Ekşi Duyuru

Roka

rotring (?)

yok rotring degil.

i.dr.com.tr

cross ve parker modellerine bakabilirsiniz hediye için

lamy olabilir mi? r yok gerci ama

@exlibris, evet ya harikasin tesekkurler :)

silivri semizkumlar'da semizkum mocamp var. konteynirlarda kaliniyor. sartlarini bilmiyorum ama bi arastirin isterseniz.

Besiktaso bilmiom da levennte, ozel levent hastanesi var.Burda calisan kadin,30 yillik diyetisyen.75 tl aliyor iki hafta bir.Aylk 150 tl'ye geliyor.Bana baya verdirmisti zamaninda.Iyi biriydi.Ilknur olmasi lazim adi. Tavsiye ederim,bi dolmusaa bakar.

Nah olsun orta parmak olsun o tarz.
Düşeceğini sanmıyorum.

bence düşer çünkü ab sağolsun evet artık garanti gibi. mhp seçmeni evet demez diyorduk ama şu durumda pek fire vereceklerini sanmıyorum.

Sonuca göre değişir

@benaslinda nasil degisir?

dünya sisteminden dışlanan bir rejim iflah olmaz.

bence biz ülkesini rızasıyla bir adama satan halk olarak tarihe geçeceğiz

hayır çıkarsa araplar para vermeyi keser, kriz resmen açıklanır.
evet çıkarsa bizim yaylayı da araplara satarız gelen parayla dolar 4 seviyesinde biraz daha devam eder. eurusd 1,04 seviyesinde olur, altın hakkında fikrim yok.
(tamamen sallıyorum ama kendimi de bu senaryoya hazırlıyorum).

para giriş çıkışı olan hesabı götürmen yeterli, maaş bordron, hizmet dökümün, işe giriş ve çalışma belgelerin maaş aldığını kanıtlıyor zaten; ayrıca maaş hesabını göstermene gerek yok. ben maaştan farklı hesap göstererek aldım italya'dan.

kimse parayı nereden buldu getirdi demez, işleyen ve bakiyeli hesabın varsa yeterli.

kor organik, city farm, orvital
macro ve migros da oluyor

açıkçası almıyoruz. önceden kendi tavuklarımız vardı. şimdi de yakındaki kırsallara gidip alıyoruz.

Birçok marka var ama arasında ideal olanı seçmek için kriter arıyorsan Ecocert sertifikası var mı yok mu ona bakabilirsin, ona bakınca marka sayısı baya düşüyor. Yani her serbest gezen tavuk kaliteli ürün verecek diye bir şey yok, serbest geziyordur ama gdo'lu yemle de besleniyordur, o zaman bir anlamı kalmıyor organik olmasının. Biz internetten Kor Yumurta'nın yumurtalarını alıyoruz. Orvital'i çok aradık ama bulamadık bulsak ondan alırdık.

kimse kırılmasın darılmasın ama evinizin, çiftliğinizin arkasında kendi tavuklarınız yoksa hepsi aynı.

pahali geliyor bana. bir de pahali olmasinin sebebi gezdigi yer mi? nerede ggeziyor ki bunlar valikonagi caddesinde mi?

bana tr'de bu işler hep yalanmış gibi geliyor.

flotty'nin yumurtalarını resmen "beğeniyorum".
yani çok lezzetli oluyor.
flotty yoksa green ranch alıyorum.

Ben son zamanlarda bu yumurta mevzusunu epey araştırdım. Şimdi şöyle ki; @angelus'un da yazdığı gibi bu işlerde Ecocert sertifikası önemli. Çünkü free range yazan serbest gezildiğini iddia edilen tavukların sıkış tıkış alanlarda olduğunu ve normal endüstriyel tavuktan farkı olmadığını söylemeliyim. Dolasıyla paramız boşa gidiyor. Ancak Ecocert IMO sertifikasında ''organik'' etiketisi varsa serbest gezen ve dışarıda güneş gören, GDO'lu mama ile beslenmeyen tavuklar oluyor. En iyisi Orvital ancak pahalı hem de her yerde yok, Kor yumurta bu durumda ideal. Bu arada ''İyi Tarım'' etiketi organik demek değil.

"La Spezia" da oteller daha uygun. Tren istasyonuna yakin otele fazla para vermektense biraz uzakta kalip aradaki fark ile "fiat 500" kiralamak da bir secenek. Boylece sadece sahilden giden trene degilde yukaridaki dag yollarinidan da manzarayi gorebilirsin.

www.eksiduyuru.com

Tavşantepe de inip yürüyebilirsin çok uzak bir mesafe ypk

@eloreloa link gorunmuyor sadece susetlara acik kanimca

biri minibüs demiş biri yürü demiş 15 dk

ne kadar yurunur tavsantepeden

pendik köprüsünde in. pendik yönüne doğru olan tarafında köprünün üzerine çık, minübüse bin. 3 durak falan. yürüyedebilirsin ama hava soğuk gereksiz. minübüse yine de sor istasyona gideceğim diye, büyük çoğunluğu geçer.

olmuyor ben genelde öyle yapıyorum.

Siyahlara da etki etmiyor zaten. Bi şey olmaz.

hemen doktora görün derim.
bende çektim kulaktan hala çekiyorum

Doktora git. Bende de benzer şekilde başlamıştı, çok sonra ağrıya dayanamayıp acil servise gitmek zorunda kaldım, dış kulak iltihabı tanısı kondu. Henüz erken, bir an önce git bence.

maaşın yıl içinde değişiklik gösterir, başlarda çok yatar sonra azalır

Ne kadar vergi ödediğini acı şekilde farkına varmanı sağlar

(git:www.vergiportali.com)

Brüt maaşını yazıp ödediğin kesintileri görebilirsin

o bok oluyo bende. çok canım sıkılıyor hatta. son 4-5 ay 1800 tl gelir vergisi ödediğimi biliyorum.

Edit: Baktım son 7 ay 1.836 TL gelir vergisi ödemişim.

net uzerinden yatinca bir eksisi var mi peki?

benim bildigim etkisi emekli oldugunda emekli maasin daha yuksek oluyor
(Yanlisim varsa duzeltin)

ocak ile aralık ayındaki maaş farkını görünce default olarak sövmeye başlıyorsun tek eksisi bu :)

Net ücret daha iyidir. Bütün yıl aynı maaşı alırsınız. Emeklilik ile ilgili etkisi olumlu olur (brüt maaşın yılın son aylarında yükselmiş çünkü) bunu da sadece brüt net açısından söylüyorum

Enerji Bakan'ı geçen açıkladı, herkes çok memnun, vatandaş bize dua ediyor o yüzden şimdiki durumdan değişiklik yapmayı düşünmüyoruz dedi.

ani harabelerini ben de oneriyorum haliyle. ancak biz de ozel arac ile gittik, baska yol yok.
tren icin ise; uzun surecek biliyorsunuz. ben gittigimde trende ya bir sey satilmiyordu ya da satilan seyler yenecek gibi degildi, onun icin mutlaka erzaginizi yaniniza alin, bizim biskuvi yemekten icimiz kiyilmisti (ozellikle meyve, sebze gibi seylere ihtiyac duyuyor insan).

Eniştem trenle gitti bir kez. Sıkıntıdan patladı. Ben bir kez otobüsle gittim, çok yoruldum.

Kars kaşarının bir numarası yok. Daha iyi kaşarları tattım.
Ani Harabeleri merkeze çok uzak.
Merkezde Havariler Kilisesi var.
Kars Kalesi'nde içtiğim çayı hala unutamadım.

40 saat sürüyor bir de dönüş 80 saat. 3 günün 4ü yolda geçiyor =)

kimse yazmamış, kışın çıldır gölü donar ve üzerinde yürünebilir. hatta bir ara festival yapılır. denk getirebilirseniz gidin o festivale. kars balı da çok güzeldir. bal almadan dönmeyin derim.

onların dışında zeke +1

cevaplar icin tesekkurler, harikasiniz her zamanki gibi.

gidis trenle donus ucakla olacak. hem tren yolculugunun guzelligini yasamak hem de karsi gezmek icin oldukca vakit olacak bu durumda. 3 gun diye dusunmustuk zaten. sevgili ve arkadaslar seklinde yani grup halinde olunacagindan gece de cok sıkıcı olmaz sanki.

trende alkol yasak mi peki? sarabimizi biramizi kendimiz gotursek?

bir de yemekli vagon var diye biliyorum ben de ama yine de erzak goturmek gerekir mi?

Hiç uzun yolculuk yapmadıysanız ertesi gün çok zor olur. Ben Kars'tan döndükten sonra birkaç saat kafam sallanmıştı. Sırtım ağrımıştı. Eve geldikten sonra 12 saat uyuyup ancak kendime gelebildim. Tren bunun iki kat daha kötüsü olacak. Yol yorgunluğu diye bir şey var. Ertesi gün çok bir performans beklemeyin. Düşünün ben teyzemin kendi evine gittim, ev ortamında her şey önüme geldiği halde bile yorgunluk hissettim. Siz bir de otele yerleşmekle, yemekle vs. uğraşacaksınız. Zaten karanlıkta pek bir yer göremezsiniz dışarıda. Türkiye'de kışın akşam saat 6'dan sabah 8'e kadar karanlık oluyor her yer. Bir de şarap falan demişsiniz, Türkiye'de yaşadığınızı unutmayın. Trende uyursanız hırsızlıkla karşı karşıya kalabilirsiniz. Bence yol yakınken otobüsü tercih edin.

iyi de yatakli vagon diye bisey var zaten onca saatlik yolculugu pulmanda yapmak biraz mantiksiz oluyor. yatakli vagonda da sorun yasayacagimizi sanmiyorum uyku ve mahremiyet konusunda. daha once defalarca uzun tren yolculugu yapmis biriyim cok dert olmaz o konuda bence. yatakli vagonlar icerden kilitleniyor bi de. kesinlikle otobus veya uzun ucak yolculuklarindan daha konforlu oluyor uzun tren yolculuklari. yine de tesekkurler.

@in vino veritas

ben gideli neredeyse 10 yıl oluyor, yataklı vagon ya da restoran var miydi hatırlamiyorum, ama sanki yoktu diye dusunuyorum. cunku yemek konusunda bir yerde durdugunda inip orada büfeden aldıgımı hatırlıyorum. ve ogrenciydik zaten yataklı vardıysa da alamamisizdir. bilet 6 milyon liraydı diye hatırlıyorum :)

www.bizevdeyokuz.com
www.bizevdeyokuz.com
www.bizevdeyokuz.com

Kedilere verin

Ya sen ye ya da kediler yesin

Martı da yer

sen dışarı koy yiyecek birileri çıkar

Kuşlar yer

mayonez yap

Kuşlar yer +1

Anladığım kadarıyla haşlayıp yiyorsun, haşlanmış yumurtayla mayonez yapılmaz.

laçin tenel isimli bir blogger vardı, giyim ve çocuk bakımı üzerine yazıyordu bir zamanlar, halen aktif mi bilmiyorum. senelerce bu konuda tecrübe ettiği çeşitli ilaç ve dermokozmetik ürünlerden bahsettiğini hatılıyorum. belki işine yarar.

evet sadece gıdada geçerli artık.

spordan sonra duş alıyom, erkeğim

haftada 6-7 gün yıkıyorum saçlarımı; gayet iyi durumdalar.

su anda haftada 4 gun yapmiyorum ancak yaptigim zaman sacimi yikayacagim gune denk getirmeye calisiyorum (iki gune bir yikiyorum sacimi). bir sekilde ayni gune denk geldiyse vs. sadece duruluyorum, sampuan surmuyorum. zira surekli sampuanlamak benim sacima acayip zarar veriyor.

@kosun lan mevzu var

sacinizi toplayip kafanizdan asaginizi yikayabiliyorsunuz, cok hayal gucu gerektiren bir sey degil yani.
sac yaglansa zaten her gun yikanir (isteyen yikar yani) demek ki yaglanmiyor ki insanlar yikamayabiliyor. ki zaten kuru sacli insanlar var. bir gun yikanmadi diye kokan saci hic deneyimlemedim ama, o enteresanmis hakkaten.

Saçları her gün yıkamak doğru değil kesinlikle. Ben onu ergenlik döneminde yaptım da saç derim pul pul döküldü. Doktor çok kızmıştı her gün yıkadıgim için.

Haftada 3-4 gün spor yapıyorum ben, o günler de genelde saçımı yikayacagim günler oluyor.

Her gün yıkaman gereken günlerde sadece uçlarını hafifçe sampuanlasan olur belki.

koşun lan mevzu var. erkeksin herhalde
kuru şampuan
ben saçlarımı 5 günde bir yıkıyorum.
ilk gün salık sonraki günde salık olabiliyor nitekim düzler.
sonraki gündü at kuyruğu yapıyorum.
3günden sonra kuru şampuan kullanıyorum istediğim modeli yapmak daha kolay oluyor topuzdu örgüydü. Yine at kuyruğu da olur.
maşa falanda son günler yapılabiniyor diplere kuru şampuan dıkıcı hem daha da hacimli oluyorlar.
Her gün yıkansamda saçlarımı her gün yıkamam. saçın kendi doğal yağlarına da ihtiyacı var.

öncelikle 2. ayında eeh be yeter diyip kestiriyorsun o saçları gün aşırı yıkıyorum artık hem kurutması zor hem aşırı terlemediğim sürece ertesi gunde idare ediyor, 1 gun yıkıyorum 1 gun yıkamıyorum şeklinde, eğer çok terlersem ve rahatsız hissedersem kesin yıkıyorum, arada kuru şampuan kullanıyorum çok zararlı olsada

@eja, kestirdim kestirmesine ama yine ayni his, gecmiyor ki.

kuru sampuan cok zararli gibi hissediyorum ona da cok abanmak istemiyorum o yuzden.

Saclarimi topuz yapiyorum. Sonra vucudumu yikiyorum. Sacimi da normal kurutuyorum.

Her gun sacimi yikamiyorum, zararli olduguna eminim. Zaten her dusta sabunlanmak da zararli.

yeni taşındığın dairenin faturasını alıyorsun. ilçe nüfusa bizzat gidiyorsun yine. kesin bilgi bu hafta aynı mahalle içinde taşındım ben de.

ben de sendenim. her tarafı kaplamama rağmen rahatsız oluyorum hatta.

ben de senin gibiyim. zaten 3 yıl öncesine kadar ev dışında (ve çok yakın olduğum insanların teyze, anneanne vs gibi) tuvalete girmezdim. 22 saat tuvalete girmediğimi bilirim bu nedenle. sonunda böbrekleri elime almamak için bunu aşmam gerektiğini fark ettim.

hala zorunda kalmadıkça girmiyorum ancak girdiğimde de bütün klozeti kağıtla kaplayıp sifona tuvalet kağıdıyla dokunup çıkınca ellerimi en az 3 kere sabunlayıp çıkış kapısını da yine peçeteyle açıyorum.

insanlar ellerini yıkamadan falan çıkıyor, bir gün üzerlerine kusacağım.

Oturmadan işeyen kadın sayısı benim tahmin ettiğimden fazlaymış, belki seninkilerden de fazladır.

Bi de klozetin üstüne esencılıs oturuşu vaziyeti alanlar var tabi...

squat pozisyonuyla işeyince böyle bir derdin olmuyor. aman kağıtla sileyim, üzerini kağıtla döşeyeyim, şimdi bunu böyle bırakmaz olmaz top yapıp çöpe atayım derken git gide hijyenik olmaktan uzaklaşıyoruz zaten. ha ben kağıdımı koyarım ama toplamam diyenler oluyor onlar küfrü yiyorlar zaten. en temizi squatla damlatmadan işemek. müthiş kolaylık.

her tarafı kaplamama rağmen iki dakikada çıkıyorum?

squat demeye gelmiş idim hehe ;_;

Squat pozisyonunda işemek bu tip sorunları ortadan kaldırıyor +1

Hayatımda bir kez bile umumi bir tuvalete oturduğumu hatırlamıyorum, hep squat pozisyonunda işedim. Hiç öyle girdiğim tuvaleti kırklamakla, 80 kat kağıt sermekle falan uğraşamam. Hiçbir yere değmeyince işin çabuk bitiyor.

Cok da korkulacak bir sey yok esasen. Sirf klozete oturmakla hastalik kapmak oldukca dusuk bir ihtimal. Oturdugun yerinde yara falan yoksa, deriden ve genital organindan iceri bakteri girmesi baya zor. Vucut o kadar savunabiliyor kendini. Cikinca ellerini iyice yika bir sey olmaz.

Dut gibi sarhoş da olsam, bar tuvaletinde squat pozisyonunda işiyorum diyeyim ben sana.

Squat +1

kaynak: benim hatun.

Peçete veya klozet kağıdı serip oturuyorum.

squat öyle olunca hızlı çıkıyorsun zaten7
ayrıca kağıtla sarmak saçma eğe wc örtüsü yoksa bir de squat wc örtüsünden bile pratik

Bence peçeteyle kaplamak falan derken daha bir haşır neşir oluyosunuz tuvaletle. Squat +1 olabildigince çabuk, değmeden dokunmadan çıkarım.

şimdi anlaşıldı. ben de bu kızlar napıyo içerde diyorum kapıda sıkışmış halde beklerken....

ıslaklık varsa squat, yoksa skimde bile olmaz. yeteri kadar paranoyağım, bu kadar ihtimalle hastalık kapar mıyım diye düşünemem bir de.

Squat +1

Kaplamakla falan hiç uğraşamam. Hızlıca çıkıyorum.

Vallahi konunun muhatabi degilim ama ben erkekler tuvaletinde bir yere oturmadan bire rahatsiz oluyorum. Dokunmayin

squat ama hoş bişi degil, ister istemez damlıyor. bence toplumsal ortak kanı olusturalım, kimse oturmasın o tuvaletlere:(

bu arada, dun kadıkoy'de baya takıldım, sinema yemek vs. cok da sık tuvalete gitme gibi bi huyum vardır, arkadas kac tane yerde cat diye girip sifonu bile cekmeden cıkıp ellerini yıkamadan giden kadın gordum. tipine baksan hepsi bakımlıydı, hatta bi tanesinde erken farkedip laf ettim hiç sallamadı.

insan olmak önemli

ben de diyorum bu kadinlar niye cikmak bilmiyo tuvaletten. ayrica bu yaygin uygulamanin squat oldugunu yeni ogrendim ben de uygulamaktan keyif aliyorum tercihim o tuvaletleri hic kullanmayip isimi evde gormek olsa da. lutfen herkes bunu yapsin girmem gerektiginde tuvalet kuyrugu gormek istemiyorum.

Bir peçeteperver olarak sıkuatçı bacılarıma o işin hiç de dedikleri gibi olmadığını ifade etmek istiyorum. Siz çevreye ve kapağa hiç sıçratmıyor, kesinlikle damlatmıyorsunuzdur, buna şüphe yok. Ancak sizin gibi becerikli olamayan bazı hemcinslerimiz, kapağı ıslatmayı bırak, yerde küçük göller oluşturacak biçimde hallediyor bu işi. 10 seferden sekizinde önce onların kapaktaki pisliklerini siliyorum, ardından peçete sermece.. bu bahsettiğim yerler de öyle avm wcsi falan değil, okul, işyeri gibi çok daha küçük ve tanıştık grupların olduğu yerler. Demek ki eğitim ve tuvalet eğitimi başka.. bu nedenle çok rica edicem kimseye sıkuatı önermeyin lütfen.

Oturmadan yapmak +1

oturmadan hallediyorum
daha şimdiye kadar da damlamadı bi yere

kisisel gozlemim, ben cok titizim, iyk kusucam igrenc, hayatta elleyemem, hijyen de hijyen vs. diyen tiplerin hep en pis ve saygisiz tipler oldugu yonunde.

bizde var bi tane ay kusucam igrenc kisisi, ne zaman tuvaletten ciksa klozetin ustunde ve yerde cis damlalari oluyor.

bi tane daha var kucuk hanim, klozet fircasi kullanmiyor. bokunu seyrediyorum.

bi tane daha var, israrla her defasinda tum tuvaleti kalin z pecetelerle kapladigi icin 3-4 kere tuvalet tikandi. iki hafta baska ofisin tuvaletini kullandik.

baska bi cok hijyenik arkadasimiz tuvalet kapilarini hep peceteyle tutar acar iter, sonra o peceteyi yere atar veya cope dogru firlatir, cope girmez tabi, yere duser. bu prensesler donup de yerden almaz pisliklerini.

boyle iste, siz nasilsiniz bilmiyorum tabi.

Oturmadan yapan gruptanım.

squat +1,

ek olarak ben klozetin icine pecete seriyorum suyun üzerine atıştırıveriyorum bir şey sıçrar mıçrar hastalık mikrop diye korktuğumdan.

squatın prosu oldum umumi tuvaletler sayesinde hiç bozmadan 10 dakka durabilirim öyle :D

eskiden bende kaplıyordum sonra bir yerden peçeteyle örtmenin mikrop açısından faydası olmuyormuş diye duydum squata geçtim.

Oha ya çok şaşırtıcı kadınların yorumları hiçbiri oturmuyormuş, bu kadar pis olmanızı beklemiyordum. Mutlaka sıçrar o oturmayınca, hiç kandırmayın kendinizi

@benaslındatohum
en azından son damlamız dona karışmıyor.

@la noix
Onu psiuvar kullananlara söyle. Her erkek pisuvar kullanmıyor

20-25 lira tutar tahminim çok da yakın sayılmaz

İki uç gündür hava çok güzel. İnce trenckotla takiliyorum ben.
Deri ceket diyorum.

Deri ceket

Hava güzel 3 gündür ben yelek mont tişört takılıyorum. Kaslarını göstermek isteyen bodici gibi.

deri giy. kaban fazla kaçar. çıkmadan yine bak duruma sonra çınlatma buradakilerin kulaklarını.

Göt donduran soğuklar henüz başlamadığı için götü açıkta bırakan deri ceket makbuldür.

Hicbir sey olmaz, yapabilirsin. Ben 15 dk sauna 5 dk buhar sonra dus seklinde yapiyorum bir suredir.

Ha bi hastaligin falan vardir bunalirsin icerde bir sey olur onu bilemeyecegim.

yo bi hastalığım yok.

Kuru olanı ve üstüne soğuk duş daha iyi bence.

@arnold, kuru olani dedigin ne tam? sauna mi?

Isı kaynağının üstüne su döküp ortamı buhara boğmadıkları tipte saunalar. Ben kullanmıyorum iki türlüsünü de ama buharı çok sık solumak iyi gelmeyebilir. Ortamın nemi düşük olunca da daha kolay terlersin.

hmm benim sauna oyle o zaman zaten ama buhar banyosu biraz yogun. gerci cok degil 5 dk duruyorum dus sonrasi kurumadan giriyorum saunaya zaten terleyemeden de cikmis oluyorum hos.

Antrenman yoğun geçiyor ve yeterince ter atıyorsan direkt soğuk duş da olur bu arada.

birine zaman ayırmak bence en büyük hediye; hem alırım hem veririm.

neredeyse tamamı hakkımda yazılmış günlerden oluşan 1 senelik bi günlük. ilk defa bir insanın hayatına bu kadar "dahil" hissetmiştim kendimi, oldukça özel.

ben pek sevmem ve çok anlamam aslında hediye vermekten, en çok emek harcadığım hediye iç dizaynını duyurudan pokerface'in(binbir teşekkürler tekrar <3) yardımıyla hazırladığım bir duvar saati.

Bir arkadasim tarafindan mangamin yapilmasi :)
Hala hayatimdaki en guzel hediye

sanırım gidiş dönüş italya biletiydi.
anlamlıydı da.

Metin oktay atkısı...

aldığım en güzel hediye uyku bandım galiba. onun kadar işe yarar başkaca bişey almadım.

aldığım en güzel en anlamlı hediye eşimin askerdeyken her gün bana olan sevgisini, özlemini yazarak doldurduğu defterlerdi. günlük gibi hem her gün neler yaptığını hem de yokluğumun onu nasıl hissettirdiğini harika bir şekilde yazmıştı hala açar okurum arada.

verdiğim ise hamile olduğumu anladığımda eşime verdiğim üzerinde babasının kuzusu yazılı bebek zıbınıydı.

aldığım; bi doğumgünümde sevgilimin bir kaç saat arayla sürekli çok iyi düşünülmüş hediyeler vermesi idi.

verdiğim; çok var yaa. hediye üzerine detaylı düşünmeyi ve para harcamayı severim^^

verdiğim: onunla ilgili 100 sayfalık kitap yazdım.
aldığım: koluna benim için dövme yaptırdı.

Erkek arkadaşımın bana yazdığı 5-6 şiir. Bir doğum günümde aldığı başka bir hediyeyle birlikte vermişti, o hediyenin ne olduğunu çok net hatırlamıyorum ama şiirleri hala ilk gunku gibi saklıyorum.

Bir de kardeşim 1 sene önce beğendiğim bir bilekligi başka bir ülkedeki şehirden bulup doğum günümde almisti. Çok şaşırmış ve mutlu olmuştum.

Ben de erkek arkadaşıma arkadaşlarından ve ailesinin konuşmalarından, fotoğraflarından ve kutlamalarından oluşan slayt hazırlamıştım. Baya uğramıştım. Hayatım boyunca hediye icin hiç bu kadar uğraştığımı hatırlamıyorum.

Fatura sormuyorlar zaten imei numarasından bakıyorlar direk garanti durumuna. O yüzden sorun yaşamazsın.

imei kopyala yüzünden bazı yerler kabul etmiyor onu. fatura ibrazı istiyorlar, fotokopisi de yeterli olur.

Selam. mesajınız için teşekkür ederiz! Biz şu anda burada değil. ayrıntı soru istiyoruz ve biz en kısa sürede size cevap verecektir varsa bize yaz!

google translate böyle dedi...

yakın bir zamanda cevap vereceklermiş.

Hemen deneyeyim.

deneme

@bi sıkıntı yok.

@varmış.

evet gitmiyor

Ben de denemis olayim.

belli olmuyor, sans isi :D

hala gitmiyor gibi, tekrar deniyorum.

edit: bu gitti, birkaç aşağıdaki filmli soruya verdiğim cevap hala gitmiyor :s

deneme

(bkz: how not to live your life)
(bkz: coupling)

25 dakika da mı olmaz? the it crowd diyecektim. bundan daha komik bir dizi yok bence çünkü.

South park

My Name is Earl

brooklyn nine nine
modern family

the it crowd

uzun sezonlu olmasın denmiş, 9 sezonluk diziler önermişler ahshf

wilfred
4 sezon (toplam 49 bölüm) x 20 dk.

anime olur mu? ben de böyle 20 dakikalık dizi aradığım bi dönem death note izlemiştim çok memnun kalmıştım. çok bölüm de yok zaten hemen biter. başka anime izlemedim ben ama belki sen beğenir diğerlerine geçersin

Silicon valley

will and grace
modern family
two and a half men

Erkekseniz ve Hangover tarzı filmlerden hoşlanıyorsanız tamamen erkekler üzerinden anlatılan bir dizi var. Entourage.

Seks, kadınlar, Holywood, alkol, uyuşturucu vs.

Modern family.

Son zamanlarda aksamlarimin neşesi.

Ha bu arada dizi olarak da scrubs cok iyi. 8 sezon civarı ama akiyor dizi

(bkz: flight of the conchords) (27-28 dk civarı sürüyor)
(bkz: little britain) (Bu da 20-30 dk sürüyordu diye hatırlıyorum)

community

modern family +1

sanirim 2 yillik ogle arasi dizisi envanterim oldu sagolun var olun :)

Good place güzeldi.

Catastrophe ve Togetherness

veep
20 dakika civari olmasi lazim ve bence cok komik :)

weed

new girl ama 6 sezon oldu :/

how not to live your life. hayatımda izlediğim en komik şey.

Diyelim ki su içme oranları için bir puan sistemi olsun ve yeterince su içen biri için en düşük puan 7 olsun.

Ayda 1 litre içen birinin su oranının karşılığı da 2 puan olsun.

Senelerce, ancak ayda 1 litre su içmiş olan bu 2 puandaki kişi 2 aydır günde 3 litre su içerek bu puanı 7'ye çıkarmış olabilir mi? Bence olamaz. 1 birim, 2 birim, belki 3 birim artar.

Yani su oranının düşüklüğü standarda göre düşüklüğü; yoksa mesela 2 iken 5 olması oldukça güzel bir gelişme. Bir kaç ay daha geçince, belki 1 sene sonunda normal seviyeye de gelir. Adım adım.

Devam etmek lazım artması için. A'dan Z'ye ha deyince gidilmiyor sonuçta, arada bir sürü basamak var.

vucutta yag fazlaysa su orani azaliyor diye soylemisti bir spor hocasi bana. beslenmenizi genel olarak gozden gecirin, seker tuketiminizi kontrol altinda tutun. dengeli ve yeterli beslendiginizden emin olun. buna ragmen 3 litre az geliyorsa olabilir, 4 litre icmeye cabalarsiniz.

bunlarin otesinde siz susuzluk cekiyor musunuz? vucuttaki sivi oraninin %60 olmasi gerekiyor diye biliyorum. belki kansizlik vardir... baska bir rahatsizliginiz vardir.

hicbir problem goremiyorsaniz ve makine size %60'dan az sivi orani ciktisi veriyorsa bir ihtimal de makine sorunlu olabilir. zira belli degerleri hesaplarken makine mikroskopla bakip saymiyor. vucudunuzun iletkenligine bakip "boyledir herhalde" diyor.

Çok su içmek, çok da su attırır. Su atarken beraberinde elektrolit de kaybedersin. Bu da vücudun su tutmasını azaltır. Karbonhidrat tüketimini azalttıysan bunun da etkisi olabilir. Maden suyu tüket. Yemeklere biraz daha tuz at.

@idexo su orani %30 civarinda cikti. gunde 3 litreye cok az oyleyse bu deger. yanlis olculmus olabilir gercekten de cunku duzenli beslenmeme protein almama ve oldukca kilo vermis olmama ragmen yag da %37 civari cikti inanamadik obeze dogru gitmem lazim :/ kiloyla yag oraninin ilgisi yok biliyorum da bu kadar duzenli beslenirken yagin o kadar yuksek olmasinda bi hata var gibi gelmisti bana.

@arnold herkes tuzu azaltirken ben artiricam her seyim ters :/

kadıköy'e geçip taksim dolmuşuyla ya da üsküdar'dan motorla geçilebilir. direk garın oradan otobüs ve minibüsler var ama yol uzun sürer, en iyi e-5'e çıkıp oradan kadıköy veya üsküdar'a ulaşmak. bazı otobüsler ve harem-gebze o saatlerde çalışır.

istanbulu bilmeyen biri bu kişi. e5e çıkması filan kolay olmayabilir. pendik'te trenden indikten sonra kadıköy'e ulaşabileceği araçlar hemen istasyonun önünden geçiyor mu acaba?

garın hemen çıkışından kadıköy minibüsleri kalkıyor. onlara binip gidebilir o zaman uğraşmadan. yol biraz vakit alır ama.

öncelikle aslında "trafi" uygulamasını indirmesini öneririm. çıkış saatini ve çıkış yerini girerek varış yerine nasıl gidebilirsin çok güzel anlatıyor. o saatte e-10 varmış pendik köprüsünden. pendik yht-pendik köprüsü de yürüyerek 15 dk falan ama o saatte iyi olmayabilir. taksiye binmesini öneririm. e-10a bindiğinde ister kadıköy'de ister uzunçayır'da inerek dolmuşlara binebilir. beşiktaş veya taksim dolmuşları işini görür.

Hazır üçgen yufkalar var. Biraz lor peyniri, biraz kaşar, isteğe göre az sucuk iç malzemesi yapıp sigara böreği yapavilirsin. Hazırlaması 10dk. Pişirmesi 10dk.İsteğe göre baharat da atabilirsin. (Tatlı kırmızı toz biber, çok az da nane tercihim)

Yağda kızart demeyi unutmuşum.

Mantari dogra, sotele, krema, bolca yeni bahar. Kofteleri kizart. Sosu kofteye katik et.

Tavada baharatlayıp karnabahar kavurun. Şahane oluyor.

@üsttekiler , ya ben sağlıklı demiştim kızartma önermişsiniz :(

güvenimin boşa çıkması,
kandırılmak,
değer verdiğim kadar değer görmemek,
sevdiklerime birşey olması

-unutulmak.
-yapayalnız kalmak.
-kullanıldığımı hissetmek/anlamak.
-başkasının bir hamlede elde ettiği şeyler için benim en az 4-5 hamlede elde etmem, hatta edememem.
-yaşlanacağımı bilmek.

bunlar beni erken öldürecek zaten.

ailemden birini kaybetmek

sevdiğimin ölmesi

- Kendim, saçma sapan bir şey yapmışımdır.
- Ailemden ya da sevdiğim insanlardan birisine bir şey olması.

Ölüm. Olmuşla ölmüşe çare yok geri kalan herşey yoluna girer.

hastalık ve ölüm.

Ölüm elbette, otesi yok, caresi yok. yasamayan bilemez, yasayan da gerisini takmaz fazla.

Vişne reçeli kavanozunun bittiğini kahvaltıda görmem.

Annemin babamın ölmesi veya sürünerek yaşlanması (alzheimer, bunama, kalça kırığına bağlı komplikasyonlar, özbakımı yapamaz hale getirecek herhangi başka bir hastalık vb.)

üzülmek üzer en çok. üzülme eylemi.

kombi prize takılabiliyorsa saat ayarlı prizler var normal prizlere takılabilen ilave prizler.

elektrik hattina bagli kombi, ayrica bir fisi yok.

Internete baglanip kombiyi acip kapatabildiginiz sistemler var. Kombi uzaktan erisim vs dersenuz googla cikiyor

Bir oda termostatı bağlayıp sadece saat olarak değil, pazar günü 8'de 22 derece olsun 12'de 24 derece olsun ama pazartesi 6'da 20 derece olsun şeklinde bile programlayabilirsin. Her kombiye bağlanabiliyor bu aletler.

www.cosa.com.tr made in turkey, iot...

Ben cok seviyorum <3

Esyaliydi sayilir tasindigimda, esyalari degistiremeyecegim icin duvarda dekora yoneldim.
Kisisellestirdim evimi.


sitcom evleri bana cok kalabalik geliyor genelde, cok fazla sey var. benim de bi duvarimda plaklar asili, otekinde her yerden topladigim ufak afisler, posterler. Ama irili ufakli ve duvarin hepsi dolu degil, makulnderrcede bosluk var, gozum yorulmuyor.

Sen beğeniyorsan o güzeldir. Olmadı bu buraya deme, gördüğünde seni mutlu eden, gözüne hoş görünen şekilde düzenle.

Ben de çatıda oturuyorum. Çatının avantajı çok. Işığı kullanabiliyorsun mesela. Kristal avize camlarını kurdelalara dikip perde yapmıştım. Günün güneşli her saatinde camlar kıpırdadıkça duvarda minik renkler hareket ediyordu, çok eğlenceliydi. Kurdelaları eskidi şimdi çıkardım uğraşmaya vaktim olmadığı için normal perde astım.
Bi başka cama vitray yaptırdım, ışık renklerden geçip giriyor, çok güzel sonuç aldım.

Işık oyunlarını sevmezsin de atıyorum çiçek seversin, tablo seversin, minik objeler seni mutlu eder. Ne hoşuna gidiyorsa o.

en güzel ev az eşyalı süssüz evdir benim gözümde.
sadelik esastır.

senin ilacin surada.
www.apartmenttherapy.com

Cok az esya ile cosy yapabilirsin ama iyi secersen. Bir de isik rengi onemli. Sicak renkli ampuller evde daha iyi oluyor.

Ben evimi seviyorum ama daha çok param olsa çok daha güzelleştirirdim. Ev dekorasyonu pahalı iş, çerçeveler bile çok pahalı.
Benim salonun bi duvarında aşırı büyük bir resim asılı 2ye 1.60, o çok güzel duruyor mesela. Bi duvarımda ev hediyesi olarak bi arkadaşımın yaptığı resim asılı, başka bi duvarda çok sevdiğim bi fotoğrafçının iki fotoğrafı, yemek masası kısmı da şöyle
i.hizliresim.com

her gelen eki eki bu çerçevelere koyacak bişi bulamadın mı diye dalga geçiyor ama ben seviyorum onları, yavaş yavaş çoğaltıp böyle büssürü çerçeveli bi fon yapmak istiyorum.

Diy fikirleri ile uygun fiyata ve kafana göre güzel ev dekorasyon ürünleri hatta ufak mobilyalar bile yapabilirsin.
hizliresim.com
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
gibi

amacin anglosakson stili ev dosemek.

ugrasip yapabilsen bile olmaz, ruhu farkli olur.

eger ugrasacaksan fransiz dekorasyonuna ugras.

bizdeki beton tipi ve kolonize yapilar fransiz dekorasyonuna uygun

gidip de ingiliz amerikan vs dizilerindeki evler gibi dosemek istersen hep bir seyler eksik kalir

ornegin yatak odani daginik yapsan hicbi zaman o duvarda nfl ya da benzeri lig takimlarinin ucgen bayrak flamalarinin asili oldugu amerikan ergen odasi havasini tutturamazsin

biz anglosakson degiliz

biz ortadoguda bulunan fransiz devrimi yarida kalmis olan duvara kilimden tesbihli boncuktan yeni yeni siyrilabilen evin icine boru tesisati dosemeyi yeni yeni ogrenen tontis bir halkiz.

selamlar

Ben odami cok begeniyorum siyah beyaz gri tonlarinda iskandinav minimalliginde dosedim cok az esya var ama cercevedir yatak ortusudur o tip seylere daha cok ozen gosterdim. Sizin dediginizi anliyorum secilen ışık aplik vs bile çok onemli o havayi vermek icin. Los sari isiklar mesela daha cozy duruyor. Ayrica benim almak istedigim bi tablo var diyelim o internette 200 e satilirken ben pinterest veya society6 tarzi sitelerden ciktisini alip onlarin cercevesine kdr cercevecide yaptiriyorum hatta bi tanesini 15 tl gibi kucuk bi fiyata yaptirmistim. Yani pahaliya halletmeseniz de olur sadece istediginiz tarzi bulun yeter. Ozellikle mum, yatak ortusu, posterler vs o havayi veren seyler.

eksisozluk.com

acıbadem sport'a giden bir kişi ile aynı ortamda bulundum, ortamdaki ortak arkadaşımızı üye olmaya ikna etti. memnun olmasa etmezdi herhalde diye düşünüyorum. :)

bir de 138 lira verip imei kaydı yapacaksın işte. ondan sonra güle güle kullan.

tr.aliexpress.com

tr.aliexpress.com

bunlar filler, daha pijamayı bulamadım.

deseni bilemiyorum, ama bu tip tulumlar mothercare'da mevcut.

Filin günlerdir instagramda reklamını görüyorum. sanal kredi kartı ile gözünü karartıp sipariş verebilirsin. tulum için fikrim yok.

Fil: ikea.

Bulamazsın. Evde yapmak da çok zahmetli, saatlerce kaynayıp yoğunlaşması lazım.

cafefernando.com

tabii ki. en güzel zamanıdır hatta.

üstünüze bir şeyler almayı unutmayın ama :)

sorunuza yardımcı olamayacağım zira uzun zaman oldu. beni de bir arkadaşım götürmüştü ama tam noktasını unuttum. tarif edebilir misiniz :)

devam ediyorlar hala.

Taksim'de nezih yer kalmadı. Beşiktaş bakın.

peki besiktas da olur misal?

1. Evet, böyle.
2. Eşyalarımı koyuyorum, derli toplu ve şık bir görünüm için oldukça ideal bence.
3. Bilmiyorum.

İstifçilik diye bir rahatsızlık var ama o geneli kapsıyor sadece kutuları değil. Farkına bile varmadan seni ele geçirir, bir bakmışsın her taraf ıvır zıvır dolu.

1. Aşırı olmamakla birlikte, evet böyle.
2. Ojeleri, takıları, makyaj malzemeleri vs istifliyorum.
3. bilemedim. ama bence psikolojik bi olay değil.

Stokculuktan oluyor. Genlerimizden gelen bisey ivir zivirlari atmamizi önluyor bigun lazim olur diye, kutular da bu ivir zivirlari saklamak icin gerekli oluyor.

Zaten yasi geckin annelerde filan kutuya, saklama kabina para verip disardan almak zinhar sacma bi hareket, onlar ondan sakliyorlar herseyi.

Ben dokuntu sevmiyorum, icime sikinti cokuyor. Ani da biriktirmiyorum, fotograf vs. Ikea dan dekoratif amacli aldigim kutular var hepsinin ici bos, o da sacma aslinda.

Ha bir de bu vesileyle unutmayalim, unutturmayalim:)

www.google.com.tr

1. Düşündüm, ben de çok seviyorum kutuları ama ya kutulu bir şey kullanmıyorum ya da biriktirmiyorum. Kutu güzelse atmam ama denk mi gelmedi, hatırlamıyor muyum, valla çıkaramadım. Gerçi ben doğrudan kutu satın aldım, en çok onu hatırlıyorum. Hatta daha birkaç hafta önce 'Ne güzel kutu bu, ihtiyacım da var. Alsam mı' demişliğim var. Sonra kendimi tutup almadım ama şu anda da ihtiyacım var gerçekten.

2. Evdeki saçma ama gereken ıvır zıvırı koyuyorum, böylece ortaya saçılmıyorlar. Bazı şeyler olur, ayda yılda bir kullanırsın ama bir gün gerektiğinde evde olması iyi olur; o tarz eşyaları koyuyorum. Atıyorum, çengelli iğne gibi şeyler gerekmez gerekmez, bir gün gerekeceği tutar ve "Neredeydi bu lanet şeyler" diye evde aranırsın ya, o tarz şeyleri koyuyorum en çok ama onların da zaman içinde tozlanması, içinin saçmasapan şeylerle karışık olması rahatsız ediyor. Titiz değilim hiç ama 40 yılda bir kullanılan şeylerin olduğu kutulara bakmak içimi açmıyor pek. Bir kere de bir ayakkabı kutusuna pudra, krem gibi kozmetik malzemelerini koymuştum. Oradan buradan düşüyorlardı, hepsi toplu dursun diye kutuya koydum.

3. Bilmiyorum. İstifçiliği duymuştum; hatta bunu anlayabilmek için "Evinde çok eşya var mı diğer insanlarla karşılaştırınca", "Eşyaların yedeğini alır, biriktirir misin? Örneğin, deterjanı 'Nasıl olsa kullanıyorum, yedeğini de alayım' deyip ikişer ikişer mi alırsın", "Eşyaları kolay atabilir misin" gibi sorular soruyorlar. Hatta birtakım anksiyete bozukluğunun temelinde olduğunu da duymuştum, söylenmişti ama tek yönlü bir durummuş bu. Her bunu yapan anksiyete bozukluğuna sahip değilmiş ama anksiyete bozukluğunda böyle istifçilik, yedekçilik durumları görülüyormuş.Kültür ve yetişme tarzının bir parçası gibi de olabilir. Toplumumuzdaki anneler istifçi insanlar. Dolaplardaki çok şey hurçlarda duruyor. Bahar temizliği yapıyoruz. Kışlıkları/yazlıkları kaldırıp indiriyoruz. Düzenli durma evlerin önemli parçası. Belki bunun bir yansımasıdır. Belki de psikolojik bir şeydir. Belki ikisi birdendir, topluca böyle bir psikolojik sıkıntımız vardır ve bu da bizi bu cendereye sokuyordur.

Kullandigim seylerin kutularini biriktireyim atmiyim diye dusunmem. oyle bir takintim yok ama sevdigim icin ozellikle gidip kutu aliyorum. Suslu renkli buyuklu kucuklu kutular hem ise yariyor hem dekoratif olarak kullanmayi seviyorum. Her kutuyu degil guzel sevimli şık kutulari seviyorum. Icine bi sey koymasam bile aldigim oluyor.

1.evet
2.ojeleri, nadir kullandığım bakım malzemelerini ıvır zıvırları falan koyuyorum.
3.sanmıyorum ama olabilir.

Kutu deyip geçmeyin lan. Onlar şu anda parayla satılan organizer denilen zımbırtının atası. Ben erkeğim. Elektronik, mekanik ıvır zıvırla hem kendi keyfim hem de mesleğim dolayısıyla (mesleğim de keyfimin sonucu doğal olarak) evde dağılmadan organize bir şekilde durmalı. Mesela çok dağınık bir insanım. Ama mesele takımlarım, malzemelerim olunca askeri düzen içerisinde olurum. Bu sene 3. eve taşınmak durumunda kaldığımdan ve şehir değiştirdiğimden pek düzenli olamadım. Ama şimdi taşındığım evim içler açtığı için eski düzenime geri dönüyorum.

PS: Kum torbasını nereye asıcam lan ben?

ayy ben de bayılıyorum kutulara. hep almak istiyorum ama yeterince olduğu için kendimi tutuyorum. içlerini kategorize ederek doldururum. teknoloji kutusu, ıvır zıvır kutusu, bakım kutusu, eğitim kutusu gibi.

ben sadece aldığım ayakkabının kutusunu atmam onu da mevsimi geçince kutulayıp dolaba kaldırmak için. elime güzel, süslü kutular geçince de atıyorum açıkcası. kutu iyi hoş olabilir ama evde fazlalığa ne gerek var ki? galiba ilkel atalarım istifçilik yapmadığı halde şans eseri hayatta kalmış. canlarım benim :(

1)evet ben de seviyorum kutuları. geçen evi toparlarken 3-4 yıl önce aldığım telefonun kutusu geçti elime, ya acaba bir işime yarar mı diye düşündüm, sonra da saçmaladığımı fark ettim attım neyse ki.
2) her kutuyu saklamıyorum ama sakladıklarıma büyüklüklerine göre takılar, tokalar ıvır zıvır koyuyorum işte.
3) hiç hatırlamıyorum böyle bir şeyi, belki vardır.

1-evet, kesinlikle boyle
2-hepsinin birbirinin içine koyuyorum, mutlaka işe yarıyorlar.
ben sadece köşeli kutulari seviyor ve kullanışlı buluyorum.
3-yönetebiliyor, kontrol edebiliyor, saklayabiliyor, muhafaza edebiliyoruz sayelerinde.
kimi en degerli seyleri, kimi gormek istemediklerimizi koyuyoruz içlerine, nasıl sevilmesinler.
benzeri;
www.reddit.com

+1
psabahce kutulari mesela ne guzeller. bir kismi tasinirsam esyam duzgun gitsin diye, bir kismi bir gun birine hediye vermek istersem kullanirim diye vs. vs.

Deri terzileri var. duz terzi yapamaz diye duusnuyorum. Ben kolunu kisaltmistim, hem de ucunda fermuar filan da vardi. Orijinal halibden hicbi farki yok.

Kadikoyde altiyolda var bitane, tum deri tadilatimizi filan oraya veririz. Ilgilenirsen daha iyi tarif ederim.

Ben yaptıramamıştım ilgili markanın terzisine götürdüğümde, bir arkadaşa verdim hayrına. Rastgele bilmediğin bir terziye götürmemeni tavsiye ederim.

O tür bir işlemi en iyi olarak deri konfeksiyonları benzeri, kendileri de deri giyim malzemeleri üreten yerler yapabilir(bir ihtimal 'deri tamir' yazan yerler de) . Bir de derinin türüne göre kolaylığı/zorluğu değişir derler. Ama en iyi buralar yapar, terziye hiç gitme.

mp3 playerini kullanmıstım cok tırttı

Tarihte çok geriye gidersen, facebook'a katıldı ibaresi çıkabilir.

çalışıyor. rahat yetişirsiniz.

iPhone 6s 16GB Space Gray

Yunanistan'da 795 €
Danimarka'da 4.899 kron, yani 657 €

yunanistanda 795 euro değildir. yanlışınız var.

Doğrusu ne o zaman?

Bak bu Yunanistan'daki apple yetkili satıcısı (apple.com/gr buraya yönlendiriyor): www.isquare.gr

Bu da Vodafone Yunanistan: www.vodafone.gr

Vodafone Red'li isen 597,25 €, değilsen 795,99 €

6s'lerin 16gb versiyonu kalktı. 32gb'lık versiyonu geldi ve fiyatları da düştü iphone 7'nin çıkmasıyla. büyük ihtimal fiyatlarını güncellememişler. apple store'lar anında güncelledi. danimarkanın da bu yüzden güncel fiyatını görüyorsunuz ama yüksek. normalde yunanistanda daha düşük.

Danimarka'da var mıdır bilmiyorum, Yunanistan'dan alacağınız cihazda tax free kapsamında 80€ civarında parayı geri alacaksınız.

en az 2 litre öneriliyor zaten. 3 çok şey değil. en fazla işersin. 4-5 fazla olur.

ben 3 içiyorum çiş olayı bile fazla olmuyor ya da bana öyle geliyor

doktor bana 2litre 3litre boşver, ihtiyacın kadarını iç dedi. ihtiyacımın ne kadar olduğunu nasıl belirleyeceğim diye soramadım ya la.

eskiden bi haftada belki yarim litre bile icmedigim oluyordu ve susamiyordum ama simdi gunde 3 litre isine basladigimdan beri su bitiyor ben susamaya devam ediyorum niyeyse. bana biseyler anlatmaya calisiyor galiba ama anlamiyorum :/

Normal diyette 2000 kalorilik ortalama gündelik besinin hidrolizi için gereken su miktarı 2000 gr imiş. Bu 2 l su muhabbetinin çıkışı budur diyorlar. Yalnız bi de yenen yemeklerin su içeriği de var. Kurutulduğu zaman pek çoğu yarıdan az hacme düşüyor bilhassa süt ürünleri falan. Yani su hariç alınan bir miktar daha su var.
Bu 2 litre sınırının üstü altı aktiviteye, sıcaklığa göre çok değişiyor, ideali yok 5 lt sıvı tüketip yarım litre bile işeyemediğim oldu bu yaz böbrek taşı yarkınlığımdan ötürü elde beher tuvalete gidiyorum 5 yıldır anladığım budur. Bu işin hiçbir standardı yok.

Aşırı su içme hastalığı da var adı dq potomani imiş bi de.

mis gibi kilo verirsin.
gençleşirsin.

önemli olan susayınca ertelememek. yoksa uğraşmaya gerek yok şu kadar içiyim bu kadar içiyim diye.

3 litre cok normal 5 litre abarti ama gunde 5ten fazla icip normal yasayan arkadaslarim var tamamen metabolizmayla alakali

gorunurde en ufak bir gariplik yok ama yine de sedef filan olabilir mi ki? hayatimin en rahat donemlerinden birinde oldugumu dusunuyordum aslinda. vucut arka planda biseylere mi uzuluyor anlamadim ki :/

son zamanlardaki beslenmen ve stres durumun nasıl?

edit: görmeden yazdım üsttekini bunu. alerjik bir şey olabilir o halde. tatilde filan mısın bir yerde, yoksa her zaman yaşadığın yerde misin şu an?

tatilden doneli 1 ay oldu. ilk basladiginda gunese tepkisidir belki demistim ama artik 1 ay oldu, onunla ilgili degildir sanki ya? oyle midir?

Serviste vs. sürekli güneş görüyorsa mümkün.

uyuz olabilir mi acaba? Akşamları mı oluyor kaşıntı?

belli bir saati yok ya bazen oluyor bazen olmuyor. yeme duzenimi de degistirmedim aslinda. bi takip edeyim bari boyle devam ederse giderim doktora madem, tesekkur ederim.

Selanik yap. Kalacak yer sende artık. Ucuzmuş oralar, et balık ye.

kavalaya git ben gittim 6 saat falan , ordanda feribotla thassos a geç, 1,5 saat

Selanik, ucuza hostel veya yine ucuza otel var, ki Selanik şehri için en güzel zamanlardan biri. Ben nisanda ve temmuzda gitmiştim, nisandaki çok iyiydi, temmuzdaki o kadar değildi. Yazın oralarda da herkes yazlıklara gidiyor.