Ekşi Duyuru

Tamamen online kredilerde onaylar da online olarak veriliyor ve para direkt hesabınıza geçiyor. Islak imzanın gerektiği durumlarda bankaya gitmeniz gerekebilir ya da bazı bankalar (Mesela Enpara) bir kurye ile evrakları size gönderiyor, bu evrak onaylandıktan sonra para hesabınıza geçiyor.

ihtiyaç kredisi online olarak alınıyor genelde. taşıt ve evde bankaya gitmek gerekiyor.

kredi hesaba yattıktan sonra bankadan nasıl çekebilirim? belirli bir tutarı direkt vermiyorlar diye duymuştum, gidip önden şu tarihte parayı çekeceğim hazırlayın vb mi diyoruz

O para çekme konusunun, kredi çekme durumu ile bir bağlantısı yok. Eğer bir toplu para çekimi yapacaksanız, para çekmek istediğiniz şube ile önceden görüşmek iyi olacaktır. Yoksa eliniz boş dönebilirsiniz. Zira şubeler ellerindeki nakit parayı mümkün olduğunca az tutmaya çalışırlar.

Yalnız, artık para o kadar değer kaybetti ki, bu "büyük para" ne oluyor emin değilim. Bir kaç 100.000 lira bile sanıyorum çok sıkıntı olmayabilir artık. En iyisi kredi durumunuz onaylanınca ilgili şube ile konuşmak.

Tutara göre değişir. Online başvuru yaptığında örneğin sana en fazla 25K çıkıyordur, anında kullanabilirsin para hesabına geçer ve şubeye gitmene gerek olmaz evrak da imzalamıyorsun.

Daha yüksek tutara ihtiyacın varsa şubeye gelir belgen, SGK dökümün vb. ile başvurup daha yüksek tutarlar kullanmak durumu olabiliyor. Başvurun onaylanırsa yine hesabına direk para geçer.

ay kesinlikle tavrınızı naifçe koyun. hem çalışan hem patron olarak yazıyorum. kendi keyifden herkes, şirketini sahiplenmesini istiyor. hep daha fazlasını isterler...nasıl yapılır öneri veremeyeceğim, kesinlikle önlem alın...

Sözleşmede mesai saatleri ve günleri ne olarak belirtilmiş durumda? Hafta sonları şirketin bir kısmı home-office bir kısmı ofiste şeklindeki çalışma ne kadar süredir bu şekilde devam ediyor? Başta da bu şekilde miydi? Bunların cevabı yasal haklarınızı belirleyecek. Aksi durumda hafta içi başka işi varsa neden onu erteleyip sizin için zaman ayırsın? Bunu önermeyin. Bu yaklaşımın sizin karınıza bitme ihtimali çok düşük.

Onun yerine isterseniz yol vb. kavramları da göz önüne alarak çalışma şeklinizin bir süredir o yönde olduğunu ve uyku ve mesai sonrası işlerle ilgili planlamanızı ona göre yaptığınızı belirterek konuya girerseniz şansınızı artırır.

Bu arada @gadlemler haklı. Türkiye'de iş hayatı hep böyle. Patronlar kendi keyfi için daha çok çalıştırıp fazla para vermemek, işçiler kendi keyfi için olabildiğince çalışmadan fazla para almak isterler. Tam bir tencere kapak. Durumu çok keskin olmadan kesinlikle bildirin. Çünkü sınırlar ve verilen emeğe saygı çok nadir bizim ülkede. Elini veren kolunu kaptırıyor işçi de olsa işveren de olsa.

bana ne adamin isi coksa. kendine dusen kadar yaparsin. dusuncen yanlis senin de ozel hayatinda izin gunlerinde baska islerin olabilir. hakkin olan seyde hesap mi vereceksin? kibarca olmaz diyeceksiniz.

Bundan sonra haftasonlari musait olamayacaginizi uygun bir dille belirtin, o da ona gore bir planlama yapsin

bu evi yatırım için mi alıyorsunuz? yatırım içinse o bütçeyle başka işler yapılabilir.

Kendiniz oturacaksaniz bence alın. Senelerce ikinci grubun mantığıyla ilerleyip ev fiyatlarının yükselişi yüzünden sürekli hayiflanan biri olarak Türkiye'de ev fiyatlarının düştüğünü görebileceğimizi sanmıyorum. 3 sene once ev alsak şu anda aşırı komik bir miktar oduyorduk. Şimdilerde peşinat olsa da kredi oranını tutturmak mesele haline geldi. Deprem de tuzu biberi oldu zaten.

Ama yatırım için ise Türkiye gibi deprem riski olan bir ülkede başka bir yatırım aracına yönelmek sanki daha mantıklı da olabilir.

Bence ev almak için doğru zaman değil.
Ucuz kredi bulabiliyorsanız ev de dahil olmak üzere herhangi bir şey almak doğru olur ama devlet bankaları kredi vermiyor.

1 milyon TL/120 ay konut kredisi kullanırsanız özel bankadan %2 faizle 22bin TL, devlet bankasından %1,36 faizle 17bin TL ödüyorsunuz. Fark %30 civarında.

Ev fiyatları da kiralar da muazzam bir biçimde yükseldi. Hangi hükümet başa gelirse gelsin bu konuyla ilgili bir şey yapmak zorunda, bu şekilde devam etmesine izin veremezler. Belki yabancılara satış durdurulacak, belki üçüncü ev ve sonrası ek bir vergi getirilecek belki de aklıma gelmeyen başka bir karar. Ne olacağını bilmiyorum ama bir şey yapmak zorundalar. Bu da ev fiyatlarını düşürecek veya yükselme hızını yavaşlatacaktır.

Eğer uygun fiyatlı bir ev veya uygun fiyatlı bir kredi bulabiliyorsanız elbette kaçırmayın ama ülkenin geleceğinin ne olduğunun belli olmadığı bir zamanda daha kolay bozdurulabilen bir yatırıma girmek daha akıllıca görünüyor. Bugün 2 milyonluk bir eviniz olsa da satamıyorsunuz. 1,8 milyona düşüreyim yeter ki satılsın deseniz yine satamıyorsunuz.

Tüm bunlara ek olarak bazı insanlar borcu olmazsa para biriktiremez, eğer siz de öyleyseniz o zaman da ev-araba borcuna girmek sizin için mantıklı olabilir.

Ev alınca evin kira getireceği belli ama hem kiranın vergisi hem emlak vergisi hem de evin muhtemel masrafları (çatı akması, dış cephe boyanması, tesisat problemi vs.) gibi masraflar çıkabileceğini hesaplamayı atlıyoruz. Bunlara ek olarak kredi çektiğiniz için hem kendinize hayat sigortası hem eve konut sigortası, DASK ödeyeceksiniz. Bir kiracı çıkıp diğeri girerken belki bir süre boş kalacak, veya bir kiracı uzun süre kalınca emsallerine göre kira çok düşük kalacak vs. Bu gibi masraf ve riskleri de unutmamak gerek.

Umarım işler istediğiniz gibi olur.

ev almanın en büyük artısı "elinde olmayan parayla/krediyle almak". Şimdi krediler kısılmış, bulabiliyorsanız olabilir ama sizin senaryoda üzüleceğiniz şey altının fiyatının çok artması olabilir. Yani elinizde tl olsaydı karar vermek çok kolaydı, ama dolar/altın bozup almak kısmen risk. (şimdiye kadar evler dolardan fazla arttı, ama seçim ve sonrası çok belirsiz. Dolar serbest bırakılırsa ve evler o kadar artmazsa bu sefer tam tersi olabilir ama bilinmez şeyler bunlar)

Krediyi rahat ödeme olayı da son yıllardaki yüksek enflasyonla ilgili bir şey. O azalırsa hiç de öyle olmaz. (onlar çok düşükten kredi aldılar ve her yıl enflasyon ve zam arttı. Şimdi kredi faizleri yüksek, verilen para az, enflasyonun da düşmesini ummalıyız halk olarak:)

oturumluk ev alınır, yatırımlık soru işareti.

kredi kampanyası olduğunda fiyatlar tekrar yükselir.

konutta fiyatı düşürecek 2 şey var;
1. arz artacak(deprem sonrası kısa sürede mümkün değil)
2. talep azalacak : yabancılara satış yasağı, çok yüksek tl mevduat faizi.

herhangi bi mal almayi erteleyip de kâr eden kimse ne gordum ne duydum. almayip mal gibi kalanlar yiginla. zaten 750k kadar elde para varsa arabadan baska bisi alinmaz o paraya. ustune ekleyip ev bulabiliyosaniz kesin alin. boyle seylerde dusuncem "cok mantiksiz gelirse satarsiniz" seklinde. zararina satilacagini da hic sanmiyorum. ytd

oturmak için değil de yatırım amaçlı ev almayı düşünüyorduk. fikirleriniz için teşekkürler, şimdilik altın almaya devam gibi duruyor

Kesinlikle al
Alma diyene kulak asma

Ucuza kredi bulabilirseniz alın kesinlikle. Özel bankalardaki 1.9-2.0 değil ucuzdan kastım.

Ailede üzerinize ev yoksa 0.99a sıfır konut bulup alabilirsiniz 2 milyon tlye kadar (evin değeri) ve devlet bankaları burada limit veriyor en son arkadaşım 1.3 milyon çekti buradan

Diğer türlü 1.29 2.el konutta limit sınırlı 300-400k max.

İlk limiti zorlayın sıfır ev bulun ve alın bence.

kahve yapar tabi özellikle aç karnına.

Aç karnına kahve ve çay içince ve/veya poğaça türü yağlı şeyler yiyince benim de midem kazınıyor. Onun için düzgün kahvaltı yapıp çıkıyorum sorun olmuyor.

kahve yapar ve su atar susatır. tarçınlı bir şeyler yersen daha az açlık hissedersin

Aç karna siyah çay sorun yaratiyor bazi insanlarda. Ben misal direkt kusarim (lisede kendi zararima ogrendim).

www.allrecipes.com:~:text=Tea%2C%20like%20wine%2C%20contains%20tannin,lead%20you%20to%20feel%20nauseated.&text=Why%20is%20tannin%20in%20tea,results%20in%20that%20bitter%20tang.

Filtre kahve, amerikano bende ac iken tukettigimde problem yapmiyor ama bitki cayi ya da siyah cay tuketirsem midem bulaniyor.

kesinlikle katılıyorum. hediye alma mevzusu o kadar can sıkıcı ki 2 ay önceden stress sıkıntı başlıyor. ne alsam ne alsam? yani her şeyi var. alınacak hiçbir şey yok.

ben peşin peşin söylüyorum eşime kesinlikle hediye alma, alsan da kesinlikle kabul etmem diye. çünkü her şeyim var, gerek zevk gerek ihtiyaç fark etmez her şeyim var. alınacak her şey gereksiz/fazlalık olacak çünkü.

spaydı, masajdı, turlar, geziler her şeyi tükettik. gerçekten gerim gerim geriliyorum bu hediye konularında.

senin doğum günün diye eşin yemeğe çıkmak isteniş. ne var ki bunda? yani çok klişe rererörö yapman biraz boş muhabbet gibi geldi bana. çık yemeğini ye yani uzatacak bir şey göremedim.

olay yaratmanin manasi yok rutin klise seyler guzeldir. anlami guzel en azindan. muhtesem eglenxeli gecmesine gerek yok o gun yemek yencek mi ev veya disarda? evet yenecek. birak gelenek sürdurmeyi bozma. benim de dg ve acayip istahsiz olurum martta hava bok gibi geciyor genel itibariyle. yine de bi seyler yapmazsam daha da tatsiz olacak

evet şu an anneme hediye bakıyorum günlerdir bulamadım bir şey. sevdiği markanın bluzlarına bakıyorum kafayı yemişler 1500tl falan diyor.
isyeeeeaaan

sizi son derece iyi anlamakla birlikte bırakın eşiniz yapsın, hediye almak istiyorsa alsın yemeğe götürmek istiyorsa götürsün. boşuna gerilmeyin. içinden yapmak geliyorsa yapsın izin verin. illa yemek olmak zorunda değil bir tatlıcıya kahveciye falan da gidebilrisiniz.

ayarlar parolalar twitter içinde olmalı.

şu an hesaba giremiyorum işte, şifremi girdikten sonra 2 adım doğrulama kodu istiyor

Aslen şarap yeri ve Bostanlı'da ama bu tarz bir yemek için uygun olduğunu düşündüğümden Kuntra'yı önermek istedim.

La cigale

Şeker ilacıyla zayıflayamazsın abi öyle bir şey yok, ancak insülin direncin varsa, yani hücrelerine şeker girmiyorsa ve şeker yağ olarak depolanıyorsa, Metformin baz maddeli ilaçlar insülin direncini kırmak için hücrelere zorla şeker sokarak kilo almanı engellemeye, insülin duyarlılığını arttırmaya çalışıyor ama bunu yaparken de 50 tane metabolik sorun çıkarıyor, yani ne bileyim paso ishal dolaşıyorsun işte. Böyle olur olmaz ilaç kullanımı çok enteresan bi şey yapmayın böyle şeyler.

Var oyle bir sey nasil yok :) ozempic ilacin adi da. Unluler arasinda falan cok yaygin. Okumak isteyen icin guzel bi yazi: www.thecut.com

Bunu yapan birini tanıyorum ama ben böyle şeylerden korkarım.
İlacın adı nedir bilmiyorum ama kullanan kişi çok işe yaradığını söylüyordu.

İsteyince kendi kendine (diyet + spor) zayıflayabilen biri olarak böyle şeylerden uzak duruyorum beni korkutuyor.
Kilolu olma sebebim boğazımı tutamamak tutarsam zayıflarım diyerek kendi kendimi böyle şeylerden uzak tutuyorum.

belki uygulanabilirdir, kaleci saçlı'nın dediği gibi bilimsel olarak bir karşılığı olma ihtimali var ama bence çok ama çok yanlış bir yöntem. en basit aspirin bile prospektüsüne bakarsan bin çeşit yan etkiye sahip. ilaçlar eskiden çözemediğimiz sorunlara alternatif üretmekle beraber mecbur değilseniz kullanmamanız gereken şeyler. öyle hap atayım zayıflayayım işi tembelliktir, vücuda zarardır, günü kurtarmaktır. şeker hastası olmayan birinin şeker hastasıymış gibi yaşaması muhtemelen vücuda uzun vadede büyük zararlar verir.

kilo vermesinin önünde hormonal yahut fiziksel bir engeli olmayan her insan, yapması gerekeni yaptığında kilo verir. bu işin matematiği (en azından somut olarak) basit. günümüz hazır/kolay erişilebilir gıdaları çok yüksek kalorili. hareket edeceksin ama en başta diyetin temiz olacak. et, bakliyat, yeşil yapraklı sebze, zeytinyağı vs. işlenmiş, "light" diye içine tonla yapay şeker basılmış şeyleri yiyince şişiyor insan.

kilo vermek kolay iş değil, olsa en başta ben verirdim eyvallah ama ideal kiloda ve sağlıklı yaşamak günümüzde emek/istikrar/dikkat isteyen bir şey ne yazık ki. bunun mucizevi yolu yok. çay, hap, zart, zurt... safi zarar, safi tehlike. onu yapacağına şişko yaşamaya devam et daha iyi.

İnsülin direnci için kullanılan metforminin aşırı yüksek dozlu (ve insülin gibi karından enjekte edilen) bir versiyonu var. Belki de etken maddesi başka bir şeydir, emin değilim. Bir arkadaşım bununla kilo verdi, açlık hissini o kadar bastırıyor ki kadın yemek yemeyi unutuyordu, çökmemek için zorla protein ağırlıklı bir şeyler yemeye çalışıyordu. Fakat kullandığı süre boyunca bir doktorla takip ettiler, ilacın dozunu sürekli düzenlediler vs.

Ha sonra hem yemesi normale döndü, hem hareketi azaldı (spora başlamıştı, bıraktı) ve eski kilosuna çabucak döndü.

Öyle bir şey yapılacaksa da doktor kontrolünde ilerlemek lazım, sonrasında da düzgün beslenmeyi sürdürmek lazım. Bu şekilde verilen kilo geri gelmeyecek diye bir şey yok.

Ingiltere'de soyle bir ilaci kabul etti yakin zamanda: www.youtube.com Boyle ilaclar var, yok degil ama sayilari az, Turkiye'de yoktur olsa da dunyanin parasidir. Dedigin gibi bir trick olsa tum dunya kullanir zaten.

Aşko kuşko gibi bi şey olur.

Bence güzel olur yav. İnsan sevdiğine karşı tam olarak böyle olmalı bence çiçekten zarar gelmez şımartılmak çok güzel şey :d

Eşinize çiçek göndermek için bir bahaneye ihtiyaç yok aslında, ama sizin doğum gününüzde göndermenizin biraz handikapları var.

Mesela bu sene unutmuş olabilir eşiniz, size bir hediye çiçek vs almamış olabilir. Siz de bunun üstüne böyle bir şey yapınca acaip kötü hisseder kendini.

Yanılıyor muyum?

bana gelse saçma olduğunu düşünürüm ama bu sizin eşinizle iletişiminize bağlı. Ben alakasız bi günde durduk yerde gelen çiçekleri daha güzel buluyorum

nasil sevilmek istiyorsak genellikle karsi tarafi oyle severiz.
esinizin 'sevgi dili'ni size yaptiklarindan anlayabilirsiniz. buradan yola cikarak esiniz kendisine cicek vs. gelmesini seviyor demek ki, bence arada bir gonderirseniz epey mutlu olur gibi geldi.

birbirine çiçek gönderen eşler… ne güzel. içinizden geldiyse gönderin, düşünmeyin.

Çapa psikiatride böyle bir birim vardı diye hatırlıyorum.

Bir de çok kalori kısıyorsanız ya da karbonhidrat kısmak yerine kalori kısıtına gidiyorsanız o zaman vücutta salgılanan hormonlar dolayısı ile vücut kilo vermeye, verse de geri almaya müsait oluyor. Bunu da dikkate almanızı öneririm. Kendinizi kontrol etmeniz yalnızca iradesizlik ile alakalı, duygusal yeme ile alakalı olmayabiliyor. Ama hormanal sisteminizi gözeterek diyet yapıyorsanız o zaman bir yorum yapamayacağım.

@terapidefteri
instagram'da cok yetkin bir terapist ve zaman zaman duygusal yeme bozuklugu uzerine seminer duzenliyor, takip edip birine katilabilirsiniz. ayrica sanirim artik bu konuda daha fazla bilinclendigi icin insanlar, daha cok seminer var.

ben de benzer şeyleri yaşıyorum. bu alanda çalışan terapistlere de gittim, atölyelere de katıldım ve hiç faydası olmadı bana. teorik olarak neden kaynaklandığını, yöntemleri (mindfulness, act/bdt) biliyorum, aşinayım ama dürtüsel olarak üstesinden gelmek yine ve yine zor oluyor.

neyse, bi kitap önermeye geldim. (konuyla alakalı birçok kitap da var bu arada, son yıllarda türkçe’ye de bolca çevrildi, psikonet ve nobel yayınları özellikle bu konuda kitaplar çıkartıyor). benim önerim duygusal açlık, yazar: doreen virtue’yü okuyun.

Meltem Pırıl Şenol ile calistim, kesinlikle oneriyorum. Instagram'dan postlarina goz atabilirsiniz, spotify'da podcasti de var eyvah diyetim bozuldu diye. Hem konunun uzmani hem de muthis bir insan.

Ben de zimbirik gibi düşünüyorum hatta sorununun kesin olarak 1-2 ay süren şok diyetler olduğuna yemin edebilirim, muhtemelen 800-1000 kalorilik düşük kalorili diyetler yapıp kilo verip sonra rebound etkisiyle daha fazlasını geri alıyorsun, duygusal yeme bozukluğu muhtemelen çok farklı bir şeydir. Sağlıklı bir diyet, kiloya göre değişir ama minimum 6 ay 1 senelik bir sürece yayılmalı, birkaç ayda verdiğin kiloyu her zaman geri alırsın, çünkü sistem her zaman "yağ tutma" eğilimindedir ve kısa zamanda verdiğin kiloyu kısa zamanda sana aldırmak için her şeyi yapar ve alırsın da, bundan kaçamazsın, bu bir yeme bozukluğu değildir hayatın doğal akışıdır. Halbuki kilo verme işini uzun vadeye yayıp amiyane tabirle sistemi kilo verdiğine uyandırmadan kilo versen bunları yaşamazsın. Ben hızlı kilo vermek istediğimde bile 2000-2200 arası kaloriyle diyete başlıyorum öyle söyleyeyim, uzun sürece yayacaksam 2500 kaloriyle başlayıp küçük küçük kalori düşürüyorum, oradan bi çıkarım yap işte.

Bence almayın. Ama alacaksanız da
Kadınlar ince/narin varlıklardır
Kadınlar güzeldir
Kadınlar çiçektir
Kadınlar bakımlı olmalıdır, kadınlar zayıf olmalıdır
Düşüncelerini desteklemeyecek bir hediye alın, kadınlar gününün anlamına uygun olsun.
Çiçek, kıyafet, kişisel bakım malzemesi, aksesuar gibi ürünlerden kaçının.
Kariyeri ile alakalı bir kurs alabilirsiniz, bir aktivite bileti vs olabilir.

Göndermiyorum, gönderilmesini sağlıklı bulmuyorum.

Abi (Emekçi) Kadınlar Günü Sevgililer Günü ya da Doğum Günü gibi "ponçik" bir gün değil ya onun konumu biraz daha 19 Mayıs gibi resmi bir anlayışa yakın, çiçek böcek göndereyim olayı o ağırlığına yakışmıyor bana göre.

bu gune eylemsel yaklasilir ama bir erkek olarak cicek vs yollayabilkrsin veya baska bir sey. bahaneyle hediye yolladi derim ben. ama paran yoksa zorlamana da gerek yok 50-50

Çikolata iyidir diyorum gecikmeli de olsa

Bunun için gıda takviyesi almana gerek yok, sağlığını korumak için ne yapıyorsan aynı şeyleri yap sigara kullanma alkolü azalt eser miktarda kardiyovasküler egzersizler yap geç, bunlar cinsel hayatının sağlığını büyük oranda korur.

çinko magnezyum b6

içki sigara no. bol yağlı et ve yumurta. her gün en az 8 saat gece uykusu. haftada en az dört gün en fazla 1 saatlik ağırlık idmanı. haftada en az 5 kez 30 saniyelik soğuk duş (8-10 derecelik suyla).

Çok farklı şeyler söylemeyeceğim.
-Sıfır alkol
-Sıfır sigara
-Sağlıklı dengeli beslenme
-Minimal gece hayatıyla dengeli düzenli bir yaşam
-Ömür boyu düzenli spor
-Düzenli bir cinsel yaşam
-Tek eşlilik

Yazılım eğitimi almıştım şimdi yazılım eğitmenliği yapıyorum hatta işimi biraksam sadece eğitmen mi olsam

maalesef yapamıyorum. mevcut iş sözleşmemde ek gelir konusu edinilemez maddesi var.

o dönem düşünmediğim bir detaydı ama şu an ek iş yapmak istiyorum ve yapamıyorum. motosiklet tutkum vardı, ehliyetim ekipmanlarım tam. kuryelik ama sadece seçkin gönderilerde işime gelebilir.

tr'de herkesin aradığı ama bulunamayan bir dal var, o dalda uzman modüllere sahibim ama bu sebepten ötürü hizmetleştiremiyorum. bu da ikincisi.

bir üçüncüsü insanlarla hizmete yönelik ve bunu da çok iyi fırsatlarım olmasına karşın yapamıyorum.

bence vakit ayırdığınızda stres olmayacağınız şeyler bulmalısınız. çünkü stres oluşturursa boş zamanlar diye bildiğiniz süreler kabus haline gelebilir.

youtube kanalım da dahil, ilerleme kaydedemiyorum maalesef. sadece görünürlükleri ile kalıyorlar.

Kredi çekmekten başka bir yol yok bence. Oranlar ve kredi verilen miktar yeniden düzenlendi

Elinizdekileri peşinat yapıp, kalanını kredi ile bir ev alabilecek durumdaysanız, hiç durmayın, alın evi.

Alamıyorsanız, her ay belirli bir miktar belirleyip eurobond fonu alın.

Tek başıma gitmiştim. Buradan yola çıkarak yazıyorum.

- Dungeon Museum'da baya eğlenmiştim. Korku hikaye bazlı. Birkaç yerde ürkmüştüm. Çiftler de vardı.
- Madame Tussauds, öyle çok ahım şahım değildi ama yine de çok zevkli.
- Zaanse Schans'a gidebilirsiniz. Kendim oradaki tura katılmıştım.

Ah Amsterdam ah. Doyamıyorum.

Resturant olarak pasta a basta önebilirim. Eşinizle gidiyorsunuz, güzel bir romantik ortam olur.

vitruta.com

telefon çantası (?) gibi bişey çıktı ya hani.. deri veya kumaştan kılıf gibi bişey.. onların biraz büyük modellerinden alırsanız pasaport telefon ve kredi kartları sığar. balya balya paranız olmayacağını en azından tek yerde tutmayacağınızı varsayarak onları öneriyorum. hem tekinsiz yerlerde montun, kıyafetlerin içinden de takabilirsiniz.

Sağ üstte hangi ülke için sorgulama yaptığınız yazar, orada ülke yanlış olabilir mi?

cevap 15 günde mailinize geliyor. sonucun ne oldugunu da pasaportunuzu alırken öğreniyorsunuz

Bpmn den modelleyin

isleme gore degil de musteriye gore saglaniyor o oncelik diye biliyorum. dolayisiyla o bankalarin yagli musterisi degilseniz pek mumkun olmayabilir.

Emeklilere öncelik veriyorlar. Eğer bir banka sırasında fazla emekli varsa, kaçın çünkü asla sıra gelmiyor:)

Bazı bankalar cep telefonu uygulamasından sıra-saat veriyorlar. Onlar öncelikli olacaktır. Yapı Kredi bunu yapıyor ama Teb'in yaptığına emin değilim.
Onun dışında banka müşterisi olmanız, yaşlı olmanız, bankada fazla paranız olması gibi etkileyen faktörler de var.

Ticari hesaplar öncelikli oluyor.

sıra alırken müşteri numaranızı, tc numaranızı veya kart numaranızı girebiliyorsunuz. Böyle olunca numaratör ticari müşteri, standart banka müşterileri, banka müşterisi olmayanlar benzeri bir mantıkla sıra veriyor.

ticari müşteri zaten çoğunlukla ticari müşteri temsilcisiyle işini hallediyor, vezne de iş varsa onlar ordan numarayı vezneye yönlendiriyor.

Garanti ve YapıKredi'nin app'inde randevu alma kısmı var. Ben de önceden randevu alıp o yarım saatlik aralıkta gidip çat diye gidiyorum. (gidince telefondan veya cihazdan tckimlik no ile numara alınca sana öncelikli numara veriyor)

Yapı Kredi'de giriş yapmadan alttan:
ATM / ŞUBE --> Şubeden randevu al

Teb'de yok ne yazık ki.

Oncelik hesabindaki paraya yani bankaya kazandirdigin paraya gore veriliyor.

Internetten oncelik verenler disinda yukaridaki kritere uymuyorsan oncelik alamazsin.

gün içinde bile bir, iki kilogram oynar.

O oynayan da odem vs dir, o yuzden hergun tartilmak yerine haftada 1, sabahlari tartilmak cok daha dogru

Parmak ucuna ağırlık vererek yürüyorsun. Yürüyüş şeklini değiştirmen bu saatten sonra zor belki tabanlık yaptırabilirsin.

elden aldığınız kısmı bankaya yatırıyorsanız zaten hesaplarda görünür. maaşınız kısmına siz reel aldığınız maaşı yazın.

vadesiz hesaplarda bulunan birikimlerinizi ve eşinizin gelirini de mutlaka destekleyici döküman olarak ekleyin.

resmi maaşınızı yazın, yani asgari ücreti. elden aldığınızla beraber falan yazmayın sakın, yaptığınız yanlış bir şey zaten ve sizde bunu itiraf ediyor olursunuz. size ve eşinize ait banka dökümlerini, mal varlıklarını ( tapu, araç ruhsatı gibi).

@seyduna

Adam vergi dairesine beyanda bulunmuyor, bahsettiginiz sey turkiye cumhuriyeti'ni baglar. Konsolosluk gelirini soruyor, adamin geliri de yatan+elden. Zaten hesap hareketleri de bunu destekler.

@brkylmz
size katılmıyorum, mesela almanya konsolosluğu ise görevli kesin soracaktır. benlik sıkıntı yok, sizin dediğinizi yapsın hocam. maaş bordrosunu 3 aylık veriyorsun ve gelir beyanında bulunuyorsun.

sonradan not: hacılar siz devleti niye karıştırıyorsunuz? ben ceza falan alır mı diyorum sanki? benim dediğim güven vermeyen bir beyan olur, bu yani.

@seyduna6687 ben de size katılmıyorum. konsolosluk bir yana, sgk ve vergi dairesi hariç devletin hiçbir kurumunu ilgilendirmez bu durum. bankaya elden para yatırılmasını konsolosluk maaşın bir parçası sayar mı, sanmam ama kötü bir etkisi de olmaz.

öte yandan benlik de bir sıkıntı yok.

Formda kazanılan para gibi bir soru yoktu diye hatırlıyorum. Lakin vize için bordro da soruyorlar, dolayısıyla zaten görünecek olan bordrodaki. Banka hesabında da elden yatanı görüyorlar ki banka belgesinde sürekli sirkülasyon ve en altta yazılı olan yekün önemli. Konsolosluklar ülkemizde asgari üstünün elden alındığını birçok vatandaşımızdan iyi bilirler onu düşünmenize gerek yok.

5 den az kaldırabiliyorsam o ağırlığın altına girmem.
8 den fazla kaldırabiliyorsam artırmam gerekir.

5-8 arası normaldir. 8 idealdir.
Benim kıstasım bu.

Progressive overload araştırmanizi tavsiye ederim.
Bu yaptiginizi bir programa uyarak yapın, kafanıza göre değil.
Bir gun x kilo yapmaniz aslinda sizin o x kg'da calismaniz gerektiğini gostermez.

Buna ek olarak progressive overloadda gidis sadece kg artırmak değildir.
Misal bugün 50 kg ile 5 tekrar yaptınız.
Sonra 60 kg ile 5 tekrar. Demekki guclendiniz.
Ama 50 kg ile 10 yaparsanız da güçlendiniz demek.

Dogal yolu diye bir şey yok. Program takip ediyorum uzun yillardir (5/3/1)

Bu spora 60 kg deadlift ile basladim, su an maksimum deadliftim 230 kg. Hedefim 300 ve buna ulasmak için 1.5-2 sene kendime vakit verdim progressive overload hesaplayarak.

gün içinde yapılanı soruyorsan unutmuyorum da eskiden split girerken defterim vardı ve baya yararını görüyordum. arada bulurum yine bakarım, gün gün, hafta hafta yazardım. şimdi zaten oturdu belli şeyler, sıkıntı olmuyor.

Program soruyorsanız ben keylifts parali app kullanıyorum. Sebebi de 5/3/1 için özel olması ve baya iyi.
Eskiden Excel tablosu çıktısı alır üstüne not alırdım kaç yaptığımı. Sonra evde excel'e girerdim takıp için.

3d diyet iyi gayet (ahah slogan gibi oldu bu :))

Gökalp Müstecaplıoğlu

sayesinde baya bi kilo vermiştim.

melike karaca vardı eski diyetisyenim. Sezgisel beslenme üzerine ve esnek diyet listeleri üzerine çok çalışıyor kendisi. ben online danışmanlık almıştım, diyet konusunda en verimli dönemimi kendisiyle geçirdim.

hesabı 1 yıldır aktif değil gibi ama işine devam ediyordur diye düşünüyorum.

www.instagram.com

sigortam.net de bir acente, çok uygun fiyatlar çıkarıyorlar ama tüm teminatlara ve muhafiyetlere bakmak lazım.

Bize lazım olmayacak, kullanmayacağımız hizmetler için para ödemeye gerek yok mesela.

Arabayi aldigim bayiinin sigortayla ilgilenen dept. yapiyor 5 yildir. Kapsama gore seciyorum. Orn anahtar kaybi, kazada teminat miktari vs onemli benim icin.

imm bedeli. sınırsız yaptırın mümkünse. 100.000 aşırı az. milyonluk araçlarla dolu trafik. ufak kazalara 50 bin tl fatura çıkıyor.
ikame araç süresi. bu da önemli. bazısı sadece 14 gün, bazısı 2*14 gün veriyor.

imm sınırsız olsun,
muafiyet olmasın,
yetkili servis olsun,
yakınımda anlaşmalı (ve tercihen yetkili) servisi olsun.

genelde büyük firmalar ve kapsamına bakıyorum. sigorta kaskocuda önemli. ben yıllardır aynı kaskocuya yaptırdım 2 kere pert araç oldu, ikisinde de süreç hızlandı.

Oluyor, çok normal. Bizler robot değiliz, insanız. Her zaman aynı moralde, her zaman aynı motivasyon ve hatta sağlıkta olamıyoruz. Bu ara aşırı yorulmuş olabilirsin, hayatının diğer alanlarında sorunlar, ciddi sorunlar, ağır sorunlar yaşıyor olabilirsin, sadece kan değerlerin düşmüş bile olabilir... her şey olabilir. Astrolojik sebepleri bile oluyor böyle şeylerin, düşün bak kış depresyonu diye bir şey var ve bu astrolojik anlamda bakarsak dünyanın güneşten uzaklaşması olarak geçer :》

Demem o ki böyle bir şey olabilir, Öncel kendin için bu durumu gayet olağan gör ve dışarıya karşı evet çok üzüldün ama gayet olağan çünkü insanız havasında gez ortalarda. Bu insanları da seni de rahatlatır. Herkes hata yapabilir ayrıca, gözardı edilmemeli. Bir açık varsa telafi edilir. Daha dikkatli olmak da gayet mümkün, patron da sana uzun zamandır yükleniyorsa bi kendine gelsin bakalım.

Senin öncelikle bi tatile, güneşe, şu sonbahar döneminde kızarmış sararmış yapraklarla kaplı taze çimenli toprağa basmaya, ağaçlara sarılmaya, omega 3 ve iyi bir magnezyum takviyesi içmeye, bol su içmeye ve şekerli gıdalardan + unlu gıdalardan + paketli gıdalardan olabildiğince uzaklaşmaya ihtiyacın var. Alkolü çok kullanıyorsan biraz azaltıp gece uykusunu da yeterli ve kaliteli uyuman gerekiyor.

Bunları yap, güzelce dinlen, bomba gibi fişşek devam edersin işine.

gerçekten okurken bir an kendim yazdım sandım. bu aralar o kadar birebir aynı durumdayım ki... ve o birinci hatadan sonra kendimi çok kötü hissedip tekrar hata yapmamak için çabalarken daha da saçma hatalar yaparken buldum kendimi. herkesin gözü üstümde gibi hissediyorum. buna ek tabi kişisel hayatımdaki sıkıntılar da cabası. çok boğdu her şey.

bir küçük araya, tatile, kafa dinlemeye ihtiyacımız var sanırım :')

Olmaz mi, cok oluyor. Hatta yonetici degerlendirmesi vardi gcen hafta. Bizde yoneticiler kendilerini de degerlendiriyorlar. Ben kendimi acimasiZca degerlendirmisim sjjsjsjsh. Ekibim bayagi iyi seyler soylemis.

Hata isin dogasinda var, olacak da. Ama yoneticiler, astlarina (eger asti da ust pozisyondaysa ozellikle) daha cok yukleniyor. Neden? Hem is istedigi gibi yapilsin, hem de mukemmel olsun diye. Hizli, dogru, istedigi gibi olsun diye. O yuzden kendinize haksizlik etmeyin. Ayrica bi laf vardir; kisi baskalarina cok daha ilimli yaklasirken en cok kendine acimasiz olur diye. Siz de bunu yasiyorsunuz.

yalnız değilsiniz. ben de durumu iki hafta önce fark ettim. on yedi yıldır yaptığım iş, yönettiğim onca kişi var. sonuç yorumlardaki gibi, insanız. bazen çok basit şeyleri yanlış yapabiliyoruz. önerilerim
1- kafa boşaltmalı tatil
2- iş devretme, ufak işlerinizi yapacak birilerini bulun
kafanız ayrıntılarla boğulu olmadığında şirket için de daha yararlı ve etkin çalışan olursunuz, ekibiniz de içinizden birini yetiştirdiğinizi görünce önlerinin açıldığını hisseder.
hepimize kolay gelsin

Ohoo dünya kadar hata yaptım hala da yapıyorum ama tek ben değil herkes yapıyor. Olur öyle şeyler. Napalım yani kafaya mı takalım?

Olmadı. Herkes hata yapar.

Benzer bir konu açmıştım belki yardımcı olur.
www.eksiduyuru.com
Not: gittim

Harcanan paranın dönüşü biriken paradan daha fazla oluyor. Özellikle de deneyim ve eğitim için. Çünkü çevreniz ona göre oluşuyor ve beklenmedik yerden beklenmedik kapılar açabiliyor. Kilo verilir, para kazanılır. O yüzden gençlik ve sağlık varken yaşamak lazım. Zaman geçip her şeyi yoluna koyduğunuzda kimse size zamanınızı ve sağlığınızı geri vermeyecek.

Önceden olsa hem gezin, hem de biriktirin derdim.

Şimdi önümüzde ekonomik olarak zor günler var. Kesinlikle biriktirin. Bir kaç sene sonra işsizlik, enflasyon vs. çok sıkıntılı dönemler bizi bekliyor.



.

Gitme planınız varmış epeydir. Ben bu senaryoda giderdim. Dönünce biriktirmeye devam ederdim. Zaten çok yüksek bir meblağ değilmiş

THY'nin şu an promosyonu var. Gidiş dönüş 149 euro.

Ben şöyle düşünüyorum, biriktirdiğiniz parayı düzenli yönetip en azından enflasyon oranında değerini koruyabiliyor musunuz? Eğer koruyabiliyorsanız kalsın.

Eğer koruyamuyorsanız zaten maaşlara bu sene 6 ayda zam yapıldı, önümüz yeniyıl yine zamlar olacak. Kenarda 5 yılda biriktirirdiğiniz paranın belki daha fazlasını çok daha kısa zamanda yerine koyacaksınız.

Kenarda öylece duran paralar ne yazık ki toza dönüyor şu ortamda.

Biz eşimle sürekli geziyoruz. Doğru düzgün birikim yapamadık hiç. Bu sebeple gittim bir araba aldım yatırım için dursun kenarda diye. Şimdi bir taraftan borç öderken gezemiyoruz.
Hiç gezdiğim için pişman olmadım ama. Bir sürü ülke onlarca şehir gezdik, hepsini de iyi ki gezmişiz diyoruz. Çünkü zaman geçtikçe gezmek de pahalılaşıyor. Geçen sene 30-40 eurolara düzgün oteller bulabiliyorduk nereye gidersek gidelim. Şimdi 50-60’tan başlıyor. 10 euronun altına uçak biletleri aldık kaç defa şimdi imkansız. Bütçe dostu internet sitelerini paylaşabilirim otel ve uçak için.

gezin hocam napacaksınız biriktirip zaten anlamı kalmıyor. gezin tozun eğlenin.

birikime devam.

laptopu kapatıp açtınız mı? benim laptop bir ara hdmi kablosu laptop ilk açıldığında takılı değilse görmüyordu.

yakın zamanda sürücü güncellemesi yaptınız mı? ya da otomatik güncelleme ile yüklenmiş olabilir mi?

Tek basina bu veri saglikli degil. Prostat ultrasonu, uroflowmetri testleri, hastanin sikayetleri gibi veriler isiginda doktor teshis koyacaktir.

belli bir yaştan sonra kolay değil ama arkadaş bulabileceğiniz yer ve durumlar;;

bina/sitedeki komşular
sık sık gidilen yerlere sizin gibi sık gelen müdavimler
spor salonları
kurslar, hobi için yapılan aktiviteler

aklıma gelenler bunlar.

Devamlılık olmadan arkadaşlık mümkün değil sanırım. Çünkü arkadaşlık bir sözleşmeyle kurulmuyor, zamanla inşa ediliyor.

Okul, kurs, arkadaşların arkadaşlarıyla düzenli buluşmalar, gönüllü topluluklarında bulunmak vb. Belli insanlarla, "aranızda rekabet ya da hiyerarşi bulunmayan" bir ortamda düzenli şekilde vakit geçirmelisiniz. Bu sebeple iş arkadaşlarından arkadaş çıkması da çok zor çünkü arada çıkarların çatışması ya da çakışma potansiyeli var ve kurulan iletişim de resmi.

Evli olduğunuzda çok daha kısıtlanmış oluyorsunuz çünkü toplumsal yapı bunu kolaylaştırmıyor. Sizin için sorun olmayan şeyler çevrenizdeki birçokları için sorun oluyor.

Kısaca bir kursa kaydolun ya da düzenli gönüllü aktivitelerde bulunan.

@akhenaten + 1

önemli olan fiziksel olarak birlikte zaman geçirmeniz. bunun için de düzenli olarak evinizin dışında bi yerde, diğer insanlarla birlikte olmanız gerekiyor.

ben mesela son zamanlardaki bütün arkadaşlarımı spor salonundan ve düzenli olarak çalışmaya gittiğim kafeden edindim.

Muhtemelen yeni nesil dolandırıcı

engelle geç

Konaklama/Seyahat sözleşmesi neredeymiş sorar mısın o sığırlara.

e-ticarette kargolardan bilgi çalıp, aynı şekilde sipariş vermişsiniz ama teslim almamışsınız diye dolandırıyorlar bu ara. bu da çok benzer, engelle geç

kablonet kesinlikle

forum.donanimhaber.com

Poyraz net kullanmıyorum memnunun.

Kablonet

kablo

Bir saatlik yürüyüş 300 yakmaz.

Vücuda etkisi aynı değil. Hiit yaparken salgıladığın hormonlar vs farklı, vücudu soktuğu durum farklı, bu nedenle antrenman sonrasında da yakmaya devam ediyorsun. Ama vücudu strese soktuğu için haftada 2 den fazla yapılmaması öneriliyor. Uzun süre boyunca bu antreman takip edilmemesi öneriliyor. Hedef kilona ulaşınca bırakmak gerekiyor vs.

Yürüyüş de bildiğin yürüyüş işte. Boşa kalori yakımı. Kas yapmana neden olmaz. Bu şekilde kilo vermeyi hedeflersen hatta kaslarını da kaybedersin.

300 kalori yaktığın bir antrenman nedeni ile gün sonunda yaktığın yağ değişmez ama bunu yürüyerek yaparsan, kaslarına hiç bi etkisi olmaz. Hatta kaybedebilirsin başka şekilde desteklemezsen. Hiit yaparsan ise antrenman sonrasında 300 kaloriye ek olarak vücudun daha fazla kalori yakarak çalışır. Kaslarını kaybetmezsin. Antrenmanına göre hatta arttırabilirsin. Ama vücudun stres yükünü de arttırırsın.

Soruya cevap değil ama,
Kalp krizi geçirme yaşı her geçen gün düşüyor.
Hiit kalbi aşırı derecede zorlar.
Hiit yapma niyetinde olanlar, öncelikle kalp sağlığından emin olmalıdırlar.

Aktivite kadar ayakkabı da etkilemiştir tabi ama alışık olmadığınız bir durumda ayağın nasır tutmak istemesi normal.

En az yarım saat önce orada olmak yeterli. Ödeme işlemleri yapılıyor. Çok erken gidince yine randevu saatinde alıyorlar.

Sistem sana en erken 30 dakika once numara veriyor diye biliyorum.

aynı bu dediğini yaptım. yine 16:45 gibi girdim randevuya. erken gitmek bir avantaj değil yani. girip sıranı alırsın yine ama beklersin saatini.

katılmıştım, yanlış hatırlamıyorsam 1 saate yakın slayt izleyip konuları anlatan bir hoca vardı. sıkıcı değildi onu hatırlıyorum.

genelde kimse şikayet etmiyor. mantık da şu:

işverenin cebinden bir maaş bütçesi çıkacak. eğer bu maaş bütçesi üzerinden hesap yaparak tüm maaşı bankaya yatırırlarsa, işçinin eline daha düşük net maaş geçiyor. eğer asgari ücreti bankadan yatırıp geri kalanını elden verirlerse, işçinin eline daha çok para geçiyor. bunu işçiye anlatırsanız, işçi de aaa evet doğru diyor..

bu ne ki daha neler yapıyorlar. hatta bizimkilerin savunması da hazır. işe girerken söylüyoruz diyorlar. zaten iş arayan adam o anda elden verilen maaşa ya da kırpılmış yıllık izne mi takılacak? milletin mağduriyetini istismar ediyorlar.

Türkiye'de hukuksuz iş yapan kişiler neden çekinmiyorsa ondan; çünkü hesap soran, hak koruyan yok.

iş yerinin bulunduğu ilçedeki sgk ya isimsiz şikayette bulunursanız canına okur. baya da ciddiye alıyorlar.

@babafingo ne kadar iyi niyetlisin bizim şirkette aynı bu şekilde ve gelen kaçıncı müfettiş ben artık saymayı bıraktım.Değişen hiç bir şey olmuyor herkes yolunu bulup gidiyor.

Herhangi bir sikayet durumunda otturuyorlar direkt. Kimse sikayet etmedigi icin cekinmiyorlar. Bu tur isylerlerinden kotu ayrilan calisanlar zaten sikayette bulunuyor ve arabulucu vasitasiyla tazminat aliyorlar. Cunku devlet otturur isyerini. Cok denk geldim.
Otturuyorlar abicim.

Türkiye'de kurumsallaşmış şirketler/bankalar/holdingler harici tam maaş üzerinden sigorta yatıran var mı? Küçük işletmeleri, esnafı, kafeleri, mahalle arası marangozlar, mobilyacıları, boyacıları vb. düşünün.

İşsizlik bu sorundan daha büyük bir sorun. Hem işçinin, hem işverenin işine geliyor.

Asgari ücretle çalışanların %40 görünmesinin bir sebebi de bu bence (kişisel yorumum).

Buna benzer şekilde örneğin tapu işlemlerinde hangi daire gerçek fiyatından gösteriliyor?

%100 mutlu son, terapi için gerçekçi olmayan bir beklenti. ancak şu var, destek almamaktansa sonucu muğlak da olsa destek almak %100 daha faydalı.

Terapistin özgeçmişini ve eğitimlerini mesajdan yollarsan en azından bu tedavi için uygun mu diye değerlendirme yapabilirim istersen. Türkiye de her psikolog her tedaviyi yaptığını iddia ediyor genellikle.

Flortlesme amaciyla bulusuldugu herkes icin barizse iptal edilebilir tabii, tam da bu sebeple eger bu sizin icin bir dealbreaker ise. Ozellikle de bu kisi size yasi konusunda yalan soylediyse.
Zaten herhangi biriyle flort amacli bulusmaktan vazgecmek icin onu da ikna edecek bir sebebe ihtiyaciniz yok, istememeniz yeterli. Muhim olan bunu o kisinin egosuna, zamanina, butcesine vs saygi duyarak yapmak.


Baska bir amac icinse (is, hobi, ivir zivir) iptal etmeye gerek olmayabilir.

Filtre o kadar fark ediyor mu? Merak ettim. Nasıl o kadar küçük göründü? Ben olsam gitmezdim.

tabii ki gitmem.
2 yas degil ki bosveresin.

20 yas cok fazla.

filtre o kadar fark ediyor ki, ornek vermek icin geldim aslinda. twitter.com

edit: filtre fark ediyor derken, gorunusu dolandiricilik seviyesinde iyilestirebiliyor anlaminda dedim :D verdigim ornek uc bir ornek tabii.

Ben, benden 20 yaş büyük biriyle görüşmeye gitsem bayram çocuğu gibi otururum. Sırf bu tuhaflık yaşanmasın diye bile iptal ederdim. Buluşmaya gitmiş olmam, gitmeyip bana uygun değil dememden daha kötü hissettirir karşı tarafa.

Kesinlikle giderdim. Ne olacak, farklı bir deneyim olur. Bir daha buluşmayacak olsak bile farklı hayat tecrübesine sahip birinin sohbetini dinler, kendime bakış açısı kazandırırım.

Dolandırıldığımı düşünürdüm. Bence iptal et.

Ben şeyi merak ettim arkadaş vasıtasıyla demişsiniz arkadaşınız bilerek mi yaptı böyle bir şeyi?

30/50 ye kadar görüşürüm 50 den sonrası aşar

eğer yaşlar konuşulmadıysa ve yaşı küçükmüş gibi davranmadıysa buluşulsun bence.
yani filtre kullanıyor diye kandırmış değil, insanın halinden tavrından da yaşı biraz anlaşılabilir.
yaşını sorsaymış.
erkek tarafı biraz acemi veya deneyimsiz herhalde, anlamamış.
kadının (dediğim gibi yaşını söylemediyse, ortada yalan beyan yoksa) bir suçu yok.

illa bir şey olmak zorunda değil, bir sohbet edilir, bir içki içilir, sonra evlere dağılınır.
en kötüsü farklı bir deneyim yaşanmış olur.
verilen sözü tutmamanın anlamı yok bence.

Kimseyi kırmamak için en baştan ekin

Yaşların kaç olduğu yaş farkı kadar önemli bence. Kabul edilebilecek bir yaş ise ve/veya sadece flört amacıyla ise neden olmasın ki?

Zaten içinize sinmemiş ki burada başlık açıp, eksek ayıp olur mu diye soruyorsunuz. Kendinizi rahat hissetmediğiniz, sizi huzursuz eden, içinize sinmeyen hiçbir buluşmaya, görüşmeye ister arkadaşça, ister romantik beklentilerin olduğu bir amaçla olsun gitmemek, iptal etmek en doğal hakkınız.

Zaten buluşmayı istemediğiniz belli, sırf verilen söz tutulsun diye biran önce bitsin diye içinizden geçireceğiniz bir buluşmaya gidip her iki tarafın da vaktini ziyan etmenin anlamı yok.

Bunu karşı tarafı incitmeden belirtip konuyu kapatın derim.

2 sene fazla, 1 seneden uzun süreli yaptırmazdım.

bu tesiste genellikle aile üyelikleri, 5-10-20 yıllık üyelikler ile ilerliyor herkes.

size şöyle söyleyim herşeye sürekli zam gelmeye devam edecek biraz pazarlık yapın ve abone olun memnunsanız.

ayni sekilde evimizin yanindaki spor salonuna fiyat almistik 2-3 ay once ve o zaman olmamistik. simdi fiyat istedik tekrar 4 kati fiyat verdiler:) tamamen kullanim ile alakali, 2 sene dediginiz gibi 19.000 cok degil kesinlikle. odeme zorluk olmayacaksa 6 taksit ile olun duzenli gidebiliyorsaniz

iki senelik bana da uzun geldi. altı aylık ödeme planı da tatsız önümüz yazken. ben olsam senelik yaptırırdım.

2 senelik 15 bin lira verebileceğimiz son rakam diye pazarlık yapardım.

Şu anki durumla devam edecekleri kesin olsa verilmeyecek para değil ama bakım giderleri ağırlaşınca havuz başta olmak üzere bir şeyleri kapatmaya başlarlarsa (tadilat vs. diyebilirler), sözleşmenizde de geri ödeme sebeplerinde bunlar yer almazsa boşa para vermiş olursunuz. Altı ay-bir yıl (çok güvenilir bir firmaysa) seçeneklerine bakardım, iki yıl bağlanmazdım.

www.besir.org.tr

genelde ev araba ve borclar harici birikimin 81 gr gecerse 40 da birini vermelisin ihtiyac sahiplerine

80,18 gr. altın veya bunun tutarında paran var ise ve üzerinden 1 yıl geçmişse, 40ta 1ini zekat vermek farzdır. Örneğin 400000 TL paran var bankada ve 1 yılı geçmiş, 10000 tl zekat vermek zorundasın.

Nisab miktarını hesaplamada kişinin sahip olduğu ama kullandığı/kullanmadığı mal/arazi/ev ve eşyalarının nisab miktarına dahil olması veya olmaması gibi bir çok ayrıntı bulunduğundan işin ehli biriyle bunlar hesaplamak daha yerinde olur. Kaynak kitaplarda daha akla gelmeyen bir çok ayrıntı bilgi vardır zekatla ilgili. Bazı örnekler verecek olursak bir yerde bulunan alacağımız zekâta dahil olur mu?
Nisab miktarı kadar zekat verecek zenginin, bu zekatı (bölmeden) tek bir fakire vermesi uygun mudur? gibi..

Yine nisab miktarı altının ağırlığında çeşitli sayılar verilmekle birlikte öğrendiğim 96gr olduğudur.
Ayrıca kişinin tabi olduğu mezhebe göre farklı bilgiler söz konusu olabilir.

Bankalardaki ve kasamdaki tüm nakiti hesaplıyorum (altın, döviz vs toplamı)

Sonra elimdeki satışa hazır ticari mallarımın değerini topluyorum.

Sonra ileri tarihli çeklerim, kredi kartlarım, ve diğer borçlarımı düşüyorum.

Kalanın 1/40 hesaplayıp parça parça dağıtıyorum ihtiyaç sahiplerine.

Tüm birikiminiz altın/dolar gibi yatırımdaysa değerini hesaplayıp o değeri bir şekilde ödemeniz lazım, elinizde ödeyecek tl yoksa birikimi bozdurup ödemelisiniz, ya da direkt o birikimi bölebilirsiniz.

200 gram altınınız varsa 5 gram altını vermelisiniz.

10.000 dolarınız varsa 250 dolarını vermelisiniz.

Bindiğiniz arabaya zekat düşmez, ama araba alıp satan bu ticareti yapan biriyseniz tezgahınızda satılığa hazır bekleyen arabaları hesaplamanız lazım.

Oturduğunuz eve, yazlığa zekat düşmez. Ama bunlar haricinde elinizde satılık evler varsa ticari olarak onlar da zekata tabi.

Ama kiradaki evler zekata tabi değil, kiradan gelen gelir harcanmayıp biriktiyse o gelir zekata tabii.

Aslında bu kadar basit bir konu değil, her malda zekat oranı aynı değil, her malda/gelirde 1/40 değil yani.

Yağmur suyu ile sulanan tarım arazisinde oran farklı, taşıma suyu ile sulanan arazide farklı mesela.

Sonra hayvanda da farklıymış, ben zekat konusunda bilgime çok güvenirdim ama bu sene Nursaçan hocayı izlerken yeni bir şey öğrendim. Hayvan beslerken oran kırkta bir değilmiş tam olarak.

Yani 40 koyundan 1 koyunu ver, 80 koyundan 2, 120 koyundan 3 koyun ver değilmiş.

Alıntılıyorum;

"40 koyundan azına zekât yoktur. Saime 40 koyun üzerinden 1 yıl geçince bir koyun zekât verilir. 120 taneye kadar hep tek koyun verilir. 121'den 201'e kadar iki koyun, 201'den 400'e kadar üç koyun, 400'de 4 koyun zekât verilir. Sonra her 100 adet için, bir tane koyun artırılır. Keçinin zekâtı da koyun gibidir."

Allah her sene bir önceki seneden daha çok zekat vermemizi nasip etsin, enflasyon artmadan ama :)

max. 2,5 değil min 2,5 olarak düşünmek lazım

senelik hesabın dışında
her ay 500-1000 arası yardım yapmaya çalışıyorum

Hepsi çöp, hepsi para tuzağı. Kilo vermene hiçbiri yardımcı olmaz tek yapman gereken şey diyet yapmak, gerisi boş. Ha ama çok param var bi şeylere harcayayım motivasyon olsun dersen diyet yaparken proteini yüksek almak gerekiyor o da yemekle çok mümkün olmuyor bazen, whey bu anlamda pratik bi takviye olur.