Giriş
(8)

moral vermek

moralite
7 yıllık okul ve iş arkadaşım geçen hafta geçirdiği bir kaza sonucu sol bacağını kaybetti. hastanede ziyaretine gideceğim ama daha önce babasıyla görüştüm, "psikolojisi şu an iyi. eğer derdini hatırlatıp moralini bozacaksan hiç gitme, onu güldürebileceksen git" dedi. güldürmekten geçtim de, ne söyl
7 yıllık okul ve iş arkadaşım geçen hafta geçirdiği bir kaza sonucu sol bacağını kaybetti. hastanede ziyaretine gideceğim ama daha önce babasıyla görüştüm, "psikolojisi şu an iyi. eğer derdini hatırlatıp moralini bozacaksan hiç gitme, onu güldürebileceksen git" dedi. güldürmekten geçtim de, ne söyler de destek olurum moralmen ben bu adama? nasıl olur da o konu açılmaz? aklıma bir şey gelmiyor zira benim moralim sıfır. teşekkürler.


(sözlükte yazarım, ayrı hesap açıp sordum, evet.)
0
moralite
(16.04.09)
Merhaba,
Hastaneye gidiliyorsa da "N'aber lan?!" diye girilmez ki ama! Düşündüm de şimdi... Bir şekilde "Geçmiş olsun. Duydum. Geldim." falan der insan. Onu demek de muhtemelen ona derdini hatırlatacak ama, bilemedim ki.
Peşinen söylüyorum, siz söylemeseniz bile o kendisi konuyu oraya getirecektir, "Abi hâle bak!" falan diye. Yalnız şimdi düşündüm de, çok fecî bir şey. Geçmiş olsun size de.
Hastanelerde de insan güldürebiliyorsa bile o yetisini kaybeder. Öyle rezil yerler oralar. İnsanı sıkıyor.
Ben beceremedim. Yine de derdinize ortak olmak istedim. Geçmiş olsun tekrardan.
Kolay gelsin.
0
nuage
(16.04.09)
şu linklerin faydası olacaktır..

arsiv.sabah.com.tr

www.sabah.com.tr
0
kabablanka
(17.04.09)
dogal olmak derim.
orhan velinin dedigi gibi, her sey insanlar icin, her sey bizim icin.
tanri canini bagislamis nihayetinde.

keyif verici, o aciyi o anlik da olsa unutturucu seylerden konusun, dogal olun derim. soylemesi kolay farkindayim ama..
ben annemin kalp krizi gecirdigi donemde tum arkadaslarindan rica ediyordum aglamak veya uzulmek yerine odada, espriler vs. yapin diye. sen sakrak atlattik bir sekilde..

hayat devam ediyor. cok gecmis olsun.
0
la traviata
(17.04.09)
çok büyük geçmiş olsun. düşünemeyeceğim kadar acı bir şey bu açıkçası. ama aklıma ilk gelen şey arkadaşınızın insanların ona acıyacağını ve bu yüzden yakın çevresindekilerin bile ona karşı davranışlarında değişiklik olacağını düşünme ihtimali oldu. bunun olmadığını/olmayacağını telkin etmeye çalışabilirsiniz belki çaktırmadan, yani her zamanki gibi davranarak?

yine aynı şeye yönelik okul ve işte yaptığınız bir rutinin ya da bir kaçamağın ortamını yeniden yaratabilirsiniz belki. gördüğünüz hastaları hemşireleri falan çekiştirin ne bileyim, daha iyi bir örnek gelmedi aklıma. komik bir kitap alıp gidin örneğin, karikatür albümü,vs. neyse daha fazla saçmalamayayım. bir an önce moraliniz yerine gelir umarım.
0
tarantinoesque
(17.04.09)
önce durumu siz kabullenin ve hazır olduğunuzda gidin
insan buna nasıl hazır olur diyorsanız
sadece bedenin de bir şeyler değişti ruhu hala aynı
aynı şeyleri yemekten, dinlemekten veya okumaktan hoşlanıyor olacak
ortamı yumuşatacak, bir mevzu edebileceğiniz küçük bir hediye üzerinde konuşabileceğiniz bi şey alın
unutmayin bedenindeki değişiklik sevdiği ve güldüğü şeyleri değiştirmemiştir

bir de geçince geçmiş olacak
0
gdduman
(17.04.09)
herkese teşekkür ederim.

@galadnikov: ilk aklıma geleni yazdım. sözlükten olabileceği hiç aklıma gelmedi. özür dilerim o arkadaşdan da.
0
🌸moralite
(17.04.09)
Çok geçmiş olsun.

Paspal bi vaziyette içeri gir, yırtık pırtık elbiseyle.. Başına bişeyler gelmiş gibi anlat.. Öyle komik ol ki kendi derdini unutsun sana gülsün..
0
huzunkar salih efendi
(17.04.09)
cok gecmis olsun arkadasiniza. hayat devam ediyor evet. cok zor bir durum yasayan bilebilir ancak sanırım.
benim nacizane tavsiyem de dogal olmanız yönünde. gidince duygusallasip aglamayın tabi ama sakalasacagim guldureceğim diye de kasmayın lütfen. çünkü arkadaşınız bunu yaptığınızı anlayacak ve içi cız edecektir. yani ne hiçbirşey olmamış gibi ne de herşey bitmiş gibi davranmayın. sevdiği bir hediye alın. ilgi sefkat gösterin, yanında olduğunuzu hissettirin yeter. acil şifalar dilerim.
0
berrak sudaki kırmızı balık
(19.04.09)
(2)

Acil yardım talebi: Akademik çeviride sıkıntı yaratan 2 cümle

atomic punk
Konu iktisat. Yaklaşık 30 sayfalık bir working paper çevirdim ancak 1-2 cümlede takıldım. Çevirmeyi beceremediğim cümleler şöyle:1)Cartwright 2007 (quoted in Deaton 2008) points out that REs do “not tell us what the overall outcome on the effect in question would be from introducing the treatment in
Konu iktisat. Yaklaşık 30 sayfalık bir working paper çevirdim ancak 1-2 cümlede takıldım. Çevirmeyi beceremediğim cümleler şöyle:

1)Cartwright 2007 (quoted in Deaton 2008) points out that REs do “not tell us what the overall outcome on the effect in question would be from introducing the treatment in some particular way in an uncontrolled situation, even if we consider introducing it only in the very population sampled. For that we need a causal model.”

2)Note that these arguments are often used to justify more sweeping transformational approaches themselves, but whether they are valid concerns is a separate question than whether the transformational approach is the right one.

Yardımlarınız için şimdiden çok çok teşekkür ederim. Hürmetler.
0
atomic punk
(16.04.09)
2) bu argümanların sıklıkla, dönüşümcü yaklaşımlar tarafından, kendilerini aklamak için kullanıldığı not edilmelidir. ancak, bu argumanların geçerli olup olmadığı sorusu, dönüşümcü yaklaşımın doğru olup olmadığı sorusundan (ap)ayrıdır.
0
kabablanka
(17.04.09)
1) Cartwright 2007 (Deaton 2008'den alıntılanmıştır) şuna dikkati çeker ki, RE'ler bize, denetimsiz bir durumda iyileştirmeyi belirli bir şekilde uygulamanın, sorgulanan etki üzerindeki genel sonucunu söylemez. Hatta iyileştirmeyi sadece örnek alınan popülasyonun kendisine uygulamayı düşünsek bile. Bunun için, bir nedensel (ilişkisel) modele ihtiyaç duyarız.

Allah bu cümleyi kuranın belasını versin.
İnşallah dayınız felan değildir.

Tam olarak böyle değil gibi. iyileştirme = treatment, uygulama = introduce, artık bunalrı sen nasıl kullandıysan.
0
mabl
(17.04.09)
(31)

bir öneri: "tez buddy" olalım mı

kabablanka
sayın akademikçiler, tez yazım sırasında, yök'ün ilgili sayfasından ulaşılamayan tezler için bir "tez kardeşliği" kurmak istiyuruz. şimdilik iki kişiyiz.ben ege üniversitesiserseri martı istanbuldan katılıyor.netten ulaşlamayan tezleri elde etmenin tek yolu, yazıldığı üniversiteye gitmek. kardeşlik
sayın akademikçiler,

tez yazım sırasında, yök'ün ilgili sayfasından ulaşılamayan tezler için bir "tez kardeşliği" kurmak istiyuruz. şimdilik iki kişiyiz.

ben ege üniversitesi
serseri martı istanbuldan katılıyor.

netten ulaşlamayan tezleri elde etmenin tek yolu, yazıldığı üniversiteye gitmek. kardeşlik burada devreye girecek, bir başkası bizim için mesai harcayacak, tezi bulacak, fotokopisini çektirecek ve kargolayacak, haliyle biz de onun için. ne kadar çok kişi o kadar iyi...

uygulamada bir takım sıkıntılar çıkabilir ama ekşi kalitesiyle üstesinden gelinir.
yorumların alınabilmesi için soru olarak açılmıştır. ne diyorsunuz...

2 gün üstte kalabilir mi?
0
kabablanka
(16.04.09)
akademik değilim ama elimden geleni yardımı yaparım, anadolu üniversitesi'nden katılıyorum.
0
balik kraker
(16.04.09)
mail grubu kurmak sağlıklı iletişim için iyi olur aslında. ne dersiniz?
0
serseri marti
(16.04.09)
bu kadar az kişiyle mi? bir gün daha bekleyelim.
0
🌸kabablanka
(16.04.09)
bilkent için yardım edebilirim.
0
likeinme
(16.04.09)
GYTE, Kocaeli Universitesi için yardımcı olabilirim.
0
ilkdefa
(16.04.09)
önce şunu araştırın isterseniz:

* tez merkezinde basılı olarak tüm tezler bulunuyor zaten.
* tezler fotokopi parası karşılığında adrese postalanıyor.


AMA eserin yalnızca %10 luk bir kısmının kopyalanmasına izin veriyor olabilirler. (olmayabilirler de tabi. hatırlamıyorum)
0
can see
(16.04.09)
• Tez yazarları tarafından “Çoğaltılması ve yayımı için” izin verilmemiş olan tezlere Merkez’den erişim imkanı yoktur.
• Ulusal Tez Merkezi’nde verilen “fotokopi hizmeti” tamamen durdurulmuştur.


kaynak :(bkz: http://tez2.yok.gov.tr/)
0
🌸kabablanka
(16.04.09)
yildiz teknik ten yardimci olayim ama okulum her an bitebilir. bitmeyebilir de tabii.
0
cisterna
(17.04.09)
scribd www.scribd.com burada aramadan geçmeyin.
0
ukde
(17.04.09)
selçuk üniversitesi, ankara'daki üniversitelerin bir kısmı ve anadolu üniversitesi adına yardımlarımı esirgemem. ancak şu an için çukurova ve mersin üniversiteleri elimin altında :D
anliicanız yardımım dokunur sanırım. bir seneye kadar benim d e böyle şeylere ihtiyacım olacak. pre-akademi evresindeyim diyelim. mail grubu fikri bana da çok mantıklı geldi. sevgili kabablanka bu işe de bi el at bence. topla mail adreslerimizi bir araya. hepimize kolay gelsin...
0
follus cerebralis
(17.04.09)
Mezun olmama kısa bir süre kala iyilik kazansın diye, Sakarya Üniversitesi kaynakları için bir şeyler yapabilirim sanırım.
0
yasin b
(18.04.09)
marmara üniversitesi ve bilgi üni. için yardımcı olabilirim ben de.
0
erastes
(18.04.09)
mail grubu oluşturulsun bence ben de ege üniversitesindeyim yardımcı olabilirim.
0
kleonis
(18.04.09)
bir gündür nete giremediğim için duyuruyls ilgilenemedim, kusuras kalmayın...
bu kadar kişi başlamak işçin gayert uygun. mail grubu fikrine katılıyorum. benim gibi kötü bir bilgisayar kullanıcısının bu işi yapması çok zor. bir bilen üstlenebilir mi?

haydi türkiye ilerii !!
0
🌸kabablanka
(18.04.09)
boğaziçi için yardımcı olabilirim
0
bushwacker
(18.04.09)
benim zamanim var, mail grubu acabilirm, mailleri toplayayim katilmak isteyenler icin
sozluktekilere mesaj atip soruyorum, geri kalanlar email adreslerini buraya yazabilirlerse sahane olur
0
cisterna
(18.04.09)
[email protected]

teşekkürler cisterna...
0
🌸kabablanka
(18.04.09)
ne demekk zor bisey degil, size tesekkurler : )
0
cisterna
(18.04.09)
ilkdefa
(18.04.09)
boshi
(18.04.09)
[email protected]

kocaeli ünivesitesi. yardımcı olabilirsem ne mutlu.
0
alchoburn
(18.04.09)
ankara üniversitesi'nin adı hiç doğrudan geçmemiş sanırım. bir yüksek lisans öğrencisi olarak özellikle dil ve tarih-coğrafya fakültesi (dtcf) için elimden geleni ardıma koymam (iyi anlamda =p), beytepe'den bildirenler olmuş ama bir hacettepe mezunu olarak da beytepe de kanatlarımın altında sayılır.. her iki üniversitenin diğer fakülteleri için de garanti veremesem de çabalayabilirim pek ala.. ayrıca fikri ortaya atanları da tebrik etmek istiyorum, yök'e ulaşılamayan şu zamanlarda beyyle bi' oluşum elzem..

bu arada sözlükteki makale aranıyor duyuruları da benzer bi' şey olduğu için, her ne kadar temelde işleyişi çok farklı da olsa, ikisini bir araya getirmek gibi bi' de fikir atayım ortaya. zira, tez arayan insan araştırma yapan insandır, e araştırma yapan insana makale de gerekir dolayısıyla a=c diyeyim özetle..

neyse, ne diyo'duk? guugıl ve yahu için iki ayrı adres vereyim;

[email protected]
[email protected]
0
supercalifragilisticexpialidocious
(18.04.09)
elimden ne gelir, prosedür tam olarak nasıl işliyor bilmiyorum; ama yapabileceğim bir şey varsa boğaziçi için yardımcı olmak isterim.

[email protected]
0
zaugnakhaldun
(19.04.09)
@supercalifragilisticexpialidocious: fikrin güzel. cisterna bunu da dikkate alacaktır. destek için de ayrıca teşekkürler.

@yiğitarda: işleyiş konusunda bir takım sıkıntılasr olabilir. üstesinden gelmek için zekice fikirlere ihtiysç vsr. benim aklıma takılan eşitlik konusu. (başkası için)kütüphanaye kaç sefer gidildiği mi, orada kaç tez için zaman harcandığı mi, önemli?

daha bir çok teknik sıkıntı olacaktır. bu konuda lütfen görüşlerinizi yazınız.
0
🌸kabablanka
(19.04.09)
bence bu böyle kurallara bağlanırsa insanlar katılmaktan imtina edecektir. teze ihtiyacı olan gruba mail atar, uygun olan kişi yanıtlar. borç alacak diye yükümlenirsek zamanla tatsızlaşır bu konu. bir de grubun katılımcıları okuldan arkadaşlarına da gruptan bahsederse iyi olur. bir fakülteden birden fazla katılım oldukça iyi olacaktır.
0
serseri marti
(19.04.09)
@serseri martı: sanırım haklısın...
0
🌸kabablanka
(19.04.09)
ben de dahil olmaktan mutluluk duyarım. ancak arkadaşlara katılıyorum, zorunluluk gibi değil de (bkz: faili meçhul kıyak hareketi) gibi bir yaklaşımla yürürse bu iş daha sorunsuz yürür gibi?
0
summer of 1985
(19.04.09)
bence de oyle zorunluluk gibi bisey koymak sacma, su kadar yardim isteyen bu kadar yardim etmeli yoksa olmaz falan filan diye. kulaga itici geliyor, yardimseverlikten cikip vazifeye donusmesin.
kabaca ulasamadigi kutuphanelerdeki belli bi materyale ihtiyaci olanlarin, kutuphaneye kolayca erisebilenlerden yardim isteyebilecegi bir mecra olsun bu mail grubu.
su an 8 uyes var, 7 kisinin de onayi bekleniyor. e-mail adreslerini verenler kisa sure icinde kendilerine ulasan invite i kabul ederlerse en kisa zamanda faaliyete gecilir.
0
cisterna
(19.04.09)
Kocaeli ve GYTE için eklerseniz sevinirim.
[email protected]
0
ilkdefa
(20.04.09)
@summer of 1985 ve cisterna: sizlere katılıyorum. benim sorun olmaması için dile getirmeye çalıştığım,beleşçiliği (!) önlemek adına bir öneri idi. bu amaçla konulacak herhangi bir kuralın sonuçlarının daha olumsuz olacağını ancak serseri martı yazdıktan sonra fark ettim.

bu tarz teknik sıkıntıları, ekşi kalitesinin çözeceği umuduyla...

turkiye capinda bir tez kardesligi, yardimlasma, dayanisma, dostluk, ilim,
irfan için.. HEY HEY HEY HEY HEY (Titan zinciri nidaları)
0
🌸kabablanka
(20.04.09)
[email protected]
9 eylül üni. yardımcı olabilirim.
0
shineonyoucrazydiamond
(09.09.18)
(2)

işe alım süreci

quinza
bir firmadaki pozisyon için işe alım sürecindeyim. daha doğrusu aşamalı sınavlar var bazılarını geçtim, şimdi bir diğerinin sonucunu bekliyorum. bu firmanın benzer pozisyonda başka bir ilanını gördüm.ilk sorum buna da başvurursam benim için herhangi bir olumsuz gelişme sözkonusu olur mu? ikinci başv
bir firmadaki pozisyon için işe alım sürecindeyim. daha doğrusu aşamalı sınavlar var bazılarını geçtim, şimdi bir diğerinin sonucunu bekliyorum. bu firmanın benzer pozisyonda başka bir ilanını gördüm.
ilk sorum buna da başvurursam benim için herhangi bir olumsuz gelişme sözkonusu olur mu? ikinci başvurumun görmezden gelinmesi gibi.
ikinci sorum oldu da bu iki başvuru birbirini etkilemedi, öteki pozisyon için yaptığım başvuruyu da değerlendirmeye aldılar, aynı sınav sürecinden tekrar mı geçerim sizce??
0
quinza
(16.04.09)
büyük ihtimalle, ikinci kez başvurduğunuzda bunun mükerrer olduğu anlaşılmayacaktır. (çok zeki bir insan kaynakları çalışanı sizin resminizi görmüş ve beğenmişse bilemem.)

bu durum sizin için bir olumsuzluk yaratabilir. kendine güvenmiyor, şansını deniyor gibi bir izlenim oluşturabilir. eğer bir yerlere haber vererek yapabilirseniz daha yi olacaktır.

mantıken, geçtiğiniz aşamaları yeniden geçmeniz istenecektir. hem diğerlerine haksızlık yapmamak adına, hem de madem bu kadar istiyorsun, göster bakalım kendini diyerekten<<<

bol kazançlar olsun...
0
kabablanka
(16.04.09)
Şu anda bir pozisyon için süreciniz devam ederken, aynı firmaya başka bir pozisyon için de başvuruyorsanız, farkedilmeme olasılığı çok düşüktür, kurumsal bir firma ise kesinlikle farkedilir. Eğer iki pozisyon görev tanımı açısından birbirinden çok alakasız ise, henüz hangi konuda çalışmak istediğini bilemediğinizi düşündürebilir ve olumsuz bir etki yaratabilir. Pozisyonlar benzer içerikte ise, olumsuz bir görüş yaratacağını sanmıyorum. aslında hem o konuda hem de o firmada çalışmayı istediğinizi gösterir bir yandan.
Farklı pozisyonlar için seçim sürecinin en başından farklı değerlendirme teknikleri kullanılıyor ya da genel sınavlar yapılıp ön elemelerden sonra farklı pozisyonlar için farklı değerlendirme araçları kullanılıyor olabilir. Eğer katıldığınız sınavlar, y.dil sınavı, genel yetenek sınavı vb. içerikte ise, muhtemelen ikinci başvuru için tekrar bu sınavlara almazlar. Ama ilgili pozisyon için teknik bilgilerin ölçüldüğü sınavlar ise, diğer pozisyon içinde sınavlara girmeniz gerekebilir.
0
HATT0
(16.04.09)
(3)

nasıl iş/staj aranır?

denizin kulleri
efenim şu duyurularda bahsettiğim gibi bir staj veya çalışma olanağı arıyorum.(git:68292)(git:68157)buradan pek umutlu değilim neticede kaç tane turizmci olabilir ki?fakat ben nasıl iş aranır onu bilmediğimi fark ettim. misal yarın pronto tour'a gitsem, iş arıyorum ben diye, olur mu? özgeçmiş götürm
efenim şu duyurularda bahsettiğim gibi bir staj veya çalışma olanağı arıyorum.
(git: 68292)
(git: 68157)
buradan pek umutlu değilim neticede kaç tane turizmci olabilir ki?
fakat ben nasıl iş aranır onu bilmediğimi fark ettim.
misal yarın pronto tour'a gitsem, iş arıyorum ben diye, olur mu? özgeçmiş götürmek lazım mı? ne yazacağım ben yahu 18 yaşındayım daha?
sonra hem her kapıdan gireni görüştürürler mi insan kaynakları bir şeysiyle?
bir de başka başvuracağım merci geliyor mu aklınıza?
bir yol gösterirseniz çok sevinirim =)

not: insan kaynakları sitelerinde bulamadım benzer bir iş.
0
denizin kulleri
(15.04.09)
yahu ben de boğazici 4teyim iş olayını erteleye erteleye hiçbişey yapmadım:) sen hazırlıkta inanılmaz azimlisin maşallah nazar değmesin. ben olsam yerinde yayardım bu yaz hehe:)..

..dilini geliştirmekten bahsetmişsin.. work and travel geldi aklıma..paran varsa tabi..
onun haricinde ingilizcen varsa turizm acentaları alır ama vasatsa geliştirmen için alırlar mı bilmiyorum. ingilizce bilen eleman arayan call center vari yerler oluyor..sultanahmette turistlere hitap eden bir kitapcıda calıstım ben bir sure. sen de oyle bi şey dusunebilirsin...sürekli aynı lafları edince ingilizce falan gelişmez bu arada.okulda bi exchange le düzenli muhabbet etsen cok daha faydalı.:).. gazete ilanlarında ve turizm şirketlerinin web sitelerinde telefonlar ve maillerle deneyebilirsin.randevu alıp gidersin..şişli de falan bisürü acente var.çalışmaya niyetin olduğu müddetce ve para sıkıntısı yapmazsan alabilirler...okula da asarlar böyle şeyler..ilanları okumaya calis...konferanslarda cevirmenlikler vardır standlarda..
güneye antalyaya falan inme şansın varsa otellerde de iş bulursun ama her işi de yaparsın tanıdığın yoksa..
0
partizan
(15.04.09)
mesela bir öörnek
www.kariyer.net
0
partizan
(15.04.09)
cv yollamak önemlidir. görüşmeye gidemeyeceğiniz bir bölgenin büyük acentelerine cv yollayınız. basit ve anlaşılır olsun. onların aradığı özelliklere sahipseniz sizi arayacaktırlar...
0
kabablanka
(15.04.09)
(4)

ege seyahat planı

ali87
ankaradan bir hafta sonu arabayla izmir taraflarına kaçıp, efes olsun bergama olsun gezip görmek istiyoruz. cumartesi sabah git, pazar gece dön için ankara çıkışlı olmak üzere nasıl bir rota tavsiye edersiniz?
ankaradan bir hafta sonu arabayla izmir taraflarına kaçıp, efes olsun bergama olsun gezip görmek istiyoruz. cumartesi sabah git, pazar gece dön için ankara çıkışlı olmak üzere nasıl bir rota tavsiye edersiniz?
0
ali87
(14.04.09)
vallaha rotayı çizmem için zevklerinizi bilmek lazım ama diyebileceklerimin en önemlisi mutlaka şirinceye uğramanızdır.
0
wittgenstein
(14.04.09)
izmire gelirken ödemiş bozdağa çıkabilir oğlak yiyebilirsiniz(tam mevsimi). ya da gölcükte mangal falan da yapabilirsiniz. ya da salihli çıkışında kurşunlu kaplıcalarının ordaki meşhur köftecilerde köfte yiyebilirsiniz. izmir girişinde de otobandan basıp(aydın istikametine doğru), selçuktan çıkıp, şirince-efes-meryemana yapıp geri dönebilirsiniz. konaklama için kuşadası ya da şirince uygun olabilir. ama 2 gün 1 gece yetmez. siz onu 3 güne çıkarın rahat rahat gezin. yoksa aceleye gelir.
bu arada sürat felakettir, lütfen dikkatli kullanın.
0
zeki baba
(14.04.09)
bergama biraz sapa kalıyor. direk selçuka varın. zamanınıza ve keyfinize göre efes, selçuktaki müze ve meryam anayı geziniz. yemek için ciğer severseniz, selçuk merkezdeki seçkin ciğerci yi bulunuz. konaklama bütçeye göre selçuk veya şirince ama kalmayacaksanız da şirinceye çıkmak şart. böğürtlenli ve ahududulu şarapları tatmak da...

ikinci gün için tavsiyem, aydın denizli afyon güzergahından dönmeniz. böylece yolda afrodisiası da görebilirsiniz. (arkeolojiye ilgi duyduğunuzu tahmin ettiğimden, isterseniz pamukkale de olabilir)

b planı: söke yakındır, sökedeki priene antik kenti de gezilesi görülesidir. milt uzak kalır. pirieneden daha öenemli ve büyük omasına rağmen prieneden alacağınız keyif daha fazla olacaktır.

hayırlı gezmeler olsun...
0
kabablanka
(14.04.09)
iki günlük programa bergama fazla gelir. yeri ters, o kadar yolu gittiğinize değmez. onun yerine izmir-alaçatı-çeşme-seferihisar-gümüldür-özdere-selçuk daha mantıklı. kısıtlı zamanınızı araba içinde geçirmek istemiyorsanız şu yazdığım güzergahın herhangi bir yarısını seçip ortamın keyfini çıkarabilirsiniz.
0
zihua
(14.04.09)
(4)

kimlere başvursam, nerelere gitsem? ingilizce, turizm, staj vs vs

denizin kulleri
efenim ben şahsen bizzat kendim boğaziçi üniversite'sinde hazırlık okuyorum (esasen işletme öğrencisiyim). sanırım ingilizcem fena değil. ama ben konuşmak istiyorum, hem de bi işe yarasın istiyorum. staj gibi bir şey olabilir, meselaa bir turizm şirketine gitsem abi para da istemem turistlerle muhat
efenim ben şahsen bizzat kendim boğaziçi üniversite'sinde hazırlık okuyorum (esasen işletme öğrencisiyim). sanırım ingilizcem fena değil. ama ben konuşmak istiyorum, hem de bi işe yarasın istiyorum. staj gibi bir şey olabilir, meselaa bir turizm şirketine gitsem abi para da istemem turistlerle muhattap edin beni yardım edeyim size bi de belge verin sonra cv'me koyarım desem? kabul ederler mi? yani amaçlar şunlar:
1*ingilizce'mi ( gerekirse azcık almanca çok azcık da ispanyolca) kullanmak, geliştirmek.
2*stajımsı bir şey yaparak sebil gibi boş vaktimi değerlendirmek, cv'me bi şey daha koymak.
nerelereee gideyim? (dıdıdıdıt.keremcem tınısı.)
cidden nereye başvurabilirim?

-iş işçi arama değil zira burdan pek umutlu değilim, fikir alma amacındayım.-
-couch surfing vs denedim.yatıracak yerim olmayınca ses çıkmıyor kimseden.-
0
denizin kulleri
(14.04.09)
ingiliz veya amerikan kültür derneğine gitsen? belki yol gösterirler. ya da mesela yabancıların da geleceği festivallerde, toplantılarda vs. mihmandarlık yapabilirsin?
0
kediebesi
(14.04.09)
Kanada'da şöyle bir kurs var düşünürseniz:
www.issbc.org
0
aithra
(14.04.09)
pek ço seyehat acentesinin arayıp da bulamadığı bir kişisiniz. nisan sonu mayıs başı gibi, her hangi bir sahil kasabasına gidebilirseniz rahat iş bulursunuz. ancak oturduğunuz yerden bu tür iş bulmanzı şansa kalıyor.

arayacağınız iş, transfermanlık olsun. havaalanından kafileyi alıp, otellerine, ordan alıp havaalanına götürme işdir. otele giderken, türkiye veya geldikleri resort hakkında bilgi veririsiniz, bahşiş alırsınız. dönerken de, şen şakrak bir yolculuk yaptırırsanız ceplerinde kalan son yeteleri size verirler.

cv nize transfermanlık yaptım diye yazarsınzı. kalacak yer verirler, yemeğinizi karşılarlar. tipten bara gittiğinizde harcayacak paranız olur.

dil dile deyer, çok güzel olur...
0
kabablanka
(14.04.09)
Bir sürü yolu var istediğinizin ve hiçbiride zor değil. Turizm şirketlerinin en büyük sorunu ara eleman yani sizin talip olmanız gereken konum. Transferler , tatil bölgesinde müşterilerin ufak sorunlarını çözecek tercüme vs yapacak elemanlar yani bir şekilde gidip başvurun yada ulaşın onlara. Thomas Cook , Oad Reizen ve bir sürü acenta Türkiye ye turist getiriyor. Bunlara mail atın ve elinizi çabuk tutun.
0
SirSatai
(14.04.09)
(6)

Satranç Takımı

solfej
Bilgisayara bağlanabilen bir satranç takımı istiyorum (bkz:resim) oyunlarımı kaydetmek, yeniden izlemek ve bunun gibi güzel nimetlerinden faydalanmak adına. CITRINE NOVAG isimli bir tane buldum fiyat oldukça uçuk. Bunun gibi başka firmaların daha ucuza pazarladıkları satranç takımları mevcut mudur a
Bilgisayara bağlanabilen bir satranç takımı istiyorum (bkz: resim) oyunlarımı kaydetmek, yeniden izlemek ve bunun gibi güzel nimetlerinden faydalanmak adına. CITRINE NOVAG isimli bir tane buldum fiyat oldukça uçuk. Bunun gibi başka firmaların daha ucuza pazarladıkları satranç takımları mevcut mudur acaba? ilgilenen ya da sahip olanlardan ricam bildikleri herhangi bir şey varsa aktarabilirler mi? Hayır sonunda işin piyasasına girmek var. :)

Teşekkür Ederim. Saygılarımla.
0
solfej
(10.04.09)
"usb chess" diye aratabilirsin, ucuzlari cikiyor.
0
ermanen
(10.04.09)
neden mouse ile girmeyi tercih etmediğinizi sorabilir miyim?
0
kabablanka
(11.04.09)
tabii ki. sıcağı sıcağına analizLer için. Zamanı daha verimli kuLLanmak açısında daha uygun bir yöntem usb biLgisayar bağLantıLı takımLa oyun notasyonunu kaydetmek diyebiLirim sanırım.
0
🌸solfej
(11.04.09)
hmm, bana hala bilgisayara girmek daha hızlıymış gibi geliyor...geç oldu ama olsun.

adettendir, elo ya da ukd kaçtır?
0
kabablanka
(14.04.09)
elo ya da ukd'm hesaplanmış değil uzun zamandan beri turnuvalara katılmıyorum. En son 5 sene önce son turnuvama katılmıştım. Sonrası mı sonrası iyilik sağlık...
0
🌸solfej
(14.04.09)
Amacım oynadığım oyunları izlemek turnuvalara katılmasamda oyun oynamaya devam etmeye karar verdim bu saatten sonra geç değil diye düşünüyorum. bilgisayara bağlı şekilde kendi kendime karşımda kimse olmadan oyun oynayabilirim en azından. messenger adresinizi ekledim. görüşelim :) hatta e5.

adresim de nirvana[at]altgecit.net
0
🌸solfej
(14.04.09)
(3)

tırnak etrafındaki deri...

ocanal
bu tırnak etrafında ki derilerin soyulması bir vitamin eksikliğinden kaynaklanıyordu galiba ilkokuldan hatırlıyorum. Neydi o vitamin? Deri kalkınca ben de soyuyorum iyice bazen kanıyor filan çok acıyor. Ne yapmalı? Bir de meyve yemeyi sevmeyen bir insanım o vitamani başka nerden alabilirim?http://w
bu tırnak etrafında ki derilerin soyulması bir vitamin eksikliğinden kaynaklanıyordu galiba ilkokuldan hatırlıyorum. Neydi o vitamin? Deri kalkınca ben de soyuyorum iyice bazen kanıyor filan çok acıyor. Ne yapmalı? Bir de meyve yemeyi sevmeyen bir insanım o vitamani başka nerden alabilirim?

www.eksisozluk.com
0
ocanal
(08.04.09)
C vitamini
0
kisisel bir ileti yaz
(08.04.09)
Bütün taze sebze, meyve ve etler bir miktar C vitamini içerir. Ancak C vitamini ısıya hassas olduğundan pişirme esnasında hızla bozulur.

Sebzeler, özellikle kuşburnu, karnabahar, lahana, ıspanak, kuru soğan, biber, turp, tere, maydanoz ve yer elması ....

kaynak: wikipedia
0
kabablanka
(08.04.09)
birincisi o bahsettiğin derinin adı ketikül. dolayısıyla kozmetiğe başvurmalısın. ketikül giderici bir kozmetik ürünü kullan. Tekin Acar'a bi bak olmadı Avon satan bi hısım akrabadan al. Ama Avon'a güvenim şahsen az. Tekin Acar ya da Seville gibi yerlerdeki hatun kişiler yönlendirir seni. Oralar pahalı gelirse -ki ketikül zımbırtıları ucuzdu hatırladığıma göre- netten araştırma yap ketikül gidermeyle alakalı. mutlaka doğal bişeyler vardır. geçmiş olsun, selametle...
0
follus cerebralis
(08.04.09)
(2)

nasreddin hoca fıkralarından birini..

lovemyself
7 yaş grubu canlandıracak. 5-6 kişi oynayacaklar. çok uzun olmaması, şirin bi şey olması gerekiyor.hangisini tavsiye edersiniz? benim aklıma gelen fıkralar sadece diyaloglardan oluşuyor, sahneleme için uygun değiller.
7 yaş grubu canlandıracak. 5-6 kişi oynayacaklar. çok uzun olmaması, şirin bi şey olması gerekiyor.
hangisini tavsiye edersiniz? benim aklıma gelen fıkralar sadece diyaloglardan oluşuyor, sahneleme için uygun değiller.
0
lovemyself
(06.04.09)
"kazanın öldüğüne inanıyorsun da doğurduğuna mı inanmıyorsun" fıkrası olabilir.(ya da tam tersiydi hatırlamıyorum)
0
rectoa
(06.04.09)
biz ilk okulda şunu oyhamıltık. ama fıkra değil; hoca iki gence bir elmayı ortadan kesip pay eder. ama taraflardan biri, diğerinin payının fazla olduğunu söyleyerek itiraz eder. hoca da fazla paydan küçük bi dilim keserek kendisi yer. bu sefer, diğer eleman, şimdi öbürünün payının daha büyük olduğunu söyler, hoca hak verir, bi ince dilim de ondan keser... bu durum, bütün elmayı hoca yiyip bitirinceye kadar devam eder.

1. hocanın böle hikayesi yok bizi yemişler zamanında...
2. o yaşta çocuğun eline bıçak verilmez. (ama önceden dilimlenmiş olabilir.)
3. bu parodinin ana fikri çapraşık; eldeki bir kuş damdaki 3 kuştan iyidir...
4. 5 6 kişi oynamak için elma sayısını artırmak ya da meyveyi büyültmek gerekecektir. (karpuz iyi olurdu ama daha çook var)
0
kabablanka
(06.04.09)
(4)

karikatür

gut
arkadaşlar resim yükleyip karikatürünü çizdirebileceğim bi site var mı acaba??
arkadaşlar resim yükleyip karikatürünü çizdirebileceğim bi site var mı acaba??
0
gut
(04.04.09)
soyle bir program var ama denemedim:
carnisoft.com

onun disinda photoshop ile yapmak istersen "photoshop caricaturize" veya "photoshop caricature effect" diye aratabilirsin.
0
ermanen
(04.04.09)
istediğiniz vesikalık fotoğrafların karikatürü ise, feysbukun böyle bir fasilitesi vardı. adını şeedemedim, hatırlayamadım..
0
kabablanka
(04.04.09)
çok teşekkürler
0
🌸gut
(04.04.09)
tam karikatür sayılmayabilir ama www.cizimim.com
0
cereal killer
(04.04.09)
(3)

katılındı ne demek ya

black wings gray eyes
toplantıya katıldıgını faaliyet raporunda yazarken "... toplantısına katılındı" diye yazıyolar, bu dogru bir kullanım mı?
toplantıya katıldıgını faaliyet raporunda yazarken
"... toplantısına katılındı" diye yazıyolar, bu dogru bir kullanım mı?
0
black wings gray eyes
(03.04.09)
doğru. sonu l harfi ile biten kelimeler n harfi ile edilgen yapılır. katılmak zaten katmak fiilinden edilgen gibi görünüyor ama anlam değiştiği için ayrı bir fiil olarak ele alınması lazım.
0
dursunkaptan
(03.04.09)
katılınıldı demek daha doğru olmadığı için katılındı doğru. sorun, edilgen yapan -ın, -in ekinin katılmak fiilinin "ıl" kısmı ile karışmasında, kulağa garip geliyor ama gramer açısından doğru..
0
kabablanka
(03.04.09)
biz 'katilim saglandi' yaziyos :)
0
no avalon
(04.04.09)
(5)

fethiyede otel

karbasan
ailecek fethiyede tatil yapmayı düşünüyoruz.memnun kalınan güzel bir otel tavsiyeniz var mı?
ailecek fethiyede tatil yapmayı düşünüyoruz.memnun kalınan güzel bir otel tavsiyeniz var mı?
0
karbasan
(02.04.09)
fethiye de değil ama sarıgerme denen yerde iberotel sarıgerme park var. tam aile oteli.
0
trocero
(02.04.09)
fethiye merkezde soruyorsanız, tavsiyem "çalış plajı"ndaki oteller olur, ancak isim veremem.

ölüdenenize inerken, ağaçlar içinde "montana pine resort"
hisarönünde "green forest" ilk bakılması gereken yerlerden...
0
kabablanka
(02.04.09)
Çalış Plajında Şimşek oteli önerebilirim, ucuz, temiz ve güzeldi.
0
beatlephan
(03.04.09)
pink palace. okulla gitmiştik. ucuz ve temizdi.
0
existent
(06.04.09)
slm fethiyede müstakil evimi kiraya veriyorum isterseniz aracımla beraber evim müstakil olup çalış plajına 2 km fuul dayalı döşeli irtibata veya rezerve için telefon numaram 05362356491 ferhat karameşe
0
ferhat
(18.04.09)
(4)

türkçe-ingilizce iki cümle çeviri

cehcho
1-gökyüzü çocukların kahkahalarıyla inliyordu.2-sağa sola koşan çocuklar, çıldırmış gibi sevinen gençler, şaşkın bakışlarıyla yaşlılar etrafı seyrediyorlardı.teşekkürler.
1-gökyüzü çocukların kahkahalarıyla inliyordu.
2-sağa sola koşan çocuklar, çıldırmış gibi sevinen gençler, şaşkın bakışlarıyla yaşlılar etrafı seyrediyorlardı.

teşekkürler.
0
cehcho
(30.03.09)
birebir değil ama:

1- sky was echoing with the laughters of children
2- children running right and left, youths feasting like crazy, elders with puzzled looks, were gazing the vicinity

bu arada 2.cumle de anlam dusuklugu var
0
alpinsamuray
(30.03.09)
olsun yeterli, teşekkür ederim tekrar.
0
🌸cehcho
(30.03.09)
1. the sky was buzzing with the layghters of children.
2. children running here and there, youngsters feelig extremely happy, elders (WERE*) watching around bewilderedly.

*Unutmuşum
0
kabablanka
(30.03.09)
inlemek orda resounding olur
sky was resounding
0
ermanen
(30.03.09)
(3)

ayı göğe çıkarmak

tuccar
böyle bir deyim var mı? varsa anlamı nedir?
böyle bir deyim var mı? varsa anlamı nedir?
0
tuccar
(28.03.09)
nasreddin hocanın bir fıkrası bu... hoca gece vakti, kuyudan kova ile su almak isterken ayın yansımasını kuyuda görmüş, eyvah ay suya düştü diye telaşlanmış. bir kova ile ayı çıkarmaya karar vermiş ve atmış kovayı kuyuya ama kova taşa takılmamış mı? takılmış. uğraşmış etmiş ama bir türlü kovayı çıkaramamış. sonunda o kadar hızlı çekmiş ki ip kopmuş. kendisi de sırt üstü yere yuvarlanmış. yukarda parlayan ayı görünce de rahatlamış. ayı göğe çıkarmış.

deyim olarak kullanımı pek seyrek. ne zamandır duymamışım. kullanılacaksa, "yapmadığı işle övünmek" gibi bir manada kullanılabilir..
0
kabablanka
(28.03.09)
var mı bilmiyorum ama "amerika'yı yeniden keşfetmek" demek.
0
deinnorra
(28.03.09)
benim bildiğim, ya da tahmin ettiğime göre, kişinin yaptığı şey gerçekten basit olmasına rağmen, çok önemli, büyük, zor bir iş yapmışcasına konuşması, övünmesi karşısında söylenir.

hemen cümle içinde kullanalım:
aman aman gören duyan da ayı göğe çıkardı sanır.
0
the bourgeois
(28.03.09)
(13)

sözsüz şarkılar

black wings gray eyes
işyerinde çalmak için, sözü olmayan, soft şarkılar arıyorum, klasik müzik hariç!tavsiyelerinizi bekliyorum :)
işyerinde çalmak için, sözü olmayan, soft şarkılar arıyorum, klasik müzik hariç!
tavsiyelerinizi bekliyorum :)
0
black wings gray eyes
(27.03.09)
işyerinin ortamını bilmiyorum ama yann tiersen iyidir
0
orange coffee
(27.03.09)
alex fox
gotan project
devotchka
0
madrigal
(27.03.09)
nokta atışı:
jethro tull - bouree
0
tepedeki psychedelic adam
(27.03.09)
kitaro
0
ground
(27.03.09)
Ronan Hardiman - Feet of Flames ve Lord Of The Dance müzikleri. ( çalışanları horon teperken görebilirsiniz :D)
Nicos - Archipelago ( ııh , elemanlar tatil planı kurmaktan çalışamaz :D)
No Smoking Orchestra - The waterfall- (Life is a miracle filminden bir parça)
Gustavo Santaolalla - Motosiklet Günlükleri Soundtrack albümü
0
edgenabby
(27.03.09)
karma caz albümlerindeki parçalar olabilir
0
yuto
(27.03.09)
www.di.fm 'de solo piano kanalı süper oluyor.
0
co2s2
(27.03.09)
yansimalar
0
kakoy
(27.03.09)
(bkz: balmorhea)
0
deckard
(27.03.09)
kesinlikle ve kesinlikle

(bkz: gotan project)
0
holly golightly
(28.03.09)
pastorale: secret garden,
my immortal: gregorian,
only time: enya,
the lord of the rings... : enya,
matrix: enya&enigma,
ameno: era,
classical Gas: eric clapton,
oasis: kitaro,
la musica de los dioses: enya,
silk road: kitaro..

hepsi sözsüz olmayabilir ama konsepte uygun...
0
kabablanka
(28.03.09)
Clint Mansell

birkaç parçasını örnek ver dersen de:

-Lux Aeterna
-Death is the Road to Awe
-Dead Reckoning
-FBI
-Work

ama farklı tarzdadır Clint Mansell'in enstrumantalleri. eğer melodik şeyler arıyorsan beğenmeyebilirsin (ben bayılıyorum diye herkes bayılmak zorunda değil)

ayrıca yine bu tarza benzer Michael Andrew var(Donnie Darko'nun da enstrumantallerini yapan) o da harikadır (bence)

-Goldfish
-The Artifact and Living
-Manipulating Living
-Liquid Spear Waltz
-Gretchen Ross

(ama kısacıktır bunlar, hemen biter) :)

ve kesinlikle Farid Farjad, yukarda da önerdikleri gibi...

-Taghtam Deh
-Goleh Pamchal
-Vaqti Miaii
-Sarı Gelin (farsça adını bilmiyorum maalesef)
...
0
daysleeper
(28.03.09)
www.youtube.com
stravroz grubunun neredeyse tüm şarkıları güzeldir benim favorim
finishing ile Merci éclair
0
welc0met0hell
(26.02.19)
(13)

odamın tavanı için yaratıcı görsel öneriler

deahy
odamın tavanını sıradanlıktan kurtaracak bir arayış içerisine girdim. ne yapmalı? ele fırçayı alıp boyamalı mı? devasa bir resim mi bastırmalı. ya da görsel algıyı şaşırtacak, odanın tavanını sanki sonsuza yükseliyormuş gibi gösteren garip şekiller mi çizmeli =D tavanın sade olmaması içindekini yora
odamın tavanını sıradanlıktan kurtaracak bir arayış içerisine girdim. ne yapmalı? ele fırçayı alıp boyamalı mı? devasa bir resim mi bastırmalı. ya da görsel algıyı şaşırtacak, odanın tavanını sanki sonsuza yükseliyormuş gibi gösteren garip şekiller mi çizmeli =D tavanın sade olmaması içindekini yorar mı?

evet tavsiyelerinizi beklemekteyim..
0
deahy
(27.03.09)
ev kira ise, biyerleri boyamak ev sahiplerini çıldırtır. depozito falan da varsa girişmeyin o işe.

üçlü spot lambalar oluyor, her biri ayrı yönlere baktırılabilen. onların renkli olanlarıyla ilginç ışık gölge oyunları deneyebilirsiniz...
0
kabablanka
(27.03.09)
yüzlerce yıldız. gökyüzü haritası ile satılır. biraz meşakkatlidir hepsini haritaya göre dizmek.
0
min el garaib
(27.03.09)
benim en çok hoşuma gidenler tavanda delik varmış gibi olan resimler. örneğin 1.bp.blogspot.com
tabi bu mezar olanı :) ben olsam sanki tavanda delik açılmış, üst kat komşuları aşağı bakıyormuş gibi yapardım. en iyisi bastırıp yapıştırmak olur herhalde, boyamaktan daha kolay.
0
kediebesi
(27.03.09)
Ne koyabileceğin hakkında bi fikrim yok ama, ayrıntı daima gözü yorar, tabi burda, her gece yatmadan önce saatlerce gözünü tavana dikip, bakcağını varsayıyorum, her zaman olmasa da insan ilk zamanlar "aaa bak ne güzel yapmışım, dur biraz daha izliyim, n'olur anne, 5 dakka daha izliyim, söz yatıcam..." durumlarında olur.
(gibime geliyo:)
0
the bourgeois
(27.03.09)
duvarlara yapıştırılan(neydi adı?) kağıtların aynısını tavana yapıştırabilir, kirada oturuyorsanız çıktığınızda çıkarttırırsınız. biraz gezin bakın neler bulabilirsiniz.
0
yurdum insani
(27.03.09)
bir aralar isik kapandiginda parlayan (fosforlu mu deniyor ne deniyor?) ilginc plastik yapistirmalar satiliyordur. gunduzleri hic farkedilmiyor ama gece isik kapandigi anda tum tavanda gorsel senlik oluyordu. yildizli olani, meteor olan, casper li olanlari falan vardi. etiket vb. satan sacma kirtasiyelerde bulabilirsin. tabi hala satiliyorsa
0
thoth
(27.03.09)
Çok güzel şeyler var aşağıdaki sitelerde. Sticker olursa, bayarsan ya da beğenmezsen çıkartmak ya da deseniyle, yeriyle oynamak gibi seçeneklerin de olur. Kiracıysan sorun olmaz vs vs.
www.duvarsticker.com
www.duvarstickeri.com
0
pyro clustic flow
(27.03.09)
108" lcd tv iyi olabilir. kiracıysan sorunda olmaz. soktukten sonra vida deliklerini alçıyla sıvarsın olur biter. oeeh
0
this is heavy
(27.03.09)
min el in dediğini yap. çok hoş oluyor.
0
can see
(27.03.09)
baksana negzel:
freshome.com
0
ermanen
(27.03.09)
çok daha ilginci için jonas samson'un ışıklı duvar kağıtlarını önerebilirim.
0
nothing
(27.03.09)
şu gökyüzüne açılan pencere tipi boyamalar çok iyimiş ama nasıl yapılır ki bu? varsa hazır nerden bulunur?

tavana fosforlu bir şey asamam. yatarken ışığı kapatıp da odanın hala aydınlık olması çıldırtır sanırım beni, en ufak ışık rahatsız ediyor.
0
🌸deahy
(27.03.09)
ermanen
(27.03.09)
(12)

ölmeden önce izlenmesi gereken belgeseller (oeh! öl lan artık!)

denizin kulleri
efenim, kültür mantarı olma çalışmalarım hızla devam ederken -özellikle- siyasi içerikli ve tarihi belgesel arayışına girdim.bbc world war 1-2national geographic cold war80 darbesi (m. ali birand'ın)2. meşrutiyet gibi tavsiyeler aldım.başka önerebileceğiniz var mıdır? izle mutlaka denecek? komünizm
efenim, kültür mantarı olma çalışmalarım hızla devam ederken -özellikle- siyasi içerikli ve tarihi belgesel arayışına girdim.
bbc world war 1-2
national geographic cold war
80 darbesi (m. ali birand'ın)
2. meşrutiyet gibi tavsiyeler aldım.
başka önerebileceğiniz var mıdır? izle mutlaka denecek? komünizm vs ile ilgili olsa şükela olurdu mesela.

ha bir de 'bbc world war 1-2'yi divxplanetten buldum ama 2 yıla filan iner diye tahmin ediyorum :)) nereden alabilirim en korsanından bunları? (istanbul)
0
denizin kulleri
(27.03.09)
muhammed bakri nin jenin jenin ine bir bakabilirsin.
gerçi tartışmalı bir belgeseldir ama. çokta gerçek dışı sayılmaz.
0
fjack
(27.03.09)
(bkz: zeitgeist)
0
buffy de vampir sayilir
(27.03.09)
sourlemonade
(27.03.09)
underdose
(27.03.09)
sicko
the company
0
bryan fury
(27.03.09)
sirasiyla;
12 eylul belgeseli
demir kirat
12 mart - ihtilalin pencesinde demokrasi
0
thoth
(27.03.09)
human body : bbc
0
kabablanka
(27.03.09)
www.bodocus.com

güzel tasniflenmiş yüzlerce belgesel.
0
kediebesi
(27.03.09)
the human body gerçekten çok iyidir. 4 cd den oluşan bir set sanıyorum. bbc hazırlamıştı.
0
fjack
(27.03.09)
(bkz: demirkırat)
0
evandro
(27.03.09)
linuswithnoblankets
(27.03.09)
virtual history vardı ilginçti şimdi film yaptılar aynı konuyu belgeselden sonra filmi izlemek ilginç olabilir.
0
yuto
(27.03.09)
(4)

ne yapmalı?

hönk
şöyle bir durum var. 4 kardeşiz abim yaklaşık 5-6 yıldır ailemle görüşmüyor bu süre zarfında bi kaç kere konuşup buluşmayı denedim ama kabul etmedi. geçenlerde babam kendisine kandil mesajı attı kırgınlık bitsin babında ama cevap gelmedi ne yazık ki. bugünde bir telefon aldım ablamdan, abini ara bab
şöyle bir durum var. 4 kardeşiz abim yaklaşık 5-6 yıldır ailemle görüşmüyor bu süre zarfında bi kaç kere konuşup buluşmayı denedim ama kabul etmedi. geçenlerde babam kendisine kandil mesajı attı kırgınlık bitsin babında ama cevap gelmedi ne yazık ki. bugünde bir telefon aldım ablamdan, abini ara babanlar çok üzülüyor, barışın de gibisinden.

şimdi, ben birçok kere kendisine ulaşmayı denedim fakat sonuçsuz kaldı. babamın büyüklük gösterip attığı mesaja dahi karşılık vermeyen birisini şimdi arayıp konuşmalı mıyım?
0
hönk
(24.03.09)
evet, mutlaka. onca yıl sürmüş dargınlığın bitebilmesi için herkesin geri adım atması gerek. sıranın abinize geldiğini anlatabilirseniz iş kolaylaşacaktır.

en azından bir mesaj atmasını ya da kısa bir telefon görüşmesi ayarlayabilirseniz, bir kaç sene içinde gerçekleşebilecek tam barışma sürecini başlatabilirsiniz..
0
kabablanka
(24.03.09)
çok uzukta değilse yüz yüze görüşmenizi tavsiye ederim. abinizden randevu alıpta yanına gitmeye kalkmayın, karşısına çıkın ansızın, o da şaşırsın.
0
readmymind
(24.03.09)
zorlamayın arkadaşım. ben 10 senedir dayımın yüzüne bakmıyorum. abinizin de bir bildiği vardır. kimse kimse ile durup dururken 5 senelik küslük çıkarmaz.
0
ayiadam
(24.03.09)
benim babam ile amcam 32 sene konuşmadılar. amca rahmetli oldu. çok geç haber verdiler. yetişemedi cenazeye. içine oturdu. kardeşlik başkadır. gidin yanına en fazla kovar.
0
trocero
(25.03.09)
(10)

Yabancı dilin geleceği?

late viper
Gelecekte(ben görürüm inşallah) yabancı dilin sorun olmaktan çıkacağını düşünmekteyim(ummaktayım), siz ne dersiniz?Şu an emekleme aşamasındaki "google translate" ve benzerleri yeterli seviyeye geldiğinde, okunanları yazıya döken ve yazıyı da okuyan(ki bu var) bir zımbırtıyla birleştiğinde rahata ere
Gelecekte(ben görürüm inşallah) yabancı dilin sorun olmaktan çıkacağını düşünmekteyim(ummaktayım), siz ne dersiniz?

Şu an emekleme aşamasındaki "google translate" ve benzerleri yeterli seviyeye geldiğinde, okunanları yazıya döken ve yazıyı da okuyan(ki bu var) bir zımbırtıyla birleştiğinde rahata ereriz gibi geliyor bana...
Sizce?
0
late viper
(21.03.09)
yapay zeka'nın gelişimiyle ilgili bir süreç bu bence.

sonuçta iki dıl arasındaki her türlü olasılığı bugün bir çeviri cihazına aktarır ve alternatifleri de sunarsanız, şu anda zaten bir makina mükemmel bir çeviri yapma yetisine kavuşabilir.

tahmin edilenden çok daha büyük bir uğraş bu ama. olasılıklar çok fazla. düşünsenize, aynı cümle iki farklı anlama gelebilirken bunu çeviri programının algılaması bile başlı başına bir iş.
0
andy kaufman 2
(21.03.09)
katılıyorum, bir fikir ortaya çıktıktan sonra, devamını getirmek insanoğlu için çok kolay. star trek filmlerindeki cep telefonlarını hatırlayalım. ışınlanma daha gelmedi ama olsun...
0
kabablanka
(21.03.09)
ha bir de, dünya üzerindeki diller zaten azalıyor.

çooook çok ilerde, bundan belki bin yıl sonra, dünya üzerinde sadece bir dil konuşuluyor olabilir.

o da muhtemelen ingilizce değil, yapay bir dil olacaktır. öğrenilmesi ve konuşulması daha da kolay bir dil.
0
andy kaufman 2
(21.03.09)
bi alet var sen konusurken konustuklarini ayni anda karsi tarafa kendi dilinde iletiyor. amerika'da bi konferansta gormustum cok basariliydi...
0
terp
(21.03.09)
katılmıyorum. asla insan kalitesinde çeviri yapan bir makine yapılamayacak. kaldı ki yapılsa bile bu işin bir de yeminli tercüme boyutu var. ama andy kaufman 2'nin dediğine de kısmen katılıyorum. küreselleşen dünyada günün birinde kendimizi tek dille bulabiliriz. lakin sanmıyorum ki bu dil yapay bir dil olsun. ingilizce olmasa bile doğal bir dil olur.
0
ttg
(21.03.09)
babel fish. olsa da kulağımıza soksak.
0
electropie
(21.03.09)
@ttg
çok negatif gördüm sizi;) Ya da çevirmensiniz işler kesilsin istemiyorsunuz;)
Burada kıyasım insan değil, resmi işlerde yine çevirmen kullanılır elbet, ancak ben gündelik hayat için, temel ihtiyaçlar için, ne bileyim "aç bırakmayacak" bir şeyden bahsediyorum, yoksa 7/24 çevirmenle mi gezecek herkes...
0
🌸late viper
(21.03.09)
"yabancı dilin sorun olmaması"ndan kastınız gerek yazılı metinlerin, gerek de sözsel iletişimin herkesin birbirini anlayabileceği bir düzeye gelmesi ise zaten gidilmeye çalışılan nokta bu. şu anda basit bir düzeyde kelime bazlı çalışan otomatik çevirmenler ileride farklı tekniklerle daha gelişmiş bir şekil alıp, siültane bir şekilde karşımızdakinin ne konuştuğunu da bize -mükemmel olmasa da- anlayacağımız kadarı ile çevirecektir, benim de bundan bir kuşkum yok.

fakat dil kavramı sadece günlük konuşmada kullandığımız ya da hadi onun bir üst aşaması olarak teknik bir bilgi paylaşımında ihtiyacımız olan bir kelimeler silsilesi olduğuna inanmıyorum - böyle diyerek koca bir edebiyatı yok sayarız. ingilizce bilen herkesin shakespeare'i anlayamaması ya da türkçe konuşan herkesin saatleri ayarlama enstitüsü'nün neden bahsettiğini kolay kolay kavrayamaması gibi dile ve o dili kullanan topluma özgü bazı farklılıklar var olmaya devam edecektir. o yüzden de dilin kullanımı yavaş yavaş yok olmaz, en azından onu kullananlar yok olmadığı sürece. gerçi şimdi bile dilin yozlaşmasından bahsederken o dili kullanma yetimizi de kaybetmekten bahsedebiliriz. ben o kadar kötümser değilim, elbette bunu hatırlayanlar olacaktır ve de -her ne kadar sözlük bünyesinde bazı yazarların, "sana ne kardeşim, istediğim gibi yazarım ben" nidaları duyulsa da- düzeltmek için çaba göstereceklerdir.

son birşey de gelecekteki tek dil oluşumu ile ilgili söylemek isterim (fazla uzattım, biliyorum). bence de bu dilin oluşumu doğal bir oluşumdan çok yapay bir oluşum olarak önümüze geleceğini düşünüyorum. örneğin cep telefonu mesajlarının kısaltma zorunluluğu tamamıyla belirli bir karakter sınırlaması ve bunun aşılması durumunda atılacak mesajın bedelinin daha fazla olması ile ilgiliydi. dolayısıyla teknolojinin kısıtlamaları yüzünden (ki buna doğal bir süreç olarak bakamıyorum ben ama o da tartışılır) böyle yeni bir dil kullanımı ortaya çıktı. ileride tasarlanacak olan (öyle birşey olursa) dilin de yapısının newspeak gibi oluşturulacağını düşünüyorum, eskiyi tamamıyla yitirmeden, ortak noktalar ele alınarak ve "fazlalıklar" elimine edilerek oluşturulacak bir dil tasarımı düşünüyorum.
0
demcan
(21.03.09)
ibm in bir chip geliştirdiğini duymuştum bundan bayağı bir zaman evvel -ki bak hatırlamıyorum tarihi-. doktorada bir hocamız bahsetmişti. chip sana eklendiğinde 4 saniye içinde istediğin dili öğrenebilecekmişsin. kaç sene geçti bekliyorum hala. arada çince kursuna bile gittim, ama hala bir gelişme olmadı bu chip işinde. olur mu dersen? olur tabi: birileri hayal edebiliyorsa, mutlaka bir gün gerçek olacaktır. neden olmasın?
0
fempusay
(22.03.09)
yapay zeka espri anlayışı kazanana kadar, tercüme işi en verimli manuel yapılacaktır. yapay zeka mizah duygusu olacak kadar geliştiğinde zaten isyan edip ağzımıza sçar.
0
mabl
(22.03.09)
(3)

satranç

greyback
açılışta iki kalenin önünü açıp kaleleri oyuna erken sokan bi açılış görmüştüm. bu açılışın bi adı falan var mıdır? varsa devamı nasıl getirilir? bir de `gerilla satrancı` ile ilgili bir sorum olacak. sözlükte hakkında bir yazar şöyle yazmış ''diğer bir türünde tek olan şah sadece şah gibi oynar am
açılışta iki kalenin önünü açıp kaleleri oyuna erken sokan bi açılış görmüştüm. bu açılışın bi adı falan var mıdır? varsa devamı nasıl getirilir?

bir de gerilla satrancı ile ilgili bir sorum olacak. sözlükte hakkında bir yazar şöyle yazmış ''diğer bir türünde tek olan şah sadece şah gibi oynar ama iki hamle üst üste yapabilir'' bu iki hamle üst üste yapılabilen türünde karşı tarafın iki taşı birden alnıabiliyor mu acep?
0
greyback
(21.03.09)
-ikinci soru

bu gerilla satrancına biz bebek satrancı derdik :) bir taraf tüm taşlarla oynuyor da karşı taraf tek şah ile oynamıyor yoksa çok adaletsiz olur, şah + 2 piyon diye biliyorum ben orda yazılanın aksine.

soruna gelince evet iki taş birden alabilirsin, iki defa ardarda oynuyorsun, istediğin gibi oyna. ama oyun başlarında ve ortalarında çoğunlukla alıp geri kaçarsın
0
gunetapar_
(21.03.09)
"açılışta iki kalenin önünü açıp kaleleri oyuna erken sokan bi açılış" yok ve olamaz, olsa olsa "şefin spesiyali" ya da "aceminin bodoslaması" gibi bişeydir.

"şah + 2 piyon diye biliyorum ben orda yazılanın aksine." biz de böyle oynuyoruz. piyonlar merkezde yani "e" ve "d" sütununda olur. kazanması oldukça zordur. zira mat edebilmek için en az 3 ağır alete gereksinim vardır. (2 kale 1 vezir.)

karşın tarafın iki taşını da alabilir ancak rakip bir taşın tehditi altında kalamaz...

burada satranç sorusu da soruldu ya, hela olsun, büyüksün duyuru...
0
kabablanka
(21.03.09)
beyaz: şah art 3 piyonla başlar ve her sıra gelişinde iki hamle oynar. tüm yönlere ilerler ancak bu her hamle için birer kare ile sınırlıdır. doğal olarak her sıra gelişinde en fazla iki kare ilerler. ve o iki karede iki farklı taş varsa ikisinide alabilir.

senin dediğin iki kalenin önünü açma hareketi burada devreye girer. çünkü bu kombinasyona göre siyahın beyaz'ı yenmesini sağlayan tek şey ilk 5 hamlesinde kalelerin önünü açıp ilk 4 sıraya karşı tarafın yaklaşmasını engellemek ve o sırada vezirinide oyuna katıp piyonlardan birini ikinci vezir yaparak oyunu kazanabilir.
0
humanistyamyam
(22.03.09)
(2)

yaşlanmayı geciktirici ürünler

latoneus
bu yaşlanmayı geciktirici ürünler gerçekten etkili oluyor mu? oluyorsa etkisi ne kadar sürede ortaya çıkıyor? eczacının biri anneme bi ürün tavsiye etmiş, ilk üç ay kullanman lazım, sonra iki ayda bir kullanırsın demiş. bi hapı varmış bir de yanında krem hediyeymiş. evelle di adı yanlış hatırlamıyor
bu yaşlanmayı geciktirici ürünler gerçekten etkili oluyor mu? oluyorsa etkisi ne kadar sürede ortaya çıkıyor? eczacının biri anneme bi ürün tavsiye etmiş, ilk üç ay kullanman lazım, sonra iki ayda bir kullanırsın demiş. bi hapı varmış bir de yanında krem hediyeymiş. evelle di adı yanlış hatırlamıyorsam. hani şimdi vichy filan olsa neyse de bu bana bayaa pahalı geldi üç aylık ürün. şimdi ilk bir ay kullansa işe yarayıp yaramadığını anlar mı, yoksa hiç buna takılmasın vichy filan mı kullansın ya da hangi ürün en etkilisidir??
0
latoneus
(19.03.09)
anti aging ile ilgili olarak
(git: arsiv.sabah.com.tr) ve akabinde
(git: www.gnc.com.tr)
0
kabablanka
(19.03.09)
en iyi dedikleri krem bile gözle görülür bir etki sağlamıyor. aa 60 yaşında mısın 40 görünüyorsun etkisi asla yapmaz o kremler. para tuzağı sadece. ama tamamen geçersiz denemez de. sadece fazla ümit bağlayıp çok paralar dökmeye gerek yok. hücre yenileyici özellikli, nemlendiricili bir çok cilt ürünü işini görebilir annenizin.
0
holly golightly
(19.03.09)
(6)

Meteoroloji ile ilgili bir soru (işlem vs. istatistik)

deckard
birkaç arkadaş "bir sene sonrasına bile hava tahmini yapılabiliyor" dedi. şimdi bu hava tahmini denilen olay alt basınç-üst basınç değişimlerinin integrasyonu ile elde ediliyor diye biliyorum. her hesaplanan gün için göz ardı edilen bir "c" sabiti var. bu sabit biriktikçe hata payı artıyor, dolayısı
birkaç arkadaş "bir sene sonrasına bile hava tahmini yapılabiliyor" dedi. şimdi bu hava tahmini denilen olay alt basınç-üst basınç değişimlerinin integrasyonu ile elde ediliyor diye biliyorum.

her hesaplanan gün için göz ardı edilen bir "c" sabiti var. bu sabit biriktikçe hata payı artıyor, dolayısıyla yarın için yapılan hava tahmininin tutma olasılığı 5 gün sonraki tahminin tutma olasılığından çok daha yüksek. en azından ben böyle biliyorum. e o zaman bir sene sonrasının tahmini nasıl yapılıyor? arkadaşlar birbirlerini destekleyerek yine integral hesabıyla dedi. bana kalırsa hesaplanmak isteyen günün önceki yıllardaki hava durumu istatistiklerinden çıkarılıyor sonuç.

yani diyelim 2010'un 19 Mart'ı için hava tahmini yapmak istesek, integrasyondan çok, sanki 2009, 2008, 2007,...,199n (sağlıklı bir tahmin için n kaç olmalı bilemiyorum. sahi, kaç olmalı?) yıllarındaki 19 Mart günlerinin hava durumlarının ortalaması alınıyor bence.

kısacası; bir sene sonrasına hava tahmini yapmak için klasik integrasyon yöntemine mi başvurulu yoksa istatistiksel bir çıkarım mı yapılır?

öyle kendi çapında zararsız bir merak işte..
0
deckard
(19.03.09)
kaos teorisinin mantigina gore; bir sene sonrakine ait havayi 'tahmin edebilmek' icin bir degil bir cok tahminimizin olmasi lazim. ya da en azindan yaptigimiz spesifik tahmin icin bir olasilik vermek lazim.
ilk uc gun icin cok isabetli tahminler yapilabilmekte, sonraki gunlerde tahmin sayisi arap sacina donmekte.

arkadaslara gelince: bence sizi yemisler.
elimizde milyar tane hakkinda bilgi sahibi olmadigimiz degisken var; bir gun volkan patlar global olarak dunyada isi duser. ya da kutuplardan hayvan gibi bir buz kutlesi kopar dunyadaki su oranini arttirir baska bir degisiklige sebep olur.

ancak belki onceki senelere bakarak istatistiki bir tahmin yapilabilir ama ona da tahmin denmez.
0
yirtik foto
(19.03.09)
"İklimbilimin konusu olan iklim, geniş bir sahada uzun yıllar boyunca görülen atmosfer olaylarının "ortalama" halidir."

uzun vadeli tahminler bu düşünceye dayanıyor. bu seneki ortalamadan sapma, gelecek senenin sapması hakkında tahminde bulunabilmek için fikir veriyordur...

edit: n kaç olmalıdır? Ortalama 50-100 yıllık hava durumu ortalamaları alınarak iklim hakkında bilgiler oluşturulabilir. (wikipedia)
0
kabablanka
(19.03.09)
kaos teorisi gibi her şeyi ona bağlayabileceğimiz bir cevaptan çok, daha ciddi bir cevap lazım bana. olağandışı durumların sonucu olan ani iklim değişikliklerini de konu dışında tutuyorum doğal olarak. arkadaşların iddiasına karşı benim başka bir iddiam var, hangisi doğru diye soruyorum, bu durumda "yenmiş" de olmuyorum.

ayrıca önceki senelere bakarak bir sonraki senedeki o günün hava tahmini yapılabilir ve bu gayet de "tahmin"dir. tahmin denemez de ne denir bilemiyorum. havanın nasıl olacağını ön görüyorsun sonuçta.
0
🌸deckard
(19.03.09)
weka diyorum.
0
osuruklu
(19.03.09)
aslinda uzun donem icin hava tahmini yapmiyorlar, iklimsel bir tahmin yapiyorlar. bu da hava durumlarinin ortalamasi oluyor. yani sorunun cevabi olarak, bu ongorme olayini da istatistikler sonuclara bagliyorlar.
0
ermanen
(19.03.09)
ben istatistiksel yöntemlerle yaptıklarını duymuştum. hatta hollanda'daki bir meteoroloji merkezi ile ilgili bir makale oumuştum. zaman serisi verisi kullanıp en iyi performansı gösteren modeli tahmin edip duruyorlardı. (neyseki gerçekleşen hava sıcaklığını ölçme ve tahminlerle karşılaştırma imkanımız var en iyi modeli seçmek için) ama yapılan ortalama almaktan ziyade, kabaca, hava sıcaklığını etkileyen faktörlerin geriye dönük değerleri üzerinden tahminler yapmak. ama tabi yine istatistiksel bir süreç. 2010 19 mart için tahmin yapılabilir mi? kurama bakmak lazım. yani kuram "t zamanda havadaki karbondioksit oranıyla t+3 zamandaki hava sıcaklığı arasında tesadüfi olmayacak bir ilişki var" diyorsa(salladım, dikkate almayınız) yapılamaz. sallama örneğimize göre 2010 16 martında yapılabilir.
0
mefati bir cirpida okunur
(20.03.09)
(8)

Matrak Gerçekte Nedir?

kabablanka
aşağıdaki duyuruya cevaben yazılmış, yorumların alınabilmesi için soru olarak açılmıştır"bir gemicilik terimidir. bacak kalınlığında bir halatın ucuna, 10 tonluk bir gemiyi tutacak ilmek yapmada kullanılır. neredeyse 1000 yıldır kulanılan bir denizcilik aletidir matrak. ve gemicilikte halat var oldu
aşağıdaki duyuruya cevaben yazılmış, yorumların alınabilmesi için soru olarak açılmıştır

"bir gemicilik terimidir. bacak kalınlığında bir halatın ucuna, 10 tonluk bir gemiyi tutacak ilmek yapmada kullanılır. neredeyse 1000 yıldır kulanılan bir denizcilik aletidir matrak. ve gemicilikte halat var oldukça da yaşayacaktır. artık kimse ona matrak demiyor ama kulanıyor... matrak, şişe şeklinde sert tahtadan yapılma bir lobut. ince ucu iyice sivri. halat aslında dört ayrı ipin, bir arada saç örgüsü gibi örülmüş halidir. işte matrağın sivri ucunu, ilmek yapacağın kadarlık bir yerinden, bu örgülerin içine sokuyorsun ve halatı bedene yeniden örüyorsun ve daha sonra gerdiriyorsun. bu alet özelikle ip ve yelken sistemleriyle çalışan eski kalyonlarda vazgeçilmez birşeydi. çoğunluk topuzlarına demir kabaralar da çakarlar ve yakın dövüşte bir silah olarak kulanırlardı. "matrak geçmek" lafına gelince, işte bu aletin sivri ucunu iterek halat örgülerinin arasından arasından sokmak oluyor. yani aslı, "matrağı geçirmek". anlamı da "bana matrağı geçirme, beni gevşetme, sinirimi bozma."

lobut şeklindeki matraklar ile aynı gemide bulunan "palavra atmak" için kullanılan ahşap bilyelerden de "bowling" oyununun nasıl ortaya çıktığı için bkz. burçay anger/tuhaf şeylerin kökeni.

(çaylaklık entarilerim arasında bu ve benzer ilginç bilgiler var. sadece 19 bin kişi kaldı önümde. sözlüğün "kutsal bilgi kaynağı" olması için moderasyon moderasyon duy sesimiizii...)
0
kabablanka
(19.03.09)
zombikani katılıyorum, ben de onu merak ediyorum her çaylak gibi. (bak şimdi de çaylak kelimesinin bu anlama nasıl geldiğini yazasım geldi ama tutuyom kendimi..)
0
🌸kabablanka
(19.03.09)
beccaria
(19.03.09)
@beccaria:
verdiğin link kelimenin kökenini veriyor ve arapça "t r k" kökünden olduğunu açıklıyor. ben ise matrak geçmek deyimini verdim. teşekkürler...
0
🌸kabablanka
(19.03.09)
(Mıtrak ve Mıtraka. C.)= Matrak: Mızraklar. Tokmaklar. Çekiçler. Değnekler, sopalar.
0
Atabey
(19.03.09)
Kamus-ı Türkî’de matrak "değnek, sopa, talimci şişi" karşılıklarıyla anılmış ve matrakçı için de "döğmeli şişle talim öğreten adam, talimci" denilmiştir.* Talimci matrakı ise, üzerine deri kaplanmış başı yuvarlakça ve kalın bir değnek, yahut lo­but cinsinden bir tür uzunca tokmaktır.

Peki o hâlde, kelime nasıl olmuş da bir tür eğlence ve alay manasına bürünmüş? Bunun için kültür tarihimizin matrak oyununa bir göz at­mamız kâfidir: Eskiden cirit gibi, kuy u çevgân gibi bir tür spora matrak oyunu adı verilmekteymiş. Evliya Çelebi´yi dinleyelim:

Evliya´ya göre matrak genellikle şimşir ağacından yapılır, cilalanır, dışına sahtiyan (keçi derisi) sarılır ve ucundaki topu­zu yumuşak bırakılacak şekilde bağlanırdı. İki takım hâlinde ve bir tür askerî talim kabilinden oynanan matrak oyununda rakipler ellerine birer matrak alarak meydana atılıp çarpışır­lar; matrakları birbirlerinin kafalarına, sırtlarına vurmaya gay­ret ederlermiş. Müsabakada amaç, rakibin kafasına vurabil­mek ve kendisini de darbeden korumaktır. Usta matrakbazlar hiç darbe almadan rakiplerini pes ettirirler ve oyunu kazan­mış olurlar.

Anlaşılan, matrakbazların karşılıklı olarak meydana çıkıp birbirlerine vurmaları ile bu arada düşenler, sendeleyenler ve yuvarlananların hâlleri, hayli ilginç ve komik olurmuş. Yoksa matrak kelimesinin bugünkü anlamı türeyemezdi.

Matrak oynayanlara, matrakbaz denir. Bu kelime de daha sonra madrabaz şekline dönüşüp mecaz yoluyla, başkasına hile yapan ve onun aleyhine oyunlar çeviren kişileri tanımla­mada kullanılmıştır. Elbette ki bunun şimdiki askerî talim ho­caları ile bir alâkası yoktur.

Evliya´ya göre matrak oyununun 160 çeşidinden en meş­hurları "kesme, bağla, sani, kulak, bağlatop, topkafa" gibi ad­larla anılır ve askerî bir talim olmak üzere, yeniçeri ortaların-ca oynanırmış. Elbette bu oyuncuların, onları seyreden asker ve siviller içinde taraftarları bulunuyordu. En azından, mat­rakbazların ocaklı ayaktaşları arasında, kıran kırana lâf düel­losuna dönüşen bir rekabet hissinin mevcut olduğu tahmin edilebilir. Hatta belki de vaktiyle onlar bugünkü futbol, bas­ketbol, buz hokeyi, polo, hentbol, vs. maçları gibi seyirci topluyorlardı. Kim bilir eski madrabazlar, şimdiki bazı futbolcula­rın pir-i sanileri bile olabilirler. Bu durumda, ara nesil için tu­lumbacıları ve onların tulumba takımlarını hatırlamak yerinde olur.

Kaynak : İki Direm Bir Çekirdek, Kapı Yayınları
0
Atabey
(19.03.09)
@atabey:
iyi ettin de gönderdin. anlaşılıyor ki, kelimenin kökeni "t r k" ve bu kökten çıkan şey, "bambam moloztaş" adlı taş devri çizgi filminin kahramanının elinde görüldüğü gibi, en eski dönemlerden bu yana kullanılmış bir dövüş aleti.

benim alıntıladığım yzar bu sopaların denizcilikte de kullanıldığını ve bowling labutlarının da burdan çıktığını söylerek iddiasını destekliyor. ancak bu, senin verdiğin örnekteki gibi bir savaş aleti olarak kullanılmasına engel değil. asıl sorun "matrak geçmek" deyiminin nerden gelmiş olabileceği, iki farklı görüş var, kim kazandııı, buna varış hakemleri karar verecek...
0
🌸kabablanka
(19.03.09)
kaynak kitabın adını yazarsanız edinelim. kazanan halk olur ne siz nede ben:) teşekkürler.
0
Atabey
(20.03.09)
@atabey:
yazmıştım: "lobut şeklindeki matraklar ile aynı gemide bulunan "palavra atmak" için kullanılan ahşap bilyelerden de "bowling" oyununun nasıl ortaya çıktığı için bkz. burçay anger/tuhaf şeylerin kökeni."

yeni bir deyim tartışmasında görüşmek üzere, o zamana dek sağlıcakla kalın, mutlu olun...
0
🌸kabablanka
(20.03.09)
(5)

1 Sterline Tatil....

skahvecioglu
Arkadaşlar milliyet.com.tr'de çıkan habere göre ingizliz tur operatörleri Türkiye tatillerinde günlük 1 sterlinden daha düşük fiyatlar çekiyorlarmış. Şimdi biz gitsek Antalya'ya en kötü günlük 50-60 $ ödüyoruz biliyorum bizim oteller yerli turisti seviyor(!).. Sorum şu ki Türkiye'de yaşayan biri ola
Arkadaşlar milliyet.com.tr'de çıkan habere göre ingizliz tur operatörleri Türkiye tatillerinde günlük 1 sterlinden daha düşük fiyatlar çekiyorlarmış. Şimdi biz gitsek Antalya'ya en kötü günlük 50-60 $ ödüyoruz biliyorum bizim oteller yerli turisti seviyor(!).. Sorum şu ki Türkiye'de yaşayan biri olarak yabancı turlar ile daha ucuza tatil kapatamaz mıyız?
0
skahvecioglu
(19.03.09)
tur operatörlerine çok ucuz fiyat çekildği doğru ama 1 sterlin olduğunu sanmıyorum yalan olabilir o haber. tur operatörlerini toptancıdan alışveriş eden adam kendini de marketten parakende alan olarak düşün. operatörlerde satarken aldıkları fiyata değil türklere yakın fiyata satıyordur.
0
darknum
(19.03.09)
o bahsi gecen operatör thomas cook...giriniz internet sitesine eger 1 sterline bi yer rezerve ettirebilirseniz bize de selam ediniz:)

pazarlama ve paralı haber temalı reklam...
0
cairo
(19.03.09)
mümkün, dediğiniz olay tam olarak şu şekilde oluyor: avrupanın turizm pazarına baktığımız vakit, dışarıya en fazla turisti gönderen ingiltere, almanya, fransa gibi ülkelerde pastanın yüzde 89-90 gibi büyük bir kesiminin, o ülkenin en büyük 3-5 tur operatörünün elinde olduğu görülür bu tur operatörleri üçer beşer yıllık periyodlar halinde, türkiye ve yunanistan'ı birbirine kırdırır (kaynak bu işi yapmış olan bir tur operatörünün anlattıkları). yani, beş yıl boyunca turisti türkiyeye önlendirir, bu sırada türk hotelcisi fiyatları yükseltme eğilimde, yunan otelcisi ise 5 yıldız fiyatını 3 yıldız fiyatına indirme eğilimdedir. istenen fiyatlar sağlandıktan sonra, ölü eşek fiyatına odalar alınan yunanistanı tercih etmeye başlarlar. bu işin bir boyutu. diğer boyutu ise, doldurma garantisi artı peşin 3-5 milyon dolar para vererek otelcinin elindeki odaları ucuza kapatma yoludur. tur operatörünün bu durumda para kazanma yöntemi ise, otelden değil "havadan"dır. kendisine ait olan hava yolu firmasının bütün uçuşları dolup taşmakta ve yüksek kar oranı sağlamaktadır.

bu gereksiz açıklamadan sonra, özellikle almanyada yasayan vatandasların, türkiyeye gelmek için bu tarz operatörlerden, misal antalyaya 15 günlük tatil alıp, otele uğramadan havaalanından direk memlekete gittikleri ve 15 gün sonraki uçuşla geri döndüklerinde hala karda oldukları pek çok durum vardır.

bu iş ayyuka çıkmış durumda. yani tur operatrleri de uyandılar. satın aldığınız otele türkiyeden gidecek ve havayolunu kullanmayacaksanız bu onların işine gelmeyecektir. bu durumda, o memleketten birinin işin aslını öğrenmesinde fayda var.

belki, iyiliksever bir gurbetçimiz (ya da bir expatriate), bugün bizi bu konuda bilgilendirebilir..
0
kabablanka
(19.03.09)
ben bir bakayim buna, bilgilendiririm bulabilirsem birseyler.

ayrica gurbetci degilim expatriate'im.
(bkz: britanya nin kopegiyim ondan ingilizce yaziyorum)
0
fdegir
(19.03.09)
sut fiyatlari dusunce otoyol kenarina sut doken adamlarin alternatif cozumunu yapiyorlar sadece. bu baglamda "migros sutu niye 10 kurusa satmiyor" demiyorsak, ayni nedenden otellere de...
0
507
(19.03.09)
(8)

şirince hakkında

oku oku yazar ol
haftasonu için iki kişi gitmeyi planlamaktayız. tavsiye edeceğiniz kalacak yer var mı?birçok pansiyon-hotel buldum internetten bakınca ama özellikle şuraya git memnun kalırsın diyen biri..
haftasonu için iki kişi gitmeyi planlamaktayız. tavsiye edeceğiniz kalacak yer var mı?
birçok pansiyon-hotel buldum internetten bakınca ama özellikle şuraya git memnun kalırsın diyen biri..
0
oku oku yazar ol
(19.03.09)
bütçeniz müsaitse, nişanyan evlerine bakın
0
guitarman
(19.03.09)
ilk tercih nişanyan evi olsun, bu tarihte rezervasyona gerek yoktur. gittiğinizde kendi gözlerinizle görerek karar verebilirsiniz...
0
kabablanka
(19.03.09)
sevgilinizle/esinizle gidiyorsaniz:

basodayi almaya calisin. cok fantastik bir mekan. kuvet dile gelse...

neyse be neyse.
0
yirtik foto
(19.03.09)
geçitğimiz haftasonu orada bir zirve yapıldı. organizatörlere sor istersen.
0
teritori
(19.03.09)
asmalibag diye bir $arap evi var onlarin sahiplerinin pansiyonu vardi adini unuttugum. zirveden sonra $irince'de kalmi$tik ve orada konakladik gayet guzeldi. gidip bir sorun isterseniz.
0
astaroth
(19.03.09)
arkadaşlar fiyatlar ne civarda acaba, şirince için benim de şirin düşüncelerim var da...
0
karrdanadam
(19.03.09)
biz eşimle balayı için gitmiştik şirince nişanyan kilisealtı pansiyon'a. son derece güzel, özenli bir şekilde misafir edildik. otellerdeki gibi şu saatte ye, bu saatte iç, şu vakitte yat kalk durumu yok. istersen akşamüstü kalk taze kahvaltın, çayın, ikramların önüne geliyor. odalar gayet şirin ve temiz(sürekli de temizleniyor)nişanyan evleri'nin fiyatları büyükten küçüğe sanırım üç seçenekte. bizim kaldığımız kilisealtı en hesaplısıydı. iki yıl önce tam hatırlamıyorum ne kadar ödediğimizi ama çok ucuz demiştik. sitesinde ücret hesaplama aracı var, oradan öğrenilebilir.
0
morella
(19.03.09)
kalacak yer bilmiyorum ama sirinceye gidenler orada icmek icin kesinlikle saraba para vermesinler.. sadece biraz ortalarda dolanıp sarapevlerinin vitrinine bakmanız yeterli..
sokagın basından sonuna gidene kadar sarhos olabilirsiniz..

ha tabi bu arada insan olun eve donerken kendinize, arkadaslarınıza, ne biliim bana filan da sarap alın.. o insanlar da ekmek yiyo sonucta :)
0
happy killer
(20.03.09)
(15)

En iyi Aforizma, Ozlu soz, Quote, Alinti

ermanen
Bana en begendiginiz aforizmayi (ozlu soz, quote vb.) yazar misiniz? Oncelikle Ingilizce olmasi lazim ama hic olmadi Turkce olanlari da yazabilirsiniz. Cok uzun olmasin. Sirketin bulteninde kullanacagim. Dusundurucu ve felsefik olsun daha cok, hafif kara mizah da olabilir. Komik, duygusal, ask falan
Bana en begendiginiz aforizmayi (ozlu soz, quote vb.) yazar misiniz? Oncelikle Ingilizce olmasi lazim ama hic olmadi Turkce olanlari da yazabilirsiniz. Cok uzun olmasin. Sirketin bulteninde kullanacagim. Dusundurucu ve felsefik olsun daha cok, hafif kara mizah da olabilir. Komik, duygusal, ask falan olmasin. Gugilda ve sozlukte bakinca bir suru var ama gozumu yoracak kadar kalabalik, siz en begendiginizi yazarsaniz hayat daha guzel olur.
0
ermanen
(17.03.09)
(bkz: everybody lies) şirket bütletenine uygun değil ama olsun
0
holly golightly
(17.03.09)
"unbeing dead isnt being alive" benim favorim.
0
osuruklu
(18.03.09)
ağaca çıkmak istiyorsan aya çıkmayı hedefle, konfiçyus (?!)
0
kabablanka
(18.03.09)
selim alai
(18.03.09)
''dogmus olmaktan daha büyük bir lutuf tanımıyorum'' favorim !..
0
scp
(18.03.09)
bunlar çok hosuma gidiyordu oynarken, özellikle Sun Tzu'nunkiler
en.wikiquote.org:_Total_War
0
samfisher
(18.03.09)
oh for the company, born to the company,
live for the company until i die.
0
min el garaib
(18.03.09)
no pain, no gain...
0
maxpainn
(18.03.09)
"ask no questions and you'll be told no lies" bunu dickens amcam demiş.
0
peki
(18.03.09)
"imagination will often carry us to worlds that never were, but without it we go nowhere..."

(bkz: carl sagan)
0
oldtimer
(18.03.09)
en.wikiquote.org şurdan çok sayıda bulabilirsin
0
buffy de vampir sayilir
(18.03.09)
I owe, I owe,
off to work I go..
0
godless commie
(18.03.09)
"The most effective way to do it, is to do it." Amelia Earhart
0
layouter
(18.03.09)
Al burada 2600 tane falan var:

(bkz: hastası olunan sözler)
0
sui
(18.03.09)
“If you want to build a ship, don't drum up people together to collect wood and don't assign them tasks and work, but rather teach them to long for the endless immensity of the sea”

St. Exupery

Ayrıca "citadel - kale"deki neredeyse bütün lafları, management kitaplarına da girmiştir.
0
SiyamkedisiZorro
(18.03.09)
(4)

İzmirde ucuza MR çektirebileceğim yer var mı?

guero
Lomber vertebra MR ı çektirmem gerekiyor. İzmir içinde en uygun fiyatlı MR çekilen yer var mı bildiğiniz? Şayet Tıp ya da Radyoloji merkezlerinde tanıdığı olan varsa lütfen yazsın. iyi günler
Lomber vertebra MR ı çektirmem gerekiyor. İzmir içinde en uygun fiyatlı MR çekilen yer var mı bildiğiniz? Şayet Tıp ya da Radyoloji merkezlerinde tanıdığı olan varsa lütfen yazsın.
iyi günler
0
guero
(16.03.09)
Ege Üniversitesi hastanesinde cumartesi ve pazar günleri, randevulu ve ücretli çekim yaptırabiliyorsunuz. yamulmuyorsam 45 ya da 50 ytl idi. sonuçları çarşamba ya da perşembe günü alabiliyorsunuz. ancak hastanede muayene olmuş ve doktor tarafından istenmiş olması sanırım şart.

Geçmiş olsun.
0
kabablanka
(16.03.09)
aynen, Ege Tıp'ta çektir. 45-50den daha pahalıdır diye tahmin ediyorum ama dışarıda 500 falan. Dışarıya göre her türlü iyi.
0
triacilgliserol
(17.03.09)
sosyal güvencem yok yalnız. onu da belirtmeliyim :(( özel olarak çekim ücreti midir bu?
0
🌸guero
(17.03.09)
evet özel çekim. ama sosyal güvencen yoksa önce hastaneden bir hocaya özel olarak bakılman gerekir ki o seni sevketsin. direk mr'a giremezsin
0
triacilgliserol
(17.03.09)
(4)

pdf sayfası

aero dynamik
elimde 2ye1 şeklinde scan edilmiş bir pdf ders notu var. bu şekilde çalışmak zor olduğu için bunu 1 e 1 hale getirmeye çalışıyorum. bunu yapmanın kolay yolu var mıdır? pdf editorlerde böyle bir seçenek yok, pdf yi bmp ler haline getirdikten sonra resmi alıp ortadan ikiye bölmek sonra tekrar pdf yapm
elimde 2ye1 şeklinde scan edilmiş bir pdf ders notu var. bu şekilde çalışmak zor olduğu için bunu 1 e 1 hale getirmeye çalışıyorum. bunu yapmanın kolay yolu var mıdır? pdf editorlerde böyle bir seçenek yok, pdf yi bmp ler haline getirdikten sonra resmi alıp ortadan ikiye bölmek sonra tekrar pdf yapmak falan aklıma geldi ama görüntü kalitesi kayboluyor
0
aero dynamik
(14.03.09)
pdf to doc yapip office de sayfa gorunumunu degistirmeyi deneseniz?
0
muslum tangoze
(14.03.09)
anladığım kadarıyla dosya pdf formatında.
bence dosyayı zoom özelliği ile büyüt iş çözülür.
yada sen dosyayı zoom ile büyüt sonra pdf sayfasını tek tek resim olarak seç daha sonra word e at.
ister çıktı al ister tekrar pdf e çevir.
0
zayfin
(14.03.09)
aero dynamik, ben de buna benzer bi soru sormuştum, pdfill editör adlı b i program tavsiye edilmişti. kurdum ama istediğim şeyi bulamadım (mutlaka vardı da ben bulamadım),

elimde dediğin gibi pek çok pdf dosyası var ve worde dönüştürmek aşternatif değil, mutlaka ortadan 2ye kesmek gerek, eğer basit bir yol bulursan yeni bir duyuru ile haber veriver.

saplıcakla..
0
kabablanka
(15.03.09)
a-pdf page cut
0
🌸aero dynamik
(14.03.10)
(6)

okuma alışkanlığı olmayan 65 yaşındaki baba ve 55 yaşındaki anne için kitap önerileri

gunetapar_
gazete okuma alışkanlığı var annemle babamın, kitap okuma alışkanlıkları ise hiç yok. yanıma geldiler kalmaya ve vakit bolluğundan neye karışacaklarını bilemez halde her şeye karışıyorlar. birkaç kitap önerisi alırsam güzel olur, sonu da hüzünlü olmasın gülümseterek biten bir şey önerin mümkünse.::
gazete okuma alışkanlığı var annemle babamın, kitap okuma alışkanlıkları ise hiç yok. yanıma geldiler kalmaya ve vakit bolluğundan neye karışacaklarını bilemez halde her şeye karışıyorlar. birkaç kitap önerisi alırsam güzel olur, sonu da hüzünlü olmasın gülümseterek biten bir şey önerin mümkünse.


:: teşekkürler tüm cevaplarınız için, öykü derlemeleri aklıma yattı onu alırım ve belki bir de ilüzyon kitabı :) başka cevap olursa onlara da akşam bakarım ..
0
gunetapar_
(14.03.09)
fakir baykurt, tırpan.
biraz hüzünlü gibi ama, sonunda iyiler kazaniyür.
0
the bourgeois
(14.03.09)
peder için: sihirbazlık kılavuzu, açıklamalı ilüzyon oyunları, kendisi denemeye başlar umuduyla,

valide için, gülbeşeker, türk tatlıları tarihi, biz ailecek severek okuyoruz...
0
kabablanka
(14.03.09)
dan brown'ın kitapları sürükleyicidir sarar.
0
yoldaki isaretler
(14.03.09)
leyla nın evi - zülfü livaneli
0
serseri marti
(14.03.09)
o yas ciddi ciddi kitap okuma aliskanligi olan kisilerin bile birakmaya basladiklari bir yas, uzun süre okumak basagrisi vs. yapiyor o yuzden gazeteye dergiye yöneliyorlar. bence o is zor.
0
samfisher
(14.03.09)
türk i$i bir çözüm:

sevgili annenize beyaz dizi (harlequin ws.) romanlarından alınız. kısa ve okunması epey rahattır. Konu tamamen a$k içerikli.

sevgili babanıza da bol bol bulmaca dergileri falan alın. bitireceğim diye hırs yapar ve etliye sütlüye dokunmaya vakit bulamaz.
0
robinbook
(17.03.09)
(16)

1001 adet demir 1 yetele ile ne yapılır

kabablanka
sayın ekşi mahallesi sakinleritam olarak 1028 adet, kumbara fonunda biriktirilmiş demir 1 yetele nasıl değerlendirilir?
sayın ekşi mahallesi sakinleri
tam olarak 1028 adet, kumbara fonunda biriktirilmiş demir 1 yetele nasıl değerlendirilir?
0
kabablanka
(11.03.09)
önce bankada bütünlettirilir, sonra ister harcanır, ister yatırım yapılır. Artık 1000 tl ile ne yapılırsa tabi.
0
sarjli matkap
(11.03.09)
merkez bankası'na götürüp banknota çevirtebilirsiniz.
0
kibritsuyu
(11.03.09)
Paraları bana verebilirsiniz mesela.
0
sakar kiz candy
(11.03.09)
ya bu 1001 adeti 1002 adet yapmanın yolu yok mu?
0
🌸kabablanka
(11.03.09)
demir verilir yerine altin alinir. ya da hakemin, futbolcunun kafasina atilir! tutturulamazsa yuh artik..
0
terp
(11.03.09)
para kesesi gibi bişeyin içie konup avuçlanabilir, ortalığa savrulabilir, elle karıştırılıp sesi dinlenebilir.
0
yoldaki isaretler
(11.03.09)
cakkidi cakkidi sallanir muzik yapilir
0
cisterna
(11.03.09)
aslında tüm bankalar 2009 yılında bu paraları almak zorunda.

ziraat bankası bu konuda bir çalışma yapmış, burada 7. maddede durumu açıklık getirmiş;

(Yeni Türk Lirası banknotlarınve madeni paraların, 2009 yılı boyunca Türk Lirası banknot ve madeni paralarla birlikte tedavül etmesi ve 2009 yılının sonunda tedavülden kaldırılmasına ilişkin hususlar ise 1211 ve 1264 sayılı Kanunların verdiği yetkiye dayanarak Bankamızca ve Hazine Müsteşarlığı'nca düzenlenmiş; uygulanacak hükümler 8 Mayıs 2007 ve 22 Ağustos 2008 tarihli Resmi Gazeteler'de yayımlanmıştır.)

7. YTL banknot ve madeni paralar herhangi bir bankada TL banknot ve madeni paralarla değiştirilebilecek mi?

Birlikte tedavül döneminde (2009 yılı boyunca) tüm banka şubeleri, kasalarında Türk Lirası banknot ve madeni para olması durumunda değişim yapacaktır. Ancak, Yeni Türk Lirası banknotlar 1 Ocak 2010 tarihinden itibaren 10 yıl, madeni paralar ise 1yıl boyunca (zaman aşımı süresince) Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ve T.C. Ziraat Bankası şubelerinde değiştirilebilecektir.

not: başka amaçlarla da kullanabilirsin. poker veya okeyde çok iyi oyun parası olur bunlardan.
0
surprise
(11.03.09)
reklam filmi çekilebilir onlarla:)
www.bireyselemekliliksistemi.info
0
ikinoktayedi
(11.03.09)
"Allahım bana 1000 altın ver" temalı Nasrettin Hoca fıkrasını canlandırabilirsiniz.
0
sui
(11.03.09)
kule.
0
electropie
(11.03.09)
Poker oynayabilirsiniz.
0
jamesjersey
(11.03.09)
900 tl nakit karşılığında bana satabilirsin
0
derectus
(11.03.09)
çoraplara doldurulup işkence aleti olarak değerlendirilebilir.
0
nickini vermek istemeyen suser
(12.03.09)
ben sabahları dolmuşçulara 95 adedini 100 ytl ye sat, gibi fikirler bekliyodum ama olmadı, neyse dursun bakalım biraz daha...
0
🌸kabablanka
(14.03.09)
naptn bozukları? merak ettim
0
jadle
(15.01.10)
(3)

combofix finish olmuyor

enter saltman benim
taramayı bitirip raporu yazdığı ekranda kalıyor baya baya bekledim tık yok.sanırım yinede dosyaları siliyor . bir sorun teşkil eder mi?
taramayı bitirip raporu yazdığı ekranda kalıyor baya baya bekledim tık yok.sanırım yinede dosyaları siliyor . bir sorun teşkil eder mi?
0
enter saltman benim
(07.03.09)
e zaten raporu yazdıktan sonra işi biter, yani yaptığı en son iş raporu düzenleyip ekrana getirmek, o kadar.
0
demcan
(07.03.09)
enter saltman: senin durumun beninkisinin aynı. forumlarda "raporu bi bilene gösterin o yardımcı olsun" diyor, ben hala beklemedeyim...

(bkz: #62506)

şoke edici gelişme editi: verdiğim bkz. benim bu sabah sorduğum soruya gitmek yerine beni sözlükten şuraya yönlendiriyor: siktir

8. her anlamda kullandigim bir laf olmasina ragmen ozellikle aklimda super bir entry warken onun kafamdan ucup gitmesi halinde yuksek sesle arka arkaya beynimin duvarlarinda yankilanan laf..
(ssg, 15.11.1999 23:30) #62506

ssg nin iltifatına mı mazhar oldum yoksa bkz fasilitesini yetkin bi biçimde kullanamadığımı mı ima ediyor..
0
kabablanka
(07.03.09)
@kabablanka: duyurulara link vermek için (git: ) kullanılıyor. başına da # koymayacaksınız.
0
demcan
(07.03.09)
(7)

Word belgelerinde toplu değişim

cth
Bir klasör içinde çok tane Word dosyam var. Bu dosyaların hepsinin içindeki bazı bölümleri değiştirmem lazım. Hepsine girip tek tek bul değiştir yapmak saatler alır. Hepsinde topluca değişiklik yapmak mümkün mü?Alternative ending/ diyelim hiçbir şekilde mümkün değil toptan değişiklik yapmak. O zaman
Bir klasör içinde çok tane Word dosyam var. Bu dosyaların hepsinin içindeki bazı bölümleri değiştirmem lazım. Hepsine girip tek tek bul değiştir yapmak saatler alır. Hepsinde topluca değişiklik yapmak mümkün mü?

Alternative ending/ diyelim hiçbir şekilde mümkün değil toptan değişiklik yapmak. O zaman bu dosyaları uç uca ekleyip tek bir Word dosyası haline getirmek mümkün mü son çare olarak?

Edit: Tam anlaşılmadı galiba, yaklaşık 50 tane dosya var farklı, ve bunların hepsinin içindeki "xxxx" metnini "yyyy" metnine çevirmem lazım. Bul/değiştir yapmayı biliyorum ben de. Hepsini tek seferde, topluca değiştirmek istiyorum.
0
cth
(06.03.09)
edit-replace diyoruz. find what kısmına düzeltmek istediğiniz kelimeyi replace with kısmına ise doğrusunu yazıp replace all yapıyoruz.
0
coffee and cigarettes
(06.03.09)
@coffee and cigarettes,
soruyu tam olarak okuyup problemi çözecek bir cevap verdiğine emin misin? Çünkü anlattığın şey derdime derman olmuyor gibi.
0
🌸cth
(06.03.09)
bir dosya için taş çatlasa otuz saniye sürer bu işlem. 50 tane için tek tek yapmaya başlasaydınız bitmişti bence şimdiye.
0
coffee and cigarettes
(06.03.09)
maalesef öyle olmuyor. her dosyada değiştireceğim bir kaç farklı yer var. hepsini kopyala yapıştır her seferinde felan.. olmaz yani o şekil. bana direkt çözüm lazım.
0
🌸cth
(06.03.09)
"bu dosyaları uç uca ekleyip tek bir Word dosyası haline getirmek mümkün" son çare olarak... kopi/peyst yolu ile, akabinde, bul ve değiştir
0
kabablanka
(06.03.09)
Senin derdinin dermani Search and Replace tarzi programlar.

Ben sunu kullaniyorum ve gayet memnunum: www.funduc.com
0
trimpot
(06.03.09)
word dosyalarını birleştirmek için;

insert/object/text from file
0
surprise
(06.03.09)
(7)

Şile Bezi

maxpainn
Tez konusu Şile bezi ve bu konuda çok çok sınırlı kaynak var. Acaba daha fazla bilgiyi nereden bulabilirim? Bu konuyla ilgili araştırma yapan ya da bak şu kişi bilir bi görüş diyebilir misiniz?
Tez konusu Şile bezi ve bu konuda çok çok sınırlı kaynak var. Acaba daha fazla bilgiyi nereden bulabilirim? Bu konuyla ilgili araştırma yapan ya da bak şu kişi bilir bi görüş diyebilir misiniz?
0
maxpainn
(28.02.09)
buldan bezi diye ara bir de.
0
el magico
(28.02.09)
şile belediyesinin şile bezini tanıtmak için düzenlediği festivaller var.

bakmadım ama sayfası şu;
www.sile.bel.tr
0
hia
(28.02.09)
teşekkürler cevaplar için ancak buldan bezi şile bezi gibi ama kalite olarak daha yetersiz bi tür.. şile bld. sitesindeki bilgiler cok yetersiz kalıyor... elinde özel kaynak olan var mıdır? ya da googleda aratınca ilk 20 de cıkmayan bir belge, link vs...
0
🌸maxpainn
(28.02.09)
muhtemelen biliyosundur ama şöyle bir de tez var:

Şile bezi dokuması ve işlemesi

Yapıldığı Yer: Gazi Üniversitesi · Sosyal Bilimler Enstitüsü · · · ·
Konular: El Sanatları ·
Dizin Terimleri: Dokuma sanatı=Textile art · İşleme sanatı=Embroidery · Şile bezi= · İstanbul-Şile=İstanbul-Şile ·
Danışman: Prof.Dr. Mediha Güler

rize bezi de aynı ayar, tarihi önemi ticareti vs için ona da bakmak faydalı olabilir.
0
kabablanka
(01.03.09)
@kabablanka hayır onu bilmiyorum bana link vs bişey verme şansın var mı??? çok umutlandım be.. teşekkür ederim..
0
🌸maxpainn
(01.03.09)
link buldum bunu indirme şansı yok mu ya?
0
🌸maxpainn
(01.03.09)
maalesef yok, 2006 dan sonra yapılan tezler elektronik ortamda tutuluyor ve erişim açık. ancak eski tezlere şu an ulaşım yok, yavas yvas izin alınıyormus.

iyisi mi ankaradan bi öğrenci bulmak. ben izmirdeyim, egenin kütüphanesinden herhangi bir teze ulaşmak isteyen olursa ben de takasa girer yardımcı olmaya çalısırım. iletişmek için [email protected]

kolay gelsin
0
kabablanka
(07.03.09)
(5)

kapalı alanda spor - aktivite önerileri

p shadow
mesela `squash`? özetle kapalı alanda yapılacak ama öyle çok büyük alana ihtiyaç olmayacak sporlar.. yine belli bir alan kaplayabilir tabi mesela neydi o step miydi basamak gibi bir şeyin üstüne çıkıp indikleri? veya dans türü aktiviteler de kabulümüzdür.. işte tahminen maksimum o büyüklüklerde alan
mesela squash? özetle kapalı alanda yapılacak ama öyle çok büyük alana ihtiyaç olmayacak sporlar.. yine belli bir alan kaplayabilir tabi mesela neydi o step miydi basamak gibi bir şeyin üstüne çıkıp indikleri? veya dans türü aktiviteler de kabulümüzdür.. işte tahminen maksimum o büyüklüklerde alan kaplayan spor / aktivitelerden var mı bildiğiniz?

(aranan, mimari proje için fikir önerileridir.. ne kadar çok aktivite / spor dalı / mekan olursa o kadar iyi..)

edit büdüt:
- zihin sporlarına girmeye gerek yok.. ama olsun.. bahsetmek isterseniz sizi kim tutar!

- abartabilirsiniz.. güzel olur..
0
p shadow
(28.02.09)
ilk akla gelenler masa tenisi ve bilardo,
zihin sporları sayılıyosa, satranç, briç, tavla,
abartırsk, duvar tırmanma (climbing wall)
0
kabablanka
(28.02.09)
tırmanış duvarı ortama güzel bi hava katar... ama tirmanmaya gelen serseri dagcilarla bir sekilde basetmeniz gerek..
0
alpinsamuray
(28.02.09)
- dart ( spor klasmanina giren cinsinden olani )
- trambolin ( yuksek tavan varsa )
- uzak dogu sporlari ya da yoga vs icin yer, kose, minder, uygun ortam :s
0
pyro clustic flow
(28.02.09)
surdan bulabilirsin, alan genisligine gore de kendince eleyebilirsin:
en.wikipedia.org:Indoor_sports
0
ermanen
(28.02.09)
bowling.
0
likeinme
(28.02.09)
(3)

bornova küçük parkta kiralık ev aranıyor

kabablanka
eyy bornovalılar..ille de kaloriferli (mümkünse merkezi, değilse kat kaloriferi)(kaçırılmayacak bir ev için bu istekten vaz geçilebilir)2+1 ama genişçe bir 1+1 de olabilir, güneş gören, eli ayağı düzgün, tercihen 650 tl'yi geçmeyecek ev aranıyor."acele etme, ben 1 ay içinde çıkıcam, bu evi kaçırma"
eyy bornovalılar..
ille de kaloriferli (mümkünse merkezi, değilse kat kaloriferi)(kaçırılmayacak bir ev için bu istekten vaz geçilebilir)
2+1 ama genişçe bir 1+1 de olabilir, güneş gören, eli ayağı düzgün,
tercihen 650 tl'yi geçmeyecek ev aranıyor.

"acele etme, ben 1 ay içinde çıkıcam, bu evi kaçırma" diyenler beklenebilir,
ev sahipleri ile mutfağı ve/veya banyoyu bizim yenilememiz gibi şartlarda anlaşma olanağımız vardır.

eve, yeni evli bir çift çıkacak, 3-5 yıl kalmayı planlıyorlar...
hayırlısı olsun...
0
kabablanka
(24.02.09)
aynı ilan benim için de geçerli :)
sözlükten görüşelim.
0
el magico
(24.02.09)
@el magico: sahibinden.com'a bakabilirsiniz.. bir de bornovada gezerken, başınız yukarlarda olsun, "sahibinden kiralık" yazıları ile karşılaşabilirsiniz..
0
🌸kabablanka
(24.02.09)
muraska
(18.03.09)
(7)

msn de çanakkale' yi geçemiyorum!

sokak cocugu
sabahtan beri msn e giremiyorum, çanakkale' yi geçemiyorum. tamam çanakkale geçilmez ama. açılmıyor abicim sorun gider penceresi çıkıyor. istanbul anadolu yakasından bağlanıyorum yayına. sizler de aynı sorun var mı? açıkcası olmasını istiyorum. yoksa ben neden giremiyorum. ayrıcana hotmail ana sayfa
sabahtan beri msn e giremiyorum, çanakkale' yi geçemiyorum. tamam çanakkale geçilmez ama. açılmıyor abicim sorun gider penceresi çıkıyor. istanbul anadolu yakasından bağlanıyorum yayına. sizler de aynı sorun var mı? açıkcası olmasını istiyorum. yoksa ben neden giremiyorum. ayrıcana hotmail ana sayfasına da ulaşılamıyor, mozilla, ie den de denedim açılmıyor. sanırım sorun mikrosofttan mı.
0
sokak cocugu
(20.02.09)
10.44 izmir: msnde de hotmailde de firefox ile asayiş berkemal...
0
kabablanka
(20.02.09)
moda'da da hotmail ile alakalı hiçbir boka erişilemiyor. msn filan da dahil.
0
teritori
(20.02.09)
O kadar yazdılar dinlemediniz tonlarca mail forward etmediğiniz için hotmail paralı oldu işte.






Şaka tabi ciddiye alıp her türlü maili forward etmeye başlamayın.
0
ozdek
(20.02.09)
11:34 izmit normal.

burası da anadolu yakası sayılır bir yerde.
0
selim alai
(20.02.09)
dudullu erısım yok
0
karadenız1111
(20.02.09)
12.04 Üsküdar erişim yok.
0
kirmizi gul demet demet
(20.02.09)
istanbul gaziosmanpaşa' dayım bu saat oldu hala hotmail 2-3 kere refresh edince aciliyor.
0
xenophobe
(20.02.09)
(3)

18 Mart'ta Çanakkale

ikinoktayedi
Atalarımıza vefa borcumuzu ödemek için; arkadaşlarla 18 Mart’ı Çanakkale'de geçirmeyi planlıyoruz. Çanakkale'ye daha önce gelmediğimden dolayı nereye gideceğimizi de bilmiyoruz. Şehitlik nerdedir, hangi müzeye gitmeliyiz, yanımıza ne almalıyız, o tarihlerde kalabalık olur ama bir gece kalmak istesek
Atalarımıza vefa borcumuzu ödemek için; arkadaşlarla 18 Mart’ı Çanakkale'de geçirmeyi planlıyoruz.
Çanakkale'ye daha önce gelmediğimden dolayı nereye gideceğimizi de bilmiyoruz.
Şehitlik nerdedir, hangi müzeye gitmeliyiz, yanımıza ne almalıyız, o tarihlerde kalabalık olur ama bir gece kalmak istesek ucuz yollu nerde kalırız?
“Çanakkale'ye gitmişken görmeden, yapmadan dönmemelisin” dediğiniz neler var?
0
ikinoktayedi
(20.02.09)
slm

18 mart tarihi resmi törenlerin yoğun olarak yapıldığı bir tarih değildir. 25 nisandaki kalabalık yoktur. hele havalar da soğuk gitmişse pek az kişi olacaktır. o yüzden iyi bir tarih..

bu turu arabasız yapma imkanınız yok. benim tavsiyem çanakkalede bir otelde kalmanız. rezervasyona gerek yok. merkezde 3 yıldızlı oteller kişi başı 30-35 tl dir. daha ucuza 2 yıldızlılar da bulunabilir.

asıl ve en önemlisi bir "turist rehberi" eşliğinde gezmeniz. aksi takdirde çok zaman kaybedersiniz. 2-3 gece otel parası verip kendi başınıza gezeceğinize bir gün otelde kalarak rehberle gezerek çok daha fazla şey öğrenebilirsiniz.

yukarıda linki verilen kum otel, yazlık olabilir ve kışın ısınmasında sıkıntı olabilir. ama daha önemlisi sıkılırsınız. çanakkale merkez oldukça hareketlidir. kordonu izmirin kordonunu aratmaz.

kabatepe merkezi tanıtım müzesi en son tadilattaydı, hala açılmamış olabilir. benim mutlak tavsiyem, çanakkale merkezdeki çimenlik kale de deniken, deniz müzesidir< (çanakkaleye ismini veren kaledir. askeriyenin elinde olduğu için oldukça iyi bir müze) kilitbahir kalesi ve hemen yanıbaşındaki namazgah tabyaları geziye baslayacağınız ilk duraklar, seddülbahirde ertuğrul koyu, büyük abide, altşıtepe köyü (öğle yemeği için tel alternatif), conkbayırı, arıburnu-anzak koyu gezilmeden olmaz.

yürüyüş güzergahı olarak, 57. alay şehitliğine çıkarken solunuzda kalan avustralyalılara ait yalnız çam mezarlığından, sahilie yani arıburnu-anzak koyuna iniş en ideal yerdir. ancak kolay bir parkur değildir. ve birisinin arabayı oraya getirmesi gerekecektir.

şehitlik neresi: şehitlik, çanakkale merkezden feribotlarla karşıya (avrupa yakasına) geçtikten sonra ulaşılan gelibolu yarımdasındadır. bizim ve yabancılara ait olmak üzere pek çok anıt ve şehitlik vardır. hepsini gezmek diye bir şey neredeyse imkansız. bu teknik organizasyonları iyisi mi bir rehbere bırakın. günlük 100 tl gibi bir fiyat isteyecektir. kışın bir ihtimal daha ucuza bulabilirsiniz.

yanımıza ne almalıyız: çok rüzgarlı olabilir, dikkat. normal gezi güzergahı dışında kalan savaş alanlarında yürüme ve boş kovan, çivi, matara parçası gibi eşyalar bulabilme şansı yakalamak için, sağlam bir bot.

çanakkale merkez çok küçük ve şirin bir yer. aynalı çarşının ismi var, çok fazla b özeliği yok ama önünde fotoğraf çektiriniz. peynir helvası yiyiniz, sevdiklerinize götürünüz.

brad pittin truva filminde bindiği at, yapımcı firma tarafından çanakkaleye hediye edildi, onun önünde fotoğraf çekilizin. hikayesini gitmeden okuyarak hatırlayınız.

arabanız varsa ve daha önce görmediyseniz asoss-behramkaleye kadar gidiniz. truva antik kenti asosstan daha yakındır ama hayal kırıklığına uğratır sizi.

bu kadar, iyi gezmeler..
0
kabablanka
(20.02.09)
18 mart'ta oteller hep dolu olur. önceden yer ayarlayıp öyle gidin mümkünse.
0
lilidance
(20.02.09)
Eğer savaş alanlarını gezecekseniz Mayıs'ta gidin. Hem hava çok güzel olur hem etraf yemyeşil. Arılara dikkat. Mutlaka hafta içi gidin. Haftasonu bindirilmiş kıtalar basar bölgeyi. Altınızda araba varsa rehberi boşverin. önünüzde bir-iki ay var, bir gezi alanları rehberi kitabı edinin, bir de savaşı anlatan kitap alın okuyun. isim tavsiye etmiyorum, kitapçının rafında söyle bir baksanız size uyan bir tane bulursunuz. çanakkalede geceleyin ki gece sıkılmayın. karşıya kilit bahirden geçersiniz onbeş lira falan araba ücreti.

Ve lütfen eğer atalarımıza vefa borcu ödeyecekseniz restore edilmiş!!! siperlere girip çanakkale savaşlarının temsilen canlandırmayın. çok rahatsız oluyorlar. gerçekten dua etmek istiyorsanız. kilitbahirden alçıtepeye giderken şahindere şehitliğine gidin. orası gerçek bir şehitliğin üzerine yapılmıştır. eskiden orada orman verken etraf baş taşları ile doluydu. biraz uzaklaşarak ararsanız hala bulabilirsiniz. anzak koyunu yol genişleteceğiz diye doldurup 90 yıldır değişmeyen nadir 1.dünya savaşı alanlarından birini değiştirenlere de küfredin.
0
trocero
(20.02.09)
(2)

BURSA-otel- kalacak yer

sebo
sadede gelelim hemen; sizi de yormayayım. şimcik benim kız arkadaşım var bursa'da. ayda 1 kez anca görüşüyoruz. görüşünce de rahat hareket edebileceğimiz bir yer olsun istiyoruz. evlilik cüzdanı istemeyecek, görüntüsü kızı rahatsız etmeyecek iç bunaltmayan uygun mekan bilen varsa sevaba girer hocam.
sadede gelelim hemen; sizi de yormayayım. şimcik benim kız arkadaşım var bursa'da. ayda 1 kez anca görüşüyoruz. görüşünce de rahat hareket edebileceğimiz bir yer olsun istiyoruz. evlilik cüzdanı istemeyecek, görüntüsü kızı rahatsız etmeyecek iç bunaltmayan uygun mekan bilen varsa sevaba girer hocam. teşekkürler..
0
sebo
(20.02.09)
Bursa Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesinin bir uygulama oteli var. tophane semtinde, kişi başı 30-35 tl. merkeze tek dolmuşla ulaşabilirsiniz. öğrencilerin çalıştıkları bir yer, çirkin bakışlara maruz kalmazsınız.

ancak standartı 2 yıldız ayarında buna rağmen merkezdeki 2 yıldızlıların çok daha pahalı ve sıkıntılı olduğnu hatırlatırım.. odaları gördükten sonra karar veriniz...

hayırlı tatiller.
0
kabablanka
(20.02.09)
efehan otel vardı heykelde, biz kalmıştık cumbur cemaat kimse bişey sormamıştı.
0
pinking of you
(20.02.09)
(6)

süper lig 07-08 sezonu

oxibrinth
acaba geçen senenin puan durumunu hafta bazında veren bir site var mıdır? asıl merak ettiğim takımların geçen sene bu haftaki durumları. teşekkürler.
acaba geçen senenin puan durumunu hafta bazında veren bir site var mıdır? asıl merak ettiğim takımların geçen sene bu haftaki durumları. teşekkürler.
0
oxibrinth
(17.02.09)
bu tarz durumlar için en iyi yol, gazete arşivleridir, yok yoktur...
0
kabablanka
(17.02.09)
www.xscores.com

bütün liglerin şu anki ve geçmiş puan durumlarını bulabilirsin.
0
fatenim
(17.02.09)
trt.net'in spor bölünümde bütün aradıklarını bulabilirsin.
maçkolikte de bulabilirsin ayrıca
0
readmymind
(18.02.09)
tam anlamıyla aradığınız şu sanırım;

www.ligtv.com.tr
0
murty
(18.02.09)
www.sahadan.com
0
nick blender
(18.02.09)
TFF nin sitesinde geçen sezonun almanağı dahi var, oraya bak derim
0
frown
(18.02.09)
(11)

Demir attım yalnızlığa!

lovmore
ilk cumlem moderator arkadasim için ;lutfen silmeyiniz sorumu izin verin 1 gun kalsin ,ihtiyacım var çok merak ediyorum gelecek cevaplari,cevremde kimseye paylaşamayacağım şeyler,tesekkurlerya arkadaslar anlayamıyorum yaş 26 oldu şu yaşıma kadar daha hiç kimse benden hoşlanmadı,walla çirkin tipsiz ş
ilk cumlem moderator arkadasim için ;
lutfen silmeyiniz sorumu izin verin 1 gun kalsin ,ihtiyacım var çok merak ediyorum gelecek cevaplari,
cevremde kimseye paylaşamayacağım şeyler,tesekkurler

ya arkadaslar anlayamıyorum yaş 26 oldu şu yaşıma kadar daha hiç kimse benden hoşlanmadı,
walla çirkin tipsiz şişman bodur şapşal gerzek ...vs değildim ve şuanda da değilim.
tamam yakışıklı cool karizmatik olmasam da başarılı ve zeki sayılırım,
fakat biraz utangaç,çok beceriksiz ve şanssızım bu kız olaylarında.
ilk ilkokul birinci sınıfta aşık oldum
ta o zamandan beri kızlara ilgi duyuyorum.
başka da hiç bir ilgilendiğim alışkanlığım yok,bilgisayar ,PS oyun oynamam TV izlemem,vakit kaybi ve zevk de almıyorum.
kahvehane okey sigara kotu arkadaş alkol gece hayatı vb alışkanlıklarım yok.
bu yaşıma kadar surekli bir aşkı,sevip sevileceğim bir sevgili arama bulma ve
okuyup aileme vatana millete dunyaya faydalı bir birey olma çabası amacı içerisindeyim.
çocukken çok utangaçtım ,hoşlandığım kıza bir kelime bile edemedim 5 yıl beraber aynı okulda okuduk
hergece ruyamda gordugum ,100 metre oteden gorunce kalbimin kütküt attığı kıza
gerçek hayatta cesaret edip tek kelime konuşamadan kız uçtu gitti başka diyarlara,
mahallede vardi yine ayni şekilde bir çitf cumle edemedim,fakir varoş muhafazakar insanlarin oturdugu bir yerdi oturdugumuz semt,
o zamanlar şimdi ki gibi değildi tabi 15 yıloncesi anlattığım nasıl desem kız erkek ilişkileri bu kadar rahat değildi.

lisede yatılı okulda okudum azıcık da olsa açılabildim kızlara karşı fakat çok az kız vardı lisede,sınıfta yoktu mesela.
universitede daha rahattım en azından konusabiliyordum
yine çok az kız vardı fakultede ve evet sınıfta yine yoktu bir tanecik bilem kız,
ve yetim oldugum için ,o zamanda çok parasız pulsuzdum sefil giyiniyordum,
cafede kantinde oturup çay içip piyasa yapacak kadar bile yoktu, kendime hiç bakmıyordum,
çok zevksiz giyiniyordum, jöle parfum almak çok lükstü.
bir kot bir kadife pantolon 3 kazakla kışı ,5 tshirt ilede yazı geciriyormuşum ,
fotolara bakınca şimdi hakveriyorum niye hiç bir kız unideyken benimle ilgilenmemiş.
neyse şuan da çok iyi bir işim var şükür askerlik de tamam.

çok dertliyim bu konuda henuz daha hiç bir karşı cins ile opusmedim elele tutusmadım bile,bırakın aynı yatağı paylaşmayı.
burada ve tiraf.com da sevgililer gunu hakkında ve korunma gebelik ilişki ...vs hakkındaki
yazıları okuyunca çok garip duygular içerisine giriyorum.
ben başka gezegende mi yaşıyorum diye soruyorum kendi kendime.

hiç kimseyle çıkamadım bu nasıl mumkun oluyor ,olmuyor birturlu,kafam basmıyor etrafım,internet sevgi poturcukleri dolu.
ne kadar guzel bir şey olsa gerek bir kız tarafından aşkım diye hitap edilmek,ne biliyim sarılmak bir kıza tatmadığım duygular,
bu kızlar nasıl hoşlanıyorlar kime neden aşık oluyorlar?bana niye aşık olmuyorlar veya en azından ilgi duymuyorlar.
...geçenlerde bir dergide okuduğuma göre...Turkiyede 5 milyona yakın...bekâr kadın yaşamaktaymış.
Neredeler peki?kaç senedir,ben yalnızım.
Söylemek istemiyorum,ama artık bıktım usandım.
tek başıma aylak aylak geziyorum...televizyondaki saçma sapan programları izliyorum.
Böyle hayat mı olur!
kutup ayısını bile kıskanıyorum onun bile bahtsız bedevisi var benim kimsem olmadı ve
ciddi ciddi endişe duymaya başladım ben bu işten.
yani tek başıma bu dunyadan gocup gideceğim gibime geliyor.
3 yılı geçkindir facebooka uyeyim çok istikrarlıyım değiştiremedim relationship statusumu birturlu
arkadaslarımın bir ilişkisi yok tan nişanlılığa oradan evliliğe geçtiği haberlerini
takip etmek sevindirici olduğu gibi aynı zamanda çok moral bozucu.
fırlamanın ipsiz sapsız tipsiz serseri adamlar var çevremde hepsinin var bir seveni.

nerelerde yaşıyorlar bu ucuncu sayfaya konu olan kızlar,
itiraf.com da okudugum eşini aldatan kadınlar.
(yanlış anlaşılmasın boyle bir şey istemem zaten sadece çok garibime gidiyor aklım almıyor)
evlendikten sonra mı aldatıyorlar kimden hoşlansam,
kibarca yaklaşsam,muhabbet açmaya başlasam, posta koyuyor dolaylı dolaysız bana benim sevgilim var vs... diyor
tamam ama sevgilisi olmayan bile posta koyuyor,hayır çok tipsiz de değilim,
kafayı çiziyorum zaten yolda gorunce çirkin erkek guzel kız ikilisini.
kız kaçıran gibiyim kime yaklaşsam sonu husran,
kendime guvenimi kaybettim hiçbir kıza yanaşamıyorum,korkuyorum yine terslenmekten.
internette TV de haberlerde okudugumuz 17 yaşındaki kız 35 yaşındaki evli adama kaçtı,
çevremdeki arkadaslarimin anlattiği yok şu aynı anda 3 kızı idare ediyorum ,,
evli ama gözü hala dışarıda olan kocalar bekarım diyerek kız peşinde koşan adamlar,
yok internetten tanıştım geldi ben de 1 hafta kaldı dondu evine vs..gibi binlerce hikayeler gerçek mi,
gerçekse benim niye başıma hiç gelmedi.
esra erol programına katılmayı dusunmeye basladim.

durumumun ne kadar vahim oldugunu anlatmak için yazıyorum bunları ve daha fazla anlatmayayım ,anlatsam roman olur zaten.
nedir benim bu turk erkeklerinden ve turk kızlarından çektiğim ,internetten sevgili bulanlar şehir efsanesi mi?
msn den konustuggum ta sibiryadaki rusyadaki taylanddaki kızın bile benim sevgilim var turkiyede demesi
ve bana rastlaması ayrı bir bahtsızlık.
sizden istediğim yanlışlarım neler ve ne yapmam lazım nerelere takılmam lazım yani internetten olmuyor tam 3 senedir uğraşıyorum,
o kadar guzel sozler soyluyorum ama kimse ilgilenmiyor.
saolsun abaza yurdum insanı yuzunden bana sıra gelmiyor.salsa ya gittim yok oyle denildigi gibi erkek sıkıntısı 1 kıza 3 erkek düşüyordu,
hadi partnerleri alın dedi hoca herkes atik tabi ben boşta kaldım iyice moralim bozuldu caktirmadan WC ye gider gibi yapıp kaçtım o ortamdan.
ingilizce kursuna gittim 5 kişilik erkek kursiyer ve erkek hoca vardı benim seviyem için açılan kurda.
bana kızlarla tanışmama vesile olacak bir olay kurs ortam vb tavsiye edin.
ve de mumkunse turk erkeğinin ve turk kızının en az olduğu bir ulke adı soylermisiniz temelli oraya tasınmayı dusunuyorum olmadı.

PS: şuanki ruh halimi psikolojimi yazıya tam dokemememiş olabilirim,ama bilin ki iyi niyetle yazılmış şeyler,
vereceğiniz olumlu olumsuz butun cevaplar bana yol gosterecektir okuyan cevap yazan herkese şimdiden çok teşekkurler.
0
lovmore
(15.02.09)
bu tip şeyler planlı programlı şeyler değil. şu an sözlü olduğum ve evleneceğim insanla 6 yıl önce tesadüf olarak icq vasıtasıyla tanıştım, o ana kadar varlığından haberdar değildim. üstelik uzunca bir süre ilişki yaşamama kararı verdiğim anda şekillendi her şey. yani hayatın insana ne an ne getireceğini bilemiyorsunuz. o yüzden ingilizce kursunda metrekareye 3 hatun düşüyor, yemek kursunda sarışınlar var, hayvansever derneklerinde genelde balık eti aybalalar mevcut gibi kriterlere girmeyin. belki de salsa kursu çıkışında otobüs durağında olan birisi ile ilişkiniz olabilir.

dert tasa etmeyin demiyorum, neticede 26 yaşına kadar bir insanın ilişkisi olmaması kötü tabiki. ancak bunu bir takım planlı hareketler sonucu başarısız olduğunuz eklenen hayal kırıklığı ile katmerlemeyin. ha ne yapılabilir?

etrafınızda mutlaka bir kız arkadaşınız vardır, kanka vaziyette veya çok samimi olduğunuz. bu konuda kız milleti çok becerikli. benim hatun misal olarak esra ceyhan' dan beter. milleti evertip evertip duruyor. arkadaşınıza açılın, böyle bir sıkıntınız olduğunu bilsin. mutlaka bulur size birilerini.
0
galahad
(15.02.09)
biraz asosyal tip izlenimi edindim. öyle direkt teklif ile arkadaş sevgili olma çok nadir durumlarda olur, çok yakışıklı ya da çok güzel olma durumlarında, genelde bir ortamda ne kadar zeki esprili, ne bileyim etrafınla ne kadar çok pozitif enerji alışverişi olursa kızların o kadar dikkatini çekersin. bu da herhangi bir sosyal faaliyette olur.

yaşın için endişelenme, okulu askerliği bitirip güzel bir işe başlama için müsait bir yaş bu yaşın.

tekrar ediyorum görücü usulü ya da eş dost tavsiyesi ile olmayan bütün ilişkiler sosyal ortamlarda oluyor. o yüzden insanlarla çok vakit geçirmeye çalış. ortamda kız olması şart değil, erkek arkadaşının sevgilisin arkadaşı bile bi şekilde haberdar edilebilir senden. biraz kültür edin, biraz dikkat çekici olaylara eğil, senin bulunmadığın mekanlarda dahi senden bahsedilebilir.
0
efruz
(15.02.09)
mevzu henüz geyiğe dönmeden bi kaç deneyim ve bilgimi paylaşmak isterim arkadaşım;

bende 26 yaşında bir erkekim, uzun yıllar belkide 22 yaşına kadar doğru düzgün bir kızla çıkmadım yani evet kız arkadaşım oldu ama öyle efendim 1-2 mekana gidip gelmekten başka bir olayım olmadı, bırak böyle bir öpmeyi filan el ele tutuşmadık bile desem yeridir ve ciddi anlamda bir elin parmaklarını asla geçmez. bilgisayarcı olmamdan dolayı internetten kız kaldırma olayıda çok oldu hatta ve hatta evli 35 yaşında bir kadınlada görüştüm mektuplaştık filan zamanında ama oda benim istediğim değildi. sonra sabretmeyi ve kendimle mutlu olmayı becermeye başladım hiç bu kız olaylarını kafama takmadım hayatımda biri olsun diye düşünmedim aksine arkadaş ortamlarında kendimle mutlu bir şekilde harika zamanlar geçirmeye başladım yaklaşık 1 sene boyunca böyle oldu bu durum yaş 23 oldu, sonra birgün daha önceden tanışık olduğumuz ama merhabalaşmadan öteye gitmediğimiz bir kız karşıma çıktı ve bana aşık olduğunu söyledi ve o itirafın üstünden 3 sene geçti, hergün aşık olduğunu tekrarlayarak hayatımın tek sahibi ve evleneceğim insan oldu. çok mutlu ve evliliğe doğru giden bir beraberliğimiz var, uzun yıllar yaşayamadığım herşeyi her duyguyu onunla yaşıyorum şimdi. bende senin gibi yakışıklı olmayan ama sıfatsız bir insan değilim, extra özelliklerim yok misal osurmayla ateş yakamıyorum. sen türkiye'de tek değilsin hatta şu koca dünyada tek değilsin, senin gibi milyonlarca erkek var. yıllarca bir kızla çıkmayı bırak iki cümle kuramamış adamlar evlenip aile kurabiliyor. sadece sabret doğru zamanda doğru yerde olursan karşına aradığın insan çıkacaktır. öyle yeni yetme kız bozuntusu abuk subuk kişilerlede sırf birileriyle çıkmak adına birlikte olma zamanını ve enerjini boşa harcamış olursun. yani nokta atışı yap hayatında biri olsun ve o hayat boyu yanında olması gereken kişi olsun. bak senin açtığın bu başlığa aynı durumda olan birçok kişi cevap yazmicak, çünki erkekler arasında 18 yaşı dolduğunda genel evde milli olmamış adama top gözüyle bakarlar, sende bilirsin erkeklerin muhhabetinde şu kızı şöyle götürdüm böyle anuna koydum gibisinden muhhabetler çok olur. bir çok arkadaşım var her gece ayrı bir kızla evli barklı kadınlarla bilikte olan ama hayatlarında onları anlayabilecek ve içine düştükleri yalnızlık duygusundan çıkarabilecek bir kız yok.

naçizane tavsiyem bu duruma kafanı çok fazla yorma kendi kişisel gelişimine daha fazla önem ver ve kendinle mutlu olmayı öğren ki sonradan hayatına girecek kişiyide mutlu edebilmesini öğrenmiş ol. ayrıca günlük hayatta silik ve ezik biri gibi görünme sırf bu konu yüzünden, çünki genelde kadınlar güçlü ve kendinden emin aynı zamanda babalarına benzeyen erkeklerden hoşlanırlar. sen sırf bu yaşına kadar bir kızla çıkmadın diye silik görünürsen kadınlar sana çok fazla yaklaşmazlar.

umarım bir yardımım dokunmuştur.
0
snow bros
(15.02.09)
yazını okumaya başladığımda acaba kafaya mı alıyor bizi diye düşünmedim değil aslında ama bu kadar uzun bir yazı yazdığına göre demek ki gerçekten çok dertlisin. "şuanki ruh halimi psikolojimi yazıya tam dokemememiş olabilirim" demişsin ama paragraflarca yazman bile ruh halini ortaya koyuyor güzelce. kendi adıma, ben de dertli olduğum konularda uzuuun uzun yazıyorum ve sonra kendime şaşıyorum bunca şeyi nerden bulup yazdım diye.

neyse... senin konun hakkında şahsi yorumumu yapayım. sakın beni yanlış anlama! sana herhangi bir yafta yapıştırmaya falan çalışmıyorum ama bence işe psikolojik yardım alarak başlamalısın. evet, çok klasik bir tavsiye oldu biliyorum ama yazdıklarından da anlaşılıyor ki kendine güvenini tamamen kaybetmişsin. önce kendine güvenini sağlaman gerek. bu ruh haliyle karşına fırsatlar çıksa bile sağlıklı bir şekilde değerlendiremezsin zaten. kendin de söylemişsin artık kızlara yanaşmaya cesaret edemediğini. eskiden param yoktu ama şimdi çok iyi bir işim var demişsin. öyleyse psikolojik yardım almak için mali açıdan da bir engelin olmayacaktır. insanlar hala önyargıyla yaklaşıyor bu terapi olaylarına. kişi, kendi kabullense de acaba çevresindekiler hakkında ne düşünür diye tereddüt edip bir psikoloğa gitmekten çekinirler. ama bence senin şu anki ruh halin (yazdıklarını okuyunca berbat durumda olduğu anlaşılıyor) "elalem ne der"lere takılacak durumu aşmış çoktan. önce kendinle olan sorunlarını halletmelisin ki asıl sorununa dönebilesin.

çok klişe bir tavsiye oldu ama 10 kişiye sorsan bence 8'i sana psikolojik yardım alman konusunda tavsiyede bulunur.
yalnızlık çok zordur bilirim. seni çok iyi anlayabiliyorum. umarım sorunlarını halledersin.
0
daysleeper
(15.02.09)
kötü bir şey değil ki şu yaşına kadar birileriyle birlikte olmamış olman. önemli olan senin kendini nasıl hissettiğin. kaldı ki, bence vatana millete dünyaya yararlı bir birey olmak yönelimli hedefin daha anlamlıdır, bir iki kızla birlikte olmaktan.
ancak çok endişe edilecek bir durumda değilsin. kadın erkek ilişkisinden beklentin ne tabi bunu sorgulamak lazım. yani sikerim olayım budur polemiğe girmem gibi düşünüyorsan, zaten bu sağlıklı bir ilişki arayışında olduğun anlamını taşımaz (verdiğin birkaç örnekten anladığım bu).
birilerinin bir şeyler yapmış olması seni rahatsız etmemeli bence. önemli olan senin yaşam karşısındaki duruşun nedir? sen kendine nasıl bir rol biçiyorsun? buna bak derim ben.
ha evleneyim artık yaş oldu diyorsan, bu sefer sana söyleyeceğim şey şu olur: annene danış, o yoksa kız kardeş abla felan. eş dost akraba sana en uygun düşecek insanı bulacaklardır. bu kötü bir şey de değpildir üstelik. kadın erkek ilişkisinde rumuz mutluluksa, önemli olan onu sana sağlayacak olanı nasıl elde ettiğin değildir. şu halde bence biraz da bu alanlara yönel. biraz geleneksel bulabilirsin, ama dediğim gibi kimin sana ne sağlayacağı bilinemez.
kasma ayrıca bu kadar. bu sefer de lan bende bir bok mu var da kimse bana yanaşmıyor? düşüncelerine paranoyalara kapılabilirsin. onun sonu daha kötü olur. rahat ol, zamanı geldiğinde şu veya bu şekilde nasibin neyse o seni bulur!
0
fempusay
(15.02.09)
Author'la konuşun, o sizi kanatları altına alsın. Tabi ta kendisi değilseniz.
0
endless dream
(15.02.09)
yazıyı okurken duygulandım. herşeyi açık seçik anlatmışsın. istediğini açık seçik belirtmişsin. bunları söylemek birçok insana o kadar zor gelir ki, söyleyemez. bu yüzden tebrik ederim seni.

yukarda da belirttikleri gibi bu işler öyle hadi tanıştık çıkalım mantığıyla olmuyor abicim. örneğin herhangi bir kızla tanışsan büyük ihtimalle onu potansiyel kız arkadaşı/sevgili olarak göreceksin ve kız senden ilk etapta soğuyacak. erkeklerle nasıl arkadaş oluyorsan kızlarla da öyle ol. sanki onlar senin için farklıymış gibi davranma. çok seri bişekilde soru sorma hatta hiç sorma. bak göreceksin onlar sana soracak. biraz sabır biraz gizem katsan olaya nasılda aranan insan olacaksın. ilk başta ilgilenme yani tanıştığın biriyle çok ilgiliymiş gibi davranma. mesela bir olumsuzluğun var (atıyorum ayakkabın yırtık) bunu ondan utanarak sıkılarak gizleme. direk söyle. bak gülcihan ayakkabım yırtık görüyormusun. sende yeni yeni ayakkabılar giy. hiç düşünme bizi. gibilerinden. bu onun çok hoşuna gidecek. bu verdiğim sadece saçma sapan bir örnekti. bu herşey için geçerli. kızlarla kanki olmayı malesef beceremiyoruz. yapamıyoruz. direk sevgilimiz olsun istiyoruz. hemen çıkalım öpüşelim sevişelim istiyoruz. ama önce arkadaş olsak şakalaşsak yeri geldiğinde önemsemesek yeri geldiğinde ciddi ciddi tartışsak bak nasılda kendileri gelecek. kendileri arıyacak. kkendileri isteyecek.

tanışma olanakları hakkında bi fikrim olamıyacak malesef. ben daha çok tanıştıktan sonra izleyeceğin yolları söyledim.
0
guess
(15.02.09)
çok teşekkurler gerçekten çok guzel tespitlerde yorumlarda tavsiyelerde bulundunuz.ekşi duyuruyu bu yuzden çok seviyorum,biraz olsun içim ferahladı ,çok ümitsiz değilim aslında dün 14 şubat dolayısıyla duygu yogunluğu diyelim :)
0
🌸lovmore
(15.02.09)
slm
öneri maddelerimiz aşağıdadır:

1. hergün tanımadığın en az 10 kişiyle, bahaneler yaratarak sohbet etmek,

2. ilk başta iyi kötü demeden herhangi bir arkadaş grubu edinmek (erkek arkadaş bulamayana kız arkadaş hiiç yok) ,

3. evet, kız arkadaş aramayı bırakmak, iyi yemek yapmaya başlamak,

4. kendine güvenme konusunda eksikleri saptamak ve çözüm yolları bulmak,

5. asla ve kat'a ezik ve silik bir tip olmamak,

6. hiç tv izlememek, başkalarıyla (mesela iş arkadaşları) sohbet etmeyi engelliyor mu diye düşünmek,

7. bayan iş arkadaşların da içinde olduğu partiler ya da öğle yemekleri vs ayarlamak, varsa katılmak,

8. evrenin yasalarının istedeğimize göre çalışmadığını unutmayarak, "ille de şimdi olsun" düşüncesinden vaz geçmek,

9. üniversitelerin gerçek amaçlarından birinin, kişilere eş bulma fırsatı tanıdığını unutmamak,

10. aranan "özel" kadınların sayısının pek az olduğunu unutmadan "aramaya inanmak".

bir yastıkta kocamanız dileğiyle...
0
kabablanka
(15.02.09)
Amaca yonelik davranmalisin;
1-Amac ureme disi coitus ise: aksamlari baykus olacan
2-Amac ureme amacli ise: carsi pazar dolasacan. Arkadas gruplarina katilacan, ve elegini duvara asacan. Insanlara farkli gozle bakmayi ogrenmelisin. Cok guzel bir kadinin yatakta put gibi kalabilme ihtimali ile normal bir ablanin azgin bir kediye donusmesi arasinda tercih yapabilecegini hic unutma. Cocuklarina iyi bakabilecek bir kadin bul ve ailesini tanimadan kesin bir iliskiye -uzun vadeli- girme...
Bu nasihatlari cok genc ogrenmek var -deneye yanila cok sancili oluyor soyliyim- veya paramedic abini dinlemek var adamim.

en onemlisi, let it flow kiddo, her sey zamanla en iyisine varir be kardesim. sabir etmelisin.. dediklerimi unutma, fazla dusunme.
0
paramedic
(15.02.09)
bende yalnızım!çok ortama gitmeye çalıştım.aynı senin gibi kurslar aktiviteler falan..ama sewgili bulmayı geç sıkı muhabbet edebilecek birileri bile bulamadım.kalıcı arkadaşlık istedim hep ama olmuo bi türlü.herkes kendi derdinde.senin itiraf.com gibi oldu ama:D yalnız değilsin.ben varım:)
0
esintube
(27.08.09)
(5)

Seyahat turları

joehigashi
Diyorum ki acaba bu yaz kendi adıma bir değişiklik yapıpta bir arkadaşla beraber şöyle türkiye'nin gezilebilecek güzel yerlerine mi gitsem diyorum. Mesela karadeniz turu safranbolu falan bana oldukça cazip geldi. ancak şunu merak ettim acaba bu tarz turlar vasıtasıyla burayı gezmek iki genç için sık
Diyorum ki acaba bu yaz kendi adıma bir değişiklik yapıpta bir arkadaşla beraber şöyle türkiye'nin gezilebilecek güzel yerlerine mi gitsem diyorum. Mesela karadeniz turu safranbolu falan bana oldukça cazip geldi. ancak şunu merak ettim acaba bu tarz turlar vasıtasıyla burayı gezmek iki genç için sıkıcı olur mu ? Hani nasıl diyim bu tarz turlar acaba daha çok belli bir yaş gurubunun üstündeki kitleye mi hitap ediyor ? Yani 25 yaşındaki iki kişi için acaba kendi imkanlarıyla ya da otogardan kastamonu otobüsüne binip safranbolu'ya gitmek daha mı iyi olur acep ?
0
joehigashi
(12.02.09)
kesinlikle turlarla birlikte gitmeni tavsiye ederim çünkü kendi başına otobüsle ya da özel aracınla gittiğin zaman çok az yer gezebiliyorsun. en başta zaten o gezeceğin yerler hakkında çok fazla bilgin yok ve ne nerdedir her şeyi bilemezsin. rehberler biliyor ama ;)
ayrıca otobüsle, hele de karadeniz turu imkansız olur bence.
özel aracınla bile gitsen yine de çok fazla yer göremeden dönmek zorunda kalıyorsun. mesela geçen yaz özel araçla gittik karadeniz'e ve safranbolu'ya. 7 günlük bir geziydi ama o kadar az yer görebildik ki... içimde kalan ne kadar çok yer var göremediğim. ama kuzenim bir seyahat şirketiyle 8 günlük karadeniz turu yaptı 1000 lira ödeyip, safranbolu'dan bir başlamışlar taaaa artvin ve hatta erzurum'a kadar birsürü yer gezip görmüşler. fotoğraflarına bakarken nasıl imrendim anlatamam. bizse sadece safranbolu, uzungöl, ayder yaylası ve sumela manastırı'nı görebildik.

ayrıca gençler de turlara katılıyor sadece ortayaş insanı değil ki :)

yine de macera olsun, atlayalım otobüse ve kendimiz keşfe çıkalım diyorsan o da farklı bir fikir tabi. ama her yeri geip görebilmek için daha fazla zaman harcamış olursun.

bu arada turlara katılan, özellikle de karadeniz turuna katılan herkese fena halde özendiğim gibi sana ve arkadaşına da özendim şimdi bak :)

ahhh karadeniz!..
0
daysleeper
(12.02.09)
daysleeper'in dediği karadeniz turuna bir tur vasıtası ile katıldım bende..kesinlikle adam akıllı bir firma ile içerisinde yayla konaklaması olan bir tur seçin derim..Aklınıza takılan birşey olursa karadeniz ve katıldığım tur ile ilgili yardım etmeye çalışırım :)..
0
oligomer
(12.02.09)
dersine çok çalışır ve iyi bir rota belirlersen, kendi arabanla da gayet güzel gezebilirsin. ancak yolculuk planının elbet bir noktada aksayacağını düşünürsek, turla gitmen daha rahat olur.

turların sorunu, sadece çok bilinen ve kolay ulaşılabilen yerlere uğramaları. mesela otobüsle gidilen kastamonu turunda, insanlara gideros koyuna indireceklerini, kendine ait sahili olan balık lokantalarında yüzme & balık yeme imkanı sunacaklarını pek sanmıyorum. halbuse burası türkiyede gördüğüm en şahane mekandır. böyle yerlere ancak arabayla gidersiniz.
0
makineci
(12.02.09)
(bkz: buklamania)
0
aklimdan zorum var
(12.02.09)
ne kadar ders çalışırsanız çalışın, ilkin bir acente ile gitmeyince yeterince keyif alamayacaksınız. zaten karadeniz öyle bi güzel yer ki, bi kere tadını alınca, yine gitmek isteyeceksiniz. kendi programınızı yapma fırsatı da ikinci gidişten itibaren olacak.

bu tarz turlar herkese hitab ediyor ama tercih edenler genelde, belli bir yaş grubunun üstündekilerdir.

sadece safranboluya gidecekseniz, evet, kendi başınıza gidebilrisiniz. ancak niyetiniz daha kapsamlı bir karadeniz turu ise mayıs-haziran ayını beklemeniz gerekecek.

bonus hangi yaylalarda kalınmadan dönülmemeli:

akçaabat: kayabaşı yaylası, tartışmasız en güzel yayle ve tesis.
zigana: zigana yayla tatil köyü (zitaş), netteki fotoğraflarının bazıları eski. yenisi şu adreste bulunabilir: www.zenofontours.com

sürmene: zarha mountain resort, denizden sadece 600 m. yükseklikte ama süper bir manzara ve dileyenlere yüzme havuzu imkanı.

çamlıhemşin: ayder, yazın öz. temmuz ve ağustosta çok kalabalık, mutlaka ama mutlaka ayder haşimoğlu otelde kalınmalı.

uzungöl: şimdiye kadar saydıklarımız içinde en şanssız olanı, buraya erken varıp minibüslerle buranın üstündeki gerçek yaylalara mutlaka gitmeli.

bunların dışında ikizdere-genesis yayla kent, akçaabat: hıdırnebi ve giresun: kümbet yaylası gibi seçeneler de var ancak, bunlar olmasa da olur...
0
kabablanka
(12.02.09)
(15)

menfaatçi arkadaş

abtash
şöyle bir sorunum var.lise'deyken en yakın olmasa da samimi bir arkadaş vardı, kafası iyi çalışırdı sağolsun sınavlarda kopya falan da verirdi, birlikte takılırdık grup halinde işte, ben kola onlar her türlü içki falan sabah ettiğimiz çok oldu birlikte. birbirimizin evinde kaldık, birlikte güneye ta
şöyle bir sorunum var.
lise'deyken en yakın olmasa da samimi bir arkadaş vardı, kafası iyi çalışırdı sağolsun sınavlarda kopya falan da verirdi, birlikte takılırdık grup halinde işte, ben kola onlar her türlü içki falan sabah ettiğimiz çok oldu birlikte. birbirimizin evinde kaldık, birlikte güneye tatile gittik falan.(aşık olmadım şimdi konu yanlış yerlere gidiyo)

neyse lise bitti biz ara ara tekrar buluştuk falan işte. ama böyle çok samimi değil artık, 2-3 kişilik buluşmalarda buluşuyoruz sadece. daha yakın arkadaşlarımla buluşurken buluşuyoruz işte. ancak buluşunca gayet samimiyiz, bi soğukluk yok.

(sadete geliyorum iyice roman oldu)
msn'de nerdeyse hiç görüşmüyoruz bu arkadaşla. bu sene (hazırlık +3 yani lise biteli 4 yıl oldu) 3. sınıfa geçti bilgisayar okuyor arkadaş, ara projede yardımcı olabilir misin falan dedi eylül gibi tamam dedim ben de. bir süre hazırlık yaptık falan sonra ortadan kayboldu, böyle birkaç hafta ses seda gelmiyor birden işi düşüyor ve msn'den telden nbr şöyle şöyle falan giriyor konuya, sevdiğim için gereğinden fazla vakit ayırıp elimden geleni yapıyorum. ancak bu adam beni 4 yıldır bir kere bile nasılsın diye aramadı,(buluşmaları saymıyorum onlar organize işler oluyor) zoruma gidiyor kendimi enayi gibi hissediyorum. durumum nedir? çocuk da iyi biri ama sırf bu durumlarda araması sinmiyor işte içime. düşündüm kendi kendime sadece isi dusenlerin aradigi insan kategorisinde de değilim eski olsun yeni olsun normal görüşüyoruz işte arkadaşlarla.

bu arkadaş bana yanlış mı yapıyor, ben mi evhamlanıyorum?
0
abtash
(10.02.09)
arkadaş sana yanlış yapıyo. hikaye bana tanıdık..
0
hia
(10.02.09)
yanlış yapıyor aslında ama hepimizin ara ara bazı şeylere ihtiyacı oluyor ve haliyle aklımıza önce eski arkadaşlar geliyor o konuda yardımcı olabilecek. yani bunu hep yapıyor olsaydı arkadaşlık felan kesilir hallolurdu ama ilk defa işi düştüğüne göre bundan sonraki davranışlarını incelemek lazım. bir dahaki sefere kadar tekrar aramazsa menfaatçi biri olduğu, eğer bu konudaki yardımlarınızdan da faydalanarak değerinizi yeniden anlarsa fena biri olmadığı anlaşılır gibi geldi bana.
dediğim gibi biraz tepki koymadan önce zamana bırakıp iyi niyetli düşünmek gerekir.


edit:
öyle yazmışım ki menfaatçilerden gibi gözükmüşüm. aslında ben genelde yardım istenenlerdenimdir ama hep iyi niyetli düşünmeye çalışırım yoksa kafayı yerim :)
0
prodeq
(10.02.09)
direk meseleye gelmesi bence cok daha durustce. sen yardim eder ya da etmezsin ama bana gore adami esas enayi yerine koyma durumu, konuya naber abi nasilsin, neler yaptin diye girilen durumlardir.
0
nochristrequiress
(10.02.09)
@nochristrequiress

zaten bi giriş yapıyor, naber nasılsın falan, aha diyorum bu sefer slm verecek sadece, sonradan konuya geliyor işte. o koyuyor. adam her ç.içi olduğunda tedirdin olmaya başladım.
0
🌸abtash
(10.02.09)
selam naber yazdığın da cevap verme bi kerelik ama uzun süre. ne yapcağını gör. eğer hala derdini anlatmadıysa kısa cevaplar ver işim var de. bir kerelik savsakla onu. ne yapacağını görmek adına
0
hia
(10.02.09)
benim de var böyle bir arkadaşım. msnde bana laf attığı an anlıyorum ki kesin ya derslerle ya ödevlerle ilgili bir şeyler soracak. bir de konuşmaya "canım nasılsın?" diye başlamıyor mu... huyunu çaktığım için artık selam verince "sor bakalım" "evet, ne takıldı kafana?" falan diyorum artık. cevabına eriştiği zaman da iki üç cümle daha yazıp kayboluyor ortadan. en iyisi böylelerine fazla yüz vermemek çünkü tepene çıkmakta üstlerine olmuyor eğer yüz verir ve her istediğini yaparsan.

bir gün de sen ondan bir şey iste bakalım ne yapacak? :)
0
daysleeper
(10.02.09)
sen de ondan bişey yapmasını iste. büyük bişey olsun. bak bakalım tepkisi nasıl olacak...
0
kabablanka
(10.02.09)
ben senin yerinde olsam bi dahaki isteğinde direkt olarak "olm bi kerede işin olmayınca ara dişimi kırıcam lan" derim. eğer kasten böyle davranıyosa ehe mehe yapıp aynı tavrı göstermeye devam eder ve ben de direk mallar sürüsüne eklerim arkadaşı, ama arkadaş farkında olmadan böyle bir tutum içine girdiyse, hanzoluğunu farkeder ve tavrını değiştirirse samimiyeti çıkar ortaya ve arkadaşlığa devam ederim.
0
hevipeyra
(10.02.09)
adam besbelli kullanıyor. sinir oldum bak şimdi. kullandırmayın kendinizi, efendim. normalde bir selamı esirgeyen adama yardım etmeyin.ısrarla başınızdan savınız. yazdığında esc tuşuna basın. arayınca telefonun sesini kapatın. öyle adama böyle muamele.
0
girl in a coma
(11.02.09)
sen de ayni sekilde yardim iste, ayni ictenlikle yardim ediyorsa tamamdir, bir de arkadaslarin dedigi gibi yardim etme bi kere de nasil davranacak sonra, yani deneme yanilma yollariyla olculur durum, iyi sanslar. ha oyleyse de dunyanin sonu degil, cogu insan yapiyor bunu zaten.
0
ermanen
(11.02.09)
bence şöyle düşün; bu kişi msn'e milletle muhabbet etmek yerine "yazan-eden, soru soran olursa cevaplayayım, beklediğim kişiler de netteyse bi kaç sorunum var çözebilecekleri onları konuşayım tarzında giriyorsa" ve de aynı şekilde telefonu da bu amaç için kullanıyorsa --- (çünkü benim de düşünce tarzım bu, oturup insanlarla msnden millete naber nasılsın falan diye muhabbet açmayı pek sevmem, yazanı cevaplarım, aynı şekilde telefon konuşmalarımı da kısa keserim.) --- yani seni kullanmasından değildir, genel yaşam anlaşıyı böyledir. asıl önemli olan seninle beraber olduğunda nasıl davrandığı. ha her yan yana geldiğinizde de arada bişeyler isteyip duruyorsa onun amacı bellidir, ama dediğim gibi eğer arkadaş ortamlarında gayet normal davranıyorsa yoktur bişey. takma bu kadar.
0
3 atli 7 katli
(11.02.09)
yazılanların hepsini okudum ve sana laflar hazırladım :P
şaka maka, tavsiyelerden uyguladığın olursa sonuçlarını yazarsan çok makbule geçer.
benim tavsiyem kendisine sor. açıkça söyle, sonra aynı şekilde hissediyorsan yol ver gitsin. ne gerek var uğraşmaya, 6 milyar insanız şuracıkta, seç beğen al.
0
electropie
(11.02.09)
yanlış anlama abtash sadece sunu soracağım. anlattığına göre senin burada selam veren taraf olman gerekiyor. daha önce kaç kere selam verdin bu arkadaşa da sallamadı önce onu bir bilmek lazım. zira insanlar içerisinde 2 kategori var bu çeşit muhabbetlerde. 1 selam verenler 2 selam alanlar. ben kendimi her zaman selam veren kategorisinde görmüşümdür. vefa benim için önemlidir hani arkadaşlarımın arada onları düşündüğümü bilmesini isterim. diğer insanlar ise genellikle arkadaşlarını düşünmekten ziyade hayatlarına konsantre olurlar ama bu da onların arkadaşlarını düşünmüyorlar anlamına gelmez. anlatmadığım bir 3. kategori daha var ama onlardan tiksindiğim için buraya yazma gereği duymadım zira ne arar ne sorar işi düşünce arar. şimdi bunları da düşünmek lazım. eski arkadaşlıklar hatrına gelip yardım istemiş olabilir. o adamın yerinde sen de olabilirdin sonuçta. kızdırmak amacıyla sormuyorum sadece meraktan sizin hiç görüşme girişiminiz oldu mu kendisiyle?

yani daha geçenlerde ortaokulda çok sevdiğim ama lise yıllarının bizi ayırdığı 2 arkadaşımla görüştüm ve kaldığımız yerden devam ettik. bu adamlar bana bir iş verse seve seve yaparım ve benim bir işim düştüğünde de ellerinden geleni ardlarına koymayacaklarını bilirim. bu insanın bu işinde ilk akla gelen siz olabilirsiniz "ya bu işi yapsa yapsa...." gibi ya da ilk önüne çıkan olabilirsiniz "lan şuna bir sorayım"...

sizin bu konudaki hatanız şu olabilir aslında samimi olmadığınız bir insana yardım ediyorsunuzdur o size batıyordur. Arkadaşına söyle "ya ben bunca yıldır senden bir merhaba bekledim muhabbet için (tabi bu muhabbeti kurmak için çaba da sarf ettiğiniz anlamına geliyor arada selam falan vererek) ama sen yıllar sonra sadece işin düşünce geldin. git bi daha da gelme"

çok fazla kafa yormaya gerek yok ya değecek insan vardır değmeyecek insan vardır. değmeyecek insansa zaten uğraşmayın.
0
atrin
(11.02.09)
adamın yaptıgı o kadar kötü bişey değil, senin yaptıgın da enayilik değil. ben de oyle durup dururken aramam kimseyi, işim olunca ararım, hem sohbet muhabbet, hal hatır sorarım hem işimi sorarım, hem de adamla gorusmus olurum. çok samimi oldugum iki üç arkadas dısında kimseyi arayıp da naber nasılsın demem yani. bana da sitem edenler oluyor işin düsünce arıyorsun diye ama birbirimizi yanlıs anlayacagımız insanlar değiller. öyle birisinden arayıp da bişey istemem zaten kolayca. ama bunlar zamanla hem kişinin kendi kişiliği, genel tavırlarının oturması hem de çevresinin kendisi gibi insanlardan oluşmasıyla oturan şeyler. yıllar içinde düzene giren bir şey. beni de birisi arayıp bir yardım istese, bu adam beni işi düsünce arıyor diye düsünmen. elimden gelen birşey varsa ardıma koymam yardım ederim.

bence bunu düsünme hiç, ne geliyorsa içinden onu yap. kullanılıyorsan da bir süre sonra yardım etmek içinden gelmez olur, sallarsın gider biter.
0
tcyx
(11.02.09)
Klasik hikaye.

Yanlış falan yapmıyor o arkadaşın. Bunu ilerleyen yıllarda anlıyor insan. Organize görüşmelerde de olsa, ilişkinizde başka sorun yoksa, bu anlattıkların, büyük şehir yaşam kültürünün, insanları içinde kalmak zorunda bıraktığı kapanlar, tuzaklar aslında. Pop kültürün sorunu, sistemin sorunu yani.

Bence tabi...
0
delikan76
(11.02.09)
(6)

Alternatif Kahvaltılar...

kabablanka
selamlar... şöyle antakya yöresinin, içinde öğütülmüş karpuz çekirdeği dahil pek çok baharat karışımından müteşekkil "zahter" namlı zeytinyağına bandırılarak yenen şeysi gibi, ya da tatlı lor üstü ahududu reçeli (çilek de olur) gibi, veyahut "waffle" gibi (göçmencede "akıtma" denir) kahvaltımızı şen
selamlar...

şöyle antakya yöresinin, içinde öğütülmüş karpuz çekirdeği dahil pek çok baharat karışımından müteşekkil "zahter" namlı zeytinyağına bandırılarak yenen şeysi gibi, ya da tatlı lor üstü ahududu reçeli (çilek de olur) gibi, veyahut "waffle" gibi (göçmencede "akıtma" denir) kahvaltımızı şenlendirecek, farklı lezzetler denememizi sağlayacak her türlü orjinal kahvaltılık önerisinde bulunabilir misniz ?
0
kabablanka
(08.02.09)
the end of dreams
(08.02.09)
zahter, gerçek zeytinyağıyla yendi mi şahane olur, şayet öyle denemediyseniz. adı da zeytinyağıyla beraber anıldığından "zeyt zahter"dir zaten, ve benim favori kahvaltımdır :)
o zahter karışımı adını aslında içindeki kekik türünden alır ki onun da adı zahterdir. o kekiğin tazesini yine zeytinyağının içinde, belki salçayla da beraber deneyebilirsiniz. ona da ekmek banılır gayet.

bayat ekmekleri şenledirerek orjinallik bulabilirsiniz. mustafa ali pidesi, yumurtalı ekmek şenlendirmenin iki yolu mesela.

kızartmalara geçmişken "semsek" de kahvaltıda tüketilince güzel olur.

muhammara da denenebilir.

gavur tatlara geçersek, krep kombinasyonları (tatlı tuzlu), efendim omlet varyantları (ispnayol usülü örn; küp küp patatesler ile vs), misafir ağırlanıyorsa kanepeler, iyice vatandan uzaklaşıp pancake veyahut biscuit denen nanelere bulaşılabilir.

kendi ekmeğinizi yapabilir, bunun çeşitli varyantlarını deneyebilirsiniz.

"anne pizzası" tabir edilen pizzalar da kahvaltıda güzel gidebilir. börekler gözlemeler vs saymıyorum bile.

ismini saydığım herşeyin tarifi için tabi ki "google anadan pratik tarifler"e başvurunuz.
0
lhun
(08.02.09)
@ the end of dreas : ben bu tarifi yaparsam katmere de yazık olur malzemeye de..
@ lhun : fikirlerin için teşekkürler, deneyeceğim..

daha kolay bişiler, şununla bunun karıştırılması gibi ?
0
🌸kabablanka
(08.02.09)
acaip gelebilir ama, pekmezli yumurta. tarifi de vardı sözlükte. baya değişik orjinal güzel bi şey oluyo, ki ben pekmez sevmem bi de :)
0
kanuniye
(08.02.09)
poy var bizim oralardan.. Bi' de muhammara var Antepten..
0
Sir.Fitih
(08.02.09)
@ kanuniye : hiç duymamıştım cesaret edebilirsem deneyeceğim..
@ Sir.Fitih : poy bildiğim ama unuttuğum birşeydi. hatırlatma için teşekkürler..

genel değerlendirme: kahvaltının çeşitlendirilmesi konusunda genel bir sıkıntı olabilir. gerçekten böyle ise, girişimci arkadaşların bu konuya el atmalarını bekliyorum.. haftasonu sevgilimizi alıp, başka yerde bulma imkanımızın olmadığı bir kahvaltı yapma şansı karşılığında paramızı alma şansı...
0
🌸kabablanka
(08.02.09)
(5)

Tez Savunması

kahvegibi
Selamlar,Cuma günü tez savunmasına gireceğim. Ama biraz formaliteden olacak çünkü tezim tamamlanmadı ve hoca 3 ay ek süre vereceklerini söyledi. Şimdi sorulara geçelim:1) Genel olarak tez savunması ile ilgili önerileriniz nelerdir? 2) Nasıl giyinmek lazım? Yani böyle takım elbise, etek ceket mi, yok
Selamlar,
Cuma günü tez savunmasına gireceğim. Ama biraz formaliteden olacak çünkü tezim tamamlanmadı ve hoca 3 ay ek süre vereceklerini söyledi. Şimdi sorulara geçelim:

1) Genel olarak tez savunması ile ilgili önerileriniz nelerdir?

2) Nasıl giyinmek lazım? Yani böyle takım elbise, etek ceket mi, yoksa biraz daha smart casual takınılabilir mi?

3) Babam, tez savunmasına giderken yiyecek bir şeyler alınır, çıkışta bir kokteyl verilir diyor. ama bu tez savunması gerçek değil ve bana süre vereceklerini biliyorum. gene de böyle bir şeyler götürmem gerekir mi?
0
kahvegibi
(04.02.09)
1) savunmaya kadar jüri üyeleriyle aranızdaki ilişkiler, danışmanının sana bakışı, tez izleme komitesindekilerin sizin hakkınızdaki görüşleri çok şeyi belirlemiş olacak.

2) resmiyete önem vermek gerekebilir.

3) tez kabulu sonrasında hocaları biryerlere götürmek çoğu yerde adettendir. ancak giderken kuru pasta kısır falan alındığını ilk kez duyuyorum.. zaten kabul edilmeyeceği için ikrama gerek yok.

önceden savunmanın yapılacağı odayı öğrenip, şartlar hakkında bilgi edinmek faydalı olabilir. kantine yakın değilse, hem kendinize hem de hocalara birer şişe su, mümkünse savunmanın belli bir zamanında kapının çalınıp kendiliğinden çaycının gelmesi gibi atraksiyonlar denenebilir.

hayırlı başarılar...
0
kabablanka
(04.02.09)
2. smart casual olacağını sanmıyorum. yani olur da hoş görmezler pek. etek ceket veya pantolon ceket tarzı öneririm. ben tez savunma sıramı beklerken diğer odalarda savunma bekleyen hanımlar hep öyleydi.

3. üç ay süreyi aldığım savunmada da, üç ay sonraki savunmada da kokteyl falan olmadı. "tezin kabul edildi tebrikler" dediler, el sıkışıp çıktım gittim. varsa danışman söyler zaten. söylemediyse yoktur öyle bir şey.
0
kibritsuyu
(04.02.09)
1-2-3: Tamamı ile jüri ile senin arandaki ilişkilere bakar. Dışarıdan yüksek lisans / doktora yapıyorsan biraz daha resmi, daha kuralına uygun olabiliyor. Yok içerideysen zaten (araş gör vb.) o zaman daha relax.
0
sui
(04.02.09)
1- teze hakim olduğunu her şartta göster. düzeltme alacak olsan bile, "efenim aslında ben şöyle iken şöyle böyle iken böyle de çalışmalar yaptım. ancak şurada da şu eksikliğimiz bulunmaktadır. bu nedenle de çalışmamızdaki eksiklikleri gidermek adına şöyle böyle işler yapacağız, edeceğiz" tadına mevzulara gir. tabi sana konuşma fırsatı verilirse. bazen danışman önden olayı hallettiği için savunmacıya pek söz düşmez. o ayrı bir hadise ki, içeri girdiğinde jüri başkanı, sürecin nasıl olacağını sana bildirir.
saygı hürmet kelimelerini eksik etme hocalar hodbindir genelde.

2-ne bir düğüne gider gibi abartılı ne de turistik bir geziye gidermiş edasında rahat ol. genelde bir takım elbise o olmadı, etek ceket (pantolon ceket) gömlek işini görecektir. aşırı makyaj yapma, kızabilirler (bilim nosyonu koklamış insanların daha bir einstein tarzı olmalı hesabı).bir de bizde bazı bayanlar vaardı; özel saç-maç yaptırırlardı. aman diyim böyle bir hataya düşme. ne isen o ol!

3-yiyecek işi bir nevi kutlamadır. tatlı felan götürülür. ben y. lisansta ilk savunmada geçmiştim. hiç de bir şey götürmemiştim. kaldı ki, sen mezun da olmuyorsun bence götürme bir şey. düzeltme sonunda yeniden savunmaya gireceğin düşünüldüğünde; o zaman ne götürmek istersen götürürsün.
0
fempusay
(04.02.09)
formalite?
otomatik 3 ay ilave?


kahvegibi
tezin doğrudan yetersiz bulunabileceği gibi bir olasılığı göz ardı etmeyin.
tamamen lay lay lom bir hava + adamların tersinden kalktıkları bir gün = süpriz şekilde sonlanmasın.
0
can see
(04.02.09)
(7)

ilginç şeyler (güvendiğim çaylaklık entrylerim)

kabablanka
kahve falının kökeni, kaltak kelimesinin etimolojisi, mevlevilikte 1001 günlük çile gibi ilginizi çekebilecek olan entrylerimi, daha önce yeni yazar danışma bürosuna başvurup yanıt alamadığım için, burada görüşlerinize sunuyorum.`kahve fali `kahve fincanından insanın iç dünyasının görülebilme fikrin
kahve falının kökeni, kaltak kelimesinin etimolojisi, mevlevilikte 1001 günlük çile gibi ilginizi çekebilecek olan entrylerimi, daha önce yeni yazar danışma bürosuna başvurup yanıt alamadığım için, burada görüşlerinize sunuyorum.



kahve fali
kahve fincanından insanın iç dünyasının görülebilme fikrinin ortaya çıkışına dair bir ipucu, mevlevilerin ayin i cem toplantılarındaki bir ritüelde bulunabilir: kahveci dede, tepsiyle kahveleri getirir. şeyhten başlayarak kıdem sırasına göre canlara sunar. kahvesini içip bitiren, fincanı, tabağıyla, sağ yanına, biraz geriye, görünmeyecek şekilde koyar. kahveci dede fincanları toplamaya başladığında fincanını alacağı kişinin önüne varır. kahveyi içen, kahve fincanını eliyle örterek kahveci dedeye verir. o da aynı şekilde örterek alır, ki fincanın içindeki kirli şekiller görünmesin. bu bir mevlevi anlayışıdır. bir mevlevi kir ayıp göstermez. kendi ayıplarının örtülmesini isteyen, başkalarının ayıbını meydana çıkarmaz ve örter. (hüseyin top, mevlevi usul ve adabı).

1001 gunluk cile
çile, farsça, kırk demek olan “çehl”den gelir. genelde ve başka tarikatlarda kırk gün az yemek, az uyumak ve ibadet ederek nefsi arıtmak ise de mevlevilikte çile süresi 1001 gündür. bu süre içerisinde nevniyaz, matbahta 18 türlü hizmet görür. bu hizmetler, ayakçılık, abrizcilîk(temizlikçilik), şerbetçilik, bulaşıkçılık, dolapçılık(matbah eşyalarının bakımı) pazarcılık(pazar alış-verîşi), somatcılık(sofrayı kurma), kandilcilik(kandillerin temizlenmesi), tahmiscilik(kahve hizmetleri), yatakcılık(yatak yapma, kaldırma), süpürgecilikv.s. 18 hizmet türüdür. nev niyaza önce ayakçılık yaptırılır, bu arada sema da meşk ettirilerek, sema etmesi öğretilir. çile süresince, dergah dışında bir yerde geceleyemez, kahvehane, düğün-dernek gibi yerlerde görünmez, asla içki kullanmaz, kimseyle tartışmaz, kimsenin işine karışmaz. büyüklere saygı, küçüklere sevgi ve şefkat besler, ağzından kötü bir laf ve küfür çıkmaz, edeple oturur, edeple konuşur. 1001 gün, onun için bir edep ve erkan öğrenme ve terbiye dönemidir.

1001 günlük çile süresini başarı ile ve kurallarına uygun olarak tamamlayan nev-niyâz'a, bu hizmetinin bittiği ve hücreye çıkacağı (hücre sahibi derviş olacağı) bildirilir, o akşam abdest alır, üzerindeki matbah tennuresini çıkararak derviş elbisesi giyer, matbahta saka postuna oturur. akşam, matbahta yemekler yenir, dua edilir, 18 budaklı şamdanuyandırılarak (yakılarak) tarikatçı dede veya aşçıdede gülbang (mevlevi duası) çekerek hazırlanan odaya götürülür, odanın kapısı sırlanır (örtülür), böylece nevniyâz hücrenişin (hücre sahibi derviş) olur. (mehmet önder, mevlevi adabı, 92-93)

hucrenisin
hücrede oturan manasındadır.
farsça nişesten : oturmak, nişasten : oturtmak
farsça fiilerin başına gelen "ni-" eki "aşağı" anlamına gelen bir edattır.
altlık anlamına gelen nihale'de, boyun eğip yalvarma anlamındaki niyaz'da, gizlenmiş anlamına gelen nihan'da hep bu "ni-" vardır. kaynak: sevan nişanyan

atesbaz veli
mevlana döneminde, medresenin mutfak işlerine baktığına inanılan ateşbaz veli hakkında anlatılan ilginç bir rivayet şöyledir: mutfakta odun bittiğini mevlanaya söylemesi üzerine mevlana, ayaklarını ateşe uzatmasını söyler. ocakta pişmekte olan kazanın altına giren ayakları ateşi harlamışken herhangi bir acı duymamaktadır. ancak bir an boş bulunur ve içine bir korku düşer. "acaba". bu anlık kuşku, sol ayağının baş parmağının ucunun yanmasına neden olur. bu durumdan utanç duyduğu için, bulunduğu her ortamda, yanan ayak baş parmağını, sağ ayağının baş parmağı ile kapatmaya çalışır.

bu olay sonrasında, ateşle oynayan anlamında ateşbaz lakabını almıştır. (canbaz: canıyla oynayan, hokkabaz: hokkalarla oynayan (bkz: kasebaz))

mevleviler matbaha ateşbaz veli makamı, aşçı dedeye de ateşbaz derlerdi. (gölpınarlı, tasavvuftan dilimize geçen deyimler ve atasözleri, s.34)

onun bu hareketi daha sonra mevleviler tarafından takip edilerek bugüne kadar ulaşmıştır. semaya kalkan dervişler ayakta dururken aynı hareketi yaparak, ateşbaz veli'nin ayıbını örtmeye çalışmaktadırlar.
argo sozcuklerin etimolojisi
kaltak, atın eyeri altına konan kaltak isimli bezin/keçenin üzerinde, her daim bir erkeğin oturuyor olmasına kinaye olarak, kadınlar için 'erkeklerin üzerinden inmediği kadın' anlamında kullanılagelmiştir.
kaynak: tuhaf şeylerin kökeni, burçay anger.
0
kabablanka
(28.01.09)
pek iyi pek hoş. olur bunlar tabii.
0
egilincecataligozukmeyenentelmuslukcu
(28.01.09)
@egilincecataligozukmeyenentelmuslukcu: copy-paste eleştirisi alacağımdan korkuyordum. kaynak göstermenin inandırıcılığını arttırdığını düşünüyorum. kültür tarihinin ilginçlikleriyle karşınıda olmaya devam edeceğiz.. ne zaman ? sadece 19.374 adaydan sonra..
0
🌸kabablanka
(28.01.09)
böyle ansiklopedik bilgiler yerine kendi düşüncelerinizi yazabileceğiniz başlıklar bulsanız daha iyi olur.

edit:bir de bu kadar uzun şeyler yazmayın yahu.ben moderatör olsam görsem bu kadar uzun atlarım valla.sıranız kaymasın :)
0
szqnn
(28.01.09)
son derece ilginç şeyler, iyi ki yazmışsınız. aynı kelimelerle başka yerde geçmediği sürece entryleriniz copy paste sayılmaz. lagaluga ve yorum kirliliği yerine böyle bilgi dolu entry'ler de sizin prestijinizi artıracaktır diye düşünüyorum.
0
calendil
(28.01.09)
@szqnn: bunların pek azını ansiklopedilerde bulursun. eğer öyle bi ansiklopedi olsaydı, en az yarısı sözlüğe yazılmış olurdu. uzun entry leri okumadan atlayacak mod olmaz olsun...

@calendil: teşvik için teşekkürler
0
🌸kabablanka
(28.01.09)
uzun entryleri atlayabilirler diye moderatörlere sitem etmek gereksiz. yirmi bin kişinin sırada olması demek en az iki yüz bin entry okunacak değerlendirilecek demek. hal böyle olunca okuması-değerlendirmesi daha uzun olan entrylerin-yazarlarların atlanması normal.

bir de şu var, 10 entry'yi sözlüğe hakim misiniz diye değerlendiriyorlar. yani iyi bir yazar mısın, sözlüğe mükemmel katkılarda bulunabilir misin diye bakmıyorlar, çünkü dediğim gibi binlerce adam var. hangisine ne kadar zaman ayıracaksın? o yüzden tavsiyem gerçekten yavan gelse bile tek cümlelik, sözlük kurallarını bildiğinizi gösterir (belki akıllı bakınız gizli bakınız vs kullanmak yararlı olabilir) şeyler girmektir. yazar olduktan sonra istediğiniz kadar bilgi pınarınızı akıtabilirsiniz efendim.
0
zbam
(28.01.09)
moderatorler çok kere söylediler, yapılmış en aptalca dalgınlığa (misal olarak söylüyorum) ya da bu gibi şeylere yazacağınız entrilerden ziyade bilgi verici, sözlüğün sözlük olduğunu hatırlatan entriler her zaman daha makbuldür. tabi bunları yazarken "format" bilginize de dikkat ediyorlar, ama arkadaşlara katılmıyorum yani binlerce kere söylenmiş bir şeyi başka kelimelerle ifade etmek sözlüğe gerçekten bir şey katmıyor...
aramaya inanınız görüyorum ki inanmışsınız. ne mutlu.
0
ahandanick
(28.01.09)
(7)

Hafızamda Bir Sorun mu Var ?

brkylmz
Lost'tan örnek vereyim ki ilgi çekici olsun...insanlar 5. sezona güle oynaya,fikirler üreterek başladılar...ben de izledim ama 5. sezona başladığımda farkettim ki başroldekiler hariç kimseyi hatırlamıyorum doğru düzgün. zaten olaylara da tam kafam basmadı... zaten izlediğim bi filmi 2-3 ay sonra tek
Lost'tan örnek vereyim ki ilgi çekici olsun...
insanlar 5. sezona güle oynaya,fikirler üreterek başladılar...

ben de izledim ama 5. sezona başladığımda farkettim ki başroldekiler hariç kimseyi hatırlamıyorum doğru düzgün. zaten olaylara da tam kafam basmadı...

zaten izlediğim bi filmi 2-3 ay sonra tekrar izlediğimde, yeniden izliyormuşa yakın bir halde izliyorum. telefon numarası da ezberleyemem pek... (4-5 tane biliyorum)

gün içinde çok fazla şeyle meşgul olmamın bunlarla bi ilgisi var mı ? aptal sayılmayacak düzeyde bir zekaya sahibim. anlatılanı kavrama ve fikir yürütme konusunda sıkıntım yok. ama bu hafıza ve izlediğimi unutma, ayrıntıları bilememe olayının açıklaması nedir? bi bilgilendirin lütfen , kurt düştü içime :)
0
brkylmz
(27.01.09)
boşver, onlar hayatı lost, heroes, prison vs. olmuş insanlar:) sen işine gücüne bak. telefon falan bunlarla gereksiz yere hafizani doldurmaya gerek yok. ama ekstra zihin faaliyetlerinde bulunmak faydalı; sağlam bir king ekibi kur ve hafızanı zorla veya sudoku vs. çöz çok faydalıymış.
0
surprise
(27.01.09)
film, dizi falan ben de hatırlamıyorum pek. losttan örnek vereyim: 5. sezonu izlemek için 4. sezonu tekrar izlemem lazım çoğu şeyi unuttum.
sebebine gelince: dikkat etmemek, sawyerla kate yiyişirken ulan yarınki derste napcam ben yeaa diye düşünmek.
0
neverending nightmare
(27.01.09)
sorunun bir kısmı "görsel hafiza" ile ilgili olsa gerek. kimisi gördüğü insanı uzun süre unutmayabiliyor. kimisi de, film içinde gördüğü yüzleri dahi birbirine karıştırabiliyor. (bkz: kendimden biliyorum ekolü)

bir de, "ezber yeteneği" diye birşey olsa gerek. bazısı sınavdan bi gece önce bütün notları hatmedebiliyor.

sizin durumunuz, beynin başka şeylere öncelik vermesi nedeniyle, bir tarafının hiç gelişmediğine işaret olabilir. ama korkulacak bir durum yok.
0
kabablanka
(27.01.09)
benzer durum bende de var. okuduğum kitaplarda oluyor bende de. okurken vay canına diyorum, kesin unutmam ben bunu, okuduğum en güzel kitap falan, aradan yıllar geçiyo konuyu hatırlıyorum bi tek. 5 sene önce da vinci şifresini okumuştum çoğu şeyi hatırlamıyorum kitap hakkında, oysa okurken yaşıyordum resmen. evdekiler sürekli kırmızı et ye diyorlar hafıza için ama..
0
abtash
(27.01.09)
belki, yaptığınız işe konsantre olmuyorsunuzdur, aynı anda birkaç şeyle uğraşıyorsunuzdur
0
guitarman
(27.01.09)
bu biraz alistirmayla alakali. hafizani yalnizca lost icin veya herhangi bir dizi icin kullaniyorsan tabiki hatirlamazsin. saksiyi daha cok calistirmalisin. alistirma yap. yabanci dil ögren mesela. yada birseyler ezberle. beynini daha cok kullan...
0
sioxis
(27.01.09)
ben o kadar unutkanım ki , duyuruyu okuyunca "bunu ben sordum da, sorduğumu mu unuttum" diye panik oldum bir an.
aynı durumdayım. gece eşimle tartışır uyurum , sabah küs olduğumu unutur uyanırım ,öyle şaşkoloz bir durumdayım.. kitaplar diziler filmler herşeyi birbirine sokarım. yeni eve taşınalı 11 ay oldu , telefon numaramı hala ezberleyemedim.
okuduğumu anlıyorum ama anladığımı hatırlayamıyorum diye , yedinci senemde , daha okuduğum hukuk fakültesinden mezun olamadım.

şu noktaya kadar yazdıklarım bir boka yaramadı biliyorum ama yalnız değilsin onu yazmış olayım dedim :)
bir de seni bilmem ama ben kırmızı et yemiyorum, bir arkadaş da belirtmiş , belki onunla alakası vardır.
0
hickiran karasinek ve uyuyan karinca
(27.01.09)
(10)

İntiharın eşiğindeyim...

sensei
Memleketimin ücra bir ilinde yüksek lisans yapıyordum. Babamın yüz kızartıcı bir suçtan dolayı tutuklanmasından ötürü okulu bıraktım. Memlekete geldim. Annemin kardeşlerimin durumu çok vahim. Tüm bunlara karşın ayakta durmaya çalışıyorum. İçim kan ağlasa da onlara destek olmaya calışıyorum. Durumu ö
Memleketimin ücra bir ilinde yüksek lisans yapıyordum. Babamın yüz kızartıcı bir suçtan dolayı tutuklanmasından ötürü okulu bıraktım. Memlekete geldim. Annemin kardeşlerimin durumu çok vahim. Tüm bunlara karşın ayakta durmaya çalışıyorum. İçim kan ağlasa da onlara destek olmaya calışıyorum. Durumu öğrenip memlekete geldikten sonra evde uyuduğum ilk gece ertesi gün canıma kıymaktan başka çarem olmadığını düşündüm. Fakat annemin elindeki az bir parayla, "oğlum bu parayla okuturuz seni. okulunu bırakma." demesi bile onlar için yaşamam gerektiği gerçeğine inancımı artırdı. Ama tabi her zaman bu inancı yaşabilecek hassasiyette olamıyorum. Babamın mali müşavirlik yapıyordu fakat tutuklu bulunduğu için büronun işleri yürümüyor. Dolayısıyla başkasının adına devredeceğiz büroyu.

Şu yaşıma kadar baba parası yedim doğru düzgün bir sorumluluk almadım birçok konuda. Ne yapacağımı bilemez haldeyim. Etrafta kim dost kim düşman bir şekilde ortaya çıkıyor. Yanında çalışanlar bile %50 hisse istiyorlar orada işleri devam ettirmeleri karşılığında ki bu aldıkları maaşın 3 katına tekabül ediyor. Bir yandan aileme destek olmaya çalışıyorum bir yandan ortada kalmamak adına gelir kaynağını ayakta tutmaya çalışıyorum. Bir yandan hukuki süreçle ilgilenmeye çalışıyorum. Bulunduğumuz yerden taşınmayı düşünüyoruz. Fakat büro dışında bir gelir kaynağımız yok. Benim askerliğim ise iki yıl kadar sonrasına tecilli. Şu yaşıma kadar mali müşavirlikten başka bir iş düşünmemişken kpss, polislik, özel sektör vs. başka bir ilde bir düzen kurup ailemle yaşamayı düşünüyorum. Smmm stajı için de başvuruda bulunmuştum fakat ilk girdiğim sınavda kazanamadım. İnanın ne yapacağımı bilmiyorum şimdi sorumlara gelecek olursam,

-Kendime bir yol haritası çizemiyorum. Etrafımdaki tüm insanlar öyle ya da böyle başımızdaki bu felaketten kötü bir şekilde etkilenmiş olduğundan kimseden doğru dürüst bir fikir alamıyorum. ve insan böyle durumlarda birilerinin yönlendirmesine çok çok fazla ihtiyaç duyuyor.Kimisi tecilini bozdur askere git gel iş ara diyor. Kimisi sınavlara çalış başarılı olamazsan askere gider gelir iş bakarsın diyor. Kimisi smmm için hazırlan diyor. Kimisi büronun başında dur işleri yürütmeye çalış diyor. Fakat babamın durumundan ve bulunduğumuz il küçük bir yer olduğundan dolayı dışarıya çıkarken bile tedirgin oluyorum. Kendim ve ailem adına ne yapmalıyım?

-Bir diğer sorum ise babamla ilgili. kısaca belirteyim ama hukuk bilgisi olan arkadaşlar daha ayrıntılı bilgi almak buna göre de cevap vermek isterse -ki çok sevinirim- aşağıdaki mailimden de ulaşabilirler. Babamın avukatı, gizlilik kararı olduğu için şikayetçinin ifadesini okuyamadığını/ulaşamadığını söylüyor. Bir başka avukat ise gizlilik kararı mahkemede uygulanır. Avukat karşı tarafın ifadesini okur, dilerse kopyasını da alabilir diyor. Gizlilik kararı olan bir davada şikayetçini ifadesi okunamaz mı bir şekilde?

Konuyu çok dağıtmış olabilirim ama aklım başımda değil, aklıma ne geldiyse yazdım. Okur, ilgilenir, cevap yazarsanız çok sevinirim. Son olarak şunu söylemek istiyorum: hayatım boyunca ne benim ne ailemin, ne avukat, ne mahkeme, ne de cezaevi ile hiç bir ilgisi olmamıştır. Fakat babamla görüşmeye gittiğimde gördüm ki cezaevi kadar kötü bir yer olamaz. Allah kimseyi bu durumlara düşürmesin. Bir gün birine zarar vermeyi ya da kanuna aykırı bir iş yapmayı düşünürseniz, ilk önce gidin bir cezaevlerinin halini görün ondan sonra karar verin.

[email protected]
0
sensei
(25.01.09)
öncelikle babanızın yaptığı ve sizin haberiniz olmayan bir şeyden dolayı insan içine çıkmaktan gocunmamanız lazım.sizin elinizde olan bir şey yoktu bu konuda anladığım kadarıyla.
bence yüksek lisansı bırakmayın, devam zorunluluğunuz yoksa hem çalışabilir hem de okula devam edebilirsiniz sanırım.yerel gazetelerden iş ilanlarına bakabilirsiniz, bir nevi maddi destek olabilir bu.
ve intiharı sakın düşünmeyin, anneniz için en azından.
geçmiş olsun.
0
neverending nightmare
(25.01.09)
yüksek lisansı dondurmak da mümkün olabilir belki ya da yönetimle konuşup ne yapılabileceğini sormak? bu durumda okul insanın aklına son gelen şeydir muhtemelen ama tam da her şeyin belirsiz olduğu bir dönemde sabit bir hedef olması açısından iyi gelebilir belki... biraz sakin olmaya çalışıp bir nefes aldığınızda o kadar zor gelmez belki her şey, her şeyin bir çözümü var gerçekten, gerçekten var, biraz sabır sadece...
0
juste encore une minute
(25.01.09)
gizlilik kararı şikayet dilekçesinin okunması için engel değildir, şikayet dilekçesinde yazanları bilmeden nasıl savunacak adamcağız kendisini. hemen başka bir avukat bul acele et...
bana sorarsan büroyu da sal gitsin, hem zaten o çalışanlar seni ayaküstü bi güzel sikerler afedersin. ne olduğunu bile anlayamazsın oradan da batarsın hatta bi bakmışsın babanın yanındasın. çok ciddiyim git kendine bir iş bul yuksek lisansı da siktiret, işlerini yoluna koyunca yaparsın yukseklisansı. üniversite mezunusun iş bulursun, ben öğrenciyken bile asgari ücretin2-3 katı maaşlarla iş bulabiliyorum göreceli olarak az para gibi görünebilir ama bu parayla idare edebilirsin.
zaten eviniz vardır kira ödemezsin, babanın arabasını da sat bir süre onunla idare et.
boşver babanın şirketini, baba parası yemeden de yaşarsın o kadar da zor değil.
allah sabır versin
0
zubundy
(25.01.09)
büroyu ayakta tutmaya çalışın buraya net geliri varsa işçilerin istedeğini yapın yada tazminatsız çıkarma gibi bişeyler varsa çıkarın işten bu memlekette mali müşavir bürosunda çalışacak insan çok benim tek önerim büroyu kapatmamanız
0
enter saltman benim
(25.01.09)
öncelikle geçmiş olsun.. baban zaten mali müşavir sen de yüksek lisansını ilgili bir alanda yapıyorsun.. lisans bittiğine göre işleri devralabilirsin, büronuzun işletiminde herkes yerinde kalır, kimseye yüzde vermene gerek olmaz, işlerini sürdürmeye devam etsinler, babanı haftada bir görebiliyorsun değil mi, ona öncelikli işleri sorabilirsin.. danışman gereken kişileri de belki.. aileniz söz konusu olunca o da daha çabuk toparlanabilir..

askere şimdi gidilmez.. en çok birarada durmanız gereken zamanda.. sen de yapamazsın askerde, düşün düşün, suçluluk da hissedebilirsin..
serinkanlı durmakta fayda var.. okulu dondurmayı deneyebilirsin .. ailesel nedenler sayılıyor, babanın hapiste olması gayet kabul edilebilir bir neden.. böylece yüksek lisasın da yanmaz..
bu arada avukatınız dışarıdan çok güvenilir gelmedi.. ikinci bir avukat bulabilirseniz, benzer süreç yaşamış insanların önerdiği, onu bırakıp diğerine yönelebilirsiniz.. sonuçta kötü olana vereceğiniz para ona gider..
0
at sikine konan kelebek
(25.01.09)
böylesi bi durumda birilerinin sağlamca ayakta kalabilmesi şart. aileniz için de bu kişi sizsiniz.. o zaman pes etmek hatta intiharı düşünmek hiç hoş değil. bunun bir ihtimal olmadığına inanmanız gerekiyor.

sıkıntılı durumlarda benim düşüncem, "düşünce kalkmasını bilmek" oluyor. eğer kafanızda bu varsa, gerisi zamana kalıyor. nasılsa köprünün altından çok sular akacak ve işler yoluna girecek. o zamana dek sabır ve metanet..

ne yüksek lisan ne de doktora yapmanın büyük bir getirisi var. anneniz duygusal davranarak sizi okutmak istiyor. ancak yüksek lisansı bitirmenin iş bulmada ne kadar yardımcı olacağı tam bir muamma. artık doktora yapsanız dahi en iyi alternatif, üniversitede kalmaktan başka bir şey değil. aylık 1.500 tl. için deymez.

ailenizin size ihtiyacı var.. sizin de kendinizi bulmanıza..
o zaman hacı bektaş'tan sizin için geliyor..
Ara bul !
Her ne ararsan kendinde ara!

sabır ve metanet..
0
kabablanka
(25.01.09)
Oncelıkle gecmıs olsun. ben bıle sıze cevap yazarken kac kere fıkır degıstırdım, zor gercekten. Bence bır ıs bulun. Sonucta elınızde dıplomanız var. Mutlaka bır ıs bulup para kazanmaya baslayabılırsınız. Hem oyalanacak bır sey, bu durumda sıze cok ıyı gelebılır. Aılenın dıger fertlerı de ıstıyorsa tasınmak da mantıklı olabılır. Kardesınız vs var mı, sızden baska eve maddı gelır saglayabılecek bırılerı var mı bılemıyorum ama varsa ustunuzdekı yuk bıraz daha hafıflemıs olur. Annenızın destegı ve soyledıklerı bence bır ınsana yasama gucu vermeye yetecek kadar ozverılı ve guven dolu sozler. Oncelıkle boyle bır anneye sahıp olmanızın kıymetını bılın. Onumuze cıkan her guclukte vazgececek olsaydık pek cogumuzun yolu cok kısa surerdı emın olun. Her seyden once tum bu gucluklerı bırlıkte atlatacagınız bır aılenız var, bunu aklınızdan cıkartmayın. Mucadele etmesı gereken sadece sız degılsınız. Hep beraber altından kalkacagınız bır surec bu. Onlar gıbı sız de pes etmeyın, bır aradaysanız butun yuku de yuklenmenıze gerek yok, herkes payına dusenı elınden geldıgınce yapmaya calısır, kendınızı yalnız hıssetmeyın.
0
think martini
(25.01.09)
mücadele etmelisin, emin olki her şey çok berbat gözüksede sanki hiçbir çıkış yokmuş gibi gelsede her şey bir an sonra değişmeye başlıyor ve bu kadar kötü durumlardan sıyrılıpda ayakta kalabilince kendisiyle gurur duyuyor insan, bu duyguyu tadana kadar mücadele etmek ,böyle vefalı bir aile için , zaten bir zorunluluk. mücadele et kardeşim.
0
bir zamanlar cocuktum
(25.01.09)
babanla görüşebiliyor musun? onun fikrini alma şansın var mı? onun önerileri nedir?
0
lhun
(25.01.09)
arkadaşlar, hepinize cevaplarınız için teşekkür ederim. bunları okumak bile bir şekilde manevi destek sağlıyor.

@lhun, sadece bir kez görüştüm. haftada bir kez görüş oluyor telefon üzerinden o da kısıtlı bir süre. olayın şokundan bunları konuşmaya fırsat olmadı. onunla da konuşacağım tabi fırsat kalınca..
0
🌸sensei
(26.01.09)
(5)

yolculuk için tavsiyeler aranıyor..

kreb17
merhabalar, pazar günü bir yolculuğa çıkıyoruz. rotamızda kayseri, ürgüp ve amasya var. bir şehirde en fazla 2 gün kalacağız ve öğrenciyiz. bu şehirlerde nerde kalınır, hangi oteller, moteller, pansiyonlar tercih edilmelidir? tuzlu olmasın, kaliteden ödün verebiliriz. bilenler bilgilerini paylaşırsa
merhabalar, pazar günü bir yolculuğa çıkıyoruz. rotamızda kayseri, ürgüp ve amasya var. bir şehirde en fazla 2 gün kalacağız ve öğrenciyiz. bu şehirlerde nerde kalınır, hangi oteller, moteller, pansiyonlar tercih edilmelidir? tuzlu olmasın, kaliteden ödün verebiliriz. bilenler bilgilerini paylaşırsa çok sevinirim.
0
kreb17
(23.01.09)
ürgüp te kaybolmazsınız umarım. ürgüp için mutlaka harita bulundurun, dümdüz bomboş ve kapkaranlık..
0
bore
(23.01.09)
flyalone
(23.01.09)
ürgüp: ürgüpte değil, göremede kalmanızdır. hem daha otantikdir hem de, peri bacası içine oyulmuş uygun fiyatlı motel odaları bulabilirsiniz. buralar ayrıca, capon backpackerların da tercih ettiği yerler.

amasya: 2 adet büyük otel vardır. kış ve kriz ortamı nedeniyle fiyatları uygun olabilir. her ikisi de aynı gruba ait olan otellerden şehir merkezindeki 3 yıldızlı büyük amasya namlı oteli tavsiye ederim. yeşilırmak manzaralı bi oda isteyin. diğer oteller daha ucus olabilir ama kalitesi çok kötü de olabilir.

kayseri: çalışamadım..
0
kabablanka
(23.01.09)
ürgüp öğretmenevi gayet güzeldir bu arada.
0
flyalone
(23.01.09)
türkiye'de birçok öğretmenevinde kaldım. ürgüp öğretmenevi en güzeli ve en ucuzuydu. yalnız gece 1'de kapısı kapanıyor. çünkü tek çalışanı var ve adam yatmaya gidiyor.
0
dursunkaptan
(23.01.09)
(10)

soguk havada cisin gelmesi nedendir

abtash
pek medikal değil de soru başlıktaki gibidir, bilimsel açıklaması nedir bunun?(bkz: soguk havada cisin gelmesi)'deki entry tatmin edemedi beni, sabahtan beri bir şey içmedim ama wc ile kanka oldu bu güneşli soğuk istanbul gününde. var mıdır bir çözümü?
pek medikal değil de soru başlıktaki gibidir, bilimsel açıklaması nedir bunun?
(bkz: soguk havada cisin gelmesi)'deki entry tatmin edemedi beni, sabahtan beri bir şey içmedim ama wc ile kanka oldu bu güneşli soğuk istanbul gününde. var mıdır bir çözümü?
0
abtash
(21.01.09)
tamamen sallamasyon olmakla beraber şöyle bir mantık yürütebilirim..

soğuk havada vücut ısısını korumak için daha çok metabolik faaliyete girer..
metabolizma artar.. daha çok açlık hissettirir kişiye ve midedeki yiyecekler oksijen ile yakılıp hemen enerjiye çevrilir kana verilir, metabolizma arttığı için de daha çok artık ürün oluşur ve çiş olarak vücuttan hemen atılır..

tamamen sallamadır :))
0
fuck milk get beer2
(21.01.09)
soğuk havada insan vücudunun ısısı düşmesin, soğuğu daha az hissetsin diye, kan damarları büzüşür. bununla birlikte diğer kanallarda (idrar kanalları filan) büzüşür. tam hatırlamıyorum ama kandaki üre yoğunluğu artacağından (üre miktarı aynı kaldı ama alan küçüldü üre/alan oranı arttı.) böbrekler daha fazla üreyi kandan artar. çünkü böbreklerin çalışma prensibi madde miktarına değil, yoğunluğa endekslidir. böylelikle daha fazla idrar toplanır. mesane daha çabuk dolar. daha çabuk çişin gelir.
0
hia
(21.01.09)
@fuck milk;
destekli salla be! midedeki yiyecekler asla oksijenle yakılıp kana verilmez :)mekanik ve kimyasal olarak parçanalır, bağırsaklarda emilir. hücre içinde anca kullanılır :)ki oksijenli her tapkimeye yakılmak denilmez :)
çoştum :))))
0
hia
(21.01.09)
vücut terleme ile fazla su atamadığı için, suyun çiş ile atılması, diye biliyorum ben...
0
kabablanka
(21.01.09)
vucut her durumda terler. fakat terleme vucut içi ısı dış ortamdan yüksekse artar. soğuk havada vucut terlerse iyice üşürsün. zaten terleme dışarı su atılımının çok küçük bir parçasında rol oynar. böbrekler günlük 2 litre artık suyu vücuttan uzaklaştırırsa yaz gününde (tek başına) terlemeyle en çok yarım litreye su atılır. terlemeyle alakalı olduğunu sanmıyorum.
0
hia
(21.01.09)
ısınmak için bira içersin bol bol sonrası gelir.
0
madrigal
(21.01.09)
böbreklerdeki glomeruluslar (bunlar ne bilmiyorum) büzüştüğü içindir diye aklımda kalmış.
0
pascha d
(21.01.09)
:))))

yahu salladım zaten ne kızıyorsun..

doğru söylüyorsun bu arada..
hücrede yakılır enerji elde edilir..
mide de sindirilir.

ben de coşmuşum.. :))

ama sonuçta temel mantığı desteksiz mi sallamışım kardeşim.. :))
metabolizma hızlanıyor işte daha fazla ısı üretmek için..
daha çok çiş geliyor..
0
fuck milk get beer2
(21.01.09)
ana neden kan basıncının yükselmesidir.soguk nedeniyle vucütta bulunan damarlar daralır,büzüşür.dolayısıyla kan basıncı bir miktar yükselir normale göre.kan basınıcının artması böbreğe idrarla atılması için göndenderilen süzüntünün yükselmesine yol açar...
0
kozanak
(21.01.09)
Vucuttan su atilimini duzenleyen ADH ya da diger adi ile vazopressin adli hormonun az ve cok salinmasina neden olan bircok faktor vardir.
Soguk da, ADH'in salinimini azaltir; bundandir ki, usuyen insanlar cok iser. Bir diger etken ise mesela alkoldur. Alkol de, ADH salinimini baskilar.
Buna bagli olarak, kisisel bir cikarim yapmak gerekirse, ayagina corap giy yavrucugum, bobreklerini usutursun lafi da aslinda, sogukta kalan bunyenin adh saliniminin azalmasina bagli idrar artmasinin anneannecesidir.

Son cumle bilimsel degil, cikarim, adhin azalmasi bilimsel bir gercek, ama idrar artmasinin tek sebebi bu degil, ama soruya yeterli bir cevaptir umarim.
0
ciaccona
(22.01.09)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.