alka seltzer evet ben de yararını görmedim hiçbir zaman zaten

duş+uyku.

okuldayım ühü

su iç kana kana

www.eksisozluk.com

adam ol, küçük elma.. abi sözü dinle.. işin gücün eşeklik..

alka seltzer ve bol sıvı, portakal suyu vs.. sadece kafaysa geçer, mideyse kus bence, yoksa zor..

Apranax diye bir şey var. Yemek yedikten sonra iç, sonra sabret bir yarım saat. sonra tık. eskisinden bile iyisin.

benim bildiğim yemek salonlarında içki vardır. kendin çıkarıp içebilir misin bilmiyoum.

içersin canım. uçakta içebildiğine göre trende de içersin.

biz 20 kişi sofya-varna arasında kör kütük sarhoş olmuştuk, kimse bir şey dememişti.

kardeş ilk duyuruyu okumadım da iyi yapmışsın her türlü. kodamanlar her şeyi hakediyor

bi çok insanın yapmak isteyipte yapamadığını yapmışsın,dün de bugünde.maddi durumunu bilmiyorum ama ufaktan iş arayışına başla derim.

iyi yapmışsın. yeter ulan harbiden. sonra da kafamıza sokuyorlar "ya bak sakin ol, geçer" falan. ulan it geçiyor da, geçince unutuyorsun, hissizleşiyorsun, robotlaşıyorsun. "olsun olsun büyütme bu kadar" diyen adamın ağzını yüzünü kırasım geliyor. hayatım lan bu benim. gs-fb maçı mı lan bu. bitane var elimde. onu da birileri götüne buzlu badem soksun diye heba mı edeyim. yemin ederim alırım kitabımı derme çatma evde okurum daha huzurlu yaşarım.

helal panpa. yalnız küfürler sıradan olmuş, daha etkili küfürler beklerdim senden.

dün aksam bi arkadas dedi ki, abi patron bütün elemanlari isten atar, senin maasina 1000 euro zam yapar seni tekrar geri alir.

la dedim, sen olayi yanlis anlamissin, parayi pulu sorun etsem zaten isten cikmazdim, olay oraya geri gitmek istemiyorum, bunu anla dedim.

tam okumak istediğim bi ilan :/ zira aynısını bende yapmak istiyorum

dostum dünkü duyurunu şimdi okudum.
personel müdürü doğru demiş.
kafana göre işi bırakamazsın. işi bırakmadan önce (çalışma sürene göre) haber vermen gerekiyor. İş kanununda var bu madde. işverenin senin boşluğunda zarar etmemesi için yasal bir zorunluluk. aksi taktirde cezası var.
Kanun bunu söylüyor, iyi-kötü yapmışsın demiyorum.

aferin. ama haklıyken haksız duruma düşmüşsün bence. tamam sinirlisin de o küfürler aleyhine kullanılabilir sonradan..

hacı dünkü helal olsunların gazıyla bugün güzel hikaye yazmışsın,

iş hukukuna göre çat diye işi bırakırsan tazminat ödemen gerekecek, senden tazminat alırlar mı almazlar mı bilmem ama habersiz iş bırakamazsın iş yeri zarara uğrarsa sen de sorumlusun bundan.

bence daha fazla gaza gelme, onu geçtim adama küfür etmişsin onun için bile tazminat ödersin mahkemeye verse..


fazla gaza gelme gerçi hikayenin bugünkü kısmına inanmadım da neyse.

hayır dün çocukça kavgalardan sıkıldım filan diyordun bugün liseli gibi küfür etmişsin adama sende de var dengesizlik.

eğer patronla bir sorunun yoksa; bence patronu aradığında, o işe neden geri dönmek istemediğini güzel bir üslupla, açık ve net olarak anlat. belki sorun yaşadığın şeylerden haberi yok ve sen söyleyince çözmeyi teklif edecek?

livaneli-kadir ve orange coffee,


yasadigim ülkede öyle bir kanun yok, is kontratimda bile böyle bi sey yazmiyor. avukat bir abla var burda 3 dakika önce aradim onu, cikip gitmissin yapabilecekleri tek sey, senin calistigin güne kadar olan parani ödemek dedi.

patrona biraz ayip oldu o konuda haklisiniz evet. ama sagligimdan önemli degil.

keske boyle bisey yapsaydin. kufurden daha etkili.

www.youtube.com

@google da bulamadim iş kanunun 17.maddesinde işveren veya işçi iş akdini feshetmeden önce çalışma süresine göre 2 hafta ile 8 hafta öncesinden ayrılacağını/işten çıkaracağını bildirmesi gerekir.
Aksi taktirde bu sürede kazanacağı maaşı ve bu süre içinde işverenin zararı halinde bu zararı da karşı tarafa ödemek zorundadır.
o avukat ablana da selamlar...

edit: www.youtube.com inanmayana ispatıdır...

livaneli-kadir avusturyada yasiyorum. avukat ablam da avusturyada.

arkadaşım desene avusturya'dan katılıyorum diye...
avusturya iş hukukuna hakim değilim :)

az önce patron aradi yine,

actim telefonu, kusura bakma seninle problemim yok, sadece calisanlardan dolayi isten cektim gittim dedim.

benim de seninle problemim yok .. dedi. ben sadece calistigim güne kadar olan parami almak istiyorum, tazminat hakkimi zaten kaybettigimi biliyorum dedim, beni iyi dinle .. senin olayini ben ögrendim, senin tazminatini da ödeyecegim, onu sorun etme, kendine iyi bak 10 gün dinlen yanima gel, parani elden al dedi.

vaayy klas patronmuş helal olsun!
şöyle örneğini bu ülkede arasan iki-üç tane bulursun, dördüncüsü çıkmaz..
aslında bir tanesi benim patronumdur kesin, çıkan herkese verdi tazminatını;)

(bkz: Thievery Corporation)

2 bira

internet, tv.

eve gelince işle ilgili her şeyi unut, film filan izle. kitap oku.

spor, seks

en guzeli spor yapmak.her zaman pozitif etkisi vardir. ama kosmak yurumek gibi degil de daha cok masa tenisi, basketbol gibi dusunsel olarakta orda olmani saglayacak sporlar. ya da arkadalarinla cikip dagitmak,dans etmek. ya da satranc, go gibi oyunlar oynamak. o da olmadi saglam bir film izlemek .en uc noktasi da oyle bir gecer zaman ki gibi agir diziler izlemek. insan dizi bitince mutlu oluyor benim hayatimdakilerde birsey degilmis yaa diye.

spor, dizi-film, kahve

skyrim, diablo 3 vs.

spor

alkol. ama fazla değil. çakır keyiflik.

film izlesem uyuyakalıyorum, tv izlesem sıkılıyorum. en iyisi hafif müzik ve trakyalı'nın dediği gibi 2 bira usta.

3 dil bilip polis olursan gözüm açık gider, bir dil öğrencisi olarak söylüyorum bunu.

2 dil biliyon ve polis mi olmak istiyon?

polis olma tabi ki.

işini insan gibi yapan polislerde +1 artış olacaksa ol.

ben de ing mütter mezunuyum. açıkçası iş zor. olsa da düşük ücret. bir arkadaş polis oluyor. başlangıç maaşını söyledi dudağım uçukladı. hani para gelsin iş pek önemli değil geçinir gideriz diyorsan ve polislere karşı bir önyargın yoksa git polis ol. ancak polis eğitimi zor imiş. eğitim sırasında pes eden çok oluyormuş.

tabii ales ve üds yüksek ise git okutman ya da erasmus koordinatörü falan ol.

en azından akademi'de/pomem'de/pmyo'da öğretmenlik gibi bir ihtimal yok o konuda aydınlatayım. Onun prosedürü farklı. üniversitelerin akademik personel alımı gibi işliyor süreç.

öyle hayallerinde fln yoksa olma. herkes adamlar salla başı al maaşı çalışıyor sanıyor da öyle değil.

1 gününü ayır şu forumu uzun bi süre dolaş açılan konulara falan bak aradığın cevabı bulursun:

forum.memurlar.net

çoğu "o ne lan" diyor.

çok enteresan ama birisi, "ses olarak arapça ile benziyor gibi" bir ifadede bulundu. masada otururken biz 2 türk'ten, aramızda bir süreliğine türkçe konuşmamızı istedi türkçe'yi duymak için. biz 1 dakika kadar türkçe konuşunca aramızda, böyle bir yorumda bulundu.

kendisine; tanıdığım ve kulak konusunda iyi olan bir doktor olsaydı oraya gitmesini tavsiye edecektim.

Arkadaşımla beni dinleyen Portekizli bir arkadaş ta "Japoncayı, uzak doğu dillerini andırıyor." demişti.

Öğrenmeye yeltenenleri zor ve karmaşık olduğunu söylüyorlar hep. Sanırım türkçenin yapısından dolayı bu. İlk defa duyanlardan arapça zannedenler oluyor, dile giren kelimelerden dolayı.

bugün tvde gördüm konuşması zormuş biraz ama duyunca anlıyorlar sanırım. yunanistan tanıtımı yapılan bir programda yabancı biri konuşulanları duyup türk müsünüz falan diye sordu sonra onunla sohbet ettiler. hatta ilginç geldi birkaç kişiyle konuştular gezerken, türkçe çok güzel öğrenmek istiyorum ama zor gibi cevaplar verdi birçoğu. tabi bu yunanistan için geçerli.

fransız arkadaşım arabik gibi diyor hep

isveçli bir arkadaş bizi (2 kişi) konuşurken duyup biraz kızgın gibi olduğunu söylemişti.

çok hızlı konuşuyormuşuz. sanki kelimelerin arasında boşluk yokmuş. bir çoğu da seçemiyor hangi dil olduğunu. ispanyolcaya benzeten oldu yahu. 'r' lerden ötürü olsa gerek.

bir italyan demisti ki fransizca ile japonca karismis gibi oluyor sizi dinlerken. Bir hollandali da l ve t harflerinin cok fazla ve vurgulu oldugunu soylemisti.

Sürekli Hint-Avrupa dillerini konuştukları ya da öğrendikleri için tabii ki Türkçenin yapısı onlara çok zor geliyor. Özellikle onlar "Ben gördüm, o gitti." derken bizim "Onun gittiğini gördüm." biçimindeki daha çok birleştirmeye dayalı cümle yapımız onlara garip geliyor ama Türkçeyi çok mantıklı, kurallı ve sistemli buluyorlar. Zaten sistemini çözdükten sonra da kolayca öğreniyorlar. Her gün yabancılarla birlikteyim ve bu dili öğretiyorum ve Türkçenin ben de çok mantıklı, sistemli, istisnası az olan bir dil olduğunu düşünüyorum. Öğretmek de çok kolay. Sadece sürekli bir şeyleri kısaltmamıza ve birbirine alternatif dil bilgisel yapılarımızın olmasına şaşırıyorlar ve "Yine mi alternatif diyebiliyorlar?" :)) Bunun dışında üç yıldır bu işi yapıyorum ve cevap veremediğim çok az şey oldu.

arapça'dan çok farsça'ya benzettiler. bir de japonca'ya benzeten de oldu.

(bkz: türkcenin tinisi)

çok hızlı konuşuyosunuz kelimeler arasında hiç boşluk yok mu diyodu amerikalılar. bi de kuş sesleri gibi geliyo arapçadan çok uzak doğu dillerine benzettiler.

rus sevgililerim ne zaman beni türkçe konuşurken görse masal anlatır gibi konuşuyorsun derdi, kulağa hoş geliyormuş.

arapça'ye benziyor diyenler muhtemelen türkiye'yi yemen'e komşu sanan önyargılı dallamalardır yoksa türkçe ile arapça'nın arasında zerre alaka yoktur(arapça'dan kelimeler dışında) türkçe'yi çoğu kişi hızlı buluyor kavga eder gibi konuşuyormuşuz kimisi ispanyolca'ya kimisi de yumuşak almanca'ya benzetiyor.

almanlarda klise olarak üüüüüü harflerinin cok oldugu espri konusu yapilir. arada dikkat ediyorum da bir konusmamda kac ü harfi gecti diye abartilacak ne oldugnu bulamiyorum.
yine almanya'da "istanbul türkcesi" diyeyim yani cok aksanli olmayan bir türkce konusuyorsaniz "hangi dil?!" tepkisi verebiliyorlar. rumence mi tepkisini duydum bir de türkce konusurken "fransiz misiniz?" dediklerinden herhalde fransizcayi da andiriyor. arapcaya benzetenini duymadim.

bir Amerikaliya sormustum, kulaga "chunky" yani parcali parcali geliyor demisti.

bir baskasi, "bu dili bagirmadan konusman mumkun degil mi?" diye sormustu.

birbirinden habersiz en az 3 Amerikali da Fransizcaya benzetmisti, nesi benziyosa Fransizcaya?

ilk iki soru için banko cevap italya. her türlü en kolay vize alınan ülke, hem de tek başına sıkılma ihtimalin %0,1 (yaptım biliyorum). yalnız ucuz uçak bileti konusunda şanslı olman lazım. geçen hafta baktım 8-13 eylül için gidiş dönüş 365 tlye bilet vardı pegasustan. gel gör ki, vize yok diye alamadım caanım bileti :( dertliyim :(

Yerinde olsam 30 liraya Plovdiv'e gider oradan Ryanair kullanırdım. ORadan Ryanair kalkıyor. Sofya'dan da Wizzair kalkıyor. Yenice Schengen ile Bulgaristan'a girmek te serbest oldu. Sofya-Paris arasını 35 euro'ya gitmiştim.

yerinde olsam easyjet'le kendimi basele atar, oradan aktarma yapıp avrupanın istediğim yerine giderdim.
ryanair değil ama airbaltic istanbuldan sefer yapıyor. onunla da kuzey ülkelerini deneyebilirsin. rigaya gidip oradan ryanairle istediğin yere.
yani sonuç: avrupa için önce easyjet veya airbaltic sonrasında rynair.

avrupa olması şart değil dersen gürcistan-batum. vize derdi yok. trabzondan otobüsle 25 tl.

Karakter başı fiyatlandırma olur. 1000 karakter 12TL üzeri pek görmedim ingilizce'de. Ona göre ayarlayın.

Bu arada çevirinin teknik olması fiyatı değiştirir.

Karakter başı fiyat eskidi. Büyük şirketler kelime sayısı üzerine çalışır. Ulusal standartlar o yönde. Fiyat ise tamamen ona bağlı. Ama bu işin ortalaması kelime başına 0.030 liradır.

freelance fiyatları şu aralar 1000 karakter başına 6-7-8 tl civarında seyrediyor. kelime olarak da kaba hesapla karakter sayısını 5,5'e bölüp bulabilirsin.

6-7-8 TL dediğin aracının yani çeviri bürosunun çevirmene verdiği paradır. Kalan kısmı büro alır. Arkadaş kendi iş bulacaksa 6TL komik bir rakam olur.

doğrudan müşteriye ulaşabilen freelancer var mı? mecburen çeviri bürolarıyla çalışacak. o yüzden 6-7-8 lira.

Eskiden ayın 6 sını 7 sine bağlayan dakikalarda yatmış olurdu. Şimdi emin değilim.

Her ayın 6'sı 22.00-23.00 civarı yatıyor diye biliyorum.

ziraati denemek için uzattım markette çekti. içi boştu demek ki yatmış. güle güle harca.

mezun olduysan sondan 2. kredi :(

gözlerin ödem yaparsa lens ne kadar temiz olursa olsun görüntü kaliten bozulur. puslu görmeye başlarsın.

taktığın lensi bilmediğim için bir şey diyemeyeceğim. renkli takıyorsan renkli lense karşı alerjin var demektir. şeffaf lens kullan. şeffaf takıyorsan, oksijen geçirgenliği daha yüksek bir lens markası için göz doktoruna danış.

doktor kontrolünde almadıysan eğer takma derim. ben 1 yıl doktor kontrolü olmadan aldım kullandım, şimdi lens yokken dahi gözlerimi kaşımadan duramıyorum, kıpkırmızı çoğu zaman.

lensi ters takar isen kesinlikle batar, kaşındırır. bunun dışında gözlerin kurursa da bulanık görürsün. yapay gözyaşları kullan ya da sık sık çıkar lensi ıslat.

Çok normal. 8 saatten sonra göz kurumaya ve lens batmaya başlar.
ya suni gözyaşı kullan yada çıkar 8 saatten sonra.

2. veya 3. rus nineler baya sempatiklikten götürecek puanları gibi duruyor

ilk 10'a girersen 300 1. olursa 750 lira alacam. 1. ya da 2. olur diyorum ben :)

ilk 10 banko gibi.
ilk 5 olur gibi.
ilk 3 zor gibi.

youtubedaki izlenme oranları ve beğeniler biraz fikir veriyor. 3 diyorum ben.

rus nineler birinci can bonomo 2. yada tam dersi norveç çok izleiş youtube da ama bence bir ekstrası yok can bonomo da fena değil ama o nananana nedir ya

7

8

nerde bunun ıddaa oranları

@hayley williams ile evlenecek genc'i kutluyoruz doğru tahmininden dolayı :)

zorunlu. geçiş yapmadan önce 10 mt gerinde bulunan vezneden 15 tl karşılığında pulunu alabilirsin. almazsan geçemezsin.

sabiha gökçenden alabiliyorsun pasaport kontrolde soruyor polis olmazsa ne olurunu bilmiyorum ama geçirmez herhalde..

vuu 30 sn ile kaçırdım :D

sabiha gokcen'de var mi bilmiyorum ama telefonla sorup ogrenebilirsiniz eminim ki.
adi uzerinde oldugu gibi yurt disi cikis harci pulu olmadan disari cikamazsiniz. bu pul pasaporta yapistirilir ve uzerine cikis damgasi basilir.

polis geri döndürüp aldırıyor. hala zorunlu.

city rooms hosteli cok cok iyi idi.ucuz da ayni zamanda,biz kisi basi 9€ ya kalmistik orda gecen ay daha.

hee budapeste bence 2 günlük sehir,sabahtan gidip,bi sornaki gün aksam dönülcek derecede bir yer,bir de istanbula benzettim ben.

onun disinda yemekler icin kesinlikle "fatal " adli yere gitmeyin derim.

gece bikac ay öncesine kadar spa party leri cok güzeldi,ama sanirim yasa degismis buna benzer hama,spa gibi yerlerde yasaklamislar party leri.

hostelin booking seysi
www.booking.com

ucuz hosteller:

www.hostelworld.com

Kadıköy'de barlar sokağı civarında her yerde bulabilirsin.

bir çok bijuteride vardır.

zor bulunuyor onlar.

ortaköy

meteresinin fiyatı max 1.5 liradır. kafanızda fiyat oluşması bakımından söyliyim :)

Sans bilekligi olanlar bijuterilerde var. Kalin orgu kilitli falan olanlar icinse ebay.

karanfil sokaktaki pasajlarda.

kötü deil ki ya gayet gideri var

bilinçli olarak biraz daha boğazından söylerek sesini kalınlaştırmış, ha neden yapmış bunu ben de bilmiyorum tabi saçma ve gereksiz olmuş .

@nabruknabruknabruk bildiğin kötü abi. kafası iyi diyecem, o da değil sanki.

gereksiz bi artislik yapmış. yoksa sesi iyi.

pek çok değişkene bağlı olarak arada böyle kötü performanslar ortaya çıkabilir. tabii ki harun tekin'in sesi bu kadar kötü değil. youtube'u açıp powerturk akustik performanslarına bakabilirsiniz.

hatta: www.youtube.com

Sanırım monitör sorunu olmuş, kendini duyamamş sanki girişte.

mangayla birlikte soylemek icin farkli tondan calmislar sanirim, bu da harun'un sesine gitmemiş

Ben öğretmenlik derim..Hatta ve hatta öğretmenlik çok da umrunuzda değilse, ilerde öğretmenlik düşünürsem bir sene de formasyonla uğraşmayı göze alırım diyorsanız İngiliz Dili ve Edebiyatı diyorum.

Maalesef ülkemizde çeviri yapmak için KPDS den belli bir puanı almak yetiyor. Bu nedenle sadece çeviriye odaklanmak bana pek mantıklı gelmiyor. Edebiyat her ne kadar korkutucu gelse de insanın ufkunu açıyor..3 sene önce bölüme başlayan benle şu anki ben arasında dağlar kadar fark var..

Ayrıca çeviriye başlayınca, kültür birikiminin çeviri yapmada sağlayacağı kolaylıkları da göreceksiniz. Bu nedenle edebiyattan alacağınız kültür birikimini çeviriye olan ilginizle birleştirmeniz çok daha verimli sonuçlar doğuracaktır.

istedigini oku diyenler size fazla idealist gorunuyor olabilir de misal sirf ac kalmamak ugruna da hayatiniz boyunca nefret ettiginiz bir isi yapmak istemezsiniz. bu bakimdan sizin hayatta ne istediginiz, neler yapmayi sevdiginiz de onemli.

hayattan sikilan adam +1 diyorum. ceviri mesela fransizca-ingilizce mutercim tercuman olucaksan tamam ama diger konularda hayattan sikilan adam'a katiliyorum.

ders içeriklerine göz at istersen bir de. ne öğretecekler sana öğren. her üniversitesinin sitesinde var. bu arada ben tercümanlık derim. ancak çevirmenlik yapma konusunda istekli olman gerek.

öğretmenlik oku, istersen çevirmenlikte yaparsın hikayeleri geçmişte kaldı. öyle kolay değil. şahsi olarak yaparsın ancak kurumsal anlamda tercümanlık okuman son derece önemli. şahsi çevirmenlikte bir yere kadar, ancak ek iş olarak görülebilir. çevirmenlik eğitimini bu derece küçümsemeyin derim.

kişiliğiniz çeviribilime daha yakınsa, öğretmenlik de edebiyat da sıkıcı gelecektir okurken. bir de yeni bir dil edinmek mezuniyet sonrası iş bulmada fazla fazla fayda sağlayacaktır.

ingilizce öğretmenliği mezununun yapacağı çeviriyle mütercim tercümanlık mezunu birisinin yapacağı tercüme ve kazanacağı paralar asla bir olmaz. biz ingiliz d.bilimi, dil edebiyat öğrencileri olarak bilumum sıkıcı yazılı çeviriyle 3-5 kuruş kazanırken, mütercimlik öğrencileri ardıl ve simultane çevirilerle paraya para demiyordu. dersleri de çok ağır değil bildiğim kadarıyla, ama zihinsel olarak çok yıprandıkları bir gerçek.

tercümanlık, dil edebiyat gibi bölümlerin bi kaç yıl içinde formasyon problemi olabilir zira alınan öğretmen sayısı gittikçe azalacak ve eğitim fakültesi mezunları da bu durumdan rahatsız biraz. tabi genel görünüş bu şekilde, ne olacağını bilemem tabi.

önceliğin maddiyatsa tercümanlık, ceviribilim, ancak öğretmenliğin de son yıllarda gittikçe daha popüler ve rahat olan bi meslek olduğunu da unutma, bi de dil mezunu insan hangi bölümde olursa olsun, üniversitede kendini geliştirmesi sonucu her işi yapar, bişeyler olur neticede, bi de üniversitede insanın fikirleri çok değişiyo, bunu da bilmek gerek.

ucaga verecek kadar cok param yok ne yazik ki.

en ucuzu Alpar Turizm. 35 lira sanırım. Gerçi Has Turizm var o da 36 lira ama geçen gün Has Turizm otobüsünü sınırda tutukladılar, uyuşturucu falan çıktı otobüste. Alpar pek otobüs şirketi gibi değil, amca keki önüne fırlatıyor al lan ye diye ama yine de götürür getirir. Varan ve Metro'dan uzak dur. Gereksiz tonla paranı alıyorlar. Yol 9 saati geçmez. Ama bu aralar gurbetçi akını var, BG'ye girişte sorun olmaz da, çıkışta biraz fazla beklersin sınırda. Geçen 6 ay Sofya'da yaşadım, başka sorun olursa yardımcı olurum.

tren de olması lazım tcdd'den baksana.

ben almayı düşünüyorum, ne gibi bir sorun çıkabilir ki?

ortaçgil'den bahsediyorum.

ben de ortaçgil'den bahsediyorum ama daha önce hiç almadım. dolasıyla bileti bastırırken sorun olur mu acaba düşüncesini aklımdan çıkarmaya çalışıyorum. sözlükte sorunla karşılaştığını ima eden bir entry vardı

Konser bileti değil ama Ankara'da bilumum restoranlardan, cafelerden, iskendercilerden indirim kuponları aldım şehir fırsatından, hiç bir sorun yaşamadım, bu titizliklerini konser organizasyonlarında da gösteriyorlarsa sorun yaşamazsınız, güvenilirdirler.

ben de ezginin günlüğü için aldım gittim hiç sorun olmadı.

göz doktorumun sözlerini aynen aktarıyorum: doğru düzgün kullandığın taktirde lens iyidir. aylık lens her ne kadar günlük lenslere göre daha geçirgen olsa da bir ay boyunca gözünde tutmamalısın. lens bir eşya aynı çorap gibi. ne kadar kirlenmez denirse densin aynı çorabı hiç çıkarmadan veya yıkamadan 1 ay giyemiyorsan lensi de 1 ay boyunca çıkarmamazlık etmemelisin aksi halde kör bile olursun.

dikkatli kullanmak gerek. hijyeni kesinlikle bir köşeye atma. ellerimi yıkamadan çıkardığım bir lensin ardından, uyuşturucu taciri muamelesi gördüm. gözlerimin içi kıpkırmızı dolandım bir hafta.

ayrıca benim yaptığım hayatı yapma. elma almaya gider gibi eczaneden gidip lens alma. üşenme doktora git, gereken her şeyi o söylesin.

Lens iyidir, candır, çoğu zaman numarayı bile ilerletmez. Aylık derken her gece çıkardığın ama bir ay kullandığın lensleri diyorsan onlar klasik lenstir zaten, on numaradır.

Bir de ben bayağı pis kullanıyorum ama 10 yılda bir kere göz iltihabı kaptım, o da lensten mi kesin değil.

korneayı inceltir gibi bir iddia var. ama benim bildiğim korna da kendini yenileyebiliyor. akşamları çıkardığın sürece bişey olmaz bence.

aylık lensten kastım şunlar

www.lensci.com

optikçiler aylık diye pazarlasalar da, her gün çıkarıp takmak en sağlıklısı. yatarken gözde olmamalı. 30 saniye almıyor takıp çıkarmak..

ben 8 yıldan beri kullanıyorum lens. ilk 3 yıl gözümden çıkarmadan kullandım 1 aylıkları. 3 yılın sonunda gözlerim sürekli şiş, gün içinde bile çapak yapar hale gelmişti. lensler sürekli gözlerime batıyordu vs..

sonra her gün çıkarıp takmaya, adam gibi temizlemeye başladım hiç bir sorunum yok..

Temiz kullandigin, her gun cikarip temizledigin, solusyonunu yeniledigin surece sorun olacagini sanmiyorum. Ben bir sure cok pis kullandim, buyuk ihtimalle o yuzden mikrop kapti ve ic arpacik cikti gozumde. Ic arpacik cok fena birsey, bir turlu gecmiyor. Gozunu azicik ovunca bile tekrar belirginlesmeye basliyor falan. Tam 5 sene sonra tekrar lens kullanabilir hale geldim. O yuzden temizlik onemli.

bana göz doktorum alerjik bünyelisin, lensle yapamazsın demişti, ben dinlemedim aylık lensleri evde olduğum sürede çıkararak kullanıyorum, derste uyumak dışında uyumuyorum, her takıp çıkarmadan önce ellerimi yıkıyorum, kısaca tümm hijyenik kurallara uyuyorum. hiç bir sorun yaşamadım. göze de zarar verdiğini sanmıyorum, hiç hissetmiyorum bile

ben yıllarca, 15 seneden fazla aylık lensleri hiç ama hiç gözlerimden çıkarmadan taktım. devamlı doktor kontrolündeydim. ayda bir kontrole giderdim doktor bakardı gözlerime ve lenslerime. uyurken, yıkanırken, yüzerken (yüzücü gözlüğü ile elbet) hiç çıkarmazdım. hemen hemen hiç bir sorun olmadı.

gözünde çok tutma gibi öneriler var. tamam iyi güzel de bunları takıp çıkartırken de mikrop kapma olasılığı çok fazla. o yüzden her gün takıp çıkarmak riskli. benim doktorum da gözün alıştığı ortamı zırt pırt değiştirmeyeceksin derdi. gözün bir lensli bir lenssiz durmadan değişiyorsa ortamı o da tehlikeli.

merhabalar, gözleri son derece alerjik bir insan olarak 5 yıldır lens kullanıcısıyım. akşamları ve haftasonları gözlükle takıldıkça, yani lensleri çıkarıp solüsyonla yıkadıkça, gözleri kurumaya terk etmedikçe, gerekirse suni göz yaşıyla ıslattıkça sorun olmuyor.
aylık lenslerinizi mutlaka akşam çıkarın bu lens denilen plastikte proteincikler birikiyormuş, onlar da lensin hava geçirgenliğini kısıtlıyor. göze zararlı olan da bu havasızlık temelinde.
gözünüzü çok kurcalamayın lensliyken, kaşımayın, lensi yalamayın (yapanı çoktur)çantanızda lens kabınız olsun hep. kolay gelsin

lens son yılların en zararsız goz problem cözümü olarak bılınıyor. düzenli ve temiz kullanımlarda zarardan cok yararı bulunuyor. lensın en buyuk avantajı herhangı bır sorunda bunu sıze bıldırıyor su sekılde yanma batma hafıf bır agrı duydugunuz zaman lensde sorun oldugunu anlayıp hemen atabılır degıstırebılır veya aldıgınız yerle temasa gecebılırsınız. bende bir lens kullanıcısıyım vede bu bilgileri lensimi aldıgım yerden verdiler ankara kızılayda karanfil sokakda lens center adında bir yer cok bilgili birekibe sahipler dostkitap eviyle aynı binada

World is not enough demiş adam... Normal gayet. Her insan dünya denen fanusta japon balığı misali evrende salınmaktadır...

fotoğrafçılar için daha bir geçerli söz. aga istanbulun her yerinde defalarca bulundum resim çektim artık öyle birşey ki albümlere bakıyorum aynı yerden farklı zamanlarda 3 kez çekmişim gibi. dün hisarüstündeydim mesela yani kaç oldu ordan boğazı çekmem ben bile hatırlamıom.

bana da çok büyük geliyor pampa. ne kadar çok semti mahallesi, gezilecek görülecek yeri varmış diyorum. sen çabuk tüketmişsin galiba.

son 10 gün içinde 11 şehir görmüş olarak, istanbul'un hiç de küçük olmadığını söyleyebilirim. yanılıyorsunuz.

bir mekanı görmek veya yaşamak, onu tüketmek anlamına geliyorsa her yer küçük olur. bir de nereye gidersen git bakışını değiştirmedikçe aslında yolculuk etmiş olmazsın diye bir söz de var. bakışını değiştirmek için yolculuk edebilirsin ama.
bence böyle yani

nerde lan bu 7 millon nüfus derken geçen hafta hobyardaydım misal.

10 yila yakin zaman oldu istanbul'dayim. hala bazi bolgelerin ismini duydugumda avrupa yakasinda mi asya'da mi, oraya nasil gidilir/gelir bilemiyorum. herhalde bundan dolayi hic de kucuk gelmiyor bana.

www.czech-transport.com

www.orangeways.com

öğrenciyi 14 euroya götürüyor bratislava'dan prag'a.

eurolines ve student agency'de var ucuz olarak.

1,5 ay önce o yolculuğu yaptım. budapeşte-prag arası gidip geldim, 7 saat fln sürüyo. yol üstünde bratislava'ya da uğradık. tam 3-4 saat mesafe vardı yanlış hatırlamıyorsam, prag-budapeşte arası bi yerde gibiydi.
eurolines ve orangeways'i kullandım, çok da ucuzdu.

budapeşte en güzeli, bratislava'da hiçbir şey yok ;) prag'a mutlaka gidin. otobüs en ucuzu.

trenler cok ucuz diye duyuyorum hep.biraz arastirdim trenle otobus arasinda da pek fark yok gibi...3-4 saat ise gidilebilir yahu...ciddi bir sekilde dusunmeye basladim bak simdi...

ecolines da var, ekleyeyim :)

yalnızca yerinin merkezi bir yer olduğunu söyleyebilirim. ancak içine girmişliğim yoktur.

d. www.booking.com

b. schengen aldıktan sonra sofya'ya gelip paris'e geçebilirsin. bilet fiyatları 49 euro sofya-paris arası.

a. fransa vizesi belgeler tam olduktan sonra hiçbir şekilde bir sorun çıkarmıyor. ispanya konsolosluğunu bilmiyorum.

b. Pegasus'un Paris'e var uçuşu (Orly havalimanına). Şimdi baktım 5 Temmuz için 240 TL fiyat var.
d. Booking.com'dan rezervasyonu yap, çıktısını al, sonra da iptal et. Veya hostelworld.com'dan cancellation protection yaparsan, iptal ettiğinde %10'luk kısmı hesabında kalır sonraki rezervasyonunda kullanabilirsin.

ispanya'da veriyor rahatça.

vize varken bile slovenya'dan geçişte problem yoktu. 10 euro alıyorlardı kapıda vizenizi de oradan alıyordunuz. şimdi de sorun çıkacağını sanmam.

20 gün önce gittim sırbistan'a türk vatandaşı olarak. sıkı bir aramadan sonra bir şey demeden soktular ülkeye. yanınızda para bulundurun. kaç paranız olduğunu soruyorlar.

bi hafta oldu. 45 numara keds, natiulis markapark'tan aldım.

www.keds.com.tr


fiyatı: 89.90 idi.

arada alışveriş sitelerinde oluyor 49 civarıydı indirimli fiyatı.

cikabilir. almayabilir adam seni. yeniden vize al surpriz olmasin.

vizenin bitmesine 2.5 ay varmış abi daha, niye zorluk çıkarsınlar anlamadım. kanada tecrübem yok bu arada da avrupada falan yok öyle bişi ynai.

kanadayi bilemiyorum da ben vizemin bitmesine 2 gün kala yolculuk yapmistim.

ben de vize bitimine epey kısa bir süre kalmasına rağmen, dün söz konusu ülkeye rahatça giriş yaptım. hiçbir şey demediler.

hayır açılmıyor. ayrıca:
isitdown.co.uk
edit: dün de bu duyurudan açılmıştı zamunda açılmıyo diye, 1 saat sonra falan geri gelmişti sanırım.

bakım filan olabilir mi acaba? ulan tam da acil lazımdı ya bizi bulur hep böyle şeyler.

ben girebiliyorum.

BG'deyim.

sağol.

afiyet olsun.

yani boyle insanlarin oldugu ortamda gercek bir cevirmen nasil is yapar anlamak mumkun degil.

pek anlamam ama 1000 karakteri 2 liraya anca google ile çevirirsin sanıyorum.

arkadaşlarla kaldık. otogarda uyuduk bir gece.

devamlı olarak evsiz kalan bir arkadaş var duyuruda (sözlük yazarı değil), ona sorun bence direkt. "homeless" kullanıcı adı da.

hastane bahçeleri uyumak için güvenli yerler.

istanbul'da isen denize yakın yerlerde sabahlama. tenha sokaklara girme. mcdonalds ve burger king gibi yerlerde bi su al, otur akşama kadar..

vercing'in bahsettiği eleman benim bu arada (duyurudaki homeless) :)

www.myhotel.com.tr

balca otel'de kaldım gayet memnun kaldım. kıbrıs şehitlerindeki garanti bankasının bir arka sokağı. 80 lira tek kişi.

eyw kardes arastirayim orayi ozaman büyük ihtimal öle olacak...konaga yakın mı oluyo bu cadde

balca otel'de ben 3-4 kere kaldım. 80 lirayı 2 kişi için aldılar benden. odalar epey lüks. tvsi var, kliması var. temiz oda. ve caddeye çok yakın. 80 lira bütçeyi sarsmaz ise kesinlikle oraya git. ama ucuz istersen, ege üni hastanesi karşısındaki pansiyonlara git. 40a kalırsın.

alsancak kıbrıs şehitlerinde astsubay orduevini geçtikten sonra karşına gelen kipa expresin tam karşı sokağında hotel gordion var gecelik 2 kişi 50 lira. 7-8 kez kaldım gayet iyi

ip man, ip man 2

(bkz: the pursuit of happyness)

tam başarı hikayesinden ziyade daha farklı bir şey ama izlemediysen Being There'i öneririm. Zizek'e göre çekilmiş en iyi filmdir ayrıca. Bana göre değil, ama keyifli bir film.

hepsini izledim teşekkürler yorumlar için.

sanal hayvan sadece senin önerini izlemedim ona bir göz atayım..

ayrıca şöyle bir site buldum

www.clerkdogs.com

herhangibir film giriyorsun oda sana alternatif filmleri sıralıyor. çok kullanışlı.

(bkz: the girl next door)
bence bu film de bi başarı hikayesi.tabi bana göre, hatta arada aklıma gelir izlerim öyle
not: yaş 20 den büyük

@drew

o bizim lise yıllarımızın vazgeçilmeziydi. haftada bir izlerdik :)

"başarı" geniş bi kavram, o yüzden;

touching the void, 127 hours, patch adams, temple grandin-mutlaka izlenmeli-, black, i am sam

tarihi görüş ve kültür ayrılıkları.

fakirlik ve mallık

bizim dinimizin islam dini olması ve zamanaında osmanlı gibi büyük bir güçten etkilendikleri için böyle uyguluyorlar sanki.

Onların kendi aralarında ki en büyük ortak özelliği de hristiyan olmaları.Mezhep farklılıkları illaki etkiler bu birliği ama bana öyle geliyo işte.

en temel problemlerden biri insan kaçakçılığın'da köprüyüz. adamlar bizi almayarak kaçak insan geçişine mümkün olduğunca set çekmeye çalışıyorlar. Bir Letonya'dan, Efendime söyleyeyim Bulgaristan'dan bizdeki gibi kaçak insan akışı yok.

@darknum

bulgaristan vatandaşları avrupa'ya vizesiz giderken, bulgar vizesi sahip olanlar gidemiyor. bu tür bir uygulama olsa, yalnız Türk vatandaşları gidebilse bir şey değişmez sanırım.

AB birliğine karşı olan biri olaraktan ben anlatayım sana durumu,

Tarihi görüşün, kültürün falan koy götüne, onlar eften şeyler, asıl durum şu:

Avrupada bulunan Türkiye'li insanların (etnik köken katmadım gerisini sen düşün), %90 ı yolda görsen yüzüne tükürmeyeceğin insanlar. Eğitimsiz, nasıl davranması gerektiğini bilmeyen, Türkiye'de baltaya sap olamamış insanlar.

Bu insanlar, bir şekilde avrupaya göç ediyor, yabancı hatun bulup evleniyorlar, çocuk yapıyorlar, kaçak kalıyorlar vs. Gittikleri yerde ortamın içine sıçıp, Türkiye'nin adını karalıyorlar, bizzat bunu bana yurtdışında yaşayan Türk anlattı.

Finlandiyada kaldım 1,5 sene, konyanın tamamı finlandiyada, adamlar bizim başkenti konya sanıyormuş. Ama izlenimi anlatayım sana : köpeklere, yaşlılara tecavüz edenler, paralarını çalanlar vb. hayvanlıklar yapanlar. Bunları sadece x ulusu mu yapıyor? Orasını bilemem ama türkler yaptımı göze batıyor.

Türklerin internete yayıldığı zaman, özellikle yabancı sitelerde, diğer yabancıların türklere karşı görüşü hiç de iyi değil. Din ve ırkı geçtim, bana amerikan hatun şunu anlatıyor : Türk eleman kıza, bakire olup olmadığını soruyor, kız hayır diyince, eleman sinirden kuduruyor, sonuç olarak, olsun ben seni yine de severim sen beni seversen diyor.

Bu tip kafaya sahip insanların yoğunlukta bulunduğu bir memlekette, insanları vizesiz olarak kendi ülkelerine alırsan o ülkenin anasını bellersin. Adamların zaten kendi işsizliği var, bir de yabancı geldi mi işsizlik oranı artıyor.

Şu an iş hayatına yeni başladım, imkanım olsa yurtdışına gider çalışmak isterim, legal yollardan, kebapçı dürümcü olarak değil, normal kendi mesleğimi yaparak. Ama inan bana, kendi mesleğini yapmak için avrupada iş bulmak, yabancı turistin tekiyle evlenip o ülkenin vatandaşlığını almaktan daha zor.

Vize şartlarının yetersiz olduğunu düşünüyorum, olay tabi ki paraya maddiyata bakar amma velakin, elin hayvanına açık oturum verirken bana bin ton engel çıkaracaksa o işin içine edeyim. Yok ikimizde aynı kefeye konacaksak, varsın 100 tane daha belge istesinler benden.

vize problemiyle çok uğraştırıyorlar bizi, ama düşündüğün zaman başka türlü sistemlerini ayakta tutmalarına imkan yok.

tarihten gelen korkuyla falan alakası yok, avrupaya giden türkler ve diğer müslüman milletler başlıyorlar gittikleri ülkenin insanlarını eleştirmeye, aman birbirimize tutunalım yoksa "gavur" bizi kendine benzetir, yok dinlerine özgürlük isterlermiş, okula çarşafla gidecekmişmiş. yahu sen önce maddi yardım almak için on tane çakallık düşüneceğine git bir iş bul da çalış, gittiğin ülkenin dilini kültürünü öğrenmek için biraz çabala. her türlü mesleğin okulu var, her yaştan insan okumak istiyorum dediği anda maddi destek veriliyor. yok, geliyorlar ve uyum sağlamak yerine geldikleri yeri kendilerine uydurmaya çalışıyorlar ve bunun hakları olduğunu iddia ediyorlar. git o zaman dinini de kültürünü de kendi ülkende yaşa? yoksa acaba kendi ülkenin geri kalma sebebi o boktan mantaliten olabilir mi? di mi yani.

adamlar bizi istemez tabi, benim davranışlarını görüp de vay hayvan dediğim memleketlim herifi onlar kendi ülkelerinde niye istesin?

Ana sorun tarihsel problemler eğer öyle olmasaydı türk öğrenclerini veya nitelikli işgücünü ab kapsamına alırlardı ki bu kişiler genelde ülkeye değer katıp içine sıçmayacak insanlardır. Ama ab de abd gibi hintli ve çinli öğrenci yüzdesini inanılmaz artırmaya uğraşıyor üstelik bizim kültürümüz ab ye daha yakınken.

700 yıllık osmanlıya duyulan kin ve nefret heryerde var ab de bu çok baskın cahil insanlar orayı rezil etti gibi palavralar var ama asıl gerçek turkiyeyi osmanlının devamı gördükleri için inanılmaz nefret ediyorlar. Arablar da osmanlıdan ve turkten nefret ederler tarih insanların beynine öyle yada böyle işliyor bizde ermenileri sevmeyiz mesela.

yahu ben de 1 yıllık d tipi bulgar vizesi var. bu vize elimdeyken bulgaristan'dan italya vizesine başvura bilir miyim ?

basvuru prosedurunu kontrol ettiniz mi? romanyadaki konsolosluklara danissaniz kolayca ogrenirsiniz bence.

lüksemburg baya ucuzmuş alkol sigara olayında.

0.85euro'ya, almanya'da 550ml'lik pet şişeden bira içmişliğim var.

ucuz yaşamın olduğu üçüncü dünya ülkelerinde en ucuz oluyor. mesela dünya'daki en ucuz birayı tuvalu adasın'da bulabilirmişsin.

onun dışında güney amerika'da paraguay ucuz
asya'da vietnam, laos gibi ülkelerde ucuz

avrupa'da mesela bulgaristan, macaristan, slovenya, litvenya gibi ülkeler genel olarak ucuz. ama mesela polonya ve ispanya gibi ülkelerde de daha ucuz içkiler bulabilirsin. rusya'da da ucuz vodka bulabilirsin mesela.

550ml biralar 0.65-0.70 euro Avusturya'da

portekizde cok ucuzmus diye duydum, erasmusa giden bir arkadasım soylemişti.
ha burda almanyada da pahalı degil yani, bazı yemek yenen yerlerde su bile biradan pahalı oyle diyeyim sana.

ucuzluk marketlerinde pet sisede cok ucuza bira var, ha icer misin, gerek yok.

çek cumhuriyeti.

0.85€ fln bi 50cl lik bira için çok pahalı. italyada bile 1.5€ ya 5lt şarap alabiliyorsun ama en çok alkol tüketilen ülke de olan çek cumhurtiyetinde benim gördüğüm en ucuz alkol vardı. restorantta 0.30€ ya 50cl bira alabiliyorsunuz. oradan kıyaslayın artık.

hırvatistanda sudan ucuz diyolar.

azerbaycan

şu an bulgaristan'da 1,89 levaya aldığım 2 litre birayı içiyorum. bir TL, 0,90 civarı bir leva ediyor.

Makedonya. Bir litre erik rakısı 1€. Ev yapımı. Ama kör etmez. Lokum. Direkt bidonla alırsın mis gibi.

uzak doğudan gelen bir arkadaşım (şu an hatırlamıyorum hangi ülke olduğunu tam, tonla ülke gezmiş piç) şişesi 0.50-0.60 euro'ya viskiler olduğundan bahsetti. hatta kola daha pahalıymış, o yüzden kokteyllerde alkole abanıyorlarmış daha ucuz diye.
bundan 20 sene önce gitmiş başka biri de benzer hikayeler anlatmıştı.

d&r dan memnunum, hem fiyat hem kargo olarak

sepetime attığım aynı 45 kitap
idefix'de 738 lira
d&r'da 614 lira tutuyor

bence, www.kitapyurdu.com

Her sipariş verdiğimde benden çok pimpiriklenen bir yer var: kitapyurdu. Üniversitenin ilk yılından beri kullanırım daha başka yerden sipariş vermek aklıma gelmedi.

ben pandoradan alışveriş yapıyorum
gayet memnunum

yazmak bir dil ile ilgili ulaşabileceğiniz en üst düzey yeteneklerdendir. o yüzden bazı stratejileri takip etmek yardımcı olabilir.

-yazmak istediğiniz konuyu doğru seçmek lazım. seçtikten sonra da hemen yazmaya acele etmeyin. bununla ilgili beyin fırtınası yapın. giriş kısmında konuyu özetleyip gelişme kısmında konuyla ilgili alt başlıklar, örnekler, avantajlar, dezavantajlar yazabilirsiniz. sonuç bölümünde ise konuyu toparlayıp genel fikri verebilirsiniz.

free writing calismalisin.

en.wikipedia.org

essay türlerini inceleyerek ve bu türlerdeki essay örnekleri okumaya başlayarak iyi bir başlangıç yaparsın.

en.wikipedia.org

öncelikle 'essay' diye arat burda lütfen!

arattım merak etme ama aradığımı bulamadım :) benımki daha çok nasıl başlamalıyım nasıl bir yol izlemeliyim sorusuydu.Başka çalışma yöntemleri öneren olursa sevinirim

aradığın, boğaziçi üniversitesinin writing center linkindeki introduction bölümünde.

fanı değilim ama
al beni yar derim

kanrevan içindeyim
çok damar oldu ama düş sokağı öyle zaten

seni tanımayan yok bu şehirde, ilginçtir ki tam da bu aralar tekrar dinlemeye başladım şu grubu hayırdır umarım

hüzün kovan kuşu.

gayret et güzelim

hala dinleyen varmı bu grubu yahu?

sevdan bir ateş en iyi şarkısı bence
ondan sonra
ölümler
ondan sonrada
hüzün kovan kuşu gelir derim.

bu arada hala dinleyen kalmadı heralde.

sen yine seni sev

gecenin rengi

açılmiyür.

bende de açılmiyür

bende de açlmıyo ama (git: downforeveryoneorjustme.org) buraya göre açılıyomuş

www.downorisitjustme.com

bende açıldı. ancak tr'de değilim.

bende de acildi. sanirim olay tr den baglanmanizda. engelli olabilir

bende de açıldı İzmir'deyim..

bende açılmadı.
ankara

1 - Muayene sonrası gözlük reçeten yazılır ve istediğin gözlükçüye gidip gözlüğünü alırsın.
2 - Cam ve çerçeveye devletin ödediği para yaklaşık 90 tl. Bu nedenle fark ödersin.

1)devletin verdiği cam ve çerçeve en alt kalitenin ürünüdür. bu ne lan diyeceğin için devletin verdiği para kadar bir de kendin eklersen iyi bir gözlük geçer eline. ama optiğin dediği her şeye de kanma. yok şuna bakınca,buna bakınca güzel olur diye diye tonla katman takarlar gözlüğe. hani iyi olur da para yoksa o kadar da abartmaya gerek yok.

2)reçeteyi verdikten sonra en geç 2 gün içinde alırsın. ertesi gün dahi alabilirsin.

3)gözlük kullanmak berbat bir şey.

Bir süredir yoktum, hala kalacak yer(koltuk) arıyor musun? Bu akşam aileme bir sorayım, problem olacağını sanmıyorum. Seyahatin iyi geçiyordur umarım.

"merhaba, uzun bir süre yazamadım, kusura bakma. hala kalacak bir yer arıyor musun? bu akşam aileme durumu açıklayabilirim, büyük ihtimalle olur derler. iyi seyahatler."

diye anladım ben.

merhaba, üzgünüm, bir süredir internete giremedim. Hala kalacak bir yer arıyor musun? ailemle konuşurum bu durumu. demiş işte anladığın gibi

burdaki " i can run it" dediği ne oluyor arkadaşlar??

bu akşam ailem ile görüşebilirim/konuşabilirim gibi bir anlamı var devamı ile birlikte.

"i can run it by my family" diyerek konuyu ailemden geçireyim demek istiyor. yani bu onay almak için, izin almak için, olur mu diye sormak, ne derler öğrenmek için için vs anlamında.

mezunum gerçi
1. evet
2.evet
3. evet
4. hayır (olumsuz)
5. evet
6. mühendislik

1- hayır (mezunum)
2- kendi seçimim (başka meslek yazmadım)
3- tercihlerden önce. (ortaokulda verilen karar)
4- hayır. olumsuz değişti.
5- kendi irademle ve severek,isteyerek bla bla...(bkz cevap 2)
6- mimarlık

1. Hayır kesinlikle severek okumuyorum.
2. Annemin ve dersanemdeki rehberlik hocamın tavsiyesiyle tercihlerime yazmıştım.
3. Hayır ÖSS puanım gelene kadar bu bölüm hakkında hiçbir fikrim yoktu, tercih döneminde keşfetmiştim.
4. Bölüme başlamadan önce çok daha olumlu ve farklı şeyler umut etmiştim ama derslerin içeriği ve okulun gidişatının hiç ilgimi çekmediğini geçen seneler içinde anladım.
5. Kendi irademle yazdım, hatta kazandığımda çok sevinmiştim.
6. Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri

mezunum:
1. bazen evet bazen hayır
2. kendi seçimim (biraz tavsiye de var)
3. önceki kararımdı ama sadece bu bölümü düşünmemiştim ve tercih sırasında başka kararlarım da oluştu.
4. farklı duygulara sahibim doğal olarak. eğitim sistemindeki durumlar ve okul sonrası hayat bunu etkiliyor tabi.
5. seveceğimi düşünerek seçtim ama okurken düşünceler değişebiliyor. sevdiğiniz zamanlarda oluyor, nefret ettiğiniz zamanlarda oluyor. ama sonuçta gelecek için iyi bir karar verdim ve işime yaradı. illa ders içerikleri ve sınavlara göre düşünmek gerekmiyor, bu alanda yetiştirilmiş ve kendini yetiştirmiş olmanın bir memnuniyeti bile yeter.
6. bilgisayar mühendisliği
7. bence bunu sormamalısın

mezun,
1.hayır
2.evet
3.tercih sırasında
4.olumsuz yönde
5.evet
6.uluslararası ilişkiler
7.anonim

(Mezun)
1-hayır
2-kendi seçimimdi.
3-önceden karar vermiştim.
4-hayır değildim.olumsuz yöne gitmişti.
5-severek, isteyerek seçmiştim.
6-matematik
7-gerek yok.

1.evet(mezunum)
2. kendi seçimim
3. tercih öncesi
4. bölümü okul & meslek olarak ayırırsam okula olumsuz anlamda çok değişti mesleğimi hala seviyorum ama.
5. evet
6. İletişim Tasarım
7. bir dost!

1. evet
2. kendi seçimim
3. tercih sırasında sayılır
4. evet
5. evet
6. yazılım mühendisliği

1.Evet
2.Hayır
3.Tercih sırasında
4.Olumlu Değişim
5.Hayır
6.Mütercim tercümanlık (ing.)

1.Evet
2.Kendi seçimim
3.Tercihlerden önce
4.Olumlu yönde değişti.
5.Evet
6.Mühendislik
7.Şebebelettin Lamamasaç

1. evet
2. kendi şeçimim
3. tercihlerden önceki karar
4. hayır(olumsuz)
5. severek seçildi.
6. fizik
7. aslında ben sıradan biriyim

donnie darko.

donnie darko +1

donnie darko + 1

ama zaten anlamayıp bir daha bir daha... izleyeceksin

Üçü de çok iyidir. Ama Donnie Darko kesinlikle öncelikli olmalı...

dogville diyrum.

crazy lan

donnie darko

crazy tabii ki! müzik zevkini bilmem ama çok güzeldir bu film. donnie darko'dan açık ara çok daha iyi bence.

Donnie Darko

c vitamini,
tylolhot,
dinlenmece...

anneme sordum, ilk istirahat dedi sonra ya çalışıyorsa dedim,vicks ya da buğuseptil uygulasın dedi. burun akıntısı için ise deloday.

- Ihlamur, nane limon iç bolbol
- C vitamini al, portakal falan
- İlaç takviyesi gerekecekse, nurofen var, favori ilacım
- Bi de anneannem derdi, iyice terle, çıksın mikroplar!

vicks ve burna tuzlu su çekme.

geçende (sanırım tv'de) doktorların ilaç yazmaya meraklı olduğu iddia edildiğinde bir hekim yaklaşık olarak dedi ki:

"biz aslında tuzlu suyu burna çekmeyi öneririz; ama ilaç yazmayınca doktorun ilgilenmediği veya iyi doktor olmadığı sanıldığından, bazı meslekdaşlar ilaç yazmak durumunda kalıyor."

tylolhot kullanmayın. cerrahpaşa'da kardiyolojide profesör olan bir kadına gittim 2-3 sene önce, adını hatırlamıyorum su anda, çarpıntım oluyordu (21-22 yasındaydım). tylolhot gibi "suya karıştır iç kendine gel" ilaçlarında ve iliadin gibi tuzlu su haricinde içerik bulunduran ilaçlarda çarpıntıyı tetikleyen birşeyler varmış. hiç yoktan kalp hastası edebilirmiş insanı. bir kaç sene geçtiği için detay hatırlamıyorum çok kusura bakma, ayrıca bazı ülkelerde bu ilaçların satışının yasaklandığını da söylemişti.

muhtemelen iddaya girdin arkadaşlarınla, "bak hacı hemen combofix yazacaklar" diye.

ben de de var aynı dert. İntennet Explorer diye bir baş belası. Bana lockhunter programını önerdiler. denedim olmadı. dene istersen, belki işe yarar.

unlocker diyorum.

sistemi baya bi geri yükle ondan sonra sil.

Ttnet'ten mp3 indirdikten sonra masaüstümde silinmeyen boş tanımsız dosyalar oluyordu ve sadece unlocker denen zımbırtı işe yaradı. Unlocker açıp masaüstünden dosyayı seçiyorsun sonra eylemlerden sil diyorsun ve adios.

ttnet'i görünce her şey açığa çıkıyor zaten. ama siz en iyisi bir virüs taraması yapın. modeme reset falan atın. en son ttnet'i arayın ve yıllardır yerinde duran evinizin bir anda santrala uzak olduğunu öğrenin.
malesef.

genelde bu kopmalar hattan değil, senin modem ve kablolarındandır. modeminin modeli ne?

aynısı bu sıralar bende de oluyor. modem de bir sorun yok, baktım defalarca. Çözemedim ben de.

bende aynı sorun vardı bir sürü tantana yaptım ttnetle, ısrarla sorunun bende olduğunu söylemişerdi modemi kabloları herşeyi değiştirdim olmadı, en son aradılar beni, hattın 8 mbit kaldırmadığını hızı biraz düşürdüklerinde sorunun hallolacağını söylediler ve düzeldi. altyapı yetersizliği yani sorun.

ttnet'in müşteri memnuniyeti politikası. olmayan internetin hızını eleştiremezsiniz şeklinde felsefi vizyonları var.

son bir ayda 300 olumlu işlem yapmış. 30 da olumsuz oy almış. baktım bir iki olumsuz puanlama kargoda geciktiği ve zamanında cevap vermediği için olmuş gibi gözüküyor. 5000 küsur işlem ve yüzde 97 olumlu oy iyi rakamlar. alışveriş yapabilirsiniz bence. zaten bu sayıda satış yapan kişi büyük olasılıkla dükkan sahibidir. mesajla sorun isterseniz sirkeci'de falan dükkanı olabilir bu kişinin. sorun olmaz sanırım. bakmadım ama garanti varsa sorun olmaz.

profil.gittigidiyor.com

bahsi geçen arkadaşın profili budur. Aşağıda kimlere ne sattığını ve sattığı kişilerin verdiği yorumları görebilirsin. İyi veya kötü oy verenleri seçerek bunlara mesaj gönder. 15-20 kişiye. Sana ne öneride bulunacaklar. Mümkünse çok fazla ürün almış olan üyelerle irtibata geç.

Başta da dediğim gibi havuz sistemi olduğu için, para önce gittigidiyor hesabına yatıyor. Sen ürün elime ulaştı ve düzgün çalışıyor diyerek onay vermediğin sürece para asla karşı tarafın hesabına geçmiyor.

öncelikle ürün sıfır değil. Refurbished deniyor. Yenilenmiş sanırım. Bende yenilenmiş ipod nano alacaktım. Sonra sordum soruşturdum duyuruda. Güvenme öyle ürünlere dendi çokça. Bende vazgeçtim..

@janavarorion: saol janavarorion. havuz sisteminden haberdarım da senin de dediğin gibi kargocuyla incelemek lazım. en fazla 5 dakka sürecek beraber incelemede bi şey anlayamam belki, sonradan arızası falan çıkar, kötü olur. o yüzden endişem. istiyorum ki sağlam satıcı olsun, hiçbir noktada sorun çıkmasın.

Bence çokta sorun etme derim. Adam profilinde olası arızalarda 1 sene USA garantisi bulunmakta diyor. Tarafımıza gönderdiğiniz takdirde ,en ucuz yolla USA e gönderip tamir ettirip geri yolluyoruz diyor.

Benzer şekilde 329 a satan biri daha var aynı ürünü ve profil notu %100

urun.gittigidiyor.com

philipsden uzak dur. yenilenmiş üründen de..

i river veya sandisk derim.

philips kesinlikle almayın. adamlar yazılım özürlü. 50 liralığından tut 500 liralığına kadar.

bence yenilenmiş ürün almayın. sorun çıkma ihtimali var.

5-6 senedir ipod nano kullanıyorum. şu anda son generasyon nanom var 8gb. kamerası var radyosu var ses kaydı var video izleme var. canavar gibi alet tavsiye ederim.

şu anki fiyatıyla ipod nano almam imkansız gibi. 3-4 ay gibi bir süre sonra sofya'ya gideceğim. oradaki fiyatlarda buradaki ile uçurum var mıdır? az sabret oradan daha ucuza alırsın der misiniz? gönlüm ipod'da kaldı..

250 lira ipod nano.

oha hatta 190 a bile varmış
www.sahibinden.com
al
gönül rahatlııyla kullan hiç bi skntısı yok ben de yurtdışı aldm.

refurbished olmasi konusu bence risk degil.. sifir alsan bile hata cikma ihtimali var.. benim kendime de almisligim var ve herhangi bi problemle karsilasmadim simdiye kadar..

@buzzlight
bunlar refurbished diil. karıştırmamak lazım.

@rennts
duyurunun kendisinde verilen ipod nano refurbished.. en azindan satan adam oyle yazmis.. hatta sshot aldim senin icin: i35.tinypic.com

@buzz
ah ok ben ona dikkat etmemişim. eyvallah.

Şevin

şara,hevin

zilan, jiyan, rojin, rojda, dilan, eyşan, heja ve helin benim begendiklerim.
ama heval degil.


yekbun da güzel aslında.

hivren, mizgin

sidar ve arin

kürt değilim, kürtçe kelimeleri de zerre bilmem. ama nolur rojda koymayın, tüm tanıdığım kürt ailelerde hep rojda var, türkçe'deki ayşe gibi bir isim sanırım.

En güzeli Berfin.

nüpel.

şara hevin +1

berfin +1

ilgilenen herkese tesekkurler
@mlky lvn, şara'nin anlami nedir?
@voodoo7 onerdigin isimler cok guzel ancak ikiz dogmus bebeklerden biri icin yekbun adi biraz ilginc olur, diger bebek kendini daha az ozel hissedebilir:)
@Ms._mystery, hivren'in anlami nedir?

hazal & helin

(bkz: model)
(bkz: fresh)

illa türk olsun demezsen;

(bkz: the gathering)

(bkz: karakedi)

metro adlı türkçe alternatif rock yapan bir grup vardı, albümlerinin adı avucumda gökyüzü idi. bende yok ama belki nette bulunabilir.