Giremiyorsunuz...

kötü oldu o zaman. bana çok ykaındı. hem de 22.15'e kadar açık. neyse, sağlık olsun artık :)

girişte sol tarafta çalışma bölümleri var. isterseniz oraya gidebilirsiniz. ancak kalabalık ve sesli orası. kütüphane bölümüne girmek isterseniz kapıda kontrol var.

yahu girersin nereye giremiyosun allasen... bilgi evrenseldir, kütüphaneye mi almayacaklar. nerde kaldı boğaziçililik.. gerekirse cıngar çıkar yine gir abicim :)

calismak icin giriste sol tarafta calisma salonlari var. oraya elinizi kolunuzu sallayarak girebilirsiniz. hatta arkadaslarinizla gidip tartisa tartisa da calisabilirsiniz.
cunku orasi "sesli study". yani bayagi gurultulu oluyor (maalesef).

ayrica kutuphaneye de kendinden emin bir tavirla, acele etmeden ama cok da yavaslamadan, kimlik kontrolu yapan adama/kadina bakmadan girebiliyorsunuz.
6 yildir okulun ogrencisiyim, hep cantamdan cikarmaya usendigim icin toplamda iki uc defa kimligimi gostermisimdir.

deneyin, olmadi sorarsa cuzdani kurcalayip aa evde unutmusum dersiniz, o da olmazsa sonucta dovmezler, cikar gidersiniz.

kutuphanenin ici calisma ortami olarak cok guzeldir. optimum sicaklik, minimum gurultu. ayrica cok guzel uyunabilir. tek sorun sandalyelerinin oldukca rahatsiz olmasi.

plus beles super wireless mevcut.

ben kimseye elini kolunu sallaya sallaya girersin diye gaz veremiyorum. tecrübelerimle sabit, kartım olmadığı zaman sorulmadığı oldu ancak kart olmadığında soruyorlar. piskolocik mi bu bilemedim?

bilgi evrenseldir diyen kardeşimize odtü'ye ve hatta milli kütüphane'ye (bakın adı milli, milletin kütüphanesi bu) elini kolunu sallayarak girmesini tavsiye ederim. denemesi bedava.

hiç belli olmuyor girişteki güvenlikten. bi tane kısa boylu adam var, o takıntılı mesela. kıvırcık abla kafasına eserse kimlik soruyor. ama son haftalarda her seferinde girmeden kimliğimi hazır ediyorum, kafasını kaldırıp bakmıyorlar bile. yeri geliyor, illa görecekler de görecekler kimliği. çözemedim ben onları. ama kimlik sormaları iyi. zaten ne kadarcık yer var oturmaya, bi de dışarıya açılırsa boğaziçi öğrencilerine yer kalmaz.

on yıldır ara ara giderim daha kimliğimi göstermek kısmet olmadı;) rahat ol... yıllardır buraya girer çıkarım hissiyle dalacaksın... böyle ürkek ürkek girersen, adam sormayacaksa soracagi tutar... bi de b plani yan tarafta çalışma salonu var, oralar serbest zaten... takıl takılabildigin kadar... çalışma ortamı da iyidir... kütüphane kısmı sessiz pek tercih etmiyorum, yan taraf daha iyidir...

martı da dahil edilir bunlara illa ki

roald dahl var.

l'etranger diyelim mi?

bunlar gibi derken, kriter çok uzun olmayıp güzel olması mı? yoksa konu bakımından mı onlar gibi kitaplar? eğer kısalık açısındansa, aylak adam'ı tavsiye ederim. hem fazla uzun değil hem de çok güzel bir roman. bugüne kadar okuduğum en iyi romanlardan biri diyebilirim.

panpa babil kitaplığı yada babil kütüphanesi olarak geçen seriyi tavsiye ederim. borges tarafından toplanmış bu seri, birçok ünlü yazarın fantastik ama aynı zamanda felsefik ve düşündürücü hikayelerini içeriyor.

panpa diye başlayıp gayet resmi bir yazı girmem de benim fantastikliğim.

john steinbeck - fareler ve insanlar
gabriel garcia marquez - kırmızı pazartesi
gabriel garcia marquez - bir kayıp denizci
ernest hemingway - yaşlı adam ve deniz
albert camus - düşüş

Biri nesne biri tümleç oluyor."-ı" eki düşer ama "-a" eki düşmez.Ata binmek, dağa çıkmak, gitar çalmak, araç kullanmak doğrudur.

"at binmek" malakça kullanımı "ata binme"nin.
öyle yani.

yüzyıllardır ata binen arkadaşıma sormuştum niye öyle kullanılıyor diye, o öyle demişti.

görgüsüzlük imiş.

derler ki askeriyenin herşeyi kısaltma alışkanlığından dolayı böyle terimler peydahlanmış, halk arasında da kullanılmıştır diye sallıyorum. at bin, araç in, tüfek omza gibi.

ben sinir oluyorum şahsen "at binmek" diyenlere. "ride a horse"tan çeviri yapan pis özentiler gözüyle bakıyorum, tamamen hoşlanmamamdan dolayı, belki o şekli de doğrudur, bilemiyorum. ve neden sadece at için kullanıyorlarsa bunu... deve binmek, eşek binmek, boğa binmek vs. yok mesela. o zaman at binmek de yok kardeşim, ata binmek var.

dogrusu "ata binmek" binme eylemini gerceklestiriyorsun ve nesnesi e halinde olmali. bunun bir benzer kullanimi yok. bkz esek binmek, okuz binmek yok zaten. "at binmek" kullanimi "kendimi intihar ediyorum" demek gibi. Birinde gereksiz yere nesne ekliyorsun i halinde, birinde e halini dusuruyorsun. ikisi de malakca

güzel. biraz yavaş ama.

hoş şarkı. beğendim.

lan kızı eski sevgilime benzettim ödüm patladı.

şarkı iyi. sonuna kadar dinleniyo, yarısında kapattırmıyo kendini. ama loop'a alınmaz. ses çok hoş ama bak.

@sakingitarist: klipteki sahislar turk degil, o sebeple biraz zor sanki. kisaca icin rahat olsun.

ben beğendim. hatta last.fm'de de varmış bikaç parçası onları da dinliyorum şimdi.

fb'den de yazdım buradan da diyeyim. (niye utandı ayrıca hanfendi?) önceden dinlemiştim de klibiyle süper uymuş cidden. baya beğendim ben.

şaşırdım yahu. last.fm'den baktım da "Doğa Uludağ tarafından geliştirilmekte olan bir müzik projesidir" yazıyor. kendisiyle onca derste beraberdik ama haberim yoktu müzik işi içinde olduğundan. şimdi öğrendim.

düşünceme gelince; linke tıklarken birkaç saniye dinleyip kapatacağımı düşünmüştüm ama sonuna kadar dinledim gayet. hatta şimdi alıcı gözüyle bir kere daha dinleyeyim.
peki vokal Doğa'ya mı ait? yoksa başkası mı seslendiriyor da proje mi ona ait sadece?

başarılar dileyeyim bu arada.

sozleri haric diger her seyi (vokal, enstruman, duzenleme vs) doga'ya ait. sozler de zaten video klibi ceken orhan isimli arkadasa ait.

@insan opusen hayvandir: her daim oldugu gibi oyle iste. sorsan "utanmiyorum" der ama bildigin utangac bu kiz.

@daysleeper: gorurseniz cemkirin niye boyle gizli kapakli isler yapiyorsun diye. diyorum ya sorsan "utanmiyorum!" der. guzel kanit oldu bu :)

ben de birkaç saniye sonra kapatacağımı düşünmüştüm. daysleeper'ın iyiymiş be yav demesine rağmen. :)
pes sesleri duymakta herkesten daha fazla sorun yaşıyorum. statta falan hiç bir anonsu da anlamam. sözleri anlamayan bir tek ben miyim? sözleri de alsak?..

yayında ve yapımda emeği geçen arkadaşları tebrik ediyorum bu arada. :)

Sozlerini de yazayim tam olsun :)

When I look into your eyes
And see the way you smile
Something is happening within me
Like a sunrise

All my darkness,
All my fears
Slowly hide behind
The scars on my mind

And I find myself
Facing the sun
And I find the truth
For one last time

For I know I’ll have to go
I have to go before

All my darkness
All my fears
Slowly be the reason
For your tears

I won’t waste your beauty
I won’t waste your years


When I look into your eyes
See the way they shine
Something is happening within me

For your smell, wait for a breeze
For your love, wait for an eternity.

gora

dil seçeneğini var mı bilmiyorum
ancak
eyvah eyvah(1-2),
gora , herşey çok güzel olacak
bence komedi filmleri içinde başlarda gelir

yahşi batı

sanki sektorel olarak acaip sayida komedi filmi uretiyoruz da...

her neyse;
cem yilmaz'in bazi filmlerinde vardi yanilmiyorsam dil secenegi. arog'da olduguna neredeyse %100 eminim.

bir baska emin oldugum ise yilmaz erdogan. son donem filmlerinin hepsinin dvd'sinde ingilizce altyazi vardi. organize isler (bence komedi degil ama olsun), vizontele serisi. bunlarda kesin olarak ingilizce altyazi oldugunu biliyorum. neseli hayat'ta garip bir sekilde ingilizce altyazi yoktu herhalde, oyle animsiyorum. lazim olmustu hatta. neyse bi bakin.

pardon filmini bir baskasina onerdigimden biliyorum, ingilizce altyazisi var.

farkli bir tadi olan fasulye'de de vardi ingilizce altyazi.

eski filmlerden zaten kult haline geldiginden ve yabancilar da bir sekilde izlemek istediginden hababam sinifinin dvd'lerinde cesitli dil secenekleri vardi diye hatirliyorum. bunlarin set halinde olanlari falan dusunulebilir.

korkuyorum anne'yi de izletmelisin onlara. imdb'de "insan nedir ki?" adıyla geçiyor. uluslarası film festivallerinde de gösterimi yapıldığına göre ingilizce altyazı seçeneği vardır, diye düşünmekteyim. emin değilim. ama çok güzel bir komedi.

güneşin oğlu var ama komedi midir bilemem.

birden fazla yarışma programında vardı ama hiçbirinden emin değilim şu an. gündüz çıkan yarışma programlarında daha çok görüyordum sanki. bir de cumartesileri mi çıkıyordu, görevimiz tehlike diye bir yarışma vardı. şebnem dönmez ve murat başoğlu'nun sunduğu, hani şu koşup duvara yapışmalı, fantastik portakallı vs. yarışma. orada da bu para kabini var mıydı diye düşünüyorum şu an.
ama dediğim gibi, birden fazla programda hatırlıyorum ben bunu.

süheyl ile behzat'ın programındaydı sanki.

çalıkuşu
anna karenina

aşk romanları, aşk filmleri hiç ilgimi çekmez ama bir ders için Kamelyalı Kadın'ı okudum 2-3 ay önce ve çok beğendim. onu oku, bir de üstüne La Traviata izle bari.

kürk mantolu madonna diyen olacaktır illa ki, güzeldir hoştur falan ama sürükleyici değil hiçbir şekilde. çok fazla öneri gelicektir bu kitap için baştan söyleyeyim dedim..

jane austen ın tüm klasikleri ;
gurur ve önyargı
ikna
northanger manastırı
kül ve ateş
emma

kürk mantolu madonna

Seni Beklerken-Judith McNaught

Kurt Seyt&Shura
Kurt Seyt&Murka

yuzbasi corelli'nin mandolini.

japonca istersen l'arc en ciel şarkılarını deneyebilirsin.

ispanyolca. ricky martin'in vuelve albümünü ilkokulda baştan sona ezberlemiştim. güzel de albümdür.

tam olarak bilmiyorumda şu titanikin şarkısı olur :)

zamanında magic knight rayearth'un açılış şarkısını ezberlemiştim, çok gazdır:
www.youtube.com

bu da sözleri
www.stlyrics.com

(git: bit.ly)

antique - mou lipis

hem güzel şarkı hem eşlik etmesi.

zemfira-do svidanya

oi va voi parçaları olabilir mesela. farklı farklı dillerde söylüyorlar.

occhi cherniye var bi de kara gözler diye sözleri de ağırdır, hemi de ünlü.

herr mannelig, isveç halk türküsü.

thalia'nı şarkılarını ezberlerdim ben ortaokula giderken rosalinda'dan dolayı :D portekizce olması lazım yamulmuyosam.

Johann Pachelbel Canon in D Major

goo.gl

ne kadar neşe verirler bilmem ama şunlara bi bak bakalım:

chopin - polonaise, A flat, op.53
bach - concerto for two keyboards, d minor, bwv 1063 (1st movement)
brahms - hungarian dance no.5 (diğer hungarian dance'lerine de bakabilirsin)
ulvi cemal erkin - köçekçe

flight of the bumble bee ve polonaise (bunu demişler gerçi)... shine ost versiyonları.. ve tabi ki rach 3, aynı albümden, karanlık olsa da çok gazdır.
rahat, sakin diyorsan ona da shulman diyorum. klasik müzik olmasa da...

ravel-bolero (her klasik müzik duyurusunun vazgeçilmez cevabı)

vivaldi nin bir aria si var, klasik muzik gecer mi bilmiyorum.
su arkadastan dinlerseniz mutlu olacaginiza garanti veriyorum, direk linki veriyim 1 sn.

www.youtube.com

1. dk dan itibaren süper olur.

aria istemezsin diye önermemiştim. önereyim o zaman.

www.youtube.com

die fledermaus opereti çok eğlencelidir, ordan birkaç aria;
-mein herr marquis
-ich lade gern mir gäste ein
-so mub allein ich bleiben (baştan ağır görünür ama hepsi numara :) hızlanıyor, yine duruluyor vs.)
-trinke, liebchen, trinke schnell
-uvertürünü dinle bir de tabi.

thephilterlounge.com
- Tokyo At Night
- The Lounge
müziklerini ilk olarak dinlemeye başlayabilirsin.

ek olarak yanni nin müziklerini tafsiye ederim bunun için, vazgeçilmezdir.

sanirim burnunuzda bir problem var.

ah tabi ya bu nasi aklimiza gelmedi, problem bizde :)

şimdiye kadar kurtlanması gerekirdi aslında ilginç, sakın yemeyin direk atın, buzlukta bile bozulurdu kavurma bu zamana kadar.

buzdolabında bozulmadan bunca zaman kalabilmesi tek bir şekilde gerçekleşebilirdi, konserve olarak. sıcak sıcak cam konserve kavanozuna konup kapağın tutması sağlandığında aylarca durur ama açık halde imkansız. kokmamış olması gerçekten enteresan.

eti cam kavanozda sakladik, 2 veya 3 kere cikardik sanirim disari, yani pek acilmadi.

öyle değil işte. benim dediğim "cam kavanozda saklamak" olmuyor, konserve gibi oluyor, yani "kapağın tutması" olayı. içinde hava kalmıyor o şekilde. zaten o şekilde konserve olmuş kavanozu da bi kere açarsan hemen tüketmen lazım. cam kavanozda normal şekilde saklamakla tabakta ağzı açık şekilde saklamak arasında hiç fark olmaz zaten. at o eti çöpe, hala tutuyor musun yahu?

edit: bak hatta bi dahaki sefere yapman için nasıl yapıldığını da yazayım. hani beyaz kapaklı konserve kavanozları var ya, işte kavurmayı daha ocaktayken, altı daha yanıyorken hemen dolduruyorsun kavanoza. ağzını çabucak kapatıp şişeyi ters olarak bi bezin üstüne koyuyorsun, kapak alta gelecek yani. sonra bezi yukarı kıvırıyorsun, iyice örtüyorsun yani kavanozun her yerini. bu şekilde birkaç saat, yani soğuyana kadar kalıyor. açıyorsun, düz çeviriyorsun kavanozu. kapağın üstüne parmağının ucuyla pıt pıt yapıyorsun, ahahah. eğer kapak içine çekilmişse tutmuş demek oluyor. koy dolaba, dursun uzun müddet. ama dediğim gibi, kavanozu bi kere açınca birkaç gün içinde tüketmen gerekiyor, bozulur yoksa.

aslina bakarsan hala tutmamizin sebebi, gecen yil da ayni sekilde kurban etini buzlukta 7 ay tuttuktan sonra bi guzel yememiz ve bisey olmamasi. bu sefer buzlukta olmadigi icin kafamizda soru isareti vardi, ama atariz artik madem :)

kendi yağıyla korunmuş olabilir. bi parça tadın canım, o kadar yemekle ölünmez. zaten bozulan gıda kendini anında belli eder.

eheh tamamdir aklimizda bulunsun, tesekkur ederiz :)

tattik ya bi parca kavurduk da, tadinda da kokusunda da goruntusunde de bir sey yok. yani bir de 3 kisiyiz...

çok merak ettim gittim anneme sordum :) evet bu defa cevap annemden geliyor, et kavrulmuşsa bişey olmazmış, eskiden küpe basarlardı öyle yerlerdi kavurmayı dedi, hele küflenmemişse no problem diyor.

o zaman turk isi bir cozum yapacagiz; aramizdan bir gonullu karnini kavurma ekmekle doyuracak, sonra da gozetim altinda tutulacak :) neyse madem kalsin simdilik yarin bi daha deneriz.

hayvan gibi karşılıyor bence.

- oha hayvan gibi güzel kız.

- oha hayvan gibi fırtına var.

idare eder?

müthiş var. müthiş bir acı falan diye kullanılıyor, eskilerde rastlıyorum çok sık. (ikidir bunun yerine muhteşem yazıyorum sonra yok lan o değildi diyorum. evet müthiş olacak doğrusu.)

felaket ya da dehşet. bunların ikisini de hem mükemmel hem de kendi anlamlarında kullanıyoruz.

-olm dehşet güzel kız.
-olm kız bir felaket ya.

"müthiş" kullanılabilir. orijinali "müdhiş" zaten, dehşet verici anlamında.

Muazzam da uygun sanki.

fırtına demeyelim de, çiçek diyelim mesela.
mükemmel çiçek.

soru şu:

mükemmel çiçek = muazzam çiçek?
mükemmel çiçek = müthiş çiçek?
mükemmel çiçek = idare eder çiçek?
mükemmel çiçek = hayvan gibi çiçek?
mükemmel çiçek = felaket çiçek?
mükemmel çiçek = dehşet çiçek?

verdiğiniz karşılığın mükemmeli koyabildiğimiz neredeyse her yere koyabilmemiz lazım.

mesela şu doğru:

perfect flower = mükemmel çiçek

ama şu doğru değil:

perfect storm = mükemmel fırtına (çünkü olumlu anlam yükleniyor otomatik, türkçe'nin kusuru (ya da algımızın kusuru))

context'i belirtirsem belki cevap vermeniz kolaylaşır.

hillary clinton bugün dedi ki, "ortadoğu'da 'perfect storm' yaşanıyor." ortada bir kaos var.

mükemmel fırtına dersek, mükemmel kaos dersek, sanki bu karmaşadan memnunmuşuz gibi bir anlam yüklemiş oluruz. ama hillary clinton durumdan memnun olduğu için perfect demiyor, olayların çarkının kusursuz bir şekilde işlediği için perfect diyor.

ama sorun şu ki; kusursuzun da olumlu anlamı var. yanılıyor muyum?

Farklı iki dilden bahsediyorsun. Her zaman -çoğu zaman- birbirini tüm kullanım alanlarında karşılayacak kelime bulamazsın. Bunun tam tersi de geçerli. Türkçede iki farklı anlamda kullanılan bir kelimenin tam karşılığının İngilizcede olmaması, o dili kusurlu yapmaz.

ama türkçe'de kusursuz (veya mükemmel) sıfatları niye sadece "olumlu algılı" isimlerle birlikte kullanılabiliyor?

ben mükemmel ölüm demek istiyorum ama o ölümün iğrençliğine müdahale etmeden (katilin ölümü adım adım işleyişini ve bütün planlarını dahice yapması ve teker teker parmaklarını kesmesi gibi ayrıntıları içeren mükemmelliği vererek) bunu diyebilmek istiyorum.

aradığım şey hala türkçe kelime. ingilizce kökeni "sorunun niye aklıma geldiğini" açıklamak için yazdım.

yoksa arayışım halen geçerli.

olaganüstü?

essiz?

olağan üstü demek, olağan olan şeylerin dışında demek.
-------------------

ORTADOĞU'DA DURUM: "MÜKEMMEL FIRTINA"

habere koyduğum bu başlıkta olumlu bir anlam var ve ben bunu yoketmek istiyorum. gelecekte de bu sorunla kafayı yormak istemiyorum.:)

bahsettiğim kelime türkçe'de olsaydı muhtemelen bilirdim gibime geliyor. peki eski türkçe'de (osmanlıca) böyle bir kelime var mı acaba? ihtimalleri daraltalım :)

dehşetengiz?

müthiş(!)
harika(!)
mükemmel(!)

eskiden forumlarda konu kilitlenirdi. öyle bir şey istiyorum şu an :)

hakkı devrim'e mail atıyım en iyisi. teşekkürler gayretleriniz için!

acayip?

perfect'in tam karşılığı dediğiniz gibi mükemmel veya kusursuzdur.
perfect storm dediğiniz şey bildiğin mecazi bir phrasedir. Farklı diller aynı phraseleri kullanmak zorunda değildir.

muazzam olabilir, alışılmışın sınırlarını aşan anlamı ile. alışılmışın sınırlı olumlu da olabilir, olumsuz da. muazzam bir hatadan da bahsedebiliriz, muazzam bir başarıdan da.

aslında hem olumlu, hem olumsuz olabilen kelimeyi düşününce aklıma ilk müthiş sözcüğü geldi. bu da muazzam da perfect ile birebir ilgili diyil tabii. ama muazzam fırtına da denilebilir, burada fırtına da mecazdır aslında, neyse...

gece perdesi denen meret tül perdeler gece içeriyi gösterdiği için var. ama gündüz göstermiyor.

içeride ışık yanıyorsa ve akşamsa, tül kapalı olsa bile içeriyi gösterir.
içeride ışık yanmıyorsa ve gündüzse, tül kapalı olursa içeriyi göstermez..

gündüz ışık falan yanmazken görünmez ama gece içerde ışık yanarken kabak gibi görünür içerisi. ama sitede birbirinden uzak binalarsa ve oturulan kat da yüksekse uzaktan görünmez tabi.

bence buzlu cam etkisi yapar. renkleri seçebilirsiniz belki ama nesnelerin şekillerini düzgün bir şekilde göremezsiniz

bahçe katında olduğumdan dolayı bu cevabı aramak için balkondan çıkıp bakmıştım daha önce. hd kalitesiyle gözüküyor içerisi.

rengi şekli şemali karıştırmayalım, gabak gibi görünür içerisi. şu anda karşı bloğa bakıyorum ve içeride amcanın çay karıştırmasını görüyorum.

eğer bir bayan o tülperde nin olduğu odada soyunup dökünüyorsa;
gören birileri mutlaka olur.
gece gündüz farketmez.

odanin isigi aciksa gece de gündüz de görünür icerisi
isik acik degilse gündüz imkansiz gece az ihtimal

hangi tarafta ışık çoksa orası görünür perdeden.
gündüz dışarının ışığı çok olduğu için dışarısı, gece de içerinin ışığı çok olduğunda içerisi kabak gibi görünür..

tul gunduz de gosterıyor yea, 31 cekerken komsuya yakalanmıslıgım var genclikte. ısık acıkken baya yokmus gibi net gosterir.

oda iki taraftan ışık alıyorsa gündüz de görünür biraz.

cine5'i şifreli izleyen bir nesil. ışık varsa, tül arkasını rahatlıkla görür.

ne kadar kurufasülye pişirmek istediğinizi belirtseydiniz ona göre bir cevap verebilirdik. söz konusu 4 kişilik bir yemek de olabilir bir 10 kişilikte.

annem dört beş kişilik yemek için bir tane atıyor.

3 kişilik...

salça ve soğandan sonra fasulye ve suyunu da koyup, ardından şekeri ekliyorum di mi?

Şeker zeytinyağlıya koyulmuyor muydu yahu? Kuru fasulyeye de mi koyuluyor?

kuru fasulye'ye şeker niye konur ki ?

işte ben de emin olamadım. konulur diye hatırlıyorum ama... konulmaz di mi?

gaz yapmasın diye koyuluyor.

taze fasulyeye konur şeker ama kuru fasulyeye konulduğunu hiç duymamıştım.

taze fasulyeye ve bazen de barbunyaya koyuluyor ama kuru fasulyeyi bilemiyorum hiç duymadım..

bir kız arkadaşım vardı, bütün yemeklere şeker koyuyordu ve çok garip geliyordu. herhalde isteyen istediğine koyuyor bilemedim. hey gidi...

yok yaw türkçe şarkıydı.

ramstein- engel ?

türkçe ıslıklı şarkı aklıma gelmedi.

kill bill soundtrack olmasın o.

bu mu? www.youtube.com

www.youtube.com

sonunda ıslık var ama? www.youtube.com

olmuyore...

aytekin ataş - mecnunum leylamı gördüm

kaynamış suya kabuğu soyulup doğranıp atılır, bir süre kaynatılır, bir bardağa limon da sıkılarak sıcak sıcak içilir (bal da koyabilirsiniz) afiyet olsun.

toz zencefilse ıhlamura, nane-limona, bala da karıştırabilirsin.

edit: şifa için sormuyorsan eğer, kurabiye ve pastalarda da kullanılıyor.

zeytinyağı, sarmısak vb gibi şeylerle karıştırıp, tavukları, kırmızı etleri , balıkları marine edebilirsiniz.

pilavada konuluyor

tazesi boğaza iyi geliyor, ince pul gibi bir dilim kesip yenebilir. bir de turşusu yapılıyor, japonnar seviyor.

balla karıştırılırsa öksürüğü keser

sıcak şaraba koyarsan on phantom gücünde oluyorsun..

jelibonumsu bi hale getirip satıyor bazı yerler.tadı çok güzel oluyor.tavsiye ederim.

tadi cok keskin oldugu icin nereye konursa konsun az bir miktar yeterli olur, fazlasi aci gelir.

ızgara tavuğa tozu katılır, baharat karışımlarıyla beraber. enfes olur.

evet gidebilirsiniz. zincirlikuyu metrobüs durağında indikten sonra köprünün üstüne çıkıp, akmerkez önünden geçen bir otobüse binmeniz yeterli - 1 ya da 2 durak sonra ulaşmış olursunuz.

oradan geçen neredeyse her otobüs akmerkez önünden geçer ama binmeden sormakta bir fayda var tabii.

tek vasıta ile de gidebilirsin. kadıköy-rumelihisarüstü arası çalışan otobüs var. hat numarası 125. sık sık kalkan bir otobüs değil ama.

metrobüsle zincirlikuyu yapın 599c veya polis lojmanları otobüslerine binebilirsiniz.

istediğin belli bir model mi var? buralarda yok mu? sorunu anlamamış da olabilirim.
www.keds.com.tr

ben keds'in official (türkiye sitesi değil) sitesinden model kestirdim gözüme. açıkçası türkiye'ye getirilen modeller de kısıtlı ve bence gereğinden fazla pahalı. maksimum 50 lira vereceğim ayakkabıya 70-80 lira vermek rahatsız ediyor. ondan soruyorum yani.

türkiyede 50 lira zaten ykmlerde.

(bkz: k dergi)

klasik müzik, opera, bale ağırlıklı bir dergi ilgini çeker mi bilmem ama... "Andante" var. kalitelidir, ama ilgili olmayana sıkıcı gelebilir. ayda bir çıkar (belirli bir çıkış günü yok ama, Serhan Bali ne zaman yetiştirirse o zaman çıkarıyor). fiyatı 6 lira.

(bkz: notos öykü) (aslında şimdiki adı notos ama sözlükte notos öykü başlığında geçiyor hâlâ)
(bkz: bir+bir)
(bkz: milliyet sanat)

ayrıca internet üstünden yayın yapan dergiler:

www.futuristika.org
www.altzine.net
www.grizine.com
www.muhteviyat.com

sanat dünyamız (yky)

bant dergisi nasıldır peki? yabancı yayınlardan var mı tavsiye edeceğiniz bir şeyler?

bant gayet güzel bir dergidir, tavsiye ederim. Ama içeriğini klasik sanatlar değil de daha çok postmodern, alternatif işler oluşturuyor.

internet üzerinden olacaksa boltart da güzeldi. yayini durdu ama arşivi bile yeter.

www.boltartarsiv.net

google'da aramak yerine okulun kütüphanesinden bakayım dedim. daha kolay bulunur diye. birkaç link vereyim aşağıya. sen de eğer sana uyan kitap varsa dışardan bakarsın belki. sitede başka aramalar da yap istersen, ben iyice bakmadım.

bit.ly
bit.ly
bit.ly
bit.ly

bir de şurayı karıştır: bit.ly

kısıtlı vaktimde ancak bu kadar bakabildim, gerisi sana kalmış. umarım yardımcı olur linkler. kolay gelsin.

Zeynep Bayramoğlu'nun "Huzursuz Huzur ve Tekinsiz Saatler" isimli YKY'den çıkan kitabı size yardımcı olacaktır. Evet ismi çok kötü.

yeni basımı yapılmı$ bir kitap var:

www.idefix.com

nergis (daffodils) gibi sanki ama degil gibi...

@thunder; nergis değil sanırım.
kır çiçeği veya kolza olabilir diye düşünmüştüm ama emin olamadım.

hardal sanırım.

yellow campanula, çan çiçeği, bellflower. bence. üzeri yağlı gibidir petallerin azcık.

sarı kantaron olabilir

bilmiyorum ama cok guzeller yuvarlanmak istedim o tarlada

bakar bakmaz kolza dedim.
nergis degil. çan çiçeği hiç değil. sarı kantaronun yaprakları daha açık ve uzun oluyor.
kolza bence de.

sarı gelincik

kanola tarlası bu.

Bunlar Türkiyede de yetiştirilen kanola bitkisi Diğer adıyla rapiska.Biodizel üretiminde kullanılıyor.Marketlerde ev tüketimi için yağlar da raflarda yerini almaya başladı bile...Kuş yemi olarak da kullanılır.

roisin murphy - ramalama (bang bang) dedi google..

çok teşekkür ederim...

crescendo sadece klasik müziğe ait bir terim değil. mesela ben klasik müzik/opera/bale eleştirmeni hocama "Tool'un Wings For Marie(part 2)'sinde full crescendo var di mi?" diye sormuştum, "evet bu parça full crescendo, ama çok da çaktırmadan yapmışlar" demişti.

chorus var pre chorus var. interlude var.

verse var mesela. Chorus öncesi vokal bölümleri icin kullanılabilir.

Bridge var. Iki riff arası olur, verse'ten chorus'a gecerken olur vesaire... Böyle iki farklı bölümü baglayan gecıs kısımları iste..

Little Miss Sunshine
Everybody's Fine

City Island

The squid and the whale yazacaktım ama yazmışsınız, o zaman aynı yönetmenin*

Margot at the Wedding*
www.imdb.com

Rachel Getting Married
www.imdb.com

yan konu olarak işlense de american history x.

film değil ama (bkz: six feet under)

un giorno perfetto (mükemmel bir gün), ferzan özpetek filmidir. kesinlikle izleyin.

Weather Man
www.imdb.com

Revolutionary Road
www.imdb.com

Bu biraz uygun emin olamadım, yine de yazıyorum.
Little Children
www.imdb.com

Pandoranın kutusu- Yeşim Ustaoğlu

Üç Maymun- Nuri Bilge Ceylan

Six Feet Under +1 kesinlikle, hiç bir film bunun yerini tutamaz.

(bkz: c.r.a.z.y.)

Precious
www.imdb.com

kynodontas mı ne bi film var cok enteresan.

(bkz: le premier jour du reste de ta vie)

bryan fury benden önce yazmış. Dogtooth, orijinal adıyla Kynodontas çok iyi bir film. 5 kişilik bir aile içinde geçiyor.

Romulus my father

www.imdb.com

"remember me" var. ben beğenmedim ama beğenen olmuş. sözlükte olumlu yorumlar vardı.

acıların çocuğu, küçük emrah ve ceylan filmleri

amerikan güzeli

ee filmi ben soyledım benım cevap isaretli degil.

soruna cevap değil ama bunu da seversin diye umuyorum (silinir mi ki şimdi bu cevabım?)
www.neave.com

dns
8.8.8.8
8.8.4.4

norton firmasının public dns adresleri hem youtuba ve diğer yasaklı sitelere girersin hem zararlı sitelerden korunursun.

198.153.192.1
198.153.194.1

(bkz: youtubehostdosyasi.com) + (bkz: google public dns)

www.eczalink.com

bu nasıldır?

bu nasıl? bit.ly

gıcır gıcır yapmayan bildiğim nadir kremlerde atrix'in yeşil olanı var.

Türkiyeye gelmiyor artık, ben e-bay'den buluyorum, pek memnunum.

www.nurtemizlik.com

bu krem yeni sanırım ben tesadüfen bulup kullandım baya memnun kaldım. gratis mağazalarında bulunabiliyor. fiyat olarakta uygun bir krem.

dermatolog neutrogena'nın el-tırnak bakım kremini önermişti ama ben doğal içeriği nedeniyle lush kullanıyorum. ürünlerinin hemen hemen hepsinin gayet başarılı olmasının yanısıra bazıları çok güzel kokarken bazılarına katlanılmıyor. body shop'ın kenevir özlü kremi için de iyi şeyler söyleniyor ama denemedim.

bilinen alelade bir marka olsa da bu krem oldukça iyidir.

www.kozmetikcim.com

Topicrem çok iyidir

(bkz: mla)

onun verdiği referansın aynısını yapıştır dipnotuna?

xxx, 2009 cited in yyy, 2010

misal "Gate bu uygulamanın kanuna aykırı olduğunu düşünmektedir" cümlesini Jack Cameron'un kitabından alıcaksan (Gate after Cameron, 32) ya da (Gate cited in Cameron, 32) yazıyosun. kullandığın sisteme göre (MLA, Chicago, APA) de ya yılını ya da sayfa numarasını yazıyorsun.
detaylı bilgi ve örnekler icin
owl.english.purdue.edu

citationmachine.net

Bu adresten kullandığınız formatı seçip boşlukları doldurarak dilediğiniz referans şeklini oluşturabilirsiniz.

çok teşekkür ederim.

bir iki kişi fotoğrafının altına "pomeranian" yazmış. hayvanın tüylerine şekil vererek ayıcık gibi yapmışlar.

evet pomeriandır o zaman, ben de merak ediyordum öğrenmiş oldum :)

her duyurunun sag ust tarafinda ( + ikonunun yaninda) e|s ibaresi olur. varsa duyuru internet kullanicilarina kapalidir. orn: (git: 194780)

evet. mesela bu duyuruyu herkes gorebiliyo. sadece yazarların gorebildiklerinin sağ üst köşesinde ES işareti oluyo.

soruya kaynak yapabilir miyim?
sadece sözlük kullanıcıların görebildiği duyuru sayısı genele oranla yüzde kaç gibi? yani biz internet kullancılarının ruhunun bile duymadığı duyurular çok mu diye merak ettim şimdi durup dururken?

şimdi baktım da oldukça az aslında. hatta kapalı sorular da genelde unutulduğu için kapalı oluyor bence. çünkü yeni duyuru açarken "internet kullanıcılarına kapalı" özelliği seçilmiş oluyor.

@daysleeper mesela şu an ilk sayfada 50 ye yakın duyuru var 3 tane de dışa kapalı var. oranlayıver.

ben bunu daha önce de bi cevaplar arasında yazmıştım sanki ama bence de yeni duyuru açarken default olarak internet kullanıcıları da görebilsin seçili gelse daha iyi olur.
ama şimdi link filan istemek yasak olduğu için mesela bunları dışarı kapalı yapmak lazım aslında. dediğim gibi olursa bu olmaması gereken duyurular daha çok dışarı açık olmuş olur belki ondandır öyle yapılması.

fotografımızı ceker misin diyenlere cekemem diyen biri olarak ben soylemem ama millet soyler sanırım.

valla maliyetine gore baya iyi bi hediye ;)

güzel bi hediye olur. birkaç kere yaptıktan sonra cesaretin gelir, ters tepki gelse de iplemezsin.

yalnız birinden kamera falan ödünç alsan daha iyi olur bence.

git bi universitenin kampusune, orda yaparsan tepki gelmez, ogrenci adam bi sike yaramaz ama zararsizdir. siktir cekmez kimse.

yaparsınız zor olmaz da ben pek bi orijinallik göremedim.

sanki 4-5 sene önce yapılan şeylerden biri gibi geldi bana.

daha 2 hafta önce bu bahsettiğiniz olayı aynı sizin bahsettiğiniz gibi yapmak isteyen birileriyle karşılaştım kampüste. orjinallik konusunda sıkıntılı gibi duruyor.

inci sözlüğe yaz seve seve kabul ederler panpa.para da almadan.

Bence çok iyi bir fikir. Prototip olmasına gerek yok. E herhalde birileri yapmıştır yani. Çok güzel bir sinematik deneme olur ayrıca.

maalesef hiç orijinal değil.

gerçi bu da klişe olacak belki ama en azından tanıdığı, sevdiği kişilere ulaşman mümkünse onlarla yap böyle bişeyi. içtenlik olur bari çekimde. ama arkadaşları/ailesi/tanıdıkları "çok seviyoruz onu", "çok iyi kalpli bir kızdır/çocuktur" gibi sıradan sözlerle anlatmasın onu. esprili olsun biraz, gülsün biraz sevgilin. bence...

caps var mı?
monitör kırılmış olabilir.

dikey mi yatay mı?

ekran girişi yerinden oynamıştır problem değil. laptop model vs bilgi verirseniz nasıl açıp yapabileceğinizi tarif edebilirim. :)

ekran kartıda yavaştan gidiyo olabilir.yalnız kendin kasma bence servise götür.desktop gibi değil yanlış hareketde eline alırsın aleti benden söylemesi.

çizgi dikey. ince. boydan boya.

i51.tinypic.com

i52.tinypic.com

toshiba. satellite.

ne zaman, nasıl oldu?
iki kere çantasına koyup taşıdıktan sonra oldu. normalde elimde taşırdım. ama son ikide omzuma taktım. çok sarsıldı sanırım.

"Ted Mosby'nin arabasını çizin" manidar olmuş.

En alttaki 4 vidayı sökün

tinyurl.com

Şekildeki gibi hafifçe kaldırın

tinyurl.com
tinyurl.com

Şekilde gözükmekte olan ekrandan gelen kabloyu iyice yerine bastır.
tinyurl.com

serviste yapılır biraz tuzlu olur ama olmaz değil

1. fotograftaki tüm vidaları açıcak mıyız?
2. fotografta o şeyi çıkarmak zor mu? hassas mıdır?
3. foto çıkmış hali sanırım.
son fotoda yuvarlaklar vidayı gösteriyor. onları napıcaz.
okun ucunu mu yerleştireceğiz?

1. Başta söylediğim gibi, en alttaki sırada bulunan 4 vidayı sökmeniz yeterli
2. Hayır zor değil. Törpü veya ince bir bıçak.
3. 3. foto, çıkmış hali
4. Son foto, ekranın girdiği yeri görmeniz amaçlı. Kalın olan kablonun girdiği yere iyice bastır.

garanti varsa genede servise götür derim yoksa arkadaşın dediği mantıklı duruyor ama o çıkan panelde hplerdeki gibi kablo felan varsa bence kurcalama.

telefonumda aynı şey başıma geldi. sorun ne yazık ki lcd'den kaynaklıymış, bağlantıda problem olacağını sanmıyorum.

Geçmiş olsun önceleri ayda bir sonra haftada bir ve nihayetinde her gün arttığını göreceksin o çizgilerin, Eğer dikine değil de yatay olmuş olsaydı Bağlantılardan vb diyebilirdik ancak dikey olması LCD den kaynaklandıgı anlamına gelıyor (muş) ben de de aynı problem malesef teknık servıs de duzeltemedı sana soyledıgımı soyledı.

benim eski laptopta da olmuştu öyle. rengarenk çizgiler. sürekli artıyor onların sayısı. benim 30-40 taneye çıkmıştı en son. bir de pusarık kalın çizgiler de olmuştu. tamire gönderdim, "tamir olmaz bu, ekranın değişmesi lazım" demişlerdi.

bende de oldu dikey dikey tam bağlanrı yerlerinin oralarda. zamanla arttı, regarengarenk oldu. dışardan lcd monitöre bağlayarak kullanıyordum.

ama çok üzülmeyin, benim sonradan o laptobum çalıntı, çizgiler mizgiler kafaya takılacak şey değilmiş onu anladım :(

Ares

utorrent derdim ama mp3 değil "albüm" tabirini kullanırdın torrent'dan rahatlıkla ulaşabileceğin müzikleri indirmek isteseydin. yine de deneyeyim ben şansımı.

@bilader evet albümler ve filmler için halihazırda torrent kullanıyorum teşekkür ederim:)

soulseek

scent of woman.

fizy.com
fizy.com

vivaldi 4 mevsim'den yaz gibi

listen.grooveshark.com

Çok tanıdık geliyor ama vivaldi'nin yazı değil.

4 Mevsim'den hiçbirine benzetemedim ben bunu. ama biraz Bach'ın müziğine benzettim sanki.

girişi yaza benzemekle birlikte, sonra evriliyor gibi, ayrıca berbat bi kayıt gerçekten ama barok eseri. bach'tansa yine vivaldi'ye daha yakın gibi.

vivaldi ama mevsimlerden değil.
ben de sol minör keman konçertosuna benzettim ortalarını ama o da değil. video biraz daha uzun ve kaliteli olsaydı keşke.

buz gibi Vivaldi

lokman

baharatçı

otacı

(bkz: nebatat)

çerçi

aktar'ın tam olarak eşanlamlısı sayılmaz ama, "herbalist"?

kökçü
herbalist
nebatatçı
ıtırcı
attar

o dönemde o radyodan hatırladığım en net şarkı
www.youtube.com

değilmiş:(

gangsta's paradise olabilir mi? aklıma geldi öyle..

:(

2 pac - changes ?

www.youtube.com

:(

R. Kelly - Fiesta ? o dönemler neredeyse kusacaktım... sene 2000 di ama

www.youtube.com

önerileri dinledikten sonra O'da artık rapmi değil mi emin değil.
rap nedir,raggae nasıldı?zenciler esmer olanlarmıydı yoksa çekik gözlü olanlarmıydı gibi sorularla etrafımda dolanmaya başladı...

ben uçuk bi sallama yapacam, çünkü zenci değil, yılını falan da bilmiyorum.

www.youtube.com

shaggy - it wasn't me

bombasticli bi şarkı vardı

www.youtube.com ??

akıllıdırlar.

akıllıdır kadın için kullanılır.

kadın akıllıdır.
kadınlar akıllıdırlar.

kişi ekleri türkçe'de her zaman sona eklenir (en son dilbilgisi dersi aldığımda öyleydi en azından)
"akıllıdırlar" doğrudur

tahmin yürütücem.

akıllıdırlar'da daha çok tahmin var, yani belgeye dayalı olmayan bir kişisel görüş. akıllılardır'da ise tecrübelerine dayanarak söylediğin izlenimi veren daha emin bir hava. akıllıdır ise zaten tekil-çoğul anlamında farklı.

konuşma dilinde her ikisi de kullanılıyor tabii
daha doğrusu galiba akıllılardır daha çok kullanılıyo
neden bilemiyorum

akıllıyımdır - akıllıdırım
akıllısındır - akıllıdırsın
akıllıdır - akıllıdır (bu fark etmiyor zaten)
akıllıyızdır - akıllıdırız
akıllısınızdır - akıllıdırsınız
akıllılardır - akıllıdırlar

yukarıdakilere bakınca (3. tekil kişiyi saymazsak) ikisi de olan sadece 3. çoğul şahıs. belki de bu genellemeden dolayı "akıllılardır"ı daha çok kullanıyoruz. diğer şahıslar için ikinci örnekleri kullanmıyoruz zaten.

valla bana ikisi de hatalı gibi geldi.

Bence böyle bir cümle anlatım bozukluğuna girer gibi geliyor. Doğrusu;

"Kadınlar akıllıdır." olması gerekiyor bence

(git: 144055) benim de zamanında aklıma takılmıştı. ek eylem her zaman sonda bulunur. diğer türlüsü yanlış ama kullanılıyor gene de. belki de daha çok.
@janavarorion
kadınlar akıllıdır veya kadınlar akıllılardır. ikisi de doğru.

benimde aklıma şöyle birşey takıldı mesela.
konuşurken akıllıdırlar ile akıllılardır değişebiliyor, en azından kendimce öyle olduğu kanaatine vardım. cümle sırasındaki tonlama dalgasını da düşünürsek..

mesela :
ancak kadınlar bu konuda çok akıllılardır.
(erkekler değildir, sadece kadınlar bu işin üstesinden gelebilir anlamı)

ancak kadınlar bu konuda çok akıllıdırlar.
(erkekler bu konuda akıllı mıdır değil midir pek belli değil, ama kadınların bu konuda akıllı oldukları kesin)

hani illa bir fark olması gerekiyorsa bu şekil ayrıştırıyorum.

"Akıllılardır" olmalı. Bir de, özne -çoğul olsa dahi- eğer cansız varlık, hayvan ya da bitki ise yükleme çoğul eki gelmiyor. Yani, "kitaplar güzellerdir" yerine, "kitaplar güzeldir" olmalı. İnsan dışında yüklem her zaman tekil.

"akıllılardır" kim sorusuna cevap veriyor, "akıllılar" grubunu belirtiyor.

"akıllıdırlar" nasıl sorusuna cevap veriyor, bir grubun niteliğini belirtiyor.

ismin başına @ koyuyorsun

I have done anything
I'd have done anything 'te olabilir.
Not have done anything daha bir kulağa yatkın geliyor.

"not a done anything" diyor gibi. google'da bunu tırnak içinde aratınca 3 sonuç çıktı, kullanılan bir kalıp belki de, bilmem. ama şarkılarda bişeyler kısaltıp kısaltıp söylüyorlar zaten, o yüzden bunu diyor olabilir.

oyumu
not have done anything
için kullanıyorum.

hadn't done anything. diyor bence.

bi sey olmaz.

Soda iç geçer. yoğurtla balık yenmez gibi abuk sabuk laflara inanma. balık taze değilse süt ürünleri zehirler ama ton balığından birşey olmaz.

bir izmirli olarak yoğurtla balığı 500 kez yedim diyebilirim sorun yok soda iç :)

www.lezzetduragi.net

(bkz: yoğurtlu kopez balığı) :)

matilda sanırım balık-yoğurt mitini bilmiyor. ton balığı da pişmemiş sonuçta ama zehirlenseydin şimdiye kadar hissederdin herhalde, hem miden yanıyorsa kusarsın da.

ama ciddi bir şey olduğunu sanmam, bunca saat geçmiş sonuçta, sindirim neredeyse tamamlanmış.

ben olsam ekmek yerim. zehrini emsin kafası...

dayım hep balıkla yoğurt yer. zamanında mide kanaması geçirmişliği de vardıri midesi sağlam da değil yani ama balık-yoğurt ikilisinden hiçbir zarar görmedi şimdiye kadar. olmaz bişey.

uyu tabi abi, anladığım kadarıyla "ulan uykuda gitmeyelim" tarzı bir korku var ama besin zehirlenmesinde en kötü yediklerini tamamen kusarsın.

keza 4-5 saat içinde eğer kötü bir şeyler olacaktıysa olurdu. defalarca bu durumda kalmış bir kişi olarak nacizane önerimi vereyim: 2 adet talcid (evde kesin vardır), kıtır kıtır yiyosun, üstüne çeyrek - yarım bardak arası su, akabinde kafayı vurup uyuyosun, sabah tertemiz uyanıyosun.

Pek muhterem Nur Mavis,

Balik ile Yogurt tuketiminin zehirli teesiriyati sadece Turk biliminsanlarinin vakif oldugu bir sir oldugu icin durumunuzla ilgili tip literaturunde herhangi bir bulguya rastlanamamistir.

Sayet kanaatiniz afiyet ettiginiz bu nimetlerin efsediyati yonunde ise bitabii midenize fesad tezehhur edebilir.

Selametle...

Eyvallah. Olmezsem sabah sonucu yazarim.

eğer zehirlenmiş olsaydın şu an ciddi kusma ve diyare olurdu sende.

ateşin de çıkabilirdi

evet zehirlenmenin belirtileri ates, mide bulantisi ve ishal olur.
yogurt ile balik yemenin bir sakincasi yoktur. yogurt belirtileri biraz geciktireceginden aniden cok kotu olursun diye biliyorum sadece. yoksa bir sey olmaz.

Tesekkurler, kimi rahatsizlik belirtilerinin devam etmesiyle birlikte, olmedim. Muhtemelen zaten hastalanacakken denk gelmis olabilir.

Icim rahat uyumami sagladiginiz icin tesekkur ederim bilahare.

Wagner ve Tchaikovski

uyar mı bilmiyorum ama yanni'nin acropolis konseri iyi gider diye düşünüyorum.

www.dailymotion.com

www.facebook.com

Felix Mendelssohn - Violin Concerto (Allegro'suna aşığım)

ama bunun Nathan Milstein versiyonunu bulabilirsen onu dinlemeni tavsiye ederim. başka versiyonlarını beğenemedim ben. istersen rapid'e yükleyebilirim senin için?

yehudi menuhin

Şuraya Carmina Burana - Carl Orff yazmıyorsunuz ya ayıp oluyor :))

Rachmaninoff- 3 nolu piano konçertosu, Vladimir Hrowitz'den dinlenmeli.

philip glass'ınkilerine de bi bak istersen.

maurice ravel- bolero

link veremiyorum, youtube daki en çok izlenen versiyonunu izleyin. yaman.

Nettekilerin hepsi (ya da benim baktıklarım) dediğiniz gibi, fıs!

ferit devellioglunun Osmanlıca-Türkce ansiklopedik lügatı var. nerdeyse her sitede satılıyor ama tuzludur biraz.

Son derece kapsamlı=Lexikon+Kamus ama para vereceksiniz biraz.

Yakınlaştığınız sahafçılara ara sıra düşebiliyor bunlar.

ingilizcen varsa redhouse lexicon var çağrı yayınları'ndan çıkan. osmanlıca-ingilizce. işine yarar mı bilmem. türk dili ve edebiyatı öğrencisiyim. osmanlıca, divan hocalarımız hep bunu önerir.
www.kitapyurdu.com

devellioğlu'nun sözlüğünü de ikinci kaynak olarak öneriyor hocalarımız ama ben hiç kullanmadım onu, bilemiyorum.

tarih bölümünde ferit develioğlu (osmanlıca - türkçe) ve kamus-i turki (osmanlıca-osmanlıca) okutulur. kamus'u almayı düşünürsen sahibinden'de ilanım var. www.sahibinden.com

çok teşekkür ederim arkadaşlar tüm bilgiler için. çok ama çok.

(bkz: ben ruhi bey nasılım)
(bkz: aşk) cemal süreya

ben olsam, daha kendimden bir şeyler katmaya açık olan proctor tiradını, ve şiir olarak da gene aynı sebeple üçüncü şahsın şiiri'ni seçerdim..

edit: bu arada, bol şanslar =)

1. Tiradlardan ikisini de çalışın bir gün (ezberlemeden). İşi bilen birine okuyun, o söylesin. Kimse yoksa kayıt yapıp gönderin, dinleyelim.

2. Can Yücel şiirlerine bakın.

ne tür bir şiir istersin bilmiyorum ama şu şiir çok etkileyici olur diye düşünüyorum: siir.gen.tr

aa, ama ezberden okunacak demişsin, bu uzun bir şiir. ama seslenme kısımları böyle sahnedeymiş edası katar gibi gibi.

Ben konservatuar sınavında orhan veli'den dalgacı mahmut'u okumuştum.Çok güzeldir bence bi bak.Ayrıca şiiri kesinlikle orhan veli seç derim.Tirat olarakta proctor iyidir iyi.

(bkz: life)
tinyurl.com

BBC Life serisi var, geçtiğimiz günlerde NTV'de gösterilmişti Tuncel Kurtiz seslendirmesiyle.

Bilimkurgu temalı belgeseller bulamıyorum ben de. Hadi kurgusunu da geçtim, uzay, muzay, galaksiler, feza olsa da olur. National Geographic iki tane yapmış, o kadar. Başka da yok.

ben de Life diyorum. Planet Earth kadar olmasa da bu da kendisine hayran bırakan bir belgesel dizi.

uzayla ilgili cosmic journeys var. youtube'de aratinca cikmasi lazim.

ya kanka o cosmic journeys'i national gepgraphic yaptı işte. ondan başka da yok. 1980'lerde yapılan bir "space" var, 1970'lerin uzay teknolojilerinden bahsediyor ancak. artık bi çekiciliği yok.

Tasavvuf göndermesi dolu. Size bunları bilip bayağı boş vakti olan biri lazım.

evet aynen öyle, aslında biraz da onun için beraber yapalım dedim. çokta boş vakti olmasına gerek yok aslında =o)
anlamını o söylesin manasını biz çözelim =o)

evet, boş vakit lazım bunu iyice açıklamak için. boş vaktim yok aslında şu an ama hızlıca bir bakıvereyim, içim rahat etmedi :)
biraz aceleye gelecek, o yüzden yanlışlıklar yapabilirim. tasavvufi şeyleri açıklarken çok hata olur özellikle ama elimden geldiği kadar artık... daha iyi bilen biri çıkar belki. anlaşılabilir olan yerlere açıklama yazmayacağım.

Çatılmadan yerin göğün binası (daha yer gök yaratılmadan)
Muallâkta iki nura düş oldum (havada/boşlukta iki ışığa rastladım)
Birisi Muhammed birisi Ali
Lahmike lahmi de bire düş oldum (lahmike lahmi= "etin etimdir" demek ama "de bire" kısmını anlayamadım)

Ezdi aşkın şerbetini hoş etti
Birisi doldurdu biri nuş etti (birisi doldurup birisi içti)
İkisi bir derya olup cuş etti (ikisi bir deniz olup coştu)
Lâl ü mercan inci dür’e düş oldum (lal=kırmızı lal taşı=dudaklar, inci dür=dişler, yani kırmızı dudaklara ve inci dişlere rastlamış, ama burda tasavvufi anlamda kullanılmış, yani sevgilinin dudakları değil bahsedilen)

Ol derya yüzünde gezdim bir zaman (o denizin üstünde gezdim bir zaman)
Yoruldu kanadım dedim el’aman ("kanatlarım yoruldu, yardım et" dedim)
Erişti carıma bir ulu sultan (yardımıma yüce bir sultan yetişti)
Şehinşah bakışlı ere düş oldum (şahlar şahı bakışlı bir ere/erkeğe rastladım)

Açtı nikabını ol ulu sultan (o yüce padişah peçesini açtı)
Yüzünde yeşil ben göründü nişan (yüzünde alamet olarak yeşil ben göründü(?) )
Kaf u nun suresin okudum o an (o an kaf ve nun surelerini okudum)
Arş-Kürs binasında yâre düş oldum (yüce makamda yare rastladım, (yar burda şeyhi oluyor))

Ben Âdem’den evvel çok geldim gittim (ben adem'den bile önce bu dünyaya gelip gittim)
Yağmur olup yağdım ot olup bittim
Bülbül olup Firdevs bağında öttüm (bülbül olup cennet bahçesinde öttüm)
Bir zaman gül için hara düş oldum (bir zamanlar güle ulaşmak için dikene rastladım)

Âdem ile balçık olup ezildim (Adem ile birlikte aynı topraktan oldum)
Bir noktada dört hurufa yazıldım (bir nokta olup dört harfe yazıldım, (burda arap alfabesindeki harflerden bahsediliyor, arap harflerindeki noktalar hani)
Âdem’e can olup Sit’e süzüldüm (burda "Sit" dediği Hz. Şit, yani Adem'den sonraki 2. peygamber olmalı, yani önce Adem'e ruh oldum, sonra ise onun bedeninden çıkıp Şit'in bedenine girdim. reenkarnasyon değil tabii ki bu, yine tasavvufi bir şey)
Muhabbet şehrinde kâra düş oldum (sevgi şehrinde kâra rastladım (sevgiden kazanç elde etmek sanırım))

Mecnun olup Leyla için dolandım (Mecnun olup Leyla'yı aramak için dolandım durdum, Leyla derken yine şeyhinden bahsediyor, yine tasavvufi aşk)
Buldum mahbubumu inandım kandım (sevgilimi bulup onun sözlerine inandım, kanaat getirdim)
Gılmanlar elinden hulle donandım (erkek hurilerin elinden cennet elbisesi giydim)
Dostun visalinde nâra düş oldum (dosta/sevgiliye kavuşmanın ateşiyle karşılaştım)

On dört yıl dolandım Pervane’likte (14 yıl tıpkı pervaneler(ışığa koşan gece kelebekleri, tasavvufta çok geçer bu) gibi dolandım, yani ışığımı aradım)
Sıtkı ismin buldum divanelikte (o aklımın başımdan gittiği sıralarda Sıtkı adında birini buldum)
Sundular aşk meyin mestanelikte (bana sarhoşluk içinde aşk şarabı sundular)
Kırkların ceminde dara düş oldum (kırklar cemi=alevilik ve bektaşilikte bir tür toplu ibadet, ama burda dara düş olmak=sıkıntı çekmek gibi bir anlam mı ifade ediyor, tam bilemedim. kendini o tarikate adamış biri o tarikatte sıkıntıya düşmez. bu kısmı açıklayamadım)

SITKI’yam çok şükür didare erdim (Sıtkı'yım, çok şükür ki artık sevgilinin yüzüne kavuştum, sıtkı=dürüst demek)
Aşkın pazarında hak yola girdim (aşkın pazarında doğru yola girdim, yani dini açıdan doğru yolu bulmuş)
Gerçek âşıklara çok meta verdim (gerçek aşıklara malımı mülkümü verdim)
Şimdi Hacı Bektaş Pir’e düş oldum (şimdi/en sonunda pirim Hacı Bektaş'a rastladım)

hızlı hızlı ancak bu kadar oldu. hatalarım varsa da (ki vardır eminim) biri düzeltir umarım.

www.asikremzani.net

hep derim a perfect circle - the noose ile puscifer - rev. 22:20 dry martini mix dye.

Normalde insan beyni iki şeye aynı anda odaklanamaz. Ama şunları bir deneyin:
Mozart (her şeyi), Mahler (senfonileri), Çaykovski (bale süitleri), Deep Forest (new age türünde)

bence hızlı bir ritime ve uzun sololara sahip olan türler daha enerjik ve ritmik olduğundan konsantrasyonu arttırıyor. mesela bebop türünde veya fusion türünde. return to forever çok güzel olur, weather report olur, thelonious monk olur.

ha ayrıca normalde sert müzik dinleyip başkaları öyle müzikle ders mi çalışılır diyorsa onları dinlemeyin. mastodon falan dinlerken gayet verimli çalışıyorum şahsen.

sercret garden

Chopin'in Nocturne'leri ve Erik Satie'nin Gnossienne'leri... ben şu an sıkıcı makaleleri çekilebilir hale getirmeye çalışıyorum bunlarla.

www.bbc.co.uk

yann tiersen

yansimalar,
digerlerinden cok farkli ama deneyin, etkiyi gorun.

www.stereomood.com

sözel dersleri çalışırken katti surette dinlemeyin derim ben.
ama fizik-geometriyi de dinlemeden çözmeyin. hard rock türü şeyler dinlerken 3 soruyu ardarda yapın. sonra testi ne zaman bitirdiğniizi hatırlamıyorsunuz :)

loreena mckennit

yaylalar gezilmez haziran da bile soğuk olur.yayla için en iyi temmuz ağustos tur.bilmeden sallamayın.kasım aralık en iyi iki günlük ılgaz gezisi.uludağdan bile güzeldir.

şöyle diyeyim: temmuz ayında, uzungöl'de geceleri kalorifer yakılmazsa donuyorsun. kurban bayramında uğrama bile, boşa gider. yazın git karadeniz'e ki bişeye benzesin.

safranbolu veya gidilmediyse urgup taraflarina gidilebilir. arkadaslarin yaylalar ve karadeniz hakkinda soyledikleri dogru. simdilerde bile yagmurlar basliyor, yaylalara cikis zorlasiyor ve sis cokmeye basliyor. goz gozu gormeyecek hale gelir oralar, ustelik donarsiniz.

(bkz: ray)
(bkz: mr hollands opus)
(bkz: copying beethoven)

once diye bir film vardı paso şarkı söylüyorlardı.

tenacious d

komedi ama müzikleri çok iyi.

(bkz: the phantom of the opera)

Amadeus. muhteşem bir film.

koyaaağuaaqatsi, powuaağaqatsi ve nakoyooğaqatsi filmleri var.

(bkz: qatsi trilogy)

(bkz: crossing the bridge the sound of istanbul)

İstanbul Hatırası: Köprüyü Geçmek

Fatih akinin

(bkz: Cabin in the Sky)
(bkz: Jazz on a Summer's Day)www.imdb.com

moulin rouge

(bkz: dave chappelle's block party)
(bkz: i walk the line)

''Heima'' sigur ros'un konserlerini bulunduran bi belgesel