flashla ilgili bi problem olabilir onu kontrol et derim.

chrome'da yerleşik bulunuyormuş, herhangi bir şeyi değiştirmeme izin vermiyor flash :S

diğer tarayıcılarda da aynı sorun var.

sağ tıkla ayarları yap bi dene.

bir tane daha acin? öbürüyle giris yapmazsaniz bir süre sonra silinir zaten.

yaptim giris cunku okur mu olucam entry girme hakkim olacak mi bilmiyordum

ayarlardan hesabi kapatip yenisini acin o zaman.

yok o hani yeni acilan hesapla giris yapilmazsa 7 gun icinde siliniyo ya , ondan bahsediyo . iyy simdi yeni nick dusunmek lazim. fikri olan ??

aynı durumdan ben de biraz muzdaribim :)

insan alışıyor belli bir süre sonra, rahat ol :D

muhtemelen arada sırada da olsa ciddi entry'ler gireceksiniz sözlüğe. şahit olduğum birçok yazar bu konudan (ciddiyetsiz mahlas seçiminden) şikayetçi oluyor sonradan. siz ne yazarsanız yazın, isterseniz ölümsüzlüğün sırrını bulun, -atıyorum- essegin ziki diye mahlasınız olunca kimse sizi ciddiye almıyor! ilginç ama böyle. 'okur'ken alınan alelade bir mahlasla yazarken kullanılacak mahlas farklı olmalı kanımca. sözlükte çoklu hesap kullanımı da serbest bırakılmışken, ikinci bir hesapla daha elverişli bir mahlas alabilirsiniz kendinize. tabii bu bir tavsiye. sonuçlarına katlanacaksanız, bu mahlas dahi (bereket tanricasi) sorun değil.

tütün ve tütün mamüllerini bırak, bisiklet - koşu yap.
bir haftada olmaz kondisyon :)

tütün yok zaten. öyle 90 dakika koşma olmasada bi yarım saatlik toparlayamaz mıyım ya

valla bende senın gıbıydım ama köpek gıbı oynuyorum sorun sende,maçtan once sahanın etrafında 3-4 tur at,sonra açma germe hareketlerı yap yeter. ne yaptın şampiyonlar ligi finalınemı cıkıyon gunde bısaat koşma falan :)

1 haftada toparlama olayını unut. hergün 1 saat koşu yapsan (tempolu) max. 3 haftada iyi duruma gelirsin. 1 haftada olacak birşey değil bu. zaten sürekli devam edeceksen maçlara, koşu yapmana bile gerek yok. 1 ay sonra kondisyonun orta derece bi seviyeye gelir. ama koşmak iyidir tabi ki. imkanın varsa koş. sporun her türlüsü iyidir. (ayrıca tik koymuyorsun. kızdırma insanları benden demesi :p)

hiit, performansını daha hızlı yükseltir. ama 1 haftada zor.

her allahın günü 1 gün koşmaya çalış tempolu da göreyim ondan sonra anam ölüyom la ben hareket edemiyorum diye. mantıksız şeyler önermeyin bu adama, kendi mantıksız önerilerini de onaylamayın gençler.

insan gibi düzenli beslen, düzenli spor yap kondisyonun düzelir. nefes almayı öğren koşarken bir de ısın maça başlamadan adam akıllı, ciğerlerini aç. maç içinde dingil gibi her an her yere koşmak yerine mantıklı koşular yap. böyle böyle 2 devre çıkartırsın en azından şu anki halinle. 10 dakikada yorulan adam iyi top oynamıyordur panpa... koşamayan adam takımını eksik bırakır :).

1- düzenli beslenmenin kondisyona iyi geldiğini öğrenmiş olduk.

2- 10 dakika sonra yorulan adam iyi top oynayamazmış. bunu da öğrenmiş olduk. garip..

iyi oldu öğrendiğin evlat.

koyu kızıl
beyaz tende tek geçerim

kızıl yaptım akması şu bu uğraşamam dönene kadar neler çektim 1 ay sonra turuncu oluyor, kızıl out.

çikolata kızılı diyorlar galiba, kahverengi gibi ama kızıl. eski kız arkadaşım siyah saçlıydı, bu renge boyatmıştı, solma filan olmamıştı. kızıl demeye bin şahit ister, ama çok güzel.

kızıl mızıl yapma hocam her önüne gelen kızıl oluyor...

ya işin aslı kızıllık içeren hiçbir boyayı boyamayacağıma dair yeminim var biliyorum bana da fena olmuyordu o renk ama dönülmüyor hangi boyayı boyarsan boya yine çıkıyor alttan, ben ki sıkılgan bir insanım bana göre değil o işler yea, kızıl içermesin pls. unutmuşum yazmayı

çikolata kahve güzel olur. hem tatlı tatlı parlar.

aslında beyaz tenliye siyah saç çok güzel gider ki, hele ki kendinden siyahsa...
lakin siyah istemiyorsan, mavi?
ya da daha ilginç olsun istersen, beyaz ya da platin?

kızıl olmasın siyahta olmasın dersen zaten çok fazla seçenek kalmıyor, koyu kahve tek seçenek gibi klasik anlamda ya da sarı yapabilirsin ki ben hiç sevmem(gerçi bana noluyorsa:) ya da denildiği gibi fantaziye kaçıp mor, mavi vs ki bunlarda en az kızıl kadar sorun çıkarır muhtemelen.

bakır kızılı, turuncu

neden kavga ediyorsun ki 8a şoförleri ile ?

19e & 14 şb'ye binip ataşehir'e girmeden inip yürüyebilirsin.
e5'ten geçen herhangi bir arabaya binip yenisahra durağından sonra inip yürüyebilirsin.

palladium servisi de var, saatleri sitesinde bulunuyor.

"fazla" başarılı bir bölüm değildi, bu bölümü hatırlamasın :)


edit: ben geçen hafta ile karıştırdım sanırsam, bu bölüm çoğzeldi be.

çok komik ve çok duygusal bir bölümdü.
iskender bi konuştu ağladım ben

17. bölümü izlet.

benim aile nesine gülüyon bunun diyor. beğenmezse çok da kafana takma bence.

olayları ve espirileri kavrayabilmeleri için ilk bölümden başlatmalısın. ama pilot olarak bölüm istiyorsan, son bölüm gayet komik ve duygusaldı. içi de at doluydu.

izlettim,beğenmedi beyler :)

ayak ucu ile depar atarken koşuyorum ben, normalde tamamını basıyorum.

ayak ucu ile normal tempoda koşarken kendimi geyik gibi sekiyormuş gibi hissediyorum.

ilk olarak topuğa vurma yeter. ayak ucu ve çevresi en güzeli.

her iki ayagimda bas parmaklarim su topladi acaba fazla yuklemmemden mi oldu yoksa kilo vb ile alakasi olur mu 180 boyum /84 kilom var 5-6 kilo yu bi turlu veremiyorum sanirim ayaklarima fazla yuklendim

içe basmamaya dikkat et. serçe parmak köküne doğru da ver ağırlığı biraz.

değiştirebiliyorsunuz. problem size özel.

bendede aynı sorun çıktı. sik gibi site yapmışlar 532 yi aradım kapattırdım gereksiz msjları.

geçen de sorulmuştu bu. yalnızca IE ile değiştirilibiliyor o sistem. sorun sizinle alakalı muhtemelen.

sonuç: ie'nin güncellenmesi ile girilebildi.

herkese teşekkür ederim.

firefox ile düzenlemiştim. ie kullanmıyorum hiç.

Ben de öyle yapıyorum 1 senedir filan. Bir süre sonra yavaşlıyor ama bu normal kullanımla da olabilecek yavaşlama. Arada bir kapatmakta da fayda var tabi.

hiçbir fikrim olmadığı halde, hdd zarar görebilir diyorum. kapat , dinlensin bilgisayarın iliği kemiği.

bütün bilgisayarlarımı genelde aynı şekilde kullanıyorum. 1 senedir sürekli açık bir notebook var mesela. bir şey olmuyor ama ayda 1 falan sapıtırsa restart istiyor. hiç restart istemesin diyorsan server tarzı bir şey yüklenebilir o zaman 180 gün bile restart atmadığımı bilerim.

uyku moduna alıyorsunuz sanırım, hazırda beklet daha uzun sürede açıldığı için pek tercih edilmiyor. uyku modunda hard diskin zarar görmesi mümkün değil çünkü o anda mevcut veriler ram'e yazıp kapatılıyor bilgisayar ve sadece ram'deki bilgiler silinmesin diye ufak bir enerji harcanıyor.
uzun vadede pili biraz daha fazla tüketmiş olursunuz bu özelliği kullanmayan laptoplara göre ama ciddi bir şey farkettireceğini sanmıyorum.

valla ben 2500 devirde tutmaya calisiyorum, bir de cok az bayir asagi yerlerde ayagini gazdan cok cok az cekmek bile fark yaratiyor. ben yoldan cok yol bilgisayarinin anlik tuketim bilgisine bakiyorum :D

çok dur kalk yapmak, stop edip çalıştırmak, arabayı sert fren sert kalkışla kullanmak gibi davranışlar benzin tüketimini olumsuz etkiler. Camlar açıksa yine olumsuz.

90 - 95 km/s seyirle ilerlerseniz uzun yolda ciddi tasarruf sağlarsınız.

Ateşleme, püskürtme, yakma vb sisteminizde (buji, enjeksiyon, platin, turbo vb.) bakımlarını düzgün yaptırın.

Arabanızın yağını tam ayı gelmeden değiştirin.

sabit hızda gidersen iyi olur, her gaza basışta daha fazla harcar.

işte yol bilgisayarinin anlik tuketim bilgisi bir artıyor bir azalıyor kafası biraz güzel o kısmın benim arabada :D peki 90 - 95 km yi 1500 devirde 5. viteste git diyenler var bu ne kadar doğru?

abi valla simdi hiz yukseldikce ruzgar direnci de artiyor. o yuzden 90 falan ideal hizlar da, devirsiz kullanmak da yakiti etkiliyor.

bazen 4. vites 2200 devir yavas yavas giderken 5'e attigim zaman senin dedigin devirlere iniyor ama anlik tuketim yukseliyor. sen en iyisi sey yap, ozellikle kalkislarda ani hareketler yapma, her viteste de 2500den fazla gecme. boyle boyle bir depoda 40-50 km farkediyor asagi yukari benim arabaya gore.

bu devir işine her kafadan farklı ses çıkıyor, ondan kafam çok karıştı kimisi 4. ve 5. viteste 2000 devirin altına inme diyor ? yani 2000 devir civarımı kullanayım diyorsunuz?

dizel araçlar en fazla torku 1700 - 2500 devir arasında verir. 2500 deviri geçirmeyin. fazla süratli kullanmayın ve her daim düşük devir ve yüksek viteste kullanın. Örneğin birinci vitesten sonra direk 3'e atabilirsiniz. Yolu izleyin iyi analiz edin, gereksiz frenlemeden kaçının. gaza aniden basmayın. ihtiyacınız olmayan tüm elektrikli donanımı kapatın (far, radyo, fan vb..)

ek: 15 saniyeden fazla durmanız gerekiyorsa aracınız stop edin. Vitesi boşa atmayın.

öyle bir eklenti vardı yamulmuyorsam, birazdan yazar birileri ama var yani.

ekşi++ ile spoilerları kapatabiliyorsun. en etkili çözüm o sanırım.

ekşi++ diyecekler için:
"Herhangi bir eklenti kullanmadan, sözlük içinde yazılacak bir kodla (spoilerleri göster) vb. zor birşey olmadığını düşünüyorum.

edit: az farkla out

doğrudan sözlükte böyle bir özellik olmalı ona katılıyorum ama spoiler ibaresi koymadan yazanları uçurmak saçma.

bir film başlığı okuyorsanız spoiler görmeye hazır olun. bu açık veya kapalı veya uyarı olmadan olabilir. aynı nedenle sinema dergisi de alamazsınız belki?

ben spoiler yazmayı sevmiyorum. ve bir süredir de spoiler ibaresi koymuyorum.

bunun bir çözümü var o da filme gitmeden, filmi izlemeden o filmle ilgili yazılan entry'leri okumamak. hatta ben şahsen trailer'ını dahi izlememeyi tercih ederim. filme gidip gitmek istemediğime nasıl karar vereceğim dersen, çok iyi bir filmse mutlaka herkesten duyarsın, çok kötü bir filmse de herkesten duyarsın, ortalama filmlerde (ki ekseriyeti bu şekildedir) yönetmen veya oyuncu tercihine göre karar ver. veya zevkine güvendiğin arkadaş veya eleştirmenlerin değerlendirmesine veya imdb notuna göre. spoiler'lar hem film hakkında önyargı doğuruyor hem de yanıltıcı oluyor, entry'lerin çoğu da öyle.

ilk sezondaydı o.

ben de farketmedim öyle bişey. olsa görürdük herhalde ..

kitabı okuyan biri olarak

____________spoiler_________

ikinci kitapta yok öyle bir şey :) ilerde de olduğunu sanmıyorum.

__________spoiler sonu_______

cüce ile halvet olduktan sonra oyun olsun diye ellerini mumun üzerinde tutuyorlar ya orda geçiyo bi tek.

iphone 4s al.

Seçenekler bence iphone 4 veya 4s i gösteriyor :)

:)

samsung galaxy III gelecek yazın, bekleyebilirsen onu bekle bence.

yoksa aban 4s e .

4 al.

bugün iphone'umu satmaya karar vermiş biri olarak şunu söyliyim; 2 seneyi geçtikten bir süre sonra arızalar başlıyor. dünya para döktüğün hatta belki taksitlerini ödemeye devam ettiğin telefonun elinde patlıyor neredeyse.

basit ve küçük teknolojileri tercih ediyorum artık. aynı şey bilgisayar konusunda da geçerli.

torrent var mı ?

modem arayüzüne girip firewall'u kaparsan düzelir muhtemelen.

pingin yüksek olduğundan olabilir. kablosuz bağlanıyorsan belki iyi çekmiyordur.

www.eksiduyuru.com

www.eksiduyuru.com

www.eksiduyuru.com

@fakyoras torrent kullanıyorum torrent sırasında hızı normal..firewallu kapatmak etkili oldu sanki. teşekkürler ilginize.

yaz geliyor, kısası makbuldür.

kısa +1
ben de almayı planlıyorum hatta.

kısası makbüldür,güzeldir,caizdir. Ama tabi renkte önemli.

eğer bez ise siyahı güzel değil bence

şimdi kısa alacaksın çorapların görünecek, çorap giymesen leş gibi kokar o ayakkabı.
bence uzunu makbul.

Kısa ve deri.

bence uzun. kısa converse benim gözüme palet gibi görünüyor hep.

elimizden ne gelirse.

torrent adlı programı yüklediğimden beri girmiyorum o tür sitelere.

xnxx açılıyo ben de biraz bekledikten sonra

google translate üzerinden de ulaşmak mümkün.

torrent. ama şöle can sıkıntısından iki dakka bakıyim diyosan google'da arat. adamlar kapattıkça yerine 3-5 tane açılıyor ama kalite düşük tabi.

hotspot shield candır. yükle geç kalmadan.

reklamlar içinde ad muncher yükle, senden kralı kalmaz.

opera.yı kullanıyorum tarayıcı olarak. açılmayan bir site varsa turbo butonuna basıyorum ve site açılıyor. opera turbo, siteyi kendi sunucularından sunarak getiriyor.

flush dns yap
dns'lerini 8.8.8.8 8.8.4.4 yap.
modem arayüzünden firewall aç kapa.

mağazada başkaları da denemiş olabilir. yeni kokuyorlar zaten ilk alındıklarında onu gidermek için de olabilir. çekip çekmeyeceğini test etmek için de.

boya verebilecek gibi durdu mu da yıkanır. üzerinizdeki başka bir şeye boyasını vermesin, makinede yıkanınca gitsin diye

benimki dikilen yerler kim bilir ne pistir, böcek bile vardır, bitleniriz vs. diyerek yıkardı. ben de yeni giysi kokusuna bayıldığım için nefret ederdim bundan. sadece tişört değil her şeyi yıkardı ama.

ben de tam tersi yeni aldığım şeyleri yıkamadan giyerim. çünkü yukarıda sayılan sebeplerden dolayı (çekerse, boyası atarsa, bozulursa diye) en azından hevesimi alayım isterim.

abi mağzada bin kişi deniyor yaw. yapmayın etmeyin . tabi ki bunun için yıkanır ve yıkanmalıdır da. ayrıca denenmemiş olsa bile üretim esnasında bisürü kalıntı kalıyor giyeceklerde.

Üretimde kullanılan kimyasalları uzaklaştırmak ayrıca saklama sırasında bekletildiği yerden gelebilecek toz kir bakteri vb den kurtulmak için

bende açıldı.

acılıyor

dns hotspot vs kullanıyor musunuz peki?

google dns ile açamıyorum.

- en temel hak yaşama hakkıdır.
- insan öldürüyorsun, katil olursun.

*doğanın belli bir dengesi var ve insan müdahalesi ile ölüm dengeyi bozar.
*dini bakımdan da argüman kullanabilirsin. tanrının verdiği canı insanın alamaması.
*ötenazi isteyen kişi ruhsal bunalımda olduğu için verdiği kararın doğru olamayacağı söylenebilir.
*intihara benzer bir durum söz konusu olduğu için arkada bıraktığı insanlarda psikolojik sıkıntılar da yaratabilir.

--

essaywritingservices.org
www.123helpme.com

bu da karşıt görüş ama olsun işe yarar: sharingouressays.blogspot.com

tıp gelişimi değişik bir argüman olabilir yani hastalığa çözüm bulunabilme ihtimalinin sürekli olduğu düşünülürse mümkün olan en uzun bekleme süresi kullanılmalı derim
ötenazi taraftarı ve hatta bir adım götürüp tıbbi destekli intiharı bile kısmen destekleyen biri olarak bu çıkar en fazla.

pişman olabilirsin
o anki ruh durumunla yanlış karar verebilirsin
geri dönüşü yok
tıb adamı yaşatmayı hedefler vs.

devlet 'right to life' ı sağlamalı. peki aynı zamanda 'right to death'i de sağlamalı mı?

European Court of Human Rights kararlarına bakabilirsin.

sağolun, varolun canlarım.

biz mayısın ortasında gitmiştik 4 arkadaş bizden başka Türk yoktu otelde:) ama deniz biraz soğuktu giirilmeyecek gibi değildi ama soğuktu üşümüştük biraz

turistler nisan sonu mayıs başında damlamaya başlar.
biraz serin olur su ama üşütmez.

linklerde sıkıntı var.

150cc
250cc

ilki muhtemelen daha eski.

vespa yerine al gtr250 :)

biri 12 diğer 23bg.

hacı bir kere motor hacmi farklı.

1- fazla problem olmaz, bitkin olursun kalan 4 gün, uzun bir süre o tempoyu kaldırabileceğini sanmıyorum. aralıklarla spor yapsan daha iyi olur. salı - perşembe yap mesela.

2- hafif kas çalış hacim çalış o zaman, büyük ağırlıklarla az setten oluşan program oluştur.

3- duşların temizliği, saç kurutma makinesinin olması, insan yoğunluğu, hocanın ilgisi.


ben teşekkür ederim.

1) Ortalama bir ağırlık çalışması programında, çalışmaların 2 ya da 3 günde bir yapılması önemli. Yani, bu tür çalışmalarda sağlıklı ve doğru bir ağırlık planının önemli olduğu kadar, kasları dinlendirmek de önemli. Sen 3-4 gün arda arda gidersen kasları geliştirmek yerine eritirsin.

2) Göbek yağlarını eritmenin yolu mekik çekmekten çok, kardiyo çalışmaları; yani koşu, bisiklet vs. Ağırlık çalışmalarıyla birlikte bunları da düzgün ve dengeli bir programla yapacaksan, iyi beslenmen de gerekiyor, özellikle protein açısından.

3) Psikolojik olarak evine/işine olabildiğince yakın bir salon seçmen önemli bana göre. Aksi takdirde, bir hevesle başlayıp sonra üşenip bırakan milyon tane insandan biri olursun. İkincisi temiz ve aletleri bakımlı bir yer olması, 20-30 lira az verecem diye apaçi mekanlarına gitmemek lazım. Ve en önemlisi adam gibi trainer'ı olan bir yer olması. Yani, senin vücuduna, yapına göre sana düzenli bir program yazacak, aletleri doğru şekilde kullanmayı gösterecek ve bu yukarıda bahsettiklerini sana uygulamalı bir şekilde anlatacak biri.

macbook!a printer'ı tanıtmanız gerekir.

nasil tanitcam peki?

Şirkette bilgisayarlarla ilgilenen bir çalışan varsa ondan isteyin.

google'a printer'ın modelini yazıp "mac driver" yaz, sitesinden indirirsin.

samsung'un o civarlardaki televizyonları iyi. ben samsung kullanıyorum 14/10

plazma almanı öneririm hareketli görüntülerde özellikle oyunlarda en iyi seçim plazma olur panasonic alabilirsin

duyuru linkini attım, duyurunu silme.

istanbul // ttnet // 8mbite kadar // az önce 940kb ile iniyordu.

istanbul, ttnet, 8 mbit'e kadar, sürünüyor.

istanbul, ttnet. sıçış var hafiften.

izmir/hızı düşmüş 10 mbit fiber/90la indiriyorum.

e) shameless diyorum. vakit kalırsa house'u da bitirebilirsiniz.

f) modern family diyorum ben. iyi gülersiniz pazar pazar güzel olur. house bu sezon bitiyor belki biliyorsunuzdur. biriktirmeye başladım 2-3 haftadır, toptan izlicem. tavsiye ederim çok daha güzel oluyor öyle.

6 bölümlük bir dizi var. (bkz: the lost room) bir gün içinde bir oturuşta bitirmek için bire bir.

modern family kesinlikle. özellikle ilk sezonu çok iyi.

supernatural'ın 4. sezonu çok hoştur, öneririm.

eminönü

karfur'da kg.la satılanlar iyi.

tabi ki bimdeki cerezler. markasi da simbat hatta

everest gibi bir program yükle, ismine bak.

internetten " isim + driver" yazarak driver ını bulmaya çalış.

(bkz: drivermax)

(git: 383028)

acer destek sitesinden, chipset driver yada varsa ethernet driver'ını indirip kurduğunda problem ortdan kalkacaktır.

havalimanından metro ile zeytinburnu,zeytinburnundan metrobüs ile zincirlikuyu,zincirlikuyudan otobüs dolmuş hangisi varsa istinye ING tam nerde bilmiyorum

istinye'de tam olarak nerede bilmiyorum ama havaalanindan metro, sirinevlerde inip zincirlikuyu tarafina giden metrobus, zincirlikuyuda inip istinye dolmuslari ile istinye.. zincirlikuyu-istinye arasi trafik durumuna gore en az 1 saatte gidebilir.. daha hizli tek cozum taksi ya da ozel arac olacaktir..

edit: dusundum de belki havas ile taksim, taksim'den metro ile maslak, maslak'tan yine istinye minibusleriyle istinye daha hizli olabilir..

metro ile itü-maslak. maslaktan en fazla 15tl tutar taksi ile.

Havaş ile Taksim , ordan metro ile 4. Levent , ordan taksi diye bi plan yaptık biz de ama daha iyi ve kısa bir yol varsa yardım rica ediyoruz.

İstanbul Teknik Üniversitesi Maslak kampüsünün karşısında değil mi zaten ING Bank GM? İstinye diye geçmemesi lazım adresin. Sarıyer veya Şişli olması lazım. Ama her halukarda 4. Levent'te değil de İTÜ-Ayazağa durağında inmesi daha mantıklı olur vakit açısından.
Ayrıca Havaş servisleri çalışmıyor, Havataş'a binecek kardeşiniz. O noktada da arayayım diye vakit kaybı yaşamasın.

Evet haklısınız ama sanırım resmi adreste İstinye diye geçiyor çünkü gelen mailde İstinye diye yazıyor. Google Maps ten baktım dediğiniz gibi kampüsün karşısında. Ama İTÜ de inerse taksiler almaz diye düşündük , yürüme mesafesini de bilemediğimiz için 4. Levent te inip taksiye binsin diye düşündük.

İTÜ durağında inerse ya sadece yolun karşısına geçmesi gerekecek ya da plaza çıkışını kullanırsa 2 dakikalık bir mesafe yürüyecek. Taksiye gerek kalmayacaktır yani. Bol şans diliyorum ayrıca kardeşinize :)

çok teşekkür ederim sorun çözülmüştür. =)

prison break izlemedim ben o yüzden ne tarz film istediğini anlayamadım ama komedi istemiyorum diyerek how ı met your mother ve the big bang önerilerimi telef ederek neler kaçırdığını bilmiyorsun :(.

ayrıca gossip girl de baya güzel bir dizi bence.

henüz başlamadım bende ama break ten sonra oz bence. ayrıca sherlock ve spartacus de üst tercihlerinde olsun

break'den devam, breaking bad

breaking bad'i sevebilirsin. hikaye biraz ağır ilerliyor ama güzeldir.

sopranos izle derim ben.

@bambirmenultra, komedi olmasin dedim cünkü; mutlaka biri cikar how i met your mother der diye düsündüm. ona ragmen basarili olamadim :) izliyorum zaten onu +1

oz derler ama..

The wire
Oz

bunları seyret, prison break pepee gibi kalır yanında.

@bambirmenultra;ironi yapıyosundur inşallah.
@menon +1

kesinlikle oz,bende prison break i izledim ve çok sevdim.hatta en sevdiğim dizi diyebilirdim,ama ozu izleyene kadar.prison break in hapishanedeki o çeteleri,o olayları,ozdan başka yerde bulamassın.

oz
breaking bad
dexter
the wire

person of interest
alcatraz

bu aralar bi bunları izliyorum.

zgrydn +1

arkadaş tam gurme menüsü yapmış, bu cevabı dikkate al derim ben. ayrıca tatlı niyetine seinfeld i de eklersen başka hiçbirşey seyretmesen de yeter.

oz, wire, sopranos.

prison break çocuk dizisi kalır bunların yanında. prison break güzel bişey dediğine utanırsın hatta.

oz ve the wire önde gidiyorlar $u anda. kimse mentalist yazmami$ hayret. oysa baya bi arkada$ önermi$ti onu. lost nasil peki? kimse yazmami$. cok populer oldu diye mi acaba?

lost kötü, boşver. çok tutmasının sebebi başta herkesin ortak gelecek bölümler hakkında teoriler kurabilmesiydi. ama öyle bi bitti ki, cık olmadı. mentalist de oz wire gibi sağlam ve gerçekçi bir dizi değil. oz, wire, sopranos sana toplumu, insanları, suçluları, suç kavramını; yani hemen her şeyi sorgulatabilecek yapımlar. mentalist house falan ise özünde sosyal özürlü süper zeki adam dizileri. ne zaman maruz kalsam o tarz dizilere, sosyal özürlü süper zeki her şeyi bilen kişileri tayt üzeri kırmızı süperman donuyla görmeye başlıyorum.

dostum hak sahipliği daha önceden devlete "ben buraya böyle böyle bir şey yaparım" diyenlerin galiba. arsa sahibi illa hak sahibi olacak diye bir şey yok.

bizim peder bey bunlarla ilgileniyor, istersen sorarım.

w7'de masaüstüne sağ tuş yapıp ekran çözünürlüğü ile oynarsan sorun kalkıyor ortadan.

tam ekran gezmeyeceksin browserda. benimki 23" ordan biliyorum.

büyük ekranlarda tam ekran kötü görünüyor, öncleikle onu düzeltin, sonra çözünürlüğü değiştirebilirsiniz ama 1920x1080 ideal olur heralde, o da olmadı dpi ayarlarını değiştireblirsiniz ama gerek olmaz sanki

google chrome kullanırsanız eğer, ctrl+ artı ile sayfaya zoom yapılabiliyor. eksi ile de tam tersi tabii.

serinin çevirmeni Sibel Alaş nisan ortası gibi dedi diye hatırlıyorum.

d&r indirim kuponu değil de bir de kitapyurdu.com'da bazen %30 indirim falan oluyor. oradan da ucuza kapayabilirsin belki. ama tabii kargo ücreti falan derken ne olur bilemeyeceğim.

üşenmedim, Sibel Alaş'ın twitterından buldum. en geç Nisan sonuymuş :)

twitter.com

amazon'a baktım aynı hesaba geliyor, amazonda tek kitap halinde 21dolar burda iki kitap toplam 40tl.


napim bilemedim şimdi, türkçesini zor anlıyorum. ingilizcesini asla anlamam sanırım :S

boğa'dan aşağı kadıköy'e doğru inen yol. sağındaki ve solundaki yaya yolları hep dolu farkındaysan. trafiği de büyük bir maliyetle yeraltına alırsın olur biter.

semsettin gunaltay caddesi

kadife sokak(rexx'in sokagi)

Serasker caddesi olabilir.

rexx'in sokağı olur, hatta çok güzel olur.

kadife sokak +1000 keşke gerçekten kapatsalar trafiğe :/

bahariye caddesi aslında tam tarif ettiğin gibi
trafiğe kapalı gibi görünüyor aslında ama sağdan soldan arasokaklardan katılım çok taksiler vs bi ton araba var adliye yüzünden
tramvayı var bi de mis gibi o dursun yütfen :P

serasker +1

kadife sokağı yayalaştırmayı başarırsan, benden de temiz bi hayır duası alırsın.

ödevin ne kadar kapsamlı bilemiyorum ama kadife sokak zaten küçücük bir yer, onu yayalaştırsan ne olur yayalaştırmasan ne olur. ayrıca kadıköyde zaten büyük bir yayalaştırma projesi var. metronun işlemesi ile birlikte rıhtım trafiğe kapatılacak. imkanın var ise başka bir ilçe seç.

boş adamsan spartacus derim , boş deilsen breaking bad her gün 1 bölüm bile sana yeter o kadar ağır ve kaliteli ilerliyor.

game of thrones izlersen pişman olmazsın.
1 nsianda ikinci sezonu başlıyor zaten, çok güzel olacak o da :)

lie to me

the walking dead

Alcatraz, Hell On Wheels ve Person Of İnterest izlemekteyim. Üçü de iyi. Türkçe Seksenler oldukça başarılı.

alcatraz - 1. sezonda
revenge - 1. sezonda
spartacus- 3. sezonda
New girl - 1. sezonda
merlin - 3 sezon bitti

alcatraz polisiye, revenge ve spartacus aksiyon heralde, merlin eğlenceli ve aksiyon birlikte, new girl bildiğin amerikan komedi dizisi.

himym izle dicem de biliyosundur onu zaten, söylemedim. 7. sezonda bide o.

gün itibari ilen game of thrones a başladım. pişman değilim. tavsiye ederim.

House M.D. ve Dexter sonra teşekkür ediceksin.

Breaking Bad bana göre en iyi dizidir, onu izleyebilirsin. Çok kaliteli.

Lie to me'yi tavsiye etmem.

Once upon a time bir de touch daha pilot bolum yayinlandi.

Dexter !

mad men'i izlemeyen dizi izledim demesin.

google facebook'a "alternatif" üretmek yerine yeni bir şey yapmalı. daha önce orkut'a da destek verdi o da tutulmadı. bu da tutulmayacak...

facebook'u ancak facebook'a benzemeyen bir şey ile geçebilirsiniz.

facebook'a alternatif olarak görüntülü konuşma dalgası vardı, mark efendi bir kaç günde onu da berteraf etti.

ha unutmadan, bir de circle olayı vardı. onu da anlayan çıkmadı sanırım. bilen bana da anlatsın.

faceye göre birkaç artısı var ama facebook dan çok farklı diyemeyiz elbette.
Yalnız google bu sefer elini çok yere attı. Plus ı fazla dağıttı. Youtube de dahil olmak üzre birçok serviste entegre şu an. Amaçladığı da zaten ayrıcalık değil insanları kaydırmak. kaldı ki google ile internete başlayan büyük bir internet kullanıcısı varken sağ üstte bir ışık yakmak kadar da kolay görüyor bunu

Yanlış şeyleri kıyaslıyorsunuz,

Facebook bir arkadaşlık sitesidir. Google+ ise bir sosyal paylaşım sitesidir. Plus'ta kişilerin paylaştıklarını, sizden gizlemedikçe, görebilirsiniz. Onların paylaştıklarına abone olabiliyorsunuz, herhangi bir onay mekanizması yok yani.

Aslında bir nevi friendfeedin kopyası, ama arkasında google var.

Orkut'un tutmadığını söyleyen arkadaşı da kınıyorum, Brezilya ve diğer portekizce tabanlı ülkelerde orkut hala bir numaradır. O zamanlarda Facebook yokken Orkut vardı.

Yahu teknolojiyle içli dışlı olan güruhun bundan haberi var girer uğraşır çözerde sokaktaki adamı alamadıktan sonra isterse ebemin fotoğraflarını senkron etsin bi işe yaramaz. Millet hazır kurulu düzenini niye facebookta bırakıp gelsin önce buna cevap vermeli google.

Gelgelelim bugün bu uygulamalar G+'a özel olmaktan çıktı. Sayılan özelliklerin çoğu zamanında değişik bir hava vermişti sosyal medyaya. Facebook bu özellikleri imite edip kendisi kullandığı için eğer bunları ilk orada gördüyseniz bu özellikleri şimdiki yazılanlar pek etkileyici gelmeyebilir. Lists, paylaşımları takip etme, görüntülü konuşma gibi pek çok özellik Facebook tarafından kopyalandı.

Google Plus vs. Facebook

Google daha önce de sosyal paylaşıma girme denemeleri yaptı. Google Buzz hiçbir yenilik getirmeyen sadece Facebook'a karşı bir hamle niteliğinde bir proje idi. Aynı şekilde Google Wave hizmeti de başarılı olamayan bir Skype kopyasıydı. Bu hezimetler gösteriyor ki bazen “koca” Google bile beceriksizlik yapıyor. Facebook ile rekabeti çok çeşitli parametrelere bağlı bir rekabet. Bu konuda pek çok ucu açık tahmin var. Kimileri Facebook'un geçmişte Myspace'e yaptığı gibi G+'ın Facebook'u tahtından indireceği söyleniyor. Google ürün sorumlusu Shimrit Ben-Yair “Facebook'ta fazla paylaşım, Twitter'da ise az paylaşım yapılıyor. Eğer G+ bu ikisi arasındaki doğru noktayı vurursa sosyal medyada devrim yapacaktır”. Kimileri ise bu servisin de Buzz ve Waawe gibi daha önceden denenmiş ve başarıya ulaşamamış google un beceremediği şeylerden biri olacağını söylüyor. Webrazzi editörü Ali Altuğ Koca “G+'da Google'ın çok uzun süre ısrar edebileceğini düşünmüyorum. Google Wave ile benzer kaderi paylaşacaktır. G+ bana göre Google için çok iyi sonuçlar doğurmayacak. Ancak G+'ın açıklanmasından sonra Facebook'un arka arkaya lansmanlar yapması ve yeni ürünlerini duyurması kullanıcılar açısında faydalar sağlamıştır. Özellikle sosyal medya ve ajanslar dünyasını kaybetmek istemeyen Facebook, bu tarafta daha aktif olmaya çalıştığını görebiliyoruz.”

Google'ın en çok zorlanacağı alanlardan biri insanları Facebook'tan koparmak olucaktır. Facebook 700 milyon kullanıcı ile bir dev ve bu 700 milyon kullanıcıdan pek çoğu hesabına düzenli giren insanlar. Hemen hepsi ise ayda bir mutlaka facebook hesaplarını ziyaret etmiş oluyor. Böyle aktif bir güruhu var Facebook'un oysa G+ daki kullanıcılar ise tanıdık kimseleri olmadığı için yabancıları ekleyip bir şekilde sosyal çemberlerini genişletmeye çalışıyorlar. Faceook kullanıcı denizine bakarsak çoğunluk sanıldığının aksine internette fazla vakit geçiren veya teknolojiyle içiçe yaşayan insanlar değil. Bu insanlar arkadaşları orada olduğu için üye oluyorlar, olmasalar bile çevrelerinin baskısı ile pesediyorlar. Facebook'tan G+ servisine geçmek adeta insanları Amerika'dan Kanada'ya göç etmeye zorlamak gibi. Tamam yaşam koşulları ve diğer şeyler daha iyi olabilir ama pek çok insan kurulmuş düzenlerini terketmek istemeyecektir. İnsanlar herşeyi bırakıp G+'a geçecek kadar sosyal paylaşım sitelerini ciddiye almıyor. Facebook'taki sosyal ağını orada tekrar inşa etmek zaman ve emek isteyen bir iş ve pek çok insan bunu yapmak istemeyecektir.

G+ servisinin şu an için fotoğraf tutkunları dışında pek bir kullanıcısı yok ve sonunun ne olacağı muallak. Kullanıcı alışkanları sürekli değişip evrimleştiği için bu konulara getirilen öngörüler kimi zaman doğru çıkmayabiliyor. Belki de G+'ın nasıl icat edildiği konusunda havalı bir film yaparlarsa bir şansları olabilir.

zorluyo işte. microsoft ta yapıyo aynısını live id falan ayağına. umuyorum ve bekliyorum ki ellerinde patlayacak. anca sosyal medya kurdu tipler kullanıyo şu an google+ ı

@bonjurkes.

Bastan sona yanlis dolu bir cevap olmus kusura bakmazsaniz.

Yanlış şeyleri kıyaslıyorsunuz,

* Facebook bir arkadaşlık sitesidir. Google+ ise bir sosyal paylaşım sitesidir.

Oncelikle bu ayrimi neye gore yapiyorsunuz bilemiyorum ama tahminimce cikis noktanizin tam tersine bir iddiada bulunmussunuz. Facebook, Facebook Connect ile varligini tum web'e dagitmisken ve Google+'a gore kat kat fazla paylasim saglarken bu cumle en hafif tabiri ile "ayip" kacar.


* Plus'ta kişilerin paylaştıklarını, sizden gizlemedikçe, görebilirsiniz. Onların paylaştıklarına abone olabiliyorsunuz, herhangi bir onay mekanizması yok yani.

Facebook'da "Subscribe" ozelligi tam olarak bu dediginiz seyi yapar.

* Aslında bir nevi friendfeedin kopyası, ama arkasında google var.

Google+ FriendFeed'in kopyasi olmadigi degil, trilyonlarca farkliligi var ve FriendFeed gibi baska bir site maalesef yok, keske olsa.

* Orkut'un tutmadığını söyleyen arkadaşı da kınıyorum, Brezilya ve diğer portekizce tabanlı ülkelerde orkut hala bir numaradır. O zamanlarda Facebook yokken Orkut vardı.

Portekizce tabanli ulke derken Portekizce konusan ulke demeye calisiyorsaniz,

Brezilya [ki Orkut, Facebook tarafindan tahtindan indirileli 3 ay oluyor. www.eksisozluk.com
Portekiz [2011'de Facebook un %40 penetrasyona sahip oldugu bir ulke, Orkut'un onde olmasi teknik olarak mumkun degil]

bu konuda bende sınır 2 yaş

6 yaş büyük kişiye ismiyle hitap ettiğim de oluyor, 1 yaş büyüğüne abi dediğim de.

kişilikle alakalı bir şey bana kalırsa.

87liyim. Benden 1 ay bile küçük olsa abla diyebilir.Demesini tercih ederim.Ben kendimden 4 yaş ve üzeri büyüklere abla/abi diyorum.

benden iki yaş küçük kuzenimden abi demesini beklerim, öyle alıştım çocukluktan beri herhalde. ama 3 yaş küçük arkadaşlarım da var. abi deseler kötü hissederdim.

aynı şekilde 3 yaş büyük teyze kızına abla diyorum, ama onla yaşıt baldıza abla demek gelmiyor içimden.

sanırım bi 5-6 yaş fark lazım.

zor bir soru. ben ortaokuldayken o lisedeyse şu an gördüğümde de abi/abla diyorum. üniversitede tanıştığım birisine 6 yaş da büyük olsa ismiyle hitap ediyorum. şu an 16 yaş altı çocuklar haricinde hiç kimsenin abla demesini istemem. (24 yaşındayım)

5 yaş idealdir.

ben mümkünse hiç söylemem, ama illaki diceksem en azından 8-10 yaş büyük olsun yani. bana da kimse demesin.

kimseye abi, abla, amca, dayı, teyze demem. ciddi biriyse xx bey, hanım,beyfendi, hanfendi. samimi gördüysem hocam, başkan, hacı, hanım vs.. derim.

ben 20 yaşındayım, cidden ablam/abim gibi görmüyorsam kullanmıyorum.. abla'yı kullanacaksam yakınlık durumuna çok şiddetle bağlı olarak 28-30 yaş arasına kullanıyorum bunu(8-10 yaş büyükler işte) o yaştan küçüklere ismiyle, büyükse "x hanım" şeklinde konuşuyorum ama gerekmedikçe hiçbir hitabet sözcüğü kullanmıyorum, ne konuşulacaksa onu konuşuyorum.

erkeklerden abi dediklerim yok, büyük kuzenler haricinde ki onlar da 30 küsür yaşında... 30undan küçük erkeklere yakınlığa bağlı olarak adıyla ya da yakın değilsem hiçbir hitabet sözcüğü kullanmadan konuşuyorum, büyüklere de "x bey" ya da hiçbir hitabet sözü kullanmadan konuşuyorum.

kendim için fark etmez, kim ne derse desin

Ben herkese abi, abla diyorum küçüklere bile :) Seviyorum öyle konuşmayı.

Abi naber?
Hah! Bana mı söyledin?
Pardon abla yanlış oldu! :)

Beni en iyi özetleyen şeydir. :)

yakın hissettiğim kimseye abi, abla, amca dayı, teyze vs demem. isimleriyle seslenirim. yakın hissetmediğim, o samimiyeti hissetmediğim kişilere amca, dayı bilmem ne derim. benim nazarımda isimleriyle seslenmek saygısızlık işareti değil bilakis samimiyettir yaşları kaç olursa olsun. kimseden de bana abla demesini beklemem. rahatsız bile oluyorum zoraki söylediklerini hissedersem. böyle.

kimseden bana abi demesini beklemem, ismimle hitap edilince rahatsız olmam, "amca" statüsüne erişmeyen herkese ismiyle hitap ederim. abi dediğim tek kişi var o da çocukluktan kalma bir alışkanlık.

saygıyla ilgili birşey örneğin ben benden büyük ablama ismiyle hitap ederken aynı yaştaki arkadaşına abla diyorum :)

kişiliğine bakarım ben. abilik vasfı varsa benden 2-3 yaş bile büyük olsa gerekirse abi derim. ama abilik vasfı olmayan birisine benden 10 yaş büyük olsada abi demem. çünkü herkese abi denilmiyo, lokantadaki garsona bile abi dediğin zaman herifin götü kalkıyo.

öyle bir kuralım yok, mesela benden 3 yaş büyük kuzenime abi derim- öyle alıştım, 10 yaş büyük insana adıyla hitap ederim. duruma göre değişir.

min 10 yaş büyük ,evli ve çocuklu insanlar bu katagoride benm için

görünüşüne göre. mesela benden 5 yaş büyük ama hiç büyük olduğunu göstermiyor, ona abi demem.

seviyorsan git konuş bence. değer mi? değer abi.

bence bu azimle figüran olur sete bile girersin.

ingilizcen iyise derdini anlatırsın imza için görüştürürler elbet..

@solomon, ahahahaha çok güldüm :D
@inayet prensi, gayet iyi ingilizcem ama bilmiyorum işte her ingilizcesi iyi olanı alsalar işleri var. ama çok seviyorum adamı.

bize anlattıklarını ordakilere anlat akşam yemeğini kaparsın adamla.

birlikte çektirdiğin fotoğrafını da yayınla burada bekliyoruz. saydıklarını yapmışsın, adam 100 km dibine geliyor gitmezsen suratına tükürürler adamın. (daniel craig'in değil tabii ki) hehe

gece gece içim umutla doldu, mal mal gülümsüyorum. gidip deneyeceğim o zaman. sanırım sonra da istanbul'a gidecekler. eğer müsait olursam ona da gideceğim. daniel craig olum ya DANIEL CRAIG !!

store.apple.com

store.apple.com dil default geliyor bir şey yüklemene gerek yok. sadece unlock olmasına dikkat et.

16 gb'si 629 euro'ymuş.

portekizce anlamam diye google'dan ingilizce aratmıştım ama baya basitmiş meğer. teşekkürler.

unlock olup olmadığını nasıl anlarım? ne demem lazım yani? =/

alacağın store da ki görevliye sor söylüyorlar. ben ispanyadan alırken öyle yaptım.

unlock olanı istiyorum demen lazım galiba. diğerlerine göre biraz daha pahalı oluyorlar. ve bazı ülkelerden alınanların hiçbiri unlock almıyor. ama portekiz onlardan biri değildi yamulmuyorsam.

unlock olanlar farklı fiyat mı yani? ilk defa duydum bunu. ben alırken hatuna dedim unlock istiyorum oda zaten hepsi unlock dedi, ve fiyat farkı yoktu. bu arada geçen ay aldım. :)

nereden aldı, türkiye'den mi ? :p sattığı bütün telefonlar unlock olan bir ülke var mı ki ? merak ettim cidden. eğer varsa çok süpermiş cidden.

çok fonetik geliyor. oldukça asil bir dil.

Ben beğeniyorum dilimi,hergün konuşurum valla...

kürtçeden güzel.bu kesin.

ermanen çok işsiz olduğunu düşünüyorum. Ayrıca bu cevabım silinmesin diye ekliyorum, evet güzel bir dil.

valla bence turkce cok kibar bi dil ben sahsen 3 dili cok severim turkce-farsca ve ingilizce bu 3 dilde cok hos geliyor kulagima.

türkçe diğer yabancı olan insanların kulağına nasıl geliyor acaba? mesela bize fransızca kibar, almanca kaba geliyorsa onlara türkçe nasıl geliyor? bi bilen varsa şey ettirsin. merak ettim.

len ben aşağıdaki soruyu görmemişim. ciddi soruyor zannettim arkadaş. olsun gene de sorum geçerli.

konuşanına göre değişiyor tabi ama kulağa daha güzel gelen şeyler var.

(bkz: güzel türkçemiz)

@greyback:
cepten girdigim icin link veremiyorum ama:

1. Sozlukte baska milletlerin istanbul turkcesi hakkindaki yorumlari gibi bir baslik vardi.

2. How-to-learn-language diye bir site var. Orda 20 civarinda dil zorluk populerlik acisindan karsilastirilmis. Turkce icin: pek de şık degil denmis...

Soruya yanit: guzel bir dil gibi. Farkli bir yapisi var, iyi yani.

konuşurken tahrik oluyorum

ingiliz ve arapların ki daha güzel bence.

@greyback, ben de bu konuyu hep merak ederim. bi kac amerikali'ya sordum rusca'ya benzetenler oldu. biri kulaga italyan'ca gibi geliyor dedi, pek alakayi cozemedim. kuveytli hatunlara sormustum bir tanesi turkce'yi cok seksi buluyormus ( yerli dizilerden dolayi sanirim ), digeri de cok mii mir konusuyorsunuz, kelimeleri yutuyormussunuz gibi demisti. baska yabanci arkadaslara da sormustum, genel olarak kulaga hos geldigini, guzel bi ritmi oldugunu soylemislerdi. tabi bunda ne kadar samimi olduklarini bilmiyorum, nezaketen de soyluyor olabilirler..

turkce guzel bir dilde bi kurdun turkceyi konusmasi var bide turkun turkceyi konusmasi var bence arasinda daglar kadar fark var bi yabanci kurdun konusmasindan turkceyi duyarsa kufur edebilir bizim dile

neredeyse ergenligin sonunda turkce ogrenen kurtlere laf atana kadar, dahi anlamina gelen de baglacini ayri yazmak var...

istanbul türkçesi dediğimiz şeyden çıkarsak çok hoş olabiliyor türkçe, ege ve doğu halklarının konuşması oldukça sempatik, keza trakyalıların da.

(bkz: türkçenin tınısı)

bence günümüz türkçesi güzel değil.çok bozuldu dil.

@greyback bana da arapçadan hallice olduğunu söylemişlerdi.

Çıkartılan kısımlar Travenien 'ın adam öldürmenin inceliklerini tarif ettiği kısımlar. Onlar da zannedersem kitabı sevip sevmemen konusunda sana yardımcı olmaz.

Zevk meselesi, beğenmeyebilirsin. Benim de en sevdiğim 50 kitap arasında sayamam doğrusu. (bkz: Katya'nın yazı)'nı deneyebilirsin.

sevmeme nedenim yazarın hel'in icraatlarına yeteneklerinin ortaya çıkışı kadar yer ayırmış olmaması. bir de bazı yerlerde lazı uzatmış. gerçi bu son dediğim her baskıda vardır ama ben şahsen o meziyetleri daha fazla mesleki icraat örneklerinde görmek isterdim. nihayetinde hodo korosuyu mesleğinde kullanmıştır.

bence o yazılmayan bölümleri okumanız pek bir şeyi değiştirmeyecek. zira benim okuduğum baskıda da öyle bir not vardı ama mükemmel bir eserdi shibumi.

bildiğim kadarı ile türkçe'ye ilk çevrilen baskıda da yoktu. orjinal diliyle yazılmış olan ilk baskılarına bakmalısınız.

çok güzel kitaptı orası ayrı.

kart sahibine veriyorlar hala.

şifreyi biliyorsan sorun olmamalı..

bileti yine babanın kartıyla alabilirsin. bir de mail order yöntemi ile kredi kartı bilgilerini dolduracağın bir form ile altına da bir imza çakarsan o belge ile de bileti teslim alabilirsin. kart ibrazına gerek kalmaz.

- "seni seviyorum"dur.

içinde "de" bağlacı olmayan herhangi bir cümle olmalı :)

içinden ne geçiyorsa onu

geyik yapma demişin ya hep geyik laflar aklıma geldi :D

"bende" kesinlikle konuya uygun olumlu bir cevap değil aman diym

olumlu arkadaslar. cıktıgım kıza dicemde. hep aynı seyi solemekten sıkıldm.

bide olumsuz duygusal nasil olabilir ki.=)

"ben sana tapıyoruuumm" de,sonra sonucu bildir bana ;)

geyik yapmıyorum, şöyle denebilir ; çok sev, benim gibi..

sarılsan ?

sarılmam ki uzakta.

allah razı olsun falan.

oha o kadar çok söylemiş ki bıkmış arkadaş. çok söyleyip eskitmeyin, o zaman daha anlamlı olur. yahut sözcüklerin yerini değiştirin "seviyorum seni" böyle farklı kombinasyonlar deneyin :)

servislerde alet gelince "sorun ne olursa olsun" ilk yapılan iş format atmaktır.
keşke yedekleseydiniz, fazla umut beslemeyin.

kim gönderir ya turkcelle video. işi gücü yok onla mı uğraşacak insanlar. bence ajans işidir. ama çok pis göt de olabilirim.

zamanında turkcell böyle bir şey yapmıştı. turkcellinin gücü türkiye'nin çekim gücü mü ne diyorlardı. arkadaşımın videosu çıkmıştı televizyonda, cast değildi.

sanırım yine öyledir.

müşterilerinin ünlü olma arzusunu körükleyerek gerçekten ciddi bir video arşivine sahip olduklarını düşünüyorum. ama arada cast ve prodüksiyonla çekilenler de varmıştır illa ki.

www.facebook.com

pek çok kullanıcı aplikasyon yüklerken aplikasyonun nelere ulaşabileceğine bakmadan kabul ediyor.

o aplikasyonlar üzerinden yolluyorlar diye biliyorum.

@fakyoras twitter dışı app ler ile mi sağlıyorlar diyorsun?

twitter/settings/apps

burda hangi uygulamalara izin verdiğini görebilirsin :) güven vermeyen uygulamaların pek çoğu bu tür amaçlar için kullanılıyor.

not: aplikasyon kulağa ne kadar kötü gelen bir kelime imiş uygulama demek varken :)

yani elemanlar uygulamalarla milletin adresini hackliyorlar. almıyorlar sadece girip takip ettiriyorlar? doğru mudur :)

torrent dosyasına tıklayınca tamam demeni isteyen bir pencere çıkar, onun sağ altında iki ok var alt tarafı gösteren. ona tıklat :)

i.imgur.com

CMR ve NFS bence

direkt versiyonuyla yazın oynayacağım

Test Drive Unlimited

en gerçekçisi. bir de orjinal alırsan online oynarsın, çok eğlenceli.

Midtown Madness :)

re-volt. muadili yok heralde.

grid

dirt 3 iyi bence.

grid ve dirt 2
nfs most wanted da severim. nfs underground 2 de biraz

nfs hot pursuit

gtr-evolution