mng cargo a300 b4 uçağının başına gelen talihsiz bir olay. jettison sistemi ile yakıt tankından yakıt boşaltılır yoksa o ucak o ağırlıkla inemez. zaten yeni nesil uçaklarda bu sistem yok yakıtlarını motorunu kullanarak boşaltmak zorundalar.
dediğim gibi başka bir seçenecek yok o yakıtla inmeye kalkıp içi dolu başka bir uçağa çarsa yada pistte duramayıp binalara çarpsa daha mı iyi sizce?

elbette daha iyi değil ama yine de çevre kirlenmesi yaşanmasından dolayı şirketlere herhangi bir ceza ya da yaptırım söz konusu olması gerekmiyor mu?

yaralansanız, sizin için bir ambulans gönderilse, o ambulansın yarattığı egzos emisyon kirliliğinden ötürü ceza alır mısınız?

kargo uçaklarının belli bir kalkış ve iniş ağırlıkları vardır. kalkış ağırlıkları (take-off mass) ile iniş ağırlıkları (landing mass) farklıdır. neden? o yakıtın yakılacağı farzedilir, bu tüm operasyonlarda bu şekildedir. şimdi inemeyeceği bir ağırlık ve yakıttan ötürü oluşacak ekstra tehlike ile inse daha mı iyi uçak? elbette bir ceza olmayacak, o yakıtı dump edecek ve öyle inecek.

gerçekten zorunda olmasalar binlerce ytl lik yakıtı denize boşaltmazlar gibime geliyor.

@grinito:

benim merak ettiğim; senin içinde bulunduğun uçağın pilotu böyle birşey yapmak zorunda olduklarını söylese, tüm inisiyatifin senin iki dudağının arasında olduğunu belirtse, yaşanacak kazanın sorumluluğunu alarak "hayır boşaltmayın" der miydin?

tamam hepimiz doğa dostuyuz ama "zorunluluk" olunca insan önce kendi ve çevresindekilerin hayatını düşünüyor doğal olarak.

@travmatolog:
ben demiyorum ki uçak ne olursa olsun ilk önce çevreyi düşünsün.ama benim düşüncem eksi uçaklarla(havacılık konusunda bilgili değilim ama bence a300 eski bir uçak)ve bu arıza uçağın bakım eksikliklerinden kaynaklanıyorsa,çevreyi kirlettiği içinde ciddi bir ceza,uyarı vb verilmeli bence.

@theos ek mekhanes:
ambulansın görevi zaten hasta taşımak olduğu ve kargo uçaklarınında görevi denize yakıt boşaltmak olmadığı için verdiğin örnek anlamsız oluyor bence

verilecek bir ceza ilerde bunu yapması gereken pilotların iki kere düşünmesine ve bunun sonucunda çok büyük kazalara yol açabilir.

tüm uçakların birincil görevi kırımsız bir şekilde iniş yapmaktır, bunun için yakıt boşaltması gerekiyorsa boşaltılır.
ambulansın da görevi limit zamanda hasta taşımaktır bunun için trafik kuralı da dinlemez, bu durumda polis ceza kesmeli mi ambulanslara? aslında çok da alakasız örnekler değil düşününce.

ulan koskoca uçak teknisyeniyiz, hatta bu bahsedilen Jettison sisteminin yine bahsedilen hatta belkide olayın gerçekleştiği uçakta testini yapan (tescil kodunu söylerseniz kesin cevap veririm buna) bir uçak teknisyeni olarak cevabımız kalaa alınmadı ya buna yanıyorum ben.

8'de AHL'ye iner.
metroya biner. son durakta iner ve Sultanahmet'e gitmek için tramvaya aktarma yapar.
Sultanahmet'te iner.
Kafasına göre bir otele gider (ki sürüyle otel var orda) gece orada kalır.
Sabah güzel bir kahvaltısını yapar.
Otele rica edip bavulunu birkaç saatliğine otelde emanet bırakır.
gezer dolaşır, köfte yer.
bir daha gezer dolaşır, kapalı çarşıya gider kahve içer, çay içer.
akşamüstü saat 5-6 gibi otelden valizini alır.
ister taksiye biner AHL'ye gider ister geldiği yoldan yine AHL'ye devam eder.

internetten sultan ahmette olan bir otel bulsun ve yerleşsin, hem havaalanında sultan ahmete aktarma yaparak metroyle gelebilir. hem de sultan ahmet'in çevresini de gezer.

edit: demek o kadar hızlı değilmişim.

Arkadaşın yabancı olduğunu söylemeyi unuttum , ama önerileriniz değişir mi bilmem

sultanahmete gidince
www.hoteldaphne.com burda kalsin. hem turistler de kaliyor hem de inanilmaz tatli manzarasi vs. gerci bu hafta bu oteli onerdigim ucuncu soru oldu, calisani falan sancaklar beni goren : ) www.hoteldaphne.com

www.prima.com.tr

benim de ablam 2 ay sonra bi kız çocuğu getircek dünyaya, güzel tesadüf oldu. allah analı babalı büyütsün. ablama nar dedim dalga geçti, duru dedim iş yerinde 4 tane arkadaşının kızının adı duruymuş. ırmak dedim çok var dedi. nisanda doğuyo nisan koy işte mis gibi dedim olabilir dedi. ronya dedim berfin dedim ideolojik isimlerle gelme lan dedi. sanem koycaklar galiba. şu nar ismiyle dalga geçen kitleyi bertaraf edebilirsek geleceğin gizemi mervesi cereni olabilir, aha buraya yazıyorum. tınısı süper, öyle süper anlamlı olması gerekmiyo bence ismin.

zeynep.

deniz

ceren

zeynep +1

pelin

(bkz: benan)
(bkz: bilge)

başak.

daha önce de sorulmuştu.
(git: 110856)
(git: 93314)

bebek doğana kadar bekleyin. annesinin kucağındayken bulursunuz ismini. anketle isim mi konurmuş.

kader

nası bi isim? klasik, eski türk ismi, postmodern :)

levin (renk)
berfu (kar tanesi)

rüya.
masal.
kayra.
dora +1

Zeynep veya Deniz.

derin

çok tesekkürler..dora eşimin düşündüğü bir isimdi..anketle isim koyulmaz tabi ki=)) ama belki gözümden kaçan isimler olmustur diye düşündüm..

alkım : gökkuşağı

mine

nar güzel isim bence=) Nar İNCE olacak koyarsak=))))))

kulelerin altında çarşı katı gibi katları olması lazım orada kaçak da olsa fotoğraf çekebilirsiniz diye düşünüyorum ama son gittiğimde restoranvari yerler falan vardı diye aklımda kalmış. bina yönetimine önceden ulaşıp izin istemekte yarar var. güvenliklerle muhatap olmaya değmez ama giderseniz amirlerine ulaşmaya çalışın. yoksa izin vermeyeceklerdir muhtemelen.

ödevi aldığınız hocadan okulun antetli kağıdına yazılmış bir yazı alır ve bu yazı ile başvuruda bulunursanız çok fazla sorun çıkacağını sanmıyorum

açıkcası izin alabileceğinizi sanmıyorum.

aşağıda herkesin girebildiği çarşı kısmını istediğin gibi fotoğraflarsın, kimse birşey demez.
ama üst katlara girmen zor baya.

bildiğim kadarıyla alış veriş merkezi gibi yerlerde (çarşısında yani) fotoğraf çekmek yasak. arıza çıkabilir. bugün tartışması oldu bir cevahir'de.

bence sansin yuzde 50.
ha bi de girip giremedigini yaz bi daha buraya:)

zengec'e katılıyorum aynen.

çat kapı gitmeyin. pek muhattap bulamazsınız.

biraz daha aciklarsaniz ne tip hesaplamalar yapiyorsunuz, yardim almaniz kolaylasir. eger grafik falan cizdiriliyorsa imaginary kismi tabiki ignore edilir. fakat sadece hesaplama ise kompleks formda sonuc almaniz gerekirdi. merak ettim simdi.

şey ben de pek bilmiyorum matlab ı öğrenmeye çalışıyorum.şöyle açıklayayım:
mesela zes=1+j*2 gibi bir şey veriyorum m file da sonra bunu aynı yerde kullandırıyorum.
ı=v/zes gibi
sonra ı yı güçte kullanıyorum(p=(ı^2)*r) falan giderek çığırından çıkıyor :s
hani ben işleme ekstradan birşey sokmuyorum böle sade sade sadece hesap yaptırıyorum ama elle hesap makinamla hesaplayınca doğru sonucu, matlab ın m filen dan hesaplatınca daha ilginç sonuçlar alıyorum.m file dan başlamış bulundum, kocaman yazdım, matlab ın o hesap yapan normal sayfasına da dönmek istemiyorum.böyle işte umarım açıklayıcı olmuşumdur.

o hesap yapan sayfaya dönmek gerçekten sevimsizdir, mümkün olduğunca m-file'dan devam (empati yaparak başlama geleneği :)

şimdi Matlab'ın Help kısmından birçok sorun için çözülebiliyor. Benim şu an için önerebileceğim '/' ve '^' işaretleri yerine './' ve '.^' kullanmayı bir denemeniz iyi olabilir. sonucunu bir kontrol edersiniz, doğruysa kullanırınız. karmaşık sayılarda bazen bu önüne nokta konmuş çarpma, bölme, üs filan sembolleri yararlı olabiliyordu ben kullanırken.

kolay gelsin

bu islemleri yaparak, vyi 100, rye 200 gibi degerler ver mesela, o zaman da mi yanlis cikiyor, cunku ben bu islem icin kompleks sayilar elde ediyorum. matlabda ozellikle i, j kullanimina dikkat et, yani degisken icin bunlari kullanmaktan sakin (kompleks sayilar icin kullanilan i ve j ile karisabilir)
zes=1+j*2;
ii=100/zes;
p=(ii^2)*200

Sanirim matris kullanmiyorsun verdigin degiskenler icin. Matris kullanmadigin surece carpma bolme gibi islemler icin .* ya da ./ kullanmana gerek yok.

bence elektriksel hesaplamada hata yapıyorsun, biraz daha açarsan yardımcı olunabilir.

elektriksel hesaplamalarda yanlışlık yaptığımı düşünmüyorum.evet kesin bir yerde hata yapıyorum ama.ekstradan bir şey yapmıyorum walla yazdığım gibi basit basit işlemler.
ama şöyle bir şey de gördüm.karmaşık bir formülü birden yazınca-kontrol ediyorum parantezlerde hata yaptım mı falan diye ama yoktu-yanlış sonuç çıkarıyor.ya da ben matlab la pek anlaşamadım.
misal cos(-0.76864378)gibi bişeyi benim kodlarımın altında hesaplamıyor,
başka mfile açıp yazınca hesaplıyo.aynısı hiç bi değişiklik yok,
ilgi ve alakalarınıza çok teşekürler sayenizde biraz daha öğrendim.

çok net hatırlıyorum, taz adıyla seslenirlerdi canavara, star'da çok yayınlandı bi ara. ancak serinin orijinal adını bilmiyorum. tazmania canavarı ve ailesi diyelim, bilen çıkar belki.

silvester olmasin sakin

yok değil yavrumsu bir kedi idi

yarın bi bankanın sınavına giricem, onun için şöyle bi konulara göz atıyorum... o değil de babamın bi lafı geldi aklıma sen canım sıkılıyo diyince :))

danalar gibi uyumuşum, sanırım çıkıp gezicem.
siz de otur otur sıkılmayın azizim, çıkın şöyle bi yürüyün..

iyidir babs, sen naptın?

sex

İnsanları yönetiyorum.

işyerimde tuzlu fıstık yiyip youtube'da klip izliyorum. ah bir de sigara içebilsem şurda..

ben yarın toefl'a giricem, bi tavsiyesi olan?

melekler korusun u izleyip bebe biskuvisi yiyoruz kocamla beraber

dudağımın içi yara olmuş, sırf bu yüzden sigarayı tekrar bırakıcam galiba
neyse..
senden naber

pes oynuyorm

ingilizce cv hazırlıyorum iş arıyorum sıkılıyorum bla bla..

totc 10man heroic deniyoz

sıkıntıdan geberiyorum

ne kadar etkili oldukları orasında burasında yazar. kc desibel azalttıkları fln. evet aynı odadaki tv yı duymazsın.

(git: 95059)

eczanelerde cok cuzi fiyatlara satiliyor. kalitesine gore degisir tabi ama ucuzlarindan alip deneyin en iyisi. askerde bir donem cok rahat ettirmisti beni.

gürültüye karşı silikon olanların değil de sünger olanların etkili olduğunu deneyimlerinden biliyorum. tabi çok mükemmel kulak tıkaçları var- bayaa bi pahalı oluyolar. eczaneden çok ucuza alacağın sünger kulak tıkaçları doğru yerleştirirsen hatrı sayılır miktarda gürültüyü azaltıyorlar, televizyonu duyarsın mesela ama başka bi işe odaklandıysan dikkatini dağıtacak bir seviyede değil.

bi de eczane yerıne is guvenligi ekipmanları satan yerleri ziyaret edin, cok daha profesyonel seyler var orda. hatta deneyıp alabilirsin.

kesinlikle işe yaradığını söyleyebilirim,

www.moldex.com

ben bunlardan kullanıyorum.

mrb.

eğer eviniz trafoya uzaksa işe yarayabiliyor. ancak, evinizdeki tüm cihazlar için işe yaramıyor. örneğin floresanda %30'luk enerji tasarrufu sağlarsınız, ama bu buz dolabı, çamaşır makinesi için geçerli değil.

fakat öyle kaydadeğer bir tasarruf beklemeyin. 80tl gelen bir faturanız varsa, bu cihazı bağlarsanız 5-10 lira bir kazancınız oluyor. ama öyle ufo gibi rezistanslı cihazlar kulanıyorsanız bu 5-10tl'lik tasarrufunuz da olmaz.

cihazın yaptığı iş aslında pek abartılacak bir iş değil. trafonun uzak olduğu yerlerde, mesafe uzadığında ufak watt kayıpları oluyor, bu cihaz da o kayıtları engelliyor işte.. ama dediğim gibi pek büyük umutlarla almamak gerek.

bunu daha çok ışığı bol olan yerler kullanıyor. tabii o cihazlar daha büyük oluyor, elektrik tasarrufundaki %30 - %40'lık oran da böyle bir iş yerinde yapılan test ile ortaya çıkıyor. sitede bahsedilen veya sağda solda bu cihazı satıp "aha abi bak bu da kanıtı" diyen satıcılar, sizi, az evvel bahsettiğim "bol ışıklı" mekanlarda yapılan testlerdeki faturalar ile kandırıyorlar.

cihazlar basit kompanzasyon cihazları, bildiğim kadarıyla sql nin yanıtının tersine asıl faydaları çamaşır makinesi, elektrikli süpürge gibi elektrik motorlu cihazlarda olur. içlerindeki düzenekle bu cihazların şebekeye verdiği reaktif güçleri dengeliyor, yalnız bildiğim kadarıyla elektrik dağıtım şirketleri hanelerde reaktif güç için ücret almıyor.

(bkz: reaktif güç )

ev kullanıcısı için faturaya yansıyacak bir yarar sağlayacağını sanmıyorum. Ev aletlerini koruma falan olayını geçtim yani

WU 45 gün bekletir parayı en az... sonra araştırma yapar ulaşmaya çalışır...vaktiniz var yani yeterince...

Ev sahibiniz illa western union demiyorsa money gram cok daha az fee aliyor, 5 dakikada gonderiyor, 1 seneye yakin para cekilebilir olarak kaliyor. Bu sene ilk defa kullandim birkac kez money gram'i tavsiye ederim..

scam bir ilan olup olmadığından emin misiniz?
Western Union'dan herhangi bir kontrat öncesi ve ya anahtar teslimi öncesi para istiyorlarsalar genelde scam oluyor bu tür ilanlar.

Arkadaşlar para gönderilince acaba net üzerinde tracking yaparken ne yazıyor?Alıcıya ödendi falan mı ingilizce ne yazar?göndere arkadaşlar varsa lütfen yardım..

Sarmısak : Rüyada sarmısak görmek genellikle gam ve kederle yorumlanır.

Kaynak : "Çağdaş Rüya Yorumları" Berrin Ardakoç, Geçit Kitabevi

ben de sorayım o zaman, biseyi gormek derken, yani nasıl gordugun onemli degil mi? yani ben inek gordum diyelim, inege bakıcam da inek sıcıyor mesela, o yazmıyor ki, ruya tabirleri o zaman bos beleş bisey olmuyor mu sizce?

rüya yorumlarında, nasıl görüldüğü, gören kişinin olaya tepkisi, kendini nasıl hissettiği (birini öldürdün ama gülüyorsun, seni gerçek hayatta mutlu edecek bir şey ama rüyanda üzülüyorsun,vs...) önemlidir. her rüyanın birden fazla doğru yorumu vardır. sarımsağın sizin bilinçaltınızda simgelediği şey önemlidir.
boşverin bence, rüyalar çok kurcalanmaya gelmez.

www.ruyatabirleri.gen.tr ama internetten rüya tabir etmenizi pek tavsiye etmem... ha ben bakmıyor muyum? bakıyorum.

"bütün fallar" adında bir kitap var, bütün kitapçıların tarot bölümünde bulunur. onda da bulabilirsiniz ama bence hepsi "traş" o ayrı.

okuyucu kurulduktan sonra bozmayı deneyin. eski denetim yönteminden -her ne ise- vazgeçmiş olacaklarından, bir süreliğine giriş çıkışlar tamamen kontrolsüz gerçekleşecektir.

tamir ettirdiklerinde bi daha bozun :)

bazı şirketler bu sistemi uyguluyor bildiğim kadarıyla, onlar uyguluyorsa yurt neden uygulamasın öyle depil mi ?

iyi fikir :) ama biz hiç kurulmasın istiyoruz

biz giriş çıkış saatleri kısıtlamasının ortadan kaldırılmasını talep ederken, onlar böyle bir yöntemle karşımıza çıkıyorlar. ayrıca şu an başı belalı bir kuruma bağlı bir vakfın yurdu olduğundan, fişlenmemiz sözkonusu. alt tarafı bir yurt burası, big brothercılık oynamaya gerek yok.

hakkaten ya.. parmak izi nedir? GPS de taksınlar o zaman öğrencilere, yada tasmayla günlük yürüyüşlere çıkarsınlar yeter.

Nedir ki öğrenci? Yemini suyunu ver, büyür zaten o.

özel bir kuruma parmak izinizi vermek zorunda değilsiniz.
Sokaktaki polis bile gelip parmak izinizi alamaz, yetkili makamdan izinleri olmalı.

geçen haftalarda odtü mimarlığa koyulan kameralar öğrencilerin özgürlük günleri yapması ile kaldırılmıştı. bunu araştırabilirsiniz. topluca istemediğinizi belirtmelisiniz. çok gerekliyse yurt girişine bir kamera koyabilirler ama parmak izi de ne oluyor.

kyk'nın bahçeköy yurdunda halihazırda var sanıyorum? çok da garip bir şey değil, yurtta hırsızlık olayları oluyor veya çok orta bir yerdeyseniz hatta burası bir kız yurduysa bazen paranoyaklaşmamak için gerekebiliyor

eh spor salonunda bile olabiliyor. ama bir tüyo vereyim o sistemler harbi kolay bozuluyor. salonda 1 ay çalışır 2 ay çalışmaz, yanlış okur falan bir sistem vardı. muhtemelen yurt tipi de aynı hatta para yeme amaçlı olduğu için daha da dandirik olacaktır.
yani yurtta kalacaksanız zaten birçok şeyden vazgeçmişsiniz demektir. parmak izinizi alsalar ne olur almasalar ne olur. şahsen ben çocuğumu yurda versem girşi çıkış saatlerinden önce içeride olduğundan emin olmak isterdim. ne ki bu saat hem 23 falandır? benim evime bile 23'den sonra girdiğim sayılıdır. bu kadar aktif bir sosyal hayatınız varsa eve çıkın eve..

çalıştığım hayvani kurumsal şirkete bile kurmuşlardı. ceo nun kileri dahi almışlardı. suç işleme potansiyeliniz yoksa şikayet etmek gereksiz. bu arada sistemi kuranlara bunun retinalısı olan var mı diye sormuştum half life ı aklıma getirerek. var ama pahalı demişlerdi 1 sene evvel. bunu ortaya atabilirsiniz sulandırmak için :))

teşekkürler herkese, sanırım milleti örgütleyip topluca karşı çıkabilmek sorunumuzu çözecek. umarım :)

mrb, sanırım işin master başvurusu ile ilgili... Ben bu işlemi noterlere para kaptırmamak için alman konsoloslğundan yaptırmıştım.(master basvurusu ıcındi) Hollanda'lıların da bu işi yapabileceğini tahmin ediyorum.

Konsoloslukların noter hizmeti verdiğini görmedim, yolladığın ülke 1961 lahey sözleşmesine tarafsa fotokopiye apostille yaptırabilirsiniz...

konsolosluk noterın yaptığı işi yapmıyor, sadece ilgili belgenin kendileri tarafından gorulup/incelendiğini beyan eder bir kaşe basıyor.

@alkolikfedai

Döküman baştan sona ingilizce olduğu için noter'den onaylı fotokopi alamıyorum, ve bildiğim kadarı ile de apostil'i kaymakamlık resmi belgelere basıyor, yani istediğim herhangi bir belgeye apostil bastıramıyorum.

@allezz

ETS bir orjinalini daha isteyin o zaman başka çare yok, ya da mezun olduğunuz bir üniversite varsa oraya yollatın ordan gidip alın varsa hala üniversitede çalışan tanıdığınız hoca falan bilmem ne yardım eder sanırım.

Emin degilim ama Ocean Colour Scene'dan Hundred Mile City olabilir.

O kismin bir klibini bulsam izleyip/dinleyip emin olacagim ama Youtube'da bulamadim kisa bir aramayla.

o parça değil malesef.

www.youtube.com

burada çalan şarkı mı?

maalesef değil ilk filme girerken çalan şarkı. görüntü başlamadan önce. ska films yazısıyla beraber çalan şarkı. filmin çeşitli bölümlerinde de çaldığı için film şirketinin şarkısı diye düşünmedim ? (yanlış hatırlamıyorsam tabi)

az önce elimde bulunan filmin divx'ini açtım. Ama bahsettiğin yerde bir müzik yok hatta ses bile yok bendeki filmde. Direk konuşmalar başlıyor.

polislerin kovaladığı sahnede çalan şarkı hundred mile city'den ocean colour scene adlı parça dinledim de diyorum

"ilk filme girerken çalan şarkı. görüntü başlamadan önce. ska films yazısıyla beraber çalan şarkı." (philosophia)

ilk 25sn,

www.zshare.net (streaming)

free spirit in linkini verdiği müzik. evet işte o :) teşekkürler yardımcı olmaya çalışan herkese. tabi bu şarkının ismi, mümkünse kendisini istiyorum. yuto senin gönderdiğin linktekileri de indiriyorum. umarım uzun hali vardır içinde. bu müzik filmin diğer bölümlerinde daha uzun çalıyor diye hatırlıyorum sanki ? filmi tekrar izleyeyim en iyisi.

aa evet ben de bu şarkıyla gaza gelip albümü indireyim dedim ama yok albümde.
bu dediğin şarkı da filmin içinde uyuşturuculu evi bastıktan sonra eleman kıza bir tane vuruyor ya ondan hemen sonra çalıyor

ben de indirmeye çalışmayayım o zaman :( dvd den ses ayırma programları var. film dvd sine ulaşıp tekrar deneyeyim. ya da elinde mevcut olan melek ruhlu arkadaşlar yapıp gönderirse harika olur :)

öyle bişey demedi.ama ikisinde de belirli bir mallık olduğuna kaniyim.

Bana da demedi gibi gelmişti de emin olmak istedim çünkü Ekin ciddi bir mesele çıkarttı basit olaydan. Teşekkürler.

Herkeste bir gariplik var zaten, özel seçim sanırım. Ekin tatlı bir kız gibiydi ama, hem her şeye konuşuyordu diğerlerinin günlerinde ve hem de yemek yapmayı pek bilmiyor gözüken :)

iğrenç demedi kötü bi görüntü olmuş başka tabağa koyup servis yapabilirsin dedi. götü büyük ekin de polim yaptı hiç yoktan.

Ehehe evet size katılıyorum, özellikle panik halinde hazırlık yaparken daha bir dikkat çekiyordu koca popişi :)

O halde, söylenmemiş bir kelime üzerinden sesini yükseltip "haklı" pozlarına girmek istedi pis bir şekilde. Esmer kadını boşuna ağlattı yani, kötü...

görüntüsü iğrenç diye bir laf söyledi sanırım.

ilk etapta reddetti söylememiştim diye ama daha sonra bunun arkasında durdu ve kavga burdan çıktı.

ekin 78 kere "iğrenç diyemezsiniz" lafını kullandı, kadın demeseydi eğer konuşturmazdı bu kadar.

kadın ne kadar hassasmış ama ailesi konusunda, ben de ağladım kadın ağlarken. arkadaşlarımın evine gitmiyorum, onları da davet etmiyorum, bazen aileleri ile geliyorlar çünkü dedi.

Sanıyorsunuz :)
Çok tekrar ediliyor, belki tekrarını yakalarım.

Evet Ekin çok üzerinde durdu ve esmer olan da kendini savundu AMA elini yüzünü yıkayıp geri geldiğinde "iğrenç dediğimi hatırlamıyorum" falan dedi galiba. Yani herhalde içeride düşündü "dedim mi demedim mi" gibisinden...

Yaprak Dökümü ile dönüşümlü izlediğimden ağlamasının nedenini kaçırdım. Anne-babasıyla ayrı mı büyümüş veya küçükken vefat mı etmişler orayı kaçırdım. Ama ağlamasına üzüldüm tabii. O yüzden sordum zaten, söylemediyse şayet Ekin kadını boşuna üzmüş oluyordu...

kadının anne babası ayrılmış ve kardeşleri ile çocuk esirgemede kalmışlar, epey sefalet çekmişler. sonradan iş-güç sahibi olmuş, evlenmiş filan, hatta tanıtımlarda çok kötü şeyler yaşadım ama yıkılmadım, moralimi bozmadım diyor ama demek içinde kalmış.

ekin ben bir yemeğe iğrenç denilmeyeceğini 5 yaşımda öğrendim demek ki siz aile kültürü almamışsınız, aileniz böyle değilmiş gibi bir laf etti.

kadına da aile ortamında büyümediği için bu laf koydu, sonradan dedi bana verilmeyen bir şeyi ben veremem, doğrudur aile kültürü almadım dedi.

şöyle oldu ekin dedi ki iğrenç diyemezsiniz, sibel demedim diye cevap verdi, sonra ekin dediniz iyi hatırlıyorum dedi, sonra sibel dikkat etmeden söylemişim o zaman, kötü göründüğünü kastetmiştim dedi.

Evet o "... 5 yaşında öğrendim, ... aile kültürü almamışsınız" laflarını duydum. kadının ağlama ve "verilmeyen şeyi alamam" lafını da.

Anne baba ayrılma ve çocuk esirgeme kısımlarını duymamıştım. Bir de işte "iğrenç" kelimesini. Teşekkürler :)

Sonuçta önemli bir şey değil de "kadın boşa mı ağladı"yı çözmek istiyorum. Ben de buna takıldım :)

kadın evvelkisi gün hava atıyordu. ben evime misafir çağırmıyorum, efendim hem çalışıyorum hem çocuğum var,onunla ilgileniyorum filan.

meğer arkasında neler varmış. üzüldüm gerçekten.

Evet "hiç misafir ağırlamam ben genelde"li bölümü de biraz izledim. O bölümde bu Ekin hafiften ukalalık sinyallerini veriyordu zaten. Ayva tatlısı yiyor. Yok bunda mayhoş bir tat var. "Ayva kızım o ayva" dedim de duyuramadım :)))

Eve misafir çağırma alışkanlığım yok derken hava atar gibi miydi kine? Öyle bir şey hatırlayamadım şimdi ama olabilir. Hepsi manyak bu yarışmaya çıkanların ehe :) Hoş kadının hikayesi ayrıymış, orası da ayrı...

Benim takıldığım olay sorudan da anlaşılacağı gibi "iğrenç" kelimesiydi ve çıkan tartışmanın "söylenmemiş bir kelime" üzerinden çıkıp çıkmadığıydı.

Kadının hikayesini zaten bilmiyordum, mea maxima culpa sayesinde öğrendim.

Ama siz diyorsanız ki "iğrenç" olayı da düzmece; öteki kötü diyecek, genç kız "iğrenç denmez yemeğe" dedikten sonra kavgayı büyütecek falan ve bunlar da bir senaryo gereği yapılacak; bu durumda da helal olsun diyorum hem oynayanlara hem de ekibe.

Ayrıca yarışmacılardan n adedinin oyuncu geçmişi olması TAMAMININ da oyuncu olduğunu kanıtlamıyor. Yarışma %100 düzmece dahi olsa, "alışveriş + yemek + çemkirme" olaylarını çok başarılı bir şekilde harmanlamış bir program bu Yemekteyiz.

Yani programın alışveriş ve yemek yapma aşaması bile mutfağı seven birçoklarının hoşuna gidiyor. Misal benim annem. Alışveriş ve hazırlık aşamasına bayılıyor. Oyuncu veya değil, umurunda dahi değil.

Yemekle arası iyi olmayan ablam dahi bu programı izleyip içinde geçen bazı tarifleri uyguluyorsa, kısmen işe yarar bir program olduğunu dahi söyleyebilirim.

özel bayram programı diye eski tipleri, yemek yapmayan naim'i çıkaracak olmaları ile gözümde bitmiştir yarışma.

Açıkçası Naim kim bilmiyorum :)
Çok sıkı takipçisi değilim ama biraz bakındığımda dahi hoşuma giden bölümleri oluyor. Hemen uyuz olabildiğim ve kazanmasını istemediğim tipler oluşuyor. Veya gerçekten eli yatkın gözüken tipler de. Unutmazsam da kimin kazandığı bilgisini sorup öğreniyorum falan :)

Gece yayınlanan tekrar bölümlerini izleyen Yemekteyiz-kolikler tanıyorum ama :)

yarışanların bir kısmının oyuncu olduğunu ben de yazmıştım zaten sözlükte.

çok sinir bozucu bir şey bu.

ancak yarışan oyuncu da olsa menüyü hazırlayıp, alışveriş yapıp ve bilmem kaç saat süresinde mutfakta yemek yapıyor. yani bu kısım gerçek. genelde çok komik oluyor. başkalarına durmadan çamur atan birisinin yemekleri rezil edip, mutfağı batırıp sonra aman işte bu kadar oluyormuş deyip kendilerini bir sandalyenin üstüne atmaları :))

naim gayet güzel yemek yapmıştı, hatta şu kadar haftadır kimsenin yapmadığını yaparak yaprak bile sarmıştı. marifetli adam :)

Evet, o kısımların gerçek olduğu kesin ve zaten çokları tarafından beğenilen bölümler de onlar. Başkalarının bilinen veya bilinmeyen yemekleri nasıl, ne kadar sürede yaptığı, yapıp yapamadığı falan :)

tasarruflu ampuller gaz-sanırım- ile ısık veriyor direnc le degil. o nedenle de akımı dusurmen yanmamasına sebep olacaktır. ve evet kullanamazsın.

tasarruflu ampuller dimmer'lı anahtarla çalışmaz. anahtarı normal bir anahtarla değiştirip kullanabilirsin, veya dimmer'lı anahtarla normal bir ampul kullanabilirsin. opsiyonlar bunlar.

bizim banyoda da var onlardan sadece spot lambalarla yanıyor diye biliyorum, tasarruflu ampulle calıstırabilirsen bana da haber ver de ben de değiştireyim

Halojen spotlardan alman lazım, floresan tipi lambaların çalışma prensibine ters yapmaya çalıştığın (:

bu arada o çevirdikçe artırıp azaltan düğmenin teknik adı, anlamışsındır çoktan ama, dimmer.

Genel olarak, balastlı lambalarda dimmer kullanılamaz.

www.kontrolkalemi.com

devre teorisi hocamızın anlattığına göre amerikada ilk olarak 110 v standartının oluşmasında sigorta şirketleri etkili olmuş, zira amerikan sigorta şirketleri 110 V üzerinde elektrik hattına sahip olan evleri yangına karşı sigortalamayacaklarını söylemiş. Tabi aynı şirketlerin gaz hattı olan evlerde hiçbir şart koşmamaları zamnında insanların elektriğe karşı olan şüpheci yaklaşımını gösteriyor.

220 Volt sistemleri 110 Volt sistemlerden maliyet olarak daha ucuz.

soru sadece volt ile ilgili değil.
bi de hertz var.
ab ülkelerinde 220 volt ve 50 hertz
abd de 110 volt ve 60 hertz
meksikada 130 volt ve 60 hertz
yeni zelanda da 130 volt ve 60 hertz

bunların elektrik sinyalleri daha sonra video çalıştırmak için kullanılınca
PAL, Secam, MeSecam, NTSC gibi formatlar oluşturuyor...

bilmem soruna bi parça yanıt oldu mu?

bozulmuştır yaw herhalde.. fermante mi oldu ki kendi kendine.. öyle birşey varsa zulalıyayım ben bi kasa, yer yer kelle olurum :)

ayrıca alkol olmuş olabilir, zira; www.biriz.biz

aynı şey bozuk sütte başıma geldi sanki malibu içiyorum sanmıştım efsaneydi.

kivi falan bekleyince çok kolay alkollenen mevyeler, böyle dili de tırmalar hafifçe...

indirdiğin kaynaktan kaynaklanıyor.

Hiç sanmıyorum.
Dediğim gibi aynı kaynaktan(rapidshare) 130 la indiren arkadaşım downloadı kapattıktan sonra ben deniyorum ve sonuç 50-100 kb.

Peki Rapidshare sunucuları aynı mı? Rapishare yoğunlukları aynı mı?
Her zaman mı böyle oluyor?
Sizin ethernet kartınız nedir? Eski mi yeni mi?
Bir sürü etken sayılabilir sanırım.

A evet her zaman böyle. Deutsche Telekom sunucusu kullanıp hep maksimum hız aldım ama şimdi sorun var.
Ethernet kartı hakkında pek bi bilgim yok ama bilgisayarımı yeni topladım-Daha doğrusu bir tanıdığıma toplattım- ve her parçası gayet araştırılarak alınmıştır. Yani eski olacağını zannetmiyorum.

Anladım. Ben o zaman yorum yapamayacağım. Bu konuda daha çok şeyler bilen arkadaşlar vardır elbette. Onların yorumlarını almanız gerekir. Başka etkenler de vardır belki.
Kolay gelsin.

internet hız testi yapın ayrı ayrı bakalım o ne sonuç verecek.

sizin en fazla 100 görmeniz gayet normal ama arkadaşınızın 1mbit lik internet ile 120-130 görmesi hiç normal değil, bence sorun arkadaşınızda.

eğer rapidden indirirken bir download manager kullanıyorsanız o programların gösterdikleri hızlara her zaman güvenmeyin. şişirebiliyo o programlar hızı. bence sizinki normal arkadaşanızınki saçmalamış.

İkimiz de internet download manager kullanıyoruz.
110-120 de 1mbit in normal hızı. idm şişirip 130 yapıyo olabilir ama şu an mesela 90 da indiriyor benimki ve bariz bir şekilde az bu.
Mesela indirmeye 600byte da falan başlıyor ve bunun artması 20-30 sn alıyor. Gereksiz bir yavaşlığı var yani.

ben hala normal şartlar altında 1mbit lik internet ile 104 kb yi geçmenin pek mümkün olmadığı görüşündeyim. ama illede "oluyo' lan işte!" diyorsanız, bilgisayarcıdan profesyonel destek almak sanırım şu günlerde yapabileceğiniz en güzel aktivite olacaktır..

1 mbit ile alabileceğiniz ortalama hız 100 kb/sn civarıdır. Hadi 105 olsun. 110-120 olmaz hayal kurmayınız. 120-130 hiç olmaz o yüzden de üzülmeyiniz. Hadi denemesi bedava açın 100 mb lık bir dosyayı sırayla indirin ve dakika tutun. Eminim ikisi de benzer çıkacaktır.
Not: Hala böyle hıza takanlar olduğunu görmek ne güzel.

ben de kablonet'te 1 mbit ile 120-124 arasında indiriyorum?

@ozdek
Kesinlikle hıza takılırım. Kıçı kırık bi hıza sahipken hele, kaybın olması daha da sinir bozucu.

adsl/kablo stabil olarak 104-109k arasi indiriyo sanirsam. sirkette ve evde ben bunu gordum. ayni zamanda evde kullandigin utorrent ve netlimiter ikilisinden, download esnasinda hiz kontrolu yaptigimda torrent 112k gosterirken netlimiter 98k gostermektedir. muhtemelen arkadasin bilgisayarinda bir sorun vardir.

ya 1mbit te max. download 104 kb. bunun üzerinde sayı görenler ya yanlış görüyor ya da gördükleri yerde yanlış yazıyor.

hem rapidshare hem de torrent*kaynaklı downloadlarımda 104'ün üzerine çok rahat çıkabiliyorum kablonet'le. bayramda memlekete gittiğimde bunu bi daha kontrol edeyim...

İngiliz futbolcu piyasası zaten çok dar. Altyapılar yetersiz (senegalden açları toplayıp futbolcu yapmaktan bahsetmiyorum.) Çıkan oyuncuların hepsi ya alt liglerde ya da iskoç, irlanda vs takımlarında tutuluyorlar. İyi oyuncu zaten gidemiyor.

20-30 tane buldum ben. Ama onlar da iyi oyuncular değiller. Transfermarkt.de sitesinden premier lig'in sezon sezon transferlerini görebilirsin. Oradan incele istersen.

www.transfermarkt.de

uk.answers.yahoo.com
yok gibi, burda da cevap verememisler.

ingiltere'de 5 ana lig ve onlarca yerel lig oldugundan lisansli futbolcular yurtdisina cikma ihtiyaci hissetmiyorlar pek. yani takim fazla oldugundan kalburustu oyuncular illaki bulunup degerlendiriliyor. yani ingiltere veren degil alan bir yapiya sahip.

en.wikipedia.org

sayin bakalim kac kulup, kac lig var?

Steve Mcmanaman oynadı baya bir süre real madrid de.

jonathan woodgate de bir ara real madrid'de oynadıydı.

Soruyu görünce verdiğim tepkiler herhalde bir nevi cevap olabilir.

1.Var var kesin.
2.Vardır olum mutlaka.
3.Yok mu acaba?
4.Yok lan!

eheh

saniyeler süren bir fm 2009 araması soruya cevap bulur
ama üşendim şimdi :)

isveç liginde adı sanı duyulmamış 3-4 kadar futbolcu var. iskoçya'da zaten kaynıyor, bi 50-60 kadar var.
bunlar dışında çifte vatandaşlığı olan lomana lualua al-arabi'de, simone perrotta roma'da oynuyor.

tamsayıları belirli bir aralıktan seçmiyorsak fazla olma olasılığı neredeyse 0 olmaz mı?

1/200

tamamen götümden salladım.

%50
ya olur ya da olmaz.

99la 100le tamamen alakasız gibi duruyor cevap. herhangi bir tam sayının çift olma olasılığıyla aynıdır bence: yüzde 50

edit: ben eksiduyuru ana sayfasını incelerken cruor 2dakika35saniye önce davranmış.:)

rastgele secilmiş 100-99 ardışık sayı olmalı o soru, eğer ardışıklıktan bahsetmemişse, cruor ve yazark bece doğru söylüyor

%50 olur mu ya...

100 ve 99'un binom dağılımını hesaplayacaksınız, %50'den biraz yüksek çıkacak.
galadnikov gelsin, çözer bunu.

ya eşittir ya da 1 fazladır.

yüzde 50 sanırım

ardışık sayı ise tabi.

sayilarin ardisik olma sarti veya sinirli bir kumeden secilme sarti yok, tamamiyle rasgele ve sonsuz aralikta.

0.5'ten büyük olması lazım sanki, ters yöne mi gittin.

%50 hacı. o son seçilen sayının çift olup olmama olasılığı soruluyor aslında. o da ya çifttir ya tektir.

desdinova ya katılıyorum. 0,5 ten çok az büyük bir sayı olması lazım. mesai bitince uğraşalım bakalım, hoş bir soru.

galadnikov doğru gitmiş ama atladığı ufak bir nokta var.
Pr(Z>(50-49.5)/(25+24.75)^(1/2)) = 1 - Pr(Z<(50-49.5)/(25+24.75)^(1/2)) = 1 - 0.4721

= %52.79 çıkar.

Ufak bir dalgınlık yapılmış galiba.

Bu arada bazı sorularda Pr(X-Y>0) yerine Pr(X-Y>0.5) almak daha doğru olabiliyor. Ancak bu soruda ortalama 0.5 olduğu için Pr(X-Y>0) kullanmak biraz daha doğru.

-oo +oo aralığından 100 tane tam sayı seçersek bunların 0 tanesi çift olabileceği gibi 100 tanesi de çift olabilir. toplam 101 farklı ihtimal söz konusudur.

99 sayı seçtiğimizde ise 0-99 dahil 100 farklı ihtimal söz konusudur. yani çift sayı barındırma miktarlarına göre toplamda 101*100=10100 farklı şekilde sayı seçimi yapabiliriz.

şimdi gelelim 100'lük gruptaki çift sayı miktarının 99'luk gruptaki çift sayı miktarından fazla olması durumuna. mesela 100'lük grupta 7, 99'luk grupta 4 çift sayı var. bu bizim istediğimiz durumlardan yalnızca biri. diğer tüm durumları da hesaplayacak olursak 5050 ettiğini görürüz. şöyleki;

100'lük grupta 1 tane çift sayı varsa 1 tane istediğimiz durum söz konusudur o da 99'luk grupta 0 çift sayı olması durumu. 100'lük grupta 2 tane çift sayı varsa 99---0 ve 99---1 gibi iki istediğimiz durum vardır. 100'lük grupta 100 çift sayı varsa 100 tane de istediğimiz durum vardır. yani istediğimiz durumların toplamı 1'den 100'e kadar olan sayıların toplamına eşittir. n*(n+1)/2 yaparsak 100*101/2 = 5050 eder.

sonuç olarak:
istediğimiz durumlar / tüm ihtimaller = 5050 / 10100 = 0,5 eder.

buldugum kadariyla sonuc 50%. ben su sekilde cozdum, 99 ve 100 degil de 1 ve 2 ve 2 ve 3 durumlarina baktim. hic islem yapmadim sadece tum olasi tek-cift ikililerini yazdim ve saydim.. sonuc gercekten sasirtici :D ilk durumda 4/8 ikincide de 16/32 cikiyor.
yani bumbum dogru dusunmus sanirim.
cevabin 52.79% gibi kusuratli olmasi mumkun degil bi yandan, cunku 2 saatlik bir sinavdaki 10 sorudan sadece biriydi ve hesap makinasi yoktu sinavda.
cruorun cozumunde de soyle bir sorun var, bu sayilan tum olasiliklar birbirlerine esit olmadigindan toplayamayiz gibime geldi. eger 98 ve 100 icin de gecerli oluyorsa bu durum tabi lafim yok o durumda :)
herkese cok tesekkurler :)

cruor, amma atmışsın.

yaklaşım güzel gözüküyor ama; 100 tane sayıda 1 çift gelme durumu ile 99 sayıda 1 çift gelme durumunu aynı almışsın. ilkinde 100 farklı durumun sonucunu 1'e indirgemişsin halbuki bu 100 farklı şekilde olabilir. fark da zaten buradan kaynaklanıyor.

sana yanıldığını şöyle ispatlayabilirim. 99 ve 100 aynı diyorsan, 100 ve 101'e de aynı dersin 999 ve 1000'e de. peki;

1000 rastgele seçilen tam sayılar arasındaki çift sayıların, 100 rastgele seçilen tam sayılar arasındaki çift sayılardan fazla olma ihtimali de %50 midir? hiç sanmıyorum =)

arch101, sen de aynı hatayı yapmışsın. durumları sayıyorsunuz ancak o durumların ortaya çıkma ihtimalini hesap etmiyorsunuz.

yani;

1 yazı 99 tura gelmesi ile, 50 yazı 50 tura gelme ihtimali aynı değildir.

@desdinova

100 tane ve 99 tane olmak üzere iki ayrı grupta istediğiniz sayıları seçin. seçtiğiniz sayıların içindeki çift sayı miktarlarınız 0-100 arası ve 0-99 arası olmaya mahkumdur.

100 sayı seçtiğinizde 0 tanesinin çift olma ihtimalini ele alalım. bu ihtimale karşılık 99 sayı seçiminde 0-1-2-3......99 çift sayı seçme ihtimalimiz var. aynı şekilde 100 sayının yalnızca 2'sinin çift olduğu durumları düşünelim. yine aynı şekilde 99'luk grupta 0-1-2-3......99 çift sayı seçme ihtimalimiz var.


100---0 99---0 //yüzlük grupta 0 çift sayı, 99'luk grupta 0 çift sayı
100---0 99---1 //yüzlük grupta 0 çift sayı, 99'luk grupta 1 çift sayı
100---0 99---2
...
100---0 99---99 //böylece ilk 100 ihtimali görmüş olduk.


100---1 99---0
100---1 99---1
100---1 99---2
...
100---1 99---99 //ikinci 100 ihtimal


100---2 99---0
100---2 99---1
100---2 99---2
...
100---2 99---99 //üçüncü 100 ihtimal

...
...
...


100---100 99---0
100---100 99---1
100---100 99---2
...
100---100 99---99 //yüzbirinci 100 ihtimal

çift sayı miktarlarına göre 10100 farklı ihtimal olduğu anlaşılmıştır artık herhalde.


ya aslında rastegele seçilmiş 100 sayı içindeki çift sayı miktarı 0-100 arasında rastgele bi sayı tutmaktan farksız. aynı şey 99 için de geçerli.

siz binom minom nerden çıkardınız anlamadım.

@desdinova
"1 yazı 99 tura gelmesi ile, 50 yazı 50 tura gelme ihtimali aynı değildir." demişsiniz.

(2^1)*(2^99)] = 2^100

(2^50)*(2^50) = 2^100

bal gibi aynıdır.

@galadnikov

2^100 farklı atış

istenilen durumun gerçekleşme ihtimali = 1 / (2^100)

0.5^99 olarak yazdığınız şey zaten 2^99 olarak ifade ettiğim kısımla aynı. 1 e bölme ihtiyacı hissetmedim çünkü anlaşılacağını sanmıştım.

zarda 6 farklı atış yapılabilir. istediğiniz sayının gelme ihtimali de 1/ 6 dır.
bana bunu da açıklattınız ya...

@galadnikov

benim hesapladığım ilk attığımız yazı sonraki 99 tura olacak şekilde.
herhangi bi yerde yazı gelmesini kabul edeceksek tabii ki 100 kat artar ihtimalimiz. o da sizin yazdığınız C(100,1)'i açıklıyor şimdi. yazı tura sorusunu farklı ele almışız.

esas soruda geliş sıralarının bi önemi yok ki zaten. sadece miktarları önemli.

100 sayı seçmişsem 1.si çift ve 65.si çift diyelim. çift miktarı 2
başka seferde de 4.sü çift ve 19.su çift diyelim. çift miktarı yine 2.

çift sayıları hangi sırada seçtiğimizin bi önemi yok görüldüğü gibi. bize lazım olan 100 sayı içinde kaç tanesinin çift olduğu.

yukarda da dediğim gibi, bu durumun çift sayı miktarı diye doğrudan 0-100 arası bi sayı seçmekten hiç bi farkı yok.

yahu 100 sayı seçtiysek ve bunların 4 tanesi çiftse, hangilerinin çift olduğu bizi ilgilendiriyor mu da tüm 4 çift gelme olasılıklarının sayısını hesaplıyoruz.

100 tane sayının 4'ünün çift olduğu bir sürü durum var (hatta sonsuz aralıkta sayı seçimi yaptığımız için sonsuz olasılık var 2,4,6,5700 -- 2,4,6,64000000000000 -- 2,4,522 10^45 gibi ). fakat bizim için burda önemli olan 4 sayısı yani kaç tane çift sayı olduğu. isterse 2,4,8,20 olsun, isterse 2,6,10,84 olsun ne değişecek ki bizim sorumuzda? 100 tane rastegele sayı seçersek içindeki çift sayı miktarı 0 ile 100 arasında olmak zorunda. 101 farklı çift sayı miktarı söz konusu yani. bizim için önemli olan da bu zaten. çift sayıların neler olduğu değil.

ya olay çok zevkli de neresinden dahil olacağımı çözemedim.

zar örneğini çürütebilirim yalnız, diyorsun ki her zarın ihtimali 1/6'dır. doğru ama o tek zar için. bu konuyu modellemek istiyorsan çift zar düşüneceksin. orada da 2'den 12'ye kadar 11 tane outcome var ama her birinin olasılığı 1/11 değil. en yüksek olasılık 6/36 ile 7 gelme olasılığıdır. 2 gelme olasılığı (veya 12 gelme olasılığı) ise 1/36'dır.

yani her biri birer outcome ama bu outcomeların gerçekleşme ihtimalleri farklı yukarıdaki yazılarımda da belirttiğim gibi.

eğer benim verdiğim, cevabının yanlış olduğu ispatını düşünürsen anlayacağını sanıyorum.

ilk olayda 100 kere rastgele sayı seç, ikinci olayda 10 milyon kere rastgele sayı seç.

ilkinde 50 kere çift gelmesini beklersin, ikincisinde ise 5 milyon kere çift gelmesini beklersin. senin çözümüne göre ikinci olayda daha fazla çift gelme ihtimali %50 oluyor (ki bariz bir şekilde yanlış). çünkü 100 ve 99 arasında bunu iddia eden, 101 ile 100 arasında da bunu iddia eder. hepsinde de eşit olduğunu iddia eddiğinde göre 10 milyon ile 100'ün de eşit olduğunu iddia ediyorsun.

Pr(X-Y>0.5) şeklinde alıp çözersek o zaman sonuç %50 çıkar. Pr(X-Y>0) diye çözersek o aslında Pr(X-Y>=0) gibi oluyor. Bu nedenle %50 doğru cevap.

cevap kesinlikle %50 ve benim bu soruyu çözüm yöntemimde herhangi bi sorun yok.

siz takıldınız olasılığın bir takım temel hesaplarına. onları yazıp yazıp duruyorsunuz. sonra küsüratlı sonuçlar buluyorsunuz. sonra "yok yok 0.5'miş." diyorsunuz. başından beri anlatıyorum anlatıyorum ama olmuyor.

şimdi bu sizin amele yöntemi çözümünüz:

KOŞULUMUZA UYAN DURUMULAR

5'lide 1 tane çift olma durumu: 5 _____ 4'lüde 0 tane çift olma durumu: 1 ____ 5*1 = 5

5'lide 2 tane çift olma durumu: 10 ____ 4'lüde 0 tane çift olma durumu: 1 ____ 10*1 = 10
_______________________________ 4'lüde 1 tane çift olma durumu: 4 ____ 10*4 = 40

5'lide 3 tane çift olma durumu: 10 ____ 4'lüde 0 tane çift olma durumu: 1 ____ 10*1 = 10
_______________________________ 4'lüde 1 tane çift olma durumu: 4 ____ 10*4 = 40
_______________________________ 4'lüde 2 tane çift olma durumu: 6 ____ 10*6 = 60

5'lide 4 tane çift olma durumu: 5 _____ 4'lüde 0 tane çift olma durumu: 1 ____ 5*1 = 5
_______________________________ 4'lüde 1 tane çift olma durumu: 4 ____ 5*4 = 20
_______________________________ 4'lüde 2 tane çift olma durumu: 6 ____ 5*6 = 30
_______________________________ 4'lüde 3 tane çift olma durumu: 4 ____ 5*4 = 20

5'lide 5 tane çift olma durumu: 1 _____ 4'lüde 0 tane çift olma durumu: 1 ____ 1*1 = 1
_______________________________ 4'lüde 1 tane çift olma durumu: 4 ____ 1*4 = 4
_______________________________ 4'lüde 2 tane çift olma durumu: 6 ____ 1*6 = 6
_______________________________ 4'lüde 3 tane çift olma durumu: 4 ____ 1*4 = 4
_______________________________ 4'lüde 4 tane çift olma durumu: 1 ____ 1*1 = 1

________________ KOŞULUMUZA UYAN DURUMLARIN TOPLAM SAYISI: ______ 256
____________________ SEÇEBİLECEĞİMİZ TÜM DURUMLARIN SAYISI: ______ 512

_________________________________________________OLASILIK: ______ 0,5


burada görüleceği üzere her "5'lide 2 çift sayı durumu" için, o oranda "istediğimiz durum" da söz konusu oluyor. bu yüzden sizin yaptığınız "tüm durumlar"ın sayısını da "istediğimiz durumlar"ın sayısını da şişirmekten başka bişe değil.


5 sayı seçeceksem bunların içindeki çift sayı miktarı 0 ile 5 arasında olmak zorunda. 4 sayı için de 0 ile 4 arasında olmak zorunda. 6*5=30 tüm durumlar. 15 tane de istediğimiz koşulun oluştuğu durum var. (yukarıda 100-99 için anlattım nedenini)

buradan yola çıkarak doğrudan 15/30=0,5 dememizde herhangi bi sorun yoktur. inşallah artık anlatabilmişimdir. benim çözüm yöntemime yanlış demekten vazgeçersiniz.

zar örneğiyle bizim sorunun ne alakası var? zar sorusunun şartları ile bu sorunun şartları aynı mı? şunu bi idrak edin yahu. zar sorusunda gelen sayının kaç olduğunun önemi var çünkü gelen sayıları topluyoruz, bizim soruda ise tek mi çift mi olduğunun önemi var.

zar sorusunda sayıların toplamlarının 3 gelmesinin ihtimali bariz şekilde 2/36'dır. 1/11'i siz uyduruyorsununuz. çünkü benim dediklerimi anlamamışsınız.
"benim mantığıma göre 1/11 miş". yahu benim dediklerimi siz böyle anlıyorsanız ben daha bişe demiyorum.

siz başbaşa verin anlamaya çalışın artık. benim yapacağım başka bişe kalmadı. size kolay gelsin.

cruor ayni soruyu 100 sayi ve 98 sayi icin de cevaplayabilir misin peki ayni yontemle?
cevabin 1/2 oldugu konusunda hemfikiriz herhalde artik, sadece cozum yonteminde sikinti var gibi.

100'lük gruptaki çift sayı miktarı 0-100 arası = 101
98'lik gruptaki çiftsayı miktarı 0-98 arası = 99
tüm durumların sayısı 101*99 = 9999

istediğmiz durumların sayısı (100*101/2)-1 = 5049
çünkü 100'lük grupta 100 tane çift sayı varken, 98'lik gruptaki çift sayı miktarı 0-98 arasında olabilir. yani 100'de 100 çift durmuna karşılık öbür grupta 99 değişik durum söz konusu 100 değil. o yüzden 1 eksiğini alıyoruz.

5049/9999 = 0,504950495049....

yeri değil ama , cruor tebrik ederim çözüm için. eşit olmaları ihtimalini hiç düşünememişim ben de nedense.

bi yanlis anlama var galiba ama, soruda ardisik olma gibi bir sart yok, tum pozitif tam sayilar arasindan rasgele seciliyor sayilar.

küçük çocuğun babası aslında hükümet ajanıydı. telefonlar kesikken 9 kez telefonu kapatan tuşa art arda basıyordu da telefon otomatikman 911'i arıyordu.

filmin adını bilmiyorum ama bu ayrıntılar da benden olsun:)

hostage olabilir mi acep?

bu değil gibi yav

filmi hatırladım ... ama ismi neydi evet ben de çıldırciim.

imdb forumlarında ''i need to know'' diye bir bölüm var. orda ne sorsan şak diye söylüyorlar sana.

bruce willis mi kurtarıyordu acaba bunları?

kWh * saatlik değer olmalı

tam değil. alet sürekli olarak onu tüketmiyor sonuçta. ortalaması nedir onu bulmak lazım.

Hesabın doğru, elektriğin birim fiyatına elektrik faturasından bakabilirsin. Birimi ykr/kWh 'dir.

kW * Ykr/kWh = Ykr/h şeklinde cihazın bir saatte harcadığı parayı bulursun.

edit: net bir sonuç almak için @mortifera'nın dediği gibi ortalamayı düşünmek gerekli. cihazın üstünde yazan güce bakılırsa hata yapılabilir.

tamam teşekkür ederim... benim merak ettiğim saatlik gider yani ortalamaya gerek yok... iki cihazı karşılaştıracağım da ondan... :)

aletin bir günde kaç saat çalıştığını bilmen gerekiyor,

70 W gücündeki bir lamba günde 5 saat çalışırsa ayda 10500 kWh enerji harcar.

Bunu ykr/kWh birimli fiyatla çarparsan ayda ne kadar faturaya etkidiğini bulursun.

cevabını direk veremeyeceğim ama şunu söyleyebilirim; bütün olasılıkların sayısı 49x48x47

şimdi toplamı 51 eden bir olasılığı ele alalım 1 2 48 olsun ( bunun gibi kaç tane daha var elle bulunması biraz kasar ve bayar bu yüzden matlab yazılımı ile yapılabilir belki )

şimdi 1 2 48 durumu tek durumdur diyemeyiz çünkü 1 mi önce çektin 2 yi önce çektin belli değil o yüzden her üçlü toplamın aslında 6 tane olasılığı var.

(toplamı 51 eden üçlü grup sayısı)x6 / 49x48x47

diye düşündüm ama bir yerde hatam varmış gibi geliyor kolombiyalı suser kardeşler uyarsınlar.

valla bir kimyager gözüyle bende o şekilde düşünebildim, esasında birazda yamulmadım desem yalan olur. elektrik-elektronikçiden yardım alıyorum onda da yamulma belirtileri var. bi sonuca ulaşırsa yazarım.

Bogota'dan sevgiler...

evet böyle tek tek yapılabilir, ama ben daha "matematiksel" bir çözüm peşindeyim. Aslında python ile durumun simülasyonunu yapıp olasılığı buldum daha önce. Bunu hespalayabileceğimiz kısa bir yol nasıl olabilir diye düşünüyorum. yani "genel" bir çözüm arıyorum. mesela 1000000 top olabilridi ve çok daha büyük (veya küçük) bir toplam sorabilirdim, bu şekilde yapmak imkansız olur o zaman.

[2*(1+2+3+...+11)+12]/(49*48*47)

civic

jetta

civic gayet tabii..

peki de, aga bi de sebep yazsanız ya. yani neden Civic? neden Jetta?

civic alsın boşver

kesinlikle jetta. Alman powah

elantra al bence

ama senin soruna gelirsek hazir tartisilmisina verim bak istersen:
answers.yahoo.com

jetta

1. hb karoseriye bagaj ekleyip sedan yapandan kaçacaksın. güdük durur araç, ki jetta da önden golf arkadan passatlığıyla hem güdüktür hem karaktersiz. golfe bagaj koyduk adı jetta oldu denmez, hondanın yaptığı gibi bu civic hb dir bu da sedan ikisi ayrı araçlardır dersin adam gibi.

2. civic teknolojik anlamda sınıfında devrim yapmıştır hala teknoloji bağlamında en öndedir.

3. golf 6 çıktı jettanın da yenilenmesi 6 aya kadar yapılır. 6 ay sonra eski kasa olacak bir araba almam. civic daha 2 sene aynı civic olarak kalacak.

4. honda motoru malum efsanedir. daha fazla gücü daha az tüketimle sunar.

5. vw kalitesi dediğiniz şeyi bir türlü anlamadım telvinin touranı vardı kabin içindeki plastiklerin kaplamları döküldü servise gittik known issue bişi yapamayız araba parfümü kullanmışınız ondan olmuş dediler.

6. golf de kullandım civic de civic in verdiği tadı veremiyor golf.

7. civic çok daha yakışıklı.

8. civicin 2. el değeri bizim memlekette başka hiç bir araçta yok denebilecek seviyededir.

9. yoruldum lan.

yeni kasa civicler çıktığından beri, yani yaklaşık 2 yıldır civic kullanıyorum. bir kere teklediğini görmedim. ayrıca jetta olmasa da onun muadili olan golf de kullandım bu süre zarfından bir kaç defa. kesinlikle civic'in verdiği haz yoktu.

iç mekan konusunda da genişlik olarak civic, jetta'nın eline verir. inanılmaz geniş bir iç hacim var civic'te. ne olduğunu bilmediğim ve bütün arabalarda olan bir dalga vardır hani arka koltukların ortasında, ayak bastığımız yerde. normalden biraz yüksektir, sağa sola geçişi zorlaştırır hani arka koltuklarda. o dalga civic'te yok işte. ufak bir detay gibi görünse de çok rahatlık sağlıyor.

civic'i servise bir kere götürdüm o da arkadan 90 model bir mitsubishi minibüsün çarpmasından ötürüydü. amca yaklaşık 60km süratle çarptı sadece tampon içeri göçtü biraz. sağlam da bir araba yani.

volsvogenin bu tarz kırma arabaları geçmişten beri tutunamadı. jetta da öyle. ayrıca ikinci el satışta da rahat edersin ileride düşünürsen.

civic'te kesinlikle pişman olmazsın.

kazasız belasız bir kullanım temenni ederim.

jetta'ya kılım tamamen.

yazıldığı üzere jetta kadar karaktersiz bi araba yok hakkatten. passat desen değil golf desen değil çirkin bi şey
o vw klasını yansıtmıyoru hiç

ama civic öyle mi? hem sempatik hem yakışıklı :p şahane bir araç bir de tabiki ortada bir honda vtech motor teknolojisi var yapıldığı günden bugüne arıza raporu verilmemiş derler ne derece doğrudur bilemem.

sürüş konusunda jettaya yolcu olmuşluğum bile yok bi şey diyemem ama civici bir kaç kez sürme şerefine nail oldum. ve bir çok kez yolcusu oldum sürüşü şahane, yolculuğu özellikle arka tarafı daha da şahane.

jetta

Civic. daha kaliteli. yakıt tüketimi benzinlide cok daha ekonomik.
satması çok daha kolay. ayrıca jetta ya beş basar.
2005 model civic im vardı, sattıgıma hala üzüldügüm canım arabamdı diyim yani. bigun bi yamugunu görmedim.

bence o fiyat grubundaki arabalardan en güzelleri:civic, vw golf, opel astra
golf alsanıza illa volkswagen istiyorsanız. daha güzel araba bence golf.jetta tutmadı sanki türkiyede. gayet tipsiz ve içi de çok çirkin bence civic le astraya göre.

honda, hayat onda.. pek anlamam teknik ozelliklerden ama honda'nin neredeyse tum modelleri icin iyidir diyebilirim gozum kapali, tasarim acisindan. son olara, japon yapmis, yapar da daha diyorum :p

araba almayınız bisiklet alınız. (mesaj kaygım geldi:)

civic alın. düşünmeden. honda sonuçta. tık demez araba, saat gibi çalışır motoru. otomatik alın hatta; ki honda nın eline kimse su dökemez otomatik şanzımanda. zaten bir kere honda kullanın neden burada herkesin küt diye civic dediğini anlayacaksınız.

bp3.blogger.com
bu resimde yıldız-üçgen dönüşümü var

bp0.blogger.com
burda da dönüşüm sonrası çıkan dirençlerin nasıl bulunacağı yazıyor

yani Ra Rb Rc ler dış taraftaki ( çembersel duran ) dirençlere tek tek paralel olacaktır
iç taraftaki yıldızı üçgene çevirdik kısacası

kaynak bulabilir miyim?

hatırladığım kadarıyla.. impuls iletiminde oksijenli solunum yoktur. iyon pompası dediğimiz şey sayesinde ortaya çıkan elektrik yükleri farkı iletim için gerekli olan potansiyali sağlar. yani işin içinde hiç su olmadığından var olmayanın harcanması da mümkün olmaz.

(bkz: sodyum potasyum pompası)

www.biltek.tubitak.gov.tr

sanırım direk sorunun cevabı

monitör fişinin takılı olduğu prizin topraklamasında sorun olabilir mi?

çok enteresan bir şey önereceğim, monitörün elektrik fişini önceki konumuna göre ters takınız belki sorununuz hallolabilir.

hızlı cevaplar için teşekkürler öncelikle.

@phonex
net bir bilgi sahibi değilim. topraklamada sorun varsa nasıl halledilir diye sorsam çok mu olmuş olurum?

@allezz
ilginç bi öneri. deneyelim. sonucu yazarım buraya.

fişi taktığın priz (üçlüdür, duvardadır) ona baktığında üst ve alt kısmında içe doğru metal aksam vardır. prizin üst ve alt kısmında bulunan küçük boyutlu açık metale temas edecek şekilde bulunması lazım bunların. bu yoksa ya da tahribat görmüşse (genelde ütü kaynaklı fazla yük binmesinde prizin erimesi, patlaması ya da oynanıp metal aksamın kırılması vs..) prizi, topraklı bir prizle değiştirin. bunu bilen birine yaptırın ki elbette çarpılmayın sonra bunlar başıma @phonex yüzünden geldi demeyin eğer ev eskiyse (çocukluğumun geçtiği izmirdeki müstakil evim gibi) evin topraklama hattı olmayabilir. (en az 25 senelik evlerden bahsediyorum hatta sıva üstü döşeme olanlardan falan) ben bu durumda oda da kullandığım prizin topraklamasına tel bağlayıp (elbette çıplak tel değil) oda penceresinden sarkıttıktan sonra toprağa sokmuştum. (meslek lisesi öğrencisi her işi bilir ve yapar) kısaca maddelendirirsek;
* evin elektrik döşemesinde topraklama yapılmış mı? eski ev ise sorunlu olabilir. bunu evin büyüğü ya da sahibi bilir.
* prizin topraklamasını kontrol edin. sorunluysa değiştirin.
* bu işleri bilen/tecrübeli birine yaptırın. al işte bak eğildim, çatal görünüyor, ustayım yaparım diyen arkadaşınıza kanmayın. merakınıza yenilip sizde kurcalamayın. elektrik çarpar.

antistatik temizleme spreyleri de işe yarayabilir.

takım elbise giysen daha iyi olurdu. "dış ticaret satış" ise dikkat ederler diye düşünüyorum.

ahaha dış ticaret satış departmanı yazmışım. pozisyonun tam ismi dış ticaret satış asistanı. İlan ingilizce ama başlığı türkçe aynen bu yazdığım şekilde. Çok kasıntı durmak istemiyorum takımla felan. olmazsa olmaz mıdır iş görüşmesi için takım elbise?

takım elbiseyle kasıntı durmazsın emin ol. en fazla "ciddi" durursun, eğer görüşmeye gideceğin iş yerindekiler çok rahat hatta geniş adamlarsa. ama bir dış ticaret firmasından bahsediyorsun.
muhtemelen normal zamanda onlar da takım elbiseyle çalışmıyorlardır. o tip yani smart casual uygulanan iş yerlerinde de genelde toplantı, bir 3. parti ile ya da bir müşteri ile görüşme olduğunda takım elbise giyilir. o zamanlar bile bankalardaki ciddiyette olmaz. yani tam takım olmayabilir. alt üst farklı olabilir; kot pantolonun üstüne gömlek-kravat olabilir vs.
ancak ne kadar rahat olunursa olunsun iş görüşmelerinde sigara içme teklifine olumlu yanıt verilmesi ne kadar ofsayt bulunursa, takım elbiseyle görüşmeye gidilmesi de o derecede beklenir.
ha işe başladıktan sonra casual giyinirsin, takımı falan unutursun o ayrı...

1- ciddiyetini belirleyen bir unsur.
ayrıca karşındaki nasıl giyiniyor bilmiyorsan default takım elbise giy derim.

2- çok büyük bir firma değilse sadece sohbet olarak geçecektir zannımca, "bu pozisyonu kesin kariyeriniz olarak düşünüyor musunuz?" gibi bir soru gelebilir. Hayalinizdeki iş mi? gibi..

3- 100 toefl baya iyi bir skor keşke bende alabilsem öyle bişi, alırlar bence he.

insan kaynakları elemanları kalıplara takılmış hırt adamlardır genelde. ondan takım elbiseye takarlar.

ingilizce soru sormaktan çok mülakata ingilizce devam edelim derler.

muhtemelen adaptörle alakalı bir durumdur o. topraklama ile felan belki de. bi kontrol ettir, genelde orjinal adaptör kullanmayınca yaşanıyor bu tür sorunlar.

3.5 amper anma akımlı adaptör nasıl çarpmayacak anlamadım.

oha!

ayakabi/corap ne varsa cikar. betonda gezin soyle bir elektrigin bosalsin. 8-10 voltla birsey olmaz. sen hic 9v'luk pili diline degdirmedin sanirim.

pc'ne bir program kuruyorsun. bu program çeşitli araştırmalar üzerine yapılmakta olan çalışmalar için ilgili kurumlara işlemci desteği sağlıyor. bu da şöyle oluyor, sana bir paket yolluyorlar. bu paket'e "soru" da diyebiliriz. senin bilgisayarın bu sorunun cevabını tekrar merkeze yolluyor internet vasıtasıyla. böylece araştırmalar hızlanıyor. mesela aids araştırmaları içindi en son. işlemcinin kullanmadığın bölümlerini kullanıyor yani. ve ortaklaşa bir süper bilgisayar inşa edilmiş oluyor.

net bilmesemde bildiğim kadarıyla, bir gen projesi için gerekli olan hesaplamaları her kaydolup login olan bilgisayara bölüp, paket paket hesaplama veriyor.her bilgisayar açıkken bu hesaplamaları yapıyor ve sonucu oraya geri yolluyor. ordan başka bir hesaplama alıyor. neticede kendi cpunu ve ramini stediğin bir kısmını bu projenin kullanımına açıyorsun. sonuçta insanlığa faydalı olacak bir büyük projenin parçası oluyorsun...

peki bu araştırmaların ayrıntılarını öğrenebilir miyiz acaba? neye yardım ettiğimizi bilsek diye

(bkz: distributed computing)

(bkz: seti at home)

@allez: örneğin aids araştırmaları, kanser araştırmaları. bir paket geldiğinde hangi konuyla ilgili bir çözümleme yapıldığı, senin olaya nasıl yardım ettiğin filan gibi istatistiksel bilgiler vs. program arayüzünde belirtiliyor zaten. bununla ilgili tartışmalar eksi sozluk cpu power başlığında yapılmıştı yanılmıyorsam.

world community grid'in kendi icinde 5 farkli arastirma var su an (www.worldcommunitygrid.org). hangilerine katkida bulunmak istedigini kendin belirleyebiliyorsun. ayrica climateprediction, einsteinathome, setiathome, rosettaathome projelerinde de eksi sozluk cpu power takimi var. bunlardan baska, farkli konularda 60 kadar boinc projesi bulunuyor.

şincik şöyle oluyor;

tarifine uyan biri olarak şunu söyleyebilirim; ben yabancısı olduğum ortamlarda yakın bir zamana kadar ağzımı bile açmaz, soğuk nevale tadında takılırdım. zamanla çevremdeki insanların benden bir üstünlükleri olmadığını farkettiğim anda cesaretim yerine geldi, çok da sallamamaya başladım söylenenleri.

olay bende basitçe bu.

hepsi bir süre sonra önemsiz oluyor. insanlar olsun, onların tepkileri olsun, onları eskisi kadar önemsememeye başlıyorsun bir süre sonra. şimdi kaç yaşındasınız bilmiyorum ama ben üniversiteye girmemden beri böyle bir değişim geçirdim sanırım.

Hayatının bir noktasında (17-18 gibi) aslında kafanın diğerlerinden çok daha fazla çalıştığını ve aslında acılı yalnızlıklarının nedeninin bu olduğunu anlayıp sonrasında komik bir insan oluyorsun. Gerisi geliyor.

Kendine güven meselesi tamamı ile.

Üniyi yeni bitirdim bu sorunların çoğunu atlattım zamanında ama daha iyi sonuçlar elde etmiş kişilere varsa görüşlerini alayim dedim. Mesela burda da var bir sorun, hala kendimde sorun olduğunu düşünüyorum. Dışardan bakılınca oldukça başarılı biri görünmeme rağmen hep kendimde eksik arıyorum, kendimi bir şekilde yetersiz görüyorum ve bu kendine güvensizlikten kurtulamıyorum. Bir konu hakkında kesin kararlı bir insan görüntüsü çizemiyorum. Evet konuyu biraz dağıttığımın farkındayım. Yuh eşşek kadar olmuş hala nelerle uğraşıor diyenlerinizi duyar gibiyim

Bu durum seni kendini geliştirmene sevkediyorsa dozu kaçmadıkça iyidir. "Süperim ben yeter bu kadar" demekten iyidir en azından.

Ben lise dönemine kadar olan çekingenliğimi ve utangaçlığımı korkunun üzerine giderek yendim. Sosyalleşmek adına bana zor gelen şeyleri kendimi zorlayarak ve korkularımın gerçekleşmesini tamamen göze alarak zorlama ile gerçekleştirdim. Daha sonra korkulacak bir şey olmadığını anlayınca geçiyor.

Bir de ufaklığımdan beri utangaçlığımı kendimce cezalandırmak adına kendimi sonrasını düşünmeden korkutucu durumların içine attım. Atıyorum okulda sahne ile ilgili bir şey için başvurular alınıyorsa gittim kendimi yazdırdım, iki kişiyle konuşmaya çekinirken kendimi sahnede bulduğum zamanlar oldu (tiyatrodur, şiir okumadır, müziktir). Böyle durumlar yaratabilirsin kendine, kendini iraden ile topluluk içinde falan konuşacak durumlara anlık olarak sokamıyorsan buna kendini mecbur bırakacak ve daha uzun vadede gerçekleşecek şeylerin içine at. Daha sonra mecbur kalacağın için heyecandan ölecek gibi olsan da bir şekilde işi kıvırmak zorunda olduğunu bildiğinden bunları bastırıp korkunun üzerinde tepinmek zorunda kalıyorsun. İşin gücün nedir bilmiyorum ama işe yarıyor. Şu anda ara ara sahneye çıkmamı sağlayan bir işim var ve sahnede neredeyse evimde - odamdaki kadar rahatım diyebilirim. Karşılaştırma olarak: küçükken minibüste para uzatmaya bile acayip çekinirdim. Buna sadece kendimi korktuğum şeyleri yapmaya mecbur bırakarak ulaştım diyebilirim. evet.

rezil olmayi dusunmeyeceksin, riske girmeyi seveceksin, istedigini yapacaksin, ama her dusundugunu de soylemeyceksin, belli topluluklara katilmayi deneyebilirsin...

(bkz: jeux d enfants)

bu filmi izle. aşkı anlatıyor ama kız ve erkek arasındaki iddialaşmalarda çevrelerinin tepkisine ve bu kızla erkeğin bu tepkilere kayıtsızlığını incele. senin durumundaki biri için şahane olacak, muhtemelen de insanlara bakış açın değişecek.

demiştim ya ben de senin gibiydim diye, bu filmi izledikten sonra her şey daha da netleşti. yaşamaya geldik şuraya, millet ne der diye tasa edersek işimiz var.

ha filmi izlemiş de olabilirsin bu arada tabii.

This file is neither allocated to a Premium Account, or a Collector's Account, and can therefore only be downloaded 10 times.

This limit is reached.

--indüremedim kü--

şarkının arnavutça oldugunu düşünüyorum emme zilyon türk dizisinde kullanılmış olabilir tam olarak cevap veremiyorum :(

bana bunu hatırlattı, ehuehue:))
www.youtube.com

@allezz
arnavutçadan ziyade romence sanırım. doğrudur, bi ton yerde kullanılmış olabilir ama bi tanesini hatırlasam...

@ukeladümbelek
inceden, çıtırdan benziyo gibi ama yok, değil.

@colonizer
abi senin dediğin kara çalı sanırsam. cık, o da değil.

ya road of the gypsies diye karma bi albüm var. o albümden, romanya çingelerinden bi şarkı bu. şarkının adı besena rovena. çok duyulan, bilinen bi şarkıymış gibi geliyor bana. nerede kullanılmıştı, bi filmde miydi, dizide miydi hatırlayamıyorum, çıldıracam.

TOEFL belgesi 2 yıllığına geçerli değil miydi zaten?

@386 dx

Bunun farkındayım fakat memur da emin olamayıp diğer memurlara sorup 5 yıl cevabını alıp devam etti. Ben 2 yıl diye diretince üzerinde bu kadar durmana gerek yok dedi(benden çok kendileri duruyordu aslen)

O 5 yılı da sanırım devlet kurumlarının açtığı sınavlar nedeniyle biliyorlar. TOEFL için olmamalı.

@boilteau

Yukarıda söylediğim gibi çekmecesine koyduktan sonra TOEFL'ı getir belgeni al dedi. Yani ben zarfı almak için geri dönüp belgemi almak zorunda kaldım yanımda değildi belgeler yine de hayır demeyi bilmeliydim.

1- Gerçekten bilmiyorum. Albay çaprazımızda olunca hakkın yok diyememiş olabilirim.
2- Bunu dikkate alacağım
3- İnşallah

Ne olacağını belirleyen en önemli faktör, mezun olduğun bölüm ve üniversite. Eğer açık öğretim ve özel üniversite mezunu isen çok büyük ihtimal uzun dönem çıkmayacaktır.

Öte yandan tofel belgesi gibi sınavda balıkadam brövesi, cankurtaran sertifikası vb. belgeriniz da varsa getirin diyorlar. Fakat bize orada söylenen, örneğin tek yıldız balık adamsan bir anlamı yok. Eğer profesyonel balıkadam isen dalış ile ilgili bir yere çıkabilirsin. Çıkabilirsin. Kesin değil. Diyeceğim odur ki, senden önce dil öğretmenleri falan gelecektir zaten.

Ayrıca NATO'da uzun dönem askerlik yapman, turizm jandarması olmandan kat ve kat iyi ve rahattır. Bizim asteğmen arkadaşlardan NATO'da geçici görevle yurt dışına gidip, askerliği orda tamamlayanlar oldu. Maaşları daha fazlaydı, imkanları daha iyiydi vs...

nasıl yani yurtdışında askerlik yapılabiliyor mu?

(git: 47536)

benim kardesim 3 sene once isvec'te master yapti, isterseniz sozlukten msg atin mail adresini vereyim.

(bkz: guardian of the sky)

Var benim tanıdığım bikaç kişi. Neleri merak ediyorsunuz tam olarak?

-Türk-İsveç Konsolusluk bursu olanakları eğer varsa başka yaşam bursu olanakları
-İsveçteki yabancı öğrencilere yakın gelecekte eğitimin paralı olacağı hakkındaki söylenti
-Yüksek lisans'a kabul edilen öğrencilerin nereye girdikleri, toefl ve GPA skorları
-Oturma izni alımında zorluk
-ve tabi başvuru yapmış kişilerin "admission" süresince neler yaptıkları ( bazı okullar referans mektubu istemiyor )

gibi konularda bilgilendirilmeye ihtiyacım var studera.se sitesinden ve studyinsweden sitelerinden haberdarım oraları araştırdım kendime uygun programları seçtim ama fiilen bu işe başvurmuş kişilerden bilgi almak her zaman daha iyi olacaktır sanırım

- İsveç'te eğitim ücretsiz, dolayısıyla bursluk bir durum da yok. Masraflarınızı karşılayacak kadar paranız olması lazım tabi, nispeten pahalı bir ülke.
- Yabancı öğrencilere yakın gelecekte eğitimin paralı olacağı söylentileri gerçekten de var, ama bunun geriye dönük uygulanacağını zannetmiyorum. Siz girdiğinizde paralı olmazsa sonraki yılda da ödemezsiniz.
- Yüksek lisansa kabul edilenler benim gördüğüm genelde Göteborg'daki üniversitelere gidiyor. Chalmers, Göteborg Üniversitesi vs.
- Kabul almışsanız oturma izni alımında hiçbir zorluk yok.
- Sonuncuyu biraz daha soruşturayım sizin için.

$imdi baktım da makineye gugıldan bi. Gördüğüm ve okuduğumk adarıyla çok sayıda üretilmi$ ve çok satmı$ beğenilen bir fotoğraf makinesi bu. Dolayısıyla teknik bir sıkıntı çekeceğinizi zannetmiyorum.
(en.wikipedia.org)
Ayrıca sorunuza bi yanıt te$kil etmese de $unları da yazıyım.
Elinizin altında internet gibi geni$ bir kaynak varken ve siz bu konuyla bu kadar ilgieniyorken yapamayacağınızı zannetmem. bence siz de zannetmeyin.
edit: link verdim gözüküyo mu? bende gözükmedi edit e tıkladım belirdi tekrar alalalal
$unu da ekliyim her ihtimale kar$ı => en.wikipedia.org/wiki/Nikon_F2#Current_status

metox gibi ben de aynı babamın eski Yashica TL-Electro'suna merak sardım
upload.wikimedia.org

bu refleks makinanın, lens girişi vidalı yani soket tarzı değil, ve vidalı neredeyse hiç bir yerde yok, bunları bulabileciğim bit pazarı tarzı yer var mıdır?

descent olabilir mi acaba diyip ortamdan uzaklaşıyorum

Yok hayır, Descent değil.

(bkz: continum)
bu bayağı eski bir oyun ama (bkz: raiden)

Benim dediğim bu: www.getcontinuum.com bir "u" eksik yazmışım. Ama istediğiniz oyun değil sanırım. Subspace diye de geçiyor.

Hmm bilmiyorum öyle bir oyun bulamadım ama Continuum ise bahsedilen, o isimde de birden fazla oyun var.

xatax olabilir.

Xatax'a çok benziyor, grafik olarak fakat benim dediğim sadece sağa doğru ilerlediğiniz bir oyun değildi. Yani haritada istediğimiz yere gidebiliyorduk.

föy, fransızca feuille sözcüğünden gelmektedir. TDK'ya göre anlamı "kısa bilgileri içeren belge" olmakla beraber, Türkçe'de sayfa-yaprak-dosya anlamında da kullanılmaktadır.

Mediko ODTÜ ve Hacettepe'de kullanılıyor. Diğer üniversitelerde ne kullanılıyor yerine bilmiyorum ama Bilkent'te sağlık merkezi kullanılıyor.

deu'de de mediko var.

mediko üniversitenin kendi sağlık kuruluşudur. aslında medikososyalden geliyor sanırsam

itü-maslak kampüsünde de mediko var

istanbul ve selçuk üniversitelerinde de o şeyin adı mediko, ya da medikososyal.

Mediko genel bi isimlendirme olsa gerek. Bursa- Uludağ Üniversitesi'nden selamlar.

Bu universitelerde okuyan arkadaslardan biri Mediko'ya gidip, akli basinda birini bulup "hoca mediko ne demek ya?" diye sorsa ne guzel olur.

Ama dedigim gibi cevap verebilecek kapasitede birini bulmak lazim.

valla bu mediko tam olarak "mediko-sosyal tesisler" şeklinde geçiyor, en azında itü'de. medikal'den çevirmişler ama bilmem niye?