[]

yapamayacakmışım gibi

yapamayacakmışım gibi hissediyorum.
yapamayacakmışım gibime geliyor.

*bunlarda anlatım bozukluğu açısından bir gariplik var mı?
*hangi kip oluyor bunlar?
*yap+a+ma+y+acak+mış+ım ek/kök ayrılması böyle mi olur?

cümle içinde kullanırsak;
Hoca bana soru soracakmış da ben de yapamayacakmışım gibi hissediyorum.

*ingilizceye nasıl çeviririz?

 
As if teacher would have asked me a question and I would have felt I was not able to do it.


  • thracian  (10.02.13 16:27:08) 
yapamayacakmış gibi hissediyorum.
doğru olanıdır. burada yanlış düşündüğünüz fiilimsiye 1.tekil kişiyi getirmeniz. asıl olan yükleme 1.tekil getirdiğinizde sorun ortadan kalkacaktır.

'gibime' diye bir şey yoktur. şöyle ki; konuşma dilinde yanlış ek yerleştirmeleriyle oluşmuş kelimelerden biridir 'gibime'.

evet öyle ayrılıyor.
  • erenbey  (10.02.13 16:42:28) 
Gelecek zamanın rivayeti işte.

thracian nasıl çeviri yapmış öyle ya? o ne abi öyle?

@hiko: Sen neyin kafasındasın arkadaş sana mı soracağım ne yapıp yapmayacağımı? Ben vereceğim cevabı vermişim, çevirisini yapmak istiyor olsam yaparım.
  • Sade  (10.02.13 16:43:15 ~ 18:58:49) 
I feel like the teacher might ask me a question and I could fail.

thracian 'ın çevirisi geçmiş zaman olmuş.

@Sade: doğrusunun thracian 'ın çevirisi olmadığını düşünüyorsanız, daha iyi bir çeviriyi siz yapın. sadece eleştirmek ile yardımcı olmuyorsunuz.
  • hiko seijuro  (10.02.13 17:29:59 ~ 17:33:30) 
I think like that the teacher will ask a question and i wont be able to answer it.
thracian'ın ki olmamış... hiko'nun ki olmuş...

  • inanmazsan inanma  (10.02.13 18:04:04 ~ 18:05:54) 
mışları falan fazla abartıp full geçmiş zamana odaklanmışım :) hiko haklı.


  • thracian  (10.02.13 18:21:40) 
Gelecek zamanın rivayeti değil, aman dikkat. "Ben bunu yapamayacakmışım." deseydin gelecek zamanın rivayeti oluyordu. "Yapamayacak" orda çekimli fiil değil, sıfat. "Yapamayacakmışım gibi hissediyorum" cümlesi, "Hastaymışım gibi hissediyorum" ile aynı ayarda."Yapamayacak gibi hissediyorum" da diyebilirsin, "Hasta gibi hissediyorum" diyebileceğin gibi. İki set arasındaki fark, "-mış"lı olanlarda; bir şaşırma, açığa çıkma falan bekliyor oluşun.


  • katir cobani  (15.02.13 01:49:26) 
[]

doğru çevirdim mi? - tek cümle

the ones who takes, will sink; but the ones who gives, will raise.

alanlar batacaktır, verenler ise yükselecek. çevirmek istediğim cümle bu idi. olmuş mu? will yerine present tense kullansak daha mı iyi olur ki?

celui-qui prendre, va couler; mais celui-qui donner, va elever. bu da fransızcası, aynı mantıkla gittim. olmuş mu?

 
doğru çevrilmiş ama motamotmotmot olmuş. galiba insanlardan bahsediyor. benciller ve paylaşımcılar gibi mesela. ones who takes = benciller gibi.


  • sparkle kiddle  (10.02.13 11:34:22) 
takes değil take. virgüller fazla.


  • dehri  (10.02.13 11:38:01) 
@sparkle kiddle;
evet, alanlar derken bencilleri verenler derken de cömertleri kastediyoruz. ama bu cümle aynı zamanda kişinin aklına bir gemi imgesi getiriyor. gemiye çok fazla yükleme yaparsan suya batar, yükselmesini istiyorsan yükleri atmalısın. o sebeple düşündüğüm için kelimesi kelimesine çevirdim.

  • dahinnotha  (10.02.13 11:55:53) 
raise --> rise olacak.


  • march or die  (10.02.13 13:09:11) 
[]

roman ve romantik diller

merhaba

roma imparotluğunun dili latinceydi. ve avrupa dilleri de latinceye benzerlik gösteriyor ya da o kaynaktan geliyor. fakat onlar bu dil ailesini latin kökenli diller değil, roma imparatorluğunundan geldiği için romantik diller diyorlar. yani bizim türkçede aşkla ilişkilendirdiğimiz kelimeden farkl bi anlamda.

peki o zaman bizim romantik dediğimiz, aşkla ilişkilendirdiğimiz kelime nereden geliyor? gerçi sadece türkçede değil bu kullanım, diğer dillerde de öyle. romantik, hem roma uygarlığı ile ilgili anlamına gelirken hem de aşk ve sevgi dolu duygusallık anlamına geliyor. nedir kökeni?

latin amerika diye bir var. latin amerika ülkeleri falan. orada ispanyolca ya da portekizce hakim. oraya latin isminin verilmesi neden?

 
latin oldukları için latin diyorlar. kendin demişsin ispanyolca protekizce diye.

bütün avrupa dilleri de latinceden gelmiyor. italyanca, fransızca, ispanyolca fln. yoksa ingilizce, almanca ve daha kuzey ayrı.

edit: bir de sanırım romantik demiyorlar, romanic ya da romance languages diyorlar. en.wikipedia.org
  • goldentitan  (08.02.13 18:55:02 ~ 18:57:56) 
Romanik olacak o.


  • Sade  (08.02.13 19:42:44) 
[]

youtube öneriler algoritması

merhaba,

geçen gün youtube.un garip diyarına düştüm. o zamandan beri her videoda önerilenler bölümünde, yanımda biri varken youtube.a girmeyi istemeyeceğim denli videolar görünüyor.

youtube geçmişimi temizlesem bu algoritma sıfırlanır mı? yoksa bu kötü sicili temizlemek için bir sürü eli yüzü düzgün video mu açmalıyım?

PS: youtube geçmişinden saece o garip videoları silsem önerdiği şeyler düzelir mi?

 
sadece senin geçmişine bakmıyor. o an izlediğin videonun uploader'ı başka neleri upload etmiş, yada onu izleyenler başka neleri izlemiş vs..onları da sunuyor.


  • dokunmakalbime  (08.02.13 16:42:00) 
tuttuğun takımın kanalı, müzik kanalları vs. gibi bir kaç kanal takip edersen ve müziklere tıklayarak yarım saatlik bir gezi yaparsan onlarla ilgili şeyler çıkmaya başlar


  • ihaleli batak  (08.02.13 21:56:18) 
[]

çiğköfte

cidden çiğ değil bu ya? nasıl yiyorsunuz? ben de yedim iki üç defa, güzeldi. Ama çiğ et lan!! yamyam gibi hissediyorum. baharatla soğanla yoğurulrak pişmesi(?) ne derece mantıklı?

şanlıurfa yöresinden çıkmış, adıyamanda falan da yaygınmış. klasik türk yemekleri arasında çiğköfteyi göstermek doğru mudur? yöresel bi tat sonuçta. gerçi tüm türkiyenin ortak lezzeti olan bi yemek de yok galiba?

5 6 sene önce çiğköfte kırocan bi şey iken, nasıl oldu da zincir zincir dükkanlaşıp 250milyonluk bi endüstüri haline geldi?

 
çiğ et olayı yıllar evvel yasaklandı.


  • dokunmakalbime  (06.02.13 10:17:05) 
çiğ et yok artık.
tadı da gayet güzel yani...

  • enkolaykullaniciadi  (06.02.13 10:18:47) 
Her yerde gördüğümüz çiğ köftede ET yok.


  • hicunutmam  (06.02.13 10:18:52) 
bu akşam yiyeceğim mesela bak canım istedi


  • feodal moruk  (06.02.13 10:19:21) 
etsiz yapıyorlar zaten cogunu


  • asilsiz suclama  (06.02.13 10:19:28) 
PATTİZ var :D


  • ekaterina  (06.02.13 10:19:48) 
Hazır olanlar, dükkanlarda satılanlar etsiz. O yüzden dışarda yerken çiğ et nasıl yenir ki diye düşünmeye gerek yok. Evde yapılan da zaten düzgün yapılmışsa içindeki etin çiğ olduğunu söyleyemez kimse. Pişme kısmını acı biber sağlıyor. İçinde zehir gibi isot olduğu için yoğrulurken o çiğ etten eser kalmıyor.


  • onexey  (06.02.13 10:19:56) 
satılan yerler dışında, evde gerçek etten yapılanlar için baharatla pişti demek doğru mu? baharat pişirebilir mi yani o eti?


  • dahinnotha  (06.02.13 10:23:09) 
arkadaş satıştan bahsetmiyor. neticede çiğ köfte çiğ etten yapılıyor. sen evde sıra gecesi düzenleyip etle çiğ köfte yaparsa kimse yasahhh kardeşim demez.
bunu yiyebilme meselesi ise farkındalıkla alakalı birşey bence. ya da tercih,zevk, mide meselesi. 26 yaşındayım 2-3 yıl öncesine kadar ciğ etle yapıldığını bildiğim halde yiyebiliyorken şimdi tiksiniyorum.
çiğ et lan bu!!1
  • jacksor  (06.02.13 10:25:27) 
@jacksor, evet. dışarıda satılanlar ayrı bi boyut. içinde et var veya yko. ama nihayetinde ÇİĞ etten yapılan bi köfte var. ben yedim daha önce, evet lezzetliydi. ama şimdi tekrar yiyebilir miyim bilmiyorum.


  • dahinnotha  (06.02.13 10:28:41) 
çiğ etle yapılanı bulmak ticari olarak imkansız olduğu için çok kafaya takmıyorum. evde yapılanı, hasını bulabilsem de yerim zaten iğrenmeden. ;)
baharatla pişmesi falan da yalan elbette bildiğin çiğ çiğ yiyorsun. bu da her türlü bakteri bilmemne için gayet güzel bir ortam oluşturacağından bilmediğin yerden yememen lazım. sonra uğraşırsın kurttu, tenyaydı.

  • ozdek  (06.02.13 10:32:36) 
suşi de çiğ olarak yeniliyor, ikisinide çok severim. kendimden şüphe etmeye başladım


  • secilmis uye  (06.02.13 10:39:24) 
Çiğ çiğ yesen de onca yoğuluyor nihai karşım. Babamdan bilirim, 1-1,5 saat boyunca yoğurur. Nasıl ki amerikalılar az pişmiş veya kanlı kanlı et yiyebiliyorsa bu da yenir.


  • jesterdvine  (06.02.13 10:42:32) 
gerçek çiğ kfte olcak da "çiğ et lan buu" diye yemiycem haa. kiloyla götürürm valla. zaten çiğ de olsa etin tadını almıyorsun ki.

üstelik çiğ köfte de bişey mi etli yaprak sarması yaparken saramadıklarımı lüp lüp atarım ben ağzıma. evet evrimimi tamamlayamadım hala.

çiğ köftenin endüstri haline gelmesi yaygınlaşan fast food kültürünün bir parçası. hamburgere göre daha ekonomik ve daha bizden. işin içinde gerçek et olmadığı için de dürüm döner, adana vs gibi pişirme sıkıntısı ve muhafaza problemi, tabak çanak derdi de yok. yani alıcı için olduğu kadar satıcı için de pratik ve ekonomik.
  • halanne  (06.02.13 11:05:53) 
aşırı yemek seçen birisiyim. ve evet bunu da yemiyorum. neden yemiyorsun diyenlere de "ya kardeşim akıl var mantık var, hem para veriyoruz hem pişirmeden gönderiyorlar" diyorum asfsafsadf


  • zazazaraeta  (06.02.13 11:06:36) 
babamın evde tek yaptığı yemekti. yağsız kıyma kullanırdı, çiğköfte için özel çekilmiş. baharat ve yeşillik konusunda da çok titizdi, kavga çıkartıp tadımızı bozacak kadar.

şimdi ne kadar harika yapardı diyip öğlen vakti sizleri üzmek istemediğim için bir şey söylemiyorum :)

pek öyle kırocan bir durum olmadı bizim için zira emek isteyen ve her zaman yapılmayan burnu yukarıda artist bir yemekti. kendimi hiç de öyle yamyam gibi de hisstemedim. şimdilerde dışarıda ancak yemek olmayınca ve uğraşmayınca yılda bir kaç kez alıyorum. patates kzıartması neyse o da öyle şimdi.
  • puc  (06.02.13 11:36:16) 
o kadar da emin olmayın derim:

www.eksisozluk.com
  • hiko seijuro  (06.02.13 12:09:11) 
Çiğ et taze ise çok lezzetli bir şeydir. Mesela kaliteli bir yerde biftek istediğiniz zaman, ortasının tamamen çiğ olduğunu görebilirsiniz.
Hatta italyanların "carpaccio" dediği et, kasaptan alınıp üstüne limon suyu sıkılıp direkt mideye atılır ki inanılmaz bir lezzet kesinlikle.

  • dampire  (06.02.13 12:35:07) 
[]

sn.de maks kaç kare oynatabilirim

merhaba,
standart bi film, 23,97 frps yani saniyedeki kare sayısı. i3 işlemcili bi aletim var. hangi formatı ve çözünürlüğü kullanarak maksimum hızı elde ederim?

sn.de atıyorum 70 kare geçirtebilir miyim? 480p ya da 720p çözünürlük olacak.

 
saniyede 70 kare çekilmediği için saniyede 70 kare oynatmak istersen sana sıkıntı olarak geri dönecektir. 24 fps en uygunu.


  • kayranin kedisi  (06.02.13 00:36:00) 
format veya çözünürlükle alakalı değil. sen, fast forward yapacak bir video oynatıcı ile becerebilirsin ancak bunu. Media Play Classic bunu yapıyor ama FPS seçemiyorsun, sadece "hızlan" tuşu var.

edit: sen yeni bir video encode edeceksin sanırım. o zaman bilmiyorum hangi format en uygunu, ama tahmin hakkım olsa avi derdim.
  • harzem  (06.02.13 00:39:33 ~ 00:40:22) 
[]

flash videoları dahi açamayan netbook

merhaba,
arkadaşımın bir netbook.u var. özelliklerini bilmiyor, bilgisayar da yanımda olmadığı için kontrol edemiyorum. fakat oldukça kullanışsız. yine de youtube da video izlerken bile takılması mümkün mü? en kötü bilgisayar bilgisayar bile 240, 320p videoyu açabilmeli diye düşünüyorum.

muhtemelen eski bi alet.
k-lite codec yüklü. driverlerini kontrol ettiğimde ses kartı vs gibi şeylerin güncel versiyonları çıkmıştı. henüz kurmadım. onların etkisi olabilir mi?

 
netbook adı üstünde. eskiden aldıysa bir de olma ihtimali var bu olayın.


  • nickiyle oynayan yazar  (05.02.13 23:49:01) 
flash videolar bile diyorsun ya, flash videolarda kasmasi normal. flash video dedigin kastirir zaten :) benim eski netbook'da da ayni problem vardi. kasardi ama oynatirdi. ileri falan saracak olursan kismen dururdu vs. kisaca normal. driverla duzelecek bir sorun yok. belki flash player guncel degilse ve antivirus gibi bir seyler varsa onu kaldirarak biraz rahatlarsiniz. bir de chrome yerine ie veya firefox ile deneyin. chrome'un kendi flash'i bazen sorun cikariyor.


  • entrapmen  (05.02.13 23:51:31) 
İçinde Windows 7 Starter ile falan geldiyse ve 1 GB Ram varsa felaket kasıyordur. Bende de var bir adet. Gittim Kubuntu yükledim epey ferahladı makina. 1 GB daha bellek eklemek de göz çıkarmaz ayrıca.


  • rosencruz  (06.02.13 02:06:35) 
[]

60-70-80lerde kaydedilmiş müzikleri maksimum ne kalitede dinleyebiliriz?

örneğin bu kayıt: daha yüksek hali var mıdır?
www.youtube.com erol evgin - bir de bana sor, tarihini bilmiyorum

mesela bu, 60lardan;www.youtube.com claude françois - quand un bateau passe

---
aslında şöyle sormak daha iyi;
45likler 60lar falan vardı ya eskiden. onlardan çıkan maksimum ses kalitesi, bu verdiğim kayıtlara mı erişiyor? daha önce bi plak dinlemediğim için bilemiyorum. o zaman stüdyolarda yapılan kayıtlar da maksimum bu derecede miydi?

 
ülkemizde basılan plaklar hala iyi değil maalesef, dolayısı ile eskileri daha da fena idi, bundan biraz daha iyi çıkabilir ama o kadar. mastering aşamasında masraf olmasın diye üstüste basarlardı, varın siz tahayyül edin. yabancı olup ta ünlü olanlar, özel gramaj ile basılanlar, 45 rpm olanlar daha iyi olur, yine de 16 bit üstüne çıkmanız yer kaybı olacaktır. bu tarz albümlerin masteringleri sağlam olduğundan remastered audiophille' den sağlam yapılan rip' lerden daha iyi kalite elde edersiniz. ama yapılan rip hakikaten önemlidir. elbette dinlemek için de hi-end bir sisteminiz olması grekir.
selamlar.

  • ohtararan  (05.02.13 21:23:16) 
[]

osmanlıca nedir?

ne değildir, dil midir?
1)arap alfabesi ve diğer dillerden alınan kelimelerle oluşturulan "yapay" bir dil midir?
2)sözlükte biri şöyle bir örnekle açıklamış;
yesterday markete aller ettim und iki kilo fresh eggplant buy ettim
bu şekilde özetlenebilir mi durumu?
3)yüksek tebaa kullanıyormuş osmanlıcayı, halk ne kllanıyordu? divan edebiyatında üstteki örnekteki gibi cümleler yer alıyordysa, halk "pazara gidip de elma alıverdim" gibi bi şey mi diyordu?
4)osmanlıca demek doğru mu, tarihi türkiye türkçesi mi denmeli, osmanlı türkçesi mi, eski türkçe çok daha farklı bi şey sanırım?
5)eğer alt ve üst tabaka farklı diller kullanıyorduysalar, neden böyle yapıyorlardı?

 
1- Yanlış bilmiyorsam Tükçe, Arapça ve Farsça karışımı bir dil.
2- Benzer ama Farsça kelimeler günümüzde de hala kullanıldığı için bu kadar ucube gelmiyor insanın kulağına.
3- Halk Türkçe kullanıyordu ama bugün kullandığımız Türkçe değil elbette. Yine Arapça ve Farsça etkileri var ancak üst kesim kadar baskın değil.
4- Osmanlıca demek pek yanlış değil çünkü bir tek Osmanlı bunu kullandı. Günümüz Türkiye'si veya diğer beyliklerde böyle bir şey, bu boyutta yok.
5- Tamamen sınıf ve eğitim farkı kaynaklı. Osmanlı'nın devşirmeleri ve hanedan özellikle yabancı diller konusunda çok iyi eğitiliyor. Çok iyi Farsça ve Arapça biliyorlar. Bunların yanında elbette diğer diller de var. Bu şekilde bir eğitim sonucu kullanılan dil o yöne kayıyor. Bir dönem İngiltere'sinde soyluların Fransızca konuşması gibi bir durum bu. O da tam Fransızca değil ama halkın konuştuğu dili konuşmuyorlar. Halka biraz(!) tepeden bakmak durumu da var. Sonra İngiltere krallarından birisi bu durumu yasaklıyor, İngilizce konuşulmasını emrediyor, soylular uzun süre sıkıntı yaşıyor falan. Aynı şey, soylu ve/veya eğitimli/güçlü olmanın getirdiği bir şey diye düşünüyorum ama tarihçiler daha iyi bilir.

Edit: Şöyle düşünün, Nişantaşı'nda oturup sütlü kahve demeyip "café au lait" söylesem ben bu normal karşılanabilir, normal midir tartışılır ama bunlar yapılan şeyler. Bunun ne demek olduğunu bu seviyede eğitim almamış insanlar anlamayabilirler. Aynı tavır işte. Bence oldukça rahatsız edici.
  • alicia_dominica  (05.02.13 11:30:19 ~ 11:33:50) 
bir araya gelmiş farklı insanların kendi dillerini karıştırarak elde ettiği yeni bir ortak dildir. (yapay diyemeyiz)
arkadaş güzel açıklamış
türkçe konuşanların aşağılandığını biliyorum mesela
bence osmanlıca doğru çünkü osmanlı imparatorluğuna ait
o dönemlerde bütün büyük devletlerde, dünyanın her yanında yönetici ve varlıklı tabaka ile halkın kullandığı dil başka. halk çiftçi, işçi, zanaatkar öyle yazıyla filan pek alakası yok. işte sonra devrimler, reformlar :) gerçi siyasilerle hala pek aynı dili konuştuğumuzu sanmıyorum ama olsun :D
  • kediebesi  (05.02.13 11:31:01 ~ 11:45:32) 
1. kelimeler arapça farsça ve diğer diller ağırlılı, yazı dili bürokrat dili saray dili denilen dil öyle.

2.abartılmış olsa da hemen hemen o söylediğin gibi bi şey çıkar divan şiirinde mesela

3. halk normal bugün senin konuştuğun dili konuşuyordu. onda sıkıntı yok zaten.

4. osmanlıca diye bir şey yok zaten onun adı osmanlı türkçesi, osmanlıca diye ayrı bir dil yok, eski türkçe 13-14 yy. kadar olan zamandaki türkçeye verilen ad sonrasında bölümleme için osmanlı türkçesi diye ad alıyor. yani dil oradan buradan etkileşimlerle yüzyıllar içerisinde değişerek gelen aynı dil.
ek:
5. devlet geleneği önceden farsça üzerine selçuklu etkisi. + din arapça üzerine + coğrafyada farsça (bunun bir kolu olan kürtçe) rumca , arapça ciddi şekilde kullanılmış etkilemiş + edebiyat iran ve arap edebiyatı etkisinde , şiir etkisi burdan geldiği için ağırlıklı farsça arapça etkisinde. + büyük devletlerde imparatorluklarda bu anormal değil normal olandır
  • enn  (05.02.13 11:36:13 ~ 11:40:24) 
Arkadaslar genel olarak cok güzel aciklamis sadece ufak bir sey eklemek istiyorum. su an konustugumuz dil bence osmanlica olarak kastettigimiz dil ile o sirada anadoluda konusulan dilin karmasidir. yani ne divan edebiyati tarzinda konusuyoruz ne de yunus emre'nin hosuna gidecek sekilde.


  • l i w e x  (05.02.13 11:53:01) 
@livex, kediebesi;
modern türkçede gerek batıdan gerek arapça ya da diğer dillerde çok yüksek miktarda sözcük olduğ için mi bunu söylediniz?

o zamanlarda, mesela 1500lerde yaşayan birinin nasıl konuştuğuna dair bir örnek vermeniz mümkün mü? yani zaman makinesi icat edilse de 1528de bursada olsam, pazarda konuşulanları anlayabilir miyim?

başka bi duyuru açacaktım ama konu değişecek olsa da buradan devam etmeyi yeğlerim. ortaokulda, lisede "neden" tarihten nefret etmemimizi sağladılar. ben şimdi büyük bi iştahla ve açlıkla ülkelerin geçmişini, birbirleriyle olan ilişkilerini araştırıyorum. hatırlıyorum, lisede bunların bahsi geçmişti. fakat öyle bi bahisti ki açılmamak üzere kapatılmasını sağlayan şekilde.
  • dahinnotha  (05.02.13 12:20:32) 
[]

yunanistan ve türkiye arasındaki sorunlar

merhaba,
uzun ve derin bi konu olduğunun farkındayım. fakat iki ülke arasındaki sorunlarının neden kaynaklandığını özetlemenizi isteyeceğim.

bir diğer sorum ise, bildiğim kadarıyla şimdi yunanistan topraklarında yaşayanlar ile yunan mitolojisini yazan yunanlar aynı değilller. 1820lerde yunanistan kuruluyor. eski bi tahi hocam, eski bir medeniyetin üstüne kurulmuş yeni bir millet olduğunu söylemişti yunanların. haklı sanırım.

bir diğer şey, biz yunan diyoruz, sanırım iyonya kelimesi ile aynı kökten geliyor. helenler denilen uygarlık büyük iskenderin milleti, greece ne oluyor peki. 1820lerden önce (biliyorum osmanlıya aitti o topraklar ama daha öncelerde) buradaki yerleşim "greece" benzeri bi isimle mi anılıyordu?

 
osmanlı döneminde zaten milliyetçilik oraya daha önce uğradı ve bağımsızlıklarını kazandılar. türkiye kendini osmanlı'nın devamı gibi gördüğü için de oradan bir hınçları var, kendilerini işgal ettiğimizi düşünüyorlar.

onun dışında modern türkiye ve yunanistan arasındaki en büyük problem kıbrıs. kktc dünyada kimse tarafından tanınmayan, bir oldu bitti ve türk işgaliyle kurdurulan ve yaşatılan ülke. onun dışında kıta sahanlığı da bir başka problem. 70 milyonluk türkiye onlar için her zaman büyük bir tehdit; hele kıbrıs meselesinden dolayı şaka yapmadığımız da açık. bunların dışında mübadele 6-7 eylül olayları gibi bir sürü sorun yaşandı. tarihsel olarak da yunanistan kendini bizans'ın devamı olarak gördüğünden özellikle istanbul ve sonra ege üzerinde hak iddia ediyor - en azından milliyetçileri -. kurtuluş savaşında da o yüzden savaşmıştık.

antik yunan'dan sonra yunanistan toprakları çok farklı dönemlerde çok farklı topluluklarca işgale uğradı. haliyle antik yunan ile şimdiki yunanistan çok farklı şeyler. ki zaten antik dönemde fransız ihtilali sonrası gibi milliyetçilik olmadığından zaten aynı diyemeyiz, bilemeyiz.

greece nereden geliyor bilmiyorum. yardımcı olduysa ne mutlu.
  • repins  (05.02.13 02:06:29) 
-bir diğer şey, biz yunan diyoruz, sanırım iyonya kelimesi ile aynı kökten geliyor. helenler denilen uygarlık büyük iskenderin milleti, greece ne oluyor peki. 1820lerden önce (biliyorum osmanlıya aitti o topraklar ama daha öncelerde) buradaki yerleşim "greece" benzeri bi isimle mi anılıyordu?

en.wikipedia.org
en.wikipedia.org
  • tdl  (05.02.13 02:56:47 ~ 02:57:07) 
milliyetçileri kendilerine hellas derler yani helenizme atıf yapılıyor.

makedonyayı da kendileri gibi sayarlar.
  • thracian  (05.02.13 03:06:02) 
Orta Asya'dan at sırtında gelip Constantin şehrini işgal etmiş, yetmemiş canım şehri 500 senede perişan bir hale getirmiş olduğu için göçer Türkler pek sevilmez. Daha sonra türkleştirme politikalarıyla Rumlara yapılanlar ortada. Katliam, yağma, tecavüz... Daha ne olsun?


  • mega idea  (05.02.13 07:55:46) 
"hellas" milliyetçilerin kullandığı bir ifade değil, yani onlara özgü değil resmi yunan pasaportunda greece değil büyük puntolarla hellas yazıyor nationality bölümünde yine "hellenic" yazmakta. keza yine kimlik üzerindede "hellenic republic", "hellenic nationality" ifadeleri yer alıyor.

neden sorunlarımız var, hangi komşuyla sorunumuz yok ki :)
  • olurnedenolmasin  (05.02.13 09:59:28) 
bitmeyecek olan bir düşmanlıktır. www.dusman.net videoyu izlemenizi şiddetle öneririm.


  • cohencohen  (01.12.18 11:11:19 ~ 15:59:34) 
[]

hesap makinesiyle yüzde almak

bu soruyu utanarak soruyorum, unuttum.
5388de 156
yüzde kaç yapar?

hesap makinesini kullarak nasıl hesaplıyorduk yüzdeyi? neyle neyi çarpıyorduk?
valla utandım bunu sorarken.

 
5388x156 yapıp % işaretine bas


  • cekilmis gayfe  (02.02.13 16:15:40) 
5388'i 100'e bölüyoruz.

156'yı da çıkan sayıya bölüyoruz.
  • king lizard  (02.02.13 16:18:09) 
aslında az utanmışsın. biraz daha utanman lazım.

"5388'de 156" ifadesi 156/5388 değerine eşittir. bu değeri 100'le çarparsan yüzde'sini, 1000'le çarparsan binde'sini, x'le çarparsan da x'tesini bulursun.

@king lizard, sen ne yaptın öyle ya? niye uzattın ki işi boş yere?
  • mobilemob  (02.02.13 16:27:48) 
@mobilemob

bilmem hiç dikkat etmemiştim, genelde yüzdeyi böyle buluyorum. zaten bu da 2 işlem, senin dediğin de 2 işlem.
  • king lizard  (02.02.13 16:47:55) 
"156'yı da çıkan sayıya bölüyoruz." bu noktada işlemi direk yapamazsın ki. hesap makinesine 156'yı girdiğin anda "çıkan sayı" yalan olur. kopyala yapıştır yapman gerekir.


  • mobilemob  (02.02.13 16:52:49) 
haklısın seninki daha pratik.


  • king lizard  (02.02.13 16:55:56) 
[]

cig tanesi anlamina gelen isim

Turkcede kullanilan, bu anlama gelen bi isim var mi?




 
berfin, buğçe?


  • dokunmakalbime  (01.02.13 14:56:15) 
jale, şebnem. ikisinin de kökeni farsça ama türkçe'de de kullanılıyorlar.


  • morella  (01.02.13 15:00:42) 
ceylin


  • ermanen  (01.02.13 15:06:44) 
şebnem


  • yetkili birine benzeyen abi  (01.02.13 15:14:32) 
çiğdem


  • secilmis uye  (01.02.13 16:54:39) 
sadece "jale"


  • jimjim  (01.02.13 16:55:27) 
jale ve şebnem çiy (tanesi) anlamına geliyormuş.

diğerlerini de kontrol ettim fakat çiy (ya da çiğ) anlamı yok onların.
berf kar demekmiş kürtçede, berfin de karla ilgili. kar gibi beyaz, kardan yapılmış gibi anlamlara geliyormuş.

buğçe yine karla ilgili. ilk düşen kar tanesi demişler, doğruluğunu bilmiyorum.

ceylin: ceyl yengeç demekmiş farsçada. ceylin de yengeç yuvası anlamına gelebiliyormuş. ya da ingilizcedeki jaylin.in yamulmuş hali olabilirmiş. jaylin ise durgun, sakin gibi anlamlara gelen bi kelime: calm.

çiğdem bir çiçek adı. nisanyan'ın sözlüğünde yazdığı kadarıyla "sonbahar sonrası nemli topraklarda çıktığı için" olabilirmiş.

çiğ olarak da geçse de, doğrusu "çiy" sanırım bu kelimenin.
  • dahinnotha  (01.02.13 19:32:55) 
[]

ne güzel(di)

ne güzel bi gün--> what a nice day! olarak çeviriyoruz. fiil yok burada. zaten yargı bildirmiyor, aslında tam olarak cümle değil, sadece bi ünlem.

ne güzel bi gündü --> soru cümlesi değil yine bu da. fakat geçmiş zaman olduğunu belirten bi ek var. bunu ingilizceye nasıl çeviririz? what was a nice day, mi deriz? ama o zaman soru cümlesi gibi oluyor?


 
what a nice day it was


  • loveinaflipbook  (01.02.13 00:21:57) 
What a nıce day ıt was


  • atmacaged  (01.02.13 00:22:55) 
ne güzel bi gün > what a nice day
ne güzel bi gündür > what a nice day it is

ne güzel bi gündü > what a nice day it was
ne güzel bi gün olacak > what a nice day it will be

birinci durumda, türkçede "dür" eki düştüğü gibi ingilizcede de "it is" düşüyor. gerisinde bu şekilde ekleniyor.
  • harzem  (01.02.13 00:29:01) 
[]

alamıyordum, tr-> ing, fr

merhaba.
"alamıyordum" cümlesi(? bu bir cümle aynı zamanda dimi) türkçede hangi yapıda?

-ebilmek var içinde (ne diyoruz türkçede bu yapıya, yetenek kipi falan var mıydı?
-süreklilik devam eden bi yapı var -yor (süreklilik kipi)
-dili geçmiş zaman var. (ne diyorduk buna, hikaye mi? -mişliye rivayet diyorduk)

cümle içinde kullanalım;
gece iki ile üç arasında telefonuma gelen mesajları alamıyordum.
cümleyi çevirmeye gerek yok, bana lazım "alamıyordum" kısmı.

i was not receiving. --> almıyordum.
i was not being able to receive, oldu mu? was ve being yan yana olmaz ki?
i was not ableing to receive da olmaz?
(i couldn't istediğimi karşılamıyor, alamadım oluyor, süreklilik eksik)
je n'ai pu pas recevoir --> alamadım
je n'ai pu pas etre en train de recevoir --> alamıyordum, oldu mu?

türkçede, tense.in karşılığı kip mi oluyor?
hangi tense, temps ya da kip oldu şimdi bunlar?

 
I was not able to recieve.
I couldn't recieve de bunlar yerine göre süreklilik belirtebilir.

fransızcasına bir şey diyemem. yani demek istediğim dilden dile zaman farkları da var, anlam farkları olan kelimeler gibi.
  • thracian  (31.01.13 22:01:44) 
yeterlilik filinin şimdiki zamanın hikayesi gibi bir şey oluyor.


  • inanmazsan inanma  (31.01.13 22:03:42) 
I wasn't able to receive calls between 2 and 3 AM. (tam karşılığı)

I couldn't receive calls between 2 and 3 AM. (bu da uyar çünkü zaman belirtilmiş zaten)
  • harzem  (31.01.13 22:15:25) 
cevaplarınıza teşekkürler.

i couldn't denilebilir elbette. ama sürekliliği tam olarak ifade etmiyor. alamadım ile alamıyordum arasında keskin bi fark var nihayetinde türkçede.
2 ile 3 arası dediğimde süreklilik belli ve could kullanılabilir, bunu biliyorum. fakat bana lazım olan çevirisi değil, farklı yollarla da ifade edebilirim zaten.

soruyu şöyle sorsam daha iyi olabilir: süreklilik, abilete ve geçmiş.i içinde bulunduran bi form arıyorum ben. çok kullanılıyor olmasına gerek yok. muhakkak bi yapı vardır böyle, onu arıyorum. sonuşta türkçede de "şaşkınlaşmamalıymışızmış" diye bi kelimeyi kaç kiçi kullanır bilmem, ama gramatik olarak var olabileceğini sanıyorum.

iki dil arasında tam bir çevirinin olmadığını, yapıların farklı anlamlara sahip olabileceğini biliyorum. fakat abilite, süreklilik ve geçmişi bir arada kullanabileceğimiz daha keskin bi yapı olmalı.
  • dahinnotha  (31.01.13 22:32:58) 
I've been unable to receive calls. Senin tam aradığın bu o zaman.

I've been unable to receive calls during the time my cell phone was out of juice = Telefonumun pilinin bitik olduğu süre boyunca çağrı alamıyordum.

Ama zaman kullanımına dikkat et. Tam saat verirsen past tense kullanmaya dönersin perfect yerine.
  • harzem  (31.01.13 22:38:37 ~ 22:39:20) 
aslında zaten cümlenin zamanında bir belirsizlik mevcut.
niçin "alamıyordum" deniyor bunu bir sorgulamak gerekli...
"gece iki ile üç arasında telefonuma gelen mesajları alamıyordum"
"gece iki ile üç arasında telefonuma gelen mesajları alamadım"
bu alamama olayı ne zaman oldu? bu net değil.

bunu ingilizce anlatırken "alamadım"(i wasnt able to get) dememek ve sürekliliği belirtmek derdindeyseniz bir zaman zarfına daha ihtiyacınız var.

örnek:
"Geçen yıl bu zamanlarda gece iki ile üç arasında telefonuma gelen mesajları alamıyordum."
"This time last year I wasnt able to receive any text messages between 2-3 am."

veya:
"O sıralar gece 2-3 arası hiç mesaj alamıyordum"
"I wasnt able to receive any text messages between 2-3 am back then"

böyle kullanıldığında tam olarak "alamıyordum" manasına gelmiş olur.
  • iz  (31.01.13 22:45:12) 
birebir çevirmeye kalkarsan aradığını bulamazsın. could, senin vermek istediğin anlamı veriyor. o yüzden kasmaya gerek yok. sürekliliği vurgulamana gerek yok ayrıca. türkçe'de geçmiş zamanda süreklilik için ekstra bir şeyler ekleriz fiile ama ingilizce de buna imkan olmayabilir her zaman. could yeri geldiğinde alamadım demek için de alamıyordum demek için de kullanılır. illa süreklilik, geçmiş ve yeterliliği bir arada kullanıcam diye kasmanı anlamadım. ingilizcedeki perfect tense'e de türçe'de karşılık bulmaya çalışıyor musun?


  • the last ottoman emperor  (01.02.13 06:53:08) 
[]

not defterleri içinde arama yapmak

merhaba,

binlerce not defteri ile açılanilen sms var bilgisayarımda. bi kelime ile bi mesaja ulaşmalıyım. aynı anda not defterlerini de dahil edecek şekilde nasıl arama yaparım. w7

xp.de arama programına girince, hatta kısayolu da f4tü galiba, detaylar bölümünden dosya içinde aramayı da dahil et gibi bi şey vardı sanki. w7.de bulamadım öyle bir şey.

 
kısayol f3 oluyor da windows 7'deki aramayı ben de bilmiyorum.

güzel bir program var arama ile ilgili: www.nirsoft.net

mesela şöyle aratılabilir: i.imgur.com
  • fusion2dx  (28.01.13 21:27:35) 
[]

avrupa ülkeleri dahilinde

merhaba,

bir avrupa ülkesinde doğdum ve oranın vatandaşıyım diyelim, mesela ispanyolum ve orada yaşıyorum. bir başka avrupa ülkesine geçip orada mal sahibi olabilir miyim? barcelona.dan kalkıp paris.e gitmek ve orada yaşamak, manisadan kalkıp ankarada yaşamak gibi mi?

avrupa vatandaşları seyahat ederken pasaport kullanmak zorunda mı? sahip oldukları kimlik tüm avrupada geçerli çünkü. en azından, hiç bi avrupalı arkadaşımın pasaort taşıdığını görmedim ben.

 
1-) Evet olabilirsin
2-) Bilmiyorum

  • Mikail bey  (28.01.13 12:15:17) 
1-kimi ülkelerde limit var diye biliyorum limit derken mal mülk edinmeniz sınırsız değil anlamında. maddi karşılığı sınırlandırılmış anlamında
2-avrupa vatandaşları için geçişlerde pasaporta gerek yok. ancak oturma iznine ihtiyaçları var mı uzun vadede emin değilim.

  • wiillii  (28.01.13 12:18:42 ~ 12:19:21) 
1- ab icinde tasinma genel olarak serbest, fakat 3 aydan fazla kalindigi icin oturma izni alinmasi gerekir, bunun icin de tasinanin maddi acidan kendine bakabileceginin ispatlanmasini isterler. is yada emeklilik gibi, ogrenci olunsa bile gelir ispati isterler. bu gelir tasinilan ülkenin asgari ucretinin ustu olmali. mutlaka saglik sigortasi yaptirilmasi gerekir. bir de orada is bulmak icin normalde oranin dilini konusman gerekir, yada bir artinin olmasi ki seni ise alsinlar. yani o kadar kolay degil bunu pratige dokmek.
2- pasaporta gerek yok.

  • eick  (28.01.13 13:09:31) 
@darknum
EHIC o kartin adi, daha dogrusu sigorta kartinin arka yüzü ehic. turist olarak hic sorun yok ama orada yasadiginda sadece ehic yeterli olmaz cunku herzaman herseyi karsilamaz, acil olmayan durumlari mesela dis hekimini yada kronik rahatsizliklari cebinden de ödemen gerekebilir, yada ülkendeki sigorta üstlenmek istemeyebilir burada gitseydin der hakli olarak. her ülkede saglik ücretleri ayni degil. kaza sonucu hastane, akut rahatsizlik gibi acil durumlari karsilar.

  • eick  (29.01.13 11:00:19) 
[]

favori yıldızım kayıp.

kim aldıysa geri versin, takip etmek istediğim başlıklar var favorilere ekleyemiyorum yıldız olmadan.

sizin yıldız yerinde duruyor mu?


 
  • zgn  (28.01.13 00:29:14) 
ctrl + f5


  • entrapmen  (28.01.13 00:30:15) 
f5, ctrl+f5, shift+f5, ctrl+shift+f5 çözüm sağlamadığı gibi yıldızla birlikte edit tuşu da yok imiş.
neyse sağlık olsun. çok kullandığım için bozuldu galiba o butonlar, zira hiç kullanmadığım f ve t paylaşımları, link kısaltıcı, info ve yenileme tuşları duruyor.

silme, editleme, cevap üzerinden karşı tarafa mesaj atma ve favorilere ekleme butonları şimdi geri geldi. her hangi bi şey yapmadım ben, chrome.
  • dahinnotha  (28.01.13 00:41:26 ~ 01:09:05) 
[]

bir başka olan hangisi?

"akdeniz" mi yoksa "akdeniz akşamları" mı?

şarkıyı dinlerken farkettim.
akdeniz, akşam zamanında mı bir başka oluyor yoksa akdenizde geçen akşamlar mı bir başka?
akdeniz, akşamları bi başka. (akşamleyin)
akdeniz akşamları, bi başka.

metinden bu farkı anlamak mümkün mü? olayı dilbigisi boyutunda soruyorum.

akdeniz aksamlari bir baska oluyor
hele bir de aylardan temmuz ise bambaska
sahilde insanlar kolkola simsicak
cosmamak elde mi boyle bir aksamda
iste ben boyle bir aksamda asik oldum (x2)
asik oldum

 
metinden bunu (noktalama işareti yoken) anlamak mümkün değil.
şahsi fikrim, başka olan şeyin "akdeniz akşamları" olduğudur.

  • dehri  (26.01.13 17:13:17) 
akdeniz olsa şarkının adını akdeniz akşamları koymazlardı bence. gerçi şarkının adını öyle mi koymuşlardı onu da bilmiyorum.


  • galadnikov  (26.01.13 17:19:14) 
güzel tespit, farklı olan akdeniz bence. neden dersen, sanat insanın kendine yakışanı giymesidir.


  • kargn  (26.01.13 17:21:09) 
şarkıyı dinlerken tonlamalardan anlayabilirsin. yanıt: akdeniz akşamları


  • maviii  (26.01.13 17:21:43) 
evet bence de o şekilde. "akdeniz akşamları" ama ben olayı dilbigisinden veya metinden giderek çözmek istiyorum. ygs.de falan olurdu sorular, şu şu sebepten bunu demiş falan derdik.

"sahilde insanlar kolkola sımsıcak, cosmamak elde mi böyle bir akşamda"
böyle bi akşam derken akdeniz akşamına işaret ettiğini ve bu sebeple "akdeniz'in akşamları"nın kasedildiğini anlıyoruz diyebilir miyiz?
  • dahinnotha  (26.01.13 17:24:17) 
bir virgül ile sorunuzun cevabını alabilirsiniz. sözün metni bu ise yani akdenizden sonra virgül varsa akdenizin akşamları -özellikle temmuz akşamları çok güzel olduğunu söylüyordur.


  • leenathrw  (26.01.13 17:24:40) 
vaaay güzel soru. yazan da farkında değil bence ama, tevriye sanatına güzel bir örnek vermiş olmuş.


  • kenarortay  (26.01.13 19:28:10) 
[]

fransa'da oturum izni

merhaba, fransada erasmusçuyum. 22şubatta vizem bitecek. bir buçuk kadar ay önce oturum iznine başvuruda bulundum fakat hala bi gelişme yok. görüşme tarihini belirten bi mektup almam gerekiyor bu günlerde, henüz almadım. ardından sağlık kontrolüne vs girmem gerekecek.

okulun yetkili birimiyle görüştüğümde sizden önce başvuranlara yeni sıra geldi, dert etmeyin demişti lakin vizemin bitmesine 1 aydan az bi zaman kalınca ister istemez dert etmeye başladım.

oturum iznine başvurmak için gerekli şartlardan birinin "vize bitimine en az bir ay kalması" diyordu. bu maddeye dayanarak bi sıkıntı olmayacağını düşünüyorum -ki ben aralık yani vize bitiminden 2 ay kadar önce başvurmuştum-.

başvuruda bulunan var mı, ne kadar zamanda çıkmıştı? vize bitimine ne kadar varken başvurmuştunuz? oturum iznini alamazsam 22şubatta vizem bitecek, vize bitiminden bi kaç gün sonra çıkış yaparsam ne olur?

 
Tekrar gidip, vizenin başvuru sürecinde olduğuna dair belge istesen en garantisi olur gibi geliyor bana. Böylece polis falan çevirirse 'bakın bunu yabancılar dairesi verdi, vizem başvuru sürecinde şu an' şeklinde belirtirsin. Almanya'da 'geçici oturma izni' denen bi belge veriyolar bu tarz durumlar için, muhtemelen fransada da öyle bişi vardır.


  • roket adam  (26.01.13 01:05:36) 
[]

adam gibi rap şarkısı önerisi

selamlar dostlar.
adam gibinin tanımını yapayım öncelikle;
küfür ya da nefret içerikli olmasın, eski sevgilisini yaftalamasın, dinlemesi rahat olsun. cezanın türk marşını dinledikten sonra başka rap şarkılar dinlemek istedim. türkçe istiyorum.


 
  • battlenet  (17.01.13 21:35:35) 
cartel - cartel


  • hypervaskulerdondurucu  (17.01.13 21:37:44) 
  • teo78  (17.01.13 21:53:07) 
türkçe demişsin ama yine de dinle:

www.youtube.com
  • mattiadestro  (17.01.13 22:47:20) 
ORONTEZ (git: www.youtube.com


ados 2

(git: www.youtube.com
  • revi  (18.01.13 14:23:22) 
allame feat hayki - manifesto
abluka alarm - kısmetsizlik
abluka alarm - rüyalar ve insanlar
abluka alarm - ruhum eski bir gemi
eminem - hallie's song
fuat ergin - okyanuslar
silahsız kuvvet - buralarda ayaz var
sancak - sen yanımda olunca
sancak - burada her şey aynı
sancak - veda
saian - feleğin çemberine 40 kurşun
saian - boykot
saian - mafya şarkısı
patron feat pit10 - deliren dengeler
patron - değirmen
patron - savaş vakti
nefret - 2. şok
nefret - şahi
nefret - istanbul
dr. fuchs - bu dünyada yaşadıkça savaş
dr. fuchs feat sansar salvo - öldü sanma
ceza - med cezir
ceza - kendi kendine
sagopa kajmer - analiz
sagopa kajmer - bir pesimistin gözyaşları

şimdilik bunlarla idare et
  • seytan ayrintida gizlidir  (07.02.13 09:36:33) 
[]

yolculuk için tavsiyeler; atıştırmalık, tok tutmalık şeyler

merhabalar,

yarın akşam roma'ya yola çıkacağım. yataklı trende gideceğim ve yol yaklaşık 14 saat tutacak. ilk kez yataklı vagonda seyahat edeceğim. dikkat etmem gereken şeyleri söylerseniz iyi olabilir.

sabah 11 gibi varacağım ve direk hostelime gidip çantamı bıracağım. değerli şeyleri yanıma alacağım elbette. fakat çantamın orada kalması ne derece güvenli?

roma pass adında bi kart varmış. 30 euro, hem 2müzeye bedava (diğerlerine indirimli girilebilirmiş hem de ulaşım bedava oluyormuş. müzelerde 26yaş altı ve öğrenciler için indirim oluyor mu? müzeler zaten ücretsizse pass almaya gerek var mı, 3 günlük ulaşım kartı satılıyor mu?

çantama koyacaklarım hakkında hatırlatmada bulunursanız iyi olur. feci bi rehavet üstümde, bi şeyleri unutmak istemem.

enerjim biter acıkırsam diye çantama atıştırmalık bi şeyler koyacağım. kuruyemiş, bisküvi tarzı. aklınıza ne geliyor bu konuda?

bu benim ilk turizm amaçlı yurt dışı seyahatim olacak ve tek başımayım. ilk kez backpacker çanta kullanacağım. aslında amaç sadece sağı solu görmek değil, o bacpacker ruhunu yavaştan yakalamak. bu konuyla ilgili tecrübelerinizi paylaşırasnız müteşekkir olurum.

sağolun.

 
şekerli şeyler koyma çünkü bunlar kan şekerini ani yükseltip düşüreceği için çok çabuk acıkırsın onun dışında lifli şeyler al yanına örneğin eti form gibi ya da meyve da olabilir bu konuda konserve ton balığı da iyi fikir aslında proteinlerde tok tutar uzun süre.


  • lathspell  (08.01.13 20:58:05 ~ 20:58:48) 
ben pestil diyorum. ama lathspell şekerli şeyler koyma dediği için işin o tarafını bilemeyeceğim.
şekil 1a : www.ateserkuruyemis.com.tr

  • raif_efendi  (08.01.13 21:20:41) 
sandviç yap onları koy çantana. En sağlıklısı böyle olur. Bir tane kilit al, kocaman asma kilitlerden değil de, dolap kilitleri oluyor. Hostel'de dolap olup kilit olmayabilir. Ben her ne kadar dikkatli de olsam, boyundan asmalı cüzdan kullanıyorum pasaport, kredi kartları ve paramın büyük kısmı için. Kullanacağım kadarını cüzdanıma koyuyorum. Bel çantası da iyidir hoştur ama, ilk hedeftir, yani pıt diye keser alırlar, her şeyin gitmiş olur.
Onun dışında fotoğraf makinenin şarj aletini unutmamalısın.

  • dampire  (08.01.13 21:23:27) 
Roma pass ve benzerini araştırma, direkt gidince yerinde araştır, öğrenmeye çalış. Şehir hakkında ne kadar az araştırma yaparsan önceden, o kadar çok zevk alırsın. Diğer türlüsü backpacker ruhuna uymuyor, sanki 'görev' yapıyormuşsun gibi oluyor.


  • roket adam  (08.01.13 23:06:41) 
[]

öğreniminize katkı sağlayan programlar

spesifik bi program kullanıyorsanız yalnızca dil üzerine bi öneride bulunun lütfen. bunun dışında, muhtelif kategorisine girecek bi öneriniz varsa çekinmeyin. muhteliften kastettiğim genel kültür ve benzeri şeyler.

mesela örnek vereyim. hem bilmeyenler de faydalansın;

babylon klavyeye kısayol tuşu atadım ve bilmediğim kelimeyi bir kaç sn içinde görebiliyorum. ayrıca çeşitli gloss.lar yüklü. hem öğrendiğim dillerle ilgili hem de türkçe anlamlı. bu durumda plansız öğrenme de oluyor ki bu şekilde öğrendiklerim aklımdan silinmiyor. ayrıca internet bağlantısı olduğu müddetçe diğer dillerden de sonuç getiriyor ve wiki.den alıntı yapıyor.

lingoes, fiil çekimleri olsun, bablyon.un bulamadığı şeyler olsun oldukça işime yarıyor bu da. özellikle ingilizce öğrenirken kendisinden çok faydalanmıştım.

linguee.fr, ingilizce, ispanyolca, fransızca ve portekizce dilleri arasında çeviri bazlı karşılık arıyor. yani kelimelerin sözlük karşılığı yerine çevirilerdeki karşılığını. buna benzer başka siteler de var.

opera eklentisi olarak xtranslate ve in-place translator, google translate ya da benzerlerini kaynak olarak kullanıp herhangi bi sitede her hangi bi kelimeyi seçtiğiniz gibi çeviri yapıyor.

etimoloji ile ilgili bi program olsa güzel olur. türkçe-ing ve fr kabulumdur.

dil veya muhtelif konularda işe yarabilecek program ya da önerilerinize talibim.

 
mac versiyonu var mıdır bunların?


  • periphery  (08.01.13 01:06:10) 
babylon o kadar hızlı çalışıyor mu ki? çok seri değildi, ben kullandım bir dönem. benim pc mi ölmüş?


  • barut  (08.01.13 02:35:38) 
goldendict e sözlük paketleri kurun daha kullanışlı


  • bihaber  (08.01.13 04:45:09) 
[]

ekonomiyi anlatan eski bi looney tunes çizgi filmi

youtube.da farklı kelimelerle arama yaptım ama nafile.

aradığım çizgi filmi eskiden kanal d'de izlemiştim.
sylvester'a bir miras kalıyor. sanırım kedinin avukatı elmer fudd idi. hani bugs bunny'yi tüfeğiyle kovalayan adam. sylvester'in arkadaşları "kanka al parayı beraber yiyek" diye gaza getiriyorlardı kediyi. bi iki defa para çantasını almaya çalışsalar da elmer onları yakalıyordu. en sonunda sylvester'ı oturtup bi sunum yapıyordu.

sunum, paralarımızı bankaya yatırmanın ne kadar önemli olduğu ile ilgiliydi. eski ve yeni tipteki insanları ve onların mutluluğunu ve mutsuzluğunu gösteriyordu. zar zor işe gidip gelenler, tüm yaptığı iş karşısında çok az para kazananlar, kadının toplumdaki yeri, falan. adam işten yorgun argın bi şekilde eve geliyor, kadın çamaşır yıkıyor. adam parasını kadına veriyor. parayı muhafaza eden kadındı. sonra aradan bi kaç sene geçiyor. elmer, parayı artık bankada sakladıklarını belirtiyor ve ailelerin yaşam seviyeleri artıyor. artık elde değil makinede yıkıyorlar çamaşırı. evlerde tv var, kıyafetleri bile lüks, gibi.

sunum bittikten sonra slyvester tamam anladım diyor ve elmer arkasını döndüğü gibi kaçırıyor çantayı. arkadaşlarına götürüyor fakat arkadaşları da sunumu camdan izlemiştir ve onlar da bu sefer slyvester'a engel oluyorlar.

neydi bu çizgi film?

not: sylvester dedim ama, belki kedinin ismi farklıydı.
elmer fudd dedim ama, acaba domuzcuk mu diye de düşündüm.
finance, market gibi terimlerle bi kaç arama yaptım.
bu değil, ama buna benzer bi propaganda idi. çizim tarzı da buna benziyordu ve muhtemelen bu tarihlerden kalma ( alttaki video 52 tarihli)
www.youtube.com

 
Heir Conditioned (1955) is the story of Sylvester inheriting a large sum of cash with the help of a strangely competent Elmer Fudd as his financial advisor talking about investments.

fr-fr.facebook.com
  • irbat  (07.01.13 14:08:00) 
[]

yurtdışında yaşamak, ülkeyi terketmek

merhaba.
cidden merak ettiğim için soruyorum bu soruyu.
her geçen gün daha da kötü oluyor türkiyenin durumu, en azından öyle görünüyor. dahası, şimdi atılan adımların ileride ne denli büyük sorunlara yol açabileceğini az buçuk tahmin edebiliyoruz.

bi çok insanda haklı olarak, imkanın varsa kaç git başka bi ülkeye orada yaşa, düşüncesi oluyor. yurtdışındayım şimdi, bi kaç ay sonra döneceğim türkiyeye. arkadaşlarla bu muhabbeti ettiğimizde "okulun bitince burada yaşamak ister misin" diye konuştuğumuzda neredeyse hepsi evet diyor. sosyal imkanlar, insanların algısı ve yaşam daha kaliteli. fakat merak ettiğim konu şu, fırsatı olan her insan kaçar giderse yurtiçinde kim kalacak? okuyup yurtdışına çıkan insan, bi nebzede olsa kafası çalışan ve bi şeyleri değiştirme gücü olan bi insandır, birazcık da olsa akıllıdır yani. doğduğun yerlerde kalıp yolunda gitmeyen şeyler için elini taşın altına koymak gereksiz bir fedekarlık mı? biraz bencillik olarak görüyorum bunu.

siz ne düşünüyorsunuz?

 
  • mahsunkul  (07.01.13 11:07:20) 
Bence bencillik falan değil çünkü bu ülkede çalıştığının karşılığını alamıyorsun. Örnek: Babam doktorasını Oxford'da yapmış bir insan. Dünyanın en iyi niyetli insanı olduğu için Oxford iş teklif etmesine rağmen "Ülkeme faydam dokunsun" diyerek geri dönüyor ve o da ne? Boğaziçi'nde mülakata gidiyor, iş teklifini yapıyorlar ama o sırada devletin akademisyenine verdiği maaş İstanbul'da oturabileceği yerlerde ev kirasına yetmiyor. Babamı önce Diyarbakır'a sonra Erciyes Üniversitesi'ne atıyorlar, şu anda da aynı üniversitede araştırmasına destek bulabilmek için çırpınıp duruyor adam. Bu arada kendisi ve doktora hocasının bulduğu yöntem şu an katıhal fiziğinde temel yöntem olarak bütün kitaplarda geçiyor, öyle bi adam kendisi ama sorsan 15 senedir ev borcu ödüyoruz daha bitmedi. Neden? 3 kuruş maaş alıyor çünkü. İki çocuk okutuyor o parayla. Araştırma için fon bulamıyor, Tübitak'taki dümbeleklerle, Sanayi Bakanlığı'ndaki bürokrasiyle uğraşarak hayatı geçiyor. Şimdi sizce Oxford'da kalsaydı bu bencillik mi olurdu? Bence olmazdı. Burada elinden bir şey gelmedi çünkü. Ben de gidip gelmemeyi düşünüyorum.


  • alicia_dominica  (07.01.13 11:10:51) 
benim gitme şansım olacak gibi, hem de fazlasıyla medeni bir ülkeye. en azından o anlatılanların gerçekliğini görmüş olurum, ona göre de kararımı veririm.


  • baldur  (07.01.13 11:10:53) 
Selamlar,

Yalniz degilsiniz, sizin gibi dusunen cok var.

Ben Turkiye'yi terkedeli 5 sene oluyor. Yakin dost cevremden bircok kisi de su an yurtdisinda yasiyor; hatta Turkiye'de kalanlarin sayisi gidenlerin sayisindan az diyebilirim.

Bizlerin tek temel nedeni Turkiye'nin durumu degildi. Gerci simdi dusununce kisinin yurtdisina tasinma sebebi ne olursa olsun bunlar ucundan kiyisindan Turkiye'de olan/olmayan seylere de dayaniyor olabilir.

Bi de isin sey boyutu var; 5 sene once ulke boyle degildi. Geriye donup baktigimda iyiki ama iyiki gitmisim diyorum. Kisiye gore cok degisebilen bi konudan bahsediyoruz yalniz. Yukarida verdigim orneklere zit olarak en yakin arkadaslarimdan biri misal dogup buyudugu sehrin disinda -askerligi saymazsak- yasamadi etmedi. O da yakiniyor Turkiye'den az cok, ama bi sekilde de kendini mutlu etmesini biliyor ve cok etliye sutluye karismadan takiliyor.

Isin bencillik ile ilgili olan kismi biraz cetrefilli; kisinin hayata bakisina, sonrasinda Turkiye'ye donup donmeyecegine, yurtdisindayken Turkiye ile ilgili bi seyler yapip yapmadigina ve daha bircok seye bakar diye dusunuyorum. Ha bir de, simdi kalip pek bi etki yapamayacakken gidip gunun birinde bi nebze de olsa bi seyleri degistirebilecek guc ve konumda geri donmek te soz konusu olabilir.
  • o s c a r  (07.01.13 11:17:46 ~ 11:23:24) 
açlıktan ağzı kokup,600-700 lira maaş alıp da halinden memnun olan adam için çabalamak mantıklı mı sizce?

hadi dünyadan izole olan bir ülkede yaşasak neyse de.2013 yılında,iletişimin en yaygın olduğu devirde,bu yaşam standartlarından memnun ise bu insanlar bize bok yemek düşer bence.
  • mesa  (07.01.13 11:29:27) 
(bkz: umitsiz vaka)


  • natnan  (07.01.13 12:19:08) 
bu ülkede yaşamanın getirilerinden biridir bencil olmak bana göre. seni düşünmeyen devleti sen de düşünmek zorunda değilsin. yukarıdaki oxford örneğindeki gibi buradaki akademik yada inovasyonel başarılar, girişimler maalesef desteklenmiyor.

halkın %80'ini oluşturan popülasyon benim insan kavramından anladığım biçimde olmadığı için eylülde master için gideceğim londrada ömrüm boyunca kalabilmek için elimden gelen her şeyi yapacağım.

dipnot: mutlu olmak için hele hele bu ülkede bencil olmak şart.
  • benjaminlinus  (07.01.13 12:26:38) 
[]

remi gaillaird ne kadar kazanıyordur?

youtube.ta bir milyar üzerinde toplam video gösterimine ulaşmış.
salakça, ve hatta zaman zaman tehlikeli şeyler yapıyor, yüklediği videolardan para kazanıyordur her halde?
www.youtube.com

youtube nasıl bi ödeme yapıyor bilmiyorum. video başına mı, gösterime göre mi. o adamın videolarını izlerken bende hiç reklam çkmıyor!

 
tv'de de yayınlanıyor, oradan çok daha fazla kazanıyordur telifi düşünürsek.

onun dışında profesyonel olarak performans ta yapıyor diye biliyorum.
  • carnicero  (06.01.13 23:27:21) 
böyle amatör gibi göründüğüne bakma bizim milyarlık dizilerden daha profesyonel bu adam. iyi kazanıyordur ayda 15k falan


  • docrivers  (06.01.13 23:29:21) 
sponsorlukları var o top gösterileri filan... video gösteriminden çok daha fazlası oralardan gelmiştir.


  • hewit  (06.01.13 23:29:58) 
adamin topla yaptigi gosterilerin her yerinde hayvanlar gibi nike reklami var. kramponlar, forma, top vs. total 90 serisinin youtubedaki reklam yuzu nerdeyse adam.


  • sAINT  (06.01.13 23:35:50) 
Youtube, hem izleme sayısına, hem de varsa reklam gösterim ve tıklama sayısına para ödüyor.

Gangnam Style, 1 milyar izlemeyle Youtube'dan 2 milyona yakın para kazanmıştı. Bu bilgi işe yarayabilir.
  • pardonan  (06.01.13 23:59:56) 
youtube'da, 1 milyon üstü izlenmede 20 bin kişi başına 1000 dolar ödüyorlar diye hatırlıyorum.


  • dampire  (07.01.13 00:50:15) 
bildiğim kadarıyla youtube ile partner olduktan sonra 1 milyon izlenme başına 3.300 dolar ödüyor.


  • Deathklaat  (07.01.13 00:53:59) 
[]

türk yapımı belgeseller

geçen gün 16 tons adlı belgeseli izlemiştim, ümit kıvanç'tan. daha önce fatih akın'ın crossing the bridge.'ini. ve son olarak da imre azem'den ekümenopolis.i.

bildiğim başka bi belgesel yok hem anlattıklarıyla hem de tarzıyla oldukça oldukça doyurucu olan.
başka ne var?

türk yapımı dedim ama, türkiyedeki sorunlarla ilgilenen yabancı yapımlar da olabilir.

 
küçükpazar


  • dokunmakalbime  (06.01.13 20:02:31) 
ya adını unuttum üzerinde bayağı uğraşılmış bir belgesel vardı. anadolu hakkındaydı. köyleri geziyordu. hatta bir yerinde müzik yapmışlardı halı dokuma, fındık öğütme (?) makinesinden falan. çok güzeldi ama adını hatırlayamıyorum şu an.


  • empati kuramayan psikolog  (06.01.13 20:05:14 ~ 20:05:35) 
türk yapımı değil ancak türklerle ilgili ve çok çok güzel bir belgesel my korean daughter ayla. hatta duyurudan öğrendim bunu.
bir de anadolunun kayıp şarkıları

  • kediebesi  (06.01.13 20:06:54 ~ 20:09:25) 
eh evet. şimdi hatırladım. o duyuruyu ben açmıştım. belgesel de şu.

www.youtube.com
  • dokunmakalbime  (06.01.13 20:27:17) 
öyle oscar'lık bir belgesel olmasa da otel odaları da güzeldi. üç veya dört bölüm diye hatırlıyorum, youtube'da izlemiştim.


  • Niddleman  (06.01.13 20:54:28) 
www.likuu.com

ikisini izlemişsin gerçi ama dersim'in kayıp kızları ya da 5 nolu cezaevi'ni izleyebilirsin.
  • gigabyte  (06.01.13 22:17:08) 
  • dengesiz bir insan  (07.01.13 10:29:04) 
[]

otobüsteki kız ile ilgili film

yıllar önce sanırım tv8de izlemiştim.
film hakkında, aklımda sadece bi iki resim karesi var. fakat olay başlıktaki gibi.
ana karakter otobüste bi kız görüyor. ona aşık oluyor. hakkında hiç bi şey bilmediği bu kızı bulmak için şehrin farklı yerlerine ilanlar asıyor, bilboardlara reklamlar veriyordu. bi iki arkadaşı da vardı bu elamanın, gazlıyorlardı falan.

bileniniz var mı bu filmi?

 
otobüs değil metro gibi bir şeydi galiba. ya da tren, ama sizin verdiğiniz film değil. 90larda çekilmiştir en fazla. renkli bi filmdi. gündüz ya da bi hafta sonu akşam saatlerinde izlemiştim.


  • dahinnotha  (04.01.13 18:15:32) 
[]

the Century of the Self online izleme

1gb.dan düşük torrent sürümü bulamadığım için indiremedim. online izleyebileceğim bi adres biliyor musunuz?




 
  • psychosocialll  (04.01.13 15:32:52) 
[]

tripadvisor yorumları

merhaba, roma.dan hostel bulacağım iki gecelik. hostellerle ilgili bi kaç siteye baktım, yorumları okudum. gerek puanlamalar gerekse yorumlar iyi. tripadvisor.a da bakayım dedim ki orada kötülüğünden dem vurulmuş.
başka hosteller hakkında da, bi çok kişi kötü olduğundan bahsederken arada bi kaç kişi çıkmış çok iyiydi çok güzeldi falan demişler, sadece bir yorumları var falan.

bu sebeple pek güven verici gelmedi bu sitedeki yorumlar. sizce nedir durum? aynı hostel farklı sitelerde mevcut,
hangi site üzerinden rezerve edeyim? dikkat etmem gereken şeyler nedir? 10gecesi ve 11gecesi kalacağım. 12 akşamı da şehirden ayrılacağım. lokasyon olarak nereleri iyi? termini garı civarlarından mı tutayım?

 
booking.com u dene. pek yaniltmadi.


  • atmacaged  (02.01.13 14:54:02) 
hostelworld.com da iyidir, benim isime cok yaramıstı.


  • oddly  (02.01.13 17:35:30) 
[]

sigara zamları ve kaçak sigara tüketimi

merhaba.

malum, sigaraya periyodik olarak zam geldiği gibi fiyatlar artık ulaşılmaz seviyelere çıktı. neden böyle? niçin bu kadar pahalı? zamlar vergi olarak mı geliyor yoksa şirketler de hazır zam muhabbeti varken biz de kar payımızı arttıralım mı diyorlar? zamı yapan kim?

bunun yanında, kaçak sigara tüketimi nasıl oldu bu günlerde? çevrenizde gördüğünüz kadarıyla var mı bi artış? muhakkak vardır, ekonomiye zarar değil mi bu?

 
malda zam falan yok, vergi bindiriliyor işte üstüne deli gibi. kaçak artsa da ne olacak, 3 artar 5 artar, artan vergi gelirine yaklaşamaz.

ukrayna'da yaşıyorum ben, malbuş light 10 dolar kartonu.
  • desdinova  (02.01.13 10:56:24) 
iyi oluyor. hatta sigara, alkol gibi özentilikle başlanan yada devam edilen tüm zararlı maddeler 100-200 lira falan olsun da insanlar maaşı nasıl yettirsem diye düşünmek yerine bırakmak yada azaltma aynştanlığı yapsın. ekonomiye büyük zararı olmaz. insanlar winston içerken bile lm içmiyor. kaçağa yönelen yada markasını değiştiren az insan vardır.


  • dokunmakalbime  (02.01.13 11:04:27) 
Günde normalde bir paket camel soft içiyordum. Tütüne başladım , golden virginia , 2 adet 50 lik çarşaf alıyorum , birde slim filtre haftada 20 tl ye denk geliyor.


  • yatagants  (02.01.13 11:07:51) 
Kimsenin sigarayı bıraktığı falan yok. Daha ucuz , daha zehirli sigaralara yönelim var


  • essoist  (02.01.13 12:25:34) 
Ekonomiye pek bir zararı yok mu ? Geçen sene (2011 sonu veya 2012 başlarındaydı) 5.5 tl olan winston gene zamla 7.5 tl olmuş, 1.5 ay kadar o fiyattan satılıp daha sonra 1 tl indirim yapılmış yakın zamana kadar 6.5 tl'den satılmıştı.

İşte o zaman hangi gazeteydi hatırlamıyorum, sadece o 1.5 aydaki +2 liranın 5.5 milyar dolar fazladan devletin cebine kar koyduğunu yazmıştı.

Kimsenin sağlığı kimsenin bi tarafında değil. 10 lira olsa da alacaklar nasıl olsa geçirebildiğimzi geçirelim derdinde.

Bu ülkede sigaranın, alkolün yasaklanması en çok devletin işini bozar. ürün başına %300 %400 minimum karlardan bahsediyoruz.
  • materyalist imam  (19.04.13 12:37:37) 
[]

çok kötü bi reklam değil mi bu?

GE'nin elektrik ile ilgili reklam filmi, arkaplanda 16 tons adlı şarkı kullanılmış ki bu şarkının hikayesi maden ocaklarındaki işçilerle ilgili. "günde 16 ton çıkarırsın ne geçer eline, azrail gelme bana bedenimi şirkete sattım zaten, ocağa inerken vedalaş sevdiklerinle belki çıkamazsın dışarı" şeklinde sözler geçiyor. reklam filminde çekici kadınlar ve erkekler kullanılmış, dalga geçer gibi! gecenin bu saatinde sinirlendirdi beni. siz ne düşünüyorsunuz?
www.youtube.com



 
tam vahşi kapitalizm reklamı olmuş cidden.


  • mesa  (02.01.13 04:12:28) 
hüzünlü


  • ziggypop  (02.01.13 09:33:39) 
[]

artık çaylaklar sözlük üzerinden login olamıyor mu?

beta sözlük üzerinden subetha başlığından duyuruya giriş yapıp [es] alabiliyorduk. şimdi giriş yapamıyorum. dün, sözlük yazarı olmayan bi [es] tarafından dolandırılmış birinin duyurusu vardı. o olay üzerine mi kapatıldı?




 
olamıyormuş. konudan yakınan bir kişinin daha duyurusu vardı. muhtemelen o sebeptendir.


  • sanat guresi  (01.01.13 15:45:03) 
biri duyurunca engellendi. betadan girilebiliyormuş, sanırım bug falan..

www.eksiduyuru.com
  • bihaber  (01.01.13 15:45:37) 
[]

yeşil pasaport ve sigorta üzerine

merhaba,
babamın yeşil pasaport alma hakkı var. öğrenci olduğum için onun pasaport hakkından ben de faydalanabiliyorum. sorum şu, öğrencilik devam ettiği ve sigortalı bi işe girilmediği sürece bu haktan faydalanabilir miyim? 25 yaş olayı var mı? öğrenciliğim devam etse bile, 25i geçince hakkımı kaybediyor muyum? okul için yapılan zorunlu stajlarda sigorta yapılıyor mu? yapılırsa bu, yeşil pasaport hakkına engel midir?

yukarıdaki durumlar ve soru sosyal sigorta için de geçerli. babam emekli sandığına bağlı ve onun sayesinde ben de hastanede muayene olabiliyorum. yaş olayı, çalışma, öğrencilik gibi durumlarda nasıl oluyor şartlar?

 
okul için yapılan stajlar sayılmaz çünkü onda okul stajınızı öder, ancak diğer işlerde yeşil pasaportunuz gider ve staj bitiminde tekrar bildirmeniz gerekiyor sanırım hakkınızı geri kazanmanız için.

bilen biri olursa beni de bilgilendirirse iyi olur.
  • insan opusen hayvandir  (31.12.12 12:45:21) 
diğer şartlardan bağımsız olarak 25 yaş sınırı var evet.


  • zgrydn  (31.12.12 12:49:47) 
okulun zorunlu stajlari yesil pasaportu etkilemiyor.

* 25 yas yesil pasaport icin sinir. okulu bitiremeseniz dahi 25'i gectiginiz icin pasaport hakki duser.
* yuksek lisans yapmaya basladiniz ama 25'i gectiniz yine bu hakki kaybedersiniz.
* sigortali, normal bir iste calismaya basladiniz, yine kaybedersiniz. 25 gecilmese dahi.

onun disinda 25'i gecmeden okul bitince goturup iade etmeniz gerekiyor ama 25'e kadar goturmeyip kullanirsaniz da ulkeye giris cikislarda "hop birader senin okul bitmis ne ayak?" denme ihtimali sifira yakin. bu dedigim henuz calismaya baslamadiginiz kisim icin. calismaya baslarsaniz sistemde gorulebilir.
  • she was my baby  (31.12.12 12:53:29 ~ 12:55:31) 
hayır okul stajlarında sorun olmuyor.
işe girince, çıkınca ne oluyor tam bilemiyorum.
ama 25 yaş her türlü sınır.
  • goldentitan  (31.12.12 12:53:45) 
[]

tedtalks ve benzerleri

sitelerden hoşunuza giden, paylaşmak istediğiniz videolara talibim. türkçe altyazısı olursa güzel olur. felsefe, din, toplum, psikoloji gibi konulardan hoşlanıyorum.

bu günlerde biraz boş vaktim var ve arada bi tüm gün evde kalmak zorunda oluyorum. evde yapacak pek fazla alternatifim olmadığı için ve bağımlılık haline gelen bi internet alışkanlığım da olduğu için internette geçirdiğim zamanı olabildiğince nitelikli harcamak istiyorum. youtube.da cem yılmaz videoları izlemekten daha yararlı bi uğraş peşindeyim.


 
tedtalks dışında türkçe altyazılı pek görmedim ama itunes u, mit opencourseware, coursera ve benzerlerini takip etmeni öneririm. üniversite dersleri falan oluyor, efsane şeyler öğrenebiliyorsun.


  • roket adam  (27.12.12 18:10:08) 
tedtalks oldukça güzel videolara sahip zaten, rastgele bi şey açıp izlemek yerine, belki sizin beğenip paylaşmak istediğiniz şeyler vardır diye düşündüm. keza youtube.da da çok güzel şeyler var.
teşekkürler bu arada, oralara da bi göz atacağım.

  • dahinnotha  (27.12.12 18:14:57 ~ 18:15:23) 
[]

sözlük fonksiyonu

eksisözlükte #spor kategorisindeki başlıkları gizleyebilme olanağı var mı? bugün kısmında ya da gündemde sporla ilgili şeyler çıkmasın.




 
istemediğin başlıklar için kanal öner seçeneğini kullan.


  • zgrydn  (26.12.12 13:26:37) 
eksi++ için spor camiasına özel yasaklı kelime listesi yayınlanmıştı bir entry'de. bulursam editlerim.


  • cakabo  (26.12.12 13:32:27) 
yamulmuyorsam #spor etiketli vb. başlıklar bugünde çıkmıyor. hepsi butonuna basarsan geliyor kanalı olan başlıklar.


  • safsatr  (27.12.12 04:38:49) 
[]

inançlar hakkında yapılan araştırma üzerine

www.pewforum.org
inançsızlığın dünyada üçüncülüğe yükselmesi başlığında bu araştırmadan bahsedilmiş. pek mantıklı gelmedi bana bu araştırma. türkiyenin yüzde98inin müslüman olduğu söylenmiş, pek bi uydurma geldi bana. en azından benim tanıdığım insanları baz alarak bi araştırma yapsam en fazla yüzde80lerde seyreder kendini müslüman olarak tanımlayanların sayısı.

siz ne dersiniz? bi de hep denir "yüzde99 müslüman olan bir ülkeyiz" falan. biraz daha güvenilir ve güncel bi araştırma var mı bu konuda?

 
valla daha bugun evde, ateizm'in en azından benim gözlemleyebildigim oranda türk toplumunda ciddi bir artıs gosterdigini dusundugumden bahsettim. tanıdıgım insanların yarısından cogu inançsız. %99 palavra.


  • heyamo  (25.12.12 20:10:13) 
[]

dünyanın son günü

senkronizasyonda sıkıntı olmuş. 21 değil 22yi 23e başlayan gecenin sabahı olacakmış o. son 30 saat kıyamete. hehe. sevinmeyin hemen.

ps: kaynak götüm deseydim daha inandırıcı olurdu ama olsun, şimdilik bununla idare edin.
www.sabah.com.tr

 
bir umut...


  • ermanen  (22.12.12 01:14:45) 
hep medya ha.


  • historien  (22.12.12 02:39:24) 
[]

enya - now we are free

gladiator filminin soundtracklarından beri. hans zimmer ile lisa gerrard yapmış. ben hep enya'nın yaptığını, söylediğini sanırdım. zaten gerek youtube da gerek diğer sitelerde müziğin başlığında enyanın ismi geçiyor.

ama değilmiş, lisa gerrardmış onu seslendiren. öyle duydum.
peki ne oldu nasıl oldu da büyük çoğunluğun aklında bu müzik enyanındır fikri oluştu?

 
internete düşen ilk mp3'ü o şekilde etiketlenmişse öyle yayılmıştır.


  • weeping guitar  (21.12.12 23:00:50) 
[]

40lt.lik sırt çantası

yaklaşık olarak kaç kilo ağırlığında olur?

bir hafta kadar sürecek bi seyahate çıkacağım. yanıma alacaklarım kaç kilo tutar? çanta boşken 1kilo geliyor neredeyse, üstüne bi de kılık kıyafet, belki hediye-hatıra bi şeyler falan koyunca 8kiloyu geçer sanırım, dimi?

yurtdışı uçuşlarda sıvı taşımayla ilgili kuısıtlamalar vardı. bu sadece pgs ve thy için mi geçerli, yoksa tüm havayolları mı?
el bagajında değil de, diğer bagajda sıvı taşımayla ilgili bi kısıtlama var mı? havayolu italya, airone.

edit: soruyu yanlış yazdım sanırım. uçağın 8 kilo sınırı var. acaba çantama koyacaklarım, alacaklarım falan 8 kiloyu geçer mi? ek bagaj almayı planlıyorum.

 
sivi meselesi tamami icin gecerli.

kabine koymayacagin bagajda istersen litrelerce raki tasi, kimse bir sey demiyor.

8 kiloyu gecmeyecek sekilde ayarlayabilirsin, bir haftaymis zaten. fakat genelde ben donuste bir seyler alarak geldigim icin canta 15'e kadar cikiyor. (45 lt. o da ama ben biraz dar kullaniyorum, 42 falandir herhalde o haliyle.)

erkeksen (challange gibi oldu bu da :) ) 3-4 tshirt, birer ekstra kazak/gomlek, pantolon, yeterli iccamasiri ve corabi 20-25 litrelik bir cantaya sigdirabilirsin, bence oyle yap para vermek istemiyorsan. 25 litreye laptop ve adaptoru, 1 dslr fotograf makinesi, 3-4 kitap, 1 haftalik camasir ihtiyacim, birkac defter sigdirmisligim var. :)
  • sendelemeden  (19.12.12 12:09:20) 
30-35 lik (tam hatirlamiyrum) bir sirt cantam var ve hic agir degil. cantaniz bosken nasil 1 kilo geliyor?

8 kiloyu cok cok gecmedikce sorun olmaz. ha olurda tarttirirlarsa check-in esnasinda o zaman kabine almayabilirler.

yurtici-disi ya da havayolu farketmiyor artik sivi tasima konusunda. 100ml yi geciyorsa kabine alamiyorsunuz. 1 hafta ise seyahatiniz gratis-watson gibi yerlerde seyahat siseleri oluyor. onlardan alin sampuan, dus jeli ivir ziviri onlarda tasiyin hem yer kaplamaz, hem de kabine almada sorun yasamazsiniz.
giderken degilde gelirken problem yasayabilirsiniz kilo siniri konusunda :)
eger kesin ben donerken aldiklarimla falan asarim bu siniri diyorsaniz. bir kabin boyu el valizi alin mumkun oldugunca bos yer birakin icinde. cantanizi da icine tikin. aldiklarinizi o valize yerlestirin en azindan sadece donerken odersiniz excess bagaji.
  • 65 derece  (19.12.12 12:23:05) 
[]

türk filmi listesi

imdb top 250 tarzında oluşturulmuş eski-yeni, piyasa filmi değil de gerçekten kaliteli filminlerin yazıldığı bi liste var mı?




 
  • efreet sultan  (12.12.12 20:43:34) 
biz bunları entrylerimizde yazdık: beta.eksisozluk.com


  • linuswithnoblankets  (13.12.12 09:23:00) 
[]

sevilmeyen şarkıcıların beğendiğiniz şarkıları

özcan deniz, doğuş, serdar ortaç, daha bi çok pop sarkıcısı yaptıkları şarkıların kalitesiyle bi çok kişiye dalga konusu oluyor.

peki bu adamların güzel şarkıları yok mu? beğenmediğiniz şarkıcıların beğendiğiniz şarkıları nelerdir?


 
Ankaralı Namık - Peri misin, cin misin?


  • 4dr4melech  (10.12.12 23:08:20) 
mesela rafet el roman - macera dolu amerika
www.youtube.com

ben ufakken çıktı bu şarkı, böyle elinde trompet falan olan zenci bebekler vardı bizde böyle seramik gibi vitrinde. rafet el roman bu klipte aynı o bebeklere benziyo. o yüzden oldum olası severim.
  • hope ender  (10.12.12 23:08:29) 
özcan deniz - beni affet

www.youtube.com
  • zgrydn  (10.12.12 23:09:25) 
ercan saatci - sayenizde

www.youtube.com
  • harrage  (10.12.12 23:11:17 ~ 23:11:49) 
popüler olan şarkıları genelde güzeldir zaten, ama albümlerin kıyıda-köşede kalmış şarkılarını bilmek için -pop sevmeyenlerin- radyoda falan denk gelmesi lazım.

şarkı ismi vermiyeyim, çünkü bir şarkısını sevdiğim adamı beğenmiyorum demem, verimsiz çalışmış derim:)
  • vizdilva  (10.12.12 23:11:44) 
oğuz yılmaz - keriman
ankaralı bilmem kim - angaranın bağları.

  • cevab veremedi  (10.12.12 23:14:09) 
serdar ortaç - gecelerin adamı

dışarı çıkıp eğleneceğimiz gecelerde dinleyip aptalca eğleniyoruz
  • roket adam  (10.12.12 23:18:51) 
[]

turkiye seferleri olan low-cost havayolu şirketleri

neler var avrupa.ya giden?




 
Sunexpress Almanya'ya gider.


  • Evocati  (09.12.12 12:14:10) 
Hollandaya gitmek için;
www.transavia.com
www.corendon.com

Avrupa içinde geziceksen Avrupa'nın dolmuşu olarak;
www.ryanair.com
wizzair.com
  • dr stat  (09.12.12 12:36:08) 
[]

6 kişilik hosteller

genelde nasıl oluyor böyle bi hostelde kalmak. mesela kilitli dolaplar var mı eşya bırakmak için? bi ya da iki gece kalacağım için konforu önemsemiyorum. 10 euro verdiğim bi yerden de çok kaliteli bi hizmet beklemiyorum. ama olumsuz yanları nelerdir? gırgır şamata, sabaha kadar eğlence gibi gibi bi amacım da yok, sadece bi kaç saat uyuyayım amacındayım. ayrıa bu şartlara uyan roma.da bi barınak tavsiyesinde de bulunabilirsiniz.




 
bi odanın içinde 3 tane ranza oluyor.
6 kişi içinde dolap oluyor.
dolabın kilidini , resepsiyondan alıyorsunuz.
geceleri odalarda gırgır şamata olmaz genelde , lobide olur olursa.
hostelworld.com dan roma'da ki hostellere bakabilirsiniz , en fazla oyu , en iyi yorumları alan yerlere göz atın.
  • solskjaer  (08.12.12 11:14:23 ~ 11:14:31) 
yatak var, yorgan var. dolaba çok güvenmeyin derim. ben iki-üç defa kaldım, kilitli dolap yoktu. ama başıma da bi şey gelmedi açıkçası. gırgır şamata pek olmuyor odanın içinde. elbet biri "susun uyumam" lazım diyerek çıkıyor zaten...

tek kısıntı duş, tuvalet için beklemek. başka bir şey aklıma gelmiyor şu anda.
  • raikkonen  (08.12.12 11:41:10) 
5 tane farklı insanla beraber kalıyorsun, en olumsuzu o. bi gece alttaki ranzamda 80 yaşında gibi dizine kadar sakallı ve leş gibi kokan bi herif yattı, yastığa sarılıp uyudum. bi gün içeri girdim, herifin biri otuzbir çekiyordu. bi gün içeri girdim bir çift çatır çatır sevişiyordu, bir gün içeri girdim içeride 6 tane ispanyol kız giyiniyordu gelsene falan dediler. yani evet, güvenlik sorunu var biraz.


  • roket adam  (08.12.12 14:29:59) 
[]

Ing Fr uzerine

Merhaba,
ing.de "what about" diye bi ifade var, peki bunun fransizcadaki karsiligi nedir?
Ornegin; bi diyalog esnasinda bi kac seyden konusuldu ve bir baska sey hakkinda soracagim, "what about this" peki ya buna ne dersin, bunun hakkinda ne dusunursun gibi?

kar yagarken soguk olmaz cumlesini nasil ceviririz?
if(=when) it snows, It wont be cold.
cok absurd olmuyor mu boyle? it yerine the weather denir mi, present koymak mi dogru olur future mu? "olmaz" yapisi hangi grammar catisina giriyor turkcede? ing ve fr.daki karsili nedir?
(Quand=)s'il naige, il ne fait pas froid? duzgun bi cumle mi?

 
et qu'est-ce que vous pensez sur ...? veya et ce sujet...? denebilir. que dire de cette? de olur.
quand il neige, il ne fait pas froid. hava için il kullanıyoruz. il fait froid, il pleut gibi. ing için when it snows, it doesn't get too cold olabilir. if it snows, it won't be cold dersen biraz o an ve o yağış gibi konuşmuş oluyosun sanki. yağarsa hava soğuk olmaz ile, kar yağdığında hava soğuk olmaz arasındaki fark gibi.

  • kediebesi  (07.12.12 12:54:07 ~ 13:15:50) 
[]

yunanistan turkiye arası ulaşım

ne şekilde mümkün en ucuz şekilde? schengen vizem var ve yunanaistandan tr.yeye geçmek istiyorum, bulgaristan schengen kapsamında olmadığı için tren ya da otobüsle geçemem mi? feribotla izmir.e falan geçmem mümkün müdür? ocak ayında deniz seferleri yapılır mı? en ucuz şekilde yn-tr arası ulaşımı nasıl sağlarım?

tesekkürler


 
izmir'e ulaşım kos-çeşme-izmir şeklinde. adalara zıplayıp ordan oraya geçmen lazım.
ipsala sınırı varya, direkt türkiye'ye otobüs vardır.

  • VickVickyVale  (07.12.12 00:15:03) 
  • priaposss  (07.12.12 00:48:15) 
hadi ya kusura bakma ben sitede görüp tamah ediyodum görünce de paylaşiyim dedim düzeltme için sağol


  • priaposss  (07.12.12 01:43:43) 
yunan türkiye ama yunanın neresinden geliceksiniz ? komotiniden keşana 10 euro civarı otobüsle geçersin mesela ? atina, selanik vs. buradan trenle gümülcine akabinde yine otobusle türkiye. varyasyonlar çoğaltılabilir.


  • olurnedenolmasin  (07.12.12 17:55:31) 
[]

türkçe etimolojik sözlük

nisanyan.ın sözlüğünün olduğunu ve internetten ulaşıldığınuı biliyorum. başka bi sözlük var mı internetten kullanabileceğim? şuan bi kitap temin etme imkanım olmadığı için, internet üzerinden ulaşabileceğim bi sözlük aramaktayım. en azından pdf, e kitap falan da olabilir?

bu arada, tdk.nın etimoloji ve köken sözlüğü yok. ayıp değil mi ya? neden yok? var mı öyle bi çalışmaları en azından?


 
içlerinde en güveniliri nişanyan.

bu arada allah aşkına, tdk'nın yazım kılavuzuna bile itibar edilmezken siz bir de etimoloji sözlüğü mü bekliyorsunuz? 1980'de darbeyle birlikte ruhuna fatiha okudular tdk'nın. o kadar tutarsız uygulamalar yaptılar ki artık dikkate alınmıyor. tdk'nın şu an için diğer kılavuzlara ve sözlüklere göre avantajı internette yer edinmesi.
  • microfiction  (05.12.12 22:39:45 ~ 22:44:48) 
[]

yatakta pislenmek

bu deyimi yalnızca benim annem, onun annesi vs falan mı kullanıyor? pislenmek: sabah uyandın, ama sıcacık yatağından kalkmak istemiyorsun, uyumuyorsun da bir o yana bi bu yana dönüp duruyorsun. bu durumu açıklayan başka fiilimiz var mı, hadi isim\sıfat\zarf da kabul.

neyse, asıl sorum ben bu durumdan muzdarip. gece boyu tekrar tekrar uyanırım. alarm nedir bilmem çoğu zaman, alarmdan önce uyanırım bazen kurmam bile! sekizbuçukta evden çıkmam kafi ise ve 4ten sonra başlarım uyanmaya. hava 9da anca aydınlanıyor desem yalan olmaz. napıcam karanlıkta kalkıp deyip de debelenip duruyorum yatakta. büyük bi huzursuzluk veriyor bu! telefonumdan bir şeyler okuyorum, bari mal mal yatmayım deyip de.

neyse efendiler, nasıl yenerim bu rahatsızlığı? sabah kalkınca yapılan ilk işler nelerdir? 6da uykumu almış dinç bi şekilde uyanırsam napayım tekrar yatağa sarılmaktan başka?

 
ilk kısım için. muhtemelen yanlış başlayıp öyle devam etmiş isimlendirmedir. esasında pislenmek değil siftinmek kullanılır.


  • yapacakbirseyyok  (05.12.12 21:08:41) 
bizim orda "yatakta belenmek" deniyor buna.
6'da uyanıp günü enerjik geçirebilecekseniz uyanınca bi çay koyun bari.

  • 9kuyruklukedi  (05.12.12 21:09:06) 
hergün spor yap. bedenen yorulunca sabah zınk diye kalkıyorum.


  • yons  (05.12.12 21:22:33) 
1.ilk defa duyuyorum.
2.stres var mı stres? yatağa girmeden önce melisa/rezene çayı. ayrıca genel olarak kafeini ve nikotini hayatınızdan çıkarın. imkanınız varsa "düzenli" spor yapın.(en az haftada 3 gün 2'şer saat falan) mutlaka gün içinde yürüyün; işten okuldan çıkışta bir kaç durak.. alışveriş merkezine, markete, sahile, sinemaya...bir yerlere doğru yürüyün. radyasyondan(bilgisayardan ve cep telefonundan) uzaklaşın.UYDUĞUNUZ ODADA GECE CEP TELEFONU/BİLGİSAYAR/TV KAPALI OLSUN.uyumadan önce odayı mutlaka havalandırın(bunu küçümsemeyin; mıh mıh mıh ne farketçek yeea demeyin taş olursunuz!) yatağa yeterince yorgun girin.
-sıcak duştan hemen sonra hızlı şekilde vücudunuzu soğutun-(az önce yazdığımı dikkatli okuyun sıcak duş tek başına işe yaramaz; ancak vücudun ısısını ani şekilde düşürdüğümüzde uykuya yardımcı olur). gece yatmadan az önce spor/egzersiz YAPMAYIN.

3.diş fırçalanır. deodorant/roll on vs. koltuk altı için önlem alınır. veya hızlı bir duş alınır. kağıt kitap/dergi okunur.
tekrar yatağa sarılmayın; kaldığınız yerin konumuna bağlı çıkın dolaşın; biraz yürüyün dönüşte gazete alın.
  • jimjim  (05.12.12 21:31:30) 
[]

muhammed peygamberin seyahatleri

merhaba.

vahiy öncesi dönemin de, wiki.de yazdığı kadarıyla, yemen ve suriyeye gitmiş. başka yerler var mı gittiği? bu seyahatleri nasıl geçmiş, kimlerle tanışmış, ne yapmış, ne kadar kalmış?
siyer oku demeyin. aradığım şeylerin orada yazdığını sanmıyorum. ben sadece seyahatleri ile ilgileniyorum. hindistan, çin veya öbür kıtalara gitmemiş mi hiç?

 
istanbul macerası var sanırım. söz söylediğine göre.


  • 1 saat bende 50 dolar  (05.12.12 21:26:30) 
o da başka bi durum, o söz gerçekten söylenmiş mi? gerçekliğinden emin miyiz?


  • dahinnotha  (05.12.12 21:31:00) 
[]

if conditional -

*i would come to the party if you invited me.

*i would have came to the party, if you had invited me.
--

şimdi ikinci cümlede sorun yok, eğer beni davet etmiş olsaydın (ki etmedin) , gelirdim (gelmedim). parti bitti, eşek geçti.

peki ya birinci cümle ne oluyor türkçeye çevirince? hypothetical cond olarak geçiyor.

 
davet etsen gelirdim oluyor. yerine göre davet etseydin gelirdim ya da davet etsen gelirim bile denilebilir. type 2. gerçekdışı ve hayalgücüne dayalı present durumlar için kullanılıyor, yani böyle bir durum olsaydı, sen beni davet etseydin ben de gelirdim. alttaki cümle type 3 ve geçmişte oldu, artık davet etme şansı da yok.

şu örneği veriyorum ben hep. piyango çekilmeden önce soruyor ya muhabir ablamız "büyük piyango size çıksa ne yaparsınız?"
"karıyı değiştiririm."

işte burada o üstteki, yani type 2 kullanılacak. eğer soru piyango çekilişi sonrasında sorulsaydı type 3, yani alttaki olacaktı.
  • sanat guresi  (04.12.12 21:55:36 ~ 21:57:16) 
2. de olay bitmiş, 1. de olay gerçekleşecek çağırsan gelirim diyo


  • nucleon  (04.12.12 22:12:45) 
@nucleon 1 incisi oysa bu ne oluyor? Bence olay bunda gerçekleşmemiş oluyor.

'i (will) come to the party if you invite me.'

@sanat guresi örnek olarak süper bir şey seçmişsin artık bi daha asla unutmam bunu :))
  • kekremsinarkoleptik  (04.12.12 23:52:38 ~ 23:53:45) 
biraderlerim su sekilde
1. davet edersen gelirim. arkadas muhabbeti parti daha olmamis eleman yuzsuzluk yapiyo davet edersen gelirim kanka diyo:)

2. davet etseydin gelirdik haci . burada da parti daha olmamis fakat adam gucenmis, parti muhabbeti geciyo bizim elemanin haberi yok. o sirada ogreniyo ve partiyi yapacak adama soyluyo.

3. davet etmis olsaydin gelirdim. parti marti bitmis.

bence bu sekilde
  • roadrunnerr  (05.12.12 10:10:48) 
[]

bu sırt çantası kaç lt?

merhaba,

linkini verdiğim çantanın kaç lt olduğunu biliyor musunuz? tahmin de olur.

bit.ly/SILJ6G

30*45*16 gibi ölçüleri varmış.

Edit:
(30*45*16) / 1000 = çantanın lt.sini mi verir? öyleyse 20 lt mi oluyor bu?

 
link yok.


  • aliyoni  (04.12.12 10:22:47) 
yaklaşık 21 litre
edit : Evet formül doğru.

  • biatch  (04.12.12 10:25:28 ~ 10:26:00) 
1 ... •67891011121314   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.