jean christopher grange'ın herhangi bir kitabı olabilir. son kitabı ölü ruhlar ormanı. okumadıysan kesinlikle oku pişman olmazsın.

www.kitapyurdu.com
güzel kitap sevmiştim ben.
birde jack higgins var şeytanın payını okumuştum çok güzel
www.idefix.com

ankara'da soğuk gece - korkut aldemir
fantastik+polisiye

ferdinand von schirach'ın suç kitabı oldukça iyi diyorlar, şu an bestseller zaten. gerçek hikayeler, bir savunma avukatının anlattığı olaylar.

bunların büyükçe bir kısmını okudum aslında ama not ediyorum okumadıklarımı. başka önerisi olan varsa sevinirim :)

gerçek bir olay: ankara cinayeti - ihsan tombuş (bilgi yayınevi)

fiyat/kalite karşılaştırması yaparsan cingöz recai çok iyi bir romandır. ben çok severim.
tr.wikipedia.org

son hafriyat
her temas iz bırakır

sabah aç karına alınan ilaç gün boyu etkili, ben de bir benzeri olan Pulcet kullanıyorum. Talcid ve Rennie tedavi edici değil, sadece o anlık semptomları baskılıyor. Bunları da kullanabilirsiniz sorun olmaz.

çarpıntıya gelince, siz olayın gerginliğinden dolayı anksiyete geçiriyor olabilirsiniz. bu ihtimali de göz önünde bulundurun.

pandev talcid den de renni den de daha etklidir. günde bi tek at yeter.yeterli gelmezse iki de renni çiğnersin üstüne olur biter.

ilginç

rüya devamı şeklinde rüyalar ben de görürüm. daha önce gördüğüm bir rüyamda olan olayların devamını yaşarım, tam uyandığımda hatırlarım o olayların öncesini önceki rüyamda yaşadığımı.
her türlü rüyalardan nefret ediyorum. bunlarda evrenin büyük bir sırrı gizli de anlayamıyoruz mu ne...

gizli şey dediğim pis bişe :)

gayet normal bence, ilginç değil.

beşiktaş'ta isen yarın öğleden sonra veriim. 8.2 gb

torrent biliyorsan benden al. bana ulaş torrent yapiim.

ben smyrna : vınndan bağlanıyorum, torrentim yok. ilgin için çok saol :)
drip nick i zaten kullanilmakta : sözlükten mesaj attım, bi okuyuver :) sen de sağol buarada :)

geç gördüm ve cvpladım :P

modemi alacaksin ama neye gore alacaksin? tabiki internet saglayicina gore.

ttnet adsl almani tavsiye ederim ama once bulundugun apartman vb. neyse o cevreye sorman lazim acep baglantisi o bolgede nasildir. ttnet ile telefon da alman gerekecek. yalin internet alabiliyorsun ama onun da ekstra ucreti oluyor.

superonline fiber varsa alabilirsin.

uydunet/kablonet isine hic girme derim.

adsl yi boşver, kablo internete geç, kampanyaları oluyor, kablosuz modemi kendileri veriyorlar falan filan.

Ben öyle geçtim, gayet memnunum

kablo internet ile ilgili mutlaka sagi solu oku. insanlarin yorumlarini dinle. "bizdeki 1 mbit internet ttnet' in 8 mbit' ine es" diyen ultra gerizekali personelleri var misal.

superonline fiber varsa o, yoksa uydunet.

supronline fiber pahalıymış ya sanırım uydunette karar kılmak üzereyim.

uydunet iyidir. yarım düzine tarifesi var. biz geçtik, rahat ettik

tam fiyat bilmiyorum ama fazla olacağı kesin. 1 sayfa evrağa 20 lira alıyor noter.

ama çeviri ve onayın gerekliliğinden iyice emin olun. konsolosluktan mı söylediler size bu bilgiyi ?

yoksa aracı bir firmaya mı yaptırıyorsunuz?

bi internet sitesinde avusturya vizesi için gereken belgeler kısmına yazmışlar.

Doğru demiş, o civarda bir şey tutar gibi.

Oha, internet sitesine bakarak mı iş yapıyorsun, arasana konsolosluğu, sorsana arkadaş. Adam garanti olsun diye atmıştır yani. En azından konsolosluğun sitesine bak yani.

sanırım sony led değil. samsung'u al derim. led ekran bariz biçimde daha parlak, daha hoş görüntü veriyor. hem samsung 200 hertz imiş.

Yanına bir usb bellek al, içine mkv bir film koy, altyazısını da at, test et.

Wireless özelliği sony'de opsiyonel, onu dikkate al.

yanına harici diskini de al, problemsiz görüyorlar mı test et.

video oynatıcıda ileri geri sar, problemsiz çalışıyor mu test et.

Mümkünse kumandasını isteyip menülerini kurcala, hangisi kullanışlı olur test et.

En önemlisi samsung 200Hz yani 3d videoları özel gözlüğüyle keyifle izlersin. Benim tercihim samsung olurdu.

Bana kaba gibi geldi.

alma

bence almalısın. lacivert daracık olmayan bi levi's ile cok yakısır.

güzel değil dostum.

bence alma.

fena değil.

s.k gibiymiş afedersin.

sade ve şık. bence al. kaç para bu arada? uygunsa ben de alayım beğendim :)

www.trendyol.com

ama bence bunu al

ince, narin gozukmeye cok calisilip kabalastirilmis bir stil, hic hos gozukmuyor, ilk bakista hayir

bence çok kötü.

alma

vazgectim bence kendi dediğini değil benim dediğimi al

bence alma. halı saha ayakkabısı gibi duruyo. pispisimin dediği fena değilmiş.

al

sakın alma

alma

hiç daha önce operatörünüzün back up sistemini kullandınız mı? hatırlamıyorsanız bi sorun derim.

hiç duymadım.

100 kb'a dusse keske :D 100 kb dediginiz sey aslinda teoride 1 mbit'e esdeger bir hiz oluyor.

kota (hem gonderi hem de alim dahil yani sadece alinan veri degil) dolunca 96 kbps'ye dusuyor. yani teoride 12 kb, pratikte 9 kb civari bir hiza eriyorsunuz. bir fotograf 90 kb ise bunun yuklenmesi yaklasik 10 sn suruyor =) oran orantiyi yapasiniz diye ornekledim.

uzun zamandir kullaniyorum, amac mailleri kontrol etmek ve eksi sozluk gibi grafikten cok yazi agirlikli sitelere girmek olunca gayet yeterli oluyor. yoksa facebook'a gireyim video izleyeyim, hizli gezeyim derseniz o is olmaz.

dusmuyor hız mız. gayet sahane.

? hakkaten mi?

düşüyor tabi ki.

valla bende de hep dustu simdiye kadar. dusmuyor diyeni de hic duymadim. ttnet mi bu goz boyasin =) adamdan kan bile alir vodafone. niye kirmizi diyorlar :/

super internet muhabbeti var şu an hız hep 3g düşmüyor.

hız düşüyor, hatta bugün bende düştü ordan biliyorum.

yaf avea da 9 lira 1gb internet. 100mb'la ne uğraşıyorsunuz?

ben nerden baksan 8 aydır kullanıom. daha 1 gün düşmediğini görmedim.

ben turkcell de kullanmıstım. bı fark gormedım ama sorun yasayanlar varmıs ıste, her tur baglantıda oldugu gıbı.

anlatım bozukluğu olur.

tamsa zaten eksiksizdir. aynı anlamdaki kelimeleri birlikte kullandığın için anlatım bozukluğu oluyor.

evet hatalı.

bence anlatım bozukluğu olmaya dabilir. şöyle ki; eksiksiz sıfatı nicel olarak tam ise nitel olarak anlamlandırıla dabilir diye düşündüm. yani tam denen şey belki de olması gerektiği gibi anlamını taşıyabilir. eksiksiz ise adı üstünde..

Evet aynı anlamda olduğundan anlatım bozukluğu olur.

Nihat eğlencelik geldi millete. Biraz t*şak geçmek için izlediler ve sonrasında antipatik gelmeye başladı.

fakir olduğu için ( beyin fakiri) :)

çünkü derya büyükuncu sessiz bi insan fakat insanlara nasıl olgun olduğunu eşine nasıl bağlı olduğunu gösterdi yani bilmem öylemidir ama öyle gösterdi. e böyle olunca bu adam yiğit adam diyen er kişiler ve ayyy eşine ne kadar bağlı bak yüzüğünü öpüyo diyen dişi arkadaşlar deryanın arkasında durdu. e nihatta fos çıktı haliyle .

bence nihat seçildi. ama sonucu değiştirdiler.

www.haberturk.com böyle diyor sayın altaylı

aga nihat doğan'ın destekçileri fakirler. e bir mesaj 1.6 lira 2 ekmek parası lan..

Turkce karakterlerin kurbani oldu bence
İnsanlar NİHAT yazinca yanlis kod uyarisi cevabi aldilar

görebildiğimiz kadarıyla, rakiplerine en ufak bi saygısı olmayan; küçük dağaları ben yarattım misali takılan; ego bombası bir şahsiyet kendisi.
kısaca itici,antipatik bir kişilik.
millette sevmedi haliyle.

biraz konu dışı ama; şimdi nihat seçilemedi ya Türk halkı iyi oldu akıllı oldu, eğer tersi olsaydı ekşide demediklerini bırakmazlardı türk halkına. (bidon kafalı, %60 , aptal , bilmemne)

insanlar aynı insan(türk halkı), fakat ekşideki yazarların bir çoğu yanar döner omurgasız olduğu için böyle bir durum oluyor.

senaryo olduğuna inanıyorum. bence acun derya ya birinciliğin garanti diye teklif götürdü, derya öyle kabul etti survivor a katılmayı.

nihat doğan ın zaten borçları varmış, adam borçlarını ödedi artı epey rating aldı.

bende filmleri ve 6. sezon bilgisayarda indirilmiş olarak var. ama nasıl yapalım ki? dvd alıp kopyalayayım sana istersen ama bu hafta hep finallerim var, istersen pazar gününe yaparız bir şeyler.

6. sezonu buldum pomomolilik ten :) kaldı ilk 5 sezon. yardım eden çıkar mı ki? :)

tamamı var. 5 dvdye sığar. 3-5 tl atarsan (malum kargo vs) yollarım (adana) ücretsiz istersen torrent dosyası yaparım. çekersin. 1 mbit uploadum var. 1-2 günde bitirirsin.

ben smyrna teşekkürler şimdiden, mesaj attım özelden.

kendiniz aktif edebilirsiniz diye biliyorum onu itunes dan

iyi ama nasıl? restore diye bişe yazmıyo ekranda.

arabayla gidicezz. hani bildiğiniz önceden kaldığınız bi yer belki vardır diye sordum. aslında kaş tarafına daha yakın olursa daha iyi olur.

Çıralı, Adrasan..
pansiyonlar, oteller ve ağaç evler de var malum...

oasis

bit.ly derdine derman olacak site ;)

beirut diyesim geldi bi an.

elvis costello
leonard cohen
bi de belki lionel richie =)

The Smiths
Bob Dylan
Edith Piaf dene bakalım

the national ve mumford & sons öneririm ben yenilerden.

patrick wolf

programı izlemedim ama antepte yapılıyor fıstıklı tatlı katmer. başka da hiçbir yerde görmedim. antepli ustalar falan yapıyordur istanbulda vs varsa da.

istanbul'daysan acıbadem çanak restoran da yiyebilirsin o katmerden. ama anteptekinin yerini elbette tutmaz. ve yine ama istanbulda probably the best orasıdır.

izledim ama ben de başından beri yoktum. sanırım antep ya da urfa. benim de çok canım çekti. izmirde var mıdır bir yerde acaba??

Orda bulunan ve eti acan ınsan Gunaydın et kasap ve restoranlarının sahıbı Cuneyt Asan dı ve o adamın ustalarından bırıydı.

valla çok leziz görünüyordu ama demek ki istanbul avrupa yakasında bulamıycam. günaydın nerede var acaba

Sahan Atasehır restaurantında yemıs bulunmaktayım ve sıze tavsıye ederım ama fıyatlar ortalamanın ustunde.Ayrıca dedıgım gıbı Avrupa tarafında yaygın olan Gunaydın kebap restaurantlarında bulunmaktadır.Etıler subesınde var benı bıldıgım...

caps lazım.
şaka yahu, istiyorsan niye uzatmayasın ki?
uzatmayı dene, beğenmezsen kestirirsin, olur biter.

bence uzatma.
ayrıca, saç uzatmak için kafa şekli, saç yapısı, surat yapısı vs birçok konu mevzubahis.
ayrıca cins te belirtmemişsin, erkeğe göre yorum yaptım

söylediğin tipe yakın bi yeğenim var. onu uzun saçlı düşünemiyorum. onun için uzatma derim ben :)

uzatmak istiyosan uzat bence, ben de uzun saçlı er kişiyim, tipe falan bakmadan uzattım güzel oldu.

ha tabi saçın ne uzun ne kısa olduğu çirkin bir geçiş dönemi var, onu göze alarak uzat.

edit: erkek olduğunu düşünerek yazdım

soylendigi gibi sorun boy pos degil kafa geometrisi kriter burda. 3 yil kadar uzattim sacimi, boyum 1.85 ama gitmiyor bana. uzun halini goren herkes kisa daha iyi dedi. artik uzatmiyorum.

erkeğim. benim kafamı kurcalayan şey, boyumun pek uzun olmayışı ve esmer olmam sebebiyle (siyah saçlarım varya hani) bunun beni kötü gösterebileceğiydi.

denemekten zarar gelmez , uzat hevesini al.

1.73 boyla uzatma panpa. gitmez.

hava birikmiş sanırım, bi yerden bişeyler boşaltıyodun ama unuttum, yarın sabah servisi ara derim, kapat gitsin komple risk almaya değmez.

o ordan olmaz, peteklerden birinin musluğunu açıp ki muhtemelen banyodaki petekte vardır, ordan su boşaltman lazım. musluğu bulamazsan tornavidayla aççan.

o vida dediginiz sey ile su basincini arttirmak icin su ilave eden muslugu kastediyorsaniz, zaten basinci dusurmek icin onu kullanamazsiniz. o sadece suyu arttir/arttirma islevi goruyor.

vida dediginiz sey, peteklerin ustunde su tahliyesini saglamak icin konulan vidaysa onu uygun yonde dondurerek suyu disari atabilmeniz/basincini dusurebilmeniz gerek.

aciliyet, sorunuz icinde; sunu diyebilirim, normalde bar basinci sinir degerlerinin cok ustune ciktiginda acil su tahliyesi kendi kendine calisir, kombinin alt tarafi bi bakmissiniz islak olmustur. ha bu ozellik her kombide olur mu, onu bilmiyorum.

kombinin arkasında boşaltma musluğu olması lazım. o musluğun ağzına bir şişe falan tutup boşaltma musluğunu açın, istediğiniz basınç değerine gelene kadar boşaltın.

bu arada boşaltma musluğu evin çok alakasız bi yerinde de olabilir benimkisi banyodaydı mesela, nası bi tesisat sistemiydi hala anlamam o yüzdeni servis en ideal çözüm.

vallaa boşaltma musluğu nerde bilmiyorum.
buarada tdu : kombi hakkaten su damlatmaya başladı, bu iyi bişe sanırım, dediğin gibi yani. tahliye ediyor galiba bişeler. ya ben böylece yatacam. 3,6 bar basıncıyla yani. son diyeceğim şudur. yatmadan önce kapat öyle yat diyenler ses etsin ben de kapatayım kombiyi.. hadi sağlıcakla kalın .

kapatmaya gerek yok. 4 bar basınca dayanması gerekir. içim rahat etsin dersen. tahliye vanası kombinin altında diğer vananın yakınındadır muhtemelen.

kombinin yüksek basınçta kendini emniyete almak için boşaltma subabı vardır. damlatmaya başladı dediğine göre o açılmış altına bi kova koy yat uyu bir şey olmaz

coldplay in fix you var anlattığın gibi. dumanın klibini izlemedim ama, fix you'da da chris martin sokaklarda gidiyor gidiyor sonunda sahneye ulaşıyor.

yok öyle değil. grupla alakası olmayan bi adam yürüyor ve sahnede pereformans yapan grup elemanlarını sahnede izliyoruz şarkının sonunda.

The Verve - Bitter Sweet Symphony adlı bir şarkıdan bahsediyorsunuz sanırım. arak olabilir, şaşırmam.

bitter sweet symphony de zaten grubun vokali yürümüyor muydu? neyse ben bi dumanın klibini izliyim en iyisi.

hayır bittersweet değil. bulamıyorum. aynı bu klipteki gibi yahu. fazlaca benziyor bişeye kafayı yiycem çıkaramadım.

çin usulü derken. neyli nasıl ne tür. size birbirine benzemeyen onlarca tarif bulabilirim bu isimde. yüzlerce de ingilizce....

yakitori mi diyosun gurban?

yok sanırım yakitori demiyorum? jöle kıvamındaki şekerli pembe sosu kastediyorum? ama belki de farkında olmadan yakitori diyorumdur kimbilir..

tatli ekşi soslu diyorsunuz galiba? hiç bilmem, ama bu şekilde ararsanız değişik tarifler çıkabilir. benim bildiğim, tavuğu bir de böyle mayalı bir unla kaplıyorsunuz, kızartıyorsuuz sonra üzerine o sosla kavuruyor gii yapıyorsunuz tekrar. görmüşlüğüm vardır, yapmışliğim ı-ıh.

tatlı ekşi sos hazır satılıyor, büyük marketlerin sos bölümüne bakın bulursunuz.

ayrıca cihat almanı tavsiye etmiyorum. mobile versiyonunu cep telefonun destekliyorsa garmin xt yükleyip kullanabilirsin.

navigasyon cihazları çok randımanlı olmayabiliyor. şarjı 2 saat anca gider, arabada bıraksan gören çalmak için camı falan kırabilir. yanına alsan yük, e cep telefonun zaten yanında. yolda arabanda otobüste yayayken bile kullanabilirsin.

tomtom alma;donanımı kaliteli ama yazılımı berbat. 15 senedir tek yön olan caddeleri çift yön gösterebiliyor. Olmayan sokaklara yönlendirebiliyor.

hiç kullanmadım ama başarsoftlu olanları tavsiye ediyorlar.

@efruz;

garmin xt kullanıyorum zaten şu an telefonumda ama uydu bulmakta zorlanıyor,şebekeyi kullanarak gps desteği alıyor bu da faturaya yansıyor falan...
bu sebeplerden ötürü cihaz almak istemiştim ama vazgeçeceğim gibi görünüyor:)

pirhana al. ben aldim 1 ay önce. 200 liraya. gayet başarılı.

ben kullanıyorum, uyduya bağlanması 1-2 dk sürüyor. bazen 10 dakkayı bulsa da toplasan 3-5 kere olmamıştır.

internet bağlanmasına gerek yok. telefonunnda ya da kurulumda sorun olmuştur

garmin nüvi 1200 kullanıyorum. henüz alalı 15-20 gün oldu olmadı, tek sorun beni sürekli e-5e çıkartmaya çalışıyor :) (ist.dayım) örneğin sirkeci sahildeyken ataköye gitmek istediğimde e-5e yönlendiriyor. "sapma"yı işaretlediğim zaman da başka bir yol üzerinden e-5'e gidiyor yine :) henüz yeni aldığım için belki de bu durum benim bilinçsizliğimle alakalı olabilir elbette ki.
alet başarısoft kullanıyor, uyduya hemen bağlanıyor, dartyden 200 liraya aldım (ömür boyu ücretsiz yazılım kampanyası ile)

@semyasa;

ankara'da yaşıyorum,bu şehirde bile yolları karıştırırsa başarısoft,cidden ayıp eder:)

nüvi 1200 aklıma yattı gibi,umarım pişman olmam:)

benim aklıma gelenler keçe yapımı, latin kaligrafisi kursları..
keçe yapımını araştırdım biraz, kurs veren bi yere rastlayamadım. (izmir'de)
latin kaligrafisi kursları da aylık 250 TL civarı.

maket yap mesela. figür boyamak ta el becerisi için iyidir.

maket benim de ilgimi çekti evet. ne önerirsiniz, nereden başlamalı?

şu tarz bir şeyle hem saatlerinizi geçirebilir hem de kendi eserlerinizi ortaya çıkarabilirsiniz. eğer zevkinize hitap ediyorsa böyle bir şey hem çok çok uygun maliyetli olacaktır hem de güzeldir tavsiye ederim. tabi yanına ufak testereler, yakma aleti v.s de olursa tadından yenmez :)

www.sanatmalzemeleri.com

powerball. kesinlikle..

apocalypse now, denenebilir.

kurt russel'ın başrolde oynadığı : breakdown

ve

meryl streep'in başrolde oynadığı: the river wild

iştahını kabartacak filmlerden... hararetle ve ehemmiyetle tavsiye ederim.

www.imdb.com

motorcycle diaries
rain man
the book of eli
the bucket list
thelma & louise
seven years in tibet

yer belirtseydin, istanbulda mısın?

evet istanbul :)

cyberpunk üzerine yazilmis mi yoksa cyberpunk türünde yazilmis mi? cyberpunk diyorsan william gibson biraz da j.g.ballard ve hatta belki philip k. dick

türünde :)

laptopun cıkıslarını bi foto cek koy. bakalım.

çekemem ve koyamam. yeterli teçhizatım yok. ama yeni bir dell marka laptop.inspiron N4030 diye bi model. yeni aldım daha. çıkışlarına güveniyorum cihazın :) hadi be bryan fury bi yardım et?

panpa, cıkısları gorsem yapıstıracam cevabı da. gormeden sunu al dıyemıyorum.

lapitopun ekran kartı çıkışı var mıdır?varsa birtarafı oraya giren bir jack ile diğer tarafı 3 renkli(sarı beyaz kırmızı)av kablosu (ki bir ucu scart olacak )gereklidir.yokaaki linkteki resimlerden bir fikir edinebilirsin.

www.zlectronic.com


bide bunu buldum

www.google.com.tr

s-video çıkışından scart'a girebilirsin fakat siyah beyaz çıkarsa görüntü işin var.kablo modeline göre değişebiliyor. o zaman scart'ın bağlantılarından bağzılarını birbirine bağlaman gerekebilir gerekli diyagramlar google'da mevcut fakat zahmetli iş.

anadolu yakasında maltepe üniversitesi hastanesinin gastro servisi iyidir.

ben medicana ankara'da daha yeni gastro'da muayene oldum. cok donanimli oldugunu soyleyebilirim ama istanbul'un medicana'si icin iyi seyler soylemiyorlar.

bir audiophile mp3 dinlemez.

ipod touch 32gb ve sennheiser cx300 ikilisi.

@duptıs: avuç içi müzik çalar deyince sadece mp3 olmuyor zaten. flac milek var en azından.

loseless çalan müzik çalarlar var bildiğim kadarıyla bunlardan biri cowon vb.

flac, ape, apple lossless falan çalan herhangi bir müzik çalar iş görür. kapasitesinin büyüklüğü mühim tabi.

kulaklık olarak da, audiophile insanı cx 300 kesmez. nispeten hesaplı cx 880 var. ne kadar paranız olduğuna bağlı tabi.

ya kayipsiz kayitlar bulmak cok zor.boyle bir site olsa ne guzel olurmus.

ama genel kullanim icin yurdum insani arti bir diyeyim.ben ipade yukledim ne var ne yok ordan dinliyorum.

herhangi bir ipod ve shure marka kulaklık. ama shure oldukça pahalıdır ve muhtemelen daha iyisi yok.

ctrl+alt+del yapin, gorev yoneticisi acilacak, dosya/calistir deyip acilan kutuya explorer yazin. (bunun yerine windows+r'ye basip explorer yazmak da ise yarayabilir.)

Masaustunuzun filan yerine gelmesi lazim.

okumasi gereken bir dosyayi okuyamiyor. bu durumda oncelikle onemli verilerinizi kurtarmalisiniz. diski masaustu bilgisayara baglayip icindekileri kopyalayabilirsiniz. sonrasinda xp cdsiyle uzerine kurulum yapilabilir, boylece sorunlu dosyalar duzeltilir. ama oncesinde mutlaka yedek alin.

1. ctrl + alt + del yapınca hiçbişe çıkmıyor. ekran değişmiyor. masaüstü gelmiyor.
2. diski nasıl bağlarım ki? bi lapptop daha var elimde ama bağlantıyı nasıl sağlıycam? mavi ekran var. çalışan, ya da çalıştığını gördüğüm hiç bir program yok ki?

xp ekranı gelmeden F8 ile gelen ekranda önce en son iyi yapılandırma o olmadıysa güvenli modu deneyin.

cevizli'de oturuyorum ve soğanlık'a pek gitmişliğim yok. o yüzden bankanın yeri hakkında net bir şey söyleyemeyeceğim ama trenle soğanlık'a gidemezsin diyebilirim çünkü soğanlık e-5'in üstünde kalıyor. mutlaka iki araç kullanacaksın.

tren kartal'a gitmek için mantıklı, oradan da minibüs veya otobüsle soğanlık'a geçersin.
diğer seçenek de göztepe'den e5'e çıkıp oradan kadıköy-soğanlık otobüs veya minibüslerine binmek. ilki daha kolay ama bence.

1- göztepe minübüs yolundan kartal dolmuşuna bin. kartaldan soğanlık merkeze dolmuş var. sonra da ona bin.
2- e5 e çık. direk soğanlığa dolmuş var.
3- tren uygun değil bunun için.

göztepe e5 e çık ilk gelen minibüse bin soğanlıkda indiricek seni az ilerde.

21u ya da 16u otobüsleri..

www.turkcraft.com
www.turkcraft.com


manga olur mu?

ohoo sandman'in, sin city'nin filan hep cevirisi var artik. ama satin almasi tuzlu oluyor, 20 milyondan asagi yok. bir de su klasiklerin cizgi romanlastirilmis halleri var, yok dorian gray, yok kara kule bilmem ne. kitapcilarda var.
oneri diyorsan bence %100 sandman.

teşekkürler.

hepsi birbirinin aynı. bence ucuzu hangisiyse onu al.

sony'nin p serisi var pahalı ama çok şık :) toshiba öneririm ben ya da "ben 2-3 sene takılırım yeter" diyorsan lenovo lar çok ucuz.

exper aldım ben media marktta ucuzdu valla baya.

normal çayı suyun içine bırakırsan dibe çöker ama poşet çayı içebiliyoruz. mantığı budur bence. ikisi de kolaya kaçmak, hızla hazırlamak için fakat tabi ikisi de kötü.

ikisi de kötü de iyi olanı ne peki onu merak ettim bu arada?

sanırım iyi olanı türk kahvesi diycek ama öyle dememeli. türk kahvesinde de mantık filtre kahveyle aynı, o da çözünmez ve dibe çöker. sadece pişirilir biraz. bi de poşet çay bence poşette olduğu için batmıyor. hem sorumla ne alaka ki? :) ama yine de teşekkürler.

instant kahfe diğer adıyla nescafenin neresi ince ? koca koca tanecikleri yok mu? var?

instant kahvenin diyer adı neskafe deyil, neskafe bir instant kahve markası.

en.wikipedia.org sorunun cevabi burada, sanirim nescafe uretiminde sonda bir kurutma islemi var o da suda cozulmesine olanak sagliyor cekilmis kahvenin.

"coffee is commercially prepared by either freeze-drying or spray drying, after which it can be rehydrated. At least one brand of instant coffee is also available in concentrated liquid form."

ben de yanlış biliyormuşum.

kahvenin içindeki suyun tamamen kaybolmasıyla oluyormuş.

ben o ingilizce cümleyi çok iyi anlayamadım. yani anlamını anladıysam da mantığını anlamadım. neyse teşekkürler.

anlatayım;

dedim ya mantık granüllerin içinde suyun yok edilmesi. bunun için iki yöntem kullanılıyormuş bir dondurup su partiküllerini kristalize edip sonra da süblinleşme ile ayırmak ya da spreyleme yöntemiyle aynı işlemi yapmak. neskafe dalan soğutma yöntemi ile yapılıyormuş. sonra da çok çok ufak hale getirilip presleniyormuş (bu son cümle kendi atmasyon bilgimi doğru çıkarmak için yazılmıştır.)

alt tarafta detayi var..dedigine gore bi sekilde suda cozunuyor once bunlar sonra kurutulup o 2 yontemden biriyle ufalaniyor tanecik halinde.

koladaki co2 gazı midenin üst kısmında birikir. mideye üstten komşu olan diafram kasını ittirir. diaframın üzerinden geçen frenik sinir uyarılır. böylece ani diyafram kasılmaları oluşur. buna da hıçkırık denir. fakat bu durum sadece kolada değil, ani mide şişkinliği yapan her durumda olur.

bi de bu kadar kola tüketmemelisin.

seks de sok cıkar dır sana gore ?

sorumu yanlış sordum o zaman.

geçen bi arkadaş dedi ki. rakının sarhoşluğu güzel. ama biranınki berbat bir his. kötü bi sarhoşluk dedi.ben dedim hepsi aynı.

divit: rakı ve tekilanın potensleri farkı tabi ama sonuç durumun, yani sarhoşluk durumunun keyfiyet derecesinden bahsediyorum ben. mesela ikisinden de 7 şiddetinde sarhoş olduğunu düşün.

hızlı yavaş olayını sormadım aslında.bryan fury : ne dedin anlamadım inan.

içkinin kültüründen kaynaklı genelde o. rakı ağır ortamda yavaş yavaş içilir. genelde sanat müziği dinlenir efkar yapılır.

bira herşekil içilir.

votka genelde dansedilecek ortamlarda içildiğinden enerji verirmiş gibi hissedersin. tekila da aynen böyle

viski böyle çikolata soda buz afilli bardak falan adam oldum triplerine girersin

içkilerin sarhoşluğu derken arkadaşın içtikten sonra bğnyedeki değişiklikleri kast etmiştir. bazılarına şarap dokunur, bira sabah baş ağrısı yapar mesela.
bazı içkiler bende aynı etkiyi yapmıyor. o da onu demeye çalışıyordur.

sorumu ifade edememişim anlaşılan. neyse teşekkürler.

Kesinlikle inanıyorum/katılıyorum.
Bilimsel olmayan tespitlerimce;
yeni rakı keyif veriyor
burgaz rakı yarı keyif yarı keder veriyor
tekel votka hayata küstürüyor
binboa votka keyif veriyor
birada çok farklı marka var yorum yapamıyorum. tekila, viski gibi içkileri sağlıklı yorum yapacak kadar fazla içmedim.
eminim "sen içtiğindeki ruh halin yüzünden öyle düşünüyorsun" diyenler olacaktır. Eşşek değiliz kendimizi de gözlemleyebiliyoruz. Hata payından arındırılmış halde bu dediklerimin benim ve birkaç içici arkadaşım için geçerli olduğunu söyleyebilirim.

Bilimsel açıdan yaklaşmak gerekirse birkaç şey söyleyebilirim.
Tekel votkanın fazlasıyla keder vermesinin içinde metil alkol miktarının fazla olmasına bağlıyorum. Her içkide hacmen %xy etil alkol bulunsa da alkolün türevlerinin ne miktarda bulunduğu içkinin türüne, yılına ve yapılışına göre değişir. Kalitesiz votka ve rakılarda metil alkolün fazla olduğu(öldürecek kadar değil tabi) da bilinen birşeydir.
edit: hatta ekşide bir ara okuduğum bir entry, eski tekel votkanın fazla metil alkol içerdiği için düzeltilene kadar satışının yasaklandığını söylüyordu.
Metil alkol görüşü bozan, baş ağrıtan bir etkiye sahip olduğu için keyiften çok keder vermesi bir yere kadar açıklanabilir.
Mesela ağdalı, akışkanlığı düşük şaraplarda bu etkiye sebep olan gliserol alkolünün daha çok bulunmasıdır. Eğer gliserol akışkanlığın yanı sıra bünyenin keyfine de etki ediyorsa o şarapların farklı etkiye sahip olduğu söylenebilir.

Divitin dediği gibi şeker miktarı fazlaysa kan şekerini yükselteceği için mutluluk verici etkisi görece fazla olabilir.
want2die ın dediğine de katılıyorum.
++ edit: içki kültürü de çok etkili. İçilen ortam etkili. Ama yorum yaptığım içkilerin hepsini aynı ortamlarda içtim. (rakıya saygısızlık yapıp okulda sinsice içmek dahil) Ve kanaatim, ortam gibi fon müziği gibi muhabbet gibi faktörler çıkartıldığında da etkilerinin farklı olacağı yönünde.

arkadaşın doğru söylemiş.

biranın ertesi günü iyidir. pek sıkıntı yaratmaz. rakının, viskinin de öyle. en azından benim için. ama votkayı çok içersen 1 gün bile kendine gelemeyebilirsin. akşama kadar başın ağrır, kusarsın. darmadağın olursun. "yok abi ben 1 şişe votka içtim bir bok olmadı" diyen çıkar şimdi. deli gibi polemik çıkar bize:)

ben de biranın ertesi günü çok kötü geçiyor, votka çok temiz geliyor bana :)
polemik gibi olmasın da :)

Bu arada şayet boğma rakı başlığına bakarsan ekşi sözlükte, hemen herkesin 'masada içerken hissettirmez ama ayağa kalkınca çarpıverir adamı" benzeri cümlelerle boğma rakıyı tanımladığını görürsün. Ben bizzat denemedim. Ancak sözlük dışından konuştuğum pek çok kimse de ev yapımı rakı ve votkanın bahsettiğim türden bir çarpma etkisi olduğunu anlattı.
Duyuruya ilk cevap verdiğimde aklıma gelmemişti. Şimdi gelince yazma ihtiyacı hissettim.

Moda (Kadıköy)

bostancı,

esenyurt, bayrampaşa, bağcılar, habibler, silivri, tuzla

yavaşın :)

fındıklı parkı
edit: kahve yerine bi şişe şarap, bi de kadeh alıp takılabilirsin :)

1. şerefsizliklerinden (bence)
2. dava açsanız çok uzun sre devam edeceği kanaatindeyim kaldıki 10 tane daha davası varmış adamın. malına mülküne vs. çoktan önceki davacılar tarafından haciz şerhi konulmuştur. davayı kazansanız bile pek bişi alamayabilirsiniz.

bence hiç uğraşmayın direk gidip ödeyin. ama bu olaydan ders alın. geçmiş olsun. soruların cevaplarını da bilmiyorum.

şimdi aynı durum bendede varda neden kesmiyorsunuz bu borç bana kalmasın sonra ? dediğimde sen rahat ol kiracı çıksın sen tapuyla gel aboneliği kapat borcu biz elemanın tckimliğe işleyip sana sıfır borçsuz olarak açıcaz dediler yoksa ? lahn !

edit : şimdi tekrar avukatla görüştüm öyle birşey yok diyor icra ile su borcunu tahsil edemezsin çünkü alıcaklı sen değilsin borcu su idaresine devlete yani ama o parayı sendende tahsil edemezlermiş. 200 tl bi ücrete mal oluyor icra davası tabii bu bursa ili ve avukat aracılığıyla yapıldığında böyle.

öncelikle emlakcılara güvenme, sen işini gucunu bırak dairenin tum elktrik suyunu doğalgazını kapattır. biz öyle yapmadık sözleşmeyi ellerine verdik gidip tüm suyu elektriği üstüne geçir dedik kiracıya geçirmeyip bizim açık bıraktığımız herşeyi kullanmaya devam etmiş. tc kimliğine nasıl işleniyor sallamış bariz. eğer kiracın senin adına kayıtlı olanı kullanıyorsa hiç bi şekilde geçiremezsin kiracına borç bırakırsa.

edit: şimdi ben bize kaldı derken yeni kiracı geldi, e suda 900 tl borç var, yeni kiracı suyu üstüne alamıyor borç olduğu için dairede. anladım avukatınızın dediğini, biz paşa paşa ödicez anlaşılan.

haklısın, ben olayı nasıl bi psikoloji ile okuduysam tamamen yanlış anlamışım. ben ilgili kurum abonelikleri kiracının üzerinde evden çıktı ve şimdi onun borcunu sizden talep ediyorlar anladım. yani kiracı elektriği vs. üstüne aldı borçlu bi şekilde evden çıktı benim örneğimde bu var bu durumda siz tapu ile gidiyorsunuz borc kapatılıp size borçsuz olarak devrediliyor sizden bi ücret talep edilmiyor yani ondan sonrası devlet ile kiracı arasında ama sizde fatura zaten sizin üzerineymiş bu durumdada borçlu siz oluyorsunuz haliyle sanırım mecburen ödemek zorundasınız.

2- bu borcu ödemek zorundasınız maalesef. sözleşme sizin üzerinize olduğu için.

ancak benim tavsiyem her durumda dava açmanızdır.
dava 2-3 sene bile sürse (yaklaşık 1 sene sürer) en azından yanına kar kalmamış olur.
biraz uğraştırsa da, suyun kullanıldığı dönemde kontrat devam ettiği için kiracıya rücu edebilirsiniz. faiziyle alır, mahkeme masrafını da karşı tarafa ödetirsiniz.

ama adamın bu parayı ödeyecek maddi durumu yoksa, sadece icradan yazı gönderin diğer aşamalardaki masraflara pek girmeyin, en azından rahatsız etmiş olursunuz.

kendiniz gidip açsanız olur. ancak örnek formlarını nasıl dolduracağınızla ilgili yardım almanız gerek.

evet ?

kokusunu ne kadar alıyorsan o kadar uçucudur.

ben uçucu olduğunu sanmıyorum. yani en azından kokusu olan her şeye uçucu denmemeli. içindeki klorun kokusu neticede. ama hipoklorik asit, başka şeylerle tepkimeye girerse,tuzruhu gibi, başka gazlar oluşabilir ve o vakit uçucu olur kanaatindeyim.

fazla solursan zehirler..

aslında sorumun nedeni çamaşır suyu ile yıkanmış fakat durulanmamış olan bir bardaktan belli bir süre sonra çamaşır suyunun zehirleyici etkisinin sona erip ermeyeceği merakıydı koku olayını düşünmemiştim. cevaplarınız için teşekkür ederim.

pasaportu kaç yıllık alacağınıza göre değişir. "almışken en uzununu alayım" derseniz 50 tl defter parası + 310 tl harç = 360 tl pasaport. şuradan harçlara bakabilirsiniz: www.egm.gov.tr

easyjet'le erkenden alırsanız, an itibariyle kasım ayı için en ucuz bilet 67,68 €. cillop gibi yani.

en kısa süreli (6 aya kadar) ingiltere için turistik vize ücreti 165 tl.

bununla birlikte seyahat ve sağlık sigortası falan isteyebilirler. o da 30 tl civarı bir şey tutar.

başka bir şey gelmiyor şimdilik aklıma.

yurtdışına çıkış harcı var 15 lira:)

eyvallah.

Vize alabilmek için bankada birikmiş bir mebla göstermende gerekmekte. Geçen ay gittim ingiltereye bende. Yaklaşık 1500 lira kadar bankada birikmiş para göstermiştim. 1 haftalık seyahat için.

ipod touch'larda durum açık olsa gerek :) 1. nesil 2. nesil 3. nesil var. 4 çıktı mı bilmiyorum.

öbürlerinde nano ayrı, classic'ler ayrı. ipod, ipod video, ipod classic diye gidiyor.

nanolar küçük kapasite ve böyle kredi kartı ebadında olanlar. onların nesilleri bilmiyorum.

classic'ler ekran ve click wheel'i olanlar... ipod denince ilk akla gelen görüntü. kapasiteleri epey, 60 gb ve üzeri

ipod touch'lar an kısa tanımıyla iphone'un telefonsuzu. dokunmatik ekran falan filan.

aslında ben daha çok touch olmayanları sormak istiyorum :)

onlar toplam 5 nesil.

wiki'de aşağıda bir tablo var, hangi nesilde ne özellikler şeklinde:

en.wikipedia.org

shuffle olanlar ekransız. en son çıkan neslinde sese duyarlıydı galiba ama ne kadar fonksiyoneldir bilmiyorum.

nanolarda en son 4. nesil var diye biliyorum. 3 kullanmıştım memnun kaldım. 4te sensör falan var sallayınca şarkı değişiyor yan yatırınca ekran da dönüyor falan.

en.wikipedia.org

Akaaarr...

ortamdaki su yoğunluğu ile alakalı. belirli bir seviyenin altında enzimler faaliyet göstermiyor diye aklımda kalmış.

çok mantıklı. teşekkürler.

ilk yoruma katılmakla beraber bir diğer etkisinin de reçelin kaynatılarak yapılmasından sebep meyvelerin üzerinde halihazırda olan m.o.ların ölmesi de gösterilebilir. reçel yapıldıktan sonra dışarıdan bi bakteri-küf bulaşması olmadığı takdirde bişi olmaz. konservede de benzer mantık var.
bulaştığı durumda da su devreye giriyo zaten. su yoksa hayat yok. su hayattır, hayat güzel.

ZebZe meyvA dediğin şey zaten taze taze sulu mulu o yüzden falan. filan.

reçelle balın bozulmaması yoğunluklarından dolayı. besinin bozulması dediğimiz şey zaten bakterilerin o besin üzerinde çoğalmaya başlaması.

bal ve reçelde şeker miktarı çok olduğundan, çok yoğun bir ortam olur. reçele gelen bakteriler, dış ortamın yoğunluğunun oluşturduğu ozmotik basınç dolayısıyla bünyelerindeki suları kaybeder, çünkü su az yoğun ortamdan çok yoğun ortama akar. dolayısıyla bakteriler için de hayati olan su bünyelerinde bulunmadığı zaman bakteriler ölür, bal ve reçel bozulmaz. hatta bal ve reçel çok çok bekletilirse bozulmasa bile sulanır, bu sulanmanın sebebi ölen bakterilerin bünyelerindeki suların birikmesidir.

reçel, turşu gibi şeyler zaten uzun süre saklanmak için yapılmıştır. ikisinde de osmotik basınç sebebiyle mikroorganizmalar yaşayamaz. reçelde su oranı çok az olduğu mikroorganizma en basit anlamda su kaybeder ve canlılığını kaybeder.

bal hiç bozulmuyor galiba ya. Yanlış mı ki?

(bkz: openoffice)

sadece açmak istiyosan gereksiz openoffice tabi.

microsoft excel viewer ile acabilirsin

google docs

teşekkürler. hemen deniyorum.

vallaa denedim olmadı bunlar. başaramadım ben. daha basit bir program yok mu?

google docs un ise yaramadıgına emın mısın ?

kuramadım ki o docs u.. üyelik istedi. sonra da yine de kuramadım işte.

kuruyorsun ki ? gmail de dosyayı ac de google docs olarak acıyor direk. bişey kurmuyorsun.

şöyle bir şeyler bulmuştum geçen, hoşuna gidebilir:

8tracks.com
bedtimetunes.trash-can.net

sanatçı ya da grup olarak bilmiyorum ama chill out denen müzik türü bu tip eylemler için gayet uygun sanki. hem kafaya takılmıyor hem konsantre sağlıyor falan filan...

www.youtube.com

benim tercihlerim; sigur ros, worm is green, beirut...ancak çizim yaparken dinlenecek rahatlatacak müzik yavaş çizmene neden olmasın?

pink martini

harold budd belki.

(bkz: blackmore's night)

10 milyonla 1 milyar arası kişide görülen bir hastalık sık mıdır seyrek midir.. soru net olarak anlaşılmıyor bence..

(bkz: fıtık)
(bkz: diyabet)

istatistiğini bilmiyorum ama yaygın olduğunu su götürmez gerçek.

dunyadaki en yaygin hastalik dis curugu.

dunyadaki en yaygin bulasici hastalik hepatit b. (nezleden sonra belki)

dunyadaki en yaygin genetik hastalik orak hücreli anemi.

yaşamak en büyük hastalık değil mi? 7 milyarda 7 milyar tam oran hem.

hipertansiyon olabilir,bi dene.

sağ alttaki dünya üzerindeki okların yeşil olması gerekmekte.
alışınca en iyisi bu..

vallaa bağlan diyorum işte. o da baglanmıs gibi gorunuyor. zaten mevcut indirilenler kısmı yavas yavs da olsa indiriyor bi sekilde. ama iste yeni arama yapamıyor. kad a baglanma durumunu ise bilmiyorum. ayrı bi ayarı fln var zaar. ne ki.

servers'a tıklayıp sağdaki büyükçe dikdörtgende bağlantı bilgilerinin olduğu taraftan "high id" yazıp yazmadığına bakın. id düşükse kad'a bağlansa bile dosyaları bulmuyor bazen, gerekirse port falan açın tekrar. başka portlar da deneyebilirsiniz.

olur, bişey fark etmez. hatta oyle konser fln vermiyeceksen akustik gitar için amfiye ne gerek var bagla bilgisayara çal gitsin :)

akustik gitar sadece konserlerde akustik amfisiyle birlikte kullanılır. kayıtlarda dahi gitarın kendi yalın sesi kaydedilir. kendi kendinize takılıyorsanız bence boşuna almayın. ama gitarınızın sesi az çıkıyorsa, daha gür sesli daha kaliteli bir gitar alabilirsiniz.

kendi capinda oylesine takilan biriysen ve gitarin sesini duymakta bir problemin yok ise ampli almana da gerek yok zaten. akustik gitar kuvvetlendirilmeden calinan bir snetruman zira normal sartlarda.

faideli bilgiler ve kurukafa: dediğiniz doğru ama ben elektriğe bağlayınca daha çok seviyorum sesini. daha zevkli oluyor. gitarım da fena bişe sayılmaz aslında, yani hem ses rengi güzel hem de güçlü bi sesi var. orta karar bir ibanez.

more than ever people: ben de öyle yaptım zaten, ses sistemime bağladım. ama son 1 aydır baslar cızırdamaya başladı. sanırım bu şey ses sistemini bozdu. kocaman hayvan gibi güçlü logitech'i bayaa bi titretiyordu zaten.

elektrik gitar amplisinin gain kati ve kabinlerinin kuvvetlendirdigi frekans araligi akustik gitara cok uymayabilir. yani bekledigin o temiz defined ses yerine briaz kirli bir ses alirsin muhtemelen. denemeden girisme derim o zaman.

belki sadece bir poweramp alirsan hos olabilir: guitars.musiciansfriend.com

eğer uzun süreli kullanmayacaksan plastikleri, kutuları da kullanabilirsin.

karton kutuların içi alüminyum kaplama olmasın, metal yüzeyleri olursa mikrodalgalar yansıtılır.

çikolata gibi sıvıların içerisindeki su benzeri şeyler düşük sıcaklıkta kaynadığı için sorun yaratır. ne bileyim patates yapmaya çalışırsanız içindeki sıvılar daha önce ısınıp genleşeceği için patatesi patlatır.

ince olmayan cam kaplar ve porselen kaplar kullanılabilir ısıtma için. metal bir şey filan sakın kullanmayınız. plastik kap kalınlığına göre değişiyor. ince bir şeyse kalma süresine bağlı olarak erimiş ya da çok yumuşamış olarak çıkıyor. kalın kaplarsa bir şey olmadan çıkabiliyor bazen ama denememek lazım.

çikolatayı alüminyum folyoyla atmıyorsunuzdur?

e ama millet corba pisiriyor bu cihazda gozumle gordum. resmen kaynıyordu corba.hıc te kıvılcım yoktu. ama cikolata koyunca cızır cızır yanmaya basladı kıvılcımlar cıktı. alumınyum felan da degıldı.cıkolata mı adiydi acaba nedır.

nasıl çikolata koydunuz ki? o kısmı anlamadım ben..

sek'in sıcak çikolatası mı?

cikolata mikrodalgada eritilir ama kisa sure tutman gerekiyor, bir sure sonra yanmaya basliyor. daha iyi bir yontem icin (bkz: double boiler)

genelde kaplarin ustune "microwave safe" yaziyorlar ya da etiketlerinde, Turkiye'de yazmaya basladilar mi bilmiyorum. Mikrodalganin kullanim talimatinda da yazar zaten.

Bir de soyle bir test varmis:
www.wikihow.com

hayır :) kocaman bi pidenin üzerine nutella doktum. onu da fırına sürdüm.

atıyorum 30 sn tutsaydınız erirdi ama 1 dk tutarsanız yanar biter iğrenç bişiy olur. mikrodalgada bubir çok şey için geçerli

çikolata eritmenin başka bi yöntemi var adını unuttum ama google'a yazsanız çıkar yani tavada da ermeyen bişey ama ne hikmetse sıcak ekmeğin üzerine sürünce yavşıyor.

yok valla mikrodalgada patates patlamıyor, gayet de kumpir gibi oluyor mübarek. fakat soymadan koymak lazım, aksi takdirde dış yüzeyi çok sertleşiyor, kuruyor.
hatta yağsız/tatsız yumurta yemek istersen kırıp karıştırıp mikroda 45 saniyede yapabilirsin. ya da istersen kırmadan kabuklu koy mikronun içine dekorasyon olur.

bir de bir tabağın mikrodalgaya uygun olup olmadığını ısınmasından anlayabilirsin, içindeki tepsiden daha çok ısınıyorsa mikrodalgaya uygun değildir.

çikolatanın mikrodalgada çok rahat erimesi gerek, bir kase içerisinde deneyebilirsiniz..

mikrodalga için üretilen plastik kaplar da var. hem buzdolabında hem de mikrodalgada kullanılabiliyor. üzerlerinde hava kapakları var onlar mikrodalgaya girerken açık, buzdolabında kapalı kalıyor. yalnız türkiye'de satışta mı emin değilim.

bunun dışında enteresan fikirler olarak; poşet içerisinde mısır haşlayabilir, fırın torbasında mısır patlatabilir, kahvenizi mikrodalgada ısıtabilir(bazı filtre kahve makineleri hemen soğutuyor da kahveyi) omuzlara atmak için havlu ısıtabilir(uzun yolculuklardan sonra) vs vs vs yapabilirsiniz. doğru kullanıldığında dünyanın en pratik aleti ama tutup da içine haşlanmış yumurta atarsan kendine yeni bir damak alman gerekebilir, dikkat..

ek: sebzeleri de çok güzel haşlar. fırın torbası içinde hafif nemli brokoli, havuç ve karnabahar 3 dk'da mis..

mikrodalga kullanma.
"ya hocam, şimdi ne alakası var. sen de olup olmadığını bilmediğin zararlardan bahsedeceksin bik bik bik diyorsun" deme. projemiz gösterdi ki uzun dönemde zararlı.

çeşitli peynirleri dizip üzerine yumurta kırıp bir de zeytinyağı ekleyince muhteşem oluyor

İstiklaldeki tek cami olan Ağa camii'nin hemen karşısında hacı abdullah var. Temiz güvenilir bir yerdir. adıyla 120 yıllık lokanta. Orada var. nasıl tercih edersiniz bilemem artık ama onlar Kebaplı yapıyorlar Afiyet olsun

iyi de o zaten etli bir yemek değil midir. neresine kebap..

bütün Otantik restoranları.

çok merak ediyorum bu yemeği. evdekiler de bilmiyor yapmayı. dışarda da dediğiniz gibi kuvvetle muhtemel ev usulü yapan bir yer bulamıycam. yazılanların hepsi otantik datantik turistik yerler..
bu yemeğin piştiği bi eve bir şekilde misafir olmam lazım anlaşılan..

iyi de seni nasıl bulucam 111111? :)

bana da olurdu bir aralar anlattığın şeyin aynısı. bir an için kasılırdı boynum, elektrik verilmiş gibi de bir his oluşurdu. uzun süredir olmuyor ama. kaslarla ilgili, evet.

(kontrastli) kranial MRI cektirin.