Ekşi Duyuru

savcılığa şikayette bulunman lazım, savcı talep edecek türk telekom'dan ip adresini eğer şikayetini kabul ederse.

altın küpe

yok ama şık bir saat alırdım, ya da cüzdan. hobilerine yönelik bir şeyler de olabilirdi.

paramiz olsaydi gta 5 almak isterdim

o geceye özel şeyler. en son muhabbetini yaptığımız bir şeyler vardı alıp otelde bir gece düşünüyorum. evde duvarlar kağıt gibi sıkıntı olabilir.

Tek tas

Reis kuyumculuk mu ne var, bir de burcu okut, bunlardan takı alırdım ben.

Sevgililer gününde almam ama, herhangi bir zaman alırım.

cağ kebap ısmarlardım ben çok seviyo, 15 şubatta antep'e gidiyoruz zaten deliler gibi yemek ısmarlıcam ona

bu tür günlere inanmayan biri için klasik kolye, saat vs tarzı şeyler alınmaz kanaatindeyim. ihtiyacı olan bir şey alın. "14 şubat olarak değerlendirme, zaten ihtiyacın vardı, düşündüm aldım" tarzı bir yaklaşımla da hediyeyi verirseniz çok daha kabul edilebilir olur.

Sevgili yok bu yılda karavana o yüzden ben almıyorum

Epey pahalı bir şef bıcak seti. Gitti eurolar (._.) Gelsin rozbifler (*-*)

Var mı arttıran ? :)

kinder sürpriz

excelden anlarim ama cok profesyonel degilim. burdan sorsan belki cevaplicaz.

Sor knk.

sorunu soraydin iyiydi

şu soruyu sorun be abi üşenmeyin. kim size mesaj atacak da uğraşacak?

bence ederler.

kaslariniz esnek degil, siki bir esneme program ile kaslarinizin esnekligini arttirabilirsiniz.ve evet normal.

diz kapaklarınızı tamamen germemeniz lazım zaten. gittiğim bütün yoga hocaları belli başlı pozlarda dizlerde mikro kıvrım diye bas bas bağırıyor. birde başlangıç grubunda side plank yaptıran hocaya hiç denk gelmedim daha önce. siz doğru bir yere/hocaya gittiğinize emin misiniz kuzum?

Valla çetin çetintaşın youtube sayfasında başlangıç ders 1 tüm vücut esneme adlı eserde var side plank. Bildiğim kadarıyla da kendisi iyi bir hoca. Yamuluyor muyum ?

@cairo öneriniz varsa çok bahtiyar edersiniz ?

youtube'da yoga with adrienne'in beginner vidyoları oldukça güzel. onun dışında flexibility için ayrı bir vidyosu var, 15 dk. her gün yapın, 10 gün içinde oldukça fark ettiriyor.

Sizin yaptiginiz yoga degil yoga sporudur. Bedeninizin daha once calismayan kas gruplari harekete gectigi icin yasadiklariniz normal. Egzersizlere devam.

Aynı durumdayım sabahın 5'inden beri uyuyamdım.
İnternette biraz araştırma yaptım.
Tavuk suyu çorba iyi geliyormuş aldım bir kase içtim, limonlu ve karabiberli.
Bol bol su içmek gerekiyormuş koca şişeyi yanıma aldım başlıyorum içmeye.
Bir de bal iyi gelirmiş, bal da aldım birazdan ona da bakacağım. Annem yerken limon da sık daha iyi gelir dedi, böyle yapacağım.
Bir de dondurmanın iyi geldiğini okudum bilgin olsun.

Ben adım adım hepsini deneyeceğim.

Şimdilik hafif yumuşama oldu ve yutkunmam daha kolay.

Geçmiş olsun.

Benim kişisel çözümüm steril hale getirdiğim bir çatal ya da kaşığın sapını limona batırmak ve sonra boğazın yan taraflarına hafif bastırmak suretiyle sürmek. Kendin yapman zor olabilir, biri varsa ondan rica edebilirsin. Ne kadar sağlıklıdır bilemem, riski sende, ben işimi hep böyle çözüyorum; 2-3 tekrardan sonra anında rahatlıyor. O olmazsa limon, biraz sıcak su, karabiber ve tuz ile gargara.

Daha tıbbi çözüm ise majezik sprey.

rakı ile gargara, boğma rakı varsa daha iyi.

Strefen pastil. Pahalı 30 TL ama kesin çözüm - en azından bende öyle oluyor-

kesin çözüm bir anda olmuyor maalesef. yani hokus pokusluk tek yöntem boğazınızı aldırmanız :)
çocukluğumda bademciklerim alıncı ve en ufacık bir üşütmede farenjite dönüyor boğazım.
annemin bulduğu çözüm çaya bir tane karanfil atmak. boğazı rahatlatıyor. sigara içiyorsanız bu süreçte kesinlikle içmeyin. ve çayı çorbayı çok sıcak içmeyin.

adaçayı

Yok olayın kendisinin kitap alıp vermek olduğu bir hediyeleşme ritüeli vardı burada. O n’ooldu onu merak ediyorum ben daha çok.

Ben de katılırım zevkle :)

kullanılıyorsa kalsın.

Yenisini alana kadar bekletirdim

atardım tabii niye boşuna bekleteyim işe yaramayan eşyayı.

Atarim. Neden kirik bi aynadan kendime bakayim ki

ben geçen ay banyodaki küçük aynayı kırdım. hala kullanıyoruz. aha böyle kırıldı hatta: i.hizliresim.com

Benim evin girişindeki dolapta 2 metrelik ayna var. 1,5 yıldır kırık. bir şansızlık vs. yaşamadım bugüne kadar. hatta son 1,5 yıldır işlerim yolunda gitti diyebilirim.

uğursuzluğuna inanmam ama kırık bir şeyin evde durmasına gerek yok bence.
eğer evde ondan başka ayna yoksa makyaj yapacağın idareten kullan yenisini alana kadar;)

çakma al bence. yurtdışı olayına hiç girme.

yurtdisindan getirecek tanidigin varsa sportsdirect in sitesine giriyorsun, siparisi onun adresine gönderiyorsun. o gelirken getiriyor.

amazon almanya sitesinde güzel indirimler oluyor ama takip etmek denk getirmek lazım..

üstelik almanya sitesi %18 alman kdvsini fiyattan düşüyor.. tabi sonra bizimkiler %18 gümrük vergisi ekleyince fiyat değişmemiş oluyor.. mesela satış fiyatı 50euro olan bir ayakkabıyı yine 50euroya almış oluyorsunuz ve üzerine sadece kargo ücreti ekleniyor.. sonuçta her türlü türkiye fiyatlarından daha ucuza gelmiş oluyor..

bu işin kurnazlığı değil de cefası var sadece, alacağın ayakkabıyı belirleyip sürekli takipte olacaksın, bir kampanya, indirim denk geldi mi yapıştıracaksın.

Ali Şeriati kitaplarinda çokça Ali' den ve felsefesinden söz eder. Ben dine karşı din ve dinler tarihi I kitaplarini şimdilik okuyabildim ama her iki kitapta da sorunuza cevap olacak şeyler okudum.

Ali şeriati'nin Ali isminde bir kitabı da var.

Hazreti Ali hem sünniler için hem Şiiler için hem de Alevi-Bektaşiler için önemli bir figür olduğu için, onun hakkında yazılmış sekuler bir kitap bulabilmen zor görünüyor. Nahcü'l- Belaga onun vefatından yaklaşık bir asır sonra, soyundan gelenler tarafindan derlenmiştir ve Hazreti Ali'nin sohbetlerini, vaazlarını içerir.
Onun dışında Hazreti Ali cesaret ve bilgide öne çıkmasıyla, hakkında efsanevi denilebilecek bir literatür oluşmuştur. Hazreti Ali cenkleri bunun en önemli göstergesidir. Yine, Şiiler kendi gulat gelenekleri nedeniyle bambaşka bir Ali (k.v) figürü ortaya çıkarmışlardır.

Diğer yandan, Hazreti Ali birçok tarikat için kurucu babadır. O nedenle onlar da çok kıymet vermistir.

Benim tavsiyem bunların hepsinden birer ikişer ornek kitap karıştırarak Hazreti Ali'yi anlamaya çalışmak.

İlahiyatcilarin kaleme aldığı akademik metinler bu efsanevi unsurlardan arındırılmıştır. Onlara da bakabilirsiniz.Mehmet Azimli'nin Dört Halifeyi Farklı Okumak serisi olabilir.

Beyan yayınlarına sorabilirsin. Islam tarihî ve kişilikleri hakkında iyi kitaplar basıyorlar. Kitap seçiminde yardımcı oluyorlar.

Yıllar önce yan flüt sattım.
Öncelikle bu işlerden anlamıyorsan, heves için bu işe girme.
Çünkü müthiş zor bir enstrüman. Boşa hava üflüyosun, borunun içine birazı girerse ses çıkıyor :)

İkinci el enstrüman alınır, şöyle alınır.
Benim gibi hiç çalamamış, enstrümanı kullanmamış birinden alırsın.
Tam marka model sorarsın, sıfırına bakarsın. Sıfırı 500 ise 450'ye alınmaz. Ama 300'e alınır mesela. Öyle.

adrasan'a güzel diyorlar. bi araştırın bence

Kamp yerlerini araştırabilirsin. Decathlon’da çok güzel çadırlar var ya da kamp alanları da çadır sağlıyor bazıları.

(bkz: finike)

Bayramda ucuz bir yer bulmak imkansiza yakin.

çam gölgesine kur. su geçirmez kumas kısmı ayrilan, bol filesi olan bi cadir.ile.gece serin uyunur.

öyle çözümler var, ama çadıra giren böcek sayısını artırdığı söyleniyor.

çadırın üzerine acil durumlar için olan parlak battaniyelerden mandallıyorum ben. epey fark ediyor.

tavanarası sanırım sorduğun yer.

Tavanatasi +1

tavanarası + 1

(seninle) bir ilişki istemiyorum (ve sana bunu en az zararla böyle söyleyebileceğimi düşünüyorum).

:)) önce kanım çekilir gibi oldu, sonra bastım kahkahayı. Çok komik bir hal anlatılmış bence.

''Samimi yaralı kalp'' :) Bu türk filmi romantizmine de ayrıca bayılıyorum. Güçlü erkek figürü ama yetmez bi' acısı olmalı - bi' kavgası :) dırıdırırın. (misal: ayakkabı tasarımcısı abimiz, o büyük aşk acısıdan sonra mükemmel vücuduyla kendisini yalnızlığa hapsetmiş olan)herneyse

seni seviyorum ama ilişki istemiyorum, kendimi kaptırıp gitmekten tekrar aynı acıları çekmek istemiyorum zokasına hoşgeldiniz. Nerede kaldınız yahu, gerçekten trafik bu kadar da fazla olamaz doğruyu söyleyin evden çok mu geç çıktınız ?

Darılmaca gücenmece yok; şimdi karşınızdaki sizi istemiyorsa yeterince ''sevmiyordur'' çünkü sanılanın aksine(ilgi budalası değilse insan), sevgi öyle olursa olur olmazsa da başkası olur gibi birşey değil buna izin vermez.

Ama sizde görüyorum ki izin de verebilir. Zaten bu başlı başına ''ilişki istememek'' için yeterli bir sebep. Bir de bazı özelliklerinizle devam edebileceğini düşünmüyor da olabilir. Mesela ben sigara içen kadınlarla ilişkimi sürdüremiyorum, yine aynı şekilde gereksiz ünlem kullanan, pasif agresif bir karaktere sahip olan, argo kullanan kadınlarla da. Bir de kısa boylu olanlarda. Onlar hep ilişki istememe tarafında kalıyorlar. hayat çok acıklı, bunu ilk aciziyetimde hissetmiş bir geceyarısı da farketmiştim(böyle söyleyince çok romantik oldu, seversiniz siz)

edit: sanırım zorunuza gitmiş ki aynı minvaldeki birsürü cevap sizin için ''cevab bu'' ama bu değil. :)) trajik bir davranış biçimi :))
(bkz: kendi kendini doğrulayan kehanet)
bunlardan korkmayın ama, böyle şeyler geliştirecektir sizi. Siz; söyleyebilecek cesareti olmayan insanlardan korkun, ya da boşverin siz hiçbirşeyden korkmayın zaten '' tabiki de korkmazsınız(!) '' -da :)))
(yemedim)

yazıdan sonra aklıma geldi; dinledim: youtu.be

bu arada zeka sohbetine dair; bende iq teknik olarak 140+ kapışıyor muyuz ? :)) - çok eğlendim -

ilişki istemiyorum: yeterince güzel ve çekici değilsin.

acik konusalim:

"gel arada cakayim cunku sana cakmaktan zevk aliyorum ama ote turlu cekilir dert degilsin, diger zamanlarda uzagimda dur."

demis.

**

sen de daha hala yok romantizm, yok kendini kaptirmak istemiyor vs. valla once acidim, sonra bastim kahkahayi ne diyeyim. bu saflikla isin zor.

"ilişki istemiyorum" illaki "yeterince güzel ve çekici değilsin" demek değil. bilinçli bir insan pekala çok güzel ve çekici olduğunu düşündüğü ve hatta iyi anlaştığı birini ilişkide gelecek görmediği için istemeyebilir. büyük bir sorumluluk bu. ayrıca darbe alma kısmı da var tabii. kimisi ayrılığı çok ağır yaşıyor, bütün düzeni ve hayatı bozuluyor vs. kimse durduk yere bu yükün altına girmek istemez.

bir erkek olarak kendi adıma tüm samimiyetimle durumun böyle olduğunu söyleyebilirim. üst paragrafta bahsettiğim şey tam olarak bu. çok güzel ve bana ilgi duyduğunu bildiğim, aramın da iyi olduğu bir kız var. çok iyi anlaşıyoruz falan ama ilişki konusundaki beklentilerimiz olsun, hayata bakışımız olsun vs. farklı. birlikte çok iyi vakit geçiriyoruz ama "birlikte" olamayız. ben 8 aydır hala eski sevgilimi özlüyorum diye ağlıyorum, aynı şeyi bir daha yaşamayı öngörülebilir bir süre için istemiyorum. yeri değil, zamanı değil. ama bu yüzden iyi anlaştığım, kendime yakın bulduğum bir insana da "ilişki istemiyom sie" deyip rest çekemem. niye iyi bir arkadaşımı kaybetmek isteyeyim bu yüzden?

ilişki istemeyen her erkek "BAS GEÇ KANKİTO XD" diyen kalpsiz womanizer olmuyor yani, pekala gerçekten acı çekmiş, ürkek vs. olabiliyor. az buçuk zeka kırıntısı da varsa her iyi anlaştığı, hoş bulduğu kadına atlamayacak seviyeye geliyor bi yerden sonra.

Herkes zaten o kişinin sizi sevmeyebileceğini söylemiş. Onu tekrar etmeyeyim. Ama bu kişi başka birini seviyor da olabilir. Benim şu anda sevgilim yok ama hoşlandığım biri var. Bir kız bana şu anda senden hoşlanıyorum dese onu reddetme olasılığım yüksek çünkü aklım başka yerde. Kısaca, erkekler duygusuz, odun gibi yaşayan varlıklar değil aslında. Kuzey Güney'i izlemişsindir. Orada Kuzey sevdiği kadını başkasıyla gördüğünde gözleri doluyor. Erkekler de üzülebilir, erkekler de ilişkilerden zarar görebilir. Bir erkeğin karşısındaki kıza böyle şeyler söylemesi her zaman taktik değildir. Burada samimiyete bakmak gerek.

İlişki bir çok bağlanma ritüel keyif ve acıyı beraberinde getiriyor. Seni bu saydıklarımı yaşamaya değecek kadar önemsemiyorum demektir bu. Siz de birinin hayatında 2., 3. kişi olarak hayatınıza devam edersiniz sindirebilirseniz. Hani yoklukta gideri var tarzında.

Ek:

Bu tür konularda karşı tarafın da dediklerini çok ciddiye alıp kesin doğru bir ifade gibi ele almamak lazım. Günü kurtarmak için söylenmiş politik bir söz, arkasında bir filozofi, bir hayat tarzı yok. Doğru kişi olarak gördüğü birisiyle bir bakarsın 3 ay sonra nişanlanmış o ilişki istemem diyen.

''O da dedi ki "çünkü korkuyor ,kendini kaptırmaktan korkuyor. Çünkü hep acı çekmiş,darbe almış " hahaahahaaa. ilk defa bu platformda bir şeye güldüm sağolun ilişki istemiyor değil sizinle ilişki istemiyor.

''"seni, bırak evlenip "eşim" olarak yanımda görmeye, sevgili olup "sevgilim" olarak yanımda görmeye dahi layık bulmuyorum. ama seninle yatmaktan yana bir sıkıntım yok. benim için bir nevi escort gibisin. tek fark, escorttan daha hesaplı olman. senin gibi birkaç kişi ile daha aynı anda birlikte olabilirim. ancak senin gibi birine karşı sorumluluk duyacağımı sanıyorsan, yanılıyorsun." cümlesini daha kısa bir biçimde ifade eden erkektir.

size sürekli böyleleri mi denk geliyor?

kıyamam...

(bkz: sad but true)''

anlamalık bir şey yok bu tarz adamlarla muhattap olmayacaksın. seven insanın nasıl davrandığını herkes bilir zaten. böyle tipler vur-kaç erbabıdır. onlara kızmıyorum hatta destekliyorum kafalarına göre takılsınlar ama siz bunu göre göre niye üzülüyorsunuz onu anlamıyorum her şey çok açık.

bence o kişi seninle ilişkiyi istemiyor.

Belli olumsuz yaşanmışlıklardan sonra, belli bir yaştan sonra yeni birini tanımak, yeni birine inanmak, onunla birşeyler paylaşmak, tanımaya çalışmak, güvenmek o kadar zor geliyor ki..

"Sevişmek istiyorum ama ilişki istemiyorum" yazanlara bakma.. Nadiren de olsa öyle olabilir ama bu durum farklı..
güven duygusunu kaybeden, aldatılan, olumsuz şeyler yaşayan bir erkek yaralarını bir kadına göre daha zor sarıyor hatta bazen saramıyor..

Gerçekten seviyorsan üzerine düşüp iyi etmeye yaralarını sarmaya çalışabilirsin. Çıkmadık candan ümit kesilmez..

Şu paragraf bence konuyu özetliyor
"Beni bir gün unutacaksan, bir gün bırakıp gideceksen, boşuna yorma derdi; boş yere mağaramdan çıkarma beni. Alışkanlıklarımı özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna. Tedirgin etme beni. Bu sefer geride bir şey bırakmadım. Tasımı tarağımı topladım geldim. Neyim var neyim yoksa ortaya döktüm. Beni bırakırsan sudan çıkmış balığa dönerim. Bir kere çavuş olduktan sonra bir daha amelelik yapamayan zavallı köylüye dönerim. Beni uyandır."

Oğuz Atay

Bir tahtravalli düşün, kim ötekine yanaşsa, bu kişi, üzerine fazla gelindiğini görüp uzaklaşıyor.

Erkek tarafı kadını beğenip yaklaşınca da aynısı başına geliyor. 21. yüzyılda nihayet kadınlar da artık erkek problemleriyle boğuşuyor.

Devir böyle oldu.

Feministlerin ilişki bulamaması da feminizmden geliyor bu arada. Öyle de bir durum var.

Feminizm aile kurumunu yıkan bir akım olarak kadını aileden özgürleştirdi. O yüzden boşverin ilişkiyi sevişin geçin.

Şu olaylar erkeklere orta ve uzun vadede çekici gelmiyor: galeri2.uludagsozluk.com

Seninle sevişelim ama düzgün bir kız ile ilişki kovalayım kafası bu. Türk erkeklerinin geneli böyle maalesef, kız sevişiyor ise ilişki yaşanacak kız değil ama sevişmem de lazım napayım? Issız adamcılık oynayım.

Def edin.

ilişki istemiyorum demek illa beğenmemek değil ki? ilişkinin getireceği yüke sorumluluğa vs. katlanmak istemiyordur. eğer bu konuda kötü deneyimleri varsa, rahatını bozmayacak dozda ilişki alıp huzur içinde yaşamayı tercih etmiştir.

Bence o da seviyor olabilir ama henüz acılarının üstesinden gelebilmiş değildir, geçmişi onu rahatsız ediyordur. Zamanında yaşadıkları hala canını acıtıyordur belki de. Ona biraz zaman tanımalı, yaralarını sarmasına-iyileştirmesine izin vermeli. Bu konuda ona yardım da edilebilir, daha fazla şefkat ve ilgi göstererek onun izin verdiği ölçüde çok boğmadan yanında durulabilir. Eğer Onu seviyorsa peşinden gidilmeli, öyle ilk tümsekte bırakılmamalı. Aşk iyiştirir. Bence siz ve aranızdaki şey buna değersiniz. Tabi bence.

bence arkadaşınla aynı kişiyi seviyor olabilirsiniz, biraz berrak bir kafayla düşününce aklıma bu geldi. başka ihtimal kalmadı çünkü; hiçbirini beğenmiyorsun. ama benim halen bir umudum var ve ben diğerlerine de benzemem malum, ben tik için yazıyorum.

Önce acıdım sonra bastım kahkahayı +1

“Bana değer veriyor biliyorum ama çok hassas ve de darbeli bir zat olduğu için kendini kaptırmak istemiyor :((((“ Ajahah yok öyle bir şey. Hele bir aşık olsun, karşısına çok beğendiği, çok sevdiği, başını döndürecek biri çıksın bak o zaman nasıl zevkle kaptırıyor kendini.

Dolayısıyla bunun meali tam olarak: “İlişki istemiyorum değil, seni istemiyorum ama arada sevişecek biri lazım olduğu için elimin altında dur” +1

Yalnız o değil de hala Issız Adam taktiği ile düşen kızlar kalmış. Çok şaşırtıcı.

Bence olgunun özünde karakterin yalnızlığa bakışının izdüşümü var. Yani karakter geçmişinde yaşadığı bir çatışmadan sonra dünyaya olan bakışını ''kendi amacını sonlandırmak'' olarak tanımlamış olabilir. bu da pektabi bazı sosyal sıkıntıları yanında getiriyordur, mesela ''zurna sendromu''. halk arasında ''beni beğeneni ben beğenmem benim beğendiğim ise beni beğenmez'' dedikleri şey. İşbu yüzden de bazen fiziksel ihtiyaçlardan birisi olan cinselliği giderebilmek için de eldeki avuçtaki imkanlarla yetinmesi gerekebilir.

Herneyse, Bence bakın burası çok önemli; işin özünde eğer samimi ve yaralı bir kalp ile birlikte imkansız da bir aşk varsa yapılacak şey bellidir.

Seviyorsan git konuş. Bence tabi tüm bunlar.

Bence aslında seviyor ama sevgisini gösteremiyor, geçen gün arkadaşımla bu konuyu konuşuyorduk; o da ''seven adam kıskanır abi'' dedi. Konuyu tam anlamamış olabilir herneyse, yani sonuç olarak sevdiklerinizin peşinden gidin, bırakmayın.

Hutbemi bir ingiliz atasözü ile bitiriyorum; Life is journey enjoy it

Şu anki fiyatını bilmiyorum ama görüşülebilir fiyat konusu diyerekten
Buda psikoterapiden Serkan Özgün

Ben varım, ücret almıyorum.

Ciddiyim.

ben geçirdim, çokça. benzer şekilde okumalar yaptım. adler çok okudum. jung okudum. sirekt felsefeden çok psikanalitik okumalar yaptım aslında. güçlü altmetinli olduğuma inandığım filmleri izlemeye çalıştım. kendimi hep doldurmaya çabaladım yani bir şekilde. çoğunun kökeninde kendimi sevmemek ve beslemeye çalışmak vardı belki bilmiyorum. bir insana sunar gibi kendimş hazırlamak filan..(belki) acı olan şu ne zaman okumamaya başladım daha boş ama daha kaygısız oldum. aksiyon aldığım durumlara girmeye başladım. illa bana bir şey öğretmeyecek bomboş yazılar okuyup geçiyorum bazen. kafa dağıtan diziler izliyorum. kitap okuyacaksam absürd, gülmeceler okuyorum. bazen bu halim canımı sıkıyor ama önceki gibi çok depresif ve o klasikleşmiş varolmanın iç sıkıntısı blablasından daha az bunaltıyor.

Sürekli gülücük atmaktan bahsetmiyorum. İnsanlara pozitif enerji verebilme yetisini tekrar nasıl kazanabilirim merak ettiğim. Yani aslında 2 3 senelik bir akış söz konusu. Bir yerde bir kaçak var diye düşünüyorum şimdi şimdi

+ aynı şekilde kendi iç bunalımımdan çok insanların karşısında enerjisiz olmak beni çok üzüyordu. şimdi açıkçası bazen gün içinde canım sıkkınken suratım asıksa kulaklığımı takıyorum misal ofiste ve kim ne düşünürse düşünsün diyorum. ertesi gün canlanırım, o zaman da muhabbet ederim diyorum. tabii bunalım haldeyken kendi keyfiyetime bağlı olan arkadaş görüşmelerine ara veriyorum.. mecburi durumlarda da dediğim gibi. ayrıca çooook uzun süredir asık surat haldeyseniz zaten evet bir şeyi değiştirmek gerek.. enstrüman çalmaya başlamak, dans öğrenmek, bir spor türüne başlamak. yığınla şey var aslında enerjiyi bir anda değiştiren, yükselten. adım atmak tek gereken..

insanlara enerji vermek gibi bir misyonun olmadığı/olmaması gerektiği farkındalığını kazanarak işe başlayabilirsin. he yok benim modum düşükse çevremdeki insanlar bana tahammül etmez vs diyorsanız da çevrenizi değiştirin, öyle çevreden size bir fayda gelmez.

İnsanlar dediğim aslında ailem ve sevdiğim arkadaşlarım dostlarım. Ve onlara karşı, mutlu edemiyorsam bile kendi enerjime çekmeme,mutsuz etmeme sorumluluğu hissediyorum.

eskisi gibi olmayacak, hiçbir zaman "eskisi gibi" olmaz zaten; bu yükten kurtar bence kendini önce. belki de "büyüdün", kişiliğinin geçtiği eşiklerden biri de bu "durgunlaşma" halidir belki.

bunu neden söylüyorum, çünkü insanın iyi enerji verebilmesi için önce iyi hissetmesi gerekir. kendinle, içinde bulunduğun durumla barışırsan iç huzura kavuşursun, bu da iyi hissetmenin en temel şartı. ben de eskisi gibi değilim, insanlara iyi gelirdim. o zamanlar hayatın farkında değildim, hayatın farkına varınca, üzerine yaşanmışlıklar eklenince insan o "enerjiyi" kaybedebiliyor. şimdilerde etrafıma iyi enerji verebildiğim anlar kendimi rahat, özgür, huzurlu hissettiğim anlar oluyor. bu anların nasıl yaşayabileceğin seninle alakalı. örneğin sevdiğim hareketli müzikler dinleyince anlık olarak geliyor bana bu "enerji", ya da sevdiğim ve yanında rahat olabildiğim insanlarla beraberken.

kısacası kendini iyi hissettiren şeyleri bulmaya/yapmaya çalış. içim acısın ama başkalarına iyi enerji vereyim dersen yapmacık olursun bence, ya da kendini çoook iyi kandırabiliyor olman lazım.

hadi iyi enerji veremiyorum, bari kötüyü gizleyeyim diyorsan olumsuz konularda olabildiğince az konuşmaya çalış. ben mesela kendimle ilgili şeylerden bahsederken hep kötümserimdir, bu yüzden kendimle ilgili şeyleri, hayatımla ilgili havadisleri pek anlatmam kimseye. insanları dinlerim, anlattıkları şeylerden "olumlu" olabilecek şeyleri seçerim ve ona göre kısa kısa yorumlar yaparım. fikirlerimi tamamen açığa vurunca yine kötü enerji yayılıyor, o yüzden kontrollü sohbetler geliştirebilirsin. biraz içine kapanık oluyorsun ama en azından moral bozmamış, mod düşürmemiş oluyorsun.

Önce kendine verdigin enerjiyi degistirmen gerekmez mi ? Yani duyuruyu direkt olarak nasil mutlu olabilirim, yaşam enerjimi nasil geri kazanabilirim diye sorsan daha dogru olurdu. Kendi enerjin düşükse evet dışariya da guzel bir enerji yansitman pek mumkun degil. Böyle kötü bir durumdaysan baskalarina yansittigin histen ziyade kendi hislerinle ilgilenmelisin bence. Kendi yasam enerjin gitmişken, motivasyonun düşmüşken baskalarina iyi gelme derdine düşmeni anlamsız buldum.

faraday kafesi al abi.

Ben de öyleydim, eskiden şen şakrak bir adamdım. zamanla depresif ve huysuz oldum. şimdi yavaş yavaş eskisi gibi olmak için uğraşıyorum ve oluyor. yukarıda güzel bir espri bile yaptım, bence eskisi gibi olurum.

İnsanlar buna hazır değilse onlara iyi enerji veremezsin asla sen be kadar iyi hissetsen bile. Ve herkesin de her günü aynı olmaz. Aşk acısı çeken birini evladının derdini çeken bir anneyi nasıl mutlu edebilirsin ki.

Oneplus 5 ya da 5T iyidir.

Edit: Belki LG G6 da olabilir.

xiaomi mi6. biraz daha beklerdim ben samsung galaxy s9 mini alırdım.

s7(düz olan) sahibiyim. çok memnunum. iphone'dan geçtim.

Oneplus 5 çok istiyordum. 8 gb ram li 128 gb hafizali olan versiyonunu hepsiburada dan siparişini verdim. Ama 1 hafta beklememe ragmen kargoya verilmedi nedense. Bu arada da firmayla ilgili olumsuz haberler cikti maalesef. İptal ettim

Ama, onun yerine mi6 aldim ve çok çok çok memnunum. Kaç gündür kurcaliyorum olumsuz hiç bi şeyini bulamadim daha.

Huawei Mate 9.

Yaklaşık 1 senedir Mate 8 kulllanıyorum, yıllarca Apple, Sony, Samsung vb birçok marka kullandım, hiçbiri bu kadar güldürmedi. Biraz araştır istersen kullanıcıları çok memnun, buram buram kalite akıyor telefondan. İki dezavantajı var yalnız, sar değeri yüksek kulaksızlık kullanmayacaksın. Bir de yazılım güncellemeleri çok geç geliyor. Onun haricinde mis!

s7 ya da edge olanı ve xperia xz1; hangisinin tipini beğenirsen.

iphone 6s

jenerasyon farkı olabilir mi?

yeni müzikleri beğeniyor musunuz?

yeni dizileri filmleri beğeniyor musunuz?

sana katılıyorum.

old school is the best school

26 yaşındayım ama. Yeni müzik tarzı olarak da elektronik müzikten bahsediyosanız 6 7 seneden beri bilfiil dinleyiciyim. Dizi de gırla. :/

fakir işi dövmeler bunlar. dövmem olsun diye yaptırılanlar. dövmeci sayısı da artınca fiyat düştü tabii.

dövme diyince aklıma gelen ejderhalı melekli sarmaşıklı çiçekli falan böyle sırtı ya da bütün kolu ya da bacağı kaplayan cinsten şeyler. senin dediklerin "ihihi ben de dövme yaptırcam benim de dövmem olsun" cinsinden özentilikler gibi geliyo bana dışarıdan.

İşin uzmanı değilim kendi fikrimi yazacağı saçmsaysa vurabilirsiniz.

Dövme işi zaten temelde motif dizaynı üzerine kurulu bir sanat. Bu tarz bir işin artık günümüz dünyasında genel trendten çok da uzak kalabileceğini düşünemeyiz. Son zamanlarda firmaların veya spor kulüplerinin kendi logolarına yaptıkları değişikliklere bakalım ;

Juventus -- > i2-prod.mirror.co.uk

HP ---> www.underconsideration.com

Adidas ---> i.pinimg.com

Dolayısıyla motif, logo vs. gibi dizayn dünyasında genel olark böyle bir trend var şu an. Bu çizgiler, küçüleler, minimalist bakışlar ise daha hızlı yaşanan bir dünyayı, romantik bir bakıştan ziyade daha mekanik bir dünyayı tasvir ediyor diyebilirz.

Dövme de gelişen teknoloji ve temelde moda ile alakasından dolayı bu trendten uzak kalamazdı. Dolayısıyla bu zihniyeti yansıtan minimalist dotworkler, lineworkler moda olması gayet normal.

90larda ise bu yukardaki logolar ve dizaynlar daha farklıydı. O dönemde de tribal dövmeler daha modaydı mesela.

Dünya değişiyor, sanatçıların dünyayı okuyuşu da değişiyor ve her dönem kendi trendini çıkartıyor işte.

Bu daha iyi, kompleks ve ozgun. Kuru kafa, kilica sarilmis yilan falan gecin bunlari artik.

önüne gelen dövmeci oluyor çünkü.
okulu mokulu yok. bence de tırt.

Katı olan her şey buharlaşıyor :(

Kompleks bulamıyorum işte ben nedense kompleksmiş havası yaratılıyor ve bunu anlamsız buluyorum. teknoloji çağındayız şuraya uzay zamanı simgeleyen bir doğru yapayım da dövme olsun sanat olsun bakış açısı bana saçma geliyor.

benaslindayohum +1

Old school forever \m/

AlsterWasser +1

Değişen ve minimalleşen tasarım dünyasının yansıması nihayetinde bu iş de.
Ben minik hayvan ya da bitki desenlerini beğeniyorum.
Hatta son zamanlarda eskiden yapılan standart portre dövmelerinin yerini şu tarz işler aldı ki çok güzel bence.
www.instagram.com

Minimal tasarım severim ama anlamsız geometrik şekilli şüküllü şeyleri sevmiyorum. Old school çok hoşuma gidiyor ama renkli olanlar bana kirli gibi geliyor :/

fiziksel yolunun nane yemek ya da koklamak olduğunu okumuştum, bilmiyorum, denenebilir.

zihinsel olarak ise işe başlamadan önce ya da plan yaparken, neler yapacağınızı yazın, yapacaklarınızı yazılı hale getirmek işe yarayabiliyor.

Var. ADHD teshisi konulursa Adderall, Ritalin gibi receteli ilaclar var, Amerikan universitelerinde icmeyeni dovuyorlar. Yapman gereken bir sey varsa iciyorsun, saatlerce full fokus yapiyorsun.

ADHD +1
Evet ve gerçekten işe yarıyor. (bkz: concerta )

İlaç dışında alternatif yollar var mı ?

bozulmasa da alkolü uçmuştur. dökünüz.

emeklemeye baslamis mi?

açılmış derken, kapağı açık mı kalmış?

yok kapağı elbette kapalı ama daha öncesinde açılmış. doğru anlatamamışım.

kapağı kapalı beklediyse bir sıkıntı yoktur muhtemelen.

muhtemelen: ilk açtığınızda içine bir şey atmadıysanız sıkıntı yoktur minvalinde.

kapagi kapaliyken gunes almayan ve cok isi farkina maruz kalmadigi guzel bi yerde beklediyse sorun yoktur.

içebilirsiniz ben içiyorum sorun olmuyor.

Hybridus+1 Ona ek olarak viski mantar ile temas eder şekilde bırakılmadıysa sorun yoktur.

Viski buzdolabına konmaz zaten.

+1 hybridus :)

içiniz bir sıkıntı olmaz.

Kişi erkek sen kız mısın?

Eğer böyleyse savcılık hemen istediğin kararı verir.

Hayır taraflar kadın

Ev sahibinde ya da emlakçıda bir kopyası vardır onlardan kopyasını alın. İlla aslı olacaksa noterde aslı gibidirini alın

eski sevgili düşüncesinden çıkamıyorum ne demek, eski sevgilini mi düşünüyorsun şu üç günlük dünyada? komik olma lütfen. arkadaşlarınla zaman geçirmeye dışarı çıkmaya çalış. kapanma bence, bir şeylerle ilgilen. gerekiyorsa da destek al salmaktansa, bunda bir şey yok.

Ya bıyıkları bari kendin için al. Ne bileyim bazı şeyler için hayatında birisinin olmasına gerek yok. Bu kadar dert edecek tanım kasacak bir şey yok ortada bi gün ekmek almaya gidersin orda birisiyle karşılaşırsın sana gülümseyerek bir merhaba der gelir duyuru açarsın ay etkilendim galiba diye. Birini seversin inanmadığın şeye inanırsın, zul gelen şeyleri bakarsın keyifle kendinden yapıyorsun.

Alayım alayım da daha güzel görünmek mi olay ? Şık giyinince birileri ne kadar güzel bir kız diye bakınca hayatının aşkını bulma ihtimalin mi artıyor ? Sinir oluyorum bu bakış açısına.

artık daha olgun düşüncelerin oluşturulmaya çalışıldığı bir çağdayız. meali; kendini fiziksel olarak nasıl mutlu hissediyorsan öyle ol. bu 1.55 boya 150 kilo olman da olabilir, kadın ve badem bıyıklı olman da olabilir. ama tabii "beni niye kimse beğenmiyor?" gibi yakınmalara da girmemek gerek bu durumlarda. sen istediğini olmakta özgür olduğun kadar insanlar da güzellik algılarını gönüllerince yaratabilme özgürlüğüne sahip.

bazılarımız insanlarla kaynaşmayı pek fazla sevmeyebiliyor. sen de onlardan olabilirsin. herkesten umudun azaldıysa eğer zaten başta negatif bir yargıyla başlarsan bir etkileşime, karşıdan gerçekten büyük bir şeylerin gelmesi gerekir ki o yargın değişsin. olumlu olamıyorsan da nötr kalmaya çalış.

bence bıyıklarını da al yahu. bir erkek bıyığıyla karşılaştırmıyorum ama fikir vermesi açısından; biz erkekler bile bıyığı sakal olmadan kolay kolay taşıyamıyoruz. dudak bölgesinde siyah ve kalın tüyler olması BENCE pek hoş bir manzara değil. sadece kadına özel de değil bu, simitçi bıyığı çıkaran ergenlere de o bıyıkları kesmesini önerirdim mesela.

@tncserap eyvallah :)
@idrivethehearse yakınmıyorum herkesin mutluluk ve beklenti standartı farklı tabii ki. ben sadece neden gönlüme göre biriyle karşılaşmadım daha bunu sprguluyorum. cevabı sıçtırık kişisel bakım kürlerinden güzel kombinlerden geçiyorsa da yuh demek istiyorum sadece.

cevabı sana tam olarak kimse veremez. yeterince yeni insanla tanışmıyorsundur, senin standartların yüksektir, istekli olsan da kafa olarak hazır değilsindir ve farkında da değilsindir falan. ancak olasılıkları arttırma olarak düşünürsek de evet güzellik kürleri ya da güzel kombinler bu tarz şeylere katalizör olabilir.

dış görünüşe dair şunu düşünmek gerek ki hiçbir insan sizinle dış görünüş için uzun ilişkiye giremez. beraber zaman geçirilinecek en nihayetinde. olay sırf seks, arkadaşlara hava atma namına durmadan ortamdan ortama götürülecek güzel bir erkek/kadın olamaz. yani, görünüş ilk fikirleri ve ilk etkileşimleri yaratsa da ilişkiyi devam ettirebilecek kadar etkisi asla olmuyor. dolayısıyla "beni bu halimle beğenmeyip de bakımlı olunca beğenecek insan hiç beğenmesin." demeyin. bunların hepsi birlikte işleyen şeyler, katalizör olmazsa ihtimaller de düşüyor.

günümüzde insanların çoğu gönlüne göre birini bulabilmiş değil, içinde bulunduğun durumda sıradışılık ya da ekstra eziklik yok. her sevgilisi/takıldığı olan gönlüne göre bulmuş olmuyor, çoğu çeşitli sebeplerden ötürü bulduğuna göre gönlünü yönlendirmeye çalışıyor. bu çeşitli sebeplerden en geneli senin de şu anda bahsettiğin "niye yalnızım" problemi. sırf yalnız kalmamak adına kendinden ödün veren binlerce insandan biri mi olmak istersin şu anki halinde kalmak mı?
içinde bulunduğun durumla barışır ve üzerine ekstra düşünmezsen gönlüne göre birini bulma ihtimalin şimdiye nazaran az da olsa artar. hiç bulamama ihtimalin yok mu, tabii ki var. belki de kendini buna alıştırmalısın.

şimdi 150 kiloluk göbrkli bir adamı beğenmezsin tahminen. aynı şekilde bizde bıyıklı hatunları sevmiyoruz. Olduğum haliyle sevsinler olayıda çok geçerli değil. Fiziksel olarak kendine özen göstermek insanlar için kendini değiştirmek değil. Kendine saygılı olmak.

derdim yalnız bıyığa indirgendi ya la. tamam arkadaşlar bıyıklı kızlara kamyon çarpsın haklısınız.

kendiniz olmayın arkadaşlar. Şu ana kendinizdinizde ne halt oldu. eğer kendiniz olduğunuz için mutlu ve rahat olsaydınız zaten burada bunları konuşuyor olmazdık.

Yok kendinle mutlu ol, bedeninle barışık ol tarzı insanı koyunlaşmaya ve tembelliğe iten kişisel grlişim safsatalarına inanmayın. İnsan kendini geliştirdiği mükemmelleştirdiği ölçüde medenidir, mutludur.

Bence sorunun bakım bıyık falan değil. Derdin eski sevgili düşüncesinden uzaklaşamamak. Kafanda bu konuyu iyice netleştirip başka bir ilişkiye başlama. Beraber olacağın insanı da üzüp kendinden nefret ettirirsin..

Sonunu bilerek film izlemek gibi oluyor aslında ama
bir klasik olarak 500 days of summer bu.

edit : begin again de olur.

@alsterwasser ihtiyacım var nabayım. beşyüz deys samır'ı izlemiştim ama alternatif olmaz ise tekrar izlemelik. teşekkürler :)

Kar Wai Wong ustanın My blueberry nights filmi inanılmaz tatlıdır, ben çok beğenmiştim. yine de inceleyip öyle izleyin, zevkinizi bilmediğim için sonra küfür etmeyin.

Yeniden Başla. (Demolition)

Just Like Heaven sanki biraz.

sayılır mı bilmiyorum ama
seeking for a friend for the end of the world ve
silver linings playbook

forgetting sarah marshall
cok severim: he is just not that into you

testees ? www.imdb.com

imkan varsa ikinci kedi. yoksa top güzel oluyor yine ama sağlam bi top olsun. aşağıda insan yaşıyorsa top almayın çok gürültü yapıyolar.
şimdi fark ettim ya. benimkinin tek eğlencesi sinek yakalamak. oyun falan oynamıyo. 3 yaşında

zeka geliştirecek oyuncakla pek oynamaz kediler. benimki şu sıralar lastik toka ve pipetlerle oynuyor çok. öyle basit şeyler düşünebilirsiniz.

Bizimkinin olayı birlikte koşalım oynayalım o saklansın ben yakalamaya çalışayım ben atayım o tutsun.. Tek başına çok zor, anca çok sevecek bir oyuncağı da oynayacak. Tek başına da verimli vakit geçirmeyi öğrensin istiyorum :)

Kedi gün içinde zaten uyuyor durmadan bir şey yaptığı yok, biz de mesela canı sıkılıyor mu falan diye kaygılanıyoruz bazen ama kesin sıkılmıyor canları. Zaten doğaları gereği neredeyse 20 saat uyuyorlar. Akşam olunca kediyle biraz vakit geçirmek gerekiyor, yani bi oyuncak alayım onunla oynasın dediğinde kedi o oyuncakla oynamıyor, ne yaparsan yap oynamıyor. Kedi mal bi kediyse zaten bi köşeye geçip kendi kendine takılıyor, yok eğer sosyal bi kediyse biraz ilgi bekliyor, ilgi gelmeyince kendisi bir şekilde ilgi çekmeye çalışıyor. Oyuncaklar bunu tolere edemiyor. O nedenle eve gelince biraz hoplatıp zıplatmak şart, oyuncakla olmuyor yani. Çok çalışıyoruz yoruluyoruz ama biraz özveride bulunmak gerekiyor bu iş için.

kedi evde canım sıkıldı biraz oyuncaklarımla oynayaym demez. kedi bu insan değil. benimki oyuncakla 5 dk oynar oynamaz bırakır. kedi sahibiyle takılmak oynamak ister.

benimki kedi otlu toplar/fareler aldığımda tek başına oyunuyor hatta eve gelince parçalanmış buluyorum. onun dışındakileri beraber oyanamazsak yüzüne bile bakmıyor. birkaç çeşit alıp hangisini sevecek nabzını yokla bence. zaten ucuz şeyler.

Bizimki hiç oynamayı bilmiyordu, yeni yeni başladı:) Biraz da kedinin karakterine bağlı. Bizimki oltalı oyuncakları çok seviyor, zilli olanları. Bir sandalyenin üstüne bağlayıp sarkıtıyorum, onunla akşama kadar oynuyor. Onun dışında içine ödül maması konulan topları çok seviyor. Lastik tokaları çok seviyor. Giderken hepsini ortaya bırkıyorum, geldiğimde hiçbirini bulamıyorum:P
Bir de perdeleri açık bırakıyorum, camdan aşağıyı izliyor, kuşları izliyor.

İpli oyuncak kesinlikle siz evde yokken vermeyin. Tehlikeli olabilir. İkea dan peluş fare aldık bizimkilere. Pek sevdi keratalar. Üstelik ucuz. 4-5tl civarı. Bir de kırtasiye ve milyoncularda bulduğum içi sünger toplar var. Onları da çok seviyorlar. Sünger olduğu için de ses çıkarmıyor.

yok

Adnan hoca 4ever.

turan dursun

var.

mustafa islamoğlu
abdülaziz bayındır
mehmet okuyan

elijah ın yazdıkları dısında cogu.

boyle bır merakım oldugunda sorularlaıslamıyet.com a bakarım bugune kadar da aklıma yatmayan ya da kurana ters dusen tek cevap gormedım

edip yuksel ve mustafa ozturk'u dinlemeyi seviyorum.

elijah ve partizan'ın yazdıkları dışında çoğu demek durumundayım ben de.

gerek amel gerek itikadda mümkün mertebe
sorularlaislamiyet.com
dinimizislam.com
diyanet işleri ortak paydası.

yine özellikle sorularla islamiyet soru-cevap konusunda sistematiğini oturtmuş çok başarılı bir site.

kenan büyükaksoy, lütfü filiz.

mustafa islamoğlu ve mehmet okuyan'ın ismini ileride feto ile bir tutabiliriz gibime geliyor. bilmem belki yanılıyorumdur, ama güvenmiyorum kendilerine.
yaşar nuri öztürk tv'lere çıkıp popüler olmadan önce güvenilirdi. alimlerin sınavı da kibirdir. ben bilirim, biz bunları kitaplarımızda yazdık diyorsa o kişinin de söylediklerine artık dikkat etmek gerekir. bu örnekten gidersek tv'ye çıkan kişilere karşı ekstra bir temkin duyuyorum.


@hopp+1

ali şeriati, turan dursun

güvenmek değil de, bence herkes kendine göre yorumlayınca olmuyor. kitaptan açıp bakmayı seviyorum. öyle rast gele fetva veren adamdan da uzak dur derim.

ayaklı kütüphane denilcek adama soru soruyorlar adam kitaba bakmam lazım diyor. bence olması gereken bu. kaynak verebilmek önemli...

başka bir adama da soru soruyorlar cevaplayacak şahıs kendi mezhebi neyse ona göre cevap veriyor... karşıdakinin durumunu sormuyor.

bence güvendiğiniz 3-5 kaynak olsun yeter.

Eh işte.

Evdeydim.
Yeni bi tatlı denedim güzel olmadı.
Ona üzülmüşken tv'yi açtım ve Rus büyükelçisinin öldüğünü gördüm ve üzüldüm, kaygılandım yine.
Kötü bir gün daha yani.

orta şeker.

5'te çok güzel bir haberle uyandım. geceden sabaha kadar çalışmıştım, bir de maç izlemiştim. yattım uyudum, akşam uyanınca da işte çok güzeldi falan ama sonra büyükelçi vuruldu. ülke için yeterince kötü bir olay ama rusça okuyom ben, benim için daha sıkıntı verici. internet yavaşlatıldığı için maçımı da izleyemiyom şu an. genel olarak hiçbir şey yapmadığım halde dış etmenler yüzünden fazlasıyla hareketli bir gün oldu şu ana dek, umarım gece atom bombası falan patlamaz.

"İşe yaradım" hissi olan iyi sayılır bir gündü, suikastı duyunca gene sosyal medyaya yapıştım o tedirgin modda sayfaları yenileyip duruyorum. Uykulu başladı, yoğun ve iyi devam etti, tedirgin olarak bitiyor.

Askerdeki sevgilim bugun aramadi daha. Buyukelci vuruldugu icin de sikinti oldu tabi. Bi shameless izleyelim dedik onda da internet yavas. Yani kotu bir gun :/

evimin iki adım ötesinde büyük elçi vuruldu. sokaktan ordu geçti. yaşadığım ülkenin gidişatı yüzünden pek de iyi bir gün geçirmiyorum.

İstanbul dan teftişe geldiler. 12 saat oturduğum yerden hesap verdim. İğrenç bir gündü.

@cabiday ne iş yapıyorsunuz :)

@trafik canavari avukatım maalesef :)

hacksaw ridge

Fantastik canavarlar oldukça güzeldi bence, eğlenceli bir film olmuş. Tavsiye ederim. :)

Arrival çok iyi. Uzun zamandır izlediğim en iyi bilim kurguydu.

arrival sinemada izlemelik değil bence
daha aksiyonlu yada komik film seçin derim.

Dag 2

www.sneaksup.com.tr

Güzelmiş valla. Başka yok mu :/

Kadın spor ayakkabı modellerini seçerken öncelik rahatlık olmakla birlikte kalite de dikkate alınmalıdır. Ürün grubu içerisinde yer alan her bir ayakkabı dayanıklı ve kaliteli malzeme ile tasarlanmaktadır. Bu sayede ayakkabıları uzun süre ayak konforunu kaybetmeden kullanabilirsiniz. Spor ayakkabı modellerinin hava alan özelliği ayağın terleyerek rahatsız olmasını da engellemektedir. Bunun yanı sıra ayakkabıların özelliği gereği ayak sert darbelere karşı korunmaktadır. Bu fonksiyonun ürünlerde var olan yastıklama sistemi sağlamaktadır. www.irmakayakkabi.com

Samimi mi soruyorsunuz yoksa trollük mü yapıyorsunuz bilmiyorum. Figen Yüksekdağ avukatımızı çağırdık, geliyor, bekleyin diyor. Polis neden beklemiyor o zaman? Ayrıca ifade almaya götürmeye gecenin köründe mi geliyorlar? Bir başka şey ise, ifadeye gitmemenin yaptırımı tutuklama değil.

Tamamen samimiyim. Kafayı yicem neye inanmam gerektiğini bilmiyorum artık. Görünmeyen bir perde var o yüzden bu durumda bu ülke algısından gerçeği görmek istiyorum asıl olay bu. Ama daha öncesinde neden gitmiyorlar ifade vermeye? Niye halk bizi sorgular diyerek aslında bir taraftan daha da kutuplaşıyor her şey?

selahattin demirtaş bundan önce hayatta polise mahkemeye gitmeyiz, tıpış tıpış gitmeyiz, istiyorlarsa zorla götürsünler diye konuşuyordu. şimdi niye aa bizi götürdüler diye şaşırıyorlar ben de bunu anlamıyorum.

not: ayrıca avukatımız geliyor diye kapı açmamak saçmalık. gidersin polise de avukatım gelene kadar konuşmayacağım dersin avukatın emniyete gelir. mesele avukatsa.

İfadeye gitmemek de bir siyasi tutumdur. Bunun sivil itaatsizliği var, siyasi itaatsizliği var... Demirtaş açıklama yapmıştı, hiçbir arkadaşımız kendi rızasıyla gitmeyecek, diye. Sonuçta dokunulmazlıkların bu şekilde kaldırılması hukuken sorunluydu. CHP'nin de açıklaması vardı "Anayasaya aykırı ama yine de evet oyu vereceğiz" diye. Bu anayasaya aykırılığa bir tepki. Hukuk ve hukuki mücadele yalnızca mevcut yazılı mevzuattan ibaret değil. Onun çok daha ötesinde.

pkk nın hdp yi satışa getirdiğini geç anladı bu denyolar.kürt ler ayaklanmayıp pkk yı saf dışı bırakmadıkları sürece insan gibi yaşama şansları yok..

@sanguine mcquaer Avukatın yapacağı hukuki yardım görevi polis kapıya geldiği andan itibaren başlar. Sadece ifade vermekten ve konuşmaktan ibaret değil mesele. Evde arama mı yapacaklar, tutanak mı tutacaklar, gözaltına mı alacaklar, hukuka aykırı bir işlem mi yapacaklar, bunun için avukatın bulunması gerek orada.

seni iyileştirmeyeceğini bildiğin bir doktora gitmemen gibi düşünebilirsin bunu. o doktorun yetkinliğini tanımazsın, inanmazsın. aynı durum söz konusu. tepedeki adamın işaret ettiği kişilere göre yön değiştiren hukuk anlayışının olduğu bir ülkede ifade vermeye gitmemek, götürüldüğün zaman ise sessiz kalmak ülkedeki her hücreyi ele geçirmiş birilerine karşı gösterilebilecek tek direniştir bazen. hele ki aynen onlar gibi seçilmişsen.

Fakat sen seçildiğin kitleyi temsil etme göreviyle yükümlü değil misin nasıl böyle bir şeyi hukuk bilerek riske atabilirsin ? Belki de çok kişiselleştiriyorum ama ben olsam ifademi verir öyle mücadelemi sürdürürüm diyorum kendi kendime.

Gerçi illallah etme durumu da var ama yine de ne biliyim.. Neden böyle bir döneme denk geldik lanet olsun ya hayatımın baharında çiçeklerim açmıyo lan bu herif bu yüzünden YETER ARTIK!!

-milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması anayasaya aykırı.
-bu adamlar yolsuzluk veya dolandırıcılıkla suçlanmıyorlar, terör örgütü üyeliğiyle suçlanıyorlar.
-bu suç siyasi otorite tarafından atılıyor, bu sebeple hdpliler bu karara itaat etmiyor.
-milletvekili ifadeye gelmedi diye gece yarısı parti merkezi ve vekillerin evini basamazsın.
-sanki ifadeye gelmediler diye tutuklandılar algısı yaratılıyor. kendileri gitselerdi de tutuklanacaklardı.
-hukukun tamamen askıya alındığı bir ülkede, milletvekilleri tabi ki güçleri doğrultusunda siyasi otoriteye ve diktatöre direncekler. bundan daha doğal bir şey yok.

Değerli kardeşim lütfen yanlış anlamayın ama siz bu iyi niyetinizle o partiye nasıl oy verdiniz ki? Bizde hukuk sistemi malum, daha üç beş yıl önce koskoca TSK'nın genelkurmay başkanı hiç yoktan içeri alındı, balbay, özkan nereden baksanız 5 yıl içerde yattı, ölenler, annesini babasını hasret içinde kaybedenler. Evet bunların fetönün komplosu olduğu şimdi ortaya çıktı ama bu arada olan oldu.
Ee dolayısıyla hdp biraz daha radikal bir parti olduğuna göre bir güvensizlik duymaları kenidleri açısından normal.
Benim şahsi fikrimi de söyleyeyim: teorik düşüncem: dokunulmazlıklar demokrasiyi ve siyasi özgürlüğü korur, halkın seçtiği milletvekilleri bu şekilde sorgulanmamalı. Ha çok açık suça karışmışsa zaten onun formülü var, oylamayla filan düşüyordu.
(not: hdp ile alakam yok).

sözcülerinden, onlara yakın sosyal hesaplardan

Son saldırı için link verebilecek olan var mı peki ?

uk.reuters.com

Haber değil kendi ağızlarından okuyabileceğim bir link demek istemiştim.

amaq news agency

ben olsam bi kapatıp açardım en azından :(

edit: sen tamire gönder onu en iyisi...

3 kere kapat aç yaptım kafayı yicem

Marka mı? Microsoft, Logitech falansa yazılımı vardır. Onu kurabilirsin.

benim duş gideri su akıtıyordu. Değiştirdim, kiradan düştüm. Kombi bu, ev sahibi tabii ki.

kiracı olsam ben öderdim sonra ev sahibine söylerdim. bence kiracı karşılamalı.

Turkiyeyi bilmiyorum ama avusturya'da soyle.

Bu baca temizligi-kombi bakimini her sene kiraci yaptirmakla yukumlu. Cunku o oturup kullaniyor.
Buna ragmen bozulursa ev sahibi oder, ama yok bu temizlik-bakim yapilmadiginda bozulursa tum suc kiracida, kiraci oder.

Kombide yaziyor mu oyle bir sey? Araba muayenesi gibi dusunun.

Bir de 40 tl de cok azmis zaten, ev sahibi uyuz biri degilse istemenize gerek yok bence.

onceki evimde servis ucretlerini ben oduyordum, kombinin degismesi gerekti bir kez, ev sahibi odedi.

Sizin is servis bakim gibi bir is. Bu sizin sorumlulugunuzda.

baca sizin sorumluluğunuzda. bir de her sene kontrol yaptırmanız gerekiyor.

bunu zorunluluk filan değil, hık diye gece ölmeyin diye yapmanız gerek.

sonra gazetelerde okur insanlar doğalgazdan zehirlenen aile, aile faciası diye. herkesinde kulağına küpe olsun.

kanunu bilmem de mantıken ev sahibi ödemesi gerekli. sonuçta ev sahibi kombiyi de kiralıyor. kiraladığı malzemenin bakımı veya arıza giderleri ona ait olmalı.
diğer yandan 40 lira çok büyük para değil, arayıp söylemeye değmez ama siz de öğrenciymişsiniz bilemedim. :)

bu tarz işleri kiracı öder, yok masraflar ev sahibinin falan diyenler muhtemelen konuyu hiç bilmeyenler.

şöyle düşünebilirsin, kullanımından bağımsız olarak oluşan arıza ve sorunlar ev sahibinin; kullanıma bağlı sorunlar ise kiracıya aittir. yani gidip de camın kırıldığında ev sahibine öde diyemezsin veyahut evindeki lamba patladığında.

yıllık bakımlar sizin sorumluluğunuz. sizin ödemeniz gerekli.

Kiracı karşılar...


.

Bakim kiraci buna ragmen bozulursa ev sahibi

borat.

Gintama.

Edit: Anime bu ama, absürd komedi.

airplane

film değil ama program olarak impractical jokers. gülmekten gözümden yaş gelmişti birkaç bölümde: www.youtube.com
film: hot fuzz, borat, 40 year old virgin, anchorman, bridesmaids, shaun of the dead

bu tarz ağrıları geçmiyorsa ciddiye alın ve hemen doktora gidin.. buradan alacağınız cevaplar yetersiz olur.. apandisit olabilir,bağırsak olabilir,böbrek olabilir..
biz eşim için basit bir karın ağrısıyla gittik doktora, bağırsağı delinmiş meğer..
korkutmak istemem ama böyle şeyler de oluyor..

Uzun zamandır görüşmediğin ama sevdiğin arkadaşları davet etmek. Veya ruh haline uygun bir film ve atıştırmalık.

evet

Universite hastaneleri de buna dahil midir peki ?

hayır. şöyle. üni hast. genellikle acilde muayene olursunuz, onlar gerekli tetkikleri vs yaparlar. Gebelik durumunda genellikle kadın doğuma danışılır, ama diğer koşullarda tedaviyi genelde kendileri yaparlar.

bazı yerlerde kadın doğum acili var. direkt kadın doğum uzmanları ya da asistanları bakıyor

sadece acilse acile başvurunuz.

kanser tanısı acilde konmaz, kanama tedavisi verilir, polikliniğe yönlendirilir

Anladim.

Tesekkurler.

al benden de o kadar, yalnız değilsin. yaş 32 herkes evlendi farklı yerlere taşındı falan oldu filan oldu işe güce kaptırdık sosyal hayat sıfıra vurdu tatile çıkacağım tek başına tatil nedir bilmem anlamam kös kös oturuyorum evde dışarı çıkıp sohbet edecek kimse kalmadı. düze çıkamadık tırmana tırmana. umarım en kısa zamanda sen çıkarsın dostum.

benim daha yaşım 25 bi de. şimdiden sefilleri oynuyorum. şu duyuruya bile bak bi sen yazdın. hayatımda hi olmadığı kadar s*klenmeme rekoru kırıyorum adeta. en son connected.me ye girdim ya o kadar umutsuz vakayım. OY DAĞLAR !!!!

hiç bişey bulamassam havuza falan gidicem yarın öbür gün öbür gün diyorum ama muhtemelen pazar gecesi yine burada hiç bişey yapmamış olarak kös kös haha

gün boyu kendimi itekledim bi şeyler yapıyım diye de maksimum markete gittim. gitmeden önce de sanki bedava dahi bulsam gidicekmişim gibi 24 saat acık havuz aradımdı internetten.

eski sevgilileri check etme zamanı gelmiş

kimseyi check edicek yüz ve istek kalmadı. ölsem mi ben ya

ölmeden bir kuaföre git belki fikrin değişir

beni türk kuaförlerine emanet ediniz

jurassic park var

ajan'a gittim, eğlendim, iyiydi.

spy izlenebilir bir film.

jurassic park çok büyük açılış rekorları kırdı.

başarılı oldukça.

üretici oldukça

sevildikçe. sevgi yoksa sevmemen normal.

kıllı omzunu öpebiliyorsan işte gerçek aşk budur

annem babe diye bir marka kullanıyor ama hangi modeli tam bilemiyorum. Eczane ürünü sanırım.
Bu galiba www.laboratoriosbabe.com

Edit: Bir de doktordan tavsiyeyle aldı bunu, yani önce bir doktora görünse iyi olur.

öncelikle hormonel sorunlar saç dökülmesine neden olabilir
(tiroid, menopoz vs gibi) eğer sorun buysa eczaneden miligramına 1000 dolar verdiğiniz şey bile işe yaramaz

ikinci olarak diyetindeki çinkoyu artırın

(bkz: türban)

Benim annem vichy nin sampuanlaRini kullanmısti doktor onerisiyle. Kirmizi kutuda bi sampuandi.
Baya da ise yaramisti. Ama evet once bi doktora gorunmek en iyisi.

benim annem sarımsak şampuanı kullanıyor, dökülmenin de bayaa azaldığını söylemişti. ama önce doktora görünmekte fayda var tabi.

altında daha ciddi bir şey olabilir. kadın hastalıklarına bir randevu alsan daha iyi olur.

ben erkek olduğum için erkek tipi dökülme vardı, minoxil kullanmaya başladım. henüz 1.5 ay oldu ve ciddi ciddi boş olan yerlerde çıkan saçlar gözle görülüyor. minoxilin kadın için olanını tavsiye ederim.

muhtemelen demir eksikliğinden yada hormonal bişilerdendir..

önce doktor.. şampuanlar tek başlarına maalesef bi halta yaramaz takviyesiz... kendimden biliorum.

gar sabunu/defne sabunu, antakya tarafları orjinalini bulabilirsen bir dene tabii önce doktor.

Şu kadar gün sınırı olduğunu düşünmüyorum, tamamen bireysel bir şey. Süperego zayıfsa bütün bir hayatını bahsettiğiniz şekilde geçirebilir bir insan.

vicdanını ne kadar susturabiliyorsa o kadar olur sanırım fakat geceleri çok zor uykuya dalabilir.

olene kadar?

9.ayımdayım

hayır :)

(bkz: elektrik tasarruf cihazı)
(bkz: araba yakıt tasarruf cihazı)

hafif bir zorla vanaya koydukları plastik kilidi zarar vermeden cıkarabiliyorsan kullanır sonra takarsın yerine

faturayı ödeyin.

komşuda duş alın, sıfır masraf. komşuluk ilişkileriniz de güçlenmiş olur hem

kullandığın doğalgazın parasını yüzde 200 ceza ile tahsil ederler.

4-6 haftanın sonucunda idrarda bulunamıyor. bol su içmek seyreltinin yoğunlupunu azalttığı için bulmayı zorlaştırıyormuş sanırım. umarım tedavi ve rehberlikten faydalanırsınız, geçmiş olsun.

askerlik gibidir.

bugunden tam iki yil sonra davanin dustugune dair karari alacaksin.

gelelim mevzuya.

denetimli serbestlikten yazi gelecek sana cok surmez alacaksin onu gideceksin denetimli serbestlik yazi islerinde onaylatacaksin. orada rehberin belirlenecek umarim kadin rehber denk gelmez.

bir yil icerisinde uc ayda bir veya uzmanin kafasina gore denetimli serbestlige gidip sallamasyon gorusme yapip imza atacaksin. yani bir yil icerisinde dort kere rahat denetimli serbestlige gideceksin.

uzman seni tahlil icin hastaneye sevk edebilir ona kalmis bir olay.

kronik olarak kullanmiyorsan sorun yok ama misal kenevir yagli oldugundan ve devamli iciciyim diyorsan 30-40 gune atamazsin eger hayvan gibi yagli bir vucudun varsa. kimyasal kullaniyorsan 3-4 gune atarsin.

tahlilde orana bakilmaz. deger 0 olacak 1 olursa yanarsin. adamin biri 30 gun onceden takilmis 330 deger cikti ve iki gun once alkol aldigi icin adama pis dediler yani alkol alirsan hicbir sey kullanma alkolden yanarsin.

vucudun zayifsa bol bol litrelik ice tea icersin. ne kadar disariya sidik o kadar iyi.

ben kronik iciciyim. 15 gun takilmadim temiz verdim ama fizik olarak zayif kuru bir sey oldugum icin sorun olmadi.

uzuldum senin icin. keske paket olmasaydin. zor gunler bekliyor seni zor...

google görseller'e girin, ordaki metin kutusunun sonundaki fotoğraf makinesine tıklayın, mevcut resmin linkini verin ya da fotoğraf yükleyin. fotoğrafın bulunduğu siteleri getirir.

bir de www.tineye.com var aynı işi yapan.

zaten bu işe yarıyor google görseller.

(bkz: google görseller/@demcan)

batıl, hukukta geçersiz, hükümsüz demek. geçersiz sözleşmeye mi örnek soruyorsun? hakim veya mahkeme tarafından geçersiz bulunan bir sözleşmeye denir sanırım. tam olarak örnek oluşturamadım. resmi olmayan sözleşmeler böyle oluyor heralde.

şuralarda da bahsedilmiş (örnek de var):
www.turkavukatlar.com
megaistanbulweb.com

akıl hastası tam ehliyetsizin yaptığı işlem mesela.

sozlesme yapan tarafın zeka ozurlu olması falan? 18den kucuk olması? sozlesmenın genel ahlaka mantıga aykırı olması? "borcunu odemezsen taksım meydanında cıplak gez" gibi?

sen o üniyi bitiremessin

çalışmazsan kalırsın, çan'ın altındaysan kalırsın. okula gitmezsen yoklamadan kalırsın. saçmalama git çalış.

benimde senden farkkım yoktu . uzatmadan bitti okul. düşün dördün ikinci döneminde bile 4 alttan dersim vardı. hiç kasma derim. bir şekilde bitiyor okul:)

son bir ki üç, hayde

Otobüs boşsa nereyi aldığının ne önemi var ki geç istediğin yere.

tekliler yanında kimse olmadığı için rahat, bacak teması falan olmuyor, ama yanın boş olduğundan eminsen çiftliden al çantanı falan koyarsın üstüne hiç yoktan ayak altında rahatsız etmez

şehirlerarası otobüs seyahatinin tekli koltukla gerçekleştirilebildiği otobüsleri mi soruyorsun ben pek anlamadım. anladığım kadarıyla yanıtlıyım. çoluk çocuk olabiliyor, muhabbet canlısı teyzeler filan olabiliyor yan koltukta. sabahın 7sinde koca gece ders çalışmış sınava giderken bari yolda uyuyım düşüncesiyle bindiğim otobüste kendisiyle konuşmayıp uyumayı tercih ettim diye yol boyunca beni dürtükleyen ve inerken de muhabbetin de hiç çekilmiyormuş diye çemkiren bir teyzeyle yolculuk yapmış biri olarak diyebilirim ki benim tekli koltuk tercih etmemin ilk sebebi çocuklu veya yaşlı teyzelerdir.

5 tl için bu hesaba değmez. tekli koltukta o bacağı ayırma yanlara açma, kaykılma lüksü hiçbir şeye değişilmez. üstelik koltuklar daha geniş yani ulusoy da öle diğerlerini bilemem. şahsen ben duacıyım bu tekli koltuk işine. üstelik üsteki bagaj sadece sana ait filan süper yani.

Yandaki kesin boş olacaksa çiftlilerden al. Büyüklük farkı olmuyor.

Ösym yi ara kesin birşey denmese bile fikrin olur.

Son güne bırakırsan, bu tür problemler yaşaman normal.

Kesinlikle uzatılmayacağı söyleniyor sitelerinde.