Ekşi Duyuru

yazdığın gibi yaparsan aç kalırsın. sektör iyi değil. bence normal işine devam ederken tasarımı hobi ya da ek iş olarak yap, ki zaten iş bulamazsın, bulsan da sürekli olmaz, sürekli olsa da çok az kazandırır. istifa edersen pişman olabilirsin.

bir faaliyeti sevmekle onu ise cevirmek cok baska seyler.

tabirimekruh'a katiliyorum. deli olmayin.

gorsel tasarim diyelim, onunla kazandiginiz simdi kazandiginiza surdurulebilir sekilde esitlenmeden istifa etmeyin. birikiminiz yoksa, aldiginiz riskin daha da buyuk olacagini hesaplayin: geliriniz cok duzensiz olabilir. geliriniz cok duzensiz olunca uretken olamayabilirsiniz. sosyal olamayabilirsiniz ve bu isinizi vurur. evde takilmayi sevmekle evde calismak da cok farkli seyler; bunu freelancer arkadaslar anlatabilir.

takiplimektup +1

Aklini basina al!!! Kusum sen deli misin? Asla ama asla boyle fantastik bi ise girismeyin yemin ediyotum 3 aya medine dilencisine donersiniz. Kim sokuyor akliniza bu fikirleri?

Bizim hanım çizim seviyor diye bu wacom markanın küçüğünü hediye etti bir arkadaşı, alet bir kere kullanıldı kenara fırlatıldı malesef. Hiç beğenmedi:) Elle kalemle çizmek gibi olmuyor sketching için. Grafik programlarında da beğenmedi farenin yerini tutmuyormuş.

Verdiğiniz linktekilerin ikisinin de aktif alanı neredeyse aynı. Fark basınç hassasiyetinde. Açıkçası ben kullandığım 512 ve 1024 arasında hiçbir fark anlamıyorum. Sizinkiler de 1024 ve 2048. 2048 olanın tuşu falan var yanında uç veriyorlar bir de kablosuz farkıyla fiyatı coşturmuş olabilirler, ikisinin de fiyatını bilmiyorum ama fark büyükse 1024 ü alırdım.
Boyut olarak aslında deneme imkanınız varsa daha sağlıklı bir seçim yapmış olursunuz.
Doğru şekilde çizim omuz hareketleriyle olur ama bu devasa modelleri dışında mümkün değil. Yani orta boy bir tabletle bu minileri kıyasyalayacak oluram kişisel tercihim yine küçük olan oluyor çünkü orta boy gereksiz dirsek ve bilek yoruyor.
Wacom doğru tercih ama cinqic olmadığı sürece pek de bir fark yok. Bence üstte yazan kişiden satın alın eşninkini:D

Bugunlerde hep bu tarz seyler okuyorum. Bende bu kurbanlardan biriyim. Gordugum kadariyla kalifiye oldukca sansin digerlerine gore daha da azaliyor. yalaka, isini bilemeyen,gercekten o alanda bir diplomaya sertifikaya sahip olamayan insanlar var sorunsuz calisiyorlar.

1. overqualified olabilirsiniz.

2. sizi arkadaş olarak sevmiş olabilirler ama çalışma düşünceleri yoktur. harbi var böyle durumlar, bir arkadaşım görüşmeden sonra alınmamıştı ama sürekli eğlencelere davet ediyorlardı :D şaka gibi.

3. sandığınız kadar iyi olmayabilir cvniz ve görüşmeleriniz.

4. top 5 - bilkent,boğaziçi, koç, sabancı ve odtüdür. bunlar dışındakilerdense top 5 olmadığınız ve o şirketlere girecek rakipleriniz daha iyi olduğundan girememiş olabilirsiniz.

5. rakipleriniz çok daha iyi olabilir. - benim görüşme yaptığım bir yer beni almamıştı, harbi bozulmuştum, sonra baktım benim yerine türkiyede 2-3 derece yapmış ve columbiadan gelen birini almışlar, tecrübesi çok benzer. ben olsam bende onu alırdım, kimse columbialı kötü çıksa da aldığınızda niye aldın demez.

Top 5 demişsin, mühendislik demişsin, itülüsün galiba.
Bi abi iş ilanlarına bakıyordu, ilanda ytü ya da itü tercih sebebidir yazıyordu. o kısmı sesli okudu, bak dedi bunu yazmışlar çünkü çok para verme niyetleri yok dedi. O abi çok haklıydı.
İşverenin kulüple erasmusla işi olmaz brocum. Gerçeğe davet ediyorum seni.

bu arada bir tavsiye.

okul sırasında hiç çalışmadıysan o klüpler mlüpler hikaye. tecrüben sıfır.

eğer gerçekten iyisen, ve kendine güveniyorsan uzun süredir işsizsen asgariden hallice yere gir. 6 ay 1sene işi öğren. ama iyi öğren. o sırada hayvan gibi iş ara.

mühendislikte bir alanda iyi adam azdır. hele kalifiye adam bence çok çok az.

iyi adama ihtiyacı olan firmalar bu adamlara iyi para veriyorlar. maksimal 1 sene içinde maaşını 5 e katlayabilirsin. bu sana bağlı.

bunu yapmış arkadaşlarım var türkiyede. çok zorlandı. çok zeki adamdı. ama alnında çok rekabet vardı(mimar) bu da bu şekilde girip işi öğrendi. 1 sene sonunda 3 bine. orada 1 seneden sonra 6 bine başka yere geçti.

@kurnaz ve @kargn Arkadaşlar baştan söylemek istemedim ama mecbur bıraktınız :D Okulum Bilkent.

Mezun olduğumda çok zor iş buldum, büyük bir şirketti ama verdiği para asgari ücret gibiydi. Doğru düzgün tecrübe edinmeden dayanamayacagima karar verip ayrıldım. Yine uzunca bir dönem işsiz kaldım. İkinci isimde de fazla para almıyorum ama edindigim tecrübe bana çalışırken üçüncü işimi bulmamı sağladı. Yıllarca falan da çalışmadım orada. Simdi ilk isyerimde ayni anda başladığım arkadaşım hala orada mutsuz ve benden daha az para kazanıyor, benden daha tecrübeli olmasina rağmen. Asgari ücret demeden başlamak ve çalışırken iş aramak tek önerim.

IK'cılar veya seninle mülakata giren kişiler beğenmediğini açıkça söylemez.Genelde son derece diplomatikdirler.
Çok dikkatli gözlemlemen lazım ,aradaki cümleleri iyi yakalaman lazım.Konuşma ortamını mülakatın havasını iyi değerlendiremeyen çok kişi görüyorum

Yeni mezunlar birkac seyi kaciriyorlar. Oncelikle ne kadar aktif oldugun, girisimci vs. olup olmadigin IK'ci denilen arkadaslari pek ilgilendirmez. Onlarin amaci is tanimindaki sinirli alanlari becerebilecegini dusundugu insanlari bulmaktir temelde. Senin ne kadar aktif, ilginc, yaratici ya da sosyal vs. bir kisi oldugunla ilgilenebilecek kisiler, yani isin gercek dogasini bilen, farkli kafalar arayan insanlar ise o sirketi kurmus olan girisimciler.

Ben senin yerinde olsam, sahibini bulabildigim kucuk ama gelisme potansiyeli olan firmalarda sansimi denerim. Buyuk firmalarda buyuk projelerde belirli gorevlerde calisirsin, kurumsallik gorursun, ama isin geneline dair bir tecruben olmaz. Kucuk firmalarda ise buyuk ihtimalle patronun kolesi, ama ayni zamanda da arkadasi olursun. Yaptigin isin sadece yapilmasina degil ayni zamanda yonetilmesine, finansmanina, tanitimina, satisina ve zorluklarina sahit olursun, tecrube skalan gelisir. Ayni zamanda goze batacak bir insansan hizli deger kazanirsin, sorumluluk alirsin, firma buyurse sen de buyursun velhasil bir isin tamamini ogrenirsin. Uzun lafin kisasi kucuk firmalar ile gorus ve girisimcilige onem veren, kazandigini yatirim yapan, parayi gece hayatinda yemeyen patrona sahip bir firma bul ve orada tecrube ile cevre kazan.

hiç para etmiyor bunlar ya, geçen gün biz de sorduk isterseniz geri dönüşüme atalım dediler. yedek parça için alırlarsa da tahminim maksimum 50 lira verirler.

100 tl anca eder

O da siz satarsanız kullanıcıya.
İkinci elciler oöparqyı da vermez

Ben alabilirim? Özelden yazar mısınız lütfen

eski bilgisayarları ölü fiyatına vermek yerine sahibinden ilan açın dursun kenarda illa birine lazım oluyor. 50 yerine 150 verirsin olur biter. kimse böyle bilgisayarlara 50 tl üzerinde fiyat vermez. bu arada 15.6 ekran varsa en kötü 100 liradan okutabilirsin.

çizim/tasarım için illustrator daha uygun.

iş için düsünürsan ikisinide bilmek gerekmekte.

tablet konusu ne çizeceğine bağlı.
figür falan çizerim diyorsan mouse ile bileklerini haşat edersin. Tablet en güzeli.

program konusunda da photoshop / manga studio daha rahat çizim-boyama yaptırır. brushları zengin.
illustratorle daha çok vektörel çizim yapabilirsin.

ne isle mesgulsunuz ona gore söyleyelim, arkadaslar da ne is yaptiginizi bilmeden tavsiyede bulunuyorlar ama sebebin anlamadim

22 mayısta olan sınava gireceksiniz. genel kültür genel yetenek.

29 mayısta olan alan bilgisi sınavına girmenize bi engel yok ama bu sınav da tüm iibf konularını kapsıyor. iibf ve hukuk mezunlarına yönelik bi sınav. bi ara mühendislerden vergi müfettişi aldılar da ellerinde patladı sanırım hatta.

yalnız 22 mayıstaki sınavdan önce yds sınavına girmeye çalışın. ösym takviminde bir adet e-yds görünüyordu, ona başvurun.

merkez bankası, bakanlıklar vs alınacak kadroya göre puan isterler.

yazıcıoğlunda bir sürü bilgisayarcı bulabilirsin. ben 1. katta merdivenlerden çıkınca tam karşıda kalan bilgisayarcıya götürmüştüm memnun kalmıştım.

bi defa elini kolunu sallayarak yazıcıoglunda bilgisayar verirsen gö.. yok yok muhtemelen bilgisayarın bikaç parcasını kaptırırsın.
yazıcının karsısında emintaş işhanı, 4.kat k3 bilgisayar zeki abiye gidiyosun.

işini yapan, ya işi yaparken onu izleyebildiğin ya da hdd yi çıkarıp bilgisayarı teslim ettigin kisidir.
kendin dahi internette öğretici videolara bakarak yapabilirsin bunu. macun ücreti (yaklasık 5tl) hariç, paran da cebinde kalır.

kendin yap hocam.

galandar kostumu doğru söylüyor. belli bir yere gidip adamın adını vererek iş yaptırırsan bi sıkıntı olmaz yoksa ramini hemen indiragandi yapıyorlar.
daha önce hiç kasa açıp iş yapmadıysan elleme işlemciyi sökerken kırarsın falan
götür yaptır mis içini de temizlesinler fakat önünde yapacaklarsa yaptır

ramleri sabit diski islemciyi sokmesini halledebilecek adam, hava ufletme işini halledemeyecekse, macun sürmeyecekse kendini kadikoyun serin sularina biraksin zaten.

adam hava uflemeyi bilmiyorum, macun surmeyi bilmiyorum diyor, cevap olarak islemciyi rami ekran kartini sok bilgisayarciya götur diyorlar. adam da tikini basiyor evet ya dogru soyluyor diye.

bu parcalari sokecekse bilgisayarci nereye hava tutacak, macunu neresine surecek? tey allahim ya.

yok adam bunlari sokebiliyor diyelim, hava da mi tutamayacak?

yazıcıoğlunun karşısında emintaş iş merkezinde 3. katta VCS bilgisayar var Veysel bey iyidir , uzmandır işinde . ben kendi notebooğumu da ona götürürüm arkadaşlarımı da yönlendiririm güvenerek . titiz ve yavaş çalışır .

bunun için aksiyona ne gerek var yahu -.-'

fanlar kolay ulaşılabilecek bir yerde ise sök yerinden çıkar zaten tek yapman gereken sogutucuyu çıkarmak. işlemci ram vs çıkarmana gerek yok. sogutucuyu al biraz sert üfle elinle birkaç kez çevir herhangi bir takılma var mı yok mu diye sonra peçete ile işlemci ve sogutucu üzerinde ki macunları temizle yenisini sık kapat bitti. geçmiş olsun.

sogutucu alt kısımlarda ise tavsiye edilen bir bilgisayarcıya götürmen yeterli olur.

haddinden fazla saat calisiyorsun, 12 saate variyor. isler sacma sapan. isin dogrusunun o olmadigini bilsen bile yapmak zorundasin falan. cuma gunleri genelde happy hour olur, fazla mesai yaparken ustune bira icersin. etrafindaki insanlar memur degil de internete az cok giren insanlar olur 1-2 komik video muhabbeti yapabilirsin. o kadar

yaptığın her işe rezive gelen bir dünya. yaratıcılığın müşterinin aklı kadar genişleyebiliyor. çoğu ajansta inanılmaz mesailer dönüyor. şanslı değilsen maaşlar vasat.

want2die +1

yurt dışındaki benzer şirketlere - yurt içindeki benzer şirketlere bakarak arak yaparak günler geçer. 10da 1dir kendi üretimleri en iyi şartlartda.

çalışma şartları iyi değil, maaşlar yüksek DEĞİL, bazen baskı büyük. müşteri a derse a, b derse b.


az önce değil'i unutmuşum :)

gelme buralar çok fena :(

ben patronlar haricinde reklamcılık sektöründe çalışıp da bir dikili ağacı olanı görmedim. saat 7'de çantanı alıp bilgisayarını kapatıp çıkmanın hayalini bile kuramazsın.
maaşları finanse eden büyük müşteri giderse ajans ekonomik krize girer, bekle ki biriken maaşların ödensin. ajans patronu bir yandan yeni müşteriler koparmak için çalışanlarını afaki uğraştırır. hatta utanmadan, yeni müşteriler için güzel işler çıkaramadığımızı, bu yüzden de yeni bir para akışı olmadığını, hatta maaşların bizim yüzümüzden yatamadığını falan söyleyebilir.

dışarıdan bakıldığında dekorasyon harikası gibi görünen ajanslar içeriden aynen böyledir. .

reklam sektöründe kreatif hiçbir şey yok.

virüs girmiş. aynı dertten muzdariptim. mecbur formatlandı makine.

direk virüsten olmayabilir. bir format atın, eğer devam ederse ekran kartı chipseti yanmış olabilir. 100-150 lira arası masrafı oluyor.

Bir milyon sebebi olabilir. Tavsiyem format atmadan önce makineyi iyice bir temizleyin. Özellikle işlemcinin fanı ve fanın altında olan metal soğutucuyu temizleyin. Kilitlenme olayları büyük oranda işlemci sebebiyle olur, RAM ve HDD bunu takip eder. Donanımsal bir sorun mevcutsa format atarken kilitlenme yaşarsanız artık açılmayan bir bilgisayarınız olur.

öğrenci işleri henüz askerlik şubesine bildirmemistir veya e-devlete henuz yansimamistir. o yuzden aralik 2018 olarak gorunuyordur. subeye giderek bizzat tecil ettirilmesi gerekli.

3 fotoğraf, mezuniyet belgesinin 3 fotokopisi ve aslı, 3 kimlik fotokopisi ve aslı yeterliydi yanlış hatırlamıyorsam.

sen ne olur ne olmaz yakınlardaki bir şubeye sabah erkenden git. normalde mezun olduğunda üniversitenin öğrenci işleri belge yollamak zorunda ancak mesela benimkiler ilgilenmediği için az kalsın patlıyordum. sormaktan zarar gelmez.

bırak mezun olmayı, daha okuyorken bile okulun öğrenci işleri askerlik şubesine belge göndermeyi ihmal edebiliyor. En garantisi kendi askerlik şubene gidip danışmak.Gerekiyorsa okuldan belge alıp kendi elinle götürüp askelik şubesine teslim etmek.Oralar kalabalık olur, sıra olur genelde. Bir şey danışacağını söyle. Derdini güzelce anlat.Boşu boşuna sıra bekleme.
Bir de şu var, şimdi e devlette her şey görünüyor, hangi okuldan,bölümden ne zaman mezun olmuşsun.Askerlik bilgileri de e devlette var ama işte bunların ikisi birbirine neden adam gibi senkronize olmuyor anlamıyorum.

sozlukteki fb araniyor basligina bak.
tipin/fucudun iyi ise eksibition a foto at, burada ifsa yap.
buradan da cok ekmek cikar, takil biraz.

Dating app'lere asıl.

Ahahahaha.
Güzel kardeşim, kelin ilacı olsa kendi başına sürermiş. Bizim milletin bütün derdi bu zaten. Bunun için yardım istemen "ya ben şimdiye kadar hiç para kazanmadım, parayı nasıl kazanıyorsunuz?" gibi bir şey.

Sosyal medyayı etkili kullan diyeyim ben de.

hem çekingensin, hem short term takılalım beklentisiz sevişsin herkes benimle ki eski sevgilimi unutayım diyorsun.

kısa dönemli işin zor, eline yüzüne bulaştırır özgüvenini yerle bir edersin.

kadınsız, sevgilisiz mutlu olmayı öğren. gerisi gelir zaten.

hem çekingen olup hem de öyle işler becerebilmek malesef mümkün değil. hele öğrenciyseniz, uğruna ciddi paralar dökemeyecekseniz zannetmiyorum.

sizin gibi arkadaşlar için ücreti mukabilinde tavsiye ediyoruz.

Bence normal. Herkes hayatının belirli dönemlerinde ciddi ilişkiler sonrası bir dönem bu saydıklarını yaşamıştır. En azından ben yaşadım.

Burda önemli olan şey zaman. 2.5 ay fena bir zaman olmasa da nispeten erken bir zaman. Benim tavsiyem bulduğun meşgaleleri rutinleştir. Spor mu yapıyorsun, devam et. Yeni bir kursa mı kaydoldun, devam et. Zira yeni alışkanlıklar eskilerini silmede etkilidir.

Ben olsaydım psikiyatriste gitmek için 2.5 ay beklemezdim. Hemen olayın ertesinde giderdim.

Bence yine de gitmekte fayda var. Belki kısa süreli hafif bir anti depresan tedavisi işe yarar. Depresif ruh halini çözer, uykunu vs düzenler.

Kendine o kadar yüklenme bence. Spor yapıp meşgale edinebiliyor olman durumunun pek de kötüye gitmediğini gösteriyor.

Kolay gelsin.

NOT: psikiyatriste gitmeden, şunun bunun tavsiyesine uyarak ilaç kullanayım deme sakın!

2.5 ay sevgiliymişsiniz sadece.. Bence 2.5 aylık ilişkinin yası 2.5 gün olmalı en fazla ya. Ama tabii duygularınızı bilemem.

Bunu 1 ay çıktığı çocuktan ayrıldıktan sonra 1 sene ağlayıp, geri dönsün diye dua eden kız yazıyor. Benim de ilk sevgilimdi.. Yani geçiyor, geçecek. Kendine güleceksin. Psikolojik desteğe herkesin ihtiyacı var. Git, yardım al. Konuşmak bile iyi gelir seni tanımayan biriyle. Arkadaşların "boşver be olum" diyordur muhtemelen. Hatta ağlamak istesen de ağlayamıyorsundur onların yanında. Anti depresan hayır kullanma. Ama inan iyi gelecektir konuşmak.

not:2.5 ay çıktığınızı önceki duyurularından okudum.

Kendini antidepresan kullanirsan iyilesirmissin gibi fikre sokma/alistirma. Boyle yaparsan duzelebilitesi olan durumunu daha zora sokarsin.

Baska bi fikrim yok skintinla ilgili. Sadece bunu soylemek istedim

hacı bilgisayar programı öğren bence. işinle ilgili programlardan biri olabilir, bildiğin bi programın farklı versiyonu olur.

bi de en önce evden çık. insan içine karışmasan bile duvarlar arasında kalma. oturduğun şehirde sahil varsa kenarında bi ağaç dibinde ya da etrafı açık bi cafede takılabilirsin.


boşum diye uyku düzenine sıçma. en nefret ettiğim huyum, ertesi gün boşsa sabahlıyorum. çok gereksiz bişey bu. tavuk gibi erken yat demiyorum da gece 1-2 ideal uyku saatin olsun. iş hayatına başlayınca 1-2 saat erkene çekmek çok zor olmaz.

akraba arkadaş, aran iyi olan kim varsa ziyaret et. oturup bi çay içmelik zaman olsa bile. daha çok dinle anlatmaktansa.

hemen iyi olmaya çalışmaya üzüntünü yaşa 2 hafta olmuş daha. yoksa iyi olcam çabalarına girince hep sonradan patlak veriyor. gerçekten üzülmüşsen o üzüntüyü dibine kadar yaşamadan kurtulamazsın. kasma kendini düşün, üzül, ağla. sonra zaten üzülmemeye başlıyorsun, kabulleniyorsun, hayatın böyle devam etmiceğini anlayıp yoluna devam ediyorsun.

çok çabaladın ve buna rağmen olmadıysa zaten olmaması daha hayırlıymış gibi geldi bana. ilk adam gibi ilişkin olduğu ve anladığım kadarıyla bunu kısa sürede hayatının merkezine oturtmuş olduğun için o kadar yıkıldın. ne yaparsan yap bunu ancak zamanla fark edeceksin o yüzden şimdilik içinden geldiği gibi davran ama ne kadar çok yalnız kalırsan her şey o kadar zorlaşır. o yüzden ne yapacaksan etrafında insanlarla birlikte yap ki süreç kısalsın.

yenisini bulman lazım. o zaman sıkıntı kalmaz. sevgilisizlik zor.

Bütün boşluğu tek bir kişiyle doldurmaya kalkarsan, o gittiğinde bir "hiç" olursun. Güneş doğmaz, sabah olmaz, dünya üzerine çöker falan. İlacı zaman ama o ruh haliyle zaman da geçmez ki. Mümkün olduğunca fazla şeyi değiştir. İmkanın varsa taşınmayı dene mesela. Geçmişi hatırlatan şeyler varsa bir zahmet atıver onları.

Kızma ama iyi olmuş böyle bir tecrübe yaşaman. Adı üstünde bu senin için bir tecrübe ve seni daha güçlü yapacak bir tecrübe. Şu an her ne kadar sana öyle gel(e)mesede ileride böyle bir olay yaşarsan daha hafif atlatırsın, ne yapacağını bilirsin. Yok yaşamazsan da, bu sefer de ufak problemlerde yine daha güçlü olursun.

Merak etme zamanla geçecek. İnsanlar 10 sene beraber oldukları insanla bile ayrılıp tekrar kendilerine geliyorlar, mutlu oluyorlar. Ve yine merak etme ileride hayatına biri girecek, o zaman şu anki üzüntünü ve ayrıldığın insanı "ben onun için mi üzülmüşün ya" diye hatırlayacaksın. :-)

Şimdilik kendini mümkün olduğu kadar pozitif şeylerle meşgul et. Komedi film-dizileri izle, sosyalleş...vs

kafanda çok büyütmüşsün bence. oluruna bırak olur o

Oluruna bıraktı diye böyle oldu bence :)

Bende böyle oldu tamam minik platonik durumlar yaşadım ama o kadar yani. Sonra vazgeçtim aman kim uğraşacak diye

Takip ediyorum. Bakalım neler diyecekler

ortalama bir erkeksen çabalaman lazım, öyle armut piş ağzıma düş olmuyor. oluruna bırakman yapacağın en büyük hatan olur.

çok büyütüyorsun diyenleri de sikleme, tuzu kuru bu konularda hepsinin.

sanki biraz tipsizmissin algisi uyandirdin bende kusura bakma kardes.

Zor değil..tip varsa seni bulurlar.

sevgilik meselerinde 3 şey önemli ..
1Tipine gelenler ( olsa sormazdın )
2 Parana gelenler ( gösterişli bi hayatın olsa gelirler ) sanırım paran yok ya da oyle bi hayatın
3 Evlenmeye gelenler ( bu grupta 30 una yaklasmıs hatun grubudur ve nedense türk kadınlarında 30 undan evvel evlenme arzusu vardır .ortalama bi tip ve ortalama bi maddi durumun varsa gelirler .Genelde yakın çevreden kişiler aracılığyla bulurlar ve türk toplumunun yüzde 60 ı boyledir.

Herkes tipsiz misin tadında yaklaşmış olaya, duyuru tayfasından bu kadar yüzeysel yaklaşımlar beklemezdim doğrusu. Tipim ortalama diyebiliriz ama bu işin sadece tiple alakalı olmadığını gözlemledim çevremde vs. Ha çok yakışıklı olsaydım bu kadar sıkıntı yaşamazdım muhtemelen ama işin bu sadece küçük bi etkeni bence. Dediğim gibi daha mantıklı ve işe yarar yaklaşımlar beklerdim. Neyse saolun yine de.

tipin guzelse seni bulurlar yalanina inanma. adim atan kiz mi var la.

Sende para da var, demek ki bu işler paraya bakmıyor. Muhabbetini geliştir. Bi de kriterlerini düşür. Güzel olsun istiyorsun ama onları boşta yakalaman çok zor. Biraz daha ortalama ya da ortalama altı kızlara yönel. Erkeklerin işi daha kolay aslında da sen kendine zorlaştırmışsın.

bir kere kendine güven. elde edilemeyecek kadınlar olduğu gibi hiçbir kadın da elde edilemez değildir. belki biraz şansın bunda payı vardır ama aklını kullanarak yaklaşmayı dene. ben şundan hoşlandım, onun peşinde koşayım deyince bir kere 1-0 geriden geliyorsun. kendine ve çevrene hakim ol. ne yaparsan yap, kadınlar kendine güvensiz ama yakışıklı erkektense kendine güvenli ama çirkin erkeği tercih eder (çoğu zaman)

çünkü zor olduğuna inanmışsın.

Görsellikle alakalı. Toplamda beğenilesi biriysen, daha geniş bir kitleye hitap eder ve bu bahsettiğin süreçlerin hepsini daha kalabalık bir kadro içinde yaşarsın. Bu da kolaylık demek.

anlattığın gibi sevgili "bulunan" bir şey değil. yanlış biliyorsun.

yahu iş hayatına, strese sıkıntıya biran önce başlama merakı nedir? ben 8 yıldır okuyorum. o kadar rahatım ki. ohh mis.

uzatıp niye pişman olasın ki

benim okul da 7'ye uzadı, afedersin şeyimde değil. hayata atılma derdi niye? okusana olum rahat rahat. öğrencilik kadar güzeli var mı.

uzat uzat. sonra ararsın bu dönemleri.

saf misin arkadasim? degil bir donem degil bir sene bile uzatilir. zaten okuldan mezun olduktan sonra kole gibi calisip, onun bunun agiz kokusunu cekeceksin. en azindan git gez, belki ufkun acilir yeni firsatlar gelir. boyle firsati dusunmen bile sacma. git tabiki de!

okulu 6 senede bitirdim, bölüm sonuncusu olarak bitirdim. master yaptım, şimdi doktora yapıyorum. işe girdim, kendi şirketimi kurdum. daha bir zararını görmedim. bir dönem şeker gibin bal gibin uzat gitsin. rahat ol. kasma.

ama aklın varsa o bir dönemde kendine çevre yap, insanlarla tanış, iş hayatında tanıdıkların olabiliyorsa ne ala. çalışan insanlara yapış, git fakslarını fotokopilerini çek, eline yapışmaz. çocuklarına ders çalıştır, ne bileyim. bir şekilde geniş bir çevre edinirsen o bir dönemi daha verimli geçirmiş olursun.

benim gördüğüm budur.

hocam kusura bakma duyuruna kaynak yapıyorum ama, "öğrencilikten güzeli var mı" diyenler parayı nasıl kazanıyor anlatabilirler mi? çok merak ediyorum.

ben üçüncü senemi kaybettim. biri bölüm değiştirdiğim, ikincisi kişisel hıyarlığım, üçüncüsü hastalığım yüzünden. üç senedir bu aq şehrindeyim, en iyi ihtimalle 4 sene sonra bitirebileceğim. 2 sene sonra kredi ödemesi başlıyor. bu hem 300 lira ek gelirden olmam, hem de kol gibi borcun çıkması ve üniversiteyi olur da kalan 4 senede bitirebilirsem, okul bittiği an önüme "öde lan" denilerek borcun çıkarılması anlamına geliyor.

ha ben kredi alırken bunun farkındaydım, o anlamda bi' şikayetim yok. kendim isteyip aldım sonuçta. ayrıca, 18'ime bastığım günden beri de çalışıyorum.

soruyorum, siz nerede neyle yaşıyorsunuz da öğrenciliği bu kadar seviyorsunuz? sktimin istanbulunda çatısı-tavanı dökülen bi evde 2-3 ev arkadaşıyla kalabilmek, sçacak temiz bir tuvalet ve yemek yapılabilecek bir mutfak için tonla para saçıyoruz. başka şehirde ev alırsın o paraya.

ben de beyaz yakalı olmaya bayılmıyorum ama 8 sene okuyup çok mutlu olan adamları kıskanıyorum lan. abi hepiniz mi yozgat'ta falan okuyosunuz ya da hepinizin mi babası zengin? napıyosunuz, aynı anda tam zamanlı 2000 lira maaşlı işte çalışıp okuyo musunuz?

imkanım olaydı da keşke 2012'ye geri gidebilseydim. doğru bölüm tercihi yapar, hıyanet ve dalalete düşmeden efendi gibi gider, 22 yaşında mezun olurdum anasını satiyim. şimdi 20'yim daha 4 senem var. hem para kazanmam hem de okula gitmem gereken 48 ay.

sadece para kazanmak daha güzel değil mi lan? okul nasıl güzel olabiliyo?

bitirip nereye gidicen, patron sikiyor benden demesi. aklin varsa uzat birkac yil, ama bos bos uatma. kendini gelistir, dil ogren kod ogren gez toz, sonra patron sikse de sen patronu siklemezsin, nasilsa elinde bi suru yetenegin var. hoop obur sirkete..

İs gorusmelerinde bidi bidi edebiliyorlar uzatacaksan da o donem biseyler yap ise falan gir.

Hohner güzeldir, ben de Pro Harp MS almıştım dore müzik'in intenet sitesinden iki buçuk sene önce ama öğrenmedim bir türlü çalmayı. Öyle duruyor. Hemen hemen hepsi aynı mızıkların, ahşap ağızlı alma sadece, öğrenirken fazla tükürük salgılanacağından şişebilir.

i was made for you'nun dediği gibi başta ahşap olmayan ortalama bır C mızıka almanı öneririm. Hohner Special 20 veya Golden Melody'e bakabilirsin. 70-80 lira civarında, başlangıç ve sonrasında seni götürebilecek güzel enstrümanlar ikisi de.

Benim tavsiyem bir müzik markete git, İstanbul'daysan Tünel do-re iyidir, Hohner distribütörüydü sanırım. Nakit alımda 3-5 lira indirim de yaparlar, hem bir sorunu olup olmadığını da kontrol etmiş olursun alırken.

bence hiç alakası yok. belki de kızların hemen üstüne atlıyondur ondan kaçıyolardır. belki de doğru insanı bulamamışındır. belki de üztümüzden bir kuş geçer.

kısa boylu, kel ve göbekli seven çok kız tanıdım.
şans işte bunlar hep. o kızları bulman lazım

Türk kızlarının boy ortalaması malum kısalıktan kaybettiğini sanmıyorum.
Arada olman kötü ya zayıfla ya da kilo al.
belki de tipin iyidir de ortamın yoktur ya da muhabbetin

Yalnız olduğun için her kıza potansiyel sevgili olarak bakıyorsundur, fark etmeden öyle davranıyorsundur. Kızlar bunu fark ederler ve uzaklaşırlar.

Hepsine evli bacılarınmış gibi davran, onlar seni bulur.

Alakasi yok. Her sey kafanda bitiyor. Eh simdi erkek olarak ben bunu diyecegim nolur kizlar mesaj atip saldirmasin bana. Bir kiz akilli akli basinda ve gercekten sevecek adami cok zor bulur bu bir. İkincisi de aslinda bulmak da mesele degil. Senin gibi adamlarin kilolu gobekli falan olmasinin sebebi aslinda o cabaya degecek birsey bulamaman suan. O yuzden aslinda bir hatun seni bulsa veya sen onu bulsan tum gobeginden falan kurtulacaksin yani sana dert olan seylerden. Boy da sorun 176 boyumla 184 kizla ciktim ve disaridaki insanlarin bakislari disinda gocundugum yetersiz hissettigim bir nojta olmadi. Boyle durumlarda ignorance is bless yersen.
Ama simdi bizim kizlarimiz degecegine karar vermeden bir islenmemis odunu alip ugrasmak istemiyor. Risk almiyorlar xogu zaman da kolaya kaciyorlar
Boya yapacak bir sey yok da sen o gibegi kasarsan iki uc ayda eritirsin aslanim. Bir de niyetini hemen belli etmeyip karsidan bi isaret beklersen tamamsin.

Gobek tabii ki sorun. Cunku senin miskinliginin gostergesi. Boy sorun diil. Konusma tarzi, mimikler, fitlik, cekici surat hatlari falan boydan daha onemli. Yardir.

bence herşey kafa ve çenede bitiyor hacı. senin boylarında hatta daha kısa ve obez birisinin incecik bir kızla cıktığını biliyorum. kendisi arkadaşım. biraz böyle piç ve ortamcı tiplerdendir kendisi. ama hatunu yaptı çenesi ve konuşmasıyla. aşırı ekstrem bir durumun yoksa fiziksel görünüşün pek önemi yok.

kelli çirkinliği anlıyorum da, göbeğim var napıyım diye sormuyomusunuz gıcık oluyorum. sanki doğuştan gelen bişi göbek ve değiştiremezmişsin gibi. elenme kafalardan. spor yap aga, az ye çok mu zor. yıllardır yalnızım qızlar beni böyle qabul edin.

sonra sözlükte türk kızı yatakta bilmemnede kütük gibi de diye yazıyolar. erkekte tahrik edici bişi yoksa kızın nası tahrik olmasını bekliyosunuz ki.

imza: eski şişko

Fiziksel özellikler ilk intibada etkili ancak seni sen yapan diğer özelliklerin halin tavrın hayata bakışın vs ler o gözlerdeki intibanı alıp öyle yerlere koyuyor ki tahmin edemezsin,ben hep ilk gördüğümde etkilenmediğim çarpılmadığım kızlara aşık oldum, aura diye bir şey var arkadaşım

kelsin dimi bi de. itiraf et, hadi :)

boy için üzülme, boyunu uzatamazsın da kısaltamazsın da. ama göbek erir merak etme. dış görünüş insanı etkiler ama önemli olan karakterdir. bir de insanlar gözlemlerime göre yüzü güzel olanı değil, fiziği güzel olanı güzel/ yakışıklı buluyorlar. tipin fena değilmiş, göbek erirse 10 numara olursun, rakiplerinin önüne geçersin. tipe bakan yok, acı ama gerçek. welcome to real world

cevapları okumadım da, "aşk başkadır bunlardan" demeye geldim.
tek bir kere aşık oldum ve o kişi de göbekli ve kısa boylu idi. karşılık da alamadım üstelik :)
ki ben de beğenirim sağlıklı görüntüyü. fitliği. ama aşk, çekim, arzu bunlar başka bir şeyler. benim için böyle en azından.
kendinize güvenin. "kafadan eleniyorum" düşünceniz yüzünden kaybediyor olabilirsiniz.
göbeği kendiniz ve geleceğiniz için eritin. yoksa göbek gider ama kızlar yine gelmez, şaşar kalırsınız :)

eksisozluk.com

Alakası yok. Türk kızlarının ortalama boyu çalışmalara göre 162-165 arasında, medyan da o civarda. Bu da demektir ki kızların yarısından fazlasından uzunsun.

Ayrıca göbek de hatundan hatuna değişiyor. Bazıları sever, bazıları sevmez. Yani bunları birleştirirsek, kızların bir kısmı göbek ve boy nedeniyle istemeyen kız oranı o kadar da fazla değildir.

Standartlar yüksektir belki. Onları sağlayan kız oranını tutturamıyorsunuzdur.

dostum dürüst olayım. kellikle göbekle alakası yok huyu suyu önemli diyenler çok optimist geliyor bana. yani bunu diyenlerle farklı yerlerde takılıyoruz sanırım ben böyle bir dünya görmedim. görünüş olayın %50'sidir. konuşmadan bir bakışla falan kızın ilk dikkatini çekmen lazım. sonrasında da birbirinizi tanıma prosesine giriyorsunuz. kızın hoşlanmasa bile konuşmaya niyetli olması lazım sana bakıp. olayın kalan %30'i ekonomik durumun,refah düzeyin,hayatının rahatlığıyla ilgili.%15 senin iyi biri olman kalan %5 de ıvır zıvır işte.

boyun 170 den az değilse göbeğin sorun olmaz. göbek candır :) kısaca sorun göbekte değil, sende.

Abi kısmetsizlik falan değil de çevreyle alakalı oluyor o işler genelde ya.

Sen, senin çevrendeki insanların arayacağı insan değilsin büyük ihtimalle. Bazen "olmayınca olmuyor" diyor insan. Yeni ortamlara, farklı insanlara yelken açmayı denesene. Her zaman gittiğin mekana değil de başka bir yere git mesela. Tedbil-i mekanda ferahlık vardır demişler. Bi' çevre değiştir. Ha deyince olmuyor tabii de en temizi de bu. Mesela liseden üniversiteye geçtiğin zamanı hatırla ya da üniversiteyi bitirdiysen bitirip iş hayatına girdiğin anı. Sıfırdan ortam yarattığın zamanları düşün, o anları kolla.

ben inanıyorum. aynı durumdayım. kimisine arka arka yağıyor kimisine yıllarca gelmiyor. böyle hayatın amk. maalesef ne zaman bulacağın belli değil abicim. öyle dedikleri gibi ortam değiştirmekte hiç basit bir şey değil. değiştirsende yine devam ediyor aynı durum zaten. ileride bir şekilde buluruz herhalde ama gençlik geçip gittikten sonra ne anladık bu işten.

arada yurtdışına falan git. türkiyede yokluk var.

benim ilk yattığım kız estonyalıdır. para verip yapmadım yanlış anlaşılmasın.
üniversiteyi bitirdim, 24tüm. bir kıza aşıktım, teklif ettim reddetti. o sırada polonyada bi aktivite denk geldi gittim. baktım ki adamdan sayılıyorum. çek sevgilim falan oldu orda.

o gün bugündür diyorum, hep de derim. türk kızıyla olmaz bu işler.

bence de sans isi :D yurtdisi ornegi verilmis o da sans isi bence yaklasik 5 ay kuzey avrupada kaldim etraf hatun kayniyodu fakat bir tane hatun bile ilgilenmedi lan benimle :D ben cirkinim belki senin sansin olur yurtdisini dene :)

bir dans kursuna yazıl(salsa,bachata daha sıcak olur).gecelerine katıl.Efendi ol.

birden açılırsın. merak etme.

Emin değilim ama ilk kurduğun driver ile kesişen dosya olabilir. ben olsam format atıp direkt çalışan driveri kurarım.

fak badi si olan tiplere bakarsan çoğu saçma sapan tipler zaten. Elbette istisnalar vardır da. Erkekler ortamlardan çıkmayan marjinal takılmaya çalışan sürekli karı kız muhabbetinde olan tipler, kızlar da genelde ilginç olmaya çalışan yine ortamdan başka bir şeye girmeyen ilginç olmayı hedefleyen tipler. Bunlar bnim gözlemlerim sonucu gördüklerim. Gayet bilmediğim normal badiler de vardır ancak çoğunluk böyle gibi. Sen normal kızlarla takılıp normal şeyler hedefliyorsan pek göremezsin zaten.

Duygusuz sevişmek şans mı? Iyi düşün.

fakbadiliği sevgililiğin bir üstü olarak görme. bir türlü sevgili olmayı beceremediğim, saçmasapan bir ilişkimiz olan kız, böyle bir teklifte bulunmuştu zamanında. ha olmadı ama olsun, yani "sevgili bile bulamıyorum" diye düşünme. fakbadi için sevgili bulmaya gerek yok, her an her yerden çıkabilir.

bana çok ütopik gelmiyor ya, işte insanlar sürekli birlikte vakit geçirmek istemiyolar ama "seksimiz yapılsın en azından" diye ara sıra buluşup sevişiyolar. çok inanılmaz bir olay olmasa gerek. benim açımdan inanılmaz olur yani, hiç fakbadi konuşması bile geçeceğini sanmıyorum önümdeki 10 yıl boyunca. ama diğer insanlar için, çok acayip bi şey değil.

hatta sana şöyle söyleyeyim, ekşide duyuruda fakbadi geyiği yapanları bırak, hiç tahmin bile edemeyeceğin insanların fakbadileri var. burdakilerden daha çok.

Ortam meselesi. Genelde sorunlu kadınlardır bunlar. Bir kadın düşün, ortamı gayet geniş, gece kulupleri , barlar, alkoller, bonzailer.. ve bu nedenle tek bir kişiye bağlı kalmak istemiyor. Doyumsuzluk ve birazda hayata karşı, diğer tüm yalnızlara karşı nankörlük aslında.

Pescador haklı, bazen sevgili olamayacağın insanlar çıkıyor. Öyle takılıyosun işte. Sevgili olma olayını çok hafife alıyorsunuz, psikolojik ve duygusal olarak adamın amına koyuyor. Koyacağına öyle takıl. Baktın yanlış yola gidiyor bi daha görüşmezsin.

Ha duygusal bi adamsan her halükarda boka sarıyor o ayrı mesele. Bende sarıyor yani.

Fuckbuddy olmak zaten sevgiliye söylenecek bir şey değil ki sen ne yaptın kardeş :D:D Sadece senin kız arkadaşın değil, kadın-erkek herkesin sevgilisi tokadı yapıştırır herhalde :D Zaten sevgili olmayı düşünmediğin birisiyle takılırsın. Sevgilin yoksa, random bir bara git, azıcık düzgün bir tipsen boş çıkma ihtimalinin pek olmadığını düşünüyorum, en azından one night standin olur. Yakışıklı olmasan bile, gereğinden fazla sarhoş kadınların ne tiplere yazdığını gördü bu gözler:D

Elbette senden önceki akşam hangi tiksinç adamla yattığını, mantarını bakterisini umursamayacaksan, git bi dene kardeşim. Ha sevgilin varsa, bacaklarını kırarım.

benim yakin arkadaslarimdan bir kisminin olmustu. genelde doktora yapan tipler. duzenli olarak bulustuklari birer sevgilisi ve bunlarin yani sira fuckbadileri vardi. ha sorarsan iyi bir sey mi degil tabi, iki yuzluluk ve aldatma. neden fuckbudiye gidiyorlardi, cunku onlarda sevgilide bulamadiklari durustlugu, yapamadiklari seyleri buluyorlardi. fuckbadilik muessesesi aslinda, kankaligin bir asama ileri tasinmis hali. her seyi yapiyoruz, yemedigimiz o b.k kalmasin hesabi. mktir et kafayi yorma bunlarla. bu islere girenlerin sonu genelde iyi olmuyor, kimseye guvenleri pek kalmiyor. en son bu fuckbadi takilan arkadaslarin cogundan, "ya yasitlarimiz evlendi cocuklari vs var bizim halimize bak, bize gelecek birileri yok "gibi sesler cikmaya baslamisti..

çünkü amına koduğumun hayatı adil değil. kimine kepçeyle verirken kimine hiç vermiyor bu kadar basit. fazla düşünmene gerek bile yok. ya da gözünü karart git bir aktiviteye bara mara uçana kaçana yaz belki olur.

lan ben ki aynen senin gibi düşünürüm, netten şans eseri tanıştığım ve pek de sallamadığım, yer yer dalga geçtiğim bir kızla 2 kez yattım. ne duygu vardı işin içinde ne bişi. heralde fak badi tanımına uyuyor işte. daha o kentte kalsam daha da olurdu da atandık falan ıvır zıvır.

kısacası tamamen denk gelmeyle ilgili bir şey. 3 aydan uzun ilişkim olmadı benim hiç.

her şeye rağmen hayat bazen çok acımasız ve kimi insanlar sandviç yapmaktayken biz mal mal video izliyoruz işte.

Bir başka şehir efsanesi bu olay, görmedim duymadım hiç. Hakkaten var mı böyle birşey.

sevgili olmak kolay bir iş mi sanıyorsun? 1 full time employee'sin.

bazen insan emekli olmak, çalışmadan da benefitlerden yararlanmak ister.

fakbadi dedikleri parası olan adamlar. yediriyor, içiriyor, gezdiriyor pompalıyor iyide yapıyorlar, zaten kadınlarda pompa için birlikte oluyor. tabi marjinal olanlarıda vardır elbet karşılıksız yapanı ancak toplumun büyük bir kesimi bu.

çevrenle alakalı. anladığım kadarıyla kapalı bir çevren var bence de yapma tokadı yersin.

fuckbuddy yeni bir mevzu değil. adı türkiye'de yeni yaygınlaştı sadece. genelevlerin masaj salonuna, fahişelerin eskortlara dönüşmesi gibi düşünebilirsin.

ayrıca mandalina haklı. ben duygusuz sevişilen porno bile izleyemem mesela. sevişirken aşkı hissetmek istiyorum. sevişmek için de sevişilir elbet. ama düzene dönüşürse sıkıntı. bir olur iki olur.

bir de gerçekten ne tiplerin fuckbuddy olduğunu bilsen feleğin şaşırır. ben kulaklarımla duydum gözlerimle gördüm dedim pes. en yakın arkadaşı, köylüsünün eşiyle düzenli yatan adam tanıyorum. ikisinin de üç tane çocuğu var. adam yakışıklı cevval bir tip de değil. kısa boylu kılıbık bir herif. ve kadın kapalı. kulaklarımla şu cümleyi duydum bak: namazımı kıldım, kuranımı okudum, çocukları sokağa yolladım seni bekliyorum.

fakbadi olanlara karşı korkunç bi önyargı var anladığım kadarıyla. biri para yediriyorlar demiş, biri boş beleş/sorunlu tiplerin işi demiş. hey maşalla.

kısaca şöyle söyleyeyim ben, yanındayken mutlu hissettiğin ama sevgili olmak istemediğin, ollduğunda boka saracağını düşündüğün insanlarla fakbadi olursun zaten. friends with benefits diye bir şey çıktı son zamanlarda gerçi, o işleri çok karıştırdılar. o kadar karıştırmasalardı iyiydi. benim eyyorlamam bu kadar.

Çok mu özel niye buraya yazmıyorsun ki?

polisi ara, biraz da onlar huzursuz olsun. küçük çocuk sonuçta bunlar, hoşgörü gösterilir ama senin de evinde kafanı dinlemeye hakkın var. üstüne bir de triplerini mi çekeceksin?

arkadaş çocuksa da çocuk ailesi terbiye etsin biraz, susturmasını bilsin. gürültü yapacaklarsa park var sokak var orada oynasınlar. sonra şımarık şımarık çocuklar yetişiyo adam oluyo dünyanın merkezinde olduklarını zannediyo kendini. biz de çocuktuk azcık gürültü yaptık mı dayağı yerdik. git dayan kapılarına sustursunlar çocuklarını, sokağa çıkarsınlar gezdirsinler parka götürsünler.

tamir için vereceğin yeri önceden iyi araştır zira benim blackberry 9700 telefonum şarj kısmı yamulmuştu tamire götürdüm adam yaptı düzeldi oh dedim sonra gece şarja taktım sabah bir uyandım telefon ateş gibi sımsıcak meğer yanmış. Bir daha da açılmadı zaten.

toz, ısınma, virüs, hdd doluluğu, ramin eksik çalışması vs..

fan temizleme ve termal macun yenilenmesi şart.

@mayeskuel ramin eksik çalışması neden kaynaklanıyo olabilir?
@donut canavarı şu ana kadar batman serisi, assasins creed serisi ve farcry 3 gibi oyunları gayet güzel kasmadan oynadım, bi kaç gün önce de dark solus 2 yi yükledim ama kastı bilgisayar.
@glamdr1ng o işlemleri kendim yapmam mümkün mü? Değilse nerde ne kadara yaptırabilirim?

mümkün ama geri toplayamama gibi bir sorunun olabilir.bazı laptopların dizilim cins oluyor.pc modelini youtube da arat yanına fan yaz çıkanları izle biraz.gözün keserse dene ama bence riske hiç değmez.10 tl ye de olur 30a da.güvendiğin bir pc ye götür 30 dk lık işi var.ben 10 a yaptırıyordum arkadaş 25 e yaptırmış aynı yerden mesela.

Black Flag'in DLC'si.

sorabilirsin

(bkz: stormy may day)

başka bir modeme başarıyla bağlanıyorsanız sorun modemde demektir.. modem ayarlarında mac filtreleme olabilir. airties standart kullanıyorsaanız 192.168.2.1 adresiyle tarayıcıdan modeme bağlanın. kullanıcı adı şifrenizi girin.. soldan |KABLOSUZ| butonuna tıklayın. çıkan sekmeden de |MAC FILTRELEME| butonuna tıklayın.. Çıkan hedede eğer MAC FILTRELEME ETKIN kutucuğu tikli ise onu boş bırakın.. kaydete tıklayın.

kimlik doğrulama diyorsa mac adresi filtresi değildir. tablet ayarlarından tüm wifi falan ne varsa önbellek temizlensin yada varsayılan default ayarlar getirilsin.

Stratejik Yönetim alanında Arama Danışmanlık çok iyi ama stajyer almayabiliyorlar, alırlarsa sıkı çalıştırmak isterler.

ben senin yerinde olaydım, aychovsky'nin dediği şirkete girmek için ne gerekiyosa yapar ve götümden kan gelene kadar da çalışırdım o stajda...

dolandırıcılık bariz, şüphen mi var?
CEO imzası falan diyorsun, ben onu sana 2 dakkada photoshopta yaparım..

maildeki tum linkleri tikla. yuklemen gereken bir sey varsa onlari yukle

hesap numarani ver bekle.

ne de olsa ceodan gelmis.

shift+del yap kares

Arkadaşlar muhtemel bir dolandırıcılık olduğunun ben de farkındayım sadece benzer bir mail alan var mı onu sormak istedim bir de üniversite mail adresime gelmiş o da merak ettirdi. Hemen geyik yapmayın, insanın içine kurt düşebiliyor.

yok.

kimse kimseye karşılıksız bir şey vermez.
keşke eki açmadan silseymişsin...

non-satiated, convex and monotonic preferences geliyor aklima.

vertigo olmasın da.lanet bişi.
alpinguneri.com

selam, bu belirtinin adı tinnitus. başlı başına bir hastalık değildir, ortaya çıkmasının birçok sebebi olabilir; bir kbb'ciye gitmesinde fayda var. başlıca sebepleri:

- gürültüye bağlı işitme kaybı
- sinirsel hasar (multipl skleroz)
- kulak enfeksiyonları
- oksidatif stres
- (duygusal) stres
- kulağa yabancı cisimlerin kaçması
- sıvı akışını engelleyen nazal allerjiler
- kulak kiri
- yüksek seslere maruz kalma

şahsi görüşüm: ülkemizde genellikle nedeni pek sorgulanmıyor, betaserc, tebokan, nootropil gibi ilaçlar (çok ağır durumlardaysa laroxyl, hatta xanax) reçete edilip hasta gönderiliyor yalnızca. bunların etkinliğiyse epeyce şaibeli.

tinnitus nazal bir allerjiye bağlıysa bu defa da bir antihistaminik + dekonjestan tedavisi uygulanabiiyor.

Tansiyondan olabilir mi?

subscene de ingilizce altyazı mevcut.
(git: subscene.com)
divxplanet'ta altyazıyı görmeyince altyazıyı yükleyeyim dedim dixplanet'a ve "Bu içeriğe altyazı yüklenmesi engellenmiştir" gibi bir mesajla karşılaştım, çok ilginç.

edit: "filmin dağıtıcı firmasının koyduğu yasak nedeniyledir, divxplanet'la felan alakası yok yani. yasak kalktığı zaman, önceden yüklenemeyen altyazılar, normal bir şekilde yüklenebilecektir. " - bir entry

Evet, Hayır.

ikisi de sıkıştırma formatı. flac'ın farkı isminden anlaşılacağı gibi lossless iddiasında olmasıdır ki mp3'e göre kalitesi daha yüksektir. Her player oynatmaz ve ayrıca dosya boyutu da daha büyüktür.

Bu arada eklemeyi unuttum, android telefonlarda sorunsuz çalınabilir mi flac formatı?

evet, android telefonlarda sorunsuz çalınabiliyor.

flac 256'ya göre çok farkediyor. 320'ye göre yine farkediyor ama o kadar bariz değil.

flac su gibi berrak ses veriyor. özellikle kadın vokallerde tercihim

Farklı yerler. Belki karargahları birbine yakın olabilir. Abin 40-50 kişilik bi grup olarak kastamonudan diyarbakıra gidecek. Orada bazıları torpil ve şans durumuna bağlı olarak merkezde kalacak, bazıları 3-4 kişi ilçe karakollara gönderilecek. ilçede çarşı izni olmayabilir o kısmı biraz sıkıntı.

Bu bıkkınlığı sadece üzerine giderek atabilirsin. Tedavi veya ilaç yok haliyle. Gözünü karartıp yapacaksın, staj süresince hayatından nefret ediceksin ama gene yapacaksın çünkü mecbursun. İleride evleniceksin,çoluk çocuk olacak bu sefer onlar için çalışmak zorunda kalacaksın, hayatından daha çok nefret ediceksin. Nefret ederek yaşayacaksın, daha sinirli, daha boş bakar hale geleceksin. Ama kaçış yok, para lazım çalışacaksın. Böyle böyle işte, hayatının içine edilecek. Ben bu durumdayım, ve çoooooooooooooook mutsuzum.

Ben de geçen yaz yaptım. Aynı şekilde hırs olayı hiç olmayan bir insanım ve nefret ede ede gittim geldim. Ama bunu yapılması ve atlatılması gereken bir şey olarak gör. Ben 1 ay yaptım çok çabuk geçti. Motive olacak bir durum yok aslında. Gidiyorsun geliyorsun olay bu. Zaten senden kimse bişey beklemiyor orda. Getir götür falan.

Eger bu kadar isteksizsen yanlis bolum secmissin. Mimarlik okuyorsan okulu birak derim direkt. Ciddiyim.

Edit: gerci genelde 5 kurus vermeden calistiriyorlar ve Turkiye'de calisma kosullari rezalet. Ama gelecekte yapacagin meslek ise insanda biraz heves olur yahu.

clementine.

www.clementine-player.org

en kolay ve performansı yüksek olan foobar2000 i öneririm

Bu arada beleş olursa daha iyi olur :)

@dimitri, @sedolima, windows için kullanışlı mı bu programlar?

foobar2000 +1 derim. İstediğin özelliklere göre şekillendirip kendi müzik player'ını yapmak derim ben buna. beleş tabi bu arada.

alemlerin en kral müzik oynatıcısı foobar2000'dir. başka bir şey aramaya gerek yok.

konu lightweight'likse her türlü billy

antik.eksisozluk.com

foobar dandik dostum. clementine on numara. evet windowsta sıkıntısız kullanırsın.

cildiniz çok kuru olabilir. nemlendirici sürün, kese yapın.

bende de var o stresten falan dediler. ama cildim kuruyor baya hele de banyodan sonra sıcak su kurutuyor. nemlendirmeyi ihmal etme.

tüm vücudunu saran pamuklu bir kıyafet giy. üstüne de, altına da. pijama gibi. inan kaşıntın geçecek.

bölgesel bir kaşıntıysa ve kaşınan yerin bir süre sonra acımaya başlıyorsa acilen bir cildiye doktoruna başvurmalısın. zira zona, halk dilinde gece yanığı döküyor olabilirsin.

Stress, kuruluk, alerji olabilir. Çok uzun zamandır böyle ise cildiyeye yol görünmüş demektir.
Döküntü var mı hiç?

Yediğin bişeye alerjin olabilir besin alerjisi testleri var

Yeni çıktı son bi kaç gündür, bölgesel değil bütün vücudumda oluyor, pijamayı değiştirdim, kanepede uyudum ama hala var kaşıntı. Doktora gitmem gerekli mi?

@ütopya bi hafta önce yurtdışından geldim, 4 ay kadar yurtdışındaydım, kötü beslendim orda açıkçası ondan olabilir mi?
@aychovsky 2-3 gündür var kaşıntı, döküntü şimdilik yok
@kirazıseviyorum bu aralar stresli falan da değilim, okul yok bişe yok anlamadım ki

@living

dönemsel olarak cildin kurumuş olabilir. suyun bile sebep olduğunu söylüyorlar. çok sıcak suyla yıkanma ılık-soğuk arası tut. çok basınçlı suyu bastırma vücuduna. banyodan sonra nemlendirici sür.

ya illaki odur demiyorum ama kaşınan bölgeye çok dikkat et.. mantar falan bir yerden bulaştıysa tedavi etmek çok zor oluyor.. onun dışında alerji, piskolojik olabilir...

Muhtemelen basit bir şeydir ama birkaç gün daha geçmezse doktora gidin. Kuruluktansa lipid verirler, alerjidense alerji ilacı verirler. Hiçbir fiziksel tetikleyici bulunamazsa psikolojik olduğunu anlarsınız ama sadece gece belli saatlerde kaşındığınız için psikolojik olmayabileceğine inanıyorum. Tabii, kesin bilgi doktorda; bende değil.

Bende de ciddi kaşıntılar oluyor benimkinin sebebi sütte bulunan laktoz alerjisi yani faydalı besinlere bile alerji olabiliyor