Giriş
(3)

arkadaşlık sitesi

sorusoranadam
içinde kaliteli insanların olduğu, kaşar, tiki vb.. olmadığı, ya da azınlıkta olduğu "seviyeli bir arkadaşlığa merhaba demek" için can atan insanları barındıran iyi bir arkadaşlık sitesi biliyor musunuz?
içinde kaliteli insanların olduğu, kaşar, tiki vb.. olmadığı, ya da azınlıkta olduğu "seviyeli bir arkadaşlığa merhaba demek" için can atan insanları barındıran iyi bir arkadaşlık sitesi biliyor musunuz?
0
sorusoranadam
(21.05.08)
konu arkadaslik sitesi ise, hepsi bir zaman sonra sapitiyor. her turden insan bariniyor iclerinde. hos, zaten gercek hayatta da boyle degil mi?

ben yillardir artik ugrayamasam da, bir zamanlar www.siberalem.com daki "sibergruplar" bolumunde, cok kaliteli insanlarin oldugu bir kac grupta yer almistim. bowling turnuvalarindan tutun da, yat gezilerine, pek cok etkinlik gerceklestiriyorduk. amac boyle toplu bir sosyallesme olayiysa tabii.. ama bunun disinda isterseniz kendinize gore tek tek insanlar da arayabilirsiniz..

not: sibergruplar su an tadilattaymis uzun suredir ablam uyardi.
0
la traviata
(21.05.08)
www.facebook.com

Gayet seviyeli insanlarla tanıştım, ilkokul arkadaşlarım da dahil :)
0
ermanen
(22.05.08)
www.hicsevmedim.com da güzel ve ücretsiz...
0
white35
(14.11.12)
(9)

karga beslemek istiyorum

tan vakti
hah gözünü oydur diyebilirsiniz ama ben kargaları çok seviyorum ve beslemek istiyorum. bunu dneyen biri var mıdır? nasıl yapılır?
hah gözünü oydur diyebilirsiniz ama ben kargaları çok seviyorum ve beslemek istiyorum. bunu dneyen biri var mıdır? nasıl yapılır?
0
tan vakti
(21.05.08)
yazmadan gecemedim. 2 gun once bagdat caddesi'nde yururken arkadasimin kafaya saldirmis arkadan. direk dalmis sacina, kafasina penceleriyle durduk yere. yarmis kafayi. kuduz asisi yaptiriliyormus karga saldirinca. demem o ki, yavruykenden alistirman lazim sanirim evcil degiller ya pek.
Edit: Dün gitmiş doktora, tetanoz aşısı yapmışlar. Yavru mevsimi olduğu için, yakınlarından geçince dalıyorlarmış kafa göz.
0
pyro clustic flow
(21.05.08)
olmaz o iş :( yeni doğmuş karga alman lazım ki bir karga kesinlikle yavrusuna yaklaştırmaz kimseyi. hadi onu başardın diyelim, bu hayvanlar bir kafeste yaşayamaz. uçması konması için devasa bir alana ihtiyacı var.
0
deckard
(21.05.08)
kanadı yaralı besleyip büyütmüştüm, kedilerden kat kat uysaldı. evden biri gibiydi. kanadı iyileşince kaçtı gitti şerefsiz. ayrıca kargalara çok pis uyuzum var.
0
radikalherif
(21.05.08)
olmaz falan denmiş ama babamın ve babannemin anlattığına göre dedem yapmış bu işi. yalnız öyle evde beslememiş ama dedemi gördüğü anda gelip omzuna konarmış. yani olmaz diyemem ama zor iştir eminim.
0
eigon
(21.05.08)
yaşadığınız yerde karga nüfusu yoğunsa balkonunuza ceviz bırakın. bu keratalar cin gibi olduğu için yüksekten atıp kırıp kırıp yiyorlar. e alışıyorlar tabi bir süre sonra :)
0
nukleermalkav
(21.05.08)
hocam karga hayvanı 100 küsür sene yaşıyor. yani tüm sülaleyi gömer, gene de kendisi sağ kalır. insana bağımlı etmeyin garibi, siz gittikten sonra o kalacak, o zaman ona kim bakacak?
0
galahad
(21.05.08)
Haydar Dümen besliyor evinde. Gayet de uysal görünüyordu. (Televizyondan)
0
inatci kahraman aga
(21.05.08)
"shawshank redemption" filminde Brook'un Jake isimli bir kargası vardı, gayet güzel besliyordu :)

Şu da çok tatlı bak :D
www.youtube.com

Normal karga esaret altında 30 yıla kadar yaşayabiliyor, vahşi doğada 7-8 yıl yaşıyor. Türkçe kaynaklarda neden 100 sene yaşar diyor anlamıyorum.
0
ermanen
(21.05.08)
balkona yiyecek felan atarak kafalayın ve o şekilde takılın bence..
0
yuto
(21.05.08)
(10)

[komedi & aksiyon] filmi

murqx
daha önce sorulduğunu biliyorum ancak hem daha öznel hem de daha güncel olsun diye tekrar sormak istedim. arkadaşlarla gerçekten izlemeye değer çok sağlam bir aksiyon filmi ve bir de komedi filmi arıyoruz. ne önerirsiniz?
daha önce sorulduğunu biliyorum ancak hem daha öznel hem de daha güncel olsun diye tekrar sormak istedim.

arkadaşlarla gerçekten izlemeye değer çok sağlam bir aksiyon filmi ve bir de komedi filmi arıyoruz. ne önerirsiniz?
0
murqx
(19.05.08)
iron man
0
ermanen
(19.05.08)
deckard
(19.05.08)
crank
0
baldur
(19.05.08)
shoot 'em up
0
rimednac
(19.05.08)
aklıma ilk gelenler yazılmış
crank hem aksiyon hem komedi baya izlettiyor kendini, four rooms diyecektim bi de o da absürd komedi dalında süpper :)
bir de lord of war geldi aklıma, silah kaçakçılığı falan aksiyonu var, biraz komiklik de var.
0
vampyria
(20.05.08)
hot fuzz
0
durum serserisi
(20.05.08)
Aksiyon: Bourne Identitiy, Bourne Supremacy, Bourne Ultimatom
Komedi: Ice Age 1 & 2
0
Dracool
(20.05.08)
ilk aklıma gelenler:

aksiyon: death proof
eğlencelik: shaolin soccer
hem aksiyon hem eğlence: kung fu hustle.
0
oddity
(20.05.08)
Aklıma gelenler niyeyse;

Lock, Stock and Two Smoking Barrels
Snatch
0
sheeper
(20.05.08)
(bkz: ying xiong)
(bkz: unleashed)
0
annem bana kiz bul evlen dedi
(20.05.08)
(6)

ingilizce yardim

vampyria
teorik ve pratik acıgımı kısa sürede kapatabilirim nasıl denir?
teorik ve pratik acıgımı kısa sürede kapatabilirim nasıl denir?
0
vampyria
(19.05.08)
I can make up my theoretical and practical deficit in a little while
0
ermanen
(19.05.08)
ermanen, deficit yerine lack daha uygun olmaz mı? deficit genelde bütçe açığı için kullanılmıyor muydu?

"i can make up my lack of theoretical and practical experiences in a little while"

sanki daha dogru gibi.
0
nihilanth
(19.05.08)
İkisi de doğru aslında
0
ermanen
(19.05.08)
"in a little while" kalıbı yerine başka ne kullanılabilir peki? as soon as falan olabilir mi?
0
baldur
(19.05.08)
Konu lisan için ise:

"I'll make up for my lack of grammar and practice soon" derseniz, vaad de içerir. Hani, girişirsem kapatacağım değil de, az kaldı kapatacağım anlamı da gelir. Teori dediğiniz nasıl olsa gramer çünkü, hani karşıdakinin de kafasını karıştırmamak amacı ile.

Hatta cover letter'a falan yazıyorsanız, "açık"tan bahsetmemek daha iyi.

"Not only will I have a full grasp of the language, but I'll be quite fluent soon".

Konu lisan değilse de, başka birşeyse, "My performance in theory and practice will improve further" deyin. Further deyin ki, zaten iyi, daha iyi olacak anlamı da gelsin.
0
cedilla
(19.05.08)
konu doktora başvurusu, çalışma alanı daha önce tecrübedeki alandan biraz farklı ve mağdur açığım var ama kapatırım demek istiyor.

"My performance in theory and practice will improve further" güzelmiş, diğerlerini de not ettim.bi tanıdığım içindi, ileticem kendisine.teşekkürler arkadaşlar.
0
🌸vampyria
(20.05.08)
(5)

bitki

1001gecemasallariyla1002gece
arkadaslar rüzgarli, pek fazla günes almayan acik mekanda ne tarz bitkiler hayatta kalmayi basarabilir yahu?Çam, mazı, sardunya, menekşe, cam güzeli, gül denedim ama hic biri tutmadi.. zakkumlar hala hayatta.. yardimci olursaniz cok mutlu olurum gercekten.
arkadaslar rüzgarli, pek fazla günes almayan acik mekanda ne tarz bitkiler hayatta kalmayi basarabilir yahu?

Çam, mazı, sardunya, menekşe, cam güzeli, gül denedim ama hic biri tutmadi.. zakkumlar hala hayatta..

yardimci olursaniz cok mutlu olurum gercekten.
0
1001gecemasallariyla1002gece
(19.05.08)
meşe ?
ardıc ?
0
bryan fury
(19.05.08)
Şura yardımcı olur belki:

forums.gardenweb.com
0
ermanen
(19.05.08)
şöule de bir forum varmış, benim hoşuma gitti
www.agaclar.net
0
lykos
(19.05.08)
söylemeyi unuttugum bir sey de bunlarin saksida olmasi gerektigi, yani ardic ve mese malesef ihtimal disi :(
0
🌸1001gecemasallariyla1002gece
(19.05.08)
ama olmaz ki eksik bilgi, gidis yolundan puan ederdi bence.

bonsai?
0
bryan fury
(20.05.08)
(14)

eski türk rock grupları

deckard
bana eski türk rock gruplarının isimlerini verebilecek olan var mı? 1960lardan 80lere kadar olan dönemde müzik yapmış olanlar yeterli. `hardal`, `moğollar` benim ilk aklıma gelenler. siz de aklınıza gelenleri yazarsanız çok sevinirim.
bana eski türk rock gruplarının isimlerini verebilecek olan var mı? 1960lardan 80lere kadar olan dönemde müzik yapmış olanlar yeterli. hardal, moğollar benim ilk aklıma gelenler. siz de aklınıza gelenleri yazarsanız çok sevinirim.
0
deckard
(19.05.08)
Whisky (1980)
0
fredi
(19.05.08)
murty
(19.05.08)
ersen ve dadaşlar
0
annem bana kiz bul evlen dedi
(19.05.08)
objektif, bunalımlar
0
smy
(19.05.08)
pispinti
(19.05.08)
(bkz: kramp)
0
crown
(19.05.08)
ermanen
(19.05.08)
beybonlar
tpao batman orkestrasi
kuzenler
buse
kardaslar
mavi cocuklar
cahit oben
mavi isiklar
haramiler ( 90'lardaki haramiler degil bunlar)
yabancilar
sis beslisi
kupa dortlusu
kent yedislisi
siluetler
aziz azmet
meteorlar
edip akbayram
seyhan karabay
rifat oncel
ali atasagun
aklima gelenler ve arsivde gozume takilanlar.
0
pyro clustic flow
(19.05.08)
0
infernal majesty
(19.05.08)
hepinize teşekkürler arkadaşlar :) çoğunu listeye aldım ama özellikle pyro senin yazdığın meteorlar'ı çok merak ediyorum.
0
🌸deckard
(19.05.08)
"müzikte bir deney anadolu rock" adlı bir belgesel vardı onu izleyebilirsin. iz tv de dönüyor arada sırada forumlarda da görmüşlüğüm vardır.
0
gereksiz insan
(19.05.08)
sui
(19.05.08)
şöyle bir facebook grubu var. a'dan z'ye bütün rock gruplarını yazmışlar. belki işinize yarar...
www.facebook.com
0
supergirl
(19.05.08)
21. peron progresif olarak güzel eserler vermiştir 1970 sonlarinda
0
marabahukmununemeklibascavusu gilliali
(17.07.09)
(4)

[sigara yasagı]

ccompiler
şimdi ben sokakta sigara içemeyecek miyim ? içersem ne olur . kapalı mekanlarda da yasaktı ben ceza keseni görmedim . sokakta geçen vatandaş oo ne yapıyorsu hemşerim deyip sigaramı söndürtür mü ? nedir bu .
şimdi ben sokakta sigara içemeyecek miyim ? içersem ne olur . kapalı mekanlarda da yasaktı ben ceza keseni görmedim . sokakta geçen vatandaş oo ne yapıyorsu hemşerim deyip sigaramı söndürtür mü ? nedir bu .
0
ccompiler
(19.05.08)
keşke sokakta yasak olsa içerde serbest
0
wampex
(19.05.08)
yere izmarit atmak izmarit başına 23 ytl sanırım. daha doğrusu "izmarit başına" diye belirtmemişler ama, ben öyle tahmin ettim. 5-6 kişi birleşip izmarit atmak ekonomik olabilir, eğer sınırsız izmarit 23 ytl ise.

şu anda devlete 46 ytl borcum birikti sabahtan bu yana. yakalamadıkları sürece devam edicem. öpüyorum onları.
0
gerrain
(19.05.08)
sokakta icemeyeceğimi sanıp cok korkmustum . benim icin degisen birsey yok o zaman , zaten isyerinde icemiyordum . teşekkürler
0
🌸ccompiler
(19.05.08)
Bazı yerler de 62 ytl ver sigaranı iç diyor :)
0
ermanen
(19.05.08)
(3)

arkonoid

x factor
arkonoid tarzı( duvar yıkma amaçlı oyun) oyun oynamak istiyorum.internetten indirip oynayabileceğimiz güzel bir arkonoid oyun var mıdır? mümkünse mouse ile oynanmayan, oynaması zevkli olsun.nasıl canım çekti...
arkonoid tarzı( duvar yıkma amaçlı oyun) oyun oynamak istiyorum.internetten indirip oynayabileceğimiz güzel bir arkonoid oyun var mıdır? mümkünse mouse ile oynanmayan, oynaması zevkli olsun.
nasıl canım çekti...
0
x factor
(19.05.08)
emule ile (bkz: dx ball) 1-2 vs. cekersen, pc ye kurar oynarsin. o turde ve gayet guzel. yon tuslari ile oynuyordun, ve yiktigin tuglalardan bir cok turde hediye ve ozellik geliyordu. sariyordu baya.
0
la traviata
(19.05.08)
kesinlikle "jardinains" mükemmel!

www.jardinains.com ;)
0
SoLfej
(19.05.08)
ermanen
(19.05.08)
(3)

internette gizlilik?

quadropol
ip nasıl gizlenir? değişir? başka ülkeden giriyormuş gibi gösteren programlar var mıdır? varsa eğer bunlara ragmen ip adresi tespit edilebilir mi? ip adresinden de yer tespiti olur mu?not:çok gizli işler çeviriyorum :)
ip nasıl gizlenir? değişir? başka ülkeden giriyormuş gibi gösteren programlar var mıdır? varsa eğer bunlara ragmen ip adresi tespit edilebilir mi? ip adresinden de yer tespiti olur mu?

not:çok gizli işler çeviriyorum :)
0
quadropol
(19.05.08)
ermanen
(19.05.08)
nereye bişi yaptığına bağlı, gidip milli savunma bakanlığına karşı bir şey yaparsan kendi " hide ip " ini bile yazsan bulurlar adamı :) eceli gelen köpek cami duvarı hesabı olur ahah.

Sorunun asıl cevabı şu, bu programlar sürekli ip değiştirirmiş gibi davranıp takip edilmeni zorlaştırıyor hepsi o, yani bakarken şusunun şusunun şusunun şusuna bakıyorlar seni bulmak için. Birine bir şey yaptıysan her türlü bulunursun yani kısaca.

yer tesbiti olur, sonuçta atıyorum sen 22:00 da 202.23.23.23 ip den bağlandın, modemin mac adresi kayıtlı halde, senin hizmet aldığın telekom seni biliyor hepsi bu.
0
thefirstfbli
(19.05.08)
sethi
(19.05.08)
(5)

msn nicki mi yok canım ?

rurouni
"bizi sarhoş eden içtiklerimiz değil içerken düşündüklerimiz" şöyle bir söz gordum begendim acıkcası google amcaya sordum sadece msn nickleri tarzı şeyler cıktı? bir msn gencinin boyle bir şey söylemesine imkan vermedim/veremedim. kim şöylemiş bunu var mıdır işin aslı yoksa gercekten oyle bi cılgınd
"bizi sarhoş eden içtiklerimiz değil içerken düşündüklerimiz" şöyle bir söz gordum begendim acıkcası google amcaya sordum sadece msn nickleri tarzı şeyler cıktı? bir msn gencinin boyle bir şey söylemesine imkan vermedim/veremedim. kim şöylemiş bunu var mıdır işin aslı yoksa gercekten oyle bi cılgından cıkmış söz müdür?
0
rurouni
(18.05.08)
korkarım ki aynı çocuk.

ve maalesef, "büYüKlü küçüKlü YazIUorum manyAk mıyIm?" adlı manik depresif bozukluğa sahip.
0
schimsonique chaiselongue
(18.05.08)
bir de 'ne kadar içersen iç, hayal gücün kadar sarhoşsundur' var (ayrı başlık açmadım ama), yabancı bir şarkı sözünde bu minvalde bişeyler geçiyomuş, hangi şarkı olabilir?
0
smy
(18.05.08)
“A drunk man's words are a sober man's thoughts”
0
ermanen
(18.05.08)
ermanen anlamlar farklı ama..
0
smy
(19.05.08)
biliyorum farklı olduğunu :)
0
ermanen
(21.05.08)
(4)

Belirsizlik - Simge

ermanen
Çoktandır simge sorusu sorulmuyordu ben de açığı kapatayim dedim. Belirsizliğin simgesi ne olabilir sizce?
Çoktandır simge sorusu sorulmuyordu ben de açığı kapatayim dedim. Belirsizliğin simgesi ne olabilir sizce?
0
ermanen
(18.05.08)
soru işareti, sis, pus(piktogram gibi bi simge arıyosan uymaz tabii), hiç bi ışığı yanmayan trafik lambası, kozmik karadelik resimleri filan belki
0
smy
(18.05.08)
smy başkalarına da bıraksaydın :)
0
🌸ermanen
(18.05.08)
bence bu olabilir..ki oyledırde..

upload.wikimedia.org

oha ben bi yerden hatırlıyorum bunu..
0
isott
(18.05.08)
siyah.
0
SoLfej
(19.05.08)
(7)

Sürpriz Sonlu Anlaşılmaz Reklamlar

ermanen
Böyle ne anlatmaya çalıştığını anlayamadığımız ya da en azından en sonunda anlaşılan reklamlara örnek verir misiniz, sürpriz sonlu da olabilir, saçma da olabilir.. Tabii ki video verirseniz süper olur.. `kime göre neye göre` durumu var ama olsun yine de verin siz...
Böyle ne anlatmaya çalıştığını anlayamadığımız ya da en azından en sonunda anlaşılan reklamlara örnek verir misiniz, sürpriz sonlu da olabilir, saçma da olabilir.. Tabii ki video verirseniz süper olur.. kime göre neye göre durumu var ama olsun yine de verin siz...
0
ermanen
(18.05.08)
en son ford focus reklami da oyleydi.
"her parcasi yeniden yorumlandi" gibi bir slogani vardi. cok ba$arili.

edit: www.youtube.com
0
sourlemonade
(18.05.08)
video da gerekiyor arkadaşlar
0
🌸ermanen
(18.05.08)
www.youtube.com bu formata uygun mudur ?

yada bu :

www.youtube.com ;)

hatta şunu mutlaka izle derim... ne anlatıyor bu reklamda ben anlayamadım :s =):)

www.youtube.com

bir de şu çok iyi bence :

www.youtube.com

afiyet olsun ;)
0
SoLfej
(18.05.08)
yanılmıyorsam stimorol reklamı idi. çok kısa ve ne olduğu anlaşılmayan, bir kadın çığlık atıyor arka planda da bir adam araba lastiğine tekme atıyor. absürd reklamdı.
0
min el garaib
(18.05.08)
Funny commercial yazınca çıkıyor evet ama daha az bilinen ve daha absürd reklamlar gerekiyor, arkadaşın projesi olduğu için farklı şeyler gerekiyor
0
🌸ermanen
(18.05.08)
reklamın içinde sürpriz bir şeyler arıyorsanız profilo'nun küçük ev aletleri reklamları var böyle, ilk başta başka bir ürünün reklamıymış gibi başlayıp ortada profilo'ya dönüyor.

www.youtube.com
0
edoras
(18.05.08)
aradiginiz sey sanirim tam olarak bu:
www.youtube.com
0
sethi
(19.05.08)
(7)

göz seğirmesi

firtinanin gozunden
yaklaşık on gündür gözüm seğiriyor. sinir bozucu bir hal almaya başladı. bişey değil millet yanlış anlıyor ona buna göz kırpıp duruyorum sürekli ortamlarda. derdime bir çare. batıl yorumlar için not: sağ göz.
yaklaşık on gündür gözüm seğiriyor. sinir bozucu bir hal almaya başladı. bişey değil millet yanlış anlıyor ona buna göz kırpıp duruyorum sürekli ortamlarda. derdime bir çare.

batıl yorumlar için not: sağ göz.
0
firtinanin gozunden
(18.05.08)
gözlerini daha az yor, daha fazla dinlendir. Çay pansumanı falan yapabilirsin, göz etrafındaki damarları da dikkatlice ovarsan faydalı olabilir
0
ermanen
(18.05.08)
kesinlikle çay pansumanı ;)
0
SoLfej
(18.05.08)
çay pansumanı işe yaradı gibi şimdilik, birkaç defa daha tekrar etmekte fayda var. stres de bir etkenmiş evet ama pek stresli bir dönem geçirdiğim söylenemez. ya da ben farkında değilim, standart hayat mücadelesi işte. teşekkürler :)
0
🌸firtinanin gozunden
(18.05.08)
monitöre, tv ye uzun süre bakmak ta yolaçabiliyor..
0
smy
(18.05.08)
aman papi be felaket tellalığı yapmasan olmaz diyebilirsiniz ancak 10 gündür durmadan seğiren göz üzgünüm ama yüz felci habercisi olabilir. lütfen en kısa zamanda bir uzman doktora görününüz. illa oyledir demiyorum! sonuctan bizi de haberdar ediniz ki sizi merak etmeyelim. sevgiler...
0
palyacopapi
(19.05.08)
yüz felci mi, her sabah vapurda yiyoruz ayazı surata :) papi uzman derken, nörolog mu? zaten yarın da geçmezse salı doktora gitmeyi planlıyordum.
0
🌸firtinanin gozunden
(19.05.08)
B vitamini eksikliği, yorgunluk ve stres sebebi ile oluşmaktadır.

uyurken bile seğirmesi beni uykumdan uyandırıyordu ve 2 hafta boyunca sinirlerim laçkalaşmıştı bu yüzden. Doktorda aldım soluğu tik mi kaldı üzerimde diye. B vitamini kompleksi içeren bir ilaç verdi Bemiks de Bvitin de işini görür. Tamamen zararsızdır günde bir tane B vitamini candır :)
0
likeaprayer
(19.05.08)
(3)

İngilizce'de subjunctive

luin 41
Uzun zamandır öğrendiğim ispanyolca'da subjuntivo denen allahın belası konuyu kavramakta zorluk çekmekten de beter bir durum yaşadığım için ingilizce gramer konusunda çok ilgili birilerinin (mesela öğretmen, mesela ingiliz edebiyatı mezunu, mesela amerikan edebiyatı mezunu) bana subjunctive'den bahs
Uzun zamandır öğrendiğim ispanyolca'da subjuntivo denen allahın belası konuyu kavramakta zorluk çekmekten de beter bir durum yaşadığım için ingilizce gramer konusunda çok ilgili birilerinin (mesela öğretmen, mesela ingiliz edebiyatı mezunu, mesela amerikan edebiyatı mezunu) bana subjunctive'den bahsetmesini çok istiyorum. subjunctive ingilizce'de nasıl, nerede kullanılır? bir iki örnekle anlatırsanız teşekkür ederim, gerçekten.
0
luin 41
(18.05.08)
ermanen
(18.05.08)
egotm
(18.05.08)
inci kut hanfendinin kitabından çalıştınız mı acaba?
0
mentirosa
(18.05.08)
(2)

Boğaz Köprüsünden geçerken oluşan durum?

gereksiz insan
2 sosyal bilimci oturduk düşündük, bi cevap bulamadık. köprüden geçerken araçların hop hop zıplamasının sebebi nedir? biz mi hep tekerlek üstüne denk geliyoruz?namaste!
2 sosyal bilimci oturduk düşündük, bi cevap bulamadık. köprüden geçerken araçların hop hop zıplamasının sebebi nedir? biz mi hep tekerlek üstüne denk geliyoruz?

namaste!
0
gereksiz insan
(18.05.08)
(git: 27662)
0
cisimi yapiyom popom kuru kaliyo
(18.05.08)
Çelik ve diğer maddeler salınım yapıyor, tabi üzerinden geçen araç sayısına ve rüzgara göre de şiddeti değişebilir
0
ermanen
(18.05.08)
(6)

Hızlı Araba - Hız Limiti

ermanen
Her yolda hız limiti varsa neden arabaları haddinden hızlı yapıyorlar diye abuk bir soru geldi aklıma, zevk meselesi mi sadece, yoksa insanoğlunun en hızlıya ulaşma çabası mı, hatta hızlı yaşa genç öl falan mı ne?
Her yolda hız limiti varsa neden arabaları haddinden hızlı yapıyorlar diye abuk bir soru geldi aklıma, zevk meselesi mi sadece, yoksa insanoğlunun en hızlıya ulaşma çabası mı, hatta hızlı yaşa genç öl falan mı ne?
0
ermanen
(16.05.08)
hizli araba bazi acilardan daha guvenli, mesela sollarken aniden yuksek hiz gereksinimi duyabilirsiniz. ve diger ulkelerde bizim otoyollardaki hiz limitleri ayni degil. ha birde trafige kapali alanlar var ki hiz limitsiz.
0
theli
(16.05.08)
autobahn
0
bryan fury
(16.05.08)
kısaca iktidarsızlık korkusu diyebiliriz sanırım. hep daha çok silindir, hep daha yüksek hız vs. aslında güzel şeyler bunlar da, evet kuralların dışında olanları gerçekten manasız kaçıyor. 250 basan arabayı polis çevirip ceza yazarken yanından 90la geçip gidiyorsunuz filan, komik oluyor.

tabii herkeste yok bu durum.

ha bir de istanbulda jeep olsun, tank olsun her şekilde kullanılması gereken olağan araçlar. şöförün boyutu önemli değil ama tank bile kullansam abartıyorum demem bu şehirin trafik manyaklığı içinde, hatta ilerde istanbulda kalırsam ikinci el ucuz bir land rover vs alıp önüne arkasına metal bar taktıracam.
0
darknum
(17.05.08)
Dünyada çok tartışılan bir konu bu.
Bahane olarak hız sınırı olmayan yollar gösteriliyor. Araçlara limitleyici konması ise zorunlu değil ancak araba ve motosiklet üreticileri bunu yine de kendi aralarında anlaşıp yapıyorlar.
0
386 dx
(17.05.08)
pist diye bir olay var?
0
tom riddle
(17.05.08)
Bazı ülkelerin otobanlarında hız limiti yokmuş, buna nasıl izin veriyolar hayret

en.wikipedia.org
0
🌸ermanen
(17.05.08)
(3)

Alkol kullanmayan bir hastada "İZOLE" GGT yüksekliğinin nedeni ne olabilir?

hlathguth
Aklıma takılan bir gastroenteroloji sorusudur bu.
Aklıma takılan bir gastroenteroloji sorusudur bu.
0
hlathguth
(16.05.08)
Unutmadan, hasta diabetik de değil.
0
🌸hlathguth
(16.05.08)
www.gp-training.net

2. Isolated rise in GGT

...is caused by:

a) Alcohol abuse. This is a common cause. If history is corroborative, nothing need be done, except for advice on abstinence.

b) Fatty Liver or non-alcoholic steatohepatosis (NASH). This is especially common in middle-aged overweight women. Causes include diabetes mellitus hyperlipidemia and obesity. They will need testing for fasting lipids, fasting glucose and an Ultrasound abdomen. The latter may corroborate the diagnosis. Appropriate treatment is instituted for diabetes and hyperlipidemia. Referral to dietician is needed. Hospital referral is indicated only if GGT is above 150.

c) Drugs acting as enzyme-inducers also frequently raise GGT in isolation. They include Pheytoin, Carbamazepine and Barbiturates etc. If patient is on other drugs, a check through BNF is advised or contact your pharmacist.
0
ermanen
(16.05.08)
çok teşekkürler!
0
🌸hlathguth
(29.06.08)
(11)

insanlar neden şiir severler? siirden ne anlarlar? ben neden nefret ediyorum siirden?

petekdoku
cok denedim. gittim kitaplar aldım, cumhuriyet kitap'in cevat capan tarafindan dunyadaki unlu sairleri ve siirleri tanittigi kosesini uzun sure takip ettim ama sevemedim, sevemiyorum. kendimi bildim bileli kitap okurum. oyku roman deneme gibi edebiyatin diger kollariyla ilgiliyim ve fakat siir gorun
cok denedim. gittim kitaplar aldım, cumhuriyet kitap'in cevat capan tarafindan dunyadaki unlu sairleri ve siirleri tanittigi kosesini uzun sure takip ettim ama sevemedim, sevemiyorum. kendimi bildim bileli kitap okurum. oyku roman deneme gibi edebiyatin diger kollariyla ilgiliyim ve fakat siir gorunce bir tuhaf oluyorum. dunyada bu kadar seveni olan bir sanat dalini "bu ne ya boyle?" diyerek de bir kenara atmadim. dedigim gibi okumaya anlamaya sevmeye calistim. ama anlamiyorum, sevmiyorum. boyle siir dinletilerinde kendinden gecen insanlara hayretle bakiyorum. su anda kendimi yataga uzanmis bir sekilde siir kitabi okurken hayal ettim, tuylerim diken diken oldu. ben de mi bir tuhaflik var?

"sende hayal gucu yok, siir seven insanlar dus kurmayi seven insanlardir." disinda cevap veren herkese simdiden cok tesekkurler.
0
petekdoku
(16.05.08)
aynı problem benim esimde de var. ben cok siir severim, kendim de yazmaya calisiyorum bişüler. fakat gelin görün ki, eşim bi türlü şiir okuyamıyor. çok sevdigim çok etkilendigim şiirleri mısraları paylaşıyorum, ne var ki bundan simdi diyor :)
dogru yoldan açık açık söylemek anlatmak varken neden benzetmeler, neden imalar, niye gizli anlamlar diyor. sıkıcı diyor.aynen su siir okurken tuylerin diken diken olması (keyifsizlikten) onda da var. zevk meselesi bu sanırım =)
ben de artık ben futbolu sevemedim, o da şiiri sevemedi diyor geciyorum. çok takmayın bence siz de. sonucta bale yi düşünün, o da bir sanat dalı ben de bale izledigimi dusununce sıkıntıdan patlyıorum =) herkes herseyi sevmek zorunda diil ki .. dimi yani
0
merope
(16.05.08)
bana gayet rahat yazılabilir birşey gibi geliyor şiir. hiç birşey ifade etmiyor. insan zaten bir huşu içerisinde, duygusallıktan ölecek gibi olan bünyelere altalta yazılmış yarımşar cümlelik bir metin verince, zaten "ahh ne kadar güzel yazmış" tepkisi alıyor.
ama tabi muhtemelen ben sığ biriyim ondan böyle geliyodur bana ayrı konu. kimse çıkıp "sen anlamazsın zaten heyt höyt" demesin. onu diyorum zaten ben de anlamıyorum...
0
kisa
(16.05.08)
petekdoku abi kasma boşuna zorlamakla olmuyo, ben hiç denemedim bile şiir okumayı falan ilk okul 1 de okumayı öğrendiğim andan itibaren kılım şiir olayına.bir insanın gerçekten şiiri sevebileceğine pek inanasım gelmiyor.abi bu şiir severlere mikroçip mi takmışlar yoksa yazılımmı atmışlar bizim bilmediğimiz kanalları çekiyolar :)
abi günümüzün dünyasında çok güzel sinema filmleri var,tiyatro var,artık neredeyse kişisel müzik denilen bir olay var.eee abi ne bu hamlet olayları şimdi?
yahu asenanın oryantel dansı bile daha duygusal şiirden :)
ayrıca bir sürü şarkı sözü yazma denemem oldu.çoğu yakın arkadaşlarım tarafından beğenildi fakat hiç zorlanmadım çatır çatır yazdım abi.ayrıca müzikle ilgilenmekteim.son derece duygulu bir insanımdır(hayvan olmadığım zamanlarda)
ama bilmiyorum abi.yok böyle bişi...
0
omer460
(16.05.08)
şiir minimum kelime ile maksimum şey anlatma sanatıdır. ama her sanat gibi birşey. sevmek zorunda değilsin.
yani mesela tiyatro da güzel bir sanat ama ben de tiyatroya gidemiyorum. böyle yapay, yapmacık vs geliyor her zaman.

kaldı ki, bazen şiir yazan insanlar bile şiir okumaktan hoşlanmayabilir. birisi uzuuun uzuuun şiir okuduğunda karşımda ter basıyor yeminlen.
0
kahvegibi
(16.05.08)
edebiyat mezunuyum, zevk alarak okudum, ama şiir sevmiyorum şahsen.. ya da genel olarak şiir sevmiyorum diyeyim, arada "hmm enteresan, güzel bak" dediğim vardır üç beş tane.. sebebi de çoğu şiirde bir derinlik görememem..

ortaokul-lisede herkes şair olur mesela, üç beş satır bir şeyler yazıp dünyanın en güzel eseriymiş gibi davranır.. buna hormon patlaması, duygu yoğunluğu sebebiyle bir şey diyemiyorum, acı çeksin ki ergenlikten çıksın gençler..

ama kocaman insanların dudaklarını titrete titrete, gözlerini belerte belerte şiir okuması gayet itici geliyor.. örnek vermeyeyim şimdi, "o nasıl sevilmez" diye polemik çıkmasın :)

eğer şiir sevmek istiyorsanız tavsiyem; farklı türleri farklı akımları deneyin, olmuyorsa kasmayın.. hepimiz duygu topu değiliz sonuçta, bir sonbahar yaprağının döne döne yere düşmesi herkese bir şey ifade etmek zorunda değil.. şahsen üzerine basar geçerim, çıkan "çıtırk" sesinden zevk alırım, nasıl düştüğü beni ilgilendirmez..

bu vesileyle bir de mesaj vermek isterim: bugüne kadar "ya sen edebiyatçısın bak bakayım güzel olmuş mu" diyen / gelecekte diyecek hisli arkadaşlara.. nazik davranmak zorunda bırakmayın, güzel değil şiirleriniz.. ya da ben hislenmiyorum sizin kadar.. cezmi ersöz'e gönderin, istediğiniz cevabı alacaksınız..
0
sharpenter
(16.05.08)
ulen ben de yıllardır yalnız olduğumu sanıyordum.
utancımdan söyleyemezdim, insan içine çıkamazdım be!
vay vay vay..
nası sevindim yani şu an anlatamam =)
ben de sevmiyorum ulan!
napim bayık geliyor bana şiir miir!
arkadaşlar, birleşip örgüt kuralım.
ilk eylemimiz de ibraam sadri yi dövmek olsun.
0
punkertifo
(16.05.08)
ben de zerre kadar zevk almam $iir okumaktan. ben de tek basimayim saniyordum ama gercekten bi suru insan varmi$ ayni $eyi payla$tigim. bir de arkadaslarim vardi bir ara, "ben sana $iiri sevdiririm, adam gibi $iir duymamissin sen de o yuzden sevmiyosun" derdi.

burdan ona bay bay yapiyorum.

sizi seviyorum :)
0
safepassage
(16.05.08)
Şiir derken; Şiir var,şiir var,şair var şair var. Beş hececiler,yedi meşaleciler,ikinci yeni gibi bin bir çeşit akım mevcut örneğin türk şiirinde. Cumhuriyet dönemi şiiri ile günümüz şiiri de birbirine benzemez mesela. Şöyle diyelim yine örneğin; genç şairler daha soyut yönü ağır basan bir nevi sürrealist şiirler yazarlar, edebiyat dergilerinde kimi kez rastlıyorum. O tarz şiirleri bende pek tutmuyorum, hani tabir-i caizse ayakları yere basan şiirden hoşlanıyorum. Yani özetle arayan belasını da bulur istediği şiiri de. :D

Hürmetler
0
villeneuve
(16.05.08)
son derece normal bir durum. herhangi bir seyin eksikligiyle, yanlisligiyla yorumlanamaz kesinlikle. siir de siir okuyan insan da oldum olasi germistir beni de..

alakali olarak: (bkz: siir sevmeyen insanlar)
0
zakk
(16.05.08)
sanat dediğimiz $ey biraz burun gibi. kurcalamadıkça verdiği hazzı tarif edemiyoruz.
0
durum serserisi
(16.05.08)
Ben de yazmayı severim mesela, okumayı yazmak kadar çok sevmem ama öyle çok çok seviyorum diyemem, duygulanmam yani okurken falan, sadece güzel gelir. Yani sevmenin de bi seviyesi olabilir insandan insana değişir. Tuhaflık ya da tartışma konusu olmaması lazım böyle şeylerin tabi seviyeli tartışabiliyorsanız ne ala.. Hayat böyle birşey işte..
0
ermanen
(16.05.08)
(2)

kurdelalı sopa ya da sopalı kurdela

palyacopapi
basliğa bakip ne sacmaliyo bu palyaco diebilirsiniz ki haklisiniz :) simdi bole kızlar cocuklar v.s oynuyolar dans ediyolar kurdela var bole uzun sopasi var şekilli şekilli hareket yapiyolar. nedir onun adi? sen de bilmiyosan yuh yani bi de palyaco olcan dienler olabilir haklilar efenim :)
basliğa bakip ne sacmaliyo bu palyaco diebilirsiniz ki haklisiniz :) simdi bole kızlar cocuklar v.s oynuyolar dans ediyolar kurdela var bole uzun sopasi var şekilli şekilli hareket yapiyolar. nedir onun adi? sen de bilmiyosan yuh yani bi de palyaco olcan dienler olabilir haklilar efenim :)
0
palyacopapi
(06.05.08)
ingilizce "ribbon stick"
türkçe "kurdele sopası" diyoruz heralde
0
ermanen
(06.05.08)
bir adet bagetin ucuna balık avı malzemeleri falan satan yerlerde satılan fırdöndü takaraktan, fırdöndünün diğer ucuna da kurdeleyi takarak kendiniz yapabilirsiniz. 19 mayıs'ta yapmıştık biz zamanında, teey tey :) ama cok keyifli bişidir, yapsam da oynasam yine :)
0
bordeaux
(07.05.08)
(11)

Neden futbol fanatiği olunur?

actionary
Evet, ben futbolla pek arası olmayan biriyim, ama bir spor ve oyun olarak futbolun bu kadar sevilmesini garipsemiyorum.Takım tutma hadisesini de - çok doğal bulmasam da - garipsemiyorum esasında. Ama fanatizme varan futbol taraftarlığını anlamadım gitti. Fanatizmden kastım holiganlık değil, Sözlük't
Evet, ben futbolla pek arası olmayan biriyim, ama bir spor ve oyun olarak futbolun bu kadar sevilmesini garipsemiyorum.

Takım tutma hadisesini de - çok doğal bulmasam da - garipsemiyorum esasında. Ama fanatizme varan futbol taraftarlığını anlamadım gitti.

Fanatizmden kastım holiganlık değil, Sözlük'te de her gün örneklerini görebildiğimiz "kendisini hiçbir şekilde umursamayan bir varlık (işbu durumda futbol takımı) için tanımadığı insanlara hakaret edebilecek kadar gaza gelme" hali.

Nasıl oluyor da oluyor? "22 adam bir topun peşinde koşturuyor işte" boyutuna indirgemiyorum hadiseyi kesinlikle. Ama takım dediğin, futbolcusuyla, teknik direktörüyle, birkaç senede bir neredeyse tamamiyle değişiyor. Demek ki aktif kadrosuyla bir ilgisi yokmuş.

Takımın politikasını, oyununu, transferlerini belirleyen yönetim desen, yönetim de değişiyor? Hayır, zaten çok az taraftar tuttuğu takımın yönetimine küfretmiyor. Yani yönetim de değil takımı bu kadar sevdiren.

Başarı desek? Türk futboluna amatör bir gözle baktığımda, oldukça istikrarsız bir futbola sahip olduğumuzu görüyorum. Birkaç sene tüm dünyayı sallayıp, sonraki birkaç sene aynı başarıların onda birini gösteremeyebiliyor Türk takımları. Demek ki başarıyla da pek bir ilgisi yok.

Peki neyle ilgisi var? Gerçekten sadece o "renklere gönül verme" olayı mı her şey? Eğer öyleyse çok fena, çok fena... Ama öyle olmasa gerek. Taraftara gönül verme mi? E, hepsi Türk halkı işte? Aklımda her takım için bir taraftar stereotipi var, ama en nihayetinde hepsinin ortalaması, ortalama Türk insanı?

Nedir insanlara heyecandan (ve zamanla birbirini nötrleyen sevinç ve üzüntü) başka bir şey yaşatmayan bir takıma olan bu kökten bağlılığın sebebi? Takımı yenilince niye çok üzülür insanlar?

Nedir yahu?!
0
actionary
(06.05.08)
Her insan bir şeyler başarmak ister, düzen çok az kişiye bu fırsatı verir. Çoğu "pil" olarak kullanılır, birey dahi olamaz. Energizer tavşanı kadar anonim oluverir. Sonra mecburen insan o enerjiyi başka bir şeye yönlendirir, aklını kaçırır. Açıklaması budur bence. (Futbol/spor iyidir güzeldir, izlemesi de oynaması/yapması da. Burada neyi söylediğim anlaşılıyor umarım)
(bkz: #12988134)
0
kurukafa
(06.05.08)
Olay sadece "verili spor anlayışı" ile ilgili arkadaşlar. Birilerinin Gladyatör boşluğunu doldurması, her Türk gencinin kendini en az bir konuda uzman sanması gerek. Hep söylerler, ne demiş fakir bir Latin Amerika Ülkesinin başkanı: "3F yeter bu insanara, Futbol, Fiesta, Festival." Bizim durum daha vahim, bize sadece futbol yetiyor. Özetle: Futbol fanatiği olunmaz, futbol fanatiği oldurulur. Budur.
0
inatci kahraman aga
(06.05.08)
Bunun daha vahim bir yani ise toplumumuzda takim tutmayanalarin tam bir weirdo muamalesi gormesidir. ayrimciliktan iceri attirilmali bunlar vallahi.
(bkz: ayrimcilik sucu/1)
0
egotm
(06.05.08)
green street hooligans filmini izlemeni tavsiye ederim. orada taraftarlık olgusunu maç dışında anlatıyor.
"Bence Galatasaraylılık din gibi, mezhep gibi yerleşmiş, köklü bir inançtır. Galatasaray'ı işte bunun için tercih eder ve Galatasaraylılığımla her zaman gurur duyarım'' demiş mesela metin oktay eheh.
0
x factor
(06.05.08)
egotm
(06.05.08)
Efendi gibi takımını tutana saygım sonsuz ama abartan da çok fazla, holiganları da zaten Allah'a havale ediyorum...

Niye bu kadar çok para dönmesi gerekiyor bu işte ben de onu anlamıyorum, başka sporlarda da oluyor ama futbol abartı yani, bu kadar dengesizliğe kimse birşey demiyor mu, diyemediği içindir belki de...
0
ermanen
(06.05.08)
kesinlikle renklere gönül vermek ile alakalı. elbette sarı ve kırmızı rengi çok sevmek değil bu gönül vermek dediğim. bir şeye tutku ile bağlanmak.

ben de futbola, takımına tutku ile bağlı olmayanları anlamakta zorluk çekiyorum mesela. anlamadım, anlayamayacağım, anlamak için zorlamıyorum kendimi.neyi kaçırdıklarının farkında değiller.

ha kamyonla hobim var, bir o kadar da kitabım. sinema-müzik konusunda da allah'a şükür iki kelime edebiliyorum; siyasetle de ilgileniyorum, üstelik aktifim.

anlatmak istediğim kişiden kişiye, yapıdan yapıya, bakış açısına göre değişiyor.

ben maça gittiğimde, binbir zorluk çekiyorum, uzun yol katetmek zorunda kalıyorum (tekirdağ-mecidiyeköy), hele bir de yağmur-çamursa iyice eziyet haline dönüşüyor; girmesi ayrı, çıkması ayrı dert anlayacağınız. fakat ne zaman ki merdivenlerden çıkıyor, kafamı kaldırdığımda ali sami yen'in çimlerini görüyorum, o an dünyada başka bir yerde olmak istemediğimi fark ediyorum.

bunu anlatabilmem çok zor. bir insanın bana futbolu neden sevmediğini anlatabilmesi de.
0
guybrush threepwood
(06.05.08)
sebebi gayet acık bence..cocukken bir top bulursun yada bakkaldan 500 bin liraya alırsın.sonra bos bir arazi ve alsana spor.cocukken bı cok ınsanın bıldıgı spor seklıdır.voleybol oynayamazsın file yok, basketbol oynayamazsın pota yok gibi nedenlerden dolayı cocuklar sadece futbol a ılgı duymaya baslıyolar..ayrıca bunların dısında futbol gayet ucuz bır spordur.yanı cocuk aıleye deseki ben kayak yapmak ıstıyorum yuzmek ıstıyorum falan dıye.ailenin maddi imkanları cercevsınde gerceklesır bu olaylar..

okulda sadece futbol konusulur.arkadasları ben gs liyim sen hangı takımlısın dedıklerınde cocuk kendı kendıne dusunur ve takım tutması gerektıgını zanneder..o sen hangı takımlısın dıye soran cocukta babasının arkadaslarıyla muhabbettınde duymustur aslında futbol klublerını..

son olarak : bu ulkede hangı takımı tutuyosun sorusu tanısılan bı ınsana burcun ne soru cumlesınden önce sorulabılecek kadar önemlidir kimi cevrelerce..
0
isott
(06.05.08)
guybrush threepwood: işte, o "renklere gönül verme" durumunu biraz açar mısınız? rengin dalgaboyuyla ilgili olduğunu ben de düşünmüyorum, peki ama nedir bu?

ayrıca takım tutmayan birini anlamak kolay olmalı: futboldan uzak büyümüştür, ailesi futboldan hoşlanmıyordur, çocuk futbolu tanımaz, dolayısıyla takım tutmayı yersiz bulur.
0
🌸actionary
(07.05.08)
Aslinda futbol fanatikligi ile futbol takimi fanatikligini birbirinden ayirmak gerekir. Futbol fanatigi bir insan futbola asiri derecede ilgi duyar. Bu diger spor dallari icin de gecerlidir. Ornegin tenis fanatigi insanlar da vardir, F1 fanatigi insanlar da. Bu insanlar futbolla ilgilenmeyebilir ama tenis turnuvalari ya da F1 yarislari oldugu zamanlar televizyonun basindan kalkmazlar, maddi durumlari iyi olanlar bu sporlar icin ulke ulke dolasir. Ornegin bir cok arabanin vin vin vin son surat gidip de birbirini gecmeye calismasi bana sacma gelmesine karsin bunu buyuk bir heyecanla seyreden insanlar var. Yani bir spora ilgi duyuyorsun ve o sporun kurallari yapilis tarzi, yasattigi surprizler sana zevk veriyor ve o spor ile ilgili bir takim ya da sporcuya bir sekilde((bir zamanlar kazandigi buyuk bir basari, bir karsilasmada hakkinin yenmesi, sen cocukken cevrenin(abi, baba, dayinin) o takimi tutmasindan etkilenmek ya da yarattigi ters etki gibi nedenlerle) sempati duyup desteklemeye basliyorsun. Sevdigin bir yazari, sarkiciyi, aktoru, yonetmeni surekli takip edip onlarin yapitlarini seyrederken, dinlerken, okurken aldigin zevkten pek bir farki yok aslinda. Bir spor dalini seversin, o sporla ilgili bir takimi ya da sporcuyu desteklersin ve kazanilan basari ile sevinir, yenilgi sonrasi uzulursun.

Takim fanatikligi ise cok farkli. Futbol fanatigi oldugum ve destekledigim takimimin bir cok macina gittigim icin rahatlikla soyleyebilirim, takim fanatigi insanin aslinda yapilan sporla pek bir alakasi yoktur. Oraya kufur ya da kavga etmeye gider. Hayatta alinan bir cok yenilginin, basarisizligin telafisini destekledigi takimla yok etmeye calisiyordur. Daha fazla yenilgiye tahammulu olmadigi icin destekledigi takimin kazandigi basarilar onu sevindirmektedir ve bu basarinin kazanilmasi icin de gosterilen her yol mubahtir.
0
petekdoku
(07.05.08)
youtube'a erişebilsem fanatizm ve holiganizm hakkında çok iyi bir video linki yollayacaktım. yurtdışında olanlar, youtube'a erişebilenler vs. için söyleyim yine de; arama kutusuna cimbom old boys yazın, izleyin. karşınıza çıkan video holiganlık ile ilgili.

renklere gönül vermek küçük yaşlarda meydana gelen bir şey. 15-16 yaşına kadar futbolla ilgilenmeyip sonradan fanatik olan birini tanımıyorum. herkes kendi çocukluğunda incelenebilir. ben hatırlıyorum çocukken iki apartman arasındaki bahçede uygun ağaçları seçip kale yapardık ve mahallenin abileri ile birlikte burada futbol oynardık. o abilerden biri galatasaray altyapısında oynuyordu ve antreman olmadığı zaman vs. yanımıza gelirdi. bize de galatasaray formaları getirirdi (benim yaş 6-7), ne zaman sarı ile kırmızıyı yanyana görsem aklıma galatasaray gelirdi. evdekilerin de galatasaraylı olduğunu idrak ettiğimde o artık benim vazgeçemeyeceğim takımım olmuştu. şimdi elimden geldiğince maçlara gidiyorum.

uzun lafın kısası, çocuğun o yaşlarda başkalarından gördüğü her şeyi yapmak istemesi, bir şeye (bu durumda renklere) tutkuyla bağlanmak istemesinde yatıyor olay. ben kendim için bu sürecin nasıl geliştiğini anlattım, fenerbahçelisi de beşiktaşlısı da eminimki benzer süreçlere sahiptir. bir de şöyle bir şey var, her ne kadar taraftarları düşman olarak gösterilsele de üç büyüklerden biri bile olmasa, bu lig çok zevksiz olurdu.
0
deckard
(07.05.08)
(5)

bilimkurgu kitabı önerisi

nihilanth
diyelim ki farklı bir galakside bizden milyonlarca yıl önce dünya benzeri bir gezegen oluşmuş, orada insana benzer varlıklar yaşamış ve daha sonra kıyamet kopmuş ve yok olmuşlar. ya da kopmamış hala yaşıyorlar ama bu farklı dünyalar birbirinin farkında değil. hepsinin ayrı eserleri ve yaşam tarzları
diyelim ki farklı bir galakside bizden milyonlarca yıl önce dünya benzeri bir gezegen oluşmuş, orada insana benzer varlıklar yaşamış ve daha sonra kıyamet kopmuş ve yok olmuşlar. ya da kopmamış hala yaşıyorlar ama bu farklı dünyalar birbirinin farkında değil. hepsinin ayrı eserleri ve yaşam tarzları var. bir de gerçek dünya (yani bizim gerçek oldugunu sandıgımız kendi dünyamız) var. bu konular hakkında yazılmış bilimkurgu öyküsü,romanı aramaktayım(robot değil insana benzer varlıklar olması ve yaşadıkları gezegenin dünyaya benzemesi lazım). isim, yayınevi tavsiye eder misiniz?
0
nihilanth
(04.05.08)
Spesifik olarak bilmiyorum ama şurası araştırılırsa bulunabilir:

en.wikipedia.org
0
ermanen
(04.05.08)
bir wikipedi linki de benden. tarif ettigin tür bilimkurgu büyük ölcüde paralel evrenler/dünyalar türüne uyuyor. türkce olarak da www.bilimkurgu2000.com da bilgi olmasi lazim. bir de oraya bak istersen.

en.wikipedia.org(fiction)
0
atmacaged
(04.05.08)
rama serisini şiddetle öneririm, arthur c. clarke'nin 4 kitaplık bi dizisi bu. ithaki'nin yayınlamış olması lazım (içeri gidip bakmaya üşendim)
0
kobuzchu kiz
(05.05.08)
0
zlatan
(05.05.08)
Tam aradıklarınıza uygun olarak Asgard üçlemesi var. Üçleme diyor ama ilk iki kitabı yayınlandı.
The Hitchhiker's Guide To The Galaxy'i söylemeye gerek yok sanırım.
0
inatci kahraman aga
(05.05.08)
(11)

korku filmi uuuu!

vampyria
eskiden çok izlerdim de takip etmeyeli baya oldu iyi film bilmiyorum, 3 kişiyiz, korku filmi izlemek ve diken üstünde olmak istiyoruz.uyuyamayalım bu gece :) bekliyorum..
eskiden çok izlerdim de takip etmeyeli baya oldu iyi film bilmiyorum, 3 kişiyiz, korku filmi izlemek ve diken üstünde olmak istiyoruz.uyuyamayalım bu gece :) bekliyorum..
0
vampyria
(04.05.08)
shutter. pişman olmazsınız diyebilirim.
0
lepidodendron
(04.05.08)
korku falan değil, hafif korku-gerilim hatta belirli bir janrı da yok ama bol vaktiniz varsa the mist'i de tavsiye edebilirim. tabi önce kitabını okumanızı daha şidetli tavsiye ederim, mukayese yapabilirsiniz böylece.
0
lepidodendron
(04.05.08)
dip not: koltuğu televizyona yaklaştırın arkanızda duvar olmasın daha korkunç oluyor. :)
0
thefirstfbli
(04.05.08)
[rec].
www.youtube.com (trailer)
www.youtube.com (izleyici tepkileri)
0
oldtimer
(04.05.08)
ilk shutter'ı gördüm indirmeye başladım hemen kura ona çıktı :) yalnız ekşideki yazıları okudum da korktum be!yorumu yaparım burdan izledikten sonra :)

the mist de bi dahaki sefere inşallah..

koltugu yaklaştırın güzel öneri ama ben odada otururken bile sırtımı biyere yaslarım, yoksa arkadan biri gelicekmiş gibi tırsarım :) kalp krizi falan geçirmeyelim gece gece.benim için çok cesur bi öneri seninkisi eheh
0
🌸vampyria
(04.05.08)
+1 [rec]
0
thinkbeforedoing
(04.05.08)
shutter klişe doluymuş baya ama istediğim kriterlere uyuyo, gayet de uykum kaçtı ve gerildim.oturuyorum ayıldım iyice :)

the mist ve [rec]'i de aldım listeye, teşekkürler.
0
🌸vampyria
(04.05.08)
vampyriaaa, bu gece uyumaaa yoksa ruyanda beni gorursuuuuuuuun!!! beni ve the descent i!
0
egotm
(04.05.08)
korku sayılmaz, ama oldboy'u da tavsiye ederim. müthiş geren bir film.
0
ensar
(04.05.08)
garez
0
jade
(04.05.08)
(5)

davul solodan oluşan şarkılar

deckard
`bonzo s montreux` misali davul solo şarkıları tavsiye edebilir misiniz? bilimum metal konserinde çalınan dırırırırı diye saydırmalı sololar olmasın ama.
bonzo s montreux misali davul solo şarkıları tavsiye edebilir misiniz? bilimum metal konserinde çalınan dırırırırı diye saydırmalı sololar olmasın ama.
0
deckard
(03.05.08)
armor of gods var manowar'ın.
0
karapolisnas
(03.05.08)
the cream - wheel of fire kasedi, b yuzu.
0
pyro clustic flow
(03.05.08)
tam bir davul solo sayilmaz ama "sing sing sing(with a swing)"
0
azuth
(03.05.08)
@azuth; sing sing sing'in hastasıyımdır, hatırlattığınız güzel oldu :)

@karapolisnas ve pyro: tişkür ederim efendim :)

aklınıza gelirse yazmaya devam edin
0
🌸deckard
(03.05.08)
ermanen
(04.05.08)
(6)

Savaş uçağı içerikli oyun tavsiyesi bekleniyor.

karga tdi
Selam, Bir arkadaşım için böyle uçaklı muçaklı bir oyun arıyoruz ama öyle Flight Simulator tarzı değil, içinde savaş uçağı olması gerekiyor. WWII atmosferli veya modern jet uçaklarının, F16, ların hayalet uçakların v.s olduğu birşeyler olabilir. Oyun adı tavsiye edebilen olursa sağlam dua alır. Teşe
Selam,
Bir arkadaşım için böyle uçaklı muçaklı bir oyun arıyoruz ama öyle Flight Simulator tarzı değil, içinde savaş uçağı olması gerekiyor. WWII atmosferli veya modern jet uçaklarının, F16, ların hayalet uçakların v.s olduğu birşeyler olabilir. Oyun adı tavsiye edebilen olursa sağlam dua alır.
Teşekkürler.
0
karga tdi
(02.05.08)
ps için ama pc versiyonları varmı bilmiyorum..
air combat vee ace combat..ikisi de oldukça sağlam ve kolay kullanımlı oyunlar..
0
pillibebek
(02.05.08)
Bunlar var ama hangileri savaş uçaklı araştırmak lazım:

en.wikipedia.org:Flight_simulation_video_games

Bunların arasında falcon var bildiğim
0
ermanen
(02.05.08)
eski ama, "f22 the lightning" vardı. fena değildi.
0
dorian greyfurt
(02.05.08)
medal of honor pacific assault'un uzunca bir bölümünde savaş uçağı kullanıyorsunuz. bir bölüm için değer mi o da sizin kararınız.
0
baldur
(02.05.08)
IL-2 Sturmovik.
0
fredi
(03.05.08)
blazing angels II
0
eski usul mat
(03.05.08)
(5)

bu ineğe ne olmus?

palyacopapi
resimdeki inegin boynundan sarkan ne arkadaslar sizce? yani bu inegin bir ozelligi midir ya da ur mudur hastalık mıdır nedir sizce?
resimdeki inegin boynundan sarkan ne arkadaslar sizce? yani bu inegin bir ozelligi midir ya da ur mudur hastalık mıdır nedir sizce?
0
palyacopapi
(30.04.08)
besinci bir ayaga benziyor. mutasyon sonucu gibi geldi bana.
0
mandayuvasi
(30.04.08)
anlasilan, hindistan'da inege taptiklarindan bu mutasyonlu inek de digerlerinden farkli oldugu icin adam onun tanri oldugunu dusunuyor olmali ki, onu boyle suslemis. benzer bir ilgi mutasyon gecirip iki kafasi olan bir kiz cocugu icin sergileniyordu. hindistan mitolojisinde iki kafali bir kiz tanri var diye , bu kizi da mucize olarak goruyorlardi. salaklar iste.
0
egotm
(30.04.08)
mutasyondan değil de, aynı yumurtada birden fazla emriyo gelişim başlangıcı ama sonuç olarak birisinin diğerine yapışan bir yerlerinin olmasından kaynaklanıyor olabilir mi acaba ?
0
SoLfej
(30.04.08)
(bkz: meme yapmış)
0
ermanen
(30.04.08)
SoLfej'in cevabı bence de mantıklı, üstüne binaen (bkz: kimerizm)
0
gxix
(01.05.08)
(7)

satranç oyunu

efruz
pc olarak en iyi oyun hangisi. chessmaster serisi vardı bi zamanlar. şimdi en güzel, analizli, ratingleri kaydeden ve zorluk dereceleri gerçekçi hangi oyunu önerirsiniz.
pc olarak en iyi oyun hangisi. chessmaster serisi vardı bi zamanlar. şimdi en güzel, analizli, ratingleri kaydeden ve zorluk dereceleri gerçekçi hangi oyunu önerirsiniz.
0
efruz
(30.04.08)
yahoo chessmaster hala güzel.
0
insanimsi
(30.04.08)
kesKinlikle yahoo chessmaster.
0
hlathguth
(30.04.08)
kasparovu yenen bi oyun vardı. israil yapımı. o nasıl ve nedir.

bir de yahoo chessmaster göremiyorum torrentlerde
0
🌸efruz
(30.04.08)
yahoo.com'da bevada. üyeliğin olsa yeter.
0
insanimsi
(30.04.08)
deep fritz
0
ermanen
(30.04.08)
deep blue. eski bir satrançcı olarak öneririm. ayrıca kasparov ile oyunundan;

1 - deep blue wins
2 - kasparov wins
3 - draw
4 - draw
5 - kasparov wins
6 - kasparov wins

www.uschess.org bu siteden maçların hamlelerine de ulaşabilirsin. ;)
0
SoLfej
(30.04.08)
pc ile satranc oynamanın dışında,
www.chessclub.com a git.
ordan download software yap
7 günlük trial üyelik al.
baglan değişik insanlarla satranc oyna + büyük ustaların bile birbirleriyle maçlarını izle.
0
joepiscopo
(01.05.08)
(3)

[ ingilizce ] woo nasıl okunur?

enola gay
vuu mu wü mü?edit: seslisozluk.com a göre 'wü diye geçio
vuu mu wü mü?

edit: seslisozluk.com a göre 'wü diye geçio
0
enola gay
(29.04.08)
vuu diye okunur-who nun argosu olabilir bu-, ikinci sekildeki telafuz olsa olsa ancak "whu" icin olur. tabi oyle birsey varsa.
0
egotm
(29.04.08)
seslisözlükte "vuu" diyor kadın
0
ermanen
(29.04.08)
vuug seklinde... (g=yumusak g)
edit: ingiltere'de...
0
kezzy homeros
(29.04.08)
(8)

Fen Bilimleri İngilizce

ermanen
"Fen bilimleri" nin ingilizcesi ne yahu, sadece "science" uymuyor sanki..
"Fen bilimleri" nin ingilizcesi ne yahu, sadece "science" uymuyor sanki..
0
ermanen
(24.04.08)
Sozun gectigi baglami aciklar hatta cumleyi falan verirsen daha rahat cevap verebiliriz.
0
wpi
(24.04.08)
Cümlede geçmiyor aslında, liseden mezun olduğum alanda yazıyor ve kalıp olarak da kullanıyoruz zaten ama iki kelime de aynı anlamda nerdeyse
0
🌸ermanen
(24.04.08)
science uyuyor yahu neden uymasın
0
ccompiler
(24.04.08)
science uyuyor da dışarıdan birisine sanki bilimin allahını görmüşüz izlenimi uyandırıyor. peki astronomi ve uzay bilimlerini nasıl çevirebiliriz? liseden sonra en çok bu konuda sıkıntı çekiyorum. elin oğlu buradan çıkıp nasa'ya gideceğimizi falan zannediyor.
0
deckard
(24.04.08)
studies olabilir belki, science kadar ağır olmasın diyorsanız. Astronomy and space studies gibi
0
sui
(24.04.08)
natural science diyebilirsin fen bilimleri için.ben dediğin kelimenin almancasına ihtiyaç duymuştum senin durumda, lise için.kullandığım kelimenin çevirisine baktım natural science diye geçiyor.

edit:uzay bilimleri internette de space science olarak geçiyor zaten.başına da bi astronomy koydun mu sorun yok bence.
0
vampyria
(24.04.08)
hatta ingilizce menseili universitelerimizde fakultelerin adi boyledir. sabanci vs. en.wikipedia.org
0
egotm
(24.04.08)
applied sciences diye de geciyor.
0
atmacaged
(25.04.08)
(10)

EkşiDuyuru sorusu..

isott
buglar kısmına uygun olmadıgını dusundugum 2 soru soracagım..oraya uygunsa oraya tasıyım..1. v3 e gecıldıgınde v2 yı kullanabılıyoduk..ancak su anda v3 acılamıyo bende..kalktı mı bu uygulama? olsa guzel olurdu..2. dün itibariyle HER BİR ŞEY - BUGÜN - CEVAP butonları vardı.ancak simdi CEVAP butonu yo
buglar kısmına uygun olmadıgını dusundugum 2 soru soracagım..oraya uygunsa oraya tasıyım..

1. v3 e gecıldıgınde v2 yı kullanabılıyoduk..ancak su anda v3 acılamıyo bende..kalktı mı bu uygulama? olsa guzel olurdu..

2. dün itibariyle HER BİR ŞEY - BUGÜN - CEVAP butonları vardı.ancak simdi CEVAP butonu yok..ıyı bı olaydı buda mı kalktı?

şimdiden tesekkurler..
0
isott
(24.04.08)
cevapla bende var.. internet kullanıcılarına kapatılmış olmalı
0
toxxicfox
(24.04.08)
cevapla internet kullanicilarina acik. (firefox)
0
theli
(24.04.08)
bende firefox kullanıyorum ancak gorunmuyor bende..cok ılgınc..
0
🌸isott
(24.04.08)
Opera kullanıyorum, gözüküyor
0
ermanen
(24.04.08)
ikullanıcısı ie6 kullanıom cevaplıyan gözükmüyor bir an önce olmasını temmenı ediom tamam.

1. v3 kalktı tamam

2. herbişey var bugün var cevap var (cevap butonu nzmn çıktı yaw)
0
imparatorolmayikolaymisandin
(24.04.08)
cok saglam CTRL F5'e basiniz. CEVAPLA'a dokunmadim 23 nisan sabahindan beri.
IE6 desteklemiyoruz diye danalar gibi yaziyor tepede. ama duzelecek bir kac gun icinde.
0
compumaster
(25.04.08)
screenshot gonderiniz, yoksa oyle bir sey olmadi sayariz.
0
compumaster
(25.04.08)
v3 kalkti tamamen. Bu versiyonun V3'den nerdeyse hic farki yok. (IE6 disinda).
0
compumaster
(25.04.08)
firefox da versiyon yukselttım ve cevapla butonu geldi sonunda..
daha dogrusu eksiduyuru'nun goruntusu deıstı artık..yanı v3 e benzeyen goruntu geldı sımdı..tesekkurler
0
🌸isott
(25.04.08)
isott,
kullandigin versiyon ile alakasi yok. bo$una demiyoruz, cache'i bo$altin ya da ctrl+f5 ile sayfayi reload edin diye.
0
sourlemonade
(25.04.08)
(4)

Saksıda Meşe

ermanen
Benim bi saksıda meşe büyüyor, o fazla büyümeden başka bir yere ekmem lazım. Nasıl bir yere ekmem lazım, ortam nasıl olmalı, ekerken saksıdaki bütün toprakla mı ekmem lazım yoksa içinden çıkarabilir miyim? Tema ve ağaçla ilgili sitelere baktım ama bulamadım sanırım bilen var mı acep?
Benim bi saksıda meşe büyüyor, o fazla büyümeden başka bir yere ekmem lazım. Nasıl bir yere ekmem lazım, ortam nasıl olmalı, ekerken saksıdaki bütün toprakla mı ekmem lazım yoksa içinden çıkarabilir miyim? Tema ve ağaçla ilgili sitelere baktım ama bulamadım sanırım bilen var mı acep?
0
ermanen
(23.04.08)
eger yeni ve daha buyuk bir saksiya gecmeyeceksen, once saksidan yavasca cikar menekseyi dibindeki topragiyla birlikte. sonra hafifce elinle vurarak o eskimis topraktan az da olsa arindir cicegi. daha sonra dikecegin yere yeni aldigin cicek kumundan koy. sonra koklerinde eski kumlari duran cicegini getir bu yeni topragin ortasina dik. biraz siki$tir ve biraz da su ver.

cok gunes sevmez menekse. haftada 1 su verirsin, ayda bir de ilac[ gubre] verirsin. haftada birden biraz fazla da olabilir sulamalarin cunku malum havalar 30 derecelerde seyrediyor.

olen ciceklerini hemen kes temizle, onu kirli birakma ve konu$ ciceginle. goreceksin performansi artacak cicegin.
0
safepassage
(23.04.08)
menekşe diiilki meşe dio baksana :D
ayrıca çiçek değil ağaç
ekşiduyurunun içki ruhsatına el koymak lazım yahu!
menekşelendi sular ahhh ahhh :)

ermanen askerde yüzlerce ağaç dikmiş bir vatandaş olarak beni dinle
fideni güneş alan fakat ezilmeyecek bir yere ek.çok derine gömme kökleri zarar görmeden gömülecek kadar bir çukur yeter.ayrıca iki günde bir yazında çok sıcaklarda hergün sularsan bişeycik olmaz.
0
omer460
(23.04.08)
Safepassage, menekşem olursa dikkate alacam dediklerini :)
0
🌸ermanen
(23.04.08)
ahahha kusura bakmayin ben menek$e okumu$um onu :D
0
safepassage
(24.04.08)
(9)

Sözsüz, Konuşmasız, Senaryosuz

ermanen
Sözsüz, Konuşmasız, Senaryosuz filmler var mı? Kısa film vardır heralde uzun metrajlı var mı? Belki "sessiz"i de ekleyebiliriz varsa...
Sözsüz, Konuşmasız, Senaryosuz filmler var mı? Kısa film vardır heralde uzun metrajlı var mı? Belki "sessiz"i de ekleyebiliriz varsa...
0
ermanen
(23.04.08)
charlie chaplin in filmleri?
0
safepassage
(23.04.08)
sadece müzikli olsa? bronenosets potyomkin mesela.

www.imdb.com
0
deckard
(23.04.08)
senaryosuz nasıl olacak?
0
kurukafa
(23.04.08)
porno
0
ccompiler
(23.04.08)
baraka
edit: 10 x baraka
hatta baraka 1 ve 2
0
omer460
(23.04.08)
hmm fransız filmleri?

senaryosuz filmle ne kastediyorsun fikrim yok ama le dernier combat (son savaş türkçesi fransızcam yok ismi böyle bişiy) isimli luc besson 'un ilk filmi vardır sıfır konuşma içeren.
0
darknum
(23.04.08)
koyaanisqatsi
powaqqatsi
naqoyqatsi
0
audionaut
(23.04.08)
Senaryosuz film nasıl olur ben de bilmiyorum, olur mu yani?
0
🌸ermanen
(23.04.08)
Rica edin farklı yönetmenlerden cut-footageleri toplayın birleştirin izleyin. Başka bi alternatif gelmiyo aklıma. Senaryosuz film??
0
durum serserisi
(24.04.08)
(8)

Mıknatıs Gibi Madde

ermanen
1. Bazı metalleri çekme özelliği olan mıknatıs gibi başka maddeleri çekebilme özelliği olan başka bir madde veya birşey var mı?2. Mıknatıs özelliği olan başka maddeler var mı?
1. Bazı metalleri çekme özelliği olan mıknatıs gibi başka maddeleri çekebilme özelliği olan başka bir madde veya birşey var mı?

2. Mıknatıs özelliği olan başka maddeler var mı?
0
ermanen
(23.04.08)
elektrikle miknatislama diye bir olay var mesela..
0
safepassage
(23.04.08)
şimdi mıknatıs diye bir madde yoktur, mıknatıs bir genellemedir halk dilinde. kobalt vardir, manyetit vardir bilimum agir metaller vardir.
yani kisaca miknatis ozelligi gosteren maddelere biz miknatis diyoruz aslinda.

ayrica safepassage in da dedigi gibi bu ozelligi tasimayan maddeleride bu ozellige sahip yapabiliyoruz. yani bir tarakta miknatis olabilir kagit parcalarina karsi.
0
theli
(23.04.08)
hardiskin içini açmıştım bir keresinde.içinden iki parça mıknatıs çıkmıştı.accayip kuvvetliydi.daha önce hiç o kadar kuvvetli mıktanıs görmemiştim.ilginç...
0
omer460
(23.04.08)
@omer460 harddiskler buyuk manyetik kuvvetlerle yazim yaparlar zaten. oyle olmasi normal :)
0
safepassage
(23.04.08)
mıktanısları sana anlatmaya çalışsam 95 sayfalık slideshow'u özetlemem gerekir ama kısaca, elektron dizilimine bağlı olarak acaip kuvvetli ve azıcık kuvvetli, hatta net sıfır kuvvete sahip malzemeler var.


metallerin hemen hepsi mıknatıs olarak anılabilirler (mühendislik uygulaması olmadığı için çoğu pek önemsenmez o ayrı).
0
darknum
(23.04.08)
çok genel sormuşsun da özet bişeyler söyleyim, mıknatıs sadece 3 elementi çeker demir,nikel,kobalt. harddiskin içindeki mıknatısın adı neomidyum hayvan gibi güçlüdür, pahalıdır da.
0
sourlemonade
(23.04.08)
1. bildiğimiz kadarıyla yok. kütle çekimi var, her şeyi çekiyor; ama o başka tabii.

2. daha önce de söylendiği üzere ferromanyetik özelliğe sahip her metal mıknatıstır. diğerleri elektromanyetizma yoluyla elektromıknatıs haline getirilir filan.
0
actionary
(23.04.08)
Aslında mıknatısı, mıknatıslanmayı, elektromıknatısı, elektromanyetizmayı, ferromanyetik maddeleri biliyorum ben sadece farklı bir şeyi madde bazında soruyorum
0
🌸ermanen
(23.04.08)
(4)

özlü bir söz

sangria
bir laf vardı, adamın biri, misal ayakkabıcı, ünlü bir şaire ayakkabı yapmış, adam ayakkabıyı çok beğenince şiirine de karışmış, şair de "sen ayakkabı yap, ama sadece ayakkabı yap" demiş.bu olayın aslı neydi??
bir laf vardı, adamın biri, misal ayakkabıcı, ünlü bir şaire ayakkabı yapmış, adam ayakkabıyı çok beğenince şiirine de karışmış, şair de "sen ayakkabı yap, ama sadece ayakkabı yap" demiş.

bu olayın aslı neydi??
0
sangria
(21.04.08)
Bu olabilir mi?

www.siir.gen.tr
0
ermanen
(21.04.08)
çizmeyi aşmak deyiminin hikayesiydi bu yanlış hatırlamıyorsam.
0
nada
(21.04.08)
olayın aslı şudur:
bir gün elinde yazdığı şiirleriyle yanına yaklaşan bir şemsiyeciye,shakespeare
şiirlerine baktıktan sonra "dostum siz şemsiye yapın, hep şemsiye yapın, hatta
sadece şemsiye yapın..." deyivermiş.
0
clones
(21.04.08)
arwear
(21.04.08)
(11)

Patates kızartma sanatı

kimlanbu
Patatesten patatese fark olur mu ? Bazısı düzgünce kızarıyor, bazısının dışı kömür olsa da pişmiyor. Bazısı yağı sünger gibi çekiyor.Nasıl pişirilir bu yakmadan ? Hele bazen dışı kızarıyor, içi çiğ kalıyor insan hayattan soğuyor.
Patatesten patatese fark olur mu ? Bazısı düzgünce kızarıyor, bazısının dışı kömür olsa da pişmiyor. Bazısı yağı sünger gibi çekiyor.

Nasıl pişirilir bu yakmadan ? Hele bazen dışı kızarıyor, içi çiğ kalıyor insan hayattan soğuyor.
0
kimlanbu
(18.04.08)
ben şahsen o donmuş olanlardan alıyorum sonra iyice kızmış yağa atıp altın sarısı olana kadar pişiriyorum. sonra yiyiyorum, gerçi genelde birayla yediğim için içi pişmişmi pişmemişmi farketmiyor da olabilirim. zaten donmuş olanların içi boş boş, bi yavan geliyor insanın ağzına. ama canlı patatesi doğrayıpta pişirince hamur gibin birşey elde ediyorum bende genellikle....
0
metox
(18.04.08)
patatesten patatese fark ediyor sanırım çünkü dediğiniz gibi kimisi mükemmel kızarıyor kimisi berbat oluyor.
şurada da bir şeyler var:
www.videojug.com
www.videojug.com
www.videojug.com
0
quasiromantic
(18.04.08)
patatesler arasında fark olabiliyor. ama doğradıktan sonra iyice kurulayıp kızgın yağa koymak lazım . bu arada 1 kez donmuş olanlardan alıp kızarttığın yağda normal patateste kızartınca aynı donmuşlar gibi çıtır çıtır oluyor tavsiye ederim =)
0
lilidance
(18.04.08)
ya bir gün benim kocam yapsın da (godless commie), cümle alem patates kızartması yesin (king bilip oynayanlara yaparız da).

patatesleri kabuklu olarak doğruyor, derin bir tencerede yağı kızartmaya başlıyor, daha yağ kızarırken içine bir tane atıyor ki, o bir tane, yağ kıvama gelince haberdar etsin bizi.

Çıkanları tuz-karabiber-kırmızı tatlı biber ile bir harmanlıyor ki, en "amaan ben sağlıklı yemek yerim"cilerin bile aklı çıkıyor..
0
cedilla
(18.04.08)
Patateslerin boyutlari ve yagin sicakligi fark yaratabilir. Patatesleri esit kesmeye calis diyecegim. Bu is icin satilan aletler var sanirim. Ama o bir yana, yagin sicakligi izlemek daha kolay. Bir yag termometresi al (buyuk supermarketlerde ve mutfak esyasi satan yerlerde olabilir). Asagidaki Ingilizce Wikipedia alintisi da yardimci olacaktir:

______________________
Some home cooks who prepare French fries from scratch cook them a single time in a generous amount of oil pre-heated to a temperature around 375 °F (190 °C, medium to high heat power dial settings depending on the amount of fries to available fryer heat power) until they are golden and slightly crisp. The method recommended by most cookbooks, and used by many restaurants, especially those reputed to have excellent French fries, cook them in two stages: first at a thermostat temperature at around 350 °F (177 °C), until the fries are nearly cooked but limp, still pale and not too dried; then, after they have been removed from the oil and allowed to cool, at a higher temperature, generally around 375 °F (190 °C), fries are fried again until they are golden and crisp, which normally takes less than a minute.
__________
0
wpi
(18.04.08)
1. patates ince ince kesilir
2. üstüne tuz serpilir
3. yağ iyice kızdıktan sonra içine atılır
4. ???
5. profit.
0
crimsonking
(18.04.08)
Burdaki tavsiyeler de iyi:
(git: 11389)
0
ermanen
(18.04.08)
naçizane bir öneri
patatesleri kızgın yağa attıktan sonra kapağını kapa ta ki pembeleşinceye kadar
(ahahha bu neymiş lan pembeleşinceye kadar falan Emine Beder kıvamında)
ondan sonra kaldır kapağı pişene kadar, acaip oluyor çıtır çıtır ohh mis!

yok lan çok acaip insan oldum ben
Anneler çalışmasın laaayn!!
0
hela gozlum
(18.04.08)
Evet belli bir süre kapalı kapakla pişirmek de çıtır çıtır yapıyormuş onu da duymuştum, fakat bi de patatesleri kestikten sonra buzlu suda tutarsanız sonra suyunu iyice kurulayıp pişirirseniz en bi çıtır olduğunu duymuştum...
0
selimse
(18.04.08)
kimlanbu cugum, olayin puf noktasini kimse soylememis. patatesleri dogradiktan sonra koydugun kaba tuz dok. butun patateslere degsin tuz. bir sure oyle beklesin ki osmoz ile patateslerin icindeki su di$ariya salinsin. sonra o suyu dok.

daha sonra patatesleri yagin icine atmadan once de kucuk bir kagit havluya serip kurutabilirsin. puf noktasi kuruluktadir.
0
safepassage
(18.04.08)
bir de patatesler tavadayken karıştırma, hamur oluyor sonra.
(canım cekti simdi)
0
quadropol
(18.04.08)
(6)

ESTETiK dersi sinavim var yarin. acil 2 sorum var.. felsefecileri boyle alalim

la traviata
bu iki soru, sinavda cikmasi olasi sorulardan. ozellikle estetik dersi almis veya o olmasa bile felsefe egitimi almis insanlardan yardim istiyorum. yarin(cuma) saat 1,5ta sinavim.1- Sanat eleştirileri aslinda zirva midir? (bu soru "form" kavrami cercevesinde de cevaplanabilir)2- bir sanat eserini ar
bu iki soru, sinavda cikmasi olasi sorulardan. ozellikle estetik dersi almis veya o olmasa bile felsefe egitimi almis insanlardan yardim istiyorum. yarin(cuma) saat 1,5ta sinavim.

1- Sanat eleştirileri aslinda zirva midir? (bu soru "form" kavrami cercevesinde de cevaplanabilir)

2- bir sanat eserini arkadasinizla inceliyorsunuz. siz cok begendiniz. ama arkadasiniz "bu ne be, hicbiseye benzemiyo, guzel degil" dedi. onu bu eserin guzel oldugu konusunda nasil ikna edebilirsiniz (not: guzellik gorecelidir diyerek sorudan kacmak yok. bir de, bu bir resim de olabilir, bir heykel de, bir senfoni de..)


geyige cok karsi olmamakla birlikte normalde, sadece bu soru icin cok ciddi cevaplar arzusundayim. 4 sinavim var yarin kafayi yicem zaten. tesekkurler

--------
-------------------EDIT-------------------------

tum cevaplar icin tesekkurler. lakin soyle fantastik bir sey oldu ki,
hoca geldi ve tek soru soruyorum arkadslar dedi

soru : "benim yerimde olsaydiniz hangi soruyu sorardiniz ve neden?"

: ))
0
la traviata
(17.04.08)
2. soru, geyik cevap: arkadaşım beğenmemesini eser hakkındaki bilgisizliğine yorarak, bıkmadan usanmadan eserin özelliklerinden bahsederim.
0
insanimsi
(17.04.08)
2. Bir kere çokyönlü olamıyorsa kendi kaybeder ama onun bu anlayışsız tarafını yüzüne vurursak daha da kötü olabilir, o yüzden hep iyi yönleriyle bir şekilde beğendiğim tarafları dikte etmeye çalışırım
0
ermanen
(18.04.08)
iki soruya karışık bir şekilde ben şu şekilde cevap verirdim. Bir sanat eserinin değeri bir bakışta ve tek bir örnekte anlaşılamaz. Bu her şey için geçerlidir. bir sanatçının tek bir resmine bakarak onun hakkında fikir sahibi olmamız mümkün değildir eğer başka eserleri de varsa.

Ayrıca eserin konusuyla birlikte yapılma zamanı, yapıldıgı yer de onun degeri için önemli unsurlardandır. Kısaca o eser hakkında bizim henüz keşfedemediğimiz ve anlamını bilmedigimiz şeyler olabilir. Bu da sanat eleştirilerini okuyarak ya da dönemin sanat anlayışına göz atarak öğrenilebilir. Sanat için sanat, toplum için sanat olayı. Sanat için ise yine o sanat dalını iyi bilmeden eserin güzelligini derecelendirmek bize düşmez derim.

Sanat eserine gelince, bunun tanımı da kişiden kişiye göre değişmekle birlikte, insan elinden çıkma ve ikinci, üçüncü kişilerin duygularını harekete geçiren, bir anlam ifade eden her şey sanat eseridir bana göre. Bir heykel düşünecek olursak, bir insan birebir boyutlarda oluşmuş heykellerden hoşlanıyordur, diğer insan devasa boyutlarda, diğeri de minyatür heykellerden. Biri çamurdan yapılmışını, diğeri metalden yapılmışını seyretmeyi seviyordur. Bu görecelik kavramından ziyade eserin vermek istedigi mana anlaşılmıyor ise o zaman "okumaya" ihtiyaç vardır derim.

İki soru da birbiriyle bağlantılı zaten, sanat eleştirilerinin gerekliligi üzerine.
0
nihilanth
(18.04.08)
mevzu biraz alengirli. aslında mevzuyu alengirli kılan dönemlere göre yapılan değerlendirmeler mi, yoksa genel geçer yargılar mı tartışılır. geçilen süreçlere göre değişen sanat anlayışı ve süregelen tartışmalarla birlikte bu mevzuda kesin bi yargı oluşturmak zor. bir eserin veya eser demiyelim, bi uğraşı sounucu ortaya çıkan bir şeyi sanat eseri olarak değerlendirmek kimsenin tekelinde değil. böyle bi kurum, kuruluş yok ki "evet evet, bu çok kral bi sanat eseridir" desin. kaldı ki bunu diyecekse, görece nedir? modern sanat anlayışına göre bi eserin maddi bi değeri olması gerekir, yani bi kapital oluşturması gerekir, modern sanat, modern topluma yani tüketim toplumuna(toplum mu sanat mı mevzusuna şimdi girmiyrm) hitap ediyor dolayısıyla bunlar çirkin, kötü vs. deniyor. tabi kimileri buna katılmasa da böyle bi tartışma var. bu anlamda sanat eleştirilerine "zırva" demek biraz güdük kalıyor. neye göre zırva, eserin para etmesine göre mi, yoksa bi hikayesi olduğuna mı? neyse bu mevzu alengirli dediğim gibi.

aslında @nihilanth'n dediği gibi 2. soru da birinciden çok da bağımsız değil. biri beğenmeyebilir bi eseri ve sen ona eserin güzelliği konusunda ikna etmek istiyorsun çok sağlam kozların olsa bile bu, anlayışa göre değişiyor işte. eserin anlattığı hikayeden, sorunlardan veya her ne haltsa bahsetmek güdük kalabiliyor. toplumcu gözle bakarsan ve sanatı o şekilde algılarsan, bi sorunu, evrensel bi problemi dillendiren bi eser sana çok güzel gelebilir.peki sanatçının dünya, evren, savaşlar vs. sikinde değilse ve hiç bunlara bi gönderme yapmıyosa onunki değersiz mi oluyor? yada değerden kasıt ne? kapital oluşturması mı? hayır, bu adamların(sanatçılar) bu işi çoğu zaman bi diğerinden üstün olmak, daha fazla beğeni kazanmak, takdir edilmek için yaptıkları da rivayetler arasında.

yine dediğim gibi, beğenilmeyen bi eseri, birine "güzel" olarak anlatmak zor. şu var tabi, özgün olması çok mühim.bi sanatçı ortaya bi eser çıkarıyor ve çok özgün, ayrıca bi hikayesi var, devrine göre çok ileride, avangard falan feşmekan, o zaman o eser için yüksek ölçüde bi sanat eseri denebiliyor.

önemli olan eseri döneme göre değerlendirmek ve eleştiriyi ordan getirmek, tabi modernleşmeyle birlikte sanat-kapitalizm ilişkisini de göz ardı etmemek lazım.
0
crayze horse
(18.04.08)
bir yapitin (heykel, tablo v.s) sanat eseri olup olmamasi, ona bakan kiside uyandirdigi duygulara baglidir. bir eseri begenmek demek, o eserde kendinden bir sey bulmak, onunla (ve dolayli olarak sanatçı ile,sanatçının duyguları ile) empati kurmak(einfuhlung) demektir. Demek istediğim, bir şey, insanlar o eseri beğendiği sürece sanat eseri olacaktir, kendiliğinde bir sanat eseri olma durumu yok. Yani bir yapıt kesinlikle sanat eseridir diye bir şey yok. Picasso'nun bir tablosu sana göre sanat eseridir, bana göre saçma sapan bir şeydir. Ben onu beğendiğim sürece bir sanat eseridir. Fare pisliği de bende gerekli duygulanmayi yaratabilirse, benim için sanat eseri kivamina gelebilir. (Tabi bu durumda nasil bir empati geliştirdiğimi, kendimde fare pisliğinden neler bulduğumu soracaklardir lakin felsefenin estetik dalı çerçevesinde konuşuyorsak bu böyle)

Bir de kişide estetik duygusu doğuştan gelmez, eğitimle geliştirilebilir bir duygudur bu. Bu nedenle değerli eserlere, ya da çoğunluk tarafından beğenilen büyük yapıtlara bu gibi bok atma durumlarının olması hoş olmayan bir şeydir, kişilere gerekli eğitim verilerek o kişilerdeki güzellik anlayışı geliştirilmelidir ki önemli yapıtlar hak ettiği değeri bulsun. Arkadaşına bir eseri beğendirmek istiyorsan, o eserde kendisinden bir şeyler bulmasını, empati kurmasını sağlamalısın. Bu da yukarıda bahsedildiği üzere, arkadaşının ilgisini çekecek hikayeler, kendisiyle ilgili bağlantılar anlatılarak mümkün olabilir.
0
no christ requiress
(18.04.08)
Sanat ve felsefe hakkında herhangi bir eğitimim olmadığını baştan belirteyim. Söyleyeceklerim 'sokaktaki sıradan insan'ın yorumları olacağından estetik dersinizin sorularına makul cevaplar olmayacaktır muhtemelen.

2. soru, 'neye göre kime göre' probleminin çözümü, zaten estetiğin tarifinde yatıyor fikrimce. Estetik olarak kabul ettiğimiz bir nesne veya bir eser, mutlaka başka bir şeye gönderme yapmakta, kısacası bir şeyleri temsil etmektedir. O halde, estetik ürünün bizde yarattığı duygunun sebebi, gerçek olarak addettiğimiz kavramlardaki bazı mantık ilişkilerini onun temsili (estetik ürün) üzerinden yakalayabilmekle alakalı olmalı.

O halde, bir şeyin estetik olup olmadığı hakkında tartışma varsa, estetik bulan taraf diğer tarafı ikna etmek için estetik nesnede gördüğü mantık ilişkilerini/benzeşimleri ortaya koymalıdır. Bu durumda karşı tarafın tepkisine göre iki ihtimal ortaya çıkıyor.
1. karşı taraf bu benzeşimleri yakalayamadığı için nesneyi estetik görmemiştir.
2. karşı tarafın estetik değerlendirmesine göre sizin estetik bulduğunuz şey aslında kitsch'tir. Yakaladığınız mantık ilişkileri, daha farklı bir noktadan bakıldığında aslında zayıf kalmaktadır. Bu durumda, roller değişir ve ikna etmesi gereken taraf, nesneyi kitsch olarak tanımlayan kişi olur.

şurada fikrimi daha açık ifade etmiştim:
(bkz: estetik/@vulpius)

umarım vaktinizi boş yere almamışımdır. sınavlarınızda kolaylıklar dilerim.
0
vulpius
(18.04.08)
(15)

Cep telefonu ve Uçak ilişkisi

merope
Pazar gecesi istanbul - izmir uçusunda hostesler panik içinde birinin cep telefonu açık lütfen herkes kontrol etsin kiminse, kapatsın seklinde 5 dk koşturduktan ve bizler altımıza işiyecek kıvama geldikten sonra sorma ihtiyacı hissettim.Cep telefonu yüzünden uçak düşer mi? Bu yüzde/binde/milyonda ka
Pazar gecesi istanbul - izmir uçusunda hostesler panik içinde birinin cep telefonu açık lütfen herkes kontrol etsin kiminse, kapatsın seklinde 5 dk koşturduktan ve bizler altımıza işiyecek kıvama geldikten sonra sorma ihtiyacı hissettim.
Cep telefonu yüzünden uçak düşer mi? Bu yüzde/binde/milyonda kaç olasılıktır? Daha önce yaşanmış örnegi var mıdır?

Cidden yolculuk ettigimiz insanların insafına/bilinçliliğine mi baglı hayatımız?

Lütfen kesin bilgi ile cevap verin şöyle biliyorum/ böyle duydum cevaplarını kabul etmem! böyle ciddi bir konmuda kaynak göstererek cevap verilmesi gerekir, herkes bişeyler duyuyor/biliyor. bilginin ispat edlmiş olması gerek,
tesekkur ederim.
0
merope
(15.04.08)
ornegin otobuslerdede cep telefonunu kapatın dıye uyarılar verılıyo..

bunun nedeni cep telefonun yaydıgı sinyallerin havalandırma sistemine vermiş oldugu zarardır.yok cep telefonu acık oldugu ıcın uçak falan dusmez..kaldıkı yakın gecmıste yasanan bı olay bıze bunu ıspatlamıstır..
ucak kacırma vakasında yolculardan bırısı cep telefonu ile haber bultenıne bıle baglanmıstı o derece..sanırım focus un ucagının kacırılması olayında..

herhangı resmı bı kaynak gostermeden yazdım bunları ancak ailemin otobus işletmecisi oldugu icin yasayarak ogrendıgım bır bılgıdır..
0
isott
(15.04.08)
milyondolarlık uçağın, yüzlerce hayatın, ve ardından verilecek yüzmilyonluk tazminatların akıbetinin bi cep telefonuna indirgeneceği saçma. illa ki önlemi alınmıştır. kimsenin insafına güveneceklerini sanmıyorum. bi efsane, bi temkindir belki de. hatta kroluktur.

ve dahi belli mesafeden yüksekte gsm çalışmıyor diye biliyorum.

hem zarar verilecek olsa güvenlik olarak içeri sokmazlardı
0
efruz
(15.04.08)
yahu hala havalandırma sistemi diyorsunuz amma...

cep telefonunuzu televizyona tuttuğunuzda nasıl görüntü garipleşiyorsa, aynı prensip ile uçağın navaid dediğimiz rotasını bulmada kullandığı çeşitli araçlar size olması gerekenden farklı bilgiler verecektir. airliners.net adresinde bir thy pilotunun başından geçenler çok güzel anlatılmıştı, başka bir duyuruda adresi var.
buyrun: www.airliners.net

kafanızdan uydurmayın. uçakta cep telefonunu kullanmak yanlış, zararlı ve hatta tehlikeli bir harekettir. otobüslerde anlatıldığı gibi havalandırma sistemine zarar vermez, ki bir otobüs bile normal şartlarda cep telefonu sinyallerine dayanabilecek ekipmana sahiptir.
0
tom riddle
(15.04.08)
gerçek: cep telefonu yüzünden "henüz" uçak düşmemiştir, ancak düşmeyeceği garantisi de verilemez.

gerçek: cep telefonundan yayılan dalgalara karşı işe yarayan bir önlem halihazırda mevcuttur; uçaklardaki gövde boyunca uzanan hassas iletim kabloları zaten bir yansıtıcı ile kaplanmışlardır, bu kaplama telefonlar düşünülerek değil, atmosferde karşılaşılabilecek manyetik diğer etkenler için yapılmıştır ama telefonlara karşı da işe yaradığı kanıtlanmıştır.

ancak bu kaplama sadece gövde boyunca ilerlyen iletim kablolarının güvenliğini sağlar, kabin bölgesindeki navigasyon sistemlerinin cep telefonu sinyallerinden ne şekilde etkilendiği kesin bilinmemektedir.

gerçek: cep telefonu uçak düşürür mü düşürmez mi kanıtlanmamıştır, bilimsel bir kesinlik yoktur iki durum için de.

bunların dışındaki her şey spekülasyondur. yani "kesin güvenli" veya "kesin güvensiz" değildir cep telefonu. ancak uçak şirketleri cep telefonu "kesin masum" olduğu kanıtlanıncaya kadar bunu yasaklayacaklardır ve bunda da haklıdırlar. cep telefonu sinyallerinin uçak navigasyon sistemlerine etkileri halen araştırılmaktadır ve cep telefonu firmalarına "yakın" gruplarca yapılan araştırmalar cep telefonlarınun uçaklarda kullanılmasının "güvenli" olduğunu işaret ederken, bağımsız araştırma grupları da "güvenilirliği kesin değil" demekteler.

bütün bunlar düşünüldüğünde, uçak şirketlerinin gerek yolcu can güvenliği, gerekse olası bir kazada olası ihmalkarlıklarından ötürü milyar dolarlar ödemek zorunda kalacağı bilgisi, cep telefonlarının "masumiyeti kanıtlanana kadar suçlu" sayılmalarını zorunlu kılmaktadır.
0
raj
(15.04.08)
peki uçakta o anda birinin cep telefonu kullanmakta olduğunu nasıl anlıyorlar?
0
kurukafa
(15.04.08)
@tom riddle senden rica ediyorum sehirlerarası yolculuk yaparken lutfen telefonunu ac ve konus..ondan sonra sıcaktan bunalma haline gir..
cep telefonunun tv ye verdigi goruntu bozuklugu yanına gelınce oluyo..sen kokpittemi ucuyosun? diye bi soru gelir insanın aklına..

kaldıkı ben kafamdan uyduruyorum yada boyle duydum demedım.yasadıgım seyı anlattım dedım..okumadan yazmayın bence..
0
isott
(15.04.08)
sallıyorlar ya tutarsa kesin tutar zaten.

bi ara bi haber okumuştum, pilotlar hava boşluğunda mı ne uçağı kontrolü becerememişler, baya bi sarsılmış, sonra hostoslere cep telefonu açık uçak kontrol edilmiyor diye söylemişler ve cep telefonlarını tek tek kontrol ettirmiş, türkiyede olmuştu daha geçenlerde.
0
efruz
(15.04.08)
konuyla ilgili olarak geçenlerde cep telefonuyla uçulabilecek diye bir haber vardı. orada da yazıyordu bir şeyler.
0
nihilanth
(15.04.08)
(git: 18161)
0
ermanen
(15.04.08)
@efruz, Evet uçakta cep telefonu çekmiyor, zaten kalkış ve inişte çekmeye başladıgı için o zaman ne olacaksa oluyor. anlattıgım bu olay da inerken oldu zaten.

Ayrıca bak söylediklerin hep varsayım, yani kimse b işey bilmiyor sanki bu konuda.

ben inanılmaz korktum o an yolcuların ve hosteslerden birinin panigi bana da bulastı.ciddi ciddi bi daha ucaga binmemeyi düşünüyorum ya. bu kadar kapattırdıklarına göre kesin bişey varmış gibi geliyo ve mal insanlar yüzünden tehlike yasamak istemiyorum

bi yandan da evet düşürme riski olsa, mesela ucaga binerken telefon kontrolu falan yapılır dimi, yani girişte bırakır çıkışta alırsın gibi, insan hayatı bu boru degil ki.
0
🌸merope
(15.04.08)
sevgili tom riddle verdigin linke basınca

Sorry, the post you are trying read does not exist (could have been deleted or you followed a faulty link). Click here to return to the forum

diye bi ibare görüyorum, tekrar gönderirmisin acaba
0
🌸merope
(15.04.08)
peki cevap gelmemiş madem deminki soruma ekleyeyim: uçakta cep telefonu kullanmak tehlikelidir, arabayla ters şeride girmek kadar büyük bir tehlike oluşturmasa da bir hata "ihtimalini" doğurur.

Fakat uçakta birinin cep telefonu kullandığını anlamanın bir yolu (benim bildiğim kdarıyla) yoktur, "biri telefon kullanıyor" diye koşturuyorsa birileri, muhtemelen saçmasapan bir talimat almışlardır.
0
kurukafa
(15.04.08)
Gectigimiz hafta icinde Avrupa Birligi 3000 feet üzerinde cep telefonlarının açılabilmesine olanak veren bir bildiri yayınlamış.
0
skipper
(15.04.08)
Avrupa Birliği'nden onay çıktı, evet. uçaklara baz istasyonu koyacaklarmış, konuşmaya izin veren sistemi de devre dışı bırakabileceklermiş.
iniş, kalkış ve türbülans anında gene yasak olacakmış.
0
supergirl
(15.04.08)
pilotlar uçakta açık cep telefonu varlığını nasıl biliyorlar? tecrübe. aynı uçaklarla yüzlerce ez uçan bu adamlar uçağın verdiği tepkilerin sebeplerini az çok öğreniyorlar haliyle. tom riddle'ın verdiği linkteki yazının sahibi pilot da zaten 10 yıllık TK trahinde MCP panelini etkileyen tek şeyin cep telefonu olduğunu yazmış.

evet bilimsel bir kanıt, doğrudan görülmüş bir bağ olmayabilir fakat uçuş ekibi tecrübeleri açık cep telefonlarının uçaktaki yüzlerce uçuş enstrumanını etkileyebildiğini gösteriyor.
0
carc
(16.04.08)
(7)

[ web ] Beyazperde.com ayarında?

enola gay
Başka Türkçe site var mıdır? Alışkanlık oldu diye bu siteye giriyorum yoksa 1 dakika durmam, mynet midir nedir bi site satın aldı çok kötü durumda şu an... aynı kalitede var mı aceba :)
Başka Türkçe site var mıdır? Alışkanlık oldu diye bu siteye giriyorum yoksa 1 dakika durmam, mynet midir nedir bi site satın aldı çok kötü durumda şu an...

aynı kalitede var mı aceba :)
0
enola gay
(14.04.08)
deckard
(14.04.08)
www.turksinemasi.com

vardı..ancak güncellenmiyor nedense uzun süredir..

sinema.com iyi bir alternatif olabilir..
0
isott
(14.04.08)
tirt star
(14.04.08)
theli
(14.04.08)
frant1c
(14.04.08)
Buraya yazılanların hepsi aynı kalitede mi şimdi?
0
ermanen
(14.04.08)
aynı kalite mi bilemem ama şu da mevcut:

www.bigglook.com/biggcinema
0
islakkedicorbasi
(15.04.08)
(3)

kedi merdiveni

palyacopapi
sevgili arkadaslar, hani kedi merdiveni var ya grafon kagidi ile yapilan onun ingilizce adi ne bilen var mi acaba?
sevgili arkadaslar, hani kedi merdiveni var ya grafon kagidi ile yapilan onun ingilizce adi ne bilen var mi acaba?
0
palyacopapi
(14.04.08)
ah be papi, sardim olaya ben de sayende.. neyse bu tip kagit suslemelerin genel adi tissue decoration. kedi merdiveni gibi olan gruba da garland diyorlar.. misal sarmalli icice gecenler var ya ona ' arcade garland' deniyor. en yaygini leaf garland.. bizim kedi merdiveni niyetine bunu kullaniyorlar galiba.. yuzlerce suslemeye baktim ama hic bir sitede kedi merdiveni gormedim. al bir tanesine de sen bak istersen :P
www.twinsupply.com

ek: seyy, hazirladigin site icin lazim oldu sanirim. o nedenle izninle bir duzeltme yapmak isterim. grafon kagidinin dogru yazilisi krapon kagidi imis, biz de cocukken krefon derdik :s yuzyillardir caylaksin, msn ni de acmaya usendim burdan yazayim dedim. hasretle pcf
0
pyro clustic flow
(14.04.08)
cok tesekkürler sevgili payro :) bu arada surup dogum yapti. 1 oğluşumuz oldu evet sadece bir :) adını şerbet koyduk. resimlerini atarim bir ara msn den. sevgi ve hasret benden papi...
0
🌸palyacopapi
(15.04.08)
spiral staircase garland :D
0
ermanen
(15.04.08)
(6)

"Kaset sarması" mefhumunun ingilizcede bir kalıbı var mı?

kurukafa
Hani walkman bazen sapıtır, kasedi bir tuhaf şekle sokardı bant içerde potluk yapar ordan burdan taşardı. Biz buna "lan kasedi sardı" derdik. İngilizcede bunu karşılayan bir kelime veya kelime grubu var mı?
Hani walkman bazen sapıtır, kasedi bir tuhaf şekle sokardı bant içerde potluk yapar ordan burdan taşardı. Biz buna "lan kasedi sardı" derdik. İngilizcede bunu karşılayan bir kelime veya kelime grubu var mı?
0
kurukafa
(13.04.08)
jammed olabilir belki.
0
chrome
(13.04.08)
tangled up, raveled up, jammed, rolled, bir iki tane daha vardı galiba da aklıma gelmedi
0
lepidodendron
(13.04.08)
"reel dislocated" da diyebilirsiniz ama biraz saçma olabilir
0
lepidodendron
(13.04.08)
jam daha cok manyetik bozulma sanki. kaseti mıknatısa tuttugunuzda olan bozulma.
0
bryan fury
(13.04.08)
unwind, unravel
0
ermanen
(13.04.08)
fotokopi makinesinin kağıdı düzgün alamayıpi kağıdın içeride bir yerde buruşup kalmasına fotokopi makinesi "paper jam" dediğine göre aynı şeyin kaset için olanına "jammed" diyebiliriz. en mantıklısı bu gibi geldi bana
0
kibritsuyu
(14.04.08)
(1)

Dart'ta Puan Sıralaması..

t3
neye göre kime göre dizmişler bu numaraları ki böyle default bi görüntü çıkmış meydana?yani neden 20-1-18-4-13 felan filan diye gidiyor?bu bunun şu kadar fazlasıdır, şunla şunun toplamı şudur gibin çözüm yolları aradım mamafih bulamadım..bu sayı dizilimi neye göre yapılmış ki ne?şimdiden teşekkürler
neye göre kime göre dizmişler bu numaraları ki böyle default bi görüntü çıkmış meydana?
yani neden 20-1-18-4-13 felan filan diye gidiyor?
bu bunun şu kadar fazlasıdır, şunla şunun toplamı şudur gibin çözüm yolları aradım mamafih bulamadım..
bu sayı dizilimi neye göre yapılmış ki ne?
şimdiden teşekkürler..
0
t3
(13.04.08)
Şans faktörünü azaltmak, yetenek faktörünü ön plana çıkarmak için bu sıralama bulunmuş.

www.stevecoote.com
www.mathpages.com
0
ermanen
(13.04.08)
(19)

nasıl bir kafe?

eskimo
en mükemmel kafe nasıl bi yerdir ki? arayıp da bulamadığınız, bulup da kaybetmek istemediğiniz özellikleri var mı bu ortamların?
en mükemmel kafe nasıl bi yerdir ki? arayıp da bulamadığınız, bulup da kaybetmek istemediğiniz özellikleri var mı bu ortamların?
0
eskimo
(12.04.08)
ucuz ve rahat olmasi onemli bence.

ayrica garsonlar akilli insanlar olmali. servis onemli. hizi, kalitesi, yemek varsa lezzeti onemli. simdilik aklima gelenler bunlar.

ha bi de wireless
0
safepassage
(12.04.08)
müşteri çağırmadan garson gidip kafasına göre 'bir arzunuz var mı' gibi sorular sormamalı, yani adam bir kahve içerek 10 saat o masayı işgal edebilmeli ve kimse ses etmemeli ki son yıllarda gelen dünya cafe zincirleri bunu prensip edinmişlerdir.

ayrıca internet. ve türkiye gibi genç nüfusu falza olan ülkede, çalışma masası (beşiktaş starbaks ta var).

dizaynda çok önemli.
0
alchemistt
(12.04.08)
cesiti bol olsun ve en az 1 urunde uzman olsun.
mesela kahve de uzmansa butun dunya kahveleri bulunsun. çayda uzmansa yine ayni sekilde.
aman fal bakmasin, baktirmasin!!
0
theli
(12.04.08)
yaratilan atmosfer onemli. benimseyebileceginiz, rahat hissedebileceginiz bir ortam yaratilmis olmali.
0
chavezding
(12.04.08)
muzik olmali ama abarti degil, gayet dinlendirici muzikler. hafif jazz gibi olabilir, ne bileyim kafe muzikleri iste. arka tonda keyif verecek muzikler.
0
safepassage
(12.04.08)
yediğin içtiğin şeyin standardının olması çok önemli. bir gün yeyip ohannes negzel dediğin şey bir başka gün sipariş verdiğine pişman etmemeli. dahası mekanın aşçısı bir şeyi güzel yapıyorsa ve adamın bu meziyeti sayesinde mekana gelen giden oluyorsa adama emeğinin hakkını versinler bir de. çünkü türkiye kafe işletmeciliğinde gelenek gibi, bir süre sonra sevdiğin şeylerin vasatlaştığına şahit oluyorsun sebebi onu hakkıyla yapan şef orda durmuyor patron efendi paracıklarına kıyamıyor diye...
0
hulleci
(12.04.08)
rahat koltukları ve sandalyeleri olmalı. beleş wifi olmalı. fiyatları uygun olmalı mesela bir çay 5 ytl, bir kahve 7 ytl olmamalı. oluyorsa da çay ajda bardak x 3, kahve 300 ml olmalı.
0
ozdek
(12.04.08)
sagda solda, kenarda yanda "gardaaass naabiyim palmiye kafede takiliyok sen naabiyon" gibi konusan tipler olmasin da gerisi muhim degil
0
maresalx
(12.04.08)
kamera koymayin, cok rahatsiz edici. gerekirse kapiya bir eleman koyun, begenmedigini iceri almasin
0
safepassage
(12.04.08)
müzik çok önemli bir etken. benim çok sevdiğim müzik tarzını bir başkası hiç sevmez ve o mekanı sevmeyebilir. mükemmel kafe oldu sana mükemmel olmayan kafe. kişisel beğeniler değil de genel düşünürsek, kafeyi güzel yapan garsonlarıdır. ne müşteriyi ilgiye boğacak ne de ilgisizlikten çıldırtacak. ortadan gidecek.
0
deckard
(12.04.08)
burda yazılanlar uygulanacaksa ankara'da olsun bizim olsun!

bi de askıda kahve uygulaması olsun:)
0
luminous
(12.04.08)
fiyatlar ve tabakta gelen yemek miktarı arasında bir orantı olsun. mesela 20 ytl vericeksem bile en azından "oha çatlıcam birazdan, 3 gün bişi yemem" demeli insan.
garsonlar kararsız müşteriye tavsiye verebilicek kadar bilgili olsun menüyle ilgili.
menüde çok fazla seçenek olunca da insanın karar vermesi çok zor oluyo
ayrıca müzik çok yüksek olmasın
koltuk falan olcaksa deri olmasın, insan terliyo, koltuğa yapışıp kalıyo...
ortalıkta 80 tane garson olduğu halde bir şey isteyebileceğim bir garson bulamamak da çok gıcık oluyor. bazı kafelerde bir bakıyosun 3 tane garson var, ama her biri 10 masaya bakıyo ve çok da güzel yetişiyorlar.
ayrıca starbuckstaki gibi kendi aralarından espri yapıp eğlenen çalışanlar insanı güldürüyo, mutlu ediyo falan...
ayrıca mesela bazı kafelerde olduğu gibi "hayalinizdeki salata vs" uygulaması da güzel olabilir.
0
luin 41
(12.04.08)
Sevdiklerinle gidip, mutlu olduğun yerdir...
0
ermanen
(12.04.08)
kapidan girdiginiz anda apayri bir yerde oldugunuzu hissetmelisiniz. canalici nokta mesela varoslarin icinde bile olsa kapidan girdiginizde paris'te italya'da nisantasi'nda oldugunuzu hayal edebilmenizdir. (sehir ve semt temiz, nezih olmalari acisindan ornek secilmistir, yoksa onyargi kotu bisi) gerek dekorasyonu gerek muzigi gerek hizmeti ile insan rahat etmelidir. sokakta ne olup bittigi ile ilgilenmemelidir. o kafe kacis noktasi olmalidir. insanin kendini kendinde bulabilecegi bir yer olmalidir. nasil olacaksa artik, siz sordunuz valla..
0
terp
(12.04.08)
garsonlar guleryuzlu olmalidir ama bunu icraate dokmelidirler. misal gelen musteriye hal hatir sorulmalidir. mumkunse kisa gundelik ama pozitif sohbetler edilmelidir. ne olacak memleketin bu halinden ziyade kazaginiz hos durmus olabilir. yapmacik olmamalidir tabii bunlar. halk alisik degil bana sarkti manyak mi bu tarzi bakislar ve yorumlar duyulabilir.

yukarida yazilanlar bu tarz bir hizmet goruldugu icin aktarilmistir. hayal urunu degildir.
0
terp
(12.04.08)
İçki kesinlikle olmalı. Fakat hadi ver bi bira votka limon getir şeklinde içkiler değil daha çok kokteyller ve farklı tatlarda içkiler bulunmalı. Ortamın çok aydınlık olmasını tavsiye etmem loş ışıkta insanlar daha rahat oluyorlar.
Garsonlar rahatsız etmemeliler. fakat müşteri ilişkileri her zaman iyi olmalı. Özellikle kalabalık olan gruplara karşı sanki sürekli o mekanda takılıyormuş ve çok iyi birisiymiş gibi hal hatır sorup müşteriyi memnun etmeliler.
Duvar renkleri çok açık renkler olmamalı.
Marjinallik adına her cafe de bulunan resimler konulmamalı.
Mümkünse garsonlar tek tip kıyafet giymemeli spor olmalı rahat davranmalılar.
Patron herkesle kanka ayağında olmalı(oraya gelecek müşteriyi en azından 10 ile katlar)
kendin çal kendin eğlen tadında duvarda bir iki gitar bağlama türevi enstrümanlar olmalı bu tip şeyler samimiyeti arttırıcı unsurlardır ve cafenin daimi müşterileri oluşur.
Menü kesinlikle yemek ve içki menüsü olarak ayrılmalı
Çok ucuz olmamalı insanların aklına başka sorular gelecektir.
çiftler ve gruplar için özel 2 bölme olmalı
nargile olmamalı zira bütün o koku eğer önlenemezse hoş olmaktan çıkıyor
Wireless vazgeçilmezdir. Kesinlikle olmalıdır.

Malesef ki menülerde özenti bile olsa ing. çok yer vermelisiniz başka türlü ilgi çekemiyorsunuz.


vs vs vs..
0
alkolik imam
(12.04.08)
çalan hoş müzik, çalışan insanların müşteriye samimiyet/saygı arasındaki tutumları,siparişin geç gelmemesi, siparişin verilen paraya değmesi, müşteriyi memnun etmesi. ortamda televizyon vs. izlenmemesi, kafenin çatı katına sahip olması, rahat ve kasmayan ev ortamı havasındaki dekorasyon, farklı odaların olması vs.
0
nihilanth
(12.04.08)
dekorasyon önemli bişey. şu, duvar boyunca devam eden, sıra gibi koltuklar olmamalı. kimse tanımadığı bi insanla yan yana oturmak zorunda kalmamalı. bi de bence hafif kapalı mekanlar daha sıcak oluyor. cephesi tamamen cam olan yerler biraz rahatsız ediyor, sokakta gibi hissediyor insan kendini. bence içerde yumuşak ve sıcak renkler kullanılmalı, çok aydınlık ya da çok parlak, yanarlı dönerli olmamalı ortam. kesinlikle yüksek müzik olmamalı. bi de insanlar bi mekanın pahalı olup olmadığına genelde çay ve kahve gibi basit şeylerin fiyatını değerlendirerek karar verir. bu gibi temel şeyleri pahalı yapmayın derim.
0
cereal killer
(13.04.08)
bir kahve icmeye gelen insanla, butun gun orada kalmak isteyen insana farkli politika uygulamali. Insan elinde kitabiyla, dokumanlariyla, veya baska bir seyiyle en son ne zaman bir sey siparis verdigini dusunmemeli.
0
armish
(13.04.08)
(19)

msn de engelleyenlerı görmece

temizkopat
programla yada adam akıllı calısan sıte var mıdır?
programla yada adam akıllı calısan sıte var mıdır?
0
temizkopat
(11.04.08)
böyle bir mekanizma icat edilmedi diye biliyorum. sitelere de asla güvenme.
0
clones
(11.04.08)
msn discovery live adlı msn eklentisi yapıyo bunu..
bi de kim sana konuşma penceresi açmış, kim kapatmış görebiliyosun..
0
t3
(11.04.08)
discovery engelleyenleri göstermez malesef. böyle bir programa rastlamış değilim
0
blackidom
(11.04.08)
@blackidom
gayet güzel gösteriyo bende..
hatta "hödö sizi listesinden sildi.. siz de onu silmek ister misiniz?" diye tebessüm bile yaratıyo (:
ve bi kaç kez şahit oldum, gerçekten de işe yarıyo..
0
t3
(11.04.08)
Listeden silmeye bildiğiniz msnden de bakabilirsiniz kolay bir şey o. Engellemeyi görmeniz mümkün değil diye biliyorum.
0
montreal
(11.04.08)
bir sürü site var bunu yaptığını iddia eden. hepsi de kullanıcı adı ve şifre istiyo, aman diyim verme şifreni. hiç biri de işe yaramıyo zaten.
0
eternalus
(11.04.08)
oncelikle web microsoft harici sitelere msn sifrelerini girmemek gerekir . kotu isler gelebilir basınıza. engellemeyi gormek eskiden cok eskiden yapılan bir seydi ancak simdi yok bildigim kadarıyls. fakat msn de kisi kartından profilini detaylı gormeye calıstıgınızda msn profilini gormuyorsanız kisi sizi engellemis olabilir. baska bir sekil ise mesaj gonderin gitmiyor ise engellemistir.
0
ccompiler
(11.04.08)
Msn'in son versiyonuyla bir şekilde öğreniliyormuş diye duydum, hatırlamıyorum belki bilen vardır belki yalandır...
0
ermanen
(11.04.08)
bir şeylere sağ tıklıyorsun, ordaki menüde sil çıkarsa engellemiş oluyor diye bişey duymuştum ama farkettiğiniz gibi üstünde durmadım.
ayrıca discovery silenleri gösterir. ama discovery yüklenmeden önceki zamanlarda silenleri gösteriyor mu şüphelerim var.
0
kirk karaktere sigmayacak adam
(11.04.08)
sahte bir hesap alip, seni engelledigini dusundugun kisiye "mesela xxx, ben yy lisesinden sinif arkadasindim" gibisinden bir tanim cumlesiyle kendini eklet. eger bu sahte hesabindan online olup, kendi hesabinda online olmuyorsa anla ki seni engellemistir. oyle abuk subuk sitelere girip sifrelerinizi kaptirmak pek akillica gelmiyor bana?
0
egotm
(11.04.08)
(bkz: amsn)
0
alkolik imam
(12.04.08)
@t3: sizi sildi vs zaten diyor ama sizi engelledi diye bir screenshot atarsan buraya herkes görmüş olur madem öle.
0
blackidom
(12.04.08)
seçenekler de izin verilenler-engellenenler listeniz vardır.
orada engellenenler yani sağ taraftaki kutucuktakilerden birine sağ tıklayın. sil çıkıyorsa engellemiştir ya da silmiştir bilemiyorum.
0
oceano
(12.04.08)
O sitelere üye olanları dövmek lazım, hemde öyle böyle değil... Spamci .lerden sakındığım mail adresimi saftirik arkadaşlarımın "beni kim engellemiş" merakı yüzünden kaptırdım. Artık o sitelerden reklam mailleri geliyor, msn den alakasız reklam mesajları geliyor.

Engelleyenler de çok kolay görünüyor. Birisi listenizde 3 gün online olmadıysa engellemiştir.

Bu sinirim mesaja değil listemdeki bir kaç yarım akıllıya.
0
kimlanbu
(12.04.08)
engelleyen kişiyi görmek şu anda imkansız bir şey. en fazla sizi listesinden silip silmediği öğrenebilirsiniz.
0
phoera
(12.04.08)
@phoera +1

discovery yapıyor diyorsunuz ve kendinizde soyluyorsunuz x kişisi sizi sildi sizde onu silmek ister misiniz? orda da yazdıgı gibi "sildi" engellemedi. bu iki sozcugun ayrımını yapın artık. şu an bu olay imkansız bir ara microsoft bile acıklama yaptı cıkan fake sitelerden ötürü.

dipnot:msn discovery nin binlerce kişinin anakartı ile ilişkiye girip anakartları yok ettigini biliyor muydunuz?
0
rurouni
(12.04.08)
siteler üzerinden seni engelleyip engellemediğini merak ettiğin kişinin online-offline durumunu kontrol edebilirsin. fakat bunlar yüzde yüz doğru çalışmıyor zira messenger ayarlarında "sadece listemdekilerin beni görmesine izin ver" benzeri bir opsiyon var. site bazında iki tane örnek vereyim:

www.msngeeks.com
www.blockstatus.com

(ben denedim genelde çalışmıyor)

ayrıca @rurouni'ye katılıyorum. bu tarz eklentiler kullanmak yerine msg plus kurulur, scriptleride çekilir nice özelliklerden yararlanılır. misal offline olanlarda dahil olmak üzere senin ileti pencereni açanları "convo notifier" eklentisiyle görebiliyorsun bu da yine msgplus sitesinde mevcut.

seni listesinden silinler ya da henüz eklememiş olanlar için yüzde yüzde çalışan bir yöntem var. şöyle ki messenger ana pencerecesinde araçlar>seçenekler>gizlilik kısmına gelirsin. izin verilenler bölümünde sildiğinden süphelendiğin kişinin üzerine ters tıklarsın "sil" komutu etkin gözüküyorsa seni listesinden silmiş demektir.
0
rimednac
(12.04.08)
discovery kullanmanizi onermem, zira ilerde donanimsal problemler yasayabilirsiniz
0
maresalx
(12.04.08)
böyle birşey yoktur. asla itibar etmeyin bunu iddia eden program yazılım ve kişilere nokta
0
winsome
(12.04.08)
(5)

Muhabbet Kuşu - Şampuan

ermanen
Muhabbet kuşu şampuanla yıkanabilir mi?
Muhabbet kuşu şampuanla yıkanabilir mi?
0
ermanen
(11.04.08)
Şampuanla ilgili sorulmamış sanırım daha önce, ama kendi cevapladığım duyuruyu görünce utandım :D
0
🌸ermanen
(11.04.08)
yazık yav yıkamayın şampuanla:) çeşmeyi biraz açıp kuşcaazı suya yakın tutarsanız ya da bi bardağı su ile doldurup önüne koyarsanız çoğu yıkanıyor zaten kendi kendine böyle şıp şıp şıp..
0
bulanti
(11.04.08)
yıkanamaz. denenmiş ve görülmüştür. ben değil amcamın iki haylaz oğlu amcamlar evde değilken şampuanla muhabbet kuşunu yıkamışlar ve kuş mefta oldu ama boğuldu mu yoksa şampuan mı sebep oldu bilmiyorum. siz riske atmayın caanım hayvanı. kendi kendine temizleniyor hem hayvancağızlar. bulanti'nın da dediği gibi su birikintisinde bile yıkanır, kapı gıcırtısında oynar bu hayvanlar.
0
kirk karaktere sigmayacak adam
(11.04.08)
ilik suda citileyin
0
maresalx
(12.04.08)
kafesin giriş tarafına takılabilen dandikten aparatlar var. azıcık su koyun içine. (bi yerde bu şerefsizlerin çok kolay boğulduğunu okumuştum.) kendi canı istediği zaman dalıyor çıkıyor. şeffaf bi koruması olduğu için etraf da pislenmiyor.
0
thalamus
(12.04.08)
(4)

poser

submariner
poser 7 hakkında bir şeyler bilen biri var mı ?
poser 7 hakkında bir şeyler bilen biri var mı ?
0
submariner
(08.04.08)
soru çok muğlak.
my.smithmicro.com
poser 7 ile ilgili sormak istediğiniz şey ne?
0
midesiz
(09.04.08)
google biliyor bişeyler baktım şimdi
0
ermanen
(09.04.08)
sorum şu ben şimdi karakteri yaratıp duruyorum bkıyafet tasarlarjen kıyafet oturmuyor ellerini kollarını oynatırken birden bire hikkat garibesine dönüyorlar sorunum bu
0
🌸submariner
(09.04.08)
kıyafet conforming cloth ise figure menüsünden conform to'yu tıklayıp üstüne oturacağı karakteri seçmek gerekiyor.

dynamic cloth için cloth simulation yapmak gerekiyor.
my.smithmicro.com
my.smithmicro.com

kıyafet tasarlamaktan kastınız yeni bir kıyafet yaratmaksa:
my.smithmicro.com

elleri kolları oynatırken yamulmamaları için mousela doğrudan hareket ettirmek yerine parameters penceresi(shift+ctrl+n)'ndeki twist, side-side, bend komutlarını kullanabilirsiniz. el ve kafa için kavrama, yumruk yapma, baş parmağı bükme, gülümseme, dil çıkarma gibi gelişmiş parametreler de mevcut.
my.smithmicro.com
tabii yine de en güzeli internetten tutoriallar, eğitim videoları bulup bakmak.
0
midesiz
(09.04.08)
(6)

fobi

kahvegibi
Merhabalar,insanların saçma sapan fobilerini yenmeleri için nasıl bir yol izlenir bilen var mı? ya da daha önce fobi sahibi olup da, bunu yenebilenler, hangi yolları denemişler?hipnoz işe yarıyor mu?örnek vermek gerekirse:kedi-köpek: acayip seviyorum, içim gidiyor ama yanıma yaklaştıklarında inanıl
Merhabalar,

insanların saçma sapan fobilerini yenmeleri için nasıl bir yol izlenir bilen var mı? ya da daha önce fobi sahibi olup da, bunu yenebilenler, hangi yolları denemişler?
hipnoz işe yarıyor mu?

örnek vermek gerekirse:
kedi-köpek: acayip seviyorum, içim gidiyor ama yanıma yaklaştıklarında inanılmaz korkuyorum. hiç birşey yapmayacaklarını bilsem bile tedirgin oluyorum. sevmek için elimi uzatıyorum ama hayvan hareket ettiği anda şimşek hızıyla kaçırıyorum. bu yüzden onlar da benden tedirgin oluyorlar ve uzak duruyorlar. aynı evde yabancı gibi oluyoruz... (not: annem ve babamın böyle bir korkusu yok, beni de korkutmuş filan değiller)

iğne(enjeksiyon): iğne olacağım zaman deli gibi korkuyorum. hatta iğneyi olduktan sonra daha da kötü oluyor, tansiyonum 4-5 seviyelerine düşüyor. sorun canımın yanması değil ama ne bilmiyorum. hatta, başkasına iğne yapıldığını bile görsem kötü oluyorum.
0
kahvegibi
(08.04.08)
Fobi tedavilerinde benim bildiğim en iyi yöntem destekle veya kendi başına fobinin üzerine gitmektir, korkulan şey birkaç kez yüzleştikten sonra genelde anlamını yitirir. www.youtube.com
0
jolietjake
(08.04.08)
merhaba. eskiden sahip olup da artık zerre mrumda olmayan tek korkum ufolardı (yaa yaa) et ile ba$ladı, sonra o atvde ellerini iki yana açıp ıslıkla angut bi melodi tutturarak ileti$ime geçen omlet kafalı uzaylılarla tavan yaptı benim bu korkum. ama nasıl olduysa yendim bunu ben ortaokuldu sanırım :/ yani bu ufoların kurgusal oldugunu algılayamadıgım kimi zamanlardan büyümeye giden yolda ya$anmı$ bir geli$me de olabilir bilemem.

not: korkularımın üstüne gitmedim =/
edit: ya $imdi tekrar okudum da... sanki artık ufolara olan inancımı yitirdim, köpek uzaylılar gibi bi tandans yakaldım yazdıklarımda. yok öyle bi$i, ufoperver bi insanım.
0
durum serserisi
(08.04.08)
ben de direk damardan tahlil için kan vermekten falan sapıkça bir zevk alıyorum, insanoğlu çeşit çeşit.

fobilerle yüzleşme meselesi sadece şu durumda geçerli bence: evet insan irrasyonel korkularından onlarla yüzleşerek kurtulabilir fakat bunu yapması için, korkunun, kişinin hayatını onu korkuyla yüzleşmeye mecbur bırakacak kadar etkiliyor olması gerekiyor. benim de bir fobim var(her türlü haşerattan ekseriyetle uzak dururum), belki en iğrencinden bir çokbacaklıyı elime alsam sevsem okşasam geçecekama bu benim için büyük bir iş, gerçekten ormanda yaşamam gerekse ciddi ciddi düşünürdüm bunu yapmayı. bir sonraki aşama böceği içime kaçırmak falan olurdu heralde. ama dedim ya, o kadar önemsiyor olmak gerekli belli ki.

kedilerden hiç korkmadım, fakat ufakken köpeklerden de inanılmaz korkardım. bir gün en büyük kabusum gerçekleşti ve bir duvarın üzerinde oyun oynarken, kapalı ve köpekli bir bahçeye düştüm. hayvan bana yapmadığını bırakmadı ama sonra korkum ciddi derecede azaldı, daha sonra da geçti. hatta şimdi evde köpeğim var, falan filan. "yüzleşme işe yarıyor ama yüzleşir misin bakalım?" gibi bir mesele sanıyorum.
0
kurukafa
(08.04.08)
fobi denmisken thy ucus fobisi olanlar icin egitime basladi. ilgilenen olursa diye ilgili duyuru soyle:
Duyuru
Uçuş Fobisi ile Başa Çıkma Eğitimleri Başladı

3 Aşamadan oluşan programın;

Birinci aşamasında yapılan teorik sınıf eğitimi ile katılımcıların öncelikle uçuş ile ilgili bir takım teknik bilgiler edinmesi ve fobiyi yenmeye yönelik teknikler hakkında bilgi sahibi olması amaçlanıyor.

İkinci aşamada kabin simülatöründe gerçekleştirilen sanal uçuş ile uçuş korkusuna karşı duyarsızlaşma sağlanıyor
Üçüncü aşamada ise gerçek bir uçuş yapılarak fobinin tamamen ortadan kalkması amaçlanıyor.
Detaylı Bilgi İçin:

THY Havacılık Akademisi
Atatürk Havalimanı, B Kapısı, 34149 Yeşilköy / IST
Tel: +90 212 463 63 63 (7702/7985/7463)
E:mail: [email protected]
0
pyro clustic flow
(08.04.08)
; )

Çok kısa kısa geçerek, herhangi bir karmaşık terim kullanmadan şunları söyleyebilirim:

Bir korkunun altında illa ki, geçmişte bize korku sağlayan şeyle tehdit edilmiş olmak yatması gerekmez. Mesela köpekten korkuyorsak eğer, illa ki bir köpek tarafından korkutulmuş olmamız ya da peşimizden bir köpek koşmuş olması gerekmez, bunun başka nedenleri de vardır. Evet, fobiler düşününce insana saçma gelebilirler ama, insan fobisiz olmaz!

örnekleyeyim: köpek olduğunu bildiğim bir yerden geçmemek için 2 kilometre yürüdüğüm zamanlar olmuştur. Neden? Çünkü köpek var! Ama bunu çoktaaan aşmış bir insanım, arada cinsinden hoşlandığım köpek olursa kafasını okşayıp sevebilirim, sarılabilirim ama beni yalamasına asla izin vermem! müstakil bir evim olursa kesinlikle köpek edineceğim,, görüldüğü üzere nerden nereye.

Kedilerden tek kelimeyle iğreniyorum, tiksiniyorum! Kedi sevenlere de şüpheyle yaklaşırım, çok açık bu! Bu konumuz dışında.

Konumuza dönelim.

1 – “İlaç tedavisi”

Öncelikle ilaç tedavisi gibi bir şeyden, ne olursa olsun uzak durulması elzem. Yani ola ki sağda solda söyleyen olursa inanmayalım, itibar etmeyelim. Psikiyatrik ilaç demek, aşağı yukarı beyne balyozla vurup tedavi etmek demektir! Şizofreni filan vardır, adını herkes bilir. Gerçi şimdilerde bipolar bozukluk filan diyorlar çok moda. 80’li yıllarda adı depresyondu bunun, çok modaydı, sonra hafif yollu şizofreni moda oldu, sonra panik atak ve şimdilerde bipolar bozukluk. Ben demiyorum ki böyle hastalıklar yoktur ama bunlar ağır süreçlerdir. Misal, bir şizofren kakasını yapar, sonra onu yatağına götürür yanı başına alır ve onunla sohbet eder. Ya da bir bipolar hasta durup dururken hınçla oturduğunuz cafede ayağa kalkıp masayı devirip eline geçirdiği bir camla kolunu keser ve ardından oturup bir köşede ağlarsa, işte o zaman ki onun cidden hasta olduğuna hükmedilebilir. Psikiyatrik ilaç dediğimiz korkunç şeyler böyle zamanlarda (o da çok dikkatli bir surette) kullanılmalıdır. Yoksa, ilaç piyasasında neler döndüğünü, doktorların kimlerden ne gibi ilişkilerle çıkar sağladıkları; represantlar – eczacılar arasındaki maalesef kokuşmuş hukuk ve elbette ki dev şirketlerin yüksek çıkarları. Bunları es geçmemek gerekir. Bu ilişkilerin varlığı, sizin daha çok ilaç tüketmeniz içindir! Mümkün mertebe en ufak bir şeyde ilaç almayın, ilaçlardan uzak durun!

2 – “Korkuyla yüzleşme”

Bu biraz da söylenişi basit bir şey. Yani şimdi “hacım yüzleştin mi olay tamamdır denilebilir. Evet konu da burada başlıyor zaten, kişi yüzleşmekten çekiniyor, o korkusuyla baş başa kalmaktan. Yani ben köpekten korkarken kalbimin harbiden titrediğini biliyorum. Her ne kadar çevremdeki insanlar seferber olmuşlarsa da, hiçbir şey fayda vermemişti, bunun yanında kalp bile kırmışlığım vardır, kafa kırma noktasından çok zor döndüm. Yani yüzleşmek evet yüzleşmek,, yüzleşmek, bik bik bik! Laf çok icraat yok! Bu konuyu şahsen doğru bulmuyorum. Bir aşağıdaki konuya geçelim.

3 – “Korkunun Kökeni”

Şimdi köpekten korkuyoruz ya, işte illa peşimizden köpek koşmuş olması gerekmez, ya da köpekle korkutulmuş olmamız da.. ‘uzan da şöyle sedire senin bir geçmişine inelim’ gibi bir şeyi asla kabul etmek mümkün değil. Peki bunu nasıl çözeceğiz?
Çok basit ;)

Korkunun kökeninden önce, bilinmesi gerekenler de var.

a) Daha önce yaşadığınız hastalık varsa bilinmeli. Böbreklerle ilgili bir şey ya da vajinal kökenli bir rahatsızlık veya hormonal değişiklikler ve ama elbette ki psikolojik süreçte bir şey yaşanıp yaşanmadığı önemlidir.

b) Korkunuzu ne zamandan beri hissediyorsunuz? Bu çok çok çok önemli!!!!!!!!

c) Korku duyduğunuz nesne ya da canlıyla karşı karşıya kaldığımızda ya da karşı karşıya kalma durumu ortaya çıktığında hissettiklerimiz fevkalade önemlidir.

d) Korkulan nesneye yüklenen simgesel anlam da çok çok çok önemlidir!

e) genel bir takım veriler (bu uzun bir konu, asla içinden çıkılamaz)

Şimdi diyelim ki biz bunları çözdük. Yani soruların cevaplarını şöyle bulduğumuzu farz edelim:

a) Yaşadığımız tıbbi ya da psikolojik bir rahatsızlık yok

b) 7 yaşından beri köpekten korkuyoruz

c) Köpekle (ya da başka bir şeyle) karşılaştığımızda kalbimiz çok hızlı çarpıyor, kan beynimize sıçrıyor ve o an bütün dünyayı yok etmek istiyoruz ki köpek de o dünya ile birlikte yok olsun. Avuçlarımız terliyor, alnımızdan soğuk terler akıyor, dua filan okuyoruz, nooolur kurtulayım şundan diyoruz vs.

d) Köpek benim için bir bekçi gibi, ama dişlerinin ve ağzının yapısını araba parçalayan makinalara benzetiyorum.


İşte bu örnekler çok önemli veriler. Bunlar işlenecek ve köken bulunacak ancak, bu kökeni tutup da “ay şekerim sende elektra kompleksi varmışşşşşş” diyen bir kişiyle tartışmaya bile yanaşmayın, çantayla kafasına vurup kafasının pekmezini akıtın ve ortamdan uzaklaşın.
Köken bulunmalı ancak geleceğe getirilişi de tespit edilmeli..
Ben çok fazla uzun anlattım, yani süreci anlatmaya çalıştım çok kısacık.
İnan ol ki korkunun gidişi bundan daha kısa..
çok basit bir olay bu ;)
0
gozupek
(09.04.08)
(6)

oyun (bence savaş)

eskimo
lise yıllarında ismine savaş dediğimiz bir oyun oynardık. acayip de eğlenirdik(ne günlerdi) oyun şöyle:zar olarak bir kurşun kalem hazırlanır(her yüzüne koyduğuz noktalar veya rakamlar ile) ve zaten kullanılmayan kareli defterden bir kağıt koparılır, o yaprak üzerinde oyuncular belli kareden oluşan
lise yıllarında ismine savaş dediğimiz bir oyun oynardık. acayip de eğlenirdik(ne günlerdi)
oyun şöyle:
zar olarak bir kurşun kalem hazırlanır(her yüzüne koyduğuz noktalar veya rakamlar ile) ve zaten kullanılmayan kareli defterden bir kağıt koparılır, o yaprak üzerinde oyuncular belli kareden oluşan kalelerini kurarlar, her oyuncu farklı renkte kalem kullanırdı. oyun başladıktan sonra oyuncular attığı zar kadar karenin etrafını kalemiyle çizer ve o kareler onun toprakları olurdu. iki farklı oyuncunun toprakları bir yerde birbirine değerse aralarında savaş açabilirlerdi.(örn: 10 karelik toprak, büyük zar atan kazanır.) bir oyuncu topraklarıyla bir kalenin erafını sarabilirse o kale ve toprakları onun olurdu. özetle böyle bir oyundu.

şimdi böyle bir oyun var mı, varsa ismi nedir?
0
eskimo
(08.04.08)
zar atılmayan versiyonu var, reversi.
0
kimlanbu
(08.04.08)
Risk
diye bi oyun var belki biliyosundur..sen bunu anlatınca dırek aklıma o geldı..ha alakasız mı onu bilemem..
0
isott
(08.04.08)
resmi bir adi var mi bilmiyorum ama biz "ulke fethetmece" diyorduk ona. hatta baskasi diyor mu diye bir baktim sozlukte de ulke fethetmece diyen varmis, ne guzel.

Biz kalem yerine rastgele acilmis ders kitap sayfalarinin son rakamini kullaniyorduk. ah ah, o silinip cizilmekten yipranmis sayfalar.
0
armish
(08.04.08)
bizde de risk adıyla oynanırdı bu.
0
deckard
(08.04.08)
şimdi eski günleri anma adına bu oyunu internet üzerinden oynayabileceğimiz bi yer var mı peki?
0
🌸eskimo
(08.04.08)
"ülke kapmaca", "ülke almaca" diye isimleri de vardı, biz de lisede oynardık...
0
ermanen
(08.04.08)
(3)

ozel tren sahibi olmak

petekdoku
Gerci sozlukte bu baslikta isin geyigi yapilmis, ama bir tren asigi olarak benim ciddi ciddi merak ettigim bu olayin gercekten mumkun olup olmadigi? Yani bir lokomotifi ve yolcu tipi bir vagonu parasi neyse satin alip ve ayni ozel yat, ozel ucak olaylarinda oldugu gibi bu trenle ulkeleri gezmek mumk
Gerci sozlukte bu baslikta isin geyigi yapilmis, ama bir tren asigi olarak benim ciddi ciddi merak ettigim bu olayin gercekten mumkun olup olmadigi? Yani bir lokomotifi ve yolcu tipi bir vagonu parasi neyse satin alip ve ayni ozel yat, ozel ucak olaylarinda oldugu gibi bu trenle ulkeleri gezmek mumkun mudur?

Ayrica merak ettigim diger bir konu sadece hobi olarak tren kullanmak isteyenler icin boyle bir hizmeti ozel ders olarak veren kurumlarin olup olmadigidir?(TCDD'ye sordum yok.)

Konu hakkinda bilgisi olan ve paylasan herkese simdiden tesekkurler.
0
petekdoku
(07.04.08)
Tren kiralama sistemi varmış mesela:
www.trainchartering.com
0
ermanen
(07.04.08)
Türkiyede tren işletmecılıgını sadece TCDD yapmaktadır.yanı tekeldir.bununda sebebi bana gore tek bir tren güzergah ının olması..
ancak hava ulasımı yada deniz ulasımı gıbı uygulamalar tekel degıldır.yurt dısında vardır cunku oralarda genel olarak birden fazla ray guzergahı vardır..

yanı sen bi vagon,lokomotif vs alsan bunu kullanabılecegın bi yer yok Turkiyede..ha dersen ben ray yaptırayım istanbul - ankara arasına parası neyse vereyım ozaman sanırım kabul ederler ancak o paraya bi kac adet ufak jet satın alabılırsın.. (:
0
isott
(07.04.08)
tcdd'den en fazla salon vagonu denen özel vagonlar var.
0
darknum
(07.04.08)
(7)

TV'de ilk kez

ermanen
Bazı kanallar bazı filmleri TV'de ilk kez yayımladıklarını iddia ediyorlar ama ben daha önce başka kanalda görmüş oluyorum. Benden başka kimse farketmiyor mu? Bu kanalın hukuksal bir yaptırımı yok mudur?
Bazı kanallar bazı filmleri TV'de ilk kez yayımladıklarını iddia ediyorlar ama ben daha önce başka kanalda görmüş oluyorum. Benden başka kimse farketmiyor mu? Bu kanalın hukuksal bir yaptırımı yok mudur?
0
ermanen
(07.04.08)
türk kanallarını kastediyorlardır. yani ulusal kanallar. yerel ya da uydudan yayın yapan, ya da kabloluları kastetmiyorlardur. sanmıyorum başkası yayınladığı halde ilk diyeceklerini
0
efruz
(07.04.08)
İkisi de yerel kanaldı yamulmuyorsam
0
🌸ermanen
(07.04.08)
cok nadir olsa da iki ulusal kanalın aynı film e tv de ilk kez dedigi cok iyi hatırlıyorum. hukuki bir yaptırım olması gerekir ama gozden kacmıs olması yuksek bir ihtimal. her zaman olan bir şey değil nede olsa.
0
rurouni
(07.04.08)
bu türden reklamvari söylemleri dikkatre almamanızı tavsiye ederim. Filmi izleyip izleyemeyeceğinize karar verin yeter. hak hukuk gah guguk bo$ i$ler bunlar. keyfinize bakın.
0
robinbook
(07.04.08)
aynı kanal 2. kez yayınladığı film için bile tv'de ilk kez diyebilio. çok iyi hatırlıorum, atv deve dönüşen bi bebek vardı o film için yapmıştı. takmamak lazım, tv'de ilk kez diye sırf o filmi izleyen bir kitle varsa zaten müstehak.
0
erostrada
(07.04.08)
o da bir şey mi.. star tv on sene falan önce "dna" isimli marc dacascos filmini "evrende ilk kez" şeklinde lanse etmişti.
0
weeping guitar
(07.04.08)
bazı kanallar da tv olarak sadece kendilerini sayıyorlar. yani bizim kanalda ilk kez durumu da olan bişey heheh.
0
kurukafa
(07.04.08)
(1)

Şebnem Ferah 2008 konserleri

slack
Yakın zamanda İstanbul'da Şebnem Ferah konseri olacak mıdır?
Yakın zamanda İstanbul'da Şebnem Ferah konseri olacak mıdır?
0
slack
(07.04.08)
Fan sitelerinde yazmıyor, şimdilik yok

www.seboistnet.com
0
ermanen
(07.04.08)
(3)

sesi geliştirmek

tabudeviren
şarkı söylerken, ince seslere sesim yetmiyor..yapabileceğim bir şeyler var mı acaba? ne yapabilirim?
şarkı söylerken, ince seslere sesim yetmiyor..

yapabileceğim bir şeyler var mı acaba? ne yapabilirim?
0
tabudeviren
(07.04.08)
ermanen
(07.04.08)
herkesin bir ses kapasitesi, register i vardir. hangi ses turunde oldugunuz ve hangi sesleri cikartmaya calistiginiz da onemli tabii.

ama nihayetinde, ses telleri de birer kastir ve nasil ki vucuttaki diger kaslari gelistirmek icin egzersizler yapilir hep, ses tellerini gelistirmek icin de ses egzersizleri yapilir, bu da ermanen in verdigi bkz dan da gorulebilecegi uzre "san dersi" ile mumkundur.

tabii dogru san dersi sesi gelistirebilecegi gibi,
yanlis san dersi sesi yok da edebilir.
0
la traviata
(07.04.08)
şan egzersizlerini bi yerlerden ogrenip kendiniz de yapabilirsiniz. bir de elinize bir klavye alıp onunla çalışmanızı tavsiye ederim. çok faydası oluyor. bol bol solfej yapınız.
0
likeinme
(08.04.08)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.