Değil.

evet

şizofren değil bence
arkası çok sağlam, şizofren birisine kimse bu kadar destek çıkmaz

şizofreniye delilik diye bakmak da gerçekten çok medeni bir yaklaşımmış.

@defuq

neden çıkılmasın ki. söylediklerini dinleyince asıl normal birinin bu kadar saçma bir karma teori oluşturması mümkün değil diyebilirsin.

öte yandan şekillendirilmesi ve ilerlemesi çok kolay olunur destek olunursa.

normal bir insan teorilerini bu kadar iyi ve ileri düzeyde destekleyemez. biraz hasta olması lazım mutlak.

yeni kablo al

"Takılı network kablosu yok"dan ziyade "Bir network kablosu çıkarıldı" diyor sistem. Bu yüzden bilgisayarınıza gelen ethernet kablosunda, bu ethernet kablosunun iki ucundan birindeki sokette, sizin kablonuzun network hub'ındaki çıkıştaki bir arızadan ya da sizin bilgisayarınızın ethernet girişindeki bir arızadan kaynaklanıyor gibi. Sırasıyla yazdım, bu yüzden sırasıyla tavsiye edeyim:
1) Ethernet kablonuzu yani ve sağlam olduğunu bildiğiniz bir kabloyla değiştirin.
2) Hub üzerinde başka boş giriş varsa oradan interneti almayı deneyin ya da varsa başka bir hubla değiştirin
3) Bilgisayarınızın ethernet driverını güncelleyin, olmazsa format deneyebilirsiniz mümkünse, olmazsa bir ethernet kartı takıp onunla deneyin.
Aklıma gelenler bunlar.

mantıklı

nişanyan sözlükte tee uygurcadan geldiğini söylüyor
m.nisanyansozluk.com

Belki de onlar bizden almıştır? Çok ilginç bir şekilde benziyorlar çünkü.

onlar bizden almıştır o zaman.

onlar da bizden almadı:

"guide (v.)
late 14c., "to lead, direct, conduct," from Old French guider "to guide, lead, conduct" (14c.), earlier guier, from Frankish *witan "show the way" or a similar Germanic source, from Proto-Germanic *wit- "to know" (cf. German weisen "to show, point out," Old English witan "to see"), from PIE *weid- "to see" (see vision). The form of the French word influenced by Old Provençal guidar (n.) "guide, leader," or Italian guidare, both from the same source. Related: Guided; guiding."

xbox360 alıyorsun tüm dertlerinden kurtuluyorsun dostum.

aga gta5 yeni çıktı. biraz bekle, kampanya ve showroomlarla 75-100 tl arası düşer. korsan işi için tavsiye veremem ama işin öyle boyutları da var.

3500 tl abartı. 2300 liraya süper bir pc toplayabilirsin.

3500 pc biraz pahalı değilmi? ne yaptuın yahu

yeni ps serisinin geleceği haberleri kesinleşmişken ps3 yatırımı oyun için bilgisayar yatırımından öteye geçmez gibi dostum. illa yıllar boyu oyun oynacağım diyorsan en azından ps4 ü bekle. zira ps3 çıktıktan sonra ps2 nin halini hepimiz biliyoruz.ps3 te kısa vadede o yolun yolcusu olacaktır.


xbox alırsan korsan oyun oynayabilirsin bu arada. ve ayrıca 3-5 yıllık bir periyodda bütün oyunları ultra özelliklerde oynamak istemiyorsan da bir bilgisayara 3500 tl vermene gerek yok. maksimum 2000 liraya baya canavar bilgisayar toplayabilirsin. bilgisayar alırken önemli olan amacını bilmek. amacın oyunsa sadece oyuna yönelik parçalar alırsın. ben yaklaşık 1-1,5 yıl önce yaptım bu işi ve sadece 1500 lira gibi bir para harcadım ve hala herhangi bir oyunu medium seviyede oynamıyorum. hepsi high levelda canavar gibi gidiyor. ama dediğim şeyi yapman için biraz sabırlı olman gerekiyor, indirimleri takip edeceksin, hangi parçanın nerede ucuz olduğunu araştıracaksın vs. vs. bu taktikle 1 ay gibi bir süre içerisinde türkiyenin dört bir yanından satın aldığım parçalarla efsane olmasa da canavar bir oyun bilgisayarı yapmıştım.

3.500 tl civarı olmasının neden uzun vadede iş görsün istemem. 1500 liraya verip 1 sene sonra çıkan oyun kasarsa moralim bozulur haliyle.
1500 - 2000'lik pc 2-3 sene high veya medium levelda hiç kasmadan seni götürür diyorsanız, araştırmalara başlayayım.

ayrıca monitörüm var, dandik bişey ama yenisini alana kadar idare eder beni.

pc toplamak için çok kötü bir dönem şu an. bu sene ps4 çıkıp nesil değişimi olacağı için çok çabuk eskiyecektir şu an toplayacağın pc. yeni konsollar çıkınca yeni directx falan gelecek senin aldığın kart desteklemeyecek falan bi ton sorun yaşayacaksın 2 yıl içinde. oyun olayı artık cidden konsollarda oynanan bişey pc' de zor o işler.

bir çok yerde dükkanlar var, elinizdeki oyun orjinal ise, yine orjinal oyunu 10 tl gibi bir ücretle takas ediyorsunuz dükkan içinde. gayet kullanışlı. iyi hoş misss.

ha ps4ü bekle biraz daha derim o ayrı.

Hocut 2008'de aldığım, o zamanın gayet iyi Pc'si ile şu anda rahat rahat oyun oynayabiliyorum. Ha Witcher 2'yi full ayarlarda oynayamam belki de, pc'nin eskimesi olayı biraz fazla abartılıyor. Pc'de çok çok ucuza oyunlar da bulabiliyorsun, dijital devir sağolsun. Korsana yönelmene gerek bile yok.
Konsolları çok çok severim ama aradaki fark hala şudur benim için:
i.imgur.com

ikinci el oyun kovalayacaksin, spotculari falan arastiracaksin.

kasa toplama mevzunda ise su anda toplama derim ben. seneye bahar-yaz aylari cok daha uygun olacaktir. maljm yeni nesil konsollar cikacak onlara karsida nvidia ve amd atilimlar yapacak.

xbox 360 idare eder seni kisa vadede.

1500-2000 e bir kasa toplayıp, 2-3 sene sonra upgrade e para vermek çok daha mantıklı senin için. high end parçalar her zaman f/p olarak çok kötüdür. şimdi ortalama üstü parçalar topla, yalnızca anakartın işlemci ve ekran kartı geliştirmesine açık olsun yeter. 2-3 sene sonra 1000-1500 tl gibi bir masrafla yeniden canavarlaştırırsın pc ni. hem eski parçaları satarak tasarruf edersin, hem de bu taktik seni 5 seneye rahat tamamlar. hiç bir anakartı da 5 seneden fazla kullanamazsın zaten.

cep telefonu içeri sokamıyorsun vestiyere bırakırsın.

2 tane fotoğraf götür.

apllication form var çıktısını alıp tükenmez kalemle dolduracağın, indir, doldur, imzala. onu da vereceksin.

buz hokeyi bahis oynanacak en son spordur. 6-7 yıldır bahis oynarım. oranlar zaten birbirine çok yakındır. favoriler az farkla favori olur.

evet netten de canlı izleyebilirsin.

aslında bahis ikinci planda.

öncelik, TSL takip eder gibi bi takıma gönül verip ligi takip etmek.

sizce avrupa mı amerika mı takip edilmeli?

gece uyanırım diyorsan amerika.

hea amerika'da üç büyükler diye bir şey yok ama genel son dönemlerdeki güçlü takımlar chicago blackhawks, boston bruins, detroit red wings, los angeles kings falan.

evden çıkmak üzere olduğum için detaylı yazamıyorum şu an. mesaj atarsan muhakkak dönerim. son 3 yıldır NHL, KHL ve isveç ligi'ni yakından, çek cumhuriyeti'ni EBEL'i falan da uzaktan takip ederim. türkiye'de buz hokeyi maçına gitmişliğim de var. kaynaktır odur budur elimden geldiğince yardımcı olurum.

fin ligini takip et. mümkünse iskandinav national maçlarını izle.

hayır

evet

genel olarak evet. ama memnun olmadığım durumlar da oluyor.

evet

evet evet evet

Evet hatta baya

hayır.

evet (kendi işim)

cesur öztürk'ü tek geçerim. bu adamın kitabının sözlük kısmı da grameri de kpds'ye yönelik olarak çok başarılı ama ingilizce öğrenmek açısından bilemem.

cesur akar. iki kitabını bitirdim hakikaten müthiş.

evet ais'te açıklanıyor.

sınava bir-birbucuk hafta kala acıklanıyor şimdi goremeyebilirsiniz

the world's first lab-grown burger dersen anlamlı olur. "dünyanın laboratuar yapımı ilk hamburgeri" demek.

arastirmacilar dunyanin ilk laboratuarda uretilmis hamburgerini ortaya cikardi demis.

@baldur adam zaten "the world's first lab-grown burger" demis anlamadim ne demek istedigini.

biz imza diye bişey var sanıyoruz, oysa imza kendi el yazını kanıtladığın düz yazıdır. tuğra kafasında ilerliyoruz hala.

bibip: her yer başbakan.

imza zaten ismin el yazısıyla yazılmasıdır asıl olarak. ben öyle yapıyorum millet alay ediyor.

(bkz: imza)
(bkz: paraf)

kriminal.iem.gov.tr

"İMZA NEDİR ve NASIL ATILMALIDIR?

İmza “Bir kimsenin, bir yazının altına bu yazıyı yazdığını veya onayladığını belirtmek için; her zaman, aynı biçimde yazdığı ad ve işaret” olarak tanımlanır. Bu tanımdan imzanın; onaylama fonksiyonunun bulunduğu, her zaman aynı biçimde atılması ve adın yazılması şekliyle oluşturulması gerektiği anlaşılmaktadır. Oysa ülkemizde halen büyük çoğunluğun kullanmakta olduğu imzaların el yazısı karakterlerini içermeyen, bazı şekil ve çizgilerden oluştuğu ve bunlardan önemli bir bölümünün ise herkes tarafından oluşturulabilecek nitelikte basit el hareketlerinden ibaret olduğu bir gerçektir.
Adli grafoloji biliminin, imzaların kişiye aidiyeti bakımından çoğu zaman bir sonuca ulaşamadığı vakalar, bu tür el yazısı karakterlerini içermeyen ve basit tarzda atılmış olan imzaların incelenmesini gerektiren vakalardır.
Okuma yazma bilen her birey, mutlak surette ya adı ve soyadının tamamını, ya adının baş harfi ve soyadının tamamını yada adının tamamını ve soyadının baş harfini içerecek şekilde, el yazısı karakterlerinden oluşan ve taklidi zorlaştıran kişiye has karakteristik unsurlar içeren bir imzayı benimsemeli ve kullanmalıdır. Yalnızca basit çizgisel hareketlerden oluşan bir imza kullanmak yerine ad ve soyadın yazılması dahi çok daha güvenli olacaktır.


İmzanın tüm özelliklerini havi ve gerçek anlamda örnek teşkil edebilecek imza, Mustafa Kemal Atatürk' ün imzasıdır. Atatürk, imzasında ön adının baş harfini ve soyadının tamamını el yazısı karakterleriyle oluşturmuş, "t" harflerinin üzerinden geçen tek bir hat ve imzasının son bölümündeki "k" harfinin karakteristik tersimi ile imzasının kişiye has özelliklerini belirlemiştir.


İmzanın tanımında bahsi geçen işaret terimi, imza yerine geçen “mühür” veya “bastırılan parmak” anlamındadır. İmza atmaya muktedir olmayan kişinin, imza yerine kullandığı el yapısı cismin bıraktığı izdir. İngilizce' de imza, “SIGN" (işaret, alamet, belirti, iz) şeklinde ön tanımlama ile tanımlanmakta ise de; imzanın asıl tanımlanması “SIGN MANUAL" (El yazısı imza) şeklinde vurgulanmaktadır.

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, gerek ticari ve gerekse resmi tüm işlemlerde onayımızın bulunduğu anlamına gelen imzanın, mutlak surette tanıma uygun bir şekilde atılması imza sahibinin menfaatini koruyacağı gibi muhatabın da haklarını güvence altına alacaktır. El yazısı karakterlerinden oluşmayan ve basit çizgilerden oluşan imzanın taklidi kolaydır ve kimin tarafından atıldığını belirlemek her zaman mümkün olamamaktadır. Kurumlar yada kişiler bu tarzda imza atan kimselerin mutlaka ad ve soyadlarını da imzanın yanına yazdırmalıdırlar. Böylece daha sonradan inkar edilmesi halinde imzanın ve el yazısının kime ait olduğunun belirlenmesi ve zararın tazmini çok daha kolay olacaktır."

ad/soyad en dogrusuymus, millet (tayyip dahil) yanlis biliyormus.

@baldur, aynen yahu benimle de alay ediliyor sırf bu yüzden.

ben sadece ismimi yaziyorum el yazisiyla.

imza ismin el yazısı ile yazılmasına verilen addır. adın ilk harfi, soyadının tamamı yazılırsa hem kısa hem şekilli oluyür.

bende herkes gibi eskiden salak saçma karalama yapardım,taa liseden kalma. saçma bir şekil.

ama ne yazık ki her seferinde farklı bir şekil çıkar kendi imzamı bile taklit edemezdim :p

birgün farklı bir şubeden bankadaki paramı çekmem gerekti, ulan imzayı atarım atarım banka çalışanları kendi ekranlarındaki imza ile karşılaştırıyorlar imza tutmuyor :)

kendi paramı almak için baya bir çaba sarf ettim.

sonra ezelden beri olan bu eşşekliğe bir son vermek için notere gidip imza sirkürü çıkarttım adım ve soyadım şeklinde, gerekli yerlerede bu yeni sirkürlerden verdim. yıllardır da sorun yaşamıyorum.

zaten banka olsun noter olsun ciddi bir iş yaptığınızda asla sadece imza (karalama) kabul etmezler, isim ve soyisimde yazdırırlar size.

yani isim soy isim yazmadan yaptığınız karalamalar hiç bir ciddi kurum ve kuruluşda işe yaramaz, boşuna zaman ve mürekkep kaybı aslında.

visa/maestro olayı var ya yanılmıyosam kartın maestro ise kullanabiliyosun

düzelteyim gupon'u, yardımcı olabilir.

benim bildiğim 3 tane büyük firma var böyle. türkiyede %99'u ikisinin elinde ama. visa ve mastercard. öbürü de american express. üçünüc hakkında bir bilgim yok ama ilk ikisi kredi kartı. visa'nın çıkarttığı debit kartlar yani atm kartları, -yüklediğin kadar harca- visa electron, mastercard'ınki maestro.

kullanırsın dayı. ebay'den falan alışveriş yapabildiğimize göre.

kullanabiliyorsun, no problem

eminönü vapuruna bin, sirkeciye yürü, tramvay'a bin, gülhane'de in.

vapurla eminönü ya da karaköy, oradan tramvayla önünde inersiniz.

Eminönün'e gel oradan sahilden yürü, Gülhane'nin arka çıkışından gir.

olur.

olmaz.

olur her türlü olur. ama eşe dosta çok dillendirmemek gerektiğini düşünüyorum. çünkü etrafımızdaki insanlar nedense bize karşı çook anlayışlı görünseler de arkamızdan atıp tutmayı seven insanlar. bu konuda elinizden geldiğince ketum olmak sizi daha mutlu ve huzurlu yapacaktır kanımca. hadi hayırlı olsun :)

olur

olur olmasına da 28 yasındakı kadın 23 yasında cocukta ne buluyor olabilir...

kemik yaşı önemli değil bence. geçen sene 33 yaşında bir bayanla birlikteydim (23 yaşındaydım) liseli kızlardan bile daha fazla trip atıyordu, küsüyordu ve bazen saçmalıyordu. 33 yaşında olduguna kendimi inandırmadım bir türlü. hatta bana "sen benden daha olgunsun kıskanıyorum bu yönünü" demişliği bile vardır.

yani demem o ki eger kafalarınız uyuşuyorsa aranızdaki yaş farkı çok da önem teşkil etmez.

olur ama bi süre olur

fuck buddy olur.

edit: olurunu olmazını boşver hacı keyfine bak,baağzıları genç sever :D

olur da geleceği olmaz

ben de 23 yaşındayım 29 yaşında bir kadınla buluşçam, bana olmaz gibi geliyo.

olmaz.

Olabilir.

seks...

Olmaz ya. Kadın için hiç olmaz bence.

gönlünüz, yapasınız varsa olur. yoksa olmaz. şu tarz soruların bi cevabının olmadığını öğrenin artık.

istisnalar saklı kalmak üzere, olmaz. neden? çünkü 23 yaşındaki bir erkek 28 yaşındaki kadına küçük gelir.

olmaz. 23 yaşındaki erkek, 28 yaşındaki kadına çoluk çocuk gelir. denemeye değmez.

olur tabii, gittiği yere kadar.

olur tabii ki. ama sıkıcı genellemeler yapan insanların ne düşündüğünü önemsememeniz lazım. iki insan anlaştıktan sonra başkalarının fikirlerinin bir önemi kalmıyor bence. bunun için de karakter önemli. 25'inde olup da 35 yaşındaki hemcinslerinden daha olgun davranan birçok insan tanıyorum. yaşam şartları vs. bazı insanları erken olgunlaştırıyor.

eskidendi o.

tr.wikipedia.org

eksisozluk 2000 li yılların başında popülerleşmeye başlayınca, ssg ye microsft tan teklif gelmişti. o zaman ssg sözlükte falan çok abartılıyordu:) bundan etkilenmiş olabilirler. windows ekibindeymiş sanırım micrososft ta. kendi anlatıyordu bir yerde bunları ama.

@pause bi bulsak sunu be hacım.

www.hurriyet.com.tr

röportajlarına bak.

yok mod.

yazarlık onaylaması, ya da silinmesi konularını kime danışıyoruz? sanırım ya bir yanlışlık olmuş ya da haksızlık..

iletişim'den ulaşacaksınız.

konduktorler yazar onaylama islemlerini yapiyor ama geriye donuk kontrol yapamiyorlar(di en son). iletisim sayfasini ya da ssg'ye twitter uzerinden ulasmayi deneyin.

Belki burada da yanıtlayanlar çıkabilir?

ptt'nin sitesinden o usps koduyla ara kankalemeto. büyük ihtimalle ptt'de bekliyordur.

@baldur

BU BARKODA AiT HERHANGi BiR KAYIT BULUNAMADI.

diyo abi. denemiştim zaten daha önceden de...

mail atın bence. gerçi ben de usps önceki gün mail attım dönmediler. benim de kargo iki haftadır chicagoda takıldı duruyor.

şimdi ptt'yi aradım barkod numaranız doğru değildir dediler. yoksa Türkiye'ye bile gelmese biz onu buradan görebilirdik diyorlar. nba store'a mail atmıştım onlar posta ofisinizi kontrol edin demişti. barkod numarası da yanlış olmamalı çünkü onların sitesinde yazanı verdim...

benim de bir gönderim 25'inden beri Amerika'dan çıkışı görünmeden duruyor:

25/07/13 17:10 2013-07-25 17:10:00 Send item abroad (EDI-received) Gonderi yurtdisina sevk edildi UNITED STATES (Yurt Disi)

PTT'ye girişini hala göremiyorum.

"BU BARKODA AiT HERHANGi BiR KAYIT BULUNAMADI." diyor.

Bu şekilde kaybolan iki paketim var. PTT'ye yazdım. 3-4 ay sonra "inceliyoruz" diye yanıt geldi.
Yine 3-4 ay sonra


xxx xxxx barkotlu gönderilerinizinde kapsamında bulunduğu Başmüdürlüğümüze bağlı Uluslar Arası Posta İşleme Merkezi çıkış, XXXXX Dağıtım ve Toplama Merkezi varışlı xxxxxx sayılı postanın akıbetinin tespit edilememesi üzerine Başmüdürlüğümüzce başlatılan araştırmalar sonuçlanmıştır.

Yapılan araştırmalar sonucunda konu postanın zayii olduğu anlaşılmış, olayda kusuru kamera kayıtları yoluyla da tespit edilen ilgililer hakkında hukuki süreç başlatılmıştır.

Yaşanan aksaklık nedeniyle üzüntülerimizi bildirir, iyi günler dileriz.


diye bir mail geldi. Giden gitti.

@nop

çok fenaymış. geçmiş olsun.

ben alışverişi yaptığım siteye mail attım tekrar. onların dönüşüne göre USPS'e de mail atıcam. dönmezlerse arıycam, açmazlarsa evlerine falan gidicem herhalde.

ben de siteye attım en kötü iptal edim siparişimi diye, edemezsiniz artık shipping statuse geçti dediler. bu gönderiler 4 haftayı buluyor olmazsa yine bize dönün dediler.
ama nop'a olan çok fenaymış ya zararı da mı ödemiyorlar?

siz ptt'den nasıl sorguluyorsunuz? benim no da LN ile başlıyor ama forumlara baktım da o nolar sorgulanmıyormuş zaten, kargo bulunamadı deniyormuş.

www1.ptt.gov.tr

yukarıdaki adresten.
bi de ptt'yi arayıp CM..US falan rakamlarla beraber söylediğimde neden başında CM var demedi.

forumlarda nereden sorgulanabildiğini söylüyorlar mı?

yok onu bulamadım. ben de sizin söylediğiniz bu adresi bulmuştum ptt nin sitesinden. ama benim numaram LN482xxxxx45US gibi bir şey. foruma sorduğumda ln sorgulanamıyor filan dedi. benim son gözüken usps'in sitesinde August 3, 2013, 10:03 am CHICAGO, IL 60666 diye. hala oradadır diye umuyorum, yani geldiğinde turkey yazıyormuş çünkü. galiba sizinki de miami'de kaldı. gelince çünkü turkey işlenecektir. onu da yine forumda bir sitede gördüm. forum.donanimhaber.com

Bullet Arrived Abroad, April 27, 2007, 3:04 pm, TURKEY
Bullet International Dispatch, April 23, 2007, 8:10 pm, Chicago (O'Hare) AMC
Bullet Acceptance, April 19, 2007, 3:32 pm, CHICAGO, IL 60614

böyle demişler adama. demek bizimki daha türkiye'ye gelmedi. geldikten sonra ptt sorgulaması olabiliyor anca.

ama bana ptt'deki adam, Türkiye'ye gelmeden de biz sorgulama yaptığımızda görebiliyoruz dedi. bizde bi sıkıntı var bence.

haydi ya o zaman acaba bu dediğim ln'li no ile takip edilmiyor konusuna mı geliyor. barkod no yok mesela bende. bu ln'li olan da usps'in takip numarası ptt bunla sorgulayamaz. belki bir ihtimal alışveriş yapılan siteden barkod no isteyebiliriz. pttnin sitesinde sorguladığımız yerde barkod no yazıyordu zaten. gümrüğe takılacak şeyler değil aslında. sizinki tshirt benimki de şapka tarzı bir şey. bir de bana işte gelen mail var alışveriş yaptığım siteden 4 haftayı bulabiliyor bekleyin diye..

alışveriş yaptığım siteye yeniden mail attım. barkod no istedim. bizdeki no usps tracking no, ama ptt için barkod lazım verir misiniz diye. bakalım cevabı yazarım yine.

bana aynı numaradır o gibi gelmişti. ama ben de mail'de barkod no istedim onlardan. haber gelince yazarsanız sevinirim. aynı mıymış acaba USPS no'su ile...

barkod bildiğimiz barkod numarasıdır ya kalemlerin üzerinde filan vardır bakın onlara, bu ln...us olanlar barkod no değil, standartlar böyle olmamalı barkod no da. bakın mesela amerika'nın barkod kodu Amerika - Kanada Barkod Kodu : 00-13 ile başlıyormuş.
www.yenimakale.com

#'li olan da order no bende de var ondan 5 haneli bişi benimki ama o da tamamen alışveriş sitesiyle ilgili bişi. yani ben hala ümitliyim. barkod no alamasak da, bence benimki chicago, seninki miami'de.. ama nop'un başına gelen fena. inşallah öyle patlamaz bizimkiler de..

veremiyorlarmış barkod no göremiyormuş. son gördüğüm chicagoda olduğu 1 eylüle kadar gelmezse bana bildir demiş cevapta.. artık bekleyeceğim..

bana da 23'üne kadar gelmezse bildir demiş. bi de barkod numarasından falan hiç bahsetmemiş. halbuki mailimi please help and give me the number!!11 diye bitirmiştim.:/

bekleyeceğiz o zaman. haydi rastgele...

ekstra bilgi:
Az evvel USPS ile konuştum, adamlar temmuz 26’da buradan çıktı dedi. Gümrükte bazen takılabiliyor bekleyin 21 iş gününü dediler. Bu arada barkod numarası diye bir şey bilmiyoruz biz, bir tek label number var hacı dediler.
Beklemeye devam.
Eğer gümrükte takılırsa ne yapacağım onu hiç bilmiyorum…

hmm ilginç olmuş demek benimki de çıktı oradan ama ulaşmadı buraya. muhtemelen bizim paketler gümrükte.. ama takılması için sıkıntılı bir paket olması gerekmez mi. ikimizinki de bakınca takılacak şey değil gibi, ben çok kuralları da bilmiyorum da.. bence gümrükte işlemler uzun sürüyor olabilir. bekleyelim bakalım o zaman. inşallah ulaşır ya.

bugün kargom ulaştı:)
ama sitede sorguladığımda hala chicago gözüküyor.

:) hadi geçmiş olsun.

benim kargoda hala ses yok:/

teşekkürler..

haydi ya inşallah sorun çıkmamıştır, ulaşır sizinki de..

yok düşmez. sen kimi badi olarak eklersen onu görürsün.

seni kimler eklemiş haberin olmaz.

kim seni eklerse eklesin ruhun duymaz. (tabi kendisi söylemezse)

sen de birisini eklersen onun haberi olmaz. böyle bir şeyler işte.

mallara eklenirsen de ekleyen kişiye mesaj atamazsın, öyle anlayabilirsin. yoksa sana bir bildirim falan gelmiyor.

olabilemez.

yeni clio tuttu hocu.

genelde kalecilerde tutar o. neuer için yeni oliver kahn desek yanlış olmaz mesela.

ayrıca messi'ye yeni meradona gözüyle bakarsak eğer, tutmakla kalmadı anasını bile ağlattı.

tutan var tutmayan var.

messi yeni maradona'ydı işte başlarda? direk messi olarak çıkmadı adam maradona'nın halefi olarak tanıtıldı hep.

ikinci yeni

son kullanma tarihi yazmıyo mu üzerinde?

@baldur nisan 2014 diyor ama actiktan sonra isler degismiyor mu?

açmadan nasıl kullancaksın ki?

kullanabilirsin.

Hayır 1 sene önc... Neyse

Şekerleri farklı onların, kalorinin çeşidi farklı yani. Meyveler çok şeker içerir, özellikle yapay (kutu) meyve suları çok çok çok şeker içerir.

Normal meyve yediğinde çok şeker alırsın ama bu aldığın şeker koladan aldığın şeker gibi sağlıksız olmaz.

neden şaka olsun?

adoramer3ku doğru demiş. ikisi de içerdiği şekerden dolayı aynı kalori ama birininki dandik şeker, öbürününki nefis meyve şekeri :) bunların glikemik endeksi de farklı oluyor. dandik şeker aniden yüksek enerji verip fıs diye söner. meyve şekerinin etki etme süresi daha yayıktır.

(bkz: #12733350)
(bkz: #21996520)

gökmen ziya ve serhat

guntekin'in zamanında guntekin sunucu konumundaydı serhat da yorumcu.

ziya bence de.

yeni yazarlar göremiyor. en az 1000 entryin artı 100 karman olması gerek.

baldur +1

baldur'un dediği doğru. gerçi sanırım geçen ay o 100 karmayı 150'ye yükselttiler. emin değilim yine de.

bir de karma nedir diye sorsam?

ekşi++ yükleyince mi görüyoruz?

göremiyorsun.

o yemeğe davet etmeyiniz.

şu raddeden sonra ne yapsan fayda etmez gıbı duruyor(olay aslında senlıkde degıl ama kızın kendı kuruntuları varmıs anlasılan) ve bu sebepten dolayı arkadas ortamında bu konuyu acmamıs olsanda kendınce ustune alınmıs herseyı ve bırazda havalara gırmıs bosver. yemegede cagırma bence o dusunsun neden cagırmadıgını o sorsun arkadas cevrenıze ve o zaman ne oldugunu belkide daha iyi anlar.

o defteri kapat.yemeğe çağırma.

manyak misin?
suraya yazdigin duyuruyu acip ona soylesene.
anlat mantikli bi sekilde derdini.
okuz diilse ters bi tepki vermiycektir.

bu duyurunun linkini yolla ona.

kız ne kadar iyi olsada özünde bir kız.

benzeri oldu, hatta ben bozuştuktan sonra kız kendi aradı arkadaş kalalım konuşalım diye, sonra sen hala beni sevgilin yapmak istiyorsun diye kendi bozuştu bu sefer.

bence sadece çağır. ısrar etme, kuru bir davet olsun

böyle salaklarla uğraşılmaz, kız anlamamakta direniyor. mail at her şeyi açıkla, cevap vermese de olur.

Kız malın teki sakın yemeğe çağırma.

kardeşim bu durumun aynısının tıpkısını, kelimesi kelimesine yaşadım, çok ciddiyim. arkadaş kalınmıyor, karşıdaki de sen de arkadaş kalabileceğinizi düşünseniz bile. aynı ortamda bulunsanız bile, sen onu kaybetmek istemesen bile. ben de aynen böyle düşünüyodum, yıllar sonra bile konuşulabilecek biri olsun diye, kaybetmeyeyim diye, olmuyor, ne kadar uğraşsan olmuyor anasını satayım, olmuyor amk. zorlama. acı çekersin biraz ama hiç konuşmamaya çalış, daha iyi senin için.

benim duyurum: eksiduyu.ru

edit: oha, cidden kelimesi kelimesine aynı, tekrar okudum, şu son bikaç satırda yazdığın şeyler asla gerçekleşmeyecek, boşuna kendini umutlandırma. o yemeğe de çağırma.

Yemeğe davet etme, sen eğitimine bak, unutursun zaten bir süre sonra yeni ortamlara girince, sonrasında dönüp geldiğinde bence zamanın verdiği olgunlukla arkadaşlığınız eski halini alır diye düşünüyorum.

beter ol

Hikaye gibi ne guzel anlatiyorsunuz, amk da diyebilen, mefkure de belleyebilen arkadasim. Varin gidin, bos islerle ugrasmayin.

zaman bu sorunu çözer, evet.
sadece sakin ol, bir rahat bırak herkesi, olayları da akışına bırak.
kafayı yeme.
gergin falan olmaz endişelenme, zamanla çok iyi arkadaş da olabilirsiniz.

aynen katılıyorum arkadaşlara, o iş bitmiş artık malesef. herhangi bir şekilde görüşmenin de kimseye faydası yok şu aşamada. en güzeli uzaklaşmak vesselam..

senin düşündüğün kadar kişilikli ve muazzam bir kız değilmiş, kafayı takmaya değmez.

hoşlandığınızı söylediğiniz fakat aynı duyguları taşımayan bir insanla neden arkadaş/dost kalmak için kasıyorsunuz? deli misiniz nesiniz

çağırmayın yemeğe falan, haline bırakın.

arkadaşlık düzeyinizi falan bilmiyorum ama benzer bir durum başımdan geçti. her şeyiyle çok iyi anlaştığım, arkadaş ortamında yakıştırıldığım bir kız vardı. fiziğini de beğeniyordum fikirlerini de. zamanla beğenim hoşlantıya ve sonrada aşka dönüştü. çok ilgileniyordum onunla. yalnız vakit geçirmiyorduk (açıkcası korkuyordum, heyecanlanıyordum) hep 3-4 arkadaş grubuyla hareket ediyorduk ve gerçekten uyumluyduk.

sonunda açıldım. yalnız kaldığımız bir zamanda "benim için çok önemli bir konuyu senle konuşmam lazım" gibi bir sözle giriş yapıp "seni seviyorum" ile noktaladım.

kırmamaya çalışarak (epey kıvranarak) reddetti. reddedilmeye kendimi o kadar hazırlamış olmama rağmen, bir an mideme sert bir yumruk yemiş gibi oldum ama akabinde 15-20 dk muhabbet ettik, reddedilmeyi hazmettim. (daha doğrusu öyle sandım)

eskisi kadar olmasa da görüşmeye devam ediyorduk. ortak arkadaşlarımın çoğu duymuştu ama kimse damarımıza basmıyor, ima dahi etmiyordu.

1 ay kadar sonra yine ortak arkadaş kaynayan bir ortama yanında sevgilisiyle geldi. birkaç günlük yeni sevgililermiş. hâl-hareketlerini gördükçe içim içimi kemirdi. kendimce öyle hin biri de değildim oysa.

hiçbir sıkıntı çıkarmadan, üzmeden, azalarak çıktım hayatlarından. sonra hep üzüldüm. emin değilim ama reddedildiğimde doğrudan iletişimi kesseydim daha az üzülürdüm galiba.

arkadaşlık düzeyinizi, eski muhabbetlerinizi bilmiyorum ama benimki gibiyse kesinlikle o yemeğe davet etmemeni, hatta ortak arkadaşlarını da tembihleyip yavaş yavaş o kızı hayatından çıkarmanı öneririm.

18 erkek.

böyle yolun ortasında teklif etse kabul etmem tabi ki. böbrek.avi olabilir :)

turkiye'de isem kacarim arkama bakmadan, yurtdisinda isem ortama zamana gore hareket ederim...

direkt kabul ederim. erkek.

24, erkek.

hangi ortamda, nerede ve ne şekilde söylendiğine bağlı olarak durum değişir. cinselliğin bilindışındaki en güçlü dürtü olduğunu biliyorum. zaten kafa karıştırıcı ve gündelik yaşamı etkileyen bir arzuyken; böyle yol ortasında söylenmesi aklımı karıştırır. fakat ortamına göre evet ya da hayır derim.

21 erkek
masa da oturuyor olursam lak diye çıkarır koyarım masaya neyse şaka bir yana kabul etmem heralde yada kendi evime davet ederim o daha mantıklı bak

21 erkek
muhtemelen hayır derdim. kimsin nesin... sonra al başına belayı.
tok gözlü olmakta fayda var bu gibi durumlarda.

25 kadın kabul etmişliğim var

bedava ve ekstra bir gıda

1.bp.blogspot.com

Türkiye'de veya başka bir ülkede olması farketmez. Kabul etmem, 26, erkek..

Ahahaha diye güler hayir derdim.
26,erkek.

20 erkek

hatun güzelse neden olmasın.

kabul etmem, kibar bir dille reddederim.

erkek
22

temel beklentilerimi karşılıyor, saykoluk belirtisi göstermiyor, prezervatife karşı değilse, bachata biliyorsa why not? :) daha öncesinde edilen uzun muhabbetlerin özeti bu değil midir? barda kesişmelerden, havadan sudan muhabbetlerden çok mu farklı?

erkek 38 :)

"absolutely not" diyen kız kezban.

23, erkek

işkillenir, kaçarım.
ha işkillenmesen yaparım sanırım.

erkek 17 cm.

dolaylı yoldan oluyor zaten bu.'gel kahve içelim' 'bu akşam bir şeyler içelim' diye. e gecenin sonu seks zaten.
direk olarak 'gel beni sik'.ya da 'gel seni bi sikiyim' bu çok absürd olur.ben kabul etmem.

not:erkek

uzun git bekleyenin falan yoksa yada baska engelın yoksa ve zamanın bol ıse uzun gıt astek yaparsın rahat olursun gerızekalı bebelerle muhatap olacagına komutanlarla muhatap olur paranı alırsın dondugunde elınde paran da olur

Bekleyenim yok.
Zamandan kasıt ne onu anlamadım 24 yaşındayım. Şu anlık bir engel yok gibi ama mesela kpss 2014'e girmeyi düşünüyorum. Bunun için engel olur mu onu da bilmiyorum. O kadar çok şeyler okuyorum ki bu aralar kafayı yiyeceğim sanırım :D

Hangisini yapacağın senin elinde mi ki? Ben ne gelirse bahtına sanıyordum.

@asteğmenlik istersen şansın artıyor. istemezsen daha az gelme şansı..

Ya biraz bölümümden dolayı böyle konuşuyorum. uzun isteyen arkadaşlarımın hepsine uzun, kısa isteyen arkadaşlarımın hepsine kısa çıktı.

Askeriyede bi ton adamla uğraşma her tip insan var kendini jiletleyini mi ararsın adam bıçaklayanını mı. Ne kadar kısa o kadar iyi. Gel sonra işine odaklan.

bence kısa yap. 3 ay sonra askerdeki halini hayal et. daha ebesinin nikahı kadar zaman mı kalsın istersin yoksa yarılamış olmayı mı?

o bahsedilen kendini jiletleyen birbirini siken elemanlarla kısa dönem yaparsan muhatap olursun, astek olursan skınde olmaz. git uzun dönem yap rahat edersin

zaten sözlükteki (bkz: yedek subay vs kısa dönem) başlığındaki açıklamalardan çoğu kişiye göre kısa dönem yapmanın daha avantajlı olduğu sonucu çıkıyor ama insan düşünüyor işte.

herşeyin muamma olması insana sağlıklı karar verdiremiyor.

askerde "bir gun, bir gundur". astek olursan, kisa donemler 5 aylik askerligini tamamlayip tezkere aldiginda, senin 7 ayin daha olacak.. oyle dusun :)

bi de askerlik bu sonucta, ne kadar rahat olursa olsun, askerligin kisasi makbuldur. ama tabi bunlari paraya ihtiyacin olmadigini varsayarak soyluyorum. illa para lazimsa, katlanirsin, alirsin maasini da.

ozetle, asteklik yuksek ihtimalle (her zaman degil) kisa donemden daha rahat olur ama +7 ay diye bir sey var.

Şimdiki zamandan gelen edit : kısa dönem yaptım. İyiki kısa yapmışım.

En son bir denis otobusu kacirma mevzusunda ozel timin bir operasyonu olmustu.

maylesef hayat amerikan filmlerindeki gibi deyil....

gundem.milliyet.com.tr

bonus:www.penturkhaber.com

bonus2: www.cnnturk.com

refah partisi milletvekili fethullah erbaş, kandile milletvekili olarak gidip 8 askeri kurtarmıştı 90'lı yıllarda.

4- ysk açıklar.

fas değil. daha aşağılara gel.

bütün afrika da su yok diye bir şey yok,batı ve ekvator çizgisi civarı bol su var hatta amazondan sonra debisi en yüksek nehir matadi (boşa denize akıyor)yine afrika da(congo da),hala afrika sömürü kıtası olduğu için hiç bir şey yapılmıyor aç ve fakir olmaları avrupalı devletlerin bilhassa fransızların çok işine geliyor suyun olmadığı bölge orta afrika buradan su götürmeye hiç gerek yok batıdan boru devresiyele su sağlanabilir.

ben o kongo'yu anlamiyorum. google maps te soyle bi en yukari cikinca bakiyoruz, ormanlik yerler daha bi zengin gibi dunya'da.

avrupa falan hep ormanlik. avustralya sidney'e toplasmis gerisi kuraklik diye. sanki orman olan yerde medeniyet de oluyor. agaclari kesip satiyolar herhalde, veya meyvesini filan satiyorlar sudur budur vesaire.

kongo afrikanin en yesil yeri, nehir var, okyanusa kiyisi var, herbisey var adamlarda. olmayinca olmuyor demek ki. kes agaci sat abi, hindistan cevizi falan vardir, kopar sat. cagir tayyibin oglunu yuklesin gemiye gotursun.

hadi fransizlar somurdu adamlari da, simdi ne dertleri var?


bana verseler norvec yaparim orayi. petrol de var su da.

ama biryerlerin fakir kalmasi gerekiyor dunyada, o da var. tek sebep o hatta.

mesela starbucks aksam 8-9 dedi mi(kacta kapaniyosa) kalan butun kekleri mekleri cope atiyor. bazi subeler bagisliyor ama azinlikta. yani 10 dakika once 5 lira fiyat bicilen kek simdi cop. almak yemek de yasak. dunyanin mantigi da bu. nestle hayir olsun diye su cikarmiyor. para kazanmak icin cikariyor. para yoksa su da yok. kongoyu da hep ezikliyolar iste, bakalim nasi gostericek.

arka seleden tutan biri olsun, öyle dene bari.

emniyet tekerlekleri ile hiç öğrenemezsiniz. çocuklar için yazılmış ama mantık aynı

www.aile.org

ayrıca youtube'da videolar var onları da izleyebilirsiniz.

boş yerde kardeşim beni tuta tuta öğretmişti.rezillik falan düşünmeden çalışın biriyle. ilk gün elime kan oturmuştu nerdeyse gidona abanmaktan. biraz zaman alıyor onu söyliyeyim. ben yurtdışına okumaya giderken öğrenmeye çabalamıştım. orda bisiklet aldım, bir kaç kere trafiğe çıktım sonrası çok rahattı. alışırsınız merak etmeyin. denge işi biraz saçma işte nasıl oluyor öğreniliyor bilmiyorum ama bir kaç güne kapacaksınız o işi.

dusmeden, kolun bacagin kanamadan ogrenilmez :)

yüzmeye benziyor ya. sakin olmazsan nası su içine çekiyor o hesap, sakin olmazsan ellerin titreyecek gidonu iyice sallayacaksın dengeni kaybedeceksin. düşeceğim gözüyle binme, yaparsın.

www.google.com.tr

Birde üstünde kral tacı sembolü var ama. Bunu hangi marka giysilerinde kullanıyor?

örvin

forvo.com

"örvıin" olsa gerek

aksfı'd'da bunu ö'vın diye okurlar tabi.

douchebag'in dediği kadar aksan kasmaya da gerek yok. adamın kendisi bile ismini öyle söylemiyordur.

tamam da hepsini sallayıp yüzde 20'sini tuttursan 30 alıyorsun :D

ben olsam kursa giderdim yerinde olsam. ama ünilerin ingilizce kursları daha iyi olur. galatasaray üni, boğaziçi üni gibi.

benim bir tanidik baska universiteden mezundu ama universite sinavina girip, bogazicinin en dusuk puanli bolumunu kazanmisti. ingilizce kursu niyetine 1 sene hazirliga gitti.

Açıkcası 27,5 almışsanız kursa gitmenizi öneririm ki normalde kursları en son düşünürüm para verildiği için. Fakat 27,5 çok düşük bir puan ne yazık ki. :)

whose burada the social sciences'ı ifade ediyor.

"The social sciences' principal concerns " -> yani aidiyet var.

Aidiyet var ama "the arts and humanities" kısmına var, "social sciences"a değil.

Çevirisi: Sosyal bilimler, temel ilgi alanları toplumun farklı yönlerinin incelenmesi olan sanat ve beşeri ilimlerin kapsamında yer alan bir takım disiplinlerdir.

"whose", who ya da which gibi sıfat cümleciğinde bir iş yapmaz. o ismin sahip olduğu bir şeyden bahseder. yani ona yöneltilen iş-eylem olmaz. “whose”dan önce ve sonra kesinlikle bir isim olmalıdır. sonrasında bir zamir veya başka bir kelime gelmez. sonrasında gelen ismin önünde kesinlikle “the” artikeli yer almaz. bu özellik iyelikten kaynaklanmaktadır. bu sayede bazı sorularda eleme yapılabilir.

bir de her memura yoksa sadece öğretmenlere mi?

125 lira falan yansır.

benim anladığım kadarıyla her memura.

yanlız bordroya baktım benim taban aylığı 1000lira gibi bişe gözüküyo halbuki maaşım bu değil tabiiki çok çok farklı bundan. o yüzden sordum nasıl yansır diye..

işte normalde memurun maaşı çok düşük, o yüzden memurların emekli maaşları çok düşük oluyor. diğer ek ödemeler falan olmasa 1300 lira falan alcaz :D

isviçre. 3. sınıf insan muamelesi görmeyi içine sindirebileceksen git bence.

almanya bence. hatta almanya ile ilgili çok güzel bir entry vardı. en beğenilenlere girmişti. onu bulup okumanı tavsiye ederim.

Vancouver dünyanın en yaşanılabilir şehirleri arasında 1. geliyordu genelde. Şahsen orada yaşamış birisi olarak herşey düzenli ve sisteme göre gidiyor ama genç biri orada sıkılabilir. Aksiyon olarak bişey yok yani. Kanada

Seneye Almanya-Münih'e taşınıyorum üniversite için. Ben çok isteyerek içime sinerek gidiyorum.

Almanya. Gidip görmüşlüğüm var, gelecek planlarımda da yer alıyor. Ben Osnabrück, Münih, Bremen taraflarını görmüştüm, her biri güzel yerlerdi. O bölgede rus göçmenler de var sanırım bayağı.

Almanya Hamburg. Yeşilliğin hası, gece hayatının allahı var (tabii haftasonları sadece). Çok güzel ve yaşanılır bir şehir.

hamburg +1
biraz soğuk ama yaşam gerçekten güzel.

Herkes Almanya demiş. Merak etmeye başladım şimdi Alamanyayı

orta halli bir hayat yasayabileceksen kesinlikle kanada. yani universite mezunu isen ya da calisip bir yerlere gelirsen.

O bölgenin yerel halkı olarak mı yoksa göçmen olarak mı? Sanırım herkes yerel halk olarak düşünüyor, alman olsam evet almanya, fakat şu anki göçmenlik yasaları, türk göçmenlerin durumu, toplumdaki büyük önyargılar ve önüne çıkarılacak 'camdan' engeller göz önüne alındığında o ülke kesinlikle almanya değil bir türk göçmen için.

almanyaya gidip, tatillerde 3 aylık maaşını gömüp bmw kiralayıp türkiyeye dönen almancı akrabalarınıza 'aa ne güzel yaşıyolar' diye özenmeyin, arka planda çok ciddi sıkıntılar çekiyorlar. Vizeni uzatmaktan, iş bulmaya kadar almanya eski cazibesini çoktan kaybetti, mantıklı bir seçim değil diye düşünüyorum 1 sene yaşamış bir insan olarak.

Bana sorarsan Kanada, Amerika (California - LA tarafları), Yeni Zelanda (bi ihtimal?) vesaire.

İskandinav ülkeleri derdim ama soğuk ve güneş ışığı sıkıntı. Hayat çok pahalı vs. Cevabım kanada.

Para konusu dert edilmeyecekse Finlandiya.

ben olsam direk viyanaya giderdim...
almanya kadar turklerden bıkmamıslar ve sehir de insanlar da inanılmaz iyi ve duzenli, huzurlu

amerika tabiki.

burda isveç, finlandiya, avusturya diyenlere bakma, tişört giymeyi özledikleri zaman koşa koşa dönerler türkiyeye.

cevabım ise avustralya.

kamudaki sözleşmeli personel olunca ne fark ediyor ki? sıradan bi vatandaşsan toplayacaksın işte belge.

0.1

a okulun ne olduğuna göre değişir

eğer en tepede değilse yerleşir (galatasaray vs gibi bi okul)

150 demiş ya

İlk video ile ikincisi arasında çelişki mi var dememiz lazım burada?

deyiniz o halde.

www.eksiduyuru.com

low-life cevaplarını okuyunuz

ne çelişkisi? cemaatçi olmadan müslüman olunamıyor mu bu amına koduğumun dünyasında? ya illa bi cemaate yamanmamız mı gerek. fethullah'a laf edince dinden mi çıkıyoruz, aynı anda bi inasn hem dindar hem de cemaatçilerden nefret ediyor olamaz mı?

Babadan oğula geçirecekler bu cezaları az kaldı. Baban tamamlayamadı sen tamamla ..

farklı farklı suçlardan verilen cezalar. toplayınca böyle oluyor.

Her suç için ayrı ceza veriliyor özetle.

Sadece ilker aksum serbest. Diğerleri hâlâ gözaltında. Adli tıp sonucu bekleniyor muhtemelen.

ilker aksum'u nıye bırakmıslar acaba? fıkrın var mı?

merakımdan soruyorum

çocuklar ünlüler işte.
nehir erdo
sarp apak
kenan imiz falan

her 1000 kızdan biri kaşar olsa her gece 100 kız arasa 10 günde bir seks demek.

paraları var, muhabbetleri var, esprililer daha ne olsun.

baldur haklı,yakuza'nında hesap mantıklı kaba hesap ama :=)

engin alan balyoz'dan değil mi ya?

o bunda yok. balyoz'dan hüküm giydi.

engin alan ergenekonda değil sanırım ancak benim de duyduğum kadarıyla en az ceza 80 küsür yılla yalçın küçükte, diğer herkes müebbet...

minibüs falan yok mu? 30 dakika yürünmez.

bir defa o türde bir salonda spor yapılmaz stres yapılır anca..
iyi bir salon varsa tabiki oraya git hiç düşünme.
30dk yürünmez olur mu naptınız ya..

Spora giden adam, koşmaya giden adam yürümek istemiyorum diyorsa ben pes derim.

1 saat yürüyecekse spor salonuna gitmesine gerek yok zaten.

oluyor.

evet olacak

oldu, oluyor, olacak.

ek soru sorayım ücretsiz olmasına rağmen bu geçişler için hgs-ogs vs. taktırmak zorunda mıyım bu süreçte?

ogs & hgs devre dışı oluyor. hangisinden geçtiğin fark etmez. ama sen yine de hgs al. eninde sonunda alacaksın zati :(

İtalya da 2500 dolara satılır niyeyse euro değil;D sen takılma boşver çarşamba sosyete pazarında 10 lira

150-200-250. modeline göre değişir.

180-500 olması lazım. üst limitten emin değilim.

ortalama bir ray ban 200 eur'dan başlıyor, 1850 eur'ya kadar çıkıyor.

sezon sonu pazarlıklı fiyatı 150'den başlar.

anlayamadım ya...

şimdi douchebag'in dediğine göre taban fiyat yaklaşık 500TL,
e siz 150-200 diyorsunuz?

yaz ve kış aylarında fiyatlar değişir. şu an da fiyatlar kabarık olan bu.

200den 500e fırlamaz herhalde?!

www.asos.com

100$ gibi fiyatlara olan modelleri bile var.
türkiye'de pazarlıkla polarize camlı olmayan modelleri ortalama 300tl civarı bir fiyatla alabilirsiniz.

yeni sezon fiyatları: www.ray-ban.com

türkiyede tl karşılığına bir 50tl daha ekleyerek alabileceğiniz yaklaşık fiyatı bulursunuz genelde.

taban fiyat 150-200 dediysek indirimli fiyatlar. etiket fiyatına bakarsan 300'den aşağı zor bulursun türkiyede. atasunda turkcellilere %30 indirim vardı mesela. yeni sezon bir gozlugu 260'a aldım geçen ay. şu olabilir. www.ray-ban.com

ben taniyorum, maalesef sadece 1 kisi :)

Nadir ama var.

yok

birileri egosunu şişirmediyse egosu yüksek değildir zaten
türk kızlarında bol bol bulunabilir gibi

benim etrafımdaki (eş-dost) kadınların hepsi öyle. egolu ve bencil biri ile neden takılayım ki?

egosu yüksek olmayan kadınları da siz beğenmiyorsunuz. sonra rererö. yok sarışın, yok sıfır beden götünü kaldırıyorsunuz. sonra hiç egosuz kadın yok. he he evet.

var ama görmeyi, iletişim kurmayı becerebilmek lazım. her yüksek egolu insan diğer insanlara aynı şekilde davranmaz. samimiyeti hissederse ya da aradaki iletişim sağlam olursa. o yüksek egolu insan yelkenleri suya indirip şeker gibi biri de olabilir.

İnsanoğlu temelde bencildir. Özgüveni yerlerde olan bi tip arıyorum diyosan asosyal tiplere bakınmayı deneyebilirsin, tabii ilgini çekerse o ezik(?) tipler.

sana öyle rastlamış. çeşit çeşit insan var. bu dediklerini hayatta söylemeyecek erkekler tanıyorum. sana rastlayan kadınlardan ağzın yanmış belli ki, her ağzı yanan gibi sen de genelleme yapıyorsun maalesef. :)

egosu yüksek olan insan tam tersi mütevazı olur çünkü ego istekleri akılcı yollarla bastıran bir savunma mekanizmasıdır. kibirli insan egosu düşük insandır. sorunuza gelince bunu nasıl kadınlar olarak genellediniz anlamış değilim hayatınızda kaç kadın tanıdınız? ayrıca insan doğası gereği bencildir ama bütün insanları aynı kefeye koymak=düz adamlık. burada da erkeklerin neden kadınlardan daha bencil olduğuyla ilgili bir tartışma ve ilginç argümanlar var mesela bkz. www.experienceproject.com(women)-Love-Them-More-Than-They-Love-Us/40988

var, sevgilisi tarafından henüz terk edilmiş kadınlar:D hem de öyle bir seviyedeki egoları, asansörle -5 yani.

Tüm süpermarketlerde bulunur, sadece Koçtaş'la kısıtlamayın.

eczane

nalbur aktar

poset tutulabilir.

1 gün önceden beslenmesine dikkat edin.

sadece gugılladım, içeriğine bakmadım. yanlış/hatalı veya sorunuza cevap olmayan bir içerik olabilir.

www.cocukbakimi.com


www.frmtr.com

Uyku ilaci verin gitsin uyusun cocuk. Tani once eczaciya danisin

mümkünse yolculuk öncesi iyice yorulup yolculukta uyuması iyi olur. bir de hep karşıya baksın. yan camlardan bakıldığında kayan manzara mide bulantısını artırıyor. sürekli ön camdan yolu görecek şekilde oturtulsun. poşet de hazır edilmesinde fayda var tabii.

ucaga bindirilir

metpamid şurup içirilir yola çıkmadan.

anti em denilen bir mide bulantısı ilacı var, küçükken ondan verirlerdi bize.

yaşına uygun olup olmadığını bilmiyorum ama ben emedur kullanıyorum kendim için