Taptap

böyle bir şey olduğunu siz yazınca öğrendim. kod geldikten sonra kod ve kimlik ile çekme noktasına gidecekmişsiniz.

çekme noktaları şuymuş: support.taptapsend.com (ptt, upt, nkolay)

upt: www.upt.com.tr

support.taptapsend.com

beyanname vermen gerekiyor, verdiğin kiraları gider göstereceksin.

dijital vergi dairesinde kira gelirinin gözükmemesi önemli değil, istisna tutarının üzerinde kira geliri elde etmişsin, dolayısıyla 2024 için beyanname vermen gerekiyor. ödediğin kirayı da gider olarak gösterebilirsin, ama yarın öbür gün denetim vs. olur diye ev sahibiyle yazışmalarını, kira sözleşmesi vs. varsa hepsini arşivlemen iyi olur.

Kapıcı belgesi alabilirsin halk eğitimden. Asgari, sigorta...ayrıca kira, elektrik doğalgaza para vermezsin. Rahat iş.

-emlakcilik
-araba al/sat

nereden baksaniz 35 yiliniz daha var calismak icin, 35 senede hangi meslegi isterseniz ogrenirsiniz ve yapabilirsiniz aslinda, ha belki doktor olmak falan zor olabilir de, yasiniz gec diyen kimseyi ciddiye almayin hocam.

dijital bir beceri edinin. 3d modelleme olur, frontend web tasarım olur, video editing olur. ilginize göre 5-6 ayda öğrenirsiniz.

yabancı dil yoksa seçeneklerin çoğu eleniyor.

tır ehliyetindense vinç operatörlüğü daha mantıklı olabilir.

Kule vinç, iş makineleri vs daha mantıklı. Azıcık da merakın varsa zevle yaparsın. Şoförlüktenndaha iyi olur, akşam evinde olursun.

neye ilgin var? boş zamanlarında ne seni tutkuyla çağırıyor? küçükken ne olmak isterdin? bunları da düşün, bunlarla bağlantılı bir iş yap bence, o zaman kriz anlarında da daha az yorulursun.

ya da olduğun mesleğin en iyisi olmaya çalış, çabala, görünür ol eğer öyle bir şansın varsa, o zaman da işler değişebilir

şu anki meslek ne?

neye ilginiz var ve en çok ne yapmaktan keyif alıyorsunuz, onunla bağlantı kurup meslek seçmenizde fayda var.
tatil yapmak için çalışmayın işiniz tatil gibi olsun.

bu vakte kadar yanlış tercih yaşamışsınız olabilir ama bu saatten sonra buradan fikir alın elbette ama yeteneğinize odaklanın.

Bir yandan promosyon yapmış oluyor. İlerde seni ücretli versiyonuna geçişe heveslendirip hazırlıyor.
Bir insanların neyi merak edip neyi sorduğu, ne tür cevaplarla tatmin olduğu hakkında veri topluyor.
Böylece kendini geliştirirken, yetersiz kaldığı yerler için ücretsiz olduğundan hoşgörü devşiriyor.

Maliyet de bir ArGe gideri oluyor.

muhtemelen bir sonraki versiyon icin twitter verileri uzerinden daha fazla egitmeyi planliyorlar, tabi milyarlarca twit icinde etkilesim almis, degrlendirmeye deger olanlari ayiklamak icin boyle bir ozellik ucretsiz sunuluyor. cunku egitim icin her twit degil, insanlar icin bir sey ifade eden, belirsizlik iceren twittler daha degerli. ucretsiz olunca da bu ilk filtreleme isini biz insanlar yapiyoruz.

Çok sık lego yapan bir cocuksa yapabilir ama genelde belirtilen o yaşlar, şu anda 2 tane 11 yaşında yeğeni olan biri olarak :), gerçekten nokta atışı belirlenmiş oluyor.

Bizimkiler sık lego yapmalarına rağmen -ki gösterdiğiniz 500 parcali- yaşının üzerlerindeki Legolarda mutlaka bir işlemi atliyorlardi -500 parça yapim kitapçığı 20-30 sayfa vardır en az- ve sonraki işlemlerin hepsi yanlış ilerlediginden evde hep kaos çıkıyordu :))

Mesela 8 yaşındaki bir çocuk 9-10 u yapabiliyor ama 6 yaş gerçekten küçük oluyor, 500 parçayı kitapçık kılavuzdan takip ede ede yapması en az 1 saat sürer ki o yaşta odaklanması zor.

Bir çok hediyeler almis biri olarak @makbur +1.

Nokta atisi sayilar.
Sayidan şaştığım hediyeler pişmanlik, sayiya uydugum hediyeler sevinç getirdi.

Dün 6.5 yaşındaki oğluma Lego Jurassic World aldım, benzer kamyondan var, bizimki daraldı yaparken, keyiften çok eziyet oldu, hatalar yaptı, sök/tak çok uğraştı, en son ben devralıp bitirmek zorunda kaldım. Hatta itiraf edeyim beni de gerdi, bir kaç hata yaptım.

Özet : Bence kesinlikle hayır

Ben 6 yaşındaki yeğenime 8+ legolar alıyorum ama yarisini ben yapıyorum. Kalan yarısını birlikte yapıyoruz. Yoksa yapması çok uzun sürüyor ve sıkılıyor.

Valla yegen 6 yasinda ama 3500 parcalik seti tek basina bitirdi. Masallah tu tu tu. Cocuga gore degisir bence. Hevesi ve yatkinligi varsa puzzle, parca olaylarina.

Benim oğlan 4 yaşında lego city ile başlamıştı, 6 yaşındayken 8+,9+ technic legoları yapabiliyordu. Ama lego, maket vs özel ilgi alanıdır, çocuğa göre değişir diyorum ben de. Seviyorsa ve çok sık yapıyorsa zor gelmez

Her şeyden önce bir göz muayenesi gerekiyor, gözlük ve lens reçeteleri farklı oluyor, lensin çeşidi göz bozukluğuna göre belirlenebilir, mesela astigmat varsa torik lens kullanmak gerekiyor, onlarda aylık seçeneği yok. Reçeteyi aldığınızda bilgi verirler zaten.

Her daim yanınızda solüsyon bulundurmayı unutmayın, lenslerin temizliğine dikkat etmek gerekiyor.

İlk seferlerde lensi takmakta zorlanabilirsiniz, zamanla otomatiğe bağlanıyor merak etmeyin.

Bazen dereceleri doğru olmasına rağmen görüş çok iyi olmayabiiliyor, göz yapınıza uygun solüsyonu bulmanız gerekebilir.

Yakın gözlüğünü lens gözünüzdeyken takacaksanız muayene de gözünüzde lens varken olmalı sanki.

Şimdilik aklıma bunlar geldi, başka sorunuz olursa cevaplayabilirim.

astigmat varsa bence cok rahat olmuyor lensler. ben surekli kullanamiyorum bu yuzden. ama yoksa rahat, unutuyorsunuz gozunuzde lens oldugunu.

gunluk lens ayliklardan daha rahat, hem de temizleme derdi yok. takiyorsun, isin bitince cikarip atiyorsun. aylik olunca lens kabina koy, solusyonda beklesin, sonra ayni lensi temizle tak falan. insan alisiyor yine tabi. gunluk lensler biraz pahali. para sorun degilse gunluk, sorunsa aylik kullanin. alisana kadar yine aylik alip denenebilir. ama oncesinde doktorunuzdan deneme lensi isteyebilirsiniz. takip cikarmak basta zor olabiliyor, belki kullanmaktan bile vazgecebilirsiniz. ama tak cikar da ogreniliyor zamanla.

lens almak icin en iyi yer: www.lensmarket.com (bazi markalarda deneme lensi de saglayabiliyorlar)

benim deneyimime gore
gunluk en iyi lensler: dailies total 1, acuvue oasys 1-day
aylik en iyiler: coopervision biofinity (bence rakibi yok)

ama lens isi kisiden kisiye biraz degisebiliyor.

bazi lenslerle gece uyunabiliyor da bu arada, ama doktorlar ve lens kullanicilari pek tavsiye etmiyor bunu. ben arada uyudum biofinity ile mesela, sabah gozler cok kurumus oluyor.

En son bu konu vardı.
Nasıl sonuçlandı bilmiyorum.
Dava hala sürüyor olmalı
www.aa.com.tr

kanada’da doğsa olmuyo mu

trumop bunu kaldirmadi mi yaw?
sakin kanada'ya bulasma, dogmamis cocugun basini belaya sokma.

Kişisel tecrübem yok ancak vize görüşmesi veya Amerikaya girişte hamile olduğunuzu anlarlarsa bir sıkıntı çıkacaktır. Süreyi buna göre ayarlamanız gerekir.

Hamile olduğunuzu öğrendiyseniz bir an önce ülkeye giriş yapın.

hocam facebook gruplari ve tahminen simdi telegram gruplari vs. var bu konuya ozel, buradan ziyade oralardan bilgi almak daha mantikli olacaktir.

merhaba öncelikle tebrik ederim, benim arkadaslarım orada doğum yaptı. Genelde Miami veya Los Angeles tercih ediliyor, gayet memnun ayrıldılar bebek doğduktan sonra vatandaşlık hizmetleri hızlı oluyor demişti. Belirli bir süre önce gitmek gerekiyor bunu yapan ajanslar oluyor genelde onlar ev vs ayarlıyor veya kendiniz airbnb'de yapabilirsiniz.

kanada’da yaşayanların kanada’ya çamur atması da almancıların kurulu düzenimiz olayına benziyor. pasaport istiyorlar işte, bebeği kanada’da bırakıp dönmeyecekler.

neyse, abd için konuşursam ben yıllar önce los angeles’taki bir hastaneyle iletişime geçmiştim ve doğum paketleri vardı. sezaryen/normal doğum değişiyordu. doğduktan sonra arabaya ana kucağı koymak şarttı, öyle şeyler hatırlıyorum. ajanslar da var hem kanada hem abd için, bir google aramasına bakar.

doğumdan sonra zaten sertifikayla beneğin fotoğrafını çekip başvuru yapıyorsunuz, pasaportunuzu aldıktan sonra da tr’ye dönüş. her şeyi siz de halledebilirsiniz ama altından kalkamazsanız anlaşmanız daha iyi.

Bazen oluyor öyle, ben de Breaking Bad'e birkaç defa başlayıp 3. bölümü geçemedim hiçbir zaman çok sıkıcı ve saçma geldi ama genel olarak herkes seviyor, herkes seviyor diye herkes sevecek diye bir durum yok sana hitap etmemiş demek ki.

Size hitap etmemiştir. Ama bana sorarsanız ilk 5ime koyarım.

Benimde ilk 5imde. Yani breaking bad hep 1 2 ama bence sıkıcı ilk onuma girmez.

aynı soruyu paylaşıyorum ve yorumlardaki breaking bad'e birkaç defa başlayıp sevememe de buna dahil

Karakter derinliği ve gelişimi, olay örgüsü, reji...
Aynısı Breaking Bad için de geçerli. Herkese hitap etmiyor tabii, ama bu janrı sevenler için özel bir dizi.

güzel dizi ama çok güzel diyemem.
bir de başrol karakteri canlandıran oyuncu öldü, efsane oldu.

Tipini beğendim, fonksiyonel açıdan bişi diyemedim.

Ayakkabı iyi görünüyor ama deneyerek alsanız daha iyi olur

Benzerlerine göre fiyatı yüksek ve bu sebeple burnu havalarda :)

Geçen bende baktım kendim için ama genel konsept şu zamanlarda nedense hep önden malzeme çalmak :
i.hizliresim.com
ve arka topuk kısmını şişirmek olmuş.
Oysa hareket esnasında çarpma, değme veya sürtünmeyle dış etkiye en fazla maruz kalacak yer bu işaretli bölge.

En fazla ~ 2500 TL'nin üstüne çıkmayın bakacağımız diğer modellerde

Bu markanın bende gel taban bir modeli var ve çok memnunum. Uzun yol yürüyeceksem, çok ayakta kalacaksam go-to ayakkabım. Bu yüzden gel taban öneririm. Zamanında instreet'ten almıştım. O da mı yok bulunduğunuz ilde?

bu guzel degil
GEL askiyla yanip tutusuyorum. ayak olculeri farkli asicsin yarim no falan buyuk alinmali cm bakarak

fiyat/performans konusunda fikrim yok ama rengi bence guzel..

Kayano serisi özellikle içe basanlar için üretilmiş bir yol koşusu ayakkabısıdır. Bu ayakkabılar spesifik bir amaca yönelik üretiliyor ki o amaç da koşmak. Günlük ayakkabı olarak giymek rahatsız edici olabilir. Çünkü topuk kısmı koşarken sizi maksimum yastıklamak ve öne doğru ivme kazandırmak için bu kadar dolguluyken yürüyüş hızlarında rahatsız edici olabilir.

Performanslı şekilde koşmak için üretilmiş bir ayakkabı alıp bu ayakkabının burnu çok ince, malzemeden çalmışlar, dayanıksız, topuğu çok şişirmişler demekle, formula arabası alıp ya bu kasislerde çok takılıyor, köy yollarında çok rahatsız, fiber diye dandik malzemeden yapmışlar hemen kırılıyor demek kadar saçma.

Koşmak için almayacaksanız daha rahat edebileceğiniz günlük kullanım için üretilmiş ayakkabılara bakın derim.

asics ayakkabıları çok rahattır 3 tane eskittim. tek sorunları var topuk iç kısmı sürtünmeden çabuk aşınabiliyor. giyip çıkartırken narin davranmak lazım.
gel taban olanlar baya rahat. bütçe varsa nimbus, cumulus veya kayano serilerini öneririm. pulse seriside uyguna bulunabilirse oda iyidir.

asics modellerinin bazıları içe-dışa basma için özel üretilmiş modeller oluyor. ona göre tercih edilmeli veya nötr modellere yönelmeli.

numara olarak ayağınızın cm ölçüsüne göre alabilirsiniz.

ayrıca boynerden takip edin en iyi indirimli fiyatlar boynerde denk geliyor. bazen indirim kodlarıyla dahada uyguna yakalayabilirsiniz.

@thracia
madem öyle, bu modele çok benzeyen 600-800 TL bandında başka modellerde var. Tanınmış markalardan da değil herhangi bir ayakkabıcıya girin görün.
onlarda aynı performansı sunuyor diyebilir miyiz?
Bu ayakkabı rahat olabilir ama taban malzemesi ucuz veya pahalı ayakkabı için de olsa ön tarafta daha az.
Her ikisi için de dış etkilere bağlı bozulma/yıpranma ihtimali sonuç olarak aynı.

yalan hocam. adamlar dumduz claude 3.7 kullaniyor. kendileri custom bir prompt vermis sadece.

kaynak: www.reddit.com

www.linkedin.com

Ödeme yöntemini silmek için:
Silmek istediğiniz ödeme yönteminin yanındaki Daha Fazla simgesini tıklayın ve açılır menüden Düzenle'yi seçin.
Ödeme yöntemini sil iletişim kutusunda Sil'i tıklayın.

sizi gerçekten anlıyorum, maalesef düzen böyle ve değişmiyor. uyum sağlarken karakterinizden ödün vereceğinizi unutmayın. yani aç-kapa butonu gibi bir durum malesef yok, bu becerileri refleks gibi düşünün. o an fırsat geldiğinde değerlendirmediyseniz 10 dakika sonra aklınıza gelse bile bir anlamı olmayacak.

eğitim için; direkt olarak böyle bir şeyin eğitimini bulabileceğinizi sanmıyorum, bulsanız da tıraş şirket slaytları gibi işe yaramaz bi içeriktir muhtemelen dolayısıyla bakış açınızı değiştirin.

yapabileceğiniz şey bence daniel goleman - duygusal zeka, robert greene - iktidar, machiavelli - hükümdar gibi kitapları okuyarak zihninizde bu yapıyı kurmanız ve karakterinize işlemeniz lazım. neticede o gördüğünüz insanların karakteri böyle zaten veya zaman içinde buna evrilmişler. kitapları örnek olarak verdim, kimisi beğenir beğenmez, ben meyveyi yerim gerekirse kusarım ama tadını almış olurum.

insanlarla bağ kurmak gerekiyor. öncelikle maddi yatırım yap. Gün içinde ofistekilere
sakız ver çikolata ver, dışardan ofise baklava söyle bunları bir yatırım olarak gör. arkadaşlık kur, bunlar ileride sana dönebilir tabi dönmeyebilir de.

Sonrasında insanların hobileri neler onlarla ilgili bilgi biriktir ve sürekli not al.

dünya kadınlar günü gibi günlerde kadınlara zart zurt al. Sürekli iyi ve klas giyin.

insanların işlerini halletmeye çalış, yardımsever ol. tabi bunları yaparken hedefe yani patron/müdür tayfasına göster.

ve en önemlisi işinde uzman ol. b-c-d-e planların olsun.. tabi 2 günlük dünyada ve türkiye'de bunlara ayırabilecek zihinsel gücün varsa belki başarıya ulaşırsın.

networking ile yalakalik birbirinden farkli seyler, once onu tespit etmek lazim. insanlarla bag kurmanin da hediye alip vermek, baklava ismarlamakla alaksi yok. karakterinize ne uyduguna karar vereceksiniz once.
insanlarla bag kurmak iyi bir dinleyici olmaktan gecer, iyi bir dinleyici olmayi ogreneceksiniz, her konuyu kendinize iliskin bir hale getirmeden merakla karsinizdaki dinlemek, alan acmak, ilgilendikleri ve onem verdikleri hakkinda sorular sormak, guzel baglar kurmanizin baslangicidir. sadece is yasaminizda degil, ozel yasaminizda da pozitif etkilerini gorursunuz. bunun karakterinizden odun vermekle de bir ilgisi oldugunu dusunmuyorum. zaten yavas yavas daha cok keyif aldiginiz ya da almadiginiz insanlarla muhabet gelisir ya da gelismez.

%15i gelir verginizden düşer. her ay rakamı bildirmeniz gerekiyor.

o kadarını anladım. her bir taksit için ayrı ayrı mı bildirmem gerekiyor, yoksa tek seferde bildirilmesi yetiyor mu onu soruyorum.

şirketteki ilgili kişinin ve @rhan'ın söylediği gibi her ay taksit tutarını bildirmeniz gerekiyor.
her ay taksit tutarı kadarı bordronuza yansıyacak.
Krediyi kapatmanız durumunda iptal edilebileceği için tek seferde bildirmeniz zaten mümkün değil, tahsil esasına dayalı olarak indirim yapılacak.

Bir gastroentoroloğun bu soruya verdiği cevap şöyleydi. Bir safra kesesi taş üretmişse taş üretiyor ve üretmeye devam edecektir demektir ve kesede taş varsa bünyede bir sindirim sistemi sıkıntısı hep olacaktır ve taş bir şekilde hareketlenip kanala giderse, kanalı tıkar ve sonuç hasta için riskli olabilir.
Bu yüzden safra kesesi alınmalıdır.

Çünkü taşlar temizlendiğinde genellikle tekrar oluşuyor. Safra kesesi (mesela böbrek kaadar) hayati bir organ değil, ileride daha büyük sorun çıkarma ihtimali ya da tekrar tekrar operasyonla temizleme riski yerine bir seferde verip kurtuluyoruz.

(2019'dan beri safra kesem yok, hiçbir sindirim sıkıntısı yaşamadım.)

Edit: Bakın safra kesesindeki taş böbrek taşı gibi değil, parçalayıp eritince idrarla atılıp gitmeyecek. O çamur safra kanalına girdiğinde kanalı tıkayacak ve acil ameliyat olmanız gerekecek. Komplo teorisine gerek yok.

Geçmiş olsun. Bizim de safra kesesi taşından çeken bir hastamız var. Biz de aynı soruyu sorduk. Safra kesesini almadan olmuyormuş. Sağlık durumunuza göre açık ya da kapalı olarak gerçekleşiyor ameliyat ama safra kesesini mutlaka alıyorlar. Anladığım kadarıyla diş taşı gibi vücut bu taşı sürekli üretiyor.
Bizim hastamız tıpkı sizin gibi ameliyat olmak istemiyordu. Nefroloji doktoru karaciğerin işlevlerini etkilediğini söyledi, üstüne bir de pankreatit oldu. Şimdi ameliyat günü verseler diye dua ediyor.

Bir safra kesesi neden taş veya çamur üretir diye sormak gerekir.

Öncelikle geçmiş olsun, geri döndürülebilir bir durumda olmasını ve geri döndürülebilmesini çok isterim açıkçası. Umarım kese alınmadan şifa bulur.

Bir görüşe göre safra kesesinin alınması başka çeşitli hastalıklara sebep oluyor. Alınmaması gerekiyor. Ve daha dün öğrendim ki, çinko eksikliği safta kesesinin çamur veya taş üretmesine sebep oluyormuş.

Bunları araştırıp kendimize mukayyet olalım diye yazdım.

Ses dalgalarıyla kırmak eritmek muhakkak vardır, ülkemizdeki bir takım çalışmalar bitince onu da getirip uygularlar diye düşünüyorum.

Çok geçmiş olsun tekrar.

Ercp yöntemiyle taslar temizlenebiliyormus, ben bu yöntemin pesine dustum.

Safra tas uretmeye devam edebilir bu dogru ama alinmasi çok daha farkli hastaliklara davetiye çikartabilir. En basiti, birçok enzim ve vitaminden yoksun kalirsiniz ve yedikleriniz dogrudan ince bagirsaga geçer.

Yani yillar önce safra ameliyati olmak kisiyi rahatlatsa da sonraki yillarda baska hastaliklara kapi aralayabilir.

Benim derdim zaten "taslar yerinde dursun, alinmasin" degil.

Son olarak herkeste tas olusumu farkli sebepler sonucu olusmakta ama en yaygini karaciger yaglanmasi. Dolayisiyla karacigere yatirim yapmak, yeni taslarin da onune geçmek demektir zira bu taslar bir gecede kendiliginden olusmuyor.

Ben su an igde-kirkkilit kürüne basladim, insallah yakin zamanda netice alirim.

Bildiğim kadarıyla ercp yöntemi ile kanallar içinde işlem yapılıyor. Örneğin, kanala düşen taşları ercp ile alıyorlar. Safra kesesine girip taş temizleyemiyorlar. Sizin derdinize derman değil ne yazık ki.

youtube.com

bunlarin hangi birini ses dalgalariyla, lazerle falan parcalayacaksin ki?

"The Liver and Gallbladder Miracle Cleanse" Andreas Moritz

Bir okumani tavsiye ederim.

çıkartılan bir safrayı kendim patolojiye götürdüğümde safranın içinde taşla birlikte kum/çamur gibi şeylerde olduğunu görmüştüm çok temizlenecek bir ortam değil dişçi gibi suyu sıksın içindekini çeksin.

yasal bir problem yok, aylık toplam kaç saat çalıştıysa 7,5’a bölüyorsunuz. çıkan sonuç size kaç günlük sigorta primi yatırmanız gerektiğini söyleyecek. part time çalışma aylık 20gün ile sınırlı. muhasebeciniz varsa onunla ilerleyin. alacağı ücret üzerinden mi yatacak yoksa asgari ücret üzerinden mi gösterilecek sigorta primi?

İşveren için en ucuz/uygun seçenek olması gerekiyor. Muhasebecim yok maalesef, işveren tanıdığım sayılır fakat açıkça soramıyorum bu yüzden. Bu durumda ne olabilir?

işveren için en ucuz seçenek olacaksa asgari ücret üzerinden hesaplanacak. işverenin muhasebecisi yapar o işleri. günlük net asgari ücret 736,8 tl. kaç gün çalıştıysanız x 736,8 tl ücretiniz olacak. prim hesaplaması da günlük brüt ücret 866,85 x çalışılan gün x %32,5

Değil. Basınçla sıcaklık artar

pv=nrt değil miydi formul.

p artınca t de artar formüle göre.

Avuç içine hohlayınca hava sıcak gelir basınç düşüktür, avuç içine üfleyince hava daha serindir basınç yüksektir

Pompadaki sıcaklık gazın basıncı yüzünden değil başka parçaların sürtünmesinden ortaya çıkıyordur belki

Hayır değil, yüksek basınçta sıcaklık da yükselir. Birçok jeolojik süreç bu sayede mümkün oluyor zaten. "Yüksek basınç ve sıcaklık altında" kalıbını herhangi birisi çok kere duymuştur.

eksisozluk.com

geçmiş olsun.

capsicum içeren merhem veya likitler iyi gelir geçici olarak ancak ihmal etmeyin bir doktora gidin. böbrek, apandisit, safra kesesi vs çıkabilir.

batma hissi durup dururken oluyorsa böbrek olma ihtimali daha yüksek.
balgam söktürücüleri de bir deneyin sadece öksürürken varsa.

Kaşınma var mı?
Tok karna artıyor mu?
Gaz var mı?

Teşekkür ederim. Sanırım bronşlar boşalmadı tam olarak iki hafta aferin forte ve öksürük şurubu kullandım geçmeyince doktor enfluvir ve azitro yazdı aferinle beraber toparladım. kaşınma yok. gazım yok. ishalim de yok. gündüz iyiyim uzun süre aynı yerde yaslanınca acıyor ve uzanınca uyanırken yatağın içinde kıvrılırken dönmekte zorlanıyorum. öksürük de bitti aslında ama gece/sabaha karşı bi yokluyor.

Ya batma hissi diyorsun sırt diyorsun yanlar diyorsun...

Lütfen bi nöroloji git, zona olmasın bu, zona ihtimalini bir dışla derim. Ne olduğu da anlaşılır bu vesileyle.

Çok geçmiş olsun.

geçmiş olsun. aynı mı bilemedim ama bende de şöyle oldu: nezle griple başladı sağ karın kısmında, hafif bir baskı olarak. ağrı gibi olmadığı için de geçer diye bekledim, 3 hafta geçmedi. hatta arada sırtımın sağ tarafına doğru da gidiyordu bu baskı. öksürürken ben de orada artan bir baskı hissediyordum. apandisit mi diye doktora gittim, onun sempotum başkaymış. böbrek olabilir dendi. neyse zaten başka sebeple ultrason günü bekliyordum, ultrasonda karaciğer yağlanması teşhis edildi. doktor çok kilolu olmadığım için bu yağlanma etkisini hissediyor olabilirsin dedi. şimdi belirtiler geçti gibi, ama bazen bir kaç günlüğüne yine hafif bir baskı hissediyor gibiyim. ben dahiliyeye gitmiştim, o ultrason istemişti. şimdilik karaciğğer yağlanmasını azaltmaya yönelik bir şeyler yapmaya çalışıyorum.

işin kendimce alnamlandıramadığım kısmı neden nezle griple başladığıydı?

Teşekkür ederim;

@muhayyer divan anlatamadığım için özür dilerim hastalıktan önce hiç yaşamadığım bi durum. hasta olduğum süreçte 2. Haftadan sonra bu batma hissi başladı sağ tarafımın üstüne yatamıyorum uyanamıyorum dönerken zorlanıyorum ilaç kullanıyorken önemsemedim ama ilaçlar bitti bir haftadır iyi olmama rağmen uykuya geçerken ve uyanırken bu batma hissini yaşıyorum bir de otururken uzun süre aynı yerde kaldığımda çok az bir öksürüğüm var gece o da yatar vaziyetteyken batma hissini tetikliyor yani öksürmek istediğimde kalkıp rahatça öksürmem gerekiyor

@panamera bu da mantıklı geldi aslında son yıllarda çok değişik rahatsızlıklarım oldu ve koronadan beri remote olduğum için kilo aldım sırf göbek ve bel çevresinden o da beni rahatsız ediyor ne kadar aktif olursam olayım fazla bir şişkinlik yaptı kullandığım ilaçlar

Şekil ve görüntü itibariyle Sinan akkol'a benziyorum onunla ikiz gibiyiz yüz vücut tipimiz aynı.

Sinan akkol editi geçemedim merak edenler için tık tık
youtu.be

naçizane, doktora gitmeni tavsiye edeyim yine de.

uzun yatınca benim de g-tüm kolum ağrıyor.
sabah kalkınca düşükten yükseğe zıplamayı deneyin. ilk gün 5 kere mesela ertesi gün 10 falan.

suyu ihmal etmeyin bir de.

Doktora git, bünyeye göre değişir ama belli bir miktardan fazla uyumak sağlıksız. Hele ağrılarla uyanmaya başladıysan fibromiyalji oluşmuş olabilir.

Önce bir fizik tedavi doktoruna git derim, magnezyum ve d vitamini eksikliği var mı onu da bir öğrenmekte fayda var.

Teşekkürler, günde en az 3 litre su içiyorum magnezyum glisenat ve b12 kullanıyorum düzenli, nedir bilemedim yatmayı çok sevdiğimizden heralde. fibromiyalji belirtilerim pek yok gibi nettekilere göre ama bir görünmekte fayda var sanırım.

cevizlibağ-incirli : metrobüs
incirli-çam sakura : metro

Nasıl yani? Biraz detay verir misin?

nasıl bir detaya ihtiyacın var?
cevizli bağdan incirliye kadar metrobüse bin,
indikten sonra incirliden çam sakuraya kadar da metroya bin demiş.

siz tahliye ederken dava sonucu mu tahliye ettiniz ?

avukata verin öttürsün eski ev sahibinizi, ihtiyaç sebebiyle çıkarıp kiraladıysa iyi para çıkar size.

piyango gibi =)

@jülsezar evet dava sonucu

ha ihtiyac icin tahliye edilmissiniz, onun suresi var yalniz hukuki bi yardim alip sureyi gecirmeyip pesine duserseniz sonuc alabilirsiniz.

ben zaten evi önceden boşaltmıştım ama ihtiyaç nedenli tahliye davasının sonucunda icra yoluyla çıkmış oldum sonuç olarak evraklara göre. bunun yaşanacağını biliyordum zaten. evin kiraya verildiği de kesin hatta fakat benim merak ettiğim davada evin kiraya verildiğine nasıl karar veriliyor? ev sahibi abonelikleri kendi üzerine açtırıp birilerini oturttuysa nereden nasıl öğrenilecek evin kiraya verildiği??

onu hakim tespit eder yasal olarak. şahitler, yerinde tespit, para transferi vb. her şey olabilir.

whatsapp görüşmeleri bile delil olabilir.

siz zaman geçmeden bir avukata danışın bence. en az 1 yıllık kira alacaksınız. tazminatın üst sınır da yok diye biliyorum, hakimin takdiri.

taksi rahatlıkla bulursunuz ve o saatte çok hızlı varırsınız. uber kullanın indirim olabilir.

-taksi bulunur.
-uber on rezervasyon sistemi var. o saatte reserve edebilirsin.
-havaist sabaha kadar var. ya ilk duraga gidicen yada sana yakin duraga gelis saatini google maps'ten hesaplatcan.
-metro olmaz. 6:15'de aciliyor.
-ben olsam otel yerine gece havalimanina giderdim. dis hatlarda uyuyabilecegin uzanmali koltuklar var.

Çok teşekkürler cevaplar için taksi konusu çok soru işareti kafamda.
Kız arkadaşımla geleceğimiz için havaalanında uyuma olayı yalan olur tek olsam olurdu. Uber On layına bakacağım. Onun dışında otel tavsiyesine açığım Arnavutköy iyi bir seçim mi sizce

arnavutkoy pahali olur. ben olsam taksim meydanda ucuz bi yer bulup mis gibi sabah 5 dk yuruyerek havas'a binerdim. havas'in kalktigi yer zaten oteller bolgesi. eger ucret problem degilse daha iyisi havalimani icindeki yotel.

ben istanbul havalimanına 7.30 uçuşu için daha erkenden gidiyorum genelde yurtdışı olunca.

bazen çok sıra oluyor e pasaport kitleniyor vb. kalırsınız valla zorda. bir de bazen yurtdışı pasaport sonrası yürüme mesafesi çok olabiliyor

3 saat diyin siz ona. bence otele para verdiğinize değmez, taksimde kadikoyde vb. takılın havaşa binin gidin.

taksi her saatte bulunur ama pahalı tabi. bi durağı ararsınız seve seve gelir istediğin saatte.

Pekii, o saatte Havaİst'in sitesinde yazan ulaşım süresine güvenebilir miyim trafik durumlarından dolayı gecikir mi? mesela taksim'den 4.40'da kalkan var ona binsem bile yetişmem zor oluyor sizin yazdıklarınıza göre.
İstanbul çok zor

ankaradan gelecekseniz eger ben olsam ankara-ist yapardim ucakla. otel+taksi masrafi falan dusununce baya yapacak. ankaradan gece ucagina biner, istanbul aktarmali dis hatlara gecerdim. ic hatlardan dis hatlara gecmek cok rahat. mesela izmirden gece 03:00 ucusu var, kesin ankaradan da vardir benzer bir ucus.

sabah 6 ya kadar trafik olmaz. ramazanda bilmiyorum ama.

65 derece +1
Niye işinizi zorlaştırıyorsunuz ki? Ankara'dan direkt uçakla geçin, bileti bağlantılı alabiliyorsanız uçaktan inince direkt transit kapısından dış hatlara geçersiniz.

hocan özellikle çerçeveci değil de çerçeve işi yapan camcılara bakın bence. aklıma ilk gelen Reşit Galip'te Onur Cam Çerçeve diye bir yer.

g.co

istifa ettikten sonra dilekcenizin sonlandirilmasi beklemeden işe gelmeyi birakirsaniz geri dönemiyorsunuz. ama dilekceyi verip islemlerin sonlandirilmasini bekleyip ondan sonra işi birakirsaniz daha sonra dilekce verip biraktiginiz konumda biraktiginiz işyerinde başlamak şartı ile yeniden işe dönebiliyorsunuz.

devlette tazminat alma diye bir şey duymadım ama varsa güzel.

İşe dönme imkanı var, ancak kpss’ye yeniden hazırlanıp atanmaktan daha zor olabilir. Çok çok yukarılarda adam bulmanız gerekebilir. İstifa ederken geri dönemeyecekmişsiniz gibi düşünün.

Teknik çizim mi lazım içi falan yoksa basit görsel model mi?

sketchfab.com

sketchfab'de çok katlı basit bina modelleri var indirmesi beleş blender'a import edilebilecek şekilde.

iç duvarlar falan da lazım bana. teknik bir şey olmasına gerek yok.

2 yaştan büyüğe vermiyorlardi değişmediyse

googlea yazarak bulursun.

her miktara vermiyor. araba fiyatına göre alacağın miktar da değişiyor. mesela 800 bin için 400 çekebiliyorsun max 36 ay taksit oluyor gibi.

ipotek zaten otomatik oluyor. bankaya göre değişmekle birlikte genelde 5-7 yaş üstüne verilmiyor.

tabikide internetten amazon öncelikli, hepsiburada veya trendyol kendi satıcılı olanlar tercih edilmeli. samsungun kendi siteside bazen indirim yapıyor.
teknoloji marketlere sadece ürünü incelemek için gidilir.

internetten alırım ama ürünüm açıklama kısmında samsung türkiye garantili ibaresi var mı diye bakarım

Xiaomi yerine samsung alırım ama xiaomi 15 nispeten kompakt bir telefon özellikle bunu arıyorsan bir şey diyemem

Samsung biraz daha plus boyutlarda

Şu aralar en uygun alma için iki yöntem var;
Hepsiburada satıcılı ek kuponlu ürünü, takasa düzgün eski bir telefon verip ek destekle almak,
sasmung shop sitesinde eğitim veya kamu indirimi ile yine takasa telefon vererek almak, ciddi uyguna gelir.

Ben samsung diyorum, sebebi ise bu takas konusunda falan her yıl iyi bir kampanya ile cihaz yenilenebiliyor.

Iki sene önce s23'ümü Amazon'dan aldım, sorun yaşamadım.

Çin'e gidip gelen biriyken xiaomi amiral gemisi kullanıyordum hep, en son mi6 telefonumun pili öldü, orijinal pil ve düzgün muhatap bulamayınca samsung'a geçtim. Bir daha alacak olsam yine samsung alırım.

15 vs s25 foto ve video ile ilgili su review denk geldi dun bi bakarsin belki.

www.youtube.com

ben acikcasi 7 yil sonra xiaomi'den samsung'a gecmeyi dusunuyordum ama xiaomi 15'in pil ve sarj hizi aklimi celdi ama s25 de cok guzel kompakt, plus ise 15le asgi yukari ayni ebatta sanirim.

Working Hands diye bi arat.

excipial lipo (eczaneden)
bir de şu: www.weleda.com.tr ama Türkiye'de biraz pahalıymış, Avrupa'da bir yerlerden gelen giden olacaksa (bir de indirime denk gelip 1 alana 1 hediye olursa) baya uygun fiyata geliyor.

Yves rocher’un el ve vucut kremleri var yatay boyle yuvarlak kapta. Ozellikle cok kuruyan ciltler icin olani bayagi basarili.

geceleri yatmadan evvel vazelin sürüp yatmanızı tavsiye ederim.

en yoğun ve başarılı krem vazelin 1, arko iki benim cildim için. bol su bir de. içeriden de desteklerseniz daha kolay nemli kalması.

www.ofix.com

Bir de eczaneden üre li nemlendirici al.

cerave kuru ve çok kuru ciltler için nemlendirici krem. hayatıma girmiş en iyi şey

burada yazdığın seçenek daha mantıklı gibi geldi bana ama bilemedim.
www.eksiduyuru.com
dilenmek te bir seçenek olabilir

dilencilik daha iyi bence sen dilencilik yap bilader.

Standart prosedür, çalışılan bölümün temiz tutulmasıdır.
Gün bitimine doğru veyahut hafta sonu çalıştığınız bölümün temizliğinin yapılması yine sizin sorumluluğunuzdadır.
Makine ise makine bakımına yardımcı olmak gibi.
Genel alan temizliği ise başka konu.
Askerde değilsiniz.
Temizlik işi genellikle böyledir.

Bence profesyonel dilenci ol. Beyaz eşya satan dükkanlara sor buzdolabı kartonu var mı diye. Onla Amerika'daki evsizler gibi kartondan ev yapar yaşarsın. Wc ve şarj ihtiyacını camiden karşılarsın. Arada bir gelirsin burda trollük yaparsın sonra dilenmek için yırtık elbiselerini giyersin

Ben Opel Gercek’ciyim 8 yildir ama ozel demissiniz, o yuzden bir sey diyemiyorum.

Ben normal şartlarda opc maslak gidiyorum. Fakat aracı satarken birisi merterde bir usta numarası vermişti. Henüz hiç gitmedim bir sonraki serviste oraya gitmeyi düşünüyorum.

opc güvenilir ve işini bilen ama sanki bir tık fazla söylüyor gibi. Telefon ile bilgi alabilirsin.

Bu sene bütün Euroleague maçları sezon başında çıktı zaten.
Lig maçlarında da yer bulmak kolay son gün bile bulabilirsin.
Biletler mobilet sitesinde.

normalde yok, ancak genellikle eger kol cantasi kucukse cok bir sey demiyorlar. sirt cantasinin buyuklugune takildiklari daha fazla oluyor. ama sans isi, nereden gittiginize bagli, vs. bugune kadar kol cantama takilan olmadi, genellikle montumu elime alip altina koyuyorum cantayi bir de bu da bir opsiyon.

hayatımda şahit olduğum bir tek barcelona dönüşü çanta sorun edildi.. mont varsa ceplere doldurun 2. çantayı ama genelde bavul gibi büyük bir şey değilse elinizdekiler çok sorun olmuyor

Böyle durumlar için ben yanımda doldurulabilir seyahat boyun yastığı taşıyorum. Genelde sırt çantası yetiyor ama yetmediği durumlarda şu zımbırtı ekstra birkaç parça kıyafet alıyor. Hem çantada yer açılıyor, hem kimse karışmıyor hem de uyurken de rahat oluyor. Tavsiye ederim;

www.trendyol.com

ryanair'la onun üzerinde uçuş yapmışımdır. bir kere bile çantaları kontrol ettiklerini görmedim. genelde de sırt çantasının yanında omzuma astığım bez torbayla geçtim kapıdan.

web sitesini arayabilirsiniz belki sizin iletişim bilginizi iletirler karşı tarafa, çünkü şikayetlerle ilgili de arayabiliyorlar insanları. beni bir keresinde aramışlardı, size dönüş oldu mu, probleminiz çözüldü mü vs şeklinde.

Çok teşekkür ederim, hemen deniyorum.

eğer mart bitmeden işlem yaparsanız tamamını geri alırsınız gibime geliyor.

Bildigim kadarıyla %10 kesinti yapmak kanuni hakları.

geçerli sebep olursa alınabiliyor. kreş vermezse bağlı olduğu meb ya da aspye gidip sorabilirsiniz.

2- cevreyolu hizli akiyor bossa. eger yavas gidiyorsaniz en sag seritte gitmek en iyisi. ben genelde 130-140 gibi bir hizla gidiyorum yol bossa.

3- ben buyuk cogunlukla sigorta yaptirmiyorum, ama sigorta yaptirilacaksa esas sehir ici icin yapilmasi lazim, en cok sehir icinde surtme carpma oluyor.

1: Multimedya ekranlar sonradan da takılabiliyor, yani dediğin gibi yeni araçların düşük modellerinde zaten var ama daha eskiler de sonradan buekranları taktırabiliyor.

2: İstanbul böyle evet terörist gibi araç kullanılıyor ama alışınca normal geliyor, ben de mesela Ankara ya da İzmir'de araç kullanınca çok şaşırıyorum evrensel trafik kurallarından bağımsız kendi özel kuralları var ve bunlara uymayınca trafiği tehlikeye sokuyormuşum gibi geliyor ama İstanbul'da kullanınca 25 şeritli yolda üç beş araba varmış gibi geliyor.

2- herkes yolu iyi biliyordur. oradan geçenlerin çoğunluğu oradan her gün geçiyordur.

arkadan gelip çıppıdı çıppıdı selektör yapanlara çok da aldırış etmeyin. siz kendi bildiğiniz gibi, kendi istediğiniz gibi gidin. yollara çok hakim olmadığınızı söylüyorsunuz ve şerit değiştirme konusunda minik de olsa bir yavaşlığınız var gibi anladım. çoooooooooook hızlı gitmek için sizden yol isteyenlere yol vermeye çalışmaya hiç gerek yok. kazaya davet. güvenli sürün.

3- bu sigortalar kazayı sizin yaptığınız durumlar için geçerli. çok dikkatli sürün, bir yere sürtmeyin. başkası gelip sizin arabanıza bir şey yaparsa, karşı tarafın sigortası ödeyecek zaten. sizin yaptıracağınız sigorta ödemeyecek.

en alt kat falansa olabilir, geçmişte hattı dar yaptıkları için vb olabilir.

düzenli bir şekilde beyfendinin açması lazım sirke karbonat vb ile, bi de lavabo açıcı teller var . onlarla ses vb. geldiğinde periyodik bir şekilde yapması lazım.

kimse oturup da gideri değiştirtmez tüm apartmanın.

Ben üçüncü katım kendileri ikinci kat, benim üzerimde bir daire daha var ara ara kullanılan.

musluğu kullandığınızda onların borularından ses gelmesi anormal bir şey değil. bu bir şey ifade etmiyor.

problemin sizden kaynaklandığını nereden çıkartıyor? onların gideri tıkanınca sizin gider tıkanmadığına göre, problem onların borularında. sizinle ne alakası var? onların gider tıkanınca sizin gider de tıkanıyor olsa, problemin sizde olduğunu söylemek yine mümkün değil. çünkü ortak boruda bir tıkanıklık var.

Daha fazla detay lazim.

Su nereden geliyor? Giderden mi kabariyor? Giderden geliyorsa sorun binanin hattindadir sizde degil, sizin dairenden degil yani. Ana hat tikaniyordur, su geri basiyordur. bina cikisi sonrasi egimde problem vardir yine geri basiyordur. Bu boyleyse sabaha kadar kendi borusunu fircalasin anlami yok.

Siz muslugu kullaninca onlarin borulardan ses gelmesi hicbir anlami olmayan bir ifade. Izolasyonun zayifligini gosterir sadece.

Eğer tıkanıklık sizin daireden kaynaklıysa alt kattaki dairenin gideri tıkanınca sizinkinin de tıkanması gerekmez mi? Öncelikle gidere döktükleri şeylere bakmak lazım, kahve telvesi, çay demliğinden kalan çaylar, su yediğinde şişen şehriye, pirinç gibi yiyecekler de tıkanmalara yol açabiliyor.

sorun sizdense o zaman tavanlarından bir belirti olması gerekmez mi?
bu kişisel tesisat bakımları ile alakalı olmalı. temizlik yapılması gereken bir nokta da borular.

kameralı sistemlerle tıkanıklığa bakılıyor diye biliyorum. büyükşehirlerde mutlaka vardır. çok eminse tutsun ve sorun sizde ise hepimiz utanalım.

Okan asiri stres altinda cunku asiri harcamaya ragmen takim oyununu oturtamadi.Bunun disinda bu curcunanin nedenini soyleyeyim.Okan Buruk FB acisindan uzerine oynanmasi gereken biri oldugu icin o tweetleri goruyorsun.Hatta ustteki basarisini orgute baglayan kisinin hazimsizligi da ne yaparlarsa yapsinlar GS'nin cokertilememesi.Mourinho getirecek kadar harcama yapiliyor ama olmuyor.

okan'ın türkiye ve avrupa'daki başarıları diğer takımların mazisinin iki katı olunca biraz özgüven de otomatik olarak geliyor. adama hiç olmazsa sırf bu yüzden birazcık da olsa saygı duymaları gerekirken sistematik bir şekilde her koldan saldırıya maruz kaldığı için son zamanlardaki gerginliği de buradan geliyor. adam türkiye'nin en büyük ve başarılı kulübünün teknik direktörü.

bağlı olduğu örgüt nedir? bir de yapı falan diyorlar bu nedir?

bağlı olduğu örgüt değil de bağlı olduğunu iddia ettikleri örgüt; başkanları ali koç'un platin sponsoru olduğu türkçe olimpiyatları falan düzenleyen, bu örgütle iltisaklı savcıların fb tesislerinde antrenman yaptıkları fetö terör örgütü. bu örgütün elbaşı bir ara dua falan etmiş gs başarılı olsun diye, bu kadar.

fetö sempatizanı futbolcular kendi takımlarında ve neredeyse tüm takımlarda mevcut iken sadece gs'dekileri gözönünde tutma çabasıyla ortaya çıkan bir algı çalışmasından ibaret. çünkü gs her zaman diğerlerinden daha başarılıydı, yönetim kadrosunda fetöcü olmayan tek kulüp olmasına rağmen bu sıfatı yapıştırmaya çalıştılar ve hala da devam ediyorlar. dinime küfreden müslüman olsa hesabı :)

yapı dedikleri de başarılı kulübü yıpratmak için her yolu deneme amacıyla uydurulan algı çalışmalarından bir yalnızca bir tanesi. nazi taktikleri gibi; ortaya bir yalan at, sürekli dile getir, bir süre sonra kendin de inan. kendi başarısızlıklarının üzerini ört, koyun gibi peşinden aksınlar.

Fatih Terim tedrisatindan gecmis birinin klasik hareketleri. Isler biraz kotulesince o tayfa eroinman gibi sinir krizleri gecirir, cinnete baglar. Trolun biri o ara ellerine bicak uzatsa Allah gostermesin 50-60 kisiyi dograrlar. Kendilerinde degiller cunku Emre Belozoglu, Hasan Sas, Teerim alayi ayni. Gecen sene de mesela prag'da 4 yiyince kavga cikardilar.

Malum camianin klasik hareketleri. Fenerbahce 15 senede 1-2 sampiyonluk anca goruyor, sesini cikarmiyor, bunlar 1--2 tokezlesin yok ligi bitirmeyiz bilmemne ic savas bile cikarirlar. Muzeye teneke koymaktan daha muhim bir sey yok onlar icin. Iktidar kimse oksatiyorlar adamlar> Mesut Yilmaz, Meh,et Agar, Fetullah, akp. Yarin CHP basa gelsin Izmir marsi soylemekten girtlak kanseri olurlar, hersey muzeye bir teneke koymak icin

okan buruk'un, firari fetöcüler hakan şükür ve arif erdem ile birlikte fetö terör örgütü lideri fethullah gülen'i ziyaret ettikleri videolar, fotoğraflar var. bunlar iddia ya da uydurma değil. okan buruk, fetö toplantılarına katılmış. bu reddedilemeyecek bir gerçek.

5 yıldır birlikte oynayan ve hükümet destekli başakşehir'in başına geldi, şampiyon oldu. sonrasında galatasaray'a geldi ve bir kaç gs'li hariç herkes artık şunları kabul ediyor:

1- okan buruk'un takıma taktik olarak bir katkısı yok. ne oynadıkları belli değil.
2- okan buruk'un kondisyon olarak takıma bir katkısı yok. takım 60.dakikadan sonra sürünüyor.
3- ligde bir kaç sene üst üste başarılı olan her takım, avrupa'da bir şeyler yapmış. (çeyrek final, yarı final vs) ama okan buruk ve galatasaray, avrupa'da sürekli dayak yiyor.
4- türkiye'de hakemler galatasaray'ı kolluyor. sürekli uydurma penaltılar, fauller, kartlar...
5- okan buruk ve galatasaray haricinde herkes maçları yabancı hakemlerin yönetmesini istiyor. okan buruk ve galatasaray, inatla yerli hakemlere sarılıyor. (acaba neden?)
6- GS-FB maçını yabancı hakem yönetti ve herkes hakemin yönetimini çok beğendi. kim beğenmedi? okan buruk. galatasaray'ın sapır sapır döküldüğü, şut bile çekemediği maçın sonunda çıktı hayatında gördüğü en kötü hakem olduğunu söylemeye başladı. o arada da kendinden önce konuşan fenerbahçe teknik direktörüne ağlıyor vs dedi. halbuki fenerbahçe teknik direktörünün konuşmasından herhangi bir ağlama yoktu. okan buruk'un bu saçmalaması, galatasaray taraftarı dahil herkes tarafından ayıplandı.
7- puan kaybettikleri maçlar sonrasında sorumluluk üstlenmeyip sürekli olarak ağladı. mesela bir maç sonrasında rakip kalecinin çok su içtiğini söyledi. insan şunu söylemeye utanır.
8- çok kereler kameraların önünde hakemleri tehdit etti, hakaretler etti.
9- geçen senelerde rakip teknik direktörün kıyafetiyle alay etti. terbiyesizlikten başka bir şey değil. bu arada söz konusu kıyafet de, rakip teknik direktöre kızı tarafından hediye edilmiş bir kazak. yani Okan'ın yaptığı nereden tutsan elinde kalıyor.

okan buruk çok şanslı ancak avrupa'da sürekli dayak yiyor olması, anlamanız gereken her şeyi anlatıyor. fetö bağlantıları sayesinde belli avantajlar sağladığını düşünüyorum.

ve evet, genel olarak hareketleri çok itici. çünkü yaptıklarının söylediklerinin altını dolduramıyor. tek şansı, galatasaray gibi iki yüzlü bir kulüpte çalışıyor olması:

1- sponsorluk aldıkları bir restoran zincirinin fetöcü olduğu ortaya çıktı. apar topar bu sponsorlukla ilgili internette ne varsa sildiler. gs ve fetö bağlantıları nedeniyle bu konudan ceza almayacaklar.
2- yasa dışı bahis sitesi reklamı aldılar, haber sitesi diye yutturmaya çalıştılar. aynı reklamı alan diğer bazı takımlar ceza alırken, fetö bağlantıları sayesinde gs ceza almadı.
3- futbolcularına el altından para vererek, hem vergi kaçırıyor, hem de finansal fair play kurallarını çiğniyorlar.
4- biletleri ucuza satmış gösteriyorlar. sonra karaborsada pahalıya satıp, kulübe kayıt dışı gelir sağlıyorlar. vergisini vermiyorlar.
5- yöneticilerinin yalan söylediği çok defalar kanıtlandı. hala yalan söylemeye devam ediyorlar.
6- kendi yöneticileri tarafından "yargıdaki aslanlar" diye savcılardan hakimlerden oluşan bir grup olduğu ve bu grubun galatasaray lehine bazı şeyler yaptığı itiraf edildi. (yargı, fetö'nün en güçlü olduğu yerdir.)

okan buruk gibi itici bir birisinin, böyle iki yüzlü bir takımda olması bana garip gelmiyor.

herkese cevap olarak galatasaray bu kadar şeyi yapıyor fenerbahçe çok mu temiz?

yaptığı çığırtkanlıkların! aynısını hatta daha fazlasını diğer direktörlerde de gördüğümüz için bana itici gelmiyor. guardiola, mourinho, fatih terim, belözoğlu, şenol güneş, hikmet karaman, çağdaş atan vs. bunlar işin doğasında var arkadaşlar.

şimdi madde madde gidelim
1-okan buruk'un takıma taktik olarak çok katkısı var. sakatlar yeni transferler vs. geçiş sürecini en az hasarla atlatmaya çalışıyor. rakibe press yapmayan yan kulüpcükler gs'ye karşı alacakları primi düşünüp daha farklı oynuyorlar. misal fb-antalya maçı dzeko'nun yanında koşup müdahale etmeyen adamlar :)

2-okan buruk'un kondisyon olarak gayet katkısı var. bunu geçen seneki manu, bayern ve bu seneki tottenham karşılaşmalarında biz gördük. 1-2 maçlık düşüşleri baz almıyoruz. dediğimiz gibi geçiş süreci.

3- ligde bir kaç sene üst üste başarılı olan her takım, avrupa'da bir şeyler yapmış. bunu türkiye'de yapan takım zaten galatasaray, bir kere de beşiktaş. okan buruk ve galatasaray, avrupa'da sürekli dayak yemiyor. bahsettiğim bayern, manu, tottenham gibi görece üst segment takımlara bir türk takımı olarak kök söktürmesinden anlıyoruz. avrupa kıyası yaparken köyferans ligini hiç baz almıyoruz. geçen sene 3 ön eleme oynayıp CL'ye katılan da okan buruk'un takımıydı.

4- türkiye'de hakemler galatasaray'ı değil fenerbahçe'yi kolluyor. sürekli uydurma penaltılar, fauller, kartlar...

5- okan buruk ve galatasaray haricinde herkes maçları yabancı hakemlerin yönetmesini istemiyor. gerekirse uzaydan hakem gelsin farketmez diyen bizzat okan buruk'un kendisi. ligin ilk yarısında fb'nin sahasında oynanan maçı türk hakem yönettiyse bizim sahamızdaki maçı da türk hakem yönetsin demek yabancı istemiyoruz illa türk hakem olsun demek değil. sene başında yabancı hakem talebini zaten ilk kez galatasaray iletiyor.

6- GS-FB maçını yabancı hakem yönetti ve herkes hakemin yönetimini çok beğendi. hmm verilmeyen bir penaltı vardı n'oldu ona? fb şov için zemin hazırladı ama istediklerini alamadılar bu yüzden sinirler çok gergin anlıyorum. galatasaray'ın sapır sapır döküldüğünü, şut bile çekemediğini iddia edenler hangi maçı izlemiş anlamadım iki takım da kaybetmemek için oynadı. galibiyete ihtiyacı olan kulüp fb idi, avantajlı çıkan gs oldu. bunu söyleyenler fb'nin olmayan şutlarını hangi paralel evrende gördüler de gs'nin şut bile çekemediğini iddia ediyorlar anlamıyorum. maçtan sonra fenerbahçe teknik direktörü ağlamayı da geçti ve söylemlerini hakaret boyutuna taşıyarak gs'lilere "maymun" dedi" okan buruk da bunu kısaca ağlama olarak yorumladı ve bir gs'li olarak benim çok hoşuma gitti. ayıplanacak biri varsa o da mourinho'ydu.

7- puan kaybettikleri maçlar sonrasında daha çok çalışıp önündeki maçlara bakacağını söyledi. olanı söylemek ne zamandır utanılacak bir durum anlamamakla beraber evet rakip kaleci o gün su içme kisvesi altında zaman geçirmeye oynadı. okan buruk da bunu dile getirdi ki gayet normal.

8- çok kereler kameraların önünde hakemleri tehdit etti, hakaretler etti. evet yanlış ama bunu çoğu td yapıyor. sadece okan yapıyormuş gibi lanse etmek hoş değil. mesela hakemin yüzüne karşı "burası kadıköy bak burdan çıkamazsın" diyen futbolcuya da bir şey olmuyor sonuçta. türk hakemlerini aşağılayan fb teknik direktörüne de bir şey olmadığı gibi.

genelde zaten var olan şeylerin sadece okan buruk tarafından yapıldığını iddia etmek kör fanatiklikten başka bir şey değil. bir de gs'li taklidi yapıp okan buruk eleştirenler türedi ki sanırsın gs taraftarı da okan'a gıcık oluyor. kredisi o kadar az değil taraftarda merak etmeyin :)

Boşandıktan sonra performansı çok düştü özel hayatı kötü bir insanın işinde başarılı olabilmesi mümkün değil ancak ite kaka bir yere kadar gider.

futbol dedigin gunumuzde %25 spor %75 showbiz yaw..
nu kadar onem atfetmek yanlis, "Laissez-faire"

aile hekimi verir.

acil de aile hekimi de verebilir yetki olarak ama acilciler kolay kolay rapor vermez böyle durumlar için. aile hekimine de akşam 4'te gidip rapor istemeyin şimdiden gidip başvurun yardımcı olurlar.

Karamazov kardeşlerde geçiyordu, tam cümleyi bulmaya çalışayım, tam da o cümlenin ekran görüntüsünü aldığımı hatırlıyorum, hala duruyorsa kolay olacaktır paylaşmak.

Karamazov Kardeşler
11. Kitap Ivan Fyodoroviç Kardeş
9. Kısım: Şeytan. İvan Fyodoroviç'in Kabusu
kısmında geçiyor.

Felsefe üzerine bir tartışma var öncesinde. Doktora gidersiniz, hastalığınızı mukemmel bir şekilde tespit ederler, ancak tedavi etmezler. Ama "bak işte tanı koyduk" derler. Ölebilirsin evet, ama kusursuz bir şekilde hangi hastalıktan öleceğini bilmiş olursun.

Ya bir uzmana sevk etmelerine ne demeli? "Biz sadece teşhis koyarız ama falanca uzmana gidersen o tedavi edebilir." Ne oldu o her derde deva eski ihtiyar doktorlara? Nesilleri tükendi. Sizi temin ederim, artık gazetelerde rwklamlarını bolca gördüğünüz uzmanlar (mütehassıslar) var sadece.

Burnunuzda vir sorun mu var? Sizi Paris'e gönderirler. Derler ki, orada Avrupalı bir burun uzmanı var. Oraya mı gittiniz, size diyecektir ki, "Üzgünüm, ben sol burun deliğinizi tedavi edemem. Benim uzmanlığım sağ burun ile alakalıdır. Sizin Viyana'daki falanca sol burun uzmanına gitmeniz gerekecek."...

Şeklinde devam edwn uzun bir tartışma.

Edit:
İş Bankası Kültür Yayınları Hasan Ali Yücel serisi olan çeviride 854. Sayfaya denk geliyor.

Sayfanın Resmi:
hizliresim.com

e-imza ya da mobil imzanız varsa uyap'ta dilekçe yükleyebilirsiniz. eğer bir kaç kere daha böyle dilekçe yükleyeceğinizi düşünüyorsanız, mobil imza almanızı öneririm.

atatürk soyadi kanunla sadece mustafa kemal'e ait olacak sekilde verildi ve bu soyadini başkasının taşıması yasaklandi.

Latife Hanım ile 1925'te ayrılıyorlar. Soyadı kanunu 1934'te çıkıyor. Latife Hanım, Uşşaki (yahut Uşaklıgil miydi?) soyadını alıyor. Makbule hanım Atadan soyadını alıyor, bunları biliyorsunuz. Atatürk, Soyad kanunu çıktığında zaten bir daha evlenmeyi düşünmüyordu. Manev kızları ve himayesi altına aldığı evlatlarına ise hep başka soyisimleri verildi yahut babalarının soyadları kulanıldı... (Atatürk bazı sevdiklerinin soyisimlerini bizzat kendisi kararlaştırmıştır)

Haliyle sorunuzdaki şartlar hiç oluşmadı. Zaten dört sene sonra öldü.

Meclis kararıyla bu soyad sadece kendisine verilmiş de olsa; bence farazi olarak, evlenseydi, eşine de Atatürk soyadı verilirdi. Hem medeni kanun gereği, hem de uluslararası arenada Mrs Atatürk olarak anılması doğru olacağı için. Ama gazinin ne evlenme noyeti vardı, ne de zaten öyle bir koşul oluştu...

Atatürk meclis tarafından verildi. Evlendi boşandı sonraki süreçte yaşasaydı bu soyismi kullandırtmazdı.

garanti şu an bir ispanyol bankasi bbva'ya ait ve bbva ortakligindaki bankalardan düsük komisyon ile cekebilirsiniz. diger bankalardan cekerken bankanın bbva ile anlasmasina bagli olarak komisyon miktari artar.

Normal şartlarda sadece TL hesabına erişilebiliyordu onu bir kontrol edin isterseniz. Euro hesabını göremeyebilirsiniz.

eksisozluk.com
eksisozluk.com

Buyrun taze iki günlük garanti bankamatikle çekilmiş fiyatlar.

Bordeaux
Bayonne
St Sébastian
Toulouse
Carcassonne
Beziers
Montpellier
Nimes/arles
Avignon
Aix en Provence
Cannes
Nice

Açıkçası bu bahsettiğim yerlerin çoğunda yeme içme çok güzel.
Fransa'nın sıkıntısı görecek çok şey var. Bunların hepsinde çok güzel görecek yerler var.

Avignon, nimes, arles: tarihi yerleri var diye özellik yazdım ama ilginiz yoksa belki geçilebilir.

Nice ile alakalı kesinlikle eze village. ben aşık olup dönmüştüm oraya. en üstünde botanik bir park var oraya da girin ve manzaranın tadını çıkarın bir termos kahve ile.. cannes pek bir şey vaadetmiyor. monte carlo ise merakınız varsa araba yarışları ve gece hayatlarına gitmişken görün derim.

Openshot, kdenlive.

DaVinci Resolve

capcut'ı deneyim derim.

artık benimde kafamda çalıyor, şarkıyı biliyorum ama adını anımsayamadım