Ekşi Duyuru

the big lebowski

ikinci bu kesin. ama ilki bu mu bilmiyorum. kadın julianne moore

ilki de buymuş.
www.youtube.com

evet ulan buydu ya. sağolasın 5 saniyede buldun. yapay zeka hikaye yemin ediyorum şunu bile bulamadı

kadın Julianne Moore, film The Big Lebowski +1

chatgpt’nin dünyanın en meşhur filmlerinden birini en ikonik sahnelerden bulamaması da garipmiş.

Şurada yazılana göre insandan insana değişerek 10-72 saat arası sürmekle birlikte ortalama 28.7 saatmiş.

Bir yemekte acı biberi fazla kaçırarak kendi saatinizi bulabilirsiniz sanırım

www.healthline.com

Google şöyle diyor;

Yemek yedikten sonra, yiyeceklerin midenizden ve ince bağırsağınızdan geçmesi yaklaşık altı ila sekiz saat sürer. Yiyecekler daha sonra daha fazla sindirim, suyun emilimi ve son olarak sindirilmemiş gıdaların ortadan kaldırılması için kalın bağırsağınıza (kolon) girer. Yiyeceklerin tüm kolon boyunca hareket etmesi yaklaşık 36 saat sürer.

1-1,5 gün önce yediklerimizi dışkılıyoruz yani.

büdüt: tavuk kemiğini sindirirsiniz yüksek ihtimalle. Hekim değilim ama.

az önce yanlışlıkla tavuk kemiği yuttum da o yüzden soruyorum. çıkarırken nasıl acı çekeceğim kimbilir...

arkadaşlar ben acı yemeyi çok seven bir kardeşiniz olarak akhenaten'in yöntemini sıklıkla uyguluyorum. şöyle ki, benim öğle yemeğinde yediğim acılar akşama yana yana çıkıyor. bir önceki günün acısı olabilir mi derseniz, olamaz, çünkü bir gün önce acı yememiş oluyorum.

mesela günlerdir acı bir şey yemedim. şimdi saat sekiz buçuk. gidip bir avuç cin biber yersem, ya sabaha karşı yataktan kaldırır (acı yiyince içeriden de yaktığı için normalde sıçmayacağımız zamanda da kaka getiriyor, içeriden rahatsız ediyor), ya da sabah seansında yana yana çıkarırım. benim sindirimim 8-10 saat arasında tamamlanıyor, 1,5 günde değil.

bu sanırım youtu.be

ünlü - rüya

www.youtube.com

daha geçen ödül aldı, baya övülüyor: (bkz: alan wake 2)

control (oyun)

Eski oyun oynarım derseniz psikolojij survival horror'un kralı silent hill'dir.

1 2 3 4 enfes ötesidir. Çok korku öğesi var mı yok mu eşiğinizi bilmiyorum tabii ama ben şu an tırsarım oynamaya tekrar.

eskiden yeniye:

sanitarium
silent hill serisi (özellikle silent hill 2)
the cat lady
the vanishing of ethan carter
among the sleep
serena (tek oturuşta bitecek kısacık bir oyun)
what remains of edith finch
signalis

bonus: limbo ve inside - bunlar platformer ama atmosferi hoşunuza gidecektir.

plastik ızgara şeklinde olanlardan mı bahsediyorsunuz? onlar çift taraflı oluyor. Onları söküyorum, arasına da şu tencere setlerinin filan içinden çıkan dokulu 2-3 mm kalınlığında naylonlar var, onlardan kesiyorum o ölçüye göre. Gerekirse 2 tane kesin. Sonra ortadaki vidayı bastırdığımda o naylonu deliyor. O şekilde tekrar kapatıp sıktığımda hiç hava girişi olmuyor. yatırım tavsiyesi değildir.

evet o menfezlerden. ben de onların arasına aluminyum folyo düşündüm olur mu acep dediğin dokulu naylonu bulamam sanırım evde

Yapmayın, çok tehlikeli. Her gün başımıza gelen bir şey değil ama Allah korusun gaz kaçağı olduğunda o menfez sayesinde hayatta kalıyoruz.

annem arasina iki kat olacak sekilde strec folyo koydu seneler önce. seffaf oldugu icin pek belli de olmuyor.
mutfaga da duman ve gaz dedektörü koydu.

kayak kesin değilse 2. Metro 2033 ya da Metro Last Light olabilir.

1- scarface?

2 battlefield bad company 2 ye benziyor. kayak hariç. gruptan ayrı kaldığımız ve binalara zamanında sığınmazsak soğuktan öldüğümüz bölüm.

www.youtube.com

burada 1:19:30 dan itibaren izleyebilirsin.

değil malesef. 2.de o bölüm stealth takılıyorduk, çubuk gibi bişeylerle yürüyoduk sanki sonra düşman geçerken yere yatıp kamufle oluyoduk. call of duty oyunlarından biri gibi geliyor

1. ise adamı öldürmeden bize para teklif ediyordu birbirimizden çok farklı değiliz falan diyordu. ana karakterle arasında kişisel husumet vardı. hitman, sniper ghost warrior vibe ı vardı oyunun

ilk oyunu buldum arkadaşlar battlefield hardline

Sürücülerde de güvenlik açığı olabiliyor ama.

bakındım bugün de, en ucuz 400-500 liralık 5ghz tplink,zyxel modemler 1000 liranın üstüne çıkmış.

cok ornegi var bunun. kimisi ya senin gibi etkilenmiyor virusten ya da turp gibi saniyor kendini ama aslinda sadece belirtisi olmuyor yani test yaptirsa poz cikabilir. bu konuda arastirma yapildi mi bilmiyorum ama virus herkesi etkilemiyor iste

testim negatif çıktı işte.

asıl merak ettiğim, bana henüz bir şekilde bulaşmadığı için mi negatifim yoksa hiçbir şekilde bana bulaşmıyor ve bulaşmayacak mı? en azından annemden.

covidden vefat etti 60 larında amca terini silen, kusmuğunu alan eş hayatta. uğramamış ona sanırım.

Sizde gizli covid vardır belki. Testlerde çıkmıyordur. Yalan olmasın ama sanki ilgili uzmanlardan biri Tv'de boyle bir şey söylemişti benzer şekilde sorulan bir soruya.

ben de aynı durumdayım ve sebebini merak ediyorum. eşim pandeminin ilk dönemlerinde covid oldu, epey ağır geçirdi. dibinden ayrılmadım ama bana bir şey olmadı. yakın zamanda iş arkadaşım (aynı odayı paylaşıyoruz) covid oldu, bende çıkmadı. hiç covid geçirmedim.

hepsi değişecek ama siz peşinden koşacaksınız bunların

yapacağınız bir şey yok dediğiniz gibi yasal oranda yatırmaya devam edin siz ev sahibi açsın madem davasını. dava sonucunda ne çıkarsa o fiyat üzerinden devam edersiniz. mahkeme normali neyse ona karar verir zaten.

Detay bilgi için şunu şuraya bırakayım: www.cetinkaya.av.tr

İhtarnameye cevap vermenize gerek olduğunu sanmıyorum. İhtarnamenin bu durumdaki fonksiyonu açılacak kira tespit davası ile belirlenecek kiranın bu dönem başlangıcından geçerli olması için ihtarname bir prosedür.

Yukarı eklediğim yazıyı detaylıca okursanız kira tespiti yapılırken önceki kira dönemine ait ÜFE artış oranını geçmemek koşulu ile evin durumuna göre hakkaniyetli bir şekilde yapılır diyor. Yani %1000 ya da 1.500 liradan 10 bine çıkarmak zaten kanuna göre mümkün değil. On iki aylık ortalamalara göre ÜFE %97,30 artmış. Hakim bu orandan daha fazla artıramaz. Yalnız bu son söylediğimde on iki aylık ortalama mı yoksa bir önceki yılın aynı ayına göre artıştan mı bahsediyor tam bilmiyorum. Eğer bir önceki yılın aynı ayı ise o oran da %144,61.

Eğer %144 ise en fazla 3669 TL olabilir. Ama tespit davasında son notta belirttiğiniz durumu belirtirsiniz. Hakim 'hakkaniyetli' bir karar vermek durumunda.

edit: bu verdiğim linkteki bilgi eski sanırım. Doğru bilgi için direkt kanunu ekliyorum:
www.mevzuat.gov.tr

Madde 344.

5 yılı geçtiği için kira tespit açılıyor denildiği gibi. %25 yada TÜFE sınırı aradaki yıllar için geçerli.

Muadil evlerin kiralarına yakın bir kira belirlenir. Hatırladığım kadarıyla ödediğiniz kiradan yüksek bir kira tutarı çıkarsa aradaki farkı da ödemeniz gerekecek.

Yani diyelim ki mahkeme 2500 olarak belirledi yeni kirayı. Zammın olması gereken aydan o tarihe kadarki 1000 TL farkı da ödemeniz gerekecek. Ona göre hazırlıklı olun derim.

Ama bu tür davalar kiracı lehine sonuçlanıyor. Yani bölgede kiralar ortalama 3500 ise mahkeme 3000 civarı bir tutar belirliyormuş.

Yanılıyorsam arkadaşlar düzeltsin.

5 yılı geçtiyse TEFE/TÜFE/ÜFE'ye tek belirleyici değil, civardaki emsal kiralar, muhit vb. gibi etkiler de göz önünde bulundurularak "hakkaniyetle" belirlenir.

kira artışı, davaya konu olan yeni kira döneminin başından beri hesaplanır.

bölgedeki kiralar anormal şekilde arttı 5000-6000 lira civarında geziyor ve sadece araplara veriliyor. herhangi ırkçı bir düşünceyle söylemiyorum sadece olanı yazıyorum. ilanlarda önce arapça sonra türkçe açıklama yazıyorlar düşünün.

hakim 3000 lira bile yapsa geriye dönük aradaki farkı vermemiz imkansız öyle bir para yok zaten maaş belli. emekli aylığına da el konulamıyor. ne olacak bilemiyorum. kadının tüm hayatı aynı mahallede geçmiş 70 yaşından sonra hiç bilmediği başka bir şehre mi taşınacak yani? mahkeme bunları göz önünde bulundurur mu bilemiyorum. üzüntüden hasta olacak kadın.

5 yil sonra bu davayi acma hakki var, birakin acsin. cevredeki rayice gore mahkeme yeni bir bedel belirleyecek ve o rayicle es ya da onun ustunde olmayabilir de genelde kiraci lehine sonuc cikar.

yeni kira belirlenirken yaşa, gelire falan bakmazlar. çevredeki emsal kiralar üzerinden hesapla bir miktar kiracı lehine bir fiyat çıkar. annenizin evine muadil evler şu an 5-6bin diyorsanız (ki o da dava açıldı mahkeme günü geldi falan derken geçen sürede daha da artar) taş çatlasın 4bin derler sizin eve de. geçecek sürede oluşacak aradaki farkı da ödemeniz gerekecek dedikleri gibi. ödeyemezseniz tahliye davası şu bu yine bir ton uğraşla 1-2 yıl sürse de çıkmanız gerekir eninde sonunda. mahkeme sürecinin yıpratıcılığı da cabası. şimdiden alternatifleri düşünmenizde fayda var.

ihtarnameyi iyi saklayın. ev sahibinin kötü niyetini gösteren bir belge var elinizde.

etrafımda çok var tekrar kira belirlemek isteyen, ama %1000 gibi bir rakam duymadım/görmedim. insafsız adam.

Sözlükten ve buradan okuduklarım kadarıyla, kira tespit davasında mahkeme emsal kiralara göre yaklaşık %80 oranında bir karara varıyormuş.

Yani emsal evler 6.000 ise sizinkini de o tutara çıkartmıyor, yine kiracıdan yana insiyatif kullanıp %80 oranına karar verip 5.000 yapıyor kirayı mesela.

Sizin durumda her şekilde ya o evi boşaltacaksınız, ya da bu emsal kiralara razı olacaksınız.

Size çekilen ihtar günü ile mahkeme sonucu arasındaki süredeki ayların farkını da yasal olarak alıyorlar sanırım.

Bu fiyatlarla sadece emekli maaşı ile geçinen insanların İstanbulda barınması çok zor zaten. Allah yardımcınız olsun.

Cevap vermenize gerek yok ancak anlaşıp, orta yolu bulmaya bakın.

Kira artış ayınız Kasım ve ev sahibi en az 30 gün önceden ihtar gönderip, dava açtı. Dava 10 ay sonra bitti. O aydan, Kasım'a kadar olan tüm kira farklarını sizden alabilir.

Yani siz 2bin TL kira ödediniz diyelim, mahkeme 7bin TL'ye karar verdi. 10 x 5 bin = 50 bin TL ödersiniz ve sonraki aylarda 7bin TL kira yatırmaya devam edersiniz. Bunun için en az 30 gün önceden ihtar çekmesi gerekiyor.


.

bekleyince kendi kendine çıkan bir şey değil ki. Sağa sola çevirerek çekmeyi dene.

içerde yara vardır acır, iltihap kapar diye kuvvet uygulayamıyorum o yüzden 2 hafta olsun garanti olsun var gücümle asılabileyim diye sordum onu :)

çok zorlarsan keloid oluşur aman dikkat

arkasındaki kelebekçik dediğiniz yer o kulak delme küpelerinde bir yere oturuyor, o yüzden daha zor çıkar.
iyice teramisinleyin, sora da döndüre döndüre çıkartın.
yalnız arkasındakini çekin, hem küpeyi önden, hem kelebekçiği arkadan çekmemeye çalışın.
küpeyi o hızla çekerseniz canınız çok yanabilir çünkü.

çıkarmasına çıkardım da içi şişmiş kulağımın biraz da acıyor. yeni küpeyi taktım takmadan da naproksen jel sürdüm teramisin yoktu umarım yanlış bi jel sürmemişimdir :)

Ben 3-4 hafta bekledim. Ara ara gevşetip kremledim. Sonra da farklı, temiz bir küpe takarak kurtuldum. 1 hafta az bir süre. Bir iki hafta daha bekleyin derim ama arka küpe arkasını çıkarıp, temizleyin.

yazilim bilgin ve ingilizceden dolayi bilgisayar programciligi senin icin vakit kaybi. ben senin yerinde olsam anesteziyi secerdim buyuk ihtimalle. tabi is olanaklarini falan bilmiyorum su anda.

ben de iş olanaklarını merak ediyorum açıkçası. bi arkadaş maaşı düşük, hemşire işleri yaptırıyorlar ve sağlığa şiddet vs. var diye mesaj atmış ama bilemedim.

hayatımın 12 yılı net bir meslek bulamamam yüzünden çöpe gitti.

gençler siz siz olun işletme falan okumayın babanız trilyoner değilse. net bir meslek okuyun.

ben IT'ciyim ama "bitki koruma" okudum, sevdiğim için ve ziraat baba mesleği olduğu için. ilginiz varsa yepyeni kapılar açabilir. sınav sonucu yetki alıp bitki koruma ürünleri bayii de açılabiliyor, kendi yeriniz olursa bilinçli ve verimli üretim yapabilir veya danışmanlık hizmeti verebilirsiniz, vb. ege'ye yerleşip kendi domatesimi dalından yerim diyen her beyaz yakalı da düşünmeli bence bunu:) ben bayilik sınavını da geçtim ama sonra kariyerim farklı ilerledi o iş kaldı, ama hala bana çok şey kattığını düşünüyorum ve okuduğum için mutluyum.

Karbonhidratların tümünü kesip, protein alımını artıracaksın. 19:30’dan sonra hiç bir şey yemeyeceksin.

5 dakikalık karin bölgesi hareketleri yaptıktan sonra da en az 40 dakikalık kardiyo yapacaksın. Yürüyüş olur, koşu olur, bisiklet olur, eliptik olur, yüzme olur.

5 hafta sonra gelip, oh be dünya varmış diyeceksin.

Hocam skinnyfat'siniz, o kalan göbek vücutta olması gereken esansiyel yağ miktarı onu yok edemezsin zaten o olmasa ölürsün, o boşluğu daha sert ve bıngıl bıngıl olmayan bi nesneyle doldurman lazım o da kas, kas inşa edeceksin yani ancak o zaman düz bir karnın olur. Yoksa 10 kilo versen yine göbeğin kalır senin sorunun yağ-göbek sorunu değil yetersiz kas kütlesi sorunu.

kas yüzden düşük.

Hocam 1 ayda 4 kilo vermişsin işte sence normal değil mi?

çok normal. önce bir ödem atılıyor, su atılıyor (muş) sonra yağ kütlesinden gitmeye başlıyor (muş)

normal. ne kadar ağırsan o kadar kolay kalori yakıyorsun, bu da var. aynı sporu yapan 100 kiloluk insan, 80 kiloluğa göre daha fazla kalori veriyor.

- Fitilin çakmak taşına çıkan ucunu püskül haline getirmeyi denediniz mi?
- Fitilin her iki ucuna da yakıtın dolmasını sağladınız mı?

püskül zaten. fitilin ucuna yakıt bile damlattım.
bence sorun ya tekerlekte ya da ızgaranın içinde.
zaten fitili başka zippoya takınca hemen yanıyor.

Rahmi Bey bu işin ustası. Dupont çakmağımı çok uygun bir fiyata tamir etmişti. İstanbul'daysanız götürebilirsiniz. İstanbul dışı kargo ile de gönderebilirsiniz. www.cakmaktamir.com

değildir ama şansımı denemek istedim.
Zipponun bütan gazı ile doldurmuyorsunuz değil mi?

Çarka benzin damlamış olabilir mi? Bu yüzden taştan yeterli bir kıvılcım çıkartamıyordur belki.

Raft olabilir ilginç hikayeli crafting'li, korku, yaratık, jumpscare hiç yok. Köpenk balığı var arada gelip giden ama alışıyorsunuz ona da röh diye çıkmıyor genelde.

The forest ve subnautica evet korku öğeleri var. Hele ben su altı sahnelerden fevkalade rahatsız olan bir insanım subnautica müthiş bir oyun olmasına rağmen lets play izlerken bile ENEM ELLEH diye zıpladığım oldu eheh.

0 craft biraz survival daha çok hikaye the long dark diyince kar kış kıyamet geliyor aklıma direkt

store.steampowered.com

Stranded deep de korku yok diye hatırlıyorum ve hikayesi yok gibiydi en son oynadığımda

Arkadaşlarınızla oynarsanız raft var.

Üstten de baksam olur derseniz hikayesi de olan the wild eight

store.steampowered.com:~:text=The%20Wild%20Eight%20is%20an,last%2030%20days%20are%20positive.

raftı da indirmiştim duruyor.
konayı şu an oynuyorum ama pek sarmadı çok basit görünüyor.
wild eight'i de indireyim madem onu da görmüştüm.

the long dark o kadar sardı ki yemeyip içmeyip oynadım, ondan sonra keyif alamam hiçbirinden diye kararsız kaldım böyle.

bu arada single player oynamayı düşünüyorum.

o oyunların oynanışları farklı ama atmosfer olarak diyorsan, darkest dungeon. bir miktar o hissiyatı veriyor.

Sheltered

store.steampowered.com:~:text=Sheltered%20is%20a%20deep%20and,last%2030%20days%20are%20positive.

Şuan epic ücretsiz veriyor

www.epicgames.com

Distrust olabilir

The wild eight biraz daha uzak o oyunlara ama , hikayesi olan karda kışta geçen survival oyun

Call Of Duty Black Ops oyunundaki Vorkuta bölümü olabilir belki.

yok o da değil, gerçek ww2 zamanında geçiyordu

valla oynamadım ama sniper elite’ta böyle bölüm vardı sanırım hitlere sıkıyordun bilmemne.

Hiç ilgisi yok bunun.

Ben de kolda sızı dışında bişi yaşamadım. Acaba covid mi geçirdim öncesinde diye düşünüyorum. Bu da olabilir belki

ben covid geçirmiş olmama rağmen aşı olunca patates oldum

aşının covid belirtileri ile alakası yok. mrna aşısı sadece vucuduna covid virüsünün dış zarındaki bir proteini tanıtıyor. burada tepki verip vermiyor olman bağışıklık sisteminin ne kadar aktif olduğu ile alakalı. tam tersine düşük ve geç bağışıklık tepkisi çok ağır geçirmene sebep olabilir.

lupin

Benim bilgisayar eski ve win 10 yüklü. Güncllemeler yüzünden kullanılmaz hale gelip en son mavi ekrana bağlayıp çöktü. Format atmak zorunda kaldım ve baktığım zaman içindeki her şey silinmişti zaten. İlk işim güncellemeleri kapattım alt ayarlardan. Şimdi sorunsuz kullanıyorum.

Sonuç: güncellemeleri kapatın

Muhtelemen Windows 10 21H1 güncellemesini almaya çalışıyorsunuz, aşağıdaki 1903 olan yönergeleri deneyebilirsiniz, belki çözümü aynıdır

thegeekpage.com

Merhaba. Ben cuma gunu asi oldum. Benzer cekincelerim vardi. Kendi deneyimimi paylasayim. Asi olduktan sonra tedirgin edecek bir durum yasamadim. Saat 2de asi oldum. Gece biraz etkisini hissettim. Asiri heyecanlaninca gerceklesen durumlar olur ya bunyede. Bende o sekilde oldu yan etkiler. Yarim saat kadar surdu sanirim zaten sonrasinda uykuya dalmisim. Sabah da domuz gibi uyandim. Deneyimlerime gore korkulacak bir durum olmadi. Yani simdilik.
Bu yazdiklarim kendi tecrubelerim. Sizde de aynisi olacak diye bir sey yok.

Bu kadar çok hastalığınız varsa Covid olmak aşı olmaya kıyasla katbekat daha tehlikeli. Ayrıca neredeyse tüm amerika nüfusu biontech oldu bi b*kluk olsa çoktan çıkardı, yani kaçırmayın bence. Ben taa ocak ayında meslekten ötürü sinovac oldum mesela keşke biontech olsaydım diyorum açıkçası. Ayrıca annem babam biontech oldu bu ay zımba gibiler

Bütün dünya bu aşıyı oluyor korkacak ne olabilir ki?

2 doz biontech oldum. aşı yerinde hafif ağrı dışında ben hiç bir yan etki hissetmedim. iyi düşünün pozitif olun böyle şeyler psikolojinizi etkilemesine izin vermeyin.

benim de taşikardik bir kalbim var ve bazen ciddi çarpıntı atakları yaşıorum mvp'den dolayı kapakçıkta çökme) ..
ayrıca kronik sinüzitim ve alerjik rinitim var, ama dr.lar neredeyse herkese tavsiye ediyor bu aşıyı. ama ben de sizin gibi telaşlı oldugumdan 2 arkadaşla beraber gittik aşı olmaya. bir arkadaşımın eşi ve çocukları da vardı, ortam şenlikliydi yani. hiç sıkılmadım panik olmadım. kol ağrısı da geldi geçti başka da yan etki yok...

hastanede ol, yarım saat bekle öyle ayrıl, bu kadar. Geçmiş olsun :)

Kaygı problemi olan biriyim, başa çıkmaya çalışıyorum.

Kendime dedim ki, korkumdan dolayı böyle bir şeyden mahrum kalmayı kabul ediyor musun?

Gittim oldum.

Şuana kadar dünyada 2.6 milyar doz aşı vuruldu. Bunun yarısı mRna aşısı. Majör bir yan etkisi olmadı
Bu aşı ilk kez uygulanıyor ama sanıldığı gibi yeni bir teknoloji değil onlarca yıllık altyapısı var
Dünyada her yapılan şeyin, vücuda alınan her şeyin bir riski vardır. Örneğin sadece ABD'de her yıl fıstık alerjisi nedeniyle 200 kişi hayatını kaybediyormuş. Dünyada şuanda çilek yiyip ölen insan da var, su içip ölen insan da.
Bunları aşı olunca ölüm riskiniz var diye söylemiyorum, aslında ne kadar az olduğunu göstermek için söylüyorum. Viral vector aşılarının çok düşük ihtimal de olsa bazı kişilerde yaptığı kan pıhtılaşması dışında aşılarda çok ciddi yan etkiler gözlemlenmedi. Şuan için istatistiki olarak aşıların yan etkileri ve ölüm riski bariz bir şekilde asprinden bile az
Asprin nedeniyle her yıl binlerce kişi hayatını kaybediyor. Evet asprin. Hiç asprinden korkan birini gördünüz mü? Böyle bir algıda seçicilik yok çünkü, kimse asprini takip etmiyor
aşılara ve yan etkilerine karşı inanılmaz bir algı oluştu. Şuan tek düşündüğünüz şey yan etkileri, ABD de birine bir şey olmuş, Yeni zelanda da birşey olmuş diye kulak kabarttı herkes.

Eksik bilgiyle ve aşıları değerlendirebilecek bir altyapınız olmadığını kabul ederek internette araştırma yapmayı bırakmanızı tavsiye ederim. İnternet öyle bir yer ki şakağım neden ağrıyor yazsanız 1 saat gezinseniz tümör olduğunuzu zannedersiniz

Bilime güvenin. mRna aşıları öyle yıllar sonra şunu yapacak bunu yapacak şeylerini bıraksınlar. Bana göre bir süper markete girdiğimizde satılan 10 üründen 8'i uzun vadede daha tehlikeli. Faz denemelerindeki ilk aşılananlar 1 yılı geçti. Ayrıca bu aşılar vücutta sadece 4-5 gün kadar kalıyor. Sonra tamamen yok oluyor, oluşturduğu antikorlar kalıyor

helyum maliyeti ve havada alev alma riski yüzünden. ayrıca hızlı ve çevik de değil. uçak/helikopter varken kim neden bu kadar maliyetli, riskli ve hantal bir taşıtı üretipo kullansın ki?

niye bazen gökyüzünde dolaşıyorlar. ben almanya'dayım birkaç ay önce görmüştüm bi tane. eskiden daha sıktı ama çocukken hep görürdüm istanbul'da.

inisi kalkisi cok zor.
Koc almisti bi firtinada uctu gitti

en.m.wikipedia.org

Bu olay da tetikledi kullanımdan kalkmasını

koca türkiye'de bile 1 tane vardı. o da kayboldu gitti.
yurtdışında mümkün olabilir belki.

ulaşım değil de eğlence aracı olarak düşündüm tabi ki.
bu arada eskiden istanbul'da da görülür müymüş cidden? woow

2000'lerde bmw'nin zeplini vardi istanbul'da olanlar bilir beyaz bir seydi.

yanma olayi cok tehlikeli sonuclar dogurunca kullanimdan kaldirildi. bir ara concorde mi burnu kirik ucaklar vardi onlar da paso dusuyordu onlari da kaldirmislardi. geri geldiler. kim bilir belki zeplinler de geri gelebilir.

cüssesine göre az yolcu taşıyor
yavaş
iniş kalkış yapması zor, çok geniş alanlar istiyor
çok göze batıyor. askeri alanda kullanımı kısıtlı.
hafızalarda travmatik kazaları var.
fizibıl değil. kaç tane pilotu var, bunlar nerede yetişiyor, kim zeplin pilotu olmak ister vs vs.

belki turistik amaçlı kullanılabilir ama zevk için olduğundan pahalı olur gibi.

www.ntv.com.tr

@dio
bilmeden güzel uydurmuşsun paso düşüyordu vs.

concorde koca uçuş ömründe 1(yazıyla bir) kazası vardır. kazadan sonra da uçuşlarına 3 yıl daha devam etmiştir. servisten kaldırılma sebebi tamamıyla maliyet ve yolcu trendlerindeki değişimdir.

@inanciz deve

zeplin meşakkatli ve günümüz trendlerine uymayan bir araç. sıcak hava balonu gibi ama işletmesi, hangarlaması, operasyonu vs. çok daha zor ondan sebep pek yaygın değil.

Bilinenin aksine Hindenburg Felaketi zeplinlerin kullanılmaması için bir sebep değil, Hindenburg hidrojen gazı ile doldurulmuştu artık bunun yerine helyum kullanılıyor daha az tehlikeli olduğu için.

Bir yazar da Concorde için de yine kazayı örnek göstermiş ama tarihteki tek ölümlü Concorde kazası Air France'ın 4590 sefer sayılı uçuşu yani öyle zırt pırt düşen bir uçak değildi, şimdi gelelim hem Concorde hem de Zeplin neden kullanılmıyor sorusunun cevabına.

Ticari uçuşlarda en büyük kriter işletme ve bakım maliyetinin uçuş başına gelire oranıdır, hem Concorde hem de Zeplinlerin işletme maliyetleri çok yüksek olmasına rağmen az yolcu taşıyabilen araçlardı, Concorde her iniş kalkıştan sonra iniş takımlarının bakımdan geçmesi gereken bir uçaktı mesela, Zeplin de aynı şekilde az yolcu taşıyabiliyorken çok yüksek bakım ve işletme maliyeti olduğu için hava yolu şirketleri tarafından hiç tercih edilmedi.

Gel gelelim günümüze döndüğümüzde zeplinler farklı amaçlarla kullanılmaya başlandı, özellikle reklamcılık ve turizm sektöründe hizmet veren zeplinler var bunun dışında zeplinlerin uçaklara göre havada çok daha uzun süre kalabilmesi nedeniyle gelecekte askeri amaçlı kullanılması da gündemde, ayrıca Google'ın kurucusu Sergey Brin zeplinlerle ilgili projeler üzerinde çalıştığı söyleniyor belki de yakın zamanda zeplinler üzerine yerleştirilen antenlerle kablosuz internet hizmeti verilmeye başlanabilir, sürekli iniş, kalkış ve uzun mesafe seyir ihtiyacı olmadığı için bu tür hizmetlerde Zeplinler biçilmiş kaftan, ama yolcu taşımacılığında kesinlikle profit değiller.

Ben Monkey Island, Broken Sword vb atmosferi için zaman zaman mobilde Tiny Room ve türevi oyunlardan oynuyorum.

Çok sevmiştim zamanında :)
en.wikipedia.org:_Objective_Uikokahonia

Bunun dışında aklıma gelenler; full throttle, sam & max, day of the tentacle, the dig, leisure suit larry, gabriel knight, grim fandango.

Machinarium

80'ler temalı güncel bir oyun.

Thimbleweed Park

Piksel grafik bile mi. Aşkolsun :D

hepsini oynadım ya :d

Listenin tamami eski oyunlar. Good old games tarzi sitelerden belki bulunabilirler.
The Black Mirror serisi. Biraz bug doludur ama cok keyiflidir.
The wolf among us.
Eskilerden Syberia.
Dracula 3 Path of the Dragon
Gabriel Knight serisi

Amaç daha çabuk yoğunlaşmasını buharlaşmasını sağlamaksa tabi ki sıcak su daha çabuk buharlaşır.

bilim özürlüsü olduğum için soruyorum hani buz sıcakla temas ettiğinde gözle görülür buhar falan çıkar ya ordan yola çıkarak bu ikilemde kaldım :D

buzun çevresinde oluşan şey buharlaşma değil. buzun soğukluğuyla yoğuşan hava.

ublock origin ayarlarında türkiye listesini aktifleştirmek gerekiyor. bazı siteler de genel bi kaynaktan reklam almak yerine direk bahis sitesinin kendisinden reklam alıp reklamı sitesine entegre ediyorlar böylece jenerik filtreler çalışmıyor

Soldaki # işaretinden olabilir mi? Ayrıca sağ üstteki yıldıza basınca popüler tvitleri gösteriyor.

bence direkt uzun kablo al. aparat etkiler muhtemelen.

teorik olarak her bağlantı, her uzatma bir kayıp yaşacaktır ama tüm kabloların ve cihazların düzgün/kaliteli olduğunu varsayarsak, eve gelen fiber internetin hızını etkileyecek bir şey olmaması lazım. kablolar ve cihazlar 10bin mbit iken, bağlantınız maksimum 10mbittir.

öte yandan başka bir önerim var. ethernet kartınız arızalı ise usb'den bağlanan ethernet girişlerinden alın ve modeme kablo ile bağlanın. kablo her zaman wifi'dan güçlüdür. kesin.

bunu soyleyebilmek icin internet hizini, kullandigin kablolarin destekledigi maksimum hiz vs bilmek lazim. paylastigin linkte 10Gbps'e kadar destekledigini soyluyor. eger bu dogruysa herhangi bir etkisi olmaz. ne senin internetin bu kadar hizli ne de muhtemelen modemin ve bilgisayarin 10Gbps'lik Wi-Fi standardi destekleyebiliyor.

hocamlar şimdi şöyle.

aletin ethernet kartı arızasını çözdüm, ethernetten bağlanmak istiyorum modemin yerini değiştirmeden.

2 adet uzun kablom var hali hazırda. ikisini birleştirince anca uzanıyor modemden pc'ye. kabloların biri baya kaliteli ve yeni cat6 kablo, diğeri eski cat5 kablo. elektrikçiye gidip ikisini birleştirip tek kablo mu yaptırayım yoksa aparatla mı uzatayım yeni olanı ziyan etmemiş olurum ilersi için?

pardon 2'si de cat6 imiş şimdi baktım

Etkiler. Ama siz fark bile etmezsiniz . Şirketlerde duvarda cat kablo girişleri var (data prizi) benzer mantıkla çalışıyorlar.

Fakat şunu unutmayın. Kabloların ve aparatın oynamaması lazim . Güzel sabitlerseniz sorun olmaz.

fark edilmeyecek bir fark yaratır dedi aynı aparat için bir teknisyen.
Bu adamın asıl işi, kablo çekmek. Daha iyisi, kabloları birbirlerine tek tek bağlamak dedi, ama onu da düzgün yapma ihtimalin daha az, bu aparat ile arka arkaya birkaç tane kullanmazsan fark etmezsin dedi.

Bence 200mbit internet filan kullanmıyorsanız hiç düşünmeyin, alın gitsin.

delil yetersizliği

en.wikipedia.org

"We have received extradition requests for him [Gulen]." Anonymous US officials have said to reporters that the Turkish government has not yet provided sufficient evidence for the U.S. Justice Department to charge Gulen."

fbi dosya ver dedi bizimkiler uzun süre dosya vermedi, sonra verilen dosyadaki delilleri de fbi kabul etmedi.

Çünkü hükümet de aslında teslim edilmesini istemiyor. ABD yarın özel uçakla teslim ediyoruz dese bizimkiler yerimiz yok göndermeyin derler. Ayrıca orada "tutulması" her iki tarafında işine geliyor. ABD ülke içindeki bir örgütün liderini elinde tutmuş oluyor, hükümet ise "Ülkedeki darbecileri vermiyorlar dış güçler" propagandası yapabiliyor. Bunlar benim bir bakışta gördüğüm şeyler, kim bilir daha neler neler vardır.

Dipnot : Zekerriya Öz, Adil Öksüz gibi isimlerin bile resmen elini kolunu sallayarak çıkmalarına izin verilmedi mi ? Bu adamlar sizce mahkemeye çıkarılabilir miydiler...

eski versiyon yükle.

evet güncel versiyon bende de sorun yaptı ve telefonu sıfırlamak zorunda kaldım. sonra eski versiyonlardan birini microG ile birlikte yükledim. şu anda kullanıyorum. eski versiyon yükleyince o ayarı değiştirmeye gerek yok.

xiaomi de işler nasıl bilmiyorum ama samsung'da sadece microg için optimizasyon kapatınca sıkıntısız bir şekilde izleyebiliyorsun, optimizasyonu komple kapatmaya gerek yok. Sadece tek seferlik microg'yi "durmaya zorla" diyerek kapatıyorsun, bildirim yok oluyor.

alternatif olarak smart youtube tv var, televizyonda onu kullanıyorum ama telefondaki kullanımı pek tatlı gelmeyebilir.

Youtube blue apk indir kullan. Arka planda calisma ozelligi var reklamsiz iyi hos kullan kullandir

newpipe. sanirim androidde severek kullandigim tek uygulama.

vividapk modunu buldum microg ile birlikte onu kuracağım, türk bir arkadaş yapmış.

sigaraların kalitesi inanılmaz düştü. hepsi leş gibi şu artık. yani bence başlamayın ama illa içicem diyorsanız winston xsence güzel. grisi siyahı var, grisi epey hafif.

Kent D'range Blue, güzel sigaradır. Ama uzun zaman sonra başladıysan hepsi aynı gelir. Alışman lazım.

Mentollü sigaralar iptal olduğundan beri aynı dertten muzdarip olarak marlboro red,gold zırt fırt derken en son parliament night blue pack'e geçtik hanımla beraber. ikimizde memnunuz , boğazı yormuyor , içtikçe tadı sapıtmıyor. Siz slim sormuşsunuz ama en azından fikir olması açısından yazmak istedim.

mentol sonrası bir müddet yas tutup esse'ye geçtim ben. White en düşüğü, duman bile çıkmıyor, Black daha iyi. elim kendisi.

Hayır orda da gümrük var.

ticaret şüphesi doğuracak kadar alırsanız sıkıntı olur. yani mesela 2 kişi gittiniz, millet sipariş verdi 5 laptop, 8 telefon aldınız sıkıntı olur. ama kendinize birer telefon aldıysanız sıkıntı olmaz. iyice garanti olsun diye kutularından çıkarır cebinize koyarsınız.

tütün ve içkide freeshop kuralları geçerli diye biliyorum, kişi başı 1 lt ağır alkollü, 2 litre hafif alkollü. tütün kullanmadığım için tam bilmiyorum 1 karton mu 2 karton mu neydi limit.

bunlar işin mevzuat kısmı, ne kadar ciddi bir kontrolden geçeceğiniz de şansınıza kalmış. ama koli koli içki karton karton sigara alıp bagaja tepeleme doldurursanız illa ki sıkıntı çıkar. bavulunuza sığabilecek kadar bolca alıp deneyebilirsiniz belki. güncel durum nasıl bilmiyorum ama eskiden eliniz yüzünüz düzgünse ve sınırdakilerin keyfine göre üstünkörü kontrol edip gönderebiliyorlardı.

sigara ve içki gibi ürünlerde sınır var. iyi saklarsanız bir şey olmaz ama şans işte, türkiye sınırı sorun çıkarıyor yani. laptop telefon getirebilirsiniz ama kanuni olarak vergi olayı var belirli limitin üzerinde sıfır ürünlere. garanti olsun diye ambalajı çıkarıp kişisel eşyam demeniz mantıklı olabilir. ben 500 euroluk kahve makinesi getirmiştim aracımla, adam kutuya bakmıştı öyle fazla da bir şey sormamıştı

Hayır. Ben sinirda mangal yapip kafayı çeken adam tanıyorum . Arabada fazla alkol var . Çöpe at demişler .

Öyle bir dünya yok. Yedi aydır müthiş bir iş başarmışsınız, dirayet göstermişsiniz, kimse için değil kendiniz için müthiş bir şey yapmışsınız. Bu süre uzadıkça kendinizi daha da iyi hissedeceksiniz. Bırakmayı, en zor kısmı başarmışsınız. Yeniden başlamak kendinize haksızlık olur. Emeğinizi, sağlığınızı çöpe atmayın.

iki sene sonra tek sigarayla geri döndüm, 2 seneyi attım çöpe köpek gibi pişmanım, şimdide bırakamıyorum. Aman yapma etme demeye geldim.

öyle bir dünya yok maalesef. yedi ay müthiş bir süre. ben de bıraktım. hem de kanser olup bıraktım. siz bu aşamaya gelmeyin lütfen.

su iç, ağzına şeker at, çekirdek ye, hatta öküz gibi ye.

elbet geçecektir. bu tür tuzaklara düşme.

bir tane içerseniz, içmeye devam edersiniz.
çünkü hem tekrar istersiniz hem de "nasılsa bırakırım ya, biraz içeyim" dersiniz.

dayanın, yürüyüşe falan çıkın.
geçecek.

Benimde arada aklıma geliyor da babam bu ara kanser tedavisi alıyor, çok kez onkoloji servisine gittim babam içkisi sigarası olmayan biriydi. Orda alınan tedaviyi gördüm de aklıma şu geldi: Allah korusun ben böyle tedavi alsam canım çok acır, tatlı benim canım iğneden ne tirsarim, ama en kötüsü de aileme sevdiklerime çektirdiklerim olur, onların beni böyle görmesini üzülmesini istemem. Ben böyle düşünüyorum arada geliyor aklıma ama almamak için kendimi zorluyorum işte.

Sadece sarma tütün içeceğini neden belirtme ihtiyacı duydun ki? Daha zararsız olduğunu mu sanıyorsun? Sarma tütün zararsız diyen bilimsel makale falan mı okudun?

hocam tütün daha iyidir fabrikasyona nazaran deniyor o yüzden dedim

Aynı durumdayım , aman uzak durun

bende 4 gündür biraktim, bulanima girmedim, elektronikli sigara kulaniyorum nikotinili sivi var icinde. onla idare ediyorum, sigara nin pisliginden 1000 kat iyidir bence. Bazen arkadas akraba yanimda sigara icerse canim cekiyor, hatta 3 gün önce 1 tane sigara otlandim ama tadi tuzu yok 2 kere cektim atim.
almanyada her yerde satiliyor e-sigara aleti.

7 sene önce bıraktım 1 senedir tekrar içiyorum kafama sıçayım

başlama.

aynı işi görüyor ama aynı faydayı alamıyorsun. üniversitede vardı bu kurutmalı çamaşır makinesinden, tüm çamaşırlarım 2 beden küçüldü. bazıları yırtıldı.

şuan evimde ayrı ayrı makineler var, renkli beyaz pamuklu sentetik demeden atıyorum karışık, hiçbir şey olmadı şimdiye kadar.

kombo makineler daha çok su tüketiyor, kurutma işlemi sadece kurutma yapan makinenin 2 katı sürede kurutuyor, kombo makinenin bozulma ihtimali daha yüksek ve masrafı fazla.

Ben de kolay bozuluyor diye duymuştum. Bir de zamandan tasarruf edemiyorsun. Birden fazla yıkama yapacaksan kurutma makinesi ayrı olunca eşzamanlı çalışabiliyorlar.

bende var. siemens. oldukça iyi. tek derdim normal bir kurutma makinasına göre daha çok buruşturması ve ütüyle açmasının zor olması.

o yüzden kurutmayı yalnızca ütü gerektirmeyen havlu vs. şeyler için kullanabiliyorum.

Himmet dayı'nın söylediği sebep +1. Kurutmalı çamaşır makinası var bizde de, 5 kg çamaşır yıka kurut 5-6 saati buluyor. Annemlerde ikisi ayrı, kısa programda yıkatıp tıkır tıkır üste kurutmaya atıyor sonra. Acayip fark ediyor süre olarak. Yoksa cihazın çalışma mantığı birebir aynı neredeyse.

Bende ayrı ayrı var fakat ikisi de 7 kilo. Kurutma makinesinin kazanı tartışmasız olarak çamaşır makinesinin kazanından daha büyük ve yapı olarak da daha farklı.

Bir ara yurt gibi bir yerde kalıyordum ve makine kurutmalı çamaşır makinesi idi. Kurutma kaliteleri arasında ciddi fark var.

en temel problem şu; yıkadığın her şeyi kurutma makinesine atamayabilirsin ya da atmak istemeyebilirsin. sebep: çünkü havlular pek çok ürüne göre daha uzun sürerde kurur ve bu da diğer ürünlerin çekmesine neden olur. o sebeple combo makineler var ama mantıklı değil. tabi ticari olanlar ayrı, örneğin hep masa örtüsü yıkayan bir yer için combo olması sorun değil. ama ev için combo makine pek uygun değil. genelde üst üste durdukları için yerde problemi de çok düşünülmemiş.

Valla geçenlerde hb'de kupon verdiler ne alsam diye bakınırken Haluk Aydın kuruyemiş diye bir markadan lüks karışık söyledim yarım kilo.

Acayip taze geldi ve öyle yalan dolan yok. Markayla bir alakam da yok, beğendim sadece. Şimdi baktım kendi sitelerinden de satışı varmış.

konunun doğruluğu aöısında Burada benzeri bir mesele vardı ama ilk entryi giren kişi silmiş olmalı .bulabilen eklesin bir zahmet .

eksisozluk.com

Karışık kuruyemisin vergisi daha yüksek

ilgili hastanenin diyetisyenine giderek , durumu belirtip size uygun bir program oluşturmasını isteyebilirsiniz. Ondan kaç bundan kaç diyerek sağlığınızı da bozmayın elbette. malum corona var ve bağışıklık sistemi güçlü olmalı.

İçeriğinin ne olduğunu ogrenseniz daha iyi olur herhalde çünkü karbonhidrat derken kapsamı ne bir şey söylememiş anladığım kadarıyla. çünkü sirf et de yeseniz sırf zeytinyağı da içseniz içinde az da olsa karbonhidrat oluyor onların.

Öteki türlü dediğiniz doğru yani yiyecek bir şey kalmıyor :)

Ketojenik diyet diyeceğim ama onda bile az da olsa karbonhidrat var.

Bence tahlillerinizi alıp hastanenin diyetisyenine gidin.

Dukan diyetini araştırın ama biraz uğraştırır.

doktor sadece karbonhidrat tüketmemeye çalış dedi o kadar

Bu işi internetten çözmeye çalışınca insan manyak oluyor. Yaptım biliyorum. Diyetisyene git o sana ne yiyeceğini söylesin. kafa rahat.

Hocam ekmegi kes, makarnayi azalt ve paketli gida tuketme. Karbonhidratsiz gida yok, sabah aksam kizarmis tavuk+yumurta tuketemezsin.

Diyetisyen +1 Kendi başına olur ama zor olur

Tabiki öncelik diyetisyen. 4 yaşındaki oğlum guluten hassasiyetine sahip olduğu için 1 yıldır un vb şeyler hayatımızda değil biz çözümü bildiğimiz un yerine karabuğday(çiğ olanı diğeri biraz acı ) unu ,badem unu , fasulye veya nohut unu gibi unlarla basit karbonhidratı bu unlardaki kompleks karbonhidratla ikame edebilirsiniz kana daha yavaş karşacağı için dengeli olur şeklinde bulduk.

Tarihler için başlangıç olarak Sıla Bakş Alkan’in “Özel Beslenenler İçin Tarifler “ kitabını kullandık

Ama işin yine de uzmanı bir diyetisyeni görün

sony-konsol(cep telefonu kamerası da eklenebilir buna. iphone dahil birçok telefon sony donanımını kullanıyor)
philips-aydınlatma
samsung-çok iyi yaptığı çok şey var ama "en iyi" denecek bir şeyi yok, hepsinde sağlam rakipleri var.
edit: 2second'ta görünce katıldım, ssd diyeceğim ben de, evo serisi son kullanıcı için tepe seviye.

3'ünün de yarıştığı alan tv, bu alanda ben sony'nin android tv'lerini tercih ederim. philips ambilight ile fark yaratıyor.

Tek bir şey diyemeyeceğim ama ben hangi markayı hangi ürünlerde tercih ediyorum onu yazayım:

Sony: Kulaklık, Kamera, Tv ve Oyun Konsolu
Philips: Küçük ev aletleri, süpürge, vücut bakım
Samsung: Kepçe (Eheh), Telefon, Tv

Sony: ses ve görüntü teknolojisi
Philips: aydınlatma
Samsung: telefon, tablet

Tv'ye gelince sony>philips=samsung (hatta philips samsung'tan iyi bile olabilir) bence.

Not: Philips ambilight tv sahibiyim.

sony play station
samsung tv telefon
philips aydınlatma. süpürge vs diğerlerinde isimden dolayı kaliteli anılır ancak süpürge ürünlerinde kesinlikle tercih edilmemeli.

philips'in bebek biberonları çok iyi.

samsung, dünyanın en iyi gemi inşa tersanelerinden birisidir. özellikle büyük tonaj gemilerde belki de en iyisi.

sony ise gürültü engellemeli kulak üstü kulaklık hadisesinde en iyisi olabilir.

Sony her ne kadar yerinde sayıyor izlenimi verse de kamera mevzusunda 10 sene evvel yaptığı atağın ekmeğini yemekte haklı olarak, en son video konusunda da canon'dan baya bi müşteri çalmıştı gerek apsc gerek fullframe ürünlerde.

Telefon genelde sıçızlama gidişatında olsa da en son tanıttıkları xperia 1 ii oldukça güzel bir alet.

Tv konusunda kopuktu sony ama kimsede öyle bir bütçe olmadığından sıçızladı.

Audio konusunda fena değildi ama inanılmaz daraldı o pazar da.


Philips ambilight tv'leri çok seviyorum ben ama samsung tv'ler os olarak işlemci olarak philips'ten daha önde sanırım epeydir takip etmiyorum.

Audio konusunda fena değildi ama inanılmaz daraldı o pazar :)

aslında hiç biri yaptığı ürünlerde en iyi değil sadece pazar payları yüksek..öyle markalar var ki akıllara ziyan ürünleri var.
mesela panasonic tv de bu 3 markayı tokatlar her türlü.
ses de sesle ilgileneneler bu 3 markanın yanından dahi geçmez ( örnek-klipsch )
sadece philips aydınlatma da biraz çok bilinen bir marka .
sony de fotoğrafçılık da kamera konusunda gayet başarılı.

instagramda story atıyolar, güncel dediklerin eskiden silinen videoları olabilir

yok ya eskilerden silinenler değil bunlar o yüzden şaşırdım zaten. mesela korona döneminde greencard hüseyin trumpla konuşuyor vidyosuna denk geldim instagrammış demekki.

Valla youtubeda aratabilirsin deep turkish web eski videolar silinen videolar falan diye

genelde bu tarz şeylerde hep en düşüğe göre sistem çalışır.

2.0 olarak çalışır.

maalesef hayır.
laptop'ın da 2.1 portunu desteklemesi gerekir.

Hayir. 2.0 is gorur bu durumda.

çünkü efsoo falan değil. ortalama bir netflix dizisi.

neyi efso ya, 5 bölümü zor izledim.

çıtır çerez vakit geçirmek için fena değil ama efsane filan değil. o yüzden tutmadı. breaking bad'e bak, bir de buna bak. neresi efsane?

Leş bir dizi

neden leş mesela?

Diziyi izlemedim ama insanların efso anlayışları farklı olabiliyor diye okumuştum.

Evet

Ek olarak bin dolar kambiyo vergisi veriyorsun son birkac aydir bu islemi yaptiginda.

Bir de şimdi bakarsan al sat arasında 30 kuruş görmen normal. piyasalar açıkken bakarsan o makas aralığı 3-5 kuruşa iner. O zaman 730 binden alıp 726 bine satarsın. Ama alırken %1 kambiyo vergisi var. Onun geri dönüşü yok.

döviz bürosundan nakit alsak vergi aynı mı hala?

Döviz bürosundan o miktarda dövizi tabeladan en az 4-5 kuruş aşağıya alırsın. Ayrıca vergi de almaz. Bol köpüklü bir türk kahvesi de ikram eder. İçeride sigara içmene de izin verir. Sonraki alımlarında “siz zahmet etmeyin, arayın biz getiririz” derler

otopsi "evet" demek istiyor.

Döviz büroları genelde vergiyi kura yansıtmış oluyorlar

sanmıyorum. geneli çoluk çocuk.

Sacma bir genelleme oldugunu dusunuyorum.

barış özcan falan da mı? yoksa sadece "hıyar soktum" videosu çekenler mi? neticede cübbeli falan da youtuber.

Neye ve/ve ya hangi belirtilere dayanarak bu çıkarımı yaptığınızı söylerseniz merak ettim.

Ben de doğru olmadığını düşünüyorum

Sacma

tümü diyerek genellemek doğru değil ama trendlerdeki youtuber'ları ve saçma sapan içerikleri görünce ben de sizin gibi düşünmüyor değilim.

yutubırlarla çalışıyorum, oksijen müthiş kafa yapıyor tavsiye ederim.

ulan iyi ki bi alayı yazdık tabi ki barış özcan'ı falan kastetmedim.

isim veremiyorum da anlayın işte bebelerden, rapçilerle takılanlardan parayı hızlıca bulanlardan falan bahsediyorum.

çoğu videoda gözleri kızarık, saçmalayan, hiperaktif hareketler, uzunca kahkahalar anlıyoruz yani. geçtik hepimiz o yoldan.

youtube'un kendisi bir uyusturucu zaten.

katiliyorum.

lakers

Lakers olursa harbiden tüm dünyanın Lebron önünde saygı duruşuna geçmesi lazım artık. Adam gittiği her takımı ya final oynatabildi ya da şampiyon yaptı lan :D

Kim olur bilmiyorum ama Lakers olsun isterim. Bucks çok iyi ama playofflarda yine elenirler, Houston'da harden her sene olduğu gibi akıyor ama playoff zamanı dökülüyor. Bu sene Harden yine playofflarda dökülür ve Westbrook un eline bakarlar :)

Toronto'yu unutmayın, takım gibi takımlar, hocaları çok iyi, birbirini çok iyi tamamlayan ve adam gibi defans yapabilen takımlar. Ama geçen sene aldılar bu sene daha almalarına gerek yok. Lakers alsın ya :)

bucks alsin isterim, lakers alirsa üzülürüm. lebron'a aşırı gıcıgım.

Pek bilgim yok. Sadece enflasyon oranı düşük olduğu için vadeli faizlerin de düşük olduğu bilgisine sahibim. Özetle iyi bir para alınmaz ama ne kadar para ile geçindiğinize de bağlı.

Sanırım türkiyedeki döviz faizleriyle aynı paralellikte bir orana sahip. %2-2,5 civarı

o para yatırım danışmanları ile güzel kazandırır.. büyük bir firma ile anlaşıp ömür boyu dövizin değerli olduğu ülkelerde rahat yaşanabilir.

Faiz ile zor ve riskli olabilir ama şöyle bir hesap yapabilirsin; ingiltere için vereceğim örneği.

2 milyon pound nakit paran olsun; bu iki milyon pound ile 5 tane gayet güzel ev alırsın, tanesini de 1500 pound civarına kiraya verebilirsin.

Ayda 7.500 pound, yılda 90.000 pound eder. Bunun %40'ını gelir vergisi olara alır devlet; sana net olarak ayda 4.500 pound kalır.

4.500 pound ile Londra'da normal bir hayat, Londra dışında ise gayet rahat ve kalbur üstü gibi bir hayat sürebilirsiniz.

2 milyon euro desek; 500 bin euroya kendi evim(villa), 30 bin euroya hybrid corolla. Geriye 1.5 civarı kalsa.
Bununla 5 tane ici guzel apartman dairesi(300er bin eurodan), ortalama kira gelirisi 800-900 euro(kendi oturdugum yeri baz aldim 260-300 arasina 900-1000 Euro kira) 4000-4500 euro para yapar ayda, 500 eurosu gelir vergisi desek; 3500-4000 euro ile cok güzel yasarsin.

Yatırım danışmanı + 1

Basit bir hesapla yılda %5 net getirisi olan bir yatırımınız olsa bu parayla zaten 100.000 USD eder. Hiç çalışmayan birisi de bence rahat rahat dilediği gibi bir yaşam sürebilir.

Hadi sizin için iyice aşağı yuvarlayalım, getiriniz yılda %3 olsun bu da 60.000 USD eder. Ayda elinize 5000 USD geçer. Bu paraya da bence yaşarsınız yani ne biliyim :)

Duzgun yatirim ve duzgun kemer sikmayla hayalimdeki hayati yasardim o parayla.

Genelde sorun kenarda o kadar paran olunca harcama istegini tutamamak, belli bir hayat standarddina alisinca da parayi yiyip bitirmek. Loto kazananlara hep oluyor bu mesela.

Itopya dan pc aldık. Arkadaş çok memnun. Bir şikayeti yok.

teknobiyotik +1

sorun yok.

Valla İtopya son zamanlarda bayağı aktif. Donanım Haber' in falan Youtube videolarına sponsor oluyor. Enis Kirazoğlu, Mete Özbey falan da onların reklamını yaptığı videolar çekiyorlar. O yüzden söylediklerinizden en güveniliri o bence. Bir de İstanbul Bilişim'den uzak durun yeter.

aklını karıştırmak gibi olmasın ama bir de "qp bilişim" var:
www.qp.com.tr

şu an kullandığım razer fare için netteki en ucuz fiyat kendilerindeydi; sitelerinden aldım bir sorun olmadı.

ebrarbilgisayar'dan aldım. sorun yok.

yapilir

rakam cok yuksek degil, ancak yapilir yine de pazarlik

öncelikle burganbank %10 veriyor.

private banking araştırın. bu miktarla özel banka müşterisi olabilirsiniz.

3 milyona şube müdürüyle yemeğe bile çıkarsın. (Bkz. Vadesiz mevduat)
Ama benim 3 milyonum olsa 3 tl sini bile bankaya vermem. Hiçbir vade oranı bugün için alternatif yatırımları geçemez.

3 milyonun getireceği faiz yerine 2-3 tane kira getirisi yüksek gayrimenkul almak daha mantıklı mevcut konjonktürde.

şube var şube var.

Abiğ senin paranı cevirecekler, istersen bin TL ver yararın var mı var bitti ayrıca merdiven altı faiz diyoruz biz buna tabii pazarlık yapacaksınız rahat olun gidin 12-13 isteyin 15 isteyin ama yukardaki arkadaşın dediğini yapın bu faizle hiçbir şey olmaz git araba al 2 katı olur altın al daha iyi

peki alt tutar nedir dostlar? şunun altındaysa hiç uğraşma özel faiz alamazsın dediğiniz min. tutar?

banka mudurleriyle olan diyaloguma gore sana net bilgi veriyorum, subeden subeye degisiyor bu. bi subede 250 bin ile private oluyorsun bi subede 1 milyon 2 milyon ile. sube ile alakali. ama 500 bin tl varsa private kategorisinde olursun cogu yerde. 500 bin den basliyor.

ve evet ozel teklif alabilirsin 750 bin ve uzeri icin. hatta 500 icin bile alabilirsin bazi subelerde.

Şu an faizler çok düşük, ev alıp kiraya verseniz daha çok getirisi oluyor öyle söyleyeyim

Rakam yüksek değil yazan arkadaşı ciddiye alma.
Bankalar +100 bin lirada pazarlığa hazır durumdalar.

emlakci ile pazarlik yapabilirsin ya da emlakcidan almazsin zorunlu degil.

Alamanya devir ücreti da %6.5 a kadar çıkan bölgeler var diye okumuştum.

emlakçılara ödenen herbir kuruş ziyandır. haraç konusu zaten çete devletinin hayatını sürdürebilmesi için gerekli olan yakıt. fazla bunlar. yapacak bir şey yok ama sanırım.

Fransa; var dediklerin. Ama evini kendi satan da cok.
Yillik ev kiralamanin bile vergisi var da bu sene itibariyle kaldiriliyor.
Ama ev sahibi olmanin+kira gelirinin vergisi var.
Yalnız soyle bir güzellik var; yeni yapilan ve normlara uyan (enerjisi vs) evlerden alirsan misal 300bin euro ev. Devlet 8-9 senede totalde 50 bin Euro civari vergi iadesi yapiyor ev sana 250ye mal oluyor.

Ingiltere'de Council tax da var, kiracı da olsan kendi evinde de otursan her yıl 1.5 kira bedeli kadar da belediyeye ödüyorsun.

Dünyanın her yerinde devlet dürtmeyi sever, ama burada mesela ev krialayacaksın ya da satın alacaksın, kiracı veya alıcı olarak emlakçıya para sen ödemiyorsun, sadece ev sahibi ödüyor çünkü hizmeti alan o, evini kiralamak/satmak isteyen ve müşteri bulması için hizmet bedeli ödemesi gereken o. Kiracıdan emlakçı parası alma ancak bizim gibi malı öok kıymetli cimri ev sahiplerinin olduğu sekizinci dünya ülkelerinde var.

En insaflı ülkelerden birisi türkiye bu konuda.ev sahipleri ben net bu parayı isterim hiç bir şeyede karışmam diyebilir,çokca olan birşeydir.sen olaya fazla ödüyorum diye değil evin fiyatı bu diyerek bakacaksın.

Irlanda icin:

Solicitor € 2,000
Outlays € 1,115
Valuation 1 € 130
Valuation 2 € 75
Snagging € 250
Stamp Duty Evin degerinin %1'i

Toplamda 8-10 bin € masraf cikiyor.

amatör denizci ehliyeti ve botların belgeleri oluyor, ruhsat gibi. limana kayıt vs. işlemleri var.

onlar varsa sıkıntı yok.

10 beygirin altındaki motorlar için hiçbir şeye ihtiyacınız yok. ne ehliyet, ne ruhsat, ne vergi. boğazda şartlar farklı olabilir ama ege'de sahil şeridinde bu dediğim şekilde gezersiniz.

10 beygir üzerindeki motorlu tekneler için amatör denizci belgesi gerekli.

İstanbul için nasıl acaba şartlar 10 beygir altında da olsa yasaktır gibime geliyor

4,99 metre ve 9,9 beygir gücündeki tertibata evrak vs. gerekmiyor. Boğazlar için özel bir kanun göremedim. Bulunduğunuz mevkiye en yakın Sahil Güvenlik karakolunu arayıp boğazlar ile ilgili bilgi alabilirsiniz. Başta bahsettiğim ölçüler bütün karasularımızda geçerli.

Zodyak boatta belli ölçüler evrak kürek yok,takılırsınız ama bunu boğazda denemeyin bile,boğazın akıntısında zodyakla başedemezsin,gelen dalgayı hesap edemezsen swinge girip tersdüz olursun.karadeniz tarafıda çok riskli gemiler başedemiyor orada.geriye seçenek marmaranın kıyıları,koyları olur.ambarlı,avcılar,tren hattı boyu bakırkoye kadar,karşıda fenerbahçeden gebzeye doğru olur.

7.16 Balıkçı Tekneleri
Boyu ve tipi ne olursa olsun balıkçılıkla uğraşan hiçbir tekne TAD içinde avlanmayacak, TAD dışında iken de gemilerin geçişlerine engel oluşturmayacaktır.
7.17 Yelken ve Kürekle Seyreden Gemiler
Türk Boğazlarında TAD içinde yelkenle, kürekle seyretmek, yüzmek ve avlanmak yasaktır. Ancak, sportif amaçlı yelken, kürek ve yüzme yarışları ile gösteri ve merasim geçişleri İdare’nin iznine ve yapılacak düzenlemeye tabidir.

TAD: Trafik ayrım düzeni

Kesmeli biçmeli, iğneli kanlı şeyler var ama bunlar gösterilmiyor. Daha doğrusu yapılış anı gösterilmiyor, siz sadece yapılmış hallerini görüyorsunuz. Öyle abartıldığı kadar değil bence. Filmde şok edici tek bir sahne var onu da yazıp spoiler vermek istemiyorum.

Bence izleyin. Yok illa izlemem diyorsanız konusu benzer olan The Wicker Man'i öneririm. Onda kan ve vahşet yok. İlk çekilen The Wicker Man bu arada.

kafası patlayan, bacakları kopan insanlar var. birkaç tane daha var ama öyle normal korku filmlerindeki gibi bol kanlı, çığlıklı efektli değil. sakin sakin, tatlı tatlı oluyor bunlar(evet, tatlı tatlı). yani mesela bir insan kendini yüksekten atıyor, kafası patlıyor. öyle katilin gelip milleti biçtiği bir ortam yok.
bence izlersin.

özellikle vücuda bir şeyin giriş anına dayanamıyor bünye hassas. testere izlerken sinemada bayılmış insanım ben.

valla o yüksekten atladıktan sonra kafasının ezildiği sahne gayet gösteriliyor birkaç defa hatta. bence gereksiz bir sahneydi. uzaktan atladıkları şekliyle gösterip bırakılsaydı daha şık olurdu. böyle porno gibi olmuş. onun dışında öyle normal insanı rahatsız edecek sahne yoktu bence.

filmin sonunda bende kalan şeyler bunlar değil. var bir iki rahatsız edici sahne. ama gayet rahat izlenir. çok sevdiğim ve tavsiye ettiğim bir film.

spoiler değil bence ama söylemem lazım; o adamın kafası patladıktan sonra ölmüyor, üstüne bir de baltayla eziyorlar. kafası kabak gibi açılıyor. bence etkilenirsiniz.

bence izleyebilirsiniz.
testere falan gibi değil.
1-2 sahne var sorun yaratabilecek, o da yukarıda bahsedilen yüksekten atlama sahnesi.
sinir bozucu bir film ama sinir bozma nedeni farklı.

yüksekten atlayıp ölmeyen adamın kafasının biri tarafından sopayla parçalandığı bir sahne var ama siz bilirsiniz. bence onun yerine wicker man'i (1973) izleyin. onu daha çok sevmiştim ben. benziyorlar.

wicker man benim de favorilerimden. midsommar'ı da o seviyede bir beklintiyle izlediğim için sanırım beğenmemiştim.