Selam Duyuru Sakinleri;
Bu aralar aklımı fazlasıyla meşgul eden birşey var. Sizin de fikirlerinizi mümkünse almak istedim.

Az biraz birikmişim var 100.000 civarı. Belki biraz fazla. Ev falan var.

Parayı tutmayıp birşey yapayım diyorum ama bir türlü aklıma birşey gelmiyor.

İstanbul'da ikamet ediyorum. Etrafımda benimle aynı durumda olan çok arkadaşım. Hepsi istisnasız yatırımlık-kiraya vermelik ev almayı düşünüyor. Bu da bana baya saçma geliyor. Malum istanbul'un gayrimenkul durumu çok parlak değil. Parlak değil derken sürekli yeni mülkler inşa ediliyor ve talebin çok fazlası var şuan ortada. Grev muhabbetleri falan da var. Aklım bir türlü almıyor.

Gayrimenkul yatırımı çok sağlıklı değilmiş gibi geliyor. Gayrimenkul, döviz ve altın dışında yatırım yapılabilecek bir fikir, bir yöntem ne bilim işte para boşta durmasın, çok riski olmasın nasıl fikirler verebilirsiniz? Umarım derdimi anlatabilmişimdir.

Döviz ve altın da çok oynak. Biraz yatırdım oraya ama martta 3.8 olan dolar şuan 3.5. Fazla oynak yani.Ondan size de sorayım istedim. Sizin fikriniz nedir? Gayrimenkul yatırımı saçma mı? Yoksa ben mi abartıyorum.

Arkadaşlar bir konuda varsa eğer psikiyatri uzmanı yahut psikolog yardıma ihtiyacım var. Şimdi bir vatandaş var. Bu adamın ilginç bir özelliği var. Gündüz vakti apartmanlara girip kapı önüne işiyor. Bu isteğine engel olamıyor Birkaç kere yakalanmış ve hakkında adli işlemde yapılmış. Ben bu adamın psikolojik bir rahatsızlığı olduğunu düşünüyorum. Baya araştırdım ama buna benzer bir örnek bulamadım. Bu konuda bir bilgisi olan var mı?

İsmi lazım değil bir hukuk bürosu, bir akrabamın borç durumuyla ilgili sürekli bana mesaj atıyor. Hatta aynı soyadı taşıdığımız diğer bir kaç akrabamız da aynı mesajları aldıklarını söylüyorlar. Bir yıl önce mesajları gönderen büroyu telefonla arayıp beni rahatsız etmemelerini, ilgili kişiyle herhangi bir iletişimim olmadığını belirttim. Onlar da beni listeden çıkaracaklarını söylediler. Ne kadarını sildim bilemiyorum ama 23.10.2015'ten bugüne telefonumda bunlardan gelen 6 sms görünüyor.

Konuyu anlıyorum, eşe dosta, çevreye rezil ederek borcu tahsil etmeye çalışıyorlar. Bunun hukuki bir sorun teşkil edip etmediğini bilemiyorum ama ahlaksızlığın daniskası olduğu çok açık. Benim sorum bana gelen bu mesajlar üzerinden bu hukuk bürosuna ne gibi bir yaptırımda bulunulmasını sağlayabilirim?

Smslerden ikisi:
Sn. X, (...) icra dosyanıza ödeme yapılmadığından, 02 Kasım 2015 tarihinde gün içinde ikametgahınıza haciz işlemi yapılacaktır. (Büro Tel. No.)

Sn. X. Hesaplarımız da Herhangi bir (...) ödemesi görünmmektedir. Haciz işlemi için bekleyiniz. (Büro Tel No)).

Not: İmla hatalarına dokunmadım.

Olayı çok kısa özet geçiyorum.

Kayyum denetiminde olan bir otelde çalışıyordum ve otel iflas etti tamamen kapandı. Benim de otelden yaklaşık 1 aylık alacağım bulunuyor. Bu alacağımı tahsil edebilmem için izlenmesi gereken yol nedir?

Olay'ın detaylarını özel mesaj ile gönderebilirim.

kullanarak,

-SGK prim borcu
-İkametgah
-Sabıka kaydı

alınır mı?Bunların 3ünüde almam lazımda.

Sevgili galyalılar ev arıyorum ancak nerede oturayım bilemedim. Şişli mecidiyeköy civarında toplu ulaşıma yakın (metrobüs kullanıcam) neeye oturayım. semt adı desenize bana. karşının taksisi olduğumdan çok hakim değilim.

cezalarla ilgili konuşmayacağım da ne oldu da 2 yıldır karar vermeyen/veremeyen uefa pat diye konuyu inceledi, 2 günde de kararı açıkladı? neden beklediler? neden şimdi karar verdiler sizce? mesela neden dosyayı şimdi incelediniz ve kararı şimdi verdiniz, neden daha önce veya sonra değil sorusuna uefa ne cevap verirdi sizce?

Boşanma davası açmadan önce eşlerden biri üzerindeki malı (ev,araba vs.) paylaşmamak için bir başkasının üzerine geçirse diğer eş bir hak iddia edebilir mi? Bir tanıdığın karşı taraf için böyle bir şüphesi var onun için soruyorum.

Selam duyuru milletinin insanları. Üniversitenin ilk senesinden (2004) beri tanışan 4 arkadaşız. Bu yaz iki kişi evleniyor. Evlilikten önce birkaç günlüğüne hatunlardan kaçalım diyoruz. Bi perşembe gecesi çıkılıp pazar dönülecek. İstanbuldayız hepimi. Acep nereye gitsek? Nasıl bir güzergah izlesek. Maksadımız gidip otele yerleşmek değil gezmek. Önerisi olan var mı?

arkadaşlar boşanma davası açabilmek için medeni kanunun 166.maddesinde "evlilik birliğinin sarsılması" sebebiyle açılan dava için min. 1 yıl mı geçmelidir?

yoksa her iki taraf da istiyorsa boşanmayı sıkıntı yok mu? nedir?

Selamlar
Bir hukuk öğrencisiyim.Yakınım kaza geçirdi.Trafik kazasından sonra ciddi bir manevi ve maddi anlamda zarar gordu.Bunun üzerine 500 000 tllik maddi tazminat açıcaz dedi,Fakat gelin gorinki maddi durumları hiç yok.Barodan yardım istediler.Maddi tazminat isteminde harç parası var mı,

Bir de sigortadan para alırsa maddi ve manevi tazminat alma hakkı yok olur mu

Not . klavyem bozuk noktalama isaretlerini yazamıyorum

bir kredi kartı borcu sebebiyle banka tarafından icraya verilen kişi faiziyle birlikte borcu tek seferde kapatırsa; bu borç dışında kendisinden avukat ücreti vs gibi bir masraf talep edilir mi?

merhaba. benim iki ismim var ve birini sildirmek istiyorum. sorum şu: sildirdikten sonra bütün kimliklerimi yeniletmem gerekiyor mu? nüfus cüzdanı, ehliyet, pasaport, kredi kartı v.s.
şimdiden teşekkürler.

Merhaba bilgililer, ilgililer!

Bundan 8 ay önce eve polis geldi ve hakkımızda suç duyurusu olduğunu söyledi. Bizim ip aralığımızdan birinin kredi kartı ile gittigidiyor.com'dan alışveriş yapılmış ve kart sahibi bu ödemeye itiraz edip dava açmış.

Mahkeme olmuş, ancak bize tebliğ edilmedi. peder bey pamukkalede tatilde iken otelden jandarma alıp götürdü ve mahkemeye çıkardı. Ocakta ikinci duruşma var. Peder bey polise verdiği ifadede avukat talep etmemiş. Durum bayağı can sıkıyor ne olur ne olmaz, ne yapmak lazım avukat olmadan aklayabilir miyiz kendimizi?

(yine mahkemede de peder bey bilgisayar kayıtlarının incelenebilirliğinden falan bahsetti ama herhangi bir action söz konusu değil.)

yardımlarını beklerim.

Önemli bir konuda soracaklarım var, bilgilendirirseniz çok bahtiyar olucam..

Haziran ayında bir trafik kazası geçirdim. Trafik ışığı/yaya yolu olmayan bir yerde karşıdan karşıya geçerken hızla gelen bir araba çarptı. Hastaneye kaldırıldım. Ambulansta şikayetçi misiniz-sorusuna evet yanıtını vermişim, ben de hatırlamıyorum o anı.

Sonuç olarak kalça ve omur kırıkları, başımdan kulak bitimine kadar dikişlerle 1 ay evde hiç ayağa kalkmadan yattım. Ve 1 ay boyunca da hergün bir yoğun bakım hemşiresi benim bakımım/tedavimle ilgilendi, bunu da karşı taraf üstlendi. Ama o zaman ve sonrasında da bir kere nasıl oldunuz, geçmiş olsun vs diye arayıp sormamışlardır..

Eve tebligat geldi, şikayetçi olduğum için kamu davası açılmış ve 4 aralıkta Kadıköy deymiş..Ama ben gitmek istemiyorum gerçekten..şikayetçi de değilim, Allah a şükür ayağa kalktım, eskisi gibi sağlıklıyım şimdi benim için önemli olan bu. mahkeme karşısına çıkacak güç ve psikolojide değilim. ben konuyu kafamda kapattım artık, hiç bunlarla uğraşmak, tekrar o günleri hatırlamak istemiyorum..

*Şikayetimi geri mi almam gerekiyor?
*Hiçbir şey yapmasam, 4 aralıkta duruşmaya gitmesem ne olur?

bir süre önce bana ait olmayan bir araçla maddi hasarlı bir trafik kazasına karıştım, polis çağrıldı fakat bizlik bir şey yok, direkt formları doldurun foto çekin dağılın dediler, öyle yaptık. merak ettiğim konu: suç muhtemelen 5/8 falan bende olacak, bu konuda bir trafik cezası da ödeyecek miyim? ödeyeceksem formda yazdığım adrese mi, ikametgah adresime mi gelecek bu ceza makbuzu? gelmesini engellemenin bi yolu var mı :) gidip direkt ödeyeyim, fazla büyümeden konu kapansın istiyorum.

bir de aracını hafiften dürttüğüm dayının 'değeri düştü amk' deyip dava açması mümkün müdür? açar mı sizce? açarsa ne olur, bence çok ayıp olur. neyse.

bu konuda tecrübesi olan dayıları yengeleri sahneye davet ediyorum.

Selamlar.

İki ismi olan birisi mahkeme kararıyla bu iki isimden birisinden kurtulmak istiyorsa bunu nasıl yapabilir ? yani nereye başvurulur, nelerle başvurulur, maliyeti nedir, süreç nasıl işler, zor mudur ?

Şimdiden teşekkürler.

babam belçikada oturum sahibi, çifte pasaport ve ordan biriyle evli. bi duyum almış, orda boşandıktan sonra bide türkiyede boşanması lazım diye. var mıdır öyle bişey? çok saçma geldi bana neden 2 ülkedede boşanılsın ki kanunen belçika vatandaşı 2 tarafta.

türkiyede evlenip de yurtdisinda bosanmaya karar verildi diyelim.

simdi yurtdisinda görülecek olan bu mahkemede hangi ülkenin kanunlari gecerli olur. türkiyenin mi yokda davanin acildigi ülkenin mi.


not; etrafimdaki bütün arkadaslar türkiyenin kanunlarinin gecerli oldugunu söylüyor ama ben yine de bir bilene (size) danisayim dedim.

mesele çok uzun. özeti bile sayfalar sürecek galiba. Arada ctrl+a ve ctrl+c yapmalıyım.
peşin uyarılar:
1- Lütfen 25 yaşın, hadi olmadı 21 yaşın altı insanlar cevap yazmasın. Ayırmcı falan değilim de yani tecrübe ile bilgi aynı şeyler değil.
2- Bu duyuru trollük amacıyla açılmamıştır, zaten okursanız anlarsınız öyle olmadığını.

İçinde bulunduğum durum:
27 yaşındayım. Erkeğim. Günde 10-18 saat uyuyorum. Kalan zamanımı da oturarak geçiriyorum. Otururken ya kitap okuyorum ya da bilgisayar başında haber yahut online dizi takip ediyorum. Bu neredeyse hiç değişmiyor. Ayda ortalama 25-26 gün saat sabah 5-13 arası uyuyorum. Uyanma zamanım ise belirsiz. Öğlen, ikindi, akşam, yatsı, gece 1 falan uyanabildiğim vakitler. Yani uyku problemlerimi şöyle özetleyebiliriz: Aşırı uyuma. Ne yaparlarsa yapılsın uyanamama. Aşırı miktarda gündüz uykusu.
Uyku sıkıntılarım yüzünden askerlik yapmadım, her yıl erteliyorlar. Bir dediler narkolepsi var sende. Bir dediler idiyopatik hipersomnia. Bir dediler narkolepsi şüphesi... Polisomnografiye yattım kaç kez. Sentetik Tiroid Hormonu kullandım. Subklinik hipotiroidi hastası olduğum zannedildi çünkü herşeyim normaldi ama TSH miktarım yüksekti. Sonra bunun aşırı kilodan kaynaklandığını tahmin ettim ben. Hipofiz bakıyor benim metabolizma yavaş hayvan gibi yiyorum da hiç hareket de etmiyorum o da ne yapsın paso tiroidi uyarıyor salgıla tiroksini diye. Ama tiroid görevini düzgün yapıyor Allah'tan. 123 kiloyum bu arada 180 galiba boyum, hiç ölçmedim desem yeridir.
Bunun dışında evliyim. 3 yaşına koşan şekerden baldan tatlı bir oğlum var. Bilişim Sistemleri Mühendisiyim. Ama tahmin edersiniz ki çalışamıyorum. Eşim de çalışmıyor. Aile şirketimiz var tekstil üzerine. Sözde ben de ortağım ama ne fabrikaya ne de mağazaya adım atamıyorum. Muhasebeye mail atıyorum, para yolluyorlar hesabıma, eşim ev alışverişi yahut kendi ve çocuk için bankamatikten çekiyor. Şirkete yegane katkım web sayfasını hazırlamak ve yurtdışı maillleri çevirmek oluyor. Ki bu işler için asgari ücretle çalışan bir işçi yetebilir ama benim ailece aylık masrafım 6-7 bin liradan aşağı düşmüyor. Yani belki de baba parası, abi parası, abla parası yiyiyorum diyebiliriz buna...
Arkadaşım yok. Nasıl yok? Liseye kadar Tokat'ta okudum. Üniversiteye İstanbul'a geldim ve buraya yerleştim. Lise ve öncesi arkadaşlarımla irtibatım yok gibi. Üniversite'de ise içine çok kapanık bir öğrenciydim. İki üç tane çok samimi olduğum arkadaş vardı. Bir tanesi öldü. Biri Adapazarı'nda diğeri ise Amerika'da. İşyerinde de (ezkaza iki ayda bir falan uğradığımda) patron statüsünde olduğumdan hiç iş arkadaşım da yok.
Kötü bir evliliğim var. Ben eşimin ailesiyle konuşmuyorum. O da benim ailemle görüşmüyor. Eşimi deliler gibi seviyorum. Bir iki kez kısa süreli ayrılık yaşadık. Babamın evine gittim (evet, ben gittim.) Bir iki ay görüşmedik. Boşanma falan sözkonusu oldu. Eşimin ailesi problemli insanlar. Sanki kızları boşansın diye gayret ediyorlar. Benim gayretlerimle yuvamız bozulmadı. Şimdi eşime sorarsanız ben dünyanın en kötü kocası, damadıyım. O da dünyanın en acı çeken karısı. Kayıtlara geçsin, sigaram, içkim, kumarım, karı-kız düşkünlüğüm, şiddeti eğilimim yok. En fazla canıma tak edince bağırmışımdır tartışırken o kadar. Eşimle severek evlendik. Hala kendisini deli gibi seviyorum. %100 onun suçlu olduğu bir tartışma sonrası küsersek yine bir gün içinde ben dayanamayıp adım atıyorum. Birkaç kez ağır olayım dedim. Karşı taraf adım atsın dedim. Ama olmadı. Boğazım düğümleniyor, bana sayıp sövmüşse bile gidip sarılıyorum. Eşimin de problemleri var. Mesela kimseyle arkadaş olmak istemiyor. Apartmanda yalnız yaşıyor diyebiliriz. Gelen komşularla irtibat kurmuyor. Çalışmıyor. Çalışmamasına beni bahane ediyor. Halbuki evleneli dört yıl oldu ilk yıl hamileydi şimdi çocuk oyun çağına geldi, gelmedi. Eşim de oğlum dışında kimseyle görüşmüyor gibi bişey. Ama onun sülalesi tamamı İstanbul'da. Akrabalarıyla arabaya atlayıp gidip görüşebiliyor. Yemek haftada bir yapıyor, yapmıyor. Dışarıdan yiyiyoruz. Ayakkabın kirlenmiş dersen bile üzerine alınıyor. Kaşlarını çatıyor. Bir de eşyaların kıymetini bilmiyor. Dört yılda beş bilgisayarını kırdı. Ev aletlerinin yarısı yeniden alındı. Cahil değil, kimya müh. yüksek lisans mezunu. Küçük de değil benim yaşıtım. Ama ailesi aşırı şımartmış. Uzadıkça uzuyor detayları keseyim. Neyse, benim stresimin çoğunu eşime borçluyum. Resmen nefesim daralıyor kendisiyle konuşunca. Ama deliler gibi seviyorum onu. İki gün ayrı kalsam özlüyorum. Hayır dünya güzeli değil kendisi, 1.60 boyunda 68 kilo Türkiye şartlarında fiziken 10 üzerinden 5'lik bir kişi. Ben de öküz gibi şişmeden evvet baya baya eli yüzü düzgün biriydim, her neyse. İki gün görmeyince bunu üzülüyorum, özlüyorum. Oğlumu aynı şekilde deliler gibi seviyorum. Yani bir yandan bitiriyor beni bu evlilik bir yandan da benim herşeyim eşim ve oğlum. Üstüne üstük eşimin de beni sevdiğini biliyorum. Ama benimkiyle kıyaslanamaz zannımca. Sanki kendisinde acıma duygusu yok. (Hayvanlara ve oğlumuza karşı duyduğu hariç)
Gelelim geçmişime biraz da:
Üç yaşımdayken okuma yazma öğrendim. Deli gibi kitap okuyor(d)um. İlkokulu üç yılda bitirdim. Benle karşılaşan hemen herkes gördükleri en zeki çocuğun ben olduğunu söylerdi. Anadolu Lisesini (orta) birincilikle ve Fen Lisesini ikincilikle bitirdim bir gün bile ders çalışmadan. Ulusal Fizik Olimpiyatlarında dereceye girdim. Çok iyi bir üniversiteden mezun oldum hem de haftada bir gün devam ederek. Ama şimdi arkamdan vaktiyle nal toplayanlar uçup gittiler ben bir yüksek lisans dahi yapamadım. Bırakın eski zekamı, moron gibiyim. İki üç kez tekrar ettirmeden karşıdakine ne dediğini anlamıyorum neredeyse. Teoride yine süper fikirler bulduğum oluyor ama pratikte bir et yığınıyım. Son yılda dokuz ay boyunca ayda altı saat psikoterapi gördüm. İlaçlar kullandım. Arpa boyu ilerledim sadece. Defalarca kilo vermek istedim, diyetisyen falan, olmadı.
Herşeyden sonra şimdi hala:
Obezim. Tembelim. Hareketsizim. Uyuyan bir et yığınıyım. Evliyim. İşsizim. Başarısızım. Ama bunları düzeltmek için somut bir adım da atamıyorum. Evden dışarı çıkamıyorum. (Hoş genelde gece uyanık olunca nereye çıkayım) Arkadaşım yok. Sosyal hayatım yok. Sap olabildiğim bir baltam yok... Ve artık o kadar alıştım ki gayet normalmiş gibi geliyor bana.
Nereden başlamalı?
(Umduğum gibi yazamadım)

1 boşanmak için illa avukat gerekir mi?
2 avukat için (istanbulda) ne kadar masraf gerekir?
boşanma anlaşmalı olacak. evlilik 2 seneden fazla sürmüş.

merhaba,
boşanma davaları üzerine çalışan, bu konu üzerinde uzmanlaşmış avukatların bir listesini yapıp onlara tanıtım dosyası yollayacağız.
avukarlatın reklam yapması yasak oluğu için, google aramalarından kesin sonuçlar alamadım. boşanma avukatlarının hukuk dilinde ayrı bir adı var mı? veya ne yapsam daha hızlı ve etkili şekilde onlara ulaşabilirim?

teşekkürler.

Nasıl oluyor? İşlemler için oradan oraya elele dolaşarak gitmek istemiyoruz. Birimiz bir günde işlemleri bitirip sonra oturup celpleri bekleyebiliyor muyuz, yoksa illa avukat mı tutmak gerek?

Geçenlerede oturduğum binaya ortak uydu sistemi takan eleman : Abi sana DreamBox bağlayalım, baaaazı (anladınız) dijital platformları para vermeden izlersin hemde full paketlerini dedi ve bunun bana senelik 200 TL ye malolacağını söyledi. Şimdi ben kafama takılan soruları siz saygıdeger ekşi duyuru ahalisine sorayım:

1 - Bu DreamBox denilen hede yasal değil biliyorum, yakalanma riski nedir? Cezası nedir?

2 - Adam bana yıllık 200 TL ücret dedi. Bu cihaz bir kere bağlandıktan sonra ömür boyu kendi başına çalışmıyor mu? Nedir bu yıllık 200 lira davası? Faturası yok birşeyi yok neden yılda 200 lira talep edebilir? (o an soramadım sonradan dank etti)

3 - Bu cihazda takılma donma bekleme, kopma gibi sorunlar yaşar mıyım, yaşarsam hangi durumlarda ve ne sıklıkta. 1024 ADSL Bağlantısı kullanmaktayım. İşe yararsa 3G modem alabilirim..

Teşekkürler

leyla ile mecnun avusturyada evlendiler ve bosandilar. ama avusturyanin turk padisahi dediki, bu bosanmayi gidin turkiyede tenfiz ettirin...

1- kaca patlar? (en ucuz yanindan)
2- ne kadar surer? (en acil yanindan)
3- ya kardesim arasana beni, biz iki arkadas avukatiz, davayi sak diye acar hallederiz diyen var mi?