(bkz: kıyıköy)?

Edirne yunanistan siniri?

keşan - satır et.

iğneada!

şükrü paşa anıtı ,sarayda güzel bir piknik alanı var eger selden etkilenmemişse giilebilir

edirne ciğeri olabilir.

senin en güzel yerin kahverengi gözlerin.

bu da kahve sayılabilir. evet.

Yok yok ana tema içecek

landon pigg - falling in love at a coffee shop

Bu akşam size yeni bir öyküm var ... Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var:

rahmetli barış manço - kazma.

bebekliğimin şarkısı:

www.youtube.com

edit: arkadaşım önce diyorsun "içinde geçsin..." sonra diyorsun tema olsun.

www.youtube.com

Bob Dylan - One More Cup Of Coffee

kahve temali degil ama icinde kahve gecmesi acisindan daha mutlu olamam?

"gune kahveyle basladim..."

ya ezginin günlüğünün bi şarkısı vardı zerdaliler diye, tam soruna cevap olmuyo ama orda bi kahve olayı dönüyodu sanki ve bence çok da güzel şarkı:)

dün geceki dostum yine bira ve kahve

bir fincan kahve olsam kırk yıl hatırım vardı
ömrümü sana verdim dönüp baksen ne vardı.

şarkının adını bilmediğim anlaşılmıştır herhalde. bir de şu var türkçe olmak zorunda değilse;
www.youtube.com

oldelaf şarkısı var bi tane tik koymazsan silerim.

www.youtube.com

sözleşme imzalıyorsunuz bir nevi. o nedenle.

(git: 495030)

bi miktar,
dicem taşşak geçer gibi olcak ama cidden bi miktar koyuyorum ben elimle.

pişirirken koyuyorum. çok olmamasına özen gösteriyorum. azsa zaten yerken ekliyorum üstüne.

pisirirken yemege göre göz karari.

yemeğe ve salataya hiç bir surette tuz koymam. mümkünse tuzsuz ekmek yerim. bana öyle daha lezzetli geliyor.

yemeğin içine tuz dökmüşlerse reddetmem tabii yine de yerim.

pişirirkenkonan tuz yeter tabii oranını iyi ayarlamış olmam şartıyla bazen normal alıştığımdan fazla miktarda pişirdiğim şeylere aynı miktarı koyunca veya tamamiyle unutunca doğal olarak tabakta ayarlıyorum. tek istisnası yeşil mercimek, normalden tuzlu sevdiğim için tabakta da eklerim.

özel bir tuz kaşığım var yemek pişirirken kullandığım, 2 çay kaşığı falan tuz alıyordur herhalde onunla bir, yemeğine göre nadiren 1.5 kaşık koyarım.

amma yazdım :/

Yemeğe tuz koyuyor musunuz?: sıfır.

sağlıklısı ve doğrusu nasıl sizce?: sıfır olması. gıdalardaki yetiyor bana. evime tuz şeker ekmek un vs vs girmez.

yemek yaparken çok az tuz koyuyorum, tabağıma da atmıyorum ama tuzlu pişirilmişse de yiyorum yok demiyorum :)
bence gereğinden fazla tuz tüketiliyor, benim tuzlu bulduğum her şeyi millet üstüne tuz atıp yiyor

sadece pişirirken koyuyorum. delikleri büyük bir tuzlukla 3 kez çat çat çat diye döküyorum (efekt olmadı sanırım ama anlayın).

babam şeker hastası olduğu için yemeklerin hep belli bir tadına alıştım. yaparken de öyle yapıyorum. insanlara tuzsuz gelir bizim yemekler. arada ben de tabaktayken atıyorum ama çok da aramıyorum, az tuzlu alışmışım zaten.

restooranlarda yemek beklerken ekmeğe tuz döküp yerim ama. ona bayılırım. millet önce yadırgar, sonra deneyince severler. tuzlu ekmek güzeldir. bir de zeytinyağı.. oyş!

2- fırça başları şarjlı modeller için.

fırça başı şarjlı modeller için.

30liraya almıştım şarjlısını. 3-4 senedir kullanıyorum. gayet süper.

Ben de diş fırçası olarak Oral B kullanıyorum ve çok memnunum.

www.youtube.com ?

şodimeyko hi mey hay hay

www.youtube.com

nasibim ol diyor.

www.youtube.com

arash boro boro

tabiki %99 bu şarkı:
www.youtube.com

+1 demek istiyorum tüm yazılanlara. ha bir de değiller, cevap olsun diye bu.

iki gram rahatlamaya izin verilmiyor, hemen bir uzmanını bul havası herkeste. hoş değil.

Laf olsun torba dolsun

bi psikologa, psikiyatriste git

çok boş şey soranlar var.
bizim insanımız doktora gitmez, her şeyi işinin ehlinden daha iyi bilir.
sonra kulaktan dolma bilgileri uygulayıp daha kötü olduğunda doktorlar kötü olur.

buraya yazan insanların çoğu da ülkenin çoğu gibi kafası çalışmayan, sorgulamayan, cahil ve boş insanlar.

kendimizi kandırmayalım, öyle ahım şahım bir ülke değiliz.

insanlar 'depresyonda mıyım' diye soruyor, 'ilaç kullanayım mı' diyor, millet de temkinli davranıyor. yoksa şu kız bana şöyle davrandı, oda arkadaşım şöyle biri deyince adamakıllı tavsiye de veriliyor.

Kronik kilo sorunu yaşan biri kola cips yiyerek, yan gelip yatarak kilo alamaz. Kendimden biliyorum. Ki, sen de biliyorsun galiba.

remeron iç.

ben kan surubu ıçtim bi ara kilo almştım gerçi bnde kanzılık vardı ama kilo aldrmıştı. sonra yıne kilo verdım ama.

Spor, spor, spor.

burada bir adam vardı yazıyordu ara sıra. 185 ve daha üstü ama 50 kusur kıloydu sanki. enter miydi neydi rumuzu. öyle bir şey yani.

edit: hatta kendisi "eksi duyuru kilo alamiyorum" konulu sorularin uzmanıydı.

spor, düzenli ve dengeli beslenme iyi bir yöntem. yan gel yat ile olmaz bence.kiloaldirici.net

(bkz: #27713915)

edit: enter diye bahsedilen ben miyim? aheuaeh.

herhangi bir aile sağlık merkezinden alabiliyoruz.

eksi++'i icat edenlere her defasinda tesekkur ediyorum.. bi kere donuz yapinca artik uzaya giden ilk turk olsa haberin olmuo.

o kadar sempatik ki her entrysini okuduktan sonra allahım neden beni hetero yarattın keşke aktif bir gay olsaydım diye isyan ediyorum.

sempatik troll olmaz hocam.

ben karsiyim trollerin sempatik gösterilmesine.

yok,sempatik değil

ben de seviyorum

bu gök yeleli bozkurt kimdir nedir? ne iş yapar? yaşı işi gücü falan ?

şöyle bir şey var, trol sizin düşüncelerinize yakın biri ise sempatik gelir, sizin görüşlerinize dik ise o zaman antipatik gelir. eyyorlamam bu kadar.

kitap gibi sessiz +1

zikir fikir orantısı.

kendisi badimdir, laf söyletmem arkadaş.

gerçek gök yeleli bozkurt efsanesinden apayrı bir çizgide devam ettiği için beğenmiyorum.

bence araştırın eski atsizcilar.net forumu admini efsane gök yeleli bozkurt'u.

ağır mal bence.

amerikan pasaportunun fotoğraflarını koyuyor falan. troll işte.

din devlet gibi konulardaki trollükleri değil de diğer konulardakiler komik olabiliyor.
geçen nokia lumia'yı savunuyordu mesela

ben de seviyorum. komedi adam.

gece gündüz saçma sapan şeyler yazıyor, açıyorum başlık yanında (99) var, merak ediyorum insanlar ne yazmış diye tıklıyorum, 88'i gyb troll'ü, salak salak şeyler. hayır troll dediğin yaratıcı olur, mesela asiye kulun sana geldi efendimiz var, ne bileyim bir sürü troll var böyle, ama bu adam salak bişi bile yazmıyor yani, o kadar boş.

yani salak bişi yazsa yine tamam dicem. boş abi adam.

yok hacı ya hem dinci hem sempatik. cık. zor.

tc kimlik numarasi, adresiniz gibi bilgiler oldukca kolay temin edilebilir seyler.

dolandirici sahislarin bunlari ogrenmek icin sizden bilgi almasina gerek yok.

her gün bu tc kimlik numarası soruluyor.

1. tc kimlik numarası birisinin eline geçince, o kişiyi sizin aynınız yapan her türlü hakkı eline veren sihirli bir şifre DEĞİL.

2. verdiğin örneklerde de durum ortada. ahmet adında birisi "ben joehigashi tc numaram bu..." aslında bu dolandırıcı burada joehigashi yerine geçmiyor, sizin malınızı mülkünüzü almıyor alamaz da.

3. kargodan sağlıktan ösymden aöf'den.... her yerde 1 trilyon kez verdim tc kimlik numaramı. 11 haneli numarayı görüp güvenip kananlar var ise o numara olmadan da kananlar vardır. millet sahte nufus kagıdı vs vs yapıyor.

EDİT: 4. manyağa çare yok sonuç olarak. sizin adınız soyadınız ile çocuk pornosu sitesi de açabilirim, adresi de yazarım bir de fotoğraf. ne yapacaksınız? yani tc kimlik numarası ile dolandırıcılıktan vereceğiniz 3 örnek varsa 75 milyon içinde, görünen o ki, dolandırıcıların en az tercih ettiği yöntem bu.

yani rahat ol.

tc kimlik numarası = arabanın plakası

bir araba plakasından daha gizli bir bilgi değil. "arabamın plakasını öğrendiler dolandırıcılık yaparlar" diye ne kadar endişe ediyorsan o kadar endişe edebilirsin.

yahu şahıs işletmeleri, esnaf, serbest meslek mensubu bu numarayı alenen kullanıyor. vergi levhasına yazıyor (zorunlu), verdiği fişe faturaya yazıyor. adam günce 80 tane fiş kesse 80 kişiye ayrı ayrı veriyor numarasını kendi eliyle ve kanun zoruyla.

gizli bir bilgi değil. bu yolla dolandırıcılık yapılmaya çalışılsa bile bir şey çıkmaz. hala insanlar çıkıp "nereden buldular tc kimlik numaramı????!!!111birbir" diyorlar. gizli değil. bak o verdiğin duyuru linkinde bir fiş var. ankara'da meşhur bir dürümcü olan yıldız aspava'nın fişi. adamın adı soyadı ve tc kimlik numarası yazıyor. kanuni zorunluluk bu. bu kadarcık bilgiyle sahtekarlık yapılmaz. yapılsa bile bir şey çıkmaz.

araba plakası diyorum. ben sokakta gördüğüm herhangi bir arabanın plakasını word'den aynı fontta çıkarıp kendi arabamın plakasına yapıştırayım, sonra ogs'den mogeseden kaçak kaçak geçeyim. direk seni ararlar ogs'den elli kere kaçak geçmişsiniz diye. kamera incelenir, plakanın sahte olduğu anlaşılır bir şey çıkmaz. ee millet bunu yapmasın diye plakalarınızı mı gizleyeceğiz?

bir şey olmaz. tekrar ediyorum. gizli bir bilgi değildir.

ural-altay dil ailesi işte.

ama benzediği pek söylenemez. yani kesinlikle anlaşamazsın bir moğolla konuşurken, imkanı yok.

ancak gramer yapısı ve bazı kelimeler benziyor olabilir.

türkler orta asyadan yani moğollar ile yaşadıkları ortamdan anadoluya gelirken türkçe de bir şekilde bohçalara sızıp yanlarında taşınmış olsa gerek.

yani başka açıklaması yoktur heralde.

e zamanında oradan gelmişiz işte ???

ama ortak 100 kelime ancak kalmıştır.

tr.wikipedia.org

bu arada hocanın beklediği cevap @historien'in dediği gibi "ne alakası var len! japonca'nın gramer yapısı da türkçe'ye benziyo, gidip ona türkçeyle japonca çok benziyo diyo muyuz?" gibi bir şey olabilir. şaşırtmacalı soru gibi.

özel sektör kpds yi tınlamaz.

thy tanır

değişir. bazı bankalar, savunma sanayi şirketleri dil şartı olarak kpds yi de kabul ediyor.

ozmania + 1.

yani elbet toefl vs vs ayrı bir olay ama kpds de

"saçma salak beyinsiz ötesi bir sınav, bir gram ingilizce bilmeyen adam 75 alır"

denecek bir sınav değil ki.

özel sektörde siz olsanız:

"yaa ingilizcem var abi" diyeni mi alırsınız kpds 75 diyeni mi? ha bunlara eş değer veya daha yüksek bir toefl olsa daha da iyi elbette kim buna hayır der.

bence kpds'yi yenileyin ve daha bir vurucu nota (85 üstü) çıkarın.

tabi ielts toefl'a kimse hayır demez.

toefl ve ielts daha geçerli ancak kpds de önemli. bu açıdan bence kesinlikle girin.

özel sektör kpds'yi tınlamaz diyenlere bakmayın. thy kpds'yi kabul ediyor örneğin. şekerbank başvurusunda da kpds'den son 2 yıl içinde 75 veya toefl'dan x puan almış olma şartı vardı. türk telekom için de bir pozisyonda son 2 yılda kpds'den 75 alma şartı arandı, vesaire. ama mesela iş bankası kpds kabul etmiyor, sadece toefl ve ielts kabul ediyor.

yani özel sektör kpds'yi tınlıyor. bence sınava mutlaka girin.

Mülakatta veya iş başvurusunda "ingilizce konuşma düzeyim - iyi" gibi bir kalıptan daha iyidir her halükarda bir sınav sonucu vermek. Karşı taraf en azından bir fikir edinebileceğinden girin.

Yine de toefl ve ielts daha prestijli ve elle tutulur sınavlardır konuşmanızı ve dinlemenizi de içermesi bakımından.

sayfanın en altında, her zamanki linki ile

(kullanım koşulları - iletişim - hakkında - her zamanki)

www.eksiduyuru.com

çok çalıştığın için ağrıyordur

çalıştırmadığın(veya aynı kiloyla daha geniş bir yeri çalıştırdığın) bir kası çalıştırdıysan ağrımış olabilir.

ağrır. çalıştırdığın bölge her halukarda ağrır, o yüzden 2 gün çalışıp 1 gün dinlenirsin. ya da 1 gün çalışıp 1 gün dinlenirsin.

calistigin bi bölge 1-2 gün agrimiyosa o bölgeyi calistirmamissin demektir. kaslari gelişmeye zorluyosun buda agrimasi icin yeterli bi sebep

ağrı olmaması gelişmemek anlamına gelmez nedeni ise kasları şaşırtman çünkü kaslar adapte olmuş barfiske şınava

ceylan otel'in roof bari süperdir.

www.cafenar.com

Taksim'de Ada var. Akıpgiden İstiklal çılgınlığına kahvaltınlahoş bir şekilde eşlik edebilirsin.

Garipce guzeldir arabaniz varsa, gidebilirseniz.

Cihangir'de Van kahvaltısını tek geçerim

teras kantin. manzara muhteşem lan. boğaz filan.

şiddetle sarıyer liseliler cafe'yi öneriyorum. denize sıfır 20-25 tl'ye hayvan gibi doyabiliyorsunuz.

emirgan sütiş ve ordan karadeniz yönünde doğru 50-100m ilerde yanılmıyorsam mehtap diye bir yer var. ailecek gittiğimiz yerlerden.

teşekkürler arkadaşlar haliçte biliyor musunuz peki?

Kale cafe,rumelihisarı

demircikoy biraz uzak ama en guzel kahvalti mekani bence

Mutlak denenecek yerlerde Rumeli hisarinda otoparkin yanindaki mekan. sogukta ayaklarinin altina komur koyulan mekan.

Motivasyonunuz eksik ya da yanlis sanirim. Kendinize bir hedef belirleyin, gercekten istediginiz bir sey olsun. Bu kisiden kisiye degisir, mesela spor bir araba almak, ailenizi gecindirmek ya da ozel bir konuma gelmek olabilir. Bu hedefinizi gerceklestirmek icin ders calismak sadece karsiligi sonradan gelecek olan bir bedel, bu sekilde dusunmeye calisin.

Eger hedefiniz ders calismak ise ders calisamazsiniz, cunku kimse ders calismak istemez. Ders calismak uygun bir hedef degil, hedefinizi arzu ettiginiz bir sey olarak secmelisiniz.

1. Çalışıyorsan işini düşün.çalışmıyorsan çalışanları düşün. patron için özverili çalışıyorlar. Dersini de iş gibi düşün.ve özverili çalış.
1. Derse başlamadan önce 30 dakika çalışacağım. ve bu 30 dakikada en iyisini öğreneceğim diye başla!
3. Çalışacağın konular için başlamadan 3 dk önce liste yap. Okuyacağın konular, anahatlar vs..sonra öğrendiklerinin üzerini çiz.
4. Yemek gibi, çok çalış ama yavaş yavaş çalış. kısa molalar ver! bahçeye çık, kahve al vs..
5. Sorular hazırlayıp flash card'a yaz. önüne de cevabını yaz.
6. Mp3 player'a konuyla ilgili sorular ve cevapların kendi ses kaydını koy sonra onları dinle!
7. Zamanını çok iyi kullan! Beklemekle Ne kadar çok vakit kaybediyorsun? Otobüs bekle, arkadaşı bekle, falanı bekle vs..! Nette takılma vs..bu vakitlerde de Ders çalışabilirsin.
8. Önemli sayfaların fotokoposini çekip işaretle. Altını çiz, yuvarlak içine al, renke al, oku, anlamaya çalış. Maksimum 5 veya 10 dakika!
9. Öğrenmem gereken adha çok şey var diye kendini telkin et.
10. Okulda, evde, kitapta, nette aldığın tüm bilgileri birbirine bağla, yapıştır, bir araya topla!
11. Ders arasına yarım veya bir saatlik uyku ekle!
12. Sonunu oku, başlıkları ve alt başlıkları oku, sonra içeriği oku belki ilk paragrafları da ki resmin genelini gör! Sonra bunların özetini yaz!
13. Zamanını planla! saatlik, günlük, haftalık, aylık planlar yapıp yol haritanı çiz.
14. Sadece ders planın için küçük bir defter alıp, günlük ve haftalık planlarını yaz!

ve son olarak ufak, tefek, gerekli, gereksiz her ne olursa olsun vaktinin çoğunu ders düşünmeye ayır. öyle oturup akşama kadar kitap oku demiyorum. facete, sokaka, sağda solda takılırken bile arada bir merak edip telefon,net,kitaptan vs..hatırlamak istediğin bir sorunun cevabını bul. hatta yanındaki birine sor.

bak o kadar yazdım umarım uyarsın.

crown+1000..
Gunde en az 5 saat bu sekilde cook rahat calistigimi biliyorum

uygulamak istediğin program yanlış. günde 6 saat çalışacak insan ilk 5 dakikada sıkılmaz. azda olsa her gün çalışmayı hedefle. etkili ders çalışma programla olmuyor. boş vakit bulduğunda ve derse odaklanacak modda olduğunda çalış.

yazarak çalış

madde kullanıyor musun ?

içki sigara çay kola kahve bağımlılığı? aşırı kilo? yeme bağımlılığı?

mayeskuel'in dediği gibi her zaman olmasa bile arada kısa bir uyku çekersen müthiş faydalı olur!

Düzgün bir üniversitenin mühendislik bölümüne girdiysen, O ÖSS için kastığın kadar her sınav için kasacaksın. Tüm lise matematiğinin calculus kitabının ilk 50 sayfasında olduğunu ve 4 saatte işlendiğini görünce moralin bozulacak.

Sosyal anlamda etkin olursan ilk sene derslere zaman ayırmazsan 4 senede bitirmeyi unutacaksın. İlk sene ders kasarsan daha sonra belki düzene koyup hayatını güzel bir sosyal hayat sahibi olabilirsin.

Üniversitede kızlar teklif ediyomuş, üniversite çok daha rahat olur abi diyenleri sikmek isteyeceksin her durumda.

Tanrı şahidim olsun ki...

Üniversitede, şenlik vakti daha önce görmediğim tanımadığım bir kız yanaştı bana. El ele kol kola zıplayıp şarkı söyledik, bira içtik, dans ettik.

Kızlar teklif etmsede de... Böyle de bir anım var.

Unutmadan... Üniversite çok daha rahat olur. İİBF'den selamlar. Calculus?

son 3 yılım 3 farklı üni.de geçti.Öyle çılgın atmalar yok kızlar teklif ediyormuş falan hepsi hikaye..

ders anlamında: otur çalış diyen yok. senin şahsi becerin - kişisel özelliklerin çok çok çok çoooooooook fark eder.

sosyal: şehire ve üniversiteye göre çooooooooooooooook değişir. x üniversite 2 erkeğin evde oturup bira içmesi "sosyallik" iken diğerinde adam gider defalarca kongre erasmus vs vs derken yurtdışına çıkar.

üniversiteden, bölümden, şehirden çok farklılıklar olabilir. ilişkiler daha çok çıkar üzerine kuruluyor. liseden daha rahat oluyor ilişkiler. neticede insanlar ergenliklerini atmış oluyorlar. atamamış olanlarda yok değil. bir de lise aynı çevreden insanların takıldığı yerler. ama üniversiteler neredeyse tüm türkiyeden insanların takıldığı yerler.

ders anlamında ise bölümden bölüme üniden üniye çok farklı olabiliyor. benim bölümümde devam zorunluluğu yok. kafalar rahat yani ama gidiyoeuz derslere.

hayır. hiç bi yerde açık olmaz. pazartesi salı halledicez artık moruk. iki gün kaldı.

anıttepe'dekinden BİZZAT duydum, cumartesi pazar açığız dedi.

sonra kayıt almayı sadece cumartesi yapıcaz dedi.

öyle bi'şey yok. resmi sitede mesai saatleri diyor. açık olsa bile işlem yapma yetkiler olmayacaktır. en fazla kenara not edip, hayrına mesai saatleri içinde girişinizi yapabilir. ya da tarihi ileri ya da geri alarak kaydedebilir.

Ama sanmıyorum böyle bir iyilik abidesi büronun oldugunu. Neden siklerinde olsun, adamlar memur. yatarlar aşağı.

kayıtlar nedeniyle cumartesi-pazar 07:30 - 18:00 arası açıklar, gidip gördüm.

hocam bahsettigin gibiyse ortam bence küflü seyler birak hep.

Altı üstü bir tatlı ya.

Abartma bu kadar, çaycının ne düşündüğünü kim önemsiyor.

aynı tatlıdan bir tane daha al dolaba koy. üstünede al tatlı zıkkımlanırsın yaz :))

haklı olan sensin, her zamanki tavrın nasılsa, aynı kıvamda devam et..

Üzerine adını yazdıysan, bu benim kimse almasın demektir ve bizim ofiste olsaydın sana gıcık olurdum. Pinti damgası yemiş olman bu açıdan normal. Ortak buzdolabına konan her şey benim gözümde ortaktır. Alan kişinin haber vermesi gerekirdi, o açıdan haklısın ama tutup da herkese benim tatlımı yemişler diye vıkvıklanılmaz.

belki o kendisi yedi, şimdi baskın çıkmaya çalışıyor.
sonuçta ne derse dersin, 1 liralık çikolata bile olsa, sana ait olan bişeyin, senden habersiz alınması saygısızlık ve hatta hırsızlıktır. o anda görünce çok canı çekmiş dayanamayıp almış olsa bile, sana haber vermesi hatta muadil bişeyi vermesi en azından borcum olsun demesi gerekirdi.

hocam ben bu ofis ortamlarına ilk girdiğim de neredeyse böyle bir hata yapacaktım.
dolapta bir tane taze sıkılmış meyve suyu vardı. üstünde de kime ait olduğu yazıyormuş. ama ben hiç dikkat etmedim. dolap ortak ya, her istediğimi alabildiğim için onu da aldım. bu başkasının olabilir gibi bir düşünce gelmedi hiç aklıma.
herneyse aldım bunu masama götürdüm. tam açacağım, kapağı zorluyorum işte bir anda üstündeki yazıyı fark ettim. ohannes deyip geri götürdüm.
belki de kapak zorlanmasa, farkında olmadan götürecektim başkasının malını.
demem o ki, olabilir böyle şeyler. çok abartmamak lazım. insanız sonuçta

tatlıyı oraya koyman adını yazman falan tuhaf bir davranış bence, alakasız zamanda alakasız birisi alıp yiyebilir, yemese bile canı isteyebilir. sadece bir tatlı o an yemediğin için zaten bayatlayacak, ben olsam isteyen yesin diye dolaba koyardım sorun olmazdı lafını etmeye utanırdım açıkcası.
tabi bu demek değil ki o kişinin yaptığı doğru yaptığı şey sinir bozucu evet.

ortak yere konan herşey ortaktır mantığı nedir abi? Ortak otoparka konulan arabanın çalınması felan normal bu durumda? Benim anlatmak istediğimi çoğu kişi anlamamış. Ben yapılan saygısızlığa ve akabinde parasal boyutuna dikkat çekilmesine takıldım. Bir tatlıyı kafaya takacak kadar manyaklaşmadım henüz..

Buzdolabı ortak kullanım alanı algısı çok yanlış.
Ne demek içinde ne varsa ortaktır?
Ben diyet tatlı alıcam oraya koyucam, "burası ortak alan" deyip biri götürecek? Kafalar iyi galiba?
Askılar da ortak alan o zaman, beğendiğimiz montu hırkayı giyip gidelim her gün.. Breh breh..

madem olaya tatlı değil para açısından yaklaşmışlar...
dolaba tatlı değil, tatlı parası bırak.

oharey
sanki herkese buzdolabı veriyolarda ortak olana koyunca herkes kullanabilirmiş
haklısın bu sefer komşu
ama ipleme uzatma, ye tatlıyı geç, kafana takma
-Homer

araba ve tatlı örneği çok alakasız malum. benim demek istediğim bu tarz şeyler pek hoş karşılanmıyor ya da önem verilmiyor bu toplumda çünkü herkes fazlasıyla paylaşmaya alışık. arkanızdan bu böyle yapıyor bak bu cimri bile derler. alışkanlıkları değiştirmek zordur. tek sorun tatlıyı yiyen kişinin ben yedim ama sorun olur mu şeklinde, bir açıklamayla beraber durumu size anlatmaması.

buzdolabına konulan ıvır zıvırların herkes üstüne birşey yazıyor. Bu genel bir uygulama. Önemli olan insanın güvenerek birşeyi oraya bırakamayacak olması. Evet onun canı istedi yedi afiyet olsun..ancak benim de bugün canım istemişti o nasıl olacak? Ben de daha önce ortak bir yerden bir ürün alıp sahibine haber vermiştim. Ve akabinde yerine koymuştum. Bence olması gereken budur. Demekki ben birşey söylemeseydim hiçbirşey söylemeyecekti.Ayrıca üzerine al tatlın orda ye sus tadında yorum yapılması çok ağrıma gitti anlatmak istediğim bu.

dolabı tatlıyla doldururdum.ve isteyenin alıp ordan yemesini söylerdim.

ofiste çalışan sayısı azsa herkes için tatlılar alır, üstlerine isimlerini yazar dolaba koyardım. alan kimse utanırdı.

demekki çaycınızla aynı şekilde algılamıyorsunuz olayı siz isminizin yazıldığı şeyin sorulmadan alınmasını saygısızlık olarak görüyorsunuz fakat o bunu cimrilik, malını sakınmak olarak algılıyor bunu kolay değiştiremezsiniz yapabileceğiniz bir şey yok hayatınıza devam etmekten başka, o tatlıyı da canı isteyen yesin diyerek hatta belki üzerine yazarak dolapta bırakabilirsiniz böylece tatlısında olmadığınız belki anlaşılır.

her şey bir yana:

"ortak dolaba konan her şey ortaktır"

böyle bir şey asla olamaz.

fantezi dünyasında çareler çözümler etik utandırmalar didaktik hareketler bitmez ama gerçek hayat farklı. wc'nin sifonunu çekmeyen (aynen s.çtığı gibi bırakan...) insanlardan dolayı çıkan tartışma, mesela bunu bile 3 ayrı yerden duydum. gerçek hayata bakalım:

1. herkese tatlı koy falan filan, kimse utanmaz oturur bir de yerler bir de sana "eee bir tatlı için mızmızmanlandı da bak kendisi utandı" derler.

2. bizim millet böyle şeylerden anlamaz. sen "tatlımı kim yedi ben malında değilim yapılan hata" desen de herkesin diyeceği "yaa bir tatlı için ağladı" gibisinden bir şey olacak.

3. toplu yaşamda en mal en salak en gerizekalı adama göre hareket edeceksin. işyerinizdeki şartları bilemem ama dolaba böyle şey koyma işte. olacak olan budur.

4. ben olsam sesimi çıkarmazdım bir daha da koymazdım oraya bir şey.

5. askerde yatılı okulda vs vs buna benzer çok şey gördüm. askerde ben kola koymuştum dolaba. falanca komutan kola istemiş emir eri bulamamış dolaptaki ---kolanın benim olduğu kendisine söylenmesine rağmen--- kendi komutanından korkup almış. sonra ben öğrendim durumu çocuk hem benden hem kendi komutanından sopa yedi. tüm gün çocuklara kola ısmarlayan ben dolaptan 1 kutu kolasını kaptıran yine ben. belki o bana hediye belki tenekeye bir şey yazdım belki kola içme hastasıyım vs vs sen nasıl başkasının malını dolaptan alırsın diye yedi bu sopayı. ağladı falan. ha nedir sonuç ne? hata yine bende. bölüğün dolabına bir şey koyarsan olacağı bu.

şu an gittiğim spor salonu mesela, tek kat 200 metrekare bir yer. salon sahibi dolaba uzum koymus. adam da tum gun orada ha. nasıl olduysa diyor uzumun yarısı buhar oldu. adam spor yaparken gıtmıs yemıs. dedım hata sende. koyma. kendı salonunda kendı gozu onunde kaptırdı. neyse böyle işte. ben kendı abımın ablamın evınden dolaptan bır sey cart dıye almam yemem ne olur ne olmaz sorarım.

6. ha nedir şu olur: (bu önemli*****)

adam cok canı cekmıstır sekerı dusmustur delırmıstır tatlıyı yer ama sana da not bırakır dolaba veya masana:

"ned flanders tatlını yedim kusura bakma yarın ısmarlarım" der. ha tamam.

bu yok ama.

o zaman bu yürümek falan değil net hırsızlık. kimse kusura bakmasın böyle.

yani sonucun da sonucu:

1. koymayacaktın.

2. kaptırırsan da sesını cıkarmayacaktın. yok 1 tatlı ıcın mızmanlandı yok o ona soyledı o gıttı yedı ama esas bu yemedı ot bok bıtmez geyık.

Büyük ihtimalle kendisi yemiştir. Ama mal olduğu için üste çıkmak için herkese senin pinti olduğunu yaymıştır. Ama tatlı mevzuunu kapatın artık. Konuşmak aleyhinize çalışır böyle durumlarda.

yarın iki tane tatlı al, birine kendi ismini yaz, birine de ortak fln yaz... baktım birilerinin canı çekiyo, kendikimden olmiim dedim en azından, afiyet olsun kim yerse dersin... zaten yeterince maraz çıkarttığın için bir daha yapmazlar muhtemelen, senin de adın pintilikten çıkar, kapiş?

Ben olsam bişey yapmam ama haklısınız. Ev arkadaşlığı filan söz konusu olduğunda dolaptaki şeylere isim yazmak aşırı tuhaf geliyor bana ama ofisteki buzdolabına konan herşey ortaktır diyenler de düpedüz saçmalamış. Bir kap tatlı kaç kişi için ortak olabilir? İmkansız. Ortak olacaksa herşey, anca herşeyden (ofisiniz kaç kişiyse) 20 porsiyon filan almanız lazım. 20 kişilik ofiste 1 kap tatlının ortak olması demek, ilk görenin götürmesi demektir anca. Onda da ortaklık, paylaşmak filan gibi güzel kavramlardan söz edilemez.

buzdolabının ortak olması, içindekilerin de ortak olduğu manasına gelmez. herkes kendi dolabını getiremeyeceği için bir tane ortak kullanılır.

uluslararası bir organizasyona yeni başlamıştım. brifing odasında ufak bir soğutucu vardı, şu sandık gibi olanlarından, içinde de bir tane açılmamış votka şişesi vardı. haftalarca orada durdu kimse almadı. bizden öncekilerin bıraktığına kanaat getirince içtik gitti. orada aylarca bulundum. oraya ne konulursa konulsun sahibinden başkası almazdı. üstünü isim yazan da olmadı.

ben olsam kimseye söylemezdim. alan kişi anlayışlı olsa onu oradan almazdı zaten ama dolabın kapısına "bu dolabın içindekiler ortak değildir. kendi koyduğunuzdan başkasını almayınız" gibi bir şey yazıp asardım.

araştırmalar gösterdi ki üstüne para verip hem kendini hem karşındakini daha daha pahalıya rezil etmenin en süper birisine bir şey "getirtmek".

gir gittigidiyor.com'a, al bence.

www.kafkas.com
bir bak belki yakın oturuyorsundur.

nerdeyse butun avmlerde kafkas'in subesi var.

öncelikle dil nedir?

ekşi sözlük'ten satine bu işi yapıyordu sanki.

www.hukukcevirisi.com

Biz daha önce kullandık biraz tuzlu ama çok iyiler..

(bkz: a perfect circle) güzel bence

eloy dene.

post rock dinleyebilirsin, saçma sapan sözleri dinlemek yerine atmosfere kapılıyosun sadece müziğini dinlerken.
postrockmusic.com a bakına bilirsin bilgi fikir sadece post rock çalan bir radyo dinlemek adına

aylar önce bu minvalde bi soru sormuştum, camel önerisi gelmişti. şimdi sabah derse stationary traveller dinlemeden gidemiyorum o derece.

söylenen ve bildiğim birkaç başka grup,

-emerson, lake and palmer
-king crimson
-genesis
-marillion.

bunlar hep progresif rock geleneğinin temsilcileri ama her birinin çok ayrı çalışmaları var dinlenmeye değer.

camel'a devam.

@bir garip melek, apc candır.

@suehtemorp biraz daha post rock'a kaysan, explosions in the sky, god is an astronout, mogwai, gerisi sonra gelir zaten 3-5 tane grup var topu topu..

benzer şeyler mi istiyorsun? eğer değilse black sabbath çok güzeldir. ilk 5-6 albümleri şahanedir.

riverside.

indukti.

bu ikisini otur dinle. sonra kaybettiğin yıllarına yan.

indukti:

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

---

riverside:

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

Pink Floyd hastası bir adam olarak çok sevdiğim gruplardan bazıları;

Sonic Youth
The Fall
The Clash
The Stooges
The Who
The Kinks
Velvet Underground
The Jam
Dinosaur Jr.
GYBE!
Pavement
Neutral Milk Hotel
Replacements
Wire
Gang of Four
Dead Kennedys
Minor Threat
The Zombies
Beastie Boys

APC +1
Tool da dinle yanında.

6. klasik müzik dinlemem, orkestra ile oluşturulan film müzikleri dinlerim. hemen hemen aynı enstrumanlar ama ismi değişik, eskiden klasikti şimdi soundtrack oldu.

3-Tchaikovsky - Overture 1812

1. requiem
2. moonlight sonata
3. handel-sarabande ve strauss-blue danube
4. hiç gitmedim
5. hiç gitmedim
6. nadiren

1.die zauberflöte, eger daha sipesifik bi kisim istenirse overtüre
www.youtube.com

2.beethoven 7th , 2nd movement
www.youtube.com

3. handel-un pensiero nemico di pace
www.youtube.com

4.ayda 1-2 kere opera- ya da klasik müzik konseri

5.cevap bi üst soruda genelde ayda 1-2 kere- die zauberflöte

6.her gün. ruh halime göre degisen sekilde, bazen calisirken bazen uyurken bazen ders calisirken.

neoklasik diye geçiyor benimki ama olsun, hatta vals falan da giriyor işin içine ama bilmeyen birisine klasik olarak yutturursun sorun değil. :))

1- random dinlerim.

2- random dinlerim.

3- evgeny grinko - vals

4- gidecek birisi olsa her hafta... ama şu anda yılda 1 kez anca. :/

5- gidecek birisi olsa her hafta.. ama şu anda yılda 1 kez anca. :/

6- her ortamda, ama özellikle ders çalışırken ve moralim bozukken ya da çok mutluyken. otobüste, siktiğimin düzeninde her şeyden sıyrılıp yalıtımlı bir kulaklıkla başını cama yaslayıp (neo)klasik dinlemek kadar harika bir şey yok.

1. symphony #25 in g minor.
2. 5th symphony
3. bach, toccata and fugue in d minor. ya da paganini, violin concerto #4 in d minor
4. hic gitmedim.
5. hic gitmedim.
6. her gun. makale/tez yazarken. tek basimayken yuksek sesle dinlerim.

dinlemek isteyenlere de kamu hizmeti yapalim.
1- www.youtube.com
2- www.youtube.com
3.1- www.youtube.com
3.2- www.youtube.com

1. Requiem
2. Moonlight Sonata
3. Chopin - Ballade,Nocturne Mozart Requiem (çok var aslında)
4. Nadir
5. Gitmedim
6. Sık sık dinlerim,gürültüsüz her türlü ortamda dinleyebilirim(Kafam güzelken Requiem dinlerim :) )

1- Requiem (Lacrimosa)
2- Senfoni No:9 (an die freude)
3- Allegri (Miserere Mei Deus)
4- 2-3 haftada bir
5- ayda yılda bir
6- Her gün. Ders çalışırken, yürürken, otobüste, uyurken, dinlenirken.

1.Mozart Symphony 41 K 551 - Molto Allegro
2.Beethoven Symphony 9 in D minor Op. 125
3.Delibes Flower Duet.
4.Açıkcası en son öğrenciyken gittim. Pek gitmiyorum.
5.Operayı severim.Evde en son geçen yıl gittim. En sevdiğim :Carmen
6.Yemek yaparken dinlemeyi seviyorum.

3.

bunun baş ve son kısmı:

www.youtube.com

vivaldi süper adam ya.

---

www.youtube.com

www.youtube.com



6. dinlerim. haftada 7 saat dinlerim. vivaldi bach civarındayım. bazen dalarken gözümden yaş geliyor. bu vivaldi'nin 4 mevsim eseri ölümünden çok sonra bach tarafından kilisenin deposunda bulunmuş. kim bilir bulunamayan neler vardır.

ASLA başka bir şey yaparken dinlemiyorum. yürürken vs vs yaparken dinlemiyorum. asla karışık dinlemiyorum bir eseri on yüz bin kez dinlerim.

bir insan bir eser yapar ve 500 sene her türlü ırk dil kültür vs vs tarafından nasıl sevilir, aklım almıyor, bunları düşünüyorum.

3. www.youtube.com
6. Öykü yazarken, yemek yaparken, temizlik yaparken, fotoğraf çekerken.

1. requiem
2. 9th symphony
3. çok var, karar veremiyorum.
4. 1 yıldır hiç gidemedim. onun dışında çok sık.
5. 1 yıldır hiç gidemedim. onun dışında çok sık.
6. çok sık dinlerim. başka bir işle uğraşmıyorken dinlerim. konsantre olurum. bazen yorucu geçen günlerin bitiminde, uykuya dalarken dinlemek hoşuma gider.

Kimlik tespiti için karakola götürebilirler.

Polisine göre değişir ama kurtulabilirsin kimlik no ile.. Yine de al sen nüfus cüzdanını ..Yoksa karakolluk olabilirsin.

karakola alirlar. para cezasi verirler. kimlik tasimak yasal zorunluluk.

kanunen taşıman zorunlu, cezası da var. ama genelde problem olmuyor, o şekilde kontrol ediyorlar. etmeyenine denk gelirsen bilemem, dediğim gibi kanunen taşıman gerekli.

10 yıldır bu şekilde yapıyorum. bir sorun olmadı.

avusturya da tatildeydiz 2008 senesinde, geyik girgir samata olsun diye ordayiz, bi aksam türk barina takilmistik.

o türk mekanina baskin(kontrol) olmustu.

ben ve iki arkadasim üzerimizde kimlik ya da pasaport olmadigi icin 40 euro ceza ödemistik.

konu şu: üzerinde güncel foto bulunan bir nüfus kağıdı gösterirsen yüzde 100 garantidesin.

yoksa polis vardır sırf tipine bakar geç der. bu da binde bir. arada da bir sürü ihtimal var. 20 yıldır böyleyim bir şey olmadı diyen de çıkar, polis 10 kez kimlik sordu kimlik olmasa yandım diyen de çıkar.

bi sikim olmaz.

arada bir bana da oluyor, düzeliyor sonra.

bkz dan gidince oluyor öyle. sekmeyi yeniden açın.

hello dear niye almak istiyorsun yabancı birileriyle iş mi yapacaksın
isim al

[email protected]

[email protected]
[email protected]
[email protected]

kedine alacaksan [email protected]

[email protected] en iyisi yine.

[email protected]

[email protected]

[email protected]

gibi jenerik maillere anında binlerce spam yağar.

en makulu: [email protected]'dur.

hatta:

mail @ domain.com

info @ domain.com

contact @ domain.com

vs vs vs açıldığı an spame doyar.

tüm cevap verenlere teşekkürler.

sanırım [email protected] alacağım.

duyurunun silinmesi için bir neden yok.

cevap: boş zamanı çok. napsın adam.

cevap şıkları olarak
a- memnun değilim
b- memnunum

bu ikisi arasından seçim yaparsanız seviniriz

memnunum, bugüne kadar hiçbir cevabımı silmedi.

(ciddi - çok ciddi) bir ekşi sözlük ve ekşi duyuru geçmişim oldu.

ciddiye alınacak bir yer değil buralar. ciddi ciddi paralar ödenen ne kurumların en kepazeliklerini gördüm, buralar para kazananlar haricinde amatör yerler (amma çok ciddi dedim).

ekşi sözlük'te 1 milyon entryin olsa 1 hatan olmasa adam seni uçursa hak arama imkanı var mı? yok.

bu yokken de, bunu bilerek buralara gidip sonra mızmızlanmak da anlamsız. "ama bununkisi silindi de benimkisi bilmem ne..." ekşi sözlüğün kuruldugundan beri bitmedi bu geyikler.

o nedenle sonuca bak:

memnun olsa ne? olmasan ne?

burada da aynı mantık(sızlık) var. en süper yanıt veren milyon yanıt veren adamı compumaster fader veya herkimse, uçursa, diyebilecek 1 seyın var mı? yok. salla madem.

Aynen bu şikayetle compumastera mesajattim, yok öyle sey diye cevap aldim. Keyfiyet var yok bil3mem ala üslupta çok net gereksiz bi sertlik ve ukalalık var, hatta bu cevap gider, ibreti alem için screenshot

@hollowlife'ı ya sevgilisi terk etmiş ya hocası sınıfta bırakmış. Onun bu öfke ve nefretini açıklayacak başka bir şey bulamıyorum. Cevap silerek kendini tatmin ediyor işte yavrucağız. Moderatörlükle ilgisi bile yok zaten. Bir şeyden anladığı da.

Malumun ilamı editi: a- memnun değilim

memnunum.

teknosa da 50 kuruş fuji kağıt

ohooo yazıcıydı kağıttı alcam diye uğraşana kadar bi iki fotoğrafçı daha gez, çok resim çıkartırsan düşürüyorlar fiyatı zaten mis gibi bastırtırsın.

www.kickstarter.com

su baya guzel olacak, ama maliyeti yuksek.

en uygun cozum fotografcilara gidip fiyat almak, 50 resim 100 resim icin fiyat sorun.

bu sorunun 1 nolu kriteri kaç fotoğraf çıkartacağınızdır?

yazıcıyı al mürekkebini koy vs vs vs derken karlı olması için belli bir sayıya ulaşmak lazım. biz de yazıcı aldık eve (mürekkepli oldugu ıcın bellı zamanda cıktı almayınca kuruyor) sırf murekkebı kurumasın dıye oylesıne cıktı alıyoruz. kırtasıyeden cıktı alsak daha iyiydi.

ayda 100 lıra aıdat vermemek ıcın eve 10mılyarlık spor aletı almaya benzemesın.

Reçeteyi veriyorum yaz bakalım.
-Bir adet Epson printer (100 tl)
-Bir adet 100'lük hp fotoğraf kağıdı (15 tl)
-Bir adet tekrar doldurulabilir kartuş seti (50-60tl) 10 kere falan dolduruluyor.

Sonuç istediğin an basabildiğin süper fotoğraflar.

Link:
www.vatanbilgisayar.com

cescesor.com

www.vatanbilgisayar.com

Harbiye'ye yakınsan bizim fotoğrafçıda 50kr bastırıcaksan tarif ederim.

hayır, hiçbir alakası yoktur. sağlıksız beslenme, sigara gibi şeylerin bütün vücuda olduğu gibi saçlara da etkisi vardır elbet. ama kellik boyutuna geliyorsa %95 oranında genetiktir.

fantezik tıbba girsek, aşırı kilolularda östrojen salgısının artması desek... kilolu insanda kellik az olabilir ama çok olamaz gibi.

ama aşırı kilonun da saç miktarına etkisi yine fanteziktir. klinik değeri yoktur.

Hiç çok saçlı kilolu insan gördünüz mü?

kellik anne tarafından genetik. sismanlık yemeyle alakali. belki testesteron azalmasindan dolayidir diyecegim ama sallamasyon olacak.

bir bağ olduğunu duymuştum. bilimsel bir açıklaması da olmalı. ama hatırlamıyorum. ama bi ilişki var. o kesin.

yok alakası, kilolu ama deliler gibi saçı olan insan da gördüm, kilolu kel de gördüm çok.

35 kuruş genelde. belki 30a olur.

üniversite yakınlarındaki kırtasiyelere gidiniz. orada çok daha ucuza yazdırabilirsiniz. başka yerde çok daha pahalı olabilir.

tek tavsiyem kök çarşısı. çok fazla fotokopici var ve baya ucuz. çıktı da alıyorlar tabi.

gür vs. çok pahalıya gelir. kök çarşısı +1.

42

anlamsızlık.

hayatın bir anlamı olmasına gerek yok da bence yapmamız gereken hayattan en fazla zevk alacak bir şekilde kendi kişiliğimizi oturtmamız.

basitçe kendini mutlu etmek. bunun içinde kendini nasıl mutlu edebileceğini bilmek , kendini tanımak kendini deneylemek..

@acemiyazar 42 evet o kitabı okudum.
@dogushowbiz hayattan en fazla zevk alacak bir şekilde kendi kişiliğimizi oturtmamız, zevk makinesi miyiz zevkin sonu yok mudur ?
@mortac kendini mutlu etmek kendini tanımak kendini deneylemek, bir tek kendimiz için mi yaşamalıyız o zaman ?
@bilemedimonu eğer sen yazdıkların gibi düşünseydin, bu sorunun altına yazmazdın, yatıp kalkardın sadece.
@devilred boşluk gibi bir şey mi ?

nasıl bir anlam ararsan odur. aramayana da yoktur.

@sttc o zaman aradığımız şeyi bulamayacağız ama bulanlar arayanlardır mıdır ? aramadan bulmak mümkün mü ?

@neoyazin sanırım şöyle desem daha doğru olurdu. seni hayatta mutsuz eden kişilik özelliklerinden arınırsan hayattan aldığın zevki de maksimize edebilirsin. insan doyumsuz olduğu için zevkin de sonu olmayacağını düşünüyorum ayrıca.

birde neden yazdım bu kadar, çünkü hayattaki en değerli insanlar ünlü şairler düşünürler yazarlar hatta sevgilim bile değil. şu anda sizsiniz ondan.

özgürlük yanılsamasına girmeden sadece bir hayvan kadar özgür olabilmektir. sadece nefes almak, yiyeceğini bulmak, eşini bulmak, üremek ve nefes almaktır.

@dogushowbiz çok güzel bir düşünce fakat hajı beni (aynı zamanda hepinizi) hayatta mutsuz eden kişilik özelliklerinden arındım ama ya beni mutsuz eden şeyler kendi kişilik özelliklerim değil de sen isen. ( burdaki "sen" yani başka insanlar ise)

@mlky lvn öyle olmadığını ikimizde biliyoruz, o yanılsamanın içinde kaldığın için bugün burada bu saatte buraya yazıyorsun, bak hayvanlar uyuyor.

www.youtube.com

@peripeteia www.youtube.com

@neoyazin eğer seni mutsuz eden bir kişi ise onun hayatında var olmasının sana verdiği yararla zararı tartıp ona göre hayatından çıkarmalı veya onunla devam etmelisin. eğer sevgili gibi özel biriyse de bu geçerli. zor olsa da eğer o kişi seni mutsuz ediyorsa hayatından çıkarman seni uzun vadede mutlu eder, ayrıca böyle bir karar alabilmen de seni olgunlaştırır.

@neoyazin --- kendini mutlu etmenin pek çok yolu var , mesela başkalarını mutlu etmek senin mutluluk / tatmin sebebin olabilir.

olabildiğince çok cima. ciddiyim+kitap falan okuyan bir insanım yane.

yanlış anladın. bence öyle olması gerekiyor. benimkisi hayat değil yoksa.

@dogushowbiz o zaman şöyle bir şey çıkıyor senin düşüncelerinden; hayatımı mutsuz edenleri çıkardım kendimdeki mutsuz edici yönleride giderdim ve olgun bir adam (yada kadın oldum). hayatın anlamını bulmuş mu oldum ? hayatın anlamının böyle bir şey olduğuna, bu yaşam tarzına yüreğinden inanıyor musun ? eğer öyleyse tüm dünyada duyurcam :)

yaşamaktır.

@neoyazin ben hayatta bir anlam aramaktan bahsetmedim, başta da dedim zaten genel olarak hayattan nasıl zevk alınabileceğini anlatmaya çalıştım. hayatta bir anlam aramaya çalışmak fazla boş bir çaba olur :)bahsettiğim yaşam tarzına da inanıyorum ama söylediklerimi yapacak kadar erdem sahibi değilim belki de hiç olamam ama en azından o yönde çabalamak gerektiğini düşünüyorum.

@mortac çok güzel demişsin. başkalarını mutlu eden ve bundan mutlu olan birisi, kendisi gibi birisini bulunca mı hayatın anlamını bulmuş olur ?

hayatın anlamı mutluluk mudur o zaman, uyuşturucu maddelerde mutluluk vermez mi ?

@hophophoba yazdığından bir şey anlamadım aga.

@mlky lvn üzüldüm. gerçekten üzüldüm kelimelerine baktım hakikaten üzüldüm sen mutsuzsun.

@dogushowbiz dediklerin gerçekten çok doru şeyler, ve galiba eksik olan şey erdem değilde cesaret galiba ha ? cesaretimiz olmadığı için mi hayatın anlamını bulmaktan uzaktayız ?

@ermanen belki de en doğru cevap budur, ama sormak istediğim biraz da şu, cevap yazanlarda aradığım şey; bundan eminsen onu yapıyor olman lazım değil mi ?

ermanen yaşıyor musun ?

@neoyazin evet dediklerimle paralel bir şekilde yaşamam için daha cesaretli olmam gerekiyor kesinlikle. ama erdemli olmak gibi bir amacın yoksa cesaretli olsan da söylediklerim anlamsız gelir. kısacası ikisi de lazım.

''@neoyazin


başkalarını mutlu eden ve bundan mutlu olan birisi, kendisi gibi birisini bulunca mı hayatın anlamını bulmuş olmaz. hayat arkadaşını / ruh eşini bulmuş olur..
hayatın anlamı kendini mutlu etmek demiştim -- kendini mutlu etmenin pek çok yolu var bro ; baskalarını mutlu ederek mutlu olmak , yada uyusturucu kullanarak mutlu olmak , yada eline fırsatı geçerse '' dünyayı yok et butonuna '' basarak mutlu olmak.. hepsi kişiye has , öznel.
kişinin karakteri , deneyimleri , beyni - zihnibelirleyici fucktör..herkes kendi hayatını yaşıyor özünde bu sebeble kişiyi mutlu eden - doyuma ulaştıran - tatmin eden - ''hayatımın anlamı bu işte'' dedirten durumlar / olasılıklar farklı farklı.

@mortac anladım, kişiye göre değişir. çok kişi vardır çok değişir o zaman. çok mantıklı.

incelemece.blogspot.com bencesi burda.

@dogushowbiz mortac 'ın dediğine dayanırsak, farklı hayatların farklı anlamları olur. o zaman senin ki erdemle cesaretin oralarda geziniyor diyebiliriz.

cevaplarınız için sağolun lan.

hakkaten sağolun. size şarkı hediye etmekten başka bir şey gelmiyor elimden

www.youtube.com

ama bir gün bira ısmarlarım size.

sağolun.

@neoyazin kesinlikle öyle. eyvallah.

@ince elemece sık dokumaca okudum hepsini hatta biyografini bile okudum ne güzel demişsin, çok güzel demişsin. ama sonsuz olana ulaşma çabası sonlu insanlar için bir sonsuz kısır döngü meydana getirir. sonsuz olana ulaşıp sonumu beklerim diyen hiç görmedim.

ama diğer yazdıklarını da okuyorum şimdi ne kadar güzel düşünen insan diye sevindim sebepsiz yere ama hayatın anlamı kelimelerin arasında olamaz diye düşünmeden de edemiyorum.

@neoyazin öncelikle güzel görüşlerin için teşekkürler. sozsuza ulaşan sonunu beklemez yahu, çünkü o kişi artık son kavramını aşmıştır. sanatıyla var olan sanatçı gibi.

hayatın anlamı kelimelerin arasında olamaz elbette; ama kelimeler insanı tetikler. bu mecrada yaniyim ve kalıcı olabilme ümidindeyim. her zaman beklerim =)

@ince elemece sık dokumaca yanılmaktasın sanatçı son kavramını aşmaz aşsa sonsuz olamaz. örnek : picaso bir adet resim yapıp tamam bu güzel oldu sonsuzluğa ulaştı bi daha bir şey yapmayım gidip çerkesköyde ev alayım demez. sanatçı aslında tam örnek teşkil etmeyebilir, sanatçı rahatsızdır, sanatçı duramaz uykusunda bile yazar, çizer boyar hayatın anlamını bir sanatçıda aramak zordur, onlar sadece göstermeyi becermişlerdir bir şeyler açıklamazlar. sanatıyla var olan sanatçı örneği tam açıklamaz gibi geliyor bizim konuyu.

kelimeler insanı tetikler belki ama tetiklenecek bir şeyse insan, hiç olmasın daha iyi.

mekanik ve evrimsel sürecin halkalarından biri olmak. malesef..

her kişiye göre değişik cevabı olan bir soru bu.

bence kişide baskın olan ne ise hayatın anlamı da onun için odur. belki de eksikliğini duyduğu şey.

kendi adıma, bana göre hayatın anlamı; yedi milyarlık dünya nüfusu içinde, seni (en az) senin (onu) sevdiğin kadar seven/sevecek birini bulmak ve hayatı onunla yaşamaktır. herkesin yarım olduğunu ve diğer yarısını bulduğu zaman her şeyinin tamamlanacağına inanıyorum.

ve insanın hayatında, iş durumu, aile durumu, arkadaşlarıyla durumu ne kadar iyi olursa olsun; ikili ilişkisi/evliliği (misal o an için) kötü ise diğer şeyleri ne kadar iyi olursa olsun hepsini mutlaka dolaylı ya da dolaysız olarak etkiliyor, insanın tadı tuzu kaçıyor. her şey kül rengine dönüşüyor, alınan zevkler yüzeysel kalıyor. hangi şeyden ne kadar zevk alırsan al ne kadar mutlu olursan ol; hep bir şeyler eksik oluyor.

ama karşında sana olan sevgisine, saygısına, dürüstlüğüne, aşkına ve hayatı seninle paylaşma arzusuna güvendiğin, inandığın biri varsa; diğer hangi konuda sorunların olursa olsun, acayip bir cesaret, direnme ve mücadele etme gücü geliyor.


belki benim hayata bu anlamı yüklememin sebebi, bahsettiğim şekilde bir ilişki yaşamamış/bulamamış olmanın bilinçaltımdaki etkisinin bilinçüstüne yansımasıdır kimbilir?

belki yukarıdaki cevaplarda verilenler de o kişilerin hayatlarında yaşayamadıkları, eksik olan şeyler..

yine de, o sayılanların hepsi yüzde yüz gerçekleştirilse bile; kalplerine koyacakları, aşık oldukları biri olmamasının eksikliğinin hep hissedileceğine inanıyorum. hep bir şeyler yarım olacak o anlamlarda..

karışık olmamıştır umarım..

24 sene bu sorunun cevabını düşündüm. cevap boş küme.

kimyasal bağlar.

elektron proton nötron vs vs.

kimya. evren. evrim. çekim gücü.

Sözlüğe giriliyor mu? olabilir.
Bir de "sevgilime/anneme/babama ne hediye alayım?"
bi kızdan hoşlanıyorum napayım

ne yapmaya çalışıyor temalı aşk meşk gereksizlikleri.

hala aklıma gelen şu:
(bkz: beggin)

vallahi tahminim bu sarki nedir diyerek aranilan beggin''dir.

... 'a nasıl giderim?

Film-dizi önerilerini de yabana atmayalım derim ben.

(bkz: Format factory)

bu aralar, malum sezonu açıldı, düğünde-mezuniyet balosunda ne giyeyim temalı sorular da revaçta.

star wars'ı hangi sıra ile izleyeceğim?

Şu maç nolur , bu maç nolur diye sorular da az değil .

Hamile miyim?

word'de ilk sayfaları roma rakamı yapıcam sonrakiler başka devam edicek, ilk sayfaya numara koymak istemiyorum vs.

1000-5000 tl param var, nereye yatırayım?

Sevabına şu ingilizceyi cümleyi çevirin :)

beggin mi kaldı arkadaşım.

1 nolu soru:

eski sevgilim durduk yere - uzun zaman sonra aradı ne olabilir?

sadece ben son 24 saatte 2 tanesine yanıt verdim.

eksiduyu.ru

diğeri de silinmiş.

ciddiyim ayrı bir kategori olsun bu.

"eski sevgilim aradı nedendir" diye.

bu akşam nasıl olduysa soran olmadı halaç

bir de "yeaaaah ekşi sözlük neden böyle - kalite düştü" tipleri var.

veya "insanları anlayamıyorum insanlar neden böyle" insancıkları.

hamile miyim aids oldum mu sevgilim adet görmedi penişimde şişlik morluk kızarık testisimde acı iltihap...

penis boyu olabilir.

kilo vericem veremiyorum.

kilo alıcam alamıyorum.

evde dambılla çalışıcam.

body yapıcam.

sırt kanat gogus olayı

protein tozu

antreman öncesi sonrası beslenme

gün içinde backup al(a)mamanın zararları

bu sefer çok da iyi olmadı pamp.

Mesajlar ne oldu peki? Onlar da mı gitti?

gazamız mübarek olsun ne diyelim

hersey dün gece yarısına geriye gitti. gün içinde backup almıyoruz çünkü incremental mysql backup implement etmedik, her backup bz2 sıkıştırmasıyla 380 MB.

canın sağolsun panpa..

peki hatanın detayını paylaşsan da okuyanlara da tecrübe olsa. :)

hatanın nedeni otobüsle istanbuldan ankaraya giderken ekşi duyurunun searchi neden düzgün çalışmıyor diye bir iki şeyi netbook'da deneyemediğim için direkt serverda denerken drop accessi olmayan ekşi duyurunun database kullanıcısı yerine full accessi olan bir kullanıcı ile bağlanıp sonra bir view'i drop ediyorum zannedip ekrandaki olm tüm databasei drop ediyorsun malmısın yazısını okumadan, he canım drop et herşeyi dememden kaynaklanıyor.

evet, bu durumdan ne öğrendik:
1. her ne kadar zamanın olamadığı için otobüste ekşi duyurunun bir iki şeyi ile uğraşayım diye otobüste ekşi duyurunun live serveri ile uğraşma.
2. ekranda yazılanları oku
3. drop accessi olan kullanıcı ile database'e bağlanma
4. herşeyi local copy üzerinden yap (bunun için netbook'a ubuntu yüklemem lazım)

of of geçmiş olsun.
bazen insan böyle dalgınlıklar yapabiliyor.

bu arada önemli bir mesaj gelmiş veya iyi bir cevap aldıysak onlar gitmiş oldu yani?!

ben seni affediyorum, ama sen kendini affedebildin mi?

bu bir ilk miydi? geçtiğimiz 3-4 sene içerisinde hatırlamıyorum.

senede 1 kere oluyor yaklasik. 2 kere database dagildi tamamen, 1 kere de ben gene yapmistim yapacagimi.

ben kendimi affedemedim.

o çiçekler benim için mi? eğer öyleyse affettim gitti.

canın sağolsun. search düzeldi mi bari?

Ben de bir an için matrix'te bir kayma oldu ve şimdi neo gelecek çağrışımı yaptı ve gözlerim bir kedi aradı doğrulamak için, ancak göremedim...

Mesajlar da uçmuş ama olsun, böyle de güzel, geçmiş olsun :)

o zaman benden bütün sevip de kavuşamayanlara gelsin

www.youtube.com

geçmiş olsun compumaster. rabbim beterinden saklasın.

(bkz: 36 bin kullanıcının bulunduğu db'yi uçurmak)

database mi canın sağolsun

peki search şu an düzgün çalışıyor mu? hala kullanıcının verdiği cevapları bulamıyorum.

bi daha olmasın.

Of hulen benim de yuh yaa hayvan modlar dediğim bir gündü :)

olsun. favoriler duruyo nasıl olsa. biz compumaster olsun, kobuchu kız olsun tüm adminleri seviyoruz, hiç ayırmayız onları.
hem bisürü mesaj vardı temizlenivermiş ortalık, arasıra yapalım bunu.

i.imgur.com

"...ekrandaki olm tüm databasei drop ediyorsun malmısın yazısını okumadan, he canım drop et herşeyi dememden kaynaklanıyor."

eheh, çok şirin bir hata yapma şekli olmuş bu, giden duyuru olsun size bir şey olmasın.

hata mata onemli degil de, o feminen ayicik keske olmasaydi panpa. tam bir liseli davranisi.

her boş zamanında ekşiduyuru'yla uğraşma. arada bira filan iç arkadaşlarınla. hatta gel ben sana ısmarlıyim bi ara :)

Sirketin pay sahibi olursam affederim. ama can sagolsun tabi.

öldümde uyandım

Dün de epey bir şey yazmıştım. yazık oldu. Bazı günler bakmadığım oluyor, o günlere denk geleydi. ha bir de, benden sonrası tufan (:.

sağlık olsun olur böyle şeyler :)

"% 100 benim hatam" diyebilmek bir erdemdir.

Neyse affettik tamam :)

a

lan gardaşım benim mesaj ışığı sürekli yanıyo. sarfiyat nedeniyle girmesin bize bu iş! şunununan bi' ilgileninsene la :S

bunun için seni asla affetmiyeceğiz

özür mözür hikaye. sağlam sopa atıcan bak bir daha yapabiliyor mu. ayıcık fotoğrafları yok şirinlik çabaları... sopa sopa en süperi sopa.

o değil de, %100.00 yazmış. herkes de "aferin erdemliktir" vs diye kasmışsınız. 00=0, 100.0=0 yani ben suçsuzum amk diyor gizliden gizliye şair burada...

canım sıkıldı

(bkz: biliyorum yapıyorsunuz)fena degil

www.biliyorumyapiyorsunuz.com

5posta.org

google a "erotik film izle" yazdığınızda çıkıyor. yabancılar bu sorulara "just fucking google it" diyor ayrıca.

splash popup reklamlarla uğraşmak istemeyebilir. hatta şu aralar yeni bişi çıktı siteye girince direk erotik hat kaydı dinletiyorlar. google bu konularda çöplük gibi.

www.indirmeden-filmizle.com

onlarca film var burada eski erotik yeşilcam sineması, emmanuella serileri falan var.

erotik nudist karışımı var
yarakgibiadam.tumblr.com

birkadınikiadamvd.

www.bonjourmadame.fr

www.bonjourmadame.fr

çok kalitedir.