surayi takip etmek gerekiyor
www.sis.itu.edu.tr

contact

www.imdb.com

The Man From Earth desem... Bu aradığını tam karşılamayabilir ama bir araştır istersen.

the prestige,,

kıyısından niikola tesla var. ama iyi film.

a beautiful mind

edit: demişsin zaten. körlüğüme denk gelmiş.

şunlar da olur:
pi
the fly
awakenings
creation

good will hunting
pi
agora
proof
sphere
kinsey

biraz uzak atis:
the visitor
cube serisi
das experiment
tesis

Proof
dark matter
Daha izlemediysen, sunlar da ilgini cekebilir:
Social network
21

temple grandin, pek alakalı değil ama inspirational :D

bir de freudle jungun filmi var en son. dangerous method mıydı

Medicine Man
www.imdb.com

tr.wikibooks.org

windows için istediğini farz ediyorum:

1) MiKTeX yüklenir:
miktex.org

2) MiKTeX kendi başına yeterli olsa da, editörle çalışman daha kolay. TexnicCenter, WinEdt, Texmaker diye aratıp gözüne güzel gözükeni deneyebilirsin.

Bunların dışında, LaTeX program adı değil. çekirdek dilin/sistemin adı TeX, üzerine Leslie Lamport'un eklediği makrolarla birlikte olan halinin adı da LaTeX

Senin hazirladigin yazi bildiri gibi birseyse atifin nasil yapilacagina dair bir klavuzu olmali.

Eger serbest bir calisma ise yolladigin makaledeki 2 ve 3 nolu atiflar gibi bir sey yapabilirsin mesela.

(bkz: hypatia)

www.women-philosophers.com

Düşünmelerine fırsat verilmemiş ve başkası tarafından sadece söyleneni yapması istendiğinden dolayı olduğunu düşünüyorum.

Felsefe tarihine yansımış bir tane bile yok demek istediğim o..

(bkz: ataerkil toplum)

Cinsel ayırımcılık bittabii "Erkekler hede hödö de bayanlar niye x?" temalı her konuda olduğu gibi...

www.itiraf.com

Denildigi gibi var ama bilinmiyor. Ornegin bir sairimizin ( ya yunus emre yada fuzuli) kiz kardesi de abisi gibi harika siirler yazarmis. Ama bulundugu cagin kosullarina bakarsak kendisi sondurulmustur. 1900lerden ilerisine bakarsak kadin ozgurlugu basladigi icin kadin filozafa rastlamak zor olmaz. Ama daha eski tarihler icin durum bu

var.
en.wikipedia.org:Women_philosophers

neden az dersen, tarihte kadınların filozofluk yapması kanunla veya geleneklerle yasaklanmış.

kadınlar daha bu yüzyıl normal yaşamaya başladılar, birçok yerde temel insani ortamlarda varolamıyorlar bile. ondan olabilir. düşünsel işler kendini gerçekleştirebilenler için mümkündür deyip bir aforizmayla son veriyorum sözlerime.

kadınlarda ratio erkeklerdeki kadar yok. kimse özgürlüğe falan bağlamasın. bu kadar net. rationun fazlası erkek için vardır.

Usta şoför diyince kadında aklımıza pek gelmez ama vardır mutlaka. Kadınlar yüzyıllar boyunca hep arka planda kalmış,ev işlerinde uzmanlaşmak zorunda kalmış bunun doğrusu olduğunu hissetmişler,toplum tarafından bu empoze edilmiştir.Bu nedenle fikirlerini erkeler kadar duyuramamışlardır. Hee günümüzde bu durum değişmiş midir ? Bİraz ilerleme olsa da yine kadınlar arka sıralardadır.

varis tedavisi için yaptırmıştı yakınım.alternatif tıpa girdiği için sigorta karşılamamıştı.belli sıklıklarda gitti memnundu baya.ama fiyatı yüksekti baya doktor kendi muayanesinde yapıyodu sanırım.sıklıkları azaltarak gitmesi gerekiyodu ama fiyat ağır geldiğinden bırakmıştı tabi.
ayrıca zayıflamaya da iyi geliyo diyolardı bunun için.

para tuzagi.

@ e.t. : kime kaca yaptirdiniz acaba?

@mtrsykl : Yapildi da memnun mu olmadiniz, yoksa alternatif yontemlere mi karsiniz genel olarak?

bildiğin havanın fazladan oksijenlisi :)
psikolojik de olabilir bilemiyorum ama şeker hastalarının ayaklarındaki yaralar gözle görülür bir şekilde geçmişti.benim bahsettiğim altıparmaktaydı istanbulda bilmiyorum maalesef.

şeker hastalarınkine benzer yaralardan müzdaribim 5-6 yıldır. denemediğim yöntem kalmadı, en son ozon hızlandırdı. 2 senedir gidiyorum farklı farklı yaralar için. 8 ayda kapanmayan yaralarımı 2-3 ayda iyileştirdi. ozon center ataşehir, kürşat gül benim doktorum. tavsiye ederim. çeşitli çeşitli sebeplerden çok hasta geldi geçti, memnun ayrılmayan yoktu gözlemlediğim kadarıyla.


not: bir süredir yarasızım, gitmiyorum ama fiyatlar seans başına 100-150 civarı majör için.

kesinlikle işe yarayan bir yöntem.
annemde kemoterapinin yan etkilerini gidermek için kullandık, ayakta atlattı kanseri resmen.
kardeşim kilo verdi
arkadışımın eklem hastalığına iyi geldi.
benim kronik reflü ve ülserimi hafifletti.
cilt hastalıklarında ve selülitte de işe yaradığını duydum.
dr.u fiyata göre seçin. çok komplike bi yöntem değil. herkes uygulayabilir.
yalnız bazı kişilere doz fazla gelirse uykusuzluk falan yapıyor. bunu doktorla paylaşıp dozu yeniden düzenletebilirsiniz.

@ vv : kursat gul ne telefona cevap veriyor, ne de sitesindeki form dolduruldugunda mesaj gonderilebiliyor.Emaili da yok. Bana pek guven vermedi acikcasi. Yine de tesekkurler, aklimin bir kosesinde bulundurucam.

dr ışılay erdoğan - konuyla ilgili kapsamlı eğitimleri ve çalışmaları bulunan tanıdığım tek hekim.

şöyle söyleyeyim, şişlide çalışıyor ve çağlayanda oturuyorum, bu yakada bir çok doktor olmasına rağmen, hatta ozon center'ın bakırköyde de şubesinin bulunmasına rağmen ben karda kışta bile kalkıp ataşehire gittim kürşat beyin peşinden. neden diyeceksiniz, paracı bir doktor değil, işe yaramayacağını düşünürse doğrudan söyleyip para ve zaman kaybetmenize engel oluyor. dahası işini gerçekten özenle yapıyor. telefona cevap verirler normalde, nedenini anlamadım. 0216 3401123'ü arıyorsunuz değil mi? eğer arzu ederseniz özelden cep telefonunu verebilirim.

Ben oradayken rastladığım, tedavi amaçlı ozon kullanılan hastalıklar şunlar oldu:

- diabet
- astım
- yüzünün yarısı felç olmuş bir kız çocuğunun yüzünün düzelmesine bizzat şahit oldum
- bel fıtığı (biraz daha kompleks bir yöntemle ama)
- ağrılı romatizma
- kronik yorgunluk
- kireçlenme
- kemoterapinin yan etkileri
- çok yaşlı alzheimer'lı bir teyze vardı, altına yapmayı bıraktı biraz da olsa bilinci yerine geldi. tam düzelme olmadı tabii ama bu gelişme için de oldukça memnundu ailesi.

tedavisi tuzlu geliyosa, ozonlu yağ kullan derim.

haaayır canım değilsiniz.

sincerely,
cüneyt özdemir

Ya sorum bu konuya benzer şekilde olduğu için buraya yazayım dedim.

Şimdi bu amerikan vizesi almak için olmazsa olmaz belgeler neler.
Babamın şirketinin tapuları ve hesap cüzdanları işe yarar mı?
Hangi formları doldurmak gerekir.
tavsiye edebileceğiniz vize danışmanlık firmaları var mı?
Vize danışmanları işe yarar mı?

randevu alirken telesekreter ds160 in barkod kodunu hazirlayin gibi bir sey soyluyor. Biz de 20 dolara gitmesin diye kapadik telefonu. Buna ragmen ds160 doldurulmamis olsa oluyor mu yani?

Hayir ama gitmeden 2 gun falan once doldurmus olmaniz gerekli. Sitesinde yaziyordu bu sure bi yerde.

Bu arada kredi karti bilgilerinizi falan vermeden niye korkup kapadiniz ki ben arayip aklima takilani sordugumda islem yapmayinca kesmemislerdi o parayi.

Gecerli nedeniniz olup olamadigina bakarlar. Tapu falan ise yarayabilir alin yaniniza fotokopilerini ama ben hesabimi bile gostermeden konferansa gittigim icin 10 yil aldim. Ben ordayken baya kisi reddettiler ama.

"alles klar" olmasin

anlamına baktım ama ilgisi yok. türkçedeki "tamam, anladım, evet evet" gibi günlük hayatta çok sık kullandığımız bir kelime olduğunu düşünüyorum.

alles klar +1

alles klar +2 sözlükteki anlamlar yanıltıcı olabilir. bize anlamı ve kullanılışı garip gelse de değişik dillerde bu tarz kullanımlar olabilir.

şey gibi düşün. şey işte.. sözlük anlamına baksak her alakasız yerde bu kelime neden kullanılsın ki dersin yabancı biri olsan ama şey işte.

anlamı nedir ki?

edit: bir arkadaş sağolsun özelden açıklamış. ses tonuna göre evet, anladım, anladın mı?, sorun var mı? gibilerinden pekiştirme amaçlı kullanılıyormuş.

yan tutarsan okunuyor rahat yine de DX daha iyi tabii. Ben fire almanızı tavsiye ederim, pdf okumada bayağı iyi, altını çizebiliyorsunuz, sözlük yükleyebilirsiniz vs. Ekranı e-ink değil, evet, yoruyor da biraz ama en azından daha rahat. DX'e paranız yetmiyorsa fire alın bence.

kesinlikle e-ink olmayan bir cihazla makale kitap okumaya kalkmayın
gözleri fena yoruyor ve aynı keyfi vermiyor

Ekran parlaklığı ayarlanırsa fire o kadar kötü değil aslında, benim DXim var mesela ama çok yorgun olmadığım zamanlar fire'ı kullanmayı tercih ediyorum, kesinlikle daha rahat pdfte.

rahatliktan kastiniz altini cizme ve sozluk mu gibi fasiliteler mi?

renkli ekran, resimlere tıklayınca büyütebilme, indexte hızlı hareket etme, sayfa hızı vs. altını çizme- sözlük jailbreak yapılınca DXte de oluyor.

- team x is 3 points ahead of/behind team y.
- the first four ranked teams will play in play offs at the end of the year.
- their points will be halved and the scores of games between them will decide the champion.
- what team is barca playing against this week?
- Germany is the country with the highest average number of spectators.

dersin kitabi yok mu? Bu konular neredeyse butun lojik kitaplarinda var.

Manonun kitaplarina bakabilirsin mesela turkceleri de ingilizceleri de var piyasada. Hatta webde de bulabilirsin.

datapath icin computer design and organization (patterson hernessy) de bakabilirsin.

big trouble in little china ve/veya escape from new york

izledikten sonra, beğenme garantisi veriyorum.
ikisi de aynı yönetmenin, ikisinde de başrol oyuncusu kurt russell reis.

shoot em up

snatch

taken
(www.imdb.com)

The Transporter 1 - 2- 3

Bourne serise derim. Bi de payback var..

en basiti, isim vererek başlayabilirsiniz

vermemeyi tercih ederim su an.

sineye çekmen lazım projenin haklarını hukuksal olarak alsaydın senden izin alarak yapmak zorunda kalırlardı ve paranı alırdın. eğer onlarda farkındaysa bu projenin senden çıktığını sana yapacakları en iyi şey referansları olur.

Bu tur islerde hak hukuk bastan belirlenmemisse sonradan ters dusmenin ego tatmini disinda pek bir faydasi olmaz. Ancak sus pus beklemek de olmaz. Rahatsizligini ve beklentini uygun bir dille projenin tum paydaslarina ac. Bazi alternatifler;

- okulda atolye calismasini duzenleyen hocalarina danis
- projeyi yapacak firmaya konuyu samimiyetle ac, ogrenci oldugunu, senin hak ve hukukunu da gozetmelerini bekledigini acikca soyle.
- belediyedeki ilgili kisileri de devreye sokabilirsin

demek artık hırsızlık bukadar aleni oldu ama yazılı kanıtın yoksa birşey çıkaramazsın adamlar koskoca yayınları bile çalıp yayınlıyorar yine birşey olmuyor şahidin var mı kanıtın var mı yoksa sen bile suçlu çıabilirsin hatta sana bir de ifitira davası açarlar bu işlerde yapmayacağın şeyi ağzını sıkı tutacan bu sana hayat dersi olsun aldığın en pahalı ders

dostum adamlar "akbil" i bu şekilde yaptılar aynen. akbili icat eden çocuk az mahkeme peşinde koşmadı ne elde edebildi koca bir "sıfır". zannediyorum ki tek avantajı otobüslere bedava binebilmek olmuştur.

Simdi, direk pratikten basima geldigi icin sana bilgi vereyim. 5 yil once , ben ve diger bes kisiden olusan grubumun, uyguladigi bir proje hollanda da birinci oldu ve hatta avrupa finallerine gitme hakki kazandik, ve hatta bir iki odul daha aldik(en iyi sosyal urun vs).

Bu proje bir senelik bir okul dersi seklinde basladi, bir urun veya hizmet bulup gelistirim bunu sirket haline getirip satmayi kapsiyordu. Bir muhendislik ogrencisi oldugumuz icin fazla kafaya takmadim, onlarca okuldan degisik branslarda onlarca urun hizmet katiliyordu. ofis vs hizmetleri okuldan olmak uzere bir sirket kurduk, hepimiz bir gorev ustlendik.( urun muduru, finans muduru vs). 1 er cent maas bile aldik. daha sonra urun birden once bolge sonra ulke finallerine cikti. Bir baktik amsterdamda Fortis bankin genel merkezinde abilerin karsisindayiz. Neyse bu urun tasarlanirken herkesin bir hissesi var idi.
Fakat patent hakkini iki kisiye( proje muduru ve urun mudurunun uzerine aldik. sanirim en fazla iki kisi alabilirdu, ve bizde takmadik, bu arada hrpsi hollandali ben turk, neyse kazandik ettik. Bir sene sonra urunu koyduk ortaya ders olarak 8 kredilik dersti zaten gectik , hemde isletme okullarinda filan konferanslara gittik. fakat proje yani ders bitince kurdugumuz sirket fes edildi. sonra o ara aramizda kim devam etmek istiyor bu ise vs diye konustuk tabiki sermaye lazim adam basi en az 10 k. neyse sonucta arada bir surtusme oldu grup icinde, urunun patentini alanlardan birisi, avukata vs gitmis bayagi bir kanunla hasir nesir olduk. sonucta ben pensini biraktim. Ha alinabilirmiydi? evet ama tonla masraf para, Urun su anda tanesi 20 euro dan piyasada. satis ne bilmem fakat eleman okulu birakti vs.


Simdi senin meselen;

urun icin bir patent alindi mi? alinmadiysa sen git direk kendi parcalarini patentlendir. ayrintili teknik cizimleri vs. mesela projede bir cozum mu buldun bir vana diyelim. onun teknik resimleri vs , git hepsini patentle. Bunlari ilk once arastir ve ayrica patent danismanlarina vs sor. yani teknik olarak senin buldunun herseyin patentini al onlar almadan. sonra projenin butununde en fazla hakkin 5 kisi iseniz zaten 5 te bir. onun pesine dus. fakat dedigim gibi tekrar arastir patent prosedurlerini. Yani bu benim diye soyleyince olmuyor. Eger bir vida buldu isen oraya uygun onun teknik resimleri vs herseyinin olmasi lazim. ve daha once replikasinin olmamasi lazim.

eger bunlari ve bulduyun seylerin hemen butun varyasyonlarini patentlendirebilirsen, kimse o projede onlari kullanamaz. fakat bunlari yaparken, once patent konusunda sonuna kadar bilgilen. projenin isminin bile patentliyebilirsin.

eger derse baslarken bizim gibi yapip biriniz gidip uzerine aldi ise, o hak onundur iste o zaman, mahkemede hakkini arayacaksin ki , uzun is maddi beklentine bagli.


Ama sunu unutma, hic ummadigin birseyde hakkin olabilir urunun isminin dizayninda bile.

suradan okumaya basla
www.agahpatent.com

e tabi zaz - je veux

zebda oulalaradime

aga zaz nedir ya. pink martini.

pink martini +1

paris combo

louise attaque. fransızca punk gibi biraz. baya iyidir. uzun araba yolculukları için idealdir.

- world record holder for finding the lost key (or wrench)
- specialist in catching wasps with pincers

www.garaj.org

Çok baktım garaja ama yok. Boyle bilinen bir dükkan var mı diye sordum.

ilan verebilirsin.

yahu bana öyle ''biraz televizyon sesi geliyor'' deseler utancımdan yerin dibine girerim. nasıl utanmaz insanlar var .

gitar çalarken kapı calınca yusuf yusuf oluyorum.Nasıl insanlar bunlar ya.Ev sahiplerine ulaşmaya çalışın bence.

gerilla warfare uygulamaktan başka çareniz yok

diğer komsularla konus eylem planı yapın.eve guzel bi ses sistemi kurun.kolonları yere yatır direk yukarıya donsun sabah ezanından evvel sesi sonuna kadar acıp baslar carmina buranayı.klasik muzik zehirlenmesi yap onlarda.bunu 1 hafta sureyle kullan.sonunda dayanamayıp kapına gelecekler.direk viledanın sapıyla giriş geldiklerinde sonrada gidip davacı ol haneye tecavuzden.

bak bide tavana hiltiyle girişmekte super fikir sabaha karsı direk korniş takmaya başla.ondan fenasını bilmiyorum.

ev sahiplerine ulasin bence de. bi uyarsinlar, apartmandan uyari geliyor, eger sikayet devam ederse sizi cikartmak zorunda kalacagim filan desin, aba altindan sopa hesabi. insallah ev sahibi makul bi insandir da size hak verir.

(git: 116592)

Her ne kadar zor alsa da uyarilari israrla ama nezaket sinirinda devam ettirmek daha iyidir.

Mal sahibini ve apartman yöneticisini de durumdan haber edin.

Cevresel gurultu yonetmeligi var. Onu inceleyin. Uygulamasi sanirim belediyelerde. Polisin zabitaya gidin demesinin sebebi odur muhtemelen. Belediye ve polise bizzat giderek bilgi almaya calisin. Eger birini getirip gece gurultu yapildigina dair rapor tutturabilirseniz veya siz bir sekilde delil olusturabilirsiniz mahkemeye de gidebilirsiniz. Ayrica kat mulkiyeti kanunda komsuluk haklari ile ilgili kisimlari inceleyin.

biz de aynı durumu yaşadık. alt komşu sesimizden rahatsızdı ama bina eski ve ses yalıtımı kötüydü yani sorun bizde değildi batak oynarken kağıdı vurunca bile alttan vuruyolardı neyse zabıta geldi gece üçte filan tutanak tuttu bi daha ses olursa para cezası dedi.

ama sağlam bi vuruş için kanıt için desibelle sesi kanıtlamaları gerekiyodu. kanıtlayamadılar neticede alt komşu çıktı biz yine aynen devam.

Arkadaşlar ev sahibine bildirdim durumu, daha önceden de bildirdik. Bugün kavgaya gitmeden öncede bu sefer bizim evsahibini aradım. Üst kattaki ev bizim evsahibinin kardeşinin. Tamam ben bildircem, kiraya zamanında ödemiyorlarmış onlarda şikayetçi zaten dedi.

Polis, zabıta hiç çözüm olmadı arkadaşlar. Polisten karakoldan korkan tipler değil. Polis gelince ne var lan diye polise diklenen tipler. Poliste hangi yüzle o üniformayı giyebiliyorsa hiçbir şey yapmadan çekip gidiyor.

uyarıdan anlamıyorlarsa,
mecbur dağ kanunlarını uygulamaya koyacaksın hacı.
insan olsa zaten öyle yapmaz,
hayvan olsa dur dersin yani bir şekilde uyarırsın anlar,
demek ki bunlar başka dilden anlıyor.
kolaylıklar dilerim hafız

eczaneden kulak tıpacı alın

evi degistirecen..2 senedir bu gurultuye ragmen hala ordaysan ya anlattigin kadar rahatsiz olmuyorsun yada komsularin playboy kizlari :p ev kendi evinde degilmis zaten neyin davasindasin daha..burdaki ergenuslarin gazina gelipte evi basmaya kalkisma herif ickili olur birsey olur sokar bicagi bogrune..benden soylemesi.

ev taşımak o kadar kolay değil ama. maddi manevi o da göçertiyor insanı.

sizi çok iyi anlıyorum valla, iki seneden beri aynı sorun, aynı çocuk olayı, aynı dert. sabah namazına kalkarlar, biz kalkarız. terlik değil takunya ile yürüyorlar. kibarca bir mektup bile yazdık. sadece tek ricamız gece 10'dan sonra ve sabah erken saatlerde biraz daha dikkatli olmanız dedik. dinlemediler. tüm apartman onların sanki. kaç kere sinirlerim bozuldu ağladım. bir gece 3te uyandım, vıdı vıdı konuşuyorlar, danayamayıp polis çağırdım. evde tektim, panik atak geçirdim resmen. gerizekalı kadın 'ama bizim çocuğumuz vaaaar, utanmazlar ben onları biliyorum kim olduğunuuu' diye anırıyordu apartmanda gecenin o vakti. polis gittikten sonra güm güm ayaklarını vurdu, bağırmalar, çağrışmalar. halbuki o ses sadece iki kadın sesiydi, çocukları bile değildi ses çıkaran o akşam. apartman yöneticisi, kapıcı, kim varsa konuştuk olmadı. çünkü biz evde yaşayan iki bayan, onlar ise kapalı, güya namazında nimazında insanlar. bir de arkamızdan 'fahişe' diye laf çıkarmışlar ama inan ona değil, en çok sese üzülüyorum çünkü koca bir hafta bir tarafımızı yırtarak çalışıp, akşam eve ölü beyinle gelen bizleriz, onlar ise sadece ev hanımı, çocuk ve kendi işinde olan bir adam. en kötüsü de ev onlarınmış.

çok şanslısınız çünkü sizin arkanızda olan komşularınız var. ben artık dayanamayıp evi taşımayı bile düşünüyorum. bazı hayvanlar apartman gibi yerlerde başkalarına saygı duyarak yaşamak ne demek, bilmiyolar maalesef.

rahatsız olan komşularla görüşüp, topluca kapılarını nezaket gereği çalabilirsiniz. rahatsızlık duyan tek olmadığınızı bilmeleeri için. geçici olarak evet kulak tıpaçları bir nebze işe yarar.

Ben gün içinde ses yapan komşuyum, müziğim bağrış çağrışım, hatta aynı parçayı üst üste 7-8 kere dinlemem vs , ama şikayet eden olmadı o yüzden de gece 11 gibi komşumun dizi sesini böğürterek yarım saat de olsa dünyayı başıma yıkmasını olağan karşılıyorum.(tv= tecavüz, dram, gözyaşı, kavga)

o kadar az mı?

yalnız ben B.Ü. öğrencisi değilim. Dışarıdan katılıcam.

seneye düşünüyorum.

[email protected] buraya mesaj at, cevap verirler

kredi ucreti 62 TL idi.
Ancak misafir ogrenciye kredi basi 62*4 = 248 oldugunu duymuslugum var. Alacagin dersin kredisini bununla carp.

antalya geçen yaz bu vakitler daha sıcaktı. bunu söyleyebilirim:)

www.wunderground.com

geçen sene yanıyordu her yer. kesinlikle daha sıcaktı (istanbul)

meterolojinin sitesinde (o günün)30yıllık geçmişinde gerçekleşen en yüksek ve en düşük sıcaklıklar görülebiliyor

örn: www.dmi.gov.tr solda bu haftanın tahmin edilen değerleri sağda ise "GEÇMİŞTE GERÇEKLEŞEN" "Uç Sıcaklık (°C)" ve "Ortalama Sıcaklık (°C)" değerleri verilmiş.

dmi'de var. verileri görmek için kayıt olmak ve detaylı incelemek için de para vermek gerekiyor idi.

bu da adresi: tumas.dmi.gov.tr

muhtemelen, ancak pandoranin universitelerde falan da yerleri var. Gitmeden sormakta fayda var.

kitabın sayfasında yazar hangi şubelerinde olduğu.

eğer "stoktan hemen teslim" ibaresi varsa "ürünün bulunduğu şubelerimiz" diye yazıyor zaten ama genelde stokta varsa istiklal'deki mağazasında oluyor.

yeraltı kaynakları + eğitim seviyesi.

Balık ve petrol. Bizim girmeye çabaladığımız AB'den kaçıyor Norveç gibi ülkeler. Fiyat eşiklerinin yüksek tutulması politikası da işe yarıyor. Ekonomiyi sekteye uğratacak göçler falan da yaşanmıyor haliyle.

Eyyorlamam bu kadar.

osmanlının yobazlığı baştacı yaptığı 18 ve 19 yüzyıllarda bilimi ve eğitimi baştacı yapmaları nedeniyle. adına bilim dünyasının en saygın ödülünün verildiği alfred nobelin isveçli olması raslantı değil.

+ nüfus az guc odaklari icin bir tehdit olusturmuyorlar, yuksek teknoloji uretebiliyorlar. bir de demokrasiyi iyi pazarladilar.

finlandya iskandinav değil.

deli petrol var. ama aynısı araplarda da var. aradaki fark iskandinavların dürüstlüğü. kazanılan paraların düzgün ve adaletli dağıtılması, insanlara gelir olacak şekilde dağıtılması. bir de kadın nüfusu fazla ve de kadınları güzel. kadını güzel olan yer gelişir hacı.

vergi sistemlerini ve yatırım yaptıkları alanların kamu yararına dönük olmasını da eklemek lazım.

tabii gelişmişlik ve gelişmemişlik tanımlamaları son derece ideolojik, onu da işaret etmek lazım.

finlandiya iskandinav değil +1 - norveç petrol bulmadan önce köydü ama yinede türkiyenin şu durumundan iyi adamlar kuzeydeki tüm ülkeler öyle değilmi rusya hariç ? çok ülke yok zaten finlandiya,isveç,norveç,izlanda,kanada ( alaskayıda çıkar )

"İlgili makama," şeklinde başlanabilir.
Bilgisayarda yazıp çıktısını almalı sanırım.

bilgisayarda yaz, ciktisini alip imzala. Isteyen kimse ona hitaben yazilabilir : hoca, kabul komitesi, bolum baskanligi vs. Internette ornekleri var. Ingilizcesi statement of purpose.

el ile yazma. göndereceğin yerde hazır şablonu da olabilir. bir bakın.

voip programlarına bir bak voipwise, voipraider vs. phone 2 phone özelliği ile baya rahat konuşturuyor benim bildiğim çoğu skype'dan ucuz oluyor. üstelik cep telefonuna da program yükleyip yine voip programını kullanabiliyorsun

skype vs. wirofon tecrubesi olan var mi?

pdfi reader degil de editleyebilecegin programlarla acabilirsin.
orn: adobe acrobat. Ben open officele bir kac kez yapmistim.

dna halihazirdaki teknolojiyle bile dogru duzgun goruntulenemeyen, hucre cekirdegi icinde ve cekirdektekten kucuk bir sey.

@irobotist: yok öyle birşey.

video gerçektir tabi ki. dna bildiğin dev bir molekül. elbette hücre çekirdeği içinde ve çekirdekten küçük. so?

dna değil de başka birşey olma ihtimali çok daha fazla bence o çıkardığı şeyin. görmeden inanmam şahsen...

Yahu seneler once bilim cocuk'ta vardi bu yontem, cocuklugumda kac kere denemistim :). yapilan sey soganin hucre ve cekirdek zarlarini parcalayan deterjan kullanilarak genetik materyalin diger proteinlerden ayrilmasini saglamak. yani gercektir, gordugunuz iplikcikler bircok kromozomun birbiriyle birlesmis halidir.

Kimyasal yollarla nükleik asti izolasyonu çok da zor olmayan bir işlem diye biliyorum. ama böyle kek yapar gibi yapınca sadece bakıp aa ne güzel demeye yarar heralde.

evet. bunun çamaşır suyu, gliserin vb şeylerler yapılanı vardı. belki bu da onu kullanmıştır.

fourier icin konusuyorum. Periyodik fonksiyonlari fourier serilerine acarak sin ve coslarin toplami cinsinden yazabiliyoruz. Amac karmasik fonksiyonlari basit alt fonksiyonlarin toplami cinsinden yazarak daha kolay analiz yapmak. Integral bu toplama isleminden geliyor.

euler formulu e^ix = cosx + isinx. Integral araligindaki her noktada fonksiyonun degerini bunla carpiyoruz. Integral icindeki carpimin niye boyle yazildigini icin poisson summation formulaya bakmak gerekiyor.

O fourier serisinin açıklaması. Fourier dönüşümünü sordum ben. Daha ziyade laplası sordum hatta. Gerçi benzer şeyler.

orasi defense labs idi. Askeri savunma amacli arastirma yapildigina gore, korunmasi normaldir.

Firma X exportiert einen wichtigen Teil seiner Produkte nach ...

eger cv ye yazarak is bulmayi umuyorsan, hic tavsiye etmem. Onun yerine (daha iyi) vakif ve devlet universiteleri aksam 19.00 dan sonra ve hafta sonlari dersleri olan programlar sunuyor, onlari incele derim.

www.couchsurfing.com

konuşmanı geliştirmek için birebir.

valla atlayabiliyosan atla hazırlığı, ama teknik bölm fln ise, hazırlık ortamı iyi gelir onu da bil...

ingiliizce romanla fln o sınava hazırlanamazsın, öncelikler googledan ara bu konuyu,örnek sınavlar vardır belki, yoksa da genel grammer prepositions vs. bunları içeren bir kitaptan oku, soruları vardır onları çöz, essay yazma konularını araştır, kendi kendine biraz speakingin nasıl ona bak...

- en etkilisi yabanci kiz arkadas edinmek.
- Ingilizce film izle altyazisi da ingilizce olsun.

sanirim yazim hatasi var.

"string construction of ellipse" olmali. Ip kullanarak (mesela ip(ler)in bir ucunu civiye, digerini kaleme baglayarak) elips cizme.

sadece yurt dışında değil tahareti küçük yaşta öğrenmeyenler sonra duyunca çok yadırgıyor, "abi götüme elimi mi sürcem" falan diye.

Ben de epey şaşırıyorum susuz bir temizlik nasıl mümkün olaiblir diye "duş alıyorum" oluyor genelde savunma ama ben günde minimum 2 kez çıktığım için tuvalete benim için güç yani, YAŞASIN TAHARET YAŞASIN SANBİ TAHARET MUSLUĞU :D

tamamen bizim kültüre/inanca has bir olay değil bildiğim kadarıyla. mesela japonlar da bu konuda çok hassas ve onun public versiyonu bile pek kullanışlıymış bildiğim kadarıyla.
tuvalet kâğıdı da bir başka pencereden bu konuya dahil edilebilir. olmadığında byük sıkıntı olabiliyor ve cepte/çantada selpak taşınabiliyor bu sebeple.
bir başka şey ise "taharet" dendiğinde bizim akla malûm olay gelirken kelimenin asıl anlamı temizliktir. "selpak"ın mendili kapsaması gibi bir durum yani.

eli göte sürmeye gerek yok yahu, yapmayın etmeyin açın suyun tazyikli temizleyin işte. bokla oynamaya ne gerek var..

taharetin bir de abarti versiyonu var.

muslukla beraber düğmesine basınca ileri geri hareket edebilen bir fırçası var. Ne amaçlarla kullanılabileceğini hayal edin. Daha evvelden fuarda görmüştüm, en son burada da bir mağazada gördüm.

(bkz: bide)

akjsdf komık mısnız nedir abiler. bidet diye askın kullanılan bısı var, onu gectım dus almak dıye bısı var romalılardan itibaren. gunde 2 kez dus almak zul geliyorsa size onu bilemem. hayır islamı yontem cok temızmıs gibi[sabunla temızlenmıyor o el malesef], adamlar en azından el surup heryere bulastırmıyorlar.

valla biz pet siseyle hallediyoruz, evet, zavalli bir haldeyiz, su olmadan yapmak da cok garibime gidiyor. ama alismayana kolay herhal, hic bir amerikalinin iyi tepki verdigini gormedim bu got yikama konusuna. bir fransiz arkadasim var, onlar bidet kullanirmis eskiden, oyle dedi kerata.

(bkz: solino)
filmde italyan kadın almanyaya geldiklerinde bir taharet muslukları bile yok diyordu. italyanların almanyada böyle demesine şaşırmıştım.

@ahmet dursun, japonlardan haberim vardı. hatta sıcak sulu, ısıtmalı falan zilyon tane özellikli wc ürünleri yapmışlardı yanlış hatırlamıyorsam. daha çok batıdaki ülkelerde yok sanki..

@anorexic penis, bence adamların denemesi lazım, deneseler anlayacaklar rahatlığı.

@bryan furry, duşla nereye kadar. hem duş alasıya kadar taharet olsa, daha rahat değil mi. su tasarrufu da olur. el olayına takılmışsın da merak ettim adamlar el kullanmadan mı yapıyorlar temzilik işini :) ki biz de sıvamıyoruz yani..

tuvalet kağıdı kullanıyorlar ve bunu yeterli buluyorlar.

dehşet verici herkes bokunu elliyor öle mi? sabun bütün mikropları öldürmez ki..ayrıca niye elliyosunuz. suyu açınca oaraya kadar ulaşıyor. öğhkkkkkk

çalışanların sskları ödeniyor, maaşlarının büyük kısmı ödeniyor. hazır teknik altyapı sunuluyor.

Araştırma geliştirme (ar-ge) şirketleri veya şirketlerin ar-ge departmanlari teknoparklarda faaliyet göstererek bir takim vergi avantajlarindan ve teşviklerden yararlanirlar. Genelde bu yerler bir universite ortaminda yer alir ve lisansustu ogrencisinden faydalanir. Gerci bu faydalanma karsiliklidir ideal durumda. Teknoparklarda kiralar genel de pahali olur, bu sebeple koca koca sirketlerin mini mini odalari vardir. Daha fazla bilgi icin herhangi bir teknoparkin sitesinde 5-10 dk dolas.

çalışanların sigorta primlerinin falan devlet tarafından karşılandığı, buna rağmen işverenlerin çalışanlarına üç kuruş maaş vererek minimum maliyetle zengin olmaya çalıştığı yerler.

1) çalışanlarının ssk primleri değil, gelir vergileri ödenmez. brüt maaşın %20-27-35 gibi bir oranı.
2) burada üretilen ürün veya hizmetlerin satışından gelir vergisi ödenmez (%20).
3) buradaki firmalar tübitak/kosgeb/ttgv gibi kurumların hibe ve desteklerinden daha rahat faydalanır.

teorik olarak, "ilahi" bi kudrete inanmıyorsanız evet mümkün. İnanıyorsanız "ruh"a, imkansız. Ahlak ve etik mi değil mi konusunda tartışma da ise olmayan bir şey üzerinde tartışma "hazırlığı" yapmak gerekecek.

format etme olayı zamanında Avrupalı bilim adamları tarafından ortaya atılmış suçluların beyinlerini silip topluma yararlı fertler yaratma yetiştirmemiş

itirnil sansayn ov di sipotlis maynd izlemenizi tavsiye ederim.

(bkz: ışık evleri)

commodore64 ile yapilabiliyor (bkz. G.O.R.A.)

o daha çıkmadı yeni sürümleri bekliceksiniz.

(bkz: a clockwork orange)

@point me at the sky: ışık evlerine formattan daha çok antivirüs desek daha doğru olur.

Beyin dalgalarını, elektriksel aktiviteleri inceleyerek temel düzeyde işler çıkarılabiliyor. Örneğin kişi uyanık mı, uyuyor mu, yalan mı söylüyor. Görme merkezine elektriksel pulselar uygulanarak gözlerde pikseller oluşturulabiliyor. Hatta sözlükte bir yazar beyin dalgaları ile yazı yazmanı sağlayan bir proje geliştirmişti.

Belki ilerleyen yüzyıllarda mümkün olur, insan üzerinde deney gerektirdiği için gizli kapaklı yapılması gerekiyor, haliyle bitince bile haberimiz olmaz muhtemelen.

Bence zamanla her şey olacak, nükleer bombalarla dünyayı yok etmezsek.

uzun zaman önce beyin araştırmalarıyla ilgili bir yazıdan aklımda kalan beynin üzerinde inceleme yapıldığında kendini korumaya aldığıydı. yani röntgen, mr gibi dışardan inceleme yöntemleri haricinde beyni normal seyrinde çalışırken incelemek neredeyse imkansız. bu yüzden birçok organın çalışma mekanizması araştırılabiliyorken beyindeki gelişmeler zorlu süreçler gerektiriyormuş. falan filan.

ha bir de alakalıdır belki (bkz: lobotomi)

format b:

diyince oluyor ama jak yok klavye girisi yok biraz zor o.

vücudu yan yatır. yok bu olmadı sanki.

beyini bilmiyorum ama karma için; kryon: nötr aşı

@hyu, senin dediğin şey sakın foton olmasın ?

mr'da beyin aktivitesi gayet güzel görütülenebiliyor, farklı durumlarda beynin hangi bölgesi aktif görüntülenebiliyor

@kimlanbu, ben de mr'la beyin aktvitesi görülebiliyor demek istemiştim. yanlış mı yazdım ki?

Örneğin Windows'a para vermemek ve sahte lisans yükleyebilmek için kullanılan programlardan bulaşabilecek virüs trojan benzeri güvenlik tehditlerinden korunmak için ücretsiz linux sürümleri kullanılabilir. Kullanıcı için bir sorun teşkil etmiyorsa tabi. Benim için etmiyor misal. Ama dizüstü bilgisayarımda Win7 olduğu için şu an windows kullanıyorum. Aynı şekilde korsan MS Office kullanacağıma Libre kullanıyorum.

Başka etkenler de var tabi, misal özel amaçlarla farklı işletim sistemleri tercih edilebilir. İçinde özel araçlarla gelen spresifik bir amaca hizmet etmek için tasarlanmış onlarca işletim sistemi var (benim bildiğim ağ cambazlıkları için Backtrack var, virüs taramaları için geliştirilmiş cd'den çalışan işletim sistemleri var.)

ömrü hayatında bir kere bile lisanslı yazılım kullanmayan birisi olarak bazı şeylere açıklık getireyim:

Mal kullanıcı değilseniz, kaçak program yüklerken makinanıza virüs bulaşmaz. Google'a gidip porno izle yazıp çıkan ilk sonuçtaki sitenin indirdiği exe yi çalıştırırsanız virüsün kralını yersiniz.

Dell Laptop kullanıyorum, imkanım olsa Windows'a para vermez işletim sistemsiz alıp kaçak kullanırdım, içinde home premium geldi, yükseltme anahtarı girdim, cayır cayır ultimate kullanıyorum.

Office 2010, Adobe CS 5.5 aklına gelen herşey böyle.

OSX i bir kaç kere kullandım, Windows'tan sonra garip geliyor, güzel hoş işletim sistemi ama sırf üstünde Apple etiketi var diye 2000 liralık laptopun aynı özelliklerine sahip Mac'e 3000 lira vermem.

Masaüstünde Linux her ne kadar sorunsuz olsa da, destek olayı hala sıkıntı, gayet normal bir şekilde kapattığınız PC ertesi gün sıçık bir şekilde açılabiliyor.

Linux iyi güzel geek style işletim sistemi ama her ne kadar bu tip şeyleri sevsem de, hergün bir saatimi sırf gerizekalı bir işletim sistemi sorununa ayıracak kadar vaktim yok. Yani nerdlük geeklik de bir yere kadar.

Sonuç olarak Windows, çünkü bedava, stabil, hızlı

karizma yapılıyor.

ihiyaçlar belirliyor o seçeneği.

minimalist bir sekilde 2 neden : bilgisayar esit degildir pc ve pc kullanicisi esit degildir son kullanici

herkesin cevabı farklı... benimki stabilitede vindoz'un eline vermesi. gerçi bi arkadaş windows'u stabil bulmuş, o da ilginç.

mac için software ve hardware'i üretenin aynı olması sebebiyle bu ikisi arasındaki mükemmel uyumu örnekleyebilirim. veya grafikersinizdir, veya film editliyorsunuz, yapıyorsunuz. ya da benim gibi seviyorsunuz kendisini.

linux dağıtımları için açık kaynağın güvenliği, binlerce kişi tarafından geliştirilmesi sebebiyle aksaklıkların çabuk giderilmesi, biraz meraklıysanız yüksek derecede customizable olması sayılabilir. eğer ki server'sa sözkonusu olan ya da bir database ise zaten unix bazlı bir şey illa tercih edeceksiniz.

windows'u ise oyun oynamak isteyenlere öneririm daha çok.

Egitimden ziyade icindeki girisimci ne alemde? ali agaoglu, nazif zorlu ilkokul mezunu. Haci Boydak bu sene disaridan liseyi bitirdi.

Girisimci ruhlu isen atla git, karsi cinse karsi zaafiyet gostermezsen para kazanmanin bir yolunu muhakkak bulursun.

yalnız ali agaoglu dediğin adamın babası hayvan gibi zengindi. adam hiç bi iş yapmasa bile o parayla hayatı boyunca rahat yaşardı yani. bu arkadaşın ise muhtemelen hiç parası yok, satabilecek bir şeyi de yok, bilgisi dışında. bilgiyle de sıradan bi elamandan fazlası olamazsın, belki bi dükkan açarsın en fazla.

bilgi kendi memleketimde para etmiyor ki el memleketinde para etsin. bu arkadaş işsizlikten ne yapacağını şaşırmış batmadan önceki son bi kaç kulacını sallıyo. ama yine de teşekkürler çıkış yolu sağlamasa da iş güç edip yazdığınız için.

connecting rod deniyor o parçaya. türkçesi de piston kolu. oto sanayiye gidin bi motorcuya, dünya kadar vardır.

edit: bi salise hangi parça tam olarak? kolu sormuyorsun sanırım. kolun motor tarafına bağlı olduğunu diyorsun. tekrar düşüneyim.

Cizip torna frezeciye yaptirabilirsin. Olcu kritik degilse, cikmacilara bakabilirsin.

@irobotist google a krank mili yazınca bu çıkmıyor. yine de ikinize de çok teşekkür ederim. Connecting rod işimi gördü.

connecting rod, coupler, biyel, bunların hepsi denir ona. google'a "slider crank" diye aratın, orada zaten açıklama bulunur.

Sektöre ve şehire göre çok değişir bu. İstanbulda kurumsal bir firmada, bahsettiğin üniversitelerden yeni mezun birisi için en az 3000 diyorum.

Ne iş yapacağına da çok bağlı aslında. Yazılım mühendisliği mi, teknik danışmanlık mı, IT mi, Network mü? Bunlar bir yana genel olarak yazılım mühendisliğini ele alalım. En az 3000 değil bir kere onu belirteyim, ODTÜ'lü arkadaşlarımın İstanbul'da 2700'e anlaşınca gayet mutlu olmalarından dolayı bunu net olarak söylebilirim. Ankara piyasası biraz daha düşük. En az 2200'den başlar. Genelde iyi üniversitelerden bilgisayar mühendisliği mezunları en azından part-time iş tecrübesiyle mezun olur ve yeni mezun maaşından daha iyi maaşlarla başlar. Maaş artışları ise tamamen sektöre ve firmaya bakar ama standart olarak 3. sene ve 5.sene dolduğunda ciddi artışlar gözlenebilir. 5. senenin sonunda iyi bir firmada iyi bir calisan ortalama 5-6 alır.

iyi universite deyince, aklima social network filminden bir replik geldi.

"Our undergraduates believe that inventing a job is better than finding a job."

bolca roman oku. ama otobüste, trende değil. daha sakin ortamda. zamanla o sükunet düşüncelerine yansıyacak.

şahsen günün 23432 saati müzik dinleyerek azalttım aynı olayı, ha bir de kaşarlandıkça. bir de insanların verdiğinde daha değersiz olduğunu anlaman gerek.

Zihin aslinda % 100 doludur hep. Ama mevcut bant genişliğini etkin kullanabilmek için dediğin gibi bir terbiye gerekebilir.

Melik Duyar diye bir beyin eğitmeni var. Eskiden tv ye falan da çıkardı çok. Sitesi şu (git: www.megahafiza.com.tr ) Her ne kadar satış amaçlı ve iğrenç tasarımlı bir site gibi gözükse de içinde çok değerli bilgiler var. Beyin ve konsantrasyonla ilgili ucretsiz kitaplar var. Biraz zaman ayir ve incele derim.

insanlarla bol bol konuşmak kişinin gözünde onların sözlerini, mimiklerini, tavırlarını gittikçe sıradanlaştırır. çevrenizde çok insan bulundurur ve iletişimde olursanız kendinizle başbaşa kalıp tek bir sözü, tavrı, anı ölçüp biçmeye vakit bulamaz, ihtiyaç duymazsınız. eğer bunu yapmadan yalnızca bireysel uğraşlarla bu durumdan kurtulmaya çalışırsanız bir ilerleme kaydedemezsiniz, aksine gün geçtikçe kafanızı dağıtmak için okumak istediğiniz kitabı okuyamaz, izlemek istediğiniz filmi izleyemez hatta uyuyamaz hale bile gelebilirsiniz.

okumak (kitap, film, muzik, mekan, vb. okumak) ayilmak, gucu denetlemek icin iyidir.

buradan bakinca, huzuru kaciranin "dusunmek" degil de, dusuncelerin kafanizin icinde balon gibi sisip sisip birikmesi oldugu seciliyor. belki yanlis, belki dogru.
kafaniz icinde biriken, akip gidemeyen dusunceleri gun isigina cikarabilmeyi deneseniz?
sosyallesmek, paylasimlar, diyaloglar?

(bkz: meditasyon)
(bkz: terapi)

uzun yıllar ekşi sözlüğe maruz kalmışsın sen. hesabı dondur 3-4 ay girme bence

kendini düşünmemeye zorlayarak olmaz. kafandaki bitmeyen bu akışı yaratan şey ne ise onu bulmalısın.

belli bir fikir düşünce veya duygudan kaçmak mı ? hatalı olduğunu düşünüp sürekli kendini eleştirmek mi ? yanlışlıkla geliştirdiğin bir tik mi ? özgüven nedeniyle korkularının sürekli seni kontrol etmesi mi ? vs... bunu kendin bulup adım adım ilerliyerek çözebilirsin.

Geçenlerde okuduğum kitaba göre bu sorun "Mükemmeliyetçilik" denen illetten kaynaklanıyormuş.
Herkes bilsin, önlemimizi alalım.

...

Edit2: kusura bakma o zaman. Cevap veren olmazsa bir arkadasima sorabilirim senin icin.

Gerekli koşulları elbette biliyorum. Kayıt olanların en düşük kaçtan girdiklerini sordum.

en son bahçeşehir üniversitesinde yazılım mühendisliği okuyordu sanırım.

google'da falan aradım ama pek bir şey çıkmadı. sen de dene istersen.

(git: www.eksiduyuru.com ) buradaki cevaplardan birinde linki var.

dvi a cevir pdf yerine

Dosyayı birkaç dosyaya bölüm, kısım kısım hazırlayın. Sonra eklemek kolay.

selimiye hayvan hastanesine bir bakın

maddi veya manevi bir zarara uğramadığınız için şikayetlerden bir şey çıkmaz ama isterseniz telekomünikasyon iletişim başkanlığına şikayet edebilirsiniz.

sikayetvar.com

tuketici.gov.tr

babam gibi internetten anlamayan pek çok kişi bu şekilde sözleşmeye onay verebilir. başkalarının zarar görmesini de engellemek isterim. ttnet süper bir internet sağlayıcısı değil belki ama bu şirketi görünce gene ttnet iyiymiş dedim. kendi abonesi yapmak için müşteriye ayrıntılı bilgi vermeden böyle bir yol izleyen şirkete nasıl güvenilir?

ben de birinet ile benzer bir durum yaşamıştım. 1 hafta uğraştırdılar yakamızdan düşmek için. müşteri hizm arayıp karşımdaki görevliye:

"şimdi söyleyeceklerimi üzerinize alınmayın. tamamen, görüşme kaydedildiği için söylüyorum" deyip 3 dk boyunca küfrettim şirkete. kız da özellikle kesmedi görüşmeyi. birbirimize iyi günler dileyip gülüp kapattık :)

belki işe yarar bir şey değildi ama içim soğudu.

her tür küfürü hak ediyorlar. nasıl bir mantık bu anlayamıyorum. bu şekilde abone etseler ne olacak. müşteriye güven veremedikten sonra. telekominikasyona şikayet etmeli, tuketici gov tr ye de yazayım.

btk'ya şikayet edin.

En az Asgari Ücretin %32'si En çok Asgari Ücret X 6,5 %32'si arada bir tutar belirleyebilirsin.
Her ay 30 gün ödemek zorundasın, 30 gün sonra sağlıktan yararlanabilirsin, sigortalılık dilekçeyi verdiğin günün ertesi günü başlar.
12ay üstüste ödemezsen 12 ay öncesi için sigortalılık şansını kaybedersin.
KANUN
İsteğe bağlı sigorta ve şartları
MADDE 50- İsteğe bağlı sigorta; kişilerin isteğe bağlı olarak prim ödemek suretiyle uzun vadeli sigorta kollarına ve genel sağlık sigortasına tâbi olmalarını sağlayan sigortadır.
(Değişik ikinci fıkra: 17/4/2008-5754/30 md.) İsteğe bağlı sigortalı olabilmek için Türkiye'de ikamet edenler ile Türkiye’de ikamet etmekte iken sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelerdeki Türk vatandaşlarından;
a) Bu Kanuna tâbi zorunlu sigortalı olmayı gerektirecek şekilde çalışmamak veya sigortalı olarak çalışmakla birlikte ay içerisinde 30 günden az çalışmak ya da tam gün çalışmamak,
b) Kendi sigortalılığı nedeniyle aylık bağlanmamış olmak,
c) 18 yaşını doldurmuş bulunmak,
d) İsteğe bağlı sigorta talep dilekçesiyle Kuruma başvuruda bulunmak,
şartları aranır.

İsteğe bağlı sigorta başlangıcı ve sona ermesi
MADDE 51- (Değişik birinci fıkra: 17/4/2008-5754/31 md.) İsteğe bağlı sigortalılık, müracaatın Kurum kayıtlarına intikal ettiği tarihi takip eden günden itibaren başlar.
İsteğe bağlı sigortalı olarak prim ödenen tarihlerde, 4 üncü maddeye göre sigortalı olmayı gerektirecek çalışması bulunduğu tespit edilenlerin, zorunlu sigortalılıkla çakışan isteğe bağlı prim ödenen süreleri iptal edilerek, bu süreye ilişkin ödedikleri primler ilgililere iade edilir.
(Ek fıkra: 17/4/2008-5754/31 md.) Ay içerisinde 30 günden az çalışan veya 80 inci madde uyarınca prim ödeme gün sayısı, ay içindeki toplam çalışma saatinin 4857 sayılı Kanuna göre belirlenen günlük normal çalışma saatine bölünmesi suretiyle hesaplanan sigortalıların aynı ay içerisinde isteğe bağlı sigortaya prim ödemeleri halinde, primi ödenen süreler zorunlu sigortalılığa ilişkin prim ödeme gün sayısına otuz günü geçmemek üzere eklenir ve eklenen bu süreler, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalılık süresi olarak kabul edilir. (1)
İsteğe bağlı sigortalılık;
a) İsteğe bağlı sigortalılığını sona erdirme talebinde bulunanların, primi ödenmiş son günü takip eden günden,
b) Aylık talebinde bulunanların, aylığa hak kazanmış olmak şartıyla talep tarihinden,
c) Ölen sigortalının ölüm tarihinden,
itibaren sona erer.
İsteğe bağlı sigorta primi ödenmiş süreler, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulamasında dikkate alınır ve söz konusu süreler, bu maddenin üçüncü fıkrası hükmü saklı olmak üzere 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalılık süresi olarak kabul edilir. (1)

İsteğe bağlı sigorta primleri ve ödenmesi
MADDE 52- (Değişik: 17/4/2008-5754/32 md.)
İsteğe bağlı sigorta primi, 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas kazancın alt sınırı ile üst sınırı arasında, sigortalı tarafından belirlenen prime esas aylık kazancın % 32'sidir. Bunun % 20'si malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi, % 12'si genel sağlık sigortası primidir. 51 inci maddenin üçüncü fıkrasında belirtilenler için 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas kazancın alt sınırı ile üst sınırı arasında olmak kaydıyla belirlenen günlük kazanç ve gün sayısı üzerinden malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile genel sağlık sigortası primi alınır.
İsteğe bağlı sigortalı olanlar, bakmakla yükümlü olunan kişi olsa dahi, 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılır ve genel sağlık sigortası primini de ödemekle yükümlüdürler. Yabancı ülke vatandaşlarından Türkiye’de yerleşik olma hali bir yılı doldurmadıkça genel sağlık sigortası primi alınmaz ve bu kişiler genel sağlık sigortalısı sayılmaz.
Ait olduğu aydan itibaren en geç 12 ay içinde 89 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammıyla birlikte primi ödenmeyen süreler, sigortalılık süresinden sayılmaz. Bu 12 aylık süreden sonra ödenen primler 89 uncu maddenin üçüncü fıkrası hükümlerine göre iade edilir.
İsteğe bağlı sigortalıların zorunlu sigortalılık nedeniyle prim borcunun bulunması halinde, isteğe bağlı sigortaya tâbi ödenen primler öncelikle zorunlu sigortalılık nedeniyle Kuruma olan borçlarına mahsup edilir.

@nik1: cok tesekkurler.

Soyle bir sey yapilabilir mi?
Geliri 2000 TL beyan etsek ama primi 30 gun degil de, 10 gun uzerinden odesek (yani 2000*0.32/3 = 213 TL). SSK (4a) da yapilabiliyordu bu. (Not: Sagliktan 3 ay sonra yararlanmaya baslanacak olmasi veya gec emekli olunacak olmasi sorun degil)

İsteğe bağlıyı her ay 30 tam günden bildirmek ve ödemek zorundasın. Sadece kısmi çalışman varsa mesela 17 gün kısmi çalışıyorsun 13 gün isteğe bağlı ödersin. onun dışında böyle bir şansın yok.
Zaten sağlıktan da 30 gün sonra yararlanırsın, 3 aylık bekleme süresi kaldırıldı.
Ayrıca tüm isteğe bağlılar otomatik 4/b'dir(Bağ-kurdur) ve prim borcun varsa sağlıktan yararlanamazsın.

ales. girmediysen bazilari ozel ogrenci olarak aliyor, sonra bir ara giriyosun. Vakifta uniden uniye degisiyor ucreti ama kabaca lisansa 1 senede verdigin parayi y. lisansin tamamina veriyosun. Zaten 1.5 sene suruyor.

duyurunun alınık/satılık bölümüne verilik olarak başlık açıp ürünleri de azıcık detaylandırırsan ihtiyaç sahiplerine ulaşır belki.

notlar 12sinde teslim ediliyor. Bir sey yazmadigina gore o zamana kadar bir esneklik olabilir. Sadece bir yorum.

registration da yazmıyorsa hocaların kendi insiyatifine bırakılmıstır diye düşünüyorum. midtermlerin ortalamasının alınması olayı düşük bir ihtimal. bence çok ciddi birsey yoksa gir finale yok ciddi bişeyse mail at böle böle de.

yaz okulunda asla make up yapmam diyen hocalar mevcut. bence ne olursa olsun gir finale, zaten mutlaka daha zor oluyor make uplar normal sınavlardan.

ekonomik durumun okul için yeterliyse dönülür...güzel bir üniden lisans dip. olur...çok da guzel olur

kuzenim 2 çocuk ile radyo tv'ye başlıyor bu sene. 39 yaşında kadın.

Dön kardeş mesleğinin hakkını da ver meraklı ol bitir şu okulunu..itü mezununa iş çok.

donulur panpa, 27 yasindayim ben bu sene sifirdan basladim. 9-10 yas kucuklerle okuyorum, daha zevkli geliyor hatta okul simdi, hoca zannedilmeler vs. emin ol daha egelnceli gelicek simdi.

(Universite) okumak masrafli (para+zaman) bir is. Ekmek elden su golden yasarken insan bunu pek fark etmiyor.

Diger taraftan universite sadece bir unvan edinme yeri veya askerden kacma icin kayit yaptirilan bir kurum degil. Bir seyler ogrenmenin yasi yok.

Saglik, ekonomik ve ailevi durumuna gore, hayatta aldigin diger sorumluluklar nispetinde veya hepsini idare etmeye yeterli kapasitedeysen donebilirsin. Yasin zaten genc siritmazsin fazla merak etme.

26 yasinda universiteye donulur, her yasta donulur donulmesine de, hic is deneyimin yoksa durum fena. zira universite icin yas farketmez ama yasin ilerledikce ve deneyimin de yoksa is bulman gittikce zorlasir. bence bir yandan calisma hayaina atil, en azindan okulu su sebeplerle gec bitirdim ama bu sirada is deneyimim oldu dersin. herseyi yoluna koyabilecek bi yastasin erteleme.

"benden 7 hatta 8 yaş küçüklerle nasıl derse giderim düşünemiyorum." benzeri sözler başka duyurularda da karşıma çıkmıştı ve gerçekten bunu anlamıyorum. çocuk yaşta okumaktan iyidir yirmili yaşlarda okumak. 17'de girip 21'de mezun olmakla ne iyi etmişim diye düşünmemi gerektirecek hiçbişiy olmadı.

hem daha iyi bir alternatifiniz var mı? olsa sanırım bu konuyu gündeme almazdınız. istedikten sonra elbette mezun olursunuz, neden olamayasınız?

Bence geri don okula. Askerden de yirtarsin. Yas farki da cok degil ayrica 19 luk körpe hatun kaldirma olasiligin da var. Bence git oku.

Bölüm de çok ahım şahım değil, Jeoloji müh. olmanın çok meraklısı değilim ama üniversite mezunu ve İTÜ'lü olmanın mutlaka faydaları olacaktır diye düşünüyorum.

Liseden 2004 yılında mezun oldum, yeniden sınava girsem nasıl muamele görürüm? Anadolu lisesi mezunuyum ama galiba tüm liseler anadolu lisesi olmuş, sistem değişmiş. Lise ortalamam da "ortalama", bu yaşta okumaya değecek bir bölüm kazanmaya çalışmak bölüme dönüp mezun olmaktan iyi olabilir mi?

Iyi hazirlanirsan, basarili olursun. (git: hurarsiv.hurriyet.com.tr )

Hangi bolumu okursan oku, neler yapabilecegin hayal gucune kalmis. Jeoloji bolumunun nesi kotu? Deprem ulkesindeyiz milyon tane is firsati olabilir.

dön panpa hiç bir şey için geç kalmış değilsin. 25 yaşındayım okulu maddi imkansızlıklar ve aile sorunları nedeni ile bırakmıştım. aradan 5 yıl geçti askerliğimi yaptım şimdi en baştan 4 yıllık okumayı düşünüyorum. bazı şeyler kafama dank etti.

27 yaşında olup dönenler var mesela :)

Sevgilim eczacılık fakültesinde. Bölümünde 50 yaşında öğrenci bile var. Çocuğunu büyütmüş, üniversiteye sokmuş, sonra da kendisi gelmiş.

26 yaş ne yahu! Dönülür, hatta geri dönülüp tekrar dönülür.

ayrılırsınız.

en mutlu günlerinde sigara varsa, işe girdiğin gün iç sonra bırak bence :)

(bkz: bir taşla iki kuş)

pek de mutlu gün dostu değil, dert ortağıymış :) o zaman işe girince, rahata erince bırakabilirsiniz. iş de bahane olur işte :)

sakın sakın sakınnn sigara gibi bi meret yüzünden, geleceğinizi, hayatınızın fırsatını tepmeyin

bırak sigarayı.

ilk 1 ay falan işyerinde içme bence, sonra bi şekilde uydurursun kılıfına.


toplantı sonrası sigarası diye bi kavram var hocam, kendini kandırma.

Sabah işe gitmeden önce iç, öğlen yemek arasında iç, akşam işten çıktıktan sonra sabaha kadar iç. Böyle güzel bir fırsat yakalamışsın kaçırma.

sigara yüzünden işi kaybedersen zaten nefret edersin sonra. ya da daha çok içmeye başlarsın kederden bilemedim şimdi. bırak ama ya da bırakmaya çalış.

(bkz: champix)

Birakma zamani gelmis iste.
Zaten sen birakmazsan o seni enkaz halinde birakacak ilerleyen yaslarda.

bu vesile ile bırak.

O özellikler başka birinde de olabilir. Hemen atmayın paketi.

sanırım başvurucam

Eğer görüşme olumlu gidiyorsa nabza göre ben içiciyim ama esiri değilim diyip dürüstlük oyununu oynayacağım.Olumsuzsa @alfred james yöntemi

iste sigara arasi verilmiyor mu? kapinin onunde, ogle arasi vs yine icersiniz, sadece azaltmis olursunuz, az gorusursunuz, insan ise girince ailesi ile de az gorusmeyi goze aliyor. ikileminiz yeterince challenging degilmis:P

konu dürüstlük be panpiş