Projenin neyle yapıldığından ziyade projenin ne olduğuna bakarlar, projenin amacı ne, hangi amaca hizmet ediyor, hangi ihtiyacı karşılıyor vs vs.
Atıyorum, kurtlar vadisi FPS'yle ne kadar ilgilenirler bilmiyorum ama atıyorum tarih eğitimi ile ilgili bir FPS'yi "satman" daha kolay olabilir.

2. Evet var. Türk olarak diyorsan, bilmiyorum da yabancılarda bir kaç tane gördüm.

1- kosgeb teknolojiye bakmaz.projeye bakar.para verebilir.odtü atomda unity ile proje yapıp ödenek alan adamlar var.

2- benim daha önce oyun projelerde çalışmışlığım var.unityde kullandım bi ara ama şu flash player compile hadisesini bekliyorum.

ben bizzat unity ile profesyonel olarak oyun geliştiriyorum. 2 geliştirmede 3 piyasada oyunum var.

ODTÜ Teknokent'teki firmalara bir bakarsan görebilirsin, Unity ile çalışan birçok firma var, hatta unity bilen adam arayan da çokça firma var, zira piyasada sayı çok fazla değil.

Unity'de sadece oyun geliştirilmeye de bilir. Örneğin savunma sanayine veya başka herhangi bir şeye simülasyon geliştirilebilir o yüzden KOSGEB para verebilir gayet.

aralık 10-12 gibi açıklanır şeklinde bi tahmin yürütüyorum ben. sözü de daha deneyimlilere bırakıyorum.

şu www.osym.gov.tr

öğretmen ataması dıye bır hışımla araştrdım ama memur atamasıymış...

ya net mantıken daha ucuz olacaktır ama pazarlığına güveniyorsan oralar daha iyi hale gelecek.

beyazıttan al. arkadaş akmarda sorduğu kitabı beyazıttan 10tl daha ucuza almıştı..

polonya +1
20 tl'ye şehir merkezlerindeki meydanlarda çok temiz hosteller bulabilirsin. gittiğine hiçbir şekilde pişman olmazsın. olursan da gel beni döv, o kadar garanti veriyorum. detaylı bilgi vs için mesaj atabilirsin.

suriye'ye git derdim ama karışık şimdi oralar.
gürcistan'a gidebilirisn. yönünüzü biraz doğuya çevirin

pasaportun vardır umarım. yoksa pasaport ve vize hepsi birden başlangıçta masraflı olur. selanik'e otobüsle bile gidebilirsin. yunanistan yakın ve hesaplı. tunus vizesiz. bir de avrupada her türlü yerde kalabilirsin. hostel filan sorun olmaz. ama sen tavsiye isterken, pasaportun vizen var mı, bunlar dışında ne kadar zamanın ne kadar bütçen var belirtmemişsin ki yardımcı olabilelim.

hırvatistan... başlangıç için idealdir...

Vize diye kasmazsın, Rusyaya git. Hem özellikle St. Petersburg cennet gibidir. Şehir müze şehir zaten, baştan aşağı görülecek yer var. Geniş yollar rahat insanlar falan da cabası. Gittim ordan biliyorum ;)

Şu an için tek eksisi soğuk olması. Ama umrunda değilse hiç durma :)

polonya güzeldir. hem para birimi de euro falan olmadığında hesaplıya gelir. varşova'da bir kaç gün kalır oradan krakow'a geçersin. lodz'da güzeldir. kısaca polonya iyidir.

Kuruntu diyebilirsiniz ama bence ne olur ne olmaz nörolojiye görünün, bir mr falan çektirin. Şimdi adını söyleyip boşuna telaşa sürüklemem istemem sizi ama o dediğim gibiler ve türevlerinde böyle ufaktan işaretler olabilir.

fazla osbire asılıyorsun panpa..

neyse ciddi konuşursak bence üstüne yatmış falan olabilirsin. bende de çok sık oluyordu. karıncalanma haricinde anlatabilcek kelime yok neredeyse değil mi. :) acil bir şey yok bence. 2-3 gün bekle maksimum. yine geçmezse görün bi doktora.

benim iki tarafta da her uyandığımda oluyor o. çeşitli noktalarda. doktora gittim bir şeyin yok dediydi. gitardan sanıyorum benimkisi. seninki de mousedan sanıyormuşsun işte ne güzel. ama tabi doktora git. başka bir şeyin belirtisi de olabilir.

Karpal tünel olabilirsin araştır bi derim

en.wikipedia.org ?

@nabruknabruknabruk

şeytan'ın yazdığına mı inanılıyor o kitap? yoksa bir insanın satanizm ve ritülleri ile ilgili yazdığı bir kitap mı? araştırmadım ben o konuyu. nedir tam olarak?

Şeytan sadece bir melek. Melekti değil, sonuna kadar melek. Ve meleklerin kitap gönderme durumu yok. Sadece içimizde biten kötülük olsa da, içimizdeki kötülüğün de kitap gönderme yetisi haliyle yok.

Ayrıca "kitap gönderme" doğru bir tabir değil. Asla gökyüzünden zınzınzınzım diye mavi bir ışık sütunuyla kitap inmez hazır. İslamı bilirsin, kaç yılda parça parça gelenlerin Hz. Muhammet tarafından aktarılmasıyla yazıya dökülmüş sözler bunlar.
Hristiyanlıkta da keza, gökten inen bir kitap yok.

(O linkteki kitap da Anton LaVey'in yazdığı bir kitap işte. Nasıl ki çükünü öptüren şeyhler ve onlara inananlar var, bu Anton'a ve onun gibilere de öyle.)

elbette bi adam yazmış ancak satanizmin temel kitabı gibi bi durum var sanırım, yani şeytanın bizden istedikleri ve olması gerekenler gibi galiba.

tam da emin değilim ama haberin ola :)

ya tanrı'dan geldiğini düşündüğümüz kitapları aslında şeytan tanrı'nın adını kullanarak yollamışsa? zrrrt**0

şeytanın kitabı derken şeytan ayetleri var, onu mu kastediyorsunuz?

@jesterdvine

gramer kontekstine göre geçmiş zamanı kastetmedim zaten. biliyor olup bilmemezlikten gelme durumunu ifade ettim, onay almak için.

kitabın da zınk diye indiğini kastetmedim. dine göre öyle bahsedildiği için öyle yazdım. o kısımlar teferruat, asıl sormak istediğimle çelişmiyor yani yazdıklarım.

şeytan'ın başkasına kitap yazdırması olarak da düşünebilirsin. benim yazdıklarım da biraz ad aktarması da var. şeytan diğer meleklerden farklı bir de dine göre. belki özel bir durum vardır diye sordum. zaten bilmediğim için sordum o kısmı da :)

ister istemez dinin mantığına gireceğiz heralde :)

bizzat şeytan göndermiş olcak, onu diyor, şeytanı anlatan ayetler değil yani .

ben anladım seni haci. yani şeytan değil de bir cin falan olsam paso milletle bu şekilde taşak geçerim heralde. git bir adama cebrailim ben de. hz muhammed sözümüze uymadı. son din islamdır dedi, son peygamber benim dedi falan filan gazlarım. adamı da inansınlar die iki uçurur sağa sola götürürüm. hoop al sana yeni din.

@terp

şeytan ayetlerinin detayını bilmiyorum. şeytanla ne ilgisi var mesela. biliyorsanız o konuyu da açıklayabilirsiniz.

özetle: kuran indirilirken şeytan cebrail'in kılığında peygambere kendi ayetlerini iletiyor. tartışmalı bir konu: (bkz: şeytan ayetleri)

ilki süper, iki eh, üçüncüyü bilmiyorum

aslında sadece 2 güzel diyebilirim ama yine de 2-1-3 olarak izleyebilirsin iyiden kötüye.

2 ve 1'e kefilim.
2-1 sırasıyla izle

road trip, bunlardan en iyisi, sonra sex drive. euro trip'i izlemesen de olur.

mrtksn +1

hala akıllarda bir "scotty doesn't know that fioanna and me.." diye başlayan destan varken :) (ve o destanı Matt Damon şakırken)

Road Trip güzeldir ama Euro Trip efsanedir! Sırf Scotty doesn't know için izlenir... mrtksn&jester +1

Bu soru da artmaya başladı. Ama yok öyle birşey. Ekşi duyuru nüfusunun artmasıyla gelen bir laubalilik artışı olabilir belki. Ama bi sorun teşkil etmiyor. Çünkü çoğunlukla yardımlaşma söz konusu.

Diğer soru-cevap sitelerine göre daha iyi durumda bu arada. Samimiyet ve cıvıtma çizgisi iyi korunuyor bence.

Şimdi "bok" demenizden dolayi bu duyuruyu modertorler ucurmadan once cevaplayim: bu siteyi bulup da bir seyler sormak isteyenlere kapilari kapatmanin bir anlami olmadigindan uyelikler acik duruyor. Sadece uzun sureli kotu kullanimlarda kapatiyoruz.

Hoslaniyorum acilamiyorum sorularinin ben bilgisayarima virus mu bulasti sorularindan cok bir farkini goremiyorum, ama soru yerine ayri bir kategoriye koyabiliriz.

aslında iki aşağıdaki soru söylemek istediğimi özetliyor. duyuruya yeni kayıt olanların da kuralları iyice anlamasını sağlasak mesela bir şekilde. en azından sinir bozucu sorularla karşılaşmayız.

beni o "hoşlanıyorum ama açılamıyorum" türü sorular pek rahatsız etmiyor, en fazla okumuyorum daha başlıktan falan bile sıkıcı geldiyse.. ama son zamanlarda sorularda da cevaplarda da herkes bi sidik yarıştırma modunda sanki. daha çok ayarı ben vereyim, en çok ben üste çıkarım, hah buna da lafı çaktım diye ego tatmin ediyor sanki herkes. anlıyorum sözlük kanı var içimizde ayar vermeden adım atamaz olduk galiba da burası eskiden daha sakin, saygılı bi ortamdı, daha çok severdim.. bütün bunlar benim fikrim tabii..

öncelikle inkey +1 ayakta alkışladım,,,
bencede bu işin biraz b*ku çıktı bence ayrı bir kategori açılabilir ''psikiyatri'' vs. gibi uzun yazıları bende okumaktan çekiniyorum

star wars serisini nasıl izlemek lazım?

favori sorum bu mesela. ayda bir sorulmazsa olmaz.

olay şöyle,

insanlar bazen bazı konularda başkalarından fikir ve destek almak istiyor. Benim sorduğum bir sürü iş sorusu, milletin sorduğu açılayım mı ayrılayım soruları, şunu yapayım dimi lan tarzı sorular bu kategoride.


Bilmedikleri konular oluyor, şu nedir, nasıldır gibi. Aynı şekilde sırf aramaya üşendikleri için sordukları sorular var. Yılbaşı ayın kaçıydı lan google'a sormaya üşendim gibisinden.

Beyler şuraya nasıl giderim diyip şehir yazmayan tipler var. Mesela aramızdaki kamillerden biri, nerede olduğunu söylemeden Aras'ın x şubesine gitmek istiyor. Ama inatla nerede oturduğunu söylemedi, ben istanbuldan aras'ın ankara şubesine gidişini tarif edecektim sustum.

Genel olarak düzenli cevap verenler olarak sıkıntılarımız şu,

malca sorulan sorular konusu herşey olabilir. Eksik bilgi yazılan sorular, şehir yok, artı soru sahibinin cevap verene atarlandığı sorular. Bir de 300 satırlık soruda bir tek paragraf koymayan sorular, ve liseli tripleri.

İnternet kullanıcıları deli gibi ürüyor ve muhtemelen aramızda herkesin en az 3-5 hesabı var, öyle olunca kimin ne sorduğu, ya da sorunun ne kadar ciddi olunduğunu bilemiyoruz vs.

Bu duruma çözüm getirecek olan varsa, site cennet olur

Sorunun tarifi güzelce yapılmış şu cevaplarda. Hadi çözüm konuşalım: (ama önereceklerim hiçbiri tek başına iyi değil. 10gr şundan 20gr şundan yapılmalı)

a. Moderasyonun tek yamuk yapanı uçurması ve dönemesin diye IP'ye ban koyması?
+ ÇOK daha sakin ve "eskisi gibi" bir yer.
+ Yükselen düzey.
- Deli bir moderasyon faaliyeti.
- Lanet ettirme. Zira en bi avaraj net kullanıcısı da buraya üye. Hatalar yapmak onların en doğal hali.

b. Var olan özellikle sözlük üyesi olmayanları ona geçirerek duyuruda da aynen sözlükteki gibi çaylaklık sistemi konması.
+ ÇOK daha sakin ve "eskisi gibi" bir yer.
+ Yükselen düzey.
- Deli bir moderasyon faaliyeti.
- Duyurudaki nispeten hızlı cevap veya çözüm olayının kırpılması. İnsanlar burayı hızlıca cevap buldukları için de seviyordur tahminim.

c. Modların hem sayısının arttırılması, hem de müdahalede daha seri olmaları.
+ ÇOK daha sakin ve "eskisi gibi" bir yer.
+ Yükselen düzey.
+ Moderasyon dokunuşu gereken vaziyetlerde hızlı davranış.
- Olası keyfi uygulamaların can sıkabilmesi. Halihazırda mod işlemlerinde bir neden belirtilmediği için, modların anacıklarının hatrı bolca sorulur.
- Devlette polis, duyuruda polis benzetmesi

d. answer.yahoo.com benzeri bir sisteme geçilmesi
+ Çok çok daha isabetli bir soru cevap sistemi
+ İyi moderasyonla birleşirse bal dök yala temiz ortam
- Kimsenin aşina olmadığı bir sistem
- Şu anki özgür havaya zarar.
+/- compumaster veya fader'ın bu konudaki düşüncesi

e. Tüm insanların klavyesinin ayarını bilip bokunu çıkartmaması
+ ÇOK daha sakin ve "eskisi gibi" bir yer.
+ Yükselen düzey.
- Şakacı yada ütopik olmaya luzum yok.
- Asla olmayacak bir şeye inanmak
- Olası kara koyunları ve klavyeşörleri tiksindirecek bir ortam.

f.
g.
h.

uzar gider..Gidip kahve yapayım :)

boşver yav.

ha bi şöyle tavsiyem olabilir mesela ben ilişki sorularını hiç okumadan atlıyorum bana ne lan gülşen abi miyim ben diye. bunları da kapsayan daha fazla kategori ile istenilen kategorilerin görülmemesini sağlayan donuz süper olabilir.

@elxa: her fırsatta söyledim, burası benim için sadece duyuru açma veya cevaplamadan öte bir yer. Daha çok bir sosyal paylaşım sitesi diyelim. B,r çok yararı oldugu için de, azimdir önemdir her türlü. Hatta öyleydi ki bizim firewall (fortiguard) bile engellemişti vakt-i zamanında, verdiği kategori de "social networking" idi. Hehe herhalde sezmiş gavurlar :)

PS: Akabinde mesaj atıp demiştim ki no no no this is a site with the same intent as ask.com or answer.yahoo.com and so I'd like you to reconsider bla bla.. Rekonsider ettiler çok şükür :)

Burası resmen ben şu konuları sevmiyorum, ben bunları sevmiyorum gibi yazıların olduğu bir başlık olmuş. Sevmiyor musun? Okuma! Es geç başlığı. Bence "
henry gale" senin sorunun cevabı da "aramaya inanmak!"

Yukarıda işlevsel ve gayet güzel iş gören bir ARA butonu var duyuru açmadan önce bir arasak çok güzel olacak. İyi Bayramlar.

feedbackle falan ugrasmak zor geliyo.

@compumaster burdan sana öneri, kategori gizleme seçenegi eklensin, isteyenler istemedikleri kategorileri görmesin(sözlük teknik gibi) hoşlananlar icin de guzin abla veya artık adı ne olursa bi kategori eklensin.

yeni ise eski eski ise yeni model yükleme sayfasını deneyin

bu Chrome kullananlarda yeni çıkmış bir arıza. Firefox yada Explorer'daysa böyle bir arıza yok.

tesnexus'tan ötesi yoktur. bildiğin yoktur :)

www.tesnexus.com

Altın gayrimenkulden sonra en iyi yatırım aracı

Kuveyt Türk'ü öneririm

Kuveyt Türk batarsa (ki batmaz) paran batar. Ama kesin devlet koruması falan filan..

ALtın son 10 yılda kabaca %649 getiri sağladı. Son 1 yıldaysa %60 küsür. Yatırım fonları asla bu performansa varamaz.

ben eylul'de aldim su an 2.500 lira zarardayim battim anlayacagin. nerdeyse yilbasi gelecek umudum yok lanet olasi metal guvenli liman falan degil. dustu mu laaaap diye bi anda hayvan gibi dusuyo cikacagi zaman da mehter takimi gibi boncuk boncuk cikip saglik topu gibi bi anda tekrar dusuyo yani ozetle pismanim...

yatırım işlerinden anlamayan düz insanlar için altın uzun vadede en iyi yatırım aracıdır. iş bankasını tavsiye edebilirim, kullanıyorum.

ama yok ben altınımı 3-4 ayda bir bozdururum, sonra yine alırım filan diyosanız kısa vadede zarar edersiniz.

"paramın batma ihtimali var mı" sorusunu soruyorsan, kesinlikle altın alma git likit fon al...

ankara -> yoğun biçimde sömürüyorum diyebilirim, hızda bir değişiklik fark etmedim

istanbul > takır takır düşürüyorlar. ağlıyorsun açmıyorlar hatta. (ulus bölgesi)

istanbul > kadıköy: burada adil kullanım sınırı 1tb

ankara - her ay 25'i mutlaka geçiyorum ama bugüne kadar hiç düşürmediler.

kayseri-talas sömürüyorum panpa, bence yoğunluk olmayan yerlerde ilişmiyorlar

izmitteyim, 8mbps diye bağlattım, o hız 4ün üzerine hiç çıkmadı zaten. ama 4ün altına da hiç düşmedi, hep aynı.

istanbul - kartal : adil kullanım kotası yok, çünkü port tanımlaması yapılmamış. Hızı düşmeyen hiçbir abonenin port tanımlaması yapılmamış. Neden yapılmıyor; ttnet'in satış stratejisi.

ankara-> hiç artmıyor ki düşsün.

kocaeli - geçen ay 770 gb çektim önceki ay 280 gb şuan 16mbite kadar'a geçtim daha da coşucam sanırım.

izmir - 3 aydır falan kullanıyorum, muhakkak geçiyorum 15 gün dolmadan, henüz bir yansıması olmadı.

mantar pano aparatı olabilir.

Mantar panolara takılan iğnelerin komple plastik olanı gibi.

aynen mantar pano iğnesi bu.

plastik raptiye.

harita çivisi denir kendisine. öyle ararsanız hep benzerlerini göreceksiniz.
ha bi de solo test'in çubuklarına benziyor. :)

sanki ufak ve plastik bir satranç takımının piyonu gibi. solotest gibi oyunun panosuna saplanarak oynanan satranç takımı var yani, gördük biliyoruz. o olabilir belki.

kesinlikle normal, sağlıklı, mantıklı.
senin yaptığın yani.
diğeri kesinlikle mide bulandırıcı.

normal
garip (ve yivranç)
bişi diil

ya iyi de manitayla her türlü frençtir blowdur takılırız yıvış yıvış, ondan sonra da diş fırçasını kullanmasın! Hohoy! Yesinler hijyeninizi :)

bir kereye mahsus bir seyse bence bir sakincasi olmamali.
ama uzun süreli dis fircasi ortak kullanilmaz tabi.

normal

normal

garip

rica ederim

biz afedersin donlarımızı bile birlikte giyiyoruz.
bence kullanmak normal.

herşeyiniz ortak diye ağız hastalıklarınız da ortak olmaz zorunda değil bence.

hayır sizde / onda bir problem vardır ama ağıziçi yapısı savuşturmaya müsaittir, size / ona patlar ceremesini çekmek.

bence en kısa zamanda (mümkünse ilk fırçalamadan önce) yeni birer diş fırçası alın ikinize de. eski fırçayı da atın direkt. sıfırdan başlayın.

@jesterdvine

ağzının payını vermişin :)

3 ayda bir diş fırçasını değiştirmeyi gerektirir.

ve bence de olmamalı.

yok daha neler, takılın kendi diş fırçanızla. kimse kimsenin diş fırçasını kullamasın arkadaş, fantazi ne yapmaya ne gerek var.. seksin yeri ayrı bunun yeri ayrı..

@Thunder: Hehe teşekkür :)
@Toshiro: Sekste icabında burada açıktan zikretmek istemediğim hijyenin h'sinden bile uzak yerlere deyiyor o dil o dudak, sonra da alt tarafı dişlere iç dudağa damağa temas eden alet için olmaz! hayır! istemezük! Yukarıda denen ağız hastalığı falan lafları için de, esas o - siz anladınız - mezralar mikrop bakteri yuvası be!

olay sekse nereden galdi anlamadım ama bahsedilen "mezra"larda bulunup da farklı bir bölgeye göç edeceği zaman ağız ve civarını tercih edebilecek ihtimalde bir tek herpes virüsünü biliyorum, onun da diş fırçalarıyla bir alakası olacağını sanmıyorum zaten.

her bakterinin/virüsün kuluçkalamada tercih ettiği yerler vardır, bu yüzden zaten burnumuzda veya malum "mezra"larımızda çürük oluşmaz. aynı şekilde ağzından sistit olanı da duymadım.

yani demem o ki hastalıkları karşılaştırırken bu meyillenmeyi de göz önünde tutarsak, manitanın diş yapısı çürüğe senden daha dayanıklıysa ve/veya ağız sağlığına önem vermeden fırçasını kullanıyorsa, ileride diş ağrısı, ağız kokusu, dişeti kanaması ve çekilmesi yaşaman kuvvetle muhtemel.

he zaten ikiniz de hijyen açısından hiçbir şeyi sallamaz durumdaysanız pek de önemli değil. ama soru olarak kafana takıldığına göre önemsiyorsun gibi algıladım.

benim eyyorlamam bu kadar.

manitaniz fazla amerikan filmi izlemis sanirim.

herkesin agiz florasi farklidir, dis fircalari da ayri olmalidir. oldu olacak ayni kagida silinin tuvaletten sonra. teallam ya. bi de bunu romantizmle bagdastirmistir kesin, tavir yapmistir.

marka etiketinden mi bahsediyorsunuz bedenini falan gösteren? eğer öyleyse elinizle çekip yırtmaya çalışmak yerine dibinden fakat azıcık kalacak şekilde makasla keserseniz yırtılmayacaktır.

hayır öyle kesince daha beter batıyor ki.

önce rinitin dediği gibi kes, sonra kalan yerleri de çakmakla hafiften alazla. hiç değilse keskinliği gider.

ters giy panpa

(bkz: enkaz altındaki insana mikrofon uzatan spiker )

E Reha Muhtar zamanında yüzü gözü kaymış bir kazazedeye sormuştu "acı var mı acı?"

Ondan beridir yerleşti dillere.

Bu üçü de yüz yıldır film yapan tipler. Soruya gel :)

www.imdb.com
www.imdb.com
www.imdb.com

ben bu aktorlerin filmerini seviyorum ve bu tarzda baska aktorlerin filmlerini izlemek istiyorum eger tavsiyede bulunursan

gişe filmi yapan, kıçının kılları kadayıf olmaya yüz tutmuş erkek holywood aktörleri soruyorsan aklıma gelenler:

bruce wills
jack nicholson
michael douglas
denzel washington
tom cruise
russel crowe
vs..

bu tarz bi liste mi istiyordun tam aolarak anlamadım ama..

helal para camii'ne 79,201,986 gibi yeşilyurt, koop. evleri, balçova otobüslerine binip bahçelievler tansaş ya da şoförler lokali duraklarında indikten sonra 5-10 dk. kadar bozyaka ssk'ya doğru yürüyerek gidebilirsiniz. hastaneye kadar gitmiyorsunuz.

balçova otobüsleriyle gelinirse (şoförler lokali):
g.co

yeşilyurt otobüsüyle gelinirse (79,18) (bahçelievler tansaş ya da itfaiye durağı):
g.co

koop. evleri otobüsüyle (201,20) (buradaki durağın ismini bilmiyorum):
g.co

metroyla üçyol durağından:
g.co

annesi neden tepkili?

Allah rahmet eylesin çok yazışmıştık kendisiyle ben sorardım o cevaplardı, o sorardı ben cevaplardım.

Allah Gani gani rahmet eylesin..

korkarım ki intihar ... :( nur içinde yatsın, gitti gencecik çocuk

inanamiyorum...

başımız sağolsun. duyuruda hatırladığım 2,3 adamdan biriydi:(

Allah rahmet eylesin. çok üzüldüm.

üç hafta önce "zırnık" arıyordu kendisi buradan. son mesajlaşmamız da odur. umarım bu zırnıkla falan alakalı bir şey değildir vefatı.

nur içinde yatsın.

sabahtan beri kabulenmekte zorlanıyorum. tanımıyordum ama sanki tanıyormuşum gibiydi. ailesine sabır diliyorum.
huzur içinde uyu atatürkiye.

sözlük yazarı olarak, ailesini de bu zor günde düşünmek gerekir bize tepkiliymişler haklarıdır muhakkak. ama son vedayı etmek istiyorum içim hiç rahat değil.

allah rahmet eylesin...

duyurusu: (git: 294918)

duyurusuna cevaplardan biri:"bence bir psikoloğa görün.benzer seyleri abim yaşadı cddi ve önemli şeylerdi hçbir şey umrunda değildi yaşadık bitti moduna da girmişti .nyse snra psikiyatriye gtti adam bnlrı beynine atıyorsun acısı ilerki yaşlarda cıkar intihara kadar yolu var gibi bir şeyler diyip psikloğa yönlendirdi şimdi daha iyi bir süre önce de psikoloğu bıraktı.şimdi en azından kaytsız değil ve yaşama sevnci var adamda." burchak

erken ölüyor iyiler..
huzur içinde yatsın.

hayır olamaz yaa ınanamıyorum! söylüyodu yurt dışına çıkıcam herkesten uzaklaşıcam diye. neresi dediğimde söylemem diyodu bu muydu yani? gideceği yer orası mıydı? neden ya neden:( inanamıyorum hala inanamıyorum! nur içinde yat gencay.

şahsım adına son birkaç yılın en çok kötü haber/olaylarını aldığım/yaşadığım bir ayın sonlarına doğru, bugünkü moral bozukluğu kontenjanımı da bu acı haberle doldurmuş oldum. hava kapalı burada biliyor musunuz, ve ben yüzyüze hiç görüşmediğim, ismini dahi bilmediğim, ama yıllardır duyuruda görüştüğüm/takip ettiğim...

ne diyorum ya ben, niye yazıyorum bunları...

Allah rahmet etsin, taksiratını affetsin :(

allah rahmet eylesin...

hesabı silinmese ve burda hatırlansa? ne olduğundan emin olamadığımız bu dunyada kendisine ya da yakınlarına faydası olur mu bilemem ama.. bu arada ortak noktamız da varmış. kendisi kadar olmasa da ben de baya duyarsız kalıyorum birçok şeye :s

Söylecek çok şey var da yazıp yazıp siliyorum. Sözlükte değil de duyuruda çok rastlardım cevaplarına. Mesajlarına baktım bir daha... Allah rahmet eylesin.

Allah rahmet eylesin...

Hiç bi zaman insanların intihar laflarını, bunalım duyurularını hafife almadım..

Keşke bilseydim de iki üç cümle de ona deseydim, dertleşebilseydim..

Ne acı bu kadar yalnız kalmış bu kadar çaresizmiş bi kamyon dolusu adam yardım edememişiz..

Allah rahmet eylesin......

niye böyle oluyo niye intihar ediyo bunlar cok üzücü ya. herkesin başı sagolsun.

"ekşi duyuru'yu anlat" deseler en başta sayacağım isimlerden biri ataturkiye. çok üzdü. huzur içinde yatsın.

Allah rahmet eylesin.

Başımız sağolsun.

çok üzüldüm... gencecik! :(

Sözlükte görüp de pek tasvip etmediğim adamları Duyuruda tanımak daha güzel. Yardımseverliklerine, içtenliklerine tanık olunca fikir ayrılıklarının ne kadar önemsiz olduğunu anlıyorsunuz. Ortak yönlerimizin çok daha fazla olduğunu görüyorsunuz.
Bne Atatürkiye'yi burda sevdim. Allah gani gani rahmet etsin.

daha geçen hafta yazıştık.
...
bir süre ortadan kaybolacağım, netten uzak olacağım demişti.
güzel güzel dertleşirdik, arada ölümden bahsettiği olurdu ama hep aksi yönde telkinlerim olurdu.
güzelce vedalaştık.
ve bugün bu haberi gördüm.
güle güle Gencay.
nereden bilebilirdim ki gizli gizli temelli gitme planları yaptığını?

Allah rahmet eylesin. duyurudan cevaplarını görürdüm. düzgün biri gibiydi. kişisel olrak da öyleydi muhtemelen...

Allah rahmet eylesin. Tüm sevdiklerinin başı sağolsun. Sorarsa imam, yüz yüze tanımasak da iyi bileceğiz hep.

Ya çok kötü oldum. Allah bilir bana elli defa yanıt verdi ben hiç rumuzlara dikkat etmediğim için bilmiyorum. Allah rahmet eylesin.

çok üzgünüm, nickine aşinaydım buradan, yardımsever bir insandı.

Ruhuna Allah'tan huzur , geride kalanlara da sabır ve tevekkül diliyorum...

okuyorum yazilanlari ama inanamiyorum..3-5 duyurusunu gormustum o kadar..cok uzuldum..su an hayatta olmadigini dusunmek cok aci..lutfen herkes kendine dikkat etsin,kimseyi uzmesin..

İç burkucu... Rahat uyusun.

kac defa mesajlasmistik ya :( lan acayip uzuldum. hay ya.

Kafamdan vurulmuşa döndüm. Çok üzüldüm. Allah rahmet eylesin.

Allah rahmet eylesin cok sorumuzu cevaplamisti zamaninda

annesinin neden tepkili oldugunu anlayabiliyorum. oglu vefat etmiş üzüntüden herhalde sardı. allah rahmet eylesin.

Mekanın cennet olsun. Söyleyecek birşey bile bırakmadın bize, keşke burada olsaydın, keşke yine mesaj yazsaydın.

Allah rahmet eylesin,sevenlerinin başı sağolsun.

Allah rahmet eylesin . . .

o sıralar sözlük hesabını kapatıp ayrılmıştım buradan. şimdi gördüm bu haberi ve çok üzüldüm. aramada arattım, www.eksiduyuru.com karşıma ilk sırada kendisiyle yaptığım soru-cevap başlığı gelince daha bir kötü oldum. allah rahmet eylesin. huzur içindesindir umarım...

kaçan çoraba oje sürmek.

gres yerine arap sabunu kullanmak, V kayışı yerine kadın çorabı kullanmak, can simidi olarak otomobil iç lastiği kullanmak, vapur iskele arasına tampon olarak motorlu taşıt dış lastiği kullanmak, ayağı vuran postala hijyenik ped kullanmak ilk aklıma gelenler

yeni yıkanmış pammuklu çorap veya donla gözlük silmek

gercekten acılıyor ben actım.

katlanmış dosya kağıdı/gazeteyle masa bacağı dengelemek?
tuvalet kağıdından kitap ayracı
çatalla sırt kaşımak (dedi kuzenim...)
pilav demlensin diye gazete kağıdıyla kapatmak

duman dedektörüne sigara içmek için kondom takmak

bardağa veya kavanoza filan çiçek koymak, kağıdı yelpaze gibi kullanmak, t cetveli veya şemsiyeyle yatağın altına kaçan bir şeyi almak, anahtarla kontör kartındaki gri zımbırtıyı kazımak. ayrıca çimlere uzanınca montu veya çantayı yastık gibi kullanmak. yine pis bir yere oturulacağı zaman bilumum mecmuaya minder muamelesi yapmak.

yogurt kabını saksı olarak kullanmak.
motosiklet suruculerı gazete kagıdını goguslerıne koyarlar ruzgardan korunmak için, hatta eski memur taktigi die geçer motorcular camiasında.

kırlent sikmek.

1 lt'lik ice tea kutularından zigon sehpa yapma

cımbız veya çatalı televizyon anteni olarak kullanmak
kalemi toka olarak kullanmak
külotlu çorabı maske olarak kullanmak

kadın çorabıyla oje çıkartmak favorim
permatikle cam temizlemek
koltuk sandalye ayağına halıfileks yapısdırmak
çizilmiş eşyaları oje ile kapatmak
diş firçasıyla harika saç boyarım mesela
kürdanla,tığ ile kulak karışdırmak :)
dağda bayırda kıçını ağaçların yapraklarıyla silmek :)
balkona cd asıp kuşların sıçmasını engellemek
cupa'dan kalemlik yapmak
eşyaların dengesini sağlamak için altına küllük konserve gibi şeyler koymak varda var aslında

(bkz: ürünlerin amaçları dışında kullanılması)

Yok canıım ne takılması. Anca 150 avroyu geçeceksin ki öyle.

Ben de bu aralar arduino araştırıyorum, almışken mega alayım diyordum.

Bana sorarsan bunlar takılmaz hele ki hong kongdan geliyor, düşük ihtimal.

Vergi sebebiyle takılırsa zaten 20 doların yüzde 20 si bişey değil, ondan harici bi sebeple takılamaz zaten, üstünde pil yok, gümrükten geçebilecek mallara aykırı bişey yok.

Uno zaten başlangıç aleti bu arada.

bence takılmaz. fiyatı düşük. en fazla sorabilirler bu nedir diye. ama maddi anlamda takılmaz.

Takılmaz, tabi yüksek adetli alacaksan o zaman risk almış olursun.

1. vergi denince sadece %20 vergi alınmıyor. yanılmayın. %18 kdv 'de alınıyor ve bunun en az 10 katı gümrük masrafı veya gümrük komisyoncusu ücreti çıkacak karşınıza. eziyeti de üstüne cabası.
2. 150€'luk sınır 75€'a düşürüldü 2-3 ay önce inanmazsanız www.ntvmsnbc.com
3. tabi bu ürün takılmaz. sonuçta 10$ bişey.

teşekkür ederim.o zaman ben siparişimi vereyim.takılırsa sadece hevesim kursağımda kalır ondan sormuştum.

@saiko başkan, bende mega alacam o zaman.kapışalım.

teşekkürler.

ben smyrna ptt ile 10 katı gümrük masrafı vs olmaz, komisyoncu kullanıyorsan komisyoncuya para verirsin bunlar da ancak ve ancak ups dhl vs de mümkün.

şimdi hazır konu burdayken yazayım türlü türlü gümrüğe takılma var, biri her ürün gümrüğe takılabilir, ister 10 dolar olsun ister 550 dolar, gümrük memuru her paketi incelemez ama denk gelir ya da paket üzerindeki declarationa güvenmez ya da paketi büyük bulur, açar sonra da senden vergisini ödemeni isterler. vergi ödemeni gerektiren bi üründür 10 dolarlık şey içinde vergi ödeyebilirsin, ha tabi kim uğraşır o ayrı.

bir de şöyle bi durum var, kesici, yaralayıcı alet, boya, pil, bazı ilaçlar, yani türkiyede onay alınması gereken şeyler için gümrüğe takılma vardır. mesela kılıç, takılabilir, kesin takılmaz diyemiyoruz çünkü her paket kontrol edilmiyor ha takılırsa o kılıcı almak için vergi ödemeniz yetmez, gidip durumunuzu anlatıp bi izin almanız gerekir ha bak bu baş ağrıtır işte.

ben o kadar vergiyle mal aldım bi kere bile %20 den harici vergi ödemedim, bunları kim çıkarıyor bilmiyorum açıkcası, ya bu bi yerde yazıyor fakat uygulanmıyor ya da böyle bişey yok. ya da benim teslim şeklim ya da ürünlerimle ilgili.

ben de biraz daha araştırayım bakalım meganın bi sürü seti var şu uygun gibi benim yapacağım işe sen de öyle bak

www.ebay.com

ha foster bu arada satıcıya sor trackable shipping var mı diye yoksa iste onu, tr içine girince kontrol edersin daha kolay olur işin.

@saiko başkan, teşekkür ederim her şey için.satıcıya sorarım onuda.bu arada sorması ayıp ne için kullanacaksınız arduino yu? ben lcd de ufak bi kaç oyun düşünüyorum ama sizin seti almak için şuan erken diye düşündüm.

Ben bilgisayarın içine koyup uzaktan kumanda ile bilgisayarı başlatma, ve ekranda cpu load mhz gösterme gibi bişey düşünüyorum en başta, daha tabi lamba yakmayla başlayacağım ama bakalım.

beggining arduino diye kitap var pdf mdf bul bi yerlerden, bastır onu.

teşekkür ederim.alet gelsin çalışmalara başlıyayım tekrar görüşelim başkan.desktop tarafında yardım edebilirim size.

10 kat masraf derken bu 10$lık cihaz için gümrük komisyonucusu masrafı vs anlamında demiştim. yoksa 500$lık şeye 5000$ masraf çıkmaz tabi :)

İşte zaten ptt de gümrük komisyoncusu olayı yok, dhl ups siz sormadan otomatik sokuyor.

Lütfen soruyu bir daha okuyalım.

Kış yaklaşıyor, fotoğraf çekme mevsimi uzaklaşıyor. Bir ihtimal bundan olsa gerek.

kur da oynayıp duruyor onun etkisi de olabilir (tabi tr fiyatlarına bakıyorsanız)

ben varım, özellikle merak ettiğiniz birşey var mı?
kısaca;iş yapmaktan ziyade,mobil olarak facebooka bakmak, icabında film vs izlemek, webde gezmek vs için alınabilir.

ekranı yansıma yapıyor
3g si yok ancak bir çok cep telefonundan internet kablosuz olarak paylaştırılabiliyor.
önceden 720p vidyolarda sorun çıkartıyordu ancak yeni güncelelnen yazılımlar (mxplayer) gayet güzel çalışıyor ve bir sorun olmuyor.
dokunmatiği güzel.
klavyesiz alacaksanız usb girişi sorun olabiliyor (yeni bir aparat çıkarttılar ancak henüz deneyemedim belki bir 15 gün sonra falan)
klavyeli alacaksanız hepsi burada dan alın derim (hepsiburadayı sevmem ama klavyelinin fiyatı güzeldi)
temmuzdan beri bizde var, 1 haftalığına bizimkilere verdim (navigasyon yazılımı yükledim onu kullansınlar diye) eksikliğini hissediyorum.

Şarjı? Android sürümü yükseltilebilirliği? Klavye aparatına değer mi? 3g ile nasıl nete bağlanır? En kötü yönü?

Teşekkürler :)

klavyenin artısı:klavye olması :D USB girişi olması ve pil ömrünü arttırması
şarjı klavyesiz olarak sanırım bir 8 saat kadar gidiyor ancak şarj etme süresi çok uzun değil o yüzden pek sıkıntı yaşadığımı söyelyemem.
girişi iphonelar gibi kendine has olduğu için dışarıdan çakma şarj aleti vs bulmanız zor.
şarj kablosu kısa
araçta şarj etmek için standart araç-->USB dönüştürücüler işe yaramaz, buna özel bir aparat almanız lazım (kutudan çıkmıyor) sadece normal prizden şarj edebilemeniz için adaptör çıkıyor (normal adaptörü USB çıkışlı ancak bu sizi yanılmasın, verdiğ voltaj standart +5V değil)
3G kendi üzerinde yok ancak yeni versiyonunda olacakmış fakat ben telefon üzerinden kablosuz olarak interneti paylaştırıyorum, bir eksiğini görmedim.
root edilerek android sürümü istediğiniz gibi yükseltilebilir SANIRIM ancak ben root etmedim ve kendisi güzel bir şekilde güncelliyor, güncelleme ile ilgili bir eksiklik görmedim.

Sizdeki ASUS EeePAD TF101-1B185A modeli mi 1B186A modeli mi, ve bahsettiğiniz yenisi 1B187A mı?

ben de almak istiyordum ama usbleri klavye üstünde,klavye yoksa usb'de yok. bir de samsung ve sony'nin tabletleri daha güzel gibi gelmeye başladı bana.

bir de bu aletler bence ipadden daha güzel yapabildikleri ile ev kullanımı için çok uygunlar.

iphone + android tablet bence de ideal seçim.

bilmiyorum, yanımda olmadığı için de bakamıyorum
ancak yanılmıyorsam 3g li modeli asus tf101G olması lazım
bunlarla ilgili www.transformerforums.com güzeldir

ep640 veriyordu creative x-fi yanında, uzun bir süre onla gittim ve süper oldugunu düşümndüm. sonra sennheiser duydum, para topladım bir cesaret cx300 II aldım. Ohanness oldum :)

Fakat hikaye bitmedi, bir buçuk yıl sonra Brainwavz M2 aldım ve şimdilik 120tl ile mini Nirvana yaptım :)

Al sana mutsuz olacağın bir detay:
www.head-fi.org

Daha da mutsuz olacağın bir pasta: (bu cx300)(II'si kuş mu konduracak?)
Details: Sennheiser’s aging mid-range model, quite possibly more popular than any other IEM currently in production
Current Price: $29 from Amazon.com (MSRP: $49.95)
Specs: Driver: Dynamic | Imp: 16 Ω | Sens: 112 dB | Freq: 18-21k Hz | Cable: 3.3’ L-plug, j-cord
Nozzle Size: 5.5mm | Preferred tips: Stock single flanges
Wear Style: Over-the-ear or straight down

Accessories (1/5) - Silicone single-flange tips (3 sizes)
Build Quality (3/5) – Plasticky housings with rubber strain reliefs all-around. The relief on the 3.5mm L-plug is not molded but at least the cables are rubberized and not too thin
Isolation (2.5/5) – Very shallow insertion leads to average isolation
Microphonics (2/5) – Quite poor when worn cord-down; just passable otherwise
Comfort (3.5/5) – Short housings with short nozzles mean that deep insertion is difficult with stock tips. J-cord configuration can also make over-the-ear wear awkward

Sound (4.6/10) – The CX300s are known around here mostly for their bass, which is usually cast in a negative light. The low end does offer a whole lot of grunt but lacks in detail and rolls off steeply below 35Hz. There is some mid-range bleed, coloring the sound and obscuring lower-midrange detail. The lack of definition also causes drums to sound ‘hollow’ at times. But there are upsides: compared to a lot of bottom-tier offerings the sound of the CX300s is dimensional and well-spaced. Clarity is quite decent in the rest of the range. The midrange isn’t recessed and the treble boasts decent extension; there’s just not enough of it. The overall balance is very reminiscent of the Lenntek Sonix Micro, with a slightly better sense of space but also poorer bass control. The sound is very pleasant for pop, rap, and soft rock, though it starts deteriorating on fast and dense tracks.

Value (4/10) – With current prices hovering around $25, the CX300 loses terribly in value to the majority of competing models. The pricing of earphones such as the Lenntek Sonix Micro and the “younger sibling” CX250 render the CX300 inexcusably mediocre in today’s crowded marketplace. Their popularity is easy to explain – the powerful bass works well with the dimensionality and clarity of the rest of the range. Plus the CX300s were one of the only IEMs in their price range upon release, building up fame and a loyal following rather quickly. I do think that much of the distaste for the CX300 around the forum is exaggerated - they really aren’t offensive to my ears. But as a whole package, this one is best left to the history books.

Pros: Lightweight and comfortable, decent build quality
Cons: Microphonic, j-corded, lacks bass control and treble presence

emarosa'yı tavsiye ederim. post-hardcore kafaları.

metalcore istiyorsan da parkway drive deneyebilirsin. düz serttir parkway. iki grubu da çok severim.

hatta şarkı vereyim direkt de :

emarosa - a toast to the future kids
www.youtube.com

parkway drive-carrion
www.youtube.com

ya da alexisonfire-rough hands:
www.youtube.com

akustik olsun istersen de, alexisonfire'ın gitaristi dallas green'in projesi : city and colour; www.youtube.com

ilk etapta bunlardır gelenler aklıma. beğenirsin umarım

tarzı farklı ama bence kesinlikle dinlemesin. çok az bilinirler zaten. sen de bu şerefe nail ol bence :)

(bkz: i mother earh)

@fuel: metalcore'ın scream vokallerini pek sevmesem de parkway'in screami tam tiz scream değildi, sert severim ve bunu da sevdim teşekkürler. emarosa da kulağıma daha mainstream gelse de, şukela!
@lamnet: hacı napmışlar yaa? direkt açıverdim random bir şarkı rain will fall..taa 17 yıl önce ulan..süper!

ve bu da sizlere güzellik olsun, ne yazık ki dağılmış gruplardan clann zù www.youtube.com ve www.youtube.com

scars of life:alternatif metal.çok güzel şarkıları var.

pineapple thief:dredg god is an astronaut demişsin progressive olarak bu grubu dinle mükemmeller.

bring me the horizon:duymuşsundur belki ama son albümü çok deli.

gazpacho:pek bilinmeyen çok güzel bir gruptur.bu da progressive

İstanbul Seyahat ofisi var hemen oralarda. Daha doğrusu Natilusun e5 tarafında. Onlar direkt Silivriye gidiyor.

metrobüsle avcılar veya yenibosna. orada mavi otobüsler var silivriye giden.

Yenibosna'da metrobüsten inip, mavi silivri arabalarına da binebilirsin.

o arabalarda parayı elden veriyorsun, girer girmez akbil basma, şoför söyler zaten basma diye ama aklında olsun.

ceza evine gideceksen silivri otogardan dolmuşlar kalkıyor.

yenibosna sa in oradan 303 nolu silivri arabası geçiyor ona bin direkt silivriye gidersin

o kizi agzi yüzü parcalanana kadar tekmelerdim.

ingilizce bilmeyenler için küçük bir tercume:(

@ayşha: kadın parkta yerde oynayan çocukların üstüne gidip biber gazı sıkmış!

Benim çocuğum hapşırınca içim gidiyor, biber gazını düşünmek bile istemiyorum. Allah yarattı demezdim herhalde!

sosyoloji okuyan birisi 2012 KPSS'ye girip B grubundan sorular çözer. Genel kültür ve genel yetenek sorularından mesuldür.

tanıdığım sosyoloji mezunu felsefe öğretmeni var.

geldi aklıma whitewolf

TSR'dan Ravenloft?

Oyun dünyası olarak da World of Darkness?

evet ravenloft ya, tabi!! "s" ile başlıyo dediğim strahd'mış, o kalmış aklımda. sağolun varolun.

1. Yakında kardeşe de alıcam. Linkteki cihaz şaka gibi! Ve incelemelerini de okudum gavurlardan, en kötü 4/5 80/100 falan vermiş. Alacak olsam kendime de alırdım hatta. www.eksenbilgisayar.com
2. Zamanında Samsung Rj bilmemkaç kullanmıştım, fiyatı 1500e yakın ve iyiydi de.

@jesterdvine +1
kasalari biraz dandirik olsa da ekonomi serisinde msi lar iyidir. o fiyat da cok iyi.

eger jailbreak kaybolamsin istiyorsan olmaz. suan update yaparsan jailbreak gider ama jailbreakden vazgecmek istiyorsan sorunu tam cevaplayamicam ama ben ipod touch 4g kullaniyordum jailbreakli. bugun restore yaptim ardindan update ios5 sonra da tum eski uygulamalari yukledim mis gibi oldu.

bakalım, ben restore etmeden deniyorum şimdi :)

vee süper çalıştı!
yanisi, jb telefonu restore etmeye gerek yok.

www.hepsiburada.com

linkten işlemleri yapabilirsiniz sanıyorum.. yalnız ben de halen daha yaklaşık 1 ay önce kendilerine gönderdiğim iadeden cevap bekliyorum.. size de sabır diliyorum..

Burayı iyi oku
www.hepsiburada.com

Ve unutma, bu süreçte adamdan kan alırlar. Benim de iadede bekleyen bir ürünüm var, yoğunluklarından dolayı ellerine geçtikten ancak 2 hafta sonra o da benim dürtmemle kayda geçirdiler.

Ayrıca telefonda işin sırrı tekrar tekrar denemek ve seni bekletirken hoparlörü falan açıp işine bakmak. 444'lü numara bir kere 0,5tl 0,8tl mi ne bir şey atıyor, gerisi bedava.

@icdeddpeople formu doldurdum iade etme istegimi vs. de bildirdim fakat yanilmiyorsam iade urun alindiktan sonra en gec 8 gun icerisinde yapiliyor. E-posta ile bilgilendirileceksiniz dedi formu doldurduktan sonra. Peki bu adamlar bilgilendirmeyi 1 hafta sonra yapsa ben urun iademi yapamayacak miyim?

formu doldurunca çıkan bir sayfanın çıktısını alıp, o çıktıyla birlikte göndermiştim ben.. hiç bir şey beklemeden, ancak jesterdvine'ın dediği gibi ben de bir hafta sonra mesaj atınca kayda geçtiler anca, yoksa iade ürünü teslim alıp, öyle bekliyorlardı.. o çıktı alma kısmına geldiysen, çıktıyı alıp, gönder istersen direkt.. bana mail falan gelmemişti yani..

@rbur: Evet yapamayacaksın. Ben de aynı çaresizlik ve ama ama ama hissi içindeydim onu beklerken ama süre dolmadan 2-3 gün kala geldi mail. O kadar pislik yapmıyorlar yani.

@icdeddpeople ciktisini aldigin sayfa bu muydu, cunku bu pek ciktisi alinacak kadar onemli gibi gelmedi bana ?

flare.me

onun altında "yazdır" seçeneği var mı? evet, o sayfaydı sanırım.. "yazdır" dedi diye yazdırdım ben galiba :)

cevaplar icin cok sagolun.

bu arada onay/red'in sonuç formu o değil, ondan sonra gelecek üstünde gönderi kodu yazacak başka bir tanesi.

bence de ordaki nem neyim.
yengeye +1

yenge haklı

bu arada aynı söz asmalımescit'te de yazıyormuş..

www.sezyum.com

yenge+1

yenge haklı bence de :/

nem=neyim=yenge+1

herkes yengeye hak vermis ama nedendir ben de sizin gibi dusundum. bir kafiye bir espri bir nane yok 'neyim var' olarak dusunursek. ama bu anlama gonderme yaparak rutubet olan nem oldugu fikrine katiliyorum.

bi ay boyunca kedi poku temizlemek :/

neyse allahtan duyuruyu bilmiyo. ehehe.

freefroglet +1

evet işte ben de böyle düşünmüştüm.. neyim var'a nem var demek çok banal, böyle altın diş taktırmış azeri karısı gibi. hiçbir esprisi kalmıyor, duvara yazılmayı hak etmiyor. ama rutubet anlamında nem olarak düşünürsek birden derinliği, artistliği +10 oluyor lafın. bi güzelleşiyor. istanbul şiiri oluveriyor. ya da her iki anlam birden var. laf cambazlığı var. bilmiyorum..

hoca yenge her zaman haklı öğrenemedin mi kaç zamandır!

elbette yenge haklı. hiç türkü vs dinlemediniz mi yahu (: nem var, neyim var anlamında çok kullanılır. ama orada bir espri bir laf cambazlığı var diyorsan, sanmıyorum. bence yok.

cem karaca da şöyle demişti:

bi kaç tane itten gayrı
nem kaldı?

yani yenge +1

kesinlikle katılıyorum, gerçi yer belirtmemişsin ama en kötü skype'de falan olabilir.
pii, su saatte kalkarsam baslıktaki istanbul'u da görmem kusura bakma:)

Katılmak ve eğitimsel yönetici olmak istiyorum. Native döktürdüğüm ingilizcem var, işe yarayabilir.

çok iyi fikir ben de katılırım arkadaşlar 22 ekimdeki toefl sınavına hazırlanıyorum.

abi enteresan fikir de. daha önce bu tarz bir şey yapılmış mı acaba?
nereden aklına geldi bu?

almancamla katılmak istiyorum, mümkün mü?

ben bu işi hallederim yani yardımcı olurum zira konuşma kursuna para vermektense burası daha iyi
ama skype üzerinde konferans şeklinde bi olay varsa müthiş olur, zira anonim olarak geyiğe vurmadan konuşmak daha mantıklı

yabanci arkadasi vesairesi olanlar da getirebilirler arkadaslarini mesela, hatta bu toplum gonullerinin kavacik tarafindaki pembe ev genclik merkezinde vardi bi aralar boyle bi olay hala var mi bilmem ama.

Tamam da macikonun fikriyle tostmasters arasında 200tl bir fark var :)

With recent increases on International Toastmasters side, our membership fee for six months is 200 TL.

bence işlevsel olmaz sanki.

olumlu ya da olumsuz yorumları sebepleriyle yazarsanız daha geliştirilebilir olur sanki proje.

- sağlam yönetici lazım. konular sunumlar vs vs ? yoksa herkes sazı eline alıp "merhaba ben osman rock severim çok farklıyım ben" diye laf mı açıcak?
- devamlılık lazım
- kişilerin gruplandırılması lazım. en baştaki ile ileri düzeydeki aynı sınıfta olursa ikisine de zarar.
- her şeyin başında şu var, iki türkün ingilizce konuşması çok kritik bir iş. bir yerden sonra olay Türkçenin İngilizceye "chicken translation" ı olabiliyor. "bu akşam çok işim var" "i have a lot of jobs" olabiliyor. konunun uzmanı değilim ama bizim üniversitedeki filistinli öğrenciler şunu derdi "tömerde bize ilk öğretilen şey kendi aramızda ASLA türkçe konuşmamamız idi çünkü öyle yaparsak yanlış öğreniriz"...

ekşi sözlük altında bir sürü şey organize edildi, edilmeye çalışıldı. dağcılıktan satranca, dergiden bilmem neye kadar. çoğu devam etmedi kaldı öylece. çünkü "hadi başlıyalalım gerisi gelir" değil olay. neyse öyle işte.

- bir yönetici olması gerektiğini duyuruda yazdım. jesterdvine da bu konuda tecrübesi olduğunu belirtti. o konuda hem fikiriz yani.
- seviye bazlı gruplandırma olması gerektiğini ben de düşünüyorum ama gruplandıracak kadar çok kişi olmayabilir. ve her grubun başına geçecek kadar öğretici bulunamayabilir.
- bir yönetici olduktan sonra chicken translation olayı olacağını sanmam. olsa da müdahale ile düzeltilebilir.
- evet şimdiye kadar bir çok projeye başlandı ve sonu getirilemedi. bu yüzden biz de başlamadan bitirelim. YANLIŞ.
- Ayrıca bu iş ücretsiz olacağından dolayı bazı ufak eksiklikler görmezden gelinebilir sanki.

ben size başlamadan bitirin de-me-dim. eskide yaşan-mış olanlardan bahsettim.

anadili ingilizce olan kişilerin daha faydalı olacağını düşünüyorum. böylelikle hataları düzeltmede, türkçe düşünerek ingilizce konuşma konusunda faydalı olur falan filan.
umarım bi sonuca varır bu fikir

Yapilsa yapilir.
Mekan isi, konular, seviye belirleme en butuk sorunlar sanirsam.

ya beyler heerkes bi skype hesabı yazsın işte oradan hallederiz

beni de alın aranıza... sevaptır... "varım diyor."

ben de katılmak isterim arkadaşlar. bir mail grubu felan mı oluştursak daha iyi organize olabilmek için?

flexin haklı, ahan da groups.google.com

Katılmak isteyen bana mesaj atsın mail adresini söylesin ekleyeyim. Magico da unutmasın, onu admin yapayım.

Kesinlikle geliyorum

ulan neden her şey istanbul da olur?! izmirde de isterük :P

güzel konu da, ne konuşulacak mesela?

anadili türkçe olan insanlar arasında biraz eksiklik olabilir. yabancı arkadaşlar da çağrılabilir mesela. ama ingilizce alanında ihtisası olan insanların da yönetici olması durumuna katılıyorum.

uzaktan destek isterseniz ben de varım :)

katilmak isterim...

yurda 31 ekimde döneceğim. döndükten sonra yapılan her toplantıya gelmeyi düşünüyorum. şu an romanyadayım ve bulunduğum kentte bir ingilizce kulübü var. hatta bu sene 20. yıllarını kutladılar. sistemlerinden bahsedeyim, her cuma bir okulun bir sınıfında toplanıyorlar ve ay başında o hafta için seçmiş oldukları konuyu konuşuyorlar. konuyu öneren veya konuyla ilgisi olan 1 veya 2 kişi o toplantılık moderatör oluyor. moderatör daha önceden hazırladığı soruları gruba yöneltiyor ve herkesin konuşması amaçlanıyor. toplantılar yaklaşık 2 saat sürüyor ve adamlar 20 senedir hiç aksatmadan devam ediyor buna. seviye farklılıkları tabi ki var ama bu tip kulüplerin amacı "bilmeyene öğretmek" değil, kişinin o dilde düşünmesini ve konuşmasını sağlamak. yani ingilizcesi yetersiz kişiler geldiğinde kimse onları dışlamıyor veya gramer göstermiyor. adam zaten aktif konuşmacıları dinleyip dilini ilerletme derdinde olmalı. ama bu sayede düşük seviyedeki katılımcılar ileri seviyedeki katılımcılarla tanışıp grup dışında istediklerini sorabilirler tabi ki. ha zaten kimsenin ana dili olmadığı için yanlışlar yapılıyor cümle içinde. illaki birisi "şöyle olmalı" diyor. herkesin konuşma hakkı var doğal olarak. ama fazla abartmadan çünkü her toplantıda aşağı yukarı 15-20 kişi oluyor. bir de şöyle güzel adetleri var; gelen herkesten 1 lei (yaklaşık 50 kuruş) alıyorlar ve senede 2 kere o parayla mini parti düzenliyorlar. tabi bu parti olayı şimdilik çok yeni burası için ama ilerlerse neden olmasın..

bir ara boyle bir duyuru acilmisti birkac zaman (sene) once. taksim'de bulusacak, konusacaktik. taksim'e gittim, iptal olmus mevzu. sonra da oyle kaldi...

skype falan en mantiklisi geliyor bana... grup skype'da falan kaynasirsa daha sonralari disarida da toplanilabilir zaten... sadece %100 turkce yasagi olmali cunku hakikaten de konusmadan ogrenilemiyor konusmak.

bir de tum tecrubelerim bana speaking'i gelistiren en super etkenin, memlekette yabanci misafir/turist gezdirmek oldugunu soyluyor. diyelim amerika'da dort-bes ay kaldiniz. eger okula falan gidiyorsaniz, speakinginiz neredeyse hic ilerlemez. cunku yine sessiz sessiz kalirsiniz sinifta. work and travel olsa, genelde az ve oz konustugunuzdan, ingilizceniz artar ama speakinginizde ciddi bir sicrama olmaz.
ama birkac gunlugune amerika'li bir grubun buradaki tek rehberi olun. akabinde sular seller gibi konusursunuz. cunku mesele kelime dagarcigi, gramer, falan degil, ozguven meselesi...

bugün de tartışılır, uzlaşmaya varılırsa, varım diyorum. en azından gelir oturur dinler not alırım.

toplantının zamanı uyarsa; count me in:)

hocam bu olayın istanbul tarafı olumlu sonuçlanırsa buraya yazarsan sevinirim. izmir veyahut diğer şehirlerde de böyle olaylara girmek isteyen gençlere emsal ve feyz oluşturursunuz. özellkle kpds sınavına girecek arkadaşlara güzel bir sinerji yaratılır. bende düşünüyorum böyle bir olayı izmir için.

normal grafik tablet dediğiniz şey zaten o değil mi? yani başka türlü tablet türü var mı?

bir heves alıp da kullanmadığım bi tane var bende, 50 liraya bırakayım hatta, hehe.

edit: kağıda çizerken bilgisayara aktarmak denmiş, pardon, anlayamadım orayı ben. normal a4 kağıda çizerken bilgisayara aktarması için tarayıcı gibi bir şey olması lazım, bunu mu kastediyorsunuz?

O anlatırken ben anlamıştım ki üstündeki kağıda çizdiğini an be an gerçek zamanlı tarayan ve tablet boyutlarına düşen bir scanner. Yoksa tabii normal tabletler + onların kalemleriyle de bu iş olur.

buldum da işe yarayan şeyler değil para kazanmak anlamında :)

ne yapmak istediğimi değil de ne yapmak istemediğimi biliyorum:/ deneyerek bu değilmiş diyorum. yaşımda 24.

yaşım 24, kendini bilmez bir şekilde sisteme boyun eğmiş durumdayım ancak hiç mi hiç böyle olsun istemiyorum. Saygılarımla.

yaş 24. ne yapmak istediğimi keşfetmemle, yanlış yola çoktan girdiğimi farketmem aynı döneme denk geliyor.

ondan beri de hayattaki amacım bunu kabullenmek.

ben buldum. hayatta ne yapmak istediğini bulmamak. o değil de geniş ve eksik bir soru. zaten herkesin ortak istediği şey yaşayabilmek ve bu da bir şekilde parayla oluyor. insanların istediği şey para edinebilmek sonunda. manevi olarak da mutlu olabilmek diyelim. parasız da olmuyor zaten. farklı farklı istekler olabilir tabi, en başlıca olanı "şu mesleği edinmek" ile birlikte "şu kişiyle beraber olmak", "şuraya gitmek", "şurda yaşamak" gibi farklı durumlara gidebilir ama hepsi aynı kapıya çıkıyor sonuçta, para.

kısaca cevap verirsem, en iyi şekilde yaşayabilmek diyelim.

edit: dünyada parasız olarak yaşanabilecek durumlar da var tabii. devletten yardım alma sistemlerini kastetmiyorum, o işte de para var sonuçta ki bu hayatta yapmak istediğin birşey olmaz sanırım. kastettiğim doğal kaynakları olan bir yerde ilkel bir hayat yaşamak olabilir. robinson crusoe olayı gibi diyelim. bunu da istemiyor değilim aslında ama uzun süre dayanmak zor olsa gerek.

paradan bahsettik tabi bir de zengin olmak var. ama yeterli para olduktan sonra zenginliği istemeyen insanlar da var tabii. amma uzattım konuyu be...

sorumun geniş olduğunun farkındayım herkes düz mantıkla en kısasından cevap verse bile tatmin oluyorum. misal genç lisede doktor olmak istiyor ama ünide dans kursuna yazılıyor bakıyor ki dans bunun hayatı olacak. dansçı oluyor. yani dansçı olmak istediğini buluyor. ha olabiliyor olamıyor ayrı konu, para zaten kimsenin inkar edemeyeceği bi olay. derdim o ne yapmak istediğini keşfetme durumu.

“Seni bekleyen hayatı yaşamak için planladığın hayattan vazgeçmelisin.” demiş Joseph Campbell

Yas 22. Kayboldum.Ne yazik ki. Bulan varsa bana da yol gosterse cok ama cok sevinirim.

@terp

yanlış anlama soru güzel. geniş ve eksik olması, güzel olduğunu değiştirmiyor. ben de öyle sorular soruyorum bazen. sadece cevabı ayrıntılı vermeye çalıştım. senin ikinci cevabın da mesela soruyu daha spesifik yaptı, yani farklı durumlar var ama aynı kapıya çıkıyor. düz cevap da verilebilir tabi, bunlar da benim düşüncelerim.

@ermanen: yok, yanlış anlamadım :) daha sonra cevaplayacaklar için biraz daha açıklayıcı olsun diye yazdım.

21. Nelerden hoşlandığımı biliyorum. Yapmamın imkanı yok.

22.5'um ve kesinlikle yapmak istediğim meslek turistlere ülkemizi tanıtıp sevdirmek. her nasıl olursa, hiç farketmez. tek tek ellerinden tutup da gezdirebilirim, dünya çapında reklamlar da olabilir. yeter ki şu ülkenin azıcık reklamını yapalım. kıytırık yunan adalarına amerika'dan gemi gemi insan taşıyolar evlenmek için. vs. bunun gibi şeyler.

he ne okuyorum derseniz, harita mühendisliği. biri de bunu yapmak istiyo olsa iyi olcak.

@want2die: doğru da bazısı zengin aileye doğuyor yahu :) biraz da yaş sormamın nedeni bu, mesela sen 30'sundur, para lazım hoca dersin, öteki 20 yaşındadır uçurtma virtüözü olucam der.

yaş 26 çok da sikimde değil.

çok fazla ayrıntısı ekstrası angaryası olmasıyla beraber severek yaptığım bi işim var. yani evet.
ama soru daha idealize etmiş gibi, ben aslında büyük şehirlerden uzak çiftlik evinde yaşamak elimi toprağa değdirmek, bahçemden topladığım marulu biberi yemek isterdim. yani hayır.

buldum. 2 sene önce depresyona girmiştim meslek/kariyer/nasıl bir yaşam istiyorum ile ilgili. klinik psikologtan yardım aldım ve bazı şeyler netleşti.

yaş 25.

verebileceğim bir tavsiye var ise insanın kendini tanıması için önce dürüst olması gerektiği. kendine karşı dürüst olmak için ise hatalarını ve eksikliklerini kabullenmeli ve onlarla birlikte kendini sevmelisin.

en yaslisi ben olayim madem: 31 bitti, kisaca: ne yapmak istedigimi biliyorum ama hayat sadece yapmak istediklerinden ibaret degil. kararliysan, yapmak istediklerine ulasmak mumkun; yani hayatta hersey mumkun. neyseki hayat kolay degil ve biz surekli ugrasiyoruz. dusunsene herseyin cok kolay, sip diye onunde oldugunu, istedigini yapmanin kivancini, hedefe ulasmanin keyfini suremedigini. hayati guzel yapan sey boktan olmasi...

henüz bulamadım. kendime göre' savrulmanın sonunda bişiyler olacağını düşünüyorum. 23

donem donem degisiyor bu. 2 sene evvele kadar buyuk bi sirkette adam akilli bir iste calismak istiyordum. simdi ise inanilmaz bir istek ile bircok seyden vazgecip acaba pilot olsam mi diye dusunuyorum. belki 5 sene sonra daha farkli birsey olacak bu. yasadikca bazi seyler sekilleniyor ve insanin buna bagli olarak istekleri, beklentileri ve kendisini mutlu edecegini dusundugu seyler de degisebiliyor.

yaş 26. 10 dakkadır şuraya ne yazsam diye düşünüyorum..

yaş 20. "hayatta ne yapmak istediğin" gibi bir olgu olduğunu düşünmüyorum. uzun atlama uzun atlamadır yüzme yüzmedir yani. kafam esince her şeyi yaparım ama hiçbir zaman birine yoğunlaşıp onda uzmanlaşma gibi bir arzum olmadı. biyolojiyi filan daha çok öğrenmek istiyordum o yüzden girdim genetiğe okuyorum. o da hayatımın merkezinde değil.

hayatta kalmaya devam ediyorum işte. ölücem bi gün. plan yapmıyorum yarın da derse gitmicem galiba. sevgiler. yarışmacı arkadaşlara başarılar.

yaş 26 ve şu an kendime dokunuyorum.

Yaş 27, şu etapta yapmak istediklerim: a. bir devlet hastanesine geçmek b. psikodrama x'i olmak c. amaçladığım bir daire var ona girmek

Uzun süre sonrası içinse, istememeyi - plan kurmamayı öğretiyor hayat. Çünkü nolursa olsun, esen rüzgarların kölesiyiz genelde :\

yaş 32. bitmişim, okeye dönüyorum.

yaş 28. bence en önemli karar NEREDE yaşamak istediğindir. Çünkü düzen kurulduktan sonra hep başka yerlerde yaşamayı hayal eder insan ama artık çok zordur bu (evlilik - çocuk vs) o yüzden bence önce olmak istediğin yerde ol, fazla hırslı olmadan para kazanacağın bir iş edin ve gününün tadını çıkar (misal ben master yapmış bir insan olarak Gökova taraflarında garsonluk veya balıkçılık yapmayı kabul edebilirim. bir karavan edinip olmak istediğim yerde istediğim hayatı yaşardım ama bundan 5 - 6 sene önce girişirdim bu işlere. ancak düzen kuruldu artık, böyle heveslerime eşimi ve ailemi sürüklemem olmaz)

yaş 20. şu an futbolu bırakma aşamasındayım. bundan 2-3 sene önceki hayallerime, çalışmalarıma bakınca hedefim kesinlikle profesyonel olarak futbol oynamaktı. elime de çeşitli fırsatlar geçti iyi de değerlendirdiğimi düşünüyorum bu yaptığımdan da pişman değilim ama malesef 100-150 kişinin içinden 1 kişi bu işi başarıyor. şans faktörü her yerde geçerliliğini koruyor. belki başka bir takımda olsaydım şansımı daha iyi değerlendirebilirdim. başlıkla belki ilgisi olmayabilir ama içimden anlatmak geldi. şu an besyo öğrencisiyim. istediğim bir hedefti ve başardım. önüme her zaman yeni hedefler koymaya çalışıyorum. ilk olarak ingilizce öğrenmek istiyorum mezun olana kadar bu işi halletmem gerek. ayrıca ders notlarımı yüksek tutmaya çalışıyorum. üniversitede kalmayı planlıyorum. belki okurken diyeceksiniz her üniversitede okuyan ergenlerin hayali filan diye :P olmazsa her zaman bir b planı lazım. kpss ye girip öğretmenlikte olabilir. burası kariyerimle ilgili yapmak istediklerimdi. şimdi yazacaklarımda hobi olarak yapmak istediklerim. şu aralar bisiklet turlarına sardım. en yakın zamanda, elime para geçince araştırdığım bisikletlerden birini alıp yakın illere turlar düzünlemeyi düşünüyorum. yazında il il gezmeyi düşünüyorum. değişik insanlarla tanışmak, macera yaşamak istiyorum. akvaryuma çok ilgiliyim. birde balık tutmaktan çok haz alıyorum. daha çok istediğim şey var ama ne kadarını gerçekleştireceğimi bilmiyorum herkes gibi.

yaş 27.
ne yapmak istediğime 5 sene önce karar verdim. fakat son 2 senedir ciddi manada risk alarak çaba harcadım ve hâlâ yeterince yakınında değilim. muhtemelen bir 2 sene daha çabalamam gerekecek. yani umarım :D yine de züğürt tesellim var, hiç yakınında olmasam da, şu an en yakınındayım. en azından uzaklaşmıyorum :D

gram altın şeklinde çalışıyor. almak istediğiniz gün gram altın ne kadarsa o bedel üzerinden istediğiniz gün istediğiniz kadar altını alıyorsunuz. satarken de o günkü satış bedeli üzerinden satış yapıyorsunuz. yani paranız altın muamelesi görüyor. altın saklamak gibi bir derdiniz olmuyor. son olarak yanılmıyorsam bazı bankalar istediğiniz gram kadar almanın yanında paranız kadar gram da aldırabiliyor, yani altın 100 lira olsa ve hesabınızda 350 lira olsa 3 gram altın alabileceğiniz gibi 350 liralık altında alabilirsiniz.

bu altın hesabı aslında altına endeksli nakit hesabı gibi. altın yükseldiğinde hesabındaki varlık da yükseliyor ve istediğin zaman atm'den para olarak çekebiliyosun. eğer "ben kendimi tutamam hacı zırt pırt çekerim" diyen biriysen fiziki olarak altını al kasaya koy o zaman bozdurmaya elin varmaz. ama altın hesabının da işte anında likidite sağlama gibi bi avantajı var. özetle acil durumlar için belirli nakit paran varsa eğer onun dışındaki parayı fiziki altına çevir kasaya koy, yok eğer "tüm param bu kadar hem prim yapsın istediğim zaman da çekebileyim" diyosan altın hesabı al.

bi soru da ben sorim, bu altın hesabı direkt altın fiyatına mı bağlı? yani altın düştüğü zaman bizim de paramız erir mi? yoksa yatırım fonu gibi en kötü koyduğumuz gibi mi kalır paramız bir süre sonra

demek istediğim, sabah altın gramı 100 lira ben 5-10 gram aldım öğlen 101 liraya çıktı satabilirmiyim? bide işlem ücreti varmı?

hayırrr öyle şey olur mu oh ne ala memleket baldur kardeş. keşke olsa tabi. altına direk endeksli tabii ki. altün yükselince yükselir, düşünce de düşer. "fiziki altın alma, sen bana parasını ver, ben sana onu aynen altın gibi değerlendireyim" olayıdır.

kibritsuyu baba ne bileyim altın hesabı diyince ben cafcaflı, değişik bir şey sandım. yastık altı akar o zaman hacı.

@baldur: Akmaz, çünkü fiziksel altın saklamakla onun gram karşılığını bankada altın hesabında saklamak bambaşka şeyler ve kuveyt türk gibi bir bankada hesabın varsa epey döver. Hem sen hiç mesela 200gr altın fizikselde ne kadar yapar hiç düşündün mü? Tabii içi dolu kordon falan değilse :)
@xfas: bazı bankalar - sanırım dediğim KT - ücret almaz. Ve evet trink satabilirsin.

O tarihlere ait bir şey bulman zor. Heykel = put idi. Ha modern zamanlarda öyle bir algı yok, turistik yerlerde bulma ihtimalin var gibi.

yükseliş koleji'nde okurken söğütözü binasının kütüphane girişinde bütün osmanlı padişahlarının büstleri vardı. okul kapandı, epey kapalı kaldı, sonradan da yıkılıp tobb üniversitesi oldu. o büstlerin akıbetini hep merak etmişimdir. çöpe gitmediğine, bir yerlerde olduğuna eminim.

yanıtlar için teşekkürler. tarihi bir şey aramıyorum. günümüzde yapılmış 3 boyutlu nesne tarzında olması gerekiyor. resimlerini çektikten sonra yurt dışına biblo yapımı için sipariş vereceğiz.

osmanbey'de vardı büst olarak. Askeri müzeyi geçince nişantaşına doğru sağ taraftaki parkta. adını bilemedim şimdi parkın.

@ gereksiz insan: ni$anta$ı parkında bulunan heykeller gelmi$ geçmi$ türk devletlerinin kurucularının heykelleridir. dolayısıyla osm. imparatorluğunun kurucusu olarak sadece osman bey2in heykeli vardır. bilgilerinize sunarım. saygılar.

@robin orada başka kim var ki?

heykeli yapılan ilk padişah sultan abdülaziz dir. onun heykeli de belirtildiği gibi beylerbeyi sarayındadır.

Doğrulama yapmadan da işi halledersin. Para iade tabii ki yok. Ben Rusyaya gitmiş ve 3 ayrı hostta kalmıştım. 0 referans gittim, 5 referans döndüm :)
Ama referans konusunda iyi düşünmüşsün. Tek yapman gereken bol refli kişi 5 talep yollayıp 2sini ayarlarken sen 20 talep yollarsın olur biter.
Nasıl işliyor? Son dakika ilanları için bölümler olur şehirlerin alt grubu olarak. ayrıca dediğim gibi kişilere direkt de talep yollayabilirsin.

PS: Yabancılar sadece "gel gülüm seni evime alayım" demiyorlar. Anahtarın yedeğini bile verip işe güce gidiyorlar. Güvensizlik bize özgü.

ben de işin içinde biri olarak bişiler yazayım naçizane.

bilmiyorum belki ilk açıldığında daha bir insanlığa yardım, dünya hümanizmi falan şeklinde işliyordur fakat şu sıra adam gibi referansın dahi olsa tipin onların zihinlerindeki kaba türk figürünü andırıyorsa ya da nebileyim erkeksen falan bi yer bulman hatta oturup sohbet edecek arkadaş bulman bile zorlaşıyor.

couchsurfing viyana ayağında ise her hafta perşembe günleri weekly meeting ler oluyor. the flying pig isimli mekanda. kirchenbergteydi sanırım MQ ın arka paralenindeki sokak. birçoğuna katıldım ben bunların mesela. aman yarabbi ne tipler ne adamlar var. aklın hayalin durur. dallama fransızlar mı dersin, kompleksli macarlar mı dersin, hele amerikalılar.. rezilliğin bini bir para. türkleri hala ''siz bizi kestiniz siz barbarsınız'' tripleriyle yargılayanlar var lan çok acayip. hiç tartışmayıp ''he yavrum, we are all terrorists.'' deyip geçmiştim bu adamlara ama insan bi agresyon yapıyo.

he sürüsüyle iyi insan da tanıdım. rusu olsun caponu olsun. hatta biriyle beraber gezdik avrupanın bi kısmını falan. ama önyargılara ve dangalak muhabbetlerin içine çekilmeye hazırlıklı ol. dil altı hapını unutma hafız.

ben azıcık araştırdım, turlara falan baktım.

Dubrovnik için şu sonuca vardım, gece hayatı yok, şehrin kendisini 1 günde gezebilrisiniz. Zaten bayram olacağı için muhtemelen her yer Türk dolu olacaktır. Uçak biletleri 1000 liradan başlıyor dubrovnike.

Moskova çok pahalı imiş, st.petersburg u bilmiyorum ama, Rusya taraflarına da sakat diyorlar

Moskova için uçak+otel gayet uygun. THY vergiler dahil gidiş dönüş 450$'a gidiyor. otel fiyatları da avrupa'ya göre çok iyi ama işte sakatlık baki :)))

hüff dubrovnik de sıkıcı ve çok türk turistli olabilir. o zaman en iyisi karadeniz turu :))) vizesiz bir yer bulamıyorum yahu...

Rusyadan 3 hafta önce dönmüş ve orada 14 gün (St. Petersburg, Moskova, Lagoda Gölünde bir ada kampı) sürekli Ruslarla takılmış biri olarak diyim ki Rusya tehlikeli olmaz. Boşuna şişirmişler bizi. Fakat şunlar da var:
a. Ordaki ruskilerle konuştuğuma göre adamlarda acıma yokimiş, bizdeki merhamet insaf falan yalan. O yüzden dayak yememeye bakın.
b. Metroda net görebilirsiniz, etek giyenlerin çoğu bacaklarını sıkı sıkı kapamak gibi bir uğraş içinde değil. Siz siz olun, insanlıktan çıkmayın. Geri sokabilirler. Hatta o baktığınız kadın bile çalışabilir size. Neden, orada kadın güçlü. Hayatın her alanında. Vinç operatörü veya kamyon şöförü kadın gaayet normal.

Hava hakkında haklılar, soğuğu pis soğuk. Aha şöyle grafik var: www.weatheronline.co.uk
Pahalılık derken, hayır Türkiye çoğunlukla daha pahalı. Ama tabii hangi kalemlerde bu kıyas olacak. Spesifik olursanız daha rahat yardım edebilirim.
Moskova vs Petersburg? Moskova İstanbulun minisi. Pis, kalabalık, hızlı ve düzensiz-ce
Petersburg İzmirin abartısı. Yollar geniş ve tertemiz, insanlar rahat. Üstte takım elde bira dolaşan tipler falan. Binalar alçak. Facebookta minik bir Petersburg/Moskova foto albümü yapmıştım, akşam yada yarın akşam onun linkini atarım size.
Ve Rusya tabii ki vizesiz 1 aya kadar.

PS: Kremlin Sarayı derlerdi hep. Hani o rengarenk bina. Yalanmış :) O bina bilmemne katedraliymiş ve öyle aman aman büyük de değil.

Ayrıca söyleyeyim, eğer öyle bir fikriniz varsa, kızlar teklif etmiyor :)

haziranda gittiğimde bile st petersburgda ceketle dolaştım, kasım ayında harbi soğuk olur. tabi ki soğuk gezmeye eğlenmeye engel deil ama, günlerin baya baya erken kararacağını unutmamak gerek. ayrıva yazlık saray olan adını unuttuğum adaya gidemeyebilir veya kanal turuna çıkamayabilirsiniz ki, bunları yapmayacaksanız st petersburga hiç gitmeyin daha iyi.

bence önümüzdeki sene temmuz aylarında "beyaz geceler"e denk getirip geceleri bile havanın hiç kararmadığı ve insanların uyumadığı dönemde gitmek daha hoş anılarla dönmenizi sağlar. ayrıca havalar soğudukça kızların etek boylarının 1-2 cm bile olsa daha uzun olacağını da hatırda tutmak erkekler açısından faydalı olabilir.

illa gitcem diyosanız, moskovaya 1 gün bile yeter: kızıl meydan,kremlin, nazım hikmet mezarı vs. çok bişey yok görecek. hem de çok pahalı,üstelik kızları da st peretsburg kadar güzel ve havalı değil. moskova bağlantılı bi uçak alırsanız, 1 gece orada yatıp ertesi gün st peretsburga uçakla 1,30 saatte gidiliyor. yada hızlı trenle etrafı görerek de gidebilirsiiz.

moskova thy pahalı gelirse rus hava yolları aeroflot'u deneyin. temmuz ayında gidiş-dönüş 360 dolara bilet almıştım. uçakları o bildiğimiz rus uçaklarından değil boeingler airbuslar var filolarında. bizim için thy ne ise rusyada aeroflot o. moskova'da oteller gerçekten pahalı. ben 4 yıldızlı cosmos otel'de kalmıştım (günlük 100 dolar) 4 yıldızı nasıl aldığını 5 günde çözemedim.özellikle rusya'da fuar zamanı oteller çok daha pahalı. üst kısım bi otel için örnek vermek gerekirse moskova radisson blu otel günlük 500 dolar.

uzun süreli 1 hafta veya üzeri tatil yapacaksanız ev kiralayın derim. günlük çok daha uygun fiyatta çok iyi evler var. bu (bkz: http://www.airbnb.com/) site size yardımcı olur kanısındayım.

moskova'nın merkezden uzaklaştıkça hayatın nasıl olduğuna dair bir fikrim yok. illa ki tehlikeli alengirli şeyler vardır ama moskova genelde sakin(güvenli) bir şehir. gece rahat rahat çıkıp dolaşabilirsiniz. genelde herkes kendi havasında.

konaklamanın yanısıra yiyecek çok pahalı. eski arbat'ta bir türk kebapçısında yemek yeme gafletinde bulundum.3 kişi 3 çeşit meze ve her 2 kişi kebap 1 kişi pide(şu bildiğimiz kaşarlı) 3000 ruble civarı bi para verdik.evlat acısı gibi oturmuştu içime.

rusya'da kızların teklif ettiği alanlarda var. doğru gece kulüplerine giderseniz ve yeterince paranız varsa (içki ısmarlama) teklifi sunacak dişicanlar yeterince var. yalnız onların birer sünger oldukları gerçeğini aklınızdan çıkarmayın ve alkol konusunda kendinize ne kadar güvenseniz de onlarla yarışmayın. çünkü ilk yamulan siz olacaksınız.

sadece moskova'da bulunduğum için yazabileceklerim bunlar. sorularınız olursa özelden mesaj atarsanız elimden geldiğince cevaplarım.

@herkes ben teklif eden kızlarla pek ilgilenmiyorum. straight bir hatun olduğum için sanırım :)))) nedense rusya'ya gitmek isteyen herkesin erkek olma durumu algısı var... neyse sonuçta kızlar ve mini etek boyları kısımlarını geçersek verdiğiniz bilgiler için çoookk teşekkür ederim. bu mevsimde gitmemem gerektiğini anladım en azından...

@jester teşekkürler. istanhul'dan yeni dönmüş izmirli olarak resmen zaten bildiğin yer diyorsun bana :))

@halanne beyaz geceleri herkes öneriyor. demek ki bir keramet var bunda. sanırım haklısın... bu soğuk olayından tırstım.

@azdeli sanırım fuar zamanı değil, booking'den bulduğum oteller çok ucuzdu ama 5 yıldızın nereden geldiğini bilemem :)) sanırım ucuzluğunu açıklıyor.

herkese tekrar çok teşekkür ederim.

"adını unuttuğum adaya" öyle birşey yok, orası ada değil şehrin güneybatısında Çarın yazlık sarayı Peterhof. İster trenle ister dolmuşla gidiş rahat. Havaların kararmasıysa, Ağustos sonu Eylül başı St. Petersburg'da hava 2230a doğru kararmaya ancak başlıyor. Moskovada da 21 gibi. Gündüzler 24-25 derece St. Peters'te. Moskova daha sıcak. Geceleri her ikisi de serin. Moskova gecesi bildiğin soğuk. Hızlı trene gelince, tren orada çok popüler olduğundan önceden almak gerekiyor. Ve o hızlı trenler 9 saatlik St. Pbg - Moskova yolunu 2,5 saatte aldığı için popüler (ve eşşek yüküyle para. biz 9 saatlik trene 1100ruble vermiştik= ~55tl)

Yiyecekse hayır çok pahalı değil. Sadece common sense dedikleri olayı kullanıp mekanı tartın girmeden önce. Bizim verdiğimiz en büyük para 700er ruble ile bir meksika lokantasına aitti mesela. Yemek + bira o para. Her tarafta ucuz gıda bol, MC Donalds adım başı, Subway de bir sürü. Fiyatlarıysa kıyaslayınca hemen hemen aynı.

@zminrna, ben de straight bi hatunum ama, st petersburgta straight kalabilmek bayağı zor :)) ister istemez gözün kayıveriyor valla

Bence, mantıken de öyle, yoktur. En azından içerik açısından yoktur.

yok

Line out dediğin şey eğer harbi line out ise kulaklıkla dinleyebileceğin kadar yüksek genlikli bir sinyal vermez, amfiye vs bağlaman için line level sinyal verir.

Bu çıkışı kullanmak için bir de kulaklık amfisi alman gerekir.

fiio'lar falan kurtarır mı?

forumda son dakika duyuruları var, sen profilinden couch durumunu seçiyorsun, kesinlikle, belki, hayır, sadece kahve, son dakika gibi.

Verified olmaana ve diğer kombinasyonlar sonucunda aramalarda çıkıyorsun, atıyorum karşı taraf istanbulda kalacak yer arıyorsa milyon kişi arasında çıkarken, kadıköyde ararsa ve sen kadıköyde isen o listede daha yukarda görüntüleniyorsun.

ben de forum gibi bişey var mı diye bakmıştım ve görememiştim, hala da göremedim.

grupların kendi içinde forum tarzında başlıklar oluyor zaten,onun dışında istanbul urgent couch/Oslo last minute couch vs gibi o ana kadar kalacak yer bulamayanlar bu gruplara başlık açıyor ve bir de şansını orada deniyor,hatta kimi zaman kişiye özel couch isteğinden daha faydalı olabiliyor.

Mesela biz Moskovaya gitmeden önce başka şehirdeyken last minute olarak ilan açmıştık, anında bir Türk ilgilenip evinde 3 gece konaklattı bizi. Ev de ne evdi hani, burada olsa Etiler'den aşağıda olmaz öylesi :)

ev/ev arkadaşı örneği için: www.couchsurfing.org

herkes nedense last minute'den falan bahsetmis. Adam ev arkadasi/ev ariyor yahu. Uzun vadeli yani.

italian'in ornek verdigi gibi sub-grouplar oluyor genelde sehirlerde. Yoksa direk ana group'a konu acabilirsiniz.

istanbul grubunun altında flat-flatmate grubu var, oradan ev arkadaşı bulabilirsiniz..

Android mi?

evet android

Bu vakanin bi terimi var, crash olsa gerek
Htc desire s crash diye ararsan rahat bulursun

crash durup dururken kapanıp açılmaya deniyormuş

Sanırım telefonunu Android kullanmanın bilinciyle kullanmıyorsun.
www.mydigitallife.info

malesef olmuyor denemiştim zaten
Method 3: Press and hold the Volume Down button, and press then Power button until the screen lights up. Then select Recovery and press Power button to confirm.

format atılması gerekiyor başka çare yok gibi.

ONce teli ac
Ekran yanar yanmaz 3 tusu dene

@beyninin... htc de üç tuş yok, bootlander sayfasndan teknik işlemi kendim yapıcağıma garantiye vericem çünkü orda da sorun oluşuyor gibi

O soruya burada değil, linkte cevap ara derim sana:
forum.donanimhaber.com

En son gezegenlikten atmışlardı onu. Piç ya, ufak ya, kenar ya :(
O da küsmüş, Alfa Centuriye doğru yol tutturmuştu bir umut. Sonrasını bilmiyorum :)

iftarı yeni yaptıklarına göre 32:04 diyorum ben

Saat için yer belirtmeniz lazım ama her zaman kış gecesi oluyor diyebilirim.

House gibi o da tamamlanmamış hali düşmüş.

emin misin? 3 ekim yazıyordu yayın tarihi için.

ben de şimdi gördüm 2 ekimde çıkacak olan ilk bölüm nası orda??diziport ne işler çeviriyorsun

house da dexter da sızdırılmış, ama prensip gereği çevirmiyorlar herhalde, gününü bekliyorlar...

@bruges zor olacak=)
teşekkürler

@unpacked: ben baktığım anda çıkmamıştı yoksa öyle ortada illa görürdüm :)

ov ciktigini bilmiyordum, sahane oldu bu gece gece. altyazicilar bekleyecek daha en azindan birkac gun daha galiba. sahsen ben de cevirilerin ingilizce altyazidan yapilmasi sebep olarak gosterecegim. bilmem cikar mi direkt cevirecek bir baba yigit..

Yannız screener falan da az önce indirdim başına baktım, 1080p'de bile kalite gayet kabul edilebilir halde. Yarın temiz kafayla izlerim.

dexter için sezon klişesi oldu artık bu 2 sezondan beri oluyo sanırım bu.

her sene ilk bolum yayın tarihinden 2 hafta once nete sızdırılıyo herhalde bilincli yapıyolar.

Dexter.S06E01.DVDSCR.x264-NOGRP düşen versiyo bu

pilavlar ertesi gün çorbaya, kadınbudu köfteye filan gidiyor. Sebzeler sebze çorbası oluyor vs... Hepsi bir şekilde değerlendiriliyor yani :)

Darülacaze'deyse çöpe dökülüyor.

adana çimento fabrikasında artan yemekler toplanıp domuz çiftliğine gönderiliyordu

çalışanlar sefer tasıyla evlerine götürüyor.

E direkt çevirilerine bak, 1.si böyle göz dolduran abartılı bir şeylermiş 2.si de bol siyahlı bir kılık istiyor.

cinsiyet yok.. toplantının içeriği konusunda en ufak bir bilgi yok. ülke zaten belli değil.

erkeksen yeniçeri kıyafetiyle git, kadınsan bindallıyla.

Çocuk CP (Cerebral Palsy) ve katrilyon dolar da olsa normale dönemez hele o yaştan ve o egzersizlikten sonra. Dizi kapsamında şükretsin tanrısına, o eleman CP nüfusun çok küçük bir bölümünü temsil ediyor. E harbi CPli ekrana koysalardı hayvan izleyici ıyy olurdu, olmayanlar da bu ne laan?! diye bakar kalırdı.

kaynak: fiziksel ve zihinsel engellilerle geçirililen 4 yıl.

o da cok iyi rol yapiyor bu arada. duygularini sahane gosteriyor

Son dakika gelişmesi: Walt White Jr.'ı oynayan eleman RJ Mitte de hafif bir CP hastasıymış ama rolü için dizide canlandırdığı biraz daha bariz CP hastası rolüne çok çalışmış. Anam, nasıl kendini vermiştir gariban. Duygulandım bak :)