Giriş
(5)

Şu kamp ızgarasından bulabilir miyiz

ananiyimioguz
Eğer link dakikaya gitmez ise dakika 14:25https://youtu.be/wFn-jqLc10k?t=865Edit: nurgazın var büyüklü küçüklü ama onlar biraz hantal geldi.Biraz daha kibar ve compact bir şey arıyorum.
Eğer link dakikaya gitmez ise dakika 14:25

youtu.be

Edit: nurgazın var büyüklü küçüklü ama onlar biraz hantal geldi.

Biraz daha kibar ve compact bir şey arıyorum.
0
ananiyimioguz
(07.05.24)
Değişiği

tr.aliexpress.com

Yalnız adam harlı ateşte ızgara yaptı. Zehirlenecek, başımıza kalacak.

Birbirine vidalanan iki galvaniz çubuğu da, sapına, o çubuğa uygun yivsiz somun kaynatılmış ızgarayı da elinden az iş gelen bi demirci yapar. Ağırlık merkezi farklı yerde olacağından zaten sen nerede istersen orada asılı duracaktır ızgara.
Kılıfı için de elinden az iş gelir bi çadırcı lazım.
0
Mirket
(07.05.24)
Cok güzelmiş de ürün 500 tl, tr ye gönderimi 3500tl shdhdjf
0
🌸ananiyimioguz
(07.05.24)
www.nurgazshop.com.tr

burada farklı farklı seçenekler var.
0
durbidakka
(08.05.24)
bunun aynısının döküm oolanı bende var, lava marka. acayip memnunum.
0
babilfish
(08.05.24)
Şundan aldım ama 1 kere kullandık, temizledik pas olmuş normal mi iade mi etsem?

Ürün: www.nurgazshop.com.tr

Pas: ibb.co
0
🌸ananiyimioguz
(13.05.24)
(11)

maaş ve mesleğiniz nedir

olaguerr
ve yetiyor mu?
ve yetiyor mu?
0
olaguerr
(07.05.24)
130k, yazılım, yetmiyor.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(07.05.24)
yan gelirlerle 80bin. turizm. yetmiyor.
0
entropik
(07.05.24)
uzman memur 40k. yukardakilere göre benim yetiyor yazmam olmaz. zaten yetmiyor.
0
mikahakkinen
(07.05.24)
uzman memur 37 bin. 3 ayda bir çift aldığım için 49.600 ortalama.

Kira ödemediğim ve bekar olunca haliyle yetiyor.

Edit müdüt: 48.000 oldu, ortalama 64.000
0
put it in your appropriate place
(07.05.24)
45k özel bir şirkette muhasebe/finans. Nasıl yaşadığına bağlı yetip yetmeyeceği ve benim yaşantımda tabii ki yetmiyor ama benden az alıp ev geçindirenler de tanıyorum.
0
Kediyi üzdün
(07.05.24)
40-50k arası, yazılım, yetmiyor.
Eşim 50-150k arası kazanıyor ona yetiyor gibi. ama sorsak her istediğini de yapamadığı için yetmiyor diyecek.
0
ananiyimioguz
(08.05.24)
50 dolar. yazilim sektoru. is kurmaya calisiyorum

yetiyor :) demeyi cok isterdim
0
foster
(08.05.24)
500k :) üst düzey yönetici. yetiyor
0
gabe h coud
(02.06.24)
40-50k yazılım yetmiyor

ingilizceyi ilerletebilsem doviz kazanınca direkt 2x 3x oluyor aslında o zaman yetebilir ama tr şirketinde bu kadar şimdilik.
0
ananiyimioguz
(02.06.24)
ortalama 45, öğretmen. eşimde 45, yetiyor mu? Temel ihtiyaçlara evet ama içinden geldiği gibi yaşamaya hayır.
0
biravekahve
(02.06.24)
maasli calisana "yetiyor mu" diye sormak mantiksiz, ufak tefek istisnalar haric yetme olasiligi yok, bu gelismis ulkelere de gitsen boyle.

15 senedir muhendis olarak maasli calisiyorum, sirket sahiplerini zengin edip duruyorum. Baktim ben sadece gunu kurtariyorum, baska islere bulasmaya basladim. Eger tutturursam muhendislik falan yalan olur, kartvizit umrumda degil.

bir cin atasozu der ki, herkese bu firsat treni bir kere gelecek. Olay, tren geldiginde istasyonda olmak. Bunu hayat tecrubem bana gosterdi, birkac tanidigim trene bindi ve koseyi dondu. Bazilari ise binmeye cesaret edemedi ve maasli olarak surunmeye devam ediyorlar.
0
cooperr
(02.06.24)
(7)

dizi taviyesi?

HellKeePer
1-2 sezonluk dizi tavsiyeniz var mıdır?katergori fark etmez.izleyip keyif aldığınız varsa paylaşır mısınız?teşekkürler
1-2 sezonluk dizi tavsiyeniz var mıdır?
katergori fark etmez.
izleyip keyif aldığınız varsa paylaşır mısınız?
teşekkürler
0
HellKeePer
(05.05.24)
(bkz: dead to me) yıllar önce cüneyt özdemir önermişti, sevmem adamı ama izlemiştim güzeldi.
0
sarhos guzelim
(05.05.24)
The serpent
0
Kittie
(05.05.24)
Serpent +1
Mare of easttown
Black Books
Mindhunter
True Detective (ilk sezon)
0
mirty
(05.05.24)
shogun
last of us
house of the dragon
severance
chernobyl
jeff & some aliens
0
beatbox yapan metalci
(06.05.24)
Severance +1 özgün bir şeyler izlemek isterseniz
0
substituent
(06.05.24)
Halo
0
ananiyimioguz
(06.05.24)
the curse. hiç fena değil.
0
summerjam0306
(06.05.24)
(4)

Çakmaklık girişinin wattını artırmak?

ananiyimioguz
300cc bir scooterım var. Çakmaklik girişinde max 15W yaziyor.Buna gittim 45w hizli sarj özellikli bir adaptor taktim telefonumu sarj edecektim.Biraz sarj etti kapandi. Dedim adaptor bozuk herhalde, araca taktım, calisiyor.Aractakinde max 120 watt yaziyor onda sorun yok demek ki.Ben bu motosikletteki
300cc bir scooterım var. Çakmaklik girişinde max 15W yaziyor.

Buna gittim 45w hizli sarj özellikli bir adaptor taktim telefonumu sarj edecektim.

Biraz sarj etti kapandi. Dedim adaptor bozuk herhalde, araca taktım, calisiyor.

Aractakinde max 120 watt yaziyor onda sorun yok demek ki.

Ben bu motosikletteki 15watt ı nasil yukseltebilirim aküyü mü değiştirmem lazim? Motor aküleri küçük oluyor ama.

Bir de mesela 30 40 wattlık sis farı var motorda o nasıl calisiyor?
0
ananiyimioguz
(05.05.24)
Bunun aküyle ilgisi yok. Tesisat ve sigorta 15w vermesi için tasarlanmış. Biraz şarj edip kapandıysa kendini korumaya almış. Sis farına giden hat ve sigorta da 30-40w için tasarlanmış.
Elektrikçinin yapamayacağı bir şey değil aslında ama 15w verdilerse bir sebebi vardır çok kurcalamamak lazım bence.
0
denizgonen
(05.05.24)
bir tamirciye götürdüm. sigorta yetmemiş atmış dedi. 2amper bağlamışlar oraya stock olarak dedi. onu 7 ampere çıkardı. daha da fazla çıkaramam dedi. tüm motora aküden toplam 30 amper gitmeli en fazla sen düşün dedi daha fazla ayıramam oraya dedi.

kaç volt geliyor peki dedim, 12 volt dedi. tamam dedim döndüm artık çalışıyor ama şunu anlamadım;

stock olarak max 15 watt yazıyordu yani 12v x 2a = 24 watt etmez mi 15 ne alaka?

acaba 1 amperlik mi sigorta vardı?

yani şimdi 12v x 7a = 84 watt a kadar güç çekebilir miyim?
0
🌸ananiyimioguz
(07.05.24)
sigorta keyfine konmuyor. sigorta tesisatı yani kabloları korur... 2a sigorta ile kullanılacak hattaki kablo sorunsuz 7a taşıyacak kesitte değildir büyük ihtimalle... eritirsin, yakarsın. düzgünce yapılacaksa kablolamanın da daha kalın ve yüksek akım taşıyabilecek kablolarla değişmesi gerekir yoksa riskli iş.
0
konetsu
(07.05.24)
zaten 7 amperin hepsini kullanmıycam 45w güç verse yeter. yani yarısını kullanınca kurtarıyor gibi. o kadar da toleransı vardır diye ümit ediyorum
0
🌸ananiyimioguz
(07.05.24)
(4)

Bu et normal mi

ananiyimioguz
https://ibb.co/bBDR71bhttps://ibb.co/hM0RxGDhttps://ibb.co/M81BVC5https://ibb.co/5BRN8X3https://ibb.co/StRq3Jqhttps://ibb.co/8mKbqxGDaha yeni aldık şimdi açtımDışı kırmızı iç tarafları sanki önceden pişmiş gibi
ibb.co
ibb.co
ibb.co
ibb.co
ibb.co
ibb.co

Daha yeni aldık şimdi açtım
Dışı kırmızı iç tarafları sanki önceden pişmiş gibi
0
ananiyimioguz
(04.05.24)
Etin birbirine temas eden kısmı kararır. Normaldir. Afiyet olsundur.
0
Mirket
(04.05.24)
Hmm sanirim ilk defa birbirine temas eden et aliyoruz dogru shdjf :(

Thank you :*
0
🌸ananiyimioguz
(04.05.24)
Aslında o kısımlar kararmıyor, dış kısımların rengi açılıyor.

Etin doğal rengi koyu, çok hafif morumsu, sönük bir renk. Bu rengi myoglobin veriyor. Et oksijenle temas halinde kaldığı sürece myoglobin reaksiyona girerek oksimyoglobine dönüşüyor ve rengi parlak kırmızıya kayıyor.

O koyu kısımları bir süre açıkta bırakırsanız kızarır. Bu durum milyonlarca yıldır böyle aslında, eğer aldığınız etlerde genel olarak bunu hiç görmüyorsanız kırmızı görünsün diye hileli işlemlerden geçmiş etlerden alıyor olabilirsiniz. Bu pazarlama taktiği olarak yapılıyor çünkü. Tabi illa hileli olması gerekmiyor, eşit derecede havalandırılmış da olabilir.
0
akhenaten
(05.05.24)
Teşekkürler peki kabın içine baya kanı akması ve airfryer da pişirirken iyice her yerinden kan fışkırması normal mi çok zor pişirdim uzun bir süre çiğ kaldı.
0
🌸ananiyimioguz
(05.05.24)
(18)

Bu ölüm nasıl gerçekleşebilir?

stringer
Bir kurgu yazıyorum, kahramanın aynadaki yansımasını başka biri zannedip öldürmesi lazım, fakat bu nasıl gerçekleşebilir? Ne türden bir silah lazım böyle bir ölüm için?
Bir kurgu yazıyorum, kahramanın aynadaki yansımasını başka biri zannedip öldürmesi lazım, fakat bu nasıl gerçekleşebilir? Ne türden bir silah lazım böyle bir ölüm için?
0
stringer
(03.05.24)
aynaya kafa atar, cam parçaları atardamara denk gelir, kan kaybından ölür.
0
hrskrs
(03.05.24)
aynadaki yansımasını başka biri zannedip yansımayı mı öldürecek (öldürdüğünü zannedecek), yoksa yansımayı öldürücem derken kendini mi öldürücek?

ikincisi ise yumruk atıp bileğindeki atardamarı kesebilir.
0
kibritsuyu
(03.05.24)
Hocam şöyle yap, yüksek bir katta olsun. Aynadaki yansımayı görünce cinnet geçirir gibi aynayı iki eliyle tutsun ve psikodelik bi şekilde aynayla beraber kendini camdan aşağı atsın, atarken ve dülerken de hala elleri aynadaki adamın boğazındaymış gibi bağırsın
0
numlock
(03.05.24)
ben de anlamadım olayı.

karakter akıl yönünden bir sorunu yok ve cinnet geçirmediğini farzediyor muyuz? eğer öyleyse, ayndaki yansımayı gerçek bi insan sanıp ona saldıracak (mesela silahla ateş edecek) ve netice olarak kendisi mi ölecek?

ucuz olabilir ama silahtan çıkan kurşun sekip kendisine çarpabilir.
0
biseysorcaktim
(03.05.24)
Kahraman yarı cinnet hâlinde. Çok detay veremiyorum belli olmasın diye. Yansımasını başkası zannedip kendisini öldürecek.
0
🌸stringer
(03.05.24)
Sanrı geçirse olur mu ? Eline bıçak alsın aynaya gider gibi denesin , çarpınca bıçak bir şekilde kendine zarar versin ama bu arada kendi bedenine değil aynaya bakıyor olsun ve aynadaki yansımanın bu şekilde zarar göreceğini düşünüp kendini bıçaklasın.
0
jülsezar
(03.05.24)
cinnet halindeyse aynaya kafasını vura vura kendini öldürmesi en mantıklısı.

ama ilk aklıma silahtan seken kurşunla ölmesi gelmişti.
0
jelly bear
(03.05.24)
Bence ayna yetmez ayrıca pencere boyle hafif rüzgarlı şekilde oynarken birisini görmüş gibi sanıp ateş eder ve oradan seken kurşun kendisine gelebilir.
0
liberal
(03.05.24)
Kurgu olduğu için daha da esneklik yaratılabilir etkiyi güçlendirmek adına. Bir ' Aynalar Dünyası ' mizanseni yaratılabilir. Yansımasıyla bu ortamda yüzleşip dilediği gibi öldürebilir :)
0
lüzumsuz adam
(03.05.24)
lazer ışını gönderir aynadan geri döner kahramanı vurur.
0
rhan
(03.05.24)
Lazer tabancası +1
0
prole
(03.05.24)
Yüzüne kezzap fırlatsın
0
muhayyer divan
(03.05.24)
Bomba atabilirsiniz.
0
prole
(03.05.24)
yapılmışı var hocam, çok orijinal olmaz sanki :)

www.youtube.com

şaka bir yana olayın duygu yoğunluğu, bilimkurgu olup olmaması, komedi unsuru olup olmaması gibi farklı senaryolar üretilebilir. en basit çözüm zaten yazılmış, aynaya kafa göz dalıp kırılan ayna ile kendini kesebilir. ama duygu/gerilim yoğunluğu fazla bir şey olsun isterseniz adam aynadaki yansımasını öldürmeye çalışır, birkaç deneme sonrasında (örneğin kırılmaz ayna olursa aynaya ateş eder, bıçak fırlatır bir şey olmaz) durumunda "kendini feda ederek" düşmanını el bombası ile patlatabilir.
0
shadowfollower
(03.05.24)
Yansımasını öldürmesi lazım diyorsun. Kendisini değil. Tam olarak yazdığın gibiyse, yansıması aslında ikizidir. Ayna sanıp ateş eder.
Ayna 1 salise öncesine ait portal olabilir. Ateş eder, portaldan geçip geçmişteki kendisini vurur ve space time continuum’u kırar. Başka bir evren için big bang olur :)
0
gabe h coud
(03.05.24)
Bak şöyle de fikir geldi aklıma; gerçi karakter hakkında hiçbişey bilmemek çok zorlayıcı bu durumda ama..

Adam biraz deli olsun, kafadan kırık yani. Hafif şizofren gibi. Böyle full değil de, dönem dönem atak gibi.

Önce aynadaki adamla tartışmaya başlasın, git gide çıldırsın, sonra sakinleşsin, sonra tekrar çıldırsın bağırsın çağırsın aynadaki adama. Tartışsın onla. Bu arada da jest-mimik dışında bedeniyle de hareket etsin, saçlarını yolsun, yüzünü tokatlasın falan.
Aynadaki adam da bunu taklit ettikçe daha da çıldırsın, sonra 1 kutu ağır ilacı "hadi bunu da taklit et seni aşağılık koca götlü pis zenci" fondiplesin. Tabi bunu bir anlık sinirle yapsın. Sonra adamın da fondip yaptığını görünce... Gerisini sana bırakıyorum artık :))
Karakter ister üzülsün, ister şaşırsın, ister inada indirsin (ben senden güçlüyüm, önce sen öleceksin VS vs)
0
numlock
(03.05.24)
1) elinde bıçak/hançer gibi bir şey varsa aynaya savururken kırar ve bilekleri kesilir, öyle ölebilir.

2) elinde ateşli silah varsa aynanın arkası doluysa, yani sert bir zemindeyse ateş eder ayna kırılır aynı zamanda sekip kendini vurur.

3) kurguda lazer silahı varsa daha da kolay tabi iş.

4) kahramanın elinde öyle bir silah vardır ki hedeflediği, yani gösterdiği kişiyi başka bir robot, silah, roket vs. vurmaya programlıdır. (bu komutu dijital bir kask veya gözlük ile verebilir belki veya anlık resmini çeker atar vs.)

kahramanımız bir anlık refleks gereği aynadaki görüntüsünü hedef olarak gösterdiği için "hasss..." der ve kendi ölümü için komutu vermiş olur. artık geri dönüş yoktur.
0
ananiyimioguz
(03.05.24)
En üstte
..yansımasını başka biri zannedip..
Sonraki yorumunda,
..yansımasını kendisi zannedip.. yazmışsın.

Hangisi olacak ?
0
diyecevaplandı
(03.05.24)
(12)

Dyson tipi süpürgelerin hazneleri cok küçük değil mi

condom kurşunu
Mesela 3+1 100 m2 evi süpürmek için habire haznenin boşaltılması mı lazım yoksa baya bir şey alıyor mu?
Mesela 3+1 100 m2 evi süpürmek için habire haznenin boşaltılması mı lazım yoksa baya bir şey alıyor mu?
0
condom kurşunu
(26.04.24)
Her markanın hazne boyu ayrı, hepsine küçük diyemeyiz. Bu sizin süpürge ve silme sıklığınıza bağlı olarak da değişir. İdeal olanı her kullanımda boşaltmanız az çok bakmadan.
0
orangesandsea
(26.04.24)
sık sık boşaltman lazım. çabuk doluyor. zaten bu tip süpürgeler bütün evin süpürge işini baştan aşağı yapmaya uygun değil. bizde asıl klasik yatay süpürge var. dyson'ı çabuk kirlenen yerleri arada süpürmek için kullanıyoruz.
0
sir gawain
(26.04.24)
4+1 evi komple süpürünce boşaltıyorum hazneyi. Boşaltmasam bir iki yer daha süpürülür aslında. Hemen dolmuyor öyle. Ya da evim temiz ahdkshsk.
0
kaptan maydanoz
(26.04.24)
Evde iki kedi var, sık sık süpürüyor olmama karşın 2+1 evde sürekli doluyor. Küçük yani haznesi. Ama boşaltması çok pratik. O yüzden rahatsızlık vermiyor bu durum
0
biseysorcaktim
(26.04.24)
sık sık boşaltılmalı. bizde genelde kedi tüyü doluyor. halisiz odalarda hic sikinti yok haliya bi geciyoruz hazne doluyor
0
ala09
(26.04.24)
X3 Kedi tüyü dolduruyor hemen.
0
hasmetizm 2046
(26.04.24)
boşaltması aşırı kolay, 2+1 evde dyson v15 3 kere süpürüyor, sonra doluyor.
0
benaslinda
(26.04.24)
bizde v11 var, haznesi gayet genis, en azindan birkac kez supurmek sorun olmuyor evi. ama v15 gordum gecen kuzende, haznesi kucucuk, 1 kerede dolabilir gibi. hepsi ayni degil yani.
0
lemmiwinks
(26.04.24)
Kedi varsa 3+1 evi komple alinca tika basa doluyor. (V12)
Ben ok’im ya, en azindan ruhumu bile cekiyor supururken. Dolsun, bosaltirim. Faydasina bakarim.
0
mor oje
(26.04.24)
Dert edilecek bir konu değil bence. Ev kirliyse belki bir kere boşaltmak gerekebilir ama o bile belki.
Küçük yapmalarının bir sebebi de bize süpürgenin fazla kir topladığını hissettirmek bence. Ayrıca hazne büyüdükçe ağırlık artacak, şekil bozulacak.
Dyson v15'i boşaltmak birkaç saniye sürüyor. O hazneyi her boşaltmak insana ayrı bir keyif veriyor, en azından bana.
0
michael_knight
(26.04.24)
Bir sürü evde kullandım, boşken evi temizleyeme başlayıp da bitirmeden dolduğunu hiç hatırlamıyorum. En kötü tam doluyor ev 4 veya 5 odalı olsa bile.

Kullandıklarım: dyson, philips, grundig
0
ananiyimioguz
(26.04.24)
küçük, ben kullanmıyorum ama köpekli arkadaşımın evinde evi haftada 1 süpüren biri için 2 odada bir boşaltmak gerek ve şarjı yüksek ayarda çabuk bitiyor v15ti sanırım modeli.
hatta neden herkes buna bu kadar yükselmiş ki dedim sadece fırça ucunu sevdim içinde dönen fırça var tüyleri çok güzel alıyor.
0
eja
(26.04.24)
(7)

Instagram Story’lerinizde Neler Var?

mor oje
Hadi gün ortası biraz muhabbet edelim, kafa dağıtalım! Sorum basit;1-ne sıklıkla story koyuyorsunuz?2-storylerinizde neler oluyor?3-hangi storyler daha çok ilginizi çekiyor?Ben başlıyorum o zaman;1-haftada 1-22-kedim, doğa biraz, arkadaşlar, rakı bazen, konserdeysem kısa video, ordan burdan repost (
Hadi gün ortası biraz muhabbet edelim, kafa dağıtalım! Sorum basit;

1-ne sıklıkla story koyuyorsunuz?
2-storylerinizde neler oluyor?
3-hangi storyler daha çok ilginizi çekiyor?

Ben başlıyorum o zaman;

1-haftada 1-2
2-kedim, doğa biraz, arkadaşlar, rakı bazen, konserdeysem kısa video, ordan burdan repost (önemli haber, caps filan)
3-benimkiler gibi storyler. Ama sürekli kendini koyan tiplere ifrit oluyorum. Ikea katalogu gibi sürekli kendini koymanın mantığını anlamıyorum
0
mor oje
(24.04.24)
Genelde kendimi koyarım haftada 1 story. ilgimi çekengenelde kişinin özeli değil daha resmi storyler
İfrit olduğum yeme içme araba storyleri, haber caps atanları da sessize alıyorum
0
olaylar olaylar
(24.04.24)
1 - çok değişiyor. bazen 2 hafta hiçbir şey, bazen her gün. biraz gündeme göre.

2 - doğa fotoğrafları, gezi fotoğrafları, gündem ile ilgili haberler, caps'ler, karikatürler, bazı ilginç haberlere kendi yorumumu ekleyebiliyorum. konserlerden kısa videolar, kırk yılda bir değişik bir içki içiyorsam o. yemek koymam, koymam için çok ilginç bir şey olması lazım. bir de yol (araba değil, sadece yolun kendisi) videosu koymayı da izlemeyi de seviyorum ama genelde itici bulunduğu için koymamaya çalışıyorum.

3 - benimkiler gibi olanlar. ilginç bilgiler, haberler. sürekli selfie koyanları veya sürekli kocası, arkadaşı vb. ile fotoğraf koyup başka hiçbir şey koymayanları, sıradan yemek fotosu koyanları sessiz'e alıyorum. doğa, gezi fotoğrafları ve yol videolarına tekrar tekrar bakıyorum.
0
la lykia
(24.04.24)
1- hergün koymuyorum. haftalık 1 ile 10 arası olabiliyor.
2- iş, yolculuk, kedi, araba, spor.
3- benimki gibi olanlar. bir de bazen komik reelsler.
0
false pretension
(24.04.24)
1- Son iki yılda 10 tane atmamışımdır. Öncesinde bir tık daha sık atıyordum belki
2- Arkadaşlarla buluşmalarda çekilen toplu fotoğraflara beni etiketlediklerinde onları koyuyorum bazen, onun dışında çok nadir 23 nisan gibi resmi bayramlarla ilgili bir kutlama.
3- Ben takip ettiğim herkesin her storysine bakıyorum gün içinde. En gıcık olduğumla ilgili bir kıstas düşünmemiştim hiç şu ana kadar ama uzun video koyanlara sinir oluyorum çünkü storylerde ileri geri git olmadığı için bir kısmını kaçırınca baştan dinlemekle uğraşıyorum. Bi de dediğim gibi takıntılıyım tüm storyleri izliyorum günde bi kez girip :d Haber ya da komik(!) paylaşımların repost edilmesi de çok hoşuma gitmiyor, biraz anne/baba işi gibi o ya, gençlere (kendi yaş grubum yani 40 yaş altı diyelim) yakıştıramıyorum.

Sevdiğim tarz storyleri de düşünmedim ama insanların kendileriyle ilgili kısa va öz storyleri daha keyifli. Uzaktaki bir arkadaşın hayatına anlık dahil olma hissi güzel. İnsanlar bunu kendilerini promote etmek için kullanıyor farkındayım ama ben yine de seviyorum story işini
0
nundu
(24.04.24)
1-2)tatilde günlük 4-5 story.
normalde degisik bir sey gördüysem belki o.
haftasonu kahve pasta yemeye ciktiysam onu paylasirim.
arkadaslarim beni koyduysa onu kesin repost.
arkadaslarimla olan fotomu da koyuyorum. mesela gecen gün lunaparka gittik, onu koydum cünkü degisik bir olay.

bazen siyasi olaylar siyasetcilere atar/laf sokma ya da onla ilgili komik seyler.
yoksa görüp kendi cektigim degisik bir sey de olabilir.

3) yakin arkadaslariminki ya da takip ettigim ünlüler/influencerlar. ayiptir söylemesi benim storyime 200-300 kisi falan bakiyor. benim baktigim profil sayisi ünlüler dahil 20 falandir.
ben seviyorum ya insanlarin kendini koymasini da.
0
robert bosch
(24.04.24)
şehir şehir ülke ülke geziler ve arada gitar çalıp söylüyorum onlar var.
0
ananiyimioguz
(24.04.24)
1. Bazen bir iki ay koymadığım oluyor. Ayda max 3 tanedir ama.
2. Kendimi tek atmam, arkadaşlarımla atarım, üniversite topluluğunun duyuru ve etkinlik sonrası fotolarımızı atarım, eskiden çektiğim güzel fotoğrafları atardım iki yıldır falan atmadım.
3. Esprili şeyler ilgimi çekiyor genelde, tanıdıklar buluştuysa onlara kalp atarım.
0
black holes in the sky
(24.04.24)
(3)

Android - Bildirim kaydedilicelere ne oldu?

ananiyimioguz
Denediklerimin hiç biri sağlıklı çalışmıyor. Normalde app bazlı history tutardı ben de silinen mesajları veya yanlışlıkla beğenenleri falan görürdüm.Yeni bir android update ile güvenlik açığı diye kapatıldı mı ne oldu bilen var mı?Aslında tüm gerekli izinleri de veriyordum halbuki. tabi her bildirim
Denediklerimin hiç biri sağlıklı çalışmıyor. Normalde app bazlı history tutardı ben de silinen mesajları veya yanlışlıkla beğenenleri falan görürdüm.

Yeni bir android update ile güvenlik açığı diye kapatıldı mı ne oldu bilen var mı?

Aslında tüm gerekli izinleri de veriyordum halbuki. tabi her bildirimi okuması ne kadar güvenli orası tartışılır ama yine de ben seviyordum.

Çalışan bir yöntem bileniniz var mı?
0
ananiyimioguz
(20.04.24)
Bildirim geçmişi var ayarlarda telefonun kendisinin. Çok geçmişe kadar kaydediyor mu bilmiyorum ama gün içinde gelen bildirimleri oradan kontrol edebiliyosun.
0
nundu
(21.04.24)
aa öyle bişey gelmiş onla mı çakışıyor acaba. o kısa ama son birkaç tane gösteriyor
0
🌸ananiyimioguz
(21.04.24)
Samsung için Good Lock diye bir uygulama var. Bir şekilde ya Samsung'un bizzat kendi geliştirdiği ya da desteklediği bir uygulamaydı bu detaylarını hatırlamıyorum şu an. Galaxy Store'dan indiriyorsunuz.

Microsoft Powertoys mantığında çalışıyor. Uygulamanın 2 bölümü var bir kısmı NovaLauncher gibi tema uygulamalarında yaptığınız şeyleri yapmak için, diğer kısmı da daha çok powertoys mantığıyla çalışan bildirim geçmişi, titreme geçmişi, geliştirilmiş ekran görüntüsü alma, dokunmatik özelliklerini geliştirme, özel çoklu dokunma, kamera asistanı gibi şeyler için.

Sizin aradığınız şey bu uygulamadaki NotiStar özelliği. Belirlediğiniz aralığa göre 1 yıla kadar bildirim geçmişini tutuyor. Uygulamalara göre eleme, ekleme ve gruplandırma falan yapabiliyorsunuz.

youtu.be
0
akhenaten
(21.04.24)
(14)

Mobil tarifenize ne kadar ödüyorsunuz?

kukuleta
Yıllardır kullandığım 40 GB internetli epey bi konuşmalı tarifeme 130 lira gibi bir tutar ödüyordum.Bugün Türk Telekom'dan aradılar. Taahhütüm bitiyormuş, aynı paketin taahhütsüz fiyatı 1900 küsür lira, taahhütlüsü de 580 liraymış.Bana çok uçuk geldi bu artış.Tamam o zaman başka operatöre geçeceğim
Yıllardır kullandığım 40 GB internetli epey bi konuşmalı tarifeme 130 lira gibi bir tutar ödüyordum.

Bugün Türk Telekom'dan aradılar. Taahhütüm bitiyormuş, aynı paketin taahhütsüz fiyatı 1900 küsür lira, taahhütlüsü de 580 liraymış.

Bana çok uçuk geldi bu artış.

Tamam o zaman başka operatöre geçeceğim muhtemelen diyerek kapattım.

Haziran'da taahhütüm bitmeden yeni bir teklif sunarlar mı acaba?

Siz ne kadar ödüyorsunuz?
0
kukuleta
(18.04.24)
30gb işte ek şeyler falan 425tl vodafone
0
duyurukullanıcısı
(18.04.24)
15 gb,1000 dk 125 tl türk telekom faturalı.

taahhüt bitiyorsa kendi numaranızla başka bir firmaya geçin. geçiş yapacağınız firma en az yarı yarıya daha ucuz bir öneri sunacaktır size.

not: türk telekom ev internetim bitti aradım istediğim tarife için 350 tl önerdiler comnet'e geçiş yaptım 170 tl ödüyorum aylığa vurunca.
0
biravekahve
(18.04.24)
30 gb 2000 dk 250 sms tt
320 tl taahhütlü faturalı
0
sevilen progressive türkücü
(18.04.24)
Aynı paket derken aynı içeriklere sahip adı farklı başka bir tarife mi yoksa doğrudan bire bir kendi tarifenizin taahhütsüz fiyatı mı?

Sözlükte bunla ilgili entryler vardı. Operatörler doğrudan kendi kullandığınız tarifenin taahhütsüz fiyatını söylemekten çekiniyor. Gerekirse cimerden bilgi edinme dilekçesi falan atarak tam olarak kendi tarifenizin taahhütsüz ücreti nedir onu öğrenin. Bunun sebebi var olan tarifelerin fiyatlarında değişiklik yapmanın, yeni tarifeye fiyat biçmekten daha zor olması deniyordu. Eski tarifeye sadece zam yapılabiliyor, haliyle %200-300 gibi fark koymak zor oluyor yasal olarak. Ancak yeni tarifeye sıfırdan fiyat vermek başka. Bu yüzden atıyorum 30gb internet görünen ama çok ufak tefek farklılıkların olduğu bir ton naylon tarife var ortalıkta.

Bunun dışında 580 lira piyasa fiyatı, doğrudur. Malesef böyle paket fiyatları.
0
akhenaten
(18.04.24)
taahhutsuz 34GB int+1000dk 550₺

sms bile yok
0
ala09
(18.04.24)
Vodafone 40 GB. 390 TL. Şubat ayında bu tarifeye geçtiğim için böyle ucuz. (Düzeltme: ilk 3 ay böyleymiş sonra 500 küsür bir şey olacaktı galiba, şimdi aklıma geldi.)

580 lira bana biraz fazla göründü. Biraz daha inceleseniz 400 - 450 civarında bir teklif olması gerek gibi geliyor bana. Bilgi değil, his.
Şubat ayından önce 200 TL karşılığında sınırsız internet paketim vardı.
0
michael_knight
(18.04.24)
Vodafone
20gb
1000dk
250 sms

194tl. Faturalı.
0
Amaranta ursula
(18.04.24)
500 lira ödüyorum 20 gb spotify ucretsiz vodafone
0
eja
(18.04.24)
Turkcell yıllık 120GB, 12.000 dakika ve 6.000 SMS paketine aylık 310TL ödüyorum.
0
pispinti
(18.04.24)
Vodafone 260 sanırım. 30 gb faturalı
0
gabe h coud
(18.04.24)
35GB 2000DK 250SMS - 320TL - Türktelekom - 1 Yıllık taahhütlü
0
ananiyimioguz
(18.04.24)
Prime 25 GB ₺140. 2-3 ay sonra yenilenecek. ₺300 falan fiyat çıkar herhalde.
0
nawar
(18.04.24)
Bu arada artık herkes numara değiştirerek operatörün kendi abonelerinden bile daha uyguna paket alıyorlar ve haksızlık oluyor, hem sürekli bir operatör geçişi oluyor vs. diye numara geçişleri arasındaki kampanyaları ya kaldırmışlar ya da düşürmüşler avantajlarını diye duydum, yanlışım varsa düzeltin
0
ananiyimioguz
(18.04.24)
160 ödüyorum sonbaharda yaptım taahhüdü, 12 GB 1000 dk 100 sms Vodafone
0
sanguine
(19.04.24)
(7)

Takıntılı günlük rutinleriniz var mı?

psmstc
Bende her akşam tv açma takıntısı var bir iki aydır. Arka planda öyle açık oturumlar filan oluyor. Bi yandan telefonumla sosyal medyada takılıyorum. Sizin de böyle takıntılı günlük rutinleriniz var mı? Ve Nasıl aşılabilir? Teşekkürler..
Bende her akşam tv açma takıntısı var bir iki aydır. Arka planda öyle açık oturumlar filan oluyor. Bi yandan telefonumla sosyal medyada takılıyorum.

Sizin de böyle takıntılı günlük rutinleriniz var mı? Ve Nasıl aşılabilir? Teşekkürler..
0
psmstc
(17.04.24)
bende de uyanır uyanmaz,eve gelir gelmez ses olsun diye müzik veya televizyon açma alışkanlığı var ama takıntı olarak değerlendirmemiştim.
0
penceredengorunenmorbina
(17.04.24)
hiç yok.

telefonla takılıyorum bende yapcak bişi yok diye. ama bu normal.
0
baldan kaymak
(18.04.24)
sabah uyanınca ilk iş çay koyuyorum ocağa. bu özellik yakın zamanda geldi yoktu önceden. yaşlanıyorum sanırım sdfjsg

gün içinde maden suyu içmeye çalışıyorum. yaşlanıyorum x2
0
ananiyimioguz
(18.04.24)
günlük planladığım egzersizi yapmadığımda kendimi baya kötü hissediyorum takıntı gibi oldu
bir de sonradan oluştu ben de akşam yemekten hemen sonra çay içmek çay kırmızı çizgim oldu resmen
0
windymimas
(18.04.24)
Her gün en az 50 sayfa kitap. Sabahları özellikle, uykudan yarım saat feragat edip bir kupa kahve ile kitabımı okur öyle başlarım güne
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(18.04.24)
var hergün saat 11 de kahve ve hergün saat 2bucukta maden suyu içerim.
cumartesi günleri klasik içerim. cumartesi günleri bir aksilik olmazsa yüzde 90 bahçeme giderim.
her sabah işe gelince ilk önce maillerimi kontrol ederim.
0
sizofren06
(18.04.24)
çalıştığım günler sabah muhakkak kahveyle güne başlıyorum.
öğleden sonra 4'te de muhakkak yine kahve içerim çalıştığım günler.
0
noxie
(18.04.24)
(4)

Anne için Android telefon

pianeta
Klasik Whatsapp, Instagram, Facebook açabilsin, üç beş fotoğraf çekince ya da yükleyince hemen donmaya başlamasın. Temiz kullanıyor zaten ama yine de en azından birkaç yıl donma kasma yapmasın. Bütçe maksimum 15.000TL ama 10.000TL'ye çözsek efsane olur. İkinci el iPhone olayına girmek istemiyoruz, d
Klasik Whatsapp, Instagram, Facebook açabilsin, üç beş fotoğraf çekince ya da yükleyince hemen donmaya başlamasın. Temiz kullanıyor zaten ama yine de en azından birkaç yıl donma kasma yapmasın. Bütçe maksimum 15.000TL ama 10.000TL'ye çözsek efsane olur. İkinci el iPhone olayına girmek istemiyoruz, direkt sıfır Android alacağız. Tavsiyelerinizi alırız.
0
pianeta
(17.04.24)
www.hepsiburada.com

En kolay üsttekini kullanır. Temalarda kolay mod vardı tam anne baba için.

Xiaomi'de var mıydı hatırlamıyorum ama xiaomiler daha bir fiyat/performans oluyor.

www.hepsiburada.com

Gerçi android zaten her türlü çözülür de samsung bana daha al-kullan geliyor.
0
ananiyimioguz
(17.04.24)
www.akakce.com

anneme de babama da 1'er yıl arayla bunu aldım. ikisi de hiçbir sorun yaşamadılar. tam bir anne-baba telefonu mis gibi.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(17.04.24)
a25 yeterli olur. daha aşağısını tavsiye etmem, genelde önemli bir taraftan kısıyorlar, bu yüzden de konforlu bir deneyim yaşatmıyor.
0
kesmekes laleler
(17.04.24)
A34 var annemde cok memnun.
0
Kittie
(17.04.24)
(8)

1.8 Milyona kadar suv önerisi

harmanyeri
Merhabalar Öncelikle 2. el olarak 2-3 yaşında Honda CR-V düşünüyorum ama başka tavsiyeleriniz varsa bilmek isterim. Önceliğim sağlamlık. Teşekkür ederim şimdiden
Merhabalar

Öncelikle 2. el olarak 2-3 yaşında Honda CR-V düşünüyorum ama başka tavsiyeleriniz varsa bilmek isterim. Önceliğim sağlamlık.

Teşekkür ederim şimdiden
0
harmanyeri
(16.04.24)
408 Gt ama var mı bilmiyorum. Togg da bakardım.
0
baldan kaymak
(16.04.24)
şarz imkanı varsa sıfır togg
0
nuisance2
(16.04.24)
Cherry tiggo yu begeniyorlar ben hiç binmedim ama.
0
allah yazdiysa bozsun
(16.04.24)
2-3 yaşında cr-v de gayet sorunsuz ve güzel olur ancak

Sıfır alabiliyorsanız yeni kia sportage veya toyota corolla cross hybrid bakın derim.

En full tiggo8 pro da çok mantıklı olabilir fiyat/performans açısından. biz tiggo7 aldık memnunuz.

Onun dışında yine sıfır seçenekler seat ateca ve renault austral var.

Az yaksın diyorsanız hibrite ağırlık verin. yakıt sorun değilse chery çok güzel inceleyin derim. yani 1.8m param olsa 2.el cr-v yerine en full tiggo8 pro alırdım arabada yok yok. malzeme kalitesi güzel. çarpışma testlerinden de 5 yıldız aldı falan..

yaktığı da yani o baktığınız cr-v den 1 litre fazladır çok değil
0
ananiyimioguz
(16.04.24)
Öncelik sağlamlıksa Corolla Cross Hybrid tavsiye ederim.
0
pispinti
(16.04.24)
Crv'ye b ek olarak tonale bakılabilir.
0
1917
(16.04.24)
1.5 tsi dsg li vw tiguan
0
rentts
(17.04.24)
Misal
shbd.io
0
rentts
(17.04.24)
(6)

Alkaline pil toplu halde en uygun nereden alınır?

ananiyimioguz
Toplu dediğim 50-100 tane falan alacağım. Bunun bir yeri falan var mı toptancısı vs. Marka önemli değil, alkaline olsun yeter.Piyasadaki AA pillere bakıyorum, çoğu çinko karbon. Milletin alım gücü düştükçe pil kalitesi de düşmüş.
Toplu dediğim 50-100 tane falan alacağım. Bunun bir yeri falan var mı toptancısı vs. Marka önemli değil, alkaline olsun yeter.

Piyasadaki AA pillere bakıyorum, çoğu çinko karbon. Milletin alım gücü düştükçe pil kalitesi de düşmüş.
0
ananiyimioguz
(15.04.24)
migrostaki foreverplus gayet iyi. migros adına üretilen bir ürün zaten... eski kipa piller ile aynı. ve orbus ile aynı ürün sadece farklı marka. yıllardır hep kipa-orbus ve foreverplus kullandım ben.

normal fiyatı bile uygun, arada pillerde 40% mı ne indirim yapıyor migros. kampanya bekleyebilecek durumdaysan takipte kal.

www.migros.com.tr


sözlük başlığında aktı diyen olmuş ama ben daha kipa döneminden beri bu pilleri kullanıyorum, yüzlercesini kullanmışımdır akan olmadı. bilemiyorum... memnunum. tam tersi akma yapan duracell pillerle karşılaştım :D indirimle 12'liyi 42 lira civarına alabiliyorsun zamlanmadan tekrar kampanya gelirse ^^
0
konetsu
(15.04.24)
aylar yıllar önce internette birisi AA pil testi yapmıştı. Duracell vs bir dolu marka ile bim'de satılan powerB marka pil vardı. performansları çok yakın olmasına rağmen, bim'deki pillerin fiyatı kat kat düşüktü. o günden beri sadece bim'den alırım pillerimi.
0
co2s2
(15.04.24)
Evet o incelemeyi hatırlıyorum ama o diğer piller de yine alkalin pildi. O yüzden marka çok da fark etmiyordu. Duracell yerine bim pili alıyorduk. Şimdi bakıyorum üzerlerinde alkalin yazmıyor artık.

Ama migrostaki uygunmuş ben şunu bulmuştum, bundan daha uygun.
www.akakce.com

Hatta çinko karbon pillerden bile uygun ilginç. Şimdilik listenin üst sırasına koydum teşekkürler.
0
🌸ananiyimioguz
(15.04.24)
pilburada mağazalarından alabilirsin toplu alırsan indirim olur
0
alp9900
(15.04.24)
Şarjlı pil kullanılamayacak bir alet vs. mi kullanıyorsun?

Sağlam bir şarjlı pil/şarj cihazı kombosu ile de ilerleyebilirsin.

Bu kadar pili aynı anda kullanmayacaksan çok almanın çok bir esprisi olmayabilir bekledikçe az da olsa eskiyorlar malum.
0
chicha_v2
(15.04.24)
evdeki koridoru aydınlatan sensörlü lambalar, oyun kollarım falan sürekli pil istiyor.

şarjlı piller, pil masrafı + şarj aleti masrafı + harcanan elektrik düşünüldüğünde daha mı avantajlı oluyor, hesabını yapmadım.

çok önceden kullanıyordum ama yedekli ilerlemek lazım o da hem maliyeti artırıyor hem de bazen takmayı unutuyorum oturup dolmasını bekliyorsun falan rezillik.

o yüzden en güzeli kullan at demiştim. onları da biriktiriyorum geri dönüşüme vermek için.
0
🌸ananiyimioguz
(15.04.24)
(3)

Yakın zamanda kanal tedavisi yaptıran var mı ? Ücret ne kadar ?

joehigashi
Dişlerimde kanal tedavilik bir işlem var. bulunduğum yerde bir klinik 4600-4900 tl arası fiyat verdi bir diş için. Piyasayı hiç bilmediğim için normal mi pahalı mı en ufak bir bilgim yok.Acaba yakın zamanda bu tedaviyi yaptıran var mı ? Varsa ne kadar ücret ödediniz ? Bana söylenen fiyat normal mi y
Dişlerimde kanal tedavilik bir işlem var. bulunduğum yerde bir klinik 4600-4900 tl arası fiyat verdi bir diş için. Piyasayı hiç bilmediğim için normal mi pahalı mı en ufak bir bilgim yok.

Acaba yakın zamanda bu tedaviyi yaptıran var mı ? Varsa ne kadar ücret ödediniz ? Bana söylenen fiyat normal mi yoksa pahalı mıdır ?
0
joehigashi
(15.04.24)
size verilen fiyat ortalama. kesinlikle pahalı değil. hatta ucuz bile ama bulunduğunuz yere göre fiyatlar çok değişken.

www.tdb.org.tr

buraya göre 7555 tl olması lazım bir azı dişinin.
0
bir ileti paylastim
(15.04.24)
kiz arkadasim 4000'e yaptirmis 2-3 ay oldu.
0
gule gule
(15.04.24)
Şehre, bölgeye, dişe (yani dişteki kök sayısına) göre 3-8bin arası değişir evet.

Genelde tdb listesi uygulanmıyor kimse o rakamları veremiyor.
0
ananiyimioguz
(15.04.24)
(7)

Hepsiburada'dan parfüm almak

Shepard
Satıcı Hepsiburada. Allah affetsin 2 adet parfüm aldım güzelinden. Ama sahte olup olmadığını nasıl anlayabilirim? Hepsiburada sahte satar mı? Teşekkürler efenim.
Satıcı Hepsiburada. Allah affetsin 2 adet parfüm aldım güzelinden. Ama sahte olup olmadığını nasıl anlayabilirim? Hepsiburada sahte satar mı? Teşekkürler efenim.
0
Shepard
(14.04.24)
satıcı hepsiburada ise düşük ihtimal. satıcı başkasıysa olabilir.
0
vss
(14.04.24)
hb ve amazonda, kendi sattıkları ürünlerde sahte vs olmaz.
0
avatar is back
(14.04.24)
üç kez aldım hepsiburada'dan parfüm, hiçbir şey yoksa bile kesinlikle bir sıkıntı vardı. üçünde de pişman oldum tavsiye etmiyorum, satıcı hepsiburada idi.
0
gule gule
(14.04.24)
mykozmetik mağazasından aldığım parfüm sahte çıktı.

mermer desenli-kabartmalı kutu sahte. kabartma yok. resim basmışlar. şişeden barkod çıkmadı. kapak numarasıyla kutu numarası farklı, şişe beyaz değil sarı. koku sahteyi geçtim 0. ilk sıktığımda kovid mi oldum diye korkmuştum.

parfümü sitelerin kendileri satmıyorsa almayın. mağazaya gidip alın.
0
ya ben lan neyse
(14.04.24)
satıcı önemli. ancak ben satıcısı hb olan bir ürünün sahte olduğuna bizzat şahit oldum. güvenilir satıcılardan şaşmamak lazım
0
paintov
(14.04.24)
valla boyner de dahil benim pek güvenim yok açıkçası. aleni yapıyorlar demiyorum ama denk gelmek imkansız da denemez. sahtenin yanı sıra bayat konusu da var.

sephora iyi diyebilirim.
0
brkylmz
(14.04.24)
Eğer alacağınız parfüm markasının sitesinde doğrulama sistemi varsa bence alın, sorgulatırsınız bir sorun çıkarsa iade edersiniz. Sahte durumunda iadeyi direkt alıyorlar.
0
ananiyimioguz
(14.04.24)
(16)

Duyurunun eski hali

rock n roll
Bir ben mi özledim duyurunun eski halini. Eğlenceliydi, ilginçti. Şimdi çok sönük. Tamam arada saçma şeyler de oluyordu ama genel olarak iyiydi. Sizce?
Bir ben mi özledim duyurunun eski halini. Eğlenceliydi, ilginçti. Şimdi çok sönük. Tamam arada saçma şeyler de oluyordu ama genel olarak iyiydi. Sizce?
0
rock n roll
(14.04.24)
+1
Eskiden cok guzeldi. Simdi cok kekremsi.
0
mor oje
(14.04.24)
Kendini çok akıllı zanneden bir iki tip var her duyurumun altına bitiyorlar. Ben İngilizce bir şey soruyorum mesela, adam İngilizce bilmeyenler de yurtdışına gidiyor, bu ne özgüven diye duyuru açıyor. Sanki işim İngilizce!

mor oje+1
0
Kahvedesu
(14.04.24)
+1
0
nawar
(14.04.24)
eksi sözlük yazarligina bagli olmayan bir hesabim daha var. onda en eski cevabimi 2009'da girmisim :)
13 yasinda kaydolmusum, 15 yildir varim :)
önceden cok goygoy dönüyordu su an daha soru cevap odakli ve daha az cevap var sanki.
0
robert bosch
(14.04.24)
+1
1. duyuruyu yönetenler insanları soğuttular. eskiden her başlıkta bir espri, muhabbet olurdu. ben artık yazasım varsa da yazmıyorum. aptal saptal bahanelerle silecekler çünkü o cevabı biliyorum. alttan üstten reklam fışkırsın, içerik önemli değil.
2. samimiyet dağıldı. yeni hesap almak çok kolay, tek seferlikler, farklı isimle devam edenler, küsüşenler...
3. @robert'in dediği gibi daha cevap odaklı oldu ama cevap vermeye istekli kimse olmayınca ne anlamı kaldı ki...
0
her giriste sifresini unutan adam
(14.04.24)
Duyuru kuralları geçtiğimiz aylarda biraz esnetildi artık her şey silinmiyor, artık herkes üften püften ban yemiyor diye biliyorum.

Bu sebeplerden gidenler yüzünden sönükleşti baya evet. Ama bu ufak değişimden sonra yavaş yavaş geri gelirlerse ne mutlu.
0
ananiyimioguz
(14.04.24)
ben de çok özlüyorum :’) 2012’den beri buradayım ama o zamandan bu yana malesef çok şey değişti. alışkanlıktan her gün mutlaka bir kere girerim ne var ne yol şöyle bi okurum ama eski tadı yok. oysa ki harika bir potansiyel ve çok eğlenceli bir formatı var. kullanıcı alımını açıp biraz reklamı yapılsa belki toparlayabilir.
0
theseachange
(15.04.24)
7 yıldır kullanıyormuşum burayı eskisi mi yenisi mi sayılıyorum bilemiyorum. bence bu sitenin çok büyük potansiyeli var veya vardı mı demeli bilemiyorum. quora dünyada ne biçim kullanılıyor, türkiye'de bir muadili olmamasından ötürü kızlarsoruyor gibi alakasız bir site o talebi karşılamaya çalışıyor kısmen. bu sitenin belki reklamını yapacak, tasarımını, içeriğini geliştirecek bütçesi olmadı hiç ama bir şekilde alttan alta popülerleşip para kazandıracak seviyeye gelecekti ve zorla yatırım yaptırtacaktı kendine. ama sanırım site adminleri biraz fazla koruyucu ve müdahil olduğundan küsüp gidenler oldu şahsen ben de bazen gidiyorum birkaç ay sonra bir sıkıntı anında tekrar uğramaya başlıyorum. ilk girdiğim yıllardaki enerjisini de kaybetti bence de. tekrar kazanır ve daha da gelişir umarım.
0
semaforo de medianoche
(15.04.24)
anlık gelen ifşa geceleri... :Sadge
0
cassey
(15.04.24)
ifşa bile yok. çoğu kişi de değişti.
0
baldan kaymak
(15.04.24)
Yazdigim cevaplar siliniyor. Ben de artik cevap yazmamaya basladim mesela.
0
halk
(15.04.24)
yeni/eski fark etmeksizin son zamanlarda girmesem dahi bence kıymeti hiç bilinmeyen kendine has bir yer burası. en alakasız sorularda dahi bilen birinin çıkması mesela paha biçilemez. aynı zamanda, önceki duyurularına bakıyorsun, bundan 10 yıl önce demek böyle hissediyormuşum bunları merak ediyormuşum diyorsun. güzel bir his
0
KUCO
(15.04.24)
eski dediğimiz en az 7-8 sene ve öncesinden bahsediyoruz sanırım. her telden insan vardı. herkesin bildiği gibi çoğu insan küstürüldü ve banlandı. şu anda ben dahil yazanlar da bilgisini paylaşmak istemiyor. efor sarfetmek istemiyor. buna benzer duyurularda 2-3 satır yazıp geçiyor. ben bilgi sorulan konularda bile evet hayır diye cevap veriyorum. cevap doğru ama açıklama yapmak içimden gelmiyor.
0
gabe h coud
(15.04.24)
Eskiden ozlerdim ama artik hayir. Cevremde cesit cesit bilgili insanlar var, akil danisabilecegim cok kisi olunca buranin eksikligi de pek aranmiyor.

Ha sunu ozluyorum zorlayici sorular. Mesela soru goruyorsun acaba ne diye sen de arastiriyorsun falan sana bi katkisi oluyordu. Simdi oyle sorular yok. Benim oldugunda da ben de sormuyorum gerci.
0
floydian
(15.04.24)
Bizim insanimiz eline aldigi gucu dibine kadar kullanir. Ota boka duzgun adamlari ucurursan ortamin collesmesi ve kalitenin dusmesi kacinilmaz olur.
0
cooperr
(15.04.24)
Buluşkalar vardı 2 tanesine katıldım hatta dünyalar güzeli bir hanım arkadaşı hala unutamıyorum öyleliydi. İfşalar vardı çok eğlenirdik, random gülme gibi bir kullanıcı vardı onunla ifşa başlatırdık o da gitti.
0
guitarissimo
(18.04.24)
(4)

Söke'den Milas'a giderken sağda görünen dev direkler

chicha_v2
Didim ayrımının oradan bakınca gördüm çok çok uzun bir iki direk var sağda Didim tarafında.Anten mi bunlar? Kaç metre, hiç sallanmıyor mu o kadar yüksek ve ince olduğu için?
Didim ayrımının oradan bakınca gördüm çok çok uzun bir iki direk var sağda Didim tarafında.

Anten mi bunlar? Kaç metre, hiç sallanmıyor mu o kadar yüksek ve ince olduğu için?
0
chicha_v2
(11.04.24)
en.wikipedia.org

VLF Askeri anten istasyon komutanlığı.

edit: türkiye sınırları içindeki en yüksek yapıymış bunlar. 2. sırada çamlıca kulesi geliyor, öyle hesap edin.
0
kent sakini
(11.04.24)
Didimde deniz kuvvetlerinin radyo alıcıları falan var onlar olabilir belki bilemiyorum
0
nundu
(11.04.24)
@kent sakini çok teşekkürler evet bunlardı gördüklerim.

Us navy diyor ama başka kaynaklarda da Turkish navy yazıyor bizim mi bu antenler?
0
🌸chicha_v2
(11.04.24)
onu bilmiyorum da ben de aydın söke arası metal borular ne işe yarıyor onu sorayım dedim oralarda fabrikalar da var onlarla mı ilgili ama yukarı aşağı zikzak çiziyorlar belli aralıklarla anlamadım o yüzden
0
ananiyimioguz
(11.04.24)
(6)

hiç kediye köpeğe insana motora çarptınız mı?

alt4y
araç sürücülerini merak ediyorum. bilerek bilmeyerek;kedi, kuş ya da köpek ezdiniz mi?ya da bir insana ve ya motorcuya çarpıp düşürdünüz mü?
araç sürücülerini merak ediyorum. bilerek bilmeyerek;

kedi, kuş ya da köpek ezdiniz mi?ya da bir insana ve ya motorcuya çarpıp düşürdünüz mü?
0
alt4y
(02.04.24)
Çarpmadım. Ama mahallede kedi katledip duruyorlar. Ara sokaklardan yavaş geçin!
0
prole
(02.04.24)
Ben bir kere 50km/s hızla sol önden köpeğe çarpmıştım gece gece köy yolunda.

Sağ çaprazdan koşa koşa geliyordu. Geç fark ettim zaten gece olduğu için. Dedim ki bana ulaşınca yanımda koşmaya ve havlamaya devam eder herhalde. Yine sağımda kalır yani. Genelde öyle yapıyorlar.

Fakat bu arkadaş önümden soluma atlamaya çalıştı birden. Sol ön tampona çarptı. Tarlaya uçtu. Frenledim baktım kalktı geri geliyor koştur koştur. Dedim tamam bişey olmamış herhalde şimdi insem ısıracak, bastım gittim.

Sağda biri tarlaya ev yapmıştı. Baya ıssızdı oralar. Onun köpeğiydi büyük ihtimalle. Neden bağlamamışlarsa.. Kırık çıkık varsa da ilgilenmişlerdir herhalde.

Bir daha da köpek görünce direkt yavaşlıyorum ne yapacakları belli olmuyor demek ki.
0
ananiyimioguz
(02.04.24)
Canlıya çarpmadım. Yan aynaları çöp kutularına sık sürterim yalnız.
0
gece abisi
(02.04.24)
birbirini kovalayan kedilerden biri aracın altından çıkıp motorun ön tekerine çarpmıştı ama üstünden geçmedim. bir defa da ara sokakta gene arabanın altından fırladı ucu ucuna çok sert frenle durabildim. ikisinde de hızım düşüktü.

motorla giderken minibüs caddesinde önüme dengesini kaybedip kaldırımdan bir kız düştü çarpmadım.
0
orpheus
(02.04.24)
çok yavaş bir şekilde geri geri giderken , birden çıkan birine çarptım. yere bile düşmedi. sadece sendeledi. adam gerçek anlamda körmüş, elinde bastonu falan da vardı. indim, "özür diledim, görmedim" dedim, "ben de görmedim" dedi, güldük birlikte.
0
co2s2
(02.04.24)
Bir kere dag yolunda kopege arabanın köşesiyle çarptım, hayvan ormana kaçtığı için bulamadım.

Motosikletle giderken güvercine çarptım, öldü.

Bir seferinde de yavaş akan trafikte araçların arasından geçen yayanın topuğuna lastikle basmak suretiyle ayakkabısını ayağından çıkartmıştım, adamın ayakkabısı cikinca o da anlamamıştı ne olduğunu.
0
mirty
(02.04.24)
(16)

Yemek kartınıza ne kadar yatıyor?

ananiyimioguz
İl ve tutar şeklinde yazar mısınız?İstanbul - 5000
İl ve tutar şeklinde yazar mısınız?


İstanbul - 5000
0
ananiyimioguz
(01.04.24)
remote -250 günlük. nakit ödeniyor.
0
jelly bear
(01.04.24)
Yani aylık 5500 mü
0
🌸ananiyimioguz
(01.04.24)
aylık değil günlük hesaplanır, o ayda kaç iş günü varsa onun üzerinden.

genelde 22 gün vardır.
0
benaslinda
(01.04.24)
Tamam işte 22 gün olarak düşünüp söyleyin da. 5500 yapıyor işte yormayın insanları yoruldum vallahi yoruldum. Bize her ay aynı yatıyor, aylık hesaplanıyor.

Diyorsanız ki öyle doğru sonuç çıkmaz, günlük çalışanlar da var, tamam hadi günlük yazalım.

İstanbul - 230
0
🌸ananiyimioguz
(01.04.24)
istanbul-40 tl (evet yazıyla kırk lira)
0
akiskan
(01.04.24)
istanbul - 275 günlük
0
pide
(01.04.24)
istanbul, 6000
0
gabe h coud
(01.04.24)
İstanbul - günlük 225 x remote çalışılan gün sayısı
0
arenas
(01.04.24)
ankara - 6500
0
summerjam0306
(01.04.24)
ben türkiye'de çalışmadım ama staj yaptım. orada da aylık hesaplanırdı; günlük değil. isterse ayda 10 iş günü olsun, isterse 25 iş günü. her ay aynı para yatardı.
tabii sene 2013'tü, o sebeple burada yazmam saçma olur miktarı.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(01.04.24)
Aylık 5500 yatıyor, remote.
0
mirty
(01.04.24)
Günlük 220 diye biliyorum. İstanbul.
0
put it in your appropriate place
(01.04.24)
Günlük 215 ama sadece home office çalışılan günler
0
meraklitursucu
(01.04.24)
Ankara - 250 - remote
0
yenibirgüzelnick
(02.04.24)
Ankara - 8800
0
plutongezegendegilmi
(02.04.24)
istanbul aylık 4500
0
nesenbilneben
(02.04.24)
(4)

Bu araç 1400 km yol için ne kadar yakar?

metematik
https://i.ytimg.com/vi/1ZQb-LgJYGM/maxresdefault.jpg 1400 km'de toplam kaç lt benzin yakar tahmini?
i.ytimg.com


1400 km'de toplam kaç lt benzin yakar tahmini?
0
metematik
(01.04.24)
şehirler arası yolsa 6.5 civarı yakar 100km'de , 95-100lt arası yakıt litresi 44 tl'den, 4150-4500tl arası birşey yakar.
0
sealth
(01.04.24)
Hız limitletine uyarsanız ortalama 3500
0
ananiyimioguz
(01.04.24)
95 litre yakar
0
komando kani var bende
(01.04.24)
100 sabit giderse 5.0 lt/ 100 km = 70 lt = 3150 TL
120 sabit giderse 5.6 lt/ 100 km = 78.4 lt = 3528 TL

Aynısının atmosferiği ile uzun yolda 4.0 ortalama ile gitmiştim.
0
armagan abanuz
(01.04.24)
(2)

Videonun kalitesini kaybetmeden boyutunu büyütmek için program/site

marsli gocmen
1080p videoyu kalitesizleşmeden 4K yapmak için tercihen yapay zeka destekli program ya da site önerisi olan var mı? Ücretsiz ya da abonelik istemeyen tek seferlik uygun bir ücret ödenen bir site olabilir..
1080p videoyu kalitesizleşmeden 4K yapmak için tercihen yapay zeka destekli program ya da site önerisi olan var mı? Ücretsiz ya da abonelik istemeyen tek seferlik uygun bir ücret ödenen bir site olabilir..
0
marsli gocmen
(30.03.24)
www.capcut.com

Az önce şuraya 9 megabytelık bir full hd video attım, 20mb lik bir 4k video çıktısı aldım.

Sonuç başarılı deneyin isterseniz. Google hesabıyla girilmeli. Bir süre veya boyut sınırı var mı bilmiyorum bana çıkmadı video küçük olduğu için.

Ama her şey rağmen tam anlamıyla bir kayıpsız büyütme olamaz diye aklımda kalmış.

Belki adobe un araçlarına da gelmiştir ai ile upscale yapma. bilen varsa anlatır.
0
ananiyimioguz
(30.03.24)
zaman ilac degil insanlar unutkan
(30.03.24)
(5)

Erotik zayıflama aleti reklamı

ananiyimioguz
Arkadaslar bunu gecen yillarda da sormuştum kimse bulamamisti.Şimdi bir benzerini gördüm tekrar soruyorum. Belki bu hatırlamanıza yardımcı olabilir.https://www.instagram.com/reel/C5GW259x0md/?igsh=YzJvbXF2NWdjenN0Şu tarz bir aletin reklami dönüyordu birkac sene once.Bir kadin reklamda oynuyordu ayni
Arkadaslar bunu gecen yillarda da sormuştum kimse bulamamisti.

Şimdi bir benzerini gördüm tekrar soruyorum. Belki bu hatırlamanıza yardımcı olabilir.

www.instagram.com

Şu tarz bir aletin reklami dönüyordu birkac sene once.

Bir kadin reklamda oynuyordu ayni bu sekil. Ben cok memnun kaldim diyordu ama sesler ve görüntü bu biçim.

Bana o ilk yayılmış olan video veya reklam lazım bulabilir misiniz?

Edit: Bu arada tabii ki erotik degil de işte o anlam çıkıyor diye öyle dedim.

Edit 2: Video kalitesi kötüydü, 8-10 yıllık olabilir.
0
ananiyimioguz
(29.03.24)
Zayıflama olduğuna emin miyiz?
Bölgesel beyazlatıcı uygulaması yapan bir cihaz ve dr. vardı, o da çok yayılmıştı en az 5 sene öncedir. Onu bulabilirim gibi :)
0
megalomaniac
(30.03.24)
@megalomaniac, evet evet cihaz yine bunun aynısıydı
0
🌸ananiyimioguz
(30.03.24)
gnosis
(30.03.24)
işine yararsa. dün bizim borsa grubunda paylaşmışlardı.
twitter.com
0
lazpalle
(30.03.24)
Bunlar degil arkadaslar :(
0
🌸ananiyimioguz
(31.03.24)
(4)

Tablet önerisi

adwokat
Merhaba, Telefon iphoneLaptop huaweiTablet olarak ne almak lazım.. huawei tabletleri ve apple arasında kaldım. Marka model tavsiyelerine açığım.Kullanım amacı;Youtubepdf dokümanlarıMailDizi/filmÖneriler için teşekkürler
Merhaba,

Telefon iphone
Laptop huawei

Tablet olarak ne almak lazım.. huawei tabletleri ve apple arasında kaldım. Marka model tavsiyelerine açığım.


Kullanım amacı;

Youtube
pdf dokümanları
Mail
Dizi/film

Öneriler için teşekkürler
0
adwokat
(25.03.24)
elbette ipad. hele telefon da iphone ise. düz ipad bile yeterli bu senaryoda ama bütçe varsa direkt pro alınır sırf ekranı için bile. M işlemciye gelmedik daha.
0
orient blue
(25.03.24)
Bütçe varsa, -iphone sevmem ama- tablette kesinlikle ipad daha başarılı.

Çok bütçe ayırmak istenmiyorsa eşim 2 yıldır huawei matepad kullanıyor.

Ipad e vereceğimiz paranın daha azına klavyeli kılıf + kalem de kutudan çıkmış oluyor.

Sadece google servislerini kullanabilmek için biraz uğraşmak gerekiyor.

Biraz çözdükten sonra gayet youtube, gmail falan kullanılabiliyor. Ekranı falan da çok kaliteli bence.

Ben modlu/crackli uygulamaları da çok kullandığım için androidden şaşmıyorum.

Ama bütçe sorunu yoksa ipadden yürünebilir.
0
ananiyimioguz
(25.03.24)
Huawei papermatte. Matepad başlığına da yazmıştım.
0
prole
(25.03.24)
Dün bende kendi çapımda bir araştırma yapmıştım. Bir sitede 2024 yılının en iyi ipadleri listesi vardı birinci sırada ipad pro 12 inç modeli vardı ama fiyatı gerçekten yüksek. Bence ipad dışında diğer tabletlere bulaşmayın
0
atcapar
(25.03.24)
(14)

Oyalanmamız doğru mu?

ananiyimioguz
Uzun bir süredir insan ırkı olarak çok azımız dışında geri kalan herkesin oyalanıp gittiğini düşünüyorum ve bu bana rahatsızlık veriyor.Çünkü ben de oyalanıyorum. Kendi ırkım için faydalı bir şeyler yaptığımı veya yaptığımızı düşünmüyorum.Kitaplar, kurgular, filmler, diziler, siyaset, ideolojiler ha
Uzun bir süredir insan ırkı olarak çok azımız dışında geri kalan herkesin oyalanıp gittiğini düşünüyorum ve bu bana rahatsızlık veriyor.

Çünkü ben de oyalanıyorum. Kendi ırkım için faydalı bir şeyler yaptığımı veya yaptığımızı düşünmüyorum.

Kitaplar, kurgular, filmler, diziler, siyaset, ideolojiler hatta dinler.

Kısacık ümrümüzü güzel geçirdiğimizi düşünmemiz/sanmamız için yine kendimizin yaptığı, yani yine kendi beynimizden çıkan araçlar olarak görüyorum.

Bir kitabı okurken veya filmi izlerken o heyecan hoşuma gidiyor. Bir inanca kaptırıp gitmek, ölümden sonraki bilinmezliği doldurmak hoşuma gidiyor. Fakat yoğunlaşma bittiğinde pişmanlık hissi duyuyorum.

Sürekli belli yalanlar kurguluyor, birbirimizi inandırıyor ve bu kurgular hakkında tartışıp duruyoruz. Herkes kendince bir amaç buluyor, kimi dini inancı gereği orada söylenenleri uyguluyor veya uyguladığını düşünüyor en azından iyi hissediyor, kimi farklı duygusal veya bilimsel inanclar geliştiriyor onlara sarılıyor.

Bunu yapıyoruz çünkü birileri öyle istediği için değil de, yapmasaydık eğer türümüzün devamlılığını kendi kendine getiremezdik yani inanç meselesinin de evrimin bir parçası olduğunu düşünüyorum yani bu inancın illa dini olması gerekmiyor.

Fakat her ne olursa olsun, her ne bulursak bulalım oyalandığımızı düşünüyorum. Çoğumuzun "anlamlı" bulduğu şeylerin bile bir yalandan ibaret olduğunu düşünmek bana rahatsızlık veriyor.

Bu konuda ne yapabilirim?
0
ananiyimioguz
(23.03.24)
çocuk xd senin ilacın bu.. yap bak kalıyo mu bi tane varoluşsal sancın

bi de domates salata falan ekebilirsin
0
abuzer
(23.03.24)
çocuk da umduğum gibi olmayabilir :( ayrıca o da bir çeşit oyalanma ve anlam bulma nesnesi değil mi?

gerçi hoş, başka ne yapabiliriz ki herkes bir buluş yapacak diye bir şey yok.
0
🌸ananiyimioguz
(23.03.24)
öncelikle zaten her şey çok anlamsız, anlamı biz yaratıyoruz. sizin de kendi anlamınızı inşa etmeniz gerekir. oyalanıyoruz bu beni rahatsız ediyor, bir şeyler yapıyorum hoşuma gidiyor sonrasında pişman oluyorum demişsiniz ya. başka bir şey yapamazsınız çünkü. değiştirebileceğiniz şeylere odaklanın. değiştiremeyeceğiniz şeylerin peşinde heba olmayın. neye inanıyorsanız ailenize, sevdiğinize ya da devletinize, ona en iyi hizmeti kendinize yatırım yaparak, kendinizi geliştirerek, bu iğrenç sistemin dişlilerinden biri olmayarak yapmış olursunuz. savaşarak bir şeylerin elde edildiği dönem bitti. kim akıl sağlığını koruyorsa o güçlüdür.
0
tabii lan manyak mısın
(23.03.24)
türümün devamlılığı ya da insanlık umrumda değil, ben dünyaya oyalanmaya gelmişim kimseye bir zarar vermeden de zamanı gelince ayrılacam bu kadar
0
grimavi
(23.03.24)
Ne kadar kaliteli oyalanabiliyorsan o kadar iyi.
0
kimlanbu
(23.03.24)
Git Mardinli Şeyhmuz Amca'yla tanış. Yakınsın nasıl olsa.

www.youtube.com

Jadav Molai Payeng'la tanış diyeceğim de o uzakta.

onedio.com
0
Mirket
(23.03.24)
@grimavi +1

Dünyaya bir şey katmak benim de pek umrumda değil. Mesleğimdeki ilerlemem ya da ilgi duyduğum başka bir şey belirsiz bir gelecekte "dünyaya bir şey katmakla" sonuçlanırsa bile böyle bir niyetim olduğundan dolayı olmayacaktır. Zaten böyle bir şey de olmayacaktır.

Hayatın genel bir anlamı olduğunu sanmıyorum, ama yaşamaktan memnunum. Canımı sıkan şeyler var, ilgimi çeken şeyler de var. İnişli çıkışlı gidiyor işte. Olması gereken de bu gibi geliyor.

Gününüzün güzel geçmesiyle, güzel geçtiğini sanmanız arasında bir fark olduğunu da sanmıyorum. Hayatınızı kimseye muhtaç olmadan geçirmek için belli başlı sorumluluklar var, bunları yerine getirdiğiniz sürece geri kalan zamanda ne olduğu çok önemli değil bence.
0
akhenaten
(23.03.24)
Valla anlamsız da gelse sabah erken kalkıp kahvaltımızı yapacaz sporumuzu yogamızı yapacaz işimize gidecek en az emekle max parayı kazanmaya çalışacaz mutlaka her ay para biriktirecez en ucuza en güzel yemekleri nasıl yiycez onu düşünecez kaliteli uyku uyuyacağız mümkün olduğunca doyurucu cinsellik yaşayacaz. Buraya kadar olanları anlamsız da olsa yapacaz. Bunlar oyalanma değil. Bunlar yoksa sağlığımız ekonomimiz bozuluyor. Gücümüz azalıyor. Gücümüzü artıracağız. Fiziksel maddi manevi sosyal ekonomik gücümüzü artıracağız. Bunları düzenli yapıyoruz peki sonra? Hayatla ve insanlarla bağ kuracağız. Bu bağları da güçlendirecekğiz. Hayatın her anını bir festival olarak göreceğiz. Tamam herkes çok acılar çekti herkes oyalandı falan ama bi sürü güzellik de gördük. Öteki sperm birinci gelseydi sen bu güzelliklerin hiçbirini göremeyecektin. İyi ki gelmişiz.
0
gece abisi
(23.03.24)
Felsefe okumya başla. Uzun zamandır okuyorum
0
sonhakan
(23.03.24)
On not: telden uzun cevap yazarken site log off etmis beni ve gondere basinca cevap gitmedi. Cok sagol eksi duyuru. Genis konu ve oyalanmanin anlami degisebilir veya daha felsefi/derin de dusunulebilir. Biraz daha kisa maddeler yazim:

- hayata bir sey birakma istegi, oyalanmamanin ana temasi sanirim ya da toplum bilinci onu dayatiyor. Bunun en yaygin ve gecerli olani cocuk yapmak oluyor. Tabii bunu biyolojik/evrimsel bir icgudu olarak da dusunebiliriz.

- kendimizi karsilastiriyoruz. Son yillarda sosyal medya en buyuk etken. Bence karsilastirmayi birakmaliyiz. En azindan bir cok rastgele insanla. Ama ilham almak iyi bir sey veya sonucu iyi olabilir. Daha onemli kisilerden, sanatkarlardan, bilimadamlarindan ilham almak daha anlamli bence. Onlar da kendilerinden once gelmis buyuk kisilerden ilham alabiliyorlar veya onlarin calismalarini ilerletebiliyorlar. Boyle insanlar sayesinde de medeniyet/bilim/teknoloji vs. ilerlemis.

- dini ve ruhani durumlar da insani etkileyebiliyor ve kisi icin hayatin anlami oluyor. Ruhun veya bilincin sonsuz oldugu inanci ve bu umutla yasamak, dunyanin bir test oldugu inanci ve kendini bir yaraticiya adamak. Kisi, dunyada, dine ve kurallarina gore yasayinca da zaten tatmin oluyor ve oyalanmamis oluyor.

- kendimizi veya dunyayi evrenle karsilastirdigimizda her sey anlamsiz kaliyor. Bir anlam aramamiz da anlamsiz gibi. Ani yasamali bir nevi. Mutlu olmak ve insani degerlerimizi korumak en guzeli. En basitinden dusunursek, etrafimiza/cevremize yaptigimiz kucuk iyilikler ve yardimlar yeterli olabilir.
0
ermanen
(23.03.24)
bu dunya zaten oyalanma yeri

aslinda dinlere gore, bir cesit nezarethane. bir suc islendi ve biz o nedenle buradayiz.

babaannem cocukken hep soyle derdi, o zamanlar anlamazdim


malda yalan mulkte yalan, var birazda sen oyalan
0
foster
(24.03.24)
@grimavi +1
Bütün bilgeliğimle şunu eklemek istiyorum: ya ne yapacağıdık?

Girdiğiniz yolun sonu nihilizme çıkıyor, güzel bura.
0
kobuzchu kiz
(24.03.24)
einstein da olsan, mehmet emmi de olsan yasayacagin omur belli. bence oyalanmak daha iyi. einstein hayati boyunca calismis, belki de berbat bir hayat gecirmis. sonunda ikisi de hayatini kaybediyor ve yaptiklarinin kendileri icin hicbir anlami olmuyor.

biz einstein'i guzel aniyorsak bunun einstein'a ne faydasi var? adam oldu gitti. belki cok calistigi icin cok sevdigi bir yemegi bir kez daha yiyemeden oldu. bu yemek bence einstein acisindan tum bilimsel calismalarindan daha onemli bir sey olabilirdi. cunku hazzin da bir siniri var. belki bu adamin aldigi nobel mehmet emminin aldigi ikinci inekle ayni derecede haz verdi ona. on yillarca calisma sonucu aldigin haz mehmetin alti ay para biriktirip aldigi inekle ayni hazzi veriyor. kisisel olarak asiri kotu bir emek fayda orani degil mi bu?

biyolojik olarak ayniyiz, salgiladigimiz hormonlar ve yasadigimiz haz ayni. ne kadar cok sey yaparsak bu hazza ulasma esigimiz artiyor ki bu olumsuz bir sey.

ozetle bence oyalanmak dunyaya bir seyler katmaktan cok daha iyi. ignorance is bliss diye bosuna dememisler.
0
bohr atom modeli
(24.03.24)
Uzun bir süredir dediğin 200 bin yıldır böyle zaten. İnsanlığın küçük bir kısmı ilerlemeyi ve gelişmeyi sağlıyor. Geri kalanı da ikiye ayrılıyor. Buna doğrudan ya da dolaylı olarak katkı sağlayanlar ya da uyanlar bir grup, topluma gram faydası olmayan yük olarak arkadan getirilenler/geri çekenler de diğer grup. Bırak tamamını, aynı anda yaşayan nüfusunun çeyreğinin Dünya'yı ileriye taşıyan adımlar atıp icatlar yaptığı bir toplum hiç olmadı zaten.

Sende yaşanan şey işte bu diğer iki gruptan birinde olduğunu fark etme anı. Nasıl oyalanacağın ve oylanırken topluma yük olup olmayacağın senin elinde. Kendini fazla yıpratmana gerek yok.
0
nawar
(24.03.24)
(5)

Multiplayer oyun tavsiyeleri

put it in your appropriate place
Maksimum 4-5 kişilik için multi hangi oyunları tavsiye ederseniz? Onadığımız oyunları yazayım;- Don't Strave Together- Lethal Company.- Overcooked 2!- Valhiem- Deep Rock Galactic- Company of Heroes 2- Phasmophobia- V Rising- Raft- Northgard- The Escapist 2
Maksimum 4-5 kişilik için multi hangi oyunları tavsiye ederseniz? Onadığımız oyunları yazayım;

- Don't Strave Together

- Lethal Company.

- Overcooked 2!

- Valhiem

- Deep Rock Galactic

- Company of Heroes 2

- Phasmophobia

- V Rising

- Raft

- Northgard

- The Escapist 2
0
put it in your appropriate place
(22.03.24)
Forest geldi aklıma ilk.

+ tricky towers ve worms tam parti oyunları.
0
patronaj1
(22.03.24)
Onu unutmuşum yazmayı. Teşekkür ederim :)
0
🌸put it in your appropriate place
(22.03.24)
PvP
rocket league
2vs2 sabahlar olmasın.

PvE
borderlands oyunları
favorim borderlands 2
0
late viper
(22.03.24)
yaş ortalaması 25+ ise: age of empires 2 DE. gelmiş geçmiş en iyi gerçek zamanlı strateji oyunlarından biri. çok oynamaktan iki kolumu da sakatladım o derece bağımlılığı vardır.
0
zen1th
(23.03.24)
Conan Exiles
0
ananiyimioguz
(23.03.24)
(21)

Gezi direnişi zamanında WhatsApp var mıydı?

fakat
Ben iddia ettim ki 2013 yazında WhatsApp yoktu, çünkü biz hiç kullanmadık, duymadık o zamanlar. Ama arkadaş o tarihlerde olduğunu ve kullandıklarını söyledi. İnanamadim. 2010'dan beri var mıydı bu uygulama, hatırlıyor musunuz?
Ben iddia ettim ki 2013 yazında WhatsApp yoktu, çünkü biz hiç kullanmadık, duymadık o zamanlar. Ama arkadaş o tarihlerde olduğunu ve kullandıklarını söyledi. İnanamadim. 2010'dan beri var mıydı bu uygulama, hatırlıyor musunuz?
0
fakat
(21.03.24)
Vardı tabii. Ben 2012 Başından beri aktif kullanıyorum, öncesinde de vardı.
0
fraise
(21.03.24)
Kurulduğunu gördüm zaten, yani bunu kullanıyor muydunuz, yaygın mıydı, biliniyor muydu, gezi'de gruplar kurulmuş muydu
0
🌸fakat
(21.03.24)
2013 yılına girerken yılbaşı hediyesi olarak kendime samsung galaxy s3 aldım. şimdi harici harddiske yedeklediğim fotoğraflara bakıyorum, whatsapp klasörü ve whatsapp
'tan gönderdilmiş fotoğraflar, videolar var. yani 2013'ün başında varmış.
0
kibritsuyu
(21.03.24)
Nasıl hiç kullanmamış olabilirsiniz 2013'te ki

Gayet tabi ki vardı, hatta ana mesajlaşma uygulaması whatsapp'tı zaten. Siz kaç yaşındaydınız ki 2013'te? Belki size ulaşmamıştı.

Gruplar da vardı ama her şey için hadi bi grup kuralım olayı yoktu, group chatler sonradan yaygınlaştı, aslında group chatleri yaygınlaştıranlar daha ziyade orta yaş üstü anne - baba tayfasıydı. Gençler o dönemde facebook gruplarını aktif kullanıyordu.

Whatsapp'ın çıkışı 2009, grup chatleri de 2011'miş şimdi google'dan bakınca.
0
akhenaten
(21.03.24)
Twitter daha güvenli görünüyordu bu yüzden Twitter kullanıldı daha çok. Gezi çok anonim bir olaydı.

Zaten bir süre sonra terör listesindeki gruplar ön plana çıktı ve olayları domine ettiler. Ben de bir çok twitimi sildim. WhatsApp güvenli gelmesi.
0
hebanon
(21.03.24)
20 yaşındaydım, Eskişehir'de hiç yoktu bizim orada , gerçekten şaşırdım. Facebook, Twitter kullanıyorduk, hatta telsiz uygulamaları vardı, garip
0
🌸fakat
(21.03.24)
Yaygındı ya, ben liseye 2010'da başladım, lisenin ilk yılında değilse bile sonrasında hep WhatsApp kullanıyoduk. 2013'te kesin vardı, inek öğrenci grubu olarak birbirimize çözemediğimiz soruları atıyoduk :D

Mesela eylül 2013'te kurulan sınıf grubumuz var ki öncesinde de aktif şekilde whatsapp kullanıldığını çok net hatırlıyorum. Twitter gezi ile beraber ülkede popülerleşti ama whatsapp öncesinde de vardı.

Ha ama bak şunu hatırlıyorum, whatsapp ilk çıktığında ücretliydi, ilk sene bedava sonra ücretli gibi bir olayı vardı, ha ben 2 sene bedava kullanmıştım, sonra da Facebook satın aldı whatsapp'i bedava oldu tamamen. Şubat 2014'te satın alım gerçekleşmiş ki 19 milyar dolardı bak hâlâ hatırlıyorum ödenen miktarı, o zaman zaten whatsapp kullanmayan yoktu ülkede.
0
nundu
(21.03.24)
2011de Kütahya’da üniversite okurken kullanıyorduk biz. Grup filan hatırlamıyorum ama.
0
Gradient_tabanlı_mor
(21.03.24)
gezide telefonum tuşluydu, ben mesajla haberleşiyordum, akıllı telefonlara geçiş dönemiydi herkeste yoktu
0
grimavi
(21.03.24)
vardi. ben lisedeydim ve sinifin whatsapp grubu bile vardi.
ama whatsapp e girince aa senin de mi whatsapp in var yazilan bir dönemdi :)
0
robert bosch
(21.03.24)
29 nisan 2012'de yüklemişim ilk olarak. hatta parayla yüklemiştim. 1 usd miydi neydi. sonra parasız falan olmuştu. tango ve viber diye baska alternatifler de vardi onlar ücretsizdi. muhtemelen onlar da kullanılıyordu o zamanlar. whatsapp bugünkü kadar popüler olmayabilir.

bir de internet paketleri daha sınırlıydı o zamanlar. o yüzden bu kadar yoğun kullanılmıyor olabilir. (internet paketleri 1-2 gb gibiydi sanırım. o yüzden insanlar cep internetini daha temkinli kullanıyordu ve bundan dolayı kullanım bu kadar popüler değildi.)

not: iOS kullanıcıları appstore - accounts - purchased başlığı altında hangi tarihte yükledikleriini görebilirler. android'de de vardır ama o kadarını bilmiyorum... prnt.sc
0
exlibris
(21.03.24)
İlk akıllı telefonumu (iPhone 4) 2010 sonunda aldım ve ilk yüklediğim uygulama Whatsapp'tı. Hatta Z kuşağı bilmez, o zaman WhatsApp ücretliydi, 1 dolar ödemiştim. Z kuşağı onu da bilmez, o zamanlar bu tip marketler TL üzerinden değil, USD üzerinden işlem görürdü.

Gezi zamanı WhatsApp gayet yaygın bir uygulamaydı, cayır cayır kullanıyorduk ama bu kadar kabiliyetli değildi. Grup kurma vardı ama sesli mesaj, arama, görüntülü görüşme ve konferans gibi özellikler yoktu.

Sesli mesajlar için telsiz benzeri kullanılan uygulamalar kullanıyorduk, Zello gibi.

Ancak grup haberleşmesi için Whatsapp'ı pek kullanmıyorduk, en azından ben ve çevrem öyleydi. WhatsApp daha ziyade kişisel yakın çevre ile iletişim kurmak içindi, kitlelerle iletişim için Twitter ve Facebook kullanılıyordu. Ekşi de aktifti.
0
10551037
(21.03.24)
Vardi, gruplardan bilgi akiyordu. Wp, twitter sag olsun guzel orgutlendik.
0
nic cage
(21.03.24)
Hatirladigim en eski tarih. 2011 son bahari idi. Universitedeydim hatta grup projesi falan vardi, bizimkiler whatsapp'da grup kurmuslar ordan haberlesiyorlardi, bana da whatsapp indir, gruba katil diye baski yapiyorlardi. Ben yenilige kapali, istemezukcu oldugum icin yuklememistim. Gezi zamani hayli hayli vardi ve populerdi, ben bile yuklemistim:)
0
freedonia
(21.03.24)
2011 eylulde bir kiz arkadasim 'whatsapl kursana ordan konusuruz' demişti de kurmustum ilk.
0
duster
(21.03.24)
2013 yazında whatsapp vardı. kesin bilgi.
0
benarrivo
(21.03.24)
vardı ama akıllı telefon herkeste yoktu.
0
ferenc
(21.03.24)
Ben whatsappı 2011 ya da 2012de kullanmaya başladım.
Şu anki telefonumda 2013ten sohbetler duruyor. Hiç silmiyorum. Baya aktif kullanıyordum.
0
jelly bear
(21.03.24)
Vardı. 2012'den beri kullanıyorum ben. Gezi'de daha ziyade Facebook ve Twitter kullanılıyordu. Twitter'ı da 2012'de açmıştım. Facebook'u ne zaman açtım hatırlamıyorum ama 2016 gibi bıraktım tamamen. Gezi döneminde yaygın olarak kullandığımızı hatırlıyorum. Gezi dönemi WhatsApp gruplarını hatırlamıyorum ama. Zaten Gezi pek organize bir direniş değildi. Sadece dezenformasyon ve dezenformasyon ile mücadele vardı internette de.
0
nawar
(22.03.24)
Biz lisede kullanıyorduk (2010) hatta android yeni yeni yaygınlaşıyordu hepimizde yoktu.

O yüzden bende nokia n96 vardı symbian için olan whatsapp ı yüklemiştim.

Sonra onu sattım sony ericsson xperia x10 aldım (2011) benim ilk android cihazım.

Ondan sonra gelsin uygulamalar gitsin uygulamalar.

Hatta o dönem çoğu arkadaşım blackberry massenger kullanıyordu ikisi arasındaki iyi kötü yönleri tartışıyorduk. Bir süre sonra bbm, wp ye direnemedi kayboldu gitti.

Edit: 2011 gibi yine çoğu arkadaşımda klavyeli nokia c3 veya e6 falan vardı oradan yazışıyorduk.

Geziye gelene kadar whatsapp ı yalayıp yutmuştuk. Sonra herkes android veya ios a geçti baya hayatımıza girdi whatsapp. Ama herkeste yoktu kısmına katılıyorum. Ben yaygınlaşma sürecine tanık oldum. Hatta 2-3 yıl sonra telegrama da ilk geçenlerdeniz arkadaş çevresi olarak. sene 2013 falan.

Gezide artık normal bir şeymiş gibi kullanıyorduk. Ama yoğunluktan mıdır sabotelerden midir bilmiyorum internette sıkıntılar oluyordu bağlanamıyorduk. O yüzden herkes konum ve wifi bilgisi paylaşıyordu.

Hey gidi günler.
0
ananiyimioguz
(22.03.24)
Whatsapp ilk sürümünü Şubat 2009'da yayınladı. en.wikipedia.org

Ben ilk kez 2010'da kullandığımı hatırlıyorum, eski yani bayağı.
0
vampir akrep
(22.03.24)
(8)

Bütün motorlara binmek istiyorum

ananiyimioguz
Ülke sınırları içerisinde bunu nasıl gerçekleştirebilirim?Yani gideyim bir yere ve naked, advanture, racing, touring, chopper.. Sıradan hepsine bineyim.Hangisini daha çok seveceğime karar vermek istiyorum.Kiralanıyorsa saatlik kiralayım bir yerden ama bu çeşitliliğe tek seferde nasıl ulaşabilirim?Ed
Ülke sınırları içerisinde bunu nasıl gerçekleştirebilirim?

Yani gideyim bir yere ve naked, advanture, racing, touring, chopper..

Sıradan hepsine bineyim.

Hangisini daha çok seveceğime karar vermek istiyorum.

Kiralanıyorsa saatlik kiralayım bir yerden ama bu çeşitliliğe tek seferde nasıl ulaşabilirim?

Edit: Bazen fuarlar oluyor, oralarda binebiliyorsunuz ama süremiyorsunuz.
0
ananiyimioguz
(20.03.24)
öyle 10-20 dakikalık sürüşle buna karar veremezsin. hepsinin sürüş stilinin ayrı keyfi, amacı ve uzmanlığı var. chopper sürer gibi cross süremezsin mesela. crossun keyfini alacak tecrübeye ulaşman da aylar sürer. ya da bir enduroya boş yolda bindin iki tur attın, şehir içine girip o dar trafikte at gibi motorla güreşmeye başlayınca işin rengi değişir. çok fazla faktör var.
0
orpheus
(20.03.24)
farkındayım ancak bir yerden başlamak lazım değil mi
0
🌸ananiyimioguz
(20.03.24)
bu kadar uzun birşey değil bu.

öncelikle hepsine fuarda oturun. hangisinin üstünde oturuş rahatsa 1, hangisinin üstünde kendinizi beğendiyseniz 2. - foto çektirin her bindiğinize 2.yi ancak böyle bulursunuz.

sonra 1 ve 2 arasında seçim yapacaksınız.

ben mt9 cb hornet da mutluyum ama tracer twin serisine hayranım mesela. böyle birşey çıkacak sizde de.
0
baldan kaymak
(20.03.24)
o da hiç yoktan iyidir fakat durduğu yerden hissiyatı anlayamam kaldı ki orpheus un dediği gibi başka dinamiklerde var.

o yüzden mümkün olduğunca binip sürebilirsem iyi olacak.

teker teker ilanlara yazıp test sürüşü için binmek istesem gibi bir fikir geldi aklıma ama herkes vermeyebilir. bir de çok yorar farklı yerlere git gel.
0
🌸ananiyimioguz
(20.03.24)
Tanımadığım kişiye denemesi için arabamı/motorumu vermezdim, ilan sahiplerine mesaj atma işinin hüsranla sonuçlanması kuvvetle muhtemel.

Kiralık seçenekleri değerlendirmek iyi olur ama orada da motor tipi ve güç seçenekleri büyük olasılıkla sınırlı olacaktır. Yurtdışında çok çeşitli kiralama alternatifleri mevcut ama Türkiye'de zor.

Bu durumda bence çalışacak tek alternatif, motosiklet sürücülerinin topluluklarına dahil olup arkadaşlık ilişkisi geliştirdikten sonra motosikletlerini denemek. Ama burada da şöyle bir sorun görüyorum. Bu soruyu soruyorsanız, muhtemelen ilk motosikletiniz olacak zira biraz tecrübeli bir motosiklet kullanıcısı böyle bir soru sormayacaktır.

Eğer ilk motosikletiniz olacaksa motosikletin türünden ziyade başlangıç için uygun olan modellere öncelik vermenizi öneririm. İlk mesajınızdan anladığım kadarıyla scooter düşünmüyorsunuz. Başlangıç için genelde 125 cc'lik motorlar tavsiye edilir, 250 cc'nin üzerine çıkılması pek önerilmez. Bu aralıkta model çeşitliliği üst hacimlerdeki kadar fazla olmadığından, racing ya da cruiser gibi skalanın uçlarında yer alan motosikletler yerine daha ortada olan naked modellere yönelirdim ben olsam.
0
10551037
(21.03.24)
devam ediyor mu bilmiyorum ama hondanın güvenli sürüş akademisi vardı. orada önce 125cc commuter ile başlatıp en son 600cc kadar kullandırıyorlar. hem eğitim hem de farklı segment motorları yeterince test etmek için kullanılabilir.
0
orpheus
(21.03.24)
sukuter düşünmüyorum çünkü zaten 125 ve 300 lük kullandım aslında seviyorum, memnunum ama diğerlerini merak ediyorum.

daha önce honda cbf 150 ve suzuki inazuma 250 denedim fakat bunlar dışında hiç tecrübem yok.

tecrübeli sayılmam ama bu deneyimi herkes yaşamak ister neden x kategoriyi bilen birisi diğerlerini denemek istemesin ki anlamadım
0
🌸ananiyimioguz
(21.03.24)
Belli bir motosiklet tecrübesi olan sürücünün etrafında da genelde çok sayıda motosikletçi olduğundan arkadaşlarının da motosikletlerini tecrübe etme fırsatı bulacaktır, en azından benim çevremdeki motosiklet sürücülerinin deneyimi bu yönde.

Mevcut durumu bilmiyorum ama 7-8 yıl önce cruiser için tek alternatif görece düşük kaliteli Çin malı motosikletlerdi, bu nedenle başlangıç için kimse cruiser önermiyordu. Yine 300 cc'ye kadar touring motor var mı bilmiyorum, aklıma gelmiyor. Adventure için sanırım KTM'de model var ama başlangıç için pahalı olabilir. Naked ve racing alternatifler daha bol, hem daha uygun fiyatlı Japon hem de daha pahalı Avrupa markalarında bu modellere ulaşmak mümkün.

Madem ilk motosikletiniz olacak, zaten bu motosikleti yıllarca kullanmayacağınız için tipten ziyade başlangıç için daha makul modele yönelmek bence daha mantıklı. 125'lik bir motosikleti 1 yıl kullandıktan sonra zaten büyütmek için kaşınmaya başlayacaksınız. Bu süre zarfında etrafınızda motosikletçilerden oluşan bir çevreniz oluşur, siz de her türden motosikleti kullananların tecrübelerini ilk elden öğrenir, bu sırada bazı motosikletleri dener, ona göre karar verirsiniz.
0
10551037
(21.03.24)
(10)

sizce hangi çanta?

tuborg yesili
hediye alacağım sizce hangisi,https://hizliresim.com/5osdx96https://hizliresim.com/gnwajxz1 veya 2? alınacak kişi 25 yaş kadın.
hediye alacağım sizce hangisi,

hizliresim.com


hizliresim.com

1 veya 2? alınacak kişi 25 yaş kadın.
0
tuborg yesili
(18.03.24)
1
0
megalomaniac
(18.03.24)
İkisi de çok kötü bence. İlle biri alınacaksa 2 daha iyi. 1 çok uzun ince geldi gözüme
0
yazdonumu
(18.03.24)
ikisini de beğenmedim kusura bakmayın ama illa ikisinden biri olacaksa ikinci diyorum
0
noxie
(18.03.24)
2 en azindan icini gostermiyor. 1 direkt sepet.
0
hot potato
(18.03.24)
plaj çantası bu arada, günlük sokakta kullanmak için değil :(
0
🌸tuborg yesili
(18.03.24)
Yani şimdi kabileden kabileye değişir kadınların tarzı, o yüzden önce kabilesini söylerseniz daha iyi fikir verebiliriz.

Şaka bir yana illa ikisinden biri olacaksa 2. diyorum ama eminim ki daha güzel plaj çantaları vardır.
0
ananiyimioguz
(18.03.24)
2 çok etnik. 1’in içini göstermesi kullanışlı değil ama görüntü açısından 1 diyorum.
0
cilekli pasta
(18.03.24)
2.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(18.03.24)
1
0
deartheodosia
(18.03.24)
en iyi plaj cantasi ya eski cantalar ya da market posetidir. guneste bunlar erir verdigin paraya yazik.
ozellikle istemediyse baska birsey al bence, ya da gecen sene ipekyolda falan guzel palj cantalari vardi.

ikisinden biri olacaksa 2, en azindan esyalari dusmez.
0
Ley
(19.03.24)
(13)

Aramızda youtuber var mı?

ananiyimioguz
Yazın yotube a bir video atmıştım birden 100bin izlendi. Ben de bi gaza geldim video atmaya devam edeyim dedim.Bir de para kazanma olayı varmış onu açayım dedim. Önce dedi ki videoların bilmem kaç izlenmesi lazım ön koşul olarak. Onu geçtim zaten 100bini geçince. (şuan 200bin)Sonra dedi ki 500 abone
Yazın yotube a bir video atmıştım birden 100bin izlendi. Ben de bi gaza geldim video atmaya devam edeyim dedim.

Bir de para kazanma olayı varmış onu açayım dedim. Önce dedi ki videoların bilmem kaç izlenmesi lazım ön koşul olarak. Onu geçtim zaten 100bini geçince. (şuan 200bin)

Sonra dedi ki 500 aboneyi geçmen lazım. benim 10 abonem falan vardı. Zamanla 100-200 derken 500 oldu. Para kazanma paneli açıldı. Benden google cüzdan falan bişeyler istedi kart tanımladım banka hesabı tanımladım falan.

Neyse gel zaman git zaman benim toplam video izlenmelerim 250bin görüntülenmeye ulaştı ama henüz para mara yok. şimdi de 1000 aboneyi geç diyor. Yav bu ne her adımda yenisi mi açılacak anlamadım.

abone sayım 980 falan yakında 1000 olurum o zaman mı kazanıcam ben anlamadım bu işten bişey.

hayır vereceği de 1-2 dolar bişeydir allah bilir de heves ettim :(
0
ananiyimioguz
(13.03.24)
son 365 gün içerisinde 4000 saat izlenme (geçmişsindir tahminen)
+
1000 abone.

500 abone olayı şey, izlenmeden/reklamdan para gelmiyor ama izleyiciler super like gibi şeyler atıp para verebiliyor destek olabiliyor.
0
nhk ni youkosu
(13.03.24)
kanal paylasin da like atalim :P
boyle kuru kuru olmuyor
0
cooperr
(14.03.24)
aynen merak ettik videoyu paylasir misiniz :)
0
The_Lollok
(14.03.24)
Kauntum bilgeliği ve tasavvufla ilgili arkadaşlar sizlik bir sey yok
0
🌸ananiyimioguz
(14.03.24)
iki dakikada harcadı duyurucuları
ayda en az 1 düzenli video atmak para kazanma paneline etkili diye biliyorum.
0
eja
(14.03.24)
''Kauntum bilgeliği ve tasavvufla ilgili arkadaşlar sizlik bir sey yok''

teşekkürler hahahahahhaha

Ben ilgileniyorum ya.
0
Kahvedesu
(14.03.24)
YANLIŞ YAPMIŞSIN,

banka hesabı tanımlamadan önce gidip vergi dairesinden yazı alacaksın sonra bu yazı ile bankaya gideceksin, önce banka hesabı açınca sorun oldugunu izlemiştim.
0
liberal
(14.03.24)
@liberal, ama her şey onaylı gözüküyor banka bilgilerimi falan girdim, vergisel bir sorun yazmıyor (en azından şimdilik), acaba yatırılırken mi sorun olur?

ne gibi bir sorun oluyor yani şu saatten sonra ne yapabilirim, vergi dairesine gidip ne yazı alacağım? bu arada hemen öyle yüklü miktarda para geleceğini sanmıyorum şimdilik dikkat çekmeyebilir :D
0
🌸ananiyimioguz
(14.03.24)
1.900.000 TL gelire kadar zaten vergi kaydı açtırmana gerek yok ama gelir elde ediyorsan vergisini ödemen lazım o da bankaya para yatınca kendisi kesinti yapıyor.

youtube'da videolar var izle derim.
0
liberal
(14.03.24)
Devlet yıllık x liraya kadar kaynağından kesilecek %15 vergi getirmişti arkadaşın dediği onun içindir. Sen beyan edip gelir vergisi vs ödemiyorsun da geldiği anda yüzde 15 kesiliyor. Bunun için bildirmen ona göre yeni banka hesabı açman oraya para alman vs gerekiyor diye biliyorum ama deneyimlemedim.
www.parasut.com
0
nhk ni youkosu
(14.03.24)
Ama benden banka hesabından ziyade kart istedi sanki ya.

Ve vergi kısmında onaylı gözüküyor nasıl oluyor ben bişey yapmadım.

hizliresim.com

Bir de benden web sitesine reklam vermemi istiyor. Hanıma açtığım web sayfası vardı kendimin yok da, ona gömdüm. Bu sefer de trafiği az falan diye kem küm etti google. Bu gerekli mi "para kazanmak için sitenizi bağlamalısınız" diyor. E ben youtube üzerinden kazanıca site şart mı yani
0
🌸ananiyimioguz
(14.03.24)
tasavvuf ile ilgilisin ama 1-2 dolarin pesine dusuyorsun.
bunu takipcilerin duymasin oguzcum :)
0
cooperr
(15.03.24)
mülk allahın bız sadece emanetciyishdjf
0
🌸ananiyimioguz
(16.03.24)
(39)

Evlilik ve tükenmişlik hissi, boşanma düşünceleri, tavsiye..

ustapasta
Selamlar, biraz uzun yazacağım. Doldum fakat tanıdığım biriyle dertleşmek istemiyorum. Eşimin mahremiyetini ihlal etmiş olurum diye tanıdık biriyle konuşmayı doğru bulmuyorum. O yüzden burada oversharing'in dibine vuracağım üzgünüm. Nasılsa kimse beni tanımıyor. Evli ya da başından evlilik geçmiş ki
Selamlar, biraz uzun yazacağım. Doldum fakat tanıdığım biriyle dertleşmek istemiyorum. Eşimin mahremiyetini ihlal etmiş olurum diye tanıdık biriyle konuşmayı doğru bulmuyorum. O yüzden burada oversharing'in dibine vuracağım üzgünüm. Nasılsa kimse beni tanımıyor. Evli ya da başından evlilik geçmiş kişiler (özellikle kadın) özelden yazarsa ne güzel olur.

Yaş 33, 5 yıllık evliyim. Eşimle severek evlendik, hala da seviyorum. Güvenilir, merhametli, iyi kalpli bir insan. Neşeli çocuk ruhlu biri, ailem de onu kendi çocuğu gibi sever. Sorun ne diyecek olursanız, sorun 5 yıl geçmesine rağmen hala oturmayan bazı şeylerin beni artık tüketmiş olması. Her şey ama her şeyin benim ittirmemle, benim iknamla yapılması. En basitinden, ikimiz de çalışıyoruz ve haftasonları 1 gün temizlik yapılması gerekli. Bunun için hala her haftasonu mutlaka bir gerginlik olur. “Ben bugün yapmayacağım sen kendi payına düşeni yap. Ben yarın yaparım. Şu zaman yaparım bu zaman yaparım.” İşten geliyorum o içerde yatarken ben yemek yapıyorum yiyoruz (yemek bende, bulaşık onda). Mutfakta bulaşıklar gece saat 10 11’e kadar bekler kokar. “Biraz yatayım yapıcam, yoruldum, maça gideyim gelince toplicam.” Her şey bir savaş evde. En basic rutinler bile devamlı gerginlik sebebi. Haftasonu temizliğimizi iki üç saatte halledip güle oynaya bir yere çıkamıyoruz. Kavga edip bozuşuyoruz ve tüm haftasonu evde küs geçiyor bazen. Böyle günlerde kendimi camdan atasım geliyor ruhum daralıyor. Onun çok da umrunda olmuyor. Karşımda 36 yaşında bir erkek değil de, annesi tarafından devamlı dürtülen 15 yaşında bir ergen var gibi hissediyorum. Bunlar basit örnekler ama demek istediğimi anlamışsınızdır. Hiç bir iş yapmadan yatarsak ondan iyisi yok, o zaman kavga etmeyiz. Sarılıp yatmak ister bütün gün.


Eşim çocukları çok seviyor, ben de istiyorum 10 aydır çocuk deniyoruz ancak henüz olmadı. Her ne kadar temas bağımlısı olsak da bu biraz şefkat ağırlıklı olmaya başladı, cinsellik çok çok seyrekleşti. Ovulasyon günleri dışında nadiren beraber oluyoruz. Belli günlerde olunca vazife gibi oluyor, kendimi çok kötü hissediyorum, istek duyamıyorum. Bunu onunla birkaç kez konuştum, bari şu ovulasyon günlerinde biraz beraber zaman geçirsek, biraz romantik bir ortam olsa da ben kuluçka makinesi gibi hissetmesem. Ama bir türlü aşamadık, tamamen tatsız isteksiz, çocuk yapmak üzerine yaşanan bir eyleme döndü. Açık açık ona cinsel yaşamımızdan inanılmaz mutsuz olduğumu söyledim. Güzellikle söyledim olmadı, kavga ettim olmadı. 60 yaşında bir çiftin yaşamı bizden iyidir, inanın artık uğraşmıyorum ve geçtim bu konudan.


Gelelim bugün kopan kavganın sebebine. Bu ay doktora gittim ve birkaç gün ovulasyon takibi yapıldı. Pazartesi yumurtlama gördü ve üç gün birliktelik olmasını önerdi doktor. Pazartesi yaptık iyi hoş. Salı yani dün akşam eve geldik, yemek faslı. Sonra aslında haftasonu yapması gereken fakat yine ertelediği bazı ev işlerini yaptı. Sonra dışarı terziye gitti, çıkmışken biraz arkadaşlarının yanına uğradı ve 22.30 civarı eve geldi.


Ben bu arada haftasonu memleketten topladığımız bazı taze otları ayıklayıp haşlayıp buzluğa atmakla meşguldüm. Amk otları tam gününü buldu fakat ertesi güne kalsa artık bozulacaktı. Uzun da bir iş. Neyse benim saat 00.30 gibi işim bitti. Bu arada salonda yatıyor, asla gelip yardım teklif etmiyor. Ovulasyon var değerlendirmemiz lazım, zaten saat geç olmuş. Yardımın dokunmasa bile gel, napıyosun canım de, bi ilgilen. İşim bitti salona geçtim yatıyor, eline sağlık dedi yanıma gelsene dedi. Gerçekten o kadar istemedim ki o an, duşa girip yatıcam dedim ve gittim, çıktığımda uyumuştu. O gece bir şeyler yaşanacaksa o akşam biraz daha ilgili olunmasını, moda girilmesini istiyorum, çok mu abes bir şey istiyorum ki?


Bu sabah kalktık, modum düşüktü. En değerli gün boşa geçmişti çünkü. Noldu diye sorduğunda kavga koptu. Beni suçluyor, bütün sorun akşam sana mutfakta yardım etmemem mi diyor. Bendeki birikmişliği asla ama asla anlamıyor, kaç kez anlatmama rağmen. Gece seni yanıma çağırdım gelmedin diyor. Artık vazife gereği yapılan randevulu ilişkilerden de sıkıldığımı söyledim. Ovulasyon zamanında da biraz isteksiz yapıverelim idare et diyor. Sanki o günler dışında yapıyormuşuz gibi. İnanılmaz kötü kavga ettik, birkaç kez ayrıl benden o zaman dedi, bana çok ağır bir cümle kurdu hatırladıkça gözlerim doluyor. Benden ayrıl o zaman, kendini yaptırtacak birini bulursun çok meraklısın ya zaten dedi (elbette bu kelimelerle değil). İnanamadım, hiç bu kadar ağır cümleler kurmazdık kavga ederken.


Bu lafı yutamıyorum. Her ay aynı günlerde, her haftasonu aynı günlerde aynı konulardan kavga etmekten artık tükendim. Dışardan bakıldığında iyi bir çiftiz, ayrı ayrı bakıldığında belki de iyi insanlarız. Ne desem yapar, ama kendisi asla bir şey planlamaz. Kendi kendine bir fikir ortaya atmaz. Bütün erkekler mi böyle? Ne istedin de yapmadım diyor, çok basit, ben o da bir şeyler istesin istiyorum. Her şeyi düşünmek zorunda kalmak istemiyorum, biraz ipleri eline alan, bu kadar edilgen olmayan bir eş istiyorum. Gerek güzellikle gerek kavga ile kaç kere konuştuk. Hep dikkat edeceğim diyor ama olmuyor.


Bu akşam eve gitmeyi düşünmüyorum o ağır lafın üzerine. Boşanmak istiyor muyum? Bilmiyorum, ama eşimi artık bu haliyle istemediğimi biliyorum. Eskisi gibi olsun istiyorum. Ben hiçbir kavgada ayrılık kelimesini kullanmam ama o bugün birkaç kez söyledi. Ayrılmak öyle zor geliyor ki. Yeniden bir hayat kurmak, bütün rutinlerinden vazgeçmek, hayatın tepetaklak olması. Bu ruh haliyle bunlarla başa çıkamayacak gibi hissediyorum. Çift terapisi işe yarar mı bilmiyorum.


Her akşam evde boş boş yatarak geçirdiğimiz bir hayat, ben talimat verdikçe sorunsuz olan, duygusal olarak çok bir şey beklemediğim evliliğim. Bütün evliliklerin sonu bu mu? Erkekler bu rutin yaşamı sorun etmiyor biz mi ediyoruz? Şiddet yoksa aldatma yoksa her şey okey midir? Artık intihar eden insanların ruh halini bile anlayabiliyorum. Eskiden çok şaşırırdım, madem hayatından vazgeçecek duruma geldin, bari her yolu dene, ölümden kötü ne olabilir evden ayrıl aç kal sürün, olmazsa yine intihar edersin derdim içimden. Şimdi anlıyorum, insan bunlarla uğraşmayı göze alamayacak, savaşamayacak kadar tükenmiş oluyormuş. Uğraşmak istemiyormuş sadece bitsin istiyormuş. Ayrılmak istemiyorum, tüm bunlarla uğraşacak, aileme laf anlatacak, yeni bir hayata başlayacak gücüm yok. Tüm bunları göğüslesem bile boşanınca hayat daha mı iyi olacak, bunun garantisi yok. Ama böyle de o kadar mutsuzum ki.
0
ustapasta
(13.03.24)
hocam şöyle bir şey var, evliliklerin çok azı aradaki sevgi ve aşkın azalmasından dolayı bitiyor, daha çok böyle sorumsuzluklar ve hayatı paylaşmamak yüzünden bitiyor ve bir taraf tükeniyor

sizin kafanızı karıştıran şey "ama çok iyi bir insan, aileme ve çevreye çok iyi"

bu düşünce karar vermenizi zorlaştırıyor, ben böyle bir insanın değiştiğini görmedim, 50-60 yaşına gelip hayatının çoğu böyle angaryalarla harcanmış, tükenmiş çok kadın var

hocam bir de korunun bu çocuk konusunu hemen araya sıkıştırmayın, çocuğunuz olursa bu sorunlarınızın üstünü bir süre daha örtecek, çocuk büyürken zamandan da yemiş olacaksınız, çocuk bir adet sorumsuz ebeveyn ve bundan dolayı sürekli gergin ve öfkeli ebeveynin olduğu çok huzursuz bir evde büyüyecek, çocuk olunca eşiniz değişmeyecek, siz yine ev işleri, ev dışı sorumluluklar, çocuk bakım sorumluluğu hepsiyle tek başına uğraşmak durumunda olacaksınız

33 yaş çok genç daha, siz içinde bulunduğunuz koşullar yüzünden enerjisiz ve karamsar hissediyorsunuz, 40ındaki kadınlar hayatı yeniden yaşamaya başlıyorlar daha mutlu daha enerjik
0
grimavi
(13.03.24)
Öncelikle şunu söylemeliyim,

Bu olanları maalesef çoğu evli çift yaşıyor. Erkek ve Kadın versiyonu olarak azıcık farklılıklarla çoğu yerde duyuyorum bunları. Yaşayanlardan birisi de benim. Bu yaşadığınızın erkek tarafındayım.

Her şeyi denedim, profesyonel ve geleneksel olarak tüm tavsiyeleri yumuşak başla uyguladım. Olmuyor.

7 yıl sonra Bebek oldu, onun hikayesi de çok başka ama; takibi ve tedaviyi de ben kontrol ediyorum tabi ki. Yani size şunu desem anlarsınız, eşim ne zaman regl olacak bilmiyor ve takip etmiyor. Kendisi de mühendis bu arada. Makina sahasında imkansızı ürettirmeyi başaran kadın. Demekki böyle, evilik başka bir yetenek.

Boşanmak, bana da yorucu geldi. Tam ciddi kararlar evresinde bir sürü major değişiklik ve kayıplarım oldu. Saldım.

Amatörce ama çok doğru; olmayınca gerçekten olmuyor.
0
achilles
(13.03.24)
@edmond honda aslında hiçbir iş yapmıyor değil. Her şeyi yarı yarıya yapıyoruz, ama sorun bunu bir rutin olarak kabullenememesi. Hep benim söylemek zorunda kalmam. Herkesin işi belli, o yapmazsa ben elimi bile sürmem onun işine.

Dünyanın en sevgi dolu insanı bu arada, yeğenim bile ona bayılıyor çok güzel anlaşıyorlar. çocuk yaparsak sevgisiz asla kalmaz ama ev işleri büyük sorun olur. Bu beni de çok düşündürüyor. Sevmekle olmuyor, sevgi dolu ama tembel.
0
🌸ustapasta
(13.03.24)
en doğrusu minik darılmaları biriktirmemek. az önce bulaşık nedeniyle kavga ettiğin insanla sevişmek istemiyorsun. istediği kadar seksi olsun. bunu aklından çıkarma. senin için de öyle değil mi? güzel güzel konuşun. ikiniz de adım atın. birbirinizi yıpratmamak için elinizden geleni yapın. umarım düzelirsiniz ama ayrılmak dünyanın sonu değil. bazı kalıplara girmek zorunda değilsin. evlilik kutsal değil.

edit: imkanınız varsa haftada bir iki kez yardımcı tutun. öncesindeki gün bulaşık temizlik yapmayın, onları da yapar. haftada 2 gün dışarıdan söyleyip bulaşık çıkarmadan işinizi halledin. bir gün arkadaş aile ziyareti yapın. bir gün de dışarıda yiyin :) haftada bir iki günden fazla evde yemek yapmayın. o kadar büyük dert olmaz. eşin bu ve bunu değiştiremezsin. belki orta yolu bulabilirsin. istiyorsan.
0
gabe h coud
(13.03.24)
evli değilim hiç olmadım. o yüzden evlilikle ilgili yerlere girmicem, yaşayanlar daha iyi bilir. ama şunu görmek zor olmasa gerek, şimdiden böyle olan bir adam çocuk olunca sizce kendiliğinden sorumluluk üstlenip de çocukla ilgilenir mi? sizi rahat ettirir mi? yoksa siz 'iki' çocukla uğraşırken heder mi olursunuz? bence cevap ortada. bu senaryoda evet çocuğa da yazık olur ama bence yazığın en büyüğünü kendinize etmiş olursunuz. 33 yaşında böyle hissetmek normal değil, bunu ömrünüzün geri kalanına da yaymayın, bu adamdan çocuk yapmayın.

bu ruh haline girmek mutlak son değil, normal değil, doğal değil, herkes böyle olur evlilik böyledir vs diye bir şey yok, yaşadıklarınız düzeltmeniz gereken şeyleri gösteriyor, kabullenmeniz gerekenleri değil. çocuk fikrinden vazgeçip ilişkinizi değerlendirip iyileştirmeyi deneyebilirsiniz, bunun için çift terapisi iyi olabilir. ama işe yaramazsa da gencecik bi insansınız ayrılıp çok da güzel fıstık gibi yaşarsınız, hem de büyük küçük kimseye annelik veya hizmetçilik etmeden.. savaşacak da bir şey yok. düzgün bi insansa zaten ayrılırken sorun yaşamazsınız. çevreniz dar kafalı değilse sonrası da sorun olmamalı. milyonlarca bekar var, nasıl yaşıyorlarsa öyle yaşayacaksınız. maaşınız varsa kendinize göre evinizi tutuyorsunuz ve sadece kendi mutluluğunuzu dert ederek keyifle yaşamaya başlıyorsunuz. çok güzel oluyor valla, istediğinizde istediğinizi yapıyorsunuz, kimseye hesap vermiyorsunuz, rica minnet iş yaptırmıyorsunuz, laf anlatmıyorsunuz, caz trip çekmiyorsunuz, başkasının derdiyle hantallığıyla uğraşmıyorsunuz, sadece kendinizi düşünüyorsunuz falan şahane bi hayat. daha heyecanlı ilişkiler de yaşayabilirsiniz, size kalmış, istemeseniz de yaşamazsınız, kafanız rahat oh mis. teknik ve halledilebilecek zorluklara takılıp hayatı kaçırmayın, içinde bulunduğunuz ruh halinde olumsuzluklara odaklanmanız normal, ama yaşayınca ya niye daha önce yapmamışım diyeceksiniz sadece. kendinizi sonunu bildiğiniz bu yorucu hayata hapsetmeyin. kendiniz için yaşıyorsunuz, iyileştikçe bunu daha iyi görür insan, iyileşmeye odaklanın.

hiçbirini yapmıyorsanız bile kendinizi seviyorsanız şu an katiyen çocuk yapmayın derim naçizane, denemelere son verin. (30k)

ek: söylediği lafı unutmuşum, direkt o kısım bile ayrılık sebebi ama neyse.. hak etmediğiniz lafları yutmayın. iyi insan falan filan diye onur kırıcı sözlerini alttan almayın. o kısma takılmışsınız diye açasım geldi ama hocam zaten ortalama insan iyi insan oluyor. bariz kötülük yapmadığı sürece herkes iyi valla. sıradan bi şey bence. tek başına tutunulacak bi özellik değil.
0
nic cage
(13.03.24)
İnsanların evliliklerini yürütmemelerindeki temel sebeplerden en önemlilerini saymissiniz. Kadınların çalışma hayatındaki sorumlulukları yetmiyormuş gibi eve gelince de sorumlulukların devam etmesi, erkeklerin anne evinden sonra eşlerini de evin işlerini yapmak zorunda olan kişi olarak mimlemeleri kültürel olarak bizde zaten çok yaygın. Bunu kavga ederek, kuserek de tamir edemezsiniz. Anlaması gerekir. Önemli nokta şu, anlamaya gönlü var mı?


İkinci nokta aslında evliliklerde çok çok önemli fakat bizde kültürel olarak konuşulmaz. Biten evliliklerin çoğunda cinsel problemler vardır. İnsanlar bunu yok sayamazsa boşanır, yoksa da hayatları boyunca evlilik doyumundaki en önemli noktalardan biri eksik olarak hayatına devam eder. Zaten kadının cinsel doyum bekledigini söylemesi de genelde abes karsilanir. Eşinizin söylediği söz karşısında kirilmissiniz ve bu gayet anlasilir. Ama o da zaten sorunun kendinden kaynaklı olduğunu düşündüğü için ve bunu kabullenmekte zorlandığı için agresif bir tutum takinmis.

Yukaridakilere katılıyorum, bence böyle bir durumda çocuk yapmayı bir süre erteleyin ve eşiniz de kabul ederse birlikte çift terapisine gidin. Çözülmeyecek noktadaysa boşanmak dünyanın sonu değil ama en azından çaba sarf etmiş olursunuz. Çözülecek bir sorun varsa da karşılıklı iletişimle cozebilirsiniz. Sevgi ve aşk ise çok farklı olgular. Aşk yıllar içinde elbette şekil değiştirir ama sevginin baki olması gerekir. Birbirinize vakit ayırın, rutinlerim dışına çıkmaya çalışın.

İlişkilerimize duygusal yatırım yapıyoruz, emek veriyoruz. Bu yüzden bittiğini kabullenmekte zorlanıyoruz bazen ama şunu aklimizdan cikarmamak gerekir; "her iyi insan ve iyi baba, iyi bir eş olacak diye bir kaide yok".

Not: ben de evli ve çocuksuz bir kadın olarak yazdım bunları.
0
fraise
(13.03.24)
hepsini okudum.

bence bu sorunu çözebilirsiniz. adam kötü bir adam değil anladığım kadarıyla.
bence çocuk için acele etmeyin. yani şu an çocuk için yeterince enerjiniz yok.
ev işlerini tekrar bir bölüştürün ya da konuşun.
kendinize çok vakit ayırın.
amk otunu bırak bozulursa bozulsun yani.
birbirinze güzel şeyler söyleyin. film izleyin falan.
yani birbirinze vakit bulamamanızın bütün sebebi bu ev işleri mi.
erkekler biraz daha vurdumduymaz oluyor ama bence eşiniz de elinden geldiğini yapıyor.

burada ayrıl falan diyenleri ciddiye almayın. bekara karı boşamak da kolay diye bir laf var.
bence bu evlilik kurtarılır.

ama söylediği o laf biraz ayıp etmiş bence ciddi değil sinirlenince ağzından çıkmış.
0
OgutucuRecep
(13.03.24)
Erkek tarafıyım. Harekete geçme konusunda çok benzer durumlar yaşadım. Zamanla ortada buluştuk.
Her ikinizin de birbirinize doğru adımlar atmanız gerektiğini düşünüyorum. Bulaşıkları yıkamaması değil sizin sorununuz, sizin uygun gördüğünüz saatte yıkamaması.
Siz her konuda onu harekete geçirmek zorunda hissettikçe dürtükleyen bir insan oldunuz, o da dürtüklenme olmadan hareket etmeyen bir insan oldu. Sorun, sorunu doğurdu.
Çift terapisinin işe yarayacağını düşünüyorum.

Akşam eve gitmeme kararınızı bence gözden geçirin çünkü orası sizin eviniz. Zaten iyi bir durumda değilken bir de rahat etmediğiniz bir ortamda uyumakla uğraşmayın.

Çok şanslısınız ki çocuk konusunda acele etmenize gerek yok, henüz 33 yaşındasınız. İlişkiniz istediğiniz hale gelene kadar o işi biraz duraklatabilirsiniz.

Burada okuduğumuz birkaç satırla "bu evlilik devam etmemeli" gibi bir sonuca varan olursa asla kulak asmayın. Yapıcı tüm tavsiyeleri dikkate alıp yıkıcı tüm tavsiyeleri göz ardı etmenizi öneririm.
0
michael_knight
(13.03.24)
bence adamın pasif rol almasından zaten bunalmışken bu çocuk meselesi tuz biber olmuş. bence çocuk konusunu erteleyip diğer sorunları çözmeye odaklanın ve gündeminizden ovulasyonu vs. çıkarın.

gördüğüm kadarıyla ve eşimi de düşünürsem çoğu erkek kendisinden bir şey istenmeden bir şey yapmamaya plan program yapmamaya eğilimliler, bu doğru.

edit: bu arada ettiği laf konusunu unutmuşum ciddi anlamda özür dilemesi gerekiyor. telafi etmesini beklerdim ve eve gitmeyebilirdim ben de.
0
sanguine mcqaer
(13.03.24)
okudum hepsini
çocuk yapma işini durdurun öncelikle böyle bir ilişkiniz varken. bu sağlıksız bir karar, bence. sonrasında da mutlaka iyi bir terapist bulup terapiye gidin birlikte. iki taraf da çözmek istiyorsa halledersiniz. kavga etmeden konuşma ortamı yaratıp oturup konuşun bir de. belli ki bir şeyler yaşandıkça kavga ederek konuşuyorsunuz. sorun çıkmadığı bir anda oturun konuşun, randevulaşın hatta dışarı çıkın bir yerde oturup bir şeyler içerken konuşun.
0
veritaslibertas
(13.03.24)
Genel olarak bu düşüncede misiniz yoksa bir an için sinirlendiğinizde mi böyle hissediyorsunuz?

Bence sıkıntınız büyük. Eşiniz sizin söylediklerinize rağmen konfor alanından vazgeçmiyor. Ben de evlenmeden önce elimi sürmezdim işe. Ailem sağolsun yapardı.

Şimdi evlilikten sonra işbölümümüz var ve uyuyorum buna. Ama buna eşim zorlamadı.Ben kendim uymak zorunda olduğumu idrak ettim. Kimse çocuk değil.

Hatta işleri bir an önce bitirelim de rahat rahat oturalım diyorum eşime de. Bir de bu kadar iş yapmıyor diye söylenirken çocuk düşünüyorsunuz. Çok ilginç.
0
drako
(13.03.24)
bu akşam eve gitmeyeceksen de haber ver yüzünü göresim yok, şuradayım vs gibi. habersiz eve gitmemek büyük hata olur.

ev işi olayı dışında nasılsınız? eğleniyor musunuz? mutlu musun? beraber vakit geçirmekten hoşlanıyor musun? birbirinize hala değer veriyor musunuz? bunların cevabını düşün. olumlu ise kurtarmaya bak. sen boşanmak istemiyorsun çünkü bence.

temizlikçi tutun imkan varsa. yani belli bu adam temizlik yapmak istemiyor. ve iki yetişkinin yaşadığı evde de her hafta detaylı temizlik yapmak gerekmiyordur bence. bizde 1,5 yaşında bebek ve kedi var mesela. bazen sadece süpürge yapıp geçiyoruz. tozu gördüğüm halde toz almadığım hafta sonları oluyor. onun yerine ailemle vakit geçirmeyi tercih ediyorum. gerçekten kılı kırk yaracak kadar önemli mi bu temizlik meselesi? yapmayın evi bok götürsün demiyorum da bazı haftalarda da olduğu kadar yapıverin. inan sen kafana taktığın için bu mesele bu kadar büyük görünüyor gözüne. akşam yemeğinden sonra 10-11e kadar bekler bulaşıklar demişsin. beklesin. ne kadar kokabilir ki? sonuçta 11de de olsa kaldırıyor. yani sen onun öğretmeni, annesi, ev arkadaşı değilsin. senin sınavından 100 almak zorunda değil. 5 sene kavga etmişsin, konuşmuşsun olmamış. demek ki başka bir yol bakılmalı.

ipleri eline alsın diyorsun, edilgen olmasın diyorsun ya. bu adamın karakteri. sen adamdan A değil B olsun istiyorsun. sen zaten A ile evlenmişsin. değişmesini beklemen saçma değil mi? hani farklı bi durum olur değişmesini beklersin ama adam karakter olarak pasif demek ki. şimdi şöyle düşün. sen çok planlı, programlı, her şeyin kendi istediği gibi yapılmasını isteyen birisin diyelim. eşin de 5 sene sonra gelsin desin ki ben bu kadar dominant bir kadın istemiyorum, pasif olsun istiyorum. sence olur mu öyle bir şey? insanın karakteri neyse odur ya, değişmez. hele otuzlardan sonra hiç değişmez. törpülersin, dikkat edersin ama bir yere kadar.

cinsellik konusuna gelirsek. bazı insanlar isteksizdir. bunu kabul edelim. bir de adam yanıma gelsene demiş. kendisine göre gayet hoş bi davet. sen de reddetmişsin. suçu kendinde görmüyor doğal olarak. o güne otları bırakmak, buzluğa atmak filan senin kafanda yarattığın, çok da gerekli olmayan bir iş. iki saatini harcayıp yoruldun ve hırsını ondan çıkardın. hayatımda ot haşlayıp dolaba attığımı hatırlamıyorum bu arada. neyse. sonuç olarak çok da istekli biri değil belli ki ve hamilelik takvimi işi iyice rutine bindirmiş iki taraf için de.

bence çocuk işini erteleyin. zaten bu temizlik durumu çocuktan sonra seni daha da delirtir. hele taze otu buzluğa atan bi insanın bebek ek gıdaya geçince yapacağı şeyleri düşünemedim bile. sen kendini yorarsın eşin sadece güle oynaya ilgileneceği kadar ilgilenir. gelsin daha büyük kavgalar.

çocuk işini erteleyin. evlilik terapisi alın. ama gerçekten boşanma isteği varsa bir süre belirle. değişim görmek istediğini net bi şekilde belirt. baktın değişim yok o zaman boşanırsın.
0
elorelia
(13.03.24)
5 yıllık evli ve 20 aylık çocuk sahibi er birey olarak yazıyorum;

Sizin probleminiz çözülmeyecek bir problem değil ancak ikinizin de gönüllü olması ve psikolog desteği almanız gerekiyor. Buradan ya da cevrenizden alacağınız tavsiye ile çözemezsiniz.
Şunun kararını vermen lazım gerçekten bu kişi ile evliliğini devam ettirmek istiyor musun?

Eğer devam ettirmek istiyorsan eşini karşına alıp de ki "Ben seninle hayatıma devam etmek istiyorum ancak bu şartlarda değil psikolog desteği alalım" de o da eğer seninle devam etmek istiyorsa zaten kabul edecektir.

Eşimle iletişimimiz çok güçlü ve paylaşımcıyızdır ona rağmen çocuk olduktan sonra çok kez tartıştık çok zorlandık çünkü hem yorgun hem de tahammül azaldığı için sürekli gerginlik oluyor, çocuğun uykuları yeni oturmaya başladı ve ancak kendimize gelebildik bu problemleri aşmadan sakın çocuk yapmayın.
0
mirty
(13.03.24)
elorelia +1

1. çocuk işini erteleyin
2. genel temizlik için birini alın, haftalık ya da iki haftada bir mesela
3. mükemmeliyetçi tavrınızı törpülemeye çalışın, her hafta ev süper tertemiz olmak zorunda değil. bulaşıklar da 11 gibi makineye konsun, idare edilir bunlar

bu arada evli biri olarak yazıyorum, diğer şeyler bir yana, eşinizin itiraz etmeyip her programa katılması o kadar güzel bir şey ki. varsın program yapmasın, hepsine uyması bile güzel.
0
noxie
(13.03.24)
yazdıklarınız boşanmayı gerektirecek bir durum değil gibi, düzeltilebilir şeyler. eşiniz ev işleriyle çok istekli olmayabilir. peki boşanıp yeni birini bulduğunuzda istediğiniz gibi biri olacağından emin misiniz ve hatta birini bulabilecek misiniz?

erkeklerin büyük çoğunluğu eşiniz gibi. bence bi orta yol bulmaya çalışın.

bu arada eşiniz kötü konustuysa ayıp etmiş.
0
tabudeviren
(13.03.24)
teşekkür ederim fikirlerinizi okumak iyi oluyor öyle dolmuştum ki. Ot konusuna bu kadar takılmayın evet zamanlaması biraz saçma olsa da:) ot olmaz b.k olur, mesele yetişkin bir insana 5 yıldır hala devamlı ne yapması gerektiğini söylüyor olmak. Cevabın birinde dediği gibi bulaşık için tartıştıktan sonra kimse kimseyi arzulamaz. Birbirinden alakasız gibi görünen bu konular tamamen iç içe geçti ve birbirini etkilemeye başladı.

@eloreila ve diğer herkes, normalde (yani sorumluluklarımız söz konusu olmadığında) gayet iyiyiz. Beni hiç kırmaz hayır dediğini kolay kolay hatırlamam, ben de aynı şekilde ona değer veriyorum, mesela bu akşam eve gitmek istemiyorum ama ailemin evine de gitmek istemiyorum anlarlar onun hakkında kötü düşünürler diye:/ Sanırım gerçekten bizim en sık kavga nedenimiz ev işleri, haftada bir temizlikçi işini düşünebilirim. İkinci sorun bana göre cinsel yaşam, çocuk konusu zaten kötü olan şeyi daha kötü hale getirdi. Bunu bir süre erteleyeceğim. Eşime boşanmanın tüm zorluklarını göze alacak kadar katlanamıyor değilim, sadece bu döngüyü tekrar tekrar tartışmak ve çözememek beni yordu. Tükenmiş ve kendimi anlatamıyormuş gibi hissediyorum. O kadar laf anlatmama rağmen dün mutfakta yardım etmemem mi tüm sorun demesi mesela. Bunların beni ne kadar yıprattığını anlayamıyor, kendisi benim kadar etkilenmediği için.
0
🌸ustapasta
(13.03.24)
Selamlar henüz 2 yıllık evliyim (29E). Hepsini okudum bir şeyler karalamaya geldim.

Ben de ilişki anlatmayı veya okumayı çok severim o yüzden paylaştığınız için ve net, uzun yazınız için teşekkürler.

Biz de bu tarz olmasa da çok kavgalar ettik. Öncelikle şunu anlamak gerekiyor. Kadınların sorun ettiği şeyler bizim beynimizde "bu niye sorun şimdi ya", "bunu niye tartışıyoruz şimdi", "ben nerdeyim zaman dursa keşke uçsam gitsem şuan" gibi şekillerde yorumlanıyor. Yani önce bunu kabul etmek lazım. Ben de şu açıdan eşinize benziyorum, sorun sevmem, gerginlik sevmem. Evde yapılması gereken bir iş varsa o hemen yapılmayabilir yarın yaparım öbür gün yaparım haftaya yaparım. Evlenince tabi bu ertelemeleri biraz kısalttım. Ben biraz kısalttım, hanım biraz rahatlaştı derken ortada buluşmaya çalışıyoruz.

Bazen kadınların tepkileri o kadar anlamsız geliyor ki güne "bugün ne olsa da sorun yapıp büyütsem ve günü, seksi, hafta sonunu, geceyi mahvetsem..." diyerek başladıklarını düşünüyorum. Çünkü yaşanıyor bunlar yani.

Ne oldu diyorum hayatı sorguluyorum. Ne oldu yine yani çöpü mü atmadım gece film izlemedim ve odama mı gittim, belli bir gün geçti de çiçek veya hediye almayı mı unuttum, bulaşıkları mı dizmedim ne oldu??

Çünkü yetişkin bir kadın bunların herhangi biri yüzünden hem kendi hayatını hem partneri için hayatı zindana çevirebilir.

Ve sorun şi ki tam da sizin anlattığınız gibi bir şey anlatmadan bozuluyorsunuz ve neye bozulduğunuzu anlamamız gerekiyor. Bazen 50 kere de olsa söylemeniz gerekiyorsa söyleyin lütfen.

Gelin yardım et deyin. Ben şuna bozuldum deyin. Konuşun biraz iletişim lazım susarak, içten içe kurularak, içerlere gidip ağlayarak bize bir şey anlatamıyorsunuz bunu anlayın artık.

Biraz dümdüzüzdür ama anlarız yani. Ve de ne olsa da bozulsam diye değil de, ne olsa da ben bunu bir güzelliğe çevirebilirim, huzursuzluğa değil de huzura yorarım diye düşünmek lazım.

Siz bizden ince düşünüyorsunuz. Evi, kendinizi, bizi. Biraz salmanız gerekiyor eve de bişey olmaz ota da bişey olmaz. Yani olsa da bişey olmaz yani 3 günlük dünyada ot çöp yüzünden geri gelmeyecek zamanlar bir hiç uğrana gitmemeli ya.

Gidin sırnaşın onun yerine. Veya çok acilse iki ses edin yardım gelmiyorsa onu mutlu mutlu isteyerek yapın. Yok yapmak istemiyorsanız da salın gitsin. Bizim evde mesela bazen 2-3 günlük bulaşık duruyor, kim denk geliyorsa o hallediyor.

Ben hep evdeyim, bazen hanım gelmeden her yeri süpürüyorum, toparlıyorum, çamaşırları bulaşıkları yıkıyorum, yemek hazırlıyorum. Ama bazen de evde olmama rağmen tezgahın üstü bulaşık kaynıyor. Hanım da yorgun geliyor zaten bazen yapıyor bazen yapamıyor. Ama hiç bir zaman sorun etmiyoruz. En azından bu konuda çözdük bir şeyleri. Bizde de başka konular var.

Neyse, bunlar erkek gözünden bir yorum olsun diye yazdıklarım. Objektif bakarsam da şu çıkarımı yapıyorum. Evet bazen anlamıyoruz, dümdüzüz falan diyorum ama işin şu boyutu da var,

Kadın mutsuzsa yerde gördüğü çoraba bile bozuluyor. Ama mutluysa senin coraplarını yerim essek diyor icinden. Kadın mutluysa evin ortasına da sıcsan der ki "yalnız şu ortalıga sıcma olaylarını bir kaç bin yıl önce bırakmıştık hatırlatırım" der kaldırır yıkar.

Tam beyninizin çalışma yapısını anlamasam da mutsuzken pireyi deve yapıyorsunuz gibime geliyor. O yüzden sizin mutlu olduğunuz şeylere odaklanmalı, sizi üzecek şeylere takılmamanız lazım. Sorun ottan çöpten ziyada başka şeyler olabilir, biraz daha derine inip onları çözmeniz lazım.

Çocuk konusuna gelince, bence de sakın kalkışmayın. Mutsuz bir kadın olarak mutluluğu çocuk üzerinden bulmaya çalışmayın. Bir çocuğun en son isteyeceği şey kendisi mutsuz, ilişkisi kötü bir anne tarafından dünyaya getirilmektir.

Ben de bu sorunlarınızın çözülebileceğine inanıyorum ancak, baktınız çözülmüyor. Evliliğin kutsal olduğuna da inanmıyorum. Mutsuzsan ayrılacaksın. Hayata 1 kere geliyorsak öncelik kendi mutluluğunuz olmalı. Eşinizin veya çocuğunuzunki değil.

Siz mutlu olasınız ki eşinize, ailenize, arkadaşlarınıza veya ileride olursa eğer çocuğunuza verecek mutluluğunuz kalsın.

Netflix de "Kuvvetli bir alkış" ı izlemediyseniz birlikte izleyin belki çocuk yapmaktan biraz vazgeçersiniz :D

Teyzem geçen 60 yaşında boşandı. Çocuklar için katlandım yıllarca dedi. Katlanmak zorunda değilsiniz. Yani başından çözebilirsiniz. Bunu siz veya eşiniz kötü olduğu için değil, birbirinize uymadığınız için yapmalısınız. Uymak zorunda da değilsiniz ama zıtlığın uyumunu bile yakalayamıyorsanız o ilişkiyi sürdürmenin hiç bir anlamı yok.

Sanki ayrılsam başkası daha mı iyi olacak düşüncesi yanlış. Sorun daha iyi veya kötü olması değil zaten. "Daha uyumlu" olması. ki bu da vardır.

Ama bazen eşin 6 tane özelliği çok iyidir, 4 tanesiyle baş etmeye alışırsın, devam edersin. Bu da kafidir. Bazen de 9 özelliği çok iyidir, kim gelse eşinizi havada kapar, o kadar iyidir. Oma o kötü 1 tane özelliği size o kadar batar ki koşarak uzaklaşırsınız. Benim daha önce böyle bıraktığım uzun ilişkilerim oldu. Gram pişman değilim. Herkes dengini bulmalı. Zihnen, bedenen, ruhen, mantıken.. artık nereden bakıyorsanız.

İlla %100 anlaşılacak diye bir şey yok ama birbirinizi idare etmeyi, sorunları idare etmeyi öğrenmeniz lazım. Bakın katlanın demiyorum. Baş etmeyi öğrenmek lazım. Baktınız sizi çok zorluyor, olmuyor, ümitsiz vaka. O zaman bitirmek yanlış bir seçenek değil bana göre.
0
ananiyimioguz
(13.03.24)
Hepsini okudum o iş olmaz çocuk sahibi olmayın erteleyin önce aranızı düzeltin derim.
Eşiniz yanlış yapmış
40e 15 yıllık evliyiz
0
basond
(13.03.24)
Evli bir kadın olarak yorum yapmak istiyorum burayı okuyup gaza gelme. Bu saydığın sebepler boşanma sebebi değil.
Sadece sen yönetmeye yatkınsın, eşin de tembelliğe. Tıpkı benim evliliğim gibi :)
Başlarda bizim de böyle problemlerimiz oluyordu çünkü ben tembelim ev işi sevmiyorum yapmak da istemiyorum. Eşim de sizin gibi her şey tam düzenli ve muntazam olmalı diye düşüyordu.
Tezgahta patates soyarken neden altına bir şey sermemişim, neden salatalıkların kabuğunu orda kurutmuşum filan. Dedim bunun sana ne zararı var? Patatesi soyunca en son tezgahı siliyorum o yüzden altına bir şey koymak istemiyorum. Bu sadece bir örnek. Böyle onlarca olay vardı. Bir süre düşündü ve bana hak verdi. Haklısın aslında onun kimseye zararı yok ama ben alışmadığım için yanlış bir şey yapıyorsun gibi geliyor dedi. Dedim yanlış filan değil bu benim tarzım. Benim hayatım. Kimseye zararım yok.
Demem o ki bulaşığın 9 da değil de 11 de yıkanması kimseye zarar etmez. Hatta erkesi güne kalsın. Ne olabilir ki huzurdan önemli mi.
Kocam bu huylarını bıraktı valla 2 senedir cennette yaşıyorum. Kendisi için de öyle büyük bir stres kaynaği kalkmış oldu. Skeym tezgahı da bulaşığı da yani. Takıntı bunlar hep.
0
yenibirgüzelnick
(13.03.24)
yazacak çok şey var ama öncelik olarak çocuktan net olarak vazgeçin.
ondan sonra sağlıklı bir şekilde düşünüp karar verin.
çocuk sonrası boşanmak çok zor hele kadın için.
0
nuisance2
(13.03.24)
sorun sadece ev işleri meselesi ise bu konuda sorumluluğu daha fazla almanız gerektiğini düşünüyorum.
evet bencilce, fakat ev arkadaşı gibi iş bölümü yapmak erkeğin doğasına uymuyor.
modern yaşam erkekleri kadınlaştırıyor sonra da kadınların erkeğin bu şekilde olmasından rahatsız oluyor.

diğer konularda bir sorun olmadığından eminseniz kocanızı ev işlerine hiç bulaştırmayıp bir süre gözlemleyin(gerekirse yardımcı v.s.), bence işler değişecektir.

planlı çocuk yapma konusuna gelirsek, yumurtlama dönemi v.s. takip etmek bunları tamamen çöpe atın. aklınıze bile getirmeyin.
biz bu şekilde 1 yıla yakın uğraştık sonra ara verip normal sürece girdiğimizde çocuk olmuştu.
bu işlerde psikoloji > fizyoloji.
ayrıca kendinize eziyet etmenize gerek yok.
0
nuisance2
(13.03.24)
@ananiyimioguz teşekkürler kendi açından anlattığın için. Meşhur bir kitap var ya Erkekler Mars'tan Kadınlar Venüs'ten, bana onu hatırlattı söylediklerin. İçeriği günümüze göre artık biraz seksist kalıyor ama bakış açımı bayağı değiştirmişti okuduğumda. Erkeklerin bizim gibi olmadığını ve olamayacağını kabul edersek ve bu ön kabule göre davranırsak mutlu olabileceğimizi anlamıştım. Orada da yazıyordu mesela, "Erkeklerin kadınların aklından geçenleri tahmin etme gibi bir sorumluluğu yok": Yalan yok buna çok içerliyorum ama dikkat etmeye çalışıyorum. Mesela ilk çocuk düşünmeye başladığımızda ayın o belli günlerine neden hiç dikkat etmiyor diye sinir olmuştum. Sonra gittim söyledim, her ay şu şu günler önemli, o günlerde lütfen biraz daha birbirimizle ilgilenelim ortam yaratalım, vazife gibi olunca kendimi kötü hissediyorum diye. Şimdi bunu bir iki kere söylemiş olmam ve tamam demiş olması yetmiyor mu? Her ay da söylenmez diye düşünüyorum, her ay gerekliyse pes.
Bir de ben bu kitabı okumuş ve biraz da olsa kendimi düzeltmeye çalışmıştım, ondan da okumasını rica ettim ama okumadı. Aklıma geldi şimdi :|
0
🌸ustapasta
(13.03.24)
Sizin biraz bosvermeniz biraz da kabullenmeniz lazim. Is sizin istediginiz gibi yapildi mi kismina değil is en sonunda yapildi mi kismina odaklanip sukretmek lazim, erkeklerin en beceriklisi bile bu kadar oluyor max, bunun otesi instagramda evin her tarafini fosur fosur yikayan adam.

Ovulasyon gunlerine bağlı seks yapmak sıkıcı ama garanti bir yontem. Ovulasyon takip ederken hamile kalamiyosam takip etmesem hic kalamam diye dusunmustum (kaldim). Ilk gun neyse de sonra ovulasyon donemi diye görev gibi 3 gun arka arkaya yapmak canimi sikiyordu mesela. Artik 3. gun naparsan yap gorev oluyor o.

Benzer yollardan gecmis biri olarak (35 k, 5 yil evlilik) duzelmeyecek şeyler değil ama iki tarafın da kendinden odun vermesi lazim biraz. Bence takmamayi ogrenmenin yollarini gelistirerek mutlu bir evlilige kavusabilirsiniz.
0
instant crush
(13.03.24)
@nuisance2 buna katılmıyorum ya, ev işleri erkeği kadınlaştırıyor diye hem dışarda çalışıp hem evin çoğu yükünü alırsak bizim suçumuz ne? O zaman erkekleşiyorum diyip dışarıdaki işimi bırakayım ben de. Çünkü bu kadar yükle ben de kadın olmaktan çıkarım.

çocuk konusunda da, evet yumurtlama takibi nefrettt bir şey. Ama işte dediğim gibi sık sık yapan bir çift olsak zaten denk gelir diye düşünerek özellikle o günleri kovalamam. Ama sık yapmayınca bari o günlerde olsun diye dikkat etmeye başlıyorsun ister istemez:|
0
🌸ustapasta
(13.03.24)
temizlik-yemek işinin kadının vazifesi olması bi şekilde insan örfüne yerleşmiş.

siz rolleri değişmişsiniz, kentli modern çift filan. kocanız yeni rolü pek de kabullenemediği ama söylemeye çekindiği için işi ağırdan alıyor bence.

"O zaman erkekleşiyorum diyip dışarıdaki işimi bırakayım ben de." evet. yapabiliyorsanız yapın. geçim de erkeğin yüküydü. roller değişti. insanlığın son birkaç yüzyılının macerası bu.

çocuk yapamama meselesi evlilikleri sarsıyor. bu normal.

çocuk yapamadığı için erkekliği incinmiş olabilir onun da. diğer ihtimaller de var, evlilik değil bekarlık istiyor olabilir ama bunlar spekülasyon olur.

boşanma lafzı hoş değil ama konuşulabilir

burada afedersiniz d*yy*sluk ettiği şey, gidip başkasından yaparsın demesi. çüş. karı koca birbirine böyle derse, hukuklarını büyük yaralar. o yara özürle bile tamamen kapanmayabilir.

bu sonuncu konuyu bi irdeleyin. meselenin ayıbını tane tane anlatın. pişmanlıkla af dilerse, gafletse söylediğini derse, bi şans verebilirsiniz. size kalmış.
0
lambırcek
(14.03.24)
bi twit vardı, evlilikte kadının en büyük sorunu yemeği kim yapacak değil bugün yemekte ne yapsak ne yesek sorunu. ben de bunu yaşıyorum. yemek işi bende ama cidden bugün napacağım olayı beni yoruyor mesela.

diğer konuda da kimi zaman benim kimi zaman eşimin motivasyonu veya enerjisi olmuyor. darılmamamızın sebebinin birbirimize açık olmak olduğunu düşünüyorum. her şeyimizi açık açık o an söyleyip bitiriyoruz. sonu kavga da olsa seks de olsa bunu yapıyorum ben
0
Hallegadola
(14.03.24)
12 yil evli erkek olarak yazayim.
Sizin durumunuzdaki ciftler bosansa evliliklerin yarisi falan biterdi.
Bence esinizin tabiatinda mutfakda zaman harcamak yok.Is bolumlerini tekrar kontrol edin.Gerekirse alisveris, temizlik vb. esinizin yapabilecegi isleri yapsin.
Esiniz muhtemelen sizin gecimsiz, yuzu gulmeyen, surekli dirdir eden sorun cikartan biri oldugunuzu dusunuyor.Ettigi gereksiz kufurden de bir seyleri yerli yerine oturtmaktan, huzurluzluktan biktigini gosteriyor.bence overthinking yapmayi birakip guler yuzlu biri olmaya calisin. Erkekler icin evin bal dok yala olmasi yada evde guzel yemek yapilmasi degil guler yuzlu ve anlayisli bir es daha onemlidir.Esinizin cocuk ruhlu oldugunu yazmissiniz.Bilmem farkinda misiniz ama cocuk ruhlu birine karsi despot anne rolunu oynuyorsunuz.Bu sekilde gecimsizlik olursa yatakta da sorun olmasi cok normal.Ben sizi daha haksiz buldum.Biliyorum bu yazdiklarim hosunuza gitmeyecek bana kizacaksiniz ama dusunmeye deger bence.Yangina korukle gitmeyin.
0
turkuaz
(14.03.24)
yani mutsuz bir evlilik evet ama toksik bir evlilik değil. sadece rutine ve tekdüzeliğe hapis olmuş gibisiniz. tutku, arzu ne bileyim heyecan kalmamış pek. çocuk yapsanız da eşinizden ekstra destek, anlayış göremeyebilirsiniz. bu sizi daha çok üzebilir. çok çocuk heveslisi olsa eşiniz kendisi zaten bu süreçte takip eder, elinden geleni yapardı.
bu arada şeyi anlıyorum özellikle uzun süreli denemelerde bir noktada neden olmuyor stresi ile beraber insan darlanıyor ve zul gelmeye başlıyor. ama bu başka bir bıkkınlık boyutu gibi. gençsiniz, bence hayatınızı mutlu olmadığınız bir ilişkide feda etmeyin, çocuğu da mutsuz ve anlamsız bir birlikteliğin içine doğurmayın.
anlıyorum anne olmak istiyorsunuz, ama sizin anne olma hakkınız, çocuğunuzun mutlu ve sağlıklı bir ailede büyüme hakkından daha öncelikli değil maalesef.
0
wild honey suckle
(14.03.24)
erkekler gene bildiğimiz gibi... "ne var canım daha fazla fedakarlık yapsan" noktasından bakmışlar.
eşinin sana ettiği laftan sonra diğer şeylerin konuşulmasını çok saçma buluyorum. o sebeple kısa kestim.
0
suyin
(14.03.24)
Benim düsüncem senden beklenen; tipik ev kadınlığı ama adama rahat da vermemişsin o da küfür etmiş. Mutlu değilsen yaşın gençken ayrıl.
0
Coma
(14.03.24)
tüm evlilik ile ilgili sorunların temel sebebi, farkında olmadan yükselen stres seviyemiz. Hızlı yaşam, strese, stres huzursuzluk ve tahammülsüzlüğe , ve bunlarda insan ilişkilerine olumsuz olarak yansıyor, diğer her şey bahane ve teferruattan başka bir şey değildir.

Bunun imkan elverdiğinde doğa içinde küçük bir köy ve ilçede yaşamak için plan yapın , hayatınız yavaşladıkta , toprak ve doğra ile temas ettikçe her şeyin yavaş yavaş düzeldiğini göreceksiniz.

Belki inanmayacaksınız ama deneyin, yoğun şehir hayatı insanın doğasına en baştan uygun değildir .Ne varki bu şekilde yaşamayı farkında olmadan zorlanıyoruz.
0
Rao
(14.03.24)
@Rao, başta kulağa mantıklı gibi gelse de benden 2 önceki kuşak köyde yaşamışlar ve köy ortamında da gayet kavga, atışma, küslükler, cinayetler, adam kaçırma, tecavüz, adam vurma.. biraz daha doğuya gidersek töreler falan...

Ya komşu komşuya bahçesine ağaç sarktı ve bişey yapmadı diye 3 yıl küs kalır mı?

Kalır, onların dünyası da o çünkü.

Babaannem alzheimer olmasaydı da anlatsaydı size neler çektiğini. Kırsalda yaşayan bir kaç nesil öncemizde katlanma diye bir şey vardı. Artık kadınlar 1900lerden sonra iş hayatlarına girdiğinden beri bu pek kalmadı. Kimse birinin kahrını çekmek istemiyor veya sesini çıkarıyor artık.

Yani ben kendi dünyamızı büyültmenin veya küçültmenin sorunu değiştireceğini düşünmüyorum. İnsanın olduğu her yerde huzursuzluk, kavga, atışma olurmuş gibime geliyor. Doğamızda var yani. İstediğiniz kadar küçültük, heidi gibi yaşayın, artık o dünya sizin için yine normal olacak.

Ama şehrin, işlerin, kalabalığın vb. bir dünya etkenin bizi aşağı çektiği konusunda haksız değilsiniz.

@ustapasta, tekrar gelmişken şeyi demeyi unuttum, evet yukarıda da yazmışlar, kadınlar mesela eleştirirler annen miyim ben senin diye ama anne gibi davranmaktan da alıkoymazlar kendilerini. Burada bir çelişki yok mu.

İlişkinin başlarında eşim biraz evhamlı ve biraz kontrolcüydü. Yemek yedim mi, camı kapattım mı, üstüme bişey aldım mı, üşüttüm mü, kurulandım mı vs vs saymakla bitmez. ya kontrol eder ya da arar sorardı sürekli.

Anlam veremeyeceğim şekilde strese girer, meraklanırdı. Huzursuz olurdu. Bazen bir şeyi yapmadıysam sinirlenirdi, küçük çocuğa yapar gibi söylenirdi.

Ben de aşırı sülalem rahat bir insanım. Onu gördükçe iyice heyheyleri geliyordu.

Sonra ne olduysa bir ara aydınlanma geldi. Ya ben niye strese giriyorum koca adam gece yemek yiyemedi mi, dolapta bişey yoktu aç mı kaldı falan diye, huzursuz oluyorum. Gider en kötü makarna yapar, hiç bişey olmazsa yemek söyler açlıktan ölecek hali yok ya.

Diye bir ara gelince söylenmişti. Ondan sonra da böyle kontrolcülük yaptığını görmedim.

Ben onun beni yine düşündüğünü başka şeylerde anlayıp hissedebiliyorum ama bu tarz konularda "annelik taslama" huylarından erkenden uzaklaşmasına ben çok sevindim.

Yani bazen kızdığınız şeyi siz kendiniz yapıyorsunuz, çok takılmamak lazım. Hem siz rahatlarsınız hem eşiniz.
0
ananiyimioguz
(14.03.24)
@ananiyimioguz

Her türlü senaryoda negatif örnekle her zaman vardır, buna şans vb artık ne derseniz.
Ancak şöyle bir durum var ki ,yaşanılan yere bölge insanına , vb. göre çok değişkenlik gösteren bir durum.
Kal di ki, bundan insanlar ve nesiller değişiyor, bundan 50 sene önceki ve bugün ki toplum yapısı aynı değil.

Tüm olumsuzluklara rağmen ,doğanın, sessizliğin, temiz havanın , türlü kirlilikten uzaktan durmanın ve yavaş hayatın insana katacağı pozitif etki gerçeğini değiştirmez.
0
Rao
(15.03.24)
@ananiyimioguz aslında hiç anaç biri değilimdir. Mesela dışarda bir planım varsa onun evde ne yediğini ne yiyeceğini sormuyorum, kadınlar olarak erkeklerin beslenmesinden sorumlu olmamalıyız diye düşünüyorum. Hani tepki anlamında sormamak değil, bunu sormak ya da düşünmek aklıma gelmiyor. Birçok kişi böyle değil. Mesela annemlere gittiğimizde eşim tişörtle balkona çıktıysa annem hemen bana döner, "kızım çocuk üşüyecek montunu ver istersen". "Çocuk" üşürse içeri gelip montunu alabilir sanki, bu kadar verici olmamalıyız. Bence bu durum erkeklerin de hoşuna gitmiyor zaten. Tatile giderken eşinin valizini hazırlayan kadınlar olduğunu öğrendiğimde şaşırmıştım, bunun baya baya yaygın olduğunu fark edince de şok yaşamıştım:D


Eşimin şahsi konularında müdahaleci değilim rahatım, kendi tercihleri sonuçta. Ama ev düzeni beni de etkilediği için her şeye de bana ne diyemiyorum işte. Biraz aşmaya çalışıyorum, bahsettiğim kitaptan sonra oldu bu hatta. Mesela eşimin annesi yemek konusunda çok kendini yoran biri değil, o da öyle alışmış. Önüne bir çeşit koysan ya da kahvaltı gibi geçiştirsen okeydir. Bizde ise yemek çok çok önemliydi, ben de öyle alışmışım öyle devam ettirmem gerekiyor gibi davranıyordum hep. İşten gelip üç çeşit yemek yapmak, ya da uğraştırıcı güzel yemekler yapmak için iki saat uğraşıyordum, haliyle çok yorulup hırçın oluyordum eşime kızıyordum. Ben iki saat ayakta yemek yapayım, o gelsin 10 dkda bulaşıkları toplayıp geçsin oh ne ala diye. Sonra kitapta okudum, sizden talep edilmeyen fedakarlıklar yapıyor ama karşılığını göremeyip üzülüyorsanız, belki de o fedakarlığı yapmamalısınız diye. O anda bir aydınlanma geldi, adamın benden üç çeşit yemek beklediği yok, ben kendime bu işi çıkarıyorum, hem yoruluyorum hem haksızlığa uğradığımı düşünüp kızıyorum. Üstelik annem çalışmıyordu, ben işten gelip neden bunu yapıyorum diye düşündüm ve bıraktım. Basit şeyler yapıyorum, yalnızca yemek konusunda değil diğer konularda da rahatladım.

Ama işte dışardan baktığında mesela iş paylaşımımız var. Etrafımda birçok kadın da "söylediğinde yapıyorsa ona da şükür" modunda. Fakat ben 36 yaşında bir insana devamlı ne yapılması gerektiğini söylemeyi kabullenemiyorum. Erkekler böyledir diyip geçmeyi de öyle, acaba böyle midir yoksa böyle mi alıştırıldılar? Dm'den bu "zihinsel yük" ile ilgili güzel bi çizim gelmiş onu da paylaşayım: ekmekvegul.net
Mesela ben de kahvaltı sonrası çayımı içerken yalnızca çayımı içiyor olmayı isterdim. Çay içerken akşam yemeğinin malzemelerinden neler eksik, dışarı çıkıp ne almak lazım diye düşünmek yerine. O zaman sen de düşünme diyip geçilemiyor, saat akşam 7 olunca o malzemeler bir anda belirmeyecek çünkü. Eşim olsa akşam yemeği saatine kadar bir şey düşünmez, saat 7 olunca duruma ayıkır. Bu kafa rahatlığı acaba nasıl bir şey, biz de bayılmıyoruz bir şey yaparken başka şey düşünmeye. Düşünen olmayınca ev işleri aksadığından mecbur kalıyoruz. Yahu mesela yemeği ocağa ısıtmaya koymuşum bir iş çıkmış beş dk içeri geçmişim, eşim mutfakta sigara içiyor telefonda bir şeyler izliyor. Mutfağa giriyorum ki cazır cuzur ses geliyor yanacak yemek nerdeyse. Mutfakta ama onu fark etmiyor mesela, çünkü kendisine söylenmemiş. Hani bu kadar obvious bir şeyin söylenmesi de biraz insanın zekasına hakaret sayılmaz mı? Bu kadarının da yapısal olduğu bence biz kadınlara yutturulmuş bir yalan.

Eşimle konuştuk bu arada. Ettiği kötü söz ile ilgili, sigarayı bıraktığı için bazen anlamsız bir öfke yaşadığını söyledi, bunun mazeret sayılmadığını biliyorum dedi ve özür diledi. Doktor sperm analizini görünce sigarayı bırakmasını istemişti, çocuk sahibi olmayı çok istediği için hemen bıraktı (oversharing reis online).

Temizlik konusunda da, temizlik günleri yaşadığımız gereksiz gerginlikler için şunu dedi, "ben sana sinir olmuyorum, temizlik yapma eylemine sinirli oluyorum. Yani temizlik yaptığım için gergin oluyorum." Ama bunu yapmak zorunda olduğumuzu, benim de bayılarak yapmadığımı, bu gerginliği bana yansıtmasının saçma olduğunu anlattım dikkat edicem dedi bakalım ne olacak. Çocuk gelince sorumluluğumuzun daha fazla olacağını, şimdi böyleysek ileride daha çok sorun yaşayacağımızı, o yüzden çocuk düşüncesini ertelemek istediğimi söylediğimde üzüldü. Artık daha düzenli olalım ben de dikkat edicem dedi. Temizlik için birini ayarlamayı düşünüyorum, en azından yüzeysel şeyler kalsın bize. Durumlar şimdilik böyle.
0
🌸ustapasta
(15.03.24)
". Tatile giderken eşinin valizini hazırlayan kadınlar olduğunu öğrendiğimde şaşırmıştım,"

amacım laf söylemek değil ama böyle düşünüyorsanız aile olmanız zor.
çok bencilce bir düşünce bence.
siz ev arkadaşı olarak görüyorsunuz bence.
0
nuisance2
(15.03.24)
@nuisance2 herkesin “kendi” valizini hazırlaması nasıl bencilce oluyor anlamadım. Tam tersi senaryo olsaydı ne diyecektiniz? Eşim benim valizimi hazırlasın o zaman öyle aile olalım, o olmuyor ama dimi? Çocuklar bile 3-4 yaşından sonra ne giyeceğini kendi seçmek istiyorken bu durum bana komik gelmişti ama görüyorum ki burada bile varmış:D
0
🌸ustapasta
(15.03.24)
"Mesela annemlere gittiğimizde eşim tişörtle balkona çıktıysa annem hemen bana döner, "kızım çocuk üşüyecek montunu ver istersen". "Çocuk" üşürse içeri gelip montunu alabilir sanki, bu kadar verici olmamalıyız"

komiklikten ziyade mevzu şu aslında, adam(kadın) üşümüyor olabilir. ama eşi tarafından en azından kendisini düşündüğüne yönelik jesttir, iyi hissettirir. adam(kadın) evde açlıktan ölmez belki, ama dışardaki eşin onu da düşünerek belki yemek hazırlayıp
bırakması da aynı şekilde jesttir. adam(kadın) valiz hazırlamayacak kadar yorgun olabilir. eşin valizi hazırlaması jesttir. adam(kadın) ilaçlarını takip etmeyi unutabilir. eşin bunu bilip onun yerine hatırlaması hoştur. bu tip ufak gibi görünen davranışlarla zaten bir aile ortamı oluyor. nuisance +1 ev arkadaşlığı konusunda.
0
sarahkerrigan
(16.03.24)
Parantez içinde hep kadın da yazmışsınız ama, pratikte bu tür “jest”leri yapanların genelde erkek olmadığını hepimiz biliyoruz.

Daha bugün twitterda bir video gördüm, erkek işten eve kadından önce geliyor ve yemeği hazırlamış oluyor, kadın bunu videoya almış ve gayet mutlular. Yorumları görmeliydiniz, aşağılama ritüeli demişler, kadın erkeği s.kiyor demişler, bir adam bunu nasıl kabul eder demişler:D mesele beraber yenecek yemeği erkeğin hazırlamış olması.

Tam tersini düşünelim, kadın işten eve erkekten önce geliyorsa yemeği hazırlamaması söz konusu bile olabilir miydi? Sanmıyorum. Gerçek hayatta neyin ne olduğunu hepimiz biliyoruz. “Jest” yapan da, aman nolcak canım seviyorsa yapmalı, bunların hesabını yapıyorsa sevmiyordur denilen de kadın oluyor.

Konu benim konumdan çıktı şu an, şaşkınlıktan eşime şükrederek feminist manifesto yazıcam az kaldı:D
0
🌸ustapasta
(16.03.24)
okumaya bile dayanamıyorum bazı yorumları. sen bildiğin gibi devam et pasta bence...
0
suyin
(16.03.24)
(15)

Devletten bir şey alıyor musunuz?

michael_knight
Devletten bedavaya, elinizle tutabileceğiniz (yemek, süt, makarna, kahve, takvim, kalem vs) gibi bir şey aldınız mı son bir yılda?Etrafınızda alan var mı?Herkes bir şeyler alıyor da sadece ben ve çevremdekiler almıyoruz gibi hissetmeye başladım.
Devletten bedavaya, elinizle tutabileceğiniz (yemek, süt, makarna, kahve, takvim, kalem vs) gibi bir şey aldınız mı son bir yılda?
Etrafınızda alan var mı?
Herkes bir şeyler alıyor da sadece ben ve çevremdekiler almıyoruz gibi hissetmeye başladım.
0
michael_knight
(13.03.24)
hayır almıyoruz.
0
sizofren06
(13.03.24)
yoo ne alcaz veriyoz aksine
0
rentts
(13.03.24)
almiyorum tabii ki. ac ve acikta degilse de alanlara asalak gozuyle bakiyorum. tamam kriz, enflasyon falan var ama insanimizda da hayvani bir acgozluluk var. adam baklava dagitiyor. millet birbirini yiyecek nerdeyse. olecek misin baklava yemezsen?
0
dokunmakalbime
(13.03.24)
rentts +1 dokunmakalbime +1

almıyorum, etrafımızda da yok.
insanların ihtiyacı olduğu şey elinin altında dağ kadar da olsa beleş olunca bir açgözlülük geliyor. onlara bakıp da kendinizi enayi gibi hissetmek yanlış olur.
0
MtKrt
(13.03.24)
korona zamanı bin tl yardım yapmıştı 2 kez. yine koron dönemi hem okuyorum hem işim yoktu belediye 1 koli gıda göndermişti.
0
neira
(13.03.24)
almıyorum, tanıdığım kimse de almıyor. maddi olanaklarımızın yetersiz olduğu eski zamanlarda bile ailemin, akrabalarımın iftar çadırlarına vs gittiğini bile hiç görmedim, maalesef ülkemizde öyle olmasa bile, gerçekten ihtiyacı olanların (öğrencilerin, işsizlerin vs.) hakkına girmemek gerek diye düşünüyoruz. özellikle babam aç gözlü, ihtiyacı olmadığı halde her türlü bedava şey peşinde koşan, aşırı pinti insanlardan nefret eder, aynı düşüncedeyim.
0
hypathia
(13.03.24)
mayış dahil değilse sanırım almadım hiç. Çocukken memurlara giyim desteği oluyodu sümerbanktan kupon mu veriyolardı öyle bi şeydi. O kuponlarla mont falan alındığını hatırlıyorum. Onun dışında bi kere ilçe belediyemizden laptop aldım üniversite sınavı kazanan öğrencilere veriliyordu. Başka düşünüyorum memur anne babanın memur çocuğu olarak devletten maddi bi şey aldım mı diye de aklıma gelmiyor.

Takvim kalem gibi eşantiyon şeyler konusunda çok şanssızım ya, ne bi belediye başkan adayından denk geliyor ne de doktor olmama rağmen ilaç yazmayan bölüm olduğumuz için ilaç firmalarından. Şöyle kahve fincanı, çakmak vs çözsek iyi olurdu :d (şaka yapıyorum tabii ki)
0
nundu
(13.03.24)
Almadım çevremde de alan yok sosyal yardımlar ihtiyacı olanlara yapılır
0
doharkoman
(13.03.24)
ne ben aldım ne çevremden duydum böyle bi şey. devlet yok gibi bi şey valla hayatımızda sağ olsun, ancak maaşlarımızı sömürmekle meşgul kendisi.
0
nic cage
(13.03.24)
gece lambası; belediyede birinin yeğeni gece lambası işine girmiş sanırım, promosyon olarak belediye amblemini basmışlar; bayramda, kandilde, seçim öncesi, cuma namazı çıkışı vs habire dağıtıyorlar bunlardan. Babamda denk geldikçe alıp getiriyor, evde 6-7 tane belediye amblemli gece lambası var.
0
zikardo
(13.03.24)
geçen senelerde deprem bölgesindeyiz diye erzak vermişlerdi.

onu da yardım kuruluşu vermiş olabilir tam hatırlamıyorum.

onun dışında bir şey almadık sanırım yandaşlara para yağıyor.
0
ananiyimioguz
(13.03.24)
marketlere gittiğimde ev hanımlarının sürekli istanbulkart ile alışveriş yaptığını görüyorum. ekmekleri de fırından, "askıda ekmek" ile büfelerden bedavaya alıyorlar . bedavaya yaşamanın yolunu bulmuşlar gibi. nasıl yaptıklarını merak ediyorum.
0
summerof69
(13.03.24)
Benim devletten aldığım bedava aldığım tek şey corona zamanı dağıtılan maskelerdi; onu da keşke satsalardi da parayla alsaydık dedirttiler, malum.

Bunun dışında değil yardım almak; devlet hastanesi, devlet okulu vs gibi yerlerin de kapısından girmisligim yok (Evlilik sağlık raporu için bir kere aile hekimine gittimz iki kere de Corona testi yaptırmıştım sadece). Devlet resmen benim için yokmuş, soruyu düşününce üzüldüm.

Aynı şey ailem ve çevrem için de geçerli.
0
fraise
(14.03.24)
Bu zamana kadar hiçbir şey almadım. Maske dağıtıldığında dahi maske bile teslim edilmedi.
0
drako
(14.03.24)
Eşimin anne kartı var, belediye araçlarına ücretsiz biniyor, onun dışında aldığı bir şey olmadı.

Benim de vergi dekontu haricinde devletten bir şey almışlığım yok.
0
burfak
(14.03.24)
(8)

Sizce demin oluyor muydum

Kittie
Evde yalnizim. Ramazan pidesine tost yaptim demin. Bugun pek bir sey de yememistim. En son 2de salata yemistim sadece.Ciddi actim yani ufak bi sey yaptim zaten.Iki gogsumun arasina diye tarif edeyim bi agri girdi yerken. Zor yutkunuyordum ve nefes alirken o dedigim yer agriyordu. Bir an hastaneye bi
Evde yalnizim. Ramazan pidesine tost yaptim demin. Bugun pek bir sey de yememistim. En son 2de salata yemistim sadece.
Ciddi actim yani ufak bi sey yaptim zaten.

Iki gogsumun arasina diye tarif edeyim bi agri girdi yerken. Zor yutkunuyordum ve nefes alirken o dedigim yer agriyordu. Bir an hastaneye bile gitmeyi dusundum. Simdi biraz rahatladim daha yeni yeni. Biraz sirt ustu yattim gecti neyse ki ama bi 10 dakka oyle bir agri cektim. Sanki nefesim de daraldi. Pide sertti biraz bi yerimi mi yirtti dedim rahmetli oya aydogan gibi. Biraz panik oldum. Noldu acaba o an. Tamam actim ama yavas yavas yiyordum.
Hala acim ama devam edemicem tosta. Ananas var evde yumusak onu bile yiyesim yok.
0
Kittie
(12.03.24)
boğazına durmuş? :) geçmiş olsun. su bulundur yanında. tosta devam. ben de tost ya da kuru sandviç yediğimde hıçkırırım, boğazıma durur hemen ilk ısırıkta. boğazına durursa suyla yardım yollarsın. tostu öksüz bırakma.
0
gabe h coud
(12.03.24)
Psikolojiktir.
0
Bruce
(12.03.24)
Bazen yutkunurken öyle olur, durduk yere boğazına durur insanın. Korkma, geçer o. Ama iyice çiğne olur mu, bir de başka bir şey düşünme yerken, yediğin lokmayı analize odaklan. Düşünceliymişsindir, ne yediğini anlamamış bişe olabilirsin.

Bu ara stres fazla sanki, biraz da kaygı mı var?
0
muhayyer divan
(12.03.24)
Yapay zekaya danıştım verdiği cevap:

ChatGPT:

Verilen tanıma göre, hastanız bir özofagus spazmı geçirmiş olabilir. Özofagus spazmları, yiyecekleri ağızdan mideye taşıyan tüp olan yemek borusundaki kasların ani, anormal kasılmalarıdır. Bu spazmlar göğüs ağrısına, yutma güçlüğüne ve göğüste sıkışma veya daralma hissine neden olabilir.

Özofagus spazmları, çok hızlı yemek yeme, çok sıcak veya çok soğuk yiyecekler tüketme, baharatlı veya asitli yiyecekler tüketme ve hatta stres veya anksiyete gibi çeşitli faktörler tarafından tetiklenebilir.

İki göğüs arasındaki ağrı, yutkunma güçlüğü ve daralma hissinin tanımı göz önüne alındığında, özofagus spazmı semptomlarıyla uyumludur. Bununla birlikte, diğer olası nedenleri de ekarte etmek önemlidir. Hastanızın doğru teşhis ve uygun tedavi planı için bir sağlık uzmanına danışması en iyisi olacaktır.

Gemini:

Hastanızın yaşadığı deneyim için birkaç olasılık vardır:

Özofagus Spazmı: Bu, ağzı mideye bağlayan kas tüpünün (özofagus) ani, istemsiz bir şekilde kasılmasıdır. Hastanızın tarif ettiğine benzer şekilde keskin göğüs ağrısına, yutma güçlüğüne ve göğüste sıkışma hissine neden olabilir. Bu semptomlar tipik olarak aniden ortaya çıkar ve tıpkı hastanızın yaşadığı gibi dakikalar içinde azalır.

Gastroözofageal Reflü Hastalığı (GÖRH): Bu durum, mide asidinin yemek borusuna geri kaçarak tahrişe ve iltihaba neden olmasıyla ortaya çıkar. Göğüsler arasında ağrı en yaygın belirti olmasa da bazı durumlarda ortaya çıkabilir. GÖRH ayrıca yutkunma güçlüğüne ve özellikle yemek yedikten sonra göğüste sıkışma hissine neden olabilir. Pidenin sert olması, düzgün çiğnemeden büyük bir parça yutması halinde tahrişe katkıda bulunmuş olabilir.
0
dejame
(12.03.24)
Bu aralar stresli, baskı altında mısın?
0
sevilen progressive türkücü
(12.03.24)
alerjik bir durumdan ötürü olmuş olabilir.
midedeki bir rahatsızlıktan ötürü olmuş olabilir.
ciğerlerinizde enfeksiyon vardır, o da göğüste batma yapar öyle tam ortadan vurmuştu bana geçenlerde.
0
ananiyimioguz
(13.03.24)
yok ya düşünme bence öyle şeyler ama bir doktora görün istersen.

ayrıca daha bir sürü soru var paylaşılacak, nereye hemen :)
0
baldan kaymak
(13.03.24)
çok sıcak yiyince de olur, korkulacak bişi değil.
ılık su için ara ara bir süre bir şey yememek daha iyi yemek borusunda hassasiyet olabiliyor. çok sıcak ve katı şeylerden uzak durmakta fayda var bir süre.
0
red g
(13.03.24)
(25)

Arkadaşsız duyurucular, haydi arkadaş olalım!

rebecca
Bu sıralar sosyalleşmek ve yeni insanlarla tanışmak istiyorum ama yeni ortamlar bulacak yaratacak enerjim ve vaktim yok. Benim de aklıma eski ekşi zirveleri geldi, vaktiyle cok güzel arkadaslıklar kurmustum hala devam eden. İstanbul'da olan duyuruculara bir zirve öneriyorum, kimler gelir? ^_^
Bu sıralar sosyalleşmek ve yeni insanlarla tanışmak istiyorum ama yeni ortamlar bulacak yaratacak enerjim ve vaktim yok. Benim de aklıma eski ekşi zirveleri geldi, vaktiyle cok güzel arkadaslıklar kurmustum hala devam eden.

İstanbul'da olan duyuruculara bir zirve öneriyorum, kimler gelir? ^_^
0
rebecca
(12.03.24)
Artık duyuruda çok kişi yok.
0
rock n roll
(12.03.24)
online zirve fikri iyiymiş, olabilir istanbuldan taşındık artık :(

yine anonim katılabileceğimiz bir platform biliyorsanız toplaşılabilir.

ama zirvelerde tanıştıktan sonra belli guruplaşmalar oluyordu 10 20 kişi ortaya konuşmuyordu. diğer türlü kaos olur zaten.

bunu onlineda nasıl yaparız onu bilemedim.
0
ananiyimioguz
(12.03.24)
Hiçbir şey tat vermiyor ben gelirim o yüzden :d
0
ruhen hastayim ben
(12.03.24)
cok arkim var, bir tek gabe gelirse gelirim xd
0
ala09
(12.03.24)
valla istanbulda kokteyl içmeye gelirim zaten sıkılıyorum
0
sanguine
(12.03.24)
Ben gelirim :)
0
gabe h coud
(12.03.24)
online da değerlendirilebilir ama öncelikle hayattan tat alamayanlar olarak reelde bi bulusma düzenleyelim. simdilik 5 kişi görünüyor, bakalım kaç olacak^_^
0
🌸rebecca
(12.03.24)
Uzun zamandır sosyallikten o kadar uzağım ki. Eskiden sık sık zirvelere de giderdim. Eğer uygun bir vakitte olursa gelirim valla. Online olursa ona da varım ama dediğim gibi ilk tercihim gerçek bir zirve olur.
0
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(12.03.24)
bende varım! yazınız! biraz motosiklet sürelim!
0
baldan kaymak
(12.03.24)
Bir fincan kahve içip slogan atmadan olaysız bir şekilde dağılacaksak geleyim diyecektim ama kadro itibarıyla kadınlara özel etkinliğe döndü gibi. Zaten arkadaşsız da değilim ama yeni arkadaşlar için dedim.

@ala09 'un yazdığından yola çıkarak talepte bulunmak istiyorum. Dissendium'un 4A hizmet dökümü ile birlikte gelmesini rica ediyorum. 4-5 günde bir farklı meslek veya fikri ile geliyor. Kariyer geçmişini merak ediyorum.
0
nawar
(12.03.24)
Ben de uygun olursam gelebilirim.
0
okuyamıyom ben ya
(12.03.24)
İstanbul'da yaşıyor olsaydım gelmek isterdim. Bana tik vermemişsin ilk cevabıma. Ama gerçekten artık çok kişi yok burada. Mesela bu duyuruya şu ana kadar 50 tane cevap gelirdi. Çok özledim eski duyuruyu.
0
rock n roll
(12.03.24)
gelmek isterdim ama sosyal anksiyetem ayyuka çıkmış durumda. telegram grubu falan açılırsa haber verin :(
0
suyin
(12.03.24)
Bir foto atarsınız artık.
0
Kahvedesu
(12.03.24)
ben de gelirim :)
0
zen1th
(12.03.24)
Ben de gelirim bi hi derim hiç değilse.

Belki eşim de gelir eski duyurucu o da.
0
chicha_v2
(12.03.24)
ankara'dan kimse yok mu huhu
bisiklet severler?
0
bahçedekisandal
(13.03.24)
Uyan bir zamanda olursa neden olmasın.
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(13.03.24)
öyleyse organizasyon kısmına gecelim.
telegram'da grup acabilirim orada tarih ve yer konusuruz diye düsündüm, uygun mudur herkese? baska fikir varsa o da olur ilk zirvem olacak önerilere acıgım dfgh
0
🌸rebecca
(13.03.24)
Gelirim gelirim gelirim
0
Shepard
(13.03.24)
Grup açıldı arkadaslar. Kullanıcı adlarınızı gönderin gelsin^^
0
🌸rebecca
(13.03.24)
Mesaj olarak gönderdim
0
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(13.03.24)
ben de mesaj ilettim
0
axell reis
(13.03.24)
Mesaj atan ve duyuruya cevap yazan herkese grup linkini gönderdim arkdşlar, yeni gelemler olursa dm <3
0
🌸rebecca
(13.03.24)
Şehir kısıtı yoksa Ankaradan ben de varım.
0
xuma
(13.03.24)
(5)

Şu japon ile yapışır mı?

ananiyimioguz
https://ibb.co/fD2KBcgDeri yapistiricisi diye ayri satilan bir sey var ama evde sadece normal japon var.150 lira falan deri için olan. Ondan alip mi yapistirsam yoksa japonu basayım mı?150 lira bisey degil ama bir kac damla kullanicam yani bidaha nerede deri yapistirma işi denk gelsin bu yasima geld
ibb.co

Deri yapistiricisi diye ayri satilan bir sey var ama evde sadece normal japon var.

150 lira falan deri için olan. Ondan alip mi yapistirsam yoksa japonu basayım mı?

150 lira bisey degil ama bir kac damla kullanicam yani bidaha nerede deri yapistirma işi denk gelsin bu yasima geldim ilk defa kullanicam.

Ya da 50 lirayi şu esnafa ver o halleder mi dersiniz? Ayakkabici cantaci falan?

Hem işgence aleti gibi bisey var ya, ona koymak gerekir belki?
0
ananiyimioguz
(12.03.24)
Bence yaptırın. Japon tutar tutmasına ama elastikiyetini kaybeder.
0
orient blue
(12.03.24)
japon tutar ama dikkatli kullanman lazım. her yere bulaşıyor çıkmıyor da.

ayakkabıcılar da halleder bu arada. bally deneyebilirsin mesela.
0
jelly bear
(12.03.24)
yapışsa bile sağlam olmaz
çift komponentli bir şey olması lazım. ben hızlı yapıştırıcı derim ama mikro boyutlarda nasıl uygulayabilirsin bilemedim. ya da iran yapıştırıcısı denen bir şey var. bu ikisinden biri olur ama kordonu bebat etme riski de var.
0
etna
(12.03.24)
nereye götüreyim peki neresi yapar bunu en sağlıklı şekilde?
0
🌸ananiyimioguz
(12.03.24)
valla ayakkabıcı çantacı da bally ile yapıştırır isterseniz siz de bi bally alıp yapıştırın
0
milletin efendisi olmaya gelen adam
(12.03.24)
(4)

afganlara neden afganlı diyorlar?

avatar is back
ülke: afganistan, vatandaşı: afganama herkes afganlı diyor. yanlış değil mi bu kullanım?
ülke: afganistan, vatandaşı: afgan

ama herkes afganlı diyor. yanlış değil mi bu kullanım?
0
avatar is back
(11.03.24)
Halk dilinde güya afganistanlı demek yerine onu kısaltmış gibi olunuyor bence.

Veya yakınındakileri suri değil de suriyeli diyoruz ya belki onun da sonuna hem lı li ekleyelim hem de kısa olsun diye bir kolaya kaçma olabilir.
0
ananiyimioguz
(11.03.24)
Halk ağzı ve hatta dil böyle bir şey. Aynısı yunan-yunanlı kullanımında da var, veya hint-hintli de benzer şekilde kullanılıyor. Şu an kimse sırplı demiyor, herkes sırp diyor ama belki 20 sene sonra sırplı kullanımı yaygınlaşacak. Sırplı diye bir kelime TDK sözlüğüne girecek vs.
0
pispinti
(11.03.24)
yanlış. herkes öyle demiyor
0
paintov
(12.03.24)
şöyle,
afgan diye bi ırk yok
afganistan, peştun türkmen özbek tacik ırklardan müteşekkil bi yer.
o yüzden afganistanlı, afganlı isabetli bi kullanım gerçekten

adı geçmiş mesela, suriyeli diye bi ırk da yok. levant halkı var. adı sanı unutulmuş, kaynaşmış soylar kavimler var.

türkiyeli de yok. aa bak gördünüz mü düşünürken nereye geldim kastım yoktu.
türkiyeliyi en çok türkler kullanmayı sevmiyor. kürtler de türküz demek çok anlamsız olduğu için siyaset sahnesinde kerhen türkiyeliyiz diyor.

özetle devletin milleti olmaz. modern devletler dandik ve tutarsız yapılar.
0
lambırcek
(12.03.24)
(26)

Anne babanız ele ayağa düşse evinize alır bakar mısınız?

ananiyimioguz
Siz de 40 yasindasiniz ve evlisiniz.A) evime alir bakarimB) bakıcı tutarim kendi evinde bakılırC) ben bakamam kardeslerimden biri bakar ona para gonderirizD) bakim evine veriririmE) hic ilgilenmem baslarinin caresine baksinlar, devlet sahip ciksinEdit: Bakıcılar 1000-2000 dolar arası alıyor diye bil
Siz de 40 yasindasiniz ve evlisiniz.

A) evime alir bakarim
B) bakıcı tutarim kendi evinde bakılır
C) ben bakamam kardeslerimden biri bakar ona para gondeririz
D) bakim evine veriririm
E) hic ilgilenmem baslarinin caresine baksinlar, devlet sahip ciksin

Edit: Bakıcılar 1000-2000 dolar arası alıyor diye biliyorum bu arada onu da hesaplıyor musunuz düşünürken?
Bakım evine verseniz de yine 500-1000 dolar arası bir ücret isteyecekler.
Kaldı ki her şey dahil mi yani ilaç veya bez paraları dahil olmayabiliyor onları da eklemek lazım.
0
ananiyimioguz
(11.03.24)
b
0
gabe h coud
(11.03.24)
a ya da b duruma göre değişir.
kendi evimde bakmasam da kendi evinde çokça baktım.
0
jelly bear
(11.03.24)
Allah büyük konuşturmasın da

a-b
0
ya ben lan neyse
(11.03.24)
babam erken ölünce bunları konuşur olduk annemle. kendisi kimseye yük olmayan tonton nene olarak ara sıra bizim yanımızda olmak isteyeceğini ama KESİNLİKLE ona bakmamamızı söylüyor. evlat olarak gelin, görün, halimi hatrımı sorun, beni yalnız bırakmayın ama sizin başınıza kalacağım bi durum da olmasın diyor sigma reyiz.

o yüzden bana en mantıklı gelen B veya kendisi isterse C. bakıma muhtaçsa eğer ne yaptığını bilen, ona iyi davranacağını da bildiğim bi profesyonele işi yıkmayı tercih ederim. mümkünse annemin bize olabildiğince yakın yaşamasını sağlarım. bakımıyla profesyonel uğraşır, ben de hep yanında yöresinde olurum. hem o kimseye yük olduğunu hissetmez hem de oğlunun yanında olduğunu bilir.

A çok sıkıntılı bir olay. yaşlanan anamı öylece bırakmayı kendime yakıştıramıyorum, doğru bulmam. diğer taraftan 40 yaşında adamım, evliyim, eşim "ben senin annene mi bakıcam bu saatten sonra" derse o da haklı. ne biliyim. çok zor iş. umarım hiç öyle bi noktada olmam ama olursam da eşime güzelce açıklamaya çalışırım, anamla ilgili tüm sorumluluğu üstlenirim, hem eşimin rahatı bozulmasın hem de annem kendini rahatsız hissetmesin diye uğraşırım. 40 yaşındaki adamın önceliği kendi karısı ve çocuğu olmalı diye düşünüyorum ama anamı da sokağa bırakamam yav, gönlüm razı gelmez.
0
mark greg sputnik
(11.03.24)
Yatılı bakıcı fiyatlarını araştırın ya da hiç araştırmayıp B seçeneğini eleyin bence.

Bakım evi dediğiniz Devlete ait huzurevleriyse hem yıllar önceden sıraya girmesi gerekiyor ve hem de 'kendine bakabilecek yeterlilikte' şartı var. Dolayısıyla E maddesinin virgülden sonrası da iptal.
Özel huzur evi diyorsanız eğer onun için de B maddesi için söylediklerim geçerli.

Benim cevabım A.
A dışındaki maddeyi düşünenleri (gerçi şahsi görüşümdür kimseyi bağlamaz da) insani bulmam.
0
Mirket
(11.03.24)
B
Mevcutta benim anne babam daha genç ama yatalak hastalarımıza böyle bakıyoruz. Annem vakti zamanında anneanneme bakarken bel fıtığı oldu. Senelerdir ceremesini çekiyoruz yatan hastaya bakmak herkesin harcı değil.
0
cilekli pasta
(11.03.24)
Benim evimde bakıcısı olur. Ben çalışıyorum, eşim de çalışıyor olacak. O yüzden bakıcı olur. Ekonomik durumumuza göre ya yarım gün ya da yatılı olur. Evin her yerine kamera koyarız, tuvalet ve banyoya ise sadece ses kaydı alan tipte kamera eğer varsa. Biraz detaylı anlattım ama :))
0
rock n roll
(11.03.24)
Duruma göre a ya da b. A olacaksa mutlaka yine bakıcı olur evde. O ilgilenir ama benim gözüm üstünde olur. B olacaksa da benim evime yakın bir yere taşınılir. Ben yine her gün, gün içinde görürüm. Başka türlüsünü hayal edemedim. Bu arada aynısı eşimin annesi için de geçerli.


Bu arada ben yurtdışındayim, ailem de öyle. Buna gore cevap verdim.
0
fraise
(11.03.24)
Allah kimseye öyle bir durum yaşatmasın ama A şıkkı fazla hayalci.

Kendi evinizde bile baksanız bakıcı tutmak zorunda kalabilirsiniz zira pek hareket edemeyen bir hastayı kaldırmak, oturtmak, yatırmak, yıkamak vb. zor işler ve üstüne "dışarıdan" biri psikolojik olarak o işi daha iyi yapıyor. Sürekli yanınızda kötüleşen ve ölüme giden biri olması, ve o kişinin anneniz babanız olması sizin için de aşırı yıpratıcı olacaktır. Anneannem alzheimer'dı ve göçmen bakıcı tutulmuştu onlarla bile psikolojik harp oldu, komple annem veya teyzem baksa onların psikolojisini ve bedensel sağlıklarını(bel vs.) kaybederdik sanırım.
0
nhk ni youkosu
(11.03.24)
A. Ama bu senaryoda ben de çalışacağım için bakıcı tutmam gerekecek.
0
Amaranta ursula
(11.03.24)
Bana kalsa ben A isterim. İçim ancak öyle rahat eder ama ailem çok karşı bu bakma olaylarına. Onlar B dışındaki tüm seçeneklerde mutsuz olur. İkisi de bana ve kardeşime yük olmama konusunda aşırı takıntılı.
0
juliette
(11.03.24)
B zaten kendi evinden baska yerde olmak istemez ana biz gununirlik temizlikci bile zor bulurken bakimina guvenecek kisi bulmak zor. imkan varsa C en guzeli ama kardeslerime de yazik olur. insanlar boyle sorumluluk alinca bir anda hayatsiz oluyorlar ve o sorumluluk ustune yapisiyor. ama evliyken eve anne baba gelmesi allah korusun misafir olarak bile yatili kalmasini istemem hic benlik degil. eger alzheimer gibi bi hastaligi varsa D secenegi en sagliklisi ki bizimkiler de bunu ister muhtemelen
0
ala09
(11.03.24)
b.

Gördüğüm kadarıyla A uzun vadede her iki taraf için çok zorlayıcı oluyor düzenli bakım gerektiren hastalık durumlarında, C kardeşler arasında sürtüşmelere sebep olabiliyor, D ne yazık ki Türkiye'de hala insanlara tuhaf geldiği için çocuklarda vicdan azabına sebep olabiliyor, E aile ile olan ilişkinin kötülüğüne göre bir seçenek.
0
lolita
(11.03.24)
A. Daha genç ve bekarım ama alzheimer olan annemi baktım/baktık. Alzheimer hastasını biz ailesi olarak zor bakarken bakıcıyla nasıl olurdu düşünemiyorum. Annemden birkaç yıl sonra komşumuzun kardeşine teşhis kondu, bakmak istemediler ve bir bakımevi bulup yerleştirdiler. Kadıncağız bir yıl bile dayanamadı, öldü.
Genelde çevremdeki aileler de dünüşümlü bakıyor. Birkaç ay sizde birkaç ay başkasında şeklinde.
0
gnosis
(11.03.24)
Bakıcılar 1000-2000 dolar arası alıyor diye biliyorum bu arada onu da hesaplıyor musunuz düşünürken?
Bakım evine verseniz de yine 500-1000 dolar arası bir ücret isteyecekler.
Kaldı ki her şey dahil mi yani ilaç veya bez paraları dahil olmayabiliyor onları da eklemek lazım.
0
🌸ananiyimioguz
(11.03.24)
@ananiyimioguz'un da işaret ettiği gibi, bakıcı ve bakımevi seçeneği artık biz fakirler için yok.

Verilen cevaplardan insanımızın yeni ekonomik düzene fikir olarak tam bir geçiş yapamadığı anlaşılıyor.
0
Mirket
(12.03.24)
En güzeli yan daire, alt/üst daire vs gibi yakınlıkta oturup B seçeneği. Hem senin ayrı hem onun ayrı yaşam alanı olur, hem sürekli gözümün önünde olur. A ya da dediğim şekilde B diyorum ben.
0
yazdonumu
(12.03.24)
insan eti ağırdır. kimseye bakamam. bakılmak da istemem ötenazi haktır.

mümkünse b yi seçerim.
0
anon1m
(12.03.24)
Siz ne plan yaparsaniz yapin olay esinizin bu konuda ne dusundugunde dugumlenecek.Umarim anlayisli esleriniz vardir/olur
0
turkuaz
(12.03.24)
Bence insani olan hatta olması gereken A'dır fakat bugün Türkiye'de gerek toplumsal yozlaşma gerek egoizmden dolayı ebeveynler çocuklarına dahi bakmıyorlar, kadınlar evde yemek pişirmek istemiyorlar. Bana göre A dışındaki seçenekler tartışmaya kapalı benim için ama Türkiye gerçeği B ne yazık ki.
0
doharkoman
(12.03.24)
Annem anneanneme, amcam ve eşi babaanne ve dedeme baktı. Dede dışında ağır hastalığı olan yoktu, birlikte yaşadılar diyelim.
Annem de abimlerle yaşıyor. Ben başka şehirdeyim. Yaşlılığında da böyle devam ediyor diye düşünüyorum.
Kendi şartlarımdan bağımsız olarak ve annemle yakın bir ilişkim olsaydı B’yi seçerdim. Hasta insana bakabilecek beceriler yok bende.
0
auroraaurora
(12.03.24)
valla benim için 40 olmadan yaşanacak bir durum olabilir. 32 yaşındayım babam neredeyse 80 olacak. ev üzerinde ev olmaz bence. bakımlık bir durum olunca da eşim de ben de çalışıyoruz nasıl bakacağız? imkanım el verdikçe "b" seçeneği benim için. öbür türlü gene evde yalnız kalıyorlar bir anlamı olmuyor.
0
wild honey suckle
(12.03.24)
parasından bağımsız olarak A. yani bakıcı fiyatı 100 dolar da olsa seçenek değil benim için. annem babam çocukken bakıcıya vermedi beni. ele ayağa düşmelerine de gerek yok, başımın üzerinde her zaman yerleri. şu an 10 dk mesafede yaşıyoruz, haftanın en az 3-4 günü birlikteyiz.
0
mustafakesekci
(12.03.24)
doğrudan süreci yaşamış ve hala da yaşayan biri olarak tecrübelerimi paylaşayım.

88 yaşındaki babam özel bir bakımevinde kalıyor. kendi isteğiyle oraya yerleştirdik. yani bizim için cevap önce a, sonra d.

a. evime alır bakarım.

çok vicdanlısınız ama sanırım işiniz gücünüz yok, çalışmıyorsunuz. yani evinize aldıktan sonra 24 saat yanında kalmayacaksanız evinize almanın mantığı nedir? evinize aldıktan sonra bırakıp gidebiliyorsanız zaten elden ayaktan düşmüş değildir.

babam hastaneden ilk çıktığında 3 ay kadar bizde kaldı. bizim bir şikayetimiz yoktu. keşke işsiz güçsüz adamlar olsak da evimizde bakabilsek. ben 3 ay işime gücüme gidemedim. ayağa kalkıyor, yürüyor, tuvalete gidiyor ama kalkıp dolaptan yemeği bulup, ocağa koyup, ısıtıp yiyemez. o yüzden iki öğün arasındaki süreden daha uzun yalnız bırakamadık. yemeğini koyup çıkıyorsun, diğer öğünden önce de dönmek zorundasın.

o yüzden a şıkkını eliyoruz. bakımevinde kalıyor olduğunu duyan pek vicdanlı kişiler evime niye almadığımı sorguluyor, ya da bana babasını köpek gibi barınağa vermiş şerefsiz ibne gözüyle bakıyor, yüzlerinden hissediyorum. ama karı koca sabah işe gidip akşam döndüğümüz evde bu adam bütün gün ne yer, ne içer, ne yapar, kimse onu düşünmüyor.

b. bakıcı tutar kendi evinde bakılır.

güzel fikir. babam bakımevinde kalmak istediğini söylediğinde ben de baba olur mu öyle şey, bakıcı tutalım evde baksın dedim. dedi ki naapıcam ben bakıcıyla bütün gün evde? evet minimum 1000 dolar gibi bir rakam istiyorlar. ayrıca evin elektriği, suyu, doğalgazı yine ödeniyor. babamın ve bakıcının yediği, içtiği var. üstüne bir de nazını kaprisini çekmeniz gerekiyor ve kalıcı olacağı da garanti değil, bir şeye tepesi attığı anda yaşlı maşlı demeden, haber bile vermeden çekip gidebiliyor, yüz üstü kalıyorsunuz. ekonomik de değil, verimli de değil. üstelik 7/24 kendi evinde kös kös bakıcıyla oturmak pek eğlenceli de değil. bir de kadının biriyle evde yalnız kadın "beni elledi, bana sarktı, taciz etti" dese, 88 yaşında al başına belayı.

c. tek çocuk olduğum ve benden başka bakacak kimse olmadığı için bu şıkka bir şey diyemiyorum. keşke 3-4 kardeş olsaydık da üçer dörder ay her birimiz baksaydık. hep bunun için keşke dedim. ama kime "keşke kardeşim olsaydı" dediysem "biz kaç kardeşiz de ne oldu, herkes birbiriyle küs, kimse kimseyle konuşmuyor, şükret haline" diyor. belki de böylesi daha hayırlı. öyle olsa ben baktım, sen bakmadın diye tatava çıkacaktı. hepsi tahmin tabii, bilemeyiz.

e. o kadar da şerefsiz vicdansız hayırsız değilim.

d. devlet bakımevleri kendi işini kendi görebilen ve aklı başında yaşlıları kabul ediyor. kendi işini, temel ihtiyaçlarını kendi göremeyen ve/veya alzheimer/demans hastası yaşlıları kabul etmiyor. sıraya giriyorsunuz, sıranız gelince kabul ediyorlar. sıra nasıl geliyor? birileri vefat ettikçe... babam çok şükür kendi temel ihtiyaçlarını görüyor, aklı da başında. ama biraz daha iyi hizmet için devleti tercih etmedik. devlet de ücretsiz değil ama özelin yanında çok cüzi bir ücret alıyorlar.

özel bakımevinde kalıyor. 3 öğün yemek veriyorlar. ara öğünlerde meyve, kurabiye, bisküvi falan veriyorlar. elektriği, suyu, ısınması içinde. bakım personeli var, hemşiresi var, doktoru var. ilaçlarını veriyorlar, çamaşırını yıkıyorlar, banyosunu yaptırıyorlar, sosyalleşebileceği arkadaşları var, kimsenin nazını çekmiyorsunuz, onlar size hizmet sunmak için uğraşıyorlar. devletin karşıladığı bütün ilaçları alıyorlar. babamın bez ihtiyacı yok, kullanmıyor. ama raporunuz varsa devlet bez için de bir ödeme yapıyor, onu veriyorsunuz, bezi de karşılıyorlar. yetmediği kısmı siz karşılıyorsunuz. başına bir iş geldiği zaman anında haberim oluyor, gerekiyorsa ambulans çağırıp hastaneye gönderiyorlar. düştü mü, kalktı mı, fenalaştı mı, rahatsızlandı mı aklınız kalmıyor. çok affedersiniz ishal olup tuvalete yetişemediği de oldu. evde bakıcı olsa eeh ben bununla uğraşamam diyip bok içinde bırakıp gidebilir, burada öyle bir derdiniz olmuyor, temizleyip, yıkayıp paklayıp, üstünü başını değiştirip sizi de haberdar ediyorlar.

bugünün fiyatıyla da aylık 23 bin lira ödüyorum, emekli maaşı ile hemen hemen karşılanıyor. kendisi de memnun, benim de kafam rahat. elbette evindeki kadar rahat bir ortam değil, yatılı okul gibi, öğrenci yurdunda kalıyor gibi. ama bu şartlarda hepimiz için en iyisi bu. üstelik kendi evini de kiraya verdik, oradan da güzel kira geliyor.
0
kibritsuyu
(12.03.24)
iyiki kardeslerim var: C
olmasaydi B + periyodik ziyaret
elden ayaktan dusmus bakim gerekiyse D
0
buenosdias
(12.03.24)
evliysem b ama ben de sık sık giderim, evli değilsem a ama bakıcı da tutarım maddi gücüm varsa.
0
nic cage
(12.03.24)
(4)

Diş implantı yaptırmak ne kadar sürer?

parka
s.b.
s.b.
0
parka
(11.03.24)
işlem esnasında mı soruyorsunuz? çok değişken o iş. minimumu 10 dk. kesmesi dikmesi dahil.

maksimumu aylar süren bir süreç.
0
bir ileti paylastim
(11.03.24)
çene kemiğine implant yerleştirildikten sonra 3 ay sonraya gün veriyorlar vida kemiğe kaynasın vs. sonra diş yapıyorlar üzerine. bazı implantların bekleme süresi daha kısaymış 21 gün gibi. "hızlı yüklenen" mi bir şey diyorlar adına

impantın yerleştirilme işlemi de 10-15 dk kadar sürüyor. acısız oluyor(vurduğu iğne daha çok acıtıyor hatta. ama dayanılmayacak bir ağrı değil) sonrasında hafif bir zonklama oluyor. 1 hafta sonra da hiç bir ağrı sızı hassasiyet kalmıyor.
0
exlibris
(11.03.24)
Şöyle genel geçer soru görünce elim ayagim titriyor anksiyete krizi geçiriyorum.

İşlem mi ne kadar sürer, komple bitmesi mi, kaç diş belli degil.

Çok çok nadir şartlar uygunsa (kemik ve et yapisi) 1 gunde bile implant + üst kısım yani kaplama yapılıp gonderilebilir ama bunu her hekim yapamaz ve genelde yurt disi hastalarina yapilir.

Normal prosedür şöyledir;

Önce gidilir bir muayene yapılır röntgen cekilir uygunsa operasyon suresi 1 imlpant icin ortalama 30dk. dir. Ama 1 saatiniz falan genel olarak klinikte gidebilir.

Sonra hasta geri gonderilir 45-60 gun iyilesme icin beklenir cunku orasi yarilip iceriye implant koyuluyor. Ameliyat yani aslinda.

Bu süre tamamlandiktan sonra tekrar randevu alir gidersiniz 2-3 kere git gel yapabilirsiniz provalar için. Laboratuvari kendinde olan klinikler, elektronik tarama yapip hemen cikti alabilen klinikler bu git gel provalara gerek kalmadan tek gunde de yapabilir üst kısmını iyilesme suresinden sonra fakat pahali olacaktir. Normal sartlarda cogu yer sizin icin o kadar uğraşmaz, bir kac kere ölçü alir, laboratuvara gönderir, ust diş geldiginde tekrar cagirilirsiniz hizlica takılır.

Ölçü için provalar 10-15 dk sürer.

Yapistirma için de 10-15 dk yeterli.

Yine cok cok nadir şartlar uygunsa bütün ağıza bile implant + üst diş takılabilir aynı günde. Fakat bu hem pek tavsiye edilmez ve çok paralar ödemeniz gerekir.

Yani totalde 2,5 - 3 ay sürer ortalama.

Şartlar çok iyi ise 2 ayda bile bitebilir. Şartlar kötü ise 6 ayda da bitebilir. Bunlar ortalama dışı süreler.
0
ananiyimioguz
(11.03.24)
Damak yapınıza göre değişir eğer damak ve çene yapınız uygunsa 3-4 ay sürebilir vidaların kaynaması ve gidişata göre değişebilir.
0
doharkoman
(11.03.24)
(2)

Gürültü önleyici kulaklık önerisi

Coyote
Bu konuda hiç bilgim yokKulak üstü tercih ederim ama daha ucuz ve daha iyiyse kulak içi de olur..F/p ürünü olması iyi olurBütçe konusunda bir fikrim yok ama elzem olduğu için kendimi zorlamaya çalışırımTeşekkür ederim
Bu konuda hiç bilgim yok

Kulak üstü tercih ederim ama daha ucuz ve daha iyiyse kulak içi de olur..

F/p ürünü olması iyi olur

Bütçe konusunda bir fikrim yok ama elzem olduğu için kendimi zorlamaya çalışırım


Teşekkür ederim
0
Coyote
(11.03.24)
Kulakiçi ve kulaküstü kulaklıkların kullanım amaçları farklı oluyor. Siz ne için kullanacaksınız?

Kulaküstü kulaklıkları iş güvenliği malzemeleri satan yerlerden bulabilirsiniz. İşin şiddetine göre farklı desibel değerlerine uygun modelleri var.

Kulakiçi olanlar uyku ve evde kullanım için. Uyku özelinde kulağın içine gömülen sünger modeller var ancak tek kullanımlık. Bir de köpük olanlar var.

Genelde hiçbirinin absürt fiyatı yok.

Ama bahsettiğiniz şey noise-cancelling özellikli müzik dinlemek için olanlarsa bu cevap çok yanlış oldu tabi.

Bence kullanım amacınız hakkında bilgi ekleyin duyuruya.
0
akhenaten
(11.03.24)
(11)

Evin duvarlarını boyamaya yardım için komşuya ne kadar verilir?

ananiyimioguz
Ufak bir yazlığımız var 55-60 m2 falan. Kiracı çıkınca boyatalım dedik çünkü biz de boyasız teslim etmiştik, onlar da boyatmamış.Annemler de aynı yerde yaşıyor. Emekli genç ruhlu bir komşuları var, tüm sokağın işlerine koşturuyor. Adamın her iş elinden geliyor. Bazen hatır gönül, bazen de 3-5 bişey
Ufak bir yazlığımız var 55-60 m2 falan. Kiracı çıkınca boyatalım dedik çünkü biz de boyasız teslim etmiştik, onlar da boyatmamış.

Annemler de aynı yerde yaşıyor. Emekli genç ruhlu bir komşuları var, tüm sokağın işlerine koşturuyor. Adamın her iş elinden geliyor. Bazen hatır gönül, bazen de 3-5 bişey alıp yapıyor tüm tadilat tamirat işlerini.

Onunla bir boş eve gider misiniz dedim annemlere, bi baksın çok iş var mı diye. Para falan konuşulmadı hiç başta.

O da ilk bakmış burasının yine biraz işi var ya bunu biz yapamayız öyle ufak iş değil demiş.

Bizimkiler de ne olacak ya biz de yardım ederiz, hem ustaya vereceklerine sana verirler işte cocuklar demiş. Öyle deyince (ilk hiç vermiycez mi zannetti bilmiyorum) e şöyle bi baktım da tekrar neyse boyanır ya falan demiş sdfsgjh

Fakat yine rakam konuşulmadı. Öyle bir insan değil az biraz tanıyorum. Sorsak da kesin ne verirseniz işte ya falan diyecek.

Sadece duvarlar boyanacak. Ben 15kg boya kargoladım onlara. Başka ufak tefek şeyler de lazım dediler onları da kargoladım. Annemler de yardım edecek ama genel olarak boyayı o yapacak.

Mesela daha önce annemlerin diğer komşularının bahçesini düzenlemiş, budamış falan 300 vermişler yani bir yemek parasına koşturuyor öyle çok bir beklentisi de yok gibi geldi. Yine de emeği neyse vermek lazım ufak tefek bizimkilerin motoru veya bisikleti bozuluyor mesela yardımcı oluyor da şimdi boya için düzgün bir ödeme yapmak lazım.

www.youtube.com
0
ananiyimioguz
(08.03.24)
bin lira atarım ben olsam. 300 neymiş ya çok az.
0
entropik
(08.03.24)
en az bin lira vermelisiniz. şu an 5-10 bine falan boyuyor millet.
0
summerjam0306
(08.03.24)
@entropik, o işte bahçe işi için ya örnek verdim. onun için de az ama bence de.

@summerjam0306, piyasıyı bilmiyorum ama evet bizim de kafamızda 1-2bin göndermek vardı da işte az mı çok mu bilemedim.
0
🌸ananiyimioguz
(08.03.24)
bilemedim ama bana sorsanız 1000 tl bile para değil bu iş için. Kaç gün sürecek ki iş? yani 2-3 günlük bre işse ki bana öyle geldi en az 2000 tl diyorum.
0
kumandanim
(08.03.24)
- Asgari ücretin günlüğü 700 TL civarında,
- Günlük temizlikçi fiyatları 1000 TL civarında,
- Günlük inşaat işçisi fiyatları (tam emin değilim) 1200 TL civarında.
Bu kişilere yemek de veriliyor.

İşin ne kadar sürdüğüne, kalitesine, aranızdaki iletişime göre yukarıdaki örnekleri kullanarak bir ücret belirleyin derim.

Belirlemeden önce komşunuza ısrarla sormanınızı da öneririm, belki de aklında bir fiyat vardır.
0
michael_knight
(08.03.24)
Şimdi armut.com'a sordum. 2.500 ile 6.500 lira arası fiyat verdi.

Bu durumda 1.500 uygundur diyorum.
0
Mirket
(08.03.24)
60m2'yi 5 ay önce babamın arkadaşına boyattık, adam boyacılık yapıyor, 3500TL verdik. Tanıdık olmasa belki 5000TL'ye boyardı. Bence en az yarısı kadar vermek doğru olur. Uğraşmak istememiş ama parayı başkasına vereceğimize sana veririz deyince adamı beklenti içine sokmuşsunuz, yani orası 5000TL'ye boyanacaksa adama da 5000TL verecekmiş gibi konuşulmuş bence. Çok güzel boyayamayacağını düşündüğüm için yarısını verirdim.
0
Tutkun
(08.03.24)
1000 tl az 2000 gönderin yüz yüze bakıyorsanız ilerde çıkacak işlerde yardım istediğinizde yüzünüz olur.
0
eja
(08.03.24)
1000 lira nedir yahu çok az. 2500 civarı verirdim ben en az. boya işi öyle kolay bir iş de değil.
0
elorelia
(08.03.24)
2500'den aşağı ayıp olur.
0
adivar
(08.03.24)
Sadece salonsa 25...
0
nop
(08.03.24)
(6)

Dolaptaki sebze meyveler donuyor?

ananiyimioguz
Dondurucu kısmı altta, normal kısım üstte olan bir model.Dolap şu: https://www.hotpoint.co.uk/hotpoint-ffu3d-x-1-fridge-freezer-stainless-steel-f160803/pÜst tarafın en alt kısımda sebze meyve haznelerinde, -dondurucuya değen zeminde yani- ne varsa buz kesiliyorlar.Daha önce böyle bir şey yaşanınız o
Dondurucu kısmı altta, normal kısım üstte olan bir model.

Dolap şu: www.hotpoint.co.uk

Üst tarafın en alt kısımda sebze meyve haznelerinde, -dondurucuya değen zeminde yani- ne varsa buz kesiliyorlar.

Daha önce böyle bir şey yaşanınız oldu mu nasıl çözüldü?

Usta çağırmadan çözülebilecek bir şey mi?
0
ananiyimioguz
(06.03.24)
Dolap kaç derecede?
0
Tina
(07.03.24)
+2 +4 +6 +8

dereceleri var üst taraf için. +6 da duruyor.

alt taraf da -18 den -26 ya gidiyor o da -20 de duruyor
0
🌸ananiyimioguz
(07.03.24)
-18 yaparsanız düzelir diye düşünüyorum yani bizimki öyle
0
Tina
(07.03.24)
termostat bozulmustur belki de, yani 6 derecere sabit tutması gerekirken daha düşük ısılara iniyor olabilir. ek olarak da buzdolabının duvarlarından 4-5 cm uzak koymak gerekiyormus ürünleri. fazla yakın olması da dondurabiliyormus
0
delidiyorum
(07.03.24)
Dolabın fazla dolu olması, hava geçecek yer olmaması sebep olabilir, bir şey yapmadan önce ona dikkat edin.
0
michael_knight
(07.03.24)
muhtemel durumlar

-dolap hava sirkilasyon fanı bozuk
-hava akışını kesecek şekilde yiyecek istiflenmesi yapılmış
-dolap termostat vb. ilişkili ekipmanlarda sorun var.
0
Rao
(07.03.24)
(8)

Motosiklet konusunda kaygılı sevgili

Piukh
En başından beri motosiklet sürmem konusunda evhamlıydı kız arkadaşım ama gerekli dikkati verdiğim ve yapısından ötürü evhama meyilli olduğu için çok dert edinmiyordum. 3 ay önce ufak bir kaza geçirdim ve köprücük kırığından ameliyat oldum. Haliyle şimdi konusunu dahi açamıyorum. Hafta sonları 2-3 s
En başından beri motosiklet sürmem konusunda evhamlıydı kız arkadaşım ama gerekli dikkati verdiğim ve yapısından ötürü evhama meyilli olduğu için çok dert edinmiyordum. 3 ay önce ufak bir kaza geçirdim ve köprücük kırığından ameliyat oldum. Haliyle şimdi konusunu dahi açamıyorum. Hafta sonları 2-3 saat, full ekipman kullandığımı aynı kazayı bisiklet ile de yaşayabileceğimi anlatsam da pek faydası olmadı. Geçen gün rüyasında motorla kaza yaptığımı gördü, gece gece uyandı 1 saat uyuyamamış. Sürme diye dayatamıyor da, motorla alakalı işleri duyunca yüzü asılıyor, morali bozuluyor.

O yüzden acaba eziyet mi ediyorum diye düşünüyorum. Sürmeyeyim desem yine içim gidecek. Uçayım kaçayım diye de sürmüyorum, mevzuyu böyle kafada rasyonelleştirmeye çalışıyorum kendi içimde.

Ne diyorsunuz?
0
Piukh
(06.03.24)
Motosikleti ben de çok tehlikeli buluyorum, sevdiklerim kullansa endişelenirim. Fakat;

Size verdiği tepkiler hadsizce geldi. Motor tutkunuzu hayatınızdaki insanın endişelerine göre hayatınızdan çıkardığınızda hem kendinize hem de karşınızdakine eziyet etmeye başlayacaksınız.

Siz motor kullanmaya devam edin kız arkadaşınız da endişesini içinde yaşayıp aşsın. Başka türlü sağlıklı değil.
0
ruhen hastayim ben
(06.03.24)
çok doğal verdiği tepki kız arkadaşınızın. bu konudan bağımsız her konuda onun endişelerini anladığınızı gösterecek şekilde iletişimde olun, özellikle belirtin bugün şöyle risksiz sürüş yaptım böyle yaptım şeklinde. o da gün geçtikçe yumuşayacaktır.
0
gule gule
(06.03.24)
bence hadsiz bir durum söz konusu değil, dayatmıyormuş kullanma diye kız arkadaşınız. oldukça da üzülmüş ve endişeliymiş, size değer verdiğini gösterir diye düşünüyorum.

zorunluluktan değil de arada keyfine sürüyorsun anladığım kadarıyla. sen sürmek isteyip sürmediğinde ne hissediyorsun vs. sen sürerken kız arkadaşın ne kadar stres yaşıyor diye teraziye koyduğumda ben bu tür konularda stres yaşayan kişiden yana olurum. yaptığım bir iş o süre boyunca eşimi, kız arkadaşımı vs. büyük stres altına sokacaksa yapmamayı tercih ederim, yapamadığım için mutsuz olup burnundan da getirmem gibi geliyor ama sınanmadan bilemeyiz tabii.
0
hrskrs
(06.03.24)
1 senedir motor süren biri olarak allaha emanet yaşadığımızı düşünüyorum.

Sizin savunma şeye benzemiş, yani biraz daha abartırsak: e ne var canım yolda yürürken de bir yerimi kırabilirim!!

Evet evde takılırken de bir yerinizi kırabilirsiniz ama risk yüzdesi diye bir şey var.

En güvenliden güvensize doğru yaya -> araba -> motosiklet diye sıralayabiliriz Bu bir gerçek.

Zevkleriniz mantığınızı körertmesin. Geçmiş olsun.

Eşim de pek razı değil ama ben zaten zevkinden ziyade trafikte şehir merkezine gitmek veya sakin yollardan tın tın civardaki gezilecek yerlere gitmek için kullanıyorum. Eşim de geliyor. Mümkün olduğunca yavaş kullanıyorum. Şimdilik bir şey olmadı ama kendisine sorsanız yine arabayı tercih eder. Park sorunu olmaması, rahatlık, her yere girebilmesi, patikalardan gidebilmesi vs. gibi avantajları olduğu için katlanıyor şimdilik.
0
ananiyimioguz
(06.03.24)
"aynı kazayı bisiklet ile de yaşayabileceğimi" bisiklet farklı mı sanki i1.sndcdn.com
türkiyede, şehrin kalabalık muhitlerinde 2 teker kaza getirir diye endişelenmek çok normal.
senden bi kaç gömlek büyük kaza yapanlar, ölümden dönenler motora tövbe ediyor çoğunlukla, ama ölümden dönmeleri tamamen nasip. dur bakiyim ne olacak diye zorlamamak lazım. sen bu hikayeleri bizden daha iyi bilirsin
0
lambırcek
(06.03.24)
köprücük kemiği neresiydi dediğim durum.

bu işin sonu yok. o kuşkularında haklı duruma geçmiş oldu. maalesef locked case. hiçbirşey ondan değerli değil, üstelemeyin. aksi durumda değer vermediğinizi bile düşünür.

imza: 6 yıldır birkaç şehir motosiklet süren yamahacı motosikletli.
0
baldan kaymak
(06.03.24)
Eşim de ilk tanıştığımız zamanlarda motora hevesleniyordu. İzin vermemiştim, aldırmadım motor filan. Tehlikeli bir şey olduğunu bile bile sürmek çok bencilce çünkü. Şimdi de öyle motor sürmek istiyorsa ayrılsın benden sonra sürsün. Beni her gün kocamın ölüsü mü gelecek eve endişesi ile yaşatmaya hakkı yok. Bu konuda tavrım net.

Seven insan endişelenir ayrıca bunu da not olarak ekleyeyim, aşığız ki kıyamıyoruz :))
0
Gradient_tabanlı_mor
(07.03.24)
Bi de kaza yapmissiniz.. ameliyat olmussunuz... sevgili uzulmese takmasa garipserdim. Seven insan takilir, cok normal, hakli. Sehir disinda heves gecirmelik ayda yilda bir surulur de surekli surseydi ben de bi dusunurdum. Resmen hayatindaki en onemli insanlardan birinden gelebilebilecek kotu bi haberle yasiyorsun. Hos degil.
0
nic cage
(07.03.24)
(10)

Ameliyat deneyimlerinizi merak ediyorum

Kittie
Gun yaklastikca neler hissettiniz gibi seyleri merak ediyorum veYolda giderken heyecanlandiniz mi? Onceki gece uyuyabildiniz mi?Heyecaniniz ne zaman yatisti?Olebileceginizi dusundunuz mu hic?Ilkinde kac yasindaydiniz bu opsiyonel yas belirtmek istemeyen olabilir diye :)
Gun yaklastikca neler hissettiniz gibi seyleri merak ediyorum ve
Yolda giderken heyecanlandiniz mi? Onceki gece uyuyabildiniz mi?
Heyecaniniz ne zaman yatisti?
Olebileceginizi dusundunuz mu hic?
Ilkinde kac yasindaydiniz bu opsiyonel yas belirtmek istemeyen olabilir diye :)
0
Kittie
(04.03.24)
18imde afedersiniz kabız diye gittim hastaneye, yürüterek, ağrı sızı yok doktor bir bastırdı sol alt kısmına karnımın, dedi: 'apandisit hemen ameliyat'.

Ne olduğunu anlamadan sedyedeyim. Oyun havası eşliğinde; "bu nasıl ortam derken" uyuttular :/
0
anon1m
(04.03.24)
ilkinde 27 yaşındaydım, 2011'de lokal anestezi ile oldum. ben çok sakin biriyim ve o zamanlar maraton koşuyorum. kalp atışlarım çok düşüyor. ameliyat sırasında internler herhalde, panik oldular. doktor hanım sordu; gabe bey siz koşucu musunuz? evet dedim. öyle rahatladılar. ameliyat bitince beni bir odaya aldılar ve saatlerce uyudum. doktor uyandırmaya kıyamadım dedi. aslında yatılı bir operasyon değildi :P

bir başkasında tam anestezi oldum. ameliyathaneye girdiğimi hatırlamıyorum. hastane odasında uyandım. tertemiz bir ameliyattı. hiç korkmam böyle şeylerden. heyecan yapmam.
0
gabe h coud
(04.03.24)
5 ameliyatım var da ben de Apandisitimi anlatayım.
1000 km mesafeden evime gitmek için otobüse bindim. Biraz gittik. Şiddetli bir karın ağrısı. Arttı. Arttı.
Mola yerini iple çektim. Bir şehrin hemen dışı bir yerde mola verdi. Hemen tuvalete koştum. Tuvalet ve arkasından kusma. Ama ağrıda bir azalma yok. Mola yerinde otel var. Otobüsten eşyamı alıp otele yerleştim. Güya dinleneceğim ama ağrı şiddetlenince taksi tutup hastaneye gittim. Doktor Apandisit olduğunu, sabah cerrahın geleceğini, ameliyat olacağımı söyledi.
Bir ağrı kesici iğne vurdurup, yedek ağrı kesici alıp, ameliyatı reddedip kendi isteğimle hastaneden ayrıldığıma dair bi kağıt imzalayıp, Doktorun 'Manyaksın sen.' demesine aldımayıp bir taksi tutup 400 km yol gidip , yaşadığım şehirdeki hastaneye gidip, lokal anesteziyle, arkadaşım doktorla sohbet ede ede ameliyat oldu.
O da dedi 'Manyaksın sen.' diye.
Taksi şöförü sürekli, kötüleşirsem en yakın hastane neresi diye navigasyona bakıyordu :)
0
Mirket
(04.03.24)
41E

gecen sene ameliyat oldum, full anestezi, bir gece yattim. 1 saatlik bir operasyondu.
bos zamanlarimda youtube'da ameliyat izleyen biriyim. Ameliyat acil falan degildi, hatta doktor 1-2 sene sonra da olabilirsin dedi ben hemen halledelim bitsin dedim.
yani baya istekli gittim diyebiliriz.

bir gece oncesinde uyumasi zor.
hastaneye girince nabiz yukseldi.
ameliyathaneye goturulurken nabiz tavan yapti.
ameliyathaneye girdim, doktor gunaydin dedi, tam cevap verecektim artik damardan ne yolladilarsa aninda salter atti, isiklar sondu.
sonra sagolsun hasta bakicinin tokadiyla uyandim, mevzu bitmisti.
0
cooperr
(04.03.24)
lokal anestezi ile sağ ayaktan ameliyat oldum.
kıyafet giyip,sedyeye girene kadar heyecan falan yoktu.
Sonrasında lokal anestezi sırasında yapılan işlemlerin sesini duyunca ve ne yapıldığını anlayınca bir soğuk soğuk terleme geldi, tansiyonum düşüyor gibi hissettim devamında birşey olmadı.
ölüm aklıma bile gelmedi.
31E

edit:@dissendium yazdığını okuyunca hatırladım, ameliyathane bayağı soğuk gelmişti, birde dezenfaktan falan sürmüşlerdi ameliyat yapılacak bölgeye bu da ekstra üşümeme sebep olmuştu.

Annem,babam,abim de çeşitli ameliyatlar geçirdi, refakatçi olarak yanlarında bulundum, riskli ameliyatlar olmadığı için aşırı bir heyecan yoktu ancak ameliyat kıyafetleri giydirilip, sedyeye alınma, ameliyathaneye giriş süreci biraz heyecan,stres oluşturmuştu, riskli bir amleiyat olsa daha kötü olurdum muhtemelen.
0
sealth
(04.03.24)
Safra kesesi ameliyatı-yaş 35; bir gün ofiste çalışırken bir ağrı başladı dedim herhalde kalp krizi falan, taksiyle hastaneye gittim, bir röntgen hemen acil ameliyat dediler. tam anestezi oldu, ne ameliyat öncesini ne de sonrasını hatırlamıyorum arada bir gün kayıp bende.

2. ameliyatta 37 yaşında gözün alt kısmından. İspanyada dağ taş yürürken ayağım kaydı yüzüstü düştüm, tabi sırtımda da 10 kiloluk çanta, gözümün alt tarafı yarıldı, hemen en yakın hastaneye gittik, pansuman yapılacak diye beklerken gözyaşı kanalı kopmuş o yüzden acil ameliyat dediler. lokal anestezi ile doktorla konuşa konuşa ameliyat oldu bitti.

Ne ölüm korkusu ne de bir heyecan durumu, her ikisi de acil denildiği için öyle çok düşünüp karar verme durumu falan olmadı. Yalnız İspanya
da olan ameliyatta işte şimdi sıçtım hissini çok net yaşadım. Ben ispanyolca bilmiyorum, doktorlar hemşireler ingilizce bilmiyor, resmen tarzanca anlaştık google translate falan, sonra yanımda kimse yok bir başınayım o çok sıkıntı. Nerden buldularsa bir tane ingilizce bilen hemşire getirdiler ameliyattan hemen önce, kızcağız sağolsun 24 saat boyunca ben taburcu olana kadar hep yanımda kaldı, mesaisi bitmesine rağmen gönüllü olarak bana eşlik etti, o kız olmasaydı halim haraptı
0
zikardo
(05.03.24)
normal girdim normal çıktım
şöyle düşün. diyelim ki öleceksin. korkman veya kaygılanman bir şeyi değiştirecek mi o şeyi yapmak zorundaysan?
hiç kasma her şey olacağına varır zaten ölücez boşver kalanlar düşünsün
0
ananiyimioguz
(05.03.24)
annem ve babam çok ameliyat oldular. onlar ameliyata götürülürken daha odada sakinleştirici yapıldı. ikisi de asansörü bile hatırlamıyor. yani gidene kadar hep eşlik ettim. konuşuyorlar ama bilinçsiz oldukları belli.

kendi ameliyatım 33 yaş erkek, L3-L4'ten bel fıtığı ameliyatı. uzun zamandır var olan bel ağrım bacağa vurup güç kaybına neden olmaya başlayınca doktora gittim, dedi acil amliyat yarın gel. dedim yav işim gücüm var nasıl yarın geleyim. o zaman dedi pazartesi'ye kadar işini gücünü yattığın yerden toparla, 24 saatin 23 saatinde yatacaksın, felç oluyor bacak. pazartesi günü üç ameliyatım var, dördüncüye seni yazarım, akşama doğru alırız dedi.

genel anestezi için muayeneye girdim. orada fark ettim ki anestezi uzmanı doktor yazlıktan komşumuzmuş. o yaptı muayeneyi, testleri, mülakatı.

o gece heyecandan uyumak zor oldu ama dalmışım. sabah erkenden gittim. ameliyat entarisini falan getirdiler, sorgu sual. ben daha nasıl olsa akşama alacaklar diye entariyi bile giymeden beklerken sedye geliverdi kapıya gidiyoruz diye. tahminimce anestezi doktoru komşu bi hokus pokus etmiş orada, öne aldırmış beni. saat sabah 8.

aldılar götürdüler. bekliyorum ki annem babam gibi odada sakinleştirici yapılacak, hiçbir şey hatırlamayacağım. ulan daha damar yolum bile yok. geleli 15-20 dakika olmuş, aldılar götürdüler. asansörle in, kartlı kapıdan geç, ailen dışarıda kalsın. git git git. bırak sakinleştiriciyi, cin gibiyim ulan etraf ilginç ama gözlüğüm de yok, göremiyorum. "9 tane ameliyathane var, şimdi birine seni alacağız" dedi sedyeyi süren. getirdi ameliyat masasının yanına yanaştırdı ama masaya almadı. etrafta yeşil yeşil bir sürü adam, benim doktor yok. gözümde gözlük de yok gerçi tam da göremiyorum. etrafı inceleyeyim dedim, göt kadar oda. hiç öyle filmlerdeki gibi değil.

biri geldi koluma tansiyon aleti taktı, parmağıma kıskaç taktı. öteki geldi damar yolunu açtı. sonra komşu geldi elinde enjektörle, ee bora eşin hamileymiş kaç aylık dedi, 4 aylık dedim. hayırlı olsun, hadi iyi uykulaar dedi, demesiyle birlikte uyandım. başımda hasta bakıcı. saat kaç dedim, ilk sözüm bu oldu, 10 buçuk dedi. 2 buçuk saat sürmüş. millet o anestezi etkisinden hemen çıkamaz, ben bir kere ayıldım, arada kopukluk yok. hatta beni çıkarırlarken aynı odada beklediğimiz, beklerken sohbet ettiğimiz, aynı doktora aynı ameliyatı olacak adamla karşılaştık, beni götürürken onu getiriyorlardı, selamlaştık.

sonra 1 gece hastanede kalıp ertesi gün taburcu oldum.
0
kibritsuyu
(05.03.24)
Ne ameliyati olduguna gore degisir
0
Zetnikov
(05.03.24)
27 yaş 20 cm’lik bir kist ameliyatıydı. Mutluydum ameliyat olduğum için çünkü kistin patlama ve içerisindeki kanserimsi sıvının vücuduma dağılma ihtimali vardı. Güle oynaya girdim ameliyata bu sebeple. Sonuçta ameliyatlar bizi iyileştirsin diye yapılıyor aslında sevinerek girmek lazım :))

Uyanınca da ağrı sızı çektim ama güzel bir deneyimdi benim için.
0
Gradient_tabanlı_mor
(05.03.24)
(14)

deprem olsa balkondan atlar mısınız?

tabudeviren
evinizin bulunduğu katı da yazarak cevaplayınız :)ben: balkonda biraz bekler, bina çökecek gibi olursa atlarım4. kat.
evinizin bulunduğu katı da yazarak cevaplayınız :)

ben: balkonda biraz bekler, bina çökecek gibi olursa atlarım
4. kat.
0
tabudeviren
(04.03.24)
1. kattayım ancak altta dükkan var ve küçük bi üst depoları var sanırım, yani 2,5 katta gibiyim. atlamam muhtemelen çıkışa yönelirim panik olmazsam ve direkt yıkılmazsa, daha kötü bi senaryoda muhtemelen cama yakın bi yerlerde yaşam üçgeninde beklerim herhalde.
0
hypathia
(04.03.24)
Atlamam.
0
rock n roll
(04.03.24)
Aniden vuran depremde beklemeye vaktin olacak mı :)?

Kaçabilecek gibiysem direkt dışarı çıkarım, yoksa sığınacak görece güvenli bi yerde yaşam üçgeni yaparım sanırım.

Kat-1
0
truf
(04.03.24)
atlamam. 3 katlı bina. 3. kattayım.
0
gabe h coud
(04.03.24)
atlamam.
5. kat
0
datnet
(04.03.24)
Hayır.
0
anon1m
(04.03.24)
Bence deprem oldugunda balkondan atlamadıgımda hayatta kalma ihtimalim çok daha yüksek. 23. Kat
0
limonlu eksi
(04.03.24)
Gaziantepliyim depremi yaşadım ve atlamadım. Atlamam da. Tek mantığım sakat kalmaktansa ölürüm daha iyi.
0
odiyus
(04.03.24)
Atlamam da aynı zamanda atlayamam da.çünkü büyük depremlerde yürümek bile zor.

Legolas gibi yere düşen taşların üstünden sekemezsin.
0
sevilen progressive türkücü
(04.03.24)
Atlamam valla deprem aninda kal geliyor korkudan, oyle bekliyorum. Yalniz yakalanirsam bitince bile herhangi bir sey yapamama ihtimalim yuksek soku atlatana dek.
0
nic cage
(04.03.24)
Deprem görmemiş insan cümlesi olmuş bu. :) Sen merkez üssü senin şehrin olan 6'dan büyük depremde bina çökecek gibi olana kadar biraz bekleyerek atla, söz ben seni aşağıda tutarım. Ahahah

Evimin balkonundan atlamam. Zemin kat değil ama yakın.
0
nawar
(04.03.24)
hocam oldu olacak şey yap bina çökene kadar bekle, çökerken tam zemin seviyesine geldiğinde yere atla böylelikle sıfır hasarla kurtulursun.

bunlar hep fizik, bilmek lazım.

şaka bir yana 1. kat falan değilse atlamam. bir de insan şeyi bilemiyor. hafif sallayıp geçecek mi, çok salladı ama duracak mı, devam mı edecek. gece uykudan uyandırdıysa, şuan depremin neresinde uyandım? ha yıkıldı ha yıkılacak mı? kaçsam, koşarken absürt bir şekilde yıkıma yakalanırım da ezilir miyim? en iyisi güvenli bir yere çömeleyim... diyorsun sonra.

antep de biz de 8e yakın şiddette depremi yaşadık. ölümü bekledik gibi bir şey oldu.

Kat: 7
0
ananiyimioguz
(05.03.24)
Yüksek giriş dairede oturuyorum. Altımda bahçe katı var apartman girişini sokağa aşırı güvensiz bir köprü ile bağlanıyor. Camdan atlasam -1 e düşecem hiç çıkışım yok, kapıdan çıksam o köprü kesin çökecek gene hoop-1 ben evde durayım en iyisi.
0
wild honey suckle
(05.03.24)
15.kat
o ana bağlı teksem gözüm keserse ve 1.katta falan olursam atlarım.
ama tek değilsem aklıma eşim ve çocuğum gelir onların yanına koşarım ne olacaksa onlarla olsun derim atlamam beklerim.
0
basond
(05.03.24)
(7)

Dgs

rock n roll
Selam herkese, matematik temeli hiç olmayan biri 4 ay kalan dikey geçiş sınavını başarabilir mi? Aranızda bunu yapabilmiş var mı? Varsa nasıl başardınız?
Selam herkese, matematik temeli hiç olmayan biri 4 ay kalan dikey geçiş sınavını başarabilir mi? Aranızda bunu yapabilmiş var mı? Varsa nasıl başardınız?
0
rock n roll
(04.03.24)
@edmond Honda aslında haklısın galiba. Büyük bir hayalim var, artık seneye diyelim. Matematik en önemlisi benim için. Galiba olmayacak. Yine de belki başka öneriler de gelir.
0
🌸rock n roll
(04.03.24)
dgs çok basit bir sınav. bu dört ayda planlayarak çok çalış, elinden geleni yap. olmazsa seneye elinde bir baz olur en azından. seneye dersen şimdi hiç çalışmazsın, bir bakmışsın seneye olmuş, yine dört ayın var.
0
gabe h coud
(04.03.24)
@ gabe h coud hayalim veteriner hekim olmak. Aşırı istiyorum, olursun ama ömrünün 10 yılından vazgeçeceksin deseler kabul ederim o derece. Matematik çok zorlayacak, ama deneyeceğim.
0
🌸rock n roll
(04.03.24)
DGS basit bir sınav ama bir o kadar hazırlanan var. Eskiye nazaran kontenjanlar azaltıldı. Tavsiyem hangi bölümden girecekseniz bu seneki sıralamalara bakıp ona göre hazırlanmaya başlayın. Belki dört ay sizin için yeterli olacaktır.
Benim Hocam youtube kanalında Deniz Atalay var, anlatışını beğenmiştim, göz atabilirsiniz.
0
hayalhayal
(04.03.24)
Ben 2 kere kazandım. Matematik olmazsa olmaz.

Hatta ikinci girdiğim sınavda sadece matematik yaparak daha yüksek puan almıştım.

Sınava girmeden önce girmek istediğim bölümün siralamasini ve ortalama net sayılarını hesaplanmıştim.

Sayısalda 70 soru cozmedigim takdirde Türkçe'ye hiç dokunmadan sınavdan çıkacaktım.

65 ya da 67 soru cozmusum. Türkçeyi boş bırakıp çıktım. Sınav sonuclari açıklandı. matematik netlerinin ortalaması düşük olunca bende yüksek net çıkardığım için puanım Türkçe cozmedigim halde daha yüksek geldi.
0
kaiserr76
(04.03.24)
Hobi olarak geçen yıllarda girmiştim. Dgs nin olayı denildiği gibi hız. Bir puan hesaplama yapıp ortalama bir aralık belirle çözmen gereken soru sayısı için. Konulara çalışırken bu soru sayısını doldurabilecek ve en kolay gelen konulara ağırlık verip çalışmayı deneyebilirsin eğer 4 ayda matemtiğin hepsini halledemem diyorsan. Yani eğer hepsini az az öğrenip sınavda bocalamaktansa stratejik konular belirleyip onlrdan fire vermemeyi denemeyi seçebilirsin.sanırım veterinerlşk sayısal puan istiyor. Yani türkçeyi full yapsan bile iyi bir matematik neti yapmadan kazanman mümkün görünmüyor. Sözelci matematik temeli olmayan bir eski bir arkadaşım zamanında antrenmanlarla matematik diye bir kitaptan çalışıyordu bu arada. O da aklında bulunsun. Başarılar
0
yazdonumu
(05.03.24)
4 ayda zor hocam hiç temel yoksa, hayallere kapılmaya gerek yok.
Benim de mat zayıflı 5-6 net anca yapıyordum 60 sorudan öyle söyleyeyim.

tekuzem.com

şuradan eğitim aldım. ister canlı ister de geçen senenin derslerini toplu alabiliyorsunuz daha uyguna. direkt hoca nokta atışı çözüm yollarını söylüyor. baktınız formül aklınıza gelmedi, nasıl tekniklerle cevaba ulaşabileceğini anlatıyor. yani tam sınava yönelik.

Önce 8 ay konu çalışarak, not çıkartarak, kopya defteri gibi bir defter oluşturarak (konu konu), örnek sorular çözerek, onları da notlara ekleyerek dgs için mat. müfredatını bitirdim. Hep dışarıda kütüphanede çalıştım. sabah işe gider gibi çıkıp akşam dönüyordum.

konuların bitmesi yetti mi? yetmez hocam ilk sınava girdiğinde 20. soruya gelirsin bi bakarsın süre bitmiş. hız lazım, pratiklik lazım.

aldım kopya defterimi yanıma. başladım deneme çözmeye. 10 net 20 net 45 net.. aman allahım neler oluyor. bir yerden sonra SORU GETIRIN moduna geçtim.

artık deftere de bakmıyordum sadece deneme çözüyordum. 30-45 net arası gidip geliyorum denemenin zorluğuna göre. zaten 10 soru falan geometriden oluyor ona hiç çalışmadım açıkçası matematikten 35 üstü net alsam yetiyordu mühendisliğie, okul puanım yüksek olduğu için. türkçe bile çözmeme gerek yoktu.

ama siz baktınız süreyi matematikte yetiriyorsunuz, türkçe de çözün mutlaka. geometri de çözün. benim gibi tembellik etmeyin. şimdi diyeceksiniz lise konularından bu kadarcık mı net çıkartıyorsun fullemen lazım. Arkadaşlar ben girmeden önceki yıllardaki deneme sorularına baktım çerez çerez saçma sapan sorular. Fakat son 10 yılda en basit soruya bile mantığı zorluyacak trickler eklemişler elemek için, önce bi oturup onu düşünüyorsun. Bu da zamanının gitmesine sebep oluyor. Hikaye gibi matematik sorusu yazıyor adamlar.

neyse işte girdim tam 35 net aldım. benim girdiğim dönem zordu 2016 falandı. 3000. olmuştum. fena değil yani 5-6 netle başlayan biri için. Tam burslu istanbulda mühendisliğe girdim. Girdiğim bölümün lys puanı 405 falandı. Normalde her yerimi yırtsam zor alırdım lys tarafından yürüseydim. Ama dgs ile bir kaç ufak yeri yırtmak yetti.
0
ananiyimioguz
(05.03.24)
(6)

Otobüsle motosiklet nasıl taşınır?

ananiyimioguz
İstanbul'dan Gaziantep'e motoru getirmem gerekiyor. Armut com üzerinden teklif istedim ama hiç yazan olmadı.Sanırım oradan buraya bu iş için araç bulmak zor.Otobüse koyanlar duydum ama bir ara böyle bir şeyi merak edip sormuştum, biz o sorumluluğu alamayız demişti bir kaç firma.Peki koyan nasıl koyu
İstanbul'dan Gaziantep'e motoru getirmem gerekiyor. Armut com üzerinden teklif istedim ama hiç yazan olmadı.

Sanırım oradan buraya bu iş için araç bulmak zor.

Otobüse koyanlar duydum ama bir ara böyle bir şeyi merak edip sormuştum, biz o sorumluluğu alamayız demişti bir kaç firma.

Peki koyan nasıl koyuyor, bu işin raconu nedir yani yolcu parası verelim altta getirsinler. Sığar herhalde? Arkadaş koyar oradan ben buradan alırım.

Motor: Yamaha xmax 300

Öte yandan ben nasıl güveneceğim? Tanıdık falan da yok ki. Sizin var mı? Çalınsa falan veya bir çalışan kötü niyetinden okutsa okutur gibime geliyor. Hani düşük bir ihtimal ama yine de gerilirim yani.

Nasıl çözebilirim bu işi? Kendim gidip birlikte mi döneyim? Ama o kadar yolu nasıl çekeceğim, ve de uyurum yani yine kontrol edemem ki sdfdskdg

Son seçenek: Arkadaşla geze geze o kadar yolu gelmel. Hem vlog çekmeye başladım malzeme çıkar ama ölümüz de çıkabilir emin olamıyorum :D
0
ananiyimioguz
(04.03.24)
motosikleti istanbul'da satıp, aynısından gaziantep'te satın al?
0
malheiros
(04.03.24)
Bir gece Ankara'da, bir gece Kayseri'de kalsanız (şehirleri kabaca Google haritaya bakarak uydurdum ama bence tuttu) üç günde geze geze gidersiniz.

Arkadaş motorunu Antalya'ya götürürken Afyon'da mola verip iki günde gitmişti. Gerçi o büyük motordu, uzun yolda daha konforludur diye tahmin ediyorum ama yapılmayacak iş değil.
0
kobuzchu kiz
(04.03.24)
ben xmax 250 ile istanbul'dan nevşehire 8-9 saatte gelmiştim. siz de gaziantep'e 1 veya 2 gece konaklama ile rahatlıkla gidersiniz amma....

mevsim malum. mabadınız donar. çok iyi kıyafet, ekipman ve uzun yol tecrübesi lazım. yağmur olacak, rüzgar olacak, belki de kar olacak. ufak bir yanlış harekette Allah muhafaza...
Yaz olsaydı valla ne güzel püfür püfür gidilirdi. xmax uzun yolda çok konforlu bir motor, eğer şimdi değil de 2-3 ay sonrası için soruyorsanız hiç düşünmeyin derim.
0
mustafakesekci
(04.03.24)
Ben İstanbul'dan Mersin'e yolladım motorumu. Yerel firmalar alıyor. Bir yolcu parası ödedim sanırım tam hatırlamıyorum. Ön camı ve çantayı söktürmen gerekiyor varsa eğer. Firmanın kendi garajından kolayca koymuştuk. Otogardandan zor olur sanırım. Ruhsatı ıvır zıvırı çantaya koyup anahtarı şoföre vermiştim. Bagajın direğine bağlamıştı muavin.Arkadaşım karşıladı karşıdan. Karşılama şart. Koyduktan sonra fotoğrafını çekmiştim arkadaşa yollamak için. Hem kanıt da olur. Firma çok doğal karşılamıştı bu arada biz neler yolluyoruz yiğenim demişti dayı :) Yerel firmalarla konuşun.Adı Has ve özle başlayan bir firmanın almama ihtimali yok.
0
Godless
(04.03.24)
Artı 1 yolcu parası verip muavinle şöförü gördügünde otobüsün bagajında getiremeyecegin hiç bir şey yok.
0
limonlu eksi
(04.03.24)
@malheiros, zaten buradalarda xmax 300 olmadığı için oradan aldım. 1-2 tane olsa bile pahalı. istanbulda uygundu baya.
0
🌸ananiyimioguz
(05.03.24)
(7)

Kuvvetli Bir Alkış - Annemi filme çekmişler

ananiyimioguz
Kuvvetli Bir Alkış'ı Netflix'te izleyen oldu mu? Normalde özellikle de bizim ülkemizde yayınlanan netflix dizilerini pek sevmem ama bu baya güzel olmuş bence. Bundan önce bir de Bir Başkadır'ı sevmiştim. Bunu da muhakkak izlemelisiniz toplumdaki herkesi tokatlıyor sıradan. Elbet sizin de payınıza bi
Kuvvetli Bir Alkış'ı Netflix'te izleyen oldu mu? Normalde özellikle de bizim ülkemizde yayınlanan netflix dizilerini pek sevmem ama bu baya güzel olmuş bence. Bundan önce bir de Bir Başkadır'ı sevmiştim. Bunu da muhakkak izlemelisiniz toplumdaki herkesi tokatlıyor sıradan. Elbet sizin de payınıza bir kaç tokat düşmüştür.

Fakat parça parça giydirmelerden ziyade filmin ana fikri olan anne var ya.

Hah benimki tam ondan.

-spoiler-

kısa dizi, aslında kendisi mutsuz, ilişkisi mutsuz, hayattan bir anlam, bir mutluluk bulamamış bir kadının, çocuk yaparak tüm hayatının merkezine çocuğu koyup, hayattan alamadığı mutluluğu, ilgiyi, sevgiyi, mücadeleyi, çocuğu üstünden gerçekleştirmeye çalışan bir kadını anlatıyor. Çocuğu doğurmuş olsa bile aslında hala karnında taşıyan. Emzirmeyi bırakmış olsa bile hala emzirmeye devam eden bir anne.

soru: ve ben de dizideki gibi çok içe kapanık, depresif bir çocukluk geçirdim. sürekli kendimle konuştuğum bir dönem oldu. liseden sonra açılsam da kelimelerle ilişkim bitmedi. hala sürekli gözlem yapıyorum, tartışmalarda uzun uzun edebi edebi baya baya sürdürüyorum tartışmayı. Böyle bir annenin çocuğu neden böyle oluyor?

-spoiler-

daha geçen yazmıştı acıklı acıklı ıslak kek yaptım bayadır yapmıyordum sadece sana yapardım gel ye diye.
ondan önce de senin adını seslendim tofi (köpeğimiz) pencereye koştu hemen özlemiş demek ki seni bekliyor diyor.

anne adımı söylersen bekler tabi diyorum.

şimdi belki kızacaksınız allahın ruhsuzu diye ama diziyi izlediğinizde daha iyi anlayacağınızı düşünüyorum. sanırım toplumumuzda çoğu anne böyle.

küçükken de düşerim, olsun annem ben yanındayım.
sınavım kötü geçer, olsun annem ben yanındayım.
iş ararken strese girerim, olsun annem ben sana bakarım.

yahu bir sal gözünü seveyim git gez ülkeyi gez dünyanı gez yeni arkadaşlar edin, sohbet et muhabbet et. Yok. varsa yoksa ben. 30 yaşıma geldim ama o daha kendi hayatını yaşayamadı.

Evlenip gidiyorum artık ona da zorluk çıkarmıştı hatırlarsanız kavgalar edilmişti, ben karşı çıktığı için yeter artık benim yerime kararlar almayı bırak diye çekip gitmiştim. Sonra da diyor ki ben hep senin için yaşadım böyle kolay gidemezsin o zaman bana yaşatmadığın hayatı geri gel.

Ya dedim allah askına sanki ben olmasam sen hayatı yaşayan bir insandın da bunun sorumlusu olarak beni göremezsin hadi şimdi emekli oldun yaşa bakalım dedim. 1 senedir pek konuşmuyoruz hiç bişey de yapmamış yazlıkta oturuyor bütün gün. Arada yürüyüşe çıkıyorlar. Aklı da sürekli bende aramaya çalışıyor yazmaya çalışıyor.

Tekrar söylüyorum bu noktada bana kızacak, hayırsız evlat diyecekler ortadaki sorunu anlamak için kısa diziyi izlemenizi tavsiye ediyorum.

Fakat izleyince tekrar çok üzüldüm. Annemin kişiliğine, benim büründüğüm kişiliğe, kitlesel şekilde bunların yaşandığına..

Bunun çözümü nedir benim yapabileceğim bir şey var mı annem 60 yaşına geldi, onun yapabileceği bir şey var mı? hala ben nasılım diye düşünmekten kendi hayatını yaşayamıyor biliyorum.
0
ananiyimioguz
(03.03.24)
Diziyi izlemedim ama benim eşimin annesi de benzer durumda. Benzer diyorum ama bu kadar sert şekilde değil, bunun daha hafif versiyonu. Kadın yine de bir tık da olsa gerçekçi olabiliyor.
Ve bu durum en çok çocuklarına zarar veriyor. Çünkü sürekli el üstünde büyütülmüşler, bir dedikleri iki edilmemiş (hem anne tarafından hem dede vs tarafından). Ve şu an sosyal hayatta çok zorlanıyorlar, yapılan en ufak şeye darılıp sinirleniyorlar. Bazen diyorum hatta siz cam fanusta büyümüşsünüz ama gerçek dünya öyle değil diye, kızıyorlar tabi. Onlara göre sevginin tanımı bu olmuş ve onlar gibi olmayan insanlar yeteri kadar sevgi beslemiyorlar birbirlerine. Ulan anneyse bizimki de anne, bizi de leylekeler getirmedi ya da ağaç kovuğundan çıkmadık, biz de çocuk olduk ama hiçbir zaman bir dediğimin iki edilmediği olmadı.
Neyse çok da alakalı olmayabilir ama okuyunca anlatmak istedim. Zor bir durum, özellikle de çocuklar açısından zor bir durum bence. Çünkü bu tarz büyütülen insanlar dış dünyaya karşı fazla savunmasız ve hassas oluyorlar. İkinci olarak da böyle yetiştirilen insanların hayatına giren insanlar için zor bir durum. Çünkü ailesinden gördüğü muameleyi hayatındaki insanlardan göremeyince kendisine değer verilmediğini düşünüyorlar.
Gerçi sizde durum farklı, siz bunun yanlış olduğunu görüp tepki gösterebilmişsiniz ama çoğu kişi bunu yapamıyor.
0
pianeta
(03.03.24)
Komedi diye açtık fantastik dram çıktı. İnsanın çocuğu sağ salim yanındaysa başka bir şey istemiyor. Ha zaten isteyecek olsa çocuk yapmaz ya da büyütürken bırakır gider.
0
gece abisi
(03.03.24)
Anneniz sizinle bagli degil bagimli bir iliski kurmus anladigim kadariyla. Siz yetiskin olup, kendinizi ortaya koymaya calisiyorsunuz.

Elimden gelen bir sey yok dogru bir ifade degil. Siz artik bir yetiskinsiniz, kendi sinirlarinizi koymayi ve bunlari uygulamayi ve kendinize ve ihtiyaclariniza sahip cikmayi ogrenebilirsiniz. Annenizin "ben sana omrumu verdim" ifadesindeki surekli kurban olma psikolijisini, siz de 'annem bana boyle yapiyor, bir salmiyor, benim elimden bir sey gelmiyor' diyerek benimsiyor olabilirsiniz. Halbu ki bu da bir kurban rolune burunme durumudur. Boyle karsilikli gecinip gidebilirsiniz. Ya da yetiskin olarak farkli kararlar alip annenizle bagli iliskiler kurmaya calisabilir, kendinize ve hayatiniza sahip cikabilirsiniz. Bu da bir secim. Kontrol edebileginiz seyler, kendiniz ve kendi tavirlariniz. Kontrol edemediginiz seyler, anneniz ve onun davranislari. Kontrol edebildiklerinize odaklanin. Bu arada kolay oldugunu kimse soylemiyor, boyle bir taahhut yok, o kadar zor da degil. Kilit soru ne kadar kendi yasaminizi daha saglikli yasamak istediginiz.
0
kassiopeia
(03.03.24)
@planeta bence verdiginiz ornek benzer ancak duyuru sahibi bu bagimliligi kirip gercek iliskiler kurmak ve yasami daha saglikli bir yetiskin olarak yasamak istiyor diye anliyorum. Sizin verdiginiz ornekte ise, bu durumu sorgulamayan ve cocukluktan yetiskinlige gecmek istemeyen bir durum soz konusu, zira kusmek, trip atmak duygularini regule etmeyi bilmeyen cocuk tepkisidir, iliskilerde hep alici olmak, kendi gordugunu baskalarina dayatmak vs de saglikli ve sorumluluk almak isteyen yetiskin davranisi degil. Dolayisiyla ayni tarz anneden hep ayni tarz cocuk cikiyor diyemeyiz, bazilari da iliskideki garipligin farkinda oluyor ve kendi sorumluluklarini kendileri almayi ogrenmek istiyor.
0
kassiopeia
(03.03.24)
@kassiopeia
Yok ben de yazının sonunda bundan bahsetmiştim zaten. Duyuruyu açan kişi durumun yanlış olduğunun farkında, hatta tepkisini bile koymuş daha ne yapsın zaten. Ama çoğu kişide böyle olmuyor, en azından benim gözlemim bu. Çünkü bu tarz kişiler gerçekten fanusta gibi yetişiyorlar bence.
0
büyük engizisyoncu
(03.03.24)
oo yine annelik gömüyoruz geldim

hayattan alamadığı mutluluğu, ilgiyi, sevgiyi, mücadeleyi; iş, akademi, kariyer, maaş üstünden almakla anne olarak almanın farkı ne mahiyet olarak? :)

ilki bencilce diyecektim ama bencillik bile değil, ancak restorana zaraya yargıcıya 2. evi alırken müteahhite faydan dokunuyor filan. ötekinde product insan, onun da faydaları vardır heralde, sanırım

insan yetiştirmek bir iş zaten. başlı başına. bunu yapanın yaşanmamış bir hayatı olmuyor. öyle olsa gelmiş geçmiş 110 milyar insanın 100 milyarı bi hayat yaşamadı. anne olsan ya da çocuğun olsa nasipse, anlıycan. o bölümün kilidi şak diye açılacak.

şerh düşmek istedim. diğer konular göreceli. haklısındır.
0
lambırcek
(03.03.24)
@pianeta, yani yakın aslında ama tam dediğiniz şekilde de olmadı evet, annem fazla disiplinliydi çünkü ben 2 yaşımdayken boşanmışlar. Annem boşandıktan 20 sene sonra tekrar evlendi. Tek başına hem anne hem baba olmaya çalışıyordu. O yüzden bende öyle pek tek çocuk şımarıklılığı veya herhangi bir şımarıklılık oluşmadı. Sadece biraz birey olabilme, güçlü olabilme durumlarında eksik kalmış olabilirim. Bir de annem öyle uygulanabilir bir sevgi göstermeyi bilmiyordu sarılmak öpmek koklamak gibi. Arkadaş gibiydik daha çok. Ama ona rağmen üzerime titrediğini de her fırsatta bir şekilde gösteriyordu. Ama ben öyle bir şey beklemiyordum ki. Kendi hayatımı yaşayayım, kendi hatalarımı yapayım istiyordum. Annemse her şeyi bilmek istiyordu, nereye gittim, kimle gittim, ne yedim, ne harcadım vs. vs. Ben artık dayanamayıp annemle bu iletişimi keskin bir şekilde sınırlayıp yeni ilişkiler kurmaya başlayınca, ve kendisinin hiç bir şeyden haberi olmayınca (ya da çok az) olunca. Bu sefer de yeni ilişki kurduğum kişiye kurulmaya başladı. Sanki ben böyle değildim de beni hayatıma giren kişi bozmuş gibi düşündü sanırım. Halbuki benim savaşım sadece annemle yani dış dünyanın buna bir teması yoktu ki.

O yüzden bu durumları ona nasıl anlatacağım bilmiyorum. Annemin şu an evliliğimle ilgili bir derdi sıkıntısı olmasa da başlarda çok istemiyordu. Çok razı değildi. İstemeye gelmedi, nişana gelmedi, sadece düğüne geldi onu da artık dibinde yaptık gel bir zahmet yani. Geçenlerde bi bunalıma girdim çıktım evden kimseden habersiz telefonlarımı falan kapattım gittim bir parkta kitap okudum. Kimse bana ulaşamayına da annem öldüğümü sanmış ağlamış karakola falan gitmiş. Neden haber vermiyorsunuz ben senin icin canını veririm falan dedi. Ben boyle bir sey istemiyorum ki. Ve niye böyle bir şey yaptım evli barklı adam ben de bilmiyorum. Belki böyle yetiştirilmemin bir sonucudur. Belki az da olsa bir şımarıklılık kalmıştır. Bilmiyorum.

Dedi ki niye böyle yapıyorsunuz. Dedim sizin yüzünüzden yani bu yaşıma kadar yanındayız arkandayız dediniz ama evlenirken yoksunuz, eve geçtik yoksunuz, bir yuva kurmaya çalışıyoruz, yoksunuz. Sonra canımı verirdimler... e kılını kırpmadın bu mudur canını vermen. Bu arada kac yaşına gelmisim yanimda olmak zorunda değiller, çiftler kendileri de yuva kurabilirler fakat şu kısmı insanlara anlatamıyorum; madem öyle bi anda ortada bırakacaktınız, beni neden öyle yetiştirmediniz? Ben de o güçlükte bir karakter olurdum. Madem hayat böyleydi, önceden hazırlasaydınız o zaman
0
🌸ananiyimioguz
(03.03.24)
(15)

İnce ayak bileği

Amaranta ursula
Iyiyakşamlaar herkeseİnce bilekler hakkında ne düşünüyorsunuz? El olur ayak olur. Neden sexi kabul edilir? Kalça ve meme gibi doğurganlık ile bağını da bulamadık. Sadece kadında mi sexidir? Erkekte de sexi bulan yok mu mesela? Kabartma tozu keki nasıl kabartır?Cevaplar için çok teşekkür ederim şimdi
Iyiyakşamlaar herkese

İnce bilekler hakkında ne düşünüyorsunuz? El olur ayak olur. Neden sexi kabul edilir? Kalça ve meme gibi doğurganlık ile bağını da bulamadık. Sadece kadında mi sexidir? Erkekte de sexi bulan yok mu mesela? Kabartma tozu keki nasıl kabartır?

Cevaplar için çok teşekkür ederim şimdiden.
0
Amaranta ursula
(27.02.24)
Bence kötü görünen bir şey ince bilek. Erkekler nesine bu kadar ayılıp bayılıyor anlayabilmiş değilim ben de.
0
yazdonumu
(27.02.24)
tek başına seksi değil ama narin bir şey olduğu için "petite" kızların güzelliğini, seksiliğini pekiştiren bir şey.

fetish olarak diyorsan, ben de anlamıyorum.
0
gabe h coud
(27.02.24)
İnce ayak bilekleri göze hoş geliyor. En azından benim gözüme hoş geliyor. Seksi olarak görülen her şeyin ille de doğurganlıkla bir bağı olmasına gerek yok bence. Bir kadının ince parmaklı eli de bana güzel geliyor mesela. Kadınlar genel olarak güzel varlıklar.
0
pispinti
(27.02.24)
Ne kadar ince olduğuna bağlı. Kalın bilek seksi değil. Ya kilo ile ilişkili ya da erkeksi geliyor sanırım. Üstüne düşünmedim. Haliyle kalanı seksi yapıyor. Yoksa ince bacak ve kalın bacak karşılaştırmasında seksi ya de değil denilenin Doğu Asyalı seviyesi ince bacağın da kilolu kalın bacağın olmaması gibi. Üst ve alt sınırlar var.
0
nawar
(27.02.24)
Bu arada bir kadın olarak benim gözüme de hoş geliyor kadında ya da erkekte olsun fark etmiyor. Sadece neden hoş geldigini anlayamadık:/
0
🌸Amaranta ursula
(27.02.24)
Sexiliğin tanımı veya sınırı var mı?
Saçma şeyler de sexi gelebilir takılmayalım
0
Cezcez
(27.02.24)
Şöyle olabilir. Hani dans ve hareketlere hep bir esnekliğin estetiği var. Bunun ile kodlanmış olabilir ya da yine aynı şekilde. Dediğim gibi feminen olması da onu erkek için çekici yapıyor. Küçük ayak ve el konusu da. Tabii bunun dışında kesin mitolojik göndermeli açıklaması da vardır :p
0
nawar
(27.02.24)
İnce bilekler hakkında ne düşünüyorsunuz?

> hiçbir şey düşünmüyorum. ona gelene kadar neler var.

ince bilekliyle de çıkarım, kalın bilekliyle de çıkarım..

karikaturkutur.wordpress.com
0
tabudeviren
(27.02.24)
Tamamen çağın güzellik algısı ve dayatmalarından ötürü olduğunu düşünüyorum.

Ben de ince bilek severim. Narin el severim. Küçük ayak severim. Ama neden, açıklayamıyorum.

1000 yıl önce yaşasaydım belki de gürbüz, iri kadınlardan hoşlanacaktım. İşte anadolu kadını bee taşı sıksa suyunu çıkarır diyecektim.

Falat günümüz dünyasında narinlik daha fazla estetiklik uyandırıyor. Aşırıya kaçılmadıkça tabi!
0
ananiyimioguz
(27.02.24)
ince ayak bileği seviyorum. erkek bileğine göre çok farklı görünüyor, o yüzden yükseliyorum. ayrıca ince ayak bileği ayağa dişil bir kıvrım veriyor.
0
benarrivo
(28.02.24)
ince ayak bilegi cok seksi bir sey. Guzel bacak, guzel ince ayak bilegi ve guzel ayak bir kombodur.Bunlardan biri olmadan digerleri de olmuyor.Kalin bilek erkeksi gozukuyor.
0
turkuaz
(29.02.24)
bu arada konudan bağımsız, kalın bileklilerin libidosunun daha yüksek olduğuna dair bir bilgi kalmış kafamda ne kadar doğru bilmiyorum.
0
ananiyimioguz
(29.02.24)
ince ayak bileklerini ben de güzel buluyorum. kendimce yanıtım, ince ayak bilekleri sağlıklı bir kardiyovasküler sistemi işaret ediyor olabilir. çeşitli damar ve romatizma hastalıklarının ayak bileklerinde şişkinlik olarak belirti verdiğini hatırlıyorum.
0
engelbert humperdinck
(29.02.24)
Kitabı ve dolayısıyla ismi yanlış hatırlıyor olabilirim ama Don Kişot sevgilisi Dulcinea'nın ne kadar alımlı, ne kadar seksi olduğunu anlatırken kadının bıyıklarından bahsediyordu.

Aynı şekilde 19. yüzyıl yazarları kadını överken ne kadar tombul olduğunu anlata anlata bitiremezler. Bir gram etin bin ayıbı örttüğüne dair atasözümüz bile var.

O dönemlerde öylesi popülermiş. Bu dönemde de bu. Mağara devrinden genlerimize kazınmış bir olay değil yani. İnce ayak bileği kadına zerafet, narinlik veriyor.

Ben de severim :)
0
Mirket
(29.02.24)
şahsen ince bilekleri ve ortalama üstü kalın bilekleri güzel bulmuyorum, ince bilek neden sevilir anlamam.
0
ravenudon
(29.02.24)
(2)

Veriler flash disklerde / sd kartlarda nasıl depolanır?

ananiyimioguz
Bir video çekiyorum da ucu buralara dokunuyor bahsetmem lazım.Aslında bilmediğim veya unuttuğum bilgilere aratarak ulaştım birazına. Veya bazılarını chat gpt ile tartıştım artık ne kadar doğru bilmiyorum ama bir şeyler oturdu. Oturtamadığım bazı şeyler var. Bilenler varsa maddeler halinde yazsam cev
Bir video çekiyorum da ucu buralara dokunuyor bahsetmem lazım.

Aslında bilmediğim veya unuttuğum bilgilere aratarak ulaştım birazına. Veya bazılarını chat gpt ile tartıştım artık ne kadar doğru bilmiyorum ama bir şeyler oturdu. Oturtamadığım bazı şeyler var. Bilenler varsa maddeler halinde yazsam cevaplayabilir mi?

1- Anladığım kadarıyla sd kartlarda ön bellek olmuyor. Varsa da çok çok küçük oluyor. Bu alan ne için kullanılıyor çok çok küçük ise?

2- Normalde benim bildiğim ön bellekte tekrar erişme ihtimali olan datalar tutulur. Ama bazen düşünüyorum datanın boyutu fazla ise burada ne tutuluyor? O datanın kendisi yerine bellekte bulunduğu adresi mi?

3- Yani bu da düşünüldüğünde, her önbellekte data tutulmuyor, adresin veya meta verinin tutulduğu yöntemler de var diyebilir miyiz? Bunlar hangileri mesela cpu,ram,hdd,ssd önbellekleri arasında ne gibi farklılıklar var?

4- Manyetik disklerde yazma ve okuma olaylarını biliyorum. Katı halli disklerde de öyle. Fakat flash diskleri tam anlamadım. RAM i de az çok hatırlıyorum fakülteden. Fakat ram sadece sistem çalıştığında kullanıldığı için ve geçici bellek olduğu için yani datalar zaten elektrik gittiğinde silindiği için kafama biraz daha yatıyor ama mesela ssd ler tam yatmıyor elektrik bilgim zayıf olduğu için. Bazı animasyonlar izledim. Elektron tutabilen hücreler vardır, oralara elektron yüklenir veya yüklenmez. Bu da 0 ve 1 durumuna karşılık gelir. Böylelikle data yazabilir diyor. Kimisi belli voltaj aralığına kadar tutabiliyormuş yani 1 bit değil 1 byte ya da fazlasını tutabilenler de varmış. Okurken de ilgili adreslerden voltajı geçiriyor, voltaj farklarına göre data okunuyormuş. Fakat buradaki "data tutma" olayını tam anlamadım. Ssd veya sd kartı cihazdan çıkardığımız zaman elektrik yüklü bir şey orada bozulmadan durmaya nasıl devam edebiliyor? Data nasıl korunuyor yani? Pil gibi mi çalışıyor? O kısmı tam anlamadım.

5- Depolama aygıtlarını farklı dosya formatlarıyla biçimlendirdiğimizde, farklı kullanım alanları sunuyorlar kullanıcıya. Çünkü bir miktarı meta veri ve veri kurtarma için kullanılıyor. Başka ne için kullanılıyor bilen var mı? Bir de eğer mesela dataların adresleri de yazıyor ise, bir nevi bu kısma ön bellek diyebilir miyiz?

6- Bir sd kart veya ssd nin hızını ölçerken paket boyutu ve süre seçiyoruz. Sanırım 64kb lik parçalar halinde 10gb lık dosyayı atmak ile 128mb lik veya tek parça halinde 10gb ı atmaya çalışmak arasında farklılıklar var. Dosya ne kadar tek parça ise hız artıyor sanırım. 5mb lık bir görsel ile 5mb lık içinde trilyonlarca klasör ve dosya olan bir şeyi atmak arasında fark var. Ama 5mb lik tek dosyayı da laps diye taşımıyor ki onu da bitlere bölüyor. Bu kısımdaki senaryoları da açıklayabilir misiniz?

7- SD karta dosya yazılırken buffer görevini neresi görüyor mesela fotoğraf makinamda fotoğraf çektim diyelim, buffer makine üzerinde ayrı bir devre değil mi? Bu dolunca çekimde de bir yavaşlık oluyor. Bu neden doluyor, çünkü sd kart yeterince hızlı değil. Yığılma oluyor. Bu esnada bu trafik sıkışıklığını kart üzerinde dağıtmaya çalışan kartın kendisi mi yoksa işlemci mi? Yani hop birader sen şu adrese git diyen kartın devresi mi?

8- Buffer devresi normalde depolama birimlerinde olmaz değil mi? Mesela yüksek hız kapasiteli sd kartlar var. Bunların özelliği üzerlerinde cache veya buffer barındırıyor olması mı yoksa aktarım organlarında kullanılar malzemeler daha mı iletken falan da o yüzden mi hızlı çalışıyorlar?

Danke
0
ananiyimioguz
(27.02.24)
SD Cardların içerisinde milyarlarca su kovası olduğunu düşün (transistörler) ve bunlara suların nasıl dağıtılacağını söyleyen birisi var (controller chip). transistorlar minik miktarlarda elektronları hapsedebiliyorlar, elektrik kaynağı kesilse bile hapsedilenler orda duruyor(non-volatile memory) bunun aksi de pclerdeki ramler(volatile memory). bu elektronların karşılığı da bit değerleri oluyor. controller chip dediğimiz usta başı da bu kovaların dizilimini biliyor, şöyle çalışıyor 523453. sıradan 104 kovanın içindeki elektronların bit karşılıklarını oku örnek:
01100001011011100110000101101110011010010111100101101001011011010110100101101111011001110111010101111010
bunu da bilgisayar ekranda senin nickine çeviriyor.

controller chipde önbellek olabilir, benim bildiğim ilginç bir özelliği yoksa kullanılan cihazın memorysinde tutuluyor. yeni nesil memory çiplerini takip etmedim dram ve slc falan ismen biliyorum sadece. elektron dizilimi transistörlere aktarılmadan önce buffer(önbellek) doldurulur önce bir hata yoksa buffer dolduğunda ilgili transistörlere veri aktarılıyor.
0
nahtoderfahrung
(28.02.24)
teşekkürler peki bu controller chip ve barındırdığı cache, sd kart hafızasının dışında mı yoksa ondan mı yiyor?

64gb bir sd kart aldığımızda 59gb kullanmamımız nedeni mi bu? Dosya sistemi belli bir algoritmaya göre adresliyor ya, bu adresler bu yenen alanda mı tutuluyor?
0
🌸ananiyimioguz
(28.02.24)
(10)

Skoda servisin yıllık bakıma 8500 TL istemesi?

birşeylersoracağım
2015 Skoda Octavia için rutin yıllık bakıma 8.500 TL normal mi sizce?
2015 Skoda Octavia için rutin yıllık bakıma 8.500 TL normal mi sizce?
0
birşeylersoracağım
(27.02.24)
Hangi km de olduğu da önemli bence ama 8.500tl 10 sene öncesinin 850TL'si şuan.

Dışarıda 3-4bin e falan yaptırabilirsiniz bence bu arada ama özel servisler biraz üstünde oluyor bu şekil.

Eğer sadece filtre ve yağ değişecekse çok geldi.
0
ananiyimioguz
(27.02.24)
Araç 2024 model de olsa 2010 model de olsa aynı fiyatı çekiyorlar diye biliyorum. 2024 skodası olana da koymaz. Diğer uygun markalar da zaten kampanya yoksa 5-7bin liradır. Zaten garantisi bitmiş. Uygun yağı filtreyi alıp sanayiye gidin.
0
prole
(27.02.24)
sanayi +1

dsg var ise iyi niyet garantisi devam ediyor ise belki düşünülebilir ama vw grubunun bakım fiyatları yüksek. bende eski skoda aracımla 5 sene gittim geldim servise, sonunda özel servisin yolunu tuttum. filtrelerinizi yağınızı alın, facebook skoda gruplarından da usta tavsiyelerine bakın derim.

edit: bu arada filtrenizi kendiniz alırsanız mann ve filtron tercih edebilirsiniz. zaten çoğu markanın orjinal ürünlerini de onlar tedarik ediyor.
0
delidir yakalayin
(27.02.24)
benim fiat için de 7500 istediler. garanti bittiği için sanayide yaptıracağım.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(27.02.24)
Normal değil. Normal rutin değişecek şeylerden en önemlisi de motor yağı sonraki ise filtrelerdir.

Bir kaç ay kadar önce iternette baktığım kadarıyla Liqoui Moly fiyatı uçmuştu 1500lere, ben de alternatif olarak yaklaşık 800 tlye 5/30 Shell aldım .
Hava ve polen filtresi olarak ise Mann markasını almıştım.(bosch markasına göre biraz daha pahalı oluyor)
2016 model aracı 1 ay kadar önce normal bir ustaya götürdüm.
usta, polen filtresinin değişimine ise az kullanımından dolayı gerek yok dedi.
Diğerlerinin değişimi için ise 250 tl aldı.
Sizinkinde fren balataları değişiminin yanı sıra bazı extradan şeyler de işin içinde olsa yine de o kadar tutmaz diye düşünüyorum ama
araçların kendi servislerinde ise tutuyor ya da bir şekilde tutturuyorlar bu meblağı.
Aracınızın marka modeliyle ilgi bilgi içeren facebook gruplarına bakın.
0
diyecevaplandı
(27.02.24)
iyi bir özel servis, en az %30 daha düşük fiyat alırsınız
0
Rao
(27.02.24)
yurtdisinda $350-400 civari olduguna gore, kura bakarsan normal..
ama 10 yasindaki garanti kapsami disindaki araci servise goturmek lazim mi, bence degil..
iyi bir vw grubu ustasina gecmen lazim araci tutacaksan.
0
cooperr
(27.02.24)
Cumartesi günü Skoda Rapid Spaceback aracımın yıllık bakımını yaptırdım. Ön ve arka yeni sileceklerle birlikte 3000 lira ödedim.
0
pispinti
(27.02.24)
10 yıllık arabayı servise götürmenin bir anlamı yok bence. sanayiye gidin. içiniz rahat etmeyecekse özel bir servise götürün
0
paintov
(27.02.24)
2016 vw golf için yetkili servis 7800 fiyat verdi. özel bi servis buldum, 5500 TL'ye yaptırdım bakımı. herşey gözümün önünde oldu, zaten yetkili servisin kullandığı yazılımı kullanıyordu. standart motor yağı, filtre değişimi için 8500 çok bence.
iyi niyet garantisi 7 yıl demişlerdi bir de bana, 7 yıl sonunda özel servise götürmeye başlamıştım.
0
bcdhms
(28.02.24)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.