her kişiye göre değişik cevabı olan bir soru bu.
bence kişide baskın olan ne ise hayatın anlamı da onun için odur. belki de eksikliğini duyduğu şey.
kendi adıma, bana göre hayatın anlamı; yedi milyarlık dünya nüfusu içinde, seni (en az) senin (onu) sevdiğin kadar seven/sevecek birini bulmak ve hayatı onunla yaşamaktır. herkesin yarım olduğunu ve diğer yarısını bulduğu zaman her şeyinin tamamlanacağına inanıyorum.
ve insanın hayatında, iş durumu, aile durumu, arkadaşlarıyla durumu ne kadar iyi olursa olsun; ikili ilişkisi/evliliği (misal o an için) kötü ise diğer şeyleri ne kadar iyi olursa olsun hepsini mutlaka dolaylı ya da dolaysız olarak etkiliyor, insanın tadı tuzu kaçıyor. her şey kül rengine dönüşüyor, alınan zevkler yüzeysel kalıyor. hangi şeyden ne kadar zevk alırsan al ne kadar mutlu olursan ol; hep bir şeyler eksik oluyor.
ama karşında sana olan sevgisine, saygısına, dürüstlüğüne, aşkına ve hayatı seninle paylaşma arzusuna güvendiğin, inandığın biri varsa; diğer hangi konuda sorunların olursa olsun, acayip bir cesaret, direnme ve mücadele etme gücü geliyor.
belki benim hayata bu anlamı yüklememin sebebi, bahsettiğim şekilde bir ilişki yaşamamış/bulamamış olmanın bilinçaltımdaki etkisinin bilinçüstüne yansımasıdır kimbilir?
belki yukarıdaki cevaplarda verilenler de o kişilerin hayatlarında yaşayamadıkları, eksik olan şeyler..
yine de, o sayılanların hepsi yüzde yüz gerçekleştirilse bile; kalplerine koyacakları, aşık oldukları biri olmamasının eksikliğinin hep hissedileceğine inanıyorum. hep bir şeyler yarım olacak o anlamlarda..
karışık olmamıştır umarım..
0