bende sorunsuz çalışıyor. ttnet kullanmıyorum(ulakbim ağından bağlanıyorum) belki bi alakası vardır..

kurdum sayfa yüklendikte sonra transfer olmuyor.

şurdan ayarları kısmışım onu açınca düzeldi www.macromedia.com

kofteburger o sayfadaki hangi ayarlar ile oynanması gerekiyor acaba? aynı sorun bende de mevcut. justin tv ye veri depolama izni açtım ama hala hep yüklüyor hiç başlamıyor video. spesifik olarka belirtebilir misin rica etsem?

islam

beni referans alıp hareket etme sadece mantık yürütüyorum:

sen orada bir başkasının hayatını kurtarmaya çalışıyorsun, sorun yok ben olsam bişi yapmam, iyi halden eski günahların bile silerdim.


ama ben değilim.

ben olsam tüm günahlarını silip, güzel bir şirkete patron yaptırırdım.

gözünü kırpmadan atlayabilirsin.

Bu bahsettiğin iş intihar değil. İçin rahat olsun.

hristiyan olsan hayatını feda etmek en büyük sevap diye biliyorum (hatta bi filmde de vardı. kenu riiivs oynuyodu. melek filan hesabı)ve bu da direk cennetlik oluyo. ama islam konusunda da sonuçta birisi için canını feda ediyosun. cenneti bilmem de iyi bişey olduğu kesin.

(bkz: niyet önemli)*

niyet önemli bence de. eğer sen hayatından bezmiş ve intihara meyilli isen, ki o anda da bunu düşünerek o merminin üzerine atladıysan bunun adı intihar olur tabi. ama hafifletici bir sebebi de olduğunu belirteyim.

Dostum boş yere dünya gamını yeme; boş yere şu yıpranmış dünyanın derdiyle dertlenme; olan oldu, geçen geçti; olmayansa daha belirmedi; hoş olmaya bak; olanın, olmayanın gamına dalma.


ömer hayyam.

(bkz: google maps)
www.chip.com.tr

uğultuyu çekmek istemiyosan öle yap yani.benim için mahsuru yok:)

o tuş büyük ihtimalle power supply'in açma kapama tuşudur. eğer uğultu sizi tedirgin ediyorsa o tuşu da kapatabilirsiniz. böylelikle bilgisayarınız kapalıyken de anakarta giden elektriği kesmiş olursunuz.

Zaten hafif bir şey de, devamlı tuşu kapatıp açmak ilerde bir sorun yaratır mı? Evhamlı olmak gibi bir sorunum var da elektronik konusunda...

fişi çekseniz prizden kapattıktan sonra? elektrik olmayan yerden ses gelmez nitekim.

dediğin güç düğmesi ise sorun değil. o arkada güç düğmesi değil de voltajı değiştirmek için bir düğme olabiliyor(üreticiler farklı ülkeleri düşünerek koyuyor, ülkeden ülkeye değişiyor) o düğme ise eğer o şekilde iken bilgisayarı açarsan power gümler, gerçi açmana gerek kalmadan o şekilde de gümleyebiliyor. seninki zararsız bir on-off o zaman.

bence evin sigortasını kapatmalısın.sadece bi önlem!!!!

o tuş muhtemelen güç tuşudur. bilgisayar kapalıyken onu da kapatabilirsiniz tabi bir şey olmaz. gelen ses de akımla ilgilidir muhtemelen, bilgisayar kapalı olsa da akım geçiyor sonuçta.

Sanırım power supply için bir düğme.

üzerinde bir şey yazmıyor mu 1 0 şeklinde? ya da 220 diye?

Üzerinde klasik açma kapama simgesi var. Kumandalarda falan olan simge.

power suppyın arkasındaysa güçtür o. bilgisayar kapalıyken onu da kapatabilirsiniz rahatlıkla.

bilgisayarı kapattığımda kasadan, modemden, wireless routerdan, hoparlörlerden vs elektriğe bağlı her aletten gece duyulabilen çok ince bir vızlama geliyor. Bunların hepsi birleşince de adeta bir kreşendo şhklaekllkaslş. uyuz oluyorum o sese.
demek istediğim bilgisayarı kullanmadığım zamanlar fişi çekiyorum komple. hem daha sağlıklı, elektrik dolaşıp durmuyo boş yere kafamın dibinde, hem de elektrik tasarrufu. yakıyo onlar çaktırmadan.

anakart fanı yada psu fanı çalışmaya devam ediyordur kapayınca şalteri kapayın uzun süreler için kapalı tuttuğunuzda bilgisayarın tarih ve saati resetlenebilir başka bir sakıncası yok.

Düğmenin neyin arkasında olduğundan emin olmak için açtım kasayı ve beklediğim gibi psu nun arkasında tam olarak.
Bir süredir kapatıyorum ve sorun yok gibi.

eskişehir. seferler var sürekli, tren de güzel, eskişehir de güzel(miş).

sakın adapazarı ekspresi'ne binme 3 saatlik yolculuk diye. bu tren öğrenci servisi niyetine kullanılır onun dışında iti kopuğu da eksik olmaz, (daha geçen hafta olay oldu bindiğim vagonda)

zamanında okuduğum bi "gezi travel" dergisinde görmüstüm de hatirliyorum.
pazar sabahi doğu ekspresine binip doğançay'a gitmişlerdi, akşamına da dönmüşlerdi.
(bkz: doğançay)
sonbaharda güzel olabilir belki de bu mevsimde hiç bilmem.

eskişehir ama saatler sıkıntılı biraz. başkent ile gelip anadolu ile dönerseniz uygun olabilir gerçi.

edit: tekrar düşündüm de başkentle gelip anadoluyla dönmek uygun gerçekten. fatihle gelseniz sabahın köründe bir şey yapamazsınız. bu şekilde 12 saat eskişehir'de durmuş olabilirsiniz. yalnız üniversiteler tatilde bu aralar, boş biraz sokaklar mekanlar.

benim de aklıma gelen ilk yer eskişehir. yalnız trenlerin çoğu bakıma alınıyor şu sıralar, bir de üstüne hızlı hat çalışmaları... yani önceden tcdd.gov.tr'ye bakmakta yarar var bakım günlerini ve o gün için iptal edilen seferleri öğrenmek açısından. onun dışında zaten öğrenci kenti eskişehir, tadını çıkartırsınız.

sözlükten şehir hakkında bilgi almayı da unutmayın.

(bkz: doğu ekspresi)'ne binme.

eskişehir güzel olabilir 4:30'da gidersiniz ve dolaşırsınız adalar çevresini, doktorlar caddesini falan..sabah 10'da başkent express'i ile gidersiniz gece 01:48 anadolu ile geri dönersiniz. istanbulluyum ve eskişehirde okuyorum gezmeye değer yerleri var..

yuh yani ne çok eskişehir kasan çıktı..

eskişehir güzel fikir evet ama afyon da düşünülebilir. yataklı vagon alternatifi var diye duymuştum.. sucuk, kaymak, lokum ve güzel bir ılıca iyi gelebilir..

ama eskişehir daha modern bir yer. yeni görüntüsü bir avrupa şehrini andırıyor. afyonu o kadar bilmiyorum..

@hayo
afyonu biliyorum ve orada bir gün geçirmek biraz zor olur.ayrıca yol da oldukça uzun sanırım, 5 saati geçer gibime geliyor.

luleburgaz'a bir bak derim.hatta bir de luleburgazspor'un maçı olan bir gun gidersen daha da keyifli olabilir.

sapanca'dan geçen tren varsa orası da olabilir.

adapazarı ekspresi'ne binip izmit yapabilirsiniz. gemi müzelerini, denizaltıyı gezebilirisiniz. hemen istasyonun yanında zaten. abtash'ın söylediği gibi serseri falan hiç görmedim ben o trende. arada bir arkadaşlarla izmit-haydarpaşa yaparız sonra da karşıya geçeriz vapurla. hiçbir sorunla karşılaşmadık bugüne kadar.

gazetematik

1- Resimli haberler 16 ayrı kaynak
2- Köşe Yazarlarının Günlük Yazıları
3- Ulusal Gazetelerin 1. Sayfalarının Resimleri
4- Dünya Gazeteleri
5- Spor Sayfaları
6- Gazetelerin Siteleri ve İlk sayfaları
7- Aylık takvim
8- Ulusal Gazetelerin Resmi Web Sitelerinin Linkleri
9- İnternet haber siteleri
10- Magazin, Ajans, Tv, Dergi, Radyo Sitelerinin Linkleri
11- 65 Ülkedeki 350 adet Gazeteyi Okuma Keyfi
12- Online TV
13- Güncelleme
14- Yüzlerce Online Müzik
15- Alarmlı Saat

bir çok özelliği gereksiz gibi gelecek sana ama köşe yazarlarının olması yeter sanırsam.

çalıştıramadım. alternatifi mümkün mü.

yazarx.com ?

www.baskose.com

(bkz: pocket tanks) geldi aklıma ama anlattığınla pek alakası yok gibi.

spearhead?

malesef canlar. sanki adında cmg mi ne öyle bir şey geçiyordu..
of hiç mi hatırlayamam ya.

tank 182?

tank racer olmasın?

digilander.libero.it

yok onlar da değil. bi de yarış falan yok direkt bina falan uçuruyoduk. bina, helikopter düşman tank.

@sheba and the albino girls
shellshock, o da değil malesef.

utandım şimdi, millet bulmaya çalışıyor oyun isimleri verip duruyor çıkmıyor, aklıma da gelmiyor of.

shellshock?

www.allgame.com

Abi istersen şuraya bir bak. Recoil olabilir sanırım. Benim içime de dert oldu. Gece uyuyamam...

metal slug? tanka da biniyolardı çünkü...

(bkz: 90 tank)

yok metal slug'u unutmak mümkün mü..

@sheba and the albino girls
verdiğin liste için çok sağol ama orada da bulamadım, ne oyunmuş arkadaş.

ilk bölümü çölde geçiyordu, onu da hatırladım şimdi. sanırım kuleler vardı, o kulelerin ayaklarını vuruyorduk tek tek bölümün bonus objectlerinden biriydi o kuleler.

Tank 90'dir..
www.arcadeoyun.com

sir.fitih sayende 10 saattir tank oynuyorum :D eski günlere gönderdin beni

panzer elite

kesin gulf war

Gulf War: Operation Desert Hammer

yahu silkworm olmasın sakın? gerçi orada tank yerine jeep vardı. bir de helikopter tabi. helikopterdi esas oğlan.

aradığım oyunu bulamadım ama bi sürü eski tank oyunu buldum duyuru sayesinde, bilmiyordum bu kadar tank oyunu olduğunu, ne varsa eskilerde var. o yüzden herkese benden 1 tik:)

tarihi boyunca zarar etmiş ve vergilerle ayakta duran bir kurumun yarısını birine satmak için üstüne para vermeniz gerekir. yanlış hatırlamıyorsam gelirleri giderlerinin %2'sini filan karşılıyordu.

thy ile karıştırmış olmasın arkadaş.

tki de olabilir.

satılmış kadar oldu...

trt kesinlikle satılmadı. rantı yüksek bir kuruluş olduğu için yakın zamanda satılacağını da sanmıyorum. ama bildiğim kadarıyla a.ş. arkadaşın o yüzden böyle bir şey diyor olabilir ama a.ş. olması kamuya ait olmadığı anlamına gelmiyor. %100 kamu.

@507 Reklam gelirleri bütün gelirinin %2simi öyle düşük bir şeydi.
Bandrol ve elektrik üzerinden kazanıyor.

bandrol ve elektrik uzerinden zararlari karsilaniyor. TRT'nin vermedigi hizmetlerin ucretlerinin bu kuruma aktarilmasina ben gorev zarari diyebilirim, "kazanmak" degil.

hemşirenin demiş olması lazımdı sana, kan verdikten sonra kesinlikle alkol içme diye(sigara ve uyuşturucu da içilmez), süreyi unuttum çok değildi ama.

sıvı mıktarı azaldıgından oluyor onlar. bende olmamıstı mesela.

kanin azalmis, bir de kanina daha cok zehir veriyorsun, e alkol karacigeri de etkiliyor, kan da ordan geciyor, bu sirada karaciger kan da yapiyor, temizlemesi zahmetli olmus biraz sanirim ve karacigerine daha cok yuk bindirmissin.

bonus bu da:
answers.yahoo.com

pazar günü ben de kan verdim. saat 16:00 falandı. hemşir (erkekti, bilmyorum kadını hemşire ise bu da hemşirdir herhalde) vişne suyu verdi, açık havada için, sigara kullanıyorsanız 1 saat sigara içmeyin, çok da ayakta durmayın dedi. ben eve gittim, akşam yemeğimi yedim. üstüne de 2 duble viski içtim. kafam falan hafiften güzelleşti hatta. ama gece bir problem yaşamadım. hemşir abi de alkolle ilgili bir şey söylemedi.

orası yazarlar için. internet kullanıcısı olarak yapabileceğiniz başka bir şey yok.

evet çaylak olduğun için.

o yazı "ekşi sözlük yazarıysanız basın" şeklinde değiştirilse fena olmaz herhalde..sonuçta çaylaklık da bir tür üyelik, insan heyecanlanıyor.

Bir gün falan alabiliyor onaylanması.

<html>
<head>
<title>abtash</title>
</head>

<body>
tablolar yazılar fotolar vs.......


<script type="text/javascript">
var gaJsHost = (("https:" == document.location.protocol) ? "ssl." : "www.");
document.write(unescape("%3Cscript src='" + gaJsHost + "google-analytics.com/ga.js' type='text/javascript'%3E%3C/script%3E"));
</script>
<script type="text/javascript">
try {
var pageTracker = _gat._getTracker("UA-5214919-3");
pageTracker._trackPageview();
} catch(err) {}</script>

</body>
</html>

@dinomazu
ben de öyle yapmıştım ama olmadı biraz beklemek lazım belki.

sadece index'i değiştiriyorum ondan olabilir mi? dinamik içerikli değil diğer bütün sayfalara da yapmam gerekir mi?

sorun beklemememdenmiş bu sabah düzeldi.

eğer iso ise sanal sürücü ile çalıştır. winrar sazanlık yapıp açıyor ama çalışınca hata oluyor tabi iso'lar.

daemon tools olur iso'ysa.

@abtash maalesef iso değil, ben bunları kendim iso yapsam yer mi ki?

dosyaların hepsini açıp yaparsan yemesi lazım.

@thefirstfbli dosyaları açmak derken? hangi dosyaları nasıl açmak? zaten bütün dosyalar açık... bi nevi orijinal cd'deki dosyalar alınıp bi klasöre atılmış gibi...

zipli bir klasör sandım,

zipli değilse, açmana gerek yok iso yapcan,

yani bir cd'yi açınca içinde klasörler olur, klasörler içinde dosyalar fln olur olur da olur öyleyse bir şey açmana gerek yok .

allah allah aynısı bende de var. direkt kurmuştu? belki bir dosya filan eksik bulamadığından soruyor onu?

kaşarın eskisi güzeldir. oradan geliyor. bi de kaşar demek kötü bişey demek değildir aslen. "kaşarlanmışsın sen" derken aslında "sen bu işte tecrübelisin" demek isteniliyor. "kaşar kız" da oradan geliyor işte.

ford?

Kaşar aslında kaşarlanmıştan geliyor. Yani bir durumun içinde o kadar sık bulunmuş ki artık o durumla karşılaştığında bunu doğal karşılar hale gelmiş, daha doğrusu deneyim kazanmış demektir. Mesela çok suç işlemiş birisi artık mahkemeye ve hapse girip çıkma konusunda "Biz kaşarlandık artık" der. Kaşar kız da aslında çok oğlanla birlikte olan, önüne gelenle yatan anlamında kaşarlanmış yani deneyimli bir kızdır. Hulki Aktunç'un Büyük Argo Sözlüğü'ne bakınca gördüm ki sadece kaşarlanmak değil kaşar sözcüğü de deneyimli kumarbazlar vb. için de kullanılırmış. Yani sadece hafifmeşrep kızlara ait bir şey değil. Öte yandan peki neden kaşarlanmak dersen bunun yanıtı basit: kaşarlanmak peynirin eskiyerek tadını alır hale gelmesidir(tabii kaşar peynirinin). Tabir oradan gelir.

Ford'a gelince, aslında argoda bu ford değil forttur. Hulki Aktunç'un Büyük Argo Sözlüğü'nde fortun da Türkçe'ye Fransızca sürtmek, değdirmek anlamındaki frotter'den geldiği yazılı. Belki argonun gelişimi ve diller arası geçişlilik konusunda Fransızca'dan Türkçe'ye bir sözcüğün argo olarak geçmesini yadırgayanlar olabilir. Ancak Türk argosunda Yidiş'ten geçme sözcük bile vardır ki zaten argonun büyük bir kısmını yabancı sözcüklerden geçme sözcükler oluşturur. Öte yandan bunun eski Belediye otobüslerinin markası olan Ford'dan geldiğini ileri sürenler de vardır ancak bu bence sadece yakıştırmadan öte bir şey değil. Zira eski Belediye Otobüsleri yalnızca Ford değildi. Bu tür benzerlikler ve rastlantılarla açıklamalar etimolojide sıklıkla görülmekte. İşin aslı budur.

İstanbuldaki ilk toplu taşıma araçları Ford marka ve çok kalabalık olduğu için, bu kalabalıklarda arkadan dokunduranlara FORDÇU denmektedir.

ford (ya da fort) için 3 tane hipotez çıktı.. ee?

Konu hakkında etimolojik kökenleri de belirten Hulki Aktunç'un YKY'den çıkan Büyük Argo Sözlüğü benim dediğim yönünde. Yalnız ek olarak eski otobüslerin adından gelmiş olabileceğini de belirtmekte. Fordların tamponuyla ilgili bir şey demiyor. Benim aklıma frotter daha yatkın geldi. Ford otobüsler halk içinde genel bilinendir. Bana yanlış olabilir gibi geliyor. bunu dil içindeki kökeni unutulmuş sözcüklerle ve özellikle argo sözcüklerle ilgili olarak halkın getirdiği yanlış yakıştırmaları esas alıyorum. Örnekse kameriye'nin kökeninin arapça ay demek olan kamer'den geldiği düşünülür. Oysa küçük odacık anlamındaki İtalyanca camerilla'dan gelir ki zaten kameriyenin ayla da ilişkisi yoktur. Yahut alafortanfoni sözcüğünün "alev örten huni"den geldiği düşüncesi yanlıştır ki aslı zor telaffuzla ilgili fransızca bir tamlamadır. Bence sürtürme, değdirmek anlamındaki frotter'den gelmiş olması daha makul. Büyük Argo Sözlüğü'nde otobüslerle ilgili açıklamaya da yer verilerek böyle denilmekte en azından. Tamponlarla ilgili ise bir şey söz konusu değil.

freud'dan geldiği de rivayet edilmekte.

Okuma yapıyor mu? Mesela, içine dvd koyunca explorer'da içeriğini görebiliyor musun?

bazen işletim sisteminden de kaynaklanabiliyor, bazı dosyaların bozulmasından dolayı. mekanik olduğunu varsayaraktan, açıp lense bir bak üfle tozdan olabiliyor. bir de dvd-cd-vcd temizleyici cd'ler var. ufak fırçaları oluyor bi de solisyonu oluyor onun, 5 lira. denemeye değer.

okuma yapıyor evet. bu aralar zaten windows'um kafayı yedi, gece açtığım exe dosyalarını sabah "read/write process error" diyerek açmıyor. format vakti geldi herhal..

iki çözüm bulundu:
-teknik servis
-yeni dvd yazıcı

boşver, onlar hayatı lost, heroes, prison vs. olmuş insanlar:) sen işine gücüne bak. telefon falan bunlarla gereksiz yere hafizani doldurmaya gerek yok. ama ekstra zihin faaliyetlerinde bulunmak faydalı; sağlam bir king ekibi kur ve hafızanı zorla veya sudoku vs. çöz çok faydalıymış.

film, dizi falan ben de hatırlamıyorum pek. losttan örnek vereyim: 5. sezonu izlemek için 4. sezonu tekrar izlemem lazım çoğu şeyi unuttum.
sebebine gelince: dikkat etmemek, sawyerla kate yiyişirken ulan yarınki derste napcam ben yeaa diye düşünmek.

sorunun bir kısmı "görsel hafiza" ile ilgili olsa gerek. kimisi gördüğü insanı uzun süre unutmayabiliyor. kimisi de, film içinde gördüğü yüzleri dahi birbirine karıştırabiliyor. (bkz: kendimden biliyorum ekolü)

bir de, "ezber yeteneği" diye birşey olsa gerek. bazısı sınavdan bi gece önce bütün notları hatmedebiliyor.

sizin durumunuz, beynin başka şeylere öncelik vermesi nedeniyle, bir tarafının hiç gelişmediğine işaret olabilir. ama korkulacak bir durum yok.

benzer durum bende de var. okuduğum kitaplarda oluyor bende de. okurken vay canına diyorum, kesin unutmam ben bunu, okuduğum en güzel kitap falan, aradan yıllar geçiyo konuyu hatırlıyorum bi tek. 5 sene önce da vinci şifresini okumuştum çoğu şeyi hatırlamıyorum kitap hakkında, oysa okurken yaşıyordum resmen. evdekiler sürekli kırmızı et ye diyorlar hafıza için ama..

belki, yaptığınız işe konsantre olmuyorsunuzdur, aynı anda birkaç şeyle uğraşıyorsunuzdur

bu biraz alistirmayla alakali. hafizani yalnizca lost icin veya herhangi bir dizi icin kullaniyorsan tabiki hatirlamazsin. saksiyi daha cok calistirmalisin. alistirma yap. yabanci dil ögren mesela. yada birseyler ezberle. beynini daha cok kullan...

ben o kadar unutkanım ki , duyuruyu okuyunca "bunu ben sordum da, sorduğumu mu unuttum" diye panik oldum bir an.
aynı durumdayım. gece eşimle tartışır uyurum , sabah küs olduğumu unutur uyanırım ,öyle şaşkoloz bir durumdayım.. kitaplar diziler filmler herşeyi birbirine sokarım. yeni eve taşınalı 11 ay oldu , telefon numaramı hala ezberleyemedim.
okuduğumu anlıyorum ama anladığımı hatırlayamıyorum diye , yedinci senemde , daha okuduğum hukuk fakültesinden mezun olamadım.

şu noktaya kadar yazdıklarım bir boka yaramadı biliyorum ama yalnız değilsin onu yazmış olayım dedim :)
bir de seni bilmem ama ben kırmızı et yemiyorum, bir arkadaş da belirtmiş , belki onunla alakası vardır.

sınırsız kredi, okuldan atılmanın 9 yıla çıkması, affın gelmesi, başörtü yasağının artık kalkması...vs.vs

mütemadiyen duyuyorum her sene :)

keşke olsa da yesek ama...

normalde öğretim süresi 7 yıl ama 7. yıldan sonra kalan bütün dersler için 3 dönemde her bir ders için 2'şer sınav hakkı veriyorlar. kredi sınırlaması kalkıyor ve sadece finallere girebiliyorsun. 4111 sayılı kanunun bilmemneyle değişik bilmemne maddesine göre 3 dönem içinde ders sayını 4 veya 5'e indirebilirsen askerlik tecili bile veriyorlar. 3 veya daha aşağısına inerse sınırsız sınav hakkın oluyor ama askerlik tecil olmuyor.
var yani böyle bir şey.

Yıldız Teknik Üniversitesi için


5316 SAYILI KANUNDAN YARARLANAN ÖNLİSANS VE LİSANS ÖĞRENCİLERİNE DUYURU



Üniversitemiz Senatosu’nun 14 Eylül 2006 tarih ve 13 sayılı toplantısının 3.maddesinde alınan kararla;


- 5316 sayılı kanun ile tanınan sınav hakları sonunda, azami öğrenim süresini doldurmuş olup, sorumlu olduğu öğretim planına göre mezuniyeti için başarısız dört veya beş dersi kalan öğrencilerin kayıtları açılarak, 2547 sayılı kanunun 4111 sayılı kanunla değişik 44.maddesi ve YTÜ Lisans Eğitim-Öğretim ve Sınav Yönetmeliği’nin 32.maddesi uyarınca üç yarıyıl, başarısız derslerden açılacak sınavlara girme hakkı;

Bu üç yarıyıl içinde veya sonunda başarısız ders sayısını üç ve altına düşürenlere, 2547 sayılı kanunun 4111 sayılı kanunla değişik 44. maddesi ve YTÜ Lisans Eğitim-Öğretim ve Sınav Yönetmeliği’nin 32. maddesi uyarınca, başarısız dersleri için sınırsız sınav hakkı;

- 5316 sayılı kanun ile tanınan sınav hakları sonunda, azami öğrenim süresini doldurmuş olup, sorumlu olduğu öğretim planına göre mezuniyeti için başarısız ders sayısını en çok üçe indirme başarısı gösteren öğrencilerin kayıtları açılarak, 2547 sayılı kanunun 4111 sayılı kanunla değişik 44.maddesi ve YTÜ Lisans Eğitim-Öğretim ve Sınav Yönetmeliği’nin 32.maddesi uyarınca, başarısız dersleri için sınırsız sınav hakkı

tanınmıştır.


Yukarıda belirtilen Senato kararı ile verilen sınav haklarından yararlanma durumunda olanların, ilgili Fakülte Yönetim Kurulu kararı ile 2006 – 2007 eğitim-öğretim yılı güz yarıyılı başı itibariyle kayıtları açılmıştır.

Söz konusu öğrencilerin, 2006 – 2007 eğitim-öğretim yılı güz yarıyılı kayıt yenileme süresi içerisinde kayıtlarını yenilemeleri (katkı payı ödeme ve derse yazılma) gerekmektedir.

Katkı payı ödeme ve derse yazılma işlemleri ile kayıt yenileme takvimini içeren kılavuza, Öğrenci İşleri Dairesi Başkanlığı’nın internet üzerindeki sayfasında, kayıtlar-ders kayıtları-güz yarıyılı başlığı altından ulaşılabilir.


Öğrenci İşleri Dairesi Başkanlığı
19.09.2006

kanunu bilmiyorum da 7 senen sonunda kurul kararı ile devam etmen mümkün.(hocalarla aran iyiyse devam ediyorsun yani, gerçi o kadar aran iyiyse geçmen de gerekir de)

yıldız teknik'te 7. yıldan sonraki 2 yıl her dersten 2 sınav hakkı veriliyor ve bu süre içinde askerlik tecil ettiriliyor. sonra 5 veya 4 ders kalırsa 3 dönem daha uzuyor ama askerlik tecili olmuyor. 3 ders ve altına inerse sınızsız sınav hakkı. bu durumda olduğumdan biliyorum. seneye 8. yılım.

google,yahoo,msn gibi motorlara girip "submit URL" yazarsanız o motorlara ve diğer motorlara sitenizi kaydetmeniz için gereken linkleri görebilirsiniz.yine bazı sitelerde sizin bilgilerinizi birden fazla motora kaydediyorlar.kimi ücretli kimi ücretsiz..yukardaki arama terimini bir deneyin..

images.google.com.tr

google yeter tr için. kendini düşün, google dışında hangi arama motorunu kullanıyorsun?(ben kendi adıma düşündüm)

robots.txt

diye bir şey yaratecaksın.

çok basit ara google'dan goole hemen bulur o vakit seni. Diğer arama motorlarını da salla, 500 kişi google dan gelse 10 kişi yahoo'dan ya gelir ya gelmez.

optimizasyon içinde şuraya bir bak

www.seoturk.net

(ön sıralarda çıkmak için yani)

onun dışında google'a arama motorları optimizasyon yazarsan bi ton sonuç çıkıyor. sırf bunun için firmalar var, arama motorlarında optimiazsyon yapıp önde çıkmanı sağlayacak şekilde.

bir de son olarak bir çok arama motoruna birden aynı anda kayıt yaptığını iddaa eden programlar var. bi tanesi 800 000 arama motoruna kayıt yaptığını iddaa ediyordu. oha dedim, o kadar motor mu var lan, biz hepi topu google kullanıyoruz. en kötü 5'e çıkıyor bu motor sayısı neyse gecenin bu saatinde yeter bu kadar.

her daim google'ı kullanın. interaktif bir şirket değilsiniz anladığım kadarıyla. yine de google'ın adwords gibi bannerlarını da kullanabilirsiniz pazarlama unsurları yüzünden.

(bkz: dmoz)

doğru kategoriye eklemek gerekiyor. ekleme talebiniz kabul edildiğinde otomatik olarak tüm arama motorlarında ürünleriniz arandığında üst sıralara yerleşirsiniz.

Hayatımda mallıktan ötürü 3 kere windowsumu göçerttim, ikisi bu flashget denen dalga yüzünden. Hemde öle böle değil çok fena göçtü.Bir tanesinde güvenli kipte bile açamamıştım. Bende bu şekilde hata vermemişti ancak.Bilgisayara kurulu olan hiç birşeyi açamıyordum.Program files, bilgisayarım herhangi bir müzik dosyası felan..

Belki benim makina ile uyumsuzluk göstermiştir veya asusun kendi programlarından biri ile çakışmıştır bilemicem ama kimi görsem kullanan, kullanma yanarsın diyorum.

tekrar yüklersen linklere bir şey olmuyor yamulmuyorsam. soruyor silerken bilgiler kalsın mı diye. (fg'yi bırakıp orbite geçmeden böyleydi yani)

ya orbit te nedir allsen. herkes bi ezberlemiş orbit. linkleri kopyala. sonra text yap. sonra onu programda aç. bu kadar ugrasılmaz abi. flashgette tek tıkla iniyordu hepsi.

flashget'in kurulu olduğu dizinde ya da belgelerimde ya da documents and settingsde bir yerde download listesinin olması lazım. o listeden linkleri kurtar.

(bkz: prefetch)
alan olarak çok büyük değil ancak performans olarak etkiliyor. bunun içindekileri belirli aralıklarla silersen açılış hızlanır. içindekiler tekrar oluşuyor, sen programları kullandıkça.

ccleaner kur o direk sliyor.

hakkaten bu prefetch olayı acayip bi performans artışı sağladı. daha önce bilgisayarımın bdrip film performansını nasıl artırabilirim diye sormuştum, bu o soruya da dolaylı yoldan cevap olmuş oldu, filmler hiç takılmıyor artık.

tedavi türü olarak tam ayrıntı konusunda bir bilgim yok ancak, çapa'da okuyan bir arkadaş cerrahpaşa'nın çapa'ya göre baya kötü durumda olduğunu söylemişti, en azından eğitim olarak.

www.itf.istanbul.edu.tr

74.125.77.132

kurulu bir programın ayarlarının saklı olduğu dosyadır(veya medya dosylarınla ilgili bilgiler-klasör için, klasöre resim gömme cart curt) silme. rahatsız ediyorsa gizle. rapid uploadır da öyle yapıyor ben de gizliyorum. göz görmeyince bir şey olmuyor, zararsızdır.

_desktop.ini diye de bir virüs varmış. isme dikkat.

@sanal uyku evet evet ben de ondan tırstım ama gizle deyince kayboldu virüs değil snırım sadece desktop.ini zira

sanırım 10 lira civarı masraf, 5-10 lira arası da faiz ödersiniz.

nakit avans olarak çekicem direkt bankamatikten ona da masraf alıyorlar mı?

tam fiyat verebilecek kimse yok mu yahu? Bankacı suserler helelooooy

Çektiğiniz günden itibaren hem çektiğiniz miktara hem de o güne kadar alışveriş tarafındaki harcamaya faiz yemeye başlarsınız.

Yani 1000 tl alışveriş harcamanız olsun, 30 ocakta 200 tl de nakit çekin, 1200 lira için faiz işlemeye başlar. Nakit çekimde bankaların karı buradan gelir zaten.

Tam rakam bankanızın nakit ve alışveriş faizine, ve bu esnada kartta ne kadar alışveriş harcaması olduğuna bağlıdır. HSBC nin sitesine bakın rakamlar için.

şundan eminim faizi aylık değil günlük olarak alıyorlar.

okul harcını yatırmamanın cezası daha az olur diye düşünüyorum.

%4.39 aylık faizi var, hem nakit çekim hem de alışveriş faizi.

Şimdi eğer 27 ocakta ekstre kesiliyorsa onun son ödemesi 6 şubat falandır. Kartta alışveriş borcunuz 300 TL olsun, 30'unda nakit çekim yaptığınızda 30 ocak-7 şubat arası bu 300 YTL'ye de faiz işleyecek, yaklaşık 1 hafta ayın dörtte biridir desek, (300*.0439)/4 = 3.29

Nakit çekim faizi de aynı mantıkla (200*.0439)/4 = 2.19

Nakit çekim ücreti campus cardda %2.5muş. O da 200*.025=5

Hepsini toplarsak 3.29+2.19+5=10.48 TL

Bu hesap karttaki alışveriş borcunuzun 300 YTL olduğu varsayımı (bu rakam farklıysa verdiğim hesapta 300 yerine ne kadar alışveriş borcunuz varsa onu koyarak hesaplayın), alışveriş borcunuzun tamamını son ödeme tarihinde kapatacağınız (yani 6 şubat falan gibi), ayrıca nakit çektğiniz miktarı da 7 şubatta kapatacağınız varsayımları üzerinden yapılmıştır. Bu şartlar altında, bu borç bir sonraki ekstrenize yansıyacak. Ha eğer minimum ödeme falan yapıyorsanız, ya da borcunuzu geç yatırıyorsanız, ya da bankanın faiz oranları değişirse, ya da nakit çekim limitinizi aşıyorsanız falan bu hesaplar komple değişir, baştan söyleyeyim.

@ozdek
okul harcını bu hafta içinde yatırabiliyorum n.ş.a'da ders seçimlerini yapabilmek için. bu hafta geçerse şubatın 13'üne kadar ek bir süre var o arada dilekçe ile kayıt yaptırılıyor. dilekçe ile uğraşmak istemiyorum, ondan krediye başvuruyorum.

@sui

çok sağol vakit ayırıp hesapladığın için, çok makbule geçti çekiyorum krediyi.

benim bildigim campus cardla nakit avansa faiz alınmıyor.

benim bildiğim (!) yok. dvd veya divx'te ingilizce altyazı ile izlemek kalıyor geriye.

öyle izliyorum ben de ama sinema keyfi için sormuştum.

türkiye'de yok ama bildiğim kadarıyla ana dili ingilizce olan ülkelerde var, duyma engelliler için. bir tanesine denk gelmiştim, adam tısladı, su şıpırdadı filan altyazıda yazıyordu.

bir şey indir ve indirilenler sayfasından bulunduğu dizini aç'ı tıkla. inen klasörde olması gerek silinmediyse.

Masaüstüne indiriyor diğer dosyaları, ancak ortada lost yok :S

firefox'ta, ctrl j tuş kombinasyonu ile indirme yöneticisini açıp görebilirsin nereye indirdiğini.

@flexin
bahsettiğin şeyi yapmıştım, dosyaları masaüstüne indiriyor.

belki yanlışlıkla kaydet demek yerine birlikte aç demişsindir.

@the noose
bu durumda da sonuçta kaydetmez mi bilgisayara? geçici klasör filan?

kaydetmez sadece izler, bakar veya programı yükler kapatırsınız, geçici yani.

tekrar indirteceğiz o zaman.

eğer kaydet yerine aç demişseniz, temp'de olabilir dosyalar bir bakın oraya.

hocam, adı üstünde: "lost" daha ne bekliyordun? bence senin bilgisayar da tam kaybolmadan tüm dosyaları uçmadan önlem al...

ben de silinir sanıyordum ama 4 ay önce aç dediğim dosyaları bile tempte buldum. belki benim durumumda bi terslik olabilir(4 ay öncesinin dosyası durur mu lan tempte) ama bakın siz tempe.

eogrenme.anadolu.edu.tr adresinden istediğin dersin videolarına erişebilirsin. ama ne kadar yardımcı olur bilemem.

okuduğun üniversite'yi de yazsan daha fazla yardım alabilirsin. üniversite'den üniversite'ye de değişebiliyor işleniş tarzı.
örneğin iu'de okuyorsan
www.isletme.istanbul.edu.tr

aşağıdaki linkten giriş yaparak bişiler kapabilirsin.

teşekkür ederim arkadaşlar. marmara üniversitesi buarada.

(bkz: entry)

"Toplam entry" mantığı sözlük içinde aktif olan entry sayısıdır. Çaylakken girilen entryler aktif değildir, yani sizden ve moderatörlerden başkası göremez. Yazar olduğunuz vakit, çaylakken girdiğiniz entryler canlanır ve erişilebilir hale gelir.

eğer onay bekliyorsanız o "bayaa" yı 10'a düşürün, fazlası çöpte dursun. yazar olunca canlandırırsınız.

çaylak entry sayına, kontrol merkezindeki buradan linkinden ulaşabilirsin, maddelerin hemen üzerinde. zaten orayı önce bir oku neymiş ne değilmiş.

kontrol merkezine gir, orada ne yapman gerektiği, hangi başlıkları okuman gerektiği heepsi yazıyor.

ben izledim hiç sıkıntı veren bi durum olmadı. olduysada öyle kaptırmışım ki farketmedim.ama yok yok problem yoktu

hazır lost sorusu varken ben de ekleyeyim.
pek indirme, yükleme işlerinden anlamam, o nedenle 501 ve 502 yi bana bi şekilde dvd ye çekip kargolayacak babayiğit varsa tüm entry lerine şukela veririm. bulunduğum yerdeki dvd cilere düşmesi zaman alıcak gibi daha, bu nedenle istedim. sözlükten mesaj atabilirsiniz.
edit: yeni nesil zirvesine gelmeyi planlıyorum, orada da "mal hazır mı? para hazır mı?" triplerine girilebilir.

bence indirmeyi öğren, taşıma suyuyla değirmen dönmez.

lost 501 rapidshare şeklinde arat google'da sonra rapid linklerini indir, rarları aç oh mis..

dvd köpeğin olsun bedava yollarım daaaa, her bölüm her bölüm:)

yok sadece bu bölümler olarak şeetmiştim zaten. ben sonrasında başımın çaresine bakarım. bi buldurun be :)
edit: kibritsuyu, umarım senin sorunu piç etmemişimdir.

yok estafurullah. ben aldım cevabımı :)

LOL grubu yayınlayacak mı peki 5x1'i?

izlemek için demişsiniz ama kayıt da yapacaksınız herhalde, yoksa takın kaliteli bir webcam (uzatmalı usb kablo ile)izleyin dışarıyı.
bir adet dom kamera işinizi görür. bunun yanında bir de güvenlik kartı almalısınız, kaç metre istiyosanız o kadar metrelik de kablo hepsi bu, geçen yaz internet cafe'lere az takmadım bunlardan.

şimdi izlemek için dedim ancak, kayıtta yapmak istiyoruz tabiki yani harddiskimiz bir kısmını bu verileri saklamak için kullanabiliriz, ancak hangi tip kamera almalı ne yapmalı nasıl yapmalı pek fikrimiz yok (gidip güvenlik sistemide kurmayacağız o yüzden bir şirkete gitmekde mantıklı değil) bizi idare edicek ucuz yollu kolayca halledebilceğimiz, şirketin ön cephesini izlemek için kullanabilceğimiz bir yol yordam arıyoruz. Her türlü fikir öneri çok yararlı olucaktır bizler için.

şimdi aklıma geldi eğer tek kamera kullanılacaksa kartsız ip kamera kullanmak da mümkün, onun üzerine erişim de daha kolay dilediğiniz her yerden erişebilirsiniz. modeminize ethernet ile bağlanıyor bu kamera. sadece kameraya para ödersiniz fiyatı 90$+kdv

card'la sistem isterseniz 2 kamera+kart+2 soket 150 tl , ancak belirteyim ip kamera'daki kameranın kalitesi daha yüksek ve daha kullanışlı. bunun için kullanacağınız kablonun 10 metresi 15 tl(diğerinin kablosu standart ethernet kablosu bedava diyelim)
işyerlerimiz mecidiyeköy-ikitelli-kocamustafapaşa cüzzi bir fiyata kurulumda da yardımcı olurum.

mcsamirs(et)hotmail(nokta)com
ayrıntılı bilgi isterseniz yardımcı olurum size.

sahibinden.com ilanı gibi oldu.

electroword'de bebek izleme sistemi var, bi kamera bir de bilgisayar bilmemnesi ayrıntılı incelemedim ama yakınsa bakabilirsin. 100tl civarındaydı. kutu içinde bir şey.

çok iyi hatırlamıyorum, yakınsa gidebilirsin ama.

bu tarz bir ürün çok kullanışlı olmaz, www.kobiizle.com sitesine bir gözat istersen. deişik konfigutasyonlar var..

İşi bilen elemanlarla çalış.
Elemanlara hakkını ver. Eleman hakkını alırsa, müşteriye hödüklük yapmaz, çalmaz.
Elemanların motivasyonuna özen göster.
Eşi dostu, tanıdığının tanıdığını işe alma.
Ne kadar güvenilir de olsa mali, ve depo/envanter işlerini bir elemana bırakma. Malların envanterini kendin yap, gelir giderini iyi hesapla. İşyeri senin olacağı için bu işi senden iyi kimse yapamaz. Kafede servis edilecek, Sıcak, Soğuk servislerin veya kahve ve alkolsüz kokteyllerin nasıl yapıldığını öğren. Bu işi sen yapmasan bile, yapman gerekecek bi zaman mutlaka gelir. Mesela müşteri hot chocolate caliente istedi elemanda işe gecikti (hep olur).
Aklıma gelirse daha yazarım.

kuralların olsun, yok demeyi bil. yoksa o tanıdık bu tanıdık borç falan çıkamazsın işin içinden. işinle ilgilen, kendi işin diye (varsa) hanım her çağırdığında eve gitme, işteyim diyebil. bunlar cidden çok önemli. işini düzgün kaliteli yaparsan gerisi gelir. lakin işini düzgün ve kaliteli yapan ancak yok diyemediği için bi türlü işini rayına koyamayan çok insan tanıdım.

Mutlaka, her zaman işinin başında ol.Bu işler göründüğünden daha zordur, çok vakit ve emek ister, yani arkadaşlarınla, sosyal çevrenle, gezme tozmalarınla vedalaş ve işe öyle giriş.
Sakın unutma, sen ne isen elemanında öyle olur.
Az buçuk bir tecrübem var, daha net soruların olursa mesaj at, elimden geldiğince cevaplamaya çalışırım.

mutlaka planlı ol. şimdi yeni iş kurunca genelde herkes kara düzen gitmeye başlar. hesabına bütçesine yeterince dikkat etmez. ne bileyim işinin 3 ay sonrasıyla ilgili hesap kitap yapmaz. bunları daha sonra yerleştirmek çok zor oluyor.

özellikle bu tip hizmet işi yapan bi yer kuruyosan mutlaka güler yüzlü ol. personelini seçerken güler yüzlü olmasına dikkat et. sonuçta eğer açacağın cafe cadde üstü bir yer değilse gelen müşteri kitlen hep aynı insanlar olacaktır (örneğin o bölgede çalışanlar ya da o bölgede okuyanlar) bu nedenle temizliğe çok önem ver. kemik müşteri kitleni üzersen sinek avlarsın. bu işlerde adın bir kere çıkarsa sonun kötü olur. dedikodusu da çabuk yayılır, aman dikkat.
şimdiden hayırlı olsun diyelim... :)

kosgeb in girişimcilik seminerleri-kursları oluyor. yıllar önce çalıştığım firmadaki eğitimini almıştım. merkezlerinde de belki bu şekilde eğitimler veriyorlardır. çok başarılılar bu konuda. işyeri açarken vergi tutarından, elektrik tutarına kadar hesabını yaptırıyorlardı. orjinal fikirler çıkıyor ortaya. mesala bir alanda işyeri açmak istiyorsunuz, size açacağınız yer konusunda bilgi veriyorlardı. nerde açsam daha iyi olur vs. diye sorduğunuzda semt ismi veriyorlardı. eğitimden aklımda kalan birkaç şey mesela "işyeri açarken cebinizde, çalışanlarınızı 6 aylık maaşı, 6 aylık kira, fatura bedeli, malzeme paranız olsun" du. bir araştırın bence seminerlerini. www.kosgeb.gov.tr sitesinden iletişim bilgilerinden ulaşabilirsiniz.

tüm cevap veren arkadaşlara teşekkür ederim.

ssg genelde bilgi entryleri giriyor.

edit: bu kişiler deryalar gibi yazıyorlar. iki kelime ile özetlemek kendilerine haksızlık etmek olur, kendilerinden şimdiden özür dilerim, ama yine de genel bir fikir vermesi açısından hangi konularda yazdıklarını kendi penceremden anlatayım:

sirius: fizik, felsefe
can sebahattin dere: dilbilim, matematik, edebiyat, klasik müzik
flexi: bilişsel bilimler, felsefe
bane: bilişsel bilimler, dilbilim, felsefe
aethewulf: tarih, edebiyat, felsefe
jimi the kewl: felsefe, dilbilim
balamir1: tarih, ilahiyat, edebiyat, felsefe
babaerenler: siyaset, felsefe, iktisat, toplumsala dair her şey
dcv: fizik, matematik
der steppenwolf: yakın tarihten ayrıntılar, kaynaklar
antimatter: fizik
muhendis: akla gelen her konuda güzel örnekler verebilen biri
benbirpipodeğilim: felsefe, her şey
in nuce: bu müthiş insana ne yazsam eksik kalır
janli: matematik, fizik ve zamanın astral örgüleri
kitkat: mimari, tarih, müzik, matematik
immanuel tolstoyevski: felsefe, bilim, tarih, yok yok.
riemann: bilim, bilim felsefesi
selfadjoint: fizik
gözüpek: sosyoloji, tarih, edebiyat, şiir, felsefe, gönül titretir valla
tadzio: felsefe
unearth: bilim, sanat
araliaceae: müzik, müzik, müzik (buzdağının görünen kısmı)
okan: sosyoloji, tarih, politika
tsan chan: her şey!
light beam: fizik, felsefe
otisabi: "welcome to the desert of the real!"
galatyphoon: ekonomi
itaatsiz: sosyoloji, felsefe, tarih
madeath: rock müzikten girer bilgi ağacından çıkar.
poturgilinpotur: tam isabetli tespitler
ribbons: ne eylese güzel eyler
bindokuzyüzseksendört: zeka ve mizahın ideal buluşması. gurban olurum!
fluxus: felsefe
el fikir: el anarşizm, el vicdan, el bilgi
andrew: felsefe, islam tarihi
dengiz: modernlik adı altı isimli bir kafesi var, çok keyifli bir yer.

(bkz: uzman sözlük kadrosu)
buradan ne konuda bilgi edinmek istiyosan ona göre seçimini yap, ekle listene.
guru da takip edilesi yazarlardandır benim için. arada komiklik de yapar, sen komiklikten kasıt sırf geyikleri falan kast ettin sanırım.

futbolla ilginiz varsa ich.

@abtash

uzman sozluk kadrosunu biliyorum da o baslik cok kalabalik ve hangi yazar daha subjektif hangisi daha cok bilgi giriyor bilemem, guncel olarak sizin bildiginiz ve takip ettikleriniz daha makbule gecer..

lacrima

aethewulf ile immanuel tolstoyevski.

oric-sokak,mahalle, cadde isimleri falan girer.

istanbulda -en azından kadiköyde- 400 500 civarı kurslar. muhtemelen istanbul çapında da böyledir. Sırf 400 500 kurs parası. Ayrıdan sınav parası falan veriyorsun 35 falan. Sınavları geçtin mi? 190 küsür yetele de trafik emniyet müdürlüğüne harç(!) veriyosun.Ucuz kurs bulsan da harç elbet girecek...

ucuz mu demiştin? gachayım.

oraya buraya verilen paralar sabit zaten, ben kursa verilen paradan bahsediyorum. kursun biri 400 alır biri 300 ben onlardan en ucuzunu arıyorum. 2 sene önce bi ilanda görmüştüm 200 ytl'ye ehliyet diye aradım sordum biz 200 alıyoruz 300 de işlemler için demişti, o zamanlar gerekmiyor diye almamıştım bugün aradığım yine öyle bir şey.

o işlemler falan dedikleri direkt kazıklamadır dikkat etmek lazım. sabıka kaydı kağıdı, ikametgah kağıdı falan ucuz şeyler bayağı. bi sağlık raporu 30tl falan sanırım. kimisi 50+ falan alabiliyor kurslarda. siz veriyorsunuz işlemleri biz yapıyoruz diyerekten.
ben ağustosta alırkene kurstaki kadın kadiköydeki bütün kurslar aynı fiyat falan demişti anlaşmalılarmış. ( artık salladı mı bilmiyorum ) o zamanlar 400 lira verdiydim ben. kadiköye hiç bakmayın yani.

kadıköydeki rıhtım sürücü kursu.
www.rihtimsurucukursu.com

yoktan adam gönderdi dersin

ben olsam 300 lira falan isterdim. ama web tasarimcisi falan degilim.

gecen gun bi yerde domain, hosting, ve tasarimi 400 liraya yaptiklarini gordum. ondan 300 dedim.

nasıl bir site? ne sitesi?

site bir avukat için yapılacak. 300 tl çok az değil mi yahu? bir yıllık anlaşma yapmayı düşünüyorum. yani bir yıllık fiyat vermeliyim.

host ve domain de senden ise 500 uygun.

350-400 ytlden kapi aciliyor genelde. domain ve hosting icin senelik ucret talep edebilirsin. guncellemeleri de sen yapacaksan toplamda her sene bastaki tasarimin ustune 100 ytl makul bir rakamdir. ozellikle avukatlik gibi cok fazla guncelleme gerekmeyen sitelerde daha fazlasini istemek karsi tarafi korkutur.

domain ve host bir şey tutmaz domaini zaten geçtim de bir avukatın sitesinin hostu için 30-50 tl arası bişi yeter de artar bile. 400 tl tasarım, 150 tl yıllık bakım derdim ben olsam, en azından uğraştığıma değsin. piyasayi sikmenin manası yok, düşürmeyin fiyatları kardeşim.

1000 tl site tasarımı ve yıllık bakım ve güncelleme için olabilecek en düşük rakamdır. millet 400 e yaparım der ama 3 ay sonra sitede sorun var dediğiniz zaman o kişiyi bulamazsınız.

herhangi bir kod işine girişecek misin? yoksa sadece joomla ve modül vs kurulum mu? eğer öyleyse 5-6 kişi olursanız 300-400den yaparım der sürümden kazanabilirsin :)

öeh ya. yapmayın allah aşkına. 1000 ytl'nin altına yapacaksanız hiç yapmayın. sonra kodda source olarak c:/bıdı bıdı olan scriptler filan kullanıyor millet. salak saçma işler yapıyorlar.

100 dolara da yapan var ama adamı bir hafta sonra bulamıyorlar.

bunu kaçtan yaparsan, takip eden işlerini de o fiyattan yaparsın... bunu aklından çıkarma sakın... 300 e de kesinlikle site yapma... unutma ki bu bir sektör ve bu işi hakkıyla yapıp hayatını kazanan binlerce insan var... ortalama altı işlerle fiyatları 300 e kadar aşağı çekenler, o binlerce insanın piyasasını da öldürüyor... kimse kendi işinin fiyatını senden iyi bilemez... ama şöyle söyleyeyim, 1000 usd altı ucuzdur bence... özellikle de 1 yıl destek vereceksen... tabii tasarımı frontpagete 9 farklı renk ve 8 değişik font kullanarak yapacaksan, evet, 300 bile fazla... şaka bir yana, ilk fiyatını yükseltmek zordur... nasıl başlarsan öyle gider genellikle... bunu dikkate al fiyat verirken...

Büyüyorsunuz evet! :)

Artık gerçeklerle daha çok içli dışlı oluyorsunuz; olayları, insanları, hayatı ölçme değerlendirme biçiminiz değişiyor. Bakınız mükemmel ekşi sözlük yazarları neler döktürmüşler, ellerine sağlık hepsinin ;)

(bkz: otuzunda hala bilgisayar oyunu oynayan dingiller)

Hayır sadece fazla zaman geçiriyorsun oyun karşısında. Ben de bir zamanlar öyle bir döneme girmiştim, kendimi filme, diziye, animeye vurdum. Bir süre sonra oynama isteği tekrar geldi. Ve hatta şu an playstation 2 mi kuzenime verdiğim için kafamı duvarlara vuruyorum. Fazlasıyla ihtiyacım var bu aralar çünkü.

dipdipdipnot: ps2 satan varsa, alabilirim.

eski oyunlar eski günleri hatırlattığı için onları daha çok seviyor sanırım insan, bana da fifa98, outlaws, red alert, starcraft, diablo dünyanın en güzel oyunları gibi geliyor(tamam gerçekten güzel oyunlar zaten), neden öyle geliyor çünkü çocukluğumun oyunlarıydı, şimdi oyun oynamıyorum 40 yılda bir simülatör tarzı f1 ya da o saydığım eski oyunlar. sıfırdan bir oyuna başlamak zor geliyor, yeni bir aşka başlamak gibi (yine abarttım) neyse sorun sende değil, oyunların da haklarını yememek lazım emek veriyor yapıyor adamlar. sorun zamanda, büyüyor musun bilmem ama yaşlanıyorsun, her an yaşlanır insan o yüzden eski bayramları eskide ne varsa özler, yenileri beğenmez işte.

hepinize çok teşekkür ederim..
abtash- abartiğini pek sanmiyorum şu an elimde okadar çok oynamadiğim oyunvarki saymadım bile..banada yeni bi oyuna başlamak yeni bi aşka başlmaktan zor gelio çünkü aşka başlarsın koyveririsin o kendi yol alır .. ama oyuunda koyverdiğin zaman oyun en sondaki savepointte kaliyor..

boyut olarak 30 gb'lık bir boşluk oluştu mu yoksa sadece klasörler mi kyaboldu?

eğer sadece klasörler kaybolduysa, o klasörelere virüs bulaşmıştır ve sizin virüs programı o virüsü sileyim derken klasör'leri gizlemiştir. dosyaları göster diyerek de göremezsiniz, adres satırına tam klasör ismini yazarsanız girersiniz, ya da o bölümde arama yaparak dosyalara ulaşabilirsiniz. (tabi dosyalarınız gerçekten silinmediyse) bir takım dosyaların gizlenip diğerlerinin gizlenmemesinin sebebi, o virüs bulaştıktan sonra girdiğiniz klasörleri etkiliyor sadece, girmediğiniz klasörlere bulaşmıyor.
dosyalar silindiyse kurtarma programlarını deneyin.
(bkz: file recovery)

klasörler tamamen yok olmamış içlerinde 1 veya 2 dosya kalmış geri kalanlar kayıp durumda. harddiske ağ bağlantılarımdan ulaşıyorum yani oraya virüs programı el atmışmıdır çok emin değilim ayrıca kaybolan dosyalar en az 1 aylık bugüne kadar silmez miydi öyle olsa?

önce hdd'de boş alan olup olmadığına bakın boş alan oluşmadıysa gizlenmiştir dosyaları ara'da arayıp bulursunuz. o dediğim tarz virüs dokunmadığınız klasöre bir şey yapmıyor bildiğim kadarıyla, belki yapanı da yazmışlardır. boş alan oluştuysa file recovery.

tekrar kurmak yerine sistem kurtarimi (asr) -tam adini hatirlayamadim hala uyanamadim- (cdden on yukleyip kurulumdan hemen yapilan islem) yaparsaniz muhtemelen kullanici hesaplarindaki hatadan kurtulursunuz. yani genelde ise yarar bu.

eğer windows kurarken hata oluştu diyorsanız, bir xp cd'si takıp repair yapın, bozukluktan kaynaklanıyorsa gidecektir. ayrıca administrator olarak bağlanmayı denein oradan kısıtlama koymuş olabilirsiniz kullanıcı hesaplarına.

hiren's boot cd

Birde şu yolu izleyin bilgisayarıma sağ tıklayıp yöneti şeçin.Açılan pencerede yerel kullanıcı ver gruplar'a tıklayın.Sağ menüde users klasörünü şeçin.Parola koymak istediğiniz kullanıcıyı seçip sağ tık yapın ve açılır menüde ilk baştaki parola belirleyi şeçip (uyarı ekranı çıkarsa ilerleyi tıklayın) yeni parolayı oluşturun büyük ihtimalle olacaktır.

repair yapmayı düşündüm ama bilgisayarda mevcut dvd sürücüsü olmadığından yapamadım zaten, kurduktan sonra başkasına vermek durumunda kalmıştım. @bagcivan bu yöntem işe yaradı sağol.

Programlar, service pack'ler vs. kurulduysa o zaman bi defrag vaktidir.

right click refresh.

format atmazkende elim kayıyor ya neyse..

-her seferinde şifreleri yedeklemeyi unuttuğum için üye olduğum çoğu sitede "forgot my password" linkini tıklar ve şifreleri tekrar firefox'a kaydederim.

-düşük hdd uyarısı vermemesi için registry ayarı

-autorun disable için registry ayarı (dilimi eşek arısı soksun)

-bilinmeyen dosya uzantılarını notepad ile açmak için registry ayarı

-modemden ilgili programlara port açmak

-ntfs yüzünden erişilemeyen dosyalar varsa tekrar sahiplikleri alınır

@kimlanbu

modem yanlışlıkla karıştı araya herhalde.

(bkz: formattan sonra kurulacak programlar)
anketin hası burada zaten.

@kimlanbu: ntsf ile şifrelenmiş dosyaların sahipliklerini nası alıyosun sen bakim!

bahsettiğin şey, kullanıcı hesabı tarafından şifrelenmiş dosyalar mı?

@abtash
onlar kurulduktan sonrasından bahsediyorum ya da öncesinden onlarla alakası yok sorunun.

firefox ayarlarını yaparım ve bir bağımlılık haline gelen eklentileri indirip kurarım.
örn:
all-in one sidebar
customizegoogle
downloadhelper
flashblock
qtl
...
...

msn'den dosya gonderimi var mi? sesli veya goruntulu konusma?

uç bir örnek belki de, windows update veya diğer adobe update vb. update'ler yapmış olabilir, sürekli format atıyorsa(msn'den virüs yiyip) başına gelmiş olması muhtemel.

ttnet avukatlarından abtash gururla sundu.

Ilk faturaysa da olabilir. Ilk faturada ilk ay ve ikinci ayi topluyorlar ya da oyle bir sey. Faturayi incelediniz mi?

bana da 700 ytl geldi..
daha 20 dakika önce öğrendim..

bu başlığı gördüm, tesadüfe bak..

türktelekom azına %+^%$#5&...

windows yükseltmeleri, program yükseltmeleri, özellikle antivirüs yükseltmeleri buna sebep olabilir.

ayrıca bu limewire denen programı kullanıp, bin türlü mp3 indirdikten sonra ben bişey indirmedim diyenlerde var.

@fuck milk;
sıfır fazlalığı yok dimi? :S
700 ytl geldiğini e-faturadan mı öğrendin yoksa kota aşımına göre kendin mi hesapladın?
kota aşımına göre hesapladıysan, belli bir sınıra kadar (atıyorum 4gb kotası olan için 80 ytl ye kadar) fatura düzenliyorlar, kalanını bir dahaki aya devrediyorlar

yoo kotalı değil zaten net..

haziran temmuz ağustos faturalarımız ödenmemiş meğerse...
araya kaynamış.. aptal tt'da hiç bir şey söylemiyor aylardır..
başka bir iş için gittiğimizde (telefon hattı için bir işlem) o zaman öğrendik.. eskiden kalma borçlar, günlük faizleri falan birikmiş..
700 ytl civarında..
biz de yeni öğrendik akşam üzeri..

detaylı bi fatura alacam hafta içi bakalım, her bir kuruşunu teker teker açıklasınlar şu şunun parası, bu bunun parası toplam 700 ytl diye..
böyle saçma iş mi olur yaa.. çok sinirlendim..
dut yapraği mi bu.. para verecem ben.. ben yemişim bi bok araya kaynamış unutmuşum ödememişim.. hatırlatsana bana borcun var diye.. benim şubeye tesadüfen uğramamı mı bekliyorsun ille.. bu ne aptallık..

@abtash hakılsın sanırım bu ay 10(ciddiyim)kere ciddiyim format attı.
@fuck milk get beer bizde bugün bu ayın brcunu sormaya gittiğimizde eylülden borcunuz var dedi ama çocuk ben yatırdım dekontu buluyum dedi.

milyonda bir de olsa bu ihtimal var, ancak ihbar olmazsa bişi olmaz.
bsa'da sanırım oyunlardan çok programlarla ilgilendiği için pek sorun olmaz.

ancak

yasal uyarı:

korsan ürünler kullanmayın.

böyle başlıklar açarken dışarı kapatırsanız daha iyi olur, gün olur devran döner göte girer.

edit:

dışarı kapanmış tamam o zaman indirin bi bok olmaz. düşman şirketler ispiyonlasa bile indirip eve götürüyorsunuz sanırım(kota hırsızı:) ) ispatlamaları şu an mümkün değil, ancak yeni bir yasa ile ne indirdiğinizi görebilecekler artık. ama burada da cezdadan önce uyarı gelecek, uyarırlarsa bırakırsınız indirmeyi.

milliyetde bununla ilgili bi haber war. kultur bakanligi onlem almis. yuzde 70 e kadar korsanla bas edebileceklerini dusunuyorlarmis. ilk once uyaricaklarmis vs vs vs..

firefox kullanıyorsan cooliris eklentisini kur orda related games bölümü var o ekşi atari gibi bişey. hatta ondan daha kapsamlı.

edit: featured gamesmiş.

bu cevabı mümkün değil olarak algıladım, teşekkürler.

www.neave.com

dedirten kalıbı, entry'yi sözlük formatına uydurma çabasıdır. bu tür entry'ler silinmez, ancak bunları sürekli kullanırsanız uçar ya da çaylak olursunuz. formatı zorlamaya gerek yok, sonra entry'm silinmedi ama neden çaylağım diye buraya ilan veriyor yazarlar.

sorum, "entry'de degil baslikta kullanmak legal mi?" seklindedir.

"dedirten" olarak 331 baslik acilmis. bunlar legal olarak kayde geçmis demektir.

ayrica buyrun;

(bkz: dedirten baslik)
(ara: dedirten)

abtash senin soruna cevap vermemiş gibi görünse de aslında vermiş."dedirten"deki tek sorun, "hede hödö" başlığına "abovv dedirten başlık" diye entry girilmesi. yani sen aslında hede hödö hakkında bilgi vermiyorsuni ona tanım yapmıyorsun "hede hödö başlığına" yapıyorsun. yani
"dedirten kalıbı, entry'yi sözlük formatına uydurma çabasıdır."
onun dışında başlığın içinde kullanmanın tabii ki bir sakıncası yok.

şimdi ben güzel anlatamamış olabilirim ama (bkz: dedirten baslik) burada güzel anlatanlar var. bir okumanız şiddetle tavsiye edilir

dedirten başlık olgusuna, dedirten entry'den daha fazla tolerans gösteriliyor sanırım. sonuçta gg ya da yazım/anlam hatası bulunmadıkça en fazla başlığın altına "açtığın başlığı sikeyim" bkz'ını verirler.

yine de siz siz olun, açmayın böyle başlık.

içeriği doğru yaparsan her başlık legal. zdsfyıbdasvuıbdasv bile legal. mesela:

başlık: zdsfyıbdasvuıbdasv
entry: tişörtümün markası.

kim aksini söyleyebilir ki, şaşarım!

bug'ın kişiseli olur mu bilemeyeceğim. bende dediğin problemler yok çünkü.

Cacheleri temizleyin efendim. Ayrica baska bir browser ile deneyin.

bu olayların olduğu sırada uzun süre sözlükte hareketsiz kalmış olabilir misin? yani sözlük işlem yapmadığın için seni atmıştır. sen işlem yapmak istedğinde de normal internet kullanıcısı gibi gelmeye çalışıyordur sayfalar, tekrar giriş yapıp yenilediğinde sorun gider böyle ise sorun.

söz konusu başlığın 900. entrysi benim entrym ve bu entry aynı olan sayfaların başında duruyor hep. sanırım bununla ilgili bir bug söz konusu. keza aynı tarayıcıdan, login olmadan sözlüğe girip aynı başlığı incelediğimde sorun ortadan kalkıyor. moderatör abilerimizin haberi ossun.

dün aynı sorun bir başka başlıkta oldu..
ve sözlüğe logged - on durumdaydım..
sözlükte ara sıra olan bir aksama..
bir kaç dakika sonra düzeliyor otomatikman..

benimki uzun süredir böyle ve kendiliğinden düzelecek gibi durmuyor.

hatta şimdi baktım mesela; sol frame de (11) entry girilmiş hali var tıkladım ve bugün girilen entryleri gördüm. ve son girilen entry 1108. ancak tümünü göster dediğimde yine hatalı haline dönüyor ve 1200 tane entry girilmiş olarak görünüyor ve son entrynin tarihi de 03.01.2009. çok ilginç gerçekten. galadnikov abi bi baksana ya.

Güvenli Mod'da açmayı denesen. Zira öbür türlü Windows klasörünün içindeki pek çok dosyaya güvenlik sebebiyle dokundurtmuyor.

dedim ya işte..
denedim öyle de..
gene olmadı :((

her bok için aynı şeyi kullanıyor gibi hissediyorum kendimi ama, live ubuntu cd'si indir onunla aç bilgisayarı. windows'ta dilediğin bölüme git, dilediğin dosyayı sil değiştir.
not: o yaptığın ne işe yarayacak bilmiyorum nicelik olarak, ben sadece nitelik olarak ifade ediyorum.

öyle bir çözüm evet benim de aklıma geldi..
ancak dl olması saatler sürer onun..
bi de havadan nerden geldiğini bilmediğim bir wireless network kullanıyorum 4 - 5 aydır beleşten..
350 mb lik bir dizi 5-6 saatte iniyor.. adama da acıyorum, yazık, gariban kesin limitli internet kullanıyordur, şifre koymayı bile bilmiyordur.. kotası dolmasın benim yüzümden.. msn bağlansın, web sitelerini gezeyim yeterli.. dl yapmak istemiyorum adamdan..

şöyle windows'a ayarlamalar ile yapılacak bir çözüm bulamazsam mecbur öyle yapacam ama..

o sorunu live cd ile çözemeyeceksin büyük ihtimalle. benim de başıma bu sorun gelmişti. live cd ile denemiştim fakat yine yememişti. o yüzden live cd indirmeyle uğraşma derim. belki söyle bişey olabilir, hdd yi başka bir bilgisayara 2.disk olarak takarsan, işe yarayabliir.

unlocker kur, dosyanın kilidini aç, ondan sonra sil. Yenisi de kopyala ve register et (register etmek için regserv.exe veya regserv32.exe nin üstüne sürükleyip bırakmak yeterli)

karsi ataga gecin, siz de isteyin.

-sharon abla, kalemin benim olabilir mi?
-olabilir ama kalemkutun da benim olur.
-eööö, neyse..

hayır demeyi bilin, eğer hayır diyemiyorsanız sakın ola lise düzeyinde öğrencilere ders vermeyin, aman ha.
(bkz: hayir demeyi bilmek)
ailesi ile iletişime geçin bir de.

şöyle de olabilir. sizden bir şey istediğinde ona şart koşun. şu soruyu bilirsen istediğini sana verebilirim gibi. bilemeyeceği zorlukta sorular hem kafasını meşgul eder hem de bir süre sonra yorulup istemekten bıkar. ilk başlarda yanlış üslup seçtiğinizden ötürü bir anda hayır demek çocuğun sizin hakkınızdaki düşüncelerine blok çekebilir, onca emek boşa gider. ayrıca 8 yaşındaki çocuk için 70 iq az mı çok mu bilemedim. övülmeyi beklemek de zekası hakkında bir yargıya ulaştırmadı beni.

istediği şeylerin size gerekli olacağını ve kardeşimizin istediği nesne eğer sizde olmazsa/bulunmazsa sizin X işini (x ten kasıt: o nesneyle yapılan iş, oluş veya hal)yapamayacağınızı belirtirseniz sanırım anlar.

la traviata'nın söylediği çok doğru. Benim annem emekli anasınıfı öğretmeni ve öğrencileri için aynı şeyi uyguluyordu. Kendiniz için yapılmasından hoşlanmadığınız bir davranışı başkasına yapmayın derdi. İşte empati böyle bir şey...

daha 8 yaşındaki birine söz geçiremiyorsanız ,birde bunların lise versiyonu vardır ki dikkat.Hayır diyin efendim ve ayrıca la traviata çok güzel söylemiş onu uygulayın.

mülkiyet hırsızlıktır deyin :)

yahu kızın iq'su 70 demiş daha ne olsun? o yaşa göre düşük bir değer.

la traviata'nın metodu normal iq'dakilerde bile işe yarayacağı garanti değil. bu öğrencinizde de yarayacağından şüpheliyim.

bildiğim kadarıyla bu gibi durumlarda karşındakine normal iq'daymış gibi davranmak en doğrusu. o zaman karşıdaki de kendini normal bir birey gibi hissetmeye başlayabilir.

70 iq o kadar düşük ki, 68 olsa zihinsel engelliler okulunda okuması gerekecekti...
"hayır demeyi bilmek" olayı değil biraz, hayırı nasıl diyeceğini bilmek.

bence tehdit edin, annesine söylemesi ihtimaline karşı bir tehdit daha edin. çocuk deli olsun, bişey de söyleyemesin kimseye. kimse bakmazken çok kötü davranın, başkaları varken melek gibi olun. ben öğretmen olsam bunu kesin bi çocuğa yapardım.

150 milyon dolarlık harcamaya obamamobile dedikleri limuzin, tören alanına gelecek otobüsler için harcanan paralar vs. bir sürü şey dahil olabilir diye düşünüyorum. portatif wc ses ışık falan (tören alanı düzenlenmesi) 3,5 milyon dolara mal olmuş öyle okudum. detaylı bilgiye www.ntvmsnbc.com linkinden ulaşabilirsin.

neden ve neye bu kadar ekstra harcama yaptılar ben de anlayabilmiş değilim.
sağ sola baktım harcamaların sadece devede kulak sayılabilecek bir kısmının açıklandığını gördüm. belki telaffuz edilenden de fazla harcama yapılmıştır. ayrıca obamamobile bana çok haşmetli göründü. o ne öyle, tank çarpsa ters döner.

(bkz: güvenlik) bir de müzisyenlere verilen paralar.
bundan ibarettir efenim, diğerleri çerez parası kalır bunun yanında.
olay 1 günlük bir şey değil çünkü. günler öncesinden oranın ve obama'nın geçeceği yolların güvenliğinin sağlanması, simülasyonlar falan filan..

12,000 özel tim üyesi görev almiş..onların extra-duty maaliyetelri falanda var ayrıca obamanın güvenliği içinde bi çok düzen kurulmuş.. ama yinede 150 milyon çook para..

o değil de benim kanımı donduran; töreni 240 bin kişi biletli izlemiş ve biletin tanesi 8.249 dolardan gitmiş. bu nası bi iş ya. buna göre törenden sağlanan hasılat 1.979.760.000 dolar! oha! bu harbiden doğru mu ya bunu biri açıklasın lütfen. insanın kanını donduran görüntüler şerefsizim.

@deliktas
değil abd'de dünya'da 240 bin kişi öyle bir töreni izlemek için o kadar para vermez aynı anda, hele ki bu ekonomik kriz. o 8bin küsür değil de 8 küsürdür olsa olsa(tabi haber tamamen yalan da olabilir, izleyenlerin sayıısı 1 milyondan fazla zaten, sadece beyaz saraya bahçesi de olabilir neyse) o da yaklaşık 2 milyon dolar yapar. pahalı davetiyeler, akşamki balo için geçerli olabilir ama 8 küsür bin dolar yine de çok, olmaz öyle şey.

sekiz bin doları veren ön sıradır sadece, için rahat olsun.

bilet fiyatları 50$'mış diye biliyorum ben de

Ntv'nin konuyla ilgili haberi: www.ntvmsnbc.com

Haberin yarısına doğru gösteriyor bilet fiyatını.

@abtash: töreni milyondan fazlası izledi evet. benim kastettiğim 240 bin kişinin biletli izlemiş olduğu. diğerleri beleş. o 240 bin de muhtemelen beyazsaray bahçesinde oturanlar.

yani komşunda varsa ve onda da kuruluysa orjinalliği bişey ifade etmiyo korsan oluyo yani bi yerde. bu fark edildiyse sorun çıkarıyor olabilir.

hem komşunun hem orjinal nasıl oluyor ya? zaten 1 kişinin üzerine lisans alınmıyor mu?

yanar dönerli orjinal cd'sinden yüklememize rağmen serial numarası korsandı. sanırım o sorun çıkartıyor. arayalım bari bi, yine de teşekkürler.

seri numarasi korsan ve microsoft'u mu arayacaksiniz?
ben mi yanlis anladim yoksa?

o yaziyi yok etmek için -ancak yarin- sana bir dosya gönderebilirim.
tabiki istersen. mesaj atman yeterli.

valla olayı ben de çözemedim. elinizde bir tane orjinal cd varsa ve bunu 2 kişi kullanmaya çalışıyorsa zaten yasal değil ki bu. arasanız da bir faydası olmaz.

(bkz: keyfinder)

Kasa içinde bulunan tüm fanlarin calistigina emin misiniz?

güç kaynağıdır o. yakında komple gidebilir. arkadaşınızdan falan alıp deneyebilirsiniz aslında.

sabit diskte de sorun olabilir onu da bir "koklamayı" dene ya da disk kontrol programları ile kontrol et.

ram'de bir sıkıntınız olabilir. bahsettiğiniz sorunlar genel ram sorunları çünkü. 2 slot raminiz varsa fişi çekin ve ikisini de tek tek deneyin. bakın bakalım sorun onlarda mı.

mouse-klavye takılmaları %100 olmamakla birlikte genel olarak ekran kartı aşırı ısınmasından meydana gelir. varsa ekran kartı fanınızı gözden geçirin, gerekiyorsa yenileyin yoksa oraları soğutmaya çalışın.

küreselleşme bizi etkileyen en önemli faktörlerden biri. yani mesela ben amerika menşeili x bank'a tüm geleceğim olan paramı yatırıyorum. o banka amerikan piyasasında daha fazla varlık gösteremiyor ve batıyor. benim param da tehlikeye giriyor.

bence alman ekonomi modeline geçmek lazım. koskoca alman firmasının da, emekli bir vatandaşın da açtığı hesap aynı özelliklere sahip. böyle olunca bir firma battığında banka sadece o hesaptan sorumlu oluyor.

o amarikanın izin vermediği borlar çıkarılıp işlense ,ülke ekenomisine katkıda bulunulsa yerli sermaye desteklenip teşvik yapılsa.Ülkenin karış karış topraklarının özelleşirilmesine izin vermemek gibi.

cari açık vermeseydik o zaman bizi teğet geçerdi bence. ihracatımız gene düşerdi ama bugünkü kadar büyük problem olmazdı.

dünyadan küreselleşmeyen ülke var mı? küreselleşmeme alternatifi bu kontrollü deney için hayali bir alternatif.

diğer yandan özelleştirmeler olmasaydı bişey değişmezdi (bkz: çin)

bence temel sorun cari açığın finansmanı. bizde mali sektör krizleri hep bu finansmana cevap bulamadığımızdan dolayı kaynaklanıyor. bir arkadaşın dediği gibi enerji sektörümüz kendine yetseydi kriz olmazdı. ancak buna alınacak tedbirler ha diyince olmuyor orta vadeli bişey yani. ve biz 2001 krizinden sonra daha yeni kendimize gelmişken bunu düşünemedik belki hata belki kısmet.

neticede abd ve avrupadan ihracat ve ithalat yapan her devlet bu krizi hissedecekti.

bence krizin en az etki yapması, dahası hiç yaşanmaması için mülkiyetin komple kalkması lazım.

nasıl olacak dersen, bu konuda bir sürü yordam önerisi var. ister zeitgeist, ister anarşist komünizm meselelerine bakabilirsin.

spesifik olarak yanlış yapılan bir şey yok, çarklardan biriyiz sadece. diğer çarklar da yavaş döndü mü biz de yavaş dönüyoruz. ama çin ne ayak derseniz, adamlar kayışlı ak

keşkelerle yapılacak bir şey yok, herkesi vurdu kriz, bütün dünyayı, şimdi millet çözüm ararken bizde bir gelişme yok yok teğet geçti falan filan. piyasayı canlandırmak lazım, memur maaşlarına eşi görülmemiş zam yapılmalı, böylece piyasa hareketlenir, kimsede para yok ki.. düşük faiz ile kredi vermesi lazım devletin, alt yapı yatırımlarının sırası değil.

zeytin, peynir, reçel/bal, yağ, yumurta, çay, ve de ekmek. ne varsa eskilerde var sucuk mucuk kapitalizmin bize hediyesi.

ballı süt de güzel olur hem besleyici hem lezzetli. ama yan etkileri var, çok içince tırmanma isteği uyandırıyor.

tarhana çorbası. ciddiyim.

paça ya da ciğer adanada bazen bunlar yenilir,ıyk mıyk demeyin hiç süper oluyor ayrıca muzlu süt ve karışık tost ayrı bir güzelliktir.

Ege işi olursa domates, çökelek, zeytinyağı kombosu da düşünülebilir. Bir de Kafkaslar var sabah akşam yoğurt yiyip 150 sene yaşıyor adamlar.

bir kibrit kutusu kadar b.peynir, bir ince dilim ekmek, taze sıkılmış meyva suyu
:(

kekikli, sumaklı, limonlu zeytinyağına ekmeği bana bana adam akıllı bir kahvaltı yaparsan bir daha ki kahvaltıya kadar acıkmazsın. yanında da çaydan öte daha sağlıklı bir meşrubat tavsiyem. su olur, süt olur, meyve suyu olur. ben çaysız yapamam ama ne bileyim çok karaladılar garibimi, sanırım sağlıklı olmasını istiyorsan içmemelisin.

menemen 1 numara :)

herkes kendi sevdigini yazmis, saglik ikinci planda sanki.
bu sayilanlardan biraz protein biraz karbonhidrat kombosu yapin yeter. ekmek ve un urunlerine abanmayin, tamamdir.

karttan çok senin hesabına para yatıp yatmadığı önemli şubeden onu sorgula.

işine yarar mı bilmem ama şöyle bir şey var:

kredi'yi zaten borç veriyorlar öyle bir sorun yoktur heralde de burslarda şöyle bir şey var: 3 dersten fazla dersten kalınca bursun otomatik krediye dönüyor borçlanmaya başlıyorsun yani(burs alırken notere gittiğimizde farkında olmadan imzalamış oluyoruz)
sende çok dersten kaldıysan belki devlet evlatlıktlıktan reddetmiş olabilir, bir yanlışlık vardır yani. en yakın ziraat şubesine gidip sorgulat, burası şuben değil derlerse ağla sızlan öğrenciyim falan, biliyorsun o ayakları işte yardımcı oluyorlar o zaman, pes etme.

2 yıldır aldığın kredi kesildiyse büyük bi problemdir. burs gibi ota boka kesilmez çünkü bu sen almadan önce bilmem kaç milyarlık borç senedine imza attın. kesmezler yani. para yatmadıysa bi sorun var belli. ziraat'in yardımcı olabileceğini sanmam eğer paranın yatmadığını ziraat bankasından teyid ettiysen yurtkur paklar seni.

kolay gele.

benim de bursum kesildi bu ay fakat otomatik olarak krediye dönmedi.

aynısı bana olmutu..kartın değişiyor. kartı ilk aldığın yere git, subeye yani.daha sonra yeni kart ile berber krediye dönmüş paranı alabilrisin:)
muhtemelen 5 dersten falan kalmıssındır..olur böyle seyler:)

şubeye tekrar gittim gelmedi kredi alanların kartları falan dediler ben de muhtemelen benim ki de aynı şekildedir falan diye bekliyorum.
anlamadığım şey sabahtan beridir yurtkur'un kredilerle ilgilenen şeysinin telefonunu arıyorum dahili numarayı basınca meşgule veriyor.operatörü bekleyince de 10saat bekliyorum cevap yok.


ekleme:sonunda düşürebildim numarayı.dediğiniz gibi bir kaç dersten kaldığım için almakta olduğum krediyi krediye çevirmişler(sormayın ben de anlamadım).bankadan çekecekmişim parayı artık...

rölantide tutarsan aracı daha çok yakar, onun yerine hızına uygun en büyük viteste tut ve gaza hiç dokunma.

edit : ayrıca seyir halinde boşa alırsan aniden kaçman gereken bir engel vs çıkarsa manevra kabiliyetin azalır. Sen vitese takana kadar iş işten geçmiş olabilir.

ben şehirlerarası otobüs sürücüleri falan sürekli boşa alıyorlar diye bir bildikleri vardır diye yapıyordum. yamuluyormuşum demek.
@fuck milk get beer
motor freni'nin kalktığından haberim vardı ama emniyetli yerlerde yapıyordum zaten.
@kimlanbu
dimyata pirince giderken eldeki bulgurdan oluyormuşuz demek, teşekkürler.

misal 90 kms'de aldın boşa 60'a düştün. hızın düşerken araba rölanti gazını zaten yiyor sonra tekrar hızlanayım dedin ve 90'a kadar gaz verdin. işte o 60'dan 90'a çıktığında verdiğin gaz 90kms ile sabit gitmenle neredeyse eşit. yokuş yukarıysa artar aşağıysa azalır ama fark her zaman için çok çok küçüktür. canını seviyorsan boşta kullanma daha dün evimin önünde 4 kişinin öldüğü 15 kişinin yaralandığı bir facia yaşadık. atma boşa falan.

yeni nesil araçlarda boşa atınca yine benzin yer araba. uzun yollarda en ideali 5. viteste 90la gitmektir. (hız/yakıt oranı açısından)

dur-kalk ta en büyük benzin emicidir, o nedenle kırmızı ışıkta kalkarken ya da ilerdeki kırmızı ışığa giderken limite kadar gaza basıp oraya gelince frene basmamak gerekli ivmelenmen yavaş olmalı

enjeksiyonlu ise motor freni esnasında benzini keser, boşa alırsan kesmez.

uzun bir rampadan aşağı inerken yol bilgisayarından yaptığım araştırma sonucu boştayken 0,2 ya da 0,3 anlık yakıt tüketimi gösteriyor. viteste inince 0 oluyor anlık tüketim.

yeni nesil arabalarda boşa almanın yakıt tüketimi açısından kesinlikle faydası yoktur... ideal olan (çoğu binek arabada) 2000-3000 devir arası kullanmaktır... 2000 altında gerekli devire ulaşmak için; 3000 üzerinde de motora gereksiz yüklendiğiniz için fazladan yakıt harcarsınız...

gerçek anlamda boşa almak eski araçlarda mümkündü diye biliyorum. Yani motor kapalı, araç boşta, mevcut hız ya da eğim etkisiyle hareket etmekte. Bu şekilde olan ile evet bir tasarrurf söz konusu olabilir ama allaha emanet gittiğinizden adı peygamber vitesi. Günümüz araçları böyle bir şeye zaten izin vermiyor; motor rölantide çalışır boşa alırsınız, yine mevcut hız ya da eğimle gidersiniz, bu şekilde de ne kadar tasarruf olur size bırakıyorum...

ben buna inanmıyorum işte arkadaş. ben arabamı (hyundai elantra) genellikle boşa atarak kullanıyorum ve şehir içi yakıt tüketimim 8lt/100km. 2000 3000 arası kullanmayı da denedim ama o zaman daha fazla yakıyor bu meret. misal kırmızı ışığa yaklaşıyorsun belli ki yakalanıcaksın boşa atmadan duramam. evet 5. vites 90 km şehirlerarası yolda faydalı ama şehir içinde boşa atmak çoğu durumda avantajlı. aynı hızda 2000 devirle gidecekken 800 devirde gidiyorsun. daha ne?

hiçe yakın. eğer kontağı da kapatabilseydiniz biraz daha fazla olurdu. 1964 model arabada bu dediğim yapılabilirdi.

ah keşke benzin avrupadaki gibi 1 ytl/lt olsa da bizde bunları konuşmuyor olsaydık.

tai...

bende opel astra var, şirkette de peugeot... biri benzinli diğeri dizel... her ikisinin de kitapçığı 2000-3000 arası öneriyor ki diğer markaların da önerdiği bu rakamlar diye biliyorum... ha, bu adamlar po ile, totalle anlaşmış arkadaş, yok öyle bir şey diyorsan o da olabilir tabii... ben kitabın yalancısıyım... ama sonuçta düşük ve yüksek devir, sadece yakıt açısından değil, motor ömrü açısından da zararlıdır... haa, bunu da sanayi ustası dostu pis kapitalistler uydurmuş dersen, o da olabilir tabii :))

ben daha ziyade gördüğüme inanıyorum. böyle 100 km de yakılan yakıt şehir içinde 7.8 olunca ağzım kulaklarıma varıyor. aynı araba amcamda var o 10 litrenin altına inemiyor. 2000 3000 arası kullanmayı da denedim ama bu rakamları geçemiyor malesef. arabadan arabaya değişir dersen bilemem ama en azından bendeki elantra için durum bu.