Giriş
(1)

Assessment sınavı nedir?

Kazmapolitan
terfim söz konusu ayıptır söylemesi. beni assesment sınavına sınavına ve sonrasında yuvarlak masa toplantısına alacaklarını söylediler. bu sınav nedir? ne sorarlar? geçmiş sınav sorularını nereden bulabilirim ya da benzer sınav sorularını? yuvarlak masa toplantısı nedir? ne yapılır?
terfim söz konusu ayıptır söylemesi.
beni assesment sınavına sınavına ve sonrasında yuvarlak masa toplantısına alacaklarını söylediler.

bu sınav nedir? ne sorarlar? geçmiş sınav sorularını nereden bulabilirim ya da benzer sınav sorularını?

yuvarlak masa toplantısı nedir? ne yapılır?
0
Kazmapolitan
(13.06.09)
@wizard_merlin,
ilaç sektöründe eğitim departmanına geçişim için yapılacak.
Merkez içinde görev değişikliği şeklinde cereyan edecek iş. Teklif onlardan geldi ben de yeşil ışık yaktım.

Saha ekibinden 1-2 kişiyle de görüşme yapılacakmış.
0
🌸Kazmapolitan
(13.06.09)
(5)

msn istemiyorum

poseidon55
işyerindeki bilgisayardan msn kullanılmasını nasıl engelleyebilirim?
işyerindeki bilgisayardan msn kullanılmasını nasıl engelleyebilirim?
0
poseidon55
(11.06.09)
dambil
(11.06.09)
%windir%\system32\drivers\etc\hosts dosyasını notepad ile açın, şu satırları ekleyin:
127.0.0.1 gateway.messenger.hotmail.com
127.0.0.1 messenger.hotmail.com

messengerın kurulu olması bile fayda etmez bu komutları host dosyasına yazınca :)
0
erzi
(11.06.09)
gerçi internet varsa e-buddy filan elbet bir yolunu bulur insan ya..
0
dambil
(11.06.09)
MSN kurulumu yapılmadan da çalışan bir program. O yüzden MSN'in kullandığı portları kapatmak lazım yoksa ne yaparsanız yapın kullanır.

Bir de ktunnel, vtunel tipi tunneller üzerinde de kullanılabiliyor MSN. Explorer portunu da kapatmak gerekiyor ya da tüm tünelleri otomatik yasaklayacaksınız.
0
Kazmapolitan
(11.06.09)
ebuddy falan kullanmaya kasacaklarını sanmıyorum.

erzi arkadaşın verdiklerini uygulasanız yeterli olur zannımca.
0
cro magnon
(11.06.09)
(11)

Etek tıraşı nasıl yapılmalıdır?

leon
-erkeğim-jiletle komple tıraş edince ertesi gün batmalar oluyo ve kıllar uzayana kadar acısını çekiyorum.ağda yapsam heralde acısından ölürüm.makineyle 2 numara kesiyorum tek çözüm bu.ben istiyorum ki hiç kıl tüy olmasın, bu sıcak günlerde gerçekten çok rahatsız ediyo.yok mu ağrısız acısız, uzayana
-erkeğim-

jiletle komple tıraş edince ertesi gün batmalar oluyo ve kıllar uzayana kadar acısını çekiyorum.
ağda yapsam heralde acısından ölürüm.
makineyle 2 numara kesiyorum tek çözüm bu.

ben istiyorum ki hiç kıl tüy olmasın, bu sıcak günlerde gerçekten çok rahatsız ediyo.
yok mu ağrısız acısız, uzayana kadar da acıtmayak bir yöntem.
veya başka bir fikir, öneri, öğretici döküman vs.

midenizi bulandırdım ama bi yardım edin.
0
leon
(11.06.09)
tüy dökücü krem, veet soğuk ağda falan diyesim geldi ama nedir, nasıldır hiçbir fikrim yok..
0
rednoff
(11.06.09)
sesu tüy dökücü krem kullan. üzerinde yazıyor nasıl kullanıcan. kokusu kötüdür. az biraz da kızarıklık felan yapabilir sonrasında ama jiletter kesinlikle daha iyidir. cildin çok hassassa veya bir alerjin felan varsa kullanma tabi.
0
cinematography
(11.06.09)
hadi bir şekilde toptan aldık ne var ne yok, sonra bacak ve göbekteki kılların yanında orası biraz garip durmayacak mı? maymun götü gibi...
0
co2s2
(11.06.09)
tüy dökücülerin hiçbiri genital bölgede kullanıma uygun değildir. önce kendimiz kullanalım, sonra oynayalım insanların gelecek nesilleriyle.
0
karafaki
(11.06.09)
makineyle 2 numara kesmek uygun diyorsan permatik banyo kullanabilirsin.
0
kirkkarakterlikkirikayakliakillikirkayak
(11.06.09)
bir sağdan bir soldan, öyle ortaya karışık fantastik jilet tekniklerinde aldığınızda bu tip batmalar olası. Kılları çıkış yönüne göre alın saç, sakal, etek bıyık hepsini.

Bir de ağdayla yok ederseniz kıl köklerini bir süre sonra pişikten ölürsünüz sanırım. Biraz olsun klima etkisi yapıyor kıllar. Testislerin soğutulması lazım yoksa sperm kalitesi o biçim.

Dar pantolon olayına girmiyorum hiç.
0
Kazmapolitan
(11.06.09)
bodygroom mukkemmeldir.

etege de gelir goguse de bacaga da kola da
0
yirtik foto
(11.06.09)
Midemi bulandırmadınız, burası bir nevi paylaşım arenası ve istediğinizi sormakta hürsünüz. Tabii cevaplar da bu özgürlüğe bağlı olarak bazen can sıkıcı olabiliyor.

Acemi zamanlarımda jilet kullandım ancak cildim çok hassas olduğundan traş esnasında ve ardından 1 hafta boyunca çok acı çektiğim oldu. Daha sonra zırnık (hamam otu) denilen bir tozu keşfettim. Aktarlardan aldığınız bu tozu tercihen metal olmayan bir kapta az miktarda su ile karıştırıyorsunuz ve tüylü bölgelerinize sürüyorsunuz. 5 dakika boyunca biraz yanma yaşasanız bile zamanla alışıyor ve etek traşı ile aranızı düzeltmiş oluyorsunuz :)

Yalnız bu karışımı yüz bölgesi için kullanmamanız yerinde olur. Kokusu da felaket, kullandığınız ortamı iyice havalandırmalısınız...
0
tubytube
(11.06.09)
bir zamanlar bende de öyle sıkıntı yapıyordu ama uzun süredir kaşıntı falan hatırlamıyorum.sanırım zamanla insan alışıyor.
0
frown
(12.06.09)
aslanlar gibi (bkz: bodygroom)
0
nl extreme
(12.06.09)
konuyla ilgili bilgim olduğundan ya da tavsiye ettiğimden değil ama yukarıda; "tüy dökücüler genital bölgeye uygun değildir" dendiği için yazıyorum; genital bölge için tüy dökücüler var. Köpük şeklinde satılıyor ve genital bölgeye mahsuslar zaten.
0
cereal killer
(12.06.09)
(4)

Güvenilir ON-LINE çiçek siparişi ??

gochebe
merhaba,On-line çiçek siparişi vermem gerekiyor. güvenilir bir site bilen var mı? daha önceden tecrübesi olanlar yazabilirlerse sevinirim.Kolay Gelsin
merhaba,

On-line çiçek siparişi vermem gerekiyor. güvenilir bir site bilen var mı? daha önceden tecrübesi olanlar yazabilirlerse sevinirim.

Kolay Gelsin
0
gochebe
(11.06.09)
ben www.ciceksepeti.com'dan istanbul,ankara ve bursa'ya çiçek gönderdim 4-5 defa. Birisi anneler günüydü, sorunsuz bir şekilde öğleden sonra teslim edildi.
0
unusual
(11.06.09)
geçen gün ben de bir duyuru açıp aynı soruyu sordum, çiçeksepeti.com'dan verdim siparişi sabah erkenden ulaştırdılar gayet iyi yani.
0
patricia teyze
(11.06.09)
bir kere çiceksepeti.com dan verdim sipariş. Sonra arayıp teyit ettirdim. İş yerlerine 5'e kadar evlere 7-8'e kadar teslimat gerçekleşir dediler, gerçekleştirdiler de.

bir kere de onlinecicek.com'dan verdim. Siparişten sonra teyit ettirmeme rağmen siparişi ertesi gün akşam getirdiler. Sormuş olmama rağmen hiçbir açıklama yapmadılar geçikebilir diye üstelik ki önlemimizi alalım. Şimdi sürekli de reklam mesajı gönderip duruyorlar. Hiçbir e-posta adreslerine de ulaşılamıyor.

Hülasa kesinlikle çiçeksepeti.com
0
Kazmapolitan
(11.06.09)
bende ciceksepetinden memnunum
0
mahnita
(11.06.09)
(4)

Aktif Karbon Olarak Mangal Kömürü Kulanmak

Kazmapolitan
1. Bildiğimiz meşe kömürü olarak da bilinen mangal kömürünü akvaryumda aktif karbon olarak kullanabilir miyiz? 2. Aktif kömür kadar olmasa da yani az da olsa iş görür mü? 3. Akvaryum suyuna istenmeyen bir madde salımı yapar mı?Hatırlıyorum küçükken buzdolabindaki kokuları alması için kullanırdı bizi
1. Bildiğimiz meşe kömürü olarak da bilinen mangal kömürünü akvaryumda aktif karbon olarak kullanabilir miyiz?
2. Aktif kömür kadar olmasa da yani az da olsa iş görür mü?
3. Akvaryum suyuna istenmeyen bir madde salımı yapar mı?

Hatırlıyorum küçükken buzdolabindaki kokuları alması için kullanırdı bizimkiler. Ordan esinlendim.
0
Kazmapolitan
(11.06.09)
gerçek anlamda aktif karbonun yüzey alanı çok büyüktür, bu yüzden büyük tutunma sağlar, mangal kömüründe ise bu alan çok ufaktır, ne iş için kullanacağınızı bilmiyorum, az da olsa tutunma yapar, ama adı aktif karbon olmaz.
0
abtash
(11.06.09)
aktif karbon ile normal kömür arasında fark var, istenmeyen madde salınımı da elbette yapar. özellikle ağır metal ve sülfür ilavesi bolca olur. yazık edersiniz hayvancıklara.
0
alchoburn
(11.06.09)
Ağır metal ve sülfür salınımı yaptığını sanmıyorum zira kömür kullanan çok kişi var akvaryumda. Zaten amaç ağır maddeleri emmesi aktif karbon veya kömürün.

Üstündeki tozu alıp, suda birkaç saat beklettikten sonra kullanabilirsin.

Ancak aktif karbondan şaşma derim. Ayda bir değişme olayı sıkıntı ve en pahalı filtre malzemesi biliyorum. Ama evcilal.com sitesinde yanılmıyorsam 500gr aktif karbon 5 tl civarı birşeydi, orayı bulduktan sonra kömür mömür uğraşmaz oldum.
0
tekosin
(11.06.09)
ya şimdi, aktif kömür yapımı sırasında çinko klorürle doyuruluyor mesela. Sonra 500-800 karbonize ediliyor. Sonra çinko ve klorür daha fazla absorbsiyon için uzaklaştırılıyor. Hatta klor kalmasın diye günüş klorürle çökelti oluşturup oluşturulmadığına bakılıyor

Mangal kömüründe ise çinko klorür ya da ne bileyim potasyum hidroksitle doyurma yok. Ne var yani bu bileşiklerde onun farkını anlamayım ben. Çinko zaten DNA yapısında var, potasyuma hiç girmiyorum zaten.

Ayrıca linyit kömüründe sülfür salımı oluyor diye biliyorum. Benim dediğim direk odun kömürü.

Uyş. Çıkamadım işin içinden *-)
0
🌸Kazmapolitan
(11.06.09)
(10)

mısır haşlamak?

ilse
mısır haşlıyorum da ben, bunlar ne zaman pişer yahu? hayır annemler de uyuyordur bu saatte telefonla arayıp sormak istemedim... bilen varsa teşekkür ederim falan
mısır haşlıyorum da ben, bunlar ne zaman pişer yahu? hayır annemler de uyuyordur bu saatte telefonla arayıp sormak istemedim... bilen varsa teşekkür ederim falan
0
ilse
(11.06.09)
Haşlama. Közle. çok daha lezzetli olur. 2 aydır mısır arıyorum çıkmamış pazarda nerden buldun? Soruya geleyim. Mısır iyice koyu sarıya döndüğü zaman tek tanesini kopar ye. Ezilme varsa daha kaynat, Isırdığın anda patlıyosa çıkar ye. Öptüm. Afiyet olsun.
0
m3mphis
(11.06.09)
hmmm teşekkürler yok pazarda bulmadım.. kadıköyde oturuyorum nautilus'tan almıştım iki üç gün oluyor üçlü paket paket satıyorlardı :)
muhtemelen çoğu carrefour da vardır yani

bende yumuşak diye pişti sanmıştım :( hayallerim yıkıldı.
0
🌸ilse
(11.06.09)
Düdüklüdeyse bi şey diyemeyeceğim ama normal tenceredeyse çatalla çıkartıp bakın ya hu :-)
0
Karluk
(11.06.09)
Evde nasil kozleriz peki?
0
badseed
(11.06.09)
ocağın üzerine tel ızgara koyuyorsun mis gibi közleniyor ya da ben alüminyum folyo ile fırına koyuyorum o kolay evet...
0
🌸ilse
(11.06.09)
biraz gec bir cevap olacak ama bundan sonraki giri$imlerin icin fikrin olur. duduklu tenceren var ise 45 dakika ile 1 saat icinde ha$lanmi$ olur. en saglami 80 dakika sonra ate$ten almaktir. pi$medigini hissedersen, tekrar kaynatabilirsin.

ayrica ha$lamak yerine kozde misir yap diyen arkada$i kiniyorum. ha$lamak varken koz daima ikinci secenektir. :)
0
karaktersiz
(11.06.09)
ona harcanan tüpe gaza benzine yazık.

kiloluk fresh mısırlardan alınız bir poşet, hafif tereyağında kavurunuz, üzerine karabiberi ekeleyiniz, sonra yemek kaşığıyla oeah..
0
bore
(11.06.09)
yeni cikmi$ olan kocanli misirlardan ise ha$lamaya cali$tiginiz; zaten bildigin sut misir oldugundan tencerede bile max. 30 dakkada pi$mi$ oluyor.. biraz da kendi isisinda kapagi kapali bekledi mi tadindan yenmez hale geliyor.

kozlemek icin de, ayni $ekilde, ocagin uzerinde evire cevire kozluyorum ben evde.

dip not: tuplu ocak kullaniyorum; saglikli olup olmadigina kafayi pek takmiyorum ama herhangi yabanci bir koku sinmiyor. kozlemek icin bazi aparatlar cikmi$, aldim ama pek faydalanamadim. klasik eski yontemlere devam : )
0
dolphingirl
(11.06.09)
pörtlek mısır en güzeli diyorum. Közdeki kuru oluyor, haşlanmışı da cırcır ediyor. Dondurulmuşuna da GDO'ları çakıyorlar, koruyucular da cabası.

Mısırların tamamını patlatmak için tarifini de vereyim tam olsun:
Tencerenin altını ne tam ne kısık açıyoruz. terayağını tencereye (diyete göre sıvı yağ da olur ama o zaman tadı olmaz) atıyoruz. üzerine mısırı döküyoruz. En üstede damak tadına göre tuzu, baharatı, ot-çöpü atıyoruz.

(burası önemli) Elimize tahta spatulayı alıp hiç durmadan yavaş yavaş karıştırıyoruz. Mısırlar renk değiştirip karamelleşiyor böyle.. demek ki patlaması yakın elimize hemen tencerenin kapağını alıyoruz tetikte bekliyoruz. Mısır patlar patlamaz kapağını kapatıp tencerenin altını da tamamen açıyoruz. Kulplarından kaldırıp hızlı hızlı sallamaya devam ediyoruz.

bir tane patlamamış mısır çıkarsa gel yüzüme tükür. Hacim yetersizliğinden en sondakiler patlamayabilir ama onların da ağzı az bişi açılmıştır. ağza atılarak leziz bir şekilde imha edilir.

bir mısır için bu kadar da yazılmaz ki ama!
0
Kazmapolitan
(11.06.09)
valla genel olarak düdüklü tencere felaketleri yüzünden kendisine karşıyım, eve sokmuyorum... konserve mısırlar da açıkçası normal mısırın tadının yanına bile yaklaşamıyor..
bir de bildiğim patlamış mısır o tek tek satılan kurutulmuşlardan yapılıyor, koçanla mısır patlatmayı biraz garip buldum.. ama 30 dakika 1 saat önerileri için teşekkür ederim
0
🌸ilse
(11.06.09)
(8)

Kimya hesaplaması

Kazmapolitan
soru 1: 30 ppm nitratta (NO3) kaç mg nitrat eder?Soru 2: 1 mg/L nitrat kaç ppm eder?N'olur bi yardım edin. Kimyadan okul uzatan biri için çok makbule geçecek :D
soru 1: 30 ppm nitratta (NO3) kaç mg nitrat eder?
Soru 2: 1 mg/L nitrat kaç ppm eder?

N'olur bi yardım edin. Kimyadan okul uzatan biri için çok makbule geçecek :D
0
Kazmapolitan
(23.05.09)
atom ağırlığı no3'ün= 35

şu site çeviriyor: cdc.gov mg/m^3 cinsinden. 1cm^3=1lt idi yamulmuyorsam.

soru 1'de mg cinsinden bulamayız orada bir hata var.
soru2 nin cevabı 0.0007
0
dambil
(23.05.09)
ppm mg/l'ye tekabül eder zaten o yüzden;

1. 30 mg/l
2. 1 ppm
0
kayip ruh
(23.05.09)
1 m^3=1 ton değil miydi?
0
🌸Kazmapolitan
(23.05.09)
@dambil 1 dm^3 = 1 litre degil miydi?

daha dogrusu aklimda kalan 1 lt = 0.001 m^3
oyle olunca 1 m = 100 cm. 1 m^3 = 100 x 100 x 100 = 1.000.000 cm^3

degil miydi diyene kadar internet elimin altinda baksam degil mi? :)
"One litre is equal to 0.001 cubic metre and is denoted as 1 cubic decimetre (dm3)"
en.wikipedia.org
0
entrapmen
(23.05.09)
o değişimde yamulmuşum gerçekten:) kusura bakmayınız. doğrusu entrapmen'in dediği gibi=)
0
dambil
(23.05.09)
ppm'nin açılımının "part-per-million" (yani: milyon içindeki bir, 1.000.000 parça içindeki 1 parça) olduğunu bildikten sonra gerisi "paramın 3/8'i ile fındık alacağim" hesabından öte değil..

1 mg/L tam olarak 1 ppm'i karşılıyor ("su" için tabiki. ancak kimyada solvent olarak %99 su kullanılır)
1L su = 1kg sudur.. mg'da kg'ın 1.000.000 da biri olduğu için 1ppm = 1mg/L oluyor.
Soru 2'nin cevabı 1mg/L = 1ppm yani.

aynı mantıkla; Soru 1'de 30 ppm nitrate = 30 mg/L nitrate eder.. ("kaç mg nitrate eder?" değil de, "kaç mg/L nitrate eder?" demek istedin sanırım.)
0
fuck milk get beer2
(23.05.09)
@ kazmapolitan

dediğin sadece 4 derecedeki saf su için geçerli..

ton ağirlik birimi,
m^3 hacim birimi..

1 m^3 hacminde bir sıvının tam olarak 1 ton ağirliğina eşit olduğu şey 4 derecedeki saf su.
0
fuck milk get beer2
(23.05.09)
Hepinize teşekkür ediyor, sevgiyle kucaklıyorum.
0
🌸Kazmapolitan
(23.05.09)
(3)

AKM Otoparki

nochristrequiress
Simdi kiz arkadasim, ben, yegeni ve kiz kardesim dort kisiyiz. Yarin havaalanindan onlari alip arabayla taksime gitsek, orda akm nin yanina park ediversek ve tum hepsini arabayla yapsak enayilik olur mu?benzin sorun degil, park yonunden olur mu? ne kadar o akm'nin otopark'i 4-5 saatlik?
Simdi kiz arkadasim, ben, yegeni ve kiz kardesim dort kisiyiz. Yarin havaalanindan onlari alip arabayla taksime gitsek, orda akm nin yanina park ediversek ve tum hepsini arabayla yapsak enayilik olur mu?

benzin sorun degil, park yonunden olur mu? ne kadar o akm'nin otopark'i 4-5 saatlik?
0
nochristrequiress
(24.04.09)
7-8 milyon gibi bir şey olması gerek.
0
coffee and cigarettes
(24.04.09)
4 kişinin ulaşım bedelinden daha ucuz olur ve rahat olur.

Ora olmadı az aşağıdaki değnekcilere bırakırsınız ya da biraz daha aşağıdaki Trafik Vakfı'nın otoparkı azcık daha ucuzdu (1 TL fark vardı galiva) diye hatırlıyorum. Niye bilmiyorum ben AKM otoparkına hiç bakmadan oraya giriyorum.
0
Kazmapolitan
(24.04.09)
ben de 8-9 tl gibi hatırlıyorum akm'yi(5saatlik). ispark da güzel alternatif. gunluk 5 tertemiz.
0
only
(24.04.09)
(6)

beyin cerrahı ve ortopedi uzmanı tavsiyesi!

o ben degilim
efendim bir arkadaşım geçirdiği trafik kazası sonucu omuriliğinden ağır bir yaralanma yaşadı. bir diski belirgin şekilde dışta kalmış durumda. 6 ayrı uzmandan 5'i ameliyat derken, 1'i de ameliyata karşı çıkıyor. tanıdığınız, bildiğiniz, gerçekten iyi olduğuna inandığınız birini tavsiye ederseniz dan
efendim bir arkadaşım geçirdiği trafik kazası sonucu omuriliğinden ağır bir yaralanma yaşadı. bir diski belirgin şekilde dışta kalmış durumda. 6 ayrı uzmandan 5'i ameliyat derken, 1'i de ameliyata karşı çıkıyor. tanıdığınız, bildiğiniz, gerçekten iyi olduğuna inandığınız birini tavsiye ederseniz danıştığımız hoca sayısını artırmak istiyoruz. öncelikle istanbul olmak üzere yakın coğrafyadan gelecek tavsiyeleri de dikkate alabiliriz. şimdiden teşekkürler.

ekstra olarak kırılmış bir omurilik diskinin kaynama süresi hakkında bilgisi olan varsa nedir merak ettim şimdi.
0
o ben degilim
(22.04.09)
(git: 43456)
0
cruor
(22.04.09)
beyin cerrahı prof. dr. talat kırış
çapada ve alman hastanesinde çalışıyor.
0
emuncipation
(22.04.09)
Ortapedi için İstinye Devlet Hastanesi DR.M.YAVUZ ÇIRPICI.
0
Kazmapolitan
(22.04.09)
ortopedi cerrahı u ünsal domaniç, bakırköyde yeri var.
0
modo25
(22.04.09)
GATA daki beyin cerrahlarını şiddetle öneririm. Bu alanda çok tecrübeliler. Sivile de açık.
0
anki06
(22.04.09)
necmettin pamir acıbadem/acıbadem nöroloji marmara beyin cerrahisi kurucu hocası
üstüne yoktur.
0
gundeniz
(22.04.09)
(11)

Garantili şifa kapma yöntemleri

peki
Aptalca biliyorum, ama nezle -ya da grip, herneyse- olmak istiyorum bi sebepten dolayı. Ne yapayım ben; soğuk mu yiyeyim, cereyanda mı kalayım? Bunları da yapıp duruyorum habire gerçi ama domuz gibi bünyem var, hasta olamıyorum bir türlü. Olunca da fazla uzun sürmüyor. Nasıl oldurmalı?
Aptalca biliyorum, ama nezle -ya da grip, herneyse- olmak istiyorum bi sebepten dolayı. Ne yapayım ben; soğuk mu yiyeyim, cereyanda mı kalayım? Bunları da yapıp duruyorum habire gerçi ama domuz gibi bünyem var, hasta olamıyorum bir türlü. Olunca da fazla uzun sürmüyor. Nasıl oldurmalı?
0
peki
(22.04.09)
dus al, kurulanmadan bi salondan bi arka balkondan cam ac. ciplak bekle. tamamdir. bunlari yaparken o gun pek adam gibi yemek yememis olmak arti puan.
0
helpless
(22.04.09)
bence bi psikiyatra falan görün.. insan niye hasta olmak ister ki azizim??
0
vital
(22.04.09)
hasta numarası yap bünyeyi boşa harab etme.
0
babatema
(22.04.09)
grip aşısı ol.
0
blackdog
(22.04.09)
Hasta olan biriyle sevis. Tobe tobe, kendine gel yahu...
0
ermanen
(22.04.09)
Yakınlarınızda çok kalabalık bir iş/alışveriş merkezi bulun, en kalabalık asansörünün butonunu yalayın. Daha hızlı hiçbir şekilde hastalanamazsınız. Ama gribin yanında aids'di kırım kongoydu topluca kapabilirsiniz.
0
cevaps
(22.04.09)
istanbuldaysan beşiktaş'ta otobüs duraklarının yanındaki çeşmenin altına kafayı koy bi güzel ıslat, sonra da kadıköy vapuruna bin, dışarıda otur.
0
ravioli
(22.04.09)
bu bahsedilen bütün öneriler menenjit, zature vs. gibi ciddi hastalıklara yol açabilir. o "bi sebep"ten dolayı böyle işlere kalkışma derim. yoksa nalları diker, yaptığın işte hakı bokunu karşılamaz afedersin.
0
roadrunner merlin
(22.04.09)
immün sistemi baskılayan ilaçlar kullanın. Bağışıklık sistemini iflas ettirin. Sonra görürsünüz domuz gibi bünyeyi. Gripten taraf değiştirmeyin de...
0
Kazmapolitan
(22.04.09)
çok yor kendini, bi iki gun uykusuz kal, bi aksam da yatarken pencereyi ac, ustunu de ortme, yine az uyu, salgin da varsa garanti hasta olursun.
0
kedifelix
(22.04.09)
şu anda acayip nezleyim, dişiyseniz 1 kere öpebilirim. bulaştı bulaştı bulaşmadı düşünürüz bir şeyler.
0
radikalherif
(22.04.09)
(2)

Trafik Cezası Sorgusu

Kazmapolitan
Eskiden motorlu taşıtlar vergisi ve trafik cezalarını sorgulayabildiğimiz bir hizmet vardı maliyenin ya da trafiğin tam hatırlamıyorum. Hz. google baya bir aradım ama bulamadım. Başım ağrıdığı için konsatre mi olamıyorum yoksa hizmetin adını mı değiştirdiler ya da tümden mi kaldırdılar bu hizmeti.
Eskiden motorlu taşıtlar vergisi ve trafik cezalarını sorgulayabildiğimiz bir hizmet vardı maliyenin ya da trafiğin tam hatırlamıyorum. Hz. google baya bir aradım ama bulamadım. Başım ağrıdığı için konsatre mi olamıyorum yoksa hizmetin adını mı değiştirdiler ya da tümden mi kaldırdılar bu hizmeti.
0
Kazmapolitan
(18.04.09)
intvd.gib.gov.tr

sol taraftan "motorlu taşıtlar" bölümüne giriniz.
0
demcan
(18.04.09)
@demcan
Hakikaten gözüm körelmiş, arayüzü değiştirmişler algılayamamışım.

Teşekkür ederim.
0
🌸Kazmapolitan
(18.04.09)
(10)

Vize Sınavında Ad-Soyad Yazmayı Unutmak

gsgsgsgsgsgsgsgs
Merhaba sevgili ekşi-duyuru sakinleri,şimdi bi arkadaşımız vizede adını soyadını yazmayı unuttu, ama sınav esnasında dolaşan imza kağıdına imza attı. Hocanın yanına gitmiş, hoca da; finale de sokmıycam, hatta bütün hocalarla konuşçam onlar da almasınlar seni finale gibisinden şeyler söylemiş. şimdi
Merhaba sevgili ekşi-duyuru sakinleri,

şimdi bi arkadaşımız vizede adını soyadını yazmayı unuttu, ama sınav esnasında dolaşan imza kağıdına imza attı. Hocanın yanına gitmiş, hoca da; finale de sokmıycam, hatta bütün hocalarla konuşçam onlar da almasınlar seni finale gibisinden şeyler söylemiş. şimdi size sormak istediğim şey böyle bişey yapabilir mi, diğer hocaların sokmaması abartı gibi ama isterse kendi finaline de sokmaz mı ? merak ettik, cevaplarsanız çok mes'ud oluruz.
0
gsgsgsgsgsgsgsgs
(18.04.09)
başka hocalara söylerim muhabbeti tamamen palavradır, lise mi sanıyor orayı o hoca. Eğer kendi dersinin finaline sokmayacağım dediyse buna bir sebep bulması gerekir. Bunlardan biri devamsızlık olabilir diğeri ise sınav kağıdında imzası var ama kağıdı yok filan diye tutanak filan tutabilir. Ama bu işlerle uğraşır mı bilmiyorum? Zaten hocalar böyle işlerle uğraşacaklarına daha faydalı işler yapsalar daha güzel olacak ama neyse...

Ee şimdi vizeden sıfır almış olacak. Eğer sadece final notuyla geçme şansı yoksa boşuna kafaya takmasın bence.
0
ocanal
(18.04.09)
manyak mı bu hoca ya. arkadaşının yerinde olsam bölüm başkanına şikayet ederim. sonuçta kağıdı orada el yazısı duruyor karşılaştırırlar en kötü. hangi okul bu? ne anormal insanlar var ya.
0
passion rules the game
(18.04.09)
Finale almamazlık diye birşey yapamaz. Diğer hocalarla da konuşup böyle birşey yaptıramaz, içiniz rahat olsun. Ne kompleksli insanlar var ya. Ayrıca rektörlüğe dilekçe yazıp sınavda heyecandan adını yazmayı unuttuğunu, ama yazısının incelenip kendisine ait olduğunun görülmesi üzerine sınavının değerlendirilmesi için vs. gibi birşeyler yazabilir.
0
tekosin
(18.04.09)
dalga geçmiş adam arkadaşınla hiç birşey yapamaz
0
sadecesetako
(18.04.09)
Ya bunlar gerçekten orayı lise sanıyolar heralde oldu olcak müdüre de şikayet etsin...
Neyse üniversite mevzuatı yada diğer adıyla yönetmeliği iyi bilen biri olarak şunu söyleyebilirim arkadaşın biraz kafasını kullanırsa o kağıdı da okutur finale de girer hiç canını sıkmasın :)
Nasıl olacağını da sorarsanız sölerim :)
0
onurr
(18.04.09)
sanmiyorum oyle hocanin isim yazmamaya takintiyi yapacagini, ben ismini yazmayi en cok unutan tiplerdendim herlade sinavlarda. cok kez ismimi yazmayi unutttum. asistanlar zaten buluyor seni :) ismini yazmayip sinavda bulunan tek kisiysen zaten o sensin. birden fazlaysa yoklama listesi karsilastirmasi yapiyorlar direkt, sana da derste "gel buraya,bu senin vize/final kagidin dimi?" deyip soruyorlar.bana hep oyle olmustu bir sikinti yasamamistim. baska hocalara soyleyecegim demesi ise basli basina fiyasko. vakif universitelerini bilmem ama sanmiyorum yine de..
0
eick
(18.04.09)
Bir keresinde hem yoklama kağıdına, hem sınav kağıdına isim yazmayı unutmuştum. Sonra farkedip asistanın odasına gittim, o da meğerse beni arıyormuş fellik fellik. Eğer isimsiz kağıdın sahibini bulmasaymış kendi başına iş açılırmış felan.

Bence dalga geçiyordur hoca. Benim asistan da her sınavda yüksek sesle ismini yazmayı unutma deyip rezil ederdi beni :)
0
mabl
(18.04.09)
Çirkeflik yapacaksa eğer, arkadaşınızın kağıdı imha eder. Yoklama kağıdına imza atmış ama kağıdını kasten teslim etmemiş kağıdının kaybolduğunu iddea etmek için sahtekarlık yapmış diyebilir ama imzanın kendisine ait olduğunu ıspatlarsa vizeden geçer not alır finale girer eğer devamsızlıkla ilgili problemi yoksa. Finale iyi çalışması lazım. İş çirkeflik olduğu için noktasından virgülünden puan kırar.

Diğer hocalar üzerinde yaptırımı vars mesela bölüm başkanıysa ya da bölümün kıdemli profu filansa uğraşır.

Evet böyle ortaokul öğrencisi gibi hırsları oluyor. Ben, ders anlatmıyorsunuz, dersi okuyorsunuz dediğim için yarım dönem uzatmıştım.

Yazılan cevapları silen hocalar bile var üniversitlerimizde. Tükenmez kalemle sınava girmek garip oluyordu.

En mantıklı çözüm konuyu adli boyutlara vardırmadan ortak bir çözüm yolu bulmak. Bu dersten geçse diğer derslerden takar. Takar mı takar...
0
Kazmapolitan
(18.04.09)
Öyle manyaklık mı olur be? Benim sınavlarımda isim olmayan kağıt çıktığı zaman ben fellik fellik kendim bulmaya çalışıyorum, imzaları karşılaştırıyorum, eski kağıtlarla karşılaştırıyorum, bırak finale almamayı. Hayır tamam öğrenci dikkatli olsun tamam da, sizin hoca abartmış. Finale almama gibi de bi hakkı yok ayrıca, arkadaşın gitsin durumu bölüm başkanlığıan bildirsin, oradan ses çıkmazsa rektörlüğe dilekçe versin (kayda alınsın dilekçe yalnız numarayla falan)
0
sui
(19.04.09)
imza kağıdında imzası varsa bırak adını yazmamayı sınav kağıdını vermemiş dahi olsa sorun olmaz.. sınava giren asistan-hoca topluluğunun tek yaptığı şey bunları kontrol etmek, sorumluluk onlarda.. adını yazmayı unutmak suç değildir..
0
ayheytmayselfenvanttuday
(19.04.09)
(18)

Depresyon

elemanyak
lanet olası ergen veletlerinki gibi olmayandan. bildiğin uzun vadeli artık kurtulmak istediğim bu kurtulma isteğinin getirdiği sabırsızlığın beni yiyip bitirdiği, 8 aydır iğne fıçısındaymışım gibi yaşatan türden. ilk kez karşılaştım bu hastalıkla. ilacın bu hastalığa etkisi yüzde 30. yüksek doz kull
lanet olası ergen veletlerinki gibi olmayandan. bildiğin uzun vadeli artık kurtulmak istediğim bu kurtulma isteğinin getirdiği sabırsızlığın beni yiyip bitirdiği, 8 aydır iğne fıçısındaymışım gibi yaşatan türden. ilk kez karşılaştım bu hastalıkla. ilacın bu hastalığa etkisi yüzde 30. yüksek doz kullanmama rağmen geçmiyor, geçmiyor, geçmiyor. lanet olası doktorlar ilacın dozunu yükseltmekten başka bir şey yapmıyorlar. artık doktora da gitmek istemiyorum. bir de buna anksiyete bozukluğu eklendi. artık kurtulmak istiyorum.

bu hastalığa yakalanıp ilaç kullanmış, ben bu hastalığı yendim diyenlerden rica ediyorum. lütfen bir şeyler tavsiye edin.

edit: eyke nin tavsiyesi üzerine: 21 yaşındayım, eğitim fakültesi öğrencisiyim (6. sınıfa uzattım ve su anda 5. sınıftayım) ve nefret ettiğim küçük bir şehirde okuyorum. (kastamonu). 1. sınıf asosyal, çekingen, utangaç, toplumun içine (sınıf, kalabalık vs.) girdiğinde gerim gerim gerilen bir tipim işte. sevgilim yok hiç de olmadı. çünkü ben kendine güveni 0 olan ezik bir insanım. burda yazdıklarım kadar bir gün içerisinde konusmuyorum. (git gez toz arkadaş, sevgili bul demeyin rica ediyorum. tam bir azap bunları yapabilmek benim için)

daha ekliycem: aptalca, aklıma geldikçe rastgele ekliycem. utanmıycam, acizliğimi, zavallılığımı herkes okusun diye kasmadan yığıcam buraya kelimeleri.

hiç arkadaşım yok 1 tane bile evet bir tane bile arkadaşım yok. abartmıyorum. "1" tane bile arkadaşım yok şu şehirde. bu kadar zavallılık içinde emin olduğum tek şey bunun benden kaynaklanmadığı. bu boktan, çıkar dolu üniversite yaşamında kim benim gibi hem namaz kılan, hem manowar dinleyen biriyle arkadaş olmak ister ki? daha kişiliğim bile tam oturmamış ki böyle ne olduğu belirli olmayan biri olup çıkıvermişim. ilgisiz doktorlar benim bu konusmaya açlığımı söylememe rağmen görmezden geliyorlar ve basıyorlar ilacı. zaten bu içine sıçtığımın şehrinde de benim yararlanabileceğim psikolog yok.

sevgilim olmasını istiyorum bazen hem de çok. ama yemin ederim ki bunun şehvetle ergen veletlerin libidoya dayanan seks ihtiyaçları doğrultusunda girdiği ilişkilerle benzerliği yok. ama dedim ya kendine güveni sıfır olan aylarca aynı elbiseyile aynı çoraplarla dolaşan, aylarca sakal traşı olmayan saçları zaten zıvanadan çıkmış bir insanım. nasıl olsun kız arkadaş? zaten kız arkadaşım olsa gezmek tozmak birlikte eğlenmek mümkün değil benim için çünkü ben sürekli kimsenin olmadığı kalabalık olmayan yerlerde kalmak istiyorum.

bir de midemde ve bağırsaklarımda acı-ağrı oluyor sanırım demiycem umarım bu psikiyatrik durumumla alakalıdır. yoksa kanser diycem emin olarak. hayatımda yaşamadığım baş dönmeleri de var. nefes almada problem var (umarım ben öyle hissediyorumdur), sigara kullanmıyorum ama bu yaşımda 1 kat merdiven çıkıp çarpıntısı olan nefens nefese kalan kim var? akciğer kanseri midir? astım mıdır? emin olamıyorum kafayı yiycem. birisi çıkıp bana ciğerlerinde ya da kalbinde hiç ama hiç sorun yok desin dünyalar benim olucak. (şimdi sen olsan sevgili dostum doktora gidip nasıl anlatırsın bu ciğer durumunu?)

sürekli suçluluk duygusu hissediyorum. geçmişle ilgili sadece hatalarım aklıma geliyor. ulan harbiden kötüyüm be. ne çok derdim varmış arkadaş! ağlamaklı oluyorum, ağlayamıyorum. bazen bulunduğum ortamı yakıp yıkıp rahatlamak fikri geçiyor aklımdan.

çok fazla unutkanlaştım.

karayip korsanlarında bir adam vardı hani. bulduğu hazineyi harcadıktan sonra tayfasıyla beraber lanetlendi(kaptan bilmem ne) o adamın dertlerine benim dertlerimi ekle. o adam yediği elmadan tad alamıyordu. koku alamıyordu vs. işte o benim sevgili dostum.

eminim bunları yazdığım içinde birkaç saat sonra pişman olucam. onun için şunu söyleyeyim belki biraz rahat olur içim: kusuruma bakma dostum.
0
elemanyak
(02.04.09)
öğrenci misiniz? yaşınız nedir, iş durumunuz hayatınız bunların hepsi önemli ne yapman gerektiği konusunda.
0
eyke
(02.04.09)
Kastamonu da kurtulman biraz daha zor olur :) Kastamonu dayım ben de yardımcı olabilecegim bir konu varsa elimden geleni yaparım.

hiç arkadasım yok diyorsun sen de istersen arkadaşın olabilirim. Kastamonu da hayat pekte çekilir değil ama yardımcı olmak isterim sosyalleşme adına buluruz yapıcak bir şeyler.
0
rurouni
(02.04.09)
bunları yapmak azap demişsin ama yapmaktan başka çaren yok. kendini zorlamak zorundasın, hayatının merkezine hiçbirşey yerleştirmeden pozitif düşünmeyi öğrenmek zorundasın. üniversite yıllarında (özellikle ilk iki sene) ben de bu sorunu yaşadım. ilaçla, doktorla olmaz, kendini değiştirmek için çaba sarfedeceksin, yalnız olmaktan mutlu olsan da bunun yanlış olduğunu bileceksin. insan sosyal bir varlıktır, bu su gibi, hava gibi bir ihtiyaç, almayınca kendisini depresyon olarak hissettiriyor. insanları yargılamadan sevmeyi öğreneceksin, herkes hayatı bildiği en iyi şekilde yaşar, farklılıklar hayatı güzel kılar, farklı bir insan varken yanında ona uyum sağla. Bir değişiklik olarak bak, farklı bir tecrübe. İnsan herşeyden keyif alabilir, sadece meraklı olmak, açık olmak yeterli.

Dozunu bilmiyorum ama aynı durumu yaşamış biri olarak söylüyorum, kendini zorlaman gerekiyor. Ve olabildiğince erken, çünkü bu zaman isteyen bir süreç, kendini zorlaman yetmeyecek, bu açık kişiliği kendine benimsetmek zorundasın. Üniversite bitene kadar zorla kendini. Daha sonra askerlik senin için biçilmiş kaftan. Sosyal hayatta insanlarla çok fazla ilişki kurmak zorunda olmayabilirsin ama askerde böyle bir şansın yok. Zorundasın, asıl orada anlayacaksın aslında ne kadar kolay olduğunu.

Kendini zorla, sabırlı ol, vazgeçme.
0
turkish tekila
(02.04.09)
Oha delirmişsiniz siz! Ne kanseri onu bi kere def edin. Hastalık hastası olma yolunda ilerliyorsunuz, buna dikkat edin.

Ayrıca aylarca ayynı çorapla gezmek nedir? Aylarca traş olmamak nedir?

Resmen "ben den uzak durun" mesajı veriyorsunuz insanlara.

Önce bir kendinize gelin. Adam gibi kendinize özen gösterin. Abuk subuk kanser saplantılarınızdan kurtulmak için bir çek up yaptırın.

Ben bir kadın olarak aylarca aynı çorabı giyen ve aynı kıyafetleri giren birini bilsem, ona para yardımında bulunurdum açıkçası. Başka da bir şey gelmezdi aklıma.

Kendinize gelirseniz sorununuz kalmayacak. İnsan gibi yaşayın. Bırakın maymunlar kendi habitatlarında takılsın.

Ciğer miğer çok dert ediyorsanız şuraya not düşün, Ankara'da misafir edeyim sizi, Türkiye'nin en iyi göğüs hastalıkları profesörü ile tanıştırayım, muayene ettireyim.
Bu nedir arkadaş, kendini gömmüşsün lağıma kendi ellerinle.

Bi kendine gel lan!
0
endless dream
(02.04.09)
off hocam çok geçmiş olsun. anladım isteğini ancak aklıma gelen tek şeyi her ihtimalde denenebilir, ya da işe yarar diye yazmak istedim. öyle reikiydi, meditasyondu zımbırtılarından değil. en azından bi ara konuş insanlarla falan...
teknik transformal nefes. transformal breating diye geçiyor al bi de link dene mutlaka
www.nevsahfidan.com
0
follus cerebralis
(02.04.09)
yiğenim bir kaç yıl öncede bende senin durumundaydım. tabii durumumun farkında da değildim ben. bir gün beni tanımlayan bir yazı ilişti nette gözüme. uzun yazı okumasını sevmeyen bendeniz 5-6 sayfa yazıyı bi çırpıda yuttum, kendimi bulduğum için. öğrendim ki bende anksiyete bozukluk varmış. ve yapmak isteyipte yapamadıklarımın bir çoğunu bu anksiyete bozukluk engelliyormuş. tabii isteyip yapamadıkça da depresyan halinden kurtulamıyor insan. neyse benim gibi anksiyete bozuklğu olan, yani sosyal fobisi olan bir çok insanla tanıştım forumlar aracılığıyla. onların tavsiyeleriyle doktora gittim. hiç de doktor seçmedim bazı kişilerin yaptığı gibi. devlet hastanesine gidip bir psikiyatra derdimi anlattım. hemen teşhisi koydu zaten saolsun. 20 ay sabırla, düzenli bir şekilde ilaç kullandım tedavi için. ve 20 ayın sonunda geriye baktığımda çooook fazla ilerleme kaydettiğimi gördüm. insan ilişkilerim düzeldi, kalabalık ortama girdiğimde üzerime üzerime geliyorlar hissi gitti. ikili ilişkilerde daha bi cesurum, daha bi kendine güvenim var. olmak istediğim gibi olmaya başladım diyebilirim.

Bu hastalıktan kurtulmanın tek çaresi var. hastalığı yeneceğine inanıp düzenli bir şekilde ilaç kullanmak. yoksa iki de bir ilaç fayda vermiyor, başka ilaç kullanayım, doktor hiçbişey bilmiyor diyerek tedaviye yarım bırakmakla sittin sene kurtulamazsın bundan.

doktor bana 2. görüşmemizde, uzun soluklu bir tedaviye başladığımı ve en az 1,5 - 2 yıl sabratmemi söylemişti. tabi bu süre zarfında bende de bir çok kez gitgeller olmuştu. ama zamanla bu git-geller yani hastalığın depreşmesi azalıp yok oluyor buna emin ol.
galiba sen biran önce ilerleme kaydetmek istiyorsun, bu hastalık öyle dozaj artırmakla veya ilaç değiştirmekle değil uzun süre düzenli kullanmakla yenilir. sana tek tavsiyem sabırlı ol ve bunu yeneceğine inan. kendine en az 15 ay olmak üzere bir süre belirle ve bu süre zarfında düzenli bir şekilde ilacını kullan.
0
readmymind
(02.04.09)
ilk mesajı yazarken eklemeler yapmışsın onlara nazaran birşeyler daha yazayım.

okuduğuma göre sen kendini iyice salmışsın. biraz kendine çeki düzen ver. veremiyorsan bile elinden geldiği kadar birşeyler yapmaya çalış. değişim senin elinde, ilaç kullanırken sadeec ilacaca bel bağlamak da yanlış, kendini zorlamalısın birşeylere. insanları gözlemle, yapmaktan utandığın şeyleri diğer insanlarda rahat rahat yapıyorsa sende utanma aynı şeyi yaparken.

ve şu adrese bir göz at. www.yasamadonus.org forumu da var,
orada bu sorunları aşmaya çalışan ve aşabilmiş insanların yazılarını bulabilirsin. yardımcı olacağını düşünüyorum.
0
readmymind
(02.04.09)
hani ne psikologum ne de psikoloji öğrencisiyim ama bir kaç tavsiyem var;
-günlük rutin yaptığınız işlerinizi değiştirin,
-hem de her şeyi.. ama her şeyi,
-dişlerinizi sol elle fırçalamaya kadar uçuk şeyleri bile..
-odanızın şeklini değiştirin.
+parfümünüzü değiştirin.
-bilgisayarda masaüstü görüntüsünü,
+kendinizi çok kötü hissettiğinizde üzerinizdeki kıyafetlere bakın ve o kıyafetleri kaldırın bir süreliğine giymeyin.
-yeni birkaç giysi alın.
-haberleri seyrediyorsanız seyretmeyin.
+hele ki dinlediğiniz müzikler mi? hiç birini dinlemeyin yepyeni daha önce hiç dinlemediğiniz müzikler dinleyin.
-eğer ki ilginiz varsa karikatür dergileri alın,
-satranç oynamayı biliyorsanız ve geliştirmek istiyorsanız ustaların oynadıkları maçları kendi kendinize oynayın analiz yapın saatlerce.
+berbere gidin saçlarınızı hoşunuza gidecek şekilde değiştirin,
+her gün traş oluyorsanız arada kirli sakal bırakın, yok ben zombi gibi yaşıyorum 3 hafta traş olmadan okula gidiyorum diyorsanız,cildiniz el verdiğince her gün traş olmaya çalışın.
+kol saatiniz varsa değiştirin yoksa yeni alın. param yok diyorsanız şehir merkezlerinde 5 liraya 10 liraya saatler satılıyor onlardan da olsa alın.
-kahvaltı menünüzü değiştirin, tatlı yemiyorsanız yiyin.
+eğer ki sabahları kalkmak için cep telefonunun alarmını kullanıyorsanız alarm sesini değiştirin ve pek tabi telefonunuzun zil sesini değiştirin, yok ben sessizde kullanıyorum diyorsanız dersten çıktığınız gibi açın sesini.

buraya kadar yazdıklarımı yeni yazdığınız mesajınızı okumadan yazdım.
-1 kat bile merdiven çıkamıyorum diyorsunuz, aylık cûzi bir miktar vererek bir spor salonuna gidin, hafif hareketler yapın sadece yürüyüş bandında yürüyün yada bisiklete binin bir kaç aleti kullanın sıkılınca bırakın ama gidin hayatınızda köklü değişiklikler yapıyorsunuz çünkü. yok ben asosyalim gidemem utanırım mı diyorsunuz? herkesin gittiği saatler genelde akşam üzerleri haftasonları ise öğlen ve öğleden sonralarıdır. siz bu saatler dışında gidin kimsecikler olmaz.
-uyku düzeniniz yoksa onu ayarlamaya çalışın, yok gece benim uykun gelmiyor yatsam da uyuyamıyorum diyorsanız sabah 6 da kalkın çıkın dışarıya bi yürüyün ekmek alın kahvaltı yapın gün içinde uyumayın akşam uykunuz gelsin.

kısacası yukarıda yazdığım örnekler hayatınızda hiçte önemsemediğiniz fakat hayatınıza yer etmiş olan olaylar dizgisi. bunları alışageldiğiniz şekilde yaparak içinde bulunduğunuz depresyon halinden çıkamıyorsunuz. çünkü her sabah kalkıp aynı işleri yaparak aynı müzikleri dinleyerek, aynı masaüstü resmine bakarak kendinizi gün içerisinde çok çabuk bir biçimde depresyonun getirdiği ruh haline sokuyorsunuz. bir düşünün insanlar doğum günlerinin sabahında uyandıklarında neden mutlu olurlar? ya da aylarca özlemini çektikleri tatil yolculuğuna çıkacakları sabah neden yerlerinde duramazlar ve garip bir enerji halinde olurlar. bir düşünün bu garip enerji anında telefonunuz çalsa ve tatile gideceğiniz kişiler gelemeyeceklerini söyleseler ve sabahın o saatinde yatağınıza geri girseniz, nasıl bir ruh hali içinde olursunuz? işte insanlar ne zaman rutin yaşamdan çıkarlarsa ruh halleri de yaptıkları şeylere göre değişiklik gösterir. eğer ki sosyal olarak arkadaş ortamı olarak veya sevgili gibi kişiler ile temasa geçemiyorsanız kendi hayatınızı yukarıda yazdığım 3-5 örneği göz önünde bulundururak değiştirin. ama cidden değiştirin. yok ben asosyal olduğum kadar evde kendi başıma değiştirebileceğim durum şartlarını değiştirmeye bile üşenirim diyorsanız, hiçbir gelişme kaydedemezsiniz. ama bunları bir deneyin derim...
0
ykyt
(02.04.09)
çok şey söyleyebilirim bu konuda. yaşadıklarının benzerini birçok üniversite öğrencisi ilk yıllarında yaşar. ya da yaşamanın eşiğine gelir. ortam, şehir, hayat değiştirmek kolay değildir. daha sonra birçoğu üstesinden gelebilir bu sorunun bazıları ise bataklığa iyice gömülür.

ben de dürüst olmalıyım diye düşünüyorum, sen de bataklığa gömülmüşsün açıkçası. kurtulamamışsın yalnızlıktan. yalnızlık öyle birşey ki insanı kemirir. mahveder. öyle ben yalnızım, cool takılıyorum diyen insanlar "KESİNLİKLE" mutsuz tiplerdir.

sorununu bizzat tecrübe ederek çözmüş biri olarak tavsiyelerim olacak. tabii sen şunları söyledikten sonra: birincisi yalnız bir çocuk muydun yani bu durum üniden sonra mı ortaya çıktı? hayatının bi döneminde kendini diğer insanlardan üstün gördün mü?
0
eyke
(02.04.09)
bence spor yapın, kesinlikle ama kesinlikle spor yapın.. madem insanlardan çekiniyorsunuz, evde şınav, mekik, ağırlık allah ne verdiyse çalışın, yapamam diye gözünüz korkmasın, örneğin hiç şınav çekemiyorsanız bile 1 ay kendinizi zorlasınız, ayın sonunda 10-15 şınav rahat çekerseniz.. bunları nden diyorum çünkü düzenli spor vücuttaki erkeklik hormonu (testosteron) oranını %20 arttırır, bu da size hem sağlık hem özgüven kazandırır. insan ruhsal olduğu kadar biyolojik ve kimyasal bir varlıktır unutmayın, sizi mutlu edecek şey illa birini sevmek, başarılı olmak gibi ruhsal durumlar olmyabilir bunlar metabolik şeylerle de ilgilir, hormonlar, sinirler vs.. iddaa ediyorum sadece 3 ay boyunca bütün bunları düşünmeyi bırakın sadece spor yapın 3 ay sonunda bambaşka biri gibi hissedeceksiniz, özgüvenin en iyi ilacı spordur derim ben.. çünkü sosyal fobiniz var ya, spor yaptığınızda "ben bunların alayını döverim lan" diye bir his oluşuyor ki sosyal fobi falan kalmıyor..:) kız meselesinde ise aradaki farkı açıkça göreceğinize eminim, çünkü dediğim gibi deli gibi artan bir testosteron söz konusu.. ya da spor yapmayın oturun kitap okuyun, kitap yazın falan.. ama sizin durumunuzda tek bir geçerli şey var ki; mevcut durumunuzdan kendinizi soyutlamak, şu andan itibaren geçmişinizde ne varsa hepsini unutp, bambaşka bir yoldan gitmek.. spor bunun için iyi bir ilaç, gerekli gücü aldığınzda da geçmişinizle yüzleşirsiniz tam şukela olur..
0
commorientes
(02.04.09)
Hicbir zaman seninki kadar agir seyretmese de benzer sureclerden ben de gectim defalarca. Aylarca evden cikmadigim, saci-sakali salip kendime bakmadigim, telefonla konusmanin bile izdirap verdigi surecler. Belki benimki bir secimdi ama buna zorunlu olmanin da nasil bir sey oldugunu az-cok tahmin edebiliyorum.

Hepimiz kendi aklinca uygun olan tavsiyeleri sunariz sana. Fakat ortada olan bir gercek var ki o da isin sende bittigidir. Kendin bir eylemde bulunmadigin surece tanri bile elini uzatsa nafile.

Sana iyi gelecek, seni bu karanliktan kurtaracak seyler belli fakat ben yine de sayacagim:

- Bir kere her seyden once goruntunu duzelt. Berbere git, sakallarini kes ya da sekil ver, annenle alisverise cik ve kendi zevkine gore yakistigini dusundugun giysiler al. Bu en onemli kosul; kendini temiz ve iyi hissetigin zaman ozguvenin bir parca artacak. Bu da hayat kalitene yansiyacak.

- Ikinci maddeye @commorientes'in dedigi gibi "spor"u koyuyorum. Hemen git bir spor salonuna yazil diyecegim ama maddi olanaklarini belirtmedigin icin kesin konusamiyorum. Ama ayda 50 tl verebilecegini farz ederek bunu soyleyecegim: Git bir spor salonuna yazil! Spor yapmak hem mutluluk hormonlarini harekete gecirecek, hem de ozguvenini katbekat arttiracaktir. O kadar para veremem diyorsan da ilk etapta evde sinav-mekik-barfiks uclusunu uygula. Sonrasina bakariz.

- Ucuncu maddeye kisisel gelisim koyuyorum: Bir hobi edin. Ilk etapta doga gezilerine katil, fotograf cek falan demeyecegim. Cunku su anda boyle bir sey yapmak senin icin cok zor olacaktir. Bunun yerine kendi basina yapabilecegin seyler olsun, sectigin konuyla ilgili forumlar olacaktir. Oralarda takil, arkadas edin, ayni ilgi alanlarina sahip insanlar cok daha kolay kaynasabiliyorlar.

Sevgili konusunu fazla dert etme, bu oyle bir sey ki kimisi yilda 8-10 kisiyle birlikte oluyor, kimisi 30 yasina kadar karsi cinsin elini tutmamis oluyor. Emin ol 21 yasina kadar yakisikli/guzel dahi olsa sevgili edinememis nice gencler var bu ulkede. Ama sunu bil ki yeterli ozguven seviyesine ulastiktan ve sosyal ortamini sagladiktan sonra ilk sevgiline de ulasacaksin. Sonra da devami gelir zaten.

Biliyorum ki bu soylenenleri yapmak sana olum gibi geliyor, neresinden baslayacagini bilmiyorsun, bir sey yapmaya taakatin yok. Cunku yalnizliga da alismissin ayni zamanda. Ve aliskanliklardan kurtulmak zordur. Fakat suna emin ol ki bir yerden baslamak "Zorundasin"! Bugun olmazsa yarin. Ama eninde sonunda harekete gececeksin.

Ve son olarak diyecegim: O kadar gencsin ki! Henuz 21 yasindasin, hayata baslamadin bile. Her seyin basi gelecege umutla bakabilmek. Ileride yasayacagin guzel gunleri hayal et aksam basini yastiga koydugunda. Birlikte olacagin sevdicegi dusun. Yakalayacagin basarilarin planlarini kur.

Yani kisaca "Umudunu Kaybetme" :)

Ve bir not: Sunu da unutma ki burada biz variz. Her turlu sorun icin eli klavyede bekleyen cengaverler :) Yarin yine yazarsin, yine elimizden geleni yazariz. Umuyorum ki bir sonraki yazinda "Sevgilimle soyle-boyle oldu da boyle boyle mi yapsam" seklinde mesajlarini goruruz. Ya da gormeyiz bilemiyorum :P
0
msb
(03.04.09)
Şimdiye kadar söylenenler mantıklı. Benim takıldığım nokta kendine güveninin olmaması. Bence önce otur şimdiye kadar iyi yaptığın, "başarabildim" dediğn, kendini iyi hissettiğin olayları, anları tek tek yaz; ama sallayarak değil, üzerinde düşünüp vakit harcayarak. Sonra bunları yaparkenki ruh halini düşün, seni motive eden şeyleri düşün. Böylece kendine güvenmeni sağlayacak doneler ve ardında yatanlar sende farkındalık sağlar. Kendini toparlamak için çaba sarfet ve umutsuzluğa kapıldığın anda bu yazdıklarını düşün.
0
nano mercy
(03.04.09)
Önce sorunu anlatmışsın, sonra zaten nedenlerini anlatmışsın.

Psikiyatristler için şunu söyleyeyim, özele gitmediğin sürece yalnızca ilaç yazarlar oysa ilaç yanında terapi de gerekir. İlaç yalnızca işi hızlandırır.

Aslında yazılacak çok şey var ama özetle şunu söyleyeyim. Kendinize bir hobi bulun. Bir de evcil hayvan. Misal köpek. Biliyorum namaz kılınan yerde olmaz ama Köğeği gezdirmeye çıkarttıkça mecburen bir yerler de görmüş olursunuz. Yok o şimdilik o olmaz derseniz akvaryum kurun kendinize. Bitkili balıklı. Bitkili akvaryumlar biraz daha uğraş gerektirir. www.akvaryum.com adresinde forumda akvaryum camlarının yapılmasından balık seçimine, bitki için gerekli tüm düzeneklerin anlatımı var. Ben de senin gibiydim. Senin kadar değil ama senin gibiydim. Bir amaç edindikten sonra, boktan bir şey de olsa bu insan kendini biraz daha iyi hissediyor, hele hele bir canlının sorumluluğunu aldığında daha bir titiz oluyorsun.
0
Kazmapolitan
(03.04.09)
bana yardımcı olma isteği içerisinde olan-olmayan bu yazdıklarımla ilgilenenlere çok çok teşekkür ediyorum. çok samimi söylüyorum ki çok duygulandım. birilerinin orada benim iyiliğim için bir çaba içerisine girmesi bu mesajı 500 yakın kişinin okuması kendimi biraz da olsa değerli hissetmeme sebep oldu.

bir de eyke dostumun öğrenmek istediklerine cevap vereyim: hayatımın bu dönemine kadar gayet sosyal ve konuşkan birisiydim. hiç bir zaman kendimi diğer insanlardan üstün görmedim. yanlızlığın cool olduğunu düşünmedim. girdiğim her ortamda en büyük kahkaha müsebbibi olduğumu çok fazla kişiden duydum zamanında (her sınıfta bir tane bulunan sürekli espri yapan adam modeli). yine o zamanlar da çevreme karşı bir çekingenlik söz konusuydu ama bu şimdikinden çok çok daha az. farkedilmeyecek kadar.

aslında çocukluğuma dair kötü anılarım da var. ama burada anlatmam sanırım uygun değil.
0
🌸elemanyak
(03.04.09)
yazacaklarımın hemen heopsini zaten arkadaşlar yazmışlar buraya. ancak ben kendi tavsiyemi vereceğim: kitap yazın.

ben de çok çok ağır bir depresyon hali yaşadım, hayata küsmeler, isyanlar, yalnızlıktan keyif almak. her şey. her şey tek kelimeyle zordu. yapmak bir şey istemiyordum, konuşacak biri, anlaşacak biri. ama sonra kitap yazmaya karar verdim. yani konu sadece kitap değil. blog da olabilir. hikaye de olabilir.

tavsiyem şu: kendi hayatınızı yazın; ancak kendi hayatınızı istediğiniz gibi yazın. karakteri size benzesin ama sizin olmak istediğiniz her şey olsun. ve giderek ona beznediğinizi fark edeceksiniz. araya farklı şeyeler, olmasını isteidğiniz arkadaşlar koyun. belki bir sevgili?

uzun bir süreçtir kitap yazmak, belki iki üç yılınızı alır. ama o yıllar sonunda normale önmüş umutlu bir birey olursunuz. yapmaya çalışın bunu dostum.
0
sen git ben geliyorum
(03.04.09)
Kardeş mesajına iş yeri ortamında rastladım. Çok ilgimi çekti, word dosyasına kaydettim, işten her fırsat bulduğumda okudum hem mesajı hem verilen cevapları. Bunu da akşam evde yazsam mı diye düşündüm ama tutamadım kendimi, yazıyom. Öncelikle çok teşekkürler ve tebrikler böyle bir durumda dahi kendini bu kadar açık yazabilme takatini, basiretini ve samimiyetini gösterebildiğin için. Böylesi durumlarda insana kendini düzgünce anlatmaya çalışmak zor gelir, sıkılır bırakırsın bi yerde. Teşekkür ediyorum sana çünkü bir süredir yavaş yavaş çıkmakta olduğumu düşündüğüm tünele başka birinin gözünden baktım sayende. Hele üstteki 2. mesajından sonra senin durum cuk oturdu benim duruma. O yüzden sana bianda bi sürü şey söyleyesim var. Çenem düşüktür, daha kötüsü mevzuyu dallandırır budaklandırırım konuşurken, o yüzden ana gidişatı kaçırmamaya çalış ve işine yarayacakları al gerisini filtrele. 1,5 senedir süregelen bu depresif dönemden sonra, zaten kısıtlı olan bütünsel bir çerçevede anlatma/yazma yeteneğimi tamamen kaybettiğim için aklıma gelen herşeyi madde madde yazmak durumundayım, umarım işine yararlar:

- birincisi ve en önemlisi burada bizler ya da çevrende içini döktüğün kişilerden seni iyi anlayanlar elbetteki çok değerli olacaktır senin için. Özellikle de sorunu tanımana yardımcı olma noktasında. Fakat ne kadar iyi anlaşılırsan anlaşıl,sorun da istediğin kadar iyi tanımlansın bu, iş çözüme gelince seni sadece kendinin dürtükleyeceğin gerçeğini değiştirmiyor. Bu dürtükleme de 'kendini zavallı gibi görme, sürekli geçmişteki yanlışlarını hatırlama, insanları beğenmeme, onlardan uzaklaşma, içine kapanma, kendini tanıma, prensipler edinme, değişme' gibi aşamalarla ilerleyen bir süreçten sonra kendiliğinden gerçekleşecek zaten. Yani yakında başka biri olucan. Bu durumun sadece senin tarafından sonlandırılacak, sana yardımcı olmaya çalışanlar kendini anlamanda yardımcı olabilecekler ancak. O yüzden sorunun sende, çözümün de sende olduğunu asla aklından çıkarma. Şu aşamada Hindistan'a otostopla gitmek de, hem güzel hem şefkatli bir kız da, yoga da , yehova şahitleri de, kariyerist bir kaçış yolu da, intihar da, kendinden kaçış, bi sonraki dalgaya erteleme, uyuşturma, tatmin olamayıp daha ağır bir umutsuzlukla eski haline dönme gibi sonuçlar doğurur ancak. sorun sensin, sebebi (kendimden örnek veriyorum) köpek gibi sevip karşılık alamadığın karşıcinste değil, hiçbir zaman anlaşamadığın baban da diil problem, sistem de diil. Sorun senin şu an bulunduğun noktayı beğenmemen. Oturup ağlıyorsun aslında şu an o noktanın üzerinde. Çözüm de sensin, yukarıdaki kaçış yolları değil. Eğer bu süreci bir kendini tanıma ve şu ana kadarki 'sen'in özeleştiri süreci olarak görürsen, ki zaten öyle de gelişiyodur, içindeki akıllı sen'in gözü açılmıştır, kendi röntgenini kendin çekiyosundur diye tahmin ediyorum.

- Sağlık konusu da çok benzer oldu bende de. Hayvan gibi yemiş, 140 kiloyu görmüş, deli gibi sigara alkol tüketmiş biriydim ve zerre umursamazdım. Ama artık bu sağlık mı depresyonu tetikledi, depresyon ve kendini beğenmeme mi sağlık konusunda duyarlı hale getirdi bilemiyorum, 1,5 senede 25 senede gittiğimin 3 katı kadar sağlık ocağına ve hastaneye gittim. Sperm testinden tut da 24 saat kalbe bağlanan holter denen bi cihazla gezmeye kadar her bi boku gördüm.. Bi ara en rahat muhabbet edebildiğim tipler hastanedeki hastalık hastası teyzeler, amcalardı. Ha hiçbişeyim yok muydu? Tabiki vardı... Kalbimde çarpıntı vardı, sabaha karşı uykudan uyandıran ve bazen sinirlenince baş gösteren. dakikada 170 attığını alet kaydetti zaten, nefes darlığı da gelişti. Bi ara 3-4 gün boyunca 2-3 günlük ömrüm kalmış gibi yaşadım. Ama neticeyi söyliym, stres azalınca hepsi geçti. Hiç bi bokun yok yani rahat ol. Bol su iç, sabahları da yoğurt ye tabii. Ha benim bu 1.5 senelik sağlık takıntım hiç mi bi boka yaramadı. yaradı tabi, kalbimi yordum, 70de ölüceksem 55te falan ölürü herhalde şimdi:) Yani atlatıcaksın bu sağlık sorunlarını, tek eline geçen de yıpranmışlık olucak işin acı kısmı. Saçların dökülücek, sertleşme sorunu yaşıycaksın, kalbin 170 vurucak, 1 sene sonra bi kırda piknikte çimenlere daha kel, genç yaşta gerektiğinde sertleşebileceğine olan inancı %100den %60lara düşmüş, kalbi o anki yaşından 3-4 yaş daha yaşlı biri olarak uzanacaksın kız arkadaşınla. Eline geçen eksi bu. Artıyı da söyliym üzülme hemen: dibi gördün, eğer bu tünelden kendini tanımış, yer yer acımış, bazen kızmış ama çoğu zaman anlamış biri olarak çıkarsan, yani kendini anlayıp sevmeye başlarsan bu bunalımlı süreç içinde sağduyulu, berrak, hep senin için iyi olanı seçecek bir 'akıl' oluşturarak sonlanacak, bundan büyük de bir artı olmaz hayatta onu bil. Kendini eleştir, kendini anla, kendini sev, kendine değer ver.. Sokrates'ın 'kendini tanı' lafıyla dalga geçerdik lisede.. Şimdiyse yeryüzünde söylenmiş en bilgece söz olduğunu düşünüyorum..

- Son mesajın çok önemli. Muhabbetmişsin, espriliymişsin zamanında. Aynı ben. En büyük amacım insanları sürekli güldürmekti.. 10 sene boyunca 2 dakikadan fazla oturaklı olamadım. Geyik, geyik.. Ama çok zararını gördüm bunun hala da görüyorum.. Kardeş, kimse senden ortamların neşe kaynağı olmanı istemez. Ama olursan da çok cıvıtmadğın sürece karşı çıkmaz. Çünkü çok işe yarar böyle tipler.. Ama 23-24ten sonra hayatın ciddiyeti başlayınca sap gibi kalma ihtimalin yükselir. o yüzden ciddiyeti çok önemse.. İnsanlarla konuşurken ciddi ol, ciddi arkadaşlıklar kur. Seni kırabilecek, nazarında çok da önemli olmadığın, senin de çok önemsemediğin adamlarla var olan ilişkilerini ilerletmeye çalışma. Seni sevenleri sevmeye çalış. Kardeşinle aranda bi soğukluk varsa bi an önce gider mesela.. Aile olayını da bi an önce hallet. Sev onları.. oldukları gibi kabullen. Hele anneyi babayı bu yaştan sonra hiç değiştirmeye uğraşma. Çevre konusunda herkese içini açma öyle hemen.. Kızlar da sevmez. Herkese yapma espri, hakedenleri güldür.. Herkesi +dan başlatma. Sıfırdan başlasın, herkesin bi bilançosu olsun gönlünde. Yaş 27 olur, hala yanında olan kahrını çeken anne, kanka, hep orada olacağı var sayılan arkadaşların önemi anlaşılır, bu sefer it gibi pişman olursun değmemiş arkadaşlara, kızlara verdiğin emeğe. seni seven iyi insanlardan soğuma öyle hemen, müzikten anlamıyo, zekası ortalama, tipsiz, çok saf vb. sudan sebeplerle. elitist olma , iyi insan az bulunan bişey..

- Hayatta bana en güzel akılları vermiş 2. kişi, o kadar kahrımı çekmiş adam, bıkmıştı benim yakınmalarımdan artık.. Bıktırma insanları, gel buralara yaz daha iyi. Uzun zamandır görmediğin eski güzel günlerden arkadaşlarla buluş, o ortama gir, bak görüceksin bi anda eski sen oluyosun:) Bide zaaflarını, zayıf noktalarını, seni anlar düşüncesiyle 2. grup arkadaşlarınla paylaşma. Kimisi ilerde yüzüne vuruyo inanmıycaksın.. Gel buraya yaz. Keşke ben de o doktora gidecek ya da buraya yazacak cesarete sahip olsaydım. belki bu kadar uzamazdı, annemi bu kadar üzmezdim.

- Şimdi bi kuzenin gelse mesela güvendiğin, bi sürü anlatıcan bi anda, boğucan.. Çook zor olucak şu durumunda ama insanları dinlemeye başlasan, beklemediğin tiplerin ne kadar derin, görmüş geçirmiş tipler olduğunu keşfetsen çok iyi olur.. Dinle ve anla.. Güvenilir, komplekssiz tiplerle dertleşmekten asla çekinme, ama daha çok dinleyen taraf ol.

- Buraya kadar okuma sabrını gösterebildiysen, dinleyen taraf olursun çok rahat. çok dinleyen çok anlar, çok bilir ve çok daha rahat gider bu karanlık ormanda bilader bunu unutma.

- Ortam öyle hissettirmedikçe kendini özel hissetme.. Biriyle 6-7 kişilik bi ortama giriyosan, ve o gayet rahat takılıyo da sen fazlalık gibi hissediyosan sorunu ortamın zeka düzeyi düşüklüğüne, sana göre olmamasına vb. bağlama. çok yaşanan bi sorun bu.. İnsanların beğenilecek yönlerini gör biraz da. Ve kendine bak.. ortama giren, hiçkonuşmayan, kendini bi bok sanan bi tip olup çıkıyosun boyle bi durumda. Bak yaş olucak 27 (anla işte 27 yaşındayım) mecbur giricen bi ortama, iş olur arkadaş çevresi olur.. Ve bugün bu kendini yalıtma hastalığın, orada 'adapte olamama, konuşacağı susacağı yeri bilememe, empati kuramama, çayını gidip kendin alırken diper boşalan bardakları alma inceliğini gösterememe, karşı tarafı anlamama, beğenmeme, herkeste bi kusur arama, cinlikleri, bakışları, imaları çözememe ve neticeyi ben özelim zekiyime getirip istemeye istemeye marjinal mutsuzu oynamak zorunda kalma' şeklinde dönecek sana uyarırım önemle.

- son olarak yaş 21 , süper.. üniyi aile yanında okumak yerine ben de kastamonuda ya da benzer küçük bi şehirde okusaydım keşke.. 5 sene erken girip çıkardım.. yogayı boşver, turp gibisin de, ayak mantarı sahibi olmadan çıkar ama çorapları.. sana dışarı çık, kırlara koş, ilk gördüğün kıza yaz demiycem.. salaklık olur bu.. yoga falan da yapma çok meraklı diilsen.. ama naçizane fikrim, sevdiğin bi şeyin peşinden gidersen iyi olucak. sevdiğim bişey yok deme var olduğuna eminim. 27 yaşında gitar dersine ve felsefeye başladım.. Anlayışlı, iyi niyetli kızlarla dostluklar kur.. Onlar önce seni anlar, sonra da uygun kızı bulurlar..

- bu mesajı hiçbir zaman utanıp silme.. ben de öyle yapıcam.. memleket bizim gibilerle dolup taşmışş.. yalnız hissetmesin kimse. hade hoşçakal..
0
eugenick
(03.04.09)
@eugenick: inanın anlattıklarınız aynı benim. kalbimin sizin değerlerinizi gördüğünü çok iyi hatırlıyorum. öyle zamanlarım oldu ki bir günde 5 doz diazem 1 doz largactil yedim. yine de doktorlar sakileştiremiyordu beni. birkaç gün içerisinde öleceğime o kadar emin olduğum günelr oldu ki (özellikle doğum günümün gecesinde ve kadir gecesinde yaşadığım gerginliği kelimelerle anlatmam mümkün değil). bunun yanında acil serviste beni tanımayan doktor yoktu.

bu hastalığıma kadar özellikle saydım. sağlık karnemde -bebekliğimi saymazsam- gittiğim muayene sayısı iki elimin parmakları kadar belki vardır belki yoktur. ama bu sekiz ayda yaptırmadığım test gitmediğim alanın doktoru kalmadı (sanırım bir tek üroloji ve onkoloji kliniğine gitmedim)

benim çarpıntılarım nefes darlığım göğüs ağrılarım hala devam ediyor. umarım sizinki gibi geçer. ayrıca zahmet edip üşenmeyip, babane milletin derdinde demeyip uzun uzun yazdığınız için tüm arkadaşlarla beraber size, özellikle, teşekkür etmek istiyorum.

@rurouni: sana da çok teşekkür ederim dostum. çok düşüncelisin. ama bu kadar anlattıktan sonra yüzüne bakmaktan utanırım.
0
🌸elemanyak
(03.04.09)
öncelikle sosyal fobiyi yenmek için en iyi yol tiyatro bana sorarsan.Yani bir oyunculuk kursuna yazılmalısın.Çok kısa zamanda inanılmaz açılıyosun.Düşünsene kendini direk insanların önüne atıyosun.Hangi ilaç bu kadar etkili olabilir ki?

Eğer kastamonu öyle bi yer yoksa,okulundaki tiyatro kulübüne gidersin sen de.Hem daha ucuzdur;)

Spor yap diyen arkadaşlara katılıyorum.Egzersiz insanın gerilimini alır.Ama illa öyle spor salonu bilmemne...uğraşamam dersen,evde yapabileceğin şeyler de var.Tibet'in gençlik pınarını yapabilirsin mesela.Yoganın özeti gibi bişey.5 hareketten oluşuyo ve çok pratik.Günde maksimum yarım saatini alır.

Bir de arkadaşların dediği gibi alışkanlıklarını değiştir.O zaman sen de değişirsin:)
0
migelo
(03.04.09)
(2)

askerlik sınav yeri

surprise
lüleburgaz'da askerlik işlemlerini yaptıran birisi yedek subay sınavına nerede girer acep?
lüleburgaz'da askerlik işlemlerini yaptıran birisi yedek subay sınavına nerede girer acep?
0
surprise
(02.04.09)
Muhtemelen İstanbul
ve yine muhtemelen tuzla piyade okulu
0
Kazmapolitan
(02.04.09)
ikmal maliye okulu küçükyalı/istanbul
0
yazar kasa
(02.04.09)
(5)

üniversitede torrent-rapidshare

ocanal
Üniversitede filan rapidshare çalışmıyor. Bunun bir çözümü var mı? Hadi bunu engelleyebiliyorlar diyelim torrenti nasıl engelliyorlar sonucta bir paylaşım ağı değil mi?
Üniversitede filan rapidshare çalışmıyor. Bunun bir çözümü var mı? Hadi bunu engelleyebiliyorlar diyelim torrenti nasıl engelliyorlar sonucta bir paylaşım ağı değil mi?
0
ocanal
(02.04.09)
port kapatıyolar...
0
artikbenimdebirvolvomvar
(02.04.09)
modeme bağlanıp 6881 portunu açabilirsiniz ki pek zannetmiyorum.

Torrentten otomatik port aldırtmayı deneyebilirsiniz ama bunun da çalışacağını zannetmiyorum.
0
Kazmapolitan
(02.04.09)
otomatik port alma çok saçma bir fikir bence de.. evet.

torrent bir paylaşım ağı olabilir ancak o paylaşımı yaptığın uygulama portlarına tepeden engelleme koyunca ve sen o portları kullanamayınca engellemiş oluyorlar.
0
desdinova
(02.04.09)
port scanner porgramları var. google da arat bul. açık portlara bak. açık portlardan birkaçını dene.
0
sql
(02.04.09)
bir şekilde aşıp downloada başlasanız bile trafik bilgi işlemin dikkatini çeker tepenize binerler sonra.
0
s e ff a f
(02.04.09)
(6)

oofff başım

madrigal
merhabalar;dün sabahtan beri başım çok kötü ağrıyor hatta zonkluyor dün akşam 8 gibi parol içtim biraz dindi fakat gece uyutmadı ne yapsam da geçirsem nasıl bir ilaç içsem, ocağınıza düştüm.not: mideden operasyon geçirdğim için aspirin gibi kanı sulandıran ilaçlar yasak teşekkürler.
merhabalar;dün sabahtan beri başım çok kötü ağrıyor hatta zonkluyor dün akşam 8 gibi parol içtim biraz dindi fakat gece uyutmadı ne yapsam da geçirsem nasıl bir ilaç içsem, ocağınıza düştüm.

not: mideden operasyon geçirdğim için aspirin gibi kanı sulandıran ilaçlar yasak

teşekkürler.
0
madrigal
(02.04.09)
dostum baharatçılarda yılan dili diye bir ot var onu tavsiye ediyorum. ayrıca bıttım kahvesi. birebir gelir. geçmiş olsun
0
suskunçocuk
(02.04.09)
majezik bu tip durumlarda en etkili ağrı kesicidir diye biliyorum. kanı sulandırıp sulandırmadığı hakkında bilgim yok ama.
0
hevipeyra
(02.04.09)
Geçmiş olsun.

Parasetamol dışındaki ağrı kesicilerin çoğu mideni feci halde mahvedecektir. Kiraz sapı diyeceğim ama o da mideni tahriş eder. Şakaklardan geçen damarların üzerinden baskı yapacak bir şeyle sarabilirsin. Biraz dindirir. Hafif hafif su iç...

En makbulü baş ağrının nedenini bulup bunu yok etmen. Migrensen migrenini tetikleyen unsurları takip et. Sinuzit ise çarşamba sabahtan itibaran tetiklenmesi doğal. Bir sinüzit hastası olarak dün sabah benim de başım ağrıyordu. Nem oranı arttı ve hava dün değişti. Tabi beni de bitirdi. Şu an Kuzey yönünde 23 hızında km/saat ile esiyormuş. Hızını bilmiyorum ama sanki beynimin içinden esiyordu sabah.


Şimdi daha iyi gerçi.
0
Kazmapolitan
(02.04.09)
eğer baş ağrıları inanılmaz boyutta ve periyodik ise : cluster headache ya da küme tipi başağrılarını araştırmanı tavsiye ederim.

bu baş ağrısı türünde, ağrı kesiciler etki etmez. tek çözüm o-pur gibi tek kullanımlık oksijen tüplerinden yaklaşık 8 lt solumaktır. o zaman ağrı sızı kalmaz.
0
kenny
(02.04.09)
eğer baş ağrıları inanılmaz boyutta ve periyodik ise : cluster headache ya da küme tipi başağrılarını araştırmanı tavsiye ederim.

bu baş ağrısı türünde, ağrı kesiciler etki etmez. tek çözüm o-pur gibi tek kullanımlık oksijen tüplerinden yaklaşık 8 lt solumaktır. o zaman ağrı sızı kalmaz.
0
kenny
(02.04.09)
çin yağı. haricen kullanınız.
ama bazı markalarınki sulandırılmış nane şekeri gibi. etiketinde china oel yazan bi marka var onu tavsiye ederim.
0
emuncipation
(03.04.09)
(2)

benim modemim vampir mi?

horacio
son zamanlarda internete bağlanma konusunda enteresan gibi sıkıntılarla karşılaşıyorum:)mac kullanıcısıyım macbook tan ethernet kablosu aracılığyla internete bağlanıyordum fakat son zamanlarda özellikle gündüz vakitleri sık sık yok efendim ağ kablosu takılı değil bilgisayarınız bir modeme bağlı deği
son zamanlarda internete bağlanma konusunda enteresan gibi sıkıntılarla karşılaşıyorum:)mac kullanıcısıyım macbook tan ethernet kablosu aracılığyla internete bağlanıyordum fakat son zamanlarda özellikle gündüz vakitleri sık sık yok efendim ağ kablosu takılı değil bilgisayarınız bir modeme bağlı değil gibi uyarılar gelmeye başladı.modemi açıp kapatıp(ama defalarca)çözüme zaman zaman ulaşıyodum ama son zamanlarda iyice cıvıttı.işin ilginç yanı akşam hava yavaş yavaş kararınca hiç bir sorun çıkmıyor(şu ana kadar hiç çıkmadı)..gündüz ise hep sorunlu.oysa masa üstü pc den yine aynı modemle gündüz de internete bağlanabiliyorum(ama usb den sadece)..modem mi vampir mac mi vampir anlamadım.bu enteresan ve tutarsız sıkıntı için yardımlarınızı bekliyorum sanırım...
0
horacio
(02.04.09)
kesin yapmışsındır bunu ama yine de sormadan duramıyorum: başka ethernet kablosuyla denedin mi? =)
0
bellbane
(02.04.09)
Elektrik problemi gibi geldi birden. Voltaj sorunu olabilir. Statik elektrik de olabilir.
0
Kazmapolitan
(02.04.09)
(8)

bir kanserojen olarak matematik!

persopan
ağbilerim, ablalarım,bendeniz şu anda anadolu'nun herhangi bir köşesindeki herhangi bir anadolu lisesinde 11.sınıf olarak öğrenimime devam etmekte olan öğrenci familyasından bir bireyim. matematik, geometri gibi sayısal derslere ortaokuldan beri aşırı derecede tiksintim var. özellikle ortaokuldaki m
ağbilerim, ablalarım,
bendeniz şu anda anadolu'nun herhangi bir köşesindeki herhangi bir anadolu lisesinde 11.sınıf olarak öğrenimime devam etmekte olan öğrenci familyasından bir bireyim. matematik, geometri gibi sayısal derslere ortaokuldan beri aşırı derecede tiksintim var. özellikle ortaokuldaki matematik hocamın bu nefrete olan katkısı büyük. bu sebepten dolayı temel matematiğim de bir hayli zayıf. tüm bu nefretin üstüne bir de idealim olan siyasal bilgiler fakültesine girmek için mecburen eşit ağırlık alanını seçmek zorunda kaldım. bu da çilemi daha da arttırdı. hiçbirşeyden tiksinmedim matematikten tiksindiğim kadar. çok çabalamama rağmen bir türlü kendimi dersin akışına kaptırıp ders çalışamıyorum. yazılılarda kendimi idare edecek notlar alsam da öss için yetersiz olduğunu da adım gibi biliyorum. ama sevmediğim bir derse çalışmakta gerçekten cehennem ızdırabına dönüşüyor. özellikle şu son günlerde ders çalışmaya konsantre olmaya çabalasam da bir türlü çalışamıyorum, kafam almıyor. gerçekten çıldırmak üzereyim. ha şunu da belirteyim ki matematik, geometriye olan bu gıcıklığıma rağmen sözel derslerde oldukça iyiyim. felsefe ve sosyal bilimler olimpiyatlarına katılmışlığım vardır. beyinsel fonksiyonlarım gayet yerinde. gelgelelim bu matematik şu günlerde ağır bir psikolojik sorun yaşarsam tek sebebi olacak. sizlerden ricam bana bu konuyu çözümlemem, ders çalışmaya konsantre olabilmem, sevmesemde dersin akışına kendimi kaptırmam konusunda bana fikir vermeniz, yardımcı olmanız. belirttiğim gibi vazgeçemediğim idealim siyasal bilgiler olduğu için mutlak suretle matematik-geometri yapmak zorundayım. çıldırma raddesine geldiğim şu günlerde yardımlarınızı bekliyorum.
0
persopan
(02.04.09)
anadolu'nun bulunduğun köşesinde sana yardımcı olabilecek, tercihen üniversite öğrencisi birini bul, sana ders versin.

izmir'de olsan gel ben hayrına çalıştırayım derdim mesela. (böbürlenmek gibi olmasın, bir adet öğrenciyi ortaokuldan alıp liseden mezun ettim (bölme yapmayı bilmeyen bir orta 3 öğrencisiydi ben aldığımda),bir diğerine de 3. girişinde üniversiteyi kazandırdım.)

sonuç: matematik öcü değildir, senin dilinden konuşabilecek bir yardımcıya ihtiyacın var sadece...
0
uyuzcan
(02.04.09)
tabi matematiği iyi olan biri içn kolaydır korkulcak bişiy yok demek.özel ders almanın da işe yararlılığı değişiyo kişiden kişiye.persopan matematiği sevmediğini ama ünivde okumak istedigi bölümn yolunun da ea dan geçtiğini söylüyor.
persopan sen baştan yanlış yapmışsın.istedigin bölüm siyasal bilgiler olabilir ama matematikte yetersiz oluşun da aşikar.neyse artık olan olmus 11 e kadar gelmişsin o zaman aşagıdakileri yapmanı önericem
ya gerçekten asılıcaksın bu işe,sevmiyorum "tiksiniyorum" modundan cıkıcaksın ya da "ortak alanlardan tercih yapıcaksın".bunun oluru budur.kendini gençliğini heba etme kop gel.
we don t need no education oh be!
0
zombikanı
(02.04.09)
matematiği sevmemekten söz ediyorsunuz ya, işte ben o an ilkokul öğretmeninizden başlayarak bütün matematik öğretmenlerinize küfür etmek istiyorum. suç sizde değil elbette...

şunu net bir şekilde söyleyebilirim: matematiği iyi olan adamın türkçesi de iyidir. çünkü türkçe dilinin bile kendi içinde bir matematiği vardır...

ben bir garip mühendis olarak dizlerimi dövmekteyim şimdi...
0
uyuzcan
(02.04.09)
Persopan kardeşim beynindeki matematik arızasını 12 yıldır çözememiş biri olarak konuşuyorum. Ne yazık ki bu hastalığın bir çaresi yok:( ablası matematik öğretmeni olan ve ablam dışında 3 farklı hocadan özel ders almış biri olarak da konuşuyorum.
Yapabileceğin maksimum şey sevmeye çalışmak, matematikte bir sürü konu arasından sempati duyduğun bir ya da birkaç konu olması lazım, en azından kendini bu yönde zorla sonra da sempati duyabileceğin konulara çalış, onların üstüne git. mesela ben 12 yıldır kendimi ben bu problemleri çözerim arkadaş, denklemleri de çözerim diye motive ediyorum ve işe yarıyor, önemli olan sempati duyduğun konuları kendinden birşeyler katarak anlamaya çalışmak, saçma sapan da olsa üzerinde yorum üretmek kendi kendine anlatmak, sonuçta nasıl ve ne yöntemle anlayacağını senden başka kimse daha iyi bilemez.

Lütfen bu kadar sorun etme kendine, aynı yollardan ben de geçtim, yapamam demek kendini daha da kitlemene neden olur, mevcut eğitim sisteminin insanlara öss yi dayatması ve ondan başka yol yokmuş gibi umutsuzluğa kapılmaya neden olması beni çıldırtıyor. İnan birşeyi yapmanın sadece bir tek yolu yok.

Radikal bir çözüm olacak bu önereceğim, ama idealin haline getirdiysen bunu yapamayacağın birşey değil. Tut ki ÖSS de istediğin bölüm için puanın yeterli değil, o zaman şöyle birşey yapabilirsin, dikey geçiş sınavıyla Siyasal bilgilere geçebileceğin bir bölüm seç kendine, açık öğretim ön lisans programlarından (sanırım yerel yönetimler bölümü bu iş için ideal ama yanılıyor da olabilirim) Böylece hem boşta kalmaz hem de kendine matematiği sevmek için 2 yıl daha süre tanımış olursun. Kaldı ki DGS matematiği ÖSS nin yanından geçemeyecek kadar kolay ve sınırlı sayıda konu içeriyor. He bi de güzel bi ortalamayla mezun oldun mu ek puan da alırsın bi bakmışsın istediğin Siyasal Bilgiler fakültesine yanyoldan çıkmışsın:)
Artık siyasal bilgilere hangi bölümlerden ne şekilde geçiş yapılacağını da öğrenmek senin ödevin. Sonuçta ne güzel bir idealin var, idealin ve motivasyonun olduğu sürece kimse seni tutamaz.

Umarım anlattıklarım sana biraz fikir vermiştir. Umutsuzluğa kapılma, idealinin peşini bırakma ve her zaman alternatif yollar olabileceğini aklından çıkarma. Başarılar diliyorum, muhtaç olduğun kudret beynindeki asil kıvrımlarda mevcuttur:)
0
joker the one
(02.04.09)
Matematik bir kısır döndü, seversen yapıyorsun, yaparsan seviyorsun. İkisinden birinde arıza varsa o iş olmuyor. Hangisinden başlayacağın sana kalmış.

Benim kendi deneyimim sevmekten başlamak yönünde oldu. Aynen senin gibi matematikten nefret ediyordum, bunda yine senin gibi matematik öğretmenlerinin rolü büyüktür. Adamlar sadece ezberletiyorlardı, ben de anlamadığım şeyi ezberleyemiyorum yani. Neyse bütün ortaokul hayatım matematikten 2 falan alarak geçti, ama diğer derslerim süperdi. Olmuyordu matematik.

Sonra bambaşka bir adam geldi lise 2'de. Onun da gazıyla, ben matematiği hafiften sevmeye, sevdikçe yüklenmeye, yüklendikçe aşık olmaya başladım. Şöyle diyeyim sana, Lise 3'ün başında dershane deneme sınavında 52 soruda 6 net yaptım, ki tamamı seçeneklerden giderekti (Eski ÖYS'cilerdeniz biz), ÖYS'de 52 soruda 51 yaptım. Bu farkın oluşma süresi 9 aydır. Yani sıfır çekmekten tuluma giden yol bir senede dahi katedilebilir, gaz vereyim diye söylüyorum.

Sana matematiği azıcık da olsa sevdirebilecek birilerini bulmaya çalış, sonrası çorap söküğü gibi gelebilir.

Kal sağlıcakla.
0
sui
(02.04.09)
içinde matematiğin kullanıldığı piskopat filmlerden izle. gerçi ben oldum olası severim matematiği işe yarar mı, sevdirir mi bilemicem ama bi dene belki işe yarar. daha önce sevmediğim şeylere ilgi duymamı sağladı filmler.

aklıma şuan iki tane geldi o filmlerden:
(bkz: a beautiful mind)
(bkz: pi)

dediğim gibi bunlar şuan aklıma gelenler, daha iyi örnekler vardır biraz araştır ya da birileri yazar.

yalnız filme başlarken matematiğe olan nefretini biraz da olsa kenarda bırakmaya çalış. sen istemezsen kimse sevdiremez sana.
0
panic
(02.04.09)
şu anki matematik öğretmeninle takıl. Git öğretmenler odasına ya da okul çıkışında bi 5-10 dakika derdini anlat. Matematik öğretmeninle yapacak ortak bir şeyler bul. Futbol, pembe diziler, kadınlar-erkeler.

İşi yapan kişiyle geçirdiğin keyifli zamanlar, işi yaparken daha keyif almanı sağlayacaktır. Hatta matematik öğretmenin karşı cinstense asıl.

Aşk her şeyi halleder! Böyle yeni bir formül bulduğunda onun sana tapacağını filan hayal et işte gerisi senin fantezine kalmış. Karşı cins değilse o zaman zor tabii, başka bir şey bulmak lazım o zaman da...
0
Kazmapolitan
(02.04.09)
numbers diye bir dizi var kardeşim onu izle belki seversin matematigi

bende aynı dertten muzdaribim bu arada. ama ben senin gibi kararlı davranamadım 11. sınıfta sözele geçtim. umarım sen başarırsın.
0
alokozay
(18.05.09)
(8)

adsl kota sorunu

lostturkey
anlayamıyorum. kablosuz ağım parolalı olduğundan kimse giriş yapamaz. peki ben ne yapıyorumda aylık transfer bu kadar fazla. bi hata olması lazım vaktimi bilgisayar başında öldüren birisi değilim. olsam bile bu rakamlar baya bir uçuk. sorun ne olabilir?
anlayamıyorum. kablosuz ağım parolalı olduğundan kimse giriş yapamaz. peki ben ne yapıyorumda aylık transfer bu kadar fazla. bi hata olması lazım vaktimi bilgisayar başında öldüren birisi değilim. olsam bile bu rakamlar baya bir uçuk. sorun ne olabilir?
0
lostturkey
(01.04.09)
kablosuz ağ parolasını kırmak zor bir şey değil. Arkadaşım linux işletim sistemi kullanıyor ve internete para vermiyor.
0
Kazmapolitan
(01.04.09)
mac filtre koyduktan sonra parola olmasa da olur. sen de öyle yapmalısın, hem daha pratik hem daha kolay hem daa güvenli.
0
desdinova
(01.04.09)
Sadece internette dolaşmak bile günde 100 mb kota götürüyormuş. Ben de bağlantılarımdan farkettim. Ama bu gerçekten abartı olmuş. Veri alışverişi yapan bir virüs olabilir mesela? Ya da şifre basitse gerçekten kırılmış olması muhtemel.

@Kazmapolitan wpa veyahut wpa2 şifreyi kıran arkadaşına selam ediyor ve çevremdeki bir pc'nin şifresini kırması halinde ufak çaplı bir hediye almayı vaadediyorum.

@desdinova mac adresini değiştirip kablosuz ağa müdahil olmak mümkün.
0
ataturkiye
(01.04.09)
mac adresini değiştirmek şifre kırmakla kıyaslanamayacak kadar kolay..
0
rednoff
(01.04.09)
soyle bir sey yapabilirsin. ttnet su anda sinirsiz 1mb baglanti 45 lira. kotani her gun kontrol et baktin ayin daha ortasi ve 4 gb i gecmek uzeresin. hemen ttnet git veya ara sinirsiza gec. o gun itibariyle faturan kesilir ve 1 saat icinde de sinirsiza gecmis olursun. gene zararin var ama 15 lira. simdi faturan 170 milyon gelecek...
0
ne nicki be
(01.04.09)
faturan 170 TL gelmeyecek, bastan onu soyleyip seni biraz rahatlatayim.
tuketiciyi kismen koruyan soyle bir madde var: ** Limitli paketlere abone olan müşterilerimize faturalanacak aylık toplam ücret (aylık ücret + kota aşım ücreti), aynı hızdaki limitsiz paketin aylık ücretinin % 25 fazlasını aşamaz.

cesitli defalar da aciklandigi uzere: wpa veya wpa2 sifre koy, ag adini gizle, mac filtre koy (ki bunlari yapmak en fazla 10 dk alir), sonra bir derdin kalmaz. yok halen internet patir patir gidiyorsa, virus vardir bir yerlerde.
0
kehanet
(01.04.09)
öncelikle derdimi yanlış anlattım sanırım. kotam sınırsız o konuda bir sorunum yok. bir apartmanda oturmuyorum ve komşularımız yaşlı başlı emekli insanlardan oluşuyor. sanırım bir virüs olabilir. peki bu virüsü bulup yok etmem için hangi programı önerirsiniz?
0
🌸lostturkey
(01.04.09)
(bkz: combofix)
0
osuruklu
(01.04.09)
(7)

Ekmek Mayası GBT soruları ve mısır şurubu

Kazmapolitan
`Saccharomyces cerevisiae` türü bira ve ekmek yapımında kullanılan mantardan CO2 elde etmem lazım. (Amatör olarak)Şu an çay şekerindeki glikozu kullandırıyorum substrat olarak. 1. Peki bu mayanın fruktoza affinitesi nasıldır glikoza oranla? Yani glikozu ilk tercih eder de fruktozu ne oranda ister. S
Saccharomyces cerevisiae türü bira ve ekmek yapımında kullanılan mantardan CO2 elde etmem lazım. (Amatör olarak)
Şu an çay şekerindeki glikozu kullandırıyorum substrat olarak.
1. Peki bu mayanın fruktoza affinitesi nasıldır glikoza oranla? Yani glikozu ilk tercih eder de fruktozu ne oranda ister. Sonuçta bira da yapıyor bu hayvanlar. Yoksa ilk fruktozu mu tercih ederler.
2. Fruktoz içerikli mısır şurubunun fiyatını bilen var mı?
3. Mısır şurubunun fiyatını bilen nerede satıldığını da bilir mi? Bildiğini benimle de paylaşır mı?


Saatler sonra gelen edit:
Yok mu gıda mühendisi,YL biyolog ya da genel kültürü kuvvetli yardım sever bir biyoteknoloji uzmanı?

Çok mu zor oldu gerçekten?
0
Kazmapolitan
(01.04.09)
Simdi bu tiplerden en guzel verimle co2 alabilmek icin keyiflerini yerinde tutup fermentasyon yaptirmak lazim. Burada basitce sekerden karbondioksit ve alkol cikarir maya. Ortamdaki alkol belli bir orana (10% mesela) ulasinca maya calismayi birakir. pH'i da kontrol altinda tutmak gerek. Dort-bes civari ph iyi gelir bunlara. Fruktozu pek severler bu arada. Fruktoz icerikli misir surubunun hastasi olurlar :) Zaten o da yari yariya fruktoz-glikoz karisimi. Buyuk marketlerde bulabilirsin gibi geliyor (diger adi da HFCS), hic de pahali bisey olmamasi lazim zira cok basit bir urun.

Umarim yardimci olabilmisimdir, bisuru teorik bilgiyi pratige cevirmenin de zorlugunu gormus oldum kendi adima :) Bir de cok merak ettim ne icin kullanacaksiniz?
0
fuchuki
(01.04.09)
Ha bir de mayalarin seker disinda maddelere de ihtiyaci vardir. Basit proteine, minerale vs. Evdeki malzemelerden neler uygun olur bilmiyorum gerci. Google'da "nutrient broth recipe" diye aratabilirsiniz bir fikir almak icin. Yani sadece HFCS ile de yasarlar, CO2 uretirler ama tam verim alamazsiniz diyeyim. Birinin omrunuzun sonuna kadar sizi sadece sade yagsiz tuzsuz makarna ile besledigini, bir de ustune saglikli olup, saglikli nesiller yetistirmenizi bekledigini dusunun o hesap =)
0
fuchuki
(01.04.09)
Fuchuki,
Bitkilerime hızlı fotosentez yaptırmak için gerekli CO2'i buradan sağlıyorum. Pet şişede ürettiğim mayaların ürettiği CO2 çicek odasına giriyor. Alkol ise 25 derecelik sıcaklıkta zaten uçuyor. Küçük bir oda olduğu için CO2 tankı biraz fazla geliyor.

Mineral madde için de maden duyu ekleyeyim o zaman. Hem gerekli mineral maddeyi sağlar hem de pH düşürür.

Teşekkür ederim.

HFCS işini araştıracağım. İp ucunuz için çok müteşekkürüm.
0
🌸Kazmapolitan
(02.04.09)
1-2 cay kasigi yeter heralde? Meyve suyu, salca da olur gibi..
0
fuchuki
(02.04.09)
Büyük marketlere (bayrampaşa karfur, yeni bosna tansaş) HFCS diye, fruktoz şurubu ve mısır şurubu diye sordum ama reyon görevlileri bilemedi. Hepsiburada ve gittigidiyor'a baktım orada da bulamadım.

Sanırım gıda malzemesi tedarikçilerine ulaşmam gerekecek. Pastanelere filan sorayım bir de.

Meyve suyu da iyi fikir. biraz olsun protein alır hayvancıklar hiç değilse...
0
🌸Kazmapolitan
(02.04.09)
Internette biraz bakindim yemek tarifi sitelerine, pastacilar disinda Misir Carsisi'na sorabilirsiniz. Misir surubunu oralardan buluyormus insanlar Istanbul'da. (Ankara'dayim ben de forumlarda gorduklerimin yalancisiyim :)
0
fuchuki
(02.04.09)
@fuchuki
Mısır çarşısına bakacağım. Olmadı evde nişastadan mısır şurubu üretimi işine gireyim. Ya da olmadı patatesi çiğken ezip vermeyi deneyeyim, yerler mi acaba : ))))
0
🌸Kazmapolitan
(02.04.09)
(4)

Daktilo Sorunu

Kazmapolitan
eski bir daktilom var. tuşlara bastığım zaman mekanizma, kağıdı sola doğru çok yavaşça çekiyor. Bu nedenle harfler üst üste biniyor.bir diğer sorun bir kaç harfi tek başına basmamıza rağmen gelip ortada takılıyor. bu kağıdı çekme mekanizması için ne yapmam gerekiyor. yağlasam geçer mi? olay beni aşı
eski bir daktilom var. tuşlara bastığım zaman mekanizma, kağıdı sola doğru çok yavaşça çekiyor. Bu nedenle harfler üst üste biniyor.

bir diğer sorun bir kaç harfi tek başına basmamıza rağmen gelip ortada takılıyor.

bu kağıdı çekme mekanizması için ne yapmam gerekiyor. yağlasam geçer mi?

olay beni aşıyorsa ve tamir gerekiyorsa,tamir ettirmek ettirsem nerede, yaklaşık kaç paraya tamir ettirebilirim?
0
Kazmapolitan
(26.03.09)
teritori
(26.03.09)
ulus denizciler caddesi'nde uludağ kebap'ın hemen yanındaki bir kapıdan merdivenle inilen bir dükkan var. remzi aktaş. eski ve usta bir daktilo tamircisidir.
0
kibritsuyu
(26.03.09)
Her tamirci usta olmuyor o yüzden google'dan çıkan tamirciye güvenemedim. Kibritsuyu, bu dediğiniz ulus Ankara ulus mu, beşiktaş ulus mu?
0
🌸Kazmapolitan
(26.03.09)
ankara ulus.
0
kibritsuyu
(26.03.09)
(10)

amatör fotoğraf çekme işleri

surtunme kuvveti
diyorum şöyle bir makina alayım sağın solun fotoğrafını çekeyim. çok detaylı bir şeyler okuma araştırma havamda değilim. rica ettiğim şey şudur, bana bir makina önerisi sunsanız ben de yeni bir şey almanın gazıyla sayfalarca fotoğrafçılık dökümanı okuyup kendime geliştireyim kendi çapımda sanatsal ş
diyorum şöyle bir makina alayım sağın solun fotoğrafını çekeyim. çok detaylı bir şeyler okuma araştırma havamda değilim. rica ettiğim şey şudur, bana bir makina önerisi sunsanız ben de yeni bir şey almanın gazıyla sayfalarca fotoğrafçılık dökümanı okuyup kendime geliştireyim kendi çapımda sanatsal şeyler yapayım. bütçe sınırı yok ama başlangıç olarak ne kadar düşük o kadar iyi diyebiliriz..
0
surtunme kuvveti
(21.03.09)
cep telefonu...
şaka değil cidden onunda ayarlarını iyi yaparsan harika fotolar çıkıyor artaya. hem hevesin geçerse hiç bir zararın olmaz.
0
ground
(21.03.09)
nikon d40x efendim. neticede sizi idare eder bir sure, sonra ya elinizden cikarir daha iyi bir makina alirsiniz, yahut da kucuk makina olarak bir kosede durur. acemilik zamanlari icin de ideal gibi, kirilsa bozulsa uzulmezsiniz.
0
lightblue
(21.03.09)
dslr mi slr like mı düşünüyorsun önce ona karar ver.
0
yazar kasa
(21.03.09)
Eğer bu fotoğraf işinin mevsimsel bir heves olmadığından emin değilseniz Nikon D90 seviyesinde bir şeyler söyleyebilirim. Zira yarı amatörseniz eğer öyle 200-300 milyon verip sonra işi kaptıkça makine yetmemeye başlıyor.

...ama yok ben kararlıyım sadece bayramlarda seyranlar öyle sağa sola bakacağım, ayarlarını kendi yapsın ben sadece düğmeye basayım öyle perde merde ayarı bana gelmez diyorsanız ısrarla:

CANON POWERSHOT SX10 IS-1000 lira civarındadır
CANON POWERSHOT SX110 IS 9.0MP-700 lira civarındadır
ve son olarak:

CANON POWERSHOT A570 IS 7.1MP 250 lira civarındadır.

aramıza hoş geldin
0
Kazmapolitan
(21.03.09)
slr-like düşünüyorsan benimkini satayım. para lazım. ama bi iki hafta beklemen gerekir.

*sony cybershot h7:
www.sony.com.tr

standart kutu içeriği ile birlikte ek olarak bir adet 4 GB Memory Stick Pro Duo, birer adet 512 MB ve 256 MB Memory Stick M2 Micro ve bunları makinada kullanmanı sağlayacak Memory Stick Pro Duo adaptörleri, sonra onları bilgisayara bağlamak için gereken Memory Stick pro duo adaptörleri bütün belgeler ve kullanım klavuzları ile taşıma çantası ile beraber satacağım tabii ki.

edit: tertemiz olduklarını söylemiyorum bile. ihtiyaçtan satıyorum, zira d80'i 1500'e anca buldum ama 500'ü bile elimde değil o paranın daha.
0
vital
(21.03.09)
ne istediğimi bilmiyorum arkadaşlar. bilgim "0", yönlendirmelere açığım.. küçük bir makina olsun söylediklerime ek olarak.. bir de ayarları kendisi yapsın, zor olmasın bana :)
0
🌸surtunme kuvveti
(21.03.09)
şimdi şöyle yapalım.. ne çekmek istiyorsun (fotoğraf deme de, obje olarak, tarz olarak cevapla) işi ilerletme ve sık sık fotoğraf için ortalıkta gezinme vs. hayalin var mı? istiyor musun yani.. en temel soru isteyip istemediğinden emin olman. fotoğraf için değil her şey için bu böyle. çünkü az masraf etmeyeceksin bu şeyde.. eğer hobiyse ve bütün güç sende olsun istiyorsan sana dslr makina lazım. bir nikoncu olarak bile fiyattan ötürü canon 450d'yi öneririm rahatlıkla. zira seni gayet idare eder bir kaç yıl.. hocalarımız gövde değil, objektif ve vizörden bakan önemlidir derler hep. ama arada 400-500 lira fark bir şey yapmaz dersen tabii ki nikon d80. dslr dünyasına girersen makinayı almakla bitmiyor iş. bütçene göre sadece gövde alıp ayrı objektifler alabilirsin, ya da kit olarak alıp bir süre idare ederek ilerleyen dönemlerde yeni objektifler edinebilirsin. kimi objektifler alacağın makinadan bile pahalı olabilir. teknik bir takım detaylar var bu noktada, ilerde zamanla öğrenebileceğin.

ha objektif değiştirmem, elimin altında olsun pratik olsun ama bana da özgürlük tanısın diyorsan slr-like dediğimiz türde makina almanı öneririm.
0
vital
(21.03.09)
daha çok sokak fotoğrafları çekmek istiyorum. harabe binalar falan da olur.. gelen mesajları da değerlendirerek ilk başta basit bir makina alıp, ne kadar seveceğimi test etmeye karar verdim, önerilerinizde bunu gözetirseniz memnun olurum.
0
🌸surtunme kuvveti
(21.03.09)
bence kesinlikle slr-like almalısın.
şu makineyi al demem mümkün değil elbette. lakin aşağıdaki özellikleri sunsun alacağın makine:

- manyak zoom yapsın (20x optikler gayet makul fiyatlarda bu ara)
- geniş ISO yelpazesi olsun.
- işlemcisi hızlı olsun (çektiğin kareyi diske yazması uzun sürmesin yani).
- en az 3 cm'den macro çekebilsin.

böyle bi alet (küçük olamayacak ne yazık ki) her derdine deva olacaktır başlangıç aşamasında.
sonra ilerde slr'a dönersin profesyonel olmak istersen.

ama bence bu saydığım özellikleri sağlayan bi makine evladiyelik olur senin için...
0
uyuzcan
(21.03.09)
bence zenit 12xp al önce. analog ama film basmayı görürsün, nasıl çıktı acaba diye heyecan yaşarsın. diyafram, netlik ayarları göz kararı nasıl yapılır onu öğrenmiş olursun.
0
pseudovector
(21.03.09)
(3)

Uzman Sorusu: Azot ve Fosfor Tüketen Su Canlıları

Kazmapolitan
Akvaryum içinde artan nitrat ve fosfatta ne oldum delisi olacak hayvan gibi büyüyüp gelişecek bu sayede tanktaki azot miktarını da düşürecek bitki-hayvan bilgisine ihtiyacım var. Su değişimi, zeolit ve aktif karbon gibi dışaradan müdehaleler yerine doğal yollar arıyorum. Ben araştırmalarım sonucu ba
Akvaryum içinde artan nitrat ve fosfatta ne oldum delisi olacak hayvan gibi büyüyüp gelişecek bu sayede tanktaki azot miktarını da düşürecek bitki-hayvan bilgisine ihtiyacım var. Su değişimi, zeolit ve aktif karbon gibi dışaradan müdehaleler yerine doğal yollar arıyorum.

Ben araştırmalarım sonucu bambu ve tatlı su midyesi bilgisine ulaştım. Doğru mu bulmuşum? Başka canlılar da var mı? Özellikle fosfat fetişisti canlı arıyorum.

Bilen su biyologları, biyolojik savaşçı neferler ya da genel kültürü zengin kişişlerin yardımına ihtiyacım var.
0
Kazmapolitan
(21.03.09)
hm. şöyle söyliyeyim, bizim akvaryumda nedensiz midye tuttuğumuzda öldüklerini bile farkedemedik. ölünce de sudaki amonnia seviyelerini inanılmaz artırıp son kalan iki karidesimizin ölümüne yol açtığını tahmin ediyoruz. yani neymiş, alacaksan da midyeler hayatta mı diye kontrol et. kapaklarını açmıyolarsa ölmüşlerdir. uyumuyorlarmış. yaa. yaa. bambuyu bilmiyorum.

su değişimi bile tek başına normal şartlarda yeterliolacaktır.

not.: son ölen balığımız, bildiğimiz japon, 5 yaşında öldü. hani kes ye, o kadar büyümüştü. şimdi iki tane karaktersiz balığımız var bizi görünce hiç tınmıyolar. halbuki ketçap öyle miydi? sinek verirdik, taklalar atardı. ya dalmaçyalı? 4 buçuk yıl yaşadı. parmağımızı takip ederdi. aah. ah.
0
zkurmus
(21.03.09)
refugium kullanabilirsin, dogal canlilar koyuyorsun sonucta, caulerpa ve xenia gibi fosfat ve nitrat tuketen bitkiler kullaniliyor:
www.hayvanlar.us
www.akvaryumklubu.com
herseyimnet.blogcu.com

bunun disinda su mercimegi de ise yariyormus.
0
ermanen
(21.03.09)
ermanen,

Evsel ve Endüstriyel Atıksulardan Lemna sp. (Su Mercimeği) ile Azot ve Fosfor Gideriminin Araştırılması

üzerine bir çalışma yapılmış Uludağ üniversitesinde. Şimdi o çalışmanın detaylarına ulaşmaya çalışıyorum. Eğer elde edebilirsem isterseniz sizinle de paylaşabilirim.
0
🌸Kazmapolitan
(21.03.09)
(5)

adsl faturasında hata var sanırım.. bu ne !!!

fuck milk get beer2
slm arkadaşlar..olayı anlatim.. ama öncelikle faturamı göstereyim.. 1 mart 2009 düzenlenme tarihli ve 30 mart 2009 son ödeme tarihli bir fatura bu..http://img4.imageshack.us/img4/8267/captureguv.jpgşimdi ben şubatın 24'ü veya 25'i -tam hatırlamıyorum günü-, yani mart ayına bir kaç gün kala 1024/256
slm arkadaşlar..
olayı anlatim.. ama öncelikle faturamı göstereyim.. 1 mart 2009 düzenlenme tarihli ve 30 mart 2009 son ödeme tarihli bir fatura bu..

img4.imageshack.us

şimdi ben şubatın 24'ü veya 25'i -tam hatırlamıyorum günü-, yani mart ayına bir kaç gün kala 1024/256 -- 4 GB kotalı adsl başvurusu yaptım. aylık ücreti 26 ytl olan bir paket bu.. kampanyadan falan faydalanmadım..
ordaki adam bana " bir aylık adsl faturası kadar açılış ücreti ve şu anda içinde bulunduğumuz ayın sonuna kadar kalan gün sayısı ile oranlanmış bir adsl internet ücreti gelecek ilk faturanda" dedi..
ee şubat ayında ben de 4-5 gün kullandım interneti en fazla.. ve 3,66 gb (adslkota.ttnet.net.tr'deki bilgiye göre) download kullanmışım..
ancak;

1)faturamda 2931 MB kota aşımı görünüyor..
2)89.37 ytl'lik fatura neden geldi? bir hata mı var?.. ben bir aylık adls ücreti kadar bağlantı ücreti + 3-5 ytl adsl ücreti bekliyordum.. yani 35, taş çatlasa 40 ytl..
3) eğer hata varsa faturamda ne yapmam gerekiyor..

bir kere faturadaki kota aşım olayı tamamen bir hata.. kota aşımı yok..
ancak aklıma şöyle bir durum geliyor..
benim bilmediğim bir ücret var.. ancak bu faturayı yazan programdaki kodlama hataları sebebi ile bu salak fatura yazma programı bu ücretleri kota aşımı olarak görüp, "kota aşım ücreti hanesi"ne bir değer mi giriyor? umarım anlatabilmişimdir..

kısacası ne yapmam gerekiyor,

teşekkürler şimdiden ;)
0
fuck milk get beer2
(16.03.09)
kotayı aşıp aşmadığını www.ttnet.com.tr adresinden kontrol edebilirsin.

Eğer kablosuz internet kullanıyorsan sevimli komşularından bir tanesi senin adına kotayı aşmış olabilir.

Bu arada ben, hiç aradaki farkı aldıklarını görmedim. Aylık ücret neyse onu direkt geçiriyorlar ve itiraz etmezsen yanlarına kar kalıyor. Tabi önce faturayı ödemen gerekiyor. Sonra yasal faizini filan talep edebiliyorsun ama uğraştırıyorlar işte.

Son olarak, kampanyadan bahsetmişsin. Kampanya koşullarını iyi oku. Aylık ücreti düşürüp açılış ücretinden kitlemiş olmasınlar
0
Kazmapolitan
(16.03.09)
1. 21,80 tl. aylık adsl ücreti normal. mart ayı için peşin alınan 1 aylık ücret o.
2. 2,91 tl. aylık adsl kıst ücreti normal. şubat ayında kullandığınız 4 günlük ücret bu da. (hatta hesaplayalım. 21,80/30x4 = 2,91 tl. kanunlara göre bir ay 28 de çekse, 31 de çekse 30 olarak işlem yapılır. şubat 28 çekiyordu demeyin. ay = 30 gündür)
3. bağlantı ücreti 21,80 tl. bu da normal. zaten size söylenmiş aylık ücret kadar bağlantı ücreti olacağı.

bunlara bağlı vergiler de normal.

lakin kota aşımını ve buna bağlı olarak gelen 22,04 tl. kullanım ücretini anlamadım. aklıma bir tek kurnazca bir şey geliyor. şimdi sizden şubat ayı için 2,91 lira kıst ücret (4 günlük) almışlar. ammavelakin niye kıst ücret alıp da 4 gb'ın tamamını kullandırtsınlar? 1 aylık 4 gb kota hakkınız var ama 4 günlük ücret ödüyorsunuz. oranlayın, içler dışlar çarpımı yapın. 1 ayda 4 gb kota ise, 4 güne ne kadar kota düşer? (4 gb / 30gün x 4gün = ) 530 mb falan. siz ne kullanmışsınız? 3,66 gb. aha sanırım o da bunun kota aşımı.
0
kibritsuyu
(16.03.09)
evet kibritsuyu, teşekkür ederim ;)
dediğin şey mantıklı.. aklıma gelmezdi benim hiç, ben "4 günüm var, 4 gb kotam var, oh negzel, araya gitmesin" diye asılmıştım torrent'e falan..
ama adamlar 4 gün için, gün başına düşen MB'ı oranlayabilirler.. karşımızdaki türktelekom gibi ne olduğu malum bir kurum..

hesaplarsak öyle oluyor sanırım..
(4 gb / 30 gün) x (4 gün) = (16 / 30 gb) = (0.534 gb) hakkım var benim..
(3.667 - 0.534) gb => (3.133 gb x 1024) = (3208 MB) kadar bir miktar kota aşmış oluyorum..
bu da faturamda görülen 2931 mb'a yakın bir değer..

ama gene de beni bir türktelekom bayisine gidip hesaplattirim, açıklama izah alayım..

çok teşekkürler ;)
0
🌸fuck milk get beer2
(16.03.09)
ttnet'in ilk seferde tutarlı bi fatura yolladığı hiç görülmemiştir. ilk faturada illaki bi saçmalık oluyor. gidip sorun, hata varsa(ki genelde oluyor) düzeltirler.

yarın bir gün kotanıza bakarken 171.433mb download, 52.766mb upload görürseniz de şaşırmayın. sonra düzeliyor o.
0
cruor
(16.03.09)
maalesef faturada bi hata yok.ilk faturada aynısı bana ve arkadaşıma da geldi. (:
0
i am 6 do you wanna be 9
(16.03.09)
(4)

Şile'de Akşam Yemeği Yenecek Yer

Kazmapolitan
Cumartesi günü eşimin doğum günü için Şile'ye gideceğiz. Şile'de sağlıklı ve ekonomik bir biçimde akşam yemeği yenebilecek bir yer bilen varsa beri gelsin.Ayazma, Deniz Restorant ve Artane Restorant isimlerini buldum internetten ama fiyatları nedir bilmiyorum.Not: Zaten alkol kullanamıyoruz.
Cumartesi günü eşimin doğum günü için Şile'ye gideceğiz. Şile'de sağlıklı ve ekonomik bir biçimde akşam yemeği yenebilecek bir yer bilen varsa beri gelsin.

Ayazma, Deniz Restorant ve Artane Restorant isimlerini buldum internetten ama fiyatları nedir bilmiyorum.

Not: Zaten alkol kullanamıyoruz.
0
Kazmapolitan
(13.03.09)
sunset restoran vardı, iş bakasının sirasinda. soba ile ısınan, salaş, orta kalite bir yerdi. balık filan yapılıyordu.
0
nicin ben
(13.03.09)
Dalgakırana giderken sağda İyot restoran var. Üst kapı komple cam ve manzaralıdır. Balık restoranı. Fiyatları öyle süperdir diyemeyeceğim tabi ama idare eder.
Bir de Maraşlıların bir et lokantası vardır Şile'nin çarşısında.
0
matarama su ko
(13.03.09)
iyotun yeri güzeldir fakat kazıktır. sunset de ögrenciyiz diye kazık sokmustu sizi sivil görünce ne yaparlar bilmiyorum..

simdi benim tavsiyem limana demir atmıs bi tekne var, adı Papalina, sobayla ısınıp balıgını, rokanı, rakını yiyosun, fiyatları gayet makuldur, ortamı da sıcaktır.
çarsının icindeki restorantları, kebapcıları tavsiye etmem dogumgünü yemegi icin şık kacmayabilirler, zaten akşam 8 dendimi kapıyoruz diye gözünüzün icine bakarlar :)

o gün konaklaycaksanız da Degirmen Otel'i tavsiye ederim. haftasonu oldugu icin pahalıdır ama gecelik fiyatları, vazgectim. gerci deger o paraya, cünkü diger otellerin ne olduklarını 5 yılda biz çözemedik..

ertesi gün de kahvaltınızı Koskos adlı yerde yaparsanız mis olur. böyle tam deniz manzarasının karsısına gecip afiyetle ediyosunuz kahvaltıyı, müthis, tuzludur ama.
manzarayı napıyım diyosanız ve şöyle kallavi bi kahvaltı istiyosanız eski şile yolundan indiginizde İkinci Bahar var, süper köy kahvaltısı verir, doyarsınız 10ytl verir geri dönersiniz.. belki bu sene 15 olmustur, hadi bilemedin 20.

iyi eglenceler :)
0
avifa
(13.03.09)
Fener Motel'de kaldım Ağlayan Kaya'nın hemen dibinde. Oldukça otantik bir yerdi. Tek katlı, aheşap, eğik çatılı. Tekne teklifiniz için teşekkür ederim. Dediğiniz gibi gerçekten süper bir balıktı.

Hatta gelmişken bir de Ağva'ya uğrayalım dedik ama 1-2 esnafını görünce teknede balık keyfi için tekrar Şile'ye girdim.

:)
0
🌸Kazmapolitan
(16.03.09)
(9)

Caddebostan - Maslak yol süresi

nesilsiz
Sabah saat 9'da Maslak'ta (İTÜ'nün oralar) olmak için, Caddebostan Bağdat Caddesi'nden arabayla kaçta yola çıkmam gerekir?(1. köprüyü kullanacağım.)
Sabah saat 9'da Maslak'ta (İTÜ'nün oralar) olmak için, Caddebostan Bağdat Caddesi'nden arabayla kaçta yola çıkmam gerekir?

(1. köprüyü kullanacağım.)
0
nesilsiz
(16.11.08)
trafik çok değilse 40 dakika yeterlidir fakat trafik varsa 1,5 saat belki yeter belki yetmez.
0
deckard
(16.11.08)
hmm tamam, teşekkür ederim. tahmin ettiğim gibi demek ki. en kötü ihtimalle 07:30'da motoru çalıştırmış olmam gerekiyor =)
0
🌸nesilsiz
(16.11.08)
1. köprüde ısrar etmezseniz yalnız 40 dakikadan az bir sürede varabilirsiniz maslak'a. 2. köprü çıkışı direkt maslak tem'den var çünkü. 1. köprüden çıkmak istediğinizde hem e5 trafiği hem de levent trafiğini çekeceksiniz.
0
deckard
(16.11.08)
ama o zaman da, evden 2. köprüye kadar çok uzun sürüyor. o daha kötü olmaz mı?
0
🌸nesilsiz
(16.11.08)
2. köprüye gidesiye yol uzun, evet, fakat 1. çevreyoluna göre çok daha boş oluyor. ve karşıya geçtiğiniz anda zaten maslak'ta oluyorsunuz, büyükdere trafiğine de girmiyorsunuz fazla.
0
ref
(16.11.08)
evet 2. köprüye yol uzun ama en azından trafik açıktır. köprüye geldikten sonra zaten yol bitmiştir neredeyse.

edit: oha ref aynısını yazmışız.
0
deckard
(17.11.08)
anadolu yakasını bilmem ama avrupa yakası için pazartesi günü 1. Köprü ve Levent trafiği konusunda fikir yürütmek nostradamus kehanetinden farksız olur. Tavsiyem 2. köprüye ulaş.

Eğer köprüyü geçtikten sonra baktın trafik var oradan köprüyü geçer geçmez bebek çıkışından temden ayrıl baltalimanı'na inince sola sarıyer yönüne gir. İstinye'ye geldiğinde Işıklardan MASLAK yönüne İstinye Bayırı'ndan tekrar yukarı İTÜ'ye minumum trafikle ulaşırsın.

Bu yolda tıkalı ise zaten Maslak Trafiği bitmiş demektir :))
0
Kazmapolitan
(17.11.08)
çıkmadan önce ibb den yol durumuna bak ona göre boğaziçi mi fsm mi karar verirsin en mantıklısı.
0
ali87
(17.11.08)
06:45de çıkarsan en geç 8de olursun, bi yerde oturur çay icersin 1den gideceksen. 7de çıkarsan belki 9 buçukta olursun. ibb rtafik yogunluk haritası 1. köprü avrupa yakasına gidişi göstermiyor artık.
0
zkurmus
(17.11.08)
(6)

msn niye açılmaz?

robin crusoe
şimdi şöyle bir durum söz konusu. bir arkadaşım şu an yurtdışında ve ailesiyle görüşmek için msn kullanıyor. ancak ailesi klasik anne babalardan olduğundan msnden bilgisayardan falan pek anlamıyorlar. ve bilgisayarı 4 gün önce formata yollamışlar, formattan geldiğinden beri msni çalıştıramıyorlarmış
şimdi şöyle bir durum söz konusu. bir arkadaşım şu an yurtdışında ve ailesiyle görüşmek için msn kullanıyor. ancak ailesi klasik anne babalardan olduğundan msnden bilgisayardan falan pek anlamıyorlar. ve bilgisayarı 4 gün önce formata yollamışlar, formattan geldiğinden beri msni çalıştıramıyorlarmış. bu eleman bana dedi bi git de bak sana zahmet diye. şimdi gidicem de niye çalışmıyor olabilir bu msn? tarih saat ayarı yanlıştır diye tahmin ettim ama o doğruymuş..
0
robin crusoe
(16.11.08)
service pack yapılmadığında da kabul etmeyebiliyordu hatırladığım kadarıyla.
0
sanal uyku
(16.11.08)
Format attırdıkları yere tekrar MSN'de kurtturtsunlar, siz bozdunuz yapın kardeşim desinler, biraz çirkeflik yapıp bedavaya getirtsinler.
0
Kazmapolitan
(17.11.08)
öneri olarak, acil konuşmak görüşmek istiyorlarsa başka bi programı denesinler o arada. googletalk un da video ses desteği çıkmış ki msnden daha kullanışlı olabiliyor gtalk...
0
random blonde
(17.11.08)
Windows Live Messenger'dan mı bahsediyorsun, MSN Messenger'dan mı? Ayrıca yükleyemiyorlar mıymış, yoksa yüklü messenger'ı açamıyorlar mıymış, veyahut açılan messenger bağlanmıyor muymuş? Kusura bakma bi dolu sorunla karşılaştığım için şimdiye kadar böyle ayrıntı manyağı oldum...
0
metal revolution
(17.11.08)
valla dün iki saat uğraştım çıkamadım işin içinden. bağlantı ayarlarıyla ilgili bir sorun diye tahmin ediyorum zira google bilmemkaç milisaniyede açılırken msn ve hotmail bağlantılı siteler açılmıyor. (windows live messenger bu arada açmaya çalıştığım) msn program olarak sorunsuz çalışıyor, ama oturum açılamıyor.
0
🌸robin crusoe
(17.11.08)
Bazen IE'nin ayarlarda yamulma olunca messneger de etkilenebiliyor. Büyük ihtimalle denemişsindir ama MSN bağlanmayınca "Onar"a tıklarsan bağlanma şansı var. IE ayarı düzeltilemeyecek kada ryamuk bir bilgisayara denk gelmiştim bi keresinde; MSN'e ilk deneyişte bağlanmıyordu ama onar deyince bağlanıyordu.
0
metal revolution
(18.11.08)
(4)

Donanım Sorunu

william axl rose
merhaba,donanım bilgim iyi olmadığı için siz sözlük ahalisine danışmayı uygun buldum;her şey, kablosunda temassızlık olan bir usb joystick'i kardeşimin masaüstü bilgisayarına takmamızla başladı. temassızlık anında kilitlenen makinenin, resetlendikten sonra hiçbir usb portu çalışmayacak, test amaçlı
merhaba,
donanım bilgim iyi olmadığı için siz sözlük ahalisine danışmayı uygun buldum;

her şey, kablosunda temassızlık olan bir usb joystick'i kardeşimin masaüstü bilgisayarına takmamızla başladı. temassızlık anında kilitlenen makinenin, resetlendikten sonra hiçbir usb portu çalışmayacak, test amaçlı taktığım 2gblık flash belleği de çok kısa bir sürede ısıtıp, kullanılmaz hale getirecekti. usb portları bir daha hiç çalışmadı (aygıt yöneticisinden baktığımda gayet normal görünüyorlar). bazen açılırken şu an hatırlayamadığım ama içinde "S.M.A.R.T" geçen ve F1'e basın gibi şeyler barındıran hatalar veriyordu. son birkaç gündür ise durduk yere mavi ekran vermekte, kendi kendine resetlenmekte. "bad pool caller" ve bugün çıkan "geçersiz görüntü sağlama toplamı" hatası en net hatırladıklarım. artık açılırken çıkan windows xp logosu göründüğü anda ekran kararıp yeniden başlıyor ve bu döngü devam ediyor.

sizce sorunlu donanım hangisidir? bu arada anakart asus p4p800
0
william axl rose
(15.11.08)
S.M.A.R.T. yani "Self-Monitoring, Analysis, and Reporting Technology".

IBM tarafindan üretilen bir teknololoji olup, hard diskin yakinda gümleyecegi sinyallerini vermeye yariyor.

google'da "S.M.A.R.T hatasi" diye aratirsaniz bir cok mesaja ulasirsiniz.
0
trimpot
(15.11.08)
muhtemelen hard disc arızası mevcut. hdd health diye bir program var bu program vasıtası ile hard disc in durumuna bakabilirsiniz. program internette mevcut.
0
trick style
(15.11.08)
hdd de arızalı olabilir, fakat usb portlarını etkilemez diye düşünüyorum.
0
🌸william axl rose
(15.11.08)
USB2-anakart arası bağlantılar ters yapılmış olabilir. joystickteki temassızlık topraklaması olmayan bilgisayarının anakartında elektrik yüklemesine sebebiyet verebilir. Bu da zaten hasarlı olan harddikindeki hasarı tetiklemiş olabilir.

Elektronik arıza tabii ki görmeden sadece ihtimal üzerine konuşabiliyoruz. Sorun power supply kaynaklı bile olabilir. Test yapmak gerekir.
0
Kazmapolitan
(15.11.08)
(4)

konuşurken tükürmek

ymerdiveni
selam.son zamanlarda, konuşurken ara ara -taramalı gibi değil de- tükürük damlası çıkıveriyor agzımdan. ufacık cıkması bile cok rahatsız edıyor. bi yolu yöntemi var mıdır tükürmeden konuşmanın. devamlı yutkunuyorum, ama bu sefer de yutkunma tik gibi oldu agzım ne zaman biraz ıslansa yutkunuyorum.dah
selam.
son zamanlarda, konuşurken ara ara -taramalı gibi değil de- tükürük damlası çıkıveriyor agzımdan. ufacık cıkması bile cok rahatsız edıyor. bi yolu yöntemi var mıdır tükürmeden konuşmanın. devamlı yutkunuyorum, ama bu sefer de yutkunma tik gibi oldu agzım ne zaman biraz ıslansa yutkunuyorum.
daha kesin bir cözüm arıyorum
0
ymerdiveni
(15.11.08)
dişlerinizi düzenli fırçalıyor musunuz?
0
winsome
(15.11.08)
kahvaltı-öğle yemeği sırasında iş yerinde olduğum için sadece akşam fırçalayabiliyorum.
0
🌸ymerdiveni
(15.11.08)
@elxa evet genellıkle anlatacak cok seyım oldugunda, 6-7 arkadas toplanmıs muhabbet ederken ben bir sey anlatıyorsam falan oluyor da, bana lazım olan nedeni değil cözümü :)
0
🌸ymerdiveni
(15.11.08)
Sürekli kullandığınız ilaç ya da son zamanlarda fazlaca tükettiğiniz gıdalara dikkat edin.
0
Kazmapolitan
(16.11.08)
(5)

Firefox ile üyelik isteyen sitelere zahmetsizce giriş

Kazmapolitan
firefox'a yüklenen bir eklenti ile program indirmek için girilen sitelerden istenen üyelik şartını ortadan kaldırılması ile gerçekleştirildiğini duyduğum ama uzun bir süre arayıp bulamadığım eklenti hakkında bilginizi istiyorum.inanırmısınız erkek arkadaşınızın hanki kızı kestiğini gösteren eklenti
firefox'a yüklenen bir eklenti ile program indirmek için girilen sitelerden istenen üyelik şartını ortadan kaldırılması ile gerçekleştirildiğini duyduğum ama uzun bir süre arayıp bulamadığım eklenti hakkında bilginizi istiyorum.

inanırmısınız erkek arkadaşınızın hanki kızı kestiğini gösteren eklenti bile yapmışlar ama aradığım yok
0
Kazmapolitan
(14.11.08)
oyle bir eklenti oldugunu sanmiyorum zira firefox, sitenin db'den cektigi bir yaziyi degi$tirip link haline getiremez (forumlardaki uye olmaniz gerekmektedir kismindan bahsediyorsak)

lakin cogu forum sitesi bunu cok gec yapti. ben cogu zaman google'un onbellek sayfalarindan girip linkleri gorebiliyorum, tavsiye ederim.
0
astaroth
(14.11.08)
uzun zamandır kullanıyorum çok memnunum

addons.mozilla.org

(bkz: bugmenot com)
0
flexin
(14.11.08)
teşekkür ederim flexin, yanlış yerde aramışım hayatın gerçeğini, test etttim başaralı.
0
🌸Kazmapolitan
(14.11.08)
rica ederim afiyet olsun :)
0
flexin
(14.11.08)
bugmenot'in eklentisi de mi varmi$ ((:
0
astaroth
(15.11.08)
(5)

iki bilgisayar arası bilgi transferi

gholeman
şimdi bir laptop ve bir masaüstü bilgisayarım var.laptoptaki 45 gb kadar dosyayı pc ye atmalıyım. evde kablosuz ağ ile bağlanmış durumdalar. nası bir yöntem kullanayım ki işim kısa ve acısız olsun.
şimdi bir laptop ve bir masaüstü bilgisayarım var.
laptoptaki 45 gb kadar dosyayı pc ye atmalıyım. evde kablosuz ağ ile bağlanmış durumdalar. nası bir yöntem kullanayım ki işim kısa ve acısız olsun.
0
gholeman
(14.11.08)
Laptop'taki verinin olduğu klasörleri ağda paylaşıma açın, daha sonra desktop'a geçip laptop'ın ip adresini yazıp bağlanın ve dosyaları kopyala yapıştır yapın...
0
crown
(14.11.08)
ya o en kolayı onu biliyorum ama acaba böle yazılım falan yok mudur ki?
0
🌸gholeman
(14.11.08)
0
talemon
(14.11.08)
Cross Kablo bulabilirsen eğer bilgisayarları direkt birbirine bağlayarak bilgileri daha hızlı alabilirsin bir de harici harddisk gibi saçma derece basit bir yol önereyim. gerçi harici harddiskin olsa neden uğraşasın değil mi? Benimki de öneri işte..
0
Kazmapolitan
(14.11.08)
(bkz: radmin)
0
yuto
(14.11.08)
(10)

Sigarayı bırakma tecrübesi olanlar

goodbyecruelworld
Bugün 3 gün oldu, 8-9 senedir günde 10-15 tane içen birisiydim, artık yeter dedim 3 gün önce ama dayanamıyorum. yüzüm falan uyuştu, kontrol edemiyorum kendimi bir de konsantrasyon eksikliği yarattı bu durum bende ve sanırım 2 gündür sinirli bir insan olup çıktım. evde yalnızım ve üstelik evde sigara
Bugün 3 gün oldu, 8-9 senedir günde 10-15 tane içen birisiydim, artık yeter dedim 3 gün önce ama dayanamıyorum. yüzüm falan uyuştu, kontrol edemiyorum kendimi bir de konsantrasyon eksikliği yarattı bu durum bende ve sanırım 2 gündür sinirli bir insan olup çıktım. evde yalnızım ve üstelik evde sigara da var , ne yapmalıyım? bir tavsiyede bulunun lütfen çünkü acayip birşey bu içimden birşey yak bir tane diyor.....
0
goodbyecruelworld
(24.09.08)
sigara yanındaysa hemen çöpe salla, balkondan aşağı at.
sonra da (bence) bu bırakma kararında seni motive edecek şeyler bul.
0
there is nothing left for me
(24.09.08)
yalniz kalma
durmadan oyalanacak birsey bul
sigara icenlere yaklasma
0
ermanen
(24.09.08)
3. gününse yavaş yavaş ''sıgara da neymiş'' moduna girmen lazım.
tavsiyem pek sağlıklı değil ama çerez falan bir şeyler ye. özellikle şekerli bir şeyler ye. ben günde 3-4 paket eti crax yiyordum.
en olmadı sıgara yaktığın zaman kesinlikle ama kesinlile dumanı içine çekme.
0
insanimsi
(24.09.08)
yüzünün uyuşması, sigaradan başka bir şey düşünememe, konsantrasyon bozukluğu falan hepsi ama hepsi kendine sigara içme "ihtimalini" sunmandan kaynaklanıyor. sigara içmeme konusunda kararlılığını(şayet varsa) tazelersen ve bu imkanını yok edersen(mümkünse evdeki sigaradan kurtulmak), geçecektir.

sigara krizi denilen şey, sigara ihtiyacının kendisi ile değil "ulan bir tane içsem mi" sorusu ile ilişkili bir şeydir, bu soruyu kendine sormazsan böyle krizlere de girmezsin, bu soru kafanda döndüğü sürece, 10 sene geçse de aynı şeyleri hissedeceksin, bu soruyu kendine sormazsan bir kaç gün sonra her şey geçecek, derim nacizane.
0
kurukafa
(24.09.08)
evde yalnızsan ve sigara da varsa, enine sonunda içersin. moral bozmak değil de, önbildirim diyelim. evde yalnız olma bari.
0
lovemyself
(24.09.08)
ilk başlarda sigara içilmeyen ortamlarda bulunmanız iyi olabilir.bir de şu nikotin hapları gibi şeyleri deneyebilirsiniz belki de.çünkü sonuçta gördüğünüz belirtilerin bir kısmı psikolojik bir kısmı da nikotin eksikliğine bağlı belirtiler.ve son olarak bir söz biliyorum maalesef; bir kere bağımlı olduysanız bir daha asla eskisi gibi olamazsınız.artık hayatınız boyunca sigaraya karşı giderek azalan bir zaafınız olabilir ama bu zaaf hiç yokolmaz.
0
gabbelloto
(25.09.08)
sozluk.sourtimes.org linkteki kitabı bir an önce okumanı tavsiye ederim.
0
flyalone
(25.09.08)
süper yaa yüzüm uyu$uyodu benim de sanıyodum ki bi pislik var. sigara özleminden o zaman. ii. ben de bırakıyorum yani umarım içmem bi daha.


uyumak iyi geliyo. içemiyosun zaten uyurken ya. güzel bi yöntem.
0
ari maya
(25.09.08)
bol su için, nefes egzersizleri yapın, deriiiiin derinn nefes alıp verin, başınız döenecek kadar derin yapın bunu. bir de kollarınızın iç kısmını hızlı hızlı ovalayın. bu üçü çok önemli. su-nefes-kol içine masaj.

bir hafta süreyle, çay,kahve,kola ve alkol almayın kesinlikle. bu da cok önemli.
suyu unutmayın.
0
tcyx
(26.09.08)
tamamen iradeye bağlı olmakla birlikte ben sigarayı bırakırken hiç sıkmadım kendimi. çok bunalırsam bir sigara yaktım ama hiç sonuna kadar içmedim. iki nefes üç nefes içip söndürdüm. 24 saatten uzun süre sigara içmeyip sonra bir nefes çektiğinde bakıyorsun özellikle ağızda bıraktığı tat başta olmak üzere miden bulanır. oh iyi ki bırakmışım dersin.

zaman zaman gelen sigara içme arzusunun önüne, nefsinin önüne geçerek değil bu şekilde bir musibet şeklinde azalttım. bir süre sonra canının sigara çekme frekansı azalıyor.

...fakat ilk başta dediğim gibi irade ile alakalı bu. ilk yaktığın sigarada canın sigarayı bitirmek istese de zorla kendini söndür.

şimdi mi? evet ayda yılda bir canım çekiyor. sigarayı yakıyorumda ama bir nefes bile çekemiyorum. ağzım azıyor. ev-araba leş gibi kokuyor.
0
Kazmapolitan
(03.10.08)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.