[]

fiyatların dolar bazında bile inanılmaz artmış olması

mua dondurmadan örnek vericem ama firma ismi söylemek yasaksa yazın sileyim ya da modlar da silebilir.

tam 3 sene önce bir haftada 4 kere sipariş verebilmişim buradan, hem de işsizken. ilk siparişimde 500 gr dondurma 120 lira (7,16 dolar ediyor o zamanın kuruyla), birkaç gün sonra 170 lira olmuş (9,85 dolar). şimdi ise 500 gr dondurma 920 lira (23,44 dolar). dolar bazında 3 senede %138 artış olmuş. gerçekten inanılmaz.

dolar bazında bu kadar artış olması tabii ki samimi değil, fırsattan istifade edilip fiyatların aşırı arttırıldığı anlamına geliyor.

2022-2025 arası dolar enflasyonu %9.6'ymış. yani o dondurmanın bugün 11 dolar, hadi 12-13 dolar olması gerekirdi. 13 dolar 500 lira ediyor, yine alınabilir bir fiyat olurdu.

biraz soru değil de iç dökme gibi oldu ama demek ki daha 3-4 sene önce bile bu ülkede yaşanabiliyormuş.

peki bu aşırı fiyatları kimler verebiliyor da bu firmalar hala satış yapıp da ayakta kalıp kâr edebiliyor?

 
kredi kartı peynir ekmek gibi dağıtıldığı sürece bir şekil alan oluyor.


  • nahtoderfahrung  (10.06.25 00:13:30) 
Ürünlerin fiyatları dolar bazında bile pahalı. Mutfaktan tut giyime kadar bu böyle. Türkiye dolar kazanana bile pahalı bir ülke.


  • runaway  (10.06.25 00:33:00) 
Pastadan pay alan sayısı çogaliyor,
pasta büyüklüğü hep ayni,

önceden 40a bölünüyordu,
şimdi 90a bölünüyor.

en basiti,geçen seçimde emekli icin ayrilan ödenek belli,
bütçe artmadi,
ama emekli sayisi artti,
44 yasinda emekli oldular.

sabah acile gittim,
ben egerki calismazsam,
hastaneye gitmek icin para ödemeliyim,
yanimda bir kac hasta vardi
arapca konuşan,vatanina sahip cikmayip benim sosyal haklarimdan bedava yararlanan hastalar vardi,

Pasta ayni ,yiyen çoğaldi..
  • designer  (10.06.25 00:35:47) 
ya bu çok garip bi hesap. Dolar yeterince yükselmedi ama işçiler %30 civarı zam aldı. Ayrıca eskiden (2016-17'lerde) 800-900 dolar alan arkadaşlarım şu an 1500 dolar maaş alıyor. Bu da garip. O zaman 7 dolar olan dondurma 23 dolar oluyor işte. Bir kısmı gerçek, bir kısmı şişirme veya geleceğe yönelik önlem olabilir.

Bu arada beyaz yaka herkesin yurtdışına tatile gitme sebebi bu. Eskiden 900 dolarlık maaşla zordu ama şimdi 1500 dolar alıyor ve o para Türkiye'de para etmiyor. Ama dünyada hala 1500 dolar. (tabii oralarda da enflasyon var)

Birkaç yıl önce arkadaşlarımla konuşuyorduk, ilk işe başladığımızdan beri maaşımız dolar olarak artmamıştı hatta bir ara düşmüştü. Sonra ben yurtdışına gittim. Peki son birkaç yılda ne oldu da arttı? Ülke tam tersi daha kötü krizde, ama eline geçen dolar daha fazla, ama o dolar para etmiyor harcasa bişey alamıyor. Naptılar olm ekonomiye.
  • nhk ni youkosu  (10.06.25 00:41:57) 
@nhk ni youkosu: evet, bu da çok ilginçmiş.

asgari ücret 2022 yılında 320 dolarmış, şimdi 560 dolar. dolar bazında %75 artmış ama ürünlerin fiyatları asgari ücret artışının bile 2 katı.

yani 3 sene önce 320 dolar ile çok daha fazla şey alınabiliyordu. inanılmaz ve çok tuhaf.
  • ahm1  (10.06.25 00:45:19 ~ 00:48:44) 
Ben dolar kazaniyorum. Hic Tl kazanmadim. Profesyonel, buyuk risk/sorumluluk aldigim bir is yapiyorum. Kazancim iyi. Ne kuzey Amerika'da ne Tr'de aldigim herhangi bir market urununun fiyatini bilmiyorum.

Market rafindaki 500 gram dondurmanin fiyati $20 da olsa $50 da olsa atarim sepete, gecerim.

Tr'deki asgari ucret, benim 2 gunluk maasim. Hatta bazi aylarda 1.5 gunluk maasim.

Tr'den cok iyi gorunebilir ama burda normal.


@ahm1 "peki bu aşırı fiyatları kimler verebiliyor da bu firmalar hala satış yapıp da ayakta kalıp kâr edebiliyor?" diye sormussun.

Ben verebiliyorum. O baglamda yazdim.
  • thetruenorthstrongandfree1  (10.06.25 01:14:15 ~ 18:03:37) 
ürünlerin foyatlarinin dolar bazinda pahali olmasinin sebebi dolarin hükümet tarafindan kara parayla bilnemneyle baskilanmasi. biraksalar dolar 60 lira olacak zaten. enflasyonun bu kadar oldugu bir ülkede dövizin artmamasi mümkün degil yoksa.
bu sene bu sebeple bir sille de turizmden yiyince akillanirlar.

  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (10.06.25 01:15:06) 
@thetruenorthstrongandfree1: senin çok çok fazla kazanmanın bu duyuruyla bir ilgisini bulamadım.


  • ahm1  (10.06.25 01:24:46) 
Satış hacmi azalıyor ama price effecten ciro artıyor. Kârlılık artıyor. Şirket bunlarda azalma olana kadar fiyat artırır. Bunu çok iyi içselleştirmiş durumdalar, etik bir problem görmezler, iş hayatı denir.


  • gabe h coud  (10.06.25 08:27:17) 
Türkiye’de dolandırıcı alçak esnaf dışında aynı zamanda yüksek faiz de bir sorun. Adam dükkan açmış öyle ya da böyle bir yatırım bu. Faize yatırıp aylık akacak paradan daha fazla para kazanması lazım ki işletmenin diğer masrafları dışında da feasible olsun. O da yapıştırıyor x2-3ü.


  • sanal hayvan  (10.06.25 10:14:59) 
Adam fiyatlar dolar bazında bile arttı diyor. Biri yine kendini övüyor. Hey allahım ya:)


  • nothing in my way  (10.06.25 11:00:41) 
Oncelikle bu konuda net birsey soylemek zor. Asgari ucretten bahsedenler olmus, belki de paranin goreceli olarak artmasi bunlarin yolunu acmis olabilir diyenler de var, herkes gibi ben de tam sebebini bilmiyorum.

Yalniz 3 sene once yasanan istisnai bir durum vardi. Turk lirasi ciddi deger kaybetmisti ancak muhtemelen asgari ucretin o aralar henuz artmamis olmasindan, ve benzin fiyatlarindaki vergilerin de devlet tarafindan dusurulmesinden kaynakli olarak piyasa yasanan duruma hemen zam ile tepki veremedi. Dolayisiyla o donem icin Mua'dan yaptiginiz alisveris doviz artisi nedeniyle henuz fiyatlarin guncellenmemis olmasindan dolayi dusuk kaldi. Yoksa Mua her zaman kallavi bir yerdi, mahalle dondurmacilarinin 2-3 katidir o fiyatlar rahat.

Belki hatirlayanlar vardir benzin o aralar 0,70 cent (euro) dolaylarina kadar indi. Daha eskiyi hatirlayanlar bilir, 2010 civarlarinda avrupanin en pahali (belki de ikinci en pahali) benzinini aliyorduk. 2 euronun uzerindeydi.

3 yil once yasanan istisnai durumun aksine simdi de ileriye donuk enflasyon beklentisi var. Fiyatlar geriden gelmiyor da sanki ilerden gidiyor gibi. Kira konusunda bu beklenti etkisi cok daha siddetli gorunuyor. Pendik'te otururken gurbetcilerin 600 euro kira verdigini duydugumuzda o rakam cok yukseklerde inanilmaz bir rakam gibi geliyordu. Simdi belki de bu paraya bile oturulabilir duzgun ev bulunamiyor.
  • mbond  (10.06.25 11:05:16) 
Benzer durum hemen her alanda var. Daha bugün konusu geçmişti merak edip hesapladım; 3 yıl önce Haziran ayında yaptığımız 2 kişi 5 gece Kıbrıs tatili 27500 TL yani yaklaşık 1600 USD imiş. Bugün aynı tatil aynı şart ve pakette 3750 USD ile 4200 USD arasında değişiyor yani 150000-180000 TL civarı. TÜİK enflasyonuna göre en fazla 90000 TL olmalıydı. Hadi 100000 TL olsun. 1600 USD'nin bugünkü karşılığı 64000 TL. Mantıklı bir izahı var mı? Kesinlikle yok.

Soruna cevap: bir kesim aşırı zenginleşirken halkın geneli fakirleşiyor. Ortada bir pasta var ve bölüşümü her sene daha adaletsiz şekilde oluyor. Zengin kesim için sorun yok, bu ödemeleri rahatlıkla yapabiliyor ve tatiline gidiyor. Kimler ödeyebiliyor kısmını geçiyorum, talep yüksek olmasa bu fiyatlar böyle olmaz.
  • Lethe  (10.06.25 14:27:59 ~ 14:28:19) 
sanırım bunu bir ekonomistin açıklaması lazım. belki de sadece firmaların kazıklama amacı bu duruma yol açmamıştır veya belki de kazıklama amaçları bile yoktur, yazıldığı gibi göremediğimiz başka etkenler mevcut olabilir.


  • ahm1  (10.06.25 15:20:01 ~ 15:20:39) 
bunun matematiği 2000li yıllarda çözüldü. tüm diktatörlükler bu şekilde yapılanıyor. halkı fakirleştir, yandaş çevre oluştur, sosyal yardım yap, korku sal, oyu topla.


  • plastic_angel  (10.06.25 17:13:55 ~ 17:14:28) 
benzin artiyor
kiralar artiyor
asgari ucret artiyor

sadece su uc kalemdeki artisi bir araya getirince adamin verdigi kira + iscinin parasi + tedarik yuzunden 3 ayri kalemi dusunerek fiyat artisi yapmasi gibi bir durum var. yani net enfalsyon degil de bunlarin toplamina gore zam yapiliyor.

tamam kriz var ama esnaf da cakallik yapiyor soylemi bence tamamen hukumetin beceriksizligi ortmeye yonelik bir durum.
  • buenosdias  (10.06.25 17:39:32) 
Elimde Petifür verileri var, onda da 2022 yazindan beri %175 artis olmus.

Kaft verileri de var ama 2020 nisan ve 2023 mart var. Su an bir tisort 18,87 dolarken, 2023 mart'inda 16,70 dolar, 2020 nisan'inda 8,68 dolarmis.

Kaft cok daha az artis yapmis, hem de 2020'den beri dolar bazindaki enflasyon %25.
  • ahm1  (10.06.25 19:58:19) 
Talep enflasyonu diye bir şey var, insanlar bugün almazsam yarın alamam diye sürekli bir şeyleri almak istiyor. Haliyle dolar bazında artış olması normal ha doların baskılanması da var aslında dolar 50 lira


  • olaylar olaylar  (10.06.25 20:12:52) 
[]

kişi çatlak gibi gözüktüğünü anlayabilir mi?

bazen maalesef bazı insanları gördüğümüzde "şu adam çatlağa benziyor" diyebiliyoruz. peki ya bunu diyen de çatlağa benziyorsa? kişi kendini fark edebilir mi bu konuda?




 
Kişi kendinden bilir işi, neden olmasın.


  • olaylar olaylar  (16.05.25 23:30:27) 
Çatlak deyince biraz marjinal bir karakterden tutun psikiyatri servisinden vasisi olmadan ayrılamayacak kişilerin durumuna kadar genişleyebilir sanki yelpaze.

Birçok kişi bazı uçarı yönleri olduğunun veya varsa obsesyonları olduğunun farkına varabiliyor, ama daha kompleks durumu olan birçoğu da yönlendirmeye ihtiyaç duyuyor. Yani sizin çatlaklığınızın ne olduğuna da bağlı heralde biraz :D
  • akhenaten  (17.05.25 10:09:55 ~ 10:11:00) 
[]

lady gaga'nın konserine 2.5 milyon kişinin katıldığı yalanı

neden böyle bir yalan söyleniyor? 2 milyon, hatta 2.5 milyon diyor bütün uluslararası medya.

zaten herhangi bir organizasyonda 2 milyon kişinin aynı yerde bulunması ilk bakışta bile kulağa imkansız geliyor. bir de bunu kalabalık hesaplama aracıyla yaparsak hepten imkansız. sahnenin yeri zaten plajın ortası, kenardaki dağların konumuna bakarak anlayabiliriz: jang.com.pk

plajın ortasından plajın sonuna, hatta etrafına kadar bir alana bakarsak en en en fazla 1 milyon kişi olur ki bayağı zorladım 1 milyon olsun diye: www.mapchecking.com

ama zaten fotoğraflara baktığımız zaman plajın sahne önündeki kısmı da boş, kalabalıktan plajı göremememiz lazım ama bayağı gözüküyor kumsal. yani muhtemelen 300-400 bin kişi katılmıştır konsere: www.mapchecking.com

foto: preview.redd.it

 
Abi google yazdim, top 10 konserlerin çoğu rio'da ve 3-4 kere 2.5 milyondan fazla olmus. Misal iki kere rio'da 3.5 milyon var galiba.
Fransa'da bile 1.5-2 milyonluk konserler olmuş.
Şimdi yalan diyorsun, sana göre yalan. Merak edip okudum rio belediyesi midir valilik midir nedir ona dayanıyor ki beklentiler de 1.6 milyonmus en az. Bedava konser (vergilerle ödenen). Türkiye'de de çok rahat milyonlari geçerdi.

Sence neden yalan söyleniyor söyle biz bilelim.
  • logisticsmanager  (05.05.25 07:39:44) 
Neden yalan soylendigini bilsem sormazdim zaten.

3.5 milyon vs. bunlar cok komik rakamlar bence. Hesaplar ortada. Maltepe mitinglerine de milyonlarca kisinin katildigi iddia ediliyor hep ama alanin yarisi bos oluyor mesela ve cok basit bir hesaplamayla 400-500 binden fazla insanin orada olamayacagi goruluyor.
  • ahm1  (05.05.25 13:32:04 ~ 13:33:55) 
Bu gibi açık alanlarda hepsi bir arada sayılmıyor bence. Atıyorum konserin / mitingin olduğu 3-4 saat içinde gelip gidenler toplamı bir rakam çıkıyor onu söylüyorlar.


  • SiyamkedisiZorro  (05.05.25 14:47:56) 
@SiyamkedisiZorro: siyasi partiler kendilerine desteğin çok olduğunu belirtmek ve daha çok insanın desteğini almak için bilerek çok abartıyorlar ama bu konser olaylarının iç yüzünü bilemiyorum.


  • ahm1  (05.05.25 16:35:22 ~ 16:35:34) 
Dünyada kayıtlara geçmiş en kalabalık konser Metallica'nın 1990'daki Moskova konseri. Yaklaşık 1.4 milyon insan katılmış ki videoları nette mevcut, eğer bakarsan nasıl korkunç bir kalabalık olduğunu anlarsın.

Velhasıl 3,5 milyon filan kolpanın da kolpası.
  • feastofthedamned  (05.05.25 17:08:23) 
yani şu fotoğrafta dağların konumunu görmesek bizi inandırabilirler 100 milyon kişinin orada olduğuna: jang.com.pk

ne nerede: i.hizliresim.com

normalde böyle bir şeyi bu kadar araştırmam ama milyonların havada uçuşması bana çok saçma geldi. hele de 3.5 milyon vs. denilmiş ki evlere şenlik. çok saçma bulduğum için merak edip baktım.
  • ahm1  (05.05.25 17:23:16 ~ 17:30:54) 
www.guinnessworldrecords.com

Guinness rekorlar kitabına göre 3.5 milyonluk rod stewart konseri. Gene rio'dan.

Bilgi olsun.
  • logisticsmanager  (06.05.25 00:55:07) 
@logisticsmanager:

evet, güzel, en azından resmi bir kaynak. guiness de sallamamıştır herhalde dedim baktım sayfada ne yazıyor, neye dayandırmışlar bu sayıyı.

"The Incredible Numbers: How Many People Attended?" başlığında "Rod Stewart'ın Yeni Yıl konserine 3,5 milyondan fazla kişi sorunsuz bir şekilde katılabildi. Bu etkileyici bir sayı olsa da, herkesin Rod'u görmeye gelmediği tahmin ediliyor. Birçok kişi muhtemelen Rod'un şöhretinden öncesine dayanan bir gelenek olan gece yarısı havai fişek gösterilerine tanıklık etmek için geldi." yazıyor.

rekorların ne kadar ciddi kaydedildiğine dair şüphelerim oluşmaya başladı. sanırım bunlar dağın başındaki evlerde yaşayanları da konsere katıldı olarak hesaplamışlardır, oradan sahil gözüküyor diye.

sahile baktım, hatta yandaki 2 şeritli yolda da kalabalıklar olduğunu düşündüm, millete nefes alacak yer bırakmadım, böyle bile en fazla 2.7 milyon oldu: www.mapchecking.com

ama en azından kalabalık olduğunu gösteren fotoğraf var, lady gaga konserinde bunun yarısı kadar bile kalabalık yok (rod stewart konseri): www.reddit.com

yani nasıl bir şey ki, rekor olmasına rağmen kimse bu mahşeri kalabalığın fotoğrafını çekmek istememiş (özellikle de lady gaga konserinde). komplo teoristi değilim, hiçbirine de inanmam ama şu duruma hiçbir mantıklı açıklama bulamadım şu ana kadar.

belki de sahili gören bütün yerleşimlerin nüfuslarını konsere katıldı olarak hesaplıyorlar, tek açıklamam bu. ama bu hesap tabii ki çok saçma.
  • ahm1  (06.05.25 23:08:59 ~ 23:12:34) 
[]

bu inşaatın zemini hakkında ne söyleyebiliriz?

i.hizliresim.com

yandaki apartman yıkılıp yeniden yapılıyor. hiç anlamıyorum maalesef inşaat işinden. buranın zemini hakkında ne diyebiliriz? işaretlediğim yerleri de ayrıca merak ettim, o "şeyler"i şimdi mi koymuşlardır acaba yoksa antik bir yapının kolonları vs. olabilir mi orası?


 
bakarak fikir belirtemem ama depremzemin.ibb.istanbul bağlantısından apartmanın olduğu ilçenin mahallesinin zeminini kontrol edebilirsiniz. Vs30 Dağılımı bir fikir verir diye tahmin ediyorum. Vs30 değeri büyüdükçe pozitif olarak düşünebilirsiniz.

chatgpt der ki:

Öncelikle işaretlediğin yer:

Bunlar antik bir yapının kolonları değil. Bunlar fore kazık denilen, modern inşaat mühendisliğinde kullanılan bir sistemin parçası.

Görüntüde zemin oldukça gevşek ve heterojen gözüküyor (yani çok sıkı kayalık bir zemin değil).

Derin kazı yapılmış ama çevre desteklenmeden bırakılmamış, fore kazıklarla önlem alınmış. Bu da demektir ki:

Zemin tek başına çok sağlam değil, mutlaka desteklenmesi gerekiyor.

Büyük ihtimalle yer altı suyu da çıkmış olabilir (fotoğrafın alt kısmında su birikintileri var gibi duruyor), bu da kazı için ek zorluk demek.

Zemin üst tabakası kil, kum veya zayıf dolgu olabilir. Böyle zeminlerde binanın temeli ya fore kazıklarla aşağıdan sağlam bir tabakaya oturtulur ya da radye temel gibi büyük alanlı temeller yapılır
  • biravekahve  (28.04.25 19:06:48 ~ 19:08:41) 
Temel kazısı yapınca yan taraf desteksiz kalacak, toprak kayması falan olmasın diye kazıklar çakılmış, bir nevi daha kazıya başlamadan istinad duvarı yapılarak tedbir alınmış.
Kazı çalışması devam ediyor, endişeye mahal yok. Rahat olun.

Hani inşaatlarda devasa matkaplar oluyo ya. Onlar zemine delik açıyor. Deliğe şu demirlerden sokup
metaforzemin.com
Sonra beton dolduruyor. Fore kazık oluyor o.
O gördüğün antik çağ şeysilerin her biri böyle bir kazık.
  • Mirket  (28.04.25 19:19:28) 
@mirket: tam olarak endişe etmedim ama merak ettim. yani temelde su varsa evet kötü olabilir bizim apartman için de. ama altta antik kent varsa belki de bizim için iyi mi olur, bilemedim.

yani bu apartman hep söylenen fore kazıkların üstüne mi inşa edilecek? o apartmana bir şey olmaz o zaman. ama o fore kazıklardan sadece kenarlara değil ortalara da dikmeleri gerekiyor sanırım?
  • ahm1  (28.04.25 19:25:25 ~ 19:26:03) 
Temelde su birikir, normaldir. Çukur kazıyorsun, yağmur yağarsa su birikir. Taban suyu yükselmesi varsa temeli izole ederler. O da sorun değil.


  • Mirket  (28.04.25 19:34:39) 
@mirket: fore kazık kullanılmadan da taban suyundan izole edilebiliyor mu peki?


  • ahm1  (28.04.25 22:05:57) 
Yani ana sorunuzun cevabini almissiniz. Antik bir uygarlik yok, aksine kazik uygulamasi var.

Fore kazikli temel uygulamalarinin su izolasyonuyla bir ilgisi yok. Gordugunuz uygulamada kazikla bir duvar olusturulmus tamamen disardaki zemin calisma alanina akmasin diger yapilarda bir kayma olmasin diye aslinda gecici ama kalici bir onlem. Kek kalibi gibi dusunun. Gecici cunku insaatimizi yaptiktan sonra bir anlami kalmayacak, kalici cunku orada birakacagiz, zarari yok. Bu uygulumanin teoride zeminin zayif olmasiyla ilgisi yok. Zemin zayif da olabilir olmayabilirde bu uygulama uzerinden yorum yapmak hatali labilir.

Temel eger kazikli olursa, onemli nokta olmayadabilir, olmazsa bu kotu degil, sadece kaziksiz cozulmus demek. Evet su an gordugunuz bina temelinin izdusumunun denk gelecegi orta dikdortgenin icine yayilmis size dogru bakan daireler goreceksiniz. Sonra butun bu kaziklar bir temelle birlesecek ve binaniz yukselecek. Bu temelin altina ve yanlarina, bir hediyeyi paketliyormuscasina izolasyon gelecek.

Su an su resimde sizin binanizi tehdit eder bir durum yok. Ancka karsidaki konteynerdan nasil cikiyorlar onu merak ettiriyor. Is guvenligi hak getire.
  • wallcan  (29.04.25 11:17:23) 
[]

traş makinesinin başlığını nasıl dezenfekte edebilirim / temizleyebilirim?

traş makinemin kesici kısmını suya tutarken klozetin kenarına düştü. dışına düştü ama yine de pis oralar.

bu kısmı suya tutabiliyorum, yazıyor kılavuzda. peki bunu nasıl tamamen temizleyip dezenfekte edebilirim? sakallarıma, saçlarıma bir şey olacak yoksa.


 
Tentürdiyot, alkol, zefiran, UV ışık vs vs


  • apocalipy  (20.03.25 01:30:38) 
Kolonya, Votka filan da olur.

Alkollü bir tas hazırlayın, makinanın kesici kısmını atın içine, bir saat filan kalsın. Aslında 3-5 dakika bile yeter.
  • alfired  (20.03.25 10:51:43) 
pandemi döneminde kullandığımız el dezenfektanları vardı spreyli. %80-90 alkol vardı içinde. yatırın 10 dk öyle bir şeyin içinde. sonra da sabunlu suyla iyice yıkayın. hatta activex - protex gibi bir sabunla.

içiniz yine de rahat etmezse, yedeğini alın.
  • co2s2  (20.03.25 13:27:25) 
bir kaseye su sirke biraz da alkol kolonya vs her ne ise koyun içindeyken çalıştırın. hem temizlenir hem de birikmiş kıllar falan gider.


  • bay b  (20.03.25 17:03:01) 
[]

yapay zeka ile ilgili güzel kitaplar var mı?

daha çok, yapay zekanın olası etkileri üzerine odaklanan kitaplar arıyorum.

tabii ki geleceği tahmin etmek zor, insanlık hep yanılmış bu konuda ama yine de insan bir çerçeve görmek istiyor, bir şeyler duymak istiyor. yapay zeka konusunda aklı başında, 2024'ten sonra çıkmış bir kitap var mı, gerçekten bilgilendirici olan?

"yapay zekanın kısa tarihi" adlı kitabı aldım ama bu kitap biraz zorlama olmuş gibi. yine de konuyla ilgili hiç bilgim olmadığı için biraz işime yaradı diyebilirim: www.ayrintiyayingrubu.com

yani goethe'ye kadar gitmişi, ona gerek yok, kitabı doldurmak için yazmış herhalde ama şu anki yapay zekanın teknolojisi hakkında biraz bilgi verip geleceğe dair tahminler yapması bir kitaptan beklentim.

 
Makineler Her Şeyi Yaptığında Biz Ne Yapacağız
gpt den eski ama kitap.

  • wct3 org  (19.02.25 00:28:30 ~ 00:30:24) 
teşekkürler.

chatgpt'yi görmemiş birinin öngörüleri ne kadar geçerli olabilir ki? çok zeki bir insan da olsa herhalde chatgpt'yi gördükten sonra öngörülerini güncellerdi x kişisi.
  • ahm1  (19.02.25 00:30:54 ~ 00:31:02) 
Bu ikisini mutlaka okuyun:

Yuval Noah Harari
www.ynharari.com

Daron Acemoğlu
mitsloan.mit.edu
  • alfired  (19.02.25 02:03:49) 
michio kaku
yıllar öncesinden yapay zekayı anlatmıştı
odtuyayincilik.com.tr
  • jamswety  (19.02.25 15:43:20) 
[]

gözümdeki problemin nüksetmesi

uzun süredir göz problemlerim var. geçen ay 2 kere argon lazer oldum, apfecto damla kullandım, siyah noktalar gitti, gözlerimin baş ağrısı yapması olayı geçti. hele de geçen hafta birkaç gün çok iyiydim, görüşüm çok iyiydi, zihnim açıktı. ancak bu sadece birkaç gün sürdü. nedense gözlerim çok hassas. geçen gün gözlerimi ovalarken elim kaydı ve parmağımın kemikli kısmı gözüme baskı yaptı biraz.

bundan sonra gözüm ve başım ağrımaya başladı. ağrılar geçti ama başımdaki uyuşukluk devam ediyor. başımda hep bir ağırlık var, görüşüm de geçen haftaki gibi değil. böyle olunca zihnim de açık değilmiş gibi geliyor (birinin başınıza elleriyle bastırdığını düşünün, sanırım bir şeye odaklanmanız zor olurdu). daha geçen ay nöroloji doktoruna gitmiştim, mr çekilmiştim ama bir şey çıkmamıştı.

ne yapacağım ben? neden bu kadar hassas gözlerim? bundan sonra yeni normalim bu mu olacak, hep böyle sürünerek mi yaşayacağım? aradaki 3-5 gün çok iyiydi.

 
Oncelikle gecmis olsun...

Goz ile ilgili durup dururken ortaya cikan herhangi bir sorunda vakit gecirmeden goz hastanesine gidin... Bak, goz doktoru da demiyorum!, hastaneye.

O tur sorunlar cogunlukla kendi kendine gecmiyor. Zaman cok kritik.

Asagidakiler tibbi tavsiye degildir...
eger simdiden onlem almazsaniz, sorunlarin kaynagina inip cozum aramazsaniz yuksek goz tansiyonu, glokom vs daha da ciddi durumlarla ugrasmak zorunda kalabilirsiniz.

Tekrar gecmis olsun.
  • parcxerox  (23.12.24 02:29:54) 
oncelikle doktor degilim; sadece fikir yurutuyorum.

bas agrisi, uyusukluk ve zihin bulanikliginin fiziksel degil davranissal oldugunu dusunuyorum. yillardir lens, gozluk, damla kullaniyorum. bazen gozumu zorladigimda (uzanarak tv izledigimde, surekli telefona baktigimda, sert darbe oldugunda) benzer semptomlar oluyor.

ozel hastane yada goz doktoru yerine tam tesekkullu bir goz hastanesini tavsiye ederim. ornegin: beyoglu goz
  • buenosdias  (23.12.24 12:00:51 ~ 17:00:49) 
dün beyoğlu göz acile gittim. bir sıkıntı gözükmüyor dedi doktor. argon lazer de güzel tutmuş dedi.

ama çok kötüyüm. beynim yorgun, canım bir şey yapmak istemiyor. gözlerimin önündeki cisimler de geri geldi. nasıl olacak bilmiyorum gerçekten. başım çok uyuşuyor. çenem de uyuşmaya başladı bu göz olayından sonra.

bir sonraki randevum 22 ocak'ta, argon lazerin kontrol randevusu. yine beyoğlu göz'de.
  • ahm1  (23.12.24 19:59:37 ~ 19:59:59) 
mesaj attim; eklemeyi de buraya yapayim. simdi okuyunca bi sey daha geldi aklima. semptomlarin stres kaynakli da olabilir. inan bana iskembeden sallamiyorum. stresin nelere yolvacabileceginin siniri yok. ozellikle doktora gittikten sonra doktor da hersey yolunda dedikten sonra bu ihtimali yuksek goruyorum. bir de tek basinasin, goz gibi hassas bir seyden bahsediyoruz muhtemelen kor olucam, hayatim boyle olacak diye travma yasiyorsun. doktor degilim ilac yazmayacagim ama sabah, oglen ve aksamlari 1er doz meditasyon oneriyorum. youtube'da su anahtar kelimeleri kullan "mistik yol", "sonic yogi", "vegas nerve", "mindful meditation", "transcendantal meditation"


  • buenosdias  (23.12.24 23:28:18 ~ 23:38:32) 
Psikolojik olmadığına emin misiniz? buenosdias faydalı bir tavsiye vermiş. Geçmişte gözünden yana çok sıkıntı yaşamış ama sorunun aslında düşünme ve inanma biçimi olduğunu fark etmiş biri olarak yazıyorum.


  • seni tanıdığım güne lanet olsun  (23.12.24 23:30:39) 
Arkadaslar, tesekkur ederim. Psikolojik olup olmadigina emin olamam. Ancak yaşama sevincim gayet yuksek(idi, 3 gun oncesine kadar) ve hayatim gozume fiziki bir temastan sonra aniden degisiyor. Fiziki bir temasin olmus olmasi, doktor degilim ama bana durumun psikolojik olmadigina yonelik bir kanit gibi gozukuyor.

Tek basima degilim bu arada. Eski duyurularima baktiysaniz, durum degisti sonralari.
  • ahm1  (23.12.24 23:59:13) 
[]

yemek mekanlarının harita üzerinde gösterildiği uygulama

eskiden ne güzel zomato vardı ama o artık bitti sanırım.

isteğim basit, haritada bir alanı seçeceğim ve oradaki mekanlar karşıma çıkacak, mekanlara, fotoğraflarına, puanlarına bakıp hangisine gitmek istediğime karar vereceğim. var mıdır böyle bir şey?


 
Google maps yapıyor bunu.


  • orient blue  (16.11.24 23:24:02) 
Uzun süredir google maps kullanarak sipariş veriyorum millet çok şaşırıyor :D

Bulunduğum yere pide, pizza, pastane ne lazımsa yazıyorum çıkıyor puanlar telefonlar fotoğraflar yorumlar.
  • hedep  (17.11.24 01:33:44) 
sipariş vermeyi yemeksepeti'nden de yapıyorum zaten ama kafe vs. ararken gidip oturulabilecek bir yer mi diye bakmakta zomato iyiydi. güzel sınıflandırıyordu. bundan sonra google maps'e bakayım madem.


  • ahm1  (17.11.24 23:42:25) 
yemeksepeti, getir vs diğer servisler komisyon aldığı için direkt sipariş hizmeti veriyorsa (aracılık işinin her türlüsünden nefret ettiğim için) direkt aramayı tercih ediyorum.

bazen de direkt arayınca gramajda/adette fazlalık gözlemlediğim de oluyor aracı servis paketine nazaran. öyle bir kompanse yöntemi bulanlara da rastladım en azından.
  • hedep  (18.11.24 00:12:09) 
[]

sesli kitabı bilgisayardan dinlemek mümkün mü?

mümkünse nasıl?

storytel'deki kitapları mesela?


 
Ben audible uygulamasiyla ucretli acip sitesinden dinleyebiliyorum sikinti yok

ucretsiz kastesiyorsan

Bazilari youtube a atiyor.


Bir donem youtube da aratip bulursam bedavaya dinliyordum ve indiriyordum

Ama dikkatli olmak lazim orjinal siteden dakikasina bakip ona gore youtube de surelerini karsilastirip bakmak gerekiyor yoksa fake yiyebilirsin

Ben bu sekilde dinliyordum ama hersey bulmak zor tabi
  • Zetnikov  (22.10.24 23:48:48) 
Dosya formatı ne korumalı mı uygulama üzerinden mi detay lazım.


  • anon1m  (22.10.24 23:49:53) 
@anon1m: eklemeyi unutmuşum. storytel üyeliğim var, onları bir şekilde bilgisayardan dinleyebilir miyim acaba?


  • ahm1  (22.10.24 23:51:50) 
Windowsta Android emulator kullanabilirsin. Mesela nox player
(Bir tablet ya da başka telefon gibi gösterir mevcut telefonundan bağımsız çalışır)

Ekran yansıtan uygulamalar ile telefona doğrudan bağlayabilirsin sanırım dahili uygulamalar ya da airdroid gibi.
  • anon1m  (23.10.24 00:01:29) 
sordum ben zamanında storytele bunu. özellikle yapmıyorlarmış. android emulator bir seçenek.


  • phonex  (23.10.24 03:00:02) 
[]

d vitamininin fazlası ishal yapar mı?

d vitamini değerim 12'ye düşmüş (min. 20 olması lazım). doktora tahlil sonucu gösteremedim. birkaç sene önce yaptığı formülü yapayım dedim. devit 3 damlayı alıp bir şişeyi direkt içtim suyla. önce birkaç hafta boyunca haftada bir, sonra ayda bir ya da 2 haftada bir içecektim, böyle iyi gelmişti yıllar önce. ilk şişeyi içtikten sonra inanılmaz bir enerji ve sağlık hissettim, demek ki 12 bayağı düşük demekmiş. sonrasında eczaneye gittim, aynı damladan alacaktım, nasıl kullanacağımı sorayım dedim (2 haftada bir mi, ayda bir mi tam hatırlayamadım çünkü), bana başka damla ve hap verdi.

benim baştaki devit 3'te 50.000 IU vardı. yani haftada 50.000 IU tüketecektim. eczacının verdiği hapta ise 20.000 IU var ve bunu her gün iç dedi, bir de damladan da 6.000 alacaktım her gün. yani haftada 182.000 IU'ya çıktı benim d vitamini tüketimim. 2 hafta boyunca böyle içtim, sindirimime de bağırsaklarıma da iyi geldi ancak sonrasında haftada 2 güne düşünce hafiften ishal olmaya başladım, başka bir şeyden mi kaynaklanıyor bir türlü anlayamadım ama sanki bu kullandığım d vitamininden kaynaklanıyor.

ne dersiniz, d vitamininin üst sınırını aşmış olabilir miyim? bir daha ölçtürmeye gidemedim maalesef.

 
Min. 20 değil 80 olması lazım. D3k2 ile beraber doğru formda magnezyum ve epa DHA değerleri yüksek trigliserid formunda omega3 alman gerek.

D vitamininde üst sınırı aşabilmen için vitamini aşırı yüklenmiş olman lazım. Devit-3 ampuldeki vitamin değeri 300.000 IU'dur. Yani sen daha önceleri haftada bir 300.000 almışsın ve bişey olmamış.

Bağırsak problemi virütik olabilir, olmayabilir de. D vitamini ile beraber magnezyum verdi mi sana eczacı? Verdiyse ne verdi, etken maddesi magnezyum oksit veya sülfat ise ishali o yapmıştır. Doğru magnezyum formu bu ikisi değil.

Yine de işin ehli doktordur, doktora sor, eczacıya değil. Bütün bunları anlat, gerekli soruları sorar sana beden sağlığınla ilgili, onun için diyorum.

Bence aşmamışsındır. Yine de gitmeyi önemse derim.
  • muhayyer divan  (16.10.24 03:28:29) 
teşekkürler cevap için.

magnezyum vermedi bana eczacı. verdiği damlada d3 ile birlikte k2 vitamini de var, d vitamininin emilimini sağlıyormuş k2 vitamini.

devit-3'ün farklı çeşitleri varmış evet ama benim aldığım şey damlaydı ve 50.000 IU yazıyordu üstünde. şundan: static.daktilo.com
  • ahm1  (16.10.24 03:33:45 ~ 03:34:02) 
Fazla gelecek doz almamışsın ki hiç. Az bile geliyordur ama senden sonra gogula sordum d vitamini fazlalığı diye, ishal yazmıyor. Muhtemelen virütik o zaman. Kan tahliline gerçekten bi baktır belki iltihâbî bir durum vardır.


  • muhayyer divan  (16.10.24 04:17:08) 
20 bin ünite devit draje tedavide haftada iki, profilakside haftada bir kullanılır.
haftalık yükleme dozu 50 bin ünitedir(6-8 hafta). sizin kullanım biraz fazla olmuş. tekrar gidip ölçtürmekte fayda var.
kaynak: türk endokrinoloji derneği tanı tedavi klavuzu
prnt.sc
  • unalub  (16.10.24 11:06:06 ~ 11:08:17) 
@unalub: evet, sanırım eczacı beni kazıklamak için bir sürü d vitamini aldırttı bana :/


  • ahm1  (16.10.24 13:28:12 ~ 13:28:32) 
[]

bağkur primini ödemezsem ne olur?

2 ay önce freelance bir işe başladım. bağkur primlerini bizim kendimizin ödemesi gerekiyor. borçlar birikti şimdiden. ben ödemeyi de emekli olmayı da düşünmüyorum. eğer ödemezsem icra takibi başlatılır mı? yıllarca ödemezsem ne olur?




 
2-3 senedir ödemiyorum bağkuru. şimdilik bir şey yok. daha önce de bir 2-3 sene daha ödememiştim o zaman öde diye tebligat gelmişti yapılandırmıştım.


  • hayal fazlasi  (15.10.24 01:50:46) 
ben 10 sene kadar once yillarca odemedim, yapilandirmalarin birisinde hizmet ile birlikte silindi, ama hizmet de silindi yani, emeklilige faydasiz hale geldi. Tekrar cikar mi bilmem boyle bir yapilandirma paketi, hepsinin kapsaminda olmuyor. Bununla birlikte saglik hizmeti de alamiyordum ama devletten.Sigortali iste calismama ragmen saglik hizmeti alamamistim bir zamanlar.


  • The_Lollok  (15.10.24 02:19:36) 
bağkur u ödemen gerekmiyor. işin bittiğinde sildirebiliyorsun.


  • neira  (15.10.24 11:55:16) 
[]

diş çekiminden sonrası

devlet hastanesinde kırık dişimi çektirdim. doktor ne yapacağıma dair hem hazır kağıt verdi, hem de üstüne bir şeyler yazdı. hazır kağıtta "7-10 gün sonra dikişlerinizi aldırınız" yazıyor. doktor bana bununla ilgili bir şey demedi. dikiş var mı yok mu onu da bilmiyorum ama yok bence. olsa görürdüm ve hissederdim değil mi? mikroskobik bir şey mi yoksa diş dikişi? kontrole gitmem gerekir mi?




 
bazi dikisler eriyor ve kendiliginden gidiyor. ama kagitta dikisleri aldiriniz dedigine gore dikisler bu tip degil. tekrar herhangi bir dis doktoruna gidip dikisleri aldirman gerek. 7-10 gunu gecmese iyi olur cunku iyilesmis yaradan dikisi cekiyor olacaklar.

alinacak dikis bildigin dikis ipi. onu kesip cekiyorlar. ip yani.
  • sttc  (02.10.24 11:38:30) 
doktor yazmış zaten, demek ki eriyen dikiş değil.
ama bazen öyle olmasına rağmen kendiliğinden düşebiliyor.
yine de içinde kaldı mı, düzgün kapandı mı falan diye kontrol ettirmek lazım.
devletteki düzeni tam bilmiyorum ama kağıt verdiyse belki randevusuz araya alabilir.
  • ananiyimioguz  (02.10.24 12:21:41) 
Bende 20lik dişimde vardı dikişler gayet hissediliyordu.
Başka doktora çektirmeye gidince burun kıvıra kıvıra çekti 2dkkalık işlem.
Zamanında göstermekte fayda var yaraya gömülmesin dikişler
  • kararsızataletfilozofu  (02.10.24 19:27:15) 
[]

yeni psu'dan koku geliyor

sıfır bilgisayardaki psu'm 6 ayda bozuldu. değiştirdim. 2 gün böyle kullandıktan sonra belki üçlü prizlerde problem vardır diyip bir tanesini değiştirdim -ki zaten fişinin ucu yanmış nedense (ama ondan sonraki üçlü prizi değiştirmedim henüz).

bu yeni aldığım psu'dan bir haftadır hafif bir koku geliyor. acaba yenisinde de mi bir sıkıntı var, yoksa yeni ürün kokusu olabilir mi bu?


 
genelde psular 200-240 volt değerlerinde arasında çalıştırılmaya uygundur. önce elektrik hattınızın volt değerlerini ölçmelisiniz. ardından da nötr hattını kontrol ettirmenizi öneririm. eski yapılarda toprak ve nötr birbirine bağlanmış olabiliyor. zamanla topraklama hattındaki eksiklik haliyle nötr eksikliğine de yol açıyor ve yük altında çalışan cihazlar için büyük problemlere sebep olabiliyor.

elektrik hattınızda herhangi bir problem olmadığına emin olduktan sonra psu üzerinde yoğunlaşabilirsiniz. genelde everest marka psularda ilk açtığınız zaman bir koku oluyor ancak koku zamanla azalıyor. eğer azalma yoksa elektrik hattındaki bir problem yüzünden bobinler, kondansatörler zarar görmeye başladığı için koku oluşturabilir.
  • bravoteam  (25.08.24 17:39:03) 
[]

hayatımı bitirmek üzere olan sorunum daha da kötüleşti

gözlerimle ilgili problemim vardı. muhtemelen bütün semptomlarımı gözlerim tetikliyor. detay isteyenler ve zamanı olanlar şunu okuyabilir: www.eksiduyuru.com

kısaca şunu söyleyeyim: 4 sene önce başım tık etti ve o andan itibaren başım uyuşmaya ve 12 saat uyku bile yetmemeye başladı. az uyuyunca elim ayağım tutmuyordu vs.

yaklaşık 2 hafta önce ise arkadaşımın tavsiyesiyle göz buzundan kullanmaya başladım: www.watsons.com.tr

3 gün boyunca 5-6 defa kullandım. iyi gelip gelmediğini pek anlayamıyordum. sonrasında gözümün önünde yeni cisimler belirmeye başladı ve kullanmayı bıraktım. 10 gündür kullanmamama rağmen gözümün önünde zaman zaman büyük renkli benekler, siyah noktalar vs. beliriyor. görüşümü tamamen kapatmıyor ama sinir bozucu tabii ki. bunun dışında ise başımın uyuşması arttı ve artık daha da fazla uyku yapıyor ve garip bir şekilde, gözüme damlattığım damlaların verdiği his bile değişti. geçen hafta doktora gittim, damla damlatıp baktı ama bir sorun göremediğini söyledi. bir de görme alanı testi yapılacak. görme alanımın kapandığını sanmıyorum ama yine de doktorların testi farklı olur tabii, gideceğim.

ne yapmam lazım? artık sorunumun gözlerden kaynaklandığı kesin gibi ama hiçbir doktor bir problem göremiyor. gerçekten anlamıyorum ve yaşayamıyorum artık.

 
Antidepresan kullandığını yazmışsın. En sonda da uyku halsizlik mide bulantısı demişsin, bunlar antidepresanların yan etkileridir. Geçmiş olması lazımdı ama geçmemiş. Bence başka bir psikiyatra gitmelisin, her şeyi baştan aşağı anlatmalısın, nörolojiden destek istemelisin. Bana uyku merkezini uyaran bir durum var gibi geliyor (doktor değilim) ve en yakın ihtimal antidepresan.


  • muhayyer divan  (22.07.24 23:14:55) 
@muhayyer divan: sorunun gerçekten antidepresandan kaynaklandığını düşünmüyorum. 2 senedir aynı ilacı kullanıyorum ve ilk kullanmaya başladığımda da bir problem yaratmamıştı.


  • ahm1  (22.07.24 23:25:47) 
önce bir diş hekimine git ve bruxism için botox yaptır. dişplağını falan salla. direkt botoxu bastır geç. önce onun sebep olduğu sorunlar düzelsin. migren, sırt ağrısı, tenisçi dirseği gibi tüm sorunları tetikliyor bruxizm.
bence gözleri kafaya çok takmışsın ama başka sorunlar var. onları düzelt.

ikinci olarak ben çözümü üç yerde aradım şayet bende bu problemler olsaydı.
1. endokrinoloji
2. nöroloji
3. uyku merkezi

gözü takıntı yapma.
  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (22.07.24 23:33:07 ~ 23:35:08) 
@ahm1

Bence tavsiye ile iyi bir psikiyatra gidip durumu anlat, ilacı azaltmak veya değiştirmek istiyorum de. Doktor kontrolünde farklı ve doğru bir ilaca geç veya ilacı kademeli olarak azalt. Doktor kontrolünde yap bunu. Beyni etkilediği için bence bunu bi dene, ilacı tamamen bıraktıktan sonra en az 1 ay ilaçsız yaşa. Bak bakalım neler oluyor.

Daha öncesinde antidepresan tedavisi almış mıydın? Onları da bir düşün. Hatta daha önce ne kadar tıbbî tedavi aldıysan hepsini yaz bir kenara, ilaçların hepsini de yaz, hatırladığın kadar.
  • muhayyer divan  (22.07.24 23:38:55 ~ 23:40:23) 
botoksu yaptıracak param yok sanırım :( pahalıdır değil mi?

ilacın nasıl bir etkisi olabilir ki? yıllardır ilaç kullanıyorum ama gözüme bir şeyler oldukça hastalığım daha kötü oldu hep.
  • ahm1  (23.07.24 00:42:50) 
dehşet içinde okudum. sorunun göz değil senin. ekrana bakmak gözü bozmaz, aon yirmi yıldır ekranlar göz bozmayacak şekilde yapılıyor zaten. umarım yanılırım ama bu beyinle ilgili bir şeye benziyor. dilim varmıyor ama epilepsi gibi. ışığın epilepsiyi tetiklediğini biliyorsundur. önceki komuna göz gezdirdim, beyin temiz çıktı demişsin. ama senin olayın nörolojik geldi bana.

bu arada doktor değilim, sağlık turizminde çalışıyorum. lokal anesteziyle operasyon sırasında hasta ışığa belli bir tepkiyi verdiği anda (tam olarak ne tepkisi bilmiyorum onu doktorlar anlıyor) anında işlemi sonlandırıyor hastayı paket ediyoruz. hastalar da istisnasız hepsi nöbet geçmişi olduğunu itiraf ediyor. senin hikayen bana o durumu hatırlattı.
  • titanyum22  (23.07.24 01:49:58) 
Gözündeki durumu ilaçlar oluşturmuş olabilir.

Bak benim bir arkadaşım var, herkese iyi gelen aspirin, omega üç, onu hastanelik ediyor. Bünye meselesi bu, her ilaç herkesi iyi etmiyor. Onun için diyorum ilacı kesmek için doktora başvur, ben bu ilacı kesmek istiyorum deyip bütün bunları anlatıp doktordan yardım iste. Senin kendi isteğin bu yönde olduğu için ancak yardım etmek zorunda sana, ilacı kestikten itibaren 1 ay sonrasında uykuların, görüşün, mide bulantın halsizliğin... Hepsi muhtemelen değişmiş olacak. Bunun da müsebbibi çok yüksek ihtimalle -varsa- paxeradan önceki ilaçların, yoksa direkt paxera olur, ilacı kestiğinde iyileşirsen.

İlaç sektörü çok canavar, çok acımasız. Öncelik senin sağlığın. Ben çok kıllandım ilaç kullanımından, tık etme hadisesini araştırıp bişey bulamamak neyin nesi onu da anlamış değilim, ortada bağıran bir durum var ama doktorlar bişey bulamıyorlar diye bir şey de mantığım kabul etmiyor. Onun için psikiyatri ilacını doktor kontrolünde azaltarak kes diyorum. Sakın kafana göre davranma, daha beter olmasın.
  • muhayyer divan  (23.07.24 02:27:49) 
Siz migrenden dolayı göz bandı kullanınca oldu yazmamış mıydınız? Başka duyurularınıza da yazmıştım yine tekrar edeceğim, migren konusunda uzmanlaşmış bir nörolog bulun. Önceki duyurularınızda da anlattıklarınız sessiz migrene çok benziyor. 2001 den bu yana dirençli migren teşhisiyle yaşıyorum, anlattığınız şeylerin çoğunu farklı dönemlerde farklı şiddetlerde yaşadım, yaşıyorum. Siz ısrarla daha dramatik bir teşhis peşindesiniz, bu konudaki diğer duyurularınızı da hatırlıyorum. Lütfen psikolog desteği de alın zira migrenin yaşattığı mental yorgunluk, ilaç kullanımı vb. depresyonu ve anksiyeteyi de tetikliyor.


  • Phoebe  (23.07.24 08:30:50 ~ 10:02:01) 
@Phoebe: "Siz migrenden dolayı göz bandı kullanınca oldu yazmamış mıydınız?"

Hayir. İlk olay 4 sene once oldu, basim tik etti. İkinci olay ise 2 hafta once oldu goz bandi kullaninca ve durumum daha kotu oldu.
  • ahm1  (23.07.24 12:36:54) 
beyin omurilik sıvı basıncı kontrol edildi mi? o basınç göze baskı yaptığında görme ile ilgili sıkıntılar çıkabiliyor. nöroloji doktoru ile konusuldu mu bu ihtimal?


  • mellifica  (23.07.24 12:42:21) 
nörologa gittiniz mi? gitmediyseniz nörolog.


  • deartheodosia  (23.07.24 23:12:54) 
@mellifica: hayır, böyle bir şey konuşulmadı.

@deartheodosia: nöroloğa birçok kez gittim.
  • ahm1  (25.07.24 17:57:40) 
[]

chat gpt ile kitap okumanın sonu mu gelecek?

umarım sonu gelmez ama bir süredir bu aklıma takılıyor.

acaba 10-20 veya 30 sene sonra, bir kitabı baştan sona okumak saçma mı gözükecek? hatta bugünlere bakılıp "bir insan onlarca yıl gece gündüz uğraşıp binlerce kitap okumuş, yazık ya, şimdi hepsini chat gpt (veya benzeri başka ai programı) 5 dakikada yapıyor" mu diyecekler? veya biz kendimiz için "zamanında o kadar uğraşmışız, hepsi boşunaymış" mı diyeceğiz?

ai programları özet çıkarıyor, evet, özet çıkarınca kitaptaki önemli detaylar atlanmış olabilir ama yine de bir insan da aynı yapay zeka gibi kitabı baştan sona okuyor, önemli kısımları not alıyor, sonra başka kitaba geçiyor, oradan notlar alıyor ve bu notları düşünerek farklı bir görüş ortaya koyuyor (sadece kendisi için olması da yeterli). e bu yapay zekaya belki de ileride 50 tane kitap yükleyeceğiz ve sonra "bu kitapları şu açıdan" incele diyeceğiz, o da bize 10-20 sayfalık makale yazacak mesela? ya da değerlerle oynayıp "bu kitapları bir de şu konu açısından incele" diyeceğiz ve bize o konu açısından bir makale çıkaracak? biz de onu okuyup işimize yarayıp yaramadığına bakacağız? belki de ileride 500 tane kitap yükleyeceğiz ve yapay zeka kendiliğinden yeni bir bilimsel argüman bulacak bunları okuyup?

romanlar daha dirençli olabilir ama kurgu dışı kitapları baştan sona okumak sanki biraz gereksiz hale gelecek? siz ne düşünüyorsunuz bu konular hakkında?

 
Kurgu dışındaki kitaplar için bu geçerli evet. Kaldı ki bu kitaplarda da hangi yazarın çok laf kalabalığı yaptığını hangi yazarın anlatacak bir şeyi olsuğunu, belli bir okuma serüveniniz varsa anlıyorsunuz. Çoğu kitapta da okuyup okuyup ne anlattı ki şimdi bu hissiyle sonlandığını biliyorum. Kısacası benim için zaman kaybı kitaplar da oluyor.
Bu durumlara düşmemek için, belli konulardaki ya da eğer yapaniliyorsa okuyucunun istek ve ilgisine yani bana göre özetleyecekse, kabul. Roman vb kitaplardaki serivende olma hissi insanlara çekici gelirken, bunun yapılabilmesi anlamlı değil, en iyi özetlemesi bir romanın filme çekilmesi oluyor.
Kısaca bilgiye hızlı erişilmesi açısından anlamlı ve faydalı buluyorum. Bu tip ai ların bize daha ne kolaylıklar sağlayacağının, bugüne kadar değer olarak görüp, emek, vakit harcadığımız alışkanlıkları da değiştirmesine ben varım diyorum.
  • erty_ksk  (06.07.24 16:13:25) 
@erty_ksk: ben de varım diyorum. zaten şu anda inanılmaz bir bilgi havuzu var, insanların tek başına bu bilgileri tek tek okuyup bir yere varması olanaklı değil. bu yüzden, yapay zeka tam zamanında yardıma koşacak gibi duruyor. ancak benim üzüldüğüm nokta tam da geçiş aşamasında yaşıyor olmamız. 20 sene sonra "yahu eskiden onyıllarca kitap okuyup durduk, şimdi yapay zeka, bizim on senede yaptığımızı 10 dakikada yapıyor." diyip hayıflanmaktan korkuyorum.

elime her kitap aldığımda "acaba ileride bu davranış saçma mı gözükecek" diye düşünüyorum. evet, şu anda hala bunun bir alternatifi yok, o kadar gelişmedi yapay zeka ama ileride tüm bu yaptıklarımız boşa çıkarsa çok kötü hissedeceğim.

yani bu olay biraz şuna benziyor: makine olmadan önce tüm ayakkabıyı baştan sona elinde yapıyorsun, dikiyorsun vs. belki bir tam gününü harcıyorsun. ama makine gelince bir anda kendini salak gibi hissediyorsun, o makine günde 1000 tane ayakkabı üretiyor çünkü.
  • ahm1  (06.07.24 16:23:59 ~ 16:26:58) 
gelmeyecek.

kitap okumak bir kitabın ilk sayfasıyla beraber yola çıkmaktır, bir süreçtir. akışla birlikte gelişirsin, kafanda bir şeyler oluşur, merak edersin. öncesi sonrası karşılaştırırsın.

kitabın içeriği hakkında bilgi sahibi olmak değildir.
  • tabudeviren  (06.07.24 16:28:07) 
Size bir iyi bir de kötü haberim var.

"Kitap okumak" iki işe yarıyor. Birisi zevk diğeri öğrenme. Zevk için okuduğunuz kitabı zaten chat gpt'ye değişmek istemezsiniz.

Ancak bir şey öğrenmek için okuduğunuz tarzda kitapların zaten sonu geldi sayılır. Şu anda bu tarz kitapları sadece eski olmaları dolayısıyla kütüphanelerde bulabildiğiniz için ya da sadece öyle tercih ettiğiniz için satın alarak ediniyorsunuz. Ancak insanların ezici çoğunluğu araştırma, inceleme ve ders amaçlı kitaplara online veritabanları üzerinden ulaşmayı tercih ediyor ya da pdf veya epub olarak ediniyorlar.

Chatgpt'nin bu manada kitap okumak üzerine bir etkisi olamaz. Bu sadece kolaya kaçanların işini hızlandıran bir şey olur. Ciddi bir çalışma yapılacaksa tabi ki güvenilir kaynaklardan doğru bilgiyi yeterli düzeyde edinmeye devam etmeniz gerekir ki insan içine çıktığınızda dut yemiş bülbüle dönmeden gerçekten yetkin bir insan olasınız.

Ancak bu demek değil ki klasik kitapların sonu yaklaşmıyor, sadece bu chat gpt ile ilgili değil demek istiyorum.
  • akhenaten  (06.07.24 18:43:06 ~ 18:48:17) 
@akhenaten: "Ancak insanların ezici çoğunluğu araştırma, inceleme ve ders amaçlı kitaplara online veritabanları üzerinden ulaşmayı tercih ediyor ya da pdf veya epub olarak ediniyorlar."

sanırım benim kitap ile e-kitap arasında ayrım yaptığım anlaşılmış. başlığın konusu bu değil. ayrıca bu kitabın farklı formatları hakkında da ayrım yapmıyorum. ikisi de kitap, sadece farklı şekillerde yayınlanıyorlar.
  • ahm1  (06.07.24 18:53:03) 
@ahm1

O halde bu anlamıyla bitmesi çok güç olur sanırım, çünkü kitap dediğimiz şey temelde kontrolden geçmiş doğru bilginin, bilgiye sahip olmayan kişiye aktarımını sağlayan araçlar. Şu anda bu bilgi aktarımını gerçekleştirmenin en verimli yolu sistematik olarak sıralanmış uzun anlatımlardan oluşan yazıları, yani kitapları kullanmak.

Yapay zeka yanıltıcı olmayan, gerçek dünyayla ters düşmeyen, deneyle kanıtlanabilir bilgiler üretebilen bir hale evrilmeden kitapların işlevini kaybetmesi mümkün olmazdı. Yapay zekanın bu manada bir insan yetkinliğine ulaştığı gün de zaten çok ilginç olacaktır sanırım :D Yani etten kemikten olmayan ancak tam insani yetkinliğe sahip bir araç varken sadece kitaplara değil hiçbirimize gerek kalmazdı heralde. O günler nasıl olacak merak ediyorum gerçekten.
  • akhenaten  (06.07.24 20:02:46) 
[]

kredi kartının asgarisini 3 ayda 1 ödemek (kredi taksitlerini ödemek için)?

ben 10 sene önce öğrenciyken, haciz gelmesin, kredi kartı kullanıma kapatılmasın diye kredi kartının sadece asgarisini 3 ayda bir ödüyordum. aradaki 2 ayda hiçbir ödeme yapmıyordum. şimdi de böyle yapabilir miyim? mevzuat ne durumda?

bir süre, bir çözüm bulana kadar, kredi taksitlerini ödeyebilmek için (çünkü muhtemelen kredi taksitlerini ödememek daha büyük bir yaptırıma uğrar) böyle yapmam mantıklı mıdır sizce?


 
karti kullanamazsin limit acilmaz borcun tamamini odemen gerekir


  • tahtakafa  (26.05.24 22:38:51) 
@tahtakafa: ama ne kadar süre sonra? hemen 3. ayda mı?


  • ahm1  (26.05.24 22:44:58) 
bankada avans hesabın var mı? oradan çekip her ay minimumunu ödeyebilirsin diyeceğim ama her koldan faiz binecek biraz borç batağı gibi oluyor. Ama kredi kartını ödemesen de faiz eklenecek zaten.


  • nhk ni youkosu  (26.05.24 23:18:53) 
Sence mantıklı mı?


  • doharkoman  (27.05.24 01:34:40) 
@doharkoman: evet?


  • ahm1  (27.05.24 02:16:19) 
[]

uyku problemi için hangi bölüme gitmem lazım?

istanbul'dayım, uyku problemim için hangi bölümden randevu almam lazım (devlet hastanesi'nden)? annem, bahçelievler tarafında bir hastaneye gidiyordu sanırım ama hangi bölümden randevu alınıyor bilmiyorum, uyku bölümü diye bir şey yok mhrs'de.

ekleme: depresyonda değilim ama 11-12 saatlik uykudan sonra bile yataktan zor kalkıyorum. bu durum, şu olaydan hemen bir saniye sonra ortaya çıkmaya başladı: www.eksiduyuru.com


 
Aile hekimi hiçbir şeyi çözmez, sadece bu iki duyuruda yazdıklarınızı anlatırsanız sizi nereye gitmeniz konusunda yönlendirebilir. Herhangi bir hastane veya bölüme sevk etme yetkileri var mı bilmiyorum, sanmıyorum da.

Nörolojiye gitmeniz lazım bu da gelişkin/büyük bir devlet hastanesiyle belki çözülebilecek bir durum, muhtemelen eğitim ve araştırma hastanesine yönlendirirler çünkü 8 saat uyku az geldiği için mide bulanması bacaklarda güçsüzlük vs epey tuhaf, 42 yaşındayım ilk kez duyuyorum. Araştırmak isteyeceklerdir.

Bu arada ilk duyurunuzun ilk kısmını okuyabildim, hepsini okumuş değilim. Yine de kandaki vitamin mineral ve kan maddelerinin araştırılması lazım. Az uyuyunca bacak güçsüzleşmesi ne demek, çok tuhaf. Çok uyuyunca olması gereken bir şey o, kasların uyurken kullanılmamasından dolayı.

Bence eğitim ve araştırma hastanesinde nöroloji bölümüne başvurun, orada çok detaylı anlatın gerekirse bu yazdıklarınızı gösterin. Ama çok eminim ki d vitamini ve magnezyum eksiğiniz ve orantısız bir kalsiyum dengesizliğiniz var.

Bu arada hiçbir şey çıkmayabilir, tamamen psikolojik temelli olabilir bunlar. Benim bir arkadaşım çalıştığı işin hassasiyetiyle ilgili olarak o kadar dengesiz ve zamansız uyuyor ve o kadar dakik olmak zorunda ki gece uykusu bilmiyor, en ufak bir üzüntü mide bulantısı kusma yaşamasına sebep oluyor, duygusal anlamda dengesi yok, stres yönetimi çok zorlaştı... sağlıklı beslenemediği için sürekli hastalanıyor (uyku eksikliği ve düzensizliği aşırı iştah ve tatlı krizi yapıyor, sadece şekerli aburcubur yiyor ve hastalanıyor).

Lütfen nöroloğa gidin yahut içinize sinmezse aile hekiminize gidip durumu anlatın o yönlendirsin.
  • muhayyer divan  (15.05.24 12:07:56) 
@muhayyer divan:

uzun cevabınız için çok teşekkürler. anca cevap yazabiliyorum. yazdıklarınızı birkaç kere okudum, her fikir çok önemli benim için.

8 saatlik uyku az geldiği için oluyor evet bütün bunlar ama her şey çok karmaşık. "her şey 8 saat yetmediği için" dersek çok fazla şey göz ardı edilmiş oluyor, çünkü bu kadar uyku yapan da muhtemelen gözlerimdeki bir sıkıntı, o 4 sene önceki olay (başımın tık etmesi) vs. vs. ben de anlamıyorum ki. yani gerçekten psikoloğa falan da gidiyorum, deli raporum olsa atarım buraya "aha ben deliymişim" derim ama gayet sıradan, hatta psikiyatrik ilaç sayesinde yaşama enerjisi bile bulunan bir insanım. psikolojik olsa iyi hissettiğim zamanlarda bu durumun azalması gerekmez mi?

evet, bir eğitim araştırma hastanesine gideyim, sanırım bunu bir doktor da söylemişti ama unutmuşum, not alayım.

d vitaminimi ölçtürmüştüm, biraz düşük ama yıllardır hep aynı seviyede. magnezyumu ise bilmiyorum, e-nabız'a bir bakayım ölçülmüş mü.

lütfen başka fikirleriniz varsa onu da belirtin. chat gpt'ye bile soruyorum aklıma değişik sorular geldikçe. en son "nörooftalmoloji (göze bakıyor sanırım) bölümüne gidin" dedi ama sanırım sadece özeller var, sordum, çok pahalıydı. bir şey çıkacağına dair pek ümidim de yok zaten.
  • ahm1  (26.05.24 22:29:11) 
[]

oda kiralamayla ilgili önemli bir soru

sahibi olduğum evin bir odasını sözleşmesiz kiraya versem, kişi, tutarı bana yollarken "kira" seçeneğini de seçmese mesela ama yolladığı paranın dekontunu atsa whatsapp'tan "şu ayın kirası" diye. sonra ben bu kişiyi çıkardığımda yeni airbnb yasasına dayanarak beni şikayet edebilir mi? ve "100 gün altı kiracı alıyor" vs. diyip bana 100 bin lira ceza kestirebilir mi? aslında evi günlük kiralamayı düşünmüyorum ama sonuçta bu kişi 100 gün altında kalmış olacak.




 
kira diye belirtmesin dekontta. en temiz yöntem bu.


  • numlock  (09.05.24 03:49:57) 
Parayi gonderirken kira diye belirtmiyor zaten. Ancak sanirim kendisini guvene almak icin dekontu bana whatsapp'tan yollarken altina mesaj olarak "kira parasi" yaziyor.

Simdi bu kisi sorun cikariyor. Bunu evden cikarirsam ve beni sikayet ederse ne olur? Sadece kira vergisi vermiyorum diye mi ceza yerim, yoksa airbnb yasasi kapsaminda kiracilara 100 gun alti sureligine evi kullandiriyorum diye 100 bin mi ceza yerim?

Yani evi otel gibi gunluk kiralamiyorum ama sonucta bu gelen kisi 2 ay kalip gitmis olacak.
  • ahm1  (09.05.24 04:11:21) 
whatsapptan yazıyorsa sorun yok. bişey olmaz merak etme. daha doğrusu şöyle olur; herkes neyin ne olduğunu bilir ama elde avuçta hukuki bişey olmadığı için sorun çıkmaz.


  • numlock  (09.05.24 04:13:41) 
Peki ispatlayamaz mi yani "bakin ben kira diye mesaj atarak gondermisim parayi, karsi taraf da tamam, sag ol demis" gibi? Cunku sanirim sozlu kira sozlesmesi de oluyor ama ispatlamak gerekiyormus diye okudum.


  • ahm1  (09.05.24 04:17:04) 
hiçbişey olmaz. teoride dediğin doğru, ama türkiyede pratik işliyor.


  • numlock  (09.05.24 04:21:10) 
Tesekkurler.

Bu arada her seye ragmen, sadece vergi cezasi kesseler sikinti degil ama 100 bin liralik cezayi yersem biterim.
  • ahm1  (09.05.24 04:24:59) 
hallederiz


  • numlock  (09.05.24 04:26:51) 
Sözlü de olabilir sözleşmeler. Ayrıca kira olarak belirtmeden para atsa bile, orada yasadıgını kanıtlarsa o zaman size attığı para kira olarak değerlendirilir. Ki zaten whatsapptan da atıyormuş. Siz de ne alaka diye cevap vermiyorsunuz sonuçta. Bu durumda yasalar karşısında bu kişi sizin kiracınız.
Ama başta kısa süreli olacak diye konuşmadıysanız o zaman airbnb konusunda sıkıntı yaşamazsınız bence. O konu biraz kanıt istiyor gibi. Diğer türlü gereğinden erken evden çıkan herkes bu konuda şikayetçi olabilir.

  • zimbirik  (09.05.24 11:24:58) 
@zimbirik: Hicbir sekilde kisa sureli kiralama icin konusmadik. Zaten whatsapp konusmalarimizda kiracinin yillarca kalmak istedigiyle ilgili mesajlari mevcut. Tek korkum airbnb cezasi yemek ama biraz fazla mi korkuyorum acaba?


  • ahm1  (09.05.24 16:46:34) 
[]

ilk seferde açılmayan bilgisayar

masaüstü bilgisayarımı 6 ay önce satın almıştım. birkaç gündür güç düğmesine ilk kez bastığımda bilgisayar açılmıyor, ancak ikinci defa bastığımda açılıyor. bunun sebebi ne olabilir? ilk bastığımda tık tık tık diye ses çıkarıyor.




 
[]

ünlü bir tabloyu matbaadan çıktı olarak alıp duvara asmak

ünlü bir tablonun bulabildiğim en yüksek çözünürlüklü halini bulup bir copycenter'a, matbaaya gidip orada en kaliteli kağıda bastırtarak ve sonra onu çerçeveleterek duvarıma tablo olarak asmak nasıl fikir? tavsiyeniz nelerdir? hangi cins kağıda bastırayım? internetten bulduğum görsellerde nelere dikkat etmeliyim?




 
kötü fikir. :) kanvas tablo olarak bastırın. ben bastırdım, gerçek tablo gibi oldu.


  • motosiklet burclu adam  (01.04.24 04:54:37) 
Onu nerede bastirabiliyoruz?


  • ahm1  (01.04.24 09:37:20) 
bu belki fikir verir.
www.instagram.com

  • zenc  (01.04.24 11:11:00) 
  • unalub  (01.04.24 11:50:27) 
Kanvas bence güzel olmuyor. Ben de araştıracaktım bu konuyu. Bi ara gidicem baskıcılara. Cevabı yazarım buraya


  • glamdr1ng  (01.04.24 11:53:58) 
Dipleks baskı çok iyidir, ancak pahalı. Hani şu contemporary'lerde gördüğünüz cam gibi yüzeylerde duran kaliteli baskılar.

Canvas'ın da kalitelisi iyi duruyor, memnunum.

Fotoğrafa göre fineart da olabilir.

Sanatsalbaskı hem çok kaliteli, hem de hizmet olarak çok iyi. Dev canvas'ları burada bastırttım, tavsiye ederim. Sergilere müzelere hizmet veriyor.

baskı türlerine de fiyatlarına da sitesinden bakabilirsiniz: www.sanatsalbaski.com
  • wct3 org  (01.04.24 23:54:51 ~ 02.04.24 00:06:14) 
Bir ozalitciye sordum, poster olarak basariz dedi. Olmaz mi sizce bu sekilde?


  • ahm1  (02.04.24 06:14:01) 
[]

dondurma fiyatındaki 1,5 senelik artış

bu nasıl olabilir?

mua dondurma'ya baktım. buradan verdiğim siparişlere baktım. 1,5 sene önce 500 gr dondurma 170 liraymış, bugün 490 lira. dolar olarak bakayım dedim. 1,5 sene önce 10 dolarmış, bugün 15,8 dolar.

dolar bazında 1,5 senede %60 artış nasıl olabilir? dolar bazında en fazla %5-10 artması gerekiyordu diye düşünüyorum.

 
Bunu Türkiye'de bir çok şeye yapabilirsiniz. Sadece dondurma değil. Tek mantıklı açıklaması da zam olur da mal alamazsam diyenlerin önceden geçirmeli satmasi.


  • logisticsmanager  (27.02.24 23:38:45) 
Entrymi suraya birakayim: eksisozluk.com
Urun fiyati 4 yilda pound olarak 10 kat, tl olarak 37 kat zamlandi.

  • quaker  (27.02.24 23:59:45 ~ 28.02.24 00:00:00) 
Denetimsizlik büyük sorun.
İç işleri Bakanlığının aylardır yaşadışı örgütlere çökmesi gibi Ticaret Bakanlığı'nın da üç harfli yerler başta olmak olmak üzere tek bir merkezden fiyat takibi yapabileceği, anlamsız fiyat yükselişlerinin tespitinde hesap soracağı bir mekanizma kurması gerekli. Zor değil yapılabilir.
Saçma artışlarından dolayı,
- ama serbest piyasa..falan diyenler devlete de vergisini daha fazla versin o halde.

2024 ün ilk gününde bir çekirdeği (yine üç harfli yerlerden) etikette yazandan farklı olarak, kasada 5TL zamlı aldık. Biliyorum ki o ürün günlerdir aynı yerindeydi ve rafa yeni konmadı.

Sözde rakip olan bazı firmaların ortak yazışma hesapları üstünden birlikte fiyatları belirlemeleri ne çabuk unutuldu?
Az daha geriye gidersek bazı bankalar arası da bu şekilde ortak hareket ettikleri söz konusuydu ama zamanı tam hatırlayamadım. Onlara da ceza kesilmişti hatırladığım kadarıyla. Böyle şeyler ve gıdada hile yapanlar, stok yapanlar devlete ait kanalda failleriyle birlikte günlerce ifşa olmalı oysa.
Vatandaşın canına malına kastedenler sadece terör örgütleri değil ki.
bir de psikolojiyi bozan, geçim zorluğuna neden olan cebe kasteden yerler var.

Bazılarının beğenmediği Osmanlı'da bile hile yapan esnaf çarşının içinde cezalandırılırdı.
Lonca (esnaf) teşkilatları kendi meslek gruplarındaki yanlışlıkların önüne de geçiyordu. Hata yapan uyarılıyordu. Bunlar kaynaklarda yazıyor, videolarda anlatılıyor.
  • diyecevaplandı  (28.02.24 07:16:37 ~ 07:21:52) 
TL, olması gereken yere göre aşırı değerli. Dolar satarak, değerli tutuyoruz.

Neden: çünkü seçim var. Vatandaş aslında aldığı maaşın hiç bir şeye yaramadığını, çok fakirleştiğini görmesin diye.

Zamanla rayına oturur...


.
  • kartallar yuksek ucar  (28.02.24 08:40:38 ~ 09:14:29) 
[]

kısa bir çeviri karşılaştırma sorusu

Bir kitabın İngilizcesinde (orijinalinde) bir bölümün başında şu alıntı var:

"Just saying ‘No’ prevents teenage pregnancy the way ‘Have a nice day’ cures chronic depression."

Türkçesi şu:

"'İyi günler' demekle kronik depresyonu iyileştiremediğimiz gibi, sadece 'hayır' demekle ergen hamileliklerini önleyemeyiz"

Türkçeye doğru mu çevrilmiş? Ben "bir hayır yeter" olarak anladım, çeviri uygulamaları da böyle çeviriyor ama mantıken bir hayırın yetmemesi lazım.

 
Ben kisaca oyle yazdim. Demek istedigim, ceviri uygulamalari da olumlu cumle olarak ceviriyor. Ancak kitabin turkcesinde olumsuz cumle var.


  • ahm1  (19.01.24 01:58:27) 
"'İyi günler' demekle kronik depresyon ne kadar iyileşiyorsa, 'hayır' demekle de ergen hamilelikleri o kadar önlenir."

burada bir kinaye var sanki. ben yukarıdaki gibi anladım.
  • sir gawain  (19.01.24 01:58:45 ~ 01:59:10) 
@sir gawain: aa dogru evet.


  • ahm1  (19.01.24 02:02:57) 
[]

kel kafaya şampuan önerisi

yıllardır kepek şampuanı kullanıyorum. şimdilerde kafamı kazıtmaya başladım.

benim yine de şampuan kullanmam gerekiyor mu? gerekiyorsa kepek şampuanı mı yoksa normal şampuan mı kullanmalıyım?


 
yağlı sabunla geç


  • lambırcek  (16.01.24 12:04:02) 
Beyaz sabun on numero


  • apocalipy  (16.01.24 12:46:19) 
Kazıttıysanız şampuana hiç gerek yok saçlıyken de pek faydalı bir şey değil parabensizi, veganı, temiz içerikli derken fiyatları can yakıyor, daha doğal şeyler deneyin nemlendiren güzel doğal sabunlar var.


  • Semi  (17.01.24 00:51:17) 
Kepek, saçla değil saç derisiyle ilgilidir. İsterseniz kafayı usturaya vurun eğer kepek sorunu yaşıyorsanız yine yaşamaya devam edersiniz.

Kepek sorunu maalesef öyle sabunla, şampuan seçimiyle vs halledebileceğiniz bir mesele değil. Kötü haber şu; kepek sorununu kalıcı olarak çözen bir şampuan, saç losyonu, ilaç vs yok. En pahalı ürünü de alsanız, en namlı dermotoloğa da gitseniz maalesef bunu çözmenin kalıcı bir yolu yok.

Peki ne yapacağız? Kepek için özel olarak üretilmiş ilaçlı şampuanlar var. Bunları ilk kullandığınızda mucizevi bir şekilde bir anda bıçak gibi kepek sorununu çözüyor. Ta ki vücudunuz şampuanda kullanılan ilaca bağışıklık geliştirene kadar. Sonra kepek hemen geri geliyor. Bu durumda yapacağınız şey ara ara farklı etken maddeli şampuanlar kullanarak bu süreyi uzatmak. 2 hafta bir şampuan, 2 hafta bir başkası gibi.

Yani robotik kol yapıp bunu sinir uçlarına bağlayabilen modern tıbbın şuna hala kalıcı bir çözüm bulamaması gerçekten rezalet gibi rezalet.
  • thracia  (17.01.24 09:26:10) 
[]

Bir ingilizce kitabı zorlana zorlana okumak dil öğretir mi?

Benim seviyem pre-intermediate ya da intermediate. Aslinda normal bir kitap okumak icin bayagi kotu bir seviye ama dayanamadim, bir ekonomi kitabi olan The Spirit Level kitabini satin aldim. Aslinda roman okumaktansa kurgu disi okumak daha kolay sanirim. Bir de az cok bildigim konular sonucta. Ama tabii ki yine de zor.

Şimdi planim su: zorlana zorlana, hatta ıkına ıkına bu kitabi okumak. Takildigim yerlerde (ki bircok yerde takilacagim) surekli sozluge bakicam. Eger cumleyi hic anlamiyorsam da butun cumleyi cevirtecegim. Tabii bir sure sonra bikabilirim belki bu durumdan bilmiyorum ama bu sekilde okursam hem kitap okuma istegimi gerceklestirip hem de dil ogrenme sansim olur mu?

Gerci cumleleri yanlis anlamaktan da korkuyorum acikcasi :) kitabi iade etmek de bir secenek bu arada. Ne dusunuyorsunuz?

 
Tabii ki. Ara sira sozlukten baka baka ilerleyeceksin.


  • hot potato  (14.01.24 21:11:51) 
En iyisi kindle alip kitap okumak sozlugunude yuklersin rahat okursun
Kitaplarda bedava ve sinirsiz

  • Zetnikov  (14.01.24 21:19:38) 
Pre intermediate ya da hele hele intermediate seviyesi, bir ekonomi kitabını okuyup anlamaya yetecek bir seviye bence. Yani tabii ki bilmediğiniz sözcükler olur da hiç anlamayıp full sözlüğe bakacak durumu geçmiş olmanız lazım bu seviyede. Roman olsa yine zorlanabilirsin derdim de akademik dille yazılan yazılarda hem çok değişik sözcükler kullanılmıyor hem de soyut ifadeler az olduğu için anlamak kolay


  • nundu  (14.01.24 22:01:53) 
Genel kural olarak seviyenizin biraz üstünde okumak en iyi gelişimi sağlar deniyor


  • but that was just a dream  (14.01.24 22:52:58) 
[]

Oda arayan insanlar nasıl insanlar oluyor?

Lafım meclis dışı ancak oda arayan ve öğrenci olmayan kişilere karşı önyargım ve korkum var. Yani öğrenci biri gelip evimdeki bir odayı kiralamak istese "öğrenciliğin fıtratında zaten bu var, ailesi karşılıyordur parasını, benim de bir sürü arkadaşım 2-3-4 kişilik evlerde yaşadı" diyorum ve kişiyi bir tehdit olarak görmüyorum.

Ancak 10 bin+ kira verebilecek insanlar genelde öğrenciler olmuyor. Görüştüğüm birkaç kişi de sıkıntılı insanlara benziyordu.

Dediğim gibi, genel olarak önyargım var öğrenci olmayıp da evimi kiralamak isteyenlere karşı. Bu konuda tecrübesi olanlar ne diyebilir bu konu hakkında? Gelen herkesi "serseri, bağımlı ya da başka bir şekilde sıkıntılı bir tiptir herhalde" olarak görmeli miyim? Yoksa bu kadar kafaya takacak bir şey yok mu?

 
Ekonomik sorun dışında o tarz yaşam zaten mantıklı değil. Banyo, tuvalet, temizlik, mutfak.. hepsi sorun


  • ferenc  (13.01.24 00:00:11) 
Günümüz ekonomik şartlarında ailesinden uzak yerde işe girmiş insanların en azından tutunana kadar başvuracakları yol eşyalı bir evde oda kiralamak.

Hepsine potansiyel tehlike olarak bakmak yersiz ama ev arkadaşlığı öğrenci olsun, başka şey olsun hem risk ve hem de sorun barındırıyor.

İkna edici bir hikaye dinlemeden ve sosyal medya geçmişini didik didik irdelemeden bir yabancıyı eve kabul etmek cesaret işi bence.
  • Mirket  (13.01.24 00:32:07) 
Bir gelir kanıtı, sabıka kaydı vb istemelisin muhakkak. Adam diyelim ki suç örgütü üyesi veya ağır bağımlı. Ne yapacaksın??


  • ferenc  (13.01.24 01:10:10) 
Bu konu yaşanılan şehre göre değişir bana göre, örneğin. İstanbuldaysa şartlar kira fiyatlarından dolayı bu tip oda arayan insanların talebi anlaşılabilir.

Ama diyelimki görece kiraların düşük olduğu bir doğu şehrinde yaşıyorsunuz, o zaman biraz daha şüpheci davranılabilir.

Ancak ekonomik olarak şartlar giderek dahada kötüleşiyor, bu durumda insanlar zorunlu olara bu yola başvuruyor olabilirler.

Bence tamamen soğuk bakmamak lazım, gerçekten çok düzgün bir aday olup gerçekten ekonomik şartlardan dolayı zorunlu olarak çaresiz kalınmış olabilir.

Kişinin konuşması, hal ve hareketleri, tutarlılık veya tutaksızlıklarını bakarak, vb. daha bir çok filtreleme ile değerlendirme yapılabilir.
  • Rao  (13.01.24 01:14:23) 
Yurt dışında kiralar ve evler pahalı olduğu için çok fazla paylaşımlı ev var.
Yaşa ve statüye bakmıyor, oda kullanan çok insan var.

İstanbulda da bir dönem airbnb yaptık 3 odamız için. 6 ay falan tutan oluyordu. bir sorun yaşamadık.

Bazı iş arkadaşlarım aynı evde kalıyordu. Ekonomi kötüleştikçe, kişi de düzgünse yapılabilir bence. Kira direkt 2 ye 3 e bölünüyor düşünsenize.

Benim böyle ev paylaşma, blablacar gibi araç paylaşma işlerine bakış açım hiç bir zaman kötü olmadı hep kullanırım.

Ama kültürel olarak bizim insanımız o ne öyle evime başkasını mı alıcam, arabama başkasını mı alıcam diye bir bakış açısı var. Halbuki aynı yolu bedava gitmek varken veya teksin diyelim sohbet ede ede gitmek varken fazla para vermek mantıksız gelmiyor.

Tek olsam, kişi düzgün olduktan sonra kalırım ben şahsen.

Yurt dışında eşimle de kalıyoruz airbnb ile. E öyle oluyor da.. şartlar öyle gerektirirse uzun da kalınabilir.
  • ananiyimioguz  (13.01.24 01:56:51 ~ 01:57:17) 
8 yil once izmitten istanbula farkli bir is icin gecmistim ve 6 ay sonra da evlenecektim ancak kalacak bir yere ihtiyac duydum ve yeni sirkete yakin bir yerde birisi ile anlastik. Ben makine muhendisi isinde gucunde bir adamim ama ihtiyacim oldu bir odaya. Ev tutup sonra degistirsem benim icin kulfetli ve mantiksiz olurdu. (Esimin atama durumuna gore vs ev tutacaktik)

Zamanla beraber kaldigimiz kiside farkli durumlar oldugunu ogrendim, detaya girmiym (o da benim gibi normal bir calisan) ve bir sekilde kirmadan evden ayrildim.

Yani ikimiz de ogrenci degiliz ancak birimiz iyi bir insanken digerimiz tehlikeli.
Ozetle tamamen kisiye bagli ve iyi analiz etmek lazim, kestirip atmamak da lazim.
  • va  (13.01.24 10:30:54) 
Kafaya takacak bi durum var bence.
Bu devirde kimseye guvenmem. En duzgun gozukenin bile manyak cikma olasiligi var. Baska yerden para kazanma yollarina bakarim.
Ha tanidigin, guvendigin biri araci olur anca o zaman olur benim icin.
  • Kittie  (13.01.24 19:10:15) 
Ne olabilir ki peki en fazla? Adamın çalıştığı yeri falan biliyorum diyelim.

Yani kişi manyak veya atıyorum uyuşturucu kaçakçısı çıksa bile benim hayatımı alt üst edebilir mi? Anladığımda kovarım evden, gelip beni bıçaklayacak insanlar değilse 1-2 gün canım sıkılır belki, sonra unutulur.
  • ahm1  (13.01.24 19:18:44 ~ 19:18:53) 
[]

yeni bilgisayarda sorun

düşük-orta arası bir bilgisayar satın aldım. windows 11 kullanıyorum. bir tek eu4, fm24'ü açıyorum ama çok nadir. bilgisayar bu oyunlarda bile güzel çalışıyor.

yalnız, -bunu teknik dilde anlatamayacağım- youtube videoları izlerken başka sekmelerde gezinirken bazen videolar "tırrrrrttttt" yapıyor, video duracak ve bilgisayar kitlenecekmiş gibi oluyor ama son anda düzeliyor video akışı ve bilgisayar.

sorun ne olabilir? kasayı götürmeden çözmem mümkün müdür?

 
Videolar takılıyor diye anladım. Sürücülerin güncel olduğundan emin olun, farklı bir browser deneyin tamamen aynı senaryoda. Browser ayarlarında varsa donanım hızlandırma seçeneğini açın. Bellek yetersiz geliyor da olabilir. Hatta video çözünürlüğünden de olabilir sanki, YouTube’da çözünürlük otomatik olarak seçili ise manuel olarak daha düşük bir çözünürlük deneyin bakalım.


  • orient blue  (11.01.24 00:23:19) 
evet, videolar takılıyor.


  • ahm1  (11.01.24 00:31:27) 
benim eski laptop'da da oluyordu, yetersiz ekran kartından kaynaklandığını düşünmüştüm. ondandır muhtemelen


  • avatar is back  (11.01.24 00:38:25) 
@avatar is back: olabilir, evet. peki bilgisayar hiç kitleniyor muydu? bir de, daha genel bir arızaya yol açar mı? ömrü kısa mı olur bilgisayarın?


  • ahm1  (11.01.24 00:57:37 ~ 00:57:50) 
bilgisayar modelini işlemcisini ram'ini ve kullandığın tarayıcıyı yazsana


  • lambırcek  (11.01.24 01:50:06) 
İşletim Sistemi Adı Microsoft Windows 11 Pro
İşlemci AMD Ryzen 5 5600G with Radeon Graphics, 3901 Mhz, 6 Çekirdek, 12 Mantıksal İşlemci
Yüklü Fiziksel Bellek (RAM) 16,0 GB

Google Chrome
  • ahm1  (11.01.24 02:26:28 ~ 02:26:35) 
cihaz çok iyi. yutube kaldırması şart. uyum/yordama sorunu bence. codec modecle de alakalı olabilir. öyle arat.

arattım

aynı işlemciyle savaş oyunu oynuyo ekran kartı olmadan
www.youtube.com

chromeda diğer reklam uzantılarını kaldırıp şunu yükle
chromewebstore.google.com

çok benzer bir sorun değil ama şunu sormuş grafikle alakalı
community.amd.com

ve demiş ki Firefox yükledim düzeldi. sen de yükle. oradan gir yutuba. öyle dene.

sonra biri demiş ki driverları güncelle şuradan
www.amd.com

başkası windowsun yüklediği driverı durdurup orjinal driver yüklemiş, asya dili ama vidyodan anlaşılıyor yapılanlar. sırayla yap
www.youtube.com
  • lambırcek  (11.01.24 03:45:01) 
ekran kartı dahili bu arada. o yüzden "acaba ekran kartından olabilir mi" dedim.

edit: he zaten işlemci kısmında yazıyormuş galiba.

çok teşekkürler. deneyeceğim.
  • ahm1  (11.01.24 03:46:35 ~ 03:47:34) 
"with Radeon Graphics" dahili demiştin evet
sıkıntı parçalardaysa da kuvvetinde değil, vidyoyu yordayamayışında filan
dediklerimin hepsini bi yap öyle bakalım. firefox çözecek muhtemelen
  • lambırcek  (11.01.24 06:30:17) 
Selam,

Sorunun çözümü yine youtube'da :)

www.youtube.com
  • canbonomobenseno  (11.01.24 16:20:13) 
Ben bu sorunu şöyle aştim ;

Bu donma olaylari ne zaman basladiysa o zaman yukledigim eklentileri chrome dan sildim. Hatta isimlerini vereyim birisi netflix video reklam atlaticisiydi.
Birde adblock gibi reklam engelleme programlarini youtube acikken yukardan es gec yada calistirma secenegini daima calistirma yapiyoruz.

Youtube aciklama yapmis reklam engelleyicisinkullanmamizi istemiyormus buda dipnot olsun.

Son olarak chrome da donanim hizlandirmasi var onu kapat.

Birde dikkat et vpn falan acik kalir unutursanda oluyor

Ben boyle duzelttim
  • Zetnikov  (11.01.24 23:41:55) 
@Zetnikov: donanım hızlandırıcısını kapattım, bakalım. ama adblock'u kapatmayacağım tabii ki :) youtube'un reklamlarına tahammül edemem.


  • ahm1  (11.01.24 23:56:22 ~ 23:56:31) 
@ahm1

Bilgisayrin guc seceneklerine de bak oradaki secenegi yuksek performansa getir. Buda ise yarar
  • Zetnikov  (12.01.24 00:04:42) 
Guc secenekleri eger dengeli ye dönmüşse ondan kasma yapiyor


  • Zetnikov  (12.01.24 00:06:36) 
yüksek performans, bilgisayarın ömrünü azaltmaz mı?


  • ahm1  (12.01.24 00:21:24) 
Yok bisey olmaz ama enerji biraz daha fazla harciyor. Bunu ayarladiktan sonra baktin otomatik trkrar dengeliyr atiyorsa youtube da videosu var dengeliyi silmen gerekir


  • Zetnikov  (12.01.24 00:52:52) 
[]

Rennie çiğneme tableti

prospektüste şöyle yazıyor:

"yetişkinlerde tercihen yemeklerden bir saat sonra günde 3 defaya kadar ve yatmadan önce 1 veya 2 tablet alınız. Günde 11 tableti geçmemek şartıyla, mide ve/veya göğüste yanma veya mide ağrısı olduğunda 1 veya 2 tablet alabilirsiniz."

günde 3 defa mı alabiliyorum? ama her seferinde maksimum 2 tablet alırsam 11 tablete ulaşılamıyor. burada ne demek istenildiğini anlayamadım.

mide ağrısı varsa en fazla 11 tablet. yoksa yemeklerden sonra en fazla 3x2 defa mı?

 
3-4ü geçiyorsan zaten hocam gidip bir doktora görün mide koruyucu verir sabahtan tek hapla daha rahat edersin


  • kararsızataletfilozofu  (08.01.24 00:26:55) 
hocam rennie ya da gaviscon tablet mide rahatsız ettikçe alınmalı ve günde 3-4 ü geçmemeli. reflü dolayısıyla senelerce kullandım ve hiç bir zaman günde 4 ü geçmedim, çok sıkıntı olduğunda ise gaviscon şurup kesin çözüm. bence bu şekilde kullanmana rağmen hala sıkıntı varsa doktor+1. günde 11 tablet çok extrem bir öneri olmuş


  • zikardo  (08.01.24 00:43:25) 
[]

E-nabiz'dan goz olcumlerine bakamiyor muyuz?

E-nabiz'da her sey var, bir tek gecmisteki goz doktorlarinin kac numara gozluk verdigi yazmiyor ya da ben bulamadim. Bunu bulabilecegim bir yer var mi? Onemli.




 
E devletten medula diye aratırsanız ereçeteye ulaşırsınız. Orada zaten yazılan gözlüğün detayları oluyor.


  • yazdonumu  (03.01.24 17:38:30) 
[]

Çakılan hisseler

Birkac ay once kredi cekip gsray hissesi almistim, 1 ay sonra guzel bir kârla satmistim. 2 hafta once hisselerin dustugunu gorunce yine aynisini yapayim dedim. Basta kârdaydim, yumruk olayindan sonra her gun binlerce lira kaybetmeye basladim. Her gun "daha da dusmez herhalde, artik yukselmeye baslar"diyorum, gunu birkac bin lira kayipla kapatiyorum.

Bittim ya :( herhangi bir gorus ve oneriniz var midir? Ne zaman satsam bu hisseleri?


 
Hocam bir Galatasarayli olarak dünyada alacağım son hisse türk spor takımı hissesi olur herhalde.
Borç içinde yüzen gelirleri başarı odaklı bir sektöre girmeniz bence hata.

Ne zaman satsaniz? Galatasaray uefada iyi giderse ya da süper kupayi kazanırsa belki. Ama bunlar olmazsa daha da kötü olur. Borsa zaten kötü.
  • logisticsmanager  (25.12.23 16:56:37) 
Abi iş başka arkadaşlık başka, böyle duygusal kararlarla para işi yönetilir mi aynısnı benim kardeşim de yaptı gitmiş Fenerbahçe hissesi almış, 20 bin lira içeride, kulüpler mali yapısı ve rüzgardan nem kapacak kadar oynak hareketlere gebe olduğu için kulüp hisseleri alınmaz, aldıysan ve zarardaysan ya şampiyon olsun diye dua edeceksin ya da lanet olsun deyip zararına satıp çıkacaksın. Bak ama bikaç gün sonra kupa maçı var alırsa artar biraz alamazsa yine düşer, böyle de kararsız işte kaderi.


  • Bir ben var benden şurada  (25.12.23 17:35:03) 
Şu an Noel sebebiyle yabancıların işin içinde olmaması piyasayı aşırı sığlaştırmış durumda. Yılbaşına kadar oluşacak sert hareketleri ciddiye almayıp, Bekle Gör politikası uygulamak en uygunu olur diye düşünüyorum.


  • Mirket  (25.12.23 17:40:36) 
Duygusal karar vermedim aslinda. Ben ara ara bakiyordum gsray hisselerine, hep bir duzeyde seyrediyordu, baktim ki olmasi gerektiginden fazla dusmus, alayim dedim. Ertesi gunler hemen yukseldi aslinda ama yumruk olayindan sonra hep dustu. Hala yumruk olayinin etkisi devam ediyor mudur bilmiyorum ama.


  • ahm1  (25.12.23 17:57:55) 
Gidip baktım; hisse molde maçında cl'ye gidiş garantilenince tavan yapmış (Ağustos sonu). Sonra da öyle yatay alçalıp yükselip devam etmis. O mac tavandan alan kisiler bir daha da ayni fiyati yakalamamis.

Yumrukla falan alakası yok yani. Ki birkaç hisse daha baktim thy falan çoğu o dönemlerde tavan yapip sonra yatay devam etmiş gibi.
  • logisticsmanager  (25.12.23 18:18:11) 
yumruk olayı ile bir alakası yok, bir aydır borsa dip yaptı zaten. düşmeyen hisse mi kaldı?


  • hrskrs  (25.12.23 20:50:18) 
bende bi bakayım dedim,

Hissenin ATH (all time high) 9.40. Sonrasında satış gelmiş ve tekrar yükselirken 8.80 i bir türlü geçememiş. sonrasında 8.80 lar hisseye büyük bir direnç olmuş. Ne zaman geçmek isterse hep satış gelmiş ve altında kapatmış.

7.15-7.20 lerde destek varmış ama kırılmış, sonraki birkaç gün üstünde kapatmayı denemiş ama başarılı olamamış. zaten düşüş ben geliyorum demiş orda. (Geçen hafta)

bugün itibariyle 200 günlük hareketli ortalama da aşağı kırılmış.

Aşağıdaki destekler, 5,75 - 5,20 - 4,80. Bunlardan birinden dönme ihtimali var. ( tabii bist100 endeksi haber akışı bunu değiştirebilir, ya da hızlandırabilir).

bir hisse neden düşer, neden yükselir, ya da ne zaman düşer ne zaman yükselir bunu bilmek imkansız olduğundan. al sat yaparken birtakım kurallar koymak gerekir.

Kendimce doğru olduğunu düşündüğüm birkaç kuralı sizinle paylaşayım,

alım ya da satım yaparken kesinlikle gün sonu kapanışı beklemek önemli. Gün içinde -5 ten + 5 e giden çok hisse gördüm. Bunlar hep silkeleme hareketi, bazen erken davranarak doğru adım atmış olabilirsiniz ama bu hareketi sürekli takip etmek bir süre sonra sizi büyük zararlardan koruyacak ya da kar elde etmenizi sağlayacak.

fiyatla inatlaşmamak gerekiyor. mesela bu hisse 9.40 ta kar satışı oldu düzeltme yapıyor deseniz bile defalarca kez 8.80 leri geçememiş, ve hep altında kapanış yapmış. Bu kesinlikle tesadüf değil ve bu sebepten ötürü FİYATLA İNATLAŞMAMAK GEREK. hata ettiğini kabul edip zararı kesmek en doğrusu. diğer türlü harcanan zaman, büyüyen zarar ve bozulan psikoloji söz konusu.

son olarak hiçbir hisseye all in girmemek ve asla asla maliyet düşürmemek gerek. bu durumda sizi kısır bir döngüye sokuyor, eğer hisse dönmezse zaten elde nakit kalmamakla birlikte zarar da artıyor.


Gelelim bana, ben olsam bu durumda ne yapardım? Maliyetinizi, paraya ihtiyaç durumunuzu ve pozisyon büyüklüğünüzü bilmeden yazıyorum bu durum tüm kullanıcılar için değişebilir çünkü, yaklaşık %5 lik marjı kabul ederek 5.75 seviyelerinin üstünde kalmasını takip ederdim. oradan dönme ihtimali yüksek diye düşünüp beklerdim, orada kırılınca hiç düşünmeden pozisyonu kapatır ve yukarda yazdıklarımdan ders çıkarırdım. Belki sizin için pahalı bir ders olacak ama "borsada fırsatlar bitmez".

Oradan dönerse de ilk takip edeceğim direnç 200 günlük hareketli ortalama olurdu.

Nacizane kendimce hisseyi yorumlamaya çalıştım, bunların hiçbirisini tavsiye olarak almayınız. Sadece bir pozisyon alırken ne kazanırım/ne kaybederim e odaklanın.

Bol kazançlar.
  • bu yolun yolcusu  (26.12.23 00:15:39 ~ 00:16:26) 
1 milyon TL'ye %53 faiz veriyor bankalar. Borsa bir süre pause gözüküyor. Ytd


  • ditu  (26.12.23 00:24:37) 
Hayatimda hic kisa vadeli borsa "oynamanin" kumar oldugunu para kaybetmeden cozen birine raslamadim. Kaybini ders ucreti olarak say.

"Ne zaman satsam bu hisseleri?"
Bunun cevabini gercekten aramizdan birinin bildigini dusunuyor musun? 1 aya da olabilir, aldigin fiyati 10 sene hic gormeye(de)bilir.
  • hot potato  (26.12.23 00:37:24) 
kisa vadeli islemler zararli denmis ancak borsa istanbulun son 10 yilina bakarsaniz uzun vade de zararlisiniz.
borsa istanbuldan uzak durun. kendiniz ve aileniz icin yatirim yapmak istiyorsaniz abd piyasalarini inceleyebilirsiniz.

  • badcode  (26.12.23 10:59:35) 
[]

sıcağa çevirince kesilen musluk suyu

bir süredir böyle garip bir sorunla karşı karşıyayım. banyoda herhangi bir problem yok ama mutfaktaki musluğu sıcak tarafa çevirince musluktan su akmıyor. bunun sebebi ne olabilir?




 
Mutfak lacabosunun altında ara musluklar var. İçlerinde süzgeç vardır. Sıcak su ara musluğunun içindeki süzgeç tıkanmıştır. Açıp temizlersen sorun çözülür. Youtube'u bir kurcala. Nasıl yapılacağına dair elbet bir video vardır.

Ahanda video :)

www.youtube.com
  • Mirket  (24.12.23 22:25:44 ~ 22:28:39) 
[]

"o seni sevdigi icin sana satasiyor"

Eski gunleri huzunlu bir sekilde dusunurken annemin, abim bana satastigi zaman bunu soyledigi aklima geldi.

Bazen ciddi kavga ederdik, o zaman da bunu soyluyor muydu bilmiyorum ama bu laf mantikli mi sizce? Bu laf size de soyleniyor muydu?

"İnsan, sevdigiyle ugrasirmis" lafi da var ama bu baska, bu romantik seyler icin soyleniyordu.

 
40 yaşında adamım. bunu genelde yeğenlere yapıyorum. (yeğenim yok. kuzen çocukları.) küçük bir ilçede baba tarafı sülale (yörüğüz) bir arada yaşıyoruz. 4-5 sokak olduğu gibi aynı soydan.

ben kız kardeşimle 10 seneden fazla konuşmuyorum. babam vefat ettiğinden beri mal-miras mevzuları haricinde de konuşmadım. borç isterse veriyorum. vakti gelince ödüyor.

bana ciddi bir konuda yalan söylemişti. kendisine "bana herkes yalan söyleyip kandırabilir ama ailem bunu yapmamalı. ne kadar kızsam da sövsem de bunu yapmamalı" demiştim.

birkaç yıl sonra duyduğu ve yanlış anlamış olduğu bir konu hakkında kendisi bana ağır sözler söylemişti. duyduklarının doğru olmadığını evrakla ispatlayınca özür dilemişti.

zamanla ona karşı olan kızgınlığım geçti. artık kırgın da değilim. benim için sokaktaki herhangi bir insan.

nazını çeken insanın sınırı zorlamak her daim tatlı bir uğraşıdır.
  • phonex  (21.12.23 01:59:25) 
Normal değil, sevgisinden olduğunu varsayaak bile insan sevgisini sevgi dolu şekilde göstermeli. Bunu sağlamak da yetişme çağında ailenin görevi.

Ne yazık ki birçok anne baba bu konuda çok da başarılı sayılmaz. Kendinizi yormayın, istemediğiniz sevmediğiniz şeyleri söyleyin. Bazen insanların değişmesi gerekir; normal olan bu.
  • akhenaten  (21.12.23 08:12:12) 
"Abinin seninle sataşması sorunu ile ilgilenecek vaktimiz/takatimiz yok veya ilgilenmek istemiyoruz bu nedenle seni sataşılmanın aslında iyi bir şey olduğuna ikna ederek aradan çıkıyoruz" anlamına geliyor bence.


  • peki madem  (21.12.23 17:56:47 ~ 18:00:00) 
"sevdiği için sana sataşıyor" lafı sataşılan kişiyi idare etmek içindir ve çoğu zaman şu anlama gelir
"onun nazını çekeceğini bildiği için sana sataşmakta sorun görmüyor veya biz sana gıcık oldugu için sataştığı ihtimalini düşünmek istemiyoruz"

  • abelardo  (21.12.23 21:59:47) 
@abelardo: heh aynen, cevap bu sanirim. "nazini cekecegini bildigi icin sana satasiyor"


  • ahm1  (21.12.23 22:08:38) 
aslında alıp karşılarına konuşmaları ve çözülmez bir sorunsa profesyonel yardım almaları gerekir ama bir taraf diğer tarafa kin gütmesin diye anne-babalar böyle şeyler söyleyebiliyor. bu gerekçe tabii ki kabul edilemez ama çocuğun çözemediği bu sorunu aileler de çözemeyecek kadar bilinçsiz genelde.


  • anna sun  (22.12.23 00:42:10) 
[]

eski klavye ile yeni mouse'u birleştirme

microsoft marka klavye-mouse setim var. bu setin tek bir usb alıcısı var. ben buradan microsoft mouse'u sadece el ile kapatıp kenara koyacağım ve yeni mouse'un usb'sini takacağım.. bu durumda, microsoft klavye ve başka marka mouse ile kullanmak sorun yaratır mı?




 
Hiçbir sorun yaşamazsınız.


  • namandigurai  (15.12.23 09:35:08) 
Şu anda bunları yazdığım bilgisayarımda bir takım klavye mouse set var microsoft, aynı anda başka bir farenin de alıcısı takılı bilgisayara, ara sıra da onu kullanıyorum aynı anda.

Hiç bir sorun olmaz +1
  • John Bloor  (15.12.23 11:43:40) 
[]

hijyen, tüketim kültürünün bir sonucu mu?

bu aslında bazı postmodernistlerin söylemi sanırım ama geçen gün bir programda akademisyen ve yazar vedat ozan'ı dinliyordum ve özetle şöyle dedi: "eski çağlarda sıcak su bulmak çok zordu, dolayısıyla birkaç ayda bir yıkanılıyordu, belki senede bir. kimse yıkanmadığı için de kimse kimseye kötü kokmuyordu. pis kalalım demiyorum ama saçlardaki yağın orada olmasının da bir sebebi var. şu an hijyen paranoyası yaşıyoruz." vs. diyip tüketim kültürüne bağladı bu kadar fazla temizlik ürünü tüketmemizi.

düşündüm de, tuvaletten çıktıktan sonra elleri yıkamanın illa ki faydası vardır ama 1-2 günde bir duş almanın, saçları yıkamanın da gereği olmayabilir cidden. tabii ki şimdi düşününce "ıyy yağlı yağlı olur mu öyle" diye düşünüyoruz ama bunun pis olduğu bize öğretilen bir şey zaten. çinlilerin yemek kültürünü garipsemekle aynı şey. 300 sene önceki insanların kendilerini pis hissettiklerini hiç sanmıyorum.

bu konuda ne düşünüyorsunuz? araştırmak için kaynaklar var mı?

edit: yazarın kendisi de küçükken sıcak su haftada bir verildiği için haftada bir banyo yapıyormuş. kimse kimseye kötü kokmuyordu ama çok terli biri gelince hala kokusu kötü geliyordu diyor. sanırım ben de ilkokulda haftada bir banyo yapıyordum. sadece bazen saçlarımı hafta ortasında 2. kez yıkıyordum. çocukken terimiz o kadar kötü kokmuyor mu, anlamadım. şu an haftada bir banyo yapmam imkansız.

 
eskiden saçlarına metro havası ya da egsoz yapışmıyordu
buradan sık yıkanma modasını* reddetmek gibi ahlaki bi tavır çıkmayabilir. ama su zengini de değiliz.

  • lambırcek  (07.12.23 02:21:32 ~ 02:21:46) 
@lambırcek'e ilave, eskiden yediklerimizde bu denli kimyasal katkı yoktu, bunun da tere ve çabuk kirlenme hissine etkisi var. Bir de kozmetik dünyası "yağlı saç = kirli saç" gibi bir algı yarattı. Oysa sebumun saç derisine faydasını sadece merak eden araştırıp öğreniyor. Koku işin kırmızı çizgisi elbette, vücutta bir noktada koku varsa orada bakteri vardır, kirlenmiştir ve en kısa zamanda temizlenmesi gerekir.


  • zaman ilac degil insanlar unutkan  (07.12.23 02:41:21) 
bir şeyin iyisine alışınca "eskiden bunu nasıl yapıyormuşuz ya" dersin. Koku duyusunda, temizlikte vs. her şeyde böyle bence.

Türkiye'de bazı kişilerde hijyen paranoyası var ama genel olarak bakarsak son 100 yılda insan ömrünün uzaması da bu hijyene bağlanıyor mesela.
  • nhk ni youkosu  (07.12.23 02:53:42) 
Yani böyle düşününce ayakkbı giymeme akımları da var mesela. Bir video görmüştüm, adam "bana neden ayakkabı giymiyorsun?" diye soruyorlar halbuki ben en güzel ayakkabılara sahibim zaten, yalınayak dolaştığımdan beri kendimi harika hissediyorum falan diyor.

Teknolojinin hangi miktarının doğal olduğuna kim karar veriyor ki? Eskiden diyorsunuz da, eskinin de eskisi her daim var. Bunun sonu yok. O gün ne doğru düzgün tesisat vardı ne de bu kadar kapsamlı baraj sistemleri, haliyle yapılanıyordu. Bugün var, yapılabiliyor.

Bizim ülkede çok fazla eskiler romantizmi yapılıyor. Ben duya duya usandım artık aslına bakarsanız. Diğer taraftan antibiyotik gibi basit bir şey olmadığı için ishalden bile kolayca ölebiliyordunuz eskiden örneğin.

Bu yola girmeyin bence, bu yolun sonu hiç iyi yerlere çıkmıyor.
  • akhenaten  (07.12.23 05:51:05) 
Kalabalık bir ilkokula giderek kokup kokmadığını test edebilirsiniz. Koku direkt ciğerinize işliyor.
Ayrıca, yıkanmak, banyo yapmak, duş almak farklı farklı kavramlar. Sıcak su bulamayan derede yıkanır, ama yine de temizlenir.

  • auroraaurora  (07.12.23 07:57:54) 
akademisyen kimliğine bürünüp sallamış biraz anlaşılan. yağı kümden yok etmiyoruz zaten saçtan, ciltten. etraftan binbir pislik yapışıyor cilde. temizleyip kurulayıp nemli olsun diye yağlı krem sürüyoruz.
akademisyen(!)'in dediklerinde doğruluk payı var ama baktığı ve durduğu nokta yanlış. köyde herkes tezek koktuğu için ve burun da bir müddet sonra alışacağı için, köydeyken o kokuyu almaz olabilirsiniz ama bu durum cildinize, kıyafetinize, o kokuya sebep olan koku molekülleri, mikroorganizma vb her neyse, onların sindiği gerçeğini ortadan kaldırmaz. ve bu sağlık için risktir. En başta da söylenmiş, bugün bir çok zararlı kimyasal molekül havada uçuşup bizlere yapışıp duruyor.

  • abbabaabbaababbabaababbaabbabaab  (07.12.23 08:19:49) 
saçımızı yıkamadığımız zaman biriken şey sadece yağ değil ki? sigara kokusu, toz toprak vs... zaten saçtaki yağ 6 cm'e kadar gidiyormuş. saçın kalanı için o yağın bi faydası yok.

bence şurada sıkıntı var. iki günde bir duş almak normal örneğin. ama her duşta delicesine sabun, duş jeli, şampuan, krem cart curt kullanmak evet tüketim kültürünün bir sonucu olabilir. geçen bi kuaförün youtube kanalına takıldım. saç kremlerini yorumluyor ve hepsinin arkasında saça bolca uygulayın yazıyordu. halbuki uzun saça en fazla iki fındık büyüklüğü yetermiş.

ev için olan temizlik malzemelerinde de durum bu bence. geçen bi doktorun paylaşımında gördüm. atıyorum 2 lt suda bir damla çamaşır suyu bile en güçlü mikrobu öldürür diyordu. ben klozet harici bir yerde çamaşır suyu kullandığımı hatırlamıyorum ama tuz ruhu ile buzdolabını silen biliyorum mesela, çok saçma bu.

yani sonuç olarak reklamların filan bize normalmiş gibi göstermeye çalıştığı bazı ürün kullanım şekilleri var ve bunlar çok gereksiz katılıyorum. ama eskiden su yoktu az yıkanıyorduk bu normaldi, eee, bu devirde de az yıkanalım demek mantıksız.
  • elorelia  (07.12.23 09:15:26 ~ 09:16:23) 
İnsanlar eskisine göre çok daha fazla bir arada yaşıyor (15 milyon İstanbul'da) ve etkileşim çok fazla, şehirler arası, uluslar arası uçuşlarla mikroplar çok hızlı ve uzaklara taşınıyor.
O yüzden mikrop çeşitliliği ve maruz kalınması çok daha yüksek eskisine göre.
Tüm bunlara rağmen yaşam kalitesi ve süresi uzuyor, çünkü abidik bir mikropla ölme ihtimalin düşük hijyen sayesinde.

Eskisi gibi dağda tek başıma yaşayacağım diyorsan, daha gevşek davranabilirsin bence.
  • burfak  (07.12.23 11:01:57) 
(kesinlikle duyuruya cevaptır)

su hakikaten sayılı. öyle bol bol kullanmak, 2 günde 1 yıkanmayı bile alt sınır saymak bilemiyorum. ankarada sular uzun süre kesildiğinde içme suyu kullandık. bakanın biri 2 günde 1e indirdim yıkanmayı dedi de bu lütfunu ayıpladık.

daha 20 sene olmadı, haftada 1 yıkanmak normaldi. muhtemelen bazı yerlerde halen öyle. şimdi 2 günde 1 normal oldu. normal değişiyor. tüketim değişiyor.

her tenefüs 100lerce çocuk savaş ediyor, okul kokar, kokmalıdır

ilaç iyi bi şey tabii ama eskiden antibiyotiği alt ede ede ejderhaya dönüşmüş bakteri de yoktu
ih1.redbubble.net

çamaşır suyunda zaten 5 litreye 1 kapak atın yazıyor ki bu bile suları kirletiyor. biz o suyu içiyoruz. balık geliyor soframıza oradan. başka hayvanlar yiyor oradan bize ulaşıyor. eskiden insanlar eşerya koliden ölmüyordu, demek ki tuvalet temizleme yöntemleri mevcutmuş.
  • lambırcek  (08.12.23 21:48:23 ~ 21:49:05) 
Vucut temizliği dışında tüketim kültürü sonucudur. Ev temizliği, aşırı kıyafet temizliği hem zaman hem de kaynak israfıdır.


  • ferenc  (08.12.23 23:06:40) 
[]

ev arkadaşı kira/vergi/sözleşme sorusu

sahibi olduğum evin bir odasını kiralayacağım. birisi geçen bana "kişi sana eft olarak parayı 'diğer para transferi' olarak işaretleyip gönderirse bir şey olmaz, sözleşme yapmana gerek yok. arkadaşın sonuçta, gönderebilir para. ama 'kira' diyip gönderirse sözleşme yapman gerekir." dedi ama emin olamadım doğruluğundan. cezası da büyük. konuyu bilen var mı?

sözleşmesiz olmuyorsa da nasıl yaparım bu kira sözleşmesi işini? ne yapmam lazım?


 
Kira gelirinde alt limit var, yani senelik kira geliriniz belli bir miktarın altında kalırsa vergiden muaf oluyor. 2022 için 9.5k galiba.


  • ya volna  (04.12.23 09:26:13) 
Kirayı elden almayacaksanız, %100 resmi yapın. İmkanınız varsa 4-5 bin TL para verip, avukata hazırlatın sözleşmeyi. İş inada binerse, arkadaşlık, kardeşlik vs. hikaye.

Düzenli para gönderimleri takibe girer, üzerler.

Mart ayında hazır beyandan ödeme yaparsınız. Kabaca 1 - 1,5 kira vergiye gider. Ama kafanız rahat olur.


.
  • kartallar yuksek ucar  (04.12.23 12:48:28) 
@ya volna: bir aylık kira yani :)

:/
  • ahm1  (04.12.23 22:58:48 ~ 22:59:08) 
[]

yüksek düzeyde nefes darlığı (psikolojik)

bende çocukluktan beri psikolojik olarak nefes darlığı olur zaman zaman. sürekli derin nefes alma ihtiyacı duyarım ama o nefes alma yarısında kesilir, anca 8-10. denememde alıp bir anlık rahatlarım, sonra tekrar derin nefes alma ihtiyacı hissederim, tekrar zorlanırım, şeklinde devam eder.

skıntılı bir süreçten geçtiğim için bu son günlerde, özellikle de bugün acayip arttı, hayatımda hiç bu kadar olmamıştır muhtemelen. nefessizlikten yorgun düştüm. bunun için nefes egzersizi vs. var mıdır? ne yapayım?


 
youtu.be

Mindfullness training / egzersizi diye ararsanız bulursunuz. Meditasyon da aynı işi görüyor. Headspace isimli uygulamaya bakabilirsiniz.
  • playing star again  (08.11.23 22:12:02) 
[]

hayatımı bitirmek üzere olan sağlık problemim (2)

İlk duyurum icin lutfen bkz. www.eksiduyuru.com

"Daha basimin tik ettigi gun her sey degisti, basim uyusmaya basladi, 11-12 saat uykudan sonra bile yataktan zor kalkar oldum, ekrana uzun sure bakamiyorum, calisamiyorum, hayatimi surduremiyorum" demistim. Maalesef hicbir doktor bir problem bulamamisti. E hal boyle olunca "bulamadilarsa bir sey yok demektir, acaba psikolojik mi" vs diyor insan ama gecen gun bir arkadas, tam da bana benzer bir probleminden bahsetti.

20'li yaslarda biri. Bazen, ozellikle isikli mekanlarda telefona bakarken birkac saniyelik bilinc kaybi yasadigi oluyormus. Mesela metro beklerken telefona baktigi sirada elinden telefonu dusurmus, kendisi yere yigilmis falan ama birkac saniye sonra kendine geliyormus. Bu kisi de goz ve noroloji doktorlarina gitmis ama bir sorun gormemis doktorlar. Onda benimki gibi uyku problemi vs yok, sanirim gayet normal bir sekilde devam ediyor hayatina, bir tek bu mesele var, bu da her zaman olmuyor. Kendi dusuncesi ve babasinin arastirmalarina gore karanlikta telefona cok bakmaktan oluyormus bu durum ve kendisi de bu sekilde cok zaman gecirmis. "Sanirim sebebi bu" diyor ama cozumunu o da bilmiyor.

Simdi bu hikayeyi, benimkiyle paralel noktalari var diye anlattim. Bende de bu kiside de doktorlar bir sorun bulamiyor ama yasadigimiz sorunlar var. Hal boyleyken, nasil bir fikir jimnastigi yurutebiliriz, nasil bir cikis yolu bulabiliriz? "Psikiyatriste gidip farkli ilac dene" diyenler var ama bu sorunum psikiyatrik ilaclarla cozulebilir mi ki? Yoksa basi agriyanin basur ilaci kullanmasi gibi sacma bir deneme mi olacak bu? Bu kisinin sorununun da psikolojik oldugunu sanmiyorum.

Yardimlarinizi rica ediyorum. Hayata tutunmak istiyorum ama maalesef bu hastalik buna hic izin vermiyor.

 
Nöroloji doktoru hangi incelemeleri yapmış, uyanıklık ve uyku EEG'si çekilmiş mi, bunları bilmek gerekiyor.
Fotosensitif epilepsi aklıma bir olasılık olarak geldi. Özellikle, sözünü ettiğiniz kişi için.

  • pro9it9is9  (01.11.23 18:08:13) 
bir süre telefon ve bilgisayar kullanımına ara versen? 1 ay kullanma mesela birde o zaman değerlendir durumunu. belki ilaçlık bir şeyin yok.


  • ayseee  (01.11.23 18:17:13) 
Acikcasi sozunu ettigim kisinin hangi tetkikleri yaptirdigini bilmiyorum.


  • ahm1  (01.11.23 18:17:23) 
@ayseee: oyle bir 1 ayi nasil becerebilirim ki? Bir de diyelim ekransiz hayatim cok iyi. Ee bu cagda nasil omur boyu bilgisayar ve telefon kullanmadan yasayacagim?


  • ahm1  (01.11.23 18:19:08) 
Gecmis olsun. Allah sifa versin. Ne diyecegim. Eger tetkiklerde bir sey cikmiyorsa nedeni cok basit olabilir. Sacma da olsa Akla gelen seyleri kontrollu bi sekilde deneyin derim.

10 yildan fazladir bel agrisi cekiyordum. Oturup kalkarken iki buklum hale geldim zamanlar oluyordu. Bir cok hastanede, prof'undan doç'una bir cok doktora gorundum. Hepsi de sikayetlerine eneden olacak hic bir sey yok belinde dediler.

En son 1,5dk'lik bi youtube videosunda sagliksiz uyuma pozisyonlarini gordum. En sagliksizi benim alikanlik haline getridigim yuzustu uyuma pozisyonu oldugunu soyluyordu. Uyuma pozisyonumu degistirdigimde bel agrim aninda yuzde 80 oraninda azaldi. Yani artik neredeyse etkilemiyor. Icimden aglamak geliyor.
  • krmzbvl  (01.11.23 19:00:38) 
@ahm demek istedigim ekransiz kalmak gibi denemeleri es gecme. ekransiz en fazla kac gun dayanabilirsin? Kac gunluk ekran orucu tutabilirsin?


  • krmzbvl  (01.11.23 19:02:42) 
Bence de, özellikle epilepsi ile uğraşan bir doktora başvurmak ve gerekli incelemeleri yaptırmak gerekli.
Böyle bir şey olabilir mi gibi uygun bir dille söyleyebilirsiniz.
Ayrıca uygun ilaçlarla, teknolojiden uzak kalmadan normal yaşamınızı sürdürebilirsiniz.
Çok çeşitli uyaranlarla böyle yakınmalar ortaya çıkabiliyor.
Televizyon izlerken, bilgisayarda ya da telefonda oyun oynarken...
Hatta çok klasik bir örnek var YouTube'da. Pokemon dizisinin bir bölümünde, Japonya'da çok sayıda çocukta epilepsi nöbeti gelişmiş.
  • pro9it9is9  (01.11.23 21:44:30) 
Epilepsi +1

Geçen bi haber görmüştüm
Kimsenin teşhis koyamadığı hastalığa chat gpt teşhis koydu diye

Bi denenebilinir
  • foster  (01.11.23 22:53:12) 
o kadar tahlil yapıldı, mr, eeg çekildi, epilepsi olsam çıkmaz mıydı ya? :(

artık tahliller temiz çıkınca üzülüyorum, keşke bir hastalığım olsa en azından tedavisi, ne yapılacağı belli olur. beynimde tümör çıksa bile sevineceğim, o derece kötüyüm şu an :(
  • ahm1  (01.11.23 22:55:29) 
sessiz migren/asefaljik migren konusunu araştırmanızı öneririm.


  • Phoebe  (01.11.23 22:58:58) 
sorununuz epilepsi olabilir mi bilmiyorum, tam ona ilişkin bir şey yok gibi. ama şunu söyleyeyim kendi deneyimimden, bende uykuda olan türünden ve elimin bazı parmaklarında uyuşma hissiyle de bağlantılanan bir epilepsi var. nöbet de geçiriyorum yani baya ilaç kullanmazsam. fakat hiçbir eeg, uyku eeg'si, emg, mr ıvır zıvır hiçbirinde çıkmıyor. hiçbir şey görülmüyor beynimde. yani testlere de güvenilmiyor, benim işte açıkça var epilepsim, geçirdiğim nöbetlerden kanıtlarla ne olduğu belli. birden fazla nöroloğa göründüm, farklı yerlerde de çekildi bu bahsettiklerim. yani testler tespit edemiyor, testlerde çıkmıyor diye bazı şeyler elenemiyor belli ki. epilepsinin de dünya kadar türevi var, her epilepsi nöbetli olmuyor ya da görülemeyebiliyor.

epilepsiniz vardır demek için yazmıyorum da, sadece farklı birimlerde bakıldı her şeye, olsa çıkmaz mıydı sorunuza cevap olarak kendi örneğimi vermek istedim.

fakat siz ekran maruziyetini çok abartmışsınız sanırım, yazan bazı arkadaşlara katılıyorum, biraz ekran detoksu deneyin hakkaten.
  • nimberjack  (02.11.23 12:57:03) 
[]

ev arkadaşlığı kira-vergi sorusu

benim olan eve ev arkadaşı alacağım. faturaların durumuna göre 10-15 bin arası bir şey alırım muhtemelen. bu paranın direkt hesabıma havale yapılması vergi açısından sıkıntı yaratır mı? bunun vergisini istiyor mu devlet? ne yapmak lazım?




 
düzenli para girişi dikkat çekebilir, her ihtimala karşı başınız ağrısın istemiyorsanız klasik yöntemi kullanın. Yada kripto vb gibi araçlar.


  • Rao  (30.10.23 23:34:32 ~ 23:34:51) 
Bu iş biraz sıkıntılı.
Yarın kavga edip, sizi maliyeye şikayet etmeyeceğinin garantisi yok. Ve tabi ki vergi vermek zorundasınız.

  • parka  (30.10.23 23:46:06) 
offf ev arkadaşının vergisini vermek zorunda olduğum hiç aklıma gelmemişti. 3 kuruş para, yılda bir kira vergiye gidecek.

biraz araştırdım, bu işte bile bir sürü detay var. mesela;

"kira dışı gelir" diye bir şey var, maaş sayılıyor mu?

bir de "gerçek gider" yazıyor. faturalar vs. oraya eve gelen toplam faturayı yazıp kirayı da atıyorum 13 bin (10 bin kira + 3 bin faturalar) olarak mı yazmam lazım?
  • ahm1  (30.10.23 23:49:30) 
Arkadaş ne vergisi ne maliyesi ya. İlla içine sinmiyorsa elden al parayı. Ya da havale/eft açıklaması olarak arkadaşın elden borç ödemesi yazsin.


  • allah yazdiysa bozsun  (31.10.23 07:20:47) 
Kimse 15-20 bini elden ödemez elden al seçeneği aşırı mantıksız ben uğraşmam bana öyle diyen biri için. Bankamatik çekim limitini aşıyor her gün gidp para mı çekecek insanlar? Bu tavsiyeyi dikkate alma diye yazdım.

Soruna gelirsek evet her türlü gelir vergiye tabiidir ama bu gelirin türüne göre belirli meblağı aşması durumunda vaki olur dolayısıyla sen her ay hesabına kira ödemesi etiketiyle gelen parayı o yıl içerisinde elde ettiğin başka gelirlerle beraber eğer limiti aşıyorsa yıllık gelir vergisi beyannamesiyle beyan edersin.

Tabii ki bunun için uğraşmana gerek yok bunları sistem görüyor, 2023 yılı için mart ayında herhangi bir mali müşavir bürosuna gidip yardımcı olmasını istersen (ücreti mukabilinde) sana beyan verip vermeyeceğine bakıp yardımcı olur. Bu söylediklerim çok cüzi rakamlar, elden para almakla uğraşmaktan ve vergi kaçırmaktan çok daha kolay. Bir kere yaptın mı zaten göreceksin atla deve olmadığını.
  • Kediyi üzdün  (31.10.23 09:40:48) 
Vergi beyannamesi doldururken usül olarak gerçek değil "götürü"yü seçersen masrafları tek tek belirtmekle uğraşmazsın.


  • parka  (31.10.23 14:55:50) 
[]

yüz şeklim hangisine giriyor?

son saç sorusu duyurum bu soruya yol açtı.

şu sitede yüz şeklinizi foto düzenlemeyle çizin demiş: www.bantonframeworks.co.uk (sayfada, aşağılarda yüz şekilleri de yer alıyor)

çizdim: i.hizliresim.com

ama round mu, square mı karar veremedim. sizce hangisi? gözlük seçimi için mühim.

tepe round, gerisi square gibi benim :)

round ise kare, square ise yuvarlak gözlük alıcam.

 
yüz ölçülerini oranlayarak şekli söyleyen hesaplar var, onlara da bakabilirsin


  • lambırcek  (30.10.23 03:19:11) 
Hangi siteler onlar?


  • ahm1  (30.10.23 04:10:46) 
Bir tane şu var mesela;

faceshapedetector.com

Bunun gibi birkaç siteden deneyebilirsiniz
  • akhenaten  (30.10.23 08:26:54) 
  • foster  (30.10.23 10:15:10) 
[]

hayatımı bitirmek üzere olan sağlık problemim

biraz uzun olacak ama artık bu problemim çözmem lazım, yoksa yaşayamayacak duruma geleceğim. o yüzden yardım bekliyorum. yoksa şartlar beni "yaşayamamaya" zorlayacak. bu hastalık yüzünden işten çıkmak zorunda kaldım.

muhtemelen gözle ilgili bir problemim var. son 3,5 senedir 11-12 saatten az uyuyunca başım uyuşuyor, midem bulanıyor. 2 gün üst üste 8 saat uyuyunca nefes-göğüs daralması oluyor, bacaklarda aşırı güçsüzlük oluyor. bilgisayara gözüm/başım ağrımasına rağmen bakmaya devam edince koltuktan kalkar kalkmaz bacaklarda aşırı güçsüzlük oluyor. akşamları mekanların ışıkları kötü etkiliyor beni. çenem uyuşuyor. bir keresinde bilgisayara çok bakıp dışarı çıktığımda çok kötü oldum, başımı oynatıp etrafa baktıkça sırtımdan, omurgamdan aşağı belime elektrik çarpmış gibi oldu, düşüp bayılacağım diye çok korktum, başımı hiç oynatmadan, hep önüme bakarak eve döndüm. loş ışıkta vakit geçirince gözlerimin altı kızarıyor, bunu doktorlara anlatıyorum, doktorlar "öyle şey olmaz" diyor. ama loş ışıktan oluyor, bir kere de olmadı, belli bir şey.

ama sanırım hikayeyi baştan anlatmam lazım. sanırım bende ileri bir göz problemi var ama ya doktorlar bunu eğitimlerinde görmedikleri için anlayamıyor ya da niyeyse gözümde herhangi bir yapısal değişikliğe yol açmıyor bu sıkıntım.

hikaye: ben oldum olası bilgisayar başında çok vakit geçirdim. eve ilk bilgisayar 7-8 yaşındayken girmişti. 12-13 yaşlarında bile "gözüm çok yanıyooor, gözüme bir şey batıyor gibi oluyor" diyip duruyordum. çok ekrana bakmaktandı tabii. yazın tatile gidince şikayetim falan kalmıyordu. ortaokulda gözlük takmam gerekmesine rağmen üniversiteye kadar gözlük kullanmadım. 2015 yılıydı sanırım, sinemaya gittiğimde ekrana bakarken gözümde kırmızı şerit halinde görüntüler çıkıyordu, doktora gittim, "göz kürenin yeri değişmiş" dedi, damla verdi, geçti. gerçekten de damlanın prospektüsünde "göz kürenin yeri değişmesi halinde..." vs. yazıyordu. 1 sene sonra tatile gidince ilk gün gözüm ve başım ağrıdı. ertesi gün geçti. bu bir kere daha olunca dedim ki "hmm sanırım göz sürekli bilgisayara bakmaya alışmış, o yüzden doğaya çıkınca başta alışmakta zorluk çekiyor." ama bunu doktora anlatınca "öyle olmaz, biz hemen alışmasını bekleriz" diyor. halbuki şimdi de bazen, akşamdan sonra, ekrana baktıkça ayıldığımı hissediyorum. sonrasında, şubat 2020'ye kadar son 1-1,5 sene sürekli göz damlası kullandım. doktora "gözlerim bir garip, ağrıyor, düzgün bakamıyorum" vs. şikayetleriyle gidiyordum. doktor da 2-3 ayda bir 2 tane göz damlası veriyordu. bir süre sonra "yeter hep aynı ilaçları verip duruyor" deyip başka doktora gittim, o da "niye bu damlaları veriyormuş ki, ameliyat için bunlar" vs. dedi, başka basit bir damla verdi. gözlerim ara ara iyi oluyordu, ara ara biraz kötü oluyordu. doktorlar sadece damla yazıp yolluyordu. en son eylül 2019'da gözlüğümün sol camı diagonal şekilde biraz kalınca kum tarafından çizildi. ben de yeni değiştirmiştim, biraz böyle kullanayım dedim, baktım, görüyorum, öyle çok net bir çizik yok. şubat ayına kadar kullandım, 2020 şubat ayında yeni gözlüğü alınca bir an çok acayip hissettim kendimi, dünyaya çok farklı bakıyordum. bir kere daha gittim doktora, "önceki doktor yanlış ölçmüş" dedi, daha düşük bir numara verdi, o zaman biraz rahatladım ama tamamen eski hâlime dönmedim. ilk gözlükten sonra mı, ikinci gözlükten sonra mı hatırlamıyorum ama bir gün uyumaya çalışırken başımın sol tarafı birden "tık" etti (hatırlatma: gözlüğümün de sol camı çizikti). kalın bir tel oynamış gibi bir histi. o günden sonra her şey değişti ve işte en başta yazdıklarım olmaya başladı. sonra bir farklı doktora daha gittim, aynı numarayı verdi. sonra da covid geldi, biraz salmama rağmen ara ara gitmeye devam ettim doktorlara ama sonuç değişmedi (bir daha da gözlüğü değiştirmedim).

gözleri küçüklükten beri gelen süreçte hasta mı ettim? ama hasta ettiysem neden doktorlar anlayamıyor? gözüm nörolojik bir sıkıntıya mı sebep oldu? ama bir sürü mr vs. çekildi, yine hiçbir şey çıkmadı.

bir sürü göz doktoruna, nöroloji doktoruna gittim, bir sürü mr, tetkik vs. yapıldı ama hiçbir şey bulunamadı.

geçen bütün günü dışarıda geçirdim. sanki biraz daha dinç ve gözümü sağlıklı hissettim ama bunun nedeni tamamen ekrana bakmamak mı bilemiyorum tabii.

ben ne yapayım, nasıl çözerim bu durumu? yoksa mecburen hayatım bitecek mi? gerçekten çok ciddi hayati bir meseleyle karşı karşıyayım :((

 
Yani bütün yazdıklarından şunu çıkarımlayabildim; sen bu durumun gözünle alakalı olduğunu sanıyorsun ama onca doktor bakmış bir şey bulamamışlar bence sorun başka bir yerde olabilir. Genel bir doktora görünmende fayda var bence.


  • Pass this on  (24.10.23 09:28:41) 
Hocam sen bunu daha önce de sormuştun, o zaman da gözlük çizildi diye böyle bi sorun olmaz diye düşünmüştüm. Bence sorun gözlerinde değil. İyi birer nörolog ve beyin cerrahına git bence. Gözden kaynaklanması daha düşük ihtimal gibi geliyor bana. Gittiğin doktorlar test yapmış bakmış işte sonuçta. Bi de dediğim gibi gözlük çizildi sonra kafamda bi şey tık etti çok birbirleriyle bağlantılı olaylar gibi gelmiyor bana.


  • nundu  (24.10.23 09:39:40) 
gözleri çizdir, gözlükten kurtul ondan sonra bi bak bakalım devam ediyor mu?


  • ayseee  (24.10.23 09:48:31) 
allah korusun da beyninizle ilgili bir sıkıntı olabilir. çünkü göz diğer organlar gibi değil, direkt bağlantılı. benim de çocukluğumdan beri gözlerim sıkıntılı, bir keresinde beyinde problem olabilir diyerek beyin mr'ı çektirmişlerdi.

zaten anlattıklarınız gözden ziyade daha çok beyinle ilgili bir soruna işaret ediyor gibi. bu alanda sağlam bir doktor bulup derdinizi ayrıntısına kadar anlatın.
  • candide  (24.10.23 11:24:27) 
Tesekkurler cevaplar icin. Yorum yapmak isteyenler yapsin lutfen.

@candide ve @hacirotti: beyin mr'i cekildim, o da temiz cikti. Artik bir sey ciksin diye dua ediyorum. Peki o zaman bir de beyin cerrahina gideyim bakalim ne diyecek. Ama ben umitsiz umitsiz gidiyorum artik.

Bir de gercekten o "tık" etme olayindan sonra degisti her sey.
  • ahm1  (24.10.23 14:37:30 ~ 14:41:41) 
Geçmiş olsun, tık etmeye takılmışsınız ancak onunla ilgili olduğunu düşünmüyorum. Genel sağlık durumunuz nasıl, başka bir hastalık teşhisi kondu mu? Kullandığınız başka bir ilaç var mı, gittiğiniz hekimler sizi farklı bir uzmanlığa yönlendirdi mi?


  • efx  (24.10.23 22:27:39) 
@efx: tık etmeye takıldım, çünkü tam olarak o andan sonra her şey değişti. beyaz ile siyah gibi fark var ya da beyazdı, gıpgri oldu. evet, o ana kadar gözlerimde 1-1,5 senedir sıkıntı vardı ama hafifti, hayatımı engellemiyordu. o tık olayı bir oldu, pir oldu ve bir daha da tekrarlanmadı.

hastalıklarım:

- majör depresyon sebebiyle antidepresan kullanıyorum (kullandığım tek ilaç, ismini de yazayım madem, paxera). bir psikiyatriste sormuştum "ilaçtan olabilir mi? belki prospektüste yazan yüzbinde 1 ihtimal bana denk geldi?" diye ama "yok, böyle bir şey yapmaz" dedi. belki bir psikiyatriste daha sorsam iyi olur.
- geceleri dişimi çok sıkıyorum
- boyunda fıtık başlangıcı var. bir doktor demişti "belki de boynunda fıtık var, sinirlere baskı yapıyor" diye ama fizik doktoruna gittim, "sinirlere baskı yapmıyor" dedi.

çenemin solu da uyuşuyor bu arada ama o tık olayından sonra başladı. tık olayı da başımın solunda olmuştu.

şimdiye kadar şu doktorlara gittim (sayılar tahmini, her defasında farklı doktor tabii): nöroloji x5-6, göz doktoru x9-10, fizik tedavi, kardiyoloji

diş sıkmaktan olabilir mi bilemiyorum. diş doktoruna bundan bahsetmedim. bahsetsem de anlar mı merak ediyorum artık. çünkü hangi doktora dertlerimi anlatsam "ondan olmaz, bundan olmaz, öyle bir şey görmedim hiç" diyor.
  • ahm1  (25.10.23 00:47:21 ~ 01:09:02) 
geçenlerde bir tam günü dışarıda gezerek geçirmiştim. iyi geldi gibi hissetmiştim (ekranlardan uzak kalıp gözü dinlendirmek, günışığına maruz kalmak). 3 gündür 8-9 saat uyuyup yarım günü (gündüzün yarısını) dışarıda geçirmeye çalışıyorum ama gözler yeni hayatına alışamıyor galiba, çok kötüyüm :( uyku, halsizlik, mide bulantısı var, kursağım düğümleniyor sanki kusacakmışım gibi hafiften. az uyumak da (8-9 saat) kötü etkiliyordu bu arada. yani ya göz ve uyku ikilisinden biri ya da her ikisi birden kötü etkiliyor beni şu an. birkaç gün daha denemeyi düşünüyorum.

bu hastalık yaşamımı sonlandırmak için çok zorluyor ya :(((
  • ahm1  (25.10.23 23:37:10 ~ 23:42:05) 
[]

Bunu tam zamanlı iş olarak yazabilir miyim?

Olumlu bir cevap beklemiyorum ama insani yasatan umittir iste.

Freelance bir iste calisiyorum. Kimi gun bir saat, kimi gun 3 saat, cok dengesiz is. Tam zamanli işlere basvurunca ise gecmiste dogru durust tam zamanli ("sozlesmeli" tabirini de kullaniyorlar) işte calismadigim icin guvenemeyip işe almiyorlar.

Ben bu freelance işini tam zamanli calismisim gibi gostersem yediremem degil mi? Sgk kayitlarindan anlasilir sonucta?

 
[]

Ev arkadaşlığı sorusu (eşyalarım?)

Sahibi oldugum eve ev arkadasi alicam. İlk defa ev arkadasim olacak. Odanin degeri 8-10 bin lira, hani "o parayi veren zaten sizin esyanizi calmaz herhalde" diyeceksiniz belki ama belli olmaz, belki iki ogrenci de yerlesebilir oraya. Bir de 10 bin veren insanin 10-15 binlik laptop'u calma ihtimali niye sifir olsun ki, bu dusunceye de supheyle yaklasiyorum.

Sorum şu: esyalarimin calinmasindan korkmali miyim? Bilgisayar almam lazim, masaustu veya laptop almak fark eder mi? Mesela "laptop'u calmasi daha kolay, masaustu alayim" mi diyeyim? (Sonucta her disari ciktigimda laptop'u yanima alamam). Apartmanin girisinde guvenlik kamerasi da var ama bilemiyorum.


 
o risk her zaman var tanıyana kadar temkinli davranmalısın. bu işler genelde tek seferde olmaz yani önce ortalıktan bi 200 lira kaybolur, sonra bi eşya kaybolur en son büyük parçalar gider. mümkünse gerekli durumda ailesine ulaşabileceğin referanslı birini bul. arkadaşının arkadaşı gibi.


  • orpheus  (18.09.23 18:39:11 ~ 18:39:53) 
Peki masaustu bilgisayar mi daha mantikli? En azindan kamerada kasa ve -bunu da alirsa- ekran belli olur belki?

Koltuk, buzdolabi vs. goturmesi imkansizdir herhalde :) apartmandaki kamera bozuk olsa sokaklarda bin tane kamera var, illa ki tespit edilir herhalde.
  • ahm1  (18.09.23 18:51:07 ~ 18:52:38) 
Hocam sen çok pimpiriklisin annem gibi. Ev arkadaşlarımı netten buldum. Evi onlara bırakıp aylarca gelmediğim de oldu. Bir şey olmadı ama olabilirdi de. Biri kaleboduru kırıp, ben yapmadım, zaten öyleydi. Belki de sen yaptın falan dedi. Oluyor yani. Değerli eşyalarını odanda bırak.


  • Kahvedesu  (18.09.23 18:55:59) 
Öğrenci alın. Aranızda abi kardeş ilişkisi biraz "resmiyet" karışımlı olsun. Ders notları iyiyse pek çalma ihtimali olacağını sanmam. Madde bağımlısı ise parasızlık anında her şey de mümkün.
Sosyal medya paylaşımlarına bakın.
Misafirinin gelmesı hususu da düşünün.
Bilgisayar ön tedbir olarak kilitli bir odanızda da bulunabilir.
  • diyecevaplandı  (18.09.23 18:57:23) 
(bu arada ev içi kapilar kredi kartiyla bile acilabiliyormus)

Ekstra kilitli bir odam yok. Misafirleri gelecegi zaman odami kilitleyip cikmak biraz hakaret olmaz mi? Bozulmaz mi, tavir yapmaz mi o kişi?
  • ahm1  (18.09.23 19:03:48) 
Nasıl kredi kartıyla açılıyor? Benim eski kapı. Bu açıdan bakınca evi yakıp giden kiracı da var. Sigorta yapın endişe etmeyin.


  • Kahvedesu  (18.09.23 19:43:24) 
Çok şüphe etmeyin. Kimseye bir borcunuz yok. Odayı başkasına verseniz bile ev sahibi sizsiniz hala. Tamemen evi değil bir odayı kiraya veriyorsunuz.
Tabi en baştan karşı tarafla her şey gerçekçi bir dille konuşulmalı.

Odanızı kilitlemeniz hakaret olmaz.
banyo veya tuvalet gibi zaruri kullanım alanlarını kilitlemiyorsunuz sonuçta.

Bir çok özel durum, mahremiyet denen bir gerçek ve var. Misafir veya kiracı olan sorumluluk sahibi olmalı.
Bozulan tavır yapanın zaten o evde işi yok.

Akrabaların evlerine ziyaret yaptım bu son bir hafta içinde ve her odalarını gezmedim dolaşmadım. Kalabalık olan yerlerde bile üst değişimi veya çanta bir şey almak için "şu odanız müsait mi?" diye sordum .
  • diyecevaplandı  (18.09.23 19:46:55) 
Depozito alın bir iki kira kadar en azından güvenceniz olmuş olur


  • pembe mezarlık  (19.09.23 00:55:27) 
nüfus cüzdanı fotokopisi falan isteyin, kira sözleşmesi yapın. eğer istanbul'daysa ben de ev arıyorum 4500 tl'ye kadar bütçem var, güvenilir nur yüzlü biriyim :)


  • fakat  (19.09.23 11:52:22) 
[]

Ev arkadasligi sorulari

Kira belirleme isi bugunlerde nasil oluyor?

Evin sahibi benim, bir odayi kiraya vericem. Mesela ilana "3 ayda bir tufe+enag ortalamasinda artis" desem "hadi lan oradan" derler mi?

Bir de, istanbul icin hangi siteler kullaniliyor? Eli yuzu duzgun kiraci nereden bulunabilir cinsiyet fark etmeksizin?

ek: bir de mesela eve ilk gelen kişiyle konuştuk, anlaştık diyelim ama aynı gün ya da öbür günü biri daha gelip eve/odaya bakacak. bu durumda ilk konuştuğuma "tamam, gel taşın" demek zorunda değilim herhalde? ama diğer yandan da "biri daha gelecek, biz sizi ararız" tarzı konuşmak da garip geldi şu an ama böyle mi yapmak lazım mecburen? "yarın da biri gelecek. sonrasında olumlu ya da olumsuz olduğunu yazarım ben sana/size" şeklinde mi konuşayım?

 
3 ayda bir kiraladığın oda bir metrekare büyümüyorsa derler tabi.

avrupadaki gibi bir eve yüz kişi başvuruyorsa başvuruları alır size dönerim yaparsın. öyle bir durum olmaz ama. ilk gelene de vermek zorunda değilsin ama yarın biri gelecek dersen adam çekip gidebilir
  • paintov  (02.09.23 12:24:34) 
Oda buyumuyor da urunlerin fiyatlari her gun artiyor.


  • ahm1  (02.09.23 15:58:51) 
ortada sözleşme yoksa (ki olduğunu hiç görmedim ev arkadaşlığında) bu iş tamamen karşılıklı güven ve iletişim üzerinden yürür. ben ki okb'li, detay vermekten asıl konuyu unutan bir insanım; potansiyel ev arkadaşım "üç ayda bir tüfe enag ortalamasında artış" dese "oldu biz kalkalım" deyip arkama bakmadan kaçardım.

ekonomik durumdan dolayı kira gelirinin çok az kalacağını düşünüyorsanız daha anlaşılır bir teklif sunabilirsiniz. ilk 6 ay için aylık 3 bin, takip eden 6 ay için 3500 gibi ama çok mecbur değilse çoğu insanın buna sıcak bakacağını sanmıyorum.

anlaşma konusu da benzer şekilde: kişi gelir, kendisi "tamam" derse siz durumu konuşursunuz. ne bileyim başkaları da görecek ben ona göre karar veririm, üç gün içinde size dönerim vs. diyebilirsiniz. üç ayda bir tüfe enag ortalamasında artışı normal bulup "biz sizi ararız" demeyi garip bulmanız enteresan :) ikincisi bence gayet doğal ki 10 farklı evde yaşamış birisi olarak bunu defalarca hem yaptım hem de gördüm şahsen.

ilan için facebook'taki gruplar olabilir, ev arkadaşı diye google'da aratırsanız çok kullanılan birkaç site de var, oralar olabilir. eskiden duyuru da iyi işe yarıyordu aslında, ben iki belki üç kez ev arkadaşımı buradan bulmuştum ama son 1-2 yıldır hiçbir şey çıkmıyor.

alternatif olarak kısa süreli kalış tercih eden insanlara kiralamayı düşünebilirsiniz, böylelikle kira geliri erimez. hani 3 bin dediniz, adam üç ay kalır, sonra bavulunu toplayıp gider. sonra 4'ten başkasına verirsiniz belki.
  • mark greg sputnik  (02.09.23 16:28:52) 
[]

ev arkadaşlığı nasıl işliyor?

tamamen güven esasına mı dayalı?

sahibi olduğum evin bir odasını kiraya vermek istiyorum (hem para, hem de belki çevre edinirim mantığıyla).

en basitinden mesela kişi bana kirayı verince benden belge istemeyecek mi? peki benim onun parasını alıp "kirayı ödemedin, hadi çık" demeyeceğimi nereden biliyor? ya da tersten düşünelim. kirayı vericem dedi, vermedi, çıkmayı da kabul etmiyor, polis çağırıp çıkartabiliyor muyum?

eve damacana su, sabun, temizlik malzemeleri gibi ortak kullanımlık şeyler nasıl alınıyor? çamaşırları sırayla mı yıkıyoruz (yoksa sadece kendiminkileri mi yıkıyorum)? her şey yeni benim için :/

 
evet genelde güven usulü işliyor. komisyonu göze alırsanız airbnb vs. üzerinden kiralayın, ödeme alın. iki tarafı da biraz daha fazla korur bu sistem kanıt olması açısından.

evi siz kiraya verdiğiniz için ortak malzemelerin masrafını baştan kiraya da ekleyebilirsiniz, aldıkça yarısını da talep edebilirsiniz. çamaşırları ayrı yıkamak hijyen açısından daha makul.

her şey üzerine konuşup anlaşılabilir, doğrusu yanlışı olan bir mesele değil esasında.
  • matlii  (27.08.23 22:53:09) 
zor işler. çok gerek yoksa hiç girme o işte.


  • owen  (27.08.23 23:38:14) 
senden belge istemez.
sana güvendiği için çık demeyeceğini biliyor. 1 aylık verir zaten girerken, problem çıkarırsan sana da stres olur, başka derdin mi yok, 1 aylık oda kirasına göz diktin :D o kişi de zaten biraz oturduğun yere evine tipine işine gücüne bakar ona göre karar verir.
kirayı vermezse sen polis eş dost bakkal mahalleli vs çağırıp bir şekilde yollarsın herhalde, sen de ona göre birini seçersin zaten. yabancı birini seçmeni tavsiye ederim daha az uğraştırıcı olurlar.

herkes tükettiği ürünü kendisi alır. kendine damacana al dersin. deterjanını da kendisi alır çamaşırını kendisi yıkar odasına ya da asılan yere kendisi asar.

temizlik malzemesi, sabun vs bunlar büyük şeyler değil. biri çok tüketirse gider kendisi alır. sana al demez zaten. derse sen de ona ben aylardır kullanmıyorum sen git al dersin.
  • amsterdam otlu sigarası  (28.08.23 07:06:40 ~ 07:07:18) 
Yazdiklarina cevap olarak sirayla goruslerim:

1. Para icin yapilir ama cevre edinmek icin gereksiz. Yani cevre edinmenin daha direkt ve verimli yollari var. Ev arkadasin seni kendi cevresine dahil edecek veya dahil olmaya degecek bir cevresi olacak diye bir sey yok.

2. "kirayı verince benden belge istemeyecek mi? polis çağırıp çıkartabiliyor muyum?" Bu tip seyler bulunduugn yerin kurallarina gore degisir ancak ev seninse genelde cikartmanin onunde pek engel olmuyor, ev arkadasi olacak kisi o riski almis oluyor bir nevi. Kira odemeleri icin belge isteyene hic rastlamadim. Neticede eve almadan once mulakat yapiyorsun, cok pimpirikli gelirse tercih etmezsin. Ama her turlu bir kazanc-risk dengesi var.

3. Eve damacana su, sabun, temizlik malzemeleri gibi ortak kullanımlık şeyler nasıl alınıyor? - Tamamen sana bagli. Ben boyle seyleri kendim alip kirayi da one gore yuksek tutuyordum. Ev arkadasi tasinmadan once bunlari konusup netlestir.

4. çamaşırları sırayla mı yıkıyoruz (yoksa sadece kendiminkileri mi yıkıyorum) - tabii ki sen baskalarinin camasirini yikamiyorsun. Yani istersen yikarsin da gereksiz.
  • hot potato  (28.08.23 17:17:45 ~ 17:18:13) 
[]

Eskişehir'de nereleri gezeyim?

Onumuzdeki hafta gunubirlik eskisehir'e gidecegim, "burada yasayabilir miyim" diye bakmak icin. Tren saatleri arasinda 6,5 saatlik bir vaktim var. Nereleri gezeyim?

Gezmeyi tasarladigim yerler suralar (ev icin espark'in dogu tarafini dusunuyorum/onerdiler): i.hizliresim.com

İatanbul'un en ozgurlukcu semtlerinden birinde oturuyorum, oyle bir yer ariyorum. Tabii hem oturacagim, hem de takilacagim yerler boyle olmali.

6 saat boyunca durmadan yuruyemem tabii. Arada 1-2 mekanda otura otura, etrafa goz ata ata geciricem bu vakti. Aksam barlar nasil diye bakamayacagim maalesef.

Bu arada ozellikle universiteler acilmadan gidip gormek istedim, cunku illa ki o kadar ogrencinin gelip gitmesi degistiriyordur sehri.

 
hocam istanbul özgürlükçü de eskişehir'i yobaz sanma. bir çok lokasyon değerlendirilebilir. resimdeki yer, bekar, çalışan ve arabası olan için 3 defa 4 defa düyünülecek yer. arabayı park edemezsin. sokağında araçla gidemezsin. gece gece sokağa inmeye korkarsın. orayı açık hava öğrenci yurdu gibi düşün.


  • abbabaabbaababbabaababbaabbabaab  (26.08.23 21:49:32) 
Bağlar tantuni diyor ya o işte sakarya caddesinin doğusunu ele. Oralar sana göre değil. Orta gelirli aile mahallesi orası. Güllük, eskibağların zübeydehanıma yakın kısımlarındaki evlere bakabilirsin kolezyum civarı ya da. Her yer kahveci, yeme içme mekanı. Barlar sokağı bitti artık. Varoş meyhaneler sokağına döndü. Barlar tek bir alanda değil daha dağınık halde günümüzde. Bu arada ufacık şehir her yer yürüme,taksi mesafesinde. Bağlarda öğrenci gürültüsü çekmez sümerde falan otururdum. Sümerin içi gelişiyor, atatürk bulvarı çevresi de daha düzgün oturaklı insanlardan oluşur.


  • glamdr1ng  (26.08.23 21:56:28) 
Aslinda benim niyetim ogrencilerle içiçe olmak, hatta onlarla arkadas olmak ama olur mu bilmiyorum. 18-19 yasindakilerle arkadas da olamam herhalde, hareketleri cocukca gelir ama 20-22 yasindakilerle takilabilirim belki.

Arabam yok bu arada. Zaten eskisehir'de gerek de yok.

Acikhava ogrenci yurdu kotu bir sey mi ki? Yani bazen taskinliklar yapabilirler, evet ses sikintisi olabilir ama gece yarisi sokakta ne yapacak bana universite ogrencisi? Buradaki ogrenci profili sikintili degildir herhalde?
  • ahm1  (26.08.23 22:15:51 ~ 22:18:16) 
[]

eskişehir'de nerede yaşanır?

eskişehir'e taşınmayı düşünüyorum. en fazla 1,5 milyon liralık bütçem var (tabii ne kadar az tutarsa o kadar iyi).

istanbul'un merkezi bir yerinde yaşıyorum.

beklentilerim:

- gençlerle iç içe olmak (hatta 2+1 alabilirsem bir odayı öğrenciye kiralamayı düşünüyorum bir süreliğine, çevre edinmek maksadıyla daha çok),
- binanın altında herhangi bir dükkan olmasın,
- sokakta bar olmasın (mesela kadıköy'ün barlar sokağında yaşamak hiç istemezdim) ama barlara 5-10 hadi en fazla 20 dakika yürüme mesafesinde olursa güzel olur,
- güzel, kaliteli, laptop ile bütün gün çalışılabilecek kafeler yürüme mesafesinde olsun,
- öğrencilerle takılacağım dedim. e arada sırada ufak tefek (veya büyük? belki öğrenci kişisi büyük parti verir) partilere de laf olmaması lazım.
- bina eski olsa da fark etmez (yine de kırık dökük, virane olmasın tabii), içi yeni olsun yeter.
- hastaneye tek otobüsle gidebileyim.
- bir de çok kriter yazdım ama favori marketim migros :) neyse artık bu olmasa da olur, yapacak bir şey yok.

2+1 olsa çok güzel olur ama bu para 1+1'e anca mı yetiyor?

ve son olarak arabam yok. site istemiyorum.

 
Üniversite Caddesi Espark avm civarı olabilir. Kafeden çok bir şey yok. Tramvay durakları var önünde.
Espark'ın içinde Migros var. :) Barlar sokağına yakın.
Eskibaglar, Yenibağlar, Güllük, Bahçelievler mah. diye arama yapabilirsiniz.
  • on and off  (20.08.23 03:17:59) 
vişnelik tarafları ile ilgilenebilirsiniz. Öğretmenler bulvarı civarı. 2+1 için bütçe sıkıntı, 1+1 güzel nispeten yeni evler olabilir. barlara falan bşraz daha yakın olsu dersen kırmızıtopraktan bakman lazım


  • janavarorion  (20.08.23 09:00:02) 
@janavorion'un dediği muhitte yaşıyorum 2 aydır. Kriterlerin hepsini karşılar mı bilmiyorum ama büyük çoğunu karşılar.

Evimin 50 metre sağında ve 50 metre solunda migros var, biri 3m büyük olanlardan.

Barlar çok uzak sayılmaz ama çok yakın da değil. 2 dakika uzaklıkta bi bar var ama hiç yok da değil. Diğerlerine de yürüsen yürürsün ya da tramvayla 10 dakika.

Üniversite hastanesine de tramvayla 10 dakika. Otobüs de var ama hiç kullanmadım (hastanede çalışıyorum)

Benim yaşadığım sokak biraz daha yaşlıların olduğu bir yer denebilir ama genç popülasyonu da az değil ki üniversitelerin açık olduğu döneme denk gelmedim pek. Ama büyük parti vermeye okey olurlar mı bilemedim. Kendi apartmanımdakiler istemez muhtemelen :)

Binaların altları da dükkansız genel olarak benim olduğum sokak ve çevresinde, benim yaşadığım bina eski ama yeni güzel binalar da yapılıyor.

Yani vişnelik baya memnun kaldığım bir yer oldu. Siz belki anadolu değil de osmangazi üniversitesine yakın olacak şekilde Büyükdere mahallesine de bakabilirsiniz, orası da tamamen öğrenci ağırlıklı bir muhit. Dediğiniz kriterleri de karşılar, daha hesaplı da olabilir vişnelik'e göre
  • nundu  (20.08.23 10:54:38) 
@nundu ya katılmakla beraber, büyükdere alternatif olabilir. kiralar 1+1 ortalama 5-6 bin civarı. bu da 1 milyon civarına ev bulabileceğiniz anlamına gelir. Birçok yeni bina da yapılıyordu mahalle olarak. maksimum 1.5 milyon bütçe ile 2+1 sıfır eve bile girebilirsin. 2 ay önce fakülte caddesinde ikamet ettim. İstediğiniz anlamda bar ortamı yok ama yakın pub'lar mevcut. gidip eller havaya yapacak yer yoktu ya da ben dikkat etmemiş olabilirim. Yakınlarda büyük migros yoktu. Alternatif olarak Çağdaş market mevcut.

istediğiniz eğlence (kadıköy barlar sokağı mantığı) ESPARK civarında ağırlıklı.
  • janavarorion  (20.08.23 11:26:35 ~ 11:28:27) 
Ben size Uluönder'i öneririm. Anadolu Üniv. civari. Burada yeni bina 1+1 bulabilirsiniz. Sirintepe'nin Uluönder'e bakan kisminda da 2+1 bulunabilir.

Alternatifi Göztepe, burasi da Osmangazi Üniv.'e yakin. Göztepe'de dediginiz fiyata evler bulmak mümkün.

Eskisehir'de ev alirken, deprem tehlikesini unutmamak gerekiyor. Konum olarak Kuzey Anadolu Fay Hattina yakin, 99'da saglam sallandik. Icinden gecen fay, zemin yapisi vs derken burada da büyük bir deprem bekleniyor. Eskisehir'de deprem tekrar periyodu 70-90 yil. En son büyük deprem 1956'da. Eskisehir'in merkez ve ögrencilerin yogun yasadigi kisimlari eski binalariyla olsun, altindan diri fay gecmesiyle olsun epey korkutucu. www.saglisolluhaber.com

Erenköy'deki Toki binalari isteginizi karsilamiyor ama aradiginiz fiyata ev bulma sansiniz var. Onun disinda Uluönder sizin aradiniz yer diye düsünüyorum.
  • chihirovekohaku  (20.08.23 12:01:02 ~ 15:36:20) 
[]

Sulu skoç

Bukowski okuyordum da adam hep sulu skoç iciyor. Baktim, sertligi azaltmak icin sadece birkac damla eklenebiliyormus. E bu kadar mi yani? Birkac damla o kadar buyuk fark yaratiyor mu? Daha fazla koysak ayiplanir miyiz? :) Ben de zihnimde en azindan viskinin ceyregi kadar falan koyuyordur diye dusunuyordum.

Bir de ayni romanda bazi yerlerde skoç, bazi yerlerde viski yaziyor ama viskiyi su ile icmiyor. İskoc olmayan viskilere su katmiyim mi yani ne yapayim? Fark eder mi?


 
bukowski nasıl içiyor bilmiyorum da ben normal buz bile koymuyorum tadını bozmasın diye. soğutmak istiyorsan da onun taşları var mesela buz şeklinde buzlukta bekletebileceğin, o taşları atabiliyorsun vs.

istersen iki şekilde de test et hangisi hoşuna gidiyorsa öyle iç tabii. susuz, çok az suyla, çeyreği kadar suyla vs.

ben çok az su katanlardanım, belki 5-10%?
  • king lizard  (14.08.23 01:22:11 ~ 01:30:45) 
Genelde "meleklerin goz yasi damlasi kadar" su damlatiliyor, o da sertligi azaltmaktan ziyade kokusunun daha iyi hissedilmesi icin olmasi lazim.

Viskinin sulanmasi genelde istenen bir sey degil, o yuzden buz yerine viski tasi konuyor mesela. Ha cask strength bir viski iciliyordur, belki o zaman biraz sulandirilir eger sert geliyorsa.
  • sertac akin  (14.08.23 11:06:32) 
Single Malt viskilere birkaç damla su ekleniyor aromasını arttırması için. Skoç derken kastettiği Single Malt Scotch viskilerdir. Diğer tüm viski çeşitlerineyse viski deyip geçiyordur.
Single Maltların yoğun bir tadı ve içinde birbirinden farklı aromaları oluyor, diğer viskilerdeyse bu zenginlik genelde daha az. O yüzden diğerlerine bir şey eklemek gerekmiyor.
Yani diğerlerine su katmayın, single maltlara birkaç damla katın. Buz zaten çok haram. Hatta viski taşı ile soğutmak bile tadını azaltıyor gibi geliyor bana, onuu da kullanmak zorunda değilsiniz.

Nasıl keyif alıyorsanız öyle için. Elbette tavsiyeleri dinleyin, deneyimleyin ama keyfinizi istediğiniz şekilde yaşayın.
  • michael_knight  (14.08.23 11:28:13) 
Bu kültürden kültüre değişiyor. Daha çok su ekleyenler de var. Sanırım Güney Amerika'da mesela su ve buz eklenerek kokteyl gibi içildiği ülkeler vardı. Bukowski'nin de A Man adlı şiirinde aşağıdaki ifade geçiyor. Kendisi de böyle bol sulu içiyor olabilir.

George opened the fifth, got two glasses, filled each a third with whiskey, two thirds
with water.
  • salihdt  (14.08.23 11:58:07) 
@salihdt: o da cok suluymus ya, ciddi mi yazmis acaba, siirden anlamam :)


  • ahm1  (14.08.23 17:52:15) 
[]

düşünce kartları oluşturmak (kitap sorusu)

kitabı okuyorum mesela nihilizm ile ilgili bir şey geçiyor ve beğendim o cümleyi, "nihilizm" başlıklı bir "kart" (veya ismi ne ise, kullanışlı bir şey olması lazım) oluşturacağım ve oraya kopyalıcam. sonra mesela başka bir cümle gördüm, onu "modernizm" başlığına atıcam. başka bir kitapta nihilizm ile ilgili cümle görürsem onu da nihilizm başlığına atıcam vs.

bunu notion'da en efektif şekilde nasıl yapabilirim? ya da başka bir uygulama mı kullanmak lazım?

teşekkürler.

 
Bunun benzerini ben yaptım, sonuçta şöyle oluyor;

"Ya dur bi söz vardı tam bunla ilgili "ajdjsjs" gibi bir şeydi, nereye koydum bunu acaba heralde nihilizmdedir ama absürdizme de girer aslında. Bakalım burda mıymış? Yok. Absürdizmde o zaman, bakalım, orda da yok. Tüh, şuralarda mı acaba? Yok. Kim bilir nereye koydum. Neyse... Öyle bir şey vardı işte şimdi bulamayacağım"

Oluşturduğunuz şey kendi başına baştan sona okumak için güzel ama eğer bunu yapma sebebiniz doğrudan o sözleri kolayca bulma amacı taşıyorsa çok pratik olmuyor.

Her kitap için ayrı notlar almak daha mantıklı, çünkü hikayenin genelini düşününce sözün hangi kitapta olduğunu hatırlamak daha kolay.

Ben kitap notlarını excelde tutuyorum. Hem yaygın bir program hem de kolay organize ediliyor. Böyle durumlarda spesifik bir programa bağlı kalmak iyi olmuyor atıyorum not tutmaktan uzaklaşuyorsunuz, bir sene sonra tekrar heveslenşyorsunuz ya da bilgisayarı falan değiştiriyorsunuz uğraşmak zor oluyor.
  • akhenaten  (10.08.23 12:46:17) 
bununla ilgili şöyle bir yazı yazmıştım,

philocoder.medium.com

anahtar terimler: kişisel bilgi yönetimi (personal knowledge management) ve zettelkasten
uygulama: obsidian

dilediğinize en sağlıklı şekilde ulaşabilmeniz için "başlık"lar kullanmak yerine "etiket"ler kullanmanız gerekiyor. yani, sadece beğendiğiniz cümle için atomik ayrı bir not dosyası oluşturacaksınız, bu dosya içerisine cümlenin kendisiyle beraber "#modernizm", "#nihilizm" gibi istediğiniz sayıda etiket dahil edebileceksiniz, bu sayede modernizm ile ilgili tüm notlarınıza uygulama (obsidian ve benzeri uygulamalar) aracılığıyla "#modernizm" etiketini aratarak ulaşabileceksiniz. aynı şekilde, bir kitaba dair tüm notlarınıza sonradan göz atma gibi bir isteğiniz varsa, cümleyi not aldığınız dosyaya "#kitap_adı" etiketi eklemeniz yeterli olacak.
  • ajora  (10.08.23 13:41:56) 
[]

okuduğumuz romanı anlamak için ne yapmak lazım?

ben şu an chuck palahniuk'un "tıkanma" adlı romanının yarısındayım. yazarın okuduğum ilk romanı.

kitabı anlamakta zorlandığım için yarısında olmama rağmen incelemelere bakayım dedim. sonra yalın alpay'ın yazıları arasında bu ismi gördüğümü hatırladım. tabii yalın alpay, yazarı incelerken bütün romanlarını okuyup yazısını yazmış ama sonuçta yine de benim de bir şeyler anlamam lazım okurken. halbuki ben yalın alpay'ın anladığı şeylerin çoooook uzağındayım.

mesela adam "Dövüş Kulübü‘nün, Gösteri Peygamberi‘nin, Görünmez Canavarlar‘ın ve Tıkanma‘nın karakterleri kendilerini ilk fırsatta yıkarlar ve başka kişilere dönüşmek için fırsat kollarlar." demiş. "Kendilerini tanımlayan en kuvvetli özelliklerine saldırır Palahniuk’un ilk romanlarının kahramanları ve kimliklerini yeniden ve yeniden icat ederler. İlk dönem Palahniuk’da insanın bir özü yoktur ve kişi kendi özünü kendisi yaratmaktadır. Üstelik bu süreç ömür boyunca yenilenmekte ve hiç dinmemektedir." demiş. kitap bitince de benim bunlar asla aklıma gelmeyecekti.

tabii bazı şeyleri okuduktan sonra "aa evet doğru ya, bu böyle tabii, basit bir şeymiş, aklıma gelirdi" diye düşünüyor insan ama böyle de olmuyor. insanın aklına gelmiyor, o şekilde anlayamıyorsun.

e peki ne yapacağız, nasıl anlayacağız bu romanları? körü körüne de okunmaz ki ya.

yalın alpay'ın yazısı: www.politikyol.com

 
Açıkçası, kendim anlamıyorsam filmi varsa filmini izlerim. Anlamak için uğraşırım ama anlamıyorsam o kitabı çöpe atarım. Demekki yazarın derdi anlatmak değil diye düşnürüm, daha da yan yana gelmem. Başkasının yazdığı yorumları kitap için okumam, sinema için eleştiri okuyabilirim.


  • abi bi dizi buldum on numara  (01.08.23 01:06:22 ~ 01:06:51) 
Herkes kendi payına bir şeyler çıkarır. Nietzsche ve adını hatırlamadığım birkaç yazar bu tarz önsözüne, edebi eser yorumlamalarına karşı çıkarlar. Dahası bir edebi eserden farklı farklı anlamlar çıkarabilir. Yine bir edebiyatçı bir parçayı alıp birçok anlam çıkarıyordu ve sonunda da şunu deyordu, "yazarın bunlarla hiçbir ilgisi olmadan gelişi güzel yazmış bile olabilir."


  • kullanilamayan ruhumuzlar  (01.08.23 01:11:45) 
yazarların yaşadığı döneme, biyografilerine ve bağlı kabul edildikleri akım gibi şeyleri bilmenin faydası olabilir. onun dışında çok farklı açılardan okuma ya da eleştirmenin önü açık. farklı veçhelerden yaklaşmak farklı anlamlarda çıkartmak zenginleştirebilir. kimileri yazarın ya da yönetmenin bilinçli olarak koymadığına ancak yine de etüt edildiğinde anlamlı olduğunu savunabilir psikanalitik yaklaşım gibi.

genel bir fikir sahibi olmak için berna moran'ın edebiyat kuramları ve eleştiri kitabı çok önerilir.
  • Ufuk  (01.08.23 03:09:48) 
Okuyup sevdiğim bir romandı öncelikle.

Hocam yazarın veya yönetmenin kendisi hariç kimsenin film/kitap yorumunu çok ciddiye almam. İnsanlar gereksiz kasıyorlar. Siz okurken ne hissettiniz, kafanızda ne tür düşünceler oluştu bunlar sizin payınıza düşenler. En güzeli de o.
  • ruhen hastayim ben  (01.08.23 11:12:07) 
spotify fularsız entellik kitap nasıl okunuz podcasti var, dinle istersen.


  • mikahakkinen  (01.08.23 11:35:45) 
İyi roman dediğimiz şeyi anlamak için birikim gerekiyor. Bu da zamanla farklı disiplinlerden kitap okumakla olur. Yalnızca edebiyatla alakalı ya da roman okuyarak bu birikim elde edilmiyor maalesef. Ama yine de edebi metne daha iyi nüfuz edebilmek adına Terry Eagleton'ın Edebiyat Nasıl Okunur kitabını tavsiye ederim.


  • black holes in the sky  (02.08.23 10:11:34) 
[]

İki bacagimda da morluklar

İki bacagimin da ayni yerlerinde, ust dis kisimlarinda bir suru morluk var. Bu morluklar neden olmus olabilir? Herhangi bir darbe falan da yemedim, spor da yapmadim. Dahiliyiye mi gitmek lazim?

i.hizliresim.com

i.hizliresim.com

 
kucakta laptop kullanımı olabilir mi? fazla ısınıyorsa falan. başka bir şey gelmedi aklıma.


  • theseachange  (19.07.23 16:54:42) 
Yoo laptop da yok.

Bir tek kafama gore benexol b vitamini aliyordum. Fazla mi geldi acaba? Ama ust limiti gecmis olabilir miyim ya? Zordur bence.
  • ahm1  (19.07.23 17:00:08) 
Hocam, basen denilen yerler ise burası, ufak tefek darbe olması muhtemel. Günlük heyecanda bazen farketmeyiz darbeyi. Masum olduğunu düşünüyorum. 2-3 gün bekleyin, geçip geçmediğini foto alarak değerlendirin. Gidişat iyi ise dert etmeyin. Rahatsız edici geliyorsa cildiye, dahiliye görünün


  • abbabaabbaababbabaababbaabbabaab  (19.07.23 18:22:04) 
cok afedersiniz klozette one egilip telefonla ugrasirken dirseklerinizi oraya bastiriyor olabilir misiniz? :)
Bende o zaman oluyor

  • The_Lollok  (19.07.23 18:24:11) 
The lollok: hayir :)


  • ahm1  (19.07.23 19:44:05) 
[]

GTA oynayınca kötü hissetmek

Cocukken aslinda sevmeme ragmen birkac saat GTA oynayinca kendimi psikolojik olarak kotu hissediyordum ve bunun sebebini anlamiyordum. Simdi pubg icin benzer bir sey hissedince aklima geldi (aslinda haftalarca keyifle pubg oynadigim da oldu, bu oyun icin bu hissim şu ana ozel) ama su anki hissiyatimin nedeni bunu "boşa gecen zaman" olarak gormem. Oysa cocuklukta boyle bir hissiyatim yoktu.

Sizde de benzer seyler olmus muydu? Neden olabilir acaba? Hicbir fiziksel sikinti yasamamistim, sadece psikolojik. Yetiskinligimde ise GTA oynamadigim icin bilemiyorum ayni etkisi suruyor mu.


 
Bana da oluyo4 bazen bf oynarken


  • sekerler diyarinda bir ruya  (18.07.23 02:21:55) 
Benzer soruyu bir iki sene önce sordum.
Çocuklukta çoğu seyde böyle bir olay yoktu, sabahtan aksama uyusam umrumda olmazdı su an 10dan sonra uyaninca ulan gün öldü oluyor.
Oyun konusunda da ayda bir iki gün anca oynuyorum. Fazlasinda sizin duruma düşüyorum.
Fiziksel sikinti değil tabiki ama kisinin isi değilse ya da kisinin çok rahat bir hayati yoksa bu tarz şeyler gelecegimizden caliyormusuz gibi oluyor. Yoksa su an zengin olsam sabahlara kadar oyun oynarım umursamam ama değilim haliyle sucluluk hissediyorum:)
  • logisticsmanager  (18.07.23 03:14:51) 
@logisticmanager +1
Oyun oynamıyorum ama oynasam 1-2 gün oynar sonra bırakırdım.

Eskiden geç vakte kadar uyurdum. Şimdi hafta sonları ne kadar yorgun olursam olayım 10u geçirmemeye çalışıyorum. Çok bir şey yaptığım yok ama gün ölüyor, zamanı boşa geçirmiş hissediyorum.

Dizi, film izlerken de aynı şekilde. Her şeyi izlememeye çalışıyorum.
  • sevilen progressive türkücü  (18.07.23 11:05:07) 
Çocukluğumdan beri hep ps'im oksun istedim, yaş 35 olunca anca imkan oldu alabildim. Şimdi açıyorum haftada 1 saatten fazla baksam dediğin hissiyat oluyor, para kazanma kaygım olmasa 1 hafta başından kalkmam :')


  • mirty  (18.07.23 11:42:42) 
Yıllardır oyun oynarım, iş hayatına başlayınca da oyun oynamaya, boş zamanlarımda saatlerimi gömmeye devam ettim; hiç böyle bir hissiyat gelmedi bana.

Online oyun oynamayı sevmiyorum ben çocukluktan beri ama çok nadir de olsa LoL falan oynayınca bu birazcık oluyor. Çünkü sonu olmayan bir süreç yani LoL ya da Pubg saatlerce tekrar tekrar oynarsın ve sana kazandırdığı ilerleme hissiyatı yok. Ama hikayesi olan oyunlar bir sonu olduğu için saatlerce oynasan da bi yerde bitiyor ve o tatmini sağlıyor.

Ha çalışma hayatına başlayınca oyun oynama hevesim zaman zaman azalma gösteriyor ama o daha çok gün boyu çalıştıktan sonra akşam boş boş uzanma isteğinden dolayı. Saatlerce telefonda twitterda vs gezip boş boş dizi izleyesim geliyor bazı günler.

Bi de benim şu anki işim eve gidince de çalışmamı gerektirecek bir iş değil. Ha tabii ki kendimi geliştirebilirim araştırma yapabilirim vs ama onları mesai saatinde de yapabiliyorum görece rahat olduğum için. Öyle olunca akşam evde kendime zaman ayırabiliyorum. Puzzle yapıyorum, telefonda zaman öldürüyorum ya da @mirty'nin durumundaki gibi çocukluktan beri hayalim olan ve yakın zamanda aldığım PS 5'imde oyun oynuyorum. Oyun oynarken de hiç "Şu an R öğrenebilirdin ya da makale okuyabilirdin" gibi bir hissiyat gelmiyor aklıma. Belki birkaç seneye farklı bir yere geçersem olabilir ama şimdilik memnunum
  • nundu  (18.07.23 11:51:45) 
Daha önce bitirdiğin/oynadığın bir oyunu tekrar oynuyorsan vakit kaybı olarak gelmiştir. Pek fazla oyun oynayamıyorum. Oynadığım zaman da ya kafamı dağıtacak ya da yeni bir şey olacak ki bana kalan haftalık bilmemkaç saati ona harcamama değsin. Yoksa arada hevesle yükledikten sonra bana da boşa harcamanın rahatsızlığı geliyor.


  • nawar  (18.07.23 11:55:27) 
buyudun iste kisacasi. baska seyler basarmak istiyorsun. baska seylerden zevk almak istiyorsun. ne yapiyorum ben diyorsun kendine hakli olarak.


  • baldur2  (18.07.23 12:39:17) 
Bunun böyle olmadığını düşünüyorum.

Özellikle belli bir yaşta oynanılan bazı oyunlarda kaotik ortam, sorumluluk taşımak, görev bitirmek, yüksek aksiyon bazı kişiler için belli bir yaşın sonrası yorucu olabiliyor.

Yetersizlik hissi, karmaşa, işin içinde çıkamama, eylemlerden keyif alamama, gerçeklik/zaman algısında gerçeğe tutunma sonrası kırılma olamaması, yalnızlık hissettiren atmosferler, melodramatik müzikler, melankoli, vahşetten suçluluk duyma gibi etkenler çok belirleyici.
Ama asıl önemli olan konu, bilişsel tatminin son derece sanal olduğundan mütevellit kişinin bir çelişki hissetmesi.

Aslında konu son derece basit bir çözümle sonlanıyor, ilerlemeli ve yüksek miktarda konsantrasyon gerektiren karmaşık oyunlar yerine daha basit, hikaye modunun olmadığı anlık oyunlar oynamak.
  • Lir Psikoloji  (18.07.23 14:25:21) 
Aslinda ben cocukluktaki hissiyatimdan bahsetmistim. @lir psikoloji, sanirim beni en cok anlayan kisi oldu. Cocukken cok yalnizdim. Sanal hayattaki durumun gercek hayattakiyle celiskili olmasi etkiledi belki de. Football manager oynarken kotu hissetmiyordum ya da medieval total war.


  • ahm1  (18.07.23 14:53:25) 
12345678  Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.