Ekşi Duyuru

ibb'nin haliçte su sporları merkezi olması lazım, bir de bilgi üniversitesinde vira kürek vardı. buralara bir bak istersen.

güveniyorum, aldatmayacağını bildiğin kişiyle birlikte oldukça sorun olmaz. fakat sonuçta insan bu ne kadar güvenirsen güven yanılabilirsin.

Hocam şöyle oluyor, önceki ilişkilerinde sevgiline sormaya çekindiğin şüphelendiğin fakat halı altına süpürdüğün şeyleri yeni ilişkinde sevgilinle konuşma yeteneği yükleniyor, artık çoğu şeyi alttan alan değil talep eden kişiye de dönüşüyorsun, daha şeffaf daha eşit bir ilişki yaşama yeteneği yükleniyor, her ilişkinin sonsuza kadar sürmeyeceğini görüp keyifli yönlerinin tadını çıkarıyorsun, kaybetme korkusu kalmadığı için yapmak istemediğin fakat yaptığın şeylerin yükünü kaygısını üzerinden atmış oluyorsun

Bu aldatma olayı bence ilk gençlikte yaşanmalı ve atlatılmalı, insan kendiyle ilgili çok şey öğreniyor, kendi değerini anlıyorsun sonrası için çok faydalı oluyor

Aldatılmak başta çok üzücü bi o kadar da öğretici bir süreç :)

Başta güvenemiyorsun, sonra güvenmeyi öğreniyorsun.

Böyle bir lüksünüz olmuyor çünkü seve seve güveniyoruz

güven olayını daha mantıklı bir zemine oturtuyorsun. güvenilmeyecek durumları anlayıp güvenilmeyecek kişiye güvenmeyerek.

Şahsen güvenmiyorum, daha doğrusu güvenemiyorum, o yüzden ciddi ilişkilerden uzak duruyorum.
Birlikte olduğum insanları zan altında bırakmıyorum bu arada yanlış anlaşılmasın ben "kadınlara güven olmaz" kafasında falan değilim. Yalan söylemiyorum, ciddi düşünüyormuş gibi yapmıyorum. Net bir şekilde böyle bir durumdan ötürü travma sahibi olduğumu ve güven sorunu yaşadığımı, ciddi bir ilişkiyi sağlıklı şekilde yürütemeyeceğimi söylüyorum.

Kendiliğinden düşmüyor, karşı tarafın avukatına bilgi ve imza veriyorsunuz sanırım.

Dava konusuz kaldığından mahkeme karar verilmesine yer olmadığına karar veriyor. Ancak dava açıldığı esnada kim haklıysa ona göre yargılama giderlerine hükmediyor. Örn siz haksızsınız ve karşı tarafın avukatı var. O zaman avukata vekalet ücreti+ yargılama gideri ne harcandıysa onu ödüyorsunuz.

tarayıcı bildirimlerine benziyor. muhtemelen bir sitede bildirimlere izin verdiniz ve size spam bildirimler yolluyor.

İzin verdiğiniz sitelerin bildirimlerine bir bakın. Şüpheli gördüklerinizi engelleyin.

Alan kişinin ihtiyacı varsa ihtiyaçtan tahliye davası açacak. bu dava öncesinde arabulucu zorunlu oldu.

mevcut kiran çevre kiralar ne durumda bilmiyoruz ama dava açarsa yoğunluğa göre 1 yıldan biraz fazla sürebilir.

ihtiyacı gerçekten varsa davayı kazanır, mahkeme masrafı ve karşı avukat ücretleri çıkar. kar zarar hesabını kendin yap.

bana da oldu sonra düzeldi.
cok sik olan bir durum. kendiliginden düzeliyor genelde ama %100 seninki de düzelecek demek degil.

bir daha böyle bir sey olursa ucak kalkarken ve inerken burnuna ikiser fis burun spreylerinden sik. doktor degilim ama ben öyle yapiyorum.

Düzelir. Bende epey ağrı da yapmıştı iniş esnasında. Geçmiş olsun.

Sakız çiğnemek yardımcı olabilir

Büyük baştankara

Birdnet diye bir telefon uygulaması var, bir nevi kuş shazam'ı ötüşünü kaydedip kuşun cinsini buluyor

play.google.com

Böyle şeylere merağı olanların hoşuna gider

gripte de gidebiliyor.

geneli covid galiba, tat kaybı olup pcr baktırıp galiba 5 kere bakıldı kanda covid çıkan tanıdığım var.

covid pandemisinden çok önce çocukluktan beri grip olunca ben de genelde tat koku gider.
iyileşince gelir.

Muhtemelen sürünme günleri seni bekliyor. Iburamin coldla guzel bi uyku çek d vitamini de yükselt. Sürekli yatakta geçirme az az işlerini yap ben bu şekilde 1 haftada çakı gibi oldum.

covid olabilir cage..

Bademcik iltihabı olabilir, ateşini kontrol et aralıklarla.

@1 ve @3

içerdema’dan bildiriyorum. 6.gündeyim. kbb doktorları tatilde. ptesi doktora gidicem. geçmiyor. hastane acil doktorları da antibiyotik vermiyor. saçma salak iş.

2 gündür sürünüyorum valla bildiniz. Tüm hastalara geçmiş olsun.

Etrafına biraz sıkıca kumaş sar. Sonra kerpetenle tut çek

pudra mıydı zeytin yağı mıydı bi şey sürüyordun bağlama akortları sıkışınca mı gevşeyince mi. sıkışınca yağ diğerine pudra sanırım. size yağ olabilir.

pense

Buzdolaptan çıktıysa yenir.
Tost makinesi veya tavada ısıtın. Tadında da bir değişiklik yoksa yanında ayranla yenir.

buzdolabından dahi çıksa 2 günü geçtiyse ben asla yemem. Biraz kumarımsı genel manada yenmez

ben yerdim muhtemelen :)

Yedim hicbir sey olmadi, buzdolabindaydi bozulmamis isitinca taze gibi oldu.

Altınbaş, Atasay ve adını bildiğiniz firmaların web sitelerine bakıp ürün seçmeye çalışın.
Çok tecrübeli değilim ama anladığım kadarıyla internet sitesinde 10 bin liraya satılan şey mağazada 12 bin liraya satılıyor, "en son ne olur?" gibi sorarsanız 10 bin liraya satıyorlar.

Mağazaya gitmeden önce mutlaka internetten bakın. Mağazada o kadar fazla seçenek bulamayacaksınız.
20K iyi bir bütçe. Daha az bütçeyle de annenizi mutlu edebileceğinizi sanıyorum. Mesela 8-12 bin lira civarına.

normal kuyumcuya gidecekseniz pazarlık şart hatta çekip gidin bile.
mümkünse kurumsal yerden alın ama bir tık daha pahalı olur kapalıçarşıya gidersenizde her yeri gezin gram ve ayar bilgisi sorun ara sokakları tercih edin daha uygun olabilir.

Bizim mahalledeki kuyumcuda fiyatlar kurumsal yerlerden daha pahalıydı. Ya da bana öyle fiyat verdiler.
Fiyat sorduğunuzda eja'nın da dediği gibi ayarını, gramını öğrenin, kenara yazın. Açın Atasay'ın web sitesini, benzer gramda, ayarda ve işçilikte ürünün ne kadar olduğuna bakın.

Ben baktığımda bizim mahalledeki kuyumcu %20 civarında daha fazla para istiyordu.

bu kadın ne iş yapar
kimdir(anne-sevgili-patron-eşinin arkadaşı vs vs vs)
hayattaki durumu nasıl gibi birçok değişken var
kimisi airfrayer yada kahve makinasına a bayılırken kimisi duvar saati yada airpod isteyebilir

Mardin gezisi

Çanta ya da ayakkabı sevmeyen kadın yoktur. "Anormal sevindirmek" içinse kişiyi çok iyi tanımak lazım.

Masaj

rahat bi spor ayakkabı olabilir.
içiyorsa türk kahvesi makinesi
tablet

çanta ya da ayakkabı sevmeyen kadın yoktur ancak aldığın şeyi beğenmeyecek kadın çoktur.

ben olsam hamur makinesi veya airfryer tarzı bir şey hatta dur robot süpürge çok mutlu ederdi.
evet kadın olunca ev işleri onlara kalıyor çünkü biz kadınların gözüne deli gibi batan şeyler erkeklerin umurunda olmuyor.

Bak full empati yapıyorum. Beni al masaja götür, ordan kuaföre götür, saçlarıma düz fön çektir, ordan kebapçıya götür karnımı doyur, kebapçı minnacık bi kolye molye bi hediye ver. Ordan bi kahve içelim bi dilim pastanın üzerine maytap yaktır garsonlar getirsin. Sonra yeşillik bi alanda sohbet ederek yürüyelim.

Altın, küpe, yüzük, olmadı gram.

ay nolur tur hediye edin, karadeniz turu hediye edin. ablamda annemi gördüm...
babam gibi uyuz bir karakterle 1 haftalık karadeniz turuna yolladık, 10 yıl oldu hala anlatır. Bence tek de gönderebilirsiniz ya da kocasıyla 2-3 gecelik belki. Hava değişimig güzel olabilir

Batı avrupa özelinde cevap vereyim Türkiye'de yaşamaya alışmış birinin batı avrupa ve iskandiv ülkelerinde uzun süre yaşayabileceğini düşünmüyorum bu hevesle gidenlerin muhtemelen en fazla 1 hafta sonra Türkiye'ye geri dönmek isteyeceklerini düşünüyorum avrupada hareketli hayat yok insanlar Türkiye'deki gibi sıcak kanlı değil nüfus yaşlı ve akşam saat 6'dan sonra hayat duruyor iklim olarak hava kasvetli veya yağışlı maddi olarak ise batılı ülkelerde harcanan efor Türkiye'de harcansa emin olun Türkiye'de insanlar holding sahibi olur ama Türkiye'de insanlar kendini geliştirmiyor konfor alanının dışına çıkmak istemiyorlar batı avrupada iş saatlerinde sokakta aylak aylak gezen adam göremezsiniz restoranlarda kafelerde tıklım tıklım insan göremezsiniz kahvehaneler yok mesela.

Batı Avrupa'da yaşıyorum. Batı avrupa böyle tek bir cümle ile anlatilamaz. Kuzey fransa ile Güney arasında hayvan gibi fark var en basiti, yasamadan konuşmak olur ancak bu.

Brüksel'de yaşamadım ama iki saat uzağında yaşadım. Malesef insanlar genel olarak bizden yapı olarak daha uzakti ve hava çok etkiliyor insanı. Bu sebepten Fransa'nın güneyine yaklasinca oh be demiştik hem insan hem hava olarak. Ben bir daha kuzey taraflarina çıkmam yani.

Onun dışında yakın ve uzak çevremde 5+ yıldır bati avrupa ve iskandinav ülkelerin yaşayan bir sürü insan var, 1 haftadan çok oldu.

Akşam 6da hayat da durmuyor. Nüfus sicak kanli değil diyen gelsin sehrimizi görsün.

Onun dışında is saatinde de sokakta olan bir sürü insan var.

Ek olarak Fransa'da fransizdan fazla efor gösterdiğim için çok iyi yerlere geldim. Bunu normal bir türk çalışma hayatı olarak yaptım. Bunun aynısını yapan bir sürü türk arkadaşım var ve Türkiye'de öyle bir yerlere gelemiyorlar.

Neyse yani aslında sorunuza cevap değil ama baştan savma bilgiler görmekten sıkıldım. Bruksel hava olarak benim bir Türk insanina çok uydurdum yer değil ama belki de Türkiye'de zaten kapali ve yagmurlu bir yerdesinizdir bilemem. Ama ben kesinlikle insan olarak daha akdenize yaklastikca türk insanina uydugunu söylüyorum. Bu sebepten fransa'yi ikiye bölersek ortadan aşağıda kalan ülkelerde ve şehirlerde yasamak ortalama bir Türk için daha kolay.

tatil için gitmiştim. şehir biraz sıkıcıydı. tomorrowland için gitmiştim ama asıl. onun için bile yaşamaya değer olabilir.

antwerp daha iyi olabilir, nüfusu da daha fazla. ama yerleşip mütevazi yaşam için güzel ve avrupa'yı gezmek için ideal konumda.

tomorrowland gibi bi festivale yakın oluyorsun ve belçika'da yaşayanlara önceden bilet alma şansı var. bence bu bile tek başına süper bir sebep :)

Bu arada bunu her soruda diyorum; eksiduyuru vs bu konularda bilgi almak için iyi bir yer değil. En iyi bilgi redditte.
Reddit/brussels girip sorarsaniz en ideal cevapları alirsiniz direkt orada yaşayanlardan. Ben ne zaman bir şehir ile alakali bir şey baksam, yüzde 99 en iyi bilgiler redditte.

bati avrupa derken? ana karaya bagli Avrupa'nin en batisi Portekiz oluyor, Portekiz ile doharkoman'in verdigi bilgilerin ne alakasi var hic anlamadim (Portekiz'de ve Ispanya'da yasadim, Fransa'da defalarca bulundum). Yani gercekten bazen kendimize bir dur demek lazim. Bati Avrupa olarak kabul edilen bolgede birbirinden dunyalar kadar farkli 9-10 ulke var.
neyse onun disinda belcika'da inanilmaz bir turk populasyonu var, muhtemelen 1 haftadan uzun bir suredir oradalardir. bu elbette kisisel gorusum, yaniliyor olabilirim :)

Ben buradaki cevaplardan tamamen kisinin yapisi ile hareket etmesi gerektigi cikarimini yapiyorum. Cunku ben de gezmek icin gittim, evet kalmadim ancak bir iki kisiye yon sordum, bir yerlerden bir seyler aldim, gezdim yani. Ancak bana o kadar hitap etmedi ki anlatamam. Hos, hollanda'da yasadim ve oradan gitmistim bruksele gezmek icin ancak hollanda icin de ayni monotonluk beni baymisti, benlik olmadigini anlamistim yani benim yerim istanbul'du net olarak.

Ama gelin gorun ki bir de attigin tas urkuttugun kus meselesi var. Parasi varsa gider katlanirdim, tum yukarida yazdiklarima ragmen illaki bir yolunu bulurdum mutlu olmanin. Bence siz de tamamen bu gozle hareket edin.

brükselde çok yakın arkadaşlarım yaşıyor. tamamen karakter ile alakalı. Brüksel bence birçok Avrupa şehrine göre daha hareketli, zira AB Komisyonlarının NATO vs .orada olması ile çok fazla expat var. Portekiz quarter'ı var düşünün. ayrıca çok fazla türk/arap/faslı mevcut. İstanbul ile kıyaslamak çok doğru olmaz, İstanbul trafiği ile canlılığı ile bambaşka bir şehir-İstanbul belki New York vs. ile karşılaştırılabilir. Ancak diğer Avrupa şehirleri ile kıyaslarsak daha kozmopolit olması ile daha olumlu, ancak çok fazla arap/faslı olması ile olumsuz. havası evet kötü, ama Londra'nın da kötü. o sebeple hava durumu kriter olmamalı bence

iki sene yasadim brukselde. cok kisaca arti ve eksilerinden bahsedeyim

yasadigin belediye hayat kaliteni cok etkiyor. en guzel/ nezih semtler merkezde degil. merkez oldukca kotu

+ev bulmak diger avrupa baskentlerine gore daha kolay ve ucuz
+sehir merkezini es gecerek soyluyorum, cok guzel semtler var. yesil alan bol. kafe/ bar/ restoran secenegi cok
+bisikletle ulasim asla flaman bolgesi gibi rahat degil ama mumkun.
+asiri kozmopolit
+insanlar genelde is icin brukselde yasadigi icin kafa dengi insan bulmak kolay. yabancilarla sosyallesme imkani cok.
+ iki saatte amsterdam, paris, almanya veya ingiltereye gidebiliyosun
+ulke cok kucuk ama kendi icinde cok cesitli dogal guzellikler ve guzel sehirler sunuyo.
+flamanlar da valonlar da cok iyi insanlar
+uluslararasi konularin (AB, guvenlik, gocmenler vs vs vs) konusuldugu cok fazla etkinlik, seminer vs var.

-goreceli kaotik bir sehir.
-fransizca bilmeden yasamak bir tik sikintili (ben hollandaca, almanca, ve ingilizce bilmeme ragmen fransizca bilmemenin eksikligini cok hissettim)
-belediye ve genel olarak evrak isleri cok cok cok uzun suruyo. burokrasi cok yavas
-sehrin bazi yerlerinde cok fazla evsiz goruyosun. hem insani uzuyo, hem de hindistan vari goruntulere sahit olabiliyorsun (sokagin ortasina s.cilmasi gibi)
-dunyanin en guvenli sehri degil, ama bir kac yer disinda (gar du midi gibi) asiri tehlikeli de degil
-is icin gelen cok oldugu icin, tanistigin insanlarla omurluk arkadaslik, dostluk kurmak zor
-ben flamanlarla brukselde hollandaca konusan azinlik olarak cok rahat kanastim. en yakin arkadaslarimdan biri de belcikalidir hala. ama genel olarak yerlilerle arkadaslik kurmak ne kadar kolay bilmiyorum.
-trafigi tatsiz

bruksele amsterdamdan tasinmistim. brukselden sonra da is icin istanbula tasindim (ki istanbulda dogdum buyudum vs).
amsterdam ev bulma konusu haric bruksele 10 basar, ama bruksel de istanbuldan 10 kat iyidir diye dusunuyorum. bu kalabalikta, kurnaz ve saygisiz insanlarin arasinda yasamak beni oldukca mutsuz ediyor.

eger AVM gezmeyi seviyosan, gece hayati senin icin cok onemliyse, surekli disaridan yemek siparis etmek, copu apartman gorevlisinin almasi, dogalgazi hic dusunmeden yakmak, her yatak odasinda klima, valeye araba vermek gibi kucuk luksler senin icin onemlise, istanbul daha iyi bence.

eger zurihten, amsterdamdan, berlinden bruksele tasiniyo olsaydin tekrar dusun derdim, ama istanbuldan tasiniyosan kesinlikle firsati degerlendirmeni oneririm

ben yasamadim ziyaret ettim ama gerek uzun zamandir orada yasayan arkadaslarim gerekse kendi genel tecrubelerimden yola cikarak @lamartin'in yazdigi her seye katiliyorum.

Ozellikle "eger AVM gezmeyi seviyosan, gece hayati senin icin cok onemliyse, surekli disaridan yemek siparis etmek, copu apartman gorevlisinin almasi, dogalgazi hic dusunmeden yakmak, her yatak odasinda klima, valeye araba vermek gibi kucuk luksler senin icin onemlise, istanbul daha iyi bence." kismi avrupa'ya veya diger yerlere tasinip mutsuz olan insanlar icin cok kritik.

Hala brükselde yaşıyorum. Brükselin neresinde yaşayacağınız ve nerede çalışacağınız çok önemli bu konuda. Türk mahallelerinde ya da arapların yoğun olduğu yerde yaşayacaksanız sakın gelmeyin pişman olursunuz. Gece hayatı pek yok buralarda fransızca ya da flamanca bilmemeniz sizi zorlayabilir. Eviniz kira olacaksa maaşınız da yüksek olmalı ki rahat geçinebilesiniz. Türk mutfağına düşkünseniz çok özleyebilirsiniz hiç bir zaman aynı tadı alamazsınız maalesef.

Onun haricinde parise amsterdama kölne vs çok rahat ulaşıp gezebilirsiniz. Hava sürekli kapalı bu sizi belki üzebilir çok önemli bir konu aslında bu:)


Aklınıza takılan başka şeyler olursa dm atabilirsiniz.

bostancı ya da caddebostan'dan fenerbahçe'ye doğru sahilden yürüyüş. güneş batış saatinden 1-2 saat önce başlarsanız harika bir manzarayla yürürsünüz. elinize kahve su vs alın. köpeği olan varsa köpeğini getirsin.

Yürüyüş +1

Hareketli aktiviteyle (eğer bundan kastınız konser falansa) tanımadığınız insanla buluşup kaynaşmak zor oluyor ya. Oradan biriyle o an yakınlaşmak farklı, çünkü buluşmak amacıyla orda değilsiniz zaten orası için gelmişsiniz. Tanışmanız bu olayı süsleyen bir şey. Ama dışardan tanışıp öncesinde hadi şunu yapalım güzel olur diye anlaşıp gitmek daha farklı sanki. O zaman o aktivite sizi "pause" moduna alıyor.

Dışarda tanışılan insanla ister istemez bir "buluşup konuşalım bakalım ne olacak" beklentisi oluyor. Hareketli ortamda olaya çok konsantre olunamıyor. Benim için böyle en azından.

Yeme içme, yürüme iyidir bence.

Kahve bira esliginde sohbetten asiri sikiliyorsaniz karsinizdaki kisi yanlis kisi olabilir

hocam kişiden bağımsız bana yeni tanışılan kişiyle karşılıklı oturup röportaj yapıyor gibi takılmak boğucu geliyor. kimseyi direkt karşılıklı oturup tanışmayı isteyecek kadar merak etmiyorum, önce geçirdiğim vakitten keyif almam lazım. bi keresinde biriyle müzede buluşmuştuk goygoy yapa yapa müzeyi gezip sonra yiyip içme aşamasına geçtik, sohbet de eşlik ediyordu, kendiliğinden aktı gitti, aşırı iyiydi valla. gündüz olsa direkt bunu yaparım mesela. eğlenirken uyuşamıyorsak, gülemiyorsak tanışmaya gerek yok bence. o o şekil şu şu şekil ben de bu şekilim işte dskflh

Yürüyüş -1

Herkese göre değil. Benim böyle yürüdükten sonra arkalarından "bedevi gibi saatlerce yürüttü" denen ve "o kadar yürüttü kilolu mu demeye getirdi ahaha" diye dalga geçilen arkadaşlarım oldu. Yürümeyi istemeyen ya da bunu bir etkinlik olarak beğenmeyen birini yürütmek normal değil.

Aynı şey tabii ki kahve için de geçerli ama bunun en sağlıklısı o bence. Açıkçası ben tanımadığım ve neyi nasıl içtiğini bilmediğim biri ile dışarıda alkollü bir etkinliğe hiç sıcak bakmıyorum. Bira sevmem ama böyle içki içilecekse birayı seçerim. Bir anda sarhoş olan ve sarhoşluğu kötü/pis/yorucu bir insansa en azından erken fark edip görüşmeyi bitiririm.

Yine de kahve/bira dışında bir şey olacaksa yürüyüş yerine ortak zevk konusu olan bir etkinlik olabilir. Örneğin konsere giderseniz konuşamazsınız ama müzeye giderseniz birbirinizin fikirleri ve zevkleri hakkında fikir edinebilirsiniz. Müzeye gidin demiyorum, ortak ilgi alanına yönelin diyorum.

Tanımadığım biri ile yürümek bana eğlenceli gelmiyor hatta kasılıyorum. board game, dart gibi basit şeyler olabilir.

kahve dışında 5 tl harcamamak kilit olan. yürüyüş. sonraki görüşme olmayacaksa para harcamaya değmez. tanımaya çalışınız.

kahve bira sohbet ilk date icin hazzetmedigim sey +1
olay is gorusmesine/roportaja donuyor bence. binlerce aktivite var yapilabilecek, kaldi ki karsimdaki insani cok daha iyi tanimami saglar (ilk date icin ne kadar taninabilinirse), aktivitenin ardindan bir bira/kahve icmeye gidebilirim. ilk date ztn 2-3 saatten fazla surmemeli. istanbul icin bilemiyorum ne tur aktiviteler olur.
su an gorustugum kisiyle ilk 5 gorusmemiz birbirinden farkli ve keyifli fiziksel aktivite ve sonrasinda bir bira/sarap seklinde gerceklesti ve birlikte gecirdigimiz vakit yavas yavas uzadi. o nedenle kendisini bir sonraki etaba aldik zaten :) kaldi ki benim gibi hareket etmeyen insanla da isimiz biraz zor olurdu.

songforsomeone arti 1. .

coffee date kadar anlamsiz bir sey yok. insanlar hic bir caba gostermiyor, 5 dolar harciyorlar, sonra 1 saatte neymis spark hissedememisler hic. 1 saatte ne bekliyorsunuz. olay is gorusmesi gibi, dusuk caba, dusuk efor, sikici, gereksiz, bir sonuca goturmeyen bir date turu. masada bir tek cv'ler eksik.


insanlarin caba koymayip, ikinci gorusme olmaz kafasiyla date'e gidip, bu date'in guzel gecmesini beklemelerini anlamiyorum. sen zaten olumsuz/olmayacak bir kafayla gitmissin. sadece kahve alayim, sadece 1 saat harcayayim, ne de olsa bir sey cikmaz kafasiyla gidersen tabii ki bir sey cikmaz. 7-8 saat suren ilk date'lerim oldu. ayrica en basta epey konusmadan, iyice muhabbet cevirmeden bulusmaya gitmeyin.
kaldi ki bir kadin gunde 5 kisiyle coffee date'e cikabilir, ama bir aksam yemegi arti bar olayini ancak 1 kisiye ayirabilir.

Biri bovling demiş, sakın ha. Ben bir seferinde arkadaşım bir çift ve bana ayarlamaya çalıştıkları kızla beraber tanışma "double date" i yaptık da, orada bovlinge gitmiştik. Kızı etkilemeye çalışırken atışlarımın tamamına yakını sıfır çekti, feci madara oldum. Stresten tikim azdı ve sonrasında beraber okey oynamamız bile günü kurtaramadı. Yürüyüşe çıkmak iyidir. Bu aralar hava soğuk dersen şöyle büyük boyutlu parklarda falan deniz rüzgarı da yemezsiniz.

bele kadar giriyor.

geçen hafta iki diz için yaptırdım(ilaçsız, boy 1.84) kapalı mr'da bele kadar giriyor.
Tek bacak 15dk civarı sürüyor, iki bacak olunca yarım saate yakın sürdü.
Çok gürültü oluyor, kulaklık takmak biraz olsun sesi azaltıyor.
Mr isteyen doktor'a açık mr'ın iş görüp görmeyeceğini sorabilirsiniz, aşırı bir fobiniz varsa.

boy önemli annem 150 gibi çenesine kadar girdi makineye diz mr için 3tesla cihazla

Kaç dk süreceğini mr sırası verenler biliyolar, ben 40dk sürene(ilaçlı) girdim sizin gibi fobim var…
Sizinki 15 dk sürer muhtemelen.

Bele kadar olur muhtemelen, belki biraz daha yukarıya uzar.
Kulağınıza pamuk sünger veya kulak tıkacı takabilirsiniz. Eğer takarsanız girerken görevliye söyleyin, çünkü arada size seslenip uyarı yapması gerekirse duyacağınız şekilde söylesin haberi olsun.

Aletin sesindeki ritme odaklanın, onu bildiğiniz şarkı ritmleriyle eşleştirmeye çalışın, benzer ritimde şarkı bulmaya çalışın, bunlar hiç olmuyorsa sürekli 60’a kadar sayıp her seferinde 1’e dönün. Kaç dk geçtiğini az buçuk anlamış oluyorsunuz.

Giderken çıkarmak zorunda kalmayacağınız metalsiz fermuarsız dümdüz kıyafet giyinin, dönüşte hemen makineye atıp duşa girersiniz ve sonra da bir kase yoğurt yiyin. Çıkınca ne yapacağını düşünmek de iyi hissettiriyor.

Geçmiş olsun.

Isıtma yoluyla olabilir. ama renk değişikliği olmamasına dikkat et.
Tekrar eskisi gibi yapışır mı o da ayrı konu.

Fön makinesiyle iyice ısıtıp sökebilirsin, elini yakma dikkat et.

Sıcak su torbasının içine sıcak su koyun onuda üzerine koyup biraz bekletin sonra etiketi rahatlıkla yerinden sökebilirsiniz

çaydanlığın ucundan çıkan sıcak su buharına tut bir süre sonra kalkar.

maket bıçağının ucuyla yavaş yavaş açmıştım zamanında.

Cift kisi 2000 euro oluyor 6 gece icin. Bargain'lik bir durum goremedim

Fazla uygun geldi bana artik fiyat algim bozuldugundan mi uygun oldugundan mi bilemiyorum.

Fiyatlar ortalama, "sacma uygun" denecek bir durumu yok. Ben daha yeni Bahamalar cruise turu yaptim, 3 gece 4 gun 1.100 Euro gibi bir seydi (kisi basi yaklasik 550 Euro). Paylastiginiz 6 gece 7 gun, gecelik fiyatlar hemen hemen ayni.

Sizin beklentiniz farkliydi sanirim, acaba o yuzden mi fiyata sasirdiniz.

yoo toplam fiyat. saçma uygun da değil bence, gayet normal. iki kişi toplam 2000 euro. geceliği 333 euroya denk geliyor.

geceliği 100 küsür euroya fena olmayan bir otelde kalınabildiği varsayılırsa cruise için 333 normal bence.

Cruise'da vergi, bahsis, bok pusur ucretleri de olabiliyor. Onlar da dahil mi arayip sorun.

Radyoloji ve görüntüleme merkezi yaz Google'a

Doktorun rapor istediği kağıtla git. Önceden telefonla randevu ve fiyat bilgisi al.

Hocam geçmiş olsun. Doppler ortalama 3 binlira. Mr bir tik daha pahalı. Bu fiyatlardan eminim çünkü 1 hafta önce annem için çektirdik. Çektirmeden önce de çok araştırdım.

Bir özel hastanede yeni baştan muayene ve MR'ın daha mı ucuza geleceği konusunu da bir araştırın bence.

Muayene + MR'ın SGK farkı mı fazla

MR'ın tamamını ödemek mi fazla maliyetli. Araştırın bence.

görüntüleme merkezleri, özel tıp merkezleri veya kısman küçük mahalle hastanelerini arayıp fiyat almak lazım . kısmen uygun fiyatlı bir yer bulunabilir.
aynı durumda 2-3 yıl önce bende aradım maltepe delta hospital usg için uygundu. doktor muayenesi olmadan sadece usg çektirdim. o zaman tıp merkezlerinin 750 lira istediği usagyi 225 liraya çektirmiştim.
mr içinde bir arayışım olmuştu fakat her yerde pahalı fiyat almıştık. farklı bir devlet hastanesine muayene olup şansa 10 gün sonrasına randevu vermişti.

aslında randevular mart içi demişsinizi. 15-20 gün beklenilebilir bir süre. göztepe şehir hastanesi babama 3 ay sonrasına mr tarihi vermişti.

tarifinize bakınca önde bir ağrı diye yorumladım. kalf kası değil yani değil mi?
eğer öyle ise, çok merdiven inip çıkma hareketinden zorlamışsınızdır, basketle de tetiklemiştir. dinlenin geçer. ağrı kesici kas gevşeticiler işe yarayabilir. önemli bir şey değildir muhtemelen. adım atamayacak, merdiven çıkamayacak kadar zorlanırsanız dr a gidin zira ben dr değilim :)

Kuzenim göz lazer işlemini beylikdüzü birinci göz hastanesinde yaptırmıştı doktor faik bey. Memnundu

İki ay kadar önce adını vermeyeceğim bir özel hastanede her iki gözümden entropiyum ameliyatı oldum.

İlgi, alaka, konfor muhteşemdi. İnsana kendini değerli hissettirecek her tür detay düşünülmüş.

Şu an gözlerim ameliyat öncesinden çok daha kötü durumda

Sözün özü, hastane hiçbirşey. Doktor önemli.

(lazer konusu bilmediğim bir konu, yorum yapamam.

İkiside önemli ama asıl gerçek senin gözünle alakalı bende iki arkadaşımla beraber lazer oldum. benden önce olan sıfırladı benden sonra olan sıfırladı bende 0.50 kaldı doktor aynı makine aynı operasyon tipi aynı ama işte benimki sıfırlamadı. Başka doktora göründüm(dünya göz)operasyon başarılı senin gözünle alakalı ona bişey yapılamaz dedi
Hastane doktor alet aletin kalibresi lazerin tipi vs hepsi önemli tabi ama tillahı gelse bile senin gözde kalacaksa kusur kalıyor.
Miyop ve astigmat için konuuştum

tiyatroya git mis gibi. opera/bale olur. klasik müzik konseri olur.
müze akşam açık olmaz.

gerektirir gözler kapalı kalıyor bi süre gözlük falan da takıyosun

kesinlikle. gözlerini o gün boyunca ne kadar kapalı tutarsan o kadar rahat geçirirsin süreci

olsa iyi olur, ameliyat sonrasında gözler mümkün mertebe kapalı olmalı fakat illa şart değil, benim refakatçim yoktu, ameliyat sonrasında bir kaç saat hastanede gözler kapalı oturup sonrasında da güneş gözlüğü takarak evime gitmiştim.

İşlem sonrası saatlerce gözler kapamı tutuluyor. Çok koyu gözlük taktırılıyor. Kör gibi olduğunuzu düşünün

yanınızda biri olsa daha iyi olur tabi ama ben tek gitmiştim, zaten 1-2 saat operasyon sonrası hastanede bekliyorsunuz. sonra hemşireye taksi çağırır mısınız demiştim, taksi geldi bindirdiler. taksi şehirlerarası otogara bıraktı, bir göz yarım aralık (zaten isteseniz de tam açamıyorsunuz) sisler puslar silik siluetler arasında koca izmir otogarında 1 km yürüyerek bilet alıp otobüse bindim, 2 saat yolculukta gözler kapalı. inince gene taksi ve ev, cuppa yatak.
zaten o kocaman kara kalın gözlükle sizi görenler kör zannedip yolu açıyorlar :D

Yanında biri olsun çok net.


Çok canı yanıyor ilk birkaç saat insanın.

Ameliyat türüne göre değişir. Kesinlikle brii lazım diyenler geç iyileşen yöntemleri kullananlar sanırım. ilasik veya daha üstün yöntemler olacaksa refakatçi kesin gerekmez ama olursa iyi olur tabi.

Bakacak ya da birakacak biri yoksa tatillerde kisitlanacaginizi bilin 2 gunden fazla yalniz kalamaz onda bile hem kedi triplere girer hem siz uzulursunuz. Onun disinda harika bir sey bence.

Aynı his bana olmuştu. Belli bi yaşa kadar hep köpek besledim. Sonra hayatın yığdığı aırı saçma sapan sorumluluklarla uğraşmaktan kendime bile bakamaz oldum. Sonra kedilerin zekice ama saçma sapan komik davranışlarından etkilenip sahipleneyim dedim. 1 hafta sokakta kedi kolladım evde yaşayabilecek tipte, kedi ilanlarına baktım falan sonra seninle aynı düşünce oluştu endişe edip biraz düşünmeye karar verdim. Benim bu biraz düşünme süreci 3.5 ay sürdü :D Sonra tamam dedim, ben bu işe kalkışabilirim.

İlk denememde sokaktan kurtarılmış yavru korkak bi kedi ilanı görüp 3 saat yol gidip kediyi aldım. Sonuç, eve gelince tam bi canavar çıktı, hırçın, saldırgan, manyağın teki. Dedim ben buna bakamam :D Bahçesi olup kedi arayanları arayıp buldum, aldılar. Sonrası daha bi endişie eder oldum. 1.5 ay sonra tesadüfen annem bi ilan attı. İlan sahibiyle görüştük, gittim aldım. O zamandan beri ne kaldıramayacağım bi sorumluluk hissettim, ne kısıtlanma hissi, ne acabalar.. Hepsi kayboldu :)

Yani demem o ki bu tür şüpheler normal. İnan bana arkadaş bile aramıyorsun :) Aradığın her şey bu sevimli canavarlarda mevcut :D

Kedi ile bir evi paylaşmak harika bir deneyim. Ama bazı dezavantajları da var. Bunları sıralamak isterim. (Sorduğunuz bu olmasa da)

-Kediler genel olarak geceleri daha aktif olan canlılardır. Bazı kediler insanların uyuma-uyanma saatlerine adapte olsalar bile çoğunlukla gecenin bir yarısı sizi uyandıracaktır. Beni her sabah 05.45'te uyandıran bir arkadaş var, göbeğini sevdirip sonra uyumaya devam ediyor.

-Kedi evde sabahtan akşama yalnız kalacaksa (kalabilir bir mahsuru yok) akşam siz geldiğinizde çok ilgi bekler. Yeterince ilgilenmezseniz, oyun oynamazsanız gece daha da aktif olur hiç uyku uyutmaz.

-Mevsime bağlı olarak değişkenlik gösterse de genel olarak evin her yerini tüy yapar. Dyson'ın şu lazer başlıklı süpürgesini alana kadar millete "benim kedim pek tüy dökmüyor" diyordum meğer kedi tüylerinin içinde yaşıyormuşum.

-Tatil konusu önemli. Kediye evinizde her gün uğrayıp bakacak birisi yoksa tatile çıkmayı unutun. Kediyi geçici olarak başka bir eve yerleştirmek pek iyi bir fikir değil, strese giriyorlar çünkü evleri değiştirildiği zaman.

-Maalesef, çok acı ama ortalama yaşam süreleri biz insanlara göre çok kısa olduğu için o kötü gün bir gün gelecek. :( Ben bunu düşündükçe "olsun, ona yaşayabileceği harika bir hayat sundum en azından" diyerek kendimi avutmaya çalışıyorum.

-Kedinin maması, kumu ve veteriner masrafları olacak tabii ki. Mama fiyatları özellikle çok arttı.

-Mobilya, halı, bitki evde bunlara sürekli olarak zarar verecektir. Aklınızda olsun.

Böyle uzun uzun listeleyince sanki çok zor bir şeymiş gibi anlaşılmasın, kedi öyle bir sevgi yaratacak ki içinizde, bunların hiçbiri size zor gelmeyecek.

Cevabı yazarken kedimi ne çok sevdiğimi düşünüp gidip mıncırdım kendisini. Elimi kopartmaya çalışarak karşılık verdi. Yerim.

Tek çekincem, çok hareketli veya saldırgan çıkması durumunda buna ne kadar katlanabileceğimi kestiremiyorum. Sakin uysal bi kediyle çok mutlu olurmuşum gibi geliyor. Kedinin sakini uysalı anlaşılır mı? Evetse nasıl?

Ben çok istekliydim sahiplenene kadar sonra eve getirileceği zaman bir panik olmuştum eyvah naptım ben filan diyordum. Bir kaç hatta pişman olmuştum.
Şimdi onsuz yaşayamam diyorum kedim benim her şeyim :)

kediyle yaşamanın getirisi kadar götürüsü de var, birçok kişi anlatmış zaten ama şunu ekleyeyim sadece; göründüğünden çok çok daha büyük bir sorumluluk. aklınızda zerre kadar bile bir şüpheniz varsa sahiplenmeyin. hem size hem kediye yazık. bir gün geldiğinde eeh bıktım demeyeceğiniz garanti ise sahiplenin.

uzun uzun yazamayacagim tek sey; sahiplenme. tek bakacak kisi sensen sakin. bir suru kedi sokaga atiliyo. sirf hayatlarina renk gelsin diye kedilerden sikilip vazgecen suruyle insan var. sorumluluk bakmanin otesinde bir sey asiri zaman istiyor. koltuk alirken bile her seyde onu hesapliyosun. %10000 kararli degilsen yapma

dostum selam,

neredeyse 3 senedir zilli bir kız ile yaşıyorum. ah benim salak kafam nerelere vurayım?

kedim olmadan geçen 30 küsür sene için kahroluyorum

Bana böyle olmamıştı. Ben de kedi sahiplenme düşüncesindeylen, öyle bir an oldu ki, ve Hayatıma öyle bir giriş yaptı ki asla hayır diyemedim. Aldım başımşa beraber diyip eve getirdim.

Ben de ilk sahiplenme fikrimiz ortaya çıktığında bayağı heveslenmistm. Eve gelme günü yaklaştığında "acaba almasak mi? Sorumluluğu nasıl olacak, ya bakamazsak? Tüy dökecek, hareketli olacak. Ben katlanabilir miyim?" diye düşünmüştüm. Eve alıp getirdiğimiz ilk bir hafta "eyvah, ben ne yaptım?" dedim. Üstüne hasta oldu, bakamadım diye gecenin bir yarısı veterinerde hüngür hüngür ağladım.


Kendisi şimdi 7 yaşına yaklaşıyor. Başka bir ülkeye taşındık, taşınma mevzusu ortaya çıktığında ilk aklimiza gelen şey "hemen evraklarını halledelim de çok uzun ayrı kalmayalım" oldu. Bizimle yaşamaya başladıktan 1 ay sonra tek bir gün bile pişman olmadım, aksine hayatımda aldığım en doğru kararmış dedim. Bir hayvanla birlikte yaşamak her insanın deneyelimlemesi gereken bir şey.


Fakat bağ kurmak kolay bir şey değil. İnsanlar başka insanlarla ve canlılarla deneyimler biriktirdikce, duygusal olarak yakinlastikca bağ kurarlar. Dolayisiyla ilk başlarda şüpheye dusmeniz, emin olamamaniz çok normal. Kediniz bir süre sonra sizi tanımaya başlıyor, kucağınıza gelip kendini sevdiriyor. Bir bakışından aç mı yoksa oyun mu istiyor, bunları çözümluyorsunuz. Hayatı paylaşıyorsunuz. Böyle bir canlıyla nasıl bağ kurmayacaksiniz ki? Ama bu anlatarak anlaşılacak bir şey değil.


Velhasıl dezavantajları yukarıda yazılmış zaten. Bunlar her kedi için de gecerli değil bu arada. Benim kedim bütün gece uyur, evde biblolar yerinden oynamaz, hicbir şeyi tirmalamaz, düzenli bakımları yapılır vs. Bu biraz da sizin özverinizle ilgili. Kendi karakterinin yanında küçükken biraz ilgiyle birçok şeyi de ogretebiliyorsunuz. O yüzden dezavantajları tekrar tekrar yazmayacağım ama sevgisi bence dünyalara değer.

>

Tek çekincem, çok hareketli veya saldırgan çıkması durumunda buna ne kadar katlanabileceğimi kestiremiyorum. Sakin uysal bi kediyle çok mutlu olurmuşum gibi geliyor. Kedinin sakini uysalı anlaşılır mı? Evetse nasıl?

Yavru kedi sahiplenmeyin. 1 yaşını geçmiş, sakin mi manyak mı ne olduğu belli bir kedi sahiplenin. Hatta ola ki denk geldi, yaşı ilerlemiş ama sahiplendirilmesi gereken kediler çıkıyor bazen, ilk kedi için daha uygun ve kolay olur. Yavru kedi enerjisi canınıza okuyabilir :)

Bence en fazla 12 aylık demek :)

Biblo gibi durmayan, koşturup duran kedi demek.

wunder lovemark'ım ya şahsen benim. 4-5 yıldır. ödeme yöntemini bilemedim, banka kaynaklı bir şey olabilir.

Hiç sanmıyorum, ben de çok alışveriş yaparım buradan sıkıntı yaşamadım.

nişantaşında çok güzel bir mağazaları var, illegal bir tarafları yoktur ama online satışta bazen çok büyük sitelerin altyapılarında bile güvenlik tehditleri ortaya çıkabiliyor. temkinli olmanızda fayda var. milyar dolarlık şirketler bile zaman zaman güvenlik problemi yaşıyor.

o ses alüminyum peteklerden gelir, siz kapatmış olabilirsiniz ama elinizle arkasını falan kontrol edin, belki başka peteğe giden boru ısıtıyor olabilir, oradan da siz o sesleri duyuyorsunuzdur. iki vanasını da kapatın bu arada. içinde pislik varsa bile belki çıtır çıtır diye ses gelir, öyle kuvvetli ses gelmez.

Bziim evdede bole bi mevzu var saldik artik ellemioz

Kapalı değildir. Benzer sorun başıma geldi, radyatör vanasını değiştirdik sorun çözüldü.

dolasimdaki suyun icindeki hava boslugu radyatorun ic yuzeyine carpinca boyle bir sey oluyor olabilir. su pompalarinin turbinindeki kavitasyon olayi gibi. problem nasil cozulur bilmiyorum. belki havasini almayi falan deneyebilirsiniz.

pompalarda da boyle bi seylerin carpmasi gibi sesler cikarir bu hava baloncuklari.

www.youtube.com

hala devam ediyor olmaları daha şaşırtıcı değil mi ya, soruyu görünce çok şaşırdım. programın isminin hakkını gerçekten vermişler... bugüne kadar bırakmayan bugün de bırakmaz.

radyo trio'da program yapıyorlar. podcast'leri mevcut. bu biraz teselli olabilir.
soundcloud.com

Tebliğden 6 ay sonra dava açabilir. Yaz aylarına denk gelip gelmemesine göre süre değişir, ama artık biraz daha hızlı çözülüyor. 6-7 ay gibi bir sürede çözülebilir, ilinizin yoğunluğu da etkili.

Yalnız, eğer geçerli bir sebebi yoksa sizi çıkaramaz. Sonuçta karşıdaki kişi daireyi her türlü sözleşmesiyle satın aldı. Eve ihtiyacı olduğunu kanıtlaması gerekiyor.

Zor bir süreç, karşı tarafla anlaşma yoluna gidebilirsiniz. Taşınma masrafları, depozito vs. gibi masraflarınızı talep edebilirsiniz.

Bir kere, 17 Ekim’de gönderdi, Aralık’ta elime ulaştı diye bir şey olmaz. 17 Ekim’de gönderse, en geç 23-24 Ekim’de size ulaşır. Noterlikten mi gönderilmiş? Üstünde 17 Ekim yazıyor mu? Eğer satın aldıktan en geç 1 ay sonra size ihtarname ulaşmamışsa, dava yolu kapalı. Tahliye ihtarında sebep olarak ihtiyaç mı denmiş? Aynı bölgede başka evi olmaması gerekir. Ayrıca, 6 ay sonra veya kontrat daha önce bitiyorsa o zaman dava acabilir.

İlk celse, en az 6 ay, en çok 1 yil sonra olur. Mahkeme arastirma ister. İkinci celse 6-8 ay sonra olur (bu zamanlar İstanbul için). O zaman karar çıkar. 3 kira bedeli yatirip istinafa verirseniz, 1 yıl daha atar. Sonra da mahkeme masrafını ödeyip çıkarsınız, tabii eğer ev sahibiniz samimi ihtiyaç sahibiyse. Bu arada, siz çıktığınızda 3 yıl boyunca evi kiraya veremez. Verirse tazminat davası açıp, 1 yıllık kira bedelini alabilirsiniz. Bir avukat tutarsanız, süreci daha stressiz atlatabilirsiniz.

@phoenix Noterden ihtar çekilmis, tarih 17 ekim yaziyor. Benim muhtara geldigi tarih 12 aralik. Demek ki olabiliyormus. Kendisi oturacakmis. Derhal cikin diyor, sure de yazmiyor.

Ev sahibi istemiyorsa, 2 senede sürse, 3 senede sürse sizi çıkarır.

Önce ev sahibiyle bir konuşup niyetini anlayın. Gerçekten oturmak istiyorsa, ev bulup çıkın. Yok kirayı artırmak gibi bir sebeple yapıyorsa, pazarlık yaparak anlaşmaya çalışın.

Seçimlerden sonra kira ve ev fiyatları artar. Çok uzatmamanız faydanıza olabilir.


.

"bana ev satın alındıktan sonra, 1 ay içinde ihtarname ulaşmadı." diyip, mahkemeye gitmesine engel olabilirsiniz diye söylemiştim. "demek ki olabiliyormuş." diyerek, çözümsüzlük arıyorsanız, siz bilirsiniz.

yenibosna kuyumcukent

İnternetten almıştım. Kısa sürede gelmişti. Sertifikası oluyor.

ben zincirlerimi iki sekilde aldim:

1- google'dan model begenip bilezikci.com'a yaptirdim. daha dogrusu onlarin anlasmali ustalari varmis onlara yaptirip satiyorlarmis.
2- uskudar kuyumcular carsisi'nda karatas gumus var cok duzgun bir abi. istedigim modeli bilezikci yapamayiz deyince onun tanidigi birine yaptirdim. karatas abi'den teslim aldim.

bulunduğun yerin çarşısındaki en güvenilir, iş yapan kuyumcudan alabilirsin.

Pirinç suyu dökün dibine. Biraz da yumurta kabuğu kırıp toprağına gömünüz. Kalsiyum ve magnezyum eksikliği var. Ha bir de eski bitmiş kumanda pili varsa içindeki kömürü de toprağa karıştırabilirsiniz. Siagara külü de faydalı olur

Her uygulamada böyle ise bir destek alınabilir ama sadece bi app ise, kaldırıp yükleyin. Pc ise bilemiyorum.

Instagram bende de böyle sola kayık oluyor bu günlerde.

aynı problem instagram için bende de var, diğer hiç bir uygulamada böyle bir şey olmuyor. sıkıntı muhtemelen instagramda

aynı problem son günlerde bende de var, sadece instagramda oluyor. Not: Xiaomispor

yabancı fon alacaksan YAY'dan başka bakmana gerek yok. IPJ Tamamen tesla'ya bağlı bir fon. ben tavsiye etmeiyorum.

tamamen teslaya bagli denen fonun son dagilim raporunda teslanin agirligi %3 civari.

Fondaki hisselerin büyük bölümü tesla'ya göbekten bağlı. Tesla giderse Fon da gider. kastettiğim şey budur. Tesla'nın fondaki ağırlığından bahsetmedim.

tibet terriere benziyor.

Macar çoban köpeği komondor

Kyi leo gibi.

bizde kedi var. aylık bin lira rahat gidiyor. hatta veteriner vs. arada büyük problem çıkabiliyor 1,5 bin ortalama da olabilir.

köpek daha fazladır.

köpeğe göre çok değişir tabi ama kendiminkileri yazayım.

köpek orta-büyük ırk 26 kilo

aylık mama masrafı iyi bir mama için 2000 lira minimum. iyi dediğim mama benimkine istediğim kadar yaramıyor, veteriner markası mamaya geçeceğim. yani mama masrafı artacak. günlük yediği gram 350-400

ek takviyeler verecekseniz somon yağı, biotin, glukozamin vs bunların aylık masrafı ortalama 300-500 bandında olabilir.

oyuncakların en ucuzu 100-150 lira oldu

ödül maması, kemirmelik kalemi var ayda 150-200 (ödül maması evde yapılabiliyor, biraz oradan masraf düşebilir)

aşılar en can yakan kısım. lyme en son 850 olmuştu galiba. başlangıç aşılarınız 3 karma, 2 boğmaca, 2 corona (corona opsiyonel), kuduz ve coğrafi bölgeye göre lyme.
bunların her sene tekrarlanması lazım diye biliyorum. özellikle kuduz sekmemeli

2 ayda 1 iç-dış parazit yapılacak sanırım en son 450 liraydı.

veteriner odaları sanıyorum 2 senedir temmuzda ara zam yapıyor, şehirden şehire oda tarifeleri değişiyor.

aşı ücretleri hariç yiyecek giderlerinin tamamı eğer küçük ırk bir köpek sahibi olacaksanız oldukça düşecektir. günde 70-100 gr yiyen köpekler var.

İki köpek sahibiyim, fiyat performans açısından en uygun mamayı alıyorum, 300-500 liralık mamalar düşünüldüğünde(15 kg için) nispeten çok daha kaliteli bir marka, 1250 lira. Daha ucuzlarını kesinlikle tavsiye etmem. Benim köpeklerim yetişkin ve büyük ırk (30kg) oldukları için ortalama 350 gr tüketiyorlar günde.

Veteriner masrafları, eğer yavru sahiplenecekseniz başlangıç için aşılar vs. daha çok masraf çıkacaktır. Yetişkinliğe eriştiğinde ise en büyük veteriner masrafınız düzenli iç-dış parazit uygulaması olacaktır. Ayrıca kedilere nazaran sürpriz veteriner masraflarıyla (sık dışarı çıktığı için hastalık, yaralanma gibi) daha sık karşılaşılabilirsiniz.

Bir de kısırlaştırma masrafı var, tek seferlik bir masraf olsa da biraz yüksek bulunabilir. Her veteriner farklı fiyat verebiliyor, ben 1-2 yıl önce 2500 lira ödemiştim her biri için. Burda da hayvanın kilosuna göre fiyat veriliyor.

Özetle küçük ırk köpekler maddi manevi(daha çabuk yorulurlar) daha az masraflıdır. Boyut büyüdükçe, özellikle de benimkiler gibi bir canavara sahipseniz, masraflarınız artacaktır.

evet en sağdaki siyah. biraz zorlamak lazım.

muhtemelen siyah evet.

garip bir muslukmuş. acaba yanlış yöne doğru çeviriyor olabilir misiniz? sola doğru çevirin ama çok da zorlamayın sanki kırılacak gibi duruyor. plastik mi o parça?

iki yana da denedim dönmüyor. çektim o da olmadı. birazcık su geldi elime. kırılacak gibi bence zorlarsam. bu değilse de neyle su verilecek anlamadım.

o siyah plastik sanki vana koruması, asıl vana onun altında gibi. kullanma kılavuzuna internetten bakın, belki çıkarılıyordur o siyah aparat.

Evet o siyah bence de. Kombi tamircisi de hayvan gibi sıkmıştı benimkini. Zar zor açmıştım. Büyük ihtimalle çok sıkılı. Marka model adı arattınız mı? Video, manuel falan çıkabilir.

eğer plastik siyah parça dönmüyorsa,
siyah plastik parçanın ortasında vida yeri vardır muhtemelen tornavida ile sökerseniz, kalan vana yeri görünecektir pense ile açabilirsiniz.

Valla son 1 aydir beni de her gun hic bir tweeti olmayan yabanci, garip hesaplar takibe basliyor.

Aynı durumu yaşıyorum.
Twit atar atmaz ilk 5 dakika içinde genelde uzak doğudan bir kadın proli beğeni yapıyor.

Çözüm için yorumları takibe alalım bakalım.
Konuyu buraya duyuru olarak açmayı bile düşündüm derken sizin duyuruyu gördüm

Cok casanovayimdir anonim hesabima bile hatunlar dadandi:) ibb.co

ben daha çok borsa vs. ile alakalı tweet atıyorum onlara da like atıyorlar. biosunda link var muhtemelen oraya çekmek istiyorlar. tıklamamak lazım tabi.

ben de sadece bana oluyor sanıyordum :)
uzakdoğulular geliyor bana..
sebebi nedir, amacı nedir anlamadım..

Kardiyo yapmış olursun.

kalp damar dolaşım sistemine iyi gelir, topu potaya ulaştıracak kadar güçlenir kolların, görünüşte değişiklik olmaz

etrafta barfiks demiri gibi bir şey bul, bazı parklarda bulunuyor, evde şınav parkta barfiks çek 1-2 tane çekerek başla zorlama, 6 ayda yaza kadar düzenli yaparsan iyi derecede güçlenirsin

evet tedavi bittikten sonra dişler az da olsa eski haline dönmesinler diye takılıyor ve işe yarıyor. mümkün olduğunca ağzınızda dursun.

tinyurl.com


soyle bisey mi? bende de var ve omur boyu kalacak dendi. temizligi zor oluyor ama 90 derece minik tel fircalar ile temizlaniyor

Retainer, pekiştirme aleti deniyor, doğrudur, tedavi gördükten sonra dişler düzelmiş olsa bile hareketli yapıdadır ve şekil değiştirip kayabilir, ömür boyu kullanmak veya uzun yıllar kullanmak gerekir, arada kırılabilir kopabilir o durumlarda onarıma gideceksiniz

15 gün önce sigarayı bıraktım. Tekrar başlamamayı umuyorum.

2023 benim için güzel bir yıldı. Bundan daha kötüsü olmasın yeter.

15-20 kg vermek istiyorum.

Kendime, fiziksel ve zihinsel sağlığıma daha çok yatırım yapabildiğim bir yıl diliyorum. Yeni bir yabancı dil öğrenmeye başladım örneğin şimdiden ve her gün yürüyüşe çıkmaya çalışıyorum. Bir de çok klişe ama hakikaten daha çok kitap okumak istiyorum, telefon ve bilgisayardan uzak daha kaliteli ve zevkli zaman geçirmek istiyorum.

şurada ikisi de doğru diyor ama kaynak ne kadar güvenilir bilemem. bence de ikisi de doğru gibi.

www.edebiyatalemi.com

daha önce bu konuda bir duyuru daha açılmış

www.eksiduyuru.com

bildigim kadariyla zaman eki cogul ekinden önce gelir. yani durumdadirlar kulaga daha dogru geliyor.

sorunuzu merak edip araştırdım, şöyle bir cevap gördüm benzer konudaki bir soruda. bana göre doğrusu ikinci seçeneğiniz bu arada. aşağıda da şöyle açıklamışlar.


"-lar bu örnekte bir şahıs eki (şahıs ekleri fiil çekiminde kullanılır ve aslında çalışkan-lar da özünde bir fiil çekim örneğidir) durumunda, öyleyse -dIr bildirme ekinin kullanıldığı diğer çekimler nasıl olmalı?

çalışkan-ım+dır
çalışkan-sın+dır
çalışkan-()+dır
çalışkan-ız+dır
çalışkan-sınız+dır
çalışkan-lar-dır

Pirince basın. 2-3 gün kalsın içinde.

içine geçti ise korozyon olmaması için içini açıp önce hava basıp sonra bir kimyasal saç spreyi gibi bişey sıkıyorlar, tel yeni ise götürüp yaptır gözden çıkartılacak gibiyse pirince koy

Ağı unutturup sıfırdan bağlanınca düzelmişti.

@abba yok hocam, denedim düzelmiyor

nexus 4 te başıma gelmişti. uçak modunu açıp kapamadan düzelmiyordu. ifttt benzeri bir uygulama ile kablosuzdan koptuğunda uçak modunu kapat aç yaptırmıştım.

Bazı ürünler oluyor kendiniz alışverişteyken pahalı bu der almazsınız ama elinize hediye olarak gelirse memnun olur kullanırsınız.

Örgüyle uğraşıyorsa kaşmir yünlere falan bakabilirsiniz mesela.

Hayvanseverse Patikara Yılın Kedileri Masa takvimi olabilir. Satış linki yok ama google'a yazarsanız çeşitli haber sitelerinin yaptığı haberleri bulabilirsiniz. Özelden de iletişim kurabiliriz.

ihtarın geç ulaşır, ulaşmaz. buna takılmayın. önemli olan ihtarın içeriği; evi boşaltın diyorsa 6 ay vaktiniz var. boşaltmak gibi bir niyetiniz yoksa mahkeme yoluna gitmesini isteyebilirsiniz.

Hayır yukardaki arkadaşı teyit etmelisiniz.
İhtar bir szaman sonra olunca, 6 ay geçersiz. Mesela sözleşmeniz eski mal sahibiyle 6 yıldır, o geçerli. Yani olan geçerli.

Belki o süre 1 aydı ve adam 5. Hafta ihtar çekti size de 2 ayda geldi. Mutlaka avukqta danışın.

Ablam benzer durum yaşadı. Özellikle 1 hafta yurtdışından dçnmemişti, evdeyken de bana tembih etti kargo kabul etme vs. Avukat kankasına danışıp yapmıştır.


Siz bi avukatla görüşün bence şansınız var

İhtar tarihi geçerli olmalı, noterin işini geç yapması adamı haksız, sizi haklı çıkarmaz.

direkt savcılığa git. muhattap olma

Gerçekten savcılığa verecekseniz muhatap olmadan savcılığa verin +1

Çünkü savcılığa vereceğim deyip hiçbir şey yapmazsanız daha çok azıtır. Sizi aylarca taciz eden birisi de zaten savcılığa veiririm uyarısını dikkate almaz. Yani bu kişiye bir daha yazarsan seni savcılığa vereceğim diye mesaj atarsanız zaten bir daha yazacağı için bu dediğinizi yapmanız gerekecek. O yüzden hiç bunları karıştırmamalısınız.

Ancak çeşitli nedenlerden dolayı bunu yapmak istemiyorsanız bence muhatap olmayın. Zaten size ulaşmak için provoke etmeye çalışıyor. Neden açıp okuyorsunuz ki mesajları? Belki okundu bilgisi de alıyordur. Hiç açıp bakmayın. Bu tip psikolatlar mesajın size ulaştığını bildiklerinde bile bir motivasyon olur kendine.

Tamamen yok olun onun zihninden.

Çok kolaylıklar dilerim, daha önce birkaç kere yazmıştınız. Zor bir durum.

Hocam bu soruyu defalarca sordunuz size defalarca muhatap olmadan savcılığa gidin dediler hala aynı şeyi soruyorsunuz, neden gidip şikayet etmiyorsunuz ki lütfen gidip savcılığa şikayet edin 2 hafta sonra yine "beni taciz eden biri var ne yapayım" diye sorduğunuzda size yine savcılığa gidip şikayet edin diyeceğiz normali bu çünkü.

Hocam ben de biliyorum normali bu. Ki sorum o degil. Soylemesi dile kolay. Isi oraya tasiyinca neyle karsilasacagimi bilmiyorum, cozulecek mi bilmiyorum, hukuka guvenmiyorum, neye evrilecek de stresini kaldirabilecek miyim bilmiyorum, yalniz basima ugrasiyor olacagim, bu hareketle sinirlendirip kendimi daha buyuk bi hedef haline getirir miyim endise duyuyorum, bir de buna bilenip bi gun sokakta karsima cikip bir sey yapsa kim ne yapabilir, kim ne bilecek de ne yapacak devlet bir sey yapamazken. Bu konularda ulkemizin hali ortada. Bi insan niye bunlarla ugrasmak istesin kendi halinde yasayip giderken, tereddut etmem de cok normal degil mi allah askina? Is yerine soylemem gerekecek, duzenli gittigim yerlere soylemem gerekecek, surekli arkami kollayarak yurumem gerekecek vs. Hayatimi yonlendiren bir sey olacak bu sacmalik. Su an en azindan bu kadar azitmadigini biliyorum. Derdim is buralara gelmeden sadece kurtulmak. Sadece kurtulmak ya. Bi buraya sorabiliyorum ve baska seyler soruyorum esasen. Anlamiyorum ki bu niye rahatsiz ediyor. Kendimce en az bas agrisiyla kurtulmanin yollarini dusunuyorum, sacma veya mantikli bi seyler dusunuyorum iste. Biri dese ki bana da oldu mahkemeye verdim kurtuldum, o kadar da sancili bi surec degil vs, bunu duymak bile belki tesvik edecek. Cikar bi yol aramasam niye sorayim zaten kimseyi tanimadigim etmedigim yerde. Cevap vermek zorunda degilsiniz.

İnsanların savcılığa gitmeden önce tereddüt etmesinin nedeni savcılık şikayetinize belki 1 yıl sonra cevap geliyor, çoğunlukla takipsizlik çıkıyor. Karşı taraf da ev adresinize kadar öğrenmiş oluyor. Yoksa neden savcılığa gitmeyi 40 kere düşünelim?

Haklısınız empati yapamadım bir an.

Bruksel'den gurme cikolata alinir hediyelik. Onun disinda bu konu hakkindaki gorusum ihtiyacin olmayan bir seyi (normalde aklina bile gelmeyen) birazcik daha ucuz diye alarak kara gecemezsin.

Tony, Lindt vs çikolatalar alabilirsiniz. Orada 2-3 Euro'ya satılan çikolatalar burada 2 katı fiyatına satılıyor.

Akrabanız varsa ya da sabit bir yerde kalacaksanız kargo için amazon'dan saat siparişi verebilirsiniz. Michael Kors saati 100 euro'ya aldım, aynısı saat&saat mağazasında 300 euro.

Bira

ben kahve alıyorum bu aralar çekirdek. 10 euro civarı kilosu daha aza bulursanız alın. markette tabi kahvecide o fiyat zor.