düşünüyorum ama sanırım tam o formatta degerlendiremiyoruz ama benim için şu: open.spotify.com
0
sekizdokuzon
(13.07.25)
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(13.07.25)
20 yıl önce 18-19 yaşında erkeklerinin yaptığı trollüğü 2025 yılında 30+ yaşında yapman nereden baksan üzücü
0
🌸sekizdokuzon
(13.07.25)
Son zamanlarda değil ama 7-8 sene önce çok kısa aralıklarla, birbirinden alakasız iki mekânda erkan oğur ve ismail hakkı demircioğlu'dan mecnunum leylamı gördüm'ü duymuştum. bir de emin igüs'ten akşam oldu gün dolaşmaz var.
0
black holes in the sky
(13.07.25)
Burası Adıyaman - Selda Bağcan

open.spotify.com
0
anaphylacticshock
(13.07.25)
yurdaer doğulu nun allı turnam yorumunu ayrı seviyorum

youtu.be


türkü sayılmaz ana bonus: youtu.be
0
lüzumsuz adam
(13.07.25)
Amaranta ursula
(14.07.25)
(18)

size her şeyin doğalını isteme hakkınızın olduğunu düşündüren nedir?

m e b
selamlar.soru biraz yargılayıcı gibi olmuş ama cidden merak ettiğim konulardan biri.mesela ülkemizde tarım-hayvancılık bitti, hiç doğal bir şey kalmadı diye serzenişlerde bulunuyoruz vs vs. örneğin ne kadar teşvik verilirse verilsin ben hayvancılık-tarımcılıkla uğraşmak istemem, istanbul'dan ayrılıp
selamlar.

soru biraz yargılayıcı gibi olmuş ama cidden merak ettiğim konulardan biri.

mesela ülkemizde tarım-hayvancılık bitti, hiç doğal bir şey kalmadı diye serzenişlerde bulunuyoruz vs vs. örneğin ne kadar teşvik verilirse verilsin ben hayvancılık-tarımcılıkla uğraşmak istemem, istanbul'dan ayrılıp mevsimsel koşulları gözeterek profesyonel/konvansiyonel üretime geçmek istemem. sanıyorum ki çoğu kişi de mevcut işindeki rahatlığından feragat edip de bu tür işlere girmez. girmek istese zaten bu konuyu konuşmazdık.

kısacası, üretmeye gönüllü olmayıp aynı zamanda mevsimi dışında ürünler tüketmek ve bu ürünlerin hem sürekli hem de doğal olmasını istemek, bu üretimi de başkaları yapsın istemek hakkımız mıdır size göre?
0
m e b
(09.07.25)
Yani yasamak icin birseyler yememiz lazim. :) "mesela ülkemizde tarım-hayvancılık bitti" neye gore bitti, daha az mi uretiyoruz?

Gunumuz sartlarinda hem az para verip, hem cok dogal olsun demeye hakkimiz var desek de piyasa gercekleri cok farkli. Sonucta belirttiginiz gibi kimse bu isleri yapmak istemiyor, tarim-hayvancilikla ugrasana kiz bile vermek istemiyorlar. Ulkemizde bu isler rezillik olarak goruluyor, biraz da oyle zaten. Neyse gunun sonunda parasi olan en iyisini aliyor, fakirler de ne bulursa onu aliyor. Onlarin dogal arayisi falan yok zaten uygun fiyatli bulup aliyorlar.
0
mbond
(09.07.25)
ayni mantikla demokratik bir ulkede yasama hakkimizda yok.
bir cogumuz bir stk, sendika, parti uyesi degiliz, aktif bir mucadele vermiyoruz o zaman boyle bir hakkimiz da olmamali.

tarim konusunda ne kadar yazsak eksik kalir, sadece konuya yaklasim konusunda bir ornek vermek istedim.
0
bay b
(09.07.25)
ailem çiftçi ben de üzüm bağlarının arasında büyüdüm, ünide iken bile yazları yardıma giderdim. çok da severim. ancak üretici - çok büyük ölçekliler dışında- gerçekten zor durumda. insanca yaşamaya yeteceğini bilsem zaten çok ciddi bir meslek alternatifi olurdu benim için.

hak meselesi değil bence bu arada, serbest piyasa ekonomisinde arz/talep dengesine bakar. talep varsa birileri her zaman üretir. ancak doğal/organik tarafına gelirsek kocca bir aldatmaca. belli başlı değerler var gıda kodeksinin belirlediği organik/doğal etiketiyle satışa sunulabilmesi için; arkası çok aranmıyor.

zaten ata tohum da artık neredeyse yok olduğu için monsantonun (vb. büyük tohum firmaları) ıslah ettiği tohumlar kullanılıyor çoğunlukla. bu tohumları da yetiştirme standartları var. belirlenmiş ölçüde ilaç kullanmadan, bu tohumları kullanmadan günümüzde insanın gıda ihtiyacını gidermek gerçek dışı. biraz distopik ama ne yazık ki bilgim dahilinde durum aşağı yukarı bu şekilde.

organik/doğal ürün yetiştirilmesi gerçekten çok zor süreç ve üründen alınan verim de çok düşük. bu yüzden de haliyle fiyatlar fazlasıyla fahiş.
0
lüzumsuz adam
(09.07.25)
İnsanların çiftçi olmamasının nedeni getirisiyle götürüsünün birbirini tutmaması. Onca riske ve fiziksel emeğe istinaden asgari ücrete yakın bir para kazanacak adam bunu gidip başka bir işle çok daha kolay bir şekilde yapabiliyorsa tabi ki çiftçilikle uğraşmaz. Kaldı ki çözümün çiftçi nüfusunu arttırmakla ne kadar alakası olduğu da tartışılır, zira endüstriyel tarım artık yüksek teknolojinin, bir sürü bilimsel ekim tekniğinin, gübrenin, katkı maddesinin vb. kullanıldığı sermaye yoğun bir alan. Örneğin Hollanda bunu yaparken siz gidip klasik yöntemlerle bunlarla zaten rekabet edemezsiniz.

Doğallık konusu da biraz bununla alakalı: "Doğal" diye bir şey yok; milyonlarca insana yetecek gıdayı üretmek için ona göre geliştirilmiş tohum, gübre, katkı maddesi, ilaç vb. lazım. İnsanlar çiftçiler can sıkıntısından ya da parayı bol bulduklarından bunlara tınla para gömüyor sanıyor herhalde... Sorun bunların kullanılmasından öte çoğunlukla yanlış kullanılması, ortada doğru dürüst devlet denetimi olmayınca da zehir tüketiliyor.

Diğer yandan "Gidip X olmak istemiyorsan daha iyisini talep etme hakkın yok" anlamsız bir mantık. Daha iyi futbol izlemek istiyorsak futbol kulübü başkanı, restoranda daha iyi yemek yemek istiyorsak ahçı, daha kaliteli tişört giymek istiyorsak konfeksiyoncu mu olacağı bu mantıkla? Koca bir sektör, onun nasıl denetlenip nasıl yönetileceği devletin işi, daha iyi/doğal vb. gıda tüketmek isteyen bireylerin değil.
0
salihdt
(09.07.25)
tarımı gönüllülük işine düşürenler utanmalı ya. senin istanbuldan(neresinden çok merak ettim) feragat etmene gerek yok ki tarıma dönüş olsa bir anda sudan cıkmıs balık gibi olmaz adım adım ilerlemeli, teşviki çok olmalı, yapanlar övmeli(beyaz yakaya geçiş dönemi gibi) vs. insanlara yeterli maddi imkan sağlanırsa terk etmeyecekleri şehir de yok. bireysel bakarak zaten hataya düşüyorsunuz. sosyal hayatın anlamı bu.
0
ala09
(09.07.25)
Yukarıdakilere katılıyorum, bir toplumda yaşıyoruz ve iş bölümü yapıyoruz. Bu mantıkla hastalanınca doktora da gitmeye de hakkınız olmuyor mesela.
0
peki madem
(09.07.25)
Meyve sebze uretmesek de biz de sonucta birsey uretiyoruz.
Birseyi istemek icin illa o seyi uretiyor olmak mi gerekiyor?
0
nuevo
(09.07.25)
Sizin mantığıniza göre mesela belli bir süre işsiz kalan birinin o süre zarfında hiçbir toplumsal haktan faydalanamamasi gerekir çünkü üretmiyor hakkı yok. Ya da emekli vs olanların, ya da geçmişte 40 yaşında falan emekli olanların da.

Ha demek istediğiniz "hem herkes şikayet ediyor hem kimse elini taşın altına koymuyor" ise katiliyorum buna.
0
encokbenisevinnolur
(09.07.25)
galiba tam izah edemedim, onu görüyorum.

benim vurgulamak istediğim şey ideal ve sosyal yaşamın gerekliliği üzerinden meslek ayrımına gitmek değildi ki... daha çok kişisel anlamda kişinin kendine sorabileceği "ulan bu işi ben de yapmam. yapmayanlar da olabilir ve yapanların azlığı sebebiyle talep ettiğim şeylerde kalitesizlik/yetersizlik/memnuniyetsizlik olabilir. ben bu işlerle ilgilenmeyeceksem neden başkalarından bu işle ilgilenmesini istiyorum?" gibi bir eleştirel soruydu.
0
🌸m e b
(09.07.25)
Olaya çok yanlış bakıyorsunuz. Herkes, dilediğini ister. Bunda bir sorun yok.

Bunları yemek için bir takım kişilerin, bu işlerde çalışması ve bu kişilerin gönlünü yapmak lazım diyorsanız, bunda haklısınız. Ancak bunu sade vatandaş yapamaz. Devlet denen organizmanın bunu yapması lazım. Ne kadar, hangi cins domates, nerede yetişecek, ne kadarı salça olacak? Ne kadarı ihracata gidecek? Hangi cins ilaçlar ve ne kadar kullanılacak? vs. vs. Hepsinin planlanması ve regülasyonların koyulması lazım.

Biz de artık devlet = tek kişi olduğu için, her şeye yetişemiyor.


.
0
kartallar yuksek ucar
(09.07.25)
kendin yapmayı istemediğin için sanki kimse yapmak istemiyormuş gibi düşünebilecek kadar özgüveni nereden buluyorsunuz merak ediyorum.

seralar bulunalı çok oldu ve belki inanmazsınız ama buradan üretilen ürünler satılarak karşılığında para kazanılabiliyor ve bence bu üretim için yeterince teşvik edici.

ayrıca şahsen her şeyin doğalını istemeyi bırakalı çok oldu, hileli olmasın derdine düştük bilginize.
0
duyuruuser
(09.07.25)
Hakkımızdır.
Burada yanlış yönetim politikalarının sonucu biz bu sağlıksız gıdalara maruz kalıyoruz.
Mesela Cargill istedi diye cumhurbaşkanı paketli gıdalardaki glukoz oranını değiştirdi.
Ya da mesela aynı mantıkla rusyanın kabul etmediği domatesi biz yiyorsak rusya da ithal etmesine ve üretmemesine rağmen vatandaşını gözetip bunu almıyorsa bizdeki bakan da "pestisit oranını vatandaşın bilmesine gerek yok" diyorsa sülalelerine sövsem yine hakkımdır diyorum.
0
Kediyi üzdün
(09.07.25)
@duyuruuser: çünkü tarım ülkesi olmamamızdan? çünkü tarımın gsyih'deki payının düşüklüğünden? çünkü tarımda dışa bağlı oluşumuzdan? çünkü köy-kırsal yaşamdan şehirlere göç edişinden? çünkü tarım kültürünün ülkemizde hala oturmamasından?
0
🌸m e b
(09.07.25)
normal olan doğal olması değil mi? yani anormal bir durumu istemiyoruz ki? zaten olması gerekeni istiyoruz? ne bileyim, kafam kadar domates olsun demiyoruz mesela, domates temiz bir toprakta yetişsin istiyoruz, çöplerin atıldığı, plastik parçalarının gömüldüğü bir toprakta değil, sunni gübre yerine kompost ile yetişsin diyoruz, tarım zehiri kullanılmasın, kullanılması elzem ise, kullanan kişiler eğitilsin, 15 gün ömrü olan zehiri attıktan sonra 7 nci günde toplanıp insanlara satılmasın, abi az daha koy etkili olsun kafası ile kullanılmasın, dönüm/kök başı şu kadar su için bu kadar ml ise o kadar kullanılsın istiyoruz.

gdo'lu gıdalar da bir sorun, sadece daha yuvarlak ve daha parlak görünüyor, tüketici bunu tercih ediyor diye genetiği ile oynanmış ve uzun süreli etkilerini bilmediğimiz ürünleri istemiyoruz. bu bir tercih olabilir, iki ürünü yan yana koyarsın kim neyi tercih edecekse eder. öyle bir tercih hakkı sunulmuyor.

sen belki çalıştığın konum/kurum açısından rahatsındır, tarım/hayvancılık ile uğraşmak istemezsin, başkasına zul gelir, senin hayatını yaşamak istemez. zul gelenler de ayrılıp çiftlik falan uğraşıyor bir şeyler zaten.

üreticinin yozlaşmasını istemiyoruz, üreticinin çakallık yapmasını istemiyoruz, elbette yapanlar çıkacaktır, milyonlarca insan var sonuçta, onlarında denetlemeye takılmasını istiyoruz.

doğalı derken, olması gerekeni istemek normal. sahte bal, sahte margarin, sahte yağ, sahte ürün/hizmet istemek garip.
0
selam
(09.07.25)
valla bana kalırsa sadece var oluşum her şeyin en iyisini hak etmem için yeterli, çok megalomanca gelecek ama değil. ben isterim, istemeye devam edeceğim ister hükümetlerden, ister yerel yönetimlerden, ister evrenden, ister tanrıdan önüme kim gelirse. her şeyin en güzelini en doğalını istiyorum.

hee dersen ki kardeş peki isterken yaptığın bi şeyler var mı? var. mesela etiket okurum, üreticilerden daha az katkı maddesi kullananınkini satın alırım. hem kendi sağlığım için hem de çöp içerikli ürün üreten insanlara param gitmesin diye, bütçem yettiğince bazı ürünleri organik alırım mesela sirkeyi.

ya da daha iyi yaşam koşullarına sahip olmak için civarımda gördüğüm olumsuzlukları dile getirir, yerel yönetimlere dilekçe ile şikayet ederim. üretim yapmayı da çok isterdim, çeşitli araştırmalarım ve denemelerim oldu aronya berry yetiştirmek istedim mesela ama vakitsizlikten kaldı ama 2 tane aronya berry ağacım var, 3 yıl önce dikildi bu sezon meyve alırım diye umuyorum.

sorunuza cevap, ben kendime hak görüyorum her şeyin iyisini doğalını istemeyi
0
ofelia
(09.07.25)
Devlet bunun için var, vergiyi bunun için veriyoruz.

Dünyanın tarımsal ihracatı en yüksek olan ülkelerinde organik tarım alanındali iş gücü katılım oranını diğer alanlarla karşılaştırarak söylediğin denklemin yanlış olduğunu görebilirsin.
0
Bruce
(09.07.25)
e tabi hakkimiz her kompleks ekonomide oldugu gibi. uretmek dedigin seyi calisan herkes yapiyor ipsiz sapsiz gezmiyorsa. biri excel'de spreadsheet uretir biri tarlada domates.

ben istedigim urunu almak icin onu uretmek zorunda degilim. insan talep eder, arz varsa alir. arz yoksa talebi goren arz edip para kazanir. bundan daha dogal olan nedir anlamadim? bunu organik tarima degil her seye uyarlayabiliriz.
0
antikadimag
(09.07.25)
@m e b

Ben müzisyenim, anamın karnından itibaren üniversite bitene kadar Klasik Türk Müziği eğitimi aldım, şu anda da devlette Klasik Türk Müziği yapmakla görevliyim.

Sana soruyorum, bu milletin bir geçmişi, bir tarihi, çeşitli alanlarda oluşturduğu mirasları var. Biri de müzik mirası. Halkın çoğu dinlemiyor diye Klasik Türk Müziği yok olmalı mı sence? Peki sen yapabilir misin Klasik Türk Müziği? Yapmalı mısın? Her Klasik Türk Müziği dinlemek isteyen bunu yapmalı mı?

Hayır.

Ama yapamasa da dinlemeyi seviyorsa yahut sevmese bile kendi halkının tarihine ve mirasına saygısı varsa, bunların devamlılığı için, yeni nesillere aktarımı için uygun bir şeyler yapabilir değil mi? Daha doğrusu yapmalıdır.

Ne yapmalı mesela, Klasik Türk Müziği ne demek onu bi kafasında netleştirmeli mesela. Çocuğu veya yeğeni veya öğrencisi veya biri sorsa verecek doğru bir cevabı olmalı. Ayrıca belli başlı eserlere âşinâ olmalı, tavsiye edebilmeli. Müziği sanat halinde dinlerken eğlenceye meze etmemesi gerektiğini, bir âdâbının olduğunu bilmeli ve çevresine öğretebilmeli. Konser dinleme âdâbını bilmeli, müzisyenlere duyduğu saygıyı ve sevgiyi onlara kıyafetiyle, dakikliğiyle, dinlerkenki sessizliğiyle, rica edildiğinde alkışlamayışıyla... gösterebilmeli.

Bak, Klasik Türk Müziği yapmadığı halde destek oldu, varlığını sürdürmesine yardım etti, saygıyı devam ettirdi.

Yani sorunun cevabı, bir şeyin olmasını istemenin yeter sebebi her zaman onu yapmak değildir. Onun varlığına saygı göstermek de yeter sebeptir. Ben bir müzisyen olarak mali müşavirlik yapamam mesela, ama onun "şunu yapın şunu yapmayın" demesine kulak verir, sorum varsa sorup öğrenir, hatta mantığını anlamaya çalışır ve gerekeni yaparsam bir mali müşavirlik destekçisi olurum. Bu da hem o mesleği ve işi devam ettirir hem beni destekler.
0
muhayyer divan
(09.07.25)
(29)

Neden depresyona gireriz?

sekizdokuzon
Onlarca sebebi var elbette ama bir tanesini az önce şu şekilde düşündüm: Zihin çok uzun süre mücadele modunda çalışıp işe yarar bir çözüm üretemeyince kendini bir süre rölantiye alıyor. Depresyondayken zihninizin daha az ve yavaş çalıştığını farketmissindir. Bu açıdan bir hayatta kalma mekanizması o
Onlarca sebebi var elbette ama bir tanesini az önce şu şekilde düşündüm: Zihin çok uzun süre mücadele modunda çalışıp işe yarar bir çözüm üretemeyince kendini bir süre rölantiye alıyor. Depresyondayken zihninizin daha az ve yavaş çalıştığını farketmissindir. Bu açıdan bir hayatta kalma mekanizması olabilir.

Sizce neden depresyona giriyoruz?
0
sekizdokuzon
(08.07.25)
Günümüz modern toplumunda çevresel faktörlerin beyin kimyamıza tecavüz ediyor oluşundan mütevellit bu çağın en tehlikeli rahatsızlıkları mental rahatsızlıklar.
0
apocalipy
(08.07.25)
@appcalipy +1
Bir açıdan dışarıdan gelen saldırı/saldırılara karşı koyamayip bunu kendinde döndürme hali gibi.
0
encokbenisevinnolur
(08.07.25)
bir anlama oturtamayınca x' i, cumburlop giriyoruz. x değil, x' in nedenini bulamamak bence asıl sebep.


x i kayıp, ayrılık, yaşama amacı vb vb. her şey alabiliriz :/
0
lüzumsuz adam
(08.07.25)
mutsuzlukla depresyonu karıştırmayın
0
mantık
(08.07.25)
Pes ettiğin için, dayanamadığın için, tetiklendiğin için. Zayıf adam işi. Depresyonun sana yararı yok, o yüzden kurtulmak için savaşmalısın. Ama herkeste bir furya, psikolara gidelim, ilaç içelim. Git gez dolaş, hobi edin, işe gir, gönüllü bir şeylere gir. Kısaca dene. Ama yokkkk, kendiniz eziklemek, drama yaratmak çok daha kolay ve ilgi çekici.
0
Shepard
(08.07.25)
Dünya tarihinde hangi büyük adamların hayatları boyunca depresyonla savaştığını ya da yaşadığını bilsen küçük dilini yutarsin @Shepard
0
🌸sekizdokuzon
(08.07.25)
@sekizdokuzon yazar mısın kimler, bir bakayım okuyayım.
0
Shepard
(08.07.25)
@Shepard, buyuk lokma ye, buyuk soz soyleme demisler.
Bilmedigin, yasamadigin sey icin aciktan gazel okumak kolaydir. Depresyon insana oyle bir carpiyor ki, hayalet tren gibi, kimse gormuyor, ama sen allak bullaksin, kolunu kaldiracak mecalin yok. Bunun nasil basladigini bilmiyorum, ama o kara bulut bir sekilde insanin beynine girince, gerisi cok zor geliyor. Aylar, yillar bazen toparlamak.
0
quaker
(08.07.25)
sekizdokuzon yorulmasin, basit bir arama veya chat gpt sorusu (parantez icindekiler depresyon seviyesi, tarihte kayit altina alinmis sekilde)

Winston Churchill (Şiddetli; sürekli melankoli, intihar düşünceleri)

Abraham Lincoln (Yoğun; ağır üzüntü, içe kapanıklık)

Vincent van Gogh (Çok şiddetli; psikotik ataklar, kendine zarar verme)

Ernest Hemingway (Şiddetli; alkol bağımlılığı, intihar)

Virginia Woolf (Çok şiddetli; psikotik ataklar, intihar)

Sylvia Plath (Çok şiddetli; intihar düşünceleri, kendine zarar verme, ölümle sonuçlanan intihar girişimi)

Ludwig van Beethoven (Yoğun; izolasyon, öfke nöbetleri, umutsuzluk)

Leo Tolstoy (Yoğun; derin varoluşsal kriz, intihar düşünceleri)

Friedrich Nietzsche (Çok şiddetli; izolasyon, ağır depresif krizler, psikoz benzeri belirtiler)

Marilyn Monroe (Şiddetli; ilaç bağımlılığı, kronik yalnızlık, aşırı mutsuzluk)

Charles Darwin (Yoğun; aşırı kaygı, izolasyon, fiziksel rahatsızlıklar)

Isaac Newton (Yoğun; sosyal izolasyon, paranoya, ağır umutsuzluk)

Edgar Allan Poe (Şiddetli; alkol bağımlılığı, kendine zarar verme eğilimi, yoğun melankoli)

Kurt Cobain (Çok şiddetli; uyuşturucu bağımlılığı, intihar düşünceleri ve intihar)

Robin Williams (Şiddetli; kaygı, paranoya, intihar)

Frida Kahlo (Yoğun; kronik fiziksel ağrılarla beraber gelen umutsuzluk, yalnızlık hissi)

Mark Twain (Yoğun; sosyal izolasyon, ölüm korkusu, umutsuzluk)

J.K. Rowling (Orta; aşırı umutsuzluk, yalnızlık, intihar düşünceleri)

Buzz Aldrin (Yoğun; izolasyon, alkol bağımlılığı, varoluşsal kriz)

Jim Carrey (Yoğun; sürekli üzüntü, izolasyon, varoluşsal sorgulamalar)
0
quaker
(08.07.25)
@quaker tenk you bakıp döneceğim ulan

aha döndüm de gözüme çarpan Churchill için.

"The biographies of Churchill by Manchester go into this. His thesis was that Churchill was manic-depressive but managed to fight through depression by forcing himself to work constantly. Wall building was one of the things he did to keep busy. I think you see something like this in Springsteen's description of his own depression, that he overachieved during a lot of his career as a way of staving off depression."

Yani bence benim dediğim doğru gibi sadece buraya bakarak. Reddit'te yazan bir abimiz. Sonuçta yalan da değil yazdığı comment. Kısaca savaşacaksın dedik, aha şöyle böyle savaşmış çörçil.
0
Shepard
(08.07.25)
tamamen kimyasal, mentalle en ufak alakası yok. bir çok dış faktör + genetik faktörler beynimizin içinden geçiyor.

"iyi düşün, mutlu düşün, güzel kelimeler kullan" gibi şeylerin maalesef bu duruma hiçbir faydası yok.
0
tchuck
(08.07.25)
Tekil ornek uzerinden tum hastaligi "Aha cozduk" diye kenara cekmek de, ne bileyim, biraz bos.
Churchill savasmis, ugrasmis. E savasamayan? Hobi edinemeyen? Ailesinden zaman bulamayan? Parasi olmayan? Isinden kovulmus olan? Milyon tane insanin yasadigi seye, "savasmiyorlar, hepsi zayif" demek, cok ergen isi, hakikatten.
Neyse, insan basina gelmeyince konusur durur, bekara kari bosamak kolay sonucta.
0
quaker
(08.07.25)
Şöyle de düşünülebilir, shepard mantığında şeylerle karşılaştığında öfke kontrol meselelerin gün yüzüne çıkıyorsa depresyona girmezsin, niye böyle bakış açıları var ne biçim dünya tarafına geçersen is depresyona doğru gidiyor. Bu soruyla mesleki yaşamında vs uğraşıp mükemmeliyetçi ve idealist yaklaşırsan, bir aşamada sonuç alamayıp alamayıp yine depresyona giriyorsun.
0
encokbenisevinnolur
(08.07.25)
@ encokbenisevinnolur: Bunun orneklerini gordum, adam herseyi en iyi sekilde yapmaya calisiyor, cabaliyor, ediyor, basariyor kismen. Sonra en ufak sey yanlis gidiyor. Bam, yerle bir. Ne oldu? Tum duzeni, beklentisi, basarisi o catlakla gume gitti. Cok garip bir kafa, ilac falan cozuyorlar biraz ama, kimbilir o ilac insandan neler goturuyor.
0
quaker
(08.07.25)
@quaker: Evet, o tur durumlari kastetmeye calistim ben de, emin değilim ama depresyonun farklı bir türü olsa gerek bu da.
0
encokbenisevinnolur
(08.07.25)
@quaker abi yazılanı okumuyorsun galiba, öfkeden mi nedir hahaahah. Sadece bu örnek üzerinden gidersek demişim.

Olaylar basit, pes edersen boku yiyorsun. Etmeyeceksin. Savaşacaksın. Yani senin başına gelen şeyler hemen herkesin başına belli bir seviyede geliyor.
0
Shepard
(08.07.25)
Bahsettiğiniz şey öğrenme psikolojisi terimi ile öğrenilmiş çaresizlik okuyor ve depresyonla ilişkisi çok çalışılmış. Sıçanlarla, sineklerle filan bisürü araştırma var ve önemli bi kısmı depresyonla ilişkili buluyor gerçekten.Ha bazı insanlar da aynı yıkıcı deneyimi yaşadığı halde depresyone girmiyo. Niye, ne onları koruyor. Onları koruyan çeşitli şeyler olabilir geçmiş öğrenmeler, güçlü sosyal destek sistemleri filan. Onlar da psikolojik dayanıklılık (resilience) başlığı altında araştırılıyor.
0
benim bir gizli bildiğim var
(08.07.25)
@Shepard: Yeterince okuyorum canim kardesim, merak etme.
Sadece senin hakkinda yeterince okumamisim, simdi okudum, anladim durumu, sen haklisin, ben haksizim.
0
quaker
(08.07.25)
@quaker abi bak tartışmayı kaybettin. Vuracak yer aradın, stalk yaptın. Ad hominem. Ahaahahah. Bilgilen gel. Bu arada ben senin hakkında okumadım. XD
0
Shepard
(08.07.25)
depresyon sadece duygularla veya gündelik sorunlarla izah edilebilecek bir durum değil. son derece ciddiye alınması, bu konuda öz farkındalığın yüksek olması gereken bir süreç. beyin kimyasının çeşitli nedenlerle değişmesi (ameliyat/narkoz, perimenopoz/menopoz süreci, hamilelik, sakatlanma/yaralanma, zor süreç vb.), bozuk ve/veya yetersiz beslenme düzeni, genetik faktörler (ailede genetik aktarım olan mental hastalıklar), 0-6 yaş dönemi bakım verenlerin tutum ve yaklaşımları, büyük T ve küçük t travmalar, çevresel koşullar, alkol ve uyarıcı tüketimi gibi gibi bir sürü parametre var.

evet egzersiz, hobi, arkadaşlar dostlar, doğa vb. konuların sağaltıcı etkileri var ve çok faydalı ancak distimi, majör depresyon vb. boyutuna gelmiş biri zaten bu sayılanları yapabilecek bir kimyaya sahip değil maalesef beyninde. hem terapi hem ilaç tedavisi gerektirebilir böyle durumlar. üstelik depresyon nükseden bir durumdur uzmanlara göre.

ben biraz da yaşımdan kaynaklı daha böyle toplumsal düzeyde varoluşsal sancılar nedeniyle ara ara depresif hissedebiliyorum :)). ama ailede yaşanmış olan mental hastalıklara istinaden bu tür konuları düzgünce araştırıp içselleştirdiğim uzun yıllar sayesinde kolay kolay depresyona girmiyorum. geçmişte iki defa girdim, biri aşırı sancılı olmuştu, diğerinde antrenmanlıydım :). birkaç defa da travma sonrası stres bozukluğu süreçleri yaşadım.
0
Phoebe
(08.07.25)
mesela bence depresyona giren kisiler duyuruda her gün baslik açmamalilar.
0
feastofthedamned
(08.07.25)
Prof. Dr. M.Gazi YAŞARGİL hocaya spiker soruyor,
- efendim akıl sağlığınızı nasıl koruyorsunuz,depresyondan korunmak için vs..
+ hiç boş vaktim olmadı bunları düşünecek.

gibi bir cevap vermişti sanırım.
0
designer
(08.07.25)
tüm sebepleri aşağıda listeledim (thanks to chatgpt)

Genetik yatkınlık, nörotransmitter dengesizlikleri, hormonel değişiklikler (tiroid, doğum, menopoz)

Öğrenilmiş çaresizlik, aşırı öz eleştiri ve düşük benlik saygısı, erken dönem travmaları, uzun süreli stres (kayıplar, maddi sorunlar, anlam kaybı, ilişkisel kayıplar), yalnızlık ve sosyal izolasyon,

Evrimsel depresyon, toplumsal baskının yarattığı depresyon

Bana göre toplumsal baskı ve yalnızlık ile birlikte sosyal izolasyon en başta gelen sebepler. Sonra da hormonel değişimler.

senin bahsettiğin evrimsel depresyon oluyor.
0
gabe h coud
(08.07.25)
@feast: Aslında tam tersi. Depresyonda olan insanları kendilerini ifade etmeye daha çok yüreklendirmek gerekir. Bir de mental sağlığımız üzerine konuşmak artık hayati bir önem taşıyor. Kadın erkek herkes yaşadığı zorlukları paylaşmalı, başkalarının deneyimlerinden faydalanmalı. Tabii bunlar sürekli birilerinin kuyruğuna basarak ilgi odağı olmaya çabalayan incellerin kafa yordugu konular değil.
0
🌸sekizdokuzon
(08.07.25)
ortalama zekasi olan kisiler zaten depresyondan çikabiliyor. çikamayanlar da bu basligi açanlar gibi sefil yasayanlar oldugu için, çikmasalar da olur diyoruz.
0
feastofthedamned
(09.07.25)
sizcesi bizcesi mi var? bilimsel açıklanmış. @mantık +1 dopamin seretonin genetik aktarım çevre vb. bir sürü değişken var.
0
mikahakkinen
(09.07.25)
@feast: kelime dağarcığını arttır, hep aynı lafları sokuyon. Tad alamıyoruz
0
🌸sekizdokuzon
(09.07.25)
Duyuru'da sansür var o yüzden ;) Yoksa hayatinda duymadigin ifadelerim var(tabii ne kadarini anlayabilirdin orasi meçhul).
0
feastofthedamned
(09.07.25)
Laf sokmaktan küfrü anlayacağını tahmin etmeliydim. Ben Gazi mahallesinde doğdum büyüdüm, senin o yakası açılmamış sandığın küfürleri biz sakız diye çiğniyoruz.
0
🌸sekizdokuzon
(09.07.25)
(12)

Birinin Size Söylediği En Kırıcı Söz Neydi?

rock n roll
Soru başlıkta.
Soru başlıkta.
0
rock n roll
(07.07.25)
Duyduğum en kırıcı sözleri özel hayatımda değil iş hayatında duydum. İş hayatındaki insanlar %100 faşist.

Sen pedagojik formasyon almadın mi demişti bir hoca.
0
sekizdokuzon
(07.07.25)
"sen kimseye, hicbir seye commit edemezsin. o kadar ki senin hobin bile yok. bir seye baslayip sikilip birakiyorsun hemen."
0
sonsuz
(07.07.25)
Kırmadı ama içimde yumru oldu oturdu.
Üniversite yıllarında flörtleştiğim biri vardı. Kafayı tek eşlilikle bozmuştu, benden güvenilmezlik sinyalleri almış, öyle demişti. Sen de herkes gibisin falan bir şeyler saçmaladı.

Ben de, bu konuda büyük de konuşurum, hiçbir zaman birini aldatacak (veya sırf formaliteden, aldatmış olmamak için şak diye ilişki bitirecek vb.) birisi olmadım. Bir şey de diyemedim, öyle içime oturmuştu. Birinin sizi tanımadan bir sonuca varıp hiç söz hakkı bırakmadan işine bakıp gitmesi zor bir şeymiş, insanın boğazında kalıyor bir şeyler. Olmadığına üzülecek kadar bile tanımıyordum, dedikleri çaresiz hissettirmişti sadece. Baya hadsizlik yaptı.

Neyse gözünü sevdiğimin karması, boş durmadı sonrasında :D onun o kafayla zor zaten. Tahlil yeteneği sıfırdı arkadaşta. Bak yine sinir oldum. Öyle olmasaydı nişanlımla tanışamazdım ama belki.
0
akhenaten
(07.07.25)
"Sen beni ne adam gibi sevebildin, ne adam gibi sikebildin"
Gayet iyiydi halbuki.
0
norek
(07.07.25)
Yazdim, sildim. Ifsa olma olasiligim var. Bunu bircok kisiye soyledim. Icimde hep tekrar ediyor o sahne zaten. Olene kadar unutmam herhalde. Abim soyledi. Oz abim. Espri niyetine soyledigi cok agir bir cumleydi. Onu hayatimdan cikardim bu cumleyle.
0
Kittie
(07.07.25)
kirici degil de baya koydu diyelim. 2 sene once bir dugune gittim, orada 30 senedir gormedigim bir elemanla karsilastim, ayni mahalleden top falan oynardik, yasitiz.

benim gobek onden gidiyor, saclar beyazlamis, herif ise hala filinta gibi, tek beyaz saci da yoktu. ben it gibi maasla calisiyorum ona kuyumcu dukkani acmislar carsida takiliyor.

kulagima egildi, "moruk, gotume donmussun" dedi..sagolsun, nokta atisi tespit.
0
cooperr
(07.07.25)
ne demediler ki..
en güzeli kafaya şapka takin,
Fötr, saksı, fiyonk..
0
designer
(08.07.25)
One night stand yasadigim bir kadinin evinden sabah çıkarken gayri ihtiyari görüşürüz demiştim o da "bakarız" demişti. 15 sene gecti, atlatamadim bunu.
0
duster
(08.07.25)
Birinin söylediği bir şeye kırıldığıma dair bir örnek hatırlayamadım.

Ama şey çok var, bir olay ya da durum oluyor "lan bu böyle biri miymis" diye çok kırıldığım oldu. O kişinin öncesinde görmediğim, ama sonrasında bir şekilde ayyuka çıkan olduğu kişi kırdı beni.
0
encokbenisevinnolur
(08.07.25)
Bu sorunu görünce düşündüm düşündüm düşündüm... fark ettim ki, en çok kelimelere cümlelere kırılıp yaralanan ben, en kırıldığım sözleri hafızama kaydetmemişim.

Şimdi bir şey geldi aklıma, bana hitaben söylenmemiş bir söz ama. Yakından tanıdığım bir adam boşanma aşamasındayken (işsizdi) çocuklara nafaka verme konusu açıldığında "maaşımın 4'te birini çocuklara yediremem!!!" demişti.

Bunu unutamıyorum evet. Sanki onun çocuğu benmişim ve gözümün önünde söylüyormuş gibi çok ama çok kırıldım.

Bu hatırayı niye bu kadar zor hatırladım bilmiyorum.
0
muhayyer divan
(08.07.25)
en kırıcı olan herhangi bir söz söylenmemesiydi.

sevdiğiniz insanın bir anda çekip gitmesi gerçekten çok acı.
0
lüzumsuz adam
(08.07.25)
öl diye emzirmedik de ama ölmedin.
0
Phoebe
(08.07.25)
(13)

Kitap Önerilerine Açığımmm

koela
selamlar. Bu aralar John Steinbeck'in kitaplarına sarmış durumdayım. Önce fareler ve insanlar sonra cennetin doğusu ve son olarak gazap üzümlerini bitirdim. Ondan önce de genç werther'in acılarını bitirmiştim. Acıdan kavruldum yoğruldum. Bana okuduğumda o neymiş ya öyle diyebileceğim kitaplar önereb
selamlar. Bu aralar John Steinbeck'in kitaplarına sarmış durumdayım. Önce fareler ve insanlar sonra cennetin doğusu ve son olarak gazap üzümlerini bitirdim. Ondan önce de genç werther'in acılarını bitirmiştim.

Acıdan kavruldum yoğruldum. Bana okuduğumda o neymiş ya öyle diyebileceğim kitaplar önerebilir misiniz?

dünya klasiklerinden olabilir, okuması zevkli baymayacak kitaplar önerebilir misiniz
0
koela
(02.07.25)
Yalnızlık - hayatı sorgulama temalı : tatar çölü
0
substituent
(02.07.25)
Daha fazla acı çekmek istiyorsanız Yu Hua Yaşamak kitabını öneririm
Tatar Çölü+1
0
hayalhayal
(02.07.25)
john fante kitaplarını öneririm adam resmen depar ata ata kitaplar yazmış öyle tempolu.

yaşar kemal - ince memed.. kitap değil resmen destan.
0
ayseee
(02.07.25)
Sanırım henüz klasik sayılmaz ama acıdan zevk alıyorsanız Algernon'a Çiçekler'i önereyim ben de.
0
kobuzchu kiz
(02.07.25)
ferit edgü - hakkari'de bir mevsim
salinger - çavdar tarlasında çocuklar, franny and zooey
0
lüzumsuz adam
(02.07.25)
aslında bittikten sonra o neydi öyle diyebileceğim bir kitap arıyorum. acıdan yoğrulmak değil de kurgusuyla başımı döndürecek bir kitap.
0
🌸koela
(02.07.25)
o halde alfred bester - kaplan kaplan' a da bir şans verebilirsiniz.
0
lüzumsuz adam
(02.07.25)
sezgin kaymaz ile bu sene başında tanıştım ve hikayeleri de dahil tüm külliyatını bitirdim. hem üslubuyla, hem düşünsel yanıyla, hem diliyle, hem de olay örgüsü ve kurgusuyla harika bir yazar. bence ihsan oktay anar'ın muziplik zeminindeki izdüşümü gibi bir yazar. (herhangi bir aşağı-yukarı kıyaslaması yapmak için değil de fikir vermesi açısından söylüyorum bunu)
hikayeleri, romanlarına göre biraz daha sönük. bu sebeple aşağıdaki eserlerini mutlaka tavsiye ederim:

-uzunharmanlar'da bir davetsiz misafir
-geber anne
-kaptanın teknesi
-zindankale
-lucky
-düz dünyacılar
0
m e b
(02.07.25)
haruki murakami denenebilir. Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu benim bugünkü tercihim oldu
0
ala09
(02.07.25)
roman turunde en buyuk eserler 19. yy'da verildi. dostoyevski'nin her romani okunmali.

suc ve ceza
budala
ecinniler
karamazov kardesler

yeraltindan notlar
insanciklar
0
antikadimag
(02.07.25)
Onca yoksulluk varken
0
Amaranta ursula
(02.07.25)
thomas bernhard otobiyografik beşleme

libgen.li
0
tabii lan manyak mısın
(02.07.25)
herhangi bir victorian era literature örnegi psikolojiyi aylarca bozmak icin yeterli derecede aci, sefalet ve zorlugu icinde barindirir.
oliver twist, david copperfield, jane eyre, wuthering heights, north and south, great expectations, tess of the d’urbervilles gözüm kapali önerebilecegim karamsar kitaplar.
modern dönemlerden angela's ashes. antidepresani hazir tutarsan iyi olur. rosasharn kadar sürünmüs hepsi.
genc werther tövbe isteyecek.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(21.09.25)
(5)

almanca dil kursu

lüzumsuz adam
özellikle online olarak hizmet alıp da memnun kaldığınız, önerebileceğiniz almanca kursları var mıdır?
özellikle online olarak hizmet alıp da memnun kaldığınız, önerebileceğiniz almanca kursları var mıdır?
0
lüzumsuz adam
(01.07.25)
başlığı ben de takip edeyim diye yazıyorum. goethe enstitüsü'nün online kursu var ama hiç bilmiyorum iyi midir değil midir.
0
elektr10
(01.07.25)
bir alternatif olarak belli bir seviyeye kadar kurs çok etkili olmuyor bence.

youtube'da almanca kolay ve begi begi isimli iki hocamız var çok temiz ve düzenli anlatımları var tavsiye ederim.
0
biravekahve
(01.07.25)
tabii, yalnızca kurs değil; bir süredir video, film, uygulama ne bulursam atlıyorum. ancak sertifika almam gerekiyor. çok sağ olun öneriler için.
0
🌸lüzumsuz adam
(01.07.25)
Almanya'da bazi kurslar, online grup dersi secenegi de sunuyor. Kapitel zwei var, perfekt deutsch var epey meshur. Eger ücretini uygun görürseniz aslinda bir alternatif olabilir sizin icin.

www.perfekt-deutsch.de (Burayla ilgili yorumlar güzel, ben de bir tekrar kursuna katilacagm online olarak)
kapitel-zwei.de

Bunlar ilk aklima gelenler. Baska kurslar bulmak da mümkün.

ek: www.deutsch-uni.com burada da güzel bir sistem var. Ister bir egitmenle birlikte calisabiliyorsun, istersen sana materyal ve alistirmalar sunuyorlar ve onlara kendin calisiyorsun.

Yine kendin calisabilecegin bir sistemi su an Goethe de sunuyor ve indirim koduyla 99 euro. www.goethe.de Belki bu da düsünülebilir.

Kolay gelsin :)
0
chihirovekohaku
(01.07.25)
@lüzumsuz adam

a2,b1,b2 telc sertifika sınavlarına girdim,kazandım. bunlarda kurslardan ziyade sınav taktikleri önemli oluyor telegram gruplarından çıkmış sınav örnekleri vs faydalanabilirsin. hacı ahmet altıner diye bir adam youtube'da sınav taktikleri üzerine kafa yoruyordu faydalı olabilir.
0
biravekahve
(01.07.25)
(12)

Evde şarap yapaniniz var mı?

sekizdokuzon
Nasıl, nereden başlamalı bu işe? Nelere dikkat etmeli?Teşekkürler.
Nasıl, nereden başlamalı bu işe? Nelere dikkat etmeli?

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(30.06.25)
Denemedim ama youtubeda anlatanlar var
youtu.be
youtu.be
0
grimavi
(30.06.25)
Takıldığın her yerde sorabilirsin. Bir dönem çok uğraştım. Hala da yaparım arada.

En haddinden fazla basit tarifi vereyim.

Malzemeler:
22-26 derece arası dışına çıkmayan karanlık bir oda.
4 litre dimes %100 kırmızı meyveler
750 gram toz şeker
5 gram yani 1 çay kaşığı şarap mayası
5 litrelik boş su pet şişesi
1 adet balon
balonu ince delmek için çeyrek altın çengelli iğnesi

Yapılış :
Meyve suyu ve şekeri şişeye koy, tamamen eriyene kadar çalkala, mayayı koy, şöyle bir çalkalayıp şişenin ağzına balonu tak, iki tane del, karanlık odaya koy. Balon bir saate şişer, 15 güne kadar söner. Bir balonlu pet şişeye daha tortusunu karıştırmadan, çalkalamadan aktar. Bir hafta daha bekle. İç.
Afiyet olsun.
0
Mirket
(30.06.25)
üzüm cinsi önemli tabi ki öncelikle. suyunu çıkarmak için en güzel yöntem üstüne çıkıp çiğnemek gerçekten :D geriye kalan posayı renk versin diye içinde tutanlar var ama bulanıklığı çok dert etmemek lazım artisan bir şey hedeflenmiyorsa. Güzel bir cam yağdanlıkta bekletiyorduk biz, baya büyük müthiş bir şeydi. Işık ve hava almayan bir ortamda, tercihen yer altı, 6-7 ayda alkol oluşmaya başlıyor yeterli fermantasyonla.
0
lüzumsuz adam
(30.06.25)
2015 yılında çok yapmıştım. kırmızı şarap, elma cider ve vişne şarabı.

en güzeli vişne şarabı oldu. aroması alkolün keskin tadını bastırıyor.

mutlaka şampanya mayası ve maya besini kullan. şu videodaki abinin tavsiyelerini dinleyebilirsin.

www.youtube.com
0
yurtsuz john
(30.06.25)
Yaptım. Yapılır. Babama da öğrettim. En önemli konu: mayalanma esnasında hava kaçırıp çürütme. onun dışında zaten kendi kendine oluyor.

normal üzümden mesarasyon süreci ile mi istiyorsun
yoksa üzüm suyundan düz fermentasyon ile mi?
onu da bilmemiz lazım.

hijyen tabii ki çok önemli.
0
sanal hayvan
(30.06.25)
@sanal hayvan: konuyla ilgili hiçbir şey bilmiyorum. Ekonomik olacağını düşündüğüm için denemek istedim :p
0
🌸sekizdokuzon
(30.06.25)
o zaman önerim. şu şekilde. 10 kutu katkısız %100 üzüm suyu al.
boş bir damacanaya doldurmadan önce bunlara her üzüm suyu kutusu bazında yani 10 çay bardağı şeker doldur. ve tamamen eriyene dek karıştır.
internetten şarap mayası satın al.şarap mayasını ılık suda bir küp şeker ile beraber canlandır. kabarma 10-15 dakika sonra başladıysa bu çay bardağını da damacanaya boşaltmak üzere hazır tut.
bu bahsettiğim boş damacanaya bunların tamamını boşalt.
damacanaya kapağını koy kapağı çok az bir miktar yar. damacana kafasına bir tane balon geçir. bu balonu bir iğne ile birkaç yerinden del.

bu kadar. iki hafta sonra şarap hazır. pruno derler.
benim anlattığımı anlamadyısan bu elemanın serisini izle ben ondan öğrendim:
www.youtube.com
0
sanal hayvan
(30.06.25)
Şarap ya da şampanya mayası için önerdiğiniz bir marka ya da ürün var mı?
0
🌸sekizdokuzon
(30.06.25)
Linkteki resim 500 gramlık ambalaja ait. Onu bölüp 50 gram yolluyorlar. Başlangıç için iyi ve yeterli bir markadır. Firma da güvenilirdir. Fotoğraftaki ürün değil diye şaşırma.

vinomarket.com.tr
0
Mirket
(30.06.25)
Amaç keyifli şarap içmek mi yoksa ucuz yollu alkol temin etmek mi?
ikisi baya bir değiştiriyor.

Eğer amacın ilkiyse tarif farklı. Meyve suyu filan değil üzümle yapacaksın tabii ki :)
www.youtube.com
şu videodaki gibi bir şey yapmıştık basit aletlerle.

Şaraplık üzüm alırsanız (normale göre daha aromatik ve en önemlisi şeker oranı daha yüksek oluyor, pekmezlik diye de geçiyor) başka hiçbir şey koymanıza gerek kalmıyor (ne su, şeker, maya). Yalnızca üzümleri patlatıp kaba koyuyorsunuz.
0
burfak
(01.07.25)
Takip
0
onheil
(01.07.25)
Burada tarif ettiğim ya da tarif edilenler allollü meyve suyu yapımıdır. Şarap yapımı ki isteyene onu da anlatırım epey bilgi birikimi, malzeme, mekan ve çevre gerektirir.
Allollü meyve suyu dediğim olaya üzümden yapılanlar da dahildir. İster suyundan ister meyvesinden yapın farkı yoktur. Üzüm de kullansanız allollü meyve suyudur o.

Şarap yapımı için özel birkaç cins üzüm vardır. Bu üzümleri şarap yapımcıları, yapımcılarla anlaşmalı bağcılar ve kendi şarabını yapan bağcılar yetiştirir. İhtiyaç fazlası kalan az miktardaki üzüm de pazara manava götürülmez. Ben gidip pazardan şaraplık üzüm alayım olayı yoktur yani.

Bağcılar ve şarapçılar çeşitli mecralarda organizedir. Mecralardan biri feystir. İsteyene grup adı veririm. Ürün daha bağdayken alıcı ve satıcı anlaşmıştır. Ürün bağda tatlanmanın son anına kadar bekletileceği için hasat birkaç gün önce ancak belli olur. Bağcı müşterisine yarın gel der. Müşteri bidonunu alıp bağa gider. Bağcı sabah hasadını yapar. Üzümü patlatır müşterisine bidonunu teslim eder. Bu üzümderin mayası kendindendir. Buna vahşi maya denir. Bu mata her zaman istediği randımanı veremeyeceği ve başka küfleri barındırıyor olabileceği için vahşi maya ile şarap kumar severler dışında tercih edilmez ve bu maya öldürülerek başka maya kullanılır falan.

Arkadaş konuyu bilmiyor ve heveslenmiş. İlkokulunu anlattık. İsteyene lisans ve lisansüstü düzeyini de anlatırız.

Onun için vay efendim meyve suyuyla falan olaylarına girmeyelim.
0
Mirket
(01.07.25)
(39)

Ev işleri paylaşımı?

bobinhoo
Kadın - Haftada 1 ya da 1.5 gün çalışıyor, aksam 17:00-17:30 gibi evde en geç o günlerde. Aylık kazancı 1x.Erkek - Haftada 5 gün sabah 9:00-9:30da evden çıkıyor akşam 19.00-19:30 gibi geliyor eve. Aylık kazancı 3x-4x.Eve 2 haftada bir yardımcı kadın geliyor detaylı temizlik için. Yapılacak ev işleri
Kadın - Haftada 1 ya da 1.5 gün çalışıyor, aksam 17:00-17:30 gibi evde en geç o günlerde. Aylık kazancı 1x.

Erkek - Haftada 5 gün sabah 9:00-9:30da evden çıkıyor akşam 19.00-19:30 gibi geliyor eve. Aylık kazancı 3x-4x.


Eve 2 haftada bir yardımcı kadın geliyor detaylı temizlik için. Yapılacak ev işleri:

1) Nadiren evin Dyson ile çekilmesi veya robot süpürgenin çalıştırılması. Robot süpürge rahat süpürsün diye belki bir iki eşyanın yerinin değiştirilmesi.

2) Çamaşırların yıkanması ve asılması (kurutma makinesi de var ama ütü yapılmadığı için bazı şeyler askıya asarak kurutuluyor daha az kırışsın diye)

3) Kuruyan çamaşırların dolaba kaldırılması

4) Yemek

5) Yemekten sonra bulaşıkların makineye kaldırılması, sığmayanların elde yıkanması

6) Yemekten sonra masanın/tezgahın silinmesi

7) Bulaşık makinesinin boşaltılması

5 numarayı erkek yapıyor, kalanları kadın yapıyor. Aklıma gelmeyen bir iki ufak tefek iş daha olabilir belki, onları da kadın yapıyor gibi düşünebilirsiniz.

Kadın bu iş dağılımının adil olmadığını, işin çoğunu kendisinin yaptığını düşünüyor. Çok şikayet gibi değil de arada laf sokma gibisinden. Erkek ise 5 numarayı bile yapmaması gerektiğini düşünüyor. Tatlı atışma gibi düşünebilirsiniz bunu.

Kadın zaten düz bakıyor olaya, ortada 10 iş varsa 9unu ben yapıyorum demek ki eşit dağılım yok diyor. Direkt baktığınız zaman haklı gibi duruyor ama erkeğin bakış açısına göre de o zaten kadına göre çok daha fazla çalışıyor ve eve geldiğinde ev işiyle ekstradan uğraşması saçma.

Erkeğe göre zaten ev alınırken bütün peşinatı tamamen kendisi koymuş ortaya, krediyi tek başına ödüyor. Aidat, elektrik, su, internet vb. hepsini erkek ödüyor. Eve alınmış eşlayarın %95ini (çanak, tabak ve bir iki mutfak eşyası vb. harici) kendi almış. Bunlar maddi şeyler olabilir ama sonuçta o parayı kazanmak için harcadığı tüm emeği o evin işi gibi düşünürsen toplamda çok daha fazla emek verdiğini düşünüyor. Yani 10 yıl çalışıp biriktirdiği tüm parayı eve gömmüş zaten, üstüne aylık kazancının yüzde 30u evin temel harcamalarına gidiyor. Ayda bir hafta mesaide "ev işi" yapıyor aslında gibi düşünüyor.

Bu arada kadına ben de şöyle para harcadım vb. gibi düşüncesini söylememiş hiç, çünkü böyle şeylerin söylenmesinin ayıp olduğunu düşünüyor ama içinden geçen bu. Ayrıca maddi olarak harcamanın hepsini üstlenirken, hepsini ben ödüyorum hiç adil değil bu diye düşünmemiş hiç. Bende maddi imkan var, onda yoksa ben karşılarım tabi ki diye bakmış olaya. Konu ev işine gelince de aynı bakış açısını (ben de zaman var, onda yok) kadın tarafından bekliyor. Ama kendi gösterdiği anlayış/düşünceliliği kadın tarafının göstermediğini düşünüp, bozuluyor içinden.

Sizce hangisi haklı, kim daha fazla "ev işi" yapıyor?
0
bobinhoo
(25.06.25)
erkek 5 kadin 1.5 gün mü calisiyor?
evlilik sözlesmesi gibi gelirlerin ayrildigi bir durum yoksa kadin az calistigi icin bos zamaninda daha cok is yapmali.

kadin niye full time calismiyor? 5x yapar. o zaman da o sadece bulasiklari halleder :) hem ev hanimi gibi bir sey olayim ama hem de ev isi esit yapilsin diye bir olamaz.
0
sonsuz
(25.06.25)
adam ben para kazanıyorum, eşyaları ben aldım o yüzden evin rutin işleriyle ilgilenmem gerekmiyor diye düşünüyor. kadına üzüldüm. bu kadar maddiyatçı biriyle hayat paylaşmak zor olsa gerek.

hayat müşterek. kazanılan para da müşterek, ev işleri de müşterek. ben böyle bakıyorum.
0
benaslinda
(25.06.25)
kadın tam zamanlı çalışsın, işler ortak olsun.
kadın az çalışıyorsa daha çok ev işi yapsın.

para muhabbeti mide bulandırıcı.
0
yenibirgüzelnick
(25.06.25)
@sonsuz

kadın aslında haftada 4 gün falan çalışmak istiyor ama yaptığı işi diğer günlerde bulamıyor gibi düşünebilirsiniz.
0
🌸bobinhoo
(25.06.25)
Yalnız şu da var, erkek iş yerinde daha çok kazanıp daha çok çalıştığını söylerken aslında bir yandan da orada "kariyerini" inşaa ediyor, bu avantajı yaratıyor kendine

Ev işi yapmanın kariyere bir etkisi olmuyor maalesef

Bu işler oturulur konuşulur, hakkaniyet gözetilir, koşullara göre işbölümü zaman zaman güncellenir
0
grimavi
(25.06.25)
@grimavi, cok haklisin. ama kadin da normalde bunun karsiliginda cocuk büyütüyor. adam bu kisimda daha rahat, böylece kendi isine odaklaniyor.

durum böyleyken bosanma durumlarinda kadinin iyi bir nafaka, tazminat vs almasi lazim.

burada cocuk olmadigi icin durum biraz garip aslinda. kadinin hem dogru düzgün isi yok hem de daha fazla ev isi yapmak istemiyor.
0
sonsuz
(25.06.25)
Adam konuyu büyütmüş ama kadın da ortalığı fistekliyor bence. Ya da adam kadının laf sokmalarıni fazla ciddiye almış olabilir.
Ev işi tartışması yapacaklarına birkaç özel şey yapsalar biraz de sevisseler bir şeyleri kalmayacak gibi duruyor.

Kadın da bir yol bulup iş gunlerini artırsın, adam da mümkünse yardım edebilir. Ev işleri konusu da yeniden güncellenir.
0
encokbenisevinnolur
(25.06.25)
ortada bir ayrılma durumu yoksa para muhabbeti anlamsız. adam yalnız başına yaşıyor olsa paranın tamamını ben kazanıyorum ev işleri sende diye kiminle atışacak? o yüzden ev işlerini yapmak istememe sebebiniz hatalı. eve geldiğimde yorgun oluyorum, içimden gelmiyor, yapmak istemiyorum, üşeniyorum, seninle vakit geçirmek istiyorum falan diyin daha anlaşılır.
0
tnz
(25.06.25)
Adam ev alınırken bütün peşinatı tamamen kendisi koyduğunu , krediyi faturaları tek başına ödediğini, Eve alınmış eşlayarın %95ini (çanak, tabak ve bir iki mutfak eşyası vb. harici) kendi aldığını ve karşılığında . Bunları almak için kazandığı para için için harcadığı tüm emeği o evin işi gibi düşünürerek toplamda çok daha fazla emek verdiğini düşündüğünü eşine açıkça anlatsın. Gerisi kadına kalmış, yapmasaydın da diyebilir haklısın ben yapmaya başlıyorum diyebilir.

Erkek bunu gidip eşine söyleyemiyorsa kendi aklından da çıkarsın, evliliğin nasıl bir şey olduğunu ve onu bu yola sokan süreçleri bir daha düşünsün.
0
Bruce
(25.06.25)
Sorun ev işi yapmaksa erkek haklı ama sorun hayatı paylaşmaksa kadın haklı çünkü bir gün kadın daha fazla çalışabilir daha fazla kazanabilir evdeki işleri yapacak kimse kalmamalı o zaman. Çünkü herkes yorgun. Her gün çalışacak hizmetçi tutmak da pek kolay olmasa gerek. Ayrıca kadın eğer anne olursa uzun bir süre sadece bebeğe odaklanması gerekecek, bu durumda ev işleri çoğunlukla erkeğe kalacak, kalmak zorunda. O zaman erkek ne yapacak mesela. Alışkın olmadığı şeyleri yapmak acı vermeyecek mi.

Olay kazanılıp harcanan paraya göre ise kadın da ortaya "ben de sana ömrümü adıyorum çocuk doğuruyorum ev başka iş başka" diyebilir, haklı olarak. Çünkü erkek evi otel gibi kullanmamalı, eşiyle ilgilenmeli, onunla hatıralar biriktirmeli, hayatı paylaşmak sadece ev işlerini paylaşmak da değil yani.

Bilemiyorum, kadının ev düzenini biraz daha sahiplenmesi iyi olur ama bu erkeğin her şeyden elini eteğini çekmesi anlamına gelmez. Gelmemeli. Çok sağlıksız nir yapı oluşur, kadına kendisini hizmetçi ve geyşa olarak hissettirir, cinsel hayatları bile bozulur. Bence yeniden düşünmek hatta karşılıklı oturup konuşup anlaşmak lazım.
0
sessizce aglayan sanat
(25.06.25)
kadın evlenmeden önce ailesiyle yaşıyordu muhtemelen.

yine az çalışıp az kazanıyordu ama annesiyle ev işini paylaşıyorlardı.

şimdi evlendi, yine aynı şekilde çalışıyor ama tüm ev işi ona kaldı.

---

erkek de evlenmeden önce ailesiyle yaşıyordu muhtemelen.

aynı şekilde çalışıyordu ve hiç ev işi yapmıyordu.

şimdi yine aynı şekilde çalışıyor ve 1 adet ev işi yapıyor o da aşırı basit bir şey, 3 dklık iş.

---

bu evlilik kadına zarar olmuş. 2 katı yoruluyor şimdi.
adam kendine eş değil, "parasını verip" yeni anne aldığını ve haklı olduğunu düşünüyor.
0
art cat chocolate
(25.06.25)
kadın evde ise tabi ki çamaşırları makineye atmak için kocasını beklemesinin bi manası yok. bu tabloda ev işleriniin çoğu kadına ait olmalı mantıken. ama bu böyle ben daha fazla kazanıyorum, en basit işi bile benim yapmamam lazım noktasında bi tavırla olacak iş değil. adam davasında haklı ama yöntemi yanlış. kaldı ki almış olduğu eşyaları karısına almamış, kendisine de almış aynı zamanda. karısının da emek gücünden faydalanıyor. bu kadar para yarıştırılacaksa karısına maaş bağlasın ev işlerini yaptığı için.
0
elorelia
(25.06.25)
evlilik/birlikte yaşam bu süreçleri birlikte idare edebilmek değil mi? sorun yaşıyorlarsa bile konuşulabiliyor olması lazım. hatalı aramak ilişkiyi daha fazla zedelemekten başka işe yaramayacaktır. bu konu, bu nokta kilitleniyorsa, bir arada olmaları yanlış karar gibi.
0
lüzumsuz adam
(25.06.25)
elorelia +1

adam ayrı eve çıkmış ve temizlikçi tutmuş gibi hesaplamış her şeyi. hatta adam karda, bu temizlikçiyle bir de sevişebiliyor.
0
art cat chocolate
(25.06.25)
parayı ben verdim çalış köle kafaya bak .
kadının sırtından sopayı karnından sıpayı eksik etmeyeceksin tayfası bu.

kadınlarda yanıp tutuşuyorlar böyle ayılara.
0
my fault
(25.06.25)
erkek kadına bi asgari ücret ateşleyip sigortasını yapsın, kadın da ev işlerini
0
mantık
(25.06.25)
Adamın bakış açısını tam yansıtamadım galiba.

Adam ben daha çok kazanıyorum, ben daha çok harcıyorum gibi üstünlük taslama amacı yok, dediğim gibi bunları asla kadına söylememiş bile zaten.

Ama sadece ev işlerine bakarak kadın daha çok ev işi yaptığını sanki o eve daha fazla emek harcadığını iddia edince, adam dolaylı yoldan da olsa aslında daha fazla emeği harcayanın kendisi olduğunu düşünüyor.

yani şöyle örnek vereyim. Diyelim ki kadın 09:00-17:00 ev işi yaptı, erkek de 09:00-17:00 inşaatta amelelik yaptı ve kazandığı tüm parayla eve dolap aldı. İkisi de aynı süre emek harcayıp, evin ortak bir ihtiyacını gidermiş olmuyor mu? birini diğerinden üstün kılan nedir? erkek bu duruma ikimizde evimize aynı emeği gösterdik diye bakarken, kadına sorsan ev işlerini hep ben yapıyorum diyecek.

@ elorelia

"karısının da emek gücünden faydalanıyor. bu kadar para yarıştırılacaksa karısına maaş bağlasın ev işlerini yaptığı için." böyle demişsin ama tam tersini düşününce de karısı da adamın emek gücünden faydalanmıyor mu. o da kira ödesin o zaman gibi bir şey demezsin herhalde?
0
🌸bobinhoo
(25.06.25)
yuh bedavaya mı oturuyor kocasının evinde?
daha neler göreceğiz
0
mantık
(25.06.25)
Grimavi cok guzel anlatmis. Gorunmez emek diye bir kavram var. Erkek biraz arastirsin, sartlar ayni kalmak kosulu ile kadinla yer degistirdigini dusunsun. Hepiniz durdugumuz yerden dunyayi anliyoruz, bu bir yere kadar dogal, ama baskasinin gozunden kendimizi gorebiliyorsak o zaman adil bir iliski kurabiliyoruz.
0
deckard
(25.06.25)
bu muhabbetler yapılıyorsa ayrılık yakındır. yanlış evliliktir.

"happy wife, happy life" diye bir şey var.
0
gabe h coud
(25.06.25)
Ah ah, yine kadınlar yine problem. Sonra kadın düşmanı diyorlar.

Abicim adam 50 saat, kadın ise en fazla 15 saat çalışıyor iş için. Adam 5 gün iptal, kadın 1.5 gün. Ama 2 gün iptal diyelim. Kadın 3 günlük mesaiye denk gelecek kadar ev işini yapabilir. Bu evlilikte parayı erkek koymuş ortaya evi almış. Masrafları karşılamış ve karşılıyor. Biraz minnet etmeli kadın. Utanır insan söylemeye. Adam para lafı etmiyorsa kadın da ev işi lafı etmemeli. Ya da gidip masraflara ortak olsun masaya öyle otursun. Ben olsam temizlikçi kadını daha sık getirtir parayla çözerim bu olayı.

Düşünsene ayda 100k eve ve halkına harcıyorsun. Kalk bulaşık yıka ben yıkayamam deniyor ve bir kuruş da katkın yok... Özete bakınca bile utanç verici. Bu arada çocuğu adam doğursun o baksın. Bu şekilde olay eşitlenir.
0
Shepard
(25.06.25)
iliskilerde sorunlara kim daha hakli diye bakarsaniz, hakli olmak mutlu olmaktan oteye gecer. iliskilerde sorunlara bir takim olarak soruna karsi bakilir ve sorun cozulmeye calisilir. derdiniz hakli olmak mi mutlu olmak mi?

buradaki erkegin sorunu para, satir aralarindan bu anlasiliyor, gerci paragrafin birinde kabul etmissiniz de. icten ice icerlendiginiz sey bu kabul edersiniz etmezsiniz. eger bu beklentiyi silebilirseniz ortak yasama farkli bir sekilde bakabilirsiniz. yoksa, tum yasaminiz sidik yaristirmakla gecer. bugun bunun adina sadece 1.5 gun calisiyor dersiniz, yarin benim isim cok agir ve stresli onunki degil dersiniz.
0
kassiopeia
(25.06.25)
bu ev işleri muhabbeti modern dönem ilişkilerinde gerçekten problem olmaya başladı. ben de etrafımdan gördüklerimle ve biraz da kendi yaşadıklarımla soru sahibinin yaşadığı sorunlara onunla benzer pencereden bakıyorum.

sözüm meclisten dışarı, bu konuda kadınlar biraz saldırgan bir üslupla olaya yaklaşıyorlar.

iki kişinin yaşadığı evde çoğu zaman ev işleri yarım saati geçmiyor. çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, iyi bir şarjlı süpürge ya da robot süpürge derken ev işleri zaten çok kısa sürüyor.
yemek yapmak biraz zaman alıcı olabiliyor bazı durumlarda.

akşamleyin eve gelen (ya da evde olsa bile akşama kadar çalışan) adamla neredeyse hiç iş yapmayan ya da zamanının tümünü kendine ayıran kadın kıyaslanınca kadına biraz daha ev işi düşüyor. bunun mağaralı olmakla, modern dünyadan uzak olmakla ilgisi yok.

temiz bir evde yaşamak herkesin isteyeceği bir şey.
sen evde olan ve çalışmayan kişi olarak (kadın erkek ayırmadım) ev işlerini yapma, boş boş otur, gez-toz, saçınla başınla uğraş, evi bok götürsün, çalışan kişi (çoğu örnekte erkek) eve geldiğinde lezzetsiz ve özensiz bir yemek, yerlerde toz-toprak, sağda solda çamaşırlar, toplamanın 10 dk sürmeyeceği yerlerinde edilmiş eşyalarla karşılaş ve bu sıradan bir hal halsın.

lafa gelince hayat müşterek, her şey ortak. lafa gelince bağımsız kadın, ayaklarının üzerinde durabilen özgür kadın. öyleyse aile bütçesine katkıda bulunacak (eğer imkanı varsa), yoksa da ev işlerini yaparak katkıda bulunacak.

bu örnekte kadının kazandığı para zaten eve gelen temizlikçiye gidiyor. bahsedilen ev işleri de (yemek dışında) yarım saat bile tutmayacak şeyler.

kadınlar 20-25'li yaşlarda bu konuda agresif ve feveran olabiliyorlar. 30'ları geçtikten sonra da piyasada adam kalmamış diye geziyorlar.

benim adam beni şuraya götürsün, buradan alsın getirsin. şoförlük yapsın. evde bir arıza olursa o ilgilensin. ben iki poşet taşıyamıyorum sen şu yirmi tane poşeti taşır mısın, pazar iki sokak aşağıda gitmek zor geldi, onun yerine iki kat fazla ödeyerek marketten neden almıyoruz...

genelleme yapmaktan kaçınıyorum ama etrafımdan gördüklerimi söylüyorum. evlenmek birçok kadın için hayatındaki konforu arttıran bir etmen. çünkü gerek maddi gerek fiziksel bir çok işi erkeğe yüklüyorlar. bir de çok güzel manipüle ediyorlar. isteklerini bir kez reddedince de dünyanın en kötüsü haline getiriyorlar karşılarındaki adamı.


hayat müşterek lafını kadınlar sadece kendi açılarından ele alıyorlar.

annelerimizin döneminde değiliz, onlar full-time mesai gibi ev işi yapıyorlardı. şimdi ise yemek ve alışverişle bile iki saat sürmüyor bir çok iş. kaldı ki evli çiftler çoğunlukla birbirine yardım eder -ve etmeli de-. erkek adam ev işi yapmaz, ev işi kadının işidir demiyorum, erkek de yapar.

ancak birinin kısıtlı zamanı, diğerinin bol zamanı varken; bir de üstüne kazanç noktasında ciddi bir dengesizlik varken, kadının da biraz evdeki emekle aile bütçesine katkı sağlaması gerektiğini düşünüyorum.

doğduğum yerde mağara yok, her yer düz ve ova.

genelleme yapmaktan imtina ediyorum ve hassas yaklaşıyorum; sayıları azımsanmayacak ölçüde bazı modern kadınlar "en iyi kariyer, erkek çalışır karı yer" lafının ne kadar iğrenç ve çağ dışı olduğunu söyler öyle de düşünür. ama ilişkilerine objektif baksalar bu kafada olduklarını görecekler.

edit: robot süpürge ve şarjlı süpürge var. evde iki kişi yaşıyor. çamaşır makinesine bir kaç şey at, bulaşık makinesini günde bir kez doldur/boşalt, 10-15 günde bir gelen temizlikçi evin diğer işlerini halletsin daha detaylı silsin süpürsün, banyoyu lavaboyu yıkasın. yemek ve alışveriş dışında yarım saat sürer bu evin işleri bazen daha uzun olur bazen kısa. öğrenci evi standartına gerek yok. yemek dışında diye daha net belirtmem gerekirmiş, polemik olmasın.
0
biseysorcaktim
(25.06.25)
iki taraf içinde sıkıntılar var, umarım yanılırım ama bu evlilik uzun sürmez pek
0
sweetoffice
(25.06.25)
Hayat acımasız. Piyasada haftada 1.5 günden fazla iş yapamayan birisinin ev işleri gelince de laf etmesi manasız. Benzer yoğunluk olur, herkes 5 gün çalışır, maaşlar 1-5 olur böyle bir durumda erkekte benzer düzeyde katkı sunması gerekirdi belki ama hem ev işi yapmam hem para katamam filan falan gereksiz modernizm. Bir de 3*1 dairelerden bahsediyor, konak idaresi yok, iki kişinin çamaşırı yemeği o kadar zorluyorsa hanımefendi kendi çalışsın komple, bir hizmetçi ayarlasın emek harcamasın.

Hem ayranım dökülmesin hem şey olmasınla gitmez bu mevzular
0
MonteKristoKontu
(25.06.25)
"iki kişinin yaşadığı evde çoğu zaman ev işleri yarım saati geçmiyor"

diyen kişi hala öğrenci evi standardında yaşıyordur
0
grimavi
(25.06.25)
ben sunu demek istiyorum, disardan bakan biri olarak, "ben x saat calisiyroum", "o y saat calisiyor", "ev isleri de bunlar", "duyurucular ne dusunuyorsunuz" dememissiniz, ben x saat calisip su kadar para aliyorum, o su kadar, ben evi aldim, tabak canak aldim vs. vs.

Siz fark etseniz de etmeseniz de icinizde bir yerde kimin ne kadar para getirdigine dair bir icerlemeniz var. Bence ilk temel sorun bu. Burada kendinize durust olmaniz lazim. Az kazandigi icin ya da evin alinmasina katki yapmadigi icin esiniz size ev islerinde borclu mu olmali? bu borcu takriben ne zaman bitecek?

ancak bunu kendi icinizde cozumledikten sonra, yukaridaki cevabimin ikinci asamasi geliyor. sorun ne? yapilmasi gereken ev isleri var. bu sorunu nasil cozebiliriz? derdimiz kim hakli kim haksiz olmamali. evliliginizin su asamasinda esinizin daha cok vakti var, mantikli olan onun daha fazla seyi ustlenmesi gibi. ilerde o da daha fazla saat calismaya baslarsa is bolumu tekrar gozden gecirilmeli. ama ilk paragrafta yazdigim konuyu gercekten kendi icinizde halletmezseniz, o zaman tekrar o x saat calisiyor ama su kadar para getiriyor'a donebilirsiniz.

ayrica birakin 2 kisi yasamayi, tek kisi yasadiginizda bile ne kadar ev isi ciktigina inanamazsiniz.
0
kassiopeia
(25.06.25)
sadece yazdıklarınızdan yola çıkarak erkek tarafı burada biraz haklı. kadına yardımcı olması için 2 haftada 1 yardımcı kadın da geliyormuş. süpürme işi robotta, paylaşamadıkları işler çamaşır, yemek ve bulaşık. çamaşır ve yemek kadın da kalsın erkek tarafı da yemek masasını toplayıp, makineye dizip-boşaltsın. hafta sonları erkek yemek yaparsa bulaşık diğer tarafa geçsin.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(25.06.25)
ben şunu merak ediyorum, kadın öyle bir iş buldu ki erkekten daha fazla çalışıyor ve daha fazla kazanıyor.

bu durumda erkeğimiz kurduğu mantığa göre evin işlerini erkek daha çok olacak şekilde yapacak mıydı? hiç sanmıyorum.

yani erkeğin burada hayata ve kadına bakış açısı ilkel.

kadın belki paraya, eve falan kandı sonra da ulan bu beni hizmetçi olarak almış resmen dedi ufak bir buhran yaşıyor o yüzden erkeğin ev işi yapmamasına takmış durumda. çocuk olsa çocuğa bakacak...

çevremdeki paralı erkeklerin hepsi eşleri mümkünse çalışmasın ve güzel olsun, ev işi yapsın, çocuk baksın derdinde.

kadınlarımız da dışarıdan imreniyor yaaaağğğ merve zengin koca buldu hep geziyorlar... diye dedikodu yapıyorlar. arkadaşlar öyle bir evlilik yapıp da ben severek evlendim kadınım çalışmasın, çocuk istemiyorsa yapmasın, bakmak istemiyorsa da bakıcı tutarız diyen erkek milyonda birdir yani maalesef çocukluk aşkları dışında aşka çıkarlar karışmış durumda.

erkeğin böyle bir beklentin vardıysa, baştan konuştuysanız, kimsenin bir şey demeye hakkı yok. kadın böyle bir hayatı kabul edecek.

etmiyorsa da ya işe girecek benzer düzeyde hayata maddi olarak ortak olacak.

hiç biri olmuyorsa da ayrılsın gitsin.

yazıldığı gibi iki tarafta da sıkıntılar var.

ben çalışıyorum, eşim çalışıyor, ev işlerini ortak yapıyoruz. eşim çalışmasaydı ben de eşimin daha çok ev işi yapmasını beklerdim tabii ki yani ne hemen celalleniyorsunuz?

buna kızan kadınlara siz çalışın kirayı ödeyin, ev alın, araba alın, erkek evde takılsın ev işlerini o yapsın deseniz kaçı kabul eder acaba?
0
ananiyimioguz
(25.06.25)
@kassiopeia

"ben sunu demek istiyorum, disardan bakan biri olarak, "ben x saat calisiyroum", "o y saat calisiyor", "ev isleri de bunlar", "duyurucular ne dusunuyorsunuz" dememissiniz, ben x saat calisip su kadar para aliyorum, o su kadar, ben evi aldim, tabak canak aldim vs. vs."

diye yazmışsınız. X saat çalışarak kazandığım parayı nereye harcadığımı belirtme sebebimi göremiyor musunuz cidden?

Ben X saat işte geçiriyor olsaydım ama eve bir kuruş maddi katkım olmasaydı ben nasıl işte geçirdiğim zamanı aslında evimiz için, bizim için geçiriyorum diyecektim? Bunları söylememin sebebi, iş yerinde geçirdiğim zamanın ev işi yapılan zamana benzer şekilde bizim için, evimiz için harcandığını gösterebilmek.
0
🌸bobinhoo
(25.06.25)
Erkek 0 yapmali
0
lapaz
(25.06.25)
bir de şunu düşünelim.

diyelim ki kadın o 1.5 günde 5x kazanıyor. adamla eşit yani. ama işte daha az çalışıyor.

bu durumda yine kadına mı yüklenirdiniz? o ev işi daha fazla yapsın çünkü evde der miydiniz? diyebilir miydiniz?

yani sorun tamamen kazanılan para miktarı kaynaklı...
0
art cat chocolate
(25.06.25)
evlilik bir tarafın para kazanıp, diğer tarafın temizlikçilik yapması değildir.

evlenmeden önce herkes birbirinin işini maaşını biliyor. evlilik hayat birleştirmektir. tüm sorumlulukları paylaşmaktır.

daha az kazanan daha çok ev işi yapsın köleee diyecekseniz hiç evlenmeyin.
0
art cat chocolate
(25.06.25)
Bence şu hali ile ev işi dağılımı normal gibi. Haftada 1,5 gün çalışıyor kadın, detay için de dışarıdan biri geliyor. Kadın bu kadar saat çalışmıyorken haftada 45 saat çalışıp gece gelen adam bir de evde ev işi mi yapsın? Bu arada ev harcamalarına, gider kalemlerine katkı da tabii ki ev işi bölüşümü. Ev işi dağılımında çalışma günü yokmuş gibi 5-5 ayrım planlayıp bunun müşterek olduğunu sanan düz mantık arkadaşın matematik dersine bedenci girmiş olabilir.

Ayrıca para hesabı neden katılmasın? İkisi de 45 saat çalışıp ikisi de 19:30'da eve geliyorken para muhabbeti yapılsa başka konu.
0
nawar
(25.06.25)
evlilik böyle denklemlerin kurulduğu bir kurum değil.

burada tavsiye verecek değilim çünkü bizde toz alma ve süpürgeyi eşim yapıyor geriye kalan her ev işini ben yapıyorum.

rahatsız değilim bu durumdan. evimizin tüm gelir ve gideri de ortak. biz de yeni ev aldık krediyi de ortak ödüyoruz. anamızdan babamızdan böyle gördük biz.

eşiniz zaten az çalışıyor, neden eve temizlik için biri geliyor anlamadım. maaşından da bir şey vermiyor eşiniz saksıdaki süs bitkisi mi?

bence eve temizlikçi çağırmayı kaldırın. faturaları da kadın ödesin adam ödemesin.

erkek eve para getirmeli kazanmalı kafası muhafazakar kesimde var diyorduk sadece hani hepimiz moderndik bir bireydik? kadınlar özgürleşmişti demişlerdi.

adaletse her anlamda adalet.

kadınım bu arada
0
Hallegadola
(25.06.25)
Bu işin detaylarına, matematiğine, zaman hesaplamasına girmemek lazım.

Çoğu şikayetimizde aslında tek istediğimiz sıkıntımızın duyulması, anlaşılması.

Erkek, karısına güzel bir konuşma yapsın, gerekirse tüm ev işlerini kendisinin yapabileceğini, kadının çok yorulduğunun farkında olduğunu söylesin.

Bu hafta hiç iş yapma, temizlikçiye söyleyelim bu hafta 2 gün gelsin, yemeklerin bazısını dışarıdan yeriz, bulaşıkları da ben hallederim desin.

Kadın büyük ihtimalle sadece anlaşılmak, duyulmak veya nefes alacak küçük bir mola istiyor.
0
michael_knight
(25.06.25)
Para hesabı falan denilmiş de bence kadının bakış açısı adama bunu düşündürtmeye başlamış.
0
eagofant
(25.06.25)
biraz ezildigini düşünüp altı boş bi dertleşme olarak görüyorum bu duyuruyu. biraz daha kendini ifade etsen arada pasif agresyonun onune gecebilirsin. temizlikci gelmesin karilar sus esyasi mi diyen hayatsizlara bakma. ornekte adalet deyip pesinden ikimiz de calisiyoruz ama esim sadece toz alir gerisi bende diyerek ambale etti. ne modernlige ne muhafazakarliga uydu anlayan varsa anlatsin pls.

gabe'in dedigi gibi happy wife happy life mottosuyla hanimi incitmeden devam. bu arada es ne is yapiyor meraktan catladikxd keske daha cok calissa belli ki ev isi onu cok bunaltmis eve tikili kalmis her sey batmaya baslamis. calismamanin calismak kadar zor oldugunu unutmamak lazim
0
ala09
(25.06.25)
michael_knight ve ala9 +1

calismamaktan yorulmus es, biraz duyulmak istiyor, kendini ev kadini gibi hissediyor ama olmak istemiyor.
aynisini gecen yil ben yasadim :D ev idare etmek zor, ustelik bir sureden sonra haftalik yarim gun temizlik almaya da basladim bir takim fiziksel sorunlardan dolayi. ev idare etmek, her seyi dusunmek, evi temiz tutmak zor ve yorucu. es biraz duyulmak istiyor.
ha bu arada ben calistigim zaman esimden daha fazla kazandigim durumlar da oldu, ayni kazandigimiz da oldu. parayla alakasi yok yani. calismiyorsam yaparim, calisiyorsam da genelde yaparim ama haftalik temizlige destek alir, gunluk temizligi yapmaya da devam ederim.
0
65 derece
(26.06.25)
(20)

Sorum old'lara - Yirmili yaşlarınız nasıl geçti?

sekizdokuzon
Benimki tam olarak şöyle: https://www.instagram.com/reel/DJ9c7kyS2sx/Ayaklanıp bir şeyler yapmaya başlamam 32-33 ü buldu, daha yeni yeni herkes kadar fonksiyonel olabiliyorum. :pSizinki nasıl geçti?Teşekkürler.
Benimki tam olarak şöyle: www.instagram.com

Ayaklanıp bir şeyler yapmaya başlamam 32-33 ü buldu, daha yeni yeni herkes kadar fonksiyonel olabiliyorum. :p

Sizinki nasıl geçti?

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(20.06.25)
Dostum benim de videodaki gibi geçti. Gerçi bu dönemde iki lisans bölümü okuyordum.

Ben şu an 34 yaşındayım, benim de kendimi toparlamaya başlamam 32-33 yaşlarda oldu. Keşke çok daha erken hayata atılsaymışım.
0
lodlest23
(20.06.25)
Mümkün olduğu kadar iyi geçti, sosyaldim öğrenci kulüpleri olsun, gezmek olsun, iyi zaman geçirdim fakat sonrasında çok da faydası olmadı
0
grimavi
(20.06.25)
30. benim hala öyle.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(20.06.25)
Çok sosyal değildim. Benim açılmam da 30' lu yaşlarımı buldu. Şimdi 41 yaşımdayım, bir tane çok yakın arkadaşım var başka yok. Onunla da görüşüyoruz ama genelde tek başıma dışarı cikiyorum, aktivitelere tek başıma katılıyorum. Yalnız sosyallesmek de acayip güzel.
0
rock n roll
(20.06.25)
34 yaşındayım. ortaokul, lise, üniversite yıllarına, çoğu yanlış karara rağmen olumsuz gecti diyemem. çünkü müthişti. çok iyi arkadaşlıklar edindim. ama 10 yıldır falan sanki kaotik bir fırtınanın içindeyim. bu aralar da atlama tahtasında son hazırlıkları yapıyor gibi hissediyorum.

bonus his sartre’ dan geliyor:

“saat üç. bir şey yapmak isterseniz, bu saat ya çok geç ya çok erkendir. öğleden sonra acayip bir an. Hele bugün hiç çekilmiyor.”

saatin hep üç olduğu yaşlar galiba.
0
lüzumsuz adam
(20.06.25)
Valla durust olmak gerekirse yirmili yaslar bu sistem icin cok erken. Kisinin universiteyi bitirmesi bile en iyi ihtimal 22-23 yasina denk geliyor.

Universite bittikten sonra is hayatinin ilk yillari, zorluklar vs desen zaten ortamalama 25-26 gibi kisi kendisini genelde ailesinden bagimsiz hissedebiliyor. Elbette bazen uniden mezun olur olmaz guzel bir is bulup, kendine bagimsiz bir daire tutabilirsin ama bu herkes icin gecerli degil.

Yani genel olarak cok ekstrem durumlar olmadikca yirmili yaslar kisinin ilk olarak kendisini aileden kurtarip ayri yasama hayaliyle baslar. Sonra da ekonomik duruma gore isini degistirmesi ve tasarruf yapmasi seklinde gecer.

Benim yasamim da bu senaryodan cok farksiz degildi, once uni bitirdim sonra kendime bir is bulmaya calisip kendimce yasamaya calistim. Elbette aile evine gore daha ozgur oldum ama o ozgurlugun bir bedeli oldugunu da farketmem cok uzun surmedi
0
j r r tolkien hayrani
(20.06.25)
Üniversite zamanım çift anadal yaptığım için çalışarak geçti.
Mezuniyet sonrası da 28 yaşıma kadar çalışmaktan hasta oldum.
Ondan sonra 5-6 sene rahat geçti.
Sonraki 5-6 sene hasta olana kadar çalışmakla geçti.
Son 2-3 sene bombastik geçiyor. Çok çalışıyorum ama eğleniyorum ve dinleniyorum da.

Dalga dalga yani. Zor zamanlar rahat zamanları, rahat zamanlar da zor zamanları getiriyor. Her şeyde olduğu gibi onda da denge şart.
0
gabe h coud
(20.06.25)
20li yaslarimda hem guzel ders calistim ama ayni zamanda da iyi eglendim.

dunyanin sanat sepet islerinde en kopuk yerlerinden birinde universite okumanin avantajiyla o zamanlar progressive house/techno listesinde ilk 10daki djlerin cogunun konserlerine gittim, tiestoyu falan kanli canli dinledim. bar/pavyon acilislarina falan giderdik beles icki icmek icin. her haftasonu ozellikle yazlari bir olay vardi.

27 iyibariyle tez savunmasini yapip profesyonel hayata atilmamla bar pavyon islerini rafa kaldirdim. 27-30 arasi agir calisma ortaminda gecti, 31'de evlendim zaten ve cokus surecine girdik. :P
0
cooperr
(20.06.25)
lise ve ergenlik o kadar kötüydü ki üniversite bütün olumsuzluklara rağmen toparlanmamı sağladı. asosyallik ve çekingenliğime rağmen şimdi düşününce onlarca kampa gittim. 2 defa yurtdışına çıktım. türkiye turu yaptık. biraz para olsaydı çok daha iyi olurdu. işe girip parayı bulunca uçar kaçarım diye düşünüyordum ama son 6 senede gerçekten iş ev döngüsü dışında kayda değer çok az şey yaşamışımdır.
0
potsdamer
(20.06.25)
18-21 deli gibi partileyerek, her seyi deneyip kendi istedigim gibi yasayarak
21-24 ask, is, okul ve seyahat dolu
24-25 corona 2020 lockdownlari ve issizligin verdigin bos zamanla tüm gün bilgisayarak oynayarak. yemek yapmiyordum bile. uyan bisiler ye oyun oyna aksam yemekte masterchef izle sonra tekrar oyun. iyiydi.
25-27 yurt disina göc, adaptasyon, öküz gibi calisma dönemi
27-28 burnout, kocaman bir kalp kirikligi, depresyon
28-29 kendimi bulma ve tekrardan mutluluk.

30 bana iyi gelecek.
0
sonsuz
(20.06.25)
Anı yaşa genç öl olarak geçti. Ölmedim ne yazık ki ama ölüme hazırladı, gözüm açık gitmem; hedonist geçti.
0
Bruce
(20.06.25)
19 yaşında gemilerde çalışmaya başladım. 30’lu yaşlarıma kadar sürekli gezdim. Kazandığımı güzelce harcadım. Her türlü ortama girdim çıktım. Yerli yabancı çok insanla tanıştım. Benim 20’li yaşlarım 1990’lı yıllara denk geliyor. O anlamda da şanslı olduğumu düşünpyorum. Ülkede ortam da güzeldi. Hayat sokaktaydı o yıllarda. Sonra yaşlandım yavaşladım. Sen de yaşlanacaksın o yüzden gençken dışarı çıkmak lazım. Sonra istemiyorsun.
0
kaptan memo
(20.06.25)
Evden ise, isten eve. Hala boyle.
0
chickentown
(20.06.25)
Ders çalışmakla sınavlara hazırlıkla biraz da gezerek.Bence şartlara da bağlı nasıl geçtiği
0
pembediken
(21.06.25)
20'li yıllarım vasattı ama 30'li yıllarımın güzel geçmesini nedeni 20'lı yıllardaki çabamdır. O yıllardaki cefanın sefasını yiyorum.
0
put it in your appropriate place
(21.06.25)
cok sosyaldim hala oyleyim. arkadas ve sevgiliyle vakit gecirdim 25 yasinda is hayatina girdim ask ve is cok yordu sonra ikisini de biraktim. simdi aile ve yakin arkadaslarla gezmeke devam
0
ala09
(21.06.25)
vasat. ama bilinçli bir vasatlık. hep ekonomik ferahlığa kesin bir şekilde ulaşmanın peşindeydim. bunu başarırsam başarılı bir takas olacaktı. doğuştan şanslı değilseniz bu da fedakarlık yapmadan olmuyor. 33'üm şimdi. uzatmaları oynuyoruz, hakem düdüğü çaldığında boşa mı geçmiş olacak yoksa galibiyetle mi ayrılacağız belli olacak. hayırlısı.
0
deranzo1
(21.06.25)
21 yaşında çalışmaya başladım, ilk 3 yılım mükemmel geçti. Sonrasında taşınma ve yeni iş yerine geçme ile başlayan aşırı sancılı dönemler başladı ve hala onun etkisini yaşıyorum.
20-25 arası harikaydı.
27'den sonra bir çöküşe geçme, pandeminin başlaması, işten iyice soğumam fakat değiştiremem filan derken kabus gibi yıllar geçirdim.
Şimdi işe ara verdim, daha iyi hissediyorum ama henüz "iyiyim" diyemiyorum.
33 yaşında hala daha "acaba hayatımla ne yapsam" diye düşünüyorum.
0
hayalhayal
(21.06.25)
leş gibi geçti. büyük stres ve mutsuzluklarla...

şu an iyi durumdayım, hatta belki şu anki iyiliğin sebebi 20'li yaşların kötü geçmesi olabilir ama ben yine de güzel geçmesini isterdim.
0
tabudeviren
(21.06.25)
Eylemler, mitingler, gazete dağıtımları vs. vs.
Ne kadar enerjikmişim ya şimdi bakıyorum da. 2013'e kadar gayet hareketli bir hayatım varken sonrasında daha stabil.
0
mutekebbir
(24.06.25)
(21)

Loop a aldığınız son şarkı

sekizdokuzon
Benim yine bütün krolugumu konuşturduğum bir duyuru olacak: Benimki; Özcan Deniz - Dön Desem.Sizinki hangisi? Ama sahiden hangisi? :p
Benim yine bütün krolugumu konuşturduğum bir duyuru olacak: Benimki; Özcan Deniz - Dön Desem.

Sizinki hangisi? Ama sahiden hangisi? :p
0
sekizdokuzon
(14.06.25)
3 haftadır şunu dinleyip duruyorum, vanessa melisaaaa diye dolandı ağzıma nalet olsun.
youtu.be
0
Bruce
(14.06.25)
Sahiden olanı yazarsam sözlük hesabım ifşa olur. Bu yüzden last.fm'e göre bu hafta ikinci en çok dinlediğim şarkıyı bırakayım:

Leif Vollebek- Vancouver Time
open.spotify.com
0
Amaranta ursula
(14.06.25)
Su var

youtu.be

ama tabii loop'a almadim boku çikmasin diye.
0
feastofthedamned
(14.06.25)
Çok var ama en son dendiği için;

open.spotify.com
0
gabe h coud
(14.06.25)
0
ala09
(14.06.25)
gilbeys
(14.06.25)
i guess it goes like nananana
youtu.be
0
sey mi dostum
(14.06.25)
lady gaga - judas
0
gule gule
(14.06.25)
Shepard
(14.06.25)
my fault
(14.06.25)
ben son üc ayda 7-8 tane sarkiyi loop'a aldim.

iclerinden biri soap and skin - me and the devil
open.spotify.com
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(14.06.25)
kenzie - sickly sweet. Alan Walker remix'i aşırı başarılı:

youtu.be
0
deveyidiken
(15.06.25)
Toy
Young Fathers
Thief
Little Simz
Black Dog / White Horse
Big Special
I CARE
Turnstile
Pyramid of Health
Viagra Boys
0
kafadanbacakli
(15.06.25)
Eski Serdar Ortaç şarkılarını döndürüyorum birkaç gündür.
-Hadi çal
-Bebeğim oldun
-Kabahat
-Bıçak...
0
mutekebbir
(15.06.25)
Mentra - Benim yüzümden

www.youtube.com
0
onyx
(15.06.25)
open.spotify.com

edit: an itibariyle değişti. çok iyi cover. beliz e bayılmamak elde değil, çok yakışıyor yaptığı şeye.

youtu.be
0
lüzumsuz adam
(15.06.25)
No more tears - ozzy osbourne
0
mirty
(15.06.25)
2024 Eurovision'dan beri dönüp dönüp şunu izliyorum: youtu.be
0
kobuzchu kiz
(15.06.25)
mendil - gülden
www.youtube.com
0
exlibris
(15.06.25)
tiredofwaiting
(15.06.25)
the blues - hindi zahra
0
estranged
(15.06.25)
(6)

Kaygılarımız ve geçmişimiz

don’t panic
Arkadaşlar selam. Bazı kaygı ve davranışlarınızda geçmişinizin, çocukluğunuzun ne derece etkili olduğunu düşünüyorsunuz? Annem ve babama inanılmaz bağlıyım, onları kaybetmek ihtimali beni inanılmaz korkutuyor; ama şöyle bir düşündüğümde şu anki kaygılarımın kökeninde ergenliğimde ve gençliğimde anne
Arkadaşlar selam.
Bazı kaygı ve davranışlarınızda geçmişinizin, çocukluğunuzun ne derece etkili olduğunu düşünüyorsunuz? Annem ve babama inanılmaz bağlıyım, onları kaybetmek ihtimali beni inanılmaz korkutuyor; ama şöyle bir düşündüğümde şu anki kaygılarımın kökeninde ergenliğimde ve gençliğimde anne ve babamın bana olan davranışlarının yattığını düşünüyorum. Kötü davranışlardan bahsetmiyorum bu arada. Onların da farkında olmadan sergilediği davranışlardan bahsediyorum. Bunu son zamanlarda çok düşünmeye başladım. Tek tek örnek vermeyeceğim duyuru çok uzamasın diye. Bu konudaki düşünceleriniz nedir? Böyle olduğunu düşünüyorsanız şu sebepten dolayı böyle bir huya sahibim diyebileceğiniz ne var?
Teşekkürler…
0
don’t panic
(11.06.25)
sadece anne ve baba degil, her sey etkili...
türkiye corona sürecinde igrenc bir sekilde yönetildi. cuma aksami sokaga cikma yasagi ilan edildi, pazar günü okullarin pazartesi acilacagini ögrendik. gecen arkadasima hastanede ultrasonda bisi görüp dogru dürüst aciklama yapmadan biyopsi yapmislar.

bu tarz beklenmedik gelismeler her zaman kaygi olarak döner.

cocuga kitap okurken bile tamam simdi bu kadar demek yerine 5 sayfa daha okuyalim sonra bitirelim demen gerekiyor. simdiki nesil genc anne babalar dikkat ediyorlar ama cogumuz cok kötü, cahil sekilde yetistirildik.
0
sonsuz
(11.06.25)
Çocuklukta yaşananlar çok etkili. Karakter çocuklukta oluşmaya başlıyor. Sana nasıl davranılıyorsa, karakterin ona göre şekilleniyor.

Mesela, benim ilkokul öğretmenim çok ama çok kötü bir insandı. Bazı öğrencilere çok iyi davranirken bazılarına şiddet uygulayıp hakaret ederdi. Maalesef ben de ikinci gruptandim ve bu yüzden okul değiştirmek zorunda kaldım. Yetişkinim ama etkileri tamamen geçmiş değil.

Fakat kurban rolüne de girmemek lazım evet sen çocuk olduğun için kendini bu davranişlardan koruyamadin ama yetişkinler hayatının sorumluluğunu üstlenmek zorundalar.

Biraz dağınık anlattım galiba umarım anlasiliyordur demek istediğim :)
0
rock n roll
(11.06.25)
Kaygı, korku öğrenilen şeyler. Genelde ailede öğreniliyor.
0
sekizdokuzon
(11.06.25)
bence kaygı anne karnında bile yüklenebilecek bir durum. benim annem kaygılı bir insan ve bana bunu aktarmış durumda. 40'lı yaşlarıma gireceğim kaygı durumun eskisi kadar yüksek değil ancak halen kaygılı olduğum ve bunu belli ettiğim durumlar oluyor. annem bana hamileyken abim ameliyat olmuş, onunla alakalı durumu bana geçirdiğini düşünüyorum. ayrıca erken çocuk kaybı ve be doğmamla beraber bu kaygı bana yüklenmiş. bir psikolog olarak tesbitim budur.
0
mikahakkinen
(12.06.25)
etki bırakmaması imkansız, doğumla birlikte başlıyor maruz kalma. korumacı, evham dolu ve statükocu bir ortamda büyüdüm. ne mutlu ki bende ters tepti ama arka planda savaşmak zorunda olduğum endişeler bıraktı. bununla ilgili yüzleştim ana-babayla, toy olduklarını, ilk çocuk olduğum için hataları olduğunu söylediler. ha değişen bir şey olmadı tabi. çocuğu yalnızca 'iyi' yetiştirmekten çok daha kompleks bir durum bu. dünya leş gibi bir yer haline gelmiş olsa da sadece 'kötü' olmamak yeterli gelmemeli bir bireyin oluşumuna yön verirken; gerektiği yerde kötü olabilmeyi, hayatta kalmayı, mücadele etmeyi, keyif almayı olabildiğince kapsamlı paket sunmak gerektiğini düşünüyorum.

doğumum çok zor geçmiş. uzun süre ağlamamışım, ters pozisyondaymışım rahimde, kordon boynuma dolanmış. baya mosmor doğmuşum. sıcağa, sıkışıklığa asla gelemiyorum kendimi bildim bileli. psikolog bir arkadaşımla konuşurken bunu anlattığımda bağlantılı olabileceğini söylemişti aklıma o geldi.
0
lüzumsuz adam
(12.06.25)
sadece anne babanizin size olan davranislarindan degil, evin icindeki enerjiden (evde surekli bir panik hali ya da kaygi hali varsa mesela), onlarin arasindaki iliskiden ve digerleriyle olan iliskilerinden, yasanan buyuk bir olaydan ve o olaya verilen tepkilerden vs vs her seyden etkileniyorsunuz. bu artik tartismasiz. bebekler hep dedikleri gibi, sunger gibiler, her seyi anlamasalarda aliyorlar bir sekilde.
0
kassiopeia
(12.06.25)
(13)

Pazar öğlen için yemek önerisi

mor oje
Pazar öğlen uzun yoldan gelecek biri için ne yemek hazırlayayım önerilere açığım. Çok yağlı unlu şekerli olmaması tercihim. Örneğin kek olarak badem unlu kek yapacağım. Yemek olarak serin serin buğdaylı yoğurt çorbası yapabilirim. Çorba yapmayıp zeytinyağlıya da dalabilirim. Yemek kısmında kararsızı
Pazar öğlen uzun yoldan gelecek biri için ne yemek hazırlayayım önerilere açığım. Çok yağlı unlu şekerli olmaması tercihim. Örneğin kek olarak badem unlu kek yapacağım. Yemek olarak serin serin buğdaylı yoğurt çorbası yapabilirim. Çorba yapmayıp zeytinyağlıya da dalabilirim. Yemek kısmında kararsızım.
0
mor oje
(11.06.25)
Kurutulmuş patlıcan biber dolması ve menemen. Uzun yoldan geliyor olsam bu ikisi mutlu eder beni.
0
beyfendi
(11.06.25)
Çorba yerine barbunya pilaki yanına bulgur pilavı yanına çoban salata risksiz ve serin yemekler
0
grimavi
(11.06.25)
@grimavi Pilaki hiç sevmiyorum ben, sevmeyince güzel de yapamıyorum :/ hava sıcak, daha fresh bir yemek iyi olabilir

@beyfendi kıymalı kuru patlıcan benim de ilk aklıma gelendi ama öğlen sıcağında ağır mı olur dedim
0
🌸mor oje
(11.06.25)
yemekte pilav olacaksa ya enginarlı ya kabaklı basmati pirinç pilavı olsun :)
0
a perfect lie
(11.06.25)
@a oerfect lie bahar pilavı gibi :)
0
🌸mor oje
(11.06.25)
Dolmayla ilişkim günün saatinden bağımsız benim ama herkesin midesi aynı değil tabi.
0
beyfendi
(11.06.25)
Barbunya yoksa taze fasulye pilav salata yoğurt
0
grimavi
(11.06.25)
Ayran aşı şahane fikir, ben de yapayım bu hafta <3
Yanına 1-2 zeytinyağlı ya da salata, meze gibi. Domatesli taze fasulye, (yoğurtsuz) semizotu salatası, bol ekşili yeşil salata?
Bir de karpuz ve güzel beyaz peynir, müthiş yaz öğle yemeği.
0
kobuzchu kiz
(11.06.25)
Uzun yoldan geliyor olsaydim ben de hafif yemekler istemezdim, ac olurdum.
İzmir kofte, cacik, pilav, corba fark etmez.
0
sey mi dostum
(11.06.25)
Darlamalı sıcaklar başladı. Eğlenceli, ferah tercihler de düşünebilirsin. Bir gün önceden yapılmış zeytinyağlı taze fasulye, soğuk. Güzel bir ekmek, zeytinli-kekikli olabilir. Üstüne de beyaz peynir ve karpuz.
0
lüzumsuz adam
(11.06.25)
yoğurtlu semizout salatası bir de havuç tarator. Yancıları belirledik...
0
sparkle kiddle
(11.06.25)
taze fasulye
yaprak sarması
etli yemek seviyorsa da karnıyarık, ben pek severim kontenjanından yazdim bunu da.
0
deckard
(12.06.25)
Toplu cevap vereyim; meyve pek yemediğim için karpuz elendi. Ama yoğurt çorbası, 1-2 meze yanında bir yemek düşündüm. Yemek olarak fasulye bana da hafif geldi, galiba kuru patlıcan dolmasına yürüycem, antepten güzel patlıcan kurularım var. <3
@cosmicstring ; evet değer bilir ve bir çorba bile yapsam mutlu olur :)
0
🌸mor oje
(12.06.25)
(15)

Sevmediğiniz ama

kizil karga
Faydalı olduğu için yine de yaptığınız bir spor hareketi var mı?
Faydalı olduğu için yine de yaptığınız bir spor hareketi var mı?
0
kizil karga
(11.06.25)
Sevmediğimden değil bilakis çok seviyorum ama squat'ta yüksek ağırlıklıklara çıktığımda gözüm hep korkar ama yine de yapıyorum, sevmediğim bir hareket dünyanın en faydalı olan hareketi de olsa yapmam galiba, barbell row süper bir hareket ama hiç sevmediğim için yapmıyorum, aynı bölgeyi çalıştıran birçok alternatif var sevmediğim bir şeyde sırf yapmak için yapmanın bir anlamı yok.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(11.06.25)
Sandalye pozu
0
abuzer
(11.06.25)
deadlift
0
nahtoderfahrung
(11.06.25)
Chaturanga
0
kullanicadi
(11.06.25)
öfff kaleci barbell row diyince tetiklendim. hiç sevmem ve yap denildiğinde ağlaya ağlaya yaparım.
0
nolmus yani
(11.06.25)
Isınma
Nefret ediyorum aşırı faydasız geliyor sporu düzenli hale getirince kasılmalarım azalıyor sonra bırakıyorum zaten ısınmayı :)
*Öneri değildir.
0
mutekebbir
(11.06.25)
Benim için sportif hareketlerin neredeyse tamamı bu kategoride.
0
sekizdokuzon
(11.06.25)
Plank
0
rock n roll
(11.06.25)
karın kası çalışmayı hiç sevmiyorum ama üzerinde dolaşacak parmaklar aklıma gelince mecburen yapıyorum.
0
yurtsuz john
(11.06.25)
Face pull.
Omuz sağlığı için yapıyorum sadece.
0
logisticsmanager
(11.06.25)
Burpee
0
mor oje
(11.06.25)
wallwalk ve thruster :/
0
lüzumsuz adam
(11.06.25)
Ağırlıkla bulgarian split squat tabii ki. Bulgarları da sevmem zaten :(
0
ruhen hastayim ben
(11.06.25)
tüm aletleri, deadlifti falan çok severim. kalistenik (kendi ağırlığın ile çalışma) nefret ederim. inanılmaz yorucu bir şey. hoca zorla yaptırıyor. salonda ağlıyorum resmen :D ama işte çok faydasını da gördüm.
0
neira
(11.06.25)
sevmedigim hareketi nerdeyse hic yapmiyorum, sevmedigim ve mekaniginin bana garip geldigi hareketler. karin hareketi mesela 5 gun gidiyorum belki 1 gununde bir kac hareket onun disinda yapmam.
0
bay b
(11.06.25)
(28)

Favori içkiniz hangisi?

put it in your appropriate place
Favori biranız hangisi sorunuzdan yola çıkarak sorayım; Favori içkiniz hangisi?- Viski. En sevdiğimdir. İyi kötü bir damak tadı oldu. Tabii ayrıntı detay pek anlamıyorum ama hafif sert ayrımı oldu.- Bira. Özellikle Ipa olanlar hoşuma gidiyor. Şerbetçiotu olanlar damak tadıma uygun.Bu ikisi var. Ara
Favori biranız hangisi sorunuzdan yola çıkarak sorayım; Favori içkiniz hangisi?

- Viski. En sevdiğimdir. İyi kötü bir damak tadı oldu. Tabii ayrıntı detay pek anlamıyorum ama hafif sert ayrımı oldu.

- Bira. Özellikle Ipa olanlar hoşuma gidiyor. Şerbetçiotu olanlar damak tadıma uygun.

Bu ikisi var. Ara ara kırmızı şarap içtiğim oluyor ama sıfır damak tadı.
0
put it in your appropriate place
(10.06.25)
Cin
Bira
0
mutekebbir
(10.06.25)
Viski; single malt, islay
0
Bruce
(10.06.25)
Yerine göre değişir. Bunun tek ve mutlak bir cevabı yok bence.

Sahne önünden izlenen bir rock konserinde viski içilir mi? Sosis kızartılan bir kumsal partisinde rakı içilir mi? Patates kızartmasıyla cin tonik olur mu? Patlamış mısırla film izlerken ipa gider mi? Ruffles yerken kırmızı şarap içilir mi gibi.
0
orient blue
(10.06.25)
ya çok şey içerim sevmediğim içki yok belki en çok bira içmişimdir ama ben rakı kadınıyım:( ve rakı seven tek bir insan tanımadım ya sosyal içici ya hiç. hep tek başıma içerim ya yalnız ya karşımdaki kola mola içerken. kendimi Halil gibi hissediyorum neden rakıyı bu kadar kötü gösterdiniz halbuki aşiri iyi içki

ha kokteyl de çok severim ama miktara vurunca daha az kalıyor
0
ala09
(10.06.25)
Alman elma şarabı, soğuk ve gazlı, alkollü elmalı beypazarı gibi gidiyor
0
nahtoderfahrung
(10.06.25)
Valla ala+1 ben de rakıyı çok severim, düz soda içer gibi içiyorum mezesiz.

Sonra da viski ve şarap.
0
sekizdokuzon
(10.06.25)
en sevdiğim: sheridan's ve malibu, ama nadiren tüketirim.

hem sevip, hem çok içtiğim : finlandia vodka.

ama kış aylarında balık yiyecek olursam tekirdağ altın seri rakı.

pek sevmemekle birlikte, hepsinden çok turborg malt tüketiyorum. coca cola gibi bir şey benim için.
0
tabudeviren
(10.06.25)
Sevmediğim alkollü içki yok, hepsi benim bebeğim. Mastika çok severim kahveyle, Bailey’s aynı şekilde. Viski bazlı kokteyllere bayılıyorum. Votka portakal (screwdriver) severim; alkolik dönemimden kalma bir alışkanlık. Cin ve salatalık suyuyla evde kendi yaptığım bi kokteyl var lime, taze nane, reyhan falan baya fresh bi şey oluyo. Onun dışında rakı beylerbeyi göbek, yoksa efe gold. Bira normal şartlarda Beck’s, bazen Blanc falan; anormal şartlarda kırmızı tuborg. Akrep zehri gibi meret 5 tane kırmızı içip iptal olmayan görmedim.
0
vedatchilipeppers
(10.06.25)
Her içkiyi içerim ama single mat viskilerin yeri bende ayrı; viski kışın soğuk gecelerin vazgeçilmezi ama yazın cin-votka-viski-tekiladan yapılan kokteylleri de sever ve yaparım.
0
blue rebel motorcycle club
(10.06.25)
Rakıcıyım ben de
0
cilacı ökkeş usta
(10.06.25)
Baileys benim için 8
Alkol oranı biraz daha yüksek olsaydı 9,5 olacaktı
0
etna
(10.06.25)
köpüklü sarap ve sampanya.

bira agzima sürmem. kokteyl klasikse ve cok renkli degilse tadina bakabilirim.
0
sonsuz
(10.06.25)
Hepsinin ortamı farklı bende.
Ortamına göre hepsini severim.
En çok rakının ortamını severim.
0
Mirket
(10.06.25)
Sangria, aperol spritz.
0
asteriks
(11.06.25)
Kalabaliksa raki, tek basima isem votka ya da cin.
0
deckard
(11.06.25)
Viski. Farklı durumlar/sebepler/ruh halleri için farklı kategori viskilerim var. İkinci sırada da cin. Özellikle havalar ısındığında viski yerini çoğunlukla cine bırakıyor. Gerçi sosyal içicilik dışında ikisinde de ayda 3-5 kadeh falan içerim evde.
0
nawar
(11.06.25)
konyak. saglam bir viski icicisiyimdir ve cogu turunu denedim. ancak konyak'taki aroma viskide yok bence. viski daha cool geliyor ama. viski icemeyen arkadaslarimin bile viski story'leri falan oluyordu.
0
antikadimag
(11.06.25)
Gordon's London Dry Gin
0
clones
(11.06.25)
favori içkim viski olmak zorunda kaldı.(zaten severim o ayrı) Normalde bira çok severim ama bira-şarap gibi mayalı şeyler içince öbür gün kafam yerine gelmiyor. Viski ise tertemiz. Sanırım filmlerde yaşlı zenginlerin hep viski içmesinin sebebi bu :D
0
nhk ni youkosu
(11.06.25)
tekila
0
lüzumsuz adam
(11.06.25)
Mojito ve gürcü şarabi
0
abuzer
(11.06.25)
bu aralar cin. geçen sene vodkaydı. ondan önce viski.

ama yaz içinse bira.
0
koela
(11.06.25)
cin-tonik. old school bir adamım.

www.youtube.com
0
yurtsuz john
(11.06.25)
Ortama göre;
Buğday birası
Blush veya roze şarap
Rakı
Meyve şarabı

Rakı dışındakilerin içimi kolay, tadı yumuşak. Sek viski, konyak vb. bana göre değil. Kokteyl olarak içerim ama aramam.
0
auroraaurora
(11.06.25)
yazıldığı gibi ortamına göre değişir ancak genel olarak en çok tükettiklerim;

bira
cin
blush
muhtelif kokteyller.
0
makarnavodka
(11.06.25)
Jager mojito hos, degisik guzel aromali
romlu kokteyllerin cogu
beyaz sarap(yari tatli olanlar)
0
sey mi dostum
(11.06.25)
nesquikli pastörize süt
0
Batuhanolabilir
(14.06.25)
likör
kahve sevmem ama bazi sabahlar kahve yapip baileys katarak güne basliyorum.
genelde kis aksamlari ovomaltine yaparim, icine baileys koyarim.
yazin aperol cok severim.
apres-ski'de zirbenschnaps gömerim :)

raki, votka, tekila sevmem.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(14.06.25)
(4)

İstanbul'da gidip eğlendiğiniz drag show var mı?

sekizdokuzon
Ortamı çok low olmayan, güzel güzel dans edip eglenebilecegimiz bir drag show tavsiye edebilir misiniz?Teşekkürler.
Ortamı çok low olmayan, güzel güzel dans edip eglenebilecegimiz bir drag show tavsiye edebilir misiniz?

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(10.06.25)
Canlı izlemedim ama takip ettiğim kadarıyla Limon iyi görünüyor. Fırsat bulursam gideceğim bir ara. Instagram'dan bakabilirsin.
0
mutekebbir
(10.06.25)
Instagram'da bulamadım:)
0
🌸sekizdokuzon
(10.06.25)
çok bir ilgim yok ama, mecra da fena değildi. sanırım kapandı mı bir şeyler oldu. tekrar açılacakmış.
0
jangbogo
(11.06.25)
Karga da gitmiştim, gayet eğlenceliydi.
0
lüzumsuz adam
(11.06.25)
(9)

tr de girdiğiniz denizleri kıyaslamanız gerekse

a perfect lie
nasıl bir sıralama yapardınız? göz önünde bulundurduğunuz kriteri de belirtir misiniz? (kum olması, derinlik, sakinlik, rengi vs.) birden istediğiniz numaraya kadar sıralayabilirsiniz, spesifik plaj adı filan verirseniz daha da güzel olur :) Cevaplar için şimdiden teşekkür ediyorum,
nasıl bir sıralama yapardınız? göz önünde bulundurduğunuz kriteri de belirtir misiniz? (kum olması, derinlik, sakinlik, rengi vs.)

birden istediğiniz numaraya kadar sıralayabilirsiniz, spesifik plaj adı filan verirseniz daha da güzel olur :)

Cevaplar için şimdiden teşekkür ediyorum,
0
a perfect lie
(10.06.25)
10/10 ölüdeniz zemin kum yerine ayağa batmayan yuvarlak taşlar bu yüzden suyu berrak ve hemen derinleşiyor benim bir denizde aradığım budur
0
grimavi
(10.06.25)
Artı puan: sıcak, dalgasız, derin, deniz anasız ve taşlık olması

İlk üçüm:
Hepsini karşılayan kaş akçagerme plajı <3 kadife deniz
Kabak koyu, dalgalıydı ama diğer kriterler ok, dalga da ben gittiğimde öyle denk gelmiş olabilir.
Adrasan'da balıkçı koyu, adrasan'ı beğenmedim ama oradan yürüyerek ulaşılan sessiz sakin ve güzel bir koy balıkçı koyu.

Bonus:
Manal koyu dalgasız olması ve aşırı soğuk olmaması ile izmir'deki favorim, gelenler de düzgün tipler öyle kalabalığı çirkin değil. Ama diğer üçünden açık ara geride.
0
cilacı ökkeş usta
(10.06.25)
Alanya Kleopatra Plajı bir numara. Kumlu, suyu ılık, manzarası güzel. Geniş, ferah bir plaj.

Antalya Kemerde, Egede, Güney Marmarada, İstanbul Adalarda yüzdüm ama Kleopatrayla yarışamazlar.
0
yurtsuz john
(10.06.25)
yazılan yerleri tek tek inceliyorum.

Ölüdeniz benim de listemde çok üst sıralarda.
Kabakı da sevmiştim. Adrasan a da gittim ama bu tarafa gitmemişiz :/ Kaş ı merak ediyorum bu plajı da not ettim çok teşekkürler. Alanya ya hiç gitmedim garip bir önyargım var. Ama baktım burası da güzel görünüyor.
0
🌸a perfect lie
(10.06.25)
Benim için ılıca, blue lagoon, tersane koyu kekova.
gitmeyip methini çok duyduğum yukarıda da denmiş akçagerme var, bir de sarsala.
0
Bruce
(10.06.25)
kas ve kekova.

her koyun ayri bir güzelligi var. berrak deniz. kum yok. dalmak güzel oluyor. suyu antalya'nin geri kalan yerlerine göre cok az soguktu ama buz gibi de degildir. daha ne olsun :)
0
sonsuz
(10.06.25)
15 yıl öncesinin alanya kleopatrası.
Tertemiz su, dalgalı(otur milleti izle inanılmaz eğlenceli dalgadan bahsediyorum), mercimek gibi taşları(hem ayakları acıtmıyor çok minikler hem de kum gibi her yere yapıpmıyorlar), masmavi turkuaz deniz, balık vs yok. Gece de denize girilebiliyor hatta dolunayda ayrı bir keyif. Damlataşın hemen yanındaki yerde yemek yedikten sonra akşamları da yüzerdik. Çoğunluk yabancıydı üstsüz rahatlıkla güneşlenebiliyordun.
Çok güzeldi orası ya.
En son 4 sene önce gittim ve korkunçtu. Acayip acayip bakan iç anadolu insanı, şu an haberlerde gördüğünüz varlıkların her yeri ele geçirmesi, güzel zaman geçirebileğin iki üç yerin kapanması, değişik değişik yabancılar, denizin bulanıklığı pisliği derken lanet ettim döndüm eve.
Yukarıdaki yerler de evet güzel ama burası bambaşka bir yerdi. Yukarıdakiler için beni rahatsız eden bir tane de olsa bir şey vardır. Burada yoktu.
0
mrvln
(11.06.25)
Enez/Edirne. Belki belde ciddi bakımsız, geri kalmış ama deniz muhteşem. Kum, ayarında derinlik, sakin ve pırıl pırıl su.
0
lüzumsuz adam
(11.06.25)
susanoğlu - yapraklı koy. alttan gelen kaynak suyun terapi etkisi yapması.
bozcaada - beylik koyu, sakinlik.
0
zeleno
(11.06.25)
(18)

Bu kadın ne kadar güzel?

duygusalatasi
Sıradan mı yoksa sizin için çok hoş kategorisinde biri mi? https://www.instagram.com/sezinkaramese/
Sıradan mı yoksa sizin için çok hoş kategorisinde biri mi? www.instagram.com
0
duygusalatasi
(03.06.25)
SıraDAN DAN DAN
0
Shepard
(03.06.25)
10 üzerinden 4 benim için.

Sarışınlar dışında 7-8 zor veririm iyi bir benchmark olur muyum bilemedim.
0
baldan kaymak
(03.06.25)
ya yürürken yolda görsem 7.5'tan 8 verebilirim 10 üzerinden ama instagram'da sosyal medyada bundan binlercesi var gerçekten. bilemedim. hoş kadın, çirkin dersem ayıp etmiş olurum ama pek bi albenisini/özelliğini de göremedim. M31, 178cm 110kg hayırlı forumlar
0
mark greg sputnik
(03.06.25)
Orta alti. Konusmasi falan itici baya.

@mark hshshhaah
0
sonsuz
(04.06.25)
Cringe. En sevmediğim tip.
0
gabe h coud
(04.06.25)
10/1

ağlamaklı bakıyor.

iki kaşının ortası küçük emrah gibi havaya kalkan kadın güzel olamaz.
0
yurtsuz john
(04.06.25)
Aaa ben bu kizi taniyormusum. Sempatik ama saf biriydi
0
sonsuz
(04.06.25)
Sıradan. Yani şu tarz sosyal medya ünlüleri normalde göründüklerinden "çok daha iyi" görünüyorlar hesaplarında. İşte filtreler, ışık ve açı ayarları, dışarıda bunalacakları kadar makyaj vs. derken. Ona rağmen.
0
nawar
(04.06.25)
Sıradan.
0
Bruce
(04.06.25)
(bana göre) güzel değil.

ve bakışlarında "cehennemi gördüm" dercesine bir yıpranmışlık var. ölü balık gibi bakıyor.
0
tabudeviren
(04.06.25)
instadan degil youtube'dan makyajsiz haline baktim.
helalinden 6/10 verdim gitti.
ortalama alti falan diyenler herhalde tok satici.
0
cooperr
(04.06.25)
Güzelliğini puanlayamam, benim için nötr diyebilirim en fazla ki itici bile olabilir
0
kisa
(04.06.25)
normal, sıradan, herhangi biri.
0
koela
(04.06.25)
6/10
0
bay b
(04.06.25)
notlamak yanlış bence de. ha benim de tipim değil ama ben de sonuçta birinin tipiyim bir diğerinin değil. tipi de açarsam bakışlar rahatsız etti, bi hinlik var :v
0
lüzumsuz adam
(04.06.25)
Kelimelere dokemedigim bir yapmaciklik var.Bu haliyle antipatik.Bacak ve kalca kalinligi boyuyla orantili degil.Dagilmaya cok musait.Sadece elleri guzel.
0
turkuaz
(04.06.25)
normal sokaktaki insanlar da soruluyor artık. yani her beş kişiden altısının tip böyle. tipik Türk kızı.
0
Hallegadola
(05.06.25)
güzel desen güzel değil, çekici desen o da yok. normal halini görseniz şaşırırsınız eminim. 4/10
0
sweetoffice
(05.06.25)
(26)

Erkek Arkadaşlara Soru

rock n roll
Bugün Instagram'da denk geldim ve sizlere de sormak istedim. Protez tırnak, nail art eğitimi alan bir kadın sınava girecek fakat el modeli olacak kişinin işi çıkıyor ve gelemiyor. Bu durumda kadın, sevgilisini arıyor canı sıkıldığı için bu duruma ve sevgilisi ona modellik yapıyor. Yani; kadın, erkek
Bugün Instagram'da denk geldim ve sizlere de sormak istedim. Protez tırnak, nail art eğitimi alan bir kadın sınava girecek fakat el modeli olacak kişinin işi çıkıyor ve gelemiyor. Bu durumda kadın, sevgilisini arıyor canı sıkıldığı için bu duruma ve sevgilisi ona modellik yapıyor. Yani; kadın, erkek arkadaşına eğitmenlerin karsisinda protez tırnak yapıyor, oje sürüyor.

Bu durumda siz olsanız kabul eder miydiniz modellik yapmayı, protez tırnak yapacak ve oje sürecek sevgiliniz size. Buna izin verir miydiniz?

Model bulma teklifi yapmayacaksınız direkt ben model olurum diyeceksiniz.
0
rock n roll
(03.06.25)
önceliğim sevgilim olacağı için bu durumda seve seve gocunmadan yapardım, eğlenceli de olurdu :v
0
lüzumsuz adam
(03.06.25)
bastan soyleyeyim ben asla yapmam. yapana da karismam; ama instagram postundan hareketle direkt ben model olurum cikarimi yapmaniz bence saglikli degil. belki arkaplanda kiz duruma cok uzulmustur, asiri baski yapmistir, baska bisey teklif etmistir vs..o yuzden kabul etmistir.
0
buenosdias
(03.06.25)
Evet ne olacak. Kalici bir sey degil ya
0
mirafiori
(03.06.25)
Sınav için düşünmeden yapardım
0
jülsezar
(03.06.25)
Tabii ki. İkiletmeden.
0
gabe h coud
(03.06.25)
protez tırnak/nail art eğitimi alan bir kadınla birlikte olmayacağım için sorunun içine pek giremedim ama sınav bittikten sonra hemen çıkan bir şeyse (toplum içine öyle karışmak gerekmiyorsa) yapılır yani.
0
bobinhoo
(03.06.25)
buradaki olay destek olmak. sevgilim, çocuğum ya da kardeşim olur hiç farketmez. gerekirse etek bile giyerim.
0
lazpalle
(03.06.25)
Yok, erkek adamı bozar.
0
Shepard
(03.06.25)
yapmam diyenleri hayretle okudum, saygi duyuyorum. ikiletmeden+1
0
gule gule
(03.06.25)
lafı bile olmaz, direkt kabul ederim.
0
sealth
(03.06.25)
İş bitince sökülebilen bir şeyse, insan içine pembe kalpli tırnaklarla çıkıp günlerce öyle gezmem gerekmeyecekse hiç problem değil, ikiletmem bile.
0
kibritsuyu
(03.06.25)
Seve seve tabii ki.
0
thracia
(03.06.25)
kabul etmem o esnada iyilik yapmış olursun ama ilerisi için ağırlığın sorgulanır hale gelir.
0
archmeister8
(03.06.25)
@archmeister8

Ne gibi bir ağırlık sorgulanması?
0
🌸rock n roll
(03.06.25)
Ederim cok da eğlenirim, tirnak boyatmayla erkekliği bozulanlara da gülerim.
0
mirty
(03.06.25)
@buenosdias

Sonuçta kabul etmesi önemli.
0
🌸rock n roll
(03.06.25)
@kibritsuyu

Gezsen nolur :))
0
🌸rock n roll
(03.06.25)
Cevaplari okuyunca

m.youtube.com

- Asla ve kata olmaz. Olmasi teklif dahi edilemez.
0
WithWorth
(03.06.25)
veririm ya n'olacak alt tarafı tırnağımı boyayacak kız. onun işi görülsün. güler geçerim, sevgilime spesifik bir etkinlik/amaç doğrultusunda tırnak boyattım diye erkekliğime zeval gelmez. geliyorsa da necip türk milleti affetsin yani sevgilim için bu kadarını yaparım şahsen.

soruyu görünce aklıma lisede yaşadığım bir olay geldi. sınıftan kız arkadaşlarım kirpiklerimi çok beğeniyorlardı. normalde öyle kızlarla çok samimi olabilen, rahat bir adam değilim. ona rağmen resmen yalvarmışlardı mark lütfen bize izin ver bi rimel geçelim, merak etme hemen çıkarırız (yalan), nasıl görünecek merak ediyoruz vs... ikna etmeleri uzun sürmedi tabii, o yaşta hayatımda hiç bu kadar övgü ve ilgiye mazhar olmamışım, tamam lan dedim sürün hadi, diyorum "zaten kirpiklerim uzunmuş, rimel çok değiştirmez, kızlar da boşuna gaza geldikleriyle kalır"...

ulan sonra bi sürdüler aboooov. korkunç bi görüntü. gören gülme krizine giriyor. hayır bi de vücudun yüzde 99.9'u "düz erkek" iken kirpiklerin öyle olması ekstra korkutucu. hani etek giymiş, makyaj yapmış, genel olarak feminen bi tarza sokulmuş olsam o kadar kötü hissetmezdim. en azından şaşkınlık ve komiklik faktörü "karı gibi olmuş" ile sınırlı kalırdı. düşünsene tamamı hormondan ve abazanlıktan oluşan bi LİSELİ ama kirpikler rimel şov.

ha ama sonuçta bak bu bile komik bir anı olarak kaldı, kimse de ertesi gün gelip "birader sen karıymışsın???" demedi. benim içün bu tip şeyler çok mesele değil ama çekinen hemcinslerimi de anlayabiliyorum açıkçası, çünkü her adam aynı olmadığı gibi her kadın veya bu eylemin her "alıcısı" da aynı olmayabiliyor. sen bu yola girersin mesela kadın ellerini ojeli görünce senden soğur trip yapar filan, memlekette manyaktan bol ne var, belli olmaz.
0
mark greg sputnik
(03.06.25)
hiç sevmem tırnakla ilgili şeyleri.
ama böyle bir durumda modeli olurdum. normalde her şeye söylenirim ama bu konuda gocunmam da.
0
biseysorcaktim
(03.06.25)
Ben bu kadar kabul eden olacağını düşünmemiştim açıkçası, şaşırdım. Artık, geleceğe daha umutla bakıyorum :))
0
🌸rock n roll
(03.06.25)
Eski kafalı, Karadenizli (ve öyle abuk subuk tırnaklardan tiksinen) bir erkek olarak cevaplıyorum;

Direkt ben demek aklıma bile gelmez çünkü kadın olması gerektiğini tahmin ederim. Kimseyi bulamadığını/bulamayacağını söylerse üzerine düşünmem, mırın kırın etmem, ikiletmem. Bir süreliğine kalacak bir şey ise bile, bir süre eldivenle gezer yine de gereğini elbette yaparım. Böyle bir sorunun sorulmasını bile çocukça Buluyorum.

İhtiyaç halinde “hayır zinhar” diyecek olan, kendini errrrkek diye pazarlamaya çalışan, eksik, ezik bir tiptir. Açık konuşalım; adam değildir. Bu kadar net.

Sevgilinin nazlanmak için “ışkım sana oje süriiiim miiiiieeee??” Diye sormasıyla bu anlatılan farklı şeylerdir.
0
lazor
(03.06.25)
İlişkinin arkaplanina bağlı.
Bunu sürekli espri malzemesi yapmaya meyilli biriydiyse, hayır derim. Yok değilse, elbette derim.
0
encokbenisevinnolur
(03.06.25)
ben evet derdim.

İlişki seviyesi önemsiz. Anı kalırdı. Ha değer mi sorusunun yanıtı yakınlığıma bağlı.

kimse gelmezse ben model olurum, çağırabilirsin swh. Tek şartım bitince herşeyi eski haline düzeltelim swh. Tribüncü adamım .d
0
baldan kaymak
(03.06.25)
Sadece protez tırnakla mı kalacak yani? Cık cık cık.
(bkz: swh)
0
rakicandir
(04.06.25)
yaparim abi ben, protez sonucta sok tak.
kendi tirnaklarimi kerpetenle cekmedigi surece sikinti yok.
biz nelere katlandik yaw ohooo bir kulagimizin arkasi kaldi
0
cooperr
(04.06.25)
(28)

oğlunuz olsa ne isim koyardınız?

ermanen
soru başlıkta
soru başlıkta
0
ermanen
(03.06.25)
Cüneyt
Hakan
Aslan
0
gabe h coud
(03.06.25)
barbaros
alparslan
0
mikahakkinen
(03.06.25)
Ercan

Aslında Ercan sevdiğim bir isim değil ama aynı iş yerinde çalıştığım bir arkadaşım vardı. Çok severiz birbirimizi. Çok iyi bir insandır, o sebeple onun adını vermek isterdim.
0
rock n roll
(03.06.25)
erk, kara, noyan, tunga gibi öztürkçe isimler. noyan gerçi moğol ama olsun
0
ground
(03.06.25)
Seçkin
Salim
Selim

Bu üç isimden biri. Kafamda şu ana kadar hiç başka alternatif olmadı. Babamın adı olmasaydı Mustafa Kemal de koymak isterdim ama Atatürk'ün değil babamın ismini koydum diye algılanacaktı. Babamla hiçbir sorunum yok ama benim ilk ismim anneannemin ismi olduğu için travmam var galiba :D
0
matilda
(03.06.25)
erdem, selim, bilge, görkem, egemen
0
strawberry first
(03.06.25)
Elessar
0
rakicandir
(03.06.25)
Sırf bi isim hoşuma gidiyor diye farazi de olsa çocuk yapmaya hiç gerek yok. İkinci bir isim ekleyecek olsam Cuma ismini eklerim kimliğime. Hatta doğumdan gelen ismi sildirecek olsam Robin Cuma yaparım.

Otuzundan sonra insan doğumdan gelenin yanına kendine uygun gördüğü bir ismi ekleyebilmeli ve hatta bu kültürel bir pratik falan olmalı.
0
beyfendi
(03.06.25)
Abdullah, ömer, osman, hamza.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(03.06.25)
arda
0
buenosdias
(03.06.25)
Deniz, onur veya emre
0
cilacı ökkeş usta
(03.06.25)
Çağan koyduk
0
va
(03.06.25)
robin, leon, doa/dua
0
ala09
(03.06.25)
kuzgun
0
lüzumsuz adam
(03.06.25)
Bu ara herkes çocuk yapıyor herhalde isim duyuruları epey popüler :)

Biz de Türkçe bir şeyler koymak istiyoruz. Dora, Uygar, Toluhan (Araplara karşı zafer kazanan komutanmış ^^) olabilir. Bir de her an laik atak geçirip Mustafa Kemal koyabiliriz.
0
chicha_v2
(03.06.25)
Göktürk

Aslan.
0
drako
(03.06.25)
BALAMİR
0
Shepard
(03.06.25)
atlas
0
chanandler bong
(03.06.25)
Cihangir benim oğlanın adı
0
rodeocu
(03.06.25)
Ensar
Enes
Bilal
0
runaway
(03.06.25)
Arman
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(03.06.25)
yağız
yiğit
ayaz
0
archmeister8
(03.06.25)
Cemre
Cansel

Gibi feminen isimleri erkeklere yakıştırıyorum. Ama hem Mustafa Kemal Atatürk’ten dolayı hem de hayatımı kurtaran doktorumdan dolayı Kemal koyardım.
0
ruhen hastayim ben
(03.06.25)
Rüzgar koydum
0
mirty
(03.06.25)
Ateş
0
Zetnikov
(03.06.25)
tarik
demokan
0
cooperr
(04.06.25)
Erman olabilir belki.

Türkçe karakterli isim kesinlikle tercih etmezdim.
Uniseks isim kesinlikle tercih etmezdim. Belli olmaz, bunlar çocuğun hayatını zorlaştırabilir.

üÜnlü bir insanın ismini kesinlikle koymazdım, belli olmaz. İleride bir skandalı ortaya çıkarsa isim lekelenir.

Siyasi bir fikrin temsilcisi ismi kesinlikle koymazdım. Çocuğun siyasi fikri kendi kendine oluşacak. Devrim isimli bir sağcı veya Alparslan isimli bir solcu veya Ensar isimli bir laik olarak yaşamak zor olabilir.

Bazı isimleri neden tercih etmeyeceğimi açıklamak isterim.
Tarık: yabancılar farklı harflerle kullanıyor bu ismi, yanlış harfle yazar yabancılar.
Atlas: dünyanın tüm yükünü taşıyor, oğluma böyle bir yük vermek istemem.
Ege: “hi i am Ege” dediği zaman “i am a gay” demiş gibi oluyor.
Noyan: “no” şeklinde olumsuzlukla başladığı için tercih etmem.
Ateş: Cehennemi hatırlatan bir şey, yakıcı, yıkıcı, zarar verici. O yüzden tercih etmezdim.
0
michael_knight
(04.06.25)
Burak.
0
since1907
(04.06.25)
(18)

turkcede hosunuza gitmeyen kelimeler var mi??

buenosdias
boyle kelimeler var mi? benim icin. dayi(akrabalik olan degil) kelimesi. cok itici geliyor. sizin var mi?
boyle kelimeler var mi?

benim icin. dayi(akrabalik olan degil) kelimesi. cok itici geliyor. sizin var mi?
0
buenosdias
(02.06.25)
Kürtçe sanırım ve insan ismi ama Sidar'dan tiksiniyorum ben.
Güncelde artık çok fazla kullanılıp anlamsızlaştığından "algı"
Bir de google’a google amca deme taşralılığı. Sözlükte de gördüğüm saniye engelliyorum.
0
sanal hayvan
(02.06.25)
Türkçe kelime gelmedi aklıma ama türkçeyi katleden zorbalamak, mezuna kalmak falan gibi anlamsız ifadeleri sevmiyorum.
0
(02.06.25)
Yemek. Saçma sapan kelime, hem fiil hem isim. "Yemek yemek"
"fena yarıyor" buna benzer birkaç şey daha var twitterda görüyorum arada bir. yanımda biri söylese büyük ihtimal burnunu betona sürterim.
0
beyfendi
(02.06.25)
Hayirlisi...
0
duyurukullanıcısı
(02.06.25)
peder
0
kornisch
(02.06.25)
Asla kelimesi çünkü fakiri-zengini, okumuşu-cahili yannış kullanıyor.
0
Shepard
(02.06.25)
Yenge, aynen.

Gi+1
Bir de su yerli yersiz kullanilan populer kelime var sinir oluyorum: narsist.
0
Kittie
(02.06.25)
cok var. ozellikle sevmedigim bi kelimeyse mesela "yarışmak" yerine "yarış yapmak" gibi söylüyorum kasıntı gibi

dirty takkta kullanilan cogu kelime igrenc malsef ki... seksin dirty ifadesi bile soylerken her an pelteklesebilirsin

bir de "evet"i hic begenmiyorum akici degil asla daha kolay bir ses lazim ja, yeah, da, si gibi bir sey tercih ederim ya da "hi hi"
0
ala09
(02.06.25)
$arz
velevki
0
cooperr
(02.06.25)
Aynen
Yemek eylemi için kullanılan “tüketmek”
0
boyalı kuş
(02.06.25)
hamiş kelimesinden tiksiniyorum.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(02.06.25)
Vesselam
0
ekimoloji
(03.06.25)
Türkçemizi doğru kullanalımcı arkadaşlarımız yeni yeni günlük hayattan çıkan ifadeleri saymışlar genelde. Benim onlarla ilgili sorunum yok. Türkçe içinde en sevmediğim iki kelime (başka aklıma gelirse yazarım):

yemiş ve kamış

niye bilmiyorum ama ikisi de sinirimi bozuyor. Bir arkadaş hamiş yazmış benzer ses yapısında ama ona o kadar maruz kalmadığım için o kadar uyuz değilim. m-ş yapısından mıdır nedir yemiş ve kamış dendiği anda tüylerim diken diken oluyor.
0
nundu
(03.06.25)
nasip
kısmet
0
ermanen
(03.06.25)
Kulağımı tırmalama açısından "sakil" var. Kullanılma şekli ve sıklığı baygınlık getirdiği için "lümpen" var. Biri Arapçadan biri Almancadan gelmiş o nedenle soruya ne kadar cevap oldu bilemedim ama dilimizde kullanılan kelimeler sonuçta.
0
peki madem
(03.06.25)
otomatikmak, direktman bu tip -man kullanımı çok batıyor her ne kadar tdk dan kabul görse de

bir de "ondan sonra" , "ben sana söyliyim" kalıpları tüylerimi diken diken ediyor artık

aslında çok fazla var, bunlar ilk aklıma gelenler
0
lüzumsuz adam
(03.06.25)
gebe, temra (temre), ötürmek, görümce, atmık gibi köylülerin daha çok kullandığı kelimeler.
0
ground
(03.06.25)
tevafuk ve kadim.
0
bay b
(03.06.25)
(13)

Dener Miydiniz?

rock n roll
Gerçekleşmesini resmen aşkla istediğiniz bir hayaliniz var diyelim, resmen bu hayalle yatıp kalkıyorsunuz. Fakat bu sizin için çok zorlayıcı, çok ciddi çaba sarf etmeniz gerekiyor resmen kan, ter, gözyaşı. Buna rağmen olmama ihtimali var. Yine de dener miydiniz yoksa enerjimi buna harcamasam daha mı
Gerçekleşmesini resmen aşkla istediğiniz bir hayaliniz var diyelim, resmen bu hayalle yatıp kalkıyorsunuz. Fakat bu sizin için çok zorlayıcı, çok ciddi çaba sarf etmeniz gerekiyor resmen kan, ter, gözyaşı. Buna rağmen olmama ihtimali var. Yine de dener miydiniz yoksa enerjimi buna harcamasam daha mı iyi olur dersiniz? Detay vermek istemiyorum konuyla ilgili. Cevaplar için teşekkürler.
0
rock n roll
(30.05.25)
denemeyip pişman olacağıma deneyip pişman olayım.. (rezil olacağım bir şey değilse)
0
tabudeviren
(30.05.25)
' keşke ' dememek için denenmeli, hayat kısa ve tek.
0
lüzumsuz adam
(30.05.25)
hayatta sahip olduğum en değerli şeyleri kan ve terle kazandım. hani şarkıda diyor ya 'there is no easy way out' öyle işte.

yine olsun yine yaparım.
0
yurtsuz john
(30.05.25)
Hayır denemem böyle büyük hayallerin gerçeği beklediğin gibi olmaz, hayatında da büyük bir fark yaratmaz sonrasında, bunlar bize amerikan rüyası filmleri ve metinleriyle hayattaki tek amaç ve görev şeklinde yerleşmiş fikirler
0
grimavi
(30.05.25)
eğer bi iş falansa denerdim ama gönül işleriyse (duyuru bu kategoride açılmış) hayır.
0
deartheodosia
(30.05.25)
Yani detay vermiyorsun tamam da bari olunca hayatımızda ne değişecek onu yazaydın vicdansız :)

Bazı motivasyonlar güzel oluyor. olsa da olmasa da uğraşması zevk veriyor. Galiba uğraşırdım diyeceğim
0
respect
(30.05.25)
Denerdim. Beni bu kadar heyecanlandıran bir şey için uğraşmayacağım da ne için uğraşacağım.
0
asteriks
(30.05.25)
%100 denerim, asla çekinmem. Emek verip de gerçekleşmeyen bir hayal düşünemiyorum.
0
gabe h coud
(30.05.25)
Aşkla isteyecek kadar çok isteyip onunla yatıp kalkacağım bir hayalse(öyle tarif etmişsin) kesinlikle denerdim. denemeyip pişman olmaktansa deneyip pişman olmayı tercih ederim çoğu zaman
0
yazdonumu
(30.05.25)
Gerçekleşmese dahi verdiğim emeğe üzülmem, aksine gayret göstermek sonuç ne olursa olsun sonunda huzur verir.
0
kumandanim
(30.05.25)
Ben su an bu surecin içindeyim, yıllardır ağzıma pelesenk olan bir sertifika var, artık demeye utanıyorum. Bir yıldır gece gündüz çalıştım, oğlanı uyutup sabaha kadar yine çalıştım. Sınav 3 aşamalı, ilk aşamasına girdiğim hafta babamı kaybettim, şimdi ağlaya ağlaya ikinci aşamasına giricem. Kısmet diyorum başarısız olsam bile denedim diycem
0
mirty
(31.05.25)
1-) Olmama ihtimali yüzde kaç? Yüzde 60'dan yukarıysa denemem ama yüzde 60'in altındaysa denerim.

2-) Denemeye değerse denerim. Baktım olmuyorsa, olmayacağından kesinlikle eminsem geldiğim noktayı ve durumu kendime fayda sağlayacak şekilde değiştirmeye bakarım.
0
put it in your appropriate place
(31.05.25)
Beni motive ettiniz, hepinize çok teşekkür ederim. Denemeye karar verdim. Sonuç güzel olursa paylaşırım o sebeple duyurumu silmeyeceğim.

@ grimavi

Senin hayat görüşlerini, olaylara bakış açını çok takdir ediyorum ve çok da mantıklı buluyorum ama denemek istiyorum :)

@ mirty

Başın sağolsun.

Umarım isteğine kavuşursun.
0
🌸rock n roll
(31.05.25)
(16)

Romantik İlişkide

rock n roll
Sevgili adayınızın sizinle birebir aynı olmasını mı istersiniz yoksa farklı da olsa önemli değil mi dersiniz?Örnek vereyim; benim tolere edemeyeceğim konular var. Veganım ve vegan olmayan biriyle yapamam. Hayata aynı pencereden bakmamız lazım. Dediğim gibi bunları örnek olarak verdim. Sizler de böyl
Sevgili adayınızın sizinle birebir aynı olmasını mı istersiniz yoksa farklı da olsa önemli değil mi dersiniz?

Örnek vereyim; benim tolere edemeyeceğim konular var. Veganım ve vegan olmayan biriyle yapamam. Hayata aynı pencereden bakmamız lazım. Dediğim gibi bunları örnek olarak verdim. Sizler de böyle mi düşünüyorsunuz yoksa farklı da olsa uyum sağlarım mı dersiniz?
0
rock n roll
(27.05.25)
Ufkunu genişletecek her türlü mücadeleye açığım.
0
sekizdokuzon
(27.05.25)
insanların kendi kendilerine yaptıklarından çok etrafındakilerin farklılıklarına nasıl davrandıklarına bakarım, vegan olsam et yiyen biri benim et yemediğim bilgisine kendini nasıl adapte ettiği daha önemli. benimle birebir aynı olan insan aşırı sıkıcı olur bu arada kendimden biliyorum :D
0
nahtoderfahrung
(27.05.25)
politik duruş aynı/benden ileri olsun onun dışında hiçbi şeyi benzemesin
0
ala09
(27.05.25)
Veganlık bence bu kritere girmemeli çünkü evde yemek yapılırken farklı yemek yapma zorunda kalınıyor. Arkadaşımın eşi de böyle çocuk et hastası ama evde doğru düzgün yemek yiyemiyor.

Onun dışında aynı olup olmaması çok önemli değil
0
respect
(27.05.25)
aynı olmasını isterim.

vegan kadınla yapamam.

sağ, muhafazakar kadınla yapamam.

rap dinleyen evlerden ırak.

görümcesiyle, eltisiyle sidik yarıştıracak kadınla olmaz.

sadece spor zevkimiz farklı olabilir. onda sakınca yok. istediği takımı tutsun. ben futbol takımı tutmam zaten.

gibi gibi...
0
yurtsuz john
(27.05.25)
Mantalite aynı olduktan sonra fikirler çok önemli değil. Herkesin kendi fikirleri var ama herkes bunları birbiriyle aynı şekilde yaşamıyor. Aynı düşünmediğimiz konularda beni düşman görüp fanatizm yapmayacaksa çok bir önemi yok. Ailesi de böyle olmalı.

Cidden herkes fanatik değil, fanatik insanlar bunun farkında değiller sadece. Yoksa diğerleri kendi aralarında mutlu mesut geçiniyor.

Diğer karakter özellikleri açısından daha fazla kırmızı çizgim var. Örneğin "Ben ona çeyrek taktım, o bana gram taktı" gibi konulara çok takan insanlar beni geriyor, istesem de anlaşamayız. Ben bu konulara tepki veremiyorum, tepki vermeye zorlanırsam tepem atıyor, olmuyor.
0
akhenaten
(28.05.25)
yurtsuz john +1111
0
Shepard
(28.05.25)
bireysel olan seyleri sallamam.

meslek, hobiler ve yeme aliskanligi bireyseldir, bunlarda ortaklik aranmaz.

senin veganlik dedigin sey bireysel bir aliskanlik, baskasina empoze edebilecegin bir sey degil.
0
feastofthedamned
(28.05.25)
1 feminazi olmamalı, hatta feminist bile olmasın. Ağır hasarlı çıkıyor kesin. Zor bi geçmişi olmuş. Kim bilir neler yadamış ta bu hale gelmiş diyorum.
2 şunla bunla kesinlikle yapamam diye peşin hüküm koyanlar. Fırsat bile vermeyenler.
3 insanın geçinmeye gönlü olsun. Yoksa onu bunu bahane ediyor.
0
halk
(28.05.25)
bazı konularda evet. kolay sinirlenmesin, yüzü sirke satmasın. gülmek daha kolay ve doğal olsun. dil bilmeyen biriyle de yapamam.

farklı olduğu konular hobileri olabilir, bu da çeşitlilik katması açısından. ben yan flüt çalarken o da piyano çalıyorsa, mis. yetiştirilme tarzı olarak da çekici gelen konular olabilir. olmayabilir de. duruma göre, kişiye göre değişir.
0
gabe h coud
(28.05.25)
özellikle farklı karakter olmasını tercih ederim -ki genelde hep öyle olmuştur. ancak genelin de belirttiği gibi hayattan beklentileri, politik duruşu çok zıt ise zaten romantik ilişki bir yana arkadaşlık ilişkisi dahi zor.
0
lüzumsuz adam
(28.05.25)
Belirli birkaç şey var. Benden önceki cevaplarda da çoğu sayılmış. Onlar olmadığı sürece farklı olmasında sorun yok. Ortak şeyler de olmalı tabii ama bu kriterlere uygun şekilde zıt şeyler olması da iyidir.
0
nawar
(28.05.25)
eşimle ben farklıyız bayağı bence. aynı kişiyi nerden bulayım, zaten kendime zor katlanıyorum, kendim gibi biriyle yapamazdım ben :)
0
turuncu tonlarda
(28.05.25)
@halk

Merak etme feminist bir insan da zaten seni istemez.

Feminizmin ne olduğunu bilen ya da bilmiyorsa bile öğrenen bir insan feminizm için ' feminazi' ifadesini kullanmaz.
0
🌸rock n roll
(28.05.25)
Sen simdi whopper yrmiyorum mu diyosun, bosa yasiyosun
0
lapaz
(28.05.25)
birebir aynı olmasına gerek yok ama şartlarım var.

-sigara içmeyecek (nefret ederim)
-alkolik olmayacak (ben yılda 3-4 kez içiyorum, her hafta içenle yapamam) (kokusundan hoşlanmıyorum)
-kedileri sevecek ve kedilerle yaşamayı sorun etmeyecek
-vejetaryenliğime saygı gösterecek
-siyasi görüşümüz aynı olacak
-dini inancı olmayacak ya da en azından dinine pek bağlı olmayacak (muhafazakar olmayacak)
-her gün duş alacak, bakımlı ve temiz olacak
-geri kafalı, ataerkil ve cinsiyetçi olmayacak
0
art cat chocolate
(28.05.25)
(15)

Sert film & dizi tavsiyeleri

sekizdokuzon
Karamsar, karakterlerinin sürekli sinandigi ve çoğunlukla yanlış kararlar verdiği, tavizsiz, insanlıktan umudunu kesmiş Allah'ın belası film ve dizi tavsiyelerinize açığım. Doğruyu da göstersin ama kimse doğruyu seçmesin. The White Lotus gibi örneğin.Teşekkürler.
Karamsar, karakterlerinin sürekli sinandigi ve çoğunlukla yanlış kararlar verdiği, tavizsiz, insanlıktan umudunu kesmiş Allah'ın belası film ve dizi tavsiyelerinize açığım. Doğruyu da göstersin ama kimse doğruyu seçmesin. The White Lotus gibi örneğin.

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(24.05.25)
La haine
0
Bruce
(24.05.25)
oz
0
nothing in my way
(24.05.25)
Incendies.
0
anatomik
(25.05.25)
Spartacus

Rome
0
yurtsuz john
(25.05.25)
film: naked, the worst person in the world, transit (petzold), pusher (1996)

dizi de çok vardır illa ki ama ripley aklıma geldi ilk, çok beğenmiştim bu son yapılan siyah beyaz olanı.
0
lüzumsuz adam
(25.05.25)
Tam bu tanıma uyar mı bilmiyorum ama Breaking Bad ve Bette Call Saul bu çerçevede izlenebilecek diziler bence.
0
burka
(25.05.25)
dead man’s shoes
0
phoarbix
(25.05.25)
Natural Born Killers
0
parrot
(25.05.25)
Oslo 31 August. pişman olmazsın
0
ssekk
(25.05.25)
@ssekk: Trier in hastasıyız zaten. Büyük ödülü de almış Cannes'da. Çok severim kendisini.
0
🌸sekizdokuzon
(25.05.25)
true detective
the wire
0
mikahakkinen
(25.05.25)
Sons of Anarchy
başlarda pek akmaz ama bir noktadan sonra yokuş aşağı gider.
0
late viper
(25.05.25)
Mr.Inbetween.
0
sanal hayvan
(25.05.25)
shameless
0
pide
(25.05.25)
requiem for a dream, biutiful
0
the fisherking
(05.06.25)
(3)

Kadıköy - Bira & Yemek Mekanı

mor oje
Kadıköy için yemekleri de düzgün olan bir bar önerisi alabilir miyim? Sadece kızarmış halka soğan, patates olmasın, yemek de olsun mümkünse ama uzun uzun oturup muhabbet edip bira içebilelim istiyoruz. primitif birahane benzeri, moda-kadıköy hattı arasında bir mekan olursa şukela olur
Kadıköy için yemekleri de düzgün olan bir bar önerisi alabilir miyim? Sadece kızarmış halka soğan, patates olmasın, yemek de olsun mümkünse ama uzun uzun oturup muhabbet edip bira içebilelim istiyoruz.

primitif birahane benzeri, moda-kadıköy hattı arasında bir mekan olursa şukela olur
0
mor oje
(15.05.25)
Süreyya Operası'ndan Yoğurtçu Parkı'na inerken, Boden'i deneyebilirsiniz
0
lüzumsuz adam
(15.05.25)
Thales.
0
auroraaurora
(15.05.25)
Boden +1
thales bana kaos geliyor
0
kisa
(15.05.25)
(10)

Şu an ne yapıyorsunuz?

sekizdokuzon
İş çıkışı bir yere oturdum, bira içiyorum. Siz napıyorsunuz?
İş çıkışı bir yere oturdum, bira içiyorum. Siz napıyorsunuz?
0
sekizdokuzon
(11.05.25)
Pazar günü iş mi olur
Yatiyorum
0
tahirkemalbozoglu
(11.05.25)
Sakatlandım yatıyorum. Uyuyup uyanıp TV izliyorum
0
kisa
(11.05.25)
Pazar günü iş mi :(

Bjk maçi var
0
abuzer
(11.05.25)
Hafta içi dinleniyorum, hafta sonu bir gün çalışıyorum. Daha iyi oluyor, yollar boş.

@kisa: çok geçmiş olsun
0
🌸sekizdokuzon
(11.05.25)
Pazar günü sadece bir şey çalışırdı.
En sevmediğim günün bitmesini bekliyorum
0
uşak tezgahlarının halı dokuyanları
(11.05.25)
Bira +1
0
lüzumsuz adam
(11.05.25)
@8910 teşekkür ederim.
0
kisa
(11.05.25)
@usak: pazar günlerini ben de sevmem. Pazar günü çalışmak o açıdan da iyi oluyor, zaman çabuk geçiyor, daha az bunalıyorum.
0
🌸sekizdokuzon
(11.05.25)
Trt Spor'da Basketbol Şampiyonlar Ligi finali var. Galtasaray ile Unicaja finalistler. O açık. İnternette öyle takılıyorum.
0
put it in your appropriate place
(11.05.25)
Ucaktan valiz beklenilen siradayim.
0
sonsuz
(11.05.25)
(7)

karnımdan gitmeyen gaz

duyurukullanıcısı
maalesef çok gaz var, doktora gittim ultrason falan çekildim evet çok gaz var dedi. bir kaç ilaç verdi ama yok gitmedi.yürüyüş vs vs ile de gitmiyor.ne yapmak lazım?
maalesef çok gaz var, doktora gittim ultrason falan çekildim evet çok gaz var dedi. bir kaç ilaç verdi ama yok gitmedi.

yürüyüş vs vs ile de gitmiyor.

ne yapmak lazım?
0
duyurukullanıcısı
(09.05.25)
O ilaçları minimum 6 ay kullanmalısın. Geçmiyorsa tekrar gitmelisin
0
abuzer
(09.05.25)
1 hafta yeşillik kürü iç
0
uşak tezgahlarının halı dokuyanları
(09.05.25)
Sırt üstü yatıp dizlerinizi karnınıza çekin. Hafif bisiklet pedalı çevirir gibi takılın.
0
lüzumsuz adam
(09.05.25)
Safranda sikinti olabilir ki bunu söylemislerdir eger varsa.

Safra çamuru ve tasi ciddi gaz biriktirir bagirsaklarda.
0
feastofthedamned
(09.05.25)
Yoğurt ve kefir, hem de 3-5 kaşak değil, bardak bardak, kâse kâse.
Günde 1kg civarı yoğurt-kefir tüketin
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(10.05.25)
Paketli gıdalar,turp,aşırı tüketime bağlı meyve sebzelerdeki pestisit(meyveyi kes bir süre),siyah zeytindeki kullanılan gıda boyası ve gluten hassasiyetine sebep olan yüksek düzeyde tarım ilaçlı pazar ürünü.Asitli içecekler.Bir süre bakliyat tüketmeye çalışın sadece bunu 1 ay yapın sizin gluten sorunu baya ilerlemiş olabilir
0
smokee
(10.05.25)
Özellikle söylenenlerin yanında acı biber falan da yemeyin. Anlık çözüm için mesanenizin, barsaklarınızın olduğu yere denk gelecek şekilde sert yastık koyup yüzükoyun yatın. Barsaklardaki baskıyla gaz çıkacaktır.
0
Unde bach canim
(11.05.25)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.