www.angorasanat.com

Selanik Caddesinde Aysev var. Orada heykel kursu olması lazım.

Sesini tablo yaptır
sesinicikar.com

500 - 600 TL'yi bi yere bağışla, bağışladığına dair belgeyi de güzel bi zarfa koy hediye et.

bağıs denince aklıma geldi,
barınak gönüllülerine mama,ilaç vs yardımı yapıp,(hatta direkt ofisi arayıp bağış için ihtiyac listesi alabilirsiniz) o malzemeleri alırkenden, barınağa gidene kadar ve orada hayvanlarla fln fotograflar cekip ufak bir resimli hikaye oluşturabilirsiniz.
bunlara da fotosapla fln yazı ekleyip karikatür hikayesi gibi bişiler yapıp bastırabilirsiniz.
tek öykülük bir dergi basmış olursunuz,derginin adı,hikayenin adı vs özel bir hediye hazırlanabilir bu şekilde.

benzer bir seyi başka bir kuruma bağış için de yapabilirsiniz hatta.

abi bağış diyenlerin ağzına kürekle vurasım geldi nedense. önerim yok, sadece bağış falan yapma diye geldim.

aynen, tamam bağış çok iyi niyetli bi fikir, ama her zaman yapılır, şimdi onun zamanı değil gibi hissediyorum, doğum gününde:)
fikirler için teşekkür ediyorum sesli tablo güzelmiş. ne zor iş kadına hediye bulmak.

ipad mini al.

Bağış demişken TEMA'ya onun adına fidan bağışı yapabilirsiniz, nasılsa kendisine sunulacak başka hediyeler de hazırlanmış.

fossil saat 500den de az.. www.1v1y.com

saati ailesi hediye edecekmiş, benim almam lüzumsuz ve iletişimsiz olur.

ipad mini aklımda, son çare alacağım.

şimdilik bağış falan yapmayı düşünmüyorum arkadaşlar, önce kendim alacağım hediyeden tatmin olayım, o bağışla çok mutlu olabilir, ama doğduğu için şu an o şekilde teşekkür edemem :)

yalnız ağaç dikme fikri hoşuma gitti, bi yere iki ağaç dikip videosunu çekeyim, onu da göstereyim, bizim ağaçlarımız olsun.

fikirleriniz için teşekkürler, devamını bekliyorum.

İkinci el eşya satandan eskimiş bir kadın yüzüğü al. 3-5 tl bir şey tutar. Babaannemin yüzüğü anneannemin yüzüğü gibisinden yedir gitsin. Tertemiz iş :))

sabah iş yerinin kapısına asılacak bir kaç uçan balon ve "iyi ki doğdun" temalı yazı,
gün içinde iş yerine gidecek sabundanseyler.com 'dan güzel bir çiçek buketi,
oyuncak tahta trenlerden harflerle sevdiceğin ismi,
sesinicikar.com 'dan kendi sesimle söylenmiş bana ait bir şiirli tablo,
bir gece öncesinde evlerinin çevresine dikeceğim iki ağaca ismimizi verip fotoğraflama,
bir süredir istediği lacoste sweat (hem ona hem bana, aynı model)
belki tuttuğu futbol takımının forması.
akşam yemeği, dilek balonu ve kapanış.
plan böyle gibi. fikirler için teşekkürler, yine de önerilerinize açığım :)

meyvesepetiankara.com
burdan bir şeyler yaptır.

Ne mal adammış, kafasında neler kurmuş bide gelmiş sana anlatmış, bence olaya bulaşma ikisiylede muhabbeti kes derim. Bildiğin Bizans oyunu kurmuş..

Yani yıllanmış ilişkisinde erkek arkadaşını eski sevgilisi ile boynuzlayan kızı da "kızcağız" yaptın ya, yapma.

aldatan da adam değil, ağlatan da.

bu noktada blue mountain states izleyen biri olarak bro code devreye girer. bu durumda iki bronun da zarar görmesi muhtemel ise, en az zarar tercih edilmelidir. bu durumun hangi bronun daha bro olduğuyla da alakası vardır.

öte yandan bros before hoes diye de bir kalıp vardır. ancak en üstteki sözü benimseyip ikisinden de kurtulmanız en mantıklısıdır.

adam manyak çıktı bence hiç bulaşma uza direkt.

ahahah ne tuhaf insanlar var, hızla uzaklaş bruder

"gel benimle al intikamını" demeni beklemiş. karışma sen, kendin demişsin, 3. kişisin. seni ilgilendirmiyor.

ya yatakta kızı başkasıyla basıp da hala devam edecek olması intikam için bile olsa bence inandırıcı değil. niye ayrılmıyosun deme vs diye uyduruyor olabilir. erkekler böyle durumda acayip şeyler üretebiliyorlar. seni elinde tutmaya çalışıyor ve sevgilisinden ayrılmak istemiyor.

Hiç bulaşma ve o adamdan uzak dur.Niyet iyi değil bence.

erkeğin kafasına taşla vurup bayılt, kızlardan beğendiğini al. gelmek istemezlerse onların da kafasına taşla vurup bayıltmayı sürpriz kuponuna ekle.

zaten yiyişen çiftin arasında kalmış kız, sevimli bir şekilde "yaaa şu an çok büyük çıkmaz içindeyiz, bir kadının daha fikrine ihtiyacımız var, yardımcı olabilir misiniz bize?" diyerek kendi masanıza çekebilirmişsin birkaç dakikalığına. denedim %100 çalışıyor -_-

elinle masandaki diğer sandalyeyi işaret edip "buyrun, buraya gelin" anlamında jest ve mimik yapabilirsin. belki işe yarar. bağyanlar, ne dersiniz, işe yarar mı?

@dzingis: Onların masasına yakın tarafta otursam güzel olabilirmiş. Kalkıp dolanıp kızın yanına gidip söylemek garip olabilir ama. Ortam öyle aşırı kalabalık, gürültülü, danslı bir yer değildi.

@nereye bu gidis: O da zor be kanka. Zannetmiyorum kızın geleceğini, ilgisi olsa bile. Benden başka 3 kişi var masada... Sonra arkadaşları yanında, onların olaydan haberi olmadan kalkıp gelmezdi sanırım.

@twelfth: Gülümsemedim ama aklıma geldi sonradan, iyi olurmuş. Ama ya sonra?! Zaten kızın ilgisini fark ettim, gülümsemek de bunu onaylamak olurdu, ama nasıl konuşacağım? Onun gelmesini bekleyemem ki.

hiç denemedim ama masaya içki yollamak bildiğim en iyi yöntem.

bir kadın olarak söylüyorum, sakın kaş gözle tuvaleti ya da başka kuytu bir yeri gösterme, çok hanzo bir şey. aklına gelen şey en mantıklısı, kendisi o masadan bir nedenle kalktığı zaman yanına gidip tanışmak.

bir kadın olarak söylüyorum +1 @fengari.
ama thales gibi bi ortamda, ikiniz de arkadaş grupları içindeyken, böyle hamleler biraz fazla zorlama olmuyor mu?

erkek varken, önce erkeğin yanına git, selam falan de, muhabbet et, diğerleriyle de muhabbet et falan, bi şekilde ortama gir. herife de niyetini belli et, sıkıntı varsa gidebilirim rahatsızlık vermeyeyim falan de. düzgün yaklaşırsan, şansın da varsa sıkıntı olmaz.

@ytse jam: Yapma be abi, Sortie'den bahsetmiyorum. Ne o öyle?

@kronik: Zorlama değil. Zira kızın da bana ilgisini hissettim. O ortamdaki rastgele bir kız değil de, karşılıklı ilgi olan biri söz konusu. Ne yani, karşılıklı beğenmişsek birbirimizi illa ki danslı bir ortam ya da arkadaş ortamında tanışmak mı lazım?

@roket adam: Öyle hop diye girmek zor be abi. Yapan vardır da o kadar da cesaret yok bende. Belki gruplar arası genel bir iletişim yakalayıp ordan yürüsek...

aga sana şampanya patlat demedik ki, thales nere bilmiyom ben ama mekana göre değişmez bence bu iş. thales'te ayran mı içiliyor?

+1 fengari
kaş gözle hiç bir kız başka bir masaya geçmez. çüşünüz. çünkü arkadaşlar varken bir anda başka masaya erkekle geçmek kolay değil. haa barda muhabbet oldu olabilir, spontan konuşmalarla vs sonra geçersiniz..
en güzeli kız bara bir şeyler almaya gitme anını kovalamak. onun dışında çıkarken kağıda telefonu yazıp vermek (fb bile belki?)bile kaş gözden daha düzgün bir hareket bence.

ben thales'te yanında sevgilisi olan adamın bize numara verdiğini biliyorum o çakallık içinde olacak bence. her şey normalmiş gibi hoop hallediyorsun.

talep arz meselesi. kiralık ev gibi düşün kendini karşı tarafta alıcı.

bakıyor işte kaç oda kaç salon aidat ücreti kapalı otoparkı var mı derken uyum tamamsa fiyat konusunda anlaştıktan sonra depozitoyu yatır. tamam o iş.

genel olarak çok zor olsada türkiye şartlarında aynı nedenle ortalıkta takılan iki insanın iletişim kurmasına bakar.

o değilde 1+1 studyo bulmak ne zor.

@mula: Karşılıklı ilgi olan kızı yalnız yakalamak için bu kadar büyük çakallık gerekmemeli ya. Yani keşke olsa o çakallık ama...

@fukka: Kardeş ne diyorsun? Arz talep sorun değil. Oğlan kızı kesmiş, kız da oğlanı beğenmiş ki geri kesiyor o da. Mesele o iletişimi nasıl kuracağımızda.

masaya git ve masaya hitaben konuşmaya başla;

- arkadaşlarımla bi'şey tartışıyoruz. oylama yapıyoruz ama farklı görüş lazım. tek soru tek cevap alabilir miyim? kadınlar mı daha çok aldatır, erkekler mi?

sonra hepsinden tek tek cevaplarını al. Muhabbeti hiç uzatmadan cevapları aldıktan sonra teşekkür edip hemen masadan ayrılıp arkadaşlarının yanına dön ve asla o masayla özel olarak ilgilenme, kızı kesme.

Kız seninle temas kuracak.

valla bi kere aynen şöyle oldu: 2 kız 1 erkek vardı, herifin tarafından yaklaştım, ya kusura bakma ama masadaki bir arkadaşa bir şey söylemek istiyorum izninle, lütfen yanlış anlamayın amacım rahatsızlık vermek değil demiştim. tabii gel, merak ettim dedi. kıza dönüp bir şeyler söyledim iltifat falan, eleman da çok kafa çıktı kızı bana ayarlamaya çalıştı resmen, sonuç güzel oldu. her türlü denenebilir bence.

karşim. tipin düzgün ne kız kesersin sen takma kafana heyt.

ahahaha aynısını yaşadım lan bunun. kız ayrılır diye bekledim ayrılmadı vur geç hacı sen ne düşünücen sonradan pişman oluyorsun.

edit: burdakileri dinleme amk banada yapma dediler yapmadım pişmanım vur.

''Anlamadığı şey; aldatmayı sadece fiziksel olarak sanıyor...''

bunu ona söyle, gayet mantıklı çünkü. öpüşmek sevişmek biyolojik bir istek nihayetinde, bugün olur yarın olmaz. ama duygusal bağ kolay kolay kopmaz.

------------------sıkıcı tavsiye başlıyor-------------------

sana yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapma

-------------------sıkıcı tavsiye bitti----------------------

"vereceksen ver. vermeyeceksen uğraştırma." de

aldatmayın abi kimseyi, kimse de sizi aldatmasın.. dürüst yaşayın ilişkilerinizi.. bugün sen birinin sevgilisi ile yatarsın, yarın senin sevgilin ile yatarlar.. karma is a bitch..

hermann'la aynı fikirdeyim.

Sen eşekten düşmek istiyorsun herhalde.
Tabi, vur geç , süper bir eşekten düşme acısı deneyimlemiş olursun.
Ayrıca duygusal aldatmak, yok cinsi aldatmak diye bir şey yok, aldatmak duygusal bir problemdir zaten.
Hatunu bırak, sal gitsin, sanırsam sorunları var bir de sen vurup gitme bence.
Ya da eşekten düş!
Ayrıca, karşınızdakiler ve siz, nesne değil insansınız.Öyle seviş bırak varlıklar değilsiniz aslında,artık alt beyini çok işe karıştırmayın.Arkadaşlara bakıyorum, vur geç falan.Ne rahatsınız yahu.

aldatsın.sen de aldat varsa.orda olan orda kalır.

sakın yaklaşma.

ahlak kumkumalarına kulak verme. her zaman söylüyorum yine söyleyeyim, kendi sevgilisi düşünmüyorsa bunu sen mi düşüneceksin. alemin delikanlısı siz misiniz mk.

(bkz: what goes around comes around)

değeri biter

azalmaz. sizin de tek gecelik ilişki peşinde koştuğunuz zamanlar olabilir, insanların beklentileri zamanla değişebilir ve bu sizi daha az değerli yapmaz bence.

gerçekleri söylemekten korkma türk kızı.

genelde buna değeri düşer diyenler erkeklerdir, kadın tarafının bu tarz ilişki yaşamasını kabullenemezler. ama aslında iki taraf da eşittir ve aynı ihtiyaçlara sahiptir. ben sorun etmem. erkek arkadaşım da sorun etmez.

kendini onun yerine koy. tek gecelik ilişki yaşamış ol ve o bunu öğrenince senin değerinin düştüğünü söylesin. eğer bunu kabul ediyorsan o zaman değeri düştü diye konuş.

hadi karşıdakini geçtim kendinize de mi güveniniz yok be arkadaş. tek gecelik ilişki yaşadı diye değeri düşermişmiş. oldu arkadaş. doğunca rezerve edin bari de reşit olana kadar başkasına dokunmasın bir tek sizinle olsun.

değişen bi şey olmaz

alacağım cevabı bu kadar önemseyeceksem zaten bu soruyu sormam.

soru sorulur:
1-evet yanıtı alınır; bozulup tripten tribe koşulur.

2-hayır yanıtı alınır; yalan söylüyor olma ihtimalinde takılıp kalınır.

bu sorunun cevabını bilmek hiçbir ilişkide hiçbir fark yaratmaz. soru baştan abestir.

Önemserim tabii ki bu bilgiyi. Dürüst bir sevgilim varmış derim. Olm birbirinizi seviyorsanız takılmasanıza lan böyle şeylere. Basit bir şey mi karşılıklı olarak birbirini sevmek?

kaputt a katılıyorum. soruda cinsiyet belirtilmemiş ama verilen cevaplar erkek bakış açısıyla kızlar düşünülerek cevaplanıyor diye düşünüyorum. eğer ben kadın tarafıyım erkek arkdaşım tek kişilik ilişki yaşadın mı sorusuna evet dese bakış açınız ne olurdu diye sorulsa "değeri azalır" türü cevap daha az gelirdi kanaatindeyim. ancak söylenildiği gibi her iki tarafa da aynı gözle bakabilmeyi öğrenmek lazım.

not: evet mezhebim geniş.

sormam. benden önceki ilişkileri ne şekilde olursa olsun beni ilgilendirmez. önceki ilişkiler her zaman kişinin özeli olarak kalmalı diye düşünüyorum. ola ki bir şekilde böyle bir şey olduğunu öğrendim, önemsemem. ayrıca böyle bir soruyu sormuşsam da bu benim ayıbımdır.

erkeğim ve önemsemem. yoksa ben godoş muyum?

ya bi de yeri gelmişken söyleyeyim, tek gecelik ilişki aslında utanılacak bir durum değil mi yahu? yok anladığınız manada değil yani şunu kastediyorum; birini beğeniyorsun, istiyorsun ve birlikte oluyorsun. niye tek gecede kalıyor ki abi? yani iyi seviştiğin biriyle devamını getirmek istemez misin? biri tek gecelik ilişkilerim oldu deyince kötü sevişen biri olduğunu düşünüyorum. hele erkekse bunu söyleyen vay haline. bu da benim bakış açım.

eğer ben de tek gecelik ilişki yaşayan biri isem değişmez. yok eğer değilsem değeri düşer. Tek gecelik ilişki ne yaa. bi cacık olmaz ondan. iğrenç.

bu soruyu sormam ya hadi sorduk diyelim
bakış açım juninho77'nunkine benzer aslında
erkek bana tek gecelik ilişkilerim oldu derse 2 şey düşünürüm. ya "hatun düşürmek için" barlarda filan avlanmış ilişki anlayışı seks olan bi adam --ki bu gelip geçici bişey de olabilir ama hastalık vs öyle şeylerden çok korkarım--. ya da adam o kadar beceriksiz/yatakta yetersiz vs. ki tek geceden sonra bişey ol(a)mamış.
Tek gecelik ilişki yaşamış hemen bütün kadın arkadaşlarım da aman aman onunla mı di daha asla yatmam demişlerdir (yani erkek milleti siz skor yaptık sanıyorsunuz da o kadın bilse performansınızı muhtemelen yanınıza uğramazdı, bi gecelik olan asıl erkek haberi yok)
değeri azaltma değil de bu sorunun devamında başka sorular geliyor görüldüğü üzere, hiç kurcalamamak en iyisi.

içim gider lan.

erkeğim önemsemem. illa herkes aşık olacağı ile sevişecek diye bir kaide yok. zaman zaman farklı dönemlerde farklı arayışlar içinde olabilirsiniz. şu anda karşıdaki bana güven verdikten sonra geçmişindeki olaylar (abartı bir sıkıntı olmadıktan sonra) beni o kadar da alakadar etmez. rahat olun yahu size ne eski sevgilisinden. şu anki duruma bakın şu an mutluysanız ve karşıdakine güven/sevgi/yakınlık hissediyorsanız daha ne.

Erkegim ve sormam. Sorarsam kadinin gozunde benim degerim duser bence. Cunku bana sorulursa benim gozumde kadinin degeri duser. Iki taraf icinde olmasi gereken budur.

Soran icin zaten cevabin bir onemi yok. Arkadaslar aciklamis yukarida.

onunla o tek gecenin bir an önce olmasını kollarım. sonra kaçar giderim uzaklara.
erkek hee önemseyen erkek.

Sormam. Çok merak ettiysem çaktırmadan öğrenmeye çalışırım.

Değeri azalabilir, zira yetiştiğim çevre itibarıyla gelir geçer değil evliliğe uzanabilecek bir ilişki kalitesinde yürütmeye çalışıyorum ilişkileri ve çıktığım kişileride ona göre seçmeye çalışırım. O sebebten önemlidir. Ama dediğim gibi, bakış açısı farkı, kimi için hiç sorun olmaz.

aşın artık bunları.

sizin tek gecelik ilişki yaşayıp yaşamadığınıza - yahut tek gecelik ilişki yaşamak isteyip de olduramadığınızdan yaşayamamanız da aynı kategoride - göre değişecek birşey. insanların geçmişlerinde birisi ile birlikte olup olmaması ile aynı şey değil birisinin tek gecelik rastgele ilişki yaşaması hakeza.

arkadaş rastgele ilişki yaşamayı, poligamiyi, insanları tüketmeyi ve nesneleştirmeyi, ve benzerlerini yahut yakın şeyleri ilericilik olarak görmek de nasıl bir bakış açısı ise, bambaşkaymışsınız o konuda da; ne alakası var yahu bunun hangi yılda olunması ile? toplumsal ahlak uygunluğu-uygun değilliği haricinde de yahut dini kaygılar ya da ataerkil bakış açısı ise "erkekse mübah kadınsa kötü" olarak bakılmasının vesairenin haricinde de, insan bunu hoş görüyor yahut görmüyor ya da bunu olumluyor yahut tamamen olumsuzluyor olabilir; olumlanmamasının "yıl kaç oldu"ya indirgenmesi de oldukça abzürt bu açıdan.

ilişkilere bakış açın ne ise ona göre şekillenecek birşey bu; senin bakış açını göstermesi açısından da (ki belli bir yaşın üzerinde ise kişi değişmez de bu neredeyse kimse için, hayattan beklentisi yahut hayatını planlayışı ya da hayat planlamasındaki evresi değiştiği için farklı ilişki tiplerine girmeyi arzu eder ancak kişi) ve hali ile yaşama karşı duruşunu ve karakterini göstermesi açısından da seni tanımlaması farklı olur karşıdaki kişinin; kişiliğini gösteren ve ilişkilere nasıl yaklaştığını gösteren birşey hakeza bu. buna göre bunu sorun eder yahut etmez, önemser ya da önemsemez; herkesin karşı cinsten beklentileri, personajı, ilişkilere bakış açısı vesairesi farklı elbette.

kesinlikle değeri düşmez gözümde. kimsenin hayatını, seçimlerini yargılamak haddim değil. sevgiliminkini bile.

benim gözümde değeri düşerdi açıkçası.

hayatımda çözdüğüm ilk x ve y denklemi olur bu :)

Y sonuna kadar!

X daha çekici gelir ama Y ile birlikte olurdum. insanlar üzülmesin değilmi.

Kızın üzerine düşmekten sıkılmazsan, zor gelmezse X.

Kişisel seçim; Y.

Çözüm uzun vade kısa vade.

kısa vade takılırım diyorsan X. Zira ilgisiz olan kız uzun vade de daha çok hoşlandığı, kendisini daha çok çeken birine kaptırır gönlünü, sen sadece ara dönem doldurucusu olursun. Büyük ihtimal kıza bağlanmış olduğun için şutlanarak yollanmak büyük duygusal veya moral zararlarıyla sonuçlanır.


Y ise eğer eğlenebiliyorsan, (illa eller havaya, ortamlar kopsun modunda olmak şart değil) kafa uyumu varsa, ve en önemlisi kız beğeniliyorsa senin tarafından (fiziki+duygusal) uzun vade de çok daha kârlı bir ilişki olur, sevgi artar, sağlam temelli bir ilişki olur.

Ben olsam Y'yi tercih ederim. Zira X sağlam ayakkabı değil gibi.

şimdi birbirimizi kandırmayalım. x her daim çekici gelecek, y ile olur da ayrılırsan tıpış tıpış gene x e gidecen. kaldı ki bundan 1 ay sonra y sıkacak seni. gene x e gidecen.

insan olmak böyle bişi.

neden birini seçmen gibi bir olayın var bilmiyorum ama anladığım kadarıyla ortada aşk yok. e o zaman?

ikisi de iyi. bence ikisine de biraz zaman ver daha iyi tanımak için, baktın biriyle kötü gidiyo diğerini seçersin.

Y

Y+

x seni şutlayınca y ye döneceksin ama o da başkasını bulmuş olacak.

X in hic mi oluru yok?

Peki bu X i elde edememislik bir sure sonra inada biner mi?

eğer hangisi diye bir soru oluşuyorsa ikisi de değildir zaten aradığınız.

ama "öylesine" takılacaksanız ve sürünmeyi seviyorsanız X, sürümeyi seviyorsanız Y.

y.

daha güzel olanı seç.

Bir X olarak sonuna kadar Y diyorum. Hocam ne X senle ne de sen Xle mutlu olursun benden söylemesi.

iyi de soruyu soran x. o yuzden bence doğru tercih y olacak. lütfen denklemci arkadaşa ilet.

yaş 25 altı ise x
25 üstü ise y

eğer güzellik dereceleri birbirlerine yakın ise hiç düşünmeden Y. götü kalkıkları sevmem zinhar. bu arada şanslı piçsin xdxd.

duygusal ihtiyaçları karşılamak için y'nin duygularıyla oynanır, x ile birlikte olmaya çalışılır. kural bu.

bitstrips

sketch me mi ki?

yok canım iyidir. metabolizmanız hızlı demek ki.

normal ve en güzeli.

faydalı ömrünü çabuk tüketiyorsun demek ki. yakında kullanım süresini erkenden bitireceksin. bunun da bir depreciation'ı var en nihayetinde.

yok olm bir şeyin saçmalama :)

gunde 3 kere mı ? nasıl bı metabolızmaymıs bu be .. yemek yemeye hıc ara vermıyor musun ?


bence normal degıl ..

normal insan kadar yiyorum ya öyle aşırı bi yeme sorunu yok. şöyle örnek vereyim steakhouse menüyü bitiremiyorum. kolanın yarısı patatesin 3/4'ü çöpe gidiyor.

aynı sıkıntı bende de var. bence düzeltilmesi gereken bir şey bile değil. sevimli geliyor herkese de. dyslexia sebep olabiliyor denmişti bana bi ara. sözlükte de şöyle bir şey yazıyor: "beynin sol tarafının çalışma bozukluğundan kaynaklanan , sözel beceride sorun çıkaran rahatsızlık".

edit: konuşamıyormuşum gibi yazmışım da, çok sık olmuyor :) ara ara olması da kötü bir şey değil diyorum.

dikkatimiz dağınık

ağzımızdan çıkana başta konsantreyiz ama cümlenin sonunu getirmeden başka bir şeye kayıyor dikkatimiz ve o kelimenin ya da cümlenin sonu saçma çıkıyor.

abi şu duyurunun linkini at bence. naifliğe bak lan lkhasgkahsgas adam paintten çizip kalp yapmış! :D

A ya söylememelisin.en iyi ihtimalle a iyi niyetli çıksa bile yarım saat içinde haber aa ya ulaşır, böyle bir durumda çoğu kız her teklife atlamamış olmak için, ilgilense bile arkadaşına ilgilenmiyorum der.tanımıyorum etmiyorum doğru düzgün ya sanmıyorum yani, öyle her teklif edenle buluşmuyorum der.kendi arkadaşı gözünde puanını yükseltir olan sana olur.
bir de a nın kötüniyetli olması ihtimali var, bu durumda a;
-bunu kıza yetiştirmekle kalmaz sen ve kız her karşılaştığında imalı bakışlarla, densiz espirilerle hadi öpüşün ihihihi yapabilir, hiç beklemediğin insanlar bu cins çıkabiliyor.
-a size hiç bir arkadaşlık ötesi duygu hissetmese bile, arkadaşını ondan çok beğenmiş olmanıza, mutlu olma ihtimalinize içlenip, kıskanıp, size sen ne biçim adamsın beni sana kız ayarlıycak aracı mı sandın/benim arkadaşlarıma o gözle seçip takılayım diye mi bakıyorsun/ seni hiç böyle yavşak bilmezdim/ arkadaşlığımızdan çıkar sağlamaya çalışıyorsun diyebilir.
-a yine kıskançlık yüzünden sabote edici taktikler verebilir, sözde aranızı yapıyorum diye, size başka ona başka tepki verebilir.size ay senden övgüyle bahsettim derken, aa ya ay inanmıyorum ya arkadaşlarıma bile yavşıyor ben bu çocuğu hiç böyle bilmezdim diyebilir.
-ilişkiyi şöyle ya da böyle sağlasa bile, bunun başarısını tamamen kendi üzerine alıp, dibinize yapışabilir, o olmadan bir kahve içmeye çıktığınızda ben uğraştım ayarladım benle işin bitince hemen tekmeyi vur zaten pis çıkarcı diyebilir.
kısacası bunlar hep yaşanan şeyler, kıza bir ilginiz varsa, doğrudan kızla muhatap olun, sohbet açın, ortak bir noktanız varsa konsere/kahve içmeye davet edin, a yı aradan çıkarın.

A seni seviyorsa-arkadaş olarak tabi yoksa boka sarar.- ve kızların arası iyiyse çok kolay işin.büyük olasılık olur bu iş.hadi hayırlı olsun :))

A seni beğeniyorsa.Bu çocuk bu kıza olur diyorsa yardım eder.Başka türlü söylememelisin.

@dzingis +1 ahahaah

A gizli gizli seni seviyorsa, A yı da AA yı da kaybedebilirsin.
pil gibi oldu :) AA.

Hiç olmadık bir anda A ya AA hakkında bir soru sor, onun hakkında bişeyler söyle. Sonra A da tek başına kaldığında düşünsün. Ya canım bu galiba AA dan hoşlanıyo ama söyleyemiyo garibim, deyip AA nın yanına gitsin olayı anlatsın. Sonra aralarında kahkahalar atarak gülsünler. Gülsünler delikanlılık yapma.. Eğer kızda vicdan varsa 1-2 güne kendi gelip teklif eder =D Bu arada çizim ilk okul resim iş dersi terk. Sakın kızı bu şekilde etkilemeye çalışma sonun başlangıcı olur.

sakın ola ki A'ya durumu anlatma.kıskanır yapmaz aranı.ben böyle işlere bulaşamam der.kıskanmıyorsa bir gün dengesi bozulur regl olur kavga sırasında geyik sırasında bi şekilde senin ondan hoşlandığını AA'ya söyler olacağı varsa da olmaz.
Yapma etme.Sen aranı A ile yakın tut.Ne bileyim öğlen beraber yemek yiyin okulda.Ya da ne bileyim okul çıkışında bi yerlere gidiyordur benim de şurda işim var sizinle geleyim falan de.Bu sayede AA ile tanışırsın.

atıp tutma, bir bilene danış.

her şey bir tohumla başlar.

tohumlar fidana, fidanlar ağaca, ağaçlar ormana... sonra hepsi ormana!

hitap edilen kitle profili nasıl?

"atıp tutmayın, ekip biçin."
ne salladım be.

tohumunuza çok para saymayın. bizden ucuza alın. ahahahahahaaa
(bkz: tohumuna para mı saydım )

"haydi tohumdan fidana"

ahaha bu olabilir. veya

"tohumuna para verdirtiyoruz"

''her şey bir tohumla başlar'' beğendim, ancak ''her şey tohum ile başlar'' olarak daha hoş gibi.

İngilizce olarak '' All begin with seed'' mi olur ?

Hitap edilen kısım tohum satın alacak kişiler; çiftçiler ve amatörler diyelim.

o zaman soyle diyelim
bir tohumla baslar her sey!
bu daha iyi oldu gibi

piotr tohumculuk iyi gunler diler

kişisel fikrim olarak; genelde dayak atan kişilerin dayak yemesi bazen kafalarda "etme bulma dünyası" cümlesinin dolaşmasını sağlıyor bence.

dayak yiyen polis memuru mu dövmüş dayak atanları? Aynı üniformayı giyenler aynı kişi mi oluyorlar?

genel olarak ayrımcılık yapmaları ve orantısız güç kullanmaları.

mesela yollarda hiç türbanlıları çevirmezlerken, başı açıkları çevirmeleri.

teröristlere dokunamazlarken, öğrencileri, futbol seyircilerini doğduklarına pişman etmeleri.

ayrıca, farzedelim ki öyle, bu adamlar amirlerinin dediklerini yapıyorlar, tipini beğenmedim deyip dövmüyorlar ya insanları.

@dzingis polislerin işini iyi yaptıklarını iddia etmedim ki zaten ne gereği var bu açıklamanın?

ayıp lan. sabah sabah sinire kestim, adama küfrediyorum :)

çünkü polislerin çoğu ellerindeki copla, biber gazıyla kendini adam zanneden şerefsizler ordusu. evet sopa yediklerinde içlerinde "insan" olan bazıları da maalesef zarar görüyor.

ama polis şiddeti yüzünden yüz binlerce insan acı çekerken ve çekmişken, 200 tane polisin içinde 20 tane iyiye üzülemeyeceğim, kusura bakmasınlar.

devlet işçileri insanları öldüresiye dövmüyor ayrıca. polisle devlet işçisi aynı şey değil. polis farklı bir sınıf. asker gibi.

her polis memuru küçük ya da büyük pis bir işe karışmıştır diye düşünüyorum. çünkü mevki gereği gerek çevreleri, gerek halk gerek de üstleri tarafından alıştırılıyorlar bu şekilde davranmaya. zaten pis işlere karışmayanları aralarında da barındırmıyorlar. zamanında şöyle bir haber de olmuştu:
"rüşvet alması için arkadaşları tarafından baskı yapılan polis memuru, 2 arkadaşını öldürdü, daha sonra da intihar etti." haberi arayıp bulamadım şimdi ama bütün bu haberler neticesinde türk polisinin kafalarda oluşan resmi maalesef bu.

bunu değiştirmek çok uzun zaman alır, çünkü şu anki düşüncelerin kafamıza kazınması da uzun süren tanıklıklar sonucunda oluştu en nihayetinde...

güzel kardeşlerim ben de bugüne kadar hizmet aldığım hiçbir hekimden memnun kalmadım ama bunu tüm hekimlere mal edip, hekim dövmüyorum.

dzingis sakin ol abi.

@loveinaflipbook bu söylediğine inanıyor musun?

Her meslek camiasında işini şerefiyle yapan da vardır yapmayan da vardır.

hekim seni üstlerinden emir alıp bilerek öldürmez. öldürmekle dövmek aynı şey değil tabi ama imkan olarak dedim. ayrıca sağlık kutsal bir olay doktorlarla polisi bir gören zaten yok.

ortaokul arkadasım değil de lise arkadaşım polis. adam eline gücü alınca çok değişti. bizim bakış açımız değişmedi zaten lisede polis olacağını söyler dururdu. artık daha artist.

das experiment filminde çok güzel anlatmışlar aslında bu psikolojiyi. oradaki insanlarında dövülmesini biraz ohh diyerek izleyebiliyorsun.

das experiment örneği güzel oldu, diğer ekibe gardiyan rolü verilseydi bir şey değişmeyecekti, bu durumda oh olsun demek aptalca değil mi

iyi veya akıllı olduğunu savunmuyorum, insan psikolojisinden bahsettim. sonuçta poliste copu sallarken kendini karşısındaki insanın yerine koyarak sallamıyor. böyle bir yönü de var işin.

ve ben polislerinde haber izlerken dayak yiyen halk için oh iyi olmuş şerefsizlere akıllanırlar dediğini düşünüyorum.

babam emniyet müdürü, kardeşim ise polis.

kardeşim yeni yetme, daha çok tecrübesiz, arkadaşlarıyla birlikte takıldım, gerçek anlamda cahiller (kardeşim dahil) istediğin yöne çekebilirsin.

zamanla rütbesi yükselenlerin egosu şişiyor (mesela babam) babama göre, dünyada hiçbirşeyi ondan daha iyi bilemezsin, her konuda uzmandır kendisi ve karar mercidir. polislik zamanlarında insanları nasıl karakolda dövdürdüğünü, adalete teslim etmek yerine hıncını nasıl çıkardığını ballandıra ballandıra anlatır, örneğin böyle bir olayda yanına en iri yarı polisi almış, böyle taşkınlık yapan birisini jobla hastanelik edene kadar dövmüş, iri kıyım polise de sen biraz uzakta dur bir şey olursa gel beni kurtar demiş. örneğin, hırsızı yakalamayıp peşinden koşmuş, tam yakalayacakken yavaşlamış, kendisinin saatlerce koşacak gücü var, amacı hırsızın pes ederek yere yığılması ki öyle de olmuş, adam kendini yere atmış gel tutukla naparsan yap demiş. bütün bunları övünerek anlatır.

kardeşimde bunların hiç biri yok, çok saf temiz bir çocuk, arkadaşları da öyle, psikolojik destek verilmediği sürece zamanla kurum kültürünü edinmeleri, birbirlerinden ve yaşadıklarından etkilenerek zorba baskıcı insanlar olmaları kaçınılmaz.

ne yazık ki durum böyle, polis baskıcı faşist yönetimi temsil ediyor, suçluyu adalete teslim etmek, güvenlik sağlamak görevleriyken, kendi adaletlerini uyguluyor ve hınçlarını anlık öfkelerini baskılamak yerine sınırsız bir şekilde vatandaş üzerinde boşalıyorlar.

polisin durumunu biraz acınasi kilan şu. polis kim emir verirse onu yapiyor, dün kürtlere ve solculara saldiriyordu, bugun celenk birakmak isteyen milliyetci gruplara aman süreç zarar görmesin kaldirin o celengi diyebiliyor. dün ögrenciye saldiriyordu, bugun başındaki adam istese, yüzlerine sıcsa ses cikarmazlar. polisler acınasi cünkü senin de söyledigin gibi ne emir verilirse onu yapiyorlar. cok polis tanidim, ne dogru düzgün egitimleri, ne de saglam bir ideolojik duruslari var silah kabzalarina yapistirdiklari üc kurusluk ay yildiz cikartmalari disinda. polis acinasi cünkü aksam eve gelip de üniformasini cikardiginda yan komsusuna cay icmeye gitmek istiyor, haftasonu piknik olsun istiyor mahalledekilerle. polis acinasi cünkü g.tü üc bucuk atiyor bazi mahallelerden gecmeye, servis aracina bindiginde ulan bugun bomba yer miyiz diyor. polis acinasi cünkü su son zamandaki maaş iyileştirmesi olmasa üc kurus paraya onun bunun bekciligini yapiyor, üstüne en fazla ve en gereksiz uzun mesailer onlar da, mesai ücreti falan da yapamiyor. polise acımak lazim, cünkü o copu gencecik insanlarin kafasina indirirken, kafede otururken laf atan adama tekme tokat girisirken yüzündeki maskeyi cikarmaya tirsiyor. polis hakikaten acınası, cünkü biliyor ki o halini kendi cocugu görse, kendi cocugu ondan korkacak, belki de bir daha hic sarilamayacak biber gazi kokan giysisi ile ona. polis kötü degil, acınası.

bir daha söyleyeyim, polisten nefret etmemekli, acımali ona.

@douchebag dayak atılan polis memurunun baban gibi zalim mi, kardeşin gibi masum mu olduğunu bilmiyoruz. Bahsettiğim, tüm polislerin baban gibi zannedilmesi, ki sen de kardeşin üzerinden öyle olmadığını söylemişsin. Zamanla öyle olur mu olmaz mı, o başka konu.

e kardeşim "polis"ten bahsediyorsun. iyi o zaman, herkes farklıdır diye hiçbir konu hakkında görüş belirtmeyelim. konfeksiyon işçisi, kamyon şoförü değil bu. polis. kurum. içinde iyilerin olması iyi oldukları anlamına gelmiyor.

güzel abim ama sen kurumu dövmüyorsun ki kurumun çalışanını dövüyorsun

pkklılar da çoğu emir kulu. nazi askerleri de emir kuluydu. katile, tecavüzcüye üniforma ver al sana polis.

pkk lı bizzat sivil bombalayacağını bilerek, bile isteye oluşuma katılıyor. Polislik ise bizatihi bir meslek. Polislik mesleği mi kaldırılsın yani?

www.skorer.tv
şu videodaki polisler dayak yese çok mutlu olurum.

ama yürüyüş yapacağız ayağına elinde taş ve molotof ile gezenleri de polis döverse üzülmem.

her polis aynı değil ama çoğunun zır cahil olduğu çok açık.

dayak yiyen kimsenin kendisini gerçek kişilerin mi, kurumların mı dövdüğünü düşündüğünü sanmıyorum. bir BEDAŞ memuru gelip bana, "elektrik faturanı niye ödemiyosun lan?!" diye şaplak atsa, bunu adamın ayıbı olarak görürüm. adamları dövmeyince işten mı çıkartıyorlar polisleri bir de? emir emir diye adam da mı öldürecekler istenirse? ya da şöyle değiştireyim soruyu; rüşvet alan, adamı ölesiye döven, öldüresiye pataklayan, yeri geldiğinde ölüsünü yerde bırakanlar emir üzerine mi yapıyorlar sence bunu?

ha eşek hoşaftan ne anlar mantığıyla düzgün şekilde karşı koymak kimsenin işine gelmiyorsa, o zaman dayak yemek de çok yaralamamalı aynı kişileri. o dayak yiyenlerin yeni mezun, bıyığına ter düşmemiş, hiç eylemde bulunmamış olduklarını da sanmıyorum. sadece takviye ekip yetişememiştir.

edit: benim de polis tanıdıklarım oldu, ama onlardan daha da çok polisten dayak yiyen, hakaret gören, aşağılanan, hor görülüp ona göre muamele gören arkadaşım oldu. demek ki bir ezici üstünlükleri var kurum olarak kendilerinin. bir kere pataklanınca bu kadar olay olmasına anlam da veremiyorum.

sana şaplak atan memuru döversin ama bedaşı basıp önüne gelen memura tekme tokat girişmezsin heralde

toplumdaki en vasıfsız, en gözü dönmüş piskopat insanları polis yapıyorlar. üniforma, cop, silah, bomba veriyorlar. çözüm için bir seçim, bir test yapılması lazım polis istihdam ederken.

ayrıca bütün hareketlerinin kayıt altında olması lazım. kızın kafasına o gaz bombası atan polis hangisi bilebilmeliyiz ve yargılayabilmeliyiz.

ama bu tip hükümetler iktidarda olduğu sürece bu gerçekleşmeyecek. zira hükümetlerin istediği de tam olarak hiçbir insiyatif almayan, ne deniyorsa onu yapan, yaptıklarından sorumlu tutulmayan bir köpek sürüsü. iq'sü 90'ın üstünde olan bir polis, memurlara gaz bombası atmaz. kendisinin de memur olduğunun farkındadır.

bir de polis kurumunun tarihine bakmak lazim, fransa'da ingiltere'de amerika'da polis teşkilatlari kurulurken en azili suclulara üniforma verip polis yapmislar ki digerleri ile başa cikabilsinler. polis, yasal zorbaligin, sucun rasyonalize edilmiş halinin, devlet ceberrutlugunun eli maşali bekcilinin simgesidir.

tüm bunlar kurumun kalitesiyle ilgili değerlendirmeler, kurumun varlığının gerekliliğini ortadan kaldırmıyor.

@pipepicture, polissin herhalde, en azından böyle düşünmeme neden oldun. Ben polis kurumunun gerekliğini savunuyorum, tabi ki asayişi sağlamak birinin görevi olmalı. Fakat sadece ülkemizde değil, birçok ülkede polis teşkilatı yasal bir suç hatta terör örgütü gibi davranıyor. Polis olan akrabalarım, arkadaşlarım, tanıdıklarım var, içlerinde gerçekten iyi insanlar var ama ne yazık ki yaşadığım, tanıdıklarımın yaşadığı kötü olaylar çok daha fazla.

Ben kendim yaşadım polisin açgözlülüğünü, şerefsizliğini. Tabi kendi suçlarını kendilerine şikayet etmek zorunda olduğun için de bir sonuç alamıyorsun çoğu zaman. Hatta ifşa edince bile o kadar kanıksanmış olduğunu görüyorsun ki durumun, kimse sesini çıkarmıyor.

Bunun dışında polislerin %80-90'ı benim nazarımda genel kültür ve bilgi seviyesi düşük, başka bir iş yapamayacağı için polislik yapan insanlar. Bu tip bir psikolojik durumda olan insanın kompleks sahibi olması garip değil. Kompleks sahibi insana da şiddet uygulama hakkı tanırsan bu yaşananlar, şiddet, rüşvet, vs. garip kaçmıyor.

Polis kurumunun asli görevi kanunlar dışında hareket eden kişileri durdurmak ve yakaladığında adalete teslim etmek. Şiddet uygulayabileceği durum da kendi veya başka vatandaşların can sağlığının tehlikede olma durumu. Ama bizim ülkemizde polis o kadar keyfi şiddet uyguluyor ki işin hayati tehlikeyle falan alakası olmuyor. Sadece şiddet de değil, örneğin bir trafik polisi bile megafondan anons yaparken insan gibi konuşmak yerine azarlar bir tonda emir veriyor.

Polisler amirlerinden, amirleri kendi amirlerinden, onlar emniyet müdürlerinden, emniyet müdürü validen, vali içişleri bakanından, içişleri bakanı da başbakanın emri altında, burası tamam. Polisin özellikle yürüyüş ve eylemlerinde kullandığı şiddetin asıl sorumlusu devlet, ona da tamam ama ben hangi hükumet olursa olsun bir yürüyüş ya da gösteri yapılacağı zaman her seferinde "bunların kafasına kafasına vurun, elinizi korkak alıştırmayın" dediğini sanmıyorum. Tamam, bu hükumetin örneğin genel bir politikası var. Kendine karşı gelen herkese gaddarca davranıyor ve polis de bir şekilde bu politikayı eylemcilere uyguluyor. Fakat en ufak olayda bile tutukladığı insana işkence eden, şiddet uygulayan, sokaktaki köpeğin yüzüne biber gazı sıkan, eylemcilerin geçtiği yönde kafede oturan insanı döven, laf edeni, itiraz edeni tartaklayan da aynı polis. Yani bence polis şiddetinin nedenini özele indirgeyip "kötü insanlar var diye bütün polisi kötülemeyin" demek -senin yaptığın gibi- mantıksız.

Yukarıda demişsin, ben de doktorlardan memnun değilim ama dayak yesinler istemiyorum diye. Doktor seni keyfi bir şekilde dövmüyor ya da elindeki yetkiyi kullanıp hakkını gasp etmiyor. Zaman zaman bu şekilde kadınları tedavi ayağına taciz eden art niyetli doktorlar çıkıyor ama onlar da kanun önünde cezalarını çekiyorlar. Ayrıca bu tip doktorlar afişe olduğu zaman toplum ve özellikle kendi mesleki çevrelerinde ayıplanıyorlar. Oysa bir polisin hakkında dava açılması için bir insanı öldürmesi veya hastanelik etmesi ve bu olayın da ülke gündemine taşınması gerekiyor. Hatta ve hatta böyle olduğunda bile birkaç ay-yıl, her ne kadarsa meslekten uzaklaştırılıyorlar veya sürülüyorlar. İhraç edilen, ayıplanan, toplumdan dışlanan pek olmuyor aralarında. Böyle bir polis oldu mu da bence "yakalanmış yaparken" gibisinden bir tepki veriyorlardır meslektaşları için. İnsanlar o kadar kanıksadı ki polis içindeki ahlaksızlığı ve yozlaşmışlığı, dediğim gibi her şey normal karşılanıyor.

Son olarak polislerin çoğu bizim ülkemizde sağcı ve herhangi bir eylemde solcu gördüler mi ekstra motive oluyorlar. Solcu gördükleri anda işin kontrolü kaçıyor ve şevkle şiddet uyguluyorlar insanlara. Bu yüzden bir polis dayak yediğinde memnun oluyorum hatta bazen öldüğünde bile rahatsız olmuyorum. Polis nasıl bir eylemde eylemciler iyi insan mı değil mi, haklı mı haksız mı diye düşünmeden dalıyor, ben de bir polis zarar gördüğünde umurumda olmadan mutlu oluyorum.

uckac +10000000. adam her şeyi çok net özetlemiş, bunun üstüne kimse laf edemez sanıyorum.

hayır, polis değilim, hatta ve hatta; polise ne zaman işim düşse, söylediklerini doğrular biçimde, işlerini iyi yapmadıklarına ve kaba davrandıklarına şahit oldum. Zaten söylediklerimde polisi savunan herhangi bir taraf da yok. Neyse konu anlaşılamıyor zaten, taraf olmak, insan psikolojisinin iğrenç yönlerinden biri. ne yapsak bu mengeneden kurtulamıyoruz. Neyse kalın sağlıcakla.

bu soru hala geçerli mi? :)

kavga savaş kötüdür haklısın ancak 3. tarafta olmanın mümkün olmadığı durumlarda insanlar polisin karşı tarafını seçiyor çünkü kimse polisi sevmez.

insan topluluklarının bilincinin olduğunun düşünülmesi sinirimi bozuyor

dediğin gibi çocukluk arkadaşlarım. ve öyle kansız haldeler ki, bizzat facebook hesaplarından da takip ettiğim üzere.

evet genellemek yanlış, bu demek değil hepsi aynı. ancak bir çocuğunun için kin ve öfke kaplamış.

çok çirkin olur

eninde sonunda adamın götünden kan alırlar kamil kan

şöyle sorsan aslında cevabı sen verebilirsin.

"evlendiğim zaman karım ben işteyken başka biriyle sevişse nasıl olurdu?"
hala heyecan verici olduğunu düşünüyorsan:)

gereksiz olur.

çok heyecanlı olur tabii(!) ama unutma sen birinin tarlasını sürersen biride gelir senin tarlanı sürer. etme bulma dünyası akıllı olun.

sherlock holmes +1

aslında benim fikrimi sorarsan isteyen istediğini yapsın.

Evli kadın sana verecekse zaten problem sende değil o karıdadır.

pillowlust,

etik diye bir şey var ne demek suç kadındadır sen bile bile başkasının karısını yatağa atmaktan rahatsız olmayacak mısın?

@hayvan gibi yazar

ben şahsen rahatsız olmam

sadece seks için yapılcaksa çok gereksiz.. aşıksa gene de gereksiz madem aşık oldun boşa kocanı o adama git.. totalde cidden gereksiz yahu..

birşeyin olacağı varsa oluyor. herşeyin ilki heycanlı, gerisi fentezy

sevgili muhabbetinde de söylemiştim. kadın kocasını düşünmüyorsa biz mi düşüneceğiniz mk. alemin delikanlısı olmaya gerek yok. bok gibi bir dünyada yaşıyoruz zaten, kim dürüst ve ahlaklı kalmış ki?

(bkz: siktir git demenin alternatif yolları )

zorla öldüreceksiniz amk kendinizi.

@rot bay

ne diyon abi yatsın mı şimdi ? normalleştirin bunları yarın birgün karınıza da kaysınlar görün ahlakı kültürü...

yarın bir gün karıma yaparlarsa diye korkudan yapmamak da ilginçmiş. ya allah varsa diye namaz kılan ateist mi olur mk.

tek gecelik bir şeyse ve bir daha yüzünü görmeyeceksem umrumda olmaz. çünkü istesem de olamaz, mantıklı değil. kocası var mı yok mu, varsa nasıl bir evlilikleri var, çok eşliliği mi benimsemişler, swinger olaylarına mı giriyorlar, kocası beni vurur mu yoksa hoşuna mı gider, mutlular mı mutsuzlar mı, evlilikleri aşk evliliği mi mantık evliliği mi, aynı yatakta iki yabancılar mı, ne bileyim ben. benim sorumluluk alanımda değil ki bunlar. tanımadığım insan.

evli kadınla yatmak etik değil. e bu kadının anası babası yok mu? onların hoşuna mı gidiyor kızlarının çatır çutur sevişmesi? bunları düşünüyor musunuz sevişirken? sanmıyorum. evlilik olunca birden her şey değişiyor mu?

yarın bi gün benim karım da başka bi adamla yatarsa gidip adamı suçlamam. adamın kim olduğunu bile önemsemem hatta. benim karım beni aldatmış, kimle aldatmış nasıl aldatmış adam ısrar mı etmiş yoksa bizimki hemencecik vermiş mi falan bunları mı düşünücem ben? aldatmış mı aldatmış işte, bitti.

maşallah verilen cevapların çoğundan anlaşılıyor ki; "ahlak / etik / terbiye / kendine saygı/ vs." niteliklerinin çok yakında sadece kelimelerden ibaret kalacak..

bir evin kapısının açık olması kimseye o evde hırsızlık yapabilme hakkı vermez. ya da yapan kişiye "kapısı açık olmasaydı bana ne" diyerek kendini hırsızlıktan aklama hakkı vermez. kapının açık bırakılması ev sahibinin dikkatsizliği (söz konusu duyuruda ilişkiye giren evli tarafın ikiyüzlülüğü, yalancılığı, terbiyesizliği, kişiliksizliği,vs vs) ise, hırsızlığı yapmak da senin kişiliksizliğin, terbiyesizliğin, ahlaksızlığın... evin kapısının açık olması seni hırsız olmaktan kurtarmıyor. kendin isteyerek bilerek girip hırsızlık yapmışsın. ve kendi kararını karşı tarafın bilmem nesine dayandırarak aklamaya çalışman senin cahilliğini, kendini görmezliğini, kendinden bihaber oluşunu gösterir... sözde günümüzün teknoloji içinde yüzen, çok bilen, çok bilmem ne kişilikleri...

ama işte dışındaki görüntün (elindeki son model akıllı telefonun, izlediğin onlarca yüzlerce süper diziler/filmler, en pahalı giysilerin, starbucks'lardan çıkmama gösterişin) ne olursa olsun; iki cümlende kapasiteni ve içini anlatıyorsun... gerçi bunun bile farkında değilsin...


evli olan karşı tarafın ilişkisini, durumunu, bilmem nesini bilmene gerek yok zaten.. sen o kısımlardan sorumlu değilsin çünkü.. sen kendi yaptığından sorumlusun; "evli bir kadınla/erkekle ilişkiye girme" davranışını kendine yakıştırıyorsun ve giriyorsun. seni ilgilendiren taraf bu, karşı tarafın bilmem neleri değil...


herkesin kendi davranışı / konuşması / hayata-olaylara bakış açısı kendisini niteler, olaya dahil olan diğer kişileri değil... onları da onların kendi yaptıkları niteler çünkü.

***
evli bir kadın/erkek ile ilişkiye girmek kişinin kendi kararıdır ve kendi kapasitesini, hayata ahlaka bakışını, kişiliğini gösterir...


her ne kadar o tür bir ilişki yanlış olsa ve çoğumuzun hayatında öyle ya da böyle en azından bir kere olayın herhangi bir yönünde bulunmuşsak da; o yanlışı yapıp ders almamak daha kötü bir yanlıştır...

ortalama bir ahlaka, görgüye, terbiyeye, mantığa sahip birisi bana göre; kendine yapılmasını istemediği bir şeyi kimseye yapmamalı...

farklı şekillerde isimlendirilebilir ama;

"her şeyin bedeli var"

*****

büdüt;

bu arada bunları (çok yıllar önce) ergenliği başlarında aklı havadayken aldatmış, sonraları aklı başına gelip ders almış ve konuya bakış açısı fazlasıyla değişmiş, oturmuş ve hala öğrenmeye, geliştirmeye çalışan birisi olarak yazıyorum...

mesajın başında dediğim gibi, ben buna ''evli kadınla ilişkiye girmek'' şeklinde tek pencereden bakmıyorum. ilişkinin niteliğine (veya nicelğine) göre bakış açım değişiyor. evli bir kadınla duygusal hiç bir şey yaşamam. bunun doğru bulup bulmamamla da alakası yok. bir şekilde duygusal bir bağ kurduysam ayrılmasını beklerim, ayrılması söz konusu değilse zaten herkes kendi yoluna. bunları kendimi aklamak için de söylemiyorum, hayatımda böyle bir şey yaşamadım çünkü.

kapısı açık ev-hırsızlık örneğinin de bu konuyu karşıladığını düşünmüyorum. hırsızlık tanımı gereği zorla yapılan bir eylem, burada ise bir zorlama yok. elimizde kalan yalnızca ''evlilik müessesesinin kutsallığı'' gibi soyut ve göreli kavramlar. kadın kocasını aldatmaya karar verdiyse zaten bir kutsallıktan söz edilemez diye düşünüyorum. bu kutsallığı -eğer ki varsa- bozan da yine ben değilim, kadının kendisi. kadını ve kocasını tanımadığımı ve dolaylı olarak onlara karşı herhangi bir sorumluluğum olmadığını da hesaba katarsak ortada benim vicdanımı sızlatacak hiç bir şey yok. kocası için üzülür müyüm, üzülürüm ama üzülmem için zaten kadınla yatmama gerek yok.

biriyle ilişkiye girerken karşı tarafla ilgili ve benim sorumluluk alanımda olmayan milyon tane etken zaten var. bu etkenlerden hiç biri önemsenmiyor, sadece karşı tarafın evli olup olmamasına dikkat ediliyorsa, ben bunu saçma buluyorum.

kendime yapılmasını istemediğim şeyi de başkasına yapmam. evliysem karımı aldatmam, bu benim sorumluluğum. karımın da beni aldatmasını istemem, bu da karımın sorumluluğu. ben karımı aldatıyorsam suçlusu yalnızca benim. karım beni aldatıyorsa suçlusu yalnızca kendisi. bu kadar.

yeterli bilgi vermemişsin bence. ailenin diğer üyelerinin de arabalarının modelini markasını ver ki, ona göre şunu al diyelim.

audi a3
bmw 3

mercedes a.
mercedes cla.

bmw 3.20d coupe :))
mercedes a

@bir ileti paylastim.

hb: bmw 1 (pek yakisikli bunlar, a3 eskiden uzun burunlu iken guzeldi)
sd: audi a4 (bmw'yi kullananlar pek garip tipler bu kategoride)

iki kategoride de mercedes. yeni a seri çok güzel olmuş yahu evrim geçirmiş resmen.

hatchback için; dizel ise golf, benzinli ise a serisi.
sedan için her türlü CLA.

yeni a3 ler aşırı kötü.

Mercedes A. Düşünmeden

bmw 3

yeni merdeces a serisi çok güzel hiç düşünme derim.

hatcback: yeni mercedes a
sedan: kosulsuz bmw 3

hb mer a

sdan a4

cla arkası cok alçak. Perf. Düşük. Sakın ha

kimaramis.net

dolandırıcılar.

(bkz: 0850 333 16 00)

biraz önce böyle bir başlık açtım.

insanı huylandıran bi numara olduğu kesin. muhtemelen hiç biyere ait değil yeni açılmış bir hattır. hesabının başkasına devredilmesi mümkün değil zaten.

seninle alakası yok dostum onun. eczanelerin kullandığı sistem o.

edit: geçmiş olsun bu arada.

Medula sistemi genel sağlık sigortası (gss) kapsamında tüm kamu, üniversite ve özel sağlık tesislerinin elektronik olarak fatura gönderecekleri ve geri ödemelerin yapılacağı sistemdir(miş).

e-reçete yazılabilmesi için kullanılıyor işte.
ama sistem sürekli hata verdiğinden,doktor elle reçete de yazıyor.
ama ilacı alabilmek için elle yazdığı reçeteye sistemin çalışmadığına dair not yazması gerekiyor ki geçerli olabilsin.

abi ben okusam o medullayı sağ tarafıma felç inebilirdi. başka isim mi bulamamışlar

teşekkür ederim arkadaşlar. allah beterinden korusun hepimizi. büyük bir kazayı küçük hasarla atlattık çok şükür.
omurilik, omurilik soğanı gibi şeyler yazınca doğrusu korktum. zaten araç çarpmasına bağlı travma geçirdiğim için oradayım. eczane sistemine böyle isim nereden akıllarına gelmiş, ilginç.

normal insanların elle yazılan reçeteyle ilaç alması yasak (milletvekillerine ve yakınlarına serbest) ondan özellikel kaşe vurmak zorunda sistem bozuk diye. yoksa ilaç alamazdın.

www.youtube.com

bu olabilir mi acaba?

bu şarkının son donemde yapılmış coverı var . eğer üstteki şarkıysa muhtemelen bu coverından bahsediyorsundur.

www.youtube.com

kımıloğli mi ahahahaa come along with me - Vicci Martinez

"oriental" denebilir bence. denmeyebilir de. çok da ısrarcı değilim. ama ben olsam derdim.

east anatolian style falan belki. ona baglantili cumleler.

seni takip ediyor olması gerekiyor. başka türlü gönderemezsin.

iki taraf da birbirini takip ediyor olmasi lazim gelir

yukaridaki ayarlardan direkt mesajlara tiklarsan goreceksin

itebilme durumunuz varsa (bi arabayla el freninde de olsa, viteste de olsa hafifce itilebilir arabalar) yolun ortasına itin arabayı. polis o zaman da iplememezlik yapıyor mu görelim.

oto hırsızlığı bölümünü arayın. muhtemelen çalınmış ve oraya bırakılmış bir araçtır. ama bazen yaşlı amcalarda aracını aylarca kullanmayabiliyor. eğer emniyette tanıdığınız varsa aracın yakalamalı hacizli mi olduğunu öğrenin. eğer yakalamalı ise icra dairesinden alacaklıyı öğrenin haber verin gelip alırlar. ama bu işlerin dışında iseniz bu işle zor. araç marka model ne ?

kendini kandırma boşa olmuyor onlarsız :D
ama dediklerin doğru parası olsun karizması olsun hepsini isterler maalesef.

"Kısaca lanet olsun kızlara ya kendini beğenmiş yaratıklar."
her kız için bunu diyemem ama.

paris +1

peki

katılıyorum, zaten benim de hiç sevgilim olmadı. hiç sevgilim olmadığı için mi katılıyorum yoksa katıldığım için mi hiç sevgilim olmadı, şimdi bunu çözmem gerek.

her malın bir alıcısı bulunur güzel kardeşim. sen tipe önem vermeyiz lafını unut, çıtanı biraz düşük tut. ara sırada kendini onların yerine koy yani şöyle bir kız olsaydım benim gibi biriyle sevgili olur muydum diye.

yeter ki o olmayan şeylerden ötürü allah'a isyan etme. elbet gönlüne göresini bulursun.

vay mna kii. mizojini tavan yaptı bugün. ben de nefret ediyorum lan. daşaanızı yesinler onlar sizin.

ya güzel kardeşim sen kıvanç tatlıtuğ olsan, akrep nalan ile çıkar mısın? bana bunun cevabını ver!

@byakuya
adam kendini kandırmıyo zaten, akisne gerçeklerin farkına varmış boşa kürek çekmeye gerek yok diyo.

bol bol sayısal oyna hacı belki tutar.

raif +1

ayrıca allah aşkına kimseyle beraber olmayacağım falan muhabbetlerini bırak. kendinde olmadığını düşündüğün şeyleri yazmışsın, bunlar yoksa olmaz diyosun. niye peşin hükümlü oluyosun ki. etrafa azcık daha dikkatli bakarsan, herkesi bir beğenenin olduğu gayet aşikar. mühim olan karşılıklı bi beğeniyi bulabilmek, e bu da şans işi. bekleyeceksin yapacak bi şey yok.

dizilerde fln görmüşsün tabi.sadece sevmesi önemli.güven vermeli dürüst olmalı vs.sonucunda açılınca yok istemiyorum.kimse dürüstlüğe fln bakmıyo.tipini fln bilmem ama "Tüm kızlar diyorlar tipe önem vermeyiz diye ama bariz yalan bunlar" bu cümle büyük kısmı için doğru

raif bey yine sahnede doğru bir yere parmak basmış.

bu arada paris yavrum sen daha büyüyüp serpileceksin sabret azcık.

parayı bulun gerisi gelir raad olun..

bende senin gibiyim hep piçlere bakıyorlar. kendilerini adam yerine koymayan, köpek gibi davranan erkeklere bitiyorlar.

zastavam76 artı 1. sonra da gelip ağlıyorlar.

sen adam yerine koyma, piç gibi davran sana hiç gelmezler.

piçlerin hepsinin tipleri düzgün ya da karizma ve kendine güveni var.

istediğin kadar "piçlere gidiyorlar efendilerle takılmıyorlar" de, tipin, karizman, giyim zevkin, paran yoksa piç olsan da bir cacık olmaz.

raif bey hakli. ayrica bxgx +1. her topalin bir kör alicisi vardir. adamda ne para ne tip olur ama muhabbeti cok iyidir, insana pozitif enerji verir, zekidir, bilgilidir, düsüncelidir, degerli oldugunu hissettirir, nerede ne konusacagini ne giyecegini bilir, esprilidir güldürür,güldürürken düsündürür falan filan. yani su saydiklarimdan, yada daha aklima gelmeyen bircok pozitif ozellikten bir kac elle tutulur özelligi olacak. para ve/veya tip yok diye kiz bulamiyorum diyen ancak kendini kandirir. ama hicbir ozelligin yoksa o zaman kendinde sorun arayip, degiseceksin.

ret yiyip tribe giren ergen olma gözünü seviyim. Daha yolun uzun, ya o ya hiç felan filan boş işler. Yapmaya kalkanı gördük ordan diyoruz. Sakil ol, zaman güzel şey. Hayatında değişiklikler yap, işine gücüne bak, cool adam ol, kızlara bakmasan bile bu dönemde adam gibi adam olursan onlar sana bakar, sonra bi bakana sen de bakarsın, mutlu olursun filan güzel şeyler bunlar.

abi sen de parasız, tipsiz, çirkin, karizmasız, düzgün olmayan fizikli kız ara, hiç bi bok yok yine de güzel, düzgün fizikli kadınların etrafında dolanıp "bana neye bakmıyorlar" diye ağlama. davul bile dengi dengine.

Kaç yaşındasın hafız sen? Cidden meraktan soruyorum. Baya tecrübe ile ilgili çünkü bu yazdıkların. Şahsi tecrübeden bahsetmiyorum, sagına soluna bakıp görmekten bahsediyorum.

beyler ben işte ona karşı sürekli kaybettiğiniz piçim işte. soruları alayım?

birader selam. dediklerinde haklısın ama şunu unutuyorsun: dediklerine sahip olamayan da sensin.

demişsin ki "Para + güç + tip + karizma+ popülerlik + güzel fizik."

bu dediklerinden bir tek "tip" senin elinde değil. doğuştan yakışıklısın ya da değilsin. buna yapacak bir şey yok. ama gel en basitten en zora gidelim bakalım...

güzel fizik: evde 7/24 yatıp sonra da kadınlara "güzel fiziğe veriyorlar" diyemezsin. git o güzel fizikten yap? evde çalışma programları var, bir yıla herkül olur çıkarsın. güzel fizik tamamen senin azminle olacak bir şey. o yüzden hiç ağlama. göbek büyütüp sonra sataşma.

karizma: bu da sende olacak bir şey. kendini geliştir, oturuşuna kalkışına adam gibi çeki düzen ver, ağır ol, saygı duyul, yavşak olma. al sana karizma. ne mallar "karizmatik" diye tanımlanıyor bilemezin. sen de öyle tanımlan.

popülerlik: hiçbri şeyde mi iyi değilsin popüler olacak kadar? spor? ı ıh. zengğnlik? ıh ıh. e o zaman ne kalıyor geriye? bilgi. bilgili insan, tercih edilir. mynet'te okey oynayacağına belgesel izle. kitap oku. sanat, feslefe, sosyoloji, din... geliştir kendini. illa tiple popüler olunmaz. "ya x sen kesin bilirsin, y neydi?" diye sana geldiklerinde gör popülerliği. ortamda sen konuşup kimsenin bilmediği bir şeyi izah ederken gör popülerliği.

güç: bu zor. kabul ediyorum. çok iyi bir kariyer falan gerek. buna sahip değilsin diye kızamam. bok da atamam.

para: bu da aynı. şans işi biraz da. ticaret kafası ya da zengin baba falan gerekiyor. buna da sahip değilsin diye kızamam. ama lise boyunca dersten kaçıp kavgaya gidip maça gidip vs sonra öss'de iki yıllık bir yere kapağı zor atıp "param yok olm" dersen kızarım.

dediğim gibi, senin elinde olan şeyler var. en azından 6 tanede 4 tane senin elinde. sen bunları elde etmek yerien ne yaptın yıllarca onu sor kendine.

şimdi git diyete başla ve güzel bir vücut yap. acayip özgüven getirir.

bıçak orada tampon görevi görüyor diye biliyorum. çıkarınca da asıl hasar net olarak oluşuyor.

olayını bilmiyorum ama dzingis'in dediğine bir örnek vereyim: limona çatal sokuyon ya hani... suyu ne zaman çıkıyo? çatalı çektiğin zaman. kalpte de öyle galiba. bıçağı çıkardığın an açılan boşlukta laylayloy dökülüyor kan.

kalbe bıçak saplamak ciddi güç isteyen bir iş ve ölüm için bence uygun bir yöntem değil. kafana sık, kendini as, 5. kattan atla... bunlar bir anda yapabileceğin, sana bağlı olmayan şekillerde gelişen şeyler.

ama kalbe bıçak sokmak öyle değil. bıçak kalbinle buluştuktan sonra onu evirip çeviremezsin, "dur lan daha sert sokayım da gebereyim" deyip kendini kontrol edemezsin.

hiçbi intihar yöntemini denemedim ama bence en zorları arasında yer alıyordur bu, korkunç.

tamam da beyler hanımlar,

sonuçta ritmik bir hareketi olan bir kas yapısından bahsediyoruz.
sonuçta kesiliyor bu halde kalp nasıl atacak? kalp atamazsa kan nasıl diğer organları besleyecek?

ayrıca madem öyle bu doktorlar salak mı niye çıkarıyorlar bıçağı o zaman?

Amaç kanama çok kötüleşmeden yarayı kapamak oluyor genelde. Tabi diğer organlarda yaparsın da kalpte yapamıyorsun hasta gidiyor.

İkincisi göğüs kafesini kendin delemezsin, hic deneme. İntihar edecem diye kendine cehennemi yaşatırsın.

karnına saplamakla kalbine saplamak arasında pek fark yok. mesele kaburgalar arasından sokabilmek bıçağı o da kolay iş. kalbe ulaşması için de sokulan yere bağlı olarak akciğeri de delmesi gerekebilir. yine faaliyetin devamı için bıçağın girdiği yer çok önemli. öyle bir sokarsın ki kirli kan temiz kan karışır buna bağlı komplikasyonlar gelişir daha çabuk gidersin ya da verdiğin örnekteki gibi bir süre yaşarsın müdahaleler yetersiz kalır kan kaybından gidersin. kurtulma ihtimali de var tabi ama kalpten bahsediyoruz tahminimce çok zordur. hastaneye yetişene kadar büyük miktarda kan kaybı yaşandığı için en garanti yollardan biridir. acı verir ama anında öldürmeme meselesi birçok filmde de işlenen vücuda giren oku çıkarmamakla eşdeğer. çıkarırken de hasar veriyor + oluşan boşluktan kalbin basıncıyla yine kan kaybı oluşuyor.

vardı, sonra en yakın arkadaşının galatasaraylı olduğunu öğrendi -ya da geç yakın arkadaş oldular bilemiyorum- ve o da galatasaraylı oldu, şimdi kendi çapında fanatik.

yaş 9.

duyurularda bile provoke etmeye çalışan orospu çocuklarına inat beşiktaşlı oluyor hala çocuklar. siz hiç sıkmayın canınızı.

baba saglamsa oluyorlar. az olsun öz olsun yeter.

ayrıca sanıyorum dünyanın en kolay crack'lenen programıdır. :)

böyle sevimli program ayağına full paketi alıyorsun işte. tatlı da bir şey mk, kıyamıyor insan :/

Benim o 40 gün dolalı 3 yıl oldu hacu.

bi espri var o kadar zenginim ki winrarı lisanslı kullanıyorum diye :)
aslında biraz kıl her rar açılışta uyarı geliyo o yüzden carckledim ben :))

selena gomez olabilir mi?

www.youtube.com

pineapple express

kolpaçino.

lammbock
death at a funeral

death at a funeral'ın orijinal versiyonu tabii. ingiliz yapımı olan...

three amigos
groundhog day
the hangover(birincisi)

the party
www.imdb.com
cashback
www.imdb.com
dazed and confused
www.imdb.com
win win
www.imdb.com
horrible bosses
www.imdb.com
superbad
www.imdb.com
21 jump street
www.imdb.com
the invention of lying
www.imdb.com

yok be neden yalan olsun. 8e böl pulu.

Nereye ne gonderiyodun? Detayli bilgi verirsen yardim edebilirim belki?

pulun adedi değil toplam değeri önemlidir.

@ground 8gbp'lik pul yok ki onun için 8 adet 1'lik istiyor.

twitter.com lahsgkjahsgakg

susan miller
www.susanmiller.com

inanmıyorum ama 4-5 yıldır takip ettiğim tek kişi mynet astrolojideki irem su. ivillage.mynet.com

yaşadığımız evrende başımıza gelen hiçbir şey boşa değil. gördüğümüz, yaşadığımız her olayın bir nedeni vardır. bu olaylardan biriside saat ve dakikanın 01:01 gibi üst üste gelmesidir. astroloji gerçekten boş bir bilim değildir ve astrolojiye göre saatlerin derin anlamları vardır. burada saatlerin anlamı hakkında yazılar mevcuttur. okuduğunuz zaman başınıza gelen olayların örtüştüğünü görünce şaşırabilirsiniz. www.saatlerinanlami.org

hangi parca?

daha uyanamamıssın belli ki :D

dinlemedim ama zurna sanırım :)

ney.

kabak kemane bence.

zurna olabilir.

çello

sadjhgasjgdas bi yandan winampta dinlerken siz de duyuosunuz sanmıştım o yüzden:D

www.youtube.com

önce: (bkz: #30535112)
sonra: (bkz: #30535219)

çünkü ekşi sözlük yazarları o siktiğim nicklerini aldıklarında götleri kalkıyor ve ortada hiçbir olay yokken bile etraftaki insanlara saldırmaktan, linç etmekten büyük haz duyuyor.

%90'ı halk içinde yüksek sesle konuşamayan sosyopat tipler olunca, içlerinde biriktirdiklerini böyle püskürtüyorlar.

araya bi soru da ben ilistiriyim. pinar batum kim la?

çevirmen

orospu çocukluğundan vergi alınmıyor olmasından.

mr. show da bir skeç vardı.
amerikalılar teknolojimizi acaip geliştirdik. hatta şu tarihte ayı patlatacağız diyorlardı. tüm ülke bu olayı kutluyordu sadece bir tane evsiz mi ne sordu ya neden ayı patlatıyoruz ki? yanıt hazırdı çünkü yapabiliriz!

insanların canı sıkılıyor ve saracak şey arıyorlar. manyağın birinin bu haftaki hedefi de bu çevirmen.

bir iş yapıyorsa ve işi harbiden iyi yapıyor ve para da almıyorsa istediği gibi trip de atma hakkı vardır. beğenmeyenlerin çevirmen listesine bakıp dizisini izlemesi gerekir. linç edin durun amk. zaten bu ülke böyle. bir bok yapmayan adamların boku nizamiyeden çıkmadan sağa sola laf atmasından ilerlemiyor.

yapacak işleri güçleri olmadığından, abuk subuk boş beleş insanlar oldukların, ellerindeki tek eğlence millete sataşmak olduğundan dolayı. he bir de e.z. :))
pınar batum olmasaydı lost izleeyemez, bu günlere gelemezdik :)

stanley clarke dinleyebilirsin ama gitar ağırlıkta çalıyor genelde arkadaşlarıyla.

miles davis'in son zamanlarını da dinleyebilirsin bak trompet ağırlıkta olsun istiyorsan.

genel olarak baktıkları şey, sesli ve sessiz harfleri liseli gibi gereksiz yere çoğaltarak yazıyor musun?

eğer liseli gibi yazıyorsan lisans diploman geçerliliğini yitiriyor ve gece bekçisi pozisyonuna yerleştiriliyorsun.

özel bankaysa genel yetenek soruları sorulur. kısa sürede ne kadar hızlı soru çözebiliyorsun ve ne kadar dikkatlisin bunu ölçmeye çalışırlar. eğer kamu bankası sınavı ise, alan bilgisi sorulur. iktisat, maliye, muhasebe gibi konuları içerir genelde.

inşallah yazılı sınavdır kardeş.

ikisini de diyebilirsin.

nasıl yani? yoklama yaptırdım mesela ben şu an, aralık dağıtımı için. sonra bir yerden iş teklifi aldım, gitmeme şansım var mı?

dzingis özel sektör farklı memuriyet farklı.

mübarek gün.

google der ki;

Friday, October 12th 2012
Fiesta Nacional de España (Spanish National Day)
public holiday in Spain

12 ekim kristof kolomb günüymüş
aceleleri varsa demek ki :)

en.wikipedia.org

limitless izle.

www.imdb.com


ınternette bulabılır mısın bılmıyorum ama dene sansını.

Saydıkların kadar iyi değil ama son izlediğim film: Reign over me çok iyi.

izlemediysen Gladiator, Batman (Cristopher Nolan) Serisi, Click, Dead Poets Society, tabi ki The Shawshank Redemption (oha), Memento, Into the Wild, Saving Pritave Ryan. Bunların arasından izlemediklerin varsa izle bence. Aklıma ilk bunlar geldi. Daha çok film var böyle güzel, izlenmesi gereken.

himmet dayi ilk soyledigin haric hepsini izledim ne yazik ki. Yine de sagol. Reign Over Me isim olarak tanidik geldi ama bir bakayim.

hans zimmer - the last samurai

soundhound öyle dedi :)

küçük mü olur bu ?

www.electroworld.com.tr

o linktekinin usb girişi yok. hdmi girişi ile bilgisayara bağlaman lazım ki onun için de bilgisayarının hdmi çıkışlı ekran kartının olması lazım.

tekrar edit: varmış pardon. =)

22 küçük olur. Almısken biraz daha büyüğü olsun. Fazla bi beklentim yok özellik olarak.

www.carrefour.com.tr

579 lira ama on numara televizyondur.

senin sorduğun televizyonda usb yok sandımdı. o zaman onun fiyatı iyiymiş. al bence kendi bulduğunu ;)

teknosa'daki televizyon süper uygun fiyata yalnız onun altında yazılı teknosa mağazalarında ve orada ki teşhir ürünlerinden olduğunu biliyorsundur umarım.

ucuz LCD muhtemelen çok kötü gösterir, aynı fiyata alacağın tüplü tv 10 kat daha kaliteli görüntü verir. LCD olsun diye kasmayın yani.

sadece saç + yıkama 10 tl. ama 6 yıldır aynı berbere gidiyorum. berber de çocukluk arkadaşım.

30 pahalı bence.

saç için 7 sakal için 5 veriyorum.yıkama içinse 2 tl

35 veriyorum ben de saç sakal yıkama. Bayaa iyiler de. Berber takıntım var, herkese teslim edemiyorum kendimi öyle. Ayda bir ayrıca.

sac sakal yikama 20 tl.

eğer standard bir saç traşınız varsa, berber değiştirebilirsiniz. Ortalama lüks berberler 30 tl alıyor, pederin berber de 30 tl istemiş mesela geçen. Ben kadıköyde sanayi tipi berberde 7 tl ye kafamı 2 ye vurduruyorum yetiyor bana

ben hala saç yıkama 8 lira veriyorum lan. ama harbiden sikiyor saçımı. düzgün bir yer de bulamadım hala. balgat cevizlidere falan o civarda bi berbere giden var mı ya la ?

ya da şunu sorayım, 30 lira verdiğiniz berber nasıl muamele ediyor ? tek tek şurası böyle olsun, işte ne bileyim saçını günlük hayatta nasıl şekillendiriyorsun falan öyle sorular sorup özeniyor mu gerçekten ?

45 ile 60 arası değişiyor benimde.

25 liraya kestiriyorum saç+sakal+yıkama. yüz bakım kremi falan da yapıyorlar ayrıca. 30 lira çok değil yani iyi bir berber için.

obareyy, 45-60 da varmış. Peki şunuda sorayım, ne sıklıkta uğruyorsunuz berbere? ben haftada bir ya da iki haftada bir gidiyorum.

Saç+yıkama 15'den fazla vermem

15 tl sadece sac

birazdan gidicem hatta saç + yıkama 25 kağıt bayılıp çıkıcam

gittiğin semte ve mekana göre değişir. en önemlisi senin ekonomine göre :) saç+sakal 40 veriyorum

saç + makineyle sakal düzeltme + yıkama
15 veriodum yıllardır
son gidişimce 20 oldu.
ayda 1 giderim.

Önceki 25 alıyordu taşınınca en yakındakine gittim. Berber iyi. kesti yıkadı falan 15 alıyor. Gayrettepede. Saç sakal 30 çok anormal değil bence.

maltepe'de saç 5TL sakal 3 TL , elemanlardan 2 si baya iyi kesim yapıyor, 25 liralıklardan daha iyi şekil veriyolar. 30 lira ne abi?

Baslangic icin bu normal. Aslinda tek parmak egzersizlerini az yapmis da olabilirsin. Ama sonuc olarak artik akorlara gecmissin ve buna kas. Gitari dogru tuttugundan emin ol. Daha sonra 5-6 dk. Ayni akoru cal degistirmeden. Daha sonra am dene mesela. Bunu da yap bir sure. Sonra dm'den am'ye gecmeyi dene. Alisacaksin zamanla. Bu sure zarfi biraz sikici gecebilir, ama pes etme. Alistiktan sonra zevkli hale gelecek.

Normal, parmaklar guclendikce ve akorlar kas hafizasina yerlestikce sorun kalmaz. Ama bol pratik lazim tabi.

çok fazla egzersiz yap. bir süre sonra zaten öyle bir şartlanıyor ki parmaklar, sen gitara bakmadan yerlerini buluyorlar. ayrıca başlangıç seviyesinde en zor geçiş yapılan akor f'dir. bunları iyice oturtmadan sakın daha ileriye gideyim deme daha kötü durumda kalırsın. başlangıç akorlarında geçireceğin çok uzun zaman sayesinde bir çok şarkıyı rahatlıkla çalabilirsin ayrıca.

çalışa çalışa çocuk oyuncağı gibi gelicek merak etme. dm, c filan değil de f zor cidden :D

bileğini sımsıkı tutma, baş parmağını ve bileğini düzgün çalabileceğin pozisyona getir, her akor için değişebilir.

turnasol kağıdını kıza batırıyorsun. kırmızıysa hoşlanmıyor, maviyse hoşlanıyor.

iç güdüsel olabilir ve algılama gücü kişiden kişiye değişebilir. kimisi buluttan nem kapar kimiside kız yalvarırcasına gözünün içine baksa bir bok çakmaz. senin ne durumda olduğun da önemli.

Erkek değilim ama birinin senden hoşlanıp hoşlanmadığını anlamak zor değil bence, bakışlarından çözersin direkt.

senin hakkında meraklı davranıyorsa. seninle daha çok zaman geçirmeye çalışıyorsa. olmadık yerlerden muhabbet açmaya çalışıyorsa. seninleyken olmadık esprilerinle bile çok eğlenip gülüyorsa. üstüne bir de sen hoşlandığını hissediyorsan, %90 hoşlanıyordur mutlaka, heralde, galiba, sanırım.

saçma bahanelerle seninle vakit geçiriyorsa. bakışından bile anlayabilirsin odun değilsen. :) en az 3 hafta müzik dinlicem diye yanıma gelmişti. ben de hiç sormamıştım hep mi bitik ipod'unun şarjı diye. :)

dibini kokluyorum feromon kokuyosa tamamdır,sora bacamı kaldırıp üstüne işiyip işaretliyorum.

sevmediğini öğrendiğin bir tatlıyı yemek için 40 türlü takla atıyorsa, senden hoşlanıyor demektir.
kızı o kadar uğraştırmadan götürsene tatlı yemeye :)

*bir arkadaş.

en salak esprilerine gülüyorsa, eline koluna dokunmak için bahane arıyorsa(5metre ötede araba geçerken koluna girip "ayy eziliceksin gel böyle" demesi), her yere seni de çağırıyorsa, hoşlanmıyormuş gibi davranmaya kasıyorsa... falan filan.

bu işin çok net bir tanımı yok. insan sarraflığı denilen şey içgüdüsel olarak da gelişebilir tecrübeyle de öğrenilebilir.

bir kızın senden hoşlandığını işaret eden bir hareket başka bir kızda tam tersi anlama gelebilir. her şey ortama ve şartlara bağlı.

- making predictions for forthcoming ten years about import and export data of Turkey and members of the EU by implementing time series analysis.

- survey, analysis, and implementation of the new product

- impact, analysis and implemantation of income levels based on the investment vehicle choice of people who live in Eskisehir.

ön muhasebe -> pre-accountancy

çeviri rezil olmuş olabilir, kafam çok dağınık. birinden teyit al istersen. kolay gelsin.

ben de böyle saçma sapan bir şey yaşamıştım daha önce vista ile. önce avast sonra da superantispyware ile taratmıştım bilgisayarı, hallolmuştu sorun. bi' dene bakalım.

cd ya da dvd'siz nasıl format atacaksın? yani elinde .iso dosyası olarak falan mı var win7?

hiçbir şey yok. eğer mümkünse indiririm ultimate sürümünün iso formatlısını sorun değil. benim öğrenmek istediğim şey: mümkün müdür?

eskiden dos modu vardı şimdilerde varmı hiç aklıma gelmedi bakmak ama o zamanlar bilgisayarı dosta açıp farklı bir sürücüye geçip(D mesela) format c: yazınca cayır cayır atıyordu ha ondan sonra bilgisayarı herhangi bir işletim sistemi olmadan boot edemezsin o ayrı...

neden mümkün olmasın. iso dosyasını indir. sonra onu dvd'ye yaz. sonra bilgisayar açıldığında bios ayarlarına girip boot'u dvd-rom yap. gerisi kendiliğinden gelir zaten.

bios ayarlarına girmek için bilgisayarın modeline göre değişmek üzere hangi tuşa basacağın bilgisayar açılırken çıkan ilk görüntülerde yazar. f2-f10 gibi bir tuşa basman gerekiyor.

1,84.

170cm halbuki ayağım da büyük değildir o kadar?

165 cm

ayaklarım, mevcut cüssemin yüzde 10'unu oluşturuyor diyebiliriz. diğer yüzde on'u tahmin edebilirsiniz heralde.

(bkz: büyük kayanın altında büyük balık yatar)

180+ ölçtürmedim bayağıdır

177 cm

186

178 180 arası değişiyorum.

179

1,80

1,87

1,74

1,81

181

O değil 175 cm'nin altında adam yok neredeyse de sokakta niye durum farklı lan? Kısalar yazmıyor mu?

172 cm (emin değilim, 2-3 cm daha uzun olabilirim).

183

1.70 lan ama yazılanlara bakınca sanırım bende bir anormallik var.

185

1,74.
ama bazı ayakkabılarım 42 mesela kalıp değişebiliyor

183

bana da 1.75 den aşşağı kimsenin yazmaması tuhafıma gitti

167cm

1,84.

www.bitturk.net şuan üye alımları açık aga ;)

nasıl açık üye alımı o ya? hala davetiye kodu soruyolar üye olmaya çalışırken?

sağ üst köşede kayıt olmak için BURAYA tıklayın yazısına lütfen tıklayın:)

dışarı çık.

markafoni çok güvenli bir firma kredi kartına bir şey olmaz ver gitsin.

ayrica bizzat sifreni girmedigin her alisverisi bankana faks cekip kolayca iptal ettirebilir parani geri alabilirsin. (tabi karsi taraf elinde kargo slibiyle gelip bakin teslim ettik efendimiz derse olmaz bu) (bkz: chargeback)

şu zamanda bir siteden alışveriş yapmaya, hem de türünün en bilinen sitesinden korkuyorsanız, vah demeli...

kapatın oldu olacak neti de, hacker girer sisteme, blendırı çalıştırır...

farkındaysanız kartla alışveriş güvenli mi diye sormadım. sorduğum ''kapıdan ödeme yapılıyor mu'' idi.

ola ki bi hacker çıkarsa blendırı çalıştıracağına sizin kafalarınızı çalıştırsın.

her boka ahkam kesmek yerine kalabalık yapmasanız daha kafi.

hemen kızma @loana, "Kredi kartı bilgilerimi vermeyi götüm yemiyor açıkçası." demişsin bir kere, bunu okuyan bünye şaşırır...

ama doğru söylüyorsun, önce bir cevap vermek lazım idi; hayır kapıda ödeme yapmıyor, bu tarz sitelerde imkansız gibi zaten, çünkü adamlar 2 hafta sonra gönderiyorlar ürünü...

teşekkür ederim cevabın için geç de olsa :) bilgi vermek için yazmıştım onu, sadece ona yoğunlaşılmasına gerek olmadığından kızdım.

yine de teşekkür ederim tüm cevaplar için.

herhangi bir okulda kayıtlı olduğunu belirtirsen (açıköğretim ya da kayıtlı görünebileceğim dediğin ilk girdiğin üniversite) askerliğini erteleyebilirsin. fakat kendin de farkındasın aslında "yolun sonu" diyerek. bence git askere, bir an önce yap dön. yoksa 30 yaşında daha da zor gelecek sana o 15 ay.

okulla tecil yapmayı ben de isterim fakat kayıt olalı 7 yıl geçmiş. bunla ilgili bi kanun yok muydu. 7 yıldan sonra tecil edilemez diye..
bir de diğer sorum şu: ben liseden sonra direk üniversiteye girdim. tacil falan kullanmadım.
ordan bi hakkım var mı tecil için.
şimdi askere gitmem imkansız. gerekirse okula kasarım bitiririm. ama uzun dönem yapmam özel nedenlerle imkansız.

okul azami öğrenim süresini dolduranlara ek sınav hakkı veriyorsa, askerliği de tecil eder. okulun öğrenci işlerini bir arayın derim.

1- yarım bıraktığın okula yada açıköğretime kayıt yaptırıp askerliğini tecil ettirebilirsin.

2- acıköğretime kayıt yaptırırsan sadece askerliği tecil etmiş olursun. yas gereği okulu bitiremeden askere gitmek zorunda kalırsın. 29 son.

sonuç: yarım bıraktığın okulu 3 yılda tamamlama ımkanın varsa, ancak o zaman askere kısa dönem gidebilirsin.
7 yıl benım bıldıgım lisansı tamamlama suren? 7 yılda bıtıremezsen shoot out?