1 metre olur, üstüste koyarsan ;)

@fallopian

:)kanka sorumu anladın ama dimi?

9 metre

OOO
OOO
OOO

şeklinde koyarsan 2 çarpı ((kök 2) artı 1 bölü 2) metre oluyor. başka nasıl yerleşir kestiremedim. yeni daire köşedeki küçük daireleri teğet geçmeli. merkezden oraya gitmek için de 2 tane 1/2 x 1/2 metrelik birim karenin hipotenüsü + bir dairenin yarı çapı kadar gitmek gerekiyor.

soru çok muallak. ben de eşkenar dokuzgen şeklinde yerleştirmeyi düşünmüştüm. eşkenar dokuzgenin her kenarı 1 metre olacak şekilde. üzerinden de çemberi geçirirsin. kocaman birşey olur.

3 metre olur. merkeze 1 tane, 45 dereceyle de 1er tane koyarsin ohh miss.

onlar 9 değil 10 tane olmuş
hesaplamak için çizmek gerek.

benim de epey canımı sıkıyor :) ama başka şansın yok. hayatta bildiğin tek gerçek bu ve bu ışıktan bakınca aslında hayat daha anlamlı ve güzel her anıyla. hem dine gerek yok, evrende yok olmuyosun supernova filan olabilirsin ilerde :P bilincin için üzülüyosan da o dakikaya kadar en kesin gerçeklik karşısında, örümcek ağındaki av gibi anlamsızca, korku ve isteksizlikle çırpınıp, o dakikadan sonra da artık hiç bir bilince sahip olamamak (veya kimine göre bambaşka bir boyuta geçmek) gerçekten ironik. çünkü yani aslında çığlık atarak roller coaster ın tepesine çıkıp aşağıya düşmekten farkı yok. tepinebilirsin de, sakin bekleyebilirsin de, neşeyle heveslenebilirsin de... tadını çıkarmaya çalışmak bence en güzel çözüm. hiçbirimiz burdan sağ çıkamıycaaazzz :) hehehhe
ama emin ol benim de aklıma geldiğinde nefesim kesiliyor, kalbim duracakmış gibi oluyor, gözüm kararıyor. yine de ölümü bu kadar yakından hissetmenin onunla biraz daha barış içinde yaşamayı sağladığını düşünüyorum avanak gibi gezmektense. beynin bi nedenle bu konuya override yapamıyor. belki öyle yaşamak daha rahattır, bilemiyorum. ama dünya snuff olmuş resmen. her gün gözümüze sokulan görüntüler gerçekten inanılmaz!! bu durumda konuyla barışık olmak sağlığımıza daha faydalı diye düşünüyorum.

bi de yani adama galaksiler yok olurken sen kimsin bre derler haklılar :D kendi evrenimizin merkezinde olabiliriz ama evrenin merkezi olmadığımız kesin.

Yunus Emre'yi, Mevlana'yı, hayatlarını, yaşayış tarzlarını araştırmanı tavsiye ederim. Mesnevi'yi okuyabilirsin mesela, iyi gelecek. yoksa düşün düşün delirebilir insan evet..

yok olacağın fikri seni delirtiyorsa zaten yok oluyorsundur.

şöyle ki bizi biz yapan asıl şey bedenden çok zihin, düşünce, duygu ve tavır değil mi. akıl giderse bunlar arasındaki organizasyon, koordinasyon bozulur mu? evet. o zaman önce aklına sahip çıkacaksın, böyle saplantılı düşüncelerden -şanslısın ki farkındasın, kurtulacaksın.

tamam bizi biz yapan şeyleri soyut olarak ifade ettim fakat şunu da unutmamak lazım, bizler fiziksel olarak da doğadaki döngünün bir parçasıyız. sürekli tüketerek geçirilen ömrün bedeli aldığın elementleri, bileşikleri usulca yerine-toprağa koymaktır. ödeşmeden bahsediyorum.

ayrıca kalıcı olmama fikri ile boğuşmak, biraz boşluktan olabilir mi diye düşünmüyor değilim. insanın tabi ki sevdikleri olacak ama dünyadaki ömür sınırlı. bu zamanı fonksiyonel olmakla geçirirsek böyle varoluş pardon yokoluş kaygısında boğulmayız.

bir de yokoluştan çok önce varoluşunu sorgula derim ben. niye vardın, ailen, sevdiklerin niye varlardı ki yokoluşa geçtin??

umarım anlattım, kendine dikkat et, kötü düşünceler insanı hemen içine çeker zira. varoluşsal problemlerin olursa mesaj atabilirsin.

(git: 658062) Biz insanların inanmak istediği formda, yani "bize göre" eksiksiz olan, aklımızda hiçbir şüphe bırakmayacak kadar kesin bir din olsaydı eğer bu dünya hayatı zaten gereksiz ve saçma olmaz mıydı sence?

Bu gerçeği kabul edebilmek için önce her koşulda güvendiğimiz aklımızdan şüphe duymalıyız. Aslında din dediğimiz şey bu şüphe ve gizde saklıdır. Avrupa'da önünde saygıyla eğildiğimiz Dekart,Newton,Gregor Mendel gibi çok sayıda bilim adamı ve filozofun dine olan bağlılığı, bugün "yok olma düşüncesinin de sorgulanabilirliğini kanıtlar nitekliktedir." Nitekim İbrahim Peygamberin de bu şüphe ve sorgulamayla dinin varlığına ulaştığı söylenegelir.

Bu yüzden keşke (tam da hayal ettiğimiz tarzda bir din olsaydı da)inansaydık demek yerine "yok olma" inancımızı sorgulamamız gerekir diye düşünüyorum.

Genel semavi dinlere göre dünya hayatı, Tanrı'nın Adem Peygambere elmayı yasaklamasıyla başlayan bir sınama dünyasıdır. Hastalıklar ve ölümler de bu sınavın birer parçası, hatta kazanç fırsatıdır. Biraz pragmatik bir yaklaşımda olsa da sırf bu kazanç fırsatı nedeniyle bile yok olma inancı sorgulanabilir diye düşünüyorum..

yok olmiycan ki! sadece farkli bi plana gececen. muthis bi yere gidecen...

tırtıl kelebek olmaktan korkar mı diyolar bi de :D

ingilizce türkçe için normalde 200 kelimesi 3-4 liradır.
ama türkçe'den ingilizce'ye olduğu için çift kaşe uygulanır.
yani iki katı.

bu arada düz metin çevirileri genelde karakter sayısına vs göre hesaplanıyor.
benim tavsiyem 3-4 çeviri bürosunu arayıp kendin çevirtecekmişsin gibi fiyat istemen ve onun ortalamasını alman.

çeviri bürolarının freelance çevirmenlere uyguladığı tarife, 1000 karakter için ingilizce - türkçe 5 veya 5.50 tl; türkçe - ingilizce çevirilerde de 5.50 ya da 6 tl olarak seyreder. çevirmenin 7 lira'ya çıkması durumunda da çok sıcak bakmazlar iş vermeye. yine de 1000 karakter için 7 tl önerebilirsiniz, şansınızı deneyin. çok fazla bulurlarsa, 6'ya indirirsiniz. pek bir kaybınız olmaz; zira 80 sayfa işten oldukça fazla kazanç elde edersiniz.

asistanlara sayfası 10tl den yapıyorum ben çeviriyi ama ingilizceden türkçeye. fikir açısından söyliyim dedim, naçizane :)

bir ödem vakası olabilir.. konu geniş, daha önce yaşamış birileri hariç kimse duyurudan size net bir öneri sunamaz.. doktora gitmeniz gerek.!

aclik kan sekeri baktirdiniz mi hic?

eliniz degmisken bi de aclik insulini baktirin bari.

normal ciksa bile, sonucu atmaz saklarsiniz ve ben su yasimda, su kilodayken, sekrim ve insulinim buydu diyebilecek bir belgeniz olur elinizde. oyle ya, hep bu yasta ve bu saglik durumunda kalmayacaksiniz.

aclik kan sekeri, on saat oructan sonra damardan verilen kanda bakiliyor. su icmek serbest, ama sekerli bir cay bile icmeyeceksiniz, herhangi bir sey yemeyeceksiniz. en kolayi saat 22'den sonra bi sey yemezsiniz, sabah 8-9 arasi da kan verirsiniz.

yakın zamanda baktırdım.

tüm değerlerime bakıldı.. hepsi optimuma yakın çıktı..

diyetisyen arkdaşıma da baktırdım..

yağ kas oranıma vücudumdaki su oranına o da optimumda çıktı..

görünüşe göre sağlıklıyım aslında..

elde ayakta şişme falan oluyosa ödem olabilir böyle bişey duymuştum bir doktora görün istersen.

terlemeyle tuz su kaybettiğini varsayarsak şişmesi mantıksız gibi. yani benimde ellerim çok terler ama şişmez. kadınların regl dönemlerinde falan şişebiliyor.
bir doktora sormalı bence.

alerjiye bakıldı mı? ellerini terleten, şişiren şey alerji olabilir.

@ sparkle kiddle regl döneminde böyle bir şişme olmaz..
@ sen git ben geliyorum alerjiye bakılmadı..

ayaklarım da şişiyor evet.. bazen çok terlediğinde..

aclik insulini baktirmamis oldugunuza bahse girerim.

aclik kan sekerinin normalin ust sinirina yakin cikmasi cok kandirikci bir durum. seker hastaligina dogru giden yolun baslangicinda hic yuksek cikmaz. seker hastaligi yani diyabet cok sinsi baslayan ve tahrip gucu cok yuksek bir hastaliktir.

yasinizi, kilonuzu, 1. ve 2. derece yakinlarinizda seker hastaligi yani diyabet olup olmadigini bana soylerseniz, daha da diyeceklerim olabilir.

ote yandan, ellerim terlediginde cok fena sisiyor, cok tuhaf bir semptom.

insanin elleri niye terlesin ki? ancak butun vucudu terlediginde, ya da cok gerildiginde, cok heyecannandiginda terler.

bi seye alerjiniz mi var aceba? hmmmm, ingic!

@compadrito 168-9 gibi bir şey boyum..
56-57 kilom..

babannem şeker hastasıydı başka şeker hastası yoktu..

ailedeki diğer tek hastalık da anne dedemin parkinson olması..

açlık şekerime bakıldı.. istanbul a gittiğimde yeni bir tarama daha yaptıracağım zaten..

ellerim ve ayaklarım çok terler.. ben aslında vücut olarak terleyen bir insan değilimdir.. yani yazın çok sıcakalrda bile terlemem ama bu çok garip.. sadece ellerim ve ayakalrım terliyor..

benim aklıma sempatik sinir sisteminizin aşırı çalışması ihtimali geldi. aşırı terleme evet ellerde/ayaklarda şişkin görünüme sebep olabilir. bir bakın internette siz de isterseniz, bahsettiğim şey palmoplantar hiperhidroz

link: (git:www.terleme.com.tr )

@fallopian benim ellerimde görünür bir terleme olmaz..

ben aslında normalden az terlerim zaten.. böyle ellerimin ıslak görünücek kadar terlediği hiç olmadı..

yani benim durumumu bu dedikleriniz açıklamıyor..

fallopian'in yazdigi durum cuk oturuyo gibi. nokta atisi valla! doktordan teyid ettirmekte fayda var.

babaanneniz seker hastasi oldugu icin, acelesi yok ama bir ara aclik insulini ve Hemoglobin a1c (a bir ce diye okunuyo) baktirmaniz lazim. aclik kan sekerine ilaveten. ileride lazim olacak. sonucunu atmayin ve saklayin. sonuc kagidinin uzerine o boyunuzu ve o tarihteki kilonuzu yazmanizi unutmayin.

imrenilesi bir boy kilo oraniniz var. sakin sismanlamayin! bunu aynen koruyun!

ama fallopian'in analizi cok mantikli. bu durumda ben sizin yerinizde olsam, once bir genel cerrahi poliklinikine giderdim. yok kardesim, size palmoplantar hiperhidrozis filan yok derlerse de, ondan sonra immunoloji-alerji poliklinikine giderdim.

kadın spiral taktırabilir. uzun süreli koruma sağlar.

ağza yüze boşalın.

en güzeli dişi için tüp ligasyonu, erkek için vazektomi. tek geçerim

ps: çocuk hiç olmamacasına yalnız

(bkz: vazektomi)

halk arasındaki tabiriyle taşak bağlatma.

diğer yöntemler sandığın kadar korumaz. macera arama.

vazektomi yaptırın siz kardeş.

Bunlar dışında geriye ya kocakarı yöntemleri, ya da cerrahi operasyon kalıyor. Düşük bir olasılık olsa dahi prezervatifin bile %100 koruma sağlamadığını düşünürsek, bağlat kurtul.

@ok by aylık iğneler de doğum kontrol haplarıyla aynı şey, yan etkileri de aynı. adam hap istemiyoruz demiş o olmaz

@ok by hapa göre sadece her gün uğraştırmama gibi bir avantajı var, geri kalan her şeyi aynı diye biliyorum ben, bakayım yine de

spiral en mantıklısı.

o aylık iğneler doğum kontrol hapından daha hafif nasıl olabilir?
doğum kontrol hapında her gün küçük dozlar halinde aldığın hormonu, o iğneyle toplu olarak alıyorsun.

sonuçta bir iğne oluyorsun ve bütün bir ay boyunca korunuyorsun.
ne kadar hafif olabilir ki?
bence en azından doğum kontrol hapından daha hafif olamaz.
ama bir araştırmak lazım onu da.

Bana bazen yeni tanistigim birinin yuzunu aklima getirmeye calisirken ona benzeyen birinin aklima geldigi oluyor, katiyen digerini hatirlayamiyorum

oluyo panp rahat ol. ya da olma lan belki bende de aynı rahatsızlık vardır ahaha..

hafızanızı kuvvetlendirecek gıdalar alın ve proteince iyi beslenin, iyi dinlenin. çok hayra alamet değil bahsettiğiniz durum.

hoşlandığın kişiler değil di mi?

@fallo
arkadaslarim iste. Zaten hoslanmadigim kisi olsa arkadasim olmaz :)

ben gayet rahat getirebiliyorum. sadece arkadaşlarımın değil tek tük gördüğüm insanlarda da sorun yok.

tek tük gorduklerimi asıl hic hatirlamiyorum. Arkadaslarimida her zaman degil tabi orda yanlis olmasin

hoho peki.. ampirik deneyim vardı da onu test ettim :p

@fallo
Tanı nedir peki?

sen tezimi zedeledin, tanı manı yok maalesef. kişi genelde hoşlandığı kinin yüzünü düşünür düşünür hatırlayamaz, birçok kişide bunu gördüm yani genelde dediğim. ondan sordum.

dikkatinde,konsantrasyonunda bir değişiklik var mı? ya da eskiden beri mi böyle? dikkat dağınıklığı da böyle yapabilir ve @mtft nin dedikleri +1

Bende yuzu tam olarak canlaniyor ama isim bir turlu gelmiyor. Beynin loblarinin calisma stili diye biliyorum ben isim sol lob yuz tanima sag lob olmasi lazim

ne kadar ateş? belli bir şeyden sonra mı oluyor? parol al, geçmiş ola

bilmiyorum da az bisey var gibi. Agri kesici etkisini gec gosterir. Uyuyabilsem gecer diye dusunuyorum. Mantikli mi bilmiyorum.

duj o zaman hocam

bence ateş düşürücü al. yoksa uyusan bile çok sıkıntılı bir gece olur.

bende de arada olur.Böyle olunca portakal,limon gibi şeyler varsa direk kesip yiyorum.hem rahatlatıyor hem de hastalığın ilerlemesini önlüyor.sende bir dene istersen.

sıtmalanıcaksın gibi duruyor.yatıp dinlenmen lazım.ateşin cıkarsa dıye takip et. ettir.

ilaç hiç seçenek dahilinde değilse kocakarıya danışcan.. zencefil, k.biber, limon, bal karıştır. vücuda direkt ısınma veriyor. sarın, üstün açık uyuma.. sümüğün akarsa aksın, çıksın gitsin afedersin yahut balgam. ben hastalık başlarken ilaç almıyorum, çünkü çıkan ateş de aslında savunma amaçlı.. ilerlerse benical vs. ya da ağrı kesici ateş düşürücü alırsın, semptomlarını giderir en azından. geçmiş olsun

psikolojik olabilir, eğer stresliysen, gerginsen bir de üzerine kahve içtiysen olur.

üşütmüş olabilirsin. soğuk algınlığı ilacı, c vitamini, sıcak ortam, terlemek, dinlenmek, yatış.

senet imzaladıysan silmezler. kan emici bunlar.

sözleşmesiz kaydetmezler imzalamışsındır.
adamına göre değişir git müdürle konuş.

kişiye bağlı. ben senetlerimi geri almıştım medeni bir şekilde konuşunca vermişlerdi.

müdür gerçekten de kan emici. en iyisi muadil dersaneleri arayıp sözleşme içeriğini öğrenmem sanırım

başka bi şubesine gidip hiç onların öğrencisi değilmişçesine davranarak da öğrenilebilir sözleşme şartları.

tam tersine, helsinki'den talinn yapılır, talin'den helsinki'ye sakın geçmeyin, herşey pahalı ve talinn kadar güzel değil.

biz Tommi Grill diye bir yerde yemiştik, yemekler güzeldi fiyatlar da uygun, bayağı bir sıra vardı.

PÖLTSAMAA SİNEP diye bir sosları var aman uzak durun, ayakkabı boyası ile tiner karışımı bişey. bunu yemek için manyak olmak lazım.

bir de çikolatalı krem likörleri var, ucuz ve tadı çok güzel..

Tallinn sokaklarında bol bol gezilir.Gezdikçe daha çok seveceğiniz , Ortaçağ atmosferini yakalayabileceğiniz bir şehir.Olde Hansa adlı mekana mutlaka uğrayın , yerel bira ve çorbalarını mutlaka deneyin.Ayrıca vaktiniz varsa şehirde oldukça fazla müze var.İyi eğlenceler

Hatunlarin guzel oldugunu dusunursek sekste yapabilirsin

@monstermash, tavsiye icin cok tesekkurler. ozellikle aramadim ama pat diye karsima cikinca gireyim dedim. resmen bayildim :) arayan eden olur herkese tavsiye olsun. ve mantar corbasini ozellikle tavsiye ederim.

@emre, letonyali kizlar cok daha guzeldi.

talin manzarası seyredilen eski bir bina vardı old town'da. uzuuun ve dar bir balkonu vardı. gezmediyseniz onun balkonunda yerime bir sigara için, ya da içmeyin, neyse :)

en iyi ihtimallerden birini soyleyeyim.. ziraatten toplu litaslari cekecek 800-1000 mesela, nakit gereken yerde kullanacak. geri kalan her sey icin kredi karti. kredi kartindan nakit cekmese iyi olur. bir de euro hesabindan tl hesabina para transferi gerekiyor. internet bankaciligi alip, bir de sifre aleti alacak ki, orda cep tel.e mesaj gelemediginden kullanilagelen bir alet oluyor

Geçen sene Litvanya'da Erasmus nedeniyle bulundum.Öncelikle Ziraat Bankası Litvanya için kullanılabilecek en iyi kart.Şöyle ki maksimum %2 %3 komisyon alır her işlem için.Orada kullanacağı en iyi banka Swedbank'tır.İşbankası ve Yapıkredi kartları %8'e varan komisyonlar almakta bu nedenle önerim kesinlikle Ziraat Bankamatik kartıdır.

(bkz: dimorfizm) (bkz: doğal seleksiyonda dişinin seçici olması) (bkz: eşeysel seçilim)

bunlar da degil maalesef( sildi mi gitti mi nolduysa

çok güzel, beğendim.

hocam darılma ama, midi yazmak falan için çok yetenekli ve fazla eğitimlisin, bence bu işten para kazanmadıktan sonra bu kadar zaman harcamak yanlış, ben mesela hobi için yapıyorum bunu,

ha ben abi uğraşıcam, zamanım var diyorsan requiem pro kullanmanı tavsiye ederim.
www.youtube.com

bu arada çok seslendirmek dediğin nedir anlayamadım ben.

multi track midi recording diyorsan, evet yazdığın eser oldukça zor. staff üzerinden mi gittin?

@killerbee

merhaba. midi yazmadım öncelikle, finale programında nota yazdım. burda paylaşabileyim diye midi'ye, ordan da mp3'e çevirdim.

çokseslendirmekten kastettiğim, orada bas tenor alto ve soprano olmak üzre 4 ayrı ses partisi ve melodi var. midi'den anlaşılmıyor ama koro söyleyince sözlü olarak, gerçek insan sesiyle anlaşılır sanırım.


bir de, hobi olarak yapmıyorum bunu. korom istanbul senfoni orkestrasının korosu "istanbul senfoni korosu" repertuvarına girebilmesi için yazıyorum. kendi eserimin 100 kişilik bir koro tarafından seslendirilmesi. para kazandırmayan ama manevi değeri olan bir şey. ayrıca müzikle hayatımı kazanıyorum profesyonel anlamda da.


özetlicek olursam, midi programı ile alakası yok yaptığım işin. müzik defterinde ve finale programında nota yazmak. teşekkür ederim.

forum agziyla emegine saglik. sozler olsa daha guzel olurdu ama.

eğer koro şefim kabul ederse, kasımdaki a capella konserimizde seslendiririz. kaydedip yollarım ermanen. veya direk gelir izlersiniz misafirimiz olup.

Ne kadar da güzel olmuş yaa! Gecemi güzelleştirdin. Teşekkürler.

Ne mutlu size ve ne mutlu bize!

bu bestenin onune hangi siir gelse etkileyici olur, tebrikler. eserinizin secilmesi dilegiyle

50. saniye civarında soprano peste inerken tenör biraz kalabalık gibi geldi. oraya bir göz at istersen.

bir de, sanki bunun gideri sanki adagio değil de lento mu olsa ne?

@delirium henuz sezonumuz acilmadi.
istanbulsenfonikorosu.com dan takip edebilirsiniz.

@alperz
selam. diğer hızları da denedim ama en ideali bu gibi geldi bana.
dediğin yerle alakalı olarak da, gerçek seslerden dinleyince nasıl duyulcak bakalım bi, ona göre.

Vasa museum...nobel binasi bina olarak gorun yani.. sahilleri guzel, helsinkiye gecmisken gunubirlik talinn e de gecebilirsiniz, old town u iyidir

Bir kere eger muze gezeceksen stockholmcard sart. Toplu ulasimda bedava oluyor. Istedigin kadar gunluk alabiliyorsun.
Bir suru mze var zaten.
Taline helsinkiye guzel feribotlar var.

helsinkiden ziyade mümkünse tallinn ve rigayı görün, stockholm ve helsinkiye max 1 gün yeter..

ilk önerim yanına fazladan para al. her şey deli gibi pahalı.
sanat meraklısıysan fotografiska ve modern sanat müzesine gitmen. ikisinde de çok güzel vakit geçirmiştim.
bira meraklısıysan - Monks Porter House. gamla stan'da yer alıyor. kendi biralarını yapıyor. pahalı ama güzel biraları var. sözlükte herkes stampen'i yazmış ama ben bi numarasını göremedim.
stockholm şahane bir şehirdir, tadını çıkarın. iyi gezmeler.

aha bu da gitmeden önce yaptığım gezi listesiydi:

Stockholm Card - 3 günlük 795 Kron.

Stockholm gezisini şöyle parçalara ayırabiliriz;
Müzeler, kültürel aktiviteler ve saraylar => Gamla Stan, Skepssholmen, Djurgarden
Şehir Gezisi => Östermalm, Norrmalm, Vasastan
Alış-veriş, Kafe-bar, Şehir gezisi => Södermalm
Tavsiyem ilk gününüzü Gamla Stan, Skepssholmen ve Djurgarden’e ayırmanız. Bu 3 yeri de yürüyerek gezebilirsiniz.

GAMLA STAN:

Eski şehir anlamına gelen Gamla Stan’ın daracık sokaklarında ve klasik Stockholm evlerinin arasında dolaşabilir. Ufak dükkânlara girip yerel İsveç ürünlerini inceleyebilirsiniz.

Kraliyet Sarayı (Kungliga Slottet). Dünyada hala yapılış amacına uygun olarak kullanılan en büyük saray olan Stockholm Sarayı’nda İsveç Kralı’nın ve kraliyet üyelerinin ofisleri bulunuyor. İsveç Parlamentosu (Riksdagshuset) ve tam karşısında İsveç Kraliyet Sarayı. Bunlar oldukça çok vaktinizi alacak çünkü sarayın bir sürü bölümü var ve içlerinde görülmeye değer yüzlerce şey var. Nöbet değişimini kaçırma. İtalyan Barok tarzda yapılmış Kraliyet sarayı, Stockholm kart ile ücretsiz. Sarayın yanında bulunan 1279 tarihli Stockholm Katedrali ve kraliyet üyelerinin mezarlık kilisesi olarak kullandığı Riddarholmen kilisesi var. Stockholm kart ile ücretsiz

Nobel müzesi (Nobelhuset) - Bu müzeden çok bir şey beklemeyin, saraydan sonra hayal kırıklığı olabilir ama yine de girip gezmenizi öneririm. Nobel müzesinin çok yakınında Stockholm Katedrali ve Alman Kilisesi var, onlara da uğrayınız. Eğer giriş ücreti istenirse dua etmek için giriyoruz diyerek para vermeyin

Storkyrkan - Bir zamanlar kraliyet ailesinin yaşadığı bu saraydan çıkıp eskiden İsveç krallarının taç giyme törenlerinin yapıldığı ortaçağ kilisesi

Gamla Stan’dan kendinizi deniz kıyısına doğru atarsanız güzel bir manzara eşliğinde kuzeye doğru U şeklinde bir gezi rotasıyla sırası ile 1782 tarihli Kraliyet Opera binasını, Ulusal müzeyi ve Stokholm Modern müzesi’ni ziyaret edebilirsiniz.

Burada Stampen diye çok iyi bir caz bar var

DJUGARDEN:

djurgarden diğer bir adacık, doğal park alanı, içinde 3 önemli müze ve 1 de ünlü eğlence parkı var. bu anakaraya çok yakın ve kısa bi köprüyle bağlanıyor. girişinde nordiska museum var.

Vasa museum - bu vasa bir geminin adı. 1600 lerde savaş gemisi olarak yapılmış, ilk seferine çıkmış, 20 dk sonra batmış! hikaye böyle :) 300 yıl kadar su altında kalmış sonra kurtarılıp müzede sergilenmeye başlanmış. önemi, dünyada bu haliyle korunabilmiş en büyük tahta yapı olması. Stockholm kart ile ücretsiz.

Skansen - konseptiyle şaşırtan etnografik park. İçerisinde yüzlerce yillik isvec evleri olan bir park. 200 yil once bir isvec koyunde hayat nasil geciriyormus diye merak ediyorsanız gezilmesi gereken bir yer. İçerisinde hayvanat bahçesi var. Stockholm kart ile ücretsiz.

Junibacken - Çizgi Roman Müzesi

SÖDERMALM:

Katarinahissen – Stockholm ve Gamla Stan manzarasını izlemek için çıkılan asansörlü yapı. 10 SEK.
Slussen’e gidilip, Götgatan’da takılınabilir.

Fotografiska - Henri Cartier Bresson sergisi olacak. Gamla Stan’dan Slussen’e geç. sahil şeiridini takip et. Stockholm kart ile giriş ücretsiz.

NORRMALM:

Drottninggatan caddesi de İstiklal gibi bir yer. Burada çok sayıda hediyelik eşya satıcısı var ve uygun fiyatlara çok çeşitli ürünler alabilirsiniz. İsveç simge olarak kullanabilecekleri çok şey barındırıyor, tabi 18. yüzyıla kadar dilleri bile aynı olan diğer İskandinav ülkeriyle pek çok şeyi paylaşıyor: vikingler, troller ve başka mitolojik yaratıklar, ren geyikleri, moose'lar (Türkçe'ye Amerikan geyiği diye geçmiş ama onlar böyle demiyor, hatta ormanların kralı diyorlar) ve bir de tahta atları var. Özellikle viking kaskları, kılıçları ve troll bibloları çok güzel

Drottningholm Palace - Unesco Dünya miras listesinde yer alıyor. Stockholm kart ile ücretsiz.
Absolut Ice Bar
The City Hall
Kanal Turu - Strömma
National Historical Museum - İsveç tarihini keşif için iyi. Stockholm kart ile ücretsiz

Sanat meraklıları:
Royal Swedish Opera kesinlikle ziyaret etmeniz gereken yerlerden.
National Museum yine ilginizi çekecektir. Bir çok resim-heykel bulunuyor.
Skeppsholmen’de yan yana “mimari müzesi” ve “modern müze” bulunuyor.
Nordiska Museet içinde İskandinav modasına ait pek çok şeyi bulabilirsiniz.
Stockholm’ün her bir köşesinde tiyatro bulmak mümkün, eğer izlemeyi seviyorsanız.
Fotoğrafçılık meraklıları Millesgarden, Fotografiska’yı ziyaret etmeli.
Stockholm metro durakları, bir çok sanatçı tarafından düzenlendi-boyandı.

“Şehri tepeden göreyim, harika fotoğraflar çekerim” diyorsan, Ericsson Globe’un dışında bir de Kaknästornet (Kule) var. 31. Katından manzarayı seyredebilirsin. 30. katta bar ve cafe, 28. katta ise restoran var. Stockholm kart ile ücretsiz. “Ben yukarlara çıkamam” dersen, o zaman da Söder Höjder ve Fjällgatan’a gitmeli, Stokholm’ün tüm güzelliklerini merceğine sığdırmalısın.

clinomyn.

macun falan hikaye. (bkz: crest whitestrips)

clinomyn +1

Parodontax whitening

Hem beyazlatma hem de diş ve diş eti sağlığı açısından harika.

ben de beyazlatıcı parodontax'tan çok memnunum. yalnız tuzludur tadı, alışana kadar yanına çok az normal macun koyup fırçalayabilirsin.

yalova termali gezmediysen gezmelisin,ama güzel gezmelisin, yanlardaki çınarların çadır yaptığı yollardan geçmelisin.. yalova sahilinde yürümelisin, sahilde tadım balım'da dondurma yemelisin ki orda olduğunu anlayasın :) ayrıca yalovanın patates ekmeği de bir başka oluyor niye bilmem, öneririm.. iznik gölü vs. zaten gidersin, bu arada yalova tigem'de kamp yapılabiliyor/küçük prefabrik-bungalow tarzı bir şeyler görmüştüm son gittiğimde

varsak öneririm.

varsak en berbat yerdir. gelen hemen hemen tüm erasmus öğrencileri meltemde ev tutarlar. konyaaltı da çok güzeldir tavsiye ederim.

antalya ile ilgili sorularınız olursa yardımcı olurum.

Meltemi oneririm. Meltem universiteye yakin oldugu icin ogrenciler genelde burada yasar. Kiralari pahali kenar semtlere gore ancak hazir ogrenci evine cikarsa ekonomik problem yasanmaz. Konyaalti plajina, beach parka yuruyerek gidilebilir, merkeze ulasimi kolay, hatta kaleici (old town) vs ye aksam yuruyusune gidilebilir. Aksamlari tenha olmaz, nezihtir. I <3 meltem diyecegim neredeyse baktim da epey ovmusum :-)

Meltem +1
Öğrenci memleketi.

Meltem +1
konyaalti guzel bir yer

İngilizceye cevirttirsek bi arkadasa ordan turkce olur mu?

Ben bi arkadaşıma rica ettim. Du bakalım ne gelecek?

it happens, the rays of light among leafs and the clouds are thriving in the morning's dust when my soul lusts for the scent of the coffee with you. storm is coming ... diye çevirdi romen arkadaşım, şiiri çok beğendi yazarını merak ediyor

Bazen gün ışığı, sabahın küllerinde yapraklar ve bulutlar arasından görünür ve ruhum, seninle bir kahve içmek için açgözlüce yalvarır. Fırtına yaklaşıyor.

şöyle... çok geniş mevzu.. damar tıkanıklığı, kemik bilmemnesi, kas gerilmeleri üf üf.. yani nasıl cevap verilsin sana buradan. ama büyük ihtimal ayakta durmaktan oluyor ve henüz fark etmediğin bir noksanlık da varsa ayakta... olması normal.... ben bi tanıtıma gitmiştim, yoğıun ilgi vardı ve 3-3.5 saat ayakta kaldım.. artık ayaklarım uyuşmuştu sonra morluk çöktü baş parmağıma.. ve sakat gibi yürüdüm iki-üç gün.. velasıl her ayrıntı gözlemleyip ona göre doktora gitmekte fayda var.. geçiştirme, en yakın sağlıkçına danış..

'Sabah tutuklugu'ndan bahsediyor olabilirsiniz. O da kalkinca eklemlerde tutukluk ile baslar, gun icinde hareketle eklemler cozulur. Sabah tutuklugu romatolojik bir hastaligin bulgusu olabilir. Yani ortopediden ziyade dahiliyeye ya da dogrudan bir romatoloji uzmanina gorunun derim. Gecmis olsun

sabah tutukluğu varsa, romatolojik bir sorun gibi. önce dahiliye. o da romatolojiye sevkeder büyük ihtimalle.

romatoloji için: çapa yeni hasta kabul etmiyormuş, cerrahpaşa dahiliyeden sevkle bakıyor, marmaradaki durumu bilmiyorum, göztepe'deki romatoloji için hastaneye gidip randevu alman lazım. internetle telefonla olmuyor.

Ameliyatı yapan doktorunuza gidin ve durumu anlatın.

Sislik kizariklik sicaklik agri varsa icerde iltihap vardir. Kozlenmis soganin icini, opere olan parmaginiz girecek kadar cikartin, parmagi kalan sogan ile sarin. İltihap akana kadar tekrarlayin 3 4 gun.

anneme

Ceza-medcezir
Sagopa&ceza-rapten gari
Sago-dusersem yanarim, vasiyet
Kolera-nasil bir insansin

Sago-Rüyalarımdaki işaretler

mürekkep doldurdum
anneme
bu şehir
panorama harem(efsanedir)

hasat zamanı

bana dur dedi general

www.youtube.com

www.youtube.com

Tepe Home'un köşe takımları çok çok hoşumuza gitmişti gezerken. (Kullanıcı yorumu değil görücü yorumu yani)

Ankarada iseniz koşarak sitelere gidin. Aynı takımı daha ucuza alın, kötü çıkarsa adamın başına ekşiyin :) Değilse pahalı olanı (istikbal?) tercih edip müşteri hizmetlerine fit olacaksınız. (Bildiğim en sorunsuz değişim v.s. işleri İstikbalde ama en pahalısı da o)

ben tepe home'dan köşe aldım geçen aylar. iyi modeller var.

Tepe home. Kullanici olarak oneriyorum

Aslında en güzeli internetten,dergilerden beğendiğiniz kose takımını iyi bir marangozda/mobilyacida yaptırmak.Hem daha sağlam oluyor,hem de daha uyguna geliyor.

mudo concept, indirimdeyken hakiki deri olanından aldıydım. 3000 TL. süper.

* İstikbal'den daha önce aldığım sallanan koltuk 2 ay sonra gıcırdamaya başladı. Sorunumu iletince hemen yenisi ile değiştirmişlerdi.

* Alfemo'dan kardeşime 5-6 sene önce genç odası almıştık. Kurulumdan sonra yatağa yatınca yatak çöktü. Gelip bakmadılar bile. O yüzden bizim ailede bu marka kara listededir.

* Şuan ki köşe takımım ise Nill's bir sıkıntı yaşamadım memnunum.

Kendi tecrübelerim bunlar.

wax denediniz mi? islak saca uygulaniyor, jole gibi goruntusu yok, kuru ve dogal duruyor

Hayır hiçbir şey denemedim. Öyle yıkayıp çıkıyorum ^^

Tam olarak ne işe yarıyor, napıyor?

Saçı benzer ve uzun bir erkeğim (tel gibi değil ama bağlanmazdan önce bonustum). Banyoda şampuandan sonra saç kremi (conditioner) kullanıyorum. Banyodan sonra ise nemli saça argan yağı sürüp tarıyorum. O birbirine dolanmasını bir nebze kaybediyor böyle olunca, yumuşuyor biraz.

şampuan olarak dove hair therapy deneyebilirsiniz. saçlarınızı saç kurutma makinasıyla kurutmayın bir de, o çok kabartır. wax saçı tedavi eden değil şekillendiren bir şey, yani banyodan sonra azıcık wax yedirirseniz saça, daha yumuşak, daha derli toplu durur. bir de watsonslarda Charles worthington mu ne var şampuan artı saç kremi var argan yağlı, annem onu önerdi. ama saçınız çabuk yağlanıyorsa bence dediğim dove şampuan daha başarılı.

wax saci iyilestirmez, yani cansiz sert olusuna bi cozum degil. sadece sekil verir. ha sivi sac kremleri var gliss'in filan. dustan sonra onu kullaniyorum, yumusatiyor, kabarmayi da azaltiyor. bi de besliyorMUS(o kadarini anlayamiyorum) sonra da wax ile sekil veriyorum kivircik sacli biri olarak

Şampuandan sonra saç kremi sürün saç uçlarınıza ve 3-4 dakika bekleyin. Watsons'ta kavanoz kadar saç kremleri vardı, biralısı falan da var, onlara güzel diyorlar.

Duştan çıkınca saçınızın nemini alıp saç uçlarınıza şundan sürün 3-4 damla:blog.myfatpocket.com Büyük marketlerde ve Watsons gibi yerlerde satılıyor. Bugün ilk kez kullandım ben de bu ürünü ve saçım kuruduğundan beri saçımı okşuyorum, ipek gibi oldu.

Bir de saçı ağırlaştırmayan, bukle belirginleştirici köpükler oluyor, onları da deneyebilirsiniz.

arkadaşım geçen yıl parasız kaldığımız bir dönemde bu hazır lavaşlardan aldı ufak parçalara ayırdı hepsini önce az yağla kavurdu üzerine yumurta kırdı. bir de öyle kavurdu

ben yapmadığım için izleyici olduğum için bu kadar anlatabiliyorum ama yanında domates biber peynir çayla oldukça güzel olmuştu.

Ouuv şahane. Canım çekti hatta.
Şebit yapın. Tarifini çeşitli yerlerde bulabilirsiniz, tekrar yazmaya gerek yok. Temel olarak bol yağlı, bol salça ve soğanla kavrulmuş kıyma, bu kıymanın yağına tortilla ban, tabağa koy, üstüne kıyma, sonra bir tane daha yağa bandırılmış tortilla, bir daha kıyma... Bu şekilde kay kat (Artık kaç kişilik olacaksa) yapıp dilimleyip afiyetle yiyin.

Aynı şekilde sahur ya da kahvaltı için de 2-3 katlı olarak kaşarlı ve yumurtalı tava böreği yapabilirsiniz.

Geçen sene ağustos ayında sevgiliyle beraber toplamda 20 kilo kolay alınmadı. Hakikaten şahane oluyor :)

Ev yapımı Fajita. Et ve tavukları jülyen dilimleyip mantar, renkli biber ve soğan ile kavurunca geriye sadece üçgen şekilde kesilmiş tortilla'ya sarıp sarıp tüketmek kalıyor. Araya sos da hazırlanırsa müthiş.

Bir de marketlerde satılan füme hindi göğüs (ikame olarak, salam, sucuk, sosis, pastırma vs.) kaşar ve lavache quirit peyniri tortilla'ya iyice sarılıp tost makinasında ısıtınca da oldukça lezzetli bir sonuç elde ediyoruz.

turkey wrap yapabilirsin.

bunun icin hindi gogsu, guacamole, haslanmis yumurta, iceberge ihtiyacin olacak.

once lavasi bi tavanin icinde isit. sonra guacamole'yi iyice yuzeyine sur uzerine marulu yay onun ustune hindi gogsunu koy ve haslanmis yumurtayi serpistir. sonrasinda lavasi iyice sar ve ortadan ikiye caprak sekilde kes. yanina da patates kizartabilirsin.

Ohoo cok tarif var burda, hepsi de leziz duruyor :-) yaz donusu ogrenci evimde de bu nefaset abidelerini uygulayayim hatta, elinize saglik hepinizin :))

ben üzerine domates salçası, mozzarella ve ince dilimlenmiş pepperoni türü bir şeylerle pizza yapıyorum, güzel oluyor.

çok fazlaysa buzluğa atıp gerektikçe çözdürerek kullanabilirsin.

giriyorlar da; başvuruları daha farklıydı sanırım. geçici tc noları falan oluyor ya; onunla bir yere mi gidiyorları bir şeydi; bir prosedür vardı hatırlamıyorum. ama giriyorlar.

edit: he ama türkçe biliyor değil mi bu yabancı uyruklu arkadaş? yani öyle başka dilde falan yapmıyorlar :)

iran azerisi ama sinav yapacak kadar yoktur yani turkcesi. soylediginiz iyi oldu. bir de bunlar azeri kokenli olduklari icin turkiye de okuma haklari varmis, yabanci sayilmiyorlarmis soyledigine gore. her turlu sinava girmeli mi? cehaletimi mazur gorun bu arada

niye ales'e giriyor? gmat kabul ediyorlar? =S

şimdi yani ales türkiye vatandaşlarının da girmesi gereken bir sınav olduğu için master, akademisyenlik vs. için yabancılara gerek olmayıp, türkiye vatandaşlarına gerek olması gibi bir durum olacağını sanmıyorum.

iran azerileri ayrı mıdır öyle bir fikrim yok konuya dair. ama azerbaycan, afganistan, türkmenistan vs. gibi yerlerden türkiye'ye okumaya gelen öğrenciler ales'e giriyorlar master/doktora için. ama yani benim tanıdıklarımın hepsi, tömer'de türkçe eğitim almışlar türkiye'deki ilk senelerinde. dolayısıyla türkçe sorunları yok.

dolayısıyla azerbaycan azerileri gayet yabancı sayılırken, bana arkadaşınızın söylediği çok inandırıcı gelmedi. okuma hakları var tabii; ama ne kastettiğini anlamadım açıkçası. yani okuma hakları bir sürü ülkeyi kapsayan özal zamanı yapılmış sözleşmelerle var. devlet burs ve yurt veriyor vs. kısaca ayrıcalıklı bir durumları var evet (iran azerilerini de kapsıyor mu bu bilmiyorum) ama yabancı sayılmıyor değiller.

bir iran azerisi tanıdığım da var post-doc yapan ve master ile doktorasını türkiye'de yapmış. ulaşabilirsem, danışayım ona. ama dediğim gibi bu orta asya vs. kökenli devlet burslusu öğrencilere meb bakıyor. eğer meb'i arayıp sorarsanız bilgi verirler sanıyorum.

@bu nick tam yirmi alti karakter, gmat biliyor mu sorayım, bunu da öğrendiğim iyi oldu :)

@siradan bir adam, sanırım onun bahsettiği de dediğiniz ayrıcalıklı durum olabilir. eğer ki o arkadaşınızla konuabilirseniz çok yardımı olur, arkadaş mimarlık bitirdi :)

Akyaka kadar profesyonel olmasa da demre ve kas'i oneririm. Demrede yat gezisiyle batiksehiri, myrayi noel baba kilisesini gezebilirsiniz. Bisikletlik sirin kasaba fethiye olur ama

eğer görmediysen dalyan yada datça olabilir.deniz+tarihi yerler+doğal güzellikler kombinasyonuna uyuyor ikisi de...

Gec degil, amcalar teyzeler heves edip basliyor savunma sporlarina, hayli hayli yaparsin. Aikido icin soyleyeyim, kondusyonu yavas ve saglam bir sekilde artirir. Zamanla da yorulmak bilmeyen biri haline gelirsin. Dedigin gibi kick box agir, ama aikidodan sonra ona da alisirsin. İkisiyle de zamaninda ugrasmis biri olarak aikidonun yerinin bir baska oldugunu belirtmek isterim ayrica.

aikido için konuşursak yaş sınırı yok sayılır. fiziksel olarak bir engelin yoksa rahatlıkla yaparsın.

rachid taha geldi aklıma hareketli arapça şarkı deyince.

natasha atlas olabilir belki de...

cheb khaled - aicha

natacha atlas - amulet

Faudel-eray

Haifa wehbe- boos el wawa

arapca ya da farsca bilemedim. lubnanca (var mi boyle bir dil?)

www.youtube.com

@ exlibris arapça :)

haifa wehbe-regeb
ayach-sawa kipir kipir sarkilardir :-)

www.youtube.com ibranice sanırım ama.

Yok. insanlar farlı olduğunu iddia ediyor ama sigara firması aynı sigarayı farklı paketlediklerini söylüyor.

epeydir soft icmedim ama birinin tutun sarimi daha siki digeri daha gevsekti, hangisi onu bile hatirlamiyorum.
Box icen biri olarak soyleyeyim. Bazen mecburiyetten soft aliyorum, paketi buyuk dezavantaj, ezilip buzulmesi kolay oldugu icin. Ama bir de softta paketin dibinden surpriz dallar cikabiliyor, gozden kacan.
Tatlarina gelince bence biri birine tercih edilecek denli bir fark yok ama softun begeneni daha cok, nedendir bilinmez:-)

ben de aralarında tat farkı olduğunu ve fark edilebileceğini düşünenlerdenim. içim esnasındaki farkı anlatamam ama fark var bence.

Soft'un icim deniyimini goz onune alarak bile box'in bir adim onune ciktigini soyleyebiliriz. Nerde o cepte ezilip buzulmus dallar nerde dipdiri sirf sekil box. (bana göre tabi) Fark var demeye çalışıyorum.

www.toboc.com

www.21food.com
www.cigarettespedia.com(Gold)
Yalnız st. petersburg'da görmene o kadar şaşırmadım ki... Ruslar ve enteresan zevkleri.

teşekkürler :))

aslında şimdiden bu işlere bulaşmasan daha iyi. daha sonra istesen de hastaneden çıkamayacaksın zaten. ama dediğim dedik diyorsan. üniversite veya devlet hastanelerinin acillerinde takıl. servis çok bir şey katmaz bu aşamada.
gidince orada çalışan her kimseye yazdığın durumunu anlat. vakti olur ve senin ilgili olduğunu görürse yardımcı olacaktır.

psikiatride istemeyebilirler çünkü hastalar fazladan birini daha görürlerse konuşmaktan çekinebilir. şansını pediatride ve fakültede dene. fakültede tıp öğrencilerine alışkınlar. bölüm başkanına gidip burada söylediğin gibi söyleyeceksin.
velakin hayatın zaten bundan sonra tıp dizisi tadında geçecek, tatilini harcayacak başka şey bulamadın mı:)

alın yanınıza önlüğünüzü, acile gidin. abi, abla biraz sizi izleyebilir miyim? diyin. muhtemelen onların başlarını kaşıyacakları vakitleri yoktur.

ayak altında kalabalık etmemeye,
hiçbir şekilde ama hiçbir şekilde lafa karışmamaya,
doktor abiniz, ablanızın canı çay istediğinde, o çayı ne yapıp edip yaratmaya,
doktor abinize, ablanıza kelimenin gerçek mânâsıyla çıraklık yapmaya
cici ve uslu çocuk olmaya,

çok çok özen gösterirseniz, çok şey öğrenirsiniz. başta pek yüz vermezler, adam yerine hiç koymazlar ama sizi tanıdıktan sonra, o başlangıçtaki soğuk dönem geçtikten sonra, bir çok şey öğretirler.

öğretmeyenine, tersleyenine denk gelirseniz, asla soğumayın. başka birinin nöbetini deneyin.

bu isteğinizden dolayı sizi tebrik ederim. sorun filan olmaz. gidin doğrudan o anda orada görev yapan doktorla konuşun. bölüm şefinden/hocadan/ana bilim dalı başkanından izin almamız lazım derlerse, gider istersiniz izin. biraz medeni cesaretiniz olsun.

orada öğrendikleriniz, hekimlik hayatınızda ve özel hayatınızda çok işinize yarar.

istediğin fakülteye dilekçe yazarak da resmi olarak gönüllü stajyer olabilirsin. akdeniz kabul ediyor yaz dönemi için. bölüm başkanıyla telefonda konuşursun, sözlü olarak rızasını alır öğrenci işlerine/dekanlığa dilekçeni verebilirsin.

bu dediklerim @compadrito'nun dediği şekilde yapamazsan b planıdır :)

çok sağolun önlüğümle acile gitmek olacak ilk işim sanırım :)) pediatriyle psikiyatri de stajlarda artık

karamazov kardeşler

keith ablow - psikopat

bin yılın klişesi ama niçe ağladığında'yı tavsiye ederim. sayesinde bir hasta kurtardım :))

şeytan ve genç kadın

kusma riskini göze alıp diş fırçasıyla kaşı derim. test edildi onaylandı.

grip olcen

@nicki martin yok abi mafoluruz, yara falan yaparsak bide zaten ben dişlerimide fırçalamam.
@eja yok ya bu oluyo bende ama grip yapmıyor.

aynen yutkunmaktan bi hal olduk reyiz

Şöyle domuz sesi çıkarır gibi yap. Ulan böyle de anlatılmıyor ama işte yap bi sen, göreceksin.

antihistaminik kullan yatmadan önce

@buff harbi anlamadm he :D

bizim işyerinde küçük tahtadan çay karıstırıcılar var, onlarla kasıyorum ama buff'ın da dedıgı gıbı domuz sesı cıkartmak ıse yarıyor.

alerjin var ugrasma gecmez aynısı bende de vardı iflit eder adamı bir hap var onu almadan gecmez.
adı tavegil.3-5 tl bişi.

@jamswety çok sık olduğuna göre kesin öyle bişiy hacım alayım onu eyvallah.

2 yolu var.
bende az da olsa işe yarayanı: dili damağa yapıştır. nak nak sesi çıkarır gibi dili vur-çek ya da dili kasarak orada ileri geri gezdir damakta.
arkadaşta işe yarayanı: kulağını karıştır, kulak üzerinden kaşı. kulak pamuğu vs. kullanıp içeriden de hafifletebilirsin. kulak zarına dikkat!

Polen allerjin var, diş fırçası ile de kaşısan geçmez. Günde 1 adet Antihistaminik tablet kullanmalısın. Çoğu uyutur ama en uyutmayani Kestine tablet. Dene kurtul.

arkadaşlar çok teşekkür ederim gerçekten hepiniz okadar değerli insanlarsınız ki.

antihistaminik yerine levmont kullanabilirsin, uykuya etkisi daha azdır.

sizin durumunuzdaydım, istediğim bölüme gitmek yerine tercih yaptım; mutsuz oldum. Sayısal öğrencisiydim, en-tas isterken ikinci yıl da kazanamayınca bilg. Müh. Tercih etmistim.
Sonra bilg. Müh. okurken sınava tekrar girdim eşit ağırlıktan; puanım düştü, bir yere girdim artık ama tabi en-tas yalan oldu.
Bir pay çıkarın işte, tabi olaylar değişebilir. Ama belli ki bir özgüven kaybı yaşamışsınız, bunu aşabileceğinizi düşünüyorsanız bana kalırsa tekrar deneyin.

tm yim, benim de ikinci yılım, aynı şekilde çok düzgün çalışmıştım, 45 üstü matematik neti yapar hale gelmiştim lakin olmadı, 10'dan fazla boşum kaldı vs vs. bu sınav biraz böyle bir sınavdı galiba. sıralamayı beklemek lazım öncelikle. ha bir daha asla çalışılmaz demiyorum ama senin de yaşadığın gibi, bazen elinden geleni yapsan da olmayabiliyor. çok fazla dış faktör var çünkü. seneye yine çalışırsın ama elinde olmayan sebeplerle başarılı olamazsın, her zaman var böyle bir ihtimal. göze alınır bir şey mi, üçüncü yılın ardından olası bir şanssızlığı nasıl karşılarsın, çok çok iyi düşünmek lazım.

bir moleküler biyoloji ve genetik mezunu olarak, ileride türkiye'de kalmayı düşünüyorsan mbg yazma derim. türkiye'de akademisyenlik dışında alan yok ve yurtdışını bi gördükten sonra türkiye'nin akademisyenliğinde de bi bok yok.

puanına göre radyoloji teknikerliği, tıbbi genetik ve diğer tıbbi teknisyenlikleri bir düşün derim ben. hakikaten sağlık sektöründe işsiz kalmazsın.

üçüncü dördüncü girişinde ya da başka fakültede okurken tıp kazanan çok arkadaşım var ve eskiden anlam veremiyordum bu yaptıklarına. ama hayallerinin peşinden koşmuşlar, mezun oluyorlar işte şimdi. eğer gerçekten kafanda hayalinin bölümüne karar verdiysen kaybolan 2-3 yılın bir zararı olmaz. mutsuz olduğun bir bölümde sınıfta kaldığını düşün, orada da kaybedebilirsin.
evet bu idealist taraftı konuşan... ancak mezun olarak geçirdiğin yıl sende yaralar açacaksa ve sonuçta bir şey değişmezse de sınavında, hayata küsme. bazen sadece hayırlısı olur. başarılar.

Ben de hiçbişi anlamadım

ünilerin ders programlarına baktın mı?

5.sınıftan 2 stajım kaldı. ve o 2 stajı sıkıştırıp almak istiyorum. o nedenle, okullar açılır açılmaz kulak-burun-boğaz stajını almak istiyorum. hangi fakültede varsa başvuracağım.

her üninin bakamıyorum tabi ders programlarına, bazısında sitelerinde bulamadığım da oluyor. birebir sorsam daha iyi, sınavıyla ilgili filan da bilgi almak istiyorum çünkü

a bout de souffle diyesim geldi ama bilmiyorum. siyah beyz mıydı?

siyah beyaz değil

terleyen tarafındaki sempatik aktivite artmış, ya da diğer taraftaki azalmış?? olabilir mi diye düşünmüyo değilim, saçma da olabilir

doğduğundan beri böyleyse basit bir anotomik farklılıktır diye düşünüyoprum

"mey" sesi o

julio iglesias?? olabilir mi

türk ama :)

timur selçuk olabilir mi.

yok değil baktım

Yün patik evet. Naylon ipten degil.

benim de aynısı işkence gibi bu ayak üşümesi.
normal patik ya da polardan baya kalın patikler, terlikler, botlar falan var onlardan giyiyorum.

yün patikte ördürebilirsin ya da hazır patikler var. onlar da sıcak tutar. ayrıca yün tayt da giyebilirsin.

Benim babaanne habire orer, yollayim bi tane sana da :)

şu ayağa giyilen köpekli terlikler var ya onlardan al ben böyle her mahallede olan yaygın bir marketten 10 liraya almıştım öyle meraktan ayaklarımı bu denli sıcak tutan bu denli terleten başka bir şey hatırlamıyorum. bi de terliyor dediğim kışın 7-8 derece havada yani.

şimdi patik vs günü kurtarmak da senin bu ayakların neden üşüyor.. mesela mesela dolaşım yeterli gitmiyordur ayaklara.. spor yaparak vücudunda tabi ayaklarında da yeni kılcal damar oluşmasını sağlayabilirsin.. kan dolaşımı arttıkça da üşümen azalır

bi de belki lazım olur,kışın su botlar sayesinde sıcacık ayaklara kavustum.

www.sporcum.com