markasiz
soru başlıkta gizli gençler. merakım bu yönde... cevaplarınızı bekliyorum.
soru başlıkta gizli gençler. merakım bu yönde... cevaplarınızı bekliyorum.
0
caesium
merhaba arkadaşlar,amr diab - tamally maak altyapısıyla hazırlanmış , ingilizce sözlü , 3 ya da 4 gencin söylediği bir r&b şarkı vardı . girişi "i called you" gibi bir sey de olabilir ,ingilizcem olmadığından ben sallıyor da olabilirim. ama tamally maak'ı biraz yavaşlattığınızı düşünün. klibinde de
merhaba arkadaşlar,
amr diab - tamally maak altyapısıyla hazırlanmış , ingilizce sözlü , 3 ya da 4 gencin söylediği bir r&b şarkı vardı . girişi "i called you" gibi bir sey de olabilir ,ingilizcem olmadığından ben sallıyor da olabilirim.
ama tamally maak'ı biraz yavaşlattığınızı düşünün. klibinde de bir aşk hikayesi anlatılıyordu ki çiftin bir bebekleri de vardı yanılmıyorsam.
hadi bakalım,iş başına:)
ekleme: şarkı 2000li yılların başına ait muhtemelen...
amr diab - tamally maak altyapısıyla hazırlanmış , ingilizce sözlü , 3 ya da 4 gencin söylediği bir r&b şarkı vardı . girişi "i called you" gibi bir sey de olabilir ,ingilizcem olmadığından ben sallıyor da olabilirim.
ama tamally maak'ı biraz yavaşlattığınızı düşünün. klibinde de bir aşk hikayesi anlatılıyordu ki çiftin bir bebekleri de vardı yanılmıyorsam.
hadi bakalım,iş başına:)
ekleme: şarkı 2000li yılların başına ait muhtemelen...
0
novotni
olma ihtimali düşük olmasına rağmen veya karşı tarafın başta olmaz dediği veya hiç ilgilenmediği halde sonradan başlayan ve devam eden yaşadığınız ilişki hikayeleriniz var mı?
olma ihtimali düşük olmasına rağmen veya karşı tarafın başta olmaz dediği veya hiç ilgilenmediği halde sonradan başlayan ve devam eden yaşadığınız ilişki hikayeleriniz var mı?
0
kendi çapımda iki teorim var defalarca ispatladığım..
1. ilk görüşte birinden hoşlanmamışsan bir bildiğin vardır.
2. olmayınca olmuyor.
1. ilk görüşte birinden hoşlanmamışsan bir bildiğin vardır.
2. olmayınca olmuyor.
0
var. bu kız bana hayatta bakmaz diyordum. baktı. bu sefer 4 kolla sarıldım. en son geçen ay 6. kere terk edip çıktı gitti hayatımdan.
0
var tabi amk.
ben
olmaz dedik, o güzel gözleriyle ne yaptı etti kandırdı beni, evlendik :)
bidenede ışak var yolda :)
ben
olmaz dedik, o güzel gözleriyle ne yaptı etti kandırdı beni, evlendik :)
bidenede ışak var yolda :)
0
evet var, 21 ekim 2007'de sevgili olduk, onu hiç sevmiyordum ama en iyi arkadaşımdı, üzülmesine dayanamadım, onun üzüntüsü benim canımı acıtıyordu eğer reddetsem beni arkadaş olarak görmeyecekti artık, bir nevi tehditvari bir durum oluşturdu ve kabul etmek zorunda kaldım, 1 hafta sonra da ayrıldık. akabinde 5 ay konuşmadık hala deli divane olduğunu öğrendim, mesaj attım, 7 nisan 2008 ve hala beraberiz, 4.5 sene.
0
benim hikayem değil, üniversiteden yakın arkadaşımın hikayesi. ilk yıl biriyle çok ilgilendi (biri kız tarafı). kız pas vermedi başlarda. Olmaz dedi. ilk yılın ilk dönemi bittikten sonra da Eskişehir'e yatay geçişle gitti. Bizim arkadaş umudu kesti tabi. Ama 6 ay sonra kızdan mesaj geldi. 4 yıllık beraberlikten sonra evlendiler. Birinci yılında evlilikleri.
0
yatagants
İğrenç bir hal almış durumda. Kafam kocaman duruyor. Saçlarım normalde dik ve sıktır. Şuan burnumun ortasına geliyor ortalama 12-13 cm uzunluğunda. Ensemden azcık toplanabilirliği var.Ne yapmalı?
İğrenç bir hal almış durumda. Kafam kocaman duruyor. Saçlarım normalde dik ve sıktır. Şuan burnumun ortasına geliyor ortalama 12-13 cm uzunluğunda. Ensemden azcık toplanabilirliği var.
Ne yapmalı?
Ne yapmalı?
0
ya bende kurutmuyorum max 1 dk havluyla çok ıslaklığını alıyorum ama o halde maximum 15-20 dk güzel halde duruyor.
0
her gun sampuan surme, bi krem bi krem+sampuan seklinde git.
ultimate cozum olarak sadece yesil zeytinyagi sabunu ve soguk su (buz gibi) ile yikayip sonra da kesinlikle elimi bile dokundurmadan kurumaya birakinca asagi iniyor ve bukleleniyor idi. ama simya formulu gibi bi yeri eksik yapinca olmuyordu falan.
bir de ben bant takiyordum. valla basta degisik geliyordu ama sonra alistim gittim, 3 ay filan jimi hendrix gibi gezdim sokaklarda :) kalin bir tane bant alip evde dene bence.
edit: bonustum ben de evet, hatta artik uzun sac oldugunda bile toplamadan gezemiyordum, hic kendi kendine asagi inmedi yani kodumun saci :D
ultimate cozum olarak sadece yesil zeytinyagi sabunu ve soguk su (buz gibi) ile yikayip sonra da kesinlikle elimi bile dokundurmadan kurumaya birakinca asagi iniyor ve bukleleniyor idi. ama simya formulu gibi bi yeri eksik yapinca olmuyordu falan.
bir de ben bant takiyordum. valla basta degisik geliyordu ama sonra alistim gittim, 3 ay filan jimi hendrix gibi gezdim sokaklarda :) kalin bir tane bant alip evde dene bence.
edit: bonustum ben de evet, hatta artik uzun sac oldugunda bile toplamadan gezemiyordum, hic kendi kendine asagi inmedi yani kodumun saci :D
0
ha bu arada bant dedim ya, onu illa hendrix stayla yapmak zorunda degilsin. biraz daha prezentabl durumlarda on taraflari sac bandiyla gizleyip (ama baya kalin boyle el kadardi yani bant) arka tarafi da topluyordum.
ucuncu cevabimda da 3 tanesi 1 liradan sac bandi satarim artik eheh.
ucuncu cevabimda da 3 tanesi 1 liradan sac bandi satarim artik eheh.
0
dene abi, sik saclari uzatmak icsel bir yolculuk, deneysel bir surec ve bitmek bilmeyen "hi$t bonus! lan bonus!" seslenislerinden ibaret bir olay
0
fraise
Kopegim az once sakince uyurken birden korkmus gibi sesler cikararak yerinden firladi, bir kac tur dondu sonra yanima geldi.Kucagima alip biraz sevince sakinlesti.Tekrar uykuya daldi.Ben rüya gormustur diye dusundum ama arkadasim 'kopekler rüya gorur mu hic?' dedi.Sahiden kopekler ruya gormezler mi?
Kopegim az once sakince uyurken birden korkmus gibi sesler cikararak yerinden firladi, bir kac tur dondu sonra yanima geldi.Kucagima alip biraz sevince sakinlesti.Tekrar uykuya daldi.Ben rüya gormustur diye dusundum ama arkadasim 'kopekler rüya gorur mu hic?' dedi.Sahiden kopekler ruya gormezler mi?
0
bütün memeli hayvanlar rüya görüyor ve rem evresine girebiliyorlar. kuşların ve sürüngenlerin de rüya gördüğüne dair işaretler gözlemlenmiş. mesela köpekler bizden daha hızlı rüya evresine giriyor ve insandan başka hayvanlarda (memelilerde özellikle) daha karışık rüya görme mekanizmaları var. oposum ve armadillo en çok rüya gören hayvanlardanmış.
benim merak ettiğim ise daha az gelişmiş canlılar. böcekler mesela. araştırdım da emin olamadım, sahi duyuruya da sorayim.
benim merak ettiğim ise daha az gelişmiş canlılar. böcekler mesela. araştırdım da emin olamadım, sahi duyuruya da sorayim.
0
skywalkeremre
acaba aşıkmı oldum ben?
acaba aşıkmı oldum ben?
0
kedim olduğunda da 3 gün yemek yemeyip sürekli onunla ilgilenmiştim. aşık olunca da. sevgilim zarar görünce de. olabiliyo öyle.
0
@baldur
1 gün erken tutunca ekstra10sevappoyint kazanmışmı oluyorum peki ben şimdi?
1 gün erken tutunca ekstra10sevappoyint kazanmışmı oluyorum peki ben şimdi?
0
bende yemedim pek bişey. 2 gündür yemiyorum hatta. sigara kahve su gidiyoruz böyle ama etrafımdaki insanlar çöktüğümü söyledi başladım yemek yemeye. sıcaktan yemiyorum ben.
0
newyorkais
Merhabalar. İsveç'teki kız arkadaşıma bir mektup yollamak istiyorum, ancak en ucuza nasıl yollayabilirim pek emin olamıyorum. Bazı özel şirketlere baktım, çok pahalıya gidiyor, ancak PTT hem ucuza yolluyor hem de süre olarak 4-8 gün gibi mantıklı bir zaman dilimi sunuyor. Fakat gene de emin olamadım
Merhabalar. İsveç'teki kız arkadaşıma bir mektup yollamak istiyorum, ancak en ucuza nasıl yollayabilirim pek emin olamıyorum. Bazı özel şirketlere baktım, çok pahalıya gidiyor, ancak PTT hem ucuza yolluyor hem de süre olarak 4-8 gün gibi mantıklı bir zaman dilimi sunuyor. Fakat gene de emin olamadım PTT ile yollayıp yollamamaya, eline ulaşmaz ya da 2-3 haftayı bulur diye korkuyorum. Bir bilen varsa yazarsanız sevinirim. Şimdiden teşekkürler.
0
bilen olarak değil ama devlet kurumu her zaman güvenilirdir.yani her zaman değil tabiki de böyle bir mesele için en güvenilir olanı devlet kurumu olan ptt dir.hem fiyat olarak hem de eline ulaşması bakımından.
0
ptt ile kesin ulaşır diyorum. tabi kesin bişey yoktur ama kendi adıma ulaşmadığı hiç olmadı.
edit: sevgilime mektup yazmıyorum, yurtdışı olarak dedim.
edit: sevgilime mektup yazmıyorum, yurtdışı olarak dedim.
0
kız arkadaşım bana polonya'dan bir kez mektup + iskambil kartı destesi + tişört + atkı + kitap ayracı, bir kez de 6 adet euro 2012 sticker'ı + mektup gönderdi. ilki 10 günde mi ne geldi, ikincisi express olduğu için 4 ya da 5 günde elime ulaştı.
ptt isveç postasına verecek, dağıtımı isveç'in ptt'si yapacak. yani ptt'nin mektubu kaybetmesi falan söz konusu değil, onun için uçaklarının düşmesi ya da isveç yerine norveç'e inmeleri gerekecek italyan ordusu gibi.
neyse ya amma çok konuşuyorum, bir şey olmaz, 2 hafta içinde ulaşır yerine. :)
ptt isveç postasına verecek, dağıtımı isveç'in ptt'si yapacak. yani ptt'nin mektubu kaybetmesi falan söz konusu değil, onun için uçaklarının düşmesi ya da isveç yerine norveç'e inmeleri gerekecek italyan ordusu gibi.
neyse ya amma çok konuşuyorum, bir şey olmaz, 2 hafta içinde ulaşır yerine. :)
0
evet ptt'nin süresi artık oludukça kısaldı, diğer şirketlere o kadar para vermene gerek yok. en son gönderdiğim 2 kartpostal 9 günde ulaştı polonya ve avusturyaya.. senin göndereceğin mektuba en az 2 tl alacaklar. eğer imkan dahilindeyse delirtttiniz lan beni'nin yaptığı gibi taahhütlü gönderin.
0
Fakin idiyıts
merhaba arkadaşlar bende öyle birşey oldu ki neyse anlatıyım(git: 444245) bu duyuruyu daha önce iki kere gördüm cevaplar aynı içerik aynıikincide hadi len deja vu işte demiştimşimdi üç oldu ilk birkaç cevabı gördüm ve deja vu olmadığına eminimçünkü sonraki birkaç tane cevabı geçmişe bakarak bildimge
merhaba arkadaşlar bende öyle birşey oldu ki neyse anlatıyım
(git: 444245) bu duyuruyu daha önce iki kere gördüm cevaplar aynı içerik aynı
ikincide hadi len deja vu işte demiştim
şimdi üç oldu ilk birkaç cevabı gördüm ve deja vu olmadığına eminim
çünkü sonraki birkaç tane cevabı geçmişe bakarak bildim
gerçekten daha önce bu duyuru var mıydı yoksa kafayı yemek ve geleceği görmek arası birşey mi yaşıyorum
not: yaş 17 kafa sağlam hatta kafam sağlam mı diye sorabileceğim 10 yaş daha büyük abim var yanımda
edit: biraz konuştuk sağlam diyor
(git: 444245) bu duyuruyu daha önce iki kere gördüm cevaplar aynı içerik aynı
ikincide hadi len deja vu işte demiştim
şimdi üç oldu ilk birkaç cevabı gördüm ve deja vu olmadığına eminim
çünkü sonraki birkaç tane cevabı geçmişe bakarak bildim
gerçekten daha önce bu duyuru var mıydı yoksa kafayı yemek ve geleceği görmek arası birşey mi yaşıyorum
not: yaş 17 kafa sağlam hatta kafam sağlam mı diye sorabileceğim 10 yaş daha büyük abim var yanımda
edit: biraz konuştuk sağlam diyor
0
valla da billa da komedi olsun diye demedim. bilimsel olarak açıklaması var diye şey ettim ama parapsikolojinin konusuna da giriyor.
0
yav ondan demedim ben de zaten gerçekten kastım ben bunu gerçekten 3 kere yaşadım mı veya geleceği mi gördüm yoksa ilk defa görüyorum ama 3lü deja vu mu oldu
cevaplardan birkaçını tahmin ettiğime göre deja vu değildir heralde
cevaplardan birkaçını tahmin ettiğime göre deja vu değildir heralde
0
tamam da bunu anlayamazsın işte. deja vu'nun olayı o. beyninin sana bir oyunu. görmüş olduğun şey de olabilir, görmemiş olduğun şey de. algıyla düşünce birbirine giriyor.
0
bak diyorum ki normalde umrumda olmaz deja vu meja vu ama birkaç cevabı gördüm kalanların çoğunu hatırladım
0
yok olum ilk kez açtım ben o duyuruyu, benden başka biri açtıysa daha önceden bilemem...
0
o duyuruda ben bişi yazdım ve sildim, sonra başka bişi yazdım. ona dair bişi var mı mesela?
0
yok zaten hepsini değil çoğunu hatırlıyorum
en net hatırladığım fare imleciyle kız nicki okşamak diye bkz vermiş biri oydu
en net hatırladığım fare imleciyle kız nicki okşamak diye bkz vermiş biri oydu
0
dejavunun olayı da zaten bu anlattığın şey şimdiki zamanda gördüğün şeyi geçmişte gördüğünü düşünüyosun falan. beyinde sıkıntılar vardır belki, başka bi durum olursa nörologa falan git.
0
Benim de rüyamda gördüklerim sonradan gerçek oluyor gibiydi bazen.Olabilir, belki de geleceği görmüşündür.Beynin nasıl işlediğini henüz tam olarak bilmiyoruz çünkü.Ama dejavuyu bilmem,o ayrı bir tanım.
0
zaten dejavu diye bahsedilen konseptte tuyler urpertici olan kisim budur; saniyelik olarak gelcekte ne olacagini biliyorsun tahmin etmiyorsun direkt biliyorsun. mesela sokakta yururken o ani aynen yasadigini farkediyorsun simdi koseden sakalli amca cikicak diyorsun gercekten cikiyor.
benim hatirladigim aciklama evreni biz 4 boyutlu algiliyoruz ama daha fazla boyut var ama kafamiz bunu rahat rahat almiyor seklindeydi.
benim hatirladigim aciklama evreni biz 4 boyutlu algiliyoruz ama daha fazla boyut var ama kafamiz bunu rahat rahat almiyor seklindeydi.
0
Bir belgesel kanalında deja vu'yu açıklayan teorilerden biri anlatılmıştı. Bu teoriye göre, sağ gözün/kulağın/beyin lobun bilgiyi sol taraftan önce algılıyor. Milisaniyelik bir öncelik elbette bu. Çoktan beyin tarafından işlenmeye başlayan bilgi, tekrar sol tarafla da beyne gelince, "E ben bunu görmüştüm ki daha önce?!" hissine sebep oluyor. Bence mantıklı.
0
ermanen
`borş çorbası` (kırmızı pancar çorbası) içince dışkı ve idrar kırmızılaşır mı ve ertesi güne kadar sürer mi ?
borş çorbası (kırmızı pancar çorbası) içince dışkı ve idrar kırmızılaşır mı ve ertesi güne kadar sürer mi ?
0
velhasilkelam
Hatunun kiz kardesi, onun sevgilisi ve bir hatun kisisi daha var..ev bu son kizin bu aradaCicek klise mi olur? Tatli falan? Ya da direk dalsam mi eve :))
Hatunun kiz kardesi, onun sevgilisi ve bir hatun kisisi daha var..ev bu son kizin bu arada
Cicek klise mi olur? Tatli falan? Ya da direk dalsam mi eve :))
Cicek klise mi olur? Tatli falan? Ya da direk dalsam mi eve :))
0
çiçek ne ya , gerekli bir şey al git. şarap falan olur yemekten sonra okey olacak belki film izlenecek olabilir yemekten sonra ona göre bir şeyler al gt.
0
şarap veya tatlı güzel bence de. tatlı olarak profiterol geldi aklıma, canım da çekiyor zaten...
edit: bu kadar öneriden sonra neye karar verdiğini de yaz bari :)
edit: bu kadar öneriden sonra neye karar verdiğini de yaz bari :)
0
şarap iyi fikir sanki. ya da çikolata falan yemekten sonra tatlı niyetine bir şeyler ?
0
pasta ne bu havada?! dondurma al panpa sen. özelden adresi veriyorum, bana da getiricer geçerken. :)
0
bence gelmeden ara, evde bisiye ihtiyac var mi diye, eger yok derse, karpuz alabilirsin, soda, tam tahilli ekmek, cekirdek alabilirsin. tek olan hatuna arkadas olsun diye haber vererek yaninda irkek getirebilirsin. bira alabilrisin. bence sarap kaliteli degilse anlamsiz, belki kavak falan olabilir yemege katilir ama bu sicakta yani bence cekilmez.
0
Giderken ara +1 ama şahsi favorim dondurma. Bacanakla dondurma kaşıklarken hatunlara çay demletme keyfi bambaşka. Al Carte D'or kadayıflı falan, oh mis.
0
raskolnikov2
raskolnikov2: şimdi ne para vericem, elimdeki bilgisayar beni bi 2-3 yıl daha idare eder, o zamana kadar apple daha yeni bilgisayarlar çıkartmış olur, o zaman en iyisini almış olurum.*var mı bu tarz `mini çakal`lıklarınız?
raskolnikov2: şimdi ne para vericem, elimdeki bilgisayar beni bi 2-3 yıl daha idare eder, o zamana kadar apple daha yeni bilgisayarlar çıkartmış olur, o zaman en iyisini almış olurum.
*var mı bu tarz mini çakallıklarınız?
*var mı bu tarz mini çakallıklarınız?
0
var, 2 yıldır telefon almıyorum "bi ara çin'e gidersem orada ucuzdur" diye.
yalnız 2-3 yıl sonra onu aldığınızda apple yine 2-3 yıl sonra daha yenilerini çıkarıyor olacak. matrix ya herşey.
yalnız 2-3 yıl sonra onu aldığınızda apple yine 2-3 yıl sonra daha yenilerini çıkarıyor olacak. matrix ya herşey.
0
theherbaliser
Agalar malum sıcaklar akıl almaz boyutlarda güne 5 litreye varan su tüketimi yapıyorum ben 5sem sizde 2.5-3 litre içiyorsunuzdur. Nasıl oruç tutmayı düşünüyorsunuz , ben tutmayacağım sizleri düşünüyorum, lakin bu kadar bir yaz yaşamamıştım ben , yaşam şansınız nedir ve bu cesareti nereden alıyorsunu
Agalar malum sıcaklar akıl almaz boyutlarda güne 5 litreye varan su tüketimi yapıyorum ben 5sem sizde 2.5-3 litre içiyorsunuzdur. Nasıl oruç tutmayı düşünüyorsunuz , ben tutmayacağım sizleri düşünüyorum, lakin bu kadar bir yaz yaşamamıştım ben , yaşam şansınız nedir ve bu cesareti nereden alıyorsunuz.
0
ben şu an sözlükte oldugu gibi ilk hangi şehirde oruç tutmadıgı için veya sokakta sigara ile su tükettiği için adam linç edicekler 1 bunu bir de metrobüste sıcaktan ölecek ilk oruçlu adamı bekliyorum 2. aslında 2 taraftan da kayıp işte.
0
eeee bu sıcaklarda belli olcak esas müslümanlar tabi,o değilde gece sahura kalkmışmı diye ışıkları kontrol eden komşumuz var tutmasanda tutmuş kadar oluyosun sayesinde, mahalle baskısına gel:)
0
bana sıkıntı yok yarısı zaten uykuya gidiyor. ama gerçekten hakkıyla tutanlar var helal olsun diyorum.
0
lunedor
Soru başlıkta.Benimkiyle başlayayım;Yıllar yıllar önce, uzak bir galakside, öss hazırlık kursunda, etütte hoşlanılan kıza bir test kitabının köşesine "benimle çıkar mısın?"(evet bu kadar iğrenç idim ergenken:)) yazıp "şu soruyu çözemedim yardımcı olur musun?" sorusu akabinde kızın soruyu okuyup gaye
Soru başlıkta.
Benimkiyle başlayayım;
Yıllar yıllar önce, uzak bir galakside, öss hazırlık kursunda, etütte hoşlanılan kıza bir test kitabının köşesine "benimle çıkar mısın?"(evet bu kadar iğrenç idim ergenken:)) yazıp "şu soruyu çözemedim yardımcı olur musun?" sorusu akabinde kızın soruyu okuyup gayet ciddi bir tavırla "biz o konuya daha gelmedik" cevabını almamdır.
Benimkiyle başlayayım;
Yıllar yıllar önce, uzak bir galakside, öss hazırlık kursunda, etütte hoşlanılan kıza bir test kitabının köşesine "benimle çıkar mısın?"(evet bu kadar iğrenç idim ergenken:)) yazıp "şu soruyu çözemedim yardımcı olur musun?" sorusu akabinde kızın soruyu okuyup gayet ciddi bir tavırla "biz o konuya daha gelmedik" cevabını almamdır.
0
lise zamanlarında okuldan kaçmıştık bir gün caddebostan sahilinde içmeye, neyse ardından okula girip taş gibi bir hocanın dersine girmiştik tabi bizim kafalar 1500 :)
hocaya evlenme teklifi etmiştik o da bizi disipline göndermişti cevap bile vermeden..
ah düşününce hala koyuyor :)
hocaya evlenme teklifi etmiştik o da bizi disipline göndermişti cevap bile vermeden..
ah düşününce hala koyuyor :)
0
hiç hamle yapmadığım için hiç reddedilmedim. cinsiyetimle bağdaştırılmasın bu durum, erkek de olsam durum değişmezdi. hamle yapabilecek kadar özgüvenim hiç olmadı.
0
ben hic reddedildigimi hatirlamiyorum ama bunda cinsiyetimin etkili oldugu yadsinamaz bir gercek.
0
ben değil ama arkadaşım çok ustaca reddedilmişti.
çocuk öss döneminin sonlarına doğru senenin başından beri aynı sınıfta olan kıza gecenin bir yarısı mesaj atar; "sabaha sevgilim olarak uyanmaya ne dersin"(büyük ihtimalle daha nazik bir dille yazmıştır.) çocuk cevap için sabahı nasıl edeceğini düşünürken birden telefonuna bir mesaj gelir. "uyumadım, uyumayacağım, doğal olarak da uyanmayacağım." bence oldukça epik bir reddediliştir.
bir de yazmazsam ölürüm, rocco'nun internette oylayıp sınadığı ilk tanışma cümleleri vardı. çocuk kıza gider ve "benimle bir elmanın iki yarısı olmaya ne dersin" diye sorar. cevap bence şahane; "ben elma sevmem"
çocuk öss döneminin sonlarına doğru senenin başından beri aynı sınıfta olan kıza gecenin bir yarısı mesaj atar; "sabaha sevgilim olarak uyanmaya ne dersin"(büyük ihtimalle daha nazik bir dille yazmıştır.) çocuk cevap için sabahı nasıl edeceğini düşünürken birden telefonuna bir mesaj gelir. "uyumadım, uyumayacağım, doğal olarak da uyanmayacağım." bence oldukça epik bir reddediliştir.
bir de yazmazsam ölürüm, rocco'nun internette oylayıp sınadığı ilk tanışma cümleleri vardı. çocuk kıza gider ve "benimle bir elmanın iki yarısı olmaya ne dersin" diye sorar. cevap bence şahane; "ben elma sevmem"
0
sadece ilişki anlamında mı soruyorsun?
ben sadece yol sormak için iki kızın yanına yanaştım çünkü ortalıkta kimse yoktu (saat baya geçti) son derece kibar bir şekilde "pardon, bir şey sorabilir miyim?" dedim. kızlardan biri baktı, elinin tersini göstererek "yürü git" der gibi salladı. ulan ne sinirlenmiştim bak yine aklıma geldi yine sinirlendim.
neyse işte, bu sayılır mı?
ben sadece yol sormak için iki kızın yanına yanaştım çünkü ortalıkta kimse yoktu (saat baya geçti) son derece kibar bir şekilde "pardon, bir şey sorabilir miyim?" dedim. kızlardan biri baktı, elinin tersini göstererek "yürü git" der gibi salladı. ulan ne sinirlenmiştim bak yine aklıma geldi yine sinirlendim.
neyse işte, bu sayılır mı?
0
Bir keresinde marmariste bara girmeye calisiyoruz 3 erkek ama damsiz almiyorlar. Sokakta 6-7 kisilik rus kiz grubu bulduk. Arkadas okuzce bara gidelim mi dedi halbuki biz sadece bizi iceri sokmalarini istiyorduk. Bunlar arkadaslik sandi. Neyse birbirlerine baktilar bana dusen kiz bir bana bakti bir de arkadasina sonra iyy der gibi kafa salladi. Kimse bizi begenmedi ama en aci ben reddedildim. Neyse sonradan kizi siktim de intikamimi aldim
Gercektir.
Gercektir.
0
reddediliş değil ama çok koyduğu için anlatayım:
ortaokuldayım. okulda bir kız var dünyalar güzeli. yok böyle bir güzellik ama. hani resmen çarpılmışım. ergenliğin başları tabi, ne zaman onu görsem kelebekler uçuşuyor gözümün önünde. en yakın arkadaşıma söyledim böyle böyle bu kıza aşık oldum ben diye. haydaa demez mi ulan ona ben aşığım diye. baya bi kavga ettik hatta. sonra itiş kakış bizim sınıfa girdik. sınıf bomboş teneffüs tabi. oha bi baktık bu kız, bizim iki üst sınıftan gayet hödük bir elemanla yiyişiyor panoların önünde. biz iki sünepe girdik içeri dumur olduk. eleman bi anda korkarak bize baktı, sonrasında "sktirin gidin lan burdan mına kodumun sünepeleri" dedi. hiç unutmam bu cümleyi. adam iki üst sınıf abi gel de posta koy. ortaokulda öyleydi işte. biz de götüm götüm dışarı çıktık. ne kelebek kaldı sonra, ne kızın kaşarlığı. beh beh beh..
ortaokuldayım. okulda bir kız var dünyalar güzeli. yok böyle bir güzellik ama. hani resmen çarpılmışım. ergenliğin başları tabi, ne zaman onu görsem kelebekler uçuşuyor gözümün önünde. en yakın arkadaşıma söyledim böyle böyle bu kıza aşık oldum ben diye. haydaa demez mi ulan ona ben aşığım diye. baya bi kavga ettik hatta. sonra itiş kakış bizim sınıfa girdik. sınıf bomboş teneffüs tabi. oha bi baktık bu kız, bizim iki üst sınıftan gayet hödük bir elemanla yiyişiyor panoların önünde. biz iki sünepe girdik içeri dumur olduk. eleman bi anda korkarak bize baktı, sonrasında "sktirin gidin lan burdan mına kodumun sünepeleri" dedi. hiç unutmam bu cümleyi. adam iki üst sınıf abi gel de posta koy. ortaokulda öyleydi işte. biz de götüm götüm dışarı çıktık. ne kelebek kaldı sonra, ne kızın kaşarlığı. beh beh beh..
0
kızın biri vardı, arkadaşın arkadaşı. msn'de eklemiştim. arada konuşuyoruz. bi gece açıldım ince ince. hiç bişey demedi. "atla gel, öyle konuşalım" dedi. yurtta kalıyor. yurdu da buradan var bi 20 km. gece yarısı atladım, gittim, aldım. tek kelime konuşmadık. o gece el ele, kol kola bütün sahil boyu yürüdük. öpüştük, yiyiştik, çimenlere uzanıp yıldızları izledik. sonra yurduna bıraktım. sanki cepheye gidecekmişim gibi sarıldı, neredeyse ağlaşacaktık, öyle bi yoğunluk. basıp eve gittim, 20 dk içinde nete girmiştim yani. "orada mısın?" yazmış. "geldim canım" dedim. "bence çok hızlı gidiyoruz, düşünmem gerek" dedi. "peki" dedim. 5 dakika sonra bi mesaj daha "bence bi daha görüşmemeliyiz"
:D
:D
0
ahahah madem herkes yazmış ben de yazayım.
orta2 nin yazında başlıyor olaylar; çınarcıktayız, yaz flörtleri gibin bişi, o yaşta ne flörtü oluyorsa artık. bir kıza acayip tutulmuşum, kuzenim de var yanımda kız da ona tutulmuş. üzüntümden yemek yiyemiyorum, evden adımımı atmıyorum tam depresyon yani. neyse sonra çok çok iyi anlaştığım, 4 yıllık bir kız arkadaşım bana açıldı. kendal ben seni seviyorum dedi. zamanlama ofsayt yani. kıza ben seni hiç öyle göremem dedim. (bak bak, tipe bak hele!!!)
yaz biter, kuzen türlü baskılarla hoşlanılan kızdan uzaklaştırılır vs vs.
asıl bomba ertesi sene patlar. hoşlanılan kızın yüzünde milyon sivilce, suratına bakılmaz. bana ilan-ı aşk eden kız ise selvi boylu, on numara güzellikte bir kız olur çıkar. hemen yavşanır, kızdan ben 1 sene senin için ağladım sıra sende !!! cevabı alınır. o sene de böyle heba olur.
lise sona kadar kız ile arada denk gelindikçe laflanır ama bir muhabbet olmaz.
lise sonda kızdan birgün bir mesaj; naber kendal istanbuldayım görüşelim mi?
hadi görüşelim bakalım denir, kızın muhabbeti evliliğe !!! gelir, senden başka kimseyle olmamaya yemin ettim lafları işitilir, kafa yenir tekrar kızla görüşmek istenince deeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee
senden intikamımı almaya doyamıyorum lafı sokulur bir taraflarıma.
bundan daha acı, epic, ne bileyim gaddarca bir reddetme olabilir mi ha? olabilir mi free bird, olabilir mi devilred, olabilir mi fraise? söyleyin bana? :D
neyse ergendik, atlattık travmayı. :D
orta2 nin yazında başlıyor olaylar; çınarcıktayız, yaz flörtleri gibin bişi, o yaşta ne flörtü oluyorsa artık. bir kıza acayip tutulmuşum, kuzenim de var yanımda kız da ona tutulmuş. üzüntümden yemek yiyemiyorum, evden adımımı atmıyorum tam depresyon yani. neyse sonra çok çok iyi anlaştığım, 4 yıllık bir kız arkadaşım bana açıldı. kendal ben seni seviyorum dedi. zamanlama ofsayt yani. kıza ben seni hiç öyle göremem dedim. (bak bak, tipe bak hele!!!)
yaz biter, kuzen türlü baskılarla hoşlanılan kızdan uzaklaştırılır vs vs.
asıl bomba ertesi sene patlar. hoşlanılan kızın yüzünde milyon sivilce, suratına bakılmaz. bana ilan-ı aşk eden kız ise selvi boylu, on numara güzellikte bir kız olur çıkar. hemen yavşanır, kızdan ben 1 sene senin için ağladım sıra sende !!! cevabı alınır. o sene de böyle heba olur.
lise sona kadar kız ile arada denk gelindikçe laflanır ama bir muhabbet olmaz.
lise sonda kızdan birgün bir mesaj; naber kendal istanbuldayım görüşelim mi?
hadi görüşelim bakalım denir, kızın muhabbeti evliliğe !!! gelir, senden başka kimseyle olmamaya yemin ettim lafları işitilir, kafa yenir tekrar kızla görüşmek istenince deeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee
senden intikamımı almaya doyamıyorum lafı sokulur bir taraflarıma.
bundan daha acı, epic, ne bileyim gaddarca bir reddetme olabilir mi ha? olabilir mi free bird, olabilir mi devilred, olabilir mi fraise? söyleyin bana? :D
neyse ergendik, atlattık travmayı. :D
0
@kendal
işi reddetme kısmına getirmemek gerekli bence, çünkü kadınlar olarak çok süper fikirlerimiz olabilir bu konuda :)
işi reddetme kısmına getirmemek gerekli bence, çünkü kadınlar olarak çok süper fikirlerimiz olabilir bu konuda :)
0
@devil; valla iyi ki o yaşta öğrendim psikopatlığınızı da yaş tahtaya basmadım daha. :)
0
o kadar yazdim yazdim tel kilitlendi. Uzun eldi herhalde. Anlaticam ama tel izin vermiyor. Bu iyi mi kotu mu anlamadim. Asdasd
0
ya kadın reddedeceği zaman belli ediyor bence.
ben tabii reddedilme sayılmaz ama @lunedor'unkine benzer bir dershane ve etütte başlayan olaylar sonucu önce adeta reddetmiş, sonra apaçık ortada kalmıştım.
etütte yanımda oturan, basçı süpersonik çocuğun "Seviyorum ulennnnnn" diye bana dönmesini, heyecandan bembeyaz olmuş suratıyla bana bakışını, benim gerzekliğimden tepki veremeyişimi ve hemen kafayı çevirip "bu soruyu çözdün mü" gibi bir tepki verişimi bugün gibi hatırlıyormuşum, şimdi fark ettim.
olayı takip eden haftalar boyunca basçının bana haftalarca küsmesi, trip atması, her lafıma mızırdanması... sonra yumuşayıp, aynı dersanenin kantininde üşenmeden gelip gözlük yakışmış bikbiklemesi ve nihayetinde tekrar konuştuğumuzda ben o niyetle dememiştim "seviyorum ulen" demesi.
hoş değil beyler, hoş değil.
ben tabii reddedilme sayılmaz ama @lunedor'unkine benzer bir dershane ve etütte başlayan olaylar sonucu önce adeta reddetmiş, sonra apaçık ortada kalmıştım.
etütte yanımda oturan, basçı süpersonik çocuğun "Seviyorum ulennnnnn" diye bana dönmesini, heyecandan bembeyaz olmuş suratıyla bana bakışını, benim gerzekliğimden tepki veremeyişimi ve hemen kafayı çevirip "bu soruyu çözdün mü" gibi bir tepki verişimi bugün gibi hatırlıyormuşum, şimdi fark ettim.
olayı takip eden haftalar boyunca basçının bana haftalarca küsmesi, trip atması, her lafıma mızırdanması... sonra yumuşayıp, aynı dersanenin kantininde üşenmeden gelip gözlük yakışmış bikbiklemesi ve nihayetinde tekrar konuştuğumuzda ben o niyetle dememiştim "seviyorum ulen" demesi.
hoş değil beyler, hoş değil.
0
lisede.
uzun bir takipten sonra hamburegcide kıstırmıştım kızı ama takip ettigimi anlayınca arka kapıdan kaçmış.
yarım saat sonra çiçek alıp kapısına bırakmaya karar verdik arkadaşla süpriz olsun diye, karşımıza çıktı kankasıyla. elimizde çiçekle daracık bir sokakta yan yana geldik. rezaletti.
uzun bir takipten sonra hamburegcide kıstırmıştım kızı ama takip ettigimi anlayınca arka kapıdan kaçmış.
yarım saat sonra çiçek alıp kapısına bırakmaya karar verdik arkadaşla süpriz olsun diye, karşımıza çıktı kankasıyla. elimizde çiçekle daracık bir sokakta yan yana geldik. rezaletti.
0
Teklif etmediğim için reddedilmedim
En epik reddedişim yağmurlu bir sonbahar günü arkamdan ağlayarak beni Paris'ten uğurlayan yeşil gözlü bir yakışıklıydı yazık ettim, biliyorum (ama olmaz ben hala yaşadığım travmayı atlatmış değilim, sana yazık ederim vıdı vıdı vıdı vıdı) neredeydi ki o zaman şimdiki aklım benim...
En epik reddedişim yağmurlu bir sonbahar günü arkamdan ağlayarak beni Paris'ten uğurlayan yeşil gözlü bir yakışıklıydı yazık ettim, biliyorum (ama olmaz ben hala yaşadığım travmayı atlatmış değilim, sana yazık ederim vıdı vıdı vıdı vıdı) neredeydi ki o zaman şimdiki aklım benim...
0
6 yıldır reddedilmedim.
şimdi bu kadar özgüven patlaması bir giriş yaptığıma bakma, bu 6 yılın öncesi bir lise hazırlık-lise 1-2 dönemi var ki... düşmeden kalkamazsın felsefesiyle, düşe düşe yerlerde sürüne sürüne kalkmayı yürümeyi şimdi de koşmayı -bir iki seneye uçarım ben- öğrendim.
aslında birçok var ancak biri çok fena. hepsi birbirinden epik, belki yazarım birazdan bir iki tane daha. uzatmayayım:
şimdii yıllar yıllar önce şöyle bi 8 yıl önce lisedeyim. bizim lisenin kızlarının hepsi fabrikasyon çıkıştı. 1.50-55 kara saçlı karagözlü ve esmer. çoğunluğu aynıdır yani şangay'daki üretim fabrikasından çıkmıştı hepsi (evet çin, kalitesiz)
bir gün evrak teslimi için müdür yardımcısının oraya indim öğretmenler odasının önüne, lan bir kız gördüm, laaaaaaaaan diye baktım böyle. ancak forması yok eşofmanlarıyla takılıyor. içimden "lan öylesine gelmiş arkadaşına zaten bizim okulda böyle hatun mu olur.." dedim. vay anasını dedim bir iki bakış daha attım. kestane saçlı ela gözlü beyaz tenli bir kızdı. parlıyordu ya. benim hafıza çok iyidir her detayı hatırlarım her konuda.
neyse.
günler günleri kovaladı ve ben bu hatunu sabah sırada gördüm yan sıralardan birinde. "ananski?!?!?" efektiyle birlikte bizim çocukları dürttüm "oğlum bu hangi sınıfın sırası lan alo hişt" diye. bilmiyorlardı. ertesi sabah aynı sıraya gittim baboş siz hangi sınıfsınız maç atalım dedim (biz dil sınıfıyız halbuki çıkaracak 7 erkeğimiz yok) 10 sosyaliz biz dedi. ben 9. sınıfım, ancak hazırlık okudum süper lise kısmı girişli, o düz lise. aynı yaştayız yani. ancak sosyal kısmı sıkıntı...
...sıkıntı çünkü bizim okulda haftada iki gün geleneksel döner bıçağı şenlikleri olurdu. sosyal de en berbatı. zaten süper ve düz lise sınıfları birbirini çekemiyor. oradan kız almak amiyane tabirle sıkıntı. neyse. stalkerlık yapmıyorum ama tenefüste falan görmeye başladım. onun benden haberi yok.
en son kafayı kırdım. bizim okul tehlikeli olduğu kadar çok çok disiplinli ve müdüründen müdür yardımcısından acaip korkulan kimsenin odasının karşısından geçmediği dayağın binpara olduğu bir okul. bir beden dersi arasında ortam müsaitken ben bizim müdür yardımcısının yanına girdim. insan ilişkilerim iyidir. kafayı da kırmışım zaten. gittim milletin normal sorunlarını söyleyemediği -adamın adı da ahmet kaya ve trakyalı bu da ayrı- müdür yardımcısına, "hocam benim bir maruzatım var" dedim. ulan 15 yaşındasın pezevenk ne maruzatı? kelimeyi söyleyince korktu adam zaten. n'oldu beya dedi.
ben aşık oldum hocam, dedim. adamın bakışları değişti herhalde emekli olmasına çok yakın günler kalmış kel ahmet hoca ilk defa böyle bir şey duymuştu. otur bakiym beya, dedi. oturdum. ben napiym beya? dedi. hocam... diye lafa girdim ve bir şey istedim. fakat bunu neden istediğimi ben de bilmiyorum. ya hocam ben bu kızı görünce derslerim düzeliyo yaaa dedim. yalan anasını satayım. ders mers düşünen yok kızı arıyorum her tenefüste görürüm belki diye. gidip konuşacak göt de yok özgüven falan yok diyorum ya bırak düşmeyi yerlerde yuvarlanıyorum o sıra.
e ben napim dedi adam haklı olarak. hocam bu kızın öğrenci dosyasından bana el altından bir tane vesikalık verir misin yaaa dedim. adam başladı yok ben mahkeme kararıyla açarım o dosyayı öyle şey mi olur allem kullem yok erol başka şey iste cart curt. netekim 20 dakika sonunda biz arşive inip dosyayı açtık. ismini sordu. burçin k. numarası ne dedi 3663 hocam dedim. kızın dosyayı aldı ve bana verdi suratı düştü adamın. bi kere dosyanın üzerinde hatunun beklenmedik şekilde benden bir yaş büyük olduğunu gördüm ki başımdan aşağı kaynar sular çılgınateşler döküldü. sonra da dosyanın üzerindeki tükenmez kalemle yazılmış notu gördüm: "kayıt esnasında belge eksikliği".
hanım kızımız kayıtta fotoğraf getirmemiş. yaa hocam böyle usülsüzlük mü olur istetin yani lazım falan olur dememe rağmen tüm çabalarım boşa çıktı tabi ve götüm götüm sınıfa döndüm.
günler günleri çok kovalamamıştı daha... bizim son sınıflardan bir elemanla gezerken göt kadar okulumuzun koridorlarından birinde yine bu kızla karşılaştık. yanımdaki son sınıf "lan bunun yanındaki burçin değil mi?" dedi. nasıl ya yok bu burçin olm dedim. yok lan yanındaki burçin dedi. bir an sevinmiştim kızı tanıyor diye. meğer kızın en yakın arkadaşının adı da burçinmiş. burçin burçin takılıyormuş bunlar. en yakın arkadaşı burçin ile kantinde bir görüşme ayarladı bana arkadaş sağolsun.
aracı burçin geldi. oturduk. ben burçin'e tüm hikayeyi anlattım. kız şoka girdi. ulan keşke biri de beni böyle sevse lan diye naralar attı. zaten yaşı bizden 3 yaş büyüktü biraz sorunlu hayatı okula yansımıştı. oğlum ben sana görüşme ayarlarım ama arkadaşımı da en iyi ben tanırım, git bir tane şiir yaz güzel bul ya da, şiir getir buluşmaya dedi.
lan? ne alaka? liseye geldik olmadı mani falan da yazayım manyak mısın? dedim. oğlum en yakınımı ben tanırım sen değil neden güvenmiyorsun, dedi. ertesi gün de erol yarın konuşacaksınız beden dersinizde (bizim beden dersi olduğunda onlar okuldan çıkıyor süper liseler 2 saat fazla ders görüyor çünkü) konuşacaksınız, çok etkilendi anlattıklarımdan hatta sana kendi bir fotoğrafını getirecek;) dedi.
işler o kadar kaymak gidiyordu ki o gün mutluluk ne ki polyanna kim ki... kız fotoğraf getirecek lan etkilenmiş lan. neyse şiir buldum. el yazım güzel değildir türkçe yazarken (o ne lan deme, kiril alfabesini çok güzel yazıyorum ama latinde sıkıntı var) o yüzden bi kıza yazdırdım şiiri. e tabi zarf gerek. ulan biz de ağır abiyiz. kurtlar sofrasında ayakta kalmak için böyle içindeki şeyi gösteremiyorsun yani şimdiye kadar kimse de benim işlerimi bilmemiştir sınıfta falan.
ben kırtasiyeye girdim.
kırtasiyeciyle göz göze geldim.
zarf var mı? dedim. maaş zarflarından uzattı.
yok böyle şekilli olsun, dedim. adam bir tane mor bir şey verdi.
sanki prezervatif alıyormuş gibi parayı uzattım ve kaçtım. ki prezervatif alırken bile hayatımda böyle utanmadım hatta utanmadım. ama zarf çok fenaydı. resmen parayı verdim kaçtım kırtasiyeci de ne olduğunu şaşırdı.
dersler bitmek bilmiyor beden dersi gelmiyordu. neyse zil çaldı ve düz liseler çıkmaya başladı. tenefüs bizim için de tabi bu zil. ben çıktım. hatunu bekliyorum. gelecek konuşacağız falan. ulan bi sıkıntı var. namussuz güllü dallı zarf ceketimin sol iç cebine sığmıyor ki uzun boylu yapılıyım. hamster beslerim yani o cepte. fakat zarf sığmıyor aga. sinirden kendimi sikmek üzereyim. battı balık yan gider diyip üzerine "burçin'e" yazılmış zarfı ceketimin içine sol koltuk altıma sıkıştırdım. hatun gelecek konuşacağız vereceğim zaten sorun yok yani.
düz liseler çıkıyor birer birer. merdivenler boşalıyor. okulun da tek cephesi var ve bahçenin tek çıkışı. insanlar çıkıyor. merdivenler boşalıyor. hatun geliyor. vallahi geliyor. yanıma geliyor. yanımdan geçiyor. dümdüz gidiyor.
"erol... oğlum bugüne kadar çekingen utangaç heriftin. ya herro ya merro. git şu kızı çek kolundan. çek kolundan ve gel konuşacağız de. lan gidiyor kız hadi çabul ol" dedim kendime. tabi bunları farklı yaptım gittim kızın sırtına kapıyı çalışıyormuş gibi iki kere tık tık yaptım. merhaba biz konuşacaktık sanırım dedim gülücük attım. kız arkadaşlarının yanında yürürken durdu.
"heaaaa sen şu çocuksun" dedi. şu çocuk ne lan? biz puşt muyuz?
"geel, geel, tabii konuşalım. gel oturalım" dedi. oturalım dediği yer okulun tek cephesi ve tek bahçesinin gittiği tek kapının yanındaki bank. tüm okul yanımızdan fışkırırken biz oraya oturacağız yani!
oturduk.
"burçin bana biraz anlattı..." diye lafa girdi. o an fotoğraf falan bekliyorum. ama bir yandan da puşt muamelesi yedik onu da unutmuyorum, görmezden geliyorum. zaten kıza öyle bir zaaf yaratmışım ki michelangelo heykeli gibi duruyorum.
"o'nun anlattıklarından anladığıma göre sen takıntılı bir insansın erol. saplantıların var. istersen doktor tavsiyesi verebilirim sana" dedi.
hacıbaba ben bi yumruk yedim şöyle. ama nasıl yani. muhammed ali yumruğu. heykel'in bir kısmı koptu yani şekilsiz duruyorum. sonra kız baktı şöyle yukarıya. tek cephe var ya.. bizim sınıf da en üstte sağda...kız kafasını yukarı kaldırdı... baktı baktı... "şu... (sustu) sizin sınıf mı?" dedi. abi bizim sınıf erol muradına eriyor diye (2 yıldır da ağır abiyiz) tüm camı parsellemiş bizi izliyor yukarıdan. 80li yılların kerhane önleri gibi birbirlerini eziyorlar görmek için. ben yerin dibine girmiştim orada kulaç atmaya başladım. "bunlar tiyatroyu çok seviyor galiba" dedi şirret bir ses tonuyla.
sol kroşeyi de yedim. kıvama geldim. duruşum yine bi değişti, yumruk yemekten kafayı yemiş artık yememek için rakibine belden sarılan gariban boksör misali duruyorum.
"sana benim öğrenci dosyamı açmışlar. nasıl yaparlar böyle bir şeyi? onun içerisinde benim tüm özel şeylerim yazıyor. ben bu adamları dava edeceğim, ya sapık çıksaydın sapıklık yapsaydın???" dedi.
aparkatı da yedim. cevap veremiyorum zaten. bitirin bitirin diye sayıklıyorum nakavtız artık.
"gel içeri geçelim kantine" dedi. bi rahatlık geldi bana. ama zaten yukarıdan kerhanecibaşları izliyor bir yandan, diğer yandan tüm okul yanımızdan boşalıyor düz lise herkes bakıyor hala gelen geçenin ortasına oturmuşuz. sıkıntılar sıkıntılar.
kalktık. binaya doğru yürüyoruz insanlar yanımızdan geçerken çıkışta.
ancak...
tabii yediğim yumruklar ile unuttuğum bir şey var. hiç hatırlamadığım.
pat diye bir ses geldi. arkamı dönmeden bir kız sesi "bakar mısın bu senin sanırım" dedi ve koltuk altımda unuttuğum mektubu yerden alarak pis pis sırıtmaya başladı. kızı tanıdım, burçin'in yakın arkadaşlarından biri. burçin kükreyerek kızın elinden mektubu aldı ve "ben bugün geç geleceğim" diyip onları yolladı.
biz kantine geçtik. kız 180 derece döndü. iyi davrandı. rahatlattı. baktı çünkü artık vursa da bir şey olmuyor herhalde merhamet gösterdi.
1 hafta sonra ilişki başladı.
bayağı olaylar oldu ki hakikaten uzun. 2 hafta sonra bitti neticesinde. kendisi biraz(!) dengesizdi. bense bir ilişkinin nasıl yapılması gerektiğini bilmiyordum.
beni dinlediğiniz için teşekkür ederim. hikaye bol. belki bir gün..
şimdi bu kadar özgüven patlaması bir giriş yaptığıma bakma, bu 6 yılın öncesi bir lise hazırlık-lise 1-2 dönemi var ki... düşmeden kalkamazsın felsefesiyle, düşe düşe yerlerde sürüne sürüne kalkmayı yürümeyi şimdi de koşmayı -bir iki seneye uçarım ben- öğrendim.
aslında birçok var ancak biri çok fena. hepsi birbirinden epik, belki yazarım birazdan bir iki tane daha. uzatmayayım:
şimdii yıllar yıllar önce şöyle bi 8 yıl önce lisedeyim. bizim lisenin kızlarının hepsi fabrikasyon çıkıştı. 1.50-55 kara saçlı karagözlü ve esmer. çoğunluğu aynıdır yani şangay'daki üretim fabrikasından çıkmıştı hepsi (evet çin, kalitesiz)
bir gün evrak teslimi için müdür yardımcısının oraya indim öğretmenler odasının önüne, lan bir kız gördüm, laaaaaaaaan diye baktım böyle. ancak forması yok eşofmanlarıyla takılıyor. içimden "lan öylesine gelmiş arkadaşına zaten bizim okulda böyle hatun mu olur.." dedim. vay anasını dedim bir iki bakış daha attım. kestane saçlı ela gözlü beyaz tenli bir kızdı. parlıyordu ya. benim hafıza çok iyidir her detayı hatırlarım her konuda.
neyse.
günler günleri kovaladı ve ben bu hatunu sabah sırada gördüm yan sıralardan birinde. "ananski?!?!?" efektiyle birlikte bizim çocukları dürttüm "oğlum bu hangi sınıfın sırası lan alo hişt" diye. bilmiyorlardı. ertesi sabah aynı sıraya gittim baboş siz hangi sınıfsınız maç atalım dedim (biz dil sınıfıyız halbuki çıkaracak 7 erkeğimiz yok) 10 sosyaliz biz dedi. ben 9. sınıfım, ancak hazırlık okudum süper lise kısmı girişli, o düz lise. aynı yaştayız yani. ancak sosyal kısmı sıkıntı...
...sıkıntı çünkü bizim okulda haftada iki gün geleneksel döner bıçağı şenlikleri olurdu. sosyal de en berbatı. zaten süper ve düz lise sınıfları birbirini çekemiyor. oradan kız almak amiyane tabirle sıkıntı. neyse. stalkerlık yapmıyorum ama tenefüste falan görmeye başladım. onun benden haberi yok.
en son kafayı kırdım. bizim okul tehlikeli olduğu kadar çok çok disiplinli ve müdüründen müdür yardımcısından acaip korkulan kimsenin odasının karşısından geçmediği dayağın binpara olduğu bir okul. bir beden dersi arasında ortam müsaitken ben bizim müdür yardımcısının yanına girdim. insan ilişkilerim iyidir. kafayı da kırmışım zaten. gittim milletin normal sorunlarını söyleyemediği -adamın adı da ahmet kaya ve trakyalı bu da ayrı- müdür yardımcısına, "hocam benim bir maruzatım var" dedim. ulan 15 yaşındasın pezevenk ne maruzatı? kelimeyi söyleyince korktu adam zaten. n'oldu beya dedi.
ben aşık oldum hocam, dedim. adamın bakışları değişti herhalde emekli olmasına çok yakın günler kalmış kel ahmet hoca ilk defa böyle bir şey duymuştu. otur bakiym beya, dedi. oturdum. ben napiym beya? dedi. hocam... diye lafa girdim ve bir şey istedim. fakat bunu neden istediğimi ben de bilmiyorum. ya hocam ben bu kızı görünce derslerim düzeliyo yaaa dedim. yalan anasını satayım. ders mers düşünen yok kızı arıyorum her tenefüste görürüm belki diye. gidip konuşacak göt de yok özgüven falan yok diyorum ya bırak düşmeyi yerlerde yuvarlanıyorum o sıra.
e ben napim dedi adam haklı olarak. hocam bu kızın öğrenci dosyasından bana el altından bir tane vesikalık verir misin yaaa dedim. adam başladı yok ben mahkeme kararıyla açarım o dosyayı öyle şey mi olur allem kullem yok erol başka şey iste cart curt. netekim 20 dakika sonunda biz arşive inip dosyayı açtık. ismini sordu. burçin k. numarası ne dedi 3663 hocam dedim. kızın dosyayı aldı ve bana verdi suratı düştü adamın. bi kere dosyanın üzerinde hatunun beklenmedik şekilde benden bir yaş büyük olduğunu gördüm ki başımdan aşağı kaynar sular çılgınateşler döküldü. sonra da dosyanın üzerindeki tükenmez kalemle yazılmış notu gördüm: "kayıt esnasında belge eksikliği".
hanım kızımız kayıtta fotoğraf getirmemiş. yaa hocam böyle usülsüzlük mü olur istetin yani lazım falan olur dememe rağmen tüm çabalarım boşa çıktı tabi ve götüm götüm sınıfa döndüm.
günler günleri çok kovalamamıştı daha... bizim son sınıflardan bir elemanla gezerken göt kadar okulumuzun koridorlarından birinde yine bu kızla karşılaştık. yanımdaki son sınıf "lan bunun yanındaki burçin değil mi?" dedi. nasıl ya yok bu burçin olm dedim. yok lan yanındaki burçin dedi. bir an sevinmiştim kızı tanıyor diye. meğer kızın en yakın arkadaşının adı da burçinmiş. burçin burçin takılıyormuş bunlar. en yakın arkadaşı burçin ile kantinde bir görüşme ayarladı bana arkadaş sağolsun.
aracı burçin geldi. oturduk. ben burçin'e tüm hikayeyi anlattım. kız şoka girdi. ulan keşke biri de beni böyle sevse lan diye naralar attı. zaten yaşı bizden 3 yaş büyüktü biraz sorunlu hayatı okula yansımıştı. oğlum ben sana görüşme ayarlarım ama arkadaşımı da en iyi ben tanırım, git bir tane şiir yaz güzel bul ya da, şiir getir buluşmaya dedi.
lan? ne alaka? liseye geldik olmadı mani falan da yazayım manyak mısın? dedim. oğlum en yakınımı ben tanırım sen değil neden güvenmiyorsun, dedi. ertesi gün de erol yarın konuşacaksınız beden dersinizde (bizim beden dersi olduğunda onlar okuldan çıkıyor süper liseler 2 saat fazla ders görüyor çünkü) konuşacaksınız, çok etkilendi anlattıklarımdan hatta sana kendi bir fotoğrafını getirecek;) dedi.
işler o kadar kaymak gidiyordu ki o gün mutluluk ne ki polyanna kim ki... kız fotoğraf getirecek lan etkilenmiş lan. neyse şiir buldum. el yazım güzel değildir türkçe yazarken (o ne lan deme, kiril alfabesini çok güzel yazıyorum ama latinde sıkıntı var) o yüzden bi kıza yazdırdım şiiri. e tabi zarf gerek. ulan biz de ağır abiyiz. kurtlar sofrasında ayakta kalmak için böyle içindeki şeyi gösteremiyorsun yani şimdiye kadar kimse de benim işlerimi bilmemiştir sınıfta falan.
ben kırtasiyeye girdim.
kırtasiyeciyle göz göze geldim.
zarf var mı? dedim. maaş zarflarından uzattı.
yok böyle şekilli olsun, dedim. adam bir tane mor bir şey verdi.
sanki prezervatif alıyormuş gibi parayı uzattım ve kaçtım. ki prezervatif alırken bile hayatımda böyle utanmadım hatta utanmadım. ama zarf çok fenaydı. resmen parayı verdim kaçtım kırtasiyeci de ne olduğunu şaşırdı.
dersler bitmek bilmiyor beden dersi gelmiyordu. neyse zil çaldı ve düz liseler çıkmaya başladı. tenefüs bizim için de tabi bu zil. ben çıktım. hatunu bekliyorum. gelecek konuşacağız falan. ulan bi sıkıntı var. namussuz güllü dallı zarf ceketimin sol iç cebine sığmıyor ki uzun boylu yapılıyım. hamster beslerim yani o cepte. fakat zarf sığmıyor aga. sinirden kendimi sikmek üzereyim. battı balık yan gider diyip üzerine "burçin'e" yazılmış zarfı ceketimin içine sol koltuk altıma sıkıştırdım. hatun gelecek konuşacağız vereceğim zaten sorun yok yani.
düz liseler çıkıyor birer birer. merdivenler boşalıyor. okulun da tek cephesi var ve bahçenin tek çıkışı. insanlar çıkıyor. merdivenler boşalıyor. hatun geliyor. vallahi geliyor. yanıma geliyor. yanımdan geçiyor. dümdüz gidiyor.
"erol... oğlum bugüne kadar çekingen utangaç heriftin. ya herro ya merro. git şu kızı çek kolundan. çek kolundan ve gel konuşacağız de. lan gidiyor kız hadi çabul ol" dedim kendime. tabi bunları farklı yaptım gittim kızın sırtına kapıyı çalışıyormuş gibi iki kere tık tık yaptım. merhaba biz konuşacaktık sanırım dedim gülücük attım. kız arkadaşlarının yanında yürürken durdu.
"heaaaa sen şu çocuksun" dedi. şu çocuk ne lan? biz puşt muyuz?
"geel, geel, tabii konuşalım. gel oturalım" dedi. oturalım dediği yer okulun tek cephesi ve tek bahçesinin gittiği tek kapının yanındaki bank. tüm okul yanımızdan fışkırırken biz oraya oturacağız yani!
oturduk.
"burçin bana biraz anlattı..." diye lafa girdi. o an fotoğraf falan bekliyorum. ama bir yandan da puşt muamelesi yedik onu da unutmuyorum, görmezden geliyorum. zaten kıza öyle bir zaaf yaratmışım ki michelangelo heykeli gibi duruyorum.
"o'nun anlattıklarından anladığıma göre sen takıntılı bir insansın erol. saplantıların var. istersen doktor tavsiyesi verebilirim sana" dedi.
hacıbaba ben bi yumruk yedim şöyle. ama nasıl yani. muhammed ali yumruğu. heykel'in bir kısmı koptu yani şekilsiz duruyorum. sonra kız baktı şöyle yukarıya. tek cephe var ya.. bizim sınıf da en üstte sağda...kız kafasını yukarı kaldırdı... baktı baktı... "şu... (sustu) sizin sınıf mı?" dedi. abi bizim sınıf erol muradına eriyor diye (2 yıldır da ağır abiyiz) tüm camı parsellemiş bizi izliyor yukarıdan. 80li yılların kerhane önleri gibi birbirlerini eziyorlar görmek için. ben yerin dibine girmiştim orada kulaç atmaya başladım. "bunlar tiyatroyu çok seviyor galiba" dedi şirret bir ses tonuyla.
sol kroşeyi de yedim. kıvama geldim. duruşum yine bi değişti, yumruk yemekten kafayı yemiş artık yememek için rakibine belden sarılan gariban boksör misali duruyorum.
"sana benim öğrenci dosyamı açmışlar. nasıl yaparlar böyle bir şeyi? onun içerisinde benim tüm özel şeylerim yazıyor. ben bu adamları dava edeceğim, ya sapık çıksaydın sapıklık yapsaydın???" dedi.
aparkatı da yedim. cevap veremiyorum zaten. bitirin bitirin diye sayıklıyorum nakavtız artık.
"gel içeri geçelim kantine" dedi. bi rahatlık geldi bana. ama zaten yukarıdan kerhanecibaşları izliyor bir yandan, diğer yandan tüm okul yanımızdan boşalıyor düz lise herkes bakıyor hala gelen geçenin ortasına oturmuşuz. sıkıntılar sıkıntılar.
kalktık. binaya doğru yürüyoruz insanlar yanımızdan geçerken çıkışta.
ancak...
tabii yediğim yumruklar ile unuttuğum bir şey var. hiç hatırlamadığım.
pat diye bir ses geldi. arkamı dönmeden bir kız sesi "bakar mısın bu senin sanırım" dedi ve koltuk altımda unuttuğum mektubu yerden alarak pis pis sırıtmaya başladı. kızı tanıdım, burçin'in yakın arkadaşlarından biri. burçin kükreyerek kızın elinden mektubu aldı ve "ben bugün geç geleceğim" diyip onları yolladı.
biz kantine geçtik. kız 180 derece döndü. iyi davrandı. rahatlattı. baktı çünkü artık vursa da bir şey olmuyor herhalde merhamet gösterdi.
1 hafta sonra ilişki başladı.
bayağı olaylar oldu ki hakikaten uzun. 2 hafta sonra bitti neticesinde. kendisi biraz(!) dengesizdi. bense bir ilişkinin nasıl yapılması gerektiğini bilmiyordum.
beni dinlediğiniz için teşekkür ederim. hikaye bol. belki bir gün..
0
Lisedeyiz.
Okul takımının maçı, bizim okulun (ki aynı zamanda tüm ilçedeki en iyi hentbol stadıdır. duşları, sporcu ve hakem soyunma odaları, tribünleri ile) spor salonundaydı. Takımın en sempatik, en sevilen aynı zamanda en ateşli oyuncusu olan ben, tüm hazırlıklarımı yapmışım, takımın sahaya çıkmasını beklerken tribünde oturan takım arkadaşımın annesiyle konuşuyorum. Derken tribünün yukarıdaki kapısından içeri 3 adet kız giriyor.
Biri yaklaşık bir aydır peşinden koştuğum, yan sınıftaki müthiş zeki ve başarılı fakat bir türlü "evet" dedirtemediğim, aynı zamanda güzel kız. İsminden tutun da yürüyüşüne, gözlerine, saçlarına her şeyine hayranım. Bir tanecik bile kusuru yok kızın benim gözümde.
İki arkadaşıyla tribün girişinden geçtiler. Beni gördüler, birisi eliyle "yanımıza gel" manasında bir işaret yaptı ve geri çıktılar. Hemen koştum peşlerinden. Çıkınca ne göreyim! Benim hayranı olduğum o mükemmel insan ağlıyor. Yanında da bana dik dik bakan iki arkadaşı.
Kızlardan birisi:
"A*** seninle bir daha konuşmak istemiyor. Peşini bırak artık kızın. Zorla güzellik olmaz!" diyor.
Mal gibi kalıyorum. --south park sessizliği--
Üçünün de yüzüne ayrı ayrı bakıyorum. Hayır üçü de aynı şekilde bakıyor bana.
Bir müddet şu şekilde: o.O baktıktan sonra daha ben ağzımı açamadan üçü de arkasını dönüp uzaklaşıyor.
Ne olduğunu anlamaya çalışıyorum. Ne yapmış olabilirim?
Sonradan öğreniyorum ki, önceden de problemlerimiz olan ingilizce hocası... Namussuz herif ahlak bekçiliğine soyunmuş, tüm sınıfın önünde kızı tehdit etmiş. Tabi bu şekilde rezil olan kız da bi daha yüzüme bakmadı.
Yıllar sonra gördüm alakasız bi yerde. Yolda yürürken... Gülümsedi, selam verdi ben de gülümsedim, aldım selamını. Gitti. Bakakaldım arkasından. Kendi kendime "güzelliğinden, kibarlığından hiç bişey kaybetmemiş" dedim.
Ben çok şey kaybetmiştim, o ayrı.
Okul takımının maçı, bizim okulun (ki aynı zamanda tüm ilçedeki en iyi hentbol stadıdır. duşları, sporcu ve hakem soyunma odaları, tribünleri ile) spor salonundaydı. Takımın en sempatik, en sevilen aynı zamanda en ateşli oyuncusu olan ben, tüm hazırlıklarımı yapmışım, takımın sahaya çıkmasını beklerken tribünde oturan takım arkadaşımın annesiyle konuşuyorum. Derken tribünün yukarıdaki kapısından içeri 3 adet kız giriyor.
Biri yaklaşık bir aydır peşinden koştuğum, yan sınıftaki müthiş zeki ve başarılı fakat bir türlü "evet" dedirtemediğim, aynı zamanda güzel kız. İsminden tutun da yürüyüşüne, gözlerine, saçlarına her şeyine hayranım. Bir tanecik bile kusuru yok kızın benim gözümde.
İki arkadaşıyla tribün girişinden geçtiler. Beni gördüler, birisi eliyle "yanımıza gel" manasında bir işaret yaptı ve geri çıktılar. Hemen koştum peşlerinden. Çıkınca ne göreyim! Benim hayranı olduğum o mükemmel insan ağlıyor. Yanında da bana dik dik bakan iki arkadaşı.
Kızlardan birisi:
"A*** seninle bir daha konuşmak istemiyor. Peşini bırak artık kızın. Zorla güzellik olmaz!" diyor.
Mal gibi kalıyorum. --south park sessizliği--
Üçünün de yüzüne ayrı ayrı bakıyorum. Hayır üçü de aynı şekilde bakıyor bana.
Bir müddet şu şekilde: o.O baktıktan sonra daha ben ağzımı açamadan üçü de arkasını dönüp uzaklaşıyor.
Ne olduğunu anlamaya çalışıyorum. Ne yapmış olabilirim?
Sonradan öğreniyorum ki, önceden de problemlerimiz olan ingilizce hocası... Namussuz herif ahlak bekçiliğine soyunmuş, tüm sınıfın önünde kızı tehdit etmiş. Tabi bu şekilde rezil olan kız da bi daha yüzüme bakmadı.
Yıllar sonra gördüm alakasız bi yerde. Yolda yürürken... Gülümsedi, selam verdi ben de gülümsedim, aldım selamını. Gitti. Bakakaldım arkasından. Kendi kendime "güzelliğinden, kibarlığından hiç bişey kaybetmemiş" dedim.
Ben çok şey kaybetmiştim, o ayrı.
0
Okulun ilk günü okuldan kaçmak adettendi. Önceden sözleşmiştik. 9. sınıfa gidiyordum. Babamın verdiği bir tomar bileti bozdurup Jagler marka parfümle saç spreyi aldım. Sabahtan ikisini de güzelce sıktım. Lacivert okul ceketi yerine gül kurusu ceketimi giydim. Saçımı geriye doğru iyice yatırıp saç fırçamı her zamanki gibi sol iç cebime koydum.
Okula şöyle bir uğrayıp kız lisesinin önüne biriktik. Okulun duvarına sağ elimi yaslayıp sol elimi de pantolonumun cebine soktum. Gözlerimi hafiften kısarak etkili bakislar olusturmaya çalışıyordum. Az sonra yanımdaki haydutlardan biri “oğlum şu kız sana bakıyor sabahtan beri” dedi. Saçları Sezen Aksu tarzında küt kesilmiş sarışın bir kız. Ufak tefek bir şey. Diğeri “bitik oğlum bu kız sana” dedi. “Git konuş çabuk” dediler. Kızların yanına doğru yaklaştım. Orta Anadolu aksanımı hafifçe düzelterek “bişey söyleyecektim” dedim. Kız bana doğru dönüp “ne var beee!” dedi. “Bişey diyecem” dedim. “Ne diyeceksin salak?” dedi kız. Ne söyleyeceğimi unuttum. Daha dogrusu planlamamistim. Ne demem gerektigini keşke arkadaşlara sorsaydım diye sonradan çok pişman oldum. İki adım geri geldim şaşkınlıkla. Arkama hiç bakmadım. Geri zekalı belediyeciler mazgalin altını temizledikten sonra yerine takmamışlar. Mazgal çukurundaki çamuru da çıkarıp yanına koymuşlar. Delik açıkmış. Çukura öyle bir düştüm ki bacağımın biri tamamen çukura girdi. Cebimdeki saç fırçam fırlayıp kızların önüne yuvarlandı. Çıkacam derken elim ayağım yanındaki pisliğe bulandı. Kalktığım gibi koşup hiç kimseye bakmadan gördüğüm ilk otobüse atladim.
Bahçeden geçerken bisikletimin tekerine iki tekme salladim. Walkman’ime Ferdi Tayfur’un Yuvasız Kuşlar kasetini koydum. Babamın Maltepe paketinden bir tek çekip sobanın üstünde tıpkı babam gibi yuvarlaya yuvarlaya kuruttum. Sonra çatıya çıkıp tandırın arkasına iyice saklandım. Pilim bitinceye kadar Ferdi Tayfur’u hiç kapatmadım. Aksini iddia eden bütün erkekler gibi höyküre höyküre salya sümük ağladım.
Ertesi gün sordular “ne dedi len kız?” diye. “Şu anda düşünmüyormuş, derslerine çalışcakmış” dedim. Okul çıkışı Bahattin'e uğrayıp saçımı 3'e vurdurdum.ıbrahim alan
Okula şöyle bir uğrayıp kız lisesinin önüne biriktik. Okulun duvarına sağ elimi yaslayıp sol elimi de pantolonumun cebine soktum. Gözlerimi hafiften kısarak etkili bakislar olusturmaya çalışıyordum. Az sonra yanımdaki haydutlardan biri “oğlum şu kız sana bakıyor sabahtan beri” dedi. Saçları Sezen Aksu tarzında küt kesilmiş sarışın bir kız. Ufak tefek bir şey. Diğeri “bitik oğlum bu kız sana” dedi. “Git konuş çabuk” dediler. Kızların yanına doğru yaklaştım. Orta Anadolu aksanımı hafifçe düzelterek “bişey söyleyecektim” dedim. Kız bana doğru dönüp “ne var beee!” dedi. “Bişey diyecem” dedim. “Ne diyeceksin salak?” dedi kız. Ne söyleyeceğimi unuttum. Daha dogrusu planlamamistim. Ne demem gerektigini keşke arkadaşlara sorsaydım diye sonradan çok pişman oldum. İki adım geri geldim şaşkınlıkla. Arkama hiç bakmadım. Geri zekalı belediyeciler mazgalin altını temizledikten sonra yerine takmamışlar. Mazgal çukurundaki çamuru da çıkarıp yanına koymuşlar. Delik açıkmış. Çukura öyle bir düştüm ki bacağımın biri tamamen çukura girdi. Cebimdeki saç fırçam fırlayıp kızların önüne yuvarlandı. Çıkacam derken elim ayağım yanındaki pisliğe bulandı. Kalktığım gibi koşup hiç kimseye bakmadan gördüğüm ilk otobüse atladim.
Bahçeden geçerken bisikletimin tekerine iki tekme salladim. Walkman’ime Ferdi Tayfur’un Yuvasız Kuşlar kasetini koydum. Babamın Maltepe paketinden bir tek çekip sobanın üstünde tıpkı babam gibi yuvarlaya yuvarlaya kuruttum. Sonra çatıya çıkıp tandırın arkasına iyice saklandım. Pilim bitinceye kadar Ferdi Tayfur’u hiç kapatmadım. Aksini iddia eden bütün erkekler gibi höyküre höyküre salya sümük ağladım.
Ertesi gün sordular “ne dedi len kız?” diye. “Şu anda düşünmüyormuş, derslerine çalışcakmış” dedim. Okul çıkışı Bahattin'e uğrayıp saçımı 3'e vurdurdum.ıbrahim alan
0
kjswbdlkjfdlkj
evet iphone 4 telefonum ve dizüstü bilgisayarım ben evde uyurken içeri giren bir hırsız tarafından çalındı. uykum her ne kadar hafif olsa da ve çalınma saati 09:00 gibi uykunun en rezil zamanları olsa da sanırım basiretim bağlandı ve duymadım.neyse konu şu ki, iphone'un seri numarası elide yok, 2 se
evet iphone 4 telefonum ve dizüstü bilgisayarım ben evde uyurken içeri giren bir hırsız tarafından çalındı. uykum her ne kadar hafif olsa da ve çalınma saati 09:00 gibi uykunun en rezil zamanları olsa da sanırım basiretim bağlandı ve duymadım.
neyse konu şu ki, iphone'un seri numarası elide yok, 2 seneyi geçtiği için atmışım herşeyi. nasıl bulabilirim imei filan?
ikincisi de bilgisayarın geri gelme ihtimali nedir? içinde çonemli bilgiler ve dosyalar var (mali değeri bilgisayarın değerinden en az 20 kat fazla)
ikisi de faturalı, orjinal filan.
neyse konu şu ki, iphone'un seri numarası elide yok, 2 seneyi geçtiği için atmışım herşeyi. nasıl bulabilirim imei filan?
ikincisi de bilgisayarın geri gelme ihtimali nedir? içinde çonemli bilgiler ve dosyalar var (mali değeri bilgisayarın değerinden en az 20 kat fazla)
ikisi de faturalı, orjinal filan.
0
iPhone'un IMEI numarasını bulabilirsin. iTunes ile yedekleme yaptıysan oradan kolayca çıkar. iTunes'dan;
Düzen -> Tercihler -> Aygıtlar
kısmından yedeğini aldığın cihazın isminin üzerine mouse ile gelip beklediğinde cihazı IMEI nosu çıkıyor.
Geçmiş olsun.
Düzen -> Tercihler -> Aygıtlar
kısmından yedeğini aldığın cihazın isminin üzerine mouse ile gelip beklediğinde cihazı IMEI nosu çıkıyor.
Geçmiş olsun.
0
sabah sabah sen uyurken hırsız giriyor, sadece bilgisayar ve telefonu alıp çıkıyor öyle mi?
icloud kullanıyorsan iphone bulabilirsin.
www.icloud.com - apple id ile gir ve find my iphone'a tıkla.
icloud kullanıyorsan iphone bulabilirsin.
www.icloud.com - apple id ile gir ve find my iphone'a tıkla.
0
@disfircasiyimben
hırsız kerizin ta kendisi. ip numarası belli olan bir bilgisayar ve ime ve seri numarası belli olan bir iphone4 çalarak da bunu belli etti. bilişim suçları 15 gün içinde elinizde olur dedi. ama benim için bilgisayarın içindeki bilgiler silinmeden bulunması önemli.
hırsız kerizin ta kendisi. ip numarası belli olan bir bilgisayar ve ime ve seri numarası belli olan bir iphone4 çalarak da bunu belli etti. bilişim suçları 15 gün içinde elinizde olur dedi. ama benim için bilgisayarın içindeki bilgiler silinmeden bulunması önemli.
0
bunu bilemezsin. hırsız keriz olabilir ancak sattığı kişiler keriz olmayabilir. iphone'u ve bilgisayarı parçalayıp yedek parça yapabilirler. el değiştire değiştire size geri ulaşması aylar alabilir. malesef bu işin bir garantisi yok.
0
@bugunneetsem
yok, cüzdanımdaki parayı, araba anahtarımı ve evrak çantamı da almış, ama onlar pek önemli değil. önemli olan bilgisayar.
yok, cüzdanımdaki parayı, araba anahtarımı ve evrak çantamı da almış, ama onlar pek önemli değil. önemli olan bilgisayar.
0
adami bi dovmediginiz kalmis. gecmis olsun. makine ele gecince, silinmis olsa dahi hdd de ki bilgileri geri getirme sansiniz var.
0
aynı şekilde evimden 2 bilgisayar ve ipod çalındı; seri numarası imei'si her şeyi verdik, sonuç çıkmadı; çıkanı da görmedim duymadım.
0
bence ikisini de bulmak zor. laptopun ip numarası ne alaka onu anlamadım? iphoneuda sim kart takıp kullanmazlar zaten ya imesi kırılıp değiştirilir ya yedek parça. bilmiyorum ama imkansız geri gelmesi. ip numarası laptopun modem üzerinden aldığı bir numara, sonuç olarak başka bir yerde bağlanınca başka bir modemden farklı bir ip alacak. ha statik bir ip niz olsa bile bu o hat için geçerlidir laptop için değil.
0
baldur
bunlar arasında çok fark var mı? içerik ve etkinlik açısından?spor yapan biri hangisini kullanmalı mesela?
bunlar arasında çok fark var mı? içerik ve etkinlik açısından?
spor yapan biri hangisini kullanmalı mesela?
spor yapan biri hangisini kullanmalı mesela?
0
spor yaparken terle kaybedilen su ve mineraller için sporcu içecekleri tavsiye edilir. powerade, gotarade gibi.
0
powerade sporcu içeceği,
su bile içsen şişkinlik yapar, performansını düşürür, powerade şişkinlik yapmaz,
redbull bambaşka bir şey, enerji içeceği, sporla bir alakası yok.
su bile içsen şişkinlik yapar, performansını düşürür, powerade şişkinlik yapmaz,
redbull bambaşka bir şey, enerji içeceği, sporla bir alakası yok.
0
spor yapan biri redbull kullanırsa ilk bir kaç saatini içtiği redbull'u yakmak için harcar.
0
spor yaparken kullanılan içecek değil ki bunlar demişsin.
bir alttaki cümlende ise sporcu içecekleri olarak powerade'in tavsiye edildiğini söylemişsin.
bir alttaki cümlende ise sporcu içecekleri olarak powerade'in tavsiye edildiğini söylemişsin.
0
rosebush
arkadaşlar merhaba,şimdi ben bu önümüzdeki hafta pasaport başvurusunda bulunacağım. teslim alacağım maksimum ileri tarih tahminen ne zamandır?? eylül başına yetişir dimi :(
arkadaşlar merhaba,
şimdi ben bu önümüzdeki hafta pasaport başvurusunda bulunacağım. teslim alacağım maksimum ileri tarih tahminen ne zamandır?? eylül başına yetişir dimi :(
şimdi ben bu önümüzdeki hafta pasaport başvurusunda bulunacağım. teslim alacağım maksimum ileri tarih tahminen ne zamandır?? eylül başına yetişir dimi :(
0
cuma günü almış biri olarak; ben 2 haftada aldım. ayrıca pasaportlarda sorun vardı geçen haberlerde gördüm sorun giderilmiş. başvurduğun tarihten itibaren bence 1 haftada alırsın eğer sorun devam ediyorsa bile 2 haftada en geç alırsın.
0
bir ayı geçebilir bile diyorlar bir yerlerde. pasaportları yapan şirketle ilgili bir sorunlar olmuş.
0
Eger durumunuz acil ise, mesela ucak biletiniz var ve pasaport yuzunden gidememe durumunuz var ise, emniyet mudurlugune basvurunuz esnasinda ucak biletini ibraz ediyorsunuz, kimi zaman ayni gun icinde bile veriyorlar. Endise etmeyin yani.
Ote yandan, normal sekilde basvursaniz bile eylul basina alirsiniz.
Ote yandan, normal sekilde basvursaniz bile eylul basina alirsiniz.
0
sorun çözüldü rahatlıkla başvurup bir hafta içinde alabilirsiniz..
www.radikal.com.tr
www.radikal.com.tr
0
g7mor
bir liseli olarak fakültelerde ders vermenin ne gibi şartlara bağlı olduğunu merak ediyorum, illa ki doçent, profesör mü olmak lazım.asıl soru; sıradan bir adam, bir konu hakkında uzmanlaşmış, otorite kabul edilmiş diyelim. o konu da ders olarak işleniyor, o adam ders verebilir mi?
bir liseli olarak fakültelerde ders vermenin ne gibi şartlara bağlı olduğunu merak ediyorum, illa ki doçent, profesör mü olmak lazım.
asıl soru; sıradan bir adam, bir konu hakkında uzmanlaşmış, otorite kabul edilmiş diyelim. o konu da ders olarak işleniyor, o adam ders verebilir mi?
asıl soru; sıradan bir adam, bir konu hakkında uzmanlaşmış, otorite kabul edilmiş diyelim. o konu da ders olarak işleniyor, o adam ders verebilir mi?
0
öğretim görevlisi, misafir öğretim görevlisi gibi statülerle verebilir evet.
0
halkla ilişkiler ve reklamcılık bölümünde okuyan bir arkadaşımın dersine reklamcılıkla ilgili bir bölümden dahi mezun olmamış ve akademik kariyeri olmayan biri giriyordu. Ama adam yılların ünlü reklamcısı, sektörde en çok adı geçen insanlardan biriydi.
0
Babam devlet memuru akademisyen değil teknik bir konuda meslek yüksekokullarının derslerine giriyor. Ama bu konuyu Türkiye'de anlatabilecek zaten 1-2 insan var :)her dönem birisi veriyor dersi geçinip gidiyorlar
0
Bana göre çok doğru değil ama şöyle bir kural var bildiğim kadarıyla: üniversitede ders verebilmek için minimum lisans mezunu olmak gerekiyor. Özellikle uygulama alanlarında bu şart yüzünden çok iyi insanlardan yararlanılamıyor.
Neyse, soru ile ilgili olarak Bölüm/Fakülte kabul ederse, bu şartı sağlayan herkes ders verebilir. Yani illaki o üniversitenin personeli olmak veya akademik ünvan sahibi olmak gerekmiyor.
Neyse, soru ile ilgili olarak Bölüm/Fakülte kabul ederse, bu şartı sağlayan herkes ders verebilir. Yani illaki o üniversitenin personeli olmak veya akademik ünvan sahibi olmak gerekmiyor.
0
aybbub
9-1 arası planınız nedir?
9-1 arası planınız nedir?
0
ya arkadaşlarla içmeye çıkarım ya da nfs run oynarım. yarım saat içinde kesinleşir.
0
sıcak yüzünden 2 gündür aynı yerde oturuyor olmama rağmen bi değişiklik yapmayı düşünmüyorum. temizliğimi yaptım, içim rahat. muhtemelen tv de bol bol zapp yapar, internette gezinir, çok sıkılırsam da film izlerim.
0
geleneksel babaya araba aldırmaya çalışma şölenleri vol.324324324 yaparım. yada guitar heroya da gidebilirim bilemedim şimdi.
0
bi bok yaptığım yok oturuyorum kös kös evde. yürüyüşe çıkmayı düşündüm ama vazgeçtim sonra. şu anda çıksam mı çıkmasam mı diye düşünüyorum.
0
büyük ihtimal o saatler arasında uygun olduğum kadarıyla 1,5 saat koşarım sonra da paper yazmam lazım.
0
overdose
fotoğraflarla tespit etmiş olduğum falıma bakabilir misiniz? (git: http://imageshack.us/photo/my-images/27/img3366mz.jpg/)(git: http://imageshack.us/photo/my-images/29/img3367ja.jpg/)(git: http://imageshack.us/photo/my-images/685/img3368e.jpg/)(git: http://imageshack.us/photo/my-images/17/img3369o.j
fotoğraflarla tespit etmiş olduğum falıma bakabilir misiniz?
(git: imageshack.us)
(git: imageshack.us)
(git: imageshack.us)
(git: imageshack.us)
not: sana kabaran bişey var esprisini yapmayın, komik değil
(git: imageshack.us)
(git: imageshack.us)
(git: imageshack.us)
(git: imageshack.us)
not: sana kabaran bişey var esprisini yapmayın, komik değil
0
valla ben ağzında kısmetle gelen balık görüyorum 3 vakte kadar. rakı içenleri göremedim.
0
ben rakı içen değil de boğa görüyorum. Bildiğim kadarıyla boğa çok yakında alınacak üzücü bir habere delalet eder.
Bir de deniz aşırı yol gördüm.
Bir de deniz aşırı yol gördüm.
0
Öncelikle sana kabaran bir şey var.
İkinci olarak ilk fotoğrafında rakı içen iki adam gördüm masa başında, biri fondip yapıyor hatta. Bu da arkandan konuşuluyor, sevenin var ama tam bir ezik demek.
İkinci olarak ilk fotoğrafında rakı içen iki adam gördüm masa başında, biri fondip yapıyor hatta. Bu da arkandan konuşuluyor, sevenin var ama tam bir ezik demek.
0
hacı kırmızı başlıklı kız nenesinin yerine geçen kurtla konuşuyor orda.
meali: eşine dostuna fazla güvenme.
meali: eşine dostuna fazla güvenme.
0
ilk fotografta bi seyler icen birileri var evet, ama ayni zamanda da buyukbas bi hayvani yere çömeltip siken bi adam da var gibi. hatta hayvancağız da "napıyosun" dercesine arkasına bakıyor.
0
resimde görüldüğü üzere solda admiral ackbar, sağdakini tanımıyorum, gece sandalla açılmış mehtaba karşı rakı değil bira içiyorlar.
i46.tinypic.com
edit: görmekte sıkıntı çekenler için admiral ackbar 50cl şişe içiyor sağ kolu denize uzatmış, soldaki kaykılmış ve sandalın kenarına yaslamış kutu içmekte.
i46.tinypic.com
edit: görmekte sıkıntı çekenler için admiral ackbar 50cl şişe içiyor sağ kolu denize uzatmış, soldaki kaykılmış ve sandalın kenarına yaslamış kutu içmekte.
0
bugunneetsem
şimdi arkadaşlar çağırıyor. 10 gündür hiçbişi koymadım ağzıma. gitmek istemiyorum ama mecbur gidip oturucam sözde. ortamı biliyorum, kesin hiç yoksa bi bira çeker canım. napiyim? hiç gitmiyim mi? yoksa bi sigara tüttürüp bi bira çakayım mı?edit: alkol bırakmadan kastım ratso rizzo'nun dediğiydi aslı
şimdi arkadaşlar çağırıyor. 10 gündür hiçbişi koymadım ağzıma. gitmek istemiyorum ama mecbur gidip oturucam sözde. ortamı biliyorum, kesin hiç yoksa bi bira çeker canım. napiyim? hiç gitmiyim mi? yoksa bi sigara tüttürüp bi bira çakayım mı?
edit: alkol bırakmadan kastım ratso rizzo'nun dediğiydi aslında. ayrıca zaten çok içiyordum, kötü hissettiriyordu artık.
edit: alkol bırakmadan kastım ratso rizzo'nun dediğiydi aslında. ayrıca zaten çok içiyordum, kötü hissettiriyordu artık.
0
sigara ve alkolü bırakmak olmuyor işte o. başkaları içerken içmezsen bırakmış olursun. git ve içme.
0
sigarayı bırakalı bir aya yaklaştı. biradan bir yudum alsam hemen sigara yakacağımı bildiğim için alkol de almıyorum. en az 3 ay alkol almamak lazım geçmiş sigara bırakma tecrübelerime göre.
0
sakın bulaşma boşver. özellikle sigarayı hatırlamayacağın güne kadar alkol alma kesinlikle. sigarayı bırakmaya çalışan bir insan olarak, tüm sigarayı bırakanları destekliyorum ve bu konudaki başarılarının devamını diliyorum.
0
pardonnez
almanca öğrenmek için en iyi yer goethe institu.fransızca için institut français.bu iki yerde alınan belgeler dünya çapında kabul ediliyor ve bu yerlerin birçok ülkede şubeleri var yani uluslararası kurumlar. bu kurumların rusça için olanı var mı?russian institute? (güldüm.) soru ciddi.türkiye de va
almanca öğrenmek için en iyi yer goethe institu.
fransızca için institut français.
bu iki yerde alınan belgeler dünya çapında kabul ediliyor ve bu yerlerin birçok ülkede şubeleri var yani uluslararası kurumlar. bu kurumların rusça için olanı var mı?
russian institute? (güldüm.)
soru ciddi.
türkiye de var mı?
belki türkiyede olmayan daha kapsamlı bir kuruluş var mı?
fransızca için institut français.
bu iki yerde alınan belgeler dünya çapında kabul ediliyor ve bu yerlerin birçok ülkede şubeleri var yani uluslararası kurumlar. bu kurumların rusça için olanı var mı?
russian institute? (güldüm.)
soru ciddi.
türkiye de var mı?
belki türkiyede olmayan daha kapsamlı bir kuruluş var mı?
0
ben ahıska türküyüm, hayatımın çoğunu rusya, ukrayna ve kazakistan'da geçirdim. buradaki kurslar gerçekten çok dandik. türklerin çoğunda zaten aksan yok. bu aksan sonradan olmaz zaten ama hani türkler rusça konuştuğunda bildiğin kulak tırmalayacı oluyor.
şöyle de bir örnek vereyim. mesela kazakistan'a yazın türkiye'deki ünilerde rus dili, edebiyatı okuyan 3.-4. sınıf öğrenciler gelirdi rusça öğrenmeye. herifler 3.-4. sınıfa gelmiş ama bakkaldan ekmek alamaz, o kadar kötü. bence 5-6 aylık programla yerinde bir dil okulunda öğrenmen en güzeli. türkiye'de öğreneceğin rusça'nın bi hayrı olacağını sanmıyorum. zaten rusça dünyanın en zor, en eski ve en geniş dillerinden biri. yerine göre esnek de. konuşarak öğrenilmezse hiç öğrenilmez.
şöyle de bir örnek vereyim. mesela kazakistan'a yazın türkiye'deki ünilerde rus dili, edebiyatı okuyan 3.-4. sınıf öğrenciler gelirdi rusça öğrenmeye. herifler 3.-4. sınıfa gelmiş ama bakkaldan ekmek alamaz, o kadar kötü. bence 5-6 aylık programla yerinde bir dil okulunda öğrenmen en güzeli. türkiye'de öğreneceğin rusça'nın bi hayrı olacağını sanmıyorum. zaten rusça dünyanın en zor, en eski ve en geniş dillerinden biri. yerine göre esnek de. konuşarak öğrenilmezse hiç öğrenilmez.
0
bugunnetsem +1
Imkan varsa yurtdisina gidin.
Ille belge diyosaniz rus kultur merkezine gidip torfl sinavina hazirlanin.
Imkan varsa yurtdisina gidin.
Ille belge diyosaniz rus kultur merkezine gidip torfl sinavina hazirlanin.
0
Öncelikle, dil dile değmeden dil öğrenilmez :)
0 km kursa gitmek yerine, pimsleur'in rusçasını bulursanız işinize yarayabilir.
0 km kursa gitmek yerine, pimsleur'in rusçasını bulursanız işinize yarayabilir.
0
online olarak görsel ve işitsel materyal kullanılan bir web sitesi hizmete giren dildir. web sitesi yeni açılmış olup her gün en az 1 ders görsel ve işitsel içerik sağlanarak güncellenmeye devam edecektir. kiril alfabesinden başlayarak kelime, dil bilgisi, testler, işitsel telafuz örnekleri, işitsel ve görsel diyaloglarla devam ederek rusçaya dair en geniş konu anlatımlı bir web site olmayı amaç edinerek tarafımca yapılmıştır :)
girin, kullanın, kullandırın :) eleştirilerinizi yeşillendirerek bana iletebilirsiniz. şimdiden teşekkürler :)
girin, kullanın, kullandırın :) eleştirilerinizi yeşillendirerek bana iletebilirsiniz. şimdiden teşekkürler :)
0
Genelde millet rusya ukrayna gibi ülkelerde üniversitelerin hazırlık sınıflarını okuyorlar. 1 sene tam randımanlı çalışmak Türkiye'ye göre hem ucuz ve kaliteli olur. Rusça biraz zor bir dil. Yapısı gereği İngilizce'den daha fazla detay içeriyor. Kelime kapasitenin de iyi olması gerek. Türkiye sınırları içinde öğrenmesi bir hayli zor açıkçası. Türkiye'deki Rus dili edebiyatı bile çok pasif.
0
lawist
http://en.wikipedia.org/wiki/Ahmed_Aboutaleb bakın başka var mı örnekleri ömesela avrupada yaşayan türklerden var mı ?Ülkemizde hiç ermeni,hristiyan bir belediye başkanı var mı ?
en.wikipedia.org bakın başka var mı örnekleri ömesela avrupada yaşayan türklerden var mı ?Ülkemizde hiç ermeni,hristiyan bir belediye başkanı var mı ?
0
ornek veremiycem ama olmasi lazim. sasirilacak birsey yok. bir insan yahudi, hristiyan yada makedonyali diye beyin fonksiyonlarinda bir eksiklik olacak hali yok.
0
hatay taraflarında bi yerin belediye başkanı hristiyan'dı. türkiye'de tek.
0
paintov
örneğin 1-25 ağustos arası italya'dan başlayacak bir gezim olacak vizeye ne zaman başvurmalıyım? vizeyi belirttiğimiz tarihler için mi veriyorlar yoksa vizeyi aldıktan sonra mı başlıyoraracı kuruma falan toplamda ne kadar para gider vizeye? kolay vize veren ülkeler hangileri?
örneğin 1-25 ağustos arası italya'dan başlayacak bir gezim olacak vizeye ne zaman başvurmalıyım?
vizeyi belirttiğimiz tarihler için mi veriyorlar yoksa vizeyi aldıktan sonra mı başlıyor
aracı kuruma falan toplamda ne kadar para gider vizeye?
kolay vize veren ülkeler hangileri?
vizeyi belirttiğimiz tarihler için mi veriyorlar yoksa vizeyi aldıktan sonra mı başlıyor
aracı kuruma falan toplamda ne kadar para gider vizeye?
kolay vize veren ülkeler hangileri?
0
yunanistan yumuşatıyordu şartları, 48 saatte de veriyordu. öyle olacaktı ya da, dün haberlerde görmüştüm.
0
Vizeye hemen başvurmalısın. (kalmış 15 gün şunun şurasında, acele et)
Vizeyi belirttiğin tarih için verirler.
Aracı kuruma gerek yok boşuna para harcama, o parayla gezinde bir gün idare edersin.
Yunanistan, Hollanda, İtalya kolay veriyor denir genelde ki Hollanda'dan iki defa kolayca almışlığım var.
Gezin güzel olsun.
edit: aracı kurum derken bize para verin sizin yerinize vize prosedürünü halledelim diyen kurumlar anladım ben. senin sorduğun şekilde 60 euro+ 30 tl gibi bir şey olur o zaman.
Vizeyi belirttiğin tarih için verirler.
Aracı kuruma gerek yok boşuna para harcama, o parayla gezinde bir gün idare edersin.
Yunanistan, Hollanda, İtalya kolay veriyor denir genelde ki Hollanda'dan iki defa kolayca almışlığım var.
Gezin güzel olsun.
edit: aracı kurum derken bize para verin sizin yerinize vize prosedürünü halledelim diyen kurumlar anladım ben. senin sorduğun şekilde 60 euro+ 30 tl gibi bir şey olur o zaman.
0
hemen basvurmaniz gerekiyor, agustosa iki hafta kalmis ve yaz mevsimi oldugunu dusunursek elinizi cabuk tutun.
en kolay italya vize verir, araci kurumla calisir. tum bilgiler gerekli icin: www.idata.com.tr
vizeyi ilk vizenizse genellikle belirttiginiz tarihlerle sinirli olarak verirler.
en kolay italya vize verir, araci kurumla calisir. tum bilgiler gerekli icin: www.idata.com.tr
vizeyi ilk vizenizse genellikle belirttiginiz tarihlerle sinirli olarak verirler.
0
italya bence de kolay vize veren ülkelerden ama vizeden önce umarım pasaport işini halletmişsinizdir, malum pasaport krizi.
0
sadece örnek bir tarihti ileride alacağım yani sıkıntı yok. ama 1 ay 2 ay önce başvursam sıkıntı olur mu?
ayrıca aracı kurum derken idata falan
ayrıca aracı kurum derken idata falan
0
aracı kurumlarla olan başvurularda nasıl oluyor bilmiyorum ama bizzat başvurmak gerekiyorsa bi an önce arayıp vize için randevu almak gerekiyor 1 ay sonrasına verebiliyorlar bu yoğun yaz aylarında
0
en erken 89 gün önce , en geç de 15 gün önce başvurabiliyorsun diye biliyorum.
0
d'arc
merhabalar,yaklaşık bir ay önce ortak arkadaş vesilesiyle bir hanımkız arkadaşla tanıştım. o günden beri kendisini düşünmeden geçirdiğim tek bir günüm olmadı. tanıştığımız ilk gün beni facebook'tan eklemesi ve dört beş gün sonra telefon numarasını vermesi suretiyle daha samimi olmaya başladık.buluşt
merhabalar,
yaklaşık bir ay önce ortak arkadaş vesilesiyle bir hanımkız arkadaşla tanıştım. o günden beri kendisini düşünmeden geçirdiğim tek bir günüm olmadı. tanıştığımız ilk gün beni facebook'tan eklemesi ve dört beş gün sonra telefon numarasını vermesi suretiyle daha samimi olmaya başladık.
buluştuğumuz ilk gün ellerime ve gülümsememe çeşitli iltifatlar aldım. çakmağımı almak istedi, tekrar buluştuğumuzda ise çakmağıma gözü gibi baktığını falan söyledi. hatta ertesi gün beni rüyasında gördüğünü söyledi. onunla birlikteyken çok eğlendiğimi ve kendimi mutlu hissettiğimi (her gülümsediğinde aklım yerinden uçup gidiyor) söylediğimde, durumun onun açısından da aynı şekilde olduğunu söyledi, gün içerisinde vakit buldukça (ikimiz de yetenek sınavlarına hazırlanıyoruz) mesajlaşıp konuşuyoruz.
şimdi, ben biraz gerizekalı olduğum için, benden hoşlanıp hoşlanmadığını tam olarak kestiremiyorum. yorumlarınıza ihtiyacım var dostlar.
yaklaşık bir ay önce ortak arkadaş vesilesiyle bir hanımkız arkadaşla tanıştım. o günden beri kendisini düşünmeden geçirdiğim tek bir günüm olmadı. tanıştığımız ilk gün beni facebook'tan eklemesi ve dört beş gün sonra telefon numarasını vermesi suretiyle daha samimi olmaya başladık.
buluştuğumuz ilk gün ellerime ve gülümsememe çeşitli iltifatlar aldım. çakmağımı almak istedi, tekrar buluştuğumuzda ise çakmağıma gözü gibi baktığını falan söyledi. hatta ertesi gün beni rüyasında gördüğünü söyledi. onunla birlikteyken çok eğlendiğimi ve kendimi mutlu hissettiğimi (her gülümsediğinde aklım yerinden uçup gidiyor) söylediğimde, durumun onun açısından da aynı şekilde olduğunu söyledi, gün içerisinde vakit buldukça (ikimiz de yetenek sınavlarına hazırlanıyoruz) mesajlaşıp konuşuyoruz.
şimdi, ben biraz gerizekalı olduğum için, benden hoşlanıp hoşlanmadığını tam olarak kestiremiyorum. yorumlarınıza ihtiyacım var dostlar.
0
doğal seleksiyona olan inancım sebebiyle cevap vermeme hakkımı kullanmak istiyorum ama yahu bu kadar bariz bir şeyi görmeme çabası nasıl bir mantık onu merak etmeden de duramıyorum :S
0
gerizekalı olduğumu belirttim, daha net ifadeler kullanırsanız benim açımdan iyi olur. :D
0
@d'arc daha zeki nesiller için "evet kız senden hoşlanıyor" diyemiyorum. ha doğanın işine karışmaktan korkmasam derdim ama :)
0
fazla serotonin ve dopamin böyle düşünmene sebep oluyordur,hoşlanıyor merak etme :)
0
aynı şekilde başlamıştık. kendini çok kaptırma kıza. kaybetme korkusunu yaşat yani. her dediğini falan yapma onu mutlu etmek için. ben yaptım. başıma neler geldi artık biliniyor.
0
iki bira için rahatlayın. sonra da parka gidin, parka kadar sabredemem dersen rahatlıkla öp kardeşim. yolun açık ola.
0
senden hoşlanıyor belli ama 1 ayda hoşlanan kızdan da ne hayır gelir be kardeş.. (ince elemeci sık dokumacı bir bakış)
0
Arkadaş ben burda, "Bir de sizden duymak istiyorum" arzusu sezdim.
Döverler lan böyle soru soranı. Git konuş kızla hadi bakim.
Döverler lan böyle soru soranı. Git konuş kızla hadi bakim.
0
cio35
Elimde ps2 çipli 2 kolu sağlam,yaklaşık 10 adet oyun var elimde alıcak 2 kişi buldum ne kadara satsam bilemedim ortalama ne kadar 2.ellerin fiyatları yardımcı olursanız sevinirim.
Elimde ps2 çipli 2 kolu sağlam,yaklaşık 10 adet oyun var elimde alıcak 2 kişi buldum ne kadara satsam bilemedim ortalama ne kadar 2.ellerin fiyatları yardımcı olursanız sevinirim.
0
çipsiz, ara sıra çalışan 4 kol, 6 tane orjinal oyun ve hafıza kartıyla 50tl ye vermeyi düşünüyorum ben.
0
in vino veritas
kısıtlar:1- bisiklete binilmeyecek2- denize girilmeyecekne yapılır? ne kadara yapılır?
kısıtlar:
1- bisiklete binilmeyecek
2- denize girilmeyecek
ne yapılır? ne kadara yapılır?
1- bisiklete binilmeyecek
2- denize girilmeyecek
ne yapılır? ne kadara yapılır?
0
sen lunadoru dinleme yanlış biliyo
faytona binilebilir, yüşürüş yapılabilir, piknik zor tüp falan taşınmaz sonracıııma lokantada balık yiyebilirsiniz ee bis he o yok o zaman hmm e o zaman niye gidiyorsunuz ki :P
faytona binilebilir, yüşürüş yapılabilir, piknik zor tüp falan taşınmaz sonracıııma lokantada balık yiyebilirsiniz ee bis he o yok o zaman hmm e o zaman niye gidiyorsunuz ki :P
0
çok güzel yürüyüş yapılıp aya yorgi klisesine çıkılır, muhteşem manzarada şarap içilir.
0
Hala oradalar mı bilmiyorum ama iskelenin tam karşısındaki dondurmacıdan koca bi külah dondurma yenir arkadaş. Bir öğün yemiş gibi doyuruyor insanı.
0
o aya yorgi yokuşu adamın iflahını kesen cinstendir. tavsiye etmem.
ama çok güzel faytona binebilirsiniz.
ama çok güzel faytona binebilirsiniz.
0
mangal için tüp vs götürmeye hiç gerek yok orada vapurdan inince sağ tarafta kalıyor galiba bir alan var bunun için, kasap vs de mevcut ama bu sıcakta bilemedim çekilir mi :S
uzuuuun zaman oldu gideli de aya yorgin'nin orada ata da biniliyordur galiba veya ben küçükken bindirmişler miydi tam çıkaramıyorum şimdi.
faytona binilir evet.
uzuuuun zaman oldu gideli de aya yorgin'nin orada ata da biniliyordur galiba veya ben küçükken bindirmişler miydi tam çıkaramıyorum şimdi.
faytona binilir evet.
0
paylasmasi gayet normal bence..hayvan siz egleneceksiniz diye o kadar yuk tasiyor sonunda da ne oldugu resimde gayet acik bir sekilde anlatilmis..
piknik gayet hos olur aslinda..illa mangal olmasina da gerek yok ki.
piknik gayet hos olur aslinda..illa mangal olmasina da gerek yok ki.
0
resimde fayet açık bir sekilde ölmüş ya da öldürülmüş olabilir diyor yani biz faytona biniyoruz diye öldüğünü kimse iddia etmiyor.
0
faytona bindiginiz icin oldugu gayet net sekilde goruluyor,zaten farkli yerlerde arastirmasini yaparsaniz boyle oldugunu anlarsiniz.tabii insana deger verilmeyen ulkede hayvana deger verilmesini beklemek biraz tuhaf oluyor.ayrica direkt sizin icin de soylememis duyuru ahalisi icin konusmus arkadas.biraz daha duyarli olmak adina piknikle yetinin derim ben.
0
neyse ki hayvan seviyorum yoksa farklı şeyler söylerdim. sadece her gördüğüme inanmayacak bir yaştayım.
ayrıca piknik de ağaçlara çimenlere zarar veriyor. çevremize saygılı olalım.
ayrıca piknik de ağaçlara çimenlere zarar veriyor. çevremize saygılı olalım.
0
her gordugunuze inanmanizi soylemedim zaten,arastirin anlayin dedim...piknik icin de ozel alanlar var dikkatli oldugunuz takdirde bir sorun olmuyor.
0
ayy yabancı olsan kafa atmıştım çoktan ama şimdilik sadece dişimi sıkıyorum. tamam kardeşim öyle yaparım
0
Adadaki atların sahipleri tarafından işkenceye maruz kaldığı defalarca çıkan haberlerle bir gerçek. Bu sıcaklarda kapasitelerinin üzerinde yük taşıtılarak ölümlerine neden olunduğu da öyle. Ada halkının, basının ve hayvan hakları federasyonlarının durumla ilgili tepkilerinden haberdar olmayanlara küçük bir link göndermiştim. Bunun kafa atma isteği oluşturabileceği aklımın ucundan geçmemişti, pardon:))
0
haberin dogrulugunu ve senin bunu paylasmakla gayet mantikli bir sey yaptigini anlatmaya calistigim icin banaydi o kafa ipekcim :) boyle saygisizlik edenler oluyor arada burada,alismak gerekiyor :)
0
Olsun kafa atmayalım insanlara da hayvanlara da. Şiddete gerek yok insanlara da hayvanlara da.. Sevgiler.:)
0
@neira kafayı yavaş atsak hani saçımız filan dağılır sonra olmaz di mi? :)))
atlara yapılan şey haksız olsa bile binek hayvanlarının kullanılmadığı bir adada soylarının tükeneceğinin farkında mısınız? faytona binmeme tepkisinden ziyade daha temel yaptırımlar daha mantıklı olacaktır bence.
atlara yapılan şey haksız olsa bile binek hayvanlarının kullanılmadığı bir adada soylarının tükeneceğinin farkında mısınız? faytona binmeme tepkisinden ziyade daha temel yaptırımlar daha mantıklı olacaktır bence.
0
binek hayvanının kullanılmadığı bir adada soyları tükenecek olayına çok güldüm. atlara binmezsek soyları tükeniyor demek. neyse bisiklete binmiyorsan denize girmiyorsan, kendi ayaklarınla kiliseye tırmanamıyorsan ne işin var adada... pinik güzel işte, piknik yapın.
0
@zuppa
gülmek güzel bir şey ama yılkı ne demek bir bak ve ayrıca gelir getirmeyen atlara şu halde bunları yapanların o durumda ne yapacağını da bir düşün. örnekleri olan bir durum bu ama yine de gül tabi hayat size güzel :)
gülmek güzel bir şey ama yılkı ne demek bir bak ve ayrıca gelir getirmeyen atlara şu halde bunları yapanların o durumda ne yapacağını da bir düşün. örnekleri olan bir durum bu ama yine de gül tabi hayat size güzel :)
0
İnsanlar fayton kullanmayınca atın soyu tükenmez merak etmeyin.
"Adalar’da 1000′in üzerinde at ve 226 fayton var. 140 fayton kapasiteli İSPARK tarafından yaptırılan modern at ahırlarına sığmayan faytoncular ve atlar, çöplük gibi bir yerdeki derme çatma ahırlarda yaşıyor."
Tabi faytoncunun da atın da yaşam seviyesinin yükseltilmesi asıl yapılması gereken ama şu an atı kapan geliyor. Sıcak, yokuş, ağır demeden günübirlik gelmiş turistin peşinde koşuyor. Adalılar fayton mu kullanıyor sanıyorsunuz?
"Adalar’da 1000′in üzerinde at ve 226 fayton var. 140 fayton kapasiteli İSPARK tarafından yaptırılan modern at ahırlarına sığmayan faytoncular ve atlar, çöplük gibi bir yerdeki derme çatma ahırlarda yaşıyor."
Tabi faytoncunun da atın da yaşam seviyesinin yükseltilmesi asıl yapılması gereken ama şu an atı kapan geliyor. Sıcak, yokuş, ağır demeden günübirlik gelmiş turistin peşinde koşuyor. Adalılar fayton mu kullanıyor sanıyorsunuz?
0
@lunedor'cum sen de gül.. yılkı ne demek bilirim, hürdürler, güzeldirler, mutludurlar yani fayton süren atlarla hiç alakaları yoktur. Tabii ki çözüm getirilmesi gereken bir konu ama "zaten olan olmuş hayvana, biz de binelim." gibi bir yaklaşım da hoş değil. Yani o beni taşırken gittikçe yıprandığını bile bile ağzımı açıp "aaa harika, fayton ne güzel" diyemem. tabii bu benim fikrim.
0
gidelim binelim demiyorum, çözüm olarak gidip binmeyelimden daha temel bir çözüm gerekir, bu kültürü öldürmektense adam gibi yapalım diyorum.
yılkılar hürdür vs de yıllarca evcil olmuş hayvanları vahşi doğa ortamına bırakınca bu kadar romantik bir hür, hoş profili olmuyor kış sonlarında. ayrıca soyları tükenmez kısmı bugün fayton kalksın yarın tükenir olarak değil elbet ama adanın kış koşullarını bilmeden, ekonomik bir getirisi olmadığı için bakımı yapılmayacak atların güle oynaya polyanna jeneriği haline geleceğini düşünmek fazla iyimser kaçar.
yılkılar hürdür vs de yıllarca evcil olmuş hayvanları vahşi doğa ortamına bırakınca bu kadar romantik bir hür, hoş profili olmuyor kış sonlarında. ayrıca soyları tükenmez kısmı bugün fayton kalksın yarın tükenir olarak değil elbet ama adanın kış koşullarını bilmeden, ekonomik bir getirisi olmadığı için bakımı yapılmayacak atların güle oynaya polyanna jeneriği haline geleceğini düşünmek fazla iyimser kaçar.
0
buradan anlasiliyor ki lunedor'la neira bu konuda benzer dusunuyorlar.yine de siz eglenirken hayvanlarin eziyet cektigini unutmayin derim.ne olursa olsun azicik duyarli olmanizdan kimseye bir zarar gelmez degil mi ? :)
0
@lunedor salsınlar bayıra çayıra demiyor kimse zaten, haklısın hayvan şaşkına döner bu ayrı bir konu. neyse daha kesin çözümler gerektiği bir gerçek.
@in vino veritas spontane takılın kardeşim adada.. rahat edin, keyfinize bakın.
@in vino veritas spontane takılın kardeşim adada.. rahat edin, keyfinize bakın.
0
@fraise ben şu an gidip faytona binelim demiyorum yalnız veya banane ben binince mi ölüyorlar hıh gibi bir tepkim de yok.
bilmem hatırlayan olur mu ama bir dönem ışıkları açıp kapatıyorduk protesto amaçlı e sonuç? olmadı bir şey yani hani ben binmesem, sen binmesen birileri binecek illa ve bu işleyiş devam edecek, bu yüzden sonuca varmak için binmeyin demek yeterli değil(ben gitsem binmem mesela hayatımda bir kere bindim sadece zaten o zamanda 5 yaşındaydım) sonuç için barınak sayısının arttırılması, bakım için eğitim vs gibi şeyler şart ve bu birazda belediyenin görevi, belki sivil toplum örgütleri ile baskı yapılabilir o kadar.
yazdıklarımdan tersi çıkarımı yapabilenleri de kutluyorum ayrıca zor bir iş çünkü :)
bilmem hatırlayan olur mu ama bir dönem ışıkları açıp kapatıyorduk protesto amaçlı e sonuç? olmadı bir şey yani hani ben binmesem, sen binmesen birileri binecek illa ve bu işleyiş devam edecek, bu yüzden sonuca varmak için binmeyin demek yeterli değil(ben gitsem binmem mesela hayatımda bir kere bindim sadece zaten o zamanda 5 yaşındaydım) sonuç için barınak sayısının arttırılması, bakım için eğitim vs gibi şeyler şart ve bu birazda belediyenin görevi, belki sivil toplum örgütleri ile baskı yapılabilir o kadar.
yazdıklarımdan tersi çıkarımı yapabilenleri de kutluyorum ayrıca zor bir iş çünkü :)
0
c non
turkce de domuz gibi inatci denir, almanca'da domuz gibi terlemek var, ingilizcede ve baska dillerde domuzun ne yaptigini, neye benzetildigini bilmek istiyorumtesekkur.
turkce de domuz gibi inatci denir, almanca'da domuz gibi terlemek var, ingilizcede ve baska dillerde domuzun ne yaptigini, neye benzetildigini bilmek istiyorum
tesekkur.
tesekkur.
0
squeal like a pig var ingilizcede domuz gibi cırlamak mı denir artık tiz ses çıkarma babında.
0
idioms.thefreedictionary.com
göze çarpanlar:
domuz gibi şişko
domuz gibi yemek
köşeye sıkışmış domuz gibi ciyaklamak
domuz gibi terlemek
göze çarpanlar:
domuz gibi şişko
domuz gibi yemek
köşeye sıkışmış domuz gibi ciyaklamak
domuz gibi terlemek
0
traxes
bunalıma bağlayabileceğim baya bi dramatik ve romantik bi film tavsiye edebilir misiniz? göz yaşlarına boğulmamda bi sakınca yoktur. hatun kişiliğim
bunalıma bağlayabileceğim baya bi dramatik ve romantik bi film tavsiye edebilir misiniz? göz yaşlarına boğulmamda bi sakınca yoktur. hatun kişiliğim
0
hababam sınıfını izle.
orada da ağlayacak bir şey bulursunuz.
bir de na kadar itici bir tarz bu ya.
hatun kişiyim dedin ya vallahi kızlardan soğudum.
çocuk ne yapsın.
orada da ağlayacak bir şey bulursunuz.
bir de na kadar itici bir tarz bu ya.
hatun kişiyim dedin ya vallahi kızlardan soğudum.
çocuk ne yapsın.
0
the fountain izleme. çok kötü film. o kadar kötü ki kendine gelince izle, gör.
0
wicker park aaahh hayatımda izlediğim en mükemmel filmdi keşke izlememiş olsaydım:(
0
sevdiğim bir çok filmi tekrar tekrar izlerim. kendime unutturuyorum filmi. tekrar aynı tadı alıyorum. ama wicker park'da bu imkansız. sonunu bilmemek önemli.
o zaman ;
the million dollar baby
reign over me
o zaman ;
the million dollar baby
reign over me
0
İn the mood for love
yeniden barışacağınız ümidini taşıyorsanız yahut ne aşklar varmış be demek istiyorsanız da "virgin snow"
yeniden barışacağınız ümidini taşıyorsanız yahut ne aşklar varmış be demek istiyorsanız da "virgin snow"
0
hatun kişi isen ve birini bulursan "conversations with other women" izle. ağlama garantili.
0
