Ekşi Duyuru

kot pantolon bence salmaz aksine çeker. ayrıca mağazada denemişsin 33 olmuş. aldığın veya denediğin orjinal olmayabilir mi

yıllarca levi's giydim , kullandığım model üretimden kalktı diye şimdi mavi giyiyorum.

Levi's te ölçüler asla değişmez. Gözüm kapalı gider alırdım. 30-30 derim 04 renk kodu derim, alır çıkarım. üstümde denemem bile. çünkü standartı var.

aynı durum mavi için de geçerli.

Eğer mağazada 33 üzerinize olduysa , internetten aldığıma şüphe ile yaklaşırım.

Kot giydikçe bolarır, yıkanınca eski haline gelir.

Levis i kendi sayfasından aldım 33 belki orada da bir tık bol oldu zaten kilo alıyorum diye o bolluğu umursamadım. Kemerle kotarılır gibi geldi bana. Ama bu beden işini anlamadım ben. Üzerimdeki kot Mavi ve 30 düğmeyi kapatırken cuktu şimdi arada yukarı çekmem gerekiyor. :/

www.youtube.com
şöyle virtual monitor ekleyip o virtual monitor ile ikinci ekranı "duplicate" olarak ayarlarsan olur herhalde.

Teşekkür ederim deneyeceğim.

noldu sonuç? işine yaradı mı

Bence vocabulary konusunda en iyisi ilgili olduğunuz konularda normal okuma yapmak. Özellikle de iyi kaynaklardan makale vb. okurken anlamadığınız kelimenin anlamına bakıp geçerseniz, aynı kelime birkaç kez denk gelince baya güzel akılda kalıyor. Tabi bu durumda istediğiniz kelimeleri öğrenme şansınız azalıyor ama yine de kelime hazneniz genişliyor.

örnek verdiğiniz kelimelerin hiçbirini bilmediğimi fark ettim :D

bu kelimeleri kullanarak hayali bir hikaye yazın. saçma vs. önemli değil. zihninizde eşleştirdiğiniz anıyı yazıya dökün mesela. yeni kelime öğrendikçe hikayeyi devam ettirin + yazdıklarınızı ara ara okuyun.

İlgili olduğunuz konularda normal okuma +1
Ya da mesela bir roman ya da öykü kitabı seçip günde 2-3 sayfa okuyun, bilmediğiniz kelimeleri işaretleyin ve okumanız bittikten sonra dönüp sözlüğe bakın. (Okurken anlamı kontekstten çıkarabilirsiniz, o yüzden sonradan bakın, kelimeyi sözlüğe bakmadan öğrenirseniz daha kalıcı olur.) Bunlarla kendinize kelime kartları çıkarın, bunun için de uygulamalar var sanırım.

verdigin kelimeleri kanada'da yoldan 10 kisi cevirsem 9'u bilmez.
ise yarar kelimelere yonelin, vakit kaybetmeyin.

taciturn yerine reserved, veracity yerine accuracy gibi kelimeleri kovalamak lazim.

vocabulary bu bahsettigin kelimeler degil. bunlari tabi ogrenemezsin cunku o app disinda bu kelimelere non-fiction kitap okumuyorsan rastlamazsin ve akilda kalmaz. bu kelimelere gerek yok.

metin oku. metinde kullanilan kelimelerden bilmediklerini not al. bazilari surekli karsina cikacak ve ulan buna gecen bakmistim bak yine karsima cikti demek ki onemli kelime diyeceksin. onlari ogren.

desultory hayatimda duymadim. is yerinde kullansam herkes yuzume bakar. yazdigin butun kelimelerin cok yakin anlami veren yaygin karsiliklari var. hangi app ise o app'i birak derim.

normal okuma +1

@mansur ark hocam zaten vocabulary bilgim fena değil yani şu an için 7 kelime biliyor değilim. Bu app bana sınav yaptı ve en son seviyeyi uygun gördü.

Tavsiye ettiğiniz gibi okuma mantıklı yalnız o ayrı bir özveri ve mesai gerektiriyor ve ben çok yoğun çalışıyorum.

@guitarisimo

Günde 10-15 dakikanızı ayırıp ilgili olduğunuz konuda bir iki sayfa okuyup ya da radio talkları dinlerseniz belki günde bir kelime öğrenmezsiniz ama ayda otuzdan daha fazla kelime öğrenmeniz kesin olur sanırım.

Yukarda yazdığınız kelimeler cidden çok gereksiz, uygulama size test yapmış ama testin sonucuna ve uygulamanın kalitesine bu kadar bel bağlamayın bence.

Örneğin çalışırken, bir yere gidip gelirken, uzanırken açın bloomberg radioyu dinleyin. Emin olun bilmediğiniz birçok sözcük, akronim ve phrasal verb öğreneceksinizdir. Ayrıca güncel ekonomiyi takip etmeniz de cabası.

Bir de sözcüklere çok takılmayın bence upper intermediate seviyesinde phrasal verb dağarcığınızı geliştirmek de bir o kadar önemli ve bunları kağıttan sırayla ezberleyip akılda tutmak mümkün değil, ancak duyarak oturuyor.

bunlar gibi nicesini gre'ye çalışırken ezberlemiştim. magoosh'un gre verbal kelimeleri için ücretsiz flashcard sitesi var, algoritmasını beğenmiştim, tavsiye ederim. çalışırken ayrıca kelimenin etimolojisine ve mnemonic'lerine bakıyordum. ikisinden biri illa ki akılda kalacak şekilde oluyor. tabi bu tür kelimelerin günlük hayattan çok literatürde ve basında kullanılan kelimeler olduğunun altını çizeyim.

thy’nin pillerle ilgi uygulamasını okuyun, pil yerinden çıkıyorsa ve kriterlere uyuyorsa yanınıza alabilirsiniz belki ama başıboş şekilde pilleri bagaja almazlar tahmin ediyorum. yanma/patlama riski var zira.

konudan bağımsız olarak pilleri hiçbir zaman tamamen boşaltmayın. kullanmadığınız zamanlarda %60 civarında dursunlar.

30 euroya götürüyor ancak bisiklet çantasında bagaja vermeniz gerekiyor. uçağa yanınıza alamazsınız.

@orient blue Pil yerinden çıkıyor. Atıyorum almadılar pili nasıl oraya gönderebilirim? Belki kargo?
@ kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili Zaten ben de öyle düşündüm 30euro çok iyi fiyat.

minibüs hiç görmedim, şehirler arası otobüs var yol 2 saat sürdüğü için

söke'ye giden dolmuş gördüm ama izmir'e giden hiç görmedim. cts'nin transit tarzı araçla seferleri vardı, normal ototbüs bileti alır gibi bilet alabilirisniz.

didim seyehat var baya aktif bir şirket.

yol bisikleti kullanıcısıyım. bizim buralardaki bir yokuşu tempolu şekilde kan ter içinde çıkarken bu tür bisklet kullanan bir eleman üstünde ceketle gayet keyifli şekilde çıkıyordu. pedal çeviriyordu ama zorlanıyor görünmüyordu. belki hiç pedal çevirmese yavaştan da olsa yokuşu çıkardı gibime geliyor.

ayrıca google'dan bakınca şöyle bir bilgi çıkıyor.

Elektrikli bisiklet dik yokuşları çıkabilir mi? Elektrikli bisikletler size destek sağlayarak dik yokuşları tırmanmanıza yardımcı olur. Bununla birlikte yüksek güçlü elektrikli bisiklet motorları (750W ve üzeri) hiç pedal desteği olmadan da çok dik yokuşları tırmanabilir.

Katlanır bisiklette 40km çok tehlikeli bir hız. Katlanır bisikletin olayı yüksek manevra kabiliyeti ile trafikte ya da nispeten daha kalabalık yollarda sorunsuzca ilerlemek ve az yer kaplaması sayesinde toplu taşımaya hızlıca entegre olabilmek. Elektrikli bisikletlerin yazılımları ile tabii ki oynayabilirsiniz ama katlanır bisikleti sürekli 40 km hızlarda sürerim diye düşünüyorsanız kaza yapmanız neredeyse garanti.

Ayrıca pedal basmayı bence de abartıyorsunuz. Elektrik desteğini alarak pedalladığınızda, sürekli dümdüz bir yolda zahmetsizce bisiklet sürdüğünüz zamandan daha fazla bir efor harcamamanızı sağlar. Bisiklet ve motorsiklet birbirinden bambaşka iki araç. Bu iki aracı kıyaslarsanız hayal kırıklığına uğrarsınız. Bisikleti ayrı bir ulaşım aracı gibi düşünmeniz gerek. Bence terlemeden işe gidip gelmek için elektrikli bisiklet gayet iyi bir çözüm. 40 km hızların katlanır bisiklet için ciddi tehlikeli olduğunu tekrar hatırlatır ve bu ekstra hızın size kazandıracağı 10-15 dakika için hayatınızı riske atmanıza değip değmeyeceğini tekrar düşünmenizi tavsiye ederim.

bence iyi gorunuyor iade hakki vardir deneyebilirsiniz. organik uv 400 organik cam

Aynı çerçeve ve camlar instagram satışlarında yarı fiyatına. Muhtemelen tedarikçi firmalar da aynıdır. instagramda herhangi bir gözlükçüye gir. sonra reklamlar düşmeye başlar

bilmiyorum burayi belki iyidir ama gene de alabilirsin. camlarini da atasunda rayban yaptir.
yillardir kullandigim, kapsiz cantama ata ata camlari cizik icinde kalmis raybanimin camlarini atasunda 300 kusur liraya yenilemistim orj rayban camiyla. gozluk o ara sifirdan alsam 1000 falandi diye hatirliyorum atasunda yine.

Swing baktınız mı yerli marka fakat polarize uv vs gayet ok'di. Baya bi yıldır kullanıyorum yabancı markalara göre epey daha ucuzdu en son.

Böyle olmayacak dedim ve Ray Ban aldım arkadaşlar. Ama gözüm zaman zaman bu gözlüklere de kaymıyor değil. Ayrıca ortalama bir tipim bu yüzden her şey yakışmıyor, deneyerek almam iyi oldu.

Tabi ki alabilirsin.

50bin tl 2 bin pound kusur yapar
o doviz burolari icin bu para dikkate alinacak bir mebla bile degil.

telefon olsa anlarim da
ipad, macbook assa yukari doviz bazinda ayni ulkede
secim oncesi sonrasi degismez

RTE nin ipad madeni bulacağına inanmıyorsan şimdi alman mantıklı. İhtiyaç şimdi hasıl etmiyorsa usd kalman mantıklı

Hevesinizi kırmak istemem ama kağıt üzerinde alınan kararlara bakmayın. Almanya'da türk olup ırkçılığa hala uğrayanları çok duyuyorum - türk heykeltraşlara kadar...

Yasa öyle çıkmış olabilir ama şuan turistik schengeni bile yavaşlatıp ret basmaya başladılar...

Hocam Almanya ne yazık ki öyle övüldüğü kadar fırsatlar ülkesi değil. Hele ki sanatçılar için hiç değil. İngiltere veya Fransa'da bile Almanya'dakinden daha fazla iş olanağı bulurdun şayet kabul alabilseydin.

Sanat icra edenler için iki iyi adres var zaten; Kanada ve pek tabii ki USA.

Ben çocukların kirlenen kıyafetleri üzerinde birçok leke çıkarıcı ürün denedim. En memnun kaldığım Bingo'nun Nefes Aldıran isimli klorsuz çamaşır suyu oldu. Koyu renklerdeki yağ lekelerini, renklilerdeki yemek ve boya lekelerini de öyle çıkarıyorum. Lekeye döküyorum, üstüne de sıcak su tutuyorum. Leke çıkana kadar tekrarlıyorum, sonra makineye atıyorum, normal yıkıyorum.

vanish renkliler icin jeli kullaniyorum. simdiye kadar hic bir sorun yasamadim. yunlulerde bile kullandim.

asperox sarı güç. kumaş lekelerinde de çok etkili

www.amazon.com.trştırıcı-Biotin-Kolajen-Şampuan/dp/B00MXZJ362/ref=asc_df_B00MXZJ362/?tag=trshpngglesp-21&linkCode=df0&hvadid=510491213022&hvpos=&hvnetw=g&hvrand=13207385211750441417&hvpone=&hvptwo=&hvqmt=&hvdev=m&hvdvcmdl=&hvlocint=&hvlocphy=1012782&hvtargid=pla-487977946691&psc=1

bu dolgun sac
daha tok ve dertlik istiyosan karbonatlu su ile yikayabilirsiniz

link olmamis

OGX Dolgunlaştırıcı Biotin & Kolajen Şampuan

Saçla ilgili her sorun için öncelikle kan testi yaptırmak gerek. Bazı vitamin,mineral vs eksiklikleri dökülme ve saçta incelme yapmakta. Ayrıca hormonlardaki sorunlar da dökülme,incelme,matlaşma vs yapmakta. Temelde vitamin,mineral,hormonal vs bir sorun varsa dışardan ne yaparsanız yapın tam çözemezsiniz.

Şampuan olarak;
Revox Biotin ve Collagen kullandım hacim veriyor.
Bir de Otacı Naturway Sarımsaklı Kepeğe Ve Dökülmeye Karşı Şampuan var denediğim. Bu da güzeldi.

Hayvan deneyi yapmadıklarını okumuştum bir yerde ama ne kadar doğru bilmiyorum.

Dmx değil di mi?
2021'de vefat etti, elektronik değil. Zayıf, uzun boylu ama yaşlı değildi.

Türkiye konseri vardı ama iptal oldu.

Yok değil

Tüm söylediklerinize uymuyor ama içimden bir ses Seal diyor.

faithless bilmiyordum google'dan baktim mobb deep'in prodigy'sine cok benziyor o mu acaba. ama bu eleman rapci

Değil maalesef :(

vefat etmedi ama mc hammer olabilir mi?

ya da bobby mcferrin?

Ya değil düşündükçe skin geldi unkle geldi ama onlar tabii ki değil biri kadın dğeri grup. Neyse ya yok galiba öyle biri.

Valla merak ettim. Prince olamaz herhalde:d

Değil be ya herif baya cılız kel kafalı yaşlıca birsi

izlediğiniz videoda muhtemelen bir grup çalışması yapıldı ve adam da onun sonucunda ağlıyordu, ki bu zaten psikolojik çözülüm anlamında iyi bir şeydir.
muhtemelen bir travması ya da hayatındaki bir düğüm çözülmüş olabilir.
reiki o şekilde yapılan bir şey değil.

aile dizimi falan olabilir ya da ona benzer bir sürü labirent çalışması falan var.
sayısını bilmediğim kadar fazlasına katıldım ve bu tip çalışmalar dünyanın her yerinde var.

para konusuna gelirsek, dünyada her iş ücret karşılığı yapılır.
psikolog da sizi ücret karşılığı dinler, doktor da sizi ücret karşılığında ameliyat eder.
ruhsal işlerle uğraşanlar da bunu ücret karşılığında yapar çünkü alma-verme dengesi gereği bir şey veriyorsanız zaten karşılığında bir şey almanız lazım.
sürekli alan ama hiçbir şey vermeyen insanlar zaten hayata karşı borçluluk hissederler, yani bu "hizmeti" veya her neyse onu alanın bir şey vermesi en çok kendisini rahatlatır normal şartlarda.

onu geçtim, insanların diğer herkes gibi bu işlere zaman ayırması ve bunu yaparken hayatta kalabilmesi için paraya ihtiyacı var.
yani işin içinde daha çok duygu ve samimiyet var diye "para karşılığı" olayını sorgulamak çok anlamsız, doktorlar da hastalarını seviyor.
tabii ki her meslekte olduğu gibi o işlerde de olaya ticari yaklaşanlar var, o ayrı.

diğer yandan, neden bu kadar çok şefkat aradığınıza dair içinize dönmenizi tavsiye ederim.
her insanın belli düzeyde şefkate ihtiyacı vardır ama bunun bu kadar aktif olması veya duruma göre böyle bir ihtiyacınızı karşılayacak birini bulamamanız asıl sorunun kilitlendiği yer bence.
ilişkilerde bağ mı kuramıyorsunuz ya da çok şefkat isteseniz de aslında yakınlık korkunuz olduğu için hep yüzeyde mi kalıyorsunuz vb. gibi soruları irdelemeniz lazım.

tabii ki en iyisi profesyonel destek almak ama alamayacaksanız da en azından ailenizde sizinkine benzeyen bir duygu durumu yaşayan var mıydı, birini taklit ediyor olabilir misiniz ya da ailede kim merhamet isterdi, kim kime merhamet etmezdi gibi kendi ilişki kalıplarınızı sorgulayacağınız soruları kendinize sorabilirsiniz.

Teşekkür ederim cevap için. Bu gördüğüm videolardan birinde adamın birisinin eliyle ağlayan adamın başı arasında 5 cm açıklık vardı ve diğer eli kendi kalbinin üzerindeydi ve gözleri kapalıydı reiki yi o yüzden söyledim. Açıkçası ben pek itibar da göstermem reiki vb spiritüel şeylere. Meditasyon u bile bir noktaya kadar anlayabiliyorum. Yoğun konsantre olma hali okey ama enerji vs deyince aha keriz silkeleme şeysi diyorum direkt napayım belki öyle değildir ama ben kendime bile inanmıyorum bunlara nasıl inanayım gibi bir durum var.
Para konusunda o kadar da ağır argümanlarım yok aslında. Psikoloğa gittim bir süre ve ondan şefkat almadım tabii. Bence benzer örnekler değil ama ben insanların para almasını yadırgamıyorum ufak bir sorgulama haliydi bu. Neticede bu insanlar yemek yiyecek, kira ödeyecek vs.
Şefkat arayışım abartılı mı bilmiyorum. İçimde fırtınalar kopuyor ama bir şekilde devam edebiliyor olmamdan herkes sadece canım sıkkın, olsun geçer gibi zannediyor. Ama ben napacağımı bilemez bir haldeyim. Bazen avazım çıkana kadar bağırmak istiyorum ama nasıl ses çıkartacağımı bile bilmiyorum. Son iki paragraf üzerine buradan yazmak istemem. Neyse bu grup terapisi dediğiniz şeylere nasıl ulaşabilirim?

psikologa gittiğinizde sonuç ne oldu peki?
kısa süre gidip bıraktınız mı, yoksa gitmenizdeki amaç doğrultusundaki hedefi çözebildiniz mi?

burada önemli olan grup çalışmalarına katılmaktan ziyade neye yönelik çalışmak istediğiniz aslında.
ben sizin yerinizde olsam önce biraz okur ya da youtube üzerinden bile olsa araştırırdım.

ya da mesela aile dizimine katılacaksanız ilk önce dizim açtırmadan, katılımcı olarak katılırdım.

Master olayını bu kadar büyütme. Büyük olasılıkla sonucunda hiçbir şey elde edemeyeceksin. Heyecanını anlıyorum ama bu açıdan bakınca belki biraz rahatlarsın.

Ya bence kazanamayacağım da işte başvurmuş bulunduk isteyenin bir yüzü gibi bir motivasyon. :D

İngilizce vlog izle bol bol.

öylesine girdiğim yl mülakatını hiçbir referansım ve beklentim olmadan geçtim ve bölüme girdim. bir şey elde edemeyeceksin, kazanamayacaksın gibi karamsar düşüncelere salma kendini. kaybedecek bir şeyin yok, öyle düşün sakin ol. sordukları sorulara cevap vermek zorunda da değilsin. anlamadığını, o cümlede ingilizcenin yetersiz kaldığını ifade etmek de seni diğer cevap veremeyenlerden bir adım öne atacaktır. birkaç gün bile olsa kas kendini. hakim değilim ama video chat uygulamaları edinip birebir konuşarak alıştırma yapabilirsin.

Bankaya gidip o kısmı pound olarak da ödeyebilirsiniz diye aklımda kaldı

Kur çevrimi iki kez gerçekleşiyor, yanlış bilmiyorsam visa/mastercard dolara çevirirken %2 alıyor zaten, bankanızda son kısımda %2 civarı alıyor, bu da bahsettiğiniz tutara ulaştırıyor.

Provizyondaki tutar her zaman bu şekilde değişir.

Yökdil'den alırsınız 65, e-YDS daha pahalı, hiç boşuna para vermeyin. Hazırlık olarak da okuma yapmak daha faydalı. Makaleler ve kitaplar bulun okuyun.

Her gün bir saat BBC, CNN oku. Bayağı kelime öğrenirsin. Hem de bedava.

sizin durumunuzda 65 çok rahat alınır. google'dan çıkmış kelimeler pdf'lerini bulup onlara çalışın. türlü türlü pdf var. ve bol çıkmış çözün.

ayrıca yüksek lisans kaydını ne zaman yapacaksınız? ağustos'ta yapılan sınavdan alacağınız puanın açıklanması güz dönemi kayıtlarına yetişmez.

Metrobüs - Halıcıoğlu - ordan taksi veya kendi servisleri hala varsa

Eminönü oradan da otobüs yaptım ben rahattı.

Belki o videoda bulunmanıza onay verdiniz o kuruma. YouTube bunu bilemeyeceği için içinde siz varsınız diye videoyu kaldırmaz. Mahkeme kararı gerekebilir bunun için. Zaten videolarda 'izinsiz yayınlamama' durumu yasal bir yükümlülük. YouTube kuralı değil.

of ya içeride tanıdığım bir allahın kulu kalmadı.

Belirli bir dönem içerisinde dolar %50 getirdi, faiz ise %15 diyelim. Mevduatını tl de tutarsan, devlet sana %35lik aradaki farkı verecek dönem sonunda. Dolar %10 arttı ise, sen zaten faizde daha cok kazanmış olacaksın. Özetle dolarda kalmanı gerektirecek bir durum kalmamış olacak sözde.
tabi kimlerin nasıl kapsam dahilinde oldugunu, kriterleri göreceğiz birlikte.

müdür sen toptan yanlış anlamışsın bence. olan olay şu:
100 tl yatırdım
tl mevduata yıllık %12 faiz veriyor
dolar da o dönemde %50 arttı
devlet diyor ki sana normalde 1 yıl sonunda 112 tl verecektim
ama + olarak dolar da %50 arttığı için 100+12+50 tl vereceğim aradaki o farkı ödeyeceğim diyor. ben böyle anladım.

@roket adam bence sen yanlış anlamışsın gibi geldi bana da. Farkı ödeyeceğim diyor. Ama bunun için mevduat hesabında 1 yıl mı tutmak gerekecek? Teoride çalışacak bir plan gibi duruyor.

Detaylar tam net değil ama;
Sadece bireysel turk yatirimci
6 ay vadede yüzde 50, 12 ayda yüzde yüz fark

100 lira yatirdiysan, 10 faiz aldiysan ve döviz 30 arttiysa 6 ay vadede aradaki 10 lira farki, 1 senede arkadaki 20 lira farkı devlet hazineden, yani halkin parasından, verecek.

Eger Döviz artmazsa sorun yok. ama artarsa devlet para basmadan odeyemez bu da enflasyonu uçurur.

blackdiom +1

@roket sen yanlış anlamışsın.

Şu kısıma yorum yapayım.

“ Böyle bir durumda artık dövizin %14 ten fazla artması imkansızlaşacak”

Şuan artık kişilerin yatırımı döviz ile olmayacak ve halka verilen faiz geliri döviz bazlı olmayacak bu nedenle bire bir bir bağlantı kuramazsın o zaman döviz de artmaz ya da şu kadar artar diye.

Fakat halkın döviz tutması dövizin artmasının nedeni değil sonucuydu. Ülkeye çok fazla ithal ürün giriyor bu nedenle ülke döviz borçlanıyor, tüketiciye ulaşan son tüketim malzemelerinin dışında yapılan köprüler, yollar, hava limanları hep döviz borcu yaparak satın alınan ürünler aslında. Bunun yanında ülkeye döviz çekebilecek teknolojimiz, güven ortamımız yok, ihracat yapamıyoruz varsa yoksa ithalat. Bu durumların sonucunda da döviz yükseliyor çünkü başka ülkelere gereğinden çok bağımlıyız.
Bunun sonucunda da insanlar birikimlerini dövizde tutuyordu işte. Yani döviz yatırımı yapmak bir sonuçtur, bir neden değil.
Bu nedenle halkın döviz yatırımı yapmaması dövizi tutamaz.
Şimdi bir grup büyük yatırımcı ve halk dövizini bozdu, yıl sonu muhasebeleşmeleri nedeni ile şirketler dövizlerini tlye geçecekler zaten o da biraz rahatlatır. Ama bu rahatlamaların etkisi geçtiğinde dolar yükselişine devam edecek.

Ayrıca döviz zaten kendi parametrelerine göre artacak dedik, diyelim ki 50 arttı, bu durumda hazineden nasıl karşılanacak bu fark o önemli, yeni bir gelir kapısı açılmadı ki ülke için direk parayı oraya aktaracak,
Ya para basacaklar: ki bu berbat bir durum. Dövizin yükselmesinden daha güven kırıcı ve belirsiz, kaotik bir ortam oluşur
Ya hali hazırda toplanan vergiler oraya gidecek: bu da verdiğimiz verginin zenginin birikimine faiz olacağı anlamına geliyor. Ülke olarak zenginlerin ve büyük yatırımların paraları erimesin diye uğraşacağız yani, belki yeni vergi kalemleri eklenecek maaşlarımıza.

İki ucu pis bir değnek.

Sürekli yiyorsaniz ağır metal birikimi olabilir ama arasıra yenebilir bence.

uskumru somon falanda var bimde a101de. menşei yurtdışı ise alın.

Karaköy yerine Beyazıta gidin? İstanbul'da en iyi kurları kapalı çarşı, laleli civarında bulursunuz.

Girmeyelim sonra orada birinin yakın markajına? İnsanlık için küçük benim için büyük bir para.

Yanında bir arkadaşını götürürsen çok sıkıntı olacağını sanmıyorum.

Kadikoy’de şatır döviz var, kurlarina bakabilirsiniz.

Alirken ne parasi odedin bilmiyorum, al sat fiyatlari arasinda fark vardir ondan baska bir sey odememen gerek?

Mesai saatleri icinde cevirmeye dikkat etmelisin, mesai saatleri disinda bankalarin al / sat arasindaki makasi cok genis olur, zarar edersin.

Belki subeden al / sat yapmanin bir masrafi vardir bilmiyorum ama online bankacilik yoluyla bu islemleri yapabilir, ne kadar bozduracagini ne kadar TL elde edecegini onden gorebilirsin.

bir vergi ödüyorsun para çevirirken.

mesai saatlerini biliyorum ya alırken gece saatlerinde aldım yeğenimin gazıyla. zaten 1500 tl ye yakın bir zarar etmiştim öyle cahillik.

Simdiye o zararı cikartmistir. :) olmasa daha iyiydi tabii. vergi bir ara yuzde 1 olmustu sanirim simdi yine binde 2, acitmaz yani. al / sat arasi fark onemli olan. cok cok yuklu bir meblag ise bankaya gidilip pazarlik yapilabilir belki.

Satarken vergi yok,

Bankadan yatır İnternetten boz bankadan TL geri çek

Şubeye gitmişken 5 dk da yapabilirsin

Bozarken vergi yok. Aydan aya bozabilirsin. Şubeden bozma. İnternet bankacılığı daha karlı.
Ayrıca mesai saatlerinde ve haftaiçi boz.

ödediğiniz para döviz alım vergisi, binde 2 şu an oranı.

yani 1000 pound alıyorsanız 2 pound de devlete veriyorsunuz.

satarken vergi yok.

bankalar döviz bürolarına göre her zaman daha biraz daha pahalı satar, biraz daha düşükten alır.

döviz bürosundan işlem yapmak daha karlı olur.

onun da dezavantajı;
güvenilir, uygun döviz bürolarını araştıracaksınız
parayı bankadan çekeceksiniz, yüklü miktar ise 1-2 gün önceden ayırtacaksınız.
fiziksel olarak parayı taşıyarak döviz bürosuna gideceksiniz - güvenlik riski
büroda bozdurup hemen harcamayacaksanız yine gidip bankaya yatıracaksınız.

internet bankacılığından yapınca tüm bunlar birkaç saniye sürüyor tabii. çok yüklü miktar değilse büro ile uğraşmaya değmez bence.

büroya gidecekseniz bozduracağınız sabah arayıp fiyat alabilirsiniz.

internet bankacılığından işlem yapacaksanız hafta içi mesai saatleri içinde yapacaksınız. gece ve hafta sonu sakın yapmayın, döviz çok pahalı olur. bozdururken de alırken de zarar.

tüm miktarı hemen harcamayacaksanız dediğiniz gibi ihtiyaç oldukça bozdurun. hepsini şimdi bozdurmayın.

ytd.

Yani hobiniz ne bilmiyorum ama siradan bir ozgecmis yerine bir bugune kadar bu alanda yaptiklarinizi, ornegin ortaya cikan bir eser varsa onlari fotograflamak ya da katildiginjz etkinlikleri belgelemek, mesela dergiyi scanleyerek onu da eklemek gibi seylerden olusan bir portfolyo hazirlamak cok daha iyi olabilir. Sizi tanitan, alana dair islerinizi gosteren ve tutkunuzdan bahseden kapsamli bir sey etkileyici olabilir diye dusundum.

Hobiniz devlet sırrı değilse paylaşırsanız ona göre fikirler alabilirsiniz bence ..

hobinizin ne olduğunu merak etmekle birlikte, hobiniz sonucunda ortaya çıkan elle tutulabilir şeyleri içeren, onları içeren bir cv hazırlamanız gerekiyor sonuçta.

hem başvuracağınız işletmeler sizi neden işe alsın? hem de size vize verecek ülke neden vize versin?

elle tutulur, kağıda dökülebilir ne yaptınız?

Devlet sırrı değil tabii 5 senedir tam tahıl ev biracısıyım. Gideceğim ülke İrlanda ve gitme şeklim dil okulu ( bu süreçte part time çalılabiliyorum) sonrası Türkiye Anlaşması. Craft Brewery yapan çok firma var. Bununla birlikte open gate denen yani brewpub bira içerken fermanterleri, kazanları vs görebiliyorsunuz. Ben JWD diye bir alman dergisine çıktım homebrewer olduğum için. Pablo’ nun bir partisinin yapılmasına yardımcı oldum. Garaguzu fabrikasında bir gün geçirip brewerlarla süreci konuştum vs. Yani neden üstü kapalı yazdım çünkü çok bilmiş biri çıkıp ben eşsiz bir brewerım demişim gibi yorum yapıp öfkelendirecek diye. Amatör olarak yıllarca uğraştım kitaplar okudum, denemeler yaptım. Fermantasyon nedir ne değildir öğrendim. Tonlarca bira tattım. Şerbetçi otlarını araştırdım. Hatta yetiştirdim bahçemde. Ama elimde dergi ve fotoğraflarım dışında gösterebileceğim sadece tutkum var. İşe yararsa diye değerlendirmek istiyorum.

Gidince sektorde ilgilendiginiz ve faydali konumdaki kisilere email atip kisa ve acik bir sekilde anlatin. Kafalarina yatarsa sizinle gorusurler. Gorusunce de kulturlerine uyuyorsaniz ve sizin becerilerinize ihtiyaclari varsa ise alabilirler, veya "bir de ac su adamla konus" diyebilirler.
Yani yapacaginiz sey is ilanlarina basvurmak degil (basvurabilirsiniz de tek bu degil), cold call. Dolayisiyla o emaili istediginiz gibi kurgulayip hikayenizi aktarmak sizin elinizde. Kariyer.net usulu dusunmeyin.

Ya işte ben yazınca ortaya çıkan şey çok romantik duruyor bu sıkıntı yaratır mı böyle bir dil mi kullanmalıyım?

nolan filmleri bellek ve zamanla ilişkili olduğundan :

örn : memento, inception, interstellar

gaspar noe filmleri :

enter the void

baştan uyarayım takip etmek zorlayabilir.

Den brysomme mannen(2006)
m.imdb.com

Amaranta ursula :Aa (bkz: Trond Fausa) ne severim. (bkz: gone with the woman) vardı sevdiğim filmlerden.

inception ve interstellar' ı izledim. Nolan ve Gaspar Noe severim ama tam olarak dediğim kurguyu karşılamıyor.

Büyük ihtimalle dediğiniz şeyi karşılamayacak ama “Drive” filmini önermek istedim.

7 minute. Başta hareketleri doğru yapmaya ve 1 tur yapmaya odaklanın. Sonra zamanla 2 tura 3 tura çıkarabilirsiniz.

5-6 yil freeletics kullandim, 1 haftadir nike training'i kullaniyorum. oh be dedim.

@do you remember me nike training mi kullanayım?
Bu arada evde ip atlayabilirim, dumbbell belki kullanabilirim ev arkadaşım izin verirse.

Evet, günlük plan yapıyor. Ücretsiz. Dumble’ım var diye işaretlersen onları da dahil ediyor. Tavsiye.

monty python. ministry of silly walks skecinden

çevremdekilerde ve sozluktekilerde gordugum kadariyla herkeste semptomlar ayni degil. fakat covid gorunen insanlarda bas agrisi ve ishal gorulen seyler. keza agri da vucutta.
bir acaba saglik kurulusunu ya da covid ile ilgili telefon neyse arayip sorsaniz mi? sakata gelmemek adina.

%99 pozitifsiniz. Sabah en yakın sağlık kuruluşuna gidip test vermeniz en iyisi olacaktır.

Güneşte çok kaldınız mı?

hayır ama bunaltıcı havalarda böyle olabiliyorum.

Ya bunlar migren atağı semptomları değil mi? Bende ayda bikaç defa olur, ancak uyuyup uyanınca geçer.

Akşamdan kalma semptomları olabilir mi?

Migren gibi değil bildiğim kadarıyla migren boyundan gelir ense kökünde kalır.
Akşamdan kalma değildim.

net galaksi, netspeed vs. en ucuzları

Fixnet 35 tllik sinirsiz paket iyi

HD bir mini uydu iş görür, yanlız yıllardır onlarca uydu alıcı kullandım, renkleri kötü ya da iyi diye bir şeye denk gelmedim. Alıcının renge/resme/görüntüye çok katkısı olmasa gerek, frekansı çözer ve tv'ye iletir.

TV ya da uydu ayarlarından renk, ışık vs ayarları kurcalanmış olabilir mi?

John Bloor +1

Bunlar dijital cihazlar. Görüntü ya gelir ya gelmez. Renk vs sıkıntısı varsa ayar sıkıntılıdır. Muhtemelen adamın biri ayarları özellikle yapmamıştır ki bir daha geldiklerinde daha yüksek fiyatlı bir cihaz iteleyebilsin.

Zaten kendi kendilerine internetten uydu cihazı alalım demeleri de teknik bilgilerinin iyi olmasından değil adamın bundan kurulumda bahsetmesinden olabilir.

Tipik mahalle arası çakal aldatmacısı ama sizinkileri tebrik ettim en azından internetten alalım diyorlar. bir şey hissetmişler yani belli.

telefonda sorgulayın biraz dediğim çıkacak.

100 tl lik bir hd uydu alıcısı iş görür ama yukarıda bahsedilen çakallıklar olabileceği gibi tv niz geniş ekransa uydu alıcız sd ise ondan da sapıtabilir görüntüler. Onu da kontrol etmenizi öneririm. Bence tv nin ve uydu alıcısının fotosunu çektrip ekleyin buraya tekrar bakalım

sineklik taktırabilirsiniz

Metal sineklik ve bahceye siyah kutusu ile redontisit

Çok muhterem hayvan severler yüzünden sokaktaki kediler kaliteli mama, tavuk bilmem ne yemeye alıştığı için avlanma içgüdülerini kaybettiler resmen. Bizim burda da böyle. Cam kapı açıp bi yere gitmeye korkuyorum.

Mtal sineklik +1

annemin bahçede önlerinde sürekli yemek var, her gün fare, kuş, böcek avlamaya devam ediyorlar. bazı fareleri ben kurtarıyorum, kıyamıyorum fındık farelerine. ilginç. ama çok panik yapmayın camdan giren fare görmedim. çeker gider kedili bahçeden o da korkar.

not dark yet'e katılıyorum. bizim kedi de mama yemekten neredeyse obez olmasına rağmen fare, yılan, kertenkele, böcek, köstebek... avlıyor. yalnız buralarda "geme" dedikleri iri farelere yaklaşamıyor. kedili yerde yine de fare az olur. ufakları hallederler.
fare pencereden girebilir. metal sineklik mantıklı. bunlar zıplar, düz duvara da tırmanır. her şey beklenir bunlardan. siz önleminizi alın.

Muhtemelen lağım faresi. Kediler, kendileri için tehlikeli olduğundan yaklaşmaz bu fareye. Dışarıda yakın çevrede aralık duran rögar kapağı, köşesi kırık ya da terazilenip sallanan kare kanal kapağ ve yeraltına uzanan her tür delikten çıkar bunlar. Sadece camlara sinek teli koyarak kurtulamazsın. Dış alanda hedef canlının erisemeyeceği şekilde yemleme yaptığına da emin olamazsın. Zehirli yem ayarsın, o kalkar o yemi yemeyip serbest hale getirir, köpek yer, olan köpeğe olur. Başta dediğim gibi olan açıklıklarda teknik iyileştirme yapılmalı. Aksi halde, bir sekilde o fareyi yok etsen de baska fare gelecek o yoldan.

rezilrusfaadam ne yaptın ya kadıköyde kırık rögar kapağı mı arayayım? çok canım sıkıldı şimdi.

Hibrit ve standart tohumlar da bir nevi genleri bükülmüş tohumlar. Alacağınız fideler de bu tohumlardan üretilmiş olur. Yerel ya da atalık tohum ve fidelerin satışı da yasak. Ancak tanıdık eş dost babaannelerinden edinilebilir. Yazlık sebze tohum ekimi için de geç kalmışsınız zaten. Size yine yollar hazır fidelere çıkıyor. Ama yok illağ da babaanne tohumu olsun, uğraşır, çabalar, bu yolda ter akitirim derseniz öneri sunabilirim.

Bende domates biber yetiştiriyorum tohumdan ektim. Şu an domatesimin üstünde baya domates var biberler de çıkıyor geç kalmıssınız en iyisi pazarlarda satılan fidelerden alıp ekmek.
Hem bahcede daha guzel olur benımkıler saksıdalar :( ama çok keyifliler :)

facebookta uttm diye bir grup var, emekli albay tarzında bir amca resmen askeri disiplinle yönetiyor grubu. satış yasak, sadece tohum takası yapılıyor, arada fide dağıtımı falan da oluyor, özellikle istanbul'da yaşayan üyeler sürekli buluşup kendi arasında takas, dağıtımı da yapıyor.
yerli tohumlar var sadece ama a'dan z'ye her türlü meyve sebze var. yani tam aradığınız şey. ayrıca ekim, dikim, yetiştirme, vs vs a'dan z'ye her türlü konuda postlar oluyor. şu anda takas zamanı bitti ama şimdiden seneye hazırlık için takibe başlayabilirsiniz. bence bu sene pazardan aldığınız fidelerle saksılarda acemiliğinizi atın, hibrit ve gdo'lu tohum/fidelerin toprağı öldürdüğünü unutmayın, hazır aldığınız fidelerle toprağınızı kirletmeyin. atalık tohumlardan şaşmayın ama acemiliğinizi atmadan bu işe girişip de atalık tohumlara da yazık etmeyin.

Teşekkür ederim cevaplar için. Peki bu meyveler için ne düşünüyorsunuz? Fidan siteleri var ve organik olduklarını iddia ediyorlar ne kadar güvenilir. Şu saatten sonra ne yapılabilir? Önümüzdeki sene çok uzak bu seneyi kurtarma şansım yok mudur?

Organik ürün ambalaj ya da etiketlerinde organik tarım logosu olmak zorunda. İddia ancak bu şekilde kanıtlanabilir. Organik üretimde de hibritleme söz konusu. Zaten atalik tohumlara sertifika da verilmiyor. Sertifikasyon için tohum alınan bitkinin anası babasına kadar kontrollü olması istendiği için...

Saydığınız berryler aşılı fidedir, zaten tohumdan yapmaya kalksaniz istediğiniz hızda ve kalitede meyve elde edemeyebilirsiniz. O yüzden cezbedici güzelliklerine kapılıp birer fide almak makul.

Bu yıl için sebze olmasa da salataya ot çıkaracak maydanoz, dereotu, rezene, kişniş, nane, fesleğen, reyhan, soğan, sarımsak vb tohumlar ekebilirsiniz. Ayrıca Temmuz sonu ve Ağustos'tan başlayarak kışlık sebzeler de ekebilirsiniz. Şu dönemde acele ederseniz yine mısır, ayçiçeği, fasülye tohumu da ekebilirsiniz. Domatesi de pazardan alın artık canım aaa :)

Bir edit: soğan ve sarımsağı tohumdan degil de başları dişleri toprağa gömmek suretiyle dikebilirsiniz. Tohumdan yapılırsa geç kalır.

Ben o zaman bu berryler ve yaban mersinlerine yürüyorum. teşekkür ederim :)

organik ile hibrit (gdo) başka şeylerdir yalnız. hibrit de gayet organik yetiştirilebiceği gibi atalık tohum kimyasala boğulablir.
hibrit tohumunun genetiğindeki yapay düzenlemeler, daha fazla ürün versin daha dayanaklı olsun vs vs.
organik ise yetiştirilme aşamasında kimyasal madde kullanılmamış, ya da yabancı maddelere maruz kalmamış demek.
hibrit tohum/fideyi hiç bir kimyasal gübre, tarım ilacı, egzoz dumanına maruz bırakmazsanız organik olur.
atalık tohumu E-5 karayolu kenarına dikip ayda bir kimyasal gübre, üstüne tarım ilacı, üstüne hormonlu bitki takviyesi ile yetiştirirseniz organik olmaz elbette.

Dostum ilişkilendirdiğin şeyleri bir süre rafa kaldır. Çaydan kahveden uzak dur. Biranın yanında cips, fındık falan ye sigara içmek yerine. Yemekten sonra başka bir şeyle ilgilen hemen. Sana sigarayı düşündüren şeyleri uzaklaştır kafandan.

sigara bende bir şeyin eşlikçisi olmadı hiç ya. Çay, kahve, bira dert değil. Dert çalışmaya ara vermek.

geçmez diyeceğim. benim de hiçbir eşlikçim yok ve tıpkı sizin gibi çeşitli bırakma tecrübelerim var. bu sefer covid-19 kaparsam sıçacağım diye korkudan kestim. bu olay patlamadan önce yine abartmıştım ve durmakta zorlandığım bir dönemdi. öncesinde hiç aklıma bile gelmeden 1,5 sene geçirdiğim olmuştur içmeden. şu an zorlanıyorum ama çıkıp alma zahmetine girmediğim için idare ediyorum. inşallah dışarı çıkmaya başlayınca da devam edebilirim içmemeye. ama canımın çekmesi şu anda geçmiyor maalesef.

bu covid nasıl bir psikolojiye soktuysa bizi 20 gündür filan içmiyorum, üstüne üslük aramıyorum da. bazen yarım falım atıyorum ağzıma (tamamı çok büyük) o kesiyor zaten ufak olan isteği. anlamsız bir motivasyon içersindeyim ama bundan şikayet edecek halim de yok bir yandan.
sakız bende çalıştı size de tavsiye ederim.

az önce aldım.

her sene onlar alıyor sonra ben geri alıyorum.

ben varım

hesabımı kapatın dedim, ömür boyu aidat kaldırıldı

Hangi bankalar iade ediyor?garanti çok darliyor. Hep aldım ama geçen yıl yarısını kurtarabildim.

Garantiden hersene geri alıyorum
Onlar kesiyor kartı kapatıcam diyorum iade ediyorlar

akbank direkt iade etmişti tekrarlatmadan

Isbank-yapi kredi ikiletmeden iade ediyor

Maksipuan, uördpuan hede hödö kullanıp 100 lira çekince çıldıran insanlar var çevremde. Sen aldığın ürünü peşin fiyatına 12 taksit yapıyorsan yılda 200-300 lira kazanç elde ediyorsan bir zahmet veriver kart aydatını. Yok vermek istemiyorum diyorsan kanuni zorunluluk zaten aidatsız kart kullan.

Ben bu kartı kullanmıyorum hatta unuttum varlığını

axess ve finansbank’tan yıllardır alıyorum.

geri almadım hiç ama kapatma blöfüyle kart ücreti kadar ya da daha fazla puan aldığım oldu. gelen gideni karşıladı hep yani.

ben de takip etmiyorum ama sanıyorum ki yıllardır bir zirve olmadı, ha buradan iki üç arkadaş toplaşıp ismine zirve deyip, 'iki bira içmek isteyen varsa buyursun' tarzı duyuruları saymıyorum.

en son hatırladığım zirve girişiminde sayko kızın teki uğraşıyordu, kızdan korkuya kimse zirveye katılmak istemeyince, hepinizi pıçaklıycam tarzında saykotik hareketlere, türlü pislik yapmalara küfürlere başlamıştı, ondan sonra da böyle bi girişim görmedim ben swh

Ben en son iki sene önce İstanbul dışında yaşarken organize etmeye çalışmıştım ve katılım olmadı. Kimi yeri beğenmedi kimi zamanı.

İstanbul.da da benzeri bir girişimim oldu, aksam saatinde dışarıda bir yerde buluşalım dedim. kim uğraşacak bu sıcakta toplanmakla deyip olumsuz bildirdiler.

Artık pek heyecan vermiyor zirveler insanlara.

ben aylardır gelin buluşalım diyorum ipleyen yok

bence yaz bitmeden bir moda sahil patlatalım ya

Ben gelmek isterim uygun olursam.

Bu işin organizasyon ayağını yürüten insanlar vardı şimdi ben böyle bir etkinlik başlatsam sen kimsin lan! derler.

sonny j - handsfree

www.youtube.com

handsfree +1

portishead'le ilgili dedin, 12 aralık'ta babylon'da beak konseri varmış ondan bir şey çalmış olabilirler. şarkıyı bilemedim pill diye sallıyorum.