şeytana uy:) yalan değil sonuçta. Millet neler yazıyor.

spesifik bir puan tercihi yoksa hangisi yazılmalı diye sormak istedim aslında...

neden yazıyorsunuz ki? amaç ne? bir de benim önüme böyle bir cv gelse şöyle düşünürüm. "bu adam memur olmak istiyor. ilk atamada bir yere yerleşip gidebilir." kalıcı birisini arıyorsam işe almam.

ne bileyim, adettendir dedim, girilen sınavların sonuçlarını yazayım dedimdi. madah bi' puanım yok zaten :)

girilen ve basarili sinavlardan öss, ales ya da lgs yazilabilir, sat, gmat, toefl, sprachdiplom etc. yazilir yine. kakao demis zaten neden yazilmiicani.

ilk kez duydum cv'ye kpss puanı yazıldığını. yazacaksanız üds|kpds yazın da ingilizcenizi kanıtlamış olursunuz.

daha önce önümüze KPSS puanı yazılmış olan bir CV geldi. "memur kafasında çalışmak isteyen adamla ne işimiz olur" deyip kenara kaldırdık. hani memuriyete yakın bir pozisyon olur falan belki anlarız da değilse yazmayın sakın. özel sektörde kimse kpss puanının kaç olmasının ne anlama geldiğini bilmez.

Ben de özel sektör için başvuruda KPSS puanının yazılmaması taraftarıyım. Yabancı dil sınavları -eğer yabancı dil bilgisi isteniyorsa- girilebilir.

Son dönemde verdiğimiz bir ilan için başvuruları ben değerlendiriyorum. Şişirme özgeçmişler hemen anlaşılıyor ve eleniyor. Hobilerine kitap okumak, sinemaya gitmek yazanlar, yazım kurallarına dikkat etmemiş olanlar hoş karşılanmıyor. Ciddi bir hobiniz varsa yazın da yoksa hiç yazmayın. Bir de mail adresiniz düzgün bir şey olsun. Tabi bunlar sadece benim takıntılarım da olabilir :)

o parçanın tadı kara düzen sazda çıkıyor. hiiiç karıştırmayın derim.

az bile yapmışsın hiç aklın kalmasın. özellikle mühendislik gibi bir konuda kesinlikle disiplin gerek ve o çocuk da anlattıklarından baya bir haytaya benziyor. şartlar elveriyorsa ben daha bile fazlasını yapardım.

katılıyorum. daha fazlasını yapardım. çocuğun kendine gelmesi için böyle ufak yaptırımlar şart. eğer hala gelmiyorsa "oğlum, ben sana bir şey öğretemem" deyip yollayın.

disiplin her şeyden önemli. iyi yapmışsın.

şantiyede çalışan tüm mühendis arkadaşlarımın dediği laf, "işçiyle yüz göz olma"
doğru yapmışsın bence de

kaybettiği yarım yevmiyenin kıymetini ileride anlar.

sağolunuz efendim içim rahatladı..

böyle yapan bitek bu var zaten.. diğer şantiyeye (şişli'ye) gittiğimde ordaki teknikerler sorunsuz şekilde dinleyip işe vaktinde geliyorlardı.

şu ana kadar kovulmamasının tek sebebi de ucuz iş gücü olması, üç kuruş daha fazla verip teknik lise mezunu birini alsalar bin kat iyiydi.

dogru yapmissin. bunun "patroncu" olmakla hicbir ilgisi yok. ozel sektorde, testiyi dolduranla, testiyi kiran bir olamaz.

en iyi yaptirim da, kisinin cuzdanina dokunarak olur.

bence cok cok az..

yol vermelisiniz, balik bastan kokar

siz acldlkca size dert olucak goreceksiniz

yanimda 10 personel calistiriyorum, yuz verdikce uste clkarlar mesafeli olun)

Onlar okulunu uzatmış olanlar için.Siz bir şey ödemeyeceksiniz.

Şurada dediğine göre yeni öğrencilerden de istiyorlar.
www.sis.itu.edu.tr

3. madde:

""KAYIT İÇİN GEREKLİ BELGELER

1) Lise Diplomasının aslı veya yeni tarihli mezuniyet belgesi (Başarı belgesi mezuniyet belgesi yerine kullanılmaz.)

2) 4 adet 4,5 x 6 cm boyutlu vesikalık fotoğraf (fotoğraflar son altı ayda çekilmiş ve adayı kolaylıkla tanıtabilecek şekilde olmalıdır.)

3) Katkı payının ödendiğine dair dekont. (Katkı payına ilişkin bilgiler önemli açıklamalar içerisinde belirtilmiştir.)

4) 1990 ve daha önceki yıllarda doğmuş erkek adaylar için Askerlik Durumu Beyan Formu. (Askerlik Durumu Beyan Formu için tıklayınız.)

(1991 ve daha sonraki yıllarda doğmuş erkek adaylardan bu belge istenmeyecektir.)

5) Denizcilik Fakültesinin programlarına kayıt olacak öğrencilerin ‘Gemiadamları Sağlık Yoklama Belgesi’ni kesin kayıtta getirmeleri gerekmektedir. (Denizcilik Fakültesi'nin Programlarına yerleştirilen öğrencilerimizin ayrıca 23-24 Ağustos 2012 tarihlerinde İTÜ Denizcilik Fakültesi Tuzla/İSTANBUL adresinde önkayıt yaptırmaları gerekmektedir. Detaylı bilgi için tıklayınız.)

6) Doktor onaylı kan grubu kartı.""""

bildiğim kadarıyla henüz resmi gazetede yayımlanmadı karar. yayımlandıktan sonra geçerlilik kazanacak. siz de o tarihe kadar yayımlanmazsa ödemenizi yapmak zorundasınız, yasa çıktıktan sonra paranızı geri alırsınız.

dün resmi gazetede bişeyler yayınlandı. belki yeni kayıt sayfasını güncellemeyi unutmuşlardır. en iyisi öğrenci işlerini arayıp sorun yarın.

Direkt uçuş genelde pahalı. Avrupa aktarmalı biletler daha cazip.

www.kayak.com 'dan bakabilirsin fiyatlara.

fark etmez aktarma olması. ucuz olsun da nasıl olursa olsun.

iberia'ya bak derim, 7 sene önce memnun kalmıştım ben..

buradan arayabilirsin;
(git:www.skyscanner.com.tr )

teşekkürler ama skyscanner gibi siteler bütün alternatifleri sunmuyor diye biliyorum. bir de onların aktarmaları arasında neredeyse 1 güne kadar uzayan zaman aralıkları oluyor.

airfrance ya da pegasusla marsilya sonra ryanair ile madrid olabilir.

hayir, cikabiliyorsun.

söyle durum aslinda, baska ülkelerinde askerlik zorunluluklari oluyo genelde, mesela avusturyada 35 yas altinda vatandasliga geciyor ve kendi ülkende askerlik yapmadiysan avusturyada vatandasliga gecince askerlik yapmak zorundasin. ve ordada minimal 6 ay, tr de 6 ay yapmak daha mantikli olabilir bu durumda ya da parasini verip dövizli yapmak.

ama vatandasliktan cikarken sorun cikmiyor askerlikte diye biliyorum.

yeni bir kanundan bahsedilmis sanirim bilemiyorum onu, sanmiyorumda baska ülke vatandasligina gecen birine bunu diretmeleri cok zor olur.

yurt dısında cift vatandas olan yakınlarımız var ve onlarda malesef cıkamıyorlar turk vatandaslıgından sebep askerlik zorunlulugu...

irtica et baska bir ulkede. cift vatandasligin olsa bile irtica et bisiler yap. o devlete (almanya icin diyorum) askerlik yaptiysan turkiyede yapmana gerek yok.

compadrio uyardi iltica olacak dogrusu afedeeriiin ((:

irtica etme, iltica et

öncelikle ne yaparsan yap irtica etme, ülke zaten kötü yolda ilerliyor. çok istersen iltica edebilirsin.

Aurelio Türk vatandaşı olduğu dönemde gündeme gelmişti yamulmuyorsam. Brezilya'da yapmadığı için Türkiye'de yapması gerekir vs denmişti. O da bir şekilde Brezilya'da yapıp gelmişti falan. Garip bir meseleydi.

bir dönem alman vatandaşlığına geçen çok olduğu için askerliği zorunlu tutuyorlar. eğer başka ülkeye iltica seçeneğini düşünüyorsan da iki seçeneğin var: ya vicdani redci olduğunu söyleyip zorla askere alınıyorum beni kurtarın diyeceksin ya da cinsel yönelimim farklı ve beni ifşaya zorluyorlar, bu da insan hakkına aykırı, beni alın diyeceksin. ha kürtsen devlet köyümü yaktı demen yeterli anında iltica edersin.

hersey iltica ile bitiyormu. ingilterede ab yasasindan oturu serbes dolasimla gelen gocmenler sokaklarda ac kalmislar fare yiyorlarmis.

mesele gitmek ama insanca bir yasam icin hayvan gibi sokakta yatip fare yemek icin degol.

valla bilişim bu köpek gibi çalıştırıyorlar, bizi de haftasonları çalıştırıp mesai ücreti vermezlerdi.. bir şey çıkmıyor işte. çalıştığınla kalıyorsun.

Fazla mesailerin için iş mahkemesine başvurabilirsin.

çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığına şikayet ediyosun, gelip götünden kan alıyolar işverenin.

Alo 170

www.sgktr.com

aöf'de öğrenim gideri adıyla geçiyor. kitap parası adı altında toplanıyor. örgün öğretimde bu parayı kırtasiye kazanırken burda üni kazanıyor.

yeni ilçede nüfus idaresine gidiyorsunuz (kaymakamlıkta bir bölüm şeklinde sanırım) kira kontratınız, üstünüze bir fatura (elektrik, doğalgaz, su, vs) ile beş dakikada hallediyorlar.

Kontrat ve faturalar benim üzerime değil. yine de bi fatura götürsem problem çıkarırlar mı aceba?

o durumda galiba kontrat kimin üzerineyse onun nüfus cüzdanı (ve ek olarak kontrat da olabilir) gerekiyor.

burada benzer duyurulardan birinde cevap verilmişti bu bölüme.

net bir şey bulamadım duyurularda, yaşayarak emin olacağım sanırım, teşekkürler

Kontrat fatura vs. yoksa ikameti o evde görünen biri ile gitmen gerek. O kişi pallaspandiras bizim evde kalıyor diyecek, onlarda işlemleri yapacak. Kişinin bizzat orda olması şart ama kimlikle filan iş yapmıyorlar.

ilgili yere telefon açıp sorarsanız daha kesin bilgiler edinirsiniz.

@poseidon'un dediği gibi yürüyor işler. kontrat ve fatura kimin üstüneyse onunla gidip hallet.

ev güneş alıyor mu, kaçıncı kat, altta oturan var mı? bu soruların cevaplarına göre değişir. en iyimser koşullarda gündüz kapatıp gece açarak en yüksek 100-150 arası ödersiniz.

O olay evin konumuna, kaçıncı kat, olduğuna ısı yalıtımına, vs. bağlı. Misal bizim ev 100-110 m2 kadar ortalama 80-85 TL. ile ısınıyorduk geçen kış. Evde şortla filan takılıyordum yani o şekil ısınma.

diğer şartlara da bağlı olarak,en fazla 150-200 civarı. ama arkadaşıma 350 gelmişliği var. 1+1 eve.

orta katlarda, tüm bina dolu, hatboyu caddesiyle sakarya caddesinin kesiştiği yerde güneş alıyor gün içinde, mantolama var, camlar çift cam

6 lira 6 lira.

cevahir şubesi de geç vakte kadar açık diye biliyorum.

alışveriş merkezlerindeki tüm şubeler dediğiniz gibi çalışır. çok işe yarıyor gerçekten..

atatürk hava limanı dış hatlar terminali.

Ben denk gelmedeim ama belki vardır. Türk kahvesi kupayla içilmez (miktar olarak değerlendiriyorum) çözünen kahvelerdende Jacobs Monarch öneririm. Ayrıca çözünme olayı normal, o kadar kimyasalı sana karıştırsalar sen bile çözünürsün suda.

aradığın şeyin mantığını anlayamadım yalnız. kahve suda çözülecek ki o su kahve halini alsın.

kahve markası soracak olursan da ben tchibo kullanıyorum, filtresi olsun nescafe mantığında olanı olsun gayet güzeller.

filtre kahve iceceksin o zaman.

@hosein demek istediğim tamamı çözünüyor yani dipte kahve kalıntısı kalmıyor.
@goldentitan filtre kahve için makine filan gerekir mi?

Aynen filtre kahve + french press alacaksın, mutlu mesut iceceksin kupa kupa kahveni

French press sana göre bence.hazır kahve tüketmemeni tavsiye ederim.

French press de filtre kahve demle. Türk kahvesi sevdiğine göre arabica kahveler hoşuna gidecektir. ama ben sert kahve de içerim dersen buyur;
(git: www.starbucks.com.tr)

büyük migroslarda 10-15 tlye french press var. al ondan. sonra da git tichibodan "french press için " belirtmesini kullanarak kahve çektir. bu işlemi starbuckstan da yaptırabilirsin ama 2 katı para verirsin aynı gramaj için. tadı da birazcık daha iyi tichibodan.

french press disinda kahve filtreleri de var. makinesinin ilkeli gibi.

yanlış anlamadıysam french press ile kahveyi demlemiş oluyoruz. bu hoşuma gitti deneyeceğim.

(bkz: shazili)

0 puanla bitirince kazanamıyor diye biliyorum. Puanın pozitif olması gerekiyor.

@insanlik icin buyuk bir adim wikpedia'ya göre 4 kişinin kaybetmesi de mümkün değil.

link kurbağa.

vay anasına ben de bugüne kadar çıkamaz biliyordum ama hesapladım toplamda 5200 koz puanı ve 5200 de ceza puanı var. yani arkadaşının dediği durumun olabilirliği mümkün galiba.

El almaz: 50*13:650
Kupa almaz: 30*13:390
Kız almaz: 100*4:400
Erkek Almaz: 60*8:480
Son iki: 180*2:360
Rıfkı:320
Toplam: 2600*2: 5200 ceza puanı.

Her koz 50
Bir oyunda 50*13:650
8 koz elinde 5200 koz puanı gelir.

Yani giren çıkan dengesi var. Ama oyuncuların kazanması için insanlığın dediği gibi pozitif puanda olmak gerekiyor. En az bir kişi yenilmeli.

king'de oyun sonu puanların toplamı her daim 0'dır. hatta biz bu şekilde hesaplamada hata var mı diye kontrol ederdik. bu hesapla herkesin 0 alması mümkün gibi.

Düşündüm. Ceza eyvallah, ama koz? sonuçta 13 koz her elden sonra 4 kişiye paylaştırılacak değil mi? öyle badozlama olmayacak elbette.

oyunda, bir kişi tüm cezaları ve tüm kozları alırsa herkes sıfır olur.

bu da oyunun bug'ı :)

arkadaşının hazırladığı tabelada 8 koz oyununun her biri için kimin kaç aldığı da belirtilseydi iddiası ispatlanmış olurdu. sonuçta @apartmansakini nin de dediği gibi her koz oyununda oyuncuların aldıkları kozların toplamı 13 olmak zorunda.

toplamda 1. oyuncu 20, 2. oyuncu 33, 3. oyuncu 23 ve 4. oyuncu 28 koz almış tamam da hangi el kim kaç tane almış?

bu da tek tek çizilmeden arkadaşının iddiası ispatlanmış sayılmaz.

eşli kingde bu işi bir kere başardık. ayrıca sıfır da çıkıyor. 4 kişide de bu mümkün mü tabi ki mümkün.

@heavyman hangi elde kaç aldığının bilinmesine gerek yok. kozların toplamı 13x8=104 olduğu sürece her el için 13'e bölüp istediğin gibi dağıtabilirsin. Tamamen doğaçlama; şöyle olsun:

6 - 3 - 1 - 3
2 - 7 - 2 - 2
3 - 0 - 5 - 5
1 - 2 - 4 - 6
4 - 4 - 3 - 2
2 - 6 - 1 - 4
0 - 5 - 5 - 3
2 - 6 - 2 - 3


@zizifos oyunda tek bir kişi tüm cezaları ve kozları alamaz. bir oyuncu bir koz elinde 11 el alırsa king yapmış olur ve oyunu tek başına kazanır.

doğrudur, bunu düşünememiştim. o zaman problem yok.

vekalet sahiplerinin ev satmaya da yetkisi var mı ona bakacaksınız. zaten tapuda üstünüze aldığınızda belli olur vekalet durumu. para da genelde banka aracılığıyla verilir. yani ev sahibi ve siz bankaya gidersiniz. adam parayı görür. para ihtiyatlı olarak karşı tarafa geçer. siz ve ev sahibi tapuya gider. tapudaki işlemler bitince bankaya havber verilir. ihtiyat kaldırılır ve para adamın olur.

vekalet iptal edilmiş olabilir mi? kontrolü nasıl yapılır bilmiyorum, ama olabilir gibi bence.

vekaletin geçerliliğini ilgili noterden teyit edin mutlaka. mümkünse noterden yazı alın. yamulmuyorsam bankalar yazı fakslatıyor notere.

mümkünse tapu sahibi her iki kişiyle de telefonda görüşün. evi satmak istediklerini, evin fiyatını, vekaleti olan kişiyi, ödeme yapılcak hesabı vs. sözlü de olsa teyit edin. ters bir durum varsa ortaya çıkar en azından.

e o kadar yüklenilince normal bence.. özetle "siz çok bakımlı mısınız ki bize laf atıyorsunuz" diyorlar. çok da haksız sayılmazlar.

haksız sayılmazlar da mahmut ismi olmamış.

bir birliktelik de yakalamayamislar.

eskiden kamil deniyordu, ne zaman mahmut olduk?

kamil biraz daha saf tiplere denmiyor muydu? ama bence de mahmut başarısız olmuş bir kezban etkisi yok.

erkeğin kamili = bayanın kezbanı

benim gözümde tabi

önce sakin ol ve elindeki klavyeyi yavaşça yere bırak :)

şimdi öncelikle bölümünle ilgili A grubu atamalarda da şansını denemek istiyorsan kesinlikle memurlar.net'i takip et. orda eylül-ekim gibi çeşitli kurumların atamaları olur. torpil çok dönüyor ama şans işi biraz da..

A grubu olmadı diyelim ve kasım ayı geldi çattı. 19-28 kasım tarihleri arasında 2012/2 atamaları yapılacak (ösym'nin sitesinden bakabilirsin). bu atamalarda kılavuzu açar ve kendine uygun yerleri tercih edersin. tercihler aday işlemlerinden yapılmakta. bu tarz atamalar senede iki kez olur. yani 2012 puanınla tam dört kere tercih yapma şansın olacak.

peki tercih kılavuzuna nasıl ulaşabilirim? bulamadım bir türlü

iki cevaptır kasım 2012'de olacağı söylenen tercihler için kılavuz arıyor olman sana da garip geliyorsa cevapları tekrar oku derim.

@kedili madam, haaa ben hala öss mantığıyla yaklaşıyordum olaya. 1 önceki yıla/sınava/atamaya ait kılavuzu referans alarak tercih yapıyoruz falan filan. vay be.

diyelim tercih ettik, ama son tercih kabul oldu. gitmezsek nolur?

@shiranai iki yıl boyunca hiç bir kamu kurumuna giremezsin.

(bkz: algida secicilik)

şu an için tartışılır olsa da eskiden beri en iyi üniversite olarak kabul ediliyor, yani top class, en iyisi vs. ama işin sizin dediğiniz gibi üniversite ile alakası yok. memlekette iphone ile mercedes ile kısacası marka ile hava atmaya bayılanların tavrı o. şu an misal, marmara'da okuyup sesini çıkarmayan biri boğaziçi'ni kazansaydı muhtemelen o da aynı şekilde davranacaktı.

boğaziçi en iyi üniversite falan değil. hatta iyi değil.

okulda verilen eğitimle de ilgili diye düşünüyorum. ortaokulda gayet efendi ve mazlum olan insanların boğaziçine gidince nasıl "ben ben ben" diye dolandıklarını da gördü bu gözler.

hemen hemen aynı şey odtülülerde de var. misal koç'un adam almak için yaptığı toplu iş görüşme şenliğinde odtülü bi çocuk çıkıp "niye koçu seçeyim bir odtülü olarak" demişti. tüm salonda buz gibi hava esmişti.

ben şu ana kadar kaç boğaziçiliyle karşılaştıysam ya hayatı dersten ibaret inekler ya da çok kültürlü ve birikimli hoşsohbet insanlardı. hiç arasına ya da senin dediğin gibi bir tipe denk gelmedim. denk gelmek işte.

valla benim amcam boğaziçi mezunu.hiç ondan böyle şeyler duymadım.insanın kendisi ile alakalı bence.yani o hava atan tipin altında üstü açık porşe olsa arabasıyla hava atacak.kesin elinde de ayfonu vardır.hava atmak için almıştır...okuduğu okulla ilgisi yoktur yani.bir insan hava atmayı küçümsemeyi seviyosa her şeyiyle hava atar,küçümser...

boğaziçi'nin her bölümü için söyleyemem ama bunu diyen bir psikoloji öğrenciyse mazur görünüz onu. ilk 2000'ne girmek için götünü yırtmıştır büyük ihtimal. e kazanınca da otomatikman bir gösteriş isteği doğuyor. mesela kas yapmış birinin dar kıyafetler giymek istemesi gibi. bilmiyorum ama yadırgamıyorum ben. hoşuma gitmez orası ayrı.

tamamda gayet normal degil mi bu yahu?

burda bogazicili, marmaraliyi ezer,
marmarali sakaryaliyi,
sakaryali bahcesehirde okuyani
bahcesehirdeki atilimdakini
atilim sütcü imamla...

burda kac kisi diyebilir ki, karsisina zonguldaktaki üniden biri cikinca onun bilgisine güveniyo?

az kendimize dürüst olalim yahu, sirketiniz olsa alir misiniz balikesir isletmeden birini
?

sonucta bogazici türkiyenin en iyi okulu, en iyi egitim geyiklerini bi kenara birakmak lazim, en iyi egtiim diye bir sey yok, bogazici en yüksek puanli ögrencilerin girdigi (tartismaya acik olarak) en zeki adamlarin okudugu yerdir.

zeki insan kendine de güvenir biraz hele türkiyede ilk bine girmisse bi baska güvenir.adamlar cevrelerindekilerin etkisiyle, hocalarinin gaziyla da olsa en güzel sekilde kendilerine güven duyuyolar bundan daha dogal ne olabilir ki.

adam itüyü tercih edebilecekken bogazicine girmis, demekki begenmemis, elbette ordaki adamdan farkli görür kendini, itülü bogazicine girmek isterken ve puani yetmediginden itüye giderken, bogazicili orda olmak istediginden orda. basit.

egitimi iyi üniversite, efendim "bogazicinin mühendislikleri boktan yeaa" geyiklerini birakip olabildigince kendini gelistirise insanlar onlarin önüne gecer kimse merak etmesin.

(bkz: bir boğaziçilinin eline verme hikayeleri)

savunan arkadaslarin kacirdigi bir nokta var:

özguven ile kendini begenmislik arasinda fark var. buradaki tespit kendini begenmislik uzerine ve benim de dikkatimi ceken sacma bir durum. ekside de bir cok baslik olmasi lazim bu konu hakkinda, yok öyle bir sey demek görmemezlikten gelmektir bence.

eşek gibi çalıştım biraz ekmeğini yiyeyim diyebiliyorlar. genelleyemeyiz tabi bunu. zaten benim de böyle şeyler duyduklarım hep hayatta pek bir şey başaramamış, oturup 2 sohbet edilemeyen, fakat yıllarca eşek gibi öss ye çalışıp boğaziçini kazanmış tipler. daha önce de denildiği aşağılık kompleksinden de ileri geliyor olabilir. bari bununla övüneyim anlayışı görüyorum ben.

dediğim gibi bu ukalalık belirttiğim bu spesifik kitlede var sadece. yoksa tanıdığım en şükela insanların bir çoğu da boğaziçinde.

okulu sevmem, hiç benimseyemedim de, ancak bi tane de şu bahsettiğiniz veya diğerlerinin bahsettiği şekilde bir ukalayla tanışmadım. yoktur demiyorum da, biz okurken, etraftaki herkes boğaziçiliyken görmüyoruz bunları, siz nası işte 3-5 kişi arasında görüyorsunuz hakikaten merak ediyorum.

Valla onu bilmemde hacı şöyle bir gözlemim var: Ne kadar boğaziçi mezunuyum diyipte Milyoner yarışmasına katılan varsa çok azı 15.000 barajını geçebilmiştir. Kaldıki 30.000 - 60.000 kazanan nice daha az tahsilli kişiler gördük.

Yarışmaya katılıpta şöyle okullar bitirdim böyle master yaptım o ülkede okudum şu ülkede doktora yaptım diyen tiplerde de durum benzer.

Ben de tanıyorum böyle bir kaç kişi, bir tanesi ile ilgili kanaatim kazandığı okul dışında iş hayatı ya da sosyal hayatında başka bir başarı yakalayamamış olmasaydı.Gene Boğaziçinden olup da gerçekten bu modda olmayan arkadaşlarım da mevcut tabi ki.
Bu arada Sakarya Bahçeşehirdekini ezer ne ya ben kendimden örnek vereyim öyle bir dünya yok her ne kadar kendi okulumu sevmesem de Bahçeşehir Bilgisayar Mühendisliği mezunlarını sektörde hep iyi yerlerde görüyorum (çoğunluk Burslu kabul ediyorum )gerçi Sakarya da görmedim ben Anadoludan Eskişehir mezunu falan gördüm daha çok.

Edit :Ben de okul tartışmasına dahi oldum gibi olmuş.Oysa ki Boğaziçi Yüksek Lisans öğrenci olmakla beraber özellikle mühendislik fakültelerinde okulda yapacağın işin sadece giriş kısmını görürsün, 2-3 sene sonra nerden mezun olduğunun bir öneminin kalmaz ,ne yaptığın önemlidir.

boğaziçi öğrencisi ukala olmaktan ziyade rahattır, bunu okulun ortamına, sosyal aktivitelerin yoğunluğuna ve başka çoğu üniversiteye nispeten görüşlerin daha rahat dile getirebildiği bir yer olmasına bağlıyorum.

mühendislik konusunda bir karşılaştırma yapamam ama sosyal bilimler, ingilizce öğretmenliği ve edebiyat konusunda başka okullarda okuyan arkadaşlarımla derslerin içerikleri ve işleniş şekilleri üzerine sohbet ettiğimizde arada çok ciddi farklar olduğunu görmüştüm. bu alanlarda boğaziçi kaliteli eğitim veriyor bundan eminim.

tabii bir de boğaziçine gireceğiniz tahmin ediliyorsa daha öss sonuçları açıklanır açıklanmaz yaşıtınız tanıdıklardan (arkadaş demiyorum) tebrik görünümü altında aptalca iğnelemeler başlayabiliyor. daha boğaziçinin kapısından adım atmadan sizi ukala boğaziçili olarak görmeye hazır olan dallamalar var. bunların birkaç yıl sonraki versiyonları da yok boğaziçiliyi şöyle göt ettim, şu soruyu bilemedi şu problemi çözemedi haha şeklinde gelişiyor. boğaziçililer diye bir genelleme dahi yapılamaz, her yerde olduğu gibi boğaziçinde de bin çeşit insan var. okula kazma girip kazma çıkan da var, kendine bir sürü şey katan da var. dolayısıyla arkadaşlarınızın gazına gelip okul üzerinden insan ayrımı yapmayın.

@poseidon1'in de dediği gibi. milyoner yarışmasında nice boğaziçili yiğit 1000 tl limitinde telef oldu. hatta ben bir ara programın formatını boğaziçililerle taşşak geçme şekline dönüştürdüklerini düşünmeye başladım. izlerken, bir insan nasıl bunlardan bihaber olur lan diye şok olabilirsiniz.

itulu degil lise mezunu bile gecer o arkadasin kendisini gelistirmediyse diyecektin. aslinda biz etiket meraklisi bir ulkeyiz bizim icin sosyal konumlar meslek her seyden onde gelir itu lu nasil siyrilmis ben de anlamdim boyle bir ortamda..

bir insan is biliyormu diye bakmayiz genelde, bogaziciliyse isi ii yapar deriz. simdi boyle bir ulkede bu arkadas ovunmekte haksiz mi degildir. sende ben derece yaptim senin mudurun olmaliydim dersin olur biter.


genelde yabanci isi yapabilirligine daha cok onem veriyor benim bi ark abd de iyi sirada ir okulda master yapti sonra ise basvurdu onun yerine daha az bilinen bir okuldan masteri olan hintliyi almislar.

Boğaziçili falan değilim ama milyoner yarışmasında bu olay kasıtlı olarak yapılıyor. İnsanların ilgi alanları vs daha önceden yapılan sınavla barizce ellerinde bulunduğu için, istediği adama istediği kadar kazandırıyor.

Eğitim ve gelir düzeyi düşük insanlara " siz de kazanabilirsiniz" fikri pompalanıyor. En son işte 60 bin borcu olan bir kadın 60 bin lira kazandı misal. İlkokul mezunuymuş , temizlikçiymiş vs. Gelen sorulara baktığında insan bariz şekilde çakıyor durumu.

Yani "ahaha odtülü, itülü, boğaziçili, türkiye 3.sü , 5.si vs birşey yapamadı ama temizlikçi kadın yaptı bak" gibi bir geyiği kasten çevirtiyorlar.

bu üniversite yarıştırma merakı bir tek bizim ülkemizde vardır zaten. diğer ülkelerde olduğunu hiç sanmıyorum. hele vakıf üniversitesinde okuyanları aşağılama merakı. bunlar hep bu ülkede olacak şeyler. hele şu "bok atma" lafına ayrı uyuz oluyorum. tam bir ekşici lafı.

hocam öğrencilerin işine yarar mı bilmiyorum ama hastaların izni gerekebilir böyle bir şey için.

sadece çok enteresan dosyaların paylaşıldığını duymuştum tıpta okuyan ve bitiren arkadaşlardan.

Hastaların ikisinin de veraseti bende, izin bana tabii ve ikisi de çok zor vakalar.

ben alırım

vicdani reddi kişi kendi kendine yapıyor ve askeriye bunu "itaatsizlik" olarak görüp hapse atıyor. e doğal olarak da hapisteyken ne kadar iş bulabilirsin bunu kendine sor. diğer taraftan askerden kaçıyorsa kişi zaten imkanı yok sgk'lı bir işe girmesinin. alırlar kapıdan.

sirketlerin tek umrunda olan, bu adam bizi 1-2 yil, veya bir kac ay sonra kesin birakacak mi sorusu. Sanirim askerlik icin isten ayrilinca da özel durumlar oldugundan sirkete biraz daha zararli oluyor.

Yani olayin, vatan millet sakarya duygusalliginda bir durumu yoktur cogu sirket icin. Muafsaniz buyur derler.

şirketlerin derdi bu adam işin ortasında askere gitmesin şeklinde.

vicdani ret'in hukuki sakıncalarını hosein zaten yazmış.

sirketler askerligi kisinin projeleri ortasinda pat diye gidip ortada birakmasi olarak görüyolar.

ama cogunlukla kisi iyi bi firmada calisiyorsa gelince ayni yerde devam ediyo ve sirket projeleri kisinin takvimine göre hazirliyo.

bazi yerler askerlikte maasi bile veriyo baska yere gitmesin kisi dönünce diye.

ama türkiyede %95 i bildigim kadariyla askerlik bitirmislere öncelik veriyo.

eger türkiyede caliscak olsam, önce bi yere girerdim, orda zaten kendimi kanitladiktan sonra askerlik icin ara alirdim dönüncede devam ederdim.

av sezonu açılmadı ondandır.

geçmiş olsun, yerliyse fazla geçmemiş lakin ithal ise geçmiş. en fazla 5 lira.

palamutlar pahalı evet, ben de geçen niyetlendim ama fiyatını görünce vaz geçtim. 1 eylülü bekliyorum, ondan sonra alacam.

istese kendi yakardı bence de. kimbilir ne kitaplar yakılmıştır bugüne dek, haberimiz bile yok..

Kafka gibi ruh derinliğine sahip bir adamın böyle mini çakallıklar yapacağını zannetmiyorum.

sanmıyorum öyle dediğini. sadece kıyamamıştır elleriyle yakmaya.

yılların geyiğine sen de hoşgeldin ein lied. bu varsayım hep olmuştur ve sorma şansımız olmayacağı için de hep olacaktır. benim varsayımım içten içe yakmamasını dilediği yolunda. böyle bi ne şiş yansın ne kebap mantığı gütmüş gibi geldi bana.

www.praguepost.com

dün gece araştırırken bu yazıyı gördüm konuyla ilgili, okumayanlara tavsiye ederim. max zaten kafka'nın yüzüne "hiç de yakmıycam bikerem" gibi laflar etmiş. yani gizli kapaklı iş yapmamış adam. öte yandan kafka, ölmeden 3 yıl evvel günlüklerini bir yazara vermiş. prague post'taki makalenin yazarı diyor ki "bu , hiç de eserlerinin yok edilmesini arzulayan birinin hareketi değil". yani hem max'e "yakmayacağım" demesine rağmen veriyor hem de gazeteci-yazar dostuna günlüklerini veriyor.

bana da pek yakılmasını istememiş gibi geliyor. her neyse kafka candır.

@hosein

maalesef arkadaşlarımla bu geyiği yapma fırsatım pek olmamıştı çünkü pek kafka hayranıyla rastgelmedim, en fazla "dönüşüm"ü okuyanları gördüm. ondan kelli ben de burada yapayım geyiği dedim. :)

ona aşıksın ve bir an önce düzenli bişe sahip olup sana evlenme teklifinde bulunmasını mı bekliyorsun? adam mutluysa, gayet olur, benim de var bikaç tanıdığım, gayet iyiler...

(git:www.eksiduyuru.com

evlenmek istesin, araba istesin, ev istesin, daha çok çalışsın, daha güzel bir araba ve ev istesin, daha da çok çalışsın. zaman akıp geçsin. yaşlansın. o istekler zorunluluklara dönüşsün. çalışmayı bırakamasın. yaş kemale ersin. bir gün göçüp gitsin.

sence mantıklı mı?

eziklik, dangalaklık, kimse kusura bakmasın.

edit: yukarıdaki cevapları çok sonra gördüm de, hala kavanozdan çıkmamış çok adam varmış içimizde. hiçbirimiz peygamber ya da bilge falan değiliz gençler. bu yaşta bir insanın, çevresinde gördüğü şeyleri istememesi bir anormallik. "sistemin çarkları" yazanın sabahlara kadar ağzına vururum, saçmalamayın.

"arabayı nabıcam yea trafik var zaten" diyen ultra mantıklı kardeşlere selam ederim. evlenme, tamam. araba da alma, borca girme, ona da tamam. e peki filozof da olmadığına göre bu .mınakodumun hayatını niye yaşayacaksın o zaman? insan arzulamak için yaşar.

sabah 8 akşam 6 çalışıp akşam 7 gibi evde olup 8 gibi yemeğini yedikten sonra bir saat internet-tv ardından bir saat de tembellik yapıp akşam 10'da uyuyup 6.30'da uyanıp hazırlanıp işe gitmek...
eğer bir de kişinin sevgilisi, çocuğu falan varsa onlarla ilgilenemeyecek.
böyle boktan bir hayatı istememek normal. şahsen ben de çalışmayı pek düşünmüyorum.

hocu 400 tl ile öğrenci geçinemıyor..nasıl yettırıyor anlayamadım.

fight club'da bi laf vardı. tyler durden satın aldıklarının esiri olursun sonra gibi bir şey diyordu. tam hatırlayamadım şimdi.

edit: sen iyisi mi izlemediysen izle, izlediysen bir daha izle.

iş stres bitiriyor beni ayın 28 i gelmiş farkında bile değilim yaz gelip geçiyor bunun bile farkında değilim. bu da bir seçim gerçi.

adam kendi yağında kavrulup gidiyor. akşam balık şarap alıp eve gitti mi mutlu olan bir insan. idolüm. kendisini tebrik ediyorum. evlenmek için kız bul anası babası amcası eniştesi,kardeşleri teyzeleri beğensin. sonra ev al.. düğün yap..üstüne bi de gerizekalı gibi çocuk yap. yoo dostum yoo

400 lirayla nasıl geçindiğine dair kitap yazsa, kurs falan verse acayip zengin olur :)

tuzu kuru demek ki. bi kere ev ailesinin kira vermiyor büyük ihtimalle. 400 tl'yle bütün gün duvara bakılarak da yaşanabilir tabi. evi, arabayı, evlenmeyi geçtim de böyle ot gibi yaşanır mı?

ailesiyle beraber yaşıyorsa normal bi durum. 400 lira ile anca aile yanında yaşanılır. öyle lüksü olan insanlar tabi ki çalışmaz ama ben o kişiyi, allah gecinden versin, anne baba öldüğünde görmek isterim.

zaten bilgide okuduguna göre ailesi de zengin.
400 lira kendisi harcıyor, ama anasının evinde oturup, anasının yemeklerini yiyor.
Bir şekilde uyanması lazım, hırs yapsın, kariyer peşinde koşsun demiyorum.
ama kendi hayatını idame ettirecek kadar bir düzene girmesi gerekiyor.

400 lira meselesini garip bulmakla beraber imrendigim insanlar oluyo genelde.

bi kariyer para hirsi kapliyo hepimizi, neye yetisiyoruz lan, gene baskasi icin caliscaz.

@hope ender + 1

güzel bir sesi ve türkçesi varsa bir on yıl sonrasının ted williams'ı olur bence.

ne kadar çok erkek kezban var memlekette. hemen atlıyorlar. efenim herkes evlenmek zorunda değilmiş, hayat böyle güzelmiş.

en alakasız yerlerden evlilik lafı çıkartıyorlar.

arkadaş bütün kızlar evlenmek için senin peşindeymiş gibi havalardasın ama kim inanır buna? kim ne yapsın seni? işsiz güçsüz, niteliksiz, dil desen iki papuç ama hiçbir alanda icraat yok.

@last ümitsiz vaka o arkadaş boşver. kendine güveni yok, hayattan bir beklentisi yok. anne-babasına sırtını dayamış. burdaki binlerce arkadaşından farksız.

ayrıca büyük olasılık depresyonda.

olay evlenmek değil elbet. misal ben isterim bi sürü param olsun dünyayı gezeyim örneğin.

bir suru atanamayan ogretmen var 700 liraya dershanelerde sabahtan aksama surunuyorlar. is bulsalar zaten alacaklari max 1500 2000.

kusura bakmayin da bu adam 400 binlira mi kazanacak siz neyin kafasindasiniz benmi baska ulkede yasiyorum alacagin tas catlasa 4 5 bin bu ulkede o da en kiyak islerde yillarca tecrubeden sonra.

ayrica keske ailem zengin olsaydi hic calismasaydim hep dunyayi gezseydim, yurt disinda okusaydim, ama nerde bu pis ulkede mahsur kaldim. bence siz adami ailesi zengin oldugu icin ve sizin yasayamadiginiz kebab hayati yasadigi icin kiskaniyorsunuz.

çok paragözsün filan gibi ütopik bir mesaj gelmiş.

olayı şöyle açayım. sevgili arkadaşlar. ben de çok uzun zamanımı "paranın ne önemi vaaaaar. möhim olan insanlıııık" şarkısını söyleyerek geçirdim. elbette paranın önemi yok. ancak böyle belli bir yaşa gelmiş bir insanın işinin gücünün olmaması, hayatta hiçbir isteğinin olmaması, anne babasına sırtını dayaması çok tehlikeli. çeşitli örnekleri ile gördüm. çeşitli kazıklar yedim. bu insanların sorunlu ve arızalı insanlar olduğunu bizzat yaşayarak gördüm. en basitinden depresyondalar. depresyondaki insanı da sen düzeltemezsin. kendisi düzelecek. uzak durmak lazım.

insanın hayatla ilişkisi olmalı, insanlarla ilişkisi olmalı, hayalleri olmalı.

tekrar yazıyorum parada gözüm yok, ancak çok param olursa hem bol bol seyahat edip değişik yerler görüp insanları tanıyabiliri, hem de ihtiyacı olan insanlara yardım edebilirim. bunun için isterim para. (bunlar için çok paraya gerek yok elbet. ancak misal olarak yazıyorum buraya. para sadece son model araba ve içki için kullanılmaz.)

minimalist bir insanım ve açıkçası çalıştığım dönemde kendime harcadığım para aylık 400TL civarındadır. araba kullanmayı sevmiyorum o yüzden almayı hiç düşünmedim, iphone vs gibi tüketim şartlanmalarına yea ama bu zaman da böyle olmalı çağımızın gereği diyemiyorum insanlık gururum engel buna, her bizim istediğimiz veya bize istememiz gerektiği söylenen şeyleri istemeyenlere manyak o, özgüveni yok, loser, depresif demiyorum diyemiyorum çünkü özünde benim de para ile elde edebileceğim arzularım yok. ve gezmekti, sanatla ilgilenmekti vs vs gibi bir çok şeyin sadece parayla olduğunu düşünenlere de içten içe gülüyorum.

evet filozof değiliz, evet ermiş değiliz zaten çoğunluğumuz reklam/tüketim neslinin koyunuyuz ve görüldüğü üzere bundan 60-70 yıl önce normal sayılan satandartları bile normal karşılayamayacak kadar sistem tarafından sindirilmiş.

misal bir evim varsa minimum geçinme rakamını kazanıp benim için en rahat ve kendime en çok zaman ayırabileceğim işi yaparım geri kalan zamanda da istediklerimi yapmam çok da zor olmaz. ayda 400TL harcamadan yaşadığım yıllar oldu fazlasını kazanmış olsam da ama fazlasını kazanmasaydım yine aynı hayatı yaşardım o yüzden az çok böyle bir hayatı düşünebiliyorum. depresif değilim, arzularım yok değil ama bu arzular starbucks'ta oturayım, ipad'imi açayım, audi a9 alayım, 3 katlı villada yaşayayım vs değil.

velhasıl kelam, bu dünyada yalnız olmayı isteyen herkes, parayla alınacak şeyleri arzulamayan herkes illa anormal değildir, bunu anormal bulmak biraz normal değil aslında. gerçi suçlanacak bir şeyde yok ortada ağzıma küreklede vursalar sistem bizi bu hale getirdi maalesef.

soruya cevap olarak, evet insan araba istemeyebilir, ev istemeyebilir, evlenmek istemeyebilir bunlar olasıdır sanıldığı kadar garip değil, kişi öyle mutludur öyle yaşar kimsenin de bunun üzerinden kendisine hakaret etmesi veya psiklolojik açılımlar yapması gerekmez.

eyyorlamam bu kadar.

ulan evlenip niye kendini hapis etmek istesin adam? çalışmıyor diyorsun zaten, arabaya ne gerek var, zaten tüm zamanlar onun.

çok merak ediyorum. 400 lirayla nasıl geçiniliyor bir anlatın lütfen.

anne baba evi olmadan yalnız :)) ayrıca o 400 lirayı da kim veriyor size? duyurudaki söz konusu insanın düzenli işi de yokmuş?

@mea maxima culpa bu standart bir durum değil elbet, ailesinin evi olabilir, aileden kalan bir ev olabilir yani kira vs vererek mümkün değil tabii de bu tip olabilirlikleri gözardı etmekte normal mi ki? ayrıca biz hayat denilince bir tek istanbul, ankara, izmir'i anlıyorsak vay halimize, köyde bu parayı harcamadan kendi yetiştirdikleriyle yetinen aileler var.

evet, evet biz robinson ile parasız da yaşıyorduk güzel adamızda.
imza cuma :))

asgari ücretle ailesini geçindirenler de filmlerde dizilerde oluyor sadece, gerçek hayatta hiç yok.

imza: c. nolan

İÜ'de jeoloji mühendislerine verilen matematik dersi ve sınavını gördükten sonra doğru önermedir bence..

var ama söylemeyik, kendi düğünüme kullanacam ben :)))

cikis muzigi

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com
www.youtube.com
güzel versiyonları var.

bir kuzenim cranberries'den zombie'yi kullanmıştı ve salondakilerin ugradıgı dumuru anlatacak kelime bulamıyorum. en azından ne olmayacagı konusunda birsey sunabilmisimdir belki:)

giriş müziği- Nicolas Jorelle - Valse ,

dans müziği- Redd-Nefes bile almadan düşünmekteyim. Nefes Bile almadan çok sevdiğimiz bir şarkı fakat düğünde ilk dans için uygun mudur kararsız kaldık

büyük alım yapan yerlere hazırlanırsan şansın biraz daha yüksek olur. 2013'te A grubu sınavı olacak ama 2014'teki sınav genel alım için. ikisine de hazırlanın.

benim zamanında tanıdığım biri sıfır torpille Denizcilik Müsteşarlığına girmişti. o yüzden olmaz demeyin, çalışın.

torpilsiz banka da olur, A grubu kadro da olur.
kendimden biliyorum.
olmaz imkansız diyen 10 kişiden 9 u daha bunların sınavından geçememiş, hatta sınava girmeye cesaret bile edememiştir.
şevkin falan kırılmasın çalıştıktan sonra olmayacak bir şey yok.

İmkansız değil ama imkansıza yakındır. 10 kişiden ancak 1 tanesi torpilsiz referanssız girer ama özel sektörde ya da bankacılıkta başarın ile bi yerlere gelmen daha mümkündür. Bir de anlamıyorum ben, adamların kendisi alenen diyor, ben bana yakın olanı alıyorum mülakatla diye, halen daha torpilsiz oluyor o işler diyenler var. TRT Genel Müdürü'nün son röportajını ve o röportaja gösterilmeyen tepkileri okuyun bir.

sakin ol şampuan

hocam konuyla alakasız ama başlığı akışkanlar mekaniği III diye okudum ilk görünce. :)

ben de senin dediğinin tersini anlayamadım hiç.. bir insan nasıl olur da kendi hayatını başkasının hayatına üstün görebilir ki diye merak ederim hep.. ayrıca eski sevgilimle arkadaşsam da arkadaş olarak evliliğinde şusunda busunda destek olurum tabi ki..

eşşeğin zikinden dolayı +1

ziktimin salakları, kafalara bak ya :)

hayır sadece haftaiçi alabilirsin.

hayır.

pzt ye kaldı o zaman. teşekkür ederim :)

beynimde algı problemi yok, o yüzden rahatça 22 yıl önce olduğunu görebiliyorum.

yok. kardeşim var doksanlı kazık kadar oldu onu görünce dank ediyor zaten. sende öyle yapabilirsin doksanlı tanıdık bulman lazım:)

zaten on yıl öncesi değil mi? lan lan lan!!

şaka bi yana 94'lüler üni'ye gidecekler şaka gibi, 94 dünya kupasını canlı izledim la ben..

yalnız değilsin. değiliz hatta.

90lı yılları hep 10 yıl öncesi gibi düşünüyorum bende yalnız değilmişim :) 1992 deyince 10 sene önceki olay diyorum hep. 20 sene geçmiş abowwwww

9gag'da bununla ilgili bir post ana ekrana çıkmıştı (9gag liseliler tarafından istila edilmeden önce) yani oldukça çok var sizin gibi düşünen.

Ben de arada 2000'li yıllarda ne yaptık yahu diye düşünürüm. :)

bu kafa 80 civari doganlarda oluyor diye dusunmusumdur hep. 90 larda cocuk olduklari icin belki de orda kaliyor iste zihin. evet, ben de oyleyim :)

Var.

80lerde doğup 90larda çocuk olanlarda var sanırım böyle bir problem :)
Çoğu zaman tarihi kendime hatırlatmak zorunda kalıyorum ben de!

Eğer uygulanan bir inşaat projesi isterseniz var elimde ama HES yok..

yalnız HES'in ne kompanzasyonunu istiyorsunuz ki? üretilen güç zaten aktif güç, içerdeki tüketimle ilgili hesap istiyorsanız da bu zaten herhangi bir inşaat projesi ile aynı.

10 mva gücünde bir generatör anma yükünde 0,90 end. güç faktörü ile
çalışırken 4,35 mvar reaktif güç üretir. dolayısıyla endüktif bölgede çalışırken
şebekeden reaktif güç çekilmez. fakat mevzuat buna müsaade etmediğinden, her santral projesinde mecburen kompanzasyon hesapları yapılır ve kompanzasyon tesisleri tek hat şemasında gösterilir. aksi halde o proje onaylanmaz. fakat pratikte projede gösterilmesine rağmen bu tesislerin kurulumu yapılmaz.

bu yüzden ihtiyaç duyuyorum bu hesaba. sorun şu ki hangi noktadan yapılacagını kestiremiyorum heslerde. og seviyesinde mi ag seviyesinde mi? benzer bir şeyi ben rüzgar santralinde de yaptım yükleri değiştirdiğimde bunun için de çalışacak sanırım ama almam gereken cos fi değerlerinden emin olamıyorum. örnek oluşturması için o çalışmayı alabilirsem sevinirim. çok teşekkürler.

yazmıyorsa yoktur. hepsi balonun ordan kalkıyor. ido iskelesi orda. beşiktaş iskelesinin ilersinde.

aslında şöyle yenikapıya direk hat yok bu hat kadıköy-bakırköy (hatta çoğu bostancı-bakırköy) hattı. ve bunlardan bazıları sadece yenikapı'ya uğruyor. ona göre saatleri değerlendirebilirsiniz. yani demek sabah kadıköy'den kalkan hatlar yenikapı'ya uğrayıp bakırköy'e geçiyor. aynı şekilde akşam saatlerinde de bakırköy'den kalkan bazı hatlar yenikapı üzerinden kadıköy'e gidiyor.yine de ido'yu arayıp bir sorun akşam kadıköy'den yenikapı'ya uğrayan hat yok mu diye.

yoklama kaçağısın sadece, git işlerini hallet hemen.

yüksek lisansta sürekli sunumların olacak ve elbette sevmediğin ve seni yerin dibine sokmaya niyetli adamlar olacak. o yüzden belki de hiç girmemen daha iyi.

bu durumu en azından iş yaşamında aşmalısın, yoksa küçük bir çalışan olmaktan ileriye gidemezsin.

@hosein; aslında gerçeği söylemek gerekirse, akadademik kariyer gibi bi hedefim yok, sadece okulun güzel imkanlarından biraz faydalanarak, portfolyomu güçlendirme niyetindeyim...ve haklısın, her yer de karşıma çıkacak bu durum, lakin bu durumu nasıl aşacağım hakkında da hiç bir fikrim yok ne yazık ki :S

sonuçlar açıklandıktan sonra neyi değiştirebileceğini sanıyorsun? facebooktan da olmaz. derin nefes al, adamları ara ya da git yüz yüze görüş tekrar..

facebook değilde mail atsan daha iyi olur bence.

amerigo vespuci'nin bir dolandırıcı olduğuyla ilgili hikayeler dolaşmakta. hiç gitmediği halde farklı kıta olduğunu düşünüp kendi adını verdiği söylenmekte

hangi işletim sistemini ve hangi virüs programını kullanıyor diğer bilgisayar?

korumaları kaldır, paylaşıp paylaşmadığını yeniden kontrol et, restart at.

dosya paylaşımı için işletim sistemini kesinlikle yazman gerek.

wampserver için: ekranın sağ alt köşesinde (saatin yanı, system tray)
wampserver'a ait bir simge olacak. o simgeye tıklayıp "put online" seçeneğini seçmelisiniz.

yardimci olamayacagim ama soylemeden gecemeyecegim, basligi gorunce aklima ilk gelen sey isyerinde agdalarini paylasan, agda gunu yapan kadinlar oldu.

yenisahra'dan binebilirsin. eğer tam olarak kozyatağı - beyazevler - durağını kast ediyorsan ordan 16S'ye binersin.

optimumun karsısındakı duraktan bınıyorsun ama dolu dıye durmayabılır.

havataş normal iett duraklarında duruyor. havaş gibi ayrı bir yer yok. ayrıca 8 tl ve akbil de geçiyor.
e-10 diye bi otobüs daha var. temden gidenleri var bunun. havataşla aynı sürede gidiyo ama dikkat et bi temden giden var bir de e-5'ten. çift bilet basıyo bu otobüs. gönül rahatlığıyla kullanabilirsin.

lüks semtlerde olur, beşiktaşı dene hacı.

nispetiye girişi doğa şarküteri'yi dene

makro centerları deneyin, bebek ve kanyon'da var bildigim.

doğa'da yok. sordum. ben de peşindeyim çünkü.

kanyon macro'da da yok.

Ortakoyde waffleci abbas'in sirasinda bir bufede gormustum bir ara. Bak istersen.

İMO ya da EMO'ya sorabilirsin HES'Lerle ilgili büroları.

devam et.

Profesyonelliğe geçiş yap, sonra da şu adamı geç:

dunya.milliyet.com.tr

yaşla beraber insan kendi kendine duruluyor. mastürbasyonu bir lanetmiş gibi görme, çükünle barışık ol, onu şımartmaya devam et.

vücut dilini kullan. dil.

niye dur diyeceksin ki ? insanın başına gelen en güzel şey bence. devam devam.

sonun böyle olmasında ne olursa olsun (bkz: 42 kez mastürbasyon yaparak ölen brezilyalı)

mastürbasyon zararsızmış zaten. boş zamanın varsa yap.

sağlıklı bir durum mastürbasyon ancak şunu unutma, türk erkeğindeki erken boşalmanın temelinde yatan mastürbasyondur. yani bilinçli yap yaptığın şeyi, yani boşalmak için değil zevk almak için yap. süresini uzun tut. @thor'un link verdiği amca biraz uç örnek ama yarım saat sürsün. yoksa sen de 55 sn'de boşalıp kadınını mutlu edemeyen erkeğe dönüşürsün.

havludan şaşmayacaksın.

bornoz çok yer kaplar

yazın havlu pratik , kışın bornoz ideal.

Önemli olan senin hangisiyle rahat ediceğin. Ben havluyu da sorunsuz kullanırdım ama eğer çekingenlik vs varsa ve duşlar odanın dışındaysa bornoz tercih etmek daha mantıklı bana göre.

duşun yerine ve senin "rahatlığına"

Duslar belli değil başvurdum ama iki çeşit yurt var, hangisi olur sans. Her ihtimale karşı bornoz alayım ben, daha rahat hissederim bence.

havlu cok daha kullanisli, yeri gelir, ustunde utu yaparsin, yeri gelir sofra bezi olur yeri gelir hali olur yeri gelir perde olur yeri gelir savunma silahi olarak kullanilir.

kışın bornoz, bahar ve yaz havlu.

eh onlar kontrol etmese tahminen baya bi bulaşıcı hastalıkla boğuşuruz. mühendislikte füze sistemi yapan da var MR cihazı geliştiren de. o yüzden takılmayın böyle şeylere, gidin güzel bi kebapçıya, şöyle karışık bi kebap yiyin.

08.30-17.30 arası çalışıyorum. İş yerim evime yakın olduğu için mutluyum.
Kardeşim 08.00-17.00 arası çalışıyor, eskiden 5 dakikalık mesafede oturuyordu ve çok mutluydu ama artık İstanbul'un diğer yakasına taşındı ve zorlanmaya başladı.

Cost Control (Maliyet Kontrol); Aysonları hariç, 08:00 - 17:00, fakat ay başları yoğun çalışıyorum. Bir sıkıntım yok.

sabah 8 aksam 18,20. 7,30da şirkette olup 18,30da çıkıyorum. ayda bir de cumartesi günü 8,30 - 13,00 çalışıyorum.

şirket şehrin dışında olduğu için hafta içi bir hayatım yok arkadaşlar mütemadiyen buluşurken ben gidemiyorum tek memnuniyetsizliğim bu.

sabah kafama göre 8-9, akşam 6. cumartesi olmayaydı iyiydi. yol olmasa fena değil. damn metrobüs!

Yazılı mesai 9:00-18:00, fiili mesai 10:00-17:00, yer üniversite, evim bir dakika mesafede, gayet mutluyum evet.

8-18 arası çalışıyorum. evim izmir işim manisa'da, memnun değilim.

@hamsi hayır o abla benim işyerimde :)))

08:00-17:00 arası 6 gün çalışıyorum. ev-iş arası 45 dk. eh nefret etmiyorum en azından..

8.30 - 17.30 haftasonu yok. yol 1.5 saat. 1 - 2 saat yemek arası, istediğin zaman sigara molası çay molası. yol dışında her şey güzel.

not: yolun amına koyim.

haftada beş gün 9-6

eyi yani..

bu arada iş yapın lan, sözde herkes çalışıyor şu saatte. hayatımız yalan.

08.00 - 18.00. 10 saat dirsek çürütüyorum. Ama c.tesi çalışmıyorum. 9-5 en güzeli bence

5 gün 9-18. lehime esnek olarak.

09:00-18:00, hafta sonları istisnai durumlar ( yurt dışından misafir vesaire ) çalışmıyorum, yarım saatte rahat rahat işte oluyorum. çok memnunum. uzun yıllar otelcilik sektöründe saat, izin, bayram, yılbaşı doğru dürüst bilmeden çalıştım. şimdi kendimi erken emekli olmuş gibi hissediyorum :)

08:30 - 17 :30 servis kapıdan alıyor gayet memnunum..

08-16 , haftasonu yok. yol azicik uzun, bir saat gel bir saat git, gunde iki saat direksiyon salliyorum. otobuse binersem bibucuk saat her yon. yol disinda cook memnunum :(

yazın sabah genelde 9-10 akşam da en erken 7-8 bazen 9buçuk-10
kışın sabah 9 akşam 6-7

haftasonu tatil yapmıyorum. haftada 6 gün çalışma ve genelde pazartesi veya salı tatil yapıyorum 1 gün.

ev iş yerine yakın.

pek memnun sayılmam ama kendi iş yerimiz işte.

bir hafta 08.00 - 18.00 diger hafta 10.00 - 20.00
bir gun hafta ici, bir gun hafta sonu iznim var. istersem birlestirebiliyorum ama ayri ayri daha guzel oluyor, hafta nasil geciyor anlamiyorum bile.

telekom, 8 - 17. işle ev arası 5dk, o yüzden keyfim yerinde.

otur konuş. okulu bitirecem falan de. staja git. bunları yapmak zorunda hissetmiyor musun kendini hacı? umrumda değil diyosan, baban evden kovunca tutunacak bir dal olarak okula ve staja saracaksın zaten mecbur. evden kovulmadan önce yap.

Ya bende ciddi sığırlık var ayak uyduramıyorum. Millet hızlı ilerliyor benim kafa 6 gün geriden geliyor sanki. Uzman herif bir şeyler söylüyor 10 saniye kitleniyorum ne istiyor bu şimdi diye alık gibi bakınıyorum. Çözene kadar başkası işi hallediyor. Öyle olunca da rezil oluyorum moralim bozuluyor çıkıp gidiyorum dışarı.

saçmalama lan ne askeri... 16 ay ile 6 ay arasındaki farkı normal zaman sanma... okulu bitir 10 ders bişi değil... askerlik için bile biter o okul... söyleyeyim...

hacı abi, o stajı yap. ortamdan memnun değilsen, iş yaptırmıyorlar vs.'den şikayetçiysen başka bir yerde staj bul orda yap ama yap. okula da git derslerini geç. ne askerliği ne bırakması kim kafana soktu bunları. dışarıda deli rekabet var, o okul o staj senin altın bileziğin. aileden büyük miras mı kalacak neye güveniyorsun da bu kadar rahatsın. bak üniversitede okuyorsun bırak bu ergensel tripleri. senin kafa böyleyse baban usulde hata yapıyor olabilir ama teorikte yüzde yüz haklı. kızma, ters yapma geçiştir. mezun olup paranı kazandığını, hayatını idame ettirebildiğini görünce de değişecek tavırları. aileyle didişme, aile önemli. don corleone, michael corleone bunlar hep aileleri için savaştı. aç bi godfather izle, kafan dağılır. ha benim kralıma.

askere git aklın başına gelsin.

nuisance +1

yapmak zorunda hissetmek diye bir şey yok. madem diyorsun ki evden atacaklar, al karşına adam gibi. bak sana hala liseli muamelesi yapıyorlar. kendin düşün kafanda. bir iki hafta varmış. yapmak istediğin bir şey bul. al karşına de ki "aha bakın ben şunu şunu yapacağım, stajın da amk gitmiyorum. şimdi ana baba olarak (bu cümle önemli) bana destek olacak mısınız?"

olmayız derlerse zaten evden atılacakmışsın çık kendin. ne yapmak istiyorsan da onu yap. olm bak sonra çok pişman olursun, muhtemelen hayatını şu yaşlardaki hareketlerine göre kuracaksın.

ha ben hiçbir şey yapmak istemiyorum bütün gün evde ekşi youtube takılıp wow'da level kasıcam diyorsan git kendini becer dostum.

askere falan da sonra gidersin.

Askere git +1

15 ay 5,5 ay karşılaşmasını düşün en başta..

staj konusuna gelince, saçmalama ve git stajına. atarlı ergen tavırları yapma. daha dikkatlı dinle, iş yapan kişilerin çevresinde ol. işi takip et. unutma hayatının geri kaln 30 yılında bu işleri yapacaksın.

okul konusunda ise 10 ders fazla bişi değil. adam gibi çalışırsan 3. sınıfta alttakilerin büyük çoğunluğunu toparlar, 5. seneye 2-3 ders bırakırsın. zaten böyle bi durumda baban homurdanmak dışında bişi yapmaz.

cv lerde ki şeyleri yaz :D
gelişime ve öğrenmeye açık ve istekli
takım çalışmasına yatkın ve sorumluluk sahibi vs. vs. olabilir.

@Semih'e ilaveten:
verilen işi eksiksiz yerine getiren

ilaveten
stajına eksiksiz devam eden

ben zekiyim hacım. unutkanım ama biraz.

zeka ile işleyen bellek(working memory) arasında bağlantı varmış. ama her hafızası iyi olan diğerlerinden daha zekidir anlamına gelmiyor. hafızamızı nasıl kullandığımıza bağlı ve hafızamızı geliştirerek aynı zamanda zekayı da geliştirmiş oluyoruz. şizofreni gibi hastalıklarda bu korelasyon düşüyormuş.

benim de çok iyi hafızam vardır ama öyle aşırı bi zekiliğim yok. direk ilişkili olduklarını sanmıyorum.

hayır. iq testi uzun dönem hafızanı ölçmüyor sonuçta.

zekayı cpu olarak düşünsek hafızayı da hdd...

buradan kurulabilir ilişki aslında.

zeka ve hafıza ayrı şeylerdir. Fakat zeki bir insan hafızasını güçlendirebilir, ayrıca iyi hafızalı bir insan da zekasını geliştirebilir. Böyle de bir ayrıntı var işte.

einstein'a sorarlar 1 inch kaç cm'dir diye. o da açar kitabı bakar. insanlar şaşırır aa bu kadar zeki bi insan bunu niye bilmez diye. o da der ki her hangi bir yerde bulabileceğim bir bilgiyi niye ezberleyip hafızamı boşa harcayayım ki.

Bir şey çıkmaz hocam. 80'in altı yalan.

bölüme göre değişir ama umutlanma :/

bölüm kodunu yazsan daha bi yardımcı olurduk. ösym'nin sitesinden kendi bölümünde kaçıncı olduğuna bak. memurlar.net tarzı forumlarda hangi bölüm kaçla kapamış görebileceğin uygulamalar var. oralara bak. 50 ile çocuk öncesi eğitim ya da hemşirelik atanırken 95 ile açıkta da kalabilirsin.

Eger bolumu yazabilirsen daha iyi fikir yurutebiliriz hocam.. misal bazi bolumler icin 74 garanti iken bazilarinda imkansiz.. 88 ile kapatan bölümler var..

yolluyor.

bana 6 sene önce yolladıydı.

kargo beklersen 2015'de okula kaydı yaptırırsın :D

Hayır yollamıyorlar.Sitede kayıttan bir kaç gün önce yayınlarlar.

iü den bahsediyorsun güldürdün beni
kayıt olmak için saatlerce kuyrukta beklediğin öğrenci kimliğini aylar sonra aldığın güzelim okulumuzdan bahsediyorsun bekle sen gönderirler

ühühü ya benim yarından itibaren kayıt için gerekli evrakları toplamaya başlamam lazım çünkü en geç hafta sonuna istanbul'a gidicem. napçam ya ben?

kargo çok tatlı değil mi ya :/

yollamıyorlar, istanbul üniversitesine hoşgeldin...

yolladıklarında ben kaydımı yaptırmıştım.

sizin de cevaplarınızdan sonra yarışmaya yeni katılan arkadaşlara bu duyuru aracılığıyla bişi söylemek istiyorum, lütfen "ıyk ben o üniversiteye gitmem" falan demeyin o üniversiteye gidiyosunuz en sonunda. şimdi oturup ağlayacağım ya. bi de benim bölümüm 1.+2. öğretim toplam 1100 kişi o kayıt anlarını düşündükçe daral geliyo bana.

bölüme özel kayıt olmuyor
kampüsteki bütün bölümler için aynı tarihler geçerli diye biliyorum
şimdiden kolay gelsin

yahu kayıt tarihleri var herkes bir günde yığılmıyor,sabahın erken saatlerinde gidersiniz işleriniz hemen biter. 12vesikalık ,ösym kazandı çıktısı,lise diploması,ikametgah ve nüfus cüzdanı örneği (bunu tam hatırlamamakla birlikte) falan. yani en azından bunları hazır tut.

edit : bak burada kayıt tarihlerin 3eylül-7 eylül arası yazıyor. www.istanbul.edu.tr

Bu hafta veya haftaya yazılır sitede ne istedikleri.

niye yollamasınlar yaw bal gibi de yolladılar bana. hatta disiplin yönetmeliğini de sıkıştırmışlardı araya. ulen ne heyecandı be kayda giderken. iki de bir de evrakları kontrol ediyordum otobüste.. neyse bekle bikaç güne kadar gelir öyle bir zarf. hazırlarsın evraklarını.

kayır avcılar'da olur bu arada, heveslenme beyazıt'a gideceğim diye.

artık bölüm bölüm ayırıyorlar kayıt günlerini, yaklaşık 12 senedir böyle. 3-4 bölüm birden kayıt olacaksınız ama öyle büyük bir yığılma olmuyor. öğleye kadar halletmiş olursun.

alan razı veren razı. durumu kısaca.

iki tarafın da bunu bilerek yaptığı ilişki. erkek nikah kıyacağım deyip gecenin ardından ortadan kaybolursa bu durumun tersi oluyor işte.

iki tarafı da rahatlatır.. ha bazen iki taraftan biri evli olduğunu ya da işini gizler karşı tarafı yatağa atmak için ve ertesi gün telefona vs. çıkmaz. bu apayrıdır. ancak tek geceliği bilerek yatanlarda temel olay rahatlamadır.

birlikte olduktan sonra kişiler birbirini tekrar görmezler sadece karşılıklı tatmin etmektir amaç, ha çok memnun kalırlarsa tekrar görüşebilirler tabi, eee o zaman nolacak tek gecelik ilişkinin adı mı değişecek .. bak şimdi

o dediğinin adı ilişkide değildir zaten,
kısaca halk arasında bafi derler.
iki tarafta olayın gayet farkındadır.
genelde bayanlar sabahında her şeyi unutur ama erkek tarafı kuku derdinden kolay kolay kopmaz.
güzeldir iyidir şirindir

oyy.. çiçek ve taze sıkılmış portakal suyu en can alıcı iki nokta bence. tabi bu mevsimde portakal zor olabilir, onun yerine havuç+üzüm vs olabilir. ya da marketlerde günlük sıkılıp satılanlar var ya onlardan olsa bombastik olur bence.

yatağa kahvaltı ise çok çeşit yapma, zor olur yatakta çok çeşit
masa kahvaltısı ise aban abanabildiğin kadar
mesela;
krep, kolay yapılır
omlet
bir tane çoook malzemeli tost ama tostun kenarlarını filmlerde gördüğün gibi kesip sonra tostuda üçgen olacak şekilde kes
kesinlikle sıkma meyve suyu olmadı iyi kalite meyve suyu.. bak, nektar demiyorum %100 meyve suyu
bir kaç çeşit peynir şart. movanın beyaz peyniri, ezine peyniri, kars kaşarı, bir çeşit daha kaşar iyi olur
yanına minik bir kuruyemiş tabağı
omlet istemezse yumurta haşlayacaksın şart
pastırma işini düşün
sosisleri haşlanmış mı sever kızartmamı öğren
manda kaymağı + bal olmalı, tereyağda
off deli masraf :D ama olmalı yani bunlar. bir çiçek koy masana, örtün temiz olsun. çatal bıçağın takım olsun heğsi farklı öğrenci işi olmasın
çayı poşet çay kullanma, demle adam gibi

kalp seklinde yumurta hasla, becerebilirsen karsiligini alirsin:)
www.annathered.com(baska sekidle yapilisi da var onlar daha kolay olabilir)

in vino veritas +1

bununla birlikte peynir, domates, salatalık gibi şeylerden kule, tabak üzerine yüz ifadesi gibi şeylerde yapılabilir...

şekilli, ya da alfabetik patates kesip onu kızartabilirsin?

yumurtalı ekmek ama fırında. yumurta ile peyniri çırp. tost ekmeği al. dilimlet. üstüne bu karışımı sür. sonra isteğe göre sucuk, zeytin, salam, biber vs koyup fırında olana kadar pişir. hazırlanışını görmezse hatun zor gibi duruyor yapımı ama 5 dklık iş bir tepsi yapmak.

bence cok abartma basit ama kaliteli urunler olsun.
ezine peyniri
kizartilmis tam tahilli tost ekmegi
simit
pide
ayiklanmis ceviz
kimyonlu zeytinyagli domates
sirkeli kekikli zeytinyagli siyah zeytin
limonlu zeytinyagli yesil zeytin
nareksili ve kurunaneli salatalik dilimleri
herhangi bir sos olmayan salatalik domates ve icebergden olusan klasik salata
tereyagi, bal, gul receli
karpuz
demlenmis rize cayi
peynirli ve maydanozlu omlet
masaya koymak icin hem alabilirsin.
bir de sabah mutluluk veren bir muzik ve evin temiz olmasi/kokmasi guzel ayrintilar olur.

deli teklifler görüyorum hepsini değerlendireceğim (değerlendireceğim dediysem paramın yettiği kadar alacağım) ama anaokulu çocuğuna sofra hazırlamıyoruz abartmayalım :)

herkes çok güzel öneriler vermiş zaten.

ben de bir tane ekleyeyim;
küçük (renkli olursa daha güzel) bir post-it'e güzel bir şeyler yaz, sonuna gülücük ekle. katlayıp çatal-bıçağın altına koy mesela.

"bu güzel manzaradaki en güzel şey sensin. seni seviyorum." vs gibi.

omlet yap arasına domatesli sucuklu bi harç koy ve ikiye katla, katladığın kısmın tutması için de kaşar kullan.

nutella tabii ki olmazsa olmazdır

mutfak konusunda çok iyi değilsen bundan:

9gag.com

iysin ve romantik bişey olsun istiyosan da bundan yapmaya çalışabilirsin:

9gag.com

kahvaltı hatun işidir bence erkenden uyandır, kalk kahvaltı hazırla de en güzeli.
ama illa ben hazırlayacağım diyorsan nutella'yı unutma.

naptınız abi, şekilli şekilli şeyler. çocuğa mı kahvaltı hazırlıyorsunuz? erkek milleti sever öyle janjanlı şeyleri. masada çeşit bol, malzeme kalitesi yüksek olsun yeter. bir de yumurtayı cıvık yiyememe, süt ürünlerine alerjisi olma gibi durumlar olmadığından emin olun, en mühimi o. yemediği şeyleri koymayın önüne. ya da reçel sevmeyip peynire bayılan bir insana, 5 çeşit reçel yanında dandik kaşar peyniri vermeyin.

2000 yılı inönü üniversitesi girişliyim
benim zamanımda bu vardı, kredili sistemdi.
ilk dönemdeki dersleri ilk dönemde, ikinci dönemdeki dersleri ikinci dönemde alabilirdin sadece.
yani güz döneminin derslerini bahar döneminde alamazdın (ya da tam tersi)
ve ayrıca evet en alt sınıftaki derslerden almaya başlardın.
yani sen üçüncü sınıftaysan ve 1. ve 2. sınıftan derslerin kalmışsa, önce . sınıftaki derslerden almaya başlardın, kredi yeterse ikinci yeterse üçüncü...

bu kural, bir donemlik degil birden fazla donem devam eden dersler icin gecerli. mesela proje 1 aldin diyelim ilk donem, onu gecmeden proje 2 yi alamazsin. onkosullu dersler diyorduk bunlara. almak istesen de sistem vermez sana ust donem derslerini. tek donemlik dersleri ne zaman alirsan al acildigi surece sorun yok; ister ilk donem ister son donem.
itu mimarliktan mezun sahis bildirdi.

2008-2012 bilkent güzel sanatlar, tasarım ve mimarlık fak.
ders alıp bırakma zamanında sistem bırakmama izin vermediği için withdraw ettim dersi alıp, böylece notu etkilemedi.

iü'de de aynı kural vardı ama atıyorum tek ders yüzünden okul uzayacaksa normal dönemin dersi alınır, alt döneminki tek derse bırakmaya izin verilirdi. bu sadece 4. sınıfta ve tek ders kalması durumunda uygulanırdı.

odtü işletme.

evet böyle bir olay vardı ama bunun üstesinden çok kolay şekilde geldim. normal kayıt döneminde dersi ekledim. hocama gittim onayı yaptım. ekle bırak yada add drop denilen dönemde de dersi bırakıp yeni ders ekledim. sonra hocaya gidip hocam bir dersin sectionını değiştirdim. tekrar onaylayın dedim. hiç biri de kontrol etmedi. direkt onayladı. en az 3 kere yaptım.

(bkz: slax)

(bkz: ubuntu)

xp iyidir.

1GB veya üstü ram var ise win7. Home premium ya da hpme basic kur. Kaldırır.

en iyisi xp kur, netbook'ların işlemcileri allahlık zaten. ha hatun bilgilidir, ubuntu'ya takla attırır diyorsan ubuntu candır ama onun için de epey bilgili olmalı. eklenti vs. kurmayı iyi bilmeli.

yau facebookta poker oynar, torrentten film indirip izler deyu hatun için. eklenti falan kasmasına gerek yok ki.

windowstan çok daha hafif hemi de görsel olarak da güzel ubuntu. beleş ve güvenli olduğunu söylememe gerek yok sanırsam. sever bence.
www.ubuntu.com

(bkz: gentoo)

xp. win7ye yaklaşma bile.

sonuç: slax denedim kuramayınca ubuntu kurdum. saygılar.

(bkz: kubuntu)
(bkz: ubuntu)
(bkz: mint )
(bkz: tüm linux sürümleri )