Giriş
(3)

Araba gurmeleri toplanın , yardımınıza ihtiyacım var.

drako
Hiç anlamadığım konu arabalar. Sürekli bakıyorum ancak sağa- sola sorduğumda her bulduğum araba eleştiriliyor veyahut olmaz deniliyor.Bütçem 1.2- 1.3 max. Ne önerirsiniz bana? Tercihim suv ama sedan da olabilir. Nissan micra vs. istemiyorum. Daha önce egea kullanmıştım.
Hiç anlamadığım konu arabalar. Sürekli bakıyorum ancak sağa- sola sorduğumda her bulduğum araba eleştiriliyor veyahut olmaz deniliyor.

Bütçem 1.2- 1.3 max. Ne önerirsiniz bana? Tercihim suv ama sedan da olabilir.

Nissan micra vs. istemiyorum. Daha önce egea kullanmıştım.
0
drako
(5 saat)
Evli misiniz, çocuk var mı? Şehirde mi yaşıyorsunuz, taşrada mı? Yılda ortalama kaç km. yol yapıyorsunuz? Düz vites biliyor musunuz, yoksa sadece otomatik mi? Kullanım amacınız günlük şehir içi mi, daha çok uzun yol mu? Bütçe ve araç tipini yazmışsınız ama bu tip soruların yanıtları aslında daha belirleyici olur.
+1
zaman ilac degil insanlar unutkan
(4 saat)
@zaman ilac degil insanlar unutkan çok haklı. Bütçe söyleyip ardından sadece "Nissan micra vs. istemiyorum" diyen birine arabadan anlayan kimse yardımcı olamaz.

"Nissan micra vs. istemiyorum" bile hiçbir şey anlatmıyor. HB mi istenmiyor yoksa B segmenti mi istenmiyor o bile belli değil.
+1
10551037
(4 saat)
daha fazla bilgiye ihtiyaç var +1.

önerim: megane sedan.
0
awlmi
(3 saat)
(1)

düşük kalite tv sorunsalı

inannas jofn
24 inc boyutlarında bir tv alacağım. daha önce bu boyutlarda 2 kere philips ve büyük boyutlarda 2 kere samsung aldım.philips'lerin ikisininde paneli gitti 12k olan tv'ye 5k panel parası istiyorlar.samsung'larında kenarlarında beyaz bulutlanmalar oluştu.sizce yine görece iyi marka mı (lg vs.) denemel
24 inc boyutlarında bir tv alacağım. daha önce bu boyutlarda 2 kere philips ve büyük boyutlarda 2 kere samsung aldım.

philips'lerin ikisininde paneli gitti 12k olan tv'ye 5k panel parası istiyorlar.

samsung'larında kenarlarında beyaz bulutlanmalar oluştu.

sizce yine görece iyi marka mı (lg vs.) denemeliyim yoksa onvo axen çak gitsin mi? smart falan değil dümdüz bir tv alacağım. hdmi ile pc bağlayacağım. arada tv izlerim falan.
0
inannas jofn
(23 saat)
LG, Samsung, Philips vs 24 inç televizyon üretiyorlar mı? Uzun yıllardır denk gelmedim ben. Bu ve benzeri büyük markalar genelde 32 inç'ten başlıyordu bundan 5-10 sene önce. Günümüzde 32 inç üretmiyor olabilirler dahi. Bu nedenle 24 inç'te ısrarcıysanız zaten geniş bir marka yelpazesi içinde karar veremeyeceksiniz.

24 inç almak istemenizin gerekçesi yer darlığı ya da izleme mesafenizin kısalığı mı? Böyle sorunlarınız yoksa Samsung'un 43 inç bir monitörü var, ona bakmanızı tavsiye ederim. Monitör olduğu için TRT bandrolü vs yok, bu nedenle fiyatı görece uygun. Siz akıllı istemiyorsunuz ama akıllı özellikleri de var. Basit bir soundbar/hoparlör ile canavar gibi iş görür. PC'de kullanacaksanız bence monitör almakta yarar var, yazılar vs monitörde daha iyi görünüyor ve film izlerken de bir sorun yaşamazsınız.
0
10551037
(4 saat)
(11)

İstifçilik sendromu (hoarding disorder) sorunu hakkında yardım

10551037
Yan komşumda istifçilik sendromu olduğuna dair şüphelerim var. Şüphe diyorum çünkü elimdeki verilerin hiçbirisi tek başına istifçilik sendromunu ispatlamıyor ancak bir arada değerlendirildiğinde istifçilik sendromu ya da benzer bir sorun olduğunu gösteriyor. Biraz uzun olacak, önce elimdeki verileri
Yan komşumda istifçilik sendromu olduğuna dair şüphelerim var. Şüphe diyorum çünkü elimdeki verilerin hiçbirisi tek başına istifçilik sendromunu ispatlamıyor ancak bir arada değerlendirildiğinde istifçilik sendromu ya da benzer bir sorun olduğunu gösteriyor. Biraz uzun olacak, önce elimdeki verileri aktaracağım. Uzun yazacağım, bu nedenle zaman ayıracak olanlara şimdiden teşekkür ederim. Uzun yazmamın nedeni ise, ben bir istifçilik sendromu olduğunu düşünmeme karşın başka ve benim düşünemediğim bir sorun da olabilir, belki benzeriyle karşılaşmış biri nokta atış teşhisi koyar.

Kendisi 60-70 yaşlarında. Muhtemelen 2-3 sene önce taşındı, daha eski değil. Ev sahibi değil, kiracı. Eşinin vefat ettiğini biliyorum (Bunu biraz sonra açacağım). Yeni taşındığı zaman eve ara sıra gelen bir beyefendi vardı, evime girip çıkarken ancak kendisi uzun zamandır yok, en azından hiç denk gelmedik. Bu beyefendinin de yaşı az değil, oğlu/yeğeni olması pek mümkün görünmüyor (Münasebetleri nedir hiçbir fikrim yok, zaten konu hanımefendinin özel hayatı da değil. Aralarında bir gönül birlikteliği, arkadaşlık ya da akrabalık değil de bir iş yapıyorlarmış izlenimi almıştım ilk başta ancak yanılmış olabilirim. Neyse, bu detayın çok bir önemi yok sanırım. Beyefendiyi şimdi görsem yüzünü hatırlamam, epeydir yok ortada ya da bana denk gelmedi). Bir kızı olabilir, bir kere evden çıkarken karşılaştık ve asansöre birlikte bindik. Kendisini sadece bir kere gördüm. Taşındıktan kısa süre sonra sokakta bir köpek buldu ve sahiplendi, sanırım dairesinde köpek ve kendisinden başka daimi yaşayan canlı yok (Umarım yoktur, kemirgen varsa vay halimize).

Dairesine hiç girmedim, kapısını da çalmadım. O da aynı şekilde. Haftada 1-2 kere karşılaşıyoruz ve selamlaşıyoruz. Hiçbir gerginlik yaşamadık. Saygılı bir insana benziyor, en azından bana karşı doğrudan bir saygısızlığı olmadığını açıkça söyleyebilirim.

Bizim katta 3 daire var. Benim dairem ortada. Bir uçta sorun yaşamadığım komşum, diğer uçta bu komşum komşum ve asansör mevcut. Asansör kapısıyla komşumun dairesinin kapısı yan yana.

Bu hanımefendi taşındığından bu yana bazı gariplikler gözlemliyorum.

1. Dairenin kapısı sık sık açık oluyor. Anadolu'da küçük ya da orta büyüklükte ve komşuluk ilişkilerinin sıkı olduğu bir apartmanda yaşasak bunu çok garipsemem ancak İstanbul Şişli'de 20 dairenin olduğu büyük denilebilecek ve komşuluk ilişkilerinin özellikle kiracılar arasında görece az olduğu bir apartmandayız. Ben iri sayılabilecek bir erkek olarak kapımı açık bırakmaya asla cesaret edemezken bu hanımefendinin kapısını bir alışkanlık olarak açık bırakması bana hiç normal gelmiyor. Hadi cesaret kısmını geçtim, bizim apartmana sıkça kedi girer. Özellikle garaj kapısından bolca kedi girer ve apartmanda dolaşırlar. Bunlar biraz yüzsüz arkadaşlar, eve de dalarlar, başıma geldi birkaç kere. Sadece kedi girmesi riski dahi kapımı kapalı tutmak için yeterli ki garaj denen yerde zaman zaman fare olması da bana garip gelmez.

2. Kapı bazen sonuna kadar açık, bazen de uzaktan bakıldığında kapalı olduğunu düşünülecek kadar örtülü oluyor. Kapı eskiden sonuna kadar açık olurdu, son zamanlarda açık olduğu zamanlarda ise hep örtülü. Kapı sonuna kadar açıkken ben, kardeşim ve annemin farklı zamanlarda gördüğümüz kadarıyla, antrede yığın halinde çeşitli ve bizce garip eşyalar vardı. Bazen kırpıntı denebilecek tekstil artığı kumaş parçaları (bizim sokakta bol miktarda ufak çaplı tekstil atölyeleri mevcut), bazen onlarca çift ayakkabı (buna tanık olduğumda dairenin antresinin ışığı kapalı olduğu için ayakkabıların eski mi yeni mi olduğunu göremedim, bir de dairenin içine dik dik bakmak istemediğim için anlık bakıp şaşırıp kafamı çevirdim.) bazen çok sayıda koli/paket (bunları gördüğüm zaman yukarıda bahsettiğim beyefendiye de denk geldim, bu paketleri birlikte satıyorlar diye düşünmüştüm), bazen kocaman bir çalışma masası ve kanepe (daire taş çatlasa 70 m2, yani küçük bir daire ve antrede kanepe var) gibi dairenin doğal dokusuna uymayan, sanki dışarıdan getirilmiş gibi duran, daireye sığması pek mümkün olmayan garip eşya kümeleriyle karşılaştık.

3. Şunu mutlaka söylemem lazım: Elinde az ya da çok fark etmez, ilk bakışta garip gelen eşyalarla daireye girdiğini görmedim ancak oldukça geç (geceyarısı 2, bazen 3) saatlerde zaman zaman asansörün bizim kata geldiğini ve komşumun kapısının açılıp kapandığını duyuyorum (Eğer gerçekten istifçiyse, 20 daireli büyük bir apartmanda elinde garip eşyalarla içeri girerken mümkün olduğunca dikkat çekmemek için bazı taktikler geliştirmiş olabilir ancak ben kendisinin istifçi olduğundan yeni yeni şüphelenmeye başladığım için giriş çıkış seslerini bu düşünceyle takip etmedim ve değerlendirmedim). Arada elinde bez torbalarla geldiği oluyor ancak bunların içinde ne olduğunu bilmiyorum.

4. Sokağa köpeğini gezdirmeye çıkıyor ancak yanında eski bir bebek arabası oluyor. Biraz korku filmi tadında olduğunun farkındayım ancak meraklı görünmemek ve garip durmamak adına cesaret edip de bebek arabasının içine bakmaya fırsatım olmadı, bu nedenle arabanın içinde bir şey olup olmadığını bilmiyorum.

5. Yakın zaman önce annem bendeydi. Annem evden çıkarken hanımefendiyle çıkarken karşılaşmışlar ve kısa bir sohbet yapmışlar. Hanımefendi anneme "Eşimin vefatından sonra böyle oldum." demiş. "Böyle oldum" lafına dair bir açıklama yapmamış, annem de sormamış.

Bu ilk 5 maddede beni rahatsız eden bir durum yoktu ancak yaklaşık 1,5 senedir beni rahatsız eden ve komşuluk denen kavram dikkate alındığında yaşanmaması gereken olaylar yaşanmaya başlandı.

6. Köpeği evde tek başına bırakıp dışarı çıkmaya başladı ve köpek hanımefendinin evde olmadığı saatler boyunca havladı. Bu durum birkaç gün boyunca devam etti. Sıkça evden çalıştığım için bu duruma ilk elden tanık oldum. Birkaç gün sabrettikten sonra hem köpeğe üzülmem hem de köpeğin gürültüsünün çalışma ortamımı bozması nedeniyle kapısına bir not yazarak köpeğin gün boyu havladığını belirterek köpeği evde tek başına bırakmamasını rica ettim. Bu durum bir daha tekrarlanmadı.

7. Yakın zaman önce zaten dar olan merdiven sahanlığına bir çalışma masası konuldu. Oturduğum katta 3 daire olduğu için bunu hangi komşumun yaptığından emin değilim ancak şüphelerim bu soruma konu olan komşuma yöneldi. Hemen aksiyon almak yerine bir süre beklemeye karar verdim. Aslında hemen aksiyon alsam yanlış bir şey yapmış olmazdım çünkü bu masa hem sahanlığı ciddi anlamda daraltıyordu, hem de benim kapımın dibine itilmiş vaziyetteydi. 3-4 gün bekledim. Masa yerinden kıpırdamadı. Yine doğrudan bir tartışmaya girmemek adına bu sefer apartmanın girişindeki panoya ve asansöre bir not yazarak masanın sahibinin masayı ortak alan olan apartman sahanlığından kaldırmasını rica ettim. Masa ertesi gün kaldırılmıştı.

(Bu noktada iki olay için de neden doğrudan konuşmak yerine not yazdığım sorulabilir. Bunun birkaç temel gerekçesi var: İlki, ben bekar bir erkeğim ve hanımefendi de en azından annem yaşında bir kadın. Akıl sağlığı/dengesi ve muhakemesi ne durumda olduğunu bilmediğim biriyle, hele erkek olarak bir kadına şikayetimi iletmeye cesaret edemedim çünkü nasıl tepki vereceğini bilmiyorum. İkincisi köpek olayında sesin nereden geldiği belliydi ancak masa olayında masayı kimin bıraktığından emin olmadığım için, kimin yaptığını bilmeden doğrudan şüphelendiğim komşuma gitmek doğru olmazdı. Bir gerekçe daha var, bunu 9 numaralı maddede açıklayacağım ve en önemli sorun da o zaten.)

8. Rahatsızlıklarımın arttığı ve artık komşuluk ilişkisi bakımından işin katlanılamaz hale gelmesinden korktuğum olayların başlangıcını anlatayım: 6-7 ay önce komşum kısa aralıklarla tavada birkaç kere balık kızarttı. Bu kızartmalar sırasında daire kapısı açıktı. 10 katlı apartmanın daracık sahanlığını korkunç bir balık kokusu kapladı. Ben balık severim, kızarmış balık kokusu bana pek koymaz ancak bu öylesine korkunç bir kızartmaydı ki asansörden inip dairemin kapısını açana kadar gerçekten perişan oldum. Bu kızartma fasıllarından birinde annem ve babam da bendeydi ve onlar da oldukça rahatsız oldular. Neyse ki kapımın etrafında güzel bir conta var ve bu conta kokuyu çok iyi izole ediyor. Balık kokusu dairemin içine hiç girmedi diyebilirim. Bu nedenle sadece apartman sahanlığında maruz kaldığımız kızarmış balık kokusuyla, yani görece düşük bir hasarla meseleyi atlattık.

9. En sıkıntılı konuyu sona sakladım. Komşum yaklaşık son 6 aydır dairesinin kapısını sonuna kadar örterek açık bırakıyor. Kapı örtülü olduğu için içeride ne var ne yok bilmiyorum ancak sorun şu: Daireden gerçekten kesif ve kötü bir koku geliyor. Komşumun kapısıyla asansör yan yana. Asansörü çağırdığım zaman, eğer kapı açıksa asansörün kapısının önünde beklemek imkansız, öyle kesif bir koku geliyor. Bu durumda birkaç adım geri atıp, asansör ve komşumun kapısından 2-3 metre uzaklaşıp, asansör kata geldiğinde burnumu kapatıp hızlıca asansöre binmek zorunda kalıyorum (Ne yazık ki, ben de kokuya karşı fazla hassasım hoşlanmadığım kokular beni herhangi bir insana göre çok daha büyük bir hızla kusma seviyesine getiriyor). Bu arada, bu koku öyle ölü hayvan kokusu falan değil, ondan neredeyse eminim. Nasıl bir koku derseniz elbette tarif etmesi zor ama muhtemelen çok uzun süre temizlenmeyen bir ev, içindeki çok sayıda gereksiz (hatta belki de çöpten toplanan) eşya ve evde yaşayan köpeğin kendi kokusundan oluşan, bilmediğim başka şeylerin de kokusunun eklendiği ve kronikleşen bir kokudan bahsedilebilir sanki (Bu arada hep aynı kokudan bahsediyorum. 1 hafta önce başka 2 hafta önce daha başka bugün başka bir koku değil). Buraya kadar yazdıklarım doğrudan bir istifçilik sorununu tek başına ispatlamasa da özellikle koku meselesi bana istifçilik ya da benzeri bir sorun olduğunu düşündürüyor. Bu koku meselesi komşumun kapısını çalmamam için en önemli gerekçe çünkü o koku beni en fazla 15 saniye içinde kusma noktasına getirir.

Şimdi gelelim benim derdime, sınırlarıma ve olası (ya da olamayacak) çözüm önerisi taleplerime:

Sorunlar:

1. Komşumun evinde ne yaptığı beni rahatsız etmediği ve komşuluk nezaketinin dışına çıkmadığı sürece umrumda değil. Beni ilgilendirmez. Ancak gerçekten istifçiyse bazı riskler var tüm apartman için. Bunların en önemlisi yangın. Okuduklarıma göre yangın riski denen istifçilik sendromundan muzdarip insanların evlerinde (çöp ev) herhangi bir eve göre çok daha yüksek ve bu durum oldukça riskli.

2. Elektrik ve su tesisatında çıkabilecek olası sorunlar: Buna dair çok yeni bir haber yapılmış, çok tatsız tecrübeler mevcut: www.milliyet.com.tr

3. Koku. Şimdilik komşumun dairesinin kapısı kapalı olduğu sürece neredeyse sorun yok (hafif bir koku geliyor ama katlanılamayacak gibi değil) ancak kapı açıkken gelen koku, menzili şimdilik düşük olsa da etkisi yıkıcı.

Olası çözümler ve sınırlar

1. Dava yolu ile tahliye etmek: Hukuken mümkün ancak son derece zor. Ayrıca sağlayacağı yarar da son derece düşük çünkü dava oldukça uzun süreceği gibi, ben de kiracı olduğum için yarın bir gün bu evden taşınma olasılığım var. Kendim bir avukat olarak, bu sorunun mevcut yargı düzeni içinde çözülmesini pek mümkün görmüyorum. Ha dava kazanılır ama o kadar uzun sürer ki davayı kazandığımıza değmez. Hele şu ekonomik şartlarda koku en azından sadece beni, belki bir de bulunduğumuz kattaki diğer komşumu rahatsız ederken, diğer dairelerin bu durumdan haberi bile yokken böyle bir hukuki mücadeleye girişecek enerji ve para ayıracaklarını hiç düşünmüyorum. Bu seçeneği doğrudan eledim.

2. Konuşmak: Kendisiyle konuşmak yararsız olacaktır. Bu insanlar gerçekten psikiyatrik desteğe ihtiyaç duyuyorlar ve bu desteği benim sağlamam mümkün değil. Hanımefendinin adını bile bilmiyorum. Zilde yazmıyor. Yeni taşındığında gelen bir beyefendiden bahsetmiştim, aylardır görmedim. Kızı olduğunu düşündüğüm bir kadın vardı, onu da aylardır görmedim. Bu seçenek de çıkmaz sokak.

3. Konuyu apartman yöneticisine götürmek: Yöneticimizi çok az tanıyorum ve kendisi bu topa girecek biri değil. Hoş, yönetici ben olsam ben de tek başıma bu topa girmezdim. Bu konunun apartman içinde konuşulması ve yöneticiye bu konuda kat maliklerinin desteğinin verileceğinin söylenmesi için kat maliklerini toplantıya çağırmak gerekir ancak bu toplantıdan çıkacak sonuç da en iyi ihtimalde yargı yoluna başvurmak olacaktır, bu yol yukarıda anlattığım gerekçelerle çıkmaz sokak. Kaldı ki kat malikleri de yumurta kapıya dayanmadıkça harekete geçmeyecektir.

Bu konuda biraz okuma yaptım, bazı ufak araştırma/belgeselimsi videoları ve psikiyatri uzmanlarının yorumlarını izledim. Biraz da haber okudum. Durum sıkıntılı, böylesine bir sorunu çözebilen bir komşuya rastlamadım. Tüm haberlerde bir lanet etme ve isyan mevcut.

Sorum şu: Böyle bir durum yaşayan kimse var mı? Varsa, ne gibi yöntemler izlediler? Bu yöntemler neler oldu, başarılı ve başarısız yöntemleri benimle paylaşır mısınız?
-8
10551037
(05.12.25)
bi önceki yaşadığımız apartmanın en alt katında böyle bi hoarder vardı şüpheye yer bırakmayacak şekilde. çöpe bişey atardık, eski eşya vs. giderdi alırdı 5 dk içinde. Sokaktan görünüyordu dairenin içi, yürümeye yer kalmayacak şekilde doluydu. Orda yaşadığımız süre boyunca korktum o daireden çünkü yangın tehlikesi de oluşturuyormuş bu hoarding olayı.
apartman grubundan çıkmayı unutmuşuz, geçen bir mesajlaşma oldu o dairenin içinin boşaltıldığıyla ilgili, taşınma gibi değil de çöplerin çıkarılması.
Yangın tehlikesi olmasından hareketle acaba belediye aranabilir mi?
0
turk kizi
(05.12.25)
Neden eksi vermişler onu anlamadım. Çok ilginç bir durum bence. Üstelik yangın ve istifçilik bağlantısı aydınlanma yaşatti. Yeni bir şey öğrendim. Çözüm için o kokudan yola çikilarak apartman sakinleriyle yöneticiye danisilamaz mi acaba. Yazı uzun olduğu için gözden kaçırmış olabilirim üç daire sanırım kalabalık bir apartman değilse sizden başka şikayetçi olan yoksa onu bilemedim. Ama bir kişi bile varsa ortak hareket edilebilir belki.
0
egerbiryolcu
(05.12.25)
belediyeye şikayet et.

uzun uzun ve düzenli tertipli yazmışsın. helal olsun bro.
+1
gabe h coud
(05.12.25)
Ben olsam önce apartman yönetimine sorarım, buradan kokular geliyor, komşunun garip garip huyları var, iti de sürekli havlıyor derdim. Bence yöneticilerde o dairede oturan kişiyle ilgilenen kimsenin telefonu da vardır, şikayeti ona iletirler. Baktım ilgilenen yok, direkt belediye melediye neresi yetkiliyse gider şikayet ederim.
0
lamborcini
(05.12.25)
Komşu istifçi sen obsesif ters denk gelmişsiniz.
+3
mikahakkinen
(05.12.25)
Avukat olduğunu söylediğin için daha iyi bilirsin ama elinde somut bir delil var mı? Bana bunların hepsi şüphelere dayanan tahminler gibi geldi. Mesela hiç bir bahaneyle kapısını çalıp bir şey ikram ettiniz mi eve göz ucuyla bakabilmek için? Yani elinizde bu durumu ispat edebileceğiniz net bir şey var mı?

Onun dışında o pis koku hemen hemen her yaşlının evinden gelen bir şey. Benim alt komşum da 90larında olduğunu tahmin ettiğim bir hanım, yanlız yaşıyor ama her kapıyı açtığında burun yakan bi rutubet kokusu yayılıyor evden. Onun bir altında da 80lerinde olduğunu düşündüğüm bir bey yaşıyor onun evden de benzeri ama daha hafif bir rutubet kokusu geliyor (+ yasal dozda olduğunu düşündüğüm kenevir kokusu ama bu konu dışı :D).

60-70 arası henüz tam anlamıyla yaşlı kategorisi sayılmaz bana göre ama yaş giderek ilerledikçe genel anlamda bir biriktirme hobisi gelişiyor çoğu insanda. Bazen eskiye özlem, bazen vefat eden yakınlarını yanlarında hissetmek için, bazen de çoluğu çocuğu torunu annesinin/anneannesinin evlerini depo gibi kullanmasından ötürü eşya birikimi olabiliyor.

Şüpheleriniz mantıklı ama somut bir şey var mı elinizde şikayet ettiğinizde gösterebileceiniz?

Ben de öncelikle apartman yönetimine durumu bildirip toplantı yoluna gidilip başkaları da bu şekilde şüphe etmiş mi ne yapılabilir diye tartışma ortamının yaratılmasını daha mantıklı buluyorum ilk adım olarak.
0
truf
(05.12.25)
@turk kizi: Bir arkadaşım belediyenin müdahale ettiğine dair daha detaylı bilgi verdi, belediyeyle görüşeceğim.

@egerbiryolcu: Apartman kalabalık, 20 daire var. Eksi verenlerin neden eksi verdiklerini ben de bilmiyorum, gelip delikanlı gibi açıklama yaparlarsa anlarız. "Rezalet puanı" denen eşikleri yüksek olabilir, gelen koku bu kadar uzun soru sormaya değmez diye düşündüler herhalde, en azından aklıma gelen ilk şey bu oldu.

@gabe h coud: Rica ederim. Belediye önerisi yoğunlaşıyor, görüşeceğim.

@lamborcini: Yönetici durumun farkındadır, farkında olmak zorunda çünkü kendisi her ay aidat topluyor. Kapıyı her çaldığında evden gelen kokuyu almaması imkansız. Ancak aidatı havale vs yoluyla komşumun bir yakını ödüyorsa durumdan haberi olmayabilir.

@mikahakkinen: Obsesyon nedeniyle hiçbir şey yapamaz hale gelen birini ve tedavi sürecini yakından gördüm. Herkesin bazı sorunları elbette var ancak obsesyondan bahsedilmesi için bu obsesyonun kişinin günlük hayatına zarar vermesi gerekir. Kendimin ve etrafımdakilerin görebildiği kadarıyla bende günlük hayatıma zarar veren bir obsesyon yok. Kaldı ki davulun sesi uzaktan hoş geliyor, kapısından gelen kokuyu alsan ondan sonra anlarsın ben mi obsesifim yoksa burada sıkıntılı bir durum mu var.

@truf: Yaşım ve hayat tecrübem gereği bu kokunun öyle her yaşlının evinden gelmediğini kolayca bilebilecek konumdayım. Bizim de yaşlı akrabalarımız ve eşimiz dostumuz var ve evden gelen koku, herhangi bir koku değil. Hele öyle herhangi bir rutubet kokusu falan hiç değil. Evine gidip bir şey ikram edebilmem söz konusu değil çünkü o kokuya ben dayanamam. Yakın zaman önce bu kokuya benim tarafımdan tanık olan başka kişiler de oldu ve kokunun dayanılır gibi olmadığı hususunda oybirliği ile hemfikiriz. Elimde kokudan başka somut bir veri yok ancak hanımefendinin taşındığı sürenin başından itibaren gözlemlediğim hususlar bir anomali olduğunu ortaya koyuyor, bunu da sorumda detaylı bir şekilde ifade ettim. Derdim de sadece evin temizlenmesi ya da son kertede komşumun tahliye edilmesi değil çünkü bunlar yapılsa dahi sorun çözülmüyor, sadece öteleniyor ve başkalarının sırtına yükleniyor.
0
🌸10551037
(05.12.25)
Önce yönetimle konusun. Ardindan durumu belediyeye bildirin. Belediyelerin psikososyal destek birimleri vs de var. Yardimci olabileceklerini tahmin ediyorum.
Ayrica yazi diliniz cok akici, hikaye okuyormusum gibi akti okurken. Tebrikler.
0
chihirovekohaku
(05.12.25)
Alakasız anlatımınız çok hoşuma gitti, rodingot vs gibi kelimeler de olsa hiç şüphe etmeden bu metnin bir dostoyevski romanından alıntı olduğuna ikna olabilirdim :) onun için artı oy verdim;

Yalnız millet niye bu kadar eksilemiş anlamadım. Hasta bu insanlar :))
-1
makbur
(05.12.25)
@chihirovekohaku: Teşekkürler. Belediye ile görüştüm biraz önce. Düşündüğüm gibi sorunu tamamen çözemiyorlar (öyle bir beklentim de yoktu elbette) ancak beklentimin aksine, olumlu yönde daha fazla adım atabiliyorlarmış. Ben açıkçası belediyenin de hiçbir şey yapmayacağını düşünüyordum ama yanılmışım. Başvuru halinde evdeki çöpleri atıyorlarmış ancak temizlik yapmıyorlarmış. Temizlik yapılmaması ne yazık ki son derece anlaşılır, öyle bir temizlik için ciddi emek/saat tahsis edilecek ancak o ev en kısa sürede eski haline geri gelecek. Belediyede bu işi ben yönetsem, ben de temizlik işine girmezdim sanırım.

@makbur: Teşekkürler. Rus edebiyatının vazgeçilmesi olan kavram ve sözcükleri de kullanabilirim ancak sorunu son derece basit ve duygulardan arınmış bir şekilde anlatmama karşın sessiz bir tepki alıyorum. Biraz daha edebi bir tarafa kaysam buradaki Tiktok insanları muhtemelen uzun yazı zehirlenmesi geçirir, tedavi olarak aralıksız 5 gün Tiktok, Reels ve Shorts izlemek zorunda kalırlar ancak yine de kalıcı hasar riski devam eder :)

Eksi verenler azıcık delikanlıysa neden eksi verdiklerini yazsınlar. Ciddi bir şey yazıyorlarsa, ben bu yazıda bir hata yaptıysam açıkça söylesinler ben de üzerinde düşüneyim hatalıysam hatamı kabul edeyim. Yok, buna bile zaman ayırmaya değmeyecek bir durum varsa uğraşmasınlar beni engellesinler. Bu soru nedeniyle beni kimse engellememiş, önceden engelleyen sadece 1 kişi vardı ve engelleyen sayısı artmamış. Eksileyenlerin kim olduklarını bilsem, bu teklifim üzerine makul bir süre içinde (mesela 1 hafta) eleştirilerini bana iletmemeleri halinde hepsini engellerim ama kim olduklarını bilmiyorum.
+1
🌸10551037
(05.12.25)
Belediye durduk yere müdahale edemez. Babamın hâlâ yaşadığı apartmanda cidden çöp eve dönüşmüş bir daire var. Apartman yönetiminin topladığı imzalarla belediyeye şikâyet edildi, belediyeden görevliler gelip "şikâyet var, böyle yapma" dediler ama sadece ortak alandaki eşyalara (apartman eskiden sobalıydı, bodrum katta bir koridor boyunca her dairenin depo olarak kullandığı kömürlükler ve bu koridorda kadının saçma saçma eşyaları vardı) müdahale yetkileri var. Tekrar tekrar şikâyet edildikten sonra (yanılmıyorsam belediye tarafından) dava açıldı, dava biraz sürdü, dava sonuçlandıktan sonra belediye ekipleri daireyi boşaltmaya geldiler. Ama öncesinde "şu tarihte geleceğiz" diye bildirim gönderdikleri için kadın o sırada kendince kıymetli bulduğu şeyleri evden çıkarıp bir yerlere tıktı. Evden kamyonlarca çöp çıkmasına rağmen kısa zamanda yine doldurmuş diyordu diğer komşular.

Hastalığı çeken için de çok zor, böyle biriyle komşu olmak da çok zor. Kolay gelsin. Bence yöneticiyle görüşüp öyle ilerleyin, "o toplara girecek biri değil" diye bir şey yok, yöneticinin ilgilenmesi gereken bir konu nihayetinde.
+2
kobuzchu kiz
(05.12.25)
(2)

Eşime tenis raketi seçmek?

mirty
Selamlar,Tenise çok yabancıyım ancak eşim seviyor. Ona güzel bir raket hediye etmek istiyorum ama neye göre seçmem gerekli tecrübeli kişiler cevaplarsa sevinirim.
Selamlar,

Tenise çok yabancıyım ancak eşim seviyor. Ona güzel bir raket hediye etmek istiyorum ama neye göre seçmem gerekli tecrübeli kişiler cevaplarsa sevinirim.
0
mirty
(05.12.25)
Çok uzun süre boyunca olmasa da tenis oynadım. Raket çok kişisel bir şey ve tenisle ilgisi olmayan birinin hediye raket alması bence iyi bir fikir değil. Raket, kullanacak kişice ele alınarak ve denenerek satın alınmalı. Yerinizde olsam beğendiği raketi bir şekilde öğrenir (bunun için tenis partnerleriyle işbirliği yapmanız zorunlu) ve onu alırdım. Bunu yapamıyorsam daha az kişisel olan aksesuarlara (raket çantası, top, şort, tişört, titreşim önleyici, overgrip vs) yönelirdim.
+2
10551037
(05.12.25)
10551037 +1
Benim raketim çok iyi bir raketti mesela iyi bir paraya almıştım kaliteliydi çok memnundum ama arkadaşım kendi bir tık daha düşük kaliteli raketiyle daha iyi oynuyordu, benimkinde rahat edemiyordu.
Raket çok kişisel sürpriz olarak alınacak bir hediye değil bence.
Aksesuar olabilir belki tenis ayakkabısı giysisi şapkası vs güzel olabilir çantaya da +1 güzel hediye olabilir.
Bana kaliteli güzel tenis topu hediye edilse çok sevinirdim.
0
mutekebbir
(05.12.25)
(5)

süper lig maçlarını izlemek

kibritsuyu
artık dedim pazartesi günkü fenerbahçe galatasaray derbisini ve sonraki fenerbahçe maçlarını adam gibi izleyeyim. selçuk melçuk nereye kadar. sadece fenerbahçe maçlarını izlesem yeter, diğer maçlara gerek yok. bir de formula 1 olursa tadından yenmez.bakayım dedim ne seçeneklerim var, tod tv var, taa
artık dedim pazartesi günkü fenerbahçe galatasaray derbisini ve sonraki fenerbahçe maçlarını adam gibi izleyeyim. selçuk melçuk nereye kadar. sadece fenerbahçe maçlarını izlesem yeter, diğer maçlara gerek yok. bir de formula 1 olursa tadından yenmez.

bakayım dedim ne seçeneklerim var, tod tv var, taahhütsüz kontratsız. akıllı cihaza uygulamayı yükleyip internetten izliyorsun. ama öyle paketler var ki, bütün süper lig maçları, formula 1, premier lig, basketbol süper lig, bilmemne. ya istemem onları. o zaman tuttuğun takımın maçları olan var ama onda f1 yok. f1 paketi var, maç yok. sadece tuttuğum takım + f1 diye bir paket yok.

digiturk var, onda da benzer paketler. hatta istediğim şey bunda var, kendi takımımın maçları + f1. ama buna anten , kurulum, cihaz falan gerekiyor galiba, hem de taahhütlü maahhütlü. o yüzden fiyatı da yüksek.

bir de yine digiturk kutusuz seçeneği var, fiyatı daha uygun, yine taahütlü. ama kutusuzu anlamadım. nereye girip nasıl izleyeceğiz?

çatıda 90 cm çanak var, türksat'a bakıyor ve standart uydu kanallarını çekiyor. çanaktan televizyona gelen uydu kablosu ve televizyonda dahili uydu alıcısı var. kanal listesinde yanında kilit işareti olan beinsports kanalları var, şifreli ve açılmıyor. tahminim odur ki kutusuz seçeneğine abone olursam seçersem bir şey verecekler ve o kanalı açabileceğim.

nasıl oluyor? ve sizce ne seçmeliyim? ne önerirsiniz?
0
kibritsuyu
(29.11.25)
Conax modül diye bir zimbirti var digiturk kartını tv'ye veya uydu alicisina takiyorsunuz ve üye oldugunuz digiturk kanalları çalışıyor.

Bende de mesela kablo tv için olanı var. Kablo tv kutusu ayrı kumanda vs olacağına, tv'ye takiyorunuz bu kartları conax modül ile ve TV'nin kendi kumandası ile tv içinden izliyorsunuz.
+1
makbur
(29.11.25)
Conax modülüm var, teledünya ile kullanıyordum, abonelik sona erince kartı iade ettim, modül duruyor.

Kart verecekleri hiç aklıma gelmemişti.
0
🌸kibritsuyu
(29.11.25)
Karanlık tarafa (IPTV) geçmeyi düşünebilirsiniz.

Geçen aldım, 1 yıllık abonelik için 35 Euro verdim. Çatır çatır çalışıyor. Müşteri hizmetleri dahi var Telegram üzerinden servis veren.

Tabi kurumsal bir şey beklemeyin ama her şeye ayrı para vermekten bıkanlar için iyi çözüm.

Kimse “korsana para veriyorsun para hırsıza gidiyor” falan demesin zira dev sermaye öylesine açgözlü ki her şeye ayrı para istemekle kalmıyor, sürekli daha fazlasını istiyor. Beden, el ve fikir emeğime saygım sonsuz ama korsana gitmeyince asıl emekçiler değil, sermaye kazanıyor.

Bence düşünmeye değer.
0
10551037
(29.11.25)
fenerbahçe paketi aldın mı sporun yıldızı paketide hediye ilk başvuruda 500 700 arası fiyat çıkarıyorlar. beinconnectte hediyesi. boş ver modül cart curt. yasal yapın şu işleri.

kutusuz da beinconnect veya todd üyeliği var. uygulamayı smart tvye indirip izliyorsun.
0
mikahakkinen
(30.11.25)
Modül zaten yasal bir şey. Digiturk'e üye olunca kutu ve kutuya takılan bir şifre çözücü kart veriyorlar. Kutu istemezsen kartı doğrudan televizyona takabileceğin bir modül var, onunla doğrudan televizyona takıyorsun. Yasal yani, sadece kutuyu aradan çıkarıyor, onun yerine televizyonun dahili uydu alıcısını kullanıyor.

Tod tv taraftar paketi aldım, f1 zaten haftaya son, mart'a kadar tatil. Şimdi almamın bir anlamı yok.

uygulama çökmesi, internet çekmemesi, kesilmesi, yayının gecikmesi (aşağıdaki cafe'den goaaaoaaool diye bağırtı geliyor, benim ekranda daha orta sahada top oynanıyor, internetten izlerken spoiler'ı yiyorsun) gibi sıkıntılar yaşamamak için akıllı cihaza uygulama kurarak kullanmak yerine uydudan sinyal alıp şifresini çözdürmeyi tercih ederim. bunu yaparken de ayrı bir kutuyla kumandayla değil, televizyonun dahili imkanlarıyla yapmayı isterim. o yüzden eğer böyle bir yol varsa aldığım üyeliğin bitiminde onu değerlendirmek isterim.
0
🌸kibritsuyu
(30.11.25)
(14)

Gerçekçi bi dizi arıyorum. Hayatta olan biteni anlatan.

luluki
Mesela how i met, breaking bad tarzı şeyler kurmaca. Normal hayatta böyle şeyler yok.Behzat gibi. İşinde gücünde adamlar, cinayet oluyor, gidip buluyorlar. Sıradışı şeyler yok. Hayatın kendisi. Eskilerden ikinci bahar gibi.Aşk olur, polisiye olur, komşuluk olur.
Mesela how i met, breaking bad tarzı şeyler kurmaca. Normal hayatta böyle şeyler yok.
Behzat gibi. İşinde gücünde adamlar, cinayet oluyor, gidip buluyorlar. Sıradışı şeyler yok. Hayatın kendisi. Eskilerden ikinci bahar gibi.
Aşk olur, polisiye olur, komşuluk olur.
0
luluki
(29.11.25)
İlk aklıma gelen ‘this is us’ oldu.
+2
pop art
(29.11.25)
this is us +1
virgin river küçük bir kasabada herkesin birbirini tanıdığı bir yerde geçiyor ama ufaktan pembe dizi gibi de.
shrinking olabilir belki ama o da psikologlara realist gelmiyordur :D
ted lasso'nun eh yok artık dedirten tarafları var ama insan ilişkilerini gerçekçi yansıttığını düşünüyorum dizinin.
0
black holes in the sky
(29.11.25)
When They See Us
0
Amaranta ursula
(29.11.25)
Line of duty
0
mikahakkinen
(29.11.25)
the bear
0
eileengray
(29.11.25)
mymister
0
Rondak
(29.11.25)
Üvey Baba
+4
yurtsuz john
(29.11.25)
eskilerden baba evi süper baba

bazı yerleri kurmaca ama gerçek hayata çok da uzak değil ekmek teknesi

ikinci bahar'ı söylemişsiniz zaten
0
exlibris
(29.11.25)
Sopranos
The Wire
Better Call Saul

Üçünü de izledim. Hepsi birbirinden gerçekçi diziler. Bu dizilerde olan olayların son derece benzerlerini kimi zaman bizzat yaşadım, kimi zaman sözüne itibar ettiğim insanlardan dinledim. Üç dizideki karakterlere son derece benzeyen insanlarla tanıştım, iş yaptım.
0
10551037
(29.11.25)
çernobil
+1
hold the door
(29.11.25)
Northern exposure.
0
logisticsmanager
(29.11.25)
Narcos. Evet narcos serileri. Gayet de gerçek yaşamla aynı şeyler. Dizinin tadı da buradan geliyor.
0
ground
(30.11.25)
Six feet under
0
egerbiryolcu
(30.11.25)
1) borgen - danimarkali politikacilarin hayatlari, mutevazi bir yasam.
2) downton abbey - ingiliz soylularinin hayatlari, gundelik yasamlari, sorunlari.
3) ricky gervais'in after life'i - karisini kaybeden bir adamin gundelik hayati.
4) skam - norvecli ergenlerin hayatlari, cok az aksiyon var ama partiledikleri icin, aykiri bir sey yok.
0
Sour
(02.12.25)
(8)

Dr Martens kullananlara bir soru

Amaranta ursula
Arkadaşlar cümleten iyi geceler,Amaranta ile ayakkabı sorularına hoş geldiniz. Hazır black friday indirimi varken 1461 modelinden almayı düşünüyorum yarın. Ancak hevesle alıp pişman olma korkum var az para da değil hani. 3-4 haftalık mutfak masrafım neredeyse. Yorumlarda sancılı 1 ayın sonunda dünya
Arkadaşlar cümleten iyi geceler,

Amaranta ile ayakkabı sorularına hoş geldiniz.

Hazır black friday indirimi varken 1461 modelinden almayı düşünüyorum yarın. Ancak hevesle alıp pişman olma korkum var az para da değil hani. 3-4 haftalık mutfak masrafım neredeyse. Yorumlarda sancılı 1 ayın sonunda dünyanın en rahat ayakkabısı olma iddiasını vaadediyor. Sahiden de öyle mi? Evladiyelik mi cidden? Kullanan arkadaşlar ne düşünüyor acaba?

Cevaplar için çok teşekkürler şimdiden, tatlı rüyalar.
0
Amaranta ursula
(29.11.25)
Evladiyelik ayakkabı yoktur. Dr martens de evladiyelik değil. Blundstone için de öyle denir ama deri bir ayakkabının ömrünün çok çok uzun olduğunu görmedim şahsen. Bir süre sonra derisi karışıyor, hatta çiziliyor, soyuluyor, yaralanıyor.

Gene de seviyorsan al tabii. Güzel ayakkabı.
0
alice in potatoland
(29.11.25)
en sağlam ayakkabi caterpillar'in o cok klasik work boots denen ayakkabilari. 10 sene tas gibi giyersiniz, üstünde pek kullanildigina dair iz bile olmaz.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(29.11.25)
iyi ayakkabi almak istiyorsan iyi degil onu soyleyeyim. ama tasarimi hosuna gitmisse alabilirsin.

bot bekleme ama. sneaker gibi uretilen bir ayakkabi. sadece goruntusu bot, performansi degil.
+1
antikadimag
(29.11.25)
Sorduğunuz ayakkabı özelinde fikrim yok ama bence bu tür bir üründe iki güzelliğin bir arada olması zor. Hush puppies bir botum vardı, en ufak şekil değişimine uğramaksızın aralıklarla 20 yıl kadar giydim. Ama bu dayanım ve form bütünlüğünü sağladığı için sanırım, külçe gibi ağır ve rahatsızdı.
0
lil siztah
(29.11.25)
Youtube'da takip ettiğim birisi var, ikinci el deri ürünler alıp temizliyor. Tam almayı düşündüğünüz ayakkabıyı nasıl rahat hale getirdiğine dair bir video paylaştı. İngilizce olması sorun olmayacaksa:

www.youtube.com

Belki ilginizi çeker/fikir verir?
0
peki madem
(29.11.25)
Fazla yürüyenlere uygun ayakkabı değil. Evden işe arabayla gidip geliyorsan alınabilir. Sert ve ağır bir ayakkabı
0
michael harddd
(29.11.25)
Yapısı ve tasarımı gereği rahat olması mümkün değil. Rahatlık aranıyorsa Camper ve Ecco ile benzerlerine bakmak lazım.

Ben de 1460 modelini beğeniyorum ancak hem rahatsız hem de gerçek anlamda kışlık modeli yok gibi bir şey.
0
10551037
(29.11.25)
yazın Amerika da 100 dolar civarındaydı.
0
jamswety
(30.11.25)
(3)

Et Beni soruları

makbur
Kafamda ve koltuk altında beyaz zararsız 2 adet cikinti şeklinde ben var.1- kafamdakini aldırmak için saçları kazıtayim mi? (Saçlarım Kıvırcık ve cok gür "ben" gözükmüyor, saçları aralasan bile zor ulaşılıyor)2- allianz yatarak sigortam var. Bankodaki kız "küçük müdahale teminati" ile ücretsiz olur
Kafamda ve koltuk altında beyaz zararsız 2 adet cikinti şeklinde ben var.

1- kafamdakini aldırmak için saçları kazıtayim mi? (Saçlarım Kıvırcık ve cok gür "ben" gözükmüyor, saçları aralasan bile zor ulaşılıyor)

2- allianz yatarak sigortam var. Bankodaki kız "küçük müdahale teminati" ile ücretsiz olur dedi. Sigortacımı aradım sordum o da şunu dedi "estetik kaygı ile değil de doktor herhangi bir sağlık sorunu belirtirse bu kapsama girer"

Ancak Bu iki ben Estetik kaygı disinda beni Rahatsız ediyor, kafadaki yüzünden saç traşı düzgün olamıyorum koltukalti yüzünden bir şey giyip çıkarırken ekstra dikkat ediyorum. Doktora böyle bu şekilde sorsam "etik" olarak yanlış bir şey mi yaparım? (Yani sanki estetik kaygı olan bir şeyi sırf sigortaya odetmek için doktoru da zorlamak gibi)

Teşekkürler.
0
makbur
(28.11.25)
Siz hastasınız derdinizi anlatmak sizin işiniz. Bunun sağlık mı estetik mi olduğu ile ilgili ayrımı yapacak olan doktor. Manipüle ediyomuş gibi görünmek istemiyosanız doktora açıkça söyleyin sigorta durumu böyle böyle diye. Zorlamış olmazsınız. Yine kararı verecek o. Ayrıca doktorlar sağlık sisteminin içinde yaşıyorlar bunları senden benden iyi bilirler ve kendisinin bu durumlarda izlediği bir yol vardır zaten.
+1
benim bir gizli bildiğim var
(28.11.25)
zaten çoğu doktor durumu sigortanın kabul edeceği şekilde ayarlıyor, sigorta şirketleri anasının gözü olduğu için. doktora açık olun doktorlar buna oldukça alışık ona göre tanı yazsınki sigorta karşılasın, mesela sallıyorum kaşıntı yapıyor kaşımaktan yara yapıyor bu tanı için kapayıcı bişey olabilir doktor bilir ne yazacağını sigortanın karşılaması için.
hiç kafanıza takmayın...
+1
eja
(28.11.25)
Çok büyük olasılıkla kötü huylu benler değillerdir ama ben de yakın zaman önce hem kafamdan lipoma çenemden et beni aldırdım ve ikisi de biyopsiye gitti. Alınan parçalar biyopsiye gideceği için, gitmeden önce doğrudan bunların zararsız ve estetik amaçlı olduğunu düşünmek doğru değil. Bu nedenle bence sigorta bakımından kaygınız yersiz, mümkünse geciktirmeden ikisini de aldırın.

Bu günler bu tip işlemler için uygun, ben yazın en sıcak günlerinde yaptırmıştım ve doktor 3 gün duş yapmayacaksın demişti. İlk gün koktuktan sonra ikinci gün duş yapmak zorunda kalmıştım.
+1
10551037
(28.11.25)
(3)

epson l3210 yazıcı alınır mı?

istististist
5 bin liralık bir fiyat etiketi var. yazıcılar konusunda bilgisi olan arkadaşlar önerir mi? ya da başka bir tavsiyeniz olur mu?
5 bin liralık bir fiyat etiketi var.

yazıcılar konusunda bilgisi olan arkadaşlar önerir mi?

ya da başka bir tavsiyeniz olur mu?
0
istististist
(27.11.25)
1. Wi-fi yok.. Lazım değil mi? Cep telefonundan/tabletten doğrudan basmak için.

2. O tanklardaki mürekkepleri kafaya bağlayan hortumlar uzun süre baskı alınmazsa tıkanıyor, yani haftada 1-2 baskı almak lazım.. Bu da önemli bir nokta

3. 1-2’de sorun yoksa alınır.
0
wayfarer
(27.11.25)
@wayfarer;

teşekkür ederim yanıt için.

wifi'li versiyonuna bir bakayım ben o zaman.

epson l serisi dışında tavsiye edeceğiniz başka bir yazıcı var mı acaba?
0
🌸istististist
(27.11.25)
Bende Xerox 3025 lazer yazıcı var, baktığınız Epson'dan sanırım daha üst bir model.

1. Modemle arasında 3 metre olmasına ve iki cihaz birbirini doğrudan görmesine karşın wifi'ı sağlıklı çalıştırmayı asla beceremedim. Bilmiyorum, belki benim cihazıma özgü bir sorundur belki de bu seviye cihazların wifi özellikleri yeterli değildir. Bu nedenle yerinizde olsam wifi'a güvenmem, bir şekilde yazıcıyı modem/router'a doğrudan ethernet kablosuyla bağlayabileceğim bir senaryoyu asla gözardı etmezdim.

2. @wayfarer'ın tıkanma konusundaki endişesi haklı ve doğru. Mürekkepli yazıcılarda bir süre baskı alınmazsa baskı kafaları kuruyor ve tam da işiniz düştüğünde elinizde işlevsiz bir yazıcı oluyor.

3. Benim yazıcı konusundaki genel tavsiyelerim şöyledir:
- Renkli zorunlu mu yoksa iyi olur mantığıyla mı alınıyor? Zorunlu değilse renkliden uzak durmak çok daha ekonomik bir çözüm.
- Lazerden vazgeçmemek lazım. Gerek uzun aralıkla çıktı alınması durumunda sorunsuzluğu gerekse doldurma/muadil toner maliyetlerinin uygunluğu nedeniyle lazer yazıcı kartuşlu ve tanklı alternatiflerin bence önünde. Tek sorunu, başta daha yüksek bir yatırım maliyeti gerektirmesi ancak ilerleyen zamanda bu maliyetini çıkarması nedeniyle yine de tercih edilebileceğini düşünüyorum.
- Lazer yazıcıda muadil/doldurma toner imkanınızın olması zorunlu, yoksa anormal pahalı bir cihaz. Bunu da internette dolaşarak incelemelere bakarak (zaten yazıcı incelemesi yok gibi bir şey) öğrenmeniz imkansız. Yerinizde olsam yaşadığım yerde toner dolum işi yapan bir esnafa gider, ihtiyaçlarımı anlatır, toner/kartuş/tank artık neyse tüm dolum malzemesini kendisinden satın alacağımı belirtir ve ihtiyaçlara uygun bir cihaz önermesini rica ederim. Düzgün bir esnafa denk gelirseniz hem tek seferde doğru cihazı alır hem de cihazı yıllarca sorunsuz idame edersiniz.
0
10551037
(27.11.25)
(5)

200 kişiyi abone etmek ne kadar zor?

messina123
bu işlere uzak olduğum için soruyorum. para karşılığı (ör aylık 12 dolar) 200 kişiyi kendi uygulamana, youtube kanalına, instagram hseabına veya herhangi bir şeye abone etmek ne kadar zor?
bu işlere uzak olduğum için soruyorum. para karşılığı (ör aylık 12 dolar) 200 kişiyi kendi uygulamana, youtube kanalına, instagram hseabına veya herhangi bir şeye abone etmek ne kadar zor?
+1
messina123
(24.11.25)
ne vadettiğin ve ne kadar güvenilir olduğuna bağlı. en kolay yolu onlyfans türü cinsel içerik olur herhalde. onun dışında borsa/ekonomi tavsiyeleri, iddia kuponları vs için baya abone oluyor millet ama dediğim gibi bir güvenilirlik, bilinirlik sağlamak lazım öncesinde. çok spesifik bir konuda tek sayfa olunca insanlar rağbet gösterebilir ama konu ne kadar nişse talibi de o oranda az olacağı için yine beklenen abone sayısını karşılamayabilir.
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(24.11.25)
aslında zor olan 12 doalr verdirtmek değil, 1 peni verdirtmek.

bence epey zor.

(bkz: chris anderson)
+1
liberal
(24.11.25)
12 Dolar ortalama bir platform aboneliği neredeyse... Yani Prime, Spotify, Netflix vb. platformların sağladığı içeriğe bakarsan oldukça zor. Özellikle de insanların genel olarak aboneliklerden sıkılmaya başladıkları bir dönemde olduğumuzu düşünürsek.
+1
salihdt
(24.11.25)
ingilizce bir içerik/aplikasyon üretsek hedef kitlemiz 1 milyar. bunun yüz binde 1'i bizim hedef kitlemiz olsa 10 bin kişi. bu 10 binin %2'si aslında fazlasıyla işimizi görür. böyle düşününce olmayacak şey değil gibi geliyor.
0
🌸messina123
(24.11.25)
Aylık 3 Euro’ya IPTV üyeliği aldım. Ömrüm boyunca TV izlesem yine tüm kanalları izleyemem, o kadar çok kanal var. Siz aylık 12 dolar karşılığında hem nicelik hem de nitelik bakımından nasıl bir hizmet/içerik vaat ediyorsunuz? IPTV korsan tamam ama adamlar Telegram üzerinden büyük müşteri hizmetleri kurmuş sorun çözüyorlar.

Sosyal platformların paralı abonelik sistemleri bence özü itibarıyla kelek zira abone olunan, hiçbir şey taahhüt etmiyor. Etse de hesabı sorulamıyor. Bu durumda ben havadaki kuşa bakmaktansa somut içeriklere para vermeyi tercih ederim.

Sosyal medyada paralı üyelik için tek istisnam var: Sürekli takip ettiğim bir kanaldır ve kendimce destek olmak istiyorumdur. Bu tip kemik kitlesi olan çok fazla YouTube kanalı var (Teknoseyir, Evrim Ağacı, Medyascope vs). Ancak bunun için uzun zaman geçirip kenik kitle oluşturmak zorunlu.
0
10551037
(25.11.25)
(9)

Apple macbook kullanabilir miyim?

sonhakan
20 yillik windows kullanicisi olarak macbook air duşünuyorum. Zorlanir miyim?
20 yillik windows kullanicisi olarak macbook air duşünuyorum. Zorlanir miyim?
0
sonhakan
(22.11.25)
spesifik ihtiyaclariniz yoksa zorlanmazsiniz bence. bazi seyleri (kisa yollar vs) yapmak icin basta bir iki google aramasi falan gerekebiliyor. ama sonra alisiyor insan. zor degil.
0
lemmiwinks
(22.11.25)
Saç baş yoldurduğu oluyor. Ama kullanılır yani. Sorun yok.
0
Mirket
(22.11.25)
başlangıçta zorlanırsınız ama alıştıktan sonra problem kalmıyor.
0
black holes in the sky
(22.11.25)
1-2 hafta içinde alışırsınız. Çok güzel videolar var, birkaç tanesini izleyip temel şeyleri öğrenirsiniz, gerisi zaten gelir.
0
10551037
(22.11.25)
ben aldim zorlaniyorum. cunku is bilgisayarim windows. haftada 20-30 saat is bilgisayarini kullaniyorum. sonra evde haftada 2-3 saat macbooku acinca (bazen o bile olmuyor) bu nasildi su soyle miydi falan diye karistiriyorum hep. O yuzden windowsa geri donuyorum.
0
icim urperiyor
(23.11.25)
En büyük pişmanlığım apple'a geçmek oldu. O kadar saçma bir işletim sistemi ki.
Windows herşey ile uyumlu, çok kolay kullanması. Kısayolları vs çok zor apple'da
0
plastic_angel
(23.11.25)
İş yerinde macbook kullanıp eve döndüğümde windows makineme sarılıyorum.
0
rakicandir
(23.11.25)
Bir heves aldım ama doğru dürüst hiç kullanamadım. Pişman değilim ama almasam daha iyi olurmuş kesinlikle
+1
umutt
(23.11.25)
Çevremde Windows'a alışık olup Mac'e geçenlerin yarısı ya bir yıl içinde sattı ya da işlerini yine Win yüklü makinede halledip, Macbook'u nadir kullandılar.

℅50 ihtimal yani.

(Ben ikisini de kullanmıyorum. 20 yıllık Linuxçuyum)
+1
yadigar
(23.11.25)
(3)

Dik park sorunsalı

recoverytime
bir duvar önüne arabanın başını sokup çapraz dik nasıl park ediyorsunuz? Sorununuz arabayı olabildiğince sıfırlamam gerekiyor çünkü otoparkda alan dar. Sıfırlarken de hafif çizdim. Duvar da alçak maalesef referans alamıyorum. Siz nasıl park ediyorsunuz bu pozisyonda ?https://hizliresim.com/9m110b8
bir duvar önüne arabanın başını sokup çapraz dik nasıl park ediyorsunuz? Sorununuz arabayı olabildiğince sıfırlamam gerekiyor çünkü otoparkda alan dar. Sıfırlarken de hafif çizdim. Duvar da alçak maalesef referans alamıyorum. Siz nasıl park ediyorsunuz bu pozisyonda ?

hizliresim.com
0
recoverytime
(22.11.25)
deneme yanılma yoluyla sürücü tarafındaki dikiz aynasının altı aşağı yukarı nereye denk geliyor bakarak ayarlayın.

edit: imkan varsa her zaman geri geri parketmek en iyisi bu arada.
+1
lazpalle
(22.11.25)
Dick pick diye okudum 😂

İlk seferde bir arkadaştan yardım alın. Sonra arabanın içindeki konumunuzu arabayla birlikte konumunuzu ezberleyin. Hamlelerinizi ezberleyin.
0
gabe h coud
(22.11.25)
Yanınızdaki arabaların dikiz aynalarını kerteriz alın, kendi arabanızın dikiz aynasıyla yaklaşık aynı hizaya gelince işlem tamam.

Burada sorun, sizin ya da yanınızdaki arabanın burnunun binek bir arabadan kısa olmasıdır (VW Transporter, Ford Transit ve benzeri minibüs/van tipi araçlardan bahsediyorum) ancak diğer yanınızdaki araba muhtemelen binek araba olacaktır, böylece hizanızı ayarlarsınız. Eğer yanınızda fazla kısa burunlu bir araba varsa, sizin de ufak bir araba kullandığınızı varsayarak yanınızdaki arabanın dikiz aynasından 20-30 cm önce durursunuz, olur.
0
10551037
(22.11.25)
(12)

Hamburgluluk neyi gerektirir?

alice in potatoland
Dördüncü defa gideceğim ve üç gün kalacağım. Ilk iki gün sabah 8 akşam 15 seminerle geçecek ancak üçüncü gün tamamen boş. Dördüncü gün dönüyorum. Çok turistik olmayan, ilginç olarak ne var yapılabilecek?
Dördüncü defa gideceğim ve üç gün kalacağım. Ilk iki gün sabah 8 akşam 15 seminerle geçecek ancak üçüncü gün tamamen boş. Dördüncü gün dönüyorum. Çok turistik olmayan, ilginç olarak ne var yapılabilecek?
0
alice in potatoland
(20.11.25)
Hamburger yemeden olmaz.

Ekleme: Cevabımı eksileyen arkadaşlar hamburger sözcüğünün kökünden bihaber sanırım.
-2
10551037
(20.11.25)
günler bu kadar kısayken 5 saat yol gitmek mantıklı değil. saat 15:30'da hava kararmaya başlıyor. bir gün için değmez.
0
🌸alice in potatoland
(20.11.25)
gece hayatına ak.
-1
yurtsuz john
(20.11.25)
@yurtsuz john harika olurdu ama yanımda 17 aylık kızım da olacak. biz tavuklarla tumba yatak.
0
🌸alice in potatoland
(20.11.25)
Lübeck e git. Değişiklik olsun.
0
krank milli
(20.11.25)
Lübeck güzel bir tavsiye. Tavsiye kıtlığından anlıyorum ki Hamburg'da pek bir şey yok (:
0
🌸alice in potatoland
(20.11.25)
Lübeck+1
Bir de şurada hayatımda yediğim en güzel hamburgerlerden birini yemiştim. Dulf's Burger: maps.app.goo.gl
-1
Amaranta ursula
(20.11.25)
St Pauli ya da Hamburg sv takımlarından birini tutmak gerekir. St pauli başkanı geydi. anarşist bir takım. ikisinden birini tutman gerekir.
0
mikahakkinen
(21.11.25)
Spesifik bişey söylemek zor yoksa Hamburg’da boş boş gezinmek de güzeldir. Barlarda harika gruplar çalıyor. Kruvaziyer rıhtımı yakını Elbe nehri kenarı ve fishmarkt civarı yürüyerek gezilmeli bence.

Hafencity de enteresan müze ve dükkanlar var.

Ama tek gün ve kış vakti kısa gün olunca uzağa gitmek sıkıntı. Yoksa yakınlarda haithabu Viking köyü -müzesi, Kiel ve flensburg görülse iyi olurdu tabi.
0
krank milli
(21.11.25)
eminönü balık ekmek diye bir yer var acı ve sarımsaklı yanında pilavla verilen bir balık var.. hayatımda yediğim en lezzetli şeydi..rathaus falan görmüşsündür zaten bir de mimariye merakın varsa Chilehaus..
0
denizmaniaherif
(21.11.25)
Turistik olmayan değil ama gitmediyseniz Bunker St. Pauli'yi sevmiştim ben. Bir de yukarı çıkarken St. Pauli altyapı kız takımlarının antrenmanına denk gelmiştim onları izlemesi de keyifli olmuştu. Boş gününüz cumartesi ise oranın yakınında sabah bit pazarı vardı onu gezmek de zevkliydi. Hava güzel olsa vapura binip kumsala gidin orada takılın derdim. Güneşin geç doğup erken battığı bir zaman olduğu için tavsiye zor. Bremen de trenle 1 saat eğer gitmediyseniz.
0
peki madem
(21.11.25)
- Blankenese'ye gidilir (mümkünse Landungsbrücken'in oradan deniz yoluyla)
- Altona veya Reeperbahn gecesini sabaha bağlamak için Cumartesiyi pazara bağlayan sabah Fischmarkt'a gidilir, bir güzel gezilir ve balık ekmek yenir (benim favorim kızarmış olan)
- Franzbrötchen yiyerek Eppendorf'ta güzel bir tur atılır.
- Eppendorf muhitinde Little Amsterdam'da bir drink de alınabilir.
- Schanze'de Katze'ye uğrayıp, happy hour'dan Caipirinha 5 euro'ya içilir.
- Yine Schanze'de Hatari'de yer fıstık soslu hamburger yanında da Fritz-Kola'nın Rhubarb suyu içilir.
- Şehir bisikletlerine binilir (ilk 30 dakikası ücretsiz)
- Mühlenkamp'taki Ratshernn Bar'da kanal izlenip, güzelce bira içilir.

imza: eski bir Hamburg'lu.
0
elektr10
(21.11.25)
(7)

internet faturanız ne kadar?

asap raki
benim 100mb fiber internet+tv plus 800 lira oldu. biraz şov gibi geldi. internete ne kadar veriyorsunuz?
benim 100mb fiber internet+tv plus 800 lira oldu. biraz şov gibi geldi. internete ne kadar veriyorsunuz?
0
asap raki
(19.11.25)
100mb fiber 600 tl vodafone
0
belkider
(19.11.25)
Türknet Gigafiber (Simetrik 1.000 Mbps) / 600 TL
0
10551037
(19.11.25)
Ev internetim 200 Mbps / 590 TL (670 TL'ye 400 Mbps hızında alabileceğim söylendi, kabul etmedim)
0
loch ness
(20.11.25)
Superonline 500 mbit 352 tl - 392 tl arası
Turk Telekom 1000 mbit 560 tl
+1
false pretension
(20.11.25)
fiyat karsilastirmasi yaparken reklam edilen degil sizin kablolu/kablosuz kac mbit cekebildiginizin karsilastirmasini yapmak lazim.

benim de guyya 1500 ama kablosuz 500'u zor goruyorum.
0
cooperr
(20.11.25)
1000mb 850 lira.
0
inheritance
(20.11.25)
Turknet 1000 mpbs, 700 tl
0
black holes in the sky
(20.11.25)
(5)

Toprak Razgatlıoğlu çok iyi mi?

michael_knight
Onun için MotoGP izlemeye başlayayım mı? İlk 3’ü zorlar mı?Bu sezon Yamaha’nın motoru yüzünden pek başarı olmaz herhalde ama seneye olabilir mi yoksa daha birkaç yıl mı var?Toprak gerçekten çok iyi bir motorcu mu?(Sürücü diyorlar galiba di mi, binici değil. )
Onun için MotoGP izlemeye başlayayım mı? İlk 3’ü zorlar mı?

Bu sezon Yamaha’nın motoru yüzünden pek başarı olmaz herhalde ama seneye olabilir mi yoksa daha birkaç yıl mı var?

Toprak gerçekten çok iyi bir motorcu mu?
(Sürücü diyorlar galiba di mi, binici değil. )
0
michael_knight
(19.11.25)
ilk sene başarı zor. hedefi sonraki sene zaten.

baya iyi motorcu. trnin en iyisi.
+2
jelly bear
(19.11.25)
Çok büyük motor sporcusu denilen Turhan Sofuoğlu'nun tokatlanıp gönderildiği Superbike kategorisini domine etti 50-60 şampiyonluğu var, orası için efsane; şimdi MotoGp'ye geçti orası bu işin en üst kademesi zamanında Rossi'lerin falan yarıştığı kategori, burada da başarı olursa evet çok iyi diyebiliriz, yine çok iyi deriz ama bi alt kategori için çok iyi diyebiliriz en üst lig için ne yapar bilemeyiz ama ilk 3 zor fakat sonuç ne olursa olsun burada yarışması mühim bir olay.
0
kizil karga
(19.11.25)
Toprak tartışmasız çok büyük bir sporcu. Şampiyon olamaması gereken bir motorla 2 sene şampiyon oldu. En büyük rakibi Bulega sezon içinde bir noktada "Toprak'ı durdurmak için ne yapmam gerektiğini bilmiyorum." demek zorunda kaldı.

Bu sene Toprak'tan çok büyük şeyler beklememek lazım çünkü şu anda gridin en zayıf motorlarından birine sahip ve buna benzer bir seride hiç yarışmadı. Motora çok çabuk adapte olacağına hiçbir şüphem yok ancak kendisi hedefini "En iyi Yamaha sürücüsü olmak." olarak belirledi ve bu hedefini açıkladı. Yarış kazanması mucize olur ama şartlar elverişli olduğunca Toprak bu mucizeyi yaratabilecek çok az sayıdaki sporcudan biri. Sürekli podyum yapacağı beklentisiyle izlemek hayal kırıklığı yaratacaktır ancak fırsat geldiğinde dünyanın en iyilerini nasıl perişan edeceğini merak ediyorsanız ve bundan çılgın bir zevk alıyorsanız (ben böyleyim mesela) izleyin. Yok WSBK'ta yaptığı gibi sürekli galibiyet peşinde koşacak birini izlemek istiyorsanız hayal kırıklığına uğrarsınız.
+3
10551037
(19.11.25)
@10551037 peki seneye veya bir sonraki sene şampiyonluğa oynama ihtimali var mı sizce yoksa bunun için başka bir takıma geçmesi mecburi mi?
0
🌸michael_knight
(19.11.25)
Anladığım kadarıyla Yamaha motosikleti yeniden yapmış ve bu sene yeni motosikletin ilk senesi. Motosiklet nasıl evrileceği ve Toprak’ın nasıl bir performans göstereceğini henüz kimse bilmiyor.

Motosiklet hızlı gelişirse ve Toprak da hızlı alışırsa beklenmedik büyük başarılar gelebilir. Şampiyonluğa oynar demek çok zor, zaten bence bunu şu anda düşünmek de anlamsız. Toprak pist motosikletinin zirve sahnesine geldi. Bence sabırla takip etmek ve koşulsuz desteklemekten başka hiçbir şey yapılmamalı. Toprak öyle bir yetenek ki, MotoGP’ye hızlıca alışır ve motor iyi bir hızla gelişirse dünyayı şok eden hareketler yapacaktır.
+1
10551037
(19.11.25)
(4)

İdam mahkumunun son isteği

yurtsuz john
Ne isterse yerine getiriliyor mu? Levent Kırca'nın şu skecini izleyince aklıma geldi. https://youtu.be/wo1G8uXGRWU?si=Ilp1vQZU0VPASV86&t=20Oklahoma bombacısı Timothy McVeigh ölmeden önce 1 kilo naneli dondurma istemiş ve yerine getirilmişti. Tek bunu hatırlıyorum.Ben mesela asılmadan önce Blue Label
Ne isterse yerine getiriliyor mu? Levent Kırca'nın şu skecini izleyince aklıma geldi.

youtu.be

Oklahoma bombacısı Timothy McVeigh ölmeden önce 1 kilo naneli dondurma istemiş ve yerine getirilmişti. Tek bunu hatırlıyorum.

Ben mesela asılmadan önce Blue Label viski ve oryantal istesem kabul edilir mi?

Sorum idamın olduğu tüm ülkeler için geçerli.
0
yurtsuz john
(17.11.25)
kulaktan dolma bilgi: abdde bir eyalette yerine getiriliyormuş ama bir mahkum istediği yemeği yemedikten sonra kaldırılmış. o gün yemekhanede ne varsa o veriliyormuş.
0
inheritance
(17.11.25)
abi siz ai kullanmiyormusunuz?

İdam Mahkumunun Son İsteği
Son isteklerin yerine getirilip getirilmemesi ülkeden ülkeye, hatta aynı ülke içinde eyaletten eyalete değişiyor.
Genel Durum
ABD'de: Çoğu eyalette son yemek geleneği vardır, ancak genellikle sınırlamalar vardır:

Bütçe limiti var (genellikle 20-40 dolar arası)
Alkol kesinlikle yasak - güvenlik nedeniyle
Makul ve elde edilebilir olmalı
Bazı eyaletler (örneğin Texas) 2011'den beri özel son yemek talebini tamamen kaldırdı

Timothy McVeigh'in dondurma isteği yerine getirilmişti çünkü basit, ucuz ve zararsızdı.
Sizin Örneğiniz
Blue Label viski ve "oryantal" isteğiniz büyük ihtimalle reddedilir:

Alkol: Hiçbir yerde kabul edilmez - güvenlik riski
Cinsel içerikli talepler: Etik ve güvenlik nedeniyle reddedilir
Bütçe: Blue Label çok pahalı

Diğer Ülkelerde

Çin, İran, Suudi Arabistan: Genellikle böyle gelenekler yok
Japonya: Çok sınırlı, genellikle standart bir yemek
Endonezya: Değişken uygulamalar

Özet: Son istekler genellikle sadece makul, zararsız ve bütçe dahilinde yiyecek-içecek ile sınırlıdır. Alkol, uyuşturucu, silah veya cinsel içerikli hiçbir talep kabul edilmez.
-9
nuevo
(17.11.25)
@nuevo’nun verdiği bilgiler doğru.

Son istek çoğu ülkede son yemek olarak değerlendirilip belli bütçe ve imkan kısıtlamaları dahilinde yerine getiriliyor.

ABD’de hatırlamadığım bir eyalette idam mahkumu pahalı bir yemek sipariş edip yemediği için son yemek uygulamasının kaldırıldığını okumuştum. Bu tip istisnalar mevcut. Bu bilgilere ABD dışındaki ülkeler bakımından ulaşmak pek kolay değil. ABD için ise Wikipedia güzel bir kaynak.

Alkole dünyanın hiçbir yerinde izin verileceğini sanmıyorum. Yine oryantal vs cezaevinin düzen ve işleyişine aykırı hiçbir şeye dünyanın hiçbir yerinde izin verilmez.
0
10551037
(17.11.25)
@nuevo

AI kullanmak istemedigimiz icin burdayiz coco.
+3
cooperr
(17.11.25)
(4)

Haksız mıyım?

loch ness
Avukatım. Yakın bir akrabamın şirket işini yapıyorum. 2018'de başlanan bir inşaat projesi var, sözleşmeye gecikme halinde her ay için ödenecek gecikme cezaları koydum. 1 yıllık süre doldu. gecikme başladı.gecikme 8 ay oldu, dava açmadık, belki anlaşırız , inşaatı tamamlatırız dedi bizimkiler. inşaat
Avukatım. Yakın bir akrabamın şirket işini yapıyorum. 2018'de başlanan bir inşaat projesi var, sözleşmeye gecikme halinde her ay için ödenecek gecikme cezaları koydum.

1 yıllık süre doldu. gecikme başladı.gecikme 8 ay oldu, dava açmadık, belki anlaşırız , inşaatı tamamlatırız dedi bizimkiler. inşaatın yarım bırakıldığını resmi olarak tespit ettirdik mahkeme heyetiyle gelerek. Bu işlemden ücret almadım. İnşaat cüzi bir miktar ilerledi, yine yarım bırakıldı.

Aylar aylar sonra bir tespit daha yaptırdım mahkemeye , inşaat biraz daha ilerledi yarım bırakıldı, dava açmadık. Bu şekilde 4 defa tespite geldik. 5 yıllık bir gecikme ve bir yere varamama süresinin sonuna gelirken, artık davayı açmam söylendi. Sonunda para kazanabileceğim bir yola adım atmıştık.

Dava sürerken, adamlar yana yakıla bizim şirketle anlaşmaya geldiler. Takribi 1,5 milyon TL bir avukatlık ücreti çıkıyordu. Akrabam , bana 150 bin TL'ye anlaşmamı önerdi, tepki gösterdim. Rakamları gösterdim. "Bu adamlar bu parayı ödemeyezler, kötü durumdalar" diyip durdu. 1 milyon TL'ye kadar inebileceğimi söyledim. Adamlar ağlanmaya devam ediyordu. Akrabam "600 bin TL sana çek versinler , 150 bin TL de ben ödeyeceğim sana" dedi. Kabul etmedim, ama oldu bittiye getirildim. 600 bin TL bana , 6 milyon TL de akrabamın şirketine çek düzenleyip verdiler.

Ben çekimi süresinde bankaya vererek tahsil ettim. ama şirkete verilen 6 milyonluk çekin tarihi geldiğinde adamlar şirkete gelip kendilerini yerlere atıp, vah yanarız vah biteriz , ödeyemeyiz diye zırlaya zırlaya çekin bankaya verilmesini engellediler. adamlarda ipoteğimiz varmış, er yada geç alacağımızı alırmışız, bu yüzden çekin süresini geçirip çöp olmasına izin vermişler.

7 ay geçti. Bir yatırım fırsatı çıktı karşıma. bu 150 bin TL'lik bakiyemi istedim şirketten. akrabam çok bozuldu, tahsil edilmemiş paranın komisyonunu istiyorsun vs. vs. gibi sözler söyledi. ama paramı da ödediler. sonra yılbaşından itibaren bakalım bir yol çizelim diyerek "işlerimizi senden alırız" minvalli bir göz dağı verildi bana. bu şirketten güzel para kazanıyorum, ama yeteri kadar idare ettiğimi ve uyumlu davrandığımı da düşünüyorum.

siz ne dersiniz? Bir çok konuda bu şekilde esnafvari çözümler yaratılıp ikilemde bıraklıyorum. bu olay ilk değil yani. Haksız mıyım?
0
loch ness
(15.11.25)
dost ile ye, iç, alışveriş etme demişler. muhtemelen bu gibi durumlardan dolayı denmiştir. haklı olan taraf %100 sensin. bence elinden gelenin fazlasını da yapmışsın. ben karşılaştığım benzer durumların hepsinde hiç idare etmeden rest çekip çıkmışımdır. neredeyse tamamında da alacağımı vermemişler, arkamdan laf etmişler ve beni kötülemişlerdir. olsun en azından kafam rahat.

sonuçlarına gelecek olursak: artık bir sahil kasabasında görece daha küçük çapta niş işler yapıyorum. belki eskisi kadar çok kazanmıyorum ama hepsinde de kurtuldum.
+5
bravoteam
(15.11.25)
Haklısın.

Akraban parasının gücünü kullanıp seni her seferinde hakkından ya da anlaştığınızdan çok daha azına razı etmeye çalışıyor.

Ekonomik olarak seni zorlamayacaksa restine rest çekebilirsin, çünkü bu kafayla başkasıyla da anlaşamaz ve yine sana dönmek isteyebilir.
+3
10551037
(15.11.25)
Yani siz planinizi buna gore yapmayin elbette ama su anlattiginiz kafada biri zaten sizin gibi avukat bulamaz. Bunu da kisa surede anlar; tanidik olmayan ve isini duzgun yapan avukat hem parasini zamaninda ister hem de boyle indirimle filan ugrasmaz. Dolayisiyla isleri sizden alip yeni biriyle anlasirsa zaten pasa pasa islerin ucretini odemeye baslayacak demektir, bu da sizin sorununuz degil zaten.

Ben de su anlattiklarinizdan 100% hakli oldugunuzu ve dogrusunu yaptiginizi dusunuyorum, dilediginiz gibi rest cekme hakkiniz var. Insallah geri adim da atmazsiniz.
+2
kassiopeia
(15.11.25)
Bu senin gucune gore karar vericegin bi olay.
İsin gucun cok iyiyse taviz verme, ama buraya ihtiyacin varsa makul sekilde esnaf usulu orta yol bul.
Avukatlar burolarda asgari maasa calisiyorlar, piyasa zor biliyosun.
O asgari maas alandan seni ayiran muvekkil cevren oluyor.
Cok dik gitmemek lazim, olaya soyle bak. Senin yaptigin bu isi daha ucuza yapacak birini rahatca bulabilirler mi, onu da bi degerlendir
+2
die fetten jahre sind vorbei
(15.11.25)
(14)

İş meselesi

kozm
Merhaba galyalılar, bugün kurumsal bir firmadan teklif aldım. Maaş/alacak olarak bana şöyle bir opsiyon sundular. Anlaşırsak net üzerinden 110 bin maaş verebileceklerini söylediler. Fakat contract olarak, yani bana fatura kesip çalışırsam 160 bin vereceklerini söylediler fakat bu aşamada sigorta,öze
Merhaba galyalılar,

bugün kurumsal bir firmadan teklif aldım. Maaş/alacak olarak bana şöyle bir opsiyon sundular. Anlaşırsak net üzerinden 110 bin maaş verebileceklerini söylediler.

Fakat contract olarak, yani bana fatura kesip çalışırsam 160 bin vereceklerini söylediler fakat bu aşamada sigorta,özel sağlık, gelir vergisi vb. giderlerini kendim karşılayacağımı söylediler.

Sizce ben ne yapmalıyım? Contract olarak çalışma şeklinde detaylı bir hesap (aşağı-yukarı) yapabilecek biri var mıdır? Elime ne kadar kalacağı..

Bu arada meslek bilgisayar mühendisliği, çalışma şapkası iş analisti olacak.
0
kozm
(12.11.25)
teklifi yapan sirket tr den mi yurt disinda mi?
0
yuz kiloluk bir zenci
(12.11.25)
7500 bağkur
2000-2500 civarı muhasebeci.
bilmiyorum ama 5-6 da vergi ödersen ( ki fazla attım)
aylık maksimum 15 bin giderin olur
şahıs şirketi kurulumu da en fazla 7-8 bin.
0
ayağiniza gelen overlokçu
(12.11.25)
110net ise maaş iste.
çalışan olarak bir dünya hakkın var

fatura kesersen hakların sıfıra yakın. çalışan olarak 7ay sonra kovamazlar ama firma olursan geçmiş olsun. ilk anda hemen dışardasın.
+2
duyurukullanıcısı
(12.11.25)
Şirket yurt içinde.
0
🌸kozm
(12.11.25)
Kesinlikle 110.000 TL net maaşı kabul etmelisin. Diğer seçenekteki vergilendirmeler ve SGK - bağkur ödemeleri belini büker.
0
megalomaniac
(12.11.25)
KDV ne olacak?
yaşınız kaç? 29'un altındaysanız ve ilk kez fatura kesecekseniz, genç girişimci istisnası var. belli bir süre gelir vergisi ve Bağkur ödemiyorsunuz. ciddi para.
0
co2s2
(12.11.25)
net 110bine gir.
0
chetinn
(12.11.25)
şahıs şirketi bile kursan net 110k çok daha avantajlı, şahıs şirketin olunca yan haklar vb. de kaybolacak; en kötüsü 2-3 sene çalışıp tazminat bile alsan şirkette o kadar kar bile kalmayabilir sana, yıllık izin vb de olmayacak. sigortalı ol
+1
sweetoffice
(12.11.25)
aradaki fark çok az o yüzden oyum net 110bin den yana
0
gercekdunya
(12.11.25)
Haricen çalışıp iş yapabileceğin ve para kazanabileceğin müşteriler olacaksa elbette dışarıdan fatura kes ancak bu imkanın yoksa ya da müşteri portföyün geniş değilse maaşlı çalış. Kıdem ihbar izin sigorta hakların olacak, hatta istihdam edilen işçi sayısı 30'dan fazlaysa iş güvencesi hükümlerinden yararlanacaksın.
0
10551037
(12.11.25)
14 senedir kendi nâm-hesâbına çalışan statüsünde biri olarak, nâçizâne tavsiyemdir: tereddüd etmeden maaşlı (kadrolu) olunuz.
+1
berhudar ol evladim
(12.11.25)
160 bin brutun yuzde 62 si 99 bin yapar gider gosterirsenen yukselir ama zaten 110 civarinda olur. degmez . contractor icin daha cok vermeleri lazim
0
aloneinthedark
(12.11.25)
110bin net. Şahıs şirketi bile olsan çok zor. Bağkur, vergi, muhasebeci vb.. hala devam ediyor mu bilmiyorum ama eskiden bağkurlu olunca sigortalıya dönemiyordun. Bağkurda da daha uzun süre prim ödeyip getirisi daha düşük oluyordu.. maaşlı çalışırsan yan hakların da oluyorsa süper.
0
yankee jumping
(13.11.25)
Normalde bu modele sıcak bakarım ama eğer dışarı iş yapma ihtimalin yoksa iki teklif birbirine denk degil. Tek oraya çalışacağın durumda 160 yerine 200 civarı dikkate değer bir teklif olurdu.
0
osssy
(13.11.25)
(22)

Dükkan sahibi ihtarname göndermiş, iplemeli miyiz?

ananiyimioguz
Biz 3 sene önce dükkanı kiralarken, normal sözleşme yaptıktan sonra bir de bir kaç gün sonra notere gidip tahliye taahhütnamesi imzalayıp onaylattık.Aynı gün yapınca mal sahibi pek haklı sayılmıyormuş ama böyle sonradan yapınca sanırım çıkartabiliyormuş.Yine de aklımda sanki her türlü hukukun kiracı
Biz 3 sene önce dükkanı kiralarken, normal sözleşme yaptıktan sonra bir de bir kaç gün sonra notere gidip tahliye taahhütnamesi imzalayıp onaylattık.

Aynı gün yapınca mal sahibi pek haklı sayılmıyormuş ama böyle sonradan yapınca sanırım çıkartabiliyormuş.

Yine de aklımda sanki her türlü hukukun kiracıdan yana olduğu bilgisi var, o yüzden sorayım dedim.

Dün işte 3 yılınız doldu, tahliye edebiliyoruz, çıkın gibisinden ihtarname göndermişler.

Biz zaten tefe/tüfeye göre zammı kabul etmiştik her yıl %40-70 arası zam yapıyorlardı.

Ama yetmemiş olacak ki 2.5 kat kira artışı istiyorlar. Gerçi civar dükkanlara da baksak yine bir 1.5 - 2 kat artış yapmak gerekebilir ama dediğim gibi zaten tefe tüfe diye anlaşmıştık önceden.

Biz şimdi buna cevaben çıkamayız tşk yazıp gönderelim ve kira artışını yine tefe tüfeye göre yapıp atmaya devam mı edelim yoksa gerçekten çıkarabilirler de kirada anlaşma yoluna mı gidelim?

Ek olarak, diyelim ki anlaştık, bunlar bu sefer 3 yıllık anlaşma yapmaz, 1 yıllık yaparlar, 1 yılın sonunda yine 2 kat kira artıyorum derlerse ne yapacağız bu nereye kadar böyle gidecek?
0
ananiyimioguz
(12.11.25)
Tahliye taahhütnamesini paylaşırsan daha doyurucu cevap alırsın. Ne yazıyor?
Bir tahliye tarihi yazmış olmalısın ki noter onaylasın?
0
Mirket
(12.11.25)
anlaş. ev olsa hukuktan git derim ama ticaret hane de hakkaniyet kira oranı verilmeli.
0
jamswety
(12.11.25)
Piyasa fiyati neyse onu vermezsen cikmayi bastan kabul etmissin. Vermezsen cikartirlar.
0
die fetten jahre sind vorbei
(12.11.25)
tuttuğunuz yer ev değil ticarethane bu yüzden o duyduğunuz kurallar sizin için geçerli değil. ayrıca tahliye taahhütnamesi noterden imzalanmış hiç bir şekilde kaçma şansınız yok. şimdilik anlaşma yoluna gidin. sonra da başka dükkan bulun çıkın
+1
gercekdunya
(12.11.25)
tahliye taahhütnamesinde "... tarihinde çıkacağız" diye söz verdiyseniz sizi çıkarma hakkı var. yani tahliye davası açarsa dava sonuçlanıp üst mahkemeden de onaylanıp kesinleşene kadar süreci uzatmış olup oturmaya devam edersiniz ama günün sonunda haklı çıkma ihtimaliniz pek yok.

diyelim ki tahliye taahhütnamesinde 01.12.2025 tarihinde çıkacağız dediniz ama şimdi kira miktarında anlaşmaya vardınız. kiraya veren bu tahliye taahhütnamesini işleme koymaz. siz de 3 yıl önce yaptığınız kira sözleşmesi üzerinden oturmaya devam edersiniz, seneye de tüfe oranında yine zammınızı yaparsınız. bu durumda o tahliye taahhütnamesi artık geçerisz hale gelmiş olur.

5.yıl dolduktan sonra da kiraya veren size kira tespit davası açabilir eğer o yerdeki kira rayiçlerinden daha düşük miktarda kira ödüyorsanız. ama tahliye davası açamaz kiranızı aksatmadığınız sürece.
+1
Sadece soruyorum
(12.11.25)
Evet işte 3 yıl sonunda çıkacağız diye imzalamıştık.
Aslında imzalamayın öyle şeyler derler ama kimse başka türlü kiraya vermiyordu ki.

Hatta hepsi 1 yıllık anlaşıyordu da burasını 3e zor ikna etmiştik.

O zaman anlaşalım çünkü daha uyguna bile kiralık yer bulsak, taşınma masrafları yüzünden pahalıya mal olacak.
+1
🌸ananiyimioguz
(12.11.25)
Yine hiçbir belge görmeden ahkam kesen duyuru uzmanları toplanıp ahkam kesmeye başlamışlar.

Bahsettiğiniz yer dükkan, yani ekmek teknesi. Şakası yok. Yerinizde olsam belgelerimi (yani kira sözleşmesi ve tahliye taahhütnamesi) toparlar bir avukatın kapısını çalardım.

Sözleşmede ya da taahhütte bir sorun varsa avukat bunu saptayıp mal sahibinin açma olasılığı olan davayı sonuçsuz bırakabilir. Sorun yoksa bunu teyit etmiş olursunuz. Özetle risklerinizi belirlersiniz.
+1
10551037
(12.11.25)
@ananiyimioguz "Evet işte 3 yıl sonunda çıkacağız diye imzalamıştık." demişsiniz, ama noter bunu onaylamaz hiç bir şekilde.
"normal sözleşme yaptıktan sonra bir de bir kaç gün sonra notere gidip tahliye taahhütnamesi imzalayıp onaylattık.
0
sweetoffice
(12.11.25)
@105
ben avukatım bilmeden değil bilerek yazdım, noterden tahliye taahhütnamesi vermişler bunun üstüne söylenecek pek bir şey olmadığı için bu şekilde yorum yazdım
0
Sadece soruyorum
(13.11.25)
Dövüşmen durun atayim kağıdı bu kadar kritikse bakmak: hizliresim.com

Şimdi biz bunu zamaninda imzaladik ama dis klinigi oldugu icin malum tedavi surecleri uzun suren hastalar var oyle cik demek kolay olmamasi lazim itiraz edip uzatma hakkimiz var mi acaba?

Yoksa da zaten dertleri bizi çıkartmaktan ziyada daha yüksek kirada anlaşmak. Mecbur anlaşıcaz o zaman bir yerde.

Cunku dedigim gibi kiralari eksiksiz odedik ve tefe tufeye gore arttirdilar zaten oyle sabit %30 falan degildi.
0
🌸ananiyimioguz
(13.11.25)
Sağlam bir avukatın bu kağıdın değerini, tuvalet kağıdı ile eşitleyebileceğine dair bir inanç pekişti bende.

Edit: Sen yine de tahliye taahhütnamesini paylaşsana bi. Tarihler tuhaf duruyor bu ihtarnamede.
Ben mi yanlış görüyorum.
10.12 Kontrat
24.11 Taahhüt

Taahhüt daha önce yani. ???
0
Mirket
(13.11.25)
hocam şöyle bir saçmalık var bu ihtarnamede.
kira sözleşmesinin tarihi 10.12.2022
tahliye taahhütnamesinin verildiği tarih 24.11.2022 olarak belirtilmiş.

yani siz daha kiralamadan tahliye taahhütnamesi vermişsiniz bir mantıksızlık var bu hikayede. hem tahliye taahhütnamesinin hem de kira sözleşmesinin görüntülerine bakmak lazım tarihler burada yazıldığı gibi ise bu evrakların hiçbir anlamı yok oturmaya devam edin. (normalde kira sözleşmesinin tarihi 10.12.2022 ise tahliye taahhütnamesinin bundan daha sonraki bir tarihte verilmesi gerekirdi örneğin 20.12.2022 gibi)

her halükarda şu anda oturmaya devam edebilirsiniz bu arada. tahliye taahhütnamesi usule uygun olsa bile yani tarihlerinde falan sorun yoksa sizin aleyhinize bir icra takibi başlatırlar tahliye talepli olarak, itiraz falan edersiniz, arabulucu aşaması olur, siz tahliye edemeyeceğinizi söylersiniz, sonra da tahliye davası açarlar davanın sonuçlanması, üst mahkemeye gidip gelmesi falan zaten 1 yılı geçer muhtemelen. bu arada siz yine tüfe ortalamasına göre kira zammınızı yapın oturmaya devam edin. ama sizin olayınızda tarihler ihtarnamede belirtildiği gibiyse davayı kazanma şansları yok.

ama kirayı günü gününe ödeyin bu arada, geciktirilirse ihtar çekerler vs yine tahliye mevzusu gündeme gelebilir.
0
Sadece soruyorum
(13.11.25)
Ben de avukatım ve belgeleri görmeden yapmanın sakıncalarını bildiğim için ezbere konuşmak yerine belgeleri bir avukatın görmesi gerektiğini söyledim ve belgeleri görmeden yorum yapan bir meslektaşım varsa kendisini eleştirdim.

(Burada bir de avukat olmadan her hukuki konuya sulanan ve bunda hatalı bir şey olmadığını iddia eden aklıevveller var, onlar konumuz dışında şu aşamada.)

İhtarnamede yazan tarihler doğruysa, ihtarnamede bir maddi hata yapılmadıysa ilk mesajınızın tamamen boşa çıktığı izahtan vareste. Bence bu konular daha özenli davranılmayı hak ediyor.

Sayın duyuru sahibi, zaman kaybetmeden bir meslektaşımla görüşmenizi tavsiye ederim. Bu işler kulaktan kulağa oynayarak yapılmaz. İhtarnamede yazan tarihler doğruysa mal sahibini "kucağa oturtursunuz".
-1
10551037
(14.11.25)
Yani her soruya sadece o meslek erbabı cevap verip soru soranı profesyonel meslek erbabına yönlendirmeli.
Soru soran sadece hangi meslek erbabına gideceğini sormalı.
Meslek erbabı dışında hiç kimse sulanmamalı.
Duyuru öyle bir yer olmalı.
0
Mirket
(14.11.25)
anlıyorum değerli duyuru avukatları para kazanmak istiyorsunuz ama arkadaş basit bir sorununu paylaşmak istemiş. olay büyürse zaten avukata gitmek zorunda. kendisi de biliyor. ayrıca anlaşma yoluna giderek de işini de kolayca çözebilir.

gelen evrakda tarihler tutarsız. muhtemelen sehven 11 diye yazılmış. siz bir kaç gün sonra imzaladığınızı beyan ettiğiniz için ona göre yorum yaptık. dava açarsa iyi bir avukat ile uzatabilirsiniz ama eninde sonunda icra yoluyla çıkmak zorunda kalırsınız. piyasa değerinde kirayı verin ve en az 5 yıllık artış oranları belli şekilde noterden yeni kontrat yapın.
-1
gercekdunya
(14.11.25)
“Para kazanmak istiyorsunuz” insanları damlamış derhal.

Bu insanlar bilmiyor ki asıl para, kafasına ve etrafındaki cahillerin sözüne itibar ederek tüm işi sıçıp batıran müvekkilden kazanılır. “Hasta yatağında sevilir.” diye bir laf vardır, hastayı yatağında sevmeye bayılırız biz avukatlar.

Herhangi bir hak kaybı olmaması ve üç kuruşa çözülecek mesele, 100 lira verilse dahi çözülemeyecek hale gelmesin diye verdiğimiz tavsiye dahi para kazanma hırsı olarak nitelendiriliyor. Gerçekten komik.

Bir de anlaşma yoluna giderek işini çözebilirmiş. O anlaşmayı kim yapacak? Sorun yaşayan kişi kendi haklarını gözeten bir anlaşma için avukata başvurmalı. Başvurmazsa kendi bilir, sonuçlarına katlanır.
0
10551037
(14.11.25)
Her meslek grubundan bir birey buraya gelip, branşıyla ilgili cevap veren ve ehil olmadığı düşündüğü kişilere hakaretamiz sözler söylese buranın hali ne olurdu acaba?

Doğrusunu biliyorsan cevap ver. Yanlış cevap görürsen eksile. Soru soran, hangi cevaba itibar edeceğine kendisi karar versin. Huzur devam etsin.

Ayrıca her yaş grubundan insanın katılabildiği, okuyabildiği, küçük katılımcıların da bulunduğu muhtemel bir platformda, 'sulanmak, kucağa oturtmak, yatağında sevmek, sıçmak' benzeri argo kullanımların uygunsuzluğu, sözkonusu edilen mesleğin erbabına ne derece yakışıyor. Onu da takdirlerinize sunayım ki tam olsun.
0
Mirket
(14.11.25)
@Mirket +111111111

hocam çok haklısın aynen düşündüklerimi yazmışsın
+1
Sadece soruyorum
(14.11.25)
@mirket +1

birde bu adam ben avukatım diye geziyor. yazık bunu okutan hukuk fakültesine.
0
gercekdunya
(14.11.25)
Üslubumu beğenmiyorsanız beni engelleyebilirsiniz, engelleme özelliğinin gelmesini isteyenlerden biri bendim. Yazdıklarımın hakaret içerdiğini düşünüyorsanız haklarınızı evelallah bizzat kullanabilecek yetkinliktesiniz, o konuda hiçbir yardıma ihtiyacınız yok. Özetle, ne istiyorsanız onu yapabilecek durumda olduğunuzu hatırlatmama gerek yok, haddime de değil zaten.

"Doğrusunu biliyorsan cevap ver. Yanlış cevap görürsen eksile. Soru soran, hangi cevaba itibar edeceğine kendisi karar versin. Huzur devam etsin."

Gerçekten mi? Hiç düşünememiştim bunu. Gerçekten ufkumu açtınız.

Sorulan bir soru var. Soru son derece afaki. Soru geçen sefer "Haciz kağıdı geldi ne yapayım?" idi, şimdi ise "Kira sözleşmesi ve noterden tahliye taahhüdü var ne yapayım?". Ortada belge var mı? Yok. Neye göre cevap verelim? Ben yukarıdaki meslektaş gibi belgeyi görmeden cevap vermem. Diğer taraftan avukatlık tüm meslekler gibi profesyonel bir meslek, halini vaktini durumunu bilmediğim tanımadığım insanların hukuki sorunlarını ücretsiz çözecek değilim. Ben kendi etrafımdaki eşimin dostumun arkadaşımın akrabamın ve onların yakın çevrelerinin sorunlarını gücüm yettiğince elimden geldiğince beş kuruş para almadan hallediyorum zaten. Tüm avukatlar da bunu yapıyor, yapar. Bunun aksini avukatı avukatlığı bilmemesi bir yana yaşadığı ülkenin sosyolojisinden bihaber tipler iddia eder. Geçen duyuruda başka bir aklıevvel beni "Yapay zeka geldi işiniz bitti o nedenle böyle yapıyorsun." diye aklınca eleştirmeye kalkmıştı. Madem öyle, bilimum YZ motoru elinin altındayken neden yanlış cevap veriyorsun diye sorduğumda ise cevap verememişti.

Soru soran hangi cevaba itibar edeceğine kendisi mi karar versin? Nasıl karar verecek, soruyu soran zaten meseleyi bilmediği için soru soruyor. Hangi cevaba itibar edebileceğini bilse soruyu sormaz zaten. Konuyu bilmeyen biri hangi cevaba itibar etmesi gerektiğini nereden bilecek? Bunun cevabını verirseniz çok sevinirim.

Daha önce yazdım, yine yazmak zorundayım çünkü anlaşılamadığını görüyorum: Burada işi bilen ya da bilmeyen birinin verdiği cevaba dayanarak telafisi güç hatta imkansız zarara uğrayan biri hesabını kimden soracak? Bazı meslekler vardır, bir tekel olarak yürütülür ve hesap verme mekanizması barındırır kendi içinde (Bu mekanizmalar iyi çalışır çalışmaz orası ayrı konu). Duyuru sahibinin sorusuna bilen bilmeyen herkes ahkam kesmiş. Ben ise ahkam kesmek yerine sözleşme ve taahhütnamenin incelenmesi gerektiğini, bunu da bir avukatın yapmasının doğru olacağını söyledim. Duyuru sahibi de sağolsun ihtarnameyi eklemiş. İhtarnamede yazan tarihler doğru mu, onu bile bilmiyoruz. Bu soruya cevap vermek için hem sözleşme hem de taahhütname incelenmek zorunda ama maşallah herkes her şeyi biliyor. Yahu yanlış yapıyorsunuz, duyuru sahibi belki dükkanından yani ekmek teknesinden tahliye olmayacak ama belge isteyen kimse olmadığı için içi bir karamsarlıkla doluyor. İhtarname geliyor, bu sefer herkes tamam sorun yok tarih silsilesi hatalı mal sahibi dava açsa da kaybeder diyor bu sefer duyuru sahibi rahatlıyor ama asıl incelenmesi gereken belgeler incelenmediği için mevcut durum da çok güvenilir değil.

Sayın duyuru sahibi, sizden rica ediyorum. Çevrenizde tanıdığınız bir avukat mutlaka vardır. Sizin tanıdığınız yoksa yakın çevrenizden biri vardır mutlaka. Gaziantep büyük şehir, çok sayıda yetkin meslektaş vardır orada. Kimseye ulaşamıyorsanız dükkanınızın muhasebesini tutan muhasebecinizi arayın, onun mutlaka avukat bir mükellefi vardır. Belgelerinizi eksiksiz alıp meslektaşın yanına gidin ve durumu anlatın. İhtarnamede yazan tarihler doğruysa bu çözülemeyecek bir iş değil.

Şöyle bir kamu spotuyla mesajımı tamamlayayım: Sosyal medyada kendisini hakim, savcı, avukat, doktor, polis, bürokrat, milletvekili vs her ne şekilde tanıtırsa tanıtsın bu söylemlere itibar etmeyin. Ben avukatım diyorum, benim de avukat olduğuma itibar etmeyin. Yüzünü görmediğiniz bizzat tanımadığınız kişilere itibar etmek doğru değil, bakın ne hocalar avukatlar hakimler savcılar milyonlarca lira dolandırıldı. Hesabını da kimseden soramadılar. Hesap soramayacağınız insanlara soru sormayın. Bundan kastım elbette yol tarifi, film - kitap tavsiyesi, lokanta önerisi vs son derece basit şeyler değil. Masadaki risk ekmek teknenizden tahliye olmanız ise, bu riskin gereklerine uygun davranmakta yarar var.
-4
10551037
(14.11.25)
adam birde üşenmemiş 55 satır 573 kelime yazı yazmış kendini haklı sanarak. benim bir tanıdık vardı özel üniversitede baba parası ile hukuk okuyup sürekli boş konuşuyor ve sallıyordu. nedense o aklıma geldi sözüm meclisten dışarı.

duyuru sabihi arkadaş hukuki bir terim sormamış sadece tavsiye istemiş. adam salak mı bir dava durumunda burda okudukları ile yetinip avukat tutmayacak. bunun için kafa açmaya gerek varmı. varsa tavsiyen ver yoksa sus...
0
gercekdunya
(15.11.25)
Haklılığın kriteri buradaki birkaç kişi herhalde, onlar haklısın derse haklı oluyorsun. Haksızsın derse haksızsın.

Dünyadan da yaşadığı ülkeden de bihaber tiplerin düşüncesi bu kadar oluyor. Adam yerine koyup cevap verince üşenmemiş yazmış, boş konuşuyor diye nitelemekten de geri kalmıyorlar maşallah. Bunlar nerede çalışır, nasıl para kazanır, nasıl yaşar meçhul ama her haltı da bilirler. Tahliye taahhüdünün geçerliliğine kadar fikirleri vardır. Biri de çıkıp "Sen bunları hangi sıfatla söylüyorsun, bunları nereden biliyorsun, soruyu soran sana güvenip iş yapsa ve patlasa hesabını sen mi vereceksin?" diye sorunca gelen cevap hazır: "Tavsiyen varsa ver yoksa sus."

Her şeyi bilmek zorunda değilsiniz. Adresi biliyorsan tarif et, bilmiyorsan bilmiyorum de. Cem Yılmaz (bkz: Faruk Eczanesi) skecini yapmıştı, otur izle kendini gör.

Ev değil ticarethane, bu kurallar senin için geçerli değil diyor ya :D
-2
10551037
(15.11.25)
(5)

sosyal medya yorumlarindaki tuhaflik

buenosdias
son zamanlarda dikkatimi çeken bişi var. siyadi, toplumsal olaylarla ilgili paylaşılan video, fotograf, vs..lerin altinda en ilk sirada insanın sinir uclariyla oynayan yorumlar oluyor. son 1,2 senedir bu durum var. sizin de dikkatinizi cekti mi? sırf bu yüzden sosyal medyayi hayatımdan çıkartmayı dü
son zamanlarda dikkatimi çeken bişi var. siyadi, toplumsal olaylarla ilgili paylaşılan video, fotograf, vs..lerin altinda en ilk sirada insanın sinir uclariyla oynayan yorumlar oluyor. son 1,2 senedir bu durum var. sizin de dikkatinizi cekti mi? sırf bu yüzden sosyal medyayi hayatımdan çıkartmayı düşünüyorum. hadi platformlar ruhsuz da sırf etkilesim için bu tarz takilan bir suru oe var. siz de farkettiniz mi?

ornek:
x.com
0
buenosdias
(10.11.25)
Linkte öyle bir yorum göremedim ama bu Twitter'da standart oldu artık. Özellikle mavi tık alanların yorumlari en üstte olduğu için o şekilde yorum yapıp gelen cevaplara dava açarak geciniyor diyenler vardı ilgili olabilir. Onun dışında etkileşim için o yanıtlar tabi.
+1
artıküyeolmakistiyorum
(10.11.25)
ben de bugün aynı şeyi düşünüyordum tam. mesela facebookta bir haber var güvenlik görevlisi uyardığı gençler tarafından bıçaklanıp öldürülmüş, yorumlar "sen ne karışıyorsun" , "kendine de yazık ettin gençlere de", ya da instagramda trafik kamerası görüntüsü paylaşılmış, alenen kaynak yapanlar, ters yönden gelip üstüne kavga çıkaranlar vs. bunlara da "sen de yavaş gitme kaynak yapar tabii" vs gibi yorumlar oluyor hem de sürekli oluyor neredeyse her videoda oluyor.
0
n62
(10.11.25)
Ben de boyle hissediyorum ve gercekten birakmak gerekiyor diye dusunuyorum. Sebebini bilmiyorum ama tahminim su; biz cevap vermiyor bile olsak o tarz yorumlar dikkatimizi cekiyor ve bir sekilde siteyle etkilesimi artiyor ve bunu o yorumda uzun sure kalmamizdan vs tespit ediyorlar. Bunlar da etkilesimin onemli oldugu platformlar oldugundan bu tur yorumlar on plana cikiyor. Tabii baska birinin hesabindan falan kontrol etmekte fayda var, belki de o kadar komplo teorisi havasi kokan seyler degildir.
0
mbond
(10.11.25)
ben sosyal medyaya girince köpek kovalamış gibi strese giriyorum, kötü hissediyorum. bazen kalp ritmim değişiyor. abartmıyorum, tam olarak bu. kaldıki 20 yıldan fazladır internetle iç içeyim.

birden fazla sebebi var bahsettiğiniz durumun;
* insanlar etkileşim almak istiyor. linçlense bile bundan memnun kalıyor, takipçi oluşturuyor,
* kendilerine küfür ettirip dava açanlar varmış, sayıları az değilmiş.
* fazla etkileşim alanlar üste çıkıyor, üste çıkınca daha çok görünür oluyor. klasik sosyal medya algoritması.

iyi şeylere yer yok sosyal medyada, onların pahası değeri yok çünkü.

ekleme: ağustos-ekim arasında 2-3 aylık bir dönemde eksisozluk ve duyuru dahil tüm sosyal medyadan elimi çektim. hatta gündemi bile pek nadir takip ettim. valla çok rahattım. anne-babanın sürekli kavga ettiği evdeki küçük çocuğun gerginliğini yaşıyordum sürekli. bunlar geçti gitti. özel araçlar kullanmaksızın sosyal medyayı kullanmak akıl karı değil.
(özel araçlar kısmını açayım; twitter, instragram, reddit hatta bir çok sosyal medya platformunun app'lerini kullanmıyorum. kulllanacağım zaman bilgisayardan tarayıcıdan bakıyorum. reels'leri, önerileri şunları bunları silen eklentiler var. bu eklentiler ile dikkatimi çekecek ve daha fazla içeride tutacak içerikleri engelliyorum. girip 3-5 dakika ne olmuş diye merakımı giderip çıkıyorum. app'leri kullanırsam kancaya takılıyorum ve saatlerce o girdapta farkına varmadan duruyorum. bu herkes için böyle.)
+1
biseysorcaktim
(10.11.25)
Bu durum son 1-2 seneyle sınırlı değil ne yazık ki. Yıllardır var. Sözlükte de var, diğer sosyal mecralarda da.

Ancak durumun en vahim olduğu yer sanırım X. Bunun anlaşılır bir tarafı var: “Etkileşim” denen saçmalığı öne çıkaran “algoritma” denen zırva.

Doğru düzgün güzel şeyler yazdığınız zaman buna katılan insanlar bu yazılanlara haliyle tepki vermiyor zira zaten katılıyor. Ayrıştırıcı provokatif yazılar ise tepki aldığı ve sosyal medya mecraları bu mesajları öne çıkardığı için sosyal medyada görünür olmak isteyenler provokatif söylemlere yöneliyorlar.

Ben akıl sağlığımı korumak için X kullanmıyorum, yani hesabım var ancak hiçbir şey yazmıyorum. Yazmaya kalkarsam neredeyse herkesi engellemem gerekir.

Sözlüğü daha aktif kullanıyorum ve sürekli birilerini engelliyorum. Birini engellemem için bana hakaret etmesine gerek yol, kendimce en ufak falsosunu görmem engellemem için yeterli. Tabi bu listenin başında milletin sinir uçlarıyla oynayıp kendine küfredilmesinden mazoşistçe keyif alan troller var. Gördüğüm tüm trolleri engelliyorum. Tabi bu mahlukatların üreme hızı benim engelleme hızımdan daima çok daha fazla ama yapacak bir şey yok, kararlılıkla engellemeye devam ediyorum.

Bu mahlukatlarla yapılacak mücadelede iki önemli şey var:

1. Asla cevap vermemek. Trole küfretmek küfredene değil, trole yarar. “Don’t feed the troll” söylemi her durumda geçerlidir. Trole küfretmek trolün talep sahasını genişleteceği gibi, görünürlüğünü de arttırır.

2. Engellemek. Trol hedeflediği etkileşimi alamazsa, soğuk suya temas eden taşak gibi büzüşür ve süner. Bu hayasızlara aradıkları üreme ortamını vermemek, düşünmeden engellemek gerekir.
0
10551037
(10.11.25)
(7)

NBA kupası

etna
Bu NBA kupası maçları sezondaki 82 maça dahil mi? Yoksa 82 maç haricinde mi oynanıyor?
Bu NBA kupası maçları sezondaki 82 maça dahil mi? Yoksa 82 maç haricinde mi oynanıyor?
0
etna
(08.11.25)
dahil.
+1
co2s2
(08.11.25)
dahil +1

ama bildiğim kadarıyla final maçı ayrı bir naç
0
put it in your appropriate place
(08.11.25)
Hem dahil, hem değil.

Birinci ya da sonuncu olarak play off’a girmek yeterli. Öyle ya da böyle play off’a girdikten sonra normal sezondaki sonuçların önemi yok, normal sezonun tek önemi play off’u belirlemesi.
0
10551037
(08.11.25)
@put it in your appropriate place : doğru..

@10551037 : nba cup ile playoff'lar alakasız şeyler. doğru şeyden bahsettiğinize emin misiniz?
0
co2s2
(09.11.25)
NBA Cup'tan anladığım, 82 maç sonrası play off ve sonrasında kazanan takım.

Başka bir şey mi çıkardılar NBA Cup adı altında?
0
10551037
(10.11.25)
@10551037 Evet Nba Cup diye bir şey çıkartılar. İlki 2023'te oynandı. Üçüncü sezonda bu seneki Nba Cup. 5li takımdan üç grup var her iki koferansta. Grup liderleri ve en iyi ikinci takım çeyrek finale çıkıyor. Yarı final ve final.

Final ayrı maç. Normal sezona etkisi yok. Kazanan Nba Cup'i kazanıyor haliyle. Grup maçlarıyla Çeyek final ve yarı finalde galibiyetler ve mağlubiyetleri normal sezona sayıyolar.

Türkiye kupasını gibi düşünebiliriz. Final maçına kadar ayrı bir turnuva değil ki, ama final maçı ayrı maç.
0
put it in your appropriate place
(10.11.25)
Anladım, haberim yoktu. NBA'i de zorlama rekabetlerle bozmaya çalışıyorlar demek ki.

F1'de sprint, NBA'da kupa. Garip garip işler.
0
10551037
(10.11.25)
(3)

70+ annelere uygun telefon

akiskan
merhaba,uzun süredir telefon piyasasını takip etmeyen bir kullanici olarak 70 küsur yasindaki annemin telefonunu yenilemeye karar verdim. redmi 8 kullanmaya alışık kişilere uygun, android işletim sistemli 256 gb kapasiteli, sürekli reklam çıkartmayan, ekranı büyük, fiyatı 25 bin altı hangi marka mod
merhaba,
uzun süredir telefon piyasasını takip etmeyen bir kullanici olarak 70 küsur yasindaki annemin telefonunu yenilemeye karar verdim. redmi 8 kullanmaya alışık kişilere uygun, android işletim sistemli 256 gb kapasiteli, sürekli reklam çıkartmayan, ekranı büyük, fiyatı 25 bin altı hangi marka modeli önerirsiniz ?
0
akiskan
(08.11.25)
Bütçenize uyan Samsung’u alın geçin.

Çinli markalara bulaşmayın, onların f/p oranı daha iyi olsa da yaşlı insana uyan tipte değiller.
0
10551037
(08.11.25)
Samsung a36 güvenilir anne baba telefonu
0
grimavi
(08.11.25)
Redmi ye alıştıysa aynısından devam edin. Yaşlı insanlarda minik bir fark bile büyük zorluk olabiliyor.
dns i de adguard yapın bir çok reklamdan kurtulursunuz
0
kisa
(08.11.25)
(9)

tv tavsiyesi istiyorum

kisa
Merhaba,Tv nin kendi işletim sistemi çok önemli değil, android box kullanıyorum, öyle devam etme niyetindeyim.Oyun oynamam, tv izlemek için 55 ya da 65" inçlik bir tv bakıyorum. hali hazırda yüz yıllık bir plazma var hala. Bunu çok seviyorum ama her an ölecek gibi geliyor, hazır indirim de varken al
Merhaba,
Tv nin kendi işletim sistemi çok önemli değil, android box kullanıyorum, öyle devam etme niyetindeyim.
Oyun oynamam, tv izlemek için 55 ya da 65" inçlik bir tv bakıyorum. hali hazırda yüz yıllık bir plazma var hala. Bunu çok seviyorum ama her an ölecek gibi geliyor, hazır indirim de varken alayım dedim.
yeni tvler ile ilgili en büyük sorunum, nasıl anlatılır bilmiyorum ama, çok yapay görünüyorlar. bu sadece çözünürlükle ilgili değil, tazeleme hızı ile de ilgili sanırım. bu sorunun ne olduğunu bilen, bununla ilgili dikkat etmem gereken şeyi söyleyebilen biri çok yardımcı olmuş olur.
Bunun dışında baktığımda onvo nun 65" leri çok ucuz geldi, qled tv 24bin civarı, aynı ölçüde TCL 34bin civarı. andorid box kullanacağımı göz önünde bulundurarak tavsiyeniz ne olur.
bütçe için 40 ın üzerine çıkmak istemiyorum.
0
kisa
(07.11.25)
Geniş bir mediamarkt mağazasında kör bakış yapin hocam. Beğendiğiniz tvyi öyle seçin burada kim ne söylese boş
0
artıküyeolmakistiyorum
(07.11.25)
Şu anda kullandığınız TV nedir?

İyi bir plazma kullanıyorsanız mevcut TV'lerin size yapay gelmesi normal. Sizin ilacınız, renk ayarları iyi yapılmış bir OLED ancak onun için 65 inç'te bütçenizi yaklaşık 2 katına çıkarmanız gerekli.
0
10551037
(07.11.25)
Şu anda kullandığım iyi bir plazma değil, eski ve zamanının da idare eder bir tvsiydi.
Bir mediamarkt gezmesi mantıklı geliyor.
Teşekkürler.
0
🌸kisa
(07.11.25)
Rica ederim.

Şu anda kullandığınız TV iyi bir plazma olmasa da çoğu plazma, LED TV'lerden görüntü üretme bakımından çok daha iyiydi, bu nedenle yeni TV'ler size çok yapay geliyor.

Teknoloji market ziyareti amaca uygun olmayabilir çünkü teknoloji marketlerin ışıklandırması ve TV'leri teşhirde tuttukları ayarlar o kadar kötü ki TV'nin gerçek performansını anlamak zorlaşıyor.
0
10551037
(07.11.25)
senin yazılımla işin olmadığı için panele odaklanman lazım, belli bir rakama kadar bir çok marka ve modelde lg nin led paneli kullanılıyor, o bütçeler için 4k 65" onvo işini fazlasıyla görecektir.
0
duyuruuser
(07.11.25)
OLED LG kullaniyorum 3-4 senedir, sikinti yok.
guncel fiyat konusunda fikrim yok.
0
cooperr
(07.11.25)
tlc arkadaşım ve babamlar aldı. gayet idare eder.
0
mikahakkinen
(07.11.25)
vestel 65inç android tv alın pişman olmazsınız
0
asap raki
(07.11.25)
Herkese teşekkürler
Bir anlık gazla xiaomi a65 aldım. (dolandırıcı değilse site) :)

Ek not, başta söylemeyi unuttum, vestel E tek katkım Zorlu psm den bilet olabilir ancak, kendilerine para kazandırmayi çok Özel bir durum olmadıkça düşünmüyorum ama cevap için teşekkürler.
0
🌸kisa
(07.11.25)
(4)

Magsafe Powerbank Tavsiyesi

vaveylababa
iPhone 14'te kullanacağım telefondan büyük olmayan, mıknatısı düzgün bir magsafe powerbank almayı düşünüyorum ancak fiyat skalası çok geniş. Bir anlam veremediğim için bilen birileri deneyim ve tavsiye ürün paylaşırsa memnun olurum.
iPhone 14'te kullanacağım telefondan büyük olmayan, mıknatısı düzgün bir magsafe powerbank almayı düşünüyorum ancak fiyat skalası çok geniş. Bir anlam veremediğim için bilen birileri deneyim ve tavsiye ürün paylaşırsa memnun olurum.
0
vaveylababa
(06.11.25)
anker almistim ben ve cok memnunum. cok hafif, incecik ve miknatisi cok iyi. amazon.com.tr'den baktim link vermek icin ama bulamadim. anker ve belkin bakabilirsiniz
+1
65 derece
(06.11.25)
Anker ve Belkin kesinlikle kaliteli markalar ancak bence fiyatları gerçekten uçuk. En son 2021'de Anker powerbank almıştım, ondan sonra aldığım 3 powerbank de Anker olmadı zira gerçekten yüksekti fiyatları.

Powerbank denen şey bir sarf malzemesi. Alayım uzun kullanayım diye bir şey söz konusu değil, pahalısının da ucuzunun da ömrü aşağı yukarı aynı. Ha ben gidip de en ucuzunu en markasız olanını alın demiyorum ancak bence piyasada iyi kötü bilinen markaların f/p modellerine yönelmek daha mantıklı.

Geçenlerde ben de bir magsafe powerbank almak istedim, fiyatları 600 liradan 3.000 liralara kadar gidiyordu, sizle aynı sorunu yaşadığım için hazır piyasa araştırması ve tecrübeye sahibim. :)

Bir kere, 5.000 mah olanlardan uzak durmak lazım. Powerbank kullanıldıkça kapasitesi düşeceği için, bir süre kullandıktan sonra telefonu sıfırdan bir kere bile şarj edemeyecektir. Bir de powerbank boyutları küçüldü, bu nedenle düşünmeden 10.000 mah alternatiflere yönelmek lazım. Zaten powerbank denen şeyin kullanılabilir kapasitesi ortalama olanlarında 2/3, çok iyi olanlarında 3/4 oluyor. 5.000 mah'lık bir powerbank büyük boy bir iPhone'u tamamen şarj edemiyor.

Ben şunu 800 liraya aldım ve gayet memnunum. Mıknatısı kuvvetli. Kulaklık gibi çok düşük güç isteyen aletleri şarj ediyor (Bunu bazıları yapmıyor). Kablolu kullanımda 20W hızla şarj ediyor, yeterli. Kendisi de 20W ile şarj oluyor. Kutusundan iki ucu Type C kısa kablo çıkıyor, bu da son derece kullanışlı. Yaz boyu sahilde kullandım, hava sıcak olmasına karşın fena performans göstermedi. Ancak Magsafe powerbanklerin şarj sırasında ısınıp hızı düşürdüğü ve zaman zaman akımı kestiği bir gerçek, bunu aklınızdan çıkarmayın. Neyse, ben bundan memnun kaldım. Bataryası şişmedi patlamadı: www.akakce.com

Yine Havit'in çok benzer yapıda olan şu modeli var, bu da düşünülebilir. Bunu kullanmadım, bu nedenle tavsiye edemem ama kötü olacağını sanmıyorum: www.akakce.com

Ben birazcık daha iyi olma olasılığı var diye 10.000 mah Anker'e asla 3.000 TL para vermem. 5.000 mah Belkin'ler de 1.000 ile 1.500 TL arasında satılıyor, onlar da aşırı pahalı.
0
10551037
(06.11.25)
Apple sertifikalı olmayan magsafe'lerde 7.5w hıza kadar destekliyormuş. Atıyorum 20w'lık bir magsafe powerbank aldın, 7.5w hızında şarj edecek. onun için qi2 sertifikasına dikkat etmek gerek.
0
PoscheN
(07.11.25)
Ben böyle bir bilgiye denk gelmedim, kaynak gösterebilir misiniz?
0
10551037
(07.11.25)
(9)

1 ayda başımıza gelenler - Tepetaklak olan düzenimiz.

drako
1 aydır kafam yerinde değil. 2 ay öncesine kadar gayet huzurlu ve mutluyduk. Şuan ise tamamen tüm ailem tepetaklak vaziyette. evlilik sürecinde daha önce hedeflediklerimizi başarmıştık. ve en son hayalimiz kalmıştı.2 ay öncesine kadar da eşimle ortak hayalimiz olan müstakil bir ev almış , daha sonra
1 aydır kafam yerinde değil. 2 ay öncesine kadar gayet huzurlu ve mutluyduk. Şuan ise tamamen tüm ailem tepetaklak vaziyette. evlilik sürecinde daha önce hedeflediklerimizi başarmıştık. ve en son hayalimiz kalmıştı.

2 ay öncesine kadar da eşimle ortak hayalimiz olan müstakil bir ev almış , daha sonrasında ise bahçesine ufak bir yavru köpeğimizi de alarak en büyük hayalimizi gerçekleştirmiştik. Ancak evi aldıktan sonra ise sürekli aksilikler başladı.( Tabi ki borç harç- kredi vs ile)

Sesimizi çıkarmadık , düzelir dedik. ( İş-güç vs.) Neyse 1 ay öncesinde de bir insan diyemeyeceğim şahıs kırmızı ışıkta hızla geçerek arabamıza çarptı. Eşim yaralandı ciddi şekilde neyse ki halen bakımı devam etse de iyi olacak. 1 aydır ailesi bizimleydi ama onlar da tabi ki işleri güçleri olduğundan eşimi alıp gitmek istediler 1 ay. Ben de el mahkum tamam dedim. Zaten bu süreçte de araç da olmadığından evimiz de merkezden uzak bir yerde olduğundan gelip gidiyordum.

Bu arada o telaşeden çok sevdiğimiz kuşumuz ilgilenemediğimizden ( eşimin rahatsızlığı nedeniyle gel gitler nedeniyle) vefat etti, yine bu durum nedeniyle yeterince ilgilenemediğimizden yavru köpeğimiz de hastalandı. ( halen daha köpeğimiz ile uğraşıyoruz).

kısaca hayalimiz olan bir şeyi yaşayamadan ciddi tehlikeler atlattık. düşündüğümde nerede hata yaptığımızı ise bulamıyorum. kimseye zararı olmayan çiftlerdeniz.

ha iyi yanından bakarsak allaha şükür en büyük tesellim ve şükür sebebim eşim sağ.

bu arada tabi kaza nedeniyle araç da perte çıktı. bir yandan da pert işlemleri için uğraşıyorum.

bu başlığı neden açtım onu da bilmiyorum. sanırım çok bunaldığımdan ve çoğu kişiye anlatamadığımdan belki bir nevi rahatlamak amacıyla ( eşim de dahil- üzülmemesi için.).
+4
drako
(06.11.25)
gecmis olsun.
bazen bazen bir sey kotu gidince gerisi corap sokugu gibi geliyor hissedersiniz.

benzer bi tepetaklak surecinden gectim, halen toparlanmaya calisiyoruz. belki biraz uzun surebilir her seyin eskisi olmasi ama sabirli olun duzelecek her sey. esiniz sizinle, sagligi da yerine gelecek.
sabirlar diyorum simdiden.
0
65 derece
(06.11.25)
Hocam geçmiş olsun bunlar hayatta olan şeyler eşiniz kısa zamanda toparlar umarım hayvanları da ihmal etmeyin, hem köpeği hem kuşu geçici bir süre misafir edecek gönüllüler bulunabilir, siz temel masrafları yemi karşılayın
0
grimavi
(06.11.25)
Çok geçmiş olsun. Bu tarz olayların bir sebebini aramak doğru değil. Yani başınıza gelen kötü şeylerin illa ki ilahi bir sebebi, "ettik, bulduk." gibi bir durumu yok. Her an herkesin başına gelebilecek şeyler. Asla küçümsemiyorum, yaşadığınız şeyler çok zor. Umarım kimsenin başına gelmez diyebileceğimiz şeyler. Ancak sizin de bir nebze başardığınız iyi taraflarına daha çok odaklanmaya çalışın ve bu günlerin de geçeceğini bilerek ayakta durun.
0
himmet dayi
(06.11.25)
burada tepetaklak olan nedir tam olarak? evliliğinizin devam etmesiyle ilgili bir terslik yok sanırım. onun dışında kazadır, olur. kişisel algılanacak bir şey yok.

bunu da söylemek istemezdim ama o köpeğin geleceği için söylüyorum; yetişkin insanlar olarak kriz anlarında bakmakla yükümlü olduğunuz canlılara karşı daha sorumlu davranmanız gerekiyor. eşinizin ailesi olayın içinde, kendi aileniz var mı bilmiyorum ama varsa onlar da görece içinde olur. onun dışında eş, dost durumu da varsa ya da hiçbir şey değilse komşular varsa; bir kuşa 10-15 günlüğüne bakmalarını rica etmek zor olmamalı.

kuşla ilgilenemedik diye vefat etti demek dümdüz hayvanı birkaç gün aç ve susuz bırakmışsınız demek. bilmediğimiz şeyler varsa ayrı ama, o kuşu da hesaba katıp hiç değilse her gün eve 1 kere uğrayıp beslemek ve suyunu vermek gerekirdi. aynı sorumsuzluğu köpeğinize karşı yapmayın. bu sorumluluğu taşıyamayacaksanız da sahiplendirmeye çalışın bari hayvanı. elinizde açlıktan ve susuzluktan ölmesinden iyidir.
0
kiyiya vuran dildolar
(06.11.25)
İyi dilekleriniz için teşekkür ederim. İyi olmaya çalışıyoruz her şeye rağmen.

Maalesef olaylar nedeniyle tek kaybımız 2 senedir bizimle olan muhabbet kuşumuz oldu. Ona zaman ayıramadık ve veterinerin söylediğine göre bizi göremediği ve yeni bir yerde de olduğundan stres nedeniyle kalp krizi geçirmesinin yüksek olduğunu söyledi. Bu sebeple kaybettik maalesef fıstığımızı.

Köpeğe de ilk başlarda ofiste bakmaya çalışsam da stresinin artması nedeniyle eşimin ailesinin yanına göndermek zorunda kaldım bugün veteriner tavsiyesi ile birlikte. Umarım o da iyileşecek. Eşimle birlikte sağlıklı olarak dönecekler.

Tamamen hasarsız atlatamayacağız ama iyi olacağız umarım sonucunda.
0
🌸drako
(06.11.25)
@kiyiya vuran dildolar;

Kuş tabi ki aç ve susuz kalmadı. Yemi ve suyunu kontrol ettik ama yeni bir evde olduğundan ve bizim de sesimizi duyamadığından veterinerimiz kalp krizi geçirmiş olma olasılığı yüksek dedi. Köpek de yalnız değil. Başlangıçta benim ile birlikte ofisteydi gündüzleri ben ilgileniyordum. Ama bahçeye alışmış bir köpeği tek bir yerde tutmak zor ve hayvan strese girdi. Eşimin ailesi de geldiğinde kendileri köpek ile ilgilendi tabi ki. Karma aşıları bitmemiş bir köpeği de dışarıda gezdiremiyorsunuz. Bunu da biliyorsunuzdur diye düşünüyorum.

Tüm süreçte veterinerin tavsiyeleri ile yürüdük. Kafamıza göre hareket etmedik ve yine hiçbir evcil dostumuzu aç ve susuz bırakmadık yani. Biraz daha fevri cümleler kurmadan önce tam olayı bilmeniz daha iyi olur diye düşünüyorum.
+1
🌸drako
(06.11.25)
Geçmiş olsun.

Ben bu gibi durumlarda şöyle bakıyorum: Beterin beteri var.

Eşinizin iyileşiyor ve tamamen iyileşecek olması çok güzel. Araba denen şey sonuçta mal, yerine koyulur. Candan kıymetli değil.

Kuşa üzüldüm ancak eşinizin sağlığıyla ilgilenirken bazı şeylerin kaçması anormal değil. Sağlık olsun diyelim. Kuşlar gerçekten çok hassas hayvanlar, böyle bir aksilik olmasa bile hastalanıp sizi üzebilirdi. Elbette keşke ölmeseydi ama olan olmuş, yapacak bir şey yok.

Köpeği eşinizin ailesinin yanına göndermeniz çok iyi olmuş, o da orada çok daha hızlı toparlanacaktır. Geçmiş olsun, bu zor süreci telafisi imkansız bir zarara neredeyse uğramadan atlatacaksınız gibi görünüyor.
0
10551037
(06.11.25)
geçmiş olsun. bundan sonra her şeyin düzeleceğinden ve her şeyin sizin adınıza çok muhteşem gideceğinden eminim
0
co2s2
(06.11.25)
Çok teşekkür ederim mesajlar için. Gerçekten mutlu ve huzurlu oldum okurken.

Her şey gönlünüzce olsun .
0
🌸drako
(07.11.25)
(2)

Xiaomi tv box hangisini alayım ?

ebeş
Bu iki ürün arasında nasıl bir fark var, evde stick kullanıyorum bir tane daha ihtiyaç oldu stick mi alayım box mu ne dersiniz ?Box: https://www.hepsiburada.com/xiaomi-mi-box-s-4k-android-tv-box-3-nesil-2-gb-ram-hdmi-ve-wi-fi-destegi-siyah-pm-HBC00008W3U3HStick: https://www.hepsiburada.com/xiaomi-mi
Bu iki ürün arasında nasıl bir fark var, evde stick kullanıyorum bir tane daha ihtiyaç oldu stick mi alayım box mu ne dersiniz ?

Box: www.hepsiburada.com

Stick: www.hepsiburada.com
0
ebeş
(03.11.25)
Linkteki stick eski ve 1080p olan versiyon. Aynısını ben de uzun süre kullandım ancak artık son derece yavaş kalıyor.

Linkteki box ise yeni çıktı ve güncel. Ben olsam box alırdım.
0
10551037
(03.11.25)
bulabiliyorsan 3. nesil box ve cin icin uretilen versiyonunu al. rami daha yuksek
0
kiyiya vuran dildolar
(04.11.25)
(5)

Goyard vs Loewe

Bruce
Marka algısı olarak hangisi daha premium?Kalite olarak hangisi daha kaliteli?Nasıl karşılaştırırsınız bu iki markayı?
Marka algısı olarak hangisi daha premium?
Kalite olarak hangisi daha kaliteli?
Nasıl karşılaştırırsınız bu iki markayı?
-1
Bruce
(02.11.25)
İkisi de premium çünkü ikisini de ilk kez görüyorum.
Şehirde yaşayan bir köylüyüm, üzerimde tapulu tarla vs var.
0
artıküyeolmakistiyorum
(02.11.25)
Goyard hayatımda duymadim. Loewe duydum.
Goyard okuduğum öyle çok marketing vs yapmayan, az öz is yapan firma gibi.
0
logisticsmanager
(02.11.25)
tabii ki loewe daha kaliteli. goyard çantalarıyla meşhur oldu ama overhyped aslında. bir kere ürünlerin ana malzemesi canvas. goyard’dan daha eski ve aynı tarz üreten moynat var mesela. moynat daha quiet luxury.

edit: aklıma gelmişken loewe de zamanla kalitesini biraz bozdu. puzzle bag’in ilk çıktığı zamanki haliyle update gelmiş şekli arasında bayağı bir işçilik farkı var.
+1
eileengray
(03.11.25)
Erkek gözüyle bakınca ikisi de birbirinden kötü bence.

Goyard anormal pahalı bir marka ve satın almak bile dert. Herkese ürün satmıyorlar. Alabilen insanlar kendilerini "şanslı" sayıyorlar. Büyük konuşmak zorundayım, bence ürünleri beş para etmez zira gerçek deri ürünler üretmiyorlar. Yaptıkları şey, tıpkı LV'nin monogram ürünlerinde olduğu gibi kanvas üzerine PVC kaplamak, yani benim tarzımla ifade etmek gerekirse, Dockers pantolon üzerine sıvılaştırılmış tuvalet terliği püskürtmek.

Loewe ise son 5-10 yıldır çantalarını insanların kollarında gördüğüm bir marka. Ben 38 yaşındayım ve Loewe benim jenerasyonumdaki erkekler için en pahalı 2 TV markasından biridir (diğeri Bang Olufsen). Hatta ilk başta çantaların üzerinde Loewe yazısını görünce şaşırmıştım, TV'yi bırakıp çantaya mı girdiler diye merak etmiştim.

Loewe'nin sitesine girip erkek çanta ve cüzdanlarına baktım. Çizgilerini sevmedim. Cüzdanlar idare eder ama çantalarını beğenmedim.

Benim gözümde ikisinin de marka algısı düşük Loewe'de çoğu modelde marka yazısı çok büyük. Goyard ise neredeyse sadece monogram desen yapıyor. Çantaya baktıkça "Goyardgoyardgoyardgoyardgoyardgoyardgoyardgoyardgoyard" görüyorum ve şaşı bak şaşır bir durum meydana geliyor benim adıma (Monogram sevmiyorum).

Bu tip ürünlerin kalitelerini konuşmak bence çok anlamlı değil zira kaliteyi tanımlamak lazım. Kaliteden ne anlayacağız? Uzun ömür ve dayanım ise, Goyard'ın iyi iş çıkaracağını düşünmüyorum. Komple deri olan Loewe'ler fena olmayabilir. Kaliteyle kusursuza yakın işçilik anlatılmak isteniyorsa, hiç fikrim yok açıkçası. İkisini de canlı görmek lazım. Bu tip lüks ürünleri kesip biçerek inceleyen bir Türk var, tavsiye ederim: www.youtube.com

Bu uzun mesajımı şöyle bitireyim: Deri ürünlerin ben de hastasıyım. Özellikle bifold cüzdan ve postacı çanta delisiyim. Alamayacağım kadar pahalı olup da bildiğim pek çok markanın internet sitesini (LV, Bottega, Hermes vs) 1-2 yılda bir gezerim ve çoğunlukla "ulan param olsa bunu kesin alırdım" diyeceğim bir şey bile bulamam çoğu zaman. Instagram'da dolanırken tesadüfen şu butik üreticiyi buldum, sonra buna benzer başka butik üreticiler de buldum ve şunu anladım: Çok param olursa asla büyük markalardan değil, daima ufak butik üreticilerden alışveriş yapacağım. Bu üreticinin tarzı çok klasik, farklı şeyler arayanlara çok hitap etmeyebilir ancak her şeyin kişiselleştirilebilir olması beni benden alıyor: chestermox.com Biraz zengin olursam olunca bu vatandaştan dikişinden malzemesine kadar istediğim gibi olan bir horween deri cüzdan alacağım. Hatta biraz daha fazla zengin olursam bir de postacı tipte evrak çantası yaptırırım. Şu anda sitesinde böyle bir çanta yok ama eskiden vardı.

Ülkemizden de çok beğendiğim bir üretici göstermek isterim. Evet fiyatlar ucuz değil ancak LV monogram cüzdan yerine bu adamlardan el boyaması bir cüzdanı düşünmeden tercih ederim: www.atolyede.com
+1
10551037
(03.11.25)
ikisi arasında loewe.
goyard çantalarıyla ünlü ama türkiye’de pek bilinmiyor, kaliteli bulmuyorum. goyard yerine lv alırım.
0
deartheodosia
(03.11.25)
(1)

Yarın öğlen eminönü'nde arabayı nereye parkedebilirim?

cccbehzatccc
Vapura binip birkaç saat sonra geri döneceğim öğlen. Eminönü iskelelerin orda en güvenli nereye bırakabilirim aracı?
Vapura binip birkaç saat sonra geri döneceğim öğlen. Eminönü iskelelerin orda en güvenli nereye bırakabilirim aracı?
0
cccbehzatccc
(01.11.25)
Tren garının yanında otopark var. Anahtar istemiyorlar. Bence haritadan bir bakın.
0
10551037
(01.11.25)
(11)

Kumarhanelerden para kazanılıyor mu

pembediken
Hiç duydunuz mu Kıbrıs'ta ya da başka bir ülkede kumardan yükü miktarda para kazanan?
Hiç duydunuz mu Kıbrıs'ta ya da başka bir ülkede kumardan yükü miktarda para kazanan?
0
pembediken
(30.10.25)
Yüklü olmasa da
Ben 3 gecede slottan 800 dolar karla ayrılmıştım. 1200 doları görmüştüm.

Bir spor yorumcusu poker turnuvasında 110k dolar kazandı geçen sene.

Kıbrıs değil ama online'dan 800k çeken tanıdığım var, hyundai bayon almıştı 2-3 sene önce. Tabii o zamana kadar ne kadar kaybetti bilemem.
Şu anki durumu araba da gitti, üstüne evini satmak zorunda kaldı.
0
Bruce
(30.10.25)
slot da $10 parami $450 olarak almistim.
0
oscar
(30.10.25)
annemlerin karsi komsusu kibris müdavimlerinden.
kumarhane bunlara ucak bileti falan aliyor, o derece oynuyorlar.
kumardan kazandigi parayla kendine bostanci'da 5 tane dükkan aldi adam.
kazanan da var ama kaybeden daha cok. benim girmek isteyecegim bir dünya degil.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(31.10.25)
@bruce : spor yorumcusu dediğim, emre özcan mı?
0
co2s2
(31.10.25)
Kumardan yüklü para kazanan, çok daha fazlasını kaybetmiştir. Aksi olacak olsa kumarhaneler batardı.

Uzun uzun anlatmaya gerek yok, Ali Nesin gayet iyi anlatmış. İzlemenizi tavsiye ederim: www.youtube.com
+3
10551037
(31.10.25)
bir abimiz şöyle demişti "kumar sayesinde 1 ev aldım ama 2 ev parası da kaybettim"
+2
elektr10
(31.10.25)
Nadir olur. Oyunlardaki sistem uzun vadede oynayanın kaybetmesi üstüne kuruludur.
Hem matematik hem işin içinde olanlar öyle diyor.

Telefonda oynanan oyunlar da büyük tehlike. Büyük para yatırıldığında sistemi yönetenler onu neden geri versin? Değil mi ama ..
...bet oynayanların bir süre sonra beti benzi atıyor.
0
diyecevaplandı
(31.10.25)
kumarhanede kazanmanın tek yolu, kumar oynamamaktır.
+1
duyuruuser
(31.10.25)
kumarhane kazanmana müsade etmez ki şansa ilk girdiği gibi ufakça bir para kazanan bir tanıdığıma hemen parasını verip çıkartmışlar içerden adsasd
0
eja
(31.10.25)
kıbrıs'ta akrabam yaşıyor ve her gün casinolarda oynuyor ben de ara sıra yanına gidiyorum . bazen kazanıyoruz bazen kaybediyoruz , hiçbir genelleme doğru değil . 15 yıldır her gün orada olduğu için çok gözlemledi çok araştırdı , casino çalışanları ile konuştu uğraştı ama mantığı ve denklemi yok bu işin . kazanınca hemen kaçmak en doğrusu bunu öğrendik .
0
devilone
(31.10.25)
merhaba annem 2022 yılbası zamanı 35 bin tl kazandı slot machine den. anlattığına göre o makina o günkü hasılatı boşaltmış sanırım. makina cayır ışıklarını yakmış polis sireni gibi, sesler çıkartmış şıkır şıkır falan 2024, 2025 yıllarında da tekrar gitti ama kazanamadı, yine de toplamda 35 bin kaybetmemiştir. yine de böyle hikayelerde aklıma bu gelir.

www.google.com
0
libertine
(01.11.25)
(9)

Mekanik Saat

sezai karesort
Öncelikle herkese selamlar.Mevcut olarak şu an sadece 1 tane kol saatim var. 2 senedir de kullanıyorum ve memnunum kendisinden de;Seiko 5 SRPG41 (git:https://www.seikowatches.com/tr-tr/products/5sports/srpg41 )Deri kayış olduğu için yazlar kullanmaktan imtina ediyorum bu sebeple bir tane de çelik ko
Öncelikle herkese selamlar.

Mevcut olarak şu an sadece 1 tane kol saatim var. 2 senedir de kullanıyorum ve memnunum kendisinden de;

Seiko 5 SRPG41 (git:www.seikowatches.com )

Deri kayış olduğu için yazlar kullanmaktan imtina ediyorum bu sebeple bir tane de çelik kordonlu bir saat arayışına girdim ve gönlümü şu canavara kaptırdım;

Hamilton Khaki Field H70455133 (git:www.konyalisaat.com.tr )

Şimdi sorunda burada başlıyor. Fikrine danıştığım bir kaç arkadaşım aynı tip olduğunu bence almanın gereksiz olduğunu belirtti. 38 mm kasa çapı ve görüntüsü "ben buradayım" diye bağırmadığı için böyle düşünüyorlar diye düşünüyorum.

Acaba yanılıyor muyum ? almalı mıyım ? yoksa farklı modellere mi yöneleyim ?

Şimdiden teşekkürler.
+1
sezai karesort
(30.10.25)
Seiko'ya farkli kordon takmayi da dusunebilirsiniz. Seiko da zaten ayni saati farkli kordonlarla satiyor, bende mesela mavi kumas kordonlusu var: m.media-amazon.com

Siz isterseniz metal kordon takin, hatta belki Seiko'dan orijinal metal kordonunu da alip takabilirsiniz.
0
sertac akin
(30.10.25)
Hamilton'u alacaksan Seiko'yu satabilirsin.
bence de goruntu olarak bir fark yok.
bir baska secenek de diver tipi saatlere gecmek.
citizen promaster mesela
www.citizenwatch.com
+1
cooperr
(30.10.25)
Merhaba Sertaç, evet dediğini de düşündüm fakat kasa siyah olduğu için metal kordon pek iyi bir seçenek olmayacaktır benim için. Siyah metal kordon da hem kalitelisini bulmak zor olacaktır hem de pek tercih etmek istemiyorum.

Bu arada seikonun orijinal deri kordonu da biraz kalitesizmiş 1 sene sonra baya yıprandı, bakım vs. yapmama rağmen.
0
🌸sezai karesort
(30.10.25)
Merhaba Cooper,

Baya beğendim paylaştığın modeli ama 45 mm kasa çapı benim bilekte duvar saati gibi durur :) bakındım biraz ama bulamadım daha düşük mm kasa çapı. Önerin için teşekkürler.

Merhaba eileengray,

Evet, yeşil kadranlı metal düşünülebilir, sevdim bu fikri. Biraz da olsa elimdeki seikodan farklılaşıyor yeşil kadran ile. Teşekkürler önerin için.
0
🌸sezai karesort
(30.10.25)
Khaki field çok bilinen çok başarılı bir model ama arkadaşların haklı.

Saat stilleri kabaca dress watch, diver, aviator, field, military, racing gibi adlandırılıyor. Paylaştığın iki saat de field watch.
Bunlar fonksiyona göre ayrılsa da bir stil anlatıyorlar. Tabii ki bir field watch'u takım elbise ile kombinleyebilirsin ama genelde nerede ne giydiğine göre farklı tarz seçmek mantıklı.

Buna takılmasan bile, bir field aldıysan öbürü de başka türlü olsun, değişiklik olur kafasındayım. Tabii bu biraz koleksiyoncu kafası, hep aynı stil takan da var ama teamülden bahsettim.

O yüzden önce şuradan stillere bak, sonra karar verip marka model arayışına gir derim.
encrypted-tbn0.gstatic.com

Field watchlara metal kordon yakıştırmıyorum ben, o yüzden metal olsun diyorsan yine çok bilinen sevilen citizen tsuyosa, sieko presage, orient bambino modellerine bakabilirsin. Bunların 37-40 arası çapları var, dar bir saat istediğin için diyorum. diyorum.

Mainstream olmayan seçenekler olsun diyorsan maen, venezianico, baltic gibi microbrandlere bakabilirsin. sevdiğim modelleri de şöyle bırakayım.
www.aslansaat.com
www.teksaat.com
+1
Bruce
(30.10.25)
hamilton'in komple simsiyah olanini esim cok severek kullaniyor. field watch cok sevdigi icin cesitli markalardan topluyor. eger seiko'ya cok benzemesin istiyorsaniz lorier diye nis bir marka var. en güzelleri bence onlarda.
saat olayini seviyorsaniz alinmayacak bir sey degil, kimseyi takmayin.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(31.10.25)
@bruce'a katılıyorum.

Elinizde güzel bir Field var ve ikincisini eklemek bence çok mantıklı değil. Eğer elinizde Hamilton olsaydı ve Seiko'yu almak isteseydiniz, yine aynı şeyi söylerdim.

Şahsi fikrim, field'lara çelik bilezik yakışmıyor. Field bence deri ya da Nato ile kullanılmalı. Hatta deri Nato nefis olur. Neyse, ona bakarsınız.

Yerinizde olsam başka bir tema seçerdim, böylece çeşitliliği ve kullanışlılığı arttırma yoluna giderdim. Yazın takılacak çelik bilezikli bir saat aranıyorsa akla ilk gelen seçenek dalgıç. İkinci seçenek ise son 10 yılda bir hastalık haline gelen entegre bilezikli saatler (Tissot PRX, Citizen Tyusoya ve türevleri).

Başka alternatifler de elbette çıkabilir ancak bence çelik bileziğin yakıştığı saat görece az. Bir de bilezik birazcık kaliteli olsun istenirse seçenekler iyice daralıyor. @eileengray'in önerdiği Nomos bence de çok güzel ama fiyatı Hamilton'un 4 katı civarında olacaktır, ayrıca bulmanız da kolay değil. Çok sevildi ve büyük bir hızla stokları tükendi bu modelin.

Deri kayışın 1 senede yıpranması normal. Aldığınız Seiko ve benzeri fiyatlardaki saatlerin üzerinde gelen kayışlar aşırı kaliteli olmuyor. Kaldı ki günlük takılan deri kayışın ömrü de 2-3 seneyi geçmiyor, ne kadar kaliteli olursa olsun yıpranıyor.

Kafanızda şekillenmesi için birkaç örnek saat linki ekliyorum, bütçenizi bilmediğim için kafamdaki modelleri eklemiyorum, sadece Hamilton'un fiyatına yakın birkaç model geldi aklıma onları ekliyorum.

Doxa köklü bir markadır, giriş seviyesi ama fena değil bence: www.abtsaat.com

Nivada Grenchen çok bilmediğim ama güzel bir marka, bu tip saatlere (Rolex Explorer, Datejust ve Milgauss, Omega Aqua Terra vs) bence çelik bilezik yakışıyor: www.abtsaat.com
+2
10551037
(31.10.25)
field watch yerine diver tipi olanlara geçmek kullanım alanını arttırır belki ama diver olanları da dress watch olarak düşünemiyorum ben. en iyisi GADA bir saat bulup, hem çelik hem deri kaliteli birer kordon sahibi olup mevsime göre kordonu değiştirmek bence.

nomos’un saatleri mekanizma olarak biraz soru işareti ama her ortama gidecek saatleri var. seiko’da presage serisinde, tissot’da le locle serisinde de çok yönlü kullanım sunan saatler mevcut. onlara da bakabilirsiniz. field watch’unuz zaten bir tane var, o dursun satmayın ama gidip ikinci bir field watch’u da sırf çelik kordonlu diye almayın.

bende tissot heritage 1938 var, hasır çelik kordonla kullanıyorum. her ortamda takılabileceğini dişündüğüm bir saat: imgur.com
+1
phoarbix
(31.10.25)
tarz olarak aynı olsa da önemli olan senin ne düşündüğün hoşuna gittiyse al abi ayrıca birini deri birini çelik vs gibi farklı kombinasyonlarla da kullanabilirsin
+1
edaddy
(31.10.25)
(24)

Ekşi Duyuru'da Yeni Özellik: Kullanıcı Tagleme

fraise
Artık cevaplarınızda veya duyurularınızda bir kullanıcıdan bahsetmek istediğinizde, gönder butonunun yanındaki etiket simgesine tıklayarak o kişiyi tagleyebilirsiniz. Ayrıca, taglendiğiniz duyuruları bildirimler bölümünden kolayca görebilirsiniz.Herkese bol tagli, keyifli bir hafta dileriz! 😊
Artık cevaplarınızda veya duyurularınızda bir kullanıcıdan bahsetmek istediğinizde, gönder butonunun yanındaki etiket simgesine tıklayarak o kişiyi tagleyebilirsiniz.

Ayrıca, taglendiğiniz duyuruları bildirimler bölümünden kolayca görebilirsiniz.

Herkese bol tagli, keyifli bir hafta dileriz! 😊
+11
fraise
(30.10.25)
Hayırlı tagler
Benim mesaja da cevap verirseniz sevinirim

Düzenleme: mesajıma cevap ricasını mod arkadaşa yazdım. Özel mesaja cevap vermedi yanlış anlaşılmış
0
artıküyeolmakistiyorum
(30.10.25)
Hayırlı olsun :) Biri compu'yu durdursun... (Biri de beni etiketlesin, böyle tagleye tagleye gidelim mi bu duyuruda?)
+4
yadigar
(30.10.25)
tag'lenince uyarı mı gidiyor?
0
co2s2
(30.10.25)
ben de merak ediyorum. geldi mi bir uyarı?
0
biseysorcaktim
(30.10.25)
Tag’lemek güzel fakat bi de duyuru yorumlarına cevap özelliği gelse mük olur.
0
olaylar olaylar
(30.10.25)
sağ taraftaki bildirimlerde başında etiket işareti ile birlikte çıkıyor.
0
kibritsuyu
(30.10.25)
Boş işlerde bugün :)

bknz aylak bakkal
-14
Rondak
(30.10.25)
deneme 1-2
0
art cat chocolate
(30.10.25)
hmm sağ altta bildirimler kısmında gözüküyormuş ve taglendiğimiz cevap sarı oluyor.

bu hayal ettiğim şey değildi. yine de iyi. teşekkürlerrr.

bir de lütfen bildirimler ve son cevaplar sekmeleri otomatik kapanmasın, hep açık kalsın ya. bir duyuruyu okuyorum cevaplıyorum, başka şeylere bakmak için her seferinde onları açmam gerekiyor. saniyelik bir iş de olsa sinir bozucu :')
+1
batlegolas
(30.10.25)
Madem sözlük hesaplarımızla ikinci cevabı giriyoruz, ben de öyle yapmış olayım.
0
dilemma of subscribtionability
(30.10.25)
Bunu ben talep etmiştim, teşekkürler.

Bir talep hakkım daha var mı? Eğer varsa bir talebim daha var.

Karanlık mod kullanıyorum ve etiketin rengi ile etiket içindeki fontun rengi birbirine çok yakın, okumak çok zor. Etiketin rengi böyle kalacaksa, etiket içindeki fontun rengini koyulaştırmak mümkün mü acaba?
0
10551037
(31.10.25)
Etiketlenecek yazar sayısına bir sınır mı getirilse? Biraz suistimale açık bir uygulama olmuş sanki...
+4
yadigar
(31.10.25)
Allam yarabbim
+8
compumaster
(31.10.25)
bastim eksiyi compu, $ikayet yok :D
0
cooperr
(31.10.25)
çıkarın beni bu mentiondan :))
0
false pretension
(31.10.25)
şu günleri göreceğim aklıma gelmezdi 18 yıl olmuş oldlar... boomerlar..compu kalp sözlük
+1
eja
(31.10.25)
insan insanı hiç tagler mi yeaö...
0
Fodera
(31.10.25)
deneme 1-2-3 deneme
0
rakicandir
(01.11.25)
Elinize sağlık! Karanlık moddaki etiketleme renklerine de bir el atabilir miyiz?
0
nawar
(01.11.25)
bu durumda bir cevap silinme gerekçesi olan iki kişi arasında diyalogun da kaldırılması gerekmez mi?
0
Whily
(01.11.25)
çoktan kaldırdık bile. artık "teşekkür ederim, iki kişi arasında diyalog" diye bir entry silinme gerekçesi yok. hakaret, aşağılama, küfür, kısacası saygı sınırları dışında kalan diyaloglar dışında istediğiniz gibi teşekkür edebilir, diyaloğa girebilirsiniz.
+3
kibritsuyu
(01.11.25)
olmuyor rakı hocam. bahsettiğim sıkıntı o. zaten duyuruya cevap vermişsem bildirimlerde çıkıyor. etiketleyince ayrı bir bildirimi yok, bildirimlerde de etiketlendin diye çıkmıyor. deneme deneme diye etiketlediğini gözümle etiketi görmesem anlamazdım mesela. çünkü zaten altına yazılanlardan dolayı bildirimlere girmiş. etiketlendiğime dair bir bilgi yok.
+1
kibritsuyu
(01.11.25)
Su özellikler bizim Prime zamanda gelseydi ya… o zirveleri yaptigimiz zamanlar… herkesin birbirini tanidigi zamanlar…

Yine de Yetmez ama evet ile devam ediyoruz 🍻👍🏼
+3
c1b2k3
(01.11.25)
Çok iyi olmuş ama görsel ekleme de gelsin mobil için
+1
cemallamec
(01.11.25)
(3)

Diyette serbestlik

arbre
Diyet diyemem ama diyetimsi bir şeye dikkat ediyorum. 1 dilimden fazla ekmek yemiyorum, kola sadece canım çekerse çay bardağıyla shot atıyorum falan. Neyse. Bugün pazar deyip kendi kendime diyet tatili ilan ettim ve Milka çikolata yedim, yarım ekmek yedim. Hem psikolojik olarak iyi geldi hem de bira
Diyet diyemem ama diyetimsi bir şeye dikkat ediyorum. 1 dilimden fazla ekmek yemiyorum, kola sadece canım çekerse çay bardağıyla shot atıyorum falan. Neyse. Bugün pazar deyip kendi kendime diyet tatili ilan ettim ve Milka çikolata yedim, yarım ekmek yedim. Hem psikolojik olarak iyi geldi hem de biraz serbestlik gerekli bence hayatta. Hafta içi dikkat etmeye devam edeceğim. Sonuç olarak bir şey olmaz dimi? Olmaz deyin, olaysız dağılalım. Yakşamlar.
-2
arbre
(26.10.25)
Aslında diyette mühim olan şey günlük kalori ihtiyacınızı aşmamak. Örneğin; kilo vermek için günlük almanız gereken kalori 2300 kcal olsun. Yediğiniz öğünlerle de bunun 1700 kcalını doldurmuş olun. Kalan 600 kcal açığınızla isterseniz tatlı yiyin isterseniz biraz alkol tüketin farketmez. Tabii sürekli kalori açığınız oldu diye sağlıksız şeyler tüketirseniz farklı sonuçları olur örneğin; şeker düzeyinizin dengesizliğinden kaynaklı açlık hisseder ve diyetinizi yapmakta zorlanırsınız gibi gibi
+1
mermaidd
(26.10.25)
Hiçbir şey olmaz.
Bir anda kilo almadığımız gibi bir anda da vermiyoruz. Önemli olan süreklilik. Porsiyon kontrolünü sürekli yaparsan, yeteri kadar hareket edersen ve yasaklı maddeleri haftada bir kez olarak kısıtlarsan hiçbir şey olmamaya devam eder. Afiyet olsun, yarın kaldığın yerden devam.
0
artıküyeolmakistiyorum
(26.10.25)
Bokunu çıkarmadan diyet bozmak bence kötü değil, aksine iyi bir şey. Diyet zaten tahammül etmesi zor ve devamlılık isteyen bir şey, arada bozulup küçük ödüller olmazsa sürdürülebilirliği sıfıra doğru gidiyor.

Benim önerim, diyetin gerçekten değecek şeyler için bozulması. Milka severim ama diyeti Milka'yla ya da yarım ekmekle bozmamayı tercih ederdim. Diyeti gerçekten sevdiğiniz ve yediğinize değecek şeyler uğruna bozun ki ödül işlevini olabildiğince iyi şekilde yerine getirebilsin.
0
10551037
(26.10.25)
(17)

Saç boyatmak ya da boyatmamak?

gnosis
Ailedeki ölümler, hastalık, iş stresi derken saçlarımda beyazlar çoğaldı. Boyatma konusunda kararsızım. Çünkü sürekli boya ile uğraşmak, dip geldi diye kuaföre koşmak istemiyorum. Siz saçınızı boyuyor musunuz yoksa koyverdiniz mi? Saçını boyatmayan insanlara karşı olgun, pasaklı, yaşlı,... gibi olum
Ailedeki ölümler, hastalık, iş stresi derken saçlarımda beyazlar çoğaldı. Boyatma konusunda kararsızım. Çünkü sürekli boya ile uğraşmak, dip geldi diye kuaföre koşmak istemiyorum. Siz saçınızı boyuyor musunuz yoksa koyverdiniz mi? Saçını boyatmayan insanlara karşı olgun, pasaklı, yaşlı,... gibi olumlu ya da olumsuz önyargılarınız var mı?
Özellikle kadınlardan cevap gelirse sevinirim.
0
gnosis
(26.10.25)
Kendi saç rengime yakın bir renge, kendim boyuyorum.
Boyamayanların bakımsız, yaşlı vs. olduğunu düşünmüyorum tabii ki. Önemli olan sizin nasıl hissettiğiniz.
+1
auroraaurora
(26.10.25)
Bi akrabamız boyamadı. Kadın ak saçlı oldu hatta kar beyazı. Yok dedi alışacağım buna. 6 ay geçmeden hafif kızıllaşma ve sararma oldu doğal şekilde. Süper bi görüntü oluştu. Kadına hangi kuaföre gittiğini falan soruyolar.
İşin özeti. Deneyin boyamayın. Harika oluyor saç doğal bırakınca..
0
luluki
(26.10.25)
Ben kendi adıma doğallıktan yanaydim ama zaman zaman saçlarimi bskimsiz hissediyorum veya mesela çok genç yaştan itibaren tam ön alın bölgemde yoğun beyazlar var onlar da saçımı renk bakımından karmaşık gösteriyor bu yüzden kendimi iyi hissetmek adına boyuyorum. Bazen iki ayda bir bazen dört beş ayda bir biraz moduma göre değişiyor. Bir de saçim kuru ve kabarık olduğu için yumuşaklastiriyor gibi geliyor. Ama boyatmayan insanlari yadirgamam. Mesela ben evde kendi çapimda boyuyorum belki kuaförde boyatanlar da evde boyatmaya ön yargilidir ama ben hem usenirim hem de maddi boyutu karşılamak zor.
0
egerbiryolcu
(26.10.25)
Bir erkek olarak diyorum ki, bazısına yakışıyor saçı boyatmamak. Hele özgüvenli bir yapısı varsa daha da fazla yakışıyor. Bence bir süre böyle deneyin, içinize sinmezse kökü sizde, istediğiniz zaman boyatırsınız.
+1
10551037
(26.10.25)
39 yaşında kadınım. Saçlarım bembeyaz, boyatmıyorum.
+1
suicides underground
(26.10.25)
Saçlarımda beyaz yok ama beyaz/ kır saçlı insanlara çok imreniyorum. Beyazlarım olsaydı boyatmayı hiç düşünmezdim. Çok hoş/cool duruyor. Keşke benim de olsa diyorum bazen:D
0
Amaranta ursula
(26.10.25)
Ne kadar beyaz var saçta? Çoğaldı ama yine de rahatsız etmeyecek yoğunlukta dersen röfle yaptırabilirsin. Benim çok yoğun bir beyazım yok ama yine de rahatsız oluyordum, dip boyası ile de uğraşmak istemiyordum, kuaförüm dibe yakın bir yerden röfle yapalım beyazlar arada kamufle olsun biraz da öyle idare et seni yine 2 3 sene götürür dip boya ihtiyacı olmadan dedi. 3 4 ayda bir röfle yaptırıyorum sürekli kuaförde uğraşmıyorum. Geçişler doğal olduğu için dibim gelmiş havası da olmuyor saç uzadıkça. Işıltı gibi duruyor.

Gümüş grisi görünen bembeyaz saçlara ben de özeniyorum ama ona daha vakit var. Cool duruyor gerçekten. Bakımsız ya da pasaklı durmuyor, gerçi biraz da özgüven ve aura meselesi. Eskiden yoga ya gittiğim bir salonda muazzam esneklikte ve 55 yaşlarında olmasına rağmen vücudu sımsıkı bir kadın vardı ona çok yakışıyordu en azından. Instada ollaluna var yine. O da saçlarını boyamıyor ve çok tarz duruyor
0
kullanicadi
(26.10.25)
boya boyamaya mecbur kalacaksın cunku
-2
Başka
(26.10.25)
ölene kadar kafada saç olduğu sürece boyayacağım. kimsenin ne düşündüğü de umrumda değil eğer ben aynaya bakınca bembeyaz kafadan memnun değilsem. sen de memnun değilsen boya kimin ne düşündüğünü boşver
0
deranzo1
(26.10.25)
@kullanicadi şu halde (temsili resim): imgur.com
Röfle aklıma gelmemişti. Saçımı döküldüğü için kestirdim, çok kısa şu an. Röfle için biraz uzatmam lazım sanırım.
Yaş: 29.
0
🌸gnosis
(26.10.25)
Amaaaaan hiç gerek yok rahatsız olmana<3 Yine de bir süre de şöyle idare edebilirsin çok istersen

www.watsons.com.tr

Sadece beyazlara birkaç fıs yeter sana
0
kullanicadi
(26.10.25)
@kullanicadi Böyle bir ürün mü varmış?! Saçım biraz uzayana kadar bununla idare edeceğim. Çok teşekkürler^^
0
🌸gnosis
(26.10.25)
kendi rengim su: i.pinimg.com
bende sadece daha cok aralarda sari var. simdiye kadar sik sik bagisladigim icin hic islem uygulatmadim saclarima. iki senedir beyazlarda bir artis fark ettim ama boyatmayi düsünmüyorum. hem belli olmuyor pek hem de acikcasi umrumda degil millet sever mi sevmez mi sacta beyazi, hem de ona ayiracak ne zamanim var ne hevesim ne de istegim. dogal kalan saci daha cok seviyorum. sac rengim daha koyu olsaydi belki baska düsünürdüm.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(27.10.25)
ben boyatıyorum saçımı. 34 yaşındayım ama erken beyazladı saçlarım. önceden evde eşime boyatıyordum koyu bir renge. sonra kuaförde ışıltı gibi bi şeyler yaptırdım. şimdi 1,5 ayda bir dip boyaya gitmem gerekiyor. ama boyamadığım hali aşırı bakımsız duruyordu ve yaşlı gösteriyor beni bence. herkes için aynı şey geçerli değil tabi ama genelde böyle duruyor maalesef :(

ama dediğin gibi boyaya bir kere bulaşırsan kurtulması biraz zor. benim beyazlarım yoğun olmasa bulaşmazdım.

bir de beyaz saçın yapısı kalın oluyor. boya onu da kırıyor biraz, saçı yatıştırıyor.
0
elorelia
(27.10.25)
Saçtaki beyazlar tek başına yaşlı, pasaklı vs göstermiyor. Geri kalan her şeyle beraber (saçınızın tipi, bakımlı olup olmadığı, kesimi, ayrıca cilt, giyim tarzı, makyaj -yapıp yapmamanız, yapıyorsanız tarzı) yakışıyor ya da yakışmıyor. Gerçekten önemli olan sizin nasıl hissettiğiniz :)

Saçım şu: imgur.com
40 yaşımı geçtim, saçımı 10+ yıldır boyamıyorum, beyazlarım kafamın tepesinde ve ön sağ tarafta (bu fotoğrafta saçımı diğer taraftan ayırdığım için gözükmüyor) yoğunlaşıyor. Eskiden dalgaların arasında göze batmıyordu, hatta yakından görüp fark eden arkadaşlarım çok şaşırıyordu "oha senin beyazların varmış ya?" diye. Artık daha belirgin, pek saklanmıyor ama bu halini seviyorum.
"umrumda degil millet sever mi sevmez mi sacta beyazi, hem de ona ayiracak ne zamanim var ne hevesim ne de istegim. dogal kalan saci daha cok seviyorum." +1
+2
kobuzchu kiz
(27.10.25)
@kobuzchu kiz Saçlarınız çok sağlıklı görünüyor ve beyazlar hiç göze batmıyor. Yanlış anlamayın ama güzel yaşlanmak bu oluyor herhalde. Benim saç rengimin tonu daha koyu (5 ya da 6 numara) ve pırasa saçlıyım. Birkaç tane beyaz tel bile "Ben buradayım!" diyor. 10 yıl sonra keşke sizin saçlarınız gibi olsa benimkiler de.(╥﹏╥)
0
🌸gnosis
(27.10.25)
eger sacinizda yasliliktan dokulme ve tepede acilma vs. yoksa (mesela annem 80 yasinda ve epey azaldi saci) %90 harika gozuktugunu dusunuyorum. belki tarza da bagli biraz ama yine de hic boyle 'genc' yasta beyazlari boyatmayi birakmis ve kotu gozuken gormedim. bence kendiniz ve saciniz bakimli olduktan sonra oyle beyaz sac kendi basina kimseyi bakimsiz falan da gostermiyor. ailemde 'genc' yasta boyatmayi birakan ve yari beyaz yari siyah kullanan var, dedigim gibi ben cok begeniyorum. yasli gosterdigine de katilmiyorum. kadin kisisi.
0
kassiopeia
(27.10.25)
(5)

Bir entry arıyorum!

lynyrd skynyrd
Merhaba. Aradığım entry'nin odağında Mihail Gorbaçov vardı. Yanlış hatırlamıyorsam SSCB'nin yaşadığı bir deprem ya da doğal afet sonrası olay yerine gelerek soğukkanlı bir şekilde aldığı kararları ve gösterdiği liderliği anlatan uzun bir yazıydı. Aradım, taradım ancak nafile. Acaba yazar entry'lerin
Merhaba. Aradığım entry'nin odağında Mihail Gorbaçov vardı. Yanlış hatırlamıyorsam SSCB'nin yaşadığı bir deprem ya da doğal afet sonrası olay yerine gelerek soğukkanlı bir şekilde aldığı kararları ve gösterdiği liderliği anlatan uzun bir yazıydı. Aradım, taradım ancak nafile. Acaba yazar entry'lerini de silerek sözlüğü terk mi etti, diye düşünüyorum. Yanıtlarınız için şimdiden teşekkür ederim.
0
lynyrd skynyrd
(25.10.25)
merhaba. gorbacov çok yakın bir dönem. eğer ikonik kareler arıyorsanız o churchill olabilir.
-1
libertine
(25.10.25)
Öyle bir entry ben de hatırlıyorum ancak Gorbaçov değil de başkasıydı sanki. SSCB döneminden biriydi diye hatırlıyorum. Devlet adamı nasıl olur, nasıl olmalı temalı bir entry idi.
0
10551037
(25.10.25)
ermenistan, spitak depremi olabilir gorbacov'duysa bahsi gecen lider.
aradiginiz liderse o dönemdeki bir baska isim olabilir: eksiseyler.com
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(25.10.25)
Siz yazınca yazarı hatırladım. Tahmin ettiğim gibi hesabını kapatıp gitmiş. Teşekkür ederim.
0
🌸lynyrd skynyrd
(25.10.25)
sorg, eski nickiyle kase.
hesabi kapatmadi. ucuruldu. trollerin ispiklemeyi cok sevdigi bir hesapti.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(25.10.25)
(13)

Chemtrail olayı

messina123
Uçaklar sprey sıkıyormuş yağmur yağmıyormuş. Ne düşünüyorsunuz bu konu hakkında
Uçaklar sprey sıkıyormuş yağmur yağmıyormuş. Ne düşünüyorsunuz bu konu hakkında
-12
messina123
(24.10.25)
duz dunyacilarin dandik palavralarindan biri
+3
cooperr
(24.10.25)
Buna inanan kitleyle "aşıya çip taküyürler" diyen kitle aynı.
Mesela 2 yıl kadar önce chemtrail olayına inanan bir tanıdık dayı "3 ay içinde vampir virüsünü salacaklar gençler dikkatli olun, virüs bulaşan kafayı yiyecek çevresindekilere saldırmaya başlayacak, mesela bir polise bulaştı diyelim çekip tarayacak milleti" falan diyordu. Aradan 2 sene geçti şimdi de "farklı pazarlıklar yaptılar, rafa kaldırdılar ama yapacaklar" diyor.
+3
anatomik
(24.10.25)
Kayınvalidem bu.
Maalesef hanım çok üzülüyor annesinin kafayı yemesine. Gerçekten çok iyi kadın ama tv falan açıksa ya da ağzından buna yorulacak şeyler çıkarsa chemtrail'den covid kısır yapıyora, oradan her şeyi bigpharma yönetiyora, abd'de seçimler çalındıya, Avrupa'da seçimler çalınıyora falan filan peheey kafa açıyor.
Bu tarz şeyleri diyenlerin olayi misal bunu yazıp altına bu olmazsa beni cümle alem öpsün diyemiyorlar, tutmayinca bahaneleri hep var. Bizim kayınvalidenin de tutmadığı ici sürekli bahanesi var.

Kısacası kafayı yemiş ve komplonun ne kadar zor olduğunu anlamamis kitlenin ürünü. Chemtrail ile zehirliyorlar. Peki kendi tanıdıkları? Yok onlara hap verip sağlıklı tutuyorlar. Peki bu uçağı yapan üretici, uçağı uçuran pilot, uçak firması, uçak firması teknisyeni ve bunlarin aileleri hep bu işin içinde mi? O noktada kafa yanıyor.
+3
logisticsmanager
(24.10.25)
Komplo teorilerinin en dandik olanlarından biri. Neyse ki yakın çevremde bu zırvalara inanan kimse yok.

Laf anlatmaya çalışmakla kendinizi yormayın, hem boşa zaman harcarsınız hem de dalaşma riskiniz var.
+2
10551037
(24.10.25)
Önerme o kadar saçma ki (üstüne alınma) soruyu anlamadım ilk okuduğumda 😅
+1
truf
(24.10.25)
düz dünyacılarla kanki bunlar. gerçekten çevremde ne kadar zar zor okul bitiren adam varsa bunlara inanıyor. amk 3 harfli marketlerden her türlü hazır şeyi alıp corona aşıları bizi kısır etti diyen adamların çoğu chemtrailci. her türlü kanserojen gıdayı ye sonra bizi havadan gazlıyolar.
+1
mikahakkinen
(24.10.25)
uçağın arkasından çıkan beyaz dumanı gören fizik bilmez, bilim bilmez, aklında sürekli bir komplo ya uğradığı teorisiyle gezen adamların yakıştırması işte.

biri uydurdu uçaklar bizi spreyliyor diye, biri de chemtrail diye isim taktı. sen istediğin kadar bilimsel açıklamasını yap inandıramazsın kimseyi. "haaa demek öyleymiş" demezler.
+2
kibritsuyu
(25.10.25)
Komplo teorisi doğru orada atılan kimyasal bizzat arkadaşım.

Sadece yağmuru değil beyin gelişiminide engelliyor insanların bunu komplo teorisi olduğuna inandırıyorjfncmmdöf

Palavradan ibaret sadece insanlar nasıl kolayca inanır kanıtı için uydurulmuş bir goygoy bile olabilir
+2
basond
(25.10.25)
böyle bir şey yapmak yerine şehrin su şebekesine 2 gram civa damlatmaları daha az maliyetli olmaz mı?
+1
duster
(25.10.25)
Komplo teorilerini çok severim okurum bazılarına da inanırım da bu chemtrail kadar sikko bir şey yok.
0
Hallegadola
(25.10.25)
merhaba. birds aren't real a kadar giden bir delilik hali bu. keşke ülkemize de gelse. biz büyük oyun yeğen ile cin, evliya, hızır mızır oralara sıkıştık kaldık.
0
libertine
(25.10.25)
@libertine

Öyle deme, son 23 senede Türkiye çok gelişti ve komplo teorisinin her türlüsü ülkemize geldi.

Aşı karşıtlığı pandemiden önce de vardı, sadece bu kadar bilinen ve yaygın bir şey değildi. Ben aşı karşıtlığı denen zırvayı ilk kez 2015 sonu gibi Zeynep Casalini'den duymuştum. O tarihte pek önemsememiştim elbette.

Anti psikiyatri diye bir şey var, bunların kendilerince platformları bir araya geldikleri mecralar YouTube kanalları falan var.

Meşhur ufolog Haktan Akdoğan'ımız var yıllardır.

Düz dünyacı var mıdır bilmiyorum, birini gösteremem ama olmaması imkansız.

Bilimden uzaklaşılan alanı komplo teorileri ve üfürükçülük akıl almaz bir hızla doldurur. Komplo teoriler ve üfürükçülük ayrılmaz bir ikili ve birbirlerini çok iyi tamamlayan bir saçmalıklar bütünüdür. Bu nedenle ben üfürükçülüğü, komplo teorilerinden ayırmıyorum kavramsal olarak. Bu nedenle şehirli beyaz yakanın itibar ettiği bir dünya postmodern cinci hocaların cinci hocacılık (spiritüel tatavalar, enerjiler, kuantumlar, aile dizimleri, her gün yeni adlarla karşımıza çıkan sikko terapileri, bilinç altı temizlikleri vs) faaliyetlerinin tamamı chemtrails gibi komplo teorilerinin mütemmim cüzüdür.
+2
10551037
(25.10.25)
düzdünya, aşı karşıtlığı, topuk kanı karşıtlığı, chemtrails'ler, q-anon, aya inilmedi, 5g'ler zararlı, reptilianlar, kanserin tedavisi var ama saklanıyor....

böyle bir sürü komplo teorisi var.
hepsi için demiyorum ama komplo teorilerinin bazılarında haklılık payı var.
var olan bir gerçeği örtmeye çalışmak yerine içine onlarca saçmalık eklenir, artık onda bir'lik o doğruyu bile görmezden gelirsin. bknz: "bir gerçeği yok etmek istiyorsan iyi saldırma, kötü savun" meselesi.

bazı komplo teorileri eğlence amaçlı ortaya koyulurken (q-anon mesela) bazıları da gerçekleri aptallıkla örtmek için üretilir.

neyin zırvalık olduğunu, neyin az da olsa haklılık payı var olduğunu kaçırdık artık.
0
biseysorcaktim
(25.10.25)
(15)

Kiracılı ev beğendim, kiracı çıkmamak için direniyormuş, mahkemelik olmuş?

Cesario
Emlakçıyı aradım, her şeyi anlattı. Kiracı şu an evi göstermiyor dedi. Ev sahibi ile davalık olmuş şu an. Kira bedeli tespit davası da açmış ev sahibi. 10 bin tl kira ödüyormuş, ama ortalama 20-22 bin tl kiralar. Kasımda sözleşmesi bitiyor ama 14 bin olur en fazla dedi emlakçı. Ev sahibi yıllardır e
Emlakçıyı aradım, her şeyi anlattı. Kiracı şu an evi göstermiyor dedi. Ev sahibi ile davalık olmuş şu an. Kira bedeli tespit davası da açmış ev sahibi. 10 bin tl kira ödüyormuş, ama ortalama 20-22 bin tl kiralar. Kasımda sözleşmesi bitiyor ama 14 bin olur en fazla dedi emlakçı.

Ev sahibi yıllardır ev sahibiymiş. Evin %80ine kadar kredi çıkar o konuda sıkıntı yok dedi.

Yatırım için değil, kendim otururum diye alıyorum. 1+1 ama bekarım, evli olsam bile çocuk olana kadar otururum.

Benim üzerime ev yok, hatta babamın bile üzerine ev yok.

Alacağım evde kiraya vermeden ben oturacağım senaryosu üzerinden ilerlersek kiracı kaç ay direnir, ben de mi dava açacağım, hangi aşamada evden çıkmak zorunda, çıkmazsa ne oluyor?

Ayrıca eve uyuz olup zarar vermiş olabilir mi?

Son SORU: Ben evi alırsam zaten kiracı depozito falan vermez herhalde. Ben ilandaki fiyat üzerinden ne kadar pazarlık yapabilirim makul ölçüde?
+1
Cesario
(24.10.25)
Çok bulaşılacak bir iş değil. Evi sen alırsan direkt kira sözleşmesinin tarafı olursun. Kiracının pazarlık yapmak gibi bir mecburiyeti yok. "Ben yaşayacağım bu evde." desen bile kiracının çıkması epey uzun sürer.

Ek olarak "evli olsam bile çocuk olana kadar otururum." düşüncesi biraz naif :)
1+1 ev konusunda gelecekteki eşini ikna etme konusunda sana şimdiden bol şans dilerim.

edit: pazarlık konusunu yanlış anlamışım. önceki soruya cevap vereyim. sen evi alır almaz 1 ay içinde ihtar göndermelisin bu evde ben yaşayacağım diye. 6 ay süresi oluyor kiracının. ama çıkmak istemezse tahliye davası falan epey uzun sürer.
+1
himmet dayi
(24.10.25)
kiracılı ev alınmaz net.
aldığında çıkartmak için en iyi ihtimal 1,5-2 yıl uğraşırsın.
himmet dayının yazdığı gibi ihtar süreleri var ardından mahkeme süreci uzarda uzar.
veya konuşup para teklif edip çıkarmaya çalışırsın. onda da çok uçuk fiyatlara bile çıkanlar oluyor. 300 bin 500 bin fiyatlar konuşulur. hatta bir yakınıma kiracısı 1milyon istemiş çıkmak için.
ona göre ev sahibiyle pazarlık yapılabilir. tabi bunun karşılığında kiracıdan çıkacağına dair noter onaylı imza almak lazım.
tabi bu kendin oturacağın durumlar için.

kiracı oturmaya devam etsin dersen mevcut kira sözleşmesi aynı şekilde devam eder. yasal oranda kirayı arttırır geçer. tekrar sen kira artış davası açar tekrar 1-2 sene uğraşır durusun.
+1
my fault
(24.10.25)
Bulaşmayın hiç.
+1
Mcfly
(24.10.25)
Eğer ev uygun fiyatlıysa, kredi çekip alacaksanız ve evi alıp hemen oturma düşünceniz yoksa değerlendirilebilirsiniz.

Satıştan sonra 1 ay içinde ihtarname çekiyorsunuz 6 ay içinde evi boşaltması gerekli.
Çıkmazsa mahkemeye yoluna gidiyorsunuz. eğer gerçekten ihtiyaç için evde oturacağınızı mahkemeye sunarsanız (başka eviniz yoksa, kirada oturuyorsunuz vs.) en fazla 2 duruşma olur. bu da ortalama 10-14 ay sürer. Kiracı süreyi uzatmak için karara itiraz eder 4-6 ay kadar da o sürer. Sonrasında 1 ay içerisinde evi boşaltmak zorunda daha fazla uzatamaz.

Bu zaman zarfında enflasyondan dolayı evin aylık kredi tutarları azalmış olacak ve evin değeri de artacak. Kiracı çıktığında elinizde tam değerinde bir ev ve aylık ödemeleri size dokunmayacak kadar taksitleriniz olur. Bu değerinde evi satıp daha iyi bir eve geçebilirsiniz ya da yeni bir kiracıya güncel kira bedelleriyle kiralayabilirsiniz. Buradan gelen kira bedeliyle de yeni bir ev düşünülebilir.

Önceki ev sahibi kira tespit davası açmışsa demek ki kiracının 5. senesi dolmuş. bu dava neticesinde daha erkenden kira güncellemesi de olabilir ama ev satılınca o dava konusu size geçer mi, yoksa siz yeni bir dava mı açmanız gerekir avukata sorun.

Pazarlık konusunda da mümkün olduğunda düşürmeye çalışın sonuçta satıcı oradan kurutulmak istiyor.
ytd.
0
duyuruuser
(24.10.25)
Tapu devrinden sonra derhal ihtar çekseniz bile kiracıya 6 ay oturma hakkı verilir. 6 ayın ardından halen çıkmyorsa tahliye davası açarsınız ama İstanbul gibi büyük bir şehirdeyseniz ve kiracı da inatçıysa davanın sonuçlanması 2 seneyi bulabilir.

Aman diyim, uzak durun.
+1
karaage
(24.10.25)
hocam çok okumadım mesajları ama sana bu işin türk halkı arasındaki zihniyetini açıklıyayım.

kiracının sorunlu olmasından bağımsız, eğer bu evin boş olan emsali 3 milyonsa, kiracılı olan 2.5 milyona satılır bilemedin 2.6 milyona satılır. aradaki fiyat farkının sebebi kiracıyı çıkarmanın zor olması ve uzun sürmesi.

ben kiracının olduğu evi satarken niye avukat tuttum. icra takipleri davalar mavalar. işte bu yüzden. satılmayacaktı çünkü, satılsa da ölü fiyatına gidecekti.


baktım avukat bana yanlış bilgi vermiş süreç çok uzadı. evden çıkarsanız icra takibini geri çekerim. mevcut kira borcunuzu silerim dedim. öyle çıktılar.
0
Fodera
(24.10.25)
Yazılanlara ek olarak kiracı çıkarken eve milyonluk zarar verebilir, bunu da hesaba katmanızı öneririm.
+1
kimlanbu
(24.10.25)
burada yapılabilecek şey (teyzem yaptı), evin fiyatını mümkün olduğunca bu sebepten düşürtüp, o parayı kiracıya teklif etmek. Mesela 1-2 yıllık kirasını teklif edeceksin, karşılığında kabul ederse atıyorum 1 ay sonraya geçerli ve gerçekten geçerli tahliye taahhütnamesi alacaksın. Bu şekilde çevremde 2 kişi halletti. Ama 10 bine oturan kişi çıksa 30 bin verecek, atıyorum 360 bin veya daha yüksek para isteyebilir :D çılgınlık. Ama çıkartamadığın senaryoda almanın anlamı yok, girmeyin o işe. (veya 2-3 yıl sonra girer otururum en kötü diyorsan gir)
0
nhk ni youkosu
(24.10.25)
Arkadaşlar peki 2 sene rahat oturur mahkeme dava diyorsunuz ya, finalde kira farkıyla beraber mi ödüyor kiracı?

Çünkü kaybedecek. İş yerinden biri kaybetti davayı. Sarıyerde boğaz manzaralı yerde fiyatlar 50 bin olmuşken arkadaş diretti yasal düzenleme %25 diye. 10 bine oturuyordu. :)
0
🌸Cesario
(24.10.25)
İhtiyaç nedeniyle tahliye davası için ilk derece mahkemesinde 10-14 ay, istinafta 4-6 ay olmak üzere toplam 2 yıldan az süre biçen arkadaş neyi nereden biçmiş bilemiyorum ve anlayamıyorum.

Avukatım. 2024 Mart'ta açtığım ihtiyaç nedeniyle tahliye davasının 2025 Kasımda duruşması var, yani şimdiden 20 ay geçti bile. İstinaftan ise dosyayı 2 - 3 seneden önce asla beklemeyin. Yani toplamda 4- 5 sene gibi bir süreyi gözden çıkarın, ha bu arada olağanüstü bir şey olur bu süreler kısalır ama onun haricinde İstanbul'da şartlar böyle. (Sarıyer'de iş arkadaşım dediğinizden sizin de İstanbul'da yaşadığınızı varsayıyorum.)

Oturmak için ev alacaksanız kiracılı eve bulaşmayın. Kiracı zaten tespit davası yoluna giderek süreci uzatma ve anlaşmama iradesini göstermiş. Çıkmak için para isteyecektir. Bu noktada @nhk ni youkosu'nun önerisi mantıklı. Ev çok uygunsa bu yolu denemenizi öneririm. Çok uygun değilse kiracısız başka bir ev bakmanızda yarar var.
0
10551037
(24.10.25)
bela satin alinabilir, ama bunun icin fiyatin cok duses olmasi lazim.

evin fiyatini oldugunca asaga cekebiliyorsan ve 2-3 sene ugrasmaya, isin sonunda da evin icini bitik bir sekilde almayi goze aliyorsan, sen bilirsin.
riske girmeden zaten kara gecmek zor.

adami kac senede cikartirsin bilinmez, kiraciyi bir turlu cikartamadigi, 2-3 sene mahkemelerde bogusmasina ragmen 1 lira kira alamadan dukkanini satmis tanidigim var.
0
cooperr
(24.10.25)
birebir aynı şeyi yaşadık. 10ay önce kiracı olduğumuz sitede emsallerden 1milyon daha ucuza ev aldık kiracılı. tabi ki 2 sene mahkeme vs uğraşmayı göze alarak. ağustostaydı galiba dava açtık ilk duruşma aralıkta. haklı sebeble tahliye davası kiracı da kaybedeceğini biliyor süreye oynuyor.
0
melodi
(25.10.25)
2 sene çok iyimser bir tahmin, süre 5-6 seneye kadar uzayabilir. Kira tespit davaları da hikaye, makul bir artış beklemeyin. Ucuz kira ödemeye devam edecek.

Kiracıyı şu an çıkarmanın 2 yolu var:
1. kendinin isteyerek çıkması.
2. sizin zorla, kaba kuvvetle çıkartmanız.

Almayın, uzak durun...
0
kartallar yuksek ucar
(25.10.25)
@kartallar

Mahkeme sonuçlanıp tahliye kararı çıkarsa ne oluyor, nasıl çıkıyor?

Çıkmak istemedikten sonra hiçbir türlü çıkamıyor mu?

Ev sahipleri o yüzden silahla kapıya dayanıyor galiba. Ben kiracı olsam belaya bulaşmamak için çıkardım.

Bu arada toki çekilişi var yılbaşından sonra. Son bir umut onu denerim. Olmazsa kiracısız bir ev bulmak en mantıklı yol.
0
🌸Cesario
(25.10.25)
Tahliye çıkarsa, istinafa götürüyorlar. en az 3-4 sene...
0
kartallar yuksek ucar
(27.10.25)
(8)

şehirlerarası otobüsler uzayı mı büküyor

kibritsuyu
arkadaşlar dün bir şey fark ettim. kesin daha önce de fark eden olmuştur. biri bana bunu açıklayabilir mi?benim normal binek aracımda bir tane tek kişilik şoför koltuğu, yanında bir tane tek kişilik yolcu koltuğu, ikisinin arasında da taş çatlasın bir karış boşluk var. sağda solda neredeyse hiç boşl
arkadaşlar dün bir şey fark ettim. kesin daha önce de fark eden olmuştur. biri bana bunu açıklayabilir mi?

benim normal binek aracımda bir tane tek kişilik şoför koltuğu, yanında bir tane tek kişilik yolcu koltuğu, ikisinin arasında da taş çatlasın bir karış boşluk var. sağda solda neredeyse hiç boşluk yok. arka koltuğa da anca üç kişi göt göte oturuyor. ve benim aracım yoldaki bir şeridi neredeyse tamamen kaplıyor. yani iki araba yan yana gidemezsin.

ama şehirlerarası otobüse bakıyoruz, solda iki tane koltuk, sağda iki tane koltuk, her iki kişi de birbirine temas etmeden rahatça oturabiliyor, ortada da servis arabası bile sürülebilecek geniş bir koridor var. ve bu otobüs de yoldaki bir şeridi kaplıyor, yan şeritlere taşmıyor.

nasıl oluyor lan bu?
+6
kibritsuyu
(23.10.25)
arabanın koltuğu daha geniş, aynı say yine de. arabada kapı tarafında et kalınlığı daha fazla otobüs ie daha kübik, net. o geniş koridor dediğin her halde 2.5 karış falandır.
+2
kisa
(23.10.25)
gemi suyun üstünde nasıl duruyorsa, otobüste karayolunda öyle duruyor.

mercedes e kasa genişlik 2 m, mercedes travego genişlik 2,5 metre ateistler bunu da açıklayın.
+2
mikahakkinen
(23.10.25)
Biraz göz yanilsamasi, biraz da kisa’nin dediği gibi ölçülerin farklı olmasından kaynaklanıyor.

Şerit genişliği 3,5 metre falan. Ortalama bir araba 1,80 desek otobüsün genişliği de 2,50 civarında olsa gerek. Arada devasa bir fark yok, otobüsün koltukları dar, yan paneller ince. Arabada tam tersi. Aslında şerit geniş. Bakış açımız sebebiyle olduğundan dar görünüyor.
+1
orient blue
(23.10.25)
otobüs daha geniş. travegonun genişliği 2550 mm imiş. megane sedan 2058 mm. (otobüs genişliği / araba genişliği diye aratınca çıkan ilk sonuçlar bunlar)
+1
inheritance
(23.10.25)
Abi onu soruyorum işte. Megane 2 metre, travego 2.5 metre, arada 50cm fark var. 50 santime +2 koltuk ve koridoru nasıl sığdırdık?
+3
🌸kibritsuyu
(23.10.25)
koltuk ölçüleri farklı. arabada koltuk için sağda solda boşluk var, otobüste iki koltuk için sadece cam kenarında boşluk var neredeyse 0. otobüste koridor tarafında aslında koltuk boşluğu yok, o koridor ve omuz tarafındaki pay paylaşımlı kullanılıyor.
otobüste et kalınlığı az.
araba koltuğunda insan daha da genişliyor ama otobüste daha bi, nasıl desem yarış koltuğu gibi, adamı topluyor aslında.
3 ordan 5 burada sığmış işte :D
+2
kisa
(23.10.25)
megane'ın genişliği 2 metre değil. megane'ın genişliği aynalar hariç 176 cm, aynalar dahil 205 cm. otobüslerin karoser kalınlığı daha az. ve otobüslerin koltukları daha dar.
+1
co2s2
(23.10.25)
Megane'ın aynalar hariç, karoserin en geniş yerinden genişliği ölçülünce 1.875 mm geliyor. Ancak bu genişliğe kapılar da dahil. Kapıların haliyle açılır kapanır olması, genişlikten bir miktar kayba neden oluyor. Lastiğin ortasından izdüşüm alınarak genişlik ölçüldüğünde ise 1.600 mm civarı geliyor ki bu ölçü bence iç mekanın genişliğinin kullanılabilir alanında çok daha gerçekçi bir rakam. Ancak bu genişlik bakımından da kayıplar oluyordur, lastiğin ortasından alınan ölçüye dik bir şekilde hayali bir dikme çekin, kullanılabilir genişliğin 1.600 mm'den de az olacağını göreceksiniz. Arabanın ölçüleri: 0-100.ro

Travego'nun genişliği 2.550 mm. Koltuklar karosere olabildiğince sıfır. Karoserde kayıp çok daha az çünkü koltuklar kapıların yanında değil, düz sac ve camın yanında. Bu nedenle otobüs bu genişliği çok düşük kayıplarla kullanabiliyor. Ölçüler dikkatli incelendiğinde kullanılabilir alan farkının 1 metreye yaklaştığı görülecektir. Otobüsün ölçüleri: www.scribd.com

Otobüsün koltukları çok daha dar ve iki iri erkeğin omuzlarının birbirlerine temas etmemesi mümkün değil. Boyum 1.80 civarında ve erkeğim, koridor tarafında otururken omzumu çekmezsem küçük bir çocuk ya da çok minyon bir kadın geçmediği sürece temas kaçınılmaz oluyor. Herkesin birbirine sürttüğü bir alanda 4 kişi ve bir koridor mümkün oluyor böylece.

Özetle, fizik her zaman her yerde çalışıyor ve kazanıyor. Otomobilin ölçülerini doğru okursanız aradaki inanılmaz boyut farkını görürsünüz.
+1
10551037
(23.10.25)
(5)

Erol hukuk bürosu dolandırıcı mı?

i'm gonna start a revolution from my bed
birçok kişinin telefon numarasına yasal olmayan yoldan ulaşarak rahatsız ediyorlarmış. internette tonla şikayet var. ekşi sözlüğe dahi düşmüş. Tuğra Nuri Erol isimli şahsa aitmiş.rahatsız edilen kişiler bunları nereye şikayet edebilirler.
birçok kişinin telefon numarasına yasal olmayan yoldan ulaşarak rahatsız ediyorlarmış. internette tonla şikayet var. ekşi sözlüğe dahi düşmüş. Tuğra Nuri Erol isimli şahsa aitmiş.
rahatsız edilen kişiler bunları nereye şikayet edebilirler.
0
i'm gonna start a revolution from my bed
(22.10.25)
bu şekilde borçluların eşini dostunu amcasının oğlunu arayıp hakaretler eden, mobbing yapan bir sürü 'hukuk bürosu' var. yıllardır bir şey yapılmadı. eski bir mevzu yani.
+1
brkylmz
(22.10.25)
bunlar da yeni çıktı sanırım. bana da geçen gün karaca hukuk bürosu diye bir yerden sms geldi. davanızın son günüdür falan bilmem ne. tc numaram, adım soyadım falan her şey yazıyor. rezillik vallahi her şeyimize bu kadar kolay ulaşmaları.
0
nothing in my way
(22.10.25)
bana da bir hukuk bürosundan mesaj geliyordu, hiç umursamadım. müşteri kovalıyorlar galiba. okullardan, hukuk bürolarından, her yerden geliyor.
0
deartheodosia
(22.10.25)
Gelen mesajlar, mesajda adı yazan büro tarafından gönderilmiyor olabilir. Dolandırıcılar avukatların adlarını kullanarak mesaj gönderiyorlar yıllardır.
+1
10551037
(22.10.25)
Beni de aradilar boyle bir gun. Nasil detay buluyorlar bilmiyorum ama eski bi borcumdan dolayi bi seyler olusmus yeni vs diye soylediler. Ben de inandim. Sonra avukati arastirdim. Linkedinine dolandiricilarin ismini kullandigini, davasinin devam ettigini yazdigini fark ettim. Yani adam avukat, dava acmis, devam ediyor ama dolandirici hala ayni sucu islemeye devam ediyor...
+1
Kittie
(23.10.25)
(3)

Mavi ve levis kotlar

kanepeee
1. mavi'deki hunter ve martin modellerinin levis'te karşılığı var mıdır? Düz paça, düz bacak.2. mavi'deki bedenler levis'teki bedenlerle aynı mıdır?
1. mavi'deki hunter ve martin modellerinin levis'te karşılığı var mıdır? Düz paça, düz bacak.
2. mavi'deki bedenler levis'teki bedenlerle aynı mıdır?
0
kanepeee
(19.10.25)
1. Bilmiyorum.
2. Olabilir ama olmayabilir de. Bedenler, aynı marka içinde modelden modele dahi değişiklik gösterir. Bu nedenle denemek şart.

Levis biraz bildiğim bir marka ve aynı kodlu modelleri dahi yıldan yıla değişiyor. 501 zamanla daraldı bollaştı beli indi kalktı vs. Bu durum Mavi'de nasıl bilmiyorum ama Levis'ta bunu bizzat tecrübe ettim.

Özetle, denemek şart.
0
10551037
(19.10.25)
Levis ın klasik 501 modeli normal bel ve düz kesim bunlara denk geliyor
0
grimavi
(19.10.25)
levistaki bedenler bile aynı değil. iki tane 501'im var. biri 26 biri 27 beden ve kumaş tipleri bile farklı. mutlaka gidip denemek lazım.
0
elorelia
(20.10.25)
(9)

Filtre kahve makinesine su yerine süt koysam ne olur

etna
1. Kahve nasıl olur? Latte gibi olur mu?3. Makinenin temizliği zor olur mu?
1. Kahve nasıl olur? Latte gibi olur mu?
3. Makinenin temizliği zor olur mu?
-2
etna
(19.10.25)
Makinenin özel süt haznesi yoksa yapmayın süt ve su aynı şekilde ısınmaz mahvedersiniz makineyi. Su ısıtıcıda süt ısıtmak gibi düşünün.
+2
mutekebbir
(19.10.25)
Sakın deneme
+2
grimavi
(19.10.25)
sütlü filtre kahve normalde de sütle demlenen bir kahve değil, süt sonradan ekleniyor. makineyi bozarsınız.
+2
asap raki
(19.10.25)
makinenin icindeki borularda sut kalacağından 1 haftaya kalan sutler koku yapmaya ve küflenmeye baslar. devam ederseniz zehirlenirsiniz, zaten kokudan içemezsiniz
+6
oscar
(19.10.25)
Sütlü filtre kahve için yöntem önereyim.

Filtre kahve makinesi, potu alttan ısıtan bir modelse kahveyi normal koy, suyunu bir miktar az koy, potun içine de süt koy. Dikkat, su konan yere değil, kahvenin akacağı yere. Kahve demlendikçe pottaki sütün içine aksın.

Potu ısıtan zemin, alttan sütü de ısıtacaktır. Belki anında sımsıcak kahve içemezsin ama biraz bekleyince ısınacaktır.

Latte gibi olur mu, olmaz. Latte zaten filtre kahve ile yapılmaz, espressoya buharda ısıtılıp köpürtülmüş süt katarak yapılır. Benim tarif ettiğim ancak sütlü filtre kahve olur.
+4
kibritsuyu
(19.10.25)
1. Kahve nasıl olur? Bok gibi olur.
2. Latte gibi olur mu? Hayır olmaz. Cafe latte için espressonun üzerine köpürtülmüş süt eklenmesi gerekir.
3. Makinenin temizliği zor olur mu? Makinenin temizliği hiç zor olmaz çünkü makineyi temizleyemezsiniz. Makine doğrudan çöpe gider. Olur da aynı makineyi alacaksanız bir tek karafı kurtarabilirsiniz yeni makinede de kullanmak üzere.

Kahve sütle demlenmez, suyla demlenir.
+1
10551037
(19.10.25)
kahveyi su ile yap, üzerine süt dök
+1
benarrivo
(19.10.25)
makine ile değil, anca hario v60 gibi bir pour over haznesine sıcak süt dökerek yapabilirsiniz. makine ile yapmayın makineyi çöpe atarsınız
0
inheritance
(20.10.25)
1- hayır latte gibi olmaz.
2- makineden makineye değişmekle birlikte bazı boruları temizlemek mümkün olmaz. kalan süt bakteri yapar, mikrop yapar.

filtre kahve ile latte olmaz, caffe misto olur. kahvenin üstüne ısıtılmış süt dökün. bitti gitti.
0
co2s2
(20.10.25)
(11)

Ters Davranan Esnafa Karşı??

eisberg
Selamlar,Telefona ekran koruyucu yaptırmak için bir yere girdim, fiyat sordum, söylediği fiyata okey dedim. Telefonu aldı bezle sildi sonra koruyucuyu kabından çıkardı, daha açmadan "ön kamerayı kapatmaz değil mi" dedim, "kapatır ama seni etkilemez" dedi bende kapatsın istemiyorum, kalsın dedim. ada
Selamlar,

Telefona ekran koruyucu yaptırmak için bir yere girdim, fiyat sordum, söylediği fiyata okey dedim. Telefonu aldı bezle sildi sonra koruyucuyu kabından çıkardı, daha açmadan "ön kamerayı kapatmaz değil mi" dedim, "kapatır ama seni etkilemez" dedi bende kapatsın istemiyorum, kalsın dedim. adamın bir yüzü düştü, bir şeyler homurdandı falan sanki anasına sövdük. neden bilmiyorum bi anda çok sinirlendim "hayırdır abi, dükkandan girince bir şey yaptırmak zorunda mıyım" dedim sonra diğer eleman geldi tamam abi falan dedi bana öyle telefonu aldım çıktım.

eskiden olsa adama kusura bakma falan derdim sanki ben hatalıymışım gibi üzülürdüm şimdi böyle esnaflara aşırı sert yapasım geliyor zaten dandik bir iş için 400 tl veriyoruz yetmezmiş gibi kapris çekiyoruz. siz böyle durumlarda napıyorsunuz?
+10
eisberg
(19.10.25)
Son zamanlarda bende esnaflarla problem yaşıyorum. Parasını verdiğim hizmeti almam gerekiyorken bedava hizmet almaya çalışıyormuşum gibi tavırları, çalışmak istemediklerini müşterilere yansıtmalarından gına geldi.
+2
mermaidd
(19.10.25)
Kutuyu açmadan önce sormak daha doğru olurdu ancak sorun çıkaracak esnaf, o soruyu kutu açılmadan önce de sorulsa yine sorun çıkarır. Benzerini yaşamıştım, şaşırmıyorum.

Yapacak çok bir şey yok. Yaşanıyor bunlar.
+1
10551037
(19.10.25)
Boşa gerilmişsin ama haklısın
+1
basond
(19.10.25)
ben bir ara gergin bir dönem geçiriyordum.
bir avize dükkanındakiler acayip kendini beğenmiş davranıyorlardı.
arızalı priz vermişlerdi.
geri aldılar ve tamir edeceğiz dediler.
dönüş yapmadılar.
ben de kendim gittim.
madem zamanında yapmadınız o zaman benim paramı geri verin verin dedim.
ukalalığa tam gaz devam etmesinler mi?
kontrolden çıktım ve öyle bir bağırdım ki kendimden geçtim.
bir de fiş de vermemişlerdi.
ver fişimi gidip şikayet edeceğim dedim.
neyse, sonra arayıp çağırdılar birkaç gün sonra.
özür dilediler
parayı iade ettiler.
haklarımızı iyi bilmek ve o anda olmasını gerekeni yapm lazım.
yaşamın her alanında olduğu gibi.

not:
telefonuma hiçbir zaman ekran koruyucu yapıştırmadım.
ekrana hiçbir şey de olmadı.
düşüp ekranın kırılma ihtimali düşük bence.
ekran koruyucular daha çabuk kirleniyor ve vıcık vıcık oluyor ellerden geçen yağ ile.
telefonun kendi ekranı çok farklı. o kadar kirlenmiyor.
ve öyle kullanmak daha zevkli.
-3
santimantal
(19.10.25)
Listemde gurbetciler 1, esnaf 2. sırada. Ben de 3-5 sene oncesine kadar "fesuphanallah deyip geciyordum, simdi en ufak kaziklanma, dolandirilma, cakallik, ukalalik hissettigim anda esip gurluyorum.
0
duster
(19.10.25)
En baştan aklınıza gelen her şeyi konuşmak gerek. Anlaşamadıysak ben hemen iyi günler deyip çıkar giderim. Zamanını ve nefesini tüketmeye gerek yok.
0
pembediken
(19.10.25)
Haklısın. Aynısı başıma Galata köprüsündeki balıkçıda geldi.

Sırayla esnafa fiyat sora sora gidiyordum. Bir tanesi bak bak daha ucuza bulursan yersin gibi artist artist konuştu. Zaten mafya gibiydi tipler. Ben de inadına yan dükkandaki balıkçıda yemiştim. Zaten geziye çıkmışım, acelem yok istediğim gibi dolanır istediğim yere fiyat sorarım yani. Bir de hesap veriyoruz adama. :)

Ama tatları leş. Turist kazıklamaca. Sakın Eminönünde balık ekmek yemeyin hem pahalı hem tadı bombok.
+4
Cesario
(19.10.25)
Kendim yapabileceğim şeylerde esnafa gitmeyerek, esnafla olan iletişimimi sıfıra indiriyorum. Sizin örneğinizdeki konu için asla esnafa gitmem, internetten sipariş verir kendim uygularım. Beğenmezsem de çıkarıp atarım.
Ustalık gerektiren tamirat tadilat işleri dışında esnafla neredeyse hiç muhatap olmuyorum. Keşke bu hizmetleri de kurumsal büyük firmalardan alabilsem.
+2
dawsonscreek
(19.10.25)
esnaf demek sıkıntı demek. her çeşit esnaf böyle. millet mala bağlamış durumda, esnafın sinirli olması artık bir pazarlama stratejisi olmuş durumda. sonuna kadar haklısın. ne zaman esnafa işim düşse ekstra dikkatli oluyorum, kazık yemiyim diye. türlü türlü çakallıkları var.
+2
benarrivo
(19.10.25)
tam emin olamadım. tekrar kullanması mümkün olmayabilecek bir ürün açılmış. esnafın yüzünün düşmesi, homurdanması anlaşılabilir. siz de adamın gereksiz üstüne gitmişsiniz.

öte yandan, tahminen maliyeti 100 lira olan bir ürün için bu kadar homurdanmak ne kadar doğru, emin olamadığım yer bu. esnaf size güleryüzle "tamam abim, sen nasıl dersen, kamera kapatmayan model kalmadı elimizde, istersen yarına getirelim, sana uyguna yapalım" gibi bir şey deseydi, siz de tamam diyecektiniz. yarın o ürünü getirdiğinde size 400 yerine 500 diyecekti, bugün boş yere açtığı ürünün maliyetini de size geçirecekti. herkes mutlu olacaktı.
0
co2s2
(20.10.25)
ürün açılmadı hocam yanlış anlamışsınız. ürün eğilip çekmeceden aldı ve jelatini kabından çıkardı. ama uygulama yapmak için o yapışkan kısmını falan söymedi, yani alıp geri koyup daha sonra kullanabilir.
0
🌸eisberg
(20.10.25)
(9)

Her ay 8 saat otobüs yolculuğu git gel zor mudur?

hadi ya la
Aileme ve arkadaşlarıma sekiz saatlik otobüs yolculuğu uzaklığında bir şehre taşındım. Onları ayda bir kez, hafta sonları görmek istiyorum. Planım şu şekilde: Cuma gecesi otobüse binip cumartesi sabahı varıyorum; pazar gecesi de tekrar yola çıkıp pazartesi sabahı dönüyorum. Otogardan indikten iki sa
Aileme ve arkadaşlarıma sekiz saatlik otobüs yolculuğu uzaklığında bir şehre taşındım. Onları ayda bir kez, hafta sonları görmek istiyorum. Planım şu şekilde: Cuma gecesi otobüse binip cumartesi sabahı varıyorum; pazar gecesi de tekrar yola çıkıp pazartesi sabahı dönüyorum. Otogardan indikten iki saat sonra mesaim başlıyor. Yolculuk sırasında biraz uyumam gerekecek ama çok da önemli değil diye düşünüyorum, çünkü bir günlük uykusuzluğa dayanabileceğimi sanıyorum.

Yalnız, yıl içinde başka bir tatilim olmayacak. Ailemi ve arkadaşlarımı sadece bu şekilde, ayda bir kez görebileceğim. Sizce bu rutin çok zorlar mı? Herkes için farklı bir cevap var tabii, sizin görüşlerinizi merak ediyorum.
0
hadi ya la
(19.10.25)
her hafta olan bir rutin olsaydı sizi zorlayacağını söyleyebilirdim ama ayda 1 kez olacağı için zorlamaz. Zorlasa bile dönüşünüz olan pazartesi günü 1 günlüğüne zorlanma yaşar hemen toparlanırsınız. Konu aile olunca buna değeceğini düşünüyorum.
0
mermaidd
(19.10.25)
Beni zorlar. 8 saatlik otobüs yolculuğu sonrası yatak görmeden işe gitmek kolay değil. Ayrıca 2 gece öncesinde de yatak görmeyeceksiniz. Ben olsam pazar öğleden sonra yola çıkar, en azından pazar gecesini yatağımda geçirir, işe öyle giderdim.
+1
10551037
(19.10.25)
yolculuk esnasinda daglari inip cikmak,
rakim farki,
kulak icini etkiliyor,
Bedenen cok yorulmasan bile zihnen yorulabilirsin.
0
designer
(19.10.25)
ayda 1 de olsa zorlar. ilk birkaç ay yaparsınız, sonra çok zor gelir. çünkü onlardan ayrı kendi düzenini kuracaksın, bir rutinin oluşacak. o rutinin bozulması seni rahatsız edecek.

sülalemin %95'i eskişehir'de. istanbul'a okumaya gelmiştim. burada kimsem yoktu. o zamanlar hızlı tren de yoktu. 6 saatlik bir otobüs yolculuğu yapmam gerekiyordu. ilk 2-3 ay ayda 1 eve gidiyordum. sonra zor gelmeye başladı, yalnızlığa da alıştım ve güzel de geldi. şimdi hızlı trenle 3,5 saat sürüyor ama yılda 1 bile gitmiyorum :d
0
art cat chocolate
(19.10.25)
15 günde bir yap sen onu. kışın günler kısalınca ayda 1.
0
jamswety
(19.10.25)
Arkadasim her hafta bunun 10 saatlik olanini yapiyor, es cocuklar farkli ilde. Mecbur olunca yapiliyor. Yasiniz kac? Ayda 1 yapilir diye dusunuyorum kaldi ki sizinki mecburi degil, cok zorlanirsaniz aralari uzatirsiniz.
0
kassiopeia
(19.10.25)
Bir süre sonra her ay bile zor gelir.
Siz bu konuyu 2-3 ay olarak planlayın .
Arada da belki onlar gelirse bu açık kapanır .
+1
diyecevaplandı
(19.10.25)
8 --> 4+4 mü
0
LeagueOfLegends
(19.10.25)
ik haftada bir 5 saat arabayla oğlumun olduğu şehre gidip geliyorum. beni zorlamıyor. cuma gidip pazar akşam dönmüş oluyorum. sizin planda beğenmediğim yer pazar gece binip pazartesi sabah eve dönmeniz oldu. ben olsam pazar günü biraz daha erken otobüse binerim, gece yarısı gibi evde olup 6-7 saat uyurum. uykusuzluk çok yorar. hem de birike birike yorar.
0
co2s2
(20.10.25)
(1)

nasil giderim?

takilagimacanim
Çağlayan dan bu adrese nasil giderim? Seyrantepe Mah. Altınay Cad. No:64 Kağıthane, Istanbul, Turkey, 34418metroya caglayan besiktas minibüsüne metrobuse ve sanırım 46t güzergahları yakınım
Çağlayan dan bu adrese nasil giderim?

Seyrantepe Mah. Altınay Cad. No:64 Kağıthane, Istanbul, Turkey, 34418

metroya caglayan besiktas minibüsüne metrobuse ve sanırım 46t güzergahları yakınım
0
takilagimacanim
(17.10.25)
Otobüsle ilgili bilgim yok.

Ben olsam metro ya da metrobüsle Mecidiyeköy'e geçip yine metroyla Seyrantepe'ye gider 15 dakika yürürdüm.
+1
10551037
(17.10.25)
(16)

Duyuru kadınlarına bir "erkek" sorusu

bitli su perisi
Oldukça yakışıklı olduğu halde kendine beğenmeyen ve dış görünüşüne fazla kafayı takan, otuzlarının başında saçında daha birkaç beyazı olmasına rağmen sürekli saç boyatan, alnında birkaç çizik var diye sık sık botoks yaptıran, birkaç ay uyku düzeni bozulduğu için göz altlarının şiştiğini düşündüğünd
Oldukça yakışıklı olduğu halde kendine beğenmeyen ve dış görünüşüne fazla kafayı takan, otuzlarının başında saçında daha birkaç beyazı olmasına rağmen sürekli saç boyatan, alnında birkaç çizik var diye sık sık botoks yaptıran, birkaç ay uyku düzeni bozulduğu için göz altlarının şiştiğini düşündüğünden önce göz altı dolgusu yaptırıp ve sonra göz altı torbalarını aldırıp bir de göz kapağı ameliyatı olan, beş on kilo aldı diye kompleks hissedip açıkça hiç gereği yokken jinekomasti ameliyatı olan ama hala özgüvensiz olduğundan aradan aylar geçmesine rağmen ameliyat sonrası kullanılan göğüs korsesini sıkça giyen, hiç ihtiyacı yokken aşırı bir sıklıkta G5 masajına gitme gibi zayıflama çabalarına giren... Bunlar ilk aklıma gelenler.

Üstelik ne zaman çevreden biri konusunu açsa ya da sorsa kesinlikle reddediyor ve hatta öfkeleniyor. Mesela saçındaki renk değişimini fark edenlere beachte çok fazla zaman geçirdiği için saç renginin açılması gibi bahaneler sunuyor ya da göz altı torbalarının yok olduğunu söyleyenlere göz altındaki egzama için krem kullandığını ve onun göz altı torbalarını yok ettiğini söylüyor. Böyle bir erkekten soğur muydunuz? Görünüş olarak asla yapaylık ve aşırı bir estetik durumu yok bu arada yani gayet doğal duruyor. Ancak gerçekten çevresinde ona ilgi gösteren ve çekici olduğunu dolu dolu hissettiren çok fazla kadın olduğu halde dış görünüşüyle bu kadar ilgilenmesi, bunu dert etmesi beni üzüyor ve bazen de ondan uzaklaştığımı hissediyorum. Anlayışsız mıyım?
0
bitli su perisi
(16.10.25)
You cant fix him :(
+3
grimavi
(16.10.25)
Böyle bir insan gayet soğutur. Erkek olmasina gerek yok
+1
artıküyeolmakistiyorum
(16.10.25)
Görünüş olarak bir problemi olmasa da psikolojik olarak bir hayli problemli duruyor anlattıklarına bakılırsa. Kendisinde beğenmediği şeyleri elbette yaptırabilir yada metroseksüel olabilir ama mesele bakımlı olmak değil yaptırdığı şeylere saçma sapan kılıflar uydurması. Bana bu tarz davranışlar aşırı şizofrence geliyor. Kişiyi sen tanıyorsun ama bu tarz bir adamla muhabbet kurmak bile istemezdim.
+3
mermaidd
(16.10.25)
Travmasi vardir tipine dair gecmisten kalan
0
baldur2
(16.10.25)
İnsanın kendisine dikkat etmesi bakımlı olması güzel bir şey ama bu biraz abartı olmuş artık, bu kadarı zarar. Belli ki bu arkadaşın psikolojik bir rahatsızlığı var kendisini bir türlü beğenmiyor sevemiyor. Kendisinde bu kadar kusur bulabilen birisi bana bakınca bende de sürekli kusur arar diye düşünür yanında rahat edemezdim. Sürekli bu bakım ve estetik muhabbeti de sıkardı beni açıkçası
+2
kullanicadi
(16.10.25)
www.memorial.com.tr
Tanı koymak değil tabii de, bence anlattığınız kişinin yaşadığı şey bir psikolojik bozukluk. Kendine bakmak bu değil.
0
kobuzchu kiz
(16.10.25)
O bedenen erkek olabilir ama ruhen bir kadın. Ben de olsam ben de soğurum. Anlayışsız falan da değilsin.
-4
muhayyer divan
(17.10.25)
psikolojik problemi var, aynisini yapan kadinlar icin de gecerli bu. atta yatan psikolojik nededin ne oldugunu bulabilirseniz, o sorunla yasayabilip yasayamamayi dusunmelisiniz. problem gorunusunun dogal/yapay olmasi degil.

yoksa herkes kendine baksin tabi, ama sacinin beyazi hakkinda yalan soylemesi fln sorunlu seyler.
0
taurina
(17.10.25)
bahsi gecen kisi kesin erkek mi?
-5
cooperr
(17.10.25)
Arkadas olarsk bile cevremde istemem.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(17.10.25)
efemine bir tip gibi geldi bana. erkek adam takmaz bunları.

geçmişten gelen travması olabilir +1
-5
Hallegadola
(17.10.25)
Arkana bakmadan kaç.
0
parka
(17.10.25)
psikolojik bozukluk sahibi, düzelmesi için yardım almalı ve önce yardıma ihtiyacı olduğunu kabul etmeli
0
( . )( . )
(17.10.25)
soğumak için ısınmak lazım önce, o aşamaya bile gelmem. özbakım bu değil, cinsiyetten bağımsız söylüyorum bunu. dış görünüşle bu derece kafayı bozmuş hemcinslerimle de arkadaş olamıyorum ben.

ha bu kafayı takma halinde bir anormallik olduğunun kendisi de farkındadır ama başedemiyordur, destek istiyordur, çözüm bulmaya/sıyrılmaya çalışıyordur, konuşuruz, dertleşiriz vb., o ayrı.
+1
Phoebe
(17.10.25)
Beden dismorfik bozukluğundan muzdarip olabilir. Psikiyatrik (psikolojik değil) destek alması gerekebilir.
0
10551037
(17.10.25)
beden dismorfik bozukluğu ilk aklıma gelen benim de. Dış görünüşe takık olmayı kadınlığa atfedenler cehaletin kaçıncı seviyesini yaşıyorlar hayret doğrusu.
+2
Sermet Hörmet
(17.10.25)
(23)

duyurunun yaşını başını almış erkekleri

WithWorth
muhtemelen önümüzdeki günleri meşgul edecek şu üzücü videoda iki adet er kişinin hafif bir müdaheleden sonra ayrıldığını görüyoruz.https://eksisozluk.com/beykozda-eski-sevgilisi-tarafindan-oldurulen-kiz--8036578?a=popularevli, bakması gereken çoluğu çocuğu olan, evde bekleyeni olan bir erkek iseniz
muhtemelen önümüzdeki günleri meşgul edecek şu üzücü videoda iki adet er kişinin hafif bir müdaheleden sonra ayrıldığını görüyoruz.
eksisozluk.com

evli, bakması gereken çoluğu çocuğu olan, evde bekleyeni olan bir erkek iseniz sorum size.
ne yapardınız ?

geri kalanlar da yorum yapabilir ama üstteki kümeyi özellikle merak ettim.
-2
WithWorth
(16.10.25)
Hiçbir şey.
Beni ilgilendirmiyor bende canımı sokakta bulmadım + süper kahraman değilim.

Ayrıca kadınların efendi erkek yerine tercihini kimse sorgulayamaz
+2
artıküyeolmakistiyorum
(16.10.25)
Saldırgan ondan daha şiddetli, agresif bir karşı saldırıyla durdurulabilir. Ama çok riskli. Genelde nefes alışverişini kesmek için diyaframa atak yapılır. O anki ruh hâlime bağlı.
+1
arbre
(16.10.25)
Asla hiçbir şey için oh çekmiyorum. Fakat bile bile lades diyorsanız ne diyelim?
Ayrıca sadece kadına mi şiddet var? Erkeğe çocuğa hayvana her türlü canlıya şiddet var memlekette. Ben kadın olarak ayirmiyorum. Bir erkek olarak kendimi sokakta güvende hissetmiyorum.
0
artıküyeolmakistiyorum
(16.10.25)
sen şimdi mesela bu çocuk benim olsa ve sen gelip bunları zırvalasan seni parçalarım. söylediğin şeylerin bu konuyla hiç ilgisi yok. başka yerde yaz tabi ama burası değil yeri. bu olay değil. eminim hepimiz can güvenliği korkusu yaşadık ama şimdi bir can katledilmiş. sebep de eminim seçim değil.

ya da empati kur bu senin yakının olsaydı kurduğun cümleleri birinden duymaya tahammül edebilir miydin?

yeaa hepimiz can güvenliği bilmem ne mi mesele?
-7
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(16.10.25)
Geçkin bir bey olmasam da yanıt vereyim. Ben hayatımda hiç bir şiddet eylemine başvurmadım, kesici alet taşımıyorum. Bahse konu videoyu izlerken bile geriliyorum elim ayağım dolanıyor.
Şahıs 100 kilonun üzerinde gözünü kan bürümüş biri, böylesini abd polisinin videolarını izlerseniz silahla bile durdurmanın kolay olmadığını görürsünüz. Bu şartlarda o sıradan insanları kınayan ah orada ben olsaydım diyenleri gerçekçi, inandırıcı bulmuyorum.
Ben ne yapardım muhtemelen donakalırdım.. herkesin kahraman olma fantezisi vardır ama bu oyunda ölünce bir daha geri başlayamıyorsun.
+3
anon1m
(16.10.25)
bu veya benzeri bir durumda polisin dahi kendi canını riske atarak araya gireceğini sanmıyorum.
gözü dönmüş bir adam kadını duraksamadan seri bir şekilde bıçaklıyor, müdahale etmeye çalışan kişi de muhtemelen benzer darbelere maruz kalacak.

benim de bir çocuğum var, böyle bir durumda çocuğumun babasız büyümesi riskini göze almazdım sanıyorum.

ama videoki poşetini önce bırakıp sonra alan adam kadar da olamazdım sanırım.

iki ucu boklu değnek dedikleri durum tam olarak. çok üzücü gerçekten.
+2
emfuzi
(16.10.25)
Kadir şekerci vardı.
0
Kahvedesu
(16.10.25)
dediğiniz ben oluyorum. adamların yaptığı müdahaleyi, şerefsize "abi kurbanın olam, değmez, gel kendini yakacaksın" gibi teskin edici sözlerle denerdim. ama dönüp işime gitmez, pasif ve yalvarır şekilde devam ederdim "bir bıçak az vursa kârdır" hesabı.

eğer 2-3 kişi olsa, "gelin tutun abiyi yazık edecek hem kendine hem karşıya" gibi, şerefsizi daha da gaza getirmeyecek sözlerle çağırır, 3 kişi olsak, tutar, indirirdik.

ama tek başına ne yapacaksın? hem cani, hem ayı gibi, hem gözü dönmüş... tek başıma adamla savaşamazdım. benim de çoluğum çocuğum var. sakin sakin yalvarır modda telkin verir, olayı fiziksel mücadeleye dökmeden omzundan tutup hafif hafif çekerdim.

hak etsin, etmesin, orantısız şiddet gören hiç bir mazluma "oh" çekilmez. canavarlaşmamak lazım.

edit: "kurbanın olam" lafı da ironikmiş. Allah korusun...
+1
dilemma of subscribtionability
(16.10.25)
Sen 'Abi kurbanın olam.' diyorsun da, adamın kafa gitmiş zaten, gözler dönük, işini bitirip, 'Lan görgü tanığı bu.' demeyeceği ve sıranın sana gelmeyeceği ne malum.

Eli bıçaklı adamı gözüme kestirebilecek ebat ve beceride değilsem ve en az adam kadar manyak değilsem, kendimi güvende hissedecek mesafeye kadar uzaklaşır, görüntü alır, polisi arardım. Gereksiz kahramanlık için gereğinden fazla akıllıyım.
0
Mirket
(17.10.25)
en fazla uzaktan polisi ararim. soka da girebilirim. video'yu izlemedim.
0
lemmiwinks
(17.10.25)
tr.wikipedia.orgŞeker_davası
www.birgun.net

başka sözüm yok.
0
Fodera
(17.10.25)
Evli, cocuk sahibiyim. Boyum 190, 98 kilo, kasli muhtemelen de ortalama uzeri kuvvetli biri oldugumu saniyorum.

Ne yapardim?

Araya girmem, ayirmaya calismam net. Guvenli bir mesafeden polisi ararim. Cok riskli bir durum. Ozellikle adamin elinde bicak var ve adam kontrolunu tamamen kaybetmis. Kontrolunu kaybetmis insanla iletisim kurulmaz. Zekice bir sey soyleyeyim de gerginlik azalsin vs gibi senaryolar genellikle isler bu asamaya gelmeden once yapilabileceklerden.

Araya girsen, yanlis yere yanlis bir yumruk senin yada birinin felc olmasina ya da olumune sebep olabilir. Ayrica adamin elinde de kesici/delici bir sey oldugunda ciplak elle yapilabilecek hic bir sey yok. Polis bile direkt taser ile durduruyor bu sekilde kontrolden cikmis insanlari.

Esim ya da cocugum bu sekilde saldiriya ugrarsa o zaman elimden geleni yapar sonuclarina da memnuniyetle katlanirim.
0
thetruenorthstrongandfree1
(17.10.25)
herkes kadir şekerden örnek vermiş ama kadir şeker cebinde bıçak taşıyan ve kavga eden bi çift arasına girip adamı kalbinden bıçaklayan biri. bıçaklı, gözü dönmüş bi adamın önüne çıkamazsınız tabi ama çoğu durumda adam bir kadına sadece tekme tokat dalarken bile herkes uzaktan izliyor. kadir şeker gibi bıçağı çıkarıp karşı tarafın kalbine saplamadığınız sürece katil olmazsınız. bir keresinde market manavına sebepsiz yere saldıran bir adamla arasına girmiştim, manav da erkekti. ben de kadınım.

ayrıca baktım şimdi kadir şeker olayı 2020 yılında yaşanmış. önümüzde bu örnek yokken sanki herkes araya giriyordu da kahramanlık yapıyordu... güldürmeyin ya. kendisine tokat atan müşteriye saldıran garson kızı kolundan bacağından çekiştirmeyi herkes biliyor. tam tersi olsa yine kimse araya girmiyor.

kadın erkek özelinde konuşmuyorum. herkeste gereksiz bir duyarsızlık var.

tekrar söylüyorum, elinde bıçak olan silah olan bi adamla hedefinin arasına girmek tabi ki mantıksız. ama bunların olmadığı şiddet durumlarında dahi herkes uzaktan izliyor.

x.com
şunu izleyin mesela. adam çocuğa tekmelerle girişiyor. kimse doğru dürüst müdahale etmiyor. hele amcanın biri uzaktan izleye izleye geliyor.
+1
elorelia
(17.10.25)
Bu işlerde araya girilemiyor çünkü bu düzende suçlu çıkabilirsin. Bunun şahıstaki silah unsuruyla çok ilgisi yok. Müdahale edersin en başta kadın sana kızar. Etkisiz hale getirirsin yargı seni içeri atar. Şanssızlık olur birine bir şey olur, vicdanın seni suçlar. O an kurtarsan kadının ders alıp ertesi gün aynı hatayı tekrarlamaması düşük olasılık. Zaten olayı bilmiyorsun. İşe yaramayacağını bile bile polisi arar, belki uzaktan ses ile müdahale yapmaya çalışırdım ben.
+1
osssy
(17.10.25)
bıçak olmadığı senaryo da (sadece şiddet) kadın yardım için bağırıyorsa polisi ararım ama kadın da adama sövüp sayıyorsa uzaktan izlerim sadece bir süre sonra yoluma giderim. işin içinde bıçak da varsa direkt polisi ararım, asla yanına yaklaşıp da müdahale etmem kesinlikle. bırak araya girmeyi adamı telkin etmeye bile çalışmam.

ben olsam şöyle dalardım adama, yok böyle yapardım falan diyenlerin de yüzde 99u kolpacı. elinde şu insan yarmasını bıçakla görünce saklanacak delik ararlar.
0
bobinhoo
(17.10.25)
Uzun sopa ya da sandalye gibi birşey varsa müdahale ederim, onun dışında sadece polis çağırırım. O da genellikle olay bittikten sonra gelir.
0
parka
(17.10.25)
Gerçekçi olmak lazım, o anda bu adamı durdurmanın tek yolu silahla vurmaktır. Senin elinde bıçak olsa bile bu adamı durdurmak oldukça zor. Polis bile bu tür durumlarda silahı kullanmıyorken normal insanlar olarak bizim bu olaya müdahale etmemiz maalesef çok zor.
0
say something loving
(17.10.25)
güvenli mesafeye çekilip 112 yi arardım. bekar, çocuksuz dönemlerimde olsam gene bunu yapardım.

cinnet esnasında şuurunu kaybetmiş bıçaklı biriyle asla diyaloğa girmem.
0
wilhelmwasmuss
(17.10.25)
Evliyim, çocuğum var, polisi ve ambulansı aramak dışında müdahale etmem.

Bekar olsam ölümüne girerdim.
+1
kimlanbu
(17.10.25)
evliyim çocukluyum önce dur yapma der kavgayı ayırmaya çalışırım, silah görürsem uzaklaşır polisi ararım.
videodaki abiye neden bıraktın diyemem.

kendi çocuğuma bu yapılsa şahit olsam hiç silah vs düşünmem dalar kurtarmaya çalışırım her baba gibi.
0
basond
(17.10.25)
yoldan geçen erkek müdahale etse ve ölmese bu adam ondan şikayetçi olsa yine baş ağrısı; belki müdahale eden kişiye dadanacak, davalık olacaklar? çok korkuyorum böyle olaylara denk gelmekten, yalnızca şahit olmak bile başlı başına bir travma sebebi. ülke içinde (ve dışında) hiçbir erkeğe yaklaşmamak gerektiğini hissediyorum; kıskanç, patolojik sorunlu, düzenbaz insanlar o kadar çok ki.
0
deartheodosia
(17.10.25)
40 yaşına yaklaşmış, çocuğu olmayan, iri sayılabilecek bir avukatım.

Üzerimde tabanca yoksa asla müdahale etmem. Eğitimli birinin dahi bıçaklı bir saldırgana müdahale etmesi aşırı tehlikeliyken bıçaklı kavgaya dair hiçbir bilgisi ve fikri olmayan, bıçağı ancak mutfakta ya da ufak tefek şeyler kesmek için eline alan biri olarak kendi canımı böyle bir durumda tehlikeye atmam. Bu karara varmam için çok düşünmeme gerek yok.

Üzerimde tabanca varsa çok daha zor bir karar. Havaya ateş etmek riskli, başkasına zarar verme riski var. Gözü dönmüş şekilde karşısındakine zarar veren bıçaklı bir saldırgana, durdurucu bir atışı mağdura zarar vermeden yapabilmek herhangi bir polisin de kolayca alabileceği bir risk değil, özel harekat geçmişi olmayan bir polis için dahi çok zor bir durum. Kaldı ki öldürücü olmayan bölgelere yapılan atışlarda, özellikle çekirdeğin bacaklardaki kemiğe denk gelip kemiği kırmadığı senaryolarda saldırgan vurulduğunu anında hissetmiyor ve saldırgan tutumunu bir süre daha sürdürebiliyor. Yani diyelim ki salgırganı omzundan ya da bacak kasından vurdum. Bu sırada saldırgan mağdura saldırmaya veya benim üzerime gelmeye devam edecektir birkaç saniye daha. Bu birkaç saniye boyunca vuracağı bıçak darbeleri mağduru öldürmeye yetebilir. Mağduru bırakıp bana saldırmaya kalkarsa saldırganı durdurmak için benim öldürücü atışlar yapmam gerekebilir.

Saldırganı öldürmeden vurmayı başarsam bile meşru müdafaada sınırın aşılması tartışmaları gündeme gelecek ve uzunca bir süre tutuklu kalma riskim olacak. Onu da beceremeyip tüm işi elime yüzüme bulaştırıp mağdura zarar verme riskim var.

Nereden bakılsa çok boktan iş. Görece kılçıksız bir durum olsa, yani bir erkeğin bir kadını bıçakla kovaladığını görsem ve ben de o sırada direksiyon başında olsam, saldırgan erkeği öldürmemeye gayret ederek arabayla ezerim. Benzer bir durumda saldırganı etkisiz hale getirecek bir şeyle vurma/bir şeyi fırlatma imkanım varsa yaparım. Ancak silahım olmadan silahlı birine müdahale etmem, edemem.
0
10551037
(17.10.25)
amerikan polis videolarından gördüğüm kadarıyla, başından veya omurgasından vurulmadığı sürece defalarca isabet alan insanlar bile saldırmaya devam ediyor. belki cinnet hali, belki uyuşturucu madde etkisinde olmaları sebebiyle bilmiyorum ama belimde silahım bile olsa katil olmayı göze almadığım sürece müdahele etmezdim.
0
Fodera
(19.10.25)
(6)

Akıllı TV için olmazsa olmaz diyebileceğiniz özellikler?

winston insani
MerhabalarAraştırmalarım sonucu Android TV ve Webos işletim sistemleri arasında kaldım. Muhtemelen webos'u seçeceğim ama diğeri de cazip uygulama marketi açısından.Acaba sizin için, akıllı tv'lerde olmazsa olmaz diyebileceğiniz özellikler neler? Bir de bunların "renk uzayı" ve "kontrast" değerlerind
Merhabalar

Araştırmalarım sonucu Android TV ve Webos işletim sistemleri arasında kaldım. Muhtemelen webos'u seçeceğim ama diğeri de cazip uygulama marketi açısından.

Acaba sizin için, akıllı tv'lerde olmazsa olmaz diyebileceğiniz özellikler neler? Bir de bunların "renk uzayı" ve "kontrast" değerlerinde nelere dikkat etmeliyim?

Ben kafamda şunları listeledim: En az 49 inç, 4K Ultra HD, Oled, 4 çekirdek, hdml, usb 3, wifi, bluetooth,
+1
winston insani
(12.10.25)
Android TV ve Android Lazer Projeksiyon kullanıyorum, buna rağmen net olarak söyleyebilirim ki televizyonun android olmasına gerek yok. Android olmasına para vereceğine daha iyi çözünürlük, daha büyük ekran seçersin, bir Xiaomi mi box s alırsın olur biter.

Televizyon zamanla yavaşlıyor, Xiaomi gerçekten akıcı ve hızlı.
+1
kimlanbu
(12.10.25)
@kimlanbu doğru söylüyor.

Televizyonun görüntü özelliklerinin ömrü, akıllı özelliklerinin ömrüne çok daha uzun. Bu nedenle akıllı özelliklerin ne olduğuna ya da olmadığına bence hiç takılmayın, cebinizdeki paraya uyup ve kafanızdaki özellikleri karşılayan televizyonu alıp geçin. Hangi televizyonu alırsanız alın, televizyonun ömrü dahilinde beklenmedik bir arıza çıkarmadığı takdirde birkaç sene sonra harici bir kutu (Apple TV ya da Android Box) takacaksınız çünkü ya akıllı kısmı yavaşlayacak ya da bazı uygulamalara güncelleme gelmeyecek ve uygulamaları kullanamaz hale geleceksiniz.

Bu arada, 49 inç OLED yok ya da yok gibi bir şey. Muhtemelen tüm markalar 55 inçten başlıyorlar. 55 inç güncel bir OLED TV'nin akıllı özellikleri sizi 3-4 sene götürecektir, belki daha fazla da olabilir. Diyelim ki akıllı özellikler kullanılamaz hale geldi, şu anda Xiaomi Mi Box S (3. Nesil) güncel versiyonu 3.000 TL yani 80 USD civarında. Küçük bir paraya çözersiniz bu sorunu.
0
10551037
(12.10.25)
eğer netflix falan yüksek kalitede izlemek istiyorsan aşağıdaki listede olan cihazlardan birini alman gerekiyor yoksa 480pden fazlasını oynatmaz.

docs.google.com
0
nahtoderfahrung
(12.10.25)
LG sihirli kumanda aşığı olarak kesinlikle Android TV alın derim. webos seni LG'ye mahkum ediyor, işletim sistemi ya da bir uygulama güncellenmezse alternatifin yok. Android TV'de bir şekilde alternatif bulunuyor.
Şu an TV alacak olsam TCL bakardım.
0
late viper
(13.10.25)
tvye paneline, görüntü kalitesine göre alın. aptal tv olursa daha iyi. yanına apple tv, mi box vs. bir şey alın
+1
inheritance
(13.10.25)
Günümüzde televizyon işletim sistemine göre değil panel teknolojisine göre alınır.
bütçenize göre oled, qled, led ve diğerleri arasında seçim yaparsınız.

tvlerdeki en iyi işletim sistemi 2-3 yıl sonra kullanılamayacak düzeyde yavaşlıyor.
0
duyuruuser
(13.10.25)
(6)

Taninmis pedofili yazar

konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
yasadigimiz köy/kasabada bir binada ünlü bir avusturyali yazar yasamis bir süre. adamin orada yasadigini belirtmek icin bir ani tabelasi koymuslar. ama bu adam bilinen bir pedofili. tabelada bundan hic bahsedilmemis. mesela viyada bazi sokaklara uzun süredir ek tabela koymaya basladilar. mesela adam
yasadigimiz köy/kasabada bir binada ünlü bir avusturyali yazar yasamis bir süre. adamin orada yasadigini belirtmek icin bir ani tabelasi koymuslar. ama bu adam bilinen bir pedofili. tabelada bundan hic bahsedilmemis.
mesela viyada bazi sokaklara uzun süredir ek tabela koymaya basladilar. mesela adam nazi döneminden bir sanatci, sokaga adi verilmis, bu sebeple tabelasi altina ek bir tabela yerlestirilmis, bu kisi bir ünlü bir nazidir, diye.
ya da adam sair ama kisisel hayatinda mizojinist, onun da adi bir meydana verilmis. meydan tabelasi altina da bir baska tabela yerlestirilmis.
bu uygulama nispeten 10 senelik falan ancak kirsalda yeni yeni yayiliyor.
gecenlerde bizim belediyenin baskani ile görüsüyorduk ve sansa o gün, bizim burada yasamis ünlü isimlerin konusu acildi. ben de lafimi hic saklamadim, buna degindim. adam pedofili dedim, ya adini kaldirin ya ek tabela koyun. cok da cat cat söyledim.

esim de diyor ki o orada denecek laf miydi. ben de diyorum ki pedofilinin adini binaya veren ben degilim, ben niye utaniyorum? ayrica bunu degistirebilecek kisi belediye baskani, ona degil de gidip yan köyün anaokulu müdürüne mi söyleseydim? esim de diyor ki baskalari da vardi, orasi yeri degildi. ee konusu acildi, ne yapicam, belediye baskanindan randevu mu alicam bunu söylemek icin? üstelik bence baskalarinin olmasi da iyi oldu, herkes bilsin yani, belki bir baski unsuru olur belediye üstünde. ama bu konuda bir türlü anlasamadik esimle. ona göre yeri degildi ve sosyal otistik bir davranisti.
bana göre böyle yüzkizartici suclari olan kisilerin adlari sokaklara, meydanlara, binalara verilmemeli, verilmisse eger insanlar bilgilendirilmeli (hele ki ülkenin baskentinde on senedir bu durum uygulanirken), üstelik konusu da acilmisti, arastirmaci gazeteci gibi sak diye yapistirdim, neden cekineyim?
siz bahseder miydiniz bu konudan? yoksa sahiden bahsetmemek dah ami iyi olurdu?
+6
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(12.10.25)
Tam olarak senin gibi yapardım. Hatta sinirime yenilip bağırıp çağırabilirdim çünkü bir pedofilin ismini vermek ne demek! Utanma arlanma yok yani, böylelerinin sanatı benim gözümde sıfırdır, asla değer verilemez. Hele ki bir sokağa bir binaya parka adını verecek kadar. Asla.

Çok çok iyi etmişsin, ağzına sağlık, dilerim her türlü haklı davanda inandığın her güç yanında olsun.
+1
muhayyer divan
(12.10.25)
Eşinin bu konularda bilinci düşük, konuya bütüncül bakmak yerine, yeri değildi gibi hakim görüşe yaklaşıyor

çok iyi bir mimar ve tacizci
çok iyi bir eczacı ve tacizci

insanlar mesleklerinin yanlarına gelen bu ekler konusunda hassaslarsa buna göre yaşamalılar, geçmişi değiştiremeyiz fakat bu konuları dile getirmek gelecekte yaşanabilecekleri önlemeye çalışmak, güvenceye almak
+3
grimavi
(12.10.25)
Bahsetmek doğru, hatta bunu insanların önünde yapmak kesinlikle doğru ancak eşiniz size neden tepki verdi onu iyi ifade etmemişsiniz.

Eşiniz ne dedi?

Bu durumu insanların önünde değil de belediye başkanıyla tek başınayken söylemek gerekirdi gibisinden bir şeyler mi dedi yoksa farklı bir konuya, özellikle üslup konusuna mı eleştiri getirdi? Siz bu konuyu nasıl bir üslupla ifade ettiniz?
0
10551037
(12.10.25)
@10551037 suna tepki gösterdi, diyor ki; orada yasadigimiz kasabadan yolu gecmis insanlar konusuluyor. mimarlar, yazarlar, siyasetciler, sen de bir de su kisi var, pedofili, onun adini suraya vermissiniz, diye konuyu baska yöne tasiyorsun ve ortami gariplestiriyorsun diyor. bir de insanlarin dinlemeyi pek sevmedikleri bir konu bu, ortam sadece gariplesti o sebeple, diyor. yani kafayi kuma göm diyor. "yolu köyümüzden gecen kriminaller" basligi tartisilmiyorsa bahsetme diyor bir nevi.
yani evet, hem üslup elestirirsi veriyor hem de yeri ve zamani degildi diyor.
ama bence yeri ve zamaniydi :) hala iyi yaptigimi düsünüyorum.
+2
🌸konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(12.10.25)
Anlattıklarınızda üsluba dair bir eleştiri mevcut değil. Yer zaman meselesi tamam, ancak üslup meselesine değinilmemiş anladığım kadarıyla.

Üslubu şu nedenle sordum: Haklı tepki gösterirken amacı aşan bazı ifadeler kullanıp kullanmadığınızı, eşinizin de buna mı tepki gösterdiğini merak ettim ancak böyle bir sorun yok anladığım kadarıyla.

Yani siz "Bakın sayın başkan siz bu tabelayı koymuşsunuz ama bu adam bir pedofil. Bu adamın tabelasının konulmasını hiç doğru bulmuyorum, sizi görmüşken yüzünüze karşı bu eleştiriyi yapmak zorundayım." minvalinde konuştuysanız hem içerik hem üslup bakımından tamamen haklısınız.

Ancak "ULAN HIYAR BAŞKAN, PEDOFİL HERİFİN TABELASINI ÖVÜNÜR GİBİ MEYDANA ASMIŞSIN, SENİN YAPACAĞIN İŞİN İÇİNE TÜKÜREYİM!" minvalinde konuştuysanız söyledikleriniz içerik bakımından doğru olmasına karşın üslup açısından yanlış ve yararsız olur, eşiniz böyle bir şeye mi itiraz etti merak etmiştim.

Anladığım kadarıyla 2. örnektekine yaklaşan bir ifade yok, 1. örnekteki gibi konuşmuşsunuz. Bu durumda (eşinizi tenzih etmek isterdim ancak o da bu hataya kapılmış gibi görünüyor) eşiniz ve diğer insanların tepkisi ikiyüzlülük barındırıyor. Özellikle Almanya, Fransa, İtalya, Avusturya gibi ülkelerde görünen Rusya - Ukrayna Savaşı sonrası Rus edebiyat ve müzik klasik eserlerinin yasaklanması ancak İsrail'in Filistin'de yaptığı soykırıma destek verilmesi (Berlin'de Brandenburg Kapısı'na İsrail bayrağı yansıtılması bunun son örneklerinden biridir, yüzlerce örneği var bunun) bu ikiyüzlülüğün somutlaştığı ve gözümüze sokulduğu alanlar oldu yakın zaman içinde.

Yaşadığınız yerdeki çoğunluk muhtemelen bu yönde bir maskeli baloyu sürdürmek istiyorlar. Yaptığınız şey bence doğru ancak bu tavırlarınız fazlaca dikkat çekerse ayrımcılığa maruz kalmanız son derece olası. Şunu unutmamak lazım: Almanya ve Avusturya halklarının tamamı, içlerinden Nazizm'i atamadılar. Çoğu atmıştır ama bir kısmının içinde Nazizim hala var. Bunu her yerde her zaman görmek kolay değil ama durum çetinleştiği anda içlerinden bir yerden fırlama riski vardır Nazizim'in. Kendinize, eşinize ve varsa çocuğunuza dikkat etmenizi öneririm.
0
10551037
(12.10.25)
üslup nüansini anliyorum ancak bahsettiginiz kadar bir ucurum yoktu üslubumda. sadece fazla cat cat söyledim. yumusatmadim, kibarlastirmadim. hanni american english - british english farki vardir ya :) orada cok amerikali gibi dobra dobra konustum. youtu.be
esim avusturyali ya, ona bir sey olmaz :) bana da bir sey olacagini zannetmiyorum ama bu olayin takipcisi olucam. o tabela oraya konacak.
0
🌸konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(13.10.25)
(7)

Samsung F/P Uygun telefon

muhayyer divan
Tavsiyelerinizi alabilir miyim?Huavei'den özgürleşmesine çok az kalmış bir arkadaşıma telefon bakayım dedim ama ben de anlamam. Burada bu işin ehilleri var, rica etsem uygun fiyatlı bir feepee ürünü tavsiye eder misiniz, bütçe 20.000'e kadar diyelim. +/- 20.000 olarak bilginiz var mı?Ek: sevgili cev
Tavsiyelerinizi alabilir miyim?

Huavei'den özgürleşmesine çok az kalmış bir arkadaşıma telefon bakayım dedim ama ben de anlamam. Burada bu işin ehilleri var, rica etsem uygun fiyatlı bir feepee ürünü tavsiye eder misiniz, bütçe 20.000'e kadar diyelim. +/- 20.000 olarak bilginiz var mı?

Ek: sevgili cevaplayan 3. kişi, beni engellediğin için cevabını göremiyorum. Sadece bir rakam olarak görünüyorsun, bu duruma üzüldüm.
0
muhayyer divan
(11.10.25)
samsung s24 fe
+3
tabudeviren
(11.10.25)
Giriş seviyesinin bir adım üzeri olsun uygun fiyatlı olsun denirse 16.000 TL civarına A36, amiral gemisi kıvamında özellikleri olsun ama fiyatı amiral gemisi kıvamında olmasın denirse 28.000 TL civarında S24 FE alırdım.
+1
10551037
(11.10.25)
Honor 400
+1
artıküyeolmakistiyorum
(11.10.25)
A56 aslında güzel telefon ama fiyatları arttı, bence kasım dönemine hazırlık yapıyorlar, yani tekrar indirime girer. A56 ilk çıktığı zaman biraz daha verir s24fe alırız deniliyordu. şimdi s24 fe yükseldi. A56 daha az yükseldi.
+1
hoot
(11.10.25)
3. cevap 'Honor 400' yazmış.
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(11.10.25)
a serileri iyidir. a52 53 54
0
mikahakkinen
(11.10.25)
@abbaba

Yani?
0
🌸muhayyer divan
(11.10.25)
(33)

Kaç kişi tarafından engellenmişsiniz?

sekizdokuzon
Beni sekiz kişi engellemiş. Daha fazlasını bekliyordum. Sizi kaç kişi engellemiş?Teşekkürler.
Beni sekiz kişi engellemiş. Daha fazlasını bekliyordum.

Sizi kaç kişi engellemiş?

Teşekkürler.
-1
sekizdokuzon
(10.10.25)
Sıfır

Edit: dokuzmuş:)))
+1
Kahvedesu
(10.10.25)
1 kişi engellemiş onu fark ediyorum ama sadece 1 mi daha mı fazla bilmiyorum. Nasıl bakılıyor onu da bilmiyorum.
0
muhayyer divan
(10.10.25)
İstatistiklerden bakılıyor.
+2
🌸sekizdokuzon
(10.10.25)
istatistiklerin neresinde, ben göremedim?
0
der meister
(10.10.25)
Ben >> İstatistikler >> Az aşağıda, favori duyurularının altında
0
🌸sekizdokuzon
(10.10.25)
teşekkür ederim. beni 15 adet sevgi ve insanlık düşmanı engellemiş, canları sağolsun...
0
der meister
(10.10.25)
11.

Aslında 10 kişiydi, dün senin " kaç kişiyi engellediniz?" soruna cevap yazınca 11 oldu. Artış bekliyorum.
+1
rock n roll
(10.10.25)
10 olmuş. Ne ettim size
+1
benaslindayohum
(10.10.25)
3 ve bugüne kadar tek bir tartışmaya dahil olmadım. hatta doğru dürüst yazmam bile genelde okurum :)
+3
pide
(10.10.25)
3 kisi engellemis :D
Birilerinin onemsemesi <3 ben asdgag
+2
sey mi dostum
(10.10.25)
1 kişi engellemiş.

Hukuki sorununa beleş çözüm arayan birine tepki göstermiştim, sanırım o değil çünkü duyurusunu görebiliyorum. Fırsattan istifade ben engelledim kendisini. Bu nedenle benim de engellediğim kişi henüz 1 ama zamanla artacaktır.

Farklı rumuzlarla gelen bir akıl hastası (sanırım gerçekten hasta) vardı, denk geldiğim anda engelleyeceğim. Bir de garip rumuzlar kullanan tipler var ve gerçekten garip sorular soruyorlar, onlar da radarıma takıldıkça itinayla engellenecekler arasında.
0
10551037
(10.10.25)
O değil de Shepard resmen HAYATIMIZDAN ÇIKTI, inanabiliyor musunuz?
+9
🌸sekizdokuzon
(10.10.25)
bak samimi söylüyorum ben 13 senedir filan buradayım. eskiler varsa hatırlar, 17 yaşındayken polonya vize başvurusuna giderken giyeceğim tişörte kadar buraya sormuştum. bir nevi duyuru'nun elinde büyüdüm. shepard kadar pislik birini görmedim. kaç kere mesaj attım. adres ver, geleyim görüşelim dedim. gerçekten amacım kavga etmek bile değildi, yani madem bu kadar agresif ve gıcık bir adamsın, her yazdığımıza böyle nefretle cevap veriyorsun, görüşelim dedim. politik olarak da zıt kutuplardayız zaten. ben komünistim, o kapitalistin allahı. dedim ki kardeşim beni misafir et, görüşelim, sen nasıl iş yapıyorsun, GERÇEKTEN merak ediyorum bunları, görmek istiyorum. yapacağın tek şey bana bir çay ve çorba ısmarlamak.

yok. adam hepsini reddetti. dövüşelim dedim, insanca buluşalım dedim... hepsini reddetti. üstüne gelip her duyurumun altına sıçmaya devam ediyordu. sanırım hala yapıyor ama engellediğim için görmüyorum. duyuru'da gördüğüm ilk akıl hastası değil ama en özeli diyebilirim. diğerlerinde hiç değilse insanlığın kırıntısını görebiliyordum, dövüşelim deyince "gel amk çocuğu" diyorlar veya geri vitese takıp susuyorlardı. bu kadar pervasız, bu kadar ahlaksız, bu kadar klavyesine güvenen rezil bir bit yavrusu hiç görmemiştim.
+8
der meister
(10.10.25)
iki kisi imis..
+1
cooperr
(10.10.25)
@der meister: yemin ediyorum dünyanın en ılık gtlü insanıyım ama benim bile bu herifi ıslata ıslata dövesim gelmişti.
-2
🌸sekizdokuzon
(10.10.25)
1
+1
ermanen
(10.10.25)
5 çıktı. Daha çok bekliyordum :))
+1
muhayyer divan
(10.10.25)
Bir. Bizi shephard'dan kurtaran compu'dan Atatürk razı olsun. Acaba onu kaç kişi engelledi?
+3
herzan
(10.10.25)
1. Çok şaşırdım bu kadar az olmasına
0
denizgonen
(10.10.25)
1 imiş, şaşkınım.
0
Amaranta ursula
(11.10.25)
sözlük hesabımı kimse engellememiş, zaten bir iki yıldır aktif kullanmıyorum bu hesabı. 16 yıl önce açmışım hesabımı, vay arkadaş.

aktif kullandığım hesabım ise 1 kişi tarafından engellenmiş. 12 yaşındaymış, ona da vay be. o hesabı neden açtım bilmiyorum ama anonim olarak sormak istediğim sorular için açmıştım zamanında, bilhassa ilişki üzerine. sonra gerek olmadı ana hesap olarak kullanmaya devam ettim gerçi. muhtemelen bir ilişki sonrasında peşpeşe ayrılık soruları sorduğum için engellemişlerdir.
0
dahinnotha
(11.10.25)
1
Ne yapmış olabilirim acaba engellenmek için deli gibi merak ediyorum şu an :):)
0
mutekebbir
(11.10.25)
2 kişi engellemiş, vallahi şaşkınım :):
0
Phoebe
(11.10.25)
1 kişi engellemiş. Kim olduğunu ve niye engellediğini merak ettim doğrusu =)
0
icimdekipollyannatinerebasladi
(11.10.25)
2 kişi engellemiş.beni nerden bulup engellemekle uğraşmışlar şaşırdım.
0
duptıs
(11.10.25)
Yoğun aktif zamanlarımdan kalan 5 kişi engellemiş beni bende heralde onları engelledim mallar listemde 5 kişi var hiçbiri aktif değil
0
basond
(11.10.25)
iki kisi.
biri kim biliyorum. kendisi ile karsilikli engelliyiz. engelleme özelliginin gelmesine en cok onun kendini cool zanneden, esasinda altinda fazlasiyla özgüvensizlik ve aile travmasi yatan sirret tavirlarini görmeyecegim icin seviniyorum.
digeri kim bilmiyorum.

edit: bugün 3 kisi olmus :)
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(11.10.25)
2 kişi engellemiş. kim bilmiyorum. şaşırdım açıkçası beni kimse engellememiştir diye düşünmüştüm. neyse sağlık olsun. kalan sağlar bizimdir.
0
matilda
(11.10.25)
4. şaşırdım :)
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(11.10.25)
sıfır (0)
0
pislick0
(11.10.25)
1
nedenini bilmiyorum. bir iki soruma troll müsün demişlerdi gerçi, sarhoşken kime ne sorduysam artık.

eskiden nasıl engelliyorduk? mallara ekle diye bir şey vardı, o muydu? ama bir işe yarıyor muydu ki sadece mesaj atmasını engellemiş oluyorduk.
0
biseysorcaktim
(11.10.25)
Bu güncelleme ilk geldiğinde beni engelleyenlerin sayısı sıfırdı, dün baktım bir kişi engellemiş. Kim olduğu hakkında hiçbir fikrim yok, pek kimseyle ters düşmedim burada.

Ben sadece bir kişiyi engelledim ki kendisi muhtemelen duyuruda en fazla engellenen kişilerden birisi. Bana mesaj atıp saçma sapan konuşmasaydı belki yine de engellemezdim, görmezden gelirdim
0
kullanicadi
(12.10.25)
Ulan beni de 3 kişi engellemiş, kim bunlar yazın konuşalım kardeşim kime zararım dokundu bileyim!
Gerçi engellediyse göremiyor bu cevabı dimi, vay ams...
0
Bruce
(14.10.25)
(2)

magic keyboard vs mx keys mini?

kornisch
benzer fiyatlarda olan bu iki üründen hangisini önerirsiniz? touch id'siz apple magic keyboard mu, logitech mx keys mini mi? ikisinden birini kullanıp memnun olanlar düşüncelerini paylaşabilirse çok sevinirim.edit: günler sonra merak edip iki ürünü de aldım. magic keyboard basışı tarzı vs. çok iyi f
benzer fiyatlarda olan bu iki üründen hangisini önerirsiniz? touch id'siz apple magic keyboard mu, logitech mx keys mini mi? ikisinden birini kullanıp memnun olanlar düşüncelerini paylaşabilirse çok sevinirim.

edit: günler sonra merak edip iki ürünü de aldım. magic keyboard basışı tarzı vs. çok iyi fakat çok alçak bir ürün az zorlasam karpal tunnel o derece. ama mx keys mini öyle mi basışı vs. magic kadar kaliteli hissettirmese yüksekliği ışıklı olması hızlıca bağlanışı benim gönlümü çeldi. magic keyboard'a iade yolu gözüktü. searchten aratan olursa diye güncelleme geçeyim dedim.
0
kornisch
(10.10.25)
mx keys mini kullaniyorum 2-3 senedir, 10 numara alet. kesinlikle oneririm, benim aldigim zaman magic keyboardlarda arka isik yoktu secme sebebim buydu logiyi.

bugun tecrubeden sonra su an alsam kesinlikle keys mini alirdim tekrar. fakat mouse icin ayni seyi soyleyemeyecegim mx anywhere 3s mouse kullandim surekli tiklama sorunu yasadim magic trackpade gectim, tum reddit bu sorundan muzdarip.

bu da ilk aldigim zaman ki yorum, aletin tek negatif yani diyebilirim belki fixlemislerdir yazilimla bu olayi bilgim yok. eksisozluk.com

edit: diger entryleride okudum simdi, fixlemisler arka isigi 30 dakikaya kadar.
+2
gule gule
(10.10.25)
Ben de Magic Keyboard (Touch ID'li) ile MX Keys S arasında kalıp devasa fiyat farkını görüp bir de aydınlatma olmadığını öğrendiğim anında Logitech tercih ettim 1 sene önce.

Çok memnunum. Çok kaliteli bir kalemle yazıyormuş hissi veriyor. Kalitesi ağırlığı son derece güzel. Şarjı epey dayanıyor. Frekans karışmasına karşı Bolt alıcı olması çok iyi, başka bir Logitech ürünüyle kombine edilirse tek alıcıyla iş çözülüyor. Bence tek sorunu, yüksekliği ayarlanabilir ayaklarının olmaması. Çok dert değil, klavyenin açısı güzel ama bir ayar olsa daha iyi olurdu diye düşünmeden edemiyorum.

Kesinlikle tavsiye ederim.
+1
10551037
(10.10.25)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.